Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

18
DÜNYADA VE TÜRKİYE DE EĞİTİM YÖNETİMİ ALANINDA KURAMSAL BİLGİ ÜRETİMİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÖZ Dünyada ve Türkiye de eğitim yönetimi alanında kuramsal bilgi üretimine bugün daha çok gereksinim duyulur olmuştur. Okulların vazgeçilmez kurumlar olarak varlıklarını günden güne daha çok hissettirdikleri çağımızda, okulların sorunlarına çözüm önerisi getirecek kuramsal bilgi birikimine sahip yöneticilere ve öğretmenlere sahip olunması gerekiyor. Kuramsal bilgi birikimine sahip olmak, eğitim örgütlerinde yeni kuramsal bilgi birikimi yaratmanın da yolunu açacaktır. Ancak kuramsal bilgi üretimi belli niteliklere sahip insan yetiştirilmesine bağlı olarak geliştirilebilecek bir çabadır. Oysa eğitim yönetiminde var olan sorunlar buna engeldir. Bu çalışmada kuram, kuramsal bilgi üretimi ve kuramsal bilgi üretiminde sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: Kuram, kuramsal bilgi, eğitim yönetimi ABSTRACT Today, it has been needed to propose theoretical knowledge in the branch of education management both in the World and in Turkey. In our age, there is the need of managers and teachers who have theoretical knowledge in order to find solutions to problems of schools that are the inevitable institutions whose importance inclines day by day. Having theoretical knowledge will prepare the way of creation of new theoretical knowledge in educational organizations.

Transcript of Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

Page 1: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE EĞİTİM YÖNETİMİ ALANINDA KURAMSAL BİLGİ

ÜRETİMİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

ÖZ

Dünyada ve Türkiye de eğitim yönetimi alanında kuramsal bilgi üretimine

bugün daha çok gereksinim duyulur olmuştur. Okulların vazgeçilmez

kurumlar olarak varlıklarını günden güne daha çok hissettirdikleri çağımızda,

okulların sorunlarına çözüm önerisi getirecek kuramsal bilgi birikimine sahip

yöneticilere ve öğretmenlere sahip olunması gerekiyor. Kuramsal bilgi

birikimine sahip olmak, eğitim örgütlerinde yeni kuramsal bilgi birikimi

yaratmanın da yolunu açacaktır. Ancak kuramsal bilgi üretimi belli niteliklere

sahip insan yetiştirilmesine bağlı olarak geliştirilebilecek bir çabadır. Oysa

eğitim yönetiminde var olan sorunlar buna engeldir. Bu çalışmada kuram,

kuramsal bilgi üretimi ve kuramsal bilgi üretiminde sorunlar ve çözüm

önerileri üzerinde durulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Kuram, kuramsal bilgi, eğitim yönetimi

ABSTRACT

Today, it has been needed to propose theoretical knowledge in the branch of

education management both in the World and in Turkey. In our age, there is

the need of managers and teachers who have theoretical knowledge in order to

find solutions to problems of schools that are the inevitable institutions whose

importance inclines day by day. Having theoretical knowledge will prepare

the way of creation of new theoretical knowledge in educational

organizations. Creation of theoretical knowledge is possible by educating

people by giving them some certain features; yet, problems in education

management are the obstacles against this effort. In this work, it is dwelled

upon theory, creation of theoretical knowledge, problems in creation of

theoretical knowledge and proposals for solution.

Keywords; Theory, theoretical knowledge, education management

Page 2: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

Giriş

Yönetim genel anlamda belli bir amacın gerçekleştirilmesi için bireylerin işbirliği

yapmalarıdır. Bu anlamda yönetim, örgütün işlerliğini sağlayacak her türlü yönetsel etkinlikleri

yani kaynakların bir araya getirilmesini, eşgüdüm sağlanmasını, izlenecek yöntemleri ve

denetimi içine alır(Gözübüyük(1996:1). Ancak eğitim yönetimi, diğer yönetim örgütlerinden

ayrılır. Eğitim, bir toplumu yeniden yaratma iddiasını taşır. Bu nedenle amaçlarının kendine

özgünlüğü kaçınılmazdır. Aydın(1996:9)’a göre; yeni kuşakların toplum üyeliğine hazırlanma

işi rastlantısal olamaz. Çağdaş toplumlar, eğitim gereksinmesini eğitim sistemleri ile kontrol

altına alırlar.

Eğitim, ayrıcalıklı olarak, her insanı hangi örgüt içinde olursa olsun kuşatır. Sağlıklı bir

ortamda, sağlıklı bir birey olarak yetişmesine imkan sunar. Eğitim her örgüt için gereklidir. Bu

manada eğitim yönetimi de kendine özgü kavram, tanım ve sayıtlılarıyla sistemleri etkiler ve

yönlendirir. Eğitim örgütlerini anlamada ve yönetmede, gözlem, deney ve verilerle eğitim

olguları ele alınır işlenir. Eğitim ortamlarından elde edilen bilgiler kavramlaştırılır, tanımlanır,

karşılıklı ilişkiler ağı olarak genelleştirilir. Eğitim örgütlerinin uygulama alanına aktarılan bu

bilgiler yine uygulamadan alınan dönütlerle bilgi birikimine katkıda bulunur. Bu döngü kuram

olarak sonul değerini bulur.

Kuram Kavramı

Kuram düşünsel bir çabadır. Kuram eylemden doğar ve yine eyleme dönerek onu etkiler

ve geliştirir. Kuram eylemle birlikte ve eylem içinde gelişir. Bir tanıma göre kuram; “Bilgi

edinme sürecinin herhangi bir aşamasında ortaya atılan, geçerlik ve güvenirliği bilimsel

yöntemle saptanmış bir genel bilgi ve açıklama düzeni” olarak tanımlanmaktadır. İnsan doğasal

ve toplumsal gerçekler üstünde düşünerek onları genelleştirir. Bu bilgiler daha sonra doğaya ve

insana uygulanarak, onlarda yeni değişiklikler oluşturması sağlanır. Bu sürekli kuram ve

uygulama döngüsüne hizmet eder. Kuram deney, gözlem, ölçme ve tartmalarla doğrulanır ya da

yanlışlanır (Hançerlioğlu, 1989:228,229).

Görüldüğü gibi, kuram, bilimsel bir yaklaşımla olayları açıklamaya çalışıyor. Sadece

düşünce ile değil, bilgiyi doğa ve insan olgusunda deney ve gözlemle açıklamaya ve bu olgulara

açıklamalar bulmaya çalışıyor. Kerlinger(Aydın, 1993:20)’e göre kuram, olayları açıklamak ve

kestirmek amacıyla, değişkenler arasındaki ilişkileri belirleyerek olaylara sistematik bir bakış

sağlayan, birbiriyle ilişkili kavramlar, tanımlar ve sayıtlılar bütünüdür. Bir başka tanımda

ise(Bursalıoğlu, 1997:96) iki yahut daha çok değişken arasındaki ilişkilerin nedenleri ifadesidir.

Buradan da görüleceği gibi, kuram olay ve olgulara kavramsal bir bakış sağlıyor. Ancak

bilimsel çalışma ilke ve kuralları bu bakışta önemli bir yol çiziyor. Her düşünce, varsayım,

2

Page 3: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

tanımı kuram olarak kabul etmek mümkün değildir. Geçerlik ve güvenirliği bilimsel yöntemle

saptanmış bir genel bilgi olması bu noktada dikkate alınması gereken önemli bir değerdir.

Dünyada ve Türkiye de Kuramsal Bilgi Üretimi

Yönetim bilimi insanla başlar. Sosyal bilim olarak yönetim, sosyoloji, psikoloji,

antropoloji, ekonomi gibi bilim dallarının etkisi altında gelişerek insan ile ilgili olay ve olgulara

açıklama getirmeye çalışmıştır.

Yönetim ile ilgili ilk fikirlere Antik Yunan’da rastlanır. Sokrates, Platon ve Aristotales

yönetimi insanların en iyi yaşamı gerçekleştirme de araç olarak görürler. Zaman içerisinde

Augustin(354-430; Aquino’lu Thomas(1225-1274);Machiavelli(1469-1527); Adam

Smith(1727-1790)’in yönetim ile ilgili düşüncelerine rastlamak mümkündür(Erdem, 1996:383-

393) Ancak bunlar yönetim bilimini geliştirici çalışmalar olarak değerlendirilmemiştir. Eğitim

yönetimi alanında ilk terimlere ise, Roma kaynaklarında rastlanır. Romalılar okul yöneticiliğini

önemsemiş ve geliştirmişlerdir(Bursallıoğlu, 1997:14).

İlk olarak eğitim yönetimi alanında Taylor’un(1856-1915) Bilimsel İşletmecilik

fikirlerinden okullarda yararlanılmıştır. Okullar fabrika öğrenciler hammadde olarak

görülmüştür. Bu duruma Max Weber’in Avrupa da “bürokrasi” alanında geliştirdikleri ilkelerde

eklenir(Şimşek, 1997:101). Taylorizm disiplininin amacı etkililiktir. İnsanın belli doğal yasalar

altında anlaşılabilir olduğuna duyulan inançtır. Callahan 1962’de American okullarında bilimsel

yönetimin en iyi şekilde nasıl uygulanacağını açıkladı. Bu durumda öğrencilerin de işçiler gibi

davranabileceğini ve öğrenci, öğretmen, yöneticilerin motivasyonlarını en üst dereceye kadar

çıkarabileceklerini savundu (Ress, 2001).

Bilimsel Yönetiminin eğitim örgütlerindeki uygulama çabalarında insan öğesinin

psikolojik yanının ihmal edildiğini ortaya çıktı. Bu anlamda yönetimde “insan ilişkileri”

kavramı benimsenmeye başladı. Bu durum okulların sosyal sistemler olarak ele alınmasını

sağladı. Bu dönemde okulların doğasına ilişkin yaklaşımların temelinde “insan” unsuru ağırlıklı

olarak yer almaya başlamıştır. Okullar ve eğitim yönetimi ile ilgili kavram ve tanımların

oluşmasında bu değer egemen olmuştur..

Selçuklular döneminde “hayat içinde hayat için eğitim” fikri egemendi. Bu anlayış

aslında Selçuklularda eğitim anlayışının sosyal içerikli olduğuna işaret etmesi açısından

önemlidir. Oysa bu dönemde Avrupa da çocuğun doğasına yönelik eğitimden söz etmek

mümkün değildi (Binbaşıoğlu, 1995: 5,6)

Türkiye’de ise bu dönemde; 1924 programı ile toplum sorunlarına karşı bilinçli kuşak

yetiştirme fikri benimsenmiş, 1931 tarihinde Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü ile de

3

Page 4: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

yapısal eğitim dönüşümü sağlanmıştır(Binbaşıoğlu, 1995: 139-142). Özellikle bu döneminin

kuramsal temeli pragmatiktir.

Mayo ve arkadaşlarının yapmış olduğu, “Hawthorne” araştırmaları, insan problemleri

ve bunların çözüm yollarını inceledi. Bu durum daha önce bilimsel işletmecilik akımının eğitim

ortamlarındaki sıkıcılığı için bir kurtuluş oldu. Bu anlamda eğitim örgütlerinde insan ilişkileri

ilkeleri demokratik yönetim adı altında uygulanmaya başlandı. Kaynaklar 1930-1950 yılları

arasını “İnsan İlişkileri Yaklaşımı” ile bir tutarlar(Bursalıoğlu, 1997:31,32) Ancak bu dönem

eğitim yönetiminin kuramsal gelişmesine hizmet etme açısından verimli bir dönem olarak

adlandırılmaz. Asıl dönem 1950’li yıllarla birlikte başlayıp süregelen yıllar olacaktır. Özellikle

Callahan’ın bu dönemde bilimsel yönetim anlayışını okullara uygulamaya çalışması kuramsal

bilgi üretimi konusunda en önemli çaba olarak kabul edilebilir.

Kaynaklar 1950 ve 1970 yılları arasını bilimsel bir bakışın geliştirilmeye çalışıldığı

dönem olarak tanımlarlar (Şimşek, 1997: 101). Özellikle Herbert Simon rasyonellik ilkesi ile

insan davranışlarını değerlerden ayrı tutarak inceleme yoluna gitmiştir. Ancak eğitim

örgütlerinin amaçları değerlere dayalı olduğundan her zaman kararlarda rasyonel olanları

bulmakta ve seçmekte zorlanmışlardır. Çünkü eğitim örgütleri akıcıdır. Davranışları tahmin ve

kontrol hem güç hem de pahalıdır(Bursalıoğlu, 1997:37).

Bunlarla birlikte, yönetim alanındaki Chester Barnard’ın İşbirliği, Talcott Parsons’un

Sosyal Sistem, Peter Blau’un Hizmetlerin Takası, Amitai Etzioni’nin Örgütte Uyum kuramları

örgütleri açıklamaya çalışmıştır. Türkiye’de Ziya Bursalıoğlu Eğitim Yönetiminde Teori ve

Uygulama adlı ilk basımı 1971 yılında yapılan kitabıyla bu örgüt kuramlarının eğitim

yönetimine uygulanması boyutunu ele almış ve eğitim örgütlerinde her kuramın yerinin ne

olacağını irdelemiştir.

Eğitim yönetiminin kendisini bir çalışma alanı olarak tanıttığı bu dönemde Klasik Örgüt

Yaklaşımı, İnsan İlişkileri Yaklaşımı ve Sistem Yaklaşımı’nı içine alan “Getzels-Guba Modeli”

bu dönemin en etkili kavramsal gelişmesi olarak kabul edilmiştir(Şimşek,1997:102) Bu model

bir okul davranış modelidir. Kurum sosyal davranış dinamiklerini açıklar. Bu modelin iki temel

boyutu vardır. Kurum ve birey. Kurum belli roller ve beklentiler açısından, birey ise insanın

beklentileri tarafından belirlenir(Classens, 2005; Aydın, 1994:214) Ancak bu modelin farklı

işletmelerde de uygulanabileceği gerçeği, eğitim yönetimine özgünlüğünün olmadığı eleştirisine

neden olmuştur. Bu dönemde orjinali 1950’lerde A.Coons ve J.Hemphill tarafından geliştirilen

Liderlik Davranışı Betimleme Anketi literatüre girdi ve bu anket 1957’de Andrew Heplin

tarafından geliştirildi. Bu anket hem işletmelerde hem de eğitim örgütlerinde kullanılması

bakımından eğitim yönetimi alanında bir öneme sahiptir(Halpin, 1957) Ayrıca okullarda iklim,

4

Page 5: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

kültür ve liderlik gibi değişkenleri analiz edilmesinde Örgütsel Kültür Betimleme Anketi

geliştirilmiş ve kullanılmıştır(Bursalıoğlu, 1997:102)

Griffiths’in 1956 yılında yazdığı ders kitabı, okul yönetimi sorunlarını değerlendirme

ve tartışmaya yönelik önemli açıklamalar önermektedir. Ayrıca Campbell ve Gregg’in Eğitimde

Yönetsel Davranış(Administration Behavior in Education) adlı kitabı bu dönemde eğitim

yönetim alanında yazılmış bir eserdi. Daha sonra Grifiths’in 1959 yılında yazdığı Yönetsel

Kuram (Administrative Theory) kitap eğitim yönetiminde kuramı açıklayan bir kitap

olmuştur.Bu kitap antropolojik ağırlıklı ve gözlem çalışmalarına dayalıydı (Çelik,1997:33,34)

Bu dönemde eğitim yönetimi etkileyen kuramların işletme, sosyoloji gibi disiplinlerden alındığı

görülmektedir. 1970’li yıllara kadar eğitim yönetiminde pozitivist felsefenin etkileri hakim

olmuştur. 1970’li yıllardan sonra ise farklı paradigmalar, eğitim yönetimini ve bu alandaki

araştırmaları etkilemiştir.

1970’li yıllardan sonra yeni paradigmalar, kuramsal bilgi üretiminde kullanılmaya

başlanmıştır. Eleştirel kuram, örgütsel kültür kuramı, postmodernist kuramlar örgütleri

anlamada ve çözümlemede çeşitli bakış açıları yaratmıştır. Geliştirilen kuramlar okullara farklı

yaklaşımlarla bakmayı sağlamıştır. Bu bakış 1980’li ve 1990’lı yıllarda da çoklu bakış açıları ve

kuramları olarak devam etmiştir.

Son yıllarda farklı kuram ve modellerle eğitim örgütlerine bakılmaya başlandığı

görülmektedir. Özellikle antipozitivist paradigmalar ışığı altında yer alan eleştirel kuram,

örgütsel kültür kuramı, feminist kuram gibi kuramlar eğitim örgütlerine çoklu bakış açılarını

getirmiştir. Bu bakış açıları eğitim örgütlerinin daha karmaşık boyutlarının irdelenmesine imkan

hazırlamıştır.

Greenfield’in “Reforming&Revaluating Educational Administration” da tartıştığı gibi,

örgüt ile ilgili bir kuramın, örgütsel davranışta değerleri, alışkanlıkları ve inançları yoluyla

bireylerin araştırılması yanında, bireylerin içinde yaşadıkları dünyayı nasıl yorumladıkları ve

ona yükledikleri anlamlarında araştırılması gerektiğine işaret etmiştir(Balcı, 2003: 46,47).

Özellikle okulların bu bakış açısıyla ele alınması ve değerlendirilmesi gereklidir.

Eğitim çalışmalarını geliştirmek için farklı yönetim teorileri farklı görüşlerin ortaya

atılmasına imkan sağlar. Örneğin Missouri State Üniveristesi, Eğitim Yönetimi Bölümü

liderlikle ilgili olarak; Liderlik olmadan toplumun değişme istekleri karşılanamaz. Eğitimde

mükemmeli yaratmak için okullarda liderlik eğitimini ön plana çıkarmalıdırlar. Eğitim yönetimi

kuramsal olarak bazı kavramların okul çatısı altında ele alınması gerektiğini vurgular. Özellikle

bazı konular eğitim yönetimi alanında liderlikle birlikte üzerinde araştırma yapmaya değer

bulunmaktadır. Bunlar; Etkili okul, durumsal liderlik, yerinen yönetim, performans temelli

5

Page 6: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

eğitim, öğrenme teorisi, grup dinamiği, öğrenen örgütler, takım çalışması, performans temelli

değerlendirme, sistem değişim teorisi, iletişim teorisi, motivasyon teorisi, stratejik planlama,

değer, okullarda güven, etik, çatışma yönetimi, okul-toplum ilişkisi gibi konulardır

(http://education.misouristate.edu) Bu çalışmaların geliştirmek için, Hoy ve Miksel(2001,

1997)’in Eğitim Yönetimi:Teori, Araştırma ve Pratik ile Sağlıklı Okula Giden Yol(The Road to

Open and Healty Schools) gibi kuramsal çalışmaların literatüre girdiği görülmektedir. Türkiye

de ise Ziya Bursalıoğlu’nun Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama kitabı ile Ali

Balcı(1993)’nın Etkili Okul; Kuram, Uygulama ve Araştırma kitabı bu alanda eğitim

yönetimine kuramsal bilgi sağlayan kaynaklardır.

Eğitim Yönetimi alanında kuramsal bilgi üretimine ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri;

1-Eğitim yönetimi tarihsel süreç içerisinde, kendine özgü bir kuramsal temel ve bakış

kazanıncaya kadar sosyal bilimlerin değişik disiplinlerinden yaralanmak durumunda kalmıştır.

Özellikle işletme sektöründe geliştiren araştırmalar eğitim yönetimi alanına uygulanmaya

çalışılmıştır. İşletme sektörünün başlangıçta Taylorizmin etkisinde insan-makine modeliyle

insana yaklaşması ve anlamaya çalışması, eğitim örgütlerinin de aynı bakış açısıyla

anlaşılabileceğini düşündürmüştür. Okullar fabrika, öğretmenler makine, öğrenciler ürün olarak

düşünülmüştür. Bu durum zaman içinde insan ilişkileri yaklaşımları ile önemini yitirmiştir.

Ancak uzun bir zaman okulları ve okullarla ilgili kuramsal bilgi birikimini etkilemiştir. Oysa

eğitim örgütlerinde işletmeler gibi işi tanımlamak ve adım adım işlem basamaklarını kontrol

etmek mümkün değildir. Bu bakış açısı okullara özgü bilgi üretimini olumsuz yönde

etkilemiştir. Başka bir disiplinin çalışma araçlarıyla okul ortamını açıklamaya çalışmak eğitim

yönetimini alanında ekililiği ortaya çıkaracak çalışmaları geciktirmiştir. Çoklu bakış açıları bu

mekanik bakış açısını değiştirmelidir.

2- Yine aynı pozitivist anlayışla okullarda verimi artırmak için yönetim yapısını

sınıflandırması, informal özellikleri olan okulların verimi sağlamada işletmeler gibi

düşünülemeyeceği gerçeğidir. Girdi aynı kalmak koşuluyla ürünü artırmak olarak tanımlanan

‘verim’ okullarda yönetimin formülleştirilmesiyle sağlanamaz. Eğitim ortamlarında insan

öğesine ağırlık vermek, eğitim örgütlerinin başarısında önemli bir yere sahiptir.

3. Eğitim örgütlerine pozitivist, pragmatizm, rasyonalizm gibi paradigmalarla bakmak,

gevşek yapılı özellikler arz eden eğitim örgütlerinin anlaşılmasında yetersiz kalmıştır.

Düzenlilik ve kararlılık bakış açılarıyla okulları incelemeye çalışmak, bu alanın kendine özgü

dinamiklerinin göz ardı edilmesine neden olmuştur. Bursalıoğlu(1997:27)’na göre; Follet

yönetime dinamik ve demokratik bir hava getirmiştir. Ayrıca, yönetimin psikolojik ve

6

Page 7: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

sosyolojik yanlarını da dikkate alarak, insan ilişkilerinde katılma, işbirliği, çatışma gibi

kavramlara yer vermiştir. Bu yaklaşım katı pozitivist bakışın kırılması noktasında önemlidir.

4. Eğitim örgütlerinde pozitivist bakış açısının bir doğurgusu olarak nicel araştırma

yöntemlerinin kullanılması, eğitim yönetimi alanında tüm sorunların bu bakış açısıyla

çözülebileceği tartışmasını getirmiştir. Bu bakış açısı eğitim örgütleri üzerinde kuramsal bilgi

üretimini olumsuz yönde etkilemiştir. Nicel araştırmalarla betimleme yapma, bu sonuçların

genelleştirilememesi yerel düzeyde kalması evrensel kuramsal bilginin faydasını ortaya

çıkaramamıştır. Nicel araştırma yöntemleri vazgeçilmez değildir. Okulların doğasını açıklamada

gözlemcinin değer yargılarının da içinde bulunduğu açıklamalara yer verilmesi gerekmektedir.

5. Okul yöneticilerinin eğitimi, okul yöneticiliği hala dünyada meslekleşmiş değildir.

Öğretmenlerin yönetici olduğu bir sistem ve uygulama yönetim bilgi sistemleri konusunda belli

yeterliğe sahip yöneticilerin eksikliğini körüklemektedir.

A.B.D. Cincinnati Üniversitesi Eğitim Yönetimi Bölümü “Yönetici Yetiştirme

Akademisi” başarılı öğretmenleri alarak okul müdürü yetiştirme uygulaması sürdürmektedir. Bu

akademinin amacı, altı haftalık tam gün süreli bir programla potansiyel okul müdürlerini

21.yüzyılda gereksinim duyulan bilgi, beceri, tutum ve değerlerle

tanıştırmaktır(Pehlivan1997:84). Okul yöneticiliğinin altı haftalık bir eğitimle yetiştirilmeye

çalışılması, eğitim yönetimi alanında bekleyen sorunlara çözüm olabilir mi? sorusu üzerinde

düşünmek gerekir. Eğitim yönetimi alanında yönetici yetiştirmek altı haftalık bir programının

sınırlarının çok üstünde olması gerekir. Ülkemizde de aynı yöntemle ‘müdür yardımcılığı’

sınavları yapılmakta ve altı haftalık bir programla yönetici yetiştirilmeye çalışılmaktadır.

Yazar, Türkiye’de böyle bir kurs programı içerisinde öğretim görevlisi olarak yer almış ve

adayların sadece test tekniğine göre yapılacak bir sınavda geçer not almaya odaklandığını

gözlemlemiştir. Kısacası bu tür kısa süreli programların eğitim yöneticisi yetiştirmede etkili

olduğunu söylemek söz konusu değildir. Eğitim yöneticiliği üniversitelerde en az lisans

düzeyinde eğitim ile alana yönetici yetiştirmek zorundadır. Çalışacakları okul türleri ise master

ve doktora düzeyinde derecelere bağlı olarak belirlenmelidir.

6. Öğretmenlik mesleğinin meslekleşme sorunları ve öğretmen yetiştirme kurumlarının

amaçlarını iyi belirleyememesinden kaynaklanmaktadır. Dünyada öğretmen yetiştiren

kuramların oluşmuş evrensel ilkelerinin olmadığı ortadadır. Herhangi bir mühendislik alanında

ya da tıp alanında verilen eğitim niteliği, amaçları, İlkerleri etik değerleri evrensel bir içerik

kazanmışken, öğretmen ve yönetici yetiştiren kurumların bu anlamda kurumsallaşamaması

eğitim yönetiminde evrensel kuramsal bilgi üremini düşürmektedir.

7

Page 8: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

Bilindiği gibi, İngiltere’de üniversitelerin herhangi bir bölümünden mezun olanlar, bir

yıl süreli öğretmenlik formasyonu ile öğretmenlik yapabilmektedirler. Bununla birlikte eğitim

fakültelerinden mezun öğretmenler ile öğretmen kolejleri öğretmen yetiştirme kaynağının alt

yapısını oluşturmaktadırlar(Dönmez, 1998:73) Bu durum değişik dünya ülkelerinde bu

farklılıklarını sürdürmektedir.

7. Geleneksel yönetim anlayışlarının egemenliği, bürokratik yönetimin tüm dünyadaki

değişme ve gelişmelere rağmen varlığını korumaktadır. Bu durum özellikle alana yönelik

yönetici yetiştirilmemesi dolayısıyla devam etmektedir. Beşinci maddede de ifade edilen

yönetici yetiştirme modeli/modelleri üzerinde durmak ve akademik eğitim yapılanmasını

yeniden gözden geçirmek gerekmektedir. Türkiye de “Eğitim Yöneticileri ve Deneticileri

Vakfı” adı altında kurulan ve eğitim yöneticiliği mesleğinin ve mensuplarının gelişmesine

yönelik olarak işbirliği ve araştırmalar yapmak/yaptırmak amacını taşıyan bu vakıf Türkiye de

ciddi bir oluşum olarak düşünülebilir. Ancak bu çabalar yeterli değildir.

8. Eğitim yönetimi sadece bilim değil sanattır. Eğitim yöneticiliği insan ilişkileri

temelinde sosyal bilim alanı olarak gelişmesini sürdürmelidir.

İnsan davranışı esnek ve bütüncül bir anlayışla araştırılabilir. Bunun temeli ise nitel

araştırma yöntemleridir. Nitel araştırma çeşitli disiplinlere dayalı güçlü bir kuramsal temele

dayanır. Nitel araştırma Sosyoloji, Antropoloji, Felsefe, Dilbilim gibi disiplinlerden

yaralanmaktadır. Bu disiplinler, insan davranışını içinde bulunduğu ortam içinde çok yönlü

olarak anlamaya çalışmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2004:31)

Sonuç olarak;

Örgütleri ve yönetimi anlama ve açıklamada yeni mecaz ve paradigmalara gereksinim

vardır. Bu paradigma ve mecazlara göre eğitim yönetimini irdeleyecek, sorunlarına çözüm

önerileri geliştirecek yetişmiş insan gücünü gerektirir. Özellikle yönetici eğitimi konusunda

kuram bilgisine sahip yöneticilerin sisteme girmesi gerekmektedir.

Eğitim yönetimi alanında daha önce bir eğitim almamış öğretmenlerin yönetici olarak

atanması sistemde sorunların daha da büyümesine neden olmaktadır. Eğitim örgütlerine farklı

bakış açılarıyla bakmak, kuramsal bilgi temelinde okulları irdelemek Dünyada ve Türkiye de

süregelen yönetici yetiştirme süreçleri ile mümkün görünmemektedir. Kaldı ki, eğitim

çalışanları alanda kendilerinde böyle eksiklik ve ihtiyaç duymamaktadırlar. Alınmış olan

öğretmenlik eğitimi, bazen sadece alan eğitimi ile eğitim örgütlerinde görev yapmaktadırlar. Bu

da kuramsal anlamda yetersiz bir yönetici kitlesi yaratmaktadır.

8

Page 9: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

Bursalıoğlu (1997: 100)’na göre; Eğitim ve okul yöneticilerinin, kurama karşı

ilgisizliğinin nedeni, sosyal örgütlerin yok olma tehlikesinin bulunmamasıdır. Okulun yerini

alacak başka bir örgüt bulunmamaktadır. Eğitim yöneticisi de, nasıl olsa yaşayan bu örgüt için

gerekli kuramları öğrenme ihtiyacını duymamaktadır. Bu boşluğu, zaten kendiliğinden yaşayan

örgütünü, tecrübe ve kıdem ile yaşattığını ileri sürerek kapatmaya çalışmaktadır.

Kendiliğinden böyle bir zorunluluğu duymayan eğitim yönetiminde çalışan insanların

yetiştirilmesinde lisans düzeyinde eğitim yönetimi eğitimine dönülmelidir. Eğitim

yöneticiliğinin meslekleşmesinde en büyük katkıyı sağlayacak olan da budur. Kuram bilgisine

sahip olmayan hiçbir yönetici eğitim örgütlerini anlamada ve açıklamada sorunlara yeterli

çözüm önerileri getiremeyeceklerdir.

9

Page 10: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

KAYNAKÇA

Aydın, Mustafa.(1996) Eğitim Sosyolojisi Ders Notları, Malatya.

Aydın, Mustafa. (1993) Çağdaş Eğitim Denetimi. Ankara:Pegem Yayınları.

Aydın, Mustafa.(1994) Eğitim Yönetimi. Ankara: Hatiboğlu Yayınevi.

Balcı, Ali. (2003)Eğitim Örgütlerine Yeni bakış açıları: Kuram-Araştırma İlişkisi II.

Eğitim Yönetimi. Yıl:2003 Sayı:33. ss:26-61.

Balcı, Ali. (1993) Etkili Okul; Kuram, Uygulama ve Araştırma.

Binbaşıoğlu, Cavit.(1995) Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi. İstanbul: Milli Eğitim

Bakanlığı Yayınları.

Bursalıoğlu, Ziya.(1996) Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama, Ankara: 6.Baskı,

Pegem Yayınları.

Classens, Anver.(2005) The Getzels –Guba Model. Threaded Discussion.

www.education.uncc.edu (erişim:28.12.2005)

Çelik, Vehbi. (1997) Eğitim Yönetiminde Kuramsal Gelişmeler. Eğitim Yönetimi.

Yıl 3. Sayı:1

Dönmez, Burhanettin.(1998) Eğitim Fakültelerinin Yeniden Yapılandırılması Üzerine

Bazı Eleştiriler. Eğitim Yönetimi. Yıl:1998 Sayı:13 ss.71-78

Erdem, Ali Rıza.(1996) Batı Düşünürlerinin Yönetim Bilimine Bilim Öncesi

Katkıları.Eğitim Yönetimi, Yıl:2. Sayı 3.

Gözübüyük, Şeref.(1996) Yönetim Hukuku, Ankara: 9.Baskı, Turhan yayınevi.

Hançerlioğlu, Orhan. (1989) Felsefe Sözlüğü.İstanbul: Remzi Kitabevi,

Halpin, Andrew.(1957) Manual for The Leader Behavior Description

Questionnare.Ohio. http://Fisher.osu.edu/supplements (erişim:28.12.2005)

Pehlivan, İnayet. Cincinnati Üniveristesi Yönetici Yetiştirme Akademesi: Okul Müdürü

Yetiştirmede Farklı Bir Yaklaşım. Eğitim Yönetimi. Yıl.3 sayı.1 Kış.ss.83-94

Ress, Jonathan.(2001) İn The Classroom: Standardized Testing And Scientific

Management. Radical Pedagoogy. Volume 3 Issue 2 Fall.

Şimşek, Hasan.(1997)Pozitivizm Ötesi Paradigmatik Dönüşüm ve Eğitim Yönetiminde

Kuram ve Uygulamada Yaklaşımlar. Eğitim Yönetimi. Yıl 3, Sayı 1.

Yıldırım, A. & Şimşek, H. (2004) Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yönetmeleri,

Ankara, Dördüncü Basım, SeçkinYayıncılık.

http://education.misouristate.edu (erişim:29.12.2005)

10

Page 11: Dunyada ve Turkiyede Egitim Yönetimi alaninda kuramsal bilgiuretimisorunlari(Celal)

SUMMARY

     Today, it has been needed to propose theoretical knowledge in the branch of education management both in the world and in Turkey. In our age, there is the need of managers and teachers who have theoretical knowledge in order to find solutions to problems of schools that are the inevitable institutions whose importance inclines day by day. Having theoretical knowledge will prepare the way of creation of new theoretical knowledge in educational organizations. Creation of theoretical knowledge is possible by educating people by giving them some certain features; yet, problems in education management are the obstacles against this effort…

      Education is needed in all kind of organizations. In this sense, education management effects and leads systems by its peculiar theories and definitions. In order to understand and manage educational organizations; education facts are taken and worked on by observations, experiments, and data. Information that is taken from educational fields are conceptualized, defined, and generalized as mutual relations net.

      Defining the education fields requires the source of managers and teachers who had been educated by theoretical knowledge of this field. Yet, problems in education management system are the obstacles against this kind of structuring. Because of the lack of theoretical knowledge of education management; managers and teachers can not analyze educational organizations from a different perspective.

      The reason of indifference of school managers’ and education managers’ to the theory is; there is no threat or danger against existence of social institutions. There is no institution to displace with the school. And the school manager does not demand to learn the necessary theories for this institution which survives in any case. The means of making education manager more sensitive is to educate him/her. In this work, the method of creation of theoretical knowledge is discussed by bethinking the problems of creation of theoretical knowledge in education management.

11