Iii - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · iBNÜ'I-FURAT, Nasırüddin İslam tarihi açısından...

2
: ibn Ebü Hatim. ve't-ta'dfl, ll, 67; ibn Hibban, VIII, 36; ibn Adi. el-Kamil, 193; Tabaka tü bahan (n AbdülgafOr Abdülhak Hüseyin ei-Be- Beyrut 1988, ll, 254-258; EbO Nuaym el- isfahani. :fikru Seyyid Kis- revi Hasan). Beyrut 1410/1990, I, 113-114; Ha- tib, Tarll]u Bagdad, IV, 343-344; ibn Ebu Ya'Ia. Tabakatü 'l-/fanabile, I, 53-55; ibn Asakir. Ta- rfl]u (Am ri). V, 150-157; a.mlf .. el-Mu'- s. 57; Mizzi. Teh?fbü'l-Kemal, 422-425; ibn Abctülhacti. ll, 227-228; Zehebi, A'lamü'n-nübela', XII, 480- 488; a.mlf .. Te?kiretü ll, 544-545; a.mlf .. Mfzanü'l-i'tidal, I, 127-128; Safedi, el- Va{f, VII, 280; ibn Hacer, Teh?fbü 't-Teh?fb, I, 66- 67; Davüdl. Tabaf>atü '1-müfess irfn (Lecne). I, 62-64; Bedran. Tarfl]i I, 435- 436 ; Kettani. er-Risaletü '1-müstetra{e, s. 87; Sezgin, GAS,I, 135; Elbani, Mal] tu tat, s. 89; Ab- dülaziz izzeddin es-Seyrevan. Mu'cemü tabaf>a- ve'l-mü{essirfn, Beyrut 1984, s. 56- 57; Bessam Abdülvehhab ei-Cabi. Mu'cemü'l- a'lam, Umasol 1407/1987, s. 60. L Iii KAMiL ÇAKIN Ebü'l-Fazl (bk. T, ( Muhammed b. Abdirrahim b. Ali el-Hanefi (ö. 807 /1405) Tiinl.Ju'd-düvel ve'/-müliik eseriyle olan tarihçi. L 735'te ( 1335) Kahire'de köklü bir aile- nin olarak Aile fertlerin- den çok vezirlik ve katiplik yap- ilmi hayata hadis ve tahsil ederek Ebü'l- Ferec Abdülhadi ve Ebu Bekir es-San- nac'dan hadis Zehebi, Ebü'l-Ha- san el-Bendenici ve Necmeddin Yusuf ed-Dülasi'den icazet ta- Kahire'deki Muizziyye Med- resesi'nin tayin edildi. Daha sonra kendini çok ilgi tarih ilmi- ne verdi ve eserini 1 val807'de (2 Nisan 1405) Kahire'de vefat etti. Bir dünya tarihi olarak tasarlanan Ta- riJ].u'd-düvel (TarfiJU ib- ni'I-Furat el-fjanefl, et-Tarf/f.u '1- meslük ila ue'l-mülük). Müsveddelerinin 100 cüzü söy- lenir. An cak sade- ce yirmisini temize ve 501- 799 ( 11 07-1397) kapsayan günümüze da eksiktir. Kitap. Suriye'- deki hakimiyetinden bir sonra özellikle seferleri ve Memlük tarihi için ana kay- naklardan biridir. Bugüne kadar gelme- kaynaklardan istifade eserin önemini Kitapta bütün tarihi olay- lar ele böl- gelerindeki müslümanlarla. bazan yanlarla ilgili olaylara dahi yer Müellif. kendi bilgilerle yetinme- yip önceki tarihçilerin malzemelerini de bu arada belge- lendirerek ve daha güvenilir hale Onun resmi ar- belgelerinden ve metinlerin- den de birçok bir senteze Belgeleri daima dü- zenli biçimde tarihlerini en eski tercih da tirmeden ve aynen görülür. genelde ta - rih kalarak kro- nolojik bir Önemli bir naklederken o konunun tarihçe- sini. seyrini de özetler; mesela bir yenilik olarak dört yeri- ne bir seçilmesi münasebetiyle ülke- deki hukuk sisteminin Ezher Camii'nin söz ederken kül- liyenin tarihçesini, Suriyeli kalelerinin ele geçirilmesi bahsinde de mailiyye mezhebinin tarihini verir. Yaküt ei-Hamevi ve gibi daha önce tarihçilerin ortak kaynaklarda (mesela Belazürl'nin Fütü- yer alan bilgileri kendiyaz- An - cak onun edebi olan ay- konudaki bu bilgi ve - veyri gibi daha önceki tarihçilerin eserle- rinde gereksiz bulunarak veya her sonun- da o ölen ünlü de bahset- Bunu yaparken de gibi siyasilerin için sadece tarih belirt- mekle toplumsal ve kültürel yönleriyle ilgili bilgiler de mesela giydikleri 678'de hal- ihtilaf ve üzerine ra- mazan bir gün önce (4 Ocak 1280) oruca iBNÜ'I-FURAT. takdim ve tertibinde devrin tarihçilerinin üslübuna uyan olan kelime ve ibareleri hatta o zaman im la ile keli- meleri dahi aynen görülür. yazarlar onun hatalarma ve ami- yane ifadelerine dikkat fakat önemi eserini yine de muteber kabul Kelimelerin daki ihmal ve dikkatsizlikler. uzatma. girme ve süsleme metnin Bu sebeple eseri okumak zordur. Genellikle kaynakla- çok defa da ve- rir. VI. (XII.) büyük bir ve Halepli Ebü Tayy'in eserleriyle Nazif'in ve'l - be - yan ti gibi bugün mevcut olmayan kaynaklardan için önemlidir. Azimi'nin tari- hinden ve Müterricü'l-kü- özellikle I. Baybars dönemi için TariJ].u'l-Me- ve Abdüzzahir'in tama- günümüze hir ii sireti'l-Meliki'?-?:ahir eserle- riyle b. Ali el-Askalani'nin ve Kalavun döne- mi ve için de Cezeri'nin ljavadi- eserinden Bunlardan Ebü'l-Fida, Baybars, Yünini. Belazüri, Havkal, Ali b. E bO Bekir el-Herevi, Asakir. HamdOn ve gibi tarihçilerden de istifade kaynaklar için bk. Ashtor.. S. 22-24) eserinin yerlerinde önemli ya da önemsiz birçok Arap tarih- çisini kaynak olarak zikretmesine Bahri Memlükleri'ni hiçbir kilde Nüveyri'nin ve Nihayetü'l-ereb'i- nin anmaz. Fakat eserin büyük Nüveyri'nin bir önce tamamen hatta onu aynen tekrar görülür. Bu durum dikkate tarihi- ne daha fazla veril- söylenebilir. Ancak - veyri'ninkilerle paralellik gösteren pasaj- larda daha ve daha fazla bilgi ve onun da Öte yandan Nihdyetü'l-ereb gibi Baybars el-Mansüri'nin Zübdetü'l-fik- re'sinde ve özellikle Cezeri'nin lj avadi- çok yer 45

Transcript of Iii - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · iBNÜ'I-FURAT, Nasırüddin İslam tarihi açısından...

Page 1: Iii - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · iBNÜ'I-FURAT, Nasırüddin İslam tarihi açısından önemli Gazan · Han'ın İslamiyet'i kabulü olayından yok denecek kadar az bahsetmesini

BİBLİYOGRAFYA :

ibn Ebü Hatim. el-Cer/:ı ve't-ta'dfl, ll, 67; ibn Hibban, eş-Şil~at, VIII, 36; ibn Adi. el-Kamil, ı, 193; Ebü'ş-Şeyh. Tabaka tü '1-mu/:ıaddişln bi-iş­bahan (n ş[ AbdülgafOr Abdülhak Hüseyin ei-Be-10ş1), Beyrut 1988, ll, 254-258; EbO Nuaym el­isfahani. :fikru atıbari işbahan (nşr Seyyid Kis­revi Hasan). Beyrut 1410/1990, I, 113-114; Ha­tib, Tarll]u Bagdad, IV, 343-344; ibn Ebu Ya'Ia. Tabakatü 'l-/fanabile, I, 53-55; ibn Asakir. Ta­rfl]u Dımaşk (Am ri). V, 150-157; a.mlf .. el-Mu'­cemü'l-müştemil, s. 57; Mizzi. Teh?fbü'l-Kemal, ı , 422-425; ibn Abctülhacti. 'Ulema'ü'l-/:ıadfş, ll, 227-228; Zehebi, A'lamü'n-nübela', XII, 480-488; a.mlf .. Te?kiretü '1-J:ıuffa?, ll, 544-545; a.mlf .. Mfzanü'l-i'tidal, I, 127-128; Safedi, el­Va{f, VII, 280; ibn Hacer, Teh?fbü 't-Teh?fb, I, 66-67; Davüdl. Tabaf>atü '1-müfessirfn (Lecne). I, 62-64; Bedran. Tefı?fbü Tarfl]i Dımaşf>, I, 435-436; Kettani. er-Risaletü '1-müstetra{e, s. 87; Sezgin, GAS,I, 135; Elbani, Mal] tu tat, s. 89; Ab­dülaziz izzeddin es-Seyrevan. Mu'cemü tabaf>a­ti 'l-J:ıufftı? ve'l-mü{essirfn, Beyrut 1984, s. 56-57; Bessam Abdülvehhab ei-Cabi. Mu'cemü'l­a'lam, Umasol 1407/1987, s . 60.

L

Iii KAMiL ÇAKIN

İBNÜ'l-FUAAT, Ebü'l-Fazl

(bk. İBN HİNzABE).

İBNÜ'I-FURA T, Nasırüddin ( ..::.ıf_,.ö.Jf.;y,f <.)!~f)""Li )

Nasırüddin Muhammed b. Abdirrahim b. Ali el-Mısri: el-Hanefi

(ö. 807 /1405)

~

Tiinl.Ju'd-düvel ve'/-müliik adlı eseriyle meşhur olan tarihçi.

L ~

735'te ( 1335) Kahire'de köklü bir aile­nin çocuğu olarak doğdu. Aile fertlerin­den çok sayıda kişi vezirlik ve katiplik yap­mıştır. ilmi hayata zamanın ulemasından hadis ve fıkıh tahsil ederek başladı. Ebü'l­Ferec İbn Abdülhadi ve Ebu Bekir es-San­nac'dan hadis öğrendi. Zehebi, Ebü'l-Ha­san el-Bendenici ve Necmeddin Yusuf ed-Dülasi'den icazet aldı . Öğrenimini ta­mamlayınca Kahire'deki Muizziyye Med­resesi'nin hatipliğine tayin edildi. Daha sonra kendini çok ilgi duyduğu tarih ilmi­ne verdi ve meşhur eserini yazdı. 1 Şev­val807'de (2 Nisan 1405) Kahire'de vefat etti.

Bir dünya tarihi olarak tasarlanan Ta­riJ].u'd-düvel ve'l-mülılk'ün (TarfiJU ib­ni'I-Furat el-fjanefl, et-Tarf/f.u '1-utı;;;:ıf:ıu '1-meslük ila teracimi'l-f:ıulefa' ue'l-mülük). Müsveddelerinin 100 cüzü bulduğu söy­lenir. Ancak İbnü'l-Furat bunların sade-

ce yirmisini temize çekebilmiştir ve 501-799 ( 11 07-1397) yılları arasını kapsayan günümüze ulaşmış nüshaların da bazı kı­sımları eksiktir. Kitap. Franklar'ın Suriye'­deki hakimiyetinden bir asır sonra yazıl­masına rağmen özellikle Haçlı seferleri ve Memlük tarihi için başvurulacak ana kay­naklardan biridir. Bugüne kadar gelme­miş kaynaklardan istifade etmiş olması eserin önemini arttırmaktadır. Kitapta Yakındoğu'da yaşanan bütün tarihi olay­lar ele alınmış. ayrıca dünyanın diğer böl­gelerindeki müslümanlarla. bazan hıristi­yanlarla ilgili olaylara dahi yer verilmiştir.

Müellif. kendi topladığı bilgilerle yetinme­yip önceki tarihçilerin malzemelerini de nakletmiş. bu arada bazı kayıtları belge­lendirerek ve bazılarını açıklayarak daha güvenilir hale getirmiştir. Onun resmi ar­şiv belgelerinden ve antlaşma metinlerin­den de faydalanmış olması birçok açıdan kapsamlı bir senteze varmasını kolaylaş­tırmıştı r. Belgeleri kullanırken daima dü­zenli biçimde tarihlerini verdiği, en eski kaynağı tercih ettiği. alıntılarını da değiş­tirmeden ve kısaltmadan aynen yaptığı görülür.

İbnü'I-Furat. olayları genelde İslam ta­rih yazıcılığı geleneğine sadık kalarak kro­nolojik bir sırayla anlatır. Önemli bulduğu bir olayı naklederken o konunun tarihçe­sini . gelişme seyrini de özetler; mesela Mısır'da bir yenilik olarak dört kadı yeri­ne bir kadı seçilmesi münasebetiyle ülke­deki hukuk sisteminin gelişmesini, Ezher Camii'nin onarımından söz ederken kül­liyenin tarihçesini, Suriyeli HaşhaşHer' in

kalelerinin ele geçirilmesi bahsinde de İs­mailiyye mezhebinin tarihini verir. Yaküt ei-Hamevi ve İbnü'I-Esir gibi daha önce yaşamış tarihçilerin kullandıkları ortak kaynaklarda (mesela Belazürl'nin Fütü­f:ıu'l-büldan'ı) yer alan bilgileri kendiyaz­dıklarıyla karşılaştırarak aktarmıştır. An­cak onun açıkladığı . edebi değeri olan ay­nı konudaki bu farklı bilgi ve görüşler Nü­veyri gibi daha önceki tarihçilerin eserle­rinde gereksiz bulunarak çıkarılmış veya kısaltılmıştı. İbnü'l-Furat her yılın sonun­da o yıl ölen ünlü kişilerden de bahset­mişti r. Bunu yaparken de çağdaşları gibi siyasilerin hayatı için sadece tarih belirt­mekle yetinmemiş. toplumsal ve kültürel hayatın çeşitli yönleriyle ilgili bilgiler de vermiştir; mesela tüccarların giydikleri kıyafetleri tanıtmış. 678 'de Mısır'da hal­kın şiddetli ihtilaf ve şüphe üzerine ra­mazan ayından bir gün önce (4 Ocak 1280) oruca başladığını bildirmiştir.

iBNÜ'I-FURAT. Nasırüddin

Konuların takdim ve tertibinde devrin tarihçilerinin üslübuna uyan İbnü'I- Furat'ın yaygın olan kelime ve ibareleri seçtiği ,

hatta o zaman yanlış im la ile yazılan keli­meleri dahi aynen kullandığı görülür. Bazı yazarlar onun fahiş hatalarma ve ami­yane ifadelerine dikkat çekmişler. fakat önemi dolayısıyla eserini yine de muteber kabul etmişlerdir. Kelimelerin imlasın­daki ihmal ve dikkatsizlikler. anlatımdaki uzatma. aşırı ayrıntıya girme ve süsleme metnin aniaşılmasını güçleştirmektedir. Bu sebeple kaynaklarına başvurmadan eseri okumak zordur. Genellikle kaynakla­rını, çok defa onların da kaynaklarını ve­rir. VI. (XII.) yüzyılın büyük bir kısmı Mısırlı İbnü't-Tuveyr ve Halepli İbn Ebü Tayy'in eserleriyle İbn Nazif'in el-Keşf ve'l-be­yan ti ]Javadişi'z-zaman gibi bugün mevcut olmayan kaynaklardan yazıldı­ğı için önemlidir. Ayrıca Azimi'nin tari­hinden ve İbn Vasırın Müterricü'l-kü­rılb'undan, özellikle I. Baybars dönemi için İzzeddin İbn Şeddad'ın TariJ].u'l-Me­liki'? -?:i'ıhir ve İbn Abdüzzahir'in tama­mı günümüze ulaşmayan er-Ravzü'v?:i'ı­hir ii sireti'l-Meliki'?-?:ahir adlı eserle­riyle Nasırüddin Şafi' b. Ali el-Askalani'nin Na?mü's-sülılk'ünden ve İbn Dekmak'ın Nüzhetü'l-enam'ından, Kalavun döne­mi ve sonrası için de Cezeri'nin ljavadi­şü'z-zaman adlı eserinden faydalanmış­tır. Bunlardan başka Ebü'l-Fida, Baybars, Yünini. Belazüri, İbn Havkal, İmadüddin el - İsfahani, Ali b. E bO Bekir el-Herevi, Ebü'l-Kasım İbn Asakir. İbn HamdOn ve İbn Münkız gibi tarihçilerden de istifade etmiştir (diğer kaynaklar için bk. Ashtor .. S. 22-24)

İbnü ' l-Furat, eserinin çeşitli yerlerinde önemli ya da önemsiz birçok Arap tarih­çisini kaynak olarak zikretmesine rağmen Bahri Memlükleri'ni anlatırken hiçbir şe­kilde Nüveyri'nin ve Nihayetü'l-ereb'i­nin adlarını anmaz. Fakat eserin büyük kısmının Nüveyri'nin bir asır önce yazdık­larıyla tamamen örtüştüğü, hatta onu aynen tekrar ettiği görülür. Bu durum dikkate alındığında İbnü'l-Furat'ın tarihi­ne hakettiğinden daha fazla değer veril­diği söylenebilir. Ancak İbnü'I-Furat, Nü­veyri'ninkilerle paralellik gösteren pasaj­larda daha doğru ve daha fazla ayrıntılı bilgi vermiş ve ayrıca onun kullanmadığı kaynakları da kullanmıştır. Öte yandan Nihdyetü'l-ereb gibi sık sık başvurduğu Baybars el-Mansüri'nin Zübdetü'l-fik­re'sinde ve özellikle Cezeri'nin lj avadi­şü 'z-zaman'ında çok geniş yer ayrılan .

45

Page 2: Iii - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · iBNÜ'I-FURAT, Nasırüddin İslam tarihi açısından önemli Gazan · Han'ın İslamiyet'i kabulü olayından yok denecek kadar az bahsetmesini

iBNÜ'I-FURAT, Nasırüddin

İslam tarihi açısından önemli Gazan · Han'ın İslamiyet'i kabulü olayından yok denecek kadar az bahsetmesini anlamak da güçtür. Buna karşılık söz konusu kay­naklarda hiç temas edilmeyen mahalli hükümdarlara gönderilmiş mektupların metinlerini vermesi ise onun özelliğidir.

Sehavi'ye göre İbnü'I-Furat'ın vefa­tından sonra eserinin müsveddesini, oğlu Kadı izzeddin temize çekilmesi­nin meşakkatini göze alamadığı ve ta­rih ilmine vakıf olmadığı için satmış .

daha sonra eseri Şeyhülislam Zekeriyya ei-Ensari'nin terunu Şerefeddin eline ge­çirerek ı. cildinin S 16 yılı sonuna (28 Şu­

bat 1123) kadar olan kısmını temize çek­miştir. Kitabın en önemli nüshası, Fransız şarkiyatçıları tarafından Ezher'den alına­rak Paris'e götürülen ve yarım asırdan uzun bir süre sonra Wien Nationalbibli­othek'e intikal eden, büyük kısmı müellif hattıyla ikişer kısımdan oluşan dokuz cilt­likyazmadır(nr. A. F ı ı 7-ı 25; Ahmed eş ­

Şam!, X/2 [ı 9841, s. 64, 67). Mevcut ciltler Muharrem 501 -Muharrem 799 (Ağus­tos 11 07 - Ekim 1396) tarihleri arasını kapsamaktaysa da522-543 (1128-1149), 625-659 ( 1228-1261 ) ve 68 7-788 ( 1288-1386) yıllarına ait sayfalar eksiktir. Aslı Fas'ta bulunup mikrofilmi Beyrut Ameri­kan Üniversitesi'ne gönderilen bir yazma 625-638 (1228-1241 ). Vatikan Kütüpha­nesi 'ndeki (nr. 726) bir başkası ise639-659 (1241-1261) yılları arasını ihtiva et­mekte ve böylece eksik parçaların bir kıs­mı tamamlanmaktadır. Paris Bibliothe­que Nationale'de (nr. ı 595, 5990) ve Lond­ra British Museum'da da (nr. Or. 3007) eserin diğer bazı parçaları bulunmakta­dır. Viyana'daki dokuz ciltten ıX/1 ile (789-792) V ll ( 672-682) Kostantin Zürey~ (Bey­rut ı936 ; Beyrut - Kahire ı942), ıX/2 ile (793-799) vııı (683-696) Kostantin Zü­rey~- Necla izzeddin (Beyrut ı938, ı939). ıV/1 (563-586), ıV/2 ile (587-599) V/1 (600-615) Hasan Muhammed eş-Şemma' (Bas­ra ı967, ı969, ı970) ve VI (639-671) J. S. C. Riley-Smith- U. M. C. Lyons (ı-ıı , Cam­bridge ı 97 ı ) tarafından neşredilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

lbn ai-Furat, Ayyubids, Mamlukes and Cru­saders, Selections from the Tarikh al-Duwal wa 'l-Mulük (nşr. J. S. C. Riley-Smith- U. M. C. Lyons ). Cambridge ı 97ı, giriş 1, VII-Xl; Makrizi, el-Mul!:affe'l-kebfr (nş r. Muhammed el-Ya'lavi). Beyrut ı4ı ı;ı991 , VI, 64; a.mlf., Dürerü 'l-'ul!:ü­di'l-ferfde fi teracimi'l-a'yani 'l-müfide(nş r. Ad­nan Derviş- Muhammed el-Mısri). Dımaşk 1995, I, ı ı 8- ı ı 9; İbn Hacer, İnbfi' ü '1-gumr, V, 267-268; İbn Tağriberdi , ed-Delflü 'ş-Şafi (n ş r. Fe­him M. Şeltut). Kahire ı370 , ll , 636; Sehavi, ec;l­Oav'ü '1-lami' , IV, 5 ı -52; Süyuti. f:lüsnü '1 -mu/;ıfi-

46

c;lara, 1, 556; İbnü'l-İmact, Şe,erat(ArnaOt). IX, ı 07- ı 09; De Slane, Catalogue des manuscrits arabes de la Bibliotheque Nationale, Paris ı883 , 1, 30ı; P. Charles Rieu, Supplement to the Catalogue of the Arabic Manuscripts in the British Museum, London ı894, s. 286-288 ; M. Şemseddin [Günaltay), islamda Tarih ve Müver­rihler; İstanbul ı339-42, s . 36 ı -362; G. Levi Del­la Vida, Eleneo de i Manoscritti Arabi Islami ci della Biblioteca Vaticana, Vatican ı936, s. 69; Brockelmann, GAL, ll, 6 ı -62; Suppl., ll , 49; E. Ashtor. "Some Unpublished Sources for the Bal:ıri Period", Studies in lslamic History and Civilization (ed . Uriel Heyd) , Jerusalem ı96ı ,

s. ı3-24 ; N. Elisseeff, Nürad-Din, Damas ı967, ı, 73-75; D. Presgrave Little, An Introduction to Mamlük Historiograph , Wiesbaden ı 970, s. 73-75; Şiikir Mustafa, et-Tarfi)u'l-'Arabf ve'l­mü'errii)ün, Beyrut ı 990, lll , ı 28 -130; M. Ke­maleddin İzzeddin Ali, Erba'a mü'erril)in ve er­ba'a mü'ellefat, Kahire ı 992; Ramazan Şeşen,

Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yaztctltğt , İs­tanbul ı998, s . ı ı4, 140, ı55 , ı77, 20ı-202 ,

209; Nicola Ziadeh. "Ma salıerne bihi'I-mü'erri­)Jüne· ı-'Arab fı'l-mi'eti 's-seneti 'I-abira min di­raseti 't-taribi'I-'Arabi ve gayrih fı 'aşri 'I-Me­

malik" , el-Ebl;ıfiş, Xll/3, Beyrut ı959, s. 327-328; Ahmed eş-Şami. "Dirilse fı mabtfitati Til.­nbi'd-düvei ve'I-müiüki'I-ma'ruf bi-Til.ribi ib­ni'I-Furat ei-I:Ianefı" , ed-Dare, X/2, Riyad ı984,

s. 59-87; "İbnülfurat", İA , V/2, s . 855;CI. Cahen. "Ibn al-Furat", B 2 (ing.). lll , 768-769; Ebü'I-Ha­san Diyanet. " İbn Furat", DMBİ, ıv, 393-394.

r

L

Iii SAoi S. KucUR

iBNÜ'I-FURA T ei-AKüıl ( ~.,.SWf ..::.ıf_,Arf .,:,! f)

Ebü'I-Hasen All b. Muhammed b. Musa b . ei-Hasen b. ei-Furat ei-Aküll

(ö. 312/924)

Abbasi veziri.

9 Reb'iülahir 241 'de (27 Ağustos 855) Nehrevan'da doğdu; aslen Nehrevanlı bir aileye mensuptur. Dedesi Akül'e yerleşti­ği için Aküli nisbesiyle tanınır. Halife Mu'­temid-Aiellah'ın son zamanında devlet adamları arasındaki iktidar mücadelesi yüzünden ağabeyi Ebü'I-Abbas Ahmed ile birlikte hapsedildi ve Mu'tazıd-Billah ta­rafından serbest bırakıldı (279/892). Hali­fe Mu'tazıd-Billah zamanında Divanü'l-ha­rac ve'd-dıya reisi olan ağabeyi Ahmed'in yanında göreve başladı ve onun ölümün­den sonra da yerine tayin edildi. Halife Müktefı-Billah'ın ölümü üzerine çıkan ka­rışıklıklar sırasında İbnü'I-Furat ailesi Ca'­fer b. Mu'tazıd-Billah'ı, rakip İbnü'I-Cer­rah ailesi Abdullah b. Mu'tez-Billah'ı des­tekledi. Sonunda Ca'fer, Muktedir- Billah lakabıyla hilafet makamına geçti (908) . Fakat İbnü'I-Mu'tez taraftarları bir süre sonra onu indirip tahta kendi halife aday-

larını çıkarınca İbnü'I-Furat ailesi korkup saklanmak zorunda kaldı . Ancak İbnü'I­Mu'tezz'in halifeliği sadece yirmi dört sa­at sürdü ve ertesi gün Muktedir geri ge­lince kendisini destekleyen İbnü'I-Furat'ı vezir tayin etti (8, 9 veya 23 Reblülevvel 29615 , 6 veya 20Aralık 908). İbnü'I-Furat , halifenin annesi ve birkaç saray hadımıy­la iş birliği yaparak iktidarın en kuwet­li adamı oldu; arkasından da zirnınetine büyük miktarda para geçirdiği gibi bede­vileri Bağdat'a saldırmaya yönlendirdi. Bu yüzden 4 Zilhicce 299'da (22 Temmuz 912) görevinden uzaklaştırılıp hapse atıldı ve maliarına el konuldu. Beş yıl hapis yattık­tan sonra o zamankivezir İbnü'I -Cerrah ailesinden Ali b. Isa azledilerek8 Zilhicce 304'te (2 Haziran 917) ikinci defa vezaret makamına getirildi; kendisine muhteşem bir merasimle yedi kat hil'at giydirildi; gu­lamlarına da 300.000 dirhem dağıtıldı. İkinci vezirliği sırasında iç karışıklıklarla, mali sıkıntılarla ve Azerbaycan Valisi Yu­suf b. Ebü's-Sac'ın isyanıyla uğraşmak zo­runda kaldı; başarılı olamaması ve halife aleyhindeki faaliyetleri yüzünden 27 Ce­maziyelewel306'da (5 Kasım 918) tekrar . görevden alınıp yerine Hamid b. Abbas tayin edildi. Halefinin vezirliği boyunca sa­rayda hapiste tutulan İbnü'I-Furat, beş yıl sonra Hamid b. Abbas'ın sebep olduğu is­yan sırasında oğlu Muhassin'in nüfuzuy­la affedilerek üçüncü defa vezirliğe geti­rildi (23 Reblülahir3ı I 1 ı O Ağustos 923) . Hapisten çıkar çıkmaz birçok önemli kişi­nin maliarına el koydu. Oğlunu divanların teftişiyle görevlendirdi. Oğlu da birtakım haksız uygulamalar yaptı ve halkın malı­na el uzattı ; bu arada eski vezir Hamid b. Abbas'ı da öldürttü. Mal yığma hırsı. kin­darlığı ve nihayet onun döneminde Kar­matiler'in hacılara saldırması üzerine (Muharrem 3 I 21 Nisan 924) Halife Mukte­dir-Billah, Hacib Nasr ve saray muhafız­larının baskısıyla İbnü'I-Furat'ı yine azie­dip hapse attırdı (9 Rebiülahir 312 1 ı 5 Temmuz 924) . Birkaç gün sonra da oğlu Muhassin ile birlikte Muktedir-Billah'ın emriyle öldürüldü (ı 3 Reblülahir 3 ı 2 1 ı 9 Temmuz 924) .

İbnü'I-Furat 1 O milyon dinarlık servete sahip çok zengin bir insandı ; arazilerin­den yılda 1 milyon dinar gelir sağlıyordu .

Bazı kaynaklarda onun cömertliğinden ve gelirlerinin büyük bir kısmını alimlere. mutasawıflara ve fakir halka dağıttığın­dan, birçok alim din adamı ve fakire aylık bağladığından bahsedilir (i b n Hallikan, lll , 423). Ebü Bekires-SCıli de İbnü'I-Furat'ı öven bir şiiri sebebiyle kendisinden 600