EğItim Bilimleri 2
-
Upload
derslopedi -
Category
Business
-
view
6.724 -
download
6
description
Transcript of EğItim Bilimleri 2
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
i
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Temel Kavramlar - Psikoloji Ekolleri - Gelişimin İlkeleri
BAŞLICA PSİKOLOJİ EKOLLERİ VE GENEL ÖZELLİKLERİ
Henüz genç bir bilim olan psikolojinin bugünkü duruma nasıl geldiğinin bilinebilmesi için psikolojinin gelişme aşamasındaki görüş ve yöntemlerinin bilinmesi gerekir.
1.YAPISALCILIKStrüktüralizm, 1868-1927
VVilhelm VVundt
Psikoloji, insanın nasıl davrandığını değil, bilinçli olup olmadığını konu edinmelidir. Bilinç, insanın kendi duygu ve düşüncelerinin ve etrafında olanların farkına varma yeteneğidir. İnsan bu bilinçli halini içebakış yöntemiyle kazanmaktadır.Psikolojinin amacı insan zihnini oluşturan bilinç öğelerini birleştirmek ve çözümlemektir.
2.DAVRANIŞÇILIKBihevyorizm, 1878-1958
J. B. VVatson
Ivan Pavlov
Thorndike
Skinner J.
Locke Guthrie
İçebakış yöntemine şiddetle karşı çıkmışlardır. Bilim "mekanik,
fiziksel ve materyalist" olmalıdır.Psikoloji soyut bir kavram olan bilinci incelememelidir. Çünkü bilinç üzerinde deney yapılamaz.İnsan çevreden gelen uyarıcılara karşı kazandırılmış tepkilerden başka bir şey değildir.Bütün psikolojik durumlar bir uyaran - tepki olarak özetlenebilir.Deney ve gözleme ağırlık verirler. Psikolojinin konusu, doğrudan doğruya gözlenebilen, ölçülebilen dış eylemler olmalıdır.Davranışın niçin olduğu değil, nasıl olduğu önemlidir.
3.PSİKO-ANAÜTİK YAKLAŞIMDinamik veya Derinlik Psikolojisi, 1856-1939
Sigmund Freud
Erikson
Davranışların asıl kaynağı bilinç altındadır. Bilinç altına inebilmek için psikanalizm metodu kullanılır.Ruhsal yaşamın biyolojik temellerine dikkat çekmişlerdir.Davranışlar içten gelen dürtü sonucunda oluşur. Temelde libido (cinsellik) ve ölüm (saldırganlık) olmak üzere iki dürtü vardır.Kişiliğin oluşumunda ve olayların analizinde çocukluk yaşantıları ve bu dönemdeki anne-baba tutumu önemlidir.Erikson'a göre davranışlar biyolojik kökenli dürtülerle birlikte, içinde bulunulan kültürün etkisi altındadır. Gelişim yaşa bağlı olarak sekiz ayrı dönemde gerçekleşir. Her dönemde atlatılması gereken bir kriz yaşanır.
-GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
4.BİLİŞSEL YAKLAŞIM VVertheimer
Kofka Köhler
Piaget Bruner
Asubel
VVygotsky
VVertheimer, Kofka ve Köhler gestalt ekolünü ortaya koymuşlardır.Bireye ve davranışlarına bütünsel bakmışlardır.Bilişsel gelişimin en önemli temsilcisi Piaget'dir. Davranışları zihinsel bir süreç olarak ele almışlardır. Biliş, zeka, ilgi, algı, düşünme, kavrama, şema, adaptasyon ve dengeleme kavramları üzerinde durmuşlardır.Bruner, bilişsel gelişim fonksiyonlarını eylemsel, imgesel ve sembolik dönemlerde incelemiştir.Bruner, öğrenmenin sosyal ve kültürel yönlerini de içine alacak şekilde öğrenme teorisini genişletmiştir.Bruner ve Piaget; bilginin kodlanması, işlenmesi, depolanması ve sıralanması üstünde durmuşlardır.Bruner, öğrenmeyi, öğrenenin yeni fikirler oluşturduğu veya eski bilgilerine yeni kavramlar eklediği aktif bir süreç olarak görür. Öğrenen; bilgi parçalarını seçer, onları değişik durumlara transfer eder, hipotezler oluşturur, kararlar verir ve bütün bunları bir bilişsel yapı içine yerleştirir.Vygotsky'ye göre tüm psikolojik süreçler insanlar arasında özellikle çocuk ve yetişkinler arasında paylaşılan sosyal süreçlerle başlar.
5.İNSANCIL YAKLAŞIM
A. Maslovv
C. Rogers
Kohlberg
Davranışın temelinde ihtiyaçlar (güdüler) vardır. Algılama ve benlik
tasarımı üzerinde durur.Kurucuları Gestaltçılardan etkilenmiştir. Adından da anlaşıldığı gibi insanı yani bireyi esas almaktadır.İnsan, birey olarak değerli ve benzersizdir.İnsen tehlikeli bir varlık değil, iyilik temelleri üzerine kurulu değerli bir varlıktır.
6.NÖRO-BİYOLOJİK YAKLAŞIM
W. James Hebb
Davranışların temelinde nöro-biyolojik sistemin etkileri üzerinde dururlar. Davranışların temelinde son derece karmaşık sinirsel süreçleryeralır.İncelemeler genellikle hayvanlar üzerinde yapılmıştır. Beynin elektrotlarla uyarılması sonucunda farklı davranışlar gösterildiği deneylerle görülmüştür.Beynin farklı bölgeleri farklı işlevler görürler. Bu işlevlerden biri beyin kabuğu ile ilgilidir. Korteks olarak adlandırılan beyin kabuğu, çoğu zaman saldırma ve ket vurma gibi özellik gösterir.Yüksek eğitim görmüş kişilerde saldırganlık davranışının az olması, bu kişilerin korteksinin çok gelişmiş olmasındandır.
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
1. Gellşim Psikolojisi: Gelişim psikolojisi doğumöncesi dönemden ölüme kadar insanların yaşamlarıboyunca geçirdikleri bedensel, zihinsel, duygusal vetoplumsal değişimleri ve bu değişimlerin nedenlerini/ kökenlerini inceleyen bilim dalıdır.
2. Gelişme: Doğum öncesi dönemden ölüme kadarbireylerin gösterdikleri niceliksel/niteliksel,olumlu/olumsuz bütün değişmelerdir. Gelişmeyaşam boyu sürer. Söz gelimi çocuğun soyutişlemleri düşünebilecek duruma gelmesi bilişselolarak geliştiğini gösterir. Öte yandan yaşlanmayabağlı olarak kas iskelet yapısındaki değişikliklerdenkaynaklanan boyun kısalması bir gelişmedir. Çünkünicelikseldir ancak negatif yöndedir.
fiilgiNotuf
|Her büyüme aynı zamanda bir gelişmeyi ifade edeıi |ancak her gelişme büyümeye örnek olarakl |verilemez. Kısaca, gelişme büyümeyi kapsar.
IGelişim: Organizmanın bedensel, zihinsel, dilj Iduygusal ve sosyal yönlerden ilerlemesidir.
IGelişme: Olgunlaşma, hazır-oluş ve öğrenmel letkileşiminin bir ürünüdür.
| Gelişim bir süreçtir, gelişme ise bir üründür.
3. Yaş: Bireyin doğumundan söz konusu günekadar geçen süreye denir. Zaman ile eş anlamlıdır.Yaş tek başına bireylerin durumunu tam olarakbelirleyebilen bir faktör değildir.
4. Dönem: Bireylerin gelişiminde niteliksel olarakbirbirinden farklı olan dönemlerdir. Örneğin,bebeklik, ergenlik, yaşlılık gibi.
Evrelerin şu özellikleri vardır.
a. Evreler genel özellikleri ve sorunları betimler.
b. Her evredeki davranışın kendine özgü niteliklerivardır.
c. Bir evre diğer evreyi değişmeyen bir sıra içindeizler.
d. Evreler bütün kültürler içindir, evrenseldirler.
5. Kritik Dönem: Bireylerin yaşamında uygun olanve olmayan durumların değişmez ve geri dönülmezya da telafisi zor olan sonuçlar yaratabildiği belirli
zamanlardır. Söz gelimi psikososyal gelişim açısından, hayatın ilk yılı özgüven için kritik dönemdir. Bireylerin bir davranış için uyarıcılara en çok açık oldukları dönemler kritik dönemdir. Zamanlama olarak da ifade edilir.
6. Büyüme: Doğum öncesi dönemden başlayarakyetişkinliğe kadar geçen süre içerisinde bireyleringösterdikleri niceliksel (boyca ve kiloca) ve pozitifyöndeki değişmelerdir. Büyüme yetişkinliğe kadarsürer. Bir bebeğin dünyaya geldiğinde 3650 gr olanağırlığının ilk yıl 9000-9500 grama ulaşmasıbüyümedir. Çünkü nicelikseldir ve artış sözkonusudur. Bununla beraber, bir çocuğun somutişlemler döneminden sonra soyut işlemler döneminegirip soyut düşünebilmesi onun büyüdüğünügöstermez. Çünkü bu özellik nitelikseldir.
7. Olgunlaşma: Geniş anlamda olgunlaşma, bireyeait tüm güç ve yeteneklerin dengeli bir şekildegelişmesini ifade eder. Dar anlamda ise, bireyin yada bir organın görevini veya daha yüksek bir işleviyerine getirebilmesi için gerekli yapısal değişikliklerikazanmasıdır. Söz gelimi yürüme davranışı, iskeletsistemi, kaslar ve nörolojik yapıların olgunlaşmasısonucunda sergilenebilir. Olgunlaşmada kalıtımındaha fazia etkiye sahip olduğu söylenebilir.Çocukların kalemi doğru bir biçimde tutupkullanabilmesi için küçük kas becerilerinin gelişmesiyani olgunlaşmaları gerekir.
8. Hazır-oluş: Olgunlaşmaya geçmiş yaşantı(deneyimler) ve motivasyonun eşlik etmesiyie,bireyin bir davranışı yapabilmesi için psikolojikolarak uygun duruma gelmesidir. Bir çocuğunbisiklet kullanabilmesi için gerekli fiziksel olgunluğaulaşması, bisiklete binmek için ön bilgilere sahipolması ve davranış için güdülenmiş olmasıhazırbulunuşluğun yüksek olduğunu gösterir.
9. Egzersiz: Bireyin ya da bir organın bir işleviyerine getirebilmek için girişimlerde bulunması vedeneylerle çabalamasına denir.
10. Gelişim Görevi: Yaşamın belli bir dönemindeortaya çıkan ve bireyi daha ileri düzeydeki birdavranışa götüren gelişim sorumluluklarıdır. Bireyherhangi bir evreye özgü gelişim görevlerini yerinegetirmeden, daha sonraki evrelerdeki gelişimgörevlerini zamanında ve sağlıklı olarak yerinegetiremeyeceği gibi genel kişilik gelişiminde de bir
-GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
takım sorun ve aksaklıkların çıkmasına neden olabilecektir. Havinghurst'a göre gelişim görevleri olgunlaşmadan, toplumsa! ve bireysel değer ve beklentilerden etkilenir.
11. Tarihsel Zaman: Bireyin yaşamını sürdürdüğü zaman dilimi içinde bulunduğu sosyal ve fizikse! çevrede o zaman dilimine ait şartların oluşturduğu gelişimi etkileyen faktörleri ifade eder. Söz gelimi teknolojik veya tıbbi olanaklar şu anda bundan 50 sene öncesine göre daha farklıdır ve bu farklılık o zaman içinde yaşamlarını sürenlerin gelişimlerini etkilemektedir.
GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL İLKELER
Gelişimde bazı evrensel ilkeler vardır. Her insanın gelişimi bu ilkelerle gerçekleşir. Bunlardan bazıları şunlardır (Senemoğlu, 2004):
1. Gelişim, kalıtım ve çevre etkileşimininürünüdür: Kalıtım yoluyla getirilen saç rengi, gözrengi, cinsiyet, beden biçimi gibi, anayapının bazıözellikleri doğrudan gözlenebilirken bazı özelliklerçevre ile etkileşimlerin bir ürünü olarak ortayaçıkmaktadır.
2. Gelişim süreklidir ve belii aşamalardagerçekleşir: Gelişim ileriye doğrudur ve birikimli birsüreçtir. Gelişimde her aşama, kendinden öncekinedayalı, kendinden sonraki aşamaya hazırlayıcıdır.Ancak, bu gelişim aşamalan birbirinden kesinçizgilerle ayrılmış değildir. Birbiriyle iç içe geçmişolabilir.
3. Gelişim nöbetleşe devam eder: Çeşitlidönemlerde gelişim alanları nöbetleşerek ön planageçebilir. Bir gelişim alanının çok hızlandığıdönemlerde, diğerleri duraklama gösterebilir.
4. Gelişim baştan ayağa, içten dışa doğrudur:
a. Cephalo-Caudal (baştan ayağa)Yönlenme: Gelişmenin baştan ayağa doğrubir sıra izlemesi. (Önce baş daha sonraaşağıya doğru diğer organlar gelişirler)
b. Proksimodistal Yönlenme: Gelişmeninmerkezden dışarıya doğru bir yön izlemesi.Örneğin önce omuz kasları sonra kol kaslarıgelişir.
5. Gelişim, genelden özele doğrudur: Çocuklarönce tüm vücuduyla hareket eder, büyük kaslarınıkullanır. Daha sonra belli bir etkinlilikle ilgili organınıkullanabilir hale gelir.
6. Gelişimde kritik dönemler vardır:Organizmanın bazı gelişim alanlarında, öğrenmeye ya da gelişmeye eğilimli olduğu belli bir zaman dilimi vardır. Bu dönemde organizma, çevre etkilerine daha çok duyarlıdır ve daha hızlı öğrenir.
7. Gelişim bir bütündür: Gelişim alanları birbiriyleetkileşim içindedir. Bir gelişim alanındaki olumlu yada olumsuz bir özellik diğer gelişim alanlarını daaynı yönde etkiler.
8. Gelişimde bireysel farklar vardır: Gelişme,olgunlaşma ve öğrenmenin etkileşiminin birürünüdür. Olgunlaşmayı büyük ölçüde kalıtım,öğrenmeyi ise, çevre etkileşimleriyle kazanılanyaşantılar belirlemektedir. Her bireyin biyolojikkalıtsal mirası ve etkileşimde bulunduğu çevreninfarklı olması nedeniyle, gelişiminin de farklı olmasıdoğaldır. Bazı çocuklar beş aylıkken bile dişçıkarırken, bazıları sekiz, bazıları on aylıkken dişçıkarabilir. Sonuç olarak gelişimde gözlenen bireylerarasındaki farklar normal karşılanmalıdır.
GELİŞİMİ ETKİLEYEN TEMEL FAKTÖRLER
Gelişimin etkilendiği faktörler iki ana başlık altında
ele alınır; kalıtım ve çevre.
LKalıtım
Kalıtım, doğuştan getirilen soyaçekim diye de adlandırılan bütün özelliklerin genel adıdır. Döllenme babadan gelen spermle, anadaki yumurtanın döl yatağında birleşmesiyle oluşur. Döllenme sırasında sperm ve yumurtanın her birinde 23'er kromozom vardır. Döllenme ile bu 23'er kromozom çift çift birleşerek 46 kromozomluk 23 çift halinde bir hücre oluşturur. Bu kromozomlarda baskın ve çekinik olmak üzere binlerce gen vardır. Genlerin birleşme sırasında baskın genler çekingen genlere üstün gelerek getirdiği özelliğin dölütte oluşmasına neden olur. Böylece baskın gen anadan geliyorsa ananın, babadan geliyorsa babanın özelliği çocukta görülür. 23 çift kromozomdan bir çifti bireyin cinsiyetini belirler.
"Döllenen yumurtadan başlamak üzere insan büyümesinin her bir organını nasıl gelişeceğine ve yaşamanın ilk anından ölünceye kadar her bir aşamada ne gibi özellikler göstereceğine dair bilgiler genlerde depolanmıştır. Genler saçımızın, gözümüzün, cildimîzin rengini, kemiklerimizin uzunluğunu, kısacası bedenimizin tüm fiziksel yapısını belirler." (Cüceloğlu. 1997. s.90)
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
2. Çevre
Döllenmeden başlayarak tüm gelişim evrelerinde çeşitli oranlarda etkili olan tüm dış uyarıcılara çevresel etmen denir.
a) Doğum öncesi: Bebeğin anne kamındabulunduğu süre içindeki faktörlerdir. Bebeğin oksijenalış verişini sağlayan göbek kordonundakibozukluklar gelişimi olumsuz etkiler. Bunun yanında,anne ile baba arasındaki genetik ve kanuyuşmazlıkları, annenin beslenme biçimi, aldığıilaçlar, geçirdiği kazalar, çalışma ritmi, zararlıalışkanlıkları ve duygusal durumu da annekarnındaki bebeği olumlu ya da olumsuz yöndeetkilemektedir.
b) Doğum sırasında: Doğum sırasında oksijenalamaması ve bebeğin başının çok fazla basınçlakarşılaşması özellikle beyin geiişimini olmak üzerebedenin tümünün gelişimini engellemektedir.
c) Doğum sonrası: Çocuğun ilk yaşantıları,çevredeki uyarıcılar, beslenme, yorgunluk, hastalık,kazalar ve savaşlar, iklimler ve mevsimler, aile,anne-çocuk ilişkisi, anne ve babanın çocuğundavranışlarına karşı tutumları, akran grupları,sosyoekonomik ve sosyokültürel düzey ve kitleiletişim araçları çocuğun doğum sonrası gelişiminietkileyen etmenler olarak görülmektedir.
BEDENSEL GELİŞİMDE DOĞUM ÖNCESİ
DÖNEM VE ÖZELLİKLERİ
Zygot
24 saat içinde katlı bölünmelerle çoğalmaya
başlar. ________________________________
çno ccLU Q'cc ıu
1 'm1 'tz'O UJ
.ü
Embriyo 3.- 8. Hafta
Genel insan hatlarındadır. Farklılaşmanın % 95'i biter. Boyu 41 mm'dir. 3. haftada kalp atışı başlar. Annenin sağlığı açısından bebek kritik dönemdedir. 2. ayın sonunda dönem biter.
Fetüs, 9. Hafta - Doğum
Genel büyümeyle birlikte sistemler zenginleşir. Sinir sistemi gelişmeye başlar (miyelinizasyon) 4. ayda kemikleşme başlar ve anne kamındaki hareketleri hissedilebilir.
5. ayda iç organlar gelişmiş durumdadır. Ancak bazı organlar gelişimlerini doğumdan sonra tamamlarlar.
7. ayda organizma dış hayata hazır duruma gelir.
DOĞUM SONRASI DÖNEMLERYaşlar ! Dönemler
0-4 hafta 1 Yenidoğan (neo-nate)
1 ay - 2 yaş Bebeklik2 - 6 yaş Okul öncesi (ilk çocukluk)6-11 yaş | İlkokul (ikinci - orta
1 çocukluk)11/12-17/18 yaş Ortaöğretim (ergenlik)18/20-40 yaş Genç yetişkinlik40/45-65 yaş Orta yetişkinlik65 yaş ve üstü ! lleri yetişkinlik
Dölüt (Blastosist) - 5/7 -15 günRahim duvarına yapışır. Yaklaşık toplu iğne başı kadardır.
-GELİŞİM PSİKOLOJİSL
GELİŞİM ALANLARI
İnsan gelişimine ilişkin çalışmalar gelişim süreçlerini farklı alanlara bölerek gerçekleşir. Bir diğer deyişle gelişim psikolojisi ile ilgili araştırmalar gelişimin farklı alanları ele alınarak yapılmaktadır. Başlıca gelişim alanlarını dört ana grupta toplamak mümkündür.
1. Fiziksel gelişim: Biyolojik
gelişimini ifade eder.
2. Bilişsel gelişim: Bireyin düşünme,
algılama, problem çözme, öğrenme,
hatırlama, akıl yürütme ve dilin kazanılması
ve kullanılması ile ilgili süreçlerin
araştırılması ve incelenmesi bilişsel gelişim
alanı ile ilgilidir.
3.Dil gelişimi: İletişimin temel unsuru olarak seslerin, ses sembollerinin algılanması ve kullanılması; sözcük ve cümle yapılarının kullanımındaki temel ilke ve kuralların kazanılmasını ifade eder.
Kişilik gelişimi: Kişinin duygularının, o
başkalarıyla olan ilişkilerinin ve kendisi ile .22
dış dünya arasında kurduğu dengenin ve £
bireyin psiko-sosyal ve psiko-seksüel 8
alandaki gelişiminin dönemler halinde ş*incelendiği alan kişilik gelişimi olarak 2bilinmektedir.
Ahlâk gelişimi: Kişide iyi-kötü, hoş-hoş değil, doğru-yanlış gibi kavramlar gelişimsel bir süreç içinde ortaya çıkmaktadır. Birey tarafından geliştirilen veya benimsenen değerler sisteminin incelendiği alan da ahlak gelişimi alanı olarak bilinmektedir.
Bütün bu gelişim alanları birbiriyle ilişkilidir ve bir alandaki gelişim diğer alanlardaki gelişimi doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Bir başka ifade ile insan gelişimi yukarıda belirtilen ana gelişim alanlarının karşılıklı etkileşimleri sonucu gerçekleşir. Gelişim alanlarına ilişkin olarak ele alınacak kuramlar şunlardır:
Fiziksel gelişim
Bilişsel gelişim Jean Piaget
Dil Gelişimi Jean Piaget
i Psiko-Sosyal Gelişim Erik Erikson
Kişilik !........................................i Psiko-Seksüelgelişimi iI Gelişim
Sigmun Freud
Ahlak gelişimiL.Kohlberg
J. Piaget
GELİŞİM GÖREVLERİ
Bebeklik Döneminin Gelişim Görevleri
Bebeklik döneminin iki gelişim görevi vardır. Bu
gelişim görevleri son derece kritik bir öneme
sahiptirler. Çünkü bu gelişim görevleri daha sonraki
dönemlerdeki hemen hemen tüm gelişim
süreçlerinin özünü oluştururlar. Havighurst'a göre bu
gelişim görevleri şunlardır:
a. Yürüme
b. Konuşma
Örneğin çocuğun konuşmaya başlamasıyla birlikte
kendini ifade etme, kendisine söylenenleri
algılayabilme, buna bağlı olarak sosyal ilişkiler
kurabilme vb. özellikler kazanılmaya başlanacak ve
gelişeceklerdir. Yine yürümeyle bir l ikte
organizmanın fiziksel dengesi kazanılacak, buna
bağlı olarak pek çok psikomotor etkinlik için alt yapı
kazanılmaya ve geliştirilmeye başlanacaktır.
Çocuğun bedensel gelişimi bağlamında yürüme, yaklaşık olarak aşağıdaki tabloda belirtilen yaş ve sıra ile gerçekleştirilir:
İlk Çocukluk Dönemi Gelişim Görevleri
• Olgunlaşmaya bağlı olarak yürüme ve
konuşmayı geliştirme.
• Yemek yeme, kendi kendine giyinme,
yüzünü yıkama gibi öz-bakım becerilerini
kazanma.
• El - göz koordinasyonu sağlama
• Cinsel farklılıklarını öğrenme, cinse! kimliği
kazanmaya başlama.
• Anne-babayı model alarak, değişik yaş
gruplarıyla iletişim kurmayı öğrenme,
duygularını fark etmeye başlama.
• Toplumsal kural ve rolleri öğrenmeye
başlama.
ve beden
4.
5.
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
İkinci Çocukluk Dönemi Gelişim Görevleri
• Kendine karşı tutumlar oluşturma.• Yaşıtlarıyla gruplar oluşturabilme, iletişim
ve kişiler arası ilişkilerin zenginleşmesi.• Okuma, yazma, aritmetikle ilgili üç temel
beceriyi geliştirme• Büyük ölçüde kendisi için uygun bir model
bularak cinsiyetine uygun rolü geliştirme• Vicdan ve değerler sistemi geliştirmeye
başlama.• Kişisel bağımsızlık, kendi başına karar
alma, sorumlulukyüklenme.
Ergenlik Dönemi Gelişim Görevleri• Bedensel özelliklerin kabulü, bedensel ve
fiziki değişikiikleri yaşama ve yeni bedenselimajı ile barışık olma
• Aile içerisinde bağımsız ve farklı olma,kendisi ile ilgili kararları alıp uygulayabilme
• Kendi cinsiyetine uygun sosyal rolleribenimseme
• Kendi ve kaşı cins yaşıtlarıyla olgun ilişkilerkurabilme
• Evlilik ve aile hayatına ilişkin düşünceplanında hazırlanma
• Mesleki araştırma ve yönelmeye hazırlanma• Değerler ve ahlak sistemini geliştirme• Toplumsal sorunlara ilgi ve sorumluluk aimak
isteme
İleri Yetişkinlik (Yaşlılık) Dönemi Gelişim
Görevleri
• Azalmış olan bilişsel ve fiziki gücü anlama veuyum sağlama
• Emekliliğe ve azalan gelire uyum sağlama• Aile içindeki kayıpları kabullenme ve uyum
sağlama• Kendi yaşına uygun toplumsal rolleri
benimseme ve uygulama• Kişinin kendisinin rahat edeceği fiziki ve
sosyal ortamları düzenlemesi
Genç Yetişkinlik Dönemi Gelişim Görevleri• Eş seçme• Eşiyle birlikte yaşamayı öğrenme• Aile olmayı ve ev idare etmeyi öğrenme• Mesleği ile ilgili bir işe girme• Vatandaş olarak toplumsal sorumlulukların
yerine getirilmesi• Bir arkadaş grubuna katılma
Orta Yetişkinlik Dönemi Gelişim Görevleri• Toplumsal sorumlulukların artmasının kabulü• Hayat standartlarını ve gelir getirici ekonomik
şartları devam ettirme• Çocuklar ve yaşlı kuşakla ilişkilerin
sürdürülmesi ve onlara yardım ve rehberlik• Serbest zamanların değerlendirilmesi• Eşiyle bütünleşmiş bir kişi olarak yaşamın
devamı• Fizyolojik değişmeye ve yaşlanmaya uyum
sağlama
oUJ>
-GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
1. Büyüme ve gelişme kavramları ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Büyüme hem nicel hem de nitel bir gelişimiken gelişmenin sadece nitel bir yönübulunmaktadır. Çünkü gelişme büyümenintemelinde yer alan bir kavramdır.
B) Gelişme hem nicel hem de nitel bir gelişimiken büyümenin sadece nitel bir yönübulunmaktadır. Çünkü büyüme nitel olarakifade edilemez.
C) Büyüme nitel bir gelişim özelliği gösterirkengelişme hem nitel hem de nicel bir gelişimözelliği göstermektedir. Bu nedenle gelişmebüyümeyi de içine alan bir kavramdır.
D) Gelişme ve büyüme arasında gerek nitelgerekse de nicel boyutta herhangi bir ilişkibulunmamaktadır. Çünkü iki kavram dabirbirinden bağımsız olarak gelişim yönübulunan kavramlardır.
E) Büyüme her yönü ile gelişmeyi kapsayan birkavram olup, gelişme büyümenin temelindeyer alır ve her gelişme büyüme kavramıiçerisinde açıklanabilir.
Büyüme ve gelişme kavramları birbirleri ile ilişkili kavramlardır. Büyüme bedenin boy ve ağırlık olarak artışını ifade ederken gelişme hem nitel hem de nicel bir gelişim seyri göstermektedir. Bu nedenle Gelişme büyümeyi de içine alan bir kavramdır.
(Cevap C)
ftilgi Notu /
HER BÜYÜME BİR GELİŞİMEDİR AMA HER GELİŞME BİR BÜYÜME DEĞİLDİR!
■z
o
2. Hazırbulunuşluk ve olgunlaşma kavramları ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Olgunlaşmanın temelkoşulu
hazırbulunuşluktur. Çünkü bireylerin önöğrenmelerini yapabilmeleri hazırbulunuşlukseviyelerine bağlıdır.
B) Hazırbulunuşluğun temelinde olgunlaşma veön öğrenmeler yatmaktadır. Birey fizyolojikolarak olgunlaşıp ön öğrenmelerini yaptıktansonra herhangi bir gelişim göreviniyapabilecek düzeye gelmektedir.
C) Olgunlaşma psikolojik ve bilişsel temelli birkavram olup fizyoiojik olarak herhangi birgelişim yönüne sahip değildir.
D) Hazırbulunuşluk sadece fizyolojik bir gelişiminiteleyen bir kavram olduğu için önöğrenmeleri veya taklidi öğrenmeleriiçermemektedir.
E) Hazırbulunuşluk ile olgunlaşma kavramlarıbirbirinden bağımsız olan kavramlardır. Biridiğeri üzerine oturan kavramlar değildir. Bunedenle herkesin olgunlaşma vehazırbulunuşluk seviyesi birbirinden farklıdır.
Oigunlaşma ve hazırbulunuşluk kavramları arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Olgunlaşma fizyolojik bir gelişimi ifade ederken hazırbuiunuşluk olgunlaşmayı temel alarak ön veya taklidi öğrenmeleri de içerisine alan bir kavramdır.
(Cevap B)
OilgiNotv/
Gelişimin ilkeleri şunlardır:
ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TESTİ
a-Gelişimde bireysel farklılıklarvardır.
b-Gelişim genelden özele doğrudur.
c-Gelişim büyük kaslardan küçük kaslara doğrudur.
d-Gelişimi etkileyen faktörler çevre ve kalıtımdır.
e-Gelişim baştan ayağa içen dışarı doğrudur
f-Gelişim nöbetleşe devam eder.
g-Gelişim bir süreçtir.
h-Gelişimin hızı ve yönü her dönemde aynı değildir.
m-Gelişim belirli bir sıra izler
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
3. Aşağıda verilen ifadelerden hangisi gelişimin
temel ilkelerinden birisi değildir?
A) Gelişim genelden özele doğrudur.
A) Gelişim büyük kaslardan küçük kaslara
doğrudur.
B) Gelişim baştan ayağa doğrudur.
B) Gelişim dönemleri binişik değil bitişik bir
özellik taşımaktadır.
E) Gelişimi etkileyen faktörler kalıtım ve çevredir.
5. Aşağıda verilen ifadelerden hangisi kalıtım
yoluyla bireylere geçen bir özellik değildir?
A) Göz rengi
B) Görünüm olarak anne ya da babaya benzeme
C) Soğuk kanlılık
D) Sinirlilik, asabilik
E) Boyun uzaması ve kilo artışı
A, B, C ve E seçeneklerinde gelişimin ilkelerinden
bahsedilmektedir. D seçeneğinde verilen ifade
yanlış bir ifadedir. Çünkü gelişim dönemleri bitişik
değildir. Binişiklik özelliğini gösterirler. Bir gelişim
dönemi diğerinin üzerine inşa edilmektedir.
(Cevap D)
tn"o ccLU
o"ccUJ
caşş "t:
A,B,C,ve D seçeneklerinde verilen ifadeler
kalıtımla bireye geçen özellikler iken E
seçeneğinde verilen ifadeler büyüme kavramı ile
ilgili özelliklerdir.
(Cevap E)
İnsan yaşamında gelişimin en hızlı olduğu
gelişim dönemi aşağıdaki ifadelerden
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Doğum öncesi dönem
B) Bebeklik dönemi
C) İlk çocukluk dönemi
D) İkinci çocukluk dönemi
E) Yetişkinlik dönemi
4.
Çocukların tuvalet alışkanlıklarını kazanmaları
aşağıda verilen gelişim ilkelerinden hangisi ile
ilgilidir?
A) Gelişimde bireysel farklılıklar vardır.
B) Gelişim büyük kaslardan küçük kaslara
doğrudur.
C) Gelişimin belirli biryönü vardır.
D) Gelişim bir süreçtir.
E) Gelişimi nöbetleşe devam eder.
o>
Insan yaşamında gelişimin en hızlı olduğu
dönem doğum öncesi dönemdir. Daha
sonra ise bebeklik dönemi gelmektedir.
(Cevap A)
Öğrencilerin eğitim-öğretim ortamına
getirmiş oldukları tüm özellikleri
aşağıda verilen ifadelerden hangisi ile
açıklanabilir?
A) Hazırbulunuşluk
B) Olgunlaşma
C) Öğrenme
D) Yaşantı
E) Deneyim
Çocukların tuvalet alışkanlıklarını kazanmaiarı
insan yaşamında gelişimin büyük kaslardan küçük
kaslara doğru olduğunun bir ifadesidir.
(Cevap B)
Öğrencilerin eğitim-öğretim ortamına getirmiş
oldukları tüm özellikleri onların hazırbulunuşluk
düzeyleri ile ilgilidir.
(Cevap A)
10- -GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
8. Bireylerde düşünme, algılama, problem çözme, öğrenme, hatırlama, akıl yürütme ve dilin kazanılması ve kullanılması ile ilgili süreçlerini araştıran ve inceleyen gelişim alanı aşağıdakilerden hangisidir?
A)Kişilik gelişimi B)Ahlak gelişimi C)Bilişsel gelişim D)Fiziksel gelişim E)Dil gelişimi
Yukarıda verilen özellikler gelişim alanları içerisinde bilişsel gelişim alanının araştırdığı ve incelediği özelliklerdir.
(Cevap C)
10.1.EI-göz koordinasyonunu sağlama Il-
Cinsel farklılıklarının öğrenme
III.Ahlaki değerlendirmelerde otoriteye bağımlı olma
IV.Bir davranışın doğru ya da yanlış olduğuna karar verirken sonuca odaklanma
Yukarıda verilen ifadeler hangi gelişim döneminin özellikleridir?
A)Bebeklik dönemi B)İlk çocukluk dönemi C)ikinci çocukluk dönemi D)Ergenlik dönemi E) Genç yetişkinlik dönemi
Yukarıda verilen gelişim görevieri ilk çocukluk dönemine(2-6 yaş) özgü gelişimsel görevlerdir.
(Cevap B)
BilgiNolü/
çoi "Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır"sözü yetişkinlik döneminin gelişimsel görevleri ile ilgili bir ifadedir.
>
9. Çeşitli gelişim alanları üzerine çalışmalar yaparak çeşitli kuramlar oluşturan bilim adamları ile ilgili olarak aşağıda verilen eşleştirmelerden hangisi yanlıştır?
A) L. Kohlberg-Ahlak gelişimiB)Jean Piaget- bilişsel gelişim, dil gelişimiC)E. Erikson-Kişilik gelişimi (psiko-sosyal gelişim)D) S. Freud -Kişilik gelişimi (Psikolojik gelişim)E) Jean Piaget-Ahlak gelişimi
11. Bireylerin hayatlarında en üretken oldukları ve doyum sağladıkları, bu üretkenlik ve doyumlarını sadece yapmış oldukları mesleklerle sınırlamadıkları gelişim dönemi aşağıdaki ifadelerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Ergenlik dönemi B)Genç yetişkinlik dönemi C)Yetişkinlik dönemi D)Yaşlılık dönemi E)İkinci çocukluk dönemi
A,B,C ve E seçeneklerinde verilen eşleştirmeler doğru bir eşleştirmedir. Oysa D seçeneğinde verilen eşleştirme yanlış bir ifade olup S. Freud kişilik gelişimi kuramcısı olup kişiliğin psiko-seksüel gelişim yönü üzerine çalışmalar yapmıştır.
(Cevap D)
Bireylerin yaşamda en üretken oldukları dönem yetişkinlik dönemidir. Bu üretmenlik sadece yapılan işle sınırlı kalmayıp yaşamın herhangi bir sahası ile de ilgili olabilir. Örneğin birey bir kamu sektöründe memur olarak çalışmasının yanı sıra iyi bir yazar ya da sporcu olabilir.
(Cevap C)
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
11
12. Olgunlaşma kavramı; "Bireyin fizyolojik olarak
kendisinden beklenen bir gelişim görevini
yapabilecek düzeye gelmesi" olarak
tanımlanmaktadır.
Bu tanıma göre gelişim süreci içerisinde
olgunlaşmanın ön koşulu aşağıda verilen
kavramlardan hangisidir?
A)Hazırbulunuşluk
B)Büyüme
C)Deneyim
D)Öğrenme
E)Yaşantı
14. Doğum öncesinde bebeğin önce başı, daha sonra
başa yakın bölgelerden başlayarak sırasıyla
ayaklara doğru gelişme olur.
Yukarıdaki ifade aşağıdaki gelişim ilkelerinden
hangisiyle açıklanır?
A) Gelişim belli bir sıra izler.
B) Gelişim bir süreçtir.
C) Gelişim nöbetleşe devam eder.
D) Gelişim genelden özeledir.
E) Gelişim baştan ayağa doğrudur.
Olgunlaşma fizyolojik bir gelişim olduğuna göre
olgunlaşmanın ön koşulu büyümedir. Büyümesiz
bir olgunlaşmadan bahsetmek mümkün değildir.
(Cevap B)
Soruda gelişimin baştan ayağa doğru gelişim
gösterdiğini belirten ifadeler yer almaktadır.
Dolayısıyla doğru cevap E seçeneğidir.
(Cevap E)
ço"oaz tu Q
"ccUJ
13.
Eş seçme
Eşi ile yaşamayı öğrenme
Bir aile kurma
Çocuk yetiştirme
Bir işe başlama
Ev idare etme
Yukarıdaki maddeler aşağıdaki
dönemlerinden hangisinin
görevlerindendir?
A) Ergenlik dönemi
B) Genç yetişkinlik dönemi
C) Orta yaşlılık dönemi
D) Yaşlılık dönemi
E) Ikinci çocukluk dönemi
gelişim
temel
-3 15. Yoksul çevrenin çocukları sosyal
yönden geri kalırken, sosyo-ekonomik
düzeyi yüksek olan çevrenin çocukları
sosyal yönden daha ileridir.
Yukarıdaki açıklamada gelişime etki eden
hangi faktörün etkisinden söz
edilmektedir?
A) Kalıtım
B) Zaman
C) Büyüme
D) Olgunlaşma
E) Çevre
Gelişime etki eden iki faktör vardır. Bunlar
kalıtım ve çevredir. Paragrafta kalıtsal
faktörlerden, genlerden söz etmediği için
cevap E'dir.
(Cevap E)
IV.
V.
VI
.
m
tz'CDUÜ
Q UJ
Soruda verilen maddeler 18-30 yaşları arasını
kapsayan genç yetişkinlik dönemi gelişim
ödevleridir.
(Cevap B)
12- -GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
1. "Küçük bir çocuk kendisine verilen büyük bir
yastığı başlangıçta elleri ile tutmayı
başaramamış, yastığa sarılarak kol ve
gövdesinin yardımı ile bu yastığı tutmayı
denemiştir." Bu ifade, gelişimin hangi ilkesi ile
açıklanabilir?
A) Gelişim bir süreçtir.
B) Gelişim genelden özele doğrudur.
C) Gelişim nöbetleşe devam eder.
D) Gelişim baştan ayağa içten dışa doğrudur.
E) Gelişimde bireysel farklılıklar vardır.
4. I.Boş zaman etkinlikleri düzenleme
II.Belirli bir ekonomik yaşam standardı oluşturma
III. Eşinin ve çocuklarının sorumluluğunu üstlenme
IV.Mesleğinde başarılı olma ihtiyacı duyma
Yukarıda verilen özellikler hangi gelişim
döneminin gelişimsel görevleridir?
A) Yaşlılık dönemi
B) İkinci çocukluk dönemi
C) Ergenlik dönemi
D) Genç yetişkinlik dönemi
E) Yetişkinlik dönemi
CEVAPLI KONU KAVRAMA TESTİ
2. Gelişim dönemlerinin ortak özellikleri ile ilgili
olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi
yanlıştır?
özgü ■§A) Her gelişim döneminin kendisine
gelişimsel özellikleri bulunmaktadır.
B) Dönemler sırayla birbirlerine takip ederler. Bir
dönem yaşanılmadan diğerine geçiş söz
konusu değildir.
C) Her bireyin bir dönemde kalma süresi aynıdır.
Örneğin ikinci çocukluk döneminin yaş sınırları
6-12 yaş aralığı olduğu için tüm bireyler bu
yaş aralıklarında aynı gelişimsel görevleri aynı
süre içerisinde yaşarlar.
D) Dönemler evrenseldir ve bütün kültürler içindir.
E) Her bir dönem kendine özgü genel özellikleri
ve sorunları betimlemektedir.
3. "Bireyler bu dönemde bir vicdan ve değer
sitemi geliştirmeye başlarlar" ifadesini kullanan
bir uzman, hangi gelişim döneminden
bahsetmektedir?
A) İlk çocukluk dönemi
B) İkinci çocukluk dönemi
C) Ergenlik dönemi
D) Genç yetişkinlik dönemi
E) Yetişkinlik dönemi
"Gelişim görevinin bireyler tarafından daha rahat
yapılacağı zaman dilimleri bulunmaktadır. Bu
zaman dilimleri içerisinde ebeveynler, çocukları ile
daha çok ilgilenmeli ve onların çevrelerinden daha
çok uyarıcıya maruz kalmalarına imkan
sağlamalıdırlar" ifadesini kullanan bir uzman,
gelişim süreci içerisinde hangi kavramın
önemini vurgulamaktadır?
A) Kritikdönem
B) Büyüme
C)Hazırbulunuşiuk
D)Olgunlaşma
E) Öğrenme
I.Bedenini etkin kullanma ihtiyacı ll.Cinsiyetine
uygun sosyal rolleri benimseme III.Ahlaki
değerlendirmelerde bağımsızlık kazanma
IV.Göreceli düşünme V.Her iki cinsle de olgun
ilişkiler kurabilme
Yukarıda verilen özellikler hangi gelişim
döneminin gelişimsel görevleridir?
A) Yaşlılık dönemi
B) İkinci çocukluk dönemi
C) Ergenlik dönemi
D) Genç yetişkinlik dönemi
E) Yetişkinlik dönemi
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 13
7. "Bu dönemde ebeveynler çocukta güven duygusunun gelişimine büyük önem vermelidirler. Özellikle anneler çocuklarının uyuma, beslenme ve altlarının kurulanması gibi temel ihtiyaçlarını karşılayarak çocuklarda güven duygusunun gelişimine katkıda bulunmalıdırlar" diyen bir kişi, hangi gelişim döneminin öneminden bahsetmektedir?
A) BebeklikB) îlk çocuklukC) İkinci çocuklukD) Son çocuklukE) Ergenlik
9. Ergenlik döneminde olumsuz kimlik çatışmalarının önlenebilmesi için aşağıdaki aktivitelerden hangisini yapılması daha yararlı olmaktadır?
A) Olumsuz karar vermelerini önleyebilmek içinonlar adına öğretmen ya da ebeveynleri kararvermelidirler.
B) Çeşitli kurallar konularak ergenlerin bukurallara sıkı sıkıya bağlanmalarısağlanmalıdır.
C) Çeşitli sosyal ve kültürel aktivitelereyönlendirilerek kişilik gelişimlerinin çok yönlüolması sağlanmalıdır.
D) Ebeveynleri ile olan ilişkilerinde son sözüsöyleme hakkının ebeveynlerde olduğuanlayışı kazandırılmalıdır.
E) Yanlış tercih ve seçimlerde çeşitli yaptırım vecezalandırmaya tabii tutulacakları bilinciönceden aşılanmalıdır.
çn 'o£T ÜJ O'tcUJ_J
CD
UJ
oLU
8. Ergenlik dönemi ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Bu dönemde ani bedensel ve hormoneldeğişiklikler görülmektedir. Bireyler budönemde meydana gelen ani bedenseldeğişikliklere uyum sağlamada güçlükçekebilirler.
B) Bu dönemde toplumsal sorunlara ilgi artmıştırve ergenler sorumluluk almak istemektedirler.
C) Anne ve baba ile kesin olarak belirgin birçatışma içerisindedirler.
D) Ani bedensel değişiklikler psikolojik sorunlarave sakar davranışlara yol açabilir.
E) Mesleki yönelme ve araştırma eğilimiartmaktadır
10.1. Kendi yaşına uygun toplumsal rolleri benimseme ve uygulama
II.Kişinin kendisinin rahat edeceği fiziki ve sosyal ortamları düzenlemesi
III.Bilişsel ve fiziksel güçte azalmalar meydana gelme
IV.OIumlu yada olumsuz bir benlik bütünlüğü geliştirme
Yukarıda verilen özellikler hangi gelişim döneminin gelişimsel görevleridir?
A) Yaşlılık dönemiB) İkinci çocukluk dönemiC) Ergenlik dönemiD) Genç yetişkinlik dönemiE)Yetişkinlik dönemi
14- -GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
11.1. Boyun 50 cm'den 75 cm'ye geçmesi
II. Bireyin olgunlaşma ve öğrenme sonucu belli davranışları yapmak için hazır durumda olması
Yukarıdaki ifadeler gelişim psikolojisinin hangi kavramlarıyla açıklanır?
A) Büyüme-GelişimB) Olgunlaşma-GelişimC) Büyüme-HazırbulunuşlulukD) Hazırbulunuşluluk-GelişmeE) Hazırbulunuşluluk-Olgunlaşma
14. Çocukların sosyal-zihinsel-bilişsel-cinsel-bedensel yani tüm gelişimi aşağıdaki seçeneklerden hangisinden etkilenir?
A) ZamanB) KalıtımC) OkulD) KitaplarE) Ailelerin çocuklarını yetiştirme biçiminden
12. Gelişim ödevleriyle ilgili olarak;
I. Kişisel bağımsızlığı elde etmek
II.Kendine karşı tutumlar oluşturma
III. Toplumsal rolleri öğrenme
IV. Doğru ve yanlışa ilişkin toplumsal kurallarıöğrenme
Yukarıdaki ifadelerden hangisi 7-11 yaş ilkokul dönemi gelişim ödevlerinden değildir?
A)l-ll B)ll-lll C)l-lll D) III-IV E) II-IV
15. Bireyin bir davranışı ortaya koyabilmesi için gerekli olgunlaşma düzeyine ulaşması, ön bilgilere, motivasyona sahip olması gelişim psikolojisinde hangi kavramla ifade edilir?
A) OlgunlaşmaB) BüyümeC) GelişmeD) HazıroluşE) Öğrenme
13. Biyoloji dersinde "doku" konusunu işleyecek olan öğretmen öğrencilerin bu konuyu kavrayabilmesi için öğrencilere dersin başında önce "hücre" konusunu özetleyerek tekrar anlatmıştır.
Öğretmenin bu davranışı gelişimle ilgili hangi kavramla ilgilidir?
A) OlgunlaşmaB) BüyümeC) HazırbulunuşlukD) GelişmeE) Öğrenme
CEVAP ANAHTARI
1. B 2. C 3. B 4. E
5. A 6.C 7.A 8. C
9. C 10. A 11. C 12
.D
13.
C 14. E 15. D
-EGİTİM BILİMLERİ- 15
1. Zihinsel gelişim açısından "kritik dönem" hangi
anlama gelir? (2001 KPSS)
A) Çocuğun, cinsel farkların ve kendi cinsiyetinin
ayrımınavardığıdönem
B) Problem çözme ve soyut düşünme becerisinin
en üst düzeye ulaştığı dönem
C) Çocuk kimliğinden ergen kimliğe geçilen
dönem
D) Çevresel uyarıcıların öğrenme üzerinde en
çok etkili olduğu dönem
E) Yaşlanma yüzünden bireyin kendisini yetersiz
hissettiği dönem
Gelişimsel anlamda olgunlaşma organizmanın
temelinde yer aian potansiyel güçlerin bedensel
büyüme ve gelişmenin sonucunda ortaya çıkması
ve gerekli davranış değişiklikleriyle
tamamlanmasıdır.
Bir yaşındaki bir çocuk, çok iyi eğitimlerden
geçirilse bile kurallı cümleierle konuşmayı
öğrenemez. Çünkü zihinsel ve bedensel gelişimi
bu olgunluğa gelmemiştir. Ancak 2-3 yaşlarında
bu olgunluğa ulaşacaktır. (Prof. Dr. Hasan
BACANLI, Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yay.
Ankara 2004, s.64)
(Cevap E)
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
Kritik dönem, ilgili davranışın kazanılması
gereken, kazanılmadığında telafisi çok zor bazen
olanaksız olan gelişim dönemidir. Bu dönemde
organizma belli türlerden uyarıcılara ve davranış
gelişimine oldukça açıktır. Kritik dönemde oluşan
etkilerin ortadan kaldırılması da çok zor veya
olanaksızdır. Çevresel uyarıcıların etkili olması
zihinsel gelişim için de geçerlidir.
Çevresel uyarıcı faktörlerin çok etkili olduğu bu
dönemde bireyin bu uyarıcılardan yeterince
yararlanması gerekir. Aksi halde zihinsel
gelişimde çeşitli aksaklıklar oluşabilir. Gelişimde
zamanlama çok önemli olduğu için, bu aksaklıklar
daha sonra giderilemeyebilir. (Prof. Dr. Hasan
BACANLI, Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yay.
Ankara 2004, s.43)
(Cevap D)
2. Gelişimsel bağlamda "olgunlaşma" hangi
anlama gelmektedir? (2001 KPSS)
A) Toplumsal olayları objektif bir biçimde ele
alma becerisini kazanma
B) Kişiliğin gelişmesi ve zenginleşmesi
C) Çocukluk döneminde gözlenen hızlı zihinsel
büyüme
D) Toplum tarafından kabul gören ve görmeyen
davranışların öğrenilmesi
E) Bedensel büyüme ve gelişmenin gerekli
davranış değişiklikleriyle tamamlanması
3 <J_ı O.
Yaşam süreci içerisinde yer alan gelişim
sorunlarını en iyi ifade eden seçenek
aşağıdakilerden hangisidir? (2001 KPSS)
A) Yaşamın farklı dönemlerinde farklı nitelikte
gelişimsel sorunlarla karşılaşılır.
B) Ergenlik dönemindeki gelişimsel sorunların
çoğu öğrenme ile ilgilidir.
C) Yetişkinlik yıllarında biyolojik sorunlar azalır,
psikolojik sorunlar artar.
D) Çocukluk yıllarında ortaya çıkan gelişimsel
sorunların çözülmesi çok zordur.
E) Orta yaş döneminin gelişimsel
sorunları,
yaşlılık döneminde de devam eder.
B seçeneğinde sadece ergenlik dönemi, C
seçeneğinde sadece yetişkinlik dönemi, D
seçeneğinde sadece çocukluk yılları, E
seçeneğinde sadece orta yaş dönemindeki
soruniardan bahsedilmektedir. Ancak soru
kökünde her hangi bir dönem değil, tüm yaşam
sürecindeki gelişim sorunlarını en iyi ifade
edecek olan seçenek sorulmuştur. Bu ise A
seçeneğinde ifade edilmiştir.
(Cevap A)
16- -GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
4. Ergenlik döneminde, yaşıtlarına göre daha
erken giren bireyler için aşağıdakilerden
hangisinin doğru olma olasılığı en azdır? (2002
KPSS)
A) Arkadaş grubundan daha çok etkilenmeye
başlamaları
B) Yaşıtlarından küçüklerle arkadaşlığı tercih
etmeleri
C) Zekâ gelişiminde yaşıtlarıyla aynı düzeyde
olmaları
D) Zekâ gelişiminde yaşıtlarının biraz ilerisinde
olmaları
E) Yaşıtlarından büyüklerle arkadaşlığı tercih
etmeleri
Yaşıtlarına göre daha erken ergenlik dönemine
giren bireyleri, bedensel, sosyal, zihinsel ve
psikolojik olarak diğer yaşıtlarına göre farklılıklar
gösterebilirler. Ancak yaşıtlarına göre zekâ olarak
daha ilerde olmaları söz konusu olamaz.
(Cevap D)
O
oLSJ
Aşağıdakilerden hangisi, ergenlikteki hızlı
bedensel değişmenin dogrudan bir sonucu
degildir? (2002 KPSS)
A) Bedensel görünüşe ilgi ve özenin artması
B) Sakar davranışların çoğalması
C) Dış görünüşteki değişikliklere
duyarlılığın
artması
D) Zararlı alışkanlıklara ilginin artması
E) Cinselliğe ilginin artması
A, B, C ve E seçeneklerinde belirtilen özellikler
doğrudan doğruya ergenlik dönemindeki
bedensel gelişimin sonuçlarıdır. Ergenin
zararlı alışkanlıklara yönelmesi fiziksel
gelişimle yeterince açıklanamaz. Ergenlik
döneminde birey zihinsel gelişim açısından
"kimiik kazanmaya karşı rol karmaşası"
dönemindedir. Kim olduğunu ve toplumdaki
rolünü öğrenmeye çalışan birey taklit ve
özdeşleşme mekanizmalarını kullanır. İşte bu
aşamada kimlik duygusu yoksunluğu yadsıma
olarak ortaya çıkabilir. Yadsıma kendini inkar,
grup üyelikleri veya yıkıcı etkinliklere
(uyuşturucu, alkol, sigara vb.) katılmak suretiyle
gösterir. (Hasan BACANLI, Gelişim ve
Öğrenme, Nobel Yay. Ankara 2004, s.92-94)
(Cevap D)
5. Bir uzman, on aylık çocuğun bakıcısına, "Artık bu
aylardan sonra onunla sık sık konuşmalısınız. Bu
dönem ilk sözcüğünü üretebilmesi için önemli bir
dönemdir" demiştir.
Uzman bu sözleriyle, dil gelişimi açısından
aşağıdakilerden hangisinin önemini
vurgulamaktadır? (2002 KPSS)
A) Kritik dönem
B) Oyun
C) Uyarıcı zenginliği
D) Deneyim
E) Zekâ yaşı
Doğuştan görme engelli bir bireyin ameliyat
sonrası görme yetisini kazansa da bu yetiyi
kullanma düzeyi, doğuştan beri iyi gören bireylerle
aynı olmaz.
Uzman burada çocuğun dil gelişimi açısından
kritik dönemde olduğunu vurgulamaktadır.
Örnekte verilen bebek 10 aylıktır ve ilk kelimesini
öğrenmek için gelişim açısından hazır duruma
gelmiştir.
(Cevap A)
Bu durum, aşağıdakilerden hangisinin etkisini
gösteren bir örnektir? (2002 KPSS)
A) Olgunlaşma
B) Toplumsal uyum
C) Deneyim
D) Bireysel farklılıklar
E) Büyüme
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 17
Soru kökünde bahsedilen durum gelişim
psikolojisinin temel kavramlarından biri olan
olgunlaşma kavramı ile ilgilidir. Olgunlaşma
bireyin, bir davranışı yapabilecek düzeye erişmesi
olarak ifade edilebilir. Görme yetisini sonradan
kazanan bu bireyin görmesi, henüz yürümeyi yeni
öğrenen bir bebeğin yürümesi gibidir. Yürümeyi
yeni öğrenen bir bebeğin kemik ve kas yapısı tam
olgunlaşmadığı için sendeleyerek yürümesi gibi
görme yetisini sonradan kazanan bireyin henüz
ilgili organları tam olgunlaşmadığından bu yetiyi
tam olarak kullanması beklenemez. (Prof. Dr. Ziya
SELÇUK, Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yay.
Ankara2004,s.16)
(Cevap A)
enotrUJo'EÜJ
8 aylıktan beri lazımlığa alıştırılmak istenen
çocuk, bu alışkanlığı bir buçuk yaşında
kazanmıştır.
Bu davranışın bir buçuk yaşında kazanılması,
hareket gelişiminde aşağıdakilerden
hangisinin önemini yansıtmaktadır? (2003
KPSS)
A) Geribildirim
B) Zekâ
C) Olgunlaşma
D) Çevre
E) Devresei tepki
8 aylık bir çocuğa tuvalet eğitimi verilse bile, bu konuda bir gelişme olmaz. Çünkü çocuk henüz fiziksel gelişim açısından bu olgunlukta değildir. Oysa çocuk 1.5 yaşına geldiği zaman anüs kasları kendifiğinden gelişecektir. Yani çocuk lazımlığa oturmak için 1.5 yaşında olgunlaşacaktır. Yeterli olgunluğa ulaşan çocuğa, gerekli eğitim ve desteğin de verilmesiyle çocuk istenilen davranışı öğrenecektir.
(Cevap C)
8. Akran gruplarının birey üzerindeki etkilerinin ve
baskılarının en voğun olduğu okul dönemi
aşağıdakilerden hangisidir? (2003 KPSS)
A) Okul öncesi
B) Temel eğitim
C) İlköğretim
D) Ortaöğretim
E) Yükseköğretim
Akran gruplarının birey üzerindeki etkilerinin ve
baskılarının en yoğun olduğu dönem ergenlik
dönemidir. Ergen duygu ve düşüncelerini özgürce
anlatım olanağı bulamadığı koruyucu aile yapıları
içinden, kendi doğal isteklerini, beklenti ve
özlemlerini daha kolaylıkla ortaya koyabildiği
akran gruplarına yönelir. (Gelişim ve Öğrenme
Prof. Dr. Ayşegül Ataman Gündüz Yay. s.176)
(Cevap D)
cos
UJ
1O.Tek yumurta ikizi kardeşlerden Metin doğum sırasında, Tekin ise iki yaşında geçirdiği bir hastalık sonrasında işitme yeteneklerini kaybetmişler, bu nedenle konuşmayı öğrenememişlerdir. Her iki çocuk da on yaşındayken uygulanan müdahaleyle işitme yeteneklerini tekrar kazanmış ve konuşmayı öğrenmeye başiamışlardır. Ancak Metin konuşmayı daha güç öğrenmiş ve konuşma becerisi açısından her zaman kardeşi Tekin'in gerisinde kalmıştır.
Metin'in konuşmayı öğrenmekle birlikte bu özellikler açısından Tekin'den geride olması aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (2003 KPSS)
A) Yaş ilerledikçe dil öğrenme güçleşir.
B) İnsanlar, kendilerini konuşmayı
öğrenmeye
yetenekli kılan bir yapı ile doğarlar.
C) Dil öğrenme becerisi büyük ölçüde
biyolojik
olgunlaşma düzeyine bağlıdır.
D) Konuşma becerisi açısından genetik
olarak
belirlenmiş bireysel farklar vardır.
E) Gelişim sürecinde bazı becerilerin
kazanılması
açısından kritik olan dönemler vardır.
18- -GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
Bazı becerilerin kazanılması igili kritik dönemde
gerçekleşebilir. Eğer ilgili kritik dönemde
kazanılmazsa, daha sonra çok az kazanılabilir,
hatta hiç kazanılamayabilir.
(Cevap E)
12. Aşağıdakilerin hangisi ergenlik döneminin
hemen başında yaşanılan özelliklerden biri
değildir? (2004 KPSS)
A) Karşı cinse ilginin artması
B) Bireyin kendisini farklı ve üstün bulması
C) Arkadaşlara yönelimin artması
A) Ahlaki değerlendirmelerde başkalarının
tepkisinin önemsenmesi
E) Zihinsel gelişimin, hızlanması - yetişkinlik
düzeyine ulaşması
H.Gelişim özellikleri açısından ergenlik
dönemindeki öğrencilerle ilgili aşağıdaki
ifadelerden hangisi vanlıstır? (2003 KPSS)
A) Her konuda ailelerinin dediklerini yapmaya
çalışırlar.
B) Sosyal roiierdeki cinsiyete bağlı farklılaşmaları
öğrenirler.
C) Meslek seçimlerine yönelik bilgi toplamaya
başlarlar.
D) Kimlik geliştirme çabaları sırasında karmaşa
yaşayabilirler.
E) Kendilerine model olacak, özdeşim
kurabilecekleri kişileri ararlar.
Ergenlik döneminde akran çevresi en etkili
çevredir, ayrıca akran çevresinin birey üzerinde
en etkili olduğu dönem bu dönemdir. (Ayşegül
ATAMAN, Gelişim ve Öğrenme, Gündüz Yay,
Ankara, s.176)
(Cevap A)
2S O
£2' oUJ
Ergenlik döneminde gözlenen hızlı fizyolojik
değişmeler bireyin davranışları ve tutumları
üzerinde önemli etkiler yapar. Bu dönemde
gözlenen bazı tutum ve davranışlar şunlardır:
- Akranlarla arkadaşlık, bağlılık ve gruplaşma
- Yalnız kalma isteği ve bağımsızlaşma çabaları
- Sinirlilik, huzursuzluk, mutluluk, çabuk
küsme,
hırçınlaşma gibi sık görünen ve sürekli değişen
duygular
- Başlangıçta ilgisiz kalsa da sonradan oluşan
cinsel merak ve fonksiyonlarda artış olur.
- Ben merkezci düşünme (Herkes beni izliyor, neyaparsam takip ediliyorum...)
- Göreceli düşünme (Ergen kendi deneyimleri
ve
değerlerine göre düşünür.)
- Fiziksel biçimiyle sürekli ilgilenme,
aynada
kendini inceleme
- Soyut düşünme, eleştirme, kendine ait
kavram
olşuturma
- Dinsel ve mistik konularla ilgilenme
- Meslek ve yüksek öğretim program seçimi
ile
ilgili endişeler yaşanır.
- Ekonomik gelir elde etme çabaları
- Sanat, spor, kültür etkinliklerine yönelme
- Giysi ve eşyaların seçiminde titizlik
- Olumlu kimlik kazanma (benlik kavramı)
sürecini yaşarlar.
-EGITİM BİÜMLERİ- 19
- Hızlı bedensel büyümeden dolayı sakarlık ve
dikkatsizlikler artar.
- İdeal ve değer oluşturma
kuralları
- Ahlak gelişiminde ve sosyal
öğrenmede bağımsızlık isterler. Ergenlik Dönemi
sorunlarının çözümünde bazı ipuçları;
• Bireyin belirli ölçüde bağımsızlaşma isteğine
anne-babaların ve öğretmenlerin desteği
sağlanmalıdır.
• "Fırtınalı dönem" olarak ifade edilen ve yoğun
duyguların yaşandığı bu dönemde bireylere
anlayışlı davranmak gerekir.
• Ergenlik döneminin krizlerini atlatmada
öğretmenler ergenler ile iletişim kurmaları, onların
kimlik kazanma isteklerine uygun destekleri
vermelidir.
• Okullar, ergenlik döneminin
değerlendirecek sanat, spor
faaliyetlerine yer vermelidir.
Gelişimde bireysel farklılıklar vardır fakat gelişimin
tüm bireyler için ortak olan ilkeleri vardır. Gelişim
genelden özele doğrudur. Bebekte ilk önce
ayrımlaşmamış büyük kas hareketleri, daha sonra
küçük kasların kontrol edilmesi gözlenir. (Prof. Dr.
Erden M., Gelişim ve Öğrenme, S. 38) Sorudaki
örnekte de önceleri çocuk tüm vücudunu
kullanıyor ancak daha sonraları daha özel ince
kas gelişimini gösterip topu elleriyle
yakalayabiliyor.
(Cevap D)
14. Ergenlik döneminde bulunan Tayfur'un
başkalarının kendisini anlamadığını
yaşadıklarını yalnızca kendisinin başına
geldiğini düşünmesi aşağıdakilerden hangisine
örnektir? (2004 KPSS)
A) Benmerkezci düşünce
B) Algının seçiciliği
C) Birleştirmeci (kombinansyonel) düşünce
D) Empatik düşünce
E) Algıda değişmezlik
enerjısinı g
kültür Bcr
ve
Buna göre ergenlik döneminde ergenler ahlaki ™
gelişmelerinde ve sosyal kuralları öğrenmede .«1
bağımsızlık eğilimini gösterdikleri için, ayrıca ;<3
benmerkezci düşünme ağırlık kazandığı için o hali .s
değerlendirmelerde, kurallarda başkalarının jg
tepkilerini çok önemsemezler. S
(Cevap D)
13. Bir çocuk önceleri önüne gelen topu tüm vücuduyla
beraber yakalamaya çalışırken daha sonraları
sadece ellerini kullanarak yakalamaya çalışmıştır.
Bu durum gelişimin hangi özelliğini
yansıtmaktadır? (2004 KPSS)
A) Gelişimde bireysel farklılıklar vardır.
B) Gelişim bir bütündür.
C) Gelişim baştan ayağadır.
D) Gelişim genelden özele doğrudur.
E) Gelişim nöbetleşe devam eder.
Erikson ve Piaget'e göre bireyin yaşamında ben-
merkezci düşünce temel olarak iki dönemde
gerçekleşir.
Ben-merkezci Düşünce:
3-6 yaş (Girişimciliğe karşı suçluluk)
- Çocuk dünyanın merkezidir. Kendisinin bildiğini
ve gördüğünü herkesinde bildiğini ve gördüğünü
düşünür.
- Çevresindeki her şeyin (nesnenin) kendisi içinvarolduğunu düşünür.
11-17 yaş (kimlik kazanma-kimlik karmaşası)
- Birey kendi düşüncelerinin ve söylediklerinin en
doğru olduğunu düşünür.
- Herkesin kendisiyle uğraştığını ve kendisini
takip ettiğini düşünür. Başkalarının kendisini
anlamadığını olayların yalnızca kendi başına
geldiğini düşünür.
(Cevap A)
20- -GELİŞİM PSİKOLOJİSL
15. Önceleri şişenin kapağını açamayan bir çocuk,
belli bir süre sonra şişenin kapağını açıp içine ince
çubuklar koyup tekrar kapatmayı başarmıştır.
Çocuğun önceleri şişenin kapağını açamayıp
sonradan açabilmesi aşağıda verilen
kavramlardan hangisiyle açıklanır? (2004
KPSS)
A) Olgunlaşma
B) Büyüme
C) Dürtü
D) Yaşantı
E) Güdü
Olgunlaşma: Çevrenin çok büyük bir etkisi
olmaksızın organizmanın belli bir sıra ve düzen
izleyerek yeni görevlere hazır hale gelmesi.
Öğrenmeye hazır oluşun en temel gereğidir.
Büyüme: Organizmanın boy, kilo ve hacim olarak
artması. Çocuğun uzaması, kilo alması vb.
Büyüme bedenle ilgilidir.
Çocuklar bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda
belli tür öğrenmelere karşı yüksek duyarlılık
gösterme eğilimindedirler. Çevre etkilerine karşı
daha duyarlıdırlar ve çevrede düzenlenen
öğrenme yaşantılarını diğer dönemlerden daha
hızlı kazanabilirler. Psikologlar bu dönemlere
kritik gelişim dönemleri adı vermektedirler. (N.
Senemoğlu, Gelişlim Öğrenme ve Öğretim, s.5).
Erikson'un kişilik gelişim kuramından da
hatırlayacağımız gibi 0-1 yaş çocukların kendine
güven duygusunu kazanmaları için kritik bir
dönemdir. Çocukların bu dönemde anne-baba ve
çevrelerinden yakın ilgi görmeleri güven
duygusunun kazanılması için önemlidir. 0-1 yaş
arası dönem çocukların kişilik gelişimi için kritik bir
dönemdir.
(Cevap C)
Dürtü: Bir gereksinme
uyarılmışlık hali halinde doğan genel
z oço
Güdü: Organizmayı harekete geçiren güç.
Örnekte verilen duruma en yakın iki seçenek
olgunlaşma ve büyümedir. Önceleri şişenin
kapağını açamayan çocuk zamanla bunu yapmayı
başarıyor. Tanımda da dendiği gibi büyüme
sadece organizma ile ilgilidir. Ancak bir davranışın
yapılabilmesi için organizmanın o davranışın
gereksinimlerini yerine getirmesi gerekir.
(Cevap A)
16. Bir psikolog: "0-1 yaş arası dönemde, çocuğun
temel güven duygusunu kazanması gerekir. Bu
dönemde temel güven duygusu kazanılmadığı
takdirde, daha sonra kazanılması güçtür."
dernektedir.
Bu psikolog hangi gelişim ilkesini
vurgulamaktadır? (2005 KPSS)
A) Gelişim nöbetleşedir
B) Gelişim genelden özeledir
C) Gelişimde kritik dönemler vardır
D) Gelişim baştan ayağadır
E) Gelişimin belli aşamaları vardır
17. Çevresel etkilere maruz kalmadan türe özgü
organizmadaki biyolojik gelişim sürecine ne
denir? (2005 KPSS)
A) Doğuştan donanım
B) Olgunlaşma
C) Hazırbulunuşluk
D) Gelişme
E) Gelişim
Olgunlaşma, öğrenme yaşantılarından bağımsız,
biyolojik olarak kalıtım tarafından kontrol edilen bir
değişmedir. (N. Senemoğlu, Gelişlim Öğrenme ve
Öğretim, s.3) Olgunlaşmada çevresel etmenlerin
ve öğrenmenin etkisi yoktur. Organizmanın
kendinden beklenen fonksiyonları yerine
getirebilmesi için tamamen kalıtımsal etkilerle
geçirdiği biyolojik gelişmedir.
(Cevap B)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 21
18. Aşağıdakilerden hangisi kritik
belirleyici özelliğidlr? (2005 KPSS)
dönemin
A) Belli öğrenme yaşantılarını gerektirir
B) Gelişim bu dönemlerde yavaşlar
C) Bilişsel gelişim alanının ön plana çıktığı bir
dönemdir
D) Duyuşsal öğrenmelerin ağırlık kazandığı bir
dönemdir
E) Çevresel uyarıcı ve olayların çocuğun gelişim
ve öğrenmesi üzerinde daha kuvvetli etkiye
sahip olduğu dönemdir
Çocuklar bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda
belli tür öğrenmelere karşı yüksek duyarlılık
gösterme eğilimindedirler. Çevre etkilerine karşı
daha duyarlıdırlar ve çevrede düzenlenen
öğrenme yaşantılarını diğer dönemlerden daha
hızlı kazanabilirler. Psikologlar bu dönemlere
kritik gelişim dönemleri adı vermektedirler. (N.
Senemoğlu, Gelişlim Öğrenme ve Öğretim, s.5)
Kritik dönemde bireyler çevre etkilerine karşı diğer
dönemlere göre daha duyarlıdırlar. Örneğin
fiziksel gelişim için doğum öncesi dönem kritik bir
dönemdir, bu dönemde annenin kötü bir ortamda
kalması, ilaç, alkol vb. kullanması fiziksel gelişimi
sekteye uğratabilir.
(Cevap E) _ş
22- -OGRENME PSİKOLOJİSİ-
OGRENME KURAMLARI
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ | Öğrenme Kuramları | Davranışçı Öğrenme Kuramları
1. DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI
Öğrenmenin nasıl meydana geldiğini ele alır. Öğrenmeyi, uyarıcı ve tepki arasında kurulan bağla açıklamaya çalışır.
1. Bitişiklik Kuramları (VVatson-Guthrie)
2. Klasik-tepkisel koşullanma (Pavlov)
3. Edimsel-Operant Koşullanma (Skinner)
4. Bağ Kuramı (Thorndike)
5. Sistematik Davranış Kuramı (Hull)
2. BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMLARI
Öğrenmenin zihindeki oluşumunu ele alır. Bireyin çevresi hakkındaki bilişleriyle ve bu bilişlerin onun davranışlarını etkileme yollarıyla ilgilenir.
1. Gestalt Kuram (VVertheimer, Köhler, Kofka)
2. Bilgiyi İşleme Kuramı
3. BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI ÖĞRENMEKURAMLARI
Gestalt yaklaşımı bütüncü, büyük, öznel, doğuştancı ve bilişçidir.Bandura, gözleım ve model alma yoluyla öğrenme üzerinde durmuştur.
4. İNSANCIL YAKLAŞIM
Öğrenmenin nasıl daha iyi olabileceğini ele alır.
1. İşaret-Gestalt Kuramı (Tolman)
2. Sosyal Öğrenme Kuramı (Bandura)
1. İhtiyaçlar Hiyerarşisi (Maslow)
2. Benlik Gelişimi (Rogers)
3. Ahlak Gelişimi (Kohlberg)
5. BEYİN TEMELLİ ÖĞRENME
Hebb, öğrenmeyi hem bilişsel hem de nöro-fizyolojik bir yaklaşımîa incelemiştir.
Genel yeteneğin, kalıtımla belirlenmediği yaşam ürünü olduğunu savunur.
Yapılandırmacı yaklaşıma göre yeni bilgiler öncedenyapılanmış bilgilerin üzerine bina edilir.Yapılandırmacı öğrenme, var olanlarla yeni olan öğrenmeler arasında bağ kurma ve her yeni bilgiyi var olanlarla bütünleştirme sürecidir.
LHebb
2. Yapılandırmacı kuram
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 23
Öğrenmenin hangi koşullar altında oluşacağını ya
da oluşmayacağını öğrenme kuramları
açıklamaktadır. Öğrenme kuramlarının her biri farklı
bir öğrenme türünü en iyi açıklar. Hiçbir öğrenme
kuramı bütün öğrenme türlerini ve öğrenmeye ilişkin
tüm sorunları açıklamaya yeterli değildir.
(Senemoğlu, 2004)
I. DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI
Davranışçı yaklaşım yirminci yüzyılın başlarında
psikolojinin ve dolayısıyla öğrenme çalışmalarının
bilimsel bir zemine oturtulmasında önemli bir rol
oynamıştır. Bu çerçevede öğrenmeyi gözlenebilen ve
ölçülebilen uyarıcı ve tepkilere indirgemiş ve "belli
bir uyarıcıyla tepkinin eşleştirilmesi", "belli bir
uyarıcıya karşı belli bir tepki göstermeye
şartlandırma" olarak tanımlamıştır. Davranışçılar
organizma belli bir uyarıcıyla karşılaşınca belli bir
tepki çağrıştırsın amacını taşırlar. Bu yüzden onlara U-
T Kuramcıları ve Çağrışımcılar da
Thomdike, Pavlov, VVatson, Skinner önde gelen S
davranışçılardır.
DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMDA ÖĞRENME
Klasik Şartlanma
Operant Şartlanma
Gözlemsel Öğrenme
Uyarıcıya karşı duygusal ve
fizyolojik tepkiler
Davranışsa! sonuçlardan ortaya çıkan değişmeler
Başkalarının yaşantılarını gözleyerek öğrenme
Davranışçı yaklaşımın temel sayıltılarını şu
şekilde belirlemek mümkündür:
» İnsanın öğrenmesi ile diğer canlıların öğrenmeleri
birbirine benzer. Bir köpek nasıl öğreniyorsa,
insanın öğrenmesinde de aynı kurallar geçerlidir. Bu
nedenle, davranışçılar açıklamalarında organizma
terimini kullanırlar ve organizma terimi insanları ve
hayvanları kapsar.
» Birinci kurala dayanarak, davranışçılar hayvanlar
üzerinde yaptıkları araştırmalarla insan öğrenmesini
açıklamaya çalışırlar.
» Öğrenme, fiziksel konular gibi, ölçülebilir ve
gözlenebilir olaylar üzerinde odaklanarak
incelenebilir.
» Davranışçıların çoğu, insanın duygu, düşünce,
g ü d ü g i b i ö z e l l i k l e r i n i n d o ğ r u d a n
gözlenemeyeceğine veya ölçülemeyeceğine ve bu
y ü z d e n b i l i m s e l o l a r a k e l e a l ı n ı p
araştırılamayacağına inanır. Organizma bir "kara
kutu"dur. Kutuya giren (uyarıcı) ve kutudan çıkan
(tepki) ölçülebilir ve gözlenebilir. Ama kutunun içinde
ne olduğu pek anlaşılmaz.
» Öğrenmenin kuralı uyarıcı ve tepki arasındaki bağlantılara dayalıdır. Davranışçılara bu yüzden U-T kuramcıları da denir.
» Davranışçılar öğrenme teriminden ziyade şartlanma (koşullanma) terimini kullanırlar. Buna göre öğrenmede organizma çevresel uyarıcılar tarafından şartlandırılmaktadır. Dolayısıyla, bu şekiiyle öğrenme organizmanın kontrolü dışında gerçekleşir.
» Sadece organizmanın gözlenen davranışında bir değişiklik meydana geldiğinde, öğrenmenin gerçekleştiği söylenebilir. Eğer davranışta bir değişiklik meydana geimemişse, öğrenme de olmamış demektir.
1.BİTİŞİKÜKKURAMLARI
A. VVATSON
Öğrenme psikoloj is i a lanındaki önemli kuramcılardan birisi olan VVatson'ın, psikolojinin bir bilim olmasında önemli katkıları olmuştur. Psikolojik etkinliklerin ve insan davranışlarının içe bakış yöntemiyle araştırı labi leceğini düşünen yaklaşımların aksine, VVatson davranışı gerçek, nesnel ve uygulama için elverişli bir birim olarak görmektedir. Bilinç ise fantazi dünyasına aittir. Sadece, davranışlarımızı deneysel yöntemlerle inceleyebiliriz. Psikoloji bir davranış bilimidir, bilincin içe bakışla (introspective) araştırılması değildir. VVatson, insan davranışlarının araştırılmasında psikoloji biliminin yöntemleri olarak; aletle veya aletsiz gözlem, testlerle yapılan ölçümler, ve sözel ifade (verbal report) araçlarının kullanılmasını önermektedir.
Kuramın Ele Aldığı Temel Kavramlar ve Temel
İlkeleri
1. Bireyin ne düşündüğünü ve ne hissettiğini
gözleyemeyeceğimizi ancak belli bir uyarıcıya
verilen tepkileri gözleyebileceğimizi belirten VVatson,
denir. §
Ui
'O
aUJ>
-ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
kuramının temeline gözlenebilir davranışı oturtmuştur.
2. Davranışlarımız koşullamanın sonucudur. İnsandoğuştan getirdiği bir kaç refleksive tepki dışındatamamen öğrenmenin ürünüdür.
3. Bütün davranışların temelinde uyarıcı-tepkibağıntısı bulunmaktadır. Bir davranış ne kadarkarmaşık olursa olsun, uyarıcı-tepki ilişkisi içinde elealınabilir ve tek tek uyarıcı-tepki dizgesi içindeincelenebilir. VVatson'a göre doğuştan getirdiğimizuyarıcı-tepki bağıntıları bulunmaktadır. Birey gelişimsürecinde yeni uyarıcı-tepki bağıntılarını bu uyarıcı-tepki bağıntısı üzerine kurmaktadır. Herhangi birdavranışı ele aldığımızda bu davranış bir çokuyarıcı-tepki ilişkisiyle açıklanabilir. Örneğin, yürümedavranışı, birbirini takip eden bir çok uyarıcı-tepkidizgesinden oluşmaktadır. Belirli bir hedefe doğruyürümeye başladığınız zaman, önce hedefeyönelirsiniz, öne doğru adım atarsınız, sonra diğerayağınızı ileri doğru atarsınız ve bu şekildehareketler biribirini takip ederek davranış ortayaçıkar. Bu davranış dizgesinde hedef nokta uyarıcı,hedefe yönelme tepki, hedefe yönelme uyarıcı, adımatma tepki, adım atma uyarıcı bir sonraki adım tepkişeklinde devam etmektedir. Hareketin ortayaçıkardığı kas duyumları organizma tarafındanuyarıcı olarak değerlendirilmekte ve organizmauyarıcıya tepki vermektedir. Sadece yürümedavranışı değil, her çeşit davranış, kas hareketleriolarak değerlendirilmekte ve bu şekilde ele alınarakuyarıcı-tepki bağıntısı kurulabilmektedir.
4. Watson davranışları her ne kadar uyarıcı-tepkiilişkisi çerçevesinde değerlendirse de, açıkladığıkuramda koşulsuz uyarıcıya yer vermemektedir. Birbaşka deyişle, davranışların öğrenilmesi sürecineaçıklama getirmeye çalışan kuramlardan birisi olanklasik koşullama sürecinde koşulsuz davranışınortaya çıkarıcısı olarak ele alınan koşulsuz uyarıcıkonusuna VVatson'un kuramı yeterli açıklığıgetirmemektedir.
5. Motor hareketleri meydana getirilen uyarıcı-tepki bağları koşullu reflekslerdir. Her tepki diğertepkinin koşullu uyarıcısı olan duyumlarıdoğurmaktadır. Bu mekanizmanın yerleşmesindeise tekrar ve son yapılan tepki (yenilik-recency)faktörleri rol oynamaktadır. Organizma belirli biruyarıcıya karşı belirli bir tepkiyi ne kadar çokgösterirse (tekrar), bu uyarıcıya karşı o tepkiyi tekrargösterme olasılığı da artmaktadır. Aynı şekilde, enson gösterilen tepkinin veya daha yeni gösterilmiştepkinin gösterilme olasılığı herhangi bir tepkiden
daha fazladır. Bir uyarıcıya karşı gösterdiğimiz en son tepkinin aynı uyarıcıya karşı tekrar gösterilme olasılığı daha fazladır.
6. VVatson, daha karmaşık davranışlarınöğrenilmesinde de en son davranış ve tekrarilkelerinin geçerli olacağını belirtmektedir.
7. VVatson'a göre (heyecanlar) duygular da tepkilerolarak ele alınmaktadır. Birey sadece korku,kızgınlık ve sevgi olmak üzere üç duygusal tepkiyikalıtımsal olarak transfer etmektedir. Bu tepkiler deuyarıcı tepki-bağıntısı içinde incelenebilmektedir.Duygusal tepkilerimiz her ne kadar reflekslerdendaha karmaşık bir yapı gösterse de uyarıcı-tepkibağlantısı değişmeyecektir. Bir çocuğa bağırdığımızzaman, onun ağlama tepkisinde bulunmasıduygusal bir tepkidir. Bir başka deyişle bu duygudurumu dışsal bir uyarıcıya verilen bir tepkidir.
8. Aynı şekilde, sadece duygularla ilgili değildüşünce süreçleri veya zihinsel süreçler de uyarıcıtepki bağı içinde ele alınmakta, bir düşünce birsonraki düşüncenin uyarıcısı olmakta ve süreç buşekilde devam etmektedir.
VVatson'un Kuramının Sınırlılıkları:
Davranışın gösterilme sıklığı ve/ya tekrar, yeni davranışların öğrenilmesinde temel belirleyicilerden birisi olduğuna göre, bir çok öğrenme durumunda gösterilen yanlış tepkiler, doğru tepkilerden daha fazla tekrarlanmaktadır. Ancak, VVatson'un kuramına göre gösterilen son davranış (durumu değiştiren davranış) öğrenilmektedir. Kuram gösterilme sıklığı yönünden daha yoğun olan yanlış davranışların öğrenilmesi yerine neden son gösterilen davranışın öğrenildiğini açıklamamaktadır.
VVatson içe bakış (introspection) yöntemini tamamen reddetmektedir ancak, günümüzde de bireylerden elde edilen kişilik, ilgi, tutum, değer gibi bilgilerin büyük bir bölümü bireyin kendi içsel süreçlerini sözel olarak ifade etmesi yöntemine dayalıdır. Bir başka deyişle bireyin kendini içe bakış yöntemiyle değerlendirmesi sürecidir.
VVatson, insan davranışlarını ve öğrenme sürecini tamamen çevresel koşullara bağlamaktadır ancak bilimsel araştırma bulguları öğrenme sürecinde genetik olarak transfer edilen kapasitenin de belirleyici olabileceğini göstermektedir.
-EĞİTİM BİÜMLERİ- 25
B. GUTHRIE
Yakınlık kuramı olarak değerlendirilen Guthrie'nin kuramına göre, bir davranışın eşlik ettiği bir uyarıcı bileşimi tekrar ortaya çıktığında organizma aynı tepkiyi verecektir. Daha farklı bir ifadeyle, bir davranış ile bir uyarıcı arasında bağlantı kurulabilmesi için klasik koşullamada olduğu gibi bir koşulsuz uyarıcı-koşulsuz tepki bağlantısına ihtiyaç yoktur. Bir davranışla bir uyarıcı biribirine eşlik ederse, uyarıcı daha sonra yeniden ortaya çıktığında, bu uyarıcıyı muhtemelen aynı davranış (tepki) izleyecektir.
1. Eğitim sürecinde (öğrenme-koşullamadurumunda) bir tepki ister koşulsuz uyarıcıtarafından isterse bir başka yolla çıkarılmış olsun,bir uyarıcıyla bir tepki beraberce ortaya çıkmışsa,öğrenme meydana gelmiştir; bu uyarıcıyla bir dahakarşılaşıldığında, aynı tepki gösterilecektir.
2. Eğitim sürecinde (öğrenme-koşullamadurumunda) bir tepki ister koşulsuz uyarıcıtarafından isterse bir başka yolla çıkarılmış olsun, 'M
bir uyarıcıyla bir tepki beraberce ortaya çıkmışsa, £öğrenme meydana gelmiştir; bu uyarıcıyla bir daha -karşılaşıldığında, aynı tepki gösterilecektir.
3. Guthrie için öğrenmenin temel mekanizmasıkoşullamadır (simultaneous conditioning). "Birtekrarlı öğrenme durumu" olaraktanımlayabileceğimiz bu kuramdaki en son tepkiilkesine göre mekanik bir bilmece aletiyle uğraşanbir kimse bir çok davranış (tepki)gösterir. Eğersonuçta doğru tepkiyi gösterirse (bilmeceyi çözentepki), bu tepkiyi aynı durumla karşılaştığında yinegösterme eğiliminde olacaktır (VVatson'da tekrargerekiyordu). Bu durumda da "bilmeceyi çözmesiniöğrenmiş" olacaktır. Ama eğer, bu kişi bilmeceyiçözmeyi başaramamışsa bu aletle bir dahakarşılaştığında aynı tepkiyi, yani aleti bir kenaraatmayı tekrarlayacaktır. Bu halde de yine bir şeyleröğrenmiş olmaktadır. Her iki durumda da, bilmecealetinin teşkil ettiği uyarıcı kombinasyonuylakarşılaşmaktadır. Her iki durumda da, uyarıcıyıortadan kaldıran bir hareket vardır ve bu sebepten,Guthrie'ye göre, aynı durumla karşılaşılınca buhareket, büyük bir ihtimalle tekrarlanacaktır. Her ikiuyarıcı durumunda da son tepki öğrenilmişolmaktadır, VVatson'a göre öğrenmeyi-ilişkilendirmeyi sağlayan etkenlerden birisi tekrardır.
4. Guthrie'de, VVatson'un kabul ettiği gibi, uyarıcı-tepki bağı farklı düzeylerde (güçlerde) ve tekrarlarlameydana gelmemektedir. Ya hep-ya hiç ilkesiyle
uyarıcı-tepki bağı bir defada kurulmakta, ya da hiç kurulmamaktadır. Arada farklı güçlülük düzeylerinde uyarıcı-tepki bağlarına yer yoktur. Bir hareketin bir uyarıcı kombinasyonuna tek bir tekrarda (tek bir yaşantıda) tamamen koşullaması gerçekleştiğine göre daha fazla tekrarın, uyarıcı-tepki bağının güçlenmesine bir etkisi olmayacaktır.
5. Guthrie'ye göre, Pavlov prensiplerine pek bağlıdeğildir. Ona göre ilişkisel öğrenme için yakınlıkfaktörü en önemli değişkendir. Pavlov tipi öğrenmedurumu ise, yapay durumlarda ortaya çıkan(çıkartılan) koşullamaları ifade etmektedir.
6. Guthrie, bu nitelikteki eleştirilere bir becerininöğrenilmesi tekrarla gelişmektedir, ancak, bir beceribir çok uyarıcı-tepki bağından oluşmaktadır veherhangi bir beceriyi öğrenmek bu nedenle bir çokuyarıcı-tepki bağının öğrenilmesi demektir. İşte butek tek uyarıcı-tepki bağlarının öğrenilmesi tek birtekrarda olmakta, ama bu uyarıcı-tepki bağıntılarının(dizgesinin) oluşturduğu davranış ve/ya beceritekrarla gelişmektedir. Bu duruma bisiklete binmeninöğrenilmesi veya araba kullanmanın öğrenilmesiörnek verilebilir. Ancak, yine de bazen tek biruyarıcı-tepki bağının, bazen de bir becerinin çokdaha karmaşık uyarıcı-tepki bağlantılarının en sonhareket olması durumu nedeniyle, Guthrie'ninkuramı karmaşık davranışları tam olarak açıklarnitelikte değildir. İki durum arasındaki farkı ve/yabenzerliği tam olarak açıklamamaktadır.
7. Guthrie'ye göre davranışta ne kadar çokharek9t varsa, o kadar çok uyarıcı-tepki bağlantısıve o kadar çok tekrar gerekecektir. Öğrenmede,genellikle ölçülen şey bütün bir beceri ya dadavranıştır. Oysa gerçekte öğrenilen şey, bunuoluşturan hareketlerdir. Hareketlerin her birisi deyeni uyarıcı kaynakları oluşturur. Bir dış uyarıcı,organizmada bir takım hareketler doğurur. Buhareketler de organizmanın davranış (tepki)göstermesinde yeni uyarıcılar olarak değerlendirilir.Kapsamlı beceriler ya da davranışlarınöğrenilmesinde uyarıcılarla tepkilerin ilişkilenmesiiçin geçen süre, aslında bu hareketlerin doğurduğuuyarıcılarla bunlardan doğan hareketlerinilişkilenmesinden dolayı uzamaktadır.
8. Guthrie'ye göre öğrenme süreci genel olarakuyarıcı ve tepkilerin zamandaş yakınlıklarıdolayısıyla eşzamanlı koşullama ilkesiyleaçıklanabilir. Görünüm sıklığı, şiddet, yayılma,koşullamanın veya uyarımların beyinde gelişmesi,sönme, ket vurma, unutma, doğru ve ters koşullama
26- -OĞRENME PSİKOLOJİSİ.
gibi öğrenmenin teme! özellikleri hep bu genel ilkeyle açıklanabilecek niteliktedir.
9. Bir davranışın doğru şeklini öğrenirken yapılan hataların veya başarılı hareketlerin ne gibi bir etkisi olacağı Guthrie tarafından açıklanmamıştır. Guthrie'nin kuramında pekiştireç kavramı yoktur. Bir uyarıcı veya uyarıcılar grubu doğru tepki de, yanlış tepki de öğrenilebilir: Organizma başarılı olduğu veya pekiştirildiği için değil, tepki verdiği için öğrenir.
Sönme ve unutma: Guthrie'de, sönme, unutma süreçleri uyarıcı-tepki çerçevesi içinde yeni tepkilerin kazanılması, eski tepkilerin değiştirilmesi şeklinde ele alınmaktadır. Sönme, uyarıcıdan sonra pekiştirecin kesilmesinden dolayı davranışın sönmesi değil, yeni bir davranışın öğrenilmesi olarak ortaya çıkmaktadır. Sönme, her zaman ilişkisel olarak ortaya çıkar. Yani, daha önceki tepkiyle (sönen tepkiyle) uyuşmayan bir tepkinin öğrenilmesi yoluyla gerçekleşir. Guthrie'ye göre unutma ise araya girme yaklaşımı ile açıklanmaktadır. Öğrenilmiş bir tepkinin unutulması, yeni bir uyarıcı-tepki ilişkisinin gelişmesi ve uyarıcı tepki ilişkisini bozması nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
Ceza: Guthrie'de cezanın yeri pek yoktur. Ceza, ancak istenmeyen tepkiyi çıkaran uyarıcıyla uyuşmaz ise veya istenmeyen tepkiyle uyuşmayan yeni bir tepki doğurursa etkili olur. Guthrie'ye göre organizmanın bir şeyi istemesi; bir uyarıcı veya uyarıcılar bütününün organizmayı uyarılmış halde tutması, uyarılmışlık halini ortadan kaldıracak hareketleri engelleyen herhangi bir şeyin varlığı, belirli tepkileri yapmak için fiziksel hazırbulunuşluk, bu tepkileri yaptıktan sonra doğacak sonuçlara fiziksel hazırbulunuşluk olarak açıklanabilir.
Guthrie alışkanlıkların söndürülmesi için üç yöntem önermektedir: Eşik yöntemi, yorgunluk (bıktırma) yöntemi, uyuşmayan uyarıcılar (zıt tepki) yöntemi.
1. Eşik yöntemine göre, uyarıcıyı çok zayıf,farketmekle farkedilmemek arasında bir derecedevermek ve dolayısıyla istenilmeyen tepkininyapılmamasını sağlamaktır. Yani uyarıcı, tepki içineşik seviyesinin altında verilmektedir. Böyleceuyarıcı daha sonra güçlü olarak verildiğinde detepkinin ortaya çıkmasını sağlamayacaktır. Çokdüşük bir düzeyde verilen uyarıcı, algı eşiğiniyükseltecektir. Böylece gittikçe daha belirgin olarakortaya çıkan uyarıcılar algı eşiğinin altındakalacaktır.
2. Yorgunluk (bıktırma) yönteminde, organizmabu tepkiyi yapamayacak kadar yorgun düşüp, bu
2: o >-OT
'oLU
tepkiyi bırakıncaya kadar, istenmeyen tepki tekrar tekrar çıkartılmaktadır. Organizma tepki yapmayı durdurduğu anda da farklı bir duruma geçmiş olacaktır. Organizma ister eski tepkiyi durdursun, isterse yeni bir tepki ortaya çıksın, ortada durumu değiştiren bir son tepki vardır. Organizmanın aynı uyarıcı durumuyla karşılaşması halinde bu son tepki ortaya çıkacaktır.
3. Uyuşmayan uyarıcılar (zıt tepki) yöntemindeise, istenilmeyen tepki, kendisini çıkaran uyarıcılardan farklı uyarıcılarla karşılaştırılacaktır. Bu farklı uyarıcıların çıkardığı tepkiler, bırakılması istenen tepkilerle uyuşmayacaktır.
-EGITIM BILIMLERI-
27
2. KLASİK (TEPKİSEL) ŞARTLANMA /
KOŞULLANMA (PAVLOV)
Psikolojide ve davranışçı yaklaşımda önemli bir yere sahip olan Ivan Pavlov, Rus fizyologdur. Köpeklerle yaptığı çalışmalarla tanınmıştır, bu yüzden "Pavlov'un köpekleri" ifadesi gündelik hayatta da kullanılan bir ifadedir.
Yaptığı deneyde Pavlov köpeğe önce nötr uyarıcı olan zil sesi vermiş ve beklendiği gibi köpek zil sesine karşı herhangi bir tepki vermemiştir. Daha sonra zil sesinin ardından şartsız uyarıcı olan et (suyu) vermiş ve bu işlemi bir süre tekrarlamıştır. Et suyuna karşı şartsız tepki olarak salyayı veren köpek, işlemin sonunda sadece zil sesi (şartlı uyancı) verildiği halde salya tepkisi {şartlı tepki) vermiştir. Kısaca, yapılan işlem, nötr bir uyarıcıyla başlangıçta kendisine karşı gösterilmeyen bir tepkiyi eşleştirmektir. Klasik şartlanmanın iki temel kuralı vardır:
a) Şartsız uyarıcı doğal bir uyarıcı olmalıdır,
b) Şartsız uyarıcı ile şartsız tepki arasındaki bağ
doğalbirbağ olmalıdır.
Klasik şartlanma ancak bu iki şart yerine getirildiği zaman meydana gelir. Bu iki şartı hayvanlarda karşılamak insanlardakinden daha kolay olduğu için, hem deneyler hayvanlar üzerinde yapılmış, hem de klasik şartlanmanın anlaşılması için hayvan davranışları ele alınmıştır.
İnsanlarda klasik şartlanmanın yapılabilmesi için bu iki şartın sağlanması yeterlidir. Sözgelimi çocuk iğneden (şartsız uyarıcı) korkar (şartsız tepki), doktora karşı bir tepkide bulunması gerekmez (nötr uyarıcı). Doktor çocuğa birkaç kez iğne vurursa, çocuk doktordan (şartlı uyarıcı) korkmaya (şartlı tepki) başlar. İnsanların duyuşsal davranışları, refleksleri bu şekilde biçimlendirilebilir. Yeğeninizin sizi (şartlı uyarıcı) sevmesi (şartlı tepki), sizin (nötr uyarıcı) ona çikolata (şartsız uyarıcı) vermeniz sayesinde gerçekleşir, çünkü çocuklar çikolatayı sever (şartsız tepki).
Klasik şartlanma bir süre zil ile etin birlikte verilmesi sonucunda gerçekleşir. Bir süre sonra zil çalınır ve et verilmezse ve salya tepkisi alınırsa, öğrenmenin gerçekleştiği sonucuna varılır. Bu durum birkaç kez tekrarlanırsa, yani et verilmeden zil çalınmaya devam edilirse, bir süre sonra artık köpek salya salgılamaz olur. Bu olaya sönme adı verilir. Başka bir ifadeyle "pekiştirilmeyen tekrarlar sönmeye yüz tutar." Eğer siz yeğeninize artık çikolata götürmemeye başlarsanız, bir süre sonra yeğeniniz sizi sevmemeye başlar. Ancak, pekiştirmenin verilmemesinin hemen ardından sönmeden önce davranışın bir miktar direndiği ve hatta bazen arttığı görülür ki, bu da şartlanmanın gücüyle ilişkilidir. Daha sonra davranış söner.
KLASİK ŞARTLANMA DENEYİNİN AŞAMALARI
Şartlanmadan önce
Nötr Uyarıcı (ZİL)
■+ Tepki Yok
Şartsız Uyarıcı (Et tozu)
-► Şartsız Tepki (Salya)
Şartlanma sırasında
Şartlı Uyarıcı (ZİL)
-*- Takiben ■> Şartsız Uyarıcı (Et tozu)
-► ŞartsızTepki (Salya)
Şartlanmadan sonra
Şartlı Uyarıcı (ZİL)
■> Şartlı Tepki (Salya)
28- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSL
Sönmüş olan davranışlar için pekiştirme yapılırsa, yani şartsız uyarıcı tekrar verilmeye başlanırsa, davranış yeniden görülmeye başlar. Yani, sönmenin ardından yeni bir öğrenme oluşturulabilir.
Ivan Pavlov ve Çalışma Arkadaşları, 1911
Anlaşılmış olacağı gibi, klasik şartlanmada pekiştirme şartsız uyarıcının yeniden verilmesidir. Örnek deneyde, et suyu tekrar verildiğinde pekiştirme yapılmış olur. Şartsız uyarıcı birincil pekiştireç, şartlı uyarıcı ikincil pekiştireçtir. Klasik koşullanma da önemli noktalardan birisi de pekiştirecin (et, zil) davranıştan (salya salgılama) önce verilmesidir.
Sönmüş davranışlar için, şartlı uyarıcı bir süre ortadan kaldırılırsa, yani deneyde köpeğe bir süre zil sesi duyurulmazsa ve bir aradan sonra yeniden verilirse, köpeğin bir miktar salya salgıladığı görülür, ki buna kendiliğinden geri gelme denir. Bu salya miktarı da kendiliğinden geri gelme miktarıdır.
Klasik şartlanma deneyinde köpeğin zil sesine karşı gösterdiği tepkiyi (salyayı) çıngırak sesine karşı da göstermeye başlamasına genelleme adı verilir. Yani, genelleme şartlı uyarıcının bir veya birkaç özelliğini taşıyan başka bir uyarıcıya karşı şartlı tepkinin verilmesidir. Köpek zil sesine benzeyen çıngırak sesine karşı aynı tepkiyi vermiş olur. VVatson'un yaptığı bir deneyde beyaz fareden korkutulan çocuk beyaz tavşandan da korkmuştur. Bu durum, onun beyaz ve tüylü uyarıcılara karşı tepki genellemesi yaptığını göstermektedir.
Genellemeler, her zaman istenen yönde olmaz. Bazen genellemeye karşı ayırt etmenin öğretilmesi gerekir. Ayırtetme, organizmanın benzer uyarıcıları birbirinden ayırt etmesi ve birine gösterdiği tepkiyi diğerine göstermemesinin sağlanması demektir. Sözgelimi yukarıda söz edilen durumda köpeğin çıngırak sesini zil sesinden ayırt etmesi istenebilir. Bu halde, köpek zil sesinden sonra pekiştirilir, çıngırak sesinden sonra ise pekiştirilmez. Köpeğin bir süre sonra zil sesini çıngırak sesinden ayırt
etmesi beklenir. Bu yolla köpeğin uzun ve kısa zil seslerini ayırt etmesi de sağlanabilmektedir.
Korku şartlanması klasik şartlanmanın insanlarda en çok ortaya çıkan biçimidir. İnsan kolayca ve çabucak korkar ve korku klasik şartlanma yoluyla öğrenilir. Öğrenciler açısından ele alındığında, öğrencinin bir dersi sevmesi veya ondan korkması, bir öğretmenini sevmesi veya ondan korkması temelde klasik şartlanmanın sonucunda meydana gelir. Kısaca, korku şartlanması, nötr uyarıcı ile korku tepkisinin eşleştirilmesidir ve bu eşleştirmede, kişide korku uyandıran uyarıcı da şartsız uyarıcı olarak kullanılır.
Pavlov'un köpeği
Başarısız çocuk
Sartlanmadanönce
Şartsız uyarıcı Et tozu Başansızlık
Şartsız tepki Salya Panik
SartlanmadansonraŞartlı uyarıcı (Başlangıçta nötr)Şartlı tepki
Araştırmacı laboratuara girerSalya
Sınav
PanikBirden fazla uyarıcıya koşullama/üst düzey koşullamada klasik koşullanmada yer almaktadır. Koşullu uyarıcı (ses) ve koşulsuz uyarıcı (et) birçok kez birlikte verilerek koşullanma sağlandıktan sonra ikincil bir koşullu uyarıcı devreye sokulabilir. Örneğin sesten önce ışık devreye sokularak organizmanın sadece ışığa koşullu tepki vermesi sağlanabilir. Buna birden fazla uyarıcıya koşullama veya üst düzey koşullama denir.
Klasik koşullanma, insanların karmaşık bilgileri öğrenmesini açıklayamamaktadır. Ancak insanların, belli bir nesneye ya da olaya karşı gösterdiği bazı duyuşsal tepkilerin klasik koşullanma ile öğrenildiği sanılmaktadır. Bilgiler için değil ama, tutumlar, ilgiler ve duygularla ilgili öğrenmelerde klasik koşullanma kullanılabilir. Bilgiler için değil ama, tutumlar, ilgiler ve duygularla ilgili öğrenmelerde klasik koşullanma kullanılabilir. Klasik koşullanma ile açıklanan diğer bir öğrenme de fobik tepkilerdir. "Okul korkusu" veya "sınav korkusu" ve hatta "Matematik korkusu" denen duygular, klasik koşullanma programları ile azaltılabilir veya giderilebilir.
-EGITIM BILIMLERL 29
Öğrenilmiş Çaresizlik
Seligman bazı klasik koşullanma deneylerini analizetmiş ve klasik koşullanma deneylerindeorganizmanın çaresiz olduğunu ve çaresizliğiöğrendiğini ileri sürmüştür. Seligman ve Maieryaptıkları deneylerinde köpeklere elektrik şokuvermiş ve köpeklerin ne yaparsa yapsınlar şoktankurtulamamalarını sağlamışlardır. Bu durumdaköpeklerin çaresizliği öğrendiklerini ve bunu da tümistenmeyen durumlara genellediklerinigözlemlemişlerdir. Benzer bir çalışmada, köpek balığı, diğer tarafında balıklar olan cam bir bölmeye konuluyor ve böylelikle köpek balığının balıklara ulaşmaya çalıştığında cam bölmeye çarpması sağlanıyor. Bir süre sonra köpek balığı cam bölmeye çarpmamayı öğreniyor. Çünkü ne kadar uğraştıysa da diğer taraftaki balıklara ulaşamıyor. Cam bölmeyi çıkardıklarında da köpek balığı diğer tarafa geçmeye çalışmıyor, çünkü çaresizliği öğreniyor.
Öğrenilmiş çaresizlik davranış yapmada, harekete geçmede isteksizlik, pasiflik, korku, depresyon gibi belirtilerle kendini göstermektedir. Bu durum tüm istenmeyen durumlara genellenebilmektedir. Örneğin; girdiği matematik sınavlarında hep başarısız olan bir öğrenci "ne yaparsam yapayım matematikte başarılı olamayacağım" diye inanmaya başlarsa, bu öğrencinin öğrenilmiş çaresizlik yaşadığı söylenebilir. Benzer bir biçimde ilişkilerinde hep sorunlar yaşayan bir gencin "iyi dostluklar kurmayı başaramayacağına" inanması, öğrenilmiş çaresizlik içinde olduğunu gösterir.
'O
30-
-ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
1. "Yaşantı ürünü oluşan kalıcı
değişikliği" ifadesi aşağıdaki
hangisiyle açıklanır?
A) Öğretme
B) Öğrenme
C) Öğretim
D) İnformal öğretim
E) Hiçbiri
izli davranış
kavramlardan
3. "Bir anne bebeği ağladığında ve huzursuz
olduğunda onu kucağına alıp hep aynı şarkıyı
söylüyor. Daha sonra çocuk ağlarken bu şarkıyı
duyduğunda ağlamayı bırakmayı öğrenir. Fakat bir
süre sonra çocuk ağlarken bu şarkıyı duymasına
rağmen susmuyor."
Bu durum aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
A) Ayırtetme
B) Kendiliğinden geri gelme
C) Sönme
D) Birincil pekiştireç
E) Uyarıcı genellemesi
ÇOZUMLU KAVRAMA
Sorudaki ifade öğrenmenin
cevap B seçeneğidir. tanımıdır. Doğru
(Cevap B)
o
Çocuğun koşullandığı uyarıcıya (şarkı) daha önce
gösterdiği koşullu tepkiyi göstermemesi
davranışın söndüğünü gösterir. Anne çocuğu
kucağına alıp şarkı söylemiş, çocuk da annesine
karşı duyduğu güven ve sıcaklıkla şarkıyı
eşleştirmiştir. Bir süre sonra sadece şarkı verilip
arkasından çocuk kucağa alınmazsa yani koşullu
uyarıcı pekiştirilmezse davranış söner.
(Cevap C)
aLU
2. Karnı acıktığı için ağlayan bir bebeğin annesinin
getirdiği mama biberonunu görünce susması
aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir?
A) Tepkisel koşullanma
B) Edimsel koşullanma
C) Refleks
D) Uyarıcı genellemesi
E) İçgüdü
Çocuk için mama koşulsuz uyarıcıdır. Mama
içtiğinde susması ise koşulsuz tepkidir.
Başlangıçta nötr uyarıcı olan biberon mama ile
eşleştiriliyor. Çocuk mamaya yani koşulsuz
uyarıcıya gösterdiği tepkiyi biberona da gösteriyor
(tepkisel koşullanma). Çocuğun başlangıçta nötr
olan uyarıcıya koşulsuz tepki göstermesi tepkisel
koşullanmadır.
(Cevap A)
4. "Bir sınavda Ahmet'in midesi bulanmış ve
rahatsızlandığı için sınavı terk etmek zorunda
kalmıştır. Bir hafta sonra başka bir sınava giren
Ahmet'in sınav kağıdını görünce midesi
bulanmıştır."
Yukarıda anlatılan durumda "sınav kağıdı"
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nötr uyarıcı
B) Koşulsuz uyarıcı
C) Koşullu uyarıcı
D) Koşulsuz tepki
E) Koşullu tepki
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 31
Bu durumu klasik koşullanmaya göre
çözümlersek;
Başlangıçta midesi için sınav kağıdı= Nötr uyarıcı
Bozuk yiyecek vb.= Koşulsuz uyarıcı
Bunun gibi doğal bir durumda mide bulantısı=
Koşulsuz tepki
Sınav kağıdı ve midesinin kötü durumunu
eşleştirilmesi = Koşullanma
Sınav kağıdı= Koşullu uyarıcı
Sınav kağıdına gösterilen tepki= Koşullu tepki
(Cevap C)
6. "Organizmanın bir uyarıcıya karşı gösterdiği tepkiyi
aynı uyarıcıyla karşıiaştığında tekrar gösterme
eğilimi vardır. Yani bir kişi belli koşullar altında
gösterdiği bir davranışı, bir başka zaman aynı
koşuilarla tekrar karşılaştığında da gösterme
eğilimi vardır."
Yukarıda Guthrie tarafından açıklanan öğrenme
ilkesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) En son ve en sık ilkesi
B) Bitişiklik ilkesi
C) Transfer
D) HabercilikE) Bağlaşım
5. "Fatma çalışmasına rağmen ilk üç matematik
sınavından geçer not alamamıştır. Fatma ne kadar
çalışırsa çalışsm matematik dersinden iyi bir not
alamayacağını düşünmektedir ve final sınavına
çalışmaz ve yine kötü bir not alır."
Bu durum aşağıdaki kavramlardan hangisi ile
açıklanabilir?
A) Öğrenilmiş çaresizlik
B) Kendini gerçekleştiren kehanet
C) Genelleme
D) Tepkise! koşullanma
E) Edimsel koşullanma"5UJ
Guthrıe öğrenmenin tek yasasının bitişiklik
olduğunu ileri sürmüştür. Guthrie'nin bitişikliği
uyarıcı tepki bitişikliğidir. Belli bir uyarıcı uyarıcıya
karşı tepki gösterildiğinde bu ikisi arasında
çağrışım meydana gelmektedir. Aynı uyarıcı
tekrar ortaya çıktığında organizma aynı tepkiyi
tekrar gösterme eğilimindedir.
(Cevap B)
Öğrenilmiş çaresizlikte organizma ne kadar çaba
harcarsa harcasın durumu değiştiremeyeceğini
öğrenerek pasif kalmaktadır. Öğrenilmiş
çaresizliğin belirtileri ise pekiştireç aimak ya da
cezadan kaçınmak için davranış göstermeye
isteksizlik, genel olarak pasifliktir. Öğrenilmiş
çaresizlikte kendini gerçekleştiren kehanetin
aksine organizmayı olumsuz düşünmeye ve
pasifliğe iten önceki denemelerinin olumsuz
sonuçlarıdır.
(Cevap A)
7. Gözümüze ışık tutulunca gözümüzü kapatırız.
Yukarıdaki örnekte gözün kapatılması aşağıdaki
kavramlardan hangisiyle açıklanır?
A) Koşulsuz tepki
B) Koşullu tepki
C) Şartsız uyarıcı
D) Şartlı uyarıcı
E) Nötr uyarıcı
Gözümüzün kapatılması koşulsuz uyarıcıya yani
ışığa gösterilen koşulsuz birtepkidir.
(Cevap A)
32- -OGRENME PSİKOLOJİSl
8. "Öğretmen sık sık midesi ağrıyan Ahmet'i evine
göndermektedir. Öğretmen Ahmet'in eve gitmek
için midesi ağrıdığını anlar ve midesi ağrıdığında
onu evine göndermez. Fakat Ahmet'in mide
ağrılarında artma görülür."
Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir?
A) Cezanın davranış değiştirmede yetersiz bir yol
olduğu
B) Olumlu pekiştireç ortamdan çekildiğinde
davranışta artma görüleceği
C) Sönmenin başlangıcında davranışta artma
görülebileceği
D) Olumsuz pekiştirecin davranışın şiddetini
arttıracağı
E) Davranış değiştirmede en etkili yolun ortamın
değiştirilmesi olduğu
Öğretmenin midesi ağrıdığı için Ahmet'i eve
göndermesi bir olumlu pekiştirmedir bu da
davranışın görülme sıklığını arttırır. Öğretmen
bunu fark edip oiumlu pekiştireci vermemiştir.
Yani Ahmet'in bu davranışını söndürmeye
çalışmıştır. Fakat sönmenin başlangıcında
davranışın şiddetinde artmalar görülebilir. Olumlu
pekiştireç ortamdan çekildiğinde davranışta artma
değil azalma görülür. Olumlu pekiştirecin
ortamdan çekildiğinde davranıştaki artma
davranışın sönmeye başladığına bir işarettir.
(Cevap C)
"Kedinin tırmalaması sonucu kediye benzeyen
tüylü hayvanlardan korkan çocuğun belli bir yaş
döneminden sonra her tüylünün kedi olmadığını
anlaması ve onlardan korkmaması" aşağıdaki
kavramlardan hangisiyle açıklanır?
A) Ayırtetme
B) Şartlı uyarıcı
C) Sönme
D) Transfer
E) Genelleme
Sorudaki örnek ayırt etmeye örnektir. Dolayısıyla
doğru cevap A'dır.
(Cevap A)
10. "Bir çocuk yağmurlu bir havada gök gürültüsü
duymuş ve arkasından şimşek çaktığını görmüştür.
Daha sonra çocuk fotoğraf çekilirken fotoğraf
makinesinin flaşından korkmuştur."
Yukarıdaki durumda çocuğun flaşa gösterdiği
tepki aşağıdaki kavramlardan hangisi ile
açıklanabilir?
A) Uyarıcı genellemesi
C) Tepkisel koşullanma
E) Gölgelenme
Bu durumu tepkisel koşullanmaya göre irdelersek.
Gürültü (yüksek ses): Koşulsuz uyarıcı
Gürültüye gösterilen korkma tepkisi: Koşulsuz
tepki
Işık: Başlangıçta nötr uyarıcı
Işık+Gürültü: Koşullanma süreci (Tepkisel
koşullanma)
Işığa (şimşek) gösterilen tepki: koşullu tepki
Çocuğun bu tepkiyi benzer fotoğraf makinesinin
flaşına da göstermesi uyarıcı genellemesi
(Cevap A)
11. "Okul fobisi olan bir çocuğa okula alıştırmak için
annesi i!k olarak onu okulun bahçesine getirip oyun
oynayan çocukları izletmiş. Ertesi gün sınıftaki
müzik dersine sokmuştur. Daha sonra çocuk okula
gitmek istemiştir."
Bu annenin çocuğuna okula gitme davranışı
kazandırmak için izlediği yol aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Bıktırmayöntemi
B) Eşikyöntemi
C) Davranış biçimlendirme
D) Zıt tepki yöntemi
E) Alışkanlığı bastırma
9.
B) Edimsel koşullanma
D) Ayırt etme
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 33
Eşik yöntemi istenmeyen bir davranışın ortadan kaldırı lması yerine istenen davranışın yerleştirilmesi için kullanılan yöntemlerden biridir. Bu yöntemde uyarıcıya çok az dozda verilerek uyarıcının istenmeyen tepkiyi çağrıştırması engellenir. Uyarıcının dozu istenmeyen tepkinin ortaya çıkması için gerekli eşiği aşmadan zamanla yavaş yavaş arttırılır. Sistematik duyarsızlaştırma da bu yöntemlerden birisidir.
(Cevap B)
12. Klasik (tepkisel) koşullanmanın gerçekleşmesi için aşağıdaki koşullardan hangisi yanlıştır?
A) Doğal uyarıcı tepki bağının olması gerekir.B) Şartlı uyarıcının, şartsız uyarıcıdan hemen önce
verilmesiC) Şartlı uyarıcı ile şartsız uyarıcının birleştirilmesiD) Şartlı uyarıcı ile şartsız uyarıcı bağının
tekrarlanmasıE) Şartsız uyarıcının, şartlı uyarıcıdan hemen önce
verilmesiUJ
o "cc
UJ
co
A-B-C-D seçenekleri klasik şartlanmanın &gerçekleşmesi için gerekli koşullardır. E seçeneği ;<1yanlıştır. Çünkü Pavlov'un deneğinde şartlı uyarıcı s(zil) şartsız uyarıcıdan (et) önce verilir. Doğru î£cevap E seçeneğidir. "ğ
(Cevap E)
13. Küçük bir çocuğun her gördüğü sakallıyı dedesi zannetmesi veya bir kere köpekten korkan bir çocuğun tüm dört ayaklı hayvanlardan korkması aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?
A) AyırtetmeB) SönmeC) Şartların geri gelmesiD) GeneilemeE) Negatif transfer
Parçada verilen örnekler genellemeye ait ömeklerdir. Doğru cevap D'dir.
(Cevap D)
14. Zil sesine şartlanması sönen köpeğin bir süre sonra yeniden zil sesi duyduğunda salya salgılaması aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?
A) Şartların sönmesiB) Kendiliğinden geri gelmesiC) GenellemeD) AyırtetmeE) Transfer
Şartlanmanın sönmesinden sonra köpek zil sesini duyduğunda tekrar salya salgılamaya başlıyorsa bu kendiliğinden geri gelmedir. Doğru cevap B'dir.
(Cevap B)
15. Bir alanda kullanılan bilgilerin bir başka alandaki bilgilerin öğrenilmesini kolaylaştırması veya zorlaştırması aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?
A) İleriye ket vurmaB) Geriye ket vurmaC) Geneilemed) AyırtetmeE) Aktarım (transfer)
Bir alanda kullanılan bilgiler diğer alanlardaki bilgilerin öğrenilmesini kolaylaştırıyor veya zorlaştırıyorsa bu durum transfer (aktarım) kavramıyla açıklanır. Doğru cevap E'dir.
(Cevap E)
16. Organizmanın doğal uyarıcılar karşısında göstermiş olduğu davranışı yapay uyarıcılar karşısında da gösterir hale gelmesi aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanır?
A) Edimsel şartlanmaB) GenellemeC) Şartların geri gelmesiD) Klasik şartlanma (Tepkisel koşullanma)E) Transfer
tn
34- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
Organizmanın doğal uyarıcı (et) karşısında
göstermiş olduğu davranışı yapay (zil) uyarıcı
karşısında göstermesi klasik şartlanma ile
açıklanır. Doğru cevap D'dir.
(Cevap D)
17. "Göze ışık tutulunca gözbebeğinin büyümesi, göze
üflenince gözün kırpıştırılması, ani gürültü
karşısında irkilme"
Yukarıdaki örneklerde uyarıcı - tepki arasındaki
bağ nasıl bir bağdır?
A) Doğal bir bağdır.
B) Sonradan kazanılmış bağdır.
C) Öğrenilmiş bir bağdır.
D) Uzun süreli bir bağdır.
E) Kısa süreli bir bağdır.
19. "Yeni kurulan bir siyasi parti seçimlerdeki oy oranını
arttırmak için partisinin amblemini taşıyan hediyeler
dağıtmıştır"
Bu siyasi partinin oy oranını arttırmak için
kullandığı yöntem aşağıdaki öğrenme psikolojisi
ile ilgili kavramlardan hangisi ile açıklanabilir?
A) Klasik koşullanma
B) Edimsel koşullanma
C) Dolaylı öğrenme
D) Gözlem yoluyla öğrenme
E) Gestalt öğrenme
Bu siyasi parti hediyeler dağıtarak bireyler için hoş
bir durum olan hediye alma davranışıyla partisini
eşleştirmeye çalışmıştır. Bu durum klasik
koşullanmaya örnektir.
(Cevap A)
Uyarıcı tepki arasındaki bağ doğal bir bağ olarak j
açıklanır. Doğru cevap A'dır.
(CevapA)
18. Klasik koşullanma ile ilgili olarak;
I. Uyarıcı bellidir.
II. Organizma pasiftir.
III. Davranışlar uyarıcıya göredir.
Yargılarından hangisi doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II
C)l-ll-lll D) Yalnız III
E) II- III
I- II- III maddeler klasik koşullanmanın
özellikleridir. Dolayısıyla üçü de doğrudur.
(Cevap C)
20. "Ali kendini çok çirkin bulmakta, kızların onu çekici
bulmadığını ve hiç kız arkadaşının olmayacağını
düşünmektedir. Bundan dolayı hiç kızlarla konuşmaz.
Ali'nin hiç kızarkadaşı olmamaktadır."
Bu durum aşağıdaki kavramlardan hangisi için bir
örnek olabilir?
A) Öğrenilmiş çaresizlik
B) Kendini gerçekleştiren kehanet
C) Tepkisel koşullanma
D) Sosyal öğrenme
E) Edimsel koşullanma
Başlangıçta bir olumsuzluk olmamasına yani
Ali'nin kızlarla ilgili olumsuz bir durum
yaşamamasına rağmen onun kendisiyle ve karşı
cinsle ilgili düşünceleri hiç kız arkadaşı
olmamasına yol açmaktadır. Eğer örnekteki gibi
olayın gerçekleşmesindeki sebep kişinin olumsuz
düşünceleri ve yargıları ise ve bu yargılar
olumsuzluğu doğuruyorsa bu durum kendini
gerçekleştiren kehanettir.
(Cevap B)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 35
21. Okulu sevmeyen ve okula gitmek istemeyen
öğrencileri bu olumsuz tutumdan kurtarmak için
aşağıdakilerden hangisi en çok işe yarar?
A) Edimsel koşullanma
B) Tepkisel koşullanma
C) Geştalt öğrenme
D) Bilişsel öğrenme
E) Sosyal öğrenme
Okulda öğrencilerin okula, derslere ve
öğretmenlere karşı geliştirdiği olumsuz tutumların
büyük bir çoğunluğu klasik koşullanmadır.
Başlangıçta öğrenci için nötr uyarıcı olan okul,
öğretmen veya ders yaşanan başarısızlıklar ve
azarlamalar sonucu koşullanma sonucu öğrenciler
için koşullu uyarıcı halini almaktadır.
çn"oecUJo
"EUJ
22. "Ahmet televizyon izlerken limon yiyen birisini görmüş jsV9 ağzı sulanmıştır." 55
şş '.tz
Televizyonda limon yiyen adamın görüntüsü '<->
aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir? .1■ * •
A) Koşulsuz uyarıcı :5
B) Koşullu uyarıcı
C) Nötruyancı
D) Ayırtedici uyarıcı
E) Genelieme
İnsanın ağzının suyunun akması tepkisel bir
davranıştır. İnsanın limon yediğinde ya da güzel
bir yemek yediğinde ağzının suyunun akması
koşulsuz bir tepkidir. Fakat bunların görüntüsü ya
da isminin duyulmasında ağzımızın suyunun
akması ise koşullu bir tepkidir. Görüntüyle
limonun tadı koşullanmıştır. Yani limon yiyen
birinin görüntüsü bizim için koşullu uyarıcıdır.
Eğer bu çözümü okurken de ağzınızın suyu
akıyorsa bu çözüm de sizin için bir koşullu
uyarıcıdır.
(Cevap B)
36- -OĞRENME PSİKOLOJİSL
1. İşaret öğrenme olarak adlandırılan öğrenme modeli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Klasik koşullanma
B) Edimsel koşullanma
C) Sosyal öğrenme
D) Deneme - yanılma yoluyla öğrenme
E) Gizil öğrenme
4. "Sütten ağzı yanan
yemesi"
Yukarıdaki örnek aşağıdaki kavramlardan
hangisine örnek olarak verilebilir?
A) Transfer
B) Ayırtetme
C) Şartların geri gelmesi
D) Sönme
E) Genelleme
CEVAPLI KONU KAVRAMA TESTİ
birinin, yoğurdu üfleyerek
2. Ceyhan nehri kılavuzlu mevkiinde oltasıyla bolca
balık tutan Mustafa sık sık balık tutmak için buraya
gider. Belli bir aradan sonra tekrar aynı yere balık
tutmaya giden Mustafa bu defa balık tutamaz ve eli
boş döner. Böylelikle balık tutmak istediği
zamanlarda tekrar aynı yere gitmez.
Bu durum aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanır?
A) Genelleme
B) Ayırtetme
C) Kendiliğinden geri gelme
D) Sönme
E) Negatif transfer
o
5. Psikolojide insanların korkularının
tedavisinde aşağıdaki yöntemlerden hangisi
kullanılmaktadır?
A) Kaçınma şartlanması
B) Telkin
C) Serbest çağrışım
D) Hipnoz
E) Sistematik duyarsızlaşma
3. I. Köpeğin zil sesine gösterdiği salyayı, metronom
sesine de göstermesi
II. Köpeğin zil sesine tepki gösterirken, metronom
sesine tepki göstermemesi
III. Balık tutmayı bırakan bir balıkcının tekrar balık
tutmak için daha önce balık tuttuğu koya geri
dönmesi
Yukarıdaki örnekler sırasıyla aşağıdaki kavramlardan hangisine karşılık gelir?
A) Şartların geri gelmesi - Ayırtetme - Genelleme
B) Genelleme - Ayırtetme - Şartların geri gelmesi
C) Ayırtetme - Sönme - Şartların geri gelmesi
D) Genelleme - Şartların geri gelmesi - Pekiştirme
E) Şartlı tepki - Ayırtetme - Genelleme
6. Telefonlarda kod sistemi ve numaralar değiştiği
için bireylerin sık sık, yanlışlıkla eski numaralarını
çevirmeleri hangi kavramla açıklanabilir?
A) Negatif transfer
B) Geriye ket vurma
C) İleriye ket vurma
D) Pozitif transfer
E) Dikkatdağınıklığı
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 37
7. Okula yeni başlayan Şeyma, defterlerini masanın
üzerine döküp, dağıttı. Sabahleyin bunları düzensizce
çantasına koyup çantanın kapağını kapatmadı ve bu
durum, uzun süre devam etti. Bu düzensizlik annesi
gibi öğretmeninin de dikkatini çekti. Öğretmeni
Şeyma'ya bu yanlışlığı, tüm ayrıntıları ile anlatıp, ne
yapmast gerektiğini söyledi ve Şeyma ondan sonra
bir daha bu tür davranışları yapmadı.
Bu örnek aşağıdakilerden hangisini doğrular?
ya daA) Çocuklar davranışlarının yararlılığına
uygunluğuna kendi karar vermeli
B) Çocukların davranışlarını düzenlemek
disiplin işidir.
C) Çocuklara yapılan açıklamalrın onların
anlayışına uygun olması
D) Çocuk eğitiminde anlatım ve iknantn ilgisiz
kalmaktan daha etkili olduğu
E) Çocukların davranış değişikliğinde ceza etkil bir
yoldur.
10. Mektupla arkadaş olduğumuz ve yazışmalarımız
boyunca kendisine karşı olumlu duygular
beslediğimiz başka uyruklu bir kişinin, ait olduğu
millete karşı da aynı duyguyu hissetmeniz
öğrenme ile ilgili hangi kavramı akla getirir?
A) Genelleme
B) Pekiştirme
C) Sönme
D) Şartlanma
E) Ayırtetme
8. 62 O cr ıu o
Uzun yıllar basketbol oynamış bir sporcu, belli bir 'E süre sonra futbol oynamaya başlar ve maçın çok |j kritik bir anında topu, elleriyle tutarak penaltıya sebep ;İJ olur.
aşağıdakilerden hangisiYukarıdaki durum ifade edilebilir?
A) Pozitif transfer
B) İleriye ket vurma
C) Negatif transfer
D) Geriye ket vurma
E) Unutma
11. Daha önce trafik kazası geçiren bir kişinin
ani bir fren sesi duyunca çok
heyecanlanması aşağıdakilerden hangisine
örnek olur?
A) Pozitif transfer
B) Geriye ket vurma
C) Deneme yanılma
D) Şartlı refleks
E) Operant şartlanma
bir
caş§
.. "*-
"S L
9. Erkan, kızlarla hiçbir zaman yakın ilişki
kuramayacağını düşünmektedir. Gerçekten de bir
kızla beraber olduğunda yakınlık kuramamıştır.
Bu durum aşağıdakilerden hangisine örnektir?
A) Kademeli yaklaşma
B) Sistematik duyarsızlaşma
C) Öğreniimiş çaresizlik
D) Kendini doğrulayan kehanet
E) Olgunlaşma
12. Askerden yeni gelen bir genç çalıştığı
işyerinde duyduğu " hazır ol" sözüne, hazır ol
vaziyeti alarak tepki göstermişse, bu durumu
aşağıdaki öğrenme yollarından hangisi en
iyi ifade eder?
A) Kavrama yoluyla öğrenme
B) Model gözleme
C) Şartlanma yoluyla öğrenme
D) Denemeyanılmayoluylaöğrenme
E) Güdüleme ile öğrenme
38- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
13. Kedi tarafından tırmalanan bir çocuğun giderek
tüm tüylü hayvanlardan ve bazı tüylü nesnelerden
de korkması mümkündür. Bu tür davranışlara
koşullu tepki denir.
hangiBu örnekteki koşullu tepkinin
aşamasında olduğu söylenebilir?
A) Transfer
B) Ayırtetme
C) SönmeD) Genelleme
E) Canlanma
16. Daha önce felsefe kitaplar okumuş bir kişinin
felsefe derslerinde başarılı olması,
aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Sönme
B) Ayırtetme
C) Pozitif transfer
D) Negatif transfer
E) Geriye ket vurma
14. Bir kaç küçük ikramiye kazanması sonucunda
sayısal loto oynama alışkalığı edinen bir kimse,
uzun süre ikramiye kazanamadığında bu
alışkanlığını terkeder.
Biriyen bu davranışı aşağıdaki kavramlardan
hangisiyle ifade edilir?
A) SönmeB) Genelleme
C) Canlanma
D) Ayırtetme
E) Pekiştirme
17. Soldan direksiyonlu araba kullanmaya
alışkın birinin sağdan direksiyonlu araba
kullanırken zorlandığı görülmüştür.
Bu durumda öğrenmeyi zorlaştıran
etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Pozitif trasfer
B) İleriye ket vurma
C) Geriye ket vurma
D) Negatif korelasyon
E) Alışkanlık çatışması
15. Önceki öğrenme durumlarında yer alan uyarıcı
ve davranımlarla, o anda yapılan öğrenmedeki
uyarıcı ve davranımlar arasındaki benzerlik
aşağıdakilerden hangisi için gereklidir?
A) Pozitif transfer
B) Güdülenme
C) Duyum
D) Uyarım
E) Algı
18. Öğrencinin matematikte öğrendiği bilgileri
mantık dersinde kullanarak, o derste de başarılı
olması aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?
A) Sönmenin
B) Transferin
C) Ayırt etmenin
D) Genellemenin
E) Geri bildirimin
-EĞİTİM BİÜMLERİ- 39
19. İki yabancı dil art arda öğrenildiğinde bu dillere
özgü kelimeler birbiriyie karıştırılabilir.
Bu durum aşağıdakilerden hangisi ile açıklanır?
A) Ketvurma
B) Yetersiz uyarım
C) Negatif transfer
D) Geri bildirim
E) Deneysel çözülme
22. Bir çocuğa yemek yemesi için ısrar edilip
karşısında eğlendirici hareketler yapılırsa daha
sonra hep bu hareketleri bekleyecek, aksi taktirde
yemek yemeyecektir.
Çocukta gelişen bu davranış şekli aşağıdaki
öğrenme yöntemlerinden hangisine
dayandırılabilir?
A) Bilişsel öğrenme
B) Model alarak öğrenme
C) Kavrayış yolu ile öğrenme
D) Şartlanma yolu ile öğrenme
E) Deneme yanılma yolu ile öğrenme
20. Aşağıdakilerden hangisi öğrenmeyi olumlu
yönde etkilemez?
A) Konuyu soyutlaştırmak
B) Eski bilgilerden yararlanmak
C) Öğrenirken uygulama yapmak
D) Konuya uygun bir yöntem izlemek
E) Öğrenilenler arasında bütün-parça
kurmak
23. Bir grup deneğin elleri buzlu suya daldırılır.
Damarlarında büzülme olduğu ölçülür. Deneylerin
ellerini buzlu suya sokmasından hemen önce zil
çalınır. Art arda yapılan çok sayıdaki tekrardan
sonra deneklerin elleri bozlu suya sokulmadığı
halde yalnızca zil sesi duyduklarında damarlarında
büzülme olduğu kaydedilir.
Bu araştırmada geçerli olan öğrenme şekli
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Modelalma
B) Motor öğrenme
C) Klasik koşullanma
D) Deneme - yanılma
E) Edimsel koşullanma
52 "ü cr uu o"ScLU
ilişkisi s
Ui
■*:
'3
21. Elde ettiği sonucu bilmeden çalışanlar, öğrenmede
ilerleme kaydedemezler.
Burada öğrenme üzerinde hangi faktörün
önemi belirtilmiştir?
A) Transfer
B) Egzersiz
C) Motivasyon
D) Geribildirim
E) Programlı öğrenme
24. Aşağıdakilerden hangisi koşullu uyarıcının
tanımıdır?
A) Uyarıcıların fark edildiği sınırdır.
B) Uyancıları anlamlı hale getirme sürecidir.
C) Organizmada görülen bedensei değişikliktir.
D) Organizmanın tepkide bulunmayı öğrendiği
uyarıcıdır.
E) Organizmanın belirli koşullar sonucunda tepkide
bulunmasıdır.
40- -OGRENME PSİKOLOJİSL
25. Bir deneyde köpeğin görebileceği yerde ışık yakılmış ardından da köpeğe et verilmiştir. Bu davranış birkaç kez tekrarlandıktan sonra ışık yanar yanmaz köpeğin salya salgıladığı tespit edilmiştir.
Köpeğin davranışının değişmesinde etkili olan öğrenme şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A) KavramaB) Bilişsel öğrenmeC) Deneme yanılmaD) Klasik koşullanmaE) Edimsel koşullanma
28. Sürekli ders çalıştığı halde başarısız olan bir öğrencinin bir süre sonra çalışmaktan vazgeçmesi aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanır?
A) SönmeB) CanlanmaC) GenellemeD) PekiştirmeE) Ayırtetme
26. Güzel bir oyuncak gören çocuk, ona yaklaşmaya çalışmıştır. Bir süre sonra, oyuncak çocuğa verilirken şiddetli bir ses çıkartılmış, bu kez çocuğun oyuncaktan uzaklaşmaya çalıştığı ve ondan korktuğu gözlenmiştir.
Bu öğrenmedeki koşulsuz uyarıcı ve koşullu tepki aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocuk - KorkuB) Oyuncak - KorkuC) Çocuk - OyuncakD) Gürültü - OyuncakE) Gürültü - Oyuncaktan korkma
o
29. Aşağıdakilerden hangisi, daha çok koşullanma yolu ile öğrenme sonucunda ortaya çıkan bir davranıştır?
A) Hastahanede iğne olan bir çocuğun tüm beyazönlüklü kişilerden korkması
B) Üniversite hazırlık kursundaki öğrencininparagraf sorularını cevaplarken zorlanması
C) Bir öğrencinin futbol oyun kurallarını öğrenerek,hakem olmaya karar vermesi
D) Bir araba tamircisinin, arıza yapan kendiarabasını tamir edememesi
E) Bir öğrencinin önlük düğmelerini yanlış iliklemesi
27. Kapısının önündeki kedilere birkaç gün süt veren çocuk, kedilerin kapıdan ayrılmadığını görür. Art arda birkaç kez süt vermeyi aksatırsa kediler kapıda beklemekten vazgeçer.
Paragrafta sözü edilen durumlar, aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?
A) Ödül-CezaB) Pekiştirme - SönmeC) Sönme - CanlanmaD) Şartlanma - GenellemeE) Genelleme-Ayırtetme
30. Yapılan bir deneyde sekiz yaşındaki bir çocuğa, çok hafif bir ses dinlettirildikten hemen sonra gözlerine parlak bir ışık tutulur. Bu olay bir süre tekrarianır. Sonuçta, çocuğun sesi duymasıyla birlikte gözbebeğinin küçüldüğü görülür.
Paragrafta örneklenen öğrenme yolu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Motor öğrenmeB) Modeli gözlemeC) Bilişsel öğrenmeD) Klasik koşullanmaE) Deneme - yanılma
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 41
31. Otlağı çeviren tellere elektrik akımı verilmiştir. Tellere değen inekler elektrikten etkilenmişier ve bir daha hiç yaklaşmamışlardır.
Bu örnekte kullanılan öğrenme yolu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Motor öğrenmeB) Bilişsel öğrenmeC) Deneme yanılmaD) Klasik koşullanmaE) Edimsel koşullanma
34. Koşulsuz tepki için aşağıdakilerden hangisi bağımsız değişkendir?
A) Nötr uyarıcıB) Koşullu tepkiC) Koşullu uyarıcıD) Koşulsuz uyarıcıE) Uyarıcı genellemesi
32. Babannesini çok seven küçük bir çocuğun babannesi gibi beyaz saçlı ve gözlüklü olan herkesten kendisine aynı sevgi ve sabır ile davranmasını beklemesi, aşağıdakilerden hangisine örnek verilebilir?
A) Pozitif transferB) GenellemeC) KetvurmaD) Negatif transferE) Ayırtetme
•Ü 'b:UJ
UJ
35. Pavlov'un deneyinde köpeğin ete karşı gösterdiği tepki koşulsuz tepki, zil sesine karşı gösterdiği tepkiye ise koşullu tepki denir.
Koşullu tepkiyi, koşulsuz tepkiden ayırt eden özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğrenilmiş olmasıB) Doğuştan gelmesiC) Öğrenilmiş olmasıD) Bir uyarıcıya bağlı olmasıE) Pekiştirmeye bağlı olması
33. Koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı uzun süre birlikte verilmezse, aşağıdaki durumlardan hangisi ortaya çıkar?
A) SönmeB) AyırtetmeC) PekiştirmeD) GenellemeE) Kendiliğinden geri gelme
CEVAP ANAHTARI
1.A 2. D 3. B 4. E
5. E 6.A 7. D 8.C
9. D 10. A 11.D 12. C
13. D 14. A 15. A 16. C
17. E 18. B 19. C 20. A
21. D 22. D 23. C 24. D
25. D 26. E 27. B 28. A
29. A 30. D 31. D 32. B
33. A 34. D 35. A
42- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
1. Öğretmenin beğenisini kazanmak için uzun bir süre çeşitli girişimlerde bulunan bir öğrenci, öğretmenin onun hareketlerini bir türlü fark etmemesi üzerine bu girişimlerden vazgeçmiştir.
Bu öğrencinin girişimlerinden vazgeçmesine, edimsel koşullanmada ne ad verilir? (2001 KPSS)
A) Birincil pekiştirmeB) SönmeC) Olumlu pekiştirmeD) Olumsuz pekiştirmeE) İkincil pekiştirme
Genelleme organizmanın koşullu uyarıcıya benzer diğer uyarıcılara da aynı tepkide bulunma eğilimidir. Ayırt etme de genellemenin tersine , organizmanın koşullama sürecinde kullanılan koşullu uyarıcıyı diğerlerinden ayırt ederek tepkide bulunma eğiiimidir. Yani koşullu tepkinin tek bir koşullu uyarıcıya karşı meydana gelmesidir. (N. Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, s.102). Örnekte de çocuk sahipsiz köpekle (koşullu uyarıcı) sahipli köpekleri birbirinden ayırt etmiş sahipsiz köpeklere gösterdiği korku tepkisini sahipli köpeklere göstermemiştir.
(Cevap A)
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
Edimsel koşulama ortamından pekiştirici uyarıcının kaldırılmasıyla davranış sıklığında bir azalma ve en sonunda edim düzeyine inme § görülür. Pekiştirmenin yapılmamasıyla davranış jg pekiştirmeden önceki düzeyine döner. (N. S Senemoğlu.Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, s.156) g Bu örnekte de öğrencinin çeşitli hareketlerinin ~~ öğretmen tarafından fark edilmemesi bu £j davranışın pekiştiriimesini engellemiştir. Pekiştirilmeyen davranış söner.
(Cevap B)
2. Sahipsiz bir köpek tarafından ısırılan bir çocuk, önce tüm köpeklerden korkmuş; ancak bir süre sonra, bu tepkiyi sadece sahipsiz köpekler karşısında göstermeye başlamıştır.
Çocuktaki son davranış değişikliği aşağıdakilerden hangisine örnektir? (2001 KPSS)
A) Ayırt etmeB) SönmeC) Negatif transferD) GenellemeE) Ödül
Evlerinde köpeğe "kuçu kuçu" demeyi öğrenen Ahmet, bir gün bahçelerine giren kuzuya da "kuçu kuçu" demiştir.
Ahmet'in bu davranışı aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? (2001 KPSS)
A) Algısal değişmezlikB) Algı çarpıtmasıC) SeçicialgıD) Uyarıcı genellemesiE) Deneme-yanılma
Tepkisel koşullanma ilkelerinden birisi de genellemedir. Organizmanın koşullu uyarıcıya benzer uyarıcılara da gösterme eğilimi genellemedir. Pavlov' un deneyinde köpeğin zil sesine gösterdiği salya tepkisini benzer seslere de göstermesi uyarıcı genellemesidir. Örnekte de çocuğun köpeğe (koşullu uyarıcı) kuçu kuçu tepkisini kuzuya da yani benzer bir uyarıcıya da göstermesi uyarıcı genellemesidir.
(Cevap D)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 43
4. İlk kez aşı oiana kadar iğne gördüğünde herhangi bir korku belirtisi göstermeyen bir çocuk, aşı olduktan sonra, iğneyi her gördüğünde ağlamaya başlamıştır.
Çocuğun bu ağlama davranışı aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? (2002 KPSS)
A) Klasik (tepkisel) koşullanmaB) Edimsel (operant) koşullanmaC) Kavrayarak öğrenmeD) Bilişsel öğrenmeE) Gözlem yoluyla öğrenme
Çocuk için başlangıçta yani hiç aşı olmadan önce nötr bir uyarıcı olan iğne aşı ile koşullanmıştır. Klasik koşullanma sürecinde;
İğne başlangıçta nötr uyarıcı
Aşı koşulsuz uyarıcı ve aşıya gösterilen ağlama davranışı koşulsuz tepki
Aşı ve iğnenin birlikte verilmesi koşullanma süreci ~
İğneye koşullanma sürecinden sonra gösterilen g ağlama tepkisi koşullu tepkidir.
a
(Cevap A)
Bu örneği formülize edelim;
Mama yeme (koşulsuz uyarıcı) -> rahatlama ve sevinme (koşulsuz tepki)
Mama önlüğü = Nötr (ilişkisiz uyarıcı)
Mama önlüğünü takma + mama yedirme (koşullu uyarıcı) -> rahatlama ve sevinme (koşulsuz tepki)
Mama önlüğü (koşullu uyarıcı) -> sevinme (koşullu tepki)
- Mama önlüğü koşullanma sürecinde; önce nötruyarıcı sonra, koşullu uyarıcı görevini yapmıştır.
- Mama önlüğü koşullanma sonucunda ise,yalnızca nötr uyarıcı görevini yerine getirmiştir.
(Cevap D)cr
5. Bir anne, bebeğini yedirmeye başlamadan önce, her seferinde ona mama önlüğü takmaktadır. Bir süre sonra bebek, mama önlüğünü görür görmez maması gelmiş gibi sevinç çığlıkları atmaya başiamıştır.
Bu koşullanmanın sürecinde mama önlüğü, klasik (tepkisel) koşullanmadaki,
I. koşulsuz uyarıcı,
II. koşullu uyarıcı,
III. nötruyarıcı
öğelerinden hangilerinin işlevini üstlenmiştir? (2002 KPSS)
B) Yalnız II C) E) I v e l l
tnÜ
Ui
Klasik (tepkisel) koşullanmanın gerçekleşmesi için aşağıdakilerden hangisi gereklidir? (2002 KPSS)
A) Davranışın şekillendirilmesiB) Davranışın tekrar edilmesiC) Koşullu uyarıcının genellenmesiD) Davranışın cezalandırılmasıE) Koşulsuz uyarıcıyla nötr uyarıcının eşlenmesi
Klasik koşullanma başlangıçta organizma için nötr olan bir uyarıcının koşulsuz uyarıcıyla birlikte verilip nötr uyarıcıyla koşulsuz uyarıcının eşleştirilmesi sürecidir. Pavlov' un köpek deneyinde başlangıçta köpek için tepki verilecek bir anlam taşımayan zil sesi (nötr uyarıcı) köpeğe et suyu ile birlikte verilmiş ve bu süreç sonunda köpek et suyuna gösterdiği salya davranışını zil sesine de göstermiştir. Köpek zil sesi ile et suyunu eşleştirmiştir.
(Cevap E)
A) Yalnızlll D) l l ve l l l
Yalnızl
44- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
7. Bir bakıcı, kibrit yakmaktan hoşlanan çocuğun
eline çok fazla miktarda kibrit verip onları art arda
yaktırarak çocuğu kibrit yakmaktan bıktırma yoluyla
bu alışkanlıktan vazgeçirmek istemektedir.
Bu durumda bakıcı, alışkanlığı yok etmek için
aşağıdaki örenme kuramcılarından hangisinin
önerdiği yönteme başvurmaktadır? (2002
KPSS)
A) VVatson
B) Guthrie
C) Thomdike
D) Skinner
E) Pavlov
Guthrie yeni çağrışımlar yaratarak kötü
alışkanlıkların yok edilmesi için üç tür teknik
önermiştir. Bunlar eşik yönteml, bıktırma
yöntemi ve zıt tepki yöntemi6\r. Bıktırma
yönteminde, tüm uyarıcılar orijinal tepkiden, bir
başka deyişle istenmeyen tepkiyi yoruluncaya,
bıkıncaya kadar verilir. Daha sonra birey ya da
hayvan bu tepkiyi göstermekten bıkacağı için aynı
uyarıcıya karşı yeni bir tepki göstermeyi öğrenir.
(N. Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim,
s. 123,124). Bu örnekte de çocuğa aynı uyarıcı
sürekli veriliyor. Belli bir süre sonra kibrit çocukta
yakılacak değil kaçılması gereken bir uyarıcı
olacaktır.
(Cevap B)
Klasik koşullanma tepkisel davranışlar için
geçerlidir. Bu tür davranışlar bir uyarıcı tarafından
olırşturulur. Tepkisel davranışlar tüm refleksleri
kapsar. (N. Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve
Öğretim, S.147) Ayrıca fobiler d9 klasik
koşullanma yoluyla öğrenilir. Köpekten korkma,
karanlıktan korkma vb. Karanlık başlangıç için bir
şey ifade etmez fakat ann9 babaların olumsuz
aktarmaları, karanlıkta yaşanan korkunç olayiar
vb. karanlık korkusunun koşullanmasını sağlar.
Diğer seçeneklerdeki alışkanlık ve becerilerin
kazanılması edimsel koşullanma sonucu
gerçekleşir çünkü bu davranışlar edimsei
davranışlardır.
(Cevap A)
Bir anne, bebeğine mama yedirdikten sonra onun
ellerini ve ağzını sabunlu bezle sert şekilde silmiş
ve bu temizlik her seferinde bebeğin ağlamasıyla
sonuçlanmıştır. Bir süre sonra bebek , annesinin
elinde sabunlu bezi görür görmez ağlamaya
başlamıştır.
Bu örnekte sabunlu bez klasik koşullanmadaki
hangi öğenin yerini tutmaktadır? (2003 KPSS)
A) Olumlu pekiştirme B) Koşulsuz uyarıcı
C) Genelleme D) Koşullu uyarıcı
E) Olumsuz pekiştirme
8. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi klasik
koşullanma sonucu öğrenilmiş olabilir? (2003
KPSS)
A) Karanlık korkusu
B) Düzenli çalışma alışkanlığı
C) Yalan söyleme alışkanlığı
D) Güzel konuşma becerisi
E) Spor yapma alışkanlığı
Çocuğun sabunlu beze karşı koşullanma sürecini
ve öğeleri klasik koşullanmaya göre çözümlersek;
Başlangıçta sabunlu bez çocuk için ağlanacak
tepki verilecek bir uyarıcı olmadığı için nötr
uyarıcıdır.
Sert hareketlerle yapılan bir temizlik koşulsuz
uyarıcıdır. Buna karşı gösterilen tepki de
koşulsuz tepkidir.
Sabunlu bezle bu sert temizliğin eşleştirilmesi klasik koşullanmadır.
Bu koşullanma sürecinden sonra sabunlu bez
koşullu uyancıdır ve buna karşı gösterilen tepki
koşullu tepkidir.
(Cevap D)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 45
10. Farklı öğretmenlerle yapılan diğer derslerde
arkadaşlarından şikayetçi olmayan Ali, resim
dersinde her fırsatta arkadaşlarını öğretmene
şikayet etmektedir.
Bu örnekte resim öğretmeni, Ali'nin şikayet
etme davranışını kontrol eden ne tür bir uyarıcı
olarak nitelendirilebilir? (2003 KPSS)
A) Nötr
B) Koşullu
C) Pekiştirici
D) Ayırtedici
E) Koşulsuz
Koşullu uyarıcının tek başına koşullu tepkiyi
oluşturmamasına sönme denir. Sönmeden sonra
ara verildiğinde bir süre sonra organizmanın
koşullu uyarıcıya aynı tepkiyi verdiği görülür. Buna
da kendiliğinden geri gelme denir. (N.
Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim,
S.101) Örnekte de çocuğun sönen davranışı tatil
dönüşünde tekrar ortaya çıkmıştır.
(Cevap D)
Organizmanın farklı uyarıcılar arasından istediği
tepkiyi aldığı uyarıcıyı seçmesi ayırt etmedir.
İstediği tepkiyi aldığı uyarıcı da ayırt edici
uyarıcıdır. Ali'nin diğer derslerde bu davranışı
göstermemesinin sebebi resim dersiyle diğer
dersleri ayırt etmesidir.
(Cevap D)
H.Okulda arkadaşlarıyla top oynarken, "top benim,
alır giderim" diyerek onlara her istediğini kabul
ettirebileceğini öğrenen bir çocuk, arkadaşlarının
durmadan sıkılıp birkaç kez üst üste "istiyorsan al
topunu git." demeleri üzerine bu davranışı
göstermez olmuştur. Ancak, yarıyıl tatili dönüşünde
çocuk arkadaşlarına oynarken istediklerini
yaptırmak için tekrar "top benim, alır giderim"
demeye başlamıştır.
Çocuğun tatil dönüşünde tekrar "top benim,
a l ı r g ider im" demeye başlaması ,
aşağıdakilerden hangisine örnektir? (2003
KPSS)
A) Karşıt tepki oluşturma
B) Olumlu pekiştirme
C) Duyarsızlaşma
D) Kendiliğinden geri gelme
E) Olumsuz aktarma
'öcUJ
5=
03
izUJ
Q Ui
12. Arkadaşından aldığı kalemle girdiği bir sınavda
çok yüksek puan alan bir öğrenci, daha sonra
girdiği sınavlarda aynı kalemi kullanmıştır.
Öğrencinin uğurlu olduğuna inanarak
daha sonraki sınavlarda da aynı kalemi
kullanması aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir? (2003 KPSS)
A) Batıl davranış
B) Koşullu tepki
C) Genelleme
D) Öğrenmenin aktarılması
E) Davranış değiştirme
Edimsel koşullanmada pekiştirme
gösterilen tepkiye bağlı olarak yapılmaktadır.
Skinner yaptığı deneyde hayvan tesadüfen
başını kaşıdığında yiyecek verir. Bu durum
tesadüfen birkaç kez tekrar ettiğinde
hayvanın başını kaşıma davranışında
artma görülür. Yiyecek elde etmekle hiç
ilişkisi olmadığı halde tesadüfen başını
kaşırken yiyecek elde etmesi, yiyecek elde
etmek için başını kaşıma davranışını tekrar
ettirmektedir. Sonuç olarak tesadüfen yan
yana gelen iki olay gerçekle ilişkisi olmayan
batıl davranışların meydana gelmesine
neden olur. Örneğin; öğrenci bir kalemle
sınava girer ve sınavda tesadüfen başarılı
olursa, gelecek sınavda da aynı kalemi
kullanma eğiliminde olabilir. (N.
Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim,
s.1162,163)
(Cevap A)
46- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSl
13. Bir ilköğretim öğretmeni, okula yeni başlayan öğrencilerine sınıfta gürültü yapmadan, istenen çalışmaları yapma alışkanlığı kazandırmak amacıyla ilk gün, 10 dakika süreyle gürültü yapmadan çalıştıkları takdirde bir ödül vereceğini söylemiş ve bu süre sonunda onlar ı ödüllendirmiştir. Öğretmen, ödül alabilmek için gerekli olan, sorun çıkarmadan istenen çalışmaları yapma süresini her gün artırmış ve sonuçta öğrencilerin bir ders saati boyunca sınıf düzenini bozmadan kendilerinden beklenen çalışmaları yapar hale gelmelerini sağlamıştır.
Öğretmenin, öğrencilerine sınıf düzenini bozmadan kendilerinden beklenen çalışmaları yapma alışkanlığı kazandırmak amacıyla kullandığı teknik aşağıdakilerden hangisidir? (2003 KPSS)
A) Psikoterapi
B) Sistematikduyarsızlaştırma
C) Kademeli yaklaşma
D) Serbest çağrışım
E) Karşıt koşullanma
Kademeli yaklaşımda uyarıcı azar azar ve uzun
sürede yavaş yavaş verilmelidir. Öğretmen
kademeli olarak çocukların sessiz durma
sürelerini arttırmıştır. Bu yöntemde uyarıcı azar
azar arttırılıp öğrencilerin istenen davranışı
göstermeleri sağlanmıştır. (Bu sorunun benzeri
2002 yılında da sorulmuştur.)
(Cevap C)
z: oC/>Q LU
Gözüne kalem batırma: Koşulsuz uyarıcı.
Bunun sonucunda gözünden yaş gelmesi
koşulsuz tepki.
Makyaj masası koşullu uyarıcı. Makyaj
masasına oturunca gözünden yaş gelmesi
koşullu uyarıcı.
Ayşe makyaj masasıyla gözüne kalem
batırmayı eşleştirmiş ve koşullanmıştır.
(Cevap A)
15. Sınıfta sürekli konuşarak öğretmeninin
dikkatini çekmeyi başaran bir öğrencinin
aynı yolu kullanarak bu amaca ulaşması
engellendiğinde, ilk başlarda, konuşma
davranışında bir artma olur. Ancak zamanla
öğrenci daha fazla konuşmakla öğretmeninin
dikkatinin çekilemeyeceğini kabullenmeye
başlar ve daha az konuşur.
Öğrencinin öğretmenin dikkatinin
konuşarak çekilemeyeceğini kabullenmeye
başlaması, aşağıdaki süreçlerden
hangisinin başladığına işaret etmektedir?
(2004 KPSS)
A) Sönme
B) CezaC) Olumsuz pekiştirme
D) Kaçınma
E) Kendiliğinden geri gelme
14.Ayşe makyaj yaparken gözüne kalemi batırmış ve
gözünden yaş gelmiştir. Ayşe ertesi gün makyaj
masasına oturduğunda tekrar gözünden yaş
gelmiştir.
Ayşe'nin bu durumu aşağıdakilerden hangisine
örnektir? (2004 KPSS)
A) Tepkisel Koşullanma
B) Edimsel Koşullanma
C) Olumlu Pekiştirme
D) Koşulsuz Uyarıcı
E) Olumsuz Pekiştirme
Öğrencinin çok konuşmasından sonra öğretmenin
dikkatini çekmesi öğrenci için olumlu bir
pekiştireçtir. Davranıştan sonra olumlu
pekiştirecin ortamdan çekilmesi davranışın
sönmesine yol açar. Öğretmen çok konuştuğu
zaman öğrenciye olumlu pekiştireç vermemiş
(ilgisini öğrenciye vermemiş) böylece davranışta
sönme meydana gelmiştir. Sönmenin ilk
zamanlarında davranışın yapılma sıklığı biraz
artabilir. Çünkü çocuk ilgiyi çekebilmek için daha
fazla konuşma yoluna gidecektir. Bunun fayda
sağlamadığını görünce (çok konuşmasının
ardından pekiştireç almadığını görünce) bu
davranışı yapmaktan vazgeçecektir.
(Cevap A)
-EĞİTİM BİÜMLERİ- 47
16. Sin^ma alanında uzman film eleştirmeni bir
konuşması sonunda övgüler almıştır. Bu
övgülerden sonra her konuda görüş belirtir
olmuştur.
Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir? (2004 KPSS)
A) Genelleme
B) Koşullu uyarım
C) Koşulsuz tepkileme
D) Olumsuz davranış
E) Sönmeye direnç
Bazı durumlarda organizma, bir uyarıcı karşısında
gösterdiği koşullu tepkiyi benzer durumlarda da
gösterir Buna uyarıcı genellemesi denir. (Prof.
Dr. Erden M., Gelişim ve Öğrenme, S. 135)
Bu uzman kendi alanında yaptığı bir konuşma
sonunda övgüler almış ve bu davranışını
(konuşma) genelleyerek her alanda konuşmaya
başlamıştır.
Bu durumu davranışçı öğrenme kuramlarına göre
çözümleyelim
Övgü: Koşulsuz uyarıcı
Övgü sonucunda duyulan gurur: Koşulsuz tepki
Alanında yaptığı konuşmanın övülmesi: Koşullu
uyarıcı
Alanı ile ilgili konuşma: Koşullu davranış
Her konuda konuşma: Gen9İİ9me
(Cevap A)
'ccUi
'cnÜ
UJ
17. Bir köpek sahibi ıslık çaldığı zaman ön
ayaklarından birini uzatarak tokalaşma
hareketi yaptığında kendisine yiyecek
verileceğini öğrenmiştir. Daha sonra,
köpeğin bu davranışı ön ayağını uzattığında
yiyecek verilmeyerek söndürülmüş V9
köpek, sahibi ıslık çaldığında artık bu
davranışı yapmaz hale gelmiştir. Ancak,
aradan bir süre geçtikten sonra sahibi ıslık
çaldığında köpeğin tekrar ön ayaklarından
birini uzatarak tokalaşma hareketi
yapmaya başladığı gözlenmiştir.
Köpeğin ıslık sesini duyduğunda tekrar ön
ayaklarından birini uzatmaya başlaması
aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
(2004 KPSS)
A) Tepki genellemesi
B) Ayırıma varma
C) Kendiliğinden geri gelme
D) Ayırt etmeyi öğrenme
E) Olumlu aktarma
Sönmüş davranışlar için şartlı uyarıcı bir
süre ortadan kaldırılırsa yani d^neyde
(Pavlov'un deneyini hatırlayalım) köpeğe bir
süre zil sesinden sonra et suyu verilmezse
köpeğin salya davranışı sön^r. Bir süre sonra
tekrar zil sesi duyduğtında köpeğin bir miktar
salya salgıladığı görülür buna kendiliğinden
geri gelme denir. Bu örnekte de köpeğin
ayağını uzatma davranışı söndükt9n bir süre
sonra sahibinin ıslık sesine (şartlı uyarıcı)
köpek ayağını uzatma davranışı göstermiştir.
(Cevap C)
18. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi "Uyarıcı
Genellemesi"ne örnektir? (2004 KPSS)
A) Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
B) Atı alan Üsküdar'ı geçti
C) Ak akçe kara gün içindir
D) Damlaya damlaya göl olur
E) Sakla samanı gelir zamanı
48- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
Uyarıcı genellemesi organizmanın koşullu
uyarıcıya verdiği tepkiyi benzer uyarıcılara da
göstermesidir.
A seçeneğini çözümlediğimizde
Sıcak koşulsuz uyarıcı kişinin sıcağa verdiği tepki
koşulsuz tepki
Süt koşullu uyarıcı
Süt ve sıcaklık uyarıcılarını birlikte verme
koşullama
Sıcak süte organizmanın gösterdiği tepki koşullu
tepki
Süte benzer (beyaz) uyarıcılara da organizmanın
aynı tepkiyi göstermesi genelleme
(Cevap A)
o >Ç2
UJ
19. Bir gün lokantada yediği yemekten dolayı midesi 5-
bulanan bir adam daha sonra lokantanın önünden g
geçtiğinde midesi bulanmıştır.
Burada lokanta aşağıdakilerden hangisidir?
(2004 KPSS)
A) Koşullu Tepki
B) Koşullu Uyarıcı
C) Koşulsuz Uyarıcı
D) Koşulsuz Tepki
E) Sönme
Burada bir klasik koşullanma söz konusudur. Bu
durumu diğer sorularda yaptığımız gibi
çözümleyelim
- Doğal bir uyarıcı olan bozuk yemek koşulsuz
uyarıcıdır.
- Adaımın bozuk yemeği yedikten sonra midesinin
bulanması: (koşulsuz uyarıcıya karşı gösterilen
tepki) Koşulsuz tepkidir.
- Lokanta koşullu uyarıcıdır. Çünkü lokanta
başlangıçta adamın midesini bulandırmıyor fakat
orada yediği yemek sonucunda midesinin
bulanması ile lokantayı eşleştiriyor.
- Lokantanın önünden geçerken adamın
midesinin bulanması ise koşullu tepkidir.
(Cevap B)
20. Ahmet ders başladığı halde sırasına oturmayıp
sınıfta dolaşmaktadır. Yerine oturmayıp dolaştığı
için öğretmeni Ahmet'i azarlamış ve Ahmet hemen
sırasına oturmuştur. Bu yaşantıdan sonra Ahmet
öğretmenini sınıfını kapısında görür görmez hemen
sırasına oturmaya başlamıştır.
Ahmet'in davranışında görülen bu değişme,
aşağıdakilerden hangisinin sonucudur? (2004
KPSS)
A) Kendliğinden geri gelme
B) Ceza
C) Olumsuz pekiştireç
D) Tepkisel koşullanma
E) Sosyal öğrenme
Klasik (tepkisel) koşullanma sürecine göre daha
önce herhangi bir etkisi olmayan nötr (ilişiksiz)
uyarıcıya (öğretmen) bir yaşantının (Ahmet'i
azarlama) ilişkilendirilmesi sonucu otomatik bir
anlam yüklenmiş ve tepkide (yerine oturma)
bulunulmuştur. Öğretmen görüntüsü, Ahmet'in
yerine oturması tepkisini meydana getiren bir
koşullu uyarıcı olmuştur. Bu süreci formül ile şu
şekilde açıklayabiliriz.
Azarlama (zor duruma düşme) -> yerine oturma
(koşulsuz uyarıcı) (koşulsuz tepki)
Öğretmen = Nötr (ilişiksiz) uyarıcı
Öğretmen + Azarlama
(koşullu uyarıcı)
Öğretmen
-» yerine oturma
(koşulsuz tepki)
-> yerineoturma
(koşullu tepki)
(Cevap D)
(koşullu uyarıcı)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 49
21. Bir öğretmen sınıfta problemi olan bir öğrenciye öncelikle aşağıdaküerden hangisini yapmahdır? (2004 KPSS)
A) CezaB) SönmeC) PekiştirmeD) Olumlu pekiştirmeE) Karşılık
Olumsuz davranışın ortadan kaidırılması için izlenecek en iyi yol davranışın tam zıttının pekiştirilmesidir. Seçeneklerde böyle bir durumdan bahsedilmiyor, sadece pekiştirme deniyor. Pekiştirme davranışın görülme sıklığını arttırır. Ceza ise oluşturduğu olumsuz atmosferden dolayı eğitim ortamında davranış biçimlendirme için kullanılmamalıdır. Karşılık verme de olumsuz bir hava yaratır. Öğretmenin ilk yapacağı olumsuz davranışı görmezden gelerek sönmesini beklemektir.
(Cevap B)
22. Bir anne olumsuz davranışta bulunan çocuğunun olumsuz davranışını görmezlikten geliyor, fakat olumsuz davranışında biraz artma gözleniyor.
artması 12Burada olumsuz davranışınaşağıdakilerden hangisini gösterir? (2004 3KPSS) |
UJ
A) Davranışın sönmeye başladığınıB) Davranışın aşırı şekilde arttığınıC) Yöntemin yanlış şekilde uygulandığınıD) Yapılan davranışın ters teptiğiniE) Çocuğun yanlış anlaşıldığını
23. Hoş bir şeyle bir durum oluşturursak, bu durumun uyandırdığı olumlu duygular o duruma ilişkin uyancılar için koşullu davranış haline gelir. Buna klasik koşullanma veya tepkisel koşullanma denir.
Aşağıdakilerden hangisi buna örnektir? (2004 KPSS)
A) Midesi ağrıyan bireyin ilaç içmesiB) Güzel mankenler ile otomobillerin eşleştirilmesiC) Bir davranışın sonunda olumlu uyaran alınmasıD) Babasının ayakkabısını boyayan çocuğun
babasının hoşuna gitti diye her gün boyamasıE) Bir bebeğin ablasının dikkatini çekmek için daha
çok ağlaması
Yukarıdaki ömeklere baktığımızda B seçeneğinde bir eşleştirmeden bahsedilmektedir. Genellikle otomobil tanıtımlarının güzel mankenler tarafından yapılması yukarıda verilen duruma iyi bir örnektir. Otomobil güzel mankenler tarafından tanıtıldığında kişi için hoş bir durum olacak ve daha sonra otomobil almaya karar verdiğinde tanıtılan bu otomobil onda güzel duygular çağrıştıracaktır.
Güzel manken: Koşulsuz uyarıcı. Mankenlere karşı duyulan güzel duygular: Koşulsuz tepki. Otomobil: Koşullu uyarıcı. Tanıtılan otomobile duyulan güzel duygular: Koşullu tepki. Otomobillerin mankenler tarafından tanıtılması: Tepkisel koşullanma
(Cevap B)
to' occLU
Annesinin dikkatini çekmek için yaramazlık yapan bir çocuğun davranışları annesi tarafından görmezden gelinerek sönmesi bekleniyor. İlk anlarda çocuk bunun sonucu olarak jlgiyi çekmek için yaramazlığı daha da arttıracaktır. Sönme daha sonra gerçekleşir. Çocuk yaramazlıkla annesinin dikkatini çekemeyeceğini anlar ve davranışına son verir. Yukarıdaki durum da çocuğun davranışının sönmeye başladığının göstergesidir.
(Cevap A)
24. Yemek masasının etrafında dolaşan köpeğe, yemek yiyen çocuklar bazen yediklerinden vermektedir. Bir gün anneleri etrafı kirletiyorsunuz diye kızınca bir daha köpeğe yiyecek vermezler.
Bu durumda köpek nasıl tepki gösterir? (2005 KPSS)
A) Bir daha yiyecek istemezB) Önceleri yiyecek isteme davranışı artar sonra
sönerC) Çocuklara gitme olasılığı artarD) Annenin yanına giderE) Köpek, yemek isteme davranışından vazgeçer
50- -OGRENME PSİKOLOJİSİ-
Öğrenilen davranışlar uzun süre pekiştirilmezse davranışın görülme sıklığı azalır ve davranış söner. Örnekte de köpeğe yiyecek pekiştireci veriimezse yemek masasına gelip yiyecek isteme davranışı sönecektir. Fakat unutulmaması gereken nokta sönmenin başlangıcında davranışın (köpeğin yiyecek istemesi) şiddetinde artma olacağıdır. Pekiştireç verilmediğinde davranışta görülen bu artma sönmenin habercisidir.
(Cevap B)
26. Bir aslana merdiv^nin başına oturmayı öğretmek isteyen bakıcı aslana önce ilk merdivene çıktığında sonra 2. sonra 3. vs. sonra 9n üste çıkıp oturduğunda et vermiştir.
Bakıcının kullandığı yöntem hangisidir? (2005 KPSS)
A) Kademeli yaklaşmaB) Modelden öğretmeC) Klasik koşullandırmaD) Sistematik duyarsızlaştırmaE) Simgesel pekiştirme
25. Evde yemeğini bitirmeden kalkan Selim anaokuluna gittiğinde öğretmenin yemeğini bitirmeden kalkan arkadaşını azarladığını görüyor ve anaokulundayk^n yemeğini bitirmeden kalkmıyor ama 9V9 gelince yine yemeğini bitirmeden kalkıyor.
Selim'in bu davramşı aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilir? (2005 KPSS)
A) G9nellem9B) Ayırt9tmeC) Koşullu tepkiD) Koşulsuz tepkiE) Alışkanlık
o
'cıUi
gSM
Kademeli yaklaşım: Önce, gösteri lendavranışlardan istenilen davranışa en yakın olandavranış pekiştirilmekte, bir müddet sonra dahayakını ve giderek daha yakını pekiştirilerekbeklenilen davranışın
gösterilmesisağlanmaktadır. (N. Senemoğlu, Gelişlim Öğrenme ve Öğretim, s.157) Verilen örnekte de aslana en üst basamakta oturma davranışını öğretmek için bu davranışa yakın olan davranışlar kademeli olarak pekiştirilmiştir.
(Cevap A)
27. Soğukta kalınca da yüzümüz kızarır, bir şeyd^n utanınca da yüzümüz kızarır.
Bu iki durum sırasıyla öğrenmede
hangi durumlara örnektir? (2005 KPSS)
A) Koşullu uyarıcı - Koşuisuz uyarıcıB) Koşulsuz uyarıcı - Koşullu uyarıcıC) Klasik - EdimselD)Koşullu tepki - Koşulsuz tepkiE) Koşulsuz tepki - Koşullu tepki
Selim ana okulunda yemeğini bitirmeden masadan kalkmamayı başka bir arkadaşının davranışının sonucunu gözleyerek öğrenmiştir. Eğer Selim aynı davranışı (yemeğini bitirmeden masadan kalkmama) evde de gösterseydi genellemiş olacaktı. Fakat Selim ana okulu ve evi birbirinden ayırt etmiştir.
(C9vap B)
Soğuk insanlar için koşulsuz bir uyarıcıdır. Soğuğa karşı insanların yüzünün kızarması koşulsuz uyarıcıya verilen tepki yani koşulsuz tepkidir. Utanılacak bir şey ise koşullu bir uyarıcıdır, buna verilen yüzün kızarması tepkisi de koşullu tepkidir. Soğukta yüzün kızarması koşulsuz, utanınca yüzün kızarması da koşullu tepkidir.
(C9vap E)
-EGİTİM BİLİMLERI- 51
28. İlköğretim 5. sınıfta okuyan Ayşe, bisikletini
babasından izin almadan arkadaşlarına ödünç
veriyor. Bisiklet arkadaşının birindeyken bozuluyor.
Babası Ayşe'ye "Bisikletini arkadaşlarına verirsen
böyle olur" diyor. Daha sonra Ayşe bisikleti
arkadaşlarına vermiyor.
Ayşe'nin bu davranışı aşağıdaki gelişim
kavramlarından hangisiyle açıklanabilir? (2005
KPSS)
A) Ceza
B) Olumsuz pekiştireç
C) Olumlu pekiştireç
D) Transfer
E) Sönme
Olumsuz pekiştireç organizma için olumsuz bir
durumun ortamdan çekilmesi ile davranış
sıklığının arttırılmasıdır. Bu durumda kızın
bisikletini arkadaşlarına verme davranışını 'M
ortamdan çekmesi yani bisikletini vermemesi g
babası için olumsuz bir pekiştireçtir. Q
(Cevap B)
Ayşe'nin evde yaptığı yaramazlıklar sonucu hiçbir
tepki görmemesi ve her isteğinin yerine getirilmesi
bu davranışlar için bir pekiştirmedir. Ayşe'nin bu
davranışları ana okulunda da sürdürmesi bu
durumu genellediğini gösterir. Öğretmenin
yaramazlık davranışlarını pekiştirmemesi yani
tepki vermemesi söndürmedir. Pekiştirilmeyen
davranışlar söner. Soru bu haliyle genelleme-
sönmedir. Ancak Ayşe ana okulunda öğretmeni
tepki vermediği için ana okulunda yaramazlık
yapmaz şeklinde olsaydı cevap genelleme-ayırt
etme olurdu.
(Cevap C)
30. Mert okula yeni başlamıştır. Fakat okulda
öğretmeni ile anlaşamamış ve bir takım
olumsuzluklar yaşamıştır. Mert'te bir süre sonra
okul korkusu oluşmuş ve okula gi tmek
istememiştir.
Mert'te okul korkusunun oluşmasını ne ile
açıklayabiliriz? (2005 KPSS)
A) Edimsel koşullanma
B) Sosyal öğrenme
C) Gizil öğrenme
D) Kavrama yoluyla öğrenme
E) Tepkisel koşullanma
ilî
"m
LU
"3LU
29. Ayşe evde yaramazlık yaptığı zaman annesi
tarafından hiçbir tepki görmemektedir ve her istediği
yerine getirilmektedir. Ana okulunda ise Ayşe'nin bu
davranışı öğretmeni tarafından dikkate
alınmamaktadır.
Yukarıdaki paragraftaki davramşlar aşağıdaki
eşlemelerden hangilerine örnektir? (2005 KPSS)
A) Genelleme-ayırtetme
B) Klasik koşullanma ■ ayırt etme
C) Genelleme - sönme
D) Ayırtetme-sönme
E) Sönme-ayırtetme
Bazı çocukların mutlu ve istekli bir şekilde
bazılarının da ağlayarak ve korkarak okula
gitmelerinin nedeni acaba nedir? Çocukların farklı
duygulara sahip olmalarının nedeni; okul ve
çevrelerinde, kendilerine mutluluk veren ya da
k a y g ı , k o r k u y a r a t a n u y a r ı c ı l a r ı
ilişkilendirmeleridir. Okul başlangıçta nötr bir
uyarıcıdır. Çocuk okula ilk gittiği gün, kendisini
seven, yumuşak davranan, kendisi ile oynayan bir
öğretmenle karşılaştıysa, bu sevecen öğretmenin
yarattığı olumlu etki, öğretmenle birlikte olan okul
tarafından da paylaşılacak, öğretmenin
oluşturduğu mutluluk duygusunu okul da
meydana getirecektir. (N. Senemoğlu, Gelişlim
Öğrenme ve Öğretim, s.104-105) Fobik bütün
öğrenmelerin kaynağı klasik koşullanmadır.
Öğrencilerin okuldan, bir dersten korkmaları da
klasik koşullanmanın ürünüdür.
(Cevap E)
52- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSl
31. Aşağıdakilerden hangisi klasik (tepkisel)
koşullanmaya örnektir? (2005 KPSS)
A) Bir yemeğin görüntüsünün mide bulandırması
B) Derse zamanında gelme
C) Ödevlerini sadece öğretmenin kontrol ettiği
günler yapma
D) Matematik problemi çözme
E) Haritaya bakarak yol bulma
Klasik koşullanma daha çok tepkisel
davranışlarımızı ilgilendirir. Tepkisel davranışlar
herhangi bir uyarıcı tarafından oluşturulurlar.
Reflekslerin tümü tepkisel davranıştır. Örneğin
karanlıkta göz bebeğinin genişlemesi, sevdiğimiz
bir yemeği görünce ağzımızın sulanması birer
tepkisel davranıştır. Seçeneklere baktığımızda
öğrenme sonuçlarından sadece A seçeneğindeki
mide bulanması tepkisel bir davranıştır. Bu
sebepten bir yemeği görünce mide bulanması
tepkisel koşullanmadır.
(Cevap A)
Pavlov'un klasik koşullanma deneyinde köpeğe ilk
önce zii sesi veriliyor, köpek bu sese tepki
vermiyor. Daha sonra zil sesinin ardından et tozu
veriliyor ve zil sesi ile et tozu koşullandırılıyor.
Koşullanma sonunda köpek başlangıçta tepki
vermediği (nötr uyarıcı) zil sesine salya tepkisi
vermeye başlıyor. Koşullanma gerçekleştikten
sonra artık zil sesi köpek için koşullu bir uyarıcı
oluyor. Örneğe baktığımızda yanıp sönen ışığa ilk
başta yani koşullanma olmadan önce hiçbir tepki
verilmiyor. Bu durumda yanıp sönen ışık nötr bir
uyarıcıdır. Koşullanma gerçekleştikten sonra ise
ışık artık birey için koşullu bir uyarıcıdır.
(Cevap D)
33. Aşağıdakilerden hangisi sönmeyi sağlar? (2005
KPSS)
A) Davranıştan sonra koşullu uyarıcı verilmesi
A) Koşullu uyarıcıya benzer nitelikte uyarıcılar
verilmesi
B) Koşulsuz uyarıcının bir süre tek başına verilmesi
B) Koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcı ile aynı anda
verilmesi
E) Koşullu uyarıcının bir süre koşulsuz uyarıcı
olmaksızın tek başına verilmesi
32. Yanıp sönen ışık ilk başlarda bireylerde
herhangi bir tepkiye neden olmamaktadır. Bir
müddet sonra ise koşullanma gerçekleştirilmiş
ve kişinin yanıp sönen ışığa tepki vermeye
başladığı görülmüştür. Yanıp sönen ışık göz
kırpma tepkisini ortaya çıkarmaya başlamadan
önce ne tür bir uyarıcıdır? (2005 KPSS)
A) Koşullu uyarıcı
B) Koşulsuz uyarıcı
C) Koşullu tepki
D) Nötruyarıcı
E) Koşulsuz tepki
Koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcının etkisini
yeterince paylaştıktan sonra, diğer bir deyişle
koşullu uyarıcı (ses) tek başına koşullu tepkiyi
(salya) meydana getirdikten sonra, uzun süre
koşulsuz uyarıcı (et) olmadan, koşullu uyarıcı
(ses) tek başına verildiği taktirde bir müddet
sonra koşullu tepkinin (salya) azaldığı ve yok
olduğu görülür. Koşullu uyarıcının artık tek başına
koşullu tepkiyi oluşturmamasına sönme denir. (N.
Senemoğlu, Gelişlim Öğrenme ve Öğretim, s.101)
Koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcı olmadan bir
müddet yalnız verilmesi sönmeye yol açar.
Köpeğe deneyde bir süre zil sesi verdikten sonra
et verilmemesi sönmeye yol açar.
(Cevap E)
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
53
ÖLÇEK
Ölçme işleminde kullanılan araçlara genel olarak ölçek denilmektedir. Ölçekler birimleri, verileri ve yapılan işlemlerinin farklılığından dolayı değişik kategoriler altında incelemektedir. Nesnelere verilen sayıların anlamlarını ya da nesnelere sayı vermede ve nesnelere verilen sayıların kullanılmasında uyulması gereken kurallar ve kısaltmaları belirtmek için kullanılır.
Birim
Bir ölçme aracının en küçük parçasına birim denir. Metrenin santimetreleri, kilogram içindeki gramlar bu araçların birimidir.
Örnek:
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Yukarıdaki uzunluk ölçme aracının adı yani yukarıdaki ölçek "metre"dir. Varlıkların uzunluklarını ölçmeye yarar. Birimi yani en küçük parçası ise milimetredir.
Birimin eşitlik, genellik ve kullanışlık olmak üzere üç özelliği vardır. Varlıkların benzerlik ya da farklılıklarına göre gruplanmasına "sınıflama" denilmektedir.
1. Eşitlik: Ölçme aracını oluşturan birimlerinbirbirine eşit olmasıdır. Metrenin birimleri eşitliközelliğine sahiptir; ama arşın, karış, adım gibiölçeklerde eşitlik özelliği yoktur.
2. Genellik: Her kesin aynı iş için aynı birimikullanması. Uzunluk için insanların bir kısmınınmetre bir kısmının inch kullanması genellik özelliğinibozar. Örnek: Ağırhk için genel olarak kilogramkullanırız. Okka az kullanılır. Genel değildir.
3. Kullanışlık: Birimin ölçülecek niteliğe uygunolmasıdır. Kömür tartmak için ton veya kg., altıntartmak için mg. kullanılması bu birimlerin bu işleriçin uygun olmasıdır. Ölçme aracının kullanışlıolması demek; ölçme işlemini kolaylaştırması, azzahmetli ve ekonomik olması demektir.
ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME | Ölçek ve Ölçek Çeşitleri
D
tcLÜ O
'acUJ
ÖLÇEK ÇEŞİTLERİ
1. Sınıflama Ölçekleri (Adlandırma)
Varlıkların benzerlik ya da farklılıklarına göre gruplanmasına sınıflama denilmektedir. Varlıkların belli bir yönden birbirine benzeyip benzemediğine göre sınıflamaktır. Yani; belli bir yönden birbirine benzeyenlerin aynı sınıfa konulmasıdır.
Örneğin: İnsanların kadın-erkek, evli-bekar, gibi sınıflamak, kpss kursuna gelenler-gelmeyenler, gözlük takanlar-takmayanlar, esmer-sarışın-kumral, çocuk-genç-yetişkin kategorilerine ayrılması sınıflama ölçeklerine örnektir.
Örneğin: İllere kod numarasının verilmesi ve her ile ait araçların aynı plaka numarası ile anılması. Oyunculara verilen sırt numaraları.
Oilgi Notu /
Bu ölçeklerin belli bir başlangıç noktası ve birimi yoktur. Ayrıca sınıflamada kullanılan sayı-sembol ve işaretlerin sayısal anlamı bulunmaz. Yani matematiksel işlemler yapılmaz.
Sınıflandırma ya da adlandırma ölçeklerinin başlıca iki özelliği vardır.
1. Simetriklik: Sınıflama türü ölçeklerde, benzerözelliklerinden dolayı aynı grupta yer alan varlıklarbirbiriyle simetriktir.
Örnek: A sınıfındaki öğrencileri gözlüklü ve gözlüksüzleri diye sınıflama yaptık. Ayşe'de Sultan'da gözlüklü ise " Ayşe ve Sultan simetriktir" diyebiliriz. Yani "Ayşe ve Sultan gözlüklü olma bakımından birbirine benzerdir, simetriktir" denilir.
2. Geçişlilik
Örneğin: Bir akraba sınıfını ele alalım;
Ali Veli'nin akrabası ise Veli de Ali'nin akrabasıdır. Bu ilişkiye simetriklik denir. Sembolle şöyle gösterilir.
A=B ise B=A'dır.
54- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
Öte yandan;
Ali Veli'nin kardeşi, Veli de Ayşe'nin kardeşi ise o zaman Ali de Ayşe'nin kardeşidir. Bu ilişkiye geçişlilik denir.
Sembolle şöyle gösterilir.
A=B ve B=C^> A=C'dir.
Sınıflama ölçeklerinin zayıf yönleri:
a) Varlığın grup içindeki (sınıfındaki) yeri tam belirlideğildir. Örneğin orta boylu olan Hasan ortaboyluların altında mı yoksa üst kısmında mıbilmiyoruz bildiğimiz tek şey Hasan'ın orta boylusınıfında olduğudur.
b) Gruba yeni biri katıldığında sınıflama yer değişebilir. Örneğin sınıfa yatay geçişle yeni bir öğrencigelirse Hasan orta boylu gruptan kısa boylulargrubuna düşebilir.
Örnek: Sınıf öğretmenliği 2. sınıf öğrencilerini boylarına göre sınıflama yapalım.
Hasan---------
Orta boylularUzun boylular -22
2. Sıralama (Dereceleme) Ölçekleri
Nesneleri belli bir özelliğine göre sıralayan ölçek türüdür. Bu ölçekle nesneler en büyükten en küçüğe, en ağırdan en hafife veya tersi işlemleri yapılır. Bu ölçekte verilen rakamların matematiksel anlamı yoktur. Sadece özelliğin azlık-çokluk ya da sırasını verir.
Örneğin:
- ÖSS'yi ikinci tercihle kazanmak,
- Rakamları 1, 2,3,4, 5 gibi sıralamak,
- Nesneleri A, B, C, gibi sıralamak,
- Öğrencileri kısadan-uzuna doğru sıralamak,
- Öğrencileri KPSS deneme sınavında aldıkları puana göre birinci, ikinci, üçüncü gibi sıraya dizmek.
flilgiNoluf
| Sıralama ölçeklerinde sıfır (0) değerinin bir | anlamı yoktur. Örneğin; Öğrenci sıfırıncı sırada I diyemeyiz.
Sıralama ölçeğinde başlangıç noktası ve sıralar arasındaki farklar sabit değildir.
Sıralama ölçeğinin zayıf yönleri:
a) Birimler arasındaki aralıklar eşit değildir.
b) Gruba yeni biri katıldığında sıralama değişir.
Yine yukarıda sınıflama ölçeğinde verdiğimiz örneği alalım:
Sınıf öğretmenliği 2. sınıf öğrencilerini bu kez sıralama yapalım.
Not: Sıralama yaptığımızda sınıflama bilgisine sahip oluruz. Yani sıralama ölçeği sınıflamayı kapsar.
Kısa boylular Orta boylular Uzunboylular
Not: Sıralama ölçeklerinde başlangıç sıfır (0) olamaz. Ayrıca birimler arası aralıklar eşit değildir. Mesela 2. sıradaki esra ile 3. sıradaki Uğur arasındaki boy farkı 1 cm iken 6. sıradaki Hasan ile 7. sıradaki Ömer arasındaki boy farkı 5 cm olabilir. Bu olumsuzluğu ise eşit aralıkla ölçekler gidermektedir.
Örneğin: 30 kişilik bir sınıfı boy sırasına koyduğumuzda, sıralamaya belli bir kişiden başlanacak ve bu sıralamada herkesin yeri belli olacaktır. Fakat 30 kişilik sınıfa sonradan 5 kişi daha katıldığında sıralamanın başlangıç noktası ve kişüerin sırası değişecektir.
Bu ölçek türüyle elde edilen ölçme sonuçları arasında iki tür ilişki vardır:
1. Geçişlilik: Ahmet, Mehmet'ten daha uzun,Mehmet de İsmet'ten daha uzun ise Ahmet deİsmet'ten uzundur. Bu geçişlilik ilkesi A>B ve B>C=>A>C şeklinde gösterilir.
2. Asimetriklik; Ahmet Mehmet'ten uzun iseMehmet de Ahmet'ten uzundur diyemeyiz. Bu ilişkiasimetrik bir ilişkidir yani (A>B=>B > A değildir).
3. Eşit Aralıklı Ölçekler
Eğer birçok nesnenin, belli bir başlangıç noktasına göre ve belli bir özelliğe sahip oluş derecesi bakımından eşit aralıkla sıralandığı ya da sıralar arasındaki farkların eşit olduğu düşünülürse sıralama ölçeğinden eşit aralıklı ölçeğe geçilmiş olur.
Kısa boylular
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 55
Özellikleri:
1. Eşit aralıklı ölçeklerde başlangıç noktası keyfiolarak saptanır.
2. Başlangıç noktasının ileri/geri/sağa/solakaydırılması sonucu değiştirmez. Bundan dolayıgeliştirilecek ölçme aracı için herkes "ihtiyari" birbaşlangıç noktası seçebilir.
3. Bu ölçekle tanımlanmış değişmez bir birim vardır.Ölçek başlangıç noktası itibariyle her iki yana doğrubu birimle eşit olarak bölümlenmiştir.
4.Daha çok sosyal bilimlerde, eğitim ve psikolojialanında kullanılan ölçeklerdir.
5. Aritmetik ortalama-standart kayma-korelasyonkatsayısı gibi hesaplamalar yapılabilir. Yani toplamaçıkarma işlemi yapılabilir. Çarpma ve bölmeyapılmaz.
6. Sıfır gerçek sıfır değildir, izafidir. Yokluk ifadeetmez.
BilgiNotu'
! ! çn
jEşit aralıklı ölçeği eşit oranlı ölçekten ayırırken şu| g|iki noktaya bakarız: | oI I 'cc
|1. Eşit aralıklı ölçeklerde çarpma ve bölme işlemij ÜJlyapılamaz, örneğin IQ (zeka) testinden 55 alan bir| ;3Ikişi 110 alan bir kişinin yarısı kadar zekaya sahiptir] ™[diyemeyiz, anlamsız olur. IQ testinde 55 çok düşükj !E|bir seviyedir. | 'UJ
|2. Sıfır anlamsızdır, yokluk ifade etmez. Örneğin IQ| .^|(zeka) testinden sıfır alan kişinin hiç zekası yok| §|diyemeyiz. |
Örneğin:
• Sıcaklık ölçmede kullanılan termometre eşitaralıklı ölçek esasına göre geliştirilmiştir. Çünkü;suyun donma noktası 0 °C kaynama noktası 100 °Colarak belirlenmiştir. İki nokta arası 100 eşit parçayabölünerek her bir bölmeye 1 °C denilmiştir.
• Takvimler de eşit aralıklı ölçek esasına göregeliştirilmiştir. Çünkü; başlangıç noktası miladitakvimde Hz. İsa'nın doğumu, hicri takvimde Hz.Muhammed'in (s.a.v.) Mekke'den Medine'ye Hicreti(sıfır) başlangıç noktası olarak seçilmiştir.
• IQ testleriyle zeka seviyesinin belirlenmesi veeğitimde kullanılan testler. (Türkçe dersinden 50soruluk bir test uygulaması olsun. Her sorunun 2puan (eşit) olduğunu düşünürsek 40 soruyu doğrucevaplayan öğrenci yanlış doğruyu götürmediğisürece 80 puan alacaktır.)
4. Oranlı Ölçek
Ölçülen özelliğin başlangıç noktası gerçek sıfırsa ve birimleri arasında eşitlik söz konusu ise bu tür ölçeklere oranlı ölçek denir.
Özellikleri:
1.Eşit aralıklı ölçekten en önemli farkı gerçek sıfırnoktasına sahip olmasıdır. Yani sıfır yokluk ifade eder.
2.En gelişmiş ölçek türüdür, diğerlerini kapsar.
3.Bu ölçekle her türlü matematiksel ve istatistikselişlemler yapılabilir. (-, +, x, -f)
4. Oranlı ölçek daha çok fen bilimleri alanındakullanılır. (uzunluk, ağırlık ölçülür)
5. Eşit aralıklı ölçekle yapılamayan bazı hesaplamalaroranlı ölçekle yapılabilir.
Örneğin:
1 km'ye 500 m'nin 2 katı veya 500 m'ye 1 km'nin yarısı deriz. Ya da Ali'nin yaşı 20 Fatma'nın yaşı 17 ise ikisinin yaşları toplamı 37 yapıyor deriz.
6. Oranlı ölçeklerde; sınıflama-sıralama ve eşitaralıklı ölçekte kullanılan bütün hesaplamalar veistatistiksel işlemler rahatlıkla kullanılabilir. Fakatbunun tersi söz konusu değildir.
Oranlı Ölçek Örnekleri
1.Uzunluk ölçüleri—> metre-kilometre
2.Ağırlık ölçüleri -> gram-kilo-ton
3.Saat birimleri -^- gün-saat
4.Elektrik ölçüleri -± kilowatt/saat-amper-volt
5.Ses şiddeti -> desibel
6.Basınç birimleri atmosfer basıncı vb.
Oranlı ölçeklerde sıklıkla kullanılan araçlardır.
nilgiNotu/
[Ölçekler sahip oldukları özellik ve içerdiği bilgilerl|açısından hiyerarşik bir sıralama izlerler. En basit ölçeki|türü sınıflamadır. En gelişmiş ise oranlı ölçeklerdir. Bunul(birşekil ile gösterelim.
|
Sıralama■ ^ ___________- "
Eşitaralıklı-------------
Eştt oranlı ölçekier
56- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME-
ÖLÇEKLERLE İLGİLİ BAZITEMEL BİLGİLER
Ölçek
Sınıflandırma (Adlandırma)
Sağladığı temel işlemler ye Özellîklerî
Benzerliğin ya da denkliğin belirlenmesi
Nesneler sınıf tip ve kategorilerin göre sınıflanır
Nesneler belirliyönlerinden benzeyip benzemediklerine göre sınıflandırılır.
Bazı örnekler
Kişilerin cinslerine, dinlerine, mesleklerine göre gruplanması
lllere telefon kod numarası verme
Futbolculara numara verme İllere
plaka numarası verme
Öğrencileri kısa ve uzun boylulularına göre ayırma
Öğrencilere okul numarası verme
Futbol takımlarına renk verme (FB: Sarı lacivert, GS: Sarı kırmızı gibi.)
Kullanılabilecek bazı istatistiksel teknikler
Basit istatistiksel işlemler yapılır:
Frekansların sayısı, tepe değer (mod)
Sıralama (Derecelendirme)
Nesnelerin belli özelliğine sahip oluş miktarı bakımından sıralamaktır.
Daha az ya da daha çoğun belirlenmesi
En küçükten, en büyüğe, en hafiften en ağıra doğru sıralama işlemleri yapılır.
Bireyleri boy sırasına koyma
Öğrencileri başarılarına göre sıralama
Madenleri sertliklerine ve özgül ağırlıklarına göre sıralama
Ortanca (medyan) yüzdelikler
Sıra farkları korelasyon katsayası
Eşit aralıklı Araların eşitliğinin farkların belirlenmesi
Nesnelerin belirli birbaşlangıç noktasına göreve belirli bir özelliğe sahipoluş derecesi bakımındaneşit aralıklarlasıralanmasıdır.
Başlangıç noktası keyfi olarak saptanır.
Fahrenhayt ve santigrat termometreler Hava sıcaklığını 20°C olarak ölçülmesi
Hicri, rumi ve miladi takvimler
Başarı testlerindeki standart puanlar
Bir öğrenciye uygulanan zeka testi sonucu
Bir öğrencinin biyoloji dersindeki başarısı
Ortalama
Standart kayma
P9arson-çarpım momentleri korelasyon katsayısı
ve
Oranlı Nesneleri belirli bir başlangıç noktasına göre ve belli bir özelliğe sahip oluş derecesi bakımından eşit aralıklarla sıralanması
Başlangıç noktası olan sıfır (0) noktası gerçek bir sıfır noktasıdır.
Sıfır (0) noktası ölçülenözelliğin hiçliçyokluğunu gösterir.
Uzunluk ölçmede kullanılan ölçme araçları (metre) (Basketbol takımına girecek öğrencilerin boy uzunluğu sınırını bellrleme)
Ağırlık ölçüleri (kilogram)
Güç ölçüleri Zaman
ölçüleri (saat)
Oranlı ölçeklerde kullanılan başlıca araçlar: Metre, kilometre, kilogram, ton, gün, saat, amper, volt...
Variyasyon katsayısı
Logaritmik dönüşümler ve hemen her türlü istatistiksel işlemler
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 57
1. Bu ölçeklerin başlıca özellikleri
I. Belii bir başlangıç noktası yoktur.
II.Birimi yoktur.
III. Sayı - sembol ve işaretlerin sayısal anlamı
bulunmaz.
IV. Matematiksel işlemleryapılmaz.
İfadeleri aşağıdaki ölçek türlerinden hangisinin
özelliğidir?
A) Sınıflama ölçekleri
B) Derecelendirme ölçekleri
C) Sıralama ölçekleri
D) Oranlı ölçek
E) Eşit aralıklı ölçek
3. Ölçme sonuçlarının oranı gerçek özelliklerin
oranına eşit olduğu ölçek türü aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Adlandırma
B) Sıralama
C) Sınıflama
D) Eşitaralıklı
E) Oranlı
Bir örnek verirsek; Ahmet 2 metre boyunda, Ali 1
metre boyunda ise Ahmet Ali'den iki kat uzundur
denebilir. Ölçme sonuçlarının oranı gerçek
özelliklerin oranına eşittir. Bu özellik oranlı
ölçeklerde vardır.
(Cevap E)
ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TESTİ
Soruda verilen öncüller sınıfiama
özellikleridir. Sınıflama ölçeklerinin
başlangıç noktası birimi yoktur. Bu ölçekle ^
matematiksel işlemler yapılmaz ve sayı sembol ve ig
işaretlerin sayısal anlamı yoktur. sIfcr (Cevap A) 'JS
oUJ
2. Sıcaklığın ölçüldüğü termometre hangi ölçek
türünde yer alır?
A) Eşitaralıklı
B) Eşitoranlı
C) Sıralama
D) Sınıflama
E) Derecelendirme
Sıcaklığın ölçüldüğü termometre eşit aralıklı ölçek
türüne girer.Çünkü sıcaklık ölçümünde başlangıç
noktası izafi, keyfidir, gerçek değildir. Ayrıca
çarpma ve bölme işlemlerinin yapılması uygun
olmaz. Örneğin: Bugün Tokat'ta sıcaklık O°C ise
bu hiç sıcaklık yok anlamına gelmez.
(Cevap A)
Oranlı ölçekle ilgili olarak;
I. Gerçek sıfır noktasına sahiptir.
II.Keyfi (ihtiyari) sıfır noktasına sahiptir.
III. Hertürlü istatiksel işlem yapılır.
IV. Her türlü istatiksel işlem yapılmaz.
Yargılardan hangisi yanlıştır?
A) llvelV
B) Yalnızl
C) Yalnız III
D) Ivell l
E) IHvelV
Oranlı ölçekler en geiişmiş ölçek türü olup her
türlü matematiksel ve istatiksel işlemlerin
yapılmasına olanak tanır. Bu ölçekte gerçek sıfır
vardır. Yani sıfır yokluk ifade eder. Ağırlık ölçüsü
kg ve uzunluk ölçüsü metre oranlı ölçeklere örnek
verilebilir.
Bu bilgiler ışığında II ve IV. Cümle oranlı
ölçeklerle ilgili yanlış ifadelerdir.
(Cevap A)
oölçeklerinin 2i
belli bir i
58- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
5. "Ömer 100 metrelik koşu yarışmasını
üçüncülükle tamamlamıştır" ifadesinde hangi
ölçektürü kullanılmıştır?
A) Sınıflama
B) Oranlı
C) Sıralama
D) Aralıklı
E) Simetrik
Varlıkları sahip oldukları özellikler bakımından
küçükten büyüğe veya büyükten küçüğe doğru
sıraya koyma işlemi sıralama ölçeklerine girer.
Yukarıdaki soruda Ömer'in koşuyu 3.sırada
tamamlaması sıralamayı belirten ifadedir.
(Cevap C)
7. Yediiklim KPSS Dergisi'nin yazarlarının
adlarının baş harflerine bakarak A'dan Z'ye
doğru dizilerek yazılmasında kullanılan ölçek
türüyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
doğru olur?
A) Birimler arası aralıklar her zaman eşittir.
B) Bu bir sınıflama ölçeğidir.
C) Üzerinde toplama, çıkarma ve çarpma işlemi
yapılabilir.
D) Geçişlilik özelliği yoktur.
E) Bu bir sıralama ölçek türüdür.
Varlıkları özellikleri bakımından belli bir sıraya
koymak, dizmek sıralama türü ölçektir. Bu soruda
yazar isimlerini alfabenin baş harfinden (A) son
harfine (Z) doğru sıralaması vardır.
(Cevap E)
o>■
'o UJ
6. Bir moda evinin düzenlediği yarışmada
yarışmacıları ten renklerine göre kumrallar,
esmerler, sarışınlar, beyaz tenliler diye ayırması
ne tür bir ölçek ile ifade edilebilir?
A) Sınıflama
B) Stralama
C) EşitAralıklı
D) EşitOranlı
E) Sıralı Sistemli
8. Sayıların fonksiyonunun tip ya da kategori
(grup) belirtmek olduğu ölçek türü
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eşitaralıklı
B) Sıralama
C) Oranlı
D) Sınıflama
E) Eşitoranlı
Varlıkları(eşya ve insan) özellikleri bakımından
benzer ya da farklılıklarına göre belli kategorüere
göre ayırmak sınıflama türü ölçektir. Bu soruda
insanları ten rengi benzerliklerine göre gruplara
ayırmışlardır.
(Cevap A)
Sınıflama (adlandırma) ölçeklerinde nesnelere
verilen sayı ve semboller o nesnelerin hangi sınıf
ya da kategoriye ait oiduğunu belirtir.
(Cevap D)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 59
1. Bir akraba sınıfını ele alalım:
Ali Mesut'un kardeşi, Mesut da Fatma'nın kardeşi ise o zaman Ali de Fatma'nın kardeşidir. Yani A=B ve B=C ise A=C dir.
Yukarıda belirtilen ilişki sınıflama ölçekleriyle ilgili olarak ne tür ilişkidir?
A) SimetriklikB) AsimetriklikC) GeçişlilikD) GeçişsizlikE) Sıralama
4. Hangi ölçme dolaysız bir ölçmedir?
A) Fen Bilgisi tutumunu ölçmeB) Eğitimde başarıyı ölçmeC) Termometre ile sıcaklık ölçmeD) Yaylı kantar ile ağırlık ölçmeE) Çocuğun zekasını ölçme
CEVAPLIK A V R A M A
2. Bu ölçekte nesnelere verilen sayıların anlamı yoktur, onlar miktar belirtmezler. Bir anlamda bu ölçekle yapılan iş ölçmeden çok adlandırmadır.
Yukarıda belirtilen ölçek türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sıralama ölçekleriB) Dereceleme ölçekleriC) Sınıflama ölçekleriD) Eşit aralıklı ölçekE) Oranlı ölçek
d "mS t:
'CD
"SUi
Bu ölçekte nesnelere verilen sayıiarın anlamı yoktur, onlar miktar belirtmezler. Bu anlamda bu ölçekle yapılan iş ölçmeden çok adlandırmadır.
Yukarıda belirtilen ölçek türü aşağıdakilerden hangisidir.
A) Sıralama ölçekleriB) Sınıflama ölçekleriC) Dereceleme ölçekleriD) Eşit aralıklı ölçekE) Oranlı ölçek
3. Bu tür ölçeklerde nesnelere verilen sayıların tek fonksiyonu yalnızca sınıf, tip ya da kategori biidirmek olduğundan, bu ölçeklerdeki sayılarla hiçbir matematiksel işlem yapılmaz. Burada ancak belli bir sınıfa giren üyelerin sayısı saptanabilir ve sınıflar arasında bireylerin dağılışına iüşkin bazı hipotezler sıralanabilir.
Yukarıdaki açıklamalar aşağıdaki ölçek türlerinden hangisiyle açıklanır?
A) Derecelendirme ölçekleriB) Eşit aralıklı ölçekC) Oranlı ölçekD) Sıralama ölçekleriE) Sınıflama ölçekleri
6. Eşit aralıklı ölçeklerle ilgili olarak
I. Başlangıç noktası ihtiyari olarak hesaplanır.
II.Eğitimde en çok kullanılan ölçek türüdür.
III. Başlangıç noktasının ileri-geri kaydırılmasısonucu değiştirmez.
IV. En gelişmiş ölçek türüdür.
İfadelerinden hangisi yanlıştır?
A) Ivel lB) l lvel l lC) Yalnız IID) Yalnız IVE) Ivel l l
60- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
7. Bir kurumun işe alacağı insanları erkek ve kadın diye ayırması ne tür ölçme çeşidine girer?
A) SıralamaB) EşitaralıkC) SınıflamaD) OranlıE) Sıralı sınıflama
10. Ortaöğretim kurumları giriş sınavını kazandıktan sonra adayların okul tercih sıralama listesi hangi ölçek türüne girer?
A) Sıralama ölçeğiB) Eşit aralık ölçekC) Sınıflama ölçeğiD) Oranlı ölçekE) Nitelölçek
8. Ölçek türleriyle ilgili olarak,
I. Başlangıç noktası ihtiyari olarak hesaplanır.
II.Eğitimde en çok kullanılan ölçektir
III. Aritmetik ortalama, standart kayma, kolerasyonkatsayısı gibi hesaplamalar yapılabilir.
IV. Başlangıç noktasının sağa sola, ileri gerikaydırılması sonucu değiştirmez.
Yukarıdaki özellikleri verilen ölçek aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eşit aralıklı ölçekB) Oranlı ölçekC) Sınıflama ölçekleriD) Sıralama ölçekleriE) Sıralı oranlı ölçekler
9. Bir arkeologun topladığı değişik tarihi paraları ait oldukları dönemlere göre sayılarla kodlaması hangi tür ölçek düzeyinde bir ölçmedir?
A) SınıflamaB) SıralamaC) EşitaralıklıD) OranlıE) Dereceleme
CEVAP ANAHTARI
1. C 2. C | 3. E 4. D
5. B 6. D | 7. A 8. A
9. B 10. A |
-EĞİTİM BİÜMLERİ. 61
1. Aşağıdaki ölçme sonuçlarından hangisi
"oranlı ölçek'ie elde edilmiş olabilecek
ölçümlere örnektir? (2002 KPSS)
A) Sınıfların genel başarı düzeyleri
B) Babaların eğitim düzeyleri
C) Okulların üniversiteye giriş sınavı
sonuçlarına
göre sıraları
D) Akademik başarı ve okula yönelik
tutum
arasındaki ilişki
E) Öğrencilerin boyları
ÇIKMIŞ 50RULAR ve ÇÖZÜMLERİ
Oranlı ölçekle yapılan ölçme sonuçları üzerinde
oranlama yapılabilir. Uzunluk ölçümleri oranlı
ölçeklerle yapılır. Ahmet 2 metre kardeşi Ayşe 1
metre boyunda ise Ahmet kardeşinin iki katı
uzunluğundadır denebilir. Başarı, zeka, tutum vb.
özelliklerin ölçüm sonuçları ise eşit aralıklı ölçek ile
yapıldığı için sonuçları oranlanamaz. Ali testten 100,
Tolga 50 almışsa Ali iki kat daha fazla biliyor
denemez. Boy ölçümleri oranlı ölçekle yapılır.
(Cevap E)
«|izUJ
2. Bir ölçüm yapılmış sonuç 30 çıkmıştır. Bu çıkan w
sonuç 60'ın tam, gerçek yarısı ise bu hangi tür
ölçek ile ölçülmüştür? (KPSS 2004)
A) Sınıflamalı ölçek
B) Oranlı ölçek
C) Eşit aralıklı ölçek
D) Sıralamalı ölçek
E) Sabitölçek
Oranlı ölçekler üzerinde oranlı karşılaştırmalar
yapılabilir. Bir değişkenin iki gerçek değerinin
birbirine oranı bu değerlere karşılık gelen ölçme
sonuçlarının oranına eşittir. (Ahmet 200 cm Mehm9t
100 cm boyunda ölçülmüş ise biz Ahmet Mehmet' in
iki katı uzunluktadır diyebiliriz.) Örnekte de ölçüm
sonucu 30 çıkmış bu sonuç 60'ın tam yarııs ise bu
ölçme oranlı ölçek ile yapılmıştır.
(C9vap B)
62- -PROGRAM GELİŞTİRME-
1. EĞİTİMİN/OKULUN TEMEL İŞLEVLERİ
Eğitimin temel işlevi, bireyin mutlu olmasını sağlamaktır. Bunun yanında bireysel, toplumsal, ekonomik, siyasal ve gizil işlevleri de vardır. Eğitimin temel işlevleri:
a) Bireysel İşlevleri
• Bireyin kendini gerçekleştirmesi
b) Toplumsal İşlevleri
• Bireyi toplumsallaştırma• Kültürel mirası aktarma
c) Ekonomik İşlevleri
• İyi üretici ve tüketici yetiştirmek• Nitelikli ve meslek sahibi insan gücü
yetiştirmek
d) Siyasal İşlevleri
• İyi vatandaş-yurttaş yetiştirme• Lider yetiştirme• Bilinçli seçmen yetiştirme
e) Gizil İşlevleri
• Eşseçme• Tanıdık sağlama• Statü kazandırma• İyi anne-baba olma
2. TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNİN TEMEL İLKELERİ
Türk Milli Eğitiminin temel ilkeleri 1973 tarihli 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda yer almaktadır. Temel ilkeler şunlardır:
1 - Genellik ve eşitlik: Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
PROGRAM GELİŞTIRME | Eğitimin İşlevleri - Türk Milli Eğitimi - Sistem Kavramı
2. Ferdin ve toplumun ihtiyaçları: Milli eğitimhizmeti, Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ileTürk toplumunun ihtiyaçlarma göre düzenlenir.
3. Yöneltme: Fertler, eğitimleri süresince, ilgi, istidatve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitliprogramlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler.
4. Eğitim hakkı: İlköğretim görmek her Türkvatandaşının hakkıdır. İlköğretim kurumlarındansonraki eğitim kurumlarından vatandaşlar ilgi, istidatve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar.
5. Fırsat ve imkân eşitliği: Eğitimde kadın, erkekherkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır.
6. Süreklilik: Fertlerin genel ve mesleki eğitimlerininhayat boyunca devam etmesi esastır. Gençlerineğitimi yanında, hayata ve iş alanlarına olumlu birşekilde uymalarına yardımcı olmak üzere,yetişkinlerin sürekli eğitimini sağlamak için gereklitedbirleri almak da bir eğitim görevidir.
7. Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve AtatürkMilliyetçiliği
8. Demokrasi eğitimi: Okullarda demokrasi eğitimiverilmelidir. (John Devvey)
9. Laiklik: Din ve devlet işlerinin birbirindenayrılması demektir.
10. Bilimsellik: Her derece ve türdeki dersprogramları ve eğitim metotlarıyla ders araç vegereçleri, bilimsel ve teknolojik esaslara veyeniliklere, çevre ve ülke ihtiyaçlarına göre sürekliolarak geliştirilir.
11. Planlılık: Milli eğitimin gelişmesi iktisadi, sosyalve kültürel kalkınma hedeflerine uygun olarak eğitim-insan gücü- istihdam ilişkileri dikkate alınmaksuretiyle, sanayileşme ve tarımda modernleşmedegerekli teknolojik gelişmeyi sağlayacak mesleki ve
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 63
teknik eğitime ağırlık verecek biçimde planlanır ve gerçekleştirilir.
12. Karma eğitim: Okullarda kız ve erkek karmaeğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne,imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızcakız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.
13. Okul ile ailenin işbirliği
14. Her yerde eğitim
3. SİSTEM KAVRAMI VE EĞİTİM PROGRAMI
ÖĞELERİ İLİŞKİSİ
Sistem, bir bütünün parçaları arasındaki düzenli ve sürekli ilişkiler bütünü demektir. Diğer bir ifadeyle, sistem birbirini olumlu yönde etkileyen öğeler bütünüdür. Okulun açık bir sistem olarak temel öğeleri şunlardır: Girdi, işlemler (süreç), çıktı ve geribildirim (dönüt).
Eğitim sisteminin girdileri; öğrenci, öğretmen, araç-gereçler, öğretim hedefleri; işlemlerj (süreç), eğitim durumları, strateji, yöntem, teknik, eğitim araç-gereçlerinin işe koşulması
İçerik hem girdi hem de işlem (süreç) boyutunda olabilir. Sistemin çıktıları; öğrenci başarısı, okulun başarısı, öğrencilerde meydana gelen davranış değişikleridir. Geribildirim (dönüt) ise yapılan bir davranışın sonucu hakkında bilgi vermek demektir.
GIRDI İSLEMLER/SÜREÇ ÇIKTI1.HEDEF 2. IÇERIK 3.
EĞİTİM DURUMLARI
-*■
4. DEĞERLENDİRME
GERIBILDIRIM
Şekil 1. Eğitim Programı Öğeleri ve Sistem
Kuramı İlişkisi
Eğitim programı 4 öğeden oluşur:
1.AMAÇ-HEDEF
Niçin öğreteceğiz?
2. İÇERİK (kapsam muhteva)
Ne öğreteceğiz?
3. EĞİTİM DURUMLARI (Öğrenme - Öğretme
tn "o
Durumları)
Nasıl öğreteceğiz?
4. DEĞERLENDİRME
Ne kadar öğrettik?
Programların temeli "ne, niçin, ne zaman, kim ve ne ile" sorulannın cevapları üzerine kurulur.
"Ne" sorusunun cevabını iki yerde buluruz. Biri sosyal çevre, diğeri konu alanıdır. Bunun için birinciye sosyal temel, ikinciye konu alanı temeli diyoruz. Bu iki temel birbiriyle ilgili ve birbirini destekleyerek çalıştırılırsa, program için ne sorusunun cevabı hem toplum ihtiyaçlarına, hem de konu alanının gereklerine daha uygun verilmiş olur.
"Niçin" sorusunun cevabı eğitim felsefesi tarafından verilir. Eğitim felsefesi bize yapacaklarımızın gerekçesini verir.
"Nasıl" sorusunun cevabını eğitim psikolojisinde buluruz. Buna, programın psikolojik temeli denilmektedir. Eğitim etkinliklerinin ne zaman ve nasıl yapılacağını, eğitim psikolojisinin verileri belirler. Nasıl öğretilecek sorusunun cevabından öğretim yöntem ve teknikleri çıkar. Ne zaman sorusu, öğretimin hangi yaşta yapılacağı, ile yılın hangi aylarında, haftanın hangi günlerinde ve saatlerinde yapılacağını belirler.
"Kim" sorusunun cevabı, bireyin kendisinde bulunur. Buna programın bireysel temeli adı verilir. Düşündüklerimiz, plânladıklarımız kimin içindir? Bunun cevabına göre program yapmalıyız.
"Ne ile" sorusuna cevap vermek bizi maddî imkanlarımızla karşı karşıya getirir. Bu da programın ekonomik temelini oluşturur. Program yapılırken okul binalarına, laboratuarlara, kaynaklara, araç ve gereçlere bakmak gerekmektedir.
64- -PROGRAM GEÜŞTİRME-
1. Eğitim-öğretim süreci ile ilgili son yıllardaki
gelişmelere bakıldığında; aşağıdakilerden
hangisi bu gelişmelerin genel özelliklerinden
biri degildir?
A) Öğretim etkinlerinde öğrencinin merkeze
alınması
B) Bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitimde
kullanılması
C) Uzaktan öğretim yöntemlerinin gelişmesi
D) Çok boyutlu ve eleştirel düşünme anlayışının
eğitimde daha etkin olması
E) Öğretim ilkelerinin geliştirilmesi
yapılan öğretme-öğrenme
en önemli özelliği
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğrencilerin hedef davranışı göstermesini
gerektirmesi
B) Öğrenciler için ilgi çekici durumlar içermesi
C) Sınıf düzeninde değişikli yapmadan
uygulanabilir olması
D) Çok pahalı olmayan araçların kullanılmasını
gerektirmesi
E) Öğretmenin denetimini kolaylaştırıcı olması
Öğretmenin öğrencilerin hedef davranışlar
göstermesini gerektirecek öğrenme-öğretme
aktiviteleri yapması gerekir.
(Cevap A)
3. Ders esnasında
etkinliklerininÇDZUMLU KAVRAMA TESTİ
Öğretim ilkelerinin geliştirilmesi diğer gelişmelere
bakıldığında daha önceleri temelleri atılan ve
geliştirilen bir kavramdır.
(Cevap E)oço' aUJto
2. "Eğitim programının sürekli olarak geliştirilmesi
gerekir".
Aşağıdakilerin hangisi bu ifadeyi destekleyen
bir açıklama değildir?
A) İlk uygulamada yüzde yüz öğrenme
sağlayacak bir program hazırlamanın zor
olması
B) Okulların bürokratik bir yapı içinde örgütlenmiş
olması
C) Bilginin sürekli ve birikimli olarak değişmesi
D) Konu alanlarındaki sürekli değişimler
E) Eğitim teknolojisindeki sürekli gelişmeler
4. Öğretim programının içeriği belirlenirken
aşağıdakilerden hangisi dikkat edilmesi
gereken en önemli ilkedir?
A) İçerik somuttan soyuta doğru sıralanmaiıdır.
B) İçerik kendi içerisinde tutariı olmalıdır.
C) İçerik hedeflere uygun olmalıdır.
D) İçerikte seçilen konular belirlenen süre
içerisinde öğretilebilir nitelikte olmalıdır.
E) içerik bilimsel ve güncel olmalıdır.
Okullardaki yörretim yapısının bürokratik olması,
eğitim programlarının geliştirilmesini zorunlu kılan
etkenlerden biri olarak algılanamaz.
(Cevap B)
İçerik belirlenirken dikkat edilmesi gerek^n en
önemli nokta hedeflere uygunluktur.
(Cevap C)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 65
5. Türk Milli Eğitiminin Temel ilkeleri
aşağıdakilerden hangi yasal metinde yer
almaktadır?
A) 1973 tarihli 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel
Kanunu
B) T.C. Anayasası
C) 4306 sayılı İlköğretim yasası
D) 3 Mart 1924 Tehvid-i Tedrisat Kanunu
E) 222 sayılı ilköğretim Kanunu
7. I. İyi üretici ve tüketici yetiştirmek
II. Nitelikli ve meslek sahibi insan gücü yetiştirmek
Yukarıda belirtilen işlevler eğitimin hangi
işlevidir?
A) Bireysel
B) Ekonomik
C) Toplumsal
D) Siyasi
E) Gizil
Türk Milli Eğitiminin Temel ilkeleri 1973 tarihli
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda yer
almaktadır.
(Cevap A)
İyi üretici ve tüketici yetiştirmek, nitelikli ve meslek
sahibi insan gücü yetiştirmek eğitimin ekonomik
işlevleri arasında sayılabilir.
(Cevap B)
S2"occUJ Q
ıu
ms; "t:'CD
Ul
6. I. Ne?
II. Niçin?
III.Ne kadar?
soruları, aşağıdaki eğitim programı öğelerinin
hangileriyle ilişkilidir?
A) I. Eğitim durumu -II. Hedef III.Değerlendirme
B) I. Eğitim durumu -II. Değerlendirme -III. Hedef
C) I. Değerlendirme -II. Eğitim durumu -III. Hedef
D) I. içerik-ll. Hedef-III. Değerlendirme
E) Hedef-ll. Değerlendirme-lll. Eğitim durumu
Q
m
8. Aşağıdakilerden hangisi eğitimin
siyasal işlevleri arasında yer alır?
A) Seçmen yetiştirmek
B) Milletvekili yetiştirmek
C) Politikacı yetiştirmek
D) Parti üyelerini eğitmek
E) Temel eğitim vermek
İçerik boyutunda Ne?, hedef boyutunda Niçin? ve
değerlendirme boyutunda Ne kadar? sorularına
cevap aranmaktadır.
(Cevap D)
İyi vatandaş-yurttaş yetiştirmek, lider yetiştirmek
ve bilinçli seçmen yetiştirmek eğitimin siyasal
işlevleri arasında sayılabilir.
(Cevap A)
66- -PROGRAM GELİŞTİRME-
9. I. Öğrenme
II. Eğitim
III.Öğretim
Yukarıda belirtilen kavramların kapsamı gen iş ten dara doğru uygun s ı ras ı aşağıdakilerden hangisidir?
A) l-lll-llB) l-ll-lllC) ll-lll-lD) ll-l-lllE) lll-ll-l
Öğrenme kavramı, eğitimi, eğitimde öğretimi kapsamaktadır. Öğrenme olumlu ya da olumsuz öğrenmeleri içerirken, eğitim daha çok olumlu yöndeki öğrenmeleri desteklemektedir.
(Cevap B) o
Bir öğretmen, öğretim yılı başında yıllık planını öğrencilerin görüşlerini ve düşüncelerini alarak birlikte hazırlamaya karar verir. Ders programında yer alan düzenlemeler doğrultusunda hedefler belirlenir. Hedeflere uygun konular seçilir. Hedeflere ulaşma düzeyini belirlemek amacıyla hangi ölçme araçlarının kullanılacağı tespit edilir. Süreç içerisinde öğrencilerden birisi "öğretmenim biz bu bilgileri ne yaparak, nasıl öğrenebiliriz, bunları da yazmayacak mıyız?" şeklinde bir soru sorar.
Öğrencinin bu sorusu, aşağıdakilerden hangi p rogram öğes in in eks ik ka ld ığ ın ı göstermektedir?
A) İçerikB) Hedefler ve davranışlarC) Eğitim durumlarıD) DeğerlendirmeE) Araç-gereçler
CEVAPLI KAVRAMA TESTİ
ç "oLU
10. Aşağıdakilerden hangisi iyi hazırlanmış bir eğitim programının en önemli özelliğidir?
A) UygulanabilirlikB) EsneklikC) İşlevsellikD) EkonomiklikE) Eğitim araç-gereçlerini kullanmaya elverişli
olması
Sistem yaklaşımı açısından eğitim programının öğelerine bakıldığında; değerlendirme (ölçme ve değerlendirme teknikleri) sistemin aşağıdaki hangi öğesiyle ilişkilidir?
A) ÇıktıB) GirdiC) İşlemD) Geri BildirimE) Süreç
Eğitim programı, işlevsel olmalıdır. İşlevsel olması demek, programda yer alan amaçlarm, konuların ve etkinliklerin hayatta geçerli olması, yani işe yaramasıdır. İyi bir program, toplumun ve kişilerin ihtiyaçlarına cevap vermesi, bireyin yeteneklerini ortaya çıkarması ve geliştirmesi gibi niteliklere sahip olması gerekir.
(Cevap C)
3. Eğitimle kültür arasındaki ilişkiyi konu alan aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Eğitim kasıtlı küitürleme sürecidir.B) Eğitim ve kültür gelişmeye karşı aynı ölçüde
dirençlidir.C) Eğitim ve kültür birbirini etkiler.D) Okul kültürün aktarılmasında bir araçtır.E) Eğitim hem kültürü etkiler hem de etkilenir.
-EGITIM BILIMLERI- 67
4. "Okul toplumun ve hayatın ta kendisi olmalıdır. Bireyler okulda toplumun sorunlarını tanıma ve bunları çözme yollarını öğrenmelidir" görüşünü savunan bir program geliştirme yaklaşımında aşağıdakilerden hangisi ön plana çıkarılmaktadır?
A) Millî Eğitim Temel KanunuB) İnsan nitelikleri geliştirmeC) Sosyal işlevlerD) Eğitim disiplinleriE) Bireyse! ihtiyaçları karşılama
7. Aşağıdakilerden hangisi 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununda yer alan temel ilkelerden biri degildir?
A) Genellik ve eşitlikB) Ferdin ve toplumun ihtiyaçlarıC) İlköğrenim hakkıD) Eğitim hakkıE) Fırsat ve imkan eşitliği
5. Aşağıdakilerden hangisi hedef davranışlara göre belirlenemez?
A) Öğretim yöntemleri ve stratejileriB) Eğitimin genel hedefleriC) Değerlendirmede kullanılacak ölçütlerD) Öğrenme-öğretme etkinlikleriE) Öğrenme yaşantıları için gerekli hazırlıkların
yapılması
occUJ Q
"ÖCUJ —I
s
8. Eğitim programı öğeleri ile ilgili olarak aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi yanlıştır?
A) İçerik-Ne?B) Hedef - Niçin?C) Öğretme-öğrenme durumları - Nasıl?D) Değerlendirme - Ne kadar?E) Amaç - Ne zaman?
6. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nda yer alan bireylerin genel ve mesleki eğitimlerinin yaşam boyunca devam etmesini öngören ilke aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eğitim hakkıB) Fırsat ve imkan eşitliğiC) PlanlılıkD) SüreklilikE) Her yerde eğitim
9. Aşağıdakilerden hangisi eğitimin gizil işlevleri arasında değildir?
A) Bilinçli çocuk yetiştirmeB) ÇocukbakıcılığıC) EşseçmeD) Tanıdık sağlamaE) İyi üretici-tüketici yetiştirmek
68- -PROGRAM GELİŞTİRME-
10. Eğitim programının öğelerinden eğitim durumları (öğretim stratejileri, yöntemleri ve teknikleri) sistemin hangi öğesiyle ilişkilidir?
A) Çıktı
D) Geri Bildirim
11.1. Nasıl?
II. Ne kadar?
III.Niçin?
IV. Ne?
soruları, aşağıdaki eğitim programı öğelerinin hangileriyle ilişkilidir?
A) I. Hedef - II. İçerik - III. Eğitim durumu - IV.Değerlendirme
B) I. Eğitim durumu - II. Değerlendirme - III.Hedef - IV. İçerik
C) I. Değerlendirme - II. Eğitim durumu - III.Hedef - IV. İçerik
D) I. Eğitim durumu - II. Hedef - III.Değerlendirme - IV. İçerik
E) I. İçerik - II. Hedef - III. Değerlendirme - IV.İçerik
12. Aşağıdakilerden hangisi işlevleri arasında yer alır?
14. Okulun bulunduğu sosyal çevre hayatında önemli bir etkiye sahiptir.
Öğretmen okulun bu sosyal çevresinden etkili bir şekilde yararlanmak isterse öncelikli olarak aşağıdakilerden hangisini yapması daha uygun olur?
A) Öğrencileri sürekli okul çevre gezilerinegötürmelidir.
B) İşlenecek konular ve etkinlikler ile çevrearasında ilişki kurmalıdır.
C) Okulun çevresinden okula konuklarçağırmalıdır.
D) Öğrencilere yakın çevreyi konu alan projeödevleri vermelidir.
E) Çevredeki yararlanılabilecek kişi ve konularınlistesini hazırlamalıdır.
15. Aşağıdakilerden hangisi 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nda yer alan temel ilkelerden biri degildir?
A) Genellik ve eşitlikB) Öğrenim hakkıC) Karma eğitimD) Fırsat ve imkan eşitliğiE) Süreklilik
B) Girdi E) Dönüt
C) Süreç
eğitimin siyasal
ögrencinın
A) Seçmen yetiştirmekB) Seçim görevlilerini eğitmekC) Milletvekili yetiştirmeD) Kültürel mirası aktarmakE) Nitelikli insan gücü yetiştirmek
13. Program geliştirme sürecindedeğerlendirmenin işlevi en ivi şekilde hangi seçenekte açıklanmıştır?
A) Öğrenme yaşantılarının gerçek yaşamla ilişkidüzeyini belirlemek
B) Eğitim durumlarını seçmekC) Programın hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığını
belirlemekD) Üst sınıfa geçmede belirleyici olmakE) İçeriğin aktarılmasına yön vermek
CEVAP ANAHTARI .....ı1.
C 2.A 3. B 4. c
5. B 6. D 7. C 8. E
9.
E 10. C 11.B 12
A
13
c 14. B 15. B
-EGITIM BILIMLERI- 69
1. Okulda öğrencilere, içinde yaşadıkları toplumun
değerleri (normlar); bu toplumda kabul gören,
insanlar arası ilişki biçimleri; giyinme, yemek yeme
vb. ile ilgili alışkanlıklar da kazandırılmaya çalışılır.
Yukarıda sözü edilen görevler okulun hangi
işlevinin kapsamındadır? (2001 KPSS)
A) Toplumsal gelişmeyi hızlandırma
B) Mantıklı düşünmeyi yaygınlaştırma
C) Bireylerin sosyalleşmesini sağlama
D) Demokrasiye olan bağlılığı güçlendirme
E) Sağlıklı beden gelişimine yardımcı olma
Okulu toplumsal gelişme ve değişimin merkezi
olarak gören program tasarımı yeniden kurmacılık
tasarımıdır. Bu tasarım toplumun sürekli bir
değişmeye zorlandığı düşüncesi üz^rine
kurulmuştur. Toplumsal soruniarın üstesinden
gelmek ve toplumu daha demokratik bir yapıya
kavuşturmak okulun görevidir. Bu tasarım okulu
toplumun bir laboratuarı olarak görür. Bu görüşün
temelinde eğitimin sosyal işlevi üzerinde
durulmaktadır. Eğitimin görevi toplumsal sorunları
çözmektir.
(Cevap B)
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
Kültürel değerlerin aktarımı bir toplumda eğitim
sisteminin temel işlevi olmalıdır. Bir toplumun
değerleri, inançları ve normları yalnızca onları
öğretme yoluyla değil, eğitim sisteminin
işleyişinde onların açıklanmasıyla da diğer
kuşaklara geçer. (Ö. DEMİREL, Kuramdan
Uygulamaya Eğitimde Program Geliştirme,s.43)
Okulun öğrencilere kazandırmak istediği hedefler,
sadece bilişsel hedefler değildir. Okulun bir diğer
önemli görevi öğrencilere içinde yaşadıkları
toplumun norm ve değer yargılarını öğretip
öğrencilerin toplumsal yapı içinde zorluk
çekmeden yaşamalarını sağlamaktır.
(Cevap C)
Otoritelerin çoğu, "eğitim programını, istendik
hedef ve davranışların kazanılması için stratejilerin
belirlendiği yazılı doküman ya da eylem plânı"
olarak kabul etmektedirler.
Bu görüşte, eğitim programının hangi boyutunu
vurgulamaktadır? (2002 KPSS)
A) Öğretme öğrenme yaklaşımları
B) Eğitimin uzak hedefleri
C) Konu kapsamının yapısı
D) Öğrenme ürünleri
E) Ölçme ve değerlendirme işlemleri
2. "Okul toplumdan kopuk olmamalıdır. Okul
toplumun kendisi olmalıdır. Bireyler, okulda
toplumun sorunlarını çözme ve bunların üstesinden
gelme davranışlarını kazanmalıdırlar." görüşünü
savunan program geliştirme yaklaşımında
aşağıdakilerden hangisi ön plâna çıkmaktadır?
(2002 KPSS)
A) İnsan nitelikierini geliştirme
B) Sosyal işlevler
C) Bireysel ihtiyaçları karşılama
D) Yeterlilik
E) Disiplinler
Eğitim programı, öğrencilere istendik davranışları
kazandırmaktır denmesi, hedefleri tanımda ön
plâna çıkarır. Verilen tanımda ise, eğitim programı
istendik davranışların (hedeflerin) kazandırılması
için konu içeriğinin öğrenciye hangi stratejilerle
sunulacağına ilişkin yapılacak eylem plânı ön
plândadır. Eğitim programlarında kazandırılmak
istenen hedef davranışlar, bu hedefleri
kazandırmak için kullanılacak araç içerik (konu),
hedefleri kazandırmak için izlenecek yol da
öğretme öğrenme yaklaşımları (eğitim durumları)
boyutunu oluşturur. Tanımda da öğrencileri
hedefiere ulaştırmak için kullanılacak strateji ve
eylem plânı yani öğretme öğrenme yaklaşımları
üzerindedurulmaktadır.
(Cevap A)
70- -PROGRAM GELİŞTİRME-
4. Bir öğretim programının temel öğeleri,
aşağıdakilerden hangisinde tam olarak
sunulmuştur? (2003 KPSS)
A) Kritik davranışlar; öğretme - öğrenme
etkinlikleri
B) Öğretmen ve öğrenci; içerik; değerlendirme
durumları
C) Öğrenci; öğretme - öğrenme etkinlikleri; okul
yönetimi
D) Özel hedefler; öğretme-öğrenme etkinlikleri;
değerlendirme durumları
E) Öğretmen ve öğrenci; okul yönetimi; veli
Eğitim programının dört temel öğesi vardır. Bu
öğeler; hedef, içerik, öğrenme-öğretme süreci
ile ölçme-değerlendirmedir. Hedef kavramı
içinde öğrenene kazandmlacak istendik
davranışlar da yer alır. İçerik öğesi ile, eğitim
programında hedeflere uygun düşecek konular
bütünü düşünülmektedir. Öğrenme öğretme
sürecinde ise, hedeflere ulaşmak için hangi
öğrenme öğretme modelleri, stratejileri, yöntemleri
ve tekniklerin seçileceği belirtilmektedir. Ölçme
değerlendirme öğesinde hedef davranışların ayrı
ayrı tespit edilip, istendik davranışların ne
kadarının kazandırıldığı ve yapılan eğitimin kalite
kontrolü vurgulanmaktadır. (Ö. Demirel Kuramdan
Uygulamaya Eğiîimde Program Geliştirme, S.5)
(Cevap D)
Eğitim programı, hedef, içerik, öğretme-
öğrenme süreci (eğitim durumları) ve
değerlendirme öğeleri arasındaki dinamik ilişkiler
bütünüdür. (Ö. Demirel., Eğitimde Program
Geliştirme, s.5) Bu temel öğelerin birbirinden
bağımsız bir şekilde ele alınması düşünülemez.
(E seçeneği olamaz.) Bir eğitim programındaki
hedefler, sadece öğrencilerin bilişsel özelliklerine
yönelik değildir, aynı zamanda duyuşsal ve
psikomotor alanı da içine alır. Bu sebepten
değerlendirme etkinlikleri bu aianlardaki hedefleri
de kapsamalıdır. (D seçeneği de yanlış.) Eğitim
durumları, program hedeflerine ulaşmak için hangi
öğretme model, strateji ve tekniklerin
kullanılacağına ilişkin bir öğedir. Eğitim
programında "ne öğretelim?" sorusu programın
hedef öğesi ile ilgilidir. (C seçeneği yanlış.) Yeni
ortaya çıkmış, genel geçer bilgiler yerine uzun
süren etkili olmuş evrensel bilgiler içerikte yer
almalıdır (evrensellik). (A seçeneği de yanlıştır.)
Eğitim programlarında kapsam (içerik), hedeflere
göre belirlenir. İçerik bizi hedeflere ulaştıracak
konulardır. Belirlenen hedeflere ulaşmak için "ne
öğretelim?" sorusunun yanıtı programın içerik
boyutunu oluşturmaktadır.
(Cevap B)
5. Bir eğitim programını oluşturan temel öğelerde
bulunması gereken özelliklerle ilgili doğru ifade
aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir? (KPSS
2004)
A) Hedeflerde, içinde bulunulan zaman ve
koşullarla ilgili kesin bilgiler yer almalıdır.
B) Hedefleri gerçekleştirebilecek kapsam
belirlenmelidir.
C) Eğitim durumları "ne öğretelim?" sorusuna
cevap aramalıdır.
D) Ölçme değerlendirme etkinlikleri sadece
bilişsel hedeflerin kazanılma düzeyini
belirlemelidir.
E) Temel öğeler birbirinden bağımsız
işlenmelidir.
6. Türk mil l i eğit iminin genel hedefleri
aşağıdakilerden hangisine göre belirlenir?
(2005 KPSS)
A) Milli Eğitim Temel Kanunu
B) Okul yönetmeliği
C) Ders planı
D) Tebliğler Dergisi
E) Müfredat Programı
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 71
Eğitimde hedefler üç düzeyde belirlenmektedir.
Ülkenin politik felsefesini yansıtan ve oldukça
genel olarak belirlenen uzak hedef, uzak hedefin
yorumu aynı zamanda da okulun iş görüsünü
yansıtan genel hedef, Öğrenciye kazandırılması
uygun görülen özellikler V9 bir disiplin ya da bir
çalışma alanı için hazırlanmış olan hedeflere de
özel hedefler olarak tanımlanır. Bu sıralama bir
bakıma hedeflerin dikey sıralanmasını ortaya
koymaktadır. (Ö. Demirel, Eğitimde Program
Geliştirme, s.106) Uzak hedefler kolay kolay
değişmeyen hedeflerdir. Genel hedefler ise
yetiştirilmek istenen insan profili şeklinde ifade
edilen hedeflerdir. Bu hedefler de Milli Eğitim
Temel Kanunu'nda yazan hedeflerdir. Uzak
hedefler ülkenin hedefleri, Genel hedefler Milli
Eğitimin hedefleri şeklinde düşünülebilir.
(Cevap A)
Eğitim programmın dört temel öğesi
bulunmaktadır: Hedef, içerik, eğitim durumları ve
değerlendirme. Hedef, öğrenene eğitim sonunda
kazandırılacak istendik davranışlardır. "Niçin
öğretelim?" sorusunun cevabı program
hedefleridir. Program hedeflerini gerçekleştirmek
için seçilecek konular içerik öğesidir. "Ne
öğretelim?" sorusunun cevabı programın içerik
boyutunu oluşturmaktadır. Program hedeflerine
ulaşmak için içeriğin nasıl sunulacağı, hangi
strateji, yöntem ve araçların kullanılacağı eğitim
durumları öğesidir. Eğitim durumları "Nasıl
öğretelim?" sorusunun cevabıdır. Değerlendirme
boyutu ise hedeflenen davranışların ne kadarının
kazanıldığının ve eğitimin işlerliğinin bir
kontrolüdür. "Ne kadar?" sorusunun cevabı
değerlendirme öğesidir.
(Cevap A)
7. I-Niçin? II-
Nasıl? Ill-
Nekadar?
soruları sırayla hangilerine cevap verir? (2005
KPSS)
A) Hedef-eğitim durumu-değerlendirme
B) Eğitim durumu-değerlendirm9-hedef
C) Değerlendirme-hedef-eğitim durumu
D) Hed9f-değerlendirme-eğitim durumu
E) Değerlendirme-eğitim durumu-hedef
ocrUJ
IX)
Cû
si'fc:
oUJ
72- -ÖĞRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ.
TAM ÖĞRENME MODELİ
Benjamin Bloom tarafından geliştirilmiştir. Caroll'un okulda öğrenme modelinden (1963) esinlenmiştir. Öğrenmeyi sağlama faaliyeti yani öğretmen merkezli bir stratejidir. Davranışçı kuramdan
etkilenmiştir. Öğretimde hedef davranış (kazanım) yazmanın nedeni de Davranışçı kuram ve Bloom'dur.
Tam Öğrenme Modelinin iki varsayımı vardır:
1. "Uygun koşullar sağlandığında (ek zaman veöğrenme), herkes herşeyi öğrenebilir".
Tam öğrenme, başarıyı normal dağılım eğrisinden%90-95'lere çıkaran bir süreçtir. Bloom normal §dağılım eğrisini reddeder. %90'ın dışında kalan w%10'un önemsenmesi gerektiğini, tam Söğrenmelerinin sağlanması gerektiğini savunur. §
2. "Bloom'a göre öğrenemeyen öğrenci yoktur, «"öğretemeyen öğretmen vardır". >
Tam öğrenme modelinin başarıya ulaşabilmesi için aşağıdaki faktörlere dikkat edilmesi gerekir:
• Ön koşullara uygunluk: Bir öğrenmeöğesiyie ilgili yeni öğrenmelere geçmedenönce ön koşul öğrenmelerin gerçekleşmişolması gerekir.
• İsteklilik: Öğrencinin öğrenme sürecinekendini vermesi, istekli biçimde öğretimişlerine katılması gerekir.
• İhtiyaçlara uygunluk: Öğrenmeöğelerinin, öğrencinin öğrenme ihtiyaçlarınıkarşılaması gerekir.
Öğrenme farklılıklarını meydana getiren faktörler doğuştan değil, çevreseldir. Tam öğrenme modeli, öğrenme sürecini etkileyen, değiştirilebilen faktörleri kontrol altına alıp, etkili kullanarak tam öğrenmeyi sağlamayı amaçlamaktadır (Çizelge 1).
OGRETIM ILKE VE TEKNIKLERI Tam Oğrenme Modeli
Değiştirilemez
Zeka (Genel yetenek)
Öğrencinin kişilik özellikleri
Ailenin Sosyo-ekonomik düzeyi
ÖGRETME-ÖGRENME SÜRECİNDEDEĞİŞTİRİLEBİLİR VE DEĞİŞTİRİLEMEZ
ÖZELLİKLER(ÇİZELGE1.)
Degiştirilebilir
Dersle ilgili ön öğrenmeler Derse karşı tutum, ilgi
Başarılı olabileceğine inanç (Akademik benlik kavramı)
Öğretim hizmetinin niteliği Zaman
TAM ÖĞRENME MODELİNİN BOYUTLARI
Tam öğrenme modeli; öğrenci nitelikleri, öğretim hizmetinin niteliği ve öğrenme ürünleri boyutlarından oluşur.
1. OĞRENCİ NİTELİKLERİ
Öğrenci nitelikleri boyutunda; öğrencinin bilişsel ve duyuşsal
a) Bilişsel giriş davranışları (% 50): Bir konunun öğrenilmesini etkileyebilecek genel ve özel nitelikteki bilişsel giriş davranışlarıdır.
Genel; dört işlem, okuduğunu anlama, mantıklı düşünme yeteneği, dil+matematik
Özel; bir konunun öğrenilmesi için gerekli ön öğrenmeler (Toplama bilmeden çarpma öğrenilmez)
Özel bilişsel davranışların kazandırılması, genellere göre daha kolaydır.
Yeni bir üniteye başlarken öğrencilerin bu üniteyle ilgili ön öğrenmelerindeki eksikliklerin giderilmesi öğrenciler arasındaki başarı farklarının % 50 azalmasını sağlayacaktır. (Öğrenci başarısının %50'sini açıklar). Öğrencilerin bilişsel giriş davranışlarına sahip olma düzeyleri seviye tespit ve
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 73
tanımlayıcı testler gibi ölçme araçlarıyla belirlenebilir.
b) Duyuşsal giriş davranışları (% 25) Öğrencininokula, derse, konuya ilgisi, tutumu ve akademikbenlik kavramını içermektedir. Duyuşsal girişdavranışları öğrenci başarısının % 25'ini açıklar.(Eğer başaramayacağım diyorsanız; evet, sizbaşaramazsınız!)
c) Bilişsel ve duyuşsal giriş davranışları öğrencibaşarısının % 65'ini açıklar.
2. ÖĞRETİM HİZMETİNİN NİTELİĞİ
Bloom'a göre öğretim hizmetini etkili kılan 4 öğe vardır:
a) Derse Katılım (etkin katılım): Öğrencinin istenendavranışı kazanması için kendisine sağlananipuçlarını (işaret) belli bir düzeyde açık (öğrencininsoru sorması, örnek vermesi) ya da örtük (zihinselolarak öğrenmeyi gerçekleştiren işlemler yapması)olarak etkileşmesi ve bu çabayı davranışıkazanıncaya kadar devam ettirmesidir. Öğrencininyaş ve gelişim düzeyi arttıkça, örtük katılım artar.
b) İpuçları (İşaretler) (%14): Öğrenme-öğretmesürecinde, öğrenciye neyi öğreneceği, bunları niçinve nasıl öğreneceğini, bunları öğrenirken neyapacağını gösteren mesajların tümüne ipuçlarıdenir. (Sorular, örnekler, kaynak kitaplar, teyp vekasetler, cd'ler, gerçek varlık, olay ve modeller)
c) Pekiştireç: Pekiştirme, davranışın tekrar edilmesıklığını artırır.
d) Dönüt ve düzeltme: Dönüt, öğrenciyeöğrenmelerinin doğruluğu ya da yanlışlığı hakkındaverilen mesajların bütünüdür. Genel olarak, dönütişlemleri, öğrenme ünitelerinin sonunda uygulananizleme testlerinden oluşmaktadır. Bu testlersonucunda, öğrencilerin davranışlarında düzeltmeleryapar.
Öğretilenlerin öğrenciler tarafından ne derece öğrenildiğini belirlemek ve yanlış öğrenmeleri saptamak amacıyla izleme testleri uygulanır. Bu tür değerlendirmelere genellikle biçimlendirme ve yetiştirmeye yönelik değerlendirme denilmektedir. Kısa izleme testleriyle, kısa aralıklarla öğrencilerin öğrenmeleri değerlendirilmektedir. Bu, öğrenciler arasındaki bireysel farklılıkları azaltmada en önemli araçtır.
m
"EUJ
Öğrenme süreci içerisinde kullanılabilecek diğer bir test türü de düzey belirleme testleridir. Düzey belirleme testleri, birkaç ünite öğretildikten sonra tüm davranışların değil, genelde kritik davranışların ölçülmesini amaçlayıp, izleme testlerine kıyasla daha genel öğrenme düzeylerinin belirlenmesini amaçlayan testlerdir.
3. ÖĞRENME ÜRÜNLERİ
a) Öğrenme düzeyi ve çeşidi, öğrenme hızı
b) Öğrenme başarısı düzeyi
c) Duyuşsal ürünler: Öğrencinin öğrenmeünitesinde, derse karşı ilgi, olumlu tutum veakademik benlik kavramları gelişmektedir.
TAM ÖĞRENMEMODELİNDE
DEĞERLENDİRME
Bu modelde ara sınavlar ile öğrenme ürünleri sürekli değerlendirildiği için öğrenme güçlük ve eksikleri vakit geçirilmeden tamamlanır. Öğrenme eksikleri tamamlanmadan diğer bir üniteye geçilmez ve ders planlı bir şekilde işlenir. Bir konu öğrenilmeden diğerine geçilmeyen öğretim stratejisidir. Tam öğrenme modelinde, tüm öğretim süreçleri ayrıntılı şekilde planlanmaktadır. Bu nedenle, öğrencilerin öğrenme düzeyleri devamlı kontrol edilmekte ve gerekli düzeltmeler yapılmaktadır.
1) Tam Öğrenme Modeli; öğrenci niteliklerini ve öğretim hizmetinin niteliğini kontrol altına alarak, öğrenme ürünleri düzeyini yükseltmeyi amaçlamaktadır. Tam öğrenmenin gerçekleşmemesi durumunda ek öğrenme aktiviteleri düzenlenir;
1) Evde ek öğretim (ev ödevi),
2) okulda ek öğretim,
3) Küçük gruplarla öğretim,
4) Birebir öğretim
5) Programlı ve bilgisayarlı öğretim,
6) Akademik oyunlarla öğretim,
7) Tekrar öğretim,
Ek kaynaklarla öğretim (yrd. eğt. malz. ve kitaplar)
Etkili Kullanım İlkeieri
- Kazanımlar belli olduğu için öğretim
planlı bir biçimde gerçekleştirilir.
74- -OGRETIM ILKE VE TEKNIKLERİ.
- Bir konu testle başlar, izleme testi sonuçlarınagöre yeni konuya geçilir. Öğretim sürekli olarakdeğerlendirildiği için (izleme vedeğerlendirme) ortaya çıkan eksikliklertamamlanır.
- Bir öğrenme öğesindeki eksik tamamlanmadandiğerine geçilmediğinden her öğrenci öğrenir.
Sınırlılıkları
Hızlı öğrenen öğrencilerin vaktini alarak onları yavaşlatabilir.
Öğretmenin işyükünü artırır, zaman alabilir ve maliyetleri yükseltir.
Tam öğrenme stratejisinde, grupla öğretimde rekabet yapılmaz.
Tam öğrenme modelinde, dersi organize eden öğretmen olduğu için öğrencinin öğrenciden ögrenmesi söz konusu değildir.
o
1. Aşağıdakilerden hangisi sıklıkla kullanıldığı yaklaşımıdır?
A) Sunuş yoluyla öğretimB) TamöğrenmeC) Araştırma-incelemeD) İşbirliğine dayalı öğretimE) Buluş yoluyla öğretim
İzleme testlerinin sıklıkla kullanıldığı öğrenme-öğretme yakiaşımı Tam Öğrenme modelidir.
(Cevap B)
I. Insanlar dünyayı ve kendilerini duyu organlarıvasıtasıyla nasıl algılıyorlarsa zihinlerinde o şekildeyapılandırırlar.
II. Öğrenmeyi etkileyen değişebilir özellikleri,öğrenme-öğretıme sürecinde olumlu hale getirereköğrencilerin öğrenme düzeylerini %90-95'lereçıkarabiliriz.
III.Öğretmenler derslerde öğrencilerin sezgilerinikullanacakları yaşantılar hazırlamalıdırlar.
IV. Öğrencilerin öğrenme seviyeleri devamlı kontroledilmeli ve gerekli düzeltmeler yapılmalıdır.
V. İlke, genelleme ve tanımlar her zaman derslerinbaşında verilmelidir.
Yukarıda verilenöğretme/öğrenme
özelliklerinden hangileri tam öğrenme modelinde kullanılır?
ÇOZUMLU ONU KAVRAMA TESTİ
izleme testlerinin öğrenme-öğretme
A) I, III D) II, IV
B) E)
I, I I I , VI , I V , V
C) I I I , IV
Tam öğrenme yaklaşımı; öğrenmeyi etkileyen değiştirilebilir özellikleri kontrol altına alarak, öğrencilerin öğrenme düzeylerini %90-95'lere çıkartmayı öngörmektedir. Öğrencilerin öğrenme düzeylerini sürekli kontrol ederek, tam öğrenmeleri sağlanmaktadır.
(Cevap D)
-EĞİTİM BİLİMLERl 75
3. Tam öğrenme modeline göre, aşağıdakilerden
hangisi "belli bir zaman içinde öğrenciyi
etkileme gücünde olan dış etkenlerden biri"
olarak algılanamaz?
A) Geribildirim
B) Pekiştireç
C) Önkoşul öğrenmeler
D) Düzeltme
E) İpucu
5. Aşağıdakilerden hangisi öğrencilerin bir
konuyu tam öğrenememesi halinde
yapılabilecek bir ek öğrenme aktivitesi
değildir?
A) Akademik oyunlarla öğretim yolunu kullanma
B) Kaynak ve yardımcı kitaplar yoluyla
öğrencilerin eksikliklerini tamamlama
C) Öğrenim eksiği bulunan öğrencilerin işbirliği
halinde birbirinden öğrenmesi
D) Eksik öğrenciiere evlerinde ek öğretim yapma
E) Konunun tekrar öğretimi
Önkoşul öğrenmeler, öğrencinin bir sonraki
öğrenmelerini etkileyen içsel etkenlerden biridir.
(Cevap C) Öğrenme eksiği olan öğrencilerin birbirlerinden
yanlış öğrenmeleri söz konusudur.
(Cevap C)
çn"occLU Q
'ÖC UJ _J£
ca£
UJ
Ü
5UJ
4. Tam öğrenme yaklaşımında aşağıdaki
değerlendirme türlerinin hangisinin kullanımı
daha yaygın olarak kullanılır?
A) Biçimlendirme ve yetiştirmeye yönelik
B) Düzey belirleme
C) Ortama göre değerlendirme
D) Programlı öğretim
E) Dönüt
6. Sürekli bir izleme ve değerlendirme
yaklaşımının uygulanmasını gerektiren öğretim
stratejisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Buluş yoluyla öğretim
B) Tamöğrenme
C) Sunuş yoluyla öğretim
D) İşbirliğine dayalı öğretim
E) Araştırma-İnceleme
Öğrencinin öğrenme düzeyini %90-95'lere
çıkarmak amacıyla biçimlendirme ve yetiştirmeye
yönelik değerlendirme yaygın olarak kullanılır.
(Cevap A)
Sürekli bir izleme ve değertendirme yaklaşımının
uygulanmasını gerektiren öğretim stratejisi Tam
Öğrenmedir.
(Cevap B)
76- -OGRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ.
7. Öğrenme birimlerini küçük ünitelere ayıran ve
bunları birbirleriyle aşamalı şekilde
ilişkilendiren, uygun ortam sağlandığında her
bireyin öğrenebileceğini savunan öğrenme-
öğretme yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Buluş yoluyla öğrenme
B) Proje temelli öğrenme
C) Yapısalcılık
D) Davranışçılık
E) Tam öğrenme
Sürekli bir izleme ve değerlendirme yaklaşımının
uygulanmasını gerektiren öğretim stratejisi Tam
Öğrenmedir.
(Cevap E)
9. I. Öğrencinin kişilik özeliikleri
II. Öğrencinin sosyo-ekonomik düzeyi
III.Öğrenme ortamı
IV.Öğrenme güdüsü
V. Bilişsel giriş davranışları
Yukarıda öğrencinin öğrenmesini etkileyen bazı
faktörler verilmiştir. Buna göre tam öğrenme
modeli bu faktörlerden hangilerinin
değiştirilebileceğini ifade etmektedir?
A) I, l l lvelV
B) II, l l lveV
C) Nl.lVveV
D) IVveV
E) ll lvelV
o Tam öğrenme modeli öğrenme ortamı, öğrenme
güdüsü ve bilişsel giriş davranışları gibi öğrenme
sürecini etkileyen değiştirilebilir faktörleri kontrol
altına almaya çalışır.
(Cevap C)
UJ
8. Aşağıdakilerden hangisi tam öğrenme
modeline göre öğretim hizmetinin niteliğini
belirleyen faktörlerden biri değildir?
A) İpucu (işaretler)
B) Etkin katılım
C) Pekiştireç verme
D) Dönüt-düzeltme yapma
E) Öğrencilerin problemlerini çözme
10. Aşağıdakilerden hangisi tam öğrenmenin
sağlanamaması halinde yapılabilecek bir
tamamlayıcı öğrenme faaliyeti olamaz?
A) Akademik oyunlar yoluyla konunun daha iyi
öğretimi
B) Öğrencilere kaynak ve yardımcı kitaplar
yoluyla öğretim
C) Öğrenim eksiği bulunan öğrenciierin işbirliği
halinde birbirinden öğrenmesi
D) Başarısız öğrencilere evlerinde ek öğretim
yapma
E) Konunun başından sonuna tekrar öğretimi
İpucu, pekiştireç dönüt-düzeltme ve katılım
öğretim hizmetinin niteliği boyutunda yeralır.
(Cevap E)
Öğrenme eksiği olan öğrenciler birbirlerinden
yanlış bilgileri öğrenebilirler, bu da tam
öğrenmenin gerçekleşmesini engeller.
(Cevap C)
-EGITIM BILIMLERI- 77
1. Aşağıdaki öğretim stratejilerinin hangisinde öğretmen diğerlerine oranla daha aktiftir?
A) YapısalcılıkB) BuluşC) ProblemçözmeD) Araştırma incelemeE) Tam öğrenme
4. I. İpucu
II.Etkin katılım
III. Pekiştireç
IV. Dönüt-düzeltme
V. Aşamalı ilerleme
Yukarıdaki faktörlerden hangisi/hangileri tam öğrenme yaklaşımının öğretim hizmeti niteliğine etki eden faktörlerden biri degildir?
A)V B)l-ll 0) III D)l-lll E) IV
CEVAPLI KONU KAVRAMA TESTİ
2. Tam öğrenme yaklaşımında, öğretim hizmetinin niteliği boyutunda dönüt ve düzeltme amaçlı olarak aşağıdakilerden hangi ölçme ve değerlendirme testlerinin uygulanması daha uygun olur?
A) Biçimlendirmeye ve yetiştirmeye yönelik-^değerlendirme .ji
A) Ortama göre değerlendirme ;jgB) Sonuç değerlendirme ,sC) Tanılayıcı değerlendirme :şgE) Norma dayalı değerlendirme §
I. Hızlı öğrenen öğrencilerin vaktini alarak onlarıyavaşlatabilir.
II. Öğrenme sürecinde ek öğretim aktiviteleri vearaç-gereçlere gerek duyulduğundan öğretmeninişyükünü artırır, zaman alabilir ve maliyetleriyükseltir.
III. Bu stratejide, grupla öğretimde rekabetyapılmaz.
Yukarıda sınırlılıkları verilen öğrenme-öğretme yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir?
A) BuluşB) SunuşC) YapısalcıD) TamöğrenmeE) Araştırma-inceleme
3. Aşağıdakilerden hangisi tam öğrenme yaklaşımının öğrenme ürünleri arasında yer almaz?
A) Öğrenme başarısı düzeyiB) Duyuşsal ürünlerC) Öğrenme düzeyi ve çeşidiD) Öğrenme hızıE) İpucu (işaretler)
6. Bilişsel ve duyuşsal giriş davranışları öğrenci başarısının yüzde (%) kaçını açıklama gücüne sahiptir?
A)%25 B)%50 C)%65 D) %75 E) %80
78- -ÖĞRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ.
7. I. Ön koşul öğrenmelerin gerçekleşmesi
II. Öğrenmeye isteklilik
III. Öğrencilerin birbirinden öğrenmesi
IV. Öğrenme hızı
Yukarıda verilenlerden hangileri tam öğrenme yaklaşımının başarısında rol oynayan etmenlerdendir?
A) l-ll-lllB) I-IV-IIIC) i-ll-lllD) I-IV-IIE) I-III-IV
10. Sınıftaki öğrencilerin başarılı olmaları, onların hazırbulunuşluk seviyelerine uygun olan öğretim hizmeti sağlanmasına ve onlara ihtiyaçları kadar zaman ve olanaklar tanınmasına bağlıdır. Bu sağlandığında, öğretim hedefleri doğrultusunda öğrencilerin öğrenme ve başarı düzeyleri birbirine yaklaşırve başarılı olurlar.
Yukarıda belirtilen görüşler, aşağıdaki öğrenme-öğretme yaklaşımlarının hangisinin temelini oluşturur?
A) TamÖğrenmeB) Programlı öğretimC) Buluş yoluyla öğrenmeD) Araştırma-inceleme yoluyla öğrenmeE) Bireysel öğrenme
8. Aşağıdakilerden hangisi tam öğretim modelinde öğretim hizmetinin niteliklerinden biri değildir?
A) İpucuB) Bireysel hızC) Geribildirim ve düzeltmeD) PekiştirmeE) Pekiştirme
11. Aşağıdakilerden hangisi tam öğrenme modelinde yer alan öğretim hizmeti niteliği kapsamındaki aktivitelerden biri degidir?
A) İpucu kullanmaB) Öğrenci katılımını sağlama,C) Bilişsel giriş nitelikleriD) Pekiştireç vermeE) Dönüt ve düzeltme yapma
9. "Öğrenemeyen öğrenci yoktur, öğretemeyen öğretmen vardır." anlayışı aşağıdakilerden hangi öğretim yaklaşımının belirleyici bir özelliğidir?
A) TamÖğrenmeB) Sunuş yoluyla öğretimC) Buluş yoluyla öğretimD) Bütünsel öğrenmeE) Problem çözme yöntemi
12.Tam Öğrenme modelinde, öğretim sürecinin sonunda belirlenen hedeflere öğrencilerin yüzde 90-95'inin ulaşamaması durumunda, tamamlayıcı ek öğrenme fırsatlarına yer verilir.
Aşağıdakilerden hangisi bu ek öğrenme fırsatlarından biri savılamaz?
A) Evde ve okulda ek öğretimB) Bire bir öğretimC) Yeni bir konunun öğretimiD) Bilgisayarlı öğretim ve programlı öğretimE) Akademik oyunlarla öğretim
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 79
13. Tam öğrenme yaklaşımında, öğrenme sürecini etkileyen değiştiri lebilir faktörler etkil i kullanıldığında, öğrenme ürünlerinin artırılabileceği öngörülmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi faktörlerden biri degildir?
bu değiştirilebilir
A) Öğrencinin kişilik özellikleriB) Öğrencinin bilişsel giriş davranışlarıC) Öğrencinin duyuşsal giriş davranışlarıD) Öğrenme için harcanan zamanE) Öğretim hizmetinin niteliği
14. Aşağıdakilerden hangisi Tam Öğrenme Modelinin özelliklerinden biri değildir?
A) Öğretim hizmeti niteliğinde boyutunda; katılım,ipucu, pekiştireç, dönüt-düzeltme kullanıiır.
B) Karma öğretim yöntemleri kullanılır.C) İzleme testleriyle öğrenme eksiklikleri
belirlenir.D) Ek öğrenme aktivitesi olarak akademik
oyunlarla öğretim uygulaması gerçekleştirilir.E) Öğretmenlerin işyükünü azaltır.
ço"ocrUJo*ccULJ
15. Tam Öğrenme modelinde üzerinde en fazla durulan değerlendirme türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Düzey belirlemeye yönelik değerlendirmeB) İzlemeye yönelik değerlendirmeC) Uzaktan değerlendirmeD) Bilişsel değerlendirmeE) Hedefe dayalı değerlendirme
CEVAP ANAHTARI
1. E 2.A 3. E 4. A
5. D 6. C 7. D 8. B
9. A 10. A 11.C 12.
C
13.
14. E 15. B
80- -ÖĞRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ-
1. Sınıfta öğrencilere öğretilecek bilgiler kolay
öğrenilebilecek basamaklara bölünür ve
öğrencilerin bunları basitten karmaşığa doğru
öğrenmeleri sağlanır.
Bu yöntemi kullanan bir öğretmen, aşağıdaki
ilkeierden hangisini uygulamaya çalışmaktadır?
(2001 KPSS)
A) Bireysel hız B) Etkin katılım
C) Küçük adımiar D) Beyin fırtınası
E) Oranlı pekiştirme
3. Tam öğrenme uygulamalarında, öğrenciler
arasındaki öğrenme hızı ve öğrenme düzeyi
farklılıklarını azaltmak için eksiklikleri tamamlayıcı
öğrenme etkinliklerine yerverilmesi önerilir.
Aşağıdakilerden hangisi bu tür tamamlayıcı
öğrenmeler için önerilen yöntemler arasında
veralmaz? (2002 KPSS)
A) Ek süre içinde, öncekinden farklı bir yöntemle
yapılan öğretim,
B) Programlı öğretim olanaklarından yararlanarak
yapılan öğretim
C) Dersteki öğretim girişimini bir daha tekrarlama
D) Gruplar içinde eksikliklerin gözden geçirilmesi
yoluyla birbirinden öğrenme
E) Öğretmen veya özel öğretici tarafından birebir
öğretim >.
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
Skiner' in programlı öğrenme yaklaşımı doğrusal
bir programlamaya dayanmaktadır. Programlı
öğretim materyalini hazırlamada edimsel
koşullanma ilkeleri kullanılmaktadır. Programlı
öğretimin en temel özelliklerinden biri de Küçük
adımlar ilkesidir. Küçük adımlarda öğrenilecek
konu, ünite küçük bilgi birimlerine ayrılmakta; bilgi
birimlerinden, biri öğrenildikten sonra diğerine
geçilmektedir. (N. Senemoğlu; Gelişim Öğrenme
ve Öğretim, s.468) Bu küçük öğrenme birimleri
küçük bir davranış değişikliğine neden olur.
Programlı öğrenmede bir birim nadiren bir
cümleden biraz fazladır. Bu küçük bilgi birimleri
basitten karmaşığa doğru ve önkoşul ilişkilerine
göre aşamalı olarak dizilir.
(Cevap C)
Tam öğrenme yaklaşımında ek öğretim
etkinliklerinde grupla (işbirlikçi) öğretim
gerçekleştirilir. Fakat işbirlikçi öğrenmede
eksiklikleri ön planda tutma ve bunu tamamlayıcı
etkinlikleri yapmanın ortaya çıkaracağı psikolojik
yan etkileri bulunur. Öğretimde grup (işbirlikçi)
çalışma grup içi öğrenme eksikliklerini gidermede
kullanılmaz.
(Cevap D)
2. Oğrenme birimlerini küçük ünitelere ayırarak
bir birim öğrenilmeden diğer birime geçmeye
olanak sağlamayan, uygun ortam sağladığında
her bireyin öğrenebileceğini savunan öğrenme-
öğretme yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir?
(2001 KPSS)
A) Programlı öğrenme
B) Proje temelli öğretim
C) Yapısalcılık
D) Davranışçılık
E) Tamöğrenme
(Cevap E)
4. Derse karşı tutum, derse ilgi ve özgüven
aşağıdakilerden hangisinde, öğrenme
düzeyindeki değişkenliği açıklama gücü
en fazla olandan en az olana dogru
sıralanmıştır? (2002 KPSS)
A) Özgüven, derse ilgi, derse karşı tutum
B) Derse karşı tutum, derse ilgi, ögüven
C) Özgüven, derse karşı tutum, derse ilgi
D) Derse ilgi, özgüven, derse karşı tutum
E) Derse ilgi, derse karşı tutum, özgüven
-EGITIM BILIMLERI- 81
Programlı Öğretim
Davranışçı öğrenme kuramına bağlı olarak Skinner tarafından geliştirimleştir.
Okul-sınıf içinde vedışında kullanılır.Bireysel öğrenmetekniğidir.
Konular küçük bilgi parçaları halinde sıralanarak her öğren-cinin kendi öğrenme hızına göre adım adım ilerlediği, bilgiden hemen sonra yöneltilen soruya cevap verildiği ve cevabın doğrulu-ğuna göre ileri gittiği ya da geri döndüğü öğrenme yaklaşımıdır.
Tam Öğrenme
Bilişsel
öğrenmekuramına bağlı olarak Bloom tarafından geliştirilmiştir.
Okul ve sınıf öğrenmelerinde kullanılır. Grup öğretimi tekniğidir.
Üniteler ve konular basitten karmaşığa doğru hiyerarşik olarak sıralanır ve sınıfta bir ünite ya da konu bütün öğrencilerce belli bir standartta öğrenildikten sonra bir sonraki üniteye ya da konuya geçilir.
Akademik özgüven: Öğrencilerin öğrenme
özgeçmişine dayalı olarak herhangi bir öğrenme
konusu öğrenip-öğrenemeyeceğine ilişkin
kendisini algılama tarzıdır, yani bireyin kendisine
karşı tutumudur. Tam öğrenme yaklaşımı, duyual
giriş davranışları anlamında bireylerin gelebileceği
düzeyleri sırasıyla; ilgi, tutum ve akademik
özgüven olarak belirlemiştir.
Görüldüğü gibi tam öğrenme modeli giriş
davranışlarını etki gücüne göre derse özgüven,
derse karşı tutum ve derse ilgi olmak üzere giriş
davranışı değişkenlerini en fazla olandan, en az
oiana doğru sıralamıştır.
(Cevap C)
Programlı Öğretim ile Tam Öğrenme Yaklaşımlarının Karşılaştırılması
m
ÖğrenciNitelikleri (Giriş
Davranışları)
Bilişsel giriş davranışları
- Sözel, işlemselyetenek
- Okuduğunuanlama
- Dinleme becerisi
- Bilgi, beceri,yetenek-Önkoşul bilgiler
- Problem çözmebecerisi
Duyuşsal giriş davranışları
-iigi- Tutum
- AkademikÖzgüven
Psiko-motor giriş davranışlar
Öğretimhizmetlerinin
nitelikleri
- İpucu (öğrencininneyi öğreneceğiniaçıklayıcı mesajlar)
- Pekiştirme(davranışı göstermeeğilimi güçlendirenuyarıcıları verme)
- Katılım(öğrencilerinöğrenme sürecindeyaptıkları)
- Dönüt ve düzeltme(öğrencilerin neyiöğrenip neyiöğrenmediklerinibildirme)
Öğrenme Ürünleri
- Öğrenmedüzeyi ve çeşidi
- Öğrenme hızı
- Duyuşsalürünler (kendinegüven, ruhsağlığı, güdü)
- Bilişselürünler(Kavrama,analiz sentez,değerlendirme)
- Psiko-motorürünler (beceri)
\h-<5 Programlı öğretim alanında, içeriğin basitten
karmaşığa bilinenden bilinmeyene doğru bir sıra izleyecek biçimde düzenlenmesi beklenir.
Böyle bir düzenleme, programlı öğretimin dayandığı temel dayanaklardan hangisinin uygulanmasını sağlamak içindir? (2003 KPSS)
A) Etkin katılım
B) Küçükadımlar
C) Doğru cevaplar
D) Bireysel hıza göre ilerleme
E) Geribildirim sağlama
Programlı öğretimde öğretilecek bilgi kolayca
kavranacak küçük birimlere bölünür. Her bir birim
bir davranış değişikliğine neden olur. Bu küçük
bilgi birimleri basitten zora ve birbirinin ön koşulu
olacak şekilde sıralanır. Programlı öğretimin bu
ilkesine küçük adımlar ilkesi denir. (Sorununun
aynısı 2001 KMS'de soruldu)
(Cevap B)
Tam Öğrenme Modelinin Değişkenleri
82- -ÖĞRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ.
6. Bir öğretim hizmeti sınıftaki öğrencilerin
hazırbulunuşluk düzeylerine uygun olursa ve
onlara ihtiyaçları kadar zaman tanınırsa sınıftaki
tüm öğrencilerin öğretim hedefleri doğrultusundaki
öğrenme düzeyleri birbirine yakınlaşır ve böylelikle
sınıfın başarı düzeyi yükselir.
Bu görüş, aşağıdaki öğretme-öğrenme
yaklaşımlarından hangisinin temelini
oluşturur? (2004 KPSS)
A) Buluş yoluyla öğrenme
B) Sunuş yoluyla öğrenme
C) Araştırma yoluyla öğrenme
D) Tamöğrenme
E) Modelden öğrenme
Okul öğrenmelerinde gözlenen farkların nedeninin
büyük ölçüde doğuştan getirilen değişmeye
dirençli özellikler değil, çevresel etkenler, bir
başka deyişle değiştirilebilir etkenler olduğu
ortaya konmaktadır. Bu durum öğrenmeyi
etkileyen değiştirilebilir değişkenleri etkilice
kullanarak, öğrencilerin tüm yeni davranışları §
öğrenebileceğini göstermektedir. Yani tüm m
öğrenciler aynı oranda derse hazır hale getirilir ve £
uygun ortam sağlanırsa sınıftaki öğrenmeler §
birbirine yakınlaşır. Tam öğrenme modeiinin de ö
temeli hemen hemen tüm öğrencilerin okulların 5
öğretme amacını güttüğü tüm yeni davranışları
öğrenebileceğidir.
(Cevap D)
Altı şapkalı düşünme tekniği: Edvvard de
Bono'nun geliştirdiği, öğrencilerde yaratıcılığı ve
empati yeteneğini amaçlayan birtekniktir.
Tartışma: Tartışma problem çözümünde ve anti
sosyal tutumların değişiminde kullanıma uygun bir
öğretim yöntemidir. Tartışma yönteminde, konuyla
ilgili olarak öğrenciler aktif bir şekilde birbiriyle
konuşurlar.
Drama: Tiyatro yaparak veya oyun yoluyla bir
düşünceyi, olayı veya soyut bir kavramı
canlandırmaktır. Öğrencilerin üretkenliğini,
yaratıcılığını geliştirme ve öğrencilere aktif bir
öğrenim yaşantısı sağlayan bir öğretim
yöntemidir.
Gösterip yaptırma: Öğretmenin beceriyi aşama
aşama göstermesi, anlatması ve öğrencilerin
öğretmeni izledikten sonra, aynı beceriyi yeterli bir
düzeye gelene kadar tekrar etmesi şeklinde
uygulanan bir öğretim yöntemidir. Psikomotor
alanla ilgili üst düzeyde becerilerin
kazandırılmasında gösterip yaptırma uygun bir
öğretim yöntemidir.
Beyin fırtınası: Kısa sürede çok sayıda fikir
üretme amacıyla kullanılan bir tekniktir.
Anlaşılacağı üzere, beyin fırtınasında bir
problemin çözümüne yaratıcı olarak çok sayıda
çözüm üretmek söz konusudur. (Tanımlar: Ş.
TAN, Öğretimi Planlamave Değerlendirme)
Sosyal beceri öğretiminde yukarıdaki seçeneklere
göre gösteri yöntemi etkisi en az olanıdır.
Gösterip yaptırma daha çok psikomotor beceriler
için uygun bir yöntemdir.
(Cevap D)
7. Sosyal beceri öğretiminde aşağıdakilerden
hangisinin etkisi en azdır?
A) Altı şapka
B) Beyin fırtınası
C) Tartışma
D) Gösteri
E) Drama
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
83
REHBERLİKTÜRLERİ
BireySayısınaGöre Temel İşlevlerine Hizmet Alanlarına Problem Alanlarına Eğitim KademelerineRehberlik Göre Rehberlik Göre Rehberlik Göre Rehberlik Göre Rehberlik
REHBERLIK Rehberlik Türleri -1-
Bireysel rehberlik
Grup rehberliği
Bireysel psikolojik danışma
Grupla psikolojik danışma
Uyumsağlayıcı rehberlik
Yöneltici rehberlik
Ayarlayıcı rehberlik
Geliştirici rehberlik
Önleyici rehberlik
Tamamlayıcı rehberlik
Eğitim alanındarehberlik
Sağlık alanında rehberlik
Sosyal yardım alanında rehberlik
Endüstride rehberlik
Eğitsel rehberlik
Kişisel/sosyal rehberiik
Mesleki rehberlik
Okulöncesinde rehberlik
İiköğretimde rehberlik
Ortaöğretimde rehberlik
Yükseköğreiimde rehberiik
Rehberlik hizmet türlerini çeşitli yönlerden beş temel : başlık altında toplamak mümkündür:
1. Birey sayısına göre rehberlik
2. Temel işlevlerine göre rehberlik
3. Hizmet alanlarına göre rehberlik
4. Problem alanlarına göre rehberlik
5. Eğitim ve öğretim kademelerine göre rehberlik
1. Birey Sayısına Göre Rehberlik
Bireysel Rehberlik; Bir seferde tek bir kişiye-bireye sosyalleşmesi, duygusal sorunlarını çözmesi, duruma alışması, potansiyellerini kendine uygun bir alanda verimli kullanabilmesi ve böylece kendini geliştirmesi için yapılan bilgilendirme hizmetidir. Bireysel rehberlikte amaç, bireyin sosyal eğitsel, mesleki alanda farkındalık düzeyini artırmaktır. Yalnız bireysel rehberlik daha sonraki sayılarda işleyeceğimiz bireysel psikolojik danışma ile karıştırılmamalıdır. Çünkü rehberlik hizmetleri daha çok bireylerin farkındalık düzeylerini artırmak-
= bilinçlendirmek amacıyla yapılan bilgilendirme hizmetidir. Psikolojik danışma ise töropatik ilişki kurarak yapılan ancak uzman tarafından verilebilen psikolojik yardım hizmetidir.
Not: Bireysel Psikolojik Danışma ve Grupla Psikolojik Danışma konuları sonraki sayılarımızda ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Grup Rehberliğh Aynı anda birden çok bireye bir gruba yada topluluğa eğitsel, mesleki, sosyai alanda yapılan bilgilendirme - bilinçlendirme hizmetidir. Daha çok sınıf öğretmenleri tarafından kendi sınıflarını bilgilendirmek amacıyla yapılır. Bu hizmetin en önemli tarafı aynı anda bir çok kişiye hizmet verildiği için ekonomiktir, zaman kaybını önler.
nilgiNotu/
Grup rehberliği aynı anda bir çok insanın ortak bir sorunu olması ya da ortak bir bilgiye ihtiyaç duyulması durumunda yapılır.
84- -PROGRAM GEÜŞTİRME-
2. Temel İşlevlerine Göre Rehberlik
Uyum Sağlayıcı Rehberlik: Uyum sorunu olan öğrencileri tanıyarak, psikolojik durumunu düzeltmek ve mevcut ortama uyum sağlamasına yardımcı olmak amacıyla verilen hizmet türüdür (Kuzgun, 1992). Bireyin içinde bulunduğu ortamdaki uyum sorunlarını çözmek ve uyum sağlamasını kolaylaştırmak için yapılan bilgilendirmedir.
Yöneltici Rehberlik: Öğrencinin ilgi ve yeteneklerine uygun olan bir alan, okul veya mesleği seçmesi için yardım etme ve bu yolla bir okul programına veya mesleğe yönelmesi için ona bilgi sunma amacıyla verilen hizmet türüdür (llgar, 2002). Ancak yöneltme hizmetinde öğrenciyi zorlayıcı, sınırlandırıcı tutumlardan kaçınmak gerekir. Çünkü rehberlik esas olan öğrencinin bilgileri olarak, bilinçli bir şekilde kendi kararmı kendisi vermesidir. Günümüzde yöneltici rehberlik hizmetlerinin önemi artmıştır. Çünkü bireyin başarılı - mutlu olabileceği kişisel özelliklerine uygun bir mesleğe yöneltilmesinin önemi artmıştır.
Ayarlayıcı Rehberlik: Eğitim programlarının öğrencilerin özel ilgi ve yetenekleri göz önünde tutularak oluşturulmasında eğitim planlamacılarına ve program yapımcılara yol göstermek amacıyla yapılan hizmet türüdür (llgar, 2002).
Ayarlayıcı rehberlik hizmetleri dolaylı bir rehberlik hizmetidir. Çağdaş eğitim anlayışında öğrencilerin bireysel farklılıklarına, ilgi ve yeteneklerine önem verilmektedir. Eğitim planlamacıları, eğitim programcıları ve rehberlik programcılarının öğrencilerin bireysel farklılıklarına, gelişim düzeylerine uygun program hazırlamaları programlarında rehberlik ilke ve amaçlarına yer vermelerini sağlamak ayarlayıcı rehberlik işlevidir.
Geliştirici Rehberlîk: Öğrencinin içinde bulunduğu gelişim döneminde kendisinden beklenen gelişim görevlerini, ihtiyaçlarını etkili bir şekilde yerine getirmesi ve bu yolla olumlu bir uyum geliştirmesi amacıyla verilen bilgilendirme hizmetidir. (Erkan, 2001).
Gelişimin her döneminde bireyin karşılaması gerekli bazı gelişim ihtiyaçları ve gelişim görevleri vardır. Öğrencinin gelişim ihtiyaçları ve gelişim görevlerinin karşılanmasını sağlayarak sağlıklı gelişmesine yardımcı olmak geliştirici rehberlik hizmetidir.
Önleyici Rehberlik: Bazı olumsuz durumları ortaya çıkmadan ve bu durumların öğrenci üzerinde yaratacağı olumsuz sonuçlar görülmeden önlenmesi
oÇO
' Q
UJtO
SOJ
amacıyla verilen hizmet türüdür (Kepçeoğlu, 1996).
Önleyici rehberliği aşı yapmaya benzetebiliriz. Bazı olumsuz durumlar, sorunlar ortaya çıkmadan bilgilendirme ve bilinçlendirme yapmaya önleyici rehberlik denir. Örneğin, uyuşturucu - alkol gibi kötü alışkanlıkların zararlarının anlatılması.
Tamamlayıcı Rehberlik: Okullarda yürütülen eğitim ve öğretim etkinliklerinin yeterli düzeyde verimii olabilmesi ve amaçlarına ulaşabilmesi için eğitimcilere verilen hizmet türüdür (llgar, 2002).
Eğitimde yaygın olan rehberlik hizmetlerinin ön önemli işlevlerinden biri de eğitim ve öğretimi tamamlayıcı nitelikte olmasıdır. Yapılan eğitim ve öğretimin amacına ulaşması kalite ve verimliliğin artması öğrencilerin sağlıklı gelişmesine bağlıdır. Öğrencilerin sağlıklı gelişmesi için de rehberlik hizmetlerine ihtiyaç vardır. Bu nedenle öğrenciyle yakından ilgili olan idareci, öğretmen ve velilerin olumlu bir rehberlik anlayışına ve desteğine gereksinim vardır.
3. Hizmet Alanlarına Göre Rehberlik (Hizmetin Verildiği Kurumlara Göre)
Rehberlik hizmetleri hizmetin verildiği kuruma göre (eğitim, sağlık, sosyal yönelim, endüstri) çeşitlilik göstermektedir.
Eğjtim Alanında Rehberlik: Çağdaş eğitim anlayışı öğretirrr, yönetim ve öğrenci kişilik hizmetleri boyutlarından oluşmaktadır. Rehberlik hizmetleri de okulda öğrenci kişilik hizmetleri başlığı altında verilen bir dizi hizmetin merkezinde yer almaktadır. Bu gün rehberlik hizmetlerinin en yaygın olduğu alan eğitimdir. Çünkü gelişim çağında olan öğrencilerin (ilköğretim, ortaöğretim) gelişim ihtiyaçlarının karşılanması bedensel, zihinsel ve sosyal yönden sağlıklı gelişmesi, kendisiyle ve çevresiyle uyumlu olabilmesi için psikolojik desteğe ve hizmete ihtiyaç vardır. Günümüz modern toplumlarında rehberlik hizmetlerine duyulan ihtiyaca paralel olarak rehberlik hizmetleri çağdaş eğitim anlayışının ayrılmaz parçası haline gelmiştir.
Sağlık Alanında Rehberlik: Rehberlik hizmetleri, bireylerin hastalanmalarını önlemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinde, ruh ve beden sağlıklarını korumaya yönelik temel bilgileri edinmeleri için verilmektedir. Bireyin sağlık kuruluşlarından nasıl yararlanacağı temel sağlık bilgisi, ilk yardım bilgileri v.b. bu alandaki rehberlik hizmetlerine girer. Günümüzde hastanelerde psikolojik destek
ve yardım amaçlı, psikolojik
-EGITIM BILIMLERI- 85
danışmanların bulunması da sağlık alanındaki uygulamalardandır.
Sağlık alanındaki rehberlik hizmetleri koruyucu sağlık alanında yer almaktadır. Hastalıklar oluşmadan önce önlem alma anlayışına dayanan koruyucu sağlık hizmetleri de giderek yaygınlaşmaktadır. İlkyardım bilgileri, bulaşıcı hastalıklar hakkında bilgilendirme, AIDS, kuş gribi gibi günümüzün tehlikeli hastalıkları ve korunma yolları ile ilgili bilgiler, temel sağlık bilgileri rehberliğin sağlık alanındaki uygulamalarına örnek verilebilir. Bu nedenle bugün ülkemizde bir çok sağlık kurumunda hastalara psikolojik destek hizmeti veren uzmanlar bulunmaktadır.
Sosyal Yardım Kurumlarında Rehberlik:Ülkemizde Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu, huzurevleri, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Kurumu, sosyal yardım kurumları arasında yer alır. Bu kurumlarda rehberlik hizmetleri psikolojik destek ve bireylerin ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesi için verilmektedir.
Endüstri Alanında Rehberl ik: Sanayi kuruluşlarında personel seçimi ve personelin kariyer gelişimine yardımcı olmada, çalışanların iş yaşamı ile ilgili streslerle başa çıkmalarında, iş doyumu motivasyon verimlilik iş arayanların meslekler konusunda bilgilendirilmesinde rehberlik hizmetleri önemli bir yer tutmaktadır.
Endüstri alanında psikolojik hizmetleri son yıllarda 1 yaygınlaşmaktadır. Çünkü bir işletmenin verimliliği :g çalışanlarının verimliliğiyle doğru orantılıdır. Endüstri m
alanındaki rehberlik uygulamalarında çalışan motivasyonu, iş verimi, işveren ve işçi ilişkileri, iş stresi vb. konularda rehberlik hizmeti verilmektedir.
1. " Rehberliğin işlevleri ve amaçları hizmet verilen kurumun yapısına ve ihtiyacına göre farklıiıklar göstermektedir."
Rehberliğin mesleki ve kariyer gelişimine odaklandığı hizmet alanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Orta öğretimB) Sosyal HizmetlerC) EndüstriD) SağlıkE) Kamusal Hizmetler
Eğitim alanında yapılan rehberlik etkinlikleri eğitsel, kişisel ve mesleki rehberlik alanındadır. Orta öğretimde yapılan mesleki rehberlik daha çok yerleştirme ve yönlendirmeye yöneliktir. Bu kademede sadece bireyleri uygun meslekiere yönlendirmek vardır. Mesleki ve kariyer gelişimi yüksek öğretimde önem kazanmaktadır. Kariyer ve mesleki gelişimin rehberliğin merkezinde olduğu hizmet alanı endüstridir. Endüstri kurumlarında rehberliğin işlevi iş yerinde verimi arttırmak, uygun işe uygun personei yerleştirmek, bireysel problemlerle ilgilenmek ve mesleki gelişimdir.
(Cevap C)
ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TESTİ
çn "otrLU
cn
'O
2. Aşağıdakilerden hangisi ilköğretim ve ortaöğretim okullarında yürütülen rehberlik hizmetlerinin farklılaşmasının nedenlerinden biri degildir?
A) Rehberliğin amacının yaş düzeyine görefarklılaşması
B) Öğrencilerle kurulan ilişkinin biçimininfarklılaşması
C) Öğrencilerin psikolojik gelişim özelliklerininfarklılaşması
D) Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarınınfarklılaşması
E) Öğrenci-öğretmen arasındaki ilişkilerinniteliğinin farklılaşması
86- -PROGRAM GELİŞTİRME.
İlköğretim ve orta öğretim kurumlarında yürütülen
rehberlik hizmetlerinin farklılaşmasının en önemli
nedeni öğrencilerin gelişimsel özelliklerinin
birbirinden farklı olmasıdır. Bu gelişimsel
farklılıklar bireylerin ilgi ve ihtiyaçlarının
farklılaşmasına bu da farklı rehberlik etkinliklerine
yol açar. Rehberliğin amaçları her birey için
aynıdır değişmez. Rehberlik bireyin kendini
gerçekleştirmesine yardım sürecidir. Bu amaç
ilköğretimde de, orta öğretimde de ya da başka
hizmet alanlarında sunulan hizmetlerde de aynıdır
değişmez. Değişen sadece uygulamalar ve
etkinliklerdir.
(Cevap A)
4. "Bir okulda yürütülen Rehberiik programı
öğrencilerin mevcut ihtiyaç ve ilgilerini dikkate
almakla birlikte toplumun gelecekteki beklentilerini
yerine getirebilmek için gelişime de açık olmalıdır."
Rehberliğin eğitim planlamasında, müfredat
programlarının ve Rehberlik programlarının
hazırlanmasında ve geliştirilmesinde en önemli
işlevi hangisidir?
A) Yönelticilik
B) Geliştiricilik
C) Önleyicilik
D) Tamamlayıcılık
E) Ayarlayıcılık
o 3. "Eğitimin merkezinin öğretmen ve konu olmadığı j»
görüşü öğretim programlarıyla birlikte Rehberlik S
anlayışını da değiştirmiştir." §
p Bu görüşler ülkemizde ilköğretimde yürütülen grehberlik anlayışının hangi işlevine ağırlık
verilmesini sağlamıştır?
A) Uyum sağlayıcılık
B) Yönelticilik
C) Önleyicilik
D) Ayarlayıcılık
E) Geliştiricilik
Rehberliğin işlevlerinden biri de eğitim
planlamacılarına ve program yapımcılarına yol
göstermektir. (G. Can Psikolojik Danışma ve
Rehberlik, S. 41) Günümüz eğitim sistemleri,
öğrenciler arasındaki bireysel farklara ve çevre
koşullarına önem vermektedir. Rehberlik servisleri
öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve beklentilerini
belirleyerek, toplumun değer yargılarını ve yeni
kuşaklardan beklentilerini de dikkate alarak
gelecekte ortaya çıkabilecek sorunları yordamaya
çalışır. Bu çalışmalar okul rehberl ik
programlarının da geliştirilmesine olanak sağlar.
Toplumsal alanda yaşanan hızlı gelişme ve
değişmeler rehberlik hizmetlerinin ayarlayıcılık
işlevinin önemini arttırmaktadır.
(Cevap E)
Rehberlik hizmetleri başlangıçta mesleki rehberlik
ağırlıktaydı. İnsancı psikolojilerin eğitime
katılması, her bireyin değerli olduğu ve eğitimin
bireysel ihtiyaçlara göre düzenlenmesi gerektiği
görüşleri gelişimsel rehberlik anlayışını
doğurmuştur. Rehberlik sadece soruna ya da
sorunlu bireylere değil tüm bireylere yönelik bir
hizmettir. Rehberlik bireyin gelişimini her yönüyle
desteklemeli ve kendini gerçekleştirme sürecinde
ona yardımcı olmalıdır.
(Cevap E)
KPSS BİZİMİŞİMİZ! DOĞRU KAYNAK = DOĞRU SONUÇ = KPSS DERGÎSİ
VEDİİKLİM KPSS EĞİTIM BİLİMLERİ DERGISI ABONELIGI 12 Savı x 4 YTL = 48 YTL
Nasıl Abone Olabilirim?1- Abonelik ücretini aşağıda yazılı olan posta çeki veya banka hesaplanna yatınnız.
2- Adınızı ve adresinizi vermek üzere abone merkezimizi arayınız.3- Aboneliğiniz tamamlanmıştır.
NOT: 1- Bu kampanyaya katılan herkese Yediiklim'den 4 adet Deneme Fasikülü Hediye! NOT: 2- Bu kampanyaya ilk 50 aboneye Yediiklim'den Sorularla ANAYASA HUKUKU kitabımız hediye!
YEDİİKIJM KPSS GENEL YETENEK GENEL KÛLTL'R DERGISI ABONEIJGI 12 Savı x 4 YTL = 48 YTL
Nasıl Abone Olabilirim?1- Abonelik ücretini aşağıda yazılı olan posta çeki veya banka hesaplanna yatırınız. 2-
Adınızı ve adresinizi vermek üzere abone merkezimizi arayınız.3- Aboneliğiniz tamamlanmıştır.
NOT: 1- Bu kampanyaya katılan herkese Yediiklim'den 4 adet Deneme Fasikülü Hediye! NOT: 2- Bu kampanyaya ilk 50 aboneye Yediiklim'den Sorularla ANAYASA HUKUKU ya da Sorularla BORÇLAR HUKUKU kitabımız hediye!
HER İKİ DERGİYE BİRDEN ABONELİK! (12 Sayı Eğitim + 12 Sayı GYGK) x 4 YTL = % YTL
NOT: 1- Bu kampanyaya ilk 50 aboneye Yediiklim'den Sorularla ANAYASA HUKUKU kitabımız hediye! NOT: 2- Bu kampanyaya katılan herkese Yediiklim'den 4 adet Deneme Fasikülü Hediye!
Nasıl Abone Olabilirim?1- Abonelik ücretini aşağıda yazılı olan posta çeki veya banka hesaplarına yatınnız.
2- Adınızı ve adresinizi vermek üzere abone merkezimizi arayınız.3- Aboneliğiniz tamamlanmıştır.
NOT: Yediiklim bu kampanya üzerinde değişiklik yapma hakkını saklı tutar! Kampanya Yedüklim'in isteği üzerine sonlandırılabilir!
Yediiklim Eğitim Bilg. Yayıncıhk San. ve Tic. LTD. ŞTİ. hesap numaralan:1- POSTA ÇEKİ= 191 30 17 (Tüm postanelerden yatırabilirsiniz!)2- AKBANK SİNCAN Şubesi, Şube Kodu: 139, Hesap No: 00819823- ANADOLU FİNANS SİNCAN Şubesi, Şube Kodu: 38, Hesap No: 2129854- GARANTİ BANKASI SİNCAN Şubesi, Şube Kodu: 465, Hcsap No: 62989185- VAKIFBANK SÎNCAN Şubesi, Şube Kodu: 170, Hesap No: 00158 0072 8444 69166- İŞBANKASI SİNCAN Şubesi, Şube Kodu: 4282, Hesap No: 304210 678536
Yediiklim KPSS GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR ve Yediiklim KPSS EĞlTÎM BtLÎMLERÎ dergilerimiz ASİL YAYIN DAĞITIM tarafındanyayınlanacaktır.
Dergilerimiz geniş bir yazar kadrosu tarafından yayınlanacaktır. Doyurucu konu anlatımı, çözümlü ve cevaplı sorulann bulunduğu, tüm çıkmış sorularınçözümleriyle sunulduğu dergimiz bir çok soruyu aynen yakalayacak ve tüm soruları cevaplandırabilecektir. Dergimiz 2005 KPSS sınavı sorulan da aynntılı
olarak incelenip, 2006 KPSS sınavında soru kaçırmayacak şekilde hazırlanmaktadır.
ABONE MERKEZİ (0.312) 276 98 77EN GÜNCEL! EN KAPSAMLI! EN DOYURUCU!
NOTLAR:1- Setimizi alan tüm abonelerimizin banka veya posta çeki dekontlannı saklamalannı öneririz. thtilaf halinde YEDİÎKLİM dekontun fotokopisini isteyebilir.
2- Dergiler ayda bir defa kargo (veya PTT) ile gönderilecektir. Kargo ücreti YEDÎÎKLİM tarafından ödenecektir. 3- Eğer abonenin bulunduğu yerde kargo şubesi yoksa, kargo adrese teslim yapamıyorsa, dergiler size en yakın kargo şubesinin bulunduğu yere gönderilir.
Kargo tarafından size telefonla haber verilir. 4- Hediyeler ilk dergi ile birlikte gönderilir. Eğer hediyenin bastmı henüz tamamlanmamışsa hediye ikinci sayı ile gönderilir.
Asil Yayın Dağıtım Ltd. Şti.Fevzi Çakmak 1. Sokak No:22/A Kızılay/Ankara
e-posta: [email protected] internet:asilyayin.com.tr
www.yediiklim.net ^^m www.asilyayin.com.tr I ^^m www.yediiklim.com.tr I
Asil Yayın Dağıtım Ltd. Şti.Fevzi Çakmak 1. Sokak No:22/A Kızılay/Ankara
EKONOMIK SERI
Herkes alabılsin diye
YTL.
e-posta: [email protected] internet:asilyayin.com.tr
www.yediiklim.net
www.yediiklim.com.trffi
www.asilyayin.co
110- -ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİŞ-
5.Öğrenme-öğretme süreçleri üzerinde aşağıdakilerden hangisinin etkisi en azdır? (2003 KPSS)
A) Öğrencilerin
B) Öğretmenlerin
C) Öğretim programlarının
D) Doğal çevrenin
E) Ölçme değerlendirme sürecinin
Bu sorunun bir benzerinin 2002 KPSS sınavında
da olduğu unutulmamalıdır (4.soru). Yukarıda
verilen öğeler arasında öğrenme-öğretme süreci
üzerinde en az etkiye doğal çevre yol açmaktadır.
(Cevap D)
YARARLANILAN KAYNAKLARBalcı, E. (1991). Öğretmenlerin rolleri, Eğitim Sosyolojisi,Ankara.Çelikten, M. ve Can, N. (2003). Yönetici, Öğretmen veVeli Gözüyle İdeal Öğretmen, Selçuk Üniversiîesi EğitimFakültesi Dergisi, Aralık, Sayı 15, ss. 253-267.
Çoban, A.(1998). "21, Yüzyıla Girerken ÖğretmenEğitiminin Boyutları", Milli Eğitim, Ocak-Şubat-Mart,Sayı:137,s.84Demirel, Ö, Kaya, Z. (2004), Öğretmenlik MesleğineGiriş, PegemAyayıncılık, Ankara, s.3-4.Dilaver, H. (1996). 'Türkiye'de öğretmen istihdamınındünü, bugünü ve yarını", Eğitimimize Bakışlar, İstanbul:Kültür Koleji Vakfı Yayınları 1, s.119.Erçetin,S.Ş.(2004)./7/c Günden Başöğretmenliğe, AsilYayınları, Ankara.Erden, M. (1999). Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Ankara:Alkım Yayınları.Keskinkılıç. K.(Editör).(2005). Öğretmenlik MesleğineGiriş, Sempati yayınları, Ankara, s.66-67.Özdemir, M. Ç.(Editör). (2004). Öğretmenlik MesleğineGiriş, Asil yayınları, Ankara, s.5-6.Özden, Y. (1999). Eğitimde Dönüşüm Eğitimde YeniDeğerler, Ankara: Pegem A Yayınları, s.9.Şişman, M. (2004). Öğretmenliğe Giriş, Ankara: Pegem AYayıncılık.Sönmez, V.(2003). Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Anıyayıncılık, Ankara.Küçükahmet, L. ve diğerleri (2002). ÖğretmenlikMesleğine Giriş, Nobel yayınları, Ankara.
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
109
1. Okullarda öğrenme-öğretme sürecinde yer alan üç esas öğe aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir? (2001 KMS)
A-Okul, aile ve okul aile etkiieşimi B-
Öğretmen programı, ders kitabı, aile
C) Öğretmen, öğrenci, veli
D) Öğrenci, öğretim programı, öğretim hizmeti
E) Okul yönetimi, veli, öğretmen
Öğrenme-öğretme sürecinin üç temel öğesi
vardır. Bunlar program, öğrenci ve öğretim
hizmetinin kendisidir. Öğretmen, öğrenme
etkinliklerinin sadece okulda yapılan kısmına eşlik
eder. Ailenin öğrenme-öğretme sürecine katılımı
da zorunlu değildir.
•■
(CevapD) !
Aşağıda verilen ifadelerden hangisinin bir öğretmenin mesleki yeterliliğine katkısı en az düzeydedir? (2002 KPSS)
A) Okul ve sınıftaki davranışları
B) Meslektaşları ile ilişkisi
C) Öğrencilerle kurmuş olduğu iletişim düzeyi
D) Okul-aile işbirliğine yapmış olduğu katkı
E) Özel yaşamındaki tercihleri
Bir öğretmenin özel yaşamına ilişkin tercihleri
sadece kendi şahsını ilgilendirmektedir. Kimlerie
arkadaşlık yapacağı, konuşacağı gibi özel
yaşamına ait tercihleri iyi bir öğretmen olmasını ya
da kötü bir öğretmen olmasını sağlamaz.
(Cevap E)
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
|'ccLU_J
Ü
s= fcr
UJ
2. Bir öğretmenin okul başarısı düşük olan bir öğrenciyle etkileşimi sırasında aşağıdakilerden hangisini yapmaması gerekir? (2001 KMS)
A) Sabırlı olması
B) Gayret göstermeye teşvik etmesi
C) Başarılarınt taktir etmesi
D) Hoşgörülü olması
E) Yanlışlarını cezalandırması
4. Öğretmenin öğrenme-öğretme sürecinde doğru ve etkili karar verebilmesi için öncelikle aşağıdakilerden hangisini dikkate alması gerekir? (2002 KPSS)
A) Velileri
B) Öğrencileri
C) Planları
D) Programı
E) Kapsamı
İyi bir öğretmende bulunması gereken
özelliklerden birisi de başarısız bir öğrenciye
cezalandırmak yerine başarısızlığın nedenlerini
araştırmak ve buna göre önlemlerini almaktır.
(Cevap E)
Çağdaş eğitim anlayışının en temel özelliği
öğrenme-öğretme sürecinin merkezine bireyin
kendisini koyarak öğrenciden hareket eden bir
anlayışı benimsemiş olmasıdır.
(Cevap B)
108- -ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİŞ-
7. Aşağıdakilerden hangisi eğitim tanımlarında geçen ortak kavramlardan biri degildir?
A) Yaşantı insanın dolaysız algılarını,
faaliyetlerini, kazandığı bilgileri, becerileri ve
tavırları kapsamaktadır. Aynı zamanda yaşantı
insanın çevresi ile doğrudan doğruya etkileşim
içinde olmasını ifade etmektedir.
B) Davranış sadece gözlenebilir, ölçülebilir fiil ve
hareketleri değil, aynı zamanda ruhsal
yaşantıları da kapsamaktadır.
C) Eğitim tanımlarının ortak kavramlarından biri
de öğretimdir. Öğretim pedagojik formasyonu
olan kimselerin bilgi ve beceri kazandırmak ve
ya bilgi ve beceri kazanmalarına yardım etmek
amacıyla, öğrenim kurumlarında bulunan
öğrencilerin ruhsal ve zihinsel gelişmelerine ve
hayata uyum sağiamalarına yönelik
etkinliklerdir.
D) Eğitim tanımlarında geçen ortak kavramlardan
biri de bireydir. Birey sosyalleşmemiş ve belirli
bir şahsiyet kazanmamış insanoğludur.
E) Batı dillerinde process olarak bilinen süreç, bir
amaca yönelmiş, sürekli değişmelerin tümünü
ifade etmektedir. Süreç olayların belli bir
zaman dilimi içerisinde gelişme göstererek
sürüp gitmesi olarak da tanımlanabilir.
8. Aşağıdakilerden hangisi örgün eğitimi en ivi tanımlamaktadır?
A) Gittikçe artan bir düşünme yeteneğine bağlı
olarak insanın belirli bir amaca göre kendine
bakım, zihni formasyon kazanma ve ahlaki bir
tutma alıştırmadır.
B) Bireyin hayatmda başlangıçtan sona kadar
yavaş, ama sürekli olarak meydana gelen bir
takım değişmelerdir.
C) Davranışları, ihtiyaçları daha iyi karşılayacak
biçimde düzene koyma ya da yeni bir durum
karşısında bunları yeniden örgütlemedir.
D) Planlı, programlı ve amaçlı olup, içinde eğitilen
kişi, eğitici kişi ve belirli bir eğitme süreci
vardır.
E) Bir toplumun içindeki çeşitli sosyo-kültürel
unsurların dar anlamda olmak üzere herhangi
bir eğitsel amaç izlenmeksizin insanlar
üzerinde yaptığı etkilemelerin bütünüdür.
9. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi eğitimin amaçlarını en doğru biçimde ifade etmez?
A) Alışkanlık kazandırma; çok iyi öğrenilmiş,
düşünülmeden, otomatik olarak yapılan
hareketlerin kazandırılmasıdır.
B) Kültürleştirme; kültürün öğrenilmesine kültürel
antropolojide kültürleştirme denir. Ayrıca
bireylerin içinde bulundukları hayat şartlarını
değiştirme ve geliştirme çabalarını
kapsamaktadır.
C) Olgunlaştırma; belirli bir zihni ve bedeni
olgunlaştırmayı sağlamaya yönelik faaüyetlerin
kazandırılması sürecidir.
D) Kişilikleştirme; bireyin sosyal değerlere ve
ölçülere karşı, hüküm verici, farkları ayırt edici
ve gerektiğinde reddedici tarzda tavır
alabilmesidir.
E) Sosyalleştirme; kültürleştirmenin sosyal
boyutunu teşkil eder. İçinde yaşanılan
toplumun ya da grubun değerlerinin ve
normlarının öğretilmesidir.
10. Eğitim süreci sonunda bireylere kazandırılması düşünülen davranışlarm önceden planlanmasını, organize edilmesini, toplum tarafından kabul gören ve benimsenen değer yargıları ile belirlenmesini ifade eden bir kavram aşağıdakilerden hangisidir?
A) Süreç
B) Kasıt
C) İstendiklik
D) Değişmezlik
E) Kabul edilebiliriik
CEVAP ANAHTARI1.B 2. E | 3. E 4. B
5. D 6. A | 7. C 8. D
9.A 10. C |
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 107
1. Aşağıdakilerden hangisi öğrenme ürünü olan bir davranıs değildir?
A) Sınıfınıza yeni gelen arkadaşınızın ismini
söyleyebilmek
B) Alkollü sürücünün yüksek sesie bağırarak
konuşması
C) Öğretmenlerin öğrencisinin sınavdan kaç
aldığını zihninden söyleyebiimesi
D) Bir müzik aletini çalabilme
E) İçerisinde yaşanılan çevrenin temiz tutulması
4. Eğitim ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi doğru bir açıklamadır?
A) Eğitim zaman ve mekan
yönünden çok
boyutlu olan bir hizmet alanıdır.
B) Eğitim faaliyetleri sadece okul iie
sınırlı olup,
okul dışında kazanılan davranışlar
"gelişigüzel
kültürlenme" kavramı ile
açıklanmaktadır.
C) Eğitim faaiiyetleri öğrenme ve
öğretim
faaliyetlerinin üzerinde olan, oniarı
kapsayan
daha geniş bir kavramdır.
D) Eğitim genel anlamda temel
bir amacı
oluşturmaktadır.
E) Eğitim yoluyla bireylere kasıtlı
davranışların
öğretilmesi amaçlanmaktadır.
CEVAPLI KAVRAMA
2.
3.
Aşağıdakilerden hangisi "öğretim" kavramının bir özelliği değildir?
A) Öğretim hizmeti planlı ve programlı olarak
yürütülen bir hizmettir.
B) Öğretim hizmetleri önceden belirlenen
amaçları gerçekleştirebilmek amacıyla yapılan
bir faaliyettir.
C) Öğretim faaliyeti gerek zaman yönünden
gerekse de mekan yönünden sınırlı bir
hizmettir.
D) Öğretim hizmeti eğitim faaliyetinin bir aracı
niteliğindedir.
E) Öğretim kavramı eğitim ve öğrenme
kavramiarına göre daha genel bir kavramdır.
Anaokullarında ve kreşlerde verilen eğitim hizmetleri hangi tür eğitim hizmetinin içerisinde kabul edilmektedir?
A) Yaygın
B) İnformal
C) Hizmetiçi
D) Hizmet öncesi
E) Örgün
cc 5.LU o
UJ_JS
Aşağıda verilen kavramlardan hangisi örgün eğitimin bir öğesi değildir?
A) Öğrenci
B) Öğretmen
C) Amaç
D) Veli
E) Program
Aşağıdaki ifadelerden hangisi eğitim kavramını daha iyi tanımlamaktadır?
A) Bireylerin davranışlarında kendi
yaşantıları
yoluyla istenilen yönde değişiklikler
meydana
getirme sürecidir.
B) Önceden belirlenmiş amaçlara göre
insanların
davranışlarında belli gelişmeler
sağlamaya
yarayan planlı etkiler sistemidir.
C) Belli bir konuda, bir bilgi ya da bilim
dalında
yetiştirme ve geiiştirme demektir.
D) Her kuşağa geçmişin bilgi ve
deneyimlerini
düzenli bir biçimde aktarma ya da
kazandırma
işidir.
E) Kişilerin toplumsallaşması ve en
verişli
düzeyde kişiliklerinin gelişmesi için
seçilmiş bir
çevrede yapılan toplumsal bir süreçtir.
106- -ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİŞ-
7. Yaygın eğitim ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da
örgün eğitimin herhangi bir kademesinde
bulunan veya bu kademelerden geçmemiş
olan bireylere verilen eğitim biçimidir.
B) Ülkemizde tarım, hayvancılık, dikiş, nakış vb.
alanlarda olmak üzere çok değişik alanlarda
verilen çeşitli halk eğitimi faaliyetleri yaygın
eğitim olarak kabul edilmektedir.
C) İşyerlerinde belirli bir maaş ve ücret
karşılığında görevlendirilmiş ve çalışmakta
olan kişilere verilen hizmetiçi eğitim
uygulamaları yaygın eğitim faaliyetleridir.
D) Herhangi bir konuda ya da alanda öğrenme
eksikliği duyan bireylere verilen eğitim yaygın
eğitimin kapsamına girmektedir.
E) Mesleki ve teknik liselerde öğrenim görmekte
olan öğrencilerin almış oldukları eğitim yaygın
eğitim olarak adlandı n Imaktad ı r.
9. Aşağıdaki kavramlardan hangisi "İnsanoğlunun yaşadığı süreç içerisinde doğayı denetimine almak için yarattığı her şey ve bütün bir çaba sonunda beliren anlamlar, değerler, kurallar bütünü" olarak tanımlanmaktadır?
A) Kültürleme
B) Kültürlenme
C) Kültürleşme
E) Kültür
E) Kültürel bozulma
Yukarıda verilen ifade "kültür" kavramının
tanımıdır
(Cevap D)
A, B, C ve D seçenekleri yaygın eğitim ile ilgili
doğru ifadeler iken E seçeneğinde verilen eğitim
örgün eğitimin kapsamına girmektedir.
(CevapE)
8. Aşağıdaki kavramlardan hangisi "öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, araç gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işlemi" olarak tanımlanmaktadır?
A) Öğrenme
B) Öğretim
C) Eğitim
D) Hedef
E) Program
10. Sigara içmek, alkol almak, kopya çekmek gibi istenilmeyen davranışlar aşağıda verilen hangi eğitim biçimiyle kazanılmaktadır?
A) Formal
B) İnformal
C) Örgün
D) Yaygın
E) Mesleki
Yukarıda verilen ifade "öğretim" kavramının
tanımıdır
(Cevap B)
İstenmeyen davranışlar ve zararlı alışkanlıklar
informal eğitim sürecinde bireyin edinmiş olduğu
davranışlardır.
(Cevap B)
-EĞİTİM BİLİMLERL 105
4. Eğitim, öğrenme ve öğretim kavramları ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Eğitim zaman ve mekan yönünden çok
boyutludur, her yerde oiabilir. Öğretim zaman
ve mekan yönünden sınırlıdır, planlı ve
programlıdır.
B) Öğretim zaman ve mekan yönünden çok
boyutludur, her yerde olabilir. Eğitim ise
zaman ve mekan yönünden sınırlıdır, planlı ve
programlıdır.
C) Eğitim ile öğretim hizmeti arasında amaçlar
açısından herhangi bir farklılık
bulunmamaktadır. Hem eğitimin hem de
öğretimin amacı soyut ve geneldir.
D) Öğretim ile bireye belli bir alanın gerektirdiği
yeterlik ve özellikler kazandırmaya çalışılırken
eğitim ile bireye herhangi bir alanın
gerektirdiği ilgi ve yetenekler kazandırılmaya
çalışılmaz.
E) Eğitim ve öğretim kavramları arasında zaman
yönünden de herhangi bir farklılık
bulunmamaktadır. Hem eğitim hem de öğretim
zaman yönünden sınırsızdır.
B,C,D ve E seçeneklerinde verilen ifadeler eğitim -jj
ve öğretim kavramları açısından yanlış ifadeier İ
olup A seçeneğinde verilen ifade doğru bir .=
ifadedir.
(Cevap A)
Format eğitim süreci ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Formal eğitim amaçlıdır, önceden
hazırlanmış
bir program çerçevesinde yapılır,
öğretim
yoluyla gerçekleştirilir.
B) Okullarda ya da kurumlarda bir plan
ya da
program uygulanarak gerçekleştirilen
eğitime
formal eğitim denilmektedir
C) Amaçlı ve planlı olmayan, yaşam
süreci
içerisinde kendiliğinden oluşan, bireyin
kendi
kendine sistemsiz ve denetimsiz bir
şekilde
kültürlendiği eğitim şekline formal
eğitim
denilmektedir.
D) Formal eğitim sürecinde öğrenmeler,
önceden
belirlenmiş amaçlara ulaşabilmek
için
yapılmaktadır.
E) Halk eğitim merkezlerinde açılan
kurslar,
asker yetiştirme eğitim biçimleri birer
formal
eğitim örneği olarak kabul edilmektedir.
A, B, D ve E seçeneklerinde verilen
ifadeler formal eğitim kavramı ile ilgi doğru
ifadeler iken C seçeneğinde verilen ifade
informal eğitimin tanımıdır.
(Cevap C)
o
Q
BilgiNotuJ
Yaşantı: İnsanın diğer insanlarla ve çevresiyle etkileşiminin bireyde bıraktığı izlerdir. Yaşantı kendi içerisinde a)eğiîsel yaşantı, b)eğitsel olmayan yaşantı olarak ikiye ayrılmaktadır.
Eğitsel yaşantı, belirli, amaçlı ve öğrenme ürünü olan yaşantılardır.
Eğitsel olmayan yaşantı, istenmeyen davranışların kazanıldığı her türlü yaşantıya denilmektedir.
6. "İnsanın diğer insanlarla ve çevresiyle etkileşiminin bireyde bıraktığı izlere denilmektedir." Bu ifade aşağıda verilen hangi kavramın tanımı olarak kabul edilmektedir?
A) Yaşam
B) Yaşantı
C) Öğrenme
D) Öğretim
E) Eğitim
Yukarıda verilen ifade yaşantı kavramının tanımı
olarak kabul edilmektedir.
(Cevap B)
104- -ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİŞ.
1. Eğitim ile ilgili olarak aşağıda verilen kavramlardan hangisi doğrudur?
A) Okul öncesi eğitim kurumlarında verilen
eğitim hizmetleri informal eğitim tarzında
verilen eğitim biçimidir.
B) Sanayide çalışan bir çırağın ustasından
bakarak kendi kendine öğrenmiş olduğu
bilgiler formal eğitim içerisinde
değerlendirilebilir.
C) Halk eğitim merkezlerinde verilen biçki ve dikiş
kursları yaygın eğitim şeklinde verilen eğitim
biçimidir.
D) Hizmetiçi eğitim kursları informal eğitim
düzeyinde verilen eğitim şeklidir. Çünkü
hizmetiçi eğitim faaliyetlerine katılmak
gönüllülük gerektirir.
E) Formal eğitim, belirli bir program dahilinde ve
belirli bir amaç çerçevesinde yapılmayan
eğitim biçimi olarak tanımlanabilir.
Yurtdışında çalışan işçilerimizin çocuklarının öğrenim görmekte oldukları okullardaki bireylerin davranışlarından etkilenerek onlar gibi davranmaya çalışmaları aşağıda verilen kavramlardan hangisi ile açıklanabilir?
A) Kültürleme
B) Kültürlenme
C) Kültürleşme
E) Kültürel sapma E)
Kültürel bozulma
Kültürel yayılma süreciyle gelen maddi ve manevi
öğelerle, başka kültürden insan ve grupların belirli
bir kültüre girmesi ve karşılıklı etkileşim sonucu
her ikisinin de değişmesi, kültürleşme olarak
tanımlanmaktadır.
(Cevap C)
ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TESTİ
A, B, D ve E seçeneklerinde verilen ifadeler eğitim
ile ilgili yanlış olan ifadelerdir. Oysa C
seçeneğinde verilen ifade doğru bir tanımdır.
(Cevap C)
2. Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere yönelik olarak düzenlemiş olduğu öğrenme ve öğretme süreçleri ile ilgi kurslar aşağıda verilen kavramların hangisinin içerisine girmektedir?
A) Halk eğitimi
B) Hizmetiçi eğitim
C) Yaygın eğitim
D) Merkezi eğitim
E) Öğretmen eğitimi
Hizmetiçi eğitim, bireylerin hizmetteki verim ve
etkinliklerinin arttırılmasını, bilgi tutum ve
davranışlarının zenginleştirilmesini amaç edinen
ve kurumların genel çalışma düzenini sürekli
etkileyen bir eğitim biçimidir.
(Cevap B)
fiilgilfotuf
Kültürleme: Kültürel değerlerin bireye kazandırılma sürecidir. Bu kavram, bilinçli, bilinçdışı, yaygın, kendiliğinden, rastlantısal ve bireysel öğrenmeler ile şartlanmaları da içine almaktadır.
Kültürlenme: Belli bir toplumun alt kültürlerinden ya da farklı toplumlardan kopup gelen insan ve grupların buluşması ve etkileşim süreci sonunda asıl kültür ve alt kültürlerde bulunmayan yepyeni bir senteze varılmasıdır.
Kültürleşme:Kültürel yayılma süreciyle gelen maddi ve manevi öğelerle, başka kültürden insan ve grupların belirli bir kültüre girmesi ve karşılıklı etkileşim sonucu her ikisinin de değişmesidir.
-EGITIM BILIMLERI- 103
kadar kontrollü olarak yürütülür.Formal eğitim kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır:
1-Örgün Eğitim: Kişilerin hayata atılmadan, iş ve meslek kollarında çalışmaya başlamadan önce okul ya da okul niteliği taşıyan yerlerde genel ve özel bilgiler bakımından yetişmelerini sağlamak amacıyla belirli yasalara göre düzenlenen eğitimdir. Örgün eğitim; okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretim basamaklarından oluşmaktadır. Örgün eğitim kurumları arasında belirli bir hiyerarşi söz konusudur. Alt bir eğitim basamağını tamamlayan bir birey, ancak bir sonraki eğitim basamağına geçebilmektedir. Örgün eğitimde en az şu üç unsur bulunmaktadır:
a-Eğitilen kişi b-
Eğitici kişi
c-Belirli bir öğrenme süreci (amaç, plan ve program). Bu üç unsurdan birisi eksik olursa örgün eğitim gerçekleşemez.
2-Yaygın Eğitim: Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da örgün eğitimin herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden geçmemiş olan bireylere gerekli bilgi, beceri ve davranışları kazandırmak için örgün eğitimin yanında veya dışında olanların, ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte farklı süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitime denilmektedir. Yaygın eğitim faaliyetlerini de kendi içerisinde ikiye ayırarak incelemek mümkündür:
a-Halk eğitimi: Ondört yaşını tamamlayan ancak zorunlu eğitimin kapsamı dışına çıkmış bireylere yaşamlarının herhangi bir döneminde gereksinim duyacakları bilgi ve becerileri kazandırmak amacıyla düzenlenen eğitimdir. Değişen toplumsal yapı, bilgi ve teknolojiden etkilenenler sadece okulda öğrenim görmekte olan bireyler değildir. Toplumu oluşturan tüm bireyler bu değişim ve dönüşümlerden etkilenmekte bu da tüm bireylerin ihtiyaç duydukları alanlarda eğitimden geçirilmelerini zorunlu kılmaktadır.Bu amaçla ülkemizde tarım, hayvancılık, dikiş, nakış vb. alanlarda olmak üzere çok değişik alanlarda her yıl çeşitli halk eğitimi faaliyetleri düzenlenmektedir.
b-Hizmetiçi Eğitim: İşyerlerinde belirli bir maaş ve ücret karşılığında görevlendirilmiş ve çalışmakta olan kişilere verilen eğitimdir. Bilim ve teknoloji alanında görülen sürekli değişiklikler hizmet içi eğitim faaliyetlerini zorunlu kılmaktadır. Hizmetiçi
eğitim, bireylerin hizmetteki verim ve etkinliklerinin arttırılmasını, bilgi tutum ve davranışlarının zenginleştirilmesini amaç edinen ve kurumların genel çalışma düzenini sürekli etkileyen bir eğitim biçimidir.
FORMAL VE İNFORMAL EGİTİM ARASINDAKİ FARKLAR
İNFORMAL EĞİTİM
1-Varılmak istenen 11-Doğal süreci içerisindehedefler önceden I kendiliğinden oluşur.belirlenmiştir. |
2-Öğretim faaliyetleri 12-Planlı ve programlıalanında uzman olan | değildir.kişiler tarafından |yürütülür. |
3-İstendik davranışların | 3-Öğretici
vekazandırılması esastır. | profesyonel değildir.
4-Belirli bir mekan ve 14-Hem olumlu hem deortamda gerçekleştirilir. | olumsuz
yönde| gelişebilir.
5-Önceden hazırlanmış 15-Yeri, mekanı ve araçvegereci vardır. | eğitimin gerçekleşeceği î ortam belli değildir.
6-Planlı ve programlıdır. | 6-Önceden hazırlanmış | araç-gereci yoktur.
FORMAL EĞİTİM
102- -ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİS-
e-Öğrenmenin ürününü elde etmek f-
Öğrenme eylemini değerlendirmek g-
Öğrenilenleri unutmayı engellemek
h-Öğrenilenlerin başka alanlara geçişini sağlamak gerekmektedir.
Öğretim:Öğrenmenin belli bir amaç doğrultusunda başlatılması, yönlendirilmesi, kolaylaştırılması ve gerçekleştirilmesi sürecidir. Diğer bir ifadeyle, öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, araç gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işlemidir. Yine okullarda yapılan planlı, kontrollü ve örgütlenmiş öğrenme faaliyetleri de öğretme olarak tanımlanmaktadır.
ftligi Notu /
Eğitim kavramı öğrenme ve öğretme kavramlarından daha geniş bir kavramdır.Her ikisini de içerisine almaktadır. Eğitimin planlı, programlı olarak yürütülen kısmı öğretim kavramını karşılamaktadır. Birey açısından ise bu öğrenim kavramı ile açıklanabilir. Yani eğitim kavramı zaman ve kapsam yönünden sürekli ve çok boyotludur. Öğretim ise güdümlüdür, programlıdır.
Eğitim ile öğretim kavramları arasındaki fark şu şekilde de dile getirilebilir:
a-Eğitim zaman ve mekan yönünden çok boyutludur, her yerde olabilir. Öğretim zaman ve mekan yönünden sınırlıdır, planlı ve programlıdır.
b-Eğitim her türlü bilgi ve tecrübeyi kapsar. Öğretim ise önceden belirlenmiş etkinlikleri kapsar.
c-Eğitim hem öğrenmeyi hem de öğretimi içine alır. Öğretim eğitimin alt kategorisidir.
d-Eğitim genel anlamda temel amaçtır. Öğretim eğitimin araçlarından birisidir.
Rilgi Notu /
Öğretim ve öğrenme bir arada bulunur. Öğrenmeyi sağlayan etkinlikler, öğretim seviyesine erişir. Öğrenmeyi sağlamayan etkinlikler öğretim olarak kabul edilemez. Davranış değişikliğinin olması şarttır.
Eğitimin Amaçları
1-Kültürleştirme: İnsan kültürel bir varlıktır. Kültür, insanın hayat tarzıdır. Bu bağlamda kültürleştirme, belirli bir toplumda kültürün nesiller arasında birinden diğerine aktarılmasını ve sürekliliğini sağlar. Kültürleştirme, kültürel üreticilik ve yaratıcılık işlemlerini de içermektedir.
2-Sosyalleştirme: Sosyalleştirme, kültürleştirmenin sosyal boyutunu teşkil etmektedir. İçerisinde yaşanılan toplumun ya da grubun değerlerinin ve normlarının öğretilmesidir.
3-Kişilikleştirme: Bireyin sosyal değerlere ve ölçülere karşı hüküm verici, farkları ayırt edici ve gerektiğinde reddedici tarzda tavır alabilmesi anlamını taşımaktadır. Bireyler kişilikleştirme yoluyla çeşitli davranışları birbiri ile mukayese ederek, bu davranışlar arasından seçim yapar ve kendilerine özgü bir değer sistemi geliştirirler.
İnformal ve Formal Eğitim
Eğitim kavramı kendi içerisinde informal ve formal olarak ikiye ayrılmaktadır.
İnformal eğitim; amaçlı ve planlı olmayan, yaşam süreci içerisinde kendiliğinden oluşan, bireyin kendi kendine sistemsiz ve denetimsiz bir şekilde kültürlenmesidir.İnformal eğitime doğal eğitim adı da verilmektedir. Bu tür öğrenmeler, ailede, sokakta, işyerinde, televizyon önünde, okulda, kısacası yaşamın her yerinde kendiliğinden oluşmaktadır. Bireyler informal eğitim süreci içerisinde öğrenmelerini a-gözlem, b-taklit yolu ile yaparlar. Günümüz toplumlarında informal eğitim bireylerin sosyalleşmesinde ve yaşama hazırlanmasında son derece yetersiz kalmaktadır. İnsanlar informal eğitim yoluyla istenmeyen birtakım davranışlar da kazanabilmektedirler.
Formal eğitim; Okullarda ya da kurumlarda bir plan ya da program uygulanarak gerçekleştirilen eğitime denilmektedir. Formal eğitim amaçlıdır, önceden hazırlanmış bir program çerçevesinde yapılır, öğretim yoluyla gerçekleştirilir. Verilen eğitim hizmetinin formal eğitim olabilmesi için;
a-Amaçlı olması,
b-Bir program dahilinde yapılması,
c-Planlı olması gerekmektedir. Formal eğitimde eğitim süreci öğretmen tarafından planlanır, uygulanır ve izlenir. Eğitim başlangıcından bitişine
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 101
Kültürleşme:Kültürel yayılma süreciyle gelen maddi ve manevi öğelerle, başka kültürden insan ve grupların belirli bir kültüre girmesi ve karşılıklı etkileşim sonucu her ikisinin de değişmesidir. Örnek, ayran ve şiş kebabın Avrupa ülkelerinin lokantalarında yer alması, hamburgerin ülkemizde yaygın olarak tüketilmesi gibi.
EĞİTİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
Eğitim: En geniş anlamda eğitim toplumdaki kültürleme sürecinin bir parçasıdır. Eğitimin genelde geniş ve dar anlamda tanımları yapılmaktadır. Geniş anlamda eğitim; bireyin içinde yer aldığı çevrede kendisi dışındaki bütün nesne, kurum ve bireylerin, kendisi üzerindeki zihinsel, duygusal,sosyal yönlerden etkilerini ifade etmektedir.Dar anlamda eğitim; birey üzerinde kasıtlı, amaçlı bir biçimde yapılan etki olarak kabul edilmektedir. Bu etki zihinsel, duyuşsal ve devinsel düzeylerde bireyde istenilen yönde bir değişme oluşturmayı amaçlamaktadır.
Eğitim ile ilgili günümüzde en genel ve en kabul gören tanım şuöur.bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istendik yönde değişme meydana getirme sürecidir. Diğer bir ifadeyle; önceden belirlenmiş amaçlara göre insanlann davranışlarında belirli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı faaliyetler bütünüdür.
Eğitimin yaygın olarak kabul gören bu tanımının içerisinde, eğitim tanımının daha iyi anlaşılabilmesi için bazı kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir.
Yaşantı:İnsanın diğer insanlarla ve çevresiyle etkileşiminin bireyde bıraktığı izlerdir. Yaşantı kendi içerisinde a)eğitsel yaşantı, bjeğitsel olmayan yaşantı olarak ikiye ayrılmaktadır. Eğitsel yaşantı, belirli, amaçlı ve öğrenme ürünü olan yaşantılardır. Eğitsel olmayan yaşantı, istenmeyen davranışların kazanıldığı hertürlü yaşantıya denilmektedir.
Davranış: Organizmanın görülebilen ya da görülemeyen her türlü etkinliğine davranış adı verilmektedir. Eğitim alanında daha çok gözlenebilen ve ölçülebilen davranışlar üzerinde durulmaktadır. Çünkü eğitim yoluyla geliştirmeye ve değiştirilmeye çalışılan davranışların gözlenmesi, ölçülmesi ve sonuçta bir değerlendirilmeye varılması gerekmektedir. Davranış kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır.
a-Doğuştan getirilen davranışlar: Bu türdavranışlar öğrenme ürünü olmayıp, organizmanın yaşamsal koşullarını yerine getirmesinde öneme sahip olan davranışlardır. İçgüdü, refleks, vücut iç organlarının çalışması gibi.
b-Geçici davranışlar: Olgunlaşmaya ya da madde bağımlılığına bağlı olarak ortaya çıkan fakat bu etkenlerin ortadan kalkması ile etkisini yitiren davranışlardır. Örneğin bir çocuğun emeklemesi normal yürüme davranışı için geçici bir davranıştır. Yine bir çocuğun konuşma öncesi yapmış olduğu geçici konuşmalar ve sesler de bu bağlamda düşünülebilir.
c-Sonradan kazanılan davranışlar: Öğrenme ürünü olan her türlü davranışlardır. İnsan davranışlarının büyük bir kısmını sonradan kazanılmış davranışlar oluşturmaktadır.
Kasıt: İstenilen değişikliklere bireyi ulaştıracak planların yapılması ve uygulanmasının gereğini vurgulayan önemli bir kavramdır. Çünkü eğitim-öğretim faaliyetleri önceden belirlenmiş amaçların bireylere kazandmlabilmesi için belirli bir plan ve program dahilinde bilinçli ve kasıtlı olarak yürütülmesi gerekmektedir.
İstendiklik: Eğitim süreci sonunda bireylere kazandırılması düşünülen davranışların önceden planlanmasını, organize edilmesini, toplum tarafından kabul gören ve benimsenen değer yargıları ile (iyi, güzel, doğru gibi.) belirlenmesini ifadeeden birkavramdır.
Süreç: Bir ürünün oluşumunda yer alan etkinlikler bütünü ya da belirli bir hedefe yönelik işlemler dizisidir. Eğitim olgusu bir süreçtir, bin anda olup biten bir gelişme değildir. Eğitimin gerçekleşebilmesi için birbiri ile ilgili bir olayların ve uygulamaların birbirini izleyerek ortaya çıkması gerekmektedir.
Öğrenme: Tekrar ya da yaşantı yoluyla organizmanın davranışlarında meydana gelen oldukça kalıcı izli değişikliklerdir. İnsanı sosyal bir varlık yapan ve onu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerinden biri insanın öğrenme yeteneğine sahip olmasıdır. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için;
a-Öğrenmeye hazır olmak b-
Öğrenmeye güdülenmek c-
Öğrenilecek konuyu irdelemek d-
Öğrenmek için eyleme geçmek
100- -ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİŞ-
Öğretmenl ik insanl ık tar ih in in en eski mesleklerinden birisidir. En ilkel toplumlarda bile bazı insanlar sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamın sürüp gitmesini sağlayacak bilgi, beceri, tutum ve değerleri genç kuşaklara aktarmayı kendilerine iş edinmişlerdir. Bu nedenle insanların belli amaçlar doğrultusunda şekillendirilmeleri söz konusu edildiğinde akla gelen ilk meslek, hiç kuşkusuz öğretmenlik mesleğidir. Bilimsel ve teknolojik bir kalkınma süreci içinde bulunan bir ülkenin; gereksinim duyduğu yetişmiş insan gücünün sağlanmasında eğitim sistemi, etkin bir göreve sahiptir. Sosyal bir sistem olan eğitimde,
gerçekleştirilmesi düşünülen her türlü ileriye dönük olumlu düzenleme ve değişme: çocuk, ergen ve yetişkinin kişilik gelişiminde önemli rolü olan öğretmen faktörüne ve onun niteliklerine bağlı bulunmaktadır. Bu açıdan, yetiştirilen insan gücünün niteliği, öğretmenin niteliği ile yakından ilgilidir.
Öğretmen, öğrenme aracıdır, sınav yapan, disiplini sağlayan, orta sınıf ahlakının savunucusu ve vekildir. Öğretmen güvenilir kişidir, yedek velidir, öğrenci danışmanı, meslektaş ve toplumsal katılımcıdır. Bunlar öğretmene daha çok mesleği ile ilgilî olarak verilen imgelerdir. Öğretmenin değerlendirmesinde bilgi, kişilik, çevreye uyum, çevre kalkınmasma katılma, halkla ilişkiler gibi ölçütler de kullanılmaktadır. Bir ülkenin geleceğinin mimarı, öğretmenlerdir. Mühendisini, doktorunu, avukatını, öğretmenini, askerini, polisini, şoförünü, kısacası toplumun her kesiminde hizmet veren insan gücünü yetiştirenler hep öğretmenlerdir. Ülkelerin kaderlerinde öğretmenler çok önemli roller oynamaktadır. Öğretmenler, eğitim sisteminin en temel öğesidir. Bir ülkenin kalkınmasında, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki huzur ve sosyal barışın sağlanmasında, bireylerin sosya l l eşmes i ve t op lumsa l haya ta hazırlanmasında, toplumun kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasında öğretmenlerin başrolü oynamaları beklenmektedir. Yeni nesillerin niteliği de hiç kuşkusuz onu yetiştiren öğretmenlerin niteliği ile özdeş olacaktır. Zaten "ektiğini en geç
ÖGRETMENLIK MESLEGINE GİRİŞ Gıriş ve Temel Kavramlar
biçen çiftçi öğretmendir" özdeyişi de bu gerçeği oldukça güzel bir biçimde ortaya koymaktadır. Kısaca
öğretmen, insan mimarı, insanın kişiliğini biçimlendiren bir sanatkar olmaktadır.
Eğitimin amacı, kişileri yaşadığı toplumun ve toplumun bağlı olduğu çağdaş dünyanın uyumlu bir üyesi haline getirerek onları çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmaktır. Bireylerin, toplum ve dünyadaki değişme ve gelişmelere ayak uydurabilecek ve katkıda bulunabilecek bir biçimde yetiştirilmeleri gerekir. Bu da, iyi bir eğitim sisteminin yanında, nitelikli bir öğretmen kadrosu ile sağlanır. Öğretmenlerin nitelikli olması ne kadar gerekli ve önemli ise de, yeterli değildir. Zira bu öğretmen kadrosunun ülke düzeyinde dengeli, etkin ve verimli olarak istihdam edüebilmeleri ile çalışma ve hayat şartlarının iyileşmesi de o derece önemlidir.
Kültür
Kültür, doğanın dışında insanın yarattığı her şeydir. Değir bir ifadeyle insanoğlunun yaşadığı süreç içerisinde
doğayı denetimine almak için yarattığı her şey ve bütün bir çaba sonunda beliren anlamlar, değerler, kurallar
bütünüdür. Kültür doğuştan getirilmez, sonradan kazanılır. Bu nedenle öğrendiği her şeyi kendisinden sonra
gelenlere aktarabilen tek canlı insandır. Kültür kavramının daha iyi anlaşılabilmesi; kültürleme,
kültürlenme ve kültürleşme kavramlarının iyi bilinmesine bağlıdır.
Kültürleme: Kültürel değerlerin bireye kazandırılma sürecidir. Bu kavram, bilinçli, bilinçdışı, yaygın, kendiliğinden, rastlantısal ve bireysel öğrenmeler ile şartlanmaları da içine almaktadır. Örneğin bir çocuğa ana dilini öğretmek kültürlemeye örnek olarak verilebilir.Çocuk ana dilini öğrenirken hem istenilen hem de istenilmeyen kavram ve kelimeleri de öğrenebilir.
Kültürlenme: Belli bir toplumun alt kültürlerinden ya da farklı toplumlardan kopup gelen insan ve grupların buluşması ve etkileşim süreci sonunda asıl kültür ve alt kültürlerde bulunmayan yepyeni bir senteze varılmasıdır.
-EĞİTİM BİÜMLERİ- 99
12. Öğretmen sınıf içinde bir öğrencisinin dersle ilgili
bir konu hakkında bilgi düzeyinin düşük olduğunun
farkına varmıştır.
Bu aşamada öğretmen aşağıdakilerden
hangisini vapmamalıdır?
A) Öğrenciye kızmakB) Konuyu tekrar etmek
C) Öğrencinin hangi noktalarda eksik olduğunu
tespit etmek
D) Öğrencinin eksikliklerini tamamlamaya yönelik
örnekler vermek
E) Öğrenciye hangi konuları anlamadığını
sormak
15. Derste işlenen konular öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve
beklentilerini karşılamıyorsa, öğrenciler sınıfta
istenmedik davranışlar sergileyebilir.
Yukarıda belirtilen istenmedik davranışların
ortaya çıkmasında rol oynayan sınıf içi
değişken aşağıdakilerden hangisidir?
A) ÖğrenciB) Ders programı
C) Öğretim yöntemleri
D) Öğretmen
E) Sınıf ergonomisi
13. Sınıf ortamında yaramazlık yapan öğrenciye
yönelik olarak öğretmen aşağıdaki
etkinliklerden hangisini yapmalıdır?
A) Öğrenciden sessiz olmasını istemek
B) Gülümsemeyle karşılamak
C) Öğrenciye karşı sinirli biryüz ifadesi takınmak
D) Öğrencinin ilgisine ve seviyesine uygun bir
etkinlik yapmak
E) Velisine durumu bildirmek
14. Aşağıdakilerden hangisi öğrenciye ceza
verilirken uyulması gereken ilkelerden biri
değildir?
A) Cezaya olabildiğince az başvurulmalıdır.B) Cezanın nedenleri öğrenciye açıklanmalıdır.
C) Eğer olanaklıysa istenmeyen davranış istendik
davranış haline getirilmelidir.
D) Fiziksel cezayı kullanmaktan sakınılmalıdır.
E) Ceza istenmeyen davranışla ters orantılı
olarak uygulanmalı ve davranışın
yinelenmesini engelleyecek şekilde
gerçekleştirilmelidir.
CEVAP ANAHTARI
1.A 2. B 3. C 4. D
5.A 6. B 7. E 8. B
9. D 10. E 11.C 12. A
13. D 14. E 15. B
98- -SINIF YÖNETİMİ-
6. Öğretmen sınıfta öğrencisinin yerini değiştirmek istemiş fakat öğrenci bunu kabul etmemiştir. Bu nedenle, öğretmen öğrencisine kızmıştır. Öğrenci bundan korkarak, yerini değiştirmiştir.
Bu olayda, "kızma" aşağıdaki hangi kavramla açıklanabilir?
A) ÖdülB) CezaC) YansıtmaD) Örtülü cezaE) Olumsuz pekiştirme
9. Aşağıdakilerden hangisi öğretmen öğrenci ilişkisinde öğretmenin yaptığı hatalardan biri değildir?
A) ÖğrenciyeemirvermekB) Öğrenciye ad takmak, alay etmekC) Öğrenciyi yargılamak, eleştirmekD) Öğrenciye güven vermek ve desteklemekE) Öğrencinin hatalarını aramak
7. Sınıf içinde herhangi bir problem ilekarşılaşıldığında öğretmenin probleminçözümüne yönelik yapacağı öncelikli işaşağıdakilerden hangisidir?
A) Sorunu veliye bildirmekB) Sorunu okul yönetimine bildirmeC) Sorunu diğer meslektaşlarıyla paylaşmakD) Soruna neden olan öğrenciyi başka bir sınıfa
göndermekE) Sorunun nedenini ve niteliğini anlamaya
çalışmak
10. Dikkatsizlik, saldırganlık ve yalan söyleme gibi istenmeyen davranışların yaygın olduğu bir sınıfta öğretmenin yapacağı i lk iş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sorunun üzerinde durmaktan kaçınmakB) Sorunlu öğrencileri uyarmakC) Uygun olamayan davranışları yasaklamakD) Okul yönetiminden duruma el koymasını
istemekE) Sorunun kaynağını doğru olarak belirlemeye
çalışmak
8. Aşağıdaki öğretmen davranışlarından hangisinin öğrenmeler üzerinde en az etkili olması beklenir?
A) Öğrencileri motive etmeB) Öğrencileri sürekli kontrol altında tutmaC) Konuyla ilgili araç gereçler kullanmaD) Konuyu bütünden parçaya doğru ele almaE) Konuyu farklı örneklerle sunma
11. Aşağıdakilerden hangisi öğretmenin öğrencilerin istenmeyen davranışları karşısında yapılabileceği eylemlerden degildir?
A) Öğrenciye sorumluluk vermekB) UyarmakC) Dersten uzaklaştırmakD) Öğrenciyle konuşmakE) Derste değişiklik yapmak
-EĞİTİM BİÜMLERİ- 97
1. Aşağıdakilerden hangisi sınıfta öğrencinin
istenmeyen davranışlarının nedenleri arasında
savılamaz?
A) Öğretmenin tecrübeli olması
B) Öğretmenin kişilik yapısı
C) Sınıfların kalabalık oluşu
A) Öğrencinin geçmişinde yaşadığı kötü
yaşantılar
E) Sınıf ergonomisinin uygun olmaması
3. Öğretim süreci esnasında öğrencinin biri
istenmeyen bir davranış sergilerse, öğretmen
öğrenciyi uyarır.
Öğretmen öğrenciyi uyarırken nasıl davranış
gösterirse, öğrenci bu hareketten olumsuz
yönde etkilenir?
A) Hatırlatıcı ve kuralcı davranarak
B) Doğru davranışa yönlendirici olması
C) Suçlayıcı ve yargılayıcı davranarak
D) Esnek ve yapıcı davranarak
E) Öğretmenin doğru davranışa yönlendirmede
model olması
C E V A P L I K A V R A M A
en"ocrLLİ
o 'tz.UJ
03
UJ
oLU
Öğrencilerin herhangi bir davranışınm
istenmeyen davranış olduğunu
belirleyebilmek için aşağıdaki ölçütlerden
hangisini kullanmak uygun degildir?
A) Davranışın öğrenme sürecine engel olması
B) Davranışın diğer öğrencilerin güvenliğini
tehlikeye sokması
C) Davranışın okulun araç ve gereçlerine zarar
vermesi
D) Öğrencinin okul dışındaki boş zamanlarında
basketbol oynaması
E) Davranışın öğrencinin diğer
öğrencilerle
sosyalleşmesini engellemesi
2. Bazı öğrencilerinin sürekli derslerde
huzursuzluk yarattığını ve diğer arkadaşlarına
da şiddet hareketlerinde bulunduğunu fark
eden bir öğretmen öncelikle aşağıdakilerden
hangi etkinliği yapmalıdır?
A) Bu öğrencilere okul disiplin yönetmeliğindeki
yer alan hükümleri uygulamalıdır.
B) Sorunun kaynağını ve nedenini tespit etmeye
çalışmalıdır
C) Bu öğrencileri diğer öğrenciier karşısında
küçük düşürmelidir
A) Ailelerini çağırıp, uyarmalıdır.
E) Herhangi bir rahatsızlık yokmuş gibi
davranmalıdır
5. Bir öğretmen ders anlatırken, öğrenciier arasında
küçük fısıldaşmalar olduğunu fark etmiş ve bu
istenmeyen davranışı görmezden gelmiştir.
Fısıldaşmalar artınca öğrencileri uyarmıştır. Fakat
bu etkili olmamıştır.
Öğretmen bu aşamada istenmeyen davranışı
önlemek için öncelikle ne yapmalıdır?
A) Öğretim yöntemini değiştirmelidir.
B) Konuşan öğrencileri dersten uzaklaştırmalıdır.
C) Sorunun nedenini ve kaynağını anlamaya
çalışmalıdır.
D) Müşavirlik (konsültasyon) uygulamasını
harekete geçirmelidir.
E) Öğrenciye II. tür ceza vermelidir.
96- -SINIF YÖNETİML
7. Aşağıdakilerden hangisi öğretmenin öğrenciler
arasındaki bireysel farklılıkları dikkate aldığının
bir göstergesi değildir?
A) Yöntemlerini belirlerken bireysel farklılıkları
dikkate alır.
B) Özel sorunları olanlarla ilgilenir
C) Bireysel öğrenme planları yapar.
D) Öğretme - öğrenme sürecini bireysel
farklılıklara göre düzenler ve çeşitlendirir.
E) Sınıfa yönelik toplu öğretim yöntemleri
uygular.
Sınıfa yönelik toplu öğretim yöntemlerinin
uygulanması, öğrenciler arasında bireysel farkları
dikkate alınmadığının bir göstergesi olarak
algılanabilir.
(Cevap E)
Bir konuyla ilgili öğretme ve öğrenme
sürecindeki ilk denemede öğretmen,
öğrencilerin hedef alınan davranışı
kazanamadıklarını tespit ettiğinde, öncelikle
aşağıdakilerden hangisini yapmalıdır?
A) Öğrenme güçlüğü, çeken öğrencileri okul
rehberlik servisine yönlendirmelidir.
B) Ailelerle görüşerek başarısızlık nedenlerini
saptamaya çalışmalıdır.
C) Sorunu okul yönetimine açarak yöneticilerin
desteğini almaya çalışmalıdır.
D) Farklı yöntem, teknik ve araç-gereçleri
kullanarak süreci farklı biçimde tekrarlamalıdır.
E) İçerik ile eğitimin genel amaçlarının tutarlı olup
olmadığını incelemeye başlamalıdır.
Öğretmen, öğrencilerin hedef alınan davranışı
kazanamadıklarını tespit ettiğinde, farklı yöntem,
teknik ve araç-gereçleri kullanarak süreci farklı
biçimde tekrarlamalıdır.
(Cevap D)
o
O UJ
8. Sınıf yönetiminde başarıyı arttırmak bakımından
öğretmenin bazı kayıtları tutmasında fayda vardır.
Aşağıdakilerden hangisi bu kayıtlardan biri
olamaz?
A) Notdefteri
B) Belirtke dosyası
C) Kişisel ruhsal dosya
D) Gözlem defteri
E) Veli görüşme defteri
10. Sınıfta problem yaratan öğrenciler dört tür
istenmeyen davranış sergiler. Aşağıdakilerden
hangisi bu tür istenmeyen davranış türlerinden
biri degildir?
A) Davranış bozukluğu
B) Uyum sorunları
C) Olgun olmama
D) Duygusal bozukluklar
E) Sınıfı sevme
Bel i r tke dosyası adında b i r kayı t
bulunmamaktadır. Belirtke tablosu, içerik
belirlenirken yapılan bir tablodur.
(Cevap B)
Sınıfı sevme istenmeyen bir davranış olarak
algılanamaz.
(Cevap E)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 95
3. Öğrencinin biri sınıf içinde istenmeyen bir davranış
ortaya koyarsa, öğretmen öğrenciyi uyarabilir.
Öğretmen öğrenciyi uyarırken nasıl davranış
gösterirse, öğrenci bundan olumsuz vönde
etkilenir?
A) Suçlayıcı ve yargılayıcı davranarak
B) Doğru davranışa yönlendirici davranarak
C) Hatırlatıcı davranarak
D) Esnek ve yapıcı davranarak
E) Tutarlı davranarak
5. Aşağıdakilerden hangisi öğretmenin sınıf
yönetim işlevini gerçekleştirmesini zorunlu
kılar?
A) Güvenliği sağlamak
A) Öğrencilerin sınıfta sessiz olmalarını
sağlamak
B) Öğretim ortamını etkili ve verimli kılmak
C) Öğrencilere karşı otorite kurmak
E) Öğrenciler arasındaki problemleri çözmek
îstenmeyen öğrenci davranışı karşısında,
öğretmen suçlayıcı ve yargılayıcı davranırsa,
öğrenci bundan olumsuz yönde etkilenir.
(Cevap A)
Sınıf yönetiminin temel işlevi; öğretim ortamını
etkili ve verimli kılmaktır.
(Cevap C)
ccLU Q'E \a _ı
LU
4. Aşağıdakilerden hangisi öğrencilerin derse S
katılımını sağlamada etkili bir yol degildir?
A) Öğrencilerin çalışmalarını çeşitli sorularla
yönlendirmek
B) Katılım gösteren öğrencilerin bu davranışlarını
pekiştirme
C) Dersin işlenişinde bireysel ve grup
çalışmalarından yararlanma
D) Derse katılmayan öğrencilerin sorunlanyla
ilgilenme
E) Ders süresince öğrencileri çalışmalarında
serbest bırakma
Sınıfta olumsuz davranış sergileyen öğrenciler
dört tür istenmeyen davranış gösterir.
Aşağıdakilerden hangisi bu tür istenmeyen
davranış türlerinden biri degildir?
A) Davranış bozukluğu
B) Arkadaşlarına bağlılık
C) Uyum sorunları
D) Olgun olmama
E) Duygusal bozukluklar
Ders süresince öğrencileri çalışmalarında serbest
bırakma, derse katılımı sağlamadan ziyade bir
disiplinsizlik ve başıbozukluğa yolaçabilir.
(Cevap E)
Öğrencilerin birbirine bağlılığı, takım çalışması ve
sosyalleşmeleri açısından istendik birdavranıştır.
(Cevap B)
94- -SINIF YONETİMİ-
3. ÖĞRETMENİN SINIF YÖNETİMİNDE DİKKAT
ETMESİ GEREKEN NOKTALAR
Öğretmenin sınıf yönetimi sürecinde aşağıdaki uygulamalara dikkat etmesi gerekir:
- Ders öncesi hazırlıkların yapılması,
- Sınıfın fiziki olarak amaca uygundüzenlenmesi,
- Demokratik, adil ve tutarlı davranışlarıngösterilmesi,
- Öğrencilerin güdülenmesi,
- Öğretim sürecinde etkin katılımınsağlanması,
- Bireysel farklılıkların dikkate alınması,
- Uygun öğretim yöntem ve tekniklerininseçilmesi,
- Pekiştireçlerin doğru kullanılması,
- Dönüt ve düzeltme etkinliklerine yerverilmesidir.
1. Sınıfta sürekli uyuyan ve uyarıldığı halde bu davranışı devam ettiren bir öğrencinin bu davranışının önlenmesindeki en uygun strateji aşağıdakilerden hangisidir?
A) UyarmakB) Ders dışında görüşmekC) Göz temasında bulunmakD) Görmezden gelmekE) Öğrenciyi sınıftan çıkarmak
Öğretmen, öğrencinin bu davranışının nedenini onunla sınıf dışında konuşarak anlamaya çalışmalıdır.
(Cevap B)
ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TESTİ
o ço
2. Aşağıdakilerden hangisi sınıfta olumsuz davranış olarak nitelenemez?
A) Davranışın, öğrencinin kendisinin ya daarkadaşının öğrenmesini engellemesi
B) Davranışın, öğrencinin diğer öğrencilerlearasında rekabet yaratması
C) Davranışın, okulun veya arkadaşlarınıneşyalarına zarar vermesi
D) Davranışın, öğrencini kendisini ya daarkadaşlarının güvenliğini tehlikeye sokması
E) Davranışın okulun güvenliğini tehlikeyesokması
Davranışın, öğrencinin diğer öğrencilerle arasında rekabet yaratması olumlu bir davranış olarak nitelendirilebilir.
(Cevap B)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 93
1. OĞRENCİLERİN SINIFTA İSTENMEYEN DAVRANIŞININ NEDENLERİ
a) Toplumsal nedenler: Bilgi patlaması, otoriteninbozulması, aile yapısındaki değişmeler, toplumsalşiddet, kitle iletişim araçlarının etkisi sayılabilir.
b) Geçmiş yaşantılar: Öğrencinin geçmişindeyaşadığı kötü yaşantılar ve deneyimler istenmeyendavranışlara yol açabilir.
c) Sınıf dengesinin bozulması: Sınıf içi fizikselkoşulların uygunsuz ya da yetersiz olması sınıfdengesinin bozulmasına yol açabilir.
d) Sınıfın görüntüsü, kullanılan malzeme, yerleşimdüzeninin uygun olmaması, ısı ve aydınlanmakoşulları ve sınıfların kalabalık oluşu gibi fizikselfaktörler öğretmen ve öğrenciyi olumsuzgüdüleyerek, sınıf dengesinin bozulmasına veistenmeyen davranışların ortaya çıkmasına nedenolabilir.
e) Öğretmenden kaynaklanan nedenler:Öğretmenin tecrübesiz olması, kişilik yapısı, öğrencilerle iletişim kuramaması vb. sayılabilir.
f) Öğrenciden kaynaklanan nedenler: Öğrencilerindeğişik çevrelerden gelmeleri, öğrencilerin değerleriile okulun değerlerinin uyuşmaması, sağlık durumu,beslenme koşulları, ekonomik durumu, psiko-sosyalgelişim özellikleri istenmeyen davranışlarınnedenleri arasında sayılabilir.
g) Eğitim programından kaynaklanan nedenler:Hedef, içerik, eğitim durumları ve değerlendirme tekniklerinin öğrencilerin gelişim düzeyine uygun olmaması, ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaması öğrencileri istenmeyen davranışlara yöneltir.
h) Öğretim yöntemlerinden kaynaklana nedenler:İçerik öğrenciye aktarılırken mümkün olduğu kadar çok duyu organına hitap edici öğretim yöntem ve
SINIFYÖNETIMI Sınıfta Istenmeyen Davranışlar
teknikleri kullanılmalıdır. Sınıfta hep aynı yöntemlerin kullanılması, tekdüzelik yaratacağından öğrencinin ilgisi azalmakta, sınıfta fısıldaşmalar başlamakta bu da sınıf yönetimini olumsuz etkilemektedir.
2. ÖĞRETMENLERİN ÖĞRENCİLERİN
İSTENMEYEN DAVRANIŞLARI KARŞISINDA
YAPACAĞI EYLEMLER
1. Küçük yanlışları görmezden gelmek (söndürme)
!E! 2. Uyarmak
3. Yeniden yapılandırma (ortam, yöntem, teknikve öğretmen davramşlarında değişiklikyapmak)
4. Sorumluluk vermek
5. Öğrenciyle görüşmek (sorunun nedenini vekaynağını anlamaya çalışmak)
6. Okul yönetimi ve çocuğun ailesi ile görüşme:Davranış sorunlarının bir bölümü,öğretmenin okul yönetimi ve rehberlik servisiile işbirliği içerisinde çalışmasını gerektirir.Öğretmenin her konuda okul yönetimi verehberlik servisiyle iletişim kurması beklenir.
7. Ceza vermek: Öğretmenin öğrencininistenmeyen davranışına karşılık, öğrencininhoşuna giden şeylerden alıkoyması ya dahoşuna gitmeyen şeyleri yaptırmasıdır. (II.tür ceza verilmelidir)
I. Tür ceza: (istenmeyenin verilmesi): Ödevyapmayan öğrenciye daha fazla ödev verme, sırayayazı yazan öğrenciye sırasını, hatta sınıfın diğersıralarının üstünü temizletmek vb.
II. Tür ceza: (istenenden yoksun bırakma): Gezi,tiyatro, televizyon İzlemeden yoksun bırakma vb.
cr UJ
"55
92- -PROGRAM GELİŞTİRME-
Rehberlik hizmetlerini kriz ya da problem
durumlarına çözüm bulmak olarak gören klasik
yaklaşımlara bir tepki olarak ortaya çıkan
gelişimsel rehberlik yaklaşımına göre, bireylerin
hayatlarının her döneminde başarmaları gereken
bir takım gelişim görevleri vardır. Bireylere
verilecek rehberlik yardımının amacı bu gelişim
görevlerini başarıyla tamamlamalarını
kolaylaştırmak ve desteklemektir. (Kuzgun 1988)
Bireylerin gelişim görevlerini yerine getirmesine
yardımcı olmaktır.
Gelişimsel rehberlikte amaç, öğrencinin bedensel,
zihinsel, duygusal ve sosyal açıdan sağlıklı ve
dengeli gelişmelerine yardımcı olmaktır. Bu amaç
soruda belirtilen milli eğitimin amacıyla
uyuşmaktadır.
(Cevap B)
Yöneltici işlevi: Bireyin başarı, ilgi ve yetenekleri
doğrultusunda alan, okul ve mesleklere
yönlendirilmesi.
Ayarlayıcılık: Okul rehberlik programlarının
hazırlanmasında araştırıcılık işlevidir.
Geliştirici: Öğrencilerin gelişim görevlerini
başarıyla yerine getirecekleri etkinliklere yer
verilmesi.
Önleyicilik: Bazı olumsuzluklar ve sorunlar
ortaya çıkmadan gerekli önlemlerin alınması
işlevidir.
Tamamlayıcılık: Öğretim etkinliklerini tamamlama
ve destekleme işlevidir.
Rehberliğin işlevleri arasında sınıflama yoktur.
Öğrencileri değerlendirme, yargılama, onları
sınıflandırma rehberliğin temel ilkelerine ters
düşer.
(Cevap A)
4. Aşağıdakilerden hangisi rehberliğin temel
işlevlerinden değildir? (KPSS 2005)
A) SınıflandırmaB) ÖnleyiciC) Tamamlayıcılık
D) Yönlendirici
E) Gelişimsel
Rehberlik ile asıl amaçlanan bireyin gizil güçlerini
keşfetmesine, kendisi ve çevresiyle barışık bir
biçimde yaşamasına yani kendini
gerçekleştirmesine yardım etmektir. Rehberlik bu
amacına ulaşırken bazı işlevleri de yerine
getirmek zorundadır. Rehberliğin temel işlevleri;
Uyum sağlayıcılık: Öğrencilerin okula, çevresine
ve birbirlerine uyum sağlayacakları etkinlikler
düzenlenmelidir.
o
"Q
UJ
o
-EĞİTİM BİÜMLERİ- 91
1. Aşağıdakilerden hangisi rehberlik
uygulamalarında öğrencilerin öğrenim
düzeylerine göre bir değişme göstermez?
(KPSS 2003)
A) Temel ilkeler
B) Uygulanacak programlar
C) Etkinlikler
D) Kazandırılacak özellikler
E) Kullanılan teknikler
Rehberliğin temel ilkeleri tüm öğretim düzeyleri,
tüm hizmet alanları için ortak ilkelerdir ve
değişmezler. İlköğretimde rehberlik için de yüksek
öğretimde rehberlik için de koşulsuz kabul, saygı,
gizlilik gibi temel ilkeler asla değişmez. Program
sadece öğrenim düzeylerinde değil aynı öğrenim
düzeyindeki farklı okullarda dahi değişiklik
gösterir. Etkinlikler ve kazandırılacak özellikler ise
öğrencilerin gelişim özelliklerine, iigi ve
ihtiyaçlarına göre belirlenir. Her eğitim
kademesindeki öğrencilerin gelişimsel özellikleri,
ilgileri ve ihtiyaçları birbirinden farkiı olduğu için
yapılan etkinliklerde kazandırılacak özellikler de
farklıdır. Kullanılan teknikler de öğrenci
düzeylerine göre değişir. Örneğin sosyometri
uygulamasını ilköğretim birinci sınıf öğrencileri için
etkili bir biçimde kullanamazsınız.
(Cevap A)
Aşağıdaki verilen şıklardan hangisi,
ilköğretimdeki rehberlik hizmetlerinin
özelliklerinden biri değildir? (KPSS 2003)
A) Ailelerle işbirliğine önem verilmesi
B) Öğretim programıyla bütünleşmeye önem
verilmesi
C) Gelişimsel rehberliğe dayalı etkinliklerin ön
planda olması
D) Sunulan hizmetlerde grup ve oyun
etkinliklerine ağırlık verilmesi
E) Sunulan hizmetlerin "uzman merkezli" olması
İlköğretimde rehberlik gelişimsel rehberlik
ağırlıklıdır. Gelişimsel rehberlik bireylerin çeşitli
alanlardaki gelişimlerini desteklemeyi amaçlar.
Gelişimsel rehberliğe konu olan bireydir,
gelişimsel rehberlik birey merkezlidir. Rehberlik
hiçbir öğretim düzeyinde uzman merkezli değildir.
Rehberlik bireyi merkeze alan, demokratik ve
karşılıklı saygıya dayanan bir anlayışı içerir.
Ancak kriz odaklı problem merkezli rehberlik
anlayışı uzman merkezde olabilir.
(Cevap E)
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
3. Türk Eğitimi'nin genel amaçlarından biri "beden,
zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli
ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere
sahip, yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler
yetiştirmektir".
Bu amaç, hangi nitelikteki bir rehberlik anlayışı
ile ifade edilebilir? (KPSS 2003)
A) Önleyici
B) Gelişimsel
C) Problem odaklı
D) Araştırıcı
E) Bilgilendirici
90- -PROGRAM GELİŞTİRME-
7. Aşağıdakilerden hangisi rehberliğin ortaya çıkmasında sosyal bir neden olamaz?
A) Toplumların hızlı bir şekilde değişmesiB) Eğitim sisteminin farklılaşmasıA) Suç olaylarının artması ve kötü alışkanlıkların
yaygınlaşmasıB) Kuşaklar arası kültürel farklılığın ortaya
çıkmasıE) Bireyde gerçekçi benlik oluşturma gereği
10. Değişerek hızla gelişen günümüz demokratik toplumlarında seçenekler çoğalmış ve bireylerin tercih yapmaları ve karar vermeleri zorlaşmıştır.
Bu anlayışa göre günümüz demokratik toplumlarında hangi tür rehberlik modeline ihtiyaç artmıştır?
A) Uyum sağlayıcı rehberlik modeliB) Yöneltici rehberlik modeliC) Eğitsel rehberlik modeliD) Gelişimsel rehberlik modeliE) İnsan ilişkilerine dayalı rehberlik modeli
8. Aşağıdaki rehberlik hizmetlerinden hangisi okul öncesi ve ilköğretimde geçerli ve ortaktır?
A) Aile görüşmelerini önemsememekB) Oyuna dayalı etkinliklere ağırlık vermekC) Grup rehberliğine ağırlık vermekD) Problem çözme tekniklerini sık kullanmakE) Tedaviye yönelik etkinliklere sık yer vermek
LÜ
o
9. Aşağıdakilerden hangisi rehberliğin türlerine ayrılmasında kullanılan ölçütlerden biri değildir?
A) BireysayısıB) Öğretim basamağıC) Rehberlik programıD) Problem alanlarıE) Rehberliğin işlevi
CEVAP ANAHTARI
1.E 2. D | 3. C 4.A
5. D 6. C 7. E 8. B
9. C 10. B |
-EĞİTİM BİLİMLERl 89
1. Gelişimsel rehberlik modeli, aşağıda verilen öğretim kademelerinin hangisinde daha etkilidir?
A) Okul öncesiB) İlköğretimC) OrtaöğretimD) Yüksek öğretimE) Bütün eğitim kademeleri
4. Eğitim programlarının öğrencilerin özel ilgi ve yetenekleri göz önünde tutularak oluşturulmasında eğitim planlamacılarına ve program yapımcılarına yol göstermek amacıyla yapılan rehberlik hizmet türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ayarlayıcı rehberiikB) Önleyici rehberlikC) Tamamlayıcı rehberlikD) Uyum sağlayıcı rehberlikE) Gelişimsel rehberlik
CEVAPLIKAVRAMA
•^ 5.2. Aşağıdakilerden hangisi temel işlevlerine göre 'ö
rehberlik hizmetlerinden biri degildir? g
A) Uyum sağlayıcı rehberlik ffiB) Ayarlayıcı rehberlik .1C) Gelişimsel rehberlik s
D) Kişisel/sosya! rehberlik ;EE) Önleyici rehberlik 'S
O UJ>
Bir okulda öğrencilerinhizmetlerindenyararlanabilmeleriaşağıdakilerdengerekmektedir?
A) Grup rehberliği etkinliklerine ağırlık verilmeliB)Okuldaki psikolojik danışmanların sayısının
artırılması gerekir.C) Bireyi tanıma tekniklerine ağırlık verilmelidir.D) Rehberlik hizmetlerinin planlı ve programlı bir
şekilde sunulması gerekmektedir.E) Oryantasyon çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
tümünün en verimli için en hangisinin
rehberlikşekilde
öncelikleyapılması
3. Aşağıdakilerden hangisi hizmet alanlarına göre rehberlik türlerinden biridir?
A) Eğitsel rehberlikB) Uyum sağlayıcı rehberlikC) Sosyal yardım kurumlarında rehberlikD) Grup rehberliğiE) Mesleki rehberlik
6. Aşağıdakilerden hangisi rehberliğin ilkeleri ile çelişir?
A) Rehberlik öğrencinin bütün yönleri ilegelişmesini esasalır.
B) Her öğrenci de geliştirilebilecek bir kapasitevardır.
C) Rehberlik çalışmaları sadece bireysel olarakyapılan bir çalışmadır.
D) Rehberlik hizmetleri gönüllülük esasınadayanır.
E) Rehberlik hizmetlerinin merkezinde bireyvardır.
-PROGRAM GEÜŞTİRME-
8. Ülkemizde yaşanan 17 Ağustos depreminde
uzmanlar kullanılarak çok sayıda insan büyük
çadırlara toplanarak ruh sağlığı ve deprem
konusunda bilgilendirme yapılmıştır. Aynı anda
yüzlerce insana ulaşılmış olması yapılan
hizmetin ekonomik olmasını da sağlamıştır.
Yukarıda anlatılan hizmet rehberlikte hangi
hizmet türüne girer?
A) Bireysel rehberlik
B) Grupla rehberlik
C) Önleyici rehberlik
D) Grupla psikolojik danışma
E) Klinik rehberlik
Aynı anda ortak bir sorunun çözümüne yönelik
olarak birden çok kişiye yapılan bilgilendirme
hizmeti grup rehberlik hizmetidir. Grup
rehberliğinin en avantajlı yönü ise ekonomik
olmasıdır.
(Cevap B)
9. Aşağıdaki kurumların hangisinde psikolojik
danışma ve rehberlik hizmetleri en yaygın
olarak verilmektidir?
A) Hastaneler
B) Eğitim kurumları
C) Sanayi kuruluşları
D) Sosyal hizmet kurumları
E) Askeri kurumlar
o
'oUJ
o oi
10. Temel eğitimin yaygınlaştırılması
toplumun çok değişik kesimlerinden gelen
bireylerin yetenek, ilgi, değer ve eğitim
ihtiyacı birbirinden farklı bireylerin aynı
sınıflarda toplanmasına yol açmıştır.
Yukarıda bahsedilen durum rehberliğin
ortaya çıkmasını gerektiren hangi gelişme
içinde yer alır?
A) Demokratik yaşamın karar verme
gücüne
sahip bireyler gerektirmesi
B) İlerici eğitim anlayışının benimsenmesi
C) Demokratik toplumlarda bireylere
tanınan
seçme özgürlüğü
D) Meslek seçiminin zorlaşması
E) Çağdaş eğitim sisteminde bireysel
farklılıklara
verilen önem
Rehberlik hizmetleri çağdaş eğitimin
ayrılmaz bir parçasıdır. Çağdaş eğitim
anlayışında öğrencilerin ilgi, yetenek, istek ve
ihtiyaçlar gibi temel birey farklılıklarına önem
verilmektedir. Çünkü çağdaş eğitimde her
bireyin özel ve özgün olduğu ve her bireyin
kendine özgün öğrenme biçimi olabileceği
kabul edilmektedir. Bireysel farklılıklara
verilen bu önem rehberliğin ortaya çıkmasını
ve yayılmasını sağiayan nedenlerden birisi
olmuştur.
(Cevap E)
Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri ilk
olarak mesleki rehberlik alanında meslek
seçimine yardım hizmeti olarak başlamıştır. Daha
sonra eğitim, sağlık, sosyal yardım, askeriye ve
adalet alanlarına yayılmıştır. Ancak şu an en
yaygın kullanıldığı alan ise eğitim kurumlarıdır.
Çünkü rehberliğin geliştirici, yöneltici, uyum
sağlayıcı ve önleyici işlevlerine olan ihtiyaç
günümüz modern toplumlarında hızla artmıştır.
(Cevap B)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 87
5. "Eğitimde istenen verimlilik ve kaliteye ulaşmak
için Rehberlik etkinlikleri öğretim etkinliklerini
destekleyici bir şekilde düzenlenmelidir."
Yukarıdaki görüş Rehberlik ve Psikolojik
Danışmanın hangi işlevinin önemini
vurgulamıştır?
A) Tamamlayıcılık
B) Geliştiricilik
C) Uyum sağlayıcıiık
D) Yönelticilik
E) Ayarlayıcılık
7. "Son zamanlarda, gençler arasındaki intihar etme,
HIV/AIDS'e yakalanma, uyuşturucu madde
kullanma, yaralanmaya hatta ölüme varan şiddete
başvurma ve yeme bozuklukları yaşama ile ilgili
kitle iletişim araçlarında sunulan haberlerde bir
artış gözlenmektedir."
Bu tür sorunların çözümünde hangi rehberlik
işlevi ön plana çıkmaktadır?
A) Geliştirici Rehberlik
B) Uyum Sağlayıcı Rehberlik
C) Önleyici Rehberlik
D) Ayarlayıcı Rehberlik
E) Yöneltici Rehberlik
Rehberliğin diğer bir işlevi de öğretim etkinliklerini
tamamlayıcılığıdır. Öğretim ve rehberlik hizmetleri
eş güdümle sürdürüldüğünde eğitim kalitesi artar.
Rehberlik etkinlikleri öğretim etkinliklerini
destekleyici nitelikte olmalıdır. Örneğin sosyal
bilgiler dersinde trafik kuralları işleniyorsa
rehberlik etkinliği de kurallara uyma sosyal
becerisini geliştirici nitelikte olmalıdır.
(Cevap A)
UJ
6. Çocukların bilişsel ve sosyal gelişimleri göz .§
Mönünde bulundurulduğunda okul öncesi
öğretimde öğrencilere kazandırılması gereken
en önemli sosyal beceri aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Empatik düşünme
B) İşbirliği
C) Yardımlaşma
D) Çevresindeki insanların farkına varma
E) Arkadaşlarıyla organize oyunlar oynama
Rehberlik hizmetleri olumlu değişimleri
amaçlarken, bazı olumsuzlukların ortaya
çıkmasını önleyici bir işlevi yerine getirmektedir.
Özellikle disiplinsizlik ve uyumsuzluğun önlenmesi
eğitim-öğretim hizmetlerinin verimliliğini arttırıcı bir
öneme sahiptir. (G. Can, Psikolojik Danışma ve
Rehberlik, s.42). Rehberlik anlayışının gelişimine
baktığımızda rehberliğin iş alanından doğduğunu
yani iş ortamında verimi arttırmaya yönelik
başladığını görürüz. Başlangıçta işlevsel olarak
sadece mevcut sorunların giderilmesine yönelik
(sorun odaklı) bir rehberlik anlayışı daha sonra
yerini bu sorunların ortaya çıkmadan önlenmesine
(önleyici rehberlik) bırakmıştır. Son zamanlarda
gençler arasındaki çeşitli sorunlar rehberliğin
önleyici işlevini ön plana çıkarmaktadır. (Şu an
hakim olan görüş gelişimsel rehberliktir. Sadece
sorun odaklı değil herkesin rehberliğe ihtiyaç
duyduğu anlayışı)
(Cevap C)
Jâ
a
Okul öncesi dönemde çocuklar için en önemli
sosyal gelişim görevi çevresindeki insanların ilgi
ve ihtiyaçlarının farkına varmadır. Empatik
düşünme, işbirliği, yardımlaşma ve organize
oyunlar bu becerinin gelişmesine bağlıdır. Sosyal
bir varlık olarak bireyin çevreye uyumunun ilk
basamağı diğer insanların da kendisi gibi
ihtiyaçları olduğunun farkına varmadır.
(Cevap D)