ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler"...

33
ESK İ KALIPLARDAN MODERN MUC İ ZELERE 145 7. Bölüm Esk Kalıplardan Modern Muc zelere: Ant b yot kler n Ke ş f Yaklaşık 1000 m. yükseklğndek dağın eteklernde yüzyıllardır yaşayan ve çalışan köylüler çn buradak güzellkler ve zengn, btek toprağından sağla- nan besn bolluğu le cennetten farksız olmalı. İtalya’nın güneybatı sahlnde Napol Körfezn üstünde yükselen dağın yamaçları bağlar, ekn tarlaları ve meyve bahçeleryle doluydu. Zrveye doğru tırmanan meşe ve kayın ağaçları arasında geykler ve yaban domuzları yaşıyordu. Süt ve peynr üretmnde yararlanılan keçler çn genş otlaklar vardı. Bn yıldan fazladır buralarda hçbr sorun çıkmadığından dağın batısında ve güneydoğusunda kurulu k kentn, Pompe ve Herculaneum yerller bu harkalar dyarının aslında çn çn yanan saatl br bombanın, br gün korkunç ve ölümcül bçmde patlaya- cak olan br yanardağın tepesnde olduğundan haberszd. Mlattan sonra 79 yılında 24 Ağustos sabahı Vezüv Dağı, ay çnde br- kaç kez uyarıcı sarsıntılardan sonra brden müthş br şddetle harekete ge- çerek metrelerce yükseklğe “kapkara ve yoğun” zehrl gaz bulutu, kül ve lav püskürttü. Öğleden sonra kara bulutlar güneydoğuya Pompe’ye doğru ler- ledler ve volkank püskürtüler yağdırmaya başladılar. Günün sonunda kent 3 metre kalınlığında küllerle örtülmüştü. Yerllern çoğu korkuyla başka ta-

Transcript of ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler"...

Page 1: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 145

7. Bölüm

Esk! Kalıplardan Modern Muc!zelere: Ant!b!yot!kler!n Ke"f!

Yakla!ık 1000 m. yüksekl"#"ndek" da#ın etekler"nde yüzyıllardır ya!ayan ve çalı!an köylüler "ç"n buradak" güzell"kler ve zeng"n, b"tek topra#ından sa#la-nan bes"n bollu#u "le cennetten farksız olmalı. $talya’nın güneybatı sah"l"nde Napol" Körfez"’ "n üstünde yükselen da#ın yamaçları ba#lar, ek"n tarlaları ve meyve bahçeler"yle doluydu. Z"rveye do#ru tırmanan me!e ve kayın a#açları arasında gey"kler ve yaban domuzları ya!ıyordu. Süt ve peyn"r üret"m"nde yararlanılan keç"ler "ç"n gen"! otlaklar vardı. B"n yıldan fazladır buralarda h"çb"r sorun çıkmadı#ından da#ın batısında ve güneydo#usunda kurulu "k" kent"n, Pompe"" ve Herculaneum yerl"ler" bu har"kalar d"yarının aslında "ç"n "ç"n yanan saatl" b"r bombanın, b"r gün korkunç ve ölümcül b"ç"mde patlaya-cak olan b"r yanarda#ın tepes"nde oldu#undan habers"zd".

M"lattan sonra 79 yılında 24 A#ustos sabahı Vezüv Da#ı, ay "ç"nde b"r-kaç kez uyarıcı sarsıntılardan sonra b"rden müth"! b"r !"ddetle harekete ge-çerek metrelerce yüksekl"#e “kapkara ve yo#un” zeh"rl" gaz bulutu, kül ve lav püskürttü. Ö#leden sonra kara bulutlar güneydo#uya Pompe""’ye do#ru "ler-led"ler ve volkan"k püskürtüler" ya#dırmaya ba!ladılar. Günün sonunda kent 3 metre kalınlı#ında küllerle örtülmü!tü. Yerl"ler"n ço#u korkuyla ba!ka ta-

Page 2: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR146

ra%ara kaçı!ırken d"#erler" korunmak "ç"n çatıların altına sı#ındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında tekrar eden patlamaların sebep oldu#u yakıcı toz, lav ve gazların altında kaldı. Kentte ya!ayan 20.000 k"!"den 2.000 kadarı hayatını kaybett".

O zamana kadar 16 k"lometre ötede, Vezüv’ün öbür yanında bulunan Herculaneum kent" de yıkıma u#ramı!tı Saatler önce, sabah 1 sularında büyük b"r patlama yo#un volkan"k artıkların saatte 240 k"lometre hızla batıdak" yamaçtan a!a#ıya akmasına neden olmu!tu. B"rkaç san"ye "ç"nde Herculaneum 30 metre kalınlı#ında cehennem" kül ve lavlar altında kal-dı. Herculaneum’da ya!ayan 5.000 k"!" daha önce kaçmayı ba!armı!tı. Ancak 2000 yıl sonra. 1982’de, yakınlardak" esk" b"r plajda kazı yapan arkeologlar d"#erler" kadar !anslı olmayan 250 k"!"n"n "skelet"n" buldu. $skeletler plajda çe!"tl" konumlarda ve yakınlardak" kayıkhaneler"n "ç"ndeyd" ve an" ölüm-ler"ne yol açan 355 derece sıcaklıktak" lavların altında kalmaları neden"yle neredeyse mükemmelen korunmu! durumdaydı.

#k! !nc!r ye ve sabah ben! araÇa"da# arkeologlar Herculaneum kent$nde 1980’lerde kazıya ba#ladık-ları $ç$n esk$ Romalıların ölümler$ne kadark$ ya#amları hakkında zeng$n bulgulara ula#ab$ld$ler. Bu buluntular $y$ korunmu# ah#ap sandık ve do-laplardan zeyt$n ya"ı, er$k reçel$, kuru fındık ve cev$z, keç$ peyn$r$, lop yumurta, #arap, ekmek, kuru $nc$r ve nar g$b$ y$yecek kalıntılarına kadar çok #ey$ $çer$yordu. Ara#tırmacılar ça"da# b$l$msel aletlerle esk$ plajda bulunan $skeletler$ $nceleyerek bunların sa"lıkları ve kafataslarında b$t ısırıklarından olu#an yaralar, kaburgalarda ev $ç$nde sürekl$ duman solu-manın yarattı"ı hasarlar, Romalıların kullandıkları pabuç ve sandalların ayaklarda bıraktı"ı $zler de dah$l geç$rd$kler$ hastalıklar konusunda da b$lg$ ed$neb$ld$ler.

Ama asıl #a#ırtıcı olan b$l$m adamlarının bulamadıkları $d$: Salgın hastalık bel$rt$s$.

2007 yılında Internat"onal Journal of Osteoarcheology’de yayınlanan b$r makaleye göre 250 Herculaneum $skelet$nden 162’s$ $ncelenm$# ve yal-

Page 3: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 147

nızca b"r tanes$nde salgın hastalık bel$rt$s$ne rastlanmı#tı. Bu “gerçek b$r b$lmece” $d$; çünkü tar$htek$ toplumlarda dönem$n kötü sa"lık ko#ulları yüzünden salgın hastalıklar genelde daha sık görülüyordu.

Herculaneum’da esk$den ya#amı# olanlarda neden bu kadar az salgın olmu#tu? Köylüler$n yed$kler$ daha yakından $ncelend$"$nde öneml$ b$r $pucu bulundu: Özell$kle $k$ çe#$t y$yece"$n, kuru nar ve kuru $nc$r$n, m$kroskop altında $ncelenmes$ sonucu bu meyvelerde Streptomyces bak-ter$s$ bulundu"u anla#ıldı. Streptomyces’ler büyük ve yaygın b$r bakter$ grubu olup genell$kle zararsızdırlar ve b$rçok yönden de d$kkate de"er-d$rler. Öncel$kle, toprakta bol m$ktarlarda bulunurlar ve salgıladıkları çe#$tl$ maddelerle buradak$ b$tk$ ve hayvanların çürümes$n$ sa"layarak çevre ko#ullarında öneml$ b$r rol oynarlar. Ayrıca bugün Streptomyces’ler-den ola"anüstü çe#$tl$l$kte $laç türler$ üret$leb$ld$"$, özell$kle $nsan ve hayvanların tedav$s$nde kullanılan ant$b$yot$kler$n üçte "k"s"n"n bunlar-dan elde ed$ld$"$ b$l$n$yor. Bunlardan b$r$ olan tetras$kl$n günümüzde zatürre, akne, $drar yolları hastalıkları ve m$de ülser$ne neden olan Hel"-cobacter pylor" g$b$ çe#$tl$ enfeks$yonların tedav$s$nde kullanılıyor.

Gerçekten de b$l$m adamları Herculaneum yerl$ler$n$n kem$kler$n$ $nceled$kler$nde bunlarda tetras$kl$n ant$b$yot$"$ bulundu"una da$r kes$n kanıtlar elde ett$ler. Acaba köylüler Streptomyces bula#mı# meyveler$ y$ye-rek m$ tetras$kl$n alıyorlardı? Aslına bakılırsa ara#tırmacılar bakter$ler$n narlara ve $nc$rlere bula#masının “kaçınılmaz oldu"unu”, bunun muhte-melen Romalıların y$yecekler$n$ saklama usuller$nden kaynaklandı"ını; örne"$n meyveler$ samanlara gömerek kuruttuklarını gözlemled$ler. Bu, sırlardan b$r$n$n çözülmes$ne yaradı. Streptomyces bula#mı# nar ve $nc$-ler$ y$yen yerl$ler fark etmeden tetras$kl$n alıyor ve böylece kend$ler$n$ salgınlardan korumu# oluyorlardı, ama bu hemen ba#ka b$r soruya yol açıyor: Bu tedav$ usulünün ne kadarı “rastlantısal“ $d$?

Tar$hsel kayıtlara göre, aynı dönemde Roma !mparatorlu"u’nun ba#-ka kes$mler$nde esk$ doktorlar salgınların tedav$s$nde, $nc$r ve nar dah$l çe#$tl$ y$yecekler öner$yorlardı. Örne"$n M.S. b$r$nc$ yüzyılda doktor Aulous Cornel$us Celsus bademc$k, a"ız yaraları ve benzer$ enfeks$yon-

Page 4: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR148

ların tedav$s$nde nar kullanırken ba#ka Romalı doktorlar zatürre, d$# et$ $lt$habı, bademc$k ve der$ enfeks$yonlarının tedav$s$nde $nc$rden yarar-lanıyordu. Her ne kadar esk$ Herculaneum doktorlarının enfeks$yonlar $ç$n yazdıkları “reçetelerde” b$lerek bakter$ dolu y$yecekler$ önerd$kler$ne da$r kes$n kanıt yoksa da, akla #u soru gel$yor: Bu bulgular “$lk” ant$b$yo-t$"$ gerçekten k$m$n ke#fett$"$ konusuna ı#ık tutab$l$r m$?

;�;�;

Tıp tar$hç$ler$ end$#e etmes$nler: Ne kuruyem$#ler, ne esk$ Romalılar, ne de Streptomjyces’ler 2000 yıl sonra $lk ant$b$yot$k olan pen$s$l$n$ ke#fede-rek 1945’te F$zyoloj$ ya da Tıp dalında Nobel Ödülü kazan üç k$#$n$n hakkını y$yemez. Bu ödül gerçekten hak ed$lm$#t$r, z$ra pen$s$l$n $lk kez 1928’de Alexander Flem$ng tarafından ke#fed$l$p daha sonra Howard Florey ve Ernst Cha$n tarafından daha yaygın ve etk$n b$ç$mde kulla-nılmak üzere gel$#t$r$ld$"$nde ola"anüstü etk$l$ oldu: Genelde ölümcül enfeks$yonların kolayca tedav$ ed$lmes$n$ ve m$lyonlarca hayatın kur-tarılmasını sa"ladı. Normal hücrelere zarar vermeden bakter$ler$ etk$-s$zle#t$ren ya da ölüdren $laçların genel adı olan ant$b$yot$kler y$rm$nc$ yüzyılın “muc$ze $lacı” ve t$p tar$h$ndek$ yen$ bulu#ların en öneml$s$ oldu.

Ama ant$b$yot$kler$n öyküsü de kader$n c$lveler$nden ve çek$#me-lerden nas$b$n$ almı#tır. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında bakter$ler$n tehl$kel$ hastalıklara yol açması b$l$m adamlarını bu hastalıklarla sava#a-cak ant$b$yot$kler aramaya yönlend$rd$. Bugün, ba#arımızın kurbanı ola-rak ant$b$yot$kler$n a!ırı kullanımı, b$l$m adamlarını aynı hastalıklar $ç$n yen$ ant$b$yot$kler pe#$ne dü#meye zorlamakta.

Sahne hazırlanıyor: Esk! üfürükçülerden m!kroplar arası sa-va"laraÇo"u k$#$ $ç$n Alexander Flem$ng’$n pen$s$l$n$ ke#f$, ho# olmayan b$r küf görüntüsüdür: ıslak b$r du# perdes$nde, esk$ b$r halıda ya da b$r so-mun ekmek üzer$nde koyu ye#$l lekeler hal$nde bel$ren m$kroskob$k

Page 5: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 149

b$r mantar. Her ne kadar pen$s$l$n dah$l b$rçok ant$b$yot$"$n kü%erden olu#tu"u do"ru $se de Flem$ng kend$ özel küfünü b$r ekmek kutusunda ya da rutubetl$ b$r banyoda de"$l, laboratuvarındak$ cam b$r kültür pla-"ı üzer$nde ke#fett$. Gene de, tar$h boyunca tüm uygarlıklarda var olan üfürükçüler$n ve doktorların bu havlı mantarın sa"altıcı gücünü b$l$yor olmaları dü#ünülürse, $lk b$l$nen ant$b$yot$"$n küf tarafından üret$ld$"$n$ kabullenmek do"rudur

Küfün sa"altıcı gücüne $lk de"$n$mler Mısır’lı üfürükçü Imhotep’e a$t oldu"u sanılan ve M.Ö. 30. yüzyıla tar$hlenen b$r pap$rüste yer almak-tadır. Bu esk$ belgede sa"altıcılara açık yaraları tedav$ ederlerken buraya taze et, bal, ya" ve “kü%ü ekmek” uygulamaları öner$l$r. Daha sonrak$ ta-r$h$ kayıtlar Orta Asya’da ruhbanların yüzeysel yaraların üzer$ne kü%en-m$# ve “ç$"nenm$# arpa ve elma” koyuldu"unu; Kanada’nın bel$rl$ yöre-ler$nde $se b$r zamanlar solunum enfeks$yonlarında b$r ka#ık kü%ü reçel yed$r$ld$"$n$ yazar. Yakın zamanlarda, 1940’larda b$r doktor, Avrupa’nın bazı kes$mler$nde ç$ftç$ler$n b$r zamanlar a$le b$reyler$nden b$r$n$n yara veya çürü"üne uygulamak üzere el altında kü%ü ekmek bulundurdu"una $#aret ed$yor. Doktor, “Ekme"$n dı# tarafından b$r d$l$m kes$l$yor, ıslatılıp lapa hal$ne get$r$l$yor ve yaranın üzer$ne sarılıyor. Böylece o yara m$krop kapmıyor.” d$ye yazmı#.

Ama tüm bu h$kâyelere kar#ın, halk tababet$nde tedav$ olarak kulla-nılan küfün ça"da# ant$b$yot$"$n ke#f$nde h$çb$r rolü olmamı#tır. Aslında ancak 1800’ler$n sonunda b$l$m adamları bakter$n$n ve “m$krop teor$s$”n$n ke#f$nden sonra hastalıkların b$r m$krobu öbürüne kar#ı kullanarak tedav$ ed$lmes$n$n mümkün olup olmadı"ını dü#ünmeye ba#ladılar.

Bu konudak$ $lk raporlardan b$r$, amel$yat enfeks$yonlarını önlemek $ç$n m$krop kırıcılar kullanan doktor John L$ster tarafından kaleme alın-mı#tır. 1871’de L$ster Pen"c"ll"um glaucum den$len, daha sonra ke#fed$len pen$s$l$nle $lg$s$ bulunan, ama aynı olmayan b$r küf türü üzer$nde de-neyler yaparken gar$p b$r ke#$fte bulundu. Normalde m$kroskop camı üzer$nde her yöne do"ru hızla hareket eden bakter$ler, küfün $ç$ndeyken yalnızca “yava#lamakla” kalmıyor, “ço"u tamamen harekets$z duruyordu”.

Page 6: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR150

L$ster buna o kadar #a#tı k$ karde#$ne yazdı"ı b$r mektupta bu küfün $n-sanlarda da aynı etk$y$ göster$p göstermed$"$n$ ara#tırab$lece"$nden söz ett$. L$ster, “B$r fırsat bulursam...” d$ye yazıyordu, “Pen"c"ll"un glaucum uygulayacak ve $nsan dokularında organ$zmaların büyümes$n$n engel-len$p engellenemeyece"$n$ görece"$m.” Ama ant$b$yot$kler$ $lk ke#feden k$#$ olmaya bu kadar yakınla#masına kar#ın, L$ster’$n ara#tırmaları daha fazla $lerleme kaydetmed$.

B$rkaç yıl sonra, 1872’te !ng$l$z doktor W$ll$am Roberts Royal Soc"ety Note’’da benzer gözlemler$ d$le get$r$yor, aynı küf $ç$nde bakter$ üret-mekte zorluk çekt$"$n$ bel$rt$yordu. Robert #öyle yazıyordu: “Görünü#e göre bu mantar bakter$n$n büyümes$n$ engell$yor.” !k$ yıl sonra doktor John Tyndall Pen"c"ll"um $le bakter$ arasındak$ zıt $l$#k$y$ çok daha renkl$ b$ç$mde anlatıyordu. “Bakter$ $le Pen"c"ll"um arasındak$ ola"anüstü sava# ve yeng$y$ gözlemled$m.” Ama Tyndall ünlenme fırsatını kaçırdı, çünkü Pen"c"ll"um’un b$rtakım maddeler üreterek m$ bakter$lere saldırdı"ını $n-celemek yer$ne küfün bakter$n$n bo"ulmasına yol açtı"ı g$b$ yanlı# b$r kanıya kapıldı.

Kısa sürede ba#ka b$l$m adamları da benzer gözlemlerde bulunmaya ba#ladılar: Onları hayrete dü#üren, m$kropların m$n$k, sess$z dünyasının aslında acımasız b$r sava# alanı olması ve burada sadece kü%erle bakter$-ler arasında de"$l, de"$#$k bakter$ türler$ arasında da b$r kavganın sürme-s$yd$. 1899’da Fransız b$l$m adamı Paul Vu$llem$n bu sava#lardan büyük çapta etk$lenerek $ler$dek$ yen$ bulu#un gösterges$ olacak yen$ b$r ter$m ürett$: ant"b"os"s (”ya#ama kar#ı”).

Bu $lk ve $lg$nç $puçlarına kar#ın neden Flem$ng ancak otuz yıl son-ra, 1928’de, $lk ant$b$yot$"$ ke#fedeb$ld$? Tar$hç$ler b$l$m adamlarının hastalıklara kar#ı kullanılacak $laçların pe#$nden ko#malarını engelle-yen çe#$tl$ etkenler $ler$ sürmekteler. Öncel$kle, 1800’ler$n sonunda ve 1900’ler$n ba#ında doktorlar tıp alanındak$ ant$sept$k (yüzeydek" bak-ter$ler$ öldüren ama dah$lden alınamayan k$myasal maddeler) ve a#ılar g$b$ ba#ka yen$ bulu#larla ha#ır ne#$rd$ler. Ayrıca on dokuzuncu yüzyılda b$l$m adamlarının mantar hakkındak$ b$lg$ler$ o kadar güven$l$r de"$ld$.

Page 7: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 151

Aslında bakter$yle sava#an mantarlarla $lg$l$ $lk ara#tırmalarda deneyler$ yapanlar Pen"c"ll"um küfünün herhang$ b$r türünden ya da herhang$ b$r ye#$l mantardan söz ed$yor olab$l$rlerd$.

Sonunda, ant$b$yot$kler$n ke#f$ne yol açan Pen"c"ll"um küfü banyonu-zun duvarında olu#an herhang$ b$r mantar de"$ld$. Bu bel$rg$n ve ender görülen b$r türdü ve- açlık söylemek gerek$rse - Flem$ng’$n bunu ke#fet-mes$ b$r muc$ze sayılab$l$rd$.

1. Dönüm Noktası“Amma da gar!p”: Pen!s!l!n!n tuhaf ve rastlantısal ke"f!Her ne kadar ço"umuz dü#ünmek dah$ $stemesek b$le, etrafımız sayısız bakter$lerle sarılı oldu"u g$b$ her gün kapılarımızdan ve pencereler$-m$zden $çer$ sızan göze görünmez küf sporları da üzer$ne konacak ve ço"alacak neml$ yer pe#$nded$rler. Alexander Flem$ng 1928 yazında uzun b$r tat$lden dönüp de laboratuvarındak$ tezgahın b$r kö#es$nde unuttu"u kültür lamının üstünde büyüyen ye#$l b$r nesne fark ett$-"$nde aklından bu dü#ünceler geçt$. Flem$ng Londra’dak$ St. Mary’s Hastanes$’n$n A#ı Bölümünde doktor ve bakter$yolog olarak çalı#ı-yordu ve yapmakta oldu"u b$r ara#tırma $le $lg$l$ olarak kültür lamına staf$lokok bakter$s$ yerle#t$rm$#t$. Tat$l dönü#ü Flem$ng kültür lamını aldı, lamel$ açtı ve b$r meslekta#ına göstermek üzere $ken lama bakarak: “Amma da gar$p.” ded$.

Flem$ng’$ #a#ırtan lamın üzer$n$n düz$nelerle staf$lokok bakter$s$yle dolu olması de"$ld$; bu zaten deney$n$n b$r parçasıydı ne de lamın b$r yüzünün kocaman b$r küf tabakasıyla kaplı olmasına #a#ırmı#tı. Önünde sonunda $k$ haftadır buradan uzaktı ve zaten lamı da çöpe atmak n$ye-t$ndeyd$. Onun d$kkat$n$ çeken, göremed"#" b$r #eyd$. Bakter$ kolon$ler$ lamın hemen her tarafını kaplamı#tı, ama b$r noktada rap d$ye durmu# ve kes$nl$kle ho#lanmadıkları b$r nesnen$n etrafında yarı saydam b$r da$re ç$zm$#lerd$. Bu nesne b$r küf tabakasıydı. Dahası, küfe en yakın yerdek$ bakter$ler$n çözülmeye ba#ladıkları da ortadaydı; sank$ küf m$lyonlarca bakter$y$ öldürecek güçte b$r #ey üret$yordu.

Page 8: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR152

Neyse k$ b$rkaç yıl önce vücuttak$ dokuların ürett$"$, bakter$n$n do"al dü#manı olan l$soz$m’$ ke#fetm$# bulunan Flem$ng gördü"ünün öneml$ b$r ke#$f oldu"unu fark ett$. Daha sonra yazdı"ı g$b$, “Bu ola"anüstü ve beklenmed$k b$r görüntüydü ve $ncelenmes$ gerek$yordu.” Bundan son-rak$ b$rkaç ay boyunca Flem$ng de bunu yaptı; küf kültürler$ gel$#t$rd$ ve bunların ürett$"$ esrareng$z sarı nesnen$n d$"er bakter$ türler$n$ nasıl etk$led$"$n$ $nceled$. Kısa sürede bu küfün Pen"c"ll"um’un bel$rl$ b$r türü oldu"unu ve ürett$"$ madden$n yalnız staf$lokokları de"$l daha b$rçok bakter$ler$ de engelled$"$n$, hatta öldürdü"ünü gördü. B$rkaç ay sonra, 1929’da bu nesneye “pen$s$l$n” adını verd$ ve bunun özell$kler$n$ anlatan $lk yazısını yayınladı.

Pen$s$l$n$ bu kadar özel yapan neyd$? Öncel$kle, b$rkaç ay önce ke#fet-t$"$ l$soz$m’den farklı olarak pen$s$l$n staf$lokok, streptokok, pnömokok, men$ngokok, gonokok ve d$fter$ g$b$ $nsanlarda öneml$ hastalıklara sebep olan bakter$ler$ engell$yor ya da öldürüyordu. Dahası pen$s$l$n çok güçlüy-dü. En $lkel b$ç$m$nde, 800’de 1 oranında sulandırıldı"ı zaman b$le 3 sta-f$lokok bakter$s$n$ durdurab$l$yordu. Aynı zamanda pen$s$l$n enfeks$yona d$renen akyuvar hücreler$ dah$l bedendek$ h$çb$r hücrey$ zeh"rlem"yordu.

Öte yandan, pen$s$l$n$n ant$b$yot$k özell$kler$ b$r yana,belk$ de en #a#ılması gereken Flem$ng’$n onu ke#fedeb$lmes$ olmu#tur. Çünkü Flem$ng’$n uzun süre dü#ündü"ünün aks$ne, pen$s$l$n$n üreten küf b$r yaz günü laboratuvarın açık kalmı# b$r penceres$nden $çer$ g$rerek onun lamı zer$ne konan herhang$ b$r küf sporu de"$ld$. Daha sonra kanıtlan-dı"ı g$b$, o küf sporunun gel$#$, Flem$ng’$n o sırada tat$lde olu#u ve hatta yerel hava ko#ulları her b$r arada b$r d$z$ gar$p rastlantıya yol açtı.

Gezg!n b!r küfün gar!p g!zler!Esrarın $lk gün ı#ı"ına çıkması, yıllar sonra, 1920’ler$n sonlarında

Flem$ng’$n bölümünde çalı#mı# olan b$r b$l$m adamının, laboratuvarın pencereler$n$n genell"kle kapalı tutuldu"unu, bunun b$r neden$n$n ço-"unlukla pencereye kenarına konulan lamların yoldan geçenler$n ba#ına dü#mes$n$ engellemek oldu"unu anımsaması sonucudur.

Page 9: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 153

Küf sporları dı#arıdan $çer$ye sızmadıysa nereden gelm$#lerd$?Anla#ıldı"ına göre, Flem$ng’$n laboratuvarı, C.J. La Touche $s$m-

l$ b$l$m adamının laboratuvarının b$r üst katındaydı. La Touche b$r m$kolog, mantar uzmanı $d$ ve karmakarı#ık laboratuvarında o sırada Pen"c"ll"um’un sek$z türü bulunmaktaydı. Daha sonra bunlardan b$r$n$n Flem$ng’$n küfrünün aynı oldu"u saptandı. Oysa Flem$ng’$n tüm pen-cereler$ kapalı oldu"una göre La Touche’un sporları nasıl b$r yukarı kata çıkıp Flem$ng’$n lamının $ç$ne g$rm$#lerd$? Bu b$r ba#ka beklenmed$k #ans eser$yd$. Flem$ng’$n ve La Touche’un laboratuvarları arasında ka-pıları hemen her zaman açık duran b$r merd$ven vardı. Bu nedenle La Touche’un laboratuvarındak$ sporlar bu merd$venden çıkıp Flem$ng’$n lamına ula#mı# olacaklardı. Yalnız o kadar da de"$l, sporların gel$# tam Flem$ng’$n ya lamlara staf$lokok bakter$ler$ yerle#t$rmek ya da bunları m$kroskop altında $ncelemek maksadıyla lameller$ açtı"ı ana denk gel-m$# olmalıydı.

Ama Flem$ng’$n ke#f$ndek$ gar$pl$kler bununla da kalmıyor. Ba#lan-gıçta ba#ka b$l$m adamları Flem$ng’$n deney$n$ tekrar edemed$ler, ne-dense eller$ndek$ pen$s$l$n örnekler$ staf$lokok bakter$ler$ üzer$nde h"çb"r etk$ yapmıyordu. Daha sonra b$l$m adamları pen$s$l$n$n sadece hâlâ gel"!-mekte olan bakter$ler$ durdurab$ld$"$n$ fark ed$nce bu esrar aydınlanmı# oldu.Ba#ka b$r dey$#le, bakter$ler tümüyle gel$#t$"$ zaman pen$s$l$n etk$-l$ olamıyordu; aynı durum beden $ç$nde de geçerl$d$r. Kan ya da ba#ka dokular $ç$ndek$ pen$s$l$n sadece gel$#mekte olan bakter$lere kar#ı etk$l$ olur. Burada b$r ba#ka soru kar#ımıza çıkıyor: Flem$ng’$n rastlantısal küf sporları nasıl olup da gel$#mekte olan staf$lokok bakter$ler$n$ öldürmek $ç$n gerekl$ süre $ç$nde ço"alıp pen$s$l$n üretmey$ ba#ardılar?

1970’te Londra Ün$vers$tes$’nde bakter$yoloj$ profesörü olan Ronald Hare b$r ba#ka ola"anüstü, ama akla yakın açıklamada bulundu. Flem$ng’$n tat$l dönem$ne rastlayan hava ko#ullarını $nceleyen Hare, küf sporlarının Temmuz sonlarında, havanın sporların ço"alıp pen$s$l$n üretmes$ne olanak sa"layacak kadar ser$nled$"$ dönemde Flem$ng’$n kültürüne ula#mı# olab$-lece"$n$ $ler$ sürdü. Daha sonra, hava raporları, küfün yeter$nce olgunla#ıp

Page 10: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR154

pen$s$l$n üreterek yakınlarda halen büyümekte olan bakter$ler$ öldürecek hale geld$"$nde havanın staf$lokok kolon$ler$n$n gel$#mes$ $ç$n yeterl$ de-rece ısındı"ını ortaya koydu. Hava ko#ulları farklı olsaydı küf pen$s$l$n$ ürett$"$nde çok geç kalınmı# olacak, bakter$ler gel$#$mler$n$ tamamladıkla-rı $ç$n ant$b$yot$k sonuçları alınamayacaktı. Bu durumda Flem$ng de tat$l dönü#ü lamında “gar$p” b$r #ey göremeyecekt$.

Son olarak, Flem$ng’$n kültürüne konan sporlar pen$s$l$n üreten de-"$l de, ba#ka b$r türden olamaz mıydı? Her ne kadar sporlar yakınlardak$ b$r mantar uzmanının laboratuvarından gelm$# $se de b$r de #unu göz önünde bulunduralım: 1940’larda b$l$m adamları Flem$ng’$n küfü g$b$ pen$s$l$n üretecek ba#ka kü%er bulmak amacıyla gen$# çapta ara#tırmalar yaptılar. Dened$kler$ yakla#ık 1000 küften yalnızca üçü, Flem$ng’$nk$ ve $k$ tür daha yüksek kal$tede pen$s$l$n üreteb$ld$.

;�;�;

1928’de Alexander Flem$ng’$n pen$s$l$n$ ke#f$ ant$b$yot$k devr$m$n$n ba#langıç noktası olarak kabul ed$l$r; ama bunu $zleyen on yıl $ç$nde buna göster$len $lg$den bunu kest$rmek zordur. Her ne kadar 1928’da yayınla-dı"ı eser$n$ k$m$ b$l$m adamları okuyup $lg$lend$ler ve bazı doktorlar b$r-kaç hastası üzer$nde deneme yaptıysa da pen$s$l$n kısa sürede unutuldu. Flem$ng’$n daha sonra açıkladı"ı g$b$, kend$s$ de çe#$tl$ engellere takıldı. Öncel$kle pen$s$l$n de"$#kend$ ve b$rkaç gün $ç$nde etk$nl$"$n$ y$t$re-b$l$yordu. !k$nc$ olarak Flem$ng’$n onu daha güçlü konuma get$rmek $ç$n gerekl$ k$mya b$lg$s$ yoktu. Son olarak da, Flem$ng’$n hastanedek$ deneyler$, hastaların b$r küften elde ed$len sarı b$r madde $le tedav$ ed$l-me f$kr$ kar#ısında deh#ete kapılan meslekta#ları tarafından engellenm$# olab$l$r. Bu yüzden Flem$ng kısa süre sonra pen$s$l$n$ b$r yana bıraktı ve d$kkat$n$ ba#ka çalı#malara yöneltt$.

Her ne kadar pen$s$l$n$n “yen$den ke#f$” $ç$n b$r on yıl daha geçme-s$ gerekt$yse de bu arada $k$ dönüm noktası gerçekle#t$. Bunlardan b$r$ pen$s$l$nle “tedav$n$n” bugün $sm$ b$le b$l$nmeyen b$r doktor tarafından kanıtlanmasıdır.

Page 11: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 155

2. Dönüm NoktasıK!msen!n !"! de$!l: #lk ba"arılı (ama unutulmu") tedav!lerDr. Cec$l George Pa$ne, Flem$ng’$n b$r söyle#$s$nden ve pen$s$l$n hak-kında 1929’da yazdıklarından etk$lend$"$nde St. Mary’s Hastanes$nde ö"renc$yd$. B$rkaç yıl sonra, hastanede patolog olarak çalı#ırken Pa$ne bu deney$ kend$s$ yapmaya karar verd$. 1931 yılında Flem$ng’e yazıp on-dan Pen"c"ll"um küfünün kültürünü $sted$. Flem$ng onun $ste"$n$ yer$ne get$r$nce de kend$ ham pen$s$l$n örnekler$n$ ürett$. &$md$ yalnızca kend$ hastalarına gereks$n$m$ vardı. Pa$ne daha sonra #öyle yazıyor: “B$r gözcü $le ahbaplı"ım vardı, bu yüzden ona bunun etk$ler$n$ denemek $stey$p $stemed$"$n$ sordum.”

“Gözcü” Kral$yet Hastanes$’ndek$ göz cerrahının as$stanıydı ve an-la#ılan güven$l$r b$r$yd$. Pa$ne’$n do"um kanalı $ç$ndek$ bakter$ler$n yol açtı"ı b$r göz hastalı"ı bulunan dört yen$ do"mu# bebe"e pen$s$l$n uygu-lamasına $z$n verd$. Kayıtlara göre, üç aylık b$r bebe"$n “gözler$nde akın-tı” vardı ve altı günlük b$r kız çocu"unun gözler$ “cerahat doluydu”. Pa$ne bunlara pen$s$l$n verd$ ve daha sonra anımsadı"ına göre: “Bu tam b$r ba#arı $le sonuçlandı!”. Bebeklerden üçü $k$ üç gün $ç$nde baya"ı $y$le#t$. Dahası, Pa$ne daha sonra ç$z$lm$# gözü $lt$haplanan b$r maden $#ç$s$ne de pen$s$l$n verd$ ve “!lt$hap hızla tem$zlend$.”

Nedense, tüm bu $lk tar$h$ tedav$lere kar#ın Pa$ne b$r ba#ka hastaneye gönder$l$p mesle"$nde ba#ka $lg$ alanlarına yönel$nce pen$s$l$n$ b$r yana bıraktı. Bulgularını h$çb$r zaman yayınlamadı ve çalı#maları çok sonra d$kkat çekt$. B$r keres$nde kend$s$ne pen$s$l$n$n tar$hçes$ndek$ yer$n$n ne oldu"u soruldu"unda Pa$ne üzüntüyle, “H$çb$r yer.” d$ye cevap verd$. “Gerçek burnunun ucundayken onu göremeyen sersem$n b$r$d$r...&an-sım yaver g$tseyd$ pen$s$l$n dünyaya b$raz daha erken gelm$# olurdu.”

Oysa, Pa$ne bulgularını 1930’ların ba#ında yayınlamı# olsaydı b$le, acaba dünya b$r “ant$b$yot$k” $laç $ç$n hazır mıydı? Tar$hç$ler$n ço"u bu-nun aks$n$ dü#ünüyor, çünkü bu çok yen$ b$r yakla#ımdı. B$r $laç nasıl olur da hastanın kend" hücreler$ne zarar vermeden hastalı"a sebep olan bakter$y$ yok edeb$l$rd$? Tıp dünyası kes$nl$kle buna hazır de"$ld$ ve

Page 12: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR156

1935’tek$ dönüm noktası gerçekle#meseyd$, daha yıllar boyu hazır ol-mayacaktı.

3. Dönüm NoktasıProntos!l: Unutulmu" b!r !laç dünyayı de$!"t!ren b!r dönüm noktasına es!n kayna$ı oluyor1930 ba#larında pen$s$l$n rafa kaldırılıp unutuldu"unda b$l$m adamları hastalıkları yeneb$lmek umuduyla çok daha acay$p maddeler üzer$nde ara#tırma yapmaktaydılar. Aslına bakılırsa bunların b$r kısmına b$r $nsa-nın damarlarında de"$l, b$r fabr$kadak$ dem$r borular $ç$nde akıyor ol-ması daha akla yakındı; ama gerçekte, b$r hastalı"ın tedav$s$ $ç$n k$mya-salların kullanımı, dü#ünces$ 1885’te hücre reseptörler$ konusundak$ te-or$s$ $le ba"ı#ıklık s$stem$ne ve a#ıların $#lev$ne ı#ık tutan Paul Ehrl$ch’$n bu konudak$ b$lg$ler$n$n yardımıyla 1910’da arsen$k kökenl$ Salvarsan $lacını gel$#t$rmek $ç$n sına$ boyalardan yararlanması $le kanıtlanmı#tı. Salvarsan büyük ba#arı kazandı: !lk kez freng$n$n tedav$s$nde çok etk$l$ olunca dünyanın en fazla kullanılan $lacı hal$ne geld$.

Öte yandan Salvarsan’dan sonra ve 1930’ların ba#larına kadar b$l$m adamları enfeks$yonların tedav$s$nde k$myasal maddeler$ kullanmakta fazla #anslı olmadılar. Bu alanda kötü f$k$rler$n b$r örne"$ streptokoktan kaynaklanan enfeks$yonlarda merkürokrom kullanılmasıdır. Bugün bu kırmızı sıvı c$lt yaralarında ve yüzeysel sıyrıklarda har$cen kullanılmak-tadır, ama 1920’lerde k$m$ler$ merkürokromun damardan ver"lmes"yle enfeks$yonların tedav$ ed$leb$lece"$ kanısındaydı. Neyse k$ bu dü#ünceye katılan fazla olmadı: 1920’de b$r grup ara#tırmacı kend$ler$ne merkü-rokrom $"nes$ yapılan hastaların bunun ant$b$yot$k özell$kler$nden de"$l, hastanın beden$n$n “ola"anüstü d$ren$# gücü” ve ”#$ddetl$ $shaller” saye-s$nde $y$le#t$kler$n$ $ler$ sürdüler.

1930’lardak$ sına$, k$myasal ya da ba#ka alanlarda herhang" b$r ant$-b$yot$k bulma çabası anla#ılab$l$r. O dönemde, ant$b$yot$kler$n ke#f$n-den önce, gırtlak $lt$habı, kızıl, bademc$k, çe#$tl$ der$ enfeks$yonları ve lo"usa humması g$b$ streptokokların yol açtı"ı sıradan hastalıklar kısa

Page 13: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 157

sürede ölümcül olab$l$yordu. Yayılan ve önüne geç$lemez hastalıklarla $l-g$l$ korku Mary Wollstonecraft’ın l797’de hemen do"um sonrası acılar $ç$nde kıvranarak ölmes$n$ akla get$r$yor (3. Bölüm). Oysa her ne kadar Semmelwe$s’$n 1840’lardak$ çalı#maları zaman $ç$nde lo"usa humması vakalarında azalmayı sa"ladıysa da, streptokokların yol açtı"ı hastalıklar sık sık görülüyor ve özell$kle kandan bula#ırsa tehl$kel$ olab$l$yordu.

!#te bu yakla#ımla 1927’de Alman b$l$m adamı Gerhard Domagk, I. G. Farben$ndustr$e laboratuvarında streptokoklardan kaynaklanan hastalıklara kar#ı kullanılab$lecek sına$ b$le#$mler bulmak amacıyla ara#-tırmalara ba#ladı. N$hayet 20 Aralık 1932’de, boya sanay$nde kullanılan b$rçok maddeyle deneyler yaptıktan sonra, Domagk ve meslekta#ları sül-fam$t olarak b$l$nen b$r grup b$le#$me rastladılar. Her zaman yaptıkları g$b$ b$r grup fareye streptokok bakter$s$ a#ıladılar ve 90 dak$ka sonra bunların yarısına sülfam$t b$le#$m$ verd$ler. Dört gün sonra, 24 Aralık’ta ola"anüstü b$r durumla kar#ıla#tılar. Tedav$ görmeyen fareler$n tümü streptokok bakter$s$ yüzünden ölmü#lerd$ ama sulfam$t ver$lenler$n hep-s$ hâlâ hayattaydı.

Daha sonra Prontos$l adı ver$len bu muc$zev$ $laç kısa sürede dün-yaca tanındı. B$l$m adamlarının kısa sürede ke#fett$kler$ g$b$, daha önce dened$kler$ $laçların aks$ne, Prontos$l yalnızca streptokokların yol açtı"ı hastalıkları de"$l, bel so"uklu"u, menenj$t ve bazı staf$lokoklardan kay-naklanan hastalıkların tedav$s$nde de a"ızdan alınarak kullanılab$l$yor-du. Ardından, Prontos$l kadar etk$l$ olmasa da, genelde “sulfa $laçları” den$len ba#ka sulfonam$tler bulundu ve 1939’da Domagk F$zyoloj$ ya da Tıp dalında Nobel Ödülü aldı.

Domagk’a ba#arılı çalı#malarından ötürü Nobel Ödülü ver$l$rken ya-pılan konu#malara bakıldı"ında gar$p b$r kopuklu"u fark etmemek el-den gelm$yor. Evet, Domagk’ın “her yıl Prontos$l ve türevler$ $le b$nlerce $nsan ya#amını kurtarması” övülüyordu, ama konu#macı gelecektek$ b$r ba#ka ve çok daha öneml$ b$r dönüm noktasına $#aret eder g$b$yd$. Özel-l$kle “tıpta devr$m yaratacak olan b$r ke#$ften” ve “salgın hastalıkların te-dav$s$nde yen$ b$r çı"ır” sözler$.

Page 14: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR158

Her ne kadar Domagk’ın dönüm noktası kısa sürede pen$s$l$n$n göl-ges$nde kalacak $d$yse de Prontos$l artık tıp dünyasında yen$ b$r dü#ünce tarzının yolunu açmı#tı: Bakter$yel hastalıkları bedene zarar vermeden önleyecek $laçlar yaratmak mümkündü. Aslında Domagk’ın ke#f$ daha sonra b$l$m adamlarının on yıl önce b$r kenara atılmı# b$r $laca yen$den e"$lmeler$n$ sa"lamı#tı. Alexander Flem$ng’$n b$zzat ded$"$ g$b$, “Do-magk olmadan sulfam$t, sulfam$t olmadan pen$s$l$n, pen$s$l$n olmadan da ant$b$yot$kler bulunamazdı.”

4. Dönüm NoktasıLazımlıktan sına! fıçılara: N!hayet devr!m gerçekle"!yor1930’ların sonlarında !ng$ltere’dek$ Oxford Ün$vers$tes$nde $k$ ara#tır-macı Flem$ng’$n ant$b$yot$k ke#f$n$n özell$kler$n$ $ncelemeye ba#ladı. Söz konusu olan pen$s$l$n de"$l, Flerm$ng’$n bu ke#f$nden yıllar önce gözya#ında ve beden$n d$"er sıvılarında buldu"u l$zoz$m $d$. Alman b$-yok$myacı Ernst Cha$n ve Avustralya’lı patolog Howard Florey l$zoz$-m$n bakter$ler$n hücre duvarlarını yok etmektek$ becer$s$nden çok etk$-lend$ler ve 1939’a gel$nd$"$nde çalı#malarını tamamlayıp yen$ alanlara yöneld$ler. Ne var k$ n$ha$ raporlarını yazmadan önce Cha$n bu konu-da mevcut l$teratüre tekrar b$r göz atmak $sted$ ve bu arada Flem$ng’$n 1929’da kaleme aldı"ı b$r yazıya rastladı. Onun pen$s$l$n hakkında yaz-dıkları Cha$n’$n $lg$s$n$ çekt$ ve bunun neden$ muc$zev$ ant$b$yot$k $laç-larla $lg$l$ dü# kurması de"$l, bu $lacın bakter$ hücreler$n$n duvarlarını yıkmaktak$ ola"anüstü yetene"$yd$.

Cha$n Florey’e pen$s$l$ne daha yakından bakmalarını önerd$, ama bunu yapmak o kadar kolay de"$ld$: Flem$ng deneylerden vazgeçe-l$ yıllar olmu#tu, o küfün b$r örne"$n$ nasıl bulacaklardı? Her ne kadar Flem$ng’$n or$j$nal küfü artık yoksa da Florey ve Cha$n onun b$r yavru-sunu uzun süre aramak zorunda kalmadılar. Rastlantıya bakın k$, okul-dak$ b$r ba#ka ö"ret$m üyes$ daha önce Flem$ng’den b$r örnek almı#tı

Page 15: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 159

ve o zamandan ber$ bunu ço"altmaktaydı. Cha$n daha sonra, “Bu kadar #anslı olmama #a#ırdım” d$ye anımsayacaktı.

“Burada, aynı çatı altında, hem de burnumuzun d$b$nde.”Cha$n küfü $ncelemeye ba#ladı ve 1940’ın ba#ında b$yok$mya dalın-

dak$ der$n b$lg$s$ sayes$nde Flem$ng’$n yapamadı"ını ba#ardı. Küçük b$r m$ktar konsantre pen$s$l$n ürett$. 800’e b$r oranındak$ sıvıda bakter$ler$ engelleyen Flem$ng’$n “ham” pen$s$l$n$yle kıyaslandı"ında Cha$n’$n kon-santres$ 1.000 kez daha güçlüydü ve bakter$ler$ m"lyonda b$r oranındak$ sıvıda engelleyeb$l$yordu. Gene de bedene h$çb$r zarar verm$yordu.

Prontos$l’$n ba#arısından cesaret alarak ve hastalıkların tedav$s$nde kullanılab$lecek yen$ $laçlar bulma umuduyla Cha$n ve Fllorey hemen ara#tırma hede%er$nde de"$#$kl$k yaptılar. Artık pen$s$l$n onların bak-ter$ler$n hücre duvarlarını $ncelemeler$nde soyut b$r garabet de"$l, $n-san hastalıklarının tedav$s$nde kullanılab$lecek güçlü b$r ant"b"yot"k $d$. Cha$n ve Florey bu yen$ güçlü pen$s$l$n$ hayvanlar üzer$nde denemey$ tasarlarken g$tt$kçe daha fazla heyecanlanıyorlardı. 25 Mayıs 1940’ta se-k$z fareye ölümcül dozda strekptokok a#ılandı; bundan sonra bunların dördüne pen$s$l$n ver$ld$. Ara#tırmacılar o kadar heyecanlıydılar k$ bütün gece uyuyamadılar ve sabah 3:45’te sonucu aldılar: !laç ver$lmeyen fare-ler$n heps$ ölmü#tü, ama pen$s$l$n verd$kler$ fareler hâlâ hayattaydılar.

Ne var k$ ara#tırmacılar b$r kez daha b$r engelle kar#ıla#tılar: Dört fareye ver$lecek küçük m$ktardak$ pen$s$l$n$ üretmek $ç$n Cha$n uzun b$r zaman ve büyük b$r çaba harcamı#tı; $nsanlara yetecek dozda üret$m$ na-sıl yapab$leceklerd$? Hastane ortamında b$rkaç hasta üzer$nde denemey$ hede%eyen meslekta#ları Norman Heatley kısa sürede yaratıcı b$r çözüm buldu. Yüzlerce lazımlık tem$n ett$, bunların $ç$nde küfü ço"alttı ve son-ra bunları b$r kütüphanen$n yanına asıp kü%ü sıvıyı esk$ para#ütlerden ed$nd$"$ $pekten geç$rerek süzdü. Bundan sonra Cha$n gel$#t$rd$"$ b$r metotla k$myasal olarak pen$s$l$n$ ayrı#tırdı. 1941 yılı ba#ında staf$lokok ya da streptokokların yol açtı"ı a"ır hastalıklardan yatan altı hastaya ve-reb$lecekler$ m$ktarda pen$s$l$ne sah$p olmu#lardı. Ara#tırmacılar pen$-

Page 16: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR160

s$l$n$ be# hastaya damardan, b$r çocu"a da a"ızdan verd$ler. Hastalardan b$r$ daha sonra öldüyse de d$"er be#$ ola"anüstü b$r #ek$lde $y$le#t$.

Öte yandan, ara#tırmacıların heyecanı a#ılamaz görünen b$r ba#ka engelle gölgelend$: Tüm dünyadak$ hastalar #öyle dursun, daha gen$# çapta b$r deneme $ç$n gerekl$ m$ktarı nasıl üreteb$leceklerd$? O sırada, 1941 ortalarında, pen$s$l$nle $lk denemeler hakkındak$ söylent$ler hız-la yayılmaktaydı. Söz konusu olan yen$ b$r ant$b$yot$"$n ke#f$ de"$ld$, öneml$ olan pen$s$l$n$n Prontos$l ve d$"er sulfam$tlere oranla çok daha üm$t ver$c$ olmasıydı. 1941’de Lancet’$n bel$rtt$"$ g$b$, pen$s$l$n$n Pron-tos$lden çok daha büyük b$r “avantajı” vardı, çünkü çok daha çe#$tl$ pa-tojen$k bakter$ye kar#ı d$renmes$n$n yanı sıra cerahat, kan ya da ba#ka m$kroplardan da etk$lenm$yordu; bu $se m$krop kapmı# yaraların tedav$s$ $ç$n b"ç"lm"! kaftandı.

Gene de üret$m $ç$n lazımlıklara ve esk$ para#ütlere gereks$n$m du-yuldu"undan Florey ve Cha$n daha büyük m$ktarlarda pen$s$l$n üret-mek $ç$n b$r ba#ka yol bulmak zorundaydılar. Ne yazık k$ !ng$ltere’n$n 2. Dünya Sava#ı’na g$rmes$yle kaynakları kısıtlanan !ng$l$z $laç f$rma-ları yardımcı olamamaktaydı. Bu yüzden 1941 Temmuz ayında Florey ve Heatley Amer$kan hükümet$ ve $# adamlarından destek sa"lamak amacıyla Amer$ka B$rle#$k Devletler$’ne g$tt$ler. !y$ $l$#k$ler ve #ansları-nın yaver g$tmes$ sayes$nde Heatley altı ay $ç$nde Ill$no$s’dek$ Peor$a’da kend$ne b$r laboratuvar buldu. Burası sadece b$r laboratuvar de"$l, Z$ra-at Bakanlı"ı’nın ara#tırma laboratuvarı olup yakla#ık 53.000 galon küf maddes$ “mayalama” kapas$tes$ne sah$pt$. B$nlerce de"$l, ancak 100 has-tayı tedav$ etmeye yetecek olan bu m$ktar, gene de Heatley’$n !ng$ltere’de b$r saatte ürett$"$ üç galondan daha $y$yd$.

Bu arada rastlantılar pen$s$l$n$n öyküsünde $k$ kez daha kend$n$ gös-ter$yor. !lk olarak Peor$a ara#tırmacıları mayalama yalnız o yörede uy-gulanan n$#asta yapımı sırasında elde ed$len sıvı $ç$nde gerçekle#t$r$l$rse üret$m$n on m$sl$ artaca"ını fark ett$ler. Sonra, #ans b$r kez daha yüzler$-ne güldü; $#ç$lerden b$r$ tesadüfen çürümekte olan b$r tür kavun üzer$nde üreyen b$r küf buldu. Bundan Flem$ng’în küfünden on m$sl$ daha fazla pen$s$l$n elde ed$leb$l$yordu.

Page 17: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 161

Atlant$k’$n $k$ yakasında #ansın yaver g$tmes$yle Amer$ka ve !ng$lte-re’dek$ $laç f$rmaları kısa sürede yeterl$ pen$s$l$n üreterek 2. Dünya Sa-vasında yaralanan ya da uzuvları kes$len askerler$n tedav$s$ne yardımcı oldular. Aslına bakılırsa üret$mdek$ artı# d$kkate de"erd$. 1942 Mart ayında b$r tek hastaya b$le yetmeyecek kadar pen$s$l$n mevcuttu; 1942 sonuna kadar 90 hasta tedav$ ed$lm$#t$. 1943 A"ustos ayına gel$nd$"$nde bu sayı 500’e ula#tı. 1944’te $se Pf$zer’$n gel$#t$rd$"$ “sıvıda mayalama” teknoloj$s$ sayes$nde Normand$ya Çıkartması’nda yaralanan tüm asker-ler$ ve bel$rl$ sayıda s$v$l Amer$kalıları tedav$ etmeye yetecek kadar pe-n$s$l$n üret$lmekteyd$.

Ant$b$yot$kler$n ke#f$, ve ant$b$yot$k devr$m$ gerçekle#m$#t$, ama Amer$ka B$rle#$k Devletler$’nde pen$s$l$n$n hayatını kurtardı"ı $lk k$#$ k$md$?

5. Dönüm Noktası“Kara Büyü”: Pen!s!l!nle !y!le"t!r!len !lk hasta1942 Mart ayında 33 ya#ındak$ Anne M$ller yaptı"ı b$r dü#ükten sonra tüm vücuduna yayılan b$r streptokok enfeks$yonu yüzünden Yale-New Haven Hastanes$’nde ölümle pençele#mekteyd$. Son b$r ay boyunca doktorlar onu $laç, amel$yat ve kan nakl$ $le $y$le#t$rmey$ ba#aramamı#-lardı. Durumu g$tt$kçe kötüle#en M$ller zaman zaman b$l$nc$n$ y$t$r$yor-du ve pek fazla ömrünün kalmadı"ı sanılıyordu. !#te o anda kadının özel doktoru John Bumstead onun hayatını kurtarab$lecek b$r f$k$r $ler$ sürdü.

Bumstead b$r süred$r bakter$yel enfeks$yonlara kar#ı kullanılan yen$ b$r $laçla $lg$l$ yayınları $zlemekteyd$. O zamana kadar yalnızca küçük m$ktarlarda pen$s$l$n üret$lm$# oldu"unun farkındaydı, ama b$ld$"$ b$r ba#ka #ey de vardı: Hastane doktorlarından John Fulton bu $lacın te-m$n ed$leb$lece"$ az sayıdak$ $nsanlardan b$r$ olan Howard Florey’$n Oxford’dan esk$ b$r dostuydu. Ne gar$pt$r k$ Fulton da o sırada a"ır b$r zatürreye yakalanmı# olarak aynı hastanede yatmaktaydı. Gene de hastasını kurtarmak $steyen Bumstead hasta doktora ba# vurdu ve onun Florey’$ bu az bulunur $laçtan b$raz göndermes$ $ç$n $kna etmes$n$ $sted$.

Page 18: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR162

Çok hasta olmasına kar#ın Fulton bu $ste"$ kabul ett$ ve yata"ının yanın-da bulunan telefonun ba#ına geçt$. Sonunda ısrarının ve sabrının ödülü-nü aldı. 14 Mart Cumartes$ günü postayla küçük b$r paket geld$. Pakette $ç$nde kesk$n kokulu kahvereng$ms$ b$r toz bulunan küçük b$r #$#e vardı.

B$r grup doktor bu az m$ktardak$ pen$s$l$n$n ba#ında toplandıkla-rında bununla ne yapacakları konusunda fazla b$lg$ler$ yoktu. B$r süre tartı#tıktan sonra bunu tuzlu suda er$tmeye ve b$r süzgeçten geç$r$p m$k-roptan arındırmaya karar verd$ler. Sonra $lacı ölmek üzere olan Anne M$ller’$n ba# ucuna get$rerek ona damardan 5.000 ün$te verd$ler. Daha sonra b$r tıp talebes$ her dört saatte b$r aynı dozu tekrarladı. Cumartes$ günkü $lk müdahaleden önce M$ller’$n ate#$ neredeyse 40 dereceye yük-selm$#t$. &$md$ $se damarlarında pen$s$l$n dola#ırken an$ ve ola"an üstü b$r de"$#$m gözlemlend$. M$ller’$n ate#$ b$r gecede dü#tü. Pazartes$ sa-bahı ate#$ 38’e dü#mü#, $#tahı açılmı#tı. Sabah doktorlar v$z$te $ç$n onun yanına geld$kler$nde onun tabelasını $nceleyen b$r uzman hek$m kend$ kend$ne “Kara büyü” d$ye mırıldandı.

M$ller$n tedav$s$ aylar boyunca sürdü ve ate#$ dü#üp sa"lı"ı dengel$ b$r duruma gel$nce de taburcu ed$ld$. Ölümden kılpayı kurtulan M$ller 57 yıl daha ya#adı ve 1999’da 90 ya#ında öldü. Onu 1942’de tedav$ eden doktorlar bu har$ka $lacın onun bu kadar uzun ya#amasını mümkün kıla-ca"ını b$lemezlerd$. M$ller’ın $y$le#mes$n$n kes$n b$r etk$s$ oldu. !y$le#me haber$n$n yayılması Amer$ka’dak$ $laç #$rketler$n$n pen$s$l$n üret$m$ne hız vermeler$n$, 1943 yılının $lk 5 ayında 400 m$lyon ün$te üret$rken bunu $zleyen yed$ ay $ç$nde bunu 500 m$sl$ arttırarak 20.5 m"lyar ün$teye çıkarmalarını sa"ladı. 1945’te $se pen$s$l$n ayda 650 m$lyar ün$te olarak üret$l$yordu.

;�;�;

Pen$s$l$n$n !ng$ltere’dek$ kültür lamlarından Peor$a’dak$ dev mayalama fıçılarına uzanan ke#f$nde rastlantıların rolü büyükse de ant$b$yot$kler$n bulunması gerçekten büyük çapta çalı#malara dayanır. Özell$kle bakter$ ve $nsano"lu g$b$ $k$ ola"anüstü çalı#kan organ$zmaya odaklanan çabalar

Page 19: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 163

tıp dünyasını b"r sonrak" döneme, ant$b$yot$kler$n kel"men"n tam anlamıy-la yerden b"tt"#" döneme ta#ımı#tır.

6. Dönüm NoktasıTopraktak! sava": #k!nc! (ve üçüncü ve dördüncü ve...) ant!b!-yot!$!n ke"f! Toz: Bundan daha bas$t, ucuz ya da naho# #ey var mıdır? Sudan ucuz o-landan da daha de"ers$z bu nesney$ hor görerek süpürmeye, kazımaya ve yıkamaya çalı#ırız. Oysa New Jersey Tarımsal Denemeler !stasyonu’nda toprak bakter$yoloj$s$ dalında ara#tırma as$stanı olan Selman Waksman $ç$n toz 1915’ten ber$ büyüley$c$ b$r özell$k ta#ımaktaydı. Waksman’ın gözünde toz, $nanılmaz zeng$nl$kler $çeren kocaman b$r evrend$.

Waksman, m$kroskob$k bakter$ ve mantarların sadece b$tk$sel ve hayvansal maddeler$n ayrı#arak b$tk$ler$n gel$#mes$n$ sa"layan organ$k humusun olu#masında üstlend$"$ rol $le $lg$l$ de"$ld$. Söz konusu olan daha z$yade topraktak$ m$kropların sürekl$ b"rb"rler"yle sava#ı ve bu sa-va#lar $ç$n ürett$kler$ s$lahlardı. B$l$m adamları yıllardır bu m$krop sava-#ının b$l$nc$ndeyd$, anımsayaca"ınız g$b$, Vu$llem$n de 1889’da “ant$b$o-s$s” dey$m$n$ bu nedenle türetm$#t$. Fakat Waksman’ın $lg$s$n$ uyandıran bakter$ler$n sürekl$ b$rb$r$yle sava#ması de"$ld$. Daha öncek$ bulgular topraktak$ b"r !ey"n toprakta bulunan bell$ b$r bakter$y$, tüberküloza sebep olan tüberkül bas$l$n$ öldüreb$ld$"$ne $#aret etmekteyd$. 1932’ye gel$nd$"$nde Waksman bu “#ey$n”, her ne $se, süregelen sava# sırasında ba#ka bakter$ler tarafından üret$ld$"$n$ ortaya koydu.

Bunun sonucu olarak 1939’da Atlant$"$n öbür yakasındak$ b$l$m a-damları pen$s$l$n üreten küfü tekrar $ncelemeye ba#ladılar. Waksman ve onun New Jersey’de Rutgers Ün$vers$tes$’ndek$ meslekta#ları tüberküloz ve d$"er $nsan hastalıklarıyla sava#acak b$r madde üretmek umuduyla tozu ve $ç$nde bulunan m$kropları gözden geç$rmeye g$r$#t$ler. Oysa Flem$ng’$n çalı#masının aks$ne Waksman’ın laboratuvarında #ansın ro-lü olmadı. Waksman’ın ek$b$ akt$nom$sedes d$ye b$l$nen gen$# b$r grup bakter$ye odaklanarak toprakta bulunan 10.000’den fazla m$krop üze-

Page 20: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR164

r$nde yorucu ve s$stemat$k b$r $ncelemeye ba#ladılar. Çabaları sonucu kısa sürede ant$b$yot$k özell$kler ta#ıyan $k$ madde ke#fett$ler: 1940’ta akt$nom$s$n ve 1942’de streptotm$s$n. Her $k$s$ de $nsanlar $ç$n a#ırı ze-h$r $çermekteyd$. 1943 Eylül ayında Waksmnan’ın laboratuvarında dok-tora ö"renc$s$ olan Albert Schatz, ba#ka bakter$ler$ tümüyle durduran b$r madde üreten Streptomyces bakter$s$n$n $k$ türünü bulma ba#arısını gösterd$. Üstel$k bu, herhang$ b$r bakter$y$ de"$l, tüberküloza sebep olan tüberkül bas$l$n$ yok ed$yordu.

Bu yen$ ant$b$yot$"e streptom$s$n adı ver$ld$ ve 1943 Kasım ayında, Schatz’ın ke#f$nden sadece $k$ hafta sonra, Mayo Kl$n$"$ndek$ doktor Corw$n H$nshaw hayvanlarda denemek üzere b$r örnek $sted$. B$r örnek olu#turmak be# ay sürdü ve sadece dört kobay $ç$n yeterl$yd$, ama bekle-meye de"m$#t$. Streptom$s$n$n tüberküloz üzer$ndek$ etk$s$ “bel$rg$n ve ola"anüstüydü”. &$md$ H$nshaw’a gerekl$ olan sadece de"$#$k b$r kobaydı.

1942 Temmuz’unda M$nnesota’nın Goodhue #ehr$ndek$ M$neral Spr$ngs Sanatoryumu’na gelen 19 ya#ındak$ Patr$c$a 'omas doktoruna b$r $t$rafta bulundu: Tüberküloz olan b$r kuzen$yle sık sık beraber ol-mu#tu. Doktoru buna h$ç #a#ırmadı. 'omas’ın kend$s$ne “çok $lerlem$#” tüberküloz te#h$s$ konmu#tu ve hızla kötüye g$d$yordu.

Bunu $zleyen 15 ay $ç$nde sa" c$"er$nde b$r oyuk olu#acak, sol c$"er$n-de yen$ b$r “u"ursuz” lezyon görülecek ve g$tt$kçe #$ddetlenen b$r öksü-rük, gece terlemeler$, t$tremeler ve ate# ba# gösterecekt$. Bu yüzden, ke-m$rgenlerdek$ ba#arısından sonra, H$nshaw 20 Kasım 1944’te 'omas’a b$r tür kobay rolü üstlenmey$ ve tüberküloza kar#ı streptom$s$nle tedav$ gören $lk $nsan olmayı kabul ed$p etmeyece"$n$ sordu. 'omas kabul ett$ ve sonradan bunun akıllıca b$r karar oldu"u ortaya çıktı. Altı ay $ç$nde çok hızlı - bazıları buna muc$ze d$yeb$l$rlerd$ - $y$le#me gösterd$. Teda-v$ye 1945 N$san’ında son ver$ld$ ve daha sonra çek$len röntgenler hastalı-"ın öneml$ m$ktarda ortadan kalktı"ını ortaya koydu. Ölümün e#$"$nden dönen 'omas daha sonra evlend$ ve üç çocuk sah$b$ oldu.

Her ne kadar streptom$s$n tam anlamıyla mükemmel de"$lse de, an-t$b$yot$kler$n gel$#mes$nde öneml$ b$r dönüm noktası olu#turdu. Önce-

Page 21: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 165

l$kle, pen$s$l$n g$b$ streptom$s$n de cerahat ve kan $ç$nde de bakter$lerle sava#ab$l$yordu. B$r bu kadar öneml$ olan $se, streptom$s$n$n doktorların o güne kadar eller$nde bulunmayan b$r s$lah olmasıydı: tüberkülozun $lk etk$l$ tedav$s$. Waksman’ın ke#f$nden ötürü 1952 Nobel Ödülü alması sırasında bel$rt$ld$"$ g$b$, streptom$s$n $k$ ölümcül tüberküloz türünde “har$kulade” etk$l$ oluyordu. TB bakter$s$n$n bey$n zarına ve omur$l$-"e zarar vermes$ sonucunda olu#an ve “da$ma ölümle sonuçlanan” bey$n ve omur$l$k zarı $lt$habı (tuberculos$s men$ng$t$s) streptom$s$n tedav$s$ “ola"anüstü sonuç ver$yor...B$l$nc$n$ y$t$rm$# yüksek ate#l$ hastalar hızla $y$le#$yor.”

B$rkaç yıl $ç$nde streptom$s$n tüm dünyada tanındı ve b$r laboratu-var denemes$ yer$ne b$r aylık satı#ı 55.000 sterl$nden fazla olan b$r $laca dönü#tü. Daha sonraları Waksman streptom$s$n$n bu kadar hızlı yükse-l$#$n$n kısmen pen$s$l$n$n 1941 ve 1943 yılları arasındak$ ba#arısına ba"-lı oldu"unu yazdı. Gene de streptom$s$n, pen$s$l$nle tedav$ ed$lemeyen b$nlerce TB hastasını $y$le#t$rd$"$ $ç$n ba#lı ba#ına b$r dönüm noktasıydı. 1950’ler$n sonunda streptom$s$n sayes$nde bazı ülkelerde TB’den ölen çocukların oranı %90 oranında azalmı#tı ve streptom$s$n yalnızca b$r ba#langıçtı. 1940 $le 1950 arasında Waksman ve meslekta#ları akt$nom$-s$n (1940), klavas$n (1942), streptotr$s$n (1942), gr$se$n (1946), neom$s$n (1948), frad$s$n (1951), kand$s$d$n (1953) ve kand$d$n (1953) g$b$ ba#ka ant$b$yot$kler$ ayrı#tırmayı ba#ardılar. Bunların arasından streptom$s$n ve neom$s$n enfeks$yon tedav$ler$nde en etk$l$ olanlardı.

Waksman ba#ka b$r konuda da ünlü oldu. 1940’ların ba#larında b$l$m adamları durup d$nlenmeden “bakter$yle sava#an” maddelerle $lg$l$ eser-ler yayınlarken B"olog"cal Abstracts ed$törü Dr. J. E. Flynn bu maddelere yen$ b$r $s$m ver$lmes$ gerekt$"$n$ dü#ündü. Flynn çe#$tl$ ara#tırmacılar-dan öner$ler $sted$ ve “bakter$yostat$k” ve “ant$b$yot$n” $s$mler$ üzer$nde durdu. Sonunda 1941 ya da 1942’de Waksman’ın önerd$"$ $sm$ seçt$. Flynn daha sonra bunu #öyle anımsayacaktı: “Dr. Waksman’ın yanıtı geld$. Bu kel$men$n b$r $s$m olarak kullanıldı"ını $lk kez görüyordum.” !lk kez 1943’te B"olog"cal Abstracts’ta yer alan Waksman’ın yen$ ter$m$

Page 22: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR166

“ant$b$yot$k” günümüzde dünyanın her tarafında en $y$ b$l$nen $s$mler-den b$r$d$r.

Günümüzde ant!b!yot!kler: Yen! özgüven, yen! !laçlar, yen! end!"eler1940’lardak$ ke#$%er$nden ber$ ant$b$yot$kler dünyada $y$, kötü, umulan, umulmayan çe#$tl$ de"$#$kl$klere neden oldu. Bugün 1940’larda önems$z sıyrıkların ve sıradan hastalıkların hızla yayılan ölümcül salgınlara dö-nü#eb$lmes$ kar#ısında hastaların kapıldı"ı deh#et$ kest$reb$lmek zordur. Ant$b$yot$kler $le doktorların el$ne akla geleb$lecek en mükemmel ve güçlü b$r s$lah geçm$# oldu. Haplar, merhemler ve $"neler sayes$nde b$r sürü hayat kurtarılab$l$yor.

Gene de k$m$ler$ne göre ant$b$yot$kler $nsano"lunun karanlık b$r yanını da ortaya çıkardı. Bunların varlı"ı yapay b$r özgüven a#ılıyor ve r$skl$ davranı#lara yol açab$l$yor. Örne"$n, ant$b$yot$kler korumacılık ye-r$ne tedav$ kolaylı"ına dayalı b$r toplum yaratmı# olab$l$r. Aynı #ek$lde, bazıları c$nsel $l$#k$ler$n sebep oldu"u salgınlarda görüldü"ü g$b$, ant$-b$yot$kler$n ahlak dı#ı davranı#ları arttırdı"ını $ler$ sürüyor. Son olarak, her ne kadar ant$b$yot$kler m$lyonlarca hayat kurtarıyor olsa da, bunların herkes tarafından kullanılmaması gerekt$"$ ve her zaman $#e yaramadı"ı da unutulmamalı: Her yıl dünyada 14 m$lyon k$#$ hâlâ enfeks$yon nede-n$yle ölmekte.

;�;�;

1940’lardan bu yana b$rçok ant$b$yot$k ke#fed$ld$. Sadece 1982 $le 2002 yılları arasında 90 ant$b$yot$k p$yasaya sunuldu. Unutulmaması gereken husus, tüm ant$b$yot$kler$n hastanın kend$ hücreler$ne zarar vermeden hastalık m$krobunu durdurmak g$b$ ortak b$r yanı oldu"u. Bunu, m$k-roplarda var olan, fakat $nsan hücreler$nde bulunmayan b$r zaf$yetten yararlanarak gerçekle#t$r$yorlar. Bu $lkeye dayalı olarak ant$b$yot$kler ge-nell$kle dört kategor$ye ayrılırlar:

Page 23: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 167

1. Folate kar"ıtları – Bu kategor$dek$ prontos$l ve d$"er sulfalı $laç-lar bakter$ler$n gel$#$p ço"almak $ç$n gereks$n$m duydukları fol$k as$t$ üretmeler$n$ engeller.

2. Hücre duvarlarının gel!"!m!n! önleyenler – Bu gruptak$ pen$s$-l$n ve benzer$ $laçlar bakter$ler$n kend$ hücre duvarlarını örmele-r$n$ engeller.

3. Prote!n üret!m!n! önleyenler - Bu kategor$de bulunan strepto-m$s$n, neom$s$n, tetras$kl$n ve daha b$rçok $laç r$bozomları (bak-ter$ler$n $ç$nde prote$n üreten m$n$k parçacıklar) hedef alır.

4. Qu!nolone ant!b!yot!kler - Sıklıkla $drar yolları enfeks$yonların-da kullanılan bu $laçlar bakter$ler$n DNA’larının ço"alması $ç$n gereken b$r enz$m$n üret$lmes$n$ engeller.

Doktorlar mevcut bu kadar çok ant$b$yot$k $ç$nden b$r$n$ nasıl seçeb$l$-yor? Buradak$ en öneml$ etmen hastalı"a sebep olan bakter$n$n tanılan-ması ve hang$ ant$b$yot$"e kar#ı duyarlı oldu"unun saptanmasıdır. D$"er etmenler arasında enfeks$yonun yer$, hastanın sa"lık durumu (enfeks$-yonla sava#mak $ç$n sa"lıklı b$r ba"ı#ıklık s$stem$ne $ht$yaç vardır), yan etk$ler ve mal$yet yer alır, ama belk$ $lk ve en öneml$ soru ant$b$yot$k kullanmanın gerek$p gerekmed$"$d$r. Daha 1946’da Flem$ng pen$s$l$n$n “kanser, romat$zmal artr$t, mült$pl skleroz, Park$nson hastalı"ı, psor$as$s, ç$çek, kızamık, gr$p ve so"uk algınlı"ı g$b$ v$ral hastalıklarda” etk$l$ ol-madı"ı konusunda uyarıda bulundu. Bu uyarılar #$md$ gülünç gel$yorsa, Flem$ng’$n #unu ekled$"$n$ de unutmayalım: “Bu ve buna benzer b$r-çok hastalıktan mustar$p olanlar son $k$ yıl $ç$nde basında çıkan haberler üzer$ne bana ba# vurdular.”

Maalesef, yanlı# kullanım hâlâ dünyanın en öneml$ ke#$%er$n$n b$r$-n$n üzer$nde kara bulut g$b$ dolanıyor. Burada sorun, bakter$ler$n uyum sa"lama, hayatta kalma ve ant$b$yot$"e ra"men ço"alma yetene"$nden kaynaklanan d$renc$n olu#masıdır. Ant$b$yot$kler$n yanlı# kullanımı sonucu bu d$renç olu#ab$l$r. Bakter$ler, örne"$n uygulanan $laca kar#ı korunmak $ç$n genet$k de"$#$me u"rama ya da $lacın etk$s$n$ yok eden enz$mler üretme g$b$ ola"anüstü b$r yetene"e sah$pt$rler. Bakter$ler böy-

Page 24: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR168

le özell$kler$ yen$ ku#aklara aktardı"ında onlar da çe#$tl$ ant$b$yot$klere d$renen ve önceler$ tedav$ ed$leb$len hastalıkların ölümcül olmalarına yol açan “süper varlıklar” üreteb$l$rler. Her ne kadar do"al süreç d$ren$#te b$r rol oynarsa da $nsanların d$kkats$z ve gereks$z kullanımının da önde gelen b$r etmen oldu"u artık anla#ılmı#tır.

Hatalı kullanım ve !hmal: Ezel! b!r sorun yepyen! b!r tehl!ke olu"turmaktaUyarı $#aretler$ daha 1940’larda ver$lm$#t$. Nobel Ödülünü Selman Waksman’a veren sunucu, tüberküloz tedav$s$nde #$md$den kar#ıla#ılan b$r sorunun bakter$ler$n streptom$s$ne kar#ı g$derek artan b$r d$renç gösterd$"$ uyarısında bulundu. D$rençle $lg$l$ ba#ka uyarılar 1950’ler-de ve 1960 ba#larında Japon doktorların streptom$s$n, tetras$kl$n ve chloramfen$kol’a kar#ı d$renen bakter$yel b$r d$zanter$ salgınını b$ld$r-mes$yle geld$. Ve 1965’te doktorlar met$s$l$n ve d$"er pen$s$l$n türü $laç-lara d$renen $lk bakter$yel enfeks$yon salgınlarından söz ett$ler. O za-mandan ber$ Staphylococcus aureus ya da MRSA den$len, met$s$l$ne kar#ı d$rençl$ bu bakter$ler dünya çapında end$#e yaratıyor.

S. aureus c$ltte bulunan ve b$r kes$k ya da yaradan der$ altına g$re-rek b$r s$v$lce ya da çıban olu#turan ve normalde tamamen zararsız olan sıradan b$r bakter$d$r, ama ba"ı#ıklı"ı zayı%amı# k$#$lerde böyle b$r en-feks$yon kalbe, kana ya da kem$"e bula#tı"ında, özell$kle ant$b$yot$kler yeters$z kalırsa, ölümcül olab$l$r. Ne yazık k$ 1970’lerde MRSA hastane-lerde ba# göstermeye ba#lamı# ve hastaların %20-25’$n$n ölümüne sebep olmu#tur. Daha da beter$, son on yıl $ç$nde MRSA hastane dı#ında da “topluma mal olmu#”, hap$shanelerde, bakım evler$nde ve okulların spor takımlarında da MRSA salgınları görülmü#tür. New England Journal of Med"c"ne’de yakınlarda yayınlanan b$r makalede MRSA’n$n artık ba#ka b$r öneml$ ant$b$yot$k olan vankom$s$ne de d$renç gösterd$"$ bel$rt$lmek-ted$r. Yazarlar bu sorunun yalnızca ant$b$yot$kler$n yanlı# kullanımından kaynaklanmadı"ını, bunu yen$ ant$b$yot$kler bulmak $ç$n yararlanılan “kuru b$r #ebeken$n daha da beter hale get$rd$"$n$” $ler$ sürüyorlar. Sonuç

Page 25: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

ESK! KALIPLARDAN MODERN MUC!ZELERE 169

olarak, “!nsanların bakter$ye kar#ı sava#ımında global b$r sonuç elde et-mek ve ba#arıya ula#mak $sten$yorsa, akadem$k ara#tırmacılar, kurumlar ve hükümetler$n daha yo"un çaba göstermes$ elzemd$r.” den$yor

Yen$ ant$b$yot$kler$n gel$#mes$n$ “kuru #ebeke” olarak tanımlamak, 1940’lara kadar çok sayıda üret$m$n ı#ı"ında gar$p kaçab$l$r, ama sonuçta en fazla kullanılan ant$b$yot$kler 1950’lerde ve 1960’larda bulundu. O za-mandan ber$ $laç f$rmaları yen$ k$myasal türler üretmek $ç$n ço"unlukla bunlarda ufak de"$#$kl$kler yaptılar. Oysa, B"ochem"cal Pharmacology’n$n son sayılarından b$r$nde b$r yazarın bel$rtt$"$ g$b$, “d$rençl$ m$kroorga-n$zmaların artı#ı kar#ısında yen$ ant$b$yot$k türler$n$n bulunması son derece öneml$d$r. Yen$ ant$b$yot$k türler$ ke#fetmek ve gel$#t$rmek $ç$n büyük yatırımlar yapmazsak yen$den ant$b$yot$k önces$ döneme benzer b$r duruma dü#eb$l$r$z.”

Her ne kadar k$m$ler$ b$yoteknoloj$n$n yen$ ant$b$yot$klerde b$r devr$me yol açaca"ını umdularsa da #$md$ye kadar teknoloj$ler sınırlı $lerleme gösterd$. Bu nedenle ba#ka ara#tırmacılar “ant$b$yot$k önces$” döneme dönüp do"ayı yen$den gözden geç$rmem$z gerekeb$lece"$n$; m$kropların $nsanlardan yarım m$lyar yıl önceden ber$ ant$b$yot$k üret-t$kler$n$ savunuyorlar.

D!ren!"!n üstes!nden gelmek: Çares! geçm!"e m! dayalı?Mevcut ant$b$yot$kler$m$z$n halen üçte $k$s$ Streptromyces bakter$s$nden elde ed$ld$"$ne göre, k$m$ler$ yen$ ant$b$yot$kler $ç$n “do"al kaynaklar” aramanın akla yakın olup olmadı"ını sorgulayab$l$r, ama aslında b$z sa-dece buz da"ının tepes$n$ görmektey$z.

Buzda"ının gerçek boyutu ne? Arch"ves of M"crob"ology derg$s$n$n 2001’dek$ b$r sayısında ara#tırmacılar #a#ırtıcı b$r $dd$ada bulundular: 500’den fazla türü bulunan Streptopmyces neredeyse 294,300 de"$#$k an-t$b$yot$k üreteb$lecek yetenekteyd$. Tek hücrel$ b$r organ$zma grubunun nasıl bu kadar üretken oldu"una #a#ıyorsanız bu tek hücrel$ yaratıkla-rın $ç$nde bulunan genet$k motorlarını anımsayın. 2002 yılında ba#ka ara#tırmacılar Nature’da Streptomyces örnekler$nden b$r$n$n tüm genet$k

Page 26: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR170

z$nc$r$n$ çözdükler$n$ ve yakla#ık 7,825 gen bulduklarını b$ld$rd$ler. Bu, b$r bakter$de var olan en büyük gen m$ktarıdır ve $nsanlarda bunun an-cak üçte b"r" kadarının bulundu"u göz önüne alınırsa, bu bulguya gülüp geç$lemez. Bu kadar çok sayıda gen $le bu m$krob$k süper uzmanların çok hücrel$ kol, bacak ve bey$n olu#turmak yer$ne çok sayıda farklı ant$-b$yot$k üretmeler$ne hayret etmemek gerek$r.

;�;�;

1980’ler"n ba!larında antropologlar 1000 yıl kadar önce ölmü! b"r grup "nsanın çok "y" korunmu! olan "skeletler"n" gün ı!ı#ına çıkardılar. Floresan altındak" "ncelemelerde b"l"m adamları bunların kem"kler"nde tetras"kl"n an-t"b"yot"#"n"n "z"ne rastladılar ve bunun o dönemdek" y"yeceklerde bulunan Streptomyces bakter"s" tarafından üret"lm"! olab"lece#" kanısına vardılar. Aynı zamanda ara!tırmacılar bu "nsanlarda “son derece az sayıda bula!ıcı hastalık bel"rt"s"” bulunmasının bes"nler"ndek" tetras"kl"nden kaynaklandı-#ını sanıyorlardı.

Hayır. B"z burada M.S. 79 yılında ya!amı! olan Herculaneum köylü-ler"nden bahsetm"yoruz. Söz konusu olan bundan b"rkaç yüzyıl sonra M.S. 350’de N"l Nehr"’n"n batı yakasında ya!amı! olan b"r grup Sudan’lı Nub"-a’lılar. Ve onlar tetras"kl"n" kurutulmu! nar ve "nc"rlerden de#"l, çamurdan kardıkları sandıklarda sakladıkları bu#day, arpa ve darıdan tem"n ed"yor-lardı. B"l"m adamları bu çamurdan yapılma sandıkların Sudan’dak" Nub"a çöller"nde var olan bakter"ler"n %70’"n" olu!turan Streptomyces "ç"n "deal b"r ço#alma ortamı sa#ladı#ını dü!ünüyorlar. Esk" Nub"a’lılarda rastlanan tet-ras"kl"nle Heculaneum yerl"ler"ndek" tetras"kl"n" üreten"n aynı Streptomyces türü olup olmadı#ı kes"n de#"l.

$!te "!"n esası bu: D"renc"n ve ölümcül hastalık tehl"kes"n"n g"derek arttı#ı b"r dönemde, esk" "nsanlara ant"b"yot"k sa#layan, 1940 ve 1950’lerde ke!fe-d"len b"r düz"neye yakın ant"b"yot"#"n kayna#ını olu!turan, günümüzde kul-landı#ımız ant"b"yot"kler"n üçte "k"s"n" üreten ve gene de neredeyse 300.000 tür ant"b"yot"k "çer"#"n"n ancak çok küçük b"r kısmından yararlanılan bu ha-r"ka bakter" dehası b"ze b"r !eyler söylemeye m" çalı!ıyor?

Page 27: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

TANRI'NIN &!FRES!N! ÇÖZMEK 171

8. Bölüm

Tanrı’nın %!fres!n! Çözmek: Kalıtım, Genet!k ve DNA’nın Ke"f!

Uygarlı#ın !afa#ında güne!l" b"r günde Ege Den"z"’n"n berrak sularının kı-yısındak" güzel"m $stanköy adasında genç ve as"l b"r kadın sess"zce Asklep"on d"ye b"l"nen ta!tan ve mermerden yapılmı! sa#altım tapına#ının arka ka-pısından g"rd" ve dünyanın "lk ve en ünlü doktoruna yakla!tı. H"pokrat’ın kend"s"ne b"r yol göstermes" "ç"n çok öneml" b"r sorununu açıkladı. Genç kadın yakınlarda b"r erkek çocuk dünyaya get"rm"!t". Bebek tombul ve sa#lıklıydı, ama H"pokrat açık renk tenl" anneyle kundaktak" çocu#a b"r göz atınca soru-nun ne oldu#unu anladı. Bebe#"n esmer ten", kadının son zamanlarda Afr"-kalı b"r tüccar "le tutkulu b"r "l"!k" ya!adı#ını ortaya koyuyordu. E!"ne "hanet ett"#" duyulursa bu haber derhal ortalı#a yayılacak, hem kocasının küplere b"nmes"ne hem de tüm adanın skandal ded"kodularıyla çalkalanmasına sebep olacaktı.

Oysa, M.Ö. be!"nc" yüzyılda kalıtım ve genet"k konusunda herkesten çok b"lg"s" olan H"pokrat hemen b"r ba!ka açıklama öner"s"nde bulundu. Evet, bazı f"z"ksel özell"kler babadan geçeb"l"rd" ama bunda “ana tarafının baskın çıkması” kavramı hesaba katılmıyordu.

Page 28: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR172

Bu görü!e göre bebeklerdek" özell"kler anneler"n"n ham"lel"k esnasında nereye baktı#ına da ba#lı olab"l"rd". H"pokrat kadını tesell" ederek, bebe#"n zenc" görünümünün annen"n gebel"#" sırasında yatak odasında asılı duran b"r Habe! resm"ne bakmasından kaynaklanmı! olab"lece#"n", söyled".

Tahm!n oyunlarından genet!k devr!m!neUygarlı"ın ba#langıcından Sanay$ Devr$m$ sonrasına kadar her kes$m-den $nsanlar kalıtım sırlarını çözmek $ç$n akıl dı#ı da olsa büyük b$r u"ra# verd$ler. Bugün b$le k$#$sel özell$kler$n ku#aktan ku#a"a nasıl aktarıldı"ı-nı kest$rem$yoruz. B$r çocuk ya da bebe"e baktı"ımızda hang$m$z onun çarpık gülümsemes$n$n, der$s$n$n reng$n$n, zekâsının ya da aptallı"ının, yetk$nl$"$n$n ya da tembell$"$n$n k$mden geçt$"$n$ merak etmey$z? B$r çocu"un nasıl olup da #unu annes$nden, bunu babasından aldı"ını, $k$ karde#$n neden bu kadar farklı oldu"unu sorgulamayan var mıdır?

Aslında bunlar sadece ortada olan sorulardır. B$r ku#ak boyu görül-meyen, ama b$r sonrak$ nes$lde yen$den ortaya çıkan özell$klere ne de-mel$? Ana-babalar ya#amları boyunca “ed$nd$kler$” b$r becer$, b$lg$, hatta b$r zedelenmey$ çocuklarına geç$reb$l$r m$? Bunda çevren$n rolü ned$r? Neden bazı a$leler ku#aklar boyu aynı hastalıkların kurbanı olurken d$-"erler$ sapasa"lam kalır ve upuzun b$r ömür ya#arlar? Ve en öneml$s$, m$ras aldı"ımız “saatl$ bombalar” b$z$m ne zaman ve nasıl ölece"$m$z$ bel$rleyeb$l$r m$?

Y$rm$nc$ yüzyıla kadar tüm bu sırlar $k$ bas$t soruda özetleneb$l$yor-du: Kalıtım b$rtakım kurallarla mı denetlen$yor? Ve bu nasıl “oluyor”?

Gene de #a#ılası olan, bu özell$kler$n nasıl ve neden ku#aktan ku#a"a geçt$"$ anla#ılamamı#ken $nsanların bu sırrı uzun süreden ber$ kullanma-ya kalkmasıdır. B$nlerce yıldır çöllerde, ovalarda, ormanlarda ve vad$lerde ya#ayanlar b$tk$den b$tk$ye, hayvandan hayvana a#ı yaparak tamamen yen$ organ$zmalar de"$lse b$le daha fazla aranan özell$kler gel$#t$rmeye çalı#tılar. P$r$nç, tahıl, koyun, $nek ve atlar daha büyük, daha güçlü, daha dayanıklı, daha lezzetl$, daha sa"lıklı, daha bereketl$ ve hatta daha üret-ken hale get$r$lmeye çalı#ıldı. B$r kısrak ve b$r erkek e#ek ç$ftle#t$r$lerek

Page 29: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

TANRI'NIN &!FRES!N! ÇÖZMEK 173

annes$nden daha güçlü ve babasından daha akıllı b$r tür olan katır üre-t$ld$. Bunun nasıl gerçekle#t$"$n$ anlamadan $nsanlar kalıtımla oynayarak tarımı $cat ett$ler. Bereketl$ ve güven$l$r b$r bes$n kayna"ı, uygarlı"ın ge-l$#mes$ne ve $nsan ırkının b$r avuç göçebeden m$lyarlarca k$#$den olu#an b$r toplulu"a dönü#mes$n$ sa"ladı.

Sadece geçen 150 yılda - aslında sadece 60 yılda - bu olayı anlamaya ba#ladık. Heps$ de"$lse b$le temel yasaları çözümlemeye, kalıtımın “$çer$-"$n$” ayrı#tırıp e#elemeye yeterl$ bu yen$ b$lg$y$ tıbbın hemen her dalında devr$m olu#turab$lecek alanlarda uygulamaktayız. Gene de, öbür dönüm noktalarına kıyasla bu 150 yıllık patlama a"ır çek$mle gerçekle#t$, çünkü DNA’ ın ke#f$, genler$n ve kromozomların k$#$sel özell$kler$ ku#aktan ku#a"a nasıl ta#ıdı"ı, hala gel$#$m hal$nde.

1865’te $lk dönüm noktasını olu#turan ve kalıtımın b$r d$z$ kurallara ba"lı oldu"unu ortaya koyan deneyden sonra b$le, genler$n ve kromo-zomların 1900 ba#larında ke#f$nden b$l$m adamlarının bunun nasıl "!-led"#"n" kavramalarını sa"layan1950’lerdek$ DNA yapısının ke#f$ne ka-dar daha b$rçok dönüm noktasına gereks$n$m vardı. Bırakın özell$kler$n ana-babadan çocu"a nasıl geçt$"$n$, h$çb$r özell$"$ olmayan m$n$c$k b$r yumurta hücres$n$n nasıl b$r sürü özell$k ta#ıyan 100 tr$lyon hücrel$ b$r yet$#k$ne dönü#tü"ünü anlamak b$le b$r buçuk yüzyıl sürdü.

Aslında b$z sadece $#$n ba#langıcındayız. Her ne kadar genet$"$n ve DNA’nın ke#f$ öneml$ b$r dönüm noktasıysa da bu kafamızı büsbütün karı#tıran b$r Pandora kutusunun açılmasına neden oldu; hastalıkların kalıtımsal nedenler$n$ tanılamaktan bunların genlerle tedav$s$ne, her b$r k$#$n$n kend$ne özgü genet$k prof$le uygun olarak ”k$#$sel” düzeyde $laç kullanılmasına kadar. Buna ek olarak $#lenen suçların DNA aracılı"ı $le aydınlatılması, $nsanların atalarının açıklanması ya da belk$ b$r gün ço-cuklarımıza kend" seçt$"$m$z özell$kler$n aktarılması g$b$ devr$mler$n de sözünü edeb$l$r$z.

;�;�;

Page 30: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR174

On dokuzuncu yüzyıla ve y"rm"nc" yüzyılın ba!larına a"t üç vaka hakkındak" raporlar, doktorların H"pokrat’tan çok sonra da annen"n baskın çıkması ko-nusuna duydukları "lg"y" ortaya koymaktadır:

kapılır ve bunun kend" ev" olmasından end"!e duyar. Aslında bu kend" ev" de#"ld"r, ama ham"lel"#"n"n ger" kalan kısmında alevler"n korkunç görüntüsü “ gözler"n"n önünden g"tmemekted"r”. B"rkaç ay sonra b"r kız çocu#u dünyaya get"rd"#"nde, bebe#"n alnında bulunan kırmızı b"r leke "nanılmaz b"r b"ç"mde b"r alev" andırmaktadır.

aynı !ek"lde olaca#ı konusunda end"!eye kapılır. Gerçekten de sek"z ay sonra do#an çocu#u tav!an dudaklıdır, ama bu daha öykünün yarısı: B"rkaç ay sonra, bu olay çevrede duyulunca bazı ham"le kadınlar be-be#" görmeye gel"rler. Sonunda üç çocuk daha tav!an dudaklı olarak do#ar.

kızı onlarda kalmaya gel"r. Kadını kızla b"rl"kte ev "!ler"n" yaparken kızın daha önce çama!ır yıkarken geç"rd"#" b"r kaza net"ces"nde kop-mu! olan sol el"n"n orta parma#ı sık sık gözüne çarpar. Kadın daha sonra her yönüyle normal olan b"r erkek çocu#u do#urur; ama bebe#"n sol el"n"n orta parma#ı yoktur.

Kalıtım söylenceler!n!n yıkılı"ı: Ba"sız bebeklerdek! umulma-dık azalmaSon 150 yılda b$l$m$n ne kadar $lerled$"$ hesaba katılırsa, atalarımızın k$#$sel özell$kler$m$z$n b$ze nasıl geçt$"$n$ açıklama çabalarını daha $y$ anlayab$l$r$z. Örne"$n H$pokrat döllenme sırasında erkek ve kadının be-denler$n$n her tarafından “m$n$k parçacıklar” verd$kler$ne ve bu malze-men$n karı#ımı $le ana-babanın özell$kler$n$ çocuklarına geç$rd$kler$ne $nanıyordu, ama H$pokratın sonradan pangenes$s adı ver$len bu teor$s$ kısa sürede Yunan dü#ünürü Ar$sto tarafından çürütüldü, çünkü özell$k-

Page 31: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

TANRI'NIN &!FRES!N! ÇÖZMEK 175

ler$n asıl olup da b$r ku#ak atlayab"ld"#"n" açıklamıyordu. Ar$stonun ken-d$ne özgü dü#ünceler$ vardı; çocukların f$z$ksel özell$kler$n$ anneler$n$n ayba#ı kanamalarından, ruhlarını $se babalarının spermler$nden aldı"ını $ler$ sürüyordu.

M$kroskoplardan ve b$l$m$n ötek$ araçlarından yoksun oldukların-dan kalıtımın $k$ b$n yıl b$r sır olarak kalmasına #a#mamak gerek. On dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar ço"u k$#$ H$pokrat g$b$, do"mamı# b$r çocu"un özell$kler$n$n kadının ham$lel$k sırasında özell$kle ürkütücü ya da korkutucu sahneler $çeren neye baktı"ına ba"lı oldu"una dayanan “annen$n baskın çıkması” doktr$n$ne $nanıyordu. Tıbb$ derg$lerde ve k$-taplarda yayınlanan yüzlerce vakada ham$le kadınların duygusal olarak ya da gördükler$ b$r sakatlık ya da #ek$l bozuklu"u g$b$ b$r #eyden end$-#eye kapılması sonucu benzer bozuklu"u olan çocuk do"urduklarından söz ed$l$yordu. Öte yandan annen$n baskın çıkması konusunda ku#kular daha 1800’ler$n ba#larında kend$n$ gösterm$#t$. !skoç tıp yazarı W$ll$am Buchan 1809’da, “Ürkütücü görüntüler böyles$ne sonuçlar do"uruyorsa, d$ye yazıyordu, Fransa’da Robesp$erre’$n terör rej$m$ sırasında kaç tane ba#sız çocuk do"mu#tur?”

Gene de gar$p söylenceler 1800’ler$n ortalarına kadar sürdü. Örne"$n, topçu ate#$ sırasında bacaklarını kaybeden erkekler$n kol ya da bacakları olmayan çocukları oldu"u konusunda yaygın $dd$alar vardı. Sık rastlanan ba#ka b$r yanlı# anlama da “ed$n$len özell$kler$n” ya#am $ç$nde ö"ren$len becer$ ya da b$lg$ler$n b$r çocu"a geçeb$lece"$ $d$. 1830’ların sonlarında b$r yazar, kısa sürede !ng$l$zce ö"renmey$ ba#aran b$r Fransızın bu yete-ne"$ h$ç görmed$"$, !ng$l$zce b$len büyük annes$nden aldı"ını $ler$ sürdü.

Hang" özell$"$n hang$ ebeveynden alındı"ı hususuna gel$nce, on do-kuzuncu yüzyıl yazarlarından b$r$ b$r çocu"un “lokomot$f organlarını” babasından, “dah$l$ ya da ya#amsal organlarını” $se annes$nden aldı"ını $dd$a ed$yordu.

Gen$# çapta ben$msenen bu görü#ün katırın özell$kler$ne dayandı"ını bel$rtmek gerek.

Page 32: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

BÜYÜK BULU!LAR176

#lk sezg! kıpırdanı"ları: M!kroskoplar konumun bel!rlenmes!-ne yardımcı oluyor Böylece, 1800’ler$n ortalarına kadar, b$l$msel $lerlemeler tıbbın çe#$tl$ alanlarında b$r devr$m$n temel$n$ olu#tururken, kalıtım hâlâ do"anın b$r oyunu olarak görülüyor, b$l$m adamları hâlâ bunun kayna"ını tartı#ıyor, nasıl oldu"unu $se b$r türlü anlayamıyorlardı.

!lk sezg$ kıpırdanı#ları 1800’ler$n ba#ında, Kısmen m$kroskoplardak$ gel$#meler sayes$nde, ortaya çıktı. Alman mercek parlatıcıları Hans ve Zachar$as Janssen’$n $lk $lkel m$kroskobu yapmasının üzer$nden 200 yıl geçm$# olmasına kar#ın 1800’ler$n ba#larında tekn$k gel$#meler sonunda b$l$m adamlarının tartı#ma konusu olan hücreye daha yakından bakması sa"landı. !lk öneml$ $pucu 1831’de !skoç b$l$m adamı Robert Brown’un çek$rdek adını verd$"$ m$n$k, koyu renkl$ b$r merkez$n $ç$nde b$rçok hüc-re bulundu"unu ke#fetmes$ $le elde ed$ld$. Merkezde bulunan çek$rdek hücren$n kalıtımında ne g$b$ b$r rol oynadı"ı yıllar sonra ö"ren$lecekt$, ama Brown h$ç de"$lse ön hazırlı"ı yapmı#tı.

On yıl sonra !ng$l$z doktor Mart$n Berry döllenmen$n erkek sperm$n d$#$n$n yumurta hücres$ne g"rmes" $le gerçekle#t$"$n$ fark ett$. Bu, günü-müzde son derece açıklıkla b$l$nmekted$r, ama yıllar önces$ne dayan b$r ba#ka söylence döllenmem$# her yumurtada m$n$k b$r “önceden olu#mu#” $nsan bulundu"unu ve sperm$n bunu yalnızca hayata geç$rd$"$n$ $çler$ sürüyordu. Dahası, 1800’ler$n ortalarına kadar ço"u k$#$ gebel$"$n sadece b"r sperm ve b$r yumurta hücres$ $le gerçekle#t$"$n$ b$lm$yordu ve bu 1 yumurta+1 sperm=1 bebek bas$t denklem$n$ b$lmeden kalıtımı gerçek-ten anlamak $ç$n m$n$c$k b$r adım atmak b$le olanaksızdı.

N$hayet, 1854’te sadece bu denklem$ b$lmekle kaymayıp ya#amının on yılını bu sırrı çözmeye adayan b$r adam çıkageld$. Çalı#malarının ço-"unu arka bahçes$n$n har$ka ortamında geç$rd$"$ $ç$n mutlu sayılab"l"rd", ama gerçekte deneyler$ son derece sıkıcı olmalıydı. H$ç k$msen$n daha önce kalkı#madı"ı ya da kalkı#maktan çek$nd$"$ b$r #ey yaparak b$nler-ce bezelye b$tk$s$ yet$#t$rd$ ve elde ett$"$ bezelye taneler$n$n her b$r$n$n özell$kler$n$ ku#aklar boyunca t$t$zl$kle $nceled$. Daha sonra övünerek

Page 33: ESKİ KALIPLARDAN MODERN MUCİZELERE 145 · 146 BÜYÜK BULUŞLAR ra%ara kaçışırken d"ğerler" korunmak "ç"n çatıların altına sığındı. Kalanlar, ertes" sabah saat 6 sularında

TANRI'NIN &!FRES!N! ÇÖZMEK 177

yazdı"ı g$b$, “Bu denl$ gen$# kapsamlı b$r ara#tırmayı üstlenmek gerçek-ten cesaret $st$yordu.”

Öte yandan Gregor Mendel 1865’te çalı#malarını tamamladı"ında $nsanlı"ın b$nlerce yıldır sordu"u b$r sorunun yanıtını bulmu#tu. Kalıtım gel$#$güzel ya da #ansa ba"lı de"$ld$ ve gerçekten bell$ kurallara dayanıyor-du. Taze bezelyelerle dolu b$r k$lerden ba#ka ne kazancı oldu ders$n$z? Genet$k b$l$m$n$n temel$n$ atmı#tı.

1. Dönüm NoktasıBezelyeden !lkelere: Gregor Mendel kalıtım kurallarını ke"fe-d!yor1822’de o zaman Avusturya’nın b$r parçası olan Moravya’dak$ b$r köyde do"an Gregor Mendel b$r ç$ftç$ a$les$n$n o"ludur. Büyük b$r olasılıkla tar$he ya en görülmem$# papaz ya da b$l$m dalında en alı#ılmadık ara#-tırmacı olarak geçecekt$r. Zek$ oldu"u kes$nd$r: Gençl$"$nde parlak b$r ö"renc$ olan Mendel’$n ö"retmenler$nden b$r$ ona Brünn kent$ yakının-dak$ August$n$an Manastırına g$tmes$n$ önerd$. Bu, fak$r b$r a$le çocu-"unun ö"ren$m göreb$lmes$ $ç$n o zamanlar en $y$ yoldu. Oysa, Mendel 1847’de 26 ya#ındayken papaz olarak atandı"ında d$nsel ya da akadem$k b$r kar$yer $ç$n h$ç de uygun görünmüyordu. Brünn P$skoposuna gönde-r$len b$r rapora göre Mendel b$r hastanın ba#ındayken “Utancından el$ aya"ı tutuluyor ve kend$s$ end$#e ver$c$ b$ç$mde hastalanıyordu.”

B$rkaç yıl sonra Mendel yerel okullarda yedek ö"retmenl$k yaptıysa da ö"retmenl$k l$sansı almak $ç$n gerekl$ sınavda ba#arılı olamadı. Bunun üzer$ne dört yıl V$yana Ün$vers$tes$’ne devam ett$ ve orada çe#$tl$ konu-larda e"$t$m görerek 1856’da $k$nc$ kez sınava g$rd$.

Ama gene ba#arılı olamadı.Böylece hem papaz hem de e"$tmen sıfatıyla pek parlak olmayan ye-

tenekler$ yüzünden Mendel yen$den manastırdak$ sak$n ya#amına ger$ döndü; belk$ de ömrünün kalan kısmını burada alçakgönüllü b$r ke#$# ve yedek ö"retmen olarak geç$rmey$ tasarlıyordu. Ya da aks$. Z$ra Mendel’$n e"$t$m$ onun ö"retmenl$k sınavını vermes$ne yeterl$ olmadıysa da meyve