Kamuda yerli malı kullanmayan topun ağzında, ama

2
Kamuda yerli malı kullanmayan topun ağzında, ama... Meral Tamer [email protected] 18 Aralık 2011 13 aralık Ankara: Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Ankara Sanayi Odası ASO‟nun 48. Yıl Ödül Töreni‟nde “Başbakanımızın talimatına rağmen hâlâ ithal malı kullanmakta ısrar eden kamu kurumlarını kınıyorum” diyor. Ardından ASO Başkanı Nurettin Özdebir de aynı toplantıda Beypazarı Belediyesi‟nin Hidromek dururken Devlet Malzeme Ofisi DMO‟dan ithal iş makineleri satın almasının kabul edilemez olduğunu söyleyince Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patlıyor: “DMO kendi başına mal alıp satmıyor; talepleri karşılamak üzere aracılık yapıyor. Rekabet istemiyoruz yaklaşımı ne mevzuata, ne uluslararası ticaret örgütlerine, ne de AB müktesebatına uygun!” 14 aralık İstanbul: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 10. Sanayi Kongresi‟nde kamu kurumlarının yerli ürün kullanmadıklarından yakınıyor: “Örneğin tıbbı cihazlarda Türkiye‟yi ithalatçı konumundan çıkartıp, üretim ve teknoloji merkezi yapmak istiyoruz. Ancak kendi geliştirdiğimiz teknolojilere karşı kamuda bir direnç var. Devlet olarak Ar-Ge çalışmalarını desteklemişiz, ortaya bir ürün çıkmış. Adam yurt dışına ihraç etmeye başlamış, ama kamu ihalesinde kazanma şansı yok. „Sen git bunu önce elâleme sat sonra bize gel‟ denerek geri çevriliyor.” Ergün’ün kaptanlığında... AKP hükümeti, devasa cari açıkla yaşayamayacağımızı nihayet idrak etti ve kapatmak için dört koldan harekete geçti. Kamu kurumlarının, satın almalarında ithal ürün direncini kırarak yerli malına yönlendirilmesi, bu bağlamda olmazsa olmazların başında yer alıyor. Kamuda yerli malına dönüş, kronikleşmiş yüksek işsizlik sorununun çözümü için de orta vadede çok etkili bir ilaç. 35 yılı geride bırakmış bir gazeteci olarak ben kim bilir kaç kez bu tür hamleler gördüm, ama hiçbiri başarıya ulaşamadı; çünkü geçmiş hükümetlerin şimdi olduğu gibi bir kararlılığı ve Türkiye‟yi 10. büyük ekonomi yapma gibi bir iddiası yoktu. Bu kez durum farklı. Yerli sanayimiz, Bakan Nihat Ergün‟ün kaptanlığında tıp tekniğinde olduğu gibi başka niş alanlarda da ileri teknolojili ürünler geliştirecek ve bizim Sağlık Bakanlığı da yakında bunları almaya başlayacak. Asansörde de 3-4 yıl içinde ülkemizdeki inşaatlarda kullanılacak, hatta ihraç edebileceğimiz bir markamız olacağına inanıyorum. Bugüne kadar neden hiç düşünülmemiş olduğuna da şaşıyorum.

Transcript of Kamuda yerli malı kullanmayan topun ağzında, ama

Kamuda yerli malı kullanmayan topun

ağzında, ama...

Meral Tamer [email protected]

18 Aralık 2011

13 aralık Ankara: Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Ankara Sanayi Odası ASO‟nun 48. Yıl

Ödül Töreni‟nde “Başbakanımızın talimatına rağmen hâlâ ithal malı kullanmakta ısrar eden

kamu kurumlarını kınıyorum” diyor.

Ardından ASO Başkanı Nurettin Özdebir de aynı toplantıda Beypazarı Belediyesi‟nin

Hidromek dururken Devlet Malzeme Ofisi DMO‟dan ithal iş makineleri satın almasının kabul

edilemez olduğunu söyleyince Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patlıyor:

“DMO kendi başına mal alıp satmıyor; talepleri karşılamak üzere aracılık yapıyor. Rekabet

istemiyoruz yaklaşımı ne mevzuata, ne uluslararası ticaret örgütlerine, ne de AB

müktesebatına uygun!”

14 aralık İstanbul:

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 10. Sanayi Kongresi‟nde kamu kurumlarının

yerli ürün kullanmadıklarından yakınıyor: “Örneğin tıbbı cihazlarda Türkiye‟yi ithalatçı

konumundan çıkartıp, üretim ve teknoloji merkezi yapmak istiyoruz. Ancak kendi

geliştirdiğimiz teknolojilere karşı kamuda bir direnç var. Devlet olarak Ar-Ge çalışmalarını

desteklemişiz, ortaya bir ürün çıkmış. Adam yurt dışına ihraç etmeye başlamış, ama kamu

ihalesinde kazanma şansı yok. „Sen git bunu önce elâleme sat sonra bize gel‟ denerek geri

çevriliyor.”

Ergün’ün kaptanlığında...

AKP hükümeti, devasa cari açıkla yaşayamayacağımızı nihayet idrak etti ve kapatmak için

dört koldan harekete geçti. Kamu kurumlarının, satın almalarında ithal ürün direncini kırarak

yerli malına yönlendirilmesi, bu bağlamda olmazsa olmazların başında yer alıyor. Kamuda

yerli malına dönüş, kronikleşmiş yüksek işsizlik sorununun çözümü için de orta vadede çok

etkili bir ilaç.

35 yılı geride bırakmış bir gazeteci olarak ben kim bilir kaç kez bu tür hamleler gördüm, ama

hiçbiri başarıya ulaşamadı; çünkü geçmiş hükümetlerin şimdi olduğu gibi bir kararlılığı ve

Türkiye‟yi 10. büyük ekonomi yapma gibi bir iddiası yoktu.

Bu kez durum farklı. Yerli sanayimiz, Bakan Nihat Ergün‟ün kaptanlığında tıp tekniğinde

olduğu gibi başka niş alanlarda da ileri teknolojili ürünler geliştirecek ve bizim Sağlık

Bakanlığı da yakında bunları almaya başlayacak. Asansörde de 3-4 yıl içinde ülkemizdeki

inşaatlarda kullanılacak, hatta ihraç edebileceğimiz bir markamız olacağına inanıyorum.

Bugüne kadar neden hiç düşünülmemiş olduğuna da şaşıyorum.

Çağlayan kınayacağına...

Ekonomi Bakanı Çağlayan‟a ise itirazım var. Sanayinin içinden gelmiş biri olarak yerli malı

almayan kamu kurumlarını kınamadan önce, nedenini araştırması gerekmez mi? Hüsamettin

Kavi İstanbul Sanayi Odası Başkanı olduğu yıllarda bu konuya ne kadar kafa yormuştu. Dün

kendisiyle o günleri yad ederken önemli bir hatırlatmada bulundu ve öneri getirdi:

“Hükümet, % 15 daha pahalı olsa bile kamu alımlarında yerli malı tercih edilmeli diyor,

ancak kamu kurumları bunu uygulamıyorsa neden diye düşünmek lazım. Onların da

yönetmeleri gereken bir bütçeleri var ve bu bütçeler giderek küçülüyor. Eğer kamunun yerli

malına geçmesi isteniyorsa, Maliye Bakanlığı bir Fiyat Farkı Fonu oluştursun ve ihale belgesi

getirene % 15‟lik farkı ödesin. Fon, bu alımlar nedeniyle üretilecek yerli mallarından

sağlanacak ek vergilerle, kısa sürede kendi kendini döndürecek hale gelir.”

Bu arada dün Habertürk‟te Seçkin Ürey‟in ilginç bir haberi vardı. Makine ithalatı 10

ayda 22.6 milyar dolarla rekor kırarak hükümeti de telaşlandırdı ya... Bu makinelerin % 70‟i

Türkiye‟de üretildiği ve bir kısmının fiyat sorunu da olmadığı halde neden ithal edilmiş

biliyor musunuz? Çünkü Avrupa‟daki krizden büyük darbe yiyen yurt dışı satıcıları, bu

makineleri bize “3 yılı geri ödemesiz finansman paketleri”yle satmışlar.

Sayın Çağlayan, bakanlık makamı kınama yeri değil, çözüm üretme yeridir. Varsa çözümünüz

anlatın da öğrenelim.