Josh Malerman - Kafes

299
7/23/2019 Josh Malerman - Kafes http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 1/299 josh malerinan n

Transcript of Josh Malerman - Kafes

Page 1: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 1/299

josh malerinan

n

Page 2: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 2/299

-İf /

b i r

M alorie m ut fak ta d ik ilmiş düşünüyordu .

El ler i ı s lakt ı . Ti t r iyordu. Ayak başparmağını gergin bir şek i lde ça t lak fayansa vuruyordu . Saa t epeyce e rkendi ; bü-

yük o las ı l ık la güneş ufuktan yeni yen i doğuyordu . Güneş in

cı lız ış ıklar ının , cam lar ı ör ten koyu ren kl i ağır perdeler in rengin i s iyah ın daha yumuşak b i r tonuna çev i r i ş in i i z led i ;

Sis v a r , d i y e d ü ş ü n d ü .

Çocuklar kor idorun aşağ ıs ındaki s iyah kumaş la ör tü lmüş

kümes te l inin a l t ında uyuyordu. Belki de birkaç dakika önce

diz le r in in üzer inde bahçede o lduğunu duymuşlard ı . Yapt ığ ı

gürü l tü , m ikrofon lar ve ya tak la rın ın yanında duran hopar lör-

ler aracıl ığıyla taş ınm ış olmal ıydı .

El ler ine bakt ı ve mum ış ığında teninin hahfçe par ladığını

görd ü. E ve t, el leri ıslaktı . Ellerinin üz erindek i sabah saatlerine

özgü çiy taneleri hâlâ tazeydi.

Ar t ık mu t fak ta o l an Malo r i e , mumu ü f l eye rek söndürme-

den ön ce der in b i r nefes a ld ı. K üçük odaya bakarak pas lanmış

çatal kaşıklar ı ve çat lamış tabaklar ı gördü. Çöp kutusu ola-rak k ar ton bir kutu kul lanıyorlardı . Sandalyelerden bazılarını

ip le bağlayarak tut turmuşlardı . Duvarlar kir l iydi . Çocuklann elleri ve ayaklarıyla taşıdıkları kir her yerdeydi. Ama leke-

lerden bazıları eskiydi. Koridordaki duvarların alt kısmının

Page 3: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 3/299

rengi iyice solmuş, mor lekeler zaman içinde kahverengiye dönmüştü. Bunlar kandı. Malorie ne kadar ovalarsa ovalasın salondaki kilimin de rengi solmuştu. Evde halıyı temizleme-sine yardımcı olacak hiçbir temizlik m alzem esi yo ktu. M alorie uzun zaman önce kuyudan kovalara su doldurmuş ve eski bir takım elbise kullanarak evdeki lekeleri te m izlem eye çalış-

mıştı. Ama lekeler kaybolmayı reddediyordu. Daha az kalıcı olanlar bile yok olmamıştı. Geriye eski boyutlarını anımsa-tan birer gölge bırakmış olsalar bile hâlâ korkunç derecede görünür haldeydiler. Mum kutusu, evin girişindeki büyük lekeyi gizliyordu. Salondaki kanepe tuhaf bir açıyla duru-yordu çünkü Malorie’ye kurt kafalannı andıran iki karartı-yı gizlemek için oraya taşınmıştı. İkinci kattan tavan arasına

çıkarken kullandıkları merdivenin hemen yanında, duvarın alt kısmına iyice işlemiş lekeleri uzun zaman önce küflenmiş bir kıyafet yığınıyla gizliyorlardı. Bunlardan on adım kadar uzakta, evdeki en koyu renkli leke vard ı. M alo rie o leke nin yanından geçemediği için evin ikinci katının uzak köşesini kullanmıyordu.

Bu bir zamanlar Detroit’in güzel bir m ah allesin de bu luna n

sevimli bir evdi. Bir zamanlar, ailelere uygun ve güvenliydi. Sadece beş yıl kadar önce emlakçılar kendilerinden emin bir şekilde bu evi gezdirirlerdi. Am a bu sab ah , p en ce rele r m u -kavvayla ve kontrplaklarla kapatılmıştı. Su kesikti. Mutfak tezgâhının üzerinde büyük, ahşap bir kova vardı. Bayat ko-kuyordu. Çocukların oynayabilecekleri geleneksel oyuncak-lardan eser yoktu. Ahşap bir sandalyenin parçaları, küçük in

sanlan canlandıracak şekilde yo ntulm uştu . Ü zerlerine kü çük suratlar çizilmişti. Mutfak dolaplan bomboştu. Duvarlarda tek bir tablo dahi yoktu. Arka kapının altından giren teller, Malorie’yi ve çocukları evin dışından gelen seslere dair uya-ran ve birinci kattaki yatak odalarında bulunan hoparlörlere dek uzanıyordu. Üçü birlikte bu şekilde yaşıyordu. Dışarıda uzun süre kalmıyorlardı. Çıktıklarında ise gözleri bağlıydı.

Page 4: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 4/299

Çocuklar ı as la ev ler in in d ış ındaki dünyayı görmemiş t i .Hal ta pencereden bi le . Ve Malorie de dört yı ldır penceredend ı şan bakmıyordu .

D ört y ıl .

O karar ı bugün vermek zorunda deği ld i . Michigan’daEkim ayı yaşanıyordu . Hava soğuklu . Nehi r boyunca yapa-caklar ı o tuz k i lomet re l ik b i r yo lcu luk çocuklar iç in zor o la -cak t ı. H âlâ çok kü çü k o lab il ir le rd i . A ra la r ından b i r i suya dü-şerse ne o lacakt ı? Gözler i bağl ı durumdaki Malor ie o durum-da ne yapabi l i rdi ki?

B i r k a z a, diye düşündü M alor ie . Nek adar da kor ku nç olur -

du. Tüm bu çab al ar a, onca ey e k ar ın hay at t a k al mı ol m al ar ı-

na r ağm en b i r k aza y üzünden ölm ek.

M alor ie perd e lere bak t ı. Ağlamaya baş lad ı . Bin ler ine ba-ğ ı rmak i s t iyordu . Onu d in leyecek b i l i l e r ine s ız lanmak i s t i -yordu . Bu hi ç adil değil , derdi. Bu çok acım asızca .

Omzunun üze r inden mut fağ ın g i r i ş ine ve çocuk la r ın ya -tak odas ına ç ıkan kor idora bakt ı . Kapıs ı o lmayan eş iğ in ö teta raf ınd aki ç ocu kla r ı ş ık tan ve göz lerden uzak b i r ha lde siyahkumaşlar la ör tü lmüş ya tak lar ında sess izce uyuyordu . Kımı l -damıyor la rd ı . Uyanık o lduklar ına da i r h içb i r i z yoktu . Ama

yine de o nu d in l iyor o lab i l ir le rd i . K imi zam an en u fak b i r sesid in lem eler i i ç in üzer le r inde kurduğu b askı ve kulak lar ın ın nekada r ö nem l i o lduğunu söy ley ip d u rmas ı yüzünden M alo r ie ,çocu k la r ın dü şünce le r in i b i le d uyab i ld iğ in i düşünürdü .

G ü neş l i gün le r i ve hava n ın ıs ınm as ın ı bek ley ip t ekne ko -nusunda daha d ikka t l i dav ranab i l i rd i . Çocuk la ra p l an ındanbahsed ip on la ra ne dü şün dü k le r in i so rab i li rd i . Ç ocuk la r iy iöner i le rde bulunabi l i rd i . Sadece dör t yaş ında o lsa la r b i le

din lemek i ç in eğ i t i lmiş le rd i . Gözler i kapa l ı b i r şek i lde kul -l anacak la r ı t ekney i yön lend i rmek i ç in ya rd ımc ı o l ab i l ecekbe cer i le re sah ip le rd i , M alor ie ’n in bu yolcu luğa onlars ız ç ık -mas ı mümkün deği ld i . Onlar ın kulak lar ına ih t iyac ı vard ı .

Page 5: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 5/299

Tavsiyelerinden de faydalanabilir miydi? Dört yaşında olma-larına rağmen evlerini sonsuza dek terk etmek için en iyi zamanın ne olduğu konusunda söyleyecekleri bir şey olabilir miydi?

Kendini mutfak sandalyelerinden birine bırakırken Malorie

gözyaşlanyia savaştı. Hâlâ çıplak ayak p arm akların ı rengi sol-muş linolyum döşemeye vuruyordu. Yavaşça başını kaldırıp kilere giden merdivenlerin üst kısmına baktı. Bir keresinde orada Tom isimli bir adamla, Don isimli bir adam hakkında konuşmuştu. Bir zamanlar, dışarıda olduğu için tir tir titreyen Don’un kuyudan kovalarca su taşıdığı lavaboya baktı. Öne uzandığında Cheryl’in kuşlar için yiyecek bir şeyler hazırla-dığı evin girişini görebiliyordu. Kendisiyle sokak kapısı ara-sında sessizlik ve karanlık içindeki salon vardı. Orası birçok insana dair hazmedilmesi gereken birçok anıyla doluydu.

D ört y ıl , diye düşündü ve yumruğunu duvara geçirmek istedi.

Malorie, dört yılın kolaylıkla sekize dönüşebileceğini bili-yordu. Sekiz de çabucak on ikiye dönüşecekti. Ve sonra ço cuklan birer yetişkin olacaktı. Hayatları boyunca gökyüzü-

nü hiç görmemiş yetişkinler. Pencereden bir kere bile olsun bakmamış yetişkinler. On iki yıl boyunca ahıra kapatılmış bir hayvan gibi yaşamak zihinlerine ne yapardı? Malorie, gökyü zûndeki bulutlann gerçekliğini kaybettiği ve kendilerini gü-vende hissettikleri tek yerin göz bağlarının siyah kumaşının ardı olacağı bir ânın gelip gelmeyeceğini merak ediyordu.

Malorie sertçe yutkundu ve o nları ergenlik dö ne m ine gire-

ne kadar tek başına yetiştirdiğini dü şün dü .Bunu becerebilir miydi? Onları on yıl daha koruyabilir

miydi? Onları, onu koruyabilecek hale gelmelerine yetecek kadar uzun bir süre boyunca koruması mümkün müydü? Ve bunlar ne içindi? Çocuklarına nasıl bir haya t sun m ak için on lan korumaya çalışıyordu?

Page 6: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 6/299

Sen kötü bi r ann esin , diye düşündü.Onlara gökyüzünün enginliğini öğretecek bir yol bulama-

dığın için. Bahçede, sokakta, boş evlerden ve eski arabalardan oluşan mahallede özgürce koşmalannı mümkün kılacak bir yol bulamadığın için. Ve gökyüzü siyaha dönüp de aniden

harikulade bir şekilde yıldızlarla bezendiğinde uzaya bir kere dahi olsa bakmalannı sağlayacak bir yol bulamadığın için.

O n l a n y a a m a y a d e ğm ey e cek b i r h a y a t i çi n k o r u y o r su n .

M alorie, gözy aşlanyia dolu bu lanık bakışlanyla perdelerin renginin bir ton daha açıldığını gördü. Dışarıda sis varsa bile uzun sürmeyecekti. Eğer sis ona yardım edebilecekse, onu ve çocukları nehirdeki kayığa doğru koşarken gizleyebilecekse çocu kları şu anda uyandırması gerekiyordu.

Eliyle mutfak masasına vurdu ve gözlerini sildi.Ayağa kalkıp mutfaktan aynlarak koridora döndü ve ço-

cukların yatak odasına girdi.“Oğlan!” diye bağırdı. Kız! Uyanın.”Yatak odası karanlıktı. Odadaki tek pencere, güneşin en

tepede olduğu anda bile güneş ışıklarının içeri girmesine izin vermeyecek kadar çok battaniyeyle kapatılmışü. Odanın iki

tarafında birer şilte vardı. Üzerlerinde ise siyah renkli birer kubbe. Bir zamanlar, kumaşın altındaki kümes telleri evin arka bahçesindeki kuyunun yanında uzanan küçük bahçeyi çevrelemek için kullanılıyordu. Ama son dört yıldır bir zırh işlevi görüyor, çocukları onları görebilecek olanlardan değil de on l a r ın görebileceklerinden koruyordu. Malorie, kubbe-lerin altındaki hareketi duydu ve çivilerle odanın ahşap dö-

şemelerine sabitlenen teli gevşetmek için dizlerinin üzerine çöktü. İki çocuğu ona uyku dolu, şaşkın gözlerle bakarken çoktan cebindeki göz bağlarını çıkarmaya başlamıştı bile.

“Anneciğim?”“Kalkın. Hemen şimdi. Anneniz çabuk hareket etmenizi

istiyor.”

Page 7: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 7/299

Çocuklar çabucak onlardan istenileni yaptı. Sızlanıp şikâyet bile etmediler.

“Nereye gidiyoruz?” diye sordu Kız.Malorie göz bağını kıza uzatıp, “Şunu tak. Nehre gidiyo-

ruz,” dedi.Çocuklar göz bağlarını alıp siyah kumaşı sıkıca gözlerine

bağladılar. Bu harekete iyice alışmışlardı. Eğer dört yaşındaki herhangi bir çocuğun bir konuda uzmanlaşması mümkünse bunda uzman oldukları bile söylenebilirdi. Bu, Malorie’nin kalbini kınyordu. Onlar sadece çocuktu ve meraklı olma-lıydılar. Neden bugün nehre daha önce hiç gitmedikleri bir n eh re gideceklerini sormalıydılar.

Oysaki bunun yerine kendilerine söyleneni yapıyorlardı.Malorie kendi göz bağını henüz takmamıştı. ilk önce ço

cuklan hazırlayacaktı.“Yapbozunu getir,” dedi Kız’a. “Ve ikiniz de battaniyeleri-

nizi getirin.”Hissettiği heyecanı kelimelerle tarif etmek mümkün değil-

di. Neredeyse histeri gibiydi. Bir odadan çıkıp diğerine giren Malorie, ihtiyaç duyabilecekleri küçük nesnelere bakınma-ya koyuldu. Aniden kendisini korkunç derecede hazırlıksız

hissetti. Sanki ev ve altındaki toprak ansızın yok olmuş da onu koca dünyada savunmasız bir halde bırakmış gibi hisse-diyordu. Buna rağmen ânın deliliğine kapılıp göz bağlarının sunduğu korumaya odaklandı. Ç antasına ne k oyarsa koy sun , silah olarak kullanabileceği ne tür aletler bulursa bulsun asıl korumayı göz bağlannın sunduğunu biliyordu.

“Battaniyelerinizi getirin!” diye hatırlattı çocuklara. İki

ufaklığın da hazırlandığını duyabiliyordu. Sonra onlara yar-dım etmek için odalanna girdi. Yaşına göre daha küçük gö-rünen ama Malorie’nin gurur duymasına yetecek kadar güçlü olan Oğlan kendisine büyük gelen iki tişört arasında karar vermeye çalışıyordu. Tişörtler uzun zaman önce ölmüş bir ye-

12

Page 8: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 8/299

tişkine aitti. Malorie tişörtü onun için seçti ve oğlanın koyu renkli saçlannm kumaşın altında kaybolup sonra da tişörtün yakasından belirmesini izledi. Malorie kaygılı ruh haline rağ-men oğlanın son günlerde epeyce büyüdüğünü fark etti.

Yaşına uygun görünen Kız ise Malorie’yle birlikte eski bir çarşaftan diktikleri elbiseyi kafasından geçirmekle meşguldü.

“Kız, dışarısı soğuk. Elbiseyle üşürsün.”Kız kaşlannı çattı; az önce uyandığı için sarı saçlan kar-

man çormandı.“Pantolon da giyeceğim. Anneciğim. Ve bir de battaniye-

lerimiz var.”Malorie’nin içindeki öfke kabardı. O sırada ona karşı ko-

yulmasını istemiyordu. Kız haklı olsa bile en azından bugün

ona karşı koymamalıydı.“ B u g ü n elbise giyi lmeyecek.”

Dışarıdaki dünya, boş alışveriş merkezleri ve restoranlar, kullanılmayan binlerce araba, mağaza raflannda beklemekte olan tonlarca unutulmuş ürün evin üzerinde baskı yaratıyor-du. Onları bekleyen şeyi fısıldayıp duruyordu.

Çocukların odalarının bulunduğu koridorun sonundaki küçük yatak odasına girip dolaptaki ceketini aldı. Sonra oda-

dan, en azından bildiği kadanyia, son defa çıktı.“Anneciğim,” dedi Kız onunla koridorda buluşarak. “Bi-

siklet kornalarımıza ihtiyacımız var mı?”Malorie derin bir nefes aldı.“Hayır,” diye yanıtladı. “Hep beraber olacağız. Yolculuğu-

muz boyunca.”Kız yeniden odasında gözden kaybolurken Malorie, bisik-

let kornalarının çocuklarının en büyük eğlencesi olmasının ne kadar üzücü olduğunu düşündü. Yıllardır onlarla o \ t i u

yorlardı. Hayatları boyunca oturma odasında korna çalıp dur-muşlardı. Ses Malorie’nin deliye dönmesine neden oluyordu ama asla kornaları ellerinden almamıştı. Onlan asla saklama

13

Page 9: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 9/299

mıştı. Anneliğinin kaygıyla geçirdiği, sancı dolu ilk yıllarına rağmen böylesi bir dünyada çocuklann kıkırdamasını sağla-yan her şeyin iyi olduğunun farkındaydı.

K om alan V ictor ’u korkutmak için kullansalar bile.Ah, Malorie o çoban köpeğini öyle çok özlüyordu ki! Ço

cuklan tek başına yetiştirirken nehir hakkında kurduğu plan-

lar, kayıkta yanında oturan Victor ’u da kapsıyordu. Victor onları yaklaşan hayvanlara dair uyarabilirdi. Tehlikeli şeyleri korkutup uzaklaştırmakta da faydalı olabilirdi.

“Tamam,” dedi esnek vücudunu çocukların yatak oda-sına açılan kapının pervazına yaslayarak. “Hazırız. Şimdi gidiyoruz.”

Bazı durgun günlerde ya da fırtınalı gecelerde Malorie on-lara bu günün gelip çatacağını söylemişti. Evet, daha önce de nehirden bahsetmişti. Yolculuğa çıkmaktan da. Hayatla nmn ondan kaçılması gereken bir şey olduğuna inanmala nna dayanamayacağı için asla “kaçış” kelimesini kullanma-maya özen göstermişti. Bunun yerine, onlara günün birinde onlan uyandıracağını ve evlerinden sonsuza kadar ayrılmak için hazırlanmalanm isteyeceğini anlatmıştı. Tıpkı örtü-lü pencerenin camında dolaşan bir örümceği duyabildikleri

gibi Malorie’nin kararsızlığını da anlayabildiklerini düşünü-yordu. Yıllardır mutfak dolabında bir yiyecek torbası durur, bayadayana kadar öylece bekler ama daima yenilenirdi. Bu, Malorie’nin üpkı söylediği gibi onları bir gün u y a n d ır a cağın a dair verdiği sözün kanıtıydı. G ör ü y o r su n u z , diye düşünürdü gergin bir halde perdeleri kontrol ederken, d o l a p t a k i y i y e cek de p l a n ın b i r p a r çası.

Ve şimdi o gün gelmişti. Bu sabah. Bu saatte. Si s çök m ü t ü.

Kız ve Oğlan öne çıktı ve Malorie onların önünde dizleri-nin üzerine çöktü. Göz bağlarını kontrol etti. Sıkıca bağlan-mışlardı. O anda çocuklarının küçücük yüzlerine bakarken sonunda yolculuklarının başladığını fark etti.

14

Page 10: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 10/299

“Beni d in ley in ," dedi on lara , çene ler in i haf i fçe tu ta rak .“Bugün b i r kay ığa b inecek ve neh i r boyunca i l e r l eyeceğ iz .Uzun b i r yo lcu luk o l ab i l i r. Ama söy led iğ im en u fak şey i b i l ey a p m a n ız ç o k ö n e m l i. A n l a ş ıl d ı m ı ? ”

“ E v e t . ”“Eve t . ”

“ D ı ş a r ı s ı s o ğ u k . B a t t a n i y e l e r i n i z y a n ı n ı z d a . G ö z b a ğ l a -r ın ı z ı t ak t ın ı z . Şu anda ih t iyac ın ı z o l an başka b i r ş ey yok .A n l a ş ıl d ı m ı ? ”

“ E v e t . ”“ E v e t . ”“Her ne o lu r sa o l sun göz bağ la r ın ı z ı ç ıka rmayacaks ın ı z .

Eğe r ç ıka rm aya k a lka r san ız can ın ı z ı yaka r ım. A n laş ıld ı m ı?”“ E v e t . ”“ E v e t . ”

“Ku lak la r ın ı za ih t iyac ım var. İk in i z in de o l ab i ld iğ ince d ik -ka t l i b i r ş ek i lde d in l emes ine ih t iyac ım va r. Neh i rdeyken su -y u n ö t e s i n i , o r m a n ı n ö t e s in i d in l e m e n i z g e r e k e c e k . O r m a n d ab i r hayvan se s i duya r san ız bana söy ley in . Suda he rhang i b i rşey du ya r san ız ban a söy ley in . A n laş ıld ı m ı?”

“ E v e t . ”“ E v e t . ”“Neh i r l e i l g i s i o lmayan h i çb i r so rus o r m a y ı n . Ön taraf ta

o t u r a c a k s ı n , ” d e d i O ğ l a n ’ın o m z u n a h a f i fç e d o k u n a r a k . S o n -ra Kız’a dokundu. “Ve sen de a rkada o turacaks ın . Tekneyeb ind iğ imiz zaman s i z i ye r l e r in i ze o tu r t acağ ım. Bense o r t adao t u r u p k ü r e k ç e k e c e ğ i m . O r m a n d a y a d a n e h ir d e b i r şe y d u y -mad ığ ın ı z sü rece t eknen in ö t e yan la r ından b i rb i r in i z l e ko -n u ş m a n ı z ı i st e m i y o r u m . A n l a ş ıld ı m ı ? ”

“Eve t . ”“ E v e t . ”“Ne o lu r sa o l sun du rmayacağ ız . En az ından g i t t i ğ imiz

yere varana kadar. Vard ığ ımız zaman s ize söyleyeceğim. Eğerac ık ır san ız bu to rban ın i ç indek i le r i y iyeb i li r s in i z . ”

15

Page 11: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 11/299

Malorie torbayı çocukların küçük ellerine verdi.“Uyumayın. Sakın uy um ay ın. Şu anda kulaklarınıza hiç ol-

madığı kadar ihtiyacım var.”“Mikrofonlan da götürecek miyiz?” diye sordu Kız.“Hayır.”Malorie konuşurken göz bağlarını takm ış bir yüzden diğe-

rine bakıyordu.“Bu evden ayrıldığımız zaman el ele tutuşacak ve kuyu-

ya giden patika boyunca yürüyeceğiz. Evimizin arkasındaki küçük açıklıktan geçeceğiz. Nehre giden yol bitkilerle kap-lanmış halde. Birkaç adım atmak için ellerimizi bırakmak zo-runda kalabiliriz ve eğer öyle bir durumla karşılaşırsak iki-nizin de ceketime ya da birbirinizin giysilerine tutunmasını istiyorum. Anlaşıldı mı?”

“Evet.”“Evet.”Sesl er i k o r k m u gi b i m i y d i ?

“Beni dinleyin, ikinizin de daha önce hiç görmediği bir yere gidiyoruz. Evden daha önce hiç olmadığı kadar uzakla-şacağız. Dışarıda eğer beni dinlemezseniz hepimizin canım yakacak şeyler var.”

Çocuklar suskundu.“Anlaşıldı mı?”“Evet.”“Evet.”Malorie onlan iyi eğitmişti.“Tamam, o zaman,” dedi. Sesi biraz histerik çıkıyordu.

“Gidiyoruz. Şimdi yola çıkıyoruz. B ur ad an ay r ıl ıy or uz ."

Çocuklann başlarını alnına dayadı.Sonra çocuklan birer birer ellerinden tuttu. Hızlıca evin

bir tarafından diğer tarafına geçtiler. Mutfağa vardıklarında Malorie titreyen ellerine rağmen gözlerini silip cebinde taşıdığı göz bağını çıkardı. Göz bağını sıkıca başının ve koyu renkli

16

Page 12: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 12/299

uzun saçlar ının etraf ına doladı . Sayıs ız kova su almak için ar-ş ınladığı pat ikaya açı lan k ap ının koluna el ini koyup duraksadı .

Evi a rkas ınd a b ı rakm ak üzereydi. Bu an ın gerçekliğ i a l t ın -da ezi l iyordu.

Kapıy ı aç t ığ ı zaman içer i soğuk hava doldu . Çocuklannönünde d i le ge t i remeyeceği kadar korkunç senaryolar veo la s ı l ı k l a r yüzünden bu lanan z ihn ine r ağmen öne doğru b i rad ım a t tı . N e redeyse bağ ı r a rak konu şu rken keke liyo rdu .

“E l im i t u tun . İk in i z de . ”O ğlan M alor ie ’n in so l e l in i tu t tu . K ız i se m inik parm akla

n n ı ka d ın ın sağ avcuna ye r le ş ti rd i .Gözler i bağl ı ha lde evden ç ık t ı la r.Ku yu y i rm i met re kada r uzaktaydı. Bi r zam anlar duvarda

as ı l ı res im çerçeve ler ine a i t o lan küçük ahşap parça la r ı on la-ra yol gös te rmes i iç in pa t ikaya yer leş t i r i lmiş t i . İk i çocuk dayüz le rce de fa ahşap pa rça l anna ayakkab ı l ann ın bu run lany ladokunmuş tu . B i r de fa s ında Malo r i e on la ra i h t iyaç l an o l acaktek i lac ın kuy ud ak i su o lduğunu söy lem işt i. M a lo ri e böy le lik -le çocuklar ın kuyuya da ima saygı gös te rmeler in i sağ lamış t ı .As la ku yu dan su çeke rk en ş ikâye t e tm emiş le rd i.

Kuyunun yan ına u l a ş t ık l a r ında ayak lann ın a l t ı ndak i ze -

m in engebe l iyd i . D oğa l o lam ayacak kada r yum uşak t ı.“A çık l ığa ge ld ik ,” dedi Malor ie .Çocuklar ı d ikka t l i b i r şek i lde yönlendi rd i . Kuyunun on

m etre kad ar ö tes ind e ik inc i b i r pa t ika baş l ıyordu . Bu pa t ikanıngir iş i dardı ve o rm an ı ikiye ayır ıyordu. N ehir burad an en fazlayüz metre uzakl ıktaydı . Ormana girdikler inde daracık gir iş ih i ssed ebi lm ek iç in ç ocu klar ın e l in i k ı sa b i r süre liğ ine b ı rak tı .

“ C e k e t i m e t u t u n u n ! ”

Pat ikanın gir iş ine bağlanmış bluzu bulana dek dal lara do-kun du. Bluz u oraya ü ç yı l kadar önce kendi e l ler iyle bağlamıştı .

O ğlan c ek e t in in cebin i kavrarken Kız’ın da oğlan ın g iys i s i-ne tu tunduğunu h isse t t i . Malor ie yürürken durmadan onlara

17

Page 13: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 13/299

birbirlerine tutunup tutunmadıklarını soruyordu. Agaç dalla-rı yüzüne batıyordu ama yine de sesini çıkarmıyordu.

Kısa süre sonra Malorie’nin toprağa sapladığı işarete ulaş-tılar. Kınlan mutfak sandalyelerinden birinin bacağını, yolcu luklan sırasında ayagmın takılıp yolu hatırlaması için patika mn tam ortasına saplamışu.

Kendi evlerinden sadece beş ev uzaklıktaki iskeleye bağ-lanmış durumdaki kayığı dört yı\ önce keşfetmişti. Kayığı en son kontrol edişinin üzerinden bir aydan biraz daha uzun bir zaman geçmişti ama hâlâ orada du rduğ una inanıyordu. Buna rağmen aksini düşünmemek zordu. Kayığa onlardan önce başkası ulaşmışsa ne olacakü? Ya kendisinden çok da farklı olmayan, yolun diğer tarafında, kayığa sad ece beş ev uza klık-ta yaşayan ve son dört )nlının her gününü kaçmak için yeter-

li cesareti toplamaya çalışarak geçiren bir kadın ondan önce davranmışsa ne olacakü? Aynı kaygan sazlığa takılıp kayığın sivri çehk ucunu hissederek kurtuluşu onda bulan başka bir kadın ondan önce davrandıysa ne olacaktı?

Hava, Malorie nin yüzü nde ki çizikleri yak ıyord u. Ç oc u k-lar şikâyet etmiyordu.

Bu çocuk l uk değil , diye düşündü Malorie çocukları nehre doğru götürürken.

Sonra onu duydu, iskeleye ulaşmadan önce kayığın suda çıkardığı sesi fark etti. Durdu ve ço cu kların göz bağ larını k on t-rol ederek ikisini de sıkü ve çocu kla rı ahşap iskeleye çıkardı.

Evet, diye düşündü, hâlâ bura da . Tıpkı evlerinin yanındaki sokakta hâlâ park halinde olan araçlar gibi. Tıpkı sokaktaki diğer boş evler gibi.

Evden uzaklaşıp ormandan çıktıklarında hava iyice se

rinlemişti. Suyun sesi korkutucu olduğu kadar heyecan ve-riciydi. Kayığın durduğuna inandığı yerde dizlerinin üzerine çökerken çocukların ellerini bıraktı ve kayığın çehk ucunu aramaya koyuldu. Parmaklan ilk önce, kayığı iskeleye bağlar-ken kullanılan halatı buldu.

18

Page 14: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 14/299

“Oğlan,” dedi kayığın buz gibi ucunu iskeleye doğru çe-kerken. “One. One geç." Ona yardım elli. Oğlan hazır olduk-tan sonra çocuğun yüzünü iki elinin arasına alarak bir kere daha, “Dinle. Suyun ötesini dinle. Sakın di nl em ek t en v az geç-

me," dedi.Kıza iskelede kalmasını söyledikten sonra gözleri görme-

den halattaki düğümü açtı ve dikkatli bir şekilde kayığa bine-rek ortadaki kısma olurdu. Yan ayakta yan oturur pozisyon-da kızın da kayığa binmesine yardım etti. Kayık beklenmedik bir anda şiddetle sarsılınca Malorie kızın elini sıkıca kavradı. Ama yine de kızın sesi çıkmadı.

Teknenin dibinde yapraklar, dal parçaları ve su vardı. Malorie bunlan eliyle ayıklayarak kayığın sağ tarafına sakla-dığı kürekleri buldu. Kürekler soğuktu. İslaktı. Küf kokuyor-lardı. Kürekleri demir oluklara yerleştirdi. İskeleden ayrılır-ken kürek çekmeye başladığı sırada güçlü ve dayanıklı görü-nüyorlardı. Ve sonra...

Artık nehirdeydiler.Su sakindi. Ama sesler vardı. Ormandaki hareketleri his-

sedebiliyorlardı.Malorie sisi düşündü. Kaçışlarını gizlediğini umdu.

Ama sis er ya da geç yok olacaktı.“Çocuklar,” dedi Malorie sertçe nefes alarak, “d in ley in .”

Sonunda, dört yıl bekledikten, onca eğitimden ve aynimak için yeterli cesareti topladıktan sonra iskeleden, sazlıktan ve ona bir ömür boyu kadar uzun gelen bir süredir onu ve ço cuklannı koruyan evden uzaklaşıyordu.

19

Page 15: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 15/299

>f\

Çocuklar doğmadan dokuz ay önceydi. Malorie ikisinin de dekore etmediği mütevazı bir kiralık dairede kız kardeşi Shannon ile birlikte yaşıyordu. Oraya, arkadaşlarının endi-şelerine rağmen, üç hafta kadar önce taşınmışlardı. Malorie de Shannon da popüler ve akıllı kadınlardı ama birlikte ol-dukları zaman kendilerini kaybedip durmak gibi bir eğilim gösterirlerdi ki kutulan içeri taşıdıklan gün bile bunun bir göstergesiydi.

“Büyük yatak odasını benim almamın daha doğru olduğu-nu düşünüyordum,” dedi Shannon ikinci katın sahanlığında dikilirken. “Sonuçta benim gardırobum daha büyük.”

“Ah, haydi ama,” diye yanıtladı Malorie henüz okumadığı

kitapları koyduğu süt kasasını taşırken. “O odanın penceresi daha iyi.”

Kız kardeşler uzun bir süre boyunca bu konuda tartıştı. İkisi de ilk günlerinde tartışarak arkadaşlanmn ve ailelerinin haklı olduğunu kanıtlamaktan ötürü bitkin düşmüştü. So-nunda M alorie yazı tura atmayı teklif etti ama o da Shannon’ın lehine sonuçlandığından beri yazı tura sırasında hile yaptığı-na inanıyordu.

Malorie o sırada kız kardeşinin onu çileden çıkarmak için yaptığı şeyleri düşünmüyordu. Shannon’ın ardından ortalığı

21

Page 16: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 16/299

toplamıyor, dolapların kapaklarını kapatmıyor ya da koridor boyunca uzanan giysi ve çorap yığınından oluşan yolu takip etmiyordu. Bulaşık makinesini çalıştırırken ya da Shannon’ın açılm am ış koli lerinden birini oturm a odasının ortasından çe-kerken başını iki yana sallayarak oflayıp puflamıyordu. Bu-

nun yerine birinci kattaki banyoda çırılçıplak bir halde dikil-miş, kamının aynadaki yansımasını inceliyordu.

R e g lin d a h a ö n c e d e g e c i k t i , dedi kendi kendine. Ama bu, teselli bile sayılmazdı çünkü haftalardır derin bir endişe için-deydi ve Henry Martin’le beraber olurken korunması gerek-tiğini biliyordu.

Siyah saçları omuzlarına dek uzanıyordu. Dudaklan me-raklı bir ifadeyle kıvrıldı. Ellerini dümdüz olan karnına ko-yup yavaşça başıyla onayladı. Kendi kendine nasıl açıklayaca-ğını bilemese de hamile old uğu nu h i s s e d i y o r d u .

“Malorie!” diye seslendi Shannon oturma odasından. “Orada n e ya p ıy or sun?"

Malorie yanıt vermedi. Yana doğru dönüp başını eğdi. Mavi gözleri, banyonun solgun ışığı altında grimsi görünü-yordu. Elini lavabonun pembe renkli l inolyum yüzeyine ko-

yup sırtını bir yay gibi büktü. Sanki içinde küçük bir yaşam olmadığını kanıtlayacakmış gibi karnını olabildiğince içine çekmeye çalışıyordu.

“Malorie!” diye seslendi Shannon tekrar. “Televizyonda bir rapor daha yayınlıyorlar! Alaska’da bir şeyler olmuş.”

Malorie kız kardeşinin söylediklerini duydu ama dünyada olup bitenler o anda pek umurunda değildi.

Son günlerde İnternet, insanların “Rusya Raporu” adını verdiği bir hikâyeyle ça lkalan ıyord u. St. P eters bu rg’un karlar-la kaplı otoyolunda i lerlemekte olan bir kam yo nu n y olcu kol-tuğunda oturan adam, kamyonu kullanmakta olan arkadaşın-dan kenara çekmesini istemiş, sonra da adama saldırıp tırnak-larıyla dudaklarım koparmıştı. Ardından, kamyon kasasında

Page 17: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 17/299

bulduğu b i r t es te rey le kendi canına k ıymış t ı . Tüyler ürper-t ic i b i r h ikâyeydi ama M alor ie h ikâyenin ünün ü In tem et ’inrasge le o lay lar ı popüler k ı lmaktaki saçma sapan becer i s inebağl ıyordu . Sonra ik inc i b i r h ikâye daha or taya ç ık t ı . Olan-lar büyük benzerl ik göster iyordu. Bu defa St . Petersburg’unüç b in k i lom et re ka dar uzağındaki Yak utsk’ta yaşanmış tı . Her

aç ıdan “akl ın ın yer inde o lduğu” söylenen b i r anne , k ın i rmştabaklar ın kesk in kenar la r ıy la haya t ına son vermeden önceçocuklar ın ı can l ı can l ı ev in in bahçes ine gömmüştü . Sonra , S t .Pe t e r sbu rg ’un ik i b in k i lome t re güneydoğusundak i Omsk’deü çü ncü b i r h ikâye pa t lak verm iş , In te rne t ’te h ız la yayı lm ış vegöz aç ıp kapayıncaya kadar tüm sosya l medya s i te le r inde ençok ta r t ı ş ı lan konulardan b i r ine dönüşmüştü . Bu defa v ideokay dı vardı . M alo rie’nin iz leyebi ldiği kad arıyla sakal ı kanabu lanm ış b i r adam e l indek i ba l tay ı sa l layarak onu f i lme çekenadama sa ld ı rmaya ça l ı ş ıyordu . Adam en n ihayet inde başanl ıo lmuş tu . Ama Malo r i e o k ı smı i z l ememiş t i . Konu hakk ındak ige l i şmeler i t ak ip e tmemeye ça l ı şmış t ı . Ama da ima dramat ikb i r yan ı o l an Shan no n , ko rku tucu habe r le r i tak ip e tmek te ıs -ra rc ı davranmış t ı .

“Alaska , " d iye tekrar lad ı Shannon banyo kapıs ın ın a rd ın-dan . “A m er ika ’dan bahsed iyo ruz M alo r i e !”

Shannon’ ın sar ı saç la r ı , anne ler in in F in landiya’ya uzanankö kler in i gö z ler önü ne ser iyordu . M alorie daha z iyade babas ı -na ben ziyordu : g üç lü , d er in göz lere ve b i r kuz eyl in in pürüzsüzbuğday renk l i t en ine sah ip t i. Yukarı Yanm ada’da büyü dük leriiç in ik i s i de şeh i r m erkez inde , D et ro it yakın lannd a yaşamanınhay al ini ku rm uş tu. B uran ın part i ler le , kon serler le , iş f ırsat la-r ıy la ve b i r sürü e rkek le dolu o lduğunu dü şünm üşlerd i .

Sonuncusu , Henry Mar t in i le tan ışana kadar Malor ie iç inpek de yo lunda g i tm em iş ti .

“Lanet olsun,” diye bağırdı Shannon. “Kanada’da da birşeyler dönüyor olabi l i r. Malorie , bu ciddi bir mesele . Sen ora-da hâlâ n e y a p ıy o r su n ? "

23

Page 18: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 18/299

Malorie m usluğu açıp soğuk suyu n parm aklarının arasın-dan süzûlmesine izin verdi. Yüzüne biraz su çarptı. Aynadaki yansımasına bakarak hâlâ Yukarı Yarımada’da yaşam akta olan annesiyle babasını düşündü. Henry Martin’e dair en ufak bir fikirleri yoktu. Birlikte geçirdikleri o geceden beri Malorie bile onunla konuşmamıştı. Yine de şimdi burada durmuş, bü-

yük olasılıkla ona sonsuza dek bağlanmıştı.Malorie havluya uzan ırken aniden bany on un kapısı açıldı. “Tannm, Shannon.”“Beni duydun mu Malorie? Herkes olanlardan bahsediyor.

İnsanlar bunun bir şey görmekle ilgisi olduğunu söylüyorlar. Sana da garip gelmiyor mu? Az önce CNN’de tüm olayların ortak bir noktası olduğunu söylediklerini duydum. Kurban-lar insanlara saldınp kendi canlanna kıymadan önce bir şey gör üyo r l a nn ı . Buna inanabiliyor m us un ?”

Malorie yavaşça kız kardeşine döndü. Yüzünde hiçbir ifa-de yoktu.

“Hey, Malorie, sen iyi misin? Pek iyi görünmüyorsun.” Malorie ağlamaya başladı. Alt dudağını ısırdı. Havluya

uzanmışü ama hâlâ vücudunu örtmeye çalışmamıştı. Hâlâ çıplak haldeki kamını inceliyormuş gibi aynanın önünde di-kiliyordu. Shannon durumun farkına vardı.

“Kahretsin,” dedi Shannon. “Yoksa şey olduğ un da n m ı en-dişeleniyorsun?”

Malorie daha Shannon’ın cümlesi bitmeden başıyla onay-lamaya başladı. Kız kardeşler pembe renkli banyoda birbirle-rine doğru birer adım attılar ve Sh ann on, M alorie’ye sarılarak onu sakinleştirmek için siyah saçlarını okşadı.

“Tamam,” dedi. “Hemen paniğe kapılmayalım. Test yapa-

lım. İnsanlar böyle yaparlar. Tamam mı? Endişelenme. Test yapan insanlann yarısından fazlasının hamile olmadığına ye-min edebilirim.”

Malorie yanıt vermedi. Sadece derin derin iç çekti. “Tamam,” dedi Shannon. “Haydi, gidelim.”

24

Page 19: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 19/299

Bir insan ne kadar uzağı duyabilirdi?Gözleri bağlı bir şekilde kürek çekmek Malorie’nin hayal

ettiğinden bile daha zordu. Kayıklan defalarca sazhklann

arasındaki bataklıklara sürüklenmiş ve dakikalar boyunca orada sıkışıp kalmışlardı. Çocukların gözlerini örten bağlara uzanan görünmez ellere dair zihninde canlanan görüntüler, Malorie’nin dört bir yanını sarmıştı. Sudan ya da nehrin kı-yıyla birleştiği yerdeki bataklıktan çıkan eller. Çocuklar çığlık atmamış, henüz sızlanmamışlardı bile. Bunun için gereğinden fazla sabırlıydılar.

Ama bir insan ne kadar uzağı duyabilirdi?

Oğlan ayağa kalkıp yosun tutmuş bir ağaç gövdesini ite-rek kayığı kurtarmaya yardım etliğinden Malorie artık ye-niden kürek çekebiliyordu. Erkenden karşılaştıkları terslik-lere rağmen ilerleme kaydettiklerini hissediyordu. Bu onu canlandırıyordu. Güneş çoktan doğmuş olduğundan ağaç-lardaki kuşlar ötüyordu. Hayvanlar etraflarını saran orma-nın yoğun bitki örtüsü içinde dolaşıyordu. Zıplayan balıklar etrafa su sıçratarak Malorie’nin sinirlerine elektrik verilmiş gibi hissetmesine yol açıyordu. Bunların hepsini duymuş ama hiçbirini görmemişlerdi.

25

Page 20: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 20/299

Çocuklar, doğdukları andan beri ormanın seslerini tanı-yacak şekilde eğitilmişlerdi, ikisi de henüz birer bebekken Malorie, onların gözlerine birer tişört bağlar ve onlan orma-nın sınınna kadar götürürdü. Her ne kadar onlara söyledik-lerini anlamayacak kadar küçük olduklarını bilse de ormanın

seslerini onlara tarif ederdi.H ı ırday an y ap ra k l ar , derdi. Tav an gi bi k üçük bi r hayv an.

Ama daima çok daha kötüsünü ummalıydılar. Bir ayıdan bile daha kötüsünü. O ve onu takip eden g ünlerde ço cu kla r onlara anlatılanlan öğrenebilecekleri kadar büyüdüklerinde Malorie hem kendini hem de onlan eğitmeye başlamıştı. Ama onlann bir gün duyacaklan kadar i>n duymayı asla beceremeyecekti. Duyma yetisine güvenerek cam a düşen bir yağ m ur damlasıyla cama hafifçe \mran birini ayırt etmeyi öğrendiği sırada yirmi dört yaşındaydı. O, görm e y et i s ine dayanarak yetiştirilmişti. Bu onu yanlış bir öğretm en yap ar mıydı? Yap rakları içe ri taşı-yıp çocuklann gözlerini bağladıktan so nra üze rine bastığı bir yaprakla elinde ezdiği bir yap rak a rasınd ak i farkı söylem eleri-ni istediğinde onlara doğru şeyleri mi öğretiyordu?

Bir insan ne kadar uzağı duyabilirdi?

Oğlan’ın balık sevdiğini biliyordu. Malorie, kilerde bul duklan bir şemsiyeyi kullanarak yaptıklan paslanmış bir ol-tayla sık sık nehre giderek onun için balık yakalardı. Oğlan bahklann mutfaktaki kovada zıplayıp etrafa sular sıçrattığını izlemeyi severdi. Onlann resimlerini çizmeye bile başlamıştı. Malorie, çocuklanna neye benzediklerini öğretebilmek için gezegendeki tüm yaratıklan yakalayıp eve getirmesi gereke-ceğini düşündüğünü hatırladı. Görme şanslan olsaydı başka nelerden hoşlanırlardı ki? Acaba Kız tilkiler hakkında ne dü-şünürdü? Ya bir kokarca hakkında? Arabalar bile Malorie’nin amatörce çizimlerine dayanan birer efsaneden ibaretti. Botlar, çalılar, bahçeler, mağaza vitrinleri, binalar, sokaklar ve yıldız-lar. Onlar için gezegeni yeniden yaratmak zorunda kalmıştı.

Page 21: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 21/299

Am a e l ler ine g eçirdikler i en güzel şey bal ıkl ı . Ve Oğ lan bal ığıgerçeklen çok sev iyordu .

Nehi r üzer indeki yo lcu luklanna devam ederken duyduğuher su ses inde çocuğun merakına yenik düşüp göz bağın ı ç ı -

karacağından endişe len iyordu .Bir insan ne kadar uzağı duyabi l i rdi?M alor ie çocu klan nın ağaç la r ı, rüzgân ve can lı yara tık la r la

do lu kocaman b i r dünyaya uzanan bauk l ık l an d in l emes in ii s t iyordu . Kürek çekerken nehr in b i r amf i t iya t roya benzedi -ğ in i düşün e rek gü lümsed i.

Am a ayn ı zamanda m ezar lan da o lab i li rd i .Ç ocu k la r d in lem e liyd i.

Malor ie karan l ığ ın iç inden ç ıkarak çocuklann baş lannıyaka layan ve on lan koruyan yegâne şey in bağlannı çözen e l -le ri z ihn ind en b i r tü r lü a tamıyordu .

N efes nefese ve te r i çindeydi ama y ine de çocu klan nın gü-vende hissedecekler i kadar uzağı duyabi lmeler i iç in dua et t i .

Page 22: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 22/299

i

Arabayı Malorie sürüyordu. Kardeşler onun 1999 model Ford Festiva’sını kullanıyorlardı çünkü onda daha fazla benzin var-dı. Evden sadece beş kilometre kadar uzaktaydılar ama çevre-de bir şeylerin değiştiğine dair işaretler vardı.

“Bak!” dedi Shannon çok sayıda eve işaret ederek. “Pence-releri battaniyelerle örtmüşler.”

Malorie, dikkatini Shannon’ın söylediklerine vermek is-tiyordu ama düşünceleri dönüp dolaşıp yeniden kamına odaklanıyordu. Rusya Raporu konusunda medyada yaşanan patlama onu da endişelendiriyordu ama olanlan kardeşi ka-dar ciddiye almıyordu. Internet’ten tanıdığı bazı insanlar da

Malorie gibi kuşku içindeydi. Bloglan ve özellikle de kendi-lerince güvenlik önlemi alan insanların fotoğraflarının altına yazılan komik yazılann yayınlandığı SiIlyPeopIe'ı okuyordu. Shannon rasgele pencerelere işaret edip gözlerini kapatırken Malorie’nin aklına bunlardan biri geldi. Fotoğraf, penceresine battaniye asmakta olan bir kadına aitti. Altında ise Fatlım, ya-tağı do ğru da n ora y a t a ıma mıza ne dersin , yazıyordu.

“Buna inanabiliyor musun?” diye sordu Shannon.Malorie sessizce başıyla onayladı ve başını sola çe\drdi.“Flaydi ama,” dedi Shannon. “Bunun gittikçe ilginç bir hal

aldığını artık itiraf etmelisin.”

Page 23: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 23/299

Malorie’nin bir parçası buna katılıyordu. G erçek l en ilginç-ti. Kaldınmdan ellerindeki gazeteyi şakaklarına kadar kaldır-mış olan bir çift geçiyordu. Bazı sürücüler dikiz aynalannı yukan çevirmişti. Malorie kayıtsız bir şekilde bunların, top-lumun yanlış giden bir şeyler olduğuna inanmaya başladığını

gösteren işaretler olup olmadığını merak etti. Ve eğer öyleyse yanlış giden şey neyd i?

“Anlamıyorum,” dedi Malorie kısmen düşüncelerini da-ğıtmaya çalışarak kısmen de konuyla ilgilenmeye başlayarak.

“Neyi anlam ıyorsun ?”“Dışan bakmanın tehlikeli olduğunu mu düşünüyorlar?

Yani h er h a n gi b i r y er e bakm anın?”“Evet,” dedi Shannon. “Tam olarak böyle düşünüyorlar.

Sana anlaüp du ruyo rdum .”Malorie, Shannon’ın oldum olası dramatik bir tip olduğu-

nu düşündü.“Bu kulağa çılgınca geliyor,” dedi. “Şu adama bak!” Shannon, Malorie’nin işaret ettiği yere baktı. Sonra başını

çevirdi. Takım elbise içindeki bir adam, körlerin kullandığı bastonlardan biriyle yürüyordu. Gözleri kapalıydı.

“Kimse böyle davranmaktan utanmıyor,” dedi Shannon. Gözleri ayakkabılanndaydı. “İşler öy lesine tu haf bir ha l aldı ki.”

Stokel/s Drugs’m önünde durduklarında Shannon elini gözlerine siper etti. Malorie kardeşinin tuhaf davranışını fark edince otoparka bakü. Diğerleri de onunla aynı şeyi yapıyordu.

“Görmekten korktuğun şey ne ?” diye sordu .“Henüz kimse o sorunu n yanıtını bilm iyo r.”Malorie eczanenin san renkli büyük tabelasını binlerce

defa görmüştü. Ama tabela daha önce gözüne hiç böylesine ürkütücü görünmem işti.H aydi , i çer i g i r i p i lk gebel i k t est in i a l a l ım , diye düşündü

arabadan inerken. Kardeşler otoparkı boylu b oy un ca geçti.“llaçlann yam nda olduklarını sanıyorum ,” diye fısıldadı Shan-

non eczanenin ön kapısını açarken. Hâlâ gözlerini koruyordu.

Page 24: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 24/299

“Shannon, kes şunu.”Malorie aile planlamasına yönelik ürünlerin bulunduğu

koridor boyunca ilerledi. First Response, Clearblue Easy, New Choice ve altı farklı marka vardı.

“Burada bir sürü var,” dedi Shannon raftakilerden birini

eline alarak. “Artık kimse prezervatif kullanmıyor mu?”“Hangisini alacağım ?”Shannon omuzlarını silkti. “Hepsi birbirine benziyor.”Koridorun aşağısında bir adam sargı bezleriyle dolu bir

kutuyu açtı ve sargı bezlerinden birini gözüne tuttu.Kardeşler gebelik testini kasaya götürdüler. O gün eczane-

de Andrew çalışıyordu. Adam Shannon’la aynı yaştaydı ve bir zam anlar ona çıkma teklif etmişti. Malorie bunun bir an önce bitmesini istiyordu.

“Vay canına,” dedi Andrew küçük kutuya bakarak.“Kapat çeneni Andrew,” dedi Shannon. “Bu sadece köpe-

ğimiz için.”“Artık bir köpeğiniz mi var?”“Evet,” dedi Shannon adamın gebelik testini koyduğu tor-

bayı alarak. “Ve bizim mahallede de epeyce popüler.”Eve dönüş yolculuğu Malorie için işkence gibiydi. Koltuk-

larının arasındaki plastik torba, hayatının çoktan değiştiğini

söylüyordu.“Bak,” dedi Shannon ğözlerini korumak için kullandığı

eliyle camın öte yanına işaret ederek.Kardeşler yavaşça dur işaretine yaklaştı. Köşedeki evin he-

men yanında duran bir kadının küçük bir merdivene çıkıp evin geniş pencerelerini yorganla örttüğünü gördüler.

“Eve döndüğümüz zaman ben de aynısını yapacağım,” dedi Shannon.

“Shannon.”Genellikle mahalledeki çocuklarla dolu olan sokakları

boştu. Mavi renkli, üzerine etiketler yapıştırılmış üç teker-lekli bisikletler ortalıkta görünmüyordu. Wifflc marka tek bir beysbol sopası yoktu.

31

Page 25: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 25/299

İçeri girer girmez Malorie banyoya yönelirken Shannonderhal televizyonu açtı.

“Malorie, tek yapman gereken on un üz erine işe m ek !” diye

seslendi Shannon .Banyodaki Malorie haberlerin sesini duyabiliyordu.Shannon banyonun kapıs ına dayanana dek Malorie çok-

tan başını iki yana sallayarak pembe çizgiye bakmaktaydı.“Hadi be ,” dedi Shann on.“Annem i ve babam ı aram am g erek iyor,” dedi M alorie. Ken-

di kendini başına geleceklere hazırlam aya başlam ıştı bile çün-kü bekâr olmasına rağmen o bebeği doğuracağını bil iyordu.

“Henry M artin’i aram alısın,”, dedi S ha nn on .

Malorie kız kardeşine çabucak bir bakış att ı . HenryMart inin o çocuğun hayat ında önemli bir rol oynamayacağı-nı bi l iyordu. Her nedense çoktan bunu kabul lenmişt i . Shan-non, açı lmamış kutulann te levizyonun önündeki a lanı işgalett iği oturma odasına girdi. Ekranda bir cenaze töreni vardı.CNN yorumculan konu hakkında tar t ış ıyorlardı . Shannontelevizyona yaklaşıp sesini kıstı. M alorie ise k ane pey e oturupcep telefonund an He nry M artin’i aradı.

Adam yanıt vermeyince mesaj att ı .Önem li bir konu var. Uyg un oldu ğund a b eni ara.Shannon aniden bağırarak ko l tuktan f ır ladı .“Bunu gördün m ü M alorie? M ichiga n’da bir kaza olmuş!

Sanınm Yukarı Yanm ada’da olduğu nu söy ledi ler.”Malorie zaten anne ve babası hakkında düşünüp duruyor-

du. Shannon televizyonun sesini yeniden açınca kardeşler,İron Moun tain’da yaşam akta olan ya şlıca bir çift in y akınlanndaki orman lık alanda bir ağaca asılm ış halde bu lund uğ un u öğ-

rendiler. Spiker çift in kendi ke m erlerin i ku lland ığını söyledi.Malorie annesini aradı. Telefon iki defa çald ıktan sonra ka-dın telefonu açtı.

“Malorie.”“Anne.”

Page 26: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 26/299

"Şu haberler yüzünden aradığından eminim?""Hayır. Anne, hamileyim.”"Ah, Tanrım. Malorie.” Annesi bir anlığına sessizleşti.

Malorie hattın diğer ucundaki televizyonun sesini duyabili-yordu. "Ciddi ilişkin olan biri var mı?”

"Hayır, bu bir kazaydı.”Shannon artık televizyonun önünde dikiliyordu. Gözleri

fal taşı gibi açılmıştı. Malorie’ye ne kadar önemli olduğunuhatırlatmak istercesine eliyle televizyona işaret ediyordu. Te-lefonun ucundak i annesi hâlâ suskundu.

"Anne, iyi misin?”"Aslında şu anda senin için daha fazla endişeleniyorum

tatlım.”"Evet. Kötü zamanlama.”"Kaç haftalık?”"Sanırım beş haftalık. Belki de altı.”“Doğurmayı düşünüyor musun? Karannı verdin mi?”“Evet. Demek istediğim şu ki hamile olduğumu az önce

öğrendim. A ma d oğuracağım. Ev et.”“Bebeğin bab asına haber verdin m i?”“Ona yazdım. Ama tekrar aramayı deneyeceğim.”Bu defa duraksayan M alorie’ydi. Sonra konuşmaya devam etti.“Orada kendinizi güvende hissediyor musunuz anne?

İyi misiniz?”“Bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum. Hiçbirimiz kendimi-

zi güvende hissetmiyoruz ve çok korkuyoruz. Ama şu andasenin için endişeleniyorum.”

Ekranda bir kadın önündeki şemaya işaret ederek yaşan-mış olabilecekleri açıklıyordu. Çiftin arabasının terk edilmişhalde bulunduğu küçük sokak boyunca uzanan bir çizgi çiz-di. O sırada Malorie’nin annesi, yaşlı çifti tanıyan bir arkada-şı olduğunu anlatıyordu. Soyadlannın Mikkonen olduğunusöyledi. Ekrandaki kadın artık kanlar içindeki çimenlerin ara-sında dikiliyordu.

3.3

Page 27: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 27/299

“Tannm," dedi Shannon.“Ah, keşke baban evde olsaydı,” dedi annesi. “Ve sen lıa

milesin. Ah, Malorie.”Shannon telefonu kavradı. Annesine haberlerde verilen

detaylardan daha fazlasını bilip bilmediğini sordu. Oradakiinsanlar neler konuşuyordu? Şu ana kadar yaşanan tek olaybu muydu? İnsanlar önlem almaya başlamış mıydı?

Shannon çılgın gibi telefonla konuşurken Malorie kane-peden kalktı. Sokak kapısına kadar gidip kapıyı açtı. Sokağabaktı ve kendi kendineBun la r ne kad a r c idd i , diye sordu.

Komşulanndan hiçbiri bahçede d eğildi. D iğer evlerin pen-cerelerinden görünen tek bir yüz bile yoktu. Yanından biraraba geçti ama Malorie sürü cünü n yüz ünü görem edi çünkü

adam eliyle yüzünü gizliyordu.Sabah gazetesi evin ön ünd eki çim en lerin üzerind e duru-

yordu. Malorie ona doğru bir adım attı. İlk sayfanın manşeti,olayların artan sayısıyla ilgiliydi. Sadece şöyle yazıyordu; BİRTANE DAHA. Shannon büyük ihtimalle gazetede yazan herşeyi çoktan ona anlatmıştı. Malorie gazeteyi aldı, arkasını çe-virdi ama arka sayfada gördüğü şey d urm asına ne de n oldu.

Bu bir ilandı. Riverbridge’deki bir ev, kapılarını yabancıla-ra açıyordu. “Güvenli ev” deniliyordu. Bir sığınak. Her geçengün patlak veren korkutucu olaylara rağmen ev sahiplerininbir “bannak" görevi göreceğini um duğu bir yer.

Paniğin teninin karıncalanm asına n eden olan i lk kırm tılannı hissetmeye başlayan Malorie sokağa bir defa daha baktı.Komşulannın kapısının açılıp hızla kapandığını gördü. Elin-de tuttuğu gazeteyle omzunun üzerinden kendi evine baktı.Evden hâlâ televizyonun sesi yükseliyordu, içeride, oturmaodasmm karşı duvannda, Shann on od adaki pencere lerden b i-

rine battaniye asıyordu.“Haydi,” dedi Shannon. “İçeri gir. Ve o kapıyı kapat.”

34

Page 28: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 28/299

Çocukların doğumundan altı ay önceydi. Malorie duş alı-yordu. Evdeki bütün pencereler battaniyelerle örtülmüştü.Sokak kapısını asla açık ya da kilitlemeden bırakmıyorlardı.

Açıklanamayan olaylara dair raporlar, insanlann paniğe ka-pılmasına neden olan bir sıklıkla gün yüzüne çıkıyordu. Birsüre önce haftada iki defa son dakika haberi olarak verilenolaylar artık her gün yaşanıyordu. Televizyonda devlet gö-revlileriyle röportajlar yapılıyordu. Maine kadar doğudan veFlorida kadar güneyden gelen haberler her iki kardeşin deönlem almaya başlamasına neden olmuştu. Her gün onlarcabloğu ziyaret eden Shannon, okuduğu her şeyden biraz olsunkorkuyordu. Malorie neye inanması gerektiğini bilmiyordu.Her saat başı Inte m et’te yeni hikâyeler patlak veriyordu. Sos-yal medyada herkes bu konudan bahsediyordu. Gazetelerdesadece bu nlar işleniyordu. Yalnızca konu hakkında ki bilgileriele alan yeni web siteleri ortaya çıkıyordu. Sitelerden birindeolayların yaşandığı şehirlerin kırmızı renkli suratlarla işaret-lendiği bir dünya haritası vardı. Malorie haritaya son baktı-ğında üç yüzün üzerinde kırmızı renkli surat saymıştı. İn-ternet ortamında, yaşananlara “Sorun” deniliyordu. Toplum

içinde kabul gören bir düşünceye göre, “Sorun” her ne olursaolsun kişininbir şeyler görmesiyle başlıyordu.

35

Page 29: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 29/299

Malorie elinden geldiğince söylenenlere inanmayı reddet-ti, Kardeşler durmadan tartışıyorlardı. Malorie kitlesel panik-le dalga geçen sayfalardan alıntılar yaparken Shannon geriyekalan her yerden alıntılarla karşılık veriyordu. Ama kısa za-

man sonra Malorie mücadeleden vazgeçmek zorunda kaldıçünkü sıklıkla ziyaret ettiği sayfalar, sevdikleri insanlara dairhikâyeler paylaşmaya ve blogların yazarlan endişelerini dilegetirmeye başlamışa.

Deliler, diye düşünmüştü Malorie o zamanlar.Kuşkucula- nn arasından b ile çıkıyorlardı.

Malorie iki farklı hayatı aynı anda yaşarken günler gelipgeçiyordu. Kardeşlerden ikisi de artık evden aynimıyordu.İkisi de pencerelerin örtülü olup olmadığını kontrol ediyor-

du. Durmadan kendini tekrarlayan hikâyeleri dinlemeye katlanamayacak hale gelene kadar CNN’i, MSNBC’yi ve Foxüizliyorlardı. Ve her ne kadar Shanno n gün ge çtik çe ciddileşipkasvetli birine dönüşse de Malorie h er şey in ge çip gideceğinedair ufak bir umut kınntısı besliyordu.

Ama olmadı. Ve her şey gün geçtikçe kötüye gitti.Kapalı kapı ve pencereler ardında üç ay boyunca yaşadık-

tan sonra Malorie’nin ve Shannon’ın en korkunç kâbuslangerçek oldu. Anne ve babalan artık telefona yanıt vermiyor-lardı. E postalannı da cevaplamıyorlardı.

Malorie kuzeye doğru yol alarak Yukan Yanmada’ya git-mek istedi ama Shannon ona karşı çıktı.

“Malorie, güvende olduklannı ummaktan başka bir şeyelimizden gelmez. Telefonlannın kesildiğini ummalıyız. Şuanda bir yere gitmeye kalkışmak aptallık olur. Flenüz mar-kete bile gitmeyi göze alamazken dokuz saatlik bir yolculukkesinlikle intihar anlamına gelir.”

“Sorun” daima intiharla sonuçlanıyordu. Fox News o ke-limeden o kadar çok bahsetmişti ki artık eş anlamlılannı kul-lanıyorlardı. "Kendi kendini yok etme." “Kendi canını alma.”

36

Page 30: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 30/299

“Harakiri.” Spikerlerden biri durumu, “kişinin kendini orta-dan kaldırması" olarak tarif etmişti ama bu tanım halk ta-rafından pek hoş karşılanmamıştı. Devlet tarafından verilentalimatlar ekrandan geçip duruyordu. Ülke genelinde sokağaçıkma yasağı ilan edilmişti. İnsanlara kapılarını kapamalan,pencerelerini örtmeleri ve temel olarak asla dışarı bakmama-ları tavsiye ediliyordu. Radyodaki müzik yayınının yerini tar-tışmalar almıştı.

Bir harar ıma, diye düşündü Malorie.Dışarıdaki dünya kapatılıyor.

Kimse olanlara anlam veremiyordu. Kimse neler olduğunubilmiyordu. İnsanlar, başkalarının canlannı yakmalanna, ken-di hayatlarına son vermelerine neden olan bir şey görüyordu.

İnsanlar ölüyordu.Ama neden?M alorie içinde büyüyen çocuğa odaklanarak sakinleşme-

ye uğraşıyordu. Çocuğunuzla isimli bebek kitabındaki tümbelirtileri gösteriyor gibiydi. Hafif kanamalar. Göğüslerdehassasiyet. Yorgunluk. Shannon, Malorie’nin ruh halinde-ki değişikliklerden şikayetçiydi ama asıl deliye dönmesi-ne neden olan aşermeydi. Markete kadar gitmekten kork-tukları için, gebelik testini aldıkları günden kısa bir süre

sonra depoladıkları yiyeceklere mahkûm kalmışlardı. AmaMalorie’nin damak tadı değişmişti. Alışılagelmiş yiyeceklermidesini bulandırıyordu. O da ellerinde ne varsa karıştırı-yordu. Portakallı çikolatalı kek. Kokteyl soslu tavuk. Kızar-mış ekmek üzerinde çiğ balık. En çok dondurmanın haya-lini kuruyordu. Sık sık sokak kapısına bakıp direksiyonunarkasına geçip markete gitmenin ne kadar kolay olduğunudüşünüyordu. Sadece on beş dakikasını alacağını biliyordu.Ama ne zaman kapıya yönelecek olsa televizyonda tüyler ür-

pertici başka bir hikâye yayınlanıyordu. Ayrıca, çalışanlarınmarkette olup olmadıklarım kim bilebilirdi ki?

37

Page 31: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 31/299

Shannon’a, ‘İnsanların ne gördüklerini düşünüyorsun?"diye sordu Malorie.

“Bilmiyorum, Malorie, G erçekten bilm iyoru m ."Kardeşler sık sık birbirlerine bu soruyu soruyorlardı.

İnternette bahsi geçen teorileri saymak mümkün değildi.Her biri Malorie nin ödünü patlatıyordu. Kablosu z tekno lo-

jinin ku llanımından kaynaklanan radyo dalg ala rın ın nedenolduğu ruhsal bozukluk bunlardan biriydi. İnsanoğlunun ev-rimindeki bir hata da başka bir tanesiydi. Yeniçağ akımınıntakipçileri, yaşananlann insanoğlunun patlamak üzere olanbir gezegenle ya da ölmekte olan bir güneş le tem asınd an kay-naklandığını söylüyordu.

Bazı insanlar dışanda tehlikeli yaratıklann olduğuna ina-nıyordu.

Hükümet ise kapılarınızı kilitleyin demek dışında hiçbirşey söylemiyordu.

Malorie tek başına kanepede oturmuş, televizyon izlerkenkamını okşadı. İzleyebileceği güzel hiçbir şey olmadığındanbebeğin endişesini hissetmesinden kork uyo rdu. Çocu ğun uz-la bunun olabileceğini söylüyordu. Bebek, annesinin duygu-larını yaşayacaku. Yine de gözlerini ekrandan ayıramıyordu.Arkasındaki duvara yasladığı masanın üzerinde, daima açıkdurumdaki bilgisayar duruyordu. Radyo kısık sesle çalışı-yordu. Hepsini bir arada düşündüğünde Malorie sanki birharekât merkezindeymiş gibi hissetti. Her şey paramparçaolurken yaşananlann merkezinde olan biteni takip ediyor-du. Bu son derece boğucuydu ve gün geçtikçe korkutucu birhal alıyordu. Artık televizyonda reklamlar yayınlanmıyordu.Haber spikerleri sadece kısa bir anlığına duraksıyor ve hiçutanmadan şaşkınlıklannı sergilerken son dakika haberlerinicanlı yayında alıyorlardı.

İletişim araçlarından yükselen uğultuya rağmen Malorie,Shannon’ın ikinci katta hareket ettiğini duydu.

38

Page 32: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 32/299

Sonra, CNN’in en ünlü yorumcularından biri olan GabrielTownes ona uzalılan kâğıdı sessizce okurken Malorie üsl kat-lan gelen bir gürüliüyle yerinden sıçradı ve öylece donakaldı.

“Shannon!” diye seslendi. “İyi misin?”Gabriel Townes iyi görünmüyordu. Son günlerde sıklıkla

televizyondaydı. CNN, muhabirlerinin çoğunun kanala gel-meyi kestiğini duyuralı epeyce olmuştu. Townes orada yatıpkalkıyordu. Yeni sloganı, “Bundan birlikte kurtulacağız” idi.Saçları arlık kusursuz görünmüyordu. Çok az makyaj yapı-yordu. Daha da önemlisi, haberleri sunarken sergilediği bit-kin tavırdı. Çökmüş gibi görünüyordu.

“Shannon? Buraya gel. Townes az önce bir son dakikahaberi aldı.”

Ama yanıt yoktu. Ûst katta sessizlik hüküm sürüyordu.Malorie ayağa kalkıp televizyonun sesini kıstı.

“Shannon?”Gabriel Townes sessizce Toledo’da yaşanan bir kafa kesme

olayının detaylarını veriyordu. Burası, Malorie’nin oturup tele-vizyon seyrettiği yerden en çok yüz otuz kilometre uzaktaydı.

“Shannon?! Orada ne yapıyorsun?"Cevap gelmedi. Townes alçak sesle televizyonda konuş-

maya devam ediyordu. Habere eşlik eden herhangi bir grafik,

müzik ya da montajlı görüntü yoktu.Odanın ortasında öylece dikilen Malorie tavana baktı. Te-levizyonun sesini biraz daha kıstı, sonra radyoyu kapattı vemerdivenlere doğru yürümeye başladı.

Tırabzanlara ulaştığında başını yavaşça kaldırıp halıylakaplı sahanlığa baktı. Lambalar kapalıydı ama güneş ışığınabenzeyen ince bir ışık demeti duvarı aydınlatıyordu. Elini ah-şap tırabzana koyan Malorie halıya doğru bir adım attı. Om-zunun üzerinden sokak kapısına baktı ve o ana kadar duydu-ğu tüm raporları düşündü.

Merdivenleri çıktı.“Shannon?”

39

Page 33: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 33/299

Artık ûst kattaydı. Tir tir titriyordu. Koridora girdiğindeShannon'ın odasından gelen güneş ışığını gördü. Cesaretinitoplayıp yavaşça kapıyı açarak içeri baktı.

Pencerelerden birinin köşesi gözler ö nü nde ydi. Battaniye-

nin bir parçası öylece sarkıyordu.Malorie hızla bakışlannı kaçırdı. Sadece sessizlik ve altkattaki televizyondan gelen belli belirsiz bir uğultu vardı.

"Shannon?”Koridorun sonundaki banyonun kapısı açıktı. Lambası da

yanıyordu. Malorie oraya doğru yürüdü. Sonunda kapınınönünde durduğunda nefesini tuttu ve bakmak için döndü.

Shannon yüzü tavana dönük halde yerde öylece yatıyordu.Göğsüne bir makas saplanmıştı. Gittikçe etrafa yayılan kan,

yerdeki fayanslann üzerinde kocaman bir birikinti oluşturu-yordu. Ortalıkta vücudundakinden bile daha fazla kan varmışgibi görünüyordu.

Malorie çığlık atıp kapının pervazına tutundu ve ağlaya-rak dizlerinin üzerine çöktü. Banyonun parlak ışıklan heraynnuyı gözler önüne seriyordü. K ız ka rde şinin gözlerindekidonukluk. Shannon’m tişörtünün makasla birlikte göğüs ka-fesine girmesi.

Malorie küvete kadar emekleyip kustu. Her yeri kız kar-

deşinin kanıyla kaplıydı. Shannon’ı uyandırmaya çalıştı amauyanmayacağını biliyordu. Malorie, Shannon’la konuşarakayağa kalktı. Ona yardım getirmeye gideceğini söyledi. El-lerindeki kanı sildikten sonra Malorie aceleyle alt kata indive kanepenin üzerindeki telefonunu buldu. Polisi aradı amayanıt yoktu. Tekrar aradı. Yanıt yoktu. Sonra ailesini aradı.Hâlâ telefona cevap vermiyorlardı. Geri dönüp koşarak sokakkapısına gitti. Yardım bulmalıydı. Eli, kapının topuzunu kav-radığı anda onu çeviremeyeceğini anladı.

Ulu Tannm, diye düşündü Malorie.Shannon asla isteyerek böyle bir şey yapmazdı. Ulu Tannm, söy lenen ler doğru! Dışan- da bir şeyler var.

40

Page 34: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 34/299

Ve Shannon her ne gördüyse eve yakın olmalıydı.Onunla kız kardeşini öldüren şey arasında incecik bir ah-

şap parçası vardı, Malorie’yi kardeşinin gördü ğü şeyden incebir ahşap parçası koruyordu.

Ahşab ın öte tarafındaki rüzgârın sesini duydu. Ondan baş-ka çıt çıkmıyordu. Sokakta tek bir araba yoktu. Komşularınsesi gelmiyordu. Sadece ürkütücü bir sessizlik vardı.

Yalnızdı. Aniden ve acı verici bir şekilde birine ihtiyacı ol-duğunu fark etti. Güvende olmaya ihtiyacı vardı. Bu evden

aynimanın yolunu bulmalıydı.Shannon’ın görüntüleri zihnini dağhyordu. Buna rağmenkoşarak mutfağa gitti. Lavabonun altındaki gazete yığınınıöne çekti ve gazeteleri çılgınca altüst etti. Gözleri fal taşı gibiaçılmış bir halde sertçe nefes alarak gazetelerin arka sayfaları-nı teker teker kontrol etti.

Sonunda onu buldu.İlan. Riverbridge. Yabancılar, yabancılan evlerine davet edi-

yordu. Malorie ilanı bir kere daha okudu. Sonra bir kere daha.

Elinde sıkıca kavradığı gazeteyle dizlerinin üzerine çöktü.Riverbridge sadece yirmi dakika uzaklıktaydı. Shannon dı-şarıda bir şey görmüştü ve bu, onu öldürmüştü. Malorie biran önce kendisinin ve çocuğunun güvenliğini sağlamalıydı.

Aldığı kesik nefesler aniden sonu yokmuş gibi görünensıcak gözyaşlarına dönüşlü. Ne yapması gerektiğini bilmiyor-du. Hayatı boyunca hiç bu kadar korkmamıştı. İçindeki herşey yanıp kavruluyor gibiydi.

Bağıra bağıra ağladı. İslak gözleriyle ilanı bir kere daha

okudu.Gözyaşları gazeteye damlıyordu.

Page 35: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 35/299

“Ne oldu Oğlan?”“Şunu duydun mu?”“Neyi? Ne duydun?Konuş!"“Dinle.”Malorie seslere kulak kabarttı. Kürek çekmeyi bıraktı ve

dinlemeye koyuldu. Rûzgânn sesini duyuyordu. N ehrin sesi-ni duyuyordu. Uzaklarda bir yerlerde kuşlar ötüyordu. Ağaç-larda dolaşıp duran küçü k hayvanlar yüzünden yapraklar hı-şırdıyordu. Tabii bir de kendi soluklan ve kalp atışlan vardı.Ve tüm bu gürültülerinderinliklerinden bir yerlerden gelen oses korkunun bedenini ele geçirmesine neden oldu.

Suda onlarla birlikte başka bir şey daha vardı.“Konu şm ayın!” dedi Malorie d işlerinin arasından.Çocuklar suskundu. Kürekleri kıvırdığı bacaklarının üze-

rine koydu ve hareketsiz kaldı.Önlerindeki suda büyük bir şey vardı. Yükselip etrafa sular

sıçratan bir şey.Malorie, çocuklarını delilikten korumak için harcadığı

onca çabaya rağmen onları eski dünyaya ait gerçeklere karşıyeterince hazırlayıp hazırlamadığını merak etti.

Tıpkı insanların artık kullanmadığı bir nebri istila eden

yabani hayvanlar gibi gerçeklere.

43

Page 36: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 36/299

Kayık Malorie’nin soluna doğru döndü. Küreklerin uçlannı yasladığı çelik kısma dok una n ş eyin sıca klığ ını hisseni.

Ağaçlardaki kuşlar sessizleşti.Malorie çocuklan düşünerek nefesini tuttu.

Ka)iğın burnuyla o>nayan şey neydi? Acaba bir yara tık o la bilir mi, diye düşündü panik içinde.Lütfen, hayır, Tannm, lütfen sadece bir hayvan olsun. Lütfen!

Malorie, çocuklan göz bağlannı açsa ve deliye dönmedenönce çığlık çığlığa bağırmaya başlasa bile kendi gözlerini aç-mayacağını biliyordu.

Kayık, Malorie’nin kürek çekmesine gerek olmaksızınhareket etti. Küreklerden birini sıkıca kavrayıp savurmayahazırlandı.

Ama sonra suyun ikiye aynima sesini duydu. O şey hare-ket ediyordu. Sesi artık daha uzaklardan geliyordu. Malorie okadar güçlükle soluk alıyordu ki az kalsın nefesi kesilecekti.

Sol tarafmdaki sazhklann arasından yükselen tuhaf sesyüzünden o şeyin sürünerek kıyıya çıktığını hayal etti.

Belki d e yürümüştü.Yarauk orada ayakta duruyor olab ilir miyd i? Belk i de ağaç

lann dallanna ve ayaklanndaki çamura bakıyordu?

Böyle düşünceler ona Tom’u hatırlatıyordu. Tatlı Tom.Hayatının her anını bu yeni ama korkunç dünyada nasıl ha-yatta kalacaklannı bulmaya çalışarak geçirmişti. Onun daonlarla birlikte olmasını diledi. Tom, o tuhaf sesi neyin çı-kardığını b ilirdi.

O bir siyah ayı, dedi kendi kendine.Kuşların cıvıltısı geri döndü. Ağaçlardaki hayat sürüyordu.“İyi iş çıkardın,” dedi Malorie soluk soluğa. Hâlâ stresli

olduğu sesinden anlaşılıyordu.

Yeniden kürek çekmeye koyuldu. Kısa zaman sonra Kız’ınbir araya getirdiği yapboz parçalarından çıkan sesle suya çar-pan küreklerin sesi birbirine karışmaya başladı.

44

Page 37: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 37/299

Siyah kumaş parçalan yüzünden önlerini göremeyen ço-cuklarım, varlıklarını gözler önüne seren güneşi ve onlannehir boyunca sürükleyen akıntıyı hayal elli. Sıkı sıkı başı-na bağladığı göz bağı epeyce ıslanmıştı. Kulaklanmn hemenyanını tahriş ediyordu. Bazen buna aldınş etmemeyi beceri-yordu. Ama tüm diğer anlarda tek düşünebildiği acıyan yerikaşımaktı. Soğuğa rağmen parmaklarını düzenli aralıklarlanehre batırıp kümaşın canını yakan kısımlannı ıslatıyordu.Kulaklarının hemen üzerini. Burun kemerini. Başının arka-sındaki düğümün altını. Islaklık işe yanyordu ama Maloriekumaşın yüzünde bıraktığı hisse asla alışamayacaktı. Kü-rek çekerken gözlerinin ve hattakirpiklerinin bile kumaştanusandığını düşündü.

Sadece siyah bir ayı, diye tekrarladı kendi kendine.Ama pek emin değildi.Son dört buçuk yıldır attığı her adımı bu tür endişeler

yönetiyordu. Gazetedeki ilana yanıt vermeye karar veripRiverbridge’deki eve ilk adımını attığından beri. O gündenberi duyduğu her ses, zihninde hayvanlardan çok daha kor-kunç görüntülerin canlanmasına neden oluyordu.

Malorie tir tir titreyerek çocuklara, “İyi iş çıkardınu,"dedi. Onlara güvence vermek istiyordu ama sesi, korkusunuaçığa vuruyordu.

Page 38: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 38/299

yediRiverbridge.

Malorie yıllar önce bu bölgede bir defa bulunmuştu. Bura-ya gelmesinin nedeni bir Noel partisiydi. Partiyi veren kıztnismini zar zor hatırltyordu. Marcy gibi bir şeydi. Belki de Maribel. O nu tanıyan Shannon’dı ve arabayı da Shannon kullan-mıştı. Yollar çamur içindeydi. Ara sokakların sınırlarını ça-murlu kar birikintileri çiziyordu, insanlar içecekleri için çatılannda biriken buzu kullanıyordu. Biri yan çıplak bir haldedışan çıkıp karın üzerine 2 00 9 yazmıştı. Şimdi, yazın en sıcakdönemi o lan Temmuz ayının o riasındaydılar ve arabayı kulla-nan Malorie’ydi. Korku içindeydi, yapayalnızdı, yastaydı.

Yolculuk acı vericiydi. Arabayı saatte yirmi beş kilomet-

renin üzerine çıkmadan süren Malorie, çılgına dönmüş birhalde sokak labe lalann a ve diğer arabalara bakınıyordu. Göz-lerini kapatıyor, sonra yeniden açıyordu. Her şeye rağmenilerlemeye devam elti.

Yollar terk edilmiş gibiydi. Yanından geçip gittiği tüm ev-lerin pencerelerinde battaniyeler ya da kontrplaklar vardı.Mağaza vitrinleri bomboşlu. Alışveriş merkezlerine ait oto-parklarda tek bir araba dahi yoktu. Gözlerini önündeki yol-dan ayırmadan sürmeye devam etti. Yanında duran haritadaçizdiği yolu takip ediyordu. Direksiyonu kavrayan elleri bil

47

Page 39: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 39/299

kindi. Ağlamaktan gözleri yanıyordu. Kız kardeşinin cesedinievlerinin banyosunda yerde öylece yatarken bıraktığı için hiçdinmeyecekmiş gibi görünen bir su çluluk duyuyordu.

Onu gömmemiş, sadece kaçıp gitmişti.

Hastaneler telefonlara yanıt vermiyordu. Cenaze evleride öyle. Malorie, Shannon’ın sevdiği mavi ve sarı renkli bireşarpla kısmen üzerini örtmüştü.

Radyo ya)nnı ara ara kesiliyordu. Bir adam savaş olasılığın-dan bahsediyordu. İnsanlar bir araya gelebilirse ortalığın sa-kinleşeceğini söylüyordu. M alorie yo lun ke n an na terk edilmişbir arabanın yanından geçti. Kapıları açıktı. Yolcu koltuğun-dan sarkan ceket yola değiyordu. Malorie bakışlannı çabucakarabadan kaçırdı. Gözlerini kapattı. Sonra yeniden açtı.

Radyo çalışıyordu. Adam hâlâ savaş hakkında konuşu-yordu. Göz ucuyla sağ tarafında bir hareketlilik fark etti amaoraya bakmadı. Sağ gözünü kapattı. Ö nü nd ek i yo lun ortasınaküçük bir kuş konup yeniden havalandı. Malorie o noktayaulaşuğında kuşun ölü bir köpekle ilgilendiğini gördü. Onunüzerinden geçip gitti. Araba zıplayınca Malorie başını arabanm tavanına çarptı. Arka koltuktaki çantasından takırtılargeldi. Malorie tir tir titriyordu. Köpek sadece ölü görünmü-

yordu, daha ziyade ikiye bükülmüşe benziyordu. Gözleriniyumdu. Sonra yeniden açtı.

Gökyüzündeki bir kuş, belki de aynı kuş öttü. MalorieRoundtree Sokagı’m geçti. Sonra Ballam Sokağı’nı. Horton’ı.Yaklaştığının farkındaydı. Sol tarafından bir şey fırlayınca solgözünü kapattı. Boş bir posta arabasının yanından geçti, için-deki mektuplar beton zemine saçılmıştı. Bir kuş o kadar al-çaktan uçuyordu ki neredeyse arabanın ön camına çarpacak-tı. Çığlık atıp iki gözünü birden kapattı, sonra açtı. Gözleriniaçlığında aradığı sokak tabelasını gördü.

Shillingham.

48

Page 40: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 40/299

Sağa döndü. Shillingham Yolu’na çıkan virajı alırken frenebasmak zorunda kaldı. 273 numarayı bulması için haritasınıkontrol etmesine gerek yoktu. Evin numarası yol boyunca ak-lından çıkmamıştı.

Sağdaki evin önüne park edilmiş birkaç araç dışında so-kak bomboştu. Maballe alışılagelmiş banliyöleri andınyordu.Evlerin çoğu birbirine benziyordu. Çimenler uzamıştı. Tümpencereler örtülüydü. Hevesine karşı koyamayan Malorie,önüne arabaların park edildiği eve baktı. Aradığı evin orasıolduğunu biliyordu.

Gözlerini kapattı ve frene asıldı.Durdu. Kesik kesik nefes alırken evin belli belirsiz görün-

tüsü zihninde canlandı.

Garaj sağ taraftaydı. Bej rengi garaj kapısı kapalıydı. Beyazrenkli ceph e ve tuğlalan n üzerinde kahverengi saçaklı bir çatıvardı. Sokak kapısı kahverenginin koyu bir tonuna boyan-mıştı. Pencereler örtülüydü. Bir de çatı katı vardı.

Gözleri hâlâ kapalı vaziyette kendini zorlayarak döndü veçantasının sapını kavradı. Ev, durduğu yerden elli adım kadarötedeydi. Kaldınma yakın olmadığını biliyordu. Umurundada değildi. Kendi kendini sakinleştirmeye çalışarak derin veyavaş soluklar aldı. Çantası hemen yanındaki yolcu koltuğundaydı. Kapalı gözlerle çevresini dinledi. Aracın dışındangelen herhangi bir ses duyamayınca sürücü tarafının kapısınıaçtı, sokağa adımını attı ve eşyalarına uzandı.

O sırada bebek tekmeledi.Çantasını beceriksizce çekiştirmekte olan Malorie’nin so-

luğu kesildi. Az kalsın karnına bakmak için gözlerini açacak-tı. Bunun yerine elini karnına koydu ve okşadı.

“Geldik,” diye fısıldadı.Çantasını aldı ve körlemesine ama dikkatli bir şekilde evin

önündeki çimlere ayak bastı. Ayaklarının altındaki çimenlerihissettikten sonra hızlanarak yanlışlıkla bodur bir çalıya girdi.

49

Page 41: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 41/299

Çalının dikenleri bileklerini ve kalçalarını çizdi. Geriye doğrubir adım atıp etrafını dinleyerek sokak kapıs ının olduğunu dü-şündüğü yere doğru temkinli bir şekilde yürümeye başladı vesonunda beton zemini ayaklarının altında hissetmeyi başardı.

Haklıydı. Çantasını verandaya bırakıp tuğlalara dokuna-rak zili buldu ve zile bastı.

Başlangıçta yanıt yoktu. İçinde sonunun gelip çattığınadair rahatsız edici bir his vardı. Çesaretini toplayıp onca yolubir hiç uğruna mı gelmişti? Zili tekrar çaldı. Sonra bir keredaha. Bir kere daha. Yanıt yoktu. Sonunda çılgınca kapıyavurmaya başladı.

Kimse ona seslenmiyordu.Sonra... kapının ardından gelen boğuk sesleri duydu.

Aman Taiınm! Burada biri va r! Biri geld i!“Merhaba?” diye seslendi usulca. Boş sokakla kendi sesi-

ni du)Tnak bile korkmasına neden o lmuştu. “Merha ba ! İlanıgazetede gördüm!"

Sessizlik. Malorie etrafını dinleyerek bekledi. Sonra biriona seslendi.

“Kimsiniz?” dedi bir adam. “Nereden geliyorsunuz?”Malorie umutlannın yeniden yeşerdiğini ve rahatladığını

hissetti. Ağlamak üzereydi.“Benim adım Malorie! W esıcourt’tan arabayla geld im !”Bir duraksama oldu. Sonra, “Gözleriniz kapalı m ı? ” dedi biri.Ses başka bir adama aitti.“Evet! Gözlerim kapalı."“Uzun zamandır mı kapalılar?”Sadece içeri ginneme izin verin, diye düşündü. İÇERİ GİR-

MEME İZİN VERİN!

“Hayır,” diye yanıtladı. “Ya da evet. W eslco urt’ıan burayaarabayla geldim. Gözlerimi de elimden geld iğinde kapatmayaçalıştım."

50

Page 42: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 42/299

Alçak sesli konuşmalar duydu. Bazıları sinirliydi. İnsanlaronu içeri alıp almamayı iarıışıyorlardı.

“Hiçbir şey görmedim!” diye seslendi. “Yemin ederim.Tehlikeli değilim. Gözlerim kapalı. Lütfen. İlanı gazetede

gördüm.”“Gözlerini sakın açma,” dedi sonunda başka bir adam.

“Kapıyı açıyoruz. Açtığımız zaman içeri girmek için elini ça-buk tut. Tamam mı?”

“Tamam. Evet. Tamam.”Bekledi. Hava durgundu, sakindi. Önce hiçbir şey olmadı.

Sonra kapıdan gelen tıkırtıları duydu. Hızla öne doğru adımattı. Kapının eşiğinden uzanan eller onu içeri çekli. Kapı ar-kasından çarparak kapandı.

“Şimdi dur,” dedi bir kadın. “Etrafa dokunmalıyız. İçeriyalnız girdiğinden emin olmali)az.”

Malorie gözleri kapalı bir halde orada öylece dikildi ve et-rafında olup biteni dinledi. Çıkardıkları ses Malorie’ye süpür-ge saplarıyla duvarlara dokunduklarını düşündürdü. Bir çift-ten fazla el gelip om uzlarına, boyn una, b acaklarına dokundu.Simdi arkasında biri vardı. Parmakların kapalı kapı üzerindeçıkardığı sesleri duydu.

“Tamam,” dedi bir adam. “Sorun yok.”Malorie gözlerini açtığında önünde yan yana dizilmiş beş

kişi gördü. Evin giriş salonunu boydan boya kaplıyorlardı.Boş gözlerle onlara baktı. Onlar da aynı boş gözlerle onu izli-yorlardı. Birinin kafasında kaska benzer bir şey vardı. Kollarıpamuk ve banı gibi görünen bir malzemeyle kaplıydı. Bandıdelip geçen tükenmez kalemler, kurşun kalemler ve sivri ob-

je le r, bir çocuğun elinden çıkm ış or taçağ silahla rını andmyordu. İkisinin elinde birer süpürge sapı vardı.

“Merhaba,” dedi o adam. “Benim adım Tom. Kapıya nedenböyle yanıt verdiğimizi an lıyor olmalısın. S eninle birlikle her-hangi bir şey süzülerek içeri gireb ilirdi.”

51

Page 43: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 43/299

Kaskına rağmen Malorie, Tom’un sarıya çalan kahveren-gi saçlarını görebiliyordu. Yüz hatları keskindi. Mavi gözlerizekâyla parıldıyordu. Malorie’den pek uzun sayılmazdı. Tıraşolmadığından sakalları kızıla çalıyordu.

“Anlıyorum,” dedi Malorie.“Westcourt,” dedi Tom ona doğru bir adım atarak. “Epeyce

yol gelmişsin. Yaptığın gerçekten büyük cesaret ister. Nedenoturmuyorsun? Yolda gördüklerin hakkında konuşabiliriz.”

Malorie başıyla onayladı ama kıpırdamadı. Çantasının sa-pım o kadar sıkı kavramıştı ki pa rm ak lann ın ek lem yerleribembeyaz kesilmiş, acıyordu. Daha uzun ve irice bir adamMalorie’ye yaklaşu.

“Çantanı ben alayım,” dedi.“Teşekkürler."“Benim adım Jules. İki aydır burad ayım . Ço ğu m uz öyle-

yiz. Tom ve Don bizden biraz daha önce geldiler.” Ju les’un koyu renkli kısa saçla n k ir li gö rünüyordu . Sanki

dışanda çalışıyormuş gibiydi. Kibar bir adama benziyordu.Malorie ev arkadaşlannın yüzlerine teker teker baktt. Biri

kadın, dördü erkekti.“Ben Don,” dedi Don. Onun da saçlan koyu renkliydi.

Biraz daha uzundu. Üzerinde siyah pantolon ve kolları dir-

seklerine kadar kıvnlm ış mor renkli b ir gö m lek vard ı. YaşçaMalorie’den büyük görünüyordu. Yirmi yed i ya da y irm i sekizyaşında olmalıych. “Korkudan ödümüzü patlattın. Haftalardırkimse kapıyı çalmıyordu.”

“Çok üzgünüm."“Üzülmene gerek yok,” dedi dördüncü adam. “Hepimiz

senin yapuğım yaptık. Ben Felix.”Felix yorgun görünüyordu. Malorie adamın daha genç

olduğunu düşündü. Yirmi birinde ya da y irm i ikisind eyd i.Uzun burnu ve karman çorman kah verengi sa çla n neredeysebir çizgi film karakterine benzemesine neden oluyordu. Juleskadar uzundu ama daha zayıftı.

52

Page 44: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 44/299

"Ve ben de Cheryl," dedi kadın elini uzatırken. Maloriekadının elini sıktı.

Ch eryl’in yüzün deki ifade Tom’unki ya da Felix ’inki kadardost canlısı değildi. Kahverengi saçlan yüzünün bir kısmını

gizliyordu. Üzerinde ip askılı bir bluz vardı. O da çalışıyorgibi görünüyordu.

“Ju les , şu şeyi çıkarm am a yardım cı olur mu sun ?” diyesordu Tom. Kaskını çıkarmaya çalışıyordu ama derme çatmazırhı ona engel oluyordu. Jules ona yardım etti.

Adamın kaskı çıkınca Malorie ona daha dikkatli bakmaşansını buldu. R engi ku m sallan andıran sarı saçları, açık ten-li suratının üzerinde darmadağın bir hal almıştı. Hafifçe çilliteni yüzüne renk katıyordu. Sakalı birkaç günlükten fazla ola-mazdı ama bıyığı gerçeklen dikkat çekiyordu. Kareli gömleğive kahverengi pantolonu, Malorie’ye geçmişteki öğretmenle-rinden birini hatırlatıyordu.

Adama ilk defa doğru düzgün bakma şansını bulduğun-dan Tom’un karnını incelemekte olduğunu güçlükle fark etti.

“Kabalık etmek islemem ama hamile m isin?”“Evet,” dedi zayıf bir ses tonuyla. Onu bir yük gibi görme-

lerinden korkuyordu.

“Hasiktir,” dedi Cheryl. “Şaka yapıyor olmalısın."“Cheryl,” dedi Tom, “onu korkutacaksın.”“Bak. M alo rie’ydi, değil m i?” dedi Cheryl. “Bunu söyler-

ken kabalık etmek istemezdim ama eve hamile bir kadınıngirmesine izin vermek ciddi bir sorumluluktur.”

Malorie suskundu. Karşısındaki insanların suratlarınateker teker bakarak yüzlerindeki ifadeleri inceliyordu. Onuinceliyor gibi görün üyorlard ı. E r ya da geç doğum yapacak bi-rini eve alıp almamaya karar vermeye çalışıyorlardı. Malorie

aniden durumu böyle değerlendirmediğini fark etti. Arabaylayaptığı yolculuk sırasında buranın, bebeğini dünyaya getire-ceği yer olduğunu düşünm emişti.

53

Page 45: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 45/299

Gözya la rı a k m a ya başladı.

Cheryl başını iki yana sallayıp mücadele etmekten vazge.çerek Malorie’ye yaklaştı.

"Ulu Tanrım,” dedi. “Buraya gel.”"Hep yalnız değildim,” dedi Malorie. “Kız kardeşim Shan-

non da benimle birlikteydi. Ama o öldü. Onu orada bıraktım."Artık ağlıyordu. Bulanık görüş açısına rağmen dört ada-

mın onu izlediğini görebiliyordu. Merhametli görünüyorlar-dı. Malorie o anda her birinin kendilerine özgü yöntemlerleyas tutmakta olduğunu fark etti.

"Haydi,” dedi Tom. "Sana evi g öste re lim . Merdivenlerinhemen karşısındaki yalak odasın ı ku llan ab ilirs in. Ben buradauyuyacağım.”

"Hayır," dedi Malorie. “Hiçbirinizin odasını alamam.”"İsrar ediyorum,” dedi Tom. “Chcryl’in yatak odası ûst

kattaki koridorun sonunda. F elix , senin ya taca ğın odanın yanmdakinde kalıyor. Sonuçta hamilesin. Sana elimizden geldi-

ğince yardım edeceğiz.”Koridordan j ürüdûler. Sol tarafla bir yatak odasının önün-

den geçtiler. Sonra da bir banyonun. Malorie, gözleri ayna-daki yansımasına takılınca hızla bakışlarını kaçırdı. Sol tara-

fında bir mutfak olduğunu gördü. Tezgâhın üzerinde büyükkovalar duruyordu.

"Burası,” dedi Tom, “oturma odası. Genellikle burada ta-kılıyoruz.”

Vlalone ona doğru dönünce adamın eliyle daha genişçeolan odayı işaret etliğini gördü. Odada bir kanepe vardı. Üze-rinde telefon bulunan bir sehpa. Lambalar. Rahat bir koltukBir halı. Duvarda asılı duran tabloların arasına bir takvim çi

zilmişli. Pencereler siyah renkli perdelerle örtülüydü.Koşarak odaya giren köpeği görünce M alo rie baş ın ı kaldı-rıp köpeğe bakıı. Bu bir çoban köpeğiydi. K öp ek , M alo rie ’nin

i t

Page 46: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 46/299

ayağına basıp onu sevmesini beklemeye başlamadan öncemeraklı bakışlarla kadını süzdü.

“Bu Viclor," dedi Jules. “§u anda allı yaşında. Onu henüzbebekken almıştım."

Malorie köpeği sevdi. Shanııon’ın da ondan hoşlanacağınıdüşündü. Sonra ju le s, M alorie’nin çantasını halı kaplı mer-divenlerden üst kata çıkarmak için odadan ayrıldı. Duvarlarçerçevelerle bezenmişti. Kiminin içinde fotoğraflar, kimininiçinde ise resimler vardı. Malorie, merdivenleri tırmanan

Ju les ’un bir yala k odasına gird iğ in i gö rd ii. Buradan bile pen-cerelerdeki battaniyeleri görebiliyordu.

Cheıyd onu kanepeye oturttu. Üzüntüden ve şaşkınlıktanbitap düşen Malorie kendisini kanepeşc bırakıverdi. Cherylve Don yiyecek bir şeyler hazırlayacaklarını söylediler.

“Konservenin faydalan,” dedi Felix. “Geldiğim gün dışarıçıktık. Bu, Yukarı Yarımada’da bildirilen ilk olaydan hemenönceydi. Marketteki adam deli olduğumuzu düşündü. Eli-mizde hâlâ üç ay boyunca bize yelecek kadar konserve var.”

“Anık bundan biraz daha az,” dedi Don mutfağa doğrugözden kaşbolurken. Malorie, onun da gelişiyle doyurulacakboğaz saç ısının arılığını ima edip etmediğini düşündü adamın.

Sonra İcancpcclc Malorie’nin yanına oturan Tom, yol bo-yunca n eler gördüğü nü sordu. Her şeyi merak ediyordu. Tom,Malorie'nin ona verebileceği her tur bilgiyi kullanabileceklürdc adamlardandı. Bu nedenle, Malorie \erecegi önemsizaçTiniıların ona pek yardımı dokunmayacağını hissediyordu.Olu köpeklen bahsciıi. Posta arabasından. Boş vitrinlerdenve sokaklardan. On koluıkıaki ceketin asfaltı süpürdüğü terkedilmiş arabadan.

“Sana söç lemem gereken bazı şevler \ar,’' dedi Tom. “İlkolarak bu ev hiçbirimize ait değil. E\ in sahibi öldü. Bunu dahasonra açıklarım. Internel’imiz ç ok. BiiraN.i geldiğimizden beri

Page 47: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 47/299

kesik. Baz istasyonlannı çalıştıranların işe gitmekten vazgeç-tiğinden bir hayli eminiz. Ölmüş de olabilirler. Artık posta yada gazete gelmiyor. Son günlerde cep telefo nu nu ko ntro l ettinmi? Bizimkiler üç hafta kadar önce çalışmayı kesti. Gel gör kisabit haltımız var ama kimi arayab ileceğim izi bilm iyoru m .”

Cheryl, elinde havuç ve bezelyelerle dolu bir tabakla oda-ya girdi. Diğer elinde de küçük bir bardak su vardı.

“Sabit hat hâlâ çalışıyor,” dedi Tom, “aynı nedenden ötürüelektriklerimiz de kesilmedi. Burada ki ele kt rik s an trali hidro-elektrikle çalışıyor. Onun da bir gün kesilip kesilmeyeceğinisöyleyemem ama işçiler kapılan doğru konumda açık bıraktılarsa sonsuza dek elektriğimiz olabilir. Çünkü o durumdaevin elektriğini nehir sağlıyor olacak. Hemen arkamızda bir

nehir olduğunu biliyor muydun? Felakete rağmen nehir ak-maya devam ettikçe şansımız yaver gidebilir. Hayatta kalabili-riz. Çok fazla şey mi istiyoruz? Büyük olasılıkla. Ama biraz suçekmek için arka bahçedeki kuyunun yanına gittiğinde yak-laşık yüz meüe arkamızda akan nehrin sesini duyabileceksin.Tüm ihtiyaçlanmız için kuyudaki suyu kullanıyoruz çünkümusluklardan su akmıyor. Biz buraya ulaştıktan kısa bir süresonra kesildi. Tuvalet ihtiyacımızı karşılamak için kovalan

kullanıyoruz ve dışkı dolu kovalan sırayla lağım çukurlarınaboşalüyoruz. Bunlar, ormanlık alanda kazdığımız hendekler-den ibaret. Tabii, bunlann hepsini gözlerimiz bağlıyken yap-mak zorundayız.”

Ju les alt kata geldi. Vic to r is im li köpek de onu ta kip ed i-yordu.

“Her şeyin hazır,” dedi Malorie’ye bakıp başını aşağı yukan sallayarak.

Malorie sessizce, “Teşekkürler,” dedi.Tom, duvara yaslanmış küçük masanın üzerindeki karton

kutuya işaret elti.

56

Page 48: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 48/299

“Göz bağlan şuradaki kulunun içinde. Ne zaman istersenistediğini kullanabilirsin.”

Herkes ona bakıyordu. Cheryl koltuğun kolçağında otu-ruyordu. Don, mutfağın girişinde ayakta duruyordu. Jules

merdivenlerden indikten sonra Victor’un yanında dizlerininüzerine çökmüştü. Felix ise battaniyeyle örtülü pencereler-den birinin yanında dikiliyordu.

Hepsi yas tuUu, diye düşündü Malorie.Bu insanlar lıpkı benim gibi k orkun ç şeyler yaşadı lar.

Cheryl’in ona verdiği bardaktan içen Malorie, Tom’a dön-dü. Shannon’ı aklından çıkaramıyordu ama bitkin bir haldeTom’la konuşurken elinden geleni yaptı.

“Geldiğimde üzerindeki şey neydi?”“Zırh m ı?”“Evet.”“Henüz emin değilim,” dedi Tom gülümseyerek. “Bir zırh

yapmaya çalışıyorum. Gözlerimizden daha fazlasını koruya-cak bir şey. O şeylerden biri bize dokunursa ne olacağını bil-miyoruz.”

Malorie diğer ev arkadaşlanna baktı. Sonra bakışları yeni-den Tom'a kaydı.

“Dışarıda ya ratıkların olduğun a mı in anıyorsun uz?”“Evel,” dedi Tom. “George, yani bu evin sahibi, onlardanbirini gördü. Ölmeden hemen önce.”

Malorie ne söyleyeceğini bilemiyordu. İçgüdüsel olarakelini karnının üzerine koydu.

“Seni korkutmaya çalışmıyorum,” dedi Tom. “Ve yakındaGeorge’un hikâyesini anlatırım. Ama radyoda da aynı şeydenbahsediyorlardı. Sanırım artık bu konuda herkes hemfikir.Bize bunu yapan,yaşayan bir şey. Ve aklımızı kaçırmadan

önce sadece bir saniye veya daha az zamanımız var.”Malorie’ye bir anda odadaki her şey kararmış gibi geldi.

Başı dönüyordu, sersemlemişti.

57

Page 49: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 49/299

“Onlar her neyse," dedi Tom, “bizim zih in lerim iz onlarıanlayamıyor. Tıpkı sonsuzluk gibiler. Kavrayamayacağımızkadar karmaşık bir yapılan var. A nlıyo r m u su n ?”

Tom’un dudaklanndan dökülen sözcükler kaybolup gidi-yordu. Jules’un ayaklarının d ibind e otu ra n V icto r gürültülüsoluklar alıyordu. Cheryl, Malorie’ye iyi olup olmadığını sor-du. Tom hâlâ konuşuyordu.

Yaratıklar... sonsuzluk... ulgımızın da bir sınırı var Malo-

rie... bu şeyler... onlar algımızın ötesinde... üstünde... onlananlayamıyoruz...anlan.. .Derken Malorie bayıldı.

Page 50: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 50/299

s e k iz ^

Malorie yeni yatak odasında uyandı. Hava karanlıktı. Huzur-lu bir an boyunca, belki de yaşadığı son huzur dolu anda tümo yaratıklarla ve delilikle ilgili haberlerin sadece bir kâbustanibaret olduğuna inanarak uyandı. Yoğun bir sis perdesininardından Riverbridge’i, Tom’u, Viclor’u, araba yolculuğunu

hatırladı ama bakışları tavana kayıp da daha önce hiç buodada uyanmadığını fark edene kadar hatıralarının hiçbirinetleşmedi.

Ve Shannon hâlâ ölüydü.Yavaşça yatakta doğrularak odanın yegâne penceresine

baktı. Siyah renkli bir battaniye duvara çivilenmiş, onu dı-şarıdaki dünyadan koruyordu. Ayaklarının dibinde eski birmakyaj masası vardı. Pembe boyası solmuştu ama aynaları te-miz görünüyordu. Aynadaki aksi her zamankinden daha sol-gundu. Bu nedenle, siyah saçları da hiç olmadığı kadar koyugörünüyordu. Aynanın hemen yanında yedek çiviler, vidalar,bir çekiç ve İngiliz anahtarı duruyordu. Yalağı dışında odada-ki mobilyalar bunlardan ibaretti.

İyice doğrularak ayaklarını şiltenin kenarından aşağı sal-ladı ve gri renkli halının üzerinde özenle katlanmış ikinci birbattaniye gördü. Siyah battaniyenin yedeklerden biri olduğunudüşündü. Onun yanında da küçük bir kitap yığını duruyortlıı.

59

Page 51: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 51/299

Yatak odasının kapısına doğru d ön en M alo rie, alt kattangelen sesleri duydu. Henüz bu insanları tanımıyordu ve ev-deki tek kadın olan Cheryl ya da sesiyle yıllar boyunca onarehberlik yapacak Tom olmad ığı süre ce ko n uş an ın kim oldu-ğunu da anlayamıyordu.

Ayağa kalkugında ayaklarının altındaki halının kaba veeski dokusunu hissetti. Yatak odasını boydan boya geçip ko-ridora baktı. Kendini iyi hissediyo rdu . D in len m işti. A rtık ba-şını dönmüyordu. Bir önceki gece kendinden geçtiği stradagiydiği kıyafetlerle merd ivenlerden inip o tur m a od asın a girdi.

Ahşap döşemelere ayak basmadan hemen önce Jules, ku-cağında bir yığın kıyafetle yanından geçti.

“Merhaba,” dedi başıyla Malorie’yi selamlayarak. Malorie

adamın koridorun aşağısındaki bany oya d oğ ru yü rüy üşü nü iz-ledi. Orada, kıyafederi bir kova suya batırıp çıkardığını duydu.

Mutfağa doğru döndü ğünde C he ryl ile D o n ’u lavabon unbaşında buldu. Mutfağa girdiği sırada Don kovadan bir bar-dak çıkanyordu. Cheryl onu duyup ke nd i e trafınd a dönd ü.

“Dün gece bizi endişelendirdin,” dedi. “Kendini daha iyihissediyor m usu n?”

Bir önceki gece bayıldığını ha tırlayan M alo rie ’n in yüzü

kızardı.“Evet, iyiyim. Sadece hazmetmem gereken çok fazla şey

var."“Hepimiz aynı süreçten geçtik,” dedi Don. “Ama alışacak-

sın. Yakında lüks bir hayatımız olduğu nu sö yle m ey e bile baş-layabilirsin.”

“Don alaycı bir tiptir,” dedi Cheryl iyi huylu bir şekilde.“Kesinlikle değilim,” dedi Don. “Bu rada o lm ay ı sev iyo ru m .”Victor aniden elini yalamaya başlay ınca M alo rie sıçra-

dı. Onu sevmek için dizlerinin üzerine çöktüğünde yemekodasından gelen müziğin sesini duydu. M utfa k tan ge çip içeribaktı. Oda boştu ama radyo çalışıyordu.

60

Page 52: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 52/299

Tekrar lavabonun başındaki Cheryl’e ve Dona baktı. He-men arkalarında kilere açılan bir kapı vardı. Malorie kilerkonusunda soru sormak üzereydi ki oturma odasından gelenFe lix’in sesini d uydu. Evin ad resini tekrarlıyordu.

“...Shillingham iki yüz yetmiş üç numara... adım Felix...hayatta kalanları arıyoruz... eger beni duyuyorsanız...”Malorie kafasını oturma odasına uzattı. Felix sabit hatlı

kullanıyordu.“Rasıgele telefon numaralarım arıyor.”Malorie bir kere daha sıçradı. Bu defa irkilmesine neden

olan, onunla birlikte oturma odasına bakan Tom’un sesiydi.“Telefon rehberimiz yok mu?” diye sordu.“Hayır. Ve bu aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyor.”

Fe lix başka bir num ara çevirmeye koyuldu. Elinde bir par-ça kâğıtla bir kalem tutan Tom, “Benimle birlikte kileri gör-mek ister misin?” diye sordu.

Malorie, adamın peşinden mutfağa girdi.“Erzakları mı kontrol edeceksin?” diye sordu Don, Tom

kilerin k apısını açarken.“Evel.”“Ne kadar kaldığını bana da söyle.”

“Tabii ki.”Kilere ilk giren Tom oldu. Malorie ahşap basam aklan tekerteker inen Tom’u takip elti. Kilerin zemini toprakla kaplıydı.Karanlıkta, çıplak ayaklarının altındaki toprağın kokusunualabiliyor, onu hissedebiliyordu.

Tom ampulün yanından sarkan ipi çektiğinde oda anidenaydınlandı. Gördükleri Malorie’yi korkutmuştu. Burası ki-lerden ziyade bir depoya benziyordu. Sonsuz sayıda gibi gö-rünen ahşap raflar, konservelerle doluydu. Tavandan toprak

zemine kadar her yer bir ambarı andınyordu.“Bunların tümünü George yaptı,” dedi Tom eliyle ahşap

rafları göstererek. “Her şeyi önceden tahmin etm işti.”

61

Page 53: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 53/299

Malorie, ışıgm güçlükle aydınlattığı sol tarafta asılı şeffaförtüyü gördü. Çamaşır ve kurutma makineleri örtünün he-men arkastndaydt.

“Çok fazla yiyeceğimiz var gibi görünüyor,” dedi Tomkonser\'elere işaret ederek. “Ama aslında öyle değil. VeDon’dan başka kimse ne kadar yiyeceğimiz kaldığını pekönemsemiyor gibi."

“Erzaklan ne kadar zamanda bir k on tro l ed iyor su n?” diyesordu Malorie.

“Haftada bir. Ama bazen canım sıkıldığında buraya inipher şeyi baştan sayıyorum. Erzaklan sadece bir gün öncekontrol etmiş olsam bile.”

“Burası epeyce serin.”

“Evet. Klasik bir soğuk hava deposu. Yiyecek saklamakiçin idealdir.”

“Yiyeceğimiz biterse ne olacak ?”Tom ona döndü. İşık yüzünden yüz hatları yumuşamıştı.“O zaman gidip biraz daha alırız. M ar ke tle ri yağm alıyo-

ruz. Diğer evleri de. Elimizden ne gelirse.”“Doğru,” dedi Malorie başıyla onaylayarak.Tom kâğıda bir şeyler yazarken Malorie de kileri inceledi.“O zaman burası evdeki en güven li oda o lm a lı.”Tom duraksadı. Malorie’nin söylediklerini düşünüyor gi-

biydi.“Katılmıyorum. Tavan arasının daha güvenli olduğunu

düşünüyorum.”“Neden?”“Buraya inerken kapının üzerindeki kilidi gördün mü?

Kapı gerçekten çok eski. Kilitleniyor ama kolaylıkla kırıla-bilir durumda. Sanki yıllar önce ilk olarak kileri inşa etmiş-

ler de sonradan üzerine bir ev kondurmaya karar vermiş-ler gibi. Ama tavan arasının kapısı... işteo kilit inanılmazdurumda. Kendimizi güvenceye almak istersek, o şeylerden

62

Page 54: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 54/299

biri eve girerse gitmek isteyeceğimiz yerin tavan arası oldu-ğunu düşünüyorum."

Malorie içgüdüsel olarak yukarı baktı. Omuzlannı ovuş-turdu.

Kendimiz i güvenceye a lm ak islersek.“Elimizde kalanlara bakarak,” dedi Tom, “üç ya da dOrt ay

daha yeteceklerini söyleyebiliriz. Bu, kulağa uzun bir zamangibi geliyor ama burada zaman çabuk geçer. Günler birbiri-ne karışır. Bu nedenle, oturma odasının duvanna bir takvimçizdik. Biliyorsu n, z aman bir yerden sonra anlam ını yitiriyor.Ama eskiden yaşadığımız hayatı bize anımsatan tek şey o.”

“Akıp giden zaman mı?”“Evet. Ve onunla ne yaptığımız.”Malorie alçak ahşap bir taburenin yanına geçip oturdu.

Tom not almaya devam ediyordu.“Üst kata çıktığımız zaman sana evde yapılması gereken

tüm işleri göstereceğim,” dedi Tom. Sonra raflarla örtününarasında bir yeri işaret ederek, “Şuradakini görüyor m usu n?”diye sordu.

Malorie adamın gösterdiği yere bakn ama ne demek isle-diğini anlayam adı.

“Buraya gel.”Tom ona duvara kadar eşlik etti. Buradaki tuğlalardan ba-zıları kırılmıştı. Arkasındaki toprak görünüyordu.

“Bunun beni korkutup korkutmadığını ya da ondan hoşla-nıp hoşlanmadığımı bilmiyorum,” dedi.

“Ne demek istiyorsun?”“Pekâlâ, toprağı görebiliyoruz. Bu kazmaya başlayabilece-

ğimiz anlamına mı geliyor? Bir tünel kazabilir miyiz? Ya daikinci bir kiler? Veya daha fazla oda? Yoksa içeri girmek için

bundan yararlanabilirler m i?”Tom’un gözleri kileri aydınlatan ışık altında parlak ve

keskindi.

63

Page 55: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 55/299

“Mesele şu k i,” dedi, “yarau klar ge rçe kte n ev im ize girmeyiistemiş olsalardı... hiçbir sorun yaşamadan bunu yapabilirler-di. Ve bence çoktan buraya girmiş o lurla rdı.”

Malorie duvardaki açıklığın ardından görülen toprak par-

çasına baktı. Hamile bir halde em ekley erek tün ellerde n geçti-ğini hayal etti. Solucanlan düşündü.Kısa bir sessizliğin ardından, “Tüm bunlardan önce ne ya-

pıyo rdun?” diye sordu.“işim mi? Öğretmendim. Sekizinci sınıflan okutuyordum."Malorie başıyla onayladı. “Aslında bir öğretmen gibi gö-

ründüğünü düşünm üştüm.”“Ne var biliyor musun? Bunu daha önce de duydum. Hem

de kaç defa! Sanınm bundan hoşlanıyorum.” Gömleğinin

yakasım düzeltir gibi yaptı. "Sınıf,” dedi, “bugün konservegıdalar hakkında yeni şeyler öğreneceğiz. Bu yüzden, hepinizlanet olasıca çenelerinizi kap atın .”

Malorie güldü.“Sen ne yapıyordun?” diye sordu Tom.“Henüz oraya gelememiştim,” dedi Malorie.“Kız kardeşini kaybettin, öyle değ il m i? ” diy e so rdu Tom

nazikçe.“Evet.”“Üzgünüm.” Sonra, “Ben de kızım ı k ay b ettim ,” dedi.“Ah, Tannm, Tom.”Tom duraksadı. Sanki Malorie’ye daha fazlasını anlatıp

anlatmamaya karar vermeye çalışıyordu. Sonra konuşmayadevam etti.

“Robin’in annesi doğum sırasında öldü. Şu andaki duru-mumuza bakılınca bunu sana anlatıyor olmam çok acıma-sızca. Ama eger birbirimizi tanıyacaksak hikâyemi bilmen

gerekiyor. Robin harika bir çocuktu. Sekiz yaşındayken bilebabasından daha zekiydi. Tuhaf şeylerden hoşlanırdı. Meselaoyuncaktansa oyuncağın kullanım talimatlarıyla ilgilenirdi.

64

Page 56: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 56/299

Filmdense film bittikten sonra ekranda akan yazılan takipederdi. Kelimelerin yazımına dikkat ederdi. Yüzümdeki her-hangi bir ifadeye. Bir defasında saçım yüzünden güneş gibigöründüğü mü söylem işti. O na güneş gibi parlayıp parlamadı-

ğımı sormuştum. O zaman bana, ‘Hayır babacığım, daha çokdışarısı karanlıkken parlayan aya benziyorsun,’ demişti.”“Raporlar haberlerde yer almaya başladığında ve insanlar

raporları ciddiye almaya karar verdiğinde korku içinde yaşa-mayacağını söyleyen o babalardan biriydim. Gü ndelik hayatı-mıza devam etmek için gerçekten elimden geleni yaptım. Veözellikle Robin’e de bu fikri aşılamaya çalıştım. Okulda birşeyler duyuyordu. Tek istediğim korkmasına engel olmaktı.Ama daha fazla rol yapamadığım o an gelip çattı. Kısa bir süre

sonra aileler çocuklarını okuldan almaya başladılar. Sonra daokul kapandı. Geçici olarak. Ya da ‘çocuklar için güvenli biryer sağlayabileceklerine dair toplumun güvenini kazanana’dek. Karanlık günlerdi Malorie. Biliyorsun, ben de bir öğ-retmendim ve ders verdiğim okul da hemen hemen aynt dö-nemde kapandı. Dolayısıyla tüm zamanımızı evde geçirmeyebaşladık. Kızımın ne kadar büyüdüğünü fark ettim. Öylesi-ne akıllanmıştı ki. Yine de haberlerdeki hikâyelerin ne kadar

korkutucu olduğunu anlayamayacak kadar küçüklü. Haber-leri ondan gizlememek için elimden geleni yaptım ama içim-deki baba arada sırada dayanamayıp kanalı değiştiriyordu.”

“Radyoda anlatılanlar ona çok fazla geldi. Robin kâbuslargörmeye başladı. Zamanımın çoğunu onu sakinleştirmeye ça-lışarak geçiriyordum. Sürekli ona yalan söylüyormuşum gibihissediyordum. Bir daha asla pencereden dışarı bakmamayakarar verdik. Benim iznim olmadan dışarı çıkmamayı kabuletti. Bir şekilde onu, hayatımızın hem güvenli hem de aynızamanda son derece tehlikeli olduğuna inandırmanın bir yo-lunu bulmalıydım.”

65

Page 57: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 57/299

“Geceleri benimle birlikte yatmaya başladt ama bir sabahuyandığımda onu yanımda göremedim. Bir önceki gece huşeyin eskiye dönmesini istediğ ini söy leyip duruyordu. Hiçtanışmadığı annesini istiyordu. Sekiz yaşındaki kızımın ha.yaun hiç adil olmadığını söylediğ ini duy m ak be ni kahretmişli. Uyanıp da onu yanımda bulamadığımda yeni hayatımuaalışmaya başladığını düşündüm. Şimdi o günü hatırladığımdaRobin’in çocukluğunun bir pa rçasın ın o g ece öld üğün ü düşunüyomm çünkü evimizin dışında olup bitenlerin ciddiyetinibenden önce o fark etti.”

Tom duraksadı. Kilerin zeminine baktı.“Onu küvette büldum, Malorie. Suyun üstünde yüzüyordu.

Küçücük bilekleri, binlerce defa uraş olduğumu gördüğü jiletlekesilmişti. Su kıpkırmızıydı. Küvetin kenanndan kanlar dambyordu. Duvarlar kan içindeydi. O bir çocuktu. Sadece sekiz yaşmdaydı. Dışan mı bakmışü? Ya da bunu yapmaya kendi ken-dine mi karar vermişti? Asla bunun yanıtın ı bilem eyeceğim ."

Malorie, uzanıp Tom’a satıldı.Ama adam ağlamıyordu. Bunun yerine kısa bir süre sonra

raflara yaklaşıp kâğıda bir şey ler yazmaya ko yuldu .Malorie, Shannon’ı düşündü. O da banyoda ölmüştü. O da

kendi canına kıymıştı.Tom işi bittiğinde Malorie’ye üst ka ta çık m ay a ha zır olup

olmadığım sordu. Ampulden sarkan ipe uzandığı sıradaMalorie’nin duvardaki açıklığa baktığını fark etti.

“Korkutucu, değil mi?” dedi.“Evet."

“Seni korkutmasına izin verme. Bu, eski dünyaya ait korkulanmızdan biri.”

“O neymiş?”“Kilerlerden korkmak.”Malorie başıyla onayladı.Sonra Tom ipi çekti ve ışıklar sOndü.

Page 58: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 58/299

Yaratıklar, diye düşündü Malorie. Nekad ar basil bir kelime.Çocuklar sessiz, sazlıklar hareketsizdi. Küreklerin suyu

yararken çıkardığ ı sesi duyabiliyordu. Kürek çekişi başta kalpatışıyla aynı tempodaydı ama sonra yavaşladı. Ritimleri ayrı-şınca ölecekmiş gibi oldu.

Yaratıklar.Malorie bu kelimeden asla hoşlanmamıştı. Her nedense

duruma uygun bir kelime olmadığım düşünüyordu. Dört yılıaşkın süredir ona m usallat olan şeyler,yarat ık değildi. Bahçe-lerde yaşayan sümüklüböcekler yaratıktı. Kirpiler birer yara-tıktı. Ama perdelerle örtülü pencerelerin arkasında pusu ku-ran ve onu gözlerini bağlamak zorunda bırakan şeyler, böcekilaçlarının yok edebileceği türden değildi.

"Barbar" da d oğru b ir kelim e değil. B arba rlar dikkatsiz olur. Tıpkı vahşiler gibi.

Uzaklarda bir kuş gökyüzünde cıvıldıyordu. Kürekler herhamlesinde suyu yarıyordu.

“Dev bir er y ar at ık” olduklar ı da kanı tlanmadı . Tırnak kadarküçük bile olabilirler.

Nehirdeki yolculuklarının henüz başlannda olmalannarağmen Malorie’nin kasları kürek çekmekten ağrıyordu. Ti-

şörtü terden sırılsıklam olmuştu. Ayaklan üşümüştû. Gözbağı onu rahatsız etmeye devam ediyordu.

67

Page 59: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 59/299

‘'¡blis. " “Şeytan." “Hilekâr. ” Belki de bunlann hepsidir.Kız kardeşi, bunlardan birini gördüğü için ölmüştü. Ailesi

de aynı kadere mahkûm olm uş olm alıydı.“Kötü ruh" çok kibar kaçıyor. “Yabani" de ço k insani.Malorie nehirde kol gezen ş ey lerd en sade ce korkmuyordu,

onlara hayranlık duyuyordu.Ne yaptıklarını b iliyo rlar m ı? Y ap tıkla n şey leri bilerek mi

yapıyorlar?Şimdi tüm dünya ölmüş gibi hissediyordu. Sanki küçücük

kayıklan dışında başka hiçbir yerde hayat yoktu. Her kürekçekişinde dünyanın geri kalanından biraz daha uzaklaşarakbomboş, lanetli ve terk edilmiş bir hiçliğe doğru yol alıyorlardı

Ne yaptıklannı bilmiyorlarsa “zalim” olamazlar.

Çocuklar uzun zamandır suskundu. Yukandan başka bircıvıltı geldi. Bir balık zıplayarak çevresine su sıçrattı. Malo-rie nehri daha önce hiç görmemişti. Acaba neye benziyordu?Sazhklann arasında ağaçlar var mıydı? Evler kıyı boyuncauzanıyor muydu?

Onlar birer canav ar, diye düşündü Malorie. Ama bundandaha fazlası olduklannı biliyordu. Onlarsonsuzluktu.

“Anneciğim!" diye bağırdı Oğlan aniden.Yırtıcı bir kuşun çığlığı nehirde yankılandı.“Ne oldu Oğlan?”“Motor sesine benziyor.”“Ne?”Malorie derhal kürek çekmeyi kesti. Dikkatli bir şekilde

dinlemeye başladı.Uzaklarda bir yerlerden gelen motor sesi, nehrin akarken

çıkardığı gürültüye rağmen duyulabiliyo rdu .Malorie sesi hemen tanımıştı. Onlara doğru yaklaşmakta

olan bir tekne vardı.Bu nehirde başka bir insanla karşılaşma fikri karşısında

heyecanlanmak yerine korktu.

68

Page 60: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 60/299

“Eğilin. İkiniz de," dedi.Küreklerin saplarını dizlerine dayadı. Kayığı akımıyla sü-

rüklenmeye bıraktı.Sesi duyan oğlandı , dedi kendi kendine. Sesiduydu çün

kü onu iyi yetiştirdin ve şimdi, görebileceğinden çok daha iyi duyuyor.

Malorie d erin d erin nefes alarak bekledi. Motorun sesi git-tikçe güçleniyordu. Nehrin akıntısına ters yönde ilerliyordu.

“Ah!” diye acıyla bağırdı Oğlan.“Ne oldu Oğlan?”“Kulağım! Bir ağaca çarptım.”Malorie bunun iyi olduğunu düşündü. Oğlan bir ağaca

çarptıysa sa zlıklara yak ın b ir yerdeler demekti. B elki de, birazda Tann 'm n yard ımıyla, a ğaçların yapraklan onları gizlerdi.

Diğer tekne anık epeyce yaklaşmıştı. Malorie gözleriniaçarsa tekneyi görebileceğinden emindi.

“Göz bağlarınızı sakın çıkarmayın," dedi Malorie.Teknenin motorundan yükselen ses onlarla aynı hizaya

geldi. Yanlarından geçip gitmemişti.Onlar her kimse bizi görebiliyorlar, diye düşündü Malorie.Motorun sesi ansızın kesildi. Havaya benzin kokusu ya-

yıldı. Güverte olması gereken yerden ayak sesleri geliyordu.“Merhaba!” dedi bir ses. Malorie yanıt vermedi. “Merhaba!Sorun yok. Göz bağlarınızı çıkarabilirsiniz! Ben sadece nor-mal bir insanım.”

“Hayır, çıkara m az sınız,” dedi M alorie çabucak çocuklara.“Hanımefendi, burada bizden başka hiçbir şey yok. Sözü-

me güvenebilirsiniz. Burada yapayalnızız.”Malorie hareketsizdi. Sonunda başka bir çaresi kalmadığı-

nı hissederek adama yanıt verdi.

“Nereden biliyorsunuz?”“Hanımefendi,” dedi, “Şu anda size bakıyorum. Bugünkü

yolculuğum boyunca gözlerim açıktı. Dûn de öyle.”

69

Page 61: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 61/299

“öylecebahamazs ın ız ,” dedi. “Bunu biliyorsunuz.”Yabancı güldü.“Gerçekten,” dedi, “korkulacak bir şey yok. Banag ü v e ,

nebilirsiniz. Nehirde sadece ik im iz var ız. Yo llan kesişen ıkınormal insan.”

“Hayır!" diye bağırdı M alorie ço cu kla ra.Kızın elini bırakıp k ürek lerin sa p lar ın ı kav rad ı. Adam iç

geçirdi.“Hanımefendi, artık böyle yaşamanıza gerek yok. Çocuk

lannızı düşünün. Böylesine canlı ve güzel bir günü görmeşansını onlann elinden alam az sınız.”

“Teknemizden uzak dur," d edi M alo rie s er t bi r tavırla.Sessizlik. Adam yanıt verm ed i. M alo rie ke n d in i hazırladı.

Kapana kısılmış gibi hissediyordu. Korunmasızdı. Sazlıkla-ra doğru sürüklenen b ir kay ıktay dı. N eh rin üzerindeydi. Budünyadaydı.

Sudan bir şey sıçrayınca M alorie ne fes ini tuttu.“Hanımefendi,” dedi adam, “inanılmaz bir manzara var.

Tabii sisten rahatsız olmazsanız. En son ne zaman dışan bak-tınız? Yıllar mı oldu? Bu nehri daha önce hiç gördünüz mü?Gökyüzünü? Gökyüzünün neye benzediğini bile hatırlama-

dığınıza bahse girerim.”Malorie dışandaki dünyayı oldukça iyi hatırlıyordu. Son-

bahar yapraklarının altında okuldan eve yürüdüğünü hatır-lıyordu. Komşularının çimenlerini, bahçelerini ve evlerinihatulıyordu. Shannon’la birlikte çim lere ya yıla rak bulutlansınıf arkadaşlanna benzetmeye ça hş ttk lan n ı hatırlıyord u.

“Göz bağlanmızı çıkarmayacağız,” dedi Malorie.“Ben onlardan çoktan vazgeçtim,” dedi adam. “Göz bağlan

nı arkamda bıraktım. Siz de aynısını yapmak islemez misiniz?"“Bizi hemen yalnız bırak,” dedi Malorie emredercesine.Adam bir kere daha iç geçirdi.

70

Page 62: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 62/299

“Sonsuza dek size musallat olamazlar,” dedi. “Sizi sonsu-za dek böyle yaşamaya zorlayamazlar. Bunu anlıyor musunuzbanımefendi?"

Malorie sag küreği yerine yerleştirdi ve sazlıklan iterek

oradan kurtulabileceklerini düşündüğü tarafa doğru uzattı.“Göz bağlarınızı kendi ellerimle çözmek zorunda kalaca-

ğım,” dedi adam ansızın.Malorie kıpırdamadı.Adam kabalaşıyordu. Sesi kulağa biraz öfkeli geliyordu.“Sadece nehirde karşılaşmış iki kişiyiz,” diye devam etti.

“Ufaklıkları da sayarsan dört kişi ederiz. Ve onları yetiştirmetarzından ötürü onları suçlayamam. Burada, dışarıya bakmacesaretine sahip olan tek kişi benim. Endişelerin seni sadece

biraz daha endişelenebilmen için hayatta tutacaktır.”Sesi artık başka bir yerden geliyordu. M alorie adamın tek-

nenin ön tarafına doğru geldiğini tahmin etti. Malorie’nin tekistediği onun yanından geçip gitmekti. Ve o sabah ayrıldıklanevden olabildiğince uzaklaşmak.

“Sana ne diyeceğim biliyor musun?” dedi adam aniden.Sesi korkutucu derecede yakından geliyordu. “Onlardan bi-rini gördüm."

Malorie, Oğlan’a uzanıp onu tişörtünün arkasından ken-dine doğru çekti. Çocuk kayığın çelik döşemelerine çarpıpacıyla bağırdı.

Adam güldü.“Sandığınız kadar çirkin değiller hanımefendi.”Malorie küreği sazlığa daldırdı. Bocalıyordu. Sert bir şey

bulmak çok zordu. İnce dalları ve kökleri hissediyordu. Vebir de çamuru.

Adam az sonra d elirecek , diye düşündü Malorie.Ve size zarar v erecek.

“Nereye gideceksin?” diye bağırdı adam. “Ne zaman birdalın çatırdadığını duysan ağlayacak mısın?”

71

Page 63: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 63/299

Malorie kayığı kurtaramıyordu."Sakın göz bağ lann ız ı çözm eyin!" diye bağırdı çocuklaraAdam onlardan birin i gör dü ğü nü söy lem işti. Ne zaman)

Ne zaman?•‘Delirdiğimi dü şün üy orsu n, d eğil m i? ”

Sonunda kürek sert bir yere denk geldi. Malorie homutdanarak itti. Kayık hareketlendi. Sonunda özgür kaldıklanmsanıyordu ama kayık, adamın teknesine çarptığı anda Malontyerinden sıçrayarak bir çığlık attı.

Seni köşeye sıkıştırdı.Zorla gözlerini mi açacaktı?“Deliren kimmiş bakalım? Kendine bir bak. Nehirde kar-

şılaşan iki kişi...”

Malorie öne arkaya sallan dı. K ay ığın ark as ın d a b ir tür bojluk, açıkhk olduğunu sezdi.

“. .. biri gökyüzüne b a k ıy o r. . .”Malorie küreğin toprağa b attığın ı h isse tti.“... diğeri ise gözleri bağlı bir halde tekne kullanmaya

çalışıyor.”Kayık neredeyse serbest kalmıştı.“Duruma şöyle bir b ak ınc a.. . ”

"Hareket et!" diye bağırdı.Adam kıkırdadı. Kahkahası, bahsettiği gökyüzüne doğru

yükseliyordu. Malorie adama,o n l a n n e r e d e g ö r d ü n , diye sor-mak istiyordu ama yapm adı.

“Bizi rahat bırak!" diye bağırdı Malorie.Çırpmması yüzünden nehrin soğuk sulan teknenin içine

sıçnyordu. Kız viyakladı. M alorie ken di ke n d ine ,ad am a onla- n nerede gördüğünü sor, dedi. Belki de henüz tam olarak aklı-

nı kaybetmemişti. Belki yavaş yavaş delirecekti. Belki de tümgerçeklik algısını kaybetmeden önce son bir iyilik yapacaktı.

Kayık anık serbestti.

72

Page 64: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 64/299

Tom bir defasında deliliğin herkesi farklı etkilediğini söy-lemişti. Deli bir adam delirmeyebilirdi. En mantıklı olanlarındelirmesi ise diğerlerine göre daha uzun sürecekti.

“Tanrı aşkına, gözlerini aç!" diye bağırdı adam.

Sesi değişmişti. Kulağa farklı, sarhoş gibi geliyordu.“Kaçma ktan vazgeç.Gözlerini aç!" diye yalvardı adam.“Onu dinlemeyin!" diye bağırdı Malorie. Oğlan sırlını ka-

dının göğsüne yaslamıştı. Kız ise ensesine yapışmıştı. Maloriehâlâ tir tir titriyordu.

“Çocuklar, asıl deliren anneniz. Çıkarın şu göz bağlarınızı.”Adam aniden hırlayarak uludu. Sanki boğazında bir şey

ölmüş gibiydi. Halatla kendisini boğmasına ya da tekneninpervanesinin önüne atlamasına daha ne kadar vardı?

Malorie çılgıncasına kürek çekiyordu. Göz bağı arlık yete-rince sıkı değildi.

On ları y ak ın d a görm üş. G ördüğü şey şu anda bu nehirde."Sakın gö z bağ lar ınızı açmayın!" diye bağırdı Malorie tek-

rar. Şimdi teknenin yanından geçiyorlardı. “Beni anlıyor mu-sunuz? Cevap verin.”

“Evet!” dedi Oğlan.“Evet!” dedi Kız.Adam bir kere daha uludu ama anık epeyce gerilerinde

kalmıştı. Sesi kulağa sanki bağırmak istiyor da nasıl bağınlacağını unu tmu ş gibi geliyordu.

Kayık yaklaşık kırk metre uzaklaştığında ve motorun sesigüçlükle duyulabilecek kadar belirsizleştiğinde Malorie önedoğru uzanıp O ğlan’ın omzu na dokundu.

“Endişelenme A nneciğim ,” dedi Oğlan.Malorie sonra arkasına doğru uzanıp Kız'ın elini buldu.

Hafifçe sıktı. Sonra ikisini de bırakıp yeniden kürek çekmeye

koyuldu.“Kuru musun?” diye sordu Kız’a.“Hayır,” diye yanıtladı Kız.

73

Page 65: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 65/299

"Kurulanmak için battaniyeyi ku llan. H em en .”Hava yeniden temiz kokuyordu. Ağaçlar. Su.

Motordan çıkan dumanlar ve benzin kokusu çok gerilerdekalmışu.Evin nasıl hokluğunıt hatırlıyor musun, diye düşündü

Malorie.Teknedeki adamla karşılaşmış olmanın ona yaşattığı kor-

kuya rağmen hatırladı. Evin bayat, bunaltıcı kokusunu ha-tırladı. Oraya ulaştığı gün de öyle kokuyordu. Ve asla hafif,lememişti.

Teknedeki adamdan nefret etmiyordu. Tek hissedebildiğiacıydı.

“Çok iyi bir iş çıkardınız,” dedi Malorie çocuklara. Ve tirtir titreyerek nehir boyunca kürek çekmeye devam etti.

Page 66: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 66/299

on•■■7 '

Malorie iki haftadır evde yaşıyordu. Ev arkadaşları, kilerde-ki konserve gıdalarla ve dondurucuda kalan donmuş etler-le idare ediyordu. Malorie sabahları uyandığında elektriğinhâlâ kesilmediğini görünce rahatlıyordu. Tek haber kaynak-ları radyoydu ama yayın yapmaya devam eden son programcı

Rodney Barrett’ın onlara söyleyecek yeni hiçbir şeyi yoklu.Bunun yerine ağzında bir şeyler geveleyip duruyordu. Öfke-leniyordu. Küfrediyordu. Ev arkadaşları daha önce adamınyayında uyuyakaldığını duymuşlardı. Ama tüm bunlara rağ-men Malorie, neden onu dinlemeye devam elliklerini anlı-yordu. Sesi evin arka planında usulca duyulsa da radyonunbulunduğu yemek odasını doldursa da dışarıdaki dünyaylaaralarındaki son bağlantıydı.

Malorie çoktan kendini kapana kısılmış gibi hissetmeyebaşlamıştı. Klostrofobi korkunçtu; hem kendisinin hem debebeğinin üzerindeki baskısını hissedebiliyordu.

Yine de o akşam ev arkadaşları bir parti verdi.Altısı da yemek odasındaki masanın etrafında toplandı.

Kilerdeki konserve gıdaların, tuvalet kâğıtlarının, pillerin,mumların, battaniyelerin ve diğer aletlerin yanı sıra Felix’ingetirdiği ola eşlik eden birkaç şişe rom bile vardı. Felix aklıbaşında bir grupiansa daha ‘hippi’ insanlarla buluşmayı um-

75

Page 67: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 67/299

duğunu daha eve gelir gelmez ürkekçe itiraf etmişti. Malontdurumu ynizünden alkol ya da ot kullanmayan tek kişiyjjYme de bazı ruh halleri bu laşıcıydı ve Rodney Barretı hi(huyu olmamasına rağmen yumuşak şarkılar çalarken Malorittebessüm etti. Hayatının ahşılageldik bir parçasına dönüşenhay'al dahi edilemez korkulara rağmen gülebildi.

Yemek odasında bir piyano vardı. Yatak odasındaki dolabınyamnda yığılı haldeki komedi kitapları gibi piyano da orayaait değilmiş gibi görünüyordu. Başka bir yaşama ait gibiydi.

Tom o sırada piyano çalıyordu.“Bu şarkı hangi perdeden?” diye sordu ter içindeki Tom

Yemek odasının diğer tarafmdaki masada o tu ra n Fe lix ’e sesle-niyordu. “Perdelerden anlar mısın?"

Felix gülümsedi ve başmı ik i yana sal lad ı. “Nered en bilebi-lirim ki? Ama şarkıyı söylerken sana bu radan eş lik edeceğim.'

“Lütfen yapma,” dedi Don su bardağına koyduğu romunugülümseyerek yudumlarken.

“Hayır, hayır,” dedi Felix sıntarak. “Gerçekten çok iyiyim!"Felix ayağa kalkarken tökezledi. Piyanonun başındaki

Tom’a kanldı. Birlikte “De Lovely” isimli bir şarkı söyledilerRadyo, aynab dolabm üzerinde d uru yordu. Rodney Barreit'mçaldığı müzik, sessizce CoIe Porter şarkısıyla çarpışıyordu.

“Ke}'ßn nasıl Malorie?” diye sordu m asa nın d iğ er tarahndaoturan Don. “Buraya alışabildin m i?”

“İyiyim," dedi. “Durmadan bebeği düş ünü yo ru m ."Don gülümsedi. Gülümsediğinde M alorie ad am ın yüz hal

lanna işleyen hüznü görebiliyordu. Don’un da kız kardeşinikaybettiğini biliyordu. Tüm ev arkadaşları yıkıcı kayıplar ya-şamışlardı. Cheryl’in korku içindeki annesi ve babası güneyegitmişti. O günden beri onlarla konuşmamıştı. Felix yaptığı

her rasıgele telefon görüşmesinde erkek kardeşlerinden ha-ber almayı umuyordu. Jules sık sık M alorie’n in de gördûgûilana yanıl vemıeden önce apartmanının hem en dış ındaki su

76

Page 68: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 68/299

oluğunda bulduğu nişanlısı Sydney’den bahsediyordu. Boğa-zı kesilmişti. Ama Malorie, en kötüsünün Tom’un hikâyesiolduğunu düşünüyordu. Tabii kOtü kelimesi hâlâ bir anlamifade ediyorsa.

Piyanonun diğer tarafından onu izlerken MaJorie'nin kalbionun için duyduğu acıyla doldu.

Bir anlığına, “De Lovely” bitmek üzereyken radyonun se-sini duydular. Rodney Barreıt’ın çaldığı şarkı da biliyordu.Sonra yeniden konuşmaya başladı.

“Dinleyin, dinleyin,” dedi Cheryl. Odayı boylu boyuncageçip radyonun yanına çOmeldi ve sesini açtı. “Sesi her za-mankinden daha huzursuz geliyor.”

Tom radyoya aldınş etmedi. Ter içinde, içkisinden bir yu-dum alıp Gershwin’in “l’ve Got Rhythm” isimli şarkısının gi-riş notalarını tıngırdatmaya koyuldu. Don, Cheryl’in nedenbahsettiğini görmek için döndü. Victor’u okşamakla olan

Ju le s ise sır tını duvara dayamış vaz iyette yerde oturuyordu .Başını radyoya doğru çevirdi.

“Yaratıklar,” diyordu Rodney Barrett. Sesi uzayıp gidiyor-du. “Bizden ne aldınız? Burada ne yapıyorsunuz? Bir amacı-nız var m ı?”

Don masadan kalkıp radyonun yanındaki Cheryl’e katıldı.Tom da piyano çalmaktan vazgeçti.

“Daha önce doğrudan yaratıklarla konuştuğunu hiç duy-mamıştım,” dedi piyanonun önündeki tabureden.

“Annelerimizi, babalarımızı, kız kardeşlerimizi, erkekkardeşlerimizi kaybettik,” diyordu Rodney Barrett. “Karıları-mızı, kocalarımızı, sevgililerimizi ve arkadaşlarımızı yitirdik.Ama hiçbir şey bizden koparıp aldığınız çocuklar kadar yak-madı canımızı. Bir çocuktan size bakmasını islemeye nasıl

cüret edebildiniz?”Malorie, Tom’a baktı. Dinliyordu. Gözleri mesafeliydi. Ma-

lorie ayağa kalkıp onun yanına gitti.

77

Page 69: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 69/299

Rodney Barreit’tan bahsederek, “Daha önce de kederlen-diği olmuştu,” dedi Cheryl. “Ama hiç bu hale geldiğini gör-memiştim.”

“Hayır," dedi Don. “Sanınm bizden daha sarhoş.”“Tom,” dedi Malorie uzun taburede ad am m yanın a oturarak.“Kendini öldürecek,” dedi Don aniden.Malorie, Don a çenesini kapa tmasını s öy lem ek üzere başı

m kaldudı ama sonra Dönün duyduğu şeyi fark etti. RodneyBarrett’ın sesindeki korkunç yalnızlığı ve kederi.

“Bugün bir hile yapacağım,” dedi Barrett. “Benden alabile-ceğiniz, elimde kalan son şeyi önce ben alacağım.”

“Ulu Tannm,” dedi Cheryl.Radyo sessizdi.

“Kapat şunu Chery l,” dedi Ju les.“Kapat şunu .”Cheryl radyoya uzanırken hoparlörlerden bir silah sesiyükseldi.

Cheryl çığlık atü. Victor havladı.“Az önce olan da neydi?” diye sordu Felix boş gözlerle

radyoya bakarken.“Yaptı,” dedi Jule s ifadesiz bir se s ton uy la. “Bun a inana-

mıyorum.”Odaya sessizlik çöktü.

Tom piyanonun önündeki tabureden k alk tı ve radyoyu bpatu. Felix içkisini yudumladı. Jules bir dizinin üzerine çök-müş, Victorü sakinleştiriyordu.

Aniden sanki az önceki silah sesinin yankısıymış gibi so-kak kapısından bir ııkıru geldi.

Onu ikinci bir tıkıru takip etti.Felix kapıya doğru hareketlendi ama Don onu kolundan

yakaladı.“Kapıyı öylece açamazsın adamım," dedi. “Haydi ama. Se-

nin sorunun ne?”“Açmayacaktım ki!” dedi Felix. Kolunu çekip adamın

elinden kurtardı.

78

Page 70: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 70/299

Kapıya bir daha vuruldu. Bir kadın onlara sesleniyordu.“Merhaba?”Ev arkadaşları sessizdi. Kimse kıpırdamıyordu.“Biri şuna yanıt versin,” dedi Malorie kadına cevap ver-

mek için piyanonun önündeki tabureden kalkarken. AmaTom ondan önce davrandı.

“Evet!” diye seslendi. “Buradayız. Siz kimsiniz?”“Olympia! Benim adım Olympia! Beni içeri alır mısınız?”Tom duraksadı. Sarhoş görünüyordu.“Yalnız m ısın ?” diye sordu.“Evet!”“Gözlerin kapalı m ı?”“Evet, gözlerim kapalı. Çok korkuyorum. Lütfen beni içeri

alın.”Tom, Don’a baktı.“Biri süpürge sap larını g etirsin.” dedi Tom. Jules onlan ge-

tirmek için odada n ayrıldı.“Beslenecek bir boğazı daha kaldırabileceğimizi sanmıyo-

rum,” dedi Don.“Sen delirmişsin,” dedi Felix. “Dışanda bir kadın..."“Felix, neler old uğu nu anlıyo rum ,” dedi Don öfkeli bir ta-

vırla. “Bütün ülkeyi eve dolduramayız.”“Ama şu anda kapının önünde,” dedi Felix.“Ve biz de sarhoşuz,” dedi Don.Tom, “Haydi ama Don,” dedi.“Kötü biri olmadığımı biliyorsunuz,” dedi Don. “Ama ki-

lerde ne kadar konservemiz kaldığını sen de en az benim ka-dar iyi biliyorsun.”

“Merhaba?” diye seslendi kadın tekrar.“Bekle!” diye yanıtladı Tom.

Tom ve Don kısa bir süreliğine boş gözlerle birbirlerinebaktılar. Jules evin girişine ulaştı. Süpürge saplanndan biriniTom’a uzattı.

79

Page 71: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 71/299

“Ne yapmak istiyorsanız onu yapın,” dedi Don. “Amaonun yüzünden yiyeceğimiz daha çabuk tüke ne cek.”

Tom sokak kapısına döndü.“Herkes,” dedi, “gözlerini kapatsın."

Malorie, adamın ayakkabılarının evin girişindeki ahşapdöşemelerin üzerinde çıkardığı sesi dinledi.“Oİympia?" diye seslendi Tom.“Evet!”“Şimdi kapi)i açacağım. Kapıyı açtığ ımda, ka pın ın açıldığı

ru duyduğunda olabildiğince hızlı bir şekilde içeri gireceksin.

Anladın mı?”“Evet!"Malorie sokak kapısının açıldığını duydu. Kapıdan bir pa

uru geldi. İki hafta önce ev arkadaşlarının onu içeri çektiğigibi Tom ün da kadım içeri çektiğin i hayal et ti. Kapı çarpıla-rak kapandı.

“Gözlerini kapah nıt!” dedi Tom. “Etrafa dokunup sendenbaşka bir şeyin içeri girmediğinden emin olmaya çalışacağım.”

Malorie, süpürge sapının duvarlara, döşemelere, tavana vesokak kapısına sümüğünü duydu.

“Tamam,” dedi sonunda Tom. “Haydi, gözlerimizi açalım.”

Malorie söyleneni yapugında Tom’un yanında dikilen gü-zel, solgun, koyu renkli saçlı kadını gördü.“Teşekkür ederim,” dedi kadın nefes nefese.Tom kadına bir şey sormak üzereydi ki Malorie araya girdi.“Hamile misin?” diye sordu Oiympia’ya.Oİympia bakışlannı indirip karnına baktı. Zangır zangır

titreyerek bakışlannı kaldırdı ve başmı evet anlamında salladı.“Dön aylık hamileyim,” dedi.Bu inanılmaz,” dedi Malorie kadına yaklaşırken. “Ben de

öyle.""Siktir,” dedi Don.

80

Page 72: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 72/299

“Sizin komşunuzum," dedi Oiympia. “Sizi bu şekildekorkuiıugum için özür dilerim. Kocam hava kuvvetlerinde.Haftalardır ondan haber alamadım. Ölmüş olabilir. Sizi duy-dum. Aslında piyanonun sesini. Buraya yiırûyecek cesareti

toplamam biraz zamanımı aldı. Normalde gelirken size kekgetirirdim.”

Odadaki herkesin az önce şahit olduğu korkunç ana rağ-men Oiympia’nın masumiyeti karanlığı aydınlattı .

“Geldiğin için çok mutlu olduk,” dedi Tom ama Malorie,adamın sesindeki yorgunluğu ve iki hamile kadınla i lgilene-cek olmanın g etirdiği b ask ıyı hissedeb iliyordu . “İçeri gel.”

Oiympia’yı koridordan geçirip oturma odasına soktular.Merdivenlerin önüne geldiklerinde kadın nefesini tutup du-varda asılı duran fotoğrafa işaret etti.

“A h!” dedi. “Bu ada m bu rada m ı?”“Haynr,” dedi T om . “A rtık bura da değil. O nu tanıyor olma-

lısın. George. Bu evin sahibi oydu.”Oiympia başıyla onayladı.“Evet , onu birçok defa görmüştüm.”Sonra ev arkadaşları oturma odasında toplandı. Tom,

Oiympia’yla birlikte kanepede oturuyordu. Tom sakin bir

tavırla Oiympia’ya evindeki nesneler konusunda sorular so-rarken Malorie usulca dinledi. Sahip olduklan. Arkasında bırakııklan.

Burada kullanabilecekleri .

81

Page 73: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 73/299

Malorie yaklaşık ûç saattir kürek çekiyordu. Kollanndaki kas-lar yanıyordu. Kaytğın d ibi, küre kleri her çekişinde azar azarsıçrattığı soğuk sularla dolmuştu. Birkaç dakika önce Kız çişi-nin geldiğini söylemiş, Malorie de ona yapmasını söylemişti.Artık Kız’ın idrarı, kayığın içindeki nehir sulanyia karışıyorve Malorie’nin ayakkabılarını ısıtıyordu. Yanından geçtikleriteknedeki adamı düşündü.

Çocuklar, diye düşündü Malorie, göz bağlarınıç ı k a r m adılar. Birbir ler ininki dış ında duyduklar ı ilk insan sesiydi bu. Yine de onu dinlem ediler.

Evet, onları iyi eğitmişti. Ama bunun düşüncesi bile hoşdeğildi. Çocukları öylesine korkutmuştu ki hiçbir koşul al-

tında ona karşı çıkamıyorlardı. İşte, çocukları eğitmefe buanlama geliyordu. Genç bir kızken Malorie durmadan anneve babasına karşı çıkardı. Evde şeker yemesine izin vermez-lerdi. Malorie gizli gizli yerdi. Evde korku filmi izlemesineizin verilmezdi. Malorie gecenin bir yarısında alt kata iniptelevizyonda korku filmi izlerdi. Anne ve babası, oturmaodasındaki kanepede uyumasının yasak olduğunu söyledi-ğinde Malorie yatağını oturma odasına taşımıştı. Bunlar ço-

cukluğunun küçük heyecanlarıydı. Malorie’nin çocukları isebunlardan tamamen bihaberdi.

83

Page 74: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 74/299

Henüz ikisi de birer bebekken onlara gözleri kapalı bir şe-kilde uyanmayı öğretmişti. Çocukların kümes telinden yapı),mış yataklannın başında dikilerek elinde bir sineklikle bek-lerdi. Teker teker uyanıp gözlerini açtıklannda ise kollannasertçe vururdu. Çocuklar ağlardı. M alo rie eğ ilip parmaklarıy-la gözlerini kapaurdı. Eğer gözlerini kapalı tutarlarsa tişörtü-nü kaldınr ve onlan emzirirdi. Û dû llend irirdi.

“Anneciğim,” dedi Kız, “o, radyoda şarkı söyleyen adam

mıydı?”Kız, bir zamanlar Felix’in dinlemekten zevk aldığı kaset-

ten bahsediyordu.“Hayır,” dedi Oğlan.

“Kimdi o zaman?” diye sordu Kız.Malorie söylediklerini iyice d uy ab ilm esi içi n K ız’a döndü."Nehirle ilgisi olmayan soru lar so rm ay ac ağ ın ız konu-

sunda anlaştığımızı düşünüyordum. Yoksa anlaşmamızı mı

bozuyoruz?"“Hayır," dedi Kız usulca.Çocuklar henüz üç yaşındayken onlara kuyudan su getir-

meyi öğretmişti. Kendi beline bağladığı halatın diğer ucunu

Oglan’ın beline bağlardı. Sonra, a yak p ar m ak la rın ın uçlanylapatikayı hissetmesini söyler ve kuy ud an su çe k m e işin i yap-ması için onu tek başına dışan gön de rird i. M alo rie , becerik-sizce yukan çekilen kovanın sesini dinlerdi. Oğlan elindekikovayı eve güç bela taşırdı. Malorie, defalarca çocuğun kovayıelinden düşürdüğünü duymuştu. Ve kovayı her düşürdüğün-de çocuğu bir kere daha kuyunun başına gönderir ve aynışeyleri baştan yapmasını söylerdi.

Kız bundan nefret ederdi. Kuyunun etrafındaki arazinin“çok engebeli” olduğunu söylem işti. K ız’a gö re çim ler in al-tında insanlar yaşıyordu. Malorie, kuyuya gidip su çekmeyikabul edene kadar Kız’a yiyecek vermeyi reddetmişti.

Page 75: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 75/299

Biraz daha büyüdüklerinde çocukları oturma odasının ikifarklı köşesine oturturdu. Malorie halının üzerinde dolanırdı.

“Neredeyim?” diye sorduğunda Oğlan ve Kız parmaklarıylaona işaret ederdi. Sonra üst kata çıkar ve onlara, “Neredey-dim?” diye sorardı. Çocuklar gösterirdi. Hata yaptıklanndaise Malorie onlara bağırırdı.

Ama pek hata yapmazlardı. Ve kısa bir süre sonra hiç hatayapmamaya başlamışlardı.

Tom bunlar ı görse ne derdi , diye düşündü. Sana dünyadaki en iyi anne olduğunu söylerdi ve sen de ona inanırdın.

Tom olmayınca Malorie kendi iç ine dönmüştü. Çocuklarodalarında uyurken mutfakta bir başına oturur ve kendinedefalarca o kaçınılm az s oruy u sorardı:

İyi bir ann e m isin? D üny a ü zerinde böy le bir şey kaldı mı?Malorie dizinde hafif bir dokunuş hissetti . Nefesini tut-

tu. Ama ona dokunan Oğlan’dı. Yiyecek torbasını istiyordu.Malorie küreklerden birini elinden bırakıp ceketinin cebineuzandı ve yiyecek torbasını çocuğa verdi. Çocuğun küçükdişlerinin, Malorie tarafından bu sabah ortaya çıkanlana ka-dar dört buçuk sene boyunca kilerdeki rafta bekleyen fındıklan kırdığını duydu.

Sonra Malorie kürek çekmeyi kesti . Sıcak basmıştı . Hemde çok. Sanki Haziran ayındaymış gibi terliyordu. Ceketiniçıkarıp oturduğu yerin yanına koydu. Sonra sırtında hafif birdokunuş hissetti. Kız da acıkmıştı.

İyi bir ann e m isin, d iye sordu tekra r kend ine ve Kız’a diğeryiyecek torbasını uzattı.

Çocuklarının başlarını kaldınp asla göremeyecekleri yıldız-lar kadar büyük hayaller kurmalarını nasıl bekleyebilirdi ki?

Malorie bunun yanıtını bilmiyordu.

Page 76: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 76/299

l

o n

' ' ' T

Tom eski gitar kılıfından ve yastıktan bir şeyler yapıyordu.Olymp ia, üst katta M alorie’nin yatak odasının yanındaki oda-da uyuyordu. Tıpkı Tom’un kendi odasını Malorie’ye verdiğigibi Felix de yatak odasını Oiympia’ya vermişti. Felix artıkoturma odasındaki kanepede uyuyordu. Bir önceki gece Tom,Oiympia’nın evinde olduğunu söylediği şeylerin detaylı birl istesini yapm ıştı . U m ut dolu b ir biçim de başlayan konuşma,ev arkadaşlarının kullanabilecekleri birkaç parça eşya uğru-na dışarı çıkm a r iskin i göze almamaya karar vermeleriyle sonbulmuştu. Kâğıt . Bir kova daha. Oiympia’nın kocasının aletkutusu. Yine de Felix, gerek duyduklannda çıkıp eşyalarıalabileceklerini söylemişti . Don ise bazı şeylere sandıklanndan daha yakın bir zam anda ihtiyaç duya caklannı tekrar edip

durmuştu. Fındık, ton balığı, makama, baharatlar. Yiyeceklerkonusunda konuşurlarken Tom kilerde ne kadar erzaklarınınkaldığını diğerleriyle paylaşmıştı. Er ya da geç erzaklarınınbitecek olması Malorie’yi derinden endişelendiriyordu.

Ju le s ko rid o ru n sonu ndak i kü çü k odada uyuyord u. O da-nın bir ucuna serilmiş yer yalağındaydı. Don’un yatağı onun-kinin hemen karşısındaydı. Aralarında, üzerine eşyalarınıkoydukları ahşap bir masa vardı. Victor odada onunla bir-

l ikteydi. Jules horluyordu. Kaseiçalardan hafif bir müzik sesi

87

Page 77: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 77/299

yükseliyordu. Ses, Felix ve Dönün kâğıt oynadıklara yemekodasından geliyordu. Chetyd ise m u tfa kt ak i lava bonu n içinekoyduğu kovada çamaşır yıkıyordu .

Malorie, oturma odasındaki kanepede Tom’la yalnızdı.

“Evin sahibi,” dedi Malorie. “Adı George muydu? ilanı omu vermişti? Siz geldiğinizde hâlâ bu rad a m ıy d ı?”

Arabanın ön camının iç kısmına koymak için koruyucubir örtü yapmaya çalışan T om b aşın ı ka ldır ıp M alo rie’nin göz-lerinin içine baktı. Saçları ampul ışığında iyice saman sansıgörünüyordu.

“Gazetedeki ilana ilk yan ıt vere n b e n d im ,” ded i Tom.“George harika bir adamdı. Herkes kapılarını kilitlerken ya-bancıları evine almaktan çekinmedi. Aynı zamanda gelişimeaçık bir adamdı. Tam birdüşünürdü. Sürekli yeni fikirler or-taya aup duruyordu. Belki de m erc ek lerle p en ce red en dışanbakabilirdik? Kınk camla? Teleskopla? Dürbünle? En par-lak fikri buydu. Eğer soru n g örü ş ç izg im izle ilgiliy se belkide yapmamız gereken görüş çiz gim izi ya da aç ım ızı değiş-tirmekti. Onlara bir nesnenin arkasından bakarsak belki deyarauklar bize zarar veremezdi. İkimiz de gerçekten bunuçözmeye uğraşıyorduk ama bunun hakkında konuşup dur-

mak George’a yetmiyordu. Teorilerimizi hayata geçirmeyidenememizi istiyordu.”

Tom konuşurken Malorie, merdivenlerin karşısındaki du-varda asılı olan fotoğraflardaki yüzü hayal etti.

“Don’un geldiği gece, üçüm üz b irlik te m u tfa kt a oturmuşradyo dinliyorduk. O sırada George, olan bitenin nedenininbir tür “yaşam biçimi” olabileceğini söyledi. Bu, MSNBC’ninbu teoriyi ortaya atmasından çok daha önceydi. George

böyle düşünmesine neden olan bir kitaptan bahsetti.Olast İmkânsızlıklar. Uzlaşmanın mümkün olmadığı yaşam biçim-lerinden söz ediyordu. Birbirine tamamen yabancı bileşenler-den oluşan iki dünyanın yollan kesişirse biri diğerine zararverebilirdi. Ve bahsettiği şu diğer ya şam b içim i eğ er bi r şekil

Page 78: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 78/299

de buraya gele b ilsey d i. .. aslında G eorge’un olduğunu düşün-düğü şey buydu. İsleyerek ya da islemeyerek buraya gelme-nin bir yolunu bulmuşlard ı . George’un bu fikrine bayılmıştımama Don ondan hoşlanmadı. Zamanının çoğunu kimyasalmaddeleri , gama dalgalarını ve karşında olduğunun farkın-

da olmadığın için baktığında sana zarar verme ihtimali olangörünmez şeyleri araştırarak Internel’te geçirirdi. Evel, Dono zamanlar bizi epeyce zorluyordu. Çok tutkuluydu. Sen bileonun sinirlendiğini anlayabiliyorsun. Ama George, bir fikironaya att ığında ne kadar tehlikeli olursa olsun onu hayatageçirecek türde bir ad am dı.”

“Felix ve Ju les geld iğinde G eorge kırık camla dışarı bak-mak konusundaki teorisini test etmeye hazırdı. İniemeı’lenbulduğu her şeyi onunla bir l ikte okudum. Görmenin nası lgerçekleştiği, görüş çizgisi , optik yanılsamalar ve ışığın kırıl-ması, teleskopların çalışma şekli ve dahası konusunda öyleçok web sitesi vardı ki! Sürekli bunlardan bahsediyorduk.Don, Fel ix ve Ju les uy urk en Geo rge ve ben m utfak masasınınetrafında oturup şemalar çiziyorduk. İleri geri yürür, sonradurup bana döner ve ‘Kurbanlar arasında gözlük kullananvar mıydı? Eğer özel bir açı yakalayabilirsek belki de kapalıbir cam bizi koruyabilir,’ derdi. Sonra en az bir saat boyunca

bunu tartışırdık.”“Durmadan haberleri izliyor, yeni bir ipucu elde etmeye

çalışıyorduk. İnsanlann kendilerini koruyabilmeleri için işeyarar bir yol bu lm am ıza yard ım cı olaca k bir bilgi kırıntısınınpeşindeydik. Ama raporlar kendilerini tekrar etmeye başla-mıştı. Ve George da gün geçtikçe sabırsızlanıyordu. “Değişti-ri lmiş görüş açısı” konusundaki teorisi hakkında konuştukçaonu test etmeye iyiden iyiye hevesleniyordu. Malorie, benkorkuyordum ama George batan bir geminin kaptanı gibiydive ölmekten korkmuyordu. İşe yararsa ne olacaktı? İşe yara-ması halinde dünyanın en korkunç salgın hastalığının tedavi-sine yardımcı olmuş olacaktı .”

89

Page 79: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 79/299

Tom konuşurken ampulden yayılan ışık mavi gözlerindtdans ediyordu.

“Ne kullandı?” diye sordu Malorie.“Bir video kamera,” dedi Tom. “Üst katta bir tane vardı.

Şu eski VHS kameralardan. B ize sö yl em ed en yap tı. B ir gece,kamerayı yemek odasında asılı duran battaniyelerden birininarkasına yerleştirmiş. O sabah erkenden uyanıp onu oradaöylece uyurken buldum. B eni d uy du ğu za m an ayağa kalkıpaceleyle kameraya koştu. T o m ,’ de di, ‘Y ap tım . Be ş saatlik ka-yıt aldım. Her şeyburada, şu kameranın içinde. Bu şeyin te-davisini şu anda ellerimin aras ınd a tu tu yo r ol ab ilirim . Dolaylıgörüş. Bir film . Bunu izlemeliyiz.’”

“Ona bunun kötü bir fikir old u ğu n u sö y led im . Ayrıca beşsaatlik bir sûre içinde aslında h içb ir şey çe k m ey i başarama-mış olabileceğini de düşünüyordum. Ama bizlerle paylaşmakistediği bir fikri vardı. Onu yoıkandaki yatak odalarından bi-rinde duran sandalyelerden bir ine b ağ la m am ız ı isted i. Kaydıorada izleyecekti. Sandalyeye bağlı bir şekilde izleyeceğin-den işlerin yolunda gitmemesi halinde kendine zarar ver-mesi mümkün olmayacaktı. Don gerçekten çok öfkelendi.George’a hepimiz için büyük bir tehlike olduğunu söyledi.Haklı olarak, neyle uğraştığımıza dair hiçbir fikrimiz olma-dığını ve George’un başına b ir şey ge lirs e h ep im iz in başınınbelaya gireceğini tekrarlayıp durdu. Ama Felix ve ben onakarşı çıkmadık. Oylama yaptık. George’un böyle bir şeyekalkışmasını istemeyen tek kişi Don’du. Buradan ayrılmak-tan bahsetti ama onu gitmemesi için ikna etmeyi başardık.Ve sonunda George, yapmak islediği şey için kendi evindekimseden izin almasına gerek o lm ad ığın ı s öy led i. Ben de onusandalyeye bağlama görevini ü stl en d im .”

“Yaptın mı?”“Evet."Tom’un bakışlan halıya kaydı.

90

Page 80: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 80/299

“George önce kesik kesik nefes almaya başladı . Sanki bo-ğazına bir şey takılmış gibi. İki saattir üst kattaydı ve en ufakbir ses çıkarmamışt ı . Sonra bize seslendi . ‘Tom! Seni bok çu-valı. Buraya gel.Bu raya ge l.' K ıkırdıyor, çığlıklar atıyor, sonrada böğürüyordu. Sesi bir köpeğinkini andır ıyordu. Sandalye-

nin sert zem ine ça rpı lma sesini duyduk. Çığl ık çığl ığa küfür-ler savuruyordu. Ju les ona yardım etmek için ayağa kalkmayayel tendi ama onu durdurmak için kolundan yakaladım. Din-lemek dış ında yapabi leceğimiz hiçbir şey yoktu. Ve her şeyiduyduk. Sandalye kır ı l tp çığl ıklar kesi lene dek. Sonra bekle-dik. Uzun bir süre boyunca bekledik. Sonunda hep beraberüst kata çıkt ık . G özler im iz bağl ı bir halde V C R’yi kapat t ık vesonra göz ler im iz i aç tık . G eorg eü n kendi kendine yapt ık lannı

gördük. O kadar çok çekiş t i rmişt i ki halat lar kaslannı kesipkemikler ine dayanmış t ı . Bütün bedeni , pas ta lann üzer inesürülen şeke rl i ka r ış ım ı andır ıyordu . K an ve deri ler göğsün-deki , karn ındaki , boynundaki , b i lek ler indeki , bacaklanndaki halat lar ın üstünden sarkıyordu. Fel ix kustu. Don ve ben,George’un yan ına diz çök tük ve temizlem eye başladık. İş imizbi t t iğinde Don kaset i yakmamız konusunda ısrar e t t i . Biz deyaktık. Ve kaset yanark en i lk gerçek teorimizin de onun la bir-l ikte kül olduğunu düşünmeden edemedim. Onlara ne tür birpr izmayla bakarsak bakal ım bize zarar vereceklerdi .”

Malor ie susku ndu.“Ama ne var, bil iyor musun? George haklıydı. Bir şekilde.

Henüz haberlerde bi le yayınlanmadan olan bi tenin sorum-lusunun bu yarat ıklar olduğunu tahmin etmişt i . Kesinl ikledoğru yoldaydı. Eğer işler ters gitmeseydi George, dünyayıdeğiştirecek türde bir adam olabilirdi.”

Tomün gözler inde yaşlar vardı .

“Malorie, o hikâyeyle i lgil i beni en çok endişelendiren ko-nunun ne o lduğunu b i l iyor m usu n?”

“Nedir?”

91

Page 81: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 81/299

“Kamera sadece beş saattir çalışıyordu ve bir şeyler yakala-dı. Dışanda onlardan kaç tane var?”

Malorie pencereleri örten battaniyelere baktı. Sonra yeni-den Tom’a döndü. Yapmaya çalıştığı cam koruyucuyu ayarlı-yordu. Yemek odasından hafif bir müzik sesi geliyordu.

“Neyse,” dedi Tom elindekini havaya kaldırarak, “umanm bir işe yarar. Biliyorsun, George öldüğü için denemekten vaz-geçmemiz söz konusu olamaz. Sanınm olanlar Don’u korkut-tu. Bundan etkilendiğinden eminim.”

Tom ayağa kalktı ve koca parçayı önünde tuttu. Malorie

hafif bir çatırtı duydu ve Tom’un yapmaya uğraştığı şey pa-ramparça olarak adamın ayaklannın dibine düştü.

Malorie'ye döndü.“Denemekten vazgeçemeyiz.”

Page 82: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 82/299

on i i çFelix kuyuya giden patikada ilerlerken ev arkadaşlarının altıadet kovasından biri, ahşap olan, sag elinde sallanıyordu. Si-yah demir sapı kovanın eski görünmesine neden oluyordu.Diğerlerinden daha ağırdı ama Felix buna aldırmıyordu. As-

lında bundan hoşlandığı bile söylenebilirdi. Ayaklannın yerebasmasını sağladığını söylüyordu.

Beline bir halat bağlıydı. Halatın diğer ucu ise evin arkakapısının hemen dışında, toprağa saplanmış çelik bir kazı-ğa bağlanmıştı. Boşta çok fazla miktarda ip vardı. Bir kısmıbacaklarına ve ayakkabılarına sürtünüyordu. Halata takılıpdüşmekten ko rktuğ un da n ipi sol e l iyle kaldınp vücudundanuzaklaştırdı. Gözleri bağlıydı. Patikanın sınırlarını çizen eski

fotoğraf çerçevelerine ait parçalar sayesinde patikadan uzak-laşıp uzaklaşmadığını anlıyordu.

“Tıpkı Operation’daki gibi!” diye seslendi kazığın yanın-da gözleri bağlı b ir hald e b eklem ekte olan Ju les ’a. “O oyu-nu hatırl ıyor musun? Ayak parmaklanmın ahşaba her temasedişinde görünmeyen bir alarm mekanizmasını çalıştırmışımgibi hissediyorum.”

Ju les , F e lix kuyuya doğru yü rüm eye başladığ ın dan beri

konuşuyordu. Ev arkadaşları böyle istemişti. Biri su çekmeyegiderken diğeri de sesiyle evden ne kadar uzaklaştığım fark

93

Page 83: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 83/299

etmesini sağlıyordu. Julesün önemli bir şey anlatııgı yokluÜniversitede aldığı notlardan bahsediyor, mezun olduktansonra girdiği ûç iş hakkında ko nu şu yo rdu . Fel ix , Jules’unsöylediklerinin ancak birkaç k elim esini an laya biliyordu. Amabu sorun değildi. Jules konuştuğu sürece Felix kendini dahaaz yalnız hissedecekti.

Ama sandığı kadar yalnız değildi.KuşTiya tosladığmda oraya ulaştığını anladı. Kaldınm taş

lan kullamlarak örülmüş duvar bacağını çizdi. Böylesine ya-vaş yürürken canmm bu kadar çok yanması Felix’i hayretedüşürmüştü. Koşuyor olsaydı neler olabileceğini tahmin et-meye çalışü.

“Jules, kuyudayım! Şu anda kovay ı bağ lıyor um .”

Felix’i bekleyen tek şey Ju les değ ildi. C heryl de evin kapalıkapısının ardında bekliyordu. M utfak la d ik ilm iş kapının ardmdan olan biteni dinliyordu. Dışanda her an bir şeyler tersgidebileceğinden mutfakta da birinin beklemesi konusundaanlaşmışlardı. Kadın, “sigorta” olarak oynadığı rolün bugünbir anlam taşımamasını umuyordu.

Kuyunun açık ağzının hemen üzerinde ahşap bir eninebağlantı çubuğu vardı. Bunun her iki ucu nd a b ire r demir kan-

ca bulunuyordu. Felix’in kuyuya giderken ahşap kovayı yamnda götürmesinin nedeni de buydu. Kancalara kusursuz birşekilde oturan tek kova oydu. Kuyudaki halatı kovaya bağladı.Sağlamlığını kontrol ettikten sonra kolu çevirip halatı olabil-diğince gerdi. Artık serbest kalan ellerini pantolonuna sildi.

Sonra dışanda bir şeylerin hareketlendiğini duydu.Hızla başını çevirerek ellerini kaldırıp yüzüne siper etti.

Ama hiçbir şey olmadı. Ona hiçbir şeyin saldırdığı yoktu.

Jules’un arka kapının hemen yanında d ik ilm iş konuştuğunuduyuyordu. Adam, makine teknisyenliği yaptığı döneme dairbir şeyler geveliyordu. Tamir ettiği şeylerden bahsediyordu.

94

Page 84: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 84/299

Felix dinledi.Scnçe nefes alarak kolu tek bir tur ters tarafa döndürdü

ve kulağını bahçenin geriye kalan kısmına çevirdi. Halat artıkkovayı kancadan alabileceği ya da kuyunun taştan örülmüşağzının üzerinde havada asılı bırakabileceği kadar gevşekti.Bir dakika kad ar bek ledi. Ju les ona seslendi.

“Her şey yolunda mı Felix?”Felix yanıt vermeden önce etrafım biraz daha dinledi. Ce-

vap verdiği sırada sesinin tam olarak nerede olduğunu eleverdiğinden korktu.

“Evet . Bir şey duy duğum u sand ım .”“Ne?”“Bir şey duydu ğum u sand ım! Şimdi suyu al ıyorum .”

Felix kolu çevirerek kovayı indirdi. Kovanın, kuyununduvanndaki taşlara çarpugım duydu. Çıkan sesleri içi boşyankılar takip ediyordu. Felix, kovanın suya ulaşması içinkolun yirmi defa dönmesi gerektiğini biliyordu. Kolun kaçtur attığım saymaya başladı.

“Bu on birdi, bu on iki, bu on üç.. .”On dokuzda kuyunun dibinden kovanın suya çarpma sesi

geldi. Kovanın dolduğundan emin olunca tekrar yukarı çekti .Kancalan sab itledi, ha latı çözdü ve tek rar Ju les ’a doğru yürü -meye başladı.

Bunu üç defa tekrarlayacaktı .“İlkini getiriyoru m ,” diye seslendi Felix.

Ju le s hâlâ a raba ları tam ir e tm ek ten bahsediy ordu . Felixona ulaştığında Ju les a dam ın om zun a doku ndu . G enelliklebu noktada, arka kapının hemen yanında dikilen ev arkadaşıiçeride bekleyene ilk kova nın ge ldiğini hab er verm ek için ha-fifçe kapıya vururdu ama Jules tereddüt etti.

“Orada ne duydun?” diye sordu.Ağır kovayı taşımakta olan Felix biraz düşündü.“Büyük olasıl ıkla bir geyikti . E m in d eğilim.”

95

Page 85: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 85/299

“Ormandan mı geldi?”“Nereden geldiğini bilmiyorum.”

Ju le s su skunlaştı. Sonra F e lix ad am ın hareketlendiğimduydu.

“Yalnız olduğumuzdan em in olm ak için etrafı m ı anyorsun?'“Evet."Tatmin olduğunda Ju le s a rka ka pıy a ik i d efa vurdu. Ko

vayı Felbc’in ellerinden aldı. Cheryl kapıyı hızlıca açtığındakovayı ona uzattı. Sonra kapı yeniden kapandı.

“İşte İkincisi,” dedi Jules, Felix’e başka bir kova uzatırken.Felix kuyuya doğru yürümeye koyuldu. Elinde taşımakla

olduğu kova metal sacdan yapılmıştı. Evde bunun gibi üç Unekova vardı. Kovanın dibine iki tane agır taş parçast koymuş-lardı. Tom, kovanın suya batmayacak kadar hafif olduğunufark ettiğinde böyle bir önlem almıştı. Ağırdı ama ahşap olankadar ağır değildi. Ju les ye nid en kon u şm aya başlad ı. Şimdiköpek ırklanndan bahsed iyordu . F e lix b u n la n dah a önce deduymuştu. Ju les ü n bir zam an lar C h er ry ad ınd a beyaz birlabradoru vardı. Söylediklerine göre onun kadar yaramaz tekbir köpek dahi görmemişti. Ayağı toprağa sapladıklan ahşapparçasına takılınca Felix az kalsın düşecekti. Çok hızlı yürü-yordu. Bunu biliyordu. Yavaşladı. Bu defa kuyuya vardığındaelini uzatarak kuyuyu hissetti. Kovayı kuyunun taş duvannınüzerine koydu ve bağlantı çubu ğu na d ola n m ış v aziyetteki ha-latı kovamn sapına bağlamaya ba şlad ı.

Bir şey duydu. Yine. Uzaklarda bir yerlerde ağaçların ara-sında bir şeyler dolaşıyor gibiydi.

Felix kendi etrafında döndüğü sırada yanlışlıkla çarparakkovayı kuyunun duvanndan içeri düşürdü. Kol o olmadan

döndüğünden kova kuyunun dibine sertçe çarptı. Metalintaşa vurduğunda çıkardığı ses kulakları sağır edecek kadaryüksek sesle yankılandı. Jules ona seslendi. Dönüp duran

96

Page 86: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 86/299

Felix kendisini son derece savunmasız hissediyordu. Bir keredaha sesin nereden geldiğini anlayamamıştı. Sertçe nefes ala-rak etrafını dinledi. Kaldırım taşından örülmüş duvara daya-narak bekledi.

Rüzgâr, ağaçlardaki yaprakların hışırdamasına nedenoluyordu.

Başka hiçb ir şey yoktu.“Felix?”“Kovayı kuyuya düşü rdüm !”“Bağlı mıydı?”Duraksadı.Felix gergin bir şekilde kuyuya döndü. Bağlantı çubuğun-

dan sarkan halan kontrol etti ve kovayı kuyuya düşürmeden

önce bağlam ayı b ece rd iğini gördü . Halatı bıraktı ve bahçeningeri kalanına doğru döndü. Duraksadı. Sonra ikinci kovayıçekmeye koyuldu .

Eve geri d önü ş y olun da Jule s ona sorular sorup duruyordu.“Felix, iyi m isin ?”“Evet.”“Sadece kovayı düşürdün, öyle mi?”“İçeri düşürdüm. Evet. Yine bir şey duyduğumu sandım."

“Du yduğu n ses neye benz iyordu ? Dallar çiürdıyor muydu?”“Hayır. Evet. Belki. Bilmiyorum.”Felix, Ju les ’a u laşuğında Ju les kovayı aldı.“Bugün bunu yapabileceğinden emin misin?”“Evet. Çoktan iki kova doldurdum bile. Sorun yok. Sadece

orada tuhaf şeyler duyup duruyorum Jule s”“Sonuncuyu benim doldurmamı ister misin?”“Hayır. Ben y ap ab ilirim .”

Ju le s arka kapıya vurdu. Chery l kapıyı açıp kovayı aldı ve Ju le s’a üçüncüyü uzatt ı.

“Çocuklar, siz iyi misiniz?” diye sordu kadın

97

Page 87: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 87/299

“Evet,” dedi Felix. “İyiyiz.”Cheryl kapıyı kapattı.“İşte burada,” d ed iju les . “Bana ih tiy ac ın olu rsa seslenmen

yeter. Unutma, birbirimize bağlıyız.”

Halau çekiştirdi.“Tamam.”Kuyuya doğru ilerlerken Felix bir kere daha kendi kendi-

ne yavaşlaması gerektiğini h a tır la tm ak z o ru nd a ka ldı. Nedenacele ettiğinin farb nd ayd ı. T ekr ar Ju le s ’u n y ü zü ne bakabile-ceği, pencerelerdeki battaniyeler sayesinde kendini güvendehissedebileceği eve geri dönmek istiyordu. Yine de kuyuyatahmininden önce ulaştı. Bağlantı çubuğundaki halatı yavaş-ça kovanın sapına bağladı. Sonra duraksadı.

Halatın diğer ucundaki Jules’un sesinden başka çıt çık-mıyordu.

Dünya doğal olamayacak kadar sessiz görünüyordu.Felbc kolu çevirdi.“Bu birdi, bu iki...”

Ju les konuşuyordu. Sesi u zaklardan geliyo rd u . Çok uzak-lardan.

“...bu altı, bu yedi...” Ju les’un sesi gerg in geliyordu. N ed en gerg in geliyordu?

Gergin olması için bir sebep m i v ardı?“...bu on, bu on bir...”Felix’in göz bağının ardında beliren ter damlacıklan ya-

vaşça burnu boyunca süzüldü.Az sonraiçeride olacağız , diye düşündü Fel ix.S ad ec e üçün

cü kovayı doldur ve buradan siktir olup...Sesi bir kere daha duydu. Üçüncü defa.

Ama artık nereden geldiğini anlayabiliyordu.Ses, kuyunun içinden geliyordu.Kolu bırakıp geriye doğru bir adım attı. Kova, su yüzeyine

çarpıp kuyunun içine su sıçratmadan önce taşlara çarparakdüştü.

Page 88: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 88/299

Bir şey hareket e l l i . Suyun içinde bir şey harekel e l l i .Suyun içinde harekel eden bir şey mi var?Aniden üşüdü. Çok üşüdü. Tir t ir t i tr iyordu.

Ju les ona seslend i am a F e lix ses ç ıka rm ak is te m ed i.Bekledi . Ve bek ledikç e k ork us u ar t tı . Sanki sessizl ik gi t t ik-

çe güçleniyor gibiydi . Sa nki duy m ak is temed iği bir şeyi duy-mak üzereymiş gibi . Am a h içbir ses gelm eyince kend i kendiniyanıldığına ikna etm eye çab aladı . Tab i i ki ku yun un içinde birşey olabilirdi ama nehirde de olabilirdi. Ya da ormanda da.Veya çimlerde.

Ses, dışarıdah e r h a n g i b i r y e r d e n gelmiş olabilirdi.Tekrar kuyuya yaklaşt ı . Halata uzanmadan önce taş duva-

ra dokundu. Parmaklar ını duvarın üzerinde gezdirdi . Geniş-liğini tahmin etmeye çalışıyordu.

Buraya s ığab i l ir m isin? B ir i buraya s ığabi li r mi?Emin deği ldi . Kovayı olduğu yerde bırakmaya hazır lana-

rak eve döndü. Sonra kuyuya dönüp kolu hızl ı hızl ı çevirme-ye başladı.

O lmayacak şey le r duyuyor sun . Ak l ın ı kaç ı r ıyo r sun dos lum. Şunu yu ka r ı çek de eve dön . Hem en .

Ama kolu ç evi r i rken b aş edem eyeceği kadar büyük b i r halalabi lecek korkunun tohumlarının at ı ldığını hisset t i . Kova-n ın her zam ankind en b i raz daha ağ ı r o lduğunu düşündü.

HAYİR.ı AğırD E Ğ İ L ! K o v a y ı Y U K A R I ç e k v e e v e D Û N ! ŞİMDİ!!!

Kova kuyunun ağzına ulaşt ığında Fel ix durdu. Tek el iyleyavaşça kovaya uzandı. Eli t ir t ir t i tr iyordu. Parmakları kova-nın ıs lak metal ağzına dokunduğunda ser tçe yutkundu. Kolukil it ledi. Sonra el ini kov anın iç ine so ktu.

“Fel ix?” Ju les seslen iyord u .Fel ix, kovanın iç inde sudan başka hiçbir şey hissetmedi .Gördün mü? Resm en ha ya l gö rüyorsun . ..

99

Page 89: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 89/299

İslak ayaklann arkasındaki çimlerde çıkardığı sesi duyduFelix kovayı düşürüp koşm aya başlad ı.Düştü.

Ayağa kalh.Ayağa kalkıp koşmaya devam etti.

Ju les ona sesleniyordu. O na yan ıt verd i.Tekrar düştü.

Ayağa halk. Ayağa halk .Tekrar ayağa kalktı. Koşmaya ba şlad ı.

JulesTn elleri üzerindeydi.Arka kapı açıldı. Başka birinin ellerini daha üzerinde his-

setti. İçerideydi. Herkes aynı anda konuşuyordu. Don bağınyordu, Cher)'l bağırıyordu. Tom herkese sakin olmalannı

söyleynp duruyordu. Arka kap ı ka pan d ı. O İym pia neler ol-duğunu sordu. Cheryl neler olduğunu sordu. Tom herkesegözlerini kapatmalannı söylerken biri Felix’e dokundu ve so-nunda Jules herkese sessiz olmaları için bağırdı.

Herkes sustu.Sonra Tom sessizce konuşmaya başladı.“Don, arka kapının etrafını ko ntrol et tin m i? ”“Doğru yaptığımı nasıl bilebilirim ki d os tu m ?”

“Sadece kontrol edip etm ed iğini so rd u m .”“Ettim. Evel. Eltim.”Tom, “Felix, ne oldu?” diye sordu.Felix olanlan anlattı. Hatırlayabildiği tüm detayları. Tom

en son olanlan tekrar anlatmasını istedi. Arka kapının önün-de olanlan bilmek istiyordu. Felix’i içeri almadan önce olan-lan. İçeri alındığı sırada olanlan. Felix hatırlayabildiği herşeyi baştan anlattı.

“Tamam,” dedi Tom tekrar. “G öz lerim i a çıy o ru m .”Malorie gerildi.“Ben iyiyim," dedi Tom. “Sorun yok.”

100

Page 90: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 90/299

Malorie gözlerini açlı. Mulfak lezgâhının üzerinde su dölüiki kova vardı. Felix arka kapının yanında gözleri bağlı birhalde duruyordu. Jules ise göz bağını çözüyordu.

“Şu kapıyı kilitleyin,” dedi Tom.“Kilitli,” dedi Cheryl.“Ju les ,” dedi Tom , “ye m ek od asında ki sandalyeleri şu ka-

pının önüne yıg. Sonra da masayı yemek odasındaki pencere-nin önüne devir.”

“Töm,” dedi Olympia, “beni korkutuyörsun.”“Don, benimle gel. Kitaplığı ön kapının önüne çekeceğiz.

Felix, Cheryl, oturma odasındaki kanepeyi yan çevirin. Pen-cerelerden birini onunla kapatın. Diğerini de kapatabilmemiziçin bir şeyler bulacağım.”

Ev arkadaşları boş göz lerle Tom ’a bakıyorlardı.“Haydi,” dedi sabırsız bir şekilde. “Harekete geçin!”Evin farklı köşelerine dagıldıklan sırada Malorie, Tom’un

koluna doku ndu .“Ne var?”“Olympia ve ben de yardım edebiliriz. Hamileyiz, sakat

değil. Üst ka ttaki şilteleri pen cereler in önüne çekeceğiz.”“Tamam, ama bunu gözleriniz bağlı bir şekilde yapın. Ve

hayatınızda hiç olmadığınız kadar dikkatli davranın.”Sonra Tom mutfaktan ayrıldı. Malorie ve Olympia otur-

ma odasından geçerlerken Don çoktan yerini almış, ka-nepeyi çeviriyordu. Üst katta iki kadın özenli bir şekildeMalorie’nin şiltesini yan çevirip pencereyi örten battaniye-nin üzerine dayadı. Aynısını Oiympia’nın ve Cheryl’in oda-larında da yaptılar.

Yeniden alt kata indiklerinde tüm kapıların ve pencerele-rin önüne b irer barik at kuruldu ğunu gördüler.

Ev arkadaşları oturma odasında toplandı. Birbirlerine çokyakın bir vaziyette ayakta dikiliyorlardı.

“Tom,” dedi Olympia, “dışarıda bir şey mi var?”

101

Page 91: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 91/299

Tom yanıt veımeden önce duraksadı. Malorie, Olympia’nın

gözlerinde korkudan daha derin bir şey gördü. O da aynı şey hissediyordu.

“Olabilir.”Tom pencerelere bakıyordu.“Ama bir... geyik de olabilirdi, değil mi? Geyik olamaz mı?'“Olabilir.”Ev arkadaşlan teker teker oturma odasındaki halının üze-

rine oturdu. Omuz omuza, sırt sırlaydılar. Kanepe pencere-

lerden birine dayanmış, mutfaktaki sandalyeler de diğerinin önüne yığılmışa. Odanın ortasında sessizlik içinde oturdular.

Ve dinlediler.

Page 92: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 92/299

4

o n d ö r t

Kürek çekerken neh r in soğ uk su lan M alor ie ’n in panto lonunasıçnyordu. Her hareket inde, nehirdeki yarat ıklardan bir ininf ır layıp el ler ini tutmasını ve kaçış çabalanm suya düşürmesi-ni bekl iyordu. T üyler i dike n d iken oldu.

Hatır ladığı kadarıyla Oiympia’nın bebek ki tabından çokşey öğrenmişti . AmaSonun da . .. B i r B ebek! isimli kitapta ger-çekten akl ını başına g et i ren b ir cüm le vardı:

Bebeğ in i z s and ığ ın ı zdan daha zek id i r.

Malorie başlangıçta bunu kabul e tmekte zorlanmışt ı . Yenidünyada bebeklere gözler ini açmadan uyanmayı öğretmekzorunda kal ıyorlardı . Çocuklar korku içinde büyüyordu.Bil inmeyenlere yer yoktu. Tüm bunlara rağmen Oğlan’ın daKız’m da onu şaşır t t ığı anlar olmu ştu.

Bir defasında çocuklar ın üst kat taki koridora dağı lmışolan derme çatma oyuncaklar ını topladıktan sonra oturmaodasına girmiş ve orada, bir inci kat koridorunun sonundakiodada bir şeylerin hareket ett iğini duymuştu.

“Oğlan?” diye seslenmişt i . “Kız?”Ama çocuklar ın yatak odasında olduğunu bi l iyordu. Bir

saatten daha kısa bir süre önce onlan beşiklerine hapsetmişti .

Page 93: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 93/299

Malorie gözlerini kapatmış ve koridora çıkmıştı.Sesin nereden geldiğini anlamıştı çünkü evdeki her şeyin

tam olarak nerede durduğunu biliyordu. Don ve Julesün birzamanlar paylaştığı odadaki masanın üzerinde duran kitap-lardan biri düşmüştü.

Çocuklann yattığı odanın önüne geldiğinde Malorie du-raksadı. Tek du>'abildiği hafif bir horultüydu.

İkinci çarpma sesi, kullanılmayan odalardan birindengelmiş ve Malorie’nin nefe sin in k esilm es in e nede n olmuştu.Banyodan sadece birkaç adım uz ak lıkta yd ı. Ç oc uk lar uyuyor-du. Eğer banyoya ulaşmayı becerirse kendisini koruyabilirdi.

Gözleri kapalı bir halde kollannı yüzüne siper etti ve hız-la hareket ederek banyonun kap ısın ı b ulm ad an ön ce duvara

çarpu. İçeri girdiğinde ka lças ını lav ab oy a v urd u. Pan ik içindeduvarlara dokunarak asılı vaziy ette ki ha vlu ya ula ştı. Havluyusıkıca gözlerinin çevresine bağladı ve iki düğüm attı. Sonraaçık kapının arkasında asıl aradığı şeyi buldu.

Bir balu.Silahlı ve gözleri bağlı bir şekilde banyodan çıktı. Baltanın

sapını iki eliyle kavrayarak daima kapalı olduğunu bildiği ka-pıya doğru yavaşça yaklaşmaya başladı. O kapı artık açıktı.

İçeri girdi.Baltayı körlemesine göz hizasında savurdu. Baltanın ahşap

duvara çarpmasıyla etrafa saçıla n kıy m ık la r M alo rie ’nin çığlıkatmasına neden oldu. Döndü ve baltayı yeniden savurdu amabu defada karşıdaki duvara vurmuştu.

“Dışan çık! Çocuklanmıraha t b ı rak!"Nefes nefese bekledi.Tek bir yanıt duymak, tek bir ce vap işi tm ek için . Buradaki

kitaplan yere deviren her neyse o nu d uy m ak için.Sonra ayaklannın dibinde Oglan’ın sızlandığını duydu.“Oğlan?”

104

Page 94: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 94/299

Hayrete düşmüş bir halde dizlerinin üzerine çöküp çabu-cak oğlanı buldu. Havluyu çıkarıp gözlerini açtt.

Oğlanın minicik ellerinde bir cetvel tuttuğunu gördü. Ki-taplar ise hemen yanındaydt.

Çocuğu alıp yatak odasına taşıdı. Odaya girdiğinde çocugun kümes telinden yaptığt beşiğinin açık olduğunu gördüÇocuğu yer yatağının hemen yanına bıraktı. Sonra teli ka

patıp oğlandan yeniden açmastnı istedi. Oğlan’ın tek yaptığboş gözlerle M alo rie’ye b ak m ak tı. M alorie küçük kilitle oynayıp oğlandan kilidi açıp açamayacağını göstermesini istediVe çocuk sonunda yaptı.

Malorie çocuğa bir tokat att ı .Sonunda. .. B ir Beb ek!Oiympia’nın bebek kitabını hatırladı. Kitap artık onundu.Ve durm adan göz a rdı etm eye çalıştığı o tek cüm le yeniden

gün yüzüne çıktı.Bebeğin iz sand ığ ın ızdan da ha zekid ir.Bu onu oldum olası endişelendirmişti . Ama şimdi tekne-

de, kılavuz olarak çocukların kulaklarını kullanırken nehrinilerisinde karşılaşabilecekleri şeylere çocukların olabildiğincehazır olmasını umuyordu.

Evet, çocukların önlerindeki tehlikelerden çok daha zekiolmasını diliyordu .

Page 95: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 95/299

<■ j y t

o n b e ş“O sudan içmeyeceğim,” dedi Malorie.

Ev arkadaşlan bi tkin düşm üştü. H er ne kadar kimse d el ik-siz bir uyku çekememiş olsa da oturma odasının döşemeleriüzerinde hep birlikte uyumuşlardı.

“Malorie, su içmeden yaşayamazsın,” dedi Tom. “Bebeğidüşün.”

“Zaten onu düşün üyo rum .”Fel ix’ in suyla doldurduğu iki kova dokunulmadan mut-

faktaki tezgâhın üzerinde beklemeye devam ediyordu. Ev ar-kadaşlan birer birer ku ru du da klarını ıslattı lar. Aradan yirmidön saat geçmişti ama yine de geçen sûrenin daha uzun olmaihtimali zihinlerini meşgul ediyordu.

Susamışlardı.“Nehir suyunu içebilir miyiz?” diye sordu Felix.“Bakteriler,” dedi Don.“Aslında belli olm az ,” dedi Tom. “Suy un soğukluğu na, de-

rinliğine, akış hızına göre değişir.”“Diğer ya nd an ,” ded i Ju le s, “kuyuya b ir şey girdiyse nehre

de girmiş olduğun dan em inim .”Bulaşıcı , diye düşündü Malorie. Günün kelimesi buydu.Kilerde idrarla ve dışkıyla dolu üç kova vardı. Kimse on lan

dışan çıkarma k islemiyordu . Kimse o gün evden çıkm ak isıe

107

Page 96: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 96/299

miyordu. Koku mutfakta epeyce kuvvetliydi ve belli belirsjjoturma odasındaki havada asılı kalmıştı.

“Nehir suyunu içmeye v arım ,” ded i Che ry l. “Şansımı d,.,neyecegim.”

“Dışan mı çıkacaksın?” diye sordu Olympia. “Kapınındı,ger tarafında dışarı çıkmamızı bekleyen bir şey olabilir!”

“Ne duyduğumdan em in d eğ il im ,” ded i Felix . Bunu defalarca tekrarlamıştı. Herkesi korkuttuğu için kendisini suçluhissettiğini söylüyordu.

“Büyük olasılıkla bir insandı,” dedi Don. “Muhtemelenbizi soşmaya çalışan b iri .”

“Bunu şimdi konuşm ak zo ru nd a m ıy ız ?” diye sordu Jules.“Aradan bir gün geçti. Hiçbir şey duymadık. Biraz daha bek-

leyelim. Bir gün daha. O za man kend im iz i daha iyi hissediphissetmediğimize bakarız.”

“Kovalardan bile su içerim ,” ded i C hery l. “Lanet olasıcabir kuyudan bahsediyoruz. Hayvanlar durmadan kuyularıniçine düşer, orada ölürler. Büyük olasılıkla tüm bu zaman bo-yunca içinde ölü hayvanların yüzdüğü sudan içiyorduk.”

“Bu bölgedeki su daima tem iz o lm u şt u r,” dedi Olympia.Malorie ayağa kalktı. M utfa ğın g ir iş in e ka dar yürüdü. Ah-

şap kovanın ağzındaki su damlacıkları, tıpkı metal kovadakigibi ışıl ışıl panldıyordu.Bize ne yap abilir, diye düşündü.“Biraz içmeye ne dersin?” diye sordu Tom.Malorie döndü. Adam hemen yanında dikiliyordu. Omzu,

kapının eşiğinde Malorie’ye sürttü.“Yapamam Tom."“Zaten senden yapmanı isteyem em . A ma b en yapabilirim.’Malorie gözlerini adamınkilere diktiğinde Tom’un ciddi

olduğunu anlamıştı.“Tom."Tom, oturma odasındakilerin yüzlerine bakmak için döndü.

108

Page 97: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 97/299

“Ben içeceğim,” dedi.“Kahramanlığa gerek yok,” dedi Don.“Kahraman olmaya çalışmıyorum Don. Sadece susadım.”Ev arkadaşları sessizdi. Malorie arkadaşlannın yüzlerinde-

ki ifadeden onunla aynı şeyi hissettiklerini anladı. Tüm kor-kusuna rağmen birinin suyu içm esiniistiyordu.

“Bu delilik,” dedi Felix. “Elaydi, ama Tom. Başka bir yolbulabiliriz."

Tom oturma odasına girdi. M asan ın başında oturan Felix’ingözlerinin içine baktı.

“Beni kilere kilitle. Orada içeceğim.”“Oradaki koku şûzûnden aklını kaçırırsın,” dedi Cheryl.Tomün yüzünde hüzünlü bir gülümseme belirdi.

“Hemen arka bahçemizde bir kuyu var,” dedi. “Eğer on-dan faydalanamazsak hiçbir şeyi kullanamayız. Bunu yapma-ma izin v erin .”

“Şu anda k ime benzed iğini b iliyor m usu n?” diye sordu Don.Tom bekledi.“George’a benziyorsun. Tek farkınız onun bir teorisinin

olmasıydı.”Tom, pencerenin kenanna yaslanmış yemek masasına baktı.“Aylardır buradayız,” dedi. “Eğer dün kuyuya bir şey gir-

diyse büyük olasılıkla daha önce de girmiştir.”“Bahane buluyorsun,” dedi Malorie.Tom, kad ının su ratına bak m ak için dönmeden yanıt verdi.“Başka seçeneğimiz var mı? Tabii ki, nehir var. Ama hasta-

lanabiliriz. Gerçekten çok hastalanabiliriz. İlacımız yok. Teksahip olduğumuz şey kuyudaki su. Sahip olduğumuz tek ilaço. Başka ne yapabilir ki? Bir sonraki kuyuya kadar yürüyecekmiyiz? Sonra ne ola cak? O nu n içine bir şeyin girmemiş olma-

sı için dua mı ed ece ğiz? ”Malorie, birer birer durumu kabullenen ev arkadaşları-nı izledi. Don’un yüzündeki isyankâr ifade endişeyle doldu.

109

Page 98: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 98/299

Olympia’nın gözlerind eki ko rk u , s u çlu lu k duygusuna dönûytû. Malorie’ye gelince, Tom’un böyle bir şey yapmasını islemiyordu. Eve geldiği günden beri, ilk defa Tom’un bu evdekikonumu k ör ediciydi. O , b ura da yaş an an h e r şeyin en önemliparçasıydı.

Ama onu durdurm ak y erin e ce sa re tin i toplayarak ona yar-dım etti.

“Kiler olmaz,” dedi Malorie. “Aklını kaçınp bütün erzakı-mızı yerle bir edersen ne o lac ak ?”

Tom ona döndü.“Haklısın,” dedi. “O zaman tavan arası olsun.”“Oradaki pencereden atlamaya kalkışırsan ölürsün. Orası

buradan çok daha yüksek.”

Tom boş gözlerle M alo rie’ye ba ktı.“Uzlaşalım,” dedi. “İkinci kat. Beni bir yerlere kilitlemen

gerekecek. Ve burada be ni ki litle y eb ilec eğ in hi çb ir yer yok."“Benim odamı kullanabilirsin.”“O oda,” dedi Don, “George’un videoyu izlemek için kul-

landığı oda.”Malorie’nin bakışlan yeniden Tom’a kaydı.“Bunu bilmiyord um .”“Haydi, şu işi bitire lim ,” ded i T om .Malorie’nin yanından geçip mutfağa girmeden önce bir

anlığına duraksadı. Malorie onu takip etti. Ev arkadaşlan isesürü halinde onlan izliyordu. Tom dolaptan bir bardak çıkardıgmda Malorie nazikçe adamın kolunu kavradı.

“Bununla iç,” dedi. Adama bir kahve filtresi uzattı. “Bilmi-yorum. Bir filtre. Kim bilebilir ki?”

Tom filtreyi aldı. Kadının gözlerinin içine baktı. Sonra bar-dağı ahşap kovaya daldırdı.

Bardağı çıkanp havaya kaldırdı. Ev arkadaşlan yanm daireşeklinde etrafında toplanmışlardı. Boş gözlerle bardağın içindekine bakıyorlardı.

110

Page 99: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 99/299

Felix’ in hikâyesinin aynnti lar i Malorie’nin bir kere dahaürpermesine neden oldu.

Tom el indeki bard akla m utfak tan ayrı ldı. Ju les m utfak do-labından bir miktar halat alıp onun peşinden gitt i .

Diğer ev arkadaşlan konuşmuyordu. Malorie bir e l ini kar-

nına, diğerini ise tezgâha koyd u am a sa nki öldürü cü b ir mad-deye dokunmuş gibi hemen çekt i .

Bulaşıcı.Ama el ini koyduğu yerde hiç su yoktu.Yukarıda, yatak odasının kapıs ı kapandı . Jules’un halat ın

bir ucunu kapı koluna, diğerini de t ı rabzanlara bağlamasınıdinledi.

Tom art ık kap ana kıs ı lm ış vaziyet teydi .

Tıpkı George gibi.Fel ix evin iç inde vol ta a t ıyordu. Don, kol lannı birbir ine

kavuşturmuş bir halde d uvara ya slanm ış, yere bakıyordu. Ju -les döndüğünde Victor ona gitt i .

Yukarıdan bir ses geldi. M alo rie’nin nefesi kesildi. Ev arka-daşları tavana baktı.

Beklediler. D inledi ler. F el ix sank i üs t kata çıkacakm ış gibihareketlendi. Sonra durdu.

“Çoktan içm iş olm alı ,” dedi Do n sessizce.Malorie oturma odasının gir iş ine yöneldi . Merdivenler inbaşlangıcı sadece on adım ötesindeydi.

Sadece se ssizlik vardı.Ve sonra hafif bir t ıkırt ı duyuldu.Ve Tom bağırdı.Tom bağırdı. Tom bağırdı. Tom bağırdı. Tom.Malorie çoklan merdivenlere doğru harekeı lenmişı i ama

Ju le s onu geçti .“Burada kal!” diye buyurdu Malorie’ye.Malorie adamın merdivenleri t ırmanışını izledi.“Tom!”

111

Page 100: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 100/299

“Jules , ben iyayim.”Tomün sesini duyunca M alo rie der in b ir nefes aldı. Ayakta

durabilmek için tırabzana tutundu.“İçtin mi?” diye sordu Jules kapının diğer tarafından.“Evet. İçtim. İşiyim.”Diğer ev arkadaşları a rtık M alo rie ’nin arkasınd a toplan

mıştı. Konuşmaya başladılar. Başlangıçta kısık sesle konuşu-yorlardı. Sonra heyecan içinde. Üst kattaki Jules halatı açtıTom elinde boş bir bardakla yatak odasından çıktı.

“Nasıl bir histi?” diye sordu Oiympia.Malorie gülümsedi. Diğerleri de. Bir bardak su içmenin

nasıl bir his olduğunu sormanın karanlık dahi olsa mizahi biryönü vardı.

“Aslında,” dedi Tom merdivenleri inerken, “büyük olası-lıkla hayatım boyunca içtiğim en güzel suydu...”

Alt kata ulaşüğında Malorie’nin gözlerine baktı.“Filtre fikrini sevdim,” dedi. Sonra kadının yanından ge-

çip bardağı üzerinde te lefon un du rd uğ u seh pa ya bıraktı vediğerlerine döndü. “Haydi, şu m ob ily a la n ye rle rin e koyalım.Burayı tekrar bir eve dönüştürelim.”

Page 101: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 101/299

Malorie nehirde öğle güneşinin sıcaklığını hissetti ancak bu,ona huzur vermek yerine o anda ne kadar göz önünde olduklannı hatırlatıyordu.

“Anneciğim,” diye fısıldadı Oğlan.Malorie öne doğru eğildi. Ahşap kürekteki kıymıklardan

biri avcunu deldi. Bu üç etmişti.“Ne oldu?”“Şşşt,” dedi Oğlan.Malorie kürek çekmeyi bıraktı. Dinlemeye başladı.Oğlan haklıydı. Sollarındaki toprak parçasında bir şeyler

hareket ediyo rdu. D alla r kın id ı. H em de birden fazla sayıda dal.Teknedeki adam bu nehirde bir şey gördü, diye çığlıklar atı-

yordu Malorie’nin zihni.O olabilir miydi? Ormandaki o olabilir miydi? Peşlerine

düşmüş, çocukların göz bağlarım söküp çıkarmak için kapa-na kısılmalarım bekliyor olabilir miydi?

Daha fazla dal kınidı. Yavaşça hareket ediyordu. Maloriearkalarında bıraktıkları evi düşündü. Orada güvendeydiler.Neden oradan ayrılmışlardı ki? Gitmekte oldukları yer dahamı güvenliydi? Nasıl daha güvenli olabilirdi? Gözlerinizi aça-madığınız bir dünyada sahip olmayı umut edebileceğiniz lekşey bir göz bağı değil miydi?

113

Page 102: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 102/299

Oradan ay n idık çün kü ba zı in sa n la r ge lec ek en küçûh hj, haberi beklerken ba zı lar ı ken di ha ber ler in i yazar.

Tıpkı Tom ün s öyled iği g ibi. M alo rie on d an ilham almaj.tan asla vazgeçm eyeceğin i b iliy o rd u . N eh rin ortasında onudüşünmek bile Malorie’ye u m ut ve riyord u.

Tom, demek istiyorduon a , f ik i r le r in gerçekten iyiydi.“Oğlan,” diye fısıldadı t ek ra r k ü re k çe km ey e koyulduğu

sırada. Sol taraftaki sazlık lara ço k yak la şm ak ta n korkuyordu

“Ne duydun?”“Çok yakında anneciğim . K or k u yo ru m .”Bir anlığma sessizlik o ldu . M alo rie se ss izli ğe rağmen tehli.

kenin sadece birkaç adım ö te ler in d e o ld uğun u hayal ediyorduSese kulak kaba rtm ak iç in k ü re k çe k m ey i kesti. Boynunu

sola doğru uzattı.Kayığın ön tarafı ser t bi r ş ey e ça rp tı. M alor ie irkildi. Ço-

cuklar çığlık attı.Sazlığa girdik/Malorie küreklerden b irin i ç a m u ru n old uğ un u düşûndûgii

yere dogm sapladı ama kü reğin uc u h iç b ir ye re de nk gelmedi.“Bizi rahat bırak!” diye bağırdı yüzünde çarpık bir ifadey-

le. Aniden evin du var lann ı ö zle d i. N eh ird e du va r yoktu. Alı

lannda kiler yoktu. Üstlerinde bir çatı katı yoktu."Anneciğim!"Kız onun adını haykınrken dallann arasından bir şey fırla-

dı. Büyük bir şey.Malorie küreği bir kere daha sapladı ama tek yaptığı suyu

ikiye yarmakü. Oğlan’ı ve Kız’ı yakalayıp kendine doğru çekti.Bir hırlama duydu.“Anneciğim!”

“Sessiz olun.'” diye bağırdı Kız’ı iyice kendine doğru çekerkenBu oteknedeki adam mıydı? Aklını kaçıran? Yaratıklar hır

lar mıydı? Ses çıka rırla r m ıydı?

114

Page 103: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 103/299

İkinci hırlamanın üzerine Malorie karşılanndaki yaratığın neolduğunu anladı. K öp ek be nze ri b ir hayvandı. Köp ekgillerdendi.

Kurtlar.Kur t la rdan b i r in in pençes i omzunu parça lamadan önce

harekele geçecek zamanı olmadı .

Çığl ık at t ı . O anda s ıcak kanının kolu boyunca yayı lmayabaşladığını hissett i . So ğu k su kay ığın d ibinde çalkalanıyordu.İdrar da.

Kokumuzu a ld ı l a r, d iye düşündü Malor ie . Panik iç indebaşını sağa sola çevir iyor ve küreği amaçsızca oradan oraya

savuruyordu. K e n d i m i z i s a v u n a m a y a c a ğ ı m ı z ı b i l i y o r l a r.Alçak sesl i bir hır lama daha duydu. Bu bir sürüydü. Kayı-

ğın burnu bir şeye tak ı ldı . M alor ie kü reğinin yardım ıyla kayı-

ğın bununu ku r ta rmay a ç a l ı ş t ı ama kay ık , sanki ku r t la r kayı -ğı tutmuş da b ı rakm ıyorm uş g ib i ken di e t ra f ında dönüyordu .

Kay ığa a t l ayab i l i r l e r ! KAYIĞA ATLAYABİLİRLER! S ü r ü -nerek kayığ ın ön ta raf ına g i t . Kayığ ın burnunu kur ta rmakzorundasın.

Küreği çocuklar ın baş la r ın ın üzer inden savurup ç ığ l ık la ralarak ayağa kalkt ı . K ayık sağa d oğru yat ınca M alorie bir anl ı -ğına batacaklar ından korktu. Dengesini kurduğu s ırada kurt-

lar yeniden hır lamaya başladı . Omzu, daha önce hiç hissetme-diği kadar bü yü k bir acıyla yan ıyordu . B ir yanda n om zunu tu-tarak el indeki küreği v ahşi b ir şeki lde kayığın bu rnun a doğrusavurdu. Ama yet işem iyord u. Ö ne doğru b ir adım daha att ı.

“Anneciğ im!”Dizler inin üzerine düştü. Oğlan ar t ık yanı başındaydı . Ti-

şörtüne tutunuyordu.“Beni bırakman gerekiyor,” diye bağırdı Malorie .

Bir şey suya atladı.Malorie başını sesin geldiği yöne çevirdi .Burada su ne kadar s ığ? K ayığa çıka bi l i r ler mi? Ku rt lar KA-

YIĞAÇIKABİLİR Mİ??

11 5

Page 104: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 104/299

Hızla dönerek kayığın ucuna kadar süründü ve karanlığadoğru uzandı.

Arkasındaki ço cu klar çığ lık at tı. Su la r sıçradı. Tekne sallandı. Kurtlar hırladı. Ve kapalı gözlerinin karanlığındaMalorie’nin eli bir agaç kök ün e d en k geldi.

Bağırarak iki koluyla uzandı. Sol omzu acıyordu. Dondurucu Ekim havasını parçalanmış teni üzerinde hissediyordu.Diğer eliyle ikinci bir agaç kökü buldu.

Sıkışmışız. Okadar ! S ık ışmış ız !Agaç kök lerini iter ek or ad an uza k laş m ay a çalıştığı sırada

kayığa bir şey çarptı. Kayığın dış yüzeyini çizen pençelerinsesini duyabiliyordu. K ur tlar kaynğa çık m ay a çalışıyordu.

Kayık gıcırdayarak köklerin arasından kurtuldu. Malo-

rie dört bir yanlarında sulann sıçradığını duyabiliyordu. Biıhırlama daha duydu ve sıcaklığını hissetti. O şey, yüzüne

fazlasıyla yakındı.Kulaklan sağır edici bir çığlık atıp itti.Sonunda serbest kaldılar.Malorie hızla dönerken tökezledi ve ortadaki oturma yeri-

nin üzerine devrildi."Oğlan!” diye bağırdı.

“Anneciğim!"Soma uzamp Kız'ı oturağ ın k en an n a bü zü lm üş halde buldu.“İkiniz de iyi misiniz?K o n u şu n b e n i m l e ! ”“Korkuyorum,” dedi Kız.“Ben iyiyim Anneciğim,” dedi Oğlan.Malorie küreklere asıldı. Yorulma noktasını çoktan geçen

sol omzu ona karşı koy uyord u. A m a o m zu nu zorlayarak ha-rekete geçirmeyi başardı.

Malorie kürek çekiyordu. Çocuklar ayaklarının ve dizleri-nin dibine sığınmışlardı. Ahşap kayık suyu yararak ilerliyor-du, Malorie’nin tek yaptığı kü rek ç ek m ey e d evam etmekti.

116

Page 105: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 105/299

Başka ne yapabilirdi ki?Kürek çekm ek d ış ında başka ne yapabilirdi? Kurtlar peşlerine düşebilirdi. Burada nehrin derinliğine kadardı?

Malorie kürek çek iyord u. Ko lu, vücu dun un yanında öyle-sine sallanıyor gibiydi am a yine de k ürek çekm eye devam etti.Çocukları götürdüğü yer artık orada olmayabilirdi. Gözlerigörmeden kalkıştıklan, işkenceye benzeyen bu yolculuk birhiçle sonuçlanabilirdi. Peki ya oraya ulaştıklan zaman güven-

de olacaklar mıydı? A rad ığ ı şey o rad a değ ils e ne ola caktı?

Page 106: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 106/299

o n y e d i

7

i

“Bizden korkuyorlar,” dedi Oİympia aniden.“Ne demek istiyorsun?” diye sordu Malorie. Merdivenin

üçüncü basam ağında oturuyorlardı .“Ev arkadaşlar ımız. Karınlar ımızdan korkuyorlar ve bu-

nun nedenini bi l iyorum çünkü günün bir inde bu bebekler idoğurtmak zorunda kalacaklar.”

M alorie o turm a o das ına bak tı . İki aydır o evdeydi. Beş aylıkhamileydi. O da bunlan düşünmüştü. Tabii ki düşünmüştü.

İri , masum gözlerini Malorie 'ye çeviren Oİympia, “Sencekim yapacak?” diye sordu.

“Tom,” dedi Malorie.“Tamam, ama evde bir doktor olsaydı kendimi çok daha

iyi hissederdim.”Malorie de bunu düşünüp duruyordu. Doğum yapacağı

o kaçınılmaz gün gelip çatacaktı . Doktor yoktu. İlaç yoktu.Arkadaşlan veya ailesi yanında değildi. Doğumun göz açıpkapayana kadar bitmesini diliyordu. O henüz ne olduğunuanlamadan her şey olup bitmeliydi. Suyunun geldiği anı vesonra da bebeğini kollarının arasına aldığı anı hayal etli. Buikisi arasında olacakları düşünmek dahi istemiyordu.

Diğerleri oturma odasında toplanmıştı . Sabah rutinlerinitamamlamışlardı. Malorie bütün gün boyunca Tomün bir

119

Page 107: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 107/299

şeyler kan şıırdıgını hisse tm işti. M es afe liy d i. D üşüncelere dal-mıştı. Şimdi ise oturm a o d as ın ın o rta sın d a d ikiliyor ve gtmbo)amca zihnini meşgul eden şeyi ev arkadaşlanyla paylaş,maya hazırlanıyordu . Sö y led ik le ri tam da M alo rie’nin duy.mak istemediği şeylerdi.

“Bir planım var,” dedi.“Öyle mi?” diye sordu Don.“Evet.” Tom sanki söyleyeceklerini sadece bir defa lekrat

edecekmiş gibi duraksadı. “Rehberlere ihtiyacımız var."“Ne demek istiyorsu n?” diye sord u F elix .“Demek istiyorum ki dışan çıkıp köpek bulmaya çalışa-

cağım.”Malorie basamaktan ka lkıp o tu rm a o d as ının girişine kadar

yürüdü. Tıpkı diğerleri gibi Tom’un evden aynlacak olmasıfikri bile dikkatini çek m ey e y etm işti.

“Köpek mi?” diye sordu Don.“Evet,” dedi Tom. “Başıboş olanlar. Daha önce evlerde ya-

şayanlar. Dışarıda onla rd an y ü zl er ce o lm a lı. H epsi ortalıkladolaşıyorlar ya da çık am ay ac ak lar ı e v ler in için d e hapis kal-mış dürümdalar. Eğer erzak b u lm ak içi n d ışa n çıkm ak zonında kalacaksak ki hepim iz e r ya da ge ç bu n u yapm ak zorun-da kalacağımızı biliyoruz ya rd ım alm am ız iyi olur. Köpeklerbizi uyarabilir.”

“Tom, bu şeyin hayv anlar ü ze rin d ek i et k isin i bilmiyoruz,'dedi Jules.

“Biliyomm. Ama hiçbir şey yapmadan oturmaya devamedemeyiz.”

Odadaki gerilim arttı.“Aklını kaçırmışsın,” dedi Don. “Gerçekten dışan çıkmayı

düşünüyorsun."

“Silahlanmızı da yanımıza alacağız,” dedi Tom.Don sandalyesinde öne eğildi.“Düşündüğün tam olarak nedir?”

120

Page 108: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 108/299

“Kaskların üzerinde çalışıyordum," dedi Tom. “Göz bağ-larımızı korumak için. Yanımıza bıçak alacağız. Köpekler debize yol gösterebilir. Aralarından biri deliye dönerse ne miolacak? Tasm asını bıra kın yeter. Hayva n sizin p eşinize düşer-se elinizdeki bıçakla onu öldürebilirsiniz.”

“Gözler imiz görm eden .”“Evet . Gözler imiz görmeden.”“Bu f ikirden hiç h oş lanm ad ım ,” dedi Don.“Neden?”“Dışanda manyaklar olabilir. Suçlular. Sokaklar eskisi gibi

değil, Tom. Artık ba n liyö d e değ iliz, kao su n tam ortasınday ız.”“O zaman artık bir şeyler değişmek zorunda,” dedi Tom.

“ilerleme kaydetmeliyiz. Yoksa haberlerin bile yayınlanmadı-

ğı bir dünyada yeni bir haber duymayı bekleyip dururuz.”Don hal ıya ba kt ı , so nra bak ış lar ı Tom ’a kaydı.“Bu çok tehl ikel i . B un u yapm am ız iç in hiçbir neden yok.”“Bir sürü ned enim iz var.”“Ben bekleye l im d iyorum.”“Neyi bekleyeceğiz?”“Yardım gelm esini ya da bir şey ler olm asını .”Tom, pencereler i ör ten bat taniyelere bakt ı .“Yardımın geldiği fa lan yok D on .”“Ama bu da sokağa çıkıp yardım aramamız gerektiği anla-

mına gelmiyor.”“Oylama y ap al ım ,” dedi Tom.Don, diğer ev arkadaşlarının yüzlerine baktı . Kendisiyle

hemfikir olan birilerini aradığı ortadaydı.“O ylam a,” dedi D on . “Bu fikirden de hiç hoşlanm adım .”“Neden?” diye sordu Felix.“Çünkü Fe l ix ha ngi kovad an su içeceğim izden ya da han-

gisine işeyeceğimizden bahsetmiyoruz. Aramızdan birinin yada birden fazla kişinin nedensiz yere evden ayrılmasındanbahsediyoruz.”

121

Page 109: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 109/299

Nedensiz yere de ğil," ded i T om . “K öp ek leri bir alarm sis-temi gibi düşün. Fe lix iki ha fta ö n ce ku yu nu n yanında birşeyler duydu. Duyduğu ses bir hayvana mı aitti? Bir insanmıydı? Yoksa bir ya ratık m ıyd ı? D oğ ru şe k ild e eğitilmiş biıköpek havlayabilirdi. Sadece içinde bulunduğumuz bloku

aramaktan bahsed iyorum . B elk i b ir b lo k ö tes in i daha. Bize oniki saat ver. Tek istediğ im b u .”

On iki saat, d iye düşün dü M alorie .Kuyudan su çekmek sadece yan m saat sürüyor.

Ama sûrenin s ınırl ı o lm ası on u sakinleşt i r iyo rdu .“Neden sokağa çıkıp başıboş köpekleri toplamamız gerek-

tiğini anlam ıyorum ,” ded i D on . E liyle J u le s ’un ayaklannındibinde yatmakta olan Victoria işaret etti. “Burada bir köpeği-

miz var. Onu eğitelim."“Kesinlikle obnaz ,” dedi Ju le s ayağa kalk arak .

“Neden olmazmış?”“Onu buraya ku rban etm ek içi n ge tirm ed im . Köpeklerin

bundan nasıl etkilendiğini öğrenene kadar buna izin verme-

yeceğim.”“Kurban,” dedi Don. “D oğru ke l im e s eç im i.”“Yanıtım hayır,” dedi Jules.Don, Tom’a döndü .“Görüyor musun? Bu evde köpek sahibi olan tek kişi bile

sana karşı.”“Tom’un fikrine karşı o ldu ğu m u sö y lem ed im ,” dedi Jules.Don odadakilerin yü zlerine ba ktı .“Herkes Tom’un fik rini on ay lıyo r, ö yle m i? G erçek len mi?

Hepiniz bunun iyi bir fikir olduğunu mu düşünüyorsunuz?"Oİympia fal taşı gibi a çılm ış g ö zl e rle M alo rie’ye baktı.

Müttefik bulma fırsatını fark eden Don kadına yaklaştı.

“Oİympia, sen ne dü şü nü yo rsu n? ” diye sordu.“Ah! Ben... pekâlâ.. . be n.. . bilm iy o ru m !”“Don,” dedi Tom. “Oylamayı kurallara uygun yapacağız."

122

Page 110: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 110/299

“Ben vanm ,” dedi Felix.Malorie oturma odasmdakilere baktı.“Ben de varım,” dedijules.“Ben de,” dedi Cheryl.Tom, Don’a döndü. O sırada Malorie içinde bir şeylerin

koptuğunu hissetti.Evin, diye düşündü Malorie, ona i ht i yacı var .

“Seninle geleceğim,” dedi Jules. “Köpeğimi kullanmanıza izin vermiyor olsam bile en azından diğerlerini bulmanıza yardım edebilirim.”

Don başını iki yana salladı.“Hepiniz ak l ım zt k açır m ı sın ız "

“O zaman senin için de bir kask yapmaya başlayalım,” dedi Tom elini Jules’un omzuna yerleştirirken.

Ertesi sabah Tom ve Jules, ikinci kasktaki son pürüzleri giderdiler.

O gün evden ayrılacaklardı. Malorie’ye göre her şey çok hızlı gelişiyordu. Gitmeleri konusunda henüz oylama yap-mışlardı ama hemen gitmek zorunda mıydılar?

Don duygularını saklamak için kılını bile kıpırdatmıyordu. Malorie gibi diğerleri ise umutluydular. Malorie, Tom’un ener-jisine kapılıp gitmemenin zor olduğunu biliyordu. Evden ay nlacak olan Don olsaydı köpeklerle dönme ihtimaline daha az inanırdı ama Tom’un güçlü bir enerjisi vardı. Bir şey yapaca-ğını söylediği zaman sanki çoktan yapmış gibi hissederdiniz.

Malorie onları kanepeden izliyordu. Hem Çocuğunuzla hem de Sonund a... Bi r Bebek ! anneyle çocuk arasındaki “stres bağlantısından” bahsediyordu. Malorie evden ayrılmak üzere olan Tom’u izlerken duyduğu endişeyi çocuğunun hissetme-

sini istemiyordu.Duvara dayanmış iki sırt çantası vardı. İkisi de konserve

yiyeceklerle, fenerlerle ve battaniyelerle yarısına kadar dol-muştu. Hemen yanlannda büyük bıçaklar ve eskiden mutfak

12 3

Page 111: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 111/299

taburesine ait olan tahta bacaklar duruyordu. Uçları sivriln].mişti. Süpürge saplannı ise yürürken kendilerine yardımcıolmaları için kullanacaklardı.

“Belki de,” dedi Oiympia, “hayvanlar beyinleri çok küçükolduğundan akıllarını kaçıramıyordur."

Dö nün yüzünd eki ifade s an ki bir şey söyleyecekm iş gibiy-di ama dilini tuttu.

“Hayvanlann del i rme kapasitesinin olmaması mümkün,’dedi Tom, kask ının k ay ışla n n d an b irin i a yar larke n. “Bir şeyinaklını kaçırması için y ete rin ce ze ki ol m as ı ger ekiy or olabilir."

“Dışan çıkmadan böyle şeyler duymak kesinlikle çok ho-şuma giderdi,” dedi Don.

“Belki de,” diye deva m et ti T om , “far k lı d elilik seviyeleri

vardır. Yarauklann zaten deli olan insanları nasıl etkilediğinimerak etmeden duramıyorum.”

“Neden onlardan birkaçını da toplayıp getirmiyorsun?”diye söylendi Don. “Hayatını hayvanlann bizim kadar zekiolmadığına dair du yd uğu n u m u t u ğ ru n a risk e atmak istedi-ğinden emin misin?”

Tom adamm gözlerinin içine baktı.“Don, hayvanlara bundan çok daha fazla saygı duyduğu-

mu söylemeliyim. Ama şu a nd a u m u ru m d a ola n tek şey ha-yatta kalmak.”

Sonunda Jules da ka sk ını tak tı. K as k ın ba şın a nasıl otur-duğunu görmek için başını yana çevirdi. Kaskın arka tara-fından gelen çatıruyla tüm pa rça lar a y ak lan n ın dibine düştü.

Don başını yavaşça iki yana salladı.“Lanet olsun,” dedi Tom p ar ça lan top lar k en . “Sorunun ne

olduğunu anladım. Endişelenme Jules.”Parçalan kaldıran Tom hepsini yeniden bir araya getirdi

ve kayışı ikinci bir kayışla gü çle nd irip k as kı Ju le sü n kafasınayerleştirdi.

“İşte oldu. Daha iyi."

124

Page 112: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 112/299

Bu sözcüklerden sonra Malorie midesinin bulandığını his-seni. Sabahlan beri Tom ve Jules’un evden ayrılacağını bili-yordu ama veda anı çok çabuk gelmiş gibiydi.

Cilme, demek is t iyordu Tom’a.S a n a i h li y a c ı m ı z v a r Sana ihliyacım var

Ama evin neden Tom’a ihtiyacı olduğunu anlayabiliyorduçünkü Tom, o gün yaptıklarını yapacak türde bir adamdı.Duvarın yanında F elix ve C hery l, Tom ve Ju les ’un sırt çan

lalannı takmalarına yardım etti.Tom elindeki kaz ıklarda n biriy le h avayı yarıyordu.Malorie midesinin bir kere daha bulandığını hissetti . Yeni

dünyada hüküm süren ko rku yu , T om ve Ju le s’un evin etrafın-da dolaşabilmeleri için böylesine hazırlanmak zorunda kaldıklannı görmek kadar hatırlatan başka bir şey daha yoktu.Gözleri bağlı ve silahlı bir halde, derme çatma bir savaşın as-kerleri gibi görünüyorlardı. .

“Tamam," dedi Tom. “Dışarı çıkmamıza izin verin.”Felix ön kapıya gitti. Ev arkadaşları evin giriş salonunda

toplanmıştı. Malorie herkesin gözlerini kapattığını görüncekendisininkileri de sım sıkı yu m du . K end isine a it karanlığın-da kalbi gürültülü b ir şe k ild e atıyo rdu .

“İyi şanslar,” dedi aniden. Eğer bunu söylemeseydi dahasonra pişman o lacağ ım biliy or du .

“Teşekkürler,” dedi Tom. “Dediklerimi unutmayın. On ikisaat içinde dön eceğiz. H erk es in gö zler i kap alı m ı?”

Ev arkadaşlan gözlerini kapattıklannı söyledi.Sonra sokak kapısı açıldı. Malorie ayakkabıların veranda-

da çıkardığı sesi du ya biliyo rdu . So nra kap ı kap andı.Malorie onlar için vazgeçilmez olan bir şeyi dışarıda bırak

tıklannı hissetti.On iki saat.

125

Page 113: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 113/299

Kendiliğinden akıntıya ayak uyduran kayık sessizce süzülür-ken Malorie avcunu nehir suyuyla doldurdu ve omzundaki yarayı yıkadı.

Bu kolay bir iş değildi ve acısı da feci durumdaydı.“İyi misin Anneciğim?” diye sordu Oğlan.“Soru sormak yok,” diye yanıtladı. “Dinleyin ." Kurl tarafından saldınya uğradığında göz bağının ardın-

daki karanlık dünya kör edici bir parlamayla aydınlanırken Malorie kırmızıyı görmüştü. Şimdi yarasını temizlerken mor-lan, grileri görüyordu ve kendinden geçmek üzere olduğun-dan endişeleniyordu. Bayılacaktı. Çocukları kendi başlannın çaresine bakmak zorunda kalacaktı.

Ceketini çıkarmıştı. Üzerindeki bluz kan içindeydi. Ürper di. Bunun ne kadarının serin havadan, ne kadannm kan kay-bından kaynaklandığını merak etti. Ceketinin sağ cebinden bir mutfak bıçağı çıkardı. Sonra ceketinin kollarından birini kesip sıkıca omzunun etrafına bağladı.

Kurtlar.

Çocuklar ûç yaşına basana kadar Malorie dersleri iyice zor laşurmıştı. Cocfklann ikisinden de ne olduğunu düşündükle-rini söylemeden önce birbirini takip eden on ya da yirmi sesi hatırlamalarını isterdi. Evde, dışarıda, evin üst katında yürürdü.

127

Page 114: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 114/299

Yol boyunca da çeşidi sesler çıkanrdı. Yanlarına döndüğü a.man çocuklar Malorie’nin neler yaptığım anlatırlardı. Kısau- man içinde Kız yirmide yirmi yapmayı başarmıştı. Ama Oğlan,kadının yol boyunca istemsizce çıkardığı sesleri de bunlara ek-liyor ve kırk, elli sesi ak lında tuta biliyord u.

Yatak odamızdan başladın Anneciğim. Odadan çıkmadan önce iç geçirdin. Sonra m utfa ğa girdin ve yo ld a ay ak bileğinden bir ses geldi . Mutfak masasının yanında duran or tadaki sandalyey e oturdun. D irsekler ini m as ay a d ay ad ın . Bo ğaz ını tanizledin ve ki lere girdin. İ lk dört b as am ağ ı son al t ı b asa m ak tan daha yavaş ç ıkün . Parmağın la d iş ine do ku nd un .

Ama onlara ne ler öğ retm iş o lu rsa ols u n çocuklann ne-hirde veya ormanda karşılaşacakları canavarları adlandırma-

ya hazır olması m ü m kü n de ğild i. M alo rie , ku rtların her lûıavantaja sahip oldu ğu nu dü şü nd ü . T ıp k ı karşılaşacak lan tümdiğer şeyler gibi.

Turnikesini biraz daha sıktı. Omzu zonkluyordu. Bacaklannın iç kısmı ağrıyordu. Boynu ağrıyordu. Bu sabah kendisi-ni otuz kilometrelik yolculukları boyunca kürek çekebilecekkadar güçlü hisse tm işti. Şim d iys e y ar alıy d ı ve dinlenmeyeihtiyacı vardı. Kendi kendiyle çatışıyordu. Eski dünyada olsa

birilerinin çıkıp ara v erm es in i sö y lem es i ka çınılmaz dı amaburada durmak ölüm an lam ına geleb i l irdi .

Yukarıdan gelen yüksek sesli bir çığlık Malorie’nin sıçra-masına neden oldu. Sesi y ırt ıcı k u şla rın k in e benziyordu. San-ki otuz metre uzun luğ un da yd ı. Ö n ler in d e b ir şey çevresine susıçrattı. Ses kısa sürdü ama sinir bozucuydu. Sol taraflanndabaşka bir şey ormanın derinliklerine doğru ilerliyordu. Kuşlann sesleri yükseldi. Nehir hayata dönerken buna dair karşı

laştıklan tüm em areler M alor ie’yi da ha da korkutuyordu.Çevresindeki hayat canlandıkça içindeki hayat sönüyor

gibiydi.

12 8

Page 115: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 115/299

“Ben iyiyim,” diye yalan söyledi çocuklara. “Şimdi dinle-menizi istiyorum. O kadar. Başka bir şey yok."

Tekrar kürek çekm eye b aşlay an M alorie ac ısını dûşünm emcye çalışıyordu. Daha ne kadar yol kat etmesi gerektiğinedair net bir fikri yoktu. Ama önündeki mesafenin uzun oldu-ğunu biliyordu. Önlerinde en azından geldikleri kadar uzunbir yol daha vardı.

Yıllar önce ev arkadaşları hayvanların delirip delirmedi-ğinden emin değildi. Bu konu hakkında konuşup dururlardı.Bir keresinde Tom v e Ju le s dış arı çık m ış v e on lara reh berlikedebilecek köpeklerin peşine düşmüştü. Malorie ve diğerle-ri onlann dön m elerini b ek lerk en M alor ie’nin zihnini deliyedönmüş kuduz hayvan görüntüleri işgal etmişti. Aynı duy-gulan şu anda da yaşıyordu. Nehir doğayla hayat buldukçaen kötüsünü düşünüyordu. Tıpkı çocuklar henüz doğmadanönce, sokak kapısının hareketsizliği yüzünden sevdiği biri dışanda onunla birlikte olsa d ah i d elilik gibi ş ey lerin etrafta kolgezdiğini hatırladığı anda yaptığı gibi.

Page 116: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 116/299

Aradan beş ay ge çm işti ve M alo rie’nin h am ileliği ilerliyordu.“Mide bu lan tısı” d ön em inin son un day dı ama yine de birazbulanıyordu. M ides ind e yan m a vardı. Bacak ları agnyordu.Diş etler i kanıyordu. Koy u ren kl i sa çlan , t ıpkı vücudunun di-

ğer kesim lerinde ki kılla r gib i gûrleş m işti . Kend ini bir canavargibi eciş büc üş v e de ğişm iş hissed iyord u. Ama elinde bir kovadolusu idrar la evde dolanırken bunlann hiçbir i z ihnini Tomve Jules’un yeri ve gü vend e olup olm ad ıklan kadar meşguletmiyordu.

Ev arkadaş lanm n her b i r ine böy les ine değer venneye baş-lamış olmasına şaşırdı. Buraya varmadan önce, kendilerinezarar vermeden önce çevreler indeki ler in canını yakan çok

sayıda insanın hikâyesini duymuştu. O zamanlar korkulan,kendisi ve çocuğu için taşıdığı anlam yüzünden onu endişe-lendiriyordu. Şimdi ise evdeki herkesin güvenliği için kendikendini yiyip bitiriyordu.

Erkeklerin evden ay nlm as ın ın üzer inden beş saa t geçmiş-ti. Ve her geç en da kika da ger il im artıyordu . M alorie artık evarkadaşlanmn ev işlerini i lk kez mi, yoksa tekrar tekrar mıyaptığını hatırlayamıyordu.

Malor ie kovayı a rka kapın ın yanına koydu. Bi rkaç da-kika iç inde Fel ix kovayı a l ıp dışar ıya boşal tacakt ı . O anda

131

Page 117: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 117/299

ise yem ek m as asın ın ba şın a o tu rm u ş b ir sandalyeyi tamuediyordu. M utfak tan g eç en M a lo rie otu rm a odasına girdiCherş 'I etrafı tem izliyo rd u . F o to ğ ra f çerç ev elerin i. TelefonuM alorie, C heryT in k o lla rın ın so lg u n la şıp zayıfladığını farketti . Burada yaş ad ıkları ik i a y b o y u n ca bed enleri çok dahakötü bir hal almıştı . Doğru düzgün beslenmiyorlardı. Egzer-siz yapm ıyorlardı. K im se g ü n eş e çık am ıyo rd u . Tom dışanda, onlar için dah a iyi b ir ha y at k u rm a n ın peşindeydi amaelinden ne gelirdi ki?

Ve öylece orta lıktan ka y b o lu rla rs a ev arkadaşlanna kimhaber verecekti?

M alorie end işeli ruh h alin e ra ğ m en C h ery l’e yardıma ihti-yacı olup olmadığını sordu. Cheryl odadan ayrılmadan öncehayır dedi ama M alo rie o da da y al n ız d eğ ildi. V ictor tekli kol-tuğun hem en arka sınd a o tu rm u ş, p en ce re ler i örten battani-yelere bakıyo rdu. Ba şı d ikt i. D ili d ışa rıd ay d ı ve gürültülü birşekilde solu k alıp ve riyo rd u . M a lo rie o n u n da, kendisi gibi,sah ib in in dönmesin i bekled iğ in i düşündü.

Sanki izlen diğ inin fa rk ın d a y m ış gib i V ictor yavaşçaMalorie’ye doğru d ön dü . S o n ra b a k ış la n yen ide n battaniyelere

kaydı.

Don odaya girdi. Tekli koltuğa oturdu, sonra aniden ayağakalkıp odada n ayrıldı. O iy m p ia da a lt k ata indi. Mutfaktakilavabonun altında b ir şe y ler an y o rd u . M alo rie , kadının aradığışeyin zaten elinde olduğunu fark edişini izledi. Oiympia yeni-den üst kata çıktı. C he ryl ge ri d ö n m ü ş, foto ğra f çerçevelerinikontrol ediyordu. Bu nu az ö n ce za ten ya p m ıştı. Şimdi bir keredaha yapıyordu. Fler şeyit e k r a r t e k r a r ya p ıyo rla rd ı. Gergin birşekilde evin içinde dolaşıp zihinlerini meşgul etmeye uğraşı-

yorlardı. Birb irleriyle k o n u şm u yo r, b aş lar ın ı bile yerden kaldınp bakm ıyorlardı. Ku yu da n su çe k m ek , ev arkadaşlannınbirbirleri hakk ında en dişe d uy ar ak ya p tıkla rı tek işti ama Torave Jules’un yapm akta o lduğ u şey ne red ey se acı vericiydi.

13 2

Page 118: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 118/299

Malorie ayağa kalkıp m utfağa y ön eldi a m a ken disini evdegibi hissetmediği tek bir yer vardı. M alo rie oraya gitm ek isti-yordu. Gitmeye ihtiya ct va rdı. K açm aya .

Kiler.Felix mutfaktaydı am a M alor ie’nin yan ında n geçt iğini fark

eimedi. Kadın kilerin kapısını açıp da toprakla kaplı zemineulaşmak için merdivenler i inmeye başladığı s ı rada Fel ix hiç-bir şey söylemedi.

Malorie ipi çekip ışığı açtı ve kileri , t ıpkı Tom’un iki ayönce ona burayı gösterirken yaptığı gibi aydınlattı . Ama artıkfarklı görünüyordu. Konservelerin sayısı azalmıştı . Daha azrenk vardı. Ve Tom burada değildi. Not almıyor, açlık ve ça-resizlik üzerler ine çök m ed en ön ce ev arkad aşlar ının ne kadar

zamanı olduğunu hesaplamaya çal ışmıyordu.Malorie raf lara yaklaşt ı ve dikkat ini dağı tmak için et iket-

leri okumaya ko yu ldu .

Mısır. Pancar . Ton bal ığı. B ezel y e. M an t ar K ar ı ık meyve. Taze fa sul ye. Vi ne. Kırmız ı y aba n m ersini . Greyfurt . Ananas. Kızarmı fasu l y e. Sebze türlüsü. Acı biber. Su k estanesi. D i l i m-

lenmi domates. K i r az dom at es. D om at es sosu. L aha na tur usu. Fırınlanmı fasul y e. H av uç. I spa na k . Fa r k l ı t av uk suyu türl eri .

Buranın daha dolu olduğunu hisset t iğini hat ı r ladı . Bun-dan kısa bir süre önce konserveler koca bir duvar gibi uza-nıyordu. Şimdi aralarda delikler vardı. Büyük delikler. Sankibir savaş olmuş da ilk olarak erzakları hedef alınmış gibiydi.Bebek gelene dek ye tece k kad ar yiy ece k var m ıydı? Eğer Tomve Jules dönm ezse geriye kalan erza k o nu korku duyduğu ogüne kadar götürebi lecek miydi? Konserveler bi t t iği zamanne olacaktı? Avlanm aya m ı kalk ışac ak lard ı?

Bebek anne sütüyle beslenebi l i rdi . Ama eğer annesi birşeyler yem işse .

Malorie kamını okşayarak tabureye doğm yürüdü ve oturdu.

13 3

Page 119: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 119/299

Bu rada ki so ğu k h av ay a r a ğ m e n h âlâ terliyord u. Arkadaşla,n n ın gerg in ay ak se sle ri e vd e y an k ılan ıy o r, kilerin tavanındançat ır t ılar y ükse l iyord u.

Alnına d ö kü len sa çla rı g er iy e ar an M alo rie, sırtını raflarayasladı. K on se rv ele ri sa yd ı. G ö z k a p a k la n ağırlaşmışiı. Din

lenm ek iyi gel iyordu .Sonra... kendinden geçti.Kendine ge ld iğ ind e ûs t ka t tak i V ic tor hav lıyordu .Hız la o turduğu yerde doğru ldu .Victor hav lıyor. N eye h av l ıyo r o l ab i l i r ? !Kileri bo ylu b oy u nc a ar ş ın lay ar ak merdivenler i çıktı ve

hızla oturma odasına daldı . Diğer ler i çoktan oradaydı .“Kes şunu!” d iye bağı rd ı Don.

Victor pencereye bakarak havlamaya devam ediyordu.“Ne ler olu yo r?” diy e s or d u M alo rie, ke n di sesindeki panik

karşıs ında hayrete düşerek.Don b ir kere daha V ic tor ia b ağı rd ı .“Ju les b ura da olm ad ığım da n ep ey ce s tre sli,” dedi Felix ger-

gin bir şekilde .“Hayır,” dedi Cheryl. “Bir şeyduydu . "“Bunu b i lemeyiz Chery l ,” d iye ç ık ı ş t ı Don.V ictor bir ke re d ah a h av lad ı. Se si yü ks ek ti . Sertt i. Öfke

doluydu.“V ic tor !” dedi D on. “Haydi am a !”Ev ark ad aşlan , otu rm a o d as ın ın orta sınd a toplandı. Silah-

sızdılar. Ch ery l h ak lıy sa , e g er V ic to r g erç ek ten evin dışındabir şey le r o lduğunu dü şün üy orsa ne yapabi li rlerd i?

“Victor!” diye bağırdı Don tekrar. “Seniöldüreceğim!"Ama Victor durm adı .Ve Don her ne kadar bağırıyor olsa da en az Malorie kadar

korkuyordu.Boş g özlerle ö n p en ce rey e b ak ar ke n , “Fe lix ,” dedi Malorie

yavaşça. “D ışarıda b ir ba h çe old u ğu n u s öy lem iştin. Orada hiçalev edevat var m ı?”

13 4

Page 120: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 120/299

“Evel.” Felix de bo ş gö zle rle siy ah r en k li battaniyelerebakıyordu.

“Evdeler m i?”“Evet."“Neden onlan g et i rm iyors un ?”Felix kadına doğru d önü p d urak sad ı. S onra odadan ayn ldı.Malorie evdeki eşyalan teker teker aklından geçirdi. Mo-

bilyaların bacakları birer silah olarak kullanılabilirdi. Sertnesneler ile cephaneleri olacaktı.

Victor havlamaya devam ediyor ve gitt ikçe kötüleşiyor-du. Havlamaları arasınd ak i kısa bo şlu klar da M alorie, F elix ’inendişeli ayak seslerini duydu. Adam, kendilerini dışandakişeye karşı korumak için kullanabilecekleri bahçe aletleriniarıyordu.

Page 121: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 121/299

Ertesi gün öğ len o lm uştu ama Tom ve Jule s hâlâ dönmemişti .Tom ün b izden is tediği on iki saat çoktan yirmi dört saat

olmuştu ve her geçen saatte evdekilerin üzerine derin birkaranlık çöküy ordu .

Victor hâlâ bat taniyeyle ör tülü pencerenin yanında otu-ruyordu.

Ev arkadaşlan gece geç saatlere kadar oturmuş, birbirleri-nin yanından aynlmamış ve köpeğin havlamaktan vazgeçme-sini beklemişlerdi.

E r ya da geç b i z i e l e geç i r ecek le r, demişti Don. Aksinidüşünmek iç in e l imizde h içb i r neden yok. Sonumuz geliyor a rk a

daşlar. Ve eğe r ka r ş ım ızda k i , beyn imiz in a lg ı lam ak ta zorlandığıbir tür y a ra t ıks a bunu h ak et t ik dem ektir. K endimi bildim bi leli aptal lığımız yü zün den sonum uzu n geleceğin i düşünürdüm.

Sonunda Victor hav lam aktan v azgeçmişti .Şimdi m utfakta olan M alorie el ler ini önündeki sü dolu

kovaya daldırdı. Don ve Cheryl o sabah kuyuya su çekmeyegitmişlerdi. Ne zaman doldurdukları kovayı Felix’e vermekiçin kapıyı t ıklarsa lar M alo rie’nin kalb i duracak gibi olmuş-

tu çünkü her defasında gelenin Tom olduğunu umuyor,buna inanıyordu.

137

Page 122: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 122/299

Avcundaki suyu yüzüne çarptı ve ıslak parmaklannı keçeye dönmüş , ter li saç lan nd an geç i rd i .

"Lanet olsun," dedi.M utfakta yalnızd ı. O d an ın ye gâ ne pe nceresini önen pet

delere bak ark en ço k tan olm u ş ola b ilec ek sonsuz sayıdakikötü şeyi düşünüyordu.

Ju les , T om ü ö ldü rdü . Y a ra t ık la rd a n b ir in i gördü ve Tom'ıı safl ar ından y a ka lay a r a k neh re k a d a r sü rü k led i . Boğu lana kadar onu suyun al t ınd a tut tu . Ya d a ikis i d e b ir şey gördüler. Bir endeVesonra b i rb i r le r in i ö ldü rdü le r. P a ra m p a rç a o lan bedenleri , bir yabancın ın evinin z e m i n i n d e y a t ıy o r Belki de yaratıkları gören Tom’du. Ju les onu d u rd u rm ay a ç al ı şm ış a m a Tom paçayı kurtarmayı başarm ış tı . O rm an da b i r y er le rd ey d i . B öcekler le besleniyordu . Ağ aç kabu k la r ın ı , be lk i d e k end i d i l in i y iyo rdu .

“Malorie?”Oİympia mu tfağa gir in ce M alo rie o ldu ğu yerde sıçradı“Ne oldu?”“M alorie , ge rçe kte n ço k en d işelen iyo ru m . On iki saat de-

mişti.”“Bi l iyorum ,” dedi M alor ie . “He pim iz öyley iz .”M alorie el ini O iym p ia’m n om zu na koy m ak için uzandı

ama Don’un yem ek od as ında n ge l en se s in i duydu .

“Tekrar içer i g irm ele rin e iz in v er m em iz gerektiğinden pekemin de ği l im .”

Malor ie h ız l a yem ek od as ına da ld ı.“Haydi, am a D o n ,” de di ç o k ta n ye m ek odasına giren Felk

“Bunu nas ı l söyleyebi l iyorsun?”“Dışanda neler olduğunu sanıyorsun Felix? Yaşadığımız

mahallenin iyi bir yer olduğunu mu düşünüyorsun? Dışandahayatta kalan b iri v arsa b u n u k ib a r da vra nar ak başarmıyorlar

dostum. Tom ve Ju le s ’u n k a çın lm a d ığ ım kim söyleyebilir ki?Belki de rehin a lın m ış o la b ilir le r. V e o n la n ele geçiren laneıolasıca adam lar o n la n s er b es t bıra k m a n ın karşıl ığında erzakı-mızı istiyor olabilir.B i z im e r z a k ı m ı z ı "

1 38

Page 123: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 123/299

“Sik ı i r g i t , Don,” dedi Fe l ix . “Eğer ger i ge l i r le rse onlan

içeri alacağım."“Eğer ger i ge l en le r on la r s a , ” ded i D on . “Ve ka p ın ın d iğer

(aralında Tom’un ka fa s ına d oğ ru l tu lm u ş b i r s i lah o lm ad ığ ın -dan emin olabilirsek.”

" İk in iz de çenen iz i ka p a t ın !” ded i C he ry l , M a lo r i e ’y i geç ip

yemek odasına g irerk en .

“Ciddi o l amaz s ın D o n ,” ded i M a lo r i e .

Don ona doğru d önd ü .

“C id di o l d u ğ u m d a n e m i n o l a b i l ir s i n . ”

“İçe ri g i rm e le r ine i z in ve rm ek i s t em iyor m u su n? ” d iye

sordu ş imd i M a lo r i e ’n in y an ınd a d ik i lm ek te o l an O lymp ia .

“Öyle s ö y l e m e d i m , " d i y e ç ı k ı ş t ı D o n . “ S a d e c e d ı ş a rı d a k ö t ü

insanla r o l ab i leceğ in i söy lü yo ru m . O lym pia , bun u an layab i li -yor m u s un ? Yo k s a s e n i n i ç i n ç o k m u k a r m a ş ı k ? ”

“Lane t o l a s ıca p i s l i ğ in t ek i s in , ” ded i M a lo r i e .

Bir a n lığ ın a D o n , M a l o r i e ’n i n ü z e r i n e y ü r ü y e c e k g i b i old u .

“Bu t ar tı şm ay ı ya p m ak i s t em iyo ru m ,” ded i Che ry l .

“Çok tan y i rmi dö r t s aa t geç t i , ” ded i Don aza r l aya rak .

“Sadece .. . g id ip başk a b i r şey le uğ raş , o lu r m u ?” dedi Fe l ix .

“Durumu he rkes i ç in kö tü l e ş t i r i yo r sun . ”

“Onla rs ız b i r ge l ecek p l an lam ay a ba ş l am am ız ge rek iyo r. ”

“Sadece b i r g ü n geç t i , ” ded i Fe l ix .

“Evet, d t ş a n d a b i r g ü n . ”

D on p i y a n o n u n b a ş ı n a o t u r d u . B i r a n l ı ğ ın a g e r i a d ım a ta -

cakmış g ib i gö ründü ama son ra söz l e r ine devam e t t i .“İyi habe r şu k i e r za k ım ız d aha u zu n sü re d ayan acak . ”

“Don!" d iye ç ık ı ş t ı M a lo r i e .

“D ü n y ay a g e t i rm e k ü z e r e o l d u ğ u n b i rb e b e ğ i n v a r Malorie .H ayatta k alm a y ı is t e m i y o r m u s u n ? ”

“Don , şu an sen i ö ldü reb i l ir im ,” ded i C he ry l.Adam p iyanonun önündek i t abu reden ka lk t ı . Yüzü ö fke -

den kıpkırm ızı kes i lm işt i .

13 9

Page 124: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 124/299

“Tom ve Jules geri dönmeyecekler, Cheryl. Bunu kabul eı Ve onlann payını yiyerek bir hafta daha hayatta kaldığında ve ardından Victorü bile yemeye razı geldiğinde belki anili umut diye bir şeyin olmadığını anlarsın."

Cheryl adama doğru bir adım attı. Ellerini yumruk yap mışü. Yüzü Donünkinden sadece birkaç santim uzaklıktaydı

Victor oturma odasından havladı.Felix, Don ve Cheryl’in arasına girdi ama Don onu ilek

leyerek oradan uzaklaştırdı, Malorie ikilinin arasına girmeye

kalküğında ise Felix elini havaya kaldırdı.Doria vuracakü.

Sonra yumruğunu indirdi.Kapı çalınmışü.

Page 125: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 125/299

i r in i b i rMalorie özellikle Don hakkında düşünüyordu.

“Anneciğim,” dedi Oğlan, “göz bağım canımı yakıyor.”“Dikkatli bir şekilde nehirden biraz su al,” dedi Malorie,

“ve acıyan yerlerine sür.S a k ı n göz bağın ı ç ıkarma.”Bir keresinde ev arka daş ları akşa m yem eklerim bitirdikten

sonra Malorie, Oiympia’yla birlikte yemek masasının başın-da oturmuştu. O iym pia 'nın ko ca sı h akk ında konuşm uşlar,adamın neye benzediğinden, çocuk sahibi olmayı ne kadaristediğinden bahsetmişlerdi. Sonra Don odaya yalnız başınagirmişti. Oiympia’nın söyledikleri umurunda değil gibiydi.

“O bebekleri kör e tsen iz iyi ed ers iniz ,” dem işti Don. “Hemde doğar doğmaz.”

Sanki bunu uzun bir süredir düşünüyormuş gibiydi . So-nunda kararını onlara söy lem eye kar ar verm işe benziyordu.

Masada onlann yanına oturup kendini açıklamaya koyul-du. Adam konuştukça Oiympia iyice içine kapanmaya başla-mıştı . Bunun delil ik olduğunu düşünüyordu. Hatta daha dakötüsü, acımasızca olduğunu.

Ama Malorie öyle düşünmüyordu. Derinlerinde bir yer.Dönün söylediklerini anlıyordu. Yaklaşmakta olan anneliğininher anı, çocuğunun gözlerini korumaya odaklanacaktı . Eğerbu endişe ortadan kalkarsa çocuğuna daha neler verebilirdi?

141

Page 126: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 126/299

D ön ün b un lan sö yle rk en se rg iled iği ciddiy et, Malorie’yeacıma sızlıktan ço k d ah a fa zla sın ı ifa de ediyo rdu . Malorie’yerahatsız edici olas ıl ıklar ın, ya p ılm as ı g erek en lerin, eski dün-yaya ait olan kim se nin atm ay a a sla ce sa re t edem eyeceği adımlann kapısını açm ıştı . H er n e ka d ar k o rk u n ç olsa da adamın

öner is i asla M alor ie ’n in z ih nin i te rk e tm em iş t i.“Şimdi daha iy i A nn eciğ im , ”ded i O ğlan .“Şşş t,” dedi M alo rie.' 'Dinle .”Çocuklar a lü ayl ıkken çoktan onlan kümes te l iyle önül

müş beşiklerinde ya tırm ay a b aş lam ıştı . G ecey di. Pencerelerinve duvarlann dış ındaki dünya sessizdi . Ev karanl ıkt ı .

Malorie, bebeklerle geçirdiği i lk günlerde onlar uyurkennefes alıp ve rişlerin i d in lerd i. Ç oğ u a n n e iç in duygusal bir

gözlem sayılabilecek o d u ru m , M alo rie için eğitimden ibaret-ti. Sesleri kulağa s ağ lıklı g eli y o r m u yd u ? Ku yu suyundan yada son bir yı ldır doğru dü zg ün b ir y em ek yem em iş olan anne-lerinin sütünden yeterince besin alabiliyorlar mıydı? Çocuk-lann sağlık du ru m un u, b es len m e ş ek ille rin i, temizliklerini vegözlerini as la akl ından çıka rm ıyo rd u .

D o ğa r d o ğ m a z o b e b e k l e r i k ö r e t s e n i z i y i edersiniz.Karanlıkta m u tfak m a sa sın ın ba şın d a o turan Malorie,

Don’un fikrinin ah laki b ir ç ıkm a z teş kil etm ed iğini açıkça an-lıyordu. Aynca fiziksel olarak yapabileceğinden emin olma-dığı bir şey ö ne rm ed iğin in de fark ınd ay d ı. Kü çük nefes alıpverişlerini din lerke n k o rid o ra b ak ıp D o n ’un söylediklerininpek de kötü bir f ikir olm ad ığına ina nm ışt ı .

Uyanık o lduğum h e r an , on la n d ı şa n bak m ak tan konımaya çalışarak g eçecek . B a t ta n iy e le r in i k o n tro l ed iyo rsu n . Beşiklerini kont ro l ed iyorsun . B üy üd ük ler i z am an bu gü nler i hatır lamayacaklar. Görmeyi h a t ı r l a m a y a c a k l a r.

En başından beri görm e b ec er i ler i olm azsa çocuklann yenidünyada yaşarken hiç b ir şey ka yb etm ey ece kle rini biliyordu.

14 2

Page 127: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 127/299

Ayağa kalkıp kilerin kapısına doğru ilerlemişti. Alt katta,kilerin loprakla kaplı zemininde tinerle dolu bir kutu vardı.Uzun bir süre önce kutunun üzerindeki etiketi okumuş ve

maddenin gözlerle teması halinde yaşanabilecekleri öğren

mişıi. Kutunun üzerinde, otuz saniye içinde bol suyla yıkan-

mazsa kişinin kör kalabileceği yazıyordu.

Malorie kutuya yaklaştı. Sapın da n tuttu ve û st ka ta çıkardı.Çabuk ol. Ve sakın gözlerini yıkama.

Onlar henüz sadece birer bebekti. Bunu hatırlamalan

mümkün müydü? Sonsuza dek ondan korkacaklar mıydı?

Yoksa körlere ait hatıralardan oluşan bir dağın altında ezilip

gidecekler miydi?

Malorie mutfaktan geçmiş ve çocuklann yatak odalanna

uzanan karanlık ko rid ora gi rm işt i.

Çocuklann nefes alıp v erişlerin i d uya biliyordu.

Kapılarının önünde duraksamış ve içinde uyudukları si-

yahlığa bakmıştı.

O anda bunu yapabileceğine inandı.

Sessizce yatak odasına girdi. Kutuyu yere koydu ve ço-

cuklann korunaklı beşiklerinin üzerindeki kumaş parçalannı

kaldırdı. İki çocuk da kım ılda m am ıştı. H er ikis i de san ki m ut-

lu rüyalar görüyormuş gibi düzenli bir şekilde nefes alıyordu.Yaklaşmakta olan k âb u stan uza kta yd ılar.

Malorie hızla kızın beşiğinin üzerindeki kümes telini ye-

rinden söktü. E ğildi ve ku tuy u ka ldırd ı.

Kız düzenli bir şek ilde ne fes alıyord u.

Malorie beşiğe uzandı ve bebeğin başını kaldırdı. Kız’m

göz bağını çıkardığı anda Kız ağlamaya başladı.

Gözlen açık, diye düşündü Malorie. D ök git si n.Kız’ın kafasını zorlayarak beşiğin kenarına yaklaştırdı ve

sonra t iner kutusunu, kızın git t ikçe kızarmakta olan ağla-

yan yüzüne yaklaştırdı. Derken arkasındaki Oğlan da uya-

nıp ağlamaya başladı.

143

Page 128: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 128/299

“Kesinşunu!" dedi Malorie kendi gözyaşlanyla savaşarak.“Bu dünyayı görmek ist em ez sin iz .”

Kutuyu biraz daha kaldırdı ve içindekilerin elinin üzerin-den yere, ayaklanna döküld üğün ü his se tti.

Tineri teninde hissetmek her şeyi bir anda gerçek kılmışı:Bunu yapamazdı.Bebeğin başını bıraktı ama Kız ağlamaya devam etti.Kutuvm yere bırakan M alor ie ya vaş ça geri ger i odadan çık-

tı. Çocuklar karanlığın içind e in lem ey e d evam ediyorlardı.Sonrasında Malorie ayak ta ka la b ilm ek için koridorun du

vanna yaslanmış ve eliyle ağzını kapatmış ama kusmasına en-gel olamamıştı.

“Anneciğim,” diyordu artık nehirde yanında oturan Oğ-

lan, “işe yaradı!”'işe yarayan ne?" dedi an ıla nndan ko pa rtılan Malorie,“Göz bağım aruk canım ı a cıtm ıyor.”"Oğlan,” dedi. “Daha fazla kon u şm ak yok. Tabii bir şey

duymadığın sûrece.”Malorie derin derin nefes alıp utanca benzer bir şey hisset-

ti. Omzundaki acı gittikçe kötüleşiyordu. Yorgunluktan başıdönüyordu. Yönünü kaybetmek üzereydi. Kendisinde kesin-likle yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu hissediyordu.Yine de çocuklannı duyabiliyordu; Oğlan hemen önünde ne-fes alırken Kız kayığın arka ta ra fın da o tu rm uş, eski yapbozunparçalannı bir araya getiriyordu. Göz bağlarının ardındakigözleri kör değildi. Ve bugün, çocuklann çevrelerindekileri daha önce hiç olmadığı kadar görebilecekleri yepyeni birdünyayla karşılaşma olasılığıyla son bulabilirdi.

Eğer Malorie onlan oraya götürmeyi becerebilirse.

144

Page 129: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 129/299

Malorie kapının diğer tarafında bir şeylerin hareket ettiğiniişitti. Kesik kesik soluklar da duyuyordu. Bir şeyler ahşapyüzeyi tırmalıyordu. O ve diğerleri evin giriş salonundaydı.Felix az önce seslenmiş, dışandakilere kim olduklannı sor-

muştu. Sorduğu anla yanıt aldığı an arasında geçen sûre bo-yunca duydukları tırmalama sesi herhangi bir şeyden geliyorolabilirdi.

Yaratıklar, diye düşündü M alorie.Ama kapıda kiler ya ratık değildi. Tom ve Jule s’tu.“Felix! Benim , To m !”“Tom!”“Hâlâ kasklarımızı takıyoruz. Ama yalnız değiliz. Köpek-

leri bu lduk.”Ter içindeki Felix gürültülü bir şekilde soluk verdi.

Malorie’nin duyduğu rahatlama o kadar büyüktü ki canınınyandığı bile söylenebilirdi.

Victor havlıyordu. Kuyruğunu bir o yana bir bu yana sallı-yordu. Jules ona seslendi.

“Victor, dostum ! G eri dö nd üm !"“Pekâlâ,” dedi Felix içerideki ev arkadaşlanna. “Gözleri-

nizi kapatın.”

“Bekle," dedi Don.“Neden?” diye sordu Felix.

145

Page 130: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 130/299

"Yalnız olduklarını nereden biliyoruz? Takip edilmedikle-rini nereden biliyoruz? Peşlerinden içeri girebilecekleri kimbilebilir ki?"

Felix duraksadı. Sonra Tom’a seslendi.“Tom! ikiniz yalnız m ısın ız? Sa dec e ikin iz ve köpekler mi

var?"“Evet."“Bu, söylediğinin doğru olduğu anlamına gelmez,” dedi Don.“Don," dedi Malorie sabırsızca, “eger birileri bu eve gir-

mek islemiş olsaydı bunu isledikleri zaman yapabilirlerdi.”“Sadece güvenliğimizi dü şü nü yo rum M alorie."“Biliyorum.”“Ben de burada yaşıyorum.”“Biliyomm.” Ama Tom ve Jules kapının hemen diğer u

rafında. Geri dönm eyi ba şard ılar. Ş im d i içe ri girm elerine izinvermeliyiz."

Don bakışlarını ka dın ınk ind en ka çırm ad ı, so nra giriş salo-nunun zeminine indirdi.

“Birgûn sizin yüzünüzden he pim iz öle ce ğiz ," dedi.“Don," dedi Malorie, sonunda adamın geri adım auıgını

görerek. “Şimdi kapıyı açacağız.”“Evel. Biliyorum. Ben ne dersem diyeyim açacaksınız.”

Don gözlerini yumdu.Malorie de aynısını yapıı.“Hazır mısınız Tom?” diye seslendi Felix.“Evel."Malorie sokak kapısının açıldığını duydu. Giriş odasının

fayans kaplı döşemelerinden gelen paıi sesleri, içeri aynı andabirden fazla kişinin girdiği his sin e kap ılm as ın a ned en oldu.

Ûn kapı hızla kapandı.

“Bana süpürge saplarından birini verin, ”dedi Felix.Malorie süpürgenin duv arlara, ze m ine ve tavan a sürttüğü-nü duydu.

"Tamam," dedi Felix. “Hazırız.”

146

Page 131: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 131/299

Yeni dünyada , gözler in iz i açmaya karar verd iğ in iz an lagöz le rini zi g e rç ek ten açü g ın ı z an a ra sında geçen sü re son de -rece korku ver ic iydi .

Malorie gözlerini açtı .Giriş od ası ren kle nm işt i , l ld Sibirya ku rdu hızla hareket edi-

yor, yeri kok luy or, ye ni in sa n lan ve V ictoriu kontrol ediyorlardı .To m ü n y ü z ü n ü g ö r d ü ğ ü a n d a M a l o r i e ’n i n h is se tt iğ i h e ye -

can he rkese yay ı lm ışa be nz iyo rdu . O ysak i iy i gö rünmüyordu .Yorgundu. K ir len m iş t i . Ve ba ş ınd an , M alor ie ’n in hayal b i le

e de m ey ec eğ i ş e y l e r g e ç m i ş g i b i y d i .E l inde b i r ş ey tu tuyordu . Beyazd ı . B i r ku tuyu and ı r ıyo r-

du. İç in e k ü ç ü k b i r t e l e v i z y o n k o y u l a b i le c e k k a d a r bü y ü k tü ,iç inden se s l e r ge l iyo r, ö tü şm e le r duyo ı luyordu .

O l ym p ia ö n e a t ı l d ı v e k a s k ı n ı ç ı k a r m a y a ç a l ı ş ır k e n k a h -kahalara boğu lan T om ’a san id ı . Ju l e s k cnd i s in ink in i çok tanç ıkarmış, Vic to r 'a s a r ı lm ak i ç in eğ i lm i ş t i. C he ry l ağ l ıyo rdu .

D ö n ü n y ü z ü n d e k i i f ad e b û y û l e n m e y l e u t a n ç a ra sın d a b ir

şeydi.Neredeyse bi rb i hm i zi pat ak l ay acaht ık, d i y e d ü ş ü n d ü M a lo -

rie. Tom sadece bi r b uçuk gıi n dür o r t al ık t ay ok cu ve biz az k al sın birbirimizi pat ak l ay ocak t ık .

“Pekâ la , am an T a n n m , ' ded i F e l ix f al ta ş ı g ib i aç ı lm ı ş göz -

lerle yeni hayvan la r ına ba ka rke n . “ İ şe ya ra m ış !”Tom ve M a l o r ie 'n i n g ö z l e r i b u l u ş l u . E v d e n a y n h r k e n g ö z -

lerinde taşıdığı ış ı l t ı k a y b o lm u ştu .Dışanda ne ya şa dı la r?“Bunlar S ib iry 'a k u r t la n ," d edi Ju le s e l iy le kö pe kle r i işare t

ederek . “Oldukça arkadaş canl ı s ı hayvanlar ama s ize ı smmaUn biraz sürebilir.”

Sonra Ju les rah a t lam ay la in led i .

Eve dönen savaş gazileri gibi, d i y e d ü ş ü n d ü M a l o r i e . Bir bloktuk bir yolculuktan dönen savaş gaz ile ri g ibi.

“Kutunun i ç inde ne v a r ?” d iye so rd u C he ry l .

14 7

Page 132: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 132/299

Tom kutuyu biraz daha havaya kaldırdı. Gözleri cam gi-biydi. Uzaktı.

“KutuMun içinde, Cheryl,” dedi kutuyu bir eliyle tutup di-ğeriyle kapağını aralarken, “kuşlar var.”

Ev arkadaşlan daire halind e ku tu n u n etrafın da toplandılar.

“Ne tür kuşlar?” diye sordu Oİympia.Tom başını yavaşça iki yana salladı.“Bilmiyoruz. Onlar bir avcının garajında bulduk. Nasıl ha-

yatta kaldıklanna dair en ufak bir fikrimiz yok. Sahiplerininonlan bol miktarda yemle bırakugını düşünüyoruz. Sizin degördüğünüz gibi epeyce gürültücüler. Ama sadece biz yanla-rındayken. Bunu denedik. N e za m an ku tuy a yak laşsak gürültüyapmaya başlıyorlar."

“Akşam yemeğimiz bu mu?” diye sordu Felix.Tomün yüzünde yorgun b ir gü lüm sem e bel irdi .“Hayır, alarm sistemimiz.”“Alarm sistemimiz mi?" diye sordu Felix.

Ju les, “Kutuyu d ışan asacağız . Û n ka p ın ın yanın a. Böyleceonlan buradan duyabileceğiz,” dedi.

Sadece bir kutu dolusu ku ş, diye düşündü Malorie. Yine deilerleme kaydetmişler gibi hissediyordu.

Tom kapağı yavaşça kapattı.“Başınızdan geçen her şeyi an la tm a lıs ın ız ,” dedi Cheryl.“Anlau cağız,” dedi Tom . “Am a y em ek od asın a girelim.

İkimiz de biraz oturmak istiyoruz.”Ev arkadaşları gülümsedi.Don hariç.Ûldüklerini iddia eden Don. Çoktan onlann erzaklarını

sahiplenmeye meraklı olan Don.Koridorda Tom, kuşlarla dolu kutuyu yere koyup duvara da-

yadı. Sonra ev arkadaşlan yemek odasında toplandı. Felix, Tomve Jules için biraz su getirdi. Bardaklan önlerine koyulduktansonra dışanda başlanna gelenleri anlatmaya koyuldular.

148

Page 133: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 133/299

Kapı arkalanndan kapanır kapanmaz Tom, dûşûndû|ûndençok daha fazla korkmuş haldeydi.

Dışandaki yaratıklar gittikçe yaklaşıyordu.Sokağa çıkt ığımız zam an , diye düşündü Tom, evden yete-

rinceuzaklaş t ığ ımızda b ize sa ld ı racaklar mı?

Soğuk ellerin kendisininkileri sardığını hayal etti. Boğazıkesilebilirdi. Boynu kınlabilirdi. Zihni paramparça olabilirdi.

Ama Tom, hiçbir raporun saldırıya uğrayan insanlan tarifetmediğinin farkındaydı.

Bu şekilde düşünmeliydin, diye düşündü hâlâ ön veranda-da dikilirken. Bu dü şü nc ey i zih n in e y erleş tirm ey e ça lışırkenkendini yavaşça nefes almaya zorladı. Bu sırada diğer duygu-lan ortaya çıktı.

İ lk olarak dizginlenemeyen ve hatta biraz da umarsız birözgürlük hissediyo rdu.

Tom eve geldiği ilk günden berid ı ş a n çıkıyordu. En azdiğerleri kadar sıklıkla kuyudan su çekiyordu. Dışkıları veidran dışarıdaki lağım çukurlarına taşıyordu. Ancak bu defafarklıydı.Hava fa rk l ıyd ı . Ju lesTa yürümeye baş lamaya kararverdikleri anda üzerlerinden bir esinti geçti. Ensesine, dirsek-lerine, dudaklarına değdi. Bu, o ana kadar yaşadığı en tuhafhislerden biriydi. Onu sa k in le ştir m işti. K ırılg an zih n in d e ya

rauklar her ağacın ve sokak tabelasının ardında kol gezerkenlemiz ve açık hava ba şın ı d ö n d ü rü y o rd u .

149

Page 134: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 134/299

Sadece bir anlığına. Ju le s, hazır m ıs ın ?” dedi.“Evet.”Sanki ikisi de gerçekten körmüş gibi ellerindeki süpürge

saplarıyla önlerindeki toprağa dokundular. Verandadan indi-

ler. Ûç adım sonra Tom, artık beto n üze rin de yürümediklerinihissetti. Sanki ayaklarının a ltın da ki çim le bi rlik te ev de yokolmuştu. Denizin ortasındaydı. Savunmasızdı. Bir anlığınabunu yapabileceğinden emin olamadı.

Çareyi kızını düşünmekte buldu.Robin.Sadece b ize b i rkaç k öp ek bulm aya g id iyorum.Bu iyiydi. Ona yardımı do ku nu yo rdu .Süpürge sapı, kaldırım olduğunu düşündüğü yerden ka-

yınca sokağın beton zeminine ayak bastı. Orada durup dizle-rinin üzerine çömeldi. Dizlerinin üzerine çökmüş vaziyette elyordamıyla ön bahçenin köşesini buldu. Sonra sırt çantasın-dan küçük bir ahşap kazık çıka rıp topr ağa sapladı.

“jule s,” dedi, “bahçem izi işa retl ed im . Eve ge ri dönerkenyardıma ihüyacımız ola bilir ."

Sonra ayağa kalkıp dönen Tom sertçe bir arabanın kapor-tasına çarptı.

“Tom,” dedi Ju les , “iyi m is in ?”Tom kendini kontrol etti.“Evet,” dedi, “sanırım az önce Cheryl’in Wagoneerina

çarptım. Ahşap paneli h isse de biliy oru m .” Ju le sün boılanm n ve süpürg e sap ın ın sesi, Tom’a rehber-

lik ederek arabadan uzaklaşmasını sağladı.Tom, tamamen farklı koşullar altında olsa, göz kapaklan

nı okşayacak güneşi engelleyen göz bağı ya da kaskı olmasaşeftali renginin tonlanyia ve turuncuyla bezeli bir dünyadan

geçmekte olduklarını bilirdi. Kapah gözleri renklerin bulut-larla değiştiğini, ağaç tepeleri ve çatıların gölgeleriyle farklıtonlara dönüştüğünü görebilirdi. Ama bugün sadece siyah

150

Page 135: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 135/299

görü yord u. Ve o siyahlcgm derinliklerinde k.z. Robin. Hayalediyordu. U fac ık, m as u m , zek i. O na yürüm esi, evdekilereyardımı dokunabilecek bir şeyler bulmak uğruna evden uzak-laşması için cesaret veriyordu.Yürü B abac ığ ım .

“Sikt i r !” d ed i ju le s . Tom ada m ın yola düştüğünü duydu.“Ju les!"Tom don akald ı.“Jules, ne o ld u ?”“Bir şeye t ak ı ld ım . H issed eb i l iyo r m usun ? B i r bavu la

benziyor.”Tom süpürge sapını kul lanarak çevres inde geniş b i r yay

çizdi . Süpürgenin uçlan bi r nesneye çarpınca Tom ona doğ-ru uzandı ve el ind eki sü p ü rge sa p ını kızg ın a sfalt ın ü zerine

bırakarak sokağın or tas ında yatan şeyin ne olduğunu anla-mak iç in ik i e l in i b i rden ku l lan d ı . N e o ldu ğu nu anlam ası pek

uzun sürmedi.“Jules, bu bir c e s e t. ”Tom, Ju lesü n ayağa ka lkm ak ta o ldu ğu nu duyab i l iyordu .“Sanınm bir ka d ın ,” ded i T om . S on ra e l ler in i h ız la kad ının

suratından çekli.Ayağa kalktı ve ikili yo lla rın a d ev am etti.İşler çok hızl ı gel iş iyo r g ibiyd i . H er şey ş im did en çok sü -

ratli ilerliyordu. Eski dü ny ad a y o lu n o rta sın d a ö lü b ir bed enbulmak hazmedilmesi saatler alacak bir şeydi.

Buna rağmen yollarına de va m ed iyo rlard ı .Çalılara ulaşana kad ar çim en lik bir araz id en ge çti ler. Ç alı-

ların arkasında bir ev vardı.“Burada,” dedi Ju les . “B ir p en ce re var. B ir p en ce re n in ca -

mına dokun uyoru m.”Adamın ses ini takip eden Tom , p en ce re n in ön ü nd e Ju les 'a

bııldı. Ûn kapıya ulaşana kadar evin tuğlalarını yokladılar. Jules kapıyı ça ld ı. M erhaba d iy e s e s le n d i. K ap ıya b ir ke redahavurdu. Beklediler. Tom ko n u şm ay a b aşlad ı . B öy lesin e

151

Page 136: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 136/299

sessiz bir dünyada sesinin bir şeyleri üzerlerine çekebilece-ğinden korktu ama başka seçenek göremiyordu. Evin içindeyaşaması olası insanlara, onlara zarar vermeyeceklerini, er-zak ya da onlara yardımı dokunacak bir şeyler bulmak İçingeldiklerini açıkladı. Jules kapıya bir kere daha vurdu. Biraz

daha beklediler ama içeride h içb ir ha rek et yoktu.“Haydi, içeriye gir elim ,” dedi Ju le s .“Tamam."Pencereye geri döndüler. Tom sırt çantasından küçükbir

havlu çıkanp yumruğunun etrafına sardı. Cama bir yumrukindirdi. Camın öteki tarafında battaniye yoktu. Mukavva yok-tu. Kontrplak yoktu. Bu nu n, b u ra d ak ile rin korunaksız bir şe-kilde yaşadıkları anlamına geldiğini biliyordu.

Belki de işler rayından çı km ad an k as ab ay ı terk etmişlerdir Belki de bam başka bir yerde güven içindeyaşıyorlardır.Tom kınk camdan evin için e se sle nd i.“İçeride kimse var m ı?”Hiçbir yanıt alam ayan Ju le s ca m la n temizled i. Sonra

Tomün sürünerek içeri gi rm es in e ya rd ım cı oldu . Tom içerigirer girmez bir şeyleri devirdi. Devirdiği her neyse gürültülübir şekilde yere düştü. Ju le s h em en ark asın d an pencereye ınmanarak içeri girdi.

Sonra içinde bulundukları odadan yükselen piyano sesiniduydular.

Tom kendini korum ak için sü pürg e sap ım havaya kaldırdı.Ama Jules ona bir şeyler an latm aya ça lışıy or du .

“Tom, bunu ben yap tım !” ded i. “Ü zgü nüm . Süpürgem pi-yanoya çarptı.”

Tom nefes nefeseydi. Kendi kendini sakinleştirmeye çalı-şırken ikisi de suskunluk lanm bo zm ad ı.

“Burada gözlerimizi açam ay ız,” ded i Ju le s sessizce.“Biliyorum," dedi Tom. “Havada cereyan var. Burada açık

bir pencere daha olmalı.”

152

Page 137: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 137/299

G üz lerin i aç m ay ı o kad ar ço k isliyordu ki. Ama cv güvenlideğildi, ^

"Yine de buradayız," dedi Tom. "Şimdi alabileceğimiz herşeyi topa r layal ım ."

Ama ilk katla işlerine yarayacak bir şey bulamadılar. Mut-fakta dolapların içini aradılar. Tom raflardan birini eliyle yok-layıp birkaç tane pil buldu. Küçük mumlar. Kalemler. Bul-duklar ım s ı r t çan tas ın a a tark en Jule s’a seslendi.

“Devam e d e l im ,” ded i Tom.“Üst ka ta bakm aya cak m ıy ız?"Buradan h oş lanm ad ım . Burada y iyecek varsa a lt katta

olmalıydı."Süpürge saplar ını kul lanarak sokak kapıs ına doğru i ler le-

diler, kapıyı açtı lar ve yeniden dışarı çıktı lar ama sokağa geridönmediler. Bu nu n ye r ine ç im ler i geçere k kendi evler indensadece bir ev uz ak l ıktak i ko m şu lar ının evine yöneldiler.

Karş ılarına ç ıka n ikin ci verand ada da aynı şeyleri tekrar la-dılar. Kapıyı çaldılar. Kendilerini tanıttılar. Beklediler, içeridehiçbir ha rek etl i l ik olm ay ınc a da pe nce relerd en b irini kırdılar.Bu defa cam ı k ıran Ju le s ’tu.

Yumruğu ko run m ak iç in ku l lanı lan z ayıf b i r malzemeylekarş ı laş t ı . Bunun mukavva olduğunu düşündüler.

“İçeride biri leri olabil ir,” diye fısı ldadı.Yaptıkları gürültüye bir karşıl ık beklediler. Ama karşıl ık

veren kimse olmadı. Tom seslendi. Komşu olduklarını , çeşit l ihayvanlar bulm aya ç alış t ık lar ın ı ve karş ıl ığınd a onlara güven-li bir yer su na bile cek lerin i sö yled i. Yanıt yok tu, Ju les camlarıtemizledi ve Tom’un pencereden içeri girmesine yardım ett i .

İçeri girdiklerinde mukavvayı yerine taktı lar.Süpürge saplar ını kul lanarak e t raf ı kontrol e t t i ler. Bunu

yapmak saat ler ini a lmış t ı . Sı r t lar ını b i rbi r ler ine vererek ha-reket ediyor ve süpürge saplarıyla geniş yaylar çiziyorlar-dı. Tom onlar ı yön len d ir iyor ve Ju le s ’a nereye gidecek ler ini

153

Page 138: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 138/299

söylüyordu. İş ler i bi t tiği zam an , evin bo ş, p enc erelerin önûlûve tüm kapıların ki l it li old uğ un da n em in old uk tan sonra Tomevin güvenli olduğunu söyledi.

ik i adam da s ıradakinin ne o ldu ğu nu bi l iyord u.Kasklarını ve göz bağlarını çıkaracaklar ve gözlerini aça-

caklardı. ikisi de aylardır kendi evleri dışında hiçbir şey gör-memişlerdi.

İ lk harekete geçen Ju les o ldu . T om ad am ın ka skını çöz-mekle olduğunu duydu. Son ra o da ay n ısını yap tı . Göz bağınısaçlarına kadar kaldırdıktan sonra gözleri kapalı bir şekilde

döndü ve Ju lesü n karş ıs ında durdu.

“Hazır m ısın?”“Hazmm."

iki adam da gözlerini açtı.Tom henüz küçük b i r çocukken b i r defas ında b i r a rkada-

şıyla birlikle kilitli olmayan arka kapıyı kullanarak komşulannın evine girmişti. Hiçb ir am aç ları ya da p lan lan yoktu.Sadece bunu yapıp ya pa m ay aca klan nı g ör m ek istemişlerdi .Ama mutfak dolaplarının arkasında saklanarak bütün ai le-n in akşam yemekler in i b i t irm esin i be kler ke n um duklanndan

daha fazlasını bulmuşlardı . Yen iden dışa rı çık m ay ı becerdik-lerinde arkadaşı kendisini nası l h isse i ı iğin i sorm uştu .

“Pis," demişti o zaman.Simdi gözlerini bir ya ban cının ev ind e aç ar k en de yine aynı

şekilde hissediyordu.Burası kendi evleri değildi ama yine dc evin içindeydi-

ler. Buradaki eşyalar on lara alı d eğ ildi a m a o lab ilird i. Buradabir aile yaşamıştı. Çocukları vardı. Tom etrafa dağılmış bir-kaç oyuncak gördü. Fotoğraflardan bir inden ai lenin bir oğluolduğunu anladı . Açık renkli saçları ve genç gülümsemesi

Tom’a Robin’i hatırlattı. Bir şe kild e, R ob in'in ölü m ü nd en berikarşılaştığı her şey Tom’a kızım ha tır lat ıyor du . Burad a, um -madığı b ir in in evinde durmuş b i r zam an lar y aşad ık tan ha pt ı

154

Page 139: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 139/299

hayal etmeye başlamıştı. Çocuk antıcsme ve hafaasma okut^duyduklaruu anlatayoıelu. Baba, gazetede ilk çıkan raport,^okuyordu. Anne çocuğu içeri çagmyoıdu. Hepsi bir atada

nepede oturmuş, korku dolu bir halde haberleri izlerkenuzanıp oğlunun ve'karısının elini tutuyordu.Robin .Ortalıkta hiçbir hayvandan iz yoktu. Ne unutulmuş bu

çiğneme oyuncağı ne de kedi yatag». Hatta köpek kokusu bikyoktu. Ama Tom un düşündüğü, insanların yokluğuydu.

Tom." dedi Ju les. “Sen üst kau kontrol et. Ben de buradan

devamedeyim.”"Tamam."Tom meniivcnlcrin başına geldiğinde yukan bakn. Göz

bagmı cebinden çıkarıp yeniden gözlerine bağladı. Evi kont-rol etmiş olmalarına rağmen Tom gözleri açık bir halde mer-divenleri çıkmaya cesaret edemiyordu.

Yeterince iyi kontrol etmişler miydi?Merdivenleri çıkarken kendisine yardımcı olması için sû

pûıge sapını kullandı Omzu duvarda asılı fotograHara sür-tündü. Evdeki duvarda asılı olan Gcorgc’un fotoğrafını dü-şündü. Ayakkabısının burnu basamağa takılınca öne doğrutökezledi. Ellerinin alımda bir halı vardı. Yeniden ayağa kalk-

tı Daha fazla merdiven O kadar çok basamak vardı ki hepsi-ni tırmanmak imkânsız gibi görünüyordu. Sanki çoktan evinçatısına çıkmış gibiydi.

Sonunda süpürgenin ucu merdivenlerin sonuna geldiğinisöyledi. Ancak zihnî süpürge sapını epeyce geriden izlediğin-den yeniden tökezledi ama bu defa duvara çarpıı. Osı kar ses-sizdi. Dizlerinin üzerine çOküp süpürge sapını yanına bıraktı.Sonra sırt çantasını alıp açlı ve el fenerini aramaya koyuldu.Bulduğunda yeniden ayağa kalkarak yolunu bulmak için sü-pürge sapım kullandı. Saga döndüğünde bileği soğuk ve senbir yüzeye çarptı. Duraksayıp dokundu. Oam, diye düşündü.

155

Page 140: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 140/299

Bir vazo. Burada kötü bir koku vardı. Daha önce hiç duyuınsamadıgı bir koku. Elleri, kırılgan ve ölü yapraklardan oluşandemete uzandı. Saplara ya vaş ça d o ku n ar ak bu nla nn çiçek olduklannı fark etti. Büyük olasılıkla güldü. Uzun bir zamanönce ölmüşlerdi. Yeniden sola döndü ve çok daha güçlü birşeyle karşılaştığı anda ölü güllerin kokusu etkisini yitirdi.

Koridorda durdu. O da Ju le s d a n as ıl bu kokuyu kaçırmıştı?“Merhaba?"Yanıt yoktu. Tom boştaki eliyle ağzım ve burnunu kapatu.

Koku korkunçtu. K orido r bo yu nc a ilerle m ey e d evam etti. Sagtarafmda bir kapı bulunca odaya girdi. Burası bir banyoydu.Süpürgenin uçlannm çıkardığı ses fayanslarda yankılanıyor-du. Kullanılmayan su te sisa tınd an n em li, ru tub etli bir koku

geliyordu. Duş perdesini itekleyip süpürge sapıyla küvetiniçini kontrol etti. Sonra b ir ilaç d o lab ı b uld u. İçin d e ilaç kutu-lan vardı. Hepsini cebine do ldu rdu . D izle rin in üzerine çöküphızla lavabonun alund aki d ola bı ku rca lad ı. Ark asında bir şeyduyup döndü.

Küvetle burun burun a g elm işti.Az önce kontrol et t in, i çi nd e hi çbi r ey yo k t u.Bir elini arkasındaki tezgâhtan ayırmadan diğeriyle sü-

pürge sapım yavaşça kaldırdı. Gözleri bağlı bir halde sopayı

önünde tuttu.“Burada biri mi var?"Yavaşça önündeki küvete yaklaştı.Süpürge sapını savurdu. Sonra aynı şeyi bir kere daha

tekrarladı.Midesi bulanmaya başlam ıştı. T erliyo rdu . K ok u boğucuydu.Tom öne doğru atılıp süpürge sapını vahşi bir şekilde

küvete doğru savurdu. Üstündeki tavam kontrol etti. Sonratekrar geri çekilerek süpürge sapının banyonun zemininedüşmesine izin verdi. Sopa yerde sert bir şeye çarpıp az öncedolaplann önünde diz çökmüş vaziyetteyken duyduğu sesinaynısını çıkardı.

156

Page 141: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 141/299

p la s t i k ş ik e y i ç a b u c a k b u l d u . B o ş t u .

T o m i ç ç e k t i .O d a d a n ç ı k t ı v e k o r i d o r d a i l e r l e m e y e d e v a m e t li . A z

k en d is in i b a ş k a b i r k a p ı n ı n ö n ü n d e b u l d u . B u s e f e r k i k a p ^, d İ A l t k a t t a k i J u l e s ’u n h a r e k e t e t t i ğ i n i b e l l i b e l i r s i z d u y a b i .

r ^ r d u T o m d e r i n b i r n e f e s a l ı p k a p ı y ı a ç t ı . B u r a s ı s o g u k t ^! ! L û r g e s a p ı o n u ö n ü n d e d u r a n ş e y d e n h a b e r d a r e t t i . E b y , ,l a M n c a b u n u n b i r ş i l t e o l d u ğ u n u a n l a d ı . K ü ç ü k b i r y a t a k

G ö z l e r i n i a ç m a s ı n a g e r e k o l m a d a n b u r a n ı n o ğ l a n , n y a t a k

odası olduğunu a n l a d ı . K a p ı y ı k a p a t ı p o d a y ı s ü p ü r g e s a p ıy l a

kontrol e t t i v e a r d ı n d a n ı ş ı k l a n y a k t ı .S o n r a g ö z b a ğ ı n ı ç ı k a r ı p g ö z l e n n ı a ç t ı .

D u v a rla rd a n f l a m a l a r s a r k ı y o r d u . Y e r e l s p o r t a k ı m l a r ı . B i nU a i t t i . Y a t a k ö r t ü s ü , F o r m u l a 1 y a n ş a r a

t o ^ ı ^ ı n r e s im l e r iy l e b e z e n m i ş t i . O d a t ı k l ı m t ı k ı ş t ı . K u l l a n ı lrdM E l e k t r i k l e r k e s i k o l m a d ı ğ ı n d a n e l f e n e n n ı y e m d e n

: Z l k o y d u . K ı s a S ü r e n a r a m a s ı , b u r a d a k u l l a n a b i l e c e k -

leri h iç b ir ş e y o l m a d ı ğ ı n ı a n l a m a s ı n ı s a ğ l a d ı . R o b m m y a t a k

o da sın ı a n ı m s a d ı .Y e n id e n g ö z l e r i n i y u m d u v e o d a d a n a y n l O ı .K o r id o r u n i l e r l e y e n k ı s m ı n d a k o k u g i t t i k ç e k o r k u n ç b i r

hal a l ıy o rd u . A ğ z ı n ı a ç m a s ı m ü m k ü n d e ğ i l d i . K o r i d o r u n s o -nunda b ir d u v a ra d e n k g e l d i . D ö n d ü ğ ü z a m a n s ü p ü r g e s a p ıa rk asın d ak i k a p ı y a ç a r p t ı . K a p ı y a v a ş ç a a ç ı l ı r k e n T o m k ı l ı n ı

dahi k ı p ı r d a t a m a d ı .Senya da Jules bu odayı kontrol ettiniz mi? ETTİNİZ Mİ7!“M e r h a b a ? ”Y anıt y o k tu . T o m y a v a ş ç a o d a y a g i r d i . İ ş ı k l a r ı a ç ı p d u v a r -

larda p e n ce re o lu p o l m a d ı ğ ı n ı k o n t r o l e t t i .İ k i t a n e b u l d u .İkisi de k o n t r p l a k l a rl a i y i c e k a p a t ı l m ı ş t ı . O d a d aepeyce b ü -

yüklü.Burası a n a y a l a k o d a s ı .

1 5 7

Page 142: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 142/299

Odayı hoyhı boyun caarjnüadı. Koku bu nd ahkydâ ki neredeyse fiziksek bir boyut kazananyb.dokunabilecek gibiydi. SûpOıge sapı onu giyinaneahsunfa. Giysilrr. Kabanlar. Bunları yanım almayıâO$tnâk Yakmda yüzleşmek zorunda kalacaktan kıs aylannı dftftadl

Döndüğünde orada daha kûçdk bir oda daha okhı|Mikcsfirtti. İkinci bir banyo. T ekn r Hac dolab ını ve çekraecthrikontrol etti. Birkaç ilaç kutusu, biraz di$ macunu ve btrb^tane de diş fiıcası bukhı. Banyonun penceresi ohıp oiınadgun kontrol elti ve bir tane buldu. Kontrplakla ürtObnAstlBanyodan çıkmak için süpürge sapını kullandı ve kapıyı »kasından kapetu.

Pencereleri kontrol ettiğine, artık güvende olduğuna ina-

narak laidBoban yanında d ikilm ekte olan Tom gözlerini açaYiatt^ üzerinde bir çocuk otu rmuş, ona bakıyordu,limı gözicnni yumdu.Acaba yantıkfar böyle mi görünüyordu?GüvDidkdtgiyR/ GÜVENDE DEĞİLDİN f Kafin gö^rtnden fırlayacakmış gibi atıyordu. Gördügâ

neydi? Bû yüz. lEasb birinin yüzü mü? Hayır, gene birine aktL Gene mi? Evet ama cükmüs bir yüzdü. Jules’a seslenmekiatiyonin ama gözleri kapalı ka ldıkça zih nind eki görüntü drncdepyordtt.

Kusomdaki, o o^an çocuğuydu. Alt katu asüı fotogıaflanhki ogUn çocuğu.

Gözlerini yeniden açu.Oglanm üzerinde bir takım elbise vardı. Koyu rcnkb yatak

basma yaşlanmış haldeki ço cuğun yüzü doğal otamayacak bnaçıyla Tom'a dönüktü. Gözleri açıku. Çenesi sarkmısü. Elknni kuc^ında kavusturmastu.

Burada açlıktan ötmüşsün, diye düşündü Tom. Amcokbabanın odasında.

1W

Page 143: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 143/299

Tom. cUytr ağzını vr burnunu kapatarak cuı. u{u>yaVka««rfc*n cocultun »imdtki halini fotoftTallanyVa kıyaslıyontu. 0 %.tan mumyalanmış K‘b» RörûnOyordu. UtaVraı* «pblydı.

Sen ıllrli n r k a t l a r o l d u 7 S e n i b u r a d a n k u r ta rm a y a ne kadar

vakındtm ?Boş gözlerle çocuğun ölQ gözlerine baktı.Rolün, diye düşündü. Çok O x g û n û m .

Tom!’ diye s e s l e n d i Jules alı kattan.

Tom döndü. ___ Odayı boylu boyunca geçti ve koridora gudı.

jıd es b i r k o p e k b u ld u oğlandan bahsetme

Dikkatlice. m erd iven le rin en altın da s.rtüs tû.n T o r ^ k i Jlis / y e g id ec ek g ib i g iy in m işlerd i. K . ya k blehL omuz kism, y,rt.lmişUdrfteıden koparılmış bir yaprak vardı. Bin kalın uçlu bir kairnık kağıdın üzerine “İyi U y K u lA r” y a zm ışt r

Bunu yazan oğlanı az ö n ce bu ldu m , dedi Tom . O nla nburaya yatıran o ğ la n ı.”

Açlıktan ölmûş olmalılar." dedi Jules. “Burada hiç yiye-

cek yok Onun neyle be slen d iğin e d air h iç b ir fikrim y o k .”

1 5 9

Page 144: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 144/299

Ju les anne ve babanın ö tesin d e b ir n ok tay a işare t etti. Tomeğilip bir Sibirya kurdunun elbise askısındaki kürk mamolann arasına sığınm ış olduğ un u gördü .

O da bir deri bir kem ik k alm ıştı. To m , on un anneyle baba-nın bedenlerinden beslendiğini düşündü.

Ju le s sır t çanta sın dan b ir parça et ç ık a n p parçala ra böldü veköpeğin önüne attı. Köpek başlangıçta saklandığı yerden ya-vaşça dışan çıktı. Sonra önüne atılanı bir çırpıda yiyip bitirdi.

“Dost canlısı mı?” diye sordu Tom sakince.“Gördüğüm kad an yia,” dedi Ju le s, “kö pe kle r onlan besle-

yen kişilerle kısa zamanda dost olmaya pek meraklıdır.” Ju le s dikkatl i b ir şek ilde aşağı b iraz daha et attı. Cesaret

verici bir şekilde konuşuyordu.Ama köpekle uğraşmak g erekiyo rdu. Ve onazaman ayırmak.İki adam günün geri kalanını o evde geçirdiler. Et saye-

sinde Jules kö pek le bag k u rm ay ı b aş a rıy o r gibiyd i. Bu sıradaTom, Jules’un çok tan ara m ış o ldu ğu ye rleri elde n geçirdi. Bu-rada, kendi evlerinde olm ay an ç o k az şe y va rdı. Ne telefonrehberi ne de yiyecek b u lab ilm işti.

Köpekleri Tom’dan ço k da ha iyi t an ıya n Ju le s oradan aynlmaya hazır olm ad ıklanm söy led i. K öp eğ in ço k temkinli oldu-ğundan ve henüz ona güvenmediğinden bahsetti .

Tom, ev arkadaşlann a d ön m ek için söz verdikleri on ikisaati düşündü. C örü nü şe göre s aat i lerliyordu .

Sonunda Jule s, T om ’a k öp eğ in ev de n ayrılmaya hazır ol-duğunu söyledi.

“O zaman yola devam ed e lim ,” ded i Tom . “Yolda onunlailgilenmeye devam ed eriz. C es etle rd en yü ks elen kokuyla bu-rada uyumamız m üm kün de ğil .”

Ju le s da onunla hem fik ir d i. A ncak köpeğe tasm a takmakiçin birkaç deneme yapmaları gerekti. Aradan biraz daha za-man geçti. Jules sonunda başardığında Tom, on iki saatte geri

16 0

Page 145: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 145/299

dönemeyeceklerini fark etti; sadece birkaç saat içinde bir kö-pek bulabildilerse ertesi günün onlara neler sunabileceğinikim tahmin edebilirdi?

Ama yine dez a m a n akıyordu.Evin giriş salonunda göz bağlannı bağlayıp kasklannı ye-niden kafalanna taktılar. Sonra Tom sokak kapısını açtı veevden çıktılar. Artık süpürge sapını kullanan sadece Tom’du.

Jules köpekten faydala n ıy ordu . Sib irya kurdu kesik kesik ne-fes alıyordu.

Yeniden çimlerin üzerinden geçip Malorie, Don, Cheryl,Felix ve Oiympia’dan biraz daha uzaklaşarak başka bir evegeldiler.

Tom, bu evin geceyi ge çire bile cek leri g ibi bir yer olduğunuumuyordu. Tabii eger camlar örtülü vaziyetteyse, yapacaklan arama kendilerini güven de his setm eler ine ned en olursa Veölümün kokusu tarafından karşılanmazlarsa.

Page 146: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 146/299

m i dörtMalorie’nin omzundaki acı o kadar keskin, öylesine aynnıılıydı ki acıyı zihninde canlandırabiliyordu. Omzunu hareketettirdikçe acının da hareket ettiğini görebiliyordu. Yaralandığısırada hissettiği kör edici acının aksine artık sızısı oldukçaderinden geliyor ve zonkluyordu. Çarpışma anının parlaktonlan yerine çürümenin soluk renklerini görüyordu. Kayı-ğın dibindeki suyun o anda nasıl göründüğünü hayal etmeyeçalıştı. İdrar. Su. Kan. Çocuklar iyi olup olmadığını sormuştu.Onlara iyi olduğun u söy lem işti. A ma çocu klar, onlara ne za-man yalan söylendiğini anlarlardı. Malorie onlan kelimelerinötesini kavrayacak şek ilde ye tiştirm işti.

O anda ağlamıyordu ama asl ında ağlamışt ı . Göz bağla-rının ardından sessiz gözyaşlan dökmüştü. Ona göre sessizgözyaşları . Ama çocuklar gözyaşlarının sesini sessizliktenayırabilirdi.

Masanın etrafında oturup.Ta m a m ç o c u k l a r , derdi onlara.

Gözlerinizi k ap atın .

Kapatırlardı.Şu anda ne yap ıyoru m ?

Gülümsüyorsun.Doğru, Kız . Nereden an lad ın?

Gül ümsedi ğinde f a r k l ı ek i l de nefes alıyorsun Anneciğim,

163

Page 147: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 147/299

Ertesi gün aynı şeyi tekrar lard ı.Ağlıyor sun Anneci ğim.' Doğru. Neden ağl ıy or um ? Çünkü üzgünsün.Tek nedeni bu deği l .Korkuyorsun.Doğru. Şimdi bi r k ere daha d eneyeli m .Aruk su soğuyordu. M alor ie kü re kle re her asılışında iş.

kenceye benzeyen bir acı çe kiy o r v e s u yu n yü zün e çarptığımhissedebiliyordu.

“Anneciğim,” dedi Oğlan.“Ne var?”Oğlanın ses tonu karşısında derhal kendine gelmişti .“İyi misin?”“Bunu daha önce de s or d u n.”“Ama sesin iyiym işsin gib i g elm iyo r. ”“İyi olduğumu söyledim. Bu da iyi olduğum anlamına ge-

lir. Beni sorgulamayı kes.”“Ama,” dedi Kız, “farklı şekilde nefes alıyorsun.”Öyleydi. Ûyle olduğunu biliyordu.Z o r l a n ı y o r u m , diye

düşündü.“Kürek çektiğim için ,” diyer ek ya lan söyledi.Çocuklannı birer d inlem e m a k in es i ola rak yetiştirirken

kaç defa annelik görev lerini so rg u lam ıştı? M alorie için çocuklanmn gelişimlerini görm ek kim i za m an ko rku vericiydi.Sanki iki mu tanı çocu ğa b ak m ak içi n ge rid e bırakılmıştı. İkiküçük canavara. Gülümsemeyi bile duymayı öğrenecek kadarbecerikli iki yaratığa. Korktuğunu kendine bile itiraf edeme-den bunu ona söyleyen iki varlığa.

Omzundaki yara kötü du ru m da yd ı. M alo rie yıllardır böylesine ciddi bir yara alm ak tan k or km u ştu . Ba şına gelen farklıolaylar da vardı. Kıl payı kurtulduğu anlar. Çocuklar henüziki yaşındayken kilerin merdivenlerinden yuvarlanmıştı. Ku-

164

Page 148: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 148/299

yudan su taşırken tökezlemiş ve kafasını bir taşa çarpmıştı.Bir defasında bileğin i k ırd ığın ı b ile sanm ışıı. Dişi kınim ışiı.Morlukları olmadan bacaklarının nasıl göründügUnü hatırla-mak onun için epeyce güçtü. Ve şimdi de omzundaki deri veel bedeninden sarkıyordu. Kayığı durdurmak isliyordu. Birhastane bulmak. Sokaklardabir d ok tora iht iyacım var, bir doktora ihtiyacım var, BİR DOKTORA İHTİYACIM VAR. YOKSA

ÖLECEĞİM VE BEN OLMAZSAM ÇOCUKLARIMIN HAYATTA KALMASI M ÜM KÜ N D E Ğ İL , diye bağırarak koşmak.

“Anneciğim,” dedi Kız.“Ne oldu?”“Yanlış yöne doğrui le r l iyoruz . ’’“Ne?"Yorgunluğu arttıkça daha güçlü durumdaki koluna fazla

j ûklenmişti. O anda ak ın tıy a karşı kü rek çek iyordu ve bununbile farkında değildi.

Aniden Oğlan’ın elini kendininki üzerinde hissetti. Önceirkildi ama sonra anladı. Parmaklarını kadınınkilerin üzerinekoyan çocuk, kuyunun başındaki kolu çevirir gibi onunla bir-likle hareket ediyordu.

Bu soğuk ve acı dolu dünyada, annesinin acı çekmekte ol-duğunu duyan Oğlan, M alo rie ’n in kü re k çe k m es in e y ardımediyordu.

Page 149: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 149/299

Sibirya kurdu T om ’u n elin i yalıyo rd u. A ilenin oturm a odası-nın halıyla kaplı ze m in ind e h em en solla nn d a yatmakta olan

Jules ise ho rluyo rd u . A rk as ın d a m eşe ağacınd an yapılm ış birdolabın üzerinde duran devasa ve sessiz bir televizyon vardı.Albümlerle dolu kutular duvara yaslanmıştı . Lambalar. Eko-

se desenli bir kan epe. Taş bir şö m ine. Şö m inen in üzer indekialanı, güzel bir sahi l in resm ed ildiği ko cam an bir tablo kapl ı -yordu. Tom, resim dek i sa h i l in M ich iga n ’ın k uzey inde b ir yer-lerde olduğunu düşündü. Başının tepesinde ise tozlanmış bir

tavan vantilatörü asılıydı.Köpek e l le r in i ya l ıyordu çünkü b i r önceki gece kendi le r i -

ne patates cipsiyle güz el b ir ziy afe t çe k m işle rd i.Bu ev, sonuncusuyla kıyaslandığında biraz daha bereket l i

bir yere benziyordu. A da m lar ger id e ka lan b irka ç ko nse rve -

yi, kâğıtları, iki çift ço cu k a y ak k a b ısın ı, iki k ü çü k ce ke ti ve

dayanıkl ı olduğunu düşündükler i plast ik kovayı paket ledik-ten sonra uykuya d alm ışt ı . B ura d a da te lefo n reh be ri yoktu.

Modem çağda herkes in ceb inde b i r cep te le fonu o lduğundan

telefon rehberler inin d evri k ap an m ışa be nz iyo rd u.

Evin a sıl s ah ip l e r in in kasa bad an b i l e r e k ay n id ık l anm

gösteren kanı tlar vardı . O n lar ı T ek sa s’m M ek sik a s ınır ınd ak iküçük kasabalar ından bir ine götürecek yol tar i f ler i . Kalemle

167

Page 150: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 150/299

işaretlenmiş, kriz hallerinde hayatla kalmayı konu alan birkitap. Benzini ve araba yedek parçalarını da içeren uzun birmalzeme listesi. Tom faturalara bakarak on el feneri, üç olıa,altı bıçak, kutu kutu su, propan, konserve, üç uyku tulumu,bir jeneratör, bir ok, pişirm e y agı, b en zin ve ya kılaca k odun

aldıklarını görebiliyordu. Köpek elini yalarken Tom, Teksasidüşündü.

“Kâbus,” dedijules.Tom omzunun üzerinden bakıp arkadaşının uyandığını

gördü. Jules, “Rüyamda eve geri d önüş y o lu n u bulam adığ ım ı-

zı gördüm,” diyerek kon uş m ay ı sü rd ü rd ü . “Bir d aha asla

Victorü göremiyordum.”

“Çimlere sapladığımız kazığı u n u tm a ,” ded i To m.“Unutmadım,” dedi Ju les . “Rü ya m da b iri on u orad an al

mışü.” Jules ayağa kalku ve adam la r fın d ık tan ib are t o lan kahval

tılannı ettiler. Sibirya kurdu ise bir kutu ton balığıyla idare

etmek zorundaydı.“Sokağm diğer tarafına g eçe lim ,” ded i T om .

Jules da ona kauldı. İk i adam eşy a la n n ı top lay ıp kıs a süre

sonra evden aynidılar.Dışanda çimenlerle kaplı arazi betona dönüştü. Tekrar

sokaktaydılar. Güneş yakıyordu. Temiz hava ikisine de iyigelmişü. Tom tam düşündüklerini söyleyecekti ki aniden

Julesün sesi duyuldu.“Odû neydi?”

Gözleri bağlı haldeki Tom döndü.“Ne?”

“Tom, burada bir direk var. Tıp kı... S a n ın m bu b ir ça dır.”“Sokağın ortasında mı?”“Evel. Sokağımızın o ru sın d a.”

166

Page 151: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 151/299

Tom, Ju le sa yak laşu. Süpürgenin ud N - ş c f lemas etıi. Dikkatli blrjakıldedı ve J u l e s ’u n b u l d u ğ u ş e y e d o k u n d u .

"Anlamıyorum,” dedi Tom.Süpürge sap ın ı ye re b ı rak i ı . ik i e l in i ku l lanarak ba ı

üzer ine dek uzanan brandanın a l t k ı s ımlar ından baş layar 'udokunmaya ko y u ldu . B u on a k ız ın ı gö türdüğü b i r sokak fesı ıval ini hat ı r la t ıyordu. Yollar turuncu renkl i koni ler le kapanlmıştı. Yüzlerce s a n a tç ı re s im ler in i , h eyk e l le r in i , çiz imler in isatıyordu. H ep si ya n y an a d izi lm işle rd i ve sayı lar ı sayılama-yacak kada r ço k tu . Ü rü n le r in i , b r an dad an yap ı lm ış dermeçatma çadır larda sat ıyorlardı .

Tom çad ı r ın a l t ı na g i rd i ve süp ürg e s a p ın ı ku l lana rak başı-

nın üs tünde ge n iş b i r ya y ç izd i . B u rad a , b ran day ı des tek leyendört tane d i r ek t en ba şk a h i çb i r ş e y y ok tu .

Ordu, diy e d ü ş ü n d ü To m . Z i h n i n d e c a n l a n a n gö rü n tü n ü nsokak fest ival iyle a lakası yoktu.

Annesi, To m h e n ü z k ü ç ü k b i r ç o c u k k e n o ğ l u n u n b ir k o -nuyu öğ renmek i ç in t ek ra r t ek ra r ku rca l am as ınd an do layıövünûrdü. Ö ğre n m ey e ça l ı ş ıyo r, d erd i ka d ın .Bu evde onu i l

gilendirmeyen t e k b i r ş e y b i l e y o k . To m a n n e s i n i n a rk a d a ş la r ı-

nın yüzle rin i, an n es i b ö y le k o n u ş tu ğ u n d a y üz le r ind e be li rengülümsemeleri h a tır la d ı.O y u n c a k la r m ı, de rd i annes i . Tom’un oyuncaklara ih t i y a c ı y o k . B i r a ğ a ç d a l ı y l a o y n a y a b i li r. V C R ’ın a r k a s ı n d a k i k a b l o l a r l a o y n a y a b i l i r. P e n c e r e n i n a ç ı l ı p k a p a n m a ¡ekli bile bir o y u n du r T ü m h a y a t ı b o y u n c a b u ş e k ild e ta r if e d il-mişti. B ir ş ey le rin n a s ı l ç a l ı ş t ı ğ ı n ı ö ğ r e n m e y e h e v e s l i b i r a da m . Tom'a sorun. B i lm iyo rsa b i le öğ re n ec ek t i r. O h e r şey i t a m ir eder. Her şeyi. Ama Tom ’a gö re d av ran ı ş ın ın d ikk a t çek i c i b ir yanıyoktu. Ta ki Robin doğana kadar. Sonrasında nesneler in ma-k ine leşmes i karş ı s ında duyulan çocuklara özgü büyülenmehali onu alt etmişti. Şim d i T om ça d ırın alt ın d a d u rm u ş, çad ırıkeşfetmeye çalışan ço cu k m u y o k sa ça d ırd an uz ak laşm ası ge-rektiğini söyleyen bab a m ı old u ğ u n u k es tire m iy o rd u .

169

Page 152: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 152/299

Adamlar uzun dakikalar boyunca gözlerini bir an olsunaçmadan çadın incelediler.

“Belki bunu ku llana bil ir iz ," de di T om , Ju le s ’a ama Julesçoktan oradan uzaklaşmış ona ses leniyordu.

Tom yolun öteki tarafına g eç ti . B aş k a b ir çim en lik alanda

buluşana kadar Ju les’un se sin i ta k ip et t i .

Gittikleri ilk evin kapısı kilidi değildi. Bu evde gözlerini

açmayacaklanna karar verdik ten sonra içer i g i rd i le r.

İçeride hava akımı vardı . İkisi de henüz pencereleri kont-

rol etmeden bi le ca m lan n a çık o ld u ğ u n u bil iyo rd u. Tom’un

elindeki süpürge sapı, girdikleri ilk odanın kutularla dolu

olduğunu söyledi. Bu insanlar, d i y e d ü ş ü n d ü To m , buradan aynimaya haztrlanıyarlarmış.

“Jules,” dedi Tom, “sen ş u n la n n için e b ak . B en de evin geri

kalanını kontrol ed ey im .”Evlerinden ayn lm alarm ın ü ze r in d en ço k ta n y i rmi dön

saat geçmişli.Şimdi ayaklannın a l ım da ki h a l ın ın ü ze r in d e y ine yabana

birinin evinde yavaşça yürüyordu. Bir kanepeye denk geldi.

Bir sandalyeye. Bir telev izyo na . Ju le s ’un ve Sib iry a kurdunun

sesini artık güçlükle d uy ab il iyord u. A çık ca m lard an içeriye

rüzgâr doluyordu. Tom b ir m as an ın ö n ü n e ge ldi . Parmaklan

bir şeye çarpana kadar el ini m as an ın y ü ze y in d e gezdirdi .

Bir fedsf, diye dü şü nd ü.Kâseyi b id ın nca iç ind eki b i r şey in m as an ın üze r ine düştü-

ğünü duydu. Eliyle masayı yoklayarak düşen nesneyi buldu ve

bunun hiç de beklemediği bir m u lfak ale i i o ld u ğ u n u fark eni.

Dondurma kepçes ine be rk iy ord u am a d ah a k üçü k lü .

Tom bir parmağını kep çen in iç in d e g ez d ird i . İçin d e pek deakışkan olmayan bir madde vardı.

Ûrperdi. Bu, dond urm a d eğ ildi . Ve T om bö y le bir şeyedaha önce de dokunmuştu.

Kûveiln kenarında. Küçücük bi leğin in hem en yan ında . Orada da bunun gibi kan vardı. Kıvamlı, ö lü . Rob in ’ inkanı .

170

Page 153: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 153/299

Tir dr direyerek kâseyi gögsûne yaklaştırdı ve kepçeyi ma-sanın üzerine bıraktı. Parmaklan, kâsenin dibinde duran birşeye temas edene kadar kâsenin seramik lavnmlan üzerindeyavaşça dolandı. Nefesi kesildi ve kâseyi halıyla kapb zeminedüşürdü.

“Tom?”Tom başlangıçta yanıt vermedi. Az önce dokunduğu bu

şey, üpkı daha önce de dokunduğu bir şeyi andınyordu.Robin okuldan gelirken yanından gcıirmişn. Fen deısin

den sonraydı. Onu, bozukluklarla dolu bir kahve hncanınakoymuştu. Tom o şeyi bulduğunda Robin okuldaydı. Oysakisadece o bohunun kaynağını arıyordu.

Bozuklukların üzerinde, bardağın kenarından görünen oşeyi fark ettiğinde kokunun kaynağını bulduğunu anlamıştı.

Rengi solmuş bir topa benziyordu, içgüdüsel olarak onu elinealmış ve parmaklannın arasında sıkışunnışu.

Bu bir domuz gözüydü. Yerinden çıkarılmıştı. Robin ders-te böyle bir şey yaptıklarından bahsetmişti.

‘Tom? Orada neler oluyor?* Julessana sesleniyor. Ona yanıl ver‘ Tom?"

■Jules, ben iyiyim! Sadece bir şey düşürdüm."

Odadan çıkmayı isteyerek geriye doğru adım atarken elihafifçe başka bir şeye dokundu.

Bu hissi de biliyordu.Subir omuzdu, diye düşündü. Masanın başındaki sandal-

yelerden birinde oturan bir ceset var.Tom onu hayal etti. Oturuyordu. Göz yuvalan boştu.Başlangıçla hareket dahi edemedi. Cesedin durduğu yere

dûnûk olmalıydı.

Çabucak odadan çıkü. jules, dedi, "haydi buradan çıkalım "‘Ne o ldu ?"

171

Page 154: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 154/299

Tom olanlan anlattı. Sadece birkaç dakika içinde evdençıktılar. Eve geri dönmeye karar verdiler. Bir köpek de yeterliydi. Çadırla Tomün kâsenin içinde bulduğu şeyin üstüneikisi de artık dışanda olm ak istem iyo rd u.

Bir bahçeden geçtiler. Sonra bir garaj yoluna adım attılar.Ardından bir tanesine daha . K öp ek J u le s ü çekiyord u. Tomonlara yetişmeye uğra şıyordu. G öz bağ ın ın karan lığında dışanda kaybolacakmış gibi h issed iyo rdu . Ju le s ’a seslendi.

“Buradayım!” diye bağırdı Ju le s .Tom adamın sesini takip ederek ona yetişti.“Tom," dedi Jules . “Kö pe k b ur ad ak i g ar ajla ilgili epeyce

şamata çıkanyor.”Az önceki keşfinden ötür ü hâ lâ titre m ek te olan ve sokak-

taki çadınn manasızlığından ötürü içten içe korkuyla dolanTom, yola devam etme lerini sö yle d i. A m a Ju le s, köpeğ in böy-lesine ilgilendiği şeyin ne o ld uğ u nu ö ğ re n m ek istiyordu.

“Burası evlerden bağımsız bir garaja benziyor,” dedi jules.“Köpek içeride hayatta olan bi r ş ey ler v ar m ış gibi davranıyor.”

Yan b p ı kilitliydi. Sade ce tek b ir p en ce re bu lan Jules camıkırdı. Tom’a içerisinin ko ru na k lı o ld u ğ u n u sö yle d i. Cam, mu-kavvalarla kapatılmıştı. Küçük bir pencereydi ama ikisindenbirinin içeri girmesi gerekiy ord u. J u le s k e n d isin in gireceğinisöyledi. Tom da aynısını söyleyince köpeği bir boruya bağla-yıp iki adam da sürünerek camdan içeri girdi.

İçeri girdikleri anda bir şey o n lar a h ırla m ay a başladı.Tom pencereye dönünce Jules ona seslendi.“Anlaşılan bir köpek daha b u ld u k .”

Tom da onunla hemfikirdi. Kalbi hızlı atıyordu.Olması gerekendençok daha hızlı, diye düşündü ve elini pencereninpervazına koyup dışan a tlam aya h az ırl an d ı.

“Buna inanamıyorum,” ded i Ju le s .“Neye?”“Bu da bir Sibirya kurdu.”

172

Page 155: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 155/299

“Ne? Nasıl anladın?”“Çünkü yüzüne dokunuyorum.”Tom pencereden uzaklaşınca köpeğin bir şeyler yemekle

olduğunu duydu. Jules onu besliyordu.Sonra Tom’un dirseğinin hizasından başka bir ses daha

geldi.Duydukları ses ba şlan gıçla çoc uk kahkahalarını andınyor

du. Sonra onlara bir şarkıyı anımsattı.Sonunda, se sin ölm ek te olan kuşlardan geldiğini anladılar.Kuşlar.Tom nazikçe geri çekildi. Ötme sesleri kesildi. Tekrar öne

doğru bir adım attığın da ku şların sesi yenide n yükseldi.Bir öncek i gün evde n ay rılırken hissetm eyi umduğu heye-

cana gömülerek,tabii ki , diye düşündü Tom.

Ju les sak in ce köpeğe yak la şırk en Tom , ötm e sesler i daya-nılmaz olana dek kuşlara doğru ilerlemeye devam etti. Elini

uzatınca bir rafla karşılaştı.“Tom,” dedi Ju le s ka ran lığın içind en , “dikkatli ol...“Kutunun içindeler,” dedi Tom."Ne?”“Babası avcı olan b iriyle b irl ikte b üyüm üştüm. Onun kuş-

lan da aynı şekilde ötüyordu. Yanlarına yaklaştıkça seslerini

yükselteceklerdir.”Tom’un elleri kutunun üzerindeydi.Düşünüyordu.“Jules,” dedi, “haydi eve g id elim .”“Köpekle biraz daha zaman geçirmeyi isterim.”“Bunu evde yapmak zorunda kalacaksın. Sorun olursa on-

lan bir odaya kilitley eb iliriz. Am a b ulm ak için yola çıktığımızşeyleri bulduk. H aydi, eve d ö n elim .”

Ju les ik in ci S ib ir ya ku rd u n a da b ir ta sm a bağla d ı. Bu dahakolay olmuştu. Yan kapıyı kullanarak garajdan çıkarlarken

Jules Tom’a, “K uşla rı da m ı a lıy o rsu n ?” d iy e sordu.

17 3

Page 156: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 156/299

“Evet. Bir fikrim var.”Dışan çıküklannda ilk Sibirya kurdunu da alıp eve doğru

yola koyuldular. Jules ikinci köpekle yürürken Tom ilk kö-pekle yürüyordu. Yavaşça bahçelerden ve garaj yollanndangeçtiler. Ta ki bir ö nc ek i gü n k o y d u kla rı işare te ulaşana kadar

Verandaya ulaştıklarınd a ka p ıyı ç alm ad an ön ce Tom içeri-de tarüşmakta olan ev arkadaşlarını duydu. Sonra arkalanndaki sokaktan gelen bir ses daha duyduğunu düşündü.

Döndü.

Bekledi.Çadınn, şu anda dik i lm ek te o ld u k lar ı yere ne kadar yakın

olduğunu merak etli.Sonra kapıya vurdu.İçerideki tartışma k esildi. F e lix o n a se sle n in ce Tom adama

cevap verdi.“Felix! Benim. To m !”

Page 157: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 157/299

ırmi aluÇözlerini açm ak zo ru n da kala cak sın ...

“Kız, bir şey ler y e m e lis in ,” dem eyi başardı Malorie.Sesi halsizdi.

Oğlan torbadaki fındıklardan yemişti ama Kız yemeyi red-

dediyordu.“Eğer bir şeyle r y em ez se n ,” ded i M alorie acıdan yüzü-

nü buruşturmadığı b ir a nd a, “ka yığ ı durd urup seni buradabırakırım.”

Malorie, KızTn elini ensesinde hissetti. Kürek çekmeyikesti ve torbadan Kız i çi n bir az fın d ık çık ard ı. Bu h areket bilecanının yanması için yeterliydi.

Zihninde acıdan daha güçlü bir düşünce dolanıp duruyor-

du. Malorie’nin y ü zle şm ek istem ed iği bir gerçek.Evet, göz bağının ardındaki dünya insanı hasta edecek

kadar griydi. Evet, bilincini kaybetmekten korkuyordu. Amaçok daha karanlık bir gerçek tıpkı bir yılan gibi kıvnlarak sa-yısız korkusunun ve düşüncesinin arasından öne çıkıyordu.Dalgalanıyor, süzülüyor ve hayal gücünün en ön sırasına yer-leşiyordu.

Bu, sabahtan beri kendinden dahi koruduğu, gizlediği bir

şeydi.Ama yıllardan beri buna dayanarak karar veriyordu.

17 5

Page 158: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 158/299

Evi sonsuza dekka yb etm ek ten ko rk tu ğu n için dört yıl boyunca beklediğini kendi kendine tekrar edip duruyorsun. Dört yılbeklemenin nedeninin ço cu k la rı e ğ itm ek olduğ un u söylüyorsun.

Ama bu nla rın ik isi d e doğ ru değ il. D ör t y ı l boyunca bekledin çünkü bu yolculukta , a kl ını ka çırm ış insan lar ın ve kurtların lıol

gezdiği, y a ra tık la r ta ra fın dan k u şa t ı lm ış bu neh ir de dört yıldan daha uzun bir süredir ya pm ad ığın bir şey ya p m ak zorunda kalacaksın.

Bugün göz le r in i açm ak zoru nd a k a lac ak s ın .Hem de dışand a.Bu doğruydu. Bunu biliyordu. Bunu en başından beri bi-

liyor gibi görünüyordu. Ama asıl korktuğu neydi? Yaranklardan birinin görüş alanınd a bu lu n m as ı m ıyd ı? Yoksa gözleriniaçugı zaman önünde beliriverecek renklerin hayal dahi edile-

mez çeşitliliği miydi?Dünya şimdi nasıl görünü yor? Onu tan ıya bi lec ek misin?Gri miydi? Ağaçlar da d eli rm iş m iyd i? Ya çiçe kle r, sazlar,

gökyüzü? Bütün dünya a klım m ı k a çır m ıştı ? K end i kendiylemi savaşıyordu? Dünya kendi okyanuslannı inkâr mı ediyor-du? Rüzgâr hızlanmıştı. Yok sa b ir şey m i g ör m üş tü ? O da ak-lını kaçırmış olabilir miydi?

Düşün, derdi Tom. Becer iyorsun . Kürek çek iyorsun . Sadece kürek çekmeye devam et. Tüm bunlar, istediğini başaracapn anlamına geliyor. Gözlerini a ç m a k z o r u n d a k a l a c a k s ı n . Bunuyapabilirsin. Çünkü bunuy a p m a y a m e cb u rs u n .

Tom. Tom. Tom. Tom. Tom.Onu şimdi hiç olmadığı kadar özlüyordu.Nehirde, hatta rûzgânn uğuldadığı, soğuk suyun kotuna

çarptığı, vahşi hayvanlann sazlıkların arasında kol gezdiği,bedeninin paramparça, zihninin ise grilerin esiri olduğu buyeni dünyada bile Tom ona parlak, doğru veiy i bir şeymiş

gibi geliyordu.“Yiyorum,” dedi Kız.Bu da iyiydi. Malorie çocuğa cesaret verecek gücü buldu.

176

Page 159: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 159/299

“Aferin,” dedi aldığı derin soluklann arasında.Sollarındaki ağaçlıkta yoğun bir hareketlilik oldu. Çıkar-

dığı ses, bir hayvanınkine benziyordu. Teknedeki adam daolabil irdi . Bir yaratık olması da mümkündü. Onlarca şey ola-bilirdi. Kayık er ya da geç balık peşinde olan aç ayılara denk

gelecek miydi?Malorie ya ralıy dı. Bu ke lim e z ihn ini meşgul ediyor, dur-

madan dönüp duruyordu.Tıpkı Tom gibi. Tıpkı göz bağının ardındaki gri renkler

gibi. Tıpkı nehrin sesleri ve yeni dünya gibi. Omzu. Varası.Sonunda başına g elm işti. Ç ev resin de ki k işilerin onu uyarıpdurduğu şey son un da ge rçe kle şm işti.

Eğer bunu y ap ac ak sa n neh i rden g i t a m a yara lanab ileceğ im

tilmelisin.

Ah, ben o lsay d ım ay n ıs ın ı m ı y a p ar d ım , bilm iyoru m . Yaralanabilirsin.

Bu çok teh l ike l i. O rada yar a la n ı r sa n çoc uk la ra ne olu r? Malorie, a r t ık h a y v a n la r t a r a f ın d a n is t i la ed ilm iş b ir dün ya

da yaşıyoruz. D ışan ç ıkm a. N ehirden gi tme.Canın ya n ab ilir.

Acı. ACI. ACI!

Shannon. Shannon’ı düşün . Ona tu tun .Denedi. Anılardan oluşan bir dirsek, çoktan üzerine bin-

miş karanlık dü şü nc eler in aras ına da larak ke nd ine yol açtı.Shannon'la birlikte b ir ya m açta old u kla rın ı hatırladı. Havagüneşliydi. Küçücük kolunu gözlerine siper etmiş, ardındanda gökyüzünü gö ste rm işti.

Bu Allan Harrison, demişt i s ın ı f lar ındaki b i r oğlanı kas te-derek. Şuradaki bulu t A llan H ar ris on ’a b en ziy or

Gülüyordu.hangisi?

Şuradaki! Gö rüy or m u su n?

17 7

Page 160: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 160/299

Shannon çimlerin üzerinde ona biraz daha yaklaşıp başınıMalorie'ninkinin yanına g etirm işti.

Evet! Haha! Ben de onu görüyorum! Şuradakine de bak! O da Susan Rutb!

Kız kardeşler saatler bo yu nc a çim ler in üze rind e uzanıpbulutları insanlara benzetmişlerdi. Bir burun yeterliydi. Bel-ki de bir kulak. Bulu üard an b irin in tıpk ı E m ily H olt’unkilerebenzeyen kıvırcık saçlan vardı.

Gökyüzünü hat ı r l ıyor musun, diye sordu kendi kendine.Hâlâ kürek çekebildiğine hayret ediyordu.Rengi maviydi. Ve

güneş, tıpkı çocu klan n çizd iğ i re s im le rd ek i g ib i san y d ı. Çimler yeşildi. Shannon'ın yüzM solgu n, p ü rü z sü z ve be ya zd ı. Tıpkı bulutlara işaret eden e llerim iz gibi. O g ün ba ktığ ın h er yerde renkler vardı.

“Anneciğim?" dedi Oğlan. “A nn ec iğim , ağ lıyor m usun ?” Malorie , gözle rin i açtığ ın zam an o n la n t e k r a r göreceksin.

Tüm dünyan aydınlanacak. Duvarları ve battaniyeleri gör-dün. Merdivenleri ve kilimleri, izleri ve kuyu suyuyla dolukovalan. Halau, bıçaklan , kaz m aları, k ü m es telin i, hoparlörkablolanm ve kaşıklan. Konserve yiyecekleri, mumlan vesandalyeleri. Bandan, pilleri, ahşabı ve alçıyı. Yıllar boyuncagörmene izin verilen tek şey ev arkadaşlarının ve çocuklannın yüzleriydi. Aynı renkler. A ynı r en kle r. Y ıllar d ır ay nı renk-ler. YILLARDIR. Hazır m ısın? M ily on lar ca g ö rü n tü n ü n verengin hatırası tıpkı bir sel gib i ü ze rin e g e l i r k e n y a ra tık la rd an mı kendinden mi daha çok korkuyorsun? Seni asıl korkutan ne?

Malorie anık çok yavaş kürek çe kiy ord u. O n da kik a ö nce-ki hızının yansından bile daha yavaştı. Su, idrar ve kan ayakbileklerine çarpıyordu. Sazlıklarda hayvanlar, aklını kaçırmışinsanlar ya da yaratıklar kol geziyordu. Rüzgâr serindi. Tomyanında değildi. Shannon yanında değildi. Göz bağının ar-

dındaki gri dünya, su giderine doğru daireler çizerek akankıvamlı bir çamur gibi dönm eye ba şlad ı.

Kustu.

178

Page 161: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 161/299

Son a nd a, y a ş a m a k t a o l d u ğ u d u r u m u n k o r k u n ç b irm asından e n d iş e le n d i. K e n d i n d e n g e ç e c e k t i. Ya ç o colacaktı? A nn e le r i b ay ı ls a d a y o l la n n a d evam e tm e ybilİTİcr m iyd i?

Her şey bu raya ka d ard ı .Malorie’n i n e lle r i k ü r ek l e rd en d ü ş t ü . Z ih n i n d e , T

ulıyordu. Y ara tık la rın d a g öz ü o n u n ü ze r ind ey d i .Sonra Oğlan ona bir şey sorarken bu küçücük geminin

kaplamolan Malorie tamamen kendini kaybetti.

Page 162: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 162/299

Malorie bebeklerle i lgil i rüyasından uyandı. Ya sabahın çokerken saatleriydi ya da gecenin geç saatleri . Ev sessizdi. Ha-mileliği i lerledikçe dünyası daha renkli ve canlı bir hal alı-yordu. Hem B e b e ğ i n i z l e h e m d e Sonunda . . . Bi r Bebek! evde-k i doğumlardan k ısac ık bahsediyordu . Bi r uzmanın des teğ i

o lmadan da doğum yapmak mümkündü ama k i t ap l a r bunupek önerm iyordu . T em iz l ik , d iyor la rd ı . Ûngörü lemeyen du-

rumlar. Oiym pia o k ı s ım lar ı o ku m ak tan nef re t ed iyordu ama

Malorie oku m a la r ı ge rek t iğ in i b i li yo rdu .

B ir g ün a n n e n i z in v e d i ğ e r t ü m a n n e l e ri n b a h s e tt iğ i acıyı

siz d e y a ş a y a c a k s ı n ı z ' d o ğ u m y a p a r k e n . B u n u s a d e ce k a d ın la r

y aş ar v e b u n e d e n d e n ö t ü r ü , b ü t ü n k a d ı n l a r b i r b i r l e r in e iç te n

içe bağlıdır.

Ş imdi o an ge l iyordu . Ş im di . V e o an ge ld iğ inde yanında k im

olacakt ı? Eski dünyada bunun yanı t ın ı vermek kolaydı . Tabi i

k i Shannon, annes i , babas ı ve a rkadaş lan yanı baş ından aynl

mazdı. Hemş i re du ru m un un iy i o ldu ğu kon usu nd a onu t emin

ederdi . Masanın üzer inde çiçekler olurdu. Çarşaf lar mis gibi

kokardı. Daha ön ce d oğ um y ap an lan n i lg i s iy le karş ılaş ırd ı ; bu -

nun te reyağından k ı l çek m e k ka d ar k o lay o lacağ ın ı söy le rlerd i .

Son derece gerg in o lan s in i r le r in i rah a t la tm ak iç in ih t iyac ı o lanlek şey, on la rdan d oğ um u n n e k ad ar ko lay o lacağ ın ı duym akt ı.

181

Page 163: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 163/299

Ama yanıt aruk bu değ ildi. M a lo rie ’n in ya p m ak üzere ol-duğu doğum, hamile bir kurdunkine benzeyecekti: vahşi, acı-masızca ve insanlık dışı. Yanında ne doktor ne de hemşireolacaktı.

İlacı olmayacaktı.

Ne yapması gerektiğini bileceğini nasıl dûşûnebilmişti ki?Nasıl hazır olabilirdi? Dergiler, web siteleri, videolar, jineko-

logunun tavsiyeleri, diğer annelerin anlattıkları hikâyeler.

Bunlann hiçbirine ulaşamayacaktı.H i çbi ri ne! Bir hastanede

doğum yapmayacaktı; bebeğini bu evde dünyaya getirecekti.

Bu evi n odalanndan birinde! Tek u m ab ildiğ i, O İymp ia elini

tutup korku dolu bir ifadeyle yüzüne bakarken Tom’un ona

yardımcı olmasıydı. Pencereler battaniyelerle örtülü olacaktı.

Kıçımn alünda bir tişört olabilirdi. İçinde ne olduğu belli olmapn kuyu suyuyla dolu bir bardaktan su içecekti .

İşte bu kadardı. Olaylar b öy le g el işe ce k ti.Yeniden smûsıû döndü. Sert ve yavaş soluklar alarak boş

gözlerle tavana baku. Gözlerini kapatıp tekrar açtı. Bunu ya-

pabilir miydi? Bunubecerebil ecek m i y di ?

Yapmak zorundaydı. B öylec e, k en d in i h az ırlam ak için ona

güç verecek sözleri tekrarla m aya b aş lad ı.Sonuçta, hastanede y a da m ut fa ğın zem i n i n d e doğu m yapma-

nın bi r önemi kal mayacak çünk ü beden i n n e y a p m a sı gerekt i ğini bili yor. Bedenin ne yapması ger ek t i ği ni bi l i yor . B eden i n ne yap-

ması gerekt iğini bil iyor.

Tek önemli olan, dünyaya g elm ek üz ere ola n be bek ti .

Sokak kapısının dışındaki ku şlar, M a lor ie’n in ke nd ini ha-zırlamaya çalıştığı bebeğin ses ini ta k lit ed er m işç es in e tuhaf

bir şekilde ötmeye başladı. M alorie d ü şü n ce ler in d en sıynlıpsese doğru döndü. Yavaşça yata kta d o ğ ru lu rk en alt k atta n ge-len kapı sesini duydu.

Donakaldı.

182

Page 164: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 164/299

o ses kapıdan mı gelmişti? Tom olabilir miydi? Yohsa başha lıiıi »lidışarı çıhm ışlı?

Sesi tekrar duydu ve hayrete düşmüş bir halde yerindedoğruldu. Ellerinden birini karnına koyup dinledi.

Ses yeniden duyuldu.Malorie yavaşça ayak ların ı yere koydu ve ayağa kalkıp oda-

yı boylu boyunca arşınladı. Elini kamından ayırmadan diğerelini kapının ahşap pervazına dayayıp aşağıya kulak kabamı.

Kapıya bir kere daha vuruldu. Bu sefer daha yüksekli.Malorie merdivenlerin başına kadar yürüdü ve yemden

durdu.O da kimdi?Pijamalarına rağmen üşüdü. Bebek kıpırdandı. Malorie

kendini bayılacakmış gibi hissetti. Kuşlar hâlâ avazları çıktığı

kadar bağırıyordu.Evarkadaş la r ımdan b i r i mi?Yeniden yatak o da sına girdi ve el fen erin i aldı. O iymp ia’nm

odasına gitti ve ışığı kadının yatağına tuttu. Uyuyordu. Ko-ridorun sonundaki odada Cheryl’in de yatağında olduğunugördü.

Malor ie yavaşça merdivenlerden inerek oturma odasınagirdi.

Tom.Tom hal ının üzer inde, Fel ix ise kanepede uyuyordu.

“Tom,” ded i Ma lorie ada m ın o m zu na do kun arak . “Tom,uyan.”

^ Tom yana döndü. So nra a nid en b aş ını ka ldır ıpM alo rie ’ye

“Tom,” dedi.

“Her şey yo lund a m ı? ”

Biri sokak kapıs ına v u ru yo r.”“Ne? Şimd i m i? ”

“Şu anda.”

183

Page 165: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 165/299

Kapıya bir kere daha vuruldu. Tom koridora bakacak şe-kilde döndü.

“Lanet olsun. Saat kaç?”“Bilmiyorum ama geç.”“Tamam.”

Tom hızla ayağa kalktı. Sa nk i tam am en uyanm aya çalışır-mış gibi bir anlığına duraksayıp uykusunu odanın zeminindebıraktı. Kıyafetleri hâlâ üze rin dey d i. M alorie , Tom ’un yattığıyerin hemen yanında yapmakta olduğu yeni kaskın parçalanm gördü. Tom oturma odasının ışığını açtı.

Sonra ikisi birlikte sokak kapısına doğru yürüdüler. Kori-dorda duraksadılar. O sırada kapıya birkaç kere daha üst üstevuruldu.

“Merhaba?” dedi bir adam.Malorie, Tom’un kolunu kavrarken Tom da koridorun ışı-

ğını açtı.“Merhaba?” dedi adam tekrar.Kapıya birkaç kere daha vuruldu.“Beni içeri alm alısın ız!” dedi adam . “G id ece k ba şka hiçbir

yerim yok. Merhaba?”Tom sonunda kapıya doğru h ar ek et len d i. M alor ie korido-

run sonunda bir hareke tlilik fa rk e tti. B u , D o n ’du.

“Neler oluyor?” diye sordu.“Kapıda biri var,” dedi Tom.Hâli uyku mahmuru olan D on’un ak h kar ışm ış gib i görünü-

yordu. Sonra aniden çıkışa . “Pekâ lâ, bu kon ud a ne yapacaksın?”Kapıya birkaç kere daha vuruldu.“Gidecek bir yere ihtiyacım var,” dedi ses. “Dışanda tek

başına olmaya dayanam ıyorum a r tı k .”“Onunla konuşacağım,” d ed i T om .

“Burası lanet olasıca bir p an siy on d eğ il T o m ,” dedi Don.“Sadece onunla ko nuşaca ğım .”Sonra Don onlara doğru yürümeye başladı. Malorie ûsı

kattan gelen sesleri de duyabiliyordu.

184

Page 166: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 166/299

"Eger içeride kimse varsa...""Kim siniz?" diye seslend i sonunda Tom.Bir anlık sessizlik oldu. Sonra, “Ah, Tann’ya şükürler ol-

sun ki içeride biri var! Benim adım Gary," dedi adam."Kötü biri olabilir," dedi Don. “Deli olabilir.”Felix ve Cheryl koridorun diğer ucunda belirdi. "Yorgun

görünüyorlardı. Ju le s da g elm işti. K öpek ler hemen arkasındadikiliyordu.

“Tom, neler oluyor?""Merhaba, Gary," dedi Tom, “bize biraz kendinden bahse-

der misin?"Kuşlar ölüyordu."Sen de kimsin?” diye sordu Felix."Benim adım Gary ve kırk altı yaşındayım. Kahverengi bir

sakalım var. Uzun zamandır gözlerimi hiç açmadım.”“Sesinin tonu nda n ho şlan m ad ım ,” dedi Cheryl.

Olympia da gelmişti.Tom, “Neden d ışarıd asın ?" diye seslendi.Gany, “Kaldığım evden ayrılmak zorunda kaldım. Onlar

insanlar iyi değildi. Bir sorun çıktı," dedi.“Bu da ne anlam a g eliy or ?” diye seslen di D on.Gary duraksadı. S on ra, “Sa ldırg an laştılar,” dedi."Bu yeterli de ğil,” ded i D on diğ erlerin e. “Kap ıyı açmayın.”

“Gary,” diye ses lend i To m , “ne k ad ar za m an dır dışan dasın ?”“Sanırım iki gündür. Ü ç g ün e y ak ın o labil ir.”“Nerede kalıyordun?”“Kalmak mı? Bahçelerde. Çalıların alt ında.”“Siktir,” dedi Cheryl.

“Beni dinleyin,” dedi G ary. “K am ım aç , yalnızım ve çok

korkuyorum. Tem kinli dav ran m an ızı anlıy oru m am a gidecekbaşka hiçbir yerim y o k .”

“Diğer evleri de de ne din m i? ” diye sord u Tom .“Evet! Saatlerdir ka p ıları ç a lıyo ru m . İ lk yan ıt veren siz

oldunuz.”

185

Page 167: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 167/299

“Burada olduğumuzu nereden anladı?” diye sordu Maloriedilerlerine.

“Belki de anlamamıştır,” dedi Tom.“Uzun sûredir kapıyı çalıyor. B urad a o ldu ğu m uzubiliyordu.' Tom, Don’a döndü. Y üzü nd eki ifa d ed en D o n ’a ne düşün-

düğünü sorduğu belli oluyordu.“imkânı yok .”Tom anık terliyordu.“İstediğinden eminim,” diye devam etti Don. “Adamın bir

şeyler bildiğini umuyorsun.”“Haklısın,” dedi Tom. “Fikri olabileceğini umuyorum. Ay

nca yardımunıza ihtiyacı olduğun u d üş ün ü yo ru m .”“Tamam. Pekâlâ, ben de dışa rıda b o ğa zım ızı kesm eye ha-

zır bekleyen yedi kişi daha olabileceğini düşünüyorum.”“Tannm,” dedi Oİympia.“Jules ve ben iki gün ö nc e d ışa rıd ay d ık ,” de di To m . “Diğer

evlerin boş olduğu konusunda haklı.”“O zaman neden o evlerden bir in d e u y u m u y or ?”“Bilmiyorum Don. Yiyecek b u lam ad ığın d an ola bilir mi?”

“Ve aynı zamanlarda dışa n da o lm an ız a rağ m en sizi duy

madıgmı mı düşünü yorsun?”

“Lanet olsun,” dedi Tom. “Buna nasıl yanıt vereceğimi bil-miyorum. Bir üst sokakta olabilirdi.”

“Oradaki evleri denemediniz. Doğru söylediğini nereden

biliyorsunuz?”“Adamın içeri girmesine izin verin,” dedi Jules.

Don ona döndü.“İşler burada dediğin gibi y ür ü m üy or d o stu m .”“O zaman oylama yapalım.”

“Siktirin gidin," dedi Don öfkeden kulaklarından duman-lar çıkararak. “Aramızdan biri sik liğ im in k a p ısın ı a çm ak isle-miyorsa lanet olasıca kapıyı açm am al ıy ız .”

186

Page 168: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 168/299

Malorie verandadaki adamı düşündü. Hayalinde adamıgözleri kapalı bir şekilde canlandırmışu; lir lir lilriyordu.

Kuşlar ötmeye devam ediyordu.“Merhaba?” dedi Gary tekrar. Sesi kulağa gergin ve sabit-

siz geliyordu .“Evet,” dedi Tom. “Gary, üzgünüm. Hâlâ bu konuda konu-

şuyoruz.” Sonra diğerlerine döndü ve, “Oylama,” dedi.“Evet,” dedi Felix.

Jules başıyla onayladı.“Üzgünüm,” dedi Cheryl. “Hayır.”Tom, Oiympia’ya baktı. Kadın başını hayır anlamında iki

yana salladı.“Malorie, bunu sana yapmaktan nefret ediyorum,” dedi,

“ama eşitlik var. Ne ya p ac ağ ız?”Malorie yanıt vermek istemiyordu. Böyle bir güce sahip

olmak istemiyordu. D ışan da ki ya ba nc ının kaderi ayaklannm

dibine atılmıştı.“Belki de yardıma ihtiyacı vardır,” dedi. Yine de sözcükler

dudaklanndan dökülür dökülmez bunlan söylememiş olma-

yı diledi.Tom kapıya döndü. Don uzanıp adamın bileğini yakaladı. ”0 kapının açılmasını istem iyorum ,” dedi dişlerinin ara-

sından.Yavaşça bileğini Don’un elinden kurtaran Tom, “Don,”

dedi. “Oylama yaptık, içeri girmesine izin vereceğiz. Tıpkı Oiympia’nın ve Malorie’nin içeri girmesine izin verdiğimiz gibi. Tıpkı George’un seni ve beni içeri aldığı gibi.”

Don, Malorie’ye çok uzun gelen bir süre boyunca Tom’a baktı. Bu defa konuşacak olan yumruklar mıydı?

‘‘Beni dinle,” dedi Don. “Eğer bu yüzden başımıza bir iş gelirse, eğer lanet olasıca bir oylama yüzünden hayatım tehli-keye girerse bu evden kaçarken size yardım etmek için bir an olsun durmayacağım."

187

Page 169: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 169/299

“Don,” dedi Tom.“Merhaba?” diye seslendi Gary.“Gözlerini kapalı tut!” diye bağırdı Tom. “Seni içeri alıyonızTomün eli kapı kolun un üzer indeyd i .“Jules, Fe lix,” dedi To m , “sü p ü rg e sa p lan n ı kullanın

Cheryl, Malorie, sizin de yaklaşıp ona dokunmanız gereke-cek. Tamam mı? Şimdi, herkes gözlerini kapatsın.”

Malorie karanlığın içinde bir kapının açıldığını duydu.Ortamda derin bir sessizlik vardı. Sonra Gary konuştu.“Kapt açık mı?” diye sordu hevesli bir tavırla.“Aceleet," dedi Tom.Malorie ayak sesleri duydu. Ûn kapı kapandığında öne

çıktı.“Gözlerini kapalı tut Gary,” dedi.

Uzanıp adamı buldu ve pa rm ak ların ı a da m ın yüzüne gö-türdü. Burnunu, ya na kların ı, gö z yu v ala rın ı hiss etti. Omuzlanna dokundu ve ellerinden birin i uz atm as ını istedi.

“Bu benim için yeni bir şey,” ded i ad am . “N e any orsunu z...”

“Şşşt!”Adamm ellerine do kun up p arm ak ların ı sayd ı. Tımaklannı

ve eklem yerlerinin üzerindeki seyrek tüyleri hissetti.“Tamam,” dedi Felbc. “Sa n ın m y a ln ız .”

“Evet,” dedijules. “Yalntz.”Malorie gözlerini açtı.Yaşça kendisinden çok daha büyük, kahverengi sakallı bir

adam gördü. Siyah hırkasının üzerine tüvit bir ceket giymişti.

Haftalardır dışandaymış gibi kokuyordu.“Teşekkürler,” dedi adam soluksuz bir halde.Başlangıçta kimse yanıt vermedi. Sadece onu izlediler.Asi görünümlü kahverengi saçlan yana doğru taranmıştı.

Ev arkadaşlannın tümünden daha yaşlı ve yapılıydı. Elindekahverengi bir evrak çantası tutuyordu.

“Onda ne var?” diye sordu Don.

188

Page 170: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 170/299

Gary sanki taşıdığını unuımuş gibi elindeki çanıayabakıı“Eşyalarım.’' dedi. “Çıkarken yanıma almayı becerdikle-

ri ıt ı'“Ne gibi eşyalar?” diye sordu Don.Hem şaş kın he m de an lay ışlı görü nen Gary çanıayı açıı

ve ev arkadaşlarına doğru çevirdi. Kâgıllar. Bir diş fırçası. Birgömlek. Bir saat.

Don başıyla onayladı.Gary çantayı k ap at ırk en M alorie’nin kam ını fark ell i,

“Aman Tan rım ," d edi . “Do ğu m un epey ce yaklaşmış, öyle de-

ğil mi?”“Evet,” ded i M alo rie s oğ ukka n lı bi r tavırla. Hâlâ adama

güvenebileceklerinden em in d eğildi.“Kuşlar ne işe yarıyor?” diye sordu.

“Alarm,” dedi Tom.“Tabii k i,” ded i Gary. “M ad en lerd ek i kan aryalar.' Çok ze-

kice. Buraya yaklaşırk en o n lan n sesin i d uydum .”Tom, Gary’yi evin içine davet etti. Köpekler adamı kokla-

dı. Oturma oda sına g ird ikle rine Tom tekli koltuğu işaret et ti.“Bu gece orada yatabilirsin,” dedi. “Geriye doğru yatıyor.

Yiyecek bir şeyle r is ter m is in ?”“Evet,” dedi Ga ry ra ha tlam ış b ir halde.Tom adama mutfağı ve ardından yemek odasını gezdirdi .

“Konservelerimizi kilerde tutuyoruz. Senin için bir şeylergetireyim.”

Tom sessizce M alor ie’ye m u tfak tak i ada m ı takip e tmesini

işaret et t i . Malorie kendisinden istenileni yaptı .

“Bir süre onunla kalacak ve uyumayacağım,” dedi Tom. “Eger istiyorsanız gidip biraz uyuyun. Herkes yorgun. Sorun yok.Ona biraz yiyecek ve su vereceğim. Onunla yann konu-şabiliriz. Hep birlikte.”

‘ Eskizamanlarda madenciler, m adenlerd e gaz birik im i olup olmadığınıanlamak için aşağıya kanaryalarla inerlerdi. Kanaryaların ölümü gaza dairuyan olarak görülür ve o durumda dışarı çıkılırdı, çn

189

Page 171: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 171/299

“Şu anda uyumamın imkânı yok,” dedi Malorie.Tomün yüzünde yorgun bir gülümseme belirdi.“Tamam."Adam kilere yönelirk en M alo rie , y em ek odasındaki diğer-

lerine katıldı. Tom döndüğünde yanında bir konserve dolusu

şeftali getirmişti.Gary, “Bir gün dünyanın en değerli aletinin bir konserveaçacağı olacağı hiç aklıma gelmezdi,” dedi.

Herkes yemek m asas ının b aş ınd a oturuyordu . Tom,Gary’ye sorular soruyordu. Dışanda nasıl hayatta kalmıştı?Nerede uyumuştu? Gary’nin yorgun olduğu ortadaydı. Uyu-mak istediğini söyledi. Son un da D on Ta ba şla m ak üzere bûıûnev arkadaşlan teker teker yataklanna döndüler. Tom, Gar^yi

oturma odasına götü rü rke n M alor ie ve Oiym pia masadankalkü. Merdivenlere vardıklannda Oiympia elini Malorie'ninkinin üzerine koydu.

“Malorie,” dedi, “bu g ece se n in le ya tm am d an rahatsız olurmusun?”

Malorie ona döndü.“Hayır,” dedi. “Ke sinlik le rah ats ız o lm a m .”

Page 172: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 172/299

Ertesi saba h M alorie uya nd ı ve giysilerini üzerine geçirdi.Duyduğu sesler e göre he rk es aşağıda gibiydi.

Malorie o tur m a od asın a girdiğinde F elix, “Sizin de elektri-ğiniz var mıydı?” diye soruyordu.

Gary kanepede oturuyordu. Malorie’yi görünce gülümsedi.Gary, “İçeri girdiğimde yüzüme dokunan melek buydu.

İtiraf etm eliyim ki b ir in sa nın ban a do kunm ası az kalsın ağla-mama neden olacaktı.”

Malorie, Gary’nin konuşmasının aktörlerinkine benzedi-ğini düşündü. Tiyatro sahnelerine özgü abartılı hareketlerlesüslüydü.

“Yani kaderimi belirleyen tek bir oy muydu?” diye sordu

Gary.

“Evet,” dedi Tom.Gary başıyla o nay ladı.“Geldiğim evde böyle inceliklere yer yoktu. Bir fikir öne

sürüldüğünde herkes onaylasa da onaylamasa da inatçı birtavırla onu takip ederlerdi. Daha önceki hayatlanmıza özgünezaketlerini korumayı başarmış insanlarla tanışmak çokumut verici.”

“Ben ret oyu v er di m ,” ded i D on bek lenm ed ik bir şekilde.

“Ûyle mi?” diye sordu Gary.

191

Page 173: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 173/299

“Evet, öyle. Bir çatının alu nd a ye d i kiş i y ete r de anar bile.’“Anlıyorum."Sibirya kurtlanndan biri ayaklanıp Gary ye gitti. Gary kö-

peğin kulaklarının arkasındaki tüyleri okşadı.Tom, bir sûre ön ce M alo rie’ye açık la d ık lan n ı Gary’ye anlat-

maya koyuldu. Hidroelektrik. Kilerdeki erzaklar. Telefon reh-berinin olmayışı. George’un ölüm şekli. Bir süre sonra Gatyeski ev arkadaşlanndan b irin den bah se tm ey e başladı. Bu, yarauklaruı zararlı olmad ığına i nan an “so ru n lu " bir adamdı.

“İnsanlann onlara verdiği tepkilerin psikosomatik oldu-ğuna inanıyordu. Diğer bi r d ey işle , tüm bu de lilik nöbetininyaratıklardan değil, o n lan gö re n d ram a tu tkunu insanlardanbynaklandıgını düş ünü yord u.”

Delilik nöbeti, diye dü şün dü M alo rie. Ö ne m siz bir şeymişgibi dudaklardan dökülen bu ik i ke lim e G ar y ’n in eski ev ar-

kadaşına mı aitti?Yoksa Gary’nin sözle ri m iyd i?“Size daha önce kaldığım yerdeki deneyimlerimden bah-

setmek istiyorum,” diye devam etti Gary. “Ama sizi şimdidenuyarmalıyım; anlatacaklanm biraz karanlık. ”

Malorie bunu duymak istiyordu. Aslında hepsinin istediğibuydu. Gary parmaklannı saçlanndan geçirdi ve konuşmaya

koyuldu.“Hiçbirimiz gazetedeki bir ilanı görüp gelmemiştik ve

sizler kadar genç değildik . B ir lik te yaş am ay a dair hiçb ir has-sasiyet göstermiyor, grup olm ay a ça lış m ıy o rd u k . KardeşimDuncan'm Rusya Raporu’nu epeyce ciddiye alan bir arkada-şı vardı. Olaylara en başlard a in an m ay ı se çe n le rd en biriydi.Komplo teorilerine ve hü küm et in ya dabir inin bizi ele geçir-meye çalıştığına dair paranoyalanna uyuyordu. Bana gelince,hdld olan bitene Inanamadıgım anlar oluyor. Kim beni suçla-yabilir ki? Kırk yaşımı ço ktan geçt im . Sü rd ürd üğüm hayatao kadar alışmıştım ki böyle bir şeyi hayal bile edemezdim.

192

Page 174: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 174/299

Buna direndim. Ama kardeşimin arkadaşı Kirk, en başındanberi kendinden em ind i. V e g örün üşe göre hiçbir şey onu yo-lundan döndüremedi. Bir gün Duncan beni aradı ve Kirk’ünbirkaç günlüğüne veya o ‘şeyle’ ilgili aynniılı bilgi edinenekadar onun evin de ka lm am ızı tek lif elliğini söyledi.

“‘Ne şeyi?’ diye sordum.“‘Gary, televizyonda bundan bahsedip duruyorlar.’“‘Şey dediğin nedir Duncan? Rusya’da olanlar mı? Ciddi

olamazsın.’“‘Haydi ama,’ dedi Duncan. ‘Birkaç bira içip pizza yiyecek

ve onun suyuna g ide ceğ iz. Kayb edecek hiçbir şeyin yok.’“Ona hayır deyip teşekkür ettim. Sansasyonel hikâyeleri

irdeleyip duran deli Kirk’le takılmak kulağa güzel zamangeçirecekmişim gibi gelmiyordu. Ama kısa bir süre sonraonlara katıld ım .

“Raporları ülkedeki diğer herkes gibi duyuyordum. Benide endişelendirmeye başlamışlardı. Sayılan o kadar çoktu ki.Yine de aptalca davranarak duyduklanma inanmamaya ça-lıştım. Böyle şeyler kendiliğinden olmazdı. Sonra, harekelegeçmeme neden olan bir rapor yayınlandı. Alaska’daki kızbrdeşlerle ilgiliydi. İkna olmamın neden o kadar uzun za-man aldığını merak ediyor olabilirsiniz. Alaska’daki olay di-

ğerleriyle kıyaslandığında geçti, Amerika’da gerçekleşmişti veben de evime yakın bir yerlerde olaylar patlak verene kadarendişelenmemeyi seçecek kadar dar kafalıydım. Muhabirinbile anlattıklanndan korktuğu ortadaydı. Evel, haberleri su-nan adam bile z an gır zan gır titriyordu .

“Hikâyeyi biliyorsunuzdur. Bir kadın, yaşlıca iki komşu-sunun evlerinden ayrıldığını görmüş. Günlük yürüyüşlerineçıktıklannı düşünmüş. Üç saat sonra radyoda kız kardeşlerin

hastanenin önünde olduğunu, taş basamakların ardına sak-landığını ve geçen insanları ısırmaya çalışlıklannı duymuş.Kadın arabaya atlayıp hastaneye gitmiş ve kadınlara yardımcı

193

Page 175: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 175/299

olma isteğiyle onlara herkesten daha fazla yaklaşmış. Ama işöyle sonuçlanmadı. CNN’de yayınlanan fotoğraflar kadınınderisi yüzülmüş suratını, kaldırımda duran kanlar içindekikafatasının hemen yanında gösteriyordu. Polis tarafından vu-rulan iki kadın kafatasının arkasındaydı. Bu görüntü ürper-

meme neden oldu. Bö yle sine norm al insan lar. Her gün ziyaretettiğimiz yerler.

“Kirk’e göre Alaska’da yaşanan olay tüm paranoyakçafantezileri kanıtlıyo rdu . G itt ik çe büyüm ek te olan korkumarağmen bildiğim haya tı, K irk 'ün ka bu lle nm ek te olduğu yenive milislerinkine benzer hayatla değiş tokuş yapmaya hazırdeğildim. Pencereleri örtmeye, kapılan kilitlemeye ve sak-lanmaya hazırdım ama Kirk, ‘istila’ olduğuna inandığı şeyle

savaşmak için çoktan plan yapmaya başlamıştı. Istilacılannuzaylı mı yoksa başka bir şey mi olduğunu hiç açıkça söy-lememişti. Tıpkı eski bir asker gibi silahlardan, teçhizaiianve übancalardan bahsediyordu. Tabii ki asker filan değildi;hayau boyunca hiçbir yere k ay d ol m am ıştı.”

Gary duraksadı. Olanlan zihninde tartıyor gibi görünüyordu.“Kısa zaman sonra ev, m ilit an la n an d ıra n adamlarla dol-

du. Kirk, yeni generalliğinin tadını çıkarıyordu. Bense ke-narda durmuş soytanlıklannı izliyordum. Duncan’a onlarlaarasındaki mesafeyi koruması gerektiğini söylemeyi alışkan-lık haline getirmiştim. Gittikçe Kirk’ün ‘istilasından’ sorum-lu zalimleri alaşağı etme fantezisiyle beslenen kavgacı tipleredönüştüler. Aradan günler geçti ama şehri koruyacaklarına,dünyaya yayılan bu deliliğin nedenlerini ortadan kaldıracaklanna ve ‘büyük sorunu’ çözen grup olarak tarihteki yerlerinigüvenceye alacaklanna dair yaygaracı iddialarından hiçbir so-nuç çıkmadı. Oysaki evde, inandıkları uğruna harekete geçen

bir adam vardı. Adamın adı F ran k ’ti ve K ir k ’ün karşılaşmaküzere hazırlandığı yaratıklann hiçbir tehdit teşkil etmediğineinanıyordu. Yine de er ya da geç ülkeyi ele geçireceğini dû

194

Page 176: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 176/299

şûndûgü k aç ın ılm az ka n un su zlu k halinden korktuğu için evegeldiğini itir af etm işti.

“Kirk günlük tatbikatlar yapmayı planlarken Frank ikincikattaki yalak odasından çıkmayıp tamamen içine kapanık bi-rine dönüşlü. Odasında tek yaptığı yazı yazmaktı. Gece gün-düz demeden kurşun kalemlerle, tükenmez kalemlerle, tahtakalemleriyle ve m ak y aj m alz em ele riy le yazılar yazıyordu. Birgün üst kattaki koridorda yürürken kapalı kapısının ardındabir ses duyd um . D eliy e d ön m ü ş, sin irli, öfke dolu bir sesti;odayı yo ru lm ak b ilm ed en arş ınlıy or gibiydi. Kapıyı hafifçearaladım ve o n u m as as ın ın üz erin e aban mış bir halde bir şey-ler karalark en tik sin d iğ i “kü ltlerl e d olu ve aşın tepki veren”topluma dair bir şeyler fısıldarken gördüm. Ne yazdığını bil-

mem mümkün değildi ama öğrenmek isliyordum.“Duncarila bu konu hakkında konuştum. Kardeşimin

yüzü ko m ik g ör ü nü m lü b ir ka m uflaj deseniyle boyanmıştı. Osırada ken din i tam am en K irk ’ün saçm alıklanna kaptırmıştı.Frank’in bir tehdit olmadığına inanıyordu. Frankkitlesel histeri ve p s ik o so m a t ik p u tp eres t l ik gibi ifadeler savururken Kirkve diğerleri bo d ru m ka tın a inip silahsız bir halde nişan ant-renmanı yapıyordu. Herkes Frank'i işe yaramaz bir barışsever

olarak gö rüy ord u.”Gary parmaklarını bir kere daha saçlanndan geçirdi.“Frank’in odasında ne işler kanşurdığım öğrenmeyi kafa-

ma koymuştum. Gizli yazılarını okuyabilmek için fırsat kol-lamaya baş lad ım .

"Zaten deli olan biri dışarıdaki yaratıkları gördüğündene olacağını düşünüyorsunuz? Zihni zaten paramparça ol-duğundan yaratıklardan etkilenmeyebilir mi? Yoksa deliliğibambaşka ve çok daha yüksek bir mertebeye mi çıkar? Büyük

olasılıkla bu d ün yay ı ru hs al bo zuk luğu olan insanlar ele geçi-recek çünk ü zih in ler in in old uğ un da n daha fazla parçalanmasımümkün değil. Bu konuda sizden fazla bir şey bilmiyorum."

195

Page 177: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 177/299

Gary su doJu bardağ ından bir yud um aldı.“Beklediğim an kendiliğinden ortaya çtkü. Kirk ve diğer-

leri bodrum katında meşguldüler. Frank banyodaydı. Hızlaiçeri süzülmeye karar verdim. Odasına girdim ve masasınınçekmecesinde duran yazılannı buldum. Bu sandığınız kadar

küçük bir zafer değildi. O nd an ko rkm ay a başlamıştım. Diğer-leri onu um ursam ıyor olab ilirdi, on u gü lü nç buluy or olabilir-lerdi ama ben, bunu n altın da n ço k da ha ko rk u n ç olasılıklarınçıkmasmı bekliyordum. Okumaya başladım. Kısa sûre sonrakelimelerinin ağırlığı altında ezilip kalmıştım. Frank ne za-man yazmaya başlamış olursa olsun bu kadar çok yazmasımümkün görünmüyordu. Hepsi farklı renklerde ve her biribir öncekinden çok daha öfke doludüz ine l e r ce defter vardı.Tümü yaraukJardan kork m am am ız g ere kt iğin i ifade eden ko-caman harflerle yazılm ış k elim eler , m in ic ik har flerle yazılmışküfür dolu satırları takip ed iyo rdu . G er i k ala nım ıza *yok edil-mesi gereken küçük zihinliler ’ diyordu. Gerçekten de tehlike-liydi. Aniden banyodan çıktığını duyunca aceleyle odasındançıktım. Belki de Du ncan, K irk’le ta kılm ak la o k ad ar da haksudeğildi. O defterler, yeni dünyaya bundan daha kötü tepkiler

verilebileceğini gösıermişti bana.”Gary derin bir nefes aldı. Elinin tersiyle dudaklanm sildi.

“Ertesi gün uyandığımızda p erd eler a çı lm ışt ı.”Cheryl nefesini tuttu.“Kapılar kilitli değildi.”Don bir şeyler söyleyecek gib i old u.“Ve Frank gitmişti. De fterini de y an ınd a gö tü rm ü ştü .”

“Hasiktir,” dedi Felix.Gary başıyla onayladı.“Zarar gören kimse oldu m u ?” diye so rd u To m .

Gary’nin gözleri sulandı ama ke ndine h âk im olm ay ı başardı.“Hayır,” dedi. “Hiç kimseye b ir şey o lm ad ı k i F ra n k ’in bunu

noılanna eklemekten memnuniyet duyacağından eminim.”

196

Page 178: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 178/299

Malor ie e l le r inden b i r in i karn ına koydu.

“Neden oradan ayrı ldın?” diye sordu Don sabırs ız birtavırla.

A yrıldım, d ed i Gary , “çün k ü Kirk ve diğerleri Frank’inpeşine d ü şm ek ten ba h sed iyo rd u . Yaptıklan için onu öldür-

mek istiyorlardı."Oda sessizdi.

“Oradan çık m ak ge rek t iğin i bi l iyordum . O ev harabeyedönmüştü. Orada salgın bir hastalık baş göstermişti . Ama sizinkinde öy le b ir d u ru m gö rü nm üy or. Bu ned enle,” dedi Gary,Malorie 'ye b ak ar ak , “be n i içe ri ald ığın için teşekkür ederim."

“Seni içeri b en a lm a d ım ,” ded i Malorie. “Hepimiz aldık.”

Ne t ür bi r ada m k ar de i ni ger i d e bırak ır, diye düşündü Ma-

lorie.Don’a ba ktı . C h e ry l’e. O iym p ia’ya. Hikâyesi onu içeri al-

mamak yönünde oy kullananlara Gary’yi sevdirmeyi başar-mış mıydı? Yoksa sadece korkulannı mı doğrulamışt ı?

Deli li k nöbet i .Tom ve Felix, Gary’ye hikâyesiyle i lgil i sorular soruyorlar-

dı. Jules da o nla ra ka tıld ı am a C he ryl o dadan aynidı. Genel-l ikle her konu hakkında edi lecek birkaç kel imesi olan Don

pek konu şmu yordu. Sa de ce bo ş gö zler le ona bakıyordu.Bölüneceğiz, d iye düşündü Malo r i e .Bunun ne zaman başladığı umurunda değildi. Artık ola

caklan görebiliyordu. Gary yanında bir çanta getirmişti . Birhikâye. Ve he r na sılsa b ir b ölü n m e.

197

Page 179: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 179/299

Malorie gözleri kapalı bir şekilde uyandı. Aruk eskisi kadarzorlanmıyordu. Bilinci geri geldi. Sesler, hisler ve bayatınesansları. Hatta görme becerisi bile. Malorie, gözleri kapalıy-ken bile bir şey ler gö reb ileceğ ini biliyordu . Şeftalinin lonlannı, sarıları, tenini delip gelen gün ışığının renklerini görebili-yordu. Görüş alanının kenarlarında griler vardı.

Duyduğu sesler ona dışarıda olduğunu söylüyordu. So-ğuk havayı yüzü nde hiss ed iyo rdu . D ud ak lan çatlamış, boğazıkurumuştu. En son ne zaman bir şey içmişti? Vücudu fenadurumda değildi. D in len m iş ti. A ma b oyn un un sol taraflannda bir yer zonkluyordu. Omzu. Sağ elini aimna götürdü.Parmakları yüzüne dokunduğunda ellerinin ıslak ve kirli ol-duğunu anladı. A slında b ü tü n sırtı ısla k gibiydi. T işörtü suylasırılsıklam olmuştu.

Tepesinde bir kuş ötü yo rdu . G öz leri h âlâ kapalı vaziyette-ki Malorie kuşa doğru döndü.

Çocuklar gürültülü bir şekilde nefes alıyordu. Sanki birşeylerle uğraşıyorlardı.

Resim mi yapıyorlard ı? B ir şey ler m i inşa etmey e çalışıyor-lardı? Yoksa oyun mu oynuyorlardı?

Malorie doğruldu.“Oğlan?”

Page 180: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 180/299

Aklına gelen ilk düşünce şak a g ibiy di, imkânsız dı. Hataydı.Sonra o sırada tam olarak ne olduğunu fark etti.

Gürültülü bir şekilde nefes alıyorlar çünkü kürek çekiyorlar “Oğlan!" diye bağırdı Malorie. Sesi kulağa kötü geliyordu.

Boğazı odundan yapılmış gibiydi.

“Anneciğim!”■'Neler oluyor?!”Kayık. Kayık. Kayık. Nehirdesin. Kendinden geçtin. Sen

k e n d in d e n g e ç t i n .Sakat kolunu kenardan sarkıtarak avcunu suyla doldur-

du ve ağzına götürdü. So nra d izl er in in üze rin e çök üp kayığınkenanndan eğilerek birbiri ardına birkaç avuç daha su aldı.Zorlukla nefes alıyordu am a g rile r y o k o lm uştu . Bedeni biraz

daha iyi durumdaydı.Çocuklara döndü.“Ne kadar zamandır?N e k a d a r za m a n d ı r? "“Uyuyakaldın Anneciğim,” dedi Kız.“Kötü rüyalar gördün,” dedi Oğlan.

“Ağlıyordun.”Malorie’nin zihni hızla çalışıyordu. Bir şeyler kaçırmış

mıydı?

'Ne kadar zamandır?" diye bağırdı tekrar.“Uzun değil,” dedi Oğlan.‘Göz baglanmzı takıyor musunuz?Konuşun!"‘Evet,” dedi çocuklar.“Kayık bir yere takıldı,” dedi Kız.Ulu Tannm, diye düşündü Malorie.Sonra kendini, “Peki oradan nasıl kurtulduk?” diye sora-

bilecek kadar sakinleştirdi.

Kız'ın küçük bedenini bu ldu . K o lla rın ı ta k ip ed erek el-lerine ulaştı. Sonra kayığın diğer tarafına uzanıp Oğlan’adokundu.

20 0

Page 181: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 181/299

ikisi de birer kürek kullanıyor. Birlikte kürek çekiyorlar.“Biz yap tık A n n ec iğ im !” dedi Kız.Malorie dizlerinin üzerindeydi. Kötü koktuğunu fark etti.

Tıpkı bir bar gibi kokuyordu. Bir tuvalet gibi.Kusmuk gibi“Bizi oradan k u rta rd ık,” dedi Oğlan.Malorie şimdi OğlanTn yanındaydı. Titreyen ellerini çocu

gunkilerin üzerine koydu.“Yaralandım,” dedi y ü ks ek sesle.“Ne?” diye sordu Oğlan.“Anneniz uy ku ya da lm ad an ön ce durduğunuz yerlere geri

dönmenizi istiyoru m . H em en .”Çocuklar kü rek çe km ey i kes ti . K ız, kayığın arka tarafı-

na geçerken sırtını annesinin göğsüne bastırdı. Malorie ona

yardım etti.Sonunda Malorie tekrar ortadaki oturağın üzerinde otu-

ruyordu.Omzu zonkluyordu ama daha önceki kadar kötü değildi.

Dinlenmeye ihtiyacı vardı. Bedeninin dinlenmesine izin ver-miyordu. Bu nedenle, vücudu dizginleri kendi eline almışu.

Uyanmakla olan zihni o derin sis perdesini araladıkça Ma-lorie üşüyor, gittikçe daha fazla korkuyordu. Ya tekrar ken-dinden geçerse ne olurdu?

Ulaşmak istedikleri no k tay ı ç ok tan geçm iş olabilirler miydi?Kürekler yeniden onun ellerindeydi. Kürek çekmeye baş-

lamadan önce derin bir nefes aldı.Sonra ağlamaya başladı. Kendinden geçtiği için ağlıyordu.

Bir kurdun saldırısına uğradığı için ağlıyordu. Sayamayacağıkadar çok nedenden ötürü ağlıyordu. Ama ağlamasının ne-denlerinden birinin, o bir anlığına kendinden geçse bile çocuklannın hayatta kalmayı başardığını keşfetmek olduğunubiliyordu.

Page 182: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 182/299

Onlan iyi eğittin, diye düşündü. Genellikle ona korkunçgelen bu düşünce guru rlanm asına ne de n oldu.

“Oğlan" dedi gözyaşlannın arasından, “tekrar dinlemeneihtiyacım var. Tam am m ı?”

“Dinliyorum A nn eciğ im ! ”“Ve sen de Kız, senin de aynısını yapmanı istiyorum.”“Ben de dinliyorum!”Baş ımız ın be l ada o lmamas ı mümkün mü , diye düşündü

Malorie. Kendinden geç ip uy anm an ve h er şey in hâ lâ yolunda olması mümkün mü?

Bu, kulağa doğru gelmiyordu. Yeni dünyanın kurallannauygun değil gibiydi. Dışanda, onlarla aynı nehrin üzerindebir şeyler vardı. Deli insa nlar. C an av ar lar. Ya ratıklar. Daha nekadar uyursa kayığa saldınrlardı?

İnsaflı bir şekilde yen iden kü re k çe k m ey e başladı. Amaormamn derinliklerinde kol gezen şeyin gittikçe onlara yaklaşugmı hissediyordu.

“Çok üzgünüm,” dedi ağlayarak kürek çekerken.Bacaklan idrarla, suyla, kan la ve k u sm u k la sınlsıklam dı.

Ama vücudu dinlenmişti. H er n as ılsa, diy e d üş ün d ü Malorie,bağışlaması olmayan bu yen i dü n y an ın ac ım as ız kurallannarağmen mola verme şans ını b ul m u ştu .

Ama bu rahatlık hissi sadece bir kürek çekişi kadar kısasürdü. Sonra, Malorie bir kere daha tepeden tırnağa tetiktey-di, korkuyordu.

Page 183: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 183/299

Cheryl gergindi.Malorie, kadının koridorun sonundaki odada FelixTe ko-

nuştuğunu du ydu . D iğer ev a rkad aş lan alt katlaydı. Gary, senahşap zemine rağmen yemek odasında uyuyordu. İki haltaönceki gelişinden beri Don adama epeyce ısınmıştı. Maloriebu konuda ne hissettiğini bilmiyordu. Don o sırada da büyükolasılıkla Gary’yle birlikteydi.

Ama koridorun sonunda, Cheryl aceleci bir tavırla birşeyler fısıldıyordu. Sesi kulağa korkmuş gibi geliyordu. Tıpkıdiğer herkes gibi. H er z am an kin d en daha fazla. Bir zamanlarTomün iyimserliğiyle beslenen evdeki ruh hali her geçen günbiraz daha kar an yo rd u . M alo rie , ba zen kork udan çok dahaderin bir ruh h alin e g ö m ü ld ü kl er in i düşünü yordu. Cheryl’insesi de tam olarak öyle çıkıyordu. Malorie onlara katılmayı,halta Cheryl’i sak in leş tirm ey e ça lışm ay ı düşündü ama sonrayapmamaya karar verdi.

“Felix, bunu her gün yapıyorum çünkü bundan hoşlamyonım. Bu benim işim. Ve dışanda geçirdiğim birkaç dakikabenim için çok d eğe rli. B an a b ir za m anlar g erçek bir işim oldu-ğunu hatırlatıyor. S a b a h la n git m ek için uyand ığım, kendimlegurur duymama neden olan bir işim olduğunu. Kuşlan bes-lemek, beni bir z am an lar ya şa d ığım hayata bağlayan lek şey.”

203

Page 184: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 184/299

“Ve sana dışan çıkma şansı tanıyor. ”“Ve bana dışan çıkma şansı tanıyor, evet."Cheryl sesini kontrol etmeyi denedi ve konuşmayı sür-

dürdü.

Felix’e, kuşlan beslemek için dışarı çıktığını söyledi. Ku-tuyu bulmak için duvara dokundu. Sag elinde kilerdeki kon-servelerden birinden aldığı elm a d ilim le ri v ard ı. Û n kapı ar-kasından kapanmıştı. Jules içeride onu bekliyordu. Gözleribağlı haldeki Che ryl de ng esin i k u rm ak iç in evin duvannıkullanarak yavaşça yü rüd ü. P ar m ak ü çla n y la dokunduğutuglalann yüzeyleri pürü zlüy dü . K ısa sü re so n ra tuğlalar kay-

bolup yerlerini, metal k an can ın tak ıld ığı ah şa p pan ele bıraktı.

Kuşlann asılı olduğu yer burasıydı.Çoktan ötmeye baş lam ışlardı b ile. O n la ra bu kad ar yaklaş

ügında daima öterlerdi. Ev işleri paylaşılırken Cheryl kuşlan

beslemeye gönüllü olmuştu. O günden beri de görevini her

gün yerine getiriyordu. Her nedense kuşlar sanki onunmuş

gibi hissediyordu. Kuşlarla k o n u şu y or , o n la ra evd e olan bitenıvır zm r olaylardan bah sed iyo rd u. T at lı m elo d ile ri, Cheryl'i

upkı bir zamanlar müziğin yaptığı gibi sakinleştiriyordu.

Kuşlann seslerinin yüksekliğine göre kutuya ne kadar yakın

olduğunu tahmin edebildiğini söyledi Felix’e.Ama bazen kuşlann sesleri arasından başka bir şey daha

duyuyordu.Duyduğu şey, ön bahçedeki yolun sonundan gelen “terk

edilmiş bir adım sesiydi.” Sesi Felix’e ancak bu şekilde be

timleyebilirdi. Bililerinin yü rü d ü ğü n ü, y ü rü m ey e de devametmeyi planladıgmı fakat aniden durduğunu düşünüyordu.

Kuşlan beslerken daima tetikte olan Cheryl, titrediğini

fark ettiğinde hayrete düştü.“Orada kimse var mı?” diye sordu.Yanıt yoktu.

204

Page 185: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 185/299

Sokak kapısına geri dönmeyi düşündü. Diğerlerine, bugünişini yapa m ayacak ka d ar kor ktuğ un u söyleyecekti.

Bunun yerine beklemeyi tercih ett i .Başka bir ses d uym adı.Kutudaki kuşlar hâlâ ölüyordu. Gergin bir tavırla kuşlara

seslendi.“Hey hey, çocuklar. Hey hey.”Kendi sesinin titrediğini duymak Cheryl’i korkuttu. San-

ki bir şey yü zü ne d o ku n a ca k m ış gibi içgüdüsel olarak başınıeğip elmalarını tutan elini kendini koruyacak şekilde kaldır-dı. Bir adım attı. Sonra bir tane daha. Sonunda kutuya ulaştı.Kimi zaman, dedi Felix’e, sokak kapısıyla kutu arasında yürü-mek uzay bo şlu ğu n d a sü zü lm ek gibiydi. Hem de hiçbir yerebağlı olmadan.

Bugün kendini ana karadan mümkün olamayacak kadaruzak hiss ediy ord u.

“Hey hey,” dedi ve kutunun kapağını sadece birkaç elmadilimini içeri atacak kadar açtı. Normalde kuşlar yemeğe hü-cum ederke n m in ik ay ak lan n ın çıkardığı pıtıriılan duyardı.Ama bugün du ym ad ı.

“Haydi, yiyin çocuklar. Yoksa aç değil misiniz?”Kutunun kapağını biraz daha aralayıp elindeki diğer elma

parçalarını da içeri bıraktı. Bu, dedi Felix’e, en sevdiği kısım-dı. Kapağı kapatırken kulağını kutuya dayar ve kuşlann mi-nik bed enlerinin ye m ek lerin i ye m esini dinlerdi.

Ama kuşlar yemeye başlamadı. Bunun yerine, endişeli birşekilde ötmeyi sürd ürd üler.

“Hey hey,” dedi Cheryl sesinin titremesine mani olmayaçalışarak. “Yiyin çocuklar.”

Kulağını kutudan ayırırken orada olmasının, kuşlarınUlanmasına neden olduğunu düşündü. Kutudan uzaklaşır-ken bir anda tüyleri diken diken oldu.

Omzuna bir şey dokunmuştu.

20 5

Page 186: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 186/299

Gözleri kapalı vaziyette kendi etrafında dönen Cheryl kollannı panik içinde saga sola savurdu ama elleri hiçbir şeyetemas etmedi.

Bacaklannı harek et ettire m iyo rd u. K oşa rak içeri giremi-yordu. Omzuna bir şey d ok u n m u ştu ve bu n un ne olduğunadair en küçük bir fikri yo ktu .

Kuşların sesleri artık on a tat lı b ir m elo d iy i anımsatmı-yordu. Tıpkı To m ün o nla rd an o lm a la rın ı isted iği şey gibiötüyorlardı.

Bir alarm gibi.“Orada kim var?"Birinin yanıt vereceğinden en d işele n d i. K im sen in somsu

na yanıt vermesini istem iyo rd u.Bağırmaya karar verdi. Ev arkadaşlanndan biri çıkıp onu

oradan kurtarabilirdi. Onu yeniden dünyaya çekebilirlerdi.Ama adım atüğı sırada ayakkabısının altında bir yaprağınezildiğini duydu. Panik içinde eve ilk geldiği günü hatırlama-ya çalışü. Arabasınm cam ınd an ev e b a k m ışt ı. Bu rad a bir ağaç

var mıydı? Ûn bahçed eki yo lun k en ar ın d a?

Var mıydı?Belki de aklım kaçırmasın a n ed en o la n şe y da lında n düşen

bir yaprakü.Bunu öğrenmek çok kolay olabilirdi. Eğer sadece bir anlı-

ğına gözlerini açabilseydi ya lnız o ld u ğ u n u g ör eb ilird i. Bununsadece bir yaprak olduğu nu gö re b ilird i.

Ama gözlerini açamazdı.Tır tir titreyerek sırtını eve dayadı ve yavaşça sokak kapı-

sına doğru kaydı. En küçük seste bile başını sağa sola çeviri-yordu. Gökyüzûndeki bir kuş. Sokağın diğer tarafında salın-makta olan bir ağaç. Ilık bir esinti. Ter içinde tuğlalara ulaştıve hızla kapıya doğru ilerledi.

“Yüce İsa,” dedi Felix. “B un un sa d ec e b ir y ap ra k olab ilece-ğine gerçekten inanıyor m usu n?”

20 6

Page 187: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 187/299

C he,yl d u ra k sa d ,. M alo rie koridora doğru biraa daha ejildi.■ E v e r , "dedi Cheryl aniderr. !narr,yon.u,. Olanlar, duşu

nûp duruyorum. Kesinlikleb i ryapraktı.Malorie y a t a k o d a s ı n a d ö n ü p y a ta ğın a o tu r u.

F e l i x ’ i nk u y u d a b a ş ı n a g e l e n l e r e v e o ra da uy u a nn adair an la t t ık la r ı . V ic to r ’un ba t t an iye y le ö r tü lü pencere le re ba-

karak h a v l a m a s ı . C h e r y l ’i n k u ş l a n b e s l e rk e n y aş ad ık la n.Malorie, d ı ş a r ı d a k i d ü n y a n ı n v e s a k l a n d ı k l a n ş e y e n n

dört b i r y a n l a r ı n ı s a r ı p s a r m a d ı ğ ı m m e r a k e lti.

2 0 7

Page 188: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 188/299

Malorie’ye göre Gary’nin gelişinden beri ev tamamen farklıbir yere dönüşmüştü. Bölünmüşlerdi. Bu küçük bir değişim-di ama içinde bulundukları şartlar düşünüldüğünde oldukçabüyük bir d eğ işiklik gibi hissediliyordu.

Malorie’yi en çok endişelendiren ise Don’du.Çoğunlukla T om , Ju le s ve F elix oturma odasında konuşur-

larken Don, Gary’yle birlikte yemek odasında oluyordu. Per-deleri indirip kapılan açan adamla ilgili hikâyeye epeyce ilgi

göstermişti. M utfa k taki la va bo da giys ileri yıkayıp çalkalamak

ta olan M alor ie iki ko n u şm ay ı da aymı anda d inlemeye çalıştı.

Tom ve Ju les uz un ko llu b lu z la n kö pe kle r için tasmaya çevirir-

ken Gary, Don’a Frank’in düşüncelerinden bahsediyordu. Da-

ima Frank’in düşüncelerinden. Asla kendi fikirlerinden değil.“Bunun bir adamın diğerinden daha iyi hazırlanmasıyla

ilgili olduğunu sa n m ıy o ru m ,” dedi Gary. “Bunu daha ziya-

de üç boyutlu bir film gibi düşünüyorum. Başlangıçta seyirci,

nesnelerin gerçekten üzerine geldiğini düşünür. Kendilerini

korumak için ellerini kaldırırlar. Ama akıllı olanlar, çevresin-

dekilerin farkında o lan lar fi lm in başın dan sonu na kadar gü-

vende olaca kların ı b ilir le r.”

Don, dönüp dolaşıp Gary’yle aynı noktaya geldi. Malorie

bu dönüşüme tanık olduğunu düşündü.

2 0 9

Page 189: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 189/299

Aslında o teorinin b iz im kin d en d a h a d e lic e olduğunu sanmıyorum, demişti Don bir keresinde Gary’ye.

‘ İşimiz zo r," dedi Don ş im di, “çü n k ü artık raporlan takipedemiyoruz.”

“Kesinlikle.”

Evet, Don Gary’yi içeri almamak yönünde oy kullanmışolmasına rağmen onunla oturup konuşan yegâne insana dö-nüşmüştü. Durmadan konuşuyor, konuşuyorlardı.

O şüpheci biri, diye düşündü Malorie . Bu onun doğasında \ar Uzun zamandır konuşacak birine ihtiyacı vardı. Tüm bunlar o anlama geliyor. O senden fa r k lı . Bu nu an lam ıy or musun?

Ama bu düşünceler kök salm ıyo rd u. D uru m u nasıl değer-lendirirse değerlendirsin Gary ve Don, hisleri ve yaratıklann

onlan görmeye hazır olan bir ine h iç b ir z ar ar v erm eyece ği gibikonulardan bahsediyorlardı. M alo rie , D o n ’un uzu n zamandıryarauklardan ziyade insanlardan korktuğunu biliyordu. Yinede sokak kapısı açılıp kapandığında gözlerini kapatıyordu.Pencereden dışarı bakmıyordu. Asla yaratıkların bize zararveremeyeceği fikrinekörü kö rüne bağlanmamıştı. Gary gibi

biri sonunda onu ikna edebilir miydi?Malorie, bu konuyu Tom ’la ko n u şm ak isle d i. O nu bir ke-

nara çekip onlara buna b ir so n v er m el er in i söy lem esin i veyaen azından gidip onlarla k on u şm as ını rica ed ec ek ti. Belki deonun söyleyecekleri ko n uş m an ın g id işa tın ı değiştirebilirdi.Söyledikleri kulağa daha güvenli gelebilirdi.

Evet, Tom'a gidip onunla Do n ha kkın da kon uşm ak istiyordu.Bölünme.

Kaygıyla mutfağı boylu bo yu n ca g eç ti ve o tu rm a odasınabaktı. Tom ve Felix yere oturmuş bir haritayı inceliyorlardı.

Haritanın ölçeğine bakarak m es afe ler i he sap lıyo rlar d ı. Julesise köpeklere yeni komutlar öğretiyordu.

Dur. Tekrar başla.

210

Page 190: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 190/299

“Ortalama bira d ı m ı n ı n kaç santim olduğunu ölçmeliyiz,”dedi Felix.

“Siz neler p lan lıyo rsu nu z? " diye sordu Malorie.Tom ona döndü.“Mesafe,” dedi. “Bir kilometrenin benim adımımla kaç

adım olduğunu he sap l ıyoru z.”Felix şerit m etrey i a lm ış T om ü n adımını ölçüyordu.“Fger yü rü rke n m ü zik d in lers em ,” dedi Tom, “onunla aynı

ritimde yürüyebilirim. Bu şekilde, buradayken ölçtüğümüzadımlar dışarıd a a ta ca kl ar ım la ben zer b üyüklükte olacaktır."

“Dans etmek gibi,” dedi Felix.Malorie dönüp Oiympia’nm mutfak lavabosunun başında

olduğunu gördü. Bulaşıkları yıkıyordu. Malorie de ona kauldı

ve giysileri yıkamaya devam etti. Neredeyse dört aydan beri bueve kısılıp kaldığından Olympia parlaklığının bir kısmını kay-betmişti. Teni solgundu. Gözlerine derin bakışlar yerleşmişti.

“Endişeli m isin ?” diye sord u Olym pia aniden.“Hangi konuda?”“Bunu başarmak konusunda."“Neyi başarmak?”“Doğum yaptıktan sonra hayatta kalmak.”

Malorie, Oiympia’ya her şeyin yolunda gideceğini söy-lemek isliyordu ama doğru kelimeleri bulmakta zorlandı.Dönü düşünüyordu .

“Daima bir bebeğim olsun istemiştim,” dedi Olympia.“Hamile olduğu m u öğre nd iğim de ço k heyecanlandım. Haya-lım sonunda tamamlanmış gibi hissediyordum. Beni anlıyormusun?"

Malorie öyle hissetmiyordu ama onu anladığını söyledi.“Ah Malorie, bebeklerimizi kim doğurtacak?”Malorie bilmiyordu.“Ev arkadaşlarımız, başka bir seçenek..."

211

Page 191: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 191/299

Ama Tom daha önce hiç böyle bir şey yapmamış!"“Hayır, ama o da bir babaydı.”Olympia kovanın içine da ldırdığı ellerin e b aktı.‘Ne diyeceğim biliy or m u su n ,” ded i M alo rie şakayla karı-

şık. “Birbirimizin bebeklerini doğurtmaya ne dersin?”“Birbirimizin bebeklerini doğurtacağız!” dedi Olympia so-

nunda gülümseyerek. “Malorie, sen harikasın!”Gary mutfağa girdi. Tezgâhın üzerindeki kovadan bir bar-

dak su aldı. Sonra ikinci bardağını doldurdu. Malorie bununDon için olduğunu biliyordu. Adam odadan çıkarken otur-ma odasından be klen m ed ik b ir m ü zi k s es i yü kseldi. Malorieoturma odasını görebilmek öne eğildi. Tom’un elinde pilleçalışan küçük bir radyo vardı. Çalan ise George’un kasetle-rinden biriydi. Elleri ve dizleri üzerindeki Felix ise müziğin

ritmine göre yürüyen Tom ’u n ad ım lar ını ölçü yord u.

“Ne yapıyorlar?” diye sord u O lym p ia.“Sanınm akıllannd a git m ek ist ed ik ler i b ir yer var,” dedi

Malorie. “Dışanda dolaşmak için daha iyi bir yöntem bulma-

ya çalışıyorlar.”Malorie sessizce yemek odasının girişine yöneldi. İçeri

baktığında Don ve Gary’nin sırtlan ona dönük bir şekilde ye-

mek masasının etrafındaki sandalyelerde oturduklannı gör-dü. Alçak sesle konuşuyorlardı.

Bir kere daha m utfaktan ge çip o tu rm a od as ına girdi. Tom

gülümsüyordu. Her iki elin de de b ir e r ta sm a vard ı. Sibirya

kunlan kuyruklannı sallaya sa llaya on lar la oynu yordu .Malorie’nin tek dü şü ne bild iği, o tu rm a odasındakilerin

parlak ve ümut verici h ar ek etle riy le y em e k odasındakilerinalçak sesli ftsıltılan arasındaki farktı.

Yeniden lavabonun başına döndü ve yıkamaya koyuldu.Olyinpia konuşuyordu ama M al or ie’n in a k lı b am b aş ka yerler-deydi. Öne doğru eğildiğinde G ar y’n in o m zu n u görebiliyor-

212

Page 192: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 192/299

du. Dışarıdaki dünyadan getirdiği tek şey ise hemen arkasın-

daki duvara yaslanmış duruyordu.

Çantası.Eve girdiğinde çantasının içindekileri onlara göstermişti.

Bunu ond an D on iste m işti. Am a M alorie onlara iyice bakabil-

miş miydi? Ya diğer ev arkadaşları?

“Ve du ru n !” ded i T om . M alor ie döndüğünde Tom’un kö-

peklerle bir lik te m u tfa ğ ın gir işin de dikildiğini gördü. Sibirya

kurtlannın ikisi de oturuyordu. Tom onlan çiğ etle ödüllen-

dirdi.

M alorie yık am ay a d ev am etti. Ga ry’nin çantasını düşü-

nüyordu.

Page 193: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 193/299

Bunun olacağını biliyordu. Nasıl bilmezdi ki? Köpeklerle bir-likle döndükleri andan beri her şey ortadaydı. Tom ve Jules kö-pekleri günün on, on iki saati boyunca eğitiyorlardı. Ünce evikullanıyorlardı, sonra bahçeye geçtiler. Rehber köpekler. Dışanda asılı vaziyetteki kuşlar tıpkı bir alarm gibi iş görüyordu.

Tıpkı Tomün söylediği gibi. Gary geldiğinde kuşlar ölmüştü.Cheryl onlan beslerken ötüyorlardı. Dolayısıyla Tomün reh-ber köp ekleri k u llan ar ak dış an da ki yeni dünyaya bir kere dahaadım atmayı iste m esi s ad ece bir zam an meselesiydi.

Ama bu defa durum daha da kötüydü çünkü daha uzağa

gidecekti.Tek bir blok iç in iki gün boyunca gözden kaybolmuşlardı .

Eğer beş k i lomet re g i tmeye ka lkar la rsa onlan b i r daha ne za

man görebiliriz?Beş kilometre. Tom’un evi beş kilometre uzaklıktaydı. Za-

ten gitmek istediği yer de orasıydı.“Yüzde yüz em in ola b ilec eğ im lek ye r orası,” dedi. “Orada

erzakım var. O n la ra ih tiy ac ım ız var. Yara bantları. Neosporin.Aspirin. Bandajlar.”

İlaçlardan ba h se d ilinc e M alo rie’nin morali biraz olsun ye-rine geldi ama Tom'un o kadar uzun zaman boyunca dışanda

olması de stekley em eye ceği kad ar fazlaydı.

215

Page 194: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 194/299

o gece Felix, “En d işe len m e.” ded i. “Bir T şek li çizecekşekilde planladık. Tom ve Jules bir şarkının ritmine göre yü-rüyecekler. Tek bir şarkının. Tony Light adında bir adamın‘Halfway to Paradise’ isimli bir şarkısı. Radyoyu yanlarındagötürecekler ve belirlediğimiz yönü takip ederken şarkıyı üsıüste defalarca çalacaklar. Her yönde kaç adım atmaları gere-keceğini tam olarak biliyoruz. Hem de yolculuğun başındansonuna kadar.”

“Yani dışanda dans etmeyi mi planlıyorsunuz?” dedi Gary.“Ne hoş.”

“Dans etmeyeceğiz,” dedi Tom gergin bir tavırla. “Birazyardım bulmak için yürüyeceğiz.”

“Tom,” dedi Cheryl, “isted iğ in ka d a r a lış tırm a yapabilirsinama dışandayken adım larını ol d u ğu n d an ya n m santim biledaha büyük atsan yoldan çık ar sın . K ay b ol u rs u n . O zaman na-sıl geri döneceksin? D önem ez sin .”

“Döneceğiz," dedi Tom.“Aynca kaybolsak da çar es iz k a lm ay aca ğ ız ," diye ekledi

Jules. “Erzaka ih tiyacım ız var. B u nu h ep im izd en daha iyi bili-yorsun Cheryl. En son erzak sa yım ını se n y ap tın .”

Evet, işte o gün geliyord u am a M al or ie bu nd an hiç hoş-

lanmıyordu.Tom ve Jules o sabah evd en ay rılm a d an ö n ce adam ı kenara

çekerek “Tom," dedi. “G eri d ön m ez se n iz ev in bu na dayanabi-

leceğini sanmıyorum.”“Geri döneceğiz.”“Geri döneceğinizi dü şü nm en i a n lıy o ru m ,” dedi Malorie,

“ama evin sana ne kadar ihüyacı olduğunu anladığım sanmı-yorum."

jules gitmeye hazır old uğunu sö y lem ek iç in ona seslenir-ken “Malorie,” dedi Tom. “Ev in h ep im iz e ih tiy ac ı var.”

“Tom.”

216

Page 195: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 195/299

“Geçen seferki gibi sinirlerinizin sizi ele geçirmesine izinvermeyin. Bunun yerine, geçen sefer geri döndüğümüz gerçeği-ne tutunun. Bunu bir kere daha yapacağız. Ve bu defa Malorie,bir lider gibi davran. Korktuktan zaman onlara yardımcı ol.”

“Tom.”

“İlaca ih tiy ac ın va r M alo rie . Steril olmaya. Doğumun çokyakın.”

Tom’un kendi yolundan gideceği, evdeki hayatı iyileştir-mek uğru na k en d i h ay atın ı d urm ada n tehlikeye atacağı açıktı.

Geçen se fe r çocuk ayahhab ı l any la döndü le r, diye hatırlattıkendine M alor ie.

Bunu şimdi kendine bir kere daha hatırlatıyordu. AnıkTom ve Ju le s g itm işti. D ü n ya n ın o an a dek karştlaşlıgı en teh-

likeli ortamd a b eş k ilo m et re lik bir yürüyüş yapacaklardı.O sabah evden ayrıldılar. Felix onlarla birlikte haritanın

üzerinden bir kere daha geçti. Gary onlan cesaretlendirdi.Olympia on a d aim a ş an s ge tird iğin i söylediği Petoskey taşı-nı onlara verdi. F ak at M alo rie tek kelim e bile etmedi. Sokakkapısı ikinc i d efa T om ’u n ard ınd an kapandığında Malorie onaseslenmedi. Ona sarılmadı. Ona veda etmedi.

Gidişlerinin ardından sadece birkaç saat geçtikten sonra

bundan pişman oldu.Yine de Tom’un evden ayrılmadan önce söylediği birkaç

kelime işe yarıyordu. Tom olmadığında evin ona rehberlikedecek bir güce ihtiyacı vardı. Tüm bu kaygılara, anlaşılabilirkorkulara rağmen sakinliğini bozmayacak birine.

Ama bu zordu. Fv arkadaşları iyimserliğe uygun bir ruhhalinde değild i.

Cheryl, beş k ilo m etr elik bir y ürüyü ş sırasında yaranklarla karşılaşma ih tim alin in iki blo klu k bir dairedekinden dahayüksek olduğunu söyledi. Fvdekilere, hayvanlann yaratık-lardan nasıl etk ile n d iğ in i k im se n in bilm ediğin i hatırlattı. Si-birya kurtla n bu defa b ir ş ey gö rürle rse Tom ’a ve Jules ’a ne

217

Page 196: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 196/299

olacakü? Köpekler tarafından yenecekler miydi? Yoksa dahakötüsü mü olacaktı?

Cheryl kötü olasıhklan kabul eden tek kişi değildi.Don, Tom ve Julesün geri dönmemesi halinde başka bir

grubun evden aynimaya ha zır lan m as ı ge rek tiğ ini söylüyordu.Daha fazla yiyeceğe ihtiyac ım ız var, diyordu. O nla r geri dönseler de dönmeseler de.

Olympia başının agndıgmı ve bunun büyük bir fırtınanınyaklaşmakta olduğu anlamına geldiğini söyledi. Bu öyle birlırtına olacaku ki Tom ve Jules kendilerine sığınacaklan biryer ararken Felix’in ölçümlerinin dışına çıkacaklardı.

Cheryl de onunla hemfikirdi.Don, erzakı “kendi göz ler iyle g ö rm ek ” için kilere gitıi;

neye ihtiyaçlan olduğunu ve bunun için nereye gitmeleri ge-rektiğini tam olarak b ilm ek istiy ordu .

Olympia şimşeklerden ve dışanda olmaktan bahsetti.Cheryl harita hakkında Felix’le tartışıyor, haritalann anla-

mım tamamen yitirdiğini söylüyordu.Don ise uyku düzeni hakkında konuşuyordu.O sırada Olympia genç liğinde ya şad ığı b ir fırtınayı anlattı.Cheryl ve Felix arasındaki tartışma gittikçe kızışıyordu.Oiympia’nın sesi kulağa biraz histerik geliyordu.Don sinirlenmeye başlad ı.Tırmanmakta olan panikten ötürü bunalan Malorie en son

konuşan oldu.“Beni dinleyin,” dedi, “şu anda y ap abile ce ğim iz işlerimiz

var. Hem de evden çıkmamıza g erek olm ad an . Akşam yeme-ğini hazırlamamız gerekiyor. Bok kovası bütün gün boyun-ca boşaltılmadı. Kiler olduğundan çok daha iyi bir şekildedüzenlenebilir. Felix, sen ve ben bahçede dolaşıp daha önce

gözden kaçırmış olabileceğimiz alet edevatı arayabiliriz.Kullanabileceğimiz bir şeyler olabilir. Cheryl, sen de kuşlan beslemelisin. Gary ve Don, neden birkaç yeri aramayı de

218

Page 197: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 197/299

ilemiyorsunuz? Aklınıza gelen lüm numaralan arayın. Belkide birilerine ulaşabilirsiniz. Oİympia, eger çarşaflan yıkarsangerçeklen bize çok yardımın dokunur. Bir hafla önce yıkamış-tık ama burada ne kadar az banyo yapiıgımız düşünüldüğün-de daha lemiz çarşaflar gibi küçücük şeyler burayı bizim içinkatlanılır bir yer haline getirecektir."

Ev arkadaş ları M alo rie ’ye sanki bir yabancıymış gibi baku.Bir anlığına ken dini or taya attığı için ulandı ama sonra söyle-dikleri işe yaradı.

Gary sessizce telefona doğru yürüdü. Cheryl kilerin kapı-sına yöneldi.

Doğumun çok y ak ın , demişti Tom evden aynimadan önce.Ev arkadaşları kendilerini ev işleriyle meşgul ederken ve

Felix’le birlik te d ışarı ç ıkm ak için göz bağlannı takarken Tomvejules’un döndüklerinde yanlannda getirebilecekleri şeyleridüşündü. Bebeğine d aha iyi bi r haya t vermesine yardımcı ola-bilecekherhangi bir şey getirecekler miydi?

Göz bağına uzanırken Malorie’nin tek yapabildiği umutetmekti.

Page 198: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 198/299

Nehir dört k o la a y n l a c a k , demişti adam ona. Senintakip etmen gereken, sağdan İkin cis i. S ağ daki saz lıkla ra yapış ıp bunun üste-sinden gelm eyi bekley em ezsin . Z or o lacak. Ve gözleriniaçmak zorunda ka lac ak sın .

Malorie kürek çekiyordu.Vezamanı geldiğini b öy lel ikle anlayacaksın, demişti adam.

Bir kayıt duyacaksın. Bir ses. Bütün gün boyuncu nehrin henannda oturamayız. Bu çok tehlikeli. Bunun yerine oraya birhoparlör koyduk. Kayıt durmadan kendini tekrar edecek. Onuduyacaksın. E pe yc e y ü k se k sesli ve net. Sesi duyduğunda ise göz

lerini açmak zorunda kalacaksın.Omzundaki acı dalgalanıyordu. İnlemelerini duyan ço-

cuklar ona yardım etmeyi teklif etti.Çocuklarla tek başına geçirdiği ilk yıl boyunca durmadan

Tomün sesini duy uyo rdu . Fik irle rin in çoğu hakkında sadecekonuşulmuş, hiçbiri başarıya ulaşmamıştı. Flinde zamandanbaşka hiçbir şey olmayan Malorie bunların çoğunu denemişti.

Bahçeye m ikrofon takm alıyız , de m işti bir defasında.Tomün alarm sistemini kuşlardan hoparlörlere yükselt-

mek konusundaki fikri. İki bebekle bir başına kalan Malorie

o mikrofonları istiy ordu.

221

Page 199: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 199/299

Ama nasıl olacaktı? Mikrofonları, hoparlörleri ve kablolannereden bulacaktı?

Bir yere kadar a rab ay la g ide bi l i r iz , d em iş ti Tom başka birsefer.

Bu çılgınlık, diye yanıtlamıştı Don.Hayır, değil. Yavaş süreriz. Sokaklar bomboş. Başımıza ge-

lebilecek en kötü şey ne olabilir ki?Kürek çekmekte olan Malorie, banyodaki aynanın karşı-

sında geçirdiği bir anı hatırladı. Aynada başka yüzler görmüş-tü. Oiympia’nınkini. Tom ’u nk ini . S h a n n o rim k in i. Hepsi onaevden ayniması, çocuklan daha güvenli bir yere götürmesiiçin yalvanyordu. Riski tek baş ına a lm ak zoru ndayd ı. Bunuonun için yapabilecek Tom ve Jules artık yanında değildi.

O sırada Tom’un sesi g eri d ön m ü ştü . D aim a Tom’un se-siydi. Zihninin içindeydi, odayı dolduruyordu, aynadan

yansıyordu.Cheryl’in W agoneer ’ımn çev resin e b ir tam po n y ap . Camla-

n siyahaboya. Neye çarptığın a a ld ırış etm e. S ad ec e sür. Saatle

sekiz, dokuz kilometre ilerle. M alo rie, a rt ık ev d e be be kle r var. Dışanda bir şey olup olm ad ığın ı öğ ren m elisin . Ya kında bir teh

likenin olup olmadığını. M ikro fon lar sa n a bu ko n u da yardımcı

olacaktır.Malorie banyodan çık ıp m u tfağ a gi tti. T om ’un evine yü-

rüyerek gidebilmeleri için bi r z am an la r F e li x ’in , Ju le s’un veTom’un kullandığı haritayı in ce led i. N o tla rı hâ lâ haritamnüzerindeydi. Felix’in hes ap lam ala n . Ö lç e k te n faydalanarak

Malorie de kendi yolunu çizdi.Tom’un gelişmiş alarm s is te m in i ist iy o rd u . O na ihtiyacı

vardı. Buna rağmen, henüz kazandığı kararlılığa rağmen ne-reye gideceğini hâlâ bilmiyordu.

Bir gece geç saatlerde be be kle r u y u rk en m u tfak masasındaotump eve arabayla geldiği o günü düşündü. Bu bir yıldan

22 2

Page 200: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 200/299

daha kısa bir z am an ön ce y d i. O zam anlar aklındaki tek şey,gazetede gördüğü ilandaki adresti. Ama nelerin yanından geç-mişli?

Hatırlamaya çalıştı.Bir çamaş ı rhane .

Güzel. Başka?Vilrinler boştu . T ıpk ı b ir h ay ale t k as ab a gibi görünüyordu ve ilanı verenkişilerin or ay ı terk etmiş olabileceklerinden endişeleniyordun. Ya delirdiklerini ya da arabaya atlayıp çok uzaklara

gil tiklerini düşünüyordun .Evet, doğru. Başka?Bir/ırın.Güzel . Başka?Başka mı?

Evet.Bir bar.Güzel. Posterde ne ya zıyo rd u?Bi lmiyorum. B u saç m a b i r soru!Şeyin... şeyin... adım gördüğünde hissettiğin hüznü hatır-

lamıyorsun.Neyin adını?Grubun adını?

Grubun mu?İki hafta önceki bir tarihte konser vereceği söylenen bir

grubun adını okumuştun. Neydi o?Grubun adını as la hat ı r layamam.Tamam, a m a y a o duyguyu?Hatırlamıyorum.Evet, hatırlıyorsun. O duygu.Üzgündüm. Korkuyordum.Orada ne yap t ı lar?Ne?Barda. O rada ne ya pt ı lar?

223

Page 201: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 201/299

Bilmiyonim. İçtiler Yemek yediler.Evet. Başka?Dans etmiş olab ilirler m i?Dans etliler Evet.Ve?Ve ne?Nasıl dans et tiler?Bilmiyorum.Neyle dans ettiler? Müzikle dan s ettiler G ru p la d an s e t t i le r Malorie ellerinden birini alnına götürdü ve gülümsedi.Haklısın. Grubun çaldığ ı m ü zik le dan s ett i ler Ve grubun mikrofonlara ihtiyacı vardı. Grubun hoparlör-

lere ihtiyacı vardı.Tomün fikirleri evde tıpkı birer hayalet gibi dolanıyordu.Eger Tora olsaydı,t ıpk ı b i z im ya p t ığ ım ız g ib i, derdi. Jules

ve benimblokta dolaştığımız gü nkü gibi . Y apt ıklar ım ızın çoğuna katılamamıştın am a artık ya p ab ilirs in M alo rie. Ju le s’la birlikte köpekleri bulduk ve s on r a o n l a n e v i m e k a d a r y ü rü m e k içinkullandık. Bunu düşün M alorie. H er şey bir b irin i ta kip ett i, her adım bir sonrakinin habercisiyd i. Ç ün kü tem b ellik etm edik. Risk

aldık Şimdi sen de aynısını y ap ac ak sın . A rab an ın ön camını si-yaha boya.

Tom gözleri görmeden arab a k u lla n m ay ı ön erd iğind e Donona kaula b u la gülmü ştü.

Ama Malorie’nin yaptığı tam olarak buydu.Victor ona yardım edeb ilirdi. B ir ker es in d e Ju le s , köpeğin o

şekilde kullanılmasına karşı çık m ışt ı. A m a M alo rie ’nin yaşadı-ğı evdeki koridorun sonu nda iki tan e y en i d oğ m u ş be bek vardı.

Amk kurallar farklıydı. Hâlâ doğum yüzünden agn çekiyordu.Sınındaki kaslar tutulmuştu. Ani hareketler yaptığında kaşık-lan parçalanacakmış gibi hissediyordu. Çabucak yoruluyordu.Yeni bir annenin hak ettiği dinlen m e im k â n ın ı bulam am ıştı.

224

Page 202: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 202/299

Victor, d iye düşünmüştü o zaman,o seni koruyacak. Kilerde bulduğu boyayla arabanın ön camını siyaha boya-

dı. Cam ın iç kıs m ın a ço ra p la r ve hırka lar yerleştirdi. Garajda

bulduğu ahşap tutkalını ve kilerden aldığı bandı kullanarakarabanın tamponunu battaniyelerle ve şiltelerle güçlendirdi.Tüm bunları so k ak ta ya pm ıştı. Hem de gözleri bağlı bir halde.Henüz doğ um ya p m ış o lm an ın verdiği tüm acılara rağmen.Her hareketinde cezala nd ınhy orm uşça sm a.

Onları tek b aşına bıra km ak zorun da kalacaktı, yalnız git-

meliydi.Geldiği yönün tersine doğru yanm kilometre gidecekti.

Sonra sola dö nü p altı b u çu k kilom etre daha gidecekti. Ardın-dan saga dön ecek ve d ört kilo m etre boy unc a düz gitmeye de-vam edecekti. O noktada barı aramaya başlayacaktı. YanındaVictor için y iyece k g ö tü rec ek ti; ih tiya cı olduğunda onu araba-ya ve arabadaki y iyec eğ e ge ri g ötü rec ek olan Victor olacaktı.

Saatte sekiz, on kilo m etre kulağ a oldu kça makul geliyordu.Veterince güvenliydi.

Ama ilk denemesinde ne kadar zor olabileceğini fark etti .Aldığı tüm ön lem lere rağ m en ö nü nü görm eden araba kul-

lanmak dehşet vericiydi. Asla ne olduğunu öğrenemeyeceğişeyleri ezip geç erk en W ag o n ee r v ahşi bir şekilde sarsılıyor-du. Yirmi defa ka ld ırım a g ird i. İk i defa direğ e tosladı. Bir de-fasında ise park h ali n d ek i b ir a rac a ç arp tı. Bu sa f ve korku tu-cu bir gerilimdi. K ilom etre say acın d an gelen her tık sesindebir çarpışma, bir ka za b ek liyo rd u . B ir trajedi. Ev e dönenekadar sinirleri allak b u lla k o lm uş tu . E lleri bo ş dönm üştü vebunu bir kere daha deneyecek cesarete sahip olduğundanpek emin değildi.

Ama denedr Ciddi şekilde hasar görmüş olan VVagoneerüe dokuzuncu den em esin d e a rad ığın , buldu

Çamaşırhaneyi yedinci denemesinde bulmuştu ve orayı

Page 203: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 203/299

eve ilk gelişinden hatırladığı için bir daha deneyecek cesaretibuldu. Gözleri bağlı ve k o rk m u ş va ziy ette bir ayakkabıcıya,bir kahveciye, bir don du rm acıy a ve b ir s ine m ay a girdi. Ayak-kabılarının çıkardığı sesin bir ofis lobisinin mermer zeminiüzerinde yankılandığını du yd u. T eb rik ka rtla rıy la dolu bir rafı

yere devirdi. Tüm bu nlara rağ m en ba rı bu lm ak ta zorlanıyor-du. Sonra dokuzu ncu gü n ü n a k şa m ın a d oğ ru M alorie kilitliolmayan ahşap bir kapıdan geçti ve o anda başardığını anladı.

Ekşimiş meyve, duman ve bayat bira kokusu kadar sıcakbir karşılama daha gör m em işti. D iz ler in in üz erine çökerekVictorün boynuna sanidı.

“Bulduk,” dedi.Vücudu acı içindeydi. Başı agnyordu. Boğazı kurumuştu.

Kamını sönmüş, ölgün bir balon gibi hayal etti.Ama işte, oradaydı.Ahşap bar tezgâhına ulaş m ak ep ey za m an ın ı aldı. Sandal-

yelere çarpınca dirseğini se rtçe b ir sü tu n a vu rdu . Bir defa tö-kezledi ama önünd eki m asa y ere d ü şm es in i ö nle di. Parmaklanyla dokunarak çev resin de ki e k ip m a n lar ın ne olduklarınıanlamak için bir hayli zam an h arc ad ı. M u tfak ta mıydı? İçe-cekleri kanştırmak için mi kullanılıyordu bu? Victor oyun-

cu bir tavırla Malorie’yi dûrtûkleyince kendi etrafında dönenkadın kamını sert bir yere çarptı. Sonunda ban bulmuştu.Victor’un tasmasını çelik taburelerden biri olduğunu düşün-düğü şeye bağlayarak bann arkasına geçip şişelere dokundu.Her hareketi ne kadar kısa za m an ö n ce d oğ u m yaptığını hatırlaüyordu. Birer birer şişeleri burnuna götürdü. Viski. Sdulili bir şey. Limonlu bir şey. Votka. Cin. Ve sonunda rom.Tıpkı Oiympia’nm geldiği akşam ev arkadaşlarının eğlenmeye

çalışması gibi.Elindeki şişe kendisini iyi h iss et m es in e ne d en oluyordu.

Sanki onu ellerinin arasına alm ak iç in b in le rc e yıl beklemişgibiydi.

226

Page 204: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 204/299

Şişeyi tezgâh boyunca taşıdı, bir tabure bulup olurdu veşişeyi ağzına g ötü rü p kafa sına dikti.

Alkol da m ar lar ına yay ılıyord u. Bir anlığına acısını dindirirgibi oldu.

Kendine ait karanlığında, yaratıklardan birinin barda he-men yanında oturuyor olabileceğini biliyordu. Büyük olası-lıkla bar onlarla dolup taşıyordu. Her masada üçer yaratıkoturuyordu. Onu büyük bir sessizlik içinde izliyorlardı. Ak-lını kaçırmış gibi görünen, gözleri bağlı haldeki kadını verehber köpeğini seyrediyorlardı. Ama o anda bunlann hiçbiriMalorie’nin um ur u nd a değildi.

“Victor,” dedi, “sen de biraz ister misin? Senin de içmeye

ihtiyacın va r m ı? ”Tadı bir ha rikay dı.Barda b ir ak şa m g eç irm en in ne kadar harika bir duygu

olduğunu hatırlayarak içkisini tekrar yudumladı. Bebekleri

unut, evi unut, her şeyi unut.“Victor, bu ço k g üz elm iş .”Ama köpeğin meşgul olduğunu gördü. Tabureye bağladığı

tasmasını çekiştiriyordu.

Malorie şişeyi kafasına bir defa daha dikti. Sonra Victorinledi.

“Victor? Ne oldu?”Victor tasmasını sertçe çekiştirmeye başlamıştı. Hırlamı-

yor ama inliyo rd u . M alo rie kö pe ği dinledi. Köpeğin sesi kula-ğa epeyce endişeli geliyordu. Malorie ayağa kalkıp Victor’untasmasını çözdü ve köpeğin ona yol göstermesine izin verdi.

“Victor, nereye gidiyoruz?”

Köpeğin onu içeri girdikleri kapıya geri götürdüğünü bi-liyordu. Yolda masalara çarptılar. Victor’un patileri seramikzemin üzerinde kayıyordu. Malorie bacağını bir sandalyeyeçarptı.

Page 205: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 205/299

Koku burada daha gûçlüydü. Bar kokuyordu. Dahası davardı.

“Victor?"Köpek durdu. Sonra yerdeki bir şeyi eşelemeye başladı.Bubir Jan, diye düşündü Malorie.Burada çok sayıda Jare

olmalı.Ayağıyla genişçe bir yay çizmeye kalktığında küçük ve sen

bir şeye çarptı. Victor’u kenara çekerek temkinli bir şekildeyere dokundu.

Bebekleri ve eger o olmazsa öleceklerini düşündü.“Ne var Victor?"Bu bir tür halkaydı. Çeliğe benziyordu. Yanında kısa bir

halat vardı. Gözleri kapalı bir halde nesneyi inceleyen Malo-rie bunun ne olduğunu anlayarak ayağa kalktı.

“Yıctor, bu bir kiler kapısı.’’Köpek gürültülü bir şekilde nefes alıyordu.“Buraya hiç bulaşmayalım. Bardan almamız gereken bazı

şeyler var."Ama Victor tekrar çekiştirdi.Aşağıda insanlarolabilir, diye düşündü Malorie. 5afelonı

yoı;aşağıda yaşıyor olabilirler. Bebekleri büyütmesine yardıma

olabilecek insanlar “Merhaba!" diye seslendi ama yanıt yoktu.Gözbagmm ardından terler süzülüyordu. Victor tımakla

nnı ahşap kapağa geçirmişti. Eğilip kapağı açtığı sırada Malo-rie bedeninin ortadan ikiye ayrılacağını sandı.

Bir anda bara dolan koku yüzünden boğulacak gibi oldu.Dikildiği yerde kusarken romun genzini yaktığını hissetti.

“Victor," dedi güçlükle nefes alarak. “Aşağıda çûrümekteolan bir şeyler var.Bir şeyler...”

Sonra kavurucu bir korku dalgası bedenini ele geçirdi. Bu,camlan siyaha boyanmış bir arabayı kullanmaya çalışan biı

228

Page 206: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 206/299

kadının duyacağı lûrden bir korku değildi; daha ziyade, gûzbağlarını takm ış vaziyette bir odaya girdiğinde orada ondan ;başka birinin daha olduğunu hissettiği an yaşayacağı lûrdenbir korkuydu.

Tökezleyerek kilere düşeceğinden ve kilerin dibinde herne varsa onunla karşılaşacağından korkarak kapıya uzandı.Koku bayatlamış yiyeceklere ait değildi. Kalitesiz içkiler deböyle kokmazdı.

“Viclor!”Köpek, kokunun kaynağını keşfetmeye kararlı bir şekilde

kadını çekişliriyordu.“Victor! Haydi!"Ama köpek vaz geçm edi. M ezarlar b ö y le kokar . Ölümün kokusudur bu.

Acı içind ek i M alo rie, V icto rü çekiştirerek hızla ocjadançıktı ve bara dönüp köpeği bağlayabileceği bir direk aradı.Ahşaptan yapılmış bir tane buldu. Köpeğin tasmasını direğe

bağladı, dizlerinin üzerine çöktü ve yüzünü ellerinin arasına

alarak sakinleşmesi için ona yalvardı.“Bebek lere dö nm eliy iz," d edi köpeğe. “Sakinleşmekzo

rundasın."Ama M alor ie’nin ke nd i k en din i de sakinleştirmesi gereki-

yordu.

Hayvanlann bundan nası l e tki lendiğini bel i r lemeyi başara

madık. Bunu as la öğ ren em edik.

Gözleri kapalı bir halde, kilere uzanan koridora doğru

döndü.

“Victor,” dedi gözlerinden yaşlar akarken. "Aşağıda negördün?”

Köpek hareketsizdi. Gürültülü bir şekilde nefes alıp veri-yordu. Fazlasıyla gürültülü bir şekilde.

“Victor?”

229

Page 207: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 207/299

Ayağa kalkıp köpekten uzaklaştı.“Victor. Şuraya kadar gideceğim. Birkaç tane mikrofon

bulmaya çalışacağım .”Malorie’nin bir parçası ölm ey e b aş lam ıştı. Sa nk i aklını ka-

çıran oydu. Ju le s’u düşün dü . B u kö pe ğ i ke ndis ini sevdiğin-den bile daha çok seven Ju le s'u .

Köpek ev arkadaşlanyla arasındaki son bağlantıydı.Köpeğin gırtladıgından işkence görüyormuş gibi bir hınkı

yükseldi. Malorie daha önce hiç köpeğin bu sesi çıkardığımduymamıştı. Dünya üzerindeki hiçbir köpek böyle seslerçı-

karmazdı.“Victor. Buraya geldiğim iz için üz gü n üm . Ç ok üzgünüm."Köpek vahşice hareket ed inc e M alo rie kö pe ğin tasmasın-

dan kurtulduğunu düşünd ü. A hşa p d ire k para m par ça oldu.

Victor havladı.Geriye çekilen Malorie, yorgun dizlerinin arkasında basa-

mağa benzer bir şey hissetti.“Victor, hayır.Lütfen. Ç o k ü z g ü n ü m . ”Köpek bedenini savurarak bir masaya çarptı.“Ah Tannm! VİCTOR!Hır lamayı kes! Dur! Lüt fen!"Ama Victor duram ıyord u.Malorie arkasındaki halıyla kaplı basamağa dokundu. Sü-

rünerek basamağa çıktı; Victor’un gördüğü şeye arkasını dön-meye korkuyordu. Büzülüp zangır zangır titreyerek köpeğinakbnı bçırmasını dinledi. K öp eğ in işe m e se sin i. Havayı ısır-maya çalışırken dişlerinden ge len ça rp m a se sin i.

Malorie irkildi. İçgüdüsel olarak silah olarak kullanabile-ceği bir alete uzandı ve elle rin in, ç e lik te n yap ılm ış kü çük birsopayı andıran bir şeyi kavradığını hissetti.

Yavaşça ayağa kalkarak çe lik s op an ın uz un lu ğu n u ölçme-ye çalıştı.

Victor hâlâ havayı ısınyordu. Tekrar deliye döndü. Dişlerikınlıyor gibiydi.

23 0

Page 208: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 208/299

Malorie’nin p ar m ak lan , çe lik çubuğun ucundaki kısa veclikdörıgen kısma dolandı. Ucu, çelikten örülmüş bir ağlakaplanmış gibiydi.

Nefesini luttu.Sahnedeydi. Buraya gelmesine neden olan şeyi ellerinin

arasında (utuyordu. Ellerinin arasındaki bir mikrofondu.Vicior’un k e m ik le rin in kırıld ığın ı, kürkünün ve elinin yır

ııldığını duydu.“Viclor!"Mikrofonu cebine sokuşturdu ve dizlerinin üzerine çöktü.Öldür onu , diye d üşün dü .Ama öldürem ezd i.Çılgına dönmüş bir halde sahnenin üzerindekileri yokla-

dı. Arkasındaki V icto r ke n d i b aca klan nd an birini çiğniyordusanki.

Bedenin yorg un . V ictor ölüyor. A m a evd e iki tane minicik bebek var M alorie, o n la n n sa n a ihtiy acı var. Sana ihtiyaçlan var, sana ihtiyaçlan var, sana ihtiyaçlan var

Gözyaşları birikip göz bağının ardından süzüldü. Kesikkesik inleyerek nefes alabiliyordu. Dizlerinin üzerine çöküpsahnenin diğer ucunda duran kare şeklindeki küçük nesneyedoğru uzanan kabloyu takip etti. Ucunda üç mikrofon olan

üç kablo dah a bu ldu.Victor hiç bir k öp eğ in çıka rm am ası gerek en bir ses çıkardı.Sesi, çaresizlik içindeki bir insanı andınyordu. Malorie bula-bildiği her şeyi topladı.

Hoparlörler taşıyabileceği kadar küçüktü. Mikrofonlar.Kablolar. Ayaklık.

"Victor, üzgünüm. Çok üzgünüm Victor. Çok üzgünüm.”Ayağa kalktığında bedeninin daha fazlasına dayanamaya-

cağını düşündü. G ü cü bira z dah a az o lsayd ı sonsuza dek aya-

ğa kalkamayacağına inanıyordu. Yine de ayağa kalktı. Victorçabalamaya de vam ed er ken M alo rie s ırtın ı duvara dayayıpyolunu bulmaya çalıştı. Sonunda sahneden inmeyi başardı.

231

Page 209: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 209/299

Victor bir şey görm üştü. O ş im di neredeydi?Gözynşlan durmak bilmiyordu. Yine de yabancısı olduğu

tuhaf bir duygu onu ele geçirdi: son derece sakindi. Annelik.Sanki kendine yabancı gibiydi, sadece bebekler için hayattakalmalıydı.

Ban boylu boyunca geçerek Victor’un bacağına sürtünebi-leceği kadar yaklaştı köpeğe. Ona sürtünen yeri yanı mıydı?Bumu muydu? Ona veda mı ediyordu? Yoksa Malorie’yi yala-maya mı çalışmıştı?

Malorie barda yoluna devam ederek içeri girmek için kullandıklan kapıya döndü. Açık vaziyetteki kiler kapısı epeyceyakındaydı ama tam olarak nerede olduğunu kestiremiyordu.

“BENDEN UZAK DUR! BENDEN UZAK DUR!”Topladığı eşyalan taşımaya çalışarak öne doğru bir adım

attı ama ayakkabısının altında ze m in i hissed em edi.Dengesini kaybetti.Az kalsın düşecekti.Toparlanmayı başardı.Bardan çıkmadan önce çığlık attığı sırada sesi sanki bir ya-

bancıya aitti.Güneş tenini ısıürken hızla hareket ederek arabaya yöneldi.Düşünceleri bölük pörçüktü. Her şey çok çabuk olup biti-

yordu. Beton kaldınmdan inip sertçe arabaya çarptı. Elinde-ki eşyalan aceleyle arabanın arkasına yükledi. Direksiyonunönüne geçtiğinde acı acı feryat etti.

Acımasızlık. Bu dünya. Victor.Kontağa taktığı an ah ıan d önd ü rm ek üzerey ken sırtı ter-

den sınisıklam olmuş vaziyette donakaldı.O yokken arabaya bir şey girmiş olabilir miydi? Hemen

yanı başındaki yolcu koltuğunda bir şeyin oturuyor olma ih-timali neydi?

Eger arabaya bir şey girdiyse onu kendi elleriyle çocuklaragötürüyor olacaktı.

232

Page 210: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 210/299

Eve gi tm ek iç in ki lom etre say acına bakm ak zorundasın, dedi kendi kendine. Kafasının içindeki ses bile titriyordu; o bile kulağa aglıyormuş gibi geliyordu.

Gözlerini bir an olsun açmadan kollannı saga sola savura-rak araba nın için d e d ön dü , elleri s ertçe arabanın ön paneline,

lavanına, camlarına çarptı.Göz bağını yırtarak çözdü.Siyah ön camı gördü. Arabada yalnızdı.Kilometre sayacını kullanarak dön kilometre geri döndü,

Shillingham’a kadar altı buçuk kilometre daha ilerlediktensonra önü nd e ya rım kilo m etr elik bir mesafe kalmıştı. Yol bo-yunca karşısına çıkan her kaldırıma ve tabelaya çaptı. Saattesadece sekiz ki lo m et re hız la ilerlediğinden yol gözüne hiç bit-

meyecekmiş gibi görünüyordu.Park ettikten sonra bulduklannt topladt. içeri girdi ve ka-pıyı arkasından sıkıca kapattı. Gözlerini açıp koşarak bebek-lerin odasına girdi.

Uyanmışlardı. Suratları kıpkırmızıydı. Ağlıyorlardı. Açlardı.Çok sonra, tir tir titreyerek rutubetli mutfak zeminine

uzandı. Victor’un çıkardığı sesleri hatırlayarak yanındakimikrofonlara ve iki küçük hoparlöre baktı.

K öpekler in b ağ ış ıkl ığı y ok . O nlar da akı l lar ım kaçırabil iyor Köpekler in bağış ıkl ığı yok.

Ve ne zaman ağlamasının kesileceğini sansa yeniden ağla-maya başladı.

233

Page 211: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 211/299

Malorie üst kattaki banyodaydı. Saat geç olmuştu ve ev sessiz-di. Ev arkadaşlan uyuyordu.

Gary’nin çantasını düşünüyordu.Tom, yokluğunda evin lideri rolünü üstlenmesini söyle-

mişti. Ama çanta onu rahaısu ediyordu. Tıpkı Don’un aniden

Gary’yle ilgilenmeye başlamasının onu rahatsız etügi gibi.Tıpkı Gary’nin abartılı ve samimiyetsiz bir şekilde söylediğiher şey gibi.

Her şeye burnunu sokmak yanlıştı. İnsanlar bir arada ya-şamaya zorlandıklannda mahremiyetleri çok önemliydi. Amabu onun görevi değil miydi? Tom'un yokluğunda hislerinindoğru olup olmadığını öğrenmek ona bağlı değil miydi?

Malorie koridora kulak kabarttı. Evde en küçük bir hare-ket yoklu. Banyodan çıkıp CheryTin odasma doğru döndü vedinlenmekte olan kadın ın ha ilann ı gördü. Başını Oiympia’mnodasına uzattığında onun da hafifçe horladığını duydu. Malo-rie elini tırabzandan ayırmadan yavaşça merdivenlerden indi.

Mutfağa girdi ve ocağın üzerindeki ışığı yaktı. Çevresineloş bir ışık yayan lamba hafifçe ugulduyordu ama yeterliydi.Malorie oturma odasına yöneldiğinde Victor'un onu izlediği-ni gördü. Felix kanepede uyuyordu. Genellikle Tom'un yamgı yer yatağı boştu.

235

Page 212: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 212/299

Mutfaktan geçerek yem ek od asın a y ak laştı. Ocağın solgunışıgt, odayı Gary’nin yerde yattığını görmesine yetecek kadaraydınlatıyordu. Sırtüstü uyuyordu.

Malorie düşündü.Çanta duvara dayalı vaziyette duruyordu, yattığı yerden

kolunu uzatsa ona dokunabilirdi.Malorie agır adımlarla yemek odasını arşınladı. Döşemelahtalan ağırlığı altında gıcırdıyordu. Durdu ve adamın ara-lanmış dudaklanna ve sakallı suratına baktı. Adamın dudak-lanndan iniltiye benzer hafif ve düzenli bir horultu yükse-liyordu. Malorie nefesini tutarak ona doğru bir adım attı vedurdu. Adamın tepesinde dikilerek kılını bile kıpırdatmadanGary’yi izledi.

Dizlerinin üzerine çöktü .

Gary aniden horlayınca kalp atışları hızlandı. Beklemeyekarar verdi.

Çantayı almak için adamın göğsünün üzerinden uzanma-lıydı. Gary uyuklarken kadının kolu adamın tişörtünün sade-ce birbç santim üzerinde sallandı. Adam tekrar horladığındaparmaklan çantanın sapım k av ram ıştı. M alo rie döndü .

Adam ona bakıyordu.Malorie donakaldı. Adamın gözlerine baktı.Hafifçe ciğerlerindeki havayı b oşa ltt ı. A dam ın göz leri açık

değildi. Gölgeler onu yanıltmıştı.Hızla çanuyı aldı, ayağa kalktı ve odadan ayrıldı.Kiler kapısının önüne geldiğinde durup dinledi. Yemek

odasmda hiçbir hareket yoktu. Kiler kapısı yavaşça ve sessiz-ce açıldı ama menteşelerin gıc ırd am as ın ı eng elleye m em işti.Kapımn çıkardığı ses her zam an kin den dah a yü ks ek ti. Sankilûm ev çatırdayarak ortadan ikiye aynlıyor gibiydi.

Kapıyı geçebileceğ;i kadar araladıktan sonra süzülerek ki-

lere girdi. Ev yeniden sessizliğe kavuştu.Yavaş adımlarla merdivenleri inerek toprak zemine ayak

bastı.

236

Page 213: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 213/299

Gergindi; ampulün yanındaki ipi bulmak epeyce zamanı-nı aldı. İpi bulduğunda oda parlak san renkli ışıkla aydın-landı. İşık gereğinden fazla parlaklı. İki kal yukanda uyuyanCheryl’i bile uyandırabilirdi.

Odaya göz g ez dire rek biraz daha bekledi.

Kesik kesik aldığı solukların sesini duyabiliyordu. Başkaen küçük b ir ses yo klu .

Bedeni sızlıyo rd u. D in len m es i gerekiyordu ama o anda lekislediği, Gary’nin yanında getirdiklerini görmekti.

Ahşap tabureye doğru yürüyüp oturdu.Bir klik sesiyle çantayı açtı.Çantanın içinde eski bir diş fırçası gördü.Çoraplar.Tişörtler.Bir göm lek.Deodorant.Ve kâğıtlar. Bir de defter.Malorie kilerin kapısına baktı. Yukandan ayak sesi gelip

gelmediğini anlamaya çalıştı ama yoktu. Giysilerin altındakidefteri çekip çıkardı ve çantayı yere bıraktı.

Defterin kapağı mavi renkli ve temizdi. Kenarlan kıvnlmamıştı. Gary d efte ri elin d en ge ldiğ ince özenle saklamış gibi

görünüyordu.Defteri açtı.Okumaya başladı.El yazısı o kad ar d üz gü nd ü ki M alo rie’yi korkutuyordu.

Titizlikle yazılmıştı. Yazının sahibi tüm tutkusunu ve kibriniyazısına ya ns ıtm ıştı. M alo rie say falar ı çev irirken bazı cümle-lerin soldan saga, bazılarının ise tam tersi yönde sağdan solayazıldığını gördü. Defterin ilerleyen sayfalarındaki cümlelerise yukarıdan başla yıp aşağ ı d oğ ru iniyord u. Defterin sonun-

daki cümleler kusursuz birer spiral oluşturacak şekilde ya-zılmış, kelimelerden oluşan tuhaf tasarımlara ve desenleredönüşmüştü.

237

Page 214: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 214/299

Bir insanın zihninin sınırın ı öğ ren m ek için bu yaratıklann gücünü kavram ak gerek ir . Bu, a lg ılam ay la ilgil i b ir meseleyse onlarla karşılaşan iki fa r k lı ad am ü ze rin de ki etkileri birbirinden son derece fa rk lı o lacaktır. B enim sın ırım seninkin den farklı. Buevdeki maymunlardan fa r k lı olduğ u ise su götü rm ez bir ger

çek. Hiperbolik bir histeri için de o lan d iğer leri, ya ratık lara bağladığımız kurallara karşı daha duyarlı. Diğer bir deyişle, çocuk- lannkine benzer gelişmemiş zihinlere sahip olan bu ahmaklar hayatta kalmayı beceremey ecek. F a k at ben im gibi biri. .. Aslındademek istediğimi anlatmayı başardığımı düşünüyorum.

Malorie sayfayı çevirdi.Dünyanın sonu gelirken ne tü r b ir a d am ko rku yla büzülür

ki? Kardeşleri birbirini öldü rür ken , A m er ik a ’nın banliyöleri cinayetlerle kuşatılırken... ne tü r bir a d am ba tta n iy eler in ve göz bağlamın arkasına sığınır? Cevap şu: ÇOĞU. Onlara akıllannı kaçıracakları söylendi. Onlar da akıllarını kaçırıyorlar.

Malorie tekrar kilerin m er d iven ler ine ba kt ı. O cağın üze-rindeki ışık, kiler kapısının alündan ince bir şerit halinde sü-zülüyordu. En azından o ışığı kapatabileceğini düşündü amayubn çıkıp lambayı kapatmak yerine sayfayı çevirdi.

Bunu kendimizeyapan biziz- B unu ken dim ize yapa n biziz. BUNU KENDİMİZE YAPAN BİZ İZ. D iğ er b ir d ey iş le (ki bu la

fımı salım unutma.');İNSANOĞLU ASLIND A KOR KTU ĞU YARATIĞIN TA KENDİSİDİR.

Bu, Frank’in defteriydi ama bunun Gary’de ne işi vardı?Çünkü bunlan yazan oydu.Çünkü Malorie, Gary’nin eski evinde perdeleri indirenin

Frank olmadıgmı biliyordu.Perdeleri açan Gary'ydi.Malorie göğsünden fırlayacakm ış g ib i a tan ka lb in e rağmen

ayağa kalktı.Tomevde değildi. Tom, kend i evin e g it m ek için b eş kilom etre

lik bir yürüyüşe çıkmıştı.

238

Page 215: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 215/299

Kiler kapısının alı kısmına baktı. Ocaktan gelen ışığa. Birı'ifl ayakkabının aniden kapının önünde belirip ışığı kesmesi-ni bekliyordu. Ra flarda silah olara k kullanabileceği bir şeyleraradı. Eger Gary kilere girerse onu neyle öldürebilirdi?

Işığın ön ün ü k es ec ek bir ç ift ayakkabı görmeyince Maloriedefleri iyice suratına yaklaştırdı ve okumaya devam elli.

Rasyonelolarak bakıldığında ve düşüncelerimionlara hanıtlamalt için başka seçeneğim kalmadı. Kendimi bunu yapmayailıııaedene kadar en az bin defa aynı salırlan yazacağım. İki binilcfa. Üç bin defa. Bu insanlar söylediklerimi reddediyorlar Banainanmak için bir kanUa ihtiyaçlan var Ama bunu onlara nasılkamtlayabilirim? Onlan nasıl inandırabilirim?

Perdeleri indirip kapılan açacağım.Satır aralarında numaralandırılmış notlar vardı ve notla-

ra karşılık gelen sayılar titizlikle sayfanın tepesine yazılmıştı.2343 numaralı not. 2344 numaralı not. Sonu gelmeyen, bil-mek bilmeyen, acımasız notlar.

Malorie sayfay ı ç evird i.Üst kattan b ir gü rültü geldi.Kapıya baktı. Hareket etmeye, hatta gözlerini kırpmaya

bile korkuyordu. Bo ş gö zle rle kapıya bak arak bekledi.Gözleri kapının üzerindeydi, çantaya uzandı ve defteri

Gary’nin eşyalarının altına sokuşturdu. Defter doğru yöne mi

bakıyordu? Gary de bu şekilde mi koymuştu?

Malorie b ilm iyo rd u.Bi lmiyordu .Çantayı kapattı ve ampulün yanındaki ipi çekti.Malorie gözlerini kapattı ve ayaklarının altındaki soğuk

lopragı hissetti. Sonra gözlerini kapattı. Kiler kapısının altın-dan sızan ışık mutlak karanlığı yarıyordu.

Malorie ışığa bakarak beklemeye devam etli.Kileri boylu boyunca arşınlayıp gözleri karanlığa alışırken merdivenleri çıktı ve kulağını kapıya dayadı.

239

Page 216: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 216/299

Düzensiz soluklar alarak dinledi. Eve bir kere daha sessiz,lik hâkim olmuştu.

Cary mutfağın diğer ucunda dikiliyor. Kilerin kapısına bakı-yor Kapıyı açtığın zaman seni karşılayacak.

Bekledi. Bekledi. Ama hiçbir şey duymadı.Kapıyı açugı anda menteşeler gıcırdadı.Çantayı elinden bir an olsun bırakmayan Malorie gözleriy-

le mutfağı taradı. Sessizlik sagır ediciydi..Ama orada kimse yoktu. Kimse onu beklemiyordu.Elini kamına koyarak kapıdan süzüldü ve kapıyı arkasın-

dan b p tt ı.Oturma odasına baktı. Sonra da yemek odasına.Oturma odasına.Yemek odasına.Parmak uçlannda yü rüye rek m utfağ ı g eç ti ve sonunda ye-

mek odasına girdi.Gary hâlâ sinüstü uzanıyordu. Göğsü yükselip alçalıyor-

du. Hafifçe horulduyordu.Ona yaklaşugı sırada adam ha reket ed ince Malorie bekledi.Hareket e t t i . . .

Hareket eden sadece adamın koluydu.Malorie boş gözlerle adamın surauna ve kapalı haldeki

gözlerine bakarak onu izledi. Alelacele dizlerinin üzerine çö-küp adamın vücudunun sadece birkaç santim üzerinden uza-narak çantayı duvara dayadı.

Çanla daha önce de bu şek ilde mi duruyord u?Onu orada öylece bıraktı. Ayağa kalkarak hula odadan

çıkü. Mutfağa girdiğinde ışığın aydınlattığı gözleri başka biri-nin gözleriyle buluştu.

Malorie donakaldı.Karşısmdaki Oiympia’ydı.“Sen ne yapıyorsun?” diye fısıldadı Oiympia.“Hiçbir şey,” dedi Malorie soluksuz bir biçimde. "Burada

bir şey unuttuğumu sandım.”

240

Page 217: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 217/299

“Korkunç bir rüya gördüm,” dedi Olympia. Malorie kadı-na doğru yürüyüp ona uzandı. Olympia’yı üsl kala çıkardı.Bunun üstesinden beraber geleceklerdi. Yukan çıkııklanndaMalorie alı kata baktı.

“Tom’a söylemeliyim," dedi."Rüyamdan mı bahsediyorsun?”Malorie, Oiympia’ya baktı ve başını iki yana salladı.“Hayır. Hayır. Üzgünüm. Hayır."“Malorie?”“Evel.”“Sen iyi misin?”“Olympia. Tom’a ihtiyacım var.”“Pekâlâ, ama o burada değil."

Malorie alt kata baktı. Ocağın ışığı hâlâ yanıyordu. Otur-ma odasının girişini yeterince aydınlatıyordu. Böylece, yemekodasından biri çıkıp da mutfağa girerse Malorie onun gölge-sini görebilecekti .

Hevesli bir şekilde loş odaya bakıyordu. Bekliyordu. Göl-geyi görmeyi umuyordu. Er ya da geç geleceği kesindi.

Alt katı izle rken Oiym pia’nın az önce söylediğini düşündü.Tom burada değil .Evi büyük bir kutu olarak düşünüyordu. Bu kutudan çık-

mak istiyordu. Tom ve Jules her ne kadar dışanda olsalar dahâlâ bu kutunun içindeydiler. Bütün dünya kutunun içindekapana kısılmıştı. Gezegen, dışandaki kuşlann içinde dur-duğu karton kutuya sıkışıp kalmıştı. Malorie, Tom’un kulu-nun kapağını açmak için bir yol aradığını biliyordu. Dışançıkmanın yolunu bulmaya çalışıyordu. Ama Malorie, bununüzerinde ikinci ya da üçüncü bir kapak daha olup olmadığınımerak ediyordu.

Kapana kısıldık, diye düşündü. Hem de sonsuza dek.

241

Page 218: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 218/299

Tom ve Julcs'un. Sibirya kunlanyb biriiluc beş kilometıcUkyûrûyOşlerine çıkmalan mn üzerinden bir hafu geçmişti. Ma-lorie onlan evde görmeyi hiç bu kadar istememişti. Kapının(aklığını duymayı ve geri döndükleri için lahadamayı istiyor-du. Karşılaştıklan şeyleri anlatırken onlan dinlemek ve yanlannda geıirdiklehne bakmak istiyordu. Torna kilerde okuduklanndan bahsetmek istiyordu.

Bir önceki gece hiç uyumamıştı. Yiatak odasuun karanlı-ğında Gary’nin defteri hakkında dûşOnûp durmuştu. Şimdievin giriş salonundaydı. Görttnflışe göre evin geri kalamndaniiklanıyordu.

Felix’e anlaunuzdı çûııkâ adam bir şeyler yapabUirdL Bir jeyİCT söyleyebilirdi. Malorie öyle bir durumda Tom ve Julcs'un

evde olmasını istiyordu. Felia’in onlara ihüyaa olacakn.Gary'nin neler yapabileceğini kim bilebiiirdi ki? Ya da ne-ler yaptığını.

Cheryl'Ie konuşamazdı. Cheryl ateşli ve gûçlû bir karakte-re sahipti. Sinirlenirdi. Bir şeyler yapmak konusunda Felia'tenbile daha önce davramrdı.

Oiympia ise sadece daha fazla korkardı.Gary'yle konuşamazdı. Konuşmayacaktı. Tom olmadan

böyle bir şeyin imkAnı yoktu.

243

Page 219: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 219/299

Ama arlık eskisi kadar ya kın olm as al ar da ruh halindeki anideğişimlere rağmen Don’la konuşabileceğini düşünüyordu.

Malorie onun iyi bir adam olduğunu düşünüyordu. Herzaman öyleydi.

Gary ise haftalardır D on ’un om u zla rın d an inmeyen şey-tandı. Don’un evde bunun gibi birineiht iyacı vardı. Dünyayıonun gibi gören birine. A ma D o n ’un şü p hec iliğ i ona yardımcıolabilir miydi? G ary’yle ya ptığ ı o n ca ko nuşm ay a rağmen yenigelenle ilgili bir sorun olabileceğini düşünememiş miydi?

Gary uyurken bile çantayı yanından ayırmıyor. Ona önem veriyor, içindeki y az ıla ra ön em v er iy o r ve inan ıyor.

Bu dünyadaki her şey ço k ac ım as ız , diye düşündü ama hiç-bir şey Gary’nin defterini Tom uzaklardayken keşfetmek ka-dar acımasız olam azdı.

Uzun bir süreboyunca dönmeyeb i l i r Kes şunu.Yada sonsuzadek.Kes şunu.Ölmüş olabilir. Evin önündeki sokakta bile öldürülmüş

olabilirler. Beklediğin adamın cesedi bir haftadır hemen yanıbaşmdaki bahçede ya üy or ola bilir .

Hayır; oölmedi. Geri dönecek.Belhi.Döneceh.Belhi.Felix’le birlikte harita hazırladılar.Felix ne bilir ki?Üzerinde birlikte çalış tılar. To m başa rm a şa ns ı olmadığını

düşünseydi böyle bir risk almazdı.Ceorge’un izlediğivideoyu hatırl ıyor musun? Tom, George’a

epeyce benziyor.SUS ARTIK!Benziyor O adamıidolleştirmiş. Ya köpeklerden ne haber?

244

Page 220: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 220/299

K öpek lerin na sıl etkilend iğini bilmiyoruz.Hayır, am a e tk ilen eb ilirler . Bunun neye benzeyeceğini hayal

edebiliyor musun? Deliye dönen bir köpeğin?Lütfen... hayır Bunlan görmen, düşünmen gerekiyor. Tom geri dönmeyebilir

Dönecek, dönecek, dönecek. . .Dönmezse başka birine söylemek zorunda kalacaksın.Tom geri d ön ecek .

A radan b ir h a fta geçti. g e r i D Ö N E C E K!Ga ry’y e söy leye m ezs in. Ö nce başkasıyla konuşmalısın.Don.Hayır. H ay ır O o lm az . F elix. D on seni öldürür.

Ne?? M alo rie , D on değişti. O a r tık fa rk lı . O kadar da ap tal olma. Bize zarar vermez-Evet, verir. Hepinizi baltayla paramparça eder.KES AR TIK!!Hayatı önemsemiyor. Sana bebeğini kör etmeni söylemişti

Malorie.Bize zarar vermez.Verir Felix’le konuş.Felix he rke se söy leyecekt ir.Söy lemem esini iste. F eli x ’le konuş. Tom geri dönmeyebilir Malorie giriş odasından ayrıldı. Cheryl ve Gary mutfaktay-

dı. Gary masanın başında oturmuş, konservedeki armutlanboşaltıyordu.

“İyi akşamlar,” dedi sanki akşamın iyi olmasının nedenikendisiymiş gibi bir ses tonuyla.

Malorie adamın anladığını düşündü. Biliyordu.

Uyanıktı, uyanıktı, uyanıktı."İyi akşamlar,” dedi Malorie. Adamın yanından ayrılarak

oturma odasına girdi.

245

Page 221: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 221/299

Felix oturma odasındaki telefonun başında oturuyordu.Flaritayı sehpanın üzerine açm ıştı.

“Anlamıyorum,” dedi a klı ka rışm ış b ir halde. Fe lix pek iyigörünmüyordu. Doğru dü zgün yem ek yediğ i söylenemezdi.Bir hafta önce M alorie’yi s ak in leş tirm ek için söyledikleri bu-har olup uçmuş gibiydi.

“Çok uzun zaman oldu Malorie. Tom’un dışanda ne yap-ması gerektiğini bild iğinden em in im am a ç ok uzun zamanoldu.”

Köşeden başını uzatan Chery'l, “Başka bir şeyler düşün-men gerekiyor,” dedi. “Felix, ciddiyim. Başka bir şeyler dü-şün ya da göz bağını takmadan dışan çık. İki şekilde de aklınıkaçuacaksın.”

Felix gürültülü bir şekilde soluk verdi ve parmaklannı

saçlanndan geçirdi.Felix’e söyleyemezdi. Adam bir şeyler kaybediyordu. Bir

şeyler kaybetmişti. Gözleri ölgündü. Fiassasiyetini, mantığını,gücünü kaybediyordu.

Malorie tek kelime bile e tm ed en ad am ın yan ından aynidı.Koridordaki Don’un yanından geçti. Keşfine dair kelimelerzihninin derinliklerinde hayat buldu. Az kalsın konuşacaktı.

Don, Gary iyi biri değil. O te hl ike li. F r a n k ’in defterini çan

tasında taşıyor Ne?Dediğim gibi. Adamın eşyalar ım mı karıştırd ın ? G a ry ’nin çanta sına mı

baktın?Evet.

Bana neden bununla geliyorsun?Don, sadece birilerine söylemem gerekiyordu. Bunu anlıyor

sun, değil mi?Neden sadece Gary'ye sor m ad ın? Hey, G a ry !Hayır. Don’a söyleyemezdi. Don da bir şeylerini kaybet-

mişti. Saldırganlaşabilirdi. Tıpkı Gary gibi.

24 6

Page 222: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 222/299

Teil bir da rb ed e beb eğim kaybedebi li rsin , diye düşündüMalorie.

Gary’nin kilere inen merdivenlerin başında olduğunu ha-yal elti. Kırıklarla dolu ve kanamakla olan iki büklüm bede-ninin ise merdivenlerin dibinde.

Kilerde ok u m ay ı seviyorsu n, DEĞ İL Mi?? O zaman çocuğunla birl ikle o ra d a geber.

Tüm ev arkadaşlarının oturma odasında olduğunu duyabi-liyordu. Cheryl, Felix’le konuşuyordu. Gary ise Don’la sohbetediyordu.

Malorie seslere doğru döndü ve oturma odasına yaklaştı.Hepsine aynı anda söyleyecekti .Odaya girdiğinde bedeni buzdan yapılmış gibi hissetti.

Eriyordu. Parçalan teker teker yere düşüyor da yaklaşmaktaolan anın da ya nılm az ba sk ısı altında suya dönüşüyor gibiydi.Cheryl ve Olympia kanepedeydi. Felix telefonun yanında

bekliyordu. Don tekli koltuktaydı. Gary battaniyeyle örtülüpencerelere bakarak ayakta dikiliyordu.

Ağzını açtığında Gary yavaşça omzunun üzerinden baktıve gözlerini M alo rie’nink ilere dikti.

“M alorie,” de di se rt b ir se s tonu yla, “aklını kurcalayan birşey mi var?”

Malorie an iden h erk esin ona bakm akta olduğunun farkınavardı. Konuşmasını bekliyorlardı.

“Evet, Gary,” dedi. “Var.”“Nedir?” diye sordu Don.Kelimeler boğazına takıldı. Küçük bir kırkayağın bacaklan

gibi boğazı boyunca tırmanıp dudaklarına ulaştılar. Çıkmakiçin bir yol a rıyo rlard ı.

“Gary’nin şeyini hatırlayan var mı?”

Durdu. O ve ev arkadaşları battaniyelere doğru döndüler.Kuşlar ötüyordu.“Bu Tom,” dedi Felix çaresizce, “Tomolmalıl"

247

Page 223: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 223/299

Gary tekrar Malorie’nin gözlerine baktı. Ûn kapı çalındı.Ev arkadaşlan hızla hareket ettiler. Felix koşarak ön kapı-

ya gitti. Malorie ve Gary ise yerlerinden kıpırdamadılar.Biliyor, biliyor, biliyor, biliyor, biliyor.Tom seslendiğinde Malorie korkuyla titriyordu.

Biliyor.Sonra Tom’un sesini duyan Gary onu orada bırakıp giriş

salonuna yöneldi.Sokak kapısına gidip sorular so ru ld uktan ve ev arkadaşlan

gözlerini kapattıktan sonra Malorie, sokak kapısının açıldığı-nı duydu. Soğuk hava içer i h ücu m et ti. M alor ie az kalsın Tomolmadan Gary'yle yüzleşecekti.

Köpekler giriş salonunun fayanslarım eşeliyordu. Ayakka-bı sesleri. Kapının eşiğine çarpan bir şey. Sokak kapısı hızlakapandı. Duvarlara sürtünen süpürge saplarının sesi odayıele geçirdi. Sonunda Tom konuştu. Adamın sesi, Malorie’ninkurtuluşu oldu.

“Sizi evimden aramayı planlıyordum ama siktiğimin tele-

fonu çalışmadı.”"Tom,” dedi Felix; sesi ku lağa heyec an lı am a zayıf geliyor-

du. “Başaracağınızı biliyordum. B ili yo rd u m !"Malorie gözlerini açtığında artık Gary’yi düşünmüyordu.

Çantasında beklemekte olan kusursuz bir el yazısıyla yazıl-mış harfleri de görmüyordu.

Tek gördüğü Tora ve Ju le s’un yen id en evde olduğuydu.“Bir maıkeii yağmaladık,” dedi Tom. Kelimeler kulağa

imkânsu gibi geliyordu. “Oraya birileri bizden önce el atmışama yeterince erzak top lad ık.”

Yorgun ama iyi görünüyordu.“Köpekler işe yaradı,” dedi. “Bize yol gösterdiler.” Gurur

dolu ve mutluydu. “Ama ev im de , hep im iz e daha da yardımcıolacağını umduğum bir şey bu ld um .”

248

Page 224: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 224/299

Felix, To m ü n sırt çan tas ını çıkarmasına yardımcı oldu.Tom çan tan ın fe rm u ar ın ı a çtı ve içinden bir şey çıkarıp girişsalonunun zem inin e dü şm esine izin verdi.

Bu bir telefon rehberiydi .“Burad aki b ü tü n n u m ar ala n aray acağız,” dedi. “Her birini.

Ve er ya da geç bir i ya nıt ve rec ek ."

Bu sadece bir telefon rehberiydi ama Tom onu değerli birhediyeye dö nü ştü rm ey i bi lm işt i .

“Şimdi,” dedi Tom. “Haydi, yemek yiyelim."Diğerleri heyecanlı bir şekilde yemek odasını hazırladılar.

Olympia tabak çanağı getirdi. Felix bardaklan kovadan aldığısuyla doldurdu.

Tom ger i dönm üştü . Ju le s geri d ö n m ü ş tü .“M alorie!” diye se sle nd i O lym pia. “Bu bir yengeç eti kon-

servesi!”Malorie iki dünya arasında kalakalmıştı, mutfağa girdi ve

akşam yem eğin in h az ırlan m asın a yardım etti .

Page 225: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 225/299

! ' /

Otuz altıBiri tarafından takip ediliyorlardı.

Daha ne kadar gitmeleri gerekliğini kendisine sorup dur-masının bir faydası yoktu. Aradığı yeri bulduğunu ona gös-terecek olan kaydın sesini ne zaman duyacağım bilmiyordu.Hâlâ kaydın ça lın ıp çahn m ad ıgın ı bile bilmiyordu. Arlık sade-ce kürek çe kiyo rd u, ya lnız ca azim le yoluna devam ediyordu.

Bir saat kadar önce kavgaya tutuşmuş aslanlan andıranbir şeylerin yanından geçmişlerdi. Kükremeleri duymuşlardı.Yırtıcı ku şlar g ök yü zü nd e çığlık lar atıyordu. Ormanın içinde-ki canlılar kükreyip hırlıyordu. Nehrin akıntısı gittikçe hız-lanmıştı. T om v e ju le s ’un evlerinin hemen yanındaki sokak-la buldukları çadırı hatırladı. Nehirde de oraya ait olmayan,böylesine şaşırtıcı bir şeyin olması mümkün müydü? Onaçarpabilirler m iyd i?

Dışarıda her şeyin mümkün olduğunu biliyordu.Ama o anda onu endişelendiren daha önemli bir durumvardı.

Biri tarafından takip ediliyorlardı. Evet, Oğlan da duymuştu.Hayalet bir yankı. Kendisininkileri takip eden ikinci bir

kürek sesi.Kim olabilirdi? Ve eğer istedikleri ona ve çocuklara za-

rar vermek se n ed en M alo rie ken dind en geçtiği sırada bunuyapmamışlardı?

Evinden kaçan başka biri olabilir miydi?

251

Page 226: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 226/299

“Oglan," dedi Malorie sessizce, “onlar hakkında söyleyebi-leceğin her şeyi anlat.”

Oğlan dinledi.“Bilmiyorum Anneciğim.”Sesi kulağa utanmış g ibi geliyordu .

“Hâlâ oradalar mı?”“Bilmiyorum."“Dinle."Malorie durmayı düşündü. Dönmeyi. Arkalarından gelen

gürültünün karşısına çıkmayı.Kayıt durmadan kendini tekrar edecek. Onu duyacaksın.

Epeyce yüksek sesli ve net. Sesi duy du ğu nd a ise gözlerin i açmak zorunda ka lacaks ın.

Onlan takip edenneydi?“Oğlan,” dedi tekrar. “Onlar hakkında söyleyebileceğin

her şeyi anlat."Malorie kürek çekmeyi kesti. Su etraflanndan süratle

akıyordu.“Ne olduğunu bilmiyorum,” dedi Oğlan.Malorie yine de bekledi. Sağdaki sazlıklarda bir köpek

havladı. İkinci bir havlama ona yanıt verdi.Vahşiköpekler, diye düşündü Malorie.Kurtlar.Tekrar kürek çekmeye koyuldu. Oglan’a ne duyduğunu

sordu.“Üzgünüm Anneciğim,” diye bağırdı çocuk. Sesi gözyaşla

n yüzünden çatlaktı. Utanç içindeydi.Bilmiyor.Yıllardır Oğlan’ın tarif edemediği tek bir ses olmamıştı. O

anda duyduğu ses, büyük olasılıkla daha önce hiç duymadığıbir şeydi.

Fakat Malorie çocuğun yine de ya rd ım cı olab ileceğine ina-nıyordu.

'Ne kadar uzaklıktalar?” diye sordu Malorie.

Ama Oğlan ağlıyordu.“Yapamıyorum!”“Sesini yüfesellme/” dedi Malorie dişlerinin arasından.

252

Page 227: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 227/299

Soldaki sazlıklardan bir homurlu yükseldi. Sesi domuzlannkini andırıyordu. Sonra bir iane daha. Ve bir iane daha.

Nehir faz lasıy la in ce lm iş gibiyd i. Sazlıklar çok yakındaydı.Onlar ı lakip eden bir şey mi vardı?Malorie küreklere ası ldı .

a

2 5 3

Page 228: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 228/299

Malorie eve geldiğinden beri ilk defa başkalarının bilmediğibir şey biliyordu .

Tom ve Jules henüz dönmüşlerdi. Ev arkadaşlan akşamyemeğini hazırlarken Tom, konserve yiyeceklerden oluşanyeni erzaklannı kilere taşıdı. Malorie onunla orada buluştu.Belki de Gary, Frank'in yazdıklannı derinlemesine incelemekiçin defteri sak lıyo rdu. Kendis i de yazmış olabilirdi. Her halü-karda Tom’un bilmesi gerekiyordu. Hem de hemen.

Tom kilerin ışığı altında yorgun ama muzaffer görünüyor-du. Açık renkli saçlan kirlenmişti. Malorie’nin onunla birliklekilere ilk inişine kıyasla yüz ballan daha yaşlı gibiydi. Zayıf-lıyordu. Kendisinin ve Jules’un sırt çantasındaki konserveleri

sistemli bir şekilde çıkarıp raflara yerleştirdi. Marketle olma-nın nasıl bir his old uğ un da n, çürümüş yiyeceklerin kokusun-dan konuşmaya başladığı sırada Malorie aradığı fırsatı buldu.

Ama o anda kilerin kapısı açıldı.Gelen, Gary’ydi.“Elimden gelirse sana yardım etmek isterim,” dedi Tom’a

merdivenlerin tepesinden.“Pekâlâ,” dedi Tom. “O zaman aşağı gel.”

Gary toprak zemine ulaştığında Malorie kilerden çıktı.

255

Page 229: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 229/299

Artık herkes yemek odasındaki masanın etrafında toplan-mıştı. Malorie hâlâ bir fırsat arıyordu.

Tom ve Jules geçird ikleri bir ha ftay ı yava ş yavaş anlatma-ya koyuldu. An lattıklan inan ılm az dı am a M alor ie’nin zihniGary'yc kilitlenmişti. Normal davranmaya çalışıyordu. An

latnklannı dinliyordu. Geçen her dakika, Tom’un evin gerikalanı için Gary’nin bir tehdit olduğunu bilmediği anlaraekleniyordu.

Sanki o ve diğerleri Gary’nin özel alanını işgal ediyormuşgibiydiler. Sanki Gary ve Don, onlarıkendi yemek odalanna,fısıltıyla konuşmayı en çok sevdikleri yere davet etme hakkı-na sahiplermiş gibi. İkisi odada o kadar uzun zaman geçiri-yorlardı ki oda onlar gibi kokuyordu. Akşam yemeğini otur-ma odasmda yiyecek olsalardı grubun geri kalanına katılırlarmıydı? Malorie hiç sanmıyordu.

Tom gözleri bağlı bir halde be ş k ilo m et re yü rüm enin nasılbir his olduğunu anlatırken Gary oldukça cana yakın, konuş-kan ve ilgiliydi. Adam ağzını ne zaman açsa Malorie ona ba-ğırarak susmasını söylemek is liyordu . Ö n ce eteğin deki taşlandök, demek istiyordu.

Ama bekledi.“Hayvanlann etkilenmediğine ikna olduğunu mu söyle-

mek istiyorsun?” diye sordu Gary ağzı yengeç etiyle tıka basadolu halde.

“Hayu, öyle demiyorum,” dedi Tom. “Henüz değil. Belkide görünce etkilenecekleri bir ş ey in yan ından geçmem işizdir.”

“Bu ihtimal oldukça düşük,” dedi Gary.Malorie az kalsın bağıracaktı.Sonra Tom herkes için başka b ir sü rp riz i old uğ un u ilan etti.“Sın çantan tıpkı bir palyaço arabası gibi,” dedi Gary gü-

lümseyerek.Tom geri döndüğünde elinde küçük, kahverengi bir kulu

taşıyordu. Kulunun içinden sekiz tane b is ik le t kom ası çıkardı.

25 6

Page 230: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 230/299

"Bunları markette bulduk,” dedi. “Oyuncak reyonunda."Herkese birer tane dağıttı.“Benimkinin üzerinde adım yazıyor,” dedi Olympia.“Hepsinin üzerinde yazıyor,” dedi Tom. “İsimlerinizi göz-

lerim kapalı bir halde yazdım."“Bunlar ne için?” diye sordu Felix.“Dışanda daha fazla zaman geçirmeye başlayacağımız bir

döneme yaklaşıyoruz,” dedi Tom otururken. “Bunlarla birbi-rimize sinyal verebiliriz.”

Gary aniden kornasını öttürdü. Sesi bir kazı andınyordu.Herkes kom ala n n ı ça lm ay a baş ladığında ise oda sanki bir kazsürüsüyle dolmuş gibiydi.

Gülümserken Felix’in gözlerinin altındaki halkalar ge-

nişledi.“Ve bu da,” dedi Tom, “büyük kapanış.” Sırt çantasına

uzandı ve çantasından bir şişe çıkardı. Bu romdu.“Tom!” dedi Olympia.“Evime dön m ey i ist em em in asıl nedeni buydu,’’ diye şaka

laşu Tom onlarla.Ev ark ad aş lannın ka hk ah ala rım dinleyen, gülümsemeleri-

ni gören Malorie artık dayanamayacak hale geldi.

Avuç içlerini masaya vurarak ayağa kalktı.“Gary’nin çanta sına b aktım ,” dedi. “Bize bahsettiği defteri

buldum. Battaniyeleri indirmekle ilgili olanı. Frank’in yanınaaldığını söylediğ i d ef te ri .”

Odaya sessizlik çöktü. Bütün ev arkadaşlan ona bakıyor-du. Yanaklarına bir anda ateş basınca suratı kıpkırmızı kesil-di. Alnında ter damlacıkları oluşmaya başlamıştı.

Rom şişesini hâlâ elinde tutan Tom, Malorie’nin şiızünü

inceledi. Sonra yavaşça Gary’ye döndü.“Gary?”Gary gözlerini masaya dikmişti.

257

Page 231: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 231/299

Zaman kazanmaya çalışıyor, diye düşündü Malorie. Lanciolasıca herif diişılnmek için zam an ka za n m ay a çalışıyor.

"Aslında,” dedi Gary, “ne diyeceğimi tam olarak bilemi-yorum.”

“Başka birinin eşyalarını mı karıştırdın?” diye sordu

Cheryl ayağa kalkarak."Karıştırdım. Evet. Bunun evin kurallannı ihlal etmek an-lamına geldiğini biliyorum ama bulduğum şey hakkında ko-nuşmamız gerekiyor.”

Oda yeniden sessizleşti. Malorie hâlâ ayaktaydı. Bedenin-deki elektrik akımını his sed eb iliyordu .

Jules, “Gary?” diyerek adam ı zorlam aya çalıştı .Gary sandalyesinde arkaya yaslandı. Derin bir nefes aldı.

Kollanm göğsünde kavuşturdu. Sonra kollannı açıp iki yana

bıraku. Ciddi görünüyordu. S in ir lenm iş ti. Sonr a sırıttı. Ayağabik ıp çantasına gitti. Ça ntay ı aldı ve m as an ın ü zerin e bıraktı.

Diğerleri çantaya bakıyordu am a M al or ie , G ary ’nin suratım inceliyordu.

Adam çantayı açu ve defteri çıkardı.“Evet,” dedi Gar>'. “D efterbenim ya nım d a. Fr an k’in defteri

bende.”“Frank’in mi?” diye tek rarla dı M alo rie.“Evel,” dedi Gary kad ına d ön erek . Son ra tiyatro sahne-

lerine özgü, cenülmenvari bir tavır takınarak, “Seni küçükmeraklı,” dedi.

Ansızın herkes aynı anda k onuşm ay a baş lad ı. Fe lix defteri is-tiyordu. Çheryl, Malorie’nin bunu ne za m an öğren diğ im bilmekistiyordu. Don parmağım Malo rie ’ye doğru ltm uş bağınyordu.

Karmaşanın tam or tasın da M alo ri e ’ye bakm aya devameden Gary, “Seni paranoyak h am ilek a l t a k , ” dedi.

Jules adama doğru ham le ett i. K ö p ek ler havlıyord u. Tomaraya girdi. Fferkese susmaları için bağırıyordu, durmalannı söylüyordu. Malorie har ek et e tm ed i. Tek ya ptığ ı, Gary’ycbakmaktı.

25 8

Page 232: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 232/299

Ju les geri ad ım altı .“Malorie’nin bunu hemen açıklaması gerekiyor,” diye

patladı Don. Ayağa fırladı ve parmağını öfkeli bir şekildeMalorie’ye doğrulttu.

Tom kadına baktı.

“M alorie?" ded i.“Ona güvenmiyorum.”Ev arkadaşları daha fazlasını bekliyordu.Oİympia, “Defterde ne yazıyor?” diye sordu.“Oİym pia !” dedi M alor ie. “Defter hemen şurada. Açıp

kendin oku.”Ama defter çoktan Felix’in ellerindeydi.“Neden hayatını tehlikeye atan bir adamdan hatıra sakla-

mak isıeyesin ki?” diye sordu.“Defteri saklamamın nedeni detam olarak bu,” dedi Gary

ısrarcı bir tavırla. “Frank’in ne düşündüğünü bilmek istiyonım. Haftalar boyunca onunla birlikte yaşadım ve bizi öl-dürmeyi den ey eb ile ce ğ i a k lım ın ucu na bile gelmedi. Belki debunu bir uyan niyetine saklıyorumdur. Onun gibi düşünme-ye başlamamak için. Sîzlerin de aynı hataya düşmemesi için.”

Malorie öfkeli bir şekilde başını iki yana salladı.

“Frank’in defteri yanında götürdüğünü söylemiştin,” dedi.Gary cevap verecek oldu ama sonra durdu.“Bunun iç in ta tm in ed ici b ir cevabım yok," dedi Gary.

"Muhtemelen defterin yanımda olduğunu öğrenirseniz kor-kacağınızı düşündüm. Ne isterseniz onu düşünebilirsinizama bana gü ve nm en iz i ter cih ederim . Yaşamakta olduğumuzkoşullara bakıldığında bir yabancının eşyalarını kurcaladığıniçin seni suçlayamam ama en azından bana kendimi savunma

şansını tanıyın.”Tom artık deftere bakıyordu. Kelimeler gözlerinin ardında

sürünerek ilerliyor gibiydi.

259

Page 233: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 233/299

Defler sonra D ön ün eline geç ti. Yü zünd eki öfkeli ifade ye-rini yavaşça akıl kanşıkligma bıraktı.

Sonra Malorie, herhangi bir oylamanın çözebileceğin-

den çok daha büyük bir şeyin farkındaymış gibi parmağınıGary'ye doğrultup, “Burada daha fazla kalamazsın. Buradanaynimalısın,” dedi.

“Malorie,” dedi Don kadını ikna etmeye çalışarak, “haydiama; adam kendini açıklamaya çalışıyor.”

“Don,” dedi Fe lix, “sen o la ne t o lasıca ak lın ı m ı kaçırdın?"Hâlâ defteri elinde tutmakta olan Don, Gary’ye döndü.“Gary,” dedi, “bunun ne kadar kötü göründüğünü anla-

malısın.”“Anlıyorum. Tabii ki an lıy o ru m .”“Bu senin el yazın değil m i? Bunu ka n ıtlayab ilir m isin?”Gary çantasmdan bir kalem çıkardı ve defterin sayfalann

dan birine adını yazdı.Tom kısa bir anlığına yaz ıya bak tı.“Gary,” dedi Tom, “geri kalan ım ız ın konuşm as ı gerekiyor.

İslersen burada oturabilirsin. Nasıl olsa diğer odada da olsansesimizi duyabilirsin.”

“Anlıyorum,” dedi Gary. “Bu gem in in kap tanı sensin. Sen

ne dersen o olsun.”Malorie adama vurmak istiyordu.“Pekâlâ,” dedi Tom sakince, “ne yapacağız?”“Gitmesi gerekiyor,” dedi Cheryl bir an olsun tereddûl

etmeden.Sonra Tom oylamayı başlattı.“Jules?”

“Burada kalamaz Tom.”“Felix?”

“Hayır demek istiyorum. B irin i d ışa n a tm ak için oylamayapamayacağımızı söylem ek is tiy oru m am a o defte ri yanındataşımasının başka hiçbir nedeni o la m az.”

260

Page 234: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 234/299

“Tom," dedi Don, “bu defa, gitmek isteyen birini gönder-mek için yapmıyoruz bu oylamayı. Birinizorla sokağa almayaçalışıyoruz. Vicdanın buna elverecek mi?"

Tom, O iym pia’ya d öndü .“Olympia?"“Tom,” dedi Don.“Don, sen o yun u ku llan dın.”“Kimseyi zorla sokağa atamayız Tom.”Defter masanın üzerinde duruyordu. Açıktı. Kelimeler ter-

temiz bir şekilde gözler önüne serilmişti.

“Üzgünüm D o n ,” dedi Tom.Don umut dolu bir tavırla Oiympia’ya döndü.Ama ka d ın yan ıt v erm ed i. Zaten önemi de yoktu. Ev b

rannı vermişti.Gary ayağa kalktı. Defterini alıp çantasına koydu. Sandal-

yesinin arkasına geçti ve çenesini havaya bidırdı. Derin de-rin nefes aldı. Sonra başıyla onayladı.

“Tom,” dedi Gary, “Kasklarından birini alabilir miyim?Komşuna ödünç vermişsin gibi düşün.”

“Tabii ki,” dedi Tom sessizce.Sonra Tom odadan ayrıldı. Elinde bir kask ve biraz yiye-

cekle geri döndü. Eiepsini Gary’ye verdi.“Böyle mi çalışıyor?” diye sordu Gary kaskın kayışını

bağlarken.

“Bu korkunç bir şey,” diyerek inledi Olympia.Tom, Gary’nin kaskı takmasına yardımcı oldu. Sonra

onunla birlikte sokak kapısına kadar yürüdü. Ev arbdaşlangmp halinde onlan takip ediyorlardı.

“Bu bloktaki tüm evlerin boş olduğunu sanıyorum,” dediTom. “Jules’la birlikte keşfettiklerimize göre buradaki evler-den istediğini seçebilirsin.”

“Evet,” dedi Gary göz bağının ardından gergin bir şekildegülümseyerek. “Sanırım bu oldukça cesaret verici.”

261

Page 235: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 235/299

İçi alev alev yanan Malorie dikkatli bir şekilde Gary’yi iz-liyordu.

Gözlerini kapattığında, herkes gözlerini yumduğu zamansokak kapısının açılıp kapandığını duydu. Bu sırada adamınayaklarının çimler üzerinde çıkardığı sesi duyduğunu düşün-dü. Gözlerini açtığında Don diğerleriyle birlikte giriş salo-nunda dikilmiyordu. Malorie adamın da Gary’yle birlikte ev-den aynidığını düşü nd ü. S o n ra m u tfa k ta b ir şeylerin hareketettiğini duydu.

“Don?"Adam homurdandı. O olduğunu bil iyordu.Kiler kapısını açıp çarp arak ka p atm ad an ön ce ağzında bir

şeyler geveledi.Malorie’yi hedef alan başka bir küfür.Herkes sessizce dağılırken yaptıkları şeyin ciddiyetini

kavradı.Sanki Gary dışarıda her an her yerdeydi.Kovulmuştu. Sürgüne g ö n d erilm işti .Dışlanmıştı.Hangisi daha hötıl, diye so rd u M alo rie ken d i ken dine. Gö-

zümüzü üzerindenayırmamamız İçin burada olması mı? Yoksa dışanda olduğu için ne yaptığını asla öğrenemeyecek olmamız mı?

262

Page 236: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 236/299

/ ' f \1

k sek iz ^Scoi takip eden Gary mi?

Arkalanndaki kişinin çıkardığı sesler uzaktan geliyor ol-

masına rağmen duyuluyordu.Seni korkulmaya çalışıyor Seni isiedigi tornan alaşağı

edebtIlnIi.Gary.Budört yıl önceydi!Dön yıldır inüknm almak için bekliyor olabilir miydi?"Anneciğim,* diye fısıldadı Oğlan."Ne oldu?’Çocuğun söylemek üzere olduklarından korkuyordu."Ses gittikçe yaklaşıyor*Garydört yıldır neredeydi? Seni izliyonh. Evin dışında bek-

liyordu. Çocuklann büyümesini izledi. Dünyanın gittikçedaha uğuk, daha karanlık bir yere dönüşmek izledi.la kiaptalca bir şekilde seni gizleyeceğine inondığm sis çökene kadar Sisiniçinde seni gördü. Yaptığınher şeyi gönlü. O adam seniGÖRDÜ, Malorie. Hem de attığın her adımı.

"Lanet olsunl" diye bağırdı. ‘Bu imkdnsıt.'* Sonra direnenkaslanna rağmen boynunu çevirip, ‘Bitirahat bırak!' diyebağırdı.

Kürek çekmek artık eskisi kadar kolay d^ildi. Kürekler

J63

Page 237: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 237/299

sabahki kadar kolay hare ket etm iyo rd u. O saatlerd e iki omzuda sağlamdı. Kalbi en erjiyle d olu yd u. A rk as ınd a, onu hareke-te geçirecek dört yıl vardı.

Katlandığı onca şeyden sonra Gary’nin hâlâ peşinde oldu-ğuna inanmayı reddediyordu. Bu son derece acımasız bir sonolurdu. Onca yıl boyunca dışarıda tek başına hayatta kalmışbir adam. Yaratık değil, sadece bira d a m .

i n s a n o ğ l u ASLINDA KO RK TU Ğ U YARATIĞIN TA k e n d i s i d i r

Sadece alü kelim eden olu şan bu cü m le, G ary ’nin cümlesi,kilerde onu okuduğu ge ced en b eri M a lor ie’n in aklından çık-mıyordu. Doğru değil m iyd i? V ic to r’la b ir lik te ele geçirdiğihoparlörlerden kınlan bir dal sesi yükseldiğinde, dışandakibahçeden gelen ayak seslerini duyduğunda en çok korktuğuneydi? Bir hayvan mı? Yaratıklar mı?

Yoksa bir insan mı?Gary. Daima Gary.İstediği anda içeri girebilirdi. Pencerelerden birini kıra-

bilirdi. Kuyudan su alırk en M a lo ri e ’ye sa ld ırab ilird i. Nedenbeklesindi ki? Daima takipteydi, pusu kuruyordu, saldınyageçmeye hazır değildi.

O adam deli. Bildiğimiz delilerden.

i n s a n o ğ l u ASLINDA K O RK TU Ğ U YARATIĞIN TA k e n d i s i d i r

“Oğlan, peşimizdeki bir er k ek m i? ”“Bilmiyorum Anneciğim.”“Biri kürek mi çekiyor?”

“Evet. Ama kürek yerine ellerini kullanıyor.”“Acele ediyorlar mı? B ek liyo rla r m ı? D ah a fazla ayrıntı ver.

264

Page 238: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 238/299

puydugun her şeyi söy le .”Seni feimtak ip ed iyo r?

Gary.Seni kim takip ediyor?

Gary.Seni k im tak ip ed iyor?Gary. Gary. Gary. Gary.

"Bir kayıkta olduklarını sanmıyorum," dedi Oğlan an-sızın. So nunda b ir ayrım yapabild iği için sesi kulağa gururdolu geliyordu.

“Ne dem ek ist iyorsu n?Yüzüyorlar mı?"

“Hayır, A n n eciğ im . Yüzm üyorlar. Yürüyorlar."Epeyce arkalarında, daha önce hiç duymadığı bir şey duy-

du. Gök gürültüsüne benziyordu. Değişik bir tür gök gürül-tüsüne. Ya da ağaçlardaki kuşlann tümü ötmeyi kesmiş ve

aynı anda çığ lık atm ay a baş lam ıştı.Ses ne h ir b o y u n c a yan kıland ı ve Malorie, Ekim ayma özgü

serin havanın neden olamayacağı kadar ürperdi.

Tek ya p ab ileceğ i, k ü rek lere asılmaktı.

265

Page 239: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 239/299

Don kilerdeydi. Kilerden çıkmıyor, arlık orada uyuyordu.Toprağın göründüğü yerden dışan doğru bir tünel kazıyorolabilir miydi? Yoksa toprağın içine, derinliklerine doğru mu

kazıyordu? Onlardan uzaklaşmaya mı çalışıyordu? Yazı ya-zıyor m uyd u? M alo rie ’n in , Gary’nin çantasında bulduğunabenzer bir d efte ri v ar m ıydı?

Gary.Gidişinin üzerinden beş hafta geçmişti. Bunun Don üze-

rindeki etkisi neydi?Gary gibi birine mi ihtiyacı vardı? Bir kulağa daha mı ih-

tiyaç duyuyordu?Don gittikçe içine kapanıyor, evin içine gömülüyordu.

Şimdi de kilerdeydi.Daima k ilerdey di.

Page 240: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 240/299

Her ne kadar dört yılını daha burada geçirecek olsa da Malo-

rie sonraları bu geceyi evdeki son gecesi olarak düşünecekti.Kamı aynada artık o kadar büyük görünüyordu ki onu kor-kutuyordu. Sanki ansızın vücudundan kopup düşecek gibiy-di. Bebeğiyle konuştu.

“Her an doğa bi lirs in . San a anlatmak istediğim ve istemedi-ğim bir sürü şey var.”

Küçük bir kız olduğu zamanlardan beri siyah saçlan hiç

bu kadar uza m am ıştı. Sh an non saçlannı hep kıskanırdı.Bir p renses g ibi görünüyorsun . Ben de prensesin kız kardeşi-

nebenziyorum, derdi.Sürekli konserve gıdalarla beslendiği ve kuyu suyu içtiği

için kamındaki şişkinliğe rağmen kaburgalarından bazılanm

görebiliyordu. K olla rı in ce cik da llan andınyordu. Yüz hatlankeskin ve s er tti. İy ice der in lere göm ülen gözleri, aynadan gör-

düğü haline rağmen hâlâ dikkat çekiciydi.Ev arkadaşlan alt kattaki oturma odasında toplanmışlardı.

O günün erken saatlerinde telefon rehberindeki son isimleriaramışlardı. A ranacak başka numara kalmamıştı. Felix beş bine

yakın arama yaptıklannı söylemişti. On yedi mesaj bırakmış-

lardı. Her şey bu kadardı. Ama Tom umudunu yitirmemişli.

269

Page 241: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 241/299

Malorie aynadaki aksini incelerken alt kattaki köpekler-den birinin hırladığını duydu.

Sesi Victor’unkine benziyordu. Koridora çıkarak aşağıyakulak kabartu.

“Neler oluyor V icto r?” diye so rdu Ju le s.“Bundan hoşlanmıyor,” dedi Cheryl.“Hoşlanmadığı ne?”“Kilerin kapısından hoşlanmıyor.”Kiler. Evin geri kalanının Don'un umurunda olmadığı sır

değildi. Tom telefon re h be rin d ek i n u m ar ala n aramak içinönayak olup her birine birkaç harf verirken Don, sürecin

geneline “inancı olmadığını” söyleyerek sorumluluk almayıreddetmişti. Gary’yi kap ının ö n ü n e ko y m ala rın ın üzerindengeçen yedi hafta boyunca Don onlarla birlikte yemek bile ye-memişti. Arada sırada tek tü k b irk a ç k eli m e ediyordu.

Malorie mutfaktaki sandalyelerden birinin döşeme üzerin-de kaydığını duydu.

“Victor, iyi misin? ” diye so rd u Ju le s .

Malorie kiler kap ısının a çıld ığ ın ı v e ard ınd an Ju le s’un ses-lendiğini duydu.

“Don? Aşağıda m ıs ın ?”“Don?" diye tekrarladı Cheryl.Ne olduğu anlaşılam ayan b ir y an ıt a ld ık lan n d a kapıyı tek-

rar kapatnlar.Merak ve endişe içind ek i M alo rie tişö rtü n ü ka m ının üze-

rine indirdi ve alt kata yöneldi.Mutfağa girdiğinde Jules’un dizlerinin üzerine çökmüş,

inleyip gürültülü solukla r alan V ic to r’u sa k in leş tirm ey e çalışnğım gördü. Malorie oturma odasına baktı. Tom battaniyeyleörtülmüş pencerelere ba k ıyo rd u .

Kuşlan dinliyor, diye düşündü.Victor onu korkutuyor.Tom, Malorie’nin onu iz led iğin i h iss e tm iş gibi kadına dön-

dü. Vicıor ise Malorie’nin arkas ın da d u rm u ş, inlem ey e benzersesler çıkanyordu.

270

Page 242: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 242/299

“Ju le s, " ded i T om mutfağa girerken, “bunun ne olduğunudüşünüyorsun? Onu korkulan ne?"

“Bilmiyorum ama bir şeyin onu rahatsız etliği açık. Daha

önce de kilerin kapısını eşeliyordu. Don aşağıda ama onunlakonuşmak deveye hendek allalmaktan zor. Ûsl kata çıkar-maktan bahsetmiyorum bile."

“Pekâlâ,” dedi Tom. “O zaman biz de aşağı ineriz.” ju les başın ı kald ırıp Tom ’a baktığında Malorie adamın yü-

zündeki korkuyu gördü.Gary onlara ne yapmıştı?

Güvens iz l ik yara t t ı , diye düşündü Malorie. Jules, Donla yüzleşmekten korkuyor.

“Haydi,” dedi Tom. “Onunla konuşma zamanı geldi.” Ju les ayağa k a lk tı ve elin i kiler kapısının koluna koydu.

Victor tekrar hırlamaya başladı.“Sen b ura da kal oğ lu m ,” dedi Jules.“Hayır,” dedi Tom. “Onu da yanımızda götürelim."

Ju les d u raksad ı ve sonra kilerin kapısını açtı.“Don?” diye seslendi Tom.Yanıt gelmedi.Aşağı ilk inen Tom oldu. Ardından Jules ve Vicıor indi.

Malorie de onları takip etti.Işık aç ık o lm asın a rağ m en aşağısı karanlık gibiydi. Malorie

başlangıçla yalnız olduklarını sandı. Don’u taburede oiumr

ken görmeyi bekliyordu. Okuyor, düşünüyor ya da bir şeyleryazıyor olm al ıyd ı. Neredeyse aşağıda kimsenin olmadığınısöyleyecekti ki aniden irkildi.

Don, gölgelerinin içindeki çamaşır makinesine dayanmış,ince perdenin yanında dikiliyordu.

“Köpeğin içine ne kaçtı?” diye sordu sessizce.Tom yanıt verirken kelimelerini özenle seçmeye dikkat

ediyordu.“Bilmiyoruz Don. Buradaki bir şeyden hoşlanmıyor. Herşey yolund a m ı?”

271

Page 243: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 243/299

*Ne demek istiyorsun?”*Son günlerde burada bizden daha fazla zaman geçiriyor-

sun,” dedi Tom. “Sadece her şeyin yolunda olup olnmdı|nHbilmek istiyorum.”

Don öne doğru adım aurak aydınlığa çıktığında Maloriesessizce nefesini tuttu, iyi görünmüyordu. Solgundu. Zayıf-lamıştı. Koyu renkb saçlan kirlenmiş ve seyrekleşiyordu. Yüzhathn kille kaptanmış gibiydi. Gözlerinin altındaki koyurenkli halkalar, haftalardır baktığı karanlığın bir kısmnuözümsemiş gibi görünmesine neden oluyordu.

Rutubetli ve kaıanhk kilerde umut verici bir şeyler söyle-meye çalışarak, “Telefon rehberindeki bütün isimleri aradık,”dedi Tom.

'Sansmız yaver gitti mi?”“Henüz değil ama neler olacağını kim bilebilir ki?”“Evet. Kim bilebihr ki?'Soma ikisi de »ıstu. Malorie, aralarında baş göstermekte

olan bölünmenin artık tamamlandığını anladı. Don u kontroledtyorlaniı. Sanki anık başka bir yerde yaşıyormuş gibi. Aralanndaki ilişkmin onaniması imkânsızdı.

“Üst kata gelmek ister misin?” diye sordu Tom kibarca.Maloıic bir anda bayılacakmış gibi oldu. Ellerinden birini

kamına götürdü.Bebek. Kilerin merdivenlerinden inmemeliydi ama upla

diğerleri gibi o da Dönün halinden endişe ediyordu.“Niçin?” diye yanıtladı Don sonunda.“Niçin olduğuım bihniyoTum," dedi Tom. “Bir geceliğine

bile olsa geri kalanımızla birlikte zaman geçirmek sana iyi gelebihı.’

Don ba^yla yavaşça onayladı. Dudaklarını yaladı. Bir keredaha kilcıe bakn. Raflara, kutulara, yeni hafta önce Gary'mn

(mtismdaki defteri okurken Malorie’nin üzerinde oturduğutabureye.

272

Page 244: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 244/299

‘Pekâlâ," diye fısıldadı Don. “Tamam."Tom elini Don'un omzuna koyunca Don ağlamaya hailadı.

Ağbdıgmı gizlemek Icin elini yüzüne gütürdO.

“Üzgünüm dostum," dedi. “Aklım çok kanşık Tom.““Hepimizin öyle," dedi Tom alçak sesle. “Üsı kalageL Her-kes seni görmekten memnun olacaktır’

Mutfağa çıktıklannda Tom dolaptan bir şişe rom çıkardı.Kendisi ve Don için birer bardak doldurdu. İkisi yavaşça bar(hklan birbirine vurdu ve ardından içkilerini yudumladılar

Bir anlığına hiçbir şey değişmemiş ve asla değişmeyecek

gibiydi. Ev arkadaşları yine beraberdi. Malorie en son neaman Don'u böyle gördüğünü hatırlamıyordu. Defterindebulduğu yazılara benzer bir dille Don’un zihnini bulandıran,ona saçma sapan şeyler fısıldayan, adamın omzuna binmiş birşeytana benzeyen Gary artık orada değildi.

Victor mutfağa doğru giderken başmı Maloıie’nln bacaklanna sürttü. Malorie köpeği izlerken bir kere daha bayılacak

gibi olduğunu hissetti.Uzanmalıyım, diye düşündü.‘O zaman yapmalısın,” dedi Tom.Malorie bunu sesli söylediğini fark etmemişti.Ama uzanmak istemiyordu. Tom, Don ve diğerleriyle bir-

likte oturup kısa bir süreliğine dahi olsa evin eskisi gibi ol-duğuna inanmak istiyordu. Yabancılann bir araya geldiği,

ellerindekileri paylaştıkları, sayılan arttıkça güçlendikleri, dışandaki imkânsız gibi görünen ve değişmekte olan dünyaylayüzleştikleri bir sığınak.

Ansızın bunların tümü Malorie’ye fazla geldi. Aniden başgösteren mide bulanusı, ayakla durmaku olan Malorie’ninyalpalamasına neden oldu. Jules birden bire yanında bittiMerdivenlerden üst kata çıkmasına yardım etti. Yatak oda-

sına girip uzandığında diğerlerinin de onunla birlikte odadaolduğunu gördü. Hepsinin. Don’un bile. Endişe içinde onu

273

Page 245: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 245/299

izliyorlardı. Boş gö zler le balz ıyo r lara ı . lyı olup olmadığını sor.dular. Bir şeye ihtiyacı olup o lm ad ığ ın ı. Su ? İslak bez? Hay,fdedi ya da hayır dediğini sandı çünkü kendinden geçiyorduUyku) a dalarken m utfak ta tek b aş ın a o lan V ic to rü n hırlama5 , havalandırma boşluğundan duyuldu.

Gözlerini kapatmadan önce gördüğü son şey bir araya top.lanan ev arkadaşlarıydı. Onu yakından takip ediyorlardı. Karnuıa bakıyorlardı.

Beklenen anın gelip çatt ığının farkındaydılar.Victor tekrar hırladı . D on m er d ive n lere do ğru baktı.

Jule s yatak odasından aym ld ı.“Teşekkür ederim T om ,” de di M alo rie . “B isik let komalan

için.”Hafi fçe evin duvanna çarpan kutunun iç indeki kuşla-

nn sesini duyduğunu dü şü nd ü. A m a se s, p en cere yi dövenrüzgâra aitti.

Sonra uykuya daldı ve rüyasında kuşları gördü.

274

Page 246: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 246/299

Ağaçlardaki kuşlar huzursuzdu. Binlerce dal aynı anda salla-nıyor gibiydi. Sanki yü ksek lerde tehlikeli bir rüzgâr esiyordu.

Ama Malorie nehirde en ufak bir esinti hissetmiyordu. Hayır.Rüzgâr yoktu .

Ama kuşlan bir şey rahatsız ediyordu.

Omzundaki acı daha önce hiç tatmadığı türden bir seviye-

ye ulaşmıştı. Son dört yıldır bedenine yeterince özen gösier

mediği için kendi kendine küfretti. Bunun yerine zamanının

tamamım çocukları eğiterek harcamıştı. Ta ki çocuklann be-

cerileri M alorie ’n in ak lın a gelen alıştırmalann üstüne basıp

geçene dek.Anneciğim,kuy uy a b i r ya p rak düştü!

Anneciğ im , y o lu n a şa ğ ıs ın d a yağm u r hafif hafif çiseliyor ve

bize doğru ya k la şıy o r!

Anneciğ im , p en cerem iz in d ışm d aki dala bir huş Itondu!

Ço cuk lar se s k ay d ını M alo rie’den önce mi duyacaklardı?Ûyle olmalıydı. Ve duydukları zaman Malorie’nin gözlerini

açması gerekecekti. Nehrin dört kola ayrıldığı yere bakacak

u. Sağdan İk in cis in e g irm ek zorund aydılar. Ona böyle söy-

lenmişti.

Ve yakında bunu yapmak zorunda kalacaktı.

275

Page 247: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 247/299

Ağaçlardaki kuşlar ötüyordu. Sazlıklarda hareketlilikvardı. İnsan, hayvan,canavar. Ne olduğuna dair hiçbir fikriyoktu.

Yaşadığı korku ruhunun tam ortasında oturuyordu.Ve hemen üzerindeki dallara k on an ku şlar ötüyordu.Evi düşündü. Ev arkadaşlarıyla geçirdiği son geceyi. Hiç-

bir eksik olmadan. Rüzgâr gürültülü bir şekilde pencerele-ri dövüyordu. Yaklaşan bir fırtına vardı. Hem de büyük birfırtına. Belki de ağaçlardaki kuşlar bunun farkındaydı ya dabambaşka bir şey biliyorlardı.

“Duyamıyorum,” dedi Kız aniden. “Kuşlar Anneciğim.Çok gürültü y ap ıyor lar!”

Malorie kürek çekmeyi kesti . Victorü düşündü.“Sesleri size ne dü şü nd ür üy or?” diye sord u çocuklara.

“Korkmuşlar!" dedi Kız.

“Delirmişler!” dedi Oğlan.Malorie ağaçlan daha d ikk atli d inle m ey e ça lıştıkça iş çığı-

rından çıkıyordu.Orada kaç tane kuş var? Sa nk i m ilyo nlar cay dü ar.Çocuklar gökyûzündeki kakofoniye rağmen kaydı duya-

bilecekler miydi?Victor deliye dönmüştü. Hayvanlar akıllarını kaçınyorlardı.

Kuşlann hali de pek iyi değil gibiydi.Malorie gözlerini açmadan yavaşça arkasına dönerek om-

zunun üzerinden onlan izlemekte olan şeye doğru baktı.

Gözlerinkapalı, diye düşündü. Tıpk ı su çe km ek için kuyu

ya her gidişindeo lduğu g ib i. H op ar lö r b u lm ak için a raba sür-

meyi denediğintüm o anlardaki gibi. Victor ’un gözleri açıkken

seninlîiler değildi.Neden endişe leniyorsu n? D ah a önc e de onlara

yafelaşmodm mı?Onlann kokusunu b i le a lab i leceğ in kadar yak

laşmadın mı onlara?

276

Page 248: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 248/299

Yahlaşmıştı.D e tay lan sen ek l iyorsun , diye düşündü. Neye benzedikleri

ni sen uyduruyorsun, hakkında hiçbir şey bilmediğin bir bedene

ve şeyle a y rın tıla r ekliyo rsu n. Belki de yüzü bile olmayan birşeye gerçek b i r yü z veriyorsun.

Zihninin ürettiği yaratıklar ufuk nedir bilmeden açık alan-larda dolaşıyordu. Eski evlerin camlannuı dışında duruyorve merakla cam d an içeriy i izliyorlardı. İrdebyorlardı. İnceli-yorlardı. G öz le m liy orlard ı. M alor ie’nin izni olmayan lek şeyiyapıyorlardı.

Bakıyor lardı .Bahçedeki çiçeklerin güzel olduğunu düşünüyorlar mıy-

dı? Nehrin hangi yönde aktığını anlıyorlar ımydı? Bunlan ya-

pabiliyorlar m ıyd ı?“Anneciğim,” dedi Oğlan.

“Ne var?”“Şu gü rü ltü A nn ec iğim . Ga liba biri konuşuyor."

Malorie, teknedeki adamı düşündü. Gary’yi düşündü.Şimdi bile, evden böylesine uzakta olmasına rağmen Gary'’)T

düşünüyordu.Oglan ’a ne d em ek isted iğini sormayı denedi ama kuş sesle-

ri, sen fon ik ve g ro te sk say ılab ilecek bir şekilde yükseldi.Sanki kuşların sayısı agaçlann taşıyamayacağı kadar çoktu.Sanki bütün gökyüzünü kaplamışlardı.Delirmiş gibi ötüyorlar. Delirmiş gibi ötüyorlar. Ah Tanım,

delirmiş gibi ötüyorlar.M alorie g öre m iyo r olsa da bir kere daha omzunun üze-

rinden arkasına baktı. Oğlan bir ses duymuştu. Kuşlar deliyedönmüştü. Onlan takip eden kimdi?

Ama artık biri tarafından takip edildiklerini düşünmü-yordu. Onları takip eden şey sonunda onlara yetişmiş gibihissediyordu.

277

Page 249: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 249/299

"Bu bir insan sesi!” diye bağırdı Oğlan. Gökyüzünden ge-len korkunç gürültüye rağmen sesini annesine duyurmayıbaşarmıştı.

Malorie bundan emindi. Kuşlar kesinlikle aşağıda bir şeygörmüşlerdi.

Kuşlann topluca ötOşleh gitgide arttı ve tek düze bir sesedönüşüp sınırlann ötesine geçmeden önce iyice yükseldi.Malorie kuş seslerinin içinden geldiğini sandı. Sanki aklınıkaçırmış binlerce kuşla dolu kocaman bir kuş kafesine kısılıpkalmıştı. Hepsinin üzerine devasa bir kafesin indiğini hayal

etti. Kanon bir kutunun. Güneşi sonsuza dek kesen bir kuşkapanının.

O ne? O ne? O ne?Sonsuzluk.Nereden geldi? Nereden geldi? Nereden geldi?Sonsuzluktan.

Kuşlar çığlıklar attı. Çıkardıklan ses, kuşlara özgü o utlımelodiye hiç benzemiyordu.Kız yerinden sıçradı.“Anneciğim, bana bir şey çarptı! Bir şey düştü!”Malorie de hissediyordu. Yağmurun başladığını düşündü.Her ne kadar imkânsız olsa da kuşlann sesi gittikçe yük-

selip sağır edici bir seviyeye ulaştı. Malorie kulaklannı ka-patmak zorunda kaldı. Çocuklara seslenip aynısını yapmalaniçin onlara yalvardı.

Bir şey sertçe yaralı omzuna düştü ve acı içinde kıvranarakyerinden sıçramasına neden oldu.

Bir eliyle göz bağını tutarak ona çarpan şeyi bulmak içinkayığı yokladı.

Kız tekrar irkildi.“Anneciğim!"

278

Page 250: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 250/299

Malorie onu bulm uşiu . Başparmağıyla işareı parmağınınarasındaki şey yağm ur damlası değil, minicik bir kuşun haraphaldeki beden iydi. Kuşun kınlgan kanadını hisseni

Malorie an ık bi liyordu.Başlannın üzerinde olmasına rağmen bakmalannm yasak

olduğu gökyüzünde kuşlar birer birer ölüyordu, Birbirleriniöldürüyorlardı.

“Başlarınızıhoruyunl Göz bağlannıza whip(ifemPSonra kuşlar tıpkı bir dalga gibi saldınya geçtiler. Gök

çTİzûndcn tüylü bedenler yağıyordu. Nehir, sulanna dûKnbinlerce kuşun ağırlığıyla hırçınlaştı. Kuşlar kayığa çarpiılar.Dimdik bir şekilde düşüyorlardı. Malorie bir darbe aldı. Başı-na, koluna çarptılar. Sonra bir darbe daha aldı. Anlından birune daha.

Kuşlann kanı yanaklanndan süzülürken onlann udimalabiliyordu.

Scti de kokusunu alabilirsin, ölüm, ölüyorlarÇûriyorlar. Gökyüzü yanlıyor, gökyüzü ölüyor, gökyüzü öldü.

Malorie çocuklara seslendi ama Oğlan zaten konuşuyor,ona bir şeyler söylemeye çalışıyordu,

“R iv e rb ri d g e ,” d iy o rd u . “İki yüz yetmiş ûç Shillingham,,,

benim ad ım . . .”

“Ne?”

Malorie iki büklüm halde öne doğru eğildi. Oğlanın du

daklannı sertçe kulağına bastırdı.“R iv e r b ri d g e ,” d ed i. “İk i yüz yetmiş ûç Shillingham. Be-

nim ad ım T o m .”

Malorie yaralı halde doğrulup göz bağını kavradı.Benim adım Tom.Kuşlar vücuduna çarpıyordu. Sağır edici paiınılarla kayı-

ğın içine düşüyorlardı.

Ama Malorie’nin düşündüğü onlar değildi.O , To m ’u d ü ş ü n ü y o r d u .

279

Page 251: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 251/299

Merhaba! Sizi Riverbridge’den arıyorum. İki yüz yetmiş UçShillingham. Benim adım Tom. Telesekreterinize ulaşmanın beni

nasıl rahatlattığınıeminim tahmin edebiliyorsunuzdur çünkü bu hâlâ elektriğiniz olduğu anlamına geliyor. Böylece biz...

Malorie başını iki yana sallamaya başladı.Hayır Hayır Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır

Hayır Hayır “HAYIR!”Onu ilk duyan Oglan’dı. Tom’un sesini. Kaydedilmiş ve

dunnaksızın tekrar eden sesini. Ses, hareketle tetikleniyordu.Onun için. Malorie için. Nehirden gelmeye karar vermesi ih-

timaline karşı. O gün ne zaman olursa olsun. Tom, tatlı Tomonca yıldır konuşuyordu. Onunla iletişim kurmaya çalışıyor-du. Birine ulaşmaya çalışıyordu. Evdeki hayatlarıyla başka biryerdeki daha iyi bir hayat arasında köprü kurmak için didiniyonlu.

Tanıyacağınıbildikleri için onun sesini kullandılar. Zamanı

geldiMalorie.Gözleriniaçman gereken o an geldi.Çimler ne kadar yeşildi? Yapraklar ne kadar renkliydi?

Ayaklannm altındaki nehre yayılan kuşların kanı ne kadarkırmızıydı?

“Anneciğim!” diye seslendi Oğlan.Anneciğinin gözlerini açmasıgerekiyor, demek istedi. An-

nenbakmak zorunda.Ama kuşlar deliye dönmüştü.“Anneciğim!" dedi Oğlan tekrar.Yanıt verdi. Kendi sesini güçlükle tanıdı.“Ne oldu Oğlan?”

“Burada bizden başka bir şey var Anneciğim.Hemen burada."Kayık durdu.

Bir şey kayığı durdurmuştu.Yam başlanndaki suda onun hareket ettiğini duyabiliyordu.

280

Page 252: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 252/299

Bu h i r h a y v a n d e ğ i l , d iye düşündü . Bu Garydedeğil. Bu, dört buçuk yıldır saklandığın şey. Dışan bakmana izin vermeyen şey.

Malor ie kendini hazır ladı .Sol tarafında suda bir şey vardı. Kolunda sadece birkaç

santim uzaklıktaydı.Başının üzerindeki kuşlar gittikçe uzaklaşıyordu. Delicebir telaşla gökyüzünün sınınna doğru yükseliyor gibiydiler.

Yanındaki şeyin var l ığ ınıhissedebiliyordu.Kuşlar sessizleşti. Suskunlaştı. Soldu. Yükseldi. Gitti.To m ’u n s e s in i d u ym ay a devam ediyordu. Nehir kayığın iki

yanından akm ay ı sürdürüyordu.

M alo rie gö z b a ğ ın ın yü zü nd en çekilerek çıkarılmaya çalışugını hissedince çığlık at t ı .

Hareke t e tmedi .Göz bağı, kapah gözlerinden bir santim bdar uzaklıkta

durdu.

Onu duyabiliyor muydu? Nefes alıp verişini? Duyduğu o

muydu? S o lu k a l ı p ve r iyo r o l ab i li r m iydi?

Tom, d iye düşündü . Tom bir mesaj bıraktı.

Tom’un sesi nehir boyunca yankılanıyordu. Sesi kulağa

umut dolu geliyordu. Canlıydı .

Tom. G öz ler im i a çm a k zorun da kalacağım. Konuş benimle.

Lütfen. B an a n e y a p ac a ğ ım ı söy le . Tom, gözlerimiaçmak zorun-

da k a l a c a ğ ı m .

Sesi yükseklerden geliyordu. Sesi güneş gibiydi, tüm o ka-ranlığın içindeki tek ışık kaynağı gibi.

Göz bağı yüzünden biraz daha uzaklaştı. Dügüra başının

arkasına b atıyo rdu .

Tom, g öz le r im i aç m ak zorunda ka lacağım.

Ve sonra . . .

281

Page 253: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 253/299

. . . yap t ı -Malorie yatakla doğrulup elini kamına götürdüğünde bir

sûredir inlediğini fark etti. Yatak terden smlsıklam olmuştu.

İki adam telaşla odaya daldı. Her şey bir rüya gibiydi.

G erçek ten b e b e ğ im m i ola cak ? Bir bebek? Bunca zamandır

gerçekten h a m ile m iy d im ?

Korkutucuydu .

Shannon n ered e? A nnem nerede?

Ba şlan gıçta od ay a gire nle rin Felix ve Jules olduğunu an-

lamadı.“Lane t o ls u n ,” d ed i Fe lix . “Olympia da orada. Sancılan ild

saat kadar önce başladı.”

Orada mı , diye düşündü Malorie.Orası neresi?

Adamlar ona ellerinden geldiğince özenle yaklaştılar ve

onu yatağın kenarına çektiler.

“Bu na h a z ır m ıs ın ? ” diye sordu Jule s kaygılı bir tavırla.Malorie kaşlarını çatıp aynı anda hem pembe hem de sol-

gun görünen yüzüyle adama bakmakla yetindi.

“U y u y o rd u m ,” ded i. “Ben sadece... Felix, o nerede?"

“Doğuma hazır,” dedijules gülümsemek ve onu rahatlat-

mak için kendini zorlayarak. “Harika görünüyorsun Malorie.

Hazır gö rü n ü yo rsu n .”

283

Page 254: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 254/299

Malorie sorusunu yinelemek üzereydi ki henüz o soramadan Felix araya girdi.

“Bunu tavan arasında yapacağız. Tom orasının evdeki engüvenli yer olduğunu söylüyor. Bir şeylerin yolunda gitme-

mesi ihtimaline karşı. A ma h içb ir şey olm ay ac ak . Oİympia birsüredir orada. Sancılan iki saat önce başladı. Tom ve CheryliTikanda onun yantndalar. E n d işe len m e M alo rie. Elimizdengelen her şeyi ya pa cağ ız.”

Malorie yanıt vermed i. İçin d e d ışarı ç ık m a k zoru nda olanbir şey olduğunu h issetmek , y aşad ığı en k or ku tu cu ve inanıl-maz histi. Adamlar kollarının altına girip onu odadan çıkardı,eşikten geçirdi ve koridoru takip ederek evin arkasına doğrutaşımaya koyuldular. Tavan ara sın a çık a n m erd ive n ler çoktan

indirilmişti . Ev arkadaşlan onu dengede tutmaya çalışırken

Malorie koridorun sonundaki pencereyi örten battaniyelerigördü. Saatin kaç oldu ğu nu m er ak et ti . E rte si g ece miydi?

Yoksa aradan bir hafta m ı g eç m iş ti?

Gerçekten bir bebeğ im m i o la ca k ? Şimdi m i?Fehx ve Jules eski ahşap b as am ak lan ç ıkm asına yardım

etü. Ûst kattaki Olympia’nın sesini duyabiliyordu. Ve Tomün

nefes al, iyi olacaksın, çok iyisin d iyen na z ik s e sin i.

“Belki o kadar da farklı o lm a z ,” ded i. T a n n ’ya şükürler

olsun ki Felix ve Ju les çatırd am ak ta o lan basam aklarda ona

yardım ediyorlardı. “Belk i h er şe y u m u t e ttiğ im şekild e ger-

çekleşir.”Yukanda Malorie’nin sandığından daha geniş bir alan var-

dı. Odayı tek bir m um ay d ınlatıy or d u . O İym p ia yere serilmiş

bir havlunun üzerinde yatıyord u. C h ery l h em en yanı başın-

daydı. Oiympia’nm d izleri ha vay a k a ld ırıl m ış tı ve inc e bir çar-şaf belden aşağısını örtüy ord u. Ju le s , M a lo rie ’yi Oiymp ia’ya

bakacak şekilde yere serilmiş başka bir havlunun üzerine ya-tırdı. Tom, Malorie’ye yaklaştı.

284

Page 255: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 255/299

“Ah, M a lo r ie !” ded i Olympia. Soluksuz kalmıştı ve vücu-dunun geri k a la n ı eğ il ip bü kü lürken feryat ediyordu. “Buradaolduğuna ço k se v ind im !”

Kalın bir sis perdesinin ardındaki Malorie, bacaklanna ör-tülen çarşafı ve O iy m p ia ’nın yansıması gibi duran bedeninigörünce hâlâ uyuduğunu düşünmeden edemedi.

“Olympia, ne kadar zamandır buradasın?"“Bilm iyoru m . San ırım zam anın başlangıcından beri!"Felix sakin sakin Oiympia’yla konuşuyordu. Ona bir şeye

ihtiyacı o lu p o lm ad ığ ın ı sordu. Sonra istenilenleri almak için

alı kata in d i. T om , C h ery l’e her şeyi temiz tutması gerekliği-ni hat ırlat tı. K u ll an d ık la n aletler temiz olduğu sürece hiçbirsıkıntı ya şam ay acak la n n ı söyledi. Temiz çarşaflar ve havlularku llan ıyor lardı. T om ’un ev inden getirdiği el antiseptiğindenfaydalanıyorlardı. İki kova dolusu da su vardı.

Tom sakin görünüyordu ama Malorie adamın sakin olma-

dığını b iliyo rd u .

“M alor ie?” diy e seslen di Tom.“Evet?”“İhtiyacın ola n bir şey var m ı?”“Biraz suya ne dersin? Ve biraz da müzik Tom.”

“M üzik m i?”“Evet. H a fi f ve sak in b ir müzik; biliyorsun işte... ”Bedeni-

min çat ı kat ın ın zemininde ç ıkardığı sesleri bastıracak bir şey.

“Flüt olabilir. O kasetteki gibi.”“Tamam,” dedi Tom. “Getireceğim.”Tom, M a lo r ie ’nin ya nın dan geçip arkasındaki merdiven-

lerden ind i. M alo rie d ik katin i Oiympia’ya verdi. Hâlâ uykumahmurluğun u üzerin den atamamıştı. Bir adım kadar ötede-ki kâğıt havlunun üzerinde küçük bir bıçak gördü. Cher)lonu henüz suya batırmıştı.

“Yüce İsa ,” d iye haykırd ı Olympia. Felix dizlerinin üzerineçöküp kadının elini tuttu.

285

Page 256: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 256/299

Malorie olan biteni izliyordu.Bu insanlar, diye düşündü, g a z e te d e k i b i r ila n a y a n ıt vere

cek türden insanlar. Bu nlar ha y at ta k a lm a y ı bi lenler.Kısa bir anlığına bedenini tatlı bir huzur dalgası kapladı.

Bunun uzun sürm eyeceğini b i l iyord u. Ev ark ad aşlar ının yüz-leri birer birer zihnind en ge çiyo rdu . H ep sini sev iyordu .

Tannm, diye düşündü, nek a d a r d a c e s u r d a v r a n d ık .Ansızın Olympia,“Tannm!" diye bağırdı . Cheryl çabucak

kadının yanma geldi.Bir keres inde Tom burada kaset i ararken Malor ie merdi-

venlerin başında durup onu be k lem işt i am a ke n dis i buraya

daha önce hiç ç ıkm am ışt ı. Ş im di g ü çlü kle n efes a larak odanınyegâne penceresini örten perdeye bakıyor ve ürperiyordu. Ta-

van arasını bi le güvenceye almışlardı . Bunun gibi neredeyse

hiç kullanılmayan bir odanın bile battaniyeye iht iyacı vardı .Gözleri pencerenin ahşap pervazında, panel duvarlarda, gi t-

tikçe sivrilen tavanda, G eo rg eü n ark as ınd a bıra k tığı eşyalarla

dolu kumlarda gezindi . Daha sonra yüksek bir yığın halinegetirilmiş battaniyeler, plastik eşyalarla dolu bir kutu, eski ki-

taplar ve eski giysiler gördü.

Eski giysilerin yanında biri dikiliyordu.

Bu, Don’du.Malorie kam ının k as ı ldığını h isse t t i .Tom elinde bir bard ak su ve k as et leri ça lm ak için kullan

dıklan teyple geri döndü.“İşte burada, M alorie,” dedi . “O n u b u ld u m .”

Küçük hopar lör lerden inlerc es in e ça lan ke m an lar ın ses iduyuluyordu. Malor ie bunun kusursuz olduğunu düşündü.

“Teşekkür ederim,” dedi.Tom’un yüzü son derece yorgu n g örü nü yo rd u. G özler i şiş -

miş, yan açık vaziyetteydi. Bir saat ya da daha az uyumuşgibiydi.

286

Page 257: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 257/299

Malorie, vücudunu ele geçiren krampın gerçek olamaya-cak kadar şiddetli olduğunu düşündü. Belinden aşağısı birayı

ııızağının için d e k a lm ışt ı sanki.

Arkasından sesler geliyordu. Tavan arasının merdivenle-

rinin başın dan . K on u şan Cheryl’di. Jules’tu. Kimlerin oradaolup olmadığını güçlükle ayırt edebiliyordu.

“Ah T a n rım !” diy e bağırdı Oİympia.

Tom onunla birlikteydi. Felix yeniden Malorie'nin yanınadöndü.

“Başaracaksın,” diye bağırdı Malorie, Oiympia’ya.

Bağırdığı sırada dışanda kulaklan sağır eden bir gök gûrûllüsû d uyu ld u . Yağm ur damlaları acımasızca çalıyı dövü-

yordu. F ler n ed en se yağm ur tam da Malorie’nin aradığı sesti.

Dışarıdaki dünya sonunda Malorie’nin hislerini yansıtmaya

başlamıştı. F ır t ın a lı . Teh ditkâr. Pis. Ev arkadaşlan gölgelerin

arasında beliyor, sonra yine kayboluyordu. Tom endişeli gö-

rünüyordu. N efe s nefe se ka lan Oİympia gürültülü bir şekilde

soluk alıyord u . M erd iv en le r çatırdadı. Yukanya yeni biri çık-

mıştı. G ele n Ju le s ’tu. Tom , adama Oiympia’nın doğumunun

Malorie’ninkinden çok daha önce gerçekleşeceğini söyledi.

Dışanda korkunç bir fırtına kopuyordu. Şimşekler çakarken

Don’u g ö rm ek M alo rie ’yi rahatlatmıştı. Adamın yüz hatları

çökmüş, gözlerinin altındaki koyu renkli halkalar iyice be-

lirginleşmişti.Malorie’nin karnında dayanılmaz bir baskı vardı. Bedeni

kendi kafasına göre hareket ediyor, zihninin huzura dair duy-duğu açlığı görmezden geliyordu.

Çığlık attı ve Cheryl, Oiympia'nın yanından aynlıp onageldi. M alo rie , C h ery l’in hâlâ yukarıda olduğunun bile far-kında değildi.

“Bu k o r k u n ç , ” dedi Oİympia dişlerinin arasından.

287

Page 258: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 258/299

Malorie birbirlerinin bedenlerine uyum gösterip aynı dö-nemlerde regl olan kadınlan düşündü. Kimin bebeğini dahaönce dünyaya getireceğini konuştukları sırada o da Olympia

da aynı anda doğum yapabileceklerine dair en ufak bir şakadahi yapmamıştı.

Ah, Malorie geleneksel doğumu nasıl da arzu ediyordu!Biraz daha gök gürültüsü.Üst kat artık daha karanlıktı. Tom ikinci bir mum geti-

rip yaktı ve Malorie'nin so lun a ko yd u. M um un titreşip duranalevinde Felix’i ve Cheryl'i gördü ama Oiympia’nm yüzünü

tam olarak göremiyordu. Gövdesi ve yüzü, titreşen gölgelertarafından gizleniyordu.

Arkasındaki merdivenlerden biri indi. Don muydu? Boy-nunu döndürmek islemiyordu. Tom mumun aydmlatüğı yer-den geçip gölgelerin arasında kayboldu. Sonra Felix. Ardın-dan Cheryl. Gölgeler, hayalet gibi hareket ederek Malorie’yle01\Tnpia arasında gidip geliyordu.

Yağmur damlalan sertçe çatıya düşüyordu.Aşağıda gürültülü b ir karg aşa vard ı. M alo rie em in değildi

ama birinin bağırdığını duyduğunu düşündü. Yorgun zihniona oyunlar mı oynuyordu? Tartışanlar kimdi?

Gerçekten de alt katta birileri tartışıyor gibiydi.O anda bunu düşünem ezdi. D ü şü nm ey ecek ti.“Malorie? ’ Cheryl’in yü zü an id en ya n ında belirdiğinde

Malorie çığlık attı. “Elimi sık. İstersen kırabilirsin bile.”Malorie, burayıbiraz ayd ınla tın , b an a bi r d ok tor bulun, bu

şeyi benim içimden çıkarın, demek ist iyordu.Bunun yerine Cheryl’e ho m urd an ara k ka rşılık verdi.Bebeğini doğuruyordu. Artık ne zaman doğum yapacağı

konusunda endişelenmesine gerek kalmamıştı.Artık olan biteni farklı mı göreceğim?Her şeyi bu bebeğin

prizm asından görmüştü m. Evi bö y le tan ım ıştım . Ev arkadaşlarımı. EHinyayı. Haberler başladığında ve bittiğinde onlan bu

28 8

Page 259: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 259/299

perspektiften izlem iştim . Korkmuştum, paranoyaklaşmısiım ve (ûlt daha kötüsünü yaşamıştım. Bedenim sokahlarda özgürce dolaştığım haline döndüğünde olan biteni olduğundan Jarhlı mı göreceğim?

Tom neye benzeyecek? Fikirleri hakkında ne düşüneceğim?“Malo rie !” diye seslendi Olympia karanlığın içinden.

"Bunu başarabileceğimi sanmıyorum."Chery l, O iy m pia ’ya başarabileceğini söyledi, neredeyse

doğum gerçekleşecekti.“Alt katta neler oluyor?” diye sordu Malorie aniden.

Don alt kattaydı. Tarüştığını duyabiliyordu. Jules'un da.Evet. Don ve Ju le s tavan arasının altındaki koridorda tanışı-yorlardı. Tom onların yanında mıydı? Ya Felix? Hayır. Felixkaranlığın içinden çıkıp elini tuttu.

“M alorie, iyi m isin ?”“Hayır,” ded i M alorie. “Alt katta neler oluyor?"Felix duraksadı ve ardından, “Emin değilim. Ama insanla

nn birbirlerinin suratlarını dağıtmalanndansa endişelenecekdaha önemli şeylerin var,” dedi.

“Sorun D on m u ?” diye sordu.“O konuda endişelenme Malorie.”Yağmur hızlandı. Sanki her damlanın kendisine özgü du-

yulabilir bir ağırlığı vardı.Malorie başını kaldırınca gölgeler arasındaki Oiympia’nın

ona baktığım gördü .O anda başka bir ses daha duyduğunu düşündü.Yağmurun ve alt kattaki tartışmanın sesine rağmen Malorie

bir şey duydu. Kem anlannkind en bile daha tatlı bir sesli bu. Ama neydi?“Hasiktir,” diye bağırdı Olympia.“Durdunm şunu!"Malorie’nin nefes alması güçleşiyordu. Bebek hava kayna-

ğını kesiyor gibiydi. Sanki aşağı doğru ilerlemek yerine boğa-zına tırmanıyordu .

289

Page 260: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 260/299

Tom oradaydı. Hemen yanındaydı.“Üzgünüm M alorie.”Tom’a döndü. Gördûgû yüzü, adamın yüzündeki ifadeyi o

sabahtan sonraki yıllar boyu nca ha tırlaya cak tı.“Niçin üzgünsün Tom? Böyle olmak zorunda olduğu için

mi üzgünsün?”Tomün gözleri hüzün doluydu. Başını evet anlamında

salladı. Her ikisi de adamın özür dilemesi için hiçbir nedenolmadığını biliyordu am a o da To m da h am ile bir kadınınoradan aynlamadıgı için ev olarak adlandırdığı bir yerin eş-yalarla tıklım tıkış vaziyetteki tavan arasında doğum yapmakzorunda kalmaması gerek tiğinin fark ınd ay dı.

Elini tutmak için uzanırken, “Ne düşündüğümü bil iyormusun?" diye sordu Tom alça k se sle. “H arik a b ir ann e olaca-ğını düşünüyorum. Çocuğunu o kadar iyi yetiştireceksin kidûnyanm böyle bir yer olmaya devam edip etmemesinin birönemi kalmayacak.”

Malorie, paslanmış dem ir bir kıs k ac ın be be ği içinden çek-tiği hissine kapıldı. S ank i ilerid ek i g ö lg ele rin için d e bekleyenbir çekicinin zincirine bağlıydı.

“Tom,” demeyi başardı. “A şağıda n ele r o lu y o r? ”“Tom biraz huz ursuz. O ka d ar.”Bu konuda daha fazla ko n u şm ak istiyo rd u . A rtık Don’a

sinirli değildi. Onun için endişeleniyordu. Ev arkadaşlarının

içinde yeni dünyadan en çok et k ilen en o o lm u ştu . O rada kay-bolmuştu. Gözlerinde u m utsu zluk tan ço k dah a derin bir şeyvardı. Malorie, Tom’a Don’u sevdiğini, hepsinin onu sevdiğinive onun sadece yardıma ihtiya cı o ldu ğu n u sö y lem ek istiyor-du. Ama o sırada tek düşünebildiği çektiği acıydı. O anda tekkelime etmesi bile m üm kü n de ğildi. A lt ka ttak i tartışm a artıkona şaka gibi geliyordu. Sanki biri ona şaka yapıyormuş gibi.

Sanki ev ona, gördün mü, tav an a r a m d a çek tiğ in o n ca acıy a rağmen biraz olsun espri anlayışın olmalı, der gibi.

290

Page 261: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 261/299

Malorie yorgunluğu ve açlığı biliyordu. Fiziksel acı ve cid-di bir ruhsal yorgunluk. Ama o anda hissclliklerini daha öncehiç yaşam am ıştı . Ev arkadaşlanndan laf dalaşını kesmeleri-

ni islemek bir yana, hepsinin evden aynhp o da Olympia dabebeklerini dünyaya getirene kadar gözleri kapalı bir şekildebahçede d ik ilm e le r in i istem ey i bile hak edecek durumdaydı.

Tom ayağa kalktı .

“H em en d ö n e ce ğ im ,” dedi. “Biraz daha su ister misin?"Malorie başını hayır anlamında salladı ve ardından bakış-

larını gö lg e le re ve O iy m pia ’nın üzerinde debelendiği çarşafa

kaydırdı.“Bunu başaracağız!” dedi Olympia aniden delilere özgü

bir tavırla. “Başlıyor!”Çok sayıda ses vardı. Alt kattaki sesler, uvan arasındaki

sesler, gölgelerin arasından çıkan yüzlerden gelen sesler, evarkadaşları in ip ç ık tık ça merdivenden yûbelen çalımlar, bu-

radaki ve alt kattaki durumu değerlendiren sesler. Malorie altkatta bir şeylerin yolunda gitmediğini biliyordu ama o sırada

onu dü şü n ecek d u ru m d a değildi. Yağmur damlalannın sesiduyuluyordu am a başka b ir şey daha vardı. Başka bir ses. Bel-ki de bir en s tr ü m an . Yem ek odasındaki piyanodan çıkabile-

cek en tiz n o tala rı an d ıran bir ses.Aniden ve tuhaf bir şekilde Malorie, bedenini başka bir

huzur d a lg asın ın kap lad ığım hissetti. Ciğerlerini, boynunu vegöğsünü d e lik d eş ik ed en binlerce bıçağa rağmen ne yaparsayapsın, ne olursa olsun bebeğin gelmekte olduğunu anladı.Bebeği şu anda nasıl bir dünyaya getirdiğinin ne önemi var-dı? Olympia haklıydı.Başlıyordu. Çocuk geliyordu, neredey-se çıkacaktı ve en başından beri yeni dünyanın bir parçasıolmuştu.

K aygıyı, k o rk u y u , p a ra n oy ay ı biliyor. Tom ve jules köpekleri bulmaya çıktığında endişelendi. Geri döndüklerince acı vr

291

Page 262: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 262/299

rici bir rahatlama hissetti. Don'daki değişim yüzünden korktu.

Evdeki değişim yüzünden. Evin umut dolu bir sığınaktan acı ve

kaygı dolu bir yere dönüşümü sırasında. Ben bizi buraya getiren

ilam okurken kalbi ağırlaştı. Tıpkı kilende oturup o defterde ya-zılanları okuduğum sırada olduğu gibi.Düşünceleri son bulu rken M alorie, D ö n ü n al t kattan ge-

len sesini duydu.Bapnyordu.Yine de adamın sesi dışında M alo rie’yi k ay gıland ıran bir

şey vardı.

“Şu sesi duydun mu Olympia?”“Neyi?” diye inledi Olympia. Şeşi, boğazı zımbalanmışça

sına çıkıyordu.“Şu ses. Tıpkı bir...”“Yağmurun sesidir,” dedi Olympia.“Hayır, o değil. Başka bir ses daha var. Sanki bebeklerimizi

çoktan doğurmuşuz gibi.”

“Ne?”Malorie’ye göre ses bir bebeğinkine benziyordu. Bunun

gibi bir şey. M erdivenlerin baş ınd ak i ev a rk ad aş lan n ın , birincikaün, oturma odasım n ve hatta k ap ının ö tesin d en geliyordu.

Belki de dışarıdan .Bu ne anlama geliyordu? Neler oluyordu? Verandada biri

mi ağlıyordu?Bu imkânsızdı. Kesinlikle başka bir şey olmalıydı.

Ama o canlıydı.Şimşek çakü. Tavan arası kâbuslardakine benzer bir şekil-

de kısa süreliğine aydınlandı. İşık etkisini kaybedip de gökgürültüsü duyulduğu sırada bile pencereyi örten battaniyeMalorie’nin zihnine m ıhlanm ıştı. Şim şek çak tığınd a Olympia

çığlık attı ama M alorie göz lerini ka p attığ ınd a d ah i arkadaşınınyüzündeki korku dolu ifadeyi zihninde canlandırabiliyordu.

292

Page 263: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 263/299

Ama dikkati yeniden kamındaki inanılmaz baskıya yönel-di. Olympia onun için inliyor gibiydi. Maloriene zaman kor-kunç bir b ıç a ğ ın k a m ın a saplandığını hisselse Oİympia feryat

ediyordu.Ben de onun için inl iyor muyum?Kaset sona gelip durdu. Aynen ali katüki tanışma gibi.Yağmur bile gücünü kaybetti .Artık tavan arasındaki en ufak ses bile duyulabiliyordu.

Malorie k en d i so lu k la rım dinled i. Onlara yardım eden ev ar-kadaşlarının ay ak se sle rin i ayırt edebiliyordu.

Gölgeler beliriyor, sonra da ortadan kayboluyordu.Tom oradaydı. Bundan emindi.Fe lix de ora d ayd ı am a bundan pek emin değildi.

Ju les ş im d i O iy m p ia’nın yanındaydı.Dün ya g e r i m i ç ek ili y o r? Yoksa bu acı içinde enginlere doğru

yelken mi açıyo ru m ?O gürültüyü tekrar duydu. Kapının önünde küçük bir be-

bek vardı sanki. Alt kattan yaşam dolu genç birinin sesi geli-yordu. A m a ş im d i daha netti. Artık kavganın, müziğin ya dayağmurun sesiyle mücadele etmek zorunda değildi.

Evet, artık daha net, daha ayırt edilebilirdi. Tom tavan ara-sını boydan boya arş ın la rk en Malorie adamın ayak sesleri ara-sında onu duyabiliyordu. Tomün botu ahşap zemine temasediyor, kalkıyor ve alt kattan gelen bebeksi sesi gözler önüne

seriyordu.Malorie aniden sesin nereden geldiğini anladı.Kuşlar. Aman Tannm. Kuşlar.Karton kutu evin duvarına çarpıyor, kuşlar tatlı bir melo-

diyle ötüyordu.“Evin dışında bir şey var,” dedi.Başlangıçta alçak sesle.

Cheryl ondan sadece birkaç adım ötedeydi.“Evin dış ında bi r şey var!” diye bağırdı sonra.

293

Page 264: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 264/299

Ju les, Oiy mpia ’nın om zu nu n a rk asın d an başın ı kald ırıpona baktı.

Alı kattan gürültülü bir çarpma sesi geldi. Felix bağırdı. Ju les koşarak M alorie ’nin yan ınd an g eçti. M a lo rie ’n in ark a-

sındaki merdivenlerden inen ad am ın a dım ları aceleciydi .Panik içindeki Malorie’nin gözleri tavan arasında Tom’u

aradı. Orada değildi. Alt kattaydı.“Olympia,” dedi M alorie daha ziyade ken di ken dine konu -

şarak. “Burada yapayalnızız!”Olympia ona yanıt v erm edi.Malorie dinlemem eye çal ış ıyordu am a k en din e h âkim ola-

madı. Gelen sesleri dinleyerek herkesin oturma odasında ol-duğunu tahmin etti . Birinci katta oldukları kesindi. Herkesbağınyordu. Ju les, “Ya pm a,” m ı de m işti?

Tarnşma alevlenirken M alorie ’n in k arn ınd ak i acı da art tı.Merdivenlere arkası dö nü k olan M alor ie bo yn un u dön-

dürdü. Neler olduğunu öğrenmek ist iyordu. Onlaradurma- lanrtı söylemek ist iyordu. Tavan arasında onların yardımınaihtiyacı olan hamile iki kadın vardı.Lü t fen du run .

Hezeyan hal indeki Malor ie çenesinin göğsüne düşmesi-ne izin verdi. Gözleri kapand ı. O d ak lan am ad ığın ı , bayılm aküzere olduğunu hisset t i . Ya da daha kötüsünün gelip çatmaküzere olduğunu.

Yağmur geri döndü. Malorie gözlerini açtı . Oiympia’yı,

tavana dönük haldeki başını gördü. Boynundaki damarlarortadaydı. Malorie gözleriyle yavaşça tavan arasını taradı.Oiympia’nın yanında kutular vardı . Pencere onlardan sonrageliyordu. Sonra birkaç k utu da ha. E sk i k itap lar. E sk i giysiler.

Dışanda çakan şim şek tavan arasın ı ay d ınla ttı . M alorie göz-lerini yumdu. Karanlığında, tav an a ras ın ın d uv arların ı gördü.

Pencereler. Kutular.

Ve Malorie’yi yukarı çıkardıklarında Don’un durduğu yer-de dikilen bir adam.

294

Page 265: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 265/299

Bu im kâ ns ı z , diye düşündü.Ama adam oradaydı .

Ve g ö z le rin i ta m am en açmadan önce orada kimin durdu-

ğunu, tavan arasındakinin kim olduğunu anladı.

“Gary,” d ed i M alo rie zihninden aynı anda binlerce düşün-

ce geçerken. “Kilerde saklanıyordun."

Victorün kiler kapısına doğru hırladığını hatırladı.

Dönün orada uyuduğunu düşünüyordu.

M alo rie , G a ry ’n in gözlerinin içine bakarken alt kaluki

larlışma alevlendi. Jules sesi son derece boğuk çıkıyordu.Don’unki ise öfke dolu. Birbirlerine yumruk satnıruyorlardı

sanki.Gary g ö lg e le r in ara sından çıktı. Malorie’ye doğru yaklaştı.

G öz le rim iz i kapa t t ığ ım ız ve Tom kapıyı açlığı zaman, diye

düşündü. D on on u evin der inl ik ler ine soktu.

“Burada ne yapıyorsun?!” diye bağırdı Olympia aniden.

Gary ona b ak m ıy o rd u . Tek yaptığı Malorie’ye yaklaşmaktı.

“Benden uzak dur !" diye bağırdı Malorie.

Adam M a lo r ie ’nin yanın da dizlerinin üzerine çöktü.

“Sen,” dedi. “Şu durumda ne kadar da savunmasızsın. Bir

insanı böylesine bir dünyada kapı dışan etmeyecek kadar an-

layışlı old uğ un u sa n m ıştım .”

Bir kere d aha şim şek çaktı .“Tom! Ju les !"Bebeği h e n ü z doğm am ışt ı ama eli kulağında olmalıydı.

“B ağ ırm a,” d ed i Gary. “Sana öfkeli değilim.’’“Lütfen beni rahat bırak. Bizi yalnız bırak.’’Gary güldü.“Bunu sö y le m ek te n b ir türlü vazgeçmiyorsun! Beni gön-

dermek isteyip duruyorsun!”Gök gürültüsü duyuldu. Ev arkadaşlarının sesi yükseli-

yordu.

Page 266: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 266/299

“Buradan asla ay rılm ad ın,” ded i M alo rie. Dudaklarındandökülen her kelime göğsünden küçük bir kaya kaldırmakgibiydi.

"Haklısın. Hiç gitmedim.”Malorie’nin gözlerinde yaşlar belirdi.“Don bana yardım edecek ve oylamanın sonucunda kapı

dışan edileceğimi ö ng örecek akla sa h ip ti.”Don, diye düşündü, senne yapt ın?Gary kadının üzerine eğildi.“Doğum yaparken sana bir hikâye anlatmamdan rahatsız

olur musun?”"Ne?"“Bir hikâye. Aklını acıdan uzaklaştıracak bir şey. Harika

bir iş çıkardığını söylememe izin ver. En azından karımdançok daha iyi beceriyo rsu n.”

Oiympia’mn soluk lan iyice k ö tü leş m işti, ke sik kesikti,bunu atlatamayacak gibiyd i.

“İki ihrimal var,” dedi Gary. “Ya...”“Lütfen,” diye sulandı Malorie."Lütfen beni yalnız bırak.”“Ya düşüncelerim doğru ya da her ne kadar bu kelimeyi

kullanmaktan nefret ediyor olsam dabağış ık l ığ ım var.”Sanki bebek, Malorie’nin bedeninin kıyısına gelmişti ama

dışan çıkamayacak kadar büyüklü. Malorie nefesini tutupgözlerini yumdu. Acı her yerdeydi, hatta karanlığı bile esiralmıştı.

Burada olduğunu bilmiyorlar. Aman Tanrım, yukarıda oldu ğunu bilmiyorlar.

“Uzun bir süre boyunca soka ğı i z led im ,” ded i Gary. “Tomve Jules blokun etrafında tökezleyerek ilerlerken onları sey-rettim. Tom sığındığım çadın incelerken ondan sadece birkaçsantim uzaklıktaydım.”

“Kes şunu. KES ŞUNU!”

296

Page 267: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 267/299

Ama bağırm ak sadece acıyı kötûlesiiriyordu, Malorieodaklandı. Ikındı. Nefes aldı. Ama adamın söyledikleriniduymadan edemiyordu.

“Gece gündüz yaratıklar önümden geçerken orada dur-muş, hiçbir zarar görmeden onlan izliyordum. Bu büyûleyidydi. Bu sokağa yerleşmemin nedeni de buydu Malorie. Dışa-rısının ne kadar yoğun olduğuna dair en ufak bir fikrin yok."

Lütfen. Lütfen. Lütfen. Lütfen. Lütfen. Lütfen. Lütfen. Lütfen.Lü t f e n .

Malorie, Tom’un alt kattan gelen sesini duydu.

“Jule s! Sana ih tiyacım var!”Gürültülü ay ak sesle ri yeniden alı kala yöneldi.“TOM! BİZE YARDİM ET! GARY BURADA! TOM!"“Şu anda epeyce meşgul,” dedi Gary. “Aşağıda ciddi bir

durum var.”Gary ayağa kalktı. Tavan arasının kapısına doğru adım

aup kapıyı sessizce kapattı.

Sonra da kilitledi.“Daha iyi m i?” diye sordu.“Ne yaptın?” dedi Malorie dişlerinin arasından.Aşağıdan gelen bağırışların dozu iyice artmışlı. Sanki her-

kes aynı anda hareket ediyor gibiydi. Malorie bir anhgına ak-lım kaçırdığını sandı. Ne kadar güvende olursa olsun yenidünyanın çılgınlığından gizlenmesinin mümkün olmadığını

düşünmeye b aşlam ıştı.Tavan ara sın ın kili tl i kap ısının ardından bir çığlık yüksel-di. Malorie bunun Felix olduğunu düşündü.

“Karım hazır değildi,” dedi aniden Malorie'nin yanındabilen Gary. “O nlard an birin i gördüğünde onu izliyordum.Onun yaklaşm akta olduğu konusunda karımı uyarmadım.Ben..."

“Neden bize söylemedin?” diye sordu Malorie ağlayarakıkınırken.

297

Page 268: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 268/299

"CAnkû.’ dedi Gary tı p k ı diğerleri gilri h içbiriiiiz baıutMiHHardımz. Doo dışında.*

*Sen akimı kaçırmışsın.”Gary uniarak güldü.*Ah katta neler ohıyor?!* diye bagmlı OIympia. 'Malorie!

Alt katta net« okQror?!*'Bibafyonum/'“Sorun Don,’ dedi Gary *Ona öğrettiklerim konusunda

d er ler in i ikna etmeye çahşıyor *“SORUN DON!'Ah katlan gelen sesler sanki tavan arasında konuşuyorlar

mışçasma netti.“ONLARI i n d i r e n DONDU! DON BATTANİYELERİ

İNDİRDİ!’“R a zarar vcımeyccekler,' diye fısıldadı Gary. Nemli sa

kalhn Makffie'nitt knla^na değiyordu.Ama kadm artık onu dinkm iyordu.“Malorie?' diye fısıldadı OIympia.“DON BATTANİYELERİ İNDİRDİ VE KAPIYI AÇTI! EVİN

i ç i n d e l e r ! BENİ DUYDUN MU? EVİN İÇİNDELER!'Bekek geiiyocBebek geliyor:Bebek geliyor.“Malorie?''Otympia,' dedi umutsuz, bozguna uğramış b ir ses tonuy-

la. Budopu ıramda? Se» gerçektenkendini bu k ad ar ele verebi

lir miydi ? “Evet. Su anda cvdeler."Dışarıdaki fırtına duvarları kamçılıyordu.Alttaki kargaşa akıl almaz boyutlara ulaşmıştı.'Sesleri kurtlara benziyor,’ dedi OIympia ağlayarak. “Ses-

leri kurtlara benziyor! 'Don. Don. Don. Don. Don. Don.Dan. Dan. Don. Dan.Battaniyeleri indirdi.

Onknn içeri girmesriıe izin verdi.Rri yaratıkbn gördü.

296

Page 269: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 269/299

Onlann içeri girmesine izin verdi.Biri aklını kaçırmıştı ama kimdiTDon onlann içeri girmesine izin »erdi.Don batuniyeleri indirdi.Don onlann bize zarar vereceğine inanmıyorDon bunun sadece zihnimizde olduğunu dûşitnityor.Gary yem ek odasındaki sandalyedeoturmakta olm

Dönün yanına çökmüştü.Gary kilerdeki perdenin arkasına saklanıp onunla l^anŞ'

muştu.Don battaniyeleri indirdi.Gary onlann gerçek olmadığmı, zararsız olduklannı söy-

lemişti.Biri delirmiş olabilirdi. Deliren kimdi? Kimdi deliren?Ikın Malorie, ıkın, artık düşünmen gereken bir bebeğin var;

(ger istiyorsan gözlerini kapatabilirsin ama ıktn, ıkınYaratıklar sonunda eve girmeyi başarmışu.

Ve evdeki herkesin sesi kurtlannkine benziyordu.Kuşlar, diye düşündü Malorie panik içinde,gerçekten iyikirfikirdi Tom. Harika bir fikirdi.

Oİympia telaş içinde sorular sorup dunıyordu ama Malo-rie ona yanıt veremezdi. Zihni meşguldü.

“Doğru mu? Gerçeklen yaratıklardan biri içeri mi girdi?Bu doğru olamaz. Buna asla izin vermeyiz! Yaratıklar gerçek-

ten evin içinde mi?Hem de şu anda?’Ah kattaki duvarlardan birine bir şey çarpü. Belki de bu

bir bedendi. Köpekler havlıyordu.Biri köpeklerden birini duvara fırlattı.“DON BATTANİYELERİ İNDİRDİ!”Aşağıda kimlerin gözleri kapalıydı? Kimin aklı başınday-

dı? Ev arkadaşlan deliye dönerken Malorie gözlerini kapata-bilir miydi?

Ulu Tannm, diye düşündü Malorie.Orada ötecekler.

299

Page 270: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 270/299

Bebek onu öldürüyordu.Gary hâlâ kulağına b ir şey ler fısıldıy ord u.“Malorie, alt kattan gelen sesler demek istediğim şeyi ka-

nıtlıyor. Deliye dönmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Ama de-

lirmek zorunda değiller. Aylarımı dışarıda geçirdim. Haftalarboyunca onlan izledim.”

“İmk ânsız,” dedi M alorie. Bu k elim ey le G ary ’yi mi yoksahiç dinmeyecekmiş gibi görünen acıs ını mı hedef a ldığınıbilmiyordu.

“i lk defa onlardan bir ini görd üğ üm de ak lım ı kaçıracağım ısandım.” Gar>' gergin bir şekilde güldü. “Ama delirmedim.Yavaş yavaş aklımın hâlâ başımda olduğunu fark ettiğimde dearkadaşlanma, ai leme, çevremdeki herkese olanları anlamaya

başladım.”“Seni daha f az l a d in l em ek i st em iyorum ! '' diye bağırdı Ma-

lorie. Ortadan ikiye bölüneceğini sandı. Bir hata olduğunudüşünüyordu. İç inden ç ıkmak is teyen bebek çok büyüktü veonu ortadan ikiye bölecekti.

Bu bir oğlan o lm alı , d iye düşündü .“Ne diyeceğim, bil iyor m u su n ?”“Kesşunu!"“Ne diyeceğim, bil iyor m u su n ?”“Hayır! Hayır! Hayır!"Olympia uluyordu, gökyüzü uluyordu, al t kattaki köpek-

ler uluyordu. M alorie ö zell ikle Ju le s ’u n ses in i d uy du ğun u dü-şündü. Alt katta oradan oraya koşturduğunu duyabil iyordu.Alt kattaki banyoda bir şeyleri parçalamaya çalıştığına yeminedebilirdi.

“Malorie, belki de ge rçe kte nbağ ı ş ık l ığ ım va rdır ya da sade-ce olan biten in fa rk ın d ay im d ir ."

Eğer i steseydin b iz im için n e le r ya p ab i leceğ in i b i l iyo r musun,

senin sayende nek a d a r gü v e n de o l a b i l e c e ğ i m i z i a n l ı y o r musun,diye haykırmak istiyordu Malorie.

300

Page 271: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 271/299

Ama Gary deliydi .

Büyü k o la s ılık la en başından beri öyleydi.Don battaniyeleri indirdi.Gary y em ek odasın da adamın yanında dizlerinin üzerine

çökmüş tü .

Kilerdeki perdenin arkasından onunla konuşmuşlu.Gary. D ö n ü n om zun dak i şeytan.Tavan a ra s ın ın kap ıs ın a gürültülü bir şekilde vuruldu.“BEN İ İ Ç E R t A L IN !” diye bağırdı biri.Kapının önündeki Fel ix , diye düşündü Malorie. Veya Don.“YÜ CE İSA A ŞK IN A BEN İ İÇERİ ALİN!"

Ama ikisi de değildi.Kapının önündeki Tom’du.Gary’ye, “K a p ıy ı aç ıp onu içeri al!" diye bağırdı Malorie.“Bunu yap m am ı isted iğinden emin misin? Bana pek gü-

venli bir fikir gibi gelmiyor.”“Lütfen, lütfen, lütfen! Onu içeri al!”Kapının önündeki Tom, ulu Tannm, o Tom, o Tom, ulu Tun

nm, o g erçek ten Tom.Sertçe ıkındı. Tüm gücüyle ıkındı.“Nefes a l ,” d ed i G ary ona. “Nefes al. Çok az kaldı."“Lütfen,” diye yalvardı Malorie.“Lütfen!"“BEN İ İÇ E R İ A LIN ! İÇ ERİ GİRMEME İZİN VERİN!”Şimdi Oİympia da çığlık atıyordu.

“Onu içeri al! O Tom."Alt kattaki çılgınlık tüm gücüyle kapıya yükleniyordu.Tom.Tom ak lın ı kaçır m ış tı . O yaratıklardan birini görmüştü.Tom ak lını ka çırm ıştı.Onu duydun m u? Ses in i duydun mu? Şu çıkardığı sesi. Ogıi

id aklı a rt ık b a şı n d a olm adığ ında n böyle sesler çıkanyor.

Gary ayağa kalkıp tavan arasını boylu boyunca arşınladı.Yağmur çatıyı dövüyordu.

301

Page 272: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 272/299

Ve sonra kapıdaki gürültü kesildi.Malorie tavan arasının diğer tarafındaki Oiympia’ya baktı.Olympia’nm siyah saçları gölgelere karışmıştı. Gözleri ise

çakmak taşı gibi parlıyordu."Çok...az...kaldı,” dedi.Oiympia’mn bebeği geliyordu. Malorie durduğu yere rağ-

men mum ışığında bebeğin dünyaya gelmek üzere olduğunugörebiliyordu.

İçgüdüsel olarak ona doğru uzandı ama kadın tavan arası-nın öteki uçundaydı.

"Olympia! Bebeğinin gözlerini kapatmayı unutma. Bebe-ğinin gözlerini kapatmayı...”

Tavan arasının kapısı sert bir darbeyle paramparça oldu.Kilit de kınlmışu.

Malorie tüm gücüyle çığlık attı ama tek duyabildiği, yenidünyanın tüm seslerini bastıran kalp atışlanydı.

Sonra sustu.

Gary ayağa kalkıp pen cere ye yö neld i.Malorie arkasından gelen gü rültü lü aya k ses lerin i dinledi.Bebeği dünyaya gelmek üzereydi.Basamaklardan iniltiye benzer bir ses yükseldi.“Kim o?" diye bağırdı Malorie. “Kim o? Herkes iyi mi?

Tom, sen misin? Kim o?”Göremediği biri merdivenleri tırmanıp tavan arasına çıktı.

Sırü merdivenlere dö nü k o lan M alo rie, O iym pia’m n yü-zündeki ifadenin acıdan şaşk ınlığa d ön dü ğü nü gördü.

Olympia, diye düşündü. Sak ın bakm a. Ç ok iyi g idiyorduk. Çok cesurduk. Bakma. Onun yerine çocuğuna uzan. Tamamen doğduğunda bebeğinin gözlerini kapat. Onun gözlerini koru. Kendi gözlerinikoru. Bakma. O lym pia . Sak ın ba km a.

Ama arkadaşına bunları söylemek için geç kaldığını bi-

liyordu.

302

Page 273: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 273/299

O ly m pia ö n e eğ ild i. Gözleri fal laşı gibi açılırken dudak-ları aralandı. Yüzünde birbirinden kusursuz ûç daire belirdi.Malorie bir anlığına kadının yüzünün şekilden şekle girdiğinive ardından panldadıgmı gördü.

“Çok güzelsin," dedi Olympia gülümseyerek. Yüzündekiçarpık, tuhaf bir gülümsemeydi. “Hiç de köıü görünmüyor-sun. B ebeğ im i görm ek isle r misin? Gerçeklen bebeğimi gör-

mek ister m isin ?”

Bebek, bebek, diye düşündü Malorie,bebek hâlâ içinde ve

Olympia aklını kaçırdı. Ulu Tannm, Olympia aklını kaçırdı. Üs

lelik o lanet olasıca şey benim ve çocuğumun hemen arkasında.M alorie g öz ler ini yumdu.Gözlerini kapatırken mum ışığının ulaşabildiği son nokia

da d ik ilm ek te o la n Gary ’nin görüntüsü zihnine bzındı ama

adam hiç de söylediği kadar kendinden emin görünmüyordu.

Daha ziya de k o rk m u ş bir çocuğa benziyordu.

“O ly m p ia ,” dedi Malor ie. “Bebeğinin gözlerini kapatmalı-

sın. Ûne doğru eğilmelisin. Bebeğin için."

M alo rie a rk ad aşın ın yüzündeki ifadeyi göremiyordu. Ama

sesi ondaki değişimi ortaya koyuyordu.“Ne? B ana ço cu ğum u nasıl yetiştirmem gerekliğini söy-

lemeye mi kalkıyorsun? Sen ne biçim birkaltaksın? Sen ne

biçim b ir ...”O iym pia ’n ın kel im eler i genizden gelen bir hırlamaya dö-

nüştü.Delilik nöbeti.Gary’nin hastalıklı, tehlikeli kelimeleri.Olympia uluyordu.Malorie’nin bebeği çıkmak üzereydi. Ikındı.Sahip o ld uğunu bi le bilmediği bir güçle Malorie havlunun

üzerinde d oğru ltu . O iym pia’nın çocuğunu isliyordu. Onu ko-

ruyacaktı.

303

Page 274: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 274/299

Sonra tOm o acı ve deliliğin içinde Malorie, Olympia'nmbebeğinin ilk ağlamasını duydu.

Bebeğin gözlerini kapat.

Maiorie’nin bebeği sonunda doğduğunda kadının elleribebeğin gözlerini kapatmak için onu bekliyordu. Başı öylesi-ne yumuşaku ki Malorie ona zamanında ulaştığını düşündü.

“Buraya gel,” dedi bebeği göğsüne götürürken. “Buraya gelve gözlerini kapat.”

Gary odanın öteki tarafından gergin bir şekilde güldü.“İnanılmaz,” dedi.

Malorie etrafına dokunarak bıçağı bulmaya çalıştı. Par-maklan ona dokunduğunda önce kendi göbek bağını kesti.Sonra da altındaki kanlı havludan iki tane şerit kesip çıkar-dı. Bebeğin bacaklannın arasına dokundu. Bu bir oğlandı vebunu söyleyebileceği kimsesi yoktu. Ne kız kardeşi, ne an-nesi, ne babası, ne bir hemşire ne de Tom. Bebeğini sıkıcagöğsüne basurdı.

Havlu parçasmı yavaşça oğlanın gözlerine bağladı.Dünyaya geldiğinde annesinin yüzünü görmesi ne kadar önemli olabilir ki?

Malorie arkasındaki yaratığın kıpırdandığını duydu.“Bebek,” dedi Olympia ama sesi resmen çatırdıyordu. Yaşlı

bir kadının sesini kullanarak konuşuyor gibiydi. “Benim bebe-ğim,” dedi sevinç çığlığına benzer bir sesle.

Malorie öne doğru kaydı. Bedenindeki kaslar ona direni-yordu. Olympia’nm çocuğuna uzandı.“İşte, buradayım,” dedi gözlerini bir an olsun açmadan.

“Buradayım Olympia. Kucağıma alıp ona bakmama izin ver.”Olympia homurdandı.“Neden sana izin vereyim ki? Neden çocuğumu istiyor-

sun? Sendeli misin?”

“Hayır. Sadece onu görmek isliyorum.”Malorie'nin gözleri hâlâ kapalıydı. Tavan arası sessizdi.

304

Page 275: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 275/299

Îagmur dam la la rı usulca çatıya düşüyordu Malorifbedeninin altındaki kanın üzerinde ûne doğru İtaydı.

“Ne dersin ? Onu görebilir miyim? Obir kıı.degıl Gü'

rünûşe göre tahminlerin doğru çıktı.”Malorie dehşete düşmesine neden olan iıyle»int korkunç

bir ses duydu ki döşemenin ortasında kalakaldıOİympia bir şeyler çiğniyordu. Malorie bunun çocuğun

göbek bağı olduğunu anladı.Midesi bulandı. Gözleri hâlâ sımsıkı kapalıydı Kıunuk

üzereydi.

“Kızını görebilir miyim?” diye sormayı becerdi“İşte burada.Buradal" dedi Oİympia. “Ona bak. Onabak'’ Sonunda M alo rie ’nin elleri Olympia'nın bebeğinin üztnn

deydi. Bu gerçeklen de bir kızdı.Oİympia ayağa kalktı. Sanki yağmur sulanyla dolmuş bir

birikintiye basıyordu. Malorie bunun kan olduğunu biliyor-du. Plasenta, ter ve kan.

“Teşekkür ederim ,” diye fısıldadı Malorie. “Teşekkür ede-rim, Oİympia.”

Malorie, kadının bu harekelini, bebeğini ona verişini aslaunutmayacaktı. A klın ı kaçırmış olmasına rağmen çocuğu içinen doğru şeyi yaptığı o an asla aklından çıkmayacakn

Malorie ikinci havlu parçasını bebeğin gözlerinin çeiTcsıne bağladı.

Oİympia tö kezleyerek örtülü pencereye, Gary'nın dikildiğiyere doğru ilerledi.O şey hâlâ M alo rie 'n in arkasında bekliyordu ve harekcısızdı.Malorie iki bebeği de kucağına alıp kanlı, ıslak parmak

lannı çocukların gözlerine siper etti. İki bebek de ağlıyorduVe aniden Oİympia bir şeylerle uğraşmaya, bir şeyleri sü-

rüklemeye başladı.Tırmanışa geçmiş gibiydi.“Oİympia?”

305

Page 276: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 276/299

Çıkan sesim icn (Myrapia’nu ı bir şe yk r kurmaya çatışn ^Htahmin rttL

“Oiyıapia? Ne yaptycwsan O Iyn p ia? Gaeyt <nm dmJ ııı.Lütfen Gary."

Kehneieri hiçbir işe yammyoedu. Gary hepsinden dahadehydi

Oİym{na yanında bir yerlerde dikümektc obn Gary*ye."Bayun, ben dışan çıkıyorum." dedi. "Çok anm zamandıriçerideydim.”

"Otympia, dur. *‘ DIŞARI çıkıyorum," d ed i Sesi aynı zam anda hem bir ço -

cuğu hem de ölüm döşeğindeki yaşh bir kadını amhnyonhı.‘Ofympiaf’

Çok geçti Malorie tavan arasındaki peiKcrenin camınmtuzla buz olduğunu duydu. Sonra bir şey sertçe eve çarpo.Sessizlik. Alt katta. Tavan arasında. Sonra Gary konuşma-

ya başladı."Kendini astı! Göbek bağıyla krmhmi ostıf"Haya Tmnm, hufrn göıdâkkrini bata tarif etmesine i;in

verme."Göbek bağıyh kendini as»! Bu, hayatım boyunca gördü-

ğüm en inamtıuz şey! Resmen göbek bağıyla kendini astı!"Ne kadar eğlendiği scsiiHİm ve kahkahalarından anlaşıla

biliyordu.Arkasııuhki şey hareketlendi. Malorie deliliğin tam orta

smdaydt. Eski deliliğin. Savaşa katılan, boşanan, yoksullukçeken ve arkadaşlannın ke nd ikr in i. .. g öbek bağ ıyla asuğuuödenen insanbra deliliğin.

"Göbek bağırtın ocunda salkmyor! Inanabibyor musun?Göbek boğuıoı ttamda.^

"Kapat çcMni!" diye bağırdı Mıdork gdzlcıini açmadan."Kapat ((nem.)’

306

Page 277: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 277/299

Ama o fcytn kendlainedopv Mı ımjpııAt ktknctrrl bofauna dizildi. O şeyia bir (aaaı iyofeMytOiMly' it?) Malorieüln dudakknmn dibtnd* hıeM e M a .

Malorie nefes ahnakıan bs«ka Mçblr «tyyepmto ttfemhık bpırdatmadı. Tavan aıaıı sciMidl

Yarundakl şeyin sıcakltfını htıredebftyoıdaShannon, diye düşündü, htlallara bak. Biv hanlysıtoı

Sow vebana.Bebeklerin gözleri üzerindeki eHcrlac oıUüandı.Arkasındaki şeyin geri çekildi|lııi duydu Ondan utU m

yor gibiydi. Uzaklaşıyordu.

Sonra duraksadı. Durdu.Malorie ahşap basamakların cauıdadığmı duydu, lunuo

merdivenlerden inen birinin sesi olduğundan enİB oUaktan jo en hakim obnaya çalıştığı htçlunklonu seıbem brato.

Ayak sesleri gittikçe uzaklaşıyordu. Gittikçe b^nidcşi'yordu. Sonra duyulmaz oldu.

“Bizi bıraku,” dedi bebeklere.Şimdi Gary’nin hareket ettiğini doyabiliyordu.“Sakın bizeyaklaşmal' diye bağırdı gözleri kap^ bk fc

kilde. “Sakın bize dokunayım demel'Ona dokunmadı. Yamndan geçip gitti vebaattaaUaf tek-

rar çaurdadı. Alt kata indi. Kimin hayatta haltp kimin öldüğüne kakacak.Derin derin iç geçirdi, yoıgunluktan her yeri ağrıyordu.

Kan kaybından. Bedeni ona uyumasını söylüyordu. Maknieve bebekler tavan arasında yalnızdı. Uzanmaya çahştı. Bunaihtiyacı vardı ama bunun yerine beklemeyi tercih etti. DiıüedL Dinlendi.

Ne kadar zaman geçti? Bebekleri ne kadar zamaadhr kofla-rımda tutuyorum?

Ama yeni bir ses tûm rahatlığııu al^ götürdü Ah kattangcUyordu. Eski dünyada sık sık karştlaştığ^ scsMcn hiriyâ

307

Page 278: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 278/299

Olj'inpia tavan arasının penceresinden aşağı sallanıyordu.En azından G ary ö yle dem işti.

Rüzgâra kapılan bedeni sertçe eve çarpıyordu.Alt katta ise bir şey çalıyord u.Bu bir telefondu. Telefon çalıyordu.Malorie telefonun sesi yüzünden neredeyse büyülenmişti .

Bunun gibi bir ses duym ayalı ne kad ar olm uş tu?Biri onlan an yordu .Biri aramalannadönüyordu .Malorie plasentanın içinde kayarak döndü. Kızı kucağı-

na koyup nazikçe tişörtüyle sardı. Boş elini kullanarak mer-divenlerin tepesini buldu. Basamaklar epeyce dikti. Eskiydi.Henüz doğum yapmış bir kadının kesinlikle kullanmaması

gereken türdendiler.Ama telefon çalıyordu. Biri onlan arıyordu ve Malorie te-

lefona cevap verecekti.Zııııııııııır

Havludan kestiği göz baglanna rağmen bebeklere gözleri-ni kapalı tutmalanm söyledi.

Bu cümle, sonraki dört yı l boyunca onlara en sık tekrar-layacağı şey olacaktı . Ve on u an laya m ay aca k k ad ar k üç ü k ol-salar bile hiçbir şey bun u tek rarlam asına en gel olam ayacaktı .

ZıııımııurKalçasını döşemenin kenanna kadar kaydırdı ve bacak

lannı aşağıya sallayarak ayağını ilk basarnaya koydu. Bedenidurması için ona yalvanyordu.

Ama basamaklan inm eye d evam ett i.Anık basamaklann başına gelm işt i. O ğlan ı sağ kolun a aldı

ve eliyle çocuğun yüzünü örttü. Kız hâlâ tişörtünün içindey-di. Gözleri kapalıydı ve dünya kapkaraydı. Uykuya o kadarçok ihtiyacı vardı ki merdivenlerden kayıp düşse bile doğru-dan uykuya dalabilirdi. Ama yürüdü, adım atmaktan vazgeç-medi ve telefonu yol göstericisi olarak kullandı.

308

Page 279: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 279/299

ZııiMmıııııııiMiııır

Ayaklan ikinci katın beyaz koridora boyunca uzananaçık mavi renkli halıya dokundu. Gözleri kapalı olduğundan

renkleri görem iy ord u. Tıpkı Jules’un sağdaki duvara dayan-mış vaziyette yüzükoyun yerde yattığım, başının hizasındanbaşlayıp yere koyduğu ellerine kadar uzanan beş kan lekesinigörmediği gibi.

M erd iv en le rin başında duraksadı. Derin derin nefes aldı.Kendini bunu yapabileceğine inandırdı ve yoluna devam etli.

CheryTin yanından geçti ama bunu bilmiyordu. Henüz

değil. CheryTin yüzü zemin kata, ayaklan ise ikinci kata ba-kıyordu. Bedeni doğal olamayacak kadar korkunç bir şekildebükülmüştü.

M alorie bun u bilm ed en kadının ölû bedeninin sadece bir-kaç santim yanından geçti.

M erd iv en le ri indiğinde az kalsın Felbt’e dokunacakû. Amadokunmadı. Daha sonra yüzündeki deliklere dokunduğunda

nefesini tutacaktı.Z ııııııııııııııım ıııırSibirya kurtlarının birinin yanından geçtiğine dair en ufak

fikri yoktu . Duvarın dibinde yığılıp kalmıştı; duvarda koyumor renkli bir leke vardı.

Burada hâlâ b i r i var mı, diye sormak istiyordu. Bunu hay-kırmak istiyordu. Ama telefon çalıyordu ve ona yanıl verenekadar susmayacağına inanıyordu.

Sırtını duvara vererek sesi takip etli.Kırık camlardan içeri yağmur ve rüzgâr giriyordu.Tele/ona cevap vermeliyim.Gözlerini açacak olsaydı evin her yanına bulaşmış kanlan

hazm etmesi m üm kün olmayacaktı.Z ıım ıını ı ı ıı ı ıı ı ıı ı ır

Bunların tümünü daha sonra görecekti. Ama o anda telefo-nun sesi o kadar yüksek ve o kadar yakındı ki.

309

Page 280: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 280/299

Malorie sırtını duvara dayayıp döndü ve sonra işkenceyebenzer bir acı içinde halıya ad ım a tt ı. Telefon kü çü k sehpanınüzerinde duruyordu. Be den inin he r san tim etrek ares i ağrıyor,yanıyordu. Oğlanı kucağındaki kızın yanına koyarak el iniuzattı ve durmaksızın çalan telefonu kavradı.

“Alo?”“Alo.”Bu bir adamdı. Sesi son derece sakin geliyordu. O ana hiç

uygun değildi.“Kimsiniz?” diye sordu Malorie.Elindekinin bir te lefon o lduğu nu gü çlük le an ladı.“Benim adım Rick. M esaj ınız ı b i rkaç gü n ön ce a ldık . O

sırada size dönemeyecek kadar meşguldük. Adınız nedir?”“Siz kimsiniz?”“Tekrar l ıyorum, benim adım Rick. Tom isminde bir adam

bize mesaj bırak m ış.”“Tom.”“Evet. O da sizinle bir l ikte y aşıyor, d eğil m i? ”“Benim adım M alorie .”“İyi misin Malorie? Sesin çok kötü geliyor.”Malorie derin bir nefes aldı . B ir da ha asla iyi olam ayaca ğı-

nı düşünüyordu.“Evet,” diye yan ıtladı. “İyi y im .”“Şu anda pek zamanımız yok. Olduğun yerden ayrı lmaya

ne dersin? Daha güvenli bir yere gitmeye? Yanıtının evet ola-cağını farz ediyorum.”

“Evet,” dedi Malorie.“O zaman şöyle yapacaksın . E ğe r m ü m kü n se söyledikler i-

mi yaz. Kalemin var m ı?”Malorie evet deyip To m ü n te lefon reh be r inin yan ına koy-

duğu kalemi aldı.

Bebekler ağlıyordu.“Sanınm yanında bir bebek var.”

310

Page 281: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 281/299

“Evet."“Daha iyi bir yer bulmayı istemenin nedeninin bu olduğu-

nu va rs ayıy oru m . Malorie, şunlan yapacaksın. Nehirden gel.”“Ne?”“N eh ird en ge l. Nerede olduğunu biliyor musun?"“E evet. Nerede olduğunu biliyorum. Evin hemen arkasın-

da. K uyudan yüz metre kadar uzakta olduğunu söylemişlerdi.”“G ü zel. N ehirden gel. Yapacağınız en tehlikeli şeylerden

biri o la cak am a sen ve Tom onca zaman boyunca hayatla kala-bildiğinize göre bunun da üstesinden gelebilirsiniz. Sizi hari

lada b u ld u m ve gördüğüm kadanyia en az otuz kilometre kaietmeniz gerekecek. Şimdi. Nehir kollara aynlacak..."

“Ne yapacak?”“Ü zgü nüm . Ç ok aceleci davrandım. Ama sizi yönlendirdi-

ğim yer çok daha güvenli bir yer.”

“Bu nasıl oluyor?”“Pekâlâ, ilk olarak hiç penceremiz yok. Suyumuz akıyor

ve kendi sebzem iz i kendimiz yetiştiriyoruz. Son günlerde bu-labileceğin en korunaklı yerlerden biri. Yeterince yalak oda-mız var. G ü zel odalar. Çocuğumuz öncekine göre daha iyidurumda olduğumuza inanıyor."

“Orada kaç kişisiniz?”“Yüz sekiz.”Bu sayı M alo rie için herhangi anlam ifade edebilirdi. Mil-

yonlar olsa bile ne değişirdi?“Ama önce buraya nasıl geleceğinizi açıklamama izin ver.

Nereye gideceğini öğrenmeden telefon hattınm kesilmesi tambir felaket olur.”

“Tamam.”“Nehir dört kola ayrılacak. Senin takip etmen gereken,

sağdan İkincisi. Sağdaki sazlıklara yapışıp bunun üstesindengelmeyi bekleyem ezsin . Zor olacak. Ve gözlerini açmak zo-runda kalacaksın.”

311

Page 282: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 282/299

Malorie yavaşça başını iki yana salladı.Hayı r.Rick konuşmayı sürdürdü.“Ve zamanı geldiğini bö ylelikle an lay ac ak sın ," dedi adam.

“Bir kayıt duyacaksın. B ir ses. B ütü n g ün bo yu nc a n eh rin ke -narında oturamayız. Bu çok tehlikeli. Bunun yerine oraya birhoparlör koyduk. Hareketle tetikleniyor. Bunun gibi cihazlarsayesinde tesisim izin etrafınd aki orm an lık alan ı ve neh ri ya-kından takip edebiliyoruz. Hoparlör devreye girdiğinde kayırotuz dakika boyunca kendini tekrar edecek. Onu duyacaksın.Epeyce yüksek sesli ve net. Sesi duyduğunda ise gözlerini aç-

mak zorunda kalacaksın."“Teşekkürler Rick ama bunu yapamam.”Malorie’nin sesi yansızdı. Paramparçaydı.“Bunun korkutucu olduğunu bil iyorum. Kesinlikle öyle.

Ama sanırım her şeyin bir b ed eli var. B aşka seç en eğ iniz yo k.”Malorie telefonu kapatmayı düşündü ama Rick konuşma-

yı sürdürdü.“Burada çok güzel ge lişm eler var. H er gü n ilerle m e kayd e-

diyoruz. Tabii ki hayatlarımız eski yaşamlarımıza hiç benze-miyor ama elimizden geleni ya p ıyo ru z.”

Malorie ağlamaya başladı. Bu ad am ın on a sö yled ikleri onaumut mu veriyordu? Yoksa uzun zamandır hissettiği inanıl-maz umutsuzluğun farklı bir türü müydü?

“Bana söylediklerinizi ya p arsa m ,” ded i M alo rie, “sizi ora-da nasıl bulacağım?"

“Kollardan sonra m ı?”“Evet.”“Bir alarm sistemimiz var. Duyacağın kaydı tetikleyen tek-

nolojiyle aynı şekilde çalışıyor. Doğru kanala girdiğin zamandoksan metre daha ilerleyeceksin. Sonra bizim alarm siste-mimizi letikleyeceksin. Bir parmaklık inecek ve oraya sıkışıpkalacaksın. Biz de parmaklıklann arasına sıkışan şeyin ne ol-duğunu görmek için geleceğiz.”

Malorie ürperdi.

31 2

Page 283: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 283/299

“ö y le m i?” diye sordu.“Evet. Sesin kulağa biraz şüpheci geliyor.”Eski dünyaya ait görüntüler Malorie'nin zihnine akın elli

ama her birine, adamın anlattığı yer güzel, kölu, şu anda ol-duğu yerden daha iyi ya da daha beler olsa bile bir daha aslaözgür olamayacağın ı hatırlatan bir tasma, bir zincir, içgüdüselbir his eşlik ediyordu.

“Orada kaç kişisiniz?” diye sordu Rick.M alo rie evin sessizliğini dinledi. Pencereler kmlmıştı. Bü-

yük ih tim alle kapı da açıklı. Ayağa blkmak, kapıyı kapat-mak, p encere le ri örtmek zorundaydı ama bunlann tümü san-ki başka birinin başına geliyormuş gibiydi.

“Ü ç,” dedi cansız bir şekilde. “Sayıda bir değişiklik olursa...”“O konuda endişelenme Malorie. Kaç kişi gelirseniz gelin

sorun değil. Birkaç yüz kişiye yetecek kadar yerimiz var vedaha fazlası üzerinde çalışıyoruz. Sadece elinizi olabildiğinceçabuk tutun.”

“Rick, bana hemen yardım edebilir misin?"Rick’in derin bir nefes aldığını duydu.“Ü zgünüm Malorie . Bu çok büyük bir risk. Bana burada

ihtiyaçları var. Bunun kulağa bencilce geldiğini biliyommama kork arım sen in bize gelmen gerekecek."

Malorie sessizce başıyla onayladı. Tüm acımasızlığa, ka-yıplarına ve acısına rağmen bü adamın güvende kalması ge-rektiğini biliyor ve buna saygı duyuyordu.

Tek so ru n şu ki şu anda gözlerimi açamam ve kucağımda henüz dünyayı görm em iş iki tane minicik bebek var. Oda çiş, katı ve ölüm kokuyor Odaya dışandan hava doluyor Hava soğuk ve bunun pencerenin kırıldığı ya da sokalı kapısının açık olduğtan lam ına geldiğ in i biliyorum . Tehlikeli bir şekilde açılı olduğu nu. Söylediklerinin hepsi kulağa harika geliyor Rick, gerçekçi öyle ama tek başıma tuvalete bile nasıl gideceğimi düşünüıhe

nehirde doksan kilometrelik bir yolculuğa çıkabileceğimdeemin değilim.

313

Page 284: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 284/299

"Malorie, seni ara sıra kontrol edeceğim. Tekrar arayaca-ğım. Yoksa hemen yola çıkmak nu istersin?”

"Bilmiyorum. Ne zaman gelebileceğime dair hiçbir fikrim yok.”

"Tamam.”“Fakat teşekkür ederim.”Malorie hayatı boyunca asla böylesine içten teşekkür

etmemişti."Seni bir hafta sonra tekrar arayacağım Malorie.""Tamam."“Malorie?”"Eğer aramazsam ikimizden birinin telefon hattı kesilmiş

olabilir. Sadece burada olacağımıza inan, istediğin zaman gel. Seni bekliyor olacagu."

“Tamam,” dedi Malorie.Rick, Malorie’ye kendi numarasını verdi. Malorie kalemi

kullanarak ama gözlerini bir an olsun açmadan telefon numa-rasını açık durumdaki telefon rehberine yazdı.

“Hoşçakal Malorie.”“Hoşçakal.”Telefonla yapılan her zamanki, günlük konuşmalardan biri.Malorie telefonu kapattı. Sonra başını göğsüne düşürüp

ağlamaya başladı. Kucağındaki bebekler kıpırdanıyordu. Hiç durmadan yirmi dakika daha ağladı. Ta ki kilerin kapısını tır-

malayan bir şeyin sesini duyana kadar. Bu, Victor’du. Dışan çıkmak için havlıyordu. Bir şekilde kilere kilitlenip kalmıştı. Belki de başına gelecekleri bilen Jules onu oraya kapatmıştı.

Battaniyeleri yeniden önüp kapılan kapanıktan sonra sü-pürge saplanndan birini kullanarak evin her yerini kontrol edecekü. Kendini gözlerini açabilecek kadar güvende hisset-tiğinde aradan alu saat geçmiş olacaktı. O noktada, bebeği-

ni doğururken evde olup bitenler tüm acımasızlığıyla gözler önüne serilecekü.

314

Page 285: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 285/299

Ama ondan önce Malorie sımsıkı kapatlığı gözleriyle aya-ğa kalkacak vc kilere giden merdivenlere ulanmak için otur-ma odasından çıkacaktı.

Ve orada Tom’un cesedinin yanından geçecektiCesedin ona ait olduğunu anlamayacaktı. Seker torbala-

rından birine çarplığını düşünecekti. Ardından, kuyu suyuyladolu kovanın önünde yere çöküp kendini ve çocuklan temiz-lemeye koyulacaktı.

Sonraki aylarda Rick’le defalarca telefonda konuşacaktı.Ama kısa zam an sonra evin telefon hattı kesilecekti.

Evi cesetlerden ve kandan anndırması allı ayını alacaklı.Kilere ula şm aya çalışan Don’un cesedini muıfagın zeminindebulacaktı. Sanki kaybettiği aklını Gary’den geri isteyecekmişgibi d eliye dönm üş bir halde oraya koşmuştu. Gary’yi araya-caktı. Hem de her yerde. Ama onun izine dahi rastlayamayacaktı. Onu asla aklından çıkarmayacaktı. Onunla brşılaşmaihtimalini. Dışarıda. Dünyada.

Ev arkadaşlannı arka bahçedeki kuyunun ardına yanmbir daire çizecek şekilde gömecekti. Kendisi ya da çocuklariçin su çekm eye gittiğinde gözleri bağlı vaziyette kazdığı vedoldurduğu m ezarlann engebeli dokusunu sonsuza dek his-sedecekti.

Tom’u eve mümkün olduğunca yakın gömecekti. Çocuk-ları temiz hava almalan için gözleri bağlı bir halde çıbrdıgı

çimenlik alana. Ruhlannın olabildiğince özgür bir şekilde do-lanabileceği umduğu bir yere.

Rick’in te lefo nda ona tarif ettiği yere yakında gelip gelme-yeceğine dair sorduğu soruya evel brşılıgını vermesi dört yı-lını alacaktı.

Ama şim di ken din i temizliyordu. Çocuklan yıbmaya ça-lışıyordu. Ve bebekler ağlıyordu.

315

Page 286: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 286/299

Tom ün kayda alınmış sesi durmadan kendini tekrar ediyordu.Bir mesaj bırakıyordu.“...İki yüz yetmiş üç Shillingham. Benim adım Tom. Tele-

sekreterinize ulaşmanın beni nasıl rahatlattığını eminim lahmin edebiliyorsunuzd ur...”

Göz bagı gözlerinden bir santim kadar uzakta tutuluyordu.Elini kaldırıp parmaklannı siyah renkli kumaşa götürdü.

Bir anlığına o ve yaratık aynı göz bağını tuttular. Bu yaratıkya da onun gibileri Shannon’ı, annesini, babasını ve Tom’uondan koparıp almışlardı. Bu şey ve onun gibi şeyler, çocuk

lannın çocukluğunu çalmıştı.M alorie b ir şekild e korkmuyordu. Ona yapabilecekleri her

şeyi zaten yapmışlardı.“Hayır,” dedi kumaşa asılarak. “Bu benim.”Bir anlığına biçbir şey olmadı. Sonra yüzüne bir şey do-

kundu. M alo rie su ra tın ı ekşitti. Ama yüzüne dokunan, yeni-den burnu ve şakakları üzerindeki yerini alan göz bağıydı.

G öz le r in i a ç m ak zorunda kalacofesın.Bu doğruydu. Tom’un sesi, Rick’in nehrin kollara ayrıldığı

yere geldiklerini gösteriyordu. Bir zamanlar evin oturma oda-

sında oturup, b elk i d e bize z arar vermek islemiyorlordır, dediği

ses tonuyla konuşuyordu.Belki de bize yaptılılanııdan ölürü

317

Page 287: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 287/299

ş a ş k m h k d uy u yo rla rd ır. B u b i r ç a k ı ş m a M a l o ri e. O n l a n n d ü nyas ı ve b iz im k i. S a d e c e b i r k a z a . B e l k i d e b i z e z a r a r v e rm e k te n hoşlanmıyorlardır.

Ama am aç lan he r ne o lu r sa o l sun M alo r ie g öz l e r in i açmak

zorundaydı ve en az bi r tanesi yak ınlar ınd ay d ı .Çocu k lanmn inan ılm az şey le r yap t ığ ın ı gö rm üş tü . Te le fon

rehberin in sayfa lannı şöy le b i r çev i rd ik ten son ra M alor ie ’n inad ımn yüz a l tınc ı sayfada o ldu ğu nu söy lem iş t i. Ep eyce ya-k ınd ı . Ve Malor ie , o anda on la rdan y ine böyles ine inan ı lmazbir hareket bekliyordu .

Suyun so l ta ra fında h arek e t lenm e o ldu . Y ara t ık göz bağ ına

dair ilg is in i kaybedip uza k laşm ış ya da M alo r ie ’n in b i r son -raki hamlesin i görm ek iç in b ek lem ey i t e rc ih e tm iş o lab i li rd i .

“O ğlan?” dedi. Dah a faz las ın ı sö y lem es in e ge rek yoktu .Çocuk sorusunu anlamışt ı .

Çocuk başlangıçta sess izd i . D in l iyo rdu . S on ra ya n ı t verd i.

“Bizi terk ediyor A n n eciğ im .”Uzakta ç ığ l ık la r a tmakta o lan kuş la ra ve Tom’un hopar-

lö r le rden yükse len o güze l , sak in leş t i r i c i ses ine rağmen ses -

sizl ikle dolup taşan bir an yaşadılar. O şeyden etrafa sessizl ik

yayılıyordu.O anda neredeydi?Özgür ka lan kay ık ak ın t ıya ka p ı ld ı . M alor ie ö n le r ind eki

su sesinin , nehr in ko l lara a yr ı ld ığı ye rd en ge ldiğ ini b i liyordu .

Fazla zamanı yoktu.“Oğlan,” dedi kupkuru bi r boğazla . “Başka bi r şey duyu-

yor musun?"Oğlan suskundu.“Oğlan?”“Hayır, Anneciğim. Duymuyorum.”“Emin mis in? Bundan kes in l ik l e em in m is in ?”Sesi kulağa korkunç gel iyordu. Hazır o lsa da olmasa da o

an gelip çalmıştı.

3 1 8

Page 288: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 288/299

“E v e t , A n n ec iğim . Yine yalnızız .”

“Nereye gitti?”“Uzaklara.”“Hangi yönden gitti?”

Sessizlik. Sonra, “Arkamıza doğru gitti Anneciğim."“ K ı z ? ”

“E v e t . A rk am ıza doğru gi tt i Anneciğim.”

Malorie sessizdi.Ç o c u k la r o ş e y in ark alann da olduğunu söylüyorlardı.

Y e n i d ü n y a d a güv ene bileceğ i tek bir şey varsa o da çocuk-

lar ını iyi y et iş t i rm ey i becerm iş olmasıydı.

Onlara güveniyordu.Güvenmek zorundaydı.Ş im d i T o m ’u n ses iyle aynı hizadaydılar. Sanki Tom da b

y ık ta on la r l a b i r l i k t eyd i .

Sonra aniden bunun bir işaret olduğunu düşündü. Tom

ora da yd ı. T o m on un lay d ı. Bu sayede hayatta blacakıı.

Sertçe yutkundu.Dudaklarına düşen gözyaşlannı sildi.Sonra derin bir nefes aldı.S o n r a o n u h is se tti. Tıpk ı Tom ve Jules’a kapıyı açtıklan

anda hissettiği gibi. Tıpkı Gary’yi kapının önüne koyduklan

n ı s and ık lan anda o lduğu g ib i .

A r a d a k a la n zam an .G ö z le ri n i aç m ay a ka rar verdiği anla gözlerini açtığı an ara-

sın da g e ç e n s ü r e .

M al o rie n e h ri n ko llan n a döndü ve gözlerini açtı.

Başlangıçta gözlerini kısmak zorunda kaldı. Ama güneş

ışığ ı yü zü nd en değ i l,r e n k l e r yüzünden.

N ef es i k e si lin c e elin i ağzına götürmek zorunda kaldı.

Zihnindeki tüm düşünceler, endişeler, kaygılar ve umut-lar boşa lıp g itm iş ti. Gördüklerin i tarif edecek hiçbir kelimebilmiyordu.

319

Page 289: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 289/299

Sürekli değişiyordu. S on suz du .Olağanüs tüydü .Bak Shannon! Bu lu t la r b iz im s ın ı f tak i A ng ela M ark le ' a

benziyor!Eski hayatında bundan çok daha parlak b ir dünyaya b ak a-

bilir ve gözlerini kısmak zorunda dahi kalmazdı. Ama o andagözlerinin önündeki güzellik canını yakıyordu.

Sonsuza dek bakabilirdi. En azından birkaç saniye dahabakabileceği kesindi. Ama To m ü n sesi on u ke n din e getirdi .

Ağır çekimdeymişçesine sesin geldiği yere doğru eğilipTomün dudaklar ından sökülen sözcükler in her bi r in in ta-dını çıkardı . Sanki oradaymış gibi . Ona başarmasına çok azkaldığını söylermiş gibi. Malorie sonsuza dek gözlerini açıktutamayacağını bi l iyordu. Gözlerini tekrar yummalıydı . Buharika dünyayla bağını kesmeliydi.

Gözlerini kapattı.Arnk çok yakından tanıdığı karanlığa geri döndü.Ve kürek çekmeye başladı.Sağdan ikinci kanala yak laşt ıkları s ırada yıl lardır k ü rek çe-

kiyormuş gibi hissetti . Anılar. Hamile olduğunu öğrendiğin-de, Shannon’ın cesedini bulduğunda, gazetedeki i lana yanıtverdiğinde olduğu kişiyle birlikte asılıyordu küreklere. Evegeldiğinde, ev arkadaşlarıyla tan ıştığınd a ve O iym p ia’yı içe -ri almak için oy kullandığında olduğu kişiyle birlikte. Garygeldiğinde olduğu kişiyle birlikte kürek çekiyordu. Don alt

kattaki pencereleri örten battaniyeleri indirirken tavan ara-sındaki havlunun üzerinde doğ um yap m akta olan haliyle.

Artık daha gûçlüydü. Daha cesurdu.B ö y l e bir dünyada tekbaşına iki çocu k y etiştirmişti.

Malorie değişmişti.Kayık kanal ın kenanndaki sazl ık lardan bir ine dokundu-

ğunda aniden sarsılınca M alorie kan ala gird ikle rin i an ladı.

O noktadan sonra, koca evin içinde yapayalnız bir haldeçocuklan kucağına aldığı anda olduğu kişiye dönüştü. Dört

320

Page 290: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 290/299

yıl. O n la n eğ itm iş, yetiştirmiş, her geçen gün daha tehlikelibir hal alan dünyadan korumuştu. Tom’la, söylediği onlarcaşeyle, onun için yaptığı sayısız iyilikle birlikle kürek çekiyor-du. Tom ona ilham kaynağı olmuş, ona cesaret vermiş ve kılı-nı kıpırdatmadan oturup seni parçalara ayırmasını beklemekyerine delilikle mücadele etmenin daha iyi bir yolu olduğunainanmasını sağlamıştı.

Kayık arlık daha hızlı ilerliyordu. Rick lelikleme meka-nizmasına ulaşana kadar sadece doksan metre daha gitmelerigerekeceğini söylemişti.

O sabah uyandığında olduğu kişiyle birlikte küreklere ası-lıyordu. Sisin onu ve çocuklan Gary gibi birinden gizleyebileceğini düşünen haliyle. Oysaki Gary hâlâ dışanda olabi-lir, nehir boyunca attıkları her adımı takip ediyor olabilirdi.Kurtların saldırısına uğradığında olduğu kişiyle kürek çekti.Teknedeki adam deliye döndüğü, kuşlar aklını kaçırdığı veha ya tı boyu nca en çok korktuğu yaratık yegâne korunma me-

kanizmasıyla, göz bağıyla oynadığı sırada olduğu kişiyle.G özle rin in üzerindeki kumaş parçasını ve onun için olan

an lam ın ı düşün en Malorie, kulaklan sağır edici metalik birpatlamayla yerinden sıçradı.

Kayık bir şeye çarpmıştı. Malorie çabucak çocuklan kont-rol etti.

Parmaklıklara çarptıklannı biliyordu. Rick'in alarmını te

liklemişlerdi.Kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi atan Malorie’nin ar-

tık kürek çekmesine gerek yoktu. Başını gökyüzüne kaldtnphaykırdı. Bu rahatlamaydı. Bu öfkeydi. Bu her şeydi.

“Buradayız,” diye bağırdı tüm gücüyle.“Buradayız!"Sazlıkların içinde bir hareketlenme oldu. Bir şey hızla

üzerlerine doğru geliyordu.

M alo rie ’nin elleri hâlâ küreklerdeydi. Sonsuza kadar bupozisyonda kalacağa benziyordu.

321

Page 291: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 291/299

o sırada koluna bir şey do kun un ca yerind en sıçradı.“Sorun yok,” dedi bir ses. “Benim adım Constance. Sorun

yok. Rick’le birlikteyim.”

“Gözlerin açık m ı?!”“Hayır. Göz bağım var.”Malorie’nin zihni her nasılsa ona tanıdık gelen seslerle

doldu.Kadınlann sesi böy le olurdu. Olympia aklını kaçırdığından

beri başka bir kadının sesini duymamıştı.“Yanımda iki çocuk var. Sadece üçümüz varız.”

“Çocuklar mı?” dedi Constance aniden heyecanlanarak.“Elimi tut, sizi kayıktan çıkaralım. Sizi Tucker’a götüreceğim.”

“Tucker mı?” Malorie duraksadı.“Evet, sana göstereceğim; orada yaşıyoruz. Bizim tesisi-

miz.”Constance, Malorie’nin önce çocukları almasına yardım

etti. Malorie’yi kayıktan çekip çıkarırlarken elleri sıkıca birbi-

rine kenetlenm işti.“Silah taşıdığım için kusuru m a bak m ay ın,” dedi C on stan -

ce çekingen bir tavırla.“Silah mı?”“Parmaklıklanmızı ne tür hayvanların tetikledigini hayal

bile edemezsiniz. Yaralı mısın?” diye sordu Constance.“Yaralıyım. Evet.”

“İlacımız var. Doktorlanmız da var."Malorie’nin dudaklan son dört yıldır ilk defa böylesine gü-

lümserken dudaklarının ça tladığını hissetti.

“İlaç mı?”“Evet. İlaçlar, aletler, kâğıt. Bir sürü şeyimiz var.”Yavaşça yürümeye başladılar. M alo rie’nin kolu

Conslance’m omuzlarının üzerindeydi. Tek başına yürüye

miyordu. Çocuklar ise Malorie’nin pantolonunu yakalamış,gözleri kapalı vaziyette onlan takip ediyordu.

322

Page 292: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 292/299

“İki çocuk,” dedi Consıance sakinleştirici bir ses tonuyla.“Bugün n e le r yaşadığınızı hayal bile edemem."

Kadın bugün diyordu ama aslında yıllan kastettiğini ikiside biliyordu.

Bayır tırmanıyorlardı ve Malorie’nin vücudu acıyla zonk-luyordu. Ansızın ayaklarının altındaki zemin değişti. Beton.Bir kald ırım . M alorie hafif bir klik sesi duydu.

“O neydi?”“O gü rü ltü m ü ?” diye sordu Constance. “Bu bir baston

ama artık ona ihtiyacımız yok. Geldik bile.”

M alo rie kad ın ın hız lıca bir kapıya vurduğunu duydu.Çıkardıklara sesten ağır metalden yapıldıklannı tahmin et-

tiği b ir kap ı gıc ırday ara k açıldı ve Constance onlan içeri soktu.Kapı arkalarından çarpılarak kapandı.M alorie y ılla rd ır duymadığı bir koku duydu. Yemek. Piş-

miş yem ek. Talaş; sa nki biri bir şeyler inşa ediyordu. Sesini dedu yabiliyord u. M ak in en in alçak sesli uğultusunu. Çok sayıda

makine aynı anda çalışıyordu. Hava temiz ve tazeydi. Uzak-larda kon u şm a ses leri yankılanıyordu.

“Artık gözlerinizi açabilirsiniz,” dedi Constance kibarca.“H ay ır!’’ diye bağırdı Malorie, Oğlan ve Kız’ı tutarak. “Ço-

cuklar olmaz! Önce ben açacağım."Biri onlara yaklaştı. Bir adam.“Ulu T an rım ,” ded i. “Gerçekten sen misin? Malorie?”Adamın hırıltılı, boğuk sesini hatırladı. Bu sesi yıllar önce

telefonun diğer ucunda duymuştu. Upuzun dört yıl boyuncabu sesi bir daha duyup duyamayacağını düşünmüş, kendiyle

bvga edip durmuştu.Bu, Rick’ti.Malorie göz bağını çekiştirdi ve gözlerini yavaşça açtı. Te-

sisin parlak beyaz ışıkları karşısında bir kere daha gözlerinikısmak zorunda kaldı.

323

Page 293: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 293/299

Işık seliyle aydınlaulmış geniş bir koridordaydılar. O ka-dar parlaktı ki Malorie gözlerini güçlükle açık tutabiliyordu.Burası devasa bir okuldu. Tavanı yü ks ek ve k u bb e şek lind ek i

aydınlatıcı panellerle kaplıydı. Malorie kendisini dışarıday-mış gibi hissetti. Yüksek duvarlar tavana kadar ulaşıyorduve mesaj panolarıyla kaplıydı. Masalar. Cam kâseler. Tek birpencere yoktu ama hava sanki d ışan d ala rm ış gib i te m iz vetazeydi. Zemin temiz ve serindi. U zu n ko rid o r tu ğlala rla k ap -lıydı. Yeniden Rick’e dönen Malorie adamın yorgun yüzünebaku ve o anda her şeyi anladı.

Adamın gözleri açıku ama hiçbir yere odaklanamıyor gibigörünüyorlardı. Mat ve gri renk li gö zleri p ar lak lık lar ın ı yıllarönce yit irmişt i . Darmadağın haldeki uzun kahverengi saçlankulaklarmın üzerine dökülüyordu ama sol gözünün üzerin-deki solgun ama derin yara izini ka p atam am ıştı. A dam , san kiMalorie’nin bakışlannı hissetmiş gibi içgüdüsel olarak yaraizine dokundu. M alorie adam ın k ır ı lm ış b ir d alda n kesilm iş

tuhaf şekilli ve eskimiş bastonunu fark etti.“Rick,” dedi çocuk lan kend ine doğru çek ere k, “se n k ör sü n .”Rick başıyla onayladı.

“Evet Malorie. Çoğumuz öyleyiz ama Constance en az se-nin kadar iyi görür. Uzun bir yol kat ettik.”

Malorie yavaşça duvarlara bakarak çevresindekileri haz-metmeye çalıştı. El yazısıyla işle n m iş say falar, ile rle m e durumlannı gösteriyordu. Broşürlerin üzerinde ise çiftçilik, suantma ve tıbbi değerlendirme randevulara gibi günlük işleryazılıydı.

Gözleri başının üzerindeki bir noktaya takıldı. Tuğladan ya-pılmış geniş kemerin üzerinde p irinç ha rflerle şö yle yazıyordu:

JA NE TUCKERK Ö R L ER O K U L U

324

Page 294: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 294/299

“O ad am ...” Rick duraksadı. “Kayıttaki adam... Seninlebirlikte değil, değil mi?” dedi Rick.

M alorie kalp atışlarının hızlandığım hissetti ve güçlükleyutkundu.

“M alo rie ?” dedi adam endişeli bir tavırla.Constance, Rick’in omzuna dokundu ve usulca, “Hayır,

Rick. Onlarla birlikte değil,” diye fısıldadı.

Hâlâ çocukları tutmakla olan Malorie kapıya doğru geriyeadım attı.

Koridorda başka kimsenin olup olmadığına bakarak, “O

öldü,” dedi sertçe. Henüz onlara güvenmiyordu. Henüz za-manı değildi.

Rick bastonunu hafifçe yere vurarak Malorie’ye doğru yak-laşıp ona dokunmak için uzandı.

“M alo rie ... Yıllar içinde bir sürü insanla iletişim kurduk

ama büyük olasılıkla hayal edebileceğinden çok daha az ki-şiye ulaşabildik. Daha kaç kişinin dışanda olduğunu kim bi-

lebilir? Ya kaç kişinin hâlâ aklının başında olduğunu? Nehir-den gelm es in i beklediğim iz tek kişi şendin. Tabii ki bu başka

kimsenin gelmeyeceği anlamına gelmiyor ama doğru düzgün

düşündükten sonra Tom’un sesinin, sonunda aradığın nokta-ya dair seni uyarmakla kalmayıp aynı zamanda yabancılann

da parmaklıklara takılmalan halinde yakında bir uygarlık ol-

duğunu fark etmelerine yardımcı olacağına karar verdik. Egerseninle birlikte olmadığını bilseydim başka bir şey kullanma-mız ko nusu nda ısrarcı davranırdım. Lütfen özrümü kabul et."

Malorie adamı yakından inceledi. Sesi umut dolu, hattaiyim ser geliyordu. Uzun zamandır böyle bir ses tonu duyma-mıştı. Yine de adamın yüzü böylesine bir dünyada yaşamakzorunda kaldığı için duyduğu stres yüzünden tıpkı Malori

e’ninki gibi çökmüştü. Tıpkı yıllar önceki ev arkadaşlarınınyüzleri gibi.

325

Page 295: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 295/299

o ve Con sıance tesisin n asıl çalıştığın ı, pata tes ve kaba ktarlalannı, yazlan böğürtlen topladıklarını, yağmur suyunuantmak için kullandıklara sistem i aç ıklark en M alorie, R ick’in

kafasının arkasında gölgelere benzeyen bir şeklin hareket et-liğini gördü.

Genç kadınlardan oluşan küçük bir grup üzerlerinde açıkmavi renkli giysilerle bir odadan çıktı. Bastonlarını hafifçeyere \mruyor, eUerini öne doğru uzatıyorlardı. Kadınlar ses-sizce ve hayaletleri andıran b ir şekilde M alorie ’n in yan ındangeçti. Malorie onlann mağ aralara ben zey en b oş g öz lerini gör-

düğünde midesinin sancıdığım hissetti . Başı dönüyordu, mi-desi bulanıyordu, kusm ak üzereyd i.

Kadınların gözlerinin olması gereken yerde iki tane koca-man, koym renkli yara izi vardı.

Malorie çocuklan sıkıca kavradı. Başlarını bacaklarınabastırdı.

Constance ona doğru uzandı ama Malorie panik içinde

yerdeki göz bağım ararken çocuklan kendisiyle bir l ikte sü-rükleyerek geri çekildi.

“On lan gördü,” dedi Co nstan ce, R ick ’e.Adam başıyla onayladı.“Bizden uzak dur!" diye yalvardı Malorie. “Sakın bize do-

kunma! Bizeyaklaşma'. Burada neler o luyor?!”Constance omzunun üzerinden bakıp kadınların koridor-

dan çıktığım gördü. Oda, Malorie’nin kesik soluklara ve hafifhıçk ınk lan dışında sessizdi.

“Malorie,” diye başladı Rick. “İşleriesk iden böyle yapıyor-duk. Böyleyapmak zo rundayd ık . Başka seçeneğimiz yoktu.Buraya geldiğimizde açlıktan ölmek üzereydik. Yabancı, düş-man topraklarda unutulmuş yerliler gibiydik. Şu anda sahipolduğumuz olanaklara sahip değildik. Yiyeceğe ihtiyacımız

vardı. Biz de avlandık. Ne yazık ki o zamanlar şu anda sahipolduğumuz güvenliğe de sahip değildik. Bir gece birkaç arka-

326

Page 296: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 296/299

daşım ız d ışa rıd a yiy ecek ararken bir yaratık içeri girdi. O geceçok sayıda insanı kaybettik. Sadece birkaç saniye önce aklıbaşında olan bir anne, deliye dönüp dön çocuğu öldürdü.

Kendimizi toplamamız, uygarlığımızı yeniden inşa etmemizaylanmızı aldı. Bir daha asla böyle bir risk almamaya yeminettik. Tüm toplumun iyiliği için."

M alo rie yü zü nde tek bir yara izi olmayan Constance’abaktı.

Rick, “Bu bir seçim meselesi değildi,” diyerek konuşmayısürdürdü. Elimize ne geçerse kendimizi kör etmek için kul-

landık. Çatallar, bıçaklar, kendi parmaklanmız. Körlük, Ma-lorie , m u tlak korum aydı. Ama bunlar geçmişle kaldı. Artıkböyle yapmıyoruz. Bir yıl kadar sonra burayı, omuzlanmızdaki o korkunç yükü hafifletecek kadar güvenli bir yer halinegetirdik. O zamandan beri hiçbir güvenlik açığımız olmadı.”

M alo rie , Geo rge’u, videosunu ve başansız olan deneylerinidüşündü. Çaresizlik içinde az kalsın kendi çocuklannı kör

ede ceğin i hatırladı.C on s ta n ce görebiliyor. O kör değil. Dört yıl önce buraya gel

m ek için y et e rl i cesareti toplayabilseydin sana ve çocuklara ne olac ağ ını kim bilebil irdi?

R ic k des tek almak için Constance’a yaslandı.“Burada olsaydın bizi anlardın.”M alo rie korkuyordu. Amaanlıyordu da. Çaresizlik için-

de olduğundan bu insanlara güvenmek isliyordu. Çocuklandaha iyi bir yere getirdiğine inanmak istiyordu.

Kendi etrafında dönünce ofis pencerelerinden birindekendi yansımasını gördü. Diğer odadaki Shannon haberlerdegördüklerini bağıra bağıra ona anlatırken banyoda aynanınkarş ıs ın a ge çip karn ının düzlüğünü kontrol eden haline nere-deyse hiç benzemiyordu. Saçları incelmiş, matlaşmış, pislik-

le ve onlarca kuşun kanıyla dilim dilim olmuştu. Kıpkırmızıkafa derisi ara ara görünüyordu. Vücudu bir deri bir kemikti.

32 7

Page 297: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 297/299

Yüzündeki kemikler sanki yer degişiirmiş, bir zamanlar ol-dukça narin görünen yüz hadannı keskin ve açılı çizgilerlekaplamıştı. Cildi gergin ve soluktu. Dudaklarını hafifçe ara-layınca bir dişinin kırıldığını gördü. Büyük olasılıkla nehir-de bilincini kaybettiğinde kmlmıştı. Teni kanla, morluklarlakaplıydı. Solgundu. Kurdun açtığı derin yara, şişmiş haldekikolu boyunca uzanıyordu. Yine de camdaki kadının içindealev alev yanan çok daha güçlü bir şeyin farkına vardı. Onadört buçuk yıl boyunca güç veren, onu hayatta tutan, çocuk

lanna daha iyi bir hayat vermesini emreden ateşi gördü.Evden ve nehirden kurtulan bitap haldeki Malorie dizle-

rinin üzerine çöktü. Çocuklarının yüzlerindeki göz bağları-nı çekip çıkardı. Çocuklann gözleri sonunda açıktı. Parlakışıklar karşısında gözlerini kırpıştırıyorlardı. Oğlan ve Kızhayret içindeydi, suskundu, tedirgindi. Nerede olduklarınıanlamıyor ve kendilerine yol gös term esi iç in M alo rie’ye b a-

kıyorlardı. Hayadan boyunca ev lerinin dışın da gö rd ük leri ilkyer burasıydı.

İkisi de ağlamadı, ikisi de şikâyet etmedi. Boş gözlerleRick’e bakıp dinlemeye devam ettiler.

“Dediğim gibi,” dedi Rick temkinli bir şekilde, “buradabirçok şey yapmayı başardık. Tesis bu koridorun gösterdiğin-den çok daha büyüktür. Tüm yiyeceklerimizi kendimiz yetiş-tiriyoruz ve birkaç tane vahşi hayvan yakalamayı başardık.Yumurtalanndan faydalandığımız tavuklarımız, sütünü sağ-dığımız bir ineğimiz ve üretmey i başard ığım ız bir çift keçim izvar. Bir gün küçük bir çiftlik ku rm ak am acıy la daha fazla h ay-van bulmak için dışan çıkmayı umuyoruz.”

Malorie derin bir nefes alıp ilk defa umutla Rick’e baktı.Keçiler, diye düşündü. Ç oc uk lanm ilk defa b alık tan başka

yaşayan bir hayvan görecekler.“Tucker’da kendi kendimize yetiyoruz... Körlerin rehabili-

tasyonundan sorumlu kocaman bir tıbbi ekibimiz var. Burası

32 8

Page 298: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 298/299

seni biraz olsun huzura kavuşturmalı Malorie. Tıpkı bana hergün biraz huzur verdiği gibi.”

“Ve siz ikiniz,” dedi Constance çocuklann yanında dizleri-nin üzerine çökerek. “İsimleriniz nedir?"

Bu soru ilk defa Malorie için önem kazanmıştı. Aniden ha-yatında, çocuklarına isim vermek gibi bir lükse yer olacaktı.

“Bu," dedi Malorie kanlı elini Kız’ın başına koyarak, “bu,Oİympia.”

Kız, Malorie’ye çabucak bir bakış altı. Kızardı. Gülümsedi.Bun dan hoşlanmıştı.

“Ve bu da," dedi Malorie Oglan’ı kendisine doğru çekerek,“Tom."

Çocuk utangaç ama mutlu bir tavırla sınttı.D iz le rin in üzerindeki Malorie çocuklarına sanidı ve o

ana kadar attığı tüm kahkahalardan daha mutluluk vericigözyaşları döktü.

Rahat lama.

Gözyaşları özgürce, usul usul akarken kuyudan su getir-m ek iç in birlik te çalışan, oturma odasının ortasında uyuyan,yeni dünya hakkında konuşup duran ev arkadaşlannı hatırla-dı. Shannon’ı kahkahalar atarken, bulutlarda şekiller ararken,sıcacık ve nazik bir merakla Malorie’nin üzerine titrerkengördü.

Tom’u düşündü. Durmadan zihni çalışan, sorunları çöz-

mekten usanmayan Tom’u. Daimadeneyen Tom’u.Onun yaşama aşkını düşündü.Uzun koridorun diğer ucundaki farklı odalardan insan-

lar çıktı. Tesisin derinliklerine doğru yürürken Rick bir eliniConstance’ın omzuna koydu. Sanki oradaki herkes Malorie’yive çocuklarını biraz olsun yalnız bırakmaları gerektiğini bili-yor gibiydi. Sanki herkes ve her şey sonunda güvende olduk-larının farkındaydı.

329

Page 299: Josh Malerman - Kafes

7/23/2019 Josh Malerman - Kafes

http://slidepdf.com/reader/full/josh-malerman-kafes 299/299