Edirne Saadet Bülteni - Mart 2013
-
Upload
saadet-partisi-edirne-il-teskilati -
Category
Documents
-
view
228 -
download
3
description
Transcript of Edirne Saadet Bülteni - Mart 2013
Mart 2013“Önce ahlâk ve maneviyat”
MAHALLE HALKI İLGİSİZLİKTEN ŞİKÂYETÇİ!“Söz Mahalle’de,Talatpaşa’da”
Saadet Partisi Mahalli İdareler Başkanlığı, Şubat ayı “Söz Mahallede” programını Talatpaşa Mahallesinde gerçekleştirdi.Bostanpazarı Kıraathanesinde gerçekleşen programa bilhassa gençler yoğun ilgi gösterdi. Programın açılış konuşmasını Mahalli İdareler Komisyonu Başkanı Av. Sinan Tekin yaptı. Toplantıya Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş de katılarak bir konuşma yaptı. İriş konuşmasında; “Edirne’mizde en temel belediye hizmetlerinden olan çöp arıtma tesisi hala kurulamamamıştır.
Devamı 2'deDevamı 2'deDevamı 2'de
ERBAKAN ve DAVASINI ANLAMAK “Rahmetli hocamız; büyük bir düşünürdü, büyük işler yapardı, gerçektende büyük bir adamdı. Hepsinden önce dava adamıydı. Hepsi doğru, ancak bir gerçek var ki büyük adamlar büyük hata yapardı. İşte hocamızın da hayatında öyle büyük bir hata var. Hem öyle bir hata ki, defalarca kendisine gösterilmek istenmesine rağmen görmedi. Eğer o hatayı yapmasa idi ne olurdu biliyor musunuz?Rahmetli hocamızın hayatını incelerseniz onca eziyete rağmen
bir türlü ‘çaresizliği’ öğrenmeyi kabul etmediğini görürsünüz. Hatta çaresizliği öğrenmiş yani esarete alışmış Türkiye ve Dünyadaki beyinleri uyandırdığını görürsünüz. Örneğin; araba üretmiş, benzinini çalmışlar. Aday olmuş, kabul etmemişler. Bağımsız aday olup vekil olmuş, parti kurup meclise girmiş, partisini kapatmışlar. Devamı 2'deDevamı 2'deDevamı 2'de
EDİRNE’DE SAADET RÜZGÂRI ESTİ
Devamı 2'deDevamı 2'deDevamı 2'de
Milli Görüş Lideri, 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının 2. Milli Görüş Lideri, 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının 2. yıldönümü münasebetiyle Türkiye’nin tüm illerinde olduğu gibi Edirne’de de “Erbakan ve yıldönümü münasebetiyle Türkiye’nin tüm illerinde olduğu gibi Edirne’de de “Erbakan ve yeni bir dünya” konulu konferans düzenlendi. yeni bir dünya” konulu konferans düzenlendi.
Milli Görüş Lideri, 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının 2. yıldönümü münasebetiyle Türkiye’nin tüm illerinde olduğu gibi Edirne’de de “Erbakan ve yeni bir dünya” konulu konferans düzenlendi.
Saadet Partisinden yeni bir girişim; Saadet Partisi yeni bir faaliyete hazırlanıyor. Saadet P a r t i s i M a h a l l i İ d a r e l e r B a ş k a n l ı ğ ı n d a n y a p ı l a n açıklamada, yaklaşan Mahalli Seçimler öncesi Yerel Yönetim Okulu açılacağı bildirildi.
Kötü yönetilen ekonomideki açıkları kapatabilmek için eldekini avuçtakini satan ve zamlara s a r ı l a n h ü k ü m e t , s a ğ l ı k hizmetlerini de ‘es’ geçmedi. AKP Hükümet i ş imd i de s ağ l ık
SAĞLIKTA YAPILAN ZAMLAR ‘HASTA’ EDİYOR!
hizmetlerinden faydalanmak isteyen vatandaşın cebine göz d i k t i . T ü r k i y e İ s t a t i s t i k Kurumu’nun (TÜİK) verilerine g ö r e O c a k 2 0 1 3 i t i b a r i y l e uygulanmaya başlanan zamlı fiyatlarla beraber, sağlık hizmetleri ortalama yüzde 57.8 zamlandı.
Açıklanan verilere göre 54
milyon kredi kartı ve 91 milyon banka
kartı bulunan Türkiye’de, vatandaşın
ve esnafın kredi kartı ve kredi borçları
sürekli artıyor. Eş zamanlı olarak
banka kârları da tarihlerinde
görülmemiş şekilde rekor kırarken,
ekonomiyi para piyasasından ibaret
sayanların reel sektörün ve vatandaşın
çaresizliğine sessiz kalması normal
karşılanıyor.
BANKALAR NASIL KÂR
ETMESİN!Tüketicinin düştüğü “kredi/kredi kartı-faiz-banka” şeytan üçgeninden kurtulabilmek için “borcu borçla kapatma” (!) yoluna gitmesi kredi kartından nakit çekimini rekora taşıdı.
Devamı 3'teDevamı 3'teDevamı 3'te
Devamı 3'teDevamı 3'teDevamı 3'te
Devamı 2'deDevamı 2'deDevamı 2'de
Devamı 3'teDevamı 3'teDevamı 3'te
Türkiye bankalara çalışıyor!
Saadet Partisi İl Başkanı Ali Demirkıran, Fullbright Eğitim Komisyonu İstanbul yetkilisinin Edirne Vali Yardımcısını ziyaret ederek Fulbright bursları hakkında bilgilendirme yapmasını “Fulbright tehl ikesi kapımızda” şeklinde değerlendirdi. Demirkıran, “63 yıldır ülkemizdeki ilk, orta ve lisede okutulacak derslerin müfredatını d ü z e n l e y e n F u l b r i g h t E ğ i t i m Komisyonu”nun eğitimimizi getirdiği durum ortada.
Ali Demirkıran; “FULLBRİGHT” TEHLİKESİ KAPIMIZDA!
Mart 2013
“Söz Mahalle’de, Talatpaşa’da”
D i ğ e r t a r a f t a n ç a r p ı k yapılaşmalar son derece kötü görüntü veriyor. Selimiye ve diğer Osmanlı dönemi eserlerini bir anlık yok saydığınızda şehrimiz adeta bir köy görünümü vermektedir” dedi. Mustafa İriş, Türkiye’nin pek çok şehrinde Milli Görüş Belediyeciliğinin faydalı ve güzel h izmet l e r ine ö rnek le r ve rd i . B ö l g e m i z i n v e i n s a n ı m ı z ı n ekonomik, sosyal v e kültürel yönden d a h a h u z u r l u b i r ç e v r e d e yaşayabilmeleri için Belediyelere önemli görevler düştüğünü söyledi. Talatpaşa Mahallesi Edirne’nin en güzel mahallelerinden biri olma ö z e l l i ğ i n e s a h i p i k e n a d e t a mezbeleliğe dönüştüğünün dile getiri ldiği toplantıda Mahalle sakinleri şu hususlara değindiler;1.Mahallede Vakıflara ait Hasan Sezai Hazretleri Türbe ve Camisi, Süleymaniye Camisi ve çevreleri ile Eski İstanbul Caddesindeki Kanatlı Köprü’nün ac i len onar ı lması gerekiyor. 2. Araçların alış veriş için dahi durmasına müsaade edilmediğinden, yurt dışından gelen turistler alış veriş yapamıyor. Bu nedenle de esnaf mağdur oluyor.3. Mahallede kayda değer sayıda tarihi yapı olmamasına rağmen
M a h a l l e n i n t a m a m ı S İ T alanına alınmış. Mevcut imar planına göre üç kattan fazla inşaata müsaade edilmiyor. 4.Mahallenin yollarında pek çok çökmeler meydana geldiğinden gerek yayaların gerekse motorlu vasıtaların hareketi engelleniyor. 5. Alemdar Caddesindeki trafik sorununu çözmek için caddenin biran önce genişletilmesi gerekir.6. Mahalle’de bulunan bir adet çocuk parkı ihtiyaca cevap vermediği gibi son derece bakımsız. 7.Türbe ziyaretine gelen çok sayıdaki ziyaretçi ler iç in iht iyaçlar ını giderebilecekleri bir yer yok.8.Sağlık Ocağı yapılmak üzere tahsis edilen ancak daha sonra vazgeçilen alanın düzenlenmesi gerekir.9.Bostanpazarı Meydanı yazın toz toprak, kışın ise çamur ve bataktan geçilmiyor.10.Daha önce Mezbaha olarak kullanılan alana Belediye hizmet binalarının yapılacağı söylenmişti. Bunların yapılması Mahalleye daha bir düzen getireceği gibi değer de kazandıracaktır. Mahalle halkı bunun hızlandırılmasını bekliyor. Program, Mustafa İriş’in Mahalle Muhtarı Hasan Kıyı'ya yaptığı başarılı çalışmalardan ötürü plaket takdim etmesiyle son buldu.
Erbakan ve Davasını AnlamakYenisini kurup alanlara dönmüş, hapse atmışlar. Olmadı partilerini bölmüşler. O l m a d ı y a s a k koymuşlar. Aklınıza gelecek bütün engelleri koyup bütün işkenceleri yapmışlar ama Erbakan hocamıza ‘çaresizliği’ öğretememişl er. Tersine o her defasında hedefe biraz daha kilitlenip ‘inanç tekeden bile süt çıkarır, iman varsa imkân da vard ır’ diyerek hedefini büyütmüştür.
Eğer, ‘Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya’ hedefinden vazgeçerek mankurtluğa razı gelip çaresizliği öğrense ve sadece başbakan olmayı veya reisi cumhur olmayı kabul etse, düzeni
değiştirmeye yeltenmese idi; inanın bu başımıza gelenlerin hiç birisi gelmezdi! İyi ki bu
hatayı yapmışın hocam! İnşaallah bizler de aynı hatayı yapmaya devam edeceğiz. Çaresizliği öğrenmeyeceğiz ve mankurtlaşmayacağız. Yoksa maazallah bugün binlerce gençle birlikte ‘bir sabah gelecek kardan aydınlık’ türküleri söylemez ve o sabahın gelmesi için gerekli çalışmaları yapmazdık.
Tersine karanlığa hapsolmuş beyinleri ile ölümü bekleyen kanadı kırık baykuş gibi çaresizliğe teslim olurduk. Necip Fazıl’ın ‘Ya çaresizlik, Ya da çare siz’siniz’ dizesinin ilk kısmını hiç okumadı Erbakan hocamız.
Her daim ‘çare, siz,siniz’ diye kazıdı beyinlere. Evet, bu yazıyı okuyan kardeşim, mankurtlaşmamak için çare, sen’sin. Öyleyse oturmak sana haram kardeşim. Sen kalk ayağa ki mazlumlar kalksın ayağa. Sen isyan et zulme ki gözyaşı akmasın dünyada. Sakın unutma! ‘ikinci Yalta konferansını toplamak’ gibi büyük bir ödevin var. Haydi bismillah, olacak inşallah!!!” R A H M E T L İ H O C A M I Z I N S Ö Y L E D İ Ğ İ “ A L T I N S Ö Z L E R D E N ” B İ R K A Ç I N I B U R A D A Z İ K R E T M E D E N GEÇEMEYECEĞİZ. BAKIN O NELER SÖYLEMİŞ;İslam beş temel üzerine bina edilmiş bir hakikat sarayıdır ve hayat programıdır. Yoksa sadece bu beş şeyden ibaret zannedilmesi hatadır. Zira İslam’ın bir kısmına inanmak ve yaşamak İslam değildir.Kelime-i şahadet getirip iman etmekle her işimiz bitmiyor; tam aksine, kulluk imtihanımız yeni başlıyor. Yani Kelime-i şahadet, bir nevi, Kur’an programıyla yapılan kulluk imtihanına giriş belgesidir.
Şu sözümü unutmayın. Tarihi bir söz söylüyorum. Siyonizm öyle ustadır ki, “Kim, ben mi? Ben hiç Siyonizm’e hizmet eder miyim?” marşını söylete söylete seni kendi ordusuna asker gibi kullanır.Namaz dinin direği, cihat ise zirvesidir. Biz siyaset değil, cihat yapıyoruz. B ü t ü n i n s a n l ı ğ ı n s a a d e t i i ç i n yeryüzünde hakkın ve adaletin hâkim olması gayesiyle hep beraber disiplinli bir topluluk olarak çalışma görevini ifa etmek Milli Görüş’ün şiarıdır. Buna, bizim inancımızda cihat denir.Haksız bir davada zirve olmaktansa, hak davada zerre olmayı tercih ederiz. Bir ülkenin en büyük gücü tankı, topu, parası deği l ; imanlı ve inançl ı evlatlarıdır. Yanlışın en tehlikelisi, doğruya en yakın olan yanlıştır. Çünkü doğruyla karıştırılması ve insanların daha kolay aldatılması ihtimali taşımaktadır. Şu sözümü unutmayın; Bilmemek, b i lmemek deği ld i r. Bi lmemek, bilmediğini bilmemektir! Bütün bunlar, Onu ve davasını anlamaya herhalde yeter!
EDİRNE’DE SAADET RÜZGÂRI ESTİEDİRNE’DE SAADET RÜZGÂRI ESTİEDİRNE’DE SAADET RÜZGÂRI ESTİ
K o n f e r a n s a k o n u ş m a c ı o l a r a k Trabzon-Araklı eski Belediye Başkanı Ümit Çebi katıldı. E r b a k a n ’ ı n mücadelesinden görüntüleri i ç e r e n 1 5 dakikalık bir Ümit Çebi konuşmasında, Edirne Osmanlı’nın kalesi olduğu gibi, Milli Görüş’ün de kalesi olmak zorunda. Aksi halde daha çok bedel ödemek zorunda kalır. Toplum olarak puslu bir havada bulunduğumuza da dikkat çeken Çebi, 4 defa partilerimiz kapatıldı. Hainlik mi yaptık, Vatanı mı sattık? Ama biz kimseye darılmadık, küsmedik. Mücadelemizi Allah rızası için yaptık ve yapıyoruz. ” şeklinde konuştu. Ümit Çebi sözlerine şöyle devam etti; “Sayın Başbakanı her gün 100 TV’de izliyorsunuz. Bize ekranlarda yer yok! Biz bu milletin aslıyız. Milli Görüş Mecliste olmadığı sürece milletin iradesi Meclise yansımaz. AKP, CHP ve MHP’nin zihniyetleri aynı. Mecliste
ciddi bir muhalefet yok.ABD Ortadoğu’ya gelmeden önce kavga yoktu , ş imdi Müslüman Müslüman’a kırdırılıyor. AKP, 7 Deniz Limanı ile 6 Hava Limanını ABD’ye peşkeş çekti. Irak’a binlerce sorti yapan ABD savaş uçakları 1,5 milyon insanı katletti. AKP işbirliği olmasaydı ABD bunu yapabilir miydi? Sayın Başbakan keşke Emperyalistlere karşı dik dursaydı da biz de onu alkışlasaydık. Ama teslim oldu! Eski mücahitler müteahhit oldular. Böyle olunca da her şeye ‘müsait’ oldular!” Yaklaşan Belediye seçimlerine de değinen Çebi; “Bir belediye başkanı olarak şunu ifade etmek istiyorum ki Edirne’de Belediyecilik diye bir şey yok. Edirne’ yi 5 yıl Milli Görüş’e teslim edin, 50 yıllık Edirneliler bile 5 yıl sonra Edirne’yi tanıyamaz. Milli Görüş zihniyeti bu. Özellik zihniyette!
sinevizyon izlendi.
Kredi kartından nakit çekim tutarı 2012 yılında, 2011’e göre yüzde 14.2 arttı ve 28.3 milyar liraya ulaştı. BDDK veri ler i de, AKP’nin vatandaşı sürüklediği borç batağını gösteriyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de hane halkının toplam borcu 3.4 milyar lira iken, 2012 sonu itibariyle 74 katlık artışla 255 milyar liraya yükseldi. Bu veriler, AKP dönemiyle beraber “altın çağlarını” yaşayan bankaların nasıl olup da kârlarına kâr kattığını açıklıyor.K A R T B O R C U N U ÖDEYEMEYENLER 2 KATTAN FAZLA ARTTITüketicinin, kredi kartı ve bireysel kredide batık tutarı ise 2011 sonuna göre yüzde 20 artarak 7.8 milyar lirayı aştı. Batık tüketici kredisinde artış y ü z d e 2 8 . 3 o l u r k e n , 2 0 11 ’ i n tamamında 204 bin 591 olan kredi borcunu ödemeyenlerin sayısı, 2012’de 400 bine yaklaştı. Kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı ise 2011’de 280 bin 759 olurken, 2012’de 583 bine fırladı. Kart borcunu ödeyemeyenlerin sayısındaki yüzde 118’lik artış, “ekonomi iyi” diyenler için ne ifade ediyor bilinmez ama bankalara kredi ve
kart borcunu ödemeyenlerin toplam sayısı 485 binken yaklaşık 1 milyona yaklaştı.“ŞEYTAN ÜÇGENİNE” DÜŞENİN VAY HALİNE!Kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşların sıklıkla başvurduğu kredi kartından nakit çekimi, şimdilik borç batağındaki vatandaşın son çaresi olarak görülüyor. Kredi kartı borcunu ödeyebilmek için nakit çekenler yanında banka kredisi de çekilmeye başlandı. Son gelinen noktada ise, bankadan çektiği kredinin taksidini ödemekte zorlanan vatandaşlar, kredi kar t ından naki t çekerek borcu “döndürmeye”(!) çalışıyor. Vatandaş, kredi/kredi kartı-banka-faiz üçgeninde çırpındıkça batıyor.
Türkiye bankalara çalışıyor!
Mart 2013
“YEREL YÖNETİM OKULU” Konu ile ilgili bir açıklama yapan Edirne Saadet Partisi Mahalli İdareler Başkanı Av. Sinan Tekin; “Şehirlerimizin yaşanabilir birer kent olması için projeler üreterek, bu p r o j e l e r i e n m ü k e m m e l ş e k i l d e uygulayabilecek kadrolar yetiştirmek amacıyla Türkiye’nin 81 ilinde “Yerel Yöne t im Okulu” nu kuruyoruz . Bu programımız ile teşkilat mensuplarımız ve aday adaylarımıza “yerel yönetim uzmanı vasfı” kazandırmayı hedefliyoruz. Okul programımız her ay düzenli olarak tertip edilecek konferanslar serisi şeklinde icra edilecektir. Konferans verecek kişiler Eski Belediye Başkanlarımızdan ve konusunda uzman Akademisyenlerden seçilecektir” dedi.Av. Tekin devamla; “Konuya ilgi duyan Edirneli Hemşerilerimizi de açılacak olan Yerel Yönetim Okulumuza davet ediyoruz” dedi. Konu ile ilgili olarak aşağıdaki telefonlardan bilgi alınabileceği gibi, Saadet Partisi Edirne İl Teşkilatına bizzat başvurarak Yerel Yönetim Okuluna kayıt yaptırılabilir.TEL : 2139826 - GMS: 0555-9933109
“FULLBRİGHT” TEHLİKESİ Ahlaki ve manevi değerlerden yoksun, ezberci, kendine güveni olmayan, OECD ülkeleri arasındaki her yıl yapılan sıralamada son sıralardan bir türlü kurtulamayan nesiller yetiştirildi. Şunu sormak istiyoruz; bin yıllık bir medeniyete sahip, bir toplum kendi eğitim programını yapamayacak kadar aciz midir? Bu burs niçin veriliyor? Toplumda öncü olacak zeki çocuklara burslar vererek kendine hizmet eder hale getirmeyi hedeflemekten başka ne olabilir ki? 76 milyonluk bir ülke niye çocuklarına sahip çıkamıyor da Amerika’nın tuzağına bırakıyoruz?’’dedi. Demirkıran açıklamasının devamında bu komisyonu çok iyi tanımamız gerektiğine işaret ederek şunları söyledi;“27 Aralık 1949 tarihinde çocuklarımızın eğitimi resmen Amerikalılara teslim edildi. ABD ile imzalanan anlaşma gereği, sekiz kişiden oluşan bir Eğitim Komisyonu kuruldu. Bu komisyonun adı “Fulbright Eğitim Komisyonu idi.
SEKİZ ÜYEDEN DÖRDÜ AMERİKALI, DÖRDÜ DE TÜRK'TÜ.Bu Komisyonun görevi, çocukların ilk, orta ve lisede okuyacağı derslerin müfredatını yani programlarını belirlemekti. Bir ulusun geleceği olan gençlerin geleceği yarısı Amerikalılardan oluşan bir komisyona bırakılıyordu. Komisyon herhangi bir konuda karar verirken oylar eşit çıkarsa ne olacaktı? Çözüme bakınız; Amerikan Büyükelçisinin vereceği oy, belirleyici olacaktı. Bugünde bu yetki ülkemizde faaliyet gösteren bir Amerikan bankasının Genel Müdürünündür. 2012 yılında yapılan düzenleme ile Komisyonda sadece 3 Amerikalı bulunmaktadır. Yani dengeler değişmiş midir? Hayır. Komisyonun üyelerinin tamamı Amerika’nın has hizmetkârları olduğundan, artık Amerikalılar için üye sayısının 3'e 5 olması hiçbir önem taşımamaktadır. Çok açık değil mi, ne tür bir eğitim verileceği, derslerde hangi konuların öğretileceği, Amerikalılara bırakılmıştı. Bu tür bir uygulamayı, ancak sömürge ülkelerinde görebilirsiniz.”
TÜİK verilerine göre sağlık
fiyatlarında en dikkat çeken artış
yüzde 209 ile laboratuar
ücretlerinde oldu. Yüzde 129
artışla ultrason ücretleri oransal
değerlendirmede ikinci en fazla
artan sağlık kalemi olurken, diş
dolgu ücretleri de yüzde 118
oranında arttı. Diş çekme ücretleri
24.98 lira iken, yüzde 91 artarak
47.83 liraya yükseldi.
Sağlık hizmetlerinde dikkat çekici bir artış da doğum ücretlerinde yaşandı. Normal doğum ücreti 2012 yılı Aralık ayında 393.51 lira iken, yüzde 86 artarak 2013 Ocak ayında 732.99 liraya yükseldi. Sezaryen doğum ücreti ise geçtiğimiz yıl 710.05 lira olurken, bu senenin Ocak ayında yüzde 29.7 artışla 921.43 liraya çıktı.Yapılan son zamlarla, Kimse sağlık hizmetinin ücretsiz olduğunu söylemeye hakkı yok! Yapılan zamlar da ortada, vatandaştan alınan katkı payları da.
DOKTORLAR HASTANELERDEN NİÇİN AYRILIYOR?
Sağlık Bakanlığı tarafından
yayınlanan genelge ile doktorlar
ve diğer sağlık personeli yeni
yönetmelik yayınlanana kadar
performansa dayalı ek ücretlerini
alamayacak.
Yayımlanan genelge şöyle:
“Bilindiği üzere ikinci üçüncü
basamak sağlık kurumlarında
görev yapan personelin ek
ödemesine ilişkin iş ve işlemler
12.5.2006 tarihinden itibaren
Resmi Gazete’de yayınlanarak
yürürlüğe giren ‘Sağlık
Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Kurum
ve Kuruluşlarında Görevli
Personele Döner Sermaye
Gelirlerinden Ek Ödeme
Yapılmasına Dair Yönetmelik’
hükümleri uyarınca yürütülmüştür.
Anılan yönetmeliğin hükmü
31.12.2012 tarihinde sona
ermiştir.
EDİRNE’DE SAĞLIKTA NELER OLUYOR?Sağlık ve hastane imkânları
açısından ülke genelinde 4. sırada bulunan Edirne’de sağlık yatırımları konusundaki yanlışlıklar ısrarla devam ettirilmek isteniyor. Sağlık konusunda sorusuz, sualsiz ve istişaresiz, “ben yaptım oldu” mantığı ile hareket edildiğinden gereksiz yatırımlar yapılmaya çalışılıyor. Edirne’nin diğer pek çok sorunları var. Edirne’nin sorunları ile ilgili Yeni Sağlık Bakanı Sn Müezzinoğlu’na gönderdiği ve yerel basınımızda da yayınlanan mektupta Trakya Doğal Kaynaklar ve Enerji Derneği Başkanı Hüseyin ERKİN bakın neler diyor;SAYIN BAKAN, 400 YATAKLI HASTANE ÖNCELİKLİ YATIRIM MI? Edirne sağlık hizmeti - hastane imkânları ve kişi başına hasta yatak sayısı itibarıyla 81 il içinde 4. Sıradadır. Edirne Devlet Hastanesinde 240 yatak, Selimiye Devlet Hastanesinde 160 yatak, Özel Hastanelerde 60 yatakla şehir sakinlerine hizmet verilerek yatak sıkıntısı çekilmemektedir.
.Özellikle 1000 yataklı TÜ Tıp Fakültesi hastanesinin 400 yatağının parasızlık ve kötü yönetim anlayışı yüzünden kapalı olması sorunu çözülerek hastane hizmetleri çok daha iyi ve imkânlı hale getirilebilir. Mevcut hastanelere ilave yeni bina ve üniteler yapılacaksa Selimiye Devlet Hastanesi bahçesi arazisi bu hizmete çok uygundur. Sayın sağlık bakanımız ‘’ 400 yataklı hastanenin arazisini ayarladık, üç
yıl içinde hizmete açabiliriz’’ demiştir. Bir yıldan beri ne hikmetse 400 yataklı hastane ile yatıp kalkıyoruz, bunun alt yapısı hazırlandı, öncelikle TOKİ ye belediye başkanının da desteğiyle tarım arazilerinden yer tahsisi yapılıp pazarlık yapıldı. Bir yandan da mevcut devlet hastaneleri hizmeti birleştirilme bahanesiyle azaltıldı. Yer ve konum itibarıyla insanların çok kullandığı eski SSK yeni Selimiye Devlet Hastanesi doktorları dağıtıldı. Şimdide hastaneler yetersiz şehir dışına tarım arazilerine TOKİ 400 yataklı hastane yapacak söylemiyle insanlarımız alıştırılmaktadır. Peki, mevcut devlet hastanelerinin yıkılacağı, bu arazilerin TOKİ ye devredilip buralara alış veriş merkezleri yapılacağı, neden yüksek sesle söylenmiyor. Şehir içinde mahalle aralarına kadar yayılan, sayıları giderek artan AVM ler sayesinde giderek işini kaybeden esnaf ve ticaret erbabı insanlar feryat edeceği için mi?
Sağlıkta Yapılan Zamlar
Terör devleti İsrail ve onun
hamisi ABD istedi, ‘Terörizmin
Finansmanının Önlenmesi’ne
ilişkin tasarı kanunlaştı…
Birleşmiş Milletler Terörizmin
F inansmanın ın Önlenmes i
Sözleşmesi’ne göre hazırlanan
k a n u n t a s a r ı s ı b ü y ü k
tartışmaların ardından TBMM
Genel Kurulu’ndan geçerek
yasalaştı. Yasaya göre Türkiye,
ABD ve İsrail’in terörist ilan
ettiklerini terörist olarak kabul
edecek. Terörist kapsamına
alınan grup, camia, örgüt ve siyasi
yapılara yardım yapanlar da en
ağır şekilde cezalandırılacak.
ABD VE İSRAİL’İN HER
DEDİĞİNE EVET
H ü k ü m e t , ‘ Te r ö r i z m i n
Finansmanın Önlenmesi
Ta s a r ı s ı ’ a d ı a l t ı n d a ,
Müslüman örgüt, grup ve
siyasi oluşumlara yapılacak
yardımın önünü kesmeye
hazırlanıyor. Meclis’ten
geçen yeni yasaya göre ABD
ile İsrail’in istemediği ve
benimsemediği gruplar tüm
dünyada tecrit edilecek bu
k u r u l u ş l a r a y a r d ı m e d e n
kurumlarda‘’terörü finanse
e d i y o r l a r ’’ y a y g a r a s ı y l a
kapatılacak ve mal varlıklarına el
konulacak. Kısacası Türkiye,
ABD ve İsrail’in terörist ilan
ettiklerini terörist olarak kabul
edecek. Hiçbir yargı kararı,
l is teye giren bu kurum ve
kuruluşları aklayamayacak.
Teröristlerin dediği oldu
Mart 2013
S a a d e t P a r t i s i
Uzunköprü İlçe Başkanı
R e c a i T a ş k ı n ,
Uzunköprü'nün çarpık
yapılaşma ve otopark
sorunlarını gündeme
taşıdı.
Recai Taşk ın yapt ığ ı
a ç ı k l a m a d a ş u n l a r ı
s ö y l e d i ; " Ç a r p ı k
yapılaşmanın en kötü
ö r n e k l e r i n d e n b i r i
ilçemizdedir. Uzunköprü'de hiç bir dönemde doğru
düzgün bir imar planı yapılmadı. Dün de öyleydi
bugünde öyle. Seçimlerde verilen sözler yerine
getirilmiyor. Nasıl olsa hesap soran yok" dedi.
Belediyelerin plansız, programsız, sadece makyaj
yaparak günü kurtarma peşinde koştuğunu söyleyen
Taşkın; "Araç sayısı arttı, yollar yetersiz kaldı.
Otopark zaten hiç düşünülmedi. Çocuk parkları,
yeşil alanlar planlanmadı. Pazaryeri perişan bir
halde. Gerek bu dönem gerekse geçen dönemler
Uzunköprü için kayıp yıllar olmuştur. En temel
belediye hizmetlerinde dahi büyük eksiklikler var.
Uzunköprü nasıl bu hale geldi? Eğer birilerine görev
verilse ve 'gel bu Uzunköprü'yü yaşanmaz bir hale
getir, bu ilçeyi perişan et, yükseklikleri birbirinden
farklı, düzensiz olsun, yeşil alan, park alanı sakın
bırakma, nefes alınmaz hale getir, estetik açıdan en
kötü şehir ödülünü alsın' dense kimse bugünkü kadar
başarılı olamazdı" açıklamasını yaptı.
''Milli Görüş belediyeciliği tekeden süt çıkarır'' diyen
Recai Taşkın, ibadet aşkıyla çalışmalar yapan Saadet
Partisi'nin Uzunköprü'de göreve gelmesi halinde,
yapılan pek çok yanlışlığın ve dağınıklığın
düzeleceğini söyledi. Taşkın, "Sorunlarını çözmüş
şehirlerde yaşamak herkesin hakkıdır. Yaşanabilir
şehirler insanın veriminin artışına da yardımcı olur.
Milli Görüş belediyeciliği belediye hizmetlerinin en
mükemmel örneklerini sunmuştur. Şehirlerin
kalkınmasına, gelişmesine büyük katkılar
sağlamıştır" dedi.
S a a d e t P a r t i s i
K e ş a n İ l ç e
B a ş k a n ı A l i
Zontul, üretim ve
yatırım olmayan
ü l k e l e r i n ,
şehirlerin çöküşe
m a h k û m
o l d u ğ u n u
s ö y l e y e r e k
yaşanan işsizliğin, fakirliğin, borç sarmalının
insanları canından bezdirdiğini ifade etti.
Zontul açıklamasında , "bu sıkıntılı süreçten
kurtuluşun tek çaresi üretimin desteklenmesidir.
Üreticinin rekabet edebilir hale gelmesi için gerekli
tedbirleri almaktır. ülkemizde üretim yapanın
sırtında ağır yükler vardır. Üreticinin yüksek
maliyetleri ürün fiyatının da pahalı olmasına sebep
olmaktadır. Netice de dünyadaki rakiplerimizle
rekabet edemez hale geliyoruz. Ara malı ithalatının
yüksekliği bu durumu açıkça ortaya koymaktadır"
dedi. Son günlerde gündeme gelen Keşan'a Organize
Sanayi Bölgesinin kazandırılmasını gecikilmiş bir
girişim olduğunu söyleyen Ali Zontul, "buna
karşılık faydalı bir adım olarak destekliyoruz.
Köylerimizin göç verdiği, beldelerimizin nüfus
kaybından dolayı belde olma vasfını kaybettiğini
üzülerek görüyoruz. Şehirlerimiz boşalıyor.
Üniversite okuyan gençlerimiz İş bulma umuduyla
büyük şehirlere sanayi merkezlerine gidiyor. İşsizlik
gençlerimizin ruh sağlığını bozuyor. Çalışan
emeğinin karşılığını alamıyor. Tarım sektörü girdiği
kapıdan çıkamıyor. Bankaların sarmalında olan
üretici borcunu ödeyemez, tarlasına gübre atamaz
hale geldi" açıklamasını yaptı. Zontul, İpsala ve
Enez ilçelerinin sorumluluğu da Keşan ilçesinin
üzerinde olduğunu ifade ederek organize sanayi
bölgesinin tarım ve hayvancılığın gelişmesine
katkıda bulunacağını ve bölgemizin kalkınmasına
fayda sağlayacağı için bir an önce hayata
geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Saadet Partisi Keşan ilçe Başkanı Ali Zontul;
EKONOMİK YIKIMA ÖNLEM ALINMALIYAŞANABİLİR ŞEHİRLER KURACAĞIZ
Papaz, Yahudi cemaati lideri ve müftü yardımcısı rotaryanların organizasyonunda el ele yürüdü...
Fe eyne tezhebûn (Nereye gidiyorsunuz) (Tekvir Sûresi, 26)"Dinlerarası diyalog" fitnesini başlatan zihniyet her geçen gün yeni bir ifsat çalışmasına imza atıyor. "Dinler bahçesi", "Üç din" vs. diye diye tek din İslâm'ı diğer batıl dinlerle aynı kefeye koyarcasına ılımlı ve tavizkâr bir İslâm türetmeye çalışanlar şimdi de Osmanlı'nın beşiği Bursa'ya sıçradı. İslâm'ın ve diğer iki batıl dinin temsilcilerinden oluşan "Antakya Medeniyetler Korosu" güya 'barış ve hoşgörü' için Bursa'da bir araya gelecek!Dünyayı kan ve gözyaşına boğan Hıristiyan ve Yahudi zihniyetle birlikte "dünyaya barış" getirilebileceğine inananlar İslâm dininin temel prensiplerini çiğniyor. Hıristiyan, Yahudi derken 'diyalog' fitnesine şimdi de Rotary Kulübü dâhil oldu. Bu kadarına da artık pes! "Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin… İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır" emrine kulak asmadan onlarla 'kol kola' giren zavallı zihniyete soruyoruz: "Fe eyne tezhebûn? (Nereye gidiyorsunuz?)"
'Fe eyne tezhebûn' Nereye gidiyorsunuz?
TARIM KÖYLÜSÜ HACIZ KISKACINDA
AKP hükümetinin iş başında olduğu son 10 yılda
tarım köylüsü için tam bir kâbus dönemi yaşandı.
Ürettiği ürünü para etmeyen ve yüksek girdi
maliyetleri altında ezilen çiftçiler çaresiz borç
batağına saplandı ve haciz kıskacından
kurtulmak için traktörünü, tarlasını satmak
zorunda kaldı. 2002 yılında "çiftçinin bankalara
borcu", yaklaşık 5 milyar TL iken, 2012 yılında
yaklaşık 5 kat artarak 25 milyar TL'yi aşmış
durumda.
ÇİFTÇİ TARLASINI SATIYOR
Uzun zamandır ürettiği ürünleri para etmeyen,
borçlar altında ezilen binlerce çiftçi için geri
kalan son çare tarlalarını satmak oldu. Tarlasını
satışa çıkaran çiftçi sayısı her geçen gün artıyor.
Bankalara olan ve faizden dolayı giderek artan
borçlarını ödeyebilmek için binlerce çiftçi
topraklarını düşük fiyatlardan satmak zorunda
kalıyor. Giderek daha fazla çiftçi ödeyemediği
krediler yüzünden mahkemelik olurken; tohum,
traktör ve zirai ilaç satışları belirgin biçimde
düşüyor.
Çiftçi Uçan Kuşa
Borçlu
11 Şubat 2013 tarihli Hudut Gazetesinde yer alan bir haberde T ü r k i y e ’ n i n T E M A Va k f ı Gönüllüsü Hakan Dedeoğlu, şeker pancarının Trakya’da yok edilmek istendiğini ileri sürdü. Hakan Dedeoğlu, ABD ya da AB nişasta b a z l ı ş e k e r e ( N B Ş ) i z i n vermemektedir. NBŞ, genellikle geri kalmış ülkelerin sorunudur. Son yıllarda AB’de yüzde 2,5-5 c i v a r ı n d a s e y r e d e n N B Ş üretimleri, bizim ülkemizde yüzde 10-15 civarındadır. İç pazarda şeker fazlası varmış ya da şekerin f i y a t ı y ü k s e k m i ş g i b i görünmesinin sebebi bu durumdur. O yüzden şu soru sorulmalıdır; B i z d e N B Ş ’ y e k i m i z i n vermektedir? Pankobirlik gibi çok güçlü bir yapı nasıl oluyor da bu k o n u d a g e r e k l i t e p k i y i oluşturamamaktadır? Olağan genel kurul toplantılarında bile 10
bin kişiyi toplayabilen Panko yönet imi bö lgedeki pancar kotaları ya da ekim sürecinde yaşananlarla ilgili olarak arzu edilen biçimde neden bir araya gelememektedir? Ama köylü uygulanan politikalar sebebiyle bezmiş durumdadır. Aslında bu durum, bölgede uygulanan büyük stratejinin bir parçasıdır. Trakya tarım topraklarını amacı dışında 'peşkeş' çekme stratejisinin alt unsurları… Trakya’nın çarpık sanayileşmesi, kentleşmesi ve t a r ı m d a k u l l a n ı l a n f a r k l ı kimyasallar sonucu ortaya çıkan sanayi kirliliği, evsel kirlilik, tarım temelli toprak ve sudaki kirlilikler bölgede yaşayan tüm canlıları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle pancar bitkisinin bölge a ç ı s ı n d a n d a h a d a ö n e m l i olduğunu görmek ve gereğini yapmak durumundayız . Bir
d ö n ü m p a n c a r ı n ü re t t i ğ i oksijenin dört dönüm ormanın ürettiği oksijene eşit olduğunu düşünerek pancar konusuna gerekli önemi vermeliyiz. Pancar bitkisinin tohumu için çalışmalı, kendi tohumumuzu üretmeliyiz. Al t ın yumurt layan tavuğun kesilmesine izin vermemeliyiz" dedi.
Pancar politikası bezdirdi