İlmi Mercek Ağustos 2011

68

description

İlmi Mercek Ağustos 2011

Transcript of İlmi Mercek Ağustos 2011

Page 1: İlmi Mercek Ağustos 2011
Page 2: İlmi Mercek Ağustos 2011
Page 3: İlmi Mercek Ağustos 2011
Page 4: İlmi Mercek Ağustos 2011
Page 5: İlmi Mercek Ağustos 2011

İLMİ MERCEK -Ağustos 2011- SAYI: 86içindekiler

�LM� MERCEK - Ağustos 2011-Yayın Türü: Yaygın / Araştırma Yayıncılık adına imtiyaz sahibi: Bedri Edis Yılmaz, Adres: Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3 Ataşehir - �stanbul Sorumlu Yazı �şleri Müdürü: Fatih Hikmet Müftüoğlu, Adres: Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3

Ataşehir - �stanbul Yönetim Adresi: Araştırma Yayıncılık, Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3

Ataşehir - �stanbul Tel: 0 216 660 00 59 Fax: 0 216 660 16 85 Abonelik Tel: 0216 4444441

Matbaa: Seçil Ofset, 100 Yıl Mahallesi MAS-S�T Matbaacılar Sitesi, 4. Cadde No: 77 Bağcılar-

�stanbul Tel: (0 212) 629 06 15 Baskı Yeri ve Tarihi: �stanbul, 27.07.2011

İslam Dünyası’nda

Geçen Ay

Türk İslam Birliği

Yolunda

Ebcedlerde Ahir Zaman

Taha Suresi

Teknolojiye Hizmet Eden

Mikro Canlılar

Bu Ay Neler Var?

Kuran Bilgisi

Saffat Suresi

İslam AlimleriBir asker, bir bilim adamı vebir İslam alimiHüseyin Hilmi Işık Efendi

Piranha Salgın Hastalıkları

Nasıl Engeller?Piranhalar koku alma ve işitmeduyuları ile avlarının yerini nasılbulurlar?

2

42 4

41

�MAN HAK�KATLER�

Kamuflaj Ustası Bir Canlı:

Bukalemun

36

32

28

48

58

KAPAK KONUSU

Kulak Salyangozunun Şekli

Yüce Allah’ın İlminin Açık Bir Örneğidir

�NSAN YARATILIŞI

57

B�TK� MUC�ZES�

Isılarını Düzenleyebilen

(Termojenik) Bitkiler 22

52

Melatonin Hormonu Biyolojik

Dengeyi Nasıl Sağlar?

�NSAN VÜCUDU

60

Page 6: İlmi Mercek Ağustos 2011

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

2

Kilisede Ezan SesiABD’de ilk kez, 32 eyalette 70’ten fazla kilisenin pazar ayininde üç semavi dinin

din adamları bir araya gelerek, birlikte dua ettiler.Tüm dinleri anlama ve hoşgörü için ‘Interfaith Alliance-Dinlerarası İttifak’ ve

‘Human Rights First-Önce İnsan Hakları’ adlı kuruluşların uzun çabaları sonucuilk kez “İnançları paylaşma” töreni yapıldı. Bu kapsamda, 32 eyalet ve başkentteki70’in üzerinde kilisede, Hıristiyanların pazar ayinine Musevi ve Müslüman din adam-ları, Hıristiyan din adamlarıyla birlikte katıldı. Din adamları kendi kutsal kitaplarındanbölümler okudu, birlikte ilahiler söyledi. Başkent Washington DC’de etkinliğe, ülkeninen büyük ikinci katedrali olan Washington Ulusal Katedral ev sahipliği yaptı. Kated-ralde ilk kez ezan sesi yükseldi. İmam, katedralin balkonlarından birinde ezan okudu.“Tarihi bir tören” olarak nitelendiren bu özel anmada, soruları yanıtlayan, Kuzey Ame-rika İslam Toplumu Başkanı İmam Mecid, “Böylesine güzel bir ibadet yerinde birbiri-mizin kutsal kitaplarından bölümler okumamız, ABD’deki Hıristiyanlar, Müslümanlarve Yahudilerin bağnazlığa ve nefrete ‘hayır’demek için omuz omuza durduğunu gösteri-yor. Birbirimize sevgi ve saygı mesajları ver-diğimiz bu etkinliğin bir parçası olmaktanmutluluk duydum” diye konuştu. Etkinliği or-ganize eden kuruluşlardan Interfaith Allian-ce’ın Başkanı Rahip Dr. C. Welton Gaddy,“Özellikle üç semavi dinin temsilcileri olarak,kutsal kitaplarımızın bize emrettiği işbirliği tü-rünü aramızda kurmayı başarabilirsek, dünyada iyi yönde bir farklılık oluşturabiliriz.Bunu bizden başkası yapamaz” dedi.

www.hurriyet.com.tr

Çin'de İslam Aleminin Huzuru İçin Dua EttiDiyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Çin ziyaretinin son gününde cuma nama-

zını Çinli Müslümanlarla birlikte tarihi Niujie Camisi'nde kıldı. "Sizlere Türkiye'de yaşayan kardeşlerinizden selam getirdim" diyen Görmez, ko-

nuşmasında Hazreti Peygamber (s.a.v.)'den birkaç hadis okudu, İslam aleminin huzurve refahı için dua etti. Daha sonra caminin imamına özel deri kapaklı bir Kur'an-ı Kerimhediye eden Görmez, cami içindeki yerli ve yabancı Müslümanlar tarafından büyük ilgigördü.

Çin'deki en ünlü camilerden biri olan Niujie Camisi,aynı zamanda Pekin'deki en eski ve en büyük cami olmaözelliğini taşıyor. İlk kez 996 yılında inşa edilen cami,namaz kılınan bir mekan ve külliyeden oluşuyor. Gele-neksel Çin mimarisiyle İslam süsleme sanatının bileşi-mini yansıtan cami, aynı anda 1000'den fazla kişininibadet edebileceği büyüklükte.

www.risalehaber.com

Page 7: İlmi Mercek Ağustos 2011

www.islamadonus.com

3

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Rusya Federasyonu Kabardey-Bal-karya Din İşleri Başkanı Hazret AliDzesejev, Türkiye'yi kendilerine dahayakın bulduklarını belirterek, "Bizimkan ve din kardeşliğimiz var. Türkiye'yiağabey olarak görüyoruz" dedi.

Bir dizi temaslarda bulunmak üzereTürkiye'ye gelen Dzesejev, Konya İlMüftüsü Şükrü Özbuğday'ı makamındaziyaret etti. Dzesejev,ziyarette yaptığı ko-nuşmada, Rusya ileTürkiye arasındakisosyal ve ekonomikilişkilerin yeterli olma-yacağını, dini ve kül-türel alanda dailişkilerin geliştirilmesigerektiğini söyledi.

Din ve eğitim sistemini incelemekiçin Türkiye'de bulunduklarını belirtenDzesejev, kendi ülkelerinde de aynısistemi uygulayacaklarını kaydetti.

Dünya Müslümanlarının kardeş ol-

duğunu dile getiren Dzesejev, "Ancakbiz Türkiye'yi kendimize daha yakınbuluyoruz. Bulunduğumuz bölgede,coğrafyada tarihi bağlarımız var. Bizimkan ve din kardeşliğimiz var. Türkiye'yiağabey olarak görüyoruz" diye ko-nuştu.

Dzesejev, Türkiye'de din ve devletarasındaki işlerin örnek teşkil ettiğini

belirterek, aynı sis-temi kendi bölgele-rinde uygulamakiçin Türkiye'denyardım talep ettik-lerini bildirdi.

Konya İl Müf-tüsü Şükrü Özbuğ-day da ziyarettenduyduğu memnu-

niyeti dile getirerek, yurt dışındaki Müs-lümanlara yardım etmeye çalıştıklarınıve din görevlisi gönderdiklerini söyledi.

www.risalehaber.com

Türkiye ile Din Kardeşliğimiz Var

Page 8: İlmi Mercek Ağustos 2011

Asr-ı Saadetdöneminden bu yana İslam

aleminde iman eden insanların asırlardırözlemini duydukları Hz. Mehdi (a.s.),Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerinde

belirtildiği gibi içerisinde bulunduğumuzyüzyılda, -Hicri 1400’lerde– Allah’ın iz-

niyle zuhur etmiştir. Ancak Hz. Mehdi(a.s.) zuhur ettiği zaman hemen

tanınmayacak uzun bir gaybet(insanların arasında olmadığı,

tanınıp bilinmediği, hapis, sürgün,iftira, işkence ve zulüm gördüğü)

döneminin ardından Yüce Allah’ınkendisi için belirlediği zaman

geldiğinde insanlar tarafından biliniptanınacaktır. Hz. Mehdi (a.s.)

peygamberlerden günümüze gelmişolan çeşitli nişanelerle zuhur

edecektir. Nişaneler bu kutlu şahsıntanınmasına vesile olacak işaretlerden

biridir. Ayrıca Hz. Mehdi (a.s.)görevinin başına geldiği zaman

teknolojiyi akılcı yöntemlerlekullandırarak dünyadaki pek çok

tarihi eserin sırlarının ortayaçıkmasına da vesile olacaktır.

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

4

Page 9: İlmi Mercek Ağustos 2011

Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerindeAhit Sandığı’nı, Hz. Mehdi (a.s.)’ın bula-cağı haber verilmiştir. Sandık, gerek kutsalmetinlere gerekse tarihi kayıtlara göre An-takya’dadır.

Kuran’ın Talut kıssasında da Ahit San-dığı hakkında şöyle bir bilgi verilmiştir:

✽ “Peygamberleri, onlara dedi:“O’NUN HÜKÜMDARLIĞI-NIN BELGESİ, SİZETABUT’UN (SANDIĞIN)GELMESİDİR. ONDA Rabbi-niz’den ‘bir güven duygusu vehuzur’ ile MUSA AİLESİN-DEN VE HARUN AİLESİN-DEN ARTAKALANLAR VAR;onu melekler taşır. Eğer inan-mışlarsanız, bunda şüphesizsizin için bir delil vardır.”(Bakara Suresi, 248)

Ayette geçen “tabut” sözcüğü, “san-dık” anlamına gelmektedir. Bu sandık, Ta-lut’un hükümdarlığının alameti olan veiçerisinde kutsal emanetlerin bulunduğuAhit Sandığı’dır. Üstünde ittifak edilen riva-

www.hadislerdemehdi.com

5

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Peygamberlere ait bu nişaneler nelerdir?

Sayın Adnan Oktar çeşitli tarihlerde yaptığı röportajlarında bukonuyu nasıl anlatmıştır?

Page 10: İlmi Mercek Ağustos 2011

yetlere göre, bahsi geçenAhit Sandığı yani Tabut’uniçinde, Hz. Musa (a.s.)’ınasası ile Tevrat levhaları veHz. Harun (a.s.)’ın asası ilesarığı gibi kutsal emanetlerbulunmaktadır.

Kuran’da bildirildiği üzere, Ahit SandığıTalut’un hükümdarlığının simgesi olduğugibi, rivayetlere göre Hz. Mehdi (a.s.)’ın daİslam ahlakını tüm dünyada yerleşik kıla-rak Müslümanların manevi liderliğini üst-lenmesinin bir simgesi olacaktır.Peygamberimiz (s.a.v)’in “Hz. Mehdi(a.s.)’ın kutsal emanetlerin saklandığı ahitsandığını bulacağına” ilişkin hadisleri şöy-ledir:

✽ ANTAKYA DENİLEN BİRYERDEN TABUT’U (KUT-SAL EMANETLER SANDI-ĞINI) ORTAYAÇIKARACAKTIR. (Suyuti, el-Havi li’l Feteva, II. 82)

✽ O, TABUT-U SEKİNE’YİANTAKYA MAĞARASINDANÇIKARIR. (Nuaym bin Ham-mad, Kitab-ül Fiten)

✽ HZ. MEHDİ (A.S.), TABUT-U SEKİNE’Yİ ANTAKYAMAĞARASINDAN ÇIKARA-CAKTIR. (El-Kavlu’l Muhta-sar Fi Alamatil Mehdiyy-ilMuntazar, 54)

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

6

Page 11: İlmi Mercek Ağustos 2011

ADNAN OKTAR: Sandığın 1.5 arşıngenişlikte ve yükseklikte 2.5 arşın uzun-lukta olması altın orana uygun. Altın oranlayapılmış. Tevrat’ta şöyle geçiyor, Mısır’danÇıkış 25’e 10’da; “Akasya ağacından birsandık yapsınlar.” “Boyu 2.5”, yani 1metre, 1,20 gibi yaklaşık. “Eni ve yüksek-liği 1’er buçuk”, 60 cm, daha yüksek hatta80 cm, “arşın olsun” Orada arşının gerçekkarşılığı o. Altın buhur sunağıyla her yerialtınla kaplanmış anlaşma sandığı bura-daymış. Sandığın içinde; altından yapılmışkudret helvası testisi, konduğu kap altın-dan yapılmış, Hz. Harun (a.s.)’ın filizlenmişdeğneği, Hz. Harun (a.s.)’a ait asa, filizlen-miş değnek ve anlaşma levhaları, Hz.Musa (a.s.)’a gelen levhalar, sandığın üs-tünde bağışlanma kapağını gölgeleyenkerut tabir edilen bu kanatlı heykeller.

“Tevrat’ta Ahit Sandığı’nın akasya ağa-cından yapıldığı belirtiliyor. Bu ağaç Mısır-lılar tarafından hayat ağacı olarak bilinir vebirçok hastalığın tedavisinde kullanılmışolan özel bir bitkidir. Aynı zamanda buağacın tahtası suya çok dayanıklıdır. İsrai-loğullarının göçü sırasında bu sandık dinadamları tarafından kafilenin önünde iler-leyecek şekilde taşınmıştır.” En önde o gi-

diyor, sandık gidiyor bir yerden bir yere git-tiklerinde.

“Ahit Sandığı İsrailoğulları ile birlikte bukavmin her gittiği yere götürülmüş hattasavaşlarda kendilerini korur ümidiyle yan-larında bulundurulmuştur.” Yani bereketbulmak amacıyla yanlarında bulundur-muşlar, inşaAllah. “Sandık taşınırken hepperde altında saklı tutularak, onu taşıyan-ların dahi sandığı görmeleri engellenmiş-tir.” Böyle her taraftan perde tutuyorlargötürürlerken sandığı, dört taraftan perdeile saklıyorlar. Yani götürenler halkın gör-memesini istiyorlar. “Rab, Musa Harun’a”Çölde Sayım, Tevrat’ta bu “Ordugah taşı-nacağı zaman Harun’la oğulları gelipbölme perdesini indirecekler ve LevhaSandığını bununla örtecekler” levhalarınbulunduğu sandığı bununla örtecekler.“Sonra üzerine deri bir örtü geçirilecek, üs-tüne de salt lacivert bir bez serecek, sırık-ları yerine koyacaklar”. Sandığın çokyüksek elektrik yüklü olduğu da söyleniyor.Yani kıvılcımlar saçıldığı.

SUNUCU: Korumak açısından mı?ADNAN OKTAR: İşte özel bir teknik,

yöntem kullanılmış bilemiyorum neden ol-duğunu. Açıldığında böyle elektrik şelalesi

www.Adnanoktardiyorki.com

7

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 12: İlmi Mercek Ağustos 2011

çıktığı söyleniyor sandı-ğın kapağı açıldığında.

“Rabbin huzuruna yaklaş-tıkları için ölen Harun’un iki

oğlunun ölümünden sonra RabMusa’ya şöyle dedi: “Ağabeyin Harun’a deki, perdenin arkasındaki En Kutsal Yereikide bir girmesin, Antlaşma Sandığı’nınüzerindeki Bağışlanma Kapağına yaklaş-masın. Yoksa ölür” yani Allahualem yüksekvoltajlı elektrik var gibi görünüyor. “Yoksaölür. Çünkü ben kapağın üstünde, bulutiçinde görünüyorum” yani “Ben oradayım”diyor Allah. “Her yerdeyim, tecelli ediyo-rum” diyor inşaAllah. “Ama bağışlanma ka-pağına yaklaşmasın yoksa ölür” diyoranlaşma sandığının üzerindeki.

Delil olarak bunu gösteriyorlar zaten.“Konut, yani Levha Sandığının bulunduğuçadır kurulduğu gün üstünü bulut kap-ladı. Konutun üstündeki bulut akşamdansabaha kadar ateşi andırdı. Bu hep böylesürüp gitti. Konutu kaplayan bulut geceateşi andırıyordu aydınlık bir bulut sürekliduruyordu” diyor bulunduğu yerde.“Museviler” bakın dikkat edin, “Musevilersandığın ancak Kral Mesih’in” yani Hz.Mehdi (a.s.)’ın gelişinden sonra ortaya çı-kacağına inanmaktadırlar. Bu doğru yanisandığı Kral Mesih yani Hz. Mehdi (a.s.)bulacak, inşaAllah. Hıristiyanlar da sandığıHz. İsa (a.s.)’ın yeryüzüne kıyamettenönce tekrar gelişinin alametlerinden olarakgörmektedir. Yani o sandık görüldüğündeHz. İsa (a.s.)’ın da geldiğine inanacaklar.Yani Hıristiyanlarda inanç budur.

Bak, Suyuti’de Peygamberimiz (s.a.v.)’inhadisi; “Ona Mehdi denilmesinin nedeni,gizli olan bir şeyin yolunu göstermesidir”gizli, bakın, “şurada sandık, orada” diyor.“Hz. Mehdi (a.s.) denmesinin sebeplerindenbiri budur” diyor Peygamber Efendimiz(s.a.v.). “Sandığın gizli yerini söyleyecek”

diyor. “Antakya denilen bir yerden Tabut’u(kutsal emanetler sandığını) ortaya çıkara-caktır Hz. Mehdi (a.s.)”. Suyuti söylüyorbunu, çok muteber bir hadis imamıdır. “Hz.Mehdi (a.s.), Tabut-u Sekine’yi AntakyaMağarası’ndan çıkarır” Naim b. Hammad,Kitab-ül Fiten bu da çok makbul Ehl-i Sün-net eserlerden birisidir.

“Antakya Mağarası’ndan Tabut-u Seki-ne’yi çıkaracaktır Hz. Mehdi (a.s.),Şam’daki dağdan da gerçek Tevrat’ı çıka-racak”. Şam’daki bir dağdan gerçek Tevrat’ıçıkaracak. “Birçok Yahudi, Müslüman ola-cak” diyor Risaletül Huruc-ül Mehdi, sayfa124. Hepsi bunların hadis, Peygambe-rimiz (s.a.v.)’in hadisleri. Peygam-berimiz (s.a.v.)’den rivayetedilen diğer hadisleregöre sandık Şam’ınyakınlarında bulunanTaberiye Gölü yakın-larındadır. Bu da ayrıbir parçası yani san-dığa ait ayrı belgelerinbulunduğu bir yer “Hz. Mehdi(a.s.), Tabut-u Sekine’yi (Kutsal Sandığı)Taberiye gölünden çıkaracak” Ikdı’d Dürer,sf. 51-a. “Ona Mehdi denilmesinin nedeni,Şam’da bulunan dağlardan birine yönelme-sidir. Oradan (gerçek) Tevrat kitaplarını çı-karacak, Yahudilere karşı delil getirecektir”Suyuti, el-Havi li’l Feteva, 2. cilt, 81. sayfa.Taberiye Şam’a yakın bir yerdir. Şam ahirzaman hadislerindeki anlatımda, uzak biryer, Mekke ve Medine’ye uzak anlamını dataşır. Bu benzetme Taberiye için söz konu-sudur. Bu bilgilerden yola çıkarak bazı yo-rumcu ve araştırmacılar sandığın Kudüs’te,Mekke’de, Taberiye’de, Hatay’da olabilece-ğine dikkat çeker, ek olarak İstanbul’a daişaret ederler. Hepsi doğru, Kudüs, Tabe-riye, Hatay, İstanbul hepsinde kutsal ema-netler var...

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

8

Page 13: İlmi Mercek Ağustos 2011

“Duvar ise, şehirde iki öksüz çocu-ğundu, altında onlara ait bir definevardı; babaları salih biriydi. Rabbin di-ledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler vekendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rab-binden bir rahmettir. Bunları ben, kendiişim (özel görüşüm) olarak yapmadım.İşte, senin sabır göstermeye güç yetire-mediğin şeylerin yorumu.” (Kehf Suresi82) ayetinde Hz. Mehdi (a.s.)’ın Hz. Süley-man (a.s.)’ın hazinelerini bulucağına dairişaretler vardır (Doğrusunu Allah bilir). Ku-ran’da “iki öksüz çocuk” olarak Hz. İsa(a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’a işaret ediliyor

olabilir. Çünkü her ikisinin de babası yoktur.Ayette;

“Duvar” olarak geçen sözcük Hz.Süleyman Mescidi’ne,

“onlara ait define” cümlesi Mes-cid- Aksa’nın altında bir yerde Hz. Süley-man (a.s.)’a ait hazineler olduğuna,

“Babaları salih biriydi” sözcüğüHz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın soyu-nun Hz. İbrahim (a.s.)’a uzandığına,

“Rabbin diledi ki, onlar erginlikçağına erişsinler” sözcüğü ise ilgili tarihingelmesi gerektiğine,

www.Kurandamehdiyet.com

9

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 14: İlmi Mercek Ağustos 2011

“ve kendi definelerini çıkarsın-lar” cümlesi kutsal emanetlerin Hz. İsa(a.s.) ve Hz. Musa (a.s.) devrinde çıkaca-ğına işaret ediyor olabilir. (DoğrusunuAllah bilir).

Müslümanlar Hz. Süleyman (a.s.)’ınkutsal sandığının Hz. Mehdi (a.s.) vesile-siyle bulunması, bu sandığın içinden Hz.Süleyman (a.s.)’a ait eşyaların çıkması,Tevrat’ın orijinal taş oyma tabletlerinin bu-lunması nedeniyle Hz. Mehdi (a.s.)’ınzuhur ettiğine tam kanaat getirecekler, buMüslümanlara büyük bir huzur ve rahatlıkverecektir. Ahir zamanda gerçekleşecekbu olayı Peygamber Efendimiz (s.a.v.)şöyle bildirmiştir:

✽ “Abdullah bin Sinan’dan,İmam Cafer-i Sadık aleyhisse-lam’ın şöyle buyurduğunu

duydum: ‘Musa’nın asası cen-net ağaçlarından birinin dalıidi ve o Medyen şehrine doğrugitmek isterken Cebrail aley-hisselam onu Musa’ya verdi. OASA, ADEM’İN TABUTU İLEBİRLİKTE TABERİYYE GÖ-LÜNDEDİR. NE ÇÜRÜR-LER, NE DE DEĞİŞİRLER.SONUNDA KAİM ALEYHİS-SELAM (HZ. MEHDİ (AS))KIYAM ETTİĞİNDE O İKİ-SİNİ ORTAYA ÇIKARACAK-TIR.’” (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-iNumani s. 278)

✽ Ebul Carud Ziyad bin Mün-zir’den, İmam Ebu Cafer Mu-hammed bin Ali aleyhisselamşöyle buyurdu: “KAİM ALEY-HİSSELAM (HZ. MEHDİ(AS)) ZUHUR ETTİĞİNDE

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

10

Page 15: İlmi Mercek Ağustos 2011

RESULULLAH (S.A.V.)’İNBAYRAĞI, SÜLEYMAN’INYÜZÜĞÜ, MUSA’NINASASI VE TAŞI İLEZUHUREDECEKTİR...” (Şeyh Mu-hammed b. İbrahim-i Nu-mani, Gaybet-i Numani s.279)

✽ ... MUSA’NIN ASASI VESÜLEYMAN’IN YÜZÜĞÜONDADIR (HZ. MEHDİ(AS)’dadır). ...Allah dilediği za-mana kadar onu gözden uzaktutar. Daha sonra zuhur eder ve

yeryüzünü önceden zulümledolduğu gibi adaletle doldu-rur. (Bihar-ul Envar, c. 52, s.32; İsbat-ul Hudat, c. 6, s. 19)

www.Adnanoktarnedemistineoldu.com

11

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

ADNAN OKTAR: Musevileri Allah’ın iz-niyle ihya edeceğiz. Yani uçsuz bucaksızbir zenginlik, uçsuz bucaksız bir hürriyet,uçsuz bucaksız bir sevince gark olacaklar,inşaAllah. Müslümanlığın şefkatini, koruyu-culuğunu, sevgisini görecekler. Fetih Sure-si’nde, öbür ayetlerde de işaret edilenbütün güzellikler oluşacak ve topluluklarhalinde İslam’a dehalet (sığınma) olacak in-şaAllah. Hz. Musa (a.s.)’ın Kutsal Sandığınıbulacağız. Bakın ayette söylüyor; “onudiyor melekler taşır.” (Bakara Suresi,248) “Melekler taşır” demek ne demek? Bu-lamazsınız. Arasan da bulamazsın. Kim bu-lacak? Mehdi (a.s.) bulacak. Hayretleriçinde kalacaklar, diyecekler: “Biz burayadefalarca baktık, yanından geçmişiz amagöremedik.” diyecekler.

Bakın, Kubbet-i Sahra ve Mescid-iAksa’nın altında, Musevi arkadaşlarımız,tüneller açıyorlar, çalışmalar yapıyorlar.Yerin kat kat altına indiler. Her yer aranıyor,elektronik yönden de aranıyor. Sandığınorada olduğunu düşündükleri için arıyorlar.Bakın Allah sır veriyor: “Melekler taşı-yor.” diyor. Melek taşıdığında bulamazsın.Yani bunu akıllarına koyacaklar. Arama ilebulunmaz. Onu bulacak kişi, onun sahibiHz. Mehdi (a.s.)’dır, Muhammed Mehdi(a.s.)’dır. Yanında Cibril (a.s.), Mikail (a.s.)ve İsrafil (a.s.) var. Allah söylüyor Peygam-berimiz (s.a.v.)’e, Peygamberimiz (s.a.v.)de vahiyle bize bildiriyor. Yanında sürekliduruyorlar. Baş melekler. Yani Ulul azimmelekler. Onların söylemesiyle konu bite-cek inşaAllah.

Page 16: İlmi Mercek Ağustos 2011

Ahiz zamanda bulunacak olan kutsalemanetlerden ilki Hz. Nuh (a.s.)’ıngemisidir. Bilim adamları uzun yıllarsüren araştırmaların sonunda AğrıDağı’nda Hz. Nuh (a.s.)’ın gemisineait önemli kalıntılara ulaştıklarını bil-dirmişler, bu tarihi olayı ve geminingörüntülerini geçtiğimiz aylarda tümdünya ile paylaşmışlardır. SayınAdnan Oktar kutsal emanetlerinbulunmasının Kuran indirildikten

tam 1400 yıl sonra yani asrımızda gerçek-leşmesinin nedenini Kuran ayetleri ışığında ve Peygamberimiz (sav)’in hadislerine da-yanarak Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhur alametlerinden biri olarak değerlendirmiştir.

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

12

Hz. Mehdi (a.s.) Allah’ın kendisi için belirlediği zaman geldiğindepeygamberlerden günümüze gelmiş olan çeşitli nişanelerle zuhuredecektir. Bu nişanelerden biri de Peygamberimiz (s.a.v)’in Topkapı SarayıMüzesi’nde bulunan Hırka-ı Şerifi ve Sancak-ı Şerif’idir. Bu nişaneleraynı zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’ın tanınmasına da vesile olacaktır:

“HZ. MEHDİ (A.S.), PEYGAMBERİMİZ (S.A.V)’İN SANCAĞI, GÖMLEĞİ,KILICI, İŞARETLERİ, NURU VE GÜZEL İFADESİYLE YATSI VAKTİNDEÇIKAR.” (Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi, “Risaletül Meşrebelverdi fi mezhebil Mehdi”)

Page 17: İlmi Mercek Ağustos 2011

ADNAN OKTAR: Bu geminin Hz. Nuh(a.s.)’a ait olduğunu nasıl biliyorlar, diye so-ruyorlar. Şimdi bakın bir kere, o yaşta tahtaparçası bulmak mümkün değildir, parçala-nır. Yani 5000 yıl-6000 yıl bir ağaç parçasıdurmaz, açık havada parçalanır. Onun dur-muş olması bir kere bir mucize, bir. İkincisitam gemi modelinde, yani yapı tam gemimodelinde yapılmış. Üçüncüsü, depremsonucu açılıyor bu gedik. Deprem sonucu

açılmasa ulaşılmayacak, bilinmiyor. Ve ge-minin bulunduğu yerde oksijen yok. Sıfıroksijen, ölüyor insanlar girdiğinde. Yanionun oraya monte edilmesi, konması, yığıl-ması mümkün değil blok olarak. Yani bir demüthiş soğuk. Oraya araba çıkmıyor zaten.O yüksekliğe araba çıkamıyor, işlemiyor.Oksijen eksikliğinden çalışmıyor araba. He-likopter falan da çıkaramıyorsun yani. Tekaçıklaması var, bu. İnşaAllah.

www.Kurandaebcedtarihleri.com

13

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 18: İlmi Mercek Ağustos 2011

OKTAR BA-BUNA: Bir de tah-

taların yaşı zaten.ADNAN

OKTAR: Tahtalarınyaşı evet. Biçimi, modelitam klasik gemi mo-deli. Şimdi Hz. Mehdi(a.s.) da çıktığındabiz, İslam ahlakıdünyaya hakimolmuş, lideri olmuş,kaşı benziyor, gözübenziyor, sırtındaki benbenziyor, hepsi benziyor.Hz. İsa (a.s.) ile berabernamaz kılmışlar. Hz. İsa (a.s.)kızıl saçlı, bütün Hıristiyan ale-mine etkili olmuş, hepsinin Müslümanolmasına sebep olmuş, şimdi deseler ki bize,“nereden anladınız?” Hissediyoruz diyeceğiz, ne diye-ceğiz? Allahualem, değil mi? Yani o da böyle. Hz. Mehdi (a.s.)’ı nasılanlayacaksak bu da böyle. Şimdi Hz. Musa (a.s.)’ın sandığı bulunacak, “nereden bili-yorsun?” diyecekler. Eskiliğinden, modelinden, şeklinden. Altından yapılmış sandıkbaşka ne olabilir? Bir mağarada bulunduysa, bir lahit altında kapatılmışsa ve orada bu-lunduysa, binlerce yıldan beri bulunmayan bir sandık bulunduysa biz ne diyelim?Aynen orijinaline uygun, kanatlı motifler var üzerinde, odur diyeceğiz. Ya o değilse?Olur mu öyle bir şey? Odur yani, Allahualem o. Tevrat’ın, İncil’in orjinalleri bulunacak.Bakacağız Kuran’a aynen uygun. “Allahualem o” diyeceğiz, zann-ı galible. Mesela onuzannı-ı galible anlıyoruz.

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

14

Hz. Mehdi (a.s.)’ın bugüne kadar sırrı anlaşılamamış tarihi yapılarınsırlarını çözmesi, kutsal emanetleri tek tek ortaya çıkarması, Hz. Mehdi(a.s.)’ın çıkış alametlerindendir. Bu alametlerin birer birer ve arka arkayaaynı yüzyıl içinde tahakkuk etmiş olması ise son derece önemlidir. ÇünküPeygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde belirttiği olayların tek tekçıkması, hem ahir zamanda olduğumuzu hem de tüm Müslümanlarınbüyük bir heyecanla bekledikleri Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhur ettiğiniispatlamaktadır. (Doğrusunu Allah bilir.) Bir tane bile eksik kalmaksızın,beklenen tüm alametler arka arkaya Hicri 1400’lerde gerçekleşmekte ikenbu alametlerin başka bir yüzyılda yeniden olmasını beklemenin kesinliklebir anlamı ve mantığı yoktur.

Page 19: İlmi Mercek Ağustos 2011

Hz. İbrahim (a.s.) Nemrut dağının bu-lunduğu bölgede doğmuştur. Putperestkavmine yine bu bölgede din ahlakını teb-liğ etmiştir. Kavminin lideri olan Nemrut’laolan mücadelesini yine bu yörede gerçek-leştirmiştir. “Ahiret ise daha hayırlı vedaha süreklidir. Şüphesiz bu, öncekisahifelerde vardır; İbrahim’in veMusa’nın sahifelerinde.” (A’la Suresi,17-19) ayetlerinde Rabbimiz, Hz. İbrahim(a.s.)’a “sahifeler” verdiğini bildirmektedir.Bu sayfaların orjinallerinin, GüneydoğuAnadolu’da Adıyaman Bölgesi’nde bulu-nan Nemrut Dağı’ndaki 2500 yıllık kalın-tıların içinde olduğu düşünülmektedir. Aynıyerin henüz ulaşılamayan bölümlerindeNemrut’un mezarı, kabartma yazıtlar, ha-zineler ve o dönemi anlatan pek çok bilgi-nin de bulunduğu düşünülmektedir(Doğrusunu Allah bilir). O dönemin yöne-

ticileri tarafından suç unsuru kabul edi-len Hz. İbrahim (a.s.)’ın sayfalarınınburada bulunması ihtimali de vardır.Çok önemli olan bu belge ve bilgi-lerin, en derin ve ulaşılması en ola-naksız gibi gözüken alanlaragizlenmiş olması, istenmeyen ki-şilerin bunlara ulaşmasının engel-lenmesi için zorunludur. Zira

ulaşım zorluğu ve tehlikeler sebe-biyle günümüze kadar, halen bu ko-

runaklı alanlara ulaşılamamıştır.Ancak titiz ve yüksek teknoloji kullanı-

larak yapılacak bir çalışma ile bu son de-rece önemli tarihi belgelere ulaşılmasımümkün olabilir. Yüce Allah bu önemli bil-gilere ulaşılması gereken zamanı Hz.Mehdi (a.s.)’a nasip etmiştir. Hadiste Pey-gamber Efendimiz (s.a.v) bu gerçeği şöylebildirmektedir:

✽ “Beytül Mukaddes’in hazi-nelerini, Tabut-u Sekine’yi,Ben-i İsrail sofrası ile levhala-rın madenlerini, Hz. Adem(as)’ın cübbesini, Hz. Süley-man (as)’ın minberinin asasınıve Allah’ın Ben-i İsrail’e gön-derdiği süt kadar beyaz olan el-divenleriçıkaracaktır.” (El-Kavlu’lMuhtasar Fi Alamatil Meh-diyy-il Muntazar, s. 33)

www.Mehdiyet.com

15

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 20: İlmi Mercek Ağustos 2011

ADNAN OKTAR: ... Bir de bu NemrutHarabeleri’ndeki o taş yığması var ya,onun altı da kutsal emanetlerle dolu. YaniNemrut’un bizzat talimatıyla yapılmıştırorası. Aynı zamanda kendi mezarı daonun içinde ve Hz. İbrahim (a.s.) devrineait birçok belge ve doküman da orada.

Onun yapılması için yine, çok kapsamlı birçalışma gerekiyor. Çünkü taşı çektiğinde,üzerine üzerine dökülmeye başlıyor insan-ların taş. Yani alınacak gibi değil. Onuniçin Firavun da çok uyanık o yönüyle. Yanişeytani bir uyanıklığı var. Müthiş bir sistemyapmış. Yani o mezarı açılacak gibi yap-mamış. Açıldığında taşlar insanların üze-rine yuvarlanıyor çünkü. Onun için özelteknik çalışma yapılması gerekiyor, tepe-

den başlanması gerekiyor. Biraz tabii,bazı teknikler var aklımda olan, za-

manı gelince söyleriz. Dolayı-sıyla açılıp, altındaki kutsal

emanetlere de ulaşaca-ğız inşaAllah. O

zaman insanlar, yanibütün dünya imanediyor. Musevilerinhepsi iman ede-cekler aşağı yu-karı. Tevrat’ınorijinali buluna-cak artık.

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

16

Page 21: İlmi Mercek Ağustos 2011

Antik Mısır, Mayalar ve Sümerlerdengeriye kalan izler geçmiş çağlara ait pekçok sır ve teknolojik gelişme içermektedir.Şimdiye kadar bu tarihi eserlerin içindekisüsleme ve yazılarda teknolojik gelişme-lere ait çeşitli bilgiler bu-lunmuştur. Örneğinpiramitlerin firavun mezar-ları olmadığı, Mısır’ın elek-triğini ürettiği, hatta büyükpiramitin ortasındaki boştaş bloğun içinde, geç-mişte, Hz. Musa (a.s.)’ınsandığının bulunduğu an-laşılmıştır. Arkelojik çalış-malar ilerledikçe elektrik,elektrokimya, elektroman-yetik, metalürji, hidrojeoloji,tıp, kimya, fizik gibi bilimdallarının da geniş ölçüdekullanıldığı anlaşılmakta-dır. Fakat henüz çözülme-

yen pek çok sır piramitler ve tarihi kalıntılariçinde hala gizlidir. Tüm bu sırlar hatta İs-tanbul’a Mısır’dan getirilen dikilitaşın al-tında gizlenen sırlar Hz. Mehdi (a.s.)devrinde tek tek ortaya çıkacaktır.

www.Mehdininalametleri.com

17

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

ADNAN OKTAR: Hz. Mehdi (a.s.)yapar. Yani Hz. Mehdi (a.s.) geldiğinde ora-lar asfalt gibi olur Allah’ın izniyle. Her yerinegireceğiz Allah’ın izniyle. Hz. Mehdi (a.s.)talebeleri olarak inşaAllah. Bu dikili taşlar,İstanbul’daki dikili taşlar, o taşların uçlarınıyontacağız. O taşlar, cin, şeytan çağırmadakullanılıyor. Dik değil, yatay hale getirece-

ğiz. Bir tek o taşlar için. Dik değil, yatay.Mesela Çemberlitaş ve diğer taşların hep-sinin altında bir şey var. Özel olarak. Zatenyer belirtme taşlarıdır onlar. Yer belirtmekiçin veyahut onun şu kadar metre ilerisi, şukadar metre gerisi anlamındadır onlar. Yaniyer belirlemek için yapılmıştır. Piramitler, pi-ramitlerin çok az bir bölümüne girildi. Asıl

Page 22: İlmi Mercek Ağustos 2011

ADNAN OKTAR: Geçmiş tarihi iyi in-celeyelim. Bu, Çin’de de var, Türkler de ozamanlar yapmışlar, daha büyüğünü yap-mışlar bu piramitlerin. Daha içine girilmedionların. Çin hükümeti artistlik yapıyor, oüçgenin tepe kısmını kaldırmışlar, böyledağa benzetmeye çalışmışlar, bir şeyleryapmışlar. Çok fazla piramit var Türklerinyaptığı, daha eski ve daha büyük. Onlarıniç odalarına daha girilmedi, alt odalarına.İçinde neler yazıyor, neler var belli değil.Türk tarihiyle ilgili çok önemli belgelereulaşılacağını tahmin ediyorum. Bir kere

Çin’le o konuda anlaşmaya varmamızşart. Bir de niye çekinirler, o da acayip.Açın, girilsin bakalım, değil mi? Her yerdeher şey inceleniyor, o da incelensin, ne varyani? Türk tarihiyle ilgili çok acayip bilgi-lere ulaşılacak, benim kanaatim. Daha ta-rihin t’si yazılmamış. Yazdırmıyorlar tarihi.Normal tarih yok. Müsaade etmiyorlar. Beşon tane tarihçinin elinde dünya tarihi. Bilimadamlarına devredilmesi lazım. Arkeolojikbulgu oluyor, saklıyorlar; bilmem ne oluyor,saklıyorlar yahut parçalıyorlar. Bu edebiyatHz. Mehdi (a.s.)’ın zuhurunda bitecek. Ko-laysa parçalasınlar, kolaysa saklasınlarda göreyim. Kim bilir ne sırlar var dün-yada, kim bilir neler var. O “sfenksleriniçinde odalar var. Daha onun içine giril-medi. Ve yazıyor da adam; “içinde hertürlü sır var” diyorlar, “her türlü bilgi var.”Bu sıralar kimsenin bu işe yanaşacağıyok Allahualem. Kimse de cesaret ede-mez. Dünya her yönden Hz. Mehdi(a.s.)’ı bekliyor. Amerika’nın da ihtiyacı,Rusya’nın da ihtiyacı, İslam aleminin deihtiyacı; her yerin ihtiyacı. Dürüst, akıllı,samimi bir insanın başta bulunması ge-rekiyor.

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

18

kısmı, onların alt kıs-mında ve iç odalara daha

girilemedi. Birçok yer otoma-tik, yani bitmesinden sonra sür-

gülü taşlarla kapatıldı. Onların tamamenaçılması gerekiyor. Mesela Tevrat’ın oriji-nalleri, Hz. Musa (a.s.) devrinden kalan birçok kalıntılar, birçok peygamber mezarı on-

ların altında, o piramitlerin altında kaldı.Yani çok geniş çünkü arazi. Oraların inceince araştırılması gerekiyor. Bu devlet gü-cüyle olur. Ancak Hz. Mehdi (a.s.) devrindeolacaktır. Her bulunduğunda yer yerindenoynayacaktır. Mesela her hafta, her ay birhaber gelecektir. İşte, şu da bulundu, bu dabulundu, her gün bir haber.

İlmimercek

KAPAK KONUSU

Page 23: İlmi Mercek Ağustos 2011

ADNAN OKTAR: 17 bin ton. Bu taşıyüzlerce kilometre öteden buraya getirmiş-ler. 17 bin ton taşı taşıyacak siz bir teknolojidüşünebiliyor musunuz? Var mı şu an tek-noloji? Tek yekpare bir kayadan yapılmışbu, tek yekpare. Çölde böyle bir kaya yok,bir tek burada bu kaya var. Yüzlerce kilo-metre öteden getiriliyor. Bana otuz tane bul-dozer getirin, otuz tane başka şey getirin,yine çekemezsiniz. Kumların içine gömülür,felaket olur. Mümkün değil, kazır atar yani.Şu an bilinemiyor nasıl getirdikleri, bilimleaçıklanamıyor. Bu kadar ağır bir cismin yüz-lerce kilometre öteden nasıl getirildiği açık-lanamıyor. Bir de bunun içinde odalar,bölümler var; daha girilemedi. Dünyadakibirçok olayla ilgili önemli hayati bilgilerin,derin bilgilerin bu odalarda saklı olduğu ya-zıtta var, Mısır yazıtlarında var. Ama içinegirilemiyor. Mısır hükümeti müsaade etmi-yor. Sfenks parçalanır diye müsaade etmi-yorlar. İçindeki odalara girildiğinde, oradaki

belgeler ele geçirildiğinde dünya tarihi ile il-gili çok fazla bilgiye ulaşmış olacağız. Yal-nız, bu sfenks Mısırlılar zamanındayapılmış bir şey değil; o yanlış biliniyor ola-bilir. 12 bin yıllık geçmişi var. Mısır tarihi 3bin, 4 bin yıllık, inşaAllah. Bu, 12 bin yıllıktır.12 bin yıl önce içerisine bir oda yapılmış veiçine bilgiler konmuş. Nasıl bilgi konduğunubilmiyoruz. Hz. Mehdi (a.s.) zamanında bubilgiler ortaya çıkarılacak.

Hz. Mehdi (a.s.) sfenks mfenks dinle-mez; direkt girer, ne varsa içinden çıkarttırır.Yok turistikmiş, yok artistikmiş, öyle dinle-mez; ben size söyleyeyim. Direkt içine girer.Bu piramitlerin altındaki odalara da girile-cek, bu sfenksin içine de girilecek. 12 binyıllık bir bilgiye ulaşmak çok büyük bir olay-dır. Darwinistler, materyalistlerin böyleayakları dört metre havaya sıçrayacak ora-dan çıkan bilgileri gördüklerinde. Dünya ta-rihini sarsacak çok önemli bilgilereulaşılacak, bunu da göreceksiniz, inşaAllah.

www.harunyahyaguncel.com

19

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 24: İlmi Mercek Ağustos 2011

ADNAN OKTAR: Piramitler nasıl incelen-mez? Bırakın inceleyelim, ne var yani?Çemberlitaşʼta bir taş var, onun altında dabir şeyler var. İstanbul çaka çaka dolu. OSultanahmetʼteki taşlar, onların altı, oralardolu, Ayasofyaʼnın altı dolu. Bunların hepböyle, o binalara zarar vermeden güzelceaçılıp tespit edilmesi gerekiyor. Kim bilirneler çıkacak. Daha Tevratʼın orijinali bulu-nacak. Bir tane, iki tane değil; çok fazla çıkarTevratʼın orijinali. İyi aranmadı. İncilʼin oriji-nali bulunacak daha. Dağ tepe aranır. Mağa-ralar hep dolu, her yer dolu bu tip şeylerle.Zamanında adamlar çekindikleri için oralara saklamışlar.Bunları bulacağız. Ama bunlar masraflı zor işler, devletinyapacağı işler. Mesela Nemrut Dağıʼnda, bu Nemrut Ha-rabeleri; taş yığma bir mezar, taş yığma. Bütün teşkilatonun altında ama taşı indirmek mümkün değil. Kazmaya baş-ladığında dağ çöküyor, zor. Ancak teknik çalışma gerekiyor. Te-peden çalışılması gerekiyor. Önce tepeden bir oyuk açılmasıgerekiyor. Çünkü öyle kurnaz ki yapan adamlar, alttan aldığında dağçökecek gibi yapmışlar, üstten aldığında üstten de çökecek gibi yapmışlar.Adamlar dağın dibine kadar uçarlar ora-dan, eğer rahat durmazlarsa. Onun içinorada çok akılcı teknik çalışma gereki-yor, teknik alet edevatla. Sabit, meselaetkilenmeyen bir mekan. Belirli bir böl-geden taşın aşağıya doğru yuvarlan-ması lazım. Alanın boşaltılmasıgerekiyor. Dağdan aşağı yuvarlayacak-sın, başka çaresi yok. Yahut orada birset yapılacak, oraya doğru çarpacaktaşlar. Mezarın içinde kim bilir neler var.Dağın altını doldurmuşlar. Dağın tepe-sine o taşları da yığmışlar, o da mucize,

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

20

Page 25: İlmi Mercek Ağustos 2011

hayret edilecek şey. Bütün masoniksemboller var dağın tepesinde, hepsivar. Aslanın üzerinde on dokuz yıl-dız, kartal, şu bu, çok fazla masoniksembol orada. Anladığım kadarıylaorayı aynı zamanda mason mabediolarak da kullanmışlar. Kim bilir al-tında nerelere gireceğiz, dağın al-tında. Hz. Nuh (a.s.)ʼın gemisi

bulundu, hiçbir odasına daha girilemedi, diğer ka-maralara girilemedi. Kimsenin de ilgilendiği yok.Duruyor gemi orada. Bir tane, iki tane değil; çokfazla odası var. Dağın tepesinde. Halen, şu an bilekar kaplı orası, girilemiyor. Buralara devlet imka-nıyla girilir. Hz. Mehdi (a.s.) zamanında inşaAllahgirilecek. Bütün odalara girilir. Belki Hz. Nuh (a.s.)ʼagelmiş Kitap orada, Hz. Nuh (a.s.)ʼın eşyaları orada,o devirde kullanılan eşyalar orada. Hepsi çıksın.Allah Allah. Duruyor, kimsenin girdiği yok. Kapalı

bekliyor. Uzaktan bakabiliyorlar odaya. Oksijenolmadığı için yanına kadar inemiyorla,r aşa-

ğıya. Bas oksijeni aşağıya boruyla, değilmi? Saf oksijeni götürün, adamlar

rahat rahat çalışsın. Açın bütün do-lapları, her yere girin. Diğer kama-ralara girin. Girilemiyor. Nemrut

Harabeleriʼne girilemiyor. Firavunʼunalt kısımda asıl teşkilat, kazılıp girile-

miyor. Kapalı taşla kapatılmış odalar var,girilemiyor. Geçenlerde bir tanesine makine

ile girdiler. Kamera gönderdiler. Kamera birincidelikten girdi. Bir taş odaya girdi kamera. İkinci odaya gire-

mediler. Orada yine var, bir delik daha var orada, devam ediyor. Ama devam edemediler.Oranın da açılması lazım, ileri geçilecek. Kim bilir belki de Tevratʼın orijinalini orada saklı-yorlar. Yani Firavun çok ehemmiyet vermiş Tevratʼa, çok önem vermiş. İnandığı için değil;tehlikeli gördüğü için önem vermiş. Oradaki bilgilerden çok istifade etmiş, Tevratʼtaki bilgi-lerden ama Tevratʼa inanmamış. Yani onu istifade cihetiyle değerlendirmiş; tabi olma cihe-tiyle değerlendirmemiş. Bunlara bakılması gerekiyor.

www.yasananahirzaman.com

21

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 26: İlmi Mercek Ağustos 2011

İlmimercek

BİTKİ MUCİZESİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

22

❈ Bitkiler niçin vücutısılarını düzenleme

gereği duyarlar?

❈ Termojenezmekanizmasınasıl çalışır?

T ermojenezvücut ısı-sını sabit

tutmak için YüceAllah’ın canlılara

bahşettiği bir özel-liktir. Bu özellik

sıcak kanlı hay-vanlara özgüdür.Ancak bazı bitkitürleri ısı üretme

yeteneğine sahip-tirler. Sıcak kanlı

hayvanların ısıüretme yeteneğindekanın büyük katkısıvardır. Bitkilerin ise

kanı yoktur. Fakat onlarda çeşitli yöntemlerle

vücut ısılarını sabit tutabilir-ler. Allah bitkilere vücut ısılarını

sabit tutacak pek çok yöntembahşetmiştir.

Page 27: İlmi Mercek Ağustos 2011

Termojenik bitkiler, ısılarını kendilerini çevreleyen havanın ısısından daha fazla yüksel-tebilirler. Termojenez sistemine sahip olan bir bitki oldukça güçlü olmalıdır. Çünkü bu sis-temin çalışması esnasında yüksek bir enerji talebine gereksinim vardır. Bitkiler ısılarınıkorumaları sırasında, küçük bir kemirgenin, hatta bir sinek kuşunun kullandığı kadar birenerji kullanır. Normalde bitki metabolizması çok daha ağır çalışır. Fakat termojenez sıra-sında enerji kullanımı yüksek derecededir.

Isı, mitokondride gerçekleşen hücresel solunum işlemi sırasında üretilir. Tüm bu ener-jiyi üretmek için, termojenik bitkiler yardımcı bir solunum yöntemi kullanırlar. Bu so-lunum yöntemi alternatif oksidazdır. Normalde bitkiler ve hayvanların solunumundamitokondri, oksijeni kullanarak şeker yapar ve enerji üretir. Bunun için de “sitok-rom c” adlı bir enzim kullanır. Termojenik bitkilerin mitokondrisinde ise enerji(ısı) üretilmesi gerektiğinde alternatif oksidaz yöntemi ile “sitokrom c” dı-şında sadece bu bitkilere özgü bir başka enzim kullanılır ve bu solunumsistemi ile yağlar yakılarak enerjiye dönüşür. Bu bitkilerin “salisilik asidi”enerji veren madde olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Nitekim salisilikasidin voodoo zambağında alternatif oksidasyon ve ısı artışına yolaçtığı bilimsel olarak tespit edilmiştir.

Aslında yukarıda anlatılan işlemlerin hiçbiri normal bitkisolunumunda kullanılmaz. Bu işlemi yapan ve hala tamolarak kapsamı anlaşılamamış olan proteinler, YüceAllah’ın termojenik bitkilere bu solunumu yapabilmesiiçin bahşettiği bir özelliktir. Bu bitkilerin sahip olduğuproteinler, memeli canlılarda bulunan alternatif oksi-dasyon ve ayırma işlemi yapan proteinlere benzer.

Görüldüğü gibi bitkilerdeki her yapı özel olarakvar edilmiştir. Bu da bize bu kusursuz planı yapanüstün bir “Akıl Sahibi” olduğunu gösterir. İşte buüstün aklın sahibi alemlerin Rabbi olanAllah’tır. Rabbimiz bu örnekle kusursuz yara-tışının delillerini insanlara göstermek-tedir. Allah canlılar üzerindekihakimiyetini ve benzersiz yaratı-şını Kuran’da şöyle bildirir:

“İşte Rabbiniz olan Allahbudur. O’ndan başkaİlah yoktur. Her şeyinYaratıcısı’dır, öyleyseO’na kulluk edin. O,her şeyin üstünde birvekildir.” (Enam Su-resi, 102)

www.bitkilerevrimicurutuyor.imanisiteler.com

23

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Bitkilerdeki Termojenez Mekanizması Kusursuz Olarak Çalışır

Page 28: İlmi Mercek Ağustos 2011

Yüce Allah yeryü-zünde mükemmel bir sis-

tem var etmiştir. Yarattığıtüm canlıları koruyan Allah bazı

bitkilere bahşettiği termojenez işlemi ileyeryüzünde kusursuz bir denge yaratmıştır.Bitkilerin sahip olduğu termojenez sistemiYüce Allah’ın Hafız (koruyan, gözeten) is-minin bir tecellisidir. Kuran’da Rabbimiz’inkusursuz yaratışı şu şekilde haber verilir:

“Üzerlerindeki göğe bakmıyor-lar mı? Biz, onu nasıl bina ettikve onu nasıl süsledik? Onunhiçbir çatlağı yok. Yeri de (nasıl)döşeyip-yaydık? Onda sarsılmazdağlar bıraktık ve onda ‘göz alıcıve iç açıcı’ her çiftten (nice bitki-ler) bitirdik. (Bunlar,) ‘İçtenAllah’a yönelen’ her kul için‘hikmetle bakan bir iç göz’ vebir zikirdir.” (Kaf Suresi, 6-8)

✤ Bitkileri SoğuktanKoruyan TermojenezSistemi

Yüce Allah bitkilerin bir kısmındasoğuğa karşı bir önlem olarak termoje-nez özelliği yaratmıştır. Eğer bitkinin bulun-duğu ortam yılın büyük bir bölümündesoğuksa ve bitki başka türlü gelişme imkanıbulamıyorsa çoğu bitki uyku haline geçer.

Dinlenme olarak adlandırılan bu dö-nemde bitki ısısını koruyarak daha erkençiçeklenebilir veya dona karşı kendisini ko-ruyarak yaşamsal faaliyelerini devam etti-rebilir. Örneğin Asya ve KuzeydoğuAmerika’da yetişen yabani doğu lahanası(Symplocarpus foetidus) termojenez özel-liğini kullanarak çevresindeki karı eritir. Sı-caklık sıfır derecenin altındayken bitkikendisini 35 OC’ye kadar yüksek bir ısıdatutabilir. Araştırmacılar birçok memeli can-

lının bile bu seviyede ısı üretmediğini sap-tamışlardır.

Aslında en soğuk ortamlara dayanıklıbir bitki olmamasına rağmen bu doğal ısıüretme yeteneği sayesinde kar yerdeykenbile büyüyebilir ve çiçeklenebilir. Ama karyağışı bittiğinde ve çiçeklenme sona erdi-ğinde diğer bitkiler gibi soğukkanlı davranı-şına geri döner.

✤ TermojenezSisteminin BitkilerinNesillerini DevamEttirmelerindeki Önemi

Soğuk ortamlarda yaşamayan bazı tro-pik bitki türleri de kendilerini ısıtırlar. Bu bit-kilerin amacı polinatörleri (bitki neslinidevam ettirecek polenleri taşıyan böcekler)kendilerine çekmektir. Bu amaçla bir kısmıkendilerini ısıtarak çevredeki böcekleri cez-bedici kokular salgılarlar veya dış ortamın

İlmimercek

BİTKİ MUCİZESİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

24

Bitkilerin Vücut Isılarını Düzenlemelerinin Çeşitli Nedenleri Vardır

Page 29: İlmi Mercek Ağustos 2011

düşük ısısına rağmen yaydıkları ısı ile bö-ceklere yaşam imkanı oluştururlar. Böcek-ler de üstlerine yapışan polenler vesilesiylebitkinin çoğalmasına yardım etmiş olurlar.

Bitkilerin böcekleri çekmek içinkendilerini ısıtarak kokularını daha uçucuhale getirmelerine en tipik örnek Titanarumu (Amorphophallus titanum)’dur. Bubitki çok seyrek olarak çiçek açar (bazı du-rumlarda her 8 ila 10 yılda bir), bu nedenlepolinatörlerin onları çok çabuk bulmalarıgerekir. Bitki

kendisini ısıtarak çevreye böcekleri cezbe-decek bir koku yayar. Titan arumunun ken-disine has bu koku, 1,5 km uzaktan tespitedilebilir. Böcekler, bu kokunun olduğu çi-çeğe geldikleri zaman, ılık çiçekte dinlenir-ken polenlere bulanırlar. Çünkü ortamınısısı 20 OC iken, titan arumunun çiçekleri32 OC’ye ulaşır ve çiçek bu ısıyı korur.

Akdeniz adalarında Helicodicerosmuscivorus adlı bitki ilkbaharda çiçek açtı-ğında ortamın sıcaklığına bağlı kalmaksı-zın ısı üretmeye başlar. Bu ısı artışıylabirlikte etrafa dişi sineklerin yumurtalarınıbırakmak için seçtiği ölü hayvan kokusunabenzer bir koku yayar. Dişi sinekler, bu ko-

kudan dolayı sürü hâlinde bu çiçeklere akıneder. Sineğin çiçeğe konması ile birlikteyapraklar kapanır ve sinek daha önce üze-rine yapışmış olan bu bitkiye ait polenlerierkek çiçeğe göre daha önce olgunlaşmışdişi çiçek üzerine bırakır.

Bir gün sonra dişi çiçek döllenmiş vetozlaşma özelliğini kaybetmiştir, fakat yeniolgunlaşan erkek çiçeğin polenleri çiçekaçılıp sinek serbest kalmadan önce sineğinüzerine yapışır ve sinek başka bir Helico-diceros muscivorus çiçeğine hapsoldu-

ğunda önceki çiçekten aldığı polenleridaha önce olgunlaşan dişi çiçeğe

taşımış olur.

Cyclocep-hala türü böcekleri ken-dine çeken Philodendron

selloum bitkisinin erkek çiçekleri bitkinin sı-caklığını iki gün boyunca 30OC’nin üstündesabit tutarlar. Çiçeğin çubuk şeklindeki kıs-mında verimli erkek ve dişi organlar ara-sında bulunan kısır erkek çiçeklerinin ısıüretme görevi ortam sıcaklığı 37OC’ye ulaş-tığında durur. Bu süreç sırasında tıpkı me-meli canlılarda olduğu gibi karbonhidrat vebazı bitkisel yağları enerji üretmek amacıylakullanırlar. Isı yukarıdaki diğer iki örnekte ol-duğu gibi hem koku yayarak böcekleri cez-beder, hem de gelen misafirler için sıcak birortam sağlar. Bitkinin ısı üretme mekaniz-ması o kadar güçlüdür ki laboratuvar orta-mında sıcaklık 4OC kadar düşürüldüğündebile bu çiçekler ısılarını koruyabilir.

www.bitkidunyasi.net

25

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 30: İlmi Mercek Ağustos 2011

İlmimercek

BİTKİ MUCİZESİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

26

Lilium (Zambak) ve Arisaematriphyllum ve Nelumbo nucifera gibi bazıbitkiler de sıcaklıklarını 30-36 OC arasındasabit tutarlar.

Bitkilerin nesillerini devam ettirmek içinkendilerini ısıtarak kokunun daha hızlı ya-yılacağını bilmeleri, böceklerin ve sinekle-rin hoşlandığı kokuları yaymaları, dişi veerkek çiçeklerin farklı zamanlarda olgunlaş-maları bitkilerin oldukça bilinçli davranışlargösterdiklerini ortaya koyar. Elbette aklı veşuuru olmayan bir bitkinin tüm bunları dü-şünmesi imkansızdır. Bitkilere bu davranışbiçimlerini ilham eden Yüce Allah’tır.

Termojenez Yüce Allah’ın KusursuzYaratmasının ve Üstün AklınınBir TecellisidirTermojenez bitkinin kusursuz bir şekilde

yerine getirdiği son derece kompleks bir iş-lemdir. Öyle ki bu sistemin sırrı; teknoloji veuzay çağına eriştiğimiz günümüzde biletam olarak anlaşılabilmiş değildir. Bitkilerinhücre içinde kullandığı proteinler, mitokon-drilerinin farklı bir solunum şekli kullan-

ması, bitkilerin kanıolmadığı halde memeli

canlılar gibi ısılarını ayarlaması,üstelik bu düzenlemenin nesli devam ettir-mek veya erken çiçeklenmek gibi akıl ge-rektiren bir amaç için kullanılması elbettebitkinin kendi başına düşünüp yapacağı iş-lemler değildir. Böylesine küçük bir alanasığdırılmış olan sayısız detaylar bu sistemivar edenin benzersiz aklını bize gösterendelillerdendir. Bitkilerin ısılarını düzenlemesistemlerini evrendeki her şey gibi YüceAllah yaratmıştır. Yüce Rabbimiz bir Kuranayetinde bu gerçeğeşöyle dikkat çeker.

Page 31: İlmi Mercek Ağustos 2011

Göklerin ve YerinMülkü Allah’ındır

Kendi ısılarını düzenle-yen bitkiler, kendi özellik-leri dışında diğercanlıların özelliklerini de enince ayrıntısına kadar hesaba katarlar. Bubitki canlıların yuvalarından çıkacakları za-manı, katedecekleri yolun süresini ve hoş-landıkları kokuları, yumurtalarını bıraktıklarıyerleri tam olarak bilir. Bu durumda akla şusoru gelecektir: Bütün bu “bilgilere” sahipolan ve gerekli “hesaplamaları” yapan “diğerbir canlının özelliklerini analiz eden” ve birbilgisayar merkezini andıran yapı, bitkininneresindedir? Bu sorunun cevabı açıktır. Bit-kilerin her türlü faaliyetlerinin zamanlamasını

belirleyen, dolayısıylahepsini, bilgisi ve dene-timi altında bulunduran

üstün bir akıl ve güç var-dır. Bu aklın sahibi Yüce

Allahʼtır. Rabbimiz üstün gücüve sonsuz aklıyla her yerde yaratılış

delillerini bizlere göstermekte ve bunları gö-rerek öğüt alıp düşünmemizi sağlamaktadır.Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

Onlar, ayakta iken, otururken, yanyatarken Allah’ı zikrederler ve gök-lerin ve yerin yaratılışı konusundadüşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbi-miz, sen bunu boşuna yaratmadın.Sen pek Yücesin, bizi ateşin aza-bından koru.”” (Al-i İmran Suresi,191)

www.yaratilismucizesi.com

27

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

“O, gökten su indirendir. Bununla her şeyin bitkisini bitirdik,ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş

taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yeresarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve

benzemeyen- üzümlerden, zey-tinden ve nardan bahçeler (kılı-

yoruz.) Meyvesine, ürünverdiğinde ve olgunluğaeriştiğinde bir bakıverin.Şüphesiz inanacak bir

topluluk için bundagerçekten ayetler

(deliller) vardır.”(Enam Suresi, 99)

Bazı bitkilerin kendi ısılarını düzenleme özelliğine sahip olmalarıbu canlılara Allah’ın bahşettiği özel bir savunma sistemidir. Her

şeyi en ince ayrıntısına kadar düzenleyen Allah bu bitkilerinde her türlü ihtiyaçlarını yaratmıştır. Allah her şeyin hakimi-

dir. Rabbimiz tüm evrende olan biten her şeyden haber-dardır. Bir ayette bu gerçek şöyle bildirilmektedir:

Gökten yere her işi O evirip düzene koyar...(Secde Suresi, 5)

Page 32: İlmi Mercek Ağustos 2011

K amuflaj sanatının en büyük ustala-rından biri kuşkusuz bukalemun-dur. Bukalemun özellikle bu

konudaki çabukluğu ile şaşırtıcıdır. Diğerpek çok sürüngen de renk değiştirme yete-neğine sahip olduğu halde, hiçbiri bunu bu-kalemun kadar hızlı başaramaz.

Bukalemun istediği anda üzerinde bu-lunduğu zeminin rengini alır ve böylecekendisini gizler. Kendisini güvenli hissetti-ğinde ise, derisine çeşitli renkler vererekadeta bir sanat gösterisi yapar.

Bir ressamın bir deseni tualine aktar-ması saatlar sürer. Oysa bukalemun, üze-rinde bulunduğu ortamın desenini anındataklit edebilir.

Bukalemunların bulundukları ortamagöre renk değiştirebilmeleri son derecemucizevi ve en az o kadar da estetik birolaydır. Bukalemuna bu özellikleri bahşe-

den Yüce Allah’tır. Bu gerçek ayette şöylebildirilir:

“O Allah ki, yaratandır, (en güzel birbiçimde) kusursuzca var edendir,‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isim-ler O’nundur. Göklerde ve yerde olan-ların tümü O’nu tesbih etmektedir. O,Aziz, Hakimdir.” (Haşr Suresi, 24)

Bukalemunların RenkDeğiştirmesinde Hücre Sistemleri,Önemli Rol OynarBukalemunun renk değiştrmesinde gü-

neşte insan derisinin esmerleşmesine deyardım eden melanin bileşiği yardımcı olur.Bu canlı, derisinin altındaki kırmızı ve sarırenk taşıyıcılarını, mavi ve beyaz yansıtıcıtabakayı ve en önemlisi de rengini koyulaş-tıran “kramotofor” hücrelerini büyük bir us-talıkla kullanabilir.

İlmimercek

İMANHAKİKATLERİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

28

✓ Bukalemunlar niçinrenk değiştirirler?

✓ Bukalemunların hızlı renkdeğiştirmesi nasıl gerçekleşir?

Page 33: İlmi Mercek Ağustos 2011

Bukalemunun derisinin renk değiştire-bilmesi, ısıya ve ışığa duyarlı türlere özgüçok çeşitli renk pigmentleri sayesinde ger-çekleşmektedir. Deri tabakalarında farklıpigmentler içeren hücreler bulunur. Bu hüc-reler sıcaklık, ışık ve vücuttaki kimyasal de-ğişikliklere bağlı olarak büyüyüp küçülür.Örneğin sarı renk maddesi içeren hücrelerbüyüdüğü zaman üzerlerine düşen güneşışınlarını yansıtır ve hayvan sarı renkte gö-rülür. En alttaki tabakada yer alan melano-for hücrelerindeki melanin pigmentihücrelerin merkezine çekildiğinde hayvanınrengi açılırken; melanin, hücrenin kollarınayayıldığında rengi koyulaşır. Bu şekildegün içinde güneş ışınlarına bağlı olarak sü-rekli renkleri değişmektedir.

Bukalemunun derisi saydamdır ancaküzerinde çok sayıda küçük çıkıntılar vardır.İşte bu dairesel çıkıntıların içinde meydanagelen pigment hareketleri gözümüze renkdeğişimi olarak yansır. Renk değişimi, de-rinin üzerinde iç içe bulunan farklı renk-lerdeki hücrelerin açılıp kapanması ileortaya çıkar. Bu hücrelerin yapı-sında, siyah, sarı ve beyaz zerrelervardır. Yüzeye yakın olanların çoğusarı, arada kalan tabaka siyah, en alt ta-bakadakiler beyazımsıdır. Bu beyaz hücre-ler, tıpkı ayna gibi reflektör (yansıtıcı)vazifesi görürler. Bütün bu renk değişimleri15’er dakika içinde gerçekleşir.

Bukalemunların RenkDeğiştirmelerinin ÇeşitliNedenleri VardırBukalemunlar çok ağır hareket eden

canlılardır. Yavaş hareket ettikleri için düş-manlarından kaçamaz. Fakat Yüce Allahonlara renk değiştirme gibi çok muhteşembir özellik bahşetmiştir. Bukalemunlar sa-dece düşmanlarından korunmak amacıylarenk değiştirmezler. Renk değiştirmeyibaşka amaçlar için de kullanırlar.

✵ Bulundukları ortama adapte olmak vekamufle olmak için renk değiştirebilirler.Bu şekilde hem gizlenir, hem düşmanla-rından korunur, hem de avlarını kolaycayakalayabilirler.

✵ Vücut sıcaklıklarını ayarlamak için renkdeğiştirebilirler. Bukalemunlar tüm sürün-genler gibi soğuk kanlı oldukları için vücutsıcaklıkları dış ortama bağımlıdır. Koyurenkler ısıyı daha çok emdiği için vücut sı-caklıklarını artırmaları gerektiği zaman-larda derilerinin rengi koyulaşır.

✵ Bölgelerinisavunmak, rakibini veya düşmanını kor-kutmak amacıyla derilerinde nokta ya daçizgiler oluşturarak renklerini değiştirirler.

✵ Bukalemunlar karşı cinsi etkilemekamacıyla renk ve desen diliyle iletişimkurar, göz alıcı renklere bürünerek duygu-larını bu şekilde ifade ederler.

✵ Gün ışığına bağlı olarak renk değişti-rirler. Örneğin ormanlık alanda gün ışığı-nın fazla olduğu saatlerde yeşilrenklidirler. Yapraklı bir dalda dururken et-raflarındaki çalılıkların gölgesine benzer

www.Kurandayaratilis.com

29

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 34: İlmi Mercek Ağustos 2011

şekilde siyah ve uçukkahverengi lekelerle

yeşil olurlar. Akşamadoğru ışıklar sönükleş-

meye başladığı zaman darenkleri grimsi yeşile döner. Hava

kararmaya başladıkça sarı lekeli, donuksarımsı-kahverengiye dönüşür. Karanlıktaise bukalemun tamamen siyah olur.

Bukalemunlara Kamuflajı ve RenkDeğiştirmeyi Öğreten Yüce Allah’tırBir insanın bukalemunun yaptığı deği-

şimi gerçekleştirmesi mümkün değildir.Böyle bir işlemi bukalemunun kendi irade-siyle yaptığını iddia etmek de akıl dışıdır.Çünkü bir sürüngenin kendi bedeninin gö-rünümünü belirlemesi, hatta görünümünüdeğiştirecek bir sistemi vücudunun içineyerleştirmesi elbette ki mümkün değildir.Veya bu canlının vücudundaki tüm hücre-

lere, atomlara hakim olduğunu, onlar üze-rinde dilediği ayarlamayı yaptığını, gereklipigmentleri oluşturduğunu iddia etmek deson derece saçmadır. Böyle üstün bir yete-neğin tesadüfen oluştuğunu iddia etmekise tamamen tutarsız ve anlamsız bir iddia-dır. Doğadaki hiçbir mekanizma böyle ku-sursuz bir yeteneği oluşturma ve ihtiyacıolan canlıya verme gücüne sahip değildir.

Bukalemunları da yeryüzündeki diğertüm canlılar gibi Yüce Allah yaratmıştır.Allah yaratma sanatındaki benzersizliğibize bu örneklerle de göstermektedir. Allahüstün ve güçlü olandır. Kuran’da bu gerçekşöyle bildirilmiştir:

“Göklerde ve yerde olanların tümüAllah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü(aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibi-dir. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur.Diriltir ve öldürür. O, her şeye güç yeti-rendir.” (Hadid Suresi, 1-2)

İlmimercek

İMANHAKİKATLERİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

30

Bukalemunun melanin üreten hücreleri, sarıdan kahverengi veya siyahakadar çeşitli renkler üreten taneciklerini yayar ve böylece bukalemunun

başka renklere bürünmesini sağlar. Hiçbir canlı türü bukalemundan iyikamufle olamaz. Bukalemunun başarısının sırrı ise bu usta kamuflajcınınderisinin altındaki renk hücrelerinin boyutça büyümeleri ve hızla yer de-ğiştirerek bulundukları yere uyum göstermeleridir. Doğadaki hiçbir me-kanizma böyle kusursuz bir yeteneği oluşturma ve ihtiyacı olan canlıya

verme gücüne sahip değildir. Çünkü bu canlının vücudundaki hücrelere,atomlara hakim olan ve bunlar

üzerinde dilediği ayarlamayıyapan üstün bir güç var-

dır. BukalemunlarıAllah yaratmıştır.

Allah, yaratmasanatındaki

benzersizliğibize bu gibi

örneklerlegöstermektedir.

Page 35: İlmi Mercek Ağustos 2011

ABDʼde MIT (Massachusetts Instituteof Technology) laboratuvarlarında buka-lemunlardaki gibi renk değiştirme özelli-ğine sahip elbise, ayakkabı ve çantalaryapmayı amaçlayan bir çalışma yürütül-mektedir. Üzerinde çalışılan bu teknoloji,özel bir silikon malzemenin küçük birelektron yüklemesi ile istenen renge dö-nüşmesini sağlar. Böylece, kumaş vebenzeri materyalden üretilen her türlügiyim eşyası ve aksesuarın birkaç sani-yede renk ve desen değiştirmesi müm-kün olur. Bu iş için küçük bir elektronikcihazın kullanılması gerekmektedir.

Pille çalışan bu cihaza, üzerinde bu-lunan bir klavyeden kullanılmak istenenrengin kodunun girilmesi yeterlidir. Ne

var ki bu teknoloji bugün için oldukça pa-halıdır. Örneğin bir erkek ceketinin mali-yeti 10 bin doları bulmaktadır. Oysabukalemun çok daha ileri ve doğal olanbu “teknoloji” için hiçbir harcama yap-maz. Aslında renk değiştirebilen elbise-lerin teknolojisi ile bukalemunun renkdeğiştirme özelliği benzer gibi gözüksede ikisi birbirinden oldukça farklıdır.Çünkü bu teknoloji renk değişim özelliğitaşısa da bukalemun gibi kamuflaj özel-liğine sahip değildir. Bukalemun hiçbirzahmete katlanmadan en kısa zamandabulunduğu ortama uyum sağlarken renkdeğiştirme teknolojisinde böyle bir özellikyoktur.

Ayrıca ABD dışında Almanyaʼda bircam fabrikası da, bukalemunların bu

özelliğinden yola çıkarak renk değişti-ren camlar üretmeye başlamıştır.

www.biyomimetik.net

31

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Bukalemunlar, Renk Değiştirebilme ÖzellikleriyleTeknolojik Gelişmelere İlham Kaynağı Oluyorlar

Page 36: İlmi Mercek Ağustos 2011

Türkiye’deki seçim sonuçlarını değerlendiren Alman Der Spiegel Dergisi, Türkiye’yi ‘Bo-ğaz’ın yükselen gücü’ olarak nitelendirdi.

Türkiye’nin ekonomik performansını Avrupa ülkele-riyle karşılaştıran derginin kullandığı haritada Türkiye’yibölgenin merkezine yerleştirmesi ve Osmanlı sınırlarınıda çizmesi dikkat çekti.

Boğaz’ın Yükselen Gücü

Der Spiegel, ‘Boğazın yükselen gücü’ başlığı ile yayın-ladığı bölgesel bir haritada Türkiye’yi merkeze yerleştirirken, Tür-kiye’nin performansını rakamlarla anlattı. Türkiye’ye komşu ve bazıAvrupa ülkelerinin yer aldığı haritada 2010 yılı büyüme rakamları, kamu bor-cunun milli gelire oranı, yaşı dağılımı, işsizlik oranları ve tüketici harcamaları gibi bilgileritablolarla anlatan dergi, okurlarına ülkeleri karşılaştırma olanağı verdi.

www.hurriyet.com.tr

AB'nin eski yüksek temsilcisi Solana:"Avrupa müze olmak yerine aktif bir küreseloyuncu olacaksa, Türkiye halkının tazeperspektifine ve enerjisine ihtiyacı var."

AB'nin eski Ortak Dış Politika ve Gü-venlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana,CNN'nin internet sitesinde yayımlanan,

"Türkiye Neden AB'ye Katılmalı"başlıklı makalesinde,

'Arap Baharı' olarak adlandırılan Ortadoğuülkelerindeki değişim süreci çerçevesindeTürkiye'nin bölgedeki önemine dikkat çekti.Solana, AB'nin Türkiye'nin konumunu iyideğerlendirmesi gerektiğini belirtti.

Mevcut şartlar gözönüne alındığında,Türkiye'nin AB üyeliğinin Avrupa'ya sağla-yacağı avantajların açıkça görülmesi ge-rektiğini ifade eden Solana, Türkiye'nin

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

32

Der Spigel, Türkiye’yi ‘YükselenGüç’ Gösterdi, Osmanlı Sınırı Çizdi

'AB Küresel Güç Olmak İçin Türkiye'ye Muhtaç'

Page 37: İlmi Mercek Ağustos 2011

İngiltere'nin ve dünyanın önde gelen üni-versitelerinden London School of Econo-mics'in (LSE) yayımladığı Türkiyeraporunda, 'Türkiye'nin nüfusunun, Ortado-ğu'nun siyasi ve ekonomik gelişimindebüyük rol oynayacağı'' kaydedildi.

LSE, ''Türkiye'nin Küresel Stratejisi''başlıklı 50 sayfalık bir rapor yayımladı.

Raporda, Türkiye'nin artan ekonomik vesiyasi gücünün bölgedeki nüfuzunu nasıl et-kilediği, Türkiye'ninkomşuları ve Batıdünyası ile ilişkilerideğerlendiriliyor.

8 uzmanın ma-kalelerinin yer aldığıraporda, bölgedenüfuzu artan Türki-ye'nin önemli bir roloynayacağına dik-

kat çekilerek, “Ülkelerindeki rejimleri devi-ren hareketler şimdi yeni rejimler inşa edi-yor. Türkiye'nin nüfuzu, bölgenin busüreçteki siyasi ve ekonomik gelişimindebüyük rol oynayacak.” denildi.

Raporda, Türkiye'nin gücünün artması-nın, diğer yükselen güçler Brezilya ve Çin

için de yol gösterici olacağı belirtildi. Türki-ye'nin gelişmekte olan rolünün dünya siya-

setindeki değişimi yansıttığının belirtildiğiraporda, ''Türki-

ye'nin gelişenküresel rolünü

anlamak, diğerortaya çıkan güç-lere ışık tutacak-

tır'' denildi.Ortadoğu uz-

manı Dr. Chris-topher Phillips'in

www.Turk-İslamkulturu.com

33

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

Türkiye'nin Ortadoğu’daki Büyük Rolü

www.ilmimercek.net

Avrupa'ya getireceği yararların "Arap Ba-harı" öncesinde de aşikar olduğunu kayde-derek, "Avrupa, tanımı gereği kültürelbakımdan çeşitlilik içeren bir kıta. Dolayı-sıyla çeşitlilik AB'nin kaderi. Eğer Avrupa

müze olmak yerine aktif bir küresel oyuncuolacaksa, Türkiye halkının taze perspekti-fine ve enerjisine ihtiyacı var" ifadesini kul-landı.

www.ntvmsnbc.com

Page 38: İlmi Mercek Ağustos 2011

kaleme aldığı, ''Türkiyeve Suriye'' başlıklı ma-kalede ise, Türkiye'ninSuriye ile kurduğuyakın ilişkilerin Arapdünyasına açılan kapıözelliğini taşıdığı yo-rumu yapılıyor.

Türkiye'nin bölgedeartan nüfuzunun ne-denlerinin incelendiğiLSE'nin raporunda, değişen dış politikanınmimarının Dışişleri Bakanı Ahmet Davu-toğlu olduğu ifade ediliyor.

Davutoğlu'nun ''stratejik de-rinlik'' ve ''komşularla sıfırsorun'' politikalarını irdeleyenTürkiye uzmanı Dr. JoshuaWalker, AK Parti'nin güçlü bir si-yasi kadroyla ülke içinde yükse-lişiyle, Türkiye'nin bölgede ve

dünyadaki rolünün artması arasında para-lellik bulunduğunu savunuyor.

www.timeturk.com.tr

Şam'ı terk etmek zorunda kalan gazete-cilerden Le Monde muhabiri Khaled SidMohand, Suriyelilerin tek umut olarak Tür-kiye'yi gördüğünü söyledi. Irak ve Lübnanörnekleri sebebiyle "demokrasi" kelimesininülkede kötü bir çağrışımyaptığını ifade eden SidMohand, "Onlar içinTürkiye, Fransa ve ABDgibi dışarıdan baskıyapan bir Batı gücüdeğil, dinlenecek birmuhatap." dedi.

Olumsuz İmajı OlmayanTek Ülke Türkiye

Beyrut Saint Joseph Üniversitesi'ndegazetecilik dersleri de veren Sid Mohand'a

göre ülkede olumsuz imajı ol-mayan tek demokrasi örneğiTürkiye. "Hem halkın gözündehem siyasi alanda meşruiyetiolan ve olumlu bir etkiye sahipolan tek ülke Türkiye" diyenFransız gazeteci bu yakınlığıSuriye'de yaşadığı yıllarda çokdefa gözlemlediğini aktardı.

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

34

Fransız Gazeteci: “Tek Umut Türkiye”

Page 39: İlmi Mercek Ağustos 2011

www.turkislambirliginedogru.com

35

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Davutoğlu: 100. yılda cihan devleti olsun

Suriyeliler için Türkiye'nin bir örnek teşkilettiğinin altını da çizen Mohand, "Türkiyemodernite ile İslamiyet'i birlikte yaşayan vebölgede hem Sünni olup hem de Filistin'i sa-vunan tek ülke imajını taşıyor." dedi. Fransızgazetecinin dikkat çektiği ikinci meşruiyetboyutu siyasi açıdan iki ülke arasında bir

eşitlik ilişkisi bulunması. "Hiçbir zaman ve-sayet altında kalmamış bir ülke için Türkiyedinlenecek bir muhatap, Fransa ve ABD gibidışarıdan baskı yapan bir Batı gücü değil."diyerek sözlerine devam etti.

www.ensonhaber.com

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye içingece gündüz çalışmaya kararlı olduklarını belirterek,''Biz istiyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti 100. yıldahem kudretli hem şefkatli bir cihan devleti olsun'' dedi.

İktidarları döneminde birçok ülkeyle vizeleri kal-dırdıklarını ifade eden Davutoğlu ''İstiyoruz ki, Ana-dolu insanı her yere başı dik ve vize sorulmadangirsin. Onun için pasaportumuzu en kıy-metli pasaport haline getirmeye kararlı-yız'' dedi.

Türkiye'nin, dünyanın en değerli pa-ralarından birisine sahip olduğunu belir-ten Davutoğlu, güçlü devletlerinpasaportuyla, parasıyla ve yurt dışındakikonumlarıyla güçlü olduklarını kaydetti.

www.haber7.com

Sünni Olup Filistin'i Destekleyen Tek Ülke

Page 40: İlmi Mercek Ağustos 2011

A rabaların motor sesleri, kornaları,kuşların ötüşü, tanıdığımız birininseslenmesi, rüzgarın ağaç yap-

raklarında çıkardığı ses ve radyodan yayı-lan müzik sesi… Her biri birbirinden farklışiddetteki bu sesler, kulağımızda gerçekle-şen bir dizi işlemin sonucunda bizim içinanlam kazanır. Havada yayılan ses titre-şimleri, saniyede 340 kilometrelik bir hızlakulağa ulaşır. Ve o ana kadar sadece birerfiziksel hareket olan titreşimler, kulakta ger-çekleşen olağanüstü derecedeki kompleksişlemler sonucunda “ses”e dönüşür. Ve tüm

bu olaylar, saniyenin binde birinden dahahızlı bir şekilde yaşanır.

Kulak Salyangozunun İşitmeÜzerindeki Etkisi Havadaki ses dalgaları kulak salyango-

zuna ulaşmadan önce kulak kepçesi tara-fından toplanır. Sonra bu ses titreşimlerikulak zarına çarpar. Kulak zarı, orta kulakkemiklerini titreştirir. Ses titreşimleri böy-lece mekanik titreşimlere dönüşür. Bu me-kanik titreşimler ise, iç kulaktaki “vestibülerpencere” denen bölüme geçerek, kulak sal-

İlmimercekİNSANIN YARATILIŞI

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

36

• İç kulakta bulunan ve işitmedeki anahtar organ olansalyangoz, neden sarmal biçimindedir?

• Kulak salyangozunun şeklinin işitme üzerinde bir etkisivar mıdır?

Page 41: İlmi Mercek Ağustos 2011

yangozunun içindeki sıvıyı titreştirir. Bu sı-vının titreşimleri, sinirsel uyarılara dönüşe-rek işitme yolları ile beyne gider. Beyin,havadaki ses titreşimlerini ancak kendisineiletilen bu elektrik uyarıları vasıtasıyla tanı-yabilir. Burada kısaca özetlendiği gibi işit-menin çok önemli bir aşamasını oluşturankulak salyangozu içinde çok kompleks birmekanizma vardır.

Salyangoz spiral biçimindeki bazı ka-nallara sahiptir. ABD’deki Vanderbilt Üni-versitesi araştırmacılarına göre kulaksalyangozunun bu biçimi özeldir. Çünkü buyapı kulağın sese, özellikle de düşük fre-kanslı bas seslere duyarlılığını arttırır.

Salyangozun sarmalını oluşturankanalların içinde, “corti organı” bulun-maktadır. Corti organının yüzeyindekihücrelerin, “tüycük” adı verilen anten-leri vardır. Salyangoz içindeki sıvı-nın titreşimleri, corti organınınyüzeyindeki zar tarafından butüycüklere aktarılır. Kulağagelen sesin frekansına göre,tüycükler farklı şekilde titreşir.İşte bizim duyduğumuz sesleribirbirinden ayırt etmemiz, bu sa-yede mümkün olur. Yani salyangozuoluşturan kıvrımlı ‘tüp’, ses dalgala-rını sarmalın dış kenarı boyuncaodaklayarak, titreşime duyarlıhücrelerin sesi algılamasınıkolaylaştırır. Burada birsoru akla gelebilir. Salyan-goz nasıl olur da sesleribirbirinden ayırır. Bu soru-nun cevabı, kulak sal-yangozunun yapısalözelliklerinden kay-naklanır. Yüce Allahkulak salyangozunuyaratmış ve bu küçü-cük organa çok hassasbir sistem yerleştirmiştir.

Kulak Salyangozunun Farklı SeslereKarşı Duyarlılığını SağlayanHassas Sistem Kulak salyangozunun yapısı oldukça

komplekstir. Görünüm olarak içi sıvıyladolu, uca doğru daralan kıvrımlı bir tüp şek-lindedir. Bu tüp, frekansı 20 Hz - 20.000 Hzarasında değişen, yani yaprağın hışırtısın-dan uçak motorunun gürültüsüne kadar herfrekanstaki ses dalgalarını toplayarak bun-

ları frekanslarına göre ayırabilir. Sesdalgaları bu tüpün şekli nede-

niyle eşit olarak dağılmaz.Farklı frekanslar,

www.guzelliklerigorebilmek.imanisiteler.com

37

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 42: İlmi Mercek Ağustos 2011

tüpün farklı bölgelerinde yoğunlaşır. Yük-sek frekanslar (tiz ses bölgesi), sarmalıngeniş ağzında toplanırken, düşük frekans-ların toplanma yeri uç kısma yakındır.

Sesin sarmal içindeki bu dağılışındaçok hassas bir hesap vardır. Ses dalgalarıbu ince hesap ve tüpün şekli dolayısıyla dışduvar boyunca yoğunlaşırken, bu etki ucadoğru da artar. Bu artış sarmalın ucundadış yüzeye göre 20 desibellik bir fazlalıklasonuçlanabilmektedir. Bu, normal konuş-malardaki ses şiddetiyle bir elektrik süpür-

gesinin çıkardığı sesin şiddeti arasındakifarka karşılık gelir ve sarmal bas sesleridaha çok uç kısımda algılar. Eğer salyan-goz bu sarmal şekle sahip olmasaydı farklıfrekanstaki sesleri ayırt edebilmek müm-kün olmazdı. Nitekim bilim adamları sal-yangozun bu özelliğini yapay işitmecihazlarına da uygulamak istemektedirler.Ancak son teknolojik yeniliklerle dahi taklitedilmesi mümkün olmayan bu sistem,Yüce Allah’ın yarattığı mükemmel bir sesalıcısı özelliği taşımaktadır. Bir ayette Rab-bimiz’in yaratma ilmi ve bu ilim üzerindedüşünüp şükür sahibi olmanın önemi şöylehaber verilmiştir:

“O, sizin için kulakları, gözleri vegönülleri inşa edendir; ne az şükredi-yorsunuz”. (Mü’minun Suresi, 78)

Kulağı ve Kulaktaki İşitmeSistemlerini Yaratan Yüce Allah’tırKulağı meydana getiren organallerin

her biri tek tek incelendiğinde harika bir iş-leyişe sahip oldukları görülür. Bu organel-lerin kendi aralarında tam uyumlaçalışmaları ise ayrı bir yaratılış mucizesidir.

İlmimercekİNSANIN YARATILIŞI

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

38

Page 43: İlmi Mercek Ağustos 2011

Ses titreşimlerini frekanslarına göre ayırankulaktaki salyangoz ve bu salyangozunsarmalındaki tüycükler sayesinde hücrelerbunları elektriksel uyarılara dönüştürür vesinirlere aktarır. Bu sinirler, şakak kemiğin-den çıkarak beyne ulaşırlar. Beynin içinde,yüksek frekansa sahip sesler ile, düşük fre-kanslılar farklı yollardan ilerler. Bu sayedesesleri birbirinden ayırırız. Duymamızı sağ-layan bu mucizevi sistem, en küçük ayrın-tısına kadar ince ince yaratılmış farklıyapılardan oluşmaktadır. Bu sistem hiçbirşekilde evrimcilerin iddia ettiği gibi “aşamaaşama” oluşamaz, çünkü en küçük birdetay bile eksik olsa, tüm sistem işe yara-maz hale gelir.

Günümüzün bilim ve teknolojisiişitme sisteminin çalışma prensip-lerini tüm ayrıntılarıyla çözmeyidahi henüz tam anlamıyla başa-ramamıştır. İlk yaratıldığımızgünden beri var olan ve hoş-landığımız müziği, tanıdığımızkişilerin seslerini kısacasıbütün sesleri belirleyen fizik-sel mekanizmanın ayrıntılarıbilim dünyası tarafındanhenüz aydınlatılmaya baş-lanmıştır. Elbette böylesinekompleks bir yapının evrimteorisinin iddia ettiği gibirastlantılarla ortaya çık-ması imkansızdır. Kulak-taki üstün yapılar, buorganı kusursuzca yarat-mış olan Yüce Allah’ınvarlığını ve sınırsız gü-cünü bir kez daha ispatetmektedir. Bu ger-çek bir Kuran aye-tinde şöylebildirilir:

“De ki: “Göklerden ve yerden siz-lere rızık veren kimdir? Kulaklara vegözlere malik olan kimdir? Diriyi ölü-den çıkaran ve ölüyü diriden çıkarankimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir?Onlar: “Allah” diyeceklerdir. Öyleysede ki: “Peki siz yine de korkup-sakın-mayacak mısınız?” (Yunus Suresi, 31)

www.evrimteorisi.info

39

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

İç KorumaMekanizmaları Kulağın

Zarar Görmesini ÖnlerKulağımızın içinde, kulak zarı ile baş-

layan ve içi havayla dolu bölüm, orta kulakolarak adlandırılır. Zarın üzerinde durduğu ös-

taki borusu içerideki basıncın dışarıdaki basınçlaaynı olmasını sağlar. Östaki borusu kulaktan bo-

ğaza kadar uzanır ve kulağın en duyarlı kısımlarını,yutkunduğumuz ya da esnediğimiz zaman hava basın-

cında meydana gelen ani değişimlere karşı korumak üzereaçılır. Eğer kulak zarının iç ve dışındaki basıncı dengeleyen

bu mekanizma olmasaydı, kulak zarı büyük zarar görebilirdi.İşitme duyusunda bir başka koruyucu mekanizma da orta kulak-

taki kaslar aracılığıyla çalışır. Çok yüksek seslerde otomatik olaraktepki gösteren bu kaslar, kulak zarını gerginleştirir, ayrıca orta kulakkemiklerini çok duyarlı olan iç kulaktan geriye doğru çekerler.

Page 44: İlmi Mercek Ağustos 2011

❈ Kulakların başımızda göze yakın ola-rak bulunması özel bir amaç içindir: Çünkügöz ve kulak ortaklaşa çalışabilirler. Başı-mızı çevirdiğimiz anda gözlerin ve kulakla-rın aynı anda çevrilmesi, iki duyununortaklaşa çalışmasındaki uyumu ve verimli-liği artırmaktadır. Karşılıklı konuşma sıra-sında karşımızdakini anlayabilmemiz içinonu işitebilmemiz gerekir. Ancak işitebilmekanlayabilmenin tek şartı değildir.

Duyduklarımızın bilincine tam olarakvarabilmemiz için bize seslenen kişinin gö-rüntüsünü de algılamamız gerekir. Böyleceonun ne demek istediğini daha iyi kavrarız.Konuşan kişinin dudak hareketlerini görmekbüyük bir avantajdır. Biz farkında olmasakda, işitme duyusu görme duyusu tarafındandesteklenerek, çok ince ses ayrımlarındandoğan anlamlandırma farklılıkları giderile-

bilmektedir. Telefon konuşmalarındakarşımızdakini görmek mümkün ol-madığından örneğin, “hepsi” ve“tepsi” sözcüklerini sadece ses olarakduyarız. Oysa konuşmasını gördüğü-müz kişide bu tip yanlış anlamalar çokdaha azdır.

❈ Kulaklar, kafanın iki yanına yer-leştirildiği için seslerin kaynaklarınıntespiti kolaylaştırılmıştır: Kulaklarınbaşın iki yanında olması da sesin gel-diği yönü ayırt edebilmek için önem-lidir. Örneğin sağımızda duran bir

ağaçta uçan kuşun sesi sağ kulağa, sol ku-laktan çok daha az bir süre erken ulaşır. Sesdalgasının kulaklara varma süreleri arasındaaz bir fark olmasına karşın, son derece has-sas bir ayırt etme yeteneği ile bu farklılığagöre sesin ne yönden geldiğini anlayabiliriz.

❈ İnsanın belirli sınırlar içinde de olsadinleme dikkatini bir odakta toplama yete-neği vardır: Duyulabilecek birçok ses nor-mal bir biçimde algılanırken, bazı hafifsesler insanı alarma geçirebilir, derhal dik-katini çekebilir. Örneğin, yoğun bir gürültüesnasında, omzunuz üzerinden fısıltıyla sizesöylenen birşeyi rahatlıkla duyabilirsiniz.Kulağın bu ayırıcı özelliği insan sağlığı açı-sından da çok önemlidir. Zira çevredeki herses doğrudan insanın bilincini etkileseydi, oşartlar altında yaşamak dayanılmayacak birhal alabilirdi.İl

mi M

erce

k, A

ğust

os 2

011

40

İşitme İşleminde, Bir Aşamalar Zinciri VardırHavayla iletilen ses dalgaları kulağa ulaşır ve elektrik uyarılarına

dönüşür.

Bu uyarılar daha sonra beyinde deşifre edilir.

Hemen aynı anda, sesi duyan kişi bu sinyallerin anlamını kavrar.

Ayrıca bir sesi tanıyabilmemiz için gözlerimizin devrede olması kesin şart değildir. Tekdüze mekanik bir sesin daktilonun vuruşları olduğu, bir metalin başka bir metalin içindeçıkardığı seslerin, anahtarın kilit içindeki dönüşlerinden geldiğini hemen anlayabiliriz.

İlmimercekİNSANIN YARATILIŞI

Kulaklarımızın Sahip Olduğu Her Özellik En KüçükAyrıntısına Kadar Çok İnce Detaylarla Yaratılmıştır

Page 45: İlmi Mercek Ağustos 2011

www.Kurandaebcedtarihleri.com

41

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sı-ğınırım. Taha Suresi 123, “Artık size Ben-den bir yol gösterici gelecektir” Ebcedi;1982. “Kim Benim hidayetime uyarsa’kim Mehdime uyarsa, “artık o şaşırıp sap-maz ve mutsuz olmaz." Taha Suresi, 112“Kim de bir mü'min olarak, salih olanamellerde bulunursa, artık o, ne zulüm-den korksun, ne hakkının eksik tutulma-sından” Yani ‘son derece gönlü rahatolsun’ diyor Allah. ‘Ona zulüm de olmaz,hakkı da elinden alınmaz’ diyor, inşaAllah.Ama ‘samimi olacak’ diyor, o kadar. Samimiolacak. Allah ayette de “samimi olan kul-larım kurtulur” diyor, biliyorsun.

Şeytandan Allah’a sığınırım. Casiye Su-resi, 32, "Gerçekten Allah'ın va'di hak-tır,” ebcedi; 2031 tarihini veriyor. Allah neyivaat ediyor? İttihad-ı İslam’ı, Türk İslam Bir-liği’ni. “Kıyamet-saatinde hiçbir kuşkuyoktur’ denildiği zaman, siz: ‘Kıyamet-

saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yal-nızca bir zan (ve tahmin)da bulunupzannediyoruz; biz, kesin bir bilgiyleinanmakta olanlar değiliz’ demiştiniz”(Casiye Suresi, 32) buyuruyor Allah ayette.

(Samimi müminlere zulüm olmaz, haklar da ellerindenalınmaz; gönülleri rahat olmalıdır.)

Adnan Oktar'ın 9 Haziran 2011 A9 Tv ve Samsun Aks Tv'dekiCanlı Sohbetinden

www.ilmimercek.net

Page 46: İlmi Mercek Ağustos 2011

B akteriler ve virüsler tek hücreli can-lılardır. Yüce Allah bu canlılarınmetabolizmalarını çok farklı yapı-

larda yaratmıştır. Bu özellikleri sebebiyleçok değişik ortamlarda yaşayabilirler. Bak-terilerin bir diğer özelliği ise çeşitlilikleridir.Yapılan araştırmalar sonucunda birbirleri-nin aynı olduğu düşünülen türlerin bile as-lında birbirlerinden farklı oldukları tespitedilmiştir. Bu nedenle yeni bir şekil alabilirve dakikalar içinde sayıca milyarlara ulaşa-bilirler. Bakteriler ve mikropların sahip ol-dukları bu nitelikler günümüzde tıp veteknoloji alanında kullanılmaktadır.

Petrol Yiyen Bakteriler Meksika Körfezinde özel bir petrol şir-

ketinin sebep olduğu petrol sızıntısı bakte-rilerin çok önemli bir özelliğini ortayakoymuştur. “Oceanspirillales” cinsine aitama daha önce hiç görülmemiş olan birbakteri türü petrolün denize yayılmasıylabirlikte hızla üremeye başlamış ve tüm kör-fezi sararak okyanustaki petrolü yemeyebaşlamıştır. Ortalama 5 derecede ısıda ço-ğalan ve ilk olarak etan ve propan gibi par-çalanması kolay gazları tüketen bakterilerbu işlem sırasında önce sudaki oksijenihızla düşürürler. Daha sonra parçalanmasızor olan metan ve daha uzun zincirli petrol

İlmimercek

MİKRO DÜNYA

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

42

• Bakteriler petrolve arsenik yiyerekdoğayı nasıltemizlerler?

• Virüslerden sağlık veteknoloji alanında nasılfaydalanılır?

• Bakteriler mayın aramalarına hangişekilde katkı sağlarlar?

• Mikro canlılar paslanmayı nasılönlerler?

Page 47: İlmi Mercek Ağustos 2011

bileşiklerini parçalamaya geçerler. Fakatbakterilerin metabolik hızları düştüğünde,petrol tabakasını çevreleyen sudan, petroltabakasının içlerine doğru taze oksijenakımı başlamakta ve petrol tabakasındakioksijen miktarı yine normal seviyesine dön-mektedir. Bakterinin “petrol yerken” oksijentüketmesi ve doğaya zarar vermesi beklen-diği halde, oksijen tüketmemesi YüceAllah’ın bu canlılara bahşettiği özel bir birbeceridir. Yüce Allah’ın üstün yaratması birayette şöyle bildirilmektedir:

“Gerçekten, gece ile gündüzün artarda gelişinde ve Allah’ın göklerde veyerde yarattığı şeylerde korkup-sakı-nan bir topluluk için elbette ayetlervardır.” (Yunus Suresi, 6)

Arsenik Yiyen BakterilerKaliforniya’daki Mono Gölü’nün sıcak

ve köpüklü sularında arsenikle beslenen birbakteri yaşar. Bu bakteri arsenik ve ışığı birarada kullanarak kendi besinini üretir vebirçok canlı için zehirli olan bu kimyasalmaddeyi kullanarak çoğalır. Bakterilerin buözelliği içme sularının arsenikten temizlen-

mesi için kullanılabilir. Nitekim yapılanaraştırmalar dünyada 144 milyon insanıniçme sularındaki toksik düzeylerde arse-niğe maruz kaldığını ortaya koymuştur. Ar-senik beden hücrelerine difüzyon(maddelerin çok yoğun ortamdan az yoğunortama göçü) yoluyla girer, hücrelerin bazımekanizmalarına bağlanıp onları durdururve enerji iletim yollarını bozar. İnsanlarınuzun süreli olarak arseniğin etkisinde kal-ması mesane kanseri başta olmak üzereböbrek ve cilt hastalıklarına neden olur. Ay-rıca çocukların zihinsel gelişimini engeller.

Bu bakterinin içme sularında kullanıl-ması ile hastalıkların önlenmesi, Allah’ın iz-niyle, mümkün olacaktır. İnsanlarıngelişmiş teknolojilerinin yapamadığını

www.evrimbilimdegildir.com

43

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 48: İlmi Mercek Ağustos 2011

gözle görülemeyenmikroorganizmalarınyapmaları, ancak onlarıyaratan Allah’ın benzer-siz ve üstün aklını sergi-ler. Yüce Allah Kuran’daşöyle buyurmuştur:

“Gaybın anahtarlarıO’nun Katındadır, O’ndanbaşka hiç kimse gaybı bil-mez. Karada ve denizde olan-ların tümünü O bilir, O,bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez;yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş vekuru dışta olmamak üzere hepsi (veherşey) apaçık bir kitaptadır.” (En’amSuresi, 59)

Mayın Yiyen BakterilerAmerikalı mikrobiyologlar, kara mayınla-

rını bulup karanlıkta ışık saçarak yerini gös-teren ve imha eden bakteri türü üretmeyibaşarmışlardır. TNT yiyen ‘‘Pseudomonasputida’’ adlı bakteri türüne fosforlu bir deni-zanası türünden gen nakli yapılmıştır. Ma-yınlı bölgeye atılan bakteri TNT’yi bulupyemeye başladığında karanlıkta denizanasıgeni aktif hale gelmekte ve bakterilerin bi-

riktiği bu mayınlı bölge aydınlanmaktadır.Bu buluş vesilesiyle dünyanın çeşitli yerle-rinde bulunan yaklaşık 120 milyon mayınhızlı, ucuz ve tehlikesiz bir şekilde imha edi-lebilecektir. Teknoloji ve bilim daha fazlailerledikçe bu mikroskobik canlılardan dahafazla yararlanma imkanları ortaya çıkacak,teknolojik gelişmelere yenileri eklenecektir.Yüce Allah yaratışındaki bu harikalıkları Ku-ran’da şöyle bildirmiştir:

“Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir?Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz? EğerAllah’ın nimetini saymaya kalkışacakolursanız, onu bir genelleme yaparakbile sayamazsınız. Gerçekten Allah, ba-ğışlayandır, esirgeyendir.” (Nahl Suresi,17-18)

Gölleri Temizleyen BakterilerBakteriler yaz boyunca göllerin içindeki

canlıların ihtiyacı olan mineral ve besinlerihazırlamakla da sorumludurlar. Göllerdekış boyunca neredeyse ölü olan bitki vehayvanların yazın tekrar canlanırken ihti-

İlmimercek

MİKRO DÜNYA

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

44

Page 49: İlmi Mercek Ağustos 2011

yaç duyacakları tüm besin ve minerallerkışın bakterilerin yaptığı faaliyetler ile sağ-lanır. Kış boyu bakteriler, suyun dibineçöken organik atıkları yani hayvan ve bitkiölülerini ve artıkları ayrıştırarak mineralleredönüştürürler. Böylelikle bakterilerin içindebulundukları göller temizlenir. Yapılan buayrıştırma işleminde aynı zamanda gölündibinde çeşitli mineraller de birikir. Böyle-likle canlılar baharda uyandıklarında besin-lerini de hazır olarak bulurlar. Bakterilersayesinde hem bulundukları ortamda bir“bahar temizliği” yapılmış, hem de yazınyeniden canlanan doğa için yeterli miktardabesin hazırlanmış olur. Yarattığı tüm canlı-lara hesapsız rızık veren Allah, gölde yaşa-yan birbirinden farklı özelliklere sahip

canlılar için de bakterileri sebep kılmıştır. Ne bakterilerin başka canlılara sağla-

dıkları bu faydadan haberleri vardır ne deyazın hareketlenen su canlıları, besinlerinkendilerine nereden geldiğini araştırırlar.Onlar sadece kendilerini yaratan Allah’ateslim olmuşlardır. Allah yarattığı tüm can-lıları koruyan üstün Yaratcımızdır.

Virüslerden Yapılan Giyilebilir PilMIT (Massachusetts Institute of Techno-

logy) ve Maryland Üniversitesi’nden bilimadamları, araştırmalar sonunda iki çeşit virüskullanarak lityum-iyon pilleri oluşturmuşlardır.Tütün bitkisinden izole edilen virüslerden ya-rarlanarak gerçekleştirilmiş virüslerden biribir çeşit anot, diğeri de bir çeşit katot olarakkullanılmıştır. Bu çalışma ile orduda askerle-rin beraberlerindeki yüklerin azalması sağla-nacaktır. Çünkü orduda askerlerin taşıdığıağır yükler arasında aküler ve piller bulunur.Virüslerin oluşturduğu pil ise sıvı formda ola-cağından ve bu sıvı püskürtüldüğü yüzeydeişlevselliğini devam ettirebildiğinden ordu kı-yafetlerinin kumaşlarında kullanılabilecektir.Bu buluşun tank ve cep telefonlarının yüze-yinde de kullanılması düşünülmektedir.

Virüs adını verdiğimiz ve sadece dışkabuk ve DNA’dan ibaret olan bir canlınınsahip olduğu bu beceri ve akıl Yüce Allah’ın

www.bilimveteknoloji.org

45

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Bakteriler çok çeşitlidirler.Kimi bakteriler oksijeni bol

ortamları tercih ederken, ki-mileri oksijensiz ortamlardayaşamlarını sürdürürler. Bir

kısmı fotosentez yoluyla enerjisağlarken, bir kısmı organikmaddeleri ayrıştırarak besinelde ederler. Tek hücreden

oluşmalarına rağmen, bazenmetabolizmaları oldukça farklı-

lık gösterebilir. Bu çeşitlilik teknolojinin çeşitli alanlarındabakterilerden faydalanmaya olanak tanır.

Page 50: İlmi Mercek Ağustos 2011

bir nimetidir. Bilim adamları da virüslerin buözelliklerini teknolojide kullanma imkanıbulmuşlardır. Bir ayette şöyle buyrulur:

“Gerçekten, gece ile gündüzün artarda gelişinde ve Allah’ın göklerde veyerde yarattığı şeylerde korkup-sakı-nan bir topluluk için elbette ayetler var-dır.” (Yunus Suresi, 6)

Paslanmayı Önleyen BakterilerÇelik ve demir, doğadaki oksijen ve

suya maruz kaldığında çürüyerek paslanır.Bazı bakteri türleri sülfür gibi kimyasallarsalgılayarak metallerin yüzeyine yapış-makta ve oksidasyon adı verilen bu sürecihızlandırmaktadırlar. Fakat “Pseudomonasfragi” ve “Paenibacillus polymyxa” adlı ikibakteri türünün jöle haline getirilerek metalyüzeylere sürülmesi durumunda paslanmaönlenmektedir. Yapılan deneyler bakteri ilekaplanan yüzeylerin doğal yüzeylereoranla oksidasyonunun üç kat daha fazlaönlendiğini ortaya çıkarmıştır. Bakterilerinoksidasyonu nasıl önlediği henüz tam an-

laşılamamış olmasına rağmen, metal yü-zeylerde bir ‘biyo-kaplama’ oluşturaraksuyla teması önlediği sanılmaktadır. Bu şe-kilde metal korunmasının sağlanması, pas-lanmaya karşı kullanılan çeşitli kimyasalkaplamaların çevreye ve bazı durumlardainsan sağlığına zarar veren etkilerini orta-dan kaldıracaktır.

Bakterinin henüz bilim adamlarının çö-zemediği birtakım işlemler sonrasında me-tallerin paslanmasını önlemesi YüceAllah’ın kullarına üstün gücünü gösterdiğiörneklerden yalnızca biridir. Allah bu ger-çeği ayetlerde şöyle bildirmektedir:

“Göklerde ve yerde olanlar Allah’ın-dır. Şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseyeve hiçbir şeye muhtaç olmayan)dır,Hamid (hamd da yalnızca O’na ait)tir.Eğer yeryüzündeki ağaçların tümükalem ve deniz de -onun ardından yedideniz daha eklenerek- (mürekkep)olsa, yine de Allah’ın kelimeleri (yaz-

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

46

Tek bir hücredesergilenen akıl ve sanat,

kuşkusuz, küçücük birvarlığa bu muhteşem

özellikleri veren Allah’ınyarattığı mucizeleri ve

O’nun sonsuz ilmini görmek içinbüyük bir fırsattır. Bir ayetteşöyle buyrulur:

“...Göklerde ve yerde zerreağırlığınca hiçbir şey O’ndan uzak(saklı) kalmaz. Bundan daha küçükolanı da, daha büyükolanı da, istisnasız,mutlaka apaçıkbir kitapta (yazılı)dır.”” (Sebe Suresi, 3)

İlmimercek

MİKRO DÜNYA

Page 51: İlmi Mercek Ağustos 2011

makla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün vegüçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Lok-man Suresi, 26-27)

Allah’ın Sonsuz İlmiMikroorganizmalar Üzerinde deTecelli EderMikroorganizmalar madenlerin paslan-

masına engel olmakta, okyanuslardaki pet-rol atıklarını temizlemekte, sulardaki zehirlimaddeleri arıtmakta ve henüz daha keş-fedilmemiş pek çok özelliğe sahip bulun-maktadırlar. Bütün bunlar, ancak birmikroskop altında görebileceğiniz tek birhücrenin çoğalarak yaptıklarıdır. Bumikro canlılar, bulundukları ortamı böylesafha safha kuşatarak teknolojiye hiz-met etmektedirler. Yapılan bilimselaraştırmalar mikroorganizmaların bilimadamlarının geliştirdikleri pek çok tek-nolojik üründen çok daha ileride ve on-lardan çok daha etkin olduğunugöstermektedir.

Şüphesiz bu canlıların sahip ol-dukları sistemler, ürettikleri salgılar,Yüce Allah’ın kontrolü altında gerçek-leşir. Bakteriler de diğer herşey gibiAllah’ın ilhamı ile hareket etmekte,O’na itaat etmektedirler. Allah yarat-mada hiçbir ortağı olmayan, sonsuzgüç sahibi olan ve herşeyi örneksizyaratandır. Allah’ın bu örneksiz sana-tındaki sırları anlayabilmek için can-lıları inceleyerek Rabbimizin gücünügörmek ve takdir etmek gerekmekte-dir. Bir ayette bu gerçek şöyle bildiril-mektedir:

“De ki: “Yeryüzünde gezip do-laşın da, böylelikle yaratmayanasıl başladığına bir bakın, sonraAllah ahiret yaratmasını (veya sonyaratmayı) da inşa edip yaratacak-tır. Şüphesiz Allah, herşeye güç ye-tirendir.” (Ankebut Suresi, 20)

www.evriminmikrobiyolojikcokusu.imanisiteler.com

47

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 52: İlmi Mercek Ağustos 2011

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

48

www.evreninvarolusu.com

Bu sitede evrenin her noktasını kaplayan üstün yaratılış de-lillerinden bazı örnekler bulacaksınız. Evrende; insan vücudun-dan gökyüzüne, hayvanlardan denizlerin derinliklerine kadartüm varlık ve sistemlerde son derece üstün yaratılış örnekleribulunmaktadır. Düşünen ve aklını kullanabilen her insan ev-rendeki olağanüstü harikalıklar içeren sistemleri, mükemmeldengeleri sonsuz güç ve akıl sahibi olan Rabbimiz'in yarattığını

anlar. Bunların tümü Allah'ın üstün yaratışının delillerini gösteren birer "iman hakikati", kişiyiimana yaklaştıran ve imanının artmasına vesile olan yaratılış mucizeleridir. Evrendeki bir-birine uyumlu sistemleri inceleyen ve tüm bu yaratılış delilleri üzerinde tefekkür eden hervicdanlı insan, Allah'ın varlığını ve büyüklüğünü açıkça görerek iman edecektir. İman eden-ler de bu iman hakikatleri vesilesiyle Allah'ı daha yakından tanıyacak, O'na duyduklarıiman, sevgi ve korku daha da artacaktır.

www.sabahsohbetleri.com

Sayın Adnan Oktar ile sohbetler, röportajlardan seçme bölüm-ler, belgeseller, röportajlarda yayınlanan kısa filmler, dünyadadine dönüş videoları ve Ahir Zaman ve Yaratılış Gerçeği program-

larının tümünü izleyebileceğiniz bu si-teyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.

www.hadislerdemehdi.com

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde Hz. Mehdi (a.s.)hakkında şöyle buyurmuştur: “Sizden ona kim yetişirse, kar üze-rinde sürünerek dahi olsa ona gelsin. Ona katılsın. Zira o, Hz.Mehdi (as)'dır.” (İbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; İbn Ebi Şeybe, c.

VII, s. 527; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14). İçinde yaşadığımızahir zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış alametlerini, Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerindenokuyabileceğiniz bu site sizler için hazırlandı.

www.derinbilgiler.com

Evrim teorisinin çöküşü, iman hakikatleri ve yaratılış mucizesi,Hz. İsa (a.s.), Hz. Mehdi (a.s.) ve ahir zaman, Kuran ahlakı ve te-fekkür, Türk İslam Birliği, maddenin ardındaki sır, İslamiyet ve din-ler, tarih, politika, strateji, kitap ehli ve peygamberler, gerçekAtatürkçülük ve masonluk konu başlıkları altında hazırlanmış olanve dünyaya bakış açınızı değiştirecek olan web sitelerinin tümünebu siteden ulaşabileceksiniz.

Page 53: İlmi Mercek Ağustos 2011

www.Adnanoktardiyorki.com

49

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Sayın Adnan Oktar'ın gerçekleştirdiği ahir zaman soh-betleri ünlü konukların da katılımıyla sizlerlebuluşmaya devam ediyor. 23 Haziran’daUmut Akyürek ve Oktay Ertuğrul, 29 Hazi-ran’da Müslüm Gürses ve Yunus Bülbül veyine 29 Haziran’da Selin Boronkay’ın katıl-dığı sohbetleri www.harunyahya.tv sitesin-den izleyebilirsiniz. Ayrıca, Sayın AdnanOktar’ın, 9 ve 11 Temmuz’da dünyanın farklı yerle-rinden gelen yüksek dereceli mason misafirleriyle yaptığıcanlı sohbetine de www.harunyahya.tv sitesinden ücretsiz ola-rak ulaşabilirsiniz. Sayın Adnan Oktar’ın sohbetlerini konubaşlıklarına göre de izleyebilirsiniz. Bazı başlıklar şöyledir:

Neml Suresi'nden açıklamalar: Devlet yönetiminde, önde gelenler-den oluşan bir istişare ekibinin olması önemlidir.

Şehit anneleri sakın ağlamasınlar.

Tüm partilerimizin teröre kaşı ortak açıklama yapmaları çok güzel.

Reenkarnasyon, hiçbir ilahi kaynağa dayanmayan batıl bir inançtır.

İnsanlardaki gaflet perdesinin kalkması için telkin çok önemlidir.

Sevgi ruhu olmadan, devletlerin birleşmesi manasız olur.

Teröre karşı çözüm anti-komünist ilmi çalışmadır.

Rahmetli Türkeş, çok dindar bir insandı, onu asla unutturmayacağız.

Hz. İsa (a.s.), Hz. Mehdi (a.s.)'ın en güvendiği insan olacaktır.

Şahs-ı manevi mantığı, İslam aleminde sürekli parçalanmaya sebep olur.

Sanatçıların devlet tarafından desteklenmesi çok önemlidir.

Allah'ın büyüklüğünü anlayan derin bir saygıyla korkar.

Tebliğ yaparken muhabbetle yaklaşmak gerekir.

Şeytanı gafil avlamak çok önemlidir.

Müminlerin evliliği Allah rızasına göre olur.

Şu an bir kurtuluş savaşı yaşanıyor. Milletimiz devletten yana tavrını net göstermelidir.

www.harunyahya.org sitesinden “Röportajlardan Seçme Bölümler” kısmından takipedebilirsiniz.

Page 54: İlmi Mercek Ağustos 2011

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

50

DİNLER TERÖRÜ LANETLER (KİTAP)

20. yüzyıl şiddetin ve terörün yüzyılı oldu. Büyük savaşlar,bölgesel çatışmalar ve çeşitli terör olayları bu yüzyıla damga-sını vurdu. Eğer gereken önlemler alınmaz ve köklü çözümleruygulamaya geçirilmezse, 21. yüzyılda da aynı 20. yüzyıldaolduğu gibi şiddet ve terör devam edecektir. Bunun için te-rörle fikri mücadelenin çok büyük bir hızla ve çok geniş kit-leleri kapsayacak şekilde başlatılmasıgerekmektedir. Söz konusu bu fikri mücadele, ca-hillikten ve şiddetten kuvvet bulan teröristlerle,Allah’a iman eden, şefkatli, sevgi dolu, affedici, mer-hametli ve vicdanlı insanlar arasında gerçekleşecektir.Hangi dinden olursa olsun, iman sahibi her insana çok büyükbir sorumluluk düşmektedir. Yahudiler Eski Ahit’te yer alan ve in-sanlığı barışa ve hoşgörüye çağıran açıklamaları göz ardı etmemeli,tüm Yahudileri terörün karşısında durmaya davet etmelidirler. Hıristiyanlar da Allah’ınhoşnut olacağı güzel ahlakı kendilerine rehber edinerek, tüm Hıristiyanları terörizmlemücadeleye davet etmelidirler. Müslümanlar da Allah’ın Kuran’da öğrettiği güzel ahlakilkelerine daha güçlü sarılmalı ve İslam adına terörizme zemin hazırlamak isteyen çarpıkanlayışlara karşı dikkatli olmalıdırlar. Kuşkusuz bu mücadele, teröre zemin oluşturanideolojilerle fikri alanda yapılacak olan bir mücadeledir. Bir yandan bu ideolojilerin çeliş-

kilerini, bir yandan da hiçbir fikrin şiddetle, baskıyla, zulümle hakim olamayacağını,zorbalığın asla bir güzellik oluşturamayaca-ğını anlatmalıdırlar.

Ücretsiz olarak okumak için: www.ha-runyahya.org sitesinde “Kitaplar” bölü-münü ziyaret edebilirsiniz.

Acrobat pdf dosyası 1,631 KByte

KURAN’DA DUA (BELGESEL)

Allah'a en son ne zaman dua ettiniz? Sa-dece birtakım sıkıntı ve belalarla karşılaşınca mı

Allah’a yalvarıyorsunuz? Yoksa Allah’ı sürekli anıyormusunuz? Dua ettiğinizde Rabbimiz’in size çok yakın ol-

duğunu, sizin fısıltıyla söylediğiniz veya içinizden geçirdiğiniz her sözü işittiğinin bilin-cinde misiniz? İnsanların tamamı duaya muhtaçtır. Fakir ve zor şartlar altında yaşayanbirinin zengin bir insana göre duaya daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünmek, dua konu-

Page 55: İlmi Mercek Ağustos 2011

sunu temelinden yanlış anlamak demektir.Hali vakti yerinde, hayatta tüm istediklerinekavuştuğunu düşünen bir insanın duaya ih-tiyacı olmadığını düşünmek son derece ha-talıdır. Çünkü bu durumda dua etmenin teksebebinin dünyevi arzuların tatmini olduğuanlamı çıkmaktadır. Oysa müminler hemdünya hayatları için, hem de ahiretleri içindua ederler. Dua beraberinde tevekkülü degetirir. Dua eden insan, karşısına çıkabile-cek zor ya da kolay her türlü durumu, tüm

olayları, kainatın Yaratıcısı ve Hakimi olanAllah'ın yarattığını biliyor demektir. Birproblemi çözmenin ya da önlemenin bütünyollarının evrendeki tüm kudretin sahibiolan Allah'a dayandığını bilmek, tüm işleriO’na havale etmek ve sadece Rabbimiz’edua etmek, mümin için bir ferahlık vegüven kaynağıdır.

Ücretsiz olarak izlemek için: www.ha-runyahya.tv sitesinden “İslam Ahlakı” bölü-münü ziyaret edebilirsiniz.

www.Adnanoktarnedemistineoldu.com

51

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Ayrıca internet sitelerinden; 1.357.293 adet kitap, 516.731 adet ses kasedi ve2.126.032 adet film olmak üzere toplam 3.826.102 adet eser ücretsiz olarak indirilmişve 2.118.743 makale ve 531.045 güncel yorum, 709.632 yeni bilgi olmak üzere toplam9.128.187 adet eser incelenmiş ve sadece www.harunyahya.tv’den 2.342.504 adetfilm izlenmiştir.

Geçtiğimiz Ağustos ayı boyunca,

Başta, www.harunyahya.org 3.602.431 kişi,www.harunyahya.com 1.974.630 kişi ,www.harunyahya.net 978.032 kişi ve

www.harunyahya.tv sitesi 2.012.903 kişiolmak üzere tüm Harun Yahya siteleri toplam

15.501.193 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.

Page 56: İlmi Mercek Ağustos 2011

M elatonin hormonu, beynin altmerkezlerindeki hücrelerdeüretilir. Bu hücreler ışığa ve

elektromanyetik dalgalara çok duyarlıdır.Elektromanyetik dalga yoğunluğu arttıkçada melatonin salgılanması azalır. Melato-nin, beyindeki epifiz bezinden özellikle ge-

celeri karanlık ortamda salgılanır. Melato-nin hormonunda görülen en büyük mucizeise bu hormonun salgılandığı dönem vemiktarıdır. Bu, Yüce Allah’ın yaratmasın-daki kusursuzluk ve mükemmelliği bir kezdaha bize gösterir. Beynin küçücük bir böl-gesinde bulunan hücreler, insanın yaşamritmini korumak için adeta büyük bir bilinç

ve titizlikle çalışırlar. Yüce Allah, yaratı-şındaki bu üstünlük için Kuran’da

şöyle buyurmaktadır:“O Allah ki, yaratandır, (en

güzel bir biçimde) kusur-suzca var edendir,

İlmimercek

İNSAN VÜCUDU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

52

❈ Melatonin hormonu nedir?

❈ Melatonin hormonunun görevleri nelerdir?

❈ Bu hormon hayatımızı nasıl etkiler ve eksikliği neleresebep olur?

Page 57: İlmi Mercek Ağustos 2011

‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isim-ler O’nundur. Göklerde ve yerde olan-ların tümü O’nu tesbih etmektedir. O,Aziz, Hakimdir.” (Haşr Suresi, 24)

Melatonin Hormonu Işığa GöreSalgılanırMelatonin hormonunun temel görevi,

vücudun biyolojik saatini ve ritmini ayarla-maktır. Hormonun üretimi gün içinde ışığındurumuna göre değişir. Üretim gece başlarve sabaha karşı durur. Melatonin salgılan-ması genellikle 21.00- 22.00 saatleri ara-sında başlar. En yüksek değerlerine ise02.00-04.00 saatlerinde ulaşır ve 07.00-09.00 arasında sona erer. Gece ne kadaruzarsa, melatonin salgılanması da o kadaruzun sürer.

Melatoninin salgılanması mevsimlik de-ğişiklikler de gösterir. Günler uza-

dıkça üretim azalır,

kısaldıkça artar. Günlerin kısa olduğu kışmevsiminde melatonin üretimi artar ve üre-tim daha erken başlar. Yaz günlerinde iseazalır ve daha geç salgılanır. Beynin küçükkaranlık bir bölgesinde bulunan, dışarıdakikaranlık ve aydınlıktan veya mevsimleregöre gecenin kısalıp uzamasından haberiolmayan bu hücreler ne kadar hormon sal-gılamaları gerektiğini adeta bilirler.

Sonbahar ve kış aylarında, havalarınerken kararmasına ve gecelerin uzama-sına bağlı olarak melatonin salgısındakiartış aslında başka bir hormonun açığınıkapatır. Çünkü mutluluk hormonu olarakadlandırılan serotonin hormonu gündüzveya güneş ışığında artar. Kapalı ve karan-lık yerlerde azalır. Bu hormonun azaldığıkış aylarında melatonin hormonunun sal-gısı artarak ve daha erken üretime başla-yarak serotonin hormonunun eksikliğikapatılır.

Aklı ve bilinci olmayan hormonların bir-birlerinin eksiklerini tamamlaması elbetteçok büyük bir mucizedir. Melatonin hormo-nunun sahip olduğu detaylar ve birbiri içinegeçmiş bu hassas dengeler tek bir gerçeğigöstermektedir: İnsan tek bir seferde ve ku-sursuzca yaratılmıştır. Bu gerçek bir Kuranayetinde şöyle bildirilmiştir:

“Göklerin ve yerin mülkü O’nun-dur; çocuk edinmemiştir. O’na mül-künde ortak yoktur, herşeyi yaratmış,ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyletakdir etmiştir.” (Furkan Suresi, 2)

Melatoninin ÜretimiYaşa Göre Değişir

İnsanda melatonin üretimihenüz bebeklik aşamasındaykenyaklaşık 3. aydan sonra başlar.Bundan önce bebekler melatoninhormonunu anne sütünden alırlar.Yapılan araştırmalara göre, bu hor-mon anne sütünde akşam saatle-

rinde gündüz vaktine oranla daha

www.insanmucizedir.imanisiteler.com

53

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 58: İlmi Mercek Ağustos 2011

fazla üretilir.Anne sütündebulunan mela-tonin hormonu, be-beklerde sancılanma,uykusuzluk ve alerji problemlerini azaltır.Melatonin üretimi 3-5 yaşlarında en yükseknoktaya ulaşır. Üç yaşındaki bir çocuktamelatonin düzeyi 1000 pikogram/ml’dır. Buhormonun bebeklerde ve 5 yaşına kadarçocuklarda yüksek olmasının nedeni bağı-şıklık sistemini güçlendirmesiyle ilgilidir.Henüz yeni doğan ve pek çok bakteri ile vi-rüse karşı bağışıklığı olmayan çocuklarınen büyük savunma aracı bu hormondur.Kuşkusuz şuuru olmayan bir hormonun ço-cukları korumaya çalıştığı düşünülemez.Bu hormonun çocuklarda çok salgılanmasıYüce Allah’ın Dafiğ (Belaları def eden, çe-virici) ve Hafız (Koruyan, gözeten, muha-faza eden) isimlerinin tecellisidir.

Melatonin üretiminde ergenlik öncesibelirgin bir düşüş olur ve gençlerde 100 pi-kogram/ml’ye ulaşır. 35-40 yaşlarına kadarmelatonin üretimi değişmeden kalır. Yaşlabirlikte özellikle 45 yaşından sonra melato-nin üretimi azalır ve ileri yaşlarda melatoninüretiminde yine önemli derecede düşüşolur. Yaşlılarda ise 30 pikogram/ml düze-yine iner. İleri yaşta bu hormonun azalmasıise dünyadaki imtihanının bir gereğidir.Çünkü Yüce Allah kullarının dünyaya bağ-lanmaması ve dünya hayatının geçiciliğinihatırlatmak için bu hormonun üretiminiazaltarak sebepler dahilinde yaşlılığı yarat-mıştır.

MelatoninHormonu İnsan

İçin HayatiÖneme Sahiptir

➔ MelatoninHormonu

HücreSistemini

Yenileyerek,Bağışıklık

Sistemini Güçlendirir

Melatonin, başta kanser olmak üzerehastalıklar üzerinde baskılayıcı etki yapar.Yapılan araştırmalar, gece çalışanların ge-celeri, karanlık ortamların aydınlatılması vemelatonin düzeyinin baskılanması nede-niyle daha fazla kanser riskini taşıdığını or-taya koymuştur. Nitekimmelatoninin kanser engel-leyici bir etken olduğuna dairçok sayıda bilimsel araştırmayapılmıştır. Deneysel olarakmelatoninin birçok tümör tipindebüyümeyi sınırlandırdığı ve tümörü

İlmimercek

İNSAN VÜCUDU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

54

Page 59: İlmi Mercek Ağustos 2011

baskılayıcı bir rol oynadığı da anlaşılmıştır.Ayrıca melatonin, tedavi edici dozlarda

verildiğinde direkt olarak tümör hücreleriniöldürücü etkiye sahiptir. Geceleri melatonindüzeyi düşük olan kişilerin kalp dolaşım ra-hatsızlıklarının olması bu hormonun dola-şım sistemi üzerindeki önemini de ortayakoymaktadır.

➔ Melatoninin TemelGörevi Vücudun BiyolojikSaatini Koruyup RitminiAyarlamaktır

İnsan vücudu her gün aynı saatte oto-matik olarak belirli fonksiyonları yerine ge-

tirir, vücut ısısını değiştirir, hormonlar sal-gılar. Biz bunların çoğunun farkına bile var-mayız. Örneğin bu biyolojik beden saatineuygun olarak vücudumuz akşam saatle-rinde ısı kaybını önlemek için beden ısısınıdüşürür, sabahları ise bedeni günlük akti-vitelere hazırlamak için arttırır. Yani vücutısısı insanlarda, bir günde yaklaşık bir de-rece iner ve çıkar. Bu çok önemli olaylarmelatonin hormonunun salgılanması ilemümkün olur. Beynin özel bir bölgesindeüretilen bu hormon, bedendeki ritmik kim-yasal tepkimelerin yan ürünü olarak oluşanzehirli atıklara karşı da koruyucu bir özel-liğe sahiptir. Ayrıca melatonin hormonustres, sıkıntı ve huzursuzluğu ve ayrıcayaşlanma bulgularını azaltır.

➔ Yüce Allah MelatoninHormonu ile VücudunKendi Kendini Koruma

Mekanizmasını Yaratmıştır

Melatonin hormonu vü-cudumuzun kendini koru-ması için yeterli olan birmekanizmadır. YüceAllah’ın yarattığı bu sis-temde insana düşentek görev, bu mekaniz-maların çalışmasınaengel olmadan destek-leyici davranışlar sergi-

lemektir. İnsanın buhormonun çalışmasını

desteklemek için özel tedbirler alma-sına da gerek yoktur. Bunun için

yapması gereken, geceleri vakitlive düzenli olarak yatıp uyumak

ve vücudun kendini onarmasıiçin beklemektir. Tam karan-lıkta yatıp uyumak, melato-nin salgısını azaltacakdavranışlardan (ışık açıkyatmak, televizyon kar-şısında uyumak gibi)

www.yaratilisvebilimsiteleri.com

55

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 60: İlmi Mercek Ağustos 2011

kaçınmak alınacaktedbirlerdendir. Bu ted-

birleri aldıktan sonra dı-şarıdan melatonin veya

antioksidan ilaçlar almayagerek yoktur. Kendisi için hayati

öneme sahip bir hormonu üretmek için in-sanın hiçbir çaba göstermemesi kuşkusuzYüce Rabbimiz Allah’ın kullarına bahşettiğibir nimet ve lütuftur.

İnsan bütün bir gece uyuyup dinlenirkenAllah’ın emriyle hareket eden melatoninhormonu kendisine verilen emri eksiksizce

yerine getirmek için çalışır ve ertesi günuyandığımızda bedenimizdeki düzeni sağ-lamış olur. İnsanın hiçbir şeyden haberiyokken bedeninin derinliklerinde çalışan buhormon sistemi, Yüce Allah’ın yaratma il-minin örneklerinden biridir. Yüce Allah kul-ları üzerindeki rahmetini ve şefkatini birayette şöyle haber vermiştir:

“İşte Rabbiniz olan Allah budur.O’ndan başka ilah yoktur. HerşeyinYaratıcısı’dır, öyleyse O’na kullukedin. O, herşeyin üstünde bir vekildir.”(En’am Suresi, 102)

İlmimercek

İNSAN VÜCUDU

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

56

Jetlag için Melatonin Hapı:Jetlag sendromu uçakla seyahat sırasında doğu-batı veya batı-doğu yönünde beşten

fazla zaman diliminin geçilmesi sırasında insan vücudunun bu hızlı zaman değişimineadapte olamamasından kaynaklanan biyolojik saat uyumsuzluğudur. Ama uzun süre uy-kusuz kalıp, ertesi gün yine yoğun tempoda işe başlamak ve gün içinde yaşam temposunaayak uydurmaya çalışmak, hatta uzun süre uykusuz araba kullanmak da kısmen de olsajetlaga neden olabilir. Jetlagı önleyen ve biyolojik saati dengeleyen tek faktör ise melatoninhormonudur. Özellikle, pilotlar ve sürekli yolculuk yapmak zorunda kalanlar, vücut saatinidengeleyen bu hormonu güçlendirmek için ilaç kullanırlar. Ancak vücutta doğal olarak üre-tilmesi yerine dışarıdan alınan bu madde zararlı olabilmektedir. Çünkü normal şartlardakandaki seviyesi sadece geceleri yükselen bir hormonun, içilen ilaç nedeniyle gündüz sa-atlerinde de kanda yüksek seviyede bulunması vücuda zarar verebilir.

Allahʼın bir rahmeti olarak ilk var olduğumuz andan itibaren bu hormon, olması gerekenzamanda ve vücudun ihtiyacı kadar üretilir. Yüce Allah göklerde ve yerde gerçekleşen herolaya hakimdir ve herşey Oʼnun kontrolünde gerçekleşir:

“Göklerde ve yerde bulunanlar Oʼnundur; hepsi Oʼna ̒ gönülden boyun eğmişʼ bu-lunuyorlar. Yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan Oʼdur; bu Oʼna görepek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce misal Oʼnundur. O, güçlü ve üstün olan-dır, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Rum Suresi, 26-27)

Uzmanlar uyku zamanı olarak en ideal olan vaktin gece uykusu olduğunubelirtmektedirler. Her türlü uyku bozukluğunda dahi gündüz uykusu iletakviye yapmayı tavsiye etmemekte, gece uyumanın önemi üzerindedurmaktadırlar. Hücre yenilenmesi ve hormonal reaksiyonlar sadece gece-leri meydana geldiği için, bilinenin aksine öğle uykusunun büyük bir katkısıyoktur. Çünkü beynimizin salgıladığı melatonin hormonu hava karardıktansonra üretilir. Cildin yenilenme işlemini bu hormon başlatır. NitekimRabbimiz olan Yüce Allah Kuran’da bu duruma şöyle dikkat çekmiştir:

“O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü deyayılıp-çalışma (zamanı) kılandır.” (Furkan Suresi, 47)

Page 61: İlmi Mercek Ağustos 2011

Saffat Su-resi, Kuran’ı Ke-

rim’in 37. Suresidir.Mekke’de indirilmiştir ve

182 ayetten oluşmaktadır.Sure adını ilk ayette geçen

“es-Saffat” kelimesinden almış-tır. Saffat, sıra sıra dizilenler, saf

saf duranlar demektir. “Saflar halinde dizilenlere an-

dolsun, Haykırıp sürükleyenlere,Zikir okuyanlara, Tartışmasız, sizinİlahınız gerçekten Birdir. Göklerin,

yerin ve ikisi arasında bulunanlarınRabbidir, doğuların da Rabbidir.”

(Saffat Suresi, 1-5)Saffat Suresinde başlıca, melekler-

den, cinlerden, kıyamet ve ahiret olay-larından söz edilmekle beraber Hz. Nuh

(a.s.), Hz. İbrahim (a.s.), Hz. İsmail(a.s.), Hz. İshak (a.s.), Hz. Musa(a.s.), Hz. Harun (a.s.), Hz. İlyas

(a.s.), Hz. Lut (a.s.) ve Hz. Yunus(a.s.) peygamberin kıssalarına

yer verilmektedir.

Allahtarih boyuncayaşamış olan tümtoplumlara kendibildirdiği din ah-lakını tebliğ edecek pey-gamberler göndermiştir.Kuran’da da dikkat çekildiğigibi, bu peygamberlerin tüm dav-ranışları, ahlaki özellikleri, müminleriçin örnektir. Allah, müminlere pey-gamberleri örnek almayı tavsiye et-miştir. Kuran’da peygamberle ilgiliolarak anlatılan her olay kuşkusuz tümmüminlerin hayatı için de aydınlatıcı veyol göstericidir.

Bu surede ayrıca, inkarcıların kıya-met günü yaşayacakları, sevginin Allahiçin olacağı, bütün övgülerin Allah’ayapılması gerektiği, yeniden dirilişeiman, her zaman Allah’ın ordularınıngalip geleceği, İttihad-ı Islam’ınönemi konuları da anlatılmaktadır.

www.Kurantefsiri.tv

57

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 62: İlmi Mercek Ağustos 2011

H üseyin Hilmi Işık Efendi, 8 Mart1911 tarihinde İstanbul’da EyüpSultan’da doğmuştur. Eğitimine

beş yaşında, Eyyüb Câmii ile Bostan iske-lesi arasındaki Mihri Şah Sultan ilkoku-lunda başlayan Hüseyin Hilmi IşıkEfendi, burada Kuran-ı Kerim’ihatmetmiş, 1924 senesindeise Reşadiye numune mek-tebini birincilikle bitirmiştir.

Hüseyin Hilmi IşıkEfendi’nin, tüm öğrenimhayatı başarı ile geçmiş-tir. Halıcıoğlu Askerî Li-sesi giriş sınavlarınıkazanmış, henüz ilk sene-sinde birincilik sağlamıştır.Hüseyin Hilmi Işık Efendiaskeri liseyi de birincilikle bi-tirmiş, askeri tıbbiyeye seçilmiş-tir. 1932’de eczacılık fakültesindenyine birincilikle ve teğmen rütbesiylemezun olmuştur.

Gülhane hastanesindeki stajını tamam-ladıktan sonra, askeri tıbbiyeye müfettiştayin edilen Işık, 1936’da İstanbul Üniver-sitesi Fen Fakültesi’ni bitirerek Türkiye’ninilk kimya yüksek mühendisi olmuştur. 27Mayıs 1960 ihtilalini takiben ise kıdemli

albay rütbesiyle emekliye sevk edilmiş-tir.

Arapça, Farsça, Fransızcave Almanca dillerine hakim olan

Hüseyin Hilmi Işık Efendi,

Vefa, İstanbul İmam-Hatip, Cağaloğlu veBakırköy Kız Meslek Liselerinde, ayrıca ol-gunlaşma kurslarında kimya, fizik, mate-matik, Almanca ve Fransızca derslerivermiş, 1962 yılında ise Yeşilköy’de Mer-

kez Eczanesini açmıştır.Hüseyin Hilmi Işık 1929 yılında

Süleymaniye Medresesi müderris-lerinden Abdülhakîm Arvâsî’ iletanışmış ve 14 sene boyuncakendisinden ders almıştır. Ho-casının vefatından sonra iseoğlu Kadıköy müftüsü AhmetMekki Üçışık’tan ilim öğren-meye devam etmiştir. 1953 yı-lında ise kendisinden ders

okutma ve kitap yazma husu-sunda mutlak icazetname almış

ve çok sayıda kitap telif etmiştir.Bazı kitaplarında Sıddık Gümüş

müstear ismini kullanmıştır. 26 Ekim 2001 tarihinde vefat ederek

Eyüp Camiinde kılınan cenaze namazınınardından Eyüp Sultan’da toprağa verilenHüseyin Hilmi Işık Efendi’ye Allah’tan rah-met dileriz...

Sayın Adnan Oktar’ın Röportajların-dan Hüseyin Hilmi Işık HocamızınMehdiyet hakkında açıklamalarıADNAN OKTAR: ... “İnsana Allah-u

Teala’nın sevgisine kavuşturan yol ikidir.”Bunu Hüseyin Hilmi Işık Hocamız söylüyor,

İlmimercek

İSLAM ALİMLERİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

58

Page 63: İlmi Mercek Ağustos 2011

Saadet-i Ebediyye’de. Hüseyin Hilmi IşıkHocamız, o da benim mürşidimdir, o daNakşibendi şeyhidir.

O, çok değer verdiğim bir şahıstır, liseyıllarında, üniversite yıllarında sürekli onunkitapları ile biz ilgilenirdik, okurduk, bilgile-nirdik, maşaAllah. Çok samimi, çok can-dan, muhterem, mübarek bir insandır.

Bakın diyor ki: “Birisi nübüvvet yoluolup, aslın aslına kavuşturur.” Bak; aslınaslına kavuşturur. “Ashab-ı Kiram’ın hepsibu yoldan vasıl oldular. Sonra gelenler pekaz zevat da bu yoldan ermiştir.”

“Bu yolda sebebe vasıtaya,” yani mür-şide, şeyhe ihtiyaç yoktur. Tarikate ihtiyaçyok. Bakın; “sebebe vasıtaya lüzum yoktur”diyor. Şeyh yok, mürşid yok. Yani tarikatyok.

“Bir kamil ve mükemmilin sohbetindekemale geldikten sonra”, yani bir şeyhefendinin, mesela değerli bir şeyh efendi-nin herhangi bir sohbetinde; çay sohbetiolabilir, yemek sohbeti olabilir, onun sohbe-tinde bir dakika, iki dakika bile bulunmuşolsa, “Sohbetinde kemale geldikten sonrakemale gelir” diyor Allah. Yani kalbinde birhareketlenme oluyor. “Kemale geldiktensonra, feyzini aslından alıp ilerler”.

Şeyh Efendiden almıyor artık, “aslındanalıp ilerler” diyor...

Dolayısı ile bütün tarikatlar Hz. Mehdi(a.s.)’da toplanıyor. Başta Nakşibendi Tari-kati olmak üzere, en büyük Nakşibendi ha-lifesi olacaktır Hz. Mehdi (a.s.) ve büyükŞazeli ve en büyük Kadiri ve 12 imamın dahalifesi olacaktır, inşaAllah. Ve bütün insan-lığa sevgi, saadet, mutluluk, bereket, bol-luk, huzur, güven, neşe ve sevinçverecektir, inşaAllah... (Sayın AdnanOktar`ın 7 Ekim 2010 tarihli Kaçkar Tv veKahramanmaraş Aksu röportajından)

Hüseyin Hilmi IşıkHocamız MektubatTercümesi’nde Hz. Mehdi (a.s)’ın2. Binde geleceğiniortaya koymaktadırADNAN OKTAR: ... Şimdi bu kitap

Mektubat Tercümesi. Rahmetli HüseyinHilmi Işık Hocamızın, tercüme ettiği eser.Şimdi bu kitabın 344. sayfasını açıyoruz.

“Bu ümmetin sonu, Peygamberimiz(s.a.v.)’in vefatından bin sene sonra yaniikinci bin ile yani 1011 Hicri senesindebaşlamıştır. İkinci bin başında, İslami-yet’ini kuvvetlendirmektedir. Bu sözümüzüispat etmek için kuvvetli şahit olarak, Hz.İsa (a.s) ve Hz. Mehdi (a.s)’a gösteririz.”

Bakın “Bu ümmetin sonu, Peygamberi-miz (s.a.v.)’in vefatından bin sene sonra”diyor Hüseyin Hilmi Işık. Bak “vefatındanbin sene sonra yani ikinci bin ile”, onun ak-lının almaması ihtimaline karşı Hocamız birde parantez içinde açıklamada yapmış,“yani 1011 Hicri” parantezi kapatmış, yani1011 Hicri senesinde başlamıştır. Nasıl olu-yormuş? 1011’de başlıyormuş. İkinci binbaşında, “İslamiyet’i kuvvetlendirmektedir”.Allah-u Teala bu dini, kıyamete kadar de-ğiştirmeyeceğini, din karşıtlarının çalışma-larına rağmen bozulmadan koruyacağıiçin,” diyor, çok güzel bir üslubu vardır Ho-camızın, “gelenlerin tazelikleri, kuvvetlerisondakilerde görülmekte, böylece ikinci binbaşında İslamiyet’i kuvvetlendirmektedir.Bu sözümüzü ispat etmek için kuvveteşahit olarak, İsa aleyna bina aleyhissalatuvesselam.” İkinci binde İsa (a.s.) geliyor.(Sayın Adnan Oktar`ın 13 Ocak2011 tarihli Kaçkar Tv ve Kah-ramanmaraş Aksu Tv rö-portajından)

www.alimlerdenguzelsozler.com

59

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 64: İlmi Mercek Ağustos 2011

G üney Amerika’nın en uzun nehriolan Amazon Nehri ve kollarında30 piranha türü yaşar. 6.437

km’lik uzunluğuna sahip tek bir akarsuda30 farklı türün yaşaması Yüce Allah’ın tekbir nehir üzerinde yarattığı çeşitlilik sana-tına örnek oluşturur. Bu farklı türlerden çokazı kuraklığın baş gösterdiği dönemlerdefilmlere konu olan saldırı özelliklerini gös-terirler. Fakat Yüce Allah piranhaların buözelliği göstermesinde de hayır ve hikmetyaratmıştır.

Piranhalar Yüce Allah’ın BahşettiğiHassas Algıları ve Organları ileAvlanabilirlerBelgesellerde avlanma şekilleri detaylı

olarak gösterilen piranhalar pek çok insaniçin ürkütücü olabilmektedir. Oysa sadeceGüney Amerika’da yaşayan bu canlılar,Yüce Allah’ın tüm detaylarla birlikte özelolarak yarattığı mükemmel özelliklere sa-hiptirler.

İlmimercek

HAYVANLARALEMİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

60

➔ Piranhalarkoku alma veişitme duyuları ileavlarının yerini nasılbulurlar?

➔ Bu etçil canlıların diş veçene yapıları nasıldır?

➔ Sadece Güney Amerika’dayaşayan bu canlılar, salgınhastalıkları nasıl engellerler?

Page 65: İlmi Mercek Ağustos 2011

Piranhaların Diş ve ÇeneYapıları Avlanmaya UygunOlarak YaratılmıştırPiranhalar son derece keskin ve sivri

dişlere sahiptir. Yüce Allah bu balıkların dişve çene yapılarını kusursuz bir avcı olma-ları için özel olarak yaratmıştır. Piranhalarındişleri çenelerde bulunan elastik dokularıniçerisine gömülü olarak bulunur. Dişler,dudak derileriyle örtülmüştür. Bu deri yu-karı kaldırıldığı zaman ustura keskinliğin-deki üçgen dişler ortaya çıkar. Balık ağzınıkapattığında, kama şeklindeki alt ve üstdişler bir fermuar gibi kilitlenir.

Piranhaların dişleri ve bu dişlerle avı ya-kalama yöntemi köpekbalıklarına benzer.Balık, dişlerini avına geçirdikten sonra fer-muar gibi kilitlenen keskin dişlerini, hızlıkuyruk hareketleriyle daha da keskinleştirir.Bu güçlü çenesi ve dişleri vesilesiyle, herbüyüklükte avı rahatlıkla yakalayabilir.

Yaratılışları gereği balıkların pekçok kara hayvanının sahip olduğupençe, ön ve arka ayaklar gibiuzuvları bulunmaz. Zaten sudayaşayan bir canlının bu türorganlara ihtiyacı da yok-

tur. Fakatbeslenmesi ve

yaşamını devamettirebilmesi için

Yüce Allah onlarapençe, kol ve bacaklar ye-

rine güçlü bir çene ve keskinsivri dişler bahşetmiştir. Sonsuz

şefkat sahibi Rabbimiz her canlıyıihtiyacına yönelik olarak yaratmış-

tır. Kuran’da bu gerçek şöyle haber ve-rilmektedir:

“Ben gerçekten, benim de Rabbim,sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkülettim. O’nun, alnından yakalayıp-de-netlemediği hiçbir canlı yoktur. Mu-hakkak benim Rabbim, dosdoğru biryol üzerinedir (dosdoğru yolda olanıkorumaktadır.)” (Hud Suresi, 56)

Koku Hisleri OldukçaGelişmiştirBu canlıların üstün yaratılış özellikleri

sadece dişleri ile sınırlı değildir. Kan ve çü-rüme kokusuna karşı da oldukça hassastır-lar. Tüm canlıları bulundukları ortamauygun özelliklerle var eden Yüce Allah, bucanlıları da ihtiyaç duyacakları koku almaözelliğine sahip olarak yaratmıştır.

Piranhaların koku alma konusundakihassasiyeti Amazon nehrinin genel yapısın-

www.detaysanati.com

61

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 66: İlmi Mercek Ağustos 2011

dan kaynaklanır. Bunehirde şiddetli yağ-

murlar nedeniyle topraktabakası taşınır. Bu yüz-

den nehir genellikle bulanık-tır ve görüş uzaklığı 10 cm’yi

aşmaz. Yüce Allah’ın bu canlılara bahşettiğihassas koku alma özelliği sayesinde piran-halar bu bulanık sularda avlarını kokusun-dan tanırlar. Nitekim bilim adamları, aynıköpekbalıkları gibi, piranhaların da hassaskoku alma özellikleri sayesinde kanı, 1/1,5milyon oranında sulandırılmış haliyle bileseçebildiklerini belirlemişlerdir. Sonsuz şef-kat sahibi Rabbimiz Kuran’da şöyle buyu-rur:

“Sizin yaratılışınızda ve türetip-yay-dığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir

kavim için ayetler var-dır.” (Casiye Su-

resi, 4)

Piranhalar Mükemmel Birİşitme Duyusuna SahiptirPiranhalar bulanık sularda yaşadıkları

için hassas koku alma özellikleri yanındaoldukça gelişmiş işitme duyusuna da sa-hiptir. Yüzen balıkların düşük frekanstayaydıkları karakteristik yüzme hareketlerises dalgaları oluşturur. Bu ses dalgalarısuyun altında, havadakinden yaklaşık 5 katdaha hızlı yayıldığı için, piranhalar, çırpınanyaralı balıkların oluşturdukları yüksek fre-kanslı basınç dalgalarını en bulanık su-larda bile çok kısa sürede algılar veavlarına doğru hızla hareket ederler.

Piranhaların Hayati Görevi:Salgın Hastalıkları ÖnlemeAmazonlarda, yağışlı dönemde su bas-

kınları olur. Fakat yağışlı mevsimin dışındada zaman zaman su baskınları yaşanır.Ayın yeniay ve dolunay dönemlerinde ikikez, Atlantik Okyanusu’nun kabaran sularıkıyıdan içeriye doğru yayılır ve nehir suyu-nun akış yönünü değiştirir. Denizin etkisiyle

kabaran dev dalgalar, anakaranın700 kilometre kadar içine girebi-

lir. Nehir normal seviye-

İlmimercek

HAYVANLARALEMİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

62

Page 67: İlmi Mercek Ağustos 2011

sinde akarken, bu dev dalgaların karanın içkısımlarına ulaşmasıyla kilometrelerceuzaklıkta yaşayan hayvanlar boğularak ya-şamlarını kaybederler. İşte nehrin yüze-yinde kalan ve çürüme sonucu salgınhastalıklara neden olabilecek olan hayvan-ların ölü bedenleri piranhalar tarafından te-mizlenir.

Eğer piranhaların bu özelliği olmasaydınehrin taşmasıyla yaşamlarını yitiren hay-vanlar, suyun içinde çürüyecek ardındanortaya çıkan mikroorganizmalar, bu sıcakbölgede bulaşıcı hastalıklara neden ola-

cak, yaralı ve hasta hay-vanların yanı sıra insanlar

da mikroorganizmaların yay-dığı hastalıklar sonucu yaşamla-

rını yitireceklerdi. Fakat YüceAllah’ın kurduğu kusursuz dengehem nehrin ekolojik yapısını koru-makta hem de meydana geleceksalgın hastalıkları önlemektedir.

Kuşkusuz bu örnek, Yüce Allah’ındünyada yarattığı kusursuz düzeni

bir kez daha kanıtlar. Rabbimiz’inyaratmasındaki kusursuzluk Kuran

ayetlerinde şöyle haber verilir:

“O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’(mutabakat) içinde yedi gök yaratmışolandır. Rahman (olan Allah)ın yarat-masında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuz-luk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü)çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık(bozukluk ve çarpıklık) görüyormusun? Sonra gözünü iki kere dahaçevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bul-maktan) umudunu kesmiş bir haldebitkin olarak sana dönecektir.” (Mülksuresi 3-4)

www.Allahinsanati.imanisiteler.com

63

Ağustos 2011, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Amazon nehrinde yaşayan piranhalar ihtiyaç duyacakları vücutşekillerine, bedenlerindeki farklı işleyiş mekanizmalarına ve kendilerini

savunacak çeşitli teknik donanıma Yüce Allah’ın dilemesiyle sahipolmuşlardır. Bu canlılar sahip oldukları hiçbir özelliği kendi kendilerine

kazanmamışlardır. Birbirinden hayret verici işleri yapmayı akledenler bucanlıların kendileri değildir. Yapacakları işleri tesadüfen öğrenmiş de

değildirler. Yaptıkları herşeyi, kullandıkları avlanma yöntemlerinionlara öğreten, sahip oldukları herşeyi onlara veren, üstün akıl ve

güç sahibi olan Yüce Allah’tır. Bizi ve diğer bütüncanlıları Rabbimiz en güzel şekilde yaratmıştır.

Bir ayette şöyle buyulur:

“Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlı-larda kesin bilgiyle inanan bir kavim için

ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 4) 

Page 68: İlmi Mercek Ağustos 2011

Güney Amerikaʼda, genellikle küçük ba-lıklar, çalı karidesleri, hayvan cesetleri yada böceklerle beslenen 30 piranha türüyaşar. Bunlar içinde sadece kırmızı vesiyah piranhalar (en tehlikeli olarak bilinentürler) saldırgandırlar.

Piranhalar genellikle de kuraklık dö-nemlerinde yaşam alanlarının daralmasıylaya da canlıların kanayan yaraları olduğutakdirde saldırgan bir tavır gösterirler.Ancak piranhaların saldırganlıkları, bolyağmur yağdığı ve Amazon nehrinin su se-viyesi 15 metre kadar yükseldiği dönem-lerde son bulur. Çünkü çevredeki tropikormanlar sular altında kalır. Bu dönemdeher yer bol miktarda yiyecekle doludur. Pi-ranhaların hiçbir tehlike oluşturmadığı budönemde Amerikan yerlileri piranhalarladolu sularda rahatlıkla yüzebilirler. Fakat bugörünüm kurak mevsimlerin gelmesiyle bir-

likte değişir. Kurak mevsimde küçük nehir-ler daralır, büyük nehirlerin su seviyesidüşer ve her yerde içinde balıkların, kay-manların (Güney Amerikaʼda yaşayan birtimsah türü) ve nehir yunuslarının tutsakkaldığı lagünler, su birikintileri ve kilomet-relerce uzunlukta kıyı gölleri oluşur. Yiye-cek kıtlığı piranhaların suyun içindehareket eden her şeye saldırmalarınaneden olur.

Yüce Allah, tüm can-lıları yaşamları için mutlak

şart olan üstün özelliklerlebirlikte yaratmıştır. Öğrendiğimiz

zaman bizi hayrete düşüren tüm bu özellik-ler, Allah’ın her şeye Kadir olduğunun, ben-zersiz yaratışının ve sonsuz gücününörneklerinden biridir.

Piranhalar da sahip oldukları duyularıve diğer organları ile bulundukları ortamdason derece rahat bir şekilde yaşamaktadır-lar. Bu canlılar kuraklık ve yağış dönemle-rinde farklı davranışlar sergileyen özelliklerive yaşadıkları nehirleri temizlemeleri ileYüce Allah’ın yaratma sanatına örnek oluş-tururlar.

El bet te ki can lı la rın her davranışı, sahipoldukları her özellik Yü ce Rabbimiz’in ilmive üstün aklı ile gerçekleşir. Son suz mer -

ha met ve ilim sa hi bi Yü ce Al lah, can lı larüze rin de ki il mi ni ayet te şöy le bil dir mek te -dir:

“Si zin için hay van lar da da el bet teib ret ler var dır ” (Nahl Su re si, 66)

İnsanlara düşen hayvanlardaki muhte-şem yaratılış delillerini görebilmek ve buvesileyle Allah’ın kudretini hakkıyla takdiredip O’nu övgüyle yüceltebilmektir. Birayette Rabbimiz’in yaratış ilmi şöyle haberverilmiştir:

“Allah, her canlıyı sudan yarattı.İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yü-rümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürü-mekte, kimi de dört (ayağı) üzerindeyürümektedir. Allah, dilediğini yaratır.Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yeti-rendir.” (Nur Suresi, 45)

İlmimercek

HAYVANLARALEMİ

İlm

i Mer

cek,

Ağu

stos

201

1

64

GÖKLERİN VE YERİN YEGANE SAHİBİ OLAN ALLAH ÇOK YÜCEDİR

Piranhalar Yüce Allah’ın Çeşitlilik Sanatına Örnek Oluşturur: