EY TÜRK KENDİNE DÖN.. 30 MAYIS 1977 PAZARTES. İ • FİYATI...
Transcript of EY TÜRK KENDİNE DÖN.. 30 MAYIS 1977 PAZARTES. İ • FİYATI...
mmffl
MİLLİYETÇİ SİYASÎ
HAFTALIK GAZETE
395
EY TÜRK KENDİNE DÖN... 30 MAYIS 1977 PAZARTESİ • FİYATI 250 KRŞ
W. ''4&F MİLLİ DEVLET 6İİCÜİ İKTİDAR
Z ' VdAVS — U&l SIAVIAI 08 — 96C '• IAVS — 131A30
Hfü MM YÜKSELEN SES; «ıvi HP GELİYOR »
Nihayet seçimler gelip kapıya dayandı. Aziz Türk mille tinin sandık başına giderek vic-danıyla başbaşa kalacağı güne bir haftadan daha az bir zaman kaldı. Sayılı gün değil mi bu, işte geçip gidiyor. Kaç seçim geçti gitti bu milletin ufkundan... Ve, kaç yıl var ki, hep havaya uçup gitti. 54. yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyetimiz süresince kurulan çeşitli hükümetler, iktidarlar, kısacası başa geçen ler, millet hayatında önemli bir yeri olan bu yarim asırlık zama
ANKARA KULİSİ
OKTAY OĞUZHAN
nı iyi değerendiremediler. Çok partili siyasî hayat ise,
bir hizmet yarışı getirecek yerde, hizmeti engelleme, birbirinin kuyusunu kazma, politik men-faatlar uğruna memleketin çeşitli yerlerine hizmet götürmeme gibi büyük hata ve günah lan sahneye çıkarmıştır. Nutuk larda geçen «Çok partili siyasal hayat vazgeçilmezdir» lâfı bu yüzden askıda kalmıştır ve «demokrasi» ile idare edilen bir çok ülkede tutarlılık göstermesin rağmen, bizde çoktan deje
Telefon Rehberi
nere olmuştur. Artık Türkiye yeni bir ruh
bekliyor. Vurdumduymazlıktan, nemelâzımcılıktan, sahtekârlıktan, yalancılıktan eser olmayan
Gazeteler meydan meydan seçimle meşgul olurken, bakanlıklarda ne olup bittiğini bilmiyor, lar. Hemen hemen bütün bakanlıklarda işler kesat. Hergün yüzlerce insanın dolup boşaldığı M.E. Bakanlığının koridorları, salonları bile ten-halaşmış. Odalarda sohbetler yapılıyor. Gelsin çaylar, gitsin kahveler. Aradıklarınızı da yerlerinde pek bulamazsınız. Ya taşrada tuttuğu par ti için propogandaya gitmiştir veya Ankara'nın kulislerinde hava yoklamaktadır. Bakanlık yüksek kademelerindeki zevatın bir başka meşguliyetleri daha var: Dahilî telefon rehberi önlerinde, seçimlerin muhtemel sonuçlarınaT göre hesap yapmaktalar. İsimlerin önlerine ( + ), (—). (?) işaretleri konulmakta. Böylece yeni iktidara göre, yeni kadroları teşkil edilmektedir. Anlayacağınız seçimlerden sonra telefon rehberlerinde büyük değişiklikler olacak. İşte yüksek bürokrasi, fırlamış seçim tansiyonunun akıbetini A-B-C şıklarına göre beklemekte. En rahat olan lan emeklilik hakkını kazanmış olanlarla, her devirde yerini muhafaza etmesini bilenler...
Öteden beri bı> teamüldür: Seçim aylarında fevkalâde bir hâl olmazsa nakil ve tayinler durdurulur. Fakat bu seçim «kritik» bir manzara arzettiğinden olacak, bakanlıklarda bu usule pek riayet edilmiyor. Adalet Bakanlığı'nda milliyetçi tanınan yüksek dereceli idareciler gö-revlerindn alındılar. Basın ve partiler seçimle dolu oldukları için yapılan işin farkına bile varamadılar.
Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığına alışılmışın çok dışında bir tayin yapıldı. Ankara İnönü Lisesi Din Bilgisi Öğretmeni İsmail Taşdemir A.P.'nin Sinop'tan milletvekili <ıday adayların-dandı. Çalışmış çabalamış, otuz bin lira masraf etmiş, fakat liste dışı kalmış Taşdemir'in saf dışı kalması bazı alınganlıklara, kırgınlıklara sebep olmasın diye onu alelacele Orta Öğretim Genel Müdürlüğünde münhal bulunan genel müdür yardımcılığı kadrosuna tayin ettirmişler, bir ay da izin verip Sinop'a seçim propo-gandasına sevk etmişler. Ne yapalım «at binenin, kılıç kuşananın.» ,
Seçim sonuçlan içinde en çok merak edilen hususlardan biri hiç şüphesiz, MSP.'nln alacağı oy ve çıkartacağı mebus sayısıdır. Yorumunu
MEHMET ÖZKAN
sonraki yazılarımıza birakmak kaydi ile, tarihe intikal edecek bir görüşmeyi nakletmeği uygun görüyorum : MSP'de ayrılıkçı hareketin liderlerinden birini Meclis Başkanı Kemal Güven görüşmeye davet eder, konuşmanın ağırlık noktası partilerinden ayrıldıkları takdirde, bundan kimin kazançlı çıkacağıdır. Başkan Bey buyururlar ki, «M.SP.'den ayrılmayınız, zira bu, en çok Türkeş'in işine yanyacaktır» Görünüz ve ibret alınız ki C.H.P. Türkiye'de her harekete, her partiye tahammül eder, yalnız ve yalnız, M.H.P... ye tahammül edemez. Onun en çok kızdığı, hasım gördüğü parti, bu milleti kurtuluşa götürecek partidir. M.S.P. li arkadaşımız da böyle düşünür, açıktan açığa Erbakan'a karşı gelme bu görüşmeden sonra başlar.
MS.P. den ayrılan arkadaşlar kendi seçim bölgelerinde ve diğer illerdeki dostları nezdin-de M.H.P.'in desteklenmesi için teşebbüse geçmişlerdir. Partilerinden niçin ayrıldıklarını, Er-bakana neden karşı çıktıkları çeşitli beyanname ve kitapçıklarla millete açıklamanın hazırlı lığı içindedirler. İyi değerlendiği takdirde M.H.P. bu hareketten son derece istifade edebilir. Parti idarelerine karşı çıkış sebeplerini bu yayınları okuduktan sonra daha iyi öğreneceğiz. Şu kadarını söyliyeyim ki, en büyük sebeplerden biri, Erbakan ve arkadaşlarından bir kısmının kürtçülüğü hoş görmeleri vc^ »parti içindeki bu temayülleri görmezlikten gelmeleridir.
Hani Ecevit sık sık meydanlardan bütün millete ilân ediyor: «Halkın istediği kadar solcuyum.» Şimdi elimizde bir vesika var. Mardin öğretmen Lisesinde elegeçen bir tomar mektup, hatıra defteri ve resimler. Bu resimlerden birinde Ecevit'in portresinin yanında orak - çekiç işareti bulunuyor. Demek ki Mardinli solcu gencin hayalindeki Ecevit, bayrağımızdaki ay ve yıldızı kaldırıp yerine orak - çekici getirecek adamdır. Sorsak Bay Ecevit'te niçin komünist sembollerle beraber düşünülüyorsunuz ? Ne der acaba, «halkım böyle görmek istiyorsa, ben de böyle görürüm mi ?» 6er.
bir ruh... İmanlı, azimli, kararlı ve tutarlı bir ruh. Ölmüş, kokuşmuş, yılışmış değil, dipdiri bir ruh ! Bu öyle bir ruh ki, Tür-kiyeye hayat verecek, yaşatacak, ele muhtaç etmeyecek. Ahlâk yapısı sağlam^ gençliği şuurlu, kutsal değerleri uğruna herşeyinden fedakârlık edebilen insanların bulunduğu,' ülkenin devletini güçlü, milletini mutlu kılacak olan bı> ruh, bir nizam! «Çok partili siyasal hayat» bu ruhta gerçek yerini bulacak.
İşte, Türkiye'ye şimdi bu ruh geliyor! Bu ruh, millî bir sistemiyle, kadrosuyla, şehid-leri ve gazileriyle, velhasıl neyi varsa, herşeyiyle birlikte geliyor! Ufkumuza bir güneş gibi doğdu, parlıyor! Işıkları bize yol gösteriyor, yoluna düştük. Peşimize takılıp gelenler oldu, halkamız büyüdü. Yollar, salon lar, meydanlar bizi almıyordu, şimdi milletimizin oylarıyla iktidara yol açıldı. Yolcuyuz, yolcu yolunda gerek !.
Milliyetçi Hareket Partisi'-nin Kırşehir, Niğde, Aksaray, Nevşehir ve Konya mitinglerinde bulundum. Bu mitinglerde bin leri ve hele Konya mitinginde rekorları çoktan aşan araba konvoyu bile gerçekten gurur ve riciydi. Milliyetçi Hareket da
vasının kısa zamanda katettiği mesafe elle tutulur, gözle görülür hale gelmişti Bu kalabalığı gören bir kardeşimizin söylediği şu nükteli söz gerçeği ne kadar güzel anlatıyordu: «Yahu, geçen seçimlerde Baş-buğ'u karşılamağa, dinlemeğe çok az kişi geldiği için kenc'isiy I? konuşabiliyorduk. Şimdi bu muazzam kalabalıkta yanına yaklaşmamız bile mümkün değil Eskisi daha mı iyiydi bilmem !..»
Şüphesiz, bu mutlu günlerin başlangıcı olan o günler iyiydi. Unutulur mu, unutabilir miyiz hiç o günleri Ama şimdi büyüdükçe büyüdü davamız, arttıkça arttı sayımız. 1973 seçimleri iktidar ortaklığı getirdi. 1977'de ağırlığımız daha büyük hissedilecek ve 1981'de iktidarı
(Dyevamı Sayfa 11'de)
DEVLET - SAYI: 395 - - 30 MAYIS 1977 - - SAYFA : 3
TÜRKEŞ'in 24 Mayıs günkü radyo konuşması
MHP' den başka hiçbir parti Türkiye' nin derdini çözemez
Sevgili Vatandaşlarım;
Seçim konuşmama başlarken hepinizi sevgi ve saygılarla selâmlarım. Türki-yemiz bunalımlı bir dönüm yaşamaktadır. Milletimiz, dışardan kışkırtılan ve yönetilen düşmanlar ve bölünmelerle "karşı karşıyadır. Türkiyenin devleti dok^zyüz altı yıl evvel kurulmuş köklü bir devlettir. Fakat ikiyüz yıldan beri ilim ve teknikte ileri milletlerden geri kalmış ve birçok iddialı konuşmalara, parlak demeçlere rağmen bugüne kadar aradaki geri kalmışTîk mesafesini kapatamamışUr. Bunun en önemli sebebi içine yuvarlandığı ahlâk ve maneviyat buhranıdır. Bunun için biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, herşeyin temel varlığı bulunan insana önem veren bir görüş sahibiyiz. Devlet hizmetlerinin başarılı bir şekilde yürütülmesi; bütün vatandaşlarımızın, Cenab-ı Hakk'ın yarattığı birer mukaddes emanet olarak görülmesi ve herbirinin hakkı, hukuku, refahı için çalışılması zihniyetine bağlıdır İnançsız Ül-küsüz insan toplum içinde kendine düşen görevleri anlayamaz v© yapamaz. Bunun içr, vatandaşlarımızı teker teker eğitmek ve imanlı, ahlâklı kişiler haıinde toplumla bütünleşmesini sağlamak önümüzde bulunan en hayati konudur.
A EN BÜYÜK FELÂKET VATANSIZ KALMAKTIR
»r
Değerli Vatandaşlarım, Milletimizin tehlikelerden korunması,
refahlı ve mutlu olarak yaşaması herşey-den evvel T.C. Devletinin varlığına, korunmasına ve güçlendirilmesine, yüceilil-mesine bağlıdır, Bunun için Milletimizin sarsılmaz bir birlik ve beraberlik içinde bulunması gereklidir. Ayrıca vatan topraklarının bütünlüğü ve dokunulmazlığının sağlanması lâzımdır. Dünya üzerinde insanların vatansız ve devletsiz kalmaları kadar büyük bir felâket olamaz. Allah milletimizi böyle bir felâketten korusun.
# 4 HAYATİ KONU
Aziz Vatandaşlarım; İnsan haysiyetine en uygun yönetim
biçimi, insan haklarına dayalı, hukukun üs. tünlüğünü temel alan çok partili demokratik rejimdir. Türk Milletinin karakterine en uygun yönetim yolu da budur Milletimizin kalkınma ve iktisadi refaha ulaşma dâvasının başında bu konular yer almaktadır. Onun için vatandaşlarımızın fakirlikten, yoksulluktan kurtarılması, haksızlıklardan, yolsuzluklardan sıyrılması meseleleriyle ilgili M.H.P.'nin düşüncelerini açıklamadan önce bu dört hayati konuyu konuşmamın başına almış bulunuyorum.
1) T. C. Devletinin korunması, yaşatılması ve yüceltilmesi.
2) Türk Milletinin birliği ve beraberliği.
3) Türk Vatanının bütünlüğünü ve dokunulmazlığının korunması.
4) İnsan haklarına dayalı Hukukun üs tünlüğünü temel alan çok partili demokratik rejimin yaşatılması ve sürdürülmesi.
Bütün siyasî partiler ve bütün vatandaşlarımız bu dört ana hedefin korunması için işbirliği, elbirliği halinde bulunmaya mecburdurlar. Bunlar sağlanmadan Türkiye'de hiç kimsenin huzurlu olması, dertlerden kurtarılması ve mutlu olması mümkün değildir.
.
Değerli Vatandaşlarım; Bugün bu dört kutsal varlığımıza karşı
yâni devletimize, millî birliğimize, vatan bütünlüğümüze ve Demokrasi düzenimize karşı büyük tehlikeler ve saldırılarla karşılaşmaktayız. Bu saldırılar, içimize sokulmuş olan Beynelmilel Komünizmden, bölücülükten, Irkçılıktan ve mezhepleri birbirine karşı kışkırtıcılıktan gelmektedir. Bu faaliyetleri yürütenler, Türkiye'yi sömürge yapmak isteyen yabancı düşmanlarla işbirliği ycpan satılmış insanlardır. Yâni içimize sokulmuş veya içimizden kandırılarak millî ihanet yoluna sürüklenmiş yıkıcılar ve anarşistlerdir. Bunlar hergün mem leketin her tarafında birçok vatandaşlarımızı öldürmekte, bir çok binaları ve kurumları bombalamaktadırlar. Bunlara karşı bugüne kadar hükümetler devlet eliyle tedbirleri alamamışlardır. Her geçen gün komünizm, bölücülük ve halk içinde düşmanlıklar yayılmakta v© körüklenmektedir. Hiçkimse bundan beş veya ön yıl önce bu faaliyetlerin daha çok ve daha yaygın bulunduğunu iddia edemez. Bu tehlikelerin süratle önlenmesi lâzımdır. Fakat M.H.P.'den başka hiçbir siyasî parti bunları tedavi edecek reçeteye ve önleyecek güce sahip değildir.
£ CHPLİ VATANDAŞLARI İKAZ EDİYORUZ
Milletimiz ve Devletimiz için büyük leh like teşkil eden anarşik olayların, komünizm faaliyetlerinin bölücülüğün önlenme sinde karşı laşır, m büyük *n-.j.ıi b« günkü yeni C.H.P.'nin yöneticilerinin davranışlarıdır. Bu noktada özellikle C.H.P.'li vatandaşlarımıza sevgi ve saygılarımı tekrar ifade ederek seslenmek istiyorum. C.H.P'li vatandaşlarımız da, Müslüman -Türk milletinin tertemiz, vatanına, milletine, devletine bağlı öz evlâtlarıdır. Türkiye'-r.in korunmasında Türk Vatanının bölünmez liginde, Türk Milletinin birliğinde ve demokratik rejimin yaşatılmasında diğer va-tcndcşlanmızla aynı duygu ve düşünce içinde olduklarından şüphe edilemez. Fakat başta sayın Genel Başkanları Bülent Ecevit olmak üzere bugünkü yöneticileri komünistlerle ve vatan parçalayıcıları ile lam işbirliği halindedirler. Özgürlükçü demokrasiden bahsetmelerine rağmen, demokrasiyi yıkarak bunun yerine bir komünist diktatörlüğü kurmak isteyen ve bunu açıkça kanlı ihtilâl yoluyla yapacaklarını ilân eden komünistlerle beraber hareket etmektedirler. Komünist bir sendika teşkilâtı olan DİSK'le, ihtilâlci bir komünist teş kilât olan TÖB - DER'le içli dışlıdırlar ve bunlarla beraber hareket etmektedirler. Bunların bu davranışları Türkiye'yi hızla felâkete sürüklemektedir. Kardeş kavgasını memlekette başlatmışlardır. Dışardan düşmanlarımız tarafından içimize sokulmuş olan bu yabancı ideolpjilerin uşaklığına düşmüş olan insanlar vatandaşı vatandaşa saldırtmaktadırlar. Hergün ölenler ve öldürenler bizim milletimizin çocuklarıdır, bizim kardeşlerimizdir. İdeolojileri ve düşünceleri ne olursa olsun kayıp veren kendi milletimizdir. Bu öyle devam ettiği takdirde acıların ve gözyaşlarının daha da artacağı tahmin olunmaktadır. C.HP.'li vatandaşlarımızın yöneticilerini başta sayın Genel Başkanları olmak üzere durdurmaları, ikâz etmeleri ve doğru yola getirmeleri gerekmektedir. «1 Mayıs 1977» tarihinde Taksim'de DİSK'in C.H.P. yöneticileriyle birlikte ve C.H.P.'li İstanbul Belediye reisiyle beraber düzenlediği miting, bunların milletimizi nasıl kanlı bir faciaya götürmek istediklerinin örneğini vermiş
tir. Kırka yakın vatandaşımız orada haya tını kaybetmiş ve yüze yakın insan do yara lanmıştır. Bu facianın sorumluları, suçluları tertipçileri hepsi belli olduğu halde sayın Ecevit bunlar» kınayacak yerde devletimizin koruyucusu olan bazı devlet kuruluşlarını suçlama yoluna gitmiştir. Onun ve yönetici arkadaşlarının davranışı dâima bu olmuştur. Malatya'da polisleri ve bek çiyi vuran komünist anarşfstleri eleştirecek yerde polisleri suçlamayı tercih etmişlerdir. Gaziantep'te aynı şekilde silâhlı savaş yapan komünist anarşistleri «beş-al ti çocuk» diye göstermeye kalkışmışlar ve Devletin Güvenlik Kuvvetlerini suçlamışlardır. Halbuki Devletin Güvenlik Kuvvetleri çok büyük sıkıntılar ve imkânsızlıklar içinde devleti koruma vazifelerini şerefle yapmaktadırlar. Başta Türk Polisi olmak üzere devletimizin yaşamasını ve demokrasimizin korunmasını, kanunlarımızın uygulanmasını güvenlik kuvvetlerimize ve sî-
(Devcmı Sn 10'da)
DEVLET — SAYI: 395 — 30 MAYIS 1977 SAYFA: 4
Secim sVlaratonundan Çıkan Netice:
jiüiiyetçi Hareket Türk Milletine mâl oldu...
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Tür-keş'in seçim gezisinin ilk © t aDI
Konya'da sona erdi. Geçen sayımızda Erzurum'a kadarki bölümünü aktardığımız gezinin bundan sonraki kısmı Erzurum Elâzığ, Malatya, Kayseri, Kır şehir Niğde, Aksaray, Nevşehir, Konya şeklindeydi.
m ERZURUM'DA TARİHÎ GÜN
MHP lideri Türkeş Erzurum da tahminen 50 bin kişiye hitabetti. Tarafsız gözlemciler, MHP'nin Erzurum mitinginin AP mitinginden çok daha kalabalık ve heyecanlı olduğunu söylüyor lardı. Türkeş büyük sevgi gösterileri arasında yaptığı konuşmada Türkiye'nin Ortak Pazar'a girmesine karşı olduklarını anlattı ve özetle şunları söyledi:
«MHP, herşeyden önce Türk insanının devlete ve ser mayeye ezdirilmemesi ana ilkesinden kaynaklanan üçüncü yo lun, Dokuz Işıkçı iktisat politikasının savunucusu olarak; ko-münizm'e karşı olduğu kadar gene bir enternasyonalist görüş olan kapitalizmin de karşısında-dır. Bu sebeple kapitalizmin revizyona uğramış yeni birliği olan Avrupa Ekonomik Toplu-luğu'na üyelik hususuna da kar şı çıkmaktayız.
Kendi İçinde dahi, milli ve dinî meseleleri çözememiş Avrupa'nın ortak hıristiyan kültür birliği zemini üzerinde inşa etmeğe çalıştığı ve zamanla ABD ile de bütünleşerek bir Kuzey Atlantik Federal Devleti oluşturmaya matuf çabaları, zaman la Türkiye'yi de etki alanına almak istidadı göstermektedir. Şu anda dahi, çok güçlü olan Avrupa ve ABD sanayi kuruluş-
Niğde'de meydana sığmayan halk inşaattan doldurmuştu. Milliyetçi Hareket milletimize mâl olmuştu artık..
lan, serbest piyasa ekonomisini bütün dünyaya yaymak ama ayla metod değiştirmişler ve AET oyununu tezgâhlamışlardır. Bununla beraber Türkiye her ne kadar elli milyonluk bir pazar olarak görülse dahi, sekiz bu cuk milyonluk bir Yunanistan karşısında bile, pek mühimsen-mediği son Amerikan ambargosu ile ortaya çıkmıştır. Müs lüman bir millet olmamız, aşır larca İslâm bayrağını Avrupa ortalarında taşıdığımız gerçeği hiçbir Avrupalının şuur altından silinmeyen bir gerçektir.
Güçlü bir ekonomiye sahip Türkiye, çoğunluğu müslüman olan üçüncü dünya ülkelerine yönelerek pazar aramak zorundadır. Türk ekonomisini patetes üretimine bağlamak isteyen haçlı seferi olarak gördüğümüz AET hareketi, ancak MHP iktidarı ile durdurulabilecektir.
Kuzey Atlantik Federal Hıristiyan Devleti içinde sosyo -ekonomik, kültürel yönden eriyip yok olmamak için «Ortak Pa zar'a hayır» diyoruz.»
A ERZURUM'LU İHTİYARIN SÖZLERİ
Türkeş ve yanındaki heyet, Erzurum mitinginden önce Aşkale, Hasankale ve Horasan ilçelerine gittiler. Türkeş, bu il çelerde yaptığı konuşmalarda binlerce vatandaş tarafından büyük sevgi gösterileriyle takip edildi. Yol üzerindeki köyler yollara dökülüyor, MHP konvoyunun yolu kesiliyor, her köy, Türkeş'in kendi köylerinde de konuşması için israr ediyordu. Hele ak sakallı bir ihtiyarın Türk Bayrağına sardığı Kur'an-ı Kerim'i «senden gayrı emanet edeceğimiz kimsemiz kalmadı» diyerek MHP liderine vermesi görülecek şeydi.
Erzurum'dan sonra Türkeş, Tunceli yoluyla Elâzığ'a geçti. Komünist Kürtçülerin «kurtarılmış bölge» saydıkları bu topraklardan sıkı güvenlik tedbirle ri altında geçen MHP lideri, Elâzığ'da binlerce vasıta ve vatandaş tarafından karşılandı;
Türkeş sayıları 50 bine yaklaşan Elazığlıya hiteb ederken daha çok Doğu Anadolu'nun meseleleri üzerinde durdu. MHP lideri özetle şöyle konuştu :
Milliyetçi Hareket'in ve Türk milletinin kurtuluş ümidi Türkeş Anadolu'yu fethediyor. Aksaray mitingi de bunun sayısız örneklerinden biriydi.
«Bugün Anadolu'muzun yiğit, çilekeş, cefakâr, vatansever, Milliyetçi, mukaddesatçı insanlarının arasında, sizlerle aynı duyguları, düşünceleri inancı paylaşarak bir arada bulunmanın mutluluğu içersindeyim. Ülkemiz, deVletiyie, milletiyle, insanlarıyla bölünme kabul etmez mukaddes bir bütündür. Hiç bir bölge, mezhep, ırk ayırımı gözetmeksizin bütün vatandaşlarımızı Cenab-ı Allah.in bize birer mukaddes emaneti olarak görüyor; sevgiyle saygıyla bağ rımıza basıyoruz. Bu milleti, bu vatanı kimseye parçalattırma
yacağız, böldürmeyeceğiz. Onun için ALLAH BİR - DEVLET BİR — KİTAP BİR — BARYAK BİR — VATAN BİR diyoruz.
Türkiye'mizin bazı bölgeleri maalesef, kolay kalkınma yolunu tercih eden iktidarlar yü zünden geri kalmış, problemleri halledilememiştir. Bilhassa Doğu Anadolu bölgemiz, Allah'ın kendisine verdiği büyük imkânlar, tabii zenginlikler, iktisadi
potansiyel, yer altı, yer üstü kay naklar içersinde, yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşamaktadır. Bu bölgenin paha biçilmez imkân lannı vatandaşlarımızın istifadesine sunmak için Devlet denilen muktedir güç elinden geleni seferber etmelidir.
Biz MHP olarak, Doğu Ana dolu bölgemizin çok yakın bir gelecekte yurdumuzun en gelişmiş, en sanayileşmiş bir bölümü haline gelmemesi için hiç bir sebep olmadığına inanıyor; sadece bugün için işlenmemiş atıl durumda bırakılmış potansiyelinin harekete geçirilmesini şart görüyoruz.»
A MALATYA'DA MUHTEŞEM MANZARA
Elâzığ ve ilçelerinden sonra Kayseri'ye geçmek üzere hareket eden Türkeş ve seçim ekibi, Malatya'dan geçerken
hiç ummadıkları bir manzara ile karşılaştılar. Hiç hesapta ol-rnayan Malatya'da görenlerin ifadesine göre gezinin en heyecanlı ve sayıca kalabalık topluluklarından biri hazır bekliyoı du. Yine gazeteciler, «CHP'nin kalesi» diye tanıtılan bu şehiı de Ecevit'in mitinginden çok daha kalabalık bir halk kitlesinin heyecanla Türkeş'i beklediğini söylüyordu.
MHP lideri Malatyalıların bu yakın ve manâlı ilgisini karşılıksız bırakmadı ve kısa bir konuşma yaptı.
fe KAYSERİ'DE ÜSTAD DA KONUŞTU
Malatya'dan Kayseri'ye ha reket edildi. Kayseri'nin Bün-Pınarbaşı ve yol üzerindeki kasabalarına uğrayan MİHP lideri Türkeş, kendi köyüne de uğradı.
Kayseri mitingi de büyük oldu. Kayseri caddeleri, MHP bayrakları ve sloganlarıyla donatılmıştı. Mitingde Türkeş'ten önce Üstad Necip Fazılda kısa bir konuşma yaparak bazı konularda görüşlerini açıkladı. MSP'nin İslâm davasından sap tığını bildiren üstad, bu partiyi «Millî Melanet Partisi» olarak nitelendirdi.
£ | KENDİ SİLÂHIMIZI KENDİMİZ YAPACAĞIZ
Daha sonra konuşan Milliyetçi Hareket'in lideri Alparslan Türkeş Türkiye'nin savunması üzerinde burdu ve bu konuda şunları söyledi:_
«Türkiye içinde bulunduğu jeopolitik durum gereği, her sa hada olduğu gibi Millî Harp Sa nayii'nde de güçlü olmak zorun dadır. Çağımız dünyasında görülen siyasi ve ekonomik mücadelelerin harp sanayiini ku ramamış ülkeler üzerindeki olumsuz etkileri herkese jzlene bilmektedir. Milli Harp Sana
DEVLET — SAYI : 395 — 30 MAYIS 1977 — SAYFA : 5
Üstad Necip Fazıl Kayseri ve Konya'da yaptığı konuşmalarda Türk - İslâm dâvasını MHP'nin yücelteceğini söyledi. Resimde üstadı onbinlere hitabederken görüyorsunuz.
.»...«. yii'ni kurmakta geciken bir Tür kiye üzerinde de bu olumsuz etkiler vardır. Orta-Doğu devletleri içindeki tarihi yerini almaşı gereği birzaruret halini almış elan ülkemiz, bölge barışının süreklilik kazanması için kendi silâhını kendisi yapmak zorundadır.
Milliyetçi Hareket'in iktidarında; Türkiye, günümüz şartları ve teknolojisi dikkate alınarak, süratle Milli Harp Sanayii' ne kavuşturulacak, Türk Ordusu bünyesinde kurulmuş Vakıflarda biriken meblağlar değerlendirilerek, Ülkemiz silah ve mühimmat temininde dışa bağımlı olmaktan çıkarılacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Milli Harp Sanayii'nln kurulması için D.P.T. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Millî Savun ma Bakanlığı, İktisadi Devlet Teşekkülleri arasında bir koordinasyonun kurulması, Ülke so-nayi'nj destekleyecek teknolo jik seviyeye getirilmesini zaruri görüyoruz. Türk mühendisi, Türk teknisyeni ve Türk isçisinin birlikte çalışması bütün güçlükleri aşacak ve modern teknoloji tat bikatları ile sonuçlandırılmış silâh araç ve gereçleriyle Türk Ordusu bölge barışının teminatı olacaktır.»
% KIRŞEHİR — NİĞDE — BOR
Kayseri mitinginden sonra plân gereğince Kırşehir'e geçil di.Kırşehir'den sonra da Niğde'ye gelindi. Bu arada Hacıbektaş ilçesinden geçen MHP araçları CHP'li komünistler tarafından taşlandı. 5 otomobilin hasara uğradığı saldırıda birkaç kişi hafif yaralandı. MHP Genel Baş kanı Türkeş Kırşehir, Niğde ve Bor'da yaptığı konuşmalarda daha çok köylü meseleleri üzerinde MHP'nin görüşlerini açıkladı.
Türkeş özetle şöyle diyordu :
«Partimizin ortaya attığı ve savunduğu Millî Doktrin Dokuz Işık'ın umdelerinden bin de Köy cülük'tür. Türk Milletinin % 60 civarındaki büyük bir bülümü bu gün halâ köylerimizde yaşa-
maktadır. Milletimizin en teşkilâtsız, en sesini duyuramıyan, sosyal hak ve teminatlardan yoksun kitlesini köylülerimiz teşkil etmektedir. Köylülerimizi teşkilâtlandırmak, köylerimizi kalkındırmak amacıyla kurul muş bulunan kooperatifler, bugün dağınık, verimsiz, kredi imkânları mahdut bir durumdadır.
Biz kooperatifçiliğin geliştirilmesini, aksayan noktaların yeni kanunlarla düzenlenmesini, çiftçilerimizin bu kooperatiflerde aktif görev almalarının te-menini istiyoruz. Köylümüze verilen ziraî krediler çoğaltılmalı, Ziraat Bankasının öz kaynakları takviye edilmelidir. Çiftçimizin kolay ve faizsiz kredi alacağı bir sistemi kurmak partimizin temel hedeflerindendir. Resmî bir Köy lü Bankası'nin kurulması, köylü-devlet münasebetlerini bu banka kanalıyla yürütülmesi de me seleye çözüm getirecek bir tedbir olacaktır.
Ayrıca, durumu yürekler CICISI olan orman köylerimize de, devletin elini uzatması, orman içi köylerdeki köylülerimizin de teşkilâtlandırılması ve bu bölgelerde Orman Ürünleri Sanayiinin kurulması hususlarını bir görev olarak telâkki ediyoruz»
% TÜRKEŞ AKSARAY'DA KISIR PARTİCİLİK İNADININ BIRAKILMASINI İSTEDİ Türkeş ve beraberindekiler
Aksaray ilçesi girişinde büyük bir vasıta ve insan topluluğu tarafından karşılandılar. Yüzlerce traktör, otomobil, minibüs ve konuşma yapan gazetemiz Umu voyun eşliğinde Aksaray'a giren Türkeş Aksaraylılara hitaben ko nuştu. Türkeş'ten önce kısa bir kamyondan teşekkül eden kon-mî Neşriyat Müdürü ve Niğde Milletvekili adayı Sadi Somun-cuoğlu adayları halka tanıttı.
Binlerce kişinin, tezahüratı Me kürsüye gelen Türkeş yaptığı kısa konuşmada Türkiye'nin içinde bulunduğu tehlikelere dik kati çekti. Kısır particilik inadının bırakılmasını ve bütün pa r
tilerin asgari müştereklerde birleşmelerini isteyen MHP lideri «hepimiz aynı gemideyiz. Hangi partili olursak olalım. Bu gemi batarsa hepimiz batarız» dedi. MHP lideri bütün partilere mensup vatandaşların birbirlerine sevgi ve saygı ile yaklaşmalarını istedi.
Aksaray mitinginden sonra Nevşehir'e geçen Türkeş Nevşehir Mitinginden sonra akşam Ankara'ya döndü. Ertesi sabah da erkenden Konya'ya hareket etti. * KONYA'DA BÜYÜK MİTİNG
Konya'da günlerdir hazırlık yapılıyordu. Şehirden 30 km. dışarda sayılarını Wmsenin tes-bit edemediği binlerce vasıta
Türkeş'i karşıladı. Konya adetâ bayram yerine dönmüştü. Şe hirde bir tur yapıldıktan sonra onbinlerce Konyalının sabırsızlıkla beklediği saat geldi. Mev lana meydanını dolduran 60 bin den fazla Konya'lıya önce Necip Fazıl hitabetti.
Necip Fazıl MHP'yi niçin seçtiğini anlattı ve MSP yöneticilerinin hatalarını sıraladı. Büyük tezahürat altında kürsü ye gelen MHP lideri Alparslan Türkeş de Konyalıların sevgi gösterileri arasında özetle şunları söyledi:
«Türkiye spekülatif ve plân sız - amaçsız bir ekonomik po litikanın neticesinde sahte bir
ekonomik büyüme hareketi içine girdiği 1950 sonrası dönemi acılarını gurbete yolladığı vatan evlâtlarına yüklemiş bir görünüm erzetmektedir.
Karayollarının ulaşım imkânlarını, kitlevî güçleri hızlandırdığı, kitle haberleşme araç-
esnaf, çalışan herkesin biribiri-ne ihtiyacı olduğu, biribirini tamamladığı gerçeğine inandığı ve bu bütüne millet adını verdiği içindir ki Türk kalkınmasının temel taşı olarak millet sektörü dediğimiz bir kurumu geliştirmek ve toplumun emeklerinin birleşmesinden hasıl alacak fazla kân yine milletimizi meydana getiren fertlerin sosyal güvenlikleri için sarfetmeyi programına almış bulunmaktadır.»
Konya'dan sonra Kulu ve Cihanbeyli ilçesinde de halka hitabeden MHP lideri Alparslan Türkeş 22 Mayıs akşamı Ankara'ya döndü.
H NETİCE : MHP MİLLETİMİZE MAL OLMUŞTUR Yurt gezisinin ik etabı böy
lece sona ermişti. Genel kanaat şuydu : MHP yurtçapında bir oy patlamasına hazırlanıyordu.
Bütün il ve İlçelerde halk MHP'
Türkeş'in geçtiği yollarda biriken halk toplulukları kurbanlar kesiyor, tezahüratlar yapıyorlardı. Yüzlerce manzaradan biri.
larının propogandası yoluyla insanca yaşamanın ne demek olduğunun ülkemizin her ferdi ta rafından anlaşıldığı bîr ortamda, sanayileşmemenin yükü, daha iyi hayat standardını haklı olarak arayan vefakâr işçimizin sırtına bindirilmiştir. Büyük şehirlerimize yönelen göç, beceriksiz, plânsız yönetim, sanayide Avrupa endüstri merkezlerine akmış, onların sermayelerine kâr katmıştır. Ucuz işçi pazarı olarak görülen Türkiye, teknolojik gelişmeler yolu ile artık bu görünüşünü de kaybetmeye baş Icmış ve ekonomik şok ile karşı karşıya kalmıştır.
Temel felsefesinde Türk milliyetçiliği, Türk Birliği bulunan Milliyetçi Hareket, bu şuurdan alacağı güçle Türkiye'deki işçilerimizin yanısıra Avru pa'dan geri d|6nüş hazırlıkları içindeki işçilerimizi de istikbâllerinden endişe etmiyeceklerl, kendi fabrika ve işyerlerine ortak olacakları bir sistemi geliştirmiştir.
MHP, İşçi - köylü - memur, Milletimiz Türkeş'i dinliyor...
ye ve onun lideri Alparslan Tür-keş'e koşuyordu. Mitinglerde kadınların ve genç kızların çok luğu, heyecanın zirveye ulaştığı dikkati çekiyordu. MHP artık sayıca da «büyük parti» oluyordu. Corum, Tokat, Sivas, Erzincan, Erzurum, Elâzığ, Malatya, Kayseri, Aksaray ve_ Konya'da görülen büyük halk toplulukları mayanın tuttuğunu ve Milliyetçi Hareket'in Türk milletine mâl olduğunu ortaya koymuştu.
Seçim maratonunun 2. eta bina büyük bir şevk've arzu ile çıkılacaktı...
YURT DIŞINDAKİ İŞÇİLERİMİZ
Çalıştıkları ülkelerde en iptidaî yaşama şartlarına mahkûm edilen, iktisadî sosyal ve hukukî haklar bakımından imkânsızlıklar içinde bulunan ve yabancı kültür propagandalarına hedef teşkil eden işçilerimize MHP iktidarı büyük bir ilgi gösterecektir.
İşçilerimizin iktisadî, sosyal, kültürel ve eğitim meseleleriyle ilgilenmek için, Devlet o ülkelerde geniş bir teşkilât kuracaktır. Yurt dışındaki işçilerimizin çocuklarının Türk öğretmenler tarafından Türk Millî Eğitim müfredat ve milliyetçilik ruhuya eğitilmeleri ve bu konuda devletin bütün imkânlarının seferber edilmesi, temel hedeflerimizden biridir. Yurt dışındaki işçilerimizin her tü"lü meseleleriyle yakından ilgilenilecektir.
Esas hedef, Türkiye'yi sanayileştirerek, yurt dışındaki işgücümüzü, kendi vatanımızda değerlendirmek ve refaha kavuşturmaktır. Bu gerçekleştirilinceye kadar, halen yurt dışında çalışan vatandaşlarımıza, ciddî ve sürekli yardım ve müdahalenin yapılması, kültür ve çalışma ateşelikleri başta olmak üzere, dış temsilciliklerimizin içinde bulundukları sorumsuz tutumlar ve ilgisizlik kesinlikle giderilecektir.
İŞ GÜVENLİĞİ
İşçilerimizin iktisadî ve sosyal meselelerinin yanında, iş güvensizliği de önemli bir mesele teşkil etmektedir. İşçilerimiz, büyük^ çapta, iş güvenliğinden mahrumdur. İş kazalarına karşı yapılan sendikal eği t im çok yetersizdir. Nitekim Türkiye'de iş kazaları oranı azalmak şöyle dursun artmaktadır. Mükemmel ve devletçe kontrol edilen bir iş eğitimi plânı uygulayarak, iş kazalarını asgariye indireceğiz.
Milliyetçi Hareket iktidarında, hiç bir vatandaş, aç, açıkta, himayesiz bırakılmayacaktır. Herkese, işçiye, köylüye, esnafa, sanatkâra, bütün vatandaşlarımıza, insan haysiyetine uygun ve güvenli bir hayat sağlamak için MİLLÎ SOSYAL SİGORTA kurulacak, devletin koruyucu eli, bütün vatandaşlara ulaşacaktır.
ilk hedeflerimizden biri de İŞSİZLİK SİGORTASl'nt kur. maktır. Böylece vatandaşlarımız şu veya bu sebeple işlerini kaybedince, geçimlerini kimseye muhtaç olmadan sağlayacaktır. Bu, aynı zamanda devleti yeni iş sahaları açmaya zorlayan bir tedbir de olacaktır.
9 Işıkçı MHP iktidarı, KİMSEYİ HİMAYESİZ VE SAHİPSİZ BIRAKMAYACAKTIR.
İşsizler, sakatlar, yaşlılar, kimsesizler, aciz ve muhtaç olanlar, DEVLET BABA'nın sinesinde emin bir sığmak buacaklardıır.
MEMURLARIN REFAH VE GÜVENLİĞİ
Memurlarla ilgili olarak yapacağımız icraatın başında, Personel Kanununu toptan değiştirerek, bu kanunun getirdiği adaletsizlikleri önlemek gelmektedir.
Katsayının 12'ye çıkarılması sonucunda, bir odacının aylık gelirine 40 - 50 liralık bir ilâve olurken, yüksek dereceli bazı memurlar, ayda 3000 lira fazladan gelir kazanmışlardır. Bu uygulama, memurlar arasında gelir farklarını arttırmakta, güçlüyü daha güçlü, zayıfı daha da mağdur etmektedir. Biz kademeli katsayı sistemini getireceğiz.
MHP, büyük hedeflerine vasıl olmak için, çalışkan, ehliyetli ve dinamik bir devlet idaresini ilk şart saymaktadır. Bu sebeple memurun her türlü refah ve güvenliği devlet tarafından garanti edilecek, devlet dairelerinde kıdem, liyakat ve dürüstlük, takdirin ilk şartı olacaktır.
MEMURA YENİ HAKLAR
1. Aile yardımı: Temel felsefemiz ve Anayasamız, ailenin korunmasını emretmektedir. Bu sebeple, hayat şartlan dikkate alınarak, evlenen memurlara yeterli miktarda evlenme yardımı yapılacaktır.
2. Çocuk parası: Halen 50.lira olan çocuk parasını, makul bir miktara yükselteceğiz. Ayrıca, çocuğun aileye getirdiği malî yük her yaşta aynı olmadığı için, yaş durumuna göre çocuk parasını arttıran bir sistem getireceğiz. Dar gelirli memura, çocuklarının eğitimi için Öğrenim Ödeneği verilmesini gerçekleştireceğiz.
4. Doğum yardımı t En az 1000 TL. olacaktır. 5. Yakacak yardımı: Aile şartlarına göre geçim zor
luğu çeken memurun yakacak ihtiyacı tamamen devletçe karşılanacaktır. Devlet Memurları Kanununun 213. maddesine geniş bir uygulama sahası temin edeceğiz.
6. Emeklilerin durumu : Bütün ömrünü devlete vermiş emeklilerin, emeklilik döneminde huzurlu bir hayat geçir-
MHP 1977 SECİM BEYANNAME
Aktif, adil ve hizfr aşkıyla çalışan bir idare mekaıfınası kuracağız
meşini temin edeceğiz. İlk icraatımız, 1970 öncesi emeklilerinin uğradığı eşitsizliği, haksızlığı gidermek olacaktır.
7. Vekil imamlar i Meslekî tekâmül kurslarından geçirilerek vekil imamların asaletleri tasdik edilecek ve hizmetleri emeklilik süresinden sayılacaktır.
8. Asgari geçim indirimi: Bugün gülünç olan asgari geçim indirimini, bir ailenin yaşayabileceği bir seviyeye çıkaracağız.
9. Ev kiraları ve mesken : Memurlar görev icabı yer değiştiren insanlardır. Yer değiştirmenin zorluğuna, bir de tayin olduğu yerde mesken bulmak, yüksek kira ödemek derdi eklenmektedir. Memur maaşlarının büyük bir kısmı kiraya gitmektedir.
Türkiye'de bugünle kadar ciddî ve köklü bir mesken politikası takip, edilmemiş, vatandaş mesken spekülatörleri nin insafına terkolunmuştur. Artan inşaat maliyetleri de kiralan dayanılmaz hale getirmiştir.
Devletin, memuruna mesken sağlama görevi vardır. Devlet Memurları Kanunun 193. maddesi, bu konuda açıktır. Bu kanunî mecburiyeti ve insanî vazifeyi yerine getirmek için MHP iktidarı geniş b i r sosyal mesken v e lojman projesi uygulayacaktır. Memura mesken temin edilemediği takdirde kira yardımı yapılacaktır.
Memurların son derece yetersiz olan yolluk veya har cırahları, vazifenin niteliğine ve insanca yaşama şartlarına göre yükseltilecektir ve gecikmelere kesinlikle son verilecektir.
ESNAF VE SANATKÂRLARLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİMİZ
Türk cemiyetinin temellerinden birini esnaf ve sanatkârlarımız teşkil etmektedir. Bütün dünyada cemiyet istikrarının temelinde, bu kesimler vardır Bu sebeple, 9 Işıkçı politikanın hedefi, sıhhatli b i r cemiyet hayatı sağlamak için esnaf ve sanatkârı gerekli iktisadî, sosyal ve kültürel se-' viyeye ulaştırmaktır.
Bugün Türk esnafı, büyük ticaret şirketleri karşısında rekabet edemiyor. Elinde zaten mahdut olan sermaye, yi, bankadan yüksek faizlerle temin edebiliyor.
Bankacılık görüşümüzü anlatırken belirttiğimiz gibi, MHP iktidarında bankalar ihtisaslaştırılacaktır. Bu ihtisas bankalarından biri de TÜRKİYE ESNAF VE SANATKÂR BANKASI olacaktır. Bu banka, bütün muamelelerini esnaf ve sanatkârla yapacak, bütün imkânlarını ona seferber edecektir.
Esnafın sırtında bir yük, zihninde bir dert olan defter tutma mecburiyeti kaldırılacaktır.
Hedefimiz, Millet Sektörü çerçevesinde, esnaf birliklerini sanayi kuruluşları haline getirmek ve esnafı sanayi mülkiyetine kavuşturmaktır.
Ayrıca, esnaf, Türkiye çapında kuracağımız MİLLÎ SOSYAL SİGORTA'nın bütün imkânlarından yararlanacaktır.
VERGİ ADALETİ
Devletin en büyük gelir kaynağı olan vergiler, adaletli ve verimli bir şekilde yeniden düzenlenecektir. Mecburi fatura sistemi geliştirilerek, vatandaşın tabiî ve medenî ihtiyaçlarını gelirinden masraf olarak düşmesine imkân verilecektir.
— Hem tüketicinin geçim kolaylığı sağlanacak, — Hem de vergi kaçakçılığı önlenerek devlet gelirleri
arttırılacaktır,
Paranın satın alma gücünün düşmesi sonucu olarak, namuslu vatandaş vergisini rızkından keserek ödemektedir. Bunu önlemek için, adaletli bir vergi sisteminin ilk adımı olmak üzere, gelir vergisi dilimleri hayat şartlarındaki gelişmeye göre ayarlanacaktır.
Asgari geçim indirimi günün şartlarına uygun hale getirilecektir.
Vergi ihtilaflarımın s^ledilmesı için Vergi yargısı usullerinde değişikli'j'tocoktır. Vergi dairesinde vatandaşın mağdur oWy devlet gelirinin ziyamın önlenmesi için, zamanı Fö geçmekte olan Vergi Reformu gerçekleştirilen
ÂDİL VE İNSANCA ^lET İDARESİ
Milliyetçi Hareket, f i s i n i , millete hizmet aşkını esas alan bir par t i zan ın ın refahlı ve mutlu olmasını, öncelikle adil Çl mekanizmasının kurulmasına bağlı görüyoruZ^'Hetini çağlar üzerinden aşarak atom ve füze çû^Yi ötesi toplum hayatına kavuşturmanın ilk şartı w
Aktif, âdil ve hizmef Çalışan bir idare mekanizması kuracağız. Devr^onelini sadece meslekî yönden değil, bu esp"[ Psikolojik olarak da eğitmesi gereğine inanıyorum
Böyle bir devlet nP*BKla vatandaş devletten hak ve hizmet istediği iC'1 ayacak , «bugün git, yarın gel» uygulaması kanatandasın işleri şevk ve saygıyla yürütülecektir.
Yapacağımız idarî r* 'Şlerj yavaşlatan, içinden çıkılmaz hale getiren ve m canından bezdiren bürokrasi asgariye indiril^^et dairelerinin iş takibe-denleri müşkilata uğratf'Şekilde bir arada bulunmasına dikkat edilecekte
Yapacağımız idarî j amacı, devlet idaresini hızlı, ehliyetli, bürokrasi lrıdan kurtulmuş, adil bir modern çalışma hayatınd^rmaktadır.
Kuracağımız, YILDIN"'?», sistemi ile, suistimal, vatandaşa kötü muamelöpJk gibi hukuka ve ahlâka aykırı davranışlar gideri l^et ve iltimas, devlet kapısından içeri giremeyec*
Bu uygulama, devlet ^e israfı da önleyecektir. Bugünkü Türkiye'de en I f fCı , devlettir. Devlet hizmetlerinin israf olmaksıZy6 ve kontrollü bir şekilde yürütülmesi hedefimizdir-ı
GECEKONDU MES^ k
Tarım Kentleri uygv' gecekondu meselesini kaynağında halledecekti^ gece kondu meselesini halletmek için ÇEVRE KÇ projernizi gerçekleştireceğiz. Böylece, şehirle^/1 işgücü, hür, mutlu ve asgarî insanca geçim Ş%^°iz; belediye hizmetleri tamamlanmış ÇEVRE K çoklardır.
Mevcut gecekondu karşılanarak tapularının I bağlı Bakanlık uygulama atılmıştır.
Arsa ofisi uygulam^a spekülasyonu önlene çektir.
KARABORSA VE İ H ^ MÜCADELE
'DE mesken sahibi ola-
tarafından masrafları hedefimizdir. Partimize
konuda önemli adımlar
Ülkemizdeki üretim n 9l. sık sık önemli maddelerin karaborsaya d üşmes'N akilde ihtikârlarla vatan daşın sırtından milyoniafV^sına sebep olmaktadır.
Bunu önlemenin en j ! 6 n r | in yolu, üretimi arttırmaktır. Yukarda belirttiğ'V r |er, iktisadî olarak, karaborsa ve ihtikâra son v ^°l üretim gerçekleştirecektir. • Bunun gibi uzun vadeMln yanında, bahsettiğimiz YILDIRIM TEFTİŞ V£ fABE sistemi,' bu konuda 4a etkili çalışmalar yapVrQborsacılığa karşı olan mevzuatımız etkili hale ÖT^'r.
MİLLÎ SAVUNMA
"»"ürk milliyetçiliğinin ! ^v ie t ülküsü, güçlü millî potansiyellere dayfln İS
t"-™"«'r"»v"o 7 Jlh * ouvunma poıııiKa •im gerektirmektedir. Tü" l |nin asırlardan beri ma
ve «llî Savunma politika-
ruz kaldığı siyasî ve askerî olaylar, bu ülkümüzün hayati-/etini ortaya koymaktadır.
Milliyetçi Hareketin iktidarında millî savunmamız Millî Harp Sanayiine dayanacaktır.
Çağımızın en ileri teknolojisine dayanmayan, en modern silâhlan kullanmayan orduların, vazifelerini yerine getirmeleri mümkün olmaz.
Biz, vurucu gücü yüksek, insan sayısından ziyade hareket ve ateş kabiliyetine dayanan güçlü bir savunma sistemini gerçekleştireceğiz.
Bunun temeli, millî harp sanayiinin, bütün yan sanayii ile birlikte kurulması olacaktır. Bu sanayi, millî üretim ve ekonomimize de katkıda bulunacak bir şekilde koordine edilecektir.
Çağdaş dünya şartları bakımından DENİZ FİLOMUZUN güçlendirilmesi ve modernleştirilmesi gereğine inanıyoruz. Bugünkü dünya mücadelesi, deniz yollarının ve denizaşırı ticaretin kontrolüne büyük önem vermektedr. Milliyetçi Hareket, üç tarafı denizle çevrili, üç kıtayı ve okyanusları birleştiren bir jeopolitik üzerinde yer almış bulunan Türkiye'nin güçlü bir DENİZ HARP VE TİCARET FİLOSU'nun kurulması için bütün imkânları seferber edecektir.
Askerî eğitimde, moral ve meslekî bilgiye büyüfc bir önem vereceğiz. Genç subaylarımızın, askerî geleneğimize ve mevzuatımıza uygun olarak, yüksek ahlâk ve disiplin ruhuyla ve en ileri meslekî bilgiyle yetiştirilmesi için gayret sarfedeceğiz.
Kahraman ordumuzun, toplumda lâyık olduğu ve sahip bulunduğu itibar ve hürmet konusunda azami titizliğin gösterilmesi, asker sevgisinin kalplere yerleştirilmesi için azami titizliği göstereceğiz.
Türkiye'nin, jeopolitik mevkiine uygun mevcut ittifak sistemleri içinde kalmasına, ancak millî itibar ve bağımsızlık konusunda azami dikkatin gösterilmesine inanıyoruz.
DIŞ POLİTİKA
Dış politika anlayışımız, millî şahsiyetli, millî menfaatlerden ve bağımsızlığımızdan taviz vermeden, milletler camiasındaki şerefli yerimizi muhafaza etmektir.
Bu çerçeve içinde, mevcut ittifaklarımızın gereğine inanıyoruz. Ancak, ittifak yükümlülüklerinin Türkiye'ye karşı bir baskı aracı olarak kullanılmasını, ittifak ruhunu zedeleyen müdahaleci davranışlar olarak değerendirmekte-yiz.
Askeri silâh ambargosu, ittifak ilkelerine aykırı has-mane bir davranıştır. Ambargo sebebiyle Türkiye'nin dış politikasında ve iç hayatında hiç bir taviz verilmemesi gerektiğini savunuyoruz.
Dünya'da İstiklâl Savaşımız'la milliyetçilik çağım açan Türkiye'nin emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelelerinin ve genç milletlerin yanında yeralması gerekir. Bölgemizde barış ve işbirliğinin sağlanması ve Orta Dcğu milletlerinin karşılıklı saygı, iç işlerine karışmama ve müşterek çıkarlar etrafında tam bir işbirliği yaparak, bölgedeki emperyalist çekişmeleri önlemesini ve bu bölgeyi BARIŞ KALESİ haline getirmeyi amaçlıyoruz.
Türkiye ile Batı Avrupa ülkeleri arasında iyi münasebetlerin, iktisadî, sosyal, kültürel ve savunma meselelerinde taraflar için faydalı olacağı inancındayız. Ancak, Ortak Pazar köleliğine kesinlikle karşıyız.
KIBRIS VE YUNANİSTAN 1
Kıbrıs, Türkiye için hem oradaki soydaşlarımız, hem de Türkiye'nin itibar ve güvenliği bakımından son derece önemli bir millî davadır.
Kıbrıs'ta taviz verimesine karşıyız. Çünkü Kıbrıs'ı bugünkü durumuna getirenler. Yunan Megalo İdeacılannın Enosisçi emperyalizmleridir.
Türkiye'nin millî güvenlik ve çıkarları, coğrafyanın gereği Kıbrıs'ın tamamen Türkiye'ye ait olmasını gerekti
rirken, bir de bu durumda taviz verilmesi ve Ada'da Yunanistan'ın uzantısı olan Rum üstünlüğüne imkân tanınması tasavvur bile edilemez.
Ege Adaları ve Ege kıta sahanlığı konusunda da, Türkiye'nin hiç bir taviz vermemesi gerektiğine inanıyoruz. Evvelâ, Türkiye coğrafyasının bir uzantısı olan bu adalar, anlaşmalara uygun bir statüye en kısa zamanda kavuşturulacaktır.
Ege denizi, bir Yunan denizi değildir. Milletlerarası bir geçit yolu ve Türkiye'nin kıta sahanlığı haklan bakımından Ege denizinde Yunan emellerini saldırgan bulmaktayız.
Dünya dengesi bakımından Türkiye ile Yunanistan arasında iyi komşuluk ve ittifak münasebetlerinin gereğine inanıyoruz. Ancak böyle b i r zeminin teşekkül etmesi, Yunanistan'ın haksız davranış ve taleplerinden vazgeçmesine bağlıdır.
DIŞ TÜRKLER
Türkiye'nin başka devletlerin hâkimiyeti altında yaşayan soydaşlarımızın insan haklarına kavuşması için gayret göstermesi gerektiğine kaniyiz. Batı Trakya, Bulgaristan ve Kerkük'teki Türklere, insanlık hukukuna aykırı millî baskıları kınıyoruz.
Biz, Dış Türkler'in millî haklarını, insanlık hukukunun bir parçası sayıyoruz.
Dünya Türklüğünün, insan haysiyetine yaraşır temel haklara kavuşması ve bulunduğu ülkelerde insanca yaşaması, hem millî hem de insanî bir ülküdür.
İSLAM MİLLETLERİ
Türkiye'nin aramızda din, tarih, kültür ve menfaat bağı olan kardeş İslâm ülkeleriyle iktisadî, sosyal ve kültürel ve ittifak bağlarıyla işbirliği yapması gereğine inanıyoruz.
Dünyanın kutuplara ayrıldığı ve kuvvet dengesinin gittikçe hassaslaştığı bir sırada, İslâm ülkelerinin müşterek kültür, coğrafî bütünlük, iktisadî menfaat ve ortak politikalar etrafında, millî bağımsızlık ve hükümranlık ilkesine uygun dostluk ve işbirliği ittifakları kurmasını istiyoruz.
RCD ile ilgili, belli şartlar gelişmemiş ise de Türkiye ile İslâm ülkeleri arasında gerçekçi temellere dayalı iktisadî bütünleşme hareketlerinin olması gereğine inanıyoruz.
MİLLİ EĞİTİM MESELELERİ
Milliyetçi Hareket Partisi, eğitim alanında yapılacak olan yatırımları ve gösterilecek gayretleri kalkınma mücadelemizin en hayati ve zaruri unsuru saymaktadır. Zira medeniyeti ve tekniği kuracak olan insanı, fikri ve zihni muhtevasıyla büyük ülkülerin, heves ve heyecanların peşinde olmaya sevk edecek olan temel vasıta eğitimdir, iktidarın ilk ve en önemli yatırımı; vasıflı, faziletli insanlar yetiştirmek olacaktır.
Eğitim sisteminin iki temel amacı olduğuna inanıyoruz. Bunlardan ilki milli değerlerimizin korunmasını, geliştirilmesini ve nesilden nesile intikalini sağlamaktır. Türk l/illetinin bekası milli bir'vk ve beraberliğin se/g' ve kardeşliğin korunması böylece temin edilmiş olur., Eğitimin ikinci görevi modern ilim ve tekniğin memleketimizde yerleşmesini, benimsenmesini sağlamak suretiyle çağdaş dünya şartlarına uygun bir yaşama düzenini kurmaktır.
Eğitimin bu iki asli görevini yerine getirebilmesi için millî ve ilmî temellere oturtulmasını istiyoruz. Bugüne kadar tatbik edilen eğitim metodlarını yabancı tarzlardan kop ya ettiğimiz için cemiyetimiz büyük bir buhranın içine sürüklenmiş bulunuyor. Türk insanı ve cemiyetimizi hak etmediği bunalımlardan kurtarmanın ilk çaresi eğitimin her yönüyle ve vakit geçirilmeden millileştirilmesidir.
Bugünkü eğitim sistemine müdahale ederken, mlllf örf ve töremizin fert ve cemiyet hakkındaki esaslarını, geleneklerimizi, tarih içindeki tatbikatlarını bilmek, modern ilmin özellikle eğitim alanındaki neticelerini, pedogojik gelişmeleri daima göz önünde bulundurmak mecburiyetindeyiz. Bunardan biri ihmal edildiği takdirde kurulacak sistem topal ve sakat kalır Milji ve manevi temellere istinat etmeyen eğitim önsüz ve emelsiz kalır.
Milliyetçi Hareket iktidarı, bünyemizi tahribe yönelen iki yüz yıllık taklit hastalığını önce eğitim sistemimizi millileştirerek eğitimden, sonra da bütün diğer müesseselerden kaldırılacaktır.
(DEVAM EDECEK)
DEVLET — SAYI: 395 — 30 MAYIS 1977 — SAYFA : 8
GÜN SAZAK'in Radyo konuşması
" Çok uluslu siyaset „ yapanların oyunlarını bozacağız
1AYIS 1977 — SAYFA: 8
Radyo konuşması
slu siyaset „ yap (unlarını bozacağ
sermayesi olmayan, vaadetti-ği düzenin ne olduğu belirsiz, yabancı milletlerin sosyalist, komünist partileri ile işbirliği yapan, milliyetçilik fikrine karcı çıkan, milleti sevmeyen, « ç o k u l u s l u s i y a s e t » le uğraşan siyasetçierin kendilerine ve gizli emellerine hizVnet ifcin yaptıkları siyasjel
oyununu bozmak size düşmek tedir. Bu gibilerin şahsi menfaatlerine ve gizli emellerine oyarınızı âlet ettirmeyiniz.
Büyük Türk Milleti, 1973 senesinden bugüne
kadar geçen dört senenin so nunda MİLLİYETÇİ HAREKET
PARTİSİ'nin Türk Siyasi Hayatındaki yerini ve değerini daha iyi tespit ve takdir edecek durumdasınız.
1973 seçimlerinde üç Milletvekili ile meclise giren Milliyetçi Hareket Partisi, Lideri ve kadrosunun sahip olduğu üstün vasıflardan ötürü memleketin buhranlı bir döneminde Milliyetçi bir Hükümetin kurulmasında en tesirli çabayı göstermiş ve kurulan koalisyonun ortağı olmuştur. Çok zor şartlar altında kurulan bu koalisyon hükümetinin protokolünü temsil cisi olduğu milliyetçilik ve samimi bir maneviyatçılığm damgasını vurdurmayı da başarmıştır. Türk Milliyetçiliği fikrine bir kısım ortaklarımızı da ısın-dırmıştır, bir zamanlar milliyetçiliğe karş olanlar bile hiç değilse sözde milliyetçi olabilmiş lerdir.
Milliyetçilik bir insanın men sup olduğu milleti sevmesi de mektir. Bir siyasetçinin milletine hizmet edebilmesi için evvelâ onu, yani milletini sevmesi gerekir. Bir insanin milletini sevebilmesi için de mensup olduğu milletin taşıdığı değerleri bilmesi, tanıması ve o değerlerden gurur duyması şarttır. Bir milletin sahip olduğu değerler örf, âdet, ahlâk ve kültür tarihinde saklıdır. İşte milliyetçilik duygusuna bile sahip olmayan siyasetçiler bugün sizin huzurunuzda sizi idare etmeye talip olmaktadırlar. Yazıları ile, beyanları ile tarihimizi küçümseyenler, örf, âdet ve ananelerimizi hor görenler Türk kültürüne sırt çevirenler, İslâm ahlâk ve faziletinden nasibini almamış olanlar senin devletinin başına geçmek istemektedirler.
* «ÇOKULUSLU» SİYASETÇİLER
Demek ki milliyetçilik duygusunu taşımayan, yani mensup olduğu milleti sevmeyenlerin siyaset ile uğraşmaları, millete hizmet yerine ya kendine hizmet, veya gizli başka bir emele hizmet gayesini taşımaktadır. _ r
Aziz Vatandaşlarım,
Fitne ve fesattan başka
* DEVLET ADAMININ VASIFLARI
Muhterem Vatandaşlarım,
Milliyetçi Hareket Partisi samimi bir maneviyat ve millî bir ahlâkın, Devletin temeli olması inancındadır. Bu temel üzerinde yükselecek Milli Devletin hak ve adaleti tecelli ettireceğine inanıyoruz. Bu inanç la çıktığımız yolda ve Aziz Milletimizin huzurunda her gün bir imtihan vermekteyiz. Devletin
yönetiminde yüz akı ile talibiz. Zira bu yüce millete yakışır bir sistem getireceğiz. Düşündüğü müz Devlet Sistemi de aslında aziz milletimizin kendi gelenek sel devlet anlayışından başka bir şey değildir. Tarihimiz tetkik edidiğinde Türk Devletinin yüceliğe eriştiği, Süper Devlet olduğu zamanlarda Devleti yönetenlerin şy dört vasfa sahip olduğu görülür. Bunlar; kültür, yüksek ahlâk, mantık ve cesarettir. Milliyetçi Hareketin lideri bu vasıflara sahiptir, ve bunu geçen zaman içinde millet vicdanında tescil ettirmiştir.
Devlet idaresinde de Türk Devlet Geleneğinin hakim olma sı şarttır. Bu geleneğin temeli samimi bir maneviyat, Millî Ahlâk ve Millî Külürdür.
Milliyetçi Hareketin fikriyatının çerçevesi olan 9 Işık Dokt rininde de teknikte devamlı gelişmecilik, ilim ve ilim adamına saygı; devlet kadrolarında uzmanlığa önem vermek memuriyetlerde sürekliliğe dik kat etmek, hamleci olmak, disiplin, protokol ve denetimde titizlik Devlet idaresinde ana ilkeleri teşkil etmektedir. # MİLLİ DEVLET - ZENGİN
MİLLET
işte bu esaslar ve sistem üzerinde oturacak Devlet senin bütün dertlerine çare bulacak
idareyi getirecektir. Vatandaşın devletten, devletin vatandaştan şikâyetlerinin asgariye indiği bir nizam hâkim kılınacaktır. O zaman hangi parti gelirse gelsin, hangi lider gelirse gelsin devlet makinesinin çarkları durmayacak, millet yararına çalışmaya devam edecektir.
Böyle bi r devlet idaresinde :
— Vurguna, tefeciye ve sö mürüye son verilecektir. Hak adalet ve insan haysiyetine saygı hâkim kılınacaktır. Bütün vatandaşlar sosyal güvenliğe kavuşturulacak özellikle Türk Kadını yokluk, yaşlılık ve yalnızlığın kendisini ittiği sefalet betaklığından kurtarılacak çocuklu veya çocuksuz olsun Türk Kadınına yaraşır şekilde yaşaması sağlanacaktır.
— Çocuklarımız zengin veya fakir; yetim veya öksüz her biri Millî Devletin şefkatli kollarının sardığı en değerli var lıklarımız olarak öğrenimlerini her kademede İlkokuldan Üniversiteyi bitirinceye kadar hu
zur ve güven içinde yapacak-, lardır.
— Dünyanın en zengin mil leti, en güçlü devleti olmak hedef olarak seçilecek, en kısa zamanda bu hedefe ulaşmak için yapılacak plân ve programla bütün kaynaklarımız seferber edilecektir.
— Lekesiz ve gölgesiz bir adalet nizamı kurulacaktır.
— Sendikasız işçi kalmayacak, sarı sendikacılığa, sendika ağalığına son verilecek, kökü dışardaki sendikaların sömürüsünden işçimiz kurtarıla çaktır.
— Devletin bütünlüğü ve Milletin birliğini bozmaya kimse yeltenemeyecek, Milli Devlet kendi bütünlüğünü ve Milletinin birliğini korumaya muktedir olacaktır.
— Türklük gurur ve Şuuru ile İslâm Ahlâk ve Fazileti her türlü tahrip ve istismardan kurtarılacaktır. Ve gönüllerde yaşatılacaktır.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ sana bu Devlet idealini vaadetmektedir. Sana senden daha yak'n bir devlet, idealimizdir. Türk Milletini; refahın, bolluğun^ huzur ve mutluluğun parladığı aydınlık ufuklara götüreceğiz. Sevgi, kardeşlik ve birlik içinde kalkınacağız.
MİLLİYETÇİ HAREKET PAR-TİSİ'nde birleşelim ve huzura kavuşalım.
TÜRKLÜK ÜZERİNE: — 2 —
Çobanoğlu : Bir asker yürüyor, nereye yolu ? Sırtında çantası, elde bavulu... Dünya dedikleri mehter davulu; Düşman derisini geren Türkleriz.
Taşlıova : Ocakta bir yufka, sofrada cfilim, Çanakta bir çorba, kaşıkta elim, Tezgâhta bir halı, tarakta kilim; Toprağı gül ve gül ören Türkleriz.
Çırağî: Türklük bayrağını kaldıranı sor. Bir cana bin şanı aldıranı sor, Kosova, Niğbolu, Çaldıran'ı sor; Bağdat kapısından giren Türkleriz.
Alyansoğlu : Bu yurt yaralanıp düştükçe hasta Bir hekim yetişti en son nefeste, Edirne'de, Sakarya'da, Kıbrıs'ta Yaralara melhem süren Türkleriz.
Firkati: Bir gün at üstünde, bir gün de yaya Yürüdük yarma yön tutup aya, Yer-yüzü denilen koca tarlaya Kan ekip yiğitlik deren Türkleriz.
DEVLET —
Gerek 1 Mayıs 1977 tarihinde İstanbul'da, Taksim alanında yapılan DİSK mitinginde ve gerekse bu tarihten bir hafta sonra da Siirt'in Batman ilçesinde sergilenen bir emperyalist oyununa daha şahit olduk. Yani uydurma Kürt bayraklarına...
Kürt kimdir? Bir Kürt bayrağı var mıdır ? Kısaca izah edelim :
«Kürt» adı verilen insanlar din, dil, tarih, soy, örf ve âdet bakımından öz be öz Türktürler. Türk Milletinin bir parçası-dırlar. Soydaşları olan diğer Türk boylarından farklı değildirler. Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler, Yakutlar, Tatarlar, Azeriler, Avşarlar gibi, bunar da bir Türk boyudur lar. Kürtlerin Türlüğü, bugün yerli ve yabancı birçok ilim adamlarının ortaya koy muş oldukları . belgelerle ispatlanmıştır. Bunu burada uzun uzun izah etmeye lüzum görmüyoruz. Yerimiz de müsait değil zaten. Fakat birkaç noktaya değinmeden geçmeyeceğiz. Şöyle ki;
«KÜRT» sözü tarihte ilk defa, Orta Asya'da Yenisey (Orhun) nehri civarında bulunan 32 mezar taşından biri olan; Ele-geş ırmağı kıyısındaki «Elegeş Yazıtı»nda geçmektedir. 38 harflj Orhun (Göktürk) alfabesiyle yazılan bu yazıt (abide.anıt, kitabe), milattan sonra 650 yıllarından önce ölen, Kürt İlhanlığı hükümdarı ALP URUNGU'ya aittir. Boyu (yani topraktan yukarısı) 320 cm. ve eni de 60 cm. olan bu anıt, Yenisey Kürtleri tarafından, Kağanları Alp Urungu adına dikilmiştir. 12 satırlık olan bu yazıtın, 8. satırında özellikle konumuzu ilgilendiren şu sözler vardır : «Ben Kürt Elinin hanı Alp Urungu. Altunlug kesiğim bantım belde. Elim tokuz - kırk yaşım.» Bu bilgileri, NEMETH adında bir Macar âliminden öğreniyoruz...
İran destan yazarı Firdevsî'nin «Şeh name» adlı kitabında «Turan kahramanı» ve «Afrasyab» (yani dünyaya hükmetti anlamında) diye nitelendirdiği ALP ER TUNGA'nm Kürtlerin ilk atası olduğu hakkında, birçok belgelerden anlaşıldığı gibi, büyük Türk gezgini Evliya Çelebi'nin «SEYAHATNAME» sinde de bu iddia söz-konusu edilmektedir. Ayrıca Bitlis sancak beylerinden Şeref Han'ın da 1597'de yazıp, Osmanlı Padişahı III. Mehmed'e ithaf ettiği «Şerefname» isimli kitabında bu konuya ilişkin bir kayıt vardır...
Bir Alman ilim adamının 1931 yılında yayınlanan «Kısaca Kürt ve Kürdistan Tarihi» adlı kitabının 1. cildinde, Kürtlerin Türklüğü hakında aydınlatıcı bilgiler mev cuttur. Kitabın kapağındaki harita ise gerçekleri olduğu gibi ortaya koymaktadır. Haritada, Kürtlerin Orta Asya'nın doğusundaki Karakurum ovalarından göç edip, Ortadoğu ülkelerine dağılışları ok işaretleri ile gösterilmiştir...
Yine Şeref Han'ın, «Şerefname» adlı kitabında; İslâmiyetten önce Kürtlerin Oğuzlara tâbi olduklarına, - Oğuzlardan ve aynı zamanda Kürtlerin ilbeğlerinden olan «Buğdüz Aman» (Dede-Korkut Oğuzname sinde bu isim zikredilmektedir.) adlı birinin, bir heyetle Hz. Muhammed'e — İslâmi-yeti kabul eylemek amacıyla— elçi gittiklerine ve Kürtlerin Cin veya Cen taraflarından (yani Çin, Doğu Türkistan, Karakurum yörelerinden) geldiklerine işaret edilmektedir...
Bu birkaç nokta bile Kürtlerin Türklüğünü ispatlamak bakımından yeterlidir.
KÜRT BAYRAĞI UYDURMASI
HAYRİ BAŞBUĞ
Gelelim «Kürt bayrağı» meselesine. «Kürt», adı verilen Türkler, tarih bo
yunca diğer Türkmen kardeşleriyle bir ara da yaşamışlar, aynı ülkü için can vermişler, kan vermişler; beraber ağlayıp beraber gülmüşler, birbirlerinin dertlerine ortak olmuşlar, Türklük düşmanlarına karşı birlikte göğüs germişlerdir. Emperyalist devletlerin tahrikleriyle, Cumhuriyetten önce ve sonra çıkan bazı isyan hareketleri dışında, aralarında en ufak b i r dargınlık dâhi olmamıştır.
Bunun içindir ki, diğer Türk boylarıy-la aynı soydan olduklarını bilen Kürt Türkleri, kendilerini onlardan ayrı görmemişler, ayrı bi r devlet kurmamışlardır. Yani aynı bayrak altında yaşamışlardır tarih boyunca. Ve bugüne kadar da, birkaç ecnebi hayranı hariç hiçbirisi, Türkmen kardeşlerinden ayrılmayı, ayrı bir «Kürt devleti» ni kurmayı düşünmemişler, akıllarından bile geçirmemişlerdir. Böylelikle tarihte bağımsız bir «Kürt devleti» veya «Kürdistan» in varlığı mevcut olmadığı gibi, bir «Kürt bayrağı» da hiçbir zaman olmamıştır...
1 Mayıs 1977'de İstanbul, Taksim meydanındaki gösterilerde komünist Rus ve Cin uşakları tarafından dalgalandırılan ve Batman Lisesi'ne de aynı tip kişilerin astıkları ve «Kürt bayrağı» adını verip, yut turmaya çalıştıkları o paçavralar sahtedir, uydurmadır. Bu çirkin hareket, Kürt Türk-lerimize yapılan en büyük hakarettir. Çünkü, Kürdün ayrı bir bayrağı yoktur. Kürdün tek bayrağı varsa o da AY-YILDIZ'lı bayraktır. Bundan başka Kürdün bayrağı yoktur ve olamaz da. Bu bayrak ise bütün dünya Türklüğünündür...
Rus ve Çin uşaklığını yapmaktan gurur duyan Komünist - Kürtçü çeteler tarafından uydurulan bu bayrağın, BarzanT-nin bayrağı olduğu ve 1947'de İran'ın Me-habad şehrinde yapıldığı iddiası da yalandır. Gerçek şudur:
Sovyet - Rus hükümetinin isteğiyle 1941 yılında, Mehabad şehrinden başta Kadı Muhammed adında biri olmak üzere, birçok Kürt ileri gelenleri Moskova'ya davet edildiler. Kendilerine gereken talimatlar verildikten sonra, Azerbaycan Sov yet Cumhuriyeti Başbakanı Barıkof'un yanına gönderildiler. Burada yapılan gizli müzakerelerin ardından, Rus hükümeti yetkilileri tarafından kendilerine verilen hediyelerini de alarak tekrar Mehabad'a döndüler. Rus hükümetinin emri gereğince Eylül 1942'de, Rus Kızıl Ordusu'na bağlı olmak üzere «Komal Örgütü» adı altında bir teşkilat kurdular. Silâh, herçeşit araç ve gereçler de Kızıl Ordu'dan temin ediliyordu. «Komal Örgütü» güçlenmeye başlayınca, Baku'ya ikinci bir ziyaret da-
SAYI: 395 — 30 MAYIS 1977 — SAYFA : 9
ha yapılıyor ve işte «Kürt bayrağı» adı verilen paçavra da Baku'dan Mehabad'a getiriliyor. «Kürt bayrağı» n'ın tarihi kısaca budur. Yani bu bayrağın asıl yapımcısı Ruslar'dır. Ve bunun nasıl birşey olduğunu da 1946'da Mehabad'a bir gezi yapan İngiliz gazetecilerinden Archi Roosvvelt: «Bu bayrak üç şeritten ibaretti. En üstte kırmızı, ortada beyaz, en altta ise yeşil renk yer alıyordu. Bayrakta bir güneş, iki yanında birer başak, arkasında da bir dağ ve kalem resmj yer almıştı.» diyor. Fakat Batman Lisesine asılan bayrak bundan farklıydı. Ne yeşil renk vardı, ne iki başak, ne bir dağ ve ne de kalem. Görülüyor ki; Kürt Türklerimizi kandırıp Moskof emperyalizminin boyunduruğu altına sokmaya çalışan hıyanet şebekeleri mensupları, «Kürt bayrağı» diye, birbirinden farklı, uydurma bayraklar icat etmektedirler...
Batman Lisesine asılan kızıl bayrağın Emniyet yetkililerince indirilmesinden sonra, ilçede yapılan aramada ele geçirilen tüfek, tabanca, bıçak, uzun menzilli otomatik G-ı silâhları ve yasaklanmış yayınlar, asıl kızıl emelin ne olduğu hakkında bir fikir verdi ve gerçekler de bir kere daha suyüzüne çıktı...
Kürt Türklerimiz için bir felâket saydığımız «Kürtçülük» fikri de bilindiği gibi 1856'da Petersburg (Leningrad) İlimler Akademisi'nde, Ruslar tarafından ortaya atılmış ve bunu yaymak amacıyla da birçok ajanlar yetiştirilmişti. Bunlardan, V. Minorsky, B. Nikitin, Mavriziyo Gorzoni, Alexander Jaba, Yeg Yazarof, İbgarofiç, S. Kartısof, D. N. Maçkenzi, V. Velyami-nof - Zernof, F. Charmoy v.s. gibi kızıl ajanlar arasında en aşırı olanları bilhassa V. Minorsky ve B. Nikitin idiler. 1942 yılında İran'ın Mehabad şehrinde kurdurulan Komal Örgütünün faaliyetlerini de bu V. Minorsky denilen adam yürütüyordu. Daha sonra, V. Minorsky Paris'te, B. Nikitin de Londra'da yerleşip, Kürtlerin kökeni hakkında asılsız ve gerçek dışı yayınlarda bulunmuşlar, Kürt Türklerimiz mensupfa-rını zehirlemeye çalışmışlardı. Tek emelleri Türk yurdunu ve Milletini biran evvel parçalamaktı bunların. Bereket versin ki, başarıya ulaşamadılar...
Evet... ARTIK YETER ! Kızıl emperyalizmin kudurmuş köpek
leri; Türk kavminin bir kolu Türk Milletinin bir parçası olan Kürt Türklerimiz üzerinde oynamak istedikleri kızıl oyundan vazgeçmelidirler...
Son kozlarını Doğu ve Güneydoğu Anadoumuzdaki öz be Türk olan yiğit insanlarımız üzerinde oynamak isteyen Ko münist Rus ve Çin emperyalizmi ile Kapitalist Amerikan, Fransız ve İngiliz emperyalizminin yerli kızıl uşakları, ya özledikleri Komünist ve Kapitalist ülkelere defolup, gitmeli, yahut da çirkin ellerini Kürt Türkierimizden geri çekmeli, onları rahat bırakmalıdırlar...
Son sözümüz şudur: Allah'ı bir, Peygamberi bir, Kitab'ı bir,
Din'i Vatanı bir, Devleti bir, Bayrağı bir olan Türk Milîeti'ne mensup fertler arasına nifak sokarak; Türk'ü Türk'e kırdırmak, Müsümanı Müslümana boğazlatmak niyetinde olan emperyalist güçler ve yerli işbirlikçi kuduz uşaklarının, Allah belâsını versin...
DEVLET SAYI : 395 — 30 MAYIS 1977 — SAYFA : 10
MHP den başka hiçbir parti Türkiye' nin dertlerini çözemez
(Baştarafı Sn. 3'de)
lâhlı kuvvetlerimize borçluyuz. Güvenlik Kuvvetlerimizin şerefli hizmetlerini burada minnetle ve şükranla anmayı bir vazife sayıyorum.
* KÖYLÜ MİLLET VARLIĞIMIZIN TEMELİDİR.
Aziz Vatandaşlarım;
Yukardaki hususları belirttikten sonra M.H.P.'nin Türkiye'nin hızla kalkınmasında Tarım ve sanayileşme alanlarında yapılması gerekli gördüğü hususları özet olarak sunmak istiyorum. M.H.P. Köylüyü Millet varlığımızın temeli, her alanda kakınmamızın kültür ve medeniyetimizin sağlıklı ve güçlü bir şekilde devamının ana kaynağı olarak düşünmektedir.
Türkiye'nin kalkınmasının her alanda modern ilmi ve tekniği kullanmakla mümkün olacağı açıktır. Bunun için tarımın modernleştirilmesi ve tarım sanayiinin kurulmasına ihtiyaç vardır. Köylümüzün kalkındırılması için her ilde tarımla ilgili sanayiin, meselâ süt fabrikası, süt tozu fabrikası, peynir, tereyağ imalâthaneleri, et kombinası, tavuk kombinası, soğuk hava deposu yağ fabrikası, konserve ve meyve suyu fabrikası, gibi sınaî tesislerin süratle kurulması gereklidir. Bu yolla çiftçiye üretim ve pazar garantisi sağlanmış olur. Bunların kurulması milletimizin beslenmesi konusunda çözüme götürür. Bu fabrikaların kurulması için fazla bir dövize veya paraya ihtiyaç yoktur. Altmışyedi ilin her birinde bu dokuzar fabrikanın kurulması için dört milyar Türk Lirası dövize ve yirmibir milyar Türk Lirası dg toplam yatırıma ihtiyaç vardır. Her yıl hükümet lerin destekleme alımları ve taban fiatı uygulamasında sarf ettikleri para miktarı ile bu sanayi'nin kurulması köylüye deha büyük yardım sağlar.
£ SANAYİLEŞMEDE DIŞA BAĞIMLILIK AZALTILMALI
Aziz Vatandaşlarım;
Türkiyemizin hızla kalkınması ve bütün vatandaşlarımızın refaha kavuşmak
süratle modern sanayi kurmamıza bağlıdır. Fakat bugüne kadar Türkiye'yi yöneten siyasî partiler çok yanlış bir yoı tuttuklarından sanayileşmeyi başaramamışlardır. Memleketimizde fabrikaların maki-nalarını imâl eden sanayiin kurulması şim diye kadar ihmâl edilmiş olduğundan sa nayileşmek için tesis edilecek fabrikaların makina aksamı dövize bağlı imkânlarımızın dar olduğu ve ihracatımızın ithâl yoluyle kalkınmanın harcamalarını karşılayamayacağı bellidir. Fabrikaların makina aksamının kendi bütün yatırımlarının % 60'i oranında olduğu düşünülürse döviz olmadan Türk parasının sanayileşmeye değer ifade etmeyeceği ortadadır. İleri sanayi ülkesi olarak bilinen bütün ülkeler teknolojik üstünlüklerini, makina imalât sanayiinde gösterdikleri gelişmelerle sağ
lamışlardır. Bu sebepten Türkiyemizin hızla sanayileşmesi için takım tezgâhı, motor ve elektromekanik sanayiileri öncelikle ve süratle kurmak yani fabrika yapan fabrikaları tesis etmek lâzımdır. Bu suretle dışardan yanhzca hammadde, know - how# proje, patent, lisans almakla fabrikalar ara malı ve tüketim sanayiile-rini kendi millî kaynaklarımızla kurmak kolayca mümkün olabilir. Bu yö| dışa bağımlılığı % 60'dan en az % 3'e kadar indirebilir.
£ ÇAĞLAR ÜZERİNDEN SIÇRAMA
Bu itibarla, M.H.P. kim ne derse halkın ve gençliğin şuurlanması için fabrika yapan fabrika adıyla ortaya attığımız makina sanayiilerinin kurulması konusuna büyük önem vermektedir. Bu günün döviz imkânlarıyla kurulması kolay ve mümkün olan bu sanayiiler kazanıldıktan sonra Tür kiye sanayileşme gayesiyle kuracağı elektrik santrallannın, djemir - çeli£ petrokim ya, rafineri, çimento gübre, dokuma, gıda ve diğer sanayi tesislerinin makinalannı ithâl etmekten kurtulacaktır. Bu sayede Türk Parası tasarrufları artırılabilecek ve sanayileşme hızlandırılacaktır. Böylece M.H.P.'nin Milletimize işaret etmekte bulunduğu çağlar üzerinden aşmak ve Türkiye'yi en kısa zamanda en kısa yoldan ıiom çağına". Uzay çağına sokmak mümkün olacaktır.
Aziz Vatandaşlarım;
Memleketimizde bütün insanlarımızı sosyal güvenliğe ve fırsat eşitliğine kavuşturmak gereklidir. Köylümüzü, işçimizi, esnafımızı her yönden teşkilâtlandırmak ve sosyal güvenlik sosyal yardımlaş ma ile belirli bir refahlı geçim seviyesine kavuşmak M.H.P.'nin başlıca davasıdır. Çalışan ailelerin huzuru ve refahı için çocuk yuvaları kurdurmak, kimsesiz çocukların korunması, bakıma muhtaç yaşlılar için huzur köyleri yaptırmak ve köylü vatandaşlar dâhil olmak üzere herkes için tatiı ve dinlenme kampları açmak M.H.P. nin programıdır. Gecekonduculuğa ve evsizliğe çare olarak p r i m karşılığında çalışanlara Konut sağlıyacağjz. Bütün yüksek öğrenim öğrencilerine yurt ve kredi sağlı-yacağız. İlkokuldan itibaren en yüksek kademeye kadar eğitim ve öğretim parasız devlet eliyle sağlanacaktır.
Jfc TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN 2 KAYNAĞI
Aziz Vatandaşlarım;
Milletimizin ihlâkta ve maneviyatta en yükseğe çıkması ilim ve teknikte süratle en ileriye gitmesi ve kalkınması için bizim Millî Ülkümüz Türk Milliyetçiliğidir. Çağımız ideolojiler çağıdır. 20. yüzyılın en güçlü en ilerici ideolojisi Milliyetçiliktir. Bu anlamda Türk Milliyetçiliği ideolojisi ilericidir. Çünkü bu ideolojide 18. ve 19. yüzyılın çağdışı kalmış kapitalist veya sosyalist fikirleri yoktur. Türk Milliyetçiliği Türk Kültürünün iki aslî unsurundan kaynağını almaktadır. Tarihî sıralamaya göre bu un
surlardan birincisi Türklük düşüncesinin kültürel varlığıdır. İkincisi ise; İslâm dininin kutsal değerleridir. Türk Miliyetçiliği anlayışını Anayasamızın dibaçesindeki esaslara dayamaktayız.
Başka milletlerin yönetimlerini kültür lerini taklit etmekle milletimizin kalkınmasının ve yükselmesinin mümkün olmayacağı kanaatindeyiz. Tanzimat döneminin devlet adamlarının batı dünyasının kö rükörüne tesiri altına düşerek memleketimizi sömürge hâline sokmalarından ne kadar büyük acı duyuyorsak Türkiye'yi benzer durumlara sürükleyeceğinden
şüphemiz bulunmayan Ortak Pazar ilişkilerinden de aynı ölçüde endişeli bulunmaktayız.
* MİLLİYETÇİLER MHP'DE TOPLANMALIDIR
Değerli Vatandaşlarım;
Milliyetçi Hareket Partisi Türk Milliyetçiliğini siyasi aksiyon yapmıştır. Her çeşit taklitçilikten uzak kalarak millî tarihimizden geleneklerimizden ve mânevi değerleri mizden beslenen, modern ilmi ve tekniği önder yapan % 100 yerli ye millî bir görüşle Türk Milletinin hizmetine talip olmaktadır. Bütün Türk Miiliyetçilerini. M.H.P.'nde toplanmaya ve birleşmeye davet ediyorum. Gerçek milliyetçilerin, oportünist olmayan, milletvekilliğini ve Senatörlüğü çıkar vasıtası saymayan milliyetçileri 9 Işık bayrağının altına davet ediyorum. Kurtuluş bu yoldadr. 9 Işık meş'ale-siyle geleceğimiz ve tarihimiz yeniden aydınlanacaktır. Seçimlerin milletimiz ve yur dumuz için hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyerek tekrar bütün vatandaşlarıma sevgi ve saygılar sunarım.
DEVLET - - SAYI : 395 — 30 MAYIS 1977 — SAYFA : 11
(Baştarafı Sayfa 2'tie) kucaklayacağız. Şimdiden selâm olsun o gelecek günlere...
•% TÜRKEŞ KIRŞEHİR'DE MHP Geneı Başkanı ve Baş
bakan Yardımcı Alparslan Tür keş'le beraberindeki heyet 21 Mayıs sabahının erken saatlerinde Kırşehir'e geldi. Bir gün öncesi Kayseri'de bir miting yapılmış ve gerçekten büyük ilgi görmüştü. MHP mitinglerinin gördüğü bu yakın ilgi, hemen herkesin ve bu arada basının dikkatlerini bir anda MHP üzerine çekivermişti. Sabahın saat 9'u olmasına rağmen binlerce Kırşehirli meydanı doldur muş, MHP ve lideri Türkeş lehinde tezahüratlar yapıyordu. Aslında bir gün öncesi yapılması gereken miting, Alparslan Türkeş'in yüklü programı yüzünden yapılamamıştl. MHP lideri, 21 Mayıs günü ise, Niğde. Aksaray ve Nevşehir mitinglerinde konuşacaktı. Bu yüzden Kırşehir için sabahın erken saatleri plana alındı. MHP Kırşehir adaylarının kısa konuşmalarından sonra Geneı Başkan Alparslan Türkeş seçim otobüsü üzerinden konuşmasını yaptı ve MHP'nin davasını, yurdumuzun içinde bulunduğu tehlikeli durumu anlattı
* NİĞDE'YE HAREKET VE MİTİNGLER Kırşehir'den sonra hemen
Niğde'ye hareket edildi. Yol boyunca büyük tezahüratlar yapıl di. Heyet, saat 12-30 sıralarında, Niğde'ye 15 km. mesafede, Kay seri - Nevşehir yol ayırımında MHP Niğde Milletvekili birinci adayı Sadi Somuncuoğlu ve diğer adayların da hazır bulunduğu büyük ^kalabalık ye araba konvoyu tarafından karşılandı. Konvoy, tarla ve bahçelerde çalışan kadın, kız, genç . ihtiyar köylülerin yo| kenarlarına çıkarak gösterdikleri içten tezahü ratlar ve alkışlar arasında Niğde'ye girdi. Gecikilmiş olmasına rağmen meydan tamarrfen dolmuştu. Etraftaki evlerin çatıları, inşaatlar ve ağaçlar, duvarların üstleri boş yer kalma-masına_ doluydu. Niğde'de bilhassa kadın ve kızların miting
heyacanla sabırsızlıkla, inanarak ayakta selâmlıyorum..» yerinde oldukça çok olmaları Milliyetçi Hareket ülküsünün topyekün Türk milletinin davası olma yolunda kaydettiği gelişmeyi ve katettiği mesafeyi açık olarak gösteriyordu.
Niğde'de, Sadi Somuncuoğlu ve Alparslan Türkeşin konuşmalarından sonra Bor üze rinden Aksaray'a hareket edildi. Türkeş, Bor'da ve yoı üzerinde bulunan köylerde de kısa konuşmalar yaptı. 17 km. kaddr olan Niğde - Bor arası hemen hemen araba konvoyuyla bir birine bağlanıverdi. Yo| boyunca bilhassa kadın ve kızların, çocukların üç hilalli bayraklarla yaptıkları tezahüratlar çok ma nidardı.
Aksaray, Sadi Somuncuoğ-lu'nun doğup büyüdüğü yerdi ve Aksaraylılar kendisini çok seviyorlardı. Aslında Somuncuoğlu, bütün Niğde'nin ve hatta başarılı çalışmaları ile bütün Türkiye'nin tanıdığı, sevdiği kişiydi. Mitinglerden önce gezdiğimiz Niğde köylerinde bunu ayrıca, yakından müşahede etmiştik. Geçen seçimlerde M. Altınsoy'a oy verenler, şimdi köy lerinden onu kovuyorlar ve açık ca, «Bu defa Sadi Somuncuoğ-lu'nu destekleyeceklerini, artık MHP'ye oy vereceklerini» söylüyorlardı. Somuncuoğlu köy lerde, Niğde'nin dertlerini basında ve TRT'de dile getiren tek ses olarak da biliniyor, köylüler bundan memnun oluyorlardı.
Aksaray mitinginde Somuncuoğlu bir konuşma yaptı. Somuncuoğlu, «Hiçbir zaman parti ayırımı yapmadan bütün Niğdelilerin hizmetinde olduğunu ve bundan böyle de öyle olacağım, MHP'nin güçlü ve şuurlu kadrosuyla memlekete en iyi hizmeti yapmaya talip oldu ciuğu, bunu gerçekleştireceklerini» söyledi.
Alparslan Türkeş, hemen bütün konuşmalarında temas ettiği komünizm başta olmak üzere devlet ve milletimizi tehdit QöQr\ tehlikelerden, MHP'nin getireceği hal çarelerinden bah setti. Türkeş «Memlekette önce huzurun sağlanmasının şart olduğunu ve bunun eğitimle müm olacağını» dile getirdi. Ayrıca «MHP'nin bölge ve mezhep farkı gözetmeksizin bütün Türk vatandaşlarına aynı gözle baktırma vs hizmeti her yere eşit olarak götüreceklerine» işaret etti.
Saat 16.30'dan sonra Nevşehir'e hareket edildi. Nevşehir mitingide diğerlerinden olduğu gibi büyük ilgi gördü. Bir gün bu kadar mitingi sığdırmak çok güç ve yorucuydu." Ancak
durma dinlenme bilinmeden çalışılması gerekiyordu ve işte Milliyetçi Hareket'in yorulmaz lideri bunu başarıyla sürdürüyor du. £ KONYA'DA MUHTEŞEM
KALABALIK VE MHP'NİN BÜYÜK MİTİNGİ
22 Mayıs 1977 pazar günü Mevlâna diyarı Konya tarihî bir gün yaşadı. O gün saat 14.00'-te MHP'nin mitingi vardı. Ancak şehir, sabahın erken saatlerinden, hattâ bir gün öncesinden adeta bir bayram havasına bürünmüştü. Her yerde mehter marşları çalınıyor, üç hilalli ve ay-yıldızlı bayraklar dalgalanıyordu. Mevlânâ meydanı, daha sabahın ilk saatlerinden itibaren dolmaya başlamıştı. Her kes «Yer bulamayız» korkusu içindeydi.
Nevşehir mitinginden sonra Ankara'ya dönen Alparslan Türkeş sabah saat 10.00'da Ankara'dan hareket etmişti. Kulu ve Cihanbeyli'de konuşmalar yapan Türkeş Konya'ya, sayıları binleri aşan büyük bir araba konvoyu ile girdi. Bu manzara, gerçekten muhteşemdi. Bütün dikkatlere rağmen bazı arabaların kaza yapmaları ön lenemedi.
MHP Genel İdare Kurulu Üyesi ve gazeteci Yaşar Oku-yan'ın «Türkeş konuşacak, Tür keş konuşacak... Yıllardır konu şan hep onlardı, bundan böyle Alparslan Türkeş konuşacak» diye sık sık anonslardan ve marşlardan sonra saat 14.00'te MHP Konya milletvekili 3. adayı ve gazetemiz sahibi İbrahim Metin'in konuşjmasıyla miting başladı. İbrahim Metin, Türkiye'nin içinde bulunduğu tehlikelerden bahsederken «Türkiye'nin tapusunun komünistlerle bizim aramızda çekiştirilmekte olduğunu, tapunun, komünistle rin eline geçmemesi İçin aziz Türk milletinin MHP'yi desteklemesi gerektiğini» misaller vererek izah etti. Daha sonra senatör adayı Adnan Koçbekâr di ğe r partileri eleştiren bir konuş ma yaptı. Üçüncü konuşmayı Konya birinci adayı A. Okay Güner yaptı. Güner «MHP'nin yerleşmiş bir parti olduğunu, memlekete en iyi hizmeti ancak böyle bir partinin yapabileceğini ve MHP gençliğinin kan vererek, can vererek din için. vatan için çalıştığını, devlet ve millet düşmanlarının yalnız MHP ile uğraştıklarını» dile getirdi.
Üstad Necip Fazıl, Kayse ri'den sonra Konya mitinginde de Mevlanâ Meydanını doldu rup sokaklara, caddelere taşan muhteşem kalabalıK huzurunda önemli bir konuşma yaptı.
Üstad, CHP, AP ve bilhassa MSP üzerinde durdu. MSP'nin günahlarını sergiledi. Kısakürek «din için, devlet için en iyi mücadeleyi MHP ve onun gençliğinin yaptığını, Büyük Doğu gençliğinin ülkücü gençlikle el ele, gönül gönüle çalışması gerektiğini, Kayseri'de bunu sağladığını» anlattı. Üstad, «Alparslan Türkeş'in, Türk . İslâm davasının samimi bir lideri olduğunu ve güçlü, şuurlu kadrolara sahip olan MHP'nin seçim lerde bütün Türk Milletinin tarafından desteklenmesi gerek
tiğini» belirtti. KısakürekTin konuşması ilgiyle takip edildi ve kendisine büyük tezahürat yapıldı.
... VE TÜRKEŞ KONUŞUOR «Türkeş konuşacak., Tür
keş konuşacak! Yıllardır konuşan hep onlardı, bundan böyle Alparslan Türkeş konuşacak!
Komünizme, kapitalizme ve her türlü emperyalizme karşı çıkan ve en iyi mücadeleyi veren tek lider Alparslan Türkeş konuşacak...»
Bu anons, bütün MHP mi tinglerinde tekra r ediliyor. Türkeş, Konya Mevlâna Meydanına kolay kolay nasibolmaya-cak muhteşem kalabalığa karşı yeni seçim otobüsünün üzerinden konuşmasına büyük tezahürat arasında başlıyor. «Baş bakan Türkeş...^ nidaları yeri göğü inletiyor. On binlerce ses, büyük disiplin altında haykırıyor.
Köylüsü, şehirlisi, "esnafı, işçisi, serbest meslek erbabı, genç . ihtiyar, kadın hepsi bir bütündür ve hepsi Milliyetçi Hareket'in büyük liderini sevgi gösterileri arasında çiçek yağmuruna tutmuşlardı.
«Geliyoruz! Bu geliş iktidarla noktalanacaktır. Güçlü bir iktidarla sonuçlanacaktır» diyen Türkeş daha sonra özetle şunları söyledi:
«Milliyetçi Hareket, milletimizi, mânevi boşuk ve buhrandan kurtarabilecek, yeni ve büyük Türk - İslâm medeniyetini kurabilecek tek partidir.
Ahlak ve maneviyatı, İslâm imanım ve Türk milliyetçiliğini, kalkınma savaşımızın, çağlar üzerinden sıçrayarak büyük ve süper devlet Türkiye'yi gerçekleştirme mücadelemizin motoru yapacağız.
Yeni bir Türkiye kuracağız. Bu Türkiye'de her şey büyük olacak. Fikir, İman, ahlâk, maneviyat, İlim, teknik, kültür, sanat sanayi, iktisat, herşey ama herşey en büyük olacak... Büyük ve süper devlet Türkiye'nin adına lâyık bir şekilde... Yeni Türk - İslâm medeniyetini
iî
Wi-n.
Sadi Somuncuoğlu ' nun radyo|konuşması
Devlet gemisi MHP'siz idare edilemez «Asil milletim ! Bugün seninle, senin meseleni konu
şacağız. İyi dinle ve iyi anla. Geçim sıkıntısı içinde olduğun doğru
dur. Haksızlık adaletsizlik, soygun ve rüşvetten şikâyette haklısın. Devletinle arana soğukluk girmiş. Sevgide, muhabbette, hür met v e kardeşlik duygularında azalma var. Öz devletinin kurumları arasındaki çekişme ve itişmeden endişe duymakta da hak tısın...
Asil milletim ! Sen bu ıztffraplarla kıvranırken, sinende açılan bu yaraların kapanmasını beklerken, başına T>aşka bir belâ çöreklendi. Öz evlâtlarından bir bölümü, devletini yıkmaya, seni esir etmeye varan bir sapıklığa düştüler. 10 yıldır ellerinde silahla meydandalar. Senin başını istiyorlar. Bankaların soyuluyor. Evlâtların öldürülüyor, uçağın kaçırılıyor, fabrikan ve okulların işgal ediliyor. İstiyorlar ki, çöküntü son noktasına varsın can korkusu herkesin yüreğine sinsin ve neticede devlet yıkılsın. 10 yıldır kıyılan canın, akıtılan kanın ve heba edilen malın hesabı belli değil. £ BU KARA GÜNLERE NİÇİN GELDİK ?
Asil milletim ! vatanını bölmek, devletini yıkmak, dinini, imanını yok etmek isteyen bu sapıklık azalmıyor, süratle çoğalıyor. Bunlara komünistler diyorlar. Rus-çusu, Cincisi VQT. Efendileri oralarda, peygamberleri oralarda imiş.
Böyle gelmiş ama böyle gitmez diyorsun, haklısın. Ama hiç düşündün mü, bu korkunç felâketler niçin birbirini takip ediyor ? Niçin bu utanç verici haller hep senin başına geliyor? Sen ki, bir insan ömrü kadar ötede, büyüktün, efendiydin, kudretliydin. Ne genç kızların, ne de genç evlatların yabancı diyarlarda, yabancılara uşaklık ediyordu. Ne oldu, kim yaptı da, bu kara günlere geldin. Düşün... düşün ki, hastalığı tedavi edesin.
Asil milletim, seni buralara getirenler, senin başına baş olanlar, kılavuz olan lar değil mi ?.. Eğitip okuttuğun, adına aydın dediğin öz evlâtlarının kafasıyla senin kafan, onların gönlüyle senin gönlün aynı mı ? Düşün., düşün ki çürüme nereden başlamış, hastalık nereden girmiş gör. Okumuş dediklerinin çoğunu gözden geçir. Sana ait ne varsa, onu sevmiyor., sana ait ne varsa ondan kaçıyor. Yabancının her şeyini seviyor. Yabancının her şeyine hayran. Ama şu yabancı, ama bu yabancı ne farkeder.. Jfe DIŞARDAN GELEN REÇETELER
40 yıldır her meslekten binlerce evlâdını üniversitelerden mezun ettin. Bun
ların meslekleri belli idi ama, neye inanacakları, hangi dünya görüşüne bağlanacakları meçhul idi. Kim hangi yabancı kaynaktan fazla aşı yemişse, onun hayranı, onun taraftarı oldu. Seni o yabancıya benzetmeyi, kalkınma sandı. Yani senin hastalığına hep dışarlardan reçete getirdiler. Kimi Fransa'dan, kimi Almanya'dan, kimi de Amerika'dan... Her reçete uygulandı. Ama herbiri senin sinende ayrı bir yara açtı. Şimdj Rusya'dan, Çin'den reçete getiriyorlar;. Ama bu defaki reçetenin bir
farkı var : Bu fark, silahtır, kandır, esarettir. Ve bu yüzden de zorla kabul ettirilmek isteniyor.
Asil milletim, bütün bunların yanında, başka bir yol, başka bir ses daha var. Şimdi senin öz evlatların, senin kurtuluş re-reçeteni, öze dönüşte buldular. Ve adına ülkücülük . milliyetçilik dediler. Teşkilatlandılar, büyüdüler ve güçlendiler. Sen de şahitsin ki, milliyetçi evlatların olmasaydı, devletini elinden alacaklardı. 10 yıl öncesini hatırla.. O günlerde İktidarda olanlar, vatan bölücüsü, devlet yıkıcısı komünist hainler için şöyle eliyorlardı: «Canim bunlar bir avuç çocuK. Bağırır çağırırlar, bakarlar ki böyle yapmakla bir şey olmuyor, yorulur evlerine giderler.» Muhalefet partisi ise, «Bu devrimciliktir. İlericiliktir. Biz bunlardan şikâyet eöeceğmize, bunlara yardımcı olmalıyız.» dedi. Ama Milliyetçi Hareketçiler, kurtuluşu aslımıza dönüşte arayanlar, böyle yapmadı. Komünizm seline kapılmakta olan gençliği kurtarmak için kollarını sıvadılar. Canlarını ortaya koydular. Herkes köyde - kentte oy paylaşırken, senirt 52 evlâtlarını kıîrtgrmayc çalıştılar. Mayası sağlam Türk evlâtları, küçük bir ikazla hemen uyandı. Sokaklardaki kanlı anarşinin arkasında, komünist emperyalizminin olduğunu gördü. Milliyet çiliğe sarılmanın şörtj olduğunu anladı. 8-9 yıldanberi, bu inançtaki memleket evlatları, çeşitli mesleklerin sahibi olarak üniversite ve yüksek okullardan mezun oluyor. Devletin yönetiminde vazife alıyor. Şimdi yüksek dereceli okulların % 70-80'i milliyetçilik yoluna girmiştir.
* MHP OLMASAYDI...
Asil milletim, biraz düşün.. Eğer Milliyetçi Hareketçiler bulaşıcı hastalığa yakalanır gibi komünizm seline düşen evlatlarımıza sahip çıkmasaydı ne olurdu ? En kısasını anlatayım. Bugün Ankara ve İstanbul'da polisimizin karşısına, 5-10 bin sapık değil, 200-300 bin kandırılmış yolu
nu şaşırmış hain çıkacaktı. Eli silahlı 300 bin sapığa polis ne yapabilir. Ayrıca 10
yıldan beri üniversite ve yüksek okullarımızdan mezun olanlar, bu sapıklığa düşmüş clarak devletin idaresinde yetki sahibi olacaklardı. Asil milletim düşün, bunun neticesi nereye varırdı. Senin öz devletin elinden gitmiş olmaz mıydı ? İşte bunun için bütün komünistler, ve komünist «Bizim Radyo» devamlı surette, Genel Başkanımız Alparslan Türkeş'e, Milliyetçi Ha reket Fartisi'ne ve Milliyetçi Türk gençliğine saldırmaktadır. Bunu bile hatırlaman, gerçek dostunun kim olduğunu, kurtuluş yolunun ne olduğunu göstermeye yeter. A TUTULMAYAN VAADLER
Asil milletim, iyj düşün, Kiminle be-«aber olursan; Rurtyluşö, fiuzura ve zenginliğe kavuşursun, iyi anla. 30 yıldır çok partili demokratik rejimi yaşıyoruz. Şimdi partiler, yine radyolarda, gazetelerde, köy kahvelerinde konuşuyor. Sen derin bi r sü-içinde hepsini dinliyor ve hepsinin haklı olduğunu, güzel şeyler söylediğini görüyor, büsbütün şaşırıyorsun. Acaba, kim haklı, kimin özü sözüne uygun diye kakara kara düşünüyorsun. Ben, O parlak ve güzel konuşanlara senin söyleyeceğini hemen hatırlatayım ki, bir cümlelik canları olduğunu sen de gör. Onlara de ki bu kadar iyi ve güzel şeyler yapacaktınız da, niçin vatanımı harab hale, beni öksüz ve sahipsiz bir durumda, sefalete terk ettiniz. Emaneti ben size kaç defa verdim. Ve yine onlara, komünizm ve bölücülük sapıklığına düşenler 10 yıldır vatanımı bölmek, biricik devletimi yıkmak için her cinayeti işlediler, sen ne yaptın de.. Daha sonra da kenara çekil, cevabını dinle. Vatan hainini kimler affetmiş, devlet yıkılırken kimler seyirci kalmış, bu sapıkları kimler koltuğunun altında himaye etmiş, yeniden vq kendi seslerinden dinle.. Asil milletim uzun ve kalabalık söze hacet yok. Her şey ortada. Gördünki, 30 yılık, tamamı vaad-lere dayanan güzeı sözler hep yalan çıktı. Dikkat et, ben sana hiç vaadde bulunmuyorum. Sadece niçin bu hale düştüğünü ve bu sefaletten, anarşiden nasıl kurtulacağını anlatıyorum. Bizim neler yaptığımızı sıralıyorum. Yaptıklarımız, yapacaklarımızın işareti ve teminatıdır.
Asil milletim, Gemimiz fırtınalı, kayalıklı bir bölgede
ilerlemeye çalışıyor. Artık Milliyetçi Hareket Partisi olmadan bu gemi idare edilemez hale geldi. Bu hakikati her yerde sen bize söylüyorsun. O halde vazife başına. Azametimizin ve kudretimizin timsali 3 ayın altına mührünü bas. Yıllardanberftereddüt ettin. Seni ya'anlarla yanılttılar. Artık tereddütü bırak. Vatanin ve devletin tehlikede. Korkusuz, imanlı ve kararlı Milliyetçi Harekete oyunu ver. Özümüze giden yolda el ele, gönül gönüle yürümek ümidiyle Allah'a emanet ol.
• i!
m
,.•/.'•.•>*— t... vvi-L•.•*«',.•.
DEVLET Sahibi
İBRAHİM METİN
Yazı İşleri M ı V ü r f TEVFİK FİKRET KILIÇKAYA
Neşriyat Müdürü : SADİ SOMUNCUOĞLU
Haberleşme Adresi: P.K. 284 BAKANLIKLAR
ANKARA
Itfdre Yeri: BEDESTEN İÇİ -BEDESTEN HAN KAT: 5 N u : 7 - KONYA
YILLIK : 120 TL.
6 AYLIK : 60 TL.
Posta Çeki Nu : 21849 Dizgi . Tertip - Baskı
İlân Tarifesi:
Arka Kapak Çift Renk 5000 TL.— Tek Renk 4000 TL.
Santim Sütunum 50 TL.
Gazetemizde yayınlanan yazılar Yeni Işık Malba«sı ANKARA kaynak gösterilmeden iktibas
edilemez. Tel: 1858 28