GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca...

29
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ Prof. Dr. Behçet Kemal YEŞİLBURSA * Özet Bu makalede, modern Irak devletinin kuruluşu ve günümüze kadar geçirdiği siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel bilgiler verilmektedir. Modern Irak, Osmanlı devletinin Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesi üzerine 1920’de İngiltere tarafından kurulan yeni bir siyasi oluşumdur. Ancak bugün Irak, stratejik konumuyla ve sahip olduğu petrol rezervleri ile Ortadoğu’nun önemli ülkelerinden biri durumundadır. Özellikle Türkiye için güney komşusu olması sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir. Anahtar Kelimeler: Irak, Türkiye, Türkiye-Irak İlişkileri. IRAQI QUESTION (From Past to Present) Abstract This article focuses on the formation of the modern state of Iraq and its history to the current date. Brief and general information is also given on the socio-cultural, ethnic and religious structure of the country. Modern Iraq was a new political entity formed by Britain in 1920 after the defeat of the Ottoman Empire in the First World War. However, Iraq today has the status of an important country in the Middle East due to its strategic position and its petrol reserves. It has a particular importance for Turkey, being its southern neighbour. Key Words: Iraq, Turkey, Turco-Iraqi Relations. * Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Bolu.

Transcript of GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca...

Page 1: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ Prof. Dr. Behçet Kemal YEŞİLBURSA*

Özet

Bu makalede, modern Irak devletinin kuruluşu ve günümüze kadar geçirdiği

siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve

dini yapısı hakkında da kısa ve genel bilgiler verilmektedir. Modern Irak, Osmanlı

devletinin Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesi üzerine 1920’de İngiltere tarafından

kurulan yeni bir siyasi oluşumdur. Ancak bugün Irak, stratejik konumuyla ve sahip

olduğu petrol rezervleri ile Ortadoğu’nun önemli ülkelerinden biri durumundadır.

Özellikle Türkiye için güney komşusu olması sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir.

Anahtar Kelimeler: Irak, Türkiye, Türkiye-Irak İlişkileri.

IRAQI QUESTION

(From Past to Present)

Abstract

This article focuses on the formation of the modern state of Iraq and its history to

the current date. Brief and general information is also given on the socio-cultural, ethnic

and religious structure of the country. Modern Iraq was a new political entity formed by

Britain in 1920 after the defeat of the Ottoman Empire in the First World War.

However, Iraq today has the status of an important country in the Middle East due to its

strategic position and its petrol reserves. It has a particular importance for Turkey, being

its southern neighbour.

Key Words: Iraq, Turkey, Turco-Iraqi Relations.

* Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Bolu.

Page 2: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1316

1-Giriş: 1920 Öncesi Irak

Irak’ın bulunduğu Mezopotamya bölgesi dünyanın ilk önemli yerleşim

merkezlerinden biridir. M.Ö. 7. yüzyıla kadar Sümer, Akad, Babil ve Asurların elinde

kalmış, bu yüzyılda ise Perslerin eline geçmiştir. Ayrıca Grek, Roma, Bizans ve

Sasaniler’in temsil ettiği diğer büyük medeniyetlere sahne olmuştur. İslamiyet’in

doğuşu ve hızla gelişmesi ile birlikte Müslümanlar uzun süre bölgeye hâkim oldular.

Irak, 637 yılında Müslümanlar tarafından fethedildikten sonra Hz. Ali döneminde

İslam’ın merkezi haline getirilmiş ve başkent Kufe’ye taşınmıştır. Hz. Ali ile Emeviler

(Muaviye) arasındaki Sıffın Savaşı Irak sınırları içinde olmuş ve bu savaşın ardından da

bölge günümüze kadar süren farklı mezhep ve etnik grupların mücadelelerine sahne

olmuştur. Bağdat, Emeviler (661–750) ve Abbasiler (750–1258) dönemlerinde en parlak

devresini yaşadı. O zamanlar Bağdat dünyanın en önemli kültür ve ticaret merkeziydi.

Bağdat 762’den itibaren yeni baştan imar edilerek Abbasilerin yani, İslam dünyasının

başşehri oldu ve dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri haline geldi. Bilhassa

786–809 seneleri arasında halifelik yapan Harunürreşid ve oğlu Me’mun zamanında

Irak dünyanın en parlak bilim ve kültür merkezi oldu. Irak, 1055 yılından itibaren

Selçukluların hâkimiyetine girmiş ardından da Moğol istilasına uğramış ve iki yüzyıl

onların kontrolünde kalmıştır. 1258’de Irak’a giren Moğol hükümdarı Hülagü, Bağdat’ı

ve diğer şehirleri yakıp yıkmış, binlerce Müslüman’ı öldürmüştür. Daha sonraki

tarihlerde de eski günlerini bulamayan Irak, sırasıyla Celayirliler, Timuroğulları,

Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safevilerin hâkimiyeti altında kaldı. Şiilik ve Sünnilik

arasındaki fark Safavi devleti döneminde özellikle yaratılmış ve abartılmıştır. Safaviler

kendi iktidarlarını bu mezhep farklılığına dayandırıp oluşturmuşlardır. Tarih boyunca

Irak, Sünni Anadolu Türkleri ile Şii İran Türkleri arasındaki hâkimiyet mücadelesine

sahne oldu. Bu mücadele 1534’te Osmanlıların lehine sonuçlanmış ve ülke 1918’e

kadar Osmanlı yönetiminde kalmıştır. Irak, Osmanlı hâkimiyetinde kaldığı yaklaşık dört

asırlık süre zarfında en parlak dönemlerini yaşadı. Tarih boyunca Irak, Abbasi dönemi

(750–1258) hariç, ya başka bir yerde merkezi olan bir imparatorluğa tabi olmuştur,

Page 3: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1317

(Emeviler, Moğollar, Selçuklular, İlhanlılar ve Osmanlılar) ya da Doğu Akdeniz

ülkeleri ile İran arasındaki sınır bölgesini oluşturmuştur.1

İngilizler, Birinci Dünya Savaşı sırasında 22 Kasım 1914’te Basra’ya girdiler.

Ancak Nisan 1916’da Osmanlı Kuvvetleri Kütül’amare’de İngilizleri büyük bir

yenilgiye uğratarak tamamını esir aldı. Büyük kayıplar veren İngilizlerin toparlanmaları

uzun sürdü ve Bağdat’ı ancak 11 Mart 1917’de ele geçirebildiler. Mayıs 1918’de

Kerkük’e kadar gelen İngilizler, Musul’u ve petrol yataklarını ele geçirmek için daha

hızlı hareket etmelerine rağmen 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandığında

henüz hedeflerine ulaşamamışlardı ve Musul’u ancak 6 Kasım’da mütareke

hükümlerine dayanarak işgal edebildiler. Böylece Birinci Dünya Savaşından sonra

Osmanlı devleti bölgeden çekildiğinden Irak tamamen İngiltere’nin işgaline uğradı ve

İngilizlerin Irak’ta kurdukları askeri yönetim 1920’ye kadar devam etti.2

Birinci Dünya Savaşı sonrasında toplanan San Remo Konferansında (19–26

Nisan 1920) Irak’ın İngiliz mandası altına girmesi kararlaştırıldı. 1932’de İngiltere,

Irak’a sözde bağımsızlık tanıdı. 1933’de de I. Faysal’ın ölümü üzerine 21 yaşındaki

oğlu Gazi, kral oldu. Irak İkinci Dünya Savaşına girmedi. Ancak bütün İngiliz

sömürgeleri gibi savaştan etkilendi. 14 Temmuz 1958’de Irak ordusu, 22 yaşındaki Kral

II: Faysal’ın da öldürüldüğü kanlı bir darbe ile yönetime el koyarak cumhuriyet ilan etti.

Ancak darbeci Abdülkerim Kasım tam bir diktatör olduğundan, Irak halkına

İngilizlerden fazla bir hürriyet vermedi. Bunun üzerine Sosyalist Arap Baas Partisi 8

Şubat 1963’de yönetimi ele geçirdi. 18 Kasım 1963’te ise Arif Kardeşler, karşı darbe ile

tekrar başa geçti. Beş sene sonra 30 Temmuz 1968’de de Baas Partisi yeni bir darbe

yaparak ikinci defa yönetimi ele geçirdi. 22 Eylül 1980’de başlayan Irak-İran savaşı

ülkede yüz binlerce insan kaybına, milyarlarca dolarlık zarara huzurun, barışın ve 1 Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83-115. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, Westview Pres, Boulder Colorado 1985, pp. 13–28. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, I. B. Tauris, London 1987, pp. 1–3. 2 Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 7–15. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, Longman, London 1991, pp. 69–84. Ayrıca bkz. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, Westview Pres, Boulder Colorado 1985.

Page 4: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1318

düzeninin bozulmasına yol açtı. Sekiz sene gibi uzun bir savaş sonunda, 20 Ağustos

1988’de ateşkes imzalandı. Ağustos 1990’da Irak orduları Kuveyt’e girerek burayı işgal

etti. Bunun üzerine başlayan Körfez Krizi petrol fiyatlarının artmasına ve ekonomik

dalgalanmalara sebep oldu. ABD-Suudi Arabistan’ın güvenliğini sağlamak için 500.000

asker, birçok Avrupa devleti de Basra Körfezine donanma gönderdi. Irak’a, Kuveyt’i

boşaltmak için verilen sürenin bittiği 16 Ocak 1991 günü, Müttefik güçler askeri

harekâta başladı. Bir ay içinde Irak mağlup olarak Kuveyt’ten çekilmek mecburiyetinde

kaldı. Ateşkes antlaşması imzalanarak barış görüşmelerine başlandı. Kuveyt’in

kurtarılışını takiben, BM Güvenlik Konseyi (UNSC) Irak’ın tüm kitle imha silahlarını

bırakmasını ve BM denetimine izin vermelerini şart koşmuştur. Irak’ın 12 yıl süresince

BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymaması üzerine, ABD Mart 2003’de Irak’ı işgal

etmiştir.3

Bugün Irak, stratejik konumuyla, sahip olduğu petrol rezervleri ile Ortadoğu’nun

önemli ülkelerinden biri durumundadır. Irak’ta çok önemli petrol yatakları mevcuttur.

Suudi Arabistan’dan sonra dünyanın en büyük ikinci petrol rezervine sahip ülkesidir.

2-İngiltere’nin Manda Yönetimi (1920–1932)

Modern Irak 1920’de, Osmanlı devletinin Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle

birlikte İngilizlerin Osmanlı eyaletleri olan Musul, Bağdat ve Basra’yı birleştirmeleri

sonucu, Fırat ve Dicle Havzasını kontrolü altına alan ve yakın bir bölge devleti

tarafından yönetilmeyen yeni bir siyasi oluşumdur. Tarih içinde daha önce yaşamış bir

Irak devleti veya bir Irak halkı olmamıştır.4

Haziran 1916’da İngilizlerin kışkırtmalarıyla Mekke Emiri Şerif Hüseyin

(Hüseyin bin Ali)5 isyan etti. Şerif Hüseyin ve oğullarına Osmanlının devletinin

3 Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 7–15.. Ayrıca bkz. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, Westview Pres, Boulder Colorado 1985. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. 4 M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 1–5. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 7–15. 5 1852 yılında İstanbul’da doğdu; 1908’de Mekke Şerifi oldu. Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizlerden destek gördü ve İttihat ve Terakki Partisi’nin Türkçülük politikasını bahane ederek

Page 5: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1319

yıkılmasından sonra kurulacak olan Büyük Arap Devletinin Krallığı vaat edildi. Fakat

gerçekler söylendiği gibi değildi. Ortadoğu farklı bir paylaşıma sahne oldu. 1916 yılında

Fransa ve İngiltere arasında Sykes-Picot Anlaşması yapıldı. Bu anlaşma özellikle

Ortadoğu’nun bugünkü hale gelmesine sebep olması açısından önemlidir. İngiliz Subay

Mark Sykes ile Fransız subay Georges Picot Kahire’de bir araya gelerek masa başında

Ortadoğu’yu iki ülke arasında paylaştırdılar. Bu anlaşmaya göre yeni yapay devletler

kuruldu. Sykes-Picot hattı denilen bu sınırlar, o dönemin koşullarında dünyanın iki

büyük emperyalist gücü olan İngiltere ve Fransa’nın Ortadoğu’ya bakış açılarını

yansıtmaktadır. Fransız ve İngiliz subaylar bölgenin etnik ve dinsel yapısını göz önünde

bulundurmadan sadece kendi çıkarları doğrultusunda harita üzerinde yeni ülkeler

oluşturup bazı etnik grupları da parçaladılar. Bu anlaşma sonucunda kurulan

devletlerden Irak, Ürdün, Filistin İngiliz bölgesi; Suriye, Lübnan Fransız bölgesi oldu.6

İngilizler başta Irak’ı bizzat yönetmeyi düşünmüşlerse de ancak halkın sert

muhalefetiyle karşı karşıya kalmışlardır. Çıkan isyanlarda özellikle Şii halk rol almıştır.

Şiilerin çoğunlukta olduğu Necef, bu dönemde isyanın merkezini oluşturmuştur.

Sonuçta İngilizler Hz. Muhammed’in soyundan gelen Mekke Emiri Şerif Hüseyin’in

oğlu Faysal’ı 23 Ağustos 1921’de Irak kralı sıfatıyla tahta çıkardılar. Bu yöntemle

İngilizler hem Irak’a tamamen hâkim olmak hem de Osmanlının ardından doğan halife

boşluğunu bu şekilde doldurarak diğer İslam ülkelerine de etki etmeyi planlamıştır.

Arap İsyanını başlattı. 1916 yılında bağımsızlığını ilan ederek kendini Hicaz Kralı ilan etti. Lawrence ile birlikte Arap isyanına önderlik etti. Savaştan sonra kurulan İngiliz ve Fransız Manda yönetimlerini kabul etmeyerek, kendisini tüm Arap ulusunun Kralı ilan etti. Versailles Antlaşmasını kabul etmemesi nedeniyle, İngilizlerle arası açıldı. Bu sıralarda İngilizlerin desteklediği Suudi ve Vehabi saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. 3 Mart 1924’te Halifeliğin TBMM tarafından kaldırılmasından sonra, Mekke ve Medine’nin elinde olmasına dayanarak kendisini yeni Halife ilan etti. Fakat bu kararı, başta Suudiler olmak üzere, birçok kesim tarafından kabul edilmedi. Bir süre sonra, Suudilerin desteklediği İhvan tarafından Taif’de yakalandı ve İngilizler tarafından Kıbrıs adasına sürgün edildi. Daha sonra oradan ayrılarak, Ürdün Kralı olan oğlu Abdullah’ın yanına yerleşti ve 1931’de orada öldü. Üç oğlu bulunmaktadır. Faysal önce 1918–1920 yılları arasında Şam’da Kral oldu. Daha sonra 1920–1933 yılları arasında ise I. Faysal olarak Irak Kralı oldu. Abdullah Ürdün Kralı oldu. Ali ise Hicaz Emiri oldu. 6 David Fromkin, A peace to end all peace: Creating the modern Middle East 1914–1922, Penguin Books, London 1989, pp. 188–203, 218–228. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 29–54. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 7–15.

Page 6: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1320

İngilizlerin yardımıyla yapılan referandum sonucu Faysal Irak halkının %96’sının

oyunu aldı. Ama gerçek bu şekilde değildi. Mesela, Kürtler ve Şii Araplar referanduma

katılmamıştı.7

10 Ekim 1922’de İngiltere ile Irak arasında yirmi yıllık bir antlaşma yapıldı.

Ancak bu süre 1923’de imzalanan protokol ile dört yıla indirildi. Antlaşma İngilizler

için Irak’ı kontrol etmenin başka bir yoluydu. Iraklılar ise antlaşmayı Manda sisteminin

reddi ve tam bağımsızlık yolunda atılmış ilk adım olarak gördü. Antlaşma Mandaya

tercih edilmişti, fakat yinede milliyetçileri memnun etmemişti. Antlaşma ancak 27 Mart

1924’de Anayasa Meclisi tarafından onaylandı. 1924–1930 arası Iraklılar bağımsızlık

isteklerini daha yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Bunun üzerine İngiltere ile Irak

arasında 13 Ocak 1926’da ve 14 Aralık 1927’de iki yeni antlaşma daha imzalandı. Bu

antlaşmalar Irak’a kısmen daha fazla özgürlük sağlamasına rağmen milliyetçileri yine

de memnun etmemişti. Nihayet İngiltere ile Irak arasında 30 Haziran 1930’da 25 yıl

süreli yeni bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşmaya göre Irak 1932’de tam bağımsız

olacak ve Milletler Cemiyetine üye olacaktı. Nitekim Irak 3 Ekim 1932’de bağımsız bir

ülke olarak Milletler Cemiyetine üye oldu. Fakat kısa süre sonra (1933’de Kral

Faysal’ın ölümünden sonra) İngiltere-Irak ilişkileri kötüleşmeye başladı. Antlaşmaya

göre İngiltere Irak’ın dış politikası ve güvenliğinden sorumlu olacaktı. Irak’ta iki askeri

üs bulunduracaktı ve Irak’ın bütün imkânlarından faydalanacaktı. Ayrıca İngiltere Irak

ordusunu eğitecek ve silah sağlayacaktı.8

10 Temmuz 1924’de Irak Anayasası kabul edildi. Anayasa’da hükümet biçimi

seçimle oluşmuş çift meclisli bir parlamentoya sahip anayasal monarşi olarak

tanımlanmıştı. Anayasaya göre İslam, devletin resmi dini olarak kabul edilmekte, Şeriat

mahkemelerinin gerek bireysel davalarda gerekse vakıf davalarında yetkili olduğuna yer

7 David Fromkin, A peace to end all peace: Creating the modern Middle East 1914–1922, pp. 449–454. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 29–54. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 7–15. 8 David Fromkin, A peace to end all peace: Creating the modern Middle East 1914–1922, pp. 449–454. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 29–54. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 7–15.

Page 7: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1321

verilmekteydi. Bu anayasa ile parlamenter demokrasi kurulmasına rağmen güç Kral

Faysal’ın elindeydi. Batılı anlamda siyasi partiler hemen hemen yok denecek kadar

azdı. Irak siyasetinde partiler ve programları değil kişiler ön plandaydı. Önde gelen

aileler, aşiret reisleri, dini ve askeri liderler ön plandaydı. Mesela Musul’da Umari

ailesi, Seyid Abdurrahman Geylani, Şii lider Sayid Muhammed es Sadr, Nuri Said Paşa,

Jafer el Askari, Yasin el Haşimi (Birinci Dünya Savaşında Türk Ordusunda görev

yaptı).9

Kral Faysal güçlü ve bağımsız bir Irak kurabilmenin yolunun güçlü bir ordudan

geçtiğini biliyordu. Bu nedenle bu tip bir ordunun oluşması için çalışsa da Iraklı Kürtler

ve Şiilerin olumsuz tavrıyla karşılaşmış ve askere almalarda daima sorunlar ortaya

çıkmıştır. Her iki topluluk da Sünni Araplara asker olarak hizmet etmeyi

reddetmişlerdir. İlerleyen yıllarda Sünnilerle Şiiler arasındaki bütünleşme süreci

yaşanmış karşılıklı evlilikler ve ticaret ilişkileri olmuştur. 1928 yılına gelindiğinde 88

kişilik Irak parlamentosunda 26 Şii üye vardı. 1930 yılında Irak hükümeti bağımsız bir

devlet olma yolunda İngiltere ile 25 yıllık bir antlaşma imzalarken, 1932 yılında

Milletler Cemiyeti’ne bağımsız bir devlet olarak katıldı. 1933’de Kral Faysal’ın

ölümünün ardından ülkede dini ve etnik çatışmalar arttı. 1921’de oluşturulan ve bu

tarihte 7.500 dolayındaki İngiliz askerine dayanan ordu 1932’deki bağımsızlıktan sonra

genişletilmiş ve 1930’ların sonlarına doğru sayıca 26.000’e ulaşmıştır.10

3-Bağımsızlık ve Karışıklık Dönemi (1932–1945)

1933’de Kral Faysal’ın ölümü ile Irak’ın yönetim kadrosu iki gruba bölündü.

İngiltere yanlısı olanlar ve karşı olanlar. İngiltere yanlısı olanlardan bazıları General

Nuri Said Paşa, General Cafer Askari ve Cemil Madfai idi. Karşı olanlar ise Yasin

9 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 76–78. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 29–54. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 7–15. 10 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 76–78. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 29–54. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 7–15.

Page 8: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1322

Haşimi, Hikmet Süleyman (Türkiye yanlısı ve Mahmut Şevket Paşanın kardeşi), Raşid

Ali Geylani ve Kamil Çadırcı. Bu grup 1930’da Kardeşlik Partisini kurdu ve aynı yıl

imzalanan İngiltere-Irak antlaşmasına da karşı çıktı. Bu grup 1933–1936 arasında Irak

politikasında ön planda yer aldı.11

29 Ekim 1936’da Kürt asıllı ve İngiltere karşıtı olan General Bekir Sıtkı, Yasin

Haşimi hükümetine karşı darbe yaptı ve yakın arkadaşı Hikmet Süleyman’ı başbakan

olarak atadı. 1936 askeri darbesi ile ordu siyasete müdahale etmenin tadına vardı ve

durum ileri tarihlerde ordunun sık sık darbe yapmasına neden oldu. Bekir Sıtkı,

Türkiye’yi ve Atatürk devrimlerini örnek alan ve bunları Irak’ta yapmak isteyen biriydi.

Nitekim bu dönemde Türkiye ile Irak arasında yakınlaşma olmuş ve bunun sonucunda 9

Temmuz 1937’de Sadabat Paktı imzalanmıştır. Bekir Sıtkı 11 Ağustos 1937’de

Musul’da bir suikast sonucu öldürüldü. Yerine ılımlı bir kişi olan Cemil Madfai

başbakan oldu. Fakat 1938’de ordu içindeki bir gurup Madfai’yi görevden uzaklaştırdı

ve yerine İngiltere yanlısı Nuri Said Paşa’yı getirdi. Fakat bu defa ordu içindeki diğer

bir gurup Mart 1939’da Nuri Said Paşa’yı fazla İngiliz yanlısı olduğu için iktidardan

uzaklaştırmak istedi, fakat başarılı olamadı. Bu arada 4 Nisan 1939’da Arap milliyetçisi

olan Kral Gazi araba kazasında öldü ve yerine üç yaşındaki oğlu II. Faysal Kral oldu. 18

yaşına geldiğinde ise 2 Mayıs 1953’de tahta çıktı.12

İkinci Dünya Savaşı yıllarında hâkim güçler arasında yaşanan mücadele Irak

üzerinde de olmuştur. Almanlar yaptıkları darbe ile kendilerine yakın bir yönetimi başa

getirseler de, yapılan ikinci darbe ile İngilizler tekrar hâkimiyet kurmuşlardır. İkinci

Dünya savaşı yıllarında Türkiye sınırlarına kadar gelen Almanların amaçlarından birisi

de Türkiye’yi geçerek Irak’taki yandaşlarına yandım edip, buradaki İngiliz hâkimiyetini

kırmaktı. Fakat daha sonra Alman ordularının Rusya’ya dönmesi, Türkiye’nin işgali ve

11 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 76–78. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 55–94. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 15–23. 12 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 76–78. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 55–94. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 15–23.

Page 9: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1323

Irak’a ulaşma planlarından vazgeçmesine sebep oldu. İngilizler Irak’ı da Almanya’ya

karşı savaşa girmeye teşvik etse de Irak yönetimi Türkiye’yi örnek alarak aynı

politikaları izlemiş ve savaşa girmemiştir.

1939’dan beri Bağdat’ta sürgünde bulunan Kudüs Müftüsü Hacı Emin

Hüseyni’nin ve Raşid Ali’nin etkisiyle ülkede İngiliz karşıtlığı artarken Almanya ile

yakınlaşma başladı. Bunun üzerine Eylül 1939’da Nuri Said Paşa Almanya ile olan

diplomatik ilişkileri kesti. Ancak ordunun yoğun baskısı ile Mart 1940’da Nuri Said

Paşa istifa etti ve yerine İngiltere karşıtı ve Alman yanlısı olan Raşid Ali Geylani

başbakan oldu. Fakat yapılan karşı bir darbe sonucu Ocak 1941’de yerini General Taha

Haşimi’ye bırakmak zorunda kaldı. Ancak 3 Nisan 1941’de “Altın Kare” olarak bilinen

dört Albay ile birlikte karşı bir darbe yaptı ve iktidarı tekrar ele geçirdi. Bunun üzerine

İngiltere yanlıları (Nuri Said Paşa, Kral Naibi Abdullah vd) Ürdün’e kaçtı.13

Mayıs 1941’de Irak ordusu Habbaniya’daki İngiliz hava üssünü kuşattı ve iki

taraf arasında çatışma başladı. Bu gelişmeler üzerine İngilizler Irak’ı işgal etti ve Raşid

Ali hükümetini devirdi. Savaş bitene kadar da Irak’taki İngiliz işgali devam etti. Raşid

Ali, Kudüs Müftüsü ve diğer Almanya yanlıları ülkeyi terk etti ve çoğu Berlin’e gitti ve

savaş sonuna kadar da orada kaldı. Raşid Ali iktidarının devrilmesiyle daha önce

ülkeden kaçan İngiltere yanlısı Nuri Said Paşa ve Kral Naibi Abdullah Irak’a geri

döndü. Ekim 1941’de Nuri Said Paşa başbakan oldu ve bu görevinde 1944’e kadar

kaldı. Ülke yönetimi artık İngiltere yandaşlarının eline geçmişti. Nitekim 16 Ocak

1943’de Irak Almanya, İtalya ve Japonya’ya savaş ilan etti. 1944’de Nuri Said Paşa

istifa etti ve yerine Hamdi Paçacı geçti ve 1946’ya kadar iktidarda kaldı. Paçacı’nın

iktidarından sonra ülke tekrar hükümet krizlerinin yaşandığı bir döneme girdi.14

13 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 95–96. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 55–94. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 15–23. 14 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 95–96. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 55–94. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 15–23.

Page 10: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1324

1921–1941 arası dönemde kısa aralıklarla başbakanlığa gelen dört ya da beş isim,

İstanbul’da eğitim görmüş, Arap isyanında Faysal’a destek vermiş ve Irak kökenli ve

köylü tabanlı olmalarıyla benzer özelliklere sahip kişilerdi. Mesela Nuri Said

monarşinin devrildiği tarihte (1958) dâhil olmak üzere 1930’lardan 1958’e kadar altı

defa başbakanlık yapmış, ancak halk arasında Irak’tan ziyade İngiliz çıkarlarını gözeten

biri olarak anılmıştır.

4-Eski Rejim Dönemi (1945–1958)

1946’da başbakan olan Tevfik Suveydi İngilizlerden 1930 antlaşmasının

yenilenmesini istedi ve iki ülke arasında 16 Ocak 1948’de Portsmount’ta eskisinden

(1930 antlaşmasından) pek de farklı olmayan yeni bir antlaşma imzalandı. Ancak bu

yeni antlaşma Irak halkını memnun etmedi ve Bağdat’ta İngiltere ve hükümet karşıtı

gösteriler yapıldı ve bunun üzerine hükümet 27 Ocak 1948’de istifa etmek zorunda

kaldı. 1950’lerin başında Irak’taki siyasi yapı iki ana gruba ayrıldı. Biri Nuri Said’in

başını çektiği İngiltere yanlılarının oluşturduğu muhafazakâr grup, diğeri ise

milliyetçilerin ve sosyalistlerin oluşturduğu ikinci grup.15 1945 ile 1958 yılları arasında

çoğunluğu İngiliz yanlısı Nuri Said’in başkanlığında genellikle aynı kişilerden oluşan

yirmi dört hükümet kuruldu. Uzun süre muhalefet partilerinin yasaklandığı bu dönemde

etkisini artırmaya başlayan Sovyet nüfuzuna karşı İngiltere ve Amerika’nın teşvikiyle

bölge ülkeleri arasında dayanışmayı arttırmak amacıyla Türkiye, İran, Pakistan ve

İngiltere’nin katıldığı Bağdat Paktı kuruldu.16

1945 yılında Arap ülkeleri bir araya gelerek, bir Arap Birliği örgütü kurdular.

Arap Birliği harekâtı Arap ülkeleri arasında milliyetçilik duygularının da artmasına

sebep oldu. Bunu sonucu olarak da Irak, Suriye, Ürdün ve Lübnan bir tek ülke olarak

birleşme düşüncesi ortaya atıldı. Arapların birleşme düşüncesini özellikle İngiltere

15 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, p. 107. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 69–84. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 95–127. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 38–45. 16 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 95–127. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 38–45. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115.

Page 11: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1325

destekliyordu. Bu birleşme ile İngilizler, Suriye ve Lübnan’daki Fransız hâkimiyetini

kaldırarak bu bölgeleri de kendi hâkimiyeti altına almayı amaçlıyorlardı. Diğer güçlü

bir Arap ülkesi olan Mısır ise bu birleşmeye karşı çıkıyordu. Onun endişesi ise Arap

dünyasının en büyük ülkesi olma özelliğini yitirecek olması idi. Ortadoğu’da

İngilizlerin etkisinin zayıflaması, İsrail devletinin kurulması, Mısır'ın muhalefeti gibi

nedenlerle bu birlik fikri hayata geçirilemedi. 1958–1961 yılları arasında Mısır ve

Suriye'nin birleşmeleri dışında Arap ülkeleri arasında bir birleşme yaşanmadı. Buna

karşılık Ürdün-Irak birleşmesi yaşandı.

5-Abdülkerim Kasım Dönemi (1958–1963)

14 Temmuz 1958 yılında gerçekleşen kanlı bir darbe ile krallık devrilip,

Cumhuriyet ilan edildi. General Abdülkerim Kasım cumhurbaşkanı oldu. Bu sırada Kral

II. Faysal, Prens Abdullah ve Nuri Said öldürülmüştür. Irak’ta bu dönem özellikle

komünizm ve etnik milliyetçiliğin hızla yayıldığı yıllar oldu. Irak’ta yaşanan bu

değişiklik Ortadoğu’daki tüm dengeleri alt üst etti. Irak’taki bu darbeden etkilenen

Suriye’de benzer bir askeri darbe yaşandı. Ortadoğu’nun tamamen Sovyet Rusya’nın

hâkimiyetine girmemesi için ABD ve İngiltere harekete geçti. ABD Lübnan’a askeri

müdahale yaparken, İngiltere Ürdün’deki karışıklığı bahane ederek burayı işgal etti.

Ortadoğu’nun önemli bir bölümünün Sovyet etkisi altına girmesi ABD ve müttefiklerini

endişelendirdi. Özellikle son dönemde açıklanan belgeler Türkiye’nin Irak ve Suriye’de

yaşanan darbelerin ardından ABD’nin baskısıyla bu ülkelere yönelip bir işgal planı

hazırladığı ve daha sonra bazı nedenlerden dolayı bundan vazgeçtiğini ortaya

koymakta.17

1958 darbesiyle ülkenin İngiltere ile olan 37 yıllık bağı da kopmuştur. Bu

tarihten itibaren Irak da Suriye ve Mısır gibi bağlantısızlık adı altında her geçen gün

biraz daha Sovyet denetimine girmiştir. General Kasım, iktidarda Irak Komünist

Partisine yer vermesinin yanında Sovyetlerle 28 Şubat 1962’de imzaladığı antlaşma ile 17 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, p. 128. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 153–182. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 47–84.

Page 12: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1326

bu ülkeden ekonomik ve askeri yardım almaya başlamıştır. Ayrıca ülkede Baas ve

Nasır’ın etkisi de artmaya başlamıştır. Irak 24 Mart 1959’da Bağdat Paktı’ndan

ayrılmıştır.18

Kürtlerin ayaklanarak yol açtıkları istikrarsızlık, General Kasım’ın iktidardan

düşmesine yol açan önemli bir faktör olmuştur. General Kasım Kürtlerin desteğini

sağlamak için Sovyetler Birliği’nde sürgünde bulunan Molla Mustafa Barzani’nin

1958’de Irak’a geri dönmesine izin vermiştir. Ancak 16 Eylül 1961’de Kürtler isyan

etmiş ve bu isyan 1963’te Kasım’ın iktidardan düşmesine kadar devam etmiştir.19

6-Baas Partisi ve Arif Kardeşler Dönemi (1963–1968)

a) Abdüsselam Arif Dönemi (1963–1966)

8 Şubat 1963’de General Abdüsselam Arif ve Baas Partisi, Abdülkerim Kasım’a

karşı darbe yaptı ve iktidarı ele geçirdiler. Ancak dokuz ay sonra Basçılar ile Arif’in

arası açıldı. 18 Kasım 1963’de Abdüsselam Arif yaptığı bir karşı darbe ile Baas’ı tüm

yönetim kademelerinden uzaklaştırdı ve Baas liderlerinin büyük bölümü İspanya’ya

sürgüne gönderildi. Arif’’in devlet başkanlığı büyük ölçüde kuzeydeki Kürt isyanlarını

bastırmakla ve kendini iktidarda tutma çabalarıyla geçti.20

b) Abdürrahman Arif Dönemi (1966–1968)

13 Nisan 1966’da Abdüsselam Arif bir helikopter kazasında öldü ve yerine

kardeşi Abdürrahman Arif geçti. 1963–1968 dönemine Arif kardeşlerin iktidarı

damgasını vurmuştur. General Kasım zamanında Nasır’dan uzak duran Irak’ın bu

politikası Arif kardeşlerin iktidarı zamanında değişmeye başlamıştır. Nasır’la 1964’te

başlayan görüşmelerde 1966’da iki ülkenin birleşmesini öngören ekonomik ve askeri

bütünleşmeye gidilmesi kararı alınmış fakat bu daha sonra gerçekleştirilememiştir. 29 18 M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 153–182. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 47–84. 19 M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 153–182. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 47–84. 20 M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 183–210. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 85–106.

Page 13: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1327

Haziran 1966’da başbakan Bazzaz’ın Kürtlere yönelik 12 maddelik barış planı 1968’de

iktidara gelen Baas tarafından kabul edilmeyince Kürtler isyan etmişlerdir.21

7-Baas Partisi ve Ahmet Hasan el-Bekir Dönemi (1968–1979)

17 Temmuz 1968’de Baas Partisi bir darbe ile iktidarı ele geçirdi ve General

Ahmet Hasan el-Bekir devlet başkanı oldu. Aynı zamanda Başbakan, Baas Partisi Genel

Sekreteri ve Devrim Komuta Konseyi Başkanı olan Hasan Bekir bu görevde 11 yıl

kaldıktan sonra 1979’da Saddam Hüseyin lehine başkanlıktan çekildi.22

1972’de Sovyetler Birliği ile on beş yıllık bir anlaşma imzalaması ve aynı yıl Irak

Petrol Şirketini millileştirmesi, halk arasında kökleri zayıf olan ve çoğunlukla 1963’deki

şiddet dönemiyle hatırlanan Baas Partisinin popülaritesini arttırdı. Ayrıca bu dönemde

Mart 1975’de İran’la imzalanan Cezayir Antlaşması ile Kürt sorunu Baas rejiminin

istediği biçimde çözülürken, 1930’lardan beri İran-Irak arasında süregelen sınır

(Şattülarap) meselesi de çözülmüş oldu. Böylece 1979 İran İslam Devrimine kadar İran-

Irak ilişkileri son derece iyi geçti. Cezayir Antlaşmasının mimarı, 1976’da beri

başbakanlık görevini yürüten ve Hasan el-Bekir rejiminin gerçek güçlü adamı Saddam

Hüseyin’di. Baas Partisi içinde gerçek güç tamamen Saddam Hüseyin’in elinde

toplanmıştı ve parti devletin bir aracı haline dönüşmüştü. 1979’a gelindiğinde Saddam

Hüseyin’in yönetimi tek başına ele geçirmesi için her şey hazırdı.

8-Baas Partisi ve Saddam Hüseyin Dönemi (1979–2003)

1968’de iktidara gelen General Ahmet Hasan el-Bekir’in 16 Temmuz 1979’da

Saddam Hüseyin lehine başkanlıktan çekilmesi üzerine Irak’taki tüm denetim Saddam

21 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 183–210.M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 85–106. 22 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 211–246. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 106–148.

Page 14: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1328

Hüseyin’in eline geçmiştir. Böylece Saddam’ın tek kişi diktatörlüğünün yolu açılmış

oluyordu.23

22 Eylül 1980’de başlayan Irak-İran savaşı ülkede yüz binlerce insan kaybına,

milyarlarca dolarlık zarara, huzurun, barışın ve düzeninin bozulmasına yol açtı. Sekiz

sene gibi uzun bir savaş sonunda, 20 Ağustos 1988’de ateşkes imzalandı. 1990 yılında

1975 Cezayir Antlaşması tekrar onaylanarak barış sağlandı.24

Irak 1988’de biten bu yıkıcı savaştan iki yıl sonra 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i

işgal etti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 660 sayılı kararı ile işgali kınayarak

Irak’tan derhal çekilmesini istedi. 6 Ağustos 1990’da aldığı 661 sayılı kararıyla da

Irak’a ekonomik yaptırım uygulamaya başladı. Buna karşılık 8 Ağustos 1990’da Irak,

Kuveyt’i ilhak ettiğini açıkladı. 29 Kasım 1990’da Birleşmiş Milletler Güvenlik

Konseyi 678 sayılı kararı ile 660 sayılı kararın uygulanmasının sağlanması için gereken

tüm yöntemlerin kullanılmasına yetki verdi. Bunun üzerine 16–17 Ocak 1991’de

Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin Irak’ı havadan bombardımanıyla Körfez

Savaşı başladı. ABD’nin hava ve kara operasyonları sonucu 27 Şubat 1991’de Irak

kuvvetleri Kuveyt’ten çekilmeye başladı. 3 Mart 1991’de Irak ateşkes koşullarını kabul

etti ve barış görüşmelerine başlandı. 10 Kasım 1994’de Irak Ulusal Meclisi Kuveyt’in

sınırlarını ve bağımsızlığını tanıdı.25

Mart/Nisan 1991’de Irak kuvvetleri ülkenin kuzey ve güneyinde çıkan Kürt ve

Şii ayaklanmalarını şiddetli bir şekilde bastırdı. Ancak 10 Nisan 1991’de ABD Irak’tan

bölgedeki tüm askeri faaliyetlerini durdurmasını istedi. Nisan 1991’de ABD ve

İngiltere’nin girişimiyle Kürtleri korumak amacıyla 36. paralelin kuzeyinde ve Ağustos

23 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 211–246. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 205–215. 24 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 291–299. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 255–268. 25 Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 269–282. Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa Yayınları, İstanbul 2004, ss. 553–591.

Page 15: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1329

1992’de Şiileri korumak amacıyla 32. paralelin güneyinde Irak uçaklarının girmesine

izin verilmeyen uçuşa yasak bölgeler oluşturuldu.26

14 Nisan 1995’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 986 sayılı kararıyla

Irak’ın petrol ihracatına gıda ve ilaç satın almasına olanak verecek biçimde kısmen

yeniden başlamasına onay verdi. Bu düzenleme petrol karşılığı gıda programı olarak

adlandırıldı. Irak bu programı 1996 Mayısına kadar kabul etmedi. Programın

uygulanmasına ancak 1996 Aralık ayında başlandı. 31 Ekim 1998’de Irak, Birleşmiş

Milletlerin Irak’ın kitle imha silahlarını imhasına nezaretten sorumlu komisyonu

UNSCOM ile işbirliği yapmayı durdurdu. Bunun üzerine ABD ve İngiltere Irak’ın

nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlarını imha etmek amacıyla “Çöl Tilkisi

Operasyonu” adı altında bir hava bombardımanı düzenledi.27

17 Aralık 1999’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 1284 sayılı kararıyla

UNSCOM’un yerini almak üzere BM İzleme Değerlendirme ve Denetleme Komisyonu

UNMOVIC’i kurdu. Ancak Irak bu kararı kabul etmediğini açıkladı. 13 Eylül 2002’de

ABD Başkanı George W Bush Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için toplanan dünya

liderlerine Irak’ın yarattığı “ağır ve yaklaşan tehdit” konusunda harekete geçilmesi

çağrısında bulundu. Bush bu çağrıya şüpheyle yaklaşan dünya liderlerine bu konuda bir

şey yapmayacaklarsa ABD’nin harekete geçmesini engellememelerini söyledi. Şubat

2003’de “Irak’ta bir diktatör Orta Doğu’ya hâkim olmasını ve medeni dünyayı

sindirmesini sağlayacak silahları üretip gizliyor ve biz buna izin vermeyeceğiz” dedi.28

Mart 2003’de BM silah denetim heyeti başkanı Hans Blix, Irak’ın işbirliğini

artırdığını ancak kararlara ne kadar uyduğunu tespit etmek için daha fazla ihtiyaç

duyduklarını söyledi. Ancak 17 Mart 2003’de İngiltere’nin Birleşmiş Milletlerdeki

temsilcisi Irak konusundaki diplomatik sürecin son bulduğunu açıkladı. Silah denetçileri

26 Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115. Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, ss. 553–675. 27 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, ss. 553–675. 28 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, ss. 553–675.

Page 16: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1330

ülkeden tahliye edildi. ABD Başkanı George Bush, Saddam Hüseyin ve oğullarına 48

saatte ülkeyi terk etmezlerse savaş açılacağını söyledi.29

9-İşgal Dönemi (ABD’nin Irak’ı işgali) (2003-)

Kuveyt’in kurtarılışını takiben BM Güvenlik Konseyi (UNSC) Irak’ın tüm kitle

imha silahlarını bırakmasını ve BM denetimine izin vermesini şart koşmuştur. Ancak

Irak’ın 12 yıl süresince BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymaması üzerine ABD Mart

2003’de Irak’ı işgal etmiştir.30

20 Mart 2003’de Amerikan füzeleri sabaha karşı Bağdat’a düşmeye başladı.

Saddam Hüseyin’i taşıyan bir konvoyu hedef aldığı belirtilen bu saldırı ABD

öncülüğünde Saddam Hüseyin’i devirmeye yönelik operasyonun başlangıcıydı. Bunu

takip eden günlerde Amerikan ve İngiliz kara kuvvetleri ülkeye güneyden girdi. 9 Nisan

2003’de ABD güçleri Bağdat’ın merkezine doğru ilerlemeye başladı. Saddam

Hüseyin’in kent üzerindeki denetimi çözüldü. Bunu izleyen günlerde Kürt Peşmergeler

ve Amerikalı askerler kuzeydeki Kerkük ve Musul kentlerini aldılar. Başkentte ve diğer

büyük kentlerde yaygın biçimde yağma olayları yaşandı. Nisan ayında ABD eski Irak

rejiminin üyelerinden yakalamayı istediği en önemli 55 ismi açıkladı. Bu isimler bir

iskambil destesi haline getirilip askerlere dağıtıldı. Eski Başbakan yardımcısı Tarık Aziz

gözaltına alındı. Mayıs ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Irak’ta ABD

öncülüğünde kurulan idareyi destekleyen ve ekonomik yaptırımları kaldıran bir karar

aldı. Irak’taki Amerikalı idareci Paul Bremer, Baas partisi ile eski yönetimin tüm

kurumlarının lağv edildiğini açıkladı. Temmuz ayında ABD idaresince atanan Geçici

Yönetim Konseyi ilk kez toplandı.31

Amerikan kuvvetlerinin komutanı askerlerinin düşük yoğunluklu gerilla savaşı

ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Ağustos 2003’de Irak’taki saldırılar savaşa taraf

29 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, ss. 553–675. 30 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, ss. 553–675. 31 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, ss. 553–675.

Page 17: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1331

olmayanları da hedef almaya başladı: Bağdat'taki Ürdün elçiliğine yönelik bombalı

saldırıda 11 kişi öldü. Bağdat’taki Birleşmiş Milletler karargâhına yönelik bombalı

intihar saldırısında BM’nin Irak temsilcisinin de aralarında olduğu 22 kişi öldü.

Kimyasal Ali diye tanınan ve Halepçe saldırısından sorumlu tutulan Saddam Hüseyin’in

kuzeni, Ali Hasan El Mecid yakalandı. Necef’te düzenlenen bombalı saldırıda

aralarında Şii lider Muhammed Bakr El Hâkim’in de olduğu 125 kişi öldü. Saddam

Hüseyin'in oğulları Uday ve Kusay Musul’da düzenlenen silahlı baskında öldürüldü.32

Ekim 2003’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ABD’nin gözden geçirdiği

karar tasarısını kabul etti. Varılan uzlaşma ile Irak’ta ABD öncülüğündeki yönetime

meşruiyet kazandırıldı, ancak yönetimin “uygulamada mümkün olan en kısa zamanda”

Iraklılara devredilmesi gerektiği vurgulandı. Ekim 2003’de Bağdat’ta aralarında Kızıl

Haç merkezinin de olduğu pek çok noktaya düzenlenen bombalı saldırılarda düzinelerce

kişi öldü. Kasım 2003’de Irak’ta güvenlik koşulları kötüye gitmeye devam etti. ABD

Başkanı Bush’un 1 Mayıs 2003’de savaşın sona erdiğini ilan etmesinden 6 ay sonrası

itibariyle, Irak’ta savaş sonrası ölen asker sayısı savaş sırasında ölenlerden daha

fazlaydı. Sadece Kasım ayında ölen koalisyon askeri sayısı 105 oldu. Bu, savaşın

başlamasından bu yana bir aydaki en yüksek kayıptı. 15 Kasım 2003’de Yönetim

Konseyi ülkede yönetimi Iraklılara bırakmaya yönelik hızlandırılmış bir takvim

açıkladı. Ve 14 Aralık 2003’de Saddam Hüseyin’in yakalandığı dünyaya duyuruldu.33

10-Irak’ın Sosyo-Kültürel Dokusu

Osmanlı dönemindeki Musul, Bağdat ve Basra eyaletlerinin bir araya gelmesiyle

oluşan Irak 18 ayrı şehirden meydana gelmektedir. Yaklaşık 27 milyon nüfusa sahip

olan Irak’ın %97’si Müslüman (%65 Şii, %32 Sünni), %3’ü ise Hıristiyan’dır. Etnik

dağılım olarak ise %65 Arap, %17 Kürt, %10 Türkmen, %5 Asurî, %2 Arami (Süryani)

ve diğer etnik unsurlardır. Şiiler Güney Irak’ta yaşarken, Bağdat civarında Sünni

32 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, ss. 553–675. 33 Tayyar Arı; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, ss. 553–675.

Page 18: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1332

Araplar, Kuzey Irak’ta ise Kürt ve Türkmen nüfus yaşamaktadır. Irak oldukça genç bir

nüfusa sahip olup nüfusun %55’i 15–64 yaş grubuna, %42’si 0–14 yaş grubuna, % 3’ü

65 yaş ve üzeri gruba dâhildir. Ortalama ömrün yaklaşık 66,5 yıl olduğu Irak’ta bebek

ölüm oranlarının yüksekliği (%6,2) önemli bir sorundur. Irak nüfusunun %58‘i okuma

yazma bilmektedir. Bu oran erkeklerde %70,7’ye çıkarken, kadınlarda %45’e

inmektedir. 2000 yılı nüfus artış hızı %2.86 olarak tahmin edilmiştir. Resmi dili Arapça

olan ülkenin diğer konuşulan dilleri: Kürtçe (Kürt bölgelerinde resmi dil), Türkçe,

Asurîce, ve Ermenice’dir. Irak’ın diğer Arap ülkeleri ile karşılaştırıldığında geniş bir

kentli orta sınıfa ve göreceli bir kalifiye işgücüne sahip olması dikkatleri çeker.34

11-Arap Sosyalist Baas Partisi (ASBP)

Arap dilinde “yeniden doğuş” anlamına gelen Arap Baas Sosyalist Partisi, her

ikisi de Suriyeli olmakla beraber koyu birer Arap milliyetçisi ve Marksist olan

Salahaddin Bitar ile Michel (Mişel) Eflâk’ın öncülüğünde 1943’de Şam’da kurulmuştur.

1944’de parti haline dönüşen Baas ilk kongresini 1947’de gerçekleştirerek Suriye’de

bağımsızlık sonrasının siyasi platformunda yerini almıştır. Kongre tarafından genel

sekreterliğe getirilen Mişel Eflak aynı zamanda Rum Ortodoks kilisesine mensup bir

kişiydi. Bu iki liderin yakınlığı öğrenciyken başlamış ve 1920’lerde beraber

bulundukları Paris’te 1929’da Arap Öğrenciler Derneğini kurmuşlardır. Salahaddin

Bitar, 1989’da bir suikast sonucu Paris’te hayatını kaybetmiştir.35

Baas düşüncesi ve hareketi Irak’a ilk kez 1949’da bir kaç Suriyeli öğretmen

tarafından getirildi. Daha sonra Irak’taki Baas hareketinin başına 1951’de Fuad Rikabi

geçti ve Baas’ın ülkedeki üye sayısı hızla arttı. Kasım 1959’da bir grup Baas üyesi

General Kasım’a suikast girişiminde bulundu, fakat başarısız oldu. Baas Partisi ilk kez 8

Şubat 1963’te General Kasım’a karşı düzenlenen darbenin içinde yer aldı. Bu kanlı

darbenin sonunda Nasırcı General Abdüsselam Arif devlet başkanı oldu. Darbenin

34 Irakta etnik grupların oranları ile ilgili geniş bilgi için bkz. Özkan Açıkgöz, “Irak’ın Etnik Sosyal Yapısı ve Büyük Ortadoğu Projesi”, Büyük Ortadoğu Projesi Yeni Oluşumlar ve Değişen Dengeler, (Ed.) Atilla Sandıklı, Kenan Dağcı, TASAM Yayınları, İstanbul 2006. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 5–13, 127–154, 169–176, 240–244, 247–290. 35 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 125–126.

Page 19: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1333

liderlerinden ve Baas üyesi olan General Hasan el Bekir ise başbakan oldu. Ancak

Irak’ta Baascıların denetimi uzun sürmedi ve iktidar içi mücadele dolayısıyla Baas ileri

gelenlerinin konumlarının zayıflamasını fırsat bilen Abdüsselam Arif 18 Kasım 1963’de

düzenlediği bir karşı darbe ile Baas’ı tüm yönetim kademelerinden tasfiye etti. Ancak

17 Temmuz 1968’de Baas Partisi bir darbe ile iktidarı ele geçirdi. General Hasan el

Bekir devlet başkanı oldu. Aynı zamanda Baas Partisi Genel Sekreteri ve Devrim

Komuta Konseyi başkanı olan Bekir bu görevde 11 yıl kaldıktan sonra Temmuz

1979’da Saddam Hüseyin lehine başkanlıktan çekildi.36

Baas ideolojisi, amaç olarak Ortadoğu’da tek bir Arap devleti kurulmasını

benimsemiştir. Partinin sloganı “Birlik, özgürlük ve sosyalizm” idi. Parti ideolojisi,

parti birliğine ve dış baskılara karşı durmaya dayanıyordu. Baas hareketi Suriye’de

ortaya çıkmışsa da, Irak’ta da taraftar bulmuştur. Baas Partisi Suriye ve Irak’ta

1950’lerden itibaren iktidarda varlığını hissettiren ancak 1960’larda yaptıkları

devrimlerle iktidarı bu iki ülkede iktidarı tamamen ele geçirmişlerdir. Hafız Esad ve

Saddam Hüseyin Baas akımının son temsilcileridir.37

Baas, Suriye milliyetçiliğinden çok Arap milliyetçisi bir parti olarak kurulmuş

olmakla beraber, programında Suriye, Irak, Filistin ve Ürdün’ü birleştirmeyi amaçlayan

Bereketli Hilal üzerinde bir Büyük Suriye projesi bulunmaktaydı. İslamiyet’ten ziyade

Araplığı temel alan Baas’ın, Hatay sorunu özellikle ilgilendiği konular arasında yer

almaktaydı. Partinin 1947’de benimsenen programında, Baas partisinin milli, sosyalist,

halkçı ve devrimci olduğu, Arap anavatanının Toros dağlarından Basra körfezine, Hint

Okyanusuna ve Akdeniz’e kadar uzanan topraklar olduğu ifade edilmekteydi. Ayrıca

partinin programında, tek bir Arap milleti ve tek bir Arap devletinden söz edilmekte ve

partinin dış politikasının temel ilkesinin Arap milliyetçiliği olduğu ifade edilmekteydi.

Yabancı sermayeye karşı olan parti, özel mülkiyete de sınırlama getirmekteydi. Partinin

referans aldığı temel ideoloji dinsel unsurlardan ziyade etnik unsurlardan yola çıkarak

36 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 183–210, 211–246. 37 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 125–126. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 183–210, 211–246.

Page 20: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1334

oluşturulmuştu. Partiye dinamizm veren din değil Pan-Arabizm’di. Baas ideolojisinin

ana ilkeleri tek bayrak, tek devlet, tek ordu ve tek Arap Dünyasıydı.38

Baas yönetimi, sosyalist bir ekonomik politika takip etmiştir. Özel sektöre çok

sınırlı bir hareket alanı bırakılmıştır. Demir-çelik ve petro-kimya endüstrisi başta olmak

üzere bütün önemli yatırımlar devlet eliyle yapılmıştır. Ülkede geniş çaplı bir toprak

reformu uygulanmıştır. Toprak reformu toplumsal yapıda değişiklik meydana getirmiş

olmakla beraber ülkenin tarımsal üretiminde önemli bir artışa yol açmamıştır. Eğitim ve

sağlık başta olmak üzere birçok kamu hizmeti halka ücretsiz olarak götürülmüş ve

vergiler düşük tutulmuştur. Bu nedenle Irak’ta halkın yaşam düzeyi 1990’a kadar çok

iyi durumda olmuştur. Baas yönetiminin yaptığı bir yenilik de kadınlara verilen haklarla

onların eğitim ve siyasal alana daha fazla katılmalarının önü açılmıştır.39

Irak’ın dış politikasında 1968’den 1988’e kadar sürekli değişiklikler yaşanmıştır.

1968’de Baas iktidara geldiğinde ülke Batıdan soyutlanmış ve birçok bakımdan

Sovyetlere bağlı durumdaydı. Fakat bu politika İran-Irak savaşı sırasında değişmiş ve

ABD, özellikle savaşın Irak’ın aleyhine döndüğü 1982 yılından itibaren bu ülkenin

önemli bir müttefiki haline gelmiştir. Irak, Ortadoğu’da sertlik yanlısı bir politika

izlemiş. 1967 savaşı sonrası BM 242 sayılı kararını tanımamış ve 1973 savaşında Suriye

cephesine asker göndermiştir. 1973’de Kuveyt’in sınır bölgesini işgal etmiş, ancak Arap

Birliği ve Suudi Arabistan’ın tepkisi üzerine geri adım atmış, fakat 1990’da Kuveyt’i

tamamen işgal ve ilhak etmiştir. 1979’da Mısır’ın İsrail ile olan anlaşmasını tanımamış

ve Mısır’ı kınamıştır.40

12-Etnik ve Dini Yapı

12.1. Türkmenler

Irak’ta yaşayan Türklere 1959 yılından sonra, Irak Devleti tarafından Türkiye ile

olan kan ve kültür bağlarını unutturmak için, resmi olarak Türkmen denilmiştir. Birinci

38 Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 125–126. Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 183–210, 211–246. 39 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 247–290. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. 40 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 211–246.

Page 21: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1335

Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’den koparılarak, Irak adı ile kurulan devletin

vatandaşları olarak varlıklarını sürdüren Türk halkı, Lozan Konferansı sıralarında

İngiliz heyeti tarafından Türkmenler olarak ifade edilmişlerdi. Irak’ta cumhuriyet

dönemini başlatan Abdülkerim Kasım yönetimi de, Türklerin Türkmen olduklarını, bu

bakımdan Irak’taki Türk topluluğunun Türkiye değil, Orta Asya kökenli olduklarını

göstermeğe çalışmış ve güya Irak’taki Türkmenlerin Türkiye ile olan soy ve kültür

bağlarını böylece kesmeye çalışmıştır.41

Türklerin Irak’a ilk girişleri 674 tarihlerine kadar uzanmaktadır. Emevî Halifesi

Muaviye tarafından Horasan’a gönderilen Ubeydullah bin Ziyad 20.000 kişilik ordusu

ile Ceyhun Nehri’ni geçerek Buhara’ya yönelir. Ancak Buhara prensesi Hatun

emrindeki Türk kuvvetleri ile şiddetli çarpışmalardan sonra sulh yapmak zorunda kalır.

Böylece Ubeydullah yapılan barıştan sonra, yanına aldığı Türk askerlerini Irak’a

götürerek, Basra’ya yerleştirir. Tarihi kaynaklar, Basra’ya yerleştirilen Türk askerlerinin

2000 kişi kadar olduklarını belirtmektedir. Ayrıca ünlü oryantalist J. H. Kramers, “12.

yüzyılda Kerkük civarının başkenti Erbil olan Türk beyliği Begtekinliler’in idaresinde”

olduğunu İslam Ansiklopedisi’nde belirtmek suretiyle, bölgedeki Türk varlığının

Osmanlı devletinden önceye dayandığını vurgulamaktadır.42

Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, toprakları İngiliz işgaline uğrayan Musul,

Kerkük ve Erbil Türkmenlerinin ileri gelenleri, işgalci güçlere karşı mücadele etmek

için, hemen harekete geçmişlerdi. Anadolu toprakları üzerinde yürütülen Milli

Mücadele’ye paralel olarak başlayan, bölgedeki hareketler, gücünü yine Anadolu’dan

alıyordu. İlk olarak, İngilizlerin, halkı Osmanlı devleti aleyhine kışkırtmalarını önlemek

için, acil önlemler alınmağa başlandı. İngilizler bölgedeki aşiret reislerini yanlarına

çekmek için büyük gayret gösteriyorlardı. Buna karşılık, Türklerin ileri gelen liderleri,

İngilizlerin bu gayretlerini boşa çıkarmak için, olağanüstü çaba harcıyorlardı. Bunların

arasında Erbil Türklerinin çok sevilen ve sayılan din âlimi Küçük Molla Efendi’nin

(1867–1943), halkı İngilizlere karşı mücadeleye davet eden ve işgalcilerin

41 Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115. 42 Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115.

Page 22: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1336

propagandalarına karşı uyanık olmaya yönelik konuşma ve sohbetleri büyük etki

yapmıştır.43

Irak Türkmenleri, Irak’ın kuzeyinden itibaren Telafer, Musul, Erbil, Altunköprü,

Kerkük, Tuzhurmatu, Kifri, Kara Tepe, Hanekin, Mendeli ve Bağdat’ın güney

doğusunda bulunan Bedre’ye kadar uzanan bir şerit üzerinde yerleşmişlerdir.

Türkmenlerin nüfusu, Irak devletin asimilasyon politikası doğrultusunda hem gizli

tutulmuş, hem de gerçeği yansıtmamaktadır. Halen %10 civarında nüfusa sahiptirler.

1958 yılında Bağdat’ta yayınlanan “The Iraqi Revolution 14 th July Celebrations

Committee” adlı kaynağa ve 1987’de Londra’da Inquiry Dergisi’nde yayınlanan “The

Forgotteen Minority:The Turkomans of Iraq” adlı makaleye göre 1957 yılında yapılan

sayımda Irak’ta 600.000 Türkmenin yaşadığı belirtilmiştir. Bu kaynaklara göre Irak’ın

% 8,94’ü Türkmen’dir. Daha sonra Irak’ta yayınlanan resmi kaynaklar ise Türkmenleri

% 2 olarak göstermiştir. Türkmenlerin gerçek oranı % 13’tür. Irak’taki Türkmen nüfus

bugün ise 2–2,5 milyondur.44

12.2. Kürtler

Genel olarak Irak’ta Kürtlerin isyanı 1920’lerden bugüne kadar aralıklarla süre

gelmiştir. 1943’de Molla Mustafa Barzani liderliğinde Kürtler isyan etti. 1945 yılı

sonunda isyan bastırıldı ve Molla Mustafa Barzani İran’a kaçtı. 1946’da İran’da

Mahabad’da kurulan Kürt Cumhuriyetinde kaldı ve daha sonra Haziran 1947’de 500

adamı ile birlikte Sovyet Rusya’ya kaçtı. General Kasım Kürtlerin desteğini sağlamak

için Sovyetler Birliği’nde sürgünde bulunan Molla Mustafa Barzani’nin 1958’de Irak’a

geri dönmesine izin verdi. Barzani 6 Ekim 1958’de Kahire üzerinden Irak’a döndü.

Ancak 16 Eylül 1961’de Kürtler isyan etti ve bu isyan 1963’te Kasım’ın iktidardan

düşmesine kadar devam etti. Kürtlerin ayaklanarak yol açtıkları istikrarsızlık, Kasım’ın

iktidardan düşmesine yol açan önemli bir faktör olmuştur. Şubat 1964’de ateşkes

43 Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115. 44 Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115. Irakta etnik grupların oranları ile ilgili geniş bilgi için bkz. Özkan Açıkgöz, “Irak’ın Etnik Sosyal Yapısı ve Büyük Ortadoğu Projesi”, Büyük Ortadoğu Projesi Yeni Oluşumlar ve Değişen Dengeler, (Ed.) Atilla Sandıklı, Kenan Dağcı, TASAM Yayınları, İstanbul 2006.

Page 23: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1337

yapıldı, fakat Nisan 1965’de isyan tekrar başladı. 22 Haziran 1966’da Irak Başbakanı

Abdulrahman Bazzaz 12 maddeden oluşan barış planını açıkladı. Fakat Ağustos

1966’da başbakanlıktan ayrılınca bu barış planı da uygulanmadı. 1964’de Barzani’nin

ateşkesi kabul etmesi KDP’nin sertlik yanlısı olan iki önemli ismini İbrahim Ahmet ve

Celal Talabani’yi kızdırdı. Bu olay KDP’de ve Kürt hareketinde bölünmeye neden oldu.

Barzani çatışmadan ziyade anlaşma yanlısı idi. Bir tarafta İbrahim Ahmet, Talabani ve

KDP’nin aydınları diğer tarafta Barzani ve onun geleneksel aşiret taraftarları olmak

üzere KDP bölündü. Haziran 1964’de yapılan KDP kongresinde, İbrahim ve

Talabani’nin de içinde oldukları 14 kişi KDP’nin merkez komitesinden uzaklaştırıldı.

Temmuz 1964’de Celal Talabani ve İbrahim Ahmet KDP’den ihraç edildi. Bunun

üzerine iki grup arasında başlayan çatışmalar sonucunda Talabani ve İbrahim Ahmet

İran’a kaçtı. Öncelikle bağımsızlık eğer o da olmazsa özerk bir yönetime sahip olmak

için 1968’den itibaren faaliyetlerini yoğunlaştıran Kürtlerin bu talepleri dikkate alınarak

11 Mart 1970’de Devrim Komuta Konseyi ve Kürdistan Demokrat Partisi lideri Molla

Mustafa Barzani arasında, Kürtlerin özerklik haklarını düzenleyen yeni bir anlaşma

imzalandı. Bunun üzerine yatışan olaylar 1974’de Bağdat yönetiminin özerklik

verilmesi kararından vazgeçmesi üzerine tekrar başladı, fakat bu defa Kürtler İran

tarafından kapsamlı bir biçimde desteklendiği için Bağdat yönetimi ülkenin kuzeyine

tam anlamıyla hâkim olamamıştır. 1972’den sonra Sovyetler Kürtlere olan desteğini

azaltırken, bu defa İran ve İsrail Kürtlere destek vermeye başlamıştır. Çünkü bölgede

ABD’nin en önemli müttefiki durumunda olan İran, Irak’ın 9 Nisan 1972’de Sovyetler

Birliği ile 15 yıllık bir Dostluk ve İşbirliği Anlaşması imzalayarak bu ülkeden silah

almaya başlaması ve giderek Moskova’nın yörüngesine girmesi üzerine Kürtlere olan

desteğini artırmıştı. İran, Kürtlere askeri desteğinin yanında Irak yönetiminden kaçan

Kürtlere ülkesinde barınma imkânı da sağlamaktaydı.45

Nihayet başka türlü bölgede egemenliğini tesis edemeyeceğini anlayan Bağdat

yönetimi, İran ile anlaşma yoluna giderek Şatt-ül Arap üzerindeki egemenliğin

45 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 153–246. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 23–30.

Page 24: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1338

paylaşımı konusunda İran’ı memnun edecek bir çözümü kabul etmek zorunda kalmıştır.

Nitekim iki ülke arasında 6 Mart 1975’de Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı OPEC'’n

Cezayir’de düzenlediği bir toplantıda sınır anlaşmazlıklarına son veren bir antlaşma

imzalanmıştır. Cezayir antlaşması ile İran yönetimi de Kürtlere olan desteğinden

vazgeçti. Dolayısıyla İran ile Irak arasındaki bu antlaşma Kürtler için tam bir felaketle

sonuçlanmıştır. Çünkü Irak yönetiminin saldırılarıyla baş başa kalan Kürtlere İran

herhangi bir destek vermediği gibi sınırlarını da kapatmıştır. Bunun üzerine Kürtler

1975 yazında ateşkesi kabul ederek çok sınırlı bir özerkliğe razı olmuşlardır. Irak

yönetimi bu gelişmenin ardından önemli bir Kürt nüfusunu ülkenin güneyine transfer

ederken güneydeki Arap nüfusun bir kısmını kuzey bölgelere yerleştirerek Kürtlerin

belli bir bölgede çoğunluk oluşturmalarının önüne geçmeye çalışmıştır. Ancak bu tür

çözümlerin kalıcı bir çözüm olmadığı özellikle 1991’de yeniden gündeme gelen Kürt

ayaklanmasıyla ortaya çıkmıştır. 1975’de Molla Mustafa Barzani Amerika’ya gitmiş ve

1979’da Washington’da ölmüştür. Yerine oğlu Mesut Barzani Kürtlerin lideri

olmuştur.46 Ancak Kürtlerin öncelikle bağımsızlık eğer o da olmazsa özerk bir yönetime

sahip olmak için isyanları bugüne kadar devam ede gelmiştir.

12.3. Şiiler

Diğer taraftan daha çok ülkenin güneyinde yaşayan Şiiler de Kürtler kadar

olmasa da yönetim için zaman zaman sorun oluşturmuşlardır. Ancak Kürtler kadar

türdeş ya da monolitik bir yapıya sahip olmayan Şiilerin pek çoğu Bağdat’a gelerek

kamu iş yerlerinde ya da başka alanlarda çalışarak kısmen de olsa toplumun diğer

unsurlarıyla kaynaşmışlardır. Ayrıca Kürtlerin ayaklanmaları genellikle bağımsızlık ya

da özerklik isteklerini içeren etnik nedenlere dayanmakla beraber, Şiilerin ayaklanma

nedenlerinin çoğunu içinde bulundukları ekonomik sıkıntılar ya da siyasal nedenler

oluşturmuş, dinsel nedenlerin rolü ise en azından 1960’lara kadar pek görülmemiştir.

Bununla beraber Şiilerin isyan hareketleri gizli bir örgüt olan ve mevcut rejimi yıkarak

46 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 153–246. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 23–30.

Page 25: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1339

yerine İslami bir rejim kurulmasını savunan Dava tarafından örgütlenmiştir. En büyük

Şii ayaklanması 1977’de başlamış olmakla beraber 1979’daki ayaklanma rejim için

daha ciddi bir tehdit olarak görülmüştür. Bu isyanda Şiilerin özellikle İran’daki rejim

değişikliğinden etkilenmeleri ve Ayetullah Humeyni tarafından desteklenmeleri söz

konusu olmuştur. Aslında bu gelişme Irak’ın 1980’de İran’a saldırmasında da en önemli

etkenlerden birini oluşturmuştur. 1975’de İran ile yapılan anlaşma sonrasında 15 yıldır

Irak’ta sürgünde olan Humeyni Irak’tan Paris’e gitmiştir.47

13-Petrol

Osmanlı devletinden alınan izinlerle ilk kez 1902 yılında İngilizler tarafından

yapılan sondaj çalışmaları sonucu Basra Körfezi ile kuzeyde Musul ve Kerkük

bölgelerinde zengin petrol kaynakları bulunmuş ve ilk üretim 1927 yılında Kerkük

bölgesinde başlamıştır. 1912’de Osmanlı devleti, Almanya ve İngiltere’nin ortak olduğu

Türk Petrol Şirketi kuruldu. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı devleti ve

Almanya’nın yerini (hisselerine) Fransa ve Amerika aldı. 1925’de İngiltere’nin baskısı

ile Türk Petrol Şirketi (Turkish Petroleum Company) ile Irak hükümeti arasında 75 yıl

süreli bir imtiyaz antlaşması yapılmıştır. Antlaşmaya göre Irak’ta çıkarılan petrole

karşılık belli bir bedel ödenmekle beraber, Irak devleti, şirket üzerinde herhangi bir

hakka sahibi değildi. Temmuz 1928’de İngiltere, Fransa ve Amerika arasında Kırmızı

Çizgi Anlaşması imzalandı ve şirketin adı Irak Petrol Şirketi olarak değiştirildi. 1972’de

Irak yönetimi Irak Petrol Şirketini millileştirdi. Böylece 1968’de sadece 476 milyon

dolar olan petrol geliri, 1973’de 2 milyar dolara ve 1980’de de 26 milyar dolara

yükseldi. Bunda 1973-74’de petrol fiyatlarında meydana gelen aşırı artışında etkisi

oldu.48 Ülkede bu yoldan elde edilen büyük gelir, önceleri tarım ve sanayide

modernleşmeye harcanırken 1980’lerde on yıl süren İran-Irak ve ardından başlayan

47 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 236–237, 291–299. M. E. Yapp, The Near East since the First World War, pp. 232–250. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 190–200. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115. 48 Phebe Marr, The Modern History of Iraq, pp. 223–224. Peter Mansfield, The Otoman Empire and its Successors, pp. 76–78. Marion Farouk-Sluglett and Peter Sluglett; Iraq since 1958: From Revolution to Dictatorship, pp. 145–156.

Page 26: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1340

Körfez savaşları sırasında daha çok silahlanmaya ayrılmıştır. Savaş sonrasında ise 6

Ağustos 1990 tarihli ambargo kararı kapsamında tamamen kaybedilmiştir. 20 Mayıs

1996’da gıda ve ilaç alımı için verilen yılda 4 milyar dolarlık petrol ihraç etme izni hafif

bir rahatlama sağlamışsa da yeterli olamamıştır.49

14-Türkiye-Irak İlişkileri

1923’den beri yüzünü Batı’ya dönen, Musul ve Hatay sorunları dışında

Ortadoğu’daki ülkelerle ilişkilerini en alt düzeyde sürdüren Türkiye, İkinci Dünya

Savaş sonrasında Arap ülkeleriyle ikili ilişkilerini geliştirmeye çalıştı. Türkiye ile

ilişkilerini geliştirmek isteyen Irak Kralı Faysal ve Başbakan Nuri Said Temmuz

1931’de Türkiye’yi ziyaret ettiler. Bu ziyaretle birlikte gelişmeye başlayan ilişkiler

sonucunda iki ülke arasında 1937’de Sadabat Paktı imzalandı. 15 Eylül 1945’de Irak

Kral Naibi Abdullah Ankara’ya geldi ve hemen arkasından 29 Mart 1946’da Türk-Irak

Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması imzalandı. İsrail’in kurulması ile Türk-Arap

ilişkileri yeni bir döneme girdi. Türkiye’nin İsrail devletini tanıması Arap ülkelerinde

tepki ile karşılandı. Türkiye bu tepkileri azaltmak ve yeni müttefikler bulabilmek için

Irak’la yakınlaşmaya çalıştı ve iki ülke arasında 24 Şubat 1955’de Bağdat Paktı

imzalandı. Ancak ilişkiler 14 Temmuz 1958 darbesi ile bozuldu. Hatta iki ülke savaş

durumu ile karşı karşıya kaldı. Türkiye 31 Temmuz 1958’de yeni Irak yönetimini

resmen tanıdı. 1960’larda Türkiye’nin Arap devletleriyle ilişkilerinde önemli

değişiklikler yaşandı. 1960’lar Arap devletlerinde de yapısal değişim yaşanan yıllar

oldu. 1965’den sonra Türkiye, Arap ülkeleriyle yakınlaşmaya başladı ve buna ilk

olumlu tepki Irak’tan geldi. 7–11 Şubat 1966’da Irak Başbakanı Adnan Paçacı

Türkiye’yi ziyaret etti. Ancak 1972’de Irak’ın Sovyetler Birliği ile Dostluk ve İyi

Komşuluk Antlaşması imzalaması Türkiye’yi tedirgin etti. Buna rağmen Türkiye ile

Irak arasında 25 Ağustos 1973’de Kerkük-Yumurtalık arasında petrol boru hattının

49 Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), Irak Maddesi, Cilt: 19, ss. 83–115.

Page 27: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1341

yapılmasına karar verildi. 1970’lerin ortasından itibaren Irak ve Suriye ile ilişkiler

soğurken Mısır ile olan ilişkiler gelişmeye başladı.50

15-Sonuç

Sonuç olarak bu tarihi sürece baktığımızda, bugün Irak, stratejik konumuyla,

sahip olduğu petrol rezervleri ile Ortadoğu’nun önemli ülkelerinden biri durumundadır.

İkinci Dünya savaşı sonrası Dünya üzerindeki güç dengelerinde büyük değişmeler

yaşandı. İngiltere hâkimiyetini yitirirken ortaya çıkan boşluğu ABD ve Sovyetler

doldurmaya başladı. Irak ise bu dönemde Sovyetler Birliği yanında yer aldı.

İngiltere’nin 1971’de Ortadoğu’dan tamamen çekilmesi ile bu bölge üzerinde ABD

başat güç olmaya başlamıştır. Soğuk Savaş sonrası Ortadoğu’da etkisini artıran

ABD’nin Irak’a özel bir politik ilgisi vardır. Yakın dönem Irak tarihinin ABD

tarafından şekillendirildiğini söylemek mümkündür.

1950’lerde İngiltere için büyük önem taşıyan Irak’ın, bugün Amerika Birleşik

Devletleri için aynı önemi taşıdığını görüyoruz. Amerika’nın bölgeye yönelik

geliştirdiği projeler (örneğin Büyük Ortadoğu Projesi-BOP) çerçevesinde Irak’ın orta ve

uzun vadede alacağı şekil de daha net olarak ortaya çıkacaktır. Aslında orta ve uzun

vadede Irak’ın alacağı şekilden ziyade, Türkiye’nin alacağı şekil ortaya çıkacaktır. Bu

projenin diğer bölge ülkeleri tarafından özellikle de Türkiye tarafından algılanış

biçimine göre Irak’la birlikte diğer bölge ülkelerinin de durumu şekillenecektir. Fakat

Irak’ta orta ve uzun vadede isteyerek ya da istemeyerek düzenin sağlanamayacağı,

özellikle de kuzeyine göre güneyinde kargaşanın devam edeceği anlaşılmaktadır.

Bölgede ortaya çıkacak yeni dengelere göre Irak’ın bölünebileceği; Musul, Bağdat ve

Basra merkezli yeni oluşumların ortaya çıkabileceği ihtimali her zaman var olacaktır.

Amerika ve İngiltere’nin bugün Ortadoğu’da uyguladıkları ve planladıkları projelere

baktığımızda 1950’li yıllarda bölgede uyguladıkları politikalarla benzerlik taşıdığı

görülmektedir. 1950’lerde komünizm tehlikesi görüntüsü arkasında İngiltere ve

Amerika’nın bölgedeki çıkarları söz konusuydu; bugün ise terör görüntüsü arkasında

50 Baskın Oran (ed.); Türk Dış Politikası: Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, Cilt I: 1919–1980, İletişim Yayınları, İstanbul 2003, ss. 615–652, 784–807.

Page 28: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1342

yine aynı çıkarların söz konusu olduğunu görüyoruz. 1950’lerde bölge ülkelerinin askeri

ve ekonomik olarak desteklenmesi çerçevesinde bu ülkelerin Batılı ülkelerle adı geçen

alanlarda işbirliği yapmaları ve pazar oluşturmaları öngörülmekteydi. Fakat bu

projelerde bölge ülkelerine yönelik bir demokratikleşme programı öngörülmemişti.

Aksine bölge ülkelerindeki mevcut durumun devam ettirilmesi istenmişti. Bugün ise,

Amerika ve İngiltere’nin bölgeye yönelik geliştirdiği projelere (özellikle Büyük

Ortadoğu Projesine) baktığımızda tıpkı 1950’lerde öngörüldüğü gibi bölge ülkelerinin

Batılı ülkelerle ekonomik ve askeri alanlarda işbirliği yapmaları öngörüldüğü, fakat

bunların dışında 1950’lerde öngörülmeyen demokratikleşme hareketlerini de içerdiğini

görüyoruz. Yani Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde bölge ülkelerinin siyasi

yapılarına da müdahale edileceği anlaşılmaktadır. Bütün bu gelişmelerden Irak da

payına düşeni alacaktır.

Page 29: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRAK MESELESİ · siyasi tarihi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca sosyo-kültürel dokusu ile birlikte etnik ve dini yapısı hakkında da kısa ve genel

1343

KAYNAKLAR

AÇIKGÖZ, Özkan; “Irak’ın Etnik Sosyal Yapısı ve Büyük Ortadoğu Projesi”, Büyük

Ortadoğu Projesi Yeni Oluşumlar ve Değişen Dengeler, (Ed.) Atilla Sandıklı,

Kenan Dağcı, TASAM Yayınları, İstanbul 2006.

ARI, Tayyar; Geçmişten Günümüze Orta Doğu: Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Alfa

Yayınları, İstanbul 2004.

BATATU, Hanna; The Old Social Classes and the Revolutionary Movements of

Iraq: a Study of Iraq’s Old Landed and Commercial Classes and of its

Communists, Ba’thists and Free Officers, Princeton University Pres,

Princeton, N. J. 1978.

FAROUK-SLUGLETT, Marion and Peter SLUGLETT; Iraq since 1958: From

Revolution to Dictatorship, I. B. Tauris, London 1987.

FROMKIN, David; A peace to end all peace: Creating the modern Middle East

1914–1922, Penguin Books, London 1989.

KHADDURI, Majid; Independent Iraq 1932–1958, Oxford University Pres, London

1960.

KHADDURI, Majid; Republican Iraq, Oxford University Pres, London 1969.

MANSFIELD, Peter; The Otoman Empire and its Successors, New York 1973.

MARR, Phebe; The Modern History of Iraq, Westview Pres, Boulder Colorado 1985.

ORAN, Baskın (ed.); Türk Dış Politikası: Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular,

Belgeler, Yorumlar, Cilt I: 1919–1980, İletişim Yayınları, İstanbul 2003.

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA) Irak Maddesi, Cilt: 19.

YAPP, M. E., The Near East since the First World War, Longman, London 1991.