Gazete Ç

16
“ÇANKAYA YAZIHERYERDE” Gazete Ç’de başka neler var? “Kontak yerine pedal çevir” Çevre şenliği haberi 2’de Mine Kırıkkanat Çankaya’nın konuğu oldu... Haber 3’te “Kendin pişir kendin sat...” Haber 7’de Çankaya Belediyesi Sel mağdurlarının yanında... Altyapı eksikliğinin yarattığı selden zarar gören es- nafı Çankaya Belediyesi Başkan Vekili İdris Kılınçkaya başkanlığında bir heyet ziyaret etti. Kılınçkaya; “Altya- pı çalışmaları, hafriyat sevk, yönlendirme gibi faaliyet- ler Çankaya Belediyesi’nin yetki alanında olmamasına rağmen vatandaşlarımıza yardım edeceğiz. Yanınızda- yız ve Çankaya Belediyesi olarak her türlü desteğe hazı- rız” diye konuştu. Gazete Çankaya’yı internetten ve sosyal ağlardan takip edin! www.gazetecankaya.com www.facebook/gazetecankaya www.twitter.com/gazetecankaya YAZ BAŞLADI ÇANKAYA’DA Çankaya Belediyesi, sanatın daha geniş kitlelere ulaşması için çalışmalara devam ediyor. Bu yıl “Çankaya Yazı” adıyla başlattığı etkinlikler dolu dolu geçiyor. Uluslararası Ahşap Sempozyumu ile başlayan Çankaya’da yaz etkinlikleri, kültür ve sanatın her halini Başkentlilerle buluşturacak. Çankaya Yazı’nda ayrıca Çankayalı tüm çocuklar için düzenlenen yaz okulu ve kurslar da yer alacak B u yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Çankaya Yazı etkinlikleri Başkent- lileri sanata, spora ve açık havaya davet ediyor. Şiirin, dansın, türkülerin, si- nemanın, resim ve ahşap heykel sempoz- yumlarının yanı sıra, söyleşi, anma, kon- ser ve tiyatro gösterilerinin yer aldığı et- kinlik programında engelli-engelsiz ço- cuklar için düzenlenen yaz okulu ve kurs- ları da var. Uluslararası Çankaya Heykel Sempozyumu’nun açılışıyla başlayan Çan- kaya Yazı, çeşitli etkinliklerle Eylül başına kadar devam edecek. Ç ankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın Sakarya Meydanı’nda düzenle- diği basın toplantısıyla tanıtımı ve açılışı ya- pılan ‘Uluslararası Çankaya Heykel Sempoz- yumu’, etkinliklerin de başlangıcı oldu. Top- lantıda sempozyumla ilgili detaylı bilgiler veren Tanık, Uluslararası Çankaya Heykel Sempozyumu’nun önceki yıllarda düzenle- nen Zühtü Müridoğlu Sempozyumu’na kar- deş olarak hayata geçirildiğini kaydetti. Heykel Sempozyumu’nun açılışı yapıldı Ankara’yı yaz günü sel aldı Ankara Haziran ortasında sel baskınına uğradı. Birçok yurttaş araçlarıyla beraber sel baskınında mahsur kaldılar. İnsanlar zor bela yüzerek, evet yüzerek, canlarını kurtardılar; fakat pek çok araç selin altında kullanılamaz hale geldi. Ankara ne yazık ki başında bir belediye başkanı olduğunu, ancak böylesi felaketlerin ardından “Allah’ın takdiri”, “Böyle felaketler olur, belediye olarak yapacak bir şeyimiz yok” gibi tuhaf açıklamalar sayesinde fark ediyor. Gökçek’in ikinci suçlusu zaten hazır: Çankaya Belediyesi… “Yerel yönetimler çözümün bir parçasıdır” Çankaya Belediyesi yetkilileri geçtiğimiz ay Ankara’yı vuran sel felaketinin yaralarını sarmak için mağdur olan esnaflarla bir araya geldi Dünya Sağlık Örgütü tarafından Belçika’nın Liege kentinde organize edilen “Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı”nda konuşan Bülent Tanık, Avrupa Birliği’nin 2020 hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için yerel yönetimlerin önemli bir rolü olduğunu kaydetti. Yerel seviyede sağlığın yönetimi konularının da ele alındığı toplantılarda konuşan Tanık, son dönemde küresel düzeyde yaşanan ekonomik ve mali krizleri hatırlattı. Tanık, yerel yönetimlerin çözümün bir parçası olacağını söyledi. HİZMET ARTTIKÇA RUHSAT TALEBİ DE ARTTI... Çankaya Belediyesi’nin her alanda yürüttüğü yatırım ça- lışmaları ruhsat taleplerinde gözle görülür bir artış yaşan- masına neden oldu. Haber 3’te Haber 8’de Haber 9’da Haber 4’te GAZETE ÇANKAYA • YIL : 1 • SAYI : 13 Çatıda SPOR keyfi Çankaya Belediyesi, Sıhhiye Çokkatlı Oto- parkı’nın en üst katında tüm Başkentlilerin yararlanabileceği sosyal ve spor tesislerini hizmete açtı. Haber 5’te Hilal Parkı açıldı Çankaya Belediyesi’nce yapımı kısa süre- de tamamlanan ve Hilal Mahallesi’ne yepye- ni bir yaşam alanı kazandıran Hilal Parkı, 2 Haziran’da hizmete açıldı. Haber 6’da Çankaya’da yeni çöp toplama sistemi... Çankaya Belediyesi Akpınar, Karapınar, Gök- kuşağı, Cevizlidere, Huzur ve Ata mahallele- rinde 482 ayrı noktaya konteyner yerleştirerek yeni toplama sistemini devreye soktu. Yeni semtlerde ilk konteyneri yerleştiren Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, konteyner yı- kama aracı ve yeni sistem hakkında Gazete Çankaya’ya bilgi verdi. Haber 6’da Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Derneği Ankara Şubesi’nin ticari işletmesi olan Çağla Panayır Adaka- le Sokak No:28’e taşındı. İkinci el kıyafetlerden an- tika ürünlere, kitaplardan tablolara dek aradığınız ve aramadığınız her şeyi, üs- telik sudan ucuza, burada bulabilirsiniz... Yaptığımız destek ÇAĞDAŞ YAŞAM için.. Haber 7’de Başkan Bülent Tanık Haber • Özlem ZORCAN - Fotoğraf • M. Bülent GÜLER

description

Gazete Çankaya Sayı 13

Transcript of Gazete Ç

Page 1: Gazete Ç

“ÇAN

KAYA

YAZIH

ERYE

RDE”

Gazete Ç’de başka neler var?

“Kontak yerine pedal çevir” Çevre şenliği haberi 2’de

Mine Kırıkkanat Çankaya’nın konuğu oldu... Haber 3’te

“Kendin pişir kendin sat...” Haber 7’de

Çankaya Belediyesi Sel mağdurlarının yanında...

Altyapı eksikliğinin yarattığı selden zarar gören es-nafı Çankaya Belediyesi Başkan Vekili İdris Kılınçkaya başkanlığında bir heyet ziyaret etti. Kılınçkaya; “Altya-pı çalışmaları, hafriyat sevk, yönlendirme gibi faaliyet-ler Çankaya Belediyesi’nin yetki alanında olmamasına rağmen vatandaşlarımıza yardım edeceğiz. Yanınızda-yız ve Çankaya Belediyesi olarak her türlü desteğe hazı-rız” diye konuştu.

Gazete Çankaya’yı internetten ve sosyal ağlardan takip edin!

www.gazetecankaya.comwww.facebook/gazetecankaya

www.twitter.com/gazetecankaya

YAZ BAŞLADIÇANKAYA’DA

Çankaya Belediyesi, sanatın daha geniş kitlelere ulaşması için çalışmalara devam ediyor. Bu yıl “Çankaya Yazı” adıyla başlattığı etkinlikler dolu dolu geçiyor. Uluslararası Ahşap Sempozyumu ile başlayan Çankaya’da yaz etkinlikleri, kültür ve sanatın her halini Başkentlilerle buluşturacak. Çankaya Yazı’nda ayrıca Çankayalı tüm çocuklar için düzenlenen yaz okulu ve kurslar da yer alacak

Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Çankaya Yazı etkinlikleri Başkent-lileri sanata, spora ve açık havaya

davet ediyor. Şiirin, dansın, türkülerin, si-nemanın, resim ve ahşap heykel sempoz-yumlarının yanı sıra, söyleşi, anma, kon-ser ve tiyatro gösterilerinin yer aldığı et-kinlik programında engelli-engelsiz ço-cuklar için düzenlenen yaz okulu ve kurs-ları da var. Uluslararası Çankaya Heykel Sempozyumu’nun açılışıyla başlayan Çan-kaya Yazı, çeşitli etkinliklerle Eylül başına kadar devam edecek.

Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın Sakarya Meydanı’nda düzenle-

diği basın toplantısıyla tanıtımı ve açılışı ya-pılan ‘Uluslararası Çankaya Heykel Sempoz-yumu’, etkinliklerin de başlangıcı oldu. Top-lantıda sempozyumla ilgili detaylı bilgiler veren Tanık, Uluslararası Çankaya Heykel Sempozyumu’nun önceki yıllarda düzenle-nen Zühtü Müridoğlu Sempozyumu’na kar-deş olarak hayata geçirildiğini kaydetti.

Heykel Sempozyumu’nun açılışı yapıldı

Ankara’yı yaz günü sel aldıAnkara Haziran ortasında sel baskınına uğradı. Birçok yurttaş

araçlarıyla beraber sel baskınında mahsur kaldılar. İnsanlar zor bela yüzerek, evet yüzerek, canlarını kurtardılar; fakat pek çok araç selin altında kullanılamaz hale geldi.

Ankara ne yazık ki başında bir belediye başkanı olduğunu, ancak böylesi felaketlerin ardından “Allah’ın takdiri”, “Böyle felaketler olur, belediye olarak yapacak bir şeyimiz yok” gibi tuhaf açıklamalar sayesinde fark ediyor. Gökçek’in ikinci suçlusu zaten hazır: Çankaya Belediyesi…

“Yerel yönetimler çözümün bir parçasıdır”

Çankaya Belediyesi yetkilileri geçtiğimiz ay Ankara’yı vuran sel felaketinin yaralarını sarmak için mağdur olan esnaflarla bir araya geldi

Dünya Sağlık Örgütü tarafından Belçika’nın Liege kentinde organize edilen “Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı”nda konuşan Bülent Tanık, Avrupa Birliği’nin 2020 hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için yerel yönetimlerin önemli bir rolü olduğunu kaydetti. Yerel seviyede sağlığın yönetimi konularının da ele alındığı toplantılarda konuşan Tanık, son dönemde küresel düzeyde yaşanan ekonomik ve mali krizleri hatırlattı. Tanık, yerel yönetimlerin çözümün bir parçası olacağını söyledi.

HİZMET ARTTIKÇA RUHSAT TALEBİ DE ARTTI...Çankaya Belediyesi’nin her alanda yürüttüğü yatırım ça-lışmaları ruhsat taleplerinde gözle görülür bir artış yaşan-masına neden oldu. Haber 3’te Haber 8’de

Haber 9’da

Haber 4’te

GAZE

TE ÇA

NKAY

A • YI

L : 1

• SAY

I : 13

Çatıda SPOR keyfiÇankaya Belediyesi, Sıhhiye Çokkatlı Oto-parkı’nın en üst katında tüm Başkentlilerin yararlanabileceği sosyal ve spor tesislerini hizmete açtı. Haber 5’te

Hilal Parkı açıldıÇankaya Belediyesi’nce yapımı kısa süre-de tamamlanan ve Hilal Mahallesi’ne yepye-ni bir yaşam alanı kazandıran Hilal Parkı, 2 Haziran’da hizmete açıldı. Haber 6’da

Çankaya’da yeni çöp toplama sistemi...Çankaya Belediyesi Akpınar, Karapınar, Gök-kuşağı, Cevizlidere, Huzur ve Ata mahallele-rinde 482 ayrı noktaya konteyner yerleştirerek yeni toplama sistemini devreye soktu. Yeni semtlerde ilk konteyneri yerleştiren Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, konteyner yı-kama aracı ve yeni sistem hakkında Gazete Çankaya’ya bilgi verdi. Haber 6’da

Çağdaş Yaşamı Des-tekleme Derneği Ankara Şubesi’nin ticari işletmesi olan Çağla Panayır Adaka-le Sokak No:28’e taşındı. İkinci el kıyafetlerden an-tika ürünlere, kitaplardan tablolara dek aradığınız ve aramadığınız her şeyi, üs-telik sudan ucuza, burada bulabilirsiniz...

Yaptığımız destek ÇAĞDAŞ YAŞAM için..

Haber 7’de

Başkan Bülent Tanık

Haber • Özlem ZORCAN - Fotoğraf • M. Bülent GÜLER

Page 2: Gazete Ç

Temmuz • 2011HABER02İZLENİM

Gökhan BULUT

Seçim sonuçlarının hayata yansı-masını beraber yaşayacağız ama açığa çıktı ki siyasetin sağında

iğne deliği kadar boşluk kalmamış. AKP, sağın merkeze en yakınından en uzağına kadar her yeri kaplamış. Ne ideolojik ne pratik bir yer var başka bir partiye. MHP’nin ardından sağda en çok oy alan parti yüzde 1 seviyesinde. Hem de geleneği olan, yılların SP’si. 

Sağın kendi içindeki denge nok-tası da iyice sağa kaydı. AKP’nin se-çim sürecinde halkı iyiden alıştırdı-ğı “devletlû” çizgisi, Kürt bölgelerinde “Kürt sorunu bitmiştir” diyerek sade-ce din siyaseti yapması, kaba ahlakçı-lık ve derin muhafazakârlık, sağ siyase-tin ortalamasını merkezden uzaklaştır-dı. Doğal olarak bütün siyasetin mer-kezi de daha sağa kaydı. Neoliberalist politikaların iyice yayılacağı sinyalleri, otoban, uçak, konut vaatleriyle perde-lendi. Bu yeni, asılsız ve cilalı “sanayi atılımı” söylemi, geri bırakılmış ülke toplumlarında tipik olduğu gibi ülke-mizde de karşılık buldu.

Başbakan Erdoğan’ın balkonda-ki “Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar” vurgusu ise bu bölgelerin ABD mer-kezli emperyalizm tarafından şekillen-mesinde daha aktif rol alma talebinin ifadesi gibiydi.

Yeni devlet partisi AKP

AKP, seçim sonrası, iktidarının ilk gününden itibaren uyguladığı deği-şim programını genişleteceğe benziyor. ‘Yeni Türkiye’nin inşasında son büyük viraja girildi. Teşbihte hata olmaz: AKP açısından ‘kurtuluş’ dönemi bitti; ‘ku-ruluş’ dönemi başladı. Sivilleşme, de-mokratikleşme, devlet baskısından arınma balonuna toplumun büyük kesimlerini inandırmış AKP, yeni Türkiye’nin yeni devlet partisi oldu. Türkiye’de sermaye de rant da güç de derin devlet de sadece el değiştirdi.

“Al vekilini ver anayasamı”

Seçim sonrası yaşanan ilk kriz, ceza-evlerindeki milletvekilleri oldu. Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu, CHP ve MHP’nin cezaevlerindeki milletve-killeri, Recep Tayyip Erdoğan, Seba-hat Tuncel gibi geçmiş örneklere rağ-men serbest bırakılmadı. Bunun için gösterilen sebeplerin hiçbir geçerlili-ği yok. “O farklı bu farklı” demek sade-ce hukuku arkadan dolanmaktır. Orta-da meşruiyet varken hukukla engelle-mek olsa olsa kaptıkaçtılıktır.

Bloğun Meclis’e gelmemesi, CHP’nin yemin etmemesi, verilebilecek en de-mokratik ve haklı tepkilerdi. Şu açı-ğa çıktı ki AKP, yeni anayasa ve baş-kanlık rejimine geçişte ihtiyaç duydu-ğu sandalye sayısı için pazarlık yapmak istiyor. Cezaevindeki vekillerin çıkarıl-masına dönük bir yasal değişikliği de bu pazarlıkta koz olarak kullanıyor ve adeta “al vekilini ver anayasamı ve baş-kanlığımı” diyor. Böylece her alanda yürüteceği bel altı siyasete ilişkin güç-lü sinyaller de vermiş oluyor. Başbakan Erdoğan’ın tutumu ise tam bir ‘otoriter rejim lideri’ olduğunu gösteriyor. Bu krizler bir yana sönümüzdeki döneme karakterini verecek olan şey ise neoli-beralizme karşı emekçi sınıfların mü-cadelesi olacak. Başlıktaki sorunun ya-nıtı açık; Meclis, sokak; her yer zulme, baskıya ve sömürüye karşı direnişe ev sahipliği yapacak. Ta ki her şey yeni-den kurulana kadar.

Şimdi ne olacak?

“Kontak yerine pedal çevir”Çankaya Belediyesi ve Çankaya Kent Konseyi’nin ortaklaşa düzenlediği “Çevre Şenliği” büyük ilgi gördü. Dünya Çevre Günü’nde gerçekleşen etkinlikte pedallar yaşanabilir bir çevre için döndü...

Çankaya Belediyesi ve Çan-kaya Kent Konseyi’nin gerçekleştirdiği “Doğa

İçin Kontak Yerine Pedal Çevir” etkinliği Bademlidere Vadisi’nde gerçekleştirildi. “Perşembe Akşa-mı Bisikletçileri” ve semtlerden gelen minik bisiklet tutkunlarının katıldığı etkinlik çevre temizliği-nin ardından şenliğe dönüştü.Etkinlikte açılış konuşmasını ya-pan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, “Büyük felaketle-rin yaşandığı bir dönemden geçi-yoruz. İnsan eliyle geliştirilen tek-nolojilerin, insan yapısı mekanla-rın doğayla barışıklığının sağla-namamasından kaynaklı sıkıntı-lar var önümüzde...” diye konuş-tu. İnsanlığın gelecek kuşakla-

rı düşünmediğini ifade eden Ta-nık “Torunlarımızın bize emane-ti olan bu evren, olabildiğince hor kullanmanın etkisi altında tüke-niyor. Bu kaygımızı genç kuşakla-ra aktararak dünyanın geleceğini de, derelerimizi de, bademliğimi-zi de koruyacağız” dedi. Konuşmanın ardından katılım-cılara eldiven, çöp poşeti ve su dağıtan Başkan Tanık, Etkinli-ğe katılan Başkan Vekili Haydar Han ve başkan yardımcıları ile Bademlik’te piknikçilerden ka-lan atık ve çöpleri topladı. Tanık, etkinliğe katılarak destek veren “Perşembe Akşamı Bisikletçile-ri” ile de sohbet ederek, kentte bi-siklet kullanıcılarının sorunlarına çözüm aradıklarını aktardı.

Lozanpark molasıBelediye birimlerinin ilçenin çeşitli bölgelerinde yürüttüğü çalışmaları denetleyen Başkan Tanık, Lozanpark’ta verdiği molada piknik yapan aileler ve çocuklarla bir araya geldi

Çok güzel haber

Okullar ve kreşlerin de rağbet gösterdi-

ği Lozanpark Spor ve Sos-yal Tesisleri yaz aylarının gelmesiyle birlikte dolup taşıyor. Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ça-lışmaları yerinde denetle-mek için yaptığı bölge ge-zisi sırasında mola ver-diği Lozanpark’ta piknik yapan çocuklar ve aileleri ile biraraya geldi.Parkta piknik yapma-ya gelen tüm çocuk-lar ve aileleriyle sohbet eden Tanık, çocukların kendisini okullarına da-vet etmesi üzerine yeni eğitim-öğretim yılında okul ziyaretlerini arttıra-cağı sözünü verdi.

aktüelAKTÜELaktüelAKTÜEL

Maviyemiş, turnaye-mişi ve tangorun

da aralarında bulundu-ğu toplam 89 adet yaban-cı meyve-asma çeşidi bir-kaç ay içinde tescil edile-cek. Söz konusu çeşitle-rin üretime geçmesiyle, Türkiye'de tüketiciler yeni meyve türleri ve mevcut ürünlerin yeni çeşitleriyle tanışmış olacak.

Bakanlık Oluru ile 9 ar-mut, 3 badem, 5 ceviz, 13 elma, 5 kayısı, 8 kiraz, 1

vişne, 2 limon, 3 manda-lina, 4 maviyemiş, 2 tur-nayemişi, 1 nar, 1 muz, 8 nektarin, 4 şeftali, 4 por-takal, 1 tangor ve 15 adet asma olmak üzere toplam 89 yabancı meyve-asma çeşidi birkaç ay için-de Meyve ve Asma Tescil Komitesi tarafından tes-cil edilerek, fidan sertifi-kasyon sistemine alınacak ve daha sonra fidancılar ve üreticilerin kullanımı-na sunulacak.

Türkiye bu yıl yeni meyvelerle tanışacak

Maviyemiş

Tangor

Turnayemişi

Başkan Tanık, katılımcılara eldiven, çöp poşeti ve su dağıtarak piknik alanındaki atık ve çöpleri topladı.

Page 3: Gazete Ç

Temmuz • 2011HABER03

HİZMET ARTTIKÇA RUHSAT TALEBİ DE ARTTI

ÇANK

AYAÇ

ALIŞ

IR!

Konur, Karanfil ve Yüksel yaya yenileme çalışmalarının yanı sıra Ocak başında tapusu alınan SSK binasının yerine Emek Meydanı ile hizmet binasının yapılması projesi, ruhsat taleplerinde gözle gö-rülür bir artış yaşanmasına neden oldu

Çankaya Belediyesi’nin “Daha yaşanılır bir kent” ortamı oluştur-

ma amacıyla yaptığı çalışma-lar meyvelerini vermeye baş-ladı. Konur, Karanfil ve Yük-sel yaya bölgesindeki yenileme çalışmalarının yanı sıra Ocak başında tapusu alınan SSK bi-nasının yerine Emek Meydanı ile hizmet binasının yapılması projesi ruhsat taleplerinde bü-yük bir artış yaşanmasına ne-den oldu.

Çalışmaların başladığı 2009 yılında Çankaya genelinde 6 bin 400 işyerine ruhsat veril-diğini belirten Ruhsat ve De-netim Müdürlüğü yetkilile-ri, 2009 yılı sonrasında talep-lerde büyük artış yaşandığını kaydetti. 2010 yılında verilen ruhsat sayısının 7 bin 653’ü

bulduğunu belirten yetkililer, 2011 yılının ilk beş ayında ise 4 bin 300 işyerine ruhsat ve-rerek 2009 yılının rakamına yaklaştıklarını vurguladı.

Çankaya Belediyesi olarak kentte yapılan her yeni yatı-rımla bölgeye önemli bir can-lılık getirdiklerini kaydeden yetkililer açıklamalarına şöy-le devam etti: “Çankaya gene-linde 2010 yılında ortalama günlük 30 işyerine ruhsat ve-riliyordu. Bu sayı 2011 yılın-da günde 40’ı buldu. Bu artış-ta belediyemizin çeşitli böl-gelerde yaptığı altyapı çalış-malarının büyük payı var. Çukurambar’da oluşturulan Kent Bahçesi, Planeteryum ile 100. Yıl Isı Santrali çalışmala-rı da bu bölgelere ilgiyi olduk-ça arttırdı”

Çankaya Belediyesi 2011 yılının ilk beş ayında 4 bin 300 işyerine ruhsat vererek ilk beş ayda 2009 yılının rakamlarını yakaladı

Gazeteci ve yazar Mine Kırıkkanat Çankaya’nın konuğu oldu...

Kırıkkanat’ın, Ortadoğu ve Avrupa’da baş gösteren siyasal krizler ile toplumsal olayları irdelediği ‘Kriz ve Kuzey Akdeniz’ başlıklı panele, Başkentliler büyük ilgi gösterdi

Gazeteci ve yazar Mine G. Kırıkkanat, Çan-kaya Belediyesi’nin katkılarıyla Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen Cum-

huriyet Söyleşileri’nin konuğu oldu. Kırıkkanat’ın, Ortadoğu ve Avrupa’da baş gösteren siyasal kriz-ler ile toplumsal olayları irdelediği ‘Kriz ve Kuzey Akdeniz’ başlıklı panele, başkentliler büyük ilgi gösterdi. Panelden önce sahne alan Cumhurbaş-kanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Çello Quartet grubu üyeleri Onur Şenler, İbrahim Aydoğdu, Yi-ğit Tan ve Yaz Irmak, verdikleri mini konserle be-ğeni topladılar.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, “Dünya hızlı bir dönüşüm yaşıyor. Küresel bir krizden geçiyoruz ve bu sıkıntılara karşı direnebilmenin yolu da sağ-lıklı bilgilere ulaşmaktan geçiyor. Mine Hanım’ı görünce bu söyleşileri devam ettirmenin gereklili-ğini daha iyi anlıyoruz” dedi.

“Afrika’nın yeniden yapılandırılması tesadüf değil”

Sohbet tarzında bir söyleşi gerçekleşti-

ren Kırıkkanat’ın vurgusu da küreselleşmey-di. “Dünya’nın küreselleşmeye doğru gittiğinden bahsediliyor. Herkes bir şekilde birbirine mal sat-maya çalışıyor ama küresel ekonominin hukuksal altyapısı yok” diyen Kırıkkanat, “Afrika yeniden şekilleniyor, mesela dünyadaki tatlı su kaynakları tükeniyor, Sudan ve Libya topraklarında ise yeni tatlı su kaynakları bulundu. Yani Afrika’nın yeni-den yapılandırılması tesadüf değil’ diye konuştu.

Tarihin gidişatını durdurmanın zor olduğu-nu savunan Kırıkkanat, “Hiçbir ırkı bir dine, dile mahkum edemezsiniz, mesela en basit örneğiy-le İtalya’daki Sicilyalılar Fas’tan, Cezayir’den gelen Araplarla İtalyanların karışımıdır. İş vatanseverlik meselesi değildir, mesele millet mi olmak istiyor-sunuz ümmet mi olmak istiyorsunuz, özgür bir toplum mu olmak istiyorsunuz yoksa yasaklı bir toplum mu olmak istiyorsunuz meselesidir” dedi. Panel sonrası okurlarıyla buluşan Kırıkkanat, pa-nele katılanlarla bir süre sohbet ettikten sonra ki-taplarını imzaladı.

Bin Çocuk Korosu “Hatıra Ormanı” büyüyorÇankaya Belediyesi’nce oluşturulan Bin Çocuk Korosu Hatıra Ormanı’na Özel Bilim Koleji öğrencileri ağaç dikerek destek oldular

Bin Çocuk Korosu’nun, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve

Çocuk Bayramı’nda diktikle-ri 400 ağaçla oluşturulan “Hatıra Ormanı” Özel Bilim Koleji öğ-rencilerinin desteğiyle büyüme-ye devam ediyor.

150 ağaç diktiler

Çankaya Belediyesi Park ve Bah-çeler Müdürlüğü görevlileri-nin hazırladıkları alana 150 ağaç daha diken çocuklar, okulları-nın yanında yükselen ormandan mutlu olduklarını dile getirdiler.

Belediye çalışanlarının deste-ğiyle diktikleri ağaçlara kendi adlarını veren çocuklar, etkinlik molasının ardından hatıra fo-toğrafı çektirerek derslerinin ba-şına döndüler.

Tanık, etkinliğin ardından Mine Kırıkkanat’a teşekkür plaketi verdi

Öğrenciler Söğütözü’ndeki hatıra ormanında bol bol fotoğraf çektirdiler.

Page 4: Gazete Ç

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sel fe-laketinin ardından açık bir

suçluluk telaşı içinde bir söylediği ön-cekini tutmayan çelişki dolu açıklama-larla sorumluluğu yine kendi üstünden atmaya çalıştı.  

Bir yandan “Bu bir afettir hiçbir alt-yapı bunu engelleyemez. Ortada ted-bir kusuru yok.” derken, kendi söyle-diğini kendisi yeterince inandırıcı bul-muyor olmalı ki, ardından “Gölbaşı ve Çankaya’da hafriyat konusunda gerek-li önlemler alınmadığı için logarlar tı-kandı ve felaket oluştu. Hafriyat ko-nusunda gerekli tedbir alınsaydı, ya-ğış sel felaketine dönüşmezdi” diyor. Hani ortada tedbir kusuru yoktu. Hani m2’ye 50 kg. yağış düşünce böyle hadi-selerin olması kaçınılmaz” idi. Gökçek bu… Tedbir kusuru yok dedikten 30 saniye sonra, suçluluğun paniği ve te-laşı içinde, bu felaketin tedbirsizlik so-nucu oluşan önlenebilir bir afet oldu-ğunu itiraf ediyor ama her zaman ol-duğu gibi sorumluluğu yine kendi dı-şına atıyor.

Bir başka Gökçek masalı…

Gökçek, sel felaketinin ardından yaptığı açıklamalarda, Ankara halkının gözünün içine baka baka,  bir başka gerçek dışı iddiada daha bulundu.  Bü-yükşehir Belediye Başkanı Sayın Gök-çek, bu tür durumların ancak 40-50 yılda bir olacağını söylüyor. Ardından da ekliyor “Beni böylesi durumları he-sap ederek altyapı yatırımları yapma-makla suçlayanlar, bilmeden konuşu-yor. Kentin altyapısını 40-50 yılda ola-bilecek bir duruma göre düzenlemek

kaynakların kullanımında hiç de akıl-cı olmaz.”

Sanırsınız ki, Gökçek Ankara’nın kentsel gelişimi temelinde altyapı ge-reksinimlerini bilimsel olarak sapta-mış ve buna uygun biçimde yatırımları yapmış ama olağan dışı bir gelişme ne-deniyle Ankara zor durumda kalmış. Kentleşme konusundaki tüm uzman kuruluşlara, meslek odalarına adeta sa-vaş açan Gökçek’in bu planlamaları, yaptıysa kimle yaptığı merak konusu: çevresine topladığı ihale peşinde koşan müteahhitlerle mi? Muhtemelen çün-kü…

Bilim çevreleri ve ilgili meslek kuruluşları Gökçek’i yalanlıyor…

Gökçek, böyle yağışların 40-50 yıl-da bir olabileceğini söylüyor… Ama Gökçek’in açıklamalarının daha he-nüz mürekkebi kurumadan Meteorolo-ji,  benzer düzeyde yağışların önümüz-deki günlerde de olabileceğini yetkili-lerin ve vatandaşların hazırlıklı olma-sı uyarısı yaparak, dolaylı olarak,  “bu tür yağışlar 40-50 yılda bir olur” diyen Gökçek’i de yalanlamış oldu.

Ne 40-50 yılı;  her yıl…Gökçek’i dinleyen Ankaralılar

Gökçek’e mi yoksa hafızalarına mı ina-nacaklarını şaşırdılar. Zira bu felaket tablosu Ankara için hiç de 40-50 yıl-da bir rastlanan durum değil. Ankara-lılar benzer tablolarla neredeyse  her yıl  düzenli biçimde karşılaşmaya baş-ladılar. Örneğin daha geçen yıl, 29 Ha-ziran 2010'da, öğle saatlerinde başla-yan yağış Ankara'yı adeta cehenneme çevirmiş, alt geçitler kullanılmaz hale gelmiş ve kapatılmış, Kızılay'da metro-yu su basmıştı…

Yine çok yakın bir zaman önce, Ku-

ğulu Kavşağı, 4 dakikalık bir sağanak yağışın sonunda felç olmuş;  patlayan rögarlarla Cebeci'ye lağım akmış, Çan-kaya, Cevizlidere, Dikmen, Siteler, Ak-dere, Türközü ve Sincan adeta sahil ka-sabası görünümüne kavuşmuştu.

Bundan iki yıl önce, 2009 yılın-da da, benzer bir su baskınını Akay Kavşağı'nda yaşamıştı Ankaralılar. İki yıl önceki bu yağışlar sırasında da in-sanlar, Başkent'in ortasında resmen boğulma tehlikesi yaşamıştı.

Gökçek bilim çevrelerine kulağını kapatmasaydı…

Bu tablo, Ankara’da bu olayların hiç de 40-50 yılda bir yaşanmadığını; An-kara için olağanlaşan iklim koşulları-nın bir ürünü olduğunu gösteriyor. İki yıl önce tüm ülke susuzluktan kavru-lurken meteoroloji uzmanları bunun arkasından çok kuvvetli yağışlar gele-ceği uyarısını yapmışlardı.

Kaldı ki, aynı meteoroloji uzmanla-rı 1960’lı yıllara göre meteorolojik afet-lerin şiddetinde, sayısında ve süresin-de dünya yüzeyinde üç kat artış oldu-ğunu, yani açık bir iklim değişikliği ya-şandığını,  ülkemizin de bu süreçten etkileneceğini, önlemlerin buna göre alınması gerektiğini yıllardır tekrarlaya geliyorlardı.  Ama besbelli ki Büyükşe-hir Belediye yönetiminin bu gelişme-lerden haberi yok.

Uyarıya rağmen...

Dahası meteorolojinin 16 Haziran günü ani ve kuvvetli yağış beklendiği uyarısı yapmasına rağmen, Ankara’da yolların trafiğe kapanması ve bazı alt-geçitlerin sular altında kalması, Bü-

yükşehir yönetiminin yaşanan olum-suz tablodaki sorumluluğunu daha da artıran bir faktördür.

“Yağmur Allah’tan felaket Gökçek’ten

Ankara artık yağmur yağmadığında kuraklıkla, yağdığında ise sel felaketi tehlikesiyle yüz yüze kalan bir şehir… Ve bütün bu durumların her birinde Gökçek topu ya Allah’a ya tabiata ya da kendi dışındaki belediyelere atma yön-temini seçiyor.

Gökçek, geçen yıl Nisan ayında iki kez şehri teslim alan yağışların ardın-dan da, neredeyse bugünküyle tıpa tıp aynı olan  açıklamalar yapmıştı.  Gök-çek  “Son 30 yılda  Ankara’ya bir ayda metrekareye aylık 32.8 kilogram yağış düşerken, önceki günkü yağmurda yal-nızca yarım saatte Kızılay’a 20 kilog-rama yakın yağmur yağdı. Bu şimdiye kadar görülmemiş bir miktar” demişti.

Bugün de “metrekareye 50 kilogram düşmesi olağanüstü bir durum; yapıla-cak bir şey yok” diyor. Oysa meteroloji uzmanları bu yağışın normal koşullar-da yerden 5 cm. kalınlığında bir su bi-rikmesi demek olduğunu ve eğer kent doğru kurulmuş ve altyapısı iyi hazır-lanmışsa bunun bir felakete dönüşmesi için hiç bir neden olmadığını söylüyor.

Gökçek, kuraklığı da Allah’ın takdiri ile açıklamıştı…

Yine hepimizin hatırındadır ki, Ge-rede Projesi yıllardır savsaklandı-ğı için Ankara bir kaç yıl önce kurak-lık sorunuyla karşılaşmış, Gökçek du-rumu yine önce“Allahın takdiri” ile açıklamıştı. 18 yıldır Ankara’yı yöne-

ten Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, yaşanan sel felaketinde ken-di sorumluluğu olmadığını iddia edi-yor ama gerçekler bize geçen 18 yıl-lık süre zarfında, Ankara’nın altyapısı-na bir çivi dahi çakılmadığını gösteri-yor. Bir önceki Belediye Başkanı Mu-rat Karayalçın bundan bir yıl önce şu şekilde dile getirmiş bu durumu  : "Bü-yükşehir, başlattığımız 'Büyük Ankara Kanal Projesi'ni doğru düzgün işletmi-yor. Bu nedenle her yağışta kenti su ba-sıyor. Bazı yerlerde dalgıçlar asfalta da-lış yapıyor..."

Yalnızca altyapı kanalizasyon değil…

Yağmuru felakete dönüştüren en önemli faktörlerden biri de plansızlık, aşırı büyüme ve kentin yeşil ve toprak dokusunun kaybolması ve aşırı beton-laşmasıdır. Büyükşehir Belediye Baş-kanı sayın Gökçek’e sormak gerekir: Ankara’da yıllar içinde yağmurun emi-lerek sele dönüşmesini engelleyen ge-rekli toprak yapının azalması ve ken-tin aşırı betonlaşması da;  dere yata-ğı olan bölgelerin yapılaşmaya açılması da, yağmurların sel felaketine dönüş-mesini engellemek de önemli rol oy-nayan kent ormanları vb. uygulama-ların Ankara’da hayata geçmemesi de “Allah’ın takdiri mi?”.

Öyle gözüküyor ki, Ankara aşırı ve plansız gelişmenin, dere yatakları-nı yapılaşmaya açmanın, artan beton-laşmanın faturasını bu tür felaketlerle öderken; bundan ders almak bir yana Ankara’ya yeni bir kent ekleyecekleri-ni övünme vesilesi yapanlar iş başında durdukça “Allah’ın yağmuru” daha çok felaketlere kaynaklık edecek…

Temmuz • 2011GÜNDEM04

Ankara Haziran ortasında sel baskınına uğradı. Birçok yurttaş araçlarıyla beraber sel baskınında mahsur kaldılar. İnsanlar zor bela yüzerek, evet yüzerek, canlarını kurtardılar; fakat pek çok araç selin altında kullanılamaz hale geldi. Can kaybı olmadığı için hepimiz çok mutluyuz. Maddi hasar ise çok büyük…

Ankara ne yazık ki başında bir belediye başkanı olduğunu, ancak böylesi felaketlerin ardından “Allah’ın takdiri”, “Böyle felaketler olur, belediye olarak yapacak bir şeyimiz yok” gibi tuhaf açıklamalar sayesinde fark ediyor. Gökçek sorumluluğu eğer Allah’a havale etmekte başarı gösteremezse; ikinci suçlu da hazır: Çankaya Belediyesi…

GÖKÇEK FELAKETLERİ

Haber • Mahmut ÜSTÜN

Page 5: Gazete Ç

Temmuz • 2011GÜNDEM05

Çankaya Belediyesi, Sıhhiye Çok Katlı Otoparkı’nın en üst

katında tüm başkentlilerin yararla-nabileceği sosyal ve spor tesisleri-ni hizmete açtı. Açılışa, CHP An-kara İl Başkanı Tarık Şengül, CHP Çankaya İlçe Başkanı Gökalp Cudi Çalışkan, belediye meclis üyeleri, başkan yardımcıları ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Açılışını, Çankaya Belediye Baş-kanı Bülent Tanık’ın yaptığı tesis-lerde basketbol ve voleybol saha-

ları, tenis kortu, halı saha, çocuk oyun alanı ile açık hava sineması bulunuyor.

Açılış konuşmasında, çok kat-lı otoparkın Çankaya Belediyesi'ne devredildiğinde çöplüğe dönmüş bir halde olduğunu söyleyen Baş-kan Bülent Tanık, “Tesisi devral-dıktan sonra hızla bakımını yaptık. Bu alanı geliştirmek için çalışma-lar başlattık” dedi. Başkan Tanık, tesisin çalışmalarının tamamının, Çankaya Belediyesi çalışanları ta-

rafından yapıldığını da vurguladı.Açılış konuşmasının ardından

Tanık ve Şengül, tesisleri gezdiler. Her sahada başlangıç vuruşu yapa-rak voleybol ve basketbol takım-larına eşlik eden Tanık ve Şengül daha sonra halı sahada futbol oy-nadılar. Çankaya Belediyesi Anka Spor Kulübü Voleybol Kız Takı-mı ve Basketbol Genç Erkek takı-mı oyuncuları belediye yöneticile-ri ile yaptıkları gösteri maçıyla te-sisin açılışına renk kattılar.

Çok Katlı Otopark’ının en üst katında yapımı tamamlanan açık hava spor tesisleri hizmete açıldı

Çatıda SPOR keyfi

GÜND

EM GÜ

NDEM

GÜND

EM GÜ

NDEM

GÜND

EM GÜ

NDEM

Ustalık döneminde ol-duklarını söyleyenlerin

zihniyetiyle yönetilen Baş-kent Ankara yine geri kal-mışlığa mahkûm oldu. Top-lumu düşünmeden, bilimi ve teknolojiyi göz önüne al-madan, işin uzmanlarına danışılmadan yapılan işler yine insanları vurdu. Yağ-mur nedeniyle yaşanan so-runlar plansız kent yöneti-minin, nüfus analizlerinin, Başkent Ankara için ne ka-dar yetersiz olduğunu göz-ler önüne serdi. Yağış mik-tarları göz önüne alınarak

yağmur suyu toplama ka-nallarının tekrar gözden ge-çirilmesi ve tıkanan kanal-ların ivedilikle ve periyo-dik olarak bakımlarının ya-pılması, su ve kanalizasyon-dan sorumlu Belediye biri-mi olan ASKİ’nin kendi ala-nında Ankara’nın su ve ka-nalizasyon sorunlarını çöze-bilir hale getirilmesi, Beledi-ye yönetiminin Mimar, Mü-hendis ve Şehir Plancıları-nın önerileri doğrultusun-da planlamalar yapması ge-rekirken, yine bunlar gözar-dı edildi.

Sivil toplum kuruluşları Büyüşehir Belediyesi yönetimine tepki gösterdiTMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASIANKARA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

Ankara‘da "planlama" veya "çılgın proje" adı

altında, dere yataklarının yapılaşmaya açılması, ara-zi kazanma hırsı ile dere-lerin ve vadilerin, Atatürk Orman Çiftliği‘nin yok edil-mesi, kaçak yapı alanların-da "kentsel dönüşüm" adı altında yapılan yasallaştır-ma ve yoğunlaşmalar yaşa-nan sel felaketlerinin devam edeceğinin habercisidir. Kavaklıdere‘nin kavakları-nı bugün artık sadece Elçi-lik bahçelerinde, Seğmenler Parkı‘nda ve Kuğulu Park‘ta

görebiliyoruz. Anayasa‘dan aldığımız yetkiyle meslek alanımızda yapılan yanlışla-ra karşı, toplumsal mücade-lemizi sürdürüyoruz. Anka-ra kentsel yerleşim alanında giderek artan biçimde yaşa-nan sel, toprak kayması gibi felaketlerin "doğal afet" veya beklenmedik yoğunlukta yağış olarak tanımlanması mümkün değildir. Yaşanan-lar hukuka uymayan, hiçbir teknik ve bilimsel gerçeklere dayanmayan, akıldışı yakla-şımların sonucu ortaya çı-kan "çevre felaketi"dir.

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASIANKARA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

Büyükşehir Belediye Yö-netimi bazı noktalar-

da tıkanan mazgalların, su-yun akışına engel olduğunu ve Dikmen’de gerçekleştire-medikleri kentsel dönüşü-mün buna sebep olduğunu ifade etmiştir. Bu duruma hiçbir altyapının dayanama-yacağını beyan eden Büyük-şehir Belediyesi, vatandaş-ları trafiğe çıkmamaları ko-nusunda uyarmakla yetine-rek, yaşanan felaketi ‘doğal afet’ olarak nitelendirmiştir. Oysa aşırı yağışlar sonucun-da ortaya çıkan kaos ortamı,

Büyükşehir Belediyesi’nin görev ve sorumluluklarını zamanında yerine getirme-diğini bir kez daha anımsat-mıştır. Hızla bitirilmeye ça-lışılan altgeçitlerde gerekli bakımların yapılmaması so-nucunda mazgalların tıka-narak suyun akışının sağla-namaması doğal bir sonuç-tur. Ankara’nın en temel alt-yapı sorunlarını oluşturan bu durumlar çözülemezse; son yaşananlar bir sonra-ki yağmurlarda da yaşana-cak ve bu Ankara’nın kade-ri olacaktır.

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASIANKARA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

İlhan Selçuk Çankaya’da anıldıGeçtiğimiz yıl aramızdan

ayrılan Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Sel-çuk, dostları ve okurları ta-rafından İlhan- Turhan Sel-çuk Parkı’nda anıldı. Çanka-ya Belediyesi’nce İlhan Sel-çuk ve kardeşi Turhan Sel-çuk anısına Anıttepe’de yap-tırılan parkta düzenlenen anma törenine, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilci-si Utku Çakırözer ve Çanka-ya Belediye Başkan Yardım-cılarının yanı sıra Selçuk’un dostları ve Cumhuriyet okurları da katıldı.

İlhan Selçuk’un Cumhuriyet’teki “Pence-re” adlı köşesiyle özdeşle-şen “Adaletsizliği keskin-leştiren, eşitsizliği derinleş-

tiren ve halkı yoksullaştı-ran hiçbir düzen ayakta ka-lamaz” cümlesi ile Turhan Selçuk’un Abdülcanbaz ka-rakterinin bulunduğu kai-de başında bir araya gelen dostları ölümünün birin-ci yılında usta gazeteciyi an-dılar.

Törende kısa bir konuş-ma yapan Cumhuriyet Ga-zetesi Ankara Temsilci-si Utku Çakırözer,İlhan Selçuk’u anmanın Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çık-maktan geçtiğini vurgulaya-rak “Türkiye Cumhuriyeti-ni daha ileriye, çağdaşlığa, aydınlığa götürmek için ka-rarlılıkla mücadele etmemiz gerekir, O’nu anmanın en güzel yolu budur” dedi.

Galoş üreten engelli gençler Ahlatlıbel’deÇankaya Belediyesi ve Zihinsel Engellileri Koruma ve Aileleri Dayanışma Derneği’nin birlikte yürüttüğü Galoş Üretimi Eğitimi Projesi, eğlenceyle sona erdi

Çankaya Belediye-si Sosyal Projeler

Merkezi’nde galoş üreten engelli gençler 1 Nisan’da başlayan eğitimlerinin son gününü Ahlatlıbel Spor ve Dinlenme Tesisleri’ndeki etkinlikle geçirdi. Etkinli-ğe engelli çocuklar ve aile-lerinin yanı sıra Çankaya Belediyesi Belde A. Ş. Ge-nel Müdürü Serdar Karadu-man, Projeler Koordinatö-rü Yalçın Dal, Zihinsel En-gelliler Koruma ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Ali Çelik de katıldı.

Eğitimlerini başarıyla ta-

mamlayan zihinsel engelli gençler, öğretmenleriyle bir-likte yaptıkları pikniğin ar-dından aileleri, öğretmenle-ri, belediye ve dernek yöne-ticileriyle birlikte halı saha-da futbol oynadı.

Eğitim projesine katı-lan gençlerin aileleri, belir-li sürelerle uygulanan bu ve benzeri projelerin sürek-li hale getirilmesini isterken dernek yöneticileri de sos-yal ve kültürel etkinlikle-re de yer verdikleri üretim projelerinin, zihinsel engelli gençlerin gelişiminde büyük önemi olduğunu vurguladı.

Page 6: Gazete Ç

Temmuz • 2011HABER06

MELİS

HARİ

KALA

RDİYA

RIND

AME

LİSHA

RİKA

LARD

İYARI

NDA

MELİS

HARİ

KALA

RDİYA

RIND

AME

LİSHA

RİKA

LARD

İYARI

NDA

MELİS

HARİ

KALA

RDİYA

RIND

A

- Melis Abi, boy var mı boy? - Boy var da yüz yok gençler…

Hepimizin büyük bir hayret ve dahi ibret ve hatta dehşet-le tanık olduğu üzere Anka-

ra, 16 Haziran 2011 günü, Camdan Ba-kan Arap Kızı’nı bile isyan ettiren bir sele maruz kaldı. Allah’ın takdiri ve Mikail’in icracı yapımcılığından ba-ğımsız olarak söylemek gerek ki, doğ-rudur, Ankara belki de son yıllardaki en ‘kapsamlı’ hava muhalefetini yaşa-dı. Ancak Ankara’nın ‘beyin donduran ayazı’ etkisini herhalde daha evvelki yıllarda göstermiş olacak ki, Büyük Be-yin suçu gene doğaüstü güçlere attı.

Oysa hepimiz biliyoruz ki, Gökçek’in diğer büyük kentlere bile ilham veren ‘bat-çık”ları, bahar yağmurlarıyla bile çocuk havuzu kıvamına geliyordu. Or-taokul ve lisede her yıl coğrafya ders-lerinde öğretilen “İç Anadolu’da bahar aylarında Kırkikindi Yağmurları yağar” bilgisi bizi bir diğer noktaya götürüyor: Bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak sorunsalı. Hadi “adı üstünde onlar batçık, işleri batmak” gibi soğuk bir espri yapalım ve Melih Gökçek’in yanında saf tutalım da yol kenarların-dan ve kaldırımlarından akan derele-ri neyle izah edeceğiz? Suyun kaldırma kuvvetiyle mi?

Muazzam eser: Işıklı Atakule

Seçimin öncesinde gelecekten ha-ber verircesine Atakule’yi ışıklandıran ve Erdoğan’ın balkon konuşmasını mü-teakip bu muazzam eseri bizlerle pay-laşan Gökçek’in aynı ileri görüşlülüğü kentin geneli için de göstermesini bek-lemek… ne diyor siz Türkler, safdillik mi olur? Altıncı his olarak da tabir edi-len ileri görüşü geçtim; Melih Bey eğer beş duyusundan biri olan işitme du-yusunu kullansaydı Meteoroloji Ge-nel Müdürlüğü’nün dört beş yıllık “İk-lim değişiklikleri ciddi boyutlara ulaş-tı. Kentler birkaç yıl içinde kuraklık ve sel baskınlarından etkilenecek” ferya-dını duyardı.

Sayın Gökçek diyor ki; “Efendim An-kara son 20 yılın en yüksek yağışını tek bir günde almıştır. Biz buna ne yapa-lım?” Gökçek ve fikirdaşları geçmişin ülküsüyle yanıp tutuşur ve referansları-nı hep geçmişten alır da (bkz: Kızılay’a Selçuklu giydirmesi planı) hiç mi bilim insanlarının “topladıkları bilimsel bil-giler ışığında vardıkları yakın zaman öngörüleri”ni sallamaz?

Ankara’nın merkezi bir yerinde olim-pik bir havuz olması hepimizin iste-ği ve ihtiyacı… da, bu havuzu tüp kam-yonları ve canını kurtarmaya çalışan vatandaşlarla paylaşmak kimsenin fan-tezileri arasında yer almaz. Mesela be-nim aklımdaki “Batçıklar Altında 70 Gün Fersah”tan ziyade, böyle havlumu terliğimi koyup güneşlenebileceğim bir Eskişehir – Porsuk Kentiçi Plajıydı. Yine de hakkını yemeyelim, hiç birimiz bu büyük hizmeti öngörmemiştik. Vaat bile edilmemiş bir hizmetin sadece ya-rım saatte, üstelik kendi kendine yeri-ne gelmesi; Kenan Evren’i bile kıskan-dıracak bir hızla kente deniz getirmek? “Hayaldi, Gerçek Oldu”dan başka söy-lenecek bir şey var mı? Var aslında; Sa-yın Gökçek, lütfen gülümsemenizi de alınız ve istifa ediniz, eminim torunla-rınızın o gülümsemeye Ankaralılardan daha fazla ihtiyacı vardır…

Batçıklar Altında 70 Gün FersahHilal Parkı, Çanka-

ya Belediye Baş-kanı Bülent Tanık,

CHP Çankaya İlçe yöneti-cileri, belediye meclis üye-leri, başkan yardımcıları, semt muhtarları ve yurttaş-ların katılımıyla açıldı.

Sağanak yağmur altın-da düzenlenen törende et-kinliğe katılan Ankaralı-larla sohbet eden Çanka-ya Belediye Başkanı Bülent Tanık “Kent sakinlerimi-zin küçücük yeşil alana ka-vuştuklarında nasıl mutlu-luk duyduğunu gözlemliyo-rum” dedi.

Ankara’nın kalbi olan Çankaya’nın eksikleri kısa sürede tamamlayacakları-nı kaydeden Başkan Tanık, “Yaşanılır bir Çankaya he-defiyle yola çıktık. Çankaya hem başkentin merkez ilçe-si hem de geleneksel kim-liğiyle Türkiye’ye örnek bir ilçedir. Çankaya’yı daha da güzelleştirme çabalarımız devam edecek” diye ko-nuştu.

Hilal Parkı açıldıÇankaya’da yeşil alanlar artıyor!

Çankaya Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce yapımı tamamlanan Hilal Parkı, 2 Haziran’da hizmete açıldı

TEMİ

ZÇAN

KAYA

!

Çankaya Belediyesi tarafın-dan İlk olarak Mebusevler Mahallesi’ndeki “Pilot Bölge”

çalışması ile başlatılan 770 litrelik çöp konteyneri uygulaması yaygınlaşıyor. Yeni çöp toplama sistemini başarıyla uy-gulayan belediye, Akpınar, Karapınar, Gökkuşağı, Cevizlidere, Huzur ve Ata mahallelerinde 482 noktaya konteyner yerleştirerek yeni sistemi devreye soktu.

Yeni semtlerde ilk konteyneri yer-leştiren Çankaya Belediye Başkanı Bü-lent Tanık, konteyner yıkama aracı ve yeni sistem hakkında Gazete Çankaya’ya bilgi verdi. Tanık; “Bugün Akpınar’a 106, Karapınar’a 60, Gökkuşağı’na 34, Cevizlidere’ye 9, Huzur’a 95, Ata Mahallesi’ne 37, Şehit Cengiz Karaca’ya 49 olmak üzere Dikmen bölgesine 390 adet çöp konteyneri yerleştirmiş bulu-nuyoruz. Artık ilçemizde farklı bir çöp toplama düzenimiz olacak. Merkez böl-ge hariç tüm Çankaya’da yaygınlaştıra-cağımız bu uygulama ile konut alanları ve çeper bölgelerde özellikle Dikmen’de, başlattığımız yeni çöp toplama sistemi-ni daha da geliştirmeyi düşünüyoruz” dedi.

Birçok çalışmaya imza atılıyor

Daha önce de merkezi bölgelerde ken-tin temizliğini kadın işçilere emanet eden Belediye, katı atık ve çöp kontey-neri yerleştirilen binalarda elden çöp teslim alma, araç takip sistemi ile çöp kamyonlarının yönlendirilerek verim-li çalışmayı sağlama, sokakları yıkayan araçların sayısını artırma gibi uygula-malarla temizlik çalışmalarında da bir dönüşüme imza atmıştı.

Çankaya’da yeni çöp toplama sistemiÇankaya Belediyesi Akpınar, Karapınar, Gökkuşağı, Cevizlidere, Huzur ve Ata mahallelerinde 482 ayrı noktaya konteyner yerleştirerek yeni toplama sistemini devreye soktu

Çankaya Belediyesi’ne teşekkür mektubu...

Çok güzel ve estetik bir parka kavuştuk.Sizlere

T.Güneş 88 nolu 52 daireli apartman sakinlerini

temsilen,sonsuz teşekkür ve minnetlerimizi sunuyoruz.Hem

sözünüzde durdunuz hemde çok güzel bir

mekan verdiniz...

SaygılarımlaAyhan Arslanoğlu

Page 7: Gazete Ç

Temmuz • 2011HABER07Kendin pişir kendin sat... Ankara Olgunlaşma Enstitüsü Yiyecek İçecek Eğitimi Bölümü öğrencileri teorik ve pratik eğitimlerini girişimcilikle birleştiriyor. Kurdukları mini şirketle iş dünyasına adım atan gençler, sponsor ve ortak arayışında…

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliş-tirme ve Destekleme İdaresi Başkanlı-

ğı (KOSGEB) ile Başkent’in köklü okulların-dan Ankara Olgunlaşma Enstitüsü, genç giri-şimcilere fırsat tanıyacak yeni bir çalışma için buluştular. Olgunlaşma Enstitüsü’nün ev sa-hipliğinde gerçekleştirilen etkinlikte Yiyecek İçecek Bölümü öğrencilerine “mezuniyetten sonra iş bulmak yerine iş kurmak” konusun-da neler yapılması gerektiğine ilişkin bilgiler aktarıldı.

KOSGEB’in destekleyici hizmetleri hakkın-da detaylı bir sunum gerçekleştiren KOSGEB Eğitim Uzmanı Nilüfer Arıak, mezun öğren-cilere toplam 60 saatlik Girişimcilik ve Des-tek Eğitimi verildiğini ifade ederek “Bu eğiti-mi başarıyla bitiren ve sertifika alanlar hibe ve faizsiz kredi olanaklarından yararlanabil-mektedirler” diye konuştu.

Girişimciliği de öğreniyorlar

Kariyer olanakları etkinliğinde Servis Ha-zırlıkları Öğretmeni Nurten Pesen de bir su-num yaptı. Haftanın 5 günü gerçekleştirilen uygulamalı derslerin yoğun bir kurumsal eği-timle desteklendiğini vurgulayan Pesen, “Öğ-rencilerimiz, Avrupa Birliği projelerine bağlı olarak bir mini şirket kurdular ve şirket yöne-timini uygulamalı olarak öğreniyorlar. Şirket-te satış yaparak hem kazançlarıyla masrafları-nı karşılıyorlar hem de girişimciliğe ilk adım-larını atıyorlar. Bu uygulama aracılığıyla öğ-rencilerimizde girişimcilik ruhu ve kültürünü oluşturmayı amaçladık” dedi.

Yemek sektörünün popüler olması ile bir-likte bölüme olan ilginin ve başvuruların art-tığını da söyleyen Pesen, “Ankara Olgunlaş-ma Enstitüsü, artan öğrenci talepleri doğrul-tusunda, sektördeki eğitimli eleman boşluğu-nu karşılamaktadır. Biz de artan taleple birlik-te yeni bir eğitim atölyesine ihtiyaç duyuyo-ruz. Bu gereksinimin karşılanması için spon-sor arayışındayız.” diye konuştu.

Lozan’ın Çocukları Galeri Kara’daYunan Diplomat Stratos Efthymiou tara-

fından hazırlanan “Lozan'ın Çocuklar”ı fotoğraf sergisi 30 Haziran’da Çankaya Be-lediyesi Galeri Kara’da açılıyor. Anneanne-si ve dedesi mübadele yıllarında Isparta’dan Atina’ya giden; diplomat olarak geldiği Türkiye’de çocukluğundaki öykülerle tanıdı-ğı ve sevdiği Isparta’yı da ziyaret eden Stratos Efthymiou, gördüğü dostluğun ve sıcaklığın anısına yıllar öncesinde yaşananları aktardığı fotoğraf karelerini Ankaralılarla paylaşıyor.

Yunanistan Büyükelçisi Fotios- Jean Xydas ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın 30 Haziran’da açacakları sergi 8 Temmuz ta-rihine kadar Mithatpaşa Caddesi No. 48 Kızılay’da bulunan Galeri Kara’da görülebilir.

Böyle komşu dostlar başına!Başkentin en eski mahalle derneği olan Çiğde-

mim Derneği tarafından düzenlenen ve artık gelenekselleşen Komşuluk Günü Panayırı bu sene de mahalle sakinlerinin katılımıyla coşku içinde kutlandı. Mahallede iyi komşuluk ilişkilerini geliş-tirmek ve bu ilişkileri teşvik etmek amacıyla dü-zenlenen Panayır’da ayrıca Komşuluk Ödülü de ve-rildi. Geçtiğimiz yıllarda bir siteye ve üç apartma-na verilen komşuluk ödülünün bu yılki sahibi Ke-mal Akın oldu. Mahallenin en eski sakinlerinden olan Akın’ın, giderek unutulmaya yüz tutan kom-şuluk ilişkilerini geliştirmeye yönelik çalışmaların-dan ve Çiğdemim Derneği’ne katkılarından dolayı bu ödüle layık görüldüğü açıklandı. Çiğdem’in “En İyi Komşusu” Kemal Akın’a plaketi düzenlenen kü-çük bir törenle takdim edildi.

Bu destek ÇAĞDAŞ YAŞAM içinÇağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi’nin ticari işletmesi olan Çağla Panayır Adakale Sokak No:28’e taşındı. İkinci el kıyafetlerden antika ürünlere, kitaplardan tablolara dek aradığınız ve aramadığınız her şeyi, üstelik sudan ucuza, burada bulabilirsiniz...

Geçtiğimiz yıllar-da kaybettiğimiz Prof. Dr. Türkan

Saylan’ın kurucu üyelerin-den olduğu ÇYDD, 1989 yı-lında İstanbul’da bir avuç gö-nüllü idealistle başladı yolcu-luğuna. Geçen 22 yılda, ülke çapında 96 yerde örgütlenen hatta Almanya’da Çağdaş Ya-şam Münster Bölgesi adında bağımsız şubesi açılan dernek kamu yararına ve kar ama-cı gütmüyor. Şu ana kadar on binlerce öğrencinin eğitim ışı-ğı ve şansı olan ÇYDD yüksek öğrenim, ilk ve orta öğrenim gençlerine 16 bini aşkın burs veriyor; kırsal kesimde yaşa-yan ve okuma şansı az olan yaklaşık 5000 kız öğrencinin eğitimine katkı sağlıyor.

ÇYDD’nin burs verebilme-

sini sağlayan gelirlerin büyük bir kısmı burs verenlerin kat-kısıyla oluşurken bir kısmı da kanunla tanınmış ticari iş-letme yetkisinden sağlanıyor. Bu ticari işletmelerden biri de Ankara Şubesi’nin bir buçuk yıl önce kurduğu Çağla Pana-yır. Adakale Sokak No:28’deki yeni adresine birkaç ay önce taşınan Çağla, nostaljiye ve ikinci ele meraklı herkesin muhakkak görmesi gereken bir yer.

Gönüllülerimizin başarısıÇYDD Ankara Şubesi Yöne-

tim Kurulu Başkanı Ayşe Cey-han, Çağla Panayır’ın Ankara Şube gönüllülerinin ve bağış-çıların başarısı olduğunu söy-lüyor. ÇYDD’ye gelen ayni ba-ğışların gönüllülerin katkıla-rıyla elden geçirildiğini ve sa-

tılmak üzere Panayır’a gön-derildiğini kaydeden Cey-han, “Gönüllülerimiz çok bü-yük bir mesai harcayarak bu çalışmayı yürütüyor” dedi. Panayır’ın yeni yerinde daha fazla kişiye ulaştığını ve ciro-sunu artırdığını da söyleyen Ceyhan, “Burayı da tıpkı bir ticari işletme olarak düşünün. Ürün satışından elde edilen paranın vergisini ödüyoruz ve vergi ödendikten sonra kalan miktarı olduğu gibi ÇYDD’de aktarıyoruz. Bu para da burs olarak öğrencilere dağıtılıyor” diye konuştu.

Çağla Panayır Yöneticisi Ay-fer Yüksel de Panayır’da her-kesin kendine uygun bir şey-ler bulabileceğini kaydederek “Giyilebilir durumdaki eski kıyafetler ve ayakkabılar, kul-

lanılabilir haldeki beyaz eşya-lar, kitaplar, mutfak eşyaları, hatta pikaplar ve daktilolar… Yani aklınıza gelen ne var-sa burada bulabilirsiniz. Hatta burada aklınızın ucundan bile geçmeyen bir nostaljiyi bula-bilirsiniz” diyor.

Hakikaten de Çağ-la Panayır’da 1900’lerin ba-şında yapılmış bir duvar pi-yanosunu; şimdiki çocukla-rın muhtemelen ne olduğu-nu bile anlamayacakları dak-tiloları; radyolu pikapları bu-labilirsiniz. Vintage moda-sının en güzel örnekleri, şık ayakkabılar, narin takılar da Panayır’ın vitrinindekilerden. Çağla Panayır’a muhakkak bir uğrayın; hem evinizi ve kendi-nizi şımartın hem de Çağdaş Yaşam’a bir destek atın…

Haber • Elif KARADENİZLİ Fotoğraf • Halil AKBIYIKOĞLU

ÇYDD Çağla Panayır’da gelinlik bile bulmak mümkün...

Ayşe Ceyhan ve Ayfer Yüksel sorularımızı yanıtladı

Page 8: Gazete Ç

Temmuz • 2011MANŞET08“Yerel yönetimler çözümün bir parçasıdır” Dünya Sağlık Örgütü tarafından Belçika’nın Liege kentinde organize edilen “Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı”nda konuşan Bülent Tanık, Avrupa Birliği’nin 2020 hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için yerel yönetimlerin önemli bir rolü olduğunu kaydetti

Yerel Düzeyde Sağlık Yö-netimi başlıklı toplantı-ya Avrupa’nın 110 kentin-

den belediye başkanları, politika-cılar ve çok sayıda uzman katıl-dı. 400’e yakın temsilcinin katılı-mıyla gerçekleştirilen toplantının ana gündem maddesi Dünya Sağ-lık Örgütü’nün Avrupa Bölgesi için geliştirdiği Sağlık 2020 vizyonuy-du. Yerel seviyede sağlığın yöneti-mi ve sağlık alanında eşitlik ilkesi konularının da ele alındığı toplan-tılarda Çankaya Belediye Başka-nı Bülent Tanık da bir sunum yap-tı. Son dönemde küresel düzeyde yaşanan ekonomik ve mali krizle-ri hatırlatan Tanık, yerel yönetim-lerin çözümün bir parçası olacağı-nı söyledi.

Konuşmasını ve sunumunu üç ana başlıkta toplayan Tanık, ilk olarak yerel yönetimlerin sağlık alanındaki yetki ve sorumluluk-larına değindi, ardından Avrupa

Birliği’nin 2020 hedeflerinin başa-rılmasıyla ilgili düşüncelerini ak-tardı. Dinleyenleri ilçe hakkında da bilgilendiren Tanık, “Aktif nü-fus merkezde, Ankara’nın şehirleş-miş bölgesinde yaşamaktadır. An-cak şehirleşmemiş, iyi gelişememiş ve dolayısıyla kamu hizmetlerine ve kent aktivitelerine ulaşamayan bir kesim de var” dedi.

Sağlık alanı bir bütün olarak ele alınmalı

Kentin bu bölgelerinde yaşayan-ların düzenli bir maaşları ve sağlık sigortaları olmadığını ve bu yurt-taşların sağlık hizmetlerinden ya-rarlanamadıklarını ifade eden Ta-nık, “Aşamalı olarak kırsal nüfusu aktive etmeye ve kentimizin aç ve fakir gruplarını beslemek için ge-rekli olan tarımsal üretimi artır-mak için kentleşmiş bölgelerden

köylere ters göçü gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Sağlık alanı bir bütün olarak ele alınmalı, yoksul ve kırıl-gan grupları da kapsamalıdır” diye konuştu.

Çözümün parçası yerel yönetimler

Belediyelerin halka en yakın yö-netim birimleri olduğunu hatırla-tan Tanık, “Bu fakir yurttaşlar için de geçerli olmalıdır. Ancak pazar odaklı sağlık hizmetlerinin deva-mının sağlanabilmesi için beledi-yelerin sağlık hizmeti vermesi ya-saklanıyor. Mesela sosyal sigor-ta şemsiyesi altında olmayan kişi-ler belediye doktorlarına muayene olamıyorlar ve devlet sağlık sigor-tası ödenmeden yerel sağlık hiz-metlerini taşıyamıyorsunuz” dedi.

Tüm kanunlar nezdinde sağ-lık hizmetlerine ulaşabilmenin te-

mel insan hakları arasında sayıldı-ğına ve bunun tüm kanunlar nez-dinde kabul edildiğine vurgu ya-pan Tanık, “Ama bu anlayış her ge-çen gün kayboluyor ve durum gi-derek sağlığın ekonomik getiri-si olan bir alana, bir pazara dönüş-mesine sebep oluyor. Hem dev-let hem de belediyeler vatandaşla-ra sağlık hizmeti sağlamaktan so-rumludurlar. Oysa neoliberal uy-gulamalar ve ‘pazar’ algısı nedeniy-le eğer bir sosyal güvenlik veya si-gorta mekanizması altında değilse-niz temel hakkınız olan sağlık hiz-metlerine ulaşamıyorsunuz. Eğer paranız yoksa belediye poliklinik-leri, sadece hastaneler değil birinci basamak sağlık merkezleri de size sağlık hizmeti veremez çünkü öde-me yapmadan kayıtları imzalaya-mazlar. İşte bu nedenle belediyele-rin sağlık hizmetlerindeki sorum-luluklarını ve yetkilerini artırmak gerektiğine inanıyorum” dedi.

1996 yılında Habitat II, 2002’de ise Jo-hannesburg Yerel Yönetimler Zirve-

si ve Dünya Sağlık Örgütü’nün Milenyum yılı Deklarasyonu’nun ana temaları, “Sür-dürülebilir Kentler“ yaratmak, ulusal-bölgesel-yerel ortaklıklar kurmak ve sağlık temelli stratejiler üretmek oldu.

2003 yılında Belfast da yayınlanan kent-lerin politik temsilcilerinin imzaladığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün onayladığı dek-larasyonda da;

• Uluslararası birlikteliği ve ilişkileri güçlendirmek için kentler ve bölgeler ara-sında kaynakların, bilginin ve tecrübelerin paylaşılması gerektiği,

• Diğer bölgelerde sağlıklı şehirler hare-ketini destekleyerek sorumluluğunun bi-lincinde olmak, her bölgenin küresel ola-rak erişilebilir olmasında öncülük edebil-mek gerektiği belirtildi.

Dünya ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği nasıl kuruldu?

Tüm bu deklarasyonlara imza atmış, Türkiye’den ilk Dünya Sağlık Örgütü Sağ-lıklı Şehirler Projesi üye kenti olarak Bursa Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de Sağlık-lı Kentler Birliği kurulması ve geliştirilme-si için öncülük etti.

Ulusal ağa üye kentlere Sağlıklı Kentler Birliği’ne kurucu üye olarak katılma çağ-rısı yapılırken, Yalova, Van, Afyon, Ordu, Kırıkkale il belediyeleri ile Kadıköy, Tepe-başı, Çankaya, Ürgüp ilçe belediyeleri ve Bursa Büyükşehir Belediyesi birliğe katıl-mak istediğini belirten meclis kararı almış ve birliğin kurucu üyeleri oldular.

Page 9: Gazete Ç

Temmuz • 2011MANŞET09

YAZ ÇANKAYA’DA

BAŞLADIÇankaya Belediyesi, sanatın daha geniş kitlelere ulaşması için çalışmalara devam ediyor. Bu yıl “Çankaya Yazı” adıyla başlattığı etkinlikler dolu dolu geçiyor. Uluslararası Ahşap Sempozyumu ile başlayan Çankaya’da yaz etkinlikleri kültür ve sanatın her halini Başkentlilerle buluşturacak. Çankaya Yazı’nda ayrıca Çankayalı tüm çocuklar için düzenlenen yaz okulu ve kurslar da yer alacak

Bu yıl üçüncüsü dü-zenlenecek olan Çan-kaya Yazı etkinlikleri

Başkentlileri sanata, spora ve açık havaya davet ediyor. Şii-rin, dansın, türkülerin, sine-manın, resim ve ahşap heykel sempozyumlarının yanı sıra, söyleşi, anma, konser ve ti-yatro gösterilerinin yer aldığı etkinlik programında engelli-engelsiz çocuklar için düzen-lenen yaz okulu ve kursları da var. Uluslararası Çankaya Heykel Sempozyumu’nun açı-lışıyla başlayan Çankaya Yazı, çeşitli etkinliklerle Eylül başı-na kadar devam edecek.

Heykel Sempozyumu’nun açılışı yapıldı

Çankaya Belediye Başka-nı Bülent Tanık’ın Sakar-ya Meydanı’nda düzenledi-ği basın toplantısıyla tanıtı-mı ve açılışı yapılan ‘Ulusla-rarası Çankaya Heykel Sem-pozyumu’, etkinliklerin de başlangıcı oldu. Toplantı-da sempozyumla ilgili detay-lı bilgiler veren Tanık, Ulus-lararası Çankaya Heykel

Sempozyumu’nun önceki yıl-larda düzenlenen Zühtü Mü-ridoğlu Sempozyumu’na kar-deş olarak hayata geçirildiği-ni kaydetti. “Önceki yıllar-da Değirmendere’nin ema-neti olarak Çankaya’da ger-çekleştirdiğimiz ‘Züh-tü Müridoğlu Ahşap Heykel Sempozyumu’nun vatanına dönmesinin ardından Anka-ralıları yeni bir sempozyum-la buluşturmak istedik” diyen Tanık, sempozyumda Hacet-tepe, Bilkent ve Başkent Üni-versitelerinin Güzel Sanat-lar Bölümleri öğretim üyele-riyle birlikte çalıştıklarını ifa-de etti.

Açık havada, Başkent’in huzurunda

Kır-Kent Kardeşliği tema-sıyla 27 Haziran- 11 Tem-muz 2011 tarihleri arasın-da Sakarya Caddesi’nde An-karalılarla buluşacak olan ‘Uluslararası Çankaya Heykel Sempozyumu’nun her aşama-sına başkentliler de tanık ola-cak. Açık havada tüm Anka-ralıların huzurunda ve katkı-larıyla gerçekleştirilecek olan sempozyumun bir de özelliği

var: Her yıl heykele can veren bir üstat anısına farklı bir te-mayla gerçekleştirilecek sem-pozyum bu yıl, Türkiye’nin Cumhuriyet dönemi ilk kadın heykeltıraşı Sabiha Bengütaş anısına düzenlenecek.

Kır-Kent kardeşliği

Sempozyumun ilk yıl te-masının ‘Kır-Kent Kardeşliği’ olarak belirlendiğini söyleyen Bülent Tanık; “Bu yıl Ankara-lı Ressam- Heykeltıraş Sabi-ha Bengütaş anısına gerçek-leşen sempozyumda, sanat-çılarımız çalışmalarını kır ve kent kardeşliği konusu üze-rinden yürütecekler. İran’dan ve Mısır’dan gelen konuk hey-keltıraşların da ayrıca kardeş-lik mesajı taşıdığını düşünü-yorum” dedi. ‘Çankaya Yazı’ etkinliklerinin Eylül’e kadar süreceğini hatırlatan Tanık, “Yazın özellikle sahil kenarla-rına gidemeyerek şehirde ka-lanların kültür sanat ihtiyaç-larını karşılamayı, dinlenme-lerine, eğlenmelerine ve ken-dilerini geliştirmelerine kat-kıda bulunmayı amaçlıyo-ruz. Yaz etkinliklerimiz ara-sında, film gösterimleri, kon-

ser, sergi gibi pek çok faaliyet yer alacak” diye konuştu. Baş-kan Tanık, basın toplantısının ardından sanatçıların çalışma çadırlarını ziyaret etti ve sa-natçılarla birlikte ahşap üze-rindeki ilk yontuları attı.

Sempozyumun hoş tınıları

Ankaralı sanatçılar-dan Prof. Dr. Refa Emra-li, Prof. Mümtaz Demir-kalp, Yrd. Doç. Ercan Sağ-lam ve Mete Demirbaş’ın ka-tılacağı Çankaya Heykel Sempozyumu’nun iki de ya-bancı konuğu olacak. Mısır’ın hiyerogliflerini farklı malze-melere işlemesi ile tanınan Said Badr ve çalıştığı insan fi-gürleriyle bilinen İranlı sa-natçı Mansour Tabibzadeh’in da katılacağı sempozyumda, müzik dinletileri, dans ve film gösterileri de yer alacak. 11 Temmuz 2011 tarihine kadar Sakarya Caddesi’nde Anka-ralılarla buluşacak olan sem-pozyum boyunca her akşam saat 18.00’de müzik dinleti-leri, saat 20.30’da ise açık ha-vada film gösterimleri sunu-lacak.

Yaz Spor Okulları çocukları bekliyorÇankaya Yazı etkinlikleri kapsamında çocukla-

rı da unutmayan Çankaya Belediyesi, 7-14 yaş grubu engelli-engelsiz çocuklar için yaz spor okulu açıyor. Uzman eğitmenler eşliğinde futbol, basket-bol, tenis, voleybol, satranç, step ve halk oyunla-rı dallarında verilecek olan aktiviteler ücretsiz. Ço-cukların forma, şort, şapka ve çorap gibi ihtiyaçla-rının da belediye tarafından karşılanacağı Yaz Spor Okulları’nda eğitimler 5 hafta sürecek.

Yaz okulu etkinlikleri kapsamında, Kolej Rüştü Yüce Spor Salonu ile Lozanpark’ta bulunan tesisleri kullanacak olan çocuklar, 1 Temmuz- 10 Ağustos tarihleri arasında sportif faaliyetler gerçekleştire-cek. Etkinliklere katılmak isteyenler, sağlık raporu ve bir fotoğrafla Kolej’de Belediye bahçesinde bulu-nan Rüştü Yüce Spor Salonu’na başvurabilecek.

Haber • Özlem ZORCAN

Page 10: Gazete Ç

Temmuz • 2011KÜLTÜR10

Aborjin çocukları danslarıyla büyüledi

Avustralya Büyükelçiliği, Çan-kaya Belediyesi, Kavaklıderem

Derneği ve Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV)’nın işbirliğiyle dü-zenelenen etkinliğe Ankaralılar bü-yük ilgi gösterdi.

Çankaya Belediyesi’nin ev sa-hipliğinde gerçekleşen etkinli-ğe Avustralya Büyükelçisi Ian Da-vid Grainge Biggs’in yanı sıra Ma-kedonya Büyükelçisi Goran Tas-kovskı, Çankaya Belediyesi Baş-kanvekili İdris Kılınçkaya, Çanka-ya Belediyesi başkan yardımcıla-rı Ali Ulusoy, Savaş Yorgancı, Buğ-ra Gökçe de katıldı. Dans gösterisi-ni Ankara’da yaşayan Avustralyalı-lar, İngiliz Okulu öğrencileri ve çok sayıda vatandaş da izledi.

Modern Avustralya kültürü-nü geleneksel Aborjin kültürü ve

dansları ile harmanlayan çocukla-rın gösterisinde Avustralya ve Tür-kiye bayraklarının yanı sıra ırkların renklerini simgeleyen siyah, kanı simgeleyen kırmızı ve güneşi sim-geleyen sarı renkten oluşan Abor-jin ulusal bayrağı da yer aldı.

Birbirinden renkli dans gösteri-leriyle süslenen etkinliğin ardından sorularımızı yanıtlayan Avustral-ya Büyükelçisi Ian Biggs, “Tamamı Aborjin olan minik çocuklarımızın böylesine güzel bir gösteriye imza attıkları için çok mutluyum. Çok farklı bir gösteri olacağını biliyor-dum. İnanın, dans tiyatrosu çocuk-ları hepsi heyecan içinde ve hep-si kendilerini evlerinde hissediyor. Bu ortamı sağlayan başta Çanka-ya Belediyesi yetkilileri ve Kavaklı-derem Derneği’ne sonsuz teşekkür ediyorum’ dedi.

Avustralyalı Yurungai Dans Tiyatrosu Kuğulupark’ta sahnelediği Küçük Kara Ördek (The Little Black Duck) adlı gösterisiyle Ankaralılara unutamayacakları bir gün yaşattı...

SUDAKİ SURETLER’E “TANIK”LI GALA...HES karşıtı mücadeleleri anlatan ‘Sudaki Suretler’ isimli belgeselin galasına katılan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, “Yiğit insanların, güzel insanların yanında olan belgesel ekibini kutluyorum” dedi.

Hidroelektrik Santraller (HES) karşısında sula-rını ve yaşamlarını sa-

vunanların mücadelelerini anla-tan ‘Sudaki Suretler’ adlı belge-sel, Hopa’da hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun anısına dü-zenlenen galayla seyirci karşısı-na çıktı.

Yapımcılığını İnşaat Mühen-disleri Odası (İMO) ve Renas Yapım’ın birlikte üstlendiği bel-geselin galası, 12 Haziran Çar-şamba günü İMO Teoman Öz-türk Salonu’nda yapıldı. Yaklaşık 500 kişinin izlediği galaya Çan-kaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, belediye başkan yardım-cıları Ali Ulusoy, Buğra Gök-çe, Çankaya Kent Konseyi Ge-

nel Sekreteri Işıkhan Güler, İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Er-san ve Türkiye Gazeteciler Sen-dikası Ankara Şube Başkanı Göksel Yıldırım da katıldı.

“Herkes Metin Lokumcu”

Galada konuşan Bülent Tanık, doğanın para-kâr döngüsüne mahkum edildiğini ve buna kar-şı çıkanların, hepimizin gelece-ğini koruduğunu söyledi. Tanık, Metin Lokumcu’nun da bu in-sanlardan biri olduğunu ve mü-cadelesinin saygıyı hak ettiğini ifade etti.

Lokumcu’yu haberlerde gör-düğünü anlatan Tanık, bir öğret-men duyarlılığıyla suyuna, yaşa-mına ve geleceğine sahip çıkan Lokumcu’nun herkesin belleğin-

de unutulmaz şekilde yer aldığı-nı belirtti.

Tanık’ın ardından kürsüye ge-len yönetmen Erkal Tülek, Me-tin Lokumcu’nun ölümünü pro-testo ederken gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan Ozan Gündoğdu’nun gönderdiği mek-tubu okudu. Tülek, HES’lerle mücadele eden herkesin birer Lokumcu olduğunu kaydetti. HES yapılan bölgelerde yaşayan-ların büyük çoğunluğunun azim ve inançla yaşamlarını savundu-ğunu kaydeden Tülek, belgese-li bu mücadeleye küçük bir kat-kı olması niyetiyle çektiklerini bildirdi.

İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan da belgeselin bü-yük emeklerle ortaya çıktığını, toplumsal duyarlılıkları yüksek olan inşaat mühendislerinin es-

kiden olduğu gibi bugün de in-sanı ve doğayı savunmak için ça-lışmaya devam ettiğini dile ge-tirdi.

Renas Yapım adına konuşan Özgür Tüfekçi ise ülkenin güne-yinden kuzeyine, doğusundan batısına nerede bir HES inşaatı ve ona karşı çıkanlar varsa ora-lardan görüntüler içeren belge-sel için 12 bin kilometre yol yap-tıklarını anlattı. Tüfekçi, büyük özverilerle çekilen belgeselin asıl olarak HES’lere direnenlere ait olduğunu belirtti.

Toplam 74 dakika süren belge-sel uzun süre ayakta alkışlandı. Gösterimin ardından film eki-biyle söyleşi düzenlendi. Her-kesin ortak görüşü, HES karşı-tı mücadeleleri tüm boyutlarıyla anlatan belgeselin yaygın olarak dağıtılması gerektiğiydi.

Haber • Gökhan BULUT

“Sudaki Suretler” belgeselinin DVD içe-riğinde HES karşıtı mücadelelere ilişkin bi-lim insanları, demokratik kitle örgütü tem-silcileri ve meslek odası yöneticilerinin gö-rüşleri de yer alıyor.

Toplam 20 bin adet çoğaltılan belgesel, özellikle HES projelerinin bulunduğu böl-gelerde ücretsiz olarak dağıtılacak.

Artvin, Muğla, Kastamonu, Dersim, Rize, Antalya, ekibin ulaştığı yerlerden ba-zıları... Belgesel, bölge halkının HES’lerle tanışma sürecini, yetkililerin köylülere yaklaşımını ve bölgedeki halkın kadın er-kek, genç yaşlı bir arada, HES’lere karşı ve-rilen mücadeleyi konu ediyor.

HES’lerin neden olduğu doğa tahribatı ve çevre katliamını da gözler önüne seren belgesel, özellikle kadınların direngenlikle-ri ve kararlılıklarına dikkat çekiyor.

Yönetmen Erkal Tülek: “Halkın suretini, sesini göstermek istiyoruz”

“Keşke bunu daha çok yapabilsek. Çünkü kamuoyunda oluşan tüm kanaatlerde zaten HES’çi sermayenin egemenliği var. Üstelik bütün kanaati yaratacak araçlara da zaten sahipler (gazeteler, tvler, radyolar, reklam-lar, bilboardlar, kamusal alan vs.). Buralar-dan HES’i istedikleri gibi ya da bambaşka vitrin süsleri ile göstermek için her türlü imkândan bahsetmek mümkün. Oysa hal-kın bildiri, afiş, amatör belgeseller, inter-net ağları gibi, diğerine kıyasla zayıf kanal-lardan başka bir şeyi yok ki… Biz de onlar-dan biriyiz işte...”

ÜCRETSİZ DAĞITILACAKBaşkan Tanık, doğanın para ve kar

döngüsüne mahkum edildiğini söyledi.

Haber • Halil AKBIYIKOĞLU Fotoğraf • M. Bülent GÜLER

Page 11: Gazete Ç

Temmuz • 2011SANAT11SANATINSOKAĞIFa

tih Ö

NAL

Sanat dünyasının en çok ilgilendi-ği konulardan biri de “Mozart ve Salieri” ikilisidir. Bu ilişkinin esin-

verenliği kuşku götürmez de yaratılan her kurgunun aslında kurguyu yara-tan kişinin o duruma ilişkin bir değer-lendirmesinden başka bir şey olmadığı ortadadır. Sanatsal kıskançlıktan, deha karşısındaki zaaftan dem vurmak için bulunmaz Hint kumaşıdır, yakın ilişki-leri olmuş bu iki kişinin çağdaş(=aynı çağda yaşamış olan) olmaları.

Örneğin, Puşkin “Küçük Tragedyaları”nda Mozart’ı zehirletir, Salieri’ye; tıpkı Peter Shaffer’in oyu-nundan hareketle Forman’ın “Amade-us” filminde yaptığı gibi. Bir de yine Salieri’nin Mozart’ı öldürdüğü söylen-tisini dillendiren Rimsky-Korsakov’un “Mozart ve Salieri” operası var.

 “Katil” olabilecek tek kişinin aynı kentte yaşamalarının yanı sıra Salieri’nın “Kappelmeister” unvanı-nı hakkıyla üzerinde taşıyabilecek, yani Mozart’ın dehasını anlayabilecek bir büyük müzisyen olmasından kaynaklı-dır. Bilindiği kadarıyla kendisi herhan-gi bir “çalgıcı” değil; Beethoven, Liszt, Schubert’in de hocasıdır.

Var ol Salieri!..

41 kere maşallahHOY-TUR’a

Çankaya Belediyesi HOY-TUR Halk Dansları Topluluğu 41. yaşını yüzlerce dansçısıyla sahnede kutladı

Mozart’ın Türk Marşı’yla giriş yapan HOY-TUR, Anadolu’dan Renkler ile bitirdiği sahne şovunda herkesi hayran bıraktı

Kuruluş yıldönümü-nü Çankaya Beledi-yesi Anadolu Göste-

ri Merkezi’nde düzenlenen şen-likle kutlayan HOY-TUR yetiş-tirdiği yüzlerce dansçıyla göz kamaştıran bir etkinliğe imza attı. Çankaya Belediye Başka-nı Bülent Tanık, Başkanveki-li Haydar Han, HOY-TUR Baş-kanı Ertuğrul Akalın, belediye başkan yardımcıları ve beledi-ye meclis üyelerinin de katıldığı gösteriyi başkentliler nefeslerini tutarak izledi.Anadolu dans motiflerini Mozart’ın Türk Marşı’na uyarla-yan dansçılar ilk danslarıyla iz-leyenleri şaşkınlığa sürüklerken, Trabzon, Van, Antalya, Siirt, Adıyaman ve Gaziantep yörele-rinden danslarıyla salonu dol-duran sanatseverleri büyüledi-ler. HOY-TUR’un kuruluş yılla-rını anlatan siyah beyaz görün-tülerin sergilendiği barkovizyon

sunumuyla 41 yıllık tarihlerini anlatan HOY-TUR Başkanı Er-tuğrul Akalın, aldıkları Dünya ve Türkiye birinciliklerinin yanı sıra beş kıtada yaptıkları binler-ce etkinlikten örnekler sundu.Gösterinin finalini HOY-TUR’da yetişen genç dansçıların sunduğu “Yıldızlar ve Renkler” potpurisi ile yapan HOY-TUR, her yaştan 370 dansçıyla çıktık-ları sahnede gönülleri fethetti.Sahneye gelerek dansçıları kut-layan ve başarı dileklerini su-nan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık da HOY-TUR’un dünyada ve ülkemizde amatör ruhunu koruyarak dans eden en köklü topluluklarından ol-duğunu belirtti. Tanık, “HOY-TUR’un ayak sesleri kırkbir yıl-dır dünyanın dört bir köşesin-de duyuluyor. Sizleri sevgi ve saygıyla kucaklayıp, kırkbir de-ğil kırkbin kere maşallah diyo-rum” dedi.

Çankayalı minikler yılsonu sergisinde biraraya geldiÇankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Çankaya Belediyesi Toplumsal Dayanışma Merkezi Masal Odaları’na devam eden çocukların yıl sonu sergisine katılarak, çocuklara oyuncak, eğitmenlere ise teşekkür belgesi verdi

Çankaya Belediyesi Top-lumsal Dayanışma Mer-

kezi (TODAM) Ata, Karapı-nar, Yıldız Masal ve Oyun Odalarına devam eden çocuk-lar, yılsonu gösterisinde bu-luştu. Etkinliği, Çankaya Be-lediye Başkanı Bülent Tanık ve Başkan Yardımcılarının yanı sıra CHP Çankaya İlçe Başkanı Cudi Çalışkan ve ço-cukların aileleri de izledi.Serginin açılış konuşması-nı yapan Başkan Tanık, Çan-kaya Belediyesi Yılmaz Gü-ney Sahnesi’nde gerçekleşen etkinlikte, gündüz bakıme-vi ve etüt merkezlerinin dışın-da TODAM’larda verilen eği-timi çok önemsediğini belirtti. Tanık, sanatın çeşitli dallarıy-la ve sporla ilgilenen çocukla-rın, sağlıklı, ülkeye ve dünya-

ya yararlı yetişkinler olacağı-nı vurguladı. Çocukları Çan-kaya Belediyesi Bin Çocuk Korosu’nda yer almaya davet eden Tanık, TODAM’lardaki çalışmaların yaz aylarında da süreceğini ifade etti. Ocak- Mayıs ayları arasında 3-4 ve 5-6 yaş grubundan çocukla-ra yönelik çalışmalar yürüten ‘Masal ve Oyun Odaları’nda çocuk draması, çocuk oyunla-rı, resim, elişleri ve müzik eği-timi gibi çeşitli etkinlikler ger-çekleştirildi.Yılsonu etkinliğinde, Ata, Karapınar ve Yıldız TODAM’larda eğitim gören yaklaşık 200 çocuk, masal ve oyun odalarında gerçekleştir-dikleri resim ve elişlerini ser-gileyip, şarkılar söyledi ve dans gösterisi sundular.

Söz konusu zehirleme savı doğru de-ğilse bir Salieri’nin varlığı Mozart için büyük bir şanstır. Dehalar bile yanlış yapabilirler çünkü.

Adınız Mozart ya da Shakespeare de olsa- yani yapıtlarınıza mükemmel uzaylıların parmağı değmiş olsa – her bir yapıtınızın “en iyi” olmasına olanak yoktur.

İşte o zaman sizin önceki “doğrula-rınızın” ne olduğunu belki de sizden daha iyi bilen ve bu sayede “eğrilerini-zi” kolayca ayırt edebilen birilerine ih-tiyaç duyarsınız. Siz bir yardım isteme-seniz de –istediğiniz anda zaten - orada olacak olan gizli dostlardır eleştirmen-ler ve iyi bir dost gerektiğinde, gerektiği gibi, gerçekten de “acı söyler”ler.

Ve ben Bay Amadeus Mozart olsay-dım eğer…

Fütursuzca yaşayıp üretirken deli deli;Ne mutlu olurdum, tanısaydım, deha-

mı takdir edecek bir Salieri!Salieri’nin bir tür eleştirmen olduğu-

nu ileri sürerek sanatçıyı yücelten öğe-lerden birinin de eleştiri olduğu düşün-cesini; eleştiriye tahammülsüzlüğün tır-manışa geçtiği bu dönemde sanatçının eleştiriye duyduğu açlığın doyurulması dileğimi dile getirerek…

Antonio Salieri

Page 12: Gazete Ç

Temmuz • 2011AKTÜEL12Çankaya RehberiÇözüm Merkezi

(0 312) 458 89 00(0 312) 458 90 00

Çankaya Belediyesi

Müdürlükler

Özel Kalem .................. 458 88 00BY ve Halkla İlişk ....... 458 89 05Çevre Kor. ve Kont ..... 458 89 03Destek Hizmetler ........ 458 90 26Emlak İstimlak ............ 458 90 22Evlendirme .................. 435 70 32Fen İşleri ...................... 442 33 99Hukuk İşleri ................ 458 90 13İnsan Kay. ve Eğit. ....... 458 90 10Kültür ve Sos. İşler ...... 433 52 52Ruhsat ve Denetim ..... 458 89 17Mali Hizmetler ............ 458 90 08Gece Müdürlüğü ......... 458 89 00 Sivil Savunma .............. 435 51 34Temizlik İşleri ............. 438 67 27 438 67 28 438 67 29Teftiş Kurulu ............... 458 90 06Yazı İşleri ..................... 433 33 10Çankaya Zabıta ........... 230 12 27 230 12 29 230 12 37Sosyal Yardım İşleri .... 458 90 11

Çankaya Kaymakamlığı

Cum. Bş. Savcılığı ...... 309 07 00Halk Eğitim ................ 229 10 45 İlçe Emniyet ............... 230 81 25

Çankaya Önemli Numaralar

(0 312) 418 99 72

444 06 01444 07 23

Merkez ........................ 431 00 79Ata ............................... 481 29 20Ayrancı ........................ 428 36 91Beysukent .............. 434 15 46-47Bademlidere ............... 437 29 69Balgat ........................... 473 16 81Cebeci .......................... 320 56 44Çayyolu ....................... 235 65 57Dikmen ....................... 480 87 45Emek ............................ 215 46 76İsmail Cem ................. 490 42 22Karakusunlar .............. 286 45 91Karapınar .................... 475 64 62Maltepe ....................... 230 80 42Mimar Sinan ............... 430 66 50Mürsel Uluç ................ 490 66 65Or-An .......................... 491 99 49Öveçler ........................ 473 08 34Umut ............................ 447 64 07Yıldız ............................ 441 39 46Yüzüncü Yıl ................. 286 95 78

(0 312) 473 00 33

Sosyal Projeler Merkezi

TODAM

Çankaya Belde A.Ş. adına YAYIN SAHİBİ ve SORUMLU YAZI

İŞLERİ MÜDÜRÜ E. Serdar KARADUMAN

YAYIN YÖNETMENLERİ Fatih CANITEZ,

Elif KARADENİZLİ

YAYIN DANIŞMA KURULUFazıl GÜLEKEN, Oğuz BÜYÜKTANIR,

Nebihe MANİ, İsa HAYIRLI, Çelebi YİĞİT, Haydar HAN, Eser ATAK, Funda ERKAL,

Buğra GÖKÇE, Hayati SOYLU, H. Ali ULUSOY, Savaş YORGANCI

EDİTÖRLER: Mahmut ÜSTÜNBahar Daldal YURTTAŞ

Gökhan BULUTAyfer KARAYEL

DAĞITIM: Doğan YAMAN,

Ozan DOĞAN

YAYINA HAZIRLAYANLARŞemsedin DURMUŞ, M. Bülent

GÜLER, İzzetdin CEVİZOĞLU, Özlem ZORCAN, Halil AKBIYIKOĞLU, Jale ALGANATAY, Ali Ekber

KAYPAKKAYA, Julide KÖKÇÜ

YÖNETİM YERİ 1330 Sk. 16/11 A. Öveçler / Ankara

Tel: 0 312 473 83 00 Faks: 0 312 473 83 11

BASIM YERİHabertürk Baskı Tesisleri Esenboğa Yolu 24. Km. Pursaklar/ANKARA BASIM TARİHİ: 1 Haziran 2011

[email protected]

Yıl: 1 Sayı: 13•Temmuz 201115 günde bir kez yayınlanır

KÜNYE

“Bütün projeler birinci”Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ve Ankara Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Fakültesi’nin işbirliği ile düzenlenen “Bütün Projeler Bir İnci” sergisi Çankaya Belediyesi ev sahipliği gerçekleşti

Ankara, Atatürk, Atılım, Başkent, Bilkent, Cum-huriyet, Çankaya, Erci-

yes, Gazi, Hacettepe, Kırıkkale, ODTÜ, Selçuk ve TOBB ETÜ üniversiteleri öğrencilerinin bi-tirme projeleri sergisi, Çankaya Belediyesi Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda açıldı.

Serginin açılışında konuşan Çankaya Belediyesi Başkanve-kili Ertuğrul Şenoğlu, beledi-ye olarak bilimsel etkinliklerin her zaman yanında olduklarını vurguladı. Bilimin özgür gelişi-mi için, özgür bireylere ihtiyaç olduğunu ifade eden Şenoğlu, “Cumhuriyet daima özgür bü-yütür sloganımız bu açıdan da çok anlamlı” dedi.

Çankaya Belediyesi Baş-kan Yardımcısı Ali Ulusoy da, “Çankaya’da 10 üniversite, 180 bin üniversite öğrencisi, 10 bin-den fazla öğretim üyesi var. Bu potansiyeli şu an olduğundan çok daha iyi kullanmak için te-masta bulunmayı önemsiyoruz” diye konuştu.

Açılış törenine katılan üni-versitelerin öğretim üyeleri ve EMO yöneticileri, bitirme pro-jelerinin bilimsel gelişim açısın-dan çok önemli olduğunu vur-guladı.

18 Haziran’da sona eren ve “Bütün Projeler Bir İnci” sloganıyla hazırlanan etkinlikte, cep telefonu kamerası ile ortamdaki yüzleri belirleme, konuşan saat, dünya deprem haritası, otomatik araç pilotu, iris tanıma sistemi, sese yönelen robot, otomatik araç park sistemi, ‘yenilenebilir enerji-ev otomosyonu’ gibi başlıklar yer aldı.

ÇANK

AYAH

ABER

KAZIM KOYUNCU şarkılarla anıldıMüziği ve kişiliğiyle gönüllerde taht kuran Kazım Koyuncu, ölümünün 6. yılında Yüksel Caddesi’nde yapılan etkinlikle anıldı

Çankaya Belediyesi ve çok sayıda sivil toplum örgütünün katılımı ile düzenlenen ‘Sokağa

Şarkı Söylüyoruz’ Kazım Koyuncu anma etkinli-ğine Ahmet Telli, Temel Demirer, Mehmet Özer, Grup Kibele, Grup Günyüzü, Grup Sisli Rüya, Çankaya Belediyesi Hoy-Tur Halk Dansları Top-luluğu ve horon ekipleri katıldı.

Çankaya’dan Türk Kızılay’ına kan bağışıÇankaya Belediyesi, Türk Kızılay’ının kan topla-ma aracına ve ekibine ev sahipliği yaparak, kan toplama işlemine destek oldu

Vatandaşların da büyük bir ilgi gösterdiği kan toplama çadırında kan sayımı, tansiyon öl-

çümü ve kan alımı işlemleri gerçekleştirildi. Çan-kaya Belediyesi Başkanvekili Ertuğrul Şenoğlu, kan bağışı çadırını ziyaret ederek Kızılay çalışan-larına ve bağışçılara teşekkür etti.

Köylerde haşerelere karşı ilaçlamaÇankaya Belediyesi, Evciler, Yayla, Akarlar, To-humlar, Karahasanlı, Kömürcüler ve Çavuşlu köylerinde haşerelere karşı ilaçlama yaptı

İnsan sağlığına zararı olmayan onaylı ilaçla-rın kullanıldığı çevre ilaçlamasında köy mey-

danlarının yanı sıra dere yatakları ile hayvanla-rın barındığı alanlar da eş zamanlı olarak ilaçlan-dı. Köylerde bundan sonra periyodik olarak ilaç-lamanın yapılacağını hatırlatan yetkililer, bu ilaç-ların 1 ay süreyle etkili olduğunu belirttiler.

Yeni girişimciler mezun olduÇankaya Belediyesi’nin OSTİM KOSGEB ile birlikte yürüttüğü proje ile, girişimcilik eğitimi alan kursiyerler mezun oldu

Yeni girişimciler, Çan-kaya Belediyesi Hizmet Binası’nda düzenlenen tö-

renle sertifikalarını aldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Çanka-ya Belediye Başkanvekili İdris Kı-lınçkaya ekonomik krize değine-rek, Türkiye’deki en büyük sorun-lardan birinin işsizlik ve ara ele-man sıkıntısı olduğunu belirtti. Yeni girişimciler görmekten mut-luluk duyduğunu ifade eden Kı-lınçkaya, verilen eğitimleri önem-li bulduklarını ifade etti. KOSGEB Başkan Yardımcısı Metin Şatır da KOSGEB olarak girişimciliği des-teklemeye devam edeceklerini, günümüzde iş kurmanın önemli olduğunu belirtti. Çoğunluğu üni-

versite ve yüksek lisans mezunla-rından oluşan 30 kişilik grup, top-lam 72 saat eğitim aldı. Çanka-ya Belediyesi Toplumsal Dayanış-ma Merkezi Ata’da gerçekleştirilen eğitim sonunda, KOSGEB tara-fından iş planı onaylanan 24 aday, ‘Yeni Girişimci Desteği’nden ya-rarlanmaya hak kazandı.

Geri ödemesiz 27 bin TL olan Yeni Girişimci Desteği, kadın veya engelli girişimci için yüzde 70’i, erkek girişimciler içinse yüz-de 60’ı hesaplanarak hibe edildi. Girişimci, kurulan işletmenin bi-rinci yılı dolduğunda, 2 yıl son-ra ödemek üzere üst limiti 70 bin TL olan sabit yatırım desteğinden faydalanabilecek.

Page 13: Gazete Ç

Bizans Sultanı

Temmuz • 2011Hazırlayan • Bahar Daldal YURTTAŞGÜNCE13GÜNCEKONUK Dr. Sibel NART

Gerek seçim öncesinde ge-rekse sonrasında birçok anketler yapıldı ve so-

nuçları açıklandı. Elbette anket-ler seçmen davranışlarını açıkla-makta bir yöntem olarak kullanıl-malıdır. Ancak siyasal davranışla-rı sadece anketlerle anlamak ola-sı değil. Toplumun tarihsel ve sos-yal konumu çok daha kapsamlı ve derin sosyolojik araştırmalar ge-rektirmektedir. Öncelikle analiz-lerin bölgesel, sınıfsal, dönemsel, siyasal, toplumsal ve tarihsel bir düzlemde yapılması zorunludur. Bu yaklaşımlar temelinde anket-ler, derinliğine görüşmeler, odak grup toplantıları gibi değişik bir-çok araştırma tekniği uygulana-bilir. Seçim sonuçları üzerine yo-rumlar yapılırken temel eksiklik-lerden biri kuramsal bir hipoteze dayandırılmamasıdır.

Teorik temel gerektirir

Örneğin; bir anket şirketi vatan-daşlara sormuş; “Filanca partiye oy verirken kararında neler etki-li oldu?” Yanıtlar şöyle; %47 Lider; %41 Politikalar; %12 Parti. Peki ya lider aynı zamanda politikala-rı temsil ediyorsa ya da politikalar liderde özdeşleşmişse ne olacak?

Soruların bir kurama oturması gerekir. Örneğin; İktisatçı Schum-peter “Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi” isimli eserinde “…Gerçek işçi bilinci, daha çok kü-çük bir burjuva olma ve bu olu-şa siyasal kuvvet sayesinde erişme isteği etrafında yer alır…” diye-rek işçi sınıfının psikolojisine ışık tutmuştur. Bu alıntıyı şu neden-le yazdım: Seçim öngörülerinde ya da verilen oyların arkasındaki davranış güdülerini anlamada ör-neğin bu tarz teorik yaklaşımlar-dan yararlanılıyor mu?

Ya da esnaf, girişimci, işveren gibi kesimlerin siyasal davranış yapılarını anlamada “yaratıcı yı-

kım” denilen ve teknolojik geliş-melerin dinamiklerini anlamada çok sözü edilen tezlerle partilerin politika öngörüleri arasında bağ-lantılar var mı?

Teori bir ışıktır. Başlangıç ışı-ğı da olabilir. Birçok teori ve ışık vardır. Bir yerden başlayıp ilerle-mek ve zaman içinde yeni kuram-larla yol ışıklarını daha da güçlen-dirmek gerekmez mi? Hangi parti çalışan kesimlere “daha çok küçük bir burjuva olma ve bu oluşa siya-sal kuvvet sayesinde erişme iste-ği” duygusunu daha yakın ve yay-gın olarak verebilmiştir? Diyebili-riz ki, seçim sonuçlarına göre bi-rinci gelen parti bu duyguyu her-kesten çok işlemiştir. Bunun yakın dönemde ilginç uygulama örnek-leri de olmuştur. ‘İyi-kötü’, ‘az-çok’ bu ‘sosyal’ uygulamaların devam etmesi isteği de toplumun yoksul kesimlerinde belirleyici olmuştur.

Sosyal Bilim ne diyor?

Sosyal bilimlerde yöntem; bir olgunun sadece kendi geçmişi-ne bakmak değil, o olgunun kü-resel dünyada benzer gelişmelerle de kıyaslanmasıdır. Örneğin “Tür-kiye 2001’de neredeydi, bugün ne-rede?” diye bir karşılaştırma el-bette yapılabilir. Bununla birlik-te “2001’de dünyada bazı ülkeler Türkiye’ye göre neredeydi, 2011’de ne durumdalar?” diye kıyaslamak daha bilimseldir. Chicago Illinois Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akarca seçmen davranı-şına dayalı analizinde şu sonuca varmış: Gelirdeki yüzde 1’lik ar-tış, iktidar partisine yüzde 0,7’lik oy getiriyor. 2010’daki yüzde 8,9’luk büyüme AKP’ye 6 puan-lık - % 44’ten 50’ye - bir katkı ge-tirmiş olabilir mi? Mahfi Eğilmez de 16.06.2011 tarihli Radikal yazı-sında “…Eğer bir siyasal partinin iktidarı sırasında ekonomi hız-lı bir büyüme sergiliyorsa oy oranı da artıyor” demiştir.

Elbette bu tezlerde doğruluk payı var. Ancak diğer etmenler ya-

nında bu ‘büyüme’ faktörü be-lirleyici konumdaysa, gerek ye-rel gerekse genel seçime hazırla-nan aday ve partilerin büyüme ve istihdam politikalarını çok iyi be-lirleyip milyonlarca seçmene çok açık biçimde anlatmaları gerekir. İki yıl sonra yerel seçimler ola-cak. Yerel seçimlerde sağlıklı kent-leşmeden başka, büyüme ve istih-dam, kadınların ve gençlerin iş-lendirilmesi, sürdürülebilir geliş-me ve yeşil ekonomi gibi politika-lar partilerin ve adayların başlıca rekabet konuları arasında yer ala-caktır. Güney Kore’nin başarısın-da nüfusun istihdam edilme ora-nının yüksek olması etkin olmuş-tur. Bu oran 1960’da ABD’nin yüz-de 75’i düzeyindeyken 2000’lerde ABD ile eşittir. Türkiye ise 2000’li yıllarda bile ABD’nin yüzde 60’ları seviyesindedir.

Ekonomik ve siyasal öneriler…

Siyasal partiler açısından ge-niş toplum katmanlarını daha ile-ri refah ve yaşam seviyesine yön-lendirme tutumları elbette çok önemlidir. Ama olay sadece eko-nomi değil, aynı zamanda siya-sal yapının da daha demokratik ve özgür kılınmasıdır. Üretimin ço-ğaltılarak bölüşümün adilleştiril-mesi, devletin demokratikleştiril-mesi, toplumun örgütlenmesi, bi-reyin özgürleştirilmesi ve aktif yurttaş olanaklarının arttırılma-sı da hem ekonomik hem siyasal hem de toplumsal gelişmemizde önemli dönüşümler sağlayacaktır. Biz milli gelir büyüklüğünde 16. ekonomi olabiliriz, ama eğitim-de, bölüşümde, yaşam standardın-da, rekabette, teknolojide ve üret-kenlikte 170 ülke içinde orta mer-divenlerden daha aşağılardayız. Gerçek yapısal dönüşüm veya ‘çağ atlama’ denilen espri de buradadır. Tüm bu görüşler son seçimlerin bölgesel, sınıfsal, kesimsel, sektö-rel ve demografik analizlerle ma-saya yatırılmasını engellemesin.

[email protected]

2011 Haziran SEÇİMLERİNİN düşündürdükleri

Makale • Dr. Halit SUİÇMEZ

Bizans resmi tarihine göre, son imparator XI. Konstan-tin, İstanbul’un fethi sıra-

sında, surlarda kılıç sallarken ölür. Bazı tarihçilerse, onun, bir Cene-viz gemisiyle İstanbul’dan kaçarak, Hristiyan krallardan ve Papalık-tan yardım almak için Avrupa’ya gittiğini öne sürerler. Yazar Sel-çuk Altun, “Bizans Sultanı” adlı romanında bu ikinci tezi destek-liyor. “Bizans Sultanı”, Altun’un, altıncı ve şimdilik son roma-nı. Sel Yayınları’ndan çıkan kitap, Altun’un diğer yapıtları gibi “gezi ve gizem romanı” özelliği taşıyor.

“Bizans Sultanı”, anne tara-fı Trabzonlu, babası Amerika-lı olan genç bir akademisyenin an-latımıyla başlıyor. İstanbul’un fet-hinden 555 yıl sonra, üç gizem-li adam, Galata’da yaşayan akade-misyene önemli bir mesajla ula-şıyorlar. Bu üç gizemli adam, 1475’de İtalya’da ölen, son Bizans imparatorunun vasiyetini yerine getirmek için kurulan gizli bir ör-gütün mensupları. Örgüte göre, XI. Konstantinos’un soyundan gelen genç akademisyen de sür-gündeki Bizans İmparatoru “XV.

Konstantin.” Örgütün başına geç-mek ve servetine hükmetmek için ata vasiyetinin son maddesini ye-rine getirmesi, vasiyetin ne oldu-ğunu öğrenmek içinse altı durak-tan oluşan bir sınavdan geçmesi gerekiyor.

Altun, uzun yıllar finans sektö-ründe üst düzey yöneticilik yap-tıktan sonra yazdığı romanlar-la tanınıyor. Yalnızlık Gittiğin Yol-dan Gelir, Bir Sen Yakınsın Uzak-ta Kalınca, Ku(r)şun Lezzeti, Se-nelerce Senelerce Evveldi ve An-nemin Öğretmediği Şarkılar adlı romanlarla edebiyat dünyasında kendine özgü bir yerde duruyor. Okurlar, onu bu romanların ya-nında, dergi ve gazetelerde, kitap ve kitabevleri üzerine kaleme al-dığı kılavuz denemelerle ve bu de-nemeleri topladığı Kitap İçin-1 ve Kitap İçin-2 adlı yapıtlarıyla tanı-yorlar. Senelerce Senelerce Evveldi ve Annemin Öğretmediği Şarkılar adlı romanları İngilizce’ye de çev-rilen Selçuk Altun, yazar Mehmet Murat Somer ile birlikte, Ulusla-rarası Polisiye Yazarlar Birliğin-ce hazırlanan nitelikli polisiye ro-manlar listesinde de yer alıyor.

Selçuk Altun’tan

Altun, uzun yıllar finans sektöründe üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra yazdığı romanlarla tanınıyor. Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir, Bir Sen Yakınsın Uzakta Kalınca, Ku(r)şun Lezzeti, Senelerce Senelerce Evveldi ve Annemin Öğretmediği Şarkılar adlı romanlarla edebiyat dünyasında kendine özgü bir yerde duruyor.

Parktasın diyelimKaptırmışsın kendiniAğaca, böceğe, buluta

ŞaşarsınKarşındayımSırtımda eprimiş bir deri ceketPantolonumda yemek lekesiBakakalırımSana.Toprağa.İnsana.Güneşe

şiiro

kurk

enAhmet İNAM Şiirleri

PARK

TA

Kuğulu ParkNisan, 2009

Alnında bir aydınlık avluDüşüncen safran çiçeği kokuyorGülüyorsunGül defterinde kelimelerDudaklarına dokunuyor

Doğurdu doğuracak bastığın toprakGöğüslerindenBir gizli sevda okunuyor.

“O”

Ankara, Nisan 2011

Page 14: Gazete Ç

SAĞL

IKYO

RUM1

4

Son haftalarda bazı basın yayın or-ganlarında bütün “şiddetiyle” süren ve hemen ülkemizdeki politik tartış-

maların ‘şablonu’na uyan motifler kazanan fruktoz tartışmalarına bir yerinden katıla-yım mı diye tereddüt ettikten sonra, biraz bildiklerini, aklına gelenleri söyle diyen iç sesimin baskısı ama daha çok da tarlala-rında şeker pancarı yetiştirmiş bir babanın oğlu olarak söz almaya karar verdim. Ayrıca bu konuda, 2008 yılında Brezilya’da yapılan Dünya Endokrinoloji Kongresi’nde “Obeziteye Global Bir Bakış: Politik So-rumluluk Ne Olmalıdır?” başlıklı bir ko-nuşma yapan North Caroline Üniversitesi Beslenme Bölümü Profesörü Barry Pop-kin ile 2010’da Kyota’da yapılan Dünya En-dokrinoloji Kongresi’nde “Çocuklardaki Şişmanlık ve Metabolik Sendromda Fruk-tozun Merkezi Rolü” başlıklı bir konuşma yapan Kaliforniya Üniversitesi Çocuk En-dokrinoloji profesörü Robert Lustig’i din-lemiş olmayı mesleki bir şans olarak gör-düğümü söylemek isterim. Bu yazıyı yazmadan önce tanıştı-ğım ve uzun yıllar Konya Şeker Fabri-kasında üretim müdürlüğü yapan Sa-yın Cumhur Güngör ise bana şeker fab-rikaları gibi kamu kuruluşlarında köy enstitüleri benzeri bir uygarlık yarat-ma heyecanı ve yurtseverlikle çalışan uzmanları,mühendisleri yeniden hatır-lattı ve bu yazıyı da biraz ondan aldığım bilgiler ve esin ile yazmaya başladım.

Çocuklarda şişmanlık niçin artıyor?

Bundan 30 yıl önce ABD’de bile çocuklar-da obezite nadir bir sorunken ve çocuk-larda tip 2 diyabet hemen hiç görülmezken günümüzde bazı şehirlerde çocukların üçte birinin obez veya fazla kilolu olduğu, bazı çocuk endokrin ünitelerinde yeni tanı konan diyabet vakalarının beşte birinin tip 2 diyabet olduğu hayretle ifade ediliyor. Benzer bir durum ülkemiz için de geçerli. Yakın zamanda Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Abdullah Bereket ve arkadaşları İstanbulda’ki okul çocukla-rında şişmanlık sıklığının son 8 yılda yüz-de 5’den yüzde 10’a yükseldiğini, bu artışın yüksek ekonomik düzeydeki grupta yüzde 16,2 olduğunu bildirdiler. Biz de 4 yıl önce Kocaeli’deki çocukların yüzde 7’sinin obez, yüzde 12’sinin ise obe-zite riski taşıdığını göstermiştik. İnsanın vücut ağırlığının yüzde 60-80 oranında genetik faktörlerle belirlendiği ve son 40 yılda “genotip”imizde minimal değişiklik olduğu bilindiğine göre obezite sıklığında-ki bu artışın neyin sonucu olduğu bu alan-daki uzmanların üzerinde durdukları ko-nuların başında geliyor. Prof. Ropkin daha önce andığım konuş-masında bu sonucun neredeyse tamamen kızarmış patates, Coca Cola, Dondurma, Patlamış Mısır, Hamburger vs gibi “Junk Food” (abur cubur besin) tüketiminin çocuk menülerini istila etmesine ve aynı dönemde çocukları ev içlerine ve servis araçlarına tıkan yaşam tarzı değişiklikle-rine bağlı olduğunun altını çizdi.

İçecek ve yiyecek bağımlılığı

Bu dönemdeki “Junk Food” bağımlılı-ğın gerisinde bu besinleri oluşturan şeker, tuz, yağ üçlüsünün “Opioid” olarak bili-

nen “Haz” sinyali ileticilerini stimüle ede-rek doğrudan beyindeki haz merkezleri-ni uyarmasının yattığını ve besin endüst-risinin tütün endüstrisi gibi bütün stra-tejisini bu bilgi üzerine kurduğunu ve ba-ğımlılık manipülasyonu için en önemli he-def grup olarak çocukların seçildiğini bi-liyoruz. İnsan bedenlerine yönelik bu manipulas-yonların sonunda çocuklar bir taraftan ça-bucak doyuran ama mutlu olmadan yenen yiyeceklerle şişmanlarken öte yandan yü-zeysel ve çoğu zaman sanal ilişkilere da-yalı yaşam pratikleri nedeniyle ‘Daralan’ ruhlara sahip oldular. İşte bu nedenlerle ABD’de bir grup bilim adamı 2009’da şe-kerli içecek tüketimi ile bu ürünlerin ucuz olması arasında ilişki olduğunu, ABD’de çocukların günde 175 kcal enerjiyi bu içe-ceklerden aldığını ve bu tür ürünlerin tü-ketimi ile çocuklardaki obezite arasın-da yakın ilişki olduğunu vurgulayarak, şekerli içecek tüketimin azaltılması için ek vergi konmasını ve burdan elde edilen kaynakların şişmanlığın önlenmesinde kullanılmasını önerdiler. Bu bilim adam-larının raporuna en sert tepkiyi veren Coca-Cola’nın CEO’su Muhtar Kent, biraz da “ Köstebek” filmindeki mahkeme sah-nesinde bütün kanıtları “Yeterli Veri Yok” argümanı ile küçümseyen tütün endüstri-si patronlarına benzer bir dille konuşarak; “ABD’de şişmanlığın esas nedeni hareket-sizliktir. Hükümetin, kişilere ne yiyeceğini dikte etmesinin işe yaradığını hiç görme-dim. Yarasaydı, Sovyetler hâlâ ayakta olur-du...” gibi sözler söyledi.Çocuklarda şişmanlıkla uğraşan hemen herkes, son 20 yıldaki dramatik şişmanlık artışından devasa reklam bütçelerine sahip besin ve elektronik endüstrilerinin çocuk-ların yaşam tarzlarında oluşturduğu deği-şikliğin sorumlu olduğunu kabul ediyor. Tütün Endüstrisi örneğinde olduğu gibi bu sektörlerin de daha çok kazanç için hiç bir etik, bilimsel, sosyal sınır tanımayaca-ğını tahmin etmek zor değil. Yine yakında Marmara Tıp Fakültesi’ndeki Çocuk En-dokrin Grubu’nun yaptığı çalışmada ülke-mizdeki TV reklamlarının yüzde 32’sinin besinlerle ilgili olduğu, bunların da yüz-de 81’nin yüksek kalorili, yağ ve şeker ora-nı yüksek besinlerin reklamı olduğu gös-terildi. Çocukların ve ergenlerin yaşamın-da bedenin payının büyüklüğünü dikkate alırsak, obezite sorununu çocuk bedenleri-nin “ Ruh ve Akıl Çelici” bu devasa reklam kampanyaları karşısındaki çaresiz kalması olarak da düşünebiliriz.

Şeker pancarı yerine mısır

Yazının esas konusu olan fruktoza döner-sek; sorun bir şeker türü olan fruktozun kendisinden çok, “Yüksek Fruktozlu Mı-sır Şurubu” sayesinde şeker eklemiş be-sinlerin ve içeceklerin ucuza mal edile-rek şeker, dolayısıyla fruktoz tüketimi-nin artmasından kaynaklanıyor. İnsan beslenmesinde temel enerji kaynağı kar-bonhidrat adı verilen şekerli ve nişasta-lı besinler ve bunların toplam günlük ka-lorinin yüzde 55-60’ı dolayında alınma-sı gerekiyor. Bu oran içinde şeker mikta-rının yüzde10’dan düşük olması ve bunu sağlamak için de şekerli içeceklerde oldu-ğu gibi “Eklenmiş Şeker” içeren besin alı-mının azaltılması gerekiyor. Yani sorun

öncelikle doğal besinlerle alınan şeker-ler ve fruktozdan değil bu eklenmiş şeker-den kaynaklanıyor. Fruktoz doğada başta meyveler olmak üzere bir çok besinde bu-lunuyor; örneğin bal neredeyse tamamen fruktozdan oluşuyor ama bu besinlerin tü-ketimi doğal olarak sınırlanmış durum-da. Fruktozun bir şeker olarak en önem-li özelliği karaciğere hücreleri içine girmesi için insülin hormonuna ihtiyaç duymama-sından kaynaklanıyor. Bu durumda vücu-dumuza ne kadar fruktoz girerse karaciğer içindeki fruktoz miktarı da o kadar yüksek oluyor. İşte Profesör Lustig ve diğer araş-tırmacılar fruktozun etanol benzeri etkile-rine dikkat çekerek, etanol gibi karaciğer-de yağ sentezini uyardığını, fruktozile olan proteinlerin superoksit gibi davranarak ka-raciğerde inflamasyona yol açtığını ve son olarak fruktozun beyinde-ki besinlerle ilişkili haz nöron-larını güçlü bir şekilde uyararak bağımlılık oluşturduğunu ve bunun daha çok fruktoz tüke-timi sonuçlanan bir “kısır dön-gü” oluşturduğuna dikkat çekiyor-lar. Geç de olsa ülkemizdeki tar-tışmaya gelecek olursak; bu tartış-manın gerisinde besin endüstirisi-nin şeker kaynağı olarak şeker pan-carından üretilen sakkaroz yeri-ne daha ucuz olan ve kristal-leşmeyen mısır şurubunun tercih etmesi, buna bağlı olarak ülkemizde 400 bin ton dolayında mısır şuru-bu üretilmesi bulunmak-tadır. Hükümet de mısır şurubu kotasını yüzde 15’e çıkartarak nişas-ta bazlı şeker üretimi-nin önünü açıyor. Bu üretimin tamamının yerli ürün mısırla ya-pıldığı ve bunun yak-laşık 2,5-3 milyon ton şeker pancarı kay-naklı şekere rast gel-diği bilinmektedir. Bu durumda bir taraftan şimdiye kadar temel şeker kaynağı olan (Çumra’daki fabrika-da şeker pancarı baz-lı sıvı şeker de üretil-diğini ama yatırım ya-pılmadığı için bu ka-pasitenin artmadığı-nı biliyoruz) şeker pan-carı üretimine (Konya ovasının temel ürünle-rinden) ve şeker panca-rı çiftçisine bir darbe vu-rulurken, öte yandan ek-lenmiş şeker içeren be-sinler ve içecekler ucuza mal edilerek(satılarak) şeker ve dolayısıyla fruk-toz tüketimi özendirilmiş oluyor. Başta kolalı içe-cekler olmak üzere eklen-miş şeker içeren içecekle-rin insan sağlığına hiç bir yararı yoktur. Bu tür ek-lenmiş şeker içeren içecek ve yiyeceklerin daha ucuza satılmasının da insan sağlı-ğına bir yararı olmadığı gibi

daha önce anlatılan mekanizmalarla yok-sullar daha çok bu ürünlerin bağımlısı ha-line getirilmektedir.

Fruktoz aslında masum!

Sonuç olarak fruktozla ilgili tartışmada belki de en masum olan fruktozun ken-disidir. Sorun tamamen “ en ucuz üret, en çok tükettir, en çok sat, en çok kar elde et ve başka şeylere aldırma” olarak özetlene-bilecek küresel besin endüstrisi politikala-rından kaynaklanmakta, hükümet de bir çok konuda olduğu gibi uluslararası şir-ketlerin dediklerini yaparak ülkemizdeki şeker pancarı üretimine darbe vurmanın yanı sıra, başta çocuklar olmak ülkemizde şeker ve fruktoz tüketiminin artmasına ne-

den olacak süreçleri ko-laylaştırmaktadır. Bu

durumda hüküme-tin mısır şurubuyla ilgili politikalarının Sağlık Bakanlığı’nca yakında başlatı-lan “Obezite önleme

programının” başarı-sızlığı için önemli bir faktör olacağını söyle-

mek yanlış olmaya-caktır.

Fruktoz ve ötesiProf. Dr. Şükrü HATUN

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi MAKALE •

Çocuklarda şişmanlıkla uğraşan hemen herkes, son 20 yıldaki dramatik şişmanlık artışından devasa reklam bütçelerine sahip besin ve elektronik endüstrilerinin çocukların yaşam tarzlarında oluşturduğu değişikliğin sorumlu olduğunu kabul ediyor.

TÜRK

TABİ

BLER

İ BİR

LİĞİ’n

in ka

tkıla

rıyla

...

Page 15: Gazete Ç

GÜND

EMYO

RUM1

5

Ankara Büyükşehir Be-lediyesi, Sıhhiye'den Kuğulu'ya kadar uza-

nan ve tüm Kızılay’ı kapsa-yan çok geniş bir alanda binala-rın dış cephelerini Selçuklu mi-marisi özellikleriyle giydirmeye hazırlanıyor…

Ankara’nın kimliği!..

Ankara’nın tarihi Tunç Çağı Hatti uygarlığından, milattan önce ikinci milenyumda Hitit uygarlığı dönemine, ardından milattan önce onuncu yüzyılda-ki Frigya uygarlığına, oradan Lidyalılar, Persler, Makedonya-lılar, Galatyalılar, Roma İmpara-torluğu ve Bizans İmparatorlu-ğuna, Selçuklulara, Osmanlıla-ra ve son olarak da Cumhuriyet Türkiye’sine uzanan çok uzun ve önemli bir tarihi birikim ve miras üzerinde yükselir. Ana-kent Belediyesi'nin 2007'de ya-yımladığı 'Tarih İçinde Ankara" kitabına göre Başkent’te Selçuk-lu döneminden kalma 12 eser mevcutken, Roma dönemine ait 17, Bizans dönemine ait 7 eser bulunuyor.

Nitekim Cumhuriyet’in baş-larında, tam da bu özellik nede-niyledir ki, Anadolu’nun tüm kültürel mirasını Batı’nın çağ-daş mimari zenginliğiyle sen-tezleyen bir kentleşme ve mi-mari oluşturma stratejisi be-nimsenmişti. Başkent’te Cum-huriyet’in kuruluş yıllarına ait eser sayısı ise 97.

Kısacası, Selçuklu- Osman-lı mirasının da Ankara’nın ve Anadolu’nun çok önemli kültü-rel hazineleri olduğuna kuşku yok, ama ne Ankara ne de Ana-dolu bunlardan ibaret değil.

Aslında bu giydirme proje-si Başbakan Erdoğan’ın seçim öncesinde Ankara için açık-ladığı çılgın projeler arasın-da da yer alıyordu. Erdoğan o konuşmasında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Beş Şehir” adlı ese-rine atıfta bulunarak “Kale’de ve onun eteğine sepilmiş ma-hallelerinde Türk velileri Roma ve Bizans taşlarıyla sarmaş do-laş yatarlar” şeklinde bir cüm-le kullanmış ve bu sözleriyle Ankara’nın yukarıda özetlediği-miz medeniyetler beşiği ve bi-leşkesi olma özelliğine gönder-mede bulunmuştu.

Mimari/kültürel yön değişimi

Fakat Başbakan’ın açıklama-larının bütününde, bu sözleriy-le çelişkili şekilde, Ankara’nın kimliği ve mimarisine ilişkin bu büyük kültürel senteze al-ternatif bir başka sentez yarat-ma önerisi egemen durumday-dı. Erdoğan’ın yalnızca seçim öncesi Ankara’da yaptığı konuş-ma da değil, kentsel mimari-ye ilişkin son yıllar içindeki pek çok açıklamasında, bol miktar-da Selçuklu-Osmanlı mimarisi ve mirasını canlandırmaya yö-nelik vurgulara rastlamak ola-sı… AKP Genel Merkezi’nin Selçuklu Mimarisi temelinde inşa edilmesi bu yaklaşım çer-çevesinde olsa gerek… Ayrı-ca TOKİ’nin eski başkanı Erdo-ğan Bayraktar’ın yakın zaman önce yaptığı "Osmanlı ve Sel-çuklu mimarisine yöneleceğiz" açıklaması da bu yön değişimi-nin önemli belirtilerinden biri sayılabilir.

Bu yüzden olsa gerek Cumhuriyet’in bize yol göste-rici fenerleri olarak inşa edilen mimari yapılar zaman içerisin-de yok oluşa ve görünmezliğe terk edilmişken, Kızılay başta olmak üzere Esenboğa Havaala-nı yolu gibi Ankara’nın önemli kimlik akslarını Selçuklu mima-risi temelinde yeniden düzenle-me anlayışı egemen kılınmaya çalışılıyor.

Bu oldukça manidardır. Ankara'nın Selçuklu Mimari-

si ile yeniden yapılandırılması projesi Cumhuriyet döneminde yapılan çağdaş planları yok ede-cektir. Var olan bir tarihsel do-kuyu yok edip yeni bir yapılan-dırmaya gitme çabaları, bir in-sanın hafızasını sıfırlama gay-retinden farklı değildir. Bu gay-retlerin varacağı yegane sonuç ise, kimliksizleştirme ve kişilik-sizleştirme olacaktır…

Bu anlayış Selçuklu’dan geridir

Anadolu'nun yaklaşık 200 yıl-lık zaman dilimine damgası-nı vuran Anadolu Selçuklula-rı, Anadolu'da hazır buldukla-rı zengin taş ocakları ve ustala-rıyla mevcut mimari birikim-den olabildiğince etkilenmiş ve yararlanmışlardır. Bu köklü mi-rası reddetmek, sıfırlamaya ça-lışmak yerine bu zengin mira-sa ve o çağın mimari anlayışı-na önce göçebe ve sonra da İs-lam kültüründen beslenen ken-di anlam dünyalarını katarak bu mimariye yeni bazı renkler kat-mışlardır.

Selçuklu’da cephe mimari-si çok önemsenmiştir. Dış cep-hede kullanılan taş malzeme ile heykelimsi yapılar ve anıt cep-heler oluşturulmuştur. Işık göl-ge oyunlarıyla hareketli bir cep-he kurgusu yaratılmıştı. Dış cephe de oldukça geniş ve bü-yük biçimde tasarlanan taç kapı uygulaması ise, göçebe kültü-rünün en önemli izi durumun-dadır. Taç kapı tüm ihtişamı ile göçebe hayatının sonsuzluk al-gılayışını ve yolculuk serüveni-ni/özlemini yansıtmaktadır.

Kısacası Selçuklu Mimari-si Arap Mimarisi ile Batı Mima-risi’nin bazı özelliklerini göçe-be kültürünün anlam dünyası ile bütünleştirme gayretin sim-gesi olmuştur. Bu nedenle Sel-çuklu Mimarisi’ni Gotik Mima-risi’nden ve kübik çizgilerden bağımsız düşünemezsiniz. Or-taçağa hakim olan mistik an-layış Selçuklu Mimarisi’nde de yansımasını bulmuştur ama Sel-çuklu mimarisinin çağdaş em-sallerine göre daha seküler ol-duğu söylenebilir

Selçukluların mimari alanda

sanıldığının aksine ibadet yapı-larına değil de kervansaray ve han gibi ticari kamusal alanla-ra önem vermesi, bu açıdan son derece anlamlı bir göstergedir.

Tüm bunlar da gösteriyor ki, Selçuklular, bundan 1000 yıl öncesinde yaşamalarına rağ-men, bugün bize tek ya da te-mel istikamet olarak Selçuklu Mimarisi’ni gösterenlerden, zih-niyet olarak çok daha ileride-dirler.

Yapılması gereken bellidir…

Büyükşehir Belediyesi 17 yıl-dır Ankara’nın tarihi, kültü-rel ve mimari değerleri olan Augustus Tapınağı, Roma Ha-mamı, Ankara Kalesi, Anado-lu Medeniyetleri Müzesi, Hacı Bayram gibi önemli değerleri sahipsiz bıraktı. Erken Cumhu-riyet Döneminin görkemli mi-mari yapıları bozulmaya terk edildi; yanlış kullanımlarla de-ğer kaybına uğratıldı. Kent mer-kezi Kızılay’da büyük bir çöküş yaşanmasına neden olundu.

Yapılacak giydirmenin estetik özellikleri ya da Ankara’nın ta-rihsel ve kentsel kimliğine iliş-kin ciddi bir sapmanın işaret-leri olmasını bir yana bıraka-rak konuşsak bile, Ankara’nın ve Kızılay’ın sorunları yalnız-ca giydirme yapılarak çözülecek sorunlar değildir. Kızılay’ın ya-yalaştırılması, bulvarların oto-banlaştırılmaktan vazgeçilmesi, kentin büyük bir meydana ka-vuşturulması gerekiyor. Tarihi mirasın zenginliğine sahip çı-kan, erken Cumhuriyet döne-min mimari yaklaşımını çağdaş gelişmelerin ışığında yeniden üreten bir anlayışla Ankara’nın bu kötü gidişine dur demek ve kent merkezi Kızılay’ı insan ön-celikli bir anlayışla iyileştir-mek zorunlu. Bilim insanları-na ve uzman mesleki kuruluşla-ra sırt dönmüş bir Büyükşehir Belediyesi’nin geliştirdiği ve uy-guladığı projeler Ankara’nın so-runlarını yalnızca daha katmer-li ve içinden çıkılmaz hale geti-rir. Ankara’yı kendi tarihi mira-sı ve misyonu temelinde yenile-me ve iyileştirme çalışmalarının sağlıklı olabilmesi, bazı müte-ahhitlik kuruluşlarının onayı ve desteği ile değil, ancak bilim in-sanlarının, ilgili meslek ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin içerisinde yer aldığı katılımcı bir süreçle olanaklı olabilir. AN

KARA

’YA SE

LÇUK

LU “G

İYDİ

RME”

Sİ PR

OJES

İAn

kara

’ya,

Cum

huriy

et’e

ve

Selç

uklu

’ya

haks

ızlık

...Selçuklu mirası Ankara’nın ve Anadolu’nun çok önemli kültürel hazineleri olduğuna kuşku yok, ama ne Ankara ne de Anadolu bunlardan ibaret değil.

Makale Mahmut ÜSTÜN

Page 16: Gazete Ç

en güzel yarışmasında ödüller sahibini buldu

Çankaya’nınÇankaya Belediyesi tarafından her yıl düzenlenen ve ilçemiz için geleneksel hale gelen Çankaya’nın en renkli ve zevkli etkinliği “Balkon- Pencere Bezeme, Bahçe- Çatı- Teras Düzenleme Yarışması” sona erdi. Çankayalıların yoğun ilgi gösterdiği yarışmada 5 ayrı kategoride 13 ödül sahiplerini buldu

Çankaya Belediyesi’nin “Daha Ye-şil Bir Çankaya” sloganıyla ge-leneksel hale getirdiği “Balkon,

Bahçe, Pencere ve Bezeme Yarışma-sı” düzenlenen ödül töreni ile sona erdi. Bu yıl kapsamı genişletilen yarışmada, 5 ayrı kategoride 13 ödül sahibini buldu. 25 Nisan – 13 Mayıs tarihleri arasında yapılan başvurular arasından jüri tara-fından yapılan değerlendirmede her dal-da ilk üçe girenler belirlenirken; en iyi site bahçesi düzenlemesinde Zirvekent Mimoza Sitesi büyük ödülü kazandı. Bi-reysel dalda ise en iyi bahçe düzenleme-sinde birincilik Hükmü Peker’in oldu.

Ödül töreni ÇSM’de yapıldı

Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenle-nen törenle dereceye girenlere ödülle-ri verilirken, etkinlikte konuşan Çan-kaya Belediye Başkanı Bülent Tanık; “Amacımız Çankaya’nın şimdi olduğun-dan daha da yeşil bir ilçe olmasını sağla-maktır. Böyle zevkli bir yarışma ile hem bu amacımıza bir adım daha yaklaşıyor hem de vatandaşlarımızda çevrelerine ve yaşam alanlarına olan duyarlılığın art-masını sağlamış oluyoruz. Dereceye gi-renleri ve diğer tüm katılımcıları yürek-ten tebrik ederim. Böyle bir yarışmaya katılmak bile bu duyarlılığın geliştiğinin göstergesidir” diye konuştu.

Jüri üyeliklerini Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Başkan Yar-dımcısı Dr. Buğra Gökçe, A.Ü. Ziraat Fak. Peyzaj Mimarlığı Bölüm Baş-kanı Prof. Dr. Oğuz Yılmaz, TMMOB Yönetim Kurulu Temsilcisi Ayşe-gül Oruçkaptan, Ankara Çiçekçiler Esnaf Odası Başkanı Emin Çimen, Park ve Bahçeler Müdürü Bilal Baydar, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Şemseddin Durmuş’un yaptığı yarışma sonucunda kazananlar ve ödülleri şöyle:

Balkon-Pencere Birinci: Türkan Akbaşİkinci: Süha Atasoy Üçüncü: Emel Şahbaz

Çatı ve Teras Birinci: Levent Gedikİkinci: Oya Malaç

Apartman Bahçesi Birinci: Güler İşlenİkinci: Neriman Polatçelik

Villa Bahçesi Birinci: Hükmü Pekerİkinci: Nuray Yılmaztürk Üçüncü: Süleyman Kocagözoğlu

Site BahçesiBirinci: Zirvekent Sitesi İkinci: Mutluköy SitesiÜçüncü: Kalender Sitesi

En iyi villa bahçesi düzenlemesi

Site bahçesi 1’incisi

Site bahçesi 3’üncüsü

Çatı,teras 2’incisi

Balkon 1’incisi

Balkon 2’incisi

Balkon 3’üncüsü

Apartman bahçesi 2’incisi

Yarışma sonuçları Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde

düzenlenen törenle açıklanırken tüm kategorilerde birincilere

1000 TL para ödülü verildi.

Çatı,teras 1’incisi

Villa bahçesi 2’incisi

Apartman 1’incisi

Site bahçesi 2’incisi