Kanuni Süleyman ULUKU MOTİVASYON TEORİLERİ VE LİDER ... Kanuni Süleyman... · İhtiyaçlar...
Transcript of Kanuni Süleyman ULUKU MOTİVASYON TEORİLERİ VE LİDER ... Kanuni Süleyman... · İhtiyaçlar...
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
Kanuni Süleyman ULUKUŞ1
MOTİVASYON TEORİLERİ VE LİDER YÖNETİCİLİK
UNSURLARININ BİREYLERİN MOTİVASYONUNA ETKİSİ
Özet
Bu makalede, ilk önce motivasyon teorileri ele alınmıştır. Çoğu kurum ve yönetici
personelini motive etmek istemekte ancak nasıl yapılacağıyla ilgili tam bilgi ve
uygulama yönü eksik kalmaktadır.
Motivasyon teorileri, kapsam ve süreç teorileri olarak iki temel başlıkta incelenmiş.
Kapsam teorileri, Maslow’ un ihtiyaçlar hiyerarşisi yaklaşımı, Douglas
McGregor’un (X) ve (Y) kuramı, Herzberg’in Çift Faktör Teorisi, McClelland’ın
başarı ihtiyacı teorisi ve Alderfer’in ERG teorisi olarak sıralanabilir. Süreç teorileri
olarak da Bekleyiş Teorileri (Vroom bekleyiş teorisi, Skinner’in davranış
şartlanması, Porter ve Lawler'in Beklenti Kuramları), amaç ve eşitlik teorilerine yer
verilmiştir
Daha sonra lider ve yönetici arasındaki temel ayırımdan bahsedilerek, liderlik
teorileri üzerinde durulmuştur. Bunlar; büyük adam teorisi, özellikler teorisi,
davranışsal teori, durumsal teoriler, lider- üye değişim teorisi ve dönüşümsel teori
olarak ele alınmıştır. En son olarak da bireysel ve kurumsal performansı artıracak
olan, yöneticilerin kazanması gerekli liderlik özelliklerinden bahsedilerek, çeşitli
önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: motivasyon teorileri, liderlik, yönetim, lider yöneticilik,
motivasyon.
MOTİVATİON THEORİES AND THE ELEMENTS OF THE LEADİNG
MANAGEMENT EFFECT ON THE MOTİVATİON OF THE INDİVİDUAL
Abstract
In this article, firstly the theories of motivation are discussed. Most organizations
and managers want to motivate their staff but it still remains missing full
information and implementation direction how to do that.
Motivation theories are examined in two main parts as theories of context and
process. Context theories can be ordered as Maslow's hierarchy of needs approach,
1 Dr., Halkla İlişkiler, Halkla İlişkiler ABD., [email protected]
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
248
Kanuni Süleyman Ulukuş
Douglas McGregor’s (X) and (Y) theory, Herzberg's Two Factor Theory,
McClelland's need for achievement theory and Alderfer's ERG theory. As Process
theory, expectancy theory (Vroom’s expectancy theory, Skinner's the operant
conditioning, Porter and Lawler’s Expectancy Theory) the purpose and equity
theories are included in the study.
Then the basic distinction between leaders and managers are mentioned and the
leadership theories are emphasized. These theories are addressed such as great man
theory, characteristics theory, behavioral theory, situational theories, leader-
member exchange theory and the transformational theory. Finally, that will be
improving individual and organizational performance; necessarily obtained
leadership qualities of managers are mentioned, there have been various
suggestions.
Key Words: theories of motivation, leadership, management, leading
management, motivation.
GİRİŞ
Motivasyon karmaşık kavramlardan biridir. Nasıl kullanıldığına bağlı olarak kurumda
faydalı veya zararlı olabilir. Eğer lider yöneticiler çalışanlarının istek ve beklentilerine kulak
verip, onlara zaman ayırırsa motivasyon faydalı şekilde kullanılabilir. Şimdiye kadar birçok
araştırmacı insanların nasıl motive olduğuyla ilgili birçok araştırma yapmış ancak her insan
farklı olduğundan bir teorinin insanı motive eden unsurları açılayamayacağı sonucuna
ulaşılmıştır. Dolayısıyla farklı farklı motivasyon teorileri oluşmuştur. Lider yöneticiler, kişileri
motive eden unsurları oluşturacak kaynak kişilerdir. Kurumlar, çalışan kişilerin performansını
artırmak için çeşitli yollar denemekte ve rekabetten geri kalmak istememektedirler. Ancak insan
unsurunu ana değer olarak kabul eden çok az kurum bulunmaktadır. Hâlbuki insan çalıştığı işten
memnun değil ve görevini yerine getirirken motive olamıyorsa, kurumda başarıya ulaşamaz.
Dolayısıyla insanı memnun emek, ihtiyaçlarını iyi tespit edip, onlar üzerine eğilmek, asıl
üzerinde durulması gereken konu olmalıdır. Lider yöneticiler, çalışanların davranışlarını
önceden tahmin ve kontrol edebilirse, onların işten beklentilerini de tam olarak anlayabilir. Yani
lider yöneticiler, çalışanların gerçek isteklerini onlara sormak vb yöntemlerle tam olarak
anlayabilirse, ancak o zaman onların etkililiğini artırabilir.
1. Motivasyon Teorileri
Çalışanları kurumun amaçlarına ulaştırmak, bu konuda onları inandırma, özendirme için
gerçekleştirilen her türlü eylem ve çalışmalara motivasyon denir (Sabuncuoğlu ve Tüz, 1991).
Diğer bir ifadeyle motivasyon, belirli bir davranışa sebep olan etki yada güdü olarak
tanımlanabilir (Kroth, 2007). Kurumsal bağlamda, bir liderin çalışanları belirli bir yönde
çalışmalarına ikna etme yeteneği, lider yöneticinin motive etme yeteneğini de gösterir.
Kurumdaki lider yöneticiler için, kişileri motive etme farklı yöntemler gerektirir. Çünkü
çalışanların ihtiyaç ve kişiliklerinin farklılığından kaynaklanan işe karşı motivasyonlarını
artıracak farklı motivasyon faktörleri mevcuttur. Kurumun amaçlarına ulaşmada kişileri buna
kanalize edebilmek her zaman kolay olmamakta ve çalışanlara göre değişebilen, standart
kullanılan motivasyon faktörlerinin dışına çıkılması gerekebilmektedir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
249
Motivasyon Teorileri ve Lider Yöneticilik Unsurlarının Bireylerin Motivasyonuna
Etkisi
Motivasyon teorilerinin çıkışı da çalışanların bu farklı ihtiyaçlarının araştırılması sonucudur
(Northcraft ve Neale, 1990:136). Motivasyon teorileri, çalışan bireylerin ihtiyaçlarıyla
buluşturan birçok yaklaşımı incelemektedir. Bu teorileri kapsam ve süreç teorileri olarak iki
temel başlıkta incelemek mümkündür.
1.1. Kapsam teorileri
Kişilerin ihtiyaçları olan motivlere, yani kişinin içinde olan faktörlere ağırlık veren teorilerdir.
Yöneticilerin, çalışanları belirli yönde çalışmaya sevk eden sebepleri anlayabilirlerse bu
faktörlere hitap ederek onları daha iyi kurum amaçları doğrultusunda yönetebilirler hipotezine
dayanır (Koçel 1989: 304). Kapsam teorilerinin başında Maslow’ un ihtiyaçlar hiyerarşisi, X ve
Y teorisi ve Herzberg’in çift faktör kuramı sayılabilir. Bu teoriler diğer tüm teorilerin temelini
oluşturduğu için büyük kabul görmüş ve daha sonra çıkan teoriler bunların eksikliklerinin
giderilmesi şeklinde olmuştur (Robins,1998: 169). Kapsam teorileri, kişilerin tatmin etmek
istedikleri ihtiyaçlar nelerdir? Kişileri motive eden, harekete geçiren güç nedir? Sorularının
cevaplarını arar. (Luthans, 1992: 156).
Kapsam teorileri, Maslow’ un ihtiyaçlar hiyerarşisi yaklaşımı, Douglas McGregor’un (X) ve (Y)
kuramı, Herzberg’in Çift Faktör Teorisi, McClelland’ın başarı ihtiyacı teorisi ve Alderfer’in
ERG teorisi olarak sıralanabilir. .
1.1. İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı (Maslow)
Bu teori 1960’larda insan davranışlarına açıklık getiren model olarak gelişmiştir. Moslow, insan
davranışlarının temel sebeplerini klinik gözlemlerinden faydalanarak tespit etmiş ve önem
derecesine göre bir sıralama yapmıştır (Hodgetts, 1999: 291).
Burada tespit edilen temel ihtiyaçlar; fizyolojik, güvenlik, sevgi, saygınlık ve kendini
gerçekleştirme ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyaçlar arasında bir hiyerarşi bağı mevcuttur. Yani, temel
ihtiyaçların alttan üste doğru olmak üzere bir sıradüzen içinde oldukları ve her alt basamaktaki
ihtiyacın karşılandıktan sonra bir üst basamaktaki gereksinmenin davranışı etkilemeye başladığı
seklinde ifade edilebilir. En güçlü olan ihtiyaç, bilinci kontrolüne alarak organizmanın çeşitli
kısımlarını düzenlemeye yönelecektir. Daha az güçlü ihtiyaçlar göz ardı edilecektir. Ancak bir
ihtiyaca doyum sağlanınca, bilinci yönetmek ve davranış organizasyonunun merkezi olarak
hizmet etmek için sonraki yüksek güçlü ihtiyaç ortaya çıkacaktır. Çünkü doyurulmuş ihtiyaçlar
aktif güdüleyici değildir. İlk ihtiyaç yeterli düzeyde karşılanmadan ikinci veya daha üst sıradaki
ihtiyaçların insanlar için önem ve öncelik kazanması beklenmemelidir (Maslow, 1970).
İhtiyaçlar, davranışı belirleyen önemli etkenlerdendir denebilir. Bir basamaktaki ihtiyaç
karşılandıktan sonra davranışa neden olma özelliğini de yitirerek sonraki ihtiyaç sırayı alır.
Örneğin, yemek yeme ihtiyacımızı giderdikten sonra tekrar karnımız acıkana kadar yemek yeme
davranışına sebep olmaz (Baas ve barrett, 1972: 66).
1.2. Douglas McGregor’un (X) ve (Y) kuramı
McGregor çalışanları X ve Y grubu olarak iki gruba ayırmıştır. Bu iki grup insan tipi içinde
farklı varsayımlarda bulunmuştur. McGregor İşletmenin İnsan Boyutu (Human Side of
Enterprise) adlı kitabında bu ayrımdan bahsetmiştir. Bu teori insanların tüm davranışlarını
açıklar. Özelde de yöneticiler ve onların motivasyonu üzerinde durur (McGregor,1960:23-30).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
250
Kanuni Süleyman Ulukuş
X teorisi, otoriter yönetim anlayışını yansıtır. Yöneticiler, çalışanlara olumsuz yönde yaklaşır ve
onların korunmasına kötü gözle bakarlar (Tim, 2003). X ve y teorisinin varsayımları
(McGregor,1960);
X teorisinin varsayımları şunlardır:
- Genelde inanlar çalışmayı sevmez, işte yapmaları gereken hususları gönülsüz yaparlar ve
işten kaçma eğilimindedir.
- Bunun sonucu olarak insanı çalıştırabilmek için onu motive etmek, kontrol etmek,
ödüllendirmek ve gerektiğinde de cezalandırmak gerekir.
- Genellikle insanlar sorumluluk almak istemezler, yönetmektense yönetilmeyi tercih ederler.
Y teorisi Varsayımları;
- İnsanın işten kaçması doğası gereği olan bir husus değildir. Dolayısıyla normalde insan,
yaptığı işine fiziksel ve zihinsel çaba gösterir.
- İnsanları işleri doğrultusunda yönlendirme, motive etmenin yöntemi sadece cezalandırmayla
olmaz. Kişiler, benimsedikleri amaçlar doğrultusunda öz denetim yoluyla işlerine motive
olacaklardır. Kendini gerçekleştirme ve saygınlık onlar için bir ödüldür.
- Normalde insan sorumluluk alır ve onu ister.
Charles M. Carson, (2005), Douglas McGregor’un Y teorisiyle yönetim tarihinde önemli bir
yerde bulunduğunu ve yönetici - çalışan ilişkilerinde insan boyutu açısından, yönetimin
sorumluluklarını yüksek seviyede farkındalık kazandırması açısından desteklediğinden
bahseder.
Burada X teorisinde işteki başarısızlık çalışanların kusurlarına verilirken, Y teorisinde kişilerden
ziyade onları yeterli şekilde kullanamayan idarecilere verilir.
1.3. E.R.G. Kuramı (Existence-Relatedness-Growth Theory) ( Alderfer)
ERG teorisi, Maslow’un teorisinin eksik yönlerini tamamlamak ve aynı zamanda desteklemek
için çıkarılmış bir teoridir. Alderfer de Maslow gibi ihtiyaçların sıralamasını yapmıştır.
Alderfer’in var olma, ilişki kurma ve gelişme teorisi, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine benzer
şekilde insanların ihtiyaçlarını üç grup içinde toplamaktadır. Var olma ihtiyacı, fiziksel ve
maddi ihtiyaçlar; ilişki ihtiyacı, diğer insanlarla duygusal ilişkilerin kurulmasını; gelişme
ihtiyacı ise kişinin sorun çözmede beceri ve yeteneklerini kullanabilmesini ifade eder (Alderfer,
1967: 441). Bu teoriye göre öncelikle alt seviyede yer alan var olma ihtiyacı tatmin edilmeli,
sonra sırasıyla ilişki kurma ve gelişme ihtiyaçlar karşılanmalıdır. Varoluş ihtiyacı, Maslow’un
fisyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını içermekte ve insanın varlığını devam ettirmesi için gerekli
ihtiyaçlar olarak değerlendirilmiştir (porter vd., 2003:8). İlişki ihtiyacı, Maslow’un güvenlik,
sosyal ilişkiler kurma ve saygı görme düzeyine denk gelmektedir. Gelişme ihtiyacı ise
Maslow’un kendine güven ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarıyla bağlantılıdır (Schultz ve
Schultz 1990:324).
Bu iki teorinin benzerliklerinin yanında ayrışan noktaları da bulunmaktadır. Önemli ayrışma
noktalarından biri, Maslow teorisinde bir ihtiyaç karşılanmadan diğerine geçilmemesine karşın
E.R.G teorisinde iki farklı ihtiyacın aynı anda karşılanabilmesidir. Ayrıca ihtiyaçlar, E.R:G’e
göre kültürel özelliklerden kaynaklı olarak farklılaşabilmektedir. Diğer önemli ayrışma da
E.R.G’in çevresel değişkenlere verdiği önemden kaynaklanır (Onaran, 1981).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
251
Motivasyon Teorileri ve Lider Yöneticilik Unsurlarının Bireylerin Motivasyonuna
Etkisi
1.4. Çift Faktör-İki etken (Motivasyon –Hijyen) Teorisi (Herzgerg)
Frederick Herzberg tarafından önerilmiş motivasyon teorisidir. Herzberg, Mausner ve
Snyderman tarafından yapılan ABD Pittsburg’da “Pittsburg çalışmaları” olarak da geçen
çalışmalarında; 11 işletmede, 200 mühendis ve muhasebeciye yönelik olarak “işinizde kendinizi
ne zaman son derece iyi ve ne zaman son derece körü hissettiğinizi açıklayınız” sorularına
verilen cevaplarla modeli uygulamışlardır (Herzberg 1970: 86; Luthans 1992: 159). Serbest
görüşme tekniğinin uygulandığı çalışmada belirli koşulların yokluğunda çalışanların
doyumsuzluğunu keşfetmiş. Ancak bu şartların olmasının da motive edici olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır. Bu motive edici özelliği olmayan ancak doyumsuzluk oluşturan dışsal faktörler,
durum koruyucu hijyen yada sağlık etkenleri olarak ifade edilir (Davis 1984:67). Motive edici
içsel faktörler; başarı, tanınma, büyüme imkânı, mesleki gelişme ve ilerleme (terfi), takdir,
sorumluluk, koruyucu hijyen dışsal faktörler ise statü, maaş, ücret, iş güvenliği, kurum
politikası, gözetim, yönetim uygulamaları, çalışma şartları, denetim tarzı, kişisel yaşantı,
çalışma arkadaşları ve astlarla ilişkiler olarak sayılabilir (Robbins, 2003; Tosi vd., 1990:275 ve
Herzberg, 1965: 369). Hijyen faktörlerin motive edici özelliği yoktur. Ancak bu faktörler
olmadan çalışanları da motive etmek mümkün olamamaktadır. Yani motive edici unsurların
işlevini tam yapabilmesi için koruyucu şartlarla asgari koşullar sağlanmış olur. Herzberg’in
teorisine başta gelen eleştirilerden biride ekonomik ücret faktörlerinden ücret faktörünü motive
edici unsurlar arasında en alt kategoride değerlendirmesi hatta koruyucu faktörler arasına
almasıdır (Sabuncuoğlu ve Tüz, 1991:106). Araştırmacılar tarafından sorgulanan diğer bir
hususta “öykü anlatma” metodunun yanıltıcı olabileceğidir. Çünkü çalışanlar iş ortamında temin
edici şeyleri kendilerine olmayanları ise dış faktörlere bağlama eğilimindedirler (Davis, 1984:
70). Bir diğer eleştiri ise ekonomik ve sosyo - kültürel farklılıkları göz ardı etmesidir. Gelişmiş
ülkelerede hijyen olarak değerlendirilen faktörler az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde
motive edici olabilmektedir (Ataman, 2001). Ayrıca bireylere göre de hijyen ve motive edici
faktörlerin değişebilirliği değerlendirilmemiştir.
Bütün bu olumsuz değerlendirmelere rağmen bu teori, Maslow’un teorisinin çalışma hayatına
uygulanabilir hale getirmesi ve Maslow’un teorisinin eksikliklerini gidererek işin içeriği
kavramı ön plana çıkarılmış ve iş zenginleştirme tekniği motive edici faktör olarak
değerlendirilmeye başlanmıştır (Davis, 1984:70; Thompson, 1998:123).
1.5. Başarı İhtiyacı Teorisi (McClelland)
David McClelland tarafından geliştirilmiştir. İnsan ihtiyaçlarını başarma, güç ve ilişki kurma
ihtiyacı olarak üç gruba ayırmış ve diğer kapsam teorilerinden farklı olarak bunların doğuştan
değil hayat boyunca öğrenilebilir olduğunu ileri sürmüştür (Draft, 1994; Northcraft ve Neale,
1990: 141-142). Teorinin adını aldığı ihtiyaçlardan olan başarı ihtiyacı ön plana çıkmaktadır.
Görevin üstesinden gelme, başarma isteği ve hedeflere ulaşma önemli göstergelerdir.
Başarı kavramı, hikâyelerde, zor hedefler belirleyip bunlara ulaşmaya çalışmak, rekorlar
kırmak, daha önce denenmemiş işlere imza atmak olarak gösterilmektedir. Başarı ihtiyacına
sahip kişiler, kendi yetenekleriyle başarabilecekleri, şans faktörünün devrede olmadığı anlamlı
işlere eğilimlidirler ve bu hedefe ulaşmak için gerekli bilgi ve yeteneği elde etmek için çalışır,
başardıklarında da çok mutlu olurlar. Aynı zamanda bu kişiler sorumluluk yüklenebilirler
(McClelland, 1961:225-226).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
252
Kanuni Süleyman Ulukuş
Eğer kişi zamanının çoğunu insanlarla daha yakın ilişkiler kurabilmek için harcıyorsa bu kişi
insanlarla ilişki kurma ihtiyacı yüksek biridir. Bu güdüye sahip kişiler için kişilerarası ilişkileri
geliştirmek çok önemlidir (Steers ve Porter,1975: 53). Güç ihtiyacı da kişinin başkalarının
kontrolünü elinde tutma isteği olarak ortaya çıkar (Drafke ve Kosse, 1997:276).
1.2. Süreç Teorileri
Yukarıda incelenen kapsam teorilerinde daha çok insanın içten gelen ihtiyaçlarından
kaynaklanan kapsam olarak adlandırdığımız teoriler incelendi. Şimdi ise dıştan kaynaklanan ve
kişilerin hangi amaçları için nasıl motive edildikleriyle ilgili süreç olarak adlandırılan teorileri
inceleyeceğiz. Bunlar; Davranış şartlanması, bekleyiş, amaç ve eşitlik teorileridir.
1.2.1. Davranış şartlanması
Şartlanmayı klasik ve davranışsal (sonuçsal) olarak ikiye ayırabiliriz. Motivasyon için önemli
olan davranışsal şartlanmadır. Davranış şartlanması ilk olarak E. L. Thorndike (1898) tarafından
araştırıldı ve daha sonra da B. F. Skinner tarafından geliştirildi (Skinner, 1938). Edward Lee
Thorndike hayvanların öğrenmesi üzerine çalışan bir Amerikan psikologdur. Etki kanununu
geliştirmiştir. Kediler üzerinde yaptığı deneyde kedinin yiyeceğe ulaşmak için deneme –
yanılma yöntemini kullandığını, hatalarını diğer denemelerde azalttığını fark eder. Etki
kanununa göre kişi hoşlandığı davranışları tekrarlar ve acı veren davranışlardan kaçar.
(Thorndike, 1898). Skinner, Thorndike’in prensiplerini esas alarak davranışsal şartlanmayla
ilgili çalışmalarına 1930’ larda başladı. Skinner’in davranış şartlanması, davranışların
karşılaştığı sonuçlar tarafından şartlandırıldığı varsayımına dayanır. Yani kişi yaptığı davranışın
sonucunda ödüllendirme vb olumlu davranışlarla pekiştiriliyorsa davranışını yenileyecek aksi
halde ise bu davranışı tekrarlamayacaktır (Skinner, 1938).
1.3. Bekleyiş Teorileri
1.3.1. Vroom bekleyiş teorisi
Bu teoriye göre bekleyiş, belirli bir davranışın belirli bir ödülle ödüllendirileceğine yönelik
algıdır. Kişi sarf ettiği çaba karşılığında ödül geleceğini düşünürse daha fazla çaba gösterir.
Aksi durumda bekleyiş algısı oluşmayacak ve bu konuda bir gayret sarf etmeyecektir (Vroom,
1964:167).
Vroom’un teorisi şu şekilde şematize edilebilir.
Valens +bekleyiş = Davranış + hedefe ulaşma+ tatmin
Valens: Kişinin arzulama derecesini belirtir. Kişinin çeşitli sonuçlar arasından birini seçme
nedeninin şiddeti de denebilir. Valensi yüksek olan kişinin o işe karşı çabası da yüksek olur
(Vroom, 1964:15). Valens kişilerin bireysel seçimlerini ortaya çıkarır. Kimisi para ya da
bilinme hedefli olumlu bir valense sahipken kimi de iş stresi vb olumsuz valense sahip olabilir
(Kreitner, 2004: 300).
1.3.2. Porter ve Lawler'in Beklenti Kuramları
Bu teoride Vroom’un modeli temel alınarak birkaç ilave getirilmektedir. Beklenti ve Valens
tarafından kişinin motivasyonunun etkilendiği kabul edilmekte ancak bunlara ilave olarak
yetenek ve niteliklerin ve rol algısının motivasyon ve performansı oluşturucu unsur olarak ilave
etmektedir. Yani kişi gerekli bilgi, yetenek ve özelliğe sahip değilse bu özellikleri kazanmadan
ne kadar çabalarsa çabalasın başarı elde edemeyecektir. Diğer husus ise rol, yani kişiden
beklenen davranış şeklidir. Her bir kurum üyesi, motivasyon ve sonucunda da performansı elde
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
253
Motivasyon Teorileri ve Lider Yöneticilik Unsurlarının Bireylerin Motivasyonuna
Etkisi
edebilmesi ve rol çatışmasının yaşanmaması için, uygun bir rol anlayışına sahip olması gerekir
(Gallagher, 2002: 469-470).
1.3.3. Eşitlik teorisi
Adams tarafından geliştirilen eşitlik teorisi, kişilerin devamlı kendilerini diğer çalışanlarla
alınan ücret, maş, terfi, statü gibi konularda özellikle aynı düzeyde olduğu kişilerle kıyasladığı
algısına dayanır. Bu karşılaştırma sonucunda ulaştığı eşitsizlik unsuru kişiyi motive eder ve
konuyu giderici davranışta bulunur (Tucker, 2002: 138).
1.3.4. Amaç Teorisi
Edwin Locke tarafından ileri sürülen teoriye göre, kişi erişilmezi zor ve yüksek bir hedef
belirlediğinde daha basit elde edilebilecek hedef belirleyene nazaran daha fazla motive olarak
daha fazla performans sergileyecektir. Locke hedef belirlemenin çalışanların performansını ve iş
tatminini artırdığını düşünmektedir (Bowdıtch,1997).
2. Yönetim ve Liderlik
2.1. Yönetim kavramı
“Yönetim kavramı, “emir, direktif verme” anlamına gelen latince bir kelime olan“Manu agere”
den türemiştir (Shied, 2010). Drucker’e göre yönetim, işleri diğer insan ve kaynakların
yardımıyla yapma faaliyetidir (Drucker, 1974). Weijrich and Koontz (1993)’ e göre de yönetim
grup veya kurum içinde hedeflere ulaşmak için, planlama, yönetme, organizasyon ve insanları
kontrol sürecidir.
2.2. Liderlik kavramı
Plato, sadece seçilmiş, üstün akıl sahibi birkaç kişinin lider olabileceğine inanmıştır. Aristo da
“liderler doğumlarından itibaren birilerine emir verme ve boyun eğdirme ile belirgindirler”
ifadesini kullanmıştır. Machiavelli de bu prenslerin(liderler) güç ve bilgiyi ülke savunmasında
kullanma beceri ve kabiliyetlerinden anlaşılacaklarını belirtir (Stogdill, 1974). Liderlikle ilgili
benzer tartışma günümüzde de farklı şekillerde devam etmektedir. Liderlerin başarılı lider
olabilmeleri için gerekli yetenek ve özellikleri doğuştan sahip olup olmadıkları veya bu
özellikler doğuştan sahip olunmasa da daha sonradan öğrenilip öğrenilemeyeceği hala
cevaplanması zor bir sorudur. Yani liderlerin etkili olmalarını sağlayacak evrensel özellikler de
bir mutabakat söz konusu değildir.
Yönetim ve liderlik kavramları birbirine benzeyen, bazen birbirinin yerine kullanılan ancak aynı
şey olmayan ve karıştırılan kavramlardır. Farklı yazarlar ve araştırmacılar liderlik konusunu
farklı şekilde tanımladıklarından liderliğin farklı tanımları mevcuttur (Stogdill, 1974:259).
Yöneticilerin etkili olabilmeleri için liderlik kabiliyeti yeteneği önemli faktörlerdendir. Liderin
temel rolü, grubu grubun başarı hedeflerine doğru yönlendirmek ve bu hedeflerle ilgili grubun
yorumlarını almaktır (Cole, 2007). Liderin grubun hedeflerine ulaşması için insanları etkileme
sürecine liderlik denir. Peter Drucker’da yönetim ve liderlik kavramlarının birbirinden farklı
olduğundan bahseder. Edersheim and Drucker çalışmalarında “yönetim işleri doğru yapmaktır,
liderlik ise doğru işleri yağmaktır” ifadesini kullanmışlardır (Edersheim and Drucker, 2007).
Liderlik ve yönetim arasında yeteneklerle ilgili literatürde de değişiklikler vardır. Kimi
araştırmacılar liderlik ve yönetim kavramlarının çoğunlukla birbirine zıt ve farklı şeyler
olduğundan bahsederken (Kotter, J.P, 1990), kimi araştırmacılarda liderlik ve yönetimin
birbirinden tamamen ayrılamayacağını belirtirler (Gosling and Mintzberg, 2003). Burada önemli
olan yönetime, liderin olumlu özelliklerini katarak motivasyon ve performansın arttırılmasıdır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
254
Kanuni Süleyman Ulukuş
Yönetici ve lider arasındaki önemli farklardan bazıları; yöneticiler gücünü daha çok kanundan
alır, başkaları tarafından göreve getirilir ve yine kendi dışında kurumca belirlenen hedefleri
uygular. Lider ise, iş yaptırma gücünü işinde bulunduğu şartlardan ve kendi özelliklerinden alır
ve grup üyelerince benimsenen amaç etrafında grubu harekete geçirir (Sabuncuoğlu ve Tüz,
1991: 182).
2.2.1. Liderlik teorileri
2.2.1.1. Büyük adam teorisi
Büyük adam teorisi, liderlik alanında ilk çalışmalardır (Bass, 1990). İnsanlık tarihinde hemen
hemen her dönemde yer alan büyük adamlar ilk kez 1841 yılında Thomas Carlyle’nin “(On
Heroes) Kahramanlar hakkında” adlı eseriyle incelemiştir. Carlyle kahramanların kişisel
özellikleri ve kutsal müdahaleleriyle tarihi şekillendirdiklerini belirtir. Önemli sözlerinden
“Dünya tarihi büyük adamların yaşam öyküsüdür” ile liderliğin sonradan değil doğuştan olduğu
inancını yansıtmaktadır (Carlyle, 1888:2).
2.2.1.2. Özellikler teorisi
1940’larda büyük adam teorisinin devamı şeklinde ortaya çıkan liderlik teorisidir. Liderin çeşitli
özellikleri itibariyle grup üyelerinden farklı özelliklere sahip olması teorinin temel esasıdır.
(Owens,1976:226; Sabuncuoğlu ve Tüz, 1991: 184, Yukl, 1989). Bu farklılıklar liderlik
rollerindeki bireysel potansiyeli belirleyen; kişisel, bilişsel ve sosyal özellikler yönlerinden
olabilir (Furham, 2005). Kişilik Psikologlarından Gordon Allport, kişisel özelliği (karakter)
“Uyumlayıcı ve dışavurumcu davranış şekillerini başlatan ve devamlı şekilde yönlendiren ve
fonksiyonel olarak eşit birçok uyarıcıyı yorumlama kapasitesine sahip, genelleştirilmiş ve
sınırlandırılmış kişiye özgü nöropsişik (sinirsel-ruhsal) sistem” olarak tanımlamıştır (Allport,
1937:295). Daha sonra bu sinir sisteminin belirli bölgelerinde var olan gözlenebilir davranış
olarak değerlendirilmiş, davranışsal teoriye doğru adım atılmıştır. Allport da bu belirli özellikler
her ne kadar görülmese de bunların varlığı kişilerin davranışlarından gözlenerek
çıkarılabileceğini iddia etmiştir. Allport’un düşünceleri, tercihleri ve kişisel eğilimi, tamamen
bireysel kişilik özellikleriyle ilgili ipuçlarını kapsar (Ryckman, 1985:194).
2.2.1.3. Davranışsal teori
Davranışsal teoriye göre etkili liderlerin gözlenebilir davranışları olması gerektiğini ileri sürer
(Krumm, 2001). Araştırmacılar analizler sonucu davranışların listesini çıkararak iki kategoride
sınıflandırılmıştır: biri insana yönelik, diğeri ise işe, üretime yönelik davranışlardır (Avolio et
al., 2003:448;Black and Mouton,1964). Ancak bunlardan hangi liderlik şeklinin daha etkili
sonuçlar doğurduğuyla ilgili kesin bir birlik oluşmamıştır. Kimisi insan ilişkileri davranışlarını
öne çıkaran liderleri etkili bulurken kimisi de işe, göreve eğilimli liderleri etkili bulmaktadır
(Sabuncuoğlu ve Tüz, 1991:187). Büyük adamlar teorisinin tam tersi olarak büyük liderlerin
doğumla değil sonradan olduklarını iddia eder. Liderlerin sahip oldukları özelliklerden ziyade
eylemlerine odaklanır. Liderin, gözlem, eğitim ve tecrübe ile etkili lider olabileceği inancına
dayanır. Davranışsal teoriyle bağlantılı kuramcılar B.F. Skinner, John Watson ve Kurt Lewin
sayılabilir. Lewin, otokratik, demokratik ve serbest bırakıcı olmak üzere üç tip liderden söz
eder. Otokratik liderler karar alırken astlarına danışmaz. Demokratik liderler ise kararları
çalışanların fikirlerini de alarak alır, serbest liderler ise karar almada astlarını serbest bırakır ve
dolayısıyla gerçek bir liderlik rolü oluşmaz ( Lewin,1935).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
255
Motivasyon Teorileri ve Lider Yöneticilik Unsurlarının Bireylerin Motivasyonuna
Etkisi
2.2.1.4. Durumsal Yaklaşım
Durumsal yaklaşımı esas alan teoriler, Fiedler’in durumsal modeli, Hersey-Blanchard’ın lidelik
modeli, Tannenbaum ve Schmidt’in liderlik modeli ve John Adair’in eylem odaklı liderlik
modelleri sayılabilir. Durumsal yaklaşım, kişilerden çevre faktörlerine kadar tüm değişkenlerin
etkili olduğuna atıfta bulunarak, sadece kişisel farklılıkların etkili olduğu savını reddeder
(Stogdill, 1974:82). Allport gibi ilk kişilik teröristleri liderlik gereklilikleriyle ilgili koşulların ne
tür bir rol oynadıklarına çok az ehemmiyet verdiler ve daha sonraları bu tartışmalı konuya Fred
Fiedler, durumsallık teorisiyle önem atfetmiş ve Paul Hersey ve Ken Blanchard tarafından
geliştirilmiştir (Fiedler, 1967 & Hersey / Blanchard, 1972). Her ne kadar evrensel davranışları
içeren kişisel özellikler listelenemese de Stogdill liderlerle ilgili altı genel faktör belirlemiştir.
Bunlar; kapasite ( zekâ, sözlü anlatım/ikna akıcılık, muhakeme), başarı, sorumluluk, katılım,
statü ve konum (Stogdill,1948).
Adair’in eylem odaklı liderlik anlayışı da işlerin takım çalışması ve lider -çalışanlar arasında
ilişkilerle gerçekleştirilebileceği esasına dayanır. Eylem odaklı liderlik yaklaşımında üç temel
koşul bulunur; yapılması gereken işi yönetmek (görev), görev yerine getirilirken bireyleri
gözlem ve destekleme (Birey) ve bir bütün olarak takım çalışmasını koordine ve teşvik etmek
(Takım). Bunu Adair’in ünlü olan üçlü diyagramıyla şöyle gösterebiliriz;
Şekil 1: Eylem odaklı liderlik modeli
Kaynak: Action-Centred Leadership Model (Adair, 1973)
Etkili bir liderin bu üç dairede yani görev, takım ve bireyin ihtiyaçlarını karşılayarak,
betimlenen davranış ve fonksiyonları yerine getirmesi gerekir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir;
Liderin görevle ilgili sorumlulukları; görevin belirlenmesi, plan yapılması, kaynak ayırmak,
kalite ve iş hızını kontrol etmek, plan doğrultusunda performans değerlendirmesi yapmak, planı
yeniden ayarlamak sayılabilir. Takımla ilgili görevleri; disiplini sağlamak, takım ruhunu inşa
ındıvıdual(birey)
team(takım) task(görev)
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
256
Kanuni Süleyman Ulukuş
etmek, cesaretlendirme, motivasyon ve amaç birliği sağlamak, grubun gelişmesi için uğraşmak
ve grupla devamlı iletim halinde bulunmak. Bireyle ilgili görevler; kişisel problemlerle
ilgilenmek, statü vermek, bireyleri övmek, kişilerin bireysel yetenekleri keşfederek kullanmak
ve bireyin gelişimini sağlamak (Adair, 2004).
2.2.1.5. Lider – Üye Değişim (ilişki) teorisi (Leader- Member Exchange- LMX)
Bu teori Dansereau, Cashman ve Graen tarafından geliştirilen ( VDL- Vertical dyad linkage )
bireylerle üst yönetici \liderlerin ilişkilerini açıklayan, “dikey ikili bağlantı model”inin
geliştirilmiş halidir (Schyns et al. 2008: 773). Lider üye değişim teorisine göre; yüksek kalitede
lider üye (ast) ilişkisinde ilişkiler doğal saygı ve güven üzerine kurulur. Düşük seviyedeki lider
üye ilişkisinde ise geleneksel yapı esaslı üst yönetici üyelerin sorumluluklarını yerine
getirmesini resmi ilişkiler yoluyla sağlar. Yüksek kalitede ilişki içerisinde olanlar, kurumda
daha fazla statü, etki ve fayda sağlarlar. Bu gruptakilere iç grup, bunların dışındakilere de dış
grup denir. İç grup üyeler, daha ilgi çekici görevler, daha fazla sorumluluk ve dolayısıyla daha
fazla karara katılımları olur (Yukl 2006: 118). Grup içi ilişkilerde, lider üyelere daha fazla yetki
verme ve hoşgörü göstermesi üyelerin de iş hedeflerine daha fazla bağlılık duyma veya yüksek
seviyede gayret ve performans göstermelerini sağlayabilir (Bauer ve Green, 1996: 1538). Bu
grup içi ve dışı ayrımı liderle çalışanlar arsındaki ilişki kalitesini belirler ve hemen oluşmaz. Bu
ayrımın oluşmasında liderlerin ve çalışanların kişilik özelliklerinin uyumu, liderlerin astlarından
beklentileri gibi çeşitli unsurlar etkilidir. Liderler astlarına yetki, sorumluluk, karara katılma ve
bilgi paylaşımı ile denerler ve başarmaları sonucunda güven ilişkisi artarak daha fazla yetki
vererek ilişki kalitesi artırılır (Dienesch ve Liden, 1986: 621).
2.2.1.6. Transformasyonel \Dönüşümsel liderlik
Bass’a göre dönüşümsel liderlik, kurumda daha fazla performans ve gelişme elde etmek için
çalışanların ilgisini artırmadır (Bass, 1985). Transformasyonel liderlik Burns’ün dönüşümsel
lideri, kişileri önemsiz meşguliyetlerden sıyırarak gerçekleştirmeyi düşünemeyecekleri ortak
amacı başarmaları yönünde birleştiren kişi olarak tanımlayan, siyasal liderlik çalışmasından
geliştirilmiştir (Barbuto,2005). Bu tarz liderin rolü kurumdaki çalışanların aslında var olan istek,
eğilim ve ihtiyaçlarını gözlemleriyle tespit eder ve onların bu ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde
eyleme geçmelerini sağlayıcı telkinde bulunur (Burns, 1978). Bass dönüşümsel liderliğin dört
faktöründen bahseder. Bunlar; idealleştirilmiş etki, ilham motivasyonu (telkinle güdüleme),
entelektüel uyarım ve bireysel ilgidir (Bass, 1999: 10-11). İdealleştirilmiş etki, liderin vizyon
oluşturma ve misyon belirlemesiyle ilgilidir (Bass ve Avolio, 1995). Lider, grubun ortak
amaçlar etrafında birleşmesini sağlar ve oluşturduğu vizyon istikametinde gösterdiği azimle
grup üyelerine de içsel güdüleme sağlar. Lider, çalışanları yapılan işleri sorgulamaya
cesaretlendirir, problemlerin çözümünde yeni yöntemler bulmaya ve görüşlerini açıklamaya
teşvik eder. Ayrıca lider, çalışanların bireysel ihtiyaçlarına önem verir ve bunları sağlamak için
uğraşır.
3. Lider yöneticilik unsurlarının bireyin motivasyonundaki rolü
3.1. Motivasyon faktörleri
1. Çalışanları motiveden unsurların başında ekonomik faktörler gelir. Ücret artışı, kara
katılma, ekonomik ödül, prim, sosyal yardımlar/kolaylıklar vb sayılabilir (Sabuncuoğlu ve Tüz,
1996:107-114). Çalışanlar uygun ücret elde etmek isterler. Aldıkları ücret artışı onların işlerinde
performansını artırmada önemli bir teşvik kaynağıdır (Sara et al, 2004). Ancak araştırmalar
paranın uzun dönemli performansı artırma rolünün çok az olduğunu göstermiştir (Whitley,
2002). Aynı zamanda sadece bu yöne odaklanmak çalışanların sadece elde edeceği paranın
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
257
Motivasyon Teorileri ve Lider Yöneticilik Unsurlarının Bireylerin Motivasyonuna
Etkisi
peşine düşmeleri gibi olumsuz tutumların oluşmasını sağlayabilir. Örneğin Emniyet
Teşkilatında çalışan personelin görevindeki başarısından dolayı iki ile yirmi dört maaş arası
parasal ödül alma imkânı vardır. Ayrıca il ve branşlara göre farklı tazminatlar alınmaktadır.
Ancak bu ödüllendirmelerde, alması gereken kişilerin veya alınan oranların tespitinde yapılan
yanlışlıklar farklı olumsuzlukları oluşturmaktadır. Personel arasında “ sen az çalıştın çok aldın,
ben senden daha çok almalıydım veya ben neden hiç alamadım, müdürün adamı olunca alınıyor
demek ki” gibi konuşmalara, karşılıklı çekememezlik ve aldığından hoşnutsuzluk gibi
hususların oluşmasına neden olmaktadır. Motive unsuru olarak paranın kullanımında çok
dikkatli olunması gerekir. Yine Emniyet Teşkilatı’nda trafik veya karakol hizmetlerinde gece
gündüz yoğun çalışma temposu olmasına rağmen farklı bir parasal ödüllendirme olmamasına
karşın terör, kaçakçılık, olay yeri gibi hizmetlerde çalışanlara farklı tazminat oranları
verilmektedir. Bu da yine parasal artısı olmayan birimlerde çalışanlarda isteksizlik
oluşturmaktadır.
2. Ödüllendirme (terfi, vb), sosyal tanınma, karara katılım, çalışmada bağımsızlık, takdir,
ve performans geribildirimi, sosyal faaliyetler, yetki devri, danışmanlık ve psikolojik güvence
gibi parasal olmayan, psiko- sosyal motivasyon unsurları da mevcuttur.
3. Fiziksel çalışma ortamı, iş genişletme, iş zenginleştirme, iş değiştirme, iletişim sistemi,
eğitim, karara katılma, şeffaf yönetim terfi ve kariyer imkanı gibi yönetsel motivasyon unsurları
sayılabilir.
4. Çalışanları motive eden diğer bir husus da uygun liderliktir. Çalışanların lidere
güvenmeleri ve kurum hedefleri üzerinde uygun olarak görevlerini yapmaları için motive
olmaları gerekir (Baldoni, 2005). Lider ve çalışanlar birbirlerine yüksek seviyede moral ve
motivasyon elde etmeleri için birbirlerine yardım etmeleri gerekir.
Liderlik, motivasyon ve yönetim kavramlarıyla ilgili farklı görüşler ve teoriler mevcuttur.
Bunlardan bazılarını buraya kadarki bölümde incelemeye çalıştık. Bu kısımda da yöneticilerin
başarıya ulaşması için kaçınılmaz olan liderlik özelliklerinden ve bunların bireyin
motivasyonuna dolayısıyla bireyin ve kurumun başarısına etkisini inceleyeceğiz.
Liderlik tipleri motivasyonu belirleyen önemli unsurlardandır. Çalışanların kendi liderlerine
olan tepkileri çalışanların kişisel özellikleriyle birlikte liderlerin özelliklerine göre de değişiklik
arz etmektedir (Wexley & Yukl 1984).
3.2. Lider yöneticilik özellikleri
Motivasyonu dolayısıyla başarıyı tetikleyen lider yöneticilik özelliklerini şu şekilde
sıralayabiliriz.
1. Yöneticiler lider olmalıdır.
2. Lider yöneticiler çalışanlarından istediği davranışları öncelikli olarak kendisi göstermelidir.
3. Çalışanlara potansiyellerini geliştirebilecekleri bir ortam hazırlaması gerekir (Ramlall,2004:
58).
4. Çalışanlar liderlerine güvenmesi ve liderleri tarafından desteklenildiğine inanmaları gerekir.
5. Özellikle ilk işe başlayanlara doğru ve tam iş tanımlarının verilmesi kişilerin işe karşı
tutumlarını olumlu yönde etkiler.
6. Olumlu davranışlar ödüllendirilmelidir.
7. Lider yöneticiler çalışanların ihtiyaçlarına karşı ilgili olmalıdır. Bu çalışanların
davranışlarına olumlu olarak yansır. Olumlu davranışların diğerlerinde olumlu etkiler
oluşturduğu araştırmalarla da ortaya konmuştur (Staw, Sutton, and Pelled, 1994: 56).
8. Çalışanlara eşit muamele edilmesi gerekir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
258
Kanuni Süleyman Ulukuş
9. Her insanın farklı ulaşmak istediği hedef ve farklı motivasyon unsurları olabilir. Etkili
performans gösterenlerin bu motivasyon faktörlerine göre ödüllendirilmesi iş doyumunu ve
işe karşı istekliliği artırır. Astları destekleyen liderlerden çalışanlar memnun kalırlar.
10. Liderler, vizyon sahibi, dürüst, sorumluluk sahibi, güvenilir, empati yapabilen ve istekli
insanlardır.
Sonuç
Liderlik ve motivasyon teorilerini birlikte değerlendirmek, gerek özel gerekse kamu
kurumlarındaki lider yöneticilik hususunun daha iyi anlaşılmasını sağlar. Aynı zamanda tek tip
liderlik ve tek çeşit motivasyon faktörünün olmadığı konusunda farkındalık oluşturur.
Yöneticinin, liderlik ve motivasyon teorileriyle ilgili bilgisi kurumda etkililiği sağlamada nasıl
bir hareket tarzı belirleyeceğine yardımcı olur. Bu teoriler aynı zamanda lider yöneticiler için
çalışanlarını yüksek verim elde etmede isteklendirmeleri için bir rehber oluşturur. Liderlerin,
her insanı motive edebilecek bir unsurun bulunduğunu ancak bu unsurların kişiden kişiye ve
ortama göre değişebildiğini unutmamaları gerekir. İnsanı ve insanın ihtiyaçlarını odak olan bir
liderlik anlayışı sergilenmelidir. Hijyen ve motive edici unsurların değişkenlik arz edebileceği
de değerlendirilmelidir. Bizde bu makalede kurumların başarısı için kullanılabilecek lider
yöneticilik özelliklerini değerlendirdik. Bu özelliklere sahip kişilerin kurumlarda yönetim
kademesinde değerlendirilmesi gerekir. En azından kurumlar da sonradan kazanılabilecek
liderlik davranışlarının kazandırılması için eğitim faaliyetleri düzenlenmelidir.
KAYNAKLAR
ADAİR, John (2004). The John Adair Handbook of Management and Leadership, Edited
by Neil Thomas, Thorogood, London.
ADAİR, John. (1973). Action-Centred Leadership. New York,:McGraw-Hill.
ALLPORT, G.W. (1937). Personality: a psychological interpretation. New York: Holt.
ATAMAN, Göksel (2001). İşletme yönetimi Temel Kavramlar ve Yeni Yaklaşımlar,
Türkmen kitabevi, İstanbul.
AVOLİO, B., SOSİK, J., JUNG, D., & BERSON, Y. (2003). Leadership models,
methods and applications. In W. Borman, D. Ilgen & R. Klimoski (Eds.).
Handbook of Psychology (vol. 1, pp. 277-307), New York, Wiley.
BAAS, Bernard M, and Gerald V.Barrett (1972). Man, Work and Organization, Allyn
and Bacon Inc. Boston, 1972.
BALDONİ, J., (2005). Motivation Secrets. Great Motivation Secrets of Great Leaders.
[Online] http://govleaders.org/motivation_secrets.htm
BARBUTO, J.E. (2005). Motivation and transactional, charismatic, and transformational
leadership: A test of antecedents. Journal of Leadership and Organizational
Studies, 11, 26-40.
BASS, B. M . (1990). F r om Transactional to Transformational Leadership: Learnig to
Share The Vision . Organizational Dynamics, V o l . 19, Issue 3, ss. 19-31.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
259
Motivasyon Teorileri ve Lider Yöneticilik Unsurlarının Bireylerin Motivasyonuna
Etkisi
BASS, B. M. & B. J. Avolio, (1995). MLQ - Multifactor Leadership Questionnaire, M
ind Garden, Palo Alto, California 94306.
BASS, B. M. (1985). Leadership and performance beyond expectation. New York: Free
Press.
BASS, B. M. (1990). Bass & Stogdill‟s Handbook of Leadership, 3rd Edition, The Free
Press, New York.
BAUER, TAYLA N. ve Green, Stephen G., (1996), “Development of Leader-Member
Exchange: A Longitudinal Test”, Academy of Management Journal, 39 (6), 1538-
1567.
BLAKE, R. R. & MOUTON, J. S. (1964). The managerial grid. Houston: Gulf
Publishing.
BOWDITCH, J.L. ve A.F. BUONO, (1997), A Primer on Organizational Behavior, New
York: John Wiley & Sons, Inc., U.S.A.
BURNS, J . M . (1978). Leadership, Harper a nd Row, New York.
CARLYLE, Thomas (1888).On Heroes, Hero-Worship and the Heroic in History,
Fredrick A. Stokes & Brother, New York.
CHARLES M. Carson, (2005) "A historical view of Douglas McGregor's Theory Y",
Management Decision, Emerald Group Publishing Limited, Vol. 43 Iss: 3, pp.450
- 460
COLE, G.A. (2007). Personnel and Human Resources Management, 5th Edition. China.
C & C Offset Printing Co. Limited.
DAVİS, Keith. (1984). İşletmede İnsan Davranışı, Örgütsel Davranış. (Çev: Tosun, K.
vd.) İ.Ü. İşletme Fakültesi Yayını: İstanbul.
DİENESCH, M. Richard ve Liden, C. Robert, (1986), LMX Model of Leadership: A
Critique and Further Developement, Academy of Management, 11 (3), 618–634.
DRAFKE, Michael, W.Kossen, Stan (1997). “The Human Side of Organizations”,
Addison, Wesley, New York.
DRAFT, Richard L. (1994). Management, 3th Edition, The Drydan Press, Orlando.
DRUCKER, P.F. (1974). Management: Tasks, Responsibilities and Practices. New York:
Harper and Row.
EDERSHEİM, E.H. and Drucker, P.F. (2007) The Definitive Drucker, New York,
McGraw-Hill Professional.
FİEDLER, F.E. (1967). A theory of leadership effectiveness. New York: McGraw-Hill.
FURNHAM, A. (2005). Leadership. In A. Furnham (Ed.). The psychology of behaviour
at work: The individual in the organisation (pp. 566-607). New York: Psychology
Press.
GALLAGHER, Kevin Ed Rose, Bob, McClelland, John Reynolds, Steve Tombs (2002),
People In Organisations, America: Open Learning Foundation Enterprises Ltd.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
260
Kanuni Süleyman Ulukuş
GOSLİNG J. and MİNTZBERG H. “The five minds of the a manager”, Harvard Business
Review, November 2003: 54-63.
HERSEY, P. & BLANCHARD, K. (1972). Situational leadership, Center for leadership
studies, (Brochure).
HERZBERG, F., (1965). The New Industrial Psychology, Industrial and Labor Relations
Review, Cornell University, School of Industrial and Labor Relations, 18(3).
ss.364-376.
HODGETTS, Richard M. (1999). Yönetim: Teori, Süreç ve Uygulama, Çev: Canan
Çetin, Esin C. Mutlu, Der Yayınları, Nr.201, İstanbul.
KOÇEL, Tamer. (1989). İşletme Yöneticiliği – Yönetici Geliştirme, Organizasyon ve
Davranış. Yön Ajans: İstanbul.
KOTTER, J.P. (1990) A Force For Change: How Leadership Differs from Management,
Simon and Schluster, New York.
KREITNER, Robert, Angelo Kinicki, (2004), Organizational Behavior, America:
McGraw Hill Irwin.
KROTH, M. (2007). The manager as motivator. Westport, CT: Praeger.
LEWİN, K. (1935). A dynamic theory of personality. New York: McGraw-Hill.
LUTHANS, Fred. (1992). Organizational Behavior. 6th Edition. New York:McGraw-
Hill.
MASLOW, A. (1970). Motivation Personalty . New York Harper And Row .
MCCLELLAND, David (1961). The Achieving Society, New Jersey, Van Nostrand.
NORTHCRAFT, Gregory B. and NEALE, Margaret A. (1990). Organizational Behavior:
A Management Challange. USA: The Dryden Pres.
ONARAN, Oguz (1981). Çalısma Yaşamında Güdülenme Kuramları, Ankara, Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları,.
OWENS, J. (1976). The Uses Of Leadership Theory, Management, Organizations And
Human Resources, Mcgraw Hill, New York.
PORTER, L.; Bigley G. A. Ve Steers R.M. (2003). Motivation and Work Behavior,
McGraw –Hill, USA.
RAMLALL, Sunil. "A Review of Employee Motivation Theories and Their Implications
for Employee Retention within Organizations." Journal of American Academy of
Business (2004): 52-63. Print.
ROBBİNS, Stephen P. (2003). Essentials Of Organizational Behavior. Prentice Hall:
New Jersey.
RYCKMAN, R. (1985). Theories of personality. Monterey, CA: Brooks / Cole
Publishing Co.
SABUNCUOĞLU, Zeyyat ve TÜZ, Melek (1996). Örgütsel Psikoloj, Ezgi kitabevi
yayınları.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
261
Motivasyon Teorileri ve Lider Yöneticilik Unsurlarının Bireylerin Motivasyonuna
Etkisi
SARA, Parkin et al. (2004). Learning and skills for sustainable development: developing
a sustainability literate society. Forum for the Future.
SCHULTZ, DUANE P. ve SCHULTZ, Sydney Ellen. (1990). Psychology and Industry
Today: An Introduction to Industrial and Organizational Psychology. McMillan
Publishing: New York.
SCHYNS, B., KROON, B., and MoOrs, G.(2008). Follower characteristics and the
perception of leader-member exchange. Journal of Managerial Psychology, 23
(7), 772 - 788.
SHİED, M. (2010). The Definition of Management: Examining the Great Leader. www.
Leadership 501.com
SKİNNER, B. F. (1938). The behavior of organisms. New York: Appleton-Century-
Crofts.
STAW, Barry, Robert I. SUTTON, and Lisa H. PELLED. "Employee Positive Emotion
and Favorable Outcomes at the Workplace." Institute for Operations Research
and the Management Sciences 5.1 (1994): 51-71. JSTOR. Web.Williams, Ray.
"Wired for Success." Psycology Today, 13 Feb. 2010. Web. 31 Jan. 2012.
STEERS, RİCHARD M., LEYMAN W.PORTER (1975). Motivation and Work
Behavior.
STOGDİLL, R. (1948). Personal factors associated with leadership: A survey of the
literature. Journal of Psychology, 25, 35-71.
STOGDİLL, R. (1974). Handbook of leadership. New York: The Free Press.
THOMPSON, Brad (1998). Yönetim fonksiyonları, Çev: Vedat G. Diker, Hayat yay.,
İstanbul.
THORNDİKE, E. L. (1898). Animal intelligence: An experimental study of the
associative processes in animals. Psychological Review Monograph
Supplements, 2 (No.4).
TİM Hindle (2003). Guide to Management Ideas and Gurus”, The Economist, Profile
Books.
TOSİ, H. L., RİZZO J.R. ve CARROLL S. J. (1990). Managing Organizational Behavior,
Harper and Row Publishers, Second Edition, USA.
TUCKER, Mary L. ANNE M. MCCARTHY, DOUGLAS A. BENTON, (2002), The
Human Challenge Managing Yourself and Others In Organization, New Jersey:
Prentice Hall
VROOM, Viktor (1964). Work and Motivation, John Wiley and Sons, Inc.
WEİJRİCH, H. and KOONTZ, H. (1993). Management A Globel Perspective 10th Ed.
New Delhi, Tata McGRAW www.en.wikipedia.org/wiki/Management_styles.
WEXLEY K. N. & YUKL, G.A. (1984). Organizational Behavior, People and Processes
in Management. Richard D. Iwin, Homewood, Illinois 60430.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s. 247-262
262
Kanuni Süleyman Ulukuş
WHİTLEY, R. (2002) Competing Capitalisms: institutions and economies. Elgar:
Cheltenham,
YUKL, G. A. (1989), Leadership in Organizations, 2nd Edition, Prentice Hall Inc., New
Jersey.
YUKL, G., 2006. Leadership in organizations. Sixth ed. Upper Saddle River: Pearson
Prentice Hall.