ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015....

19
D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 64 (1, 2) 2 O AGUSTOS 1990 YIL: I953 II, SAYI: 2-3 G ILAHiYAT FAKÜLTESi ···.n.::· o.. .. . -- - .. ·'!c ANKARA FAKÜLTESi ÜÇ AYDA ÇlKARILIR FEYZ VE GÜNEYMATBAASI-ANKARA 5 3

Transcript of ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015....

Page 1: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 64 (1, 2)

2 O AGUSTOS 1990

YIL: I953 CİLT: II, SAYI: 2-3

G • •

ILAHiYAT FAKÜLTESi ···.n.::· o.. n.·~·.·· .. hı··s· . ·ı· ~~~- -- - ..

·'!c

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ti.MııYAT FAKÜLTESi TARJ{FİNi>~ ÜÇ AYDA BİR ÇlKARILIR

FEYZ VE GÜNEYMATBAASI-ANKARA

5 3 -~----

Page 2: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2)

FATİH SULTAN MEHMET

VE VENEDİKLİ RESSAM GENTİLE BELLİNİ

NURULLAH BERK

Yenedildi resSam Gentile Beliini'nin Istanbula gelişi" yalnız sanat tarihinin değil., siyasi ve sosyal tarihin de haurı sayılır hadiselerinden biridir. Şarkın büyük bir İslam hükümdan, Batı dünyasına dönerek ora sanatile ilgilenmiş, belki de kendi ülkesinin ressamlığına yeni bir görüş aşılamak kaygısiyle_, kudretli bir Hristiyan ressarnma el uzatrrnştı. Fatih'in, din tefsircilerinin günah saydıklan bir telenilde kendi portresini yaptırması_, Hfikümdann Ümanizma ruhunu belli

etmektedir. Beliini'nin gelişi, iki zıt sanat dünyasını birbirine bağlamış, Avrupa resim tekniğini Türkiyeye getiren ilk adım olmuştur.

İtalyan Rönesans hareketinin en verimli devresine rastlayan Fatih çağı .. aynı zamanda-' Türk kültür ve sanatımn yeni yollar kavşağıdrr. Bu bakımdan, XV inci yüzyılda, İtalya ile Türkiye,

aynı sosyal kud:ede olduğu kadar eşit bir sanat yaratıcılığile de birleşiyorlardı.

Fatih Sultan Mehmet, aydın ve meraklı mizacı, sanatseverliği_, dar düşünüş sistemlerinden

nefretileJ İtalyan Rönesansının ümanist prenslerinden de üstün bir şahsiyetti. İslfu:n dünyas:ımn plastik sanatlar hakkındaki kayıtlarını kaldırmak, hiç olmazsa onları gevşetmek, yeni yollardan geliştirmek arzusu .. onu, XV uncu yüzyıldan bu yana kaydedilen sanat hareketlerimizin bir ku­rucusu olarak empoze etmeye yeter genişliktedir.

Bu küçük makale .. Fatih Sultan Mehmetle ressam GentHe Beliini'ni tarihi karşılaşmalarına yeni bir göürş getiı:mek, konunun karanlık kalmış taraflarını aydınlatmak iddiasında değildir. Bu denemenın tek meziyeti, Fatih'le Bellini'yi, kuvvetiice krokiler halinde birbirlerine· yaklaştır­

masında, barışurmasındadır. Gerçek, içten duygularla kaynaşmış ve sevişmiş olan büyük Hüküm­darla ünlü ressama, sallifeler arasında eşit haklar vererek, her iki portreye olanca canlılığını vermek istedik. Eğer bu kaygımızda bir ilim adamının pozitif çalışma tarzından fazla bir ressamın hissi

ve heyecanile hareket ederek yanlışlar yaptıksa .. kusurlarımız bu heyecanımıza bağışlansın.

GENTİLE BELLİNİ

Venediğin siyasi ve sosyal tarihi gibi_, sanat tarihi de kendine has hususiyetlerle doludur. İtalyan siteleri arasında benzerine rastlanmayan kanallar şehri .. Rönesans hareketiİıe en geç katılan, katılınca da bambaşka renkler ve şekiller yaratan bir tesirler ve cereyanlar kavşağı oldu.

Venedik_, XIV üncü yüzyılın sonlarına kadar Bizans sanatının bir devamcısı kalınışn. Şehrin bir çok abidesinde çalışan Bizanslı ustalar, ressamlar .. mozayıkcılar, <(Adriyatiğin İncisiı>ne öteki

İtalyan şehirlerinden kuvvetle ayrılan bir karakter aşılamışlardı.

Ama Venedik) Rönesans hareketine katılırken, gelişme mayasınıJ tohumunu sade Bizanstan

ıılmış değildi. Bu jehir, Ortaça~ barb~r hristiyaıılı*ile Asyanın mistisişmasını, İslam felsefesile

Page 3: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 78 (1, 1)

I44 NURULLAH BERK

eski Yunanm paganizmasını kendi bünyesi içinde sentez haline getirebilm.işti. Venedik, bu liman şehri, karadan ve denizden bütün tesirlere, bütün fikir ve sanat cereyanlarma açık bir kapı idi.

Gran-Canale'nin ağzında, Dojlar sarayına, San-Marea kilisesine ve meşhur Campanile ku­

lesine bakan rıhnma balat bağlayap Venedik kalyonları Asya ile Avrupayı burada birleştirir_, kay­naştırırdı. Bir tek şehirde, bir tek sosyal toplulukta eriyen, kaynaşan, bağdaşan cereyanların kris­talleçmesi neticesinde Venedik, Doğu ile Batıyı sentez haline getiren eşsiz bir sanata sahip oldu.

Bu sanat doğduğu zan:ıan XV inci yüzyılın başı idrak edilmişti. Venedik gerçekten geç kal­mıştı. Roma'da, Floransa'da_, kendi yanıbaşında Padova'da, Sienna'da ve daha bir çok İtalyan sitesinde resim ve lıeykel sanatları haylı büyük şahsiyetler görmüşken Venedik, hala_, Bizanslı ikon ustalarının donuk., arkayık s~atile avunuyordu. Resimde böyle geri olan Venedik~ hele hey­kelde tamamile acemi idi. Büyük freskler yaptırmak, prenslerine ve cenk adamlarına abidc dikmek istediği zaman öteki İtalyan şehirlerinden sanatkar çağırmak zorunda kalıyordu (a).

Venedik ressamlığının temelini atan adam Gentileve Giovanni'nin babal•arı Jacobo Beliini'dir Bizans ustalarının ikon tarzına son veren bu ressam Istanbul fethinden 25 yıl kadar evvel Venedikte büyük bir şölırete kavuşmuş_. şehrin baş ressamlık payesine erişmişti. Jacopo Bellini'nin kudretin. sayısı bugün pek az yağlı boya tablolarından ziyade_. bir kaç desen albömünden ölçebiliyouz.

Eskidenberi VenedLltte hüküm süren bir gelenek gereğince~ kadınlar, ilk evHitlan doğunca vasiyetnamelerini de yazarlarmış. Jacoponun karısı Anna Beliini vasiyetnamesini 1429 da yaz­dığına göre Gentile'nin o yıl doğmuş olduğu muhakkak sayılıyor. Fatihin portrecisinin çocukluğu nerelerde ve nasıl geçti? Bu bakımdan malumat lıaylı noksandır. Gentile her halde yirmi yaşına kadar Venedikte kaldı ve bu müddet içinde babasının atölyesinde çalışarak yetişti.

Bugün Venedikte, San Marea kilisesinin hazine dairesinde bulunan dört büyük levha Gentile'­nin ilk eserleri biliniyor. Bunlar, azizlerden Theodorus_. Francescus, Hieronimus'le Venedik şeh­rinin patronu sayılan Marcus'ün abidevi portreleridir. Henüz acemlce olan ve fresk tekniğile

çalışılmış olan bu resimlerde Gentile_. babası Jacopo'nun tesiri alundaclır. Buna karşılık, ({Acadeınia» müzesinde, GentHe'nin olgunluk eserleri arasında bulunan 1465 tarihli büyük bir desen, sonralan varacağı olgunluğu gösteriyor. Bu eser, Patrik Lorenzo Gustiniani'nin tek renkle yapılmış profil portresidir. Bu azametli resimde Gentile, uzun yillardan sonra Fatih Sultan Mehmed'in tasvirinde sentez ve üslup kudretinin tohumlarını atmış bulunuyor.

1466 dan sonra Gentile_. Venedikte_. babasımn yerini tutmuşJ şehrin ünlü bir ressaım olmuştu. Portre_. dekorasyon_. klise resmi gibi bol siparişleri karşılayamaz hale gelmişti. Venedik Cumhu­riyeti_, sevdiği ve tuttuğu sanatkiirları az zamanda zengin edecek imldlnlara sahip bereketli bir belde idi. Gözde ressamlar, mimarlar, dekoratörler_. sanat ustaları, bankalarda_. borsalarda_. ticaret müesseselerinde hisse ve pay sahibi olur, tellilllıkJ simsarlık bile ederlerdi. Kendilerine cemile olmak üzere verilen bu gibi 'işlerde hemen hemen hiç çalışmaz, buna karşılık hay h kazanç sahibi olurlardı.

Dojlar sarayının Büyük Kurultay salonunun dıvarlarını süsleyen ve 1422 de Gentile da Falı­riana ile Pisanello tarafından resmedilen freskler bozulmaya, dökülmeye başlamşıtı. İtalyanın öteki büyük şehirlerinde~ klise dıvarlarına ve sarayiara fresk tekniğile yapılan dekorasyonlar hiç bozulmazken, bina temelleri su içinde olan Venediğin rütubedi havası bu resim tarzına zarar veriyordu.

Gentile Beliini 1474 de, artık tamamile dökülmeye yüz tutmuş Dojlar sarayındaki freskleri tamirle vazifelendirildi. Dojluk_, ressama bir cemile olmak üzere_. <<Fondaco dei Tedeschiıt denilen Alman ticaret evinde kendisine bir <<sarraflıkı> işi veriyor ve yılda 120 düka aylık bağlıyordu. Bundan başka tessam «Venedik Cunıhuriyeti Baş Ressamıı> vayesine deeı:işmiş bulunuyordu. Venedik

Page 4: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 78 (1, 2)

FATİH SULTAN MEHMET VE BELLİNİ I45

lcaıiunları gereğince bu makama erişen_, resmi siparişleri yerine getirmek ve yeni Doj'lann ·portre­lerini yapmak mecburiyerinde idi.

Gentile Bellini 1479 da Istanbula hareket ettiği zaman Dojlar sarayındaki restorasyon işleri daha bitmemişti. Centile_, ince_, titiz bir çalışmayı emreden bu işi kardeşi Giovanni'ye bırakmış, kalyona binerek Istanbul yolunu tutmuştu.

Beliini'ler hakkında küçük_, fakat pek özlü bilgilerle dolu bir kitap yazalı Emile Cammaerts_, ress~ Istanbula gelişi hakkında şöyle yazıyor :

<(Gentile Beliini'nin Istanbul sarayına yaptığı ziyaret, Ortaçağın sonunda medeni dünyada rağbet gören his ve fikir becayışlerinin dikkate değer yeni bir tezabürü idi. Uzun müddet Venedik sanatını tesiri altmda bırakan Bizans bölgesi .. bu sefer de Adriyatik sitesinin tesirine girmek isti­yordu. Türk ceng§.verleri_, Rimini ve Ferrara saraylarımn ince zevkini_, debdebesini, lüksünü kendi saraylarında da kurarak, Büyük İskender'ler__, Cezar'lar gibi, askeri dehaların sanat severlikle kaynaştırmak istiyorlardı. Fatih Sultan Mehmet, cenk ~damı olduğu kadar fikir adamı da olabi­lecek çapta bir şahsiyetti. Yunan ve L§tin klasilderini Türkçeye çevirtmişti. Dünya felsefeleri, dinleri üzerinde derin incelemelerde bulunmU§tu. İran sanatını sever, şiirini ezbere bilirdi.ıı

Gentile I48o yılı sonunda, Fatihin kendisine izin vermesi üzerine Venediğe döndü. Istanbulda vücude getirdiği eserlerden bir kısmını, bu arada bugün Londra da bulunan büyük portreyi de beraberinde getirdiği rivayet olunuyor. Diğer bir rivayete göre de, portre sarayda kalmış .. Fatilıin ölümünden sonra Bellini'nin öteki eserlerJe dağıtılmıştı: ,

Gentile Venediğe gelince Dojlar sarayındaki restorasyon işine devam mümkün olamadı. Arada, kardeşi Giovanni, fresklerin bir müddet sonra yeniden bozulacağı, rutubete karşı çok daha dayanıklı olan yağlı boya ile yeni resimler yapılınası gerektiği fikrini ileri sürmüş ve kabul ettir­mişti. İki Bellini kardeşlerle Alvise Vivarini ve Giovanni'nin talebesi Vittore Carpaccio Büyük Kurultay salonunu yeni resimlerle süslerneye koyuldular. Bu yağlı boya resimler I577 de bir yangında tamamile yok oldu. Gentile'nin Dojlar sarayında yaptığı resimlerin izi kalmamış olmakla beraber, Vasari ve Sansavina gibi devrin yazarlan bu eserler hakkında malumat veriyorlar. H~e Vasari'nin anlattıklarına göre .. Gentile, bu resimlerinde_, Venediğin sokak ve meydanlarmda ya­pılan törenleri, alaylan tasvir etmişti. Bu resimlerin bizi asıl ilgilendirecek tarafi, ressamın, Is-

- tanbul seyahanndan sonra, paletini baylı değiştirmiş olmasıdır. Gentile .. Dojlar sarayındaki resim­lerinden birinde, boynunda Fatih tarafından bediye edilen altın zincirle. kendi portresini diğer figürler arasına sıkıştırmıştı. Gentile tablonun altına attığı imzası yanına, Istanbulcia kendine verilen Bey payesine karşılık olarak kullandığı I<Eques Aureatusı} ibaresini de yazmıştı.

Ressamın bu devirde resmettiği bir Meryem tablosunda da .. Fatihin portresini yaparken kullandığı kırmızı ve tatlı kahve renklerinin devamma şahit oluyoruz. Beliini'nin Istanbuldan aldığı tesirler, yalnız tekniğinde, yani şekilleri, renkleri ve çizgilerinde değil, aynı zamanda konu- , larmda ve tiplerinin karakterinde de belli oluyordu. Dini resimlerinde bile Türk ÜSlubunda süs­leyici motifler, sanklı .. cüppeli tipler yer alıyordu. Gerçi, İtalyan ressamlan, ötedenberi, kompo­zisyonlarmı, Şark motifli kumaşlar, lıalılar, işlemelerle süslerlerdi. Beliini bu geleneğe uymakla beraber .. yalnız Türk motiflerini ele almak lıususiyetinLgösteriyordu.

Bu yoldaki resimlerin en karakteristiklerinden biri olup btigün Venedikte Museo Correr'de bulunan Doj Francesco Foscarini'nin portresi ressamın Türk kumaşiarına hayranlığının örneği sayılabilir. Ressam burada miniyatürlerimizin de tesiri altında görünüyor. Doj profilden resmedil- , miştir. Zemin düz ve plansızdır. Ressam, Dojun sırtına, Türk kumaşından bir elbise giydirmiş .. motifleri daha iyi belli etmek için modeli, seyirciye adeta arkasını verdirm.iştir.

Genille'nin <(San Marea'nun İskenderiyede vaaz vermesiıı adlı büyük kompozisyonu Istanbul tesirlerinin sayı4 ö~eklerinden biridir. Bu;rada~ azizin etrafını alan insanlar ~asında,. Araptan

Page 5: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 79 (1, 1)

NURULLAH BERK

ziyade Türk kadınlı erkekli birçok tip görünüyor. Kompozisyonun fon kısmını tiyatro dekoru gibi kapatan mabet ise_, Aya~Sofya'nın Istanbuldaki Bizans kliselerinin., Türk camilerinin sentezi

gibidir.

Gentil e Bellini, I 507 yılının Şubat ayında, hayatını doldurmuş bir sanatkarın kalp huzuru içinde öldü. İki kere evlenmiş, çocuğu olmarmştı. Parasını ikinci karısı Maria'ya, atölyesindeki desen ve resimlerini en kuvvetli talebeleri Ventura ile Girolamo di Sanata Croce~ye bırakıyordu (b).

Filtihin ünlü portredsinin hayatını kısacc gözden geçirdikten sonra sanan ve teknik husu~ siyederl hrkkında notlar üAveyi faydasız bulmuyoruz. Bellini'nin simasım böylelikle daha kuvvetle resmetmiş .. onu, gereken canlılıkla büyük modelinin karşısına dikmiş olacağız.

Gentile Bellini, babası Jacopo'dan sonra_, Venedik resimekolünün ikinci büyük ressamı olarak sanat tarihinde yer almış bir sanatkiirdır. Faaliyeti, kendinden yalruz iki yaş küçilk olan kardeşi Giovannfnink:ine paralel olarak yürümüş ve gelişmiştir. İki kardeş bir çok eserde müşterek çalış­tılar. Şunu da kaydetmek gerekirili Giovanni, Gentile'ni Istanbul dönüşünü takip eden yıllar içinde ağabeysini haylı geçmiş, daha büyük teknik başarılada onu biraz gölgede bıraknnştır.

Babası Jacopo'dan başka hoca görmeyen, onun teknik ve estetiğini devam ettiren Gentile'yi, Venedik sanatının büyük bir <<primitifi>i olarak vasıflandırabiliriz. Onda, ne Tiziano'nun kompo­zisyon lavraklığını, ne Tintoretto'nun el ustalığını, ne de Paolo Verenese'nin palet zenginliğini

• görüyoruz. Gentile'nin deseni durgun, statik bir desendir. Kompozisyonlarında, hareketi ifadeden ziyade, figürleri, ahenkli kümeler halinde istif eder. GentHe'nin paleti_, yer yer tatlı kırımzılarla aydınlanan sarı-yeşil bir ahenk klavyesi üzerine kurulmuştur. Portreleri, modellerinin psikolojik hususiyederini açıklayan kıymetli tarih vesikalarıdır. Manzara resimlerinde gerçekten başardığı tarz_, şehirlerin umumi görünüŞile sokak ve meydan kompozisyonlandır. Nitekim_, Beliini'nin bu ustalığını bilen Fatih_, ona Istanbulun kroki ve desenlerini yapnrmış_, hatta, rivayere göre_, şehrin panoramik manzaralarını da çizdirm:işti. Genille'nin V enediktc Academia m üzesindeki büyük resimleri incelenirken en çok başarı gösterdiği tarzın kalabalık insan topluluklarını gösteren sahneler olduğu görülür. Törcnler, alaylar, ibadet toplannları, çeşit çeşit kafileler ; Centile bunları resmeder, bunun için de Venedik sokaklarmda gezerek kalabalığa kanşır, insan tiplerini, değişik gruplarm küme küme toplanmasını kroki ve desenlerle tesbit ederdi.

Gentile'nin sanat mizacındaki mühim noktalardan biri de realizmidir. Onu, sadece gördüğünü yapan_, hayalini işletmeyen bir ressam olarak vasıflandırabiliriz. Gentile'yi realizmi, idealize edilnriş din konulanndan uzaklaştırmıştır. Tablolarmda İsa ve Meryeme_, Azizlere, İncilden mu­kaddes salınelere hemen hemen hiç rastlanmaz. Bu bakımdan Gentile, Bizansm mistisizmasından kurtulan ve serbest konulara atılan ilk Venedildi ressamdrr.

Centile'nin bu karakteri, Dojluğun Fatih portresi için onu seçmesinde her halde rol almışnr. Babası ve kardeşi gibi din duygularını eserlerinde açığa vurmamış olan Gentile, İslam alemile kolayca temas edecek serbest düşüneeli bir şahsiyetti. Hadiseler_, Dojluğun isabetli bir seçmede bulnnduğunu gösterdi. Daha ilk karşılaşmalarmda, Fatih ile Gentile Bellini birbirlerini anlannş, saymıştı. Üman.ist Türk Padişahile hayall seven ve dinin dar mistisizrnasından kurtulmuş açık fikirli sanatkat, ancak büyüklerde rastlanan bir olgunluk ve ahenk içinde anlaşmış, sevişmişlerdi.

FATİH, ÜMANİST HÜKÜMDAR

Fatih Sultan Mehmed'in karakterini inceden ineeye tahlil eden yayımlanmış veya yımlanacak etütlere yeni görü~ler katmak iddiasında olmamakla beraber, büyük hükümdan ressam Gentile Bellin i ile karşılaştırırken, eşsiz zekasının bazı taraflarını hatırlatmak konumuz çerçevesi içindedir. GüZel Sanatıann Bau hristiyan alçıninelen pek başka bir anlayışa vurulduğu topraklıırdan geleıı

Page 6: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 79 (1, 2)

FATiH SULTAN MEHMET VE BELLİNI

bir padişahın Avrupaya dönerek oranın ünlü bir ressamını davet etmesi jestini_, biraz olsun_, aydın­

latmak gerektir.

Fatih, 29 Mayıs 1453 ·de Istanbula girdiği vakit, Bizans_, haşmet devrinin iskeleti haline gel­mişti. Venediğin gitgide artan ekonomik baskısı, Haçlı seferleri_, Liitin imparatorluğunun beşyüz yıllık yıpraucı rejimi Bizans Rumluğunu kuvvetten düşürmüştü. Michel Paleoloğos'un I26t de Istanbulu Haçlılardan kurtarışile Türklerin gelişi arasmda ki devre, buhranlar, sosyal çalkantılarla

geçmişti. Bu yüzden Fatih, yan harap bir şehir., yorgun bir topluluk.:ı kendini tekrarlaya tekrarlaya özünü., yaratma kudretini kaybetmiş bir sanada karşılaşu.

Fatihin_, 1474 le 1479 arası İşkodra ablukası yüzünden Venedlk Cumhuriyetile harp halinde olduğu_, sonra imzalanan barış andlaşmasile İtalyanlarla pek dost geçinrneğe başladığı malumdur. Babı Hünıayun ile Venedik Dojluğu arasında imzalanan karşılıklı anlaşma iki tarafı

sıkı dostluk ve karşılıklı yardım rejimile birbirine bağlıyordu. Venediğe gönderilen Türk elçisi Lutfi beye karşılık Istanbula gelen İtalyan temsilcisi Benedetto Trivizani, Fatih tarafından mera­sirole kabul edilmiş ve <dltifata mazharı) olmuştu. Lutfi bey ise, Venedik Cumhur'Reisine, F3.tihin gönderdiği kıymetli taşlarla süslü bir kemeri vermişti.

Türk devletini kuvvetli bir Batı Cumhuriyetine bağlayan, Akdenizle Adriyatik deniZinde barışı kuran andlaşma, sadece siyasi karakteri olan bir hadise değildi. Daha doğrusu biz bugün, onu, sadece bu plfuıda ele almalıyız. Orta Asya ve Selçuk Türklüğünden sonra yeni bir Rönesansa atılmak için hız alan Osmanlı Türklüğü, bü~ bir ümanist olan Fatihin işaretile, batı ile inibat kuruyor, oraya köprü atıyordu.

Fatih Sultan Mehmet, Istanbul fi:::thile V enedikle anlaşması, arası geçen zaman içinde, ilim ve sanatseverliğinin, meraklı, araştırıcı, sentezci ruhunun sayısız örnelderini vermişti. Hükümdar, kılıcını kınına soktuktan sonra, fethettiği medeniyerin tefekkürü_, metafiziği, sanatile ilgilenmişti. Olgun ve geniş düşünüşile dini, en derin metafizik manasile ele alır, k§.inatın bir tek Tanrısı ol­duğunu, türlü milletierin bu Tanrıya kendilerine göre tapma sistemlerine bağlandıklarım takdir ederdi. Bu yüzden, öteki dinleri incelerken, dar ve sofuca düşünüşler ve tek taraflı görüşlerden sıyrılmasiDl bilmişti.

Fatihin, Istanbul fethinden soma Patrik:lik makamına eriştirdiği Yenadios'la konuşmalan meşhurdur, Y enadios, Bizans ın en ileri fikir adamlarından biri idi. İmparator Manuil Paleoloğos'un müşaviri ve Yüksek Malırnekerne reisi olan YenadiosJ ciltlerle yazı yazmışJ Ortodoksluk_ aleminde büyük bir prestij sahibi olmuşnı. Fatih, Y enadios Patrik olduktan sonra onu defalarca makammda ziyaret etmiş, çok kere de saraya çağırmıştı. Fatih Yenadios'la din hakkında uzun konuşmalarda bulunuyor, ondan, hristi~ konusunda malurnat alıyordu (c).

Hükümdarın Yorgi Aıniruçi ile olan fikir .becayişleri de tarihe geçmiştir. XV inci yılzyılda Trabzonda doğan Yorgi Amiruçi, I437 de İtalyada, Ferrara ve Floransa şehirlerinde toplanan dini meclislerde İmparator İoannis Paleoloğos-'un müşaviri olarak mü.him rol oynamıştı. AmiruçiJ Papalık tarafindan ileri sürülen Katalik ve Ortodoks kliselerinin birleşmesi tezine şiddetle karşı gelmiş, davayı kazanmıştı. Trabzonun r46r de kara ve denizden muhasarası sırasında Amiruçu ile temas eden Fatih, sonraları, bu mümtaz ilim adamik sıkı dostiU:k bağları kurmuşru.

Fatihin geniş kültürü, ümanizmi, sınır bilmeyen merakı, öğrenme ve anlama iştiyakı ona düş~ man olanlar tarafından da taselik ediliyordu. Hükümdarla arası açık olduğu söylenen din adam­larmdan Phrantzes şöyle yazıyordu : \(İkinci Sultan Mehmet, son derece ateşli bir mizaca sahiptir. Çok çalışkandır. Değerli insanlan, aiim. ve sanatkarları sever, onlarla lıaspıhalden pek hoşlanır. Büyük İskender'in, Auguste'ün_. Constantin'in, Theodose'un hayatlarını okur, onları her ba­kımdan geçmeğe çalışırdı. En büyük emeli, imparatolruğunun sınırlarını genişletmekti. Fatih çok bilgili idi. Türkçe, Arapça, Acemce, Ruınca bilirdi,>>

Page 7: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 80 (1, 1)

i i

NtJRmLAH iım

Fatihin ümanizoıi, güzel sanatlara karşı derin ilgisini aydınlatıyor. Onun devrincİ e resini sanatı haylı gelişmişti. Saraya bağlı bir çok nakkaş yazma kitapları, şehnameleri resi.mlerle süs­lerler idi. Bugün Topkapı sarayı resim galerisinde bulunan ve elinde gül tutan Fatih portresi, Venedikte çalıştığı söylenen Sinan beyin bir eseridir. Bu küçük portre, desen tekniği bakımından" İslam min ya türile İtalyan primitif sanatmın bir sentezi gibidir.

Resmi çok sevdiği muhakkak olan Fatih sanatın, topluluğun kültürel bünyesinde oynayabt­leceği rolün ehemmiyetini biliyordu. Şark ressamlığını çok iyi tanıd1ğı şüphesiz olan Fatih'in Istan­bul'a girdikten sonra, Batı sanatile mukayeselerde bulunmamış olması tasavvur edilemez. Hadis­Ieric kayıtlara bağlanmış olan İsH1m ressaınlığı, bütün Şark memleketlerinde olduğu gibi Türki­yede de belli bir çerçeve içinde yaşamak ve yaratmak zorunda idi. İslAmlığın kuruluşu tarihinden beri resim sanatı, Orta-asyanın büyük dıvar fresklerinden küçücük kitap resimlerine inmiş, dra­matik muhtevasını kaybederek süs karakteri içinde gelişmişti. Minyatür sanatı~ bir bakıma, resmin boyun eğmeğe mecbur olduğu kayıdların neticesi sayılabilirdi. İslfun resmi, insanoğlunun mace­ralarını, ruh ça.Ikalıtılarını, acı vC sevinçlerini büyük levhalar halinde canlandıramazdı. Hadisler~ gölgeli ve mücessem•> resmi olduğu gibi, dikildiği zaman gölgesi~ insan gölgesi gibi yere düşen heykeHeri de yasak etmişti. İslam sanatı, resim bakkındaki yasaklara hiç bir zaman tamamile boyun eğmemiş olmakla beraber, bünyesini, tekniğini_, konulanru, dünya görüşünü bu yasaklara uydur­mak zorunda kaldı. Resim_, nakış, tezhip ve diğer buna benzer kollar gibi~ süsleme_, bezerne vasırası olarak yaşadı. O derece ki; yazı bile, sırasında~ insan ruhunu aksettirme bakımından, resimden çok üstün bir mevk.ie ulaşmış bulunuyordu (d).

Üniversite prensipinin kurucusu, dünya kültürlerini kendi mizacı içinde kaynaştıran, bilgin, mütefekkir, sanatsever .. hatta sanatk~ Fatih, İslam resim sanatına yeni bir görüş aşılamak isteye­bitirdi. Onda böyle bir isteği farzettiğimiz dakikada, Gentile Beliini'nin Türkiyeye gelişi yeni bir ışıkla aydınlanmış oluyor. Mesele, bir bükümdarın resmini yaptırmak isteyişinden çıkarak, memleketinin sanatına yeni ufuklar açmak idealine kadar yükselmeıtte ve tarilıi manasını belki bu noktada bulmaktadır.

Fatihin, Gentile Beliini'yi uzun bir zaman Istanbulda ttıtarak portre .. manzara~ çeşidi de­senler, kompozisyonlar gibi başka başka <<janrıılarda resimler yaptırması bu tezi kuvvetlendirecek gerçelderdir. Eski vesikalar~ Beliini tarafından vücude getirilen resimlerin sarayın kapalı bir ye­rinde bulundurulması şöyle dursun, aksine, oda ve salonların dıvarlarına asılarak herkes tarafindan seyredildiklerini yazıyor. O halde Fatih, Garp resm:iuin bu nefis örneklerini yalnız kendi zevki

için yaptırmamış, görillsün ve sevilsin diye sarayda teşhix etmiştir.

Rivayerlere göre Rodos seferi hazırlıkları arasında bir yabancının sarayda onırması erkandan bazıları tarafından pek iy~ gözle bakılmadığından, Fatih, ·Bellini'yi, memleketine dönmeye davet etti. Hükümdarla ressam arasındaki dostluğun kuvvetine bakılırsa, Bellini'nin daha uzun müddet, hem de seve seve., Türkiyede kalacağı muhakkak gözile bakılabilir ..

Bellini'yi çağırmalda Fatilıte, Türk resmine yeni ufuklar açma isteğini farzettik Gerçek olan, İtalyan ressamının bir müddet Istanbulcia çalışmasının devrin Türk resminde göze görünür bir değişiklik uyandırmamış olmasıdır. Minyatür tekniği, XVIII inci yüzyılın ikinci yarısına kadar Türkiyede devam etti. Tahsin Öz'ün Sinan ~eyin eııeri olarak vasıflandırdığı ve elinde bir gül olan Fatih portresile bir iki başka resim dışında Batı tekniğinin izlerine tesadüf olunmuyor.

Bayezidin, saraydaki resim ve heykelleri kaldrrttığı ve dağıttığı r~vayet edilir. Hakikatte bu dağılmadan kim mesııldür ? Bu, kesin olarak tespit edilemedi. Muhakkak olan, Fatilıin sarayda topladığı zengin resim ve heykcl koleksiyonunun hele GentHe'nin Istanbulda bıraktığı haylı yağlı boya eserin ortadan kaybolmuş oTmasıdır. Fatih dev-rinden sonra Avrupa ile temasların artmasına rajmen, Türk resmi, kendine has bir ~akter ve orijinalliğe bürünmekle beraber, İslam deseninin

-·--·-----

Page 8: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 80 (1, 2)

FATIH SULTAN MEHMET VE BELLİNİ I49

gelenekleri çerçev~i içinden ç:ıkrnamıştır. İlk değişme izleri_, XVIII inci yüzy.ılm sonlarına doğru, minyatür ekolu son ustası Levni ile kapaniliktan sonra belirmeye başladı. XVIII inci yüzyıldan soma Avrupada Türk hayat ve adetlerine karşı uyanan ilgi, bir çok yabancı ressamın Istanbula gelmesine sebep olmuştu. Ama o devirde Gentile'nin eserleri Türkiye sınırlarından çoktan çıkmı§

bulunuyordu.

Bellini'den sonra Türkiyeye gelen en mühim yabancı ressam İsviçreli Liota Liotard'dır (I702-IJ89)- Kuvvetli bir pastelist olan Liotard istanbul ve İzmirde uzun müdd;t kalmış, haylı çalışmıştı. Liotard Türklere karşı büyük sevgi beslemiş, hatta buradaki ik::imeti sırasında Avru­palı elbiselerini çıkararak sarık ve cüppc ile dolaşnuştı.

GENTİLE BELLİNİ ISTANBULDA

Fatih Sultan Mehmet tarafından gönderilen bir Musevi_, 1479 yılının Ağustos ayında Ve­nediğe gelerek Doj'un huzuruna çıkarak hükümdann bir mektubunu verdi. Fatih, Venedik Cum­huriyeti Devlet Reisini, oğullarından birinin evlenme törenine davet ediyor, birde, iyi bir ressamla bir beykettraş ve bronz dökümcüsünün Istanbula gönderilmesini rica ediyordu. Büyük Kurultay derhal toplandı ve Gentile Bellini'yi, Türkiyeye gidecek en uygun ressam seçti. Heykcltraş ve ctö­kümcüye gelince, bu gibi sanatkarlar o zaman V enediktc pek bol olmadığından, ı~arara varmak güç oldu. Nihayet o da bulundu. Bu heykellraş, Verrediktc isim yapmış Bartolarneo idi.

Gentile, Dojlar sarayındaki restorasyon işlerini kardeşi Giovanni'ye devrederek 3 Eylul r469 da kaptan Melclıiore Trevizano'ımn gemisine bindi. Heykeluraş Bartolarneo ve diğer bazı kimseler Beliini'ye refakat ediyordu. Seyahat, çok güzel bir hava içinde sarsıntısız geçti ve ay sonlarına do~ İtalyan yelkeniisi Istanbul !imanına girdi. Bellini, meşhur Yenediği gölgede bırakacak Istanbulu hayranlıkla seyrediyordu. Gerçi Türkler, Türk tiplerinin lıususiyeti ressama yabancı dc..ğJdi. San .Marea meydanı, Istanbuldan gelen sarıldı., cüppeli., sakallı tücCarlar, gemicilerle dolu idi. Ama Istanbul, hele o zaman Bizanten karakterini olanca canlılığile muhafaza eden İs­tanbul ressamın gözleri önünde serili yepyeni bir dekordu.

Venedik Cumhuriyeti Elçisile Hükümdarın temsilcileri rilitıroda ressaına hoş geldiniz dediler ve ·kafile hemen saraya yollandı. Huzura Çlkarılan Gemile Bellini., İtalyanların tabirince (!İl Gran Turcm tarafından hararetle kabul edildi. Beliini'nin Fatih üzerinde çok iyi bir tesir uyandırdığı muhakkaktır. Ressam o tarihte 53 yaşında idi. Uzun boylu, iri yapılı, açık yüzlü ünlü ressam, kemlisile tanışanların sevgi ve saygısını uyandırırdı.

Gentile, sarayda kendisine tahsis edilen büyük: odada çalışmaya başlaill. Fatihin merakı büyük olduğu kadar istekleri de çeşitli idi. İlkönce ressamdan Venedikten manzaralar, sonra da kendi portresini istedi. Tekniğine hakim sanatkat, bükfundarın siparişlerini az zaman içinde yerine getiriyordu. Beliini'nin Türkiyede yaptığı resimlerin en mühim.i olan büyük portrenin ne kadar zamanda yapıldığı bilinmemekle beraber bu eserin de, ötekiler gibi, kısa bir müddet içinde baş­larup sona crdirildiği tahmin olunabilir. Bu portrenin modeline benzerliği ve canlılığı, Fatihin hayranlığını çekmişti.

Gentile durmadan resim yapıyordu. Tarihçi Angiolello'ya inanmak gerekirse, sarayın bazı

hususi odalarını fevkalade güzel, çıplak ve yarıçıplak kadın ersimlerile süslemişti. Fatih, güzellik­lerile tanınmış kimseleri ressamın karşısında oturtup portrelerini yaptırıyor, sonra eserleri model­lerle karşılaştırarak ressamın sanatına karşı duyduğu hayranlığı gizleyemiyor, onu kucaklayıp öpüyordu. ·

Fatih bir gün ressanu huzuruna çağırill ve : <(Birazdan, dedi, sana bir derviş getirecekler, pottresini yapacaksın,)> Bu derviş bedestende benim zaferlerimi, -menkibelerimi anlatıp methedil~

Page 9: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 81 (1, 1)

NtiRULLAH BERK

yormuş. Bu nasıl adamdır, tetkik eyle.>) Ressam bir kaç gün soma dervişin portresini yapıp Fatibe gösterince hükümdar der ki :

- Ey Bellini, samimi olman, doğru söylemen şartile benimle dilediğin gibi konuşabileceğini biliyorsun. Söyle bana, bu derviş hakkında ne düşünürsün ?

var.

- Haşmetıneap, mademki bana bu izni verdiniz, o halde derim ki bu adam düpedüz delidir.

Fatih tasdik eder :

- Doğru söylüyorsun. Bana da öyle geliyor. Gözleri garip garip bakıyor, gözlerinde delilik

Beliini:

- Haşmetmeap' der_, beniılı memleketim İtalyada da böyle adamlar var. Onlar da umumi meydanlarda yüksek yerlere çıkar, büyüklerinmethiyelerin baykırırlar. Siz ki Büyük İskender'den de daha şanlı zaferler kazandınız, ne diye methedilmekten kaçırursıruz ?

- Bu adamın aklı başında· olsa, beni övmesine belki razı olurdum. Bir delinin methiyesi­ni neyliyeyim ?

Fatih tarafından her halde şımartılmış olan ressam_, <(eveccühü ş§haneninı} derecesini ölçmek için olsa gerek Fatibe şöyle bir ricada bulunur:

- Evet haşmetmeap_, bu adam delidir ama lıoş1,1ma gidiyor. Ona bir şe)rhlik ver-seniz!ıt

Angiolello tarafından nakledilen bu hadise_, doğru olsa veya olmasa_, Fatilıle ·ressam arasındaki samimiliğin derecesini göstermek bakırnından hatıriatılmaya değerdi.

İtalyan Rönesansının büyük sanatkarlarırun biografilerini yazmış olan Vasari'de şu fıkrayı nakleder:

~Fatih Bellini'ye~ aynaya bakarak resmini de yapıp yapamıyacağını sordu. Beliini bunu derhal yapabileceğini söylelikten soma bir iki günlük bir çalışmadan sonra kendi potresini hükümdara gösterdi. O zaman Fatih: <ıEy Bellini, senin fırçanda bir sihir_, in­

san üstü bir kudret van> sözlerile sanatkıira iltifatta bulundu.

Centile Beliini Istanbul içinde istediği gibi dolaşır_, her yere girip çıkar, .ibidelerin, rnanzaraların_, kadınlı erkekli tipierin resimlerini çizer. Olgun sanatkfir, aynı zamanda çok okumuş ve sanat tarihini incelemiş ·bir bilgindi. Bizans kiliseleri, sarayları, mozayık. ve freskleri, bir kısmı harap olmaya yüz tutmuş olmakla beraber, olanca canlıhklarile gözleri önünde idi. Beliini bir taraftan mozayıkları kopya ediyor_, bir taraftan da bazı abidelerin inceden ineeye işlenmiş desenlerini çiziyordu. Bu desenierin en mühimlerinden biri T.he­odose obeliskinin alçak kabartma desenleri idi. A vra:t pazannın bulunduğu. yerde Arcadius tarafında dikilen bu sütun_, çepeçevre ve helezonvari, Arcad.ius'un .zafer ve askeri menkibelerini kabartmalarla canlandırıyordu.

Hükümdann emri olmasa belki de hiç bir ressamın karşısına böyle uzun müddet çıkmaya cesaret ederniyecek kimseler Bcllini'ye modellik etmişlerdi. Eski vesikala.r, ressamın, bazı saray erkan.ile Fatihin gözdelerinin de portrelerini yaptığını kaydetmekle beraber, bu eserlerin akibeti pek bilinmiyar. Y a1nız Beliini'nin halk, asker ve kadın tiplerinden meydana getirdiği bazı çok güzel desenler elimizdedir. Bu desenierin tekniği çok realisttir, devrin tiplerini canlandınna ba­kımından paha biçilmez değerdedir. Bellini yüzleri titiz bir dikkatle incelemiş, elbiseleri bir kop­yacı sadakatile resmetm.iş, karakalem desenierin y~a kumaş motif ve renkleri hakkında notlar yaznJlştır. <ıSolak>t ve <ıKadıru> bu desenierin en dikkate değer olanlanndandır. British Museum koleksi yonlan arasmda bulunan bu karakalem desenler, Gentile'nin çizgi ustalığım, tabiatı· ne kadar sadakatla kopya ederse etsin ge~liğini ve plastik kıymetlerini kaybetmeden tekniğini gereği

-----·---------·-·-····--------------

Page 10: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 81 (1, 2)

FATİH SULTAN MEHMET VE BELLiNi ısı·

kadar gösteriyor. Beliini burada, İtalyada gördüğümüz diğer eserlerinde de gördüğümüz gibi, desen a1anında_, elinde palet olduğu zamanlardan daha rahat, kendinden daha emin görünüyor. Venedik sanatının bir <ıprimitif»i olan Gentile_, hiç bir eserinde bir nevi ~arkayizmı>den kurnıla­mamışsada, boya ile örtülü olmayan desen tekniğinde en usta ressamhırla boy ölçüşecek emniyet ve sağlamlıktadır. ·

Gentile Beliini'nin Istanbul devresinde bıraktığı en mühim eser biç şüphesiz bugün British Museum'da bulunan yağlı boya portredir. Bu pentürü sadece bir tarih ve3ikası olarak ele almak doğru olamaz. Teknik başanları, onu, İtalyan Rönesansın portre ve figür topluluğunun mümtaz bit parçası olarak kabul ettirir. Üstelik bu resim, Venedik ekolü çerçevesi içinde bir dönüm nok­tası, bir devir başlangıcıdır. Gentile'ye kadar Venedik resmi, Bizans ikonculuğunun taldit ve kop­yalarmdan,bir de Jacopo Bellini'nin Meryem figürlerinden başka böyle büyük çapta figür gör­memişti. Venedik bu balamdan öteki İtalyan sanat bölgelerine kıyasla son derece gecikmiş_, Rö­nesans lıaylı büyük adamım vermişken o, Bizantan arkayizmden kurtulamamışu. Verredikin ilk Rönesans sanatkan Beliini olduğu gibi Venedik resim ekolünün ilk sayili portrelerinden biri de Fatihin yağlı boya resmidir.

Bu portresini biraz inceleyelim.

Hükümd~J üst kısmı kemer bir pencereden bakıyormuş gibi çerçeve içine alınm1ştır. Kenan alçak kabartmalarla süslü olan kemerin iki tarafında, Bizan.sın üç imparatorluğunu temsil eden taçlar bulunmaktadır. Kemeri tutan sü~, Rönesans üslubunda motiflerle sÜSlüdür. Sütun başlıklanna gelince_, bunlar, Türk, Bizans ve !talyan başlıklı:rrının bir sentezi görünüyor. Portrenin alt kısmında pencere kenan gibi ön plfuıa gelen çıkıntı üstüne devrin laymerli kumaşlanndan biri serilidir ki, süsü ve zenginliği, Fatih figürünün saddiğile tezat halindedir. Bu kumaşın üslubuna belli bir karakter izafe edilemez. Daha ziyade Venedik <ıbrokan>lanna benzer. Ama o devirlerde Venedik kumaşlan da Türk ve İran kumaşcılığıp..ın. tesiri altında kaldığından, tablonun bu elemanı da karışık stilierin bir sentezidir. Kumaşın üstü kıymetli ~aşlarla örülüdür.

Fatihin figürü, büyük bir sadelik ve ifade olgunluğu içindej tam bir plastik mü..l.cemmellik tesirini verir. Desen., eski Şark minyatürleriili çizgi seııfonilerini hatırlatacal' kıvra..tdıktadır. Kürkün iki yakasile sanğın kıvnmları birbirini tamamlayan tatlı helezonlar halinde tertip edilmiştir. Bu eğri çizgiler, figürün iki tarafındaki sütunların sert düzlüklerile tam bir ahenk yaratan tezat ha­

"lindedir.

Eserin kromatik, yani renk sistemi kahve rengi, lurımzı, beyaz ve siyah klavyesi üzerine ku­ruludur. Sarığın tatlı_, şeffaf beyazile Hükümdarın soluk çehresi arasında.lti yakınlık_, hakim bir fırçanın başansıdır. Beliini sanğın beyaz valörlerinde ustalığını göstermiştir. Venedikte., ressamın d.iğer eserlerini de uzun uzun incelerken, beyaz valörlerde son derece muvaffak olduğunu kaydet­ıniştik. Beyaz lekeler Centile'nin tablolarını yer yer aydınlatır_, ve bu bakımdan ustalığını pek iyi bilen ressam hemen her eserinde bulut, elbise yelken, dıvar veya blı-ıalan bahane ederek beyaz satıhları mümkün olan bollukta kullanmışnr.

Fatih portresinin <<psikolojik mulıteva)>sı üstünde de durmak Hizım.dır. Bu resim, birinci plinda bir tarih vesikası olduğu gibi_, bir tipi carıland1rma bakımından da,

fransızların <(document psychologiqueı> dedikleri cinsirtden pek çekici bir tasvirdir. Bizans ikon­larilc mozaylldarının izi ÜStünde yürümeye başlamış olan İtalyan ressamlığı, Cimabue (I240-I3IO) ve Giotto (1266-1334) ile sertliğini, arkayizmini kaybetıneğe başlamışJ nihayet XV iı"ıci yüzyılda .Mantegna'nın meydana çıkışile (I43I-ISo6) hareket ve ifade derinliğine doğru ilk adımlan at­mıştır. Rönesans ressamlan ve lıeykeltraşlan insaı-ı. yüzünü ele alırken, onun ruh manasrm3 ifade Ve karakter hususiyetlerlni de aksettirmeye gayret ederlerdi. Rönesans portrelerinden hiç biri ötekine benzemez, çiinkü her portre, sahibine benzediği kadar, modelin karakter ve düşünüş

2"

Page 11: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 82 (1, 1)

NtıRULLAH ilERi<

derinliklerine inen bir tahlilin neticesidir. Rönesans portrelerinin bu karakteristiği Leanardo da Vinci'nin Mona Lisa'sında, Verrochio'nun Venedikteki Colleone heykelinde_. Donatelio'nun Padova'daki Gattalemata'sında görülme1.'tedir. Raphael, .Michel-Angello, Tiziano ve daha bir çok ressam çizdikleri kadın ve erkek tasvirlerinde_. modellerin ruh derinliğine kadar inmeğe ve resimleri,

kaba tfibirle, <ıyaşatmaya1> muvaffak olmuşlardı. Portre sanatı., Bellini kardeşler sayesinde_, V enediktc de gelişrnişti. Bellini'leı- zamanında ya Gentile"ye, ya Giovanni'ye portresini .ıs marlamayan şah­

siyet kalmamış gibi idi. Bundan dolayı Venediğin sosyal ikonografyası hayli zengindir.

Gentile Beliini portrecilikteki ustalığını bilhassa Fatihin portresinde göstermiştir. Thuasne bu tasviri incelerken onda yorgun, bezgin bir ifade buluyor. <!Padişah .. diyor, beliiki haylı Y'1pran­mış, çökmüş. Zaten, portrenin yapllışından az sonrada vefat etmesi mukadderdi.ı>

Centile'nin elimizde bulunaiı diğer mühim bir eseri de Fatihin madalyasıdır. Bu medalya, British Museum'daki portre ile benzerlikler taşır. Medalyanın bir tarafı, Istanbul, Konya ve Trab­zon imparatorluklarımn alt alta istiflenmiş taelarile süslüdür. Bu tarafmda şu ibare bulunur : <ıGentilus Belenus Venetus Eques Aureatus Comes Q. Palatinus.ı) Medalyanın öte tarafında Fa;.. tihin yüzü, alçak kabartma halinde tecessüm eder. Hükümdarın büstü, sarığı ... elbisesi, sola bakan profiliyaglı boya tablonun karakteristiklerini taşır. Yalnız burada Bellinl., nedense_. modelini daha gençleştirmiştir. Sakal daha kısa, burun portrede görülen sivrilikte değil., bakış daha canlı., daha cevval görünüyor. Bu tarafın ibaresi de şudur : «Magni Sultan Mohamet II İmperatoris.1>

Gentile'nin yalnız bir değil~ birkaç Fatih portresi yapmış olduğu rivayet edilir. Ressam bu tasvirleri Istanbuldamıyaptt., yoksa Venediğe döndükten som·anıı vücude getirdi., orası meçhul. Thuasneın naklettiğine göre Paul Jove adında Tomalı bir papas bu portrelerden birini satın almış ve gr:;.M halinde kopy.a ettirerek <illlogia Vivorum İllustrumı> adlı eserinin çeşitli baskı­larında yayımlan:ı.ışur. Graviirün orijincli, yani yağlı boya tablosu kaybolmuştur. Gravürü ince­lerken di.K.'<atimizi çeken., gere~\: pxrreJ.;:, g..':Ie..'t3e m~i_:ı.Ly,d.Lti hmuJiy.::rlerin tekrarlanmış olma­sıdır. Yabız bura.:ia .FaJi:ıin sol kolu. gS.rfulıntkte, sag elile bir gül tutmaktE.dır.

1480 yılı sonlarına doğru Fatih ressaını huzuruna çağırtarak artık Venediğe dönebileceğini kendisine bildirdi. Ama bu~ kuru bir yol verme değildi. Hükümdar ressama teşekkür etti., Istanbulcia

kaldlgı müddetçe bütün emirlerini yerine getirmek için sarfettiği gayretten minnettar olduğunu ısrarla tekrar etti. Nihayet Fatih., hiırnetlerine kar§ılık ne istediğini ress8lldan sordu. Bellini., kendinehas bir sadelik ve tevazu ile., hiç bir ~ey isttffiediğlni, sadece Venedik Senatosu ve Doj­luğuna lıitaben bi.r tavsiye mektubu rica ettiğini bildirdi. (d)

Fatih., tavsiye mektubunu vermekle beraber., hayli cömert davrandı., ressama pek kıymetli hediyeler bağışladı, Bu hediyelerin en k.ıymetlisi, Türk motiflerile süslü ve 250 altın ağırlığındaki zincirdi. Fatih Beliini'ye Beylik~ ayrıca da <(Comte Palatin>) ünvanını veriyordu. Gentile'nin <(Comes Q. Palatinusıt latince ibaresile kullanacağı bu ünvan <<Hükümdar sarayına., Ocağına bağlı kişi»

manasına geliyordu.

Gemile yılın son günlerinde Istanbuldan hareket ederek geldiği gibi dönüşünde de güzel

bir havaJ sakin bir denizden faydak .. ndı. Istanbulda sıcak:., samimi bir muhit bulmuştu. Fatih Sultan Mehmedi., büyük hükümdarı artık unutamaması.:o aziz hatırasını ölünceye kadar kalbinde

tutması mukadderdi.

Başta kardeşi Gi.ovanni olduğu halde bütün Venedik Centile'yi karşılamaya koşmuştu. San~ Marea nhtımında bir malışer kalabalığı vardı. Centile'nin rıhtıma ayak hasmasile saraya götürül­ınesi bir oldu. Doj, Gentile'yi., bir büyük elçiyi kabu1 eder gibi., hararetle tebrik etti. Fatihin tavsiye

mektubu tesirini dcrhal gösterdi. Dojluk., Beliini'ye kaydıhayat şartile., 200 alun maaş bağladı. Bellini, Istanbuldan döndükten sonra, Türkiyede başladığı bazı eseriere devanı etmiş., bu_ara_cla Fatihin medalyasını bitirmiştir. Diğer taraftan, evvelce de kaydetmiş oldq.ğumuz gibi., ressamın

Page 12: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 82 (1, 2)

FATİH SULTAN MEHMET VE BELLİNİ 153

Vened.ikte· vücude getirdiği bazı büyük kompozisyonlarda Istanbul tesirleri açık: olarak görülmeye

başlamıştı. Beliini'nin Istanbula gelişile resim sanatımızcia göze batar bir değişiklik görünmemekle beraber büyük ressamın burada bıraktığı - sonralan ne şekilde Türkiyeden çıkrmş. olduklan henüz belli olmayan - eserlerin B an resminin ilk tohumlarını ektiği de muhakkaktır. Ü çyüz yıl sonra Avrupa ile bağlannı sağlamlaştıran Türkiye., sanatta_, duygularını ve dünya görüşünü değilse bile., tekniğini ve malzemesini Batıya uydurmak zorunda kalacaku. Fatihin ileride mukadder olan bu kaynaşma yı, bu sentezi, çok evvelinden sezmemiş olması iruk8.ns1Zclır. Bu bakımdan Bellini'yi daveti, çağdaş resim sanatımızı haber· veren bir «kehanetı> olarak kabul edebiliriz.

NOTLAR VE İLAVELER

a) Venedik, IX nncu yüZyıldanberi doğu memleketlerile kuvvetli bağlaz l."urınuştu. San­

Marea kilisesinde olduğu gibi Venediğin daha bir çok binasında görülen mozayıklar, sütun ba~~ lıklan, kemerler ve daha bir çok mimari elemanı. Bizans geleneğinin tesir kuvvetini ve Adriatikre devamlılığını gösterir. Haçlı seferlere kanlan Venedik Cümhuriyeti, Ege deniz~ lıavzasmda ko­

lonilere sahip olmuş, bu yüzden sanatına «ekzotib tesirierin kapısıru açmıştı. Venedikli tüccarlar, doğu memleketlerinden çeşit çeşit sanat eserleri, lıalılar, kilirnler, işlemeli kumaşlar, minyatürler getirirlerdi. Bu tesirler neticesinde Rönesans,• Venedil'te, bir şark havasına büründü. Mimarlıkta, kubbeli ve kemerli Bizans üslubu tatbik edildiği gibi binalarm içi mozayıklar, renkli mermerler,

altın, gümüş veya fildişi kakmalarla süslendi. Bizansta olduğu gibi V enediktc de mimarların baş­lıca kaygısı, yapılann iç ve dışında, haşmet, zenginlik, göz ka~aştıran .. pırıltılı bir süs tesirini uyandırmalttı. Venedikli mimarların yalnız Bizanslımimar ve ustalanndan değil .. İslam memleket­

lerinden getirtilen sanatkarlardan da faydalandıkları doğrudur.

V enediktc rn.imarlık, süsleme sanatlan - bilhassa cam işleri - hayli gelişmiş ilı::en resim

ve hey k el tıraşlığın geri kalması üstünde durulacak bir no1.."tadır. Rönesans ressam ve heykeltraşlığı Venediğin kapılarına kadar geldiği devirlerde, Adriyatik sitesi, heykelnraş olarak tek bir sanatkar çıkaramıyor, resimde de Bizans ikon ressaınlığmın artık donmuş, formülleşmiş şekillerile yetini­

yordu. XIII üncü ile XV inci yüzyıllararası Venedik, ikon ressamlığını sadakatla devam ettiren

tek sanat merkezi kalmıştı.

İkon)Iar, tahta panolar ÜStüne nakşedilmiş dini resimlerdi. Bizans bunlan kliselere, evlere,

saraylara asar, tasvirlerine tapardı. İkan, doğu Hıristiyan sanatının bellibaşh bir koludur. İlk iken­larda arkayik Yunan resminden, şark minyatürlerinden, Mısır dıvar fresklerinden tesirler gö­

rülür. İkan tekniğinde, başlangıçtan sönüşüne kadar formülleşmiş aynı statik unsurlar görülür. Desen, renk, istifve kompozisyon, Bizans'ta olduğu gibi ikon sanatının yayıldığı yerlerde, Rusyada,

Balkanlarda, İtalyact·a değişmemiş, ikon ressamlan yeni renk ve şekiller aramaya, donmuş formül­

leri canlandumaya yeltenmemişlertliı.

Deniz yolundan Bizansla devamlı bağlar kurmuş olan Venedik .. ikon ressamlığına pek uygun

bir tesir yatağı idi. Venedikli ustalar, ikon tekniğinde hatın sayılır değişmeler yaratmaya muvaffak oldular. Bizansın küçük resim çaplan büyüdü, hatta muşamba bile kullanılmaya başlandı. Bizans

ikenlarındaki Meryem Ana .. İsa ve azizierin benzerleri, dıvar resmi -fresk- tenkiği kahbile kliseleıde büyük satıhlaz kaplamaya başladı.

Venedikte ikon resmi geleneğini kırarak Rönesans hareketine katılan ilk ressam, Giovanni

ve Genille'nin babası Jacopo Bellini'dir. Ne yazık lı::i Jacopo'nun, bir ikisi dışında, yağlı boya eserleri malıvolmuş ve üç desen koleksiyonundan başka bir şey kalmamıştır. Ama bu koleksiyon­

lan çeşit ve sanat zenginliği bakunından Jacopo'nun Verteclik resmi çerçevesi içinde ne kudretli

Page 13: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 83 (1, 1)

NlJRULLAH BERK

bir öncü oldu~auu g33teriyor. Giovao.ni~B!llini dış tesiriere daha açık_. ~ardeşinden daha meraklı .... ve araştırıcı bir mizaca sahipti. Buna karşılık) GentHe'yi yetiştiren babasıdır ve Fatihin portrecisi

ömrü boyunca babasının çizdiği yoldan ayrılmamıştır.

b) Sanat tarihi, Beliini'ler .ailesi içinde bilhassa Giovanni'ye büyiik pay ayırır. Jacopo_, Ve­nedik sanannın bir {!ptimitifı)i oldu~ ve Gentile babasile küçük kardeşi arasında bir dönüm nok­tası teşkil ettiğinden, Giovanni'ye kıyasla gölgede kalmışlardır. Gentile Be.lli.ı.-ü'rı_in hatırasına hör­metiıniz_, bizi, kardeş:in:i.n sanat mizacına sahip olmadığı gerçeğini itiraftan alıkoyamaz. Giovanni .. Tiziano'lar, Tintoretto'lar_, Veronese'lerle boy ölçüşebilecek bir sanat dchası olduğunu göster­miştir. Hakkında bir çok kitap, inceleme ve etütler çıkmışur. Buna k2rşılık_. Gemile'yi ele alan bir kitaba rastlıyamadık. Ama_, bu_. sanat tarih ve ansiklopedilerin ona geniş yer vermelerine engel olmamışur. Tarihçiler Gentile ile Giovanni arasındaki karakter ayrılıklap üstünde durmuşlardır. Giovanni koyu bir aindar, mistik bir ruh idi. Yıldan yıla gelişiyor_, yeni yeni teknikler, çizgi ve renk kombinezon.ları peşinde koşuyordu. Başka ressamların kendisini geçmelerine gönlü razı değildi. Bu yiızdenlıayatıJ devamlı bır miicıictele içinde geçmişti. 1515 de .. ölümünden bir yıl evveı meydana getiroigi <•Saçını Tanyan Venüs,, tablosunda_, elleri artık titreyen ihtiyar ressam, parlak devresine girmiş Venecıık resmirı.in yeni ustalan_, Tiziano'lar, Giogione'lerle boy ölçüşmüştür.

Gentilc'de ·bu hırsiardan eser yoktur. 0_, belki Giovanni kadar dindar değildi, içinde misti­sizma yaşamıyordu. Ama kardeşinden daha dürüst .. daha temiz_, daha mert olduğu şüphesizdi. Kazancına, mentaauna düşkün degıldi. X aşayacak, rahat çalışacak kadar parası vardı_, başka is-teği hırsı yoktu. Gentile'nin sakin_, sessiz mizacını eserlerinde görür gibiyiz. Bu eserler, dış alemle ilgili, insan tiplerini incelemekten ve her birinin kendine. has karakterini yakalamaktari hoşlanan bır realıstin eserleridir. CentileJ Meryem Ana'nm) Isa'nın ve azizierin hayali tasvirlerinden çok etratincıaki hemşenlerinin yÜZ iladelerile- ilgilidir. Centile) resimlerinde, devrinin sadık bir <lkro­nilççıı)si, bir (lrnusavvırüı gorünüyor. Din kOnusu üstline yaptığı tablolar, mistik sahneler degil~

- törenler, alaylaı·J ın~ydan wpıamıJarıJ kiiseden çıKış veya Kliseye girişlerdir: Bu dini törenleiiiı ressa.ma büy.li.: ko.n_.:ıoz;isyoillar Çizm.!ye bahane olduğu_, tabloların mistik manasından çok fazla kalabalık insan kitlelerini bir araya toplama işile meşgul olduğu bellidir. Centile'nin Venedik vf: Ivillana müzelerindeki büyük kompozisyonlanndaki yüzlerce küçük figüründen her biri pek canlı psikolojik portrelerdir. Centile J:<atilıi'n :ç.oıtresinde gösterdiği hassayı burada da belli etmiştir : modellerinin ruh özelliğini göımek ve canlamlırmak.

Giovanni ve Gentile Beliini'nin kendi ı:ortreltrine l:aktığımız zaman iki kardeşi birbirinden ayıran mizac farklarını daha iyi anlanuş oluyoruz. GioV<inni kendi reı:;mini çizmiştir. Ressam buradaJ bir Venedik asilzadesinin edas1m taşır. Ince, kemikli yüzünde gurur ifadesi vardır. Sanat lnrsı, dini rnistisi2ması bu ifadede bellidir. Gentile de kendi resmini çizmiştir. Bu portre; (<San­Marea Meydanında Bir Dini Törem isimli büyük kompozisyonundaki haylı kalabalLl< insan tipleri arasına sıkışmış bulunuyor. Bu resimle öteki tarihi gravürlerden, Beliini'nin olgun yaştaki tipi hakkında birfikir sahibi olabiliyoruz. Centile uzunca l:.cylu~ iri yapılı, sert adeleli açık Ve dürüst bakışlı bir adamdı. Düşündüğünü gizlerneden söyler, dalkavulduk, ikiyüzlülük bilmezdi. Hayatında övündüğü ender şeylerden biri, Istanbulda iken Fatih tarafından kendisine verilen Bey payesi idi.

Centile'yi Fatihe yaklaştıran unsurlardan biri_, ressamın iyi huyu, açık kalpliliği_, belki de patavatsızca konuşması, hislerini saklayama.:nasıdır. Fatih ile Beliini'nin karşılıklı münasebetleri ve dostlukları hakkındaki tarihi vesikalardan hep aynı mana fışkırıyor. Sanatld.rla hükümdar, batıl inanışiara düşman m.izacları) · realiteleri derhal gören ve lüzumsuz hayallere kapılmayan doğru, sağlam karakterlerile birbirlerini takdir etmişlerdi. Fatilıin Gentile gibi derin düşünen .. kültürlü bir ressama hayranlığı tabii idi. O, böyle şahsiyerlerle eskidenberi ilgilenirdi. Gentile ilc uzun konuşmalarında sohbet_, yalruz sanat konusu üstünde do~aşınaz~ türlü ınceralara sapardı.

Fatihin Genille'den zihnini kurcalayan ~ir çok konu kkkında daruştığı olurdu. Hilküm?ar, re~-

Page 14: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 83 (1, 2)

FATİH SULTAN MEHMET VE EELLNİ '55

sarnın samimi~ candan cevaplannı severdi. Beliini ise, Venedik Dojlarmdan sonra ilk olarak.böyle

büyük bir s~a ile ka:rşılaşıyordu. Ressam, bu <ıAsya Prensimin Dojian gölgede bırakacak çapta

olduğunu hayretle görüyordu.

Kendi de bir Rönesans adamı olan Giorgio Vasari'ye inanmak 18.zımsa, GentHe'yi Istanbul­

dan ayıran sebep, Rodos seferi lıazrrlıkları olmuştu. Güya, bir yabanemın sarayda yatıp kalkması .. hükümdarla fazla dost olması dedikodulara yol açmış, Fatihte, bir tatsiZlık Çlkması endişesile, res s ama yol verme zorunda kalmıştı. Yazılarında tarihi vakaları dilediği gibi değiştirmiş, yanlış

edindiği bilgileri kontrolsuz nakletmiş olan Vasari'nin bu hükmüne pek inanamayız. Fatih, böyle dedikodulardan korkacak mizacda değildi. İstese, GentHe'yi daha aylar_, belki de yıllarca, Türki­yede alıkordu. Gerçeği daha sade~ daha normal sebeplerde aramak gerektir. Genille bütün sipa­rişleri yerine getirmişti. Seyahatinin asıl ma..ksadı olan yağlı boya portre muvaffakiyetic başanlmıştı. Gentile'yi Istanbula getirtmekle Fatih, Türk resmine yeni bir yol göstermek istedi

ise bunun o kadar kolaylıkla başarılacak bir inkılfip olanuyacağını her halde anlamıştı. Devrin Türk minyatürcüleri, Orta Asyadan beri devarn edegelen ve İslam sanatına yüzlerce şaheser kazan­

dırmış bir görüş ve tekniği, bir tek batılı sanatkarın aksiyonu ile, bırakamazlardı.

c) Fatihin Hıristiyan doktrin ve prensioteri hakkında Patrik Yenadios'la yaptığı uzun görüş­

meler, Batı klisesinde birbirinden garip tefsirlere, hattil delice üttıitlere yol açmıştı. Papa II inci Pie 1642 de Fatibe uzun bir mektup yazmıştı. İtalyan arşivlerinde saklı olan bu mektup 1642 satırlık <ıromantikı> bir namedir. DiplamatiR mubabere usullerine uynı_ayan ve Fatibe gönderil­memiş olan bu mektup, sadece, Papanın hayallerini .. ümiderini aÇ1ğa vurmak bakımından dikkate

değer. Papa şöyle yazıyor :

<<Ey Sultan, küçücük bir şey, seni, yer yüzünde yaşayan insanlarm en kudredisi, en meşhuru yapabilir. Bu şey nedir, diyeceksin. Onu bulm:ı.k: zor değildir, çünkü o, bir su damlasıdır, elinin altındadır : seni <ıvaftiz» edecek su damlası. Eğer buna razı olursan, seni, Rumlarm ve bütün Şar­kın İmparatoru ilan ederiz.ı>

ç) İslfim miTiyatürünün karakter ve bünyesini incelerken Ernest Kühnel şöyle ya21yor : <!Kur'anın, canlı varlıkların tasvirini yasak ettiği, bu sebepten de İslfim sanatında resimle heykelin ,hiç bir zaman gelişınediği fikri hala devam eden çok yanlış bir düşüncedir. Hakikatte, bu mukaddes kitapta bahis konusu olan sUr e, ancak putperestliği yasak etmektedir. Bundan, sanatlcinİı <dini konulam figürlü veya sembolik bir şekilde ele almaktan sakınması geretkiği neticesi ÇL!ı:::ar. İslilın memleketle;rinde hiç bir zaman bu yasağa karşı gelinmerniş, hiç bir yerde bir İslam akidesi resimle gösterilmemiştir.»

<(İslam dininde Allah birdir .. gayrimer'ldir, tecessüsden ber:idir.ı> Bunun için put yapmalı: ve ona tapmak yasaktır. Kur'an da resim yapma yasağı hakkında hiç bir ayet bulunmadığı halde ressamlık .. bir çok lıadislerle, kesin olarak günah sayılmıştır. İşte bunlardan üçü :

<<Kıyamet gününde azabı en şedid olanlar, musavvirlerdir. Onlara, yarattığınız şeylere hayat veriniz .. denir.ı>

ı<Suret yapan herkes celıennemdedir, Yaptığı her surete can verilerek cehennemde azab olunur.»

<ıAllahüteala şöyle diyor : benim yaratışnn gibi yaratmaya uğraşan kimseden daha zalim kimdir ? Halili iseler bir habbe, bir zerre veya bir arpa halketslnler.ı>

İsl§mhğı kabul eden topluluklarda resim hakkındaki kayıtların ne dereceye kadar sayıldığı meydandadır. Resim, Hıristiyan sanatının olduğu kadar İslam sanatının da canlı ve zengin bir koludur. A:ıca.7.:, söylem! söyl·!ne, yazıla yazıla em,?:>ze edilmiş günalı fikri, İslfun resmini, Hıris­

tiyan resminden haylı ayırmış, ayrı bir idealin vasırası kılmıştır. Hıristiyanlıkta resim_. doğrudan

Page 15: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 84 (1, 1)

NURULLAH BERK

doğruya, elini yayan bil' vasıtadrr. Denebilir ki XVIII inci yüzyıla kadar başka fonksiyonu yoktur. Roma katakamplan içinde gizlenen Hıristiyanların ilk jesti, mağara dıvarları üzerine Allahlannın., İsa ve Meryemin resimlerini çizmek olmuştu. İsa'nın çarmıha gerilişi bir dramdı. Hıristiyan sanatı bir dram üzerine kurulmuş ve devam etmiştir. Bu sanat sonralan, insanı da ele alınca, onu_, olanca canlılığı_, yani ruhile aksettirmeye gayret etmiş_, sevinçlerine_, acılarına, ümit ve hayallerine ayna olmuştur. Ressamlarla lıeykeltraşlar insan figürünü gitgide daha sadakatla kopya etmişler ve bu kaygı bir gün o derece muvaffakiyetle kendini göstermiştir ki_, çizgi ve hava perspektivi_, anatomi, ışık gölge ile ı-esimlenen şeyler_, seyircinin gözleri önünde, birer gerçek gibi tecessüm etmişlerdir.

Hadislerin empoze ettiği kayıtlar neticesi olarak İslfunlıkta resim_, bir tek yol tutmuştur. Bu yol_, omömantal ve dekoratiftir. Küçük çaplarda kalma zarureti İslfun resmini kitap sanatının bir kolu şekline sokmuş.~ yazı.~ tezlıiple atbaşı yürütmüştür; Bilindiği gibi ilk Arap resimli yazma kitapları Mekaniğe., idroliğe., astronolniye ve tabiar bilgisine dair ilim kitaplandır. Sonra masallar., tarili kitapları, <omakamaoılar resimleni?eğe başlandı. Resimli yazma kitap.~ Arabistandan sonra Türkiyede, İranda ve Hindistanda da gelişti.

Bu bakımdan elde henüz vesika olmamakla beraber, Fatihin İslam ressamlığı hakkında neler düşündüğünü, Bellini hadisesi aydınhğıle, tabmin edebiliriz. Fatih büyük bir sanat koruyucusu idi. Zamanında ressam lancaları kurulmuş, İranlı, Türk ve başka milletiere mensup <ınakkaş»lar sarayda yer almışlardı. Vasari'nin rivayetine göre Fatilıin Batı sanatile ilk teması., Venedik elçisinin Giovanni Beliini'nin bir kaç eserini kendisine hediye etmesile başlar. Eğer Fatih, İslılm sanat geleneğine kuvvetle bağlı bulunsa idi, bu tablola..rı bu derece hayranlıkla seyretm.ez ve oniarda.~

milli sanatı yeni yollara götürecek unsurlar göremezdi. Hükümdarm.~ Giovanni'nin eserleri karşı­

sında müsbet tep!dsi artı..lı:: bir tarih gerçeğid.ir. Fatih Ciovanni'yi Istanbula getirtmek istemiş, - bu imk§.nsızlılç karşısında Gentile'yi aynı ilgi ve hayranlıkla karşılamıştır.

Fatihin yalmz resme karşı değil., heykele de ilgisi ayrıca dikkati çekecek ehemmiyettedir. İslam gelenekleri., resim sanatının gelişmesine adeta göz yumarken., heykeli sert kayıtlarla ortadan kaldırımştır. Heykel) resimden çok., puttur. Pl3.nları., mücessemliğile insanı resimden daha kuvvet ve tesirle, taklid eder. gölgesi., insan gölgesi gibi yere düşer. Bu yüzden İsliimlıkta heykel sanatı.~ oymalar, kabartmalar, demir ve tahta işleri şekline dökülmüş ve insanı tasvirden kaçınmıştır.

Angiolello Fatihin sa; a]l.TI.da yalnız resimler değil, heykellerin de mevcudiyetinden bahseder. Fatih., alçak kabartma altın madalyasını Eellini,den başka Costanzo di Ferrara ve Mattea de Pas­tl'ye de yaptutmıştı. Resim ve madalya olarak Fatih ikonografyası zengindir. Bu ikonogra:fya ayrıca yayımlanacağı için aradığı bilgileri okuyucu., başka eserlerde bulabilecektir.

d) XVII. yiizy1l İtalyan yazarlanndan Rido!f;, <<Venediğin meşhur ressamlam adb kitabında, Bellini'nin dönüşüne pek garip bir sebep gösterir. Ridolfi'nin anlattığı fıkra budur :

Gentile bir gün, Saint Jean-Baptiste'in kafası kesilmesi konusunda yaptığı birtabioyu Fatihe gösterir. Tabioyu uzun uzun tetkik eden hü.ı.:ümdar_, eserin güzelliğini övmekle beraber., ehemmi­

yetli bir kusuru olduğunu söyler. Gentile.~ bu kusuru sorduğunda Fatih.~ kesilen bir kafarun., ada­lelerin derhal yukanya doğru çekilmesinden dolayı., boyunsuz gibi duracağı cevabını verir. Res­samın hayieti karşısında Fatih.~ söyledilcierinin doğruluğunu isbat için., orada bulunan askerlerden birine, bir esir getirerek derhal boynunu uçurmasım em.reder. Esir getirilir_, l:oynu uçurulur ve Fatih_, gözleri dehşetle açılan Centile'yeJ satırı yedikten sonra- gerçekten derhal «takallüs eden» addeleri ve boyunsuz gibi duran kafayı gösterir. Centile Beliini bu hadise karşısında o derece korku duyar kiJ aynı şey belki bir gün benim de başıma gelir düşüncesile gitmeyi kararlaştırır.l)

Bu hildy~y~ RiiJlfi,d::n b::ı.]k3. ltim>e in:ı.n:rnmış gSrünüyor. Thuasne ~ diyor ki : <ıFarzede­lim ki bu ha :lise c"oyan et~ iş ol.swı. 1\Jrı> şunu da hatırlan:ık lazun ki tarih,, bu gibi masaJiarla

Page 16: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 84 (1, 2)

FATİH SULTAN MEHMET VE BELLİNİ I57

dolUdur. Yunan müellifi Seneque de, ressam Phrasius'un_, zincire vurularak karnı kartal tarafın­dan deşilen Promethee resmini yapmak için bir adamı çarmıhladığı ve yüzünde beliren müthiş acı ifadelerine baka baka eserini yapttğını nakleder. Michel-Angc[O hakkında da buna benzer rivayetler dola~mıştır. Öte yan1:ın_, e~cr Ridolfi'nin fıkrası doğru ise_, Vasari, yüz yıl evvel bunu niçin ihmal etmişti ? Fatih sarayında yaşaniış olan Jean-Mo:ı.rio Angiolello_, «Histoire Turchescaı>­

sında böyle canlı ve karakteristik bir vak'ayı kaçmr mı idi ?

e) Floransalı ressam ve mimar Giorgio Vasari (15II-1574) Rönesans sanatkatlarının biog­rafilerini yazıruş olmakla isim bırakmıştır. Vasari_. XIII üncü yüzyıldan XV incinin sonuna kadar devam eden zengin devreyi temsil etmiş büyük ressam ve heykeltraşlan birer birer ele almış"'

hayatlanın naldetmiş_, sanatlannı incelemiştir. Zamanla_, orta derecede bir sanatldir olan Vasari'nin_, kıyınet ölçülerinde, hadiseleri nakledişinde baylı yanlışlar yapnğı meydana çıkmalda beraber, on, onbeş cilt ·rutan hanra ve biografileri, Rönesansın büyük şahsiyetlerini tetkik etmek isteyenler için başlıca bir kaynaktır. Vasari, XV inci yüzyıl ressamlan arasında, Beliini'lere ayn fasıllar a:yrrmarmş, onlardan yer yer bahsetmiştir. 1841 de basılan ve bugün Istanbul Eski Eserler Müzesi kütüphane­sinde bu1unan on ciltlik {(Vies des Peintres, Sculpteurs et Architectesııin bir cildinde Bellini'ler

hakkında sahifeler vardır. Centile'ye <lııii il<i sabifeyi tercüme ederek bu yazıya katınayı faydalı bulduk.

{(Büyük Türk, bir İtalyan elçisinin ~ndisine bediye ettiği ve Giovanni Beliini tarafından yapılmış bazı portreleri görünce o derece hayran oldu ki, vaı'Zlı boya resimleri ve tasvirleri yasak eden İslam kanunianna rağmen, onhm mem<ıunlı.ıkh kahnl etti. h~tta, Venedik Senı:ı:r0sund~.n, Giovanni'yi Istanbuh ç;'h:i.::r;n~ıini rica e:tti. SF!rı.atcı ı"ivderi, hir '~"8.,..~-fh:t-ıı., qı~ "~5h rıhn Girıv~.lmi'­nin yolculu.lı:: yorgunlu~rııı davan~ttrrnır1.c~.ı, öt:e tarı:ı.f"r~." ı{~ B1ivi't'4; Kıınıh:au <::".lrınn..,rl~. l'lrh<::~n

bu kıv-n~tli enn-ı:ıt <;~1.ir:l~., ll'Vtt'"llT'tı.1ı: \ı;r;r~n~. Gi'lV"1."1'"1.;>'li"' v"' .. ;"1.P: "'""rPr.f'T{ """ kııilr,.+li RJl­

natkiir bildLlderi Geı:ıtile'yi Istaııhııh g'5"1.-ierml":ve k~tıı:r ver-iller. Ve,~rfi!c kalvnnhrı Gerıtil~'vi

Istanbula götürdü. Oraya vannca Venedik Serıvörlüi;tü eleisi Gentile'vi S11lt~mı takdim etti ve Sul­tan, ress~, türlü sevgi gösterileri ve oksamalada karsıladı. Gentile, hükümdarı1. bir t1hlo hediye etti ki bu eser, Sultan Mehmed'in son derece havranlığını çekti. Sultan Mehmet) ölümlü bir imanın tabiatİ bu derece ilahi şekilde taklidedebilece~ine inananuyacak oluyordu. Az sonra Gentile, bu

' İmparatorun, adeta bir <mucizeıı olarak karşılarran bir portresini vücude getirdi. Hasmetmeap bundan sonra, GentHe'ye : {(Sen kendi re'imini de yanibilir misin ?ıı diye sordu ve Centile, <(Evet>J dedi, ve az sonra çok canlı görünen kendi portresini Sultan Mehmede gösterdiğinde hükümdar, ressamın gerçekten iHlhi bir kudrete sahip olduğu fikrine varmı~ 1:-ulundu. ~ğer, yukarda sövle­diğimiz gibi, Peygaml:erin kanunu resim yarıra faalivetini TürHere y2s:ak etmese idi, Sultan Mehmet GentHe'nin geri dönüşüne telki biç rızı VPJrriy-f'rehi. Y2 hıiJ::>nrın rc~!'l't~l17lup-tJnu

uyandırmamak için, ya başka her hangi bir sebepten, Sultan Mehmet bir e-ün Gentile'~.ri huzuruna çağınd, hizın:::tbrini~'J. d<Jhyı 01.1 te~-::'ı;'r.: 1ir etti, resn-nt, m~til"ı ve sit:ıyişlere Q;arkevledi. Ve is­teyeceklerinin hiç birisine re:l cevi':Jı al-nW1":11:ı t'!'"D.~'l'l'!, Tl'! dileii~ini soru. Pek edepli ve dürüst bir adam olan Gentile, Vatanı olan Veudi~in H:ı~m.::tli Senatosu ve kudretli Senyörlüğüne hi­taben bir tavsiye m~ktubund.an başkaca bir ricası olTTI'idıÇ;ını söyeldi. Sultan ressama derh::d, en hararetli, en m~th:dld bir şe~ilie yazılı bir m~ktu'p ·vermekle kalm-ayıp, onu adeta hediyeler alunda boğdu. Bu arada, 250 altın düka ağırlığında l?ir Türk zincirini de ressamın boynuna bağ­ladı. Bu zincir bugün bala Bellini ailesinin malıdır. Gentile, kazasız Cel2sız Ver:edife vardığında, kardeşi Giovanni ve kendisini selfimlamağa gelen binlerce vatandaşı tarafıı:ıd:m lnırşılanch. Su!­tan Mehmedin Genille'nin sananru takdir etmiş olması herkesi sevindirmişti. Dojluk'la Venedik Seny5rlü}:i, G;Jtile'ye iltifathr e:l:rek, Ist::ı::tJ·ılfüi va?:ifeJini bu derece baıarile bitirdiğinden dolayı te:,rL"lc ettiler ve elinie~ci tav3iye m!'J.tuJ·ıın veriikieri elı-;:;::rrniycti isb1t için, k-:ıyiıb1yat

ıartile ona :ıoo altın .maaş ba~ladılar, Yurduıı~ döndük~en sQnra Qentile az çahşn. Öldüzü zaman

Page 17: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 85 (1, 1)

I58 NURULLAH BERK

yaşı sekeseni bulmuştu. Kardeşi Giovanni_. rsor yılında_. S. Giovanni-e-Paolo da ona- ~zel bir mezar yaprırdı. Çok yaşlı olmasına rağmen., Giovanni Bellini_, kardeşinin ölümile duyduğu acıyı

unutmak için hümmalı bir çalışmaya koyuldu. Giovanni Beliini seksen yaşında ihtiyarlıktan öldü.ft

Vasari'nin bu bendi_. devrin canlı bir vesikası değerini taşımak bakımından_. son derece mü­

himd.ir. Bu böyle olmakla beraber iÇindeki yanlışlar kolayca meydana çıkıyro. Vasari'nin tezine göre, Fatih:ı Istanbula bir ressam gönderilmesi için Venediğe haberci salmadan evvel, Giovanni'nin tablolannı görmüş bulunuyordu. Ve Dojluktan Giovanni'nin g5nderilmesini istemişti. Bu doğru olsa bile, Senatonun verdiği cevap hiç te diplomatik görünmüyor. Bir kere_, eğer Fatih doğrudan

doğruya Giovanni Belliıli'yi çağırmış olsa idi .. Senato, barışın yeni kurulduğu bir devrede.~ bu res­saını göndermernek tcdbirsizliğinde_,. hatta saygısızlığında bulunamazdı. Öte yandan_, Genille'den iki yaş küçük olan Giovanni, <tyolculuk yorgunluğuna dayanamıyacak1> bir halde değ.ldi. Aksin Gemile'den çok zinde ve sılılıadi olan Giovanni pek uzun yaşamış ve Vasari'nin dediğ .gibi ihti­yarlıktan ölmüştü.

Vasari, Gentile 1501 de öldü diyor ki, bu da yanlıştır. Ressamın o yıl değil_, 1507 de öldüğü kesin olarak tesbit edilmiştir. Gentile ısor de, <(San Marea'nun İskenderiyede vaaz vermesiı>

adlı büyük lcompozisyona çalışmakta idi. Üstad Istanbuldan döndükten sonra böyle büyük çapta bir çok tablo vücude getirdiğine göre Vasarinin <ıyurduna döndükten sonra. az çalıştı1> demesi' de tamamile uyduımadır. Bu böyle olmakla beraber_, Vasari'nin bütün yazıları gibi Beliini'ye ayırdığı

kısımlar da_, de'\-ı:in kokusunu) çeşnisini bize kadar ulaştıran seslerdir.

BİBLİYOGRAFYA NOTL!UU

f) Gentile Bellini'nin yaşadığı devir, hayatı ve sanau hakkında_ bilgi edinmek istiyenler için elde mevcut yayınlar_, sanat tarihi ve ansiklopedilerle dağınık yazı ve etüdler noksan görünüyor. Büyük devre:ıi Giovanni Bellin.i'den az soma başlayan Veneruk resmini ele alan sanat yazarları_, umumiyet1e, Centile'ye, layık olduğu yeri ayırmamışlardır. Centile Bellini'nin elıemmiyeti kü­çürnsenmemiş olmakla beraber, Giovanni'ye ayulan pay onu gölgede buakmaktadır. Şahsiyeti

biz Türkler için pek: mühim olan Centile'yi daha yakından tammal-c ve hayat saflıal:;ırını derinliğine incelemek için bugüne kadar yayımlannnş eserlerin yetmediği meydandadır. Bu yolda ilerde yürütülecek çlaışmalara temel bulmak için Veuedik şehri arşivlerini aramak lfizımdır. Oradö

henuz meydana çıkarılmam1ş vesikalar:ın bulunması muhtemeldir. TopkaPı sarayında da Beliini'nin sarayda ikameti hakkında vesikalar bulunacağı muhakkaktır.

Gentile'nin Istanbula gelişi ve buradaki çalışmaları hemen hemen bütün sanat tarihlerinde kayıtlıdır. Ayrıca_, İngilizce, Fransızca) İtalyanca ve Türkçe bir çok makalelerde bu konu incelen­miştir. Bu yayımların başlıca üç kaynağı, Hammer'in Osmanlı Tarihi_, Jean-Maria Angiolello'~un Historia Turclıesca'sı_, bir de Vasari'nin meşhur biografileridir. Bu arada da, L. Thuasne'nin

pek mühim bir kitabı birinci planda yer alrnaktadrr. Fatili SultanMehme~leBellini'yikarşılaştıran bu mühim ctütte yazar_, mevcut vesikaları pek güzel derleyip toplamakla beraber_, yenilerini de

bulmuş, kitabın çıkış yılı olan r884 denberi aktüalitesini hiç kaybetmemlş değerli bir eser tertip­lemiştir. Centile Beliini ile Fatihin karşılıklı münasebederini tetkik edenlerin yolundagiderek_, bizde_, bu küçük kitaptaki bilgileri deriemek için_, L. Tlıuasne'm eserini sahife sahife takibettik.

L. Thuasne, kitabına gereken ağırlığı verme.'lı: için_, çok kere konu dışına çıkarak Latince me­tinlerden haylı uzun mehazlar gösteriyor. Gerçi bunlann çoğu Fatih Sultan Mehmet devrine aittir_, ama aynen na .. 1dedi1dikleri için L:1tince bilmeyenlerce çözülmesi çetin metinler halindedirı Bunlar da dıılıil olduğu halde eserin Türkçeye çevrilecegini haber aldık,

Page 18: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 85 (1, 2)

FATİH SULTAN MEHJVlET VE BELLİNİ I59

(g) Fatihin fikri şahsiyeti hakkında malumat edinmek kolaydır. Yerli ve yabancı bir çok eser büyük adamın bu tarafile esaslı bir şekilde meşgul obuuşlardu. Bu bakımdan, birbibliyografya sıralamak hem uzun olacalı:ı hem de bizi konumuz dışına sürükleyecektir. Ancak_, degerli Bizan­tinologlanmızdan Vladimir Mirmiroğlu'nun bir eserini burada kaydetmek istiyoruz. Fatilıle Venedik dükası arasındaki mektupları, lıüküındarın Patrik Yenadios- ve Yorgi Amuruçi ile görüşmelerini bir araya toplayan bu kitap, eski vesikaların titiz tercümelerine dayanıyor.

Fatih Sultan Mehmedin ümanist cephesi burada tebarüz ettirilmiştir. Mirmiroğlu'nun bu kitabında, GentHe'nin olduğu söylenen bir tablo fotografı vardır. Kalabalık şahıslı bu korn­pozisyonda Fatih, kıyafl'!ti pek teşhis edilmiyen bir adamla konuşrnaktadır. Resmin fonunda Saraybur:p.u görünmektedir. Londra daJ lord Grawford'un koleksiyonunda bulunan bu resmin Fatihin Parttik Yenadios Solarios'la görüşmesi rasvir edildiği söylendi ise de, 1\fumiroğlu res.imde görülen şahsın Yenadios değilJ III üncü Maksimos slduğunu iddia etmektedir. Konusu ne olursa olsun bu tablonun Gentile'ye ait olduğu şüphelidir.

(h) Fatih devri sanatı incelenirken İslam minyatür sanatı konusuna kapı açılmış olur. Avrupa ilmininJ bu konu ile, İslam memlekerlerinden çok fazla ilgilenmiş olduğu malumdur. İslam sanatı ve ressamlığı hakkında Avrupa yayınları son derece zengindir. .Saladin'in 1895 de ÇL'kan <(Ma­nuel d' Amt Musulmamından sonra Batı ilmi İslam sanatlarile pek yakından meşgul olmaya baş­lamış ve yüzlerce cilrlil< zengin bir bibliyografya meydana gelmiştir. Blochet, T. W. Amold, Gaston Migeon, Armenak Sakızyau, Oement Huart_;ı PopeJ Kühnel gibi ilim adamları İsHim sanatını, bütün kollan içinde tetkik etmişlerdir. Biz Türkler için bu yayımlarm tenkid edilecek başlıca noktasıJ Türk sanauna aynlan yeön a7lığıdır. Bilindiği gibi banlı yazar ve tarihçilerinin çoğu, sanatımızı, hele minyatür ekolümüzü İran ressamlığının bir kolu bilmişlerdir. Yüzyıllardanberi kökleşmiş bu fikrin tesirile, eskiden Istanbul müzelednden çalınaralı.: Avrupa m üzelerine s atılmış ne şlıalis Türk miniyatürleri, İran sanatı örnelderi gibi gösterilmiştir.

Batılı bilginierin yavaş yava-;; fikir değiştirmeleri, Türk müzeciliğinin esaslı şekilde ıslfihı,

ilim adaınla.nnuz.ın son yillar içinde Türk minyatürcülüğü üstünde araşurmalarda bulunarak haylı eser kaleme clmış olmalan Türk resmi haldu.nda bugüne kadar kristallrş Jiiş yanlış fikirlerinin düzeltilmesine kapı açmıştır. E. Kühnel, Gaston M.igeon, Allıert Gabriel, Fuat KöprülüJ Celal Esat ArsevenJ Tahsin Öz, Süheyl Ünver, Hilmi Ziya Ülken, Rıfkı Melul Meriç ve daha bazı yazarlar Ttirk sanatı hakkında laymerli eserler yayımladılar. Suut Kemal Yetkinıle Mel§.hat Özgü, İsliim sanall bibliyografyasında aı·rü:.: khisikleşmiş olan Kühnel'in «Doğu İslam Memleketlerinde Minyatürı! adlı eserini tercüme ettiler. Öte taraftan) Suut Kemal Yet.lı.:in'in de Türk resmi lıa.ldınıda pek mühim bir eser hazırlamış olduğunu memnunlukla haber aldık.

BİBLİYOGRAFYA

L. THUASNE, Gentile Beliini et le Sultan Mahomet II, Paris. r884.

Giorgio VASARİ, Vies des Peimres, Sculpteurs et Architectes. Just Tessier, edit. Paris r84r.

De HAM.MER, Histoire de rEmpire Ottoman.

Philip Hendy ~t Ludwig GOLDSCHEIDER, Giovamıi Bellini. Plıaidon Press Ltd, Oxford

et London, 1945· Emile CA.lvt.MAERTS, Les Belh'ni. Librairie Renouard. Paris.

Louis HOURTICQ. Eııcyclopedie des Beaux-Arts. ~achetteJ Paris, 192ş.

Elle FAURE.t Histoirş de l'Art. GrCs, Paris,

-~--~----

Page 19: ILAHiYAT FAKÜLTESi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1953_2-3/1953_2-3_BERKN.pdf · 2015. 9. 8. · D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 77 (1, 2) FATİH SULTAN

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 86 (1, 1)

ı6o NURULLAH BERK

Vladimir MİRMİROGLU, Fatih Sultan Mehmet II Devrine Ait Tarihi Vesika/aı·. Sanyer Halkevi neşriyatından. Istanbul_, 1945.

Rıfkı Melul MERİC, Türk Tezyinf Sanat/arı. Güzel Sanadar Akademisi neşriyatından.

Istanbul 1937·

Ernest K.ÜHNEL .. Doğu isitim Memleketlerinde Mhıyatür. Ankara Üniversitesi halıiyat Fa­kültesi yayınlan. Suut Kemal Yet:Jtiı:ı ve Melahat Özgü tercümesi. Ankara_. 1952.

Celal :&at ARSEVEN_, L' Art Turc. Publication de la Direction Generale de la Pressc. Is­

tanbul, '939·

Dr. A. Süheyl ÜNVER, Gentile Bel/ini. Aylık Ansiklopedi n. 24.

Dr. A. Süheyl ÜNVER,rl!im ve Sanat Bakımından Fatih Devri Notları. Istanbul Belediyesi Istanbul Fethi sOo üncü yıldönümü kutlama yayınlarından. 1948.

Gaston MİGEON)" Manuel d'/lrt Musulman. Auguste Picard ed. Paris 1927.

Lionella VENTURI, La Peinture İtalienne. Skira ed. Geneve-Paris_. 1950.

Louis .MASSIGNOK_, Les mithodes de riali'sation arıisti'gue des peuples de l'İslam.

Bürhan TOPRAK, Din ve Sanat.

Nurullah BERK, Belliııi'ler. Milli Eğitim Bakanbğı yayınlanndan. Istanbul 1950.

E. BLOCHET, Les Peiııtres de Manuscrits. Paris 1920.

Gustave SOULIER. Les İnfluences orientales dans la pe:inture Toscane. Paris 1924.

Fehnii ETEM et Ivan TCHOUKINE. Les manuscrits illustris de la BibliotlıJque de l'Uni­versitt d'İstanbul. Paris. 1939.

Armenak SAKİZİAN. La Miniatıtre en Peı-se. Paris 1924.