Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi...

14
40 DERMAN MEDICAL PUBLISHING Onur Polat Gözyaşı Sistemi Hastalıkları GİRİŞ Kornea ve konjonktiva epitelini örten ve gözün sağlıklı kalmasını sağlayan gözyaşının salgılanması refleks ve temel olmak üzere 2 şekilde olur. Temel salgılama ile musin, aköz ve lipid tabakalar üretilir. Refleks salgılamadan sorumlu olan lakrimal gland için stimulus kaynakları trigeminal, fasial sinirler ve servikal sempatik zincirdir. Gözyaşının görevleri - Küçük yüzey epitel düzensizliğini ortadan kaldırarak korneayı pürüzsüz optik bir yüzey haline getirir. - Kornea ve konjonktivanın hassas yüzey epitelini nemlendirir. - Korneaya gerekli oksijen ve besleyici maddeleri sağlar. - Antimikrobiyal aktivite ile mikroorganizmaların üremesini inhibe eder. Gözyaşı film tabakası müsin, aköz ve lipid olmak üzere üç tabakadan oluşur (Resim 1). 1-Müsin tabaka: Konjonktivada bulunan goblet hücreleri tarafından üretilir. Görevleri: - Gözyaşı film tabakasının oküler yüzey üzerinde dağılımını sağlar. - Zararlı mikroorganizmaların adezyonuna engel olur. - Hidrofilikliği artırır. - Göz kırpma hareketi esnasında diyoptrik bütünlüğü korumakta katkıda bulunur. Goblet hücre kaybı nedeniyle oluşan müsin tabaka yetmezliği kuru göze neden ol- maktadır. DOI: 10.4328/DERMAN.4559 Received: 17.04.2016 Accepted: 17.04.2016 Published Online: 18.04.2016 Corresponding Author: Onur Polat, Göz Hastalıkları Kliniği, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi, 03200, Afyonkarahisar, Türkiye. T.: +90 2722120802 GSM: +905366156250 F.: +90 2722147575 E-Mail: [email protected]

Transcript of Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi...

Page 1: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

40 DERMAN MEDICAL PUBLISHING 1DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Onur Polat

Gözyaşı Sistemi Hastalıkları

GİRİŞKornea ve konjonktiva epitelini örten ve gözün sağlıklı kalmasını sağlayan gözyaşının salgılanması refleks ve temel olmak üzere 2 şekilde olur. Temel salgılama ile musin, aköz ve lipid tabakalar üretilir. Refleks salgılamadan sorumlu olan lakrimal gland için stimulus kaynakları trigeminal, fasial sinirler ve servikal sempatik zincirdir.

Gözyaşının görevleri- Küçük yüzey epitel düzensizliğini ortadan kaldırarak korneayı pürüzsüz optik bir yüzey haline getirir. - Kornea ve konjonktivanın hassas yüzey epitelini nemlendirir. - Korneaya gerekli oksijen ve besleyici maddeleri sağlar.- Antimikrobiyal aktivite ile mikroorganizmaların üremesini inhibe eder.Gözyaşı film tabakası müsin, aköz ve lipid olmak üzere üç tabakadan oluşur (Resim 1).

1-Müsin tabaka: Konjonktivada bulunan goblet hücreleri tarafından üretilir. Görevleri:- Gözyaşı film tabakasının oküler yüzey üzerinde dağılımını sağlar.- Zararlı mikroorganizmaların adezyonuna engel olur.- Hidrofilikliği artırır.- Göz kırpma hareketi esnasında diyoptrik bütünlüğü korumakta katkıda bulunur. Goblet hücre kaybı nedeniyle oluşan müsin tabaka yetmezliği kuru göze neden ol-maktadır.

DOI: 10.4328/DERMAN.4559 Received: 17.04.2016 Accepted: 17.04.2016 Published Online: 18.04.2016Corresponding Author: Onur Polat, Göz Hastalıkları Kliniği, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi, 03200, Afyonkarahisar, Türkiye.T.: +90 2722120802 GSM: +905366156250 F.: +90 2722147575 E-Mail: [email protected]

Page 2: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

41DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi HastalıklarıGözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 2

Resim 1. Gözyaşı film tabakası

2-Aköz tabaka: Lakrimal bez ve Krause ile Wolfring aksesuar bezler tarafından sal-gılanır. Görevleri:- Epitelyal hücreler için uygun ortam oluşturmak ve böylece oksijeni ve diğer gerekli maddeleri korneaya taşımakta ve zararlı elementlerin yüzeyden uzaklaşmasını sağ-lar.- Lokal ya da çevre dokular tarafından üretilen ve oküler yüzeyi etkileyen faktörlere karşı verilecek immun cevabı düzenleyen proinflamatuar faktörler bu tabakada yer alır. Aköz tabaka defekti kuru gözün en sık nedenidir. Aköz tabaka disfonksiyonuyla kuru göz şiddeti arasında korelasyon bulunmaktadır.

Page 3: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

42 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Gözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 3

3-Lipid tabaka: Meibomian bezler ile Zeis ve Moll bezleri tarafından salgılanmak-tadır.

Görevleri: - Gözyaşının buharlaşmasını azaltıp stabilitesini sağlar. Meibomian bezlerin sekresyonunda kapak hareketleri etkilidir. Androjenler meibomi-an sekresyonunu artırırken, kapak bakteri kolonizasyonu da sekresyonu olumsuz et-kilemektedir. Meibomian bez tıkanıklığı gözyaşının lipid tabakasında eksikliğe ve film tabakasında hızlı buharlaşmaya sebep olmakta, böylece kuru göz patogenezinde rol oynamaktadır.

GÖZYAŞI SEKRETUAR SİSTEMİGözyaşının salgılanması, esas gözyaşı bezi (lakrimal bez) ve konjonktivadaki yardım-cı gözyaşı bezleri (Krause ve Wolfring bezleri) tarafından sağlanır. Gözyaşı aköz bile-şeninin % 95’ini üreten lakrimal bez, orbitanın üst dış ön kısmında frontal kemikteki fossa glandulaelacrimalis içinde yer alır. Gözyaşı bezinin 12 dolayındaki kanalı tarsın 5 mm kadar üstünden, konjonktivanın üst forniksine açılır. Krause bezleri, üst kon-jonktiva forniksinin lateral bölümünde yer alırlar ve üst fornikse açılırlar. Alt forniks-te forniks temporaline açılırlar. Wolfring bezleri ise, üst tarsal plağın üst kenarında ve alt tarsal plağın alt tarafında yer alırlar.Meibomius bezleri, tarsal plak içinde yerleşen ve sekresyonlarını kapak kenarına bo-şaltan bezlerdir. Zeiss bezleri kapak kenarı ve karünküldeki kıl folikülleri ile ilişkili pi-losebaseasinoalveolar bezlerdir. Bu bezlerin salgısı gözyaşı film tabakasındaki en dış lipit katını oluştururlar. Goblet hücreleri, Manz bezleri ve Henle kriptleri gözyaşı film tabakasının en alt kısmını oluşturan müsini salgılarlar.

GÖZYAŞI DRENAJ SİSTEMİPunktumlar: Membranöz kanalların dışarı açıldığı alt ve üst punktumlar, lakrimal papillaların santralinde yer alan ve çapları 0,32-0,64 mm arasında değişen yuvar-lak veya oval iki adet deliktir (Resim 2). Göz kapakları iç 1/5’lik kısımda yer alırlar. Normalde hafif posteriora dönmüşlerdir, göz küresi ile temas halindedirler ve kapak eversiyonu yapılarak görülebilirler.Kanaliküller: Punktumlardan başlayan yaklaşık 10 mm uzunluğundaki kanalcıklar-dır. Vertikal ve horizontal olmak üzere iki segmentten oluşur (Resim 2). Öncelikle 2 mm vertikal uzanır, daha sonra mediale doğru dönerler ve horizontal uzanarak 8 mm sonra lakrimal keseye varırlar, insanların %90’ında alt ve üst kanaliküller birleşerek ortak kanalikülü oluştururlar ve tek bir kanalikül olarak lakrimal kese ile birlesir. Lak-rimal kese ve kanalikül bileskesinde mukozal bir flep olan Rosenmüller valvi bulunur ve keseden kanaliküllere gözyasının geri kaçmasını önler. Lakrimal kese: Yaklaşık 10-12 mm uzunluğunda, 3-8 mm çapında ve yaklaşık 7 mm çapındadır (Resim 2). Anterior ve posterior lakrimal çıkıntılar arasında lakrimal fos-sada yer alır. Nazolakrimal kanal: 12 mm uzunluğundadır ve lakrimal kesenin uzantısıdır, burun kavitesi içerisinde alt meatusda inferior konka lateralinde ve altında sonlanır (Re-sim 2). Nazolakrimal kanalın açıklığı Hasner valvi denilen mukozal bir katlantı ile ör-tülmüstür.

Page 4: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

43DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi HastalıklarıGözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 4

Resim 2. Gözyaşı drenaj sistemi

GÖZYAŞI DRENAJ SİSTEMİ HASTALIKLARI1-DakriosistitGözyaşı kesesinin inflamasyonu olan dakriyosistit en sık karşılaşılan gözyaşı siste-mi enfeksiyonudur. Nazolakrimal kanal stenozuna sekonder olarak konjenital, akut ve kronik formda olabilir. Bebeklerde ve 40-50 yaşları arasında daha sıktır, daha çok ka-dınlarda görülür. Çeşitli nedenlere bağlı gelişebilmekle birlikte çoğu vakada ana et-ken nazolakrimal kanalın tıkanması ile gözyaşı drenajının engellenmesidir. Nazolakrimal kanalın tıkanması ve gözyaşı retansiyonu sekonder enfeksiyona yol açar ve lakrimal kese distansiyonuyla birlikte ağrı, ödem ve eritem çoğu zaman izle-nir. Kese üzerine bastırmakla mukopürülan materyal kanalikülden dışarı doğru çıkar. Akut dakriyosistitte etken genellikle Gr (+) bakterilerdir. Özellikle diyabet hastaların-da Gr(-) bakteriler de yaygındır. Komplikasyon olarak dakriosistosel, kronik konkonk-tivit ve çevre dokulara yayılımı sonucu orbital ve fasyal selülit gelişebilir.Tedavisinde topikal antibiyotiklerin etkisi sınırlıdır. Geniş spektrumlu oral antibiyotik çoğu vakada etkindir. Ağır vakalar için özellikle selülit ve orbital ekstansiyon varlığın-da parenteral antibiyotik uygulanması gereklidir. Akut tablo geriledikten sonra dak-riyosistorinostomi ameliyatı yapılır. Bu ameliyatta gözyaşı kesesi orta meatus hiza-sında burun boşluğu ile ağızlaştırılır.Kronik dakriosistit ağrısız, gürültüsüz, düşük dereceli hafif bir enfeksiyon olup ge-nellikle göz yaşı kesesinin distansiyonuyla sonuçlanır. Kesede şişlik ve epifora izle-nir. Masajla kanaliküler sistemden göz yüzeyine mukoid materyal reflüsü izlenebilir. Akut enfeksiyon olmadığı sürece başlıca semptomu sulanma, çapaklanmadır, infla-masyon bulguları yoktur. Tedavisi cerrahidir (dakriyosistorinostomi). Elektif intraoküler cerrahi planlanan has-talarda önce kronik dakriosistit cerrahi olarak tedavi edilmelidir.

Page 5: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

44 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Gözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 5

2-Konjenital Nazolakrimal Kanal TıkanıklığıNazolakrimal kanalın alt meatusa açıldığı ağzındaki Hasner valvinin bir membran ile tıkanmasıyla ortaya çıkar. Yenidoğanlar bebeklerde yaklaşık % 50 oranında rastlanır doğum sonrası 4-6 hafta içinde kendiliğinden açılır. 3-4 haftalık bebeklerin sadece % 2-20’sında klinik olarak tıkanıklık tespit edilir ve yaklaşık 1/3’ü bilateraldir. Semp-tomatik tıkanıklıkların % 90’ı hayatın ilk yılında açılır. Erişkinlerde olduğu gibi sekon-der bakteriyel enfeksiyon ile akut dakriyosistit tablosu gelişebilir. Bu durumda topi-kal antibiyotikli damlalar ile tedavi edilmelidir.Drenaj sistemini tıkayan membranın ilk 6 ay içinde daha fazla olmak üzere ilk bir yıl içinde kendiliğinden açılma oranı yüksek olduğundan akut enfeksiyon gelişmediği sü-rece bebek bir yaşına gelene dek beklenir. Bu süre içinde valvin açılmasını kolaylaş-tırmak için kese üzerine masaj önerilir. Masaj günde 3-4 kez her defasında 20-25 kere ard arda tekrar edilerek yapılır.Birinci yılın sonunda valvin açılmadığı ve tıkanıklığın devam ettiği durumda genel anestezi altında probing ve irrigasyon, daha fazla gecikmiş olgularda bikanaliküler silikon tüp uygulanır. Bu uygulamalardan sonuç alınamadığı durumlarda 5-6 yaşın-dan itibaren dakriyosistorinostomi ameliyatı uygulanır. Yaş konusunda ortak bir gö-rüş olmasa da yüz kemiklerinin gelişimi için cerrahi girişimin 5-6 yaşından sonra uy-gulanması genel görüştür.

3-Lakrimal Sistem Tümörleri Lakrimal boşaltıcı sistemi etkileyen tümörler, primer lakrimal boşaltıcı sistem kökenli tümörler (papilloma, skuamöz hücreli karsinom), lakrimal boşaltıcı sistemi çevreleyen dokulardan kaynaklanan tümörler (göz kapağı bazal ve skuamöz hücreli karsinomu, adenoid kistik karsinom, kapiller hemanjiom, papilloma, epidermoid karsinom, oste-oma, lenfoma) ve metastatik tümörler olarak 3 grupta incelenebilir.Primer kese tümörleri iç kantüste kitle olarak karşımıza çıkarlar. Epifora eşlik edebilir veya etmeyebilir. Sıklıkla epitel kaynaklı olduklarından nazolakrimal yapıldığında ka-nalın açık olduğu gözlenebilir. Geç dönemde lümen tutulur. Benign, malign, epitelial veya nonepitelial olabilirler. Tanıda dakriosistografi, MR-dakriosistografi ve BT fay-dalıdır. Preoperatif biyopsi ile doğrulanmalıdır.

4-Kanalikül TıkanıklıklarıKanalın üst kısmında, alt kısmında veya ortak kanalikülde olabilir. Edinsel kanalikü-ler tıkanıklığın en yaygın nedenleri travma, toksik ilaçlar (5- florourasil, idoxuridine, phospholine iodide, eserine), idiyopatik fibrozis, viral enfeksiyonlar (herpes simpleks), pemfigus ve Stevens-Johnson sendromu gibi otoimmün hastalıklardır. Tedavi cerrahi olup kanaliküler tıkanıklığın yerine ve derecesine bağlı olarak değişir. Kısmi tıkanıklıklarda silikon tüp yerleştirilmesi yararlı olabilir. Hem üst hem alt ka-nalikülün birlikte tam tıkanıklıklarında konjonktivodakriyosistorinostomi ve ortak ka-nalikülün tam tıkanıklığında kanalikülodakriyosistorinostomi operasyonu uygulanır.

Tablo 1. Yeni doğanda göz sulanmasına neden olabilen patolojiler

1- Konjenital dakriostenoz2- Konjenital glokom3- Kornea epitel erezyonu4- Yeni doğan konjonktiviti

Page 6: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

45DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi HastalıklarıGözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 6

5-Punktal StenozKonjenital ya da kazanılmış olabilir. Konjenital vakalarda punktal papillayi örten bir membran olabilir ve kalan kısım normaldir. Tedavide iğne ile membranın perforasyo-nu yeterli olabilir. Punktum papillasının olmaması durumunda kalan kısım da muhte-melen gelişmemiştir ve tedavide Jones tüpü yerleştirilebilir.Kazanılmış tıkanıklıklarda ortak kanalikülü tıkayan nedenler etken olabilirler. Çoğu vakada kapak bozuklukları (kapak gevşekliği veya skatrizasyonu) sonucu gelişir. Punktum dilatörü ile dilatasyon yapılır. Puktal eversiyon için punktum dilatasyonu ile birlikte yukarıya doğru masaj ile apozisyon sağlanabilir. Başarılı olunamadığın-da retropunktal koter ya da baklava dilimi şeklinde konjonktiva-tarsus bloğu çıkarılır. Kapak gevşekliği eşlik ediyorsa lateral kapak sıkılaştırma prosedürleri uygulanabilir.

KURU GÖZKuru göz tanımı, hastalığın fizyopatolojisinin anlaşılmasıyla zaman içinde bazı de-ğişiklikler göstermiştir. Kuru göz çalışma grubunun 2007 yılında yaptığı son tanıma göre, kuru göz hastalığı, ‘’Gözde rahatsızlık belirtileri, görme fonksiyonunda bozulma ve gözyaşı film tabakasında istikrar bozukluğuna yol açan gözyaşı ve oküler yüzeyin çok etmenli bir hastalığı’’ olarak tanımlanmıştır.Klinikte sıkça karşılaşılan Kuru göz hastalığının prevalansı değişik toplum ve ülkeler-de farklı olmakla birlikte ABD’de 50 yaşın üzerinde yaklaşık 4,3 milyon insanı etkile-diği, bayanlarda prevalansın %7, erkeklerde %4 olduğu belirtilmektedir.

PatogenezLakrimal fonksiyonel ünite (LFU), lakrimal bezler, oküler yüzey, kapaklar ve bunları birbirine bağlayan sinirlerden oluşmaktadır. Kuru göz, lakrimal fonksiyonel ünitenin multifaktöriyel ve içiçe girmiş mekanizmaların etkili olduğu bir hastalığıdır. Fizyopa-tolojisinde, gözyaşı osmolaritesinde artış, inflamasyondan sorumlu sitokinler ve en-zimlerde artış, lakrimal bezden salınan büyüme faktörlerinde azalma ve gözyaşı film tabakasında istikrar bozukluğu gibi birçok faktör rol alır ve oküler yüzeyde inflamas-yona ve hasar ile sonuçlananır. Kuru göz hastalığı etyopatogenezi temel olarak gözyaşı yapım eksikliği ve buharlaş-ma artışı olmak üzere 2 ana grupta incelenmektedir.

1-Gözyaşı Yetersizliği (Aköz Yetmezlik)Sjögren sendromu, lakrimal bezin obstrüktif ve infiltratif hastalıkları, yaşlanma, kor-nea duyarlılığında azalma (herpes enfeksiyonu, geçirilmiş refraktif cerrahi, diyabe-tes mellitus gibi) ve bazı ilaçlar gözyaşı yapımında azalmaya yol açar. Aköz yetmez-lik ise gözyaşı osmolaritisinde artış ve büyüme faktörlerinde azalma ile sonuçlanır.Gözyaşı ozmolaritesindeki artış gözyaşının fazla buharlaşmasına ve gözyaşı elektro-litlerinden özellikle sodyumun artışına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Ozmotik stre-se maruz kalan oküler yüzey ve lakrimal bez hücrelerinden proinflamatuar sitokinler ve enzimler salgılanmakta ve kronik oküler yüzey inflamasyonuna aracılığı ile kuru göz hastalığına yol açmaktadır (Resim 3).

Page 7: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

46 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Gözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 7

Resim 3. Kuru göz patogenezinde aköz yetmezlikte gözlenen döngü

Yaşlanmayla beraber ve diğer lakrimal bez hastalıklarında gözyaşı hacmindeki azal-manın yanısıra, epidermal büyüme faktörü, lizozim ve antibakteriyel demir-bağlayıcı protein, laktoferrin, lipokalin ve albumin düzeylerinde azalma olduğu çeşitli çalışma-larda gösterilmiştir.

2-Aşırı Gözyaşı Buharlaşması Gözyaşı üretimi yeterli olmasına rağmen aşırı gözyaşı buharlaşmasına bağlı kuru göz gelişebilir. Aşırı buharlaşma gözyaşının lipid tabakasında ve/veya müsin tabakasın-daki patolojilerden kaynaklanabilir. Meibomian bezi disfonksiyonu ve kapak kenarının bakteriyel enfeksiyonları lipazların artmasına ve lipid içeriklerinde değişmelere neden olur. Sonuçta irritan etkiye sahip serbest yağ asitleri miktarı artar, gözyaşı filmi stabilitesi bozulur ve gözün nemli kal-ma süresi kısalır (Resim 4).

Tablo 2. Lakrimal işlevin bozulması sonucu oluşan gözyaşı yetersizliği

Sjögren Sendromu

Sjögren Sendromu Dışı Gözyaşı yetersizliği

1. Gözyaşı bezi üretim bozukluğu

Primer

Sekonder

Lenfoma, sarkoidoz, hemakromatoz, amiloidoz, Graft-Versus-Host, ilaçlar, cerrahi travma, radyoterapi, androjen ek-sikliği

2. Afferent veya efferent ileti bozukluğu

3. Lokal oküler yüzey hastalığı

Page 8: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

47DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi HastalıklarıGözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 8

Resim 4. Kuru göz patogenezinde aşırı göz yaşı mekanizmasında gözlenen döngü

Diğer nedenler arasında müsin üreten goblet hücrelerinin bozukluğu veya azalması, Steven-Johnson sendromu, A vitamin yetmezliği, trahom, oküler pemfigoid gibi has-talıklar ve kimyasal, termal yanıklar müsin yetmezliği ile giden ciddi kuru göze sebep olabilir. Müsin yetmezliğinde Schirmer testi normal bulunurken gözyaşı filmi stabili-tesi bozulur ve gözyaşı filmi kırılma zamanı azalır.

3-Kuru Göz Patogenezinde İnflamasyonun Rolü Kuru göze yol açan inflamasyon, birçok proinflamatuvar sitokin ve immun aktivatör uyarıcılarının (HLA-DR, ICAM-1 ve CD40) üretilmesine ve gözyaşına salınmasına ne-den olur. Kuru gözde proinflamatuvar sitokinlerden en fazla artış gösterenler IL-1α, IL-1β, IL-6, IL-8, TNFα’dır.Sjögren sendromunda hastaların gözyaşı bezlerinde, immunohistokimyasal olarak hücresel infiltrasyon (CD4+, T ve B lenfosit) saptanmıştır. Aktive lenfositlerden salı-nan proinflamatuvar sitokinler lakrimal fonksiyonel ünite ile korele işlev gören sinir hücrelerinde harabiyete sebep olur. Sjögren Sendromu dışı keratokonjunktivitis sikka hastalarında da aktive T hücreleri ve proinflamatuar sitokinler saptanmıştır.Oküler yüzey travması nöral refleks arkını aktive eder. Korneal hasarlanma, gözya-şı bezinde gen ekspresyonunu değiştirerek gözyaşı üretimini azaltır. Bu durum, kor-neal refraktif cerrahi sonrası oluşan kuru göz patogenezininin açıklanmasında yar-dımcıdır.Kuru göz hastalarının gözyaşında çeşitli metalloproteinazların (MMPs), özellikle MMP-9’un arttığı bildirilmiştir. MMP-9, korneal epitelyal bazal membranında lizise yol açar ve böylece korneal epitelyal bariyer disfonksiyonu ortaya çıkar. İmmun kö-kenli inflamasyon, kuru gözde proapopitotik belirteçleri de arttırır. İnflame gözya-şı epitel hücreleri apopitotik hücre ölümünde rol oynayan sitokinler (IL-1, TNF-α) ve protoonkojenler salarlar.

Page 9: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

48 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Gözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 9

Kontakt Lens Ve Kuru GözGünümüzde lens teknolojisindeki gelişmeler ile birlikte kontakt lens kullanımı olduk-ça yaygınlaşmıştır. Ancak kuruluk ve konfor yetersizliği kullanıcılar tarafından bildiri-len en sık şikayetler arasında bulunmakta ve bazı hastaların kontakt lens kullanımını sonlandırmalarına neden olmaktadır. Kontakt lens kullanımı, öncesinde herhangi bir şikayeti olmayan hastada kuru göze neden olabilirken, varolan kuru gözün şiddetini de arttırabilir Bu nedenle yeni kontakt lens kullanıcıları veya kullanıma devam eden hastaların dikkatli bir muayene ile mevcut olan kuru gözün tanınması ve tedavisi, uy-gun lensin reçete edilmesi ve ilave önlemlerin alınması hastaların kontakt lens kulla-nımına devam edebilmeleri açısından oldukça önemlidir.Kontakt lens kullanımı temelde iki mekanizma ile kuru göze yol açar. Bunlardan birin-cisi gözyaşı stabilitesinin bozulmasıdır. Kontakt lens gözyaşı buharlaşmasını arttırı-rak lens-önü gözyaşı filminin stabilitesini bozar ve göz kırpma esnasında yeterli lub-rikasyon sağlanamaz. İkinci mekanizma ise kornea duyarlılığının azalmasıdır. Böyle-ce gözyaşı üretimi için uyarı azalır ve kısmi bir aköz yetersizliğe yol açar. Her iki me-kanizma sonucunda hiperozmolarite gözlenir. Gözyaşı hiperozmolaritesi yüzey epitel hasarı ve kronik inflamasyon ile sonuçlanır.

Klinik Bulgular Kuru göz hastalarında nedenden bağımsız olarak genellikle semptomlar ortaktır. Tanı için semptomlar ve klinik bulgular değerlendirilir. Ancak unutulmaması gereken her zaman şikayetler ile klinik bulguların uyumlu olmayabileceğidir.

Resim 5. Korneal boyanma

Tablo 3. Kuru gözde semptomlar

• Yanma • Göz kapaklarında ağırlık hissi

• Batma • Yoğun mukus salınımı

• Kaşıntı • Fotofobi

• Kuruluk hissi • Kızarıklık

• Sulanma • Görme bulanıklığı

Tablo 4. Kuru gözde klinik bulgular

• Azalmış gözyaşı hacmi • İnterpalpebral boyanma

• Mat görünümlü kornea • Ptozis

• Mukus şeritleri • Filamanlar

• Blefarit • Kornea ülseri

Page 10: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

49DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi HastalıklarıGözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 10

Resim 6. Mukus şeritleri ve filamanlar

Kuru göz, klinik bulgu saptanmadan sadece semptomlarla ortaya çıkabilir. Bu ne-denle çeşitli semptom anketleri geliştirilmiştir. Bunlardan OSDI Skoru (Oküler Yü-zey Hastalığı İndeksi Skoru) kliniklerde sıkça kullanılmaktadır. OSDI skoru ile hasta semptomları derecelendirilmekte ve takipte tedavinin etkisi değerlendirilmektedir.Kuru göz tanı ve takibinde semptom anketleri dışında Schirmer, gözyaşı kırılma za-manı testleri ve oküler yüzeyin vital boyalar ile boyanması gibi çeşitli tanı yöntemle-ri kullanılmaktadır.

1-Schirmer testi: Gözyaşı akımını ve gözyaşı aköz üretimini ölçmek amacıyla kul-lanılır. 5x35 mm’lik filtre kağıdı alt forniks 1/3 dış kısmına yerleştirilir. 5 dakika bek-lenerek ıslanan bölümü mm cinsinden ölçülür. Korneaya dokunmasından kaçınılma-lıdır. Lokal anestezisiz yapıldığı zaman refleks, anestezili yapıldığı zaman bazal göz-yaşı miktarını gösterir. 5 dakika sonunda 15mm ve üzeri normal kabul edilir. Anes-tezili yapıldığı zaman 5 mm ve altı, anestezisiz yapıldığı zaman 10 mm ve altı pato-lojik kabul edilir.

2-Gözyaşı filmi kırılma zamanı: Gözyaşı filminin stabilitesi değerlendirilir ve özel-likle müsin eksikliğini gösterir Floresein solüsyon veya floresein emdirilmiş kağıtla göz kırpma ile ilk kuru noktanın ortaya çıktığı zaman arasındaki prekorneal gözya-şı filminin buharlaşma süresini verir. Bu işlem sırasında sonucu etkileyebileceği için topikal anestezi uygulanmamaktadır. Kırılma zamanının 10 sn ve altında ölçülmesi anormal olarak değerlendirilmektedir.

Tablo 5. Kuru göz tanısında sıkça kullanılan tanısal testler

• Schirmer testi

• Gözyaşı filmi kırılma zamanı

• Floresein

• Lissamin Yeşili ve Rose Bengal

• İmpresyon sitolojisi

• OSDI Skoru (Oküler Yüzey Hastalığı İndeksi Skoru)

Page 11: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

50 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Gözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 11

Resim 7. Gözyaşı kırılma zamanı

3-Rose Bengal Testi: Dejenere kornea ve konjonktivayı boyar, korneal flamanları gösterir. Yaygın olarak kullanılan %1’lik konsantrasyonu özellikle kuru göz hastaların-da irritan etki gösterdiğinden daha düşük konsantrasyonlar tercih edilmektedir. An-cak konsantrasyon değişimi ile boyanma miktarı değiştiği ve hastalar için rahatsız edici bir yöntem olduğu için klinik pratikte sık kullanılmamaktadır.

Resim 8. Rose-Bengal testi

4-Lissamin Yeşili Testi: Lissamin yeşili sentetik olarak üretilmiş asidik, organik bir boyadır, bir floresein türevidir. Boyama paterni rose bengale benzemektedir. Kon-jonktival boyanma testlerinde göreceli olarak yeni bir testtir. Rose bengalden far-kı irritan olmamasıdır. Rose bengalle hemen hemen aynı rolü oynamaktadır. Boyan-ma gözyaşı film tabakasının devamsız olduğu bölgeleri belirler. Boya, epitelyal hüc-re membranı hasarlanmış ya da musin koruması olmayan epitel yüzey tarafından tu-tulmaktadır.

Page 12: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

51DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi HastalıklarıGözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 12

5-İmpresyon sitolojisi: Kolay uygulanabilen, invaziv olmayan ve biyopsiye gerek-sinim göstermeksizin konjunktivanın yüzeyel tabakalarının sitolojik düzeyde incelen-mesinde kullanılan bir yöntemdir. Selülöz asetat filtre kağıtlarını konjonktiva üzerine yapıştırarak epitel örneklerinin alınması esasına dayanmaktadır. Birçok klinikte halen sıkça kullanılan Schirmer testinin tekrarlanabilirliğinin güveni-lir olmaması ve yabancı cisim vermesi gibi sorunlarından dolayı Schirmer testi ve di-ğer tanısal testler ile birlikte kullanılması amacı ile son zamanlarda gözyaşı menis-küs hacminin belirlenmesine yönelik yeni yöntemler ilgi çekmektedir. Kuru göz tanı-sında kullanılması öngörülen bu yeni teknikler Strip Meniskometri ve Visante OCT ile gözyaşı menisküs yüksekliğinin saptanmasıdır.

TEDAVİ Kuru göz, multifaktöryel, kronik, ve geniş spektrumlu semptomların eşlik ettiği bir hastalık olduğundan kesin tedavisi oldukça güçtür. Kuru gözün tedavisinde ana he-defler semptomların rahatlatılması, yaşam kalitesinin artırılması, gözyaşı osmolari-tesinin azaltılması, oküler yüzeydeki hasarın onarılması ve altta yatan nedenlerin or-taya çıkarılarak tedavi edilmesidir. Kuru göz tedavisinde ilk basamak hastanın tedavi seçeneklerinin amacı ve semptom-ları ağırlaştıran durumlar açısından bilgilendirilmesidir. Böylece hastaların tedavi-ye uyumu ve tedavide devamlılık sağlanabilir. Çevresel düzenlemeler ve yaşam şek-li değişiklikleri ile kuru göz semptomlarının şiddeti azaltılabilir. 2007 yılında düzenle-nen Delphi Panelinde hastalığın evresine göre çeşitli tedavi seçenekleri önerilmiştir.Son zamanlarda bu hastalığın inflamatuar bir sendrom olduğu tespit edildiği için te-davi protokollerinde değişikliklere gidilmekte, anti-inflamatuvar ve immun modüla-tör ajanlar ağırlık kazanmaya başlamıştır. Tedavi yöntemleri medikal tedavi, punk-tum oklüzyonu ve cerrahi tedavi olarak üç grupta incelenmektedir.

Medikal tedavi 1- Suni gözyaşı tedavisi: Gözyaşının replasmanı için kullanılan suni gözyaşı prepa-ratları sıvı, jel ya da pomad şeklinde olabilir. Sıvı ya da jel olanlar selüloz eter, kar-bomer, polivinilalkol, sodyum hyaluronat olabilir. Pomadlar lipid bazlıdır. Kuru gözüm tüm evrelerindeki ortak tedavidir. Hastalığın evresine göre günde 4 kez kullanılabi-leceği gibi saat başı da kullanılabilir. Ancak günde 4 kezde fazla kullanılacaksa tok-sik etkiden korunmak amacı ile prezervan içermeyen preparatlar tercih edilmelidir.2- Siklosporin A: Siklosporin A, T hücre aktivasyonunu ve başta IL-2 olmak üze-re çeşitli sitokinlerin ve inflamatuar maddelerin yapımını azaltan immünsupresör bir ajandır. Siklosporin A oftalmik solüsyonunun %0,05’lik ve %0,1’lik formlarının gün-de 2 kez kullanılmasının Sjögren veya Sjögren’e bağlı olmayan orta ve ileri derece-de kuru gözü olan kişilerde güvenli ve etkili olduğunu, objektif ve subjektif ölçümler-de iyileşme sağladığını göstermiştir. Her iki dozda boyanma ve schirmer skorlarında iyileşme, suni gözyaşı kullanımı ihtiyacında azalma sağladığı saptanmıştır. Hastala-

Tablo 6. İmpresyon sitolojisinin oftalmolojide kullanıldığı durumlar

• Kuru göz • Psöriasis

• Limbal kök hücre yetmezliği • Spesifik viral hastalıklar

• A vitamin yetmezliği • Allerjik hastalıklar

• Konjunktival melanosis • Malign melanom

Page 13: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

52 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Gözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 13

rın konjonktiva biyopsilerinde aktif lenfosit sayılarında azalma ve goblet hücrelerin-de artma, proinflamatuar sitokinlerde azalma saptanmıştır. Kuru gözde inflamasyo-nu baskılamanın yanısıra meibomian bezlerinin inflamasyonu ve bakteri kolonizasyo-nun ürettiği bakteri lipazlarını da baskılamaktadır.Topikal siklosporin tedavisinin şikayet ve bulgulara olumlu etkisi geç ortaya çıkmak-tadır. Bu süre 8. haftaya ve maksimum etkinin ortaya çıkışı ise 6. aya kadar uzaya-bilmektedir. Tedaviye bağlı ciddi oküler veya sistemik yan etkiye rastlanmamıştır.3- Mukolitik ajanlar: Kuru göz hastalarında prekorneal film tabakasında müsin bi-rikebilir ve alt fornikste korneal filamanlar veya plaklar oluşabilir. N-Asetil sistein ve bromheksin hidroklorid gözyaşında aşırı müsin birikimini eriterek korneanın ıslanma-sını artırır. N-Asetil sistein bazı hastalarda gözde yanma irritasyona sebep olabil-mekte ve kolayca kontamine olabilmektedir.4- Topikal kortikosteroidler: Kortikosteroidler T hücre çoğalması, kemotaksis ve neovaskülarizasyonu önleyerek etki göstermektedir. Orta ve ileri derecede kuru gözü olan hastalarda kısa süreli kullanılabilir. Ancak uzun vadede ortaya çıkardığı yan et-kiler nedeniyle kronik kullanımı tercih edilmemektedir.Topikal siklosporin tedavisinin etkisi uzun sürede ortaya çıktığından, her iki ilacın birlikte kullanılması ve 2-4 hafta sonunda steroidlerin kesilmesi kuru gözün anti-inflamatuar tedavisi için etkili yaklaşım olmaktadır. Koruyucu içermeyen steroidler günde 3 veya 4 kere 2-4 hafta süreyle uygulanır5- Tetrasiklinler: Tetrasiklinlerin etki mekanizması antibakteriyel etki üzerinden olur. Kapak florasındaki bakteriyel yükü azaltırlar. Ayrıca bakterilerin ürettikleri lipo-litik enzimleri azaltarak meibomian bez fonksiyon bozukluğundaki klinik tabloyu dü-zeltmektedirler. Doksisiklin ve Minosiklin ile yapılan çalışmalarda önerilen doz 6-12 hafta süresince 50-100 mg/gün arasında değişmektedir. Uzun süreli düşük doz dok-sisiklin (20 mg/gün) tedavisinin kronik meibomian bez hastalığında etkili olduğu bil-dirilmiştir. Aralıklarla tedavi tekrarlanabilir

Punktum oklüzyonu Maksimum medikal tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda geçici oklüzyon (punktum tıkacı, sütür, doku yapıştırıcıları, yüzeyel koter uygulaması) veya kalıcı oklüzyon (ver-tikal kanaliküle koter uygulaması, argon lazer punktoplasti, punktumun konjonktivay-la örtülmesi ve sütürasyonu) yöntemlerine başvurulabilmektedir.

Cerrahi tedavi Cerrahi tedavi yöntemleri arasında diğer gözden otojen konjonktiva transplantasyo-nu, otojen mukoza transplantasyonu, amniyotik membran transplantasyonu, kapak aralığını daraltan cerrahiler, otolog submandibuler bez transplantasyonu, sublingual bez transplantasyonu gibi yöntemler bulunmaktadır.

Kaynaklar1.Lemp MA, Blackman HJ. Ocular surface defense mechanism. Ann Ophthalmol. 1981;13:61-32.İrkeç M. Gözyaşı Tabakasının Yapısı, Biyokimyasal İmmünolojisi ve Kontakt Lensler. Medikal Network Oftalmoloji. 1994;1:18-203. Bengisu Ü: Göz Hastalıkları. Palme Yayıncılık, 4. baskı, İstanbul, 1998, 39-50 4. Kanski JJ: Klinik Oftalmoloji. Nobel Tıp Kitapevleri, İstanbul, 2001, 1989, 56-93 5. Van Haeringen NJ; Clinical Biochemistry of Tears, Surv Ophthalmol 1981;26:84-966.Duman S. Lakrimal sistem hastalıkları. In: Aydın P, Akova YA, eds. Temel Göz Hastalıkları, 1 ed. Ankara: Güneş Kitape-vi, 2001;20:479-5007.Fraunfelder R. Current Ocular Therapy. Section 26: Lacrimal system, 2000;523-34

Page 14: Gözyaşı Sistemi Hastalıkları - jcam.com.tr · DERMAN MEDICAL PUBLISHING 45 Gözyaşı Sistemi Hastalıkları Derman Tıbbi Yayıncılık 6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış

53DERMAN MEDICAL PUBLISHING

Gözyaşı Sistemi HastalıklarıGözyaşı Sistemi Hastalıkları

Derman Tıbbi Yayıncılık 14

8.Jonathan J,Yanoff M, Duker SJ. Ophtalmology. Section 7: Orbital and lacrimal gland. Chap 17: The lacrimal drainage system. Spain, Mosby comp. 2004;171-89.Albert DM. Oculoplastic Surgery: Principles and Techniuqes. Vol 2. Part V, Chap 86: Dacryocystorhinostomy. 1999:1403-1710.Demir T, Can N. Kanaliküler Tıkanıklıklarda Kanalikülodakriyosistorinostomi Sonuçlarımız. J Tutgut Ozal Med Cent: 2010;17(4):343-611.The definition and classification of dry eye disease: report of the Definition and Classification Subcommittee of the International Dry Eye WorkShop (2007). Ocul Surf 2007;5(2):75-9212.Schaumberg DA, Dana R, Buring JE, Sullivan DA. Prevalence of dry eye disease among US men: estimates from the Physicians’ Health Studies. Arch Ophthalmol 2009;127:763-813.Stern ME, Beuerman RW, Fox RI, Gao J, Mircheff AK, Pflugfelder SC. The pathology of dry eye: the interaction betwe-en the ocular surface and lacrimal glands. Cornea 1998;17(6):584-914. Nava A, Barton K, Monroy DC, Pflugfelder SC. The effects of age, gender and fluid Dynamics on the concentration of tear film epidermal growth factor. Cornea 1997;16(4):430-815.Fox RI. Systemic diseases associated with dry eye. Int Ophthalmol Clin. 1994;34:71-8716.Toker E. Kontakt lensler ve kuru göz. Turkiye Klinikleri J Ophthalmol-Special Topics 2013;6(3):36-4117. Murphy PJ, Patel S, Marshall J. The effect of long-term, daily contact lens wear on corneal sensitivity. Cornea 2001;20(3):264-918. Bayhan HA, Gürdal C, Takmaz T, Can İ. Kuru göz teşhisinde lissamin yeşili ve bengal pembesinin karşılaştırılması ve hasta semptomları ile klinik test bulgularının ilişkisinin değerlendirilmesi. TOD Dergisi 2010;40:29-3319. Dogru M. Shimazaki J. Kuru göz tanısında yeni gelişmeler. Turkiye Klinikleri J Ophthalmol-Special Topics 2013;6(3):42-420.Ibrahim OM, Dogru M, Ward SK, Matsumoto Y, Wakamatsu TH, Ishida K, et al. The efficacy, sensitivity, and specifi-city of strip meniscometry in conjunction with tear function tests in the assessment of tear meniscus. Invest Ophthal-mol Vis Sci 2011:52(5):2194-8. 21. Özkurt YB. Aksoy S. Kuru gözde medikal tedavi. Turkiye Klinikleri J Ophthalmol-Special Topics 2013;6(3):45-5222.Management and therapy of dry eye disease: report of the Management and Therapy Subcommittee of the Interna-tional Dry Eye WorkShop (2007). Ocul Surf 2007;5(2):163-7823. Barber LD, Pflugfelder SC, Tauber J, Foulks GN. Phase III safety evaluation of cyclosporine 0.1% ophthalmic emulsion administered twice daily to dry eye disease patients for up to 3 years. Ophthalmology. 2005;112:1790-424. Dogru M, Tsubota K. Pharmacotherapy of dry eye. Expert Opin Pharmacother 2011;12(3): 325-34.25. Sall K, Stevenson OD, Mundorf TK, Reis BL. Two multicenter, randomized studies of the efficacy and safety of cyclos-porine ophthalmic emulsion in moderate to severe dry eye disease. Ophthalmology 2000;107(4):631-926. Shine WE, McCulley JP, Pandya AG. Minocycline effect on meibomian gland lipids in meibomianitis patients. Exp Eye Res 2003;76(4):417-20.27. Solomon A, Rosenblatt M, Li DQ, Liu Z, Monroy D, Ji Z, et al. Doxycycline inhibition of interleukin- 1 in the corneal epit-helium. Invest Ophthalmol Vis Sci 2000;41:2544-57