fenamizah no: 31 / september 2014

92

description

International Humor Magazine

Transcript of fenamizah no: 31 / september 2014

Page 1: fenamizah no: 31 / september 2014
Page 2: fenamizah no: 31 / september 2014
Page 3: fenamizah no: 31 / september 2014

merhaba.... “Savaş ve Barış.” Bu kavramlar üzerine yazılmadık yazı,çizilmedik çizgi kaldı mı acaba?! Bilemiyorum ama ‘Savaş’ı yalnızca militarist bir eylemden ibaret sanan zihinlerde bukavramların kendini tekrarlayıp durduğu kesin... Bırakın çevremizdekilerle haklı-haksız olmadık küskünlüklerimizi,kendimizle bile ne kadar barışık olduğumuz sorgulamaya değerdir.Yoksa, ne kadar barış yanlısı yazılar döşesek de, zeytin dallıgüvercinler çizsek de, hiç bir içtenlik içermediği ortada.‘Savaş’ illa ki topla-tüfekle insan öldürmek değildir.Egolarımızın, kibirlerimizin, kıskançlıklarımızın kölesi olarakkendimize düşmanlar üretip durmaktayız. Mizah yapan insanlar, birbirleriyle uğraşacaklarsa eğer hiciv yoluyla didişmelidir.Bir meslektaşını “pislerken” ve ‘gaz çıkarırken” çizenlere, mizahın içinde ve dışında ne tür bir tanım yapılabilir, bilemiyorum. Bu tür sanatçılarımız (!) ancak kendi tarihlerine,yazgılarına kara bir leke düşmüş oldular. Bilsinler ki; Bunun utancını hiç bir barış güvercininin kanatları taşıyamaz. Onların uçurdukları olsa olsa “sahte”güvercinlerdir. Konuyu daha fazla dağıtmayalım. “1 Eylül Dünya Barış Günü” diyedir bu serzenişimiz...

Bu arada savaşlardan yalnızca askerleri sorumlu tutmanın da eksik bir yargı olduğunudüşünüyorum. Sonuçta onlar sivil otoritenin aldığı kararların uygulayıcıları değil midir?!Sözü bağlamak istediğim konu şudur; Türk ordusundan emekli olan ve şimdilerde karikatürçizen üç subayımızla ilgili bir yazı hazırladık. Hem onları daha yakından tanıyalım hem de

barış ve karikatür hakkında ki düşüncelerini öğrenelim istedik...

Yabancı çizerlerle ilgi söyleşilerimiz oldukça birikti. Bu sayımızda;Aleksandar Blatnik, Oleksy Kustovsky ve Steffen Jahsnowski söyleşilerini

birden okuyabilirsiniz. Söyleşilerimiz sona erdiğinde, ayrıca birkitap halinde yayımlayacağız...

İşimize olan bağlılığımızla dolu dolu bir dergi daha hazırlamanın gönül huzuruyla yeniden buluşabilmeyi diliyoruz. İyilikle, güzellikle ve sağlıkla. Saygılarımızla...

imtiyaz sahibi / yay›n ve görsel yönetmeni:aziz yavuzdoğanyayın kurulu: Erdoğan Başol, Osman Yavuz İnal, Ekrem Borazan, hukuk danışmanı: Av. Cem Koç

ayl›k e-dergi

monthly e-humor magazine

international humor magazine

iletiflim/contact:[email protected]

Editör’den.. N 31 • eylül-september 2014o--

aziz yavuzdoğan

fena 3

Page 4: fenamizah no: 31 / september 2014

4 fena

“Walex’in mutluluğu...”• Bulgar karikatürcüValery Alexandrov,geçtiğimiz ay Çin’deki“İpek Yolu” konuluyarışmanın büyüködülünü kazandı.Kendisine yazdığımıztebrik mesajımıza, mutluluk fotoğrafıylabirlikte gönderiği cevapta; “Teşekkürlerarkadaşım, ben çok mutluyum! Bu ödül,gelecekte yapılacak çalışmalar için bir teşviksağlar. Tebrikinize sevindim. Size debaşarılar!” dedi...

“Thank’s my friend, thebig forum - I'm happy !This award provides anincentive for futurework. Thanks again! I’mglad you appreciate theresult. You return success to you.For your info :For more than eight

months jury gatheredmore than 11 200works on all subjects ofthe regulation of artistsfrom nearly

80 countries, united bythe legendary “SilkRoad”.In the first round juryselected 10 000 in thesecond - 1000, on thethird 300, and thefourth screening were100 works. The finalwent only 16 works incompliance with allinternational standards.Please enjoy the highestlevel of award-winningworks!

~ Valery Aleksandrov(Bulgarian cartoonist)

A) ADRIANA MOSQUERA (Colombia), AGIM KRASNIQI-KrAgi (Kosova), AHMET ÜMİTAKKOCA (Turkey), AHMED SAMIR FARID (Egypt),ALEKSEI KIVOKURTSEV (Russia), ALEXANDER BLATNIK (Serbia), ALEXANDER DUBOVSKY(Ukraine), ALİ DİVANDARİ (Iran), ANDREA

BERSANI (Italy), ANDRES ECHEVERRI (Colombia),ANTONIO GARCI NIETO (Mexico), ARSENGEVORGYAN (Armenia), ARTURO ROSAS(Mexico), AZİZ YAVUZDOĞAN (Turkey).B) BORISLAV STANKOVIC (Serbia), B.V.

PANDURANGA RAO (India). C) CAN&ALİ (USA),CEM KOÇ (Turkey), CZESLAW PRZEZAK (Poland).

D) DANIEL EDUARDO VARELA (Argentina), DORU AXINTE (Romania). E) EDUARDO J.

CALDARI (Brasil), EKREM BORAZAN (Turkey),EL TOTO (Argentina), EMRAH ARIKAN (Turkey),ENRIQUE PILOZO (USA), ERDOĞAN BAŞOL(Turkey), EVZEN DAVID (Czech Republic). F) FRANCISCO PUNAL SUAREZ (Spain).

G) GERMAN GENGA (Argentina), GÜLAY GARİPKOÇERDİN (Turkey), GÜLGÜN ÇAKO (Turkey),GÜNCE YAVUZDOĞAN (Turkey). H) HAMID

SOUFI (Iran), HASAN ÇAĞAN (Turkey), HASANEFE (Turkey), HECER HATİCE ERDOĞAN (Turkey),

HENRYK CEBULA (Poland), HULE HANUSIC(Austria). I-İ) IGOR SMIRNOV (Russia), İBRAHİM

ERSARAÇ (Turkey), İBRAHİM TAPA (Turkey), İHSANTOPÇU (Turkey), ISTVAN KELEMEN (Hungary),

İSMAİL KERA (Czech Republic), IVAILO TSVETKOV(Bulgaria). J) JAREK HNIDZIEJKO (Poland),

J.BOSCO JACO DE AZEVEDO (Brasil), JIA RUI JUN(China), JIRI SRNA (Czech Republic), JORDAN POP-

ILIEV (Macedonia), JULI SANCHIS AGUADO(Spain). K) KEZİBAN ÖZKOL (Turkey). L) LÜTFÜÇAKIN (Turkey). M) MAKHMUD ESHONQULOV(Uzbekistan), MARK LYNCH (Australia), MEHMETSAİM BİLGE (Turkey), MERAL SİMER (Turkey),

MICHAL GRACZYK (Poland), MILAN ALASEVIC(Slovenia), MILENKO KOSANOVIC (Serbia), MILE-TA MILORADOVIC (Serbia), MUAMMER KOTBAŞ

(Turkey), MUHİTTİN KÖROĞLU (Turkey).N) NECATİ GÜNGÖR (Turkey), NEGINNAGHIYEH (Iran), NURİ BİLGİN (Turkey).

O-Ö) OLEKSY KUSTOVSKY (Ukraine), ORHANÖNAL (Turkey), OSMAN YAVUZ İNAL (Turkey),ÖZNUR KALENDER (Turkey). P) PAVEL STARY

(Czech Republic), R) RAMAZAN ÖZÇELİK (Turkey),RAUL DE LA NUEZ (USA), RAUL FERNANDO

ZULETA (Colombia), RAQUEL ORZUJ (Uruguay),RENE BOUSCHET (France), RESAD SULTANOVIC(Bosnia & Herzegovina), REYHAN SUR (Turkey).

S-Ş) SAADET DEMİR YALÇIN (Turkey),SABAHUDIN HADZIALIC (Bosnia & Herzegovina),SAMIRA SAID BADAWY (Egypt), SEÇKİN TEMUR

(Turkey), SERDAR KICIKLAR (Turkey), SEZERODABAŞIOĞLU (Turkey), SSR KRISHNA (India),STANISLAV ASHMARIN (Russia), STANISLAW

KOSCIESZA (Poland), STEFAN WENCZEL (Austria),STEFFEN JAHSNOWSKI (Germany), SZCZEPANSADURSKI (Poland), ŞEVKET YALAZ (Turkey). T) TADEUSZ KROTOS (Poland), TOMISLAV

KAURIN (Croatia), TONGUÇ YAŞAR (Turkey),TOSO BORKOVIC (Serbia), TVG MENNON (India).V) VALERY ALEXANDROV (Bulgaria), VALERIY

CHMYRIOV (Ukraine), VLADIMIRAS BERESNIOVAS(Lithuania), VLADIMIR MACH (Slovakia), VLADIMIRPAVLIK (Slovakia), VLADIMIR SEMERENKO (Russia). W)WESAM KHALIL (Egypt), WILLEM RASING

(Netherland). Y) YALDA HASHEMINEZHAD (Iran), YURDAGÜN GÖKER (Turkey).

Z) ZORAN GROZDANOVSKI (Macedonia).

uthors in this issueA Posta Kutusu..LETTERS & COMMENTS..

Walery Aleksandrov’un “Büyük Ödül” kazanan karikatürü...

Walery Aleksandrov

Page 5: fenamizah no: 31 / september 2014

[email protected]

“Mükemmel birdergi!..”• Avusturyalı karikatürcüMark Lynch’in dergimizhakkındaki görüşlerişöyle; “Bence dünyadakitüm karikatürcüleri birarada tutan, uluslararasıyeteneklere kendilerinigösterme imkanı sunanmükemmel bir dergi.”

“An excellent magazinefor keeping tabs on allthe wonderful interna-tional talents around theworld.”

~ Mark Lynch(Australian cartoonist)

Hırvat çizerden...• Hırvat portre çizeriTomislav Kaurin,dergimize çizimlerinigönderdi. Biz de kendisiiçin bir tanıtım sayfasıhazırlayabileceğimiziyazdık. Cevabi mektubunda memnuniyetini ifadeederek özgeçmişini iletti...

“Greetings! Here is mycontribution to yourmagazine, if you like it.Thank you!”- -“Hello dear friend,I will be honoured toappear in your magazine. Thank you! I hope this photo will beok. If you need anythingelse, I'm here :)Also, this is myFacebook profile, so youcan check on moreworks if you like:https://www.facebook.com/tomek.karikature

Greetings from Osijek,

~ Tomislav Kaurin(Croatian cartoonist)

fena 5

Page 6: fenamizah no: 31 / september 2014

Tonguç Yaşar

6 fena

Page 7: fenamizah no: 31 / september 2014

Muhalefet yapamıyordiye boşanmak istedi...• İSTANBUL, (FEHA) -Sultançiftliği’nde yaşanan birolay çevrede gülüşmelere yol aç-tı, alay konusu edildi. Beledi-ye’de işçi olarak çalışan MikailHacet, 10 yıllık karısı Sümey-ye’ye “ağzı var dili yok” gerek-çesiyle boşanma davası açtı.Adliyeden aldığımız bilgiyegöre Mikail, ne derse yapan, hiçitiraz etmeyen karısından sıkıl-dığını, muhalefet etmeyen birkadınla demokratik bir evliliksürdüremeyeceğini söyledi. “A-zıcık dili uzasa da bi güzel döv-sem diye yıllardır bekliyorum ar-tık dayanacak gücüm kalmadı.Tamam hepimiz biat kültürün-den geliyoruz ancak bu kadınınki eşeğin kulağına su kaçırmak”diyen adamı, hakim azarladı...

Festivaller...

ANKARA, (FEHA) - Başkenti-mizi tepeden gören bir ma-

hallede yaşananlar ülke gündemi-ne oturdu. Aktankara mahallesi-nin yıllardır muhtarlığını yapanRemzi Başkan’ın, semtin en güzelyerindeki bir binanın en üst katınısatın alıp, taşınmasıyla başlayangerginlik sürüyor. Mahalle sakin-lerinin iddiasına göre şaibeli malvarlığı edinen muhtarın, oğlunuyönetici yapması ve aidatların bir-den bire fahiş rakamlara yükseltil-mesi protestolara yol açtı. Mahalle sakinleri; 12 yıl önce ma-halleye geldiğinde bir çöpü bileolmayan ve bodrum katındaki ikiodalı bir dairede beş nüfus yaşayanRemzi Başkan’ın muhtar seçildik-ten sonra, mahallenin neredeyseyarısını satın aldığını, hemen herapartmana eş, dost ve yakınlarınıyerleştirip yönetici yaptığını iddiaediyorlar. Mahallede düzen, hu-zur kalmadığını öne süren vatan-daşlar, muhtarın otoriter ve zorbayönetiminden bıktıklarını, ona

kul-köle olmayacaklarını söyledi-ler. Günlerdir kaynayan kazandurumundaki mahallede yapılangösterilere semt karakolundan po-lisler müdahale etmek zorundakalıyorlar. Öte yandan mahallede muhtarRemzi Başkan’ı savunanlar da var.Başkan’ın satın aldığı binalardanbirinin kapıcılığını yapan bir va-tandaş “Remzi beye haksızlık edi-yorlar, o bize iş, ekmek veriyor.”şeklinde konuştu. Mahallede ki birçok apartmanın sahibi olduğu ilerisürülen muhtarın, binalardaki tesi-sat ve tamir işlerini yürüten bir kişide “Remzi bey hayırsever bir a-damdır. Onu yedirmeyiz!” diye-rek tepki gösterdi. Bir semt kasa-bının ise “Bu namkörlere eşek etiyedirmek lazım” demesi sağduyu-lu çevreleri ürküttü.Olayların durulmaması halindemahallede oluşan ayrımcılığın da-ha kötü sonuçlar doğurmasındanendişe ediliyor.

Sa.11, Sü.7’de devamı filan yok.

Mizah edebiyatımıza, ba-sın dünyamıza, traji-poli-

tik hayatımıza, hem yazar-çizerhem de gezer olarak, enerji bo-yutundaki bütün sıkıntılara rağ-men kendi çalıp kendi söyledi,demeden yüz yıllardır emek ve-ren, tarihi ve arkeolojik araştır-malar yapan, kartvizitine sığdı-ramayacak kadar çok işlerin us-tası,özgüveni yüksek ve aynı za-manda mütevazi, üçüncü şahıs-ların daima imrendiği, aynalarıçatlatacak kadar yoğun biri ola-rak ve de Fena Gazete’nin başyazarı olaraktan, geride bırak-tığımız yaz mevsimi festivallerihakkında bir kaç kelam etmekisterdim ancak sanırım yerimizkalmadı... Bir zahmet Google’a‘Cihan Nüma’ yazıp, bakınınartık... Cihan Nüma

12 yıldır Aktankara Mahallesi muhtarlığını yapan Remzi Başkan’ınuygulamaları ve kötü yönetimi, semt sakinlerini protesto noktasınagetirdi. Bu arada muhtarı savunan çevrelerin tepkisi ise ürkütüyor.

- BAŞYAZI -

fena 7

- Yerel seçimler, ardından da Cumhurbaşkanı seçimini geride bıraktık... - Desene şimdi de tıpış tıpış Genel Seçimlere...

YIL: 1 SAYI: 3

BAŞ KARİKATÜR Cem Cemal

MUHTAR ÖFKE DOLU... Tepkiler karşısında parkta mahalle sakinlerineaçıklama yaparken yanına oturan yaşlı bir kadının “ananı da al git, düşyakamızdan!” lafına çok sinirlenen muhtar Remzi bey, neredeyse kadınayumruk atacaktı...

“Hem haram yedilerhem tepemize çıktılar!”Mahalleliendişeli!

Page 8: fenamizah no: 31 / september 2014

8 fena

EMRAH

ARIKAN

-Tu

rkey

Kul...• Erdoğan bunu hep söylüyor... Dün de söyledi:“Türkiye’deki Museviler bizimvatandaşımızdır, kimse onlarayönelik olumsuz bir yaklaşımda bulunamaz, onlarbizim güvencemiz altındadır.”Bu ülkede kimse kimseningüvencesi, hamisi, vasisideğildir.Türkiye’deki Museviler kişilerindeğil her Türk yurttaşı gibiAnayasa ve yasalarıngüvencesi altındadır.Şu “biatçı” bakıştanvazgeçsek...

~ Melih Aşık, Milliyet-15.08.2014

RAUL FERNANDO ZULETA - Colombia

ARTU

RO

ROSAS -

Mexico

Cumhurbaşbakanlık!• Uygulamadaki anayasaya göre RTE’nin renkli rüyalarını süsleyen

başkanlık sistemi ile yönetilmeyecek bu ülke. Biz böyle sanalım, kendimizi avutalım.

Başkanlık sistemi varsın olmasın. RTE’nin engin ihtirasını tatmin edecek; tabii uydurma gerekçeye göre ülkenin

yüksek ölçekteki yararlarını daha daha.. ta kiKafdağı’na kadar çıkaracak başka sistemler de yok

değil. Sen ister kabul et, ister etme, fark etmez... Devletin bilumum iplerini elinde tutacak yeni sistem;ağustos ayının sonundan itibaren, günbegün, pey-

derpey RTE tarafından yürürlüğe konulacak: Yeni sistemin adı mı: Cumhurbaşbakanlık!

~ Cüneyt Arcayürek16.08.2014, Cumhuriyet

Page 9: fenamizah no: 31 / september 2014

EL TOTO - Argentina

HAYAT ve HESAPUsulcacıkBir öpücük(Ç)aldım hayattan...

Biliyorum,Her suçlu gibiBirgün ben deÖdeyeceğim hesabımı...

AĞUSTOS SICAĞIBugün,Derin dondurucudaSakladığım bir anımı çıkardım....Bu Ağustos sıcağınıAncak bu ferahlatır...

ÇÖPÇÜ“Herkes kendi çöplüğününÇöpçüsüdür.” desem......Kendi çöpünü toplayan...

SEÇİM SONUYenilen pehlivanDoymazmış güreşe......Umut işte...

BAŞARIDerler ki;“Başarı ile başarısızlık arasındaki çizgiKıldan ince, kılıçtan keskindir.”

Derler ki;“İp cambazıdır başaranlar.Tanırız diğerlerini Koltuktan düşmüş karpuz olur, Sofralarımızda mezedir kendileri...”

Doğrudur belki söyledikleri;Tecrübe diyeAcı bir meyveYenilmiş veİştahla tekrarı bekleniyor ise...

ORKESTRAAnladım Tek başına Orkestra sanıyorsun kendini...

AnlamadığımO pis kokulu gürültüyü Nerenden çıkartıyorsun?

EVVEL ZAMAN İÇİNDEAlaaddin’in sihirli lambasıFotokopi makinesine kapılmış...

Şimdi,Herkes kendini Cin sanıyor,Birbirine benzeyen...

Atmalı taşı, gerekirse de yarmalı başı.

Osman Yavuz İnal’dan

fena 9

YeniTürkiye..• Türkiye’deruhsal rahatsızlıkgeçirenlersayısında son 4 yılda büyükartış olmuş.2009’da 3 milyon olanhasta sayısı2013 rakamlarınagöre 9 milyonolarak saptandı.Durmak yok,yeni Türkiye’yedoğru yoladevam!ALEXANDER DUBOVSKY - Ukraine

Ket...• Bizim anket kuruluşlarının çalışmalarını yaklaşık 30 yıldırizliyoruz...Birkaç seçim doğru tahminyaparlar...İtibar kazanırlar. Güven artar.Birkaç yıl iyi gittikten sonra birseçimde aniden çuvallarlar.Neden? Genellikle şeytana uymuş,bir parti veya kuruluşa çalışmış,bilvesile malı götürmüşlerdir.Çuvallayan şirketler birkaç yıl ortada görülmez. Unutulduklarınoktada tekrar ortaya çıkar tekrargüven kazanır peşinden aynı üçkağıdı açarlar. Çünkü yaptıklarısahtekârlığın bir yaptırımı yoktur.Bu arada anket kuruluşları maalesef demokrasiyi bozan kuruluşlar halini aldı. Kim düzeltecek bunları?

~ Melih Aşık, Milliyet-15.08.2014

Evet, yani...• İslam birleştiriyorsa AKPliler niye “Gülenciler,Gülcüler ve Tayyipçiler” diye bölündü?~ Akif Kökçe, Milliyet - 16.08.2014

Having listened to by German spies.

Page 10: fenamizah no: 31 / september 2014

10 fena

Sabahudin Hadzialic

TURKISH

ENGLISH

BOSNIAN

• Bunca yazar varken, kötü okuyucu

yoktur.

• Bir ağrının ortaya çıkmasını saklamak

eşitlikçi bir yorumdur.

• Namus inanç içinde bir seçenek değildir

ama müstehcenlik başka bir şey.

• Tarih tekerrür etse de içerik değişkenlik

taşıyabilir.

• İsa Mesih / İsa Mesih, medya olsaydı,

Pontius Pilatus çok daha anlamlı olurdu!

• There are not bad readers. It is up to thewriters!

• Hiding opinion is equally to the revealingof pain!

• Chastity is not believing in alternative ...Obscenity is the belief in decadence!• History repeats itself, but its content isalways different!

• If Jesus Christ / Jesus Christ had the media,Pontius Pilate would have been much moreeloquent!

• Ne postoje losi citaoci. Do knjizevnika je!

• Skrivanje misljenja je jednako otkrivanjuboli!

• Cednost je nevjerovanje ualternativu...Razvratnost je vjerovanje udekadentnost!

• Historija se ponavlja, ali je njen sadrzajuvijek drugaciji!

• Da je Isus Krist/Isus Hristos imao medije,Poncije Pilat bi bio mnogo rjecitiji!

Gazeteyi okurkenönce gözlerimeinanamadım. Tayyip

Bey aldığı oyu az bulanlara cevap olarakbakın ne demiş:- Peygamber efendimizibile desteklemeyenler oldu. Tayyip Bey’in kendisini Hz.Peygamber ile kıyaslamasıaklıma bir AdnanMenderes-Fahrettin KerimGökay öyküsünü getirdi. Yeni kuşaklar FahrettinKerim Gökay’ı (1900 –1987) bilmezler. Bu dalın Türkiye’deki kurucusu olarak addedilenMazhar Osman’dan sonraki en ünlü ruh ve sinirhastalıkları uzmanı olanFahrettin Kerim Gökayaynı zamanda bir dönemadından çokça söz edilenbir politikacı olmuştu.İstanbul Vali ve BelediyeBaşkanlığı’nın yanı sırabüyükelçilik (Bern), milletvekilliği, bakanlık(Sağlık Bakanlığı) veYeşilay Derneği Başkanlığıyapmış, kendine özgü birkişiydi. Yeşilay Derneğibaşkanı olarak içkiylemücadele savaşının öndegelen yürütücülerindenbiriydi. Valiliği sırasındasarhoşları şehir dışınaçıkarması, sarhoşkenhadise çıkarılanların halkındeyimiyle belinden sualdırdığı söylentileri ile ünyapmış bu çok kısa boylupolitikacıya halk ve basın(özellikle de Doğan Nadi)çok takılırdı.“Mini mini valimiz/ Neolacak halimiz?” teker-lemesi çok ünlüydü.•••Fahrettin Kerim daha

1950’li yıllarda “reklamıniyisi kötüsü olmaz” ilkesinibenimsemiş biriydi ve kendisine takılanlara fazlakızmazdı. Hele hele Cumhuriyet’tekikısa “Bir Dakika” sütunuyladönemin mizahyazarlarının önde gelenlerinden Doğan Nadiile sık sık atışırlardı. Nitekim Doğan Bey,Fahrettin Kerim’in kendisinikastederek “Deli doktorundan da vali miolurmuş diyenler var. Pek de âlâ oldum işte”demesi üzerine şu satırlarıkaleme almıştı: “Mini mini Valimiz ‘Delidoktorundan Vali mi olurdiyorlar, ben pek de âlâoldum işte’ demiş. AklımaBektaşi fırkası geldi. Bektaşigünün birinde Hoca’yasormuş: Hoca Efendiabdestsiz namaz olur mu?Olmaz, haşa olmaz!yanıtını vermiş Hoca. Bektaşi gülmüş: -Eee ben kıldım pek de âlâoldu.” Fahrettin Kerim’indöneminde piyasayaçıkarılan 20 santilitrelikrakılara da şişesinin küçüklüğü dolayısıylaFahrettin Kerim adını koydular. Bu da akşamcıların içki düşmanıGökay’dan mizah yoluylaintikam almalarıydı.•••Fahrettin Kerim’i Ekim1949’da CHP İstanbul’ahem vali hem de belediyebaşkanı olarak atadı. O zamanlar İstanbul’unhem valiliği hem debelediye başkanlığı siyasiiktidar tarafından atanantek kişi tarafından

yürütülürdü. 1950 seçim kampanyasısırasında, İsmet İnönü’nünkatıldığı tarihimizin ilkgörkemli Taksimmitinginde F.K.G. İnönü’yeşu iftihar dolu sözlerlemeydanı göstermişti:- İşte Paşam İstanbul! Birkaç gün sonra seçimdeo İstanbul’da CHP çok ağırbir yenilgiye uğrayacaktı. CHP’nin getirdiği İstanbulvaliliği ve belediye başkanlığı görevinde,Gökay’ı Menderes kendidöneminde de tuttu. Ta ki imar hamlelerinin birbölümünü eleştirene kadar. 1957’de Menderes’inİstanbul ziyaretlerindenbirinde Vilayet’te yapılanbir toplantıda, FahrettinKerim eleştirince Mendereskendisini sinirli bir şekildetersler: - Sen biraz dinlen hocam! Ruh ve sinir hastalıklarıuzmanı Ord. Prof. hemenmanidar cevabı yapıştırır: - Asıl sen biraz dinlen! Daha sonra da FahrettinKerim görevden alındı.(Bern’e büyükelçi atandı) Fahrettin Kerim bununüzerine çok sinirlenir veMenderes hakkında şunlarısöyler:- Hırsının sonu yok.Burada durmaz cumhurbaşkanı olur, o da yetmez peygamberliğe tırmanır, o da yetmez kendini Allah sanmaya başlar.Hah işte o zaman da onualıp bana getirirler.

ALİ SİRMENCumhuriyet

16.8.2014

ARTURO ROSAS - Mexico

Peaceplane

Basından‘Sonunda Kendini Allah Sanacak...’

Page 11: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 11

Page 12: fenamizah no: 31 / september 2014

J.BOSCO JACO DE AZEVEDO - Brasil

12 fena

RAUL FE

RNANDO

ZULE

TA -

Colom

bia

Gaza

Page 13: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 13

Page 14: fenamizah no: 31 / september 2014

14 fena

Karikatür sizcenedir? Kısaca bir

tanımlama yapabilirmisiniz?Çizgiyle abartı sanatı olankarikatür, dünyanın adaletsizliğine dikkat çek-mek için bir aynadır.

Karikatürlerinizyaşadığınız ülkede gerekenilgiyi buluyor mu? Mutlumusunuz?Almanya'nın bu konudabüyük bir geleneği vardır.Dünyada her şey daha kolayve daha hızlı fakat daha iyideğil bir hale gelmiştir. Hal böyleyken; İster gençister yaşlı olsun karikatürcüher zaman daha iyi olmakzorundadır.

Karikatür çizerken yalnız kalmayımı tercihedersiniz? Özellikleve de

özel olarak hayvan refahıiçinde olmak isterim.

Karikatür çizdiğiniz içinbaşınızın belaya girdiğioldu mu? Böyle birpoblem yaşadıysanız lütfen kısaca anlatın.Benim karikatürlerle ilgilisorunlar oluyor. Ben polishakkında, hayvan suistimalcileri hakkında vedevlete karşı düşüncelerimibelirtiyorum. Eski doğu

Almanya'da iken zorluklarımoldu. Sosyalizmi sevmiyorum.

Ülkenizdeki mizah anlayışıile dünyadaki mizahanlayışı arasında ne gibievrensel benzerlikler var? Biz Almanlar hala çok ciddiyiz, az güleriz...

Sizce karikatürün uluslararası kültür farklılıklarını birleştiricibir gücü var mıdır?Evet karikatür, kalplere biranahtar gibidir.

Karikatürcünün çizgileriyle, dünya barışınave tüm dünya haklarınınkardeşliğine katkısağladığına ya da böyle biramacı olması gerektiğineinanıyor musunuz?

İnanmıyorum ancakyine de kınamak veprotesto etmek içinolması gerekeni yap-

mak lazım. Neyazık kidünyadainsanlar var

olduğu sürece savaşlar daolacaktır.

Uluslararası karikatüryarışmaları hakkındaolumlu ya da olumsuzgörüşleriniz nelerdir?Komünizmin çöküşündensonra bir çok yeni ülke veyeni sanatçılar ortaya çıktı.Kısmen kendilerini yarışmalarda ifade ediyorlar.Yarışmalara katılmak, kazanmak zor da olsa işçeşitliliği görmek bakımın-dan olayı dengeliyor. Zatenkazanmak her şey demekdeğildir. Çok daha başkadeğerler vardır.

Eğer bir başka karikatürcügözüyle çizmenizgerekirse, kendinizi hangikomik yanlarınızla ifadeederdiniz?Omuzumda bir kertenkeleveya bir ejderha ile...

FENAMİZAH hakkındadüşünceleriniz?Fenamizah gülümsemegibi... Sanatçılarla dergiarasında kısa bir bağlantı...

1952 doğumluSteffen Jahsnowski,eski Doğu Almanyakökenli gazeteci,fotoğrafçı vekarikatürcü. Gençliğinde elektronikçilik deyapan Jahsnowskisanat okulu mezunuve günlük gazetelerde çizdi,çocuk kitapları resimledi, Çocuklar ve gençleriçin TV programlarıyaptı.

by Aziz Yavuzdoğan

STEFFEN JAHSNOWSKI - Germany

Deutsch Cartoonist

Page 15: fenamizah no: 31 / september 2014

What does a cartoon mean for you?What do you think about cartoon?

• Cartoons verzehren, übertreiben undrütteln die wirklichkeit wach. verändernkann die karikatur die mißstände nicht, abersie ist der spiegel für die ungerechtigkeit aufder welt.

Does your country appreciate your cartoons? Do you feel satisfied with theinterest towards your cartoons?• Deutschland hat eine große tradition inbissiger satiere, bis heute...alles in der welt istleichter und schneller geworden, bessernicht. die cartoons ja, die werden immerbesser, egal ob von alten oder den jungencomic-zeichner.

Do you prefer to draw your cartoons inprivate or do you draw anywhere?• Privat und in der veröffentlichung, spezielim Tierschutz.

Have you experienced any troublebecause of your cartoons? What hap-pened?• Probleme bekam ich mit meinen cartoons,wenn ich staat, polizei, justitz, tierquälerund gegen rechtsextremismus zeichne.anfang der 90iger jahre, im aufbruch bekomich ärger, aber verbogen habe ich michnicht. in der damaligen DDR, hatte ichauch schwierigkeiten. angeblich sehen diejungen menschen im "sozialismus" nicht soaus, wie ich sie zeichnete.

What humoristic similarities and differ-ences are there between your country andother countries?• Wir deutsche sind immer noch sehr ernst,lachen zu wenig.

Do you think cartoons help to bond thecultural differences among countries?• Ja, cartoons sindwie ein schlüs-sel zumherzendermen-schen.

Do you think a cartoonist must con-tribute to world peace with his/her art?• Nein, aber wir können versuchen das böseanzuprangern, kriege und ungerechtigkeitenbeim zeichenstift zu benennen. leider wirddie welt nicht besser, so lange es menschengibt, wird es kriege geben.

What do you think about the interna-tional cartoon contests? Please indicateyour reasons.• Nach dem zusammenbruch des ostblocks,konnten sich viele länder neu finden, vieleneue künstler nehmen an den comoic-wet-tbewerben teil. das gewinnen fällt jetzt vielschwerer. die vielfalt der arbeiten und dasteilnehmen an den veranstaltungen, das ken-nenlernen der kollegen entschädigt alles.gewinnen ist nicht alles, dabei sind ist vielmehr wert.

If you had to draw yourself from anothercartoonist’s point of view, what humor-ous details would you add to the car-toon?• Eine echse oder drachen auf meine schul-ter...

Please write your thoughts and com-ments about FENAMİZAH magazine infew words.• Fenamizah ist wie lächeln, diekürzeste verbindung zwis-chen künstler undMagazin.

fena 15

1952-säugling.1960-lehling/ elektronik.1970-gerätewäscher.1972-matrose.1974-bote.1975-kunststudent.1976-layouter, tageszeitung.1976-layouter, illustrierte.1984-layouter, kinderbücher.1987-layouter, bastelbogen.1989-trickfilmzeichner,jugendfernsehen.1990-bühnenbildner, kinderfernsehen.1991-layouter, sportzeitung.1993-layouter, tageszeitung.1995-layouter, cartoonist,fotograf, Journalist.2012-freischaffender Künstler.als cartoonist und fotograf.

teffenJahsnowski

S

Cartooningfor me - themeaning of

life. Idealoption of self-

expression and self-dis-

covery. A cartoon

without words- the approach

to the Absolutein creativity. Iam Very fondof philosophy

and metaphorin the cartoon.

Page 16: fenamizah no: 31 / september 2014

16 fena

NURİ B

İLGİN

-Tu

rkey

İBRAHİM ERSARAÇ - Turkey

Page 17: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 17

Page 18: fenamizah no: 31 / september 2014

18 fena

Willem Rasing

Page 19: fenamizah no: 31 / september 2014

Yurdagün Göker

fena 19

Page 20: fenamizah no: 31 / september 2014

20 fena

Sığırcık...Bir ağacın dallarına yerleşmişolan sığırcık ailesi, etrafınfena halde kirlenmesi üzerinekokudan ve pislikten duramaz olmuş.Çocukların ısrarı üzerine ana ile baba yuvayı bir evindamına taşımışlar.Kısa bir süre sonra o yuva dapislik içinde kalmış...Yavru sığırcıklar başlamış:?- Baba başka yere taşınalım,burada da pislikten ve kokudan duramıyoruz,

demeye...Baba dayanamamış- Sizde bu kıç varken, demiş,hangi yuvaya gitsek etrafıaynen böyle pislik götürür...•Affetmek üzerine...Pazar ayininin sonunda rahiphaftalık vaazını şöyle bitirdi.“Demek ki, Tanrı adına neyapmamız lazım?Düşmanlarımızı affetmemizlazım. Şimdi, bu

sohbetimizden sonra, aranızdan kaçı düşmanlarınıaffetti?”Cemaatin yarıdan fazlası elinikaldırdı.Rahip sorusunu yineledi...Bu kez hepsinin elleri havadaydı, önlerindeki yaşlıteyze hariç...Rahip sordu:“Bayan Neely? Hayırdır?Düşmanlarınızı affetmek sizebu kadar mı zor geliyor?”

“Düşmanım yok ki!” dediBayan Neely, o titrek ve sonderece şeker haliyle!..Cemaatten uğultular, şaşkınlık nidaları yükseldi,rahip devam etti...“Oooo! Bu gerçekten inanılmaz güzel bir şey! Kaçyaşındasınız Bayan Neely?”“98!”Cemaat ayağa kalkıpgözyaşları içinde alkışlamayabaşladı...“Bayan Neely, lütfen, şöyleyanıma gelir misiniz? Yavaş

yavaş. Aman dikkat... Hah!Tamammmmm. Lütfenburadan müminlerimize buişin sırrını söyler misiniz?Nasıl oluyor da insanın 98 yılgibi uzun bir ömür zarfındahiç düşmanı olmuyor?..”Yaşlı kadın, küçük ve titrekadımlarla rahibe sırtını dönüp,cemaate baktı...“Hepsi öldü şerefsizlerin...”•Küslük...Köyün birinde kuraklıktanherkes dert yanıyormuş.

Fıkralar

Page 21: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 21

aziz

yavuzdo

ğan

aziz yavuzdoğan

Toplanıp yağmur duasınagitmişler, lakin bir tek bulutbile gelmemiş. Bir günköydeki Bektaşinin deonlarla birlikte gelmesiniistemişler. Bektaşi kabuletmiş. Yağmur duasundansonra şakır şakır yağmuryağmış. "Nasıl yaptın?"diye sormuş köylünün biri.Bektaşi adama bakmış veşöyle demiş: Bu günlerdeyukarıdakiyle aramız kötü.“Yağdırma” dedim, banainat yağdırdı...

Page 22: fenamizah no: 31 / september 2014

İtalyan karikatürcü-ressamGianluca Costantini Ravenna,İsrail'in Gazze'yi bombalamasına dur demek,kamuoyunun dikkatini çekmekve Filistinlilere destek amacıylaArjantin'in başkenti BuenosAires'te bulunan DiogenesTaborda Mizah Müzesi'nde birsergi açıyor.

4 Eylül perşembe günü açılışıgerçekleştirilecek olan sergi 20 Eylül tarihine kadar açıkkalacak.

Filistin’edestek sergisiArjantin’de...

Karikatürcüler Dernegi ileHırvatistan KarikatürcülerDernegi'nin kültürel ve sanatsalişbirliği doğrultusunda 22Eylül'de Hırvatistan'ın başkentiZagrep'te bir sergi açılacak.

Türk karikatürcülerininsergilenecek çalışmalarınıdernek başkanı Metin Peker'inbizzat büyük bir titizlikle seçtiği öğrenilen serginin açılışına iseyönetim kurulu sekreteriMahmut Akgün'ün katılacağısöyleniyor...

Hırvatistan KarikatürcülerDerneği ile kurulan kültürel

işbirliği çerçevesinde,Hırvat karikatürcülerin sergisi geçen yılİstanbul'da,Karikatür ve MizahMerkezi'ndeaçılmıştı.

Türk karikatürüHırvatistan’da...

22 fena

• Sabahudin Hadzialic’in yayın yönetmenliğinde BosnaHersek’te üç ayda bir yayımlanan Mizah DergisiMaxMinus’un 54. sayısı çıktı. - - - - - -

• The MaxMinus humor magazine new issue publishedin Bosnia-Herzegovina. Editor ofthe magazine, is SabahudinHadzialic. www.maxminus.com

• Kıbrıs Türk KarikatürcülerDerneği’nin yayın organı YeniAkrep’in 123. sayısı (Ağustos-Eylül-2014) yayımlandı.Aşağıdaki bağlantıdan PDF formatında indirip takip edebilirsiniz.http://www.yeniakrep.org

• Almanya’da bir yayınevi, yayımladığı ders kitaplarından birinde Türk çizer Mehmet SaimBilge’nin bir çalışmasına yer verdi. Bilge, ordudan albay rütbesiyle emekli olduktan sonrakarikatür çalışmalarına hız vererek, bu alandaçeşitli başarılara imza atmaya devam ediyor.

MaxMinusNew Issue, no:54

Yeni AkrepNew Issue, no:123

Alman ders kitabındabir Türk çizer...

Ünlü Türk düşünürü Hacı Bektaş-ı Veli anısına Nevşehir’in Hacıbektaşilçesinde düzenlenen "51. Ulusal, 25. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veliyi AnmaKültür ve Sanat Etkinlikleri' kapsamında, Karikatürcüler Derneği "Adalet"konulu sergiyle yer aldı.

16-18 Ağustos 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinliklerde sergilenenkarikatürler, Karikatürcüler Derneği ve Barolar Birliği işbirliğince daha önceçeşitli tarihlerde çeşitli merkezlerde de sergilenmişti.

AdaletsergisiHacıbektaşilçesinde...

Page 23: fenamizah no: 31 / september 2014

Erdoğan Başol

fena 23

Page 24: fenamizah no: 31 / september 2014

BORISLAV STANKOVIC - Serbia

24 fena

Page 25: fenamizah no: 31 / september 2014

a parkta veya çay bahçesindegazetenin sadece iş ilanlarının

olduğu sayfayı alıp diğerlerine göz bileatmadan onu masada bırakan kesimiçin ne diyorsunuz... Bizler de onlarıgazete okumadıkları için ötekileştirelimmi? Hayır! Bu bir kültür erozyonuolduğu kadar bir ülke ayıbıdır. Elinizebir mikrofon ve kamera alıp sokağaçıkınız göreceksiniz ki; Dünya sorunlarının ne olduğunu bilen çıkmayacaktır. Hatta ülkede yaşananlardan da bi haberdirler.Küsmek mi gerekir ayıplamak mı,yoksa acımak mı? Çözüm için bir öneriortaya atmak kolaydır ancak uygulamak için isdihdam gerekir,finans gerekir. Halkın derdi seçimmeçim değildir, geçimdir. Ahmetolmuş başbakan veya Mehmet, hiç farketmez ona akan suları kesmeyin: başkabir şey istemez. Milliyetçilikmişmuhafazakarlıkmış vız gelir tırıs gider.Dikkat edin işbaşında olanlar bubağlamda birleşiyorlar. Birileri havuzapara dolduruyor, birileri ahkam kesiyorbirileri dağıtıyor. Seçim öncesi halkavelvele salıyor. Bir diğeri diyor ki; Biziseçmezseniz işbaşına gelecek olanlar

üç ay bile maaş veremezler. Oysa kutsal kitabımızda bilebuna yer verilmiştir.“Şeytan sizi açlıkla veyoklukla tehdit eder”diyor... Siz onlara aldırmayın esas şeytan-lığı onlar yapıyorBakara, makara diyoriktidar. Suyun kesilmesi-ni istemeyen halkımız;Aman canım mevcut birivar işte iyi kötü götürüyormantığı ve vurdumduy-mazlığı ile neyingötürüldüğünün farkına bile var-mıyor. Dinimizin alay konusuna bile takılmıyor. İşte bu ülkeyi sevenlerinhedef kitlesi bu vurdumduymaz kesimolmadıkça burnumuz “şey”den aslakurtulmayacaktır. Ne ulusalcılar, neküskünler, ne yeni lider arayışındaolanlar sözüm size, tellaklar değişse deeski hamam eski tas kültürü devamedecektir. Bunu böyle biliniz.“Tecavüz kaçınılmaz ağabeycim, bari tadını çıkartalım” diyor biri..İki karpuzu bir koltuğa sığdırmayaçalışan, koltuk ihtirası ile ne dediğinden haberi olmayan şahsın

tecavüzünü kabullenmiş gözüküyor.Hatta biat ediyor. “Mühür kimde iseSülüman odur” diyor bir başkası...Bir avuç sosyal demokrat geçinenoportunistler ve etnik kimliği ile öneçıkmaya çalışan şovmenleri bırakın.Bunlardan siyasetçi olmaz, iyi ayırımcıolur. Nitekim şu anda gelinen noktamaalesef budur. Koskoca bir Atatürkpartisinden bir aday çıkartamayan veyukarda sözü edilen kesime Milliyetçi-Muhafazakar dalkavukluğu ile yaklaşanların ne tür bir siyasi yelpazenin içinde olduğu bile tartışılır.Adayı, tenzih ediyorum. Oyumu daona verdim ama ben gazetelerin işilanını okuyan kesimden değilim.Ayırımcı bir yapımda yok .Bizimnaçizane fikrimiz, bu ülkeye yakışanıtercih etmektir. Toplumun her kesimine aynı mesafede olan, temelhak ve özgürlüklerden ödün vermeyen, doğu –batı sentezini iyiyapan, çalıp çırpmayı aklından bilegeçirmeyen, önüne gelen her kağıdaimza atmayan, bu makamı çiftlik gibikullanmayan, parlamenter rejimin tümkurallarını bilen, kuvvetler ayrılığınainanmış ve en önemlisi kimseninarkasından gitmeyen birini seçmekti... Yok muydu acaba koskocaasırlık bir partide böyle biri de suçusandığa gitmeyen kesime salladınız?

Bu yazılanlar kimseninbilmediği şeyler asla değildir.Ancak iş ilanının altını çizipbir köşe yazarını bile okumadan HÜRRİYET’inimasaya bırakanların biranönce uyandırılması gerekir.Bu ülkenin düzlüğe çıkmasıiçin seçilen hedef kitle benve benim gibiler değildir.Tekrar ediyorum. Benimsandığımdan yüzde seksendemokrat ve sosyaldemokrat oy çıkıyor. Hiçmi istihbarat örgütünüz

yok ta benim mahallemde“Ekmek için Ekmelettin” gibi saçmabir slogan ile propaganda yapıyorsunuz. Paranız mı çok bu işiyapacak adamınız veya madamınızyok. Vakit geçiyor bırakın budidişmeyi, bırakın bu çatı adaylarınıfilan tabana inin tabana..

Endişem odur ki olumsuzluklara kürek çekiyorsunuz. Hiçbir ideolojisi vesiyasal kimliği olmayan kişilerin vücutdili sayesinde tepelere çıkması, yücedinimizi istismar ederek sandığa yolyapmasını içime sindiremiyorum. Asilve kahraman ulusumuzun tercihininde bu olduğunu sanmıyorum ancakher defasında dağıtılan ulufeler,yardımlar ve ekonomik korkularla bunoktaya gelen insanımız evine girenyardımın kesilmesini istemiyor, istikrarıbozulsun istemiyor. Halka inin muhalifler gerdan kırıp, kurultay istemekle olmuyor siyaset... Halkınyanında olmakla oluyor. Kristal birvazoya benzettiğim Demokratik veLaik yapılanmamız kırılmak üzeredir.Üniter yapımız tehlike altındadır, buseçimde tatilimi yarıda kestim vegeldim. Aklınızı başınıza almaz da dalkavukpolitika yapmaya devam ederseniz, bir daha seçimde seçilen genel başkanancak Kırkpınar ağası olur bunubilesiniz. Hoş bu rejim ile demokratikseçim yapılırsa…

Y

MasabaşıHürriyeti...

fena 25

HAYATTA EN İYİ İNSAN BAŞKALARININ MUTLULUĞUNDANPAY ÇIKARTAN OLDUĞU GİBİ,EN TEHLİKELİ OLANLAR İSE,BAŞKALARININ BAŞARISIZLIĞINA VE MUTSUZLUĞUNAKÜREK ÇEKENLERDİR. DETAYLARINA VE GEÇMİŞLERİNEBAKTIĞINIZDA ONLARIN HAYATLARININ EZİLMİŞ VEHÜSRAN OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ.YAŞANAN YILLARONLARA VAKURLUK YERİNE SADECE FİTNE VE DEDİKODUYAPMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMIŞTIR. BAŞKA BİR TUTKULARI YOKTUR. KİTAP BİLE OKUMADIKLARI İÇİNCEHALETLERİNİN FARKINDA BİLE DEĞİLDİRLER. OYSA: SAĞDUYULU DAVRANSALAR, YAŞADIĞIMIZ DÜNYANINDÜRÜSTLÜK ÜZERİNE KURULDUĞUNU GÖRECEKLERDİR.ZİRA SAĞDUYU, AKLIN KAPICISIDIR.GÖREVİ İSE; KÖTÜ VEŞÜPHELİ FİKİRLERİN İÇERİ GİRMESİNE VEYA DIŞARI ÇIKMASINA MANİ OLMAKTIR. KİM BİRİSİNDEN ÜSTE ÇIKMAKİSTİYORSA, ÖNCE KENDİ BENLİĞİNİ YENMELİ, KİMBAŞKALARI HAKKINDA HÜKÜM VERMEK İSTİYORSA; İLKHÜKMÜ KENDİNDE DENEMELİDİR. EĞER GEREKSİZ SESÇIKARMAYA DEVAM EDİYORSA BOŞ TENEKELERİ GÖZÜNÜNÖNÜNE GETİRMELİDİR. BİLİRSİNİZ Kİ KÜÇÜK ÇIKARLARINSAHTE DOSTLUKLARIN PEŞİNDE KALİTESİZ İNSANLARKOŞAR. BİR AMACA ULAŞMAK VE BÜYÜK OLMAK İTİBARINIZI

KAYBETMEK İSTEMİYORSANIZ BUNLARDAN VAZGEÇİN.DUALARINIZLA ALLAHA YAKARIRKEN BİLE ONDANDEĞİŞTİREBİLECEĞİNİZ ŞEYLERİ DEĞİŞTİREBİLMECESARETİ İSTEYİNİZ. GÜCÜNÜZÜN YETMEYECEKLERİNİİSTERKEN DE KABULLENME OLGUNLUĞU VE EN ÖNEMLİSİHER İKİSİNİ BİRBİRİNDEN AYIRT EDEBİLME YETENEĞİNİİSTEYİNİZ. BÜYÜKLÜK SADECE ALLAHA MAHSUSTUR.KENDİNİZİ AZAMET AYNASINDA GÖRÜP EMİRLER YAĞDIRARAK DAHA DA KÜÇÜLTMEYİNİZ. MADDİ DEĞERLERGEÇİCİDİR. ÇEVRENDEKİLERİ KINAMAK VEYA ÖVMEK AKILSIZLARIN BAŞ VURACAĞI BİR YOLDUR. BUNUN İÇİNDİLİNİZLE BEYNİNİZ UYUMLU OLMALIDIR. HER BİLDİĞİNİ ULUORTA SÖYLEMEK ANCAK SÖYLEDİKLERİNİN NEREYE GİDECEĞİNİ BİLMEMEKLE OLUR, GÖNÜL YIKMAK BÖYLEBİRŞEYDİR. YETİŞTİREREK TOPLUMUN İÇİNE SALDIĞINIZEVLATLARINIZIN CEBİNE; ÖFKE, KİN, NEFRET TOHUMLARIKOYMAMALISINIZ, ZİRA ONLAR ONU AGRESİF, RİYAKAR VESAYGISIZ YAPAR. NEŞE MUTLULUK VE SEVGİ KOYMALISINIZ.GÖRECEKSİNİZ Kİ ONLARIN MUTLU BİR GELECEKLERİOLDUĞU GİBİ, SİZİN GİBİ DÜŞÜNENLERLE BU DÜNYA; DAHA YAŞANIR OLACAKTIR. BUNLARI YAPABİLİRSİNİZ VE O ZAMAN HERKES SİZE B Ü Y Ü K DİYECEKTİR.

NASİHAT MI , YOK CANIM DAHA NELER…

Page 26: fenamizah no: 31 / september 2014

26 fena

Page 27: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 27

IGOR SMIRNOV - Russia

AZİZ YAVUZDOĞAN - Turkey

Page 28: fenamizah no: 31 / september 2014

28 fena

Page 29: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 29

http://erby.free.fr

Page 30: fenamizah no: 31 / september 2014

30 fena

ALEKSANDAR BLATNIK -Serbia

Page 31: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 31

leksandar Blatnik,was born in1.10.1944, lives andworks in Nis (Serbia).He's both cartoonist,designer, writer, architect and painterwith the name ofProminent serbianartist. He has wonaround 90 prizes inFestivals worldwide.He published 14 cartoons books.

A

Karikatür sizcenedir? Kısaca bir

tanımlama yapabilirmisiniz?Hayatta mümkünolmayanı, karikatürmümkün kılar...

Karikatürlerinizyaşadığınız ülkedegereken ilgiyi buluyormu? Mutlu musunuz?Eskiden evet. Ama şimdil-erde durum farklı.

Karikatür çizerken yalnız kalmayı mı tercih edersiniz? Farketmez...

Karikatür çizdiğiniz içinbaşınızın belaya girdiğioldu mu? Böyle birpoblem yaşadıysanız lütfen kısaca anlatın.Bazı politikacılarlagörüşmüşlüğüm olmuştu...

Ülkenizdeki mizahanlayışı ile dünyadakimizah anlayışı arasında negibi evrensel benzerliklervar?

Farklılıklar vardır. Amabazı durumlarda benzerlikler de olabilir...

Sizce karikatürün uluslararası kültür farklılıklarını birleştiricibir gücü var mıdır?Kesinlikle evet...

Karikatürcünün çizgileriyle, dünya barışı-na ve tüm dünya hak-

larının kardeşliğine katkısağladığına ya da böylebir amacı olması gerek-tiğine inanıyor musunuz?İt ürüyor ama kervanyürüyor...

Uluslararası karikatüryarışmaları hakkındaolumlu ya da olumsuzgörüşleriniz nelerdir?Uluslararası bir yarışmayaihtiyacımız var. Ancakbunun için maddigücümüz yeterli değil.

Eğer bir başka karikatürcü gözüyle çizmeniz gerekirse, kendinizi hangi komik yanlarınızla ifade ederdiniz?Daha az politik bir duruşama daha çok mizahadamı olmak.

FENAMİZAH hakkındadüşünceleriniz?Gösterişli bir dergi.Karikatürcüler için genişbir alan. Dünya hükümet-lerinde var mı böyleserbest çalışanlar?

by Aziz Yavuzdoğan

What does a cartoon mean foryou? What do you think aboutcartoon?

• All of which is not possible in the life, it ispossible in a cartoon.

Does your country appreciate your car-toons? Do you feel satisfied with the interest towards your cartoons?• There used to be but not today.. Schoolof Animated Film not longer exists.

Do you prefer to draw your cartoons in private or do you draw anywhere?• Any place.

Have you experienced any trouble becauseof your cartoons? What happened?• I had interviews with politicians.

What humoristic similarities and differences are there between your country and other countries?• There are differences, I think there aresimilarities, I think cartoonists in all meridi-ans think the same and draw different.

Do you think cartoons help to bond thecultural differences among countries?• Sure .. sure can!

Do you think a cartoonist must contributeto world peace with his/her art?• Dogs bark, but the caravan moves on...

What do you think about the internationalcartoon contests? Please indicate your reasons.• We need an international competition,but not enough for the material conditionof the organizers and authors..

If you had to draw yourself from anothercartoonist’s point of view, what humorousdetails would you add to the cartoon?• More humor and common man less policy..

Please write your thoughts and comments about FENAMİZAH magazine in few words.

• Fenamizah, glossy magazine... that a large area has cartoonists who are free Advisors world government.

SerbianCartoonist

1944 yılındaSırbistan'ın Niş

kentinde doğdu. Aynızamanda mimar veressam olan Blatnik,

ülkesinde ve uluslararası alandatanınmış bir sanatçı.

Yayımlanmış 14 kitabıvar ve yarışmalardanda 90 ödül kazandı.

Page 32: fenamizah no: 31 / september 2014

Meral Simer

32 fena

Page 33: fenamizah no: 31 / september 2014

İbrahim Tapa

fena 33

RESADSULTANOVIC -Bosnia&Herzegovina

Page 34: fenamizah no: 31 / september 2014

34 fena

by ÖznurKalender

Hasan Çağan

twittergündemi

MARK

LYNCH

-Aus

tralia

Bazen yalnızlık..Fatih Kalkavan # @LazukaFatih Otobüste hangi kıza aşık olsam 2 durak sonra iniyo bundan sonrauçakta aşık olucam sıkıysainsin.#BazenYalnızlık

Tugba # @tgbhmrt #BazenYalnızlık bile yalnızlıkolmaktan çıkıyor

Sercan Barutcu # @sercan-barutcu45 #BazenYalnızlık akıllı telefonunşarjını bile iki günden fazladayandırabilmektir.

maarif4 # @maarif41 #BazenYalnızlıkdoymayacakmış gibi yeyip sodabulamamaktır..

Hüseyin Köse # @huseyinkose46 Allah hiç yalnız bırakmadı şükürler olsun #BazenYalnızlık

Ömer Cansarı # @geldebanasorr Ne yalnızlığı lan millet utanmasatwitterdan kız ayarlıycak kendineBu arada twitterda ki kızlar çoktatlı #BazenYalnızlık bu denlidelirtir

MILAN ALASEVIC - Slovenia

Page 35: fenamizah no: 31 / september 2014

Orhan Önal

fena 35

Mete- Abi, hangi kızlaçıksam alnım kaşınıyor.Nedir benim bu alerjimanlamadım gitti. Bir doktora görünsem iyiolacak.Şeyma- Ufff anne ya,hangi adamı seçeceğimibilmiyorum. Biri geliyorevlenme teklif ediyor,diğeri romantik bir geceorganize ediyor. Amanvalla ne popüler birkızım. Bu mühendise miyoksa iş adamına mıgideyim karar veremiyorum valla. Du bakalım, belki birüçüncüsü çıkar daseçenekler çoğalır. En iyisi biraz daha beklemek.Ayaz- Ah bu kızlar! Hergün başka biriyle birlikteolmak varken neden birtanesiyle yetinmem

gerektiğini bana bir açıklasalar. Yahu ben24 saat biriyle oluncabile sıkılıyorum. Ohooo,bu Öykü hanımı eli kimsenin eline değmemişkörpe bi çıtır diye uzattıkhatun hemen ne zamanevlenicez demeyebaşladı. Ben seni evlenmeden degötürürüm bebek.Öykü- Sinir oluyorumkızım yaaa! Mete birtarafta Ayaz bir tarafta

Emre bir tarafta, hepsideiyi çocuklar, hepsiyakışıklı çocuklar vehepsi eli ekmek tutançocuklar. Yane hangisine karar vereyimben şimdi. Ayyy bumahallede benim gibikız mı kaldı ayol gösterip te vermeyen.Kız Burcu para sendeama ben daha klasımkızııııaaaammm.Burcu- Ayyyy valla buEmre beni bitiriyo

yaaaa! Bi sinemayadavet etsem, mısır dıcolaydı, ışıklar sönüncebiraz daha yanaşırım,önce elimi omzunaatarım, sonrası kendil-iğinden gelir. Ayyy çokheyecanlı, utangaçkedim benim, minnoşummmm, senibabamın parasıyla ihyaedeceğim esmer pisimbenimmmm...Emre- Ulen ömrümüztaksi köşelerinde uykusuzpara kazanmakla geçti.Bir taraftan oku adam ol,bir taraftan şöfersindediler kız vermedilerhikayesi. Öykü’ den çokhoşlanıyorum ama kızıher akşam başka birmühendis başka bir sporarabayla eve bırakıyor.Bu nasıl bir hayat bunasıl bir dünya arkadaş.

Batsın bu dünyaaaaa...•

Seyirci 1- Şimdi bu gençlik dizisi mi abi?Seyirci 2- Evet, yenimoda bu oğlum.Seyirci 1- Abi, buAvrupa birliği bizi hiçdenetlemiyo di mi?Seyirci 2- O nerden çıktılen?Seyirci 1- Abicim, bizAvrupayı aşmışızkendimize özgü sürrealist bir yaşam biçimi geliştirmişiz vebunu moda olarak yaymaya başlamışızbile. Bizim gelecek nesilülke olarak Avrupa AsyaAmerika ne varsa bütünbirliklere örnek olur abi.Bize gelip de bizi dealın içinize demezlersenah şuraya yazıyorum...

KADINLAR, ERKEKLER ve BAŞKA ŞEYLER WOMEN & MEN and OTHER STUFF • aziz yavuzdoğan

BİZİM BARDAĞIMIZDIRBOŞALAN

ŞİİR DİLİYLE...

İhsan Topçu

ne zaman bir dam görsem altı kerpiç

bir bardak boşalır bir bardağa biri dolu – biri boş / dolduramam

saksıda birse solan kırda bin bir çiçektir

ırmak ırmak olur da içim / duramam

(Yarınsız Sayfaları Yırtıyorum, 12. s., 1975)

GülayGarip

Koçerdin TVKiraz Mevsimi...

Page 36: fenamizah no: 31 / september 2014

ençken tarihe meraklıydım.Yaşlandıkça gelecek dahaçok ilgimi çekmeye başladı.

Buluşlar bu hızla devam ederseinsanlar nasıl bir yaşama, nasılolanaklara sahip olacaklar sorusueğlendiriyor beni.Sınırsız bir fantezi dünyasındadolaşıp duruyorsun böyle baktığında.•••Hepimiz radyo istasyonları gibielektrik dalgaları yayıyoruz.Frekanslarımızı ölçecek bir aygıtgeliştirilse, kanlarımızın gruplarınısaptadıkları gibi, elektrikgücümüzü de saptasalar.Kimin hangi dalgayı, nereye kadarulaştırabileceği baştan bilinirdi.•••

Örneğin altı voltun altındakikişilere:- Oğlum, senin elektriğin düşük,sen politikaya hiç girme, sesinikimseye duyuramazsın, denirdi.* * *Sonra, toplumlardaki insan potansiyelinin voltajı ölçülürdü.Elektriği düşük toplumlar, elektriğiyüksek toplumlar ortaya çıkardı.* * *Elektriği birbirine uygun olmayankadınlarla erkekler evlendirilmezyahut yedek pil katkısıyla

dinamosu cılız olanların yardımınakoşulurdu.Böylece bazıları randevularınagitmeden akülerini doldurmak içinözel elektrikçilere uğrarlardı.•••Sanırım böyle bir dönem de gelecektir.O zaman önsezilerin, falların, düş yorumlarının da özünde nesakladığı çıkacaktır ortaya.•••Özellikle kadınlar çok ilgi duyarlarbu konulara.

Fırsat buldukça ya iskambil kâğıtlarında ya kahve fincanlarındageleceği okumaya çalışırlar.Gelecekte bunlara gereksinimlerikalmayacaktır.•••Sevilip sevilmediklerini anlamakiçin horoskoplara değil, karşılaştıkları erkeklerle aralarındakivoltaj uyumlarına bakacaklardır.Sonra da:- Siz beni sevemezsiniz; ben on altıvoltluğum, siz yedi buçuk. Bu işyürümez, diyeceklerdir.Kişilerdeki frekans ölçümü yapılınca evrenin sırlı bir yöne dahaçözülmüş olacak.Binlerde yıldan beri insanlarınaklını taktırdığı abuk sabuk gibigörünen bir yığın saçmalığın özdetaşıdığı gerçekler ortaya çıkacak.Neden oğlak burcu yengeçle dahaiyi anlaşır, neden ikizler koçakarşıdır, bilimsel biçimde öğrenilmiş olacak.•••Tabii şöyle bir tartışma da çıkabilir:Bazıları “Madem her şey enerjidirve bizler hepimizi küçük birerenerji kaynağıyız, bize politikacıların değil, fizikçilerinkarışması gerekir” diyebilir.•••Nüfus kâğıtlarımızda da adımızınyanına formülümüzü yazarlar.Formülümüz bilinince dedünyadan kaybolanları dahiyeniden yapabilirler.Amma cümbüşlü olur ha.Ancak bütün sorun formülümüzübulmakta.Kendini tanımakta bunca sorunuolan bir canlı türü, kendi formülünü öyle kolayından bulamayacak herhalde.•••İnsanlar kendilerini tanımazlar.Öyle psikolojik tahlillerden vazgeçtim, biri dalağımızı çıkarıpönümüze koysa, bizim olduğunubile anlamayız.Dalağını tanımayan formülünükolay kolayca bulabilir mi?•••Kendimizi çok önemli sanıyoruzama daha formülümüzü bilebilemiyoruz.Ne kadar amidon, ne kadarsodyum, azot, oksijen ve kaç voltelektriğiz?•••İnsanlığı çok eğlenceli bir gelecekbekliyor.O eğlenceyi düşünmek bileeğlendiriyor insanı.

ÇETİN ALTANŞeytanın gör dediğiMilliyet, 17.8.2014

ŞEVKET YALAZ - Turkey

36 fena

G Voltajımız tutmuyor...

Page 37: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 37

Page 38: fenamizah no: 31 / september 2014

38 fena

Necati Güngör

emet Fuat'ın tespih konusuyla ne ilgisivar? İlgisi, bir anımız dolayısıyla...1980’li yılların başında YAZKO’da

dergi çıkarırken, bulunduğu binanın penceresinden dışarı bakarkenbeni görmüş: Sokaktangeçerken elimde tespih varmış.İncelikli adam olduğu için bukonudaki eleştirisini dolaylıbiçimde iletti: “Demin sokaktan geçiyordun, seniarkadaşlara gösterdim. Bakın, Necati geçiyor, dedim. Elinde tespih var... Sahi, senhep böyle tespih mi taşırsınelinde?”Bir yakınımın armağanıydı,Oltu taşından, gümüşlü... Anısıvardı. Ama o an anladım ki,tespih taşımayı uygun görmüyor usta. Utandım. Bir daha yanıma almadım.Tespih taşımada biraz külhanilikvardı; haklıydı yadırgamakta. Düşünüyorum da, tanıdığım edebiyatçılararasında bir Muzaffer Buyrukçu sürekli tespihtaşırdı yanında. E, ne de olsa Yenikapı bıçkınlarındandı. Yakışırdı külhanilik.Atatürk’ün de bazı fotoğraflarında eli tespihlidir.

O da olağan, sonuçta Paşa bir Osmanlı erkeğiydi.Tespih etmek, anmak, zikretmek anlamına geliyordu. Allahın adını tespih etmek gibi...

“İsra” suresinde; “Yedi gök, yer,orada bulunanlar O’nu tespiheder” diyordu.Yalnızca Müslümanlara özgüdeğildi; Hıristiyan din adamları datespih taşırlardı. Beyazıt Sahaflar Çarşısı’ndakitapçılarla iç içe tespihçi dükkânları da vardı. Buralardaki tespih ustaları, tespihtanelerini haddeden geçirirlerdi.Öd ağacı, abanoz, pelesenk, sandal, kuka, narçıl, kehribar, inci,fildişi, deve kemiği, balık dişi, mercan... en değerli malzemelerdi. Osmanlı erkekleri yazlık ve kışlıkolmak üzere iki tür tespih taşırdı:Necef taşı ve sedef yazlık tespihlerdi, ele serinlik verirdi.

Keten entarisiyle keten örtülü sedire kurulanpaşa hazretleri, eline de mutlaka yazlık bir tespih alırdı. Kışınsa sıcaklık veren sandal, narçıl, kuka tespihler taşmak, Osmanlı erkeğinin bir lüksüydü.

“İnsan dediğin cart diye ölmeli.” Böylediyordu kadim dostu Fikret Otyam’a.“Altına oturak falan sürülmeden... Herşey birdenbire olmalı be Fikret. Böyleölmek isterim. Kime kimseye muhtaçolmadan. Cart diye ölmeli, ölebilmeliinsan. Aman be...”Bu yıl yüzüncü yaşı kutlanan OrhanKemal, 1970 yılı Haziranının ikincigünü, Sofya’da tedavi gördüğüMemleket Hastanesi’nde yatıyordu.Hekimi, Doç. Sivço Sivçev, iyileşmesiiçin bir süre hiç kıpırdamadan yatmasınıistiyordu.Gereksinimi içinaltına oturaksürülecekti.Bir büyükelçi ileaynı odayı paylaşıyorlardı. Altına oturaksürülmesin diye, yataktan kalktı,odanın köşesindekituvalete gitmekistedi.İki üç adım attı atmadı, hemen yereyığıldı.Oda arkadaşı zile bastı. Hekimi koştugeldi, yokladı.Orhan Kemal cart diye göçmüştü budünyadan...Mevsim yaz başıydı. Hastane odasınınpenceresi bahçedeki yeşil ağaçlara bakıyordu. Ağaçların dallarında kuşlar cıvıldaşıyor, Orhan Kemal’inöldüğünü söylüyorlardı.

Sevgili Cemal Süreya, Maliye Müfettişliğinden emekli olduktan hemensonra sakal bırakmıştı. Memur ruhlu biri değildi ama, memurluk ettiğisürece gerekli kurallara uyar; düzenli tıraş olur, kravat takardı. Emekliolunca kendini kuralların dışında görmek istiyordu belli ki... (Bir defasındaTarık Dursun K.’nın, emekli olmasına karşın hâlâ kravat takmasını yadırgadığını belirtecekti: “Bu Tarık da her gün kravat takıyor!”)Çenesini çevreleyen sakalı kırçıldı, ama ak telleri maviye çalardı. Bu mavimtırak sakalı, arkadaşlarınca şaka konusu yapılırdı. SanırımNişantaşı’ndaydı, bir gün yolda yürürken Hilmi Yavuz’a rastladık. HilmiYavuz hemen latifenin kapısını araladı:“Cemal’ciğim, sakallarını maviye boyamana hiç gerek yok! Biz senin mavisakal olduğunu zaten biliyoruz. Hiç kuşkumuz yok...”Cemal Süreya bu espriye karşı gülümsemekle yetinmişti ama, hakkındakimavi sakal imgesinden hoşlanmadığı da söylenemezdi.

Düşünüyorum da, tanıdığım edebiyatçılar arasında bir Muzaffer Buyrukçu süreklitespih taşırdı yanında. E, ne de olsa Yenikapı bıçkınlarındandı. Yakışırdı külhanilik.Atatürk’ün de bazı fotoğraflarında eli tespihlidir.

Tespih etmek...

Şairler ve Atatürk...Cemal Süreya ve mavi sakal...Safiye Ayla anlatıyor:

“Çelik Palas’ın açılışına katılmak üzere Ertuğrul Yatıyla Mudanya(ya da Gemlik’e) gidiyorduk. Öğlen yemeğinde Atatürk, yanındakilerle İtalya, Habeş savaşı üzerine konuşuyordu. Sonrasöz döndü dolaştı şiire geldi. Ben, Atatürk’ü, içmediği halde, hiçbu kadar içlenmiş görmedim... Bir süre denize baktıktan sonrabirdenbire bana dönerek, hiç unutmadığım şu sözleri söyledi:‘Ben bu ülkede bu kadar önemli işler yaptım, bunları şiirle anlatacak bir şair çıkmadı! Bir Mehmet Akif vardı, şapka yüzünden çekip Mısır'a gitti. Deha, geleceğe bakıp görenadamdır. Büyük sanatçı odur ki, kendini gelecek günlere hazırlamıştır. Mesela Tevfik Fikret... Bir gün bu memlekette sabaholacağını aşağı yukarı kestirebilmiştir. Nerede Akif, nerede Fikret!’

Yıllar sonra bizzat Nâzım Hikmet’in ağzından Kurtuluş SavaşıDestanı’nı dinleyince, Atatürk adına üzüldüm ve hayıflandım.Ata, bu destan şiiri dinlemeliydi dedim kendi kendime. HemAtatürk mutlu olurdu; hem de Nâzım’ın yazgısı yön değiştirebilirdi.”(SAFİYE AYLA’NIN ANILARI)

M

Orhan Kemal, cart diye göçtü!

Page 39: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 39

Osman Yavuz İnal

TADEUSZ KROTOS - Poland

Page 40: fenamizah no: 31 / september 2014

Francisco Punal Suarez

40 fena

Page 41: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 41

Rene Bouschet

Page 42: fenamizah no: 31 / september 2014

42 fena

Helalinden selam size değerli insanlar…“Selamın helali haramı da mı olurmuş” demeyin. Günümüzde, koltuk tırmanmaktanselam vermeyi bile esirgeyen, ekmeğini aşını haramla donatan“haramzadeler”, haksız elde ettikleriservetlerini gizlemekte zorlanırken birTanrı kelamını da esirgiyorlar...Kendi görüntülerimizle olsun gönlümüzü avutmaya çalışırken, parçaparça edilen aynaların parçalarını biraraya getirme çabasına giriyoruz

zaman zaman. Ama ne görüntülernet, ne de tek parça... Tanımadığımızbir sürü dağılmışlık doluşuyor her birparçasına. Kendi görüntümüz de yitipgidiyor yetmiş yedi milyon arasında...Eminim sizler de bu duyguyu bilipyaşıyorsunuzdur…•Kan ter içinde bitirdik bu ağustosayını da... Geceleri ay bize baktı. Bizler,düzmece yıldız fallarına!

Güneş tüttürdü bacasını soluklanmadan, gün akşama erenedek... Bizler terledik memleket kurtarma sevdasına topladığımızimzalarla...•Her türlü yapış yapış günlerden birazuzaklaşmak için Karadeniz yöresindeyaylalara kaçtım bir süre. Güzel günlergeçirdim dostlar arasında ve bol bolgüldüm...“Biraz da gülelim” yazar ya bazı yazı

başlıklarında!“gülelim” sözcüğünü görür görmezbir gülümseme yayılır yüzümüze. Biruyarı gibidir ve anında algılar beyni-miz. Sizler de güler misiniz bilmemama yaşadığım iki olay anlatmak isterim.•YALATACAMTopraktan çıkardığı bir tencere dolusupatatesle geliyor Habibe. Kabuklarınısoyup kızartmak için elinden alıyo-rum. Bir tanesi vıcık vıcık geliyorelime, “ay bu patates çürümüş”

P O E T I C

AYMAAYMAGülgün Çako

Her gün yeniden kırılmayı göze almanındiğer adıdır nezaket.

Çer-Çöp Reyhan Sur

Utanç, soyunmasıdır dünyanınSaklama güzel gözlerini,

o kadar da çıplak değil dünya…

Biraz da gülelim...

Page 43: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 43

diyorum. “yalatalım!” “nasıl yani?”“ineklere”“inek patates mi yalar?”İnekler için yiyecek biriktirdiği kabınadıymış “yal” Gülüşüyoruz...•ARABA ÇİZİĞİYayla evinin önü alabildiğine fındıklıkve mısır bahçesi. Bahçede kahvemiiçerken görüyorum arabanın çizikçizik olmuş ön kısmını. İkinci gündaha fazla çizik ve arabanın yanındaböğürüp duran bir inek... İçeri koşup söylüyorum: “arabayı çizen inekmiş”“Oy kınalıım! Öğsemiiş”“öğsemek ne?”“boğa istiyor boğa!”Hazretlerden birinin “bayanlar allahmuhafaza direğe tırmanacaklar!”sözü geliyor aklıma!•Sevgili şairimiz Ülkü Tamer’inhelalinden bir şiiriyle veda edelim!“Ölüm canın has yoldaşı / Dikengülün gönüldaşıKar altında deniz düşü / Kuranlaraselam olsun.”

Hecer Hatice Erdoğan

Ayrılık da sevdaya dahil diye uyuttular bizi. Ayrıldılar ve hiç bitmeyen bir sevdanın bir yarısı olarak yarım birömür yaşadılar. Nerde bir çift görseler doldu gözleri. Sahi var mı hala böyle insanlar? Dünyada yaşananlar,insanların kalplerini yeterince katılaştırdı diye düşünüyordum. Yani eskidendi sanırım. Şimdi ayrılanlar halasevgili değil gibi. Sonra bir psikolog çıktı, ayrılık acısı ölüm acısına eşit dedi, o zaman herkes rahatladı, tamamnormaliz dedik. Zaten sonra zaman bir hızlı geçti, bir hızlı geçti ki başımızın döndü, o hızla insanlıktan dadöndük. Artık umurumuzda değil. Hatta ölüm! Artık insanlar katıldıkları cenazelerden yer bildirimi yapıyorlar. Korkuyorum Allah’ım yüzyıllar öncesindeki cehalet yeniden hortladı diye. Tıpkı bir hastalık gibi.Hani bilim kurgu filmlerinde zombiler sarar şehri, ısırdıkları herkes artık bir zombiye dönüşecektir. Ta ki sonbirkaç cesur insan sayesinde kurtulur dünya. Birbirimizin canını yaka yaka bulaştırıyoruz bu melun hastalığı.Allah sonumuzu hayır etsin ama bence bunlar aslımızı unutmamızdan. İnsan ne ile yaşar? Su dedi biri, ötekiyemek, biri tuttu bira olmazsa ben yaşayamam, kız da rujum olmadan asla dedi. Herkesin cevabı farklıydı, biranne evladım olmadan asla dedi zaten orda bıraktık sormayı eve geri döndük. O nokta da dedim ki bir annehassasiyeti lazım; peki yeryüzünde ki bütün insanlara anne şefkati ile kim sahip çıkabilir? Ama bunu öncebizim kabul etmemiz lazım. Üvey olma sendromu yok, o bir anne ki tıpkı öz anneniz gibi sevecek,yemeğinizi yapacak, işe rahat gidip gelin diye sağlık verecek, ciğerleriniz bayram etsin hayatta kalın diye oksijen verecek, için diye su, seyredin diye manzara... vs örnekler çok ama siz de yeryüzündeki herkesikardeşiniz bileceksiniz. Bu oyunun kuralı bu. Aslında oyun değil! Hani işin aslı derler ya, işte tam ordayız.İşin aslı bu aslında. Bu gerçeği kabul etsek; Gazze’deçocuklar sokaklarda “gülle oyunu” oynuyor olurdu,Suriye’de sokakta kızlar ip atlıyor olurdu ve dünyanınhiçbir yerinde hiçbir anne ağlamazdı. Ama bu bir film vesenaryo önceden yazılmış, mutlak final illa ki yaşanacak;ölüm. Yani kimse demesin bir filmde oynamadan öleceğim diye. Başrolsün kardeşim, bir bilsen işin sendebittiğini ah! O kapıdan çıkacağız bunu biliyoruz da o kapıya kadar güzel güzel, uslu uslu yürüsek, sataşmasaksağımızdaki solumuzdaki insanlara. Kime kalmış ki budünya? O toprak var ya o toprak senin gibi kaç trilyoninsanı yuttu haberin var mı? Ve buradan aldıkları buradakaldı, bedeni de buna dahi... Anneannem bu gibidurumlarda ‘nerden nereye?’ derdi. Nerden nereyegeldik. Bir şekilde bir yere geliniyor, gelişine göre yergüzelleşiyor ya da çirkinleşiyor. Aklıma tüm insanlığakucağını açmış bir alim geldi: Hz. Mevlana. Ne demişMevlana Hazretleri ‘İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş nahoş.. gönlüne gelen herşey senden, senin varlığından gelir..’ Buradan kendine birhisse çıkaramayanlar için bir de atasözümüz var: Güzüngelişi yazdan bellidir. Ya da ‘ne ekersen onu biçersin.’

Sabahları açan güller gibi güzel kokunuzu hayatakarıştırmanız dileğiyle. Huzurlu olun, huzurlu kalın ve enönemlisi, huzur verin...

N A R A Ğ A C I

Burası Dünya.. Lütfen bulmak istediğiniz gibi bırakınız!

Saadet Demir Yalçın

GRA

FİK:

HEC

ER H

ATİC

E ER

DOĞ

AN

ÇİZİ

M: R

EYHA

N SU

R

Page 44: fenamizah no: 31 / september 2014

44 fena

Stanislaw Kosciesza

Page 45: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 45

çevre mi, o da ne?

MUAMMER KOTBAŞ - Turkey

IVAILO TSVETKOV - Bulgaria

Page 46: fenamizah no: 31 / september 2014

Retired commanders..

Mehmet Saim Bilge

46 fena

ILLU

STR

ATION: AZİZ

YAVUZDOGAN

Barışseverkarikatürcü askerler!

They cartoonists who retired from theTurkish army... They told us what theythink war, peace and humor about.

1957 Gerede doğumlu. İlk ve ortaokulu Gerede’de okudu. 1974 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nden,1978 de de Kara Harp

Okulundan Piyade Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Yurdun çeşitliyerlerinde komutanlık görevlerinde bulundu. Azebeycan’da

Kolordu kıdemli danışmanlığı görevinde bulundu. 2009 yılındada Eğitim ve Doktrin Komutanlığı'ndan Kıdemli Albay rütbesi ileemekli oldu. Fatma Bilge ile evli, Selahattin Samet ve Makbule

Merve isimli çocukları var.

He was born in Bolu/Gerede in 1957. Hehad his elementary education in Gerede.He was graduated from Kuleli MilitaryHigh School in 1974 and in 1978, was hegraduated from Turkish Military Academyas an Infantry Lieutenant. He worked as aCommander in all over the country. Heworked as an army corps adviser inAzerbaijan. He retired as a Senior Colonelfrom Training and Doctrine Command. Hemarried Fatma Bilge and has a sonnamed Selahattin Samet and a daughternamed Makbule Merve.

Page 47: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 47

Özgün Uysal Ahmet Ümit Akkoca

now they are drawing cartoons for peace!

Barışseverkarikatürcü askerler!

Türk ordusunun emekli üç subayı; Mehmet Saim Bilge, Özgün Uysal ve Ahmet Ümit Akkoca..Onlar, şimdi barış için karikatür çiziyorlar...

Hem kendilerini hem de savaş, barış ve karikatür hakkında ki görüşlerini, Türkiye'deki ve dünyadaki karikatürcü meslektaşları ve FENAMİZAH okurları için anlattılar...

He was born in 1963 in Gönen-Balikesir. He isthe son of the poet and writer Ahmet Uysal(rip). He graduated in 1981 from “TurkishNaval Petty Officer Preparatory School (MilitaryHigh School)” and in 1982 from “TurkishNaval Petty Officer Branch School”. He servedfor 22 years at the Turkish Navy warship withcontinents, headquarters and administrativestaff in institutions. He was retired in 2004from General Secretary of the Turkish GeneralStaff, Press-Public Relations and PublicityDepartment. He is retired his rank "SeniorMaster Chief Petty Officer"

Ahmet Ümit Akkoca was born in 1957in Çorum/İskilip. First , middle and highschool finished in İskilip. Entered the Air

Noncommissioned Officer School in1975. He graduated as an Air Operator

Noncommissioned Officer Radar in1976, Erzurum Weather Radar Mevzi

was assigned to the Command. He married with Hatun Akkoca in

1978. From this marriage with GökçenTuğba and Nuray names was the

father of two daughters.

1963'te Balıkesir’in Gönen ilçesinde doğdu. Merhum şair ve yazarAhmet Uysal’ın oğludur. 1981’de Deniz Astsubay HazırlamaOkulu’ndan ve 1982 yılında Deniz Astsubay Sınıf Okulu’ndan

mezun oldu. 22 yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın yüzer birlikleriile, karargah, kıt’a ve kurumlarında idari görevlerde bulundu.

2004’de kendi isteğiyle Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği,Basın Halkla İlişkiler ve Tanıtım Dairesi’ndeki görevinden“Kademeli Kıdemli Başçavuş” rütbesi ile emekli oldu.

1957 İskilip/Çorum doğumlu. İlk, orta ve liseyi İskilip’te bitirdi.1975’te Hava Astsubay okulunagirdi ve 1976 yılında Hava Astsubay Radar Operatörü olarak

mezun olup, Erzurum Hava Radar Mevzi Komutanlığı’na atandı.1978’de Hatun Akkoca ile evlendi ve bu evlilikten Gökçen Tuğbaile Nuray isimli iki kız çocuğu babası oldu. Ahmet Ümit Akkoca

Karikatürcüler Derneği üyesidir.

Page 48: fenamizah no: 31 / september 2014

Mehmet Saim Bilge’s concern with cartoonshas started before his elementary education.At that years, he reads newspaper and magazines and enjoys cartoons on them. He says: ‘I was drawing many of my friends’pictures because of my ability on drawing’.

He had drawing lessons while he was atKuleli Military High School. He was workedwith many precious teachers but related to hisbusy work life, he could not deal with cartoonsso much. After his retirement, he could spendso much time for drawing cartoons.

By the shadow of the restricted military rules,he could not draw, write or talk; after his retirement he could behave more relax.Commander Mehmet says; ‘Your MilitaryEducation affects your whole life even if youput off your 40 year-old Military Uniform. Butthe retirement makes you a little bit relax’ aboutthis subject. But he says that he could drawsome of cartoons while working in the barracksbetween his friends. He says, after his retire-ment he did not only focused on cartoons butnow this situation has changed for his life andhe wants to be one of the best cartoonists andwork on that way.

Cartoonists are talking about his cartoons andhe is a strict follower of the CartoonExhibitions. It can be easily seen that he hasgreat relationships with other cartoonists.About this great situation, he says; ‘I later participate in cartoon community but as if I am working with them as 40 years and on.Sometimes I say to myself that I should jointhem earlier but about my military past, I couldnot do this. By the way, I thank to cartooniststhat have helped me about my works by oneby’.

At the 70s when he was at his education life,the humor was more alive says our R. Coloneland he adds; ‘At that years, the magazineswere sold much more and politicians were suitable for cartoons by their appearances andhumor abilities. They were gentle. By theusage of the Internet, this rate slightlydecreased but I am happy about the youngpeople’s attention about cartoons. It is verygood that they are enthusiastic about attendingcartoon courses’.

Colonel Bilge claims that; ‘All of the TurkishSoldiers want peace and they had the educationfor peace at the Turkish Military Schools. Forpeace, soldier or civilian, everybody should helpand I believe in this idea’.

ehmetSaimBilge’nin

resim ve karikatüreilgisi daha ilkokulaöncesi başlamış. Ovakitler gazete vedergilerdeki

karikatür ve çizgiromanlara bakmaktan

zevk aldığını söylüyor ve “resmimde iyi olduğundan, derslerdearkadaşlarımın çoğunun ödevini de ben çizerdim.” diyor.

Kuleli Askeri Lisesi’nde de resimbölümündeymiş ve çok kıymetliresim hocalarından ders almış.Ancak görevi süresince yoğun çalışma temposundan dolayı pekilgilenemediği karikatüre emekliolduktan sonra daha fazla zamanayırma şansı bulmuş.

Askeri kurallara bağlılık sebebiyleöyle her şeyi çizip, yazamaz ve

konuşamazken, emekli olduğun-da daha rahat daha özgürolduğunu kabul eden MehmetKomutan, “40 yıla yakıntaşıdığınız üniformayı çıkarsanız bile yinede almış olduğunuz askeri disiplin sizi etkilemektedir.Sanata bakış açım değişmese deemekli olmanın verdiği birrahatlık var tabiki.” diyor bukonuda. Fakat yine de kışladaykenarkadaşları arasında bazı durumve olayları karikatürize edebildiğini de belirtiyor. Başlangıçta emekli olmanınverdiği bir uğraş olarak görse degelinen noktada karikatürünhayatının bir parçası olduğunuifade eden Bilge, bu alanda kendisini geliştirmek ve en iyilerden olmak için çalıştığınısöylüyor.Karikatür camiasında kısa süredeadından söz ettiren, neredeysebütün karikatür sergilerinin sıkı

48 fena

Mehmet SaimBilgeEmekli PiyadeAlbay /Karikatürcü

Böyle bir iddia karşısında ne düşündüğünü sorduk... “Askersavaş, karikatürcü barış ister sözü bence asker de karikatürcü debarış ister, şeklinde daha doğru olur. Çünkü askerler de barışınkorunması için savaş sanatını öğrenmektedirler zaten savaşmecbur kalınmadıkça ki; o da vatanın savunulması söz konusuolunca geçerlidir. Yoksa bir cinayetten farksız olur. Savaşlar dabarışı korumak için yapılır ama bazı devletler maalesef tam tersini yani menfaatlerini korumak için savaşmaktadırlar. Böyleolursa tabiki böyle düşünen ülkelerin askerleri savaş, karikatürcüler de barış ister, diyebiliriz...”

“Asker savaş, karikatürcü barış ister?!”

M

takipçisi olan ve epeyce çevreedindiği gözlenen Mehmet SaimBilge, karikatürcülerden gördüğüyakınlıktan duyduğu memnuniyetişöyle anlatıyor:“Karikatür camiasına geçgirmekle birlikte sanki 40 yılönce girmişim gibi bir yakınlıkgördüm. Bazen keşke daha öncebaşlasaymışım çizmeye diye kendikendime serzenişte bulunsam veaskeri disiplin ve kurallar gereğibu isteğimi yerine getirememişolsam da, başta siz olmak üzeredeğerli ustalardan çok yakınlık,ilgi ve destek gördüm, görmeye dedevam ediyorum. Yeri gelmişkensize ve desteğini esirgemeyen tümdeğerli karikatürcülerimize deayrı ayrı teşekkür ederim.”

Lise ve harbiye yıllarında, yani70’li yıllarda mizahımızın dahacanlı olduğunu belirten emeklialbayımız “O zamanın dergileriçok da satardı, özellikle siyasilerin hem tipleri çizimeuygun hem de her hareket velafları da esprili bir çizim içingerekli malzemeyi sağlıyordu vehoşgörü vardı. İnternetin deyaygınlaşmasıyla o canlılık pekkalmadı gibi ama yeni nesiliçinde karikatüre meraklı gençlerin olması ve açılankarikatür kurslarına gösterilenilgi gelecek için umut vericidir.”diyor.

Her Türk askerinin barıştan yanaolduğunu söyleyen Bilge, askeriokullarda barışı koruma eğitimialdıklarını, savaşların sona ermesiiçin asker ya da sivil, her insanınçaba göstermesi gerektiğineinanıdığını vurguluyor...

(Ret. Infantry Colonel / Cartoonist)Mehmet Saim Bilge

What do you think about this? He said that; I think this sentence should be; both soldiers and cartoonists want peace.Because soldiers learn the art of how to protectpeace. War is the last way and can be only usedfor defense of the motherland. If not, war is theother name of the slaughter. But some of thecountries of the world, they declare war not onthis way, they declare war for their benefits. This kind of countries can say ‘Soldiers want war,cartoonists want peace’.

We asked;‘’Soldiers want war, cartoonists want peace?’’

Barışsever karikatürcüaskerler!

Page 49: fenamizah no: 31 / september 2014

arikatüre olan ilgisi okulöncesi yaşlarda,Savaştepe Köy

Enstitüsü mezunu ilköğretimmüfettişi olan babasının düzenliolarak aldığı Akbaba dergisinigörüp incelemesi ile başladı. Okul yaşantısı süresince çizgilerini geliştirdi. Askeri okuldöneminde Çivi MizahGazetesi’nde tanıştığı karikatürcü MahmutKaratoprak’ın yönlendirmesive teşviki ile gazete vedergilerde profesyonel olarakkarikatür çizmeye başladı.Gerek çizgi romanları çoksevmesi, gerekse 80’li yıllardabasın sektörünün talebi doğrultusunda çizgi romanlarçizmeye başladı. Eserleri yurtiçinde yerel, yaygın ve askeribasın ile yurt dışında gazetel-erde yayınlandı.

Türk mizahındaTurhan Selçuk,Mim Uykusuz, NuriKurtcebe, MahmutKaratoprak, SemihBalcıoğlugibi usta isimlerin çizgilerini çokbeğenmektedir.

Askeri kimliği ile sivil kimliği arasında karikatüre vemizaha bakış açısında birfarklılık bulunmamakla

birlikte, 211 Sayılı Türk SilahlıKuvvetleri İç Hizmet Kanunuve Yönetmeliği’nin, asker kişilerin “askeri ve siyasi”konularda yazıp çizmesineengel teşkil eden maddesigereğince, deniz astsubayıolarak görev yaptığı 1982-2004yılları arasında kendi imzası ileçizdiği eserlerinde, mecburiyetten dolayı bu konularda çizimler yapmadı.

Türk mizahının altın çağınıOğuz Aral’lı GırgırDergisi’nin yayınlandığıdönemde yaşadığına inanmaktadır.

Güzel Sanatlar Akademisi’negitmek isterken, Türkiye’nin oyıllarda içinde bulunduğu siyasive ekonomik şartlara bir de

ailevi şartların eklenmesi yüzünden askerlik mesleğiniseçen Uysal, Türk SilahlıKuvvetleri’nde muharip sınıfolarak görev yapmaması nedenleriyle, dünya barışıkonusunda asker ve karikatürcükimliği arasında bir fark bulunmadığına inanmaktadır.

fena 49

Özgün Uysal

KEmekli Deniz Astsubayı / Karikatürcü

Böyle bir iddia karşısında ne düşündüğünü sorduk...Bu görüşün doğru olmadığınısavunan Özgür Uysal"Askerlerin sanıldığı gibi aslında savaşmak için değil,mevcut olan barışı korumakiçin teminat olduklarını, ancakbağımsızlığımızın tehlikeyedüşmesi halinde, vatansavunması için savaşmalarıgerektiğini düşünmekte olup,Türkiye Cumhuriyeti’mizinkurucusu Mustafa KemalAtatürk’ün, 'Yurtta Barış,Dünyada Barış' felsefesineinanmaktadır." diyor...

“Asker savaş,karikatürcü barış ister?!”

His interests in the cartoon begins whilehe was observing the humor magazinwas called "Akbaba” which was buyed byhis father who graduated from the VillageInstitute of Savaştepe and was a primaryschool inspector, at his pre-school age.During his lifetime he had developed hisexperiences of his cartoon style.At his period of the military school hehad met with Mahmut Karatoprak whowas the cartoonist of the humor magazin,called “Çivi”. Cartoonist Karatoprak’sencourage and guidance helped him tobegin to draw cartoons as a professionalin newspapers and magazines. He dolikes comics as well as the request of themedia sector in the 80s began to drawcomics. His works pubblished in thelocal country newspapers,press, militarymagazines and abroad as well.He very likes the master of the Turkishhumor cartoonists like Turhan Selçuk,Mim Uykusuz, Nuri Kurtcebe, MahmutKaratoprak and Semih Balcıoğlu.As a person with his military and civil ID has the same perspective for humorand cartoon. But based on the InternalService Law of Turkish Armed Forces(n.211) prohibits the military and politicaldrawings and writings . That’s why hecencored himself while was working as a Petty Officer between the years of 1982 – 2004.

He believes that the Turkish humor livedits golden age with Oguz Aral while hewas publishing the humor magazine“Gırgır”. Altough he wanted to go to theFine Arts Academy , cause of the politic,economic and family problems he prefered the military high school. His military formation wasn’t about warbut was about administrative. Thereforehe believes that there is no differencebetweeen his military and cartoonist ID for the world peace.

(Ret. Senior Master Chief Petty Officer /Cartoonist / Comics Artist)

Özgün Uysal

What do you think aboutthis? He said that; Whereuponhe defends that is not rightand adds “ the soldiersdon’t want to war as usualthought, they are to keeppeace which is exist. Theyonly just fight when there isa dangerous situation todefend the security of thehomeland. I do believe thephilosophy of the “Peaceat Home, Peace in theWorld” of the founder ofTurkish Republic MustafaKemal Atatürk.

We asked;‘’Soldiers want war, cartoonists want peace?’’

Page 50: fenamizah no: 31 / september 2014

hmet Ümit Akkoca da birçokları gibi ilkokul çağlarındanberidir resime ilgisi varmış.

Defter kenarlarına çiziktirdikleri pekfarkedilmese de kendi deyimiyle busevdaya tutulmuş bir kere.Karikatürle, mizahla tanışmasıamcasının evlerine Milliyet gazetesialmasıyla başlamış. Lise öğrenciliğidönemlerinde Turhan Selçuk’un veBedri Koraman’ın çizgileriyletanışmış ve ilgisi artmış. Ancak onuen çok etkileyen olayın bir dergidekarşılaştığı bir karikatür olmuş. Şöyleanlatıyor: “Beni o yıllarda en fazlaetkileyen karikatür Milliyetgazetesinin ücretsiz eki olarak herhafta verdiği Milliyet Sanat ekindeki 2000 yılında da AydınDoğan Karikatür Yarışmasındabirincilik ödülü alan GarifBasyrov’un yarı beline kadarvücuduna su dolmuş ve içindeki

balıkları yemeye çalışan, arkasındabir kedi olan balık tutan adamkarikatürü olmuştur.”Astsubay çıktıktan sonra Erzurum’dabulunduğu tarihlerde Karakedidergisine birkaç çalışmasını gönderir.Fakat arkası gelmez. O tarihler deyoğunlukla karakalem portre çalışmaları yapıyormuş. 80’li yıllardaağırlıklı olarak yerel konularla ilgilibant karikatür çalışmaları ve yaşanmışolaylardan yola çıkarak hazırladığıçizgi roman denemeleri olmuş.

İskilip’in Sesi, Çorum Hakimiyetve Amasya Objektif isimli yerelgazetelerde bazı çalışmaları yayımlanmış. Eskişehir’de görev yaptığım 1983 yılında Tercümangazetesinin spor ekinin açmış olduğuportre yarışmasında çizdiği MilliBasketbolcumuz Hüseyin Alp’inkarakalem portresi ile birincilik ödülü

kazanmış. “Yalnız öyle bir tesadüfoldu ki; çalışmayı postayaverdiğimin ertesi günü radyodanHüseyin Alp’in vefat haberini duydum ve çok üzüldüm.” diyerek,ödüle pek sevinemediğini belirtiyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinderesim yarışmalarının olduğunu bilmesine rağmen, yine de ordudasanata karşı bir sınırın olduğunu, helehele karikatüre sakıncalı bir bakışınolduğunu düşünürmüş. Dolayısıylada yerel basında ki yayımlanan çalışmalarından endişe duyarmış.“Nereden böyle bir duyguyakapıldığımı bilemiyorum amaHava Kuvvetleri, hatırladığımkadarıyla 1993-94 yıllarındaemniyet konulu bir karikatür yarışması açtığında, endişeleriminyersiz olduğunu anladım.” diyor.

Emekli olduktan sonraİstanbul’a yerleşenAhmet Ümit Akkoca,karikatürle daha çok vakitgeçirmeye başlıyor, ulusalve uluslararası karikatüryarışmalarına katılır veödüller kazanır. 2011yılında ilk kişisel sergisiniaçar ve bir çok karmasergiye katılır. Karikatürcüler Derneğiüyeliğine kabul edilir vebir çok karikatür ustasıylatanışır. Bu arada kısasüreli Ortadoğugazetesinde günlük siyasikarikatürler de çizer.

50 fena

Ahmet Ümit AkkocaEmekli Hava Astsubayı / Karikatürcü

A

Barışsever karikatürcüaskerler!

Böyle bir iddia karşısında ne düşündüğünü sorduk..."Böyle tanımlara takılmamak lazım. Barış söz konusu olduğunda askerler savaş yanlısıymış gibi hedefalınmamalıdır. Unutmayalım ki; Mustafa Kemal Atatürk, kendisi de bir asker olmasına rağmen 'Yurttasulh, cihanda sulh!' diyebilmiştir. Asıl savaş, ranta ve çıkara dayalı sivil cephelerdedir. Bugün yaşananat hırsızlarının savaşıdır. Bıkmadan, usanmadan barış için karikatür çizmeye devam."

“Asker savaş, karikatürcü barış ister?!”

As with many caricaturists, Ahmet Ümit Akkoca grewan interest in painting when he was at the primaryschool. Even though his doodles on the margins ofnotebook pages did not really catch attention, he was‘immensely infatuated with this art’ in his own words.The first time he was introduced to the caricature andhumour was when his uncle started to buy the newspaper Milliyet regularly and bring it to their home.During his high school years, he got to know the workby Turhan Selçuk and Bedri Koraman, which furtherinstigated his interest. However, what really made adeep impression on him was a caricature he once sawin a magazine. Akkoca recounts it as follows: ‘The caricature that impressed me the most in those yearswas a caricature by Garif Basirov depicting ''a fishingman filled with water up to his waist with a cat behindhim trying to eat the fish in the water'', which won thefirst prize in the Aydın Doğan caricature competition inthe year 2000, which I saw in the Milliyet Art insert thatcame with the Milliyet newspaper every week.’

After his appointment as a sergeant, he sent a few ofhis works to the magazine Karakedi during the time hewas in Erzurum. However, his pursuit came to an endthere and then. During those times, he was mainlyworking on charcoal drawn portraits. In 1980s, he drewcaricatures focusing on the local events and he experimented with comic strips that he prepared withinspiration from real events. Some of his works werepublished in local newspapers titled İskilip'in Sesi,Çorum Hakimiyet and Amasya Objektif. The charcoaldrawing portrait of Hüseyin Alp, a national basketballplayer of Turkey, which he drew for the portrait contestorganized by the newspaper Tercüman in 1983 duringhis tenure in Eskişehir won the first prize. He says thathe could not feel very delighted by the award statingthat 'Through a sad twist of fate, I heard of the demiseof Hüseyin Alp the day after I sent my work and I wasdeeply saddened.' Even though he knew that paintingcontests were organized within the body of the TurkishArmed Forces, he still considered that there was arestriction imposed on art in the army, furthermore, thatcaricature was seen as an objectionable branch.Therefore, he was worried about his work being pub-lished in the local press. He says ‘I do not know why I felt that way. When the Air Forces Command starteda caricature contest with the theme of security in 1993-1994, I understood that my concerns were unfounded.’

Having settled in Istanbul after he got retired, AhmetÜmit Akkoca started to devote more time to caricature.He took part in national and international competitionsand he won awards. In the year 2011, he opened hisfirst personal exhibition and he also took part in severalcollective exhibitions.He was admitted as a member tothe Society of Caricaturists and he got to know manymaster caricaturists. In the meantime, he also drewdaily, political caricatures for the newspaper Ortadoğu.

(Ret. non-commissioned officer in the air/Cartoonist)

Ahmet Ümit Akkoca

What do you think about this? He said that; One should not be very obsessedby such generalizations. When peace is at stake,soldiers should not be targeted as if they are infavour of war. Let us not forget the saying byMustafa Kemal Atatürk, a soldier himself, ‘Peaceat home, peace in the world'. The main war iswaged in the civilian front and it against thosewho only seek their own interests and gains.What we see today is a war among 'horsethieves'. Drawing caricatures is an act that mustbe relentlessly pursued.

We asked;‘’Soldiers want war, cartoonists want peace?’’

Page 51: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 51

ANDRES ECHEVERRI - Colombia

Page 52: fenamizah no: 31 / september 2014

52 fena

Page 53: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 53

OLEKSY KUSTOVSKY - Ukraine

ADRIANA MOSQUERA - Colombia

JAREK HNIDZIEJKO - Poland

Page 54: fenamizah no: 31 / september 2014

54 fena

ALI DIVANDARI - Iran

Page 55: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 55

TOSO BORKOVIC - Serbia

DARKO DRLJEVIC - Montenegro

CEM KOÇ - Turkey

Page 56: fenamizah no: 31 / september 2014

56 fena

• Karikatür sizce nedir?Kısaca bir tanımlama

yapabilir misiniz?Karikatür benim hayatımınanlamıdır. Kendimi ifade etmekve kendimi keşfetmek için idealbir seçenektir. Yazısızkarikatürde mutlak bir yaratıcılıkvardır ve ben felsefe ve mecazanlatım için çok uygun buluyorum.

• Karikatürleriniz yaşadığınızülkede gereken ilgiyi buluyormu? Mutlu musunuz?Ülkemde karikatüre pek talepyok. Tersine karikatürcüleryaşayabilmek için işçi sınıfı kategorisindedir. Ama belki bilinmez ki ben bunlarısöylerken bazı genç karikatürcüleryaratıcı

başyapıtlar oluşturmaklameşgullerdir.

• Karikatür çizdiğiniz içinbaşınızın belaya girdiği oldumu? Böyle bir poblemyaşadıysanız lütfen kısacaanlatın.Ukrayna iç politika anlamındaadalet ve barış konusunda nispeten huzurlu bir ülke.Ukraynalı politikacılar için uzun

zamandır karikatür ilginçgelmiyor ve karikatürcülerizararlı birileri olarak görmüyorlar.

• Karikatürcünün çizgileriyle, dünya barışına vetüm dünya haklarınınkardeşliğine katkı sağladığınaya da böyle bir amacı olmasıgerektiğine inanıyormusunuz?Ben insanlar üzerinde sosyal vefelsefi temalar işlemeyi tercihederim. Bana sorarsanızkarikatürcülerin görevi sorunlarıçözmek değil. Gülmek mizahibir güzellik duygusudur ve buduygu kurtarabilir dünyayı.

• Uluslararası karikatür yarışmaları hakkında olumluya da olumsuz görüşleriniznelerdir?Uluslararası karikatür yarışmalarına katılmak beniaçımdan öncelikle meslekigelişimim açısından önemli.Ayrıca dünyayı görmek,gezmek için iyi

bir fırsat. Seyahat etmeyi seviyorum ve benim neredeysetüm gezilerim karikatürsayesinde olmuştur. Bu bağlamda kültürel ve maneviyönden oldukça zengin.

• Eğer bir başka karikatürcügözüyle çizmeniz gerekirse,kendinizi hangi komik yanlarınızla ifade ederdiniz?Hüzünlü gözler ve gülümseme.Bu benim. Yani genellikleüzgün fakat gülümseyen birifade.

• FENAMİZAH hakkındadüşünceleriniz?Fenamizah güzel tasarımı ve bilgilendirici, ilginç içeriği ilemükemmel bir dergi.Karikatürler de az ilgi çekicideğil. Göze hoş gelen ve beyinehitap eden dergi olduğunusöyleyebilirim. Teşekkür ediyorum. Türkiye'deki ve tümdünyadaki meslektaşlarıma iyişanslar diliyorum.

Dünyaca tanınan Ukraynalı başarılıkarikatür sanatçısı, neredeyse tümkarikatür yarışmalarından çok sayıda ödülkazanmış biri. Ülkemize de çeşitlivesilelerle davet edilen Kustovsky,alçakgönüllü kişiliğiyle de oldukçasevilen bir çizer.

by Aziz Yavuzdoğan

Ukrainian Cartoonist

Fenamizah güzel tasarımı ve bilgilendirici,ilginç içeriği ile mükemmel bir

dergi. Karikatürler de az ilgi çekicideğil. Göze hoş gelen ve beyine

hitap eden dergi olduğunu söyleyebilirim.

Page 57: fenamizah no: 31 / september 2014

• Whatdoes a cartoon

mean for you?What do youthink about cartoon?Cartooning for me- the meaning oflife. Ideal option ofself-expression andself-discovery. Acartoon withoutwords - theapproach to theAbsolute in creativity. I am Veryfond of philosophyand metaphor inthe cartoon.

• Does your country appreciateyour cartoons? Doyou feel satisfied with the interesttowards your cartoons?In Ukraine, thecaricature is not indemand. Contraryto that in Ukrainelive and workingclass cartoonists.Distressing lack ofyoung cartoonists(20-30-year-olds). But perhaps, as I write these lines, an unknown young cartoonist is already creating their masterpieces.

• Have you experienced any troublebecause of your cartoons? What happened?Ukraine is relatively peaceful country. With imperfect justice, horrible prisons andno less terrible power. Ukrainian politicianshave long turned into a caricature. And to draw a caricature of a caricature isuseless and not interesting.

• Do you think a cartoonist must contribute to world peace with his/herart?So I prefer to do on the human, social,philosophical themes, without personalities.Cartoonists in the world do not solve theproblem, they laugh. A sense of humor, like beauty will save the world!

• What do you think about the international cartoon contests? Pleaseindicate your reasons.My participation in international competitions cartoons has several meanings.First of all: professional development.Second, it is an opportunity to see theworld! Love to travel. And all of my travelsare associated with the cartoon! This is veryimportant: you become richer in the cultural and spiritual aspects.

• If you had to draw yourself fromanother cartoonist’s point of view, whathumorous details would you add to thecartoon?On the side, I often look sad man. Sad eyesand smile - that's me. That would be somyself and painted - sad but smiling!

• Please write your thoughts and comments about FENAMİZAH magazine in few words.FENAMIZAH magazine perfectly combines beautiful design and internal content: informative, interesting text, andno less interesting cartoon. I would say,pleasing to the eye and nourishes the brain.Thank you. Good luck to the magazine and all my friends and colleagues - cartoonists in Turkey and in the world!

fena 57

Graduated NationalAgricultural University

From 2003 won more than85 prizes on the InternationalCartoon Contests.First Awards:Gold Prize/ LM InternationalCartoon Exhibition 2003(China); First Prize/ Nature &Man Cartoon Contest"Drought & Water" (Turkey);First Prize / International com-petition on drawing forwomen “Jaka bede.. 2009”(Olsztyn, Poland); Gold Prize/3rd "Molla Nasreddin-Azerbaijan 2010"International Cartoon Contest(Azerbaijan); First Prize "MUS-SEL - 2010"/ The 2ndInternational Cartoon Contest"Mussel & Fish2010"(Bulgaria); “Masters ofcaricature” Prize/ The SixthInternational Biennale“Masters of Caricatures” –Plovdiv 2011 ( Bulgaria), YIL-MAZ GÜNEY HONORAWARDS / 2nd INTERNA-TIONAL YILMAZ GÜNEY CAR-TOON CONTEST( Turkey), FirstPrize – Cartoon/ 39º SalãoInternacional de Humor dePiracicaba 2012 (Brazil); FirstPrize/ 6th SMEHANAPA(SMILEANAPA) InternationalCartoon Festival 2012– Anapa( Russia); Gold Prize/ TheInternational Exhibition ofSatirical Graphic BUCOVINA2012 – Suceava, ROMANIA.Published cartoons in news-papers and magazines fromUkraine, Russia, Turkey,Bulgaria, Sweden.Solo exhibition: Belgorod,2010 (Russia)Collective exhibition: Pisek(Cartoon Meeting Point Písek-2010), Czech RepublicMember of the Jury:The International CartoonContest “LM” in China (2005),the International CartoonFestival «CLEAR LOOK-2010»(Russia), the InternationalCartoon Contest «Jaka bede»in Poland (2010, 2011,2012), the 32nd NasreddinHodja Cartoon Contest inTurkey (2012), TheInternational Salt & PepperSatirical Art Salon in Romania(2013).

leksyKustovsky

O

Cartooning for me - themeaning of life. Ideal

option of self-expression and self-discovery.

A cartoon without words -the approach to the Absolute

in creativity. I am Veryfond of philosophy andmetaphor in the cartoon.

Page 58: fenamizah no: 31 / september 2014

GERMAN GENGA - Argentina

HULE HANUSIC - Austria

58 fena

AGIM KRASNIQI-KrAgi - Kosova

Page 59: fenamizah no: 31 / september 2014

JIRI SIRNA - Czech Republic

fena 59

VLADIMIR SEMERENKO - Russia

HENRYK CEBULA - Poland

Page 60: fenamizah no: 31 / september 2014

60 fena

MILET

A M

ILORADOVIC

-Serbia

BIRA DANTAS - Brasil

JORDAN POP-ILIEV - Macedonia

Page 61: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 61

JULI SANCHISAGUADO - Spain

MAKHMUD ESHONQULOV -Uzbekistan

BV PANDURANGA RAO - India

Page 62: fenamizah no: 31 / september 2014

62

Page 63: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 63

short story of a cartoonist

I was born in Osijek June 30, 1977. I finished elementary school in Čepin. I completed two years

of high school for drivers of motor vehicles in the first technical school in Osijek. In 2010

I got my first two professions at The School of Informatics and Management "Edunova";

computer operator - graphic designer and computer operator - web designer.

I've always been interested in all kinds of arts. However, I became more seriously engaged in drawing while working

at a tattoo shop „Anubis“ in Osijek, where I worked as a designer and shop manager for 7 years. I started to drawcaricatures in 2010 and since then I have participated in

dozens of group exhibitions at home and abroad and I hadthree solo exhibitions. Some of my works were selected for theprint and Web editions of the catalog with various national

and international competitions in caricature and cartoon exhibited in museums around the world. Recently I received a Special Award at Lastovo Traditional Caricature Exhibition. I specialized in portrait caricature and traditional drawing

techniques (graphite pencil, colored pencils and pastels). I have been a member of the

Croatian Association of Cartoonists since 2012.

1977 doğumlu Hırvat karikatürcü Tomislav Kuarin, Motorlu Araçlar Sürücüleri Teknik Okulu'ndan mezun olduktan sonra Enformatik Enstitüsü veBilgisayar yönetimi eğitimi de almış. Şu anda bilgisayar öperatörü ve web-grafiktasarımcısı olarak çalışıyor.Her zaman sanata ilgisi olduğunu söyleyenKaurin, doğduğu keht olan Oijek'te dövmeciolarak çalışırken çizime olan ilgisini keşfetmiş. 4 yıldır da karikatür çizmeyeyönelmiş henüz taze bir çizer olarak karşımızda duruyor. Fakat bu kadar kısa süre içerisinde de bazı başarıları var. 3 kişisel sergi açmış ve yurtiçi-yurtdışı karmasergilere katılmış. Bazı işleri dünyanın çeşitlimüzelerinde sergilenmiş. Karikatür yarışmalarında isminden söz ettiren bir sanatçıolarak ülkesinde ki Hırvat KarikatürcülerDerneği üyeliğine kabul edilmiş. TomislavKaurin'in daha çok portre karikatür çizimindeprofesyonel işler ürettiği gözleniyor... Fenamizah dergimizi keşfedip, bize yazdığımektupla kendisinden söz etmemizi isteyensanatçıya başarılar diliyoruz...

Page 64: fenamizah no: 31 / september 2014

Lafa illa ‘ben’ le başlamadan;Rivington’a New York’unkarakteristik manzaralarını,

olaylarını, şöyle tipik şeyleriniaraştırdığımı söyledim.

Rivington “A, yazın için mi? Daha iyibirine danışamazdın. New York hakkında bilmediğim şey yoktur. Seniyerel renklerin tam ortasına koya-cağım, öyle ki, bir magazin dergisi miyoksa hastanenin yılancık bölümünde(1) misin anlamayacaksın. Nezaman başlamak istiyorsun?” dedi.

Rivington, doğma büyüme, öncelikli,benzersiz bir New Yorkluydu.

Bana gönüllü eşlik ve gözcülüketmesinden ötürü memnunluk duyacağımı, bu sayede Manhattan’ınkocaman, kasvetli, tuhaf özelliklerininot alacağımı söyledim.

Rivington iyi bir dost gibi ilgili “hemenbu akşam başlıyoruz” dedi. “Saatyedide benimle yemek yersin, sonraseni şehrin öyle yerlerine götüreceğimki, gördüklerini kaydetmek için kinetoskop cihazına(2) ihtiyacın olacak.”

Böylece Rivington'la Forty Eleventhcaddesindeki klüpte güzel bir akşamyemeği yedim ve olayların bulunmazrenklerini keşfetmeye çıktık.

Klüpten çıktık, merdivenlerin yanında,kaldırımda iki adam hararetli hararetlisohbet ediyordu.Bir tanesi ötekine “Nasıl bir akıl

yürütmeyle toplumu üreten ve bir şeyesahip olmayan sınıflar olarak bölmenin, tekelleşmeye meyilli vezararlı endüstriyel gelişim yaratanrekabetçi sistemlerle kıyaslandığındabaşarısızlığa yol açtığı sonucunavardın?” dedi.

Gözlüklü olan diğer adam “Hadi ama,kabuğundan çık!” dedi. “Önerilerin işeyaramayacak. Siz, ağzı iyi laf yapanlar,abuksabuk teorilerinizi kategorizekıyaslamalarla mantıklı sonuçlara varmak için kullananırsınız. Bilgiçliktasalayarak beni kandıramazsın. Marx,Hyndman ve Kautsky’den örneklerveriyorsun – kim ki onlar?- sahtekarlar.Tolstoy’muş! Adamın tavanarası farekaynıyor. Rekabetçi sistemleri kaldırıp,yerine ‘coperative commonwealth’(3)fikri koymak sadece hedefi onikidenvurup, yarışı bitirir ve bana pşişik aşırıbir duyu verir. Senin için hapishane!

Birkaç metre uzakta durup not defterimi çıkarttım.Rivington biraz sinirli “of hadi amabunları dinlemek istemezsin” dedi.

Ben “niye yahu, tam da bu tür şeyleriduymak istiyordum. Bu argo tiplersenin şehrinin en seçkin özellikleriarasında. Bu Bowery ağzı mı?

Gerçekten daha fazla dinlemeliyim.”diye fısıldadım.

İlk konuşan adam “eğer senianladıysam, ortak çıkarlar üzerinetoplumu yeniden örgütlemeye inanmıyorsun değil mi?” dedi.

Gözlüklü adam “senin tarafındanbakınca güngüneşlik gözüküyor.Benim tarafımdan bakınca ise sisli,puslu. Ben buna şimdilik pratikolarak inanmıyorum diyorum. Bolparalı adamlar nakit para üzerindeki baskıyı gevşetecek fikresahip değildir. Teneke konservekutusuyla ziyafet çekecek adam daİncil okuyan sınıfa katılmaya tamolarak hazır değildir. Renkliçoraplarının üzerine bahse gire-bilirsin ki, durum her yerde berbat.Ülkenin ihtiyacı olan şey Cobden yada akıllı Ben Franklin gibi birileri -şöyle süzülerek yürüyüp zencininkafasına sopayı indirecek. Hızımayetişebiliyor musun? Ne?”

Rivington sabırsızca kolumdan çekti.“Lütfen gel, gidip bir şeyler görelim,istediğin şey bu değil.”

Ben “gerçekten istediğim bu” diye ısrarettim. “Bu sert konuşma aradığım şey,

kendine özgü insanların konuşmasıbetimlemeye değer. Bu argo Bowerağzı mı demiştin?”

Rivington pes etti ve “pekala sanadoğruyu söyleyeceğim, konuşanlardanbiri üniversitede profesör, günde bir,iki kez klübe gelir, konuşurken argokullanmasından gına geldi, bununlisanını geliştirdiğini söylüyor.Konuştuğu adam ise New York'unünlü bir sosyo ekonomisti. Şimdi gelecek misin? Biliyorsun bunu kullanamazsın”

“Hayır kullanamam, buna tipik NewYork diyebilir misin?”

Rivington, rahatlayarak “tabii ki diyemem” dedi. “Farkı görmene sevindim. Ama gerçekten eski, kabaBowery argosunu duymak istersenbulacağın yere götüreceğim.”

“Çok hoşuma gider, yani asıl olan şuki, hep kitaplarda okuduğum amakulağımla işitmediğim şeyler... bu tiplerin arasında korumasız dolaşmaktehlikeli olmasın?”

Rivington “yok yok, bu saatte olmaz.Gerçeği söylemem gerekirse epeydirBowery'ye gitmedim ama orayıBroadway'i bildiğim kadar bilirim.Birkaç tipik Bowery'li çocuk bulupkonuştururuz. Dünyanın hiçbiryerinde duymayacağın garip bir dillekonuşuyorlar.” dedi.

Rivington’la 42. caddeden bir tramvayabinip doğuya, sonra üçüncü caddedengüneye gittik.Houston caddesinde indik ve yürüdük.

Rivington “Artık meşhurBowery’deyiz” dedi. “Şu hikayelerde veşarkılarda anlatılan Bowery’de”

Vitrinleri etiketli gömleklerle dolu,erkek giyim mağazalarını geçtik, başkabir mağazada kravatlar vardı ama gömlekler yoktu, insanlar kaldırımdayukarı aşağı geziniyordu.Burası bir bakıma bana şeftali sandıklama sezonundaki Koko-monoendüstrisini hatırlattı.

Rivington kızdı.“Cebinde bol parayla, şu barlara veyavodvil gösterilerinden birine adımınıatarsan Bowery'in ününü nasıl hakettiğini anlarsın”

Soğukça “imkansız şeyler söylüyorsun”dedim.

Rivington yavaş yavaş durdu veBowery'nin tam göbeğinde olduğumuzu söyledi. Köşede tanıdığıbir polis memuru vardı.Rehberim “Merhaba Donahue!” dedi.“İşler nasıl? Arkadaşımla benbirazcık buraların yerel renklerine,

64 fena

ISTVAN KELEMEN - Hungary

Böykü: O’Henry

Bir parça yerel renk

Page 65: fenamizah no: 31 / september 2014

renkli dünyasına bakmaya geldik.Bowery'li bir tiple tanışmaya can atıyor. Bize böyle renkli birini bulabilir misin? Tam buralarınadamı olan biri.”

Polis memuru Donahue hantal bir şekilde döndü, kırmızı yüzlü düzgünbiriydi, copuyla aşağıdaki kulübü gösterdi.

“Kesinlikle. Bakın doğma büyümeBowery’li bir genç geliyor, buranın herkarışını bilir eğer bir gün Bleeckercaddesinden yukarı çıktıysa bilemem.”

Düzgün yüzlü, 28, 29 yaşlarında biradam, elleri cebinde bize doğru geliyordu. Polis Donahue, copununnazik bir hareketiyle adamı durdurdu.

“İyi akşamlar Kerry” dedi. “Bu ikicentilmen benim dostlarım. Sendenbiraz Bowery'yi anlatmalarını istiyorlar. Onları biraz gezdirirmisin?”

Genç adam “Elbette Donahue” diyerekdostça bize gülümsedi. “iyi akşamlarbeyler”. Donahue, devriyesine devametti.

Rivington dirseğiyle beni dürterek “bugerçek, ağza bak!” dedi.

Rivington şapkasını geri iterek “baksana ahbap, n'aber? Arkadaşımve ben şöyle eskileri arıyorduk, aynasızsenin Bowery’li olduğunu söyledidoğru mu?”

Rivington’un olaya uyum sağlamasınahayran kalmaktan kendimi alamadım.

Genç adam dobra dobra “Donahuehaklıydı. Ben burada büyüdüm.Gazete dağıttım,boksörlük yaptım,çetelere girdim, barmenlik ve her çeşitanlamında ‘spor’ yaptım. Bu tecrübelerim sayesinde elbetteBowery’deki yaşama vakıfım. Ne türbilgi ve tecrübe duymak istiyorsanız,Donahue'nun arkadaşlarınınhizmetindeyim.”

Rivington uyuz olmuştu.Yalvarır gibi “bizi işletmiyorsun ya? Busenden beklediğimiz konuşma şeklideğil. Bir kere bile ‘hully gee’ demedin.Sen gerçekten buralı mısın?”

Bowery’li çocuk gülümseyerek“korkarım ki, bazı edebiyat yapıt-larında anlatılan Bowery'nin sahteyüzü sizin aklınızı çelmiş. Sözünüettiğiniz ‘argo’ yu üçüncü caddeninaşağısındaki bilinmeyen ıssız yerleriistila eden ve yerel halkın ağzınatuhaf sesler yerleştiren, edebiyatçı kaşi-fleriniz icat etti. Kuzeye ve batıyauzak, güvenli evlerinde oturansaftirik okurlar da bu yeni 'lisan'a

fena 65

ANTO

NIO

GARCI N

IETO

-Mexico

YALDA HESHEMINEZAD - Iran• Devamı sonraki sayfada..

Page 66: fenamizah no: 31 / september 2014

66 fena

AHMET

ÜM

İT AKKOCA

-Tu

rkey

kanıp, inandı. Gerçek kaşifler olan Marco Polo veMungo Park gibi ama keşif ile icat arasındaki farkıbilemeyen hırslı ruha sahip bu insanlar, bu kaşiflerin edebiyatçı artıkları metro çöplerini topluyorlar. Bowery'de oturanlara atfedilen bu şehirefsanesi lisana ait romanlar basıldıktan sonra, bazıdeyimlerin ve metaforların bir dereceye kadar benimsenip, kullanılmaya başlandığı bir gerçek.Çünkü bizim insanlarımız ticari avantajlarınınyararına olan şeylere çabucak uyum sağlarlar. Yeni keşfedilmiş mahallemizi ziyarete gelecek veromanlarda okudukları şeyleri bulmayı uman turistler için pazarın taleplerini yerine getirdiler.”“Fakat konudan uzaklaştım beyler, size nasıl

yardımcı olabilirim? İnanın mahallemiz çok misafirperverdir. Söylemeye utanıyorum bir sürüucuz eğlence mekanı vardır ama sizi cezbedeceğinisanmam.”

Rivington, bana yaslandı ve “gel de bizimle bir tek at”dedi.“Teşekkür ederim ama ben içki içmem. Bir damlaalkol bile insanın perspektifini değiştiriyor. Ve ben deperspektifimi korumalıyım çünkü Bowery hakkındainceleme yapıyorum. Burada neredeyse 30 yıl oturdum. Burasının ruhunu ancak anlıyorum.Burası yüzlerce dere tarafından beslenen büyük birnehir gibidir. Her dere akıntıyla farklı tohumlar

getiriyor, acayip kollar ve yosunlar. Ve bazen de gelecek vaadeden çiçekler. Bu nehri anlamak için seleengel olacak duvarlar inşaa edecek bir adam lazım.Bu adam hem bir doğa bilimci, hem jeolog hemhümanist, hem dalgıç ve iyi bir yüzücü olmalı. BenBowery'imi seviyorum. Burası benim beşiğim veilham aldığım şey. Bir kitap yazdım. Eleştirmenlernazikti. O kitaba yüreğimi koydum. Bir tane dahayazıyorum bu seferkine hem yüreğimi, hem kafamıkoymak istiyorum. Beni rehberiniz kabul edin beyler,size nereyi göstereyim?”

Rivington’a ancak göz ucuyla bakacak cesaretimkalmıştı.Rivington “Sağol” dedi. “Biz şeyarıyorduk.....yani....arkadaşım...mahcupoldum..mecburen ona uydum..hep aynı..”

Dostumuz “Yine de bizim Bowery’li gençlerimizletanışmak isterseniz, buradan iki blok ötede East SideKappa Delta Phi derneğine sizi götürmekten memnun olurum” dedi.

Rivington “çok üzgünüm” dedi. “Fakatarkadaşımın bu gece acelesi var. Yerel yerlerin dışı-na çıkınca korkuyor. Sizin derneğe gitmeyi çok isterdim ama başka zaman.”

Birbirimize veda ettik ve eve giden bir arabaya bindik.Yukarı Broadway' de bir tavşan aldık ve köşedeRivington’la ayrıldık.

“Şey böyle bir şey olsa olsa bizim küçük New York’taolurdu.” dedi.

Son olarak bu tipik bir Rivington lafıydı...

Bir parça yerel renkSZCZEP

AN

SADURSKI -Polan

d

Page 67: fenamizah no: 31 / september 2014

ARTU

RO

ROSAS -

Mexico

Page 68: fenamizah no: 31 / september 2014

68 fena

EKREM BORAZAN - Turkey

MUHİTTİN KÖROĞLU - Turkey

MILENKO KOSANOVIC - Serbia

Page 69: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 69

VLADIMIRAS BERESNIOVAS - Lithuania

EVZEN DAVID - Czech Republic

VALERY ALEXANDROV - Bulgaria

Page 70: fenamizah no: 31 / september 2014

70 fena

by Aziz Yavuzdogan

Page 71: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 71

Page 72: fenamizah no: 31 / september 2014

SERDAR KICIKLAR -Turkey

72 fena

EDUARDO J. CALDARI - Brasil

SEÇKİN TEMUR - Turkey

STEAN WENCZEL - Austria

Page 73: fenamizah no: 31 / september 2014

VLADIMIR MACH - Slovakia

CZESLAW PRZEZAK - Poland

WES

AM

KHALIL -Eg

ypt

fena 73

Page 74: fenamizah no: 31 / september 2014

74 fena

ANDREA BERSANI - Italy

STANISLAW ASHMARIN - Russia

HAMIDSOUFI - Iran

Page 75: fenamizah no: 31 / september 2014

Amberin Zamanbu kadın gazeteci değil mi ?neden soru sormakta zorlanıyor? yanlış anlaşılmasın,'kemal kılıçdaroğlu'nu gördüsoru soramıyor' falan demiyorum. kadın bildiğinkonuşamıyor aga. öyle eveleme,geveleme ımmm, eeeeler, ağzıgevmeler. türkçeyi sonradanöğrenmiş gibi. ingilizcedüşünüp, türkçe ifade etmeyeçalışıyor gibi. çözemedim bıraktım.

~ kulotsuzcorap

ana dili türkçe, baba dili bengalce, koca dili ingilizce.

~ 0xf8

Oğuz Hakseverrecep’e borcu var sanırım,konuştukça deliğine kaçıyor.

~ dufreine

(bkz: oğuz haksever yıkamayağlama iç dış bakım)

~ totamic

kendimden utandıran. şahsenben sevgilime onun başbakanabaktığı gibi bakamıyorum. o neaşktır ya rabbi!

~ lalenaaa

ecnebilerin gate keeper olaraktabir ettiği eşik bekçisi gazetecitipinin standart bir örneği.ntv'nin vasat haberciliğininekran yüzü.

~ ama arkadaslar iyidir

istiklal caddesi'nin nehredönmesinin sorumlusuyüce zeus'dur. allah onunöfkesini dindirsin.

~ nerede o eski bayramlar

facebook twitter instagram kullanmayanerkekfacebook twitter instagram çıkmadan önce 31 çekenleri ifşaeder. demek bu sanal mecralarolmasaydı yapacağınız şey belliydi.

~ vray

SEÇMELER..

Günce Y.

fena 75

CAN & ALİ - USA

ALEKSEI KIVOKURTSEV - Russia

Page 76: fenamizah no: 31 / september 2014

Geçtiğimiz on onbeş yıldakarikatür sanatı diğerdisiplinlerle hızla yol almaya

başladı. Karikatürü kanadına alaneğitim ve edebiyat, bir ilişkilendirmebağlamında bu süreci hızlandırdı.Önümüzdeki yıllarda bu gelişmeninbiraz daha canlanacağı gözden kaçmayan bir gerçektir. Sanat, edebiyat ve bilim dergilerinin dekatkıları bu sürecin hızlanmasındaönemli bir etkendir. Resmi ve özeleğitim kurumlarının dışında kamukurumlarının yanı sıra reel sektörüntanıtım ve eğitim çalışmalarında dakarikatürün yer aldığı bilinen birgerçektir.

Reel sektör ve finans kurum yöneticileri, iş bütünlüğü bağlamındakarikatürü kucaklarken ondan nasıl veniçin yararlanacağının bilincindedirler. Kuşkusuz bu, tartışma ve irdelemeylekendini var eder.

Sektör tanımında ortaya konan ürün,görsel ve düşünsel bir metin olankarikatürle bağdaştırılırken bireyi ilkinbütünledikten sonra (fiziksel olarak)toplumsal bir varlık olarak ele alır. Bu: birey, toplum; toplum, bireydönümünde ortaya çıkan imgesel sapmalarla karikatürün düşünsel (ya da felsefi) ve ironi yönünü kişininbirikimiyle bütünleştirir.

Böylece reel sektör, meta, birey vekarikatürü kendi varlığında bir bütünkılar.

Bu gelişmeler kuşkusuz karikatüründe kendi içindeki varlığını bütünleyengüçlü ve kalıcı kılma yollarını açar. Onun yani karikatürün var olabilmesiiçin bir belgelik, arşiv, karikatürkütüphanesi, karikatür müzesi, vbgereksinim vardır.

Bunların da kalıcı olması için kurumsal bir işleyişin olması kaçınılmazdır.

Ülkemizde çok hızlı olmasa bile butür bir gelişmeden söz edebiliriz.Karikatür dernekleri, karikatür toplulukları, karikatür müzeleri veüniversitelerde verilen karikatür dersleri; lisansüstü ve doktora tezleri;kurum ve kuruluşların bünyelerindeyer alan eğitim birimlerindekikarikatürler bu güçlü görselliğin birerörnekleridir.Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımkarikatür ve kurum bütünlüğünüşöyle somutlaştıralım.

“KURBAN KARİKATÜRLERİ”SERGİSİ AB Veteriner Hekim Platformu,Toplum Sağlığı Araştırma veGeliştirme Merkezi ve KarikatürcülerDerneği İzmir Temsilciliği tarafındanhazırlanan “KURBANKARİKATÜRLERİ SERGİSİ”Bornova Belediyesi'nin desteği ve evsahipliğinde 1 Aralık 2008’deBornova Uğur Mumcu KültürMerkezi’nde saat 18.00’de düzenle-nen kokteyl ile açıldı.”*

76 fena

karikatüri l e e ğ i t i m d e . . .

KURUMLAR VE KARİKATÜR...Hasan Efe

Kaynak: 1.İrfan Özüdoğru, Kurban Karikatürleri Sergisinden, Bornova Belediyesi,Uğur Mumcu Kültür Merkezi, 1 Aralık 2008 2. www.karderizmir.com *

(İzmir İzmir Kent Kültürü ve Sanat Dergisi, Sayı:74, Kasım-Aralık 2008İzmir)

Karikatür: İrfan Özüdoğru

Page 77: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 77

Mehmet Saim Bilge

PAVEL STARY - Czech Republic

HASAN EFE - Turkey

Page 78: fenamizah no: 31 / september 2014

78 fena

ARSENGEVORGYAN -

Armenia

RAUL DE LA NUEZ - USA

Page 79: fenamizah no: 31 / september 2014

RAMAZAN ÖZÇELİK - Turkey

fena 79

RAQUEL ORZUJ - Uruguay

VLADIMIR PAVLIK - Slovakia

MICHAL GRACZYK - Poland

Page 80: fenamizah no: 31 / september 2014

BV PANDURANGA RAO - India

80 fena

NEGIN NAGHIYEH - Iran

Page 81: fenamizah no: 31 / september 2014

fena 81

VALERIY CHMYRIOV -Ukraine

DORU

AXINTE

-Rom

ania

DANIEL EDUARDO VARELA - Argentina

Page 82: fenamizah no: 31 / september 2014

SAMIRA SAID BADAWY - Egypt

82 fena

DIANA MAGALLON - Mexico

KEZİBAN ÖZKOL - Turkey

JAREK HNIDZIEJKO - Poland

Page 83: fenamizah no: 31 / september 2014

BV PANDURANGA

RAO

-India

SSRK - India

LÜTFÜ ÇAKIN - Turkey

• ki sabıkalı ev hizmetçisi,elleri önden kelepçeli, baş başadertleşiyorlarmış. Biri:- Moskova’dakilerin durumubizden çok daha iyi, nihayetbir Kadın Hizmetçiler Mafyasıkurmuşlar. Polisle birlikteçalışıyormuşlar.- Nasıl yani?- Ne çalarsa, polislere gösteriyor ve gerçek fiyatındançok daha ucuza piyasalarınıkanıtlayarak veriyorlarmışrüşvetlerini. Hizmetçilerinhepsi milyarder olmuş.- Gökdelen modası bize deçok olanak sağladı ama, polislerçaldıklarımızı kime sattığımızıbildiklerinden, bizi hemenyakalıyorlar.- Bizim alıcılarımız “puşt” daondan. Onlar haber veriyorlarpolislere, sonra da büyükrüşvet karşılığında tutuklanmıyorlarmış.***Karakol polisleri hemen çıkarmışlar kelepçelerinihizmetçi kadınların.- Serbestsiniz, demişler. Sizideğil, erkek hırsızları gözaltınaalmamız gerekiyormuş.***Serbest kalan kadınlar konuşakonuşa soyacak yeni gökdelenler arıyormuş. “Ev sahipleri, bizi hırsız görmedikleri için alıyorlarevlerine şükür ki. Ne olduğumuzu anlasalaraçlıktan ölürdük.”- Her şeye rağmen taktikdeğiştirmemiz iyi oldu.Eskiden ‘yükte hafif, pahadaağır ziynet eşyası’ çalıyorduk vehemen yakalanıyorduk. Şimdiyeni halı, cep telefonu, abajurve sehpa çalıyor ve kolayyakalanmıyoruz. Üsteliknakliyecilerin büyük kamyonlarının sokakta beklemesi çok kolay oluyor. Ne polis kuşkulanıyor, ne debinaya geç dönenler.

Fıkra...

AHMED SAMIRFARID - Egypt

fena 83

Page 84: fenamizah no: 31 / september 2014

84 fena

PAVEL STARY - Czech Republic

Page 85: fenamizah no: 31 / september 2014
Page 86: fenamizah no: 31 / september 2014

International TourismCartoon CompetitionEskisehir- 2014

• International TourismCartoon Competition isheld with the cooperationof Association of TourismWriters and Journalists(TUYED) and Anatolia: A Journal of TourismResearch. The objective ofthe competition, which wasfirst held in 2009, is toexamine tourism, which isone of the biggest sectorsin the world, with its various dimensions. Also,the competition aims to putforward cartoonists’aspects in terms of travel-ling population’s experi-ences and relations duringtheir travel. In this respect,the main objective of thiscompetition is to assess

such topics, developmentsand experiences within thetourism industry as accomodation, transportation, food andbeverage, recreation,sightseeing, museums,envirenment, tourist-resident relationships, fromcartoonists’ point of view.Competition is held annually and is open to allcartoonists from all overthe world, both amateurand professional. Nearly130 submitted workswhich get to the final elimination take place inthe Cartoon Book. Thereward ceremony of thepresent competition will beheld in Antalya, Turkey.

Theme:The theme of the competition in 2014 is

all-inclusive holiday.Every topic interested in all-inclusive holiday can beselected in cartoon drawings.An all-inclusive holiday is a tour that is arranged bya travel agent; wheretransportation, food andlodging are all provided ata price which is inclusivefor all the charges andservices offered. An all-inclusive holiday includes aminimum of three mealsdaily, soft drinks, mostalcoholic drinks, gratuities,and possibly other servicesincluded in the price. Thefollowing items are included in most of all-inclusive holiday prices.· Airfare,· Airport transfers,· Accommodations,· Meals (breakfast, buffetand dining room),· Nightly entertainment,pools,· Beverages, including softdrinks, bottled water andalcohol,· Spa services.

Categories:Cartoons will be acceptedin two sections:Category of AdultCartoonists: This categoryis open for the all of cartoonists who are 17 and older. Category

should be noted when cartoons are submitting.Grand award, secondaward, third award,Professor Atila Özer recognition award and fivemansions will be given inthis section. Finalist cartoons in this section willbe published in the album.

Category of YoungCartoonists: This categoryis open for the cartoonistswho are 16 and younger.Category should be notedwhen cartoons are submitting. Grand awardand six achievementawards will be given in thissection. Finalist cartoons inthis section will be published in the album.

Selection CommitteesPre-selection CommitteeMembersMehmet KAHRAMAN -Cartoonist, TurkeyBülent ÇELİK - Cartoonist,TurkeyRaşit YAKALI - Cartoonist,TurkeyFehmi KÖFTEOĞLU -Tourism Journalist,www.turizmgazetesi.com,TurkeyNazmi KOZAK - Editor ofAnatolia: A Journal ofTourism Research,Anadolu University, TurkeyOsman Nihat AYDOĞAN

- Member of Association ofTourism Writers andJournalists, Turkey

Final Selection CommitteeMembersGeorge LICURICI -Cartoonist, RomaniaAhmet AYKANAT -Cartoonist, TurkeyPresident of AnatolianCartonists Association,TurkeyNatasa S.KOSTOVSKA -Cartoonist, MacedoniaRahim BAGHAL -Cartoonist, Director ofTabriz CartoonAssociation, IranVicdan ÖZER - Atila OzerHouse Museum, TurkeyLuc VERNİMMEN -Cartoonist, BelgiumAndrei POPOV -Cartoonist, Russia

Submission GuidelinesThe competition is open toall amateur and professional cartoonists.Each performer is allowedto submit maximum threeworks.The cartoons submitted tothe competition may beprepared as original drawings, digital printingsor computer printouts. Thedrawing technique is open-ended. Drawingsmay be colorful or blackand white. On the otherhand, performers arerequired to put signatureson their drawings.Participants must write theirnames, surnames andaddresses behind theirdrawings. Also, they mustcomplete the ParticipantInformation Form placedunder submission pageand send it together withtheir drawings.Cartoons sent may be ofthe ones previously published somewhere but previously awarded cartoons are not allowedto submit.Cartoons submitted forselection will be able to beprinted in Anatolia: AJournal of Tourism

CARTOON

86 fena

contests

Deadline: 28 September 2014www.revistamasperu.com

6th InternationalCartoonCompetition Berlin2015

The KURTUKUNSTGallery and LIMESImage Agency invitecartoonists from all overthe worldto participate in the 6thInternational CartoonCompetition Berlin 2015with the theme 'SPY-ING'.- The contest is open toall cartoonists

- The Theme of theContest 2015 is: SPY-ING- The Beginning: 4thJanuary 2015- The Deadline: 15thMarch 2015- Number of Cartoons:maximum of 3 works- Cartoons Have to beSent to us Only in DigitalFormat:minimum: 500 KB /maximum: 25 MB- File Format: JPG, colormode: RGB

http://www.limes-net.com/contesthttp://www.okniemodlin.org/399/aktualnosci.html

Deadline: September 30, 2014

XIIthInternational

CartoonContest

'Karpik 2014'Niemodlin,Poland

Page 87: fenamizah no: 31 / september 2014

Research and Associationof Tourism Writers andJournalists and in otherprinted materials of thisorganization such asbooks, catalogs,brochures, postcards, websites and posters. All rightsfor any other publishingexcept these belong to theowner of drawing.The cartoons that will beselected after the first evulation will beannounced betweenFebruary 1 and 10, 2015.The objections will tookinto account betweenFebrurary 1 and 10,2015.Finalist cartoons will bepublished in the album.Cartoonists whose drawings published in thisalbum will be sent a copyof the album.Regardless of award-winning or taking place inthe album, all the cartoonssubmitted for selection willnot be returned.All the cartoonists

participated in the competition are implied toagree on the conditionsand regulations of thecompetition.Cartoons can be sent byway of postal service orCartoon Submission system.Submission deadline is 31 December 2014.The cartoons can bemailed to the belowaddress:Nazmi KOZAKAnadolu University,Faculty of TourismYunus Emre Campus,26470 Eskisehir/TURKEY

Evaluation Declarations1. Works submitted to thecompetition will be evaluated in two stages.2. In the first stage, all theworks will be pre-evaluated at a meetingheld by Pre-EvaluationSelection Committee members. At the end ofthis meeting, finalist workswill be determined. Nomore than 1/5 of theworks submitted to thecompetition will be takenfor further evaluation.3. Before continuing withthe second stage, finalistworks will be announcedon the internet between 1stand 10th February 2015.Similar and copy works,plagiarism, previouslyawarded works, and otherobjections will be decidedby the Pre-EvaluationSelection Committee members and due to thereasonable objections, onwhich the committee willreach a consensus, relatedworks will be eliminated.4. At the second stage,finalist works will be re-evaluated by FinalSelection CommitteeMembers. This time, evaluation will be done intwo sub-stages. In the firststage, the number of final-ist woks will be reduced to45-50 and, in the laststage, winners will be

determined.5. Evaluation of the submitted works will bedone based on three critical issues mentionedbelow.· Selection and conven-ience of the topic,· Quality of humor,· Originality of drawing.

Important DatesFirst Announcement - July2014Deadline for Submission -31 December 2014Meeting of the SelectionCommittee - 17 January2015Announcement of finalistcartoons (for possibleobjections) February 1-10,2015Notification of Winners -April 2015Award Ceremony - April2015

AwardsCATEGORY OF ADULTCARTOONISTSThe Grand Award - Allinclusive holiday in a five

starhotel in Turkey (5 days, 2persons)The Second Award - Allinclusive holiday in a fivestar hotel in Turkey (5days, 2 persons)The Third Award - Allinclusive holiday in a fivestar hotel in Turkey (5days, 2 persons)Professor Atila ÖzerRecognition Award - Allinclusive holiday in a fivestar hotel in Turkey (5days, 2 persons)Five Mansions - All inclusive holiday in a fivestar hotel in Turkey (5days, 2 persons)

CATEGORY OF YOUNGCARTOONISTS The Grand Award - Allinclusive holiday in a fivestar hotel in Turkey (5days, 2 persons)Six Achievement Awards -Plaque- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

http://www.olen.be/product/247/

olense-kartoenale

Deadline: September 30, 2014

26th OlenseKartoenaleCartoon

Contest 2014,Belgium

Deadline: September 15, 2014

http://comicscenter.mk/index.php?lang=en

Karikatür yarışmaları...C O M P E T I T I O N S / 2 0 1 4

THE UNITEDNATIONS RANANLURIE POLITICAL

CARTOON AWARD2014

http://lurieunaward.com/home.htm

fena 87

Comic Centre ofMacedonia - Veles 2014

http://www.cerkes-fed.com/

Deadline: September 15, 2014

ÇerkesDernekleri

FederasyonuUluslararasıKarikatürYarışması..

Golden HelmetAnnounces

XXIII ContestTitled

http://www.kck.org.rs/novosti/zlatnakaci-ga/425-zl-n-cig-2015-golden-helmet-2015-

konkurs

Deadline: January 25, 2015

CATEGORIES: 1. CARTOON

2. WRITTEN FORM

Page 88: fenamizah no: 31 / september 2014

CARTOON

88 fena

Kasabadan Çizgili Anılar

nezih-ernezih-eryayınlarıyayınları

HASAN EFE

AZİZ YAVUZDOĞAN

Basit yöntemlerle ve örnekleriyle,alıştırmalı çizim tekniği vebilgilendirme kitabı...

SİYAH BEYAZ KİTAP

Görsel metin olarak karikatürün

anlam yapısı, yazınsal türler ve eğitim ile ilişkisi.

KarikatürüDüşündüren İnsan

MUSTAFAKEMALPAŞAKÜLTÜR VE SANAT

DERNEĞİPatikalar Dergisi

Yayınları

Karikatürler

İBRAHİMERSARAÇ

MUNICIPALITY OF KYRENIACYPRIOT – TURKISH CARTOON-ISTS ASSOCIATION3ND INTERNATIONAL “OLIVE”CARTOON CONTEST 2014(KYRENIA – CYPRUS)

• PARTICIPATION REQUIREMENTS:1 – This contest and exhibition is opento all professional and amateur cartoonists of any nationality religionand ect…

2 – Subjects: 'Olive and Women''Olive'(Cartoons against detroying the olivetrees, olive, olive industry, olive oil, olivebranch, olive tree, cutting olive trees,benefit from olive etc...)

3 – Pieces of work to be sent for thecontest should have the form of a cartoon… Pictures and illustrations willnot be accepted…

4 – Cartoons to be sent for the contestshould be in digital format... The sizesA4 or A3; with a minimum 300 dpiJPG... Coloural or black and white…Name, surname, address, phone number and e – mail address of eachparticipant should be indicated…Cartoons submitted for the contestshould not contain any script – writingon them...

5 – The cartoons submitted to the contestwhich will be pre-elected will be put andexhibited on a web page for the attention and objection of internationalcartoon associations to overcome copying and steeling… Any cartoonwhich is copied, stolen or awarded inother cartoon contest will be disqualified…

6 – All participants are allowed to submit maximum two (2) cartoons…

7 – All the cartoons must reach to thespecified address till 20 SEPTEMBER2014…

8 – Being published or not is not important for the cartoons… The important thing is that they shouldnot be awarded in any contest…

9 – All cartoons eligible for an award ornot shall not be returned and shall bestored in archive of the "CyprusInternational Catoon Museum."

10 – Besides those cartoons which willbe awarded, all the cartoons approvedby the selection committee will be pubicated in an album and exhibited inKyrenia village during the '13.International Olive Festival'.

11 – Results of the competition, as wellas the selection committee decisions, willbe released to the cartoonists who havequalified to receive awards, all partici-pants and press...

• The transfer and accomodationexpenses of the cartoonists who will winthe first three awards will be paid by theMunicipality of Kyrenia…

• Only the accomodation expenses ofthe cartoonists who will winparticular/distinctive awards will bepaid by the Municipality of Kyrenia…

12 – All cartoons sent to the contest;card, poster, album, newspaper, magazine can be reproducible usingCD and or other technigues… All participants have accepted the terms

of the contest by submittingtheir works… The partici-pants financial compensation in the futurefor all the above mentionedreproducible works…

AWARDS: 1st Prize: 1.000 Euro + Gold Olive(Medal) 2nd Prize: 800 Euro + Silver Olive(Medal) 3rd Prize: 600 Euro + Bronz Olive(Medal)

10 or 20 person “SpecialPrize” (Olive Medal)

contests

Page 89: fenamizah no: 31 / september 2014

WEB SİTELER

DERGİLER

MaxMinusWorld Wide Magazine

from Bosnia-Herzegovinawww.maxminus.com

YeniAkrepe-magazinefrom NorthernCyprus

www.yeniakrep.org

http://bostoonsmag.com

www.ceska-karikatura.cz

Ceská uniekarikaturistu

HIRVATSKO DRUSTVOKARIKATURISTA

http://www.hdk.hr

http://saltandpepperm.blogspot.com.tr/

Aydın Doğan Vakfı• http://sanalmuze.aydindoganvakfi.org.tr- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Federation of CartoonistsOrganisations• http://www.fecocartoon.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Bulgaristan Gabrovo Müzesi• http://humorhouse.globcom.net- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Cagle Cartoons• http://www.caglecartoons.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Partia Dobrego Humoru• http://www.sadurski.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Museu Virtual Do Cartoon• http://www.cartoonvirtualmuseum.org- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Cartoon Bank• http://www.cartoonbank.ru- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -International Cartoon As• http://www.cartoonas.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Cartoon Gallery• http://www.cartoongallery.eu- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Karrycaturas• http://www.karrycaturas.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Arte Facto• http://artefacto.deartistas.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Cartoonia• http://www.cartoonia.ru- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

British Cartoon Archive• http://http://www.cartoons.ac.uk- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Cartoon Art• http://cartoonart.eu- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Syria Cartoon• www.syriacartoon.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Iran Cartoon• http://www.irancartoon.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -European Cartoon Center• http://www.ecc-kruishoutem.be- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Free Cartoons Web• http://www.fcw.cn- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Indian Caricature• http://www.indiancaricature.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -The Cartoon Museum• http://cartoonmuseum.org- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

no:

54

MADMagazine• www.madmagazine.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -e-Gag• www.ceska-karikatura.cz- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Charlie Hebdo• http://www.charliehebdo.fr- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

wwwkarikaturculerdernegi

com

Mizah yayınları...H U M O R P U B L I C A T I O N S

www.fenamizah.

com

fena 89

El JUEVESin Spain

Page 90: fenamizah no: 31 / september 2014

ISMAIL KERA - Czech RepublicZORAN GROZDANOVSKI - Macedonia

90 fena

TVG MENON - India

JIA RUI JUN - China

Page 91: fenamizah no: 31 / september 2014
Page 92: fenamizah no: 31 / september 2014