Editorler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D252773/2016/2016_AYM.pdf · Osmanh'da ilm-i Kelam:...
Transcript of Editorler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D252773/2016/2016_AYM.pdf · Osmanh'da ilm-i Kelam:...
OSMANLI'DA iLM-i KELAM
-~er,Eserler,~eseleler
Editorler
Osman Demir
VeyselKaya
Kadir GOmbeyaz
U. Murat Kllavuz
iSTANBUL 2016
MODERNLE~ME SURECiNi:N OSMANLI KELAM
LiTER.ATiiRUNE ETKiLERi VE YARATI1GI YAPISAL
SORUNLAR
MahmutAY
Girl~
Osmanll'nm son doneminde kelam ilminin degi§en tarihi, siyas1
ve toplumsal §artlar kar§tsmda buyi.lk oranda i§levsiz hale geli§ini fark
eden baz1 kelfun bilginleri, bu ilmln yeniden in§asmm zorunlu oldugunu
a~lk<;a dile getirmi§ler, buna model olu§turmak amactyla da yeni eserler
kaleme alnu§lard1r.1 Modernle§me ve Aydlnlaruna sureci ile birlikte dinin
ve teolojinin starusu ve me§ruiyeti tartt§tlmaya ba§lanrru§tlf. Geleneksel
din! ve teolojik doktrinler c;lil, yontem ve i<;erik a~tsmdan buyi.ik oranda
sorunlu gorulmi.i§ ve ge<;ersiz kabul edi.l.mi§tir. Dini ve teolojik doktrinle
re ve yonteme ili§kin ozellikle materyalist ve pozitivist iddialar, Osmanl1
son donem kelam literaruru uz~rinde ciddi etki ve tartl§malar yara1J!ll§tlf.
Bu donemin ulemas1 kendi imkanlan ve perspektifleri ol<;usunde olan
.I
• Prof. Dr.; Ankara Universitesi ilahiyat Fakliltesi 1 izmirli ismail Hakla'run Yeni jJm-i Kelam, Abdiillat:lf Harputi'nin Tenkfhu'l-keldm,
Filibeli Ahmed Hilmi'nin Oss-i jsfdml jsfam 'm Esast ve Allah 'l jnkar MftmkUn mft?
gibi eserleri bunlardan bazLlanchr.
-543-
Modemle~me Siirecinin Osma.nh Kelfun Literatiirtine Etkileri . ../M. Ay
biteni anlama ve anlamlandlfmaya, kar§J.la§J.lan yeni durum kar§lsmda
nast.l bir p0zisyon almmas1 gerektigine yonelik degerlendirmelerde bu
lunmu§lardlf.
Harpun, kelam ilminin olu§an yeni durum ve §artlar kar§lSmda
yetersiz kaldtgnn, kendi kendini yenileyemedigini, dolay1s1yla mevcut
.ko§ullara gore yeniden in§a edilmesinin ka<;nnlmaz oldugunu §U §ekilde
itiraf etmektedir:
Daru'l-funGn'da kelam ilmini tedris etmekle gorevlendiri.ldigim
de, itikadi esaslan kapsayan, inat bid'atc;ileri reddeden ve c;agda§
dinsizlere kar§t koyan bir eser arayt~ma girdim. Ancak onceki
keHimctlara ait boyle bir esere ra~damadun. Zira onlann eserleri
kendi donernlerinde ortaya c;tkan sapkm islarru f1rkalann
bid'aderini ve kaaun felsefi kokenli eski fllozoflann gorii§lerini
reddetmekle Slfllfbyd1. Bu eserlerde, asnm1zda ortaya c;tkan bir
c;ok bid'ati ve dini korumak i<;in muhakkak ortadan kaldmlmast
gereken duyumcu felsefenin sapkmltklanru reddetmeye yonelik
bir §ey bulunmamaktaydt. Oysa kelam ilmi, muhakkik alimlerin
i§aret ettigi gibi, duruma ve konuma gore tedvin edilmesi gere
ken bir ilim dalld1r.2
izmirli ismail Hakkl ise, kelam ilminin dinamik ve degi§ebilir ya
p1s1yla, ya§a~~n ftk.ri ve felsefi stirece ortak olarak, kendi kendini yeni
den in§a_ etmek durumunda oldugunu §U §ekilde vurgulamaktadlf:
2 Harpuu, Abdiillatif, Tenklhu 'I-ke/am fi akti'idi ehli'l-islam Cisranbul: Necm-i ist.ikla.J
Matbaast, 1330), 4-5.
-544-
Osmanh'da ilm-i Kelam: Alimler, Es~rler, Meseleler
KeHim ilminin kurulu§ dtineminde tartl§tlan sorunlar nasil ki daha
sonra yeterli gtirtilmemi§ ve yeni unsurlar eklenrni§se, bugtin de
ge~erliligini tinemli til~i.ide yitirmi§ bazr konulann degi§mesi ve
yeni felsefi gtiri.i§lerden yararlanarak asnn ihtiya~lanna uygun ve
mevcut felsefeye denk bir kelam yazrlmas1 gerekmektedir.3
Muslumanlar'm qirligi (vahdet) konusunda o.Iduk<,;a duyarh olan,
bugi.in Musltimanlar't bekleyen taa:ssup ve taklit tehl.ikesine dikkat <,;e
ken,4 <,;oztim olarak da Yuksek ictihad Konseyi (Meclis-i Ali-i ictihad) ve
mezhep birligini (tevhfd-i mezahib) savunan; Filibeli Ahmed Hilmi, ka
fasma, bugi.ini.in bilim ve tekniginden dogan sorular tala.lan tereddtitlu
bir kimsenin, Orta <;ag'm mantlgt, bilgisi ve metodu ile ikna edilemeye
cegini ileri surer. Ona gore her <,;agm ve donemin kendine ozgli ihtiya<,;
lan ve ko§ullan vardrr. Ayru §ekilde her <,;agm insarurun kendine gore
zihniyeti vardrr. Bu da dogal bir durumdur.6 Filibeli, ya§adtgt .donemin
materyalist ve in.lcirct ogretilerine kar§t, yeni bir delillendirme yontemine
ihtiya<,; oldugunu Allah'z inkar Mumkun mu? adlt . eseri kaleme alarak
izmirli, ismail Haklo, Mubassalu'l-ke/am ve'l-bikme (Daru'l-Hilrue.till-Aliyy:e: Evkru-1
islamiyye Matbaast, 1336), 13. Filibeli Ahriled Hilmi, Miisliimanlar't geri bJiakacak iki. onemli faktorii, "taassup ve
kotii takh1" §eklinde formiile etmektedir. Ona gore, bu milleti ilerlemekten:ge.ri,koya~
cak ik.i tiir sebepten wz edilebilir. Bunlardan birincisi, durgunluk,. ilerlemeye dii§
ma.ohk, gefl§me ft.krine kar§ilik cahilane taassup, zamana g0re gereklrihtiya<;lan an
lamamakt!F .. i.kincisi: ise, basit bilgilerle yetinmek ·ve stg bir taklittir: Bkz.. Filibeli Ah-. ~
med Hilmi, ~ebbenderzade, Allah': Inkar MumkUn mu?.(sa& Necip Taylan & Eyiip
Onart~ istanbul: ygu- Yaytnlan, 1977), 14. 5 Filibeli, Allah'rinkar Mii.mkun mii?, 15-16. 6 Filibeli, a.e., 18.
-545-
Modernle~me Silrecinin Osmanh Kelam Lirerarilriine Etkileri . ../M. Ay
temellendirrneye ~all§tr. Bu baglamda a§agtdak.i tespitleri dikkate §ayan
dtr:
BugOn materyalistc;e di.i§linen bir gene; ile din hizmetlileri arasm
da bir tartl§ma olsa, acaba bunlar anla§abilirler mi? Acaba I;)U mi.i
tereddit gene; tatmin ve ikna olunabilir mi? Ben sanmam. Genel
likle bOyle tartt§malar iki tarafm birbirini bilgisizlikle itham etme
siyle sonuc;laruyor. Varsayahm ki boyle bir miiteredctit, mudak
varilgt· tarumasa, kenctisine nastl kar§Wk verilecek? Tabu hemen
ayet ve hadisle degil. Zira bunlarm tesiri imana baglldtr. Bu
inkarct ve §iipheciye bu silaWa kar§t konulamaz. Demek ki boyle
bir tartl§maya manukl ve felsefi bir yon vererek kelama ba§vur
mak gerekir. Felsefenin bu konudaki delilleri one slirlillir. Fakat
bu delillerin degerinden c;ok, ileri siirlilme §ekli ve ifadesi itiba
riyle §i.ipheyi daha c;ok ikna edebilecegimi.zi varsayarsak yarulnu~
oluruz. Boyle bir zan, dii§lincenin ve bugOnkii medeniyet seviye
sinin inkan ya da artla§t.l.mamast demektir?
Bu ve benzeri ifadeler, BatJ.'da uzun si.ireden beri ya§anan mo
dernle§me si.irecinin, islam toplumlanm derinden etkiledigini ve bu top
lumlarda bir degi§irn talebi yararuguu gostermektedir. Kelamct.lann,
kelam ilminin yeniden i.n§as1 adma talep ettik.leri bu degi§im, modem
le§me ile birlikte ortaya c;lkan paradigma degi§ikliginin genel olarak
islami ilimlerde ozel olarak da kelam ilminde yarattJ.gt krizi ifade etmek-
7 Filibeli, Allab't lnkdr Mumkim mil?, 18.; Baloglu, A. Billent & Keskin, Halife, "$eh
benderzade Filibeli Ahmed Hilmi", islam'm Esast (Oss-i islam): islam% Hdkikatlere
Dayail Yeni Akdid ilmi (sad. A. Btilent Baloglu & Halife Keskin; Ankara: TUrkiye Di
yanet Vakfi. Yaytn.lan, 1997), XX.
-546-
Osmanh'da ilm-i Kelam: Alimler, Eserler, Meseleler
teydi.
_1. Modernle§me ·s iireci ve AydmJanma'run Temel Tezleri
Modemle§me olgusu, en genel anlamda tarihsel olarak gelenege
dayah her ti.irli.i ilke, deger, kurum ve anlayt§ yerine modem ol<;i.itlerin . .
ge<;i§ evrim ve si.irecini ifade etmektedir. Bu evrim ve si.irecin Ronesans
ile ba§ladtgt ·ve Aydmlanma ile devam ettigi varsaytlrilaktadrr. XVII. ve
XVIII. yi.izyillara egemen olan Aydmlanma felsefesi, Kilise'nin birey ve
toplum i.izerindeki otoritesine kar§t i§levsel bir ozne olarak akh ve aklm
ozgi.irle§mesini temel almaktaydt. · Aydmlan.n'l.a'nm origoidugu bu akil
her §eyden once muhtevasi itibariyle be§ed bir karakter ta§lffiaktaydt. Bu
da Aydmlanma'nm dini ve metafiziksel olarak gordtigu gi.i<;lere kar§t
insanm verdigi mticadelede tarafstz kalmarriasllli gerektirinekteydi. Zira
bu gi.i<;ler mahiyetlerinden oti.iri.i ak11 dt§ladlklan gibi, Aydmlanma ruhti
na ayktrlllk da te§kil etmekteydiler. Aydmlanma, akltn herhartgi bir vesa
yet olmakstzm bilgi ve hayat i<;in kullanilabilmesine dayalt bir yetiydi.
Bunun tersi olan aklt kullanmama iSe, Aydtnlanma'nm meydan okudugu
gi.i<;lerden otorite ve gelenek tarafmdan bi<;imlendifilmekteydi. Gelenek
v_e otoP,te tarafmdan bi<;imlendirilen di.inya,. insanm ozgi.irltik ve mutlu
luk arayt§mda bir engel te§kil etmekteydi. Zira bu di.inya, sonu<;ta hi<;bir
insanm etkide bulunamayacag1 6l<;i.ide kutsalla§tmlrn.l§tl. Di.inyanm kut-. . -sallig1 (sanctification), onu §ekillendiren formlann (otorite ve gelenek)
..J
. -547-
Modernle§me Slireci?ffi Osman..h Kelam Literatiliilne Etkileri .. ./M. Ay
kutsal olu§undan kaynaklarunaktaych.8
Aychnlaruna'run en onemli akidelerinden biri, belki de en onem
lisi, aklm tirtinti olan bilimdi. Bilim ve bilimsel bilgi ttim zamanlar i~in
ge~erliydi. Aychnlanma'run bilimi, btittin on yargll.ardan, dinl dti§tince
lerden ve metafizik ogelerden anndmirnJ.§t1 ve tabiat bilimleriyle ozde§
le§tirilmek istehmi§ti. A.ktl tarafmdan orgtitlenen bilim sadece tabiat ala
rimda degil, toplum alarunda da ge~erli olma iddiasmdaydt.9 Bilime da
yall sanayi toplumunun geli§imi, dinl inancm ve dinl kurallara uymarun
geriye itilmesini SaVUil!ill:lktaych. Dinl ogretiler bilimin ogretilerine aykm
olarak gortilmekteydi. Bilimsel ogretiler ise, ~agda§ teknolojinin, ~agda§
ekonominin temelini olu§turmaktayd1. Dolaytstyla bilimin saygmllgt art
llk~a. dinin saygmllg1 azalacakt1.10 Aychnlanma, tozel olan her §eyi kut
salhktan annchrmayt; yerinden oynatmay1 ve btiytistinti ~ozmeyi ongor
mekteydi. Hi~bir aync~llkll olgu, olay, birey, kurum ya da yap1 taruma
maktaych. Ba§ka bir deyi§le her mucize, her tannsal mtidahale, her btiyti
leyici edim, her kurtanct, kutsal Kilise veya ayinsel topluluk Aychnlan
rna'run oztine ayktrilik te§k.il ediyordu·ve redd~dilmesi gerekiyordu.11
Aydmlaruna'run en onemli figtirlerinden biri de rasyonelle§tir-
8 <;;igdem, Ahmet, .Akzl ve Toplumun Ozgitrle~imi: ]itrgen Habennas ve Elcytirel Epistemoloji Uzerine Bir c;;al;~a (yay. haz. Yasin ~y; 2. bs., A.n.kam: Vadi Yaymlan,
1997), 2~-23. 9 <;;igdem, Aktl' ve Toplumun Ozgiirle~mi, 25. 10 Gellner, Ernest, Postmodernizm islam ve Us(~v. BWent Peker; Ankara~ Umit Yaym
cilik, 1994), 18. 11 Gellner, Postmodernizm.islam ve Us, 118.
-548-
Osmanll'da ilm-i Kelam: Ali.mler, Eserler, Meseleler
meydi. Rasyonalite, tutkulann, on yargtlann ya da hurafelerin olmadtgt,
vahye dayanmayan objektif dti§tinme anlamma geliyordu. Toplum ve
birey bu rasyonel ve objektif bilgi <;;er<;;evesinde §ekillenmeliydi. Alalct
bir toplumu yeniden in§a edebilmek i<;;in toplumsal dtizenin irrasyonel
boyutlanrun sterilize ecli.hnesi ka9fillmazdt. Bu rasyonelle§tirrne din1
alanda, geleneksel dip.in yerine daha rasyonel olarak tasarlanan sivil
dinin ikame edilmesiyle saglanacakt:t. Batt toplumlanrun ya§adtgt dogal
bir stireci ifade eden bu modernle§me olgusu, 12 bilim, siyaset, ekonomi,
di.i§i.ir:tce, din ve ahlak alanlannda yeni bir anlayt§ ongormekteydi. Ba
tt'run kendi gelenegine k.ar§l olu§turdugu bu ele§tirel anlayt§, nitelik farkt
gozetilmeksizin Batt dt§l toplumlara omek olarak sunulmu§tur. Modem
le§me olgusu bu toplumlarda, ya§antlmast ka<;;mtlmaz bir sure<;; olarak
gori.ildu.
Modernle§me ve onun en t~mel ogelerinden biri olan sektiler
aktl, gerek Batt'da gerekse islam toplumlannda geleneksel dini disiplin
ler tizerinde btiytik bir etki yaratarak, bu disiplinlerin yeniden yaptlandt
nlmast gerektigine yonelik talepler dogurdu. Orta <;ag boyunca din bi
limleri, bilim, siyaset, iktisat, dti§tince, din ve ahlak vb. ya§arrun her ala
rum belirleme ve §ekillendirme a~tsmdan merkez1 bir konuma sahipti.
Di.ni bilimler ve bu bilimlerin ortaya koyduklan tirtirtler, her ttirlti zihin
sel faaliyetin ve ktilttirel etkinligin temelini olu§turuyordu.13 Bu donem-
.J 12 Sarup, Madan, Post-yaprsalczhk ve Postmodemizm (~ev. A. Baki Gi.ir;li.i; Ankara: Ark
Yaymevi, 1995), 172. 15 Pa<;ac1, Mehmet, "<;agda§ Donemde Kur'an'a ve Tefsire Ne Oldu?", islamiylit: Or;
Ayltk Ara§ttmza Dergisi 6/4 (2003), 86.
-549-
Modemle§me SOrecinin Osmanh Kelam Literati.irune Etkileri .. ./M. Ay
de kelfun/teoloji, gerek ta§Khgt. ama~ ve gorev gerekse ele aldtgt konula.r
itibanyla en §erefli ilim!eyrefu'l-ulum olarak en merkezde bulunuyordu.
XVII. ytizytldan itibaren tabiat ilimlerinin bi.iytik bir geli§me ve ilerleme
kaydetmeleri, fizik ve insan ilirnleri arasmda bir kopukluk yara·tml§tlr.
Bazt bilim adamlan, tabiat bilirnlerinin bilirnselligini. yegane model ola
rak gorerek, diger bilimlerin tabiat bilimlerinin normlanru benimsemeleri
:§arttyla i~ine di.i§ti.ikleri krizden kurtulabileceklerini one si.irmekteydiler.
Her bir manevi bilirn temsilcisi, bu epistemolojik yakla§lffiill etkisiyle,
manevi bilimlerin Newton'u olma yolunda ~aba sarf etmekteydi. Onlara
gore, manev1 bilirnlere ait sorunlar, fizigin tecri.ibe metodu bu bilirnlere
uyarlandtgt takdirde, ilerleme yoluna girebilirdi. Geleneksel metafizige
kar§t gelinerek, madded ve duyumcu bir metafizik geli§tirilmeye ~alt§tl
dt.14 Bu yakla§lffi, "bilimizm (Scientism)" §eklinde nitelendirilebilecek
egemen bir ideoloji olarak, metodolojik bir baskt kuracak kadar bi.iytik
bir etki icra etmi§tir, oyle ki tabiat bilimleri dt§tnda kalan ilirnler, kendile
rine ozgi.i sorunlara artl.k kendi yontemlerini uygulayamayacak dereceye
gelmi§lerdi. F. von Hayek, bilimsel ger~eklerin ancak onlan ortaya kay
rna imkaru saglayan kavramlann ge~erliliginin strurlan ic;inde degerli
oldugunu, bu durumun bi.iti.in ilimler i<;in gec;erli oldugunu vurgulaya
rak, bu strurlan a§an her geli§menin ideolojik ve anti_ bilimsel oldugunu
belirtmi§tir. 15 Tabiat bilimlerinin yaratt1g1 bu bilirncilik emperyalizmi,
bilimi bir pe§in hi.iki.imler sisterni haline doni.i§ti.irerek, _gerc;ek ic;erigin-
14 Freund, Julien, Be§erl Bilim Teorileri (c;ev. Bahaeddin Yediyild!z; Ankara: TOrk Tarih
Kurumu Yaymlan, 1991), 3-4. 15 Freund, Beyen Bilim Teorileri, 96.
-550-
Osmanl..t'da ilm-i Kelfun: Alimler, Eserler, Meseleler
den uzakla§t.J.ran bir kolektivizme (totalizme) donli§ti.irmli§ti.ir.16
Modemle§me slirecinin yarattlgt yakla§lffilardan biri de, "manttk
sal deneycilik (logical empiricism)" olarak bilinen "Mantl.k~t poziti
vizm"dir. Viyana <;::evresi dli§i.inlirlerinin ortaya atrp savundugu, siyasal
yonleri de olan bu hareket, deneysel delillerle Slfilrh bir anlayt§a bagli
ka.larak, felsefeyi ti.im metafizik unsurlardan, dolaytsiyla dinden anndU:
mayt ongormekteydi. <;::ogunlugu bilimden gelme olan bu filozoflann
kabul ettigi katl dogrulama ilkesine (principle of verification) gore, bir
onerme veya iddiarun dogrulugu; ya duyu tecrlibeleriyle sonuc; ahc1 bir
bic;imde dogrulanabilir olmas1 veya totolojik onermelerde oldugu gibi,
bir zihin i§lemi sonucunda dogru kabul edilmesine baghdrr. Buna gore,
katl dogrulama ilkesine uymayan ti.im metafiziksel; dinl, ahlak1 ve estetik
opermeler anlams1z ve sac;ma olarak kabul ediliyordu. Zira bu ti.ir oner
meler deneysel yollardan ac;tklanmaya ~ah§tldtklannda dogrulanmaya
ac;tk olmadtklan gorlilmektedir. Bu yakla§lffilfi onemli temsilcilednden
biri olan A.]. Ayer'e gore, teistik dinlerin; a§km ve deneyi.isti.i niteliklere
sahip olan Tannst'm kabul etmek mli.mklin degildir. <;::linkli asll rutelikle
ri deneysel olmayan bir zat kavramt anla§llir bir kavram degildir. Bir ozel
isim gibi kullamlan bir sozcligli ihtiva eden bir onerme deneysel yollar
dan dogrulanamadtgt slirece, herhangi bir §eye i§aret etmesi soz konusu
olamaz.17
..J
16 Freund, a.e., 95. 17 Tann kavrarruru dogrulama ilkesine gore degerlendiren Ayer, Tann'yi analitik yoiiar
dan kanidamarun mtimktin olmadtguu savunur. Ona gore bunu anlamak i<;in, her ~eyden once, bizi Tanri'run varltgma goti.iren onci.iiierin dogrulugunun ar~tmlmast
-551-
Modemle§me SUrecinin Osmanh Kelam Literarurune Etkileri .. ./M. Ay
Modemle§me ile birlikte koklti ve kapsamh bir degi§im ya§andt.
Modemle§me olgusu, her ttirlu ilahilik ve a§kmllk fikrini dt§layan bir
dtinya g6rti§ti ongormekteydi. Tahakktime kar§t ozgtirltik, gelenege
kar§l akLl, dinsel bilgiye kar§l bilirnsel bilgi bu olgunun en teinel onerme
leriydi. Ayd~anma ve sektiler bilim anlayt§l, her ttirlti di.ni olaru dt§la-
. makla yetiruneyip, geleneksel kelaml/teolojik yontem yerine yeni bilim
sel bir yontem one stirmekte, kelam1/teolojik i~erik hakkmda da yeni
iddialarda bulurunaktaydt. Geleneksel kelam ilminin iskeletini olu§turan
dil, yontem ve i~erik ge~ersiz kabul edilerek, yerine bilimsellik kriterine
uygun yaptlar in§a edilmekteydi. Ge~rni§te kelamm soz ettigi konular
hakkmda, modernle§me ile birlikte olu§an ve gtintimtizde ~agda§ nor
matif sosyal disiplinler olarak bilinen bilirnler sbz soylemekteydi. Batt'da
gerekir. Tann'run varh~a ~kin sonu~, kesinlikle dogru ol.mak durumundaysa, once oncilllerin dogru olmas1 zorunludur. TUmdengellmH bir karutta sonucun oncilller
de bulunmas1 gerektiginden, oncUUer i~in soz konusu olabilecek herhangi bir belir
sizlik ister istemez sonu~ i~in de ge~erli olacaktJ.r. Bilindigi gibi, manuk ac;1smdan kesinlik arz eden onermeler yalruz a priori onermelerdir. Ancak, Tann'run varhgffil a priori onermelere dayanarak karutlamak miimkiln degildir. Bu tiir onermelerin kesin
liklerinin totoloji olu§lanndan geldigi goz oniinde bulundurulacak olursa bundan, Tann'run varbgt lehinde bir sonu~ elde edilemeyecegi kolayca gorillecektir. Ayer'e
gore, Tann'run varhgmm deneysel yollarla karutlaJllllaSI da miimkiln degildir. Zira,
eger boyle bir Tann'run varhgt ihtimal dahilinde bulunsayd1, O'nun var oldugunu iddia eden onerme deneysel bir varsaytm olurdu. Bu durumda bundan ve oteki deney
sel varsayunlardan, yalruz ba§ka varsayunlardan elde edilemeyen bau deneysel onermeleri <;tkarmam.tZ miimkiln olurdu, ancak bu, ger~kten imkanstzdtr. Daha ge
ni§ bilgi i~in bkz. Ayer, Alfred Jules, Dil, Dogtuluk ve Manttk (<;ev. Vehbi Hactkadiroglu; istanbul: Metis Yaymlan, 1984); Ko~, Turan, Din Dili (l<.ayseri: Rey Yaymahk,
1995); Wilson, john, Dil, An/am ve Dogruluk (<;ev. ibrahim Erniroglu & Abdullatif
Tilzer; Ankara: Ankara Okulu Yay!nlan, 2002).
-552-
Osmanh'da ilm-i Kelam: Alimler, Eserler, Meseleler
ortaya c;lkan ve giderek yiikselen seki.iler bilim anlayi§mm islam di.inya
smda taraftar bulmas1, kelarnm Orta <;ag'daki iktidartni yitirrnesine, ciddi
sorunlar ya§amasma ve bir me§ruiyet krizi ile kar§I kar§Iya kalmasma
neden oldu. Son donem Osmanlt kelam ulemas1 soz konusu krizi anla
rna, anlamlandirma ve bundan kurtulma adma kayda deger giri§imlerde
bulunmu§tur. Bu giri§imler, iyi niyete dayah saygtyt hak eden c;abalar
olrnakla birlikte sorunu .btitiinsel ve ku~at1c1 bir tarzda ele alan, yeni pa
radigmay~ altematif olu§turacak dtizeyde etki yaratan yakla§lffilar ol
marru§tlf . .
Bu c;ah§rnada tizerinde du.rulacak Osmanl1 kelam ulemas1, yani
Harput!, Filibeli ve izmirli ismail Hakkt, modemle§me stireci, Aydlnlan
ma ve temel tezlerine kar§l bilim ile dinin farkh gerc;eklikler ve birbirm
den baglffiSIZ alanlar oldugu savunusunu temellendif[neye c;ah§~kta
dlf. Bu savunu gtintimi.izde Batl'da da pek c;ok c;evre tarafmdan kabul
gormti§ b~ yakla§lfndrr. Bu konuda I~m G. ~arbour'un When Science
Meets Religion adh eseri bilim ve din arasmdaki ili§kide c;atl§ma, baglfn
stzll.k, diyalog ve entegrasyon olrnak tizere d~rt temel yakla§lffil konu
edinmektedir. Burada soz konusu ettigimiz son donem Osmanl1 ulema
smm yakla§i.Irunin btiyi.ik oranda baglffiSIZhk kategorisi ic;erisine _girdigini
soyleyebiliriz: BaglffiSIZhk savunusuna gore, bilim ile din arasmdaki c;a
ti§~dan· kac;mmanm en etkili yolu, bu alanlan tamamen birbirinden ayn -'
kompartirnanlar halinde ele almaktrr. Bu alanlar, dil, ic;erik ve yontem
itibariyle birbirinden aylrt edilebil~ler. 'Bu aymc1 ozellikler birbirinden
farkll olsalar da, bir arada mtitalaa edildiklerinde her iki .alarun ozerklik
-553-
Modem1e§me Sfuecinin Osmanh Kelam Literati.irOne Etkileri .. ./M. Ay
ve baguns1zhg1 i~in zemin olu§turrnaktadrr. Eger iki baguns1z alandan
soz ediyorsak, her biri kendi sorunlanyla ilgilenmeli ve digerine muda
hale etmemelidir.18
2. Modernle~me Siirecinin Yarattig.. Yap1Sal Sorunlar
a. Dile ~kin Yap1Sal Sorun
Modemle§me sureci ve bu slire~te on plana ~tkan tartl§ma alanla
nndan biri, dinlerin ve teolojilerin dillerinin yeni bilim konseptine uy
madlgl gerek~esiyle reddedilmesi veya ge~ersiz ilan edilmesidir. Buna
kar§m gerek Bau'da gerekse Musluman cografyada ~il~ ve din dilinin
farkhltklanna yonelik soylemler geli§tirilmi§tir. Bilim-din ayruru bagla
mmda altematif bir yol olarak gorulen bu yakla§nna gore, bilimi ve dini
18 Barbour, Iart G., Bilim Ve Din: <;atl§ma-Ayn§ma-Uzla§tn~ (~ev. Nebi Mehdi & Mi.ibariz Carnal; istanbul: insan Yaymlan, 2004), 39. Bilim ve dinin insan hayatuun tamamen birbirinden bagunstz olgulart oldugu tezinin Batth ilab.iyat~tlar tarafmdan da benimsendigi gori.ilrnektedir. Hristiyan ilahiyat~l Karl Barth'a gore bilirn adarrtlan teolo· jiden, teologlar da bilirnden baguns1z olarak ara~tumalanru siirdiirebilirler. Zira bu alartlann yontem ve konulan tamamen farkhdtr. Bilirn be§eri gozlem ve muhakemeye, teoloji ise iliihi vahye dayantr. Karl Barth'm bagunstzhk tezine ili~kin yakl~unlanru onun Dogmatics in Outline (New York, 1949) adh eserinde takip etmek mi.imkiindfu. Din ile bilim arasmdaki ili§kiyi bagunsiZltk tezi ~er~;evesinde ele alanlarm temel gerek~elerinden baztlanru ~u ~ekilde stralamak mfunk:i.indiir: Bilim nesnel, gene! ve tekrarlanabilir verileri at;iklamaya ~alt~trken, din a!emdeki diizen ve estetigin varltgt, .j~ di.inyarruzdaki merharnet, giiven ve haytrseverlik gibi tecriibeler iizerinde durur. Bilim, nesnel o!arak nastl sorularlfil, din ise anlam, ama~ ve nihal koken gibi olgulara il~kin bireysel nit;in sonu~lanru ara~tllJ,r. Bilirnde otorite martuksal tutarltll.k ve deneysel yeterliliktir. Dinde otorite iliihi vahiydir. Bilirn, deneysel olarak yoklanabilir nice! tahminlerde bulunurken din, oznesi/rann a~ktn oldugu i~in sembolik ve analojik bir dil kulJantr; bk:z. Barbour, Bilim ve Din, 40.
-554-
Osmanh'da ilm-i Keliim: Alimler, Eserler, Meseleler
tamamen farkb. fonksiyonlanndan dolay1 biroirinden baguns1z diller ola
rak gormek gerekir. 1950'li yillarda rnantlk<;1 pozitivistler, bilimsel oner
meleri rum bili§sel iddialann bir normu olarak kabul etmi§lerdir. Bura
dan hareketle deneysel dogrulamarun nesnesi olmayan liim onermeleri
anlamstz olduklan gerek<;esiyle reddetrni§lerdir. Buna kar§m analitik
dilciler, fark11 dil tiplerinin birbirine indirgenemez fark11 fonksiyonlara
hizmet ettigi i.izerinde durmu§lardlf. Ludwig Wittgenstein'm adlandlfd1g1
i.izere her bir "dil oyunu" kullaruldtgt sosyal baglam tarafmdan aylft
edilmektedir. Dolayts1yla bilirn ile din farklt i§lerle ugra§tlgl i<;in biriilln
standardma gore digerini yarguarnak dogru olmayacaktlr.19 Son Osmanlt
donemi keHim ulemasmdan biri olan Harputi, vahye dayah onermeler ile
bilimsel dilin farkh yaptsma dikkat <;ekerek, vahye dayah onermelerin
ozel bir forma sahip oldugunu vurgulamaktad1r.
Vahye dayah onermeleri salt bilirnin kendine ozgi.i dill _ile anla
maya kalkmarun, ba§ka bir ifadeyle soz konusu onermelerin, Allah'1
geregince takdir etmeye yani irnana matuf oldugunu goz ard! ederek
bilirnsel dille anlarnaya <;alt§marun ne tiir sonu<;lar doguracaglill Abdul
latif Harputi, omeklerle a<;lklamaya <;all§rnaktadlf. Harputi, din dilinin
kendine ozgi.i yap1sma ve ta§tdtgr ozel amacma dikkat <;ekerek, "amrne-i
19 Bilimsel bir teori, verileri bir araya getirmek, gozlemlenebilir fenomenlerde kar~.thkh
ili~kiyi saglamak ve teknolojik uygulamalan ortaya <;tkarmak i<;in faydal! bir ara~ i~le--'
vi gortir. Bilim dogal fenomenlerle ilgili Silllfh sorular sorar. Bilimden kapsamh dtinya
gorti~ti, ya~am felsefesi ve ahlill norrnlar ihdas etmesi beklenemez. Oysa din dilinin
kendine ozgti karakteristik i~levleri olup, bunlar, belirli bir y~am tafZI sunmak, birtakun tavu ve davraru~lar saglamak, ahlakl ilkeleri motive etmek gibi hedefleri ger~ekle~tirmeye ~alt~u; bkz. Barbour, Bilim ve Din, 42.
-555-
Modernle§me Siirecinin Osmanh Kelaro Literati.iriine Etkileri ... /M. Ay
nas" ve "lciffe-i nas" ~eklinde adlandtrdtgt zumrenin, hemen butiin ktil
tiirlerde, vahye dayalt onermeleri literal olarak benimsediklerini vurgu
lamaktadtr. Hristiyan ve Yahudi di.nl metinlerinde gokyi.izi.i ve yeryilzline
ili~k.in olgu ve olaylar hakkmdaki ifadeleri literal olarak anlayan soz ko
nusu zi.imrenin, M. b. 140 yillannda ya~ayan Batlamyus'un ve M. S.
: 1500'lerde ya§ayan Nik:olaj Kopernik'in yorumlanna itibar etmedigini
ifade etmektedir. Zira HarpGt:l'ye gore ilaru kitaplann muhatab1 amme-i
nas olup, onlann seviyesine gore inzal olunmu§tur. Burada amac;, Al
lah'm varltgt ve kudretini fark ettirme, ahlakl tehzib ve amelleri tashih
tir.20 HarpGt1 burada din dili ile bilimin dilinin dogal olarak farkll olmas1
gerektigini, bu farklillgtn ise alanlann herhangi birinin digerine altematif
olmaslDl gerektirmedigini ima etmektedir.
Din dili ile bilim dilinin farkhhglDl vurgulamak adma HarpGti,
Bakara 2/21-22, Rum 30/25, A'raf7/54 gibi ayetlerde gokyi.izi.i ve yeryG
zi.i hakkmda soz konusu edilen, "yeri sizin i~in bir do§ek, gogu de bir
tavan yaptz ... ", "gokten su indirerek ... ", "gogiin ve yerin O'nun buyru-
gu ile dwmast ... ", "gune§i, ylldtzlan ve ay't emtine boyun egmi§ du-
rumda yaratan ... " ifadelerinin Allah'm varltgma ve yarat1c1 kudretine
i§aret amac;ll oldugunu ifade etmektedir. Kur'an'da ve diger ilaru kitap
larda yer alan bu tarz ifadelerin, gokyiizi.i ve yeryi.izi.indeki olgu ve olay
lann mahiyetini ac;tklamaya yonelik olmadtglDl ifade eden Harput:l, bun-
20 Harput1, Tenklhu'/-kelfim fi aka'idi ehli'/ islam (Kelamf Perspektiften islam it1an<;
Esaslan) (10ev. ve yay. haz. ibrahim Ozdemir & Fi.kret Karaman; 2. bs., Elaztg: Tiirkiye
Diyanet Vakfi Elaztg ~ubesi Yaymlan, 2000), 311-312.
-556-
Osmanh'da ilm-i KeHim: Alimler, Eserler, Meseleler
!ann mahiyederinin neligine ili§kin hususlann muhatabm yetenek ve
bilgisine brrakl.ldtgtru savunmaktadrr.21 Dinin ve bilimin farkh ama<;lara
sahip oldugunu, bunlann birbirlerine altematif olarak gori.ilmemesi ge
rektigini vurgulayan Harput1, bir adun daha ileri giderek Kur'an'm bilim
yapmayt adeta emrettiginf2 de ifade etmektedir. Teolojik dilin ve oner
melerin kendine ozgii varolu§sal yapiSma dikkat <;ekme adma Gazzall ve
Fahrudd!n er-Raz!'ye referansla/3 din dilinin muhatabm kavrama kapasi
tesine gore anla§Ilabilme karakterini giindeme getirmektedir. Bu bag
lamda vahye dayah onermelerin, muhatabm anlama seviyesine gore
anla§uabilme ozelligi, onlan bilimin kendine ozgii dilinden ve yaptsm
dan ayrrmaktadrr. Bu durumda vahye dayah onermeleri ve din dilini
bilirne konu yapmak, bi].imin dogrulama ol<;i.lderine vurmak tutarlt bir
yakla§un degildir.
21 Harpuu, Tenklbu 'I-ke/am (2000), 312. 22 "De ki: goklerde ve yerde neler var, bakm (da ibret alm)l'; Yunus 10/101. 23 Gazza!i, j{camii'l-avam adh eserinde ilaru hitabm muhatabm kapasitesine gore anla
~Liabilecegini §U §ekilde omeklendirmektedir. ·~unu bilmelisin ki ilahi kitaplar, miitehassts tabibin, hastanm biinyesine gore tertib ve istirnal ettigi ila~lar me~ilesindedir."; Fahruddin er-Razi ise, A'raf 7}54. ayeti, "bilmelisin ki bu yiice kelamdan maksad, ruhlar ve goni.illeri yaratJklarla me§gul olmaktan kurtanp Hakk'm marifeti deryasma salmakm." §eklinde tefsir etmektedir. Razi, Enbiya 21/22. ayeti gi.indeme getire-
.J rek, bu ayene hitabi deli! yoluyla tevhidin tasrih edildigini, kat'i delil yoluyla da ~aret buyuruldugunu ifade ermektedir. Harputi, Kur'an'm pek ~ok ayetinde hitabi delil yoJuyla tasrih, kat'i deli! yoluyla da ~aret buyuruldugunu, zira avanun kat'i delili kavramaktan yoksun bulundugunu, hitabi delilin avama, kat'i delilin ise havassa yonelik oldugunu ifade etmektedir; bkz. Harputi, Tenklbu 'l-keltim (2000), 312-313.
-557-
Modemle~me Si.irecinin Osmanh Kelam Lireratilri.ine Etkileri .. ./M. Ay
Harputi, Mtisltiman ulernarun, "Sen Rabbin'in yoluna hikmet ve
gii.zel ogiitle qagu· ve onlarla en guzel §ekilde miicadele et." ayetinde24
soz konusu edilen hlkmeti havassa yonelik c;agn, gtizelogtitti ise avama
yonelik ~agn ~eklinde yorumlamastru onaylamaktadrr. Ona gore ulema
run bu yorumu sayesinde Mtisltimanlar, ilaru metinlerde yer alan tabu
olgu ve olaylar konusunda, Hristiyan ve Yahudiler'in dti§mti§ oldugu
yanh~tan kurtulabilmi§lerdir. Hristiyan ve Yahudi avam, incil ve Tev
rat'taki benzer ifadeleri literal anlayarak, birer iman esasma donti§ttir
mti§ler ve bu ifadeler tizerine efsanevi ve mitolojik hikayeler uydurmu§
lardtr.2; Din dilinin incelikleri ve yap1s1 hakkmda herhangi bir derinlige
ve incelige sahip olmayan bu yakla§urun bilimle ~atl§mast ya da bilime
aykmhk te§kil etmesi ka~lilllmazdrr. Oysa vahye dayah onermeler her
ttirli.i be§en bilin~ di.izeyini dikkate almaktadtr. Din dill sahip oldugu
yaptsal formlan ile be§eri bilin~ di.izeylerinde kar§llik bulmaktadrr.
Kur'an, "Allab, be1' §eyin ym-atzc1Sldzr." derken hem tasviri bir
ifade kullannu§ oluyor, hem de bizim tutumumuzun ona gore olmasrm
talep ediyor.26 Bu baglamda Batl di.inyasmda soz konusu edilen din
bilim ~atl§mast ile islam di.inyasmda din-bilim ili§kisini kendi si.ire~leri
i~erisinde degerlendinnek daha tutarhdrr. Omegin islam dti§i.incesinde
uzun bir donemde ulema, vahye dayah onermeler ile bilim arasmda hi~
bir zaman bir kar§tthk gormemi§tir. Hana Kur'an'm ifadelerinin bilime
24 NahJ 16/125. 25 Harpua, Tenkihu'l-kelam (2000), 315. 26 Aydm, Mehmet, DinFelsejesi(iz.mir: Dokuz Eyli.il Universiresi Yaymlan, 1987), 228.
- 558-
Osmanll'da ilm-i Keliim: Alimler, Eserler, Meseleler
engel olmast bir yana, her tlirli.i bilirni te§vik ettigi ve farz klld1gt anlay1§1
yaygm bir g6rt.i§ olarak kabul gormi.i§tlir.
b. Yonteme ~kin YaplSal Sorun
Din, felsefe ve bilimin birbirinden farkh yontem, yetki ve i§levle
rine dikkat <;eken Filibeli Ahmed Hilmi, din, felsefe ve bilimin farkh alan
lara sahip oldugunu, bu yoni.iyle her birinin farkh bir bili§sel temele da
yandtglnl savunrnaktadrr. Allah'm (Vacibu'l-viict1d), bize en derin bir
tecri.ibe ile malum oldugunu, kendi kimligimizi ve bizleri ku§attlglnl be
lirten Filibeli, Allah'1 evreni anlamak ve a<;lklamak i<;in ihtiya<; duydugu
muz ki.illl ve nilia1 bir hakikat olarak gormektedir. Filibeli sadece akla ve
di.i§i.inceye dayab olarak bu hakikati ke§fetmek ve bilmenin hi<;bir §eyi
a<;tklamarmza yetmeyecegi gibi, bu yontemle din duygusunun da tatmin
edilemeyecegini di.i§i.ini.ir. Zira din, Tarm'yt salt teorik di.izeyde bilmek
ten ibaret degildir. Bunun yartmda Tann'ya dostluk ve sevgi duymak,
ilah1 iradesine boyun egmek de gereklidir.27 insanbgm di.i§i.ince tarihini
dinl, felsefi ve bilimsel28 §eklinde i.i<; doneme ayrran ve dinl doneini di.i-
27 Filibeli, is!Cim 'm Esasx (()ss-i islam): islamf Hakikatlere Dayalt Yeni Akiiid ilmi (sad.
A. Btilent Baloglu & Halife Keskin; Ankara: TOrkiye Diyanet Vakf1 Yaymlan, 1997), 1-
2. 28 FranslZ sosyolojisinin ve pozitivizmin kuruculanndan biri olan Comte (1798-1857),
insanhgm dO§Once serOvenini dinl~felsefi ve pozitif bilirn §eklinde Or; evreye aylCilU§
tlr. Birinci evre, insanhgm r;ocukluk dtinemidir. Hurafeler, mitolojiler, efsaneler ve dinler bu dtinemin dO§Once OrOnleridir. Ayru zamanda ilk §UUr ve safhk dtinemi olan
bu evrenin OrOnleri dogar;lama rurOndendir. ikinci evre btilug <;agma kar§J.hk gelir ve
bu dtinemin d~Once OrOnO felsefedir. Bu a§amada insanllk, tecrObe ve mO§ahede ile anlayamacllgl konulan mantlk ve akll yOrOtme yoluyla anlamaya <;a~rru§ ve dinl
problernlere akJ.l yoluyla r;tizOm bulmaya <;all§IIU§tlr. insanhgm olgunluk a§amaslfil
-559-
Modernl~me Siliecinin Osmanh Kelim Literati.i.riine Etkileri . ../M. Ay
§tincenin c;ocukluk evresi olarak goren Auguste Comte'un bu gorti§lerin:i
ele§tiri konusu yapan Filibeli, bu stru.flandlfllla1llll stibjektif oljugunu,
her uc; olgunun da ayru vicdanda beraberce var olabilecegini savunmak
tadtr. Comte'un bilimin konulanyla din ve felsefenin konulanru birbirine
kan§ttrdtgtru ileri si.iren Filibeli, tek ba§ma bilimin varltgmm insanhgt din
ve felsefeye muhtac; olmaktan kurtaramayacagtru ifade etmektedir. Zira
· Comte'un kendisi bile pozitif bilirn evresinde "insanhk dini" ad1 altmda
yeni bir inane; sistemi onermektedir.29
Pozitif bilimler ile me§gul olmanm dir:U duygulardan uzakla§may1
gerektirmedigine, bunlann birbiriyle c;eli§medigine dikkat c;eken Filibeli,
bilimin olaylar ve varltklar arasrndaki ili§kiyi ele ald1gtru, yonteminin ise
deney, gozlem, teori, varsaylffi, ti.imevanm ve ti.imdengelim oldugunu
belirtir. Ona gore bilim, olgu ve olaylann d1§ma c;lkamaz, bir olay1 veya
olguyu "nasu oyle oldugu" amactru gozeterek ara§tlftr. Eger bilim nasu
dilzeyinde kalmaytp, nic;in oyle oldugunu ara§ttrmaya kal.karsa bilim
olmaktan c;lkarak felsefi alana girmi§ olur. Felsefenin, olaylann ve vicda
nm durumlartru goz online alarak "ni<;in?" sorusunu ortaya arugtru, bilim
ifade eden Ur;Unci.i evre gi.ini.imi.ize k.ar§ilik gelmekte olup, bu a§amarun Uri.inU ise pozitifbilimlerdir. Bu evrenin yontemi, tecrube ve mi.i§ahededir. Deneruneye ve goz
lemlemeye uygun dli§linceler ger;erlidir. Geni~ bilgi ir;in bkz. Freyer, Hans, ir;timat Nazariyeler Taribi (r;ev. Tahir <;;agatay; 3. bs., Ankara: Ankara Universitesi Dil ve Ta
rih-Cografya Fakliltesi Yaytnlan, 1977). 29 Filibeli, islam'mEsaS1, 5.
-560-
Osman.IJ'da ilm-i KeHim: Alimler, ~erler, Meseleler
yoluyla ula§.t.lan nedenlerin de nihayetinde asli bir nedene dayandtglill
zorunlu olarak kavrar. Felsefi yontem akla ve yasalara dayarur.30
Dinin kendine ozgli konusu ve yontemine i§aret eden Filibeli,
dinde bilim ve felsefede bulunmayan sembol ve i§aretlerin, kutsallik ve
rahmet gibi degerlerin var oldugunu belirtir. Ona gore dinin konusu Zat-
1 ilaru'dir. Din, akhn yarunda, ke§f,. vahiy ve ilham gibi insani yetileri de
banndl.fJTlaktadlf. Din, bilime konu olmayan ve felsefede onci.iller
(mebadi' halinde ve eksik olarak bulunan, merhamet, i.lrnit, ~efkat gibi
ahlili degerleri i~erir. Filibeli, birbirinden farkll yontem ve i~erige sahip
olan bilim, felsefe ve dinin insan i~in birer ihtiya<; oldugunu, birini dige
rine tercih etmek durumunda bulurunadiglffilZI, insarun bilim aracillgtyla
ge~im ve meraklill, felsefe aracillgtyla akluu, din aracillgtyla da rub ve
kalbini besleyecegini ifade eder.31
Filibeli'ye gore din, bilim ve felsefenin gorev ve yetkilerini, saba
ve ama<;lanru birbirine kan§tlfan dinlerin kendileri degil, ulema ve din
gorevlileridir. Dinin kendi alan ve sorumlulugu dt§ma <;Ikanlmast, kendi
huki.lm ve esaslan arasma astlstZ hurafe ve uydurma §eylerin stzmastyla
sonu<;lanacaktlf. Dinin asillan, sabitlik, kesinlik ve zorunluluk ozellikle
rine sahiptir. Bunlar ise kesin akli esaslann gerektirdigi §eylerdir. Oysa
bilimin konusu tabu olaylar olup, geli§me ve tecriibe ile her glin yeniden
§ekillenmekte, yeni verilerle degi§mekte ve geli§mektedir. Ulema bunla
ra bile degi§mez §ekiller vermeye kalki§mi§lardrr. Bilimin dogm:'atikle§-
30 Filibeli, islam'mEsast, 6-7. 31 Filibeli, a.e., 9-11.
-561-
Modernle§me Stirecinin Osmarili Kelfun Literattiri.ine Etkileri .. ./M. Ay
mesi, bilimsel parametrelerin her birinin birer ideolojik eristrtimana do
n~mesi konusunda Ji.irgen Habermas'm ideoloji Olarak Teknik ve Bilim
adl..t eserini hat1rlamak yerinde olacaktlf. Filibeli bu konuda Katolik ule
manm, Hristiyanhgt nasil bir bilim ve sanat alanma donti§ti.irdtigunti
aktarmaktadlf. Bu nokrada Hristiyanhk fizigi, Hristiyanhk astronomisi,
Hristiyanhk ekonomisi vs. ~tkrru§tlf. Bu sahte bilimlerin Batt'da §iddede
:ve inada uzun sure savunulduguna di.kkat ~eken Filibeli, herkesin dini
bu malumattan ibaret sandtgmt vurgulamaktadlf. Filibeli bu yakla§lllll.n
din ile ozgtir dti§tince ve bilim arasmda kanlt ~att§maya yol a~ttgma,
sonunda dinin yenilgisiyle sonu~landtgma dikkat ~ekmektedir. 32
Bu noktada son ytllarda belli bir donemde Mtisltiman entelek:ti.i
eller arasmda yaygm olarak tartl§ma konusu edilen ve oldukc;a ragbet
goren "bilginin islamile§tirilmesi", "islam ekonomisi", "islam astronomi
si", "islam sanat1" vs . . kavramsalla§tlfffialanru hattrlatmak isterim. Filibe
li'nin, Hristiyan Katolik ulema hakkmda dile getirdigi ve Hristiyanhk ile
bilim arasmda c;att§maya yol a~an yakla§lffi ile Mtisltiman entelekti.ielle
rin soz konusu giri§imi arasmdaki paralellik di.kkate §ayandlf. Pek c;ok
.Mi.isltiman entelekti.ielin Kur'an'm ~ogu onermesini bilim ve sanata kay
nakl..tk eden ve temel olu§turan kriterler §eklinde yorumlamast gilnti
mtizde de devam eden iyi niyetli bir c;aba olarak kar§lffilZa c;.tlanaktadlf.
32 Kilise'nin ve Hristiyan din bilginlerinin bu giri§imi sonucunda komik durumlann da
ortaya c;tkuguu belirten Filibeli, Hristiyan edebiyat<;t ve felsefeci Anatole France'm (1844-1924) Hristiyan tabiat felsefesinin bilim yoluyla incelenmesinin mtimkiin ol
madtgma il~kin ifadesini oldukc;a ironik ve komik bulmaktadtr; Filibeli, islam 'zn Esa
SJ, 12-15.
-562-
Osmanh'da ilm-i KeHim: Alimler, Eserler, Meseleler
Ancak soz konusu ilkelerin iyi niyetle de olsa kendi baglarrundan ve
Kur'an'm btittinselliginden bagunsiZ olarak salt bilirn ve estetik pencere
den baktlarak yorurnlanrnasmm, Kur'an'm ternel kaygtlanyla bagda§rna
yan sorurtlar dogurmas1 ka~mtlrnazd1r. Bilginin islarnile§tirilmesi genel
ba§hgt altmda tartt§!..lan konular ve kavramlann pek <;ok a<;tdan itirazt ve
ele§tiriyi hak ettigini ifade etrnekle yetinecegirn. Zira bu, tartl§rna konu
muzun ~er~evesi ve baglarru dt§mda kalrnaktad1r.
Batt dtinyasmda bilirnin, dinin oziine ait olrnadtgt halde sonradan
dine sokulan uydurma §eyleri, aktl ve tecrtibe araciligtyla ele§tirdigini ve
reddettigini belirten Filibeli, bu stire~te Kilise'nin mutlak yenilgisinin
ger~ekle§tigini ifade etrnektedir. Bu yenilgiyle birlikte bilirnin sonu~lanru
kabul etrnek rnecburiyetinde kalan Kilise'nin daha btiytik ve daha komik
bir ~aba i<;erisine girdigini ifade eden Filibeli, incil'in ayetlerinin ve kilise
babalanmn sozlerinin bilirnsel ilkelerle desteldenrnesi gibi bir yartlt§ill
i<;ine dii§iildtigunti Vl.lrgularnaktadlf. Onlar bu stirec;te her ayet ve ifade
de birer bilirnsel konu, ilke ve ke§if bulma ~abas1 i~erisine dti§rnii§lerdir.
Bu stirec;, incil ve Tevrat'm ele§tirisiyle sonu~lanrru§tlr. Tevrat'm en gti
venilir ktslfnlarmdan kabul edilen ve Hz. Musa'ya atfedilen Tekvm bah
sindeki ayetlerin, farkl1 zarnartlarda fark11 kimseler tarafmdan kaleme
almdtgt, incil'in ise en ufak ele§tiriye dahi kar§t koyamayacak bic;irnde,
bilirnsel ve tarihsel degerden yoksun bir hikaye kitabt oldugu iddiast
gtinderne gelrni§tir. · Hatta ele§tiri oyle boyutlara ula§rru§tlf ki, in_.sartltgm
btiytik bir ktsffiml isa'run uluhiyetine inand1ran Kilise, isa'run gerc;ekte
ya§ailll§ tarihsel bir ki§ilik olduguna bile ikna edemez dururna dti§mti§-
-563-
Modemle~me Surecinin Osmanh Kelam Literatiliiine Etkileri . ../M. Ay
ttl.. 33 r.
c. i~erige ili~kin YapJSal Sorun
KeHim ilminin i<;eriginin, ortaya <;tkt§l ve kurumsalla§mast sureci
ne uygun bir bi<;imde Tann, "mevcfid bi-ma huve mevcud" ve malum
§eklinde degi§ebilir bir yaptya sahip oldugunu ifade eden izmirli, i<;erige
temel olu§turan hareket noktalan (mebadi') ve ara<;lann da (vesd'il) ko
§Ullara ve ihtiya<;lara gore degi§ebilir oldugunu vurgulamaktadlf. Ona
gore keHim ilmi statU olarak diger dini ilimlerden ust bir starude bulun
dugundan, gerektiginde diger bilimlerde soz konusu edilen problemle
rin kelamda da soz konusu edilmesi dogaldlf. Anca~ bu problemler
kelamda ara<;sal bir i§lev gorurler.34 Kelam ilminin tarihsel sorumlulugu
yoni.iyle muhatabm degi§imini dikkate alarak konumunu/i<;erik ve yon-
33 Filibeli, islam'mEsasr, 16-17. 34 Kelamcllann konuJan te~ellendirmede b~rduklan hareket noktalanlmebadi' ve
arac;sal enstrilmanlann!ves-a'i/, ihtiyac; ve k~ullara gore degi§mesi gerektigini ifade eden izrnirli, onJann vaktiyle a.Jemin hudusunu is pat etme baglanunda "cisimler arazlardan hali degildir, cisimJer boltinemeyen atomlardan/cuz'-i Ia yetecezza olu~mu~tur" gibi onermeleri birer hareket noktas1 olarak kabul e~erini belirtmektedir. BoyIeee aJemin yarall.Lrru~h&t, Allah'm varhguun ispatl ic;in bir hareket noktas1 olmu~tur. Bu ta.rz hareket noktalannm degi§ip donu~ebilecegini savunan izmirli, yeni hareket noktalanrun da kabul edilebilecegini belirtmektedir. Oila gore gtinumtizde bazt yeni felsefi yakl~tmlarda kabul edilen "tabiat yasalarmm zorunlu olmaytp, tecrilbe ile mumkiln oldugu" ~eklindeki onermeler, h.issi mucizelerin imkanma temel ol~turabi_lir. izmirli, kelam ilminin ic;eriginin degi~mesine paralel bir bic;imde, mutekaddiroun doneminde hareket noktalanrunlmebiidi' muteahhirGn doneminden farkl1 oldugunu, yeni_.donemde de buna uygun hareket noktalanrun olmas1 gerektigini ifade etmektedir; bkz. izmirli, Yeni ilm-i Kelam (haz .. Sabri Hizmetli; Ankara: Umran Yaylnlan, 1981), 3.
-564-
Osmanl1'da ilm-i Kelam: Alimler, Eserler, Meseleler
temini degi~tirdigini ve kendisini her donemde yeniledigini ifade eden
izmirli, buna omek olarak mi.itekaddimun doneminde benimsenen yon
temin mi.iteahhirGn kelamcthn tarafmdan gec;ersiz kabul edildigini, bu
donemde manttksal ilkelerin gec;erli kllmdtguu belirtmektedir.35
Modemle§me si.ireci ve bu si.irec;le birlikte ortaya c;Ikan bi
lim/bilimsellik konseptinin diger kelamC!lann di.i§i.incelerine oldugu gibi
Izmirli'nin fikr1 di.inyasma da etki ettigini gori.iyoruz. Dinllteolojik oner
meler ile bilimsel onermeler arasmda kesin bir aynm ve c;aw~ma ongoren
bu yakla§tma kar§Iltk izmirli, kelamctlarm kendi savunmalanna temel
olu§turacak felsefi ve bilimsel argi.imanlan her donemin ko§ul ve ihtiyac;
lanna gore yeniden urettiklerine dikkat c;ekmektedir. Aslmda o, kelamct
lann benimsedigi bu yontemin bilimsel ve felsefi ac;rdan me§ru oldugu
nu, bunun bilim d!§t olmaruguu ima etmektedir. Bu baglamda izmirli, bir
din olarak islam'm hic;bir zaman hic;bir §eyden c;ekincesinin bulunmadt
gtru, vahye dayalt onermelerle kesinJik ifade eden bilirnsel onermelerin
birbirine ayktrtllk te§kil etmedigini, zaten islam'm bilgi, burhan, hak ve
adalete dayand!gtru, bu yoni.iyle di.i§i.inceyi, irad1 tasallutlardan ozgi.irle§
tirmeyi amac;lad!gtru ifade etmektedir. Modemle§me ile birlikte gi.indeme
gelen din-bilim c;att§masma ve "dogal din" doktrinine referansla izmirli,
islam'm on yargilara dayalt ele§tiriye ve buna cevap verecek yetersizlige
§Oyle dikkat c;ekmektedir:
Bugiin bir<;ok felasifenin edyan-1 semaviyyeyi kafi gormeyerek
din-i tabi'1 dedikleri nazariyyat-1 ahlakiyyenin riikn-i raklnlerini
35 izmirli, Yeni ilm-i Kelam, 4.
-565-
Modernle§me Stirecinin Osrnanh Kelfun Literattirtine Etkileri .. ./M. Ay
muhtevi olan dinimiz, din-i fltri ve umGmi olan dinimiz, ma'a't
teessiif yava§ yava§ ntifGz-i ma'nevlsini kaybetmekte, birtalrun
avamil alunda safvet-i asliyyesini tamamiyle izhar etmemekte,
birtakun sebtik-magzan tarafmdan taarruza maruz kalmakta,
akaidimiz hurafat, ahkam-1 diniyyemiz ttirrehat sayumaktadlf.
Dini m~hafaza ve mtidafaa etmek isteyen zevatta kasr-1 himmet
bulunmas1 da buna bir zamime-yi elime olmaktad!f.36
isHim'm esaslan ile bilimsel yontem ve ·sonuc;lar arasmda c;atl§ma
varsayan ve islam'm il1tiyac;lan kar§liayamad1gffil one si..iren argi..imanla
rm iki temel nedeni oldugunu belirten izmirli, bunlardan birincisinin
insan dogasffil kavrayamama, inat ve a§rrulk gibi far.l41 gerekc;elere da
yandlgffil, ikincisinin belki de en onemli ve en etkili nedeninin ise dinin
hi..iki..imlerinin yeterince anla§liamamas1 ve din sevgisinin kalplere ntifuz
etmemesi gibi gerekc;elere dayand1gffil savunmaktadrr. Birinci nedeni
ortadan kaldrrmak her zarru1n kolay olmasa da, ikinci nedeiun bertaraf • 0
edilmesi daha olanaklldrr. Hatta din! hi.iki..imlerin anla§1lmast ve kalplere
dirll sevginin yerle§tirilmesi konusunda Mtisltimanlar oncelikle sorumlu
dur. izmirli'ye gore islam, her ttirlti iyiligi ve gi..izelligi kendi btinyesinde
barmdrrmakta olup onda hic;bir kusur ve eksiklik bulunmaz. Onda kusur
aramak, abes, gaflet ve cehalettir. Kusur ve eksiklik dini dogru anlaya
mayanlarda, anlatamayanlarda ve anlad1g1 halde inatla direnenlerdedir:
i~lam bizzat hod nedared aybi I islam'm kendisinde asia ay1p
(kusur) yoktur ... ::
36 izrnirli, Yeni jfm-i Kef am, 5.
-566-
Osman.lt'da ilm-i Keliim: Atimler, Eserler, Meseleler
Her ayb ki hest zi mtisltiman1-i maest I Her ne aytp (kusur) varsa
hepsi MtisltimanhglffilZ'dadrr. "37
izmirli, dinl alanla bilimsel alarun yap1sal farkhhgma ve kendile
rine ozgii yaplianna dikkat c;;ekerek her alarun kendi sllliflan ic;;erisinde
i§lev gormesinin onemini vurgulamaktadrr. Herhangi bir alarun diger
alana mi.idahale etmesi ciddi sorunlara yol ac;;maktadrr. Bu baglamda dinl
konularda mi.itehass1s ulema ile bilim adamlanna sorumluluk di.i§mekte
dir. Bilimsel geli§melerden ve sonuc;;lardan hareketle ayetleri yorumla
maya kalkl§mak, bilimsel sonuc;;Ian dine ithal etmek gibi bir yanl1§a yol
ac;;acaktlf. Benzer bir durum da bilim adamlan tarafmdan gerc;;ekle§tiril
mektedir. Bilim adamlarmm, kendi deney ve gozleme dayanan alanlan
run smrrlarm1 a§arak din hakkmda yorum yapmalan insanlann zihninde
dinin yi.iceligi hakkmda §liphe uyandlfffiaya ve adil olmayan c;;e§itli iti
razlara neden olmaktadu. Bu baglamda din ve vicdan ozgi.irli.igi.ini.i hatu
latan izmirli'ye gore, nasli ki bir kimse.nin kalbinde gerc;;ekle§en imaruna
ili§kin sorgulama dogru degilse, ayru §ekilde kalpte yer eden di.nl hisle
rin rencide edilmesine de izin verilmemelidir. Bunun aksi ozgi.irli.ige
mi.idahalenin otesinde, ozgiirli.igi.in ortadan kaldmlmasldlf. 38 islam ile
bilim arasmda c;;atl§marun ve aykmhgm bulunmas1 bir yana, islam'm ger
c;;ekligi ara§tlfffiayl, kevru olgu ve olaylan tedebbi.ir etmeyi, tabiat i.izerin
de di.i§i.inmeyi sahk verdigini ifade eden izmirli, isHim'm, vahy! onerme
lere/ma enzelallah dayah bilgi ile tabiattaki ayetlere/ma balekallah da-
37 izmirli, Yeni ilm-i Kelam, 5. 38 izmirli, a.e., 6.
-567-
Modemle§me Surecinin Osmanh Kelam Literatiliiine Etkileri ... /M. Ay
yall bilgiyi kapsayan bir din oldugunu vurgularnaktadu-.
Din, bilim ve felsefenin alanlanrun birbirinden farkh olduguna ve
bu durumun goz ard1 edilmemesi gerektigine dikkat c;;eken izmirli,
Kur'an'daki onermeleri/htiktimleri haber, emir ve tezakir §eklinde ti<;;lti
bir slillflandu-maya tabi tutmaktadtr. Ona gore haber kategorisi i<;erisine
giren onermeler, tecrtibeye konu olmayan, aklm da yeterli olmadtgt iti
kadt htiktimleri ic;erir. Tezkir kategorisine giren htiktimler ise vaad, vatd
ve oglit ttirtinden onermeleri ic;;erir. Bilimsel, felsefi ve astronomik c;;agn
§lmlar yaratan bu onermeler, gen;;ekte Allah'm varhgllli, birligini ve kud
retini hattrlatmaya ve ibret almaya yoneliktir. Emir ~ategorisine giren
onermeler ise zahir ve batm htiktimler ic;erir. Zahir htiktimler ic;eren
onermeler, ibadet, muamelat ve yapttrlmlara, batm htiktimler i<;eren
onermeler de ahlaka ili§kindir. Kur'an'm bir bilun kitabt olmadtgmm,
onun bilirnsel teori ve varsaylmlan da ic;ermediginin altllll c;izen izmirli,
bilimin deney ve tecrtibeye dayandtgllli, bu ytizden de slirekli degi§ime
ve donli§time ac;;tk bir alan oldugunu vurgulamaktadrr. Si.irekli degi§ime
ac;tk olan bir alanla, ezeli-ebedt hakikatleri ic;eren ve degi§ime konu ol
inayan bir alaru telife kalkrnak Kur'an'm ruhuyla· bagda§maz.39 Dinin
nihat kayg1s1 ile bilimin kayg1smm farkl1hgma i§aret eden izmirli, her iki
alaru birbirine altematif olarak algllayan ve alanlan c;atl§maci bir pers
pektifle ele almaya c;all§an zlimrelerin, izledikleri bu yontemle ne bilimi
ne de dini dogru anlamlandtrma imkanma sahip olacaklanru ima etmek
tedir.
39 izmirli, Yeni jfm-i Kelam, 6-7.
-568-
Osmanh'da ilm-i Kelfun: Alimler, Eserler, Meseleler
Sonu~
Modernle§me sureci ve bu surecin omurgastru olu§turan bilim ve
bilimsellik anlayt§I Osmanh son donem kelam ulemast uzerinde ciddi bir
etki yaratrru§, bunun sonucunda ozellikle dil, yontem ve i<;erige yonelik
arayt§lar ba§larm§tlr. Osmanl1 kelam ulemas1 kendi imkan ve kapasiteleri
ol<;tisunde bu sorunu a§maya <;all§rm§tlr. Bu baglamda dil, yontem ve
ic;erik a<;tsmdan bilirn ile dinin kendilerine ozgti yaptlanna dikkat <;;ek
mi§ler, soz konusu alanlann birbirinden baglffiSIZ olarak degerlendiril
mesi gerektigini vurgularm§lardrr. Onlann bu iyi niyetli giri§imlerini Ul
ken §U §ekilde ozetlemektedir: "islam doktrinini savunan kelam aklmlan
dokuzuncu ytizytldan beri daima zamanm ilim ve felsefe hareketleriyle
paralel geli§mi§tir. i§te islam modernistleri bu il1tiyac1 duyanlardrr. Onlar,
i<;lerine kapanacak yerde, dikkatlerini <;agda§ medeniyete <;evirmi§ler ve
asnn icaplanyla dinin inanct arasmda ahenk kurmaya <;ah§rm§lardrr."40
Osmanl1 kelam ulemastnm din ile bilim veya teoloji ile bilim arasmda
ongordukleri aynm kendi donemleri a<;tsmdan ozgtin ve makul bir <;lkt§
yolu olarak degerlendirilebilir. Nitekirn onlann bu perspektifi daha son
raki tarililerde Batt toplumunda da kabul goren ve savunulan temel ar
gtimanlardan biri olmu§tur.
Bilindigi gibi modernle§me, geleneksel kurumlan ve anlam hari
talanru veya degerler sistemini ylkarak, bireyi, geleneksel fikirlerin ve ..J
kurumlann ona saglad1g1 guvenlikli dunyadan yoksun kllrm§trr. Bu sure<;
40 Ulken, Hilini Ziya, Turkiye'de qagda§ DU§ilnce Taribi (Konya: Selc;uk Yaymlan,
1966), n, 443.
-569-
Modemle§me SUrecinin Osmanh Kehim Literarurilne Etkileri ... /M. Ay
bireyi, geleneksel dinsel dtinya gorii~lerinin sundugu kozmolojik guven
likten de uzakla~ttmll§tlr. Modemle~me insanlara, gen;ek problemleri
ic;in gerekli <;ozum yollanru bili.m aracthgtyla bulacaklanru vaat etmi~ ve
bili.min insanlara veremedigi §eyin, ba~ka bir yerden ahrtabilecegine
yonelik dli§lincenin bir illtizyondan ba~ka bir §ey olmadtgtm telkin et
.mi§ti. Gtinumtizde btittin disiplinler ic;in gene! gec;er, tek ve degi§mez bir
bilim tasanrrundan veya yontemden soz etmek yadugamr olmu~rur. Her
ozel bilgi ttirtintin yine kendine ozgu bir yontem ve bilgi etkinligiyle
elde edilmesi mtimktin goztikmektedir.41 insaru sadece duyusal verilerle
incelenen, istatistiksel verilere tabi rutulan bir varhk. konumuna indirge
yen, Batt'run sektiler (pozitivist ve empirist) temellere sahip, evrensel ve
yegane bilgi ve bilirn tasaruru ciddi ele§tirilere manlZ kalmt§tlf. ismail
Raci Farukl, insarun dogasma yonelik bu tek<;i ve evrensel bilirn tasan
ffilrun Batt metodolojisinin en onemli eksikliklerinden biri oldugunu §U
ifadelerle dile getirmektedir:
insan olgusu yalruzca dogal unsurlardan olu§mamt§Ur. Onda
farkh bir dereceye, ahlak ve ruh di.izeyine ait unsurlar vardtr ve
bunlar onu sec;kin bir seviyeye yi.ikseltirler. Bunlar ne dogal un
surlann zorunlu sonuc;lan ne de onlardan c;tkarsanabilen unsur
Iardtr. Dogal unsurlardan ayn olsalar ve onlar tarafmdan tahribe
ugraulsalar bile bu unsurlar kendi ba§lanna var olan, kendi i<;le
rinde saglam unsurlard1r. Yine bu unsurlar hesaba katJ.l.makstZm,
sosyal ili§kilere ili§kin yaptlacak ti.im tarumlar eksik olacakur. Di-
41 Straker, Elisabeth, Bilim Kummma Gfti§ Cc;ev. Dogan Ozlem; istanbul: Ara Yaymct
I.J.k, 1990), 7, 13.
-570-
· Osmanh'da ilm-i Kelam: Alimler,. Eserler, Meseleler
.. :. ger tar<lfr:an b~ unsurlar, hl<;bfr §ekilde dogal bilimfrl· bildigi tek
yol .olan; saytsal 6l<;iimlere de konu olamazlar.42
Modern bilim tasanrru prensip itibariyle tasvir edilebilen ve doga
lanrun izin verdigi kadanyla olc;Ulebilen §eylerle Sl.Illfhdrr. Bu yakla§mun,
gittikc;e tabiat:J. daha anla§J.b.r kllacag1 timidiyle gozlenebilir evrenin (buna
varhk olarak insan da dahildir) bir tasvirini yapmak ve edinilmi§ bilgiyi
insarun c;evresi uzerinde daha c;ok h;akimiyet kurmas1 ve daha ekonomik
ve daha bol tirtinler meydana getirmesi yolunda lrullanmak §eklinde iki
temel amac1 vardrr. Bun.lar da gozlem ve deneyi ic;eren ara§tJima yon
temleriyle elde edilmeye c;ah§llir. Toplanan gozlem ve bulgulardan ku
ram ad1 verilen §eyler meydana getirilir.43 Genellikle mutlak ve genel - -
gec;er oldugu, kiilttirden kiilttire degi§meyecegi varsayilan bu yontem
savunuculan, ula§lian bulgulann her kiilttirde ayru olacag1 savmdan ha
reketle, bulgulara olan yakla§lmlann ve zihinsel tutumlann da ozde§
olacagllli one stirmti§lerdir. Oysa he.rhangi bir bilimsel faaliyet, gerc;ek
le§tirildigi donemin sosyal, kiilttirel, teolojik, metafiziksel vb. olgulann
dan bagnns12 dti§i.intilemeyecegi gibi, o faaliyeti gerc;ekle§tiren kirilsenin
di.inya g6rti§tinden ttimuyle soyutlanamaz da. Her ttirli.i bilimsel faaliye
tin bilim insaruanrun sosyo-kiilttirel kapasite ve birikimleri ile dogrudan
~kili oldugu bir gerc;ekliktir. Hatta bilirnsel faaliyetler c;ogu .zaman bu
42 Farukl, ismail R., "Sosyal Bilimlerin islfunile§tirilmesi", (<;ev. Mehmet Pa<;ac6, islam%
Bilimde Metodoloji Sorunu (yay. haz. Mehmet Pa<;ac1; Ankara: Fecr Yaymevi, 1991),
15. 43 Lord Northboume, Modern Dunyada Din (<;ev. ~ahabeddin Yal<;m; istanbul: insan
Yaymlan, 1995), 48.
-571-
Modemle§me Slliecinin Osmanh Kelam Literaturune Etkileri ... /M. Ay
birikim ve kapasiteler tarafmdan yonlendirilir. Giintimtizde kendine oz
gti epistemolojik stattiye ve bir metodolojiye sahip be§eri/tinsel bilimler
den soz edildigi44 gibi, tek<;i ve indirgemeci yontem yerine c;ogulcu me
todoloji (pluralist methodology) anlayt§l yaygm bir kabul gormektedir.
Hatta bazt filozof ve bilirn tarih<;ileri bu <;ogulcu metodolojiye kutsal me-
: tinlerin de dahil edilmesi gerektigini di.i§linmektedirler.
Manttk<;t pozitivizmin bu katt atomist ve deneyci yakla§tml belli
bir sure sonra kendi temsilcileri tarafmdan yumu§at1lm.akla kalmamt§,
ayru zamanda pek <;ok c;evre tarafmdan tutarstz ve soiunlu oldugu ge
rek<;esiyle ciddi ele§tirilere maruz kalmt§tl.r.45 Bazt d.ilci filozoflar, dini
htiki.imlerin btiytik bir ktsrruru ahllli hi.iklimlere geri gottirmek suretiyle
dogrulamact yakla§tmlann sebep oldugu gti<;llikleri a§maya c;alt§rru§lar
dtr. Tutum ve davraru§a dayalt "konati£ c;ozi.imleme" §eklinde nitelendiri
len bu yakla§trna gore, inanan bir insan, birtakun bo§ ve anlamslZ hi.i
ki.imlere baglanrru§ olmaytp her §eyden once belli ve koklti bir tutum
~ Freund, Be§en Bilim Teorileri, 3 vd. 4; Manuk~t pozitivizmin din dilinin olgusalltgt meselesine yakla§uruna k~t belli ba§lt
ele§tiriler; (1) bizzat duyu tecri.ibesinin duyu nesneleri tecri.ibesinden daha fazla bir §eyden ibaret olabilecegi, (2) tecri.ibenin duyu tecrii~esinden daha fazla bir §ey olabi
lecegi, (3) dille ifade edilemeyen tecri.ibelerin de olabilecegi veya bu til'rden tecriibelerin ~k ozel birtak.un ifadelerle dile getirilebilecegi §eklindeclir. 6te yandan, "dog
rulan;tbilme" ile "anlamlt olma" birbirinden farklt §eylerclir. Anlamlt olup da empirik yollarla ya da zihinsel bir i§lemle dogrulanamayan pek ~ok onerme bulunabilmekte
dir. Omegin ahlak 5nermelerinin btiy\ik bir bo!Umi.lnti, katt dogrulama ilkesi ile dogrulamak mi.imktin degilclir. Her dil biriminin, soz geli§i din dilinin ve ahlak dilinin
kendilerine ozgti bir manttgt veya i§leyi§ bi9mi vardir. Daha geni§ bilgi i9n bkz. K~. DinDili, 157; Aydtn, DinFelsefesi, 181.
-572-
Osmanh'da ilm-i Kelam: Alimler, J;;serler, Meseleler
(blik) i~inde olan bir kimsedir. Bu tutum suni bir tutum degil, ona son
derece anlamh ve onemli goriinen bir tutumdur. Bu tutum daha ziyade
bir zihin halidir ve inananla.inanmayaru.birbiiinden aymnaktadtr. Hi~bir
olgu ve olay, zihinlerimizin aytrt edici gi;idi ·olmak.s12m veya yatkuilikla
ruruzdan baguns12 olarak bilinemez. Her ti.irlii olgu ve olaym ne oldugu
na veya ne olmadtgma bu tutum ya da gorme bic;imine dayanarak karar
veririz.46
$u halde, deney ve gozlem dt~mdaki biiti.in bilgi kaynaklarmm
ge~ersizligini, olgusal ve manttksal ger~eklik dt§mdaki biiti.in ger~eklik
iddialarmm anlamslZhgrm ve duyu tecriibeleriyle ve deneysel yollarla
dogrulanamayan onermelerin anla~tlmazhgtru savunan nesnelci ve ev
renselci empirist/pozitivist yakl~tm ~e~itli a~tlardan ele§tiriye miisait bir
yap1 arz etmektedir. Biiti.in ilimler i~in yegane ve gene! ge~er bir yon
temden soz edilemez. Her ilmi disiplinirl kendine ozgii bilgi Uretme ve
elde etme yonterni veya yontemleri ,vardtr. Herhangi bir disiplin.e ait bir
yontem ba~ka bir ilmi disipline transfer edildiginde ciddi sorun1arla kar
§tl~tlmaktadtr. Herhangi bir·alanaa bir dizi olguyu a~tklarnak iizere bu
olgularm kurucu kanunlarrmn ve geli~im faktorlerinin ara§ttnlmasmdan
bir·rur yontem ortaya ~tkar. Bu yontem tarnaman 'faikh bir alana ta§mdtgx
takdirde fonksiyonelligini kaybederek epistemolojik 'bir engele doni.i§e
cektir. Soz geli.§i fizigin kanun ve kavran1lan,·sosyolojiye uygulandtgmda
bu alanla ilgili bilgkedi.iiilmesine ~yardtmct· olmak yerine epistemolojik
engellere doni.i§i.ir.
46 Aydm, DinFelsefesi,.l09; Ko~. DinDili, 217 vd.
-573-
Modeml~me SUrecinin Osma.nh Kelfun Literatiirilne Etkileri .. ./M. Ay
<;;ok kesin bir anlamda soylemek gerekirse bizler, Aydmla,rurui
sonras1 bir ~ag1 idrak etmekteyiz. Din dt§l her ti.irlu tasanrrun insanlann
sorunlann1 ~ozmeye yetmedigi ger~egi farkh bir paradigmayt dogunnu§
tur. Post-modem donem §ek.linde adlandmlan bu sure<;, Musliiman
kelamcuar/Musluman entelekti.ieller a~1smdan, en az modem sure~ ka
dar belki- de daha fazla uzerinde durulmayt gerekli ktlmaktadrr. ic;inde
ya§adtglffilz post-modem sure<;, modem sure<;te dinl ilimlerin me§ruiye
tine yonelik tehditlerin daha fazlasuu banndmnaktadtr. Bu si.irecin temel
karakteristiklerinden sadece birka9Jl.1 burada dile getirmem, ne demek
istedigimi anlamaya yetecektir . . Orne gin bu surecin onemli argiimanla
nndan biri ger~ekligin ve dogrulugun ti.imuyle sujeye bagh klltnmastdtr.
Hakikat, sujeden baglffiStz ve onun dl§mda duran nesnel bir varhga sa
hip degildir. Belirleyici ve gec;erli olan, sujenin ilgi ve ihtiyac;lanna gore
bi<;imlenen, onun tarafmdan olu§turulan ve yaratllan oznel deneyimler
dir. Bu durumda btiti.in ilke ve dolctr4ller pratik faydarruzt kar§uadtk.lan
ol~ude dogru olarak kabul edilir. Hakikatin goreceli, ucu a<;lk veya suur
stz, sujeye bagh oldugun~. baglffiSlZ nesnel bir referansm tespit edileme
yecegine ili§kin bu yakla§nnda, dinl metinler veya her ti.irlu metafiziksel
ve bi.iyiisel onenneler i§ gordi.ikleri ol9}de me§ru ve dogru olarak kabul
edilmektedir. Dini metinler, bitip ti.ikenmek bilmeyen, suurs1z bir bi9ffi
de ki§iden ki§iye, andan ana, bir mekanda~ digerine degi§en bir anlam
makinesi .veya bir anlam hazinesi olarak degerlendirilir. Bu surecin temel
tezleri, dinlerin ve onlann kaynakhk ettigi teolojilerin hak-batll, iyi-koti.i,
makul-gayn makul, me§ru-gayn me§ru §eklindeki aynmlanru ve bu ay-
-574-
Osmanh'da ilm-i Kelam: Aliroler, Eserler, Meseleler
runlara gore §ekillenen dtinya gorti§lerini anlamslZla§tmnaktadtr. Dinle
rin ve teolojilerin ontolojik, epistemolojik ve ahlakt iddialanru ve tezleri
ni tartl§mah hale getiren bu sure~, kelamcliann yeni bir pozisyon belir
lemelerini ka~lilllmaz kl.lmaktadtr.
BiBI.iYOGRAFYA
Aydm, Mehmet, Din Fe!sefesi (izmir: Dokuz Eyltil Universitesi Ya
ymlan, 1987).
Ayer, Alfred Jules, Di~ Dogruluk ve Mantt.k (~ev. Vehbi Hact.kadi
roglu; istanbul: Metis Yaymlan, 1984).
Baloglu, A. Btilent & Keskin, Halife, "~ehbenderzade Filibeli Ah
med Hilmi", jstam 't.n Esast (Uss-i js!am): js!amf Hakikatle
re Dayalt Yeni Akaid ftmi (sad. A. Btilent Baloglu & Halife
Kesk.in; Ankara: Ttirkiye Diyanet Vakf1 Yaymlan, 1997),
XI-XXIV.
Barbour, Ian G., Bilim ve Din: r;att§ma-Ay~a-Uzla§ma (~ev. Nebi Mehdi & Mtibariz Carnal; istanbul: insan Yaymlan,
2004).
<;igdem, Ahmet, Aktl ve Toplumun Ozgurl~imi: ]urgen Habermas ve Ele§tirel Episteriwloji Uzerine Bir r;alt§ma (yay.
haz. Yasin Aktay; 2. bs., Ankara: Vadi Yaymlan, 1997).
Faruki, ismail R., "Sosyal Bilimlerin islamile§tirilmesi", (~ev. Meh
met Pa~aCl), js[amf Bilimde Metodoloji Sorunu (yay. haz.
Mehmet Pa~c1; Ankara: Fecr Yaymevi, 1991), 11-29.
-575-
Modernl~me Siliecinin Osmanh Kelam Literati.iri.ine Etkileri ... /M. Ay
Filibeli Ahmed Hilmi, ~ehbenderzade, Allah 'z jnkar Mumkun mu?
(sad. Necip Taylan & Eyi.ip Onart; istanbul: <;tgu Yaymlan,
1977).
---., jszam 'm Esasz (tlss-i jszam): jslamf Hakikatlere Dayalt
Yeni Akaid hmi (sad. A. BUlent Baloglu & Halife Keskin;
Ankara: Tfukiye Diyanet Vakft Yaymlan, 1997).
Freund, Julien, B~erf Bilim Teorileri (<;ev. Bahaeddin Yediytldtz;
Ankara: Tfuk Tarih Kurumu Yaymlan, 1991).
Freyer, Hans, jftimaf Nazariyeler Taribi (<;ev. Tahir <;agatay; 3. bs., Ankara: Ankara Universitesi Dil ve Tarih-Cografya Fa
ktiltesi Yaymlart, 1977).
Gellner, Ernest, Postmodernizm js[am ve Us (<;ev. Bulent Peker;
Ankara: Umit Yaymcilik, 1994).
Harputi, Abdtillatif, Tenkfbu'l-kelam fi aka'idi ebli'Z-jszam (istan
bul: Necm-i istiklal Matbaast, 1330).
---, Tenkfbu'l-kelamfi aka'idi ebli'l jszam (Kelami Perspektif
ten js!am jnanf Esaslan) (<;ev. ve yay. haz. ibrahim 6z
demir & Fikret Karaman; 2. bs., Elaztg: Ti.irkiye Diyanet
Vakfi Elaztg ~ubesi Yaymlan, 2000).
izmirli, ismail Hakk:t, Mubassalu 'l-kelam ve'l-bikme (Daru'l
Hilafeti'l-Aliyye: Evka£-1 islamiyye Matbaast, 1336).
izmirli, Yeni jtm-i Keldm (haz. Sabri Hizmetli; Ankara: Umran Ya
ymlan, 1981).
Ko<;, Turan, Din Dili (Kayseri: Rey Yaymcilik, 1995).
Lord Northboume, Modern DUnyada Din (<;ev. Sahabeddin Yal
<;m; istanbul: insan Yaymlan, 1995).
-576-
Osm;mll'da ilm-i Kelam: Alimier, Eserler, Meseleler ,,
Pa<;ac1, Melunet, "(:agda§ Donemde Kur'an'a ve Tefsire Ne Oldu?",
Alamiyat: Or; Ayltk ArCl§tzrma Dergisi 6/4 (2003), 85-104.
Sarup, Madan, Post-yaptsalczhk ve Postmodernizm (<;ev. A. Baki
Gi.i<;li.i; Ankara: Ark Yaymevi, 1995).
Straker, Elisabeth, Bilim Kuramma Girl§ (~ev. Dogan 6zlem; is
tanbul: Ara Yaymcllik, 1990).
Ulken, Hilmi Ziya, Turkiye'de <;agdCl§ DU§unce Tarihi, I-II, (Ken
ya: Sel<;uk Yaymlan, 1966).
Wilson, John, Dil, An/am ve Dogruluk (<;ev. ibrahim Emiroglu &
AbdullatifThzer; Ankara: Ankara Okulu Yaymlan, 2002).
-577-