Doğu Hıristiyanlığı Tarihi - Aziz S. Atiya

498
m u «S T I Y A NUCI TAR İ H İ Aziz S. Atiya Çeviren Nurettin Hiçy ı lmaz

Transcript of Doğu Hıristiyanlığı Tarihi - Aziz S. Atiya

 
 
Çeviren Nurettin Hiçylmaz Ümit’in aziz ansna
Kapak Tasanm/Mizampaj Doz Yaynlan
Birinci Bask Eylül 2005
DOZ YAYINLARI  Taksim Cd. No: 71/5
80090 Beyolu - Taksim - STANBUL Tel.: (0212) 297 25 05 - Fax: (0212) 297 13 73
E-mail: [email protected]
BÖLÜM I SKENDERYE HIRSTYANLII KOPT KLSES
1. GR ....................................................................................... 25 ‘Kopt’ Terimi .............................................................................28 Kopt Dili ......................................  29 Eski Msr Dini ........................................................................ 32 Kutsal Ailenin Kaç ...............................................................35
2. KOPT HIRSTYANLIININ KÖKENLER . .............................37 Kurucu St. Mark ..................................................................... 37 Zulüm Ça ..............................................................................41 Kateizm Okulu .....  47 Azizler ve Heretikler: Athanasius ve Cyrill Dönemi ................ 54
4. KALKEDON (KADIKÖY) SONRASI...........................................87 Diyofizitizme Kar Monofizitizm .......................  87 Birlik And (Henoticon) ............................................................90  Tek radecilik (Monotheletizm) ................... :............................94
5. ARAP EGEMENL ALTINDA KOPTLAR ...............................98 Arap stilas .............................................................................. 98
DOU HIRSTYANLII TARH • 5
9. KÖKEN VE GELME .............................................................189  Tarihsel Konum ......................................................................189 Havarilerin Ziyaretleri ve Erken Tarih ...................................192 znik’ten Kalkedon’a   ................................................................196  Jacob Baradeus ......................................................................202 Çileciler ve Sütuncular ..............................................   207
16. NANÇ VE KÜLTÜR .............................................................319 Hiyerari ...............................................................................319 Manastr Gelenei ................................................................320 Ayinler ve Litüji ................................................................... 325 Sanat ve Mimari ................................................................... 327 Süyani Edebiyatnn Sönüü ................................:.............327
19. ZOR ZAMANLAR ................................................................  357 Hilafet Dönemi ...................................................................... 357 Haçl Seferleri ........................................................................ 360 Be Patrik ............................................................................. 362 Misyonerin Gelii ...................................................................366
20. ERMEN NANCI VE KÜLTÜRÜ ..........................................370 Genel Karakter ...................................................................... 370 Litürji ve Ermeni Ayinleri .....................................................372 Hiyerari ............................................................................... 374 Edebiyat ................................................................................ 376 Sanat ve Mimari .................................................................... 379
BÖLÜM V GÜNEY HNDSTAN’DA AZZ TOMA HIRSTÎYANLARI
21. TARHSEL ARKA PLA N ..................................................:.....387 Malabar ve Halk ...................................................................387 Aziz Toma Gelenei............................................................... 390 Portekizliler - Öncesi Tarih ...................................................392 Portekizliler ve Katoliklik ......................................................395 Mezhepçilik, Karklk ve Çözümler ....................................398
BÖLÜM VI MARUN KLSES
25. MODERN TARH ................................................................. 432 Maruniler ve Dürziler. Altmlardaki Katliamlar.................432 Kilise, Bamszlk ve Milliyetçilik .......................................437
26. ÖRGÜTLENME, NANÇ VE KÜLTÜR ......................  440 Hiyerari ...............................................................................440 Adetler ve Litürjiler ............................................................... 442 Manastr Gelenei ................................................................ 443 Maruni Kültürü .................................................................... 446
DOU HIRSTYANLII TARH • 9
minde, Princeton Üniversitesi’nden Prof. Kurt Weitzmann, Utah
Üniversitesi’nden Dr. Wachtang Djobadze, Michigan Üniversite
si’nden Fred Anderegg, Kahire Koptik Aratrmalar Enstitüsü’nden
Anis Rizkallah ve Kahire Amerikan Üniversitesi’nden Dr. Otto Me-
inardus’un bana cömertçe sunduklar görsel öelerden yararlan
dm. Çarma ivedilikle yant verdikleri için bu kiilere içten teek
kür borçluyum. Teekkürle anlmas gerekenler arasnda, kumul
larndaki deerli sanat eserlerinin reprodüksiyonlarnn yaymlan
masna izin veren Louvre Müzesi, New York Metropolitan Sanat
Müzesi ve Kahire Kopt Müzesi yetkilileri de yer almaktadr.
A S. AT YA
 
Profesörlüüne seçilme ayrcaln yaadm 1956-57 akademik
 ylnda ortaya çkt. Bu akademik dönemde, ilginç olduu kadar
karmak ve köklü olan Dou Hristiyan Kiliselerinin esaslarn
özetlemeye çaltm bir dizi konferans verdim. En batan itibaren
tezlerimi, Grek kilisesi haricindeki antik kiliselerle snrl tuttum.
Bunlar da Kopt ve Etiyopya, Yakubi, Nasturi, Ermeni, Hindistan,
Maruni kiliseleri ile artk mevcut olmayan Nübye ve Kuzey Afrika
Kiliseleri idi.1 leride görülecei üzre, Dou Hristiyanlnn belli
1) Gürcistan Kilisesi’nin de Dou kiliseleri kapsamnda ele alnabilecei önerilmitir.
Ancak, balangç yllarndan itibaren Ermeni kilisesiyle yakndan ilikisine ramen,
Gürcistan. 451 Kalkedon Konsili'nden sonra Bat y seçerek Grek kilise ailesine ka
tlmtr. Bu nedenle çalma alanmzn dnda kalmaktadr. Bununla birlikte ge
rektiinde bavurulabilecek Gürcistan ve kilisesiyle ksa bir bibliyografya listesini aada sunuyorum: W. A. Allen, A History of the Georgian People   (Londra, 1932):
M. F. Bosset, Histoire de la georgie. 3  vols. (Sainte Petersbourg, 1849-58); E. T. Dow
ling, Sketches of Georgian Church History  (Londra, 1912); P. Joselian A Short His
tory of Georgian Church, Rusçadan S. C. Malan tarafndan çevrilmitir (Londra,
1866); J. Karst, Littérature géorgienne chrétienne   (Paris, 1934); D. M. Lang, Lives   and Legends of the Georgian Saints,  (Londra, 1956); Jurgis Paltrusaitis, Etudes sur   l'art medieval en Georgie et en Arménie   (Paris, 1929); M. Tamarati, L ’eglise géorgien-  ne des.origines jusqua nos jou rs   (Roma, 1910). Baz kaynak belgeler, Corpus Scrip   torum Christianorum Orientalium’un  bir parças olarak M. Tarchinisivli ve G. Garit-
te tarafndan Scriptores Iberici  dizisinden yaymlanmtr. Dier malzemeler henüz
 yaym lanmam tr ve ben im 1950 y lnda Sina Da’ndaki Azize Catherine Manast -
n'nda bulduum Codex Georgianus   gibi henüz bilinmeyen malzemeler de bulun
maktadr. Codex Georgianus, Msr papirüsü üzerine yazlm en eski Gürcü dinsel
metnidir. Ben bu papirüsü, ABD Kongre Kitapl ile skenderiye Üniversitesi'nin or
taklaa yürüttüü Sina Da kaz aratrmalar srasnda mikrofilmi çekilmek üzere
G. Garite'e verdim. Bu manastrda Gürcistan yöresinden gelmi baz ikonalar da bu
lunmaktadr. Princeton ve Michigan üniversitelerinin ortaklaa gerçekletirdii ikin
ci Sina Da kaz aratrmalar srasnda bu ikonalarn fotoraflar çekilmitir.
DOU HIRSTYANLII TARH « 1 3
 
bal kiliseleri apostolik kökenli olup, Hz. sa’nn göe yükseliinin
anlarnn henüz belleklerde tazeliini koruduu bir çada ortaya
çkmlard. Hristiyanln oluum yllarnda ortaya çkan bu kili
seler, yüzyllar boyuncu varlklarn kesintisiz sürdürdükleri için,
Hristiyanlk tarihi içinde kukusuz önemli bir bölümü meydana
getirirler. Ben bu çalmada, Dounun ilkel Hristiyanlnn çp
lak olgularn, sonraki dönemlerin katksndan azade kalarak. Or
taça ve modern ça polemiklerinin yaratt engellerin etkisinde
kalmakszn görmeye ve deerlendirmeye gayret ettim. Gerçekten,
iyi niyetli ilahiyatçlarn ve Hristiyan kilise ve tarikatlarnn parlak
 yorumcularnn tezleri ve tartmalar, Batl zihniyetin, Dounun
Hristiyan kökenlerinin safln ve basitliini kavramasn nere
deyse imkansz klmtr.
vin Harper bir görümemizde, konferans metinlerini bir cilt halin
de yaymlanmak üzere hazrlamam önerdi. Üstleneceim sorum
luluun ne kadar ar olduunu bildiim halde, önerinin cazibesi
ne kaplmaktan kendimi alkoyamadm. Mutlu bir rastlantyla bir
sonraki ylmn bo olmas nedeniyle, Princeton leri Aratrmalar
Enstitüsü’nde geçirdiim bu süre boyunca Princeton lahiyat ar
ivlerini ve ABD’nin Dou üniversitelerindeki zengin kitaplklar
tarayarak bu eser için gerekli temel verileri derledim. Ancak bu,
devasa ve bir kiinin altndan kalkmas neredeyse olanaksz bir
çalmann ilk adm olabildi. Ne var ki elimi tan altna koymu
tum bir kez ve artk geri dönü yoktu. Umudum odur ki, bu çal
maya ayrdm sonraki yllarm boa harcanm olmayacaktr.
lerideki sayfalarda sunulacak bilgiler bir sonuç deil, mütevaz
bir balangç olarak addedilmelidir. Bu çalmada uyguladm te
mel yöntem, her bir kilisenin kendi öyküsünü, balangcndan gü
nümüze kadar özetleyerek gözden geçirmek oldu. Bu tarihi inceler
ken, dünya çapndaki dinsel olaylarn douunda rol oynayan ta
rihsel faktörlerin altn özellikle çizdim. Çou kez, örnein dördün
cü ve beinci yüzyllarn tartmal ekümenik hareketini incelerken
olduu gibi, seküler politikann ana öelerinin, bir teolojik tart
ma okyanusuna gömüldüü duygusuna kapldm. Günümüzde
önem srasnda gerilemi olan baz kiliselerin, geçmite Hristiyan
lk tarihi içinde nasl parlak sayfalar hakkettikleri, bu balamda
1 4 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
gözden kaçrlmamaldr. Bunlara örnek olarak, skenderiye azizle
rinin baanlar ile Koptlann Bat’ya, Nasturilerin ise Dou’ya yöne
lik muazzam misyonerlik giriimleri, hayret ve takdir duygulan
uyandracak niteliktedir.
nün gözlükleriyle okunmasdr. Doulu zihniyet için hiçbir ey, ba
z sorumlu Batl dindalanmn yazlannda geçen “Dou Hristiyan-
lan sapkndan da beter hizipçidirler” iddias kadar itici deildir.
Geçmite saysz ülkeye iman mealesini tam olan Dou Hristi-
 yanlan, ilkel Hristiyanln ilk kiliselerinin uyumlu bir kardelik
atmosferi içinde gelitiini savunarak hizipçilik iddiasn sorgular
lar. Günümüzde, bu tür tek yanl yarglarn gözden geçirilip düzel
tilmesi gerektii görüü, her iki kampta da ar basmaktadr.
ncelediim her bir kilisenin daha da iyi anlalmas için, bölü
mün sonunda kilisenin ait olduu toplumun kurumsal ve kültürel
 yaps ile adetlerini gözden geçirerek, o kilisenin örgütsel hiyerar
isini anlatrken, her kilisenin ritüel ve ayinleri ile dinsel sanat,
mimarisi, müzii ve edebiyatn özetle aktardm.
Bu anlattklarm ayrntl ve youn bir aratrma olmayp daha zi
 yade genel arkaplan bilgileri mahiyetinde olduu için, anlattklarm
elden geldiince ayrntl bibliyografik dipnotlarla desteklemeye ça
ltm. Bu dipnotlar, gelecekte modem ya da antik kaynaklar labi-
retine dalmak isteyecek aratrmaclar için tutamak olsun diye der
lenmitir. Böylelikle, kitabn sonundaki seçme bibliyografyada ya
rarlandm belli bal koleksiyonlar ile kiliselerin tarihine ilikin ev
rensel yaptlar verilmiken, her kilisenin kendi içindeki ayrntl ko
nularda yararlandm kaynaklar da bu dipnotlarda gösterilmitir.
Bugüne kadar Dou kiliselerini konu alan çalmalar balca
iki balk altnda toplanrd. Birincisi, genellikle çok iyi eitimli
ve üstün donanml Katolik yazarlarn eserleri. Bunlar, her eye
ramen Dou’ya kendi mezheplerinin dar açsndan ve anlay
tan uzak sekter bir bakla yaklarlar. Adrien Fortescu, Ray
mond Janin ve Donald Attwater gibi bilginlerin çalmalarna ki
tap boyunca sk sk atfda bulunduum görülecektir. Protestan
 yazarlarn eserleri ise ikinci kategoriyi oluturur. Bunlar tüm iyi
niyetlerine ve konuya sempatik yaklamlarna ramen, Dou H
ristiyanlnn ilkelliini kavramay baaramazlar.Bu grubun
DOU HIRSTYANLII TARH » 1 5
 
üyeleri arasnda J. M. Neale, Bayan E. L. Butcher, O. H. Parry,  J.W. Etheridge, G.P. Badger ve dierleri saylabilir ki, eserlerine bu çalmada yeri geldikçe deinilmitir.
Bu iki kategori dnda, A. P. Stanley, W. F. Adeney ve B. J. Kidd
gibi isimlerden oluan yeni bir modern düünce okulunun zaman
içinde ortaya çktn görüyoruz. lginçtir ki bu yazarlarn tamam,
Grek ile Grek-d kiliseleri ayn cilt içinde ele aldklarndan, Grek-
d kiliselere haliyle yeterince yer verememilerdir. Bu nedenle, bi
limsel düzeyde yeterli olmakla birlikte son tahlilde çalmalar ye
tersiz kalmtr.
racan umuyorum. Görülecei üzre, böyle genel karakterdeki bir
çalmada beklendii gibi, mümkün olduunca çok sayda kaynak
belgeye atfta bulunularak, tarihsel aratrmann ana kuralna titiz
likle uyulmaya çallmtr. Çok sayda aratrmacnn bir çok
alandaki verimlerinden tam anlamyla yararlanmaya da gayret edil
mitir. Ne var ki, burada aktarlan olaylar bir ölçüde farkl bir aç
dan ele alnmtr. urasn belirtmek zorundaym ki, ben meslek
olarak tarihçi olmakla birlikte, dou ve eitim itibariyle bir Kopt
Kilisesi mensubuyum. Sonuç olarak okur, bu eserin Dou Kilisele
ri dünyasna yatkn derin bir duygusallkla kaleme alndn hisse
decektir. u bir gerçek ki beni bu zorlu çalmay üstlenmeye sev-
keden, mütevaz bir bilimsel eser meydana getirme kaygs kadar,
dinsel inancm gerçekletirme gayreti de bunda rol oynamtr.
Saylamyacak kadar çok Doulu ve Batl yazarn kitaplklar
mz zenginletiren monografilerine dipnotlarnda verdiim yer,
bunlara olan minnet borcumuzun kantdr. Bunlar olmakszn be
nim bu iin altndan kalkmam mümkün olamazd. Bu isimlerin
ayrntl dökümü için önsöz uygun bir yer olmazd. Metin içinde ye
ri geldikçe bu eski ve yeni üstadlara atfta bulunulmutur.
Çalmada öne sürdüüm baz görülerin tartlr nitelikte ol
duunu bilmekle birlikte, bunlarn en tahrikkâr olanlarn bile -el
deki kaynak belgelerde bir dayanaklar bulunduu sürece- açkla
maya karar verdim. Bu noktada tek hedefim, benden sonrakilerin
belli bir güvenle devralabilecekleri bir temel atmak oldu. Sonuç
olarak bu kitap, Bat Hristiyanln konu alan Standard elkitap- lan okyanusuna kar bir nebze kar-arlk oluturabilirse, göre
vimi yapm saylabileceim.
 
tH R A C IA Hadríanoplía
y \    PhlUppopoîis X . CoftstantJnopt* P ^ .F H L A 8 0 N IA
 j   \ M A C E D O N I A / B P i io y i ^ Æ iS S ^ L ' H e r a c l i « ^ A m a s ela
u   u, T he sse io nk a _ u / H O N O R I A G & g ra •C oman* Satala“
(D Ï , ï r „ , > / - \ .. { ) c   Cyzicus Nlcaea J çE r lR U Q \ JfellesponttTroy  ^ Y S IA «Doryleum {Nyssa
  ---   TrapezuaM a   M  > pONTUS(Treb izcmd) 4 Q ' I    4   «Artaxata
l e li lí ^ , -" - — ^ M a m l k ir t— - 4 >. Elegefa J r ' , . . Jt
e » * - . j s/>^-CIUBI IIUI II \ ASVQ I p*
L Y I I A P H R Y m C ^ S A L A T lA / \ / s . u ¡ i ¡ - - Mytllene, Phoeaea Lo>di„ . . v «NazuiS» {   / Nlsibi e A «T " 1 C
^ CHlOiL
Ä n W ’ f « * “ 9    ¿ „ RHODE® y i 
M  - » ^ » C n o s s u a Corpatftlua  
3 ORD YENE
c r e t e "
• särr f i«4Ä toadîcaa* --------- . imyrna S f * 9\   Icontum (Konla)\ J   r Edesaa ->i \i p t a / * . .E P I P H A N E A C . lr h e e l î - ? * . - b . .
L ™ I n f i n i t ^ / p k v ^ b n o H E U 4 T a - î  A1.IA.HBHaiçamassus _ LACONIA ^ ^«f'su ssiiiir.u-A ierm o 0'fi  Hetrav^ADIA8EKE
Wm   ~ Laodlceal h f t ™ * . E n » * ' ’ N a r c e s k ™ ^ / ^ H e r * L y d u m    1 S C O E L E S T R I A X —  
CYPRUS y/~ o al am ls TrDol? ' • Vaimyra /
P . p h o W " i B y b l o s ? ? Bsslbrt
«POLS Apollonia
LTiberia*
HabiwC z>*04S$e  “fc _ e Y*0A*
P e íX tó i / < Beth lehem *
A /  tjr8r,s ftenapoiisV )   Rhinocolura “ Petra Paraet ón ium A E OY ? T U S N l^ ^ f y py sm ,
L i b y a k    b e s e h t    ARcím^ Cvf y \ S I N A !
a b a b   i  a
 
 
 
 
 
Koptlann genel Hristiyanlk tarihi içindeki yeri uzun zamandr asgariye indirilmi hatta bazan unutulmutur, çünkü Kopt halk nn kendisi gönüllü olarak bilinmezlik içinde yaamay seçmitir. Koptlar Hristiyanla yüzyllarca önderlik ettikten sonra, kendi ibadetlerini ve ulusal gururlarm korumak için Bat’nm giderek
büyüyen dinsel otoritesinden ayrlmaya karar verdiler. Hristiyan lk tarihindeki bu talihsiz ayrln balangcndaki olay .S. 451 y lndaki Kalkedon (Kadköy) Ekümenik Konsili’nde meydana geldi. Kalkedon konsilindeki polemik ilerideki sayfalarda ayrntl olarak ele alnacaktr. Burada unu not etmekle yetinelim ki, Koptlar, Ro- ma-Bizans kristolojisini ve konsil kararlarnn temelinde yatan po litik etkenleri reddederek, hain bir dinsel milliyetçilikle babaa kaldlar. Ardndan yedinci yüzylda Araplar’m ilerlemesiyle, Msr
bütünüyle yüzünü Bat’dan Dou’ya çevirmeye balad; yeni din olan slam’n Ortadou’da yaylmas, Dou Hristiyan toplumlan- nn cücelemesi ile sonuçland. Böylece dünya, Hristiyanln olu um yllarnda bu inancn gelimesinde dou Hristiyan toplumla- nnn oynad önemli rolü unuttu.1
Bu durum ondokuzuncu yüzylda Dou Hristiyanlarnn yeni den kefedilmesine kadar devam etti. Ne var ki Nasturiler’in ve Hindistan Hristiyanlarnn aksine, Koptlar d dünya için tümüy-
1} Bibliyografik bavuru için bkz. W.Kammerer (Elinor M. Husselman ve Louise A. Shi-
rer ile birlikte) A Coptic Bibliography   (Ann Arbor,Mich. 1950): J. Simon. Bibliograp-  hie Copte.  Orientalia. 18-26 (1941-56); G. Graf, Geschichte der christlichen arabisc-  hen literatür ,5 vols. (Vatican City, 1944-53) özell ikle cilt 11, say fa 294-475; ve A Bib-  liographical Guide to the History of Christianity,  ed. S.j. Case (Chicago, 1931).
DOU HIRSTYANLII TARH • 2 5
 
le kayp saylamazd. Yakubiler ve Ermeniler gibi onlar da Orta- ça’daki Avrupal gezginlerin eserlerinde yer alr. Ancak onlar, Haçl seferleri çanda Roma ile dorudan ilikide olan Maruniler kadar tannmyordu. Öte yandan Koptlar monofizit ayrlkçla mensup önemsiz bir aznlk, uzak geçmiten kalan can çekien bir
gölge olarak kabul ediliyordu. Gerçekten ancak son zamanlarda Bat bilim dünyas Kopt Hristiyan mirasnn çekim alanna girecek
ve sonuç olarak zengin ve derin Kopt kaynaklarnn sistematik bir aratrmasna balanacaktr.
Henüz Kopt tarihinin yalnzca bir tasla çkarlm olmakla bir likte, bu aratrmalar artc ve uyarc sonuçlar verdi. skenderi
 ye Hristiyanlnn gerçek yeri ve önemi yeni yeni anlalmaktadr. Kopt kaynaklara gederek artan bu ilginin sonucu olarak üç dü
ünce okulu olutu. Birincisi, Kopt Kilisesi’ne büyük sempati an cak snrl bir anlayla yaklaan yazarlarn oluturduu Protestan okuludur.2kincisi, ‘ayrlkç’ Koptlara düman olan ya da en azn dan onlar onaylamayan Roma-Katolik din bilginlerinin okuludur.3 Üçüncüsü, yerli yazarlar4 ile, duygusallktan uzak bir yaklamla özgün kaynaklar aratrmak isteyen Batl bilginlerin oluturduu5
2) J.M. Neale, A History o f the Holy Eastern Church :General Introduction. 2 vols. (Lon
don, 1896) ibid.. Patriarchate o f Alexandria.  2 vols. (London, 1897); E.L. Butcher,
 The Story of the Church o f Egypt, 2 vols. (London, 1897): M. Fowler. Christian   EgyptPast. Present and Future   (London, 1901); ve S .H. Leeder. Modern Sons o f the   Pharoahs,  (London, 1918).
3) M. Vansleb, Historié de l'êglise dAIexandrie   (Paris, 1677); E. Renaudot, Historia pat   riarcharum Alexandrinorum jacobitarum   (Paris, 1713): M.Lequien ' 'Patriarchate of   Alexandria .  in Oriens Christianus.  Vol. II (Paris, 1740), 329-666: S. Chauleur, His
toire des Coptes (Paris. 1960).
4) Çounlukla Arapça olan bu kaynaklar için bkz. Tevfik Iscarous, Nevabihü'lAkbat ve   Meairuhum fi elKa mi’lriyr  (20. Yüzyldaki Ünlü Koptlann Biyografileri), 2 cilt (Ka
hire, 1910-13); Yusuf Minqarius. Tarihu'lUmum eIKbtiye(Kopt   Ulusunun Tarihi,
1893- 1912 Yllar arasnda) (Kahire, 1913); Ramzy Tadros, elAkbat fi Kami'lriyn   (20. Yüzylda Koptlar), 5 cilt (Kahire, 1910 ff.); Yakub Nakh la Rufaila, Kitab Tarihu’l   Ummemu'lKbtiye  (Kopt Ulusunun Tarihi), (Kahire, 1898); Tarihu'1Batriha  Baramous
manastrndan b ir kei tarafndan yazlm anonim Patrik ler Tarihi, Kahire, 1897):
Piskopos Isodoros, elHaridahu'lNefse fî Tarihu 7-Kensa(Kilisenin Tarihi), 2 cilt (Kahi
re, 1923); Tarihu'lUmum eIKbtiye{Msr   Hristiyanlnn Tarihinin Özeti), (Kahire,
1925); Jacques Tagher, elAkbat ve'lmusliman munzü elfethu'larabi ila   ân 1922   (Arap stilasndan 1922ye Kadar Koptlar ve Müslümanlar) (Kahire. 1951): Iris Habib
al-Mary, QKssalu'lKenisaH'lKbtiye{.S.  435e Kadar Kopt Kilisesinin Tarihi) (Kahire,
tarih yok); Zaki Shenuda, Tarihu'lAkbat   (Koptlann Tarihi), i. cilt (Kahire, 1962)
5) E. Amelineau. Etude sur le christianisme en Egypt au septième siecle   (Paris. 1887):
A. Macaire. Histoire de l'eglise d'Alexandrie depuis Saint Marc jusqua nos jours   (Ka
hire, 1894); J. Maspero, Histoire des patriarches d'Alexandrie depuis la mort de 
2 6 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
lml okuldur. Sonuç olarak bu noktada unu söyleyebiliriz; Kopt kilisesinin kapsaml ve derinlemesine bir tarihi henüz yazlmay beklemektedir. Onun kaynak belgeleri henüz ksmen yaynlanm tr, Kopt arkeolojisi de emekleme çandadr. ‘Koptiyat’ alanndaki aratrmalar, ‘Msriyat’ ve ‘slamiyat’ alanndaki aratrmalarn çok gerisindedir. Eski Msr Uygarl ile slami Msr Uygarl arasnda en önemli balant halkas olan Kopt uygarl, bu iki monolitik ya p arasnda ezilmitir. Bu nedenle Koptlann gerek Msr tarihinde, gerek Hristiyan kilisesinin tarihindeki yerini yeniden belirlemek için ciddi çabalar gerekiyor.6
Son bulularn nda egemen duygu udur; Koptlann antsal
ve bazan ortal kantran katklann ortaya çkarmak için genel Hristiyanlk tarihinin birçok cephesi yeniden kaleme alnmaldr. Kilise babalanyla ilgili çalmalarn önemli bir bölümü deitiril
meli, hatta yeniden yazlmal, bu arada kiliseler aras ilikiler ve ilk misyonerlik giriimlerinin tarihi yeniden gözden geçirilmelidir.
Koptlann, skenderiye Kateizm Okulu’nun oluumunda ve ma nastr kurallannm geliiminde oynad büyük rol biraz bilinmek le birlikte, bu konu yeni bir deerlendirmeye muhtaçtr. Kopt n cil Edebiyat -gerek kilisece kabul edilenler, gerek reddedilenler- ve Hristiyanln ilk dönemine ilikin “heretik” ‘sapkn’ diye ad-
L 'em pere ur An a s fa se ju squa ¡a reconciliation  des eglises jacob ites (518616)   (Paris,
1923); A. Heckei, Die Kirche von Ägypten, ih re Am fange, ihre Organisation und ihre   Entwicklung bis zur Ze it des Nicanum   (Strasburg, 1918); R. Strothmann, Die kop-  tische Kirche in der Neuzeit  (Tübingen, 1932): W. L. Westermann et al. Coptic Egypt   (Brooklyn, N.Y. 1944); W. H. Worrell, A Short Account o f the Copts   (Ann Arbor, Mic
higan, 1945); E. R. Hardy, Christian Egypt, Church and People   (New York, 1952):
Maria Cramer, Das christlichkoptische Ägypten, Einst und Heute. Eine Orienti-  erung   (Wiesbaden, 1959); E, Wakin , A Lonely Minority, The Modern History of   Egypt’s Copts : The Challenge o f Survival for Four Million Christians   (New York,
1963). Ayrca seçme bibliyografyadaki Dou Hristiyanl ile ilgili genel eserlere ba
knz. leride, aralarnda Adeney, Kidd, Rondot ve Spuler’in eserlerinin yer ald bu
listeye atfta bulunurken yalnzca yazar adlan verilecektir.
6) Dier monografi ve makaleler arasnda A.S.Atiya, elKanisahu'IKjbtiye ve ru hu ’lkav   m î fl M sr elasru'lBizantUBizans  Msr'nda Kopt Kilisesi ve Milliyetçilik), Msr Ta
rihç iler Birlii Bülteni III (1950) s. 1-14: Franc is al-Itr, elUmmem u’lKbtiye ve Ke   niysetuhu ’lOrtodoksiye   (Kopt Ulusu ve Onun Ortodoks Kilisesi), (Kahire, 1953): Hil
mi Guirguis, AlAqbat   (Koptlar), (Kahire, 1956): S. Chauleur. Les Copies.  (skenderi
 ye, 1949); J. Murtagh, The Copts (Kah ire, 1949); A. de Vlieger, The Origin and Early   History o f the Coptic Church   (Kopt Kilisesinin Kökeni ve Erken Tarihi) (Lozan, 1900):
brahim Nohy. The Coptic Church. Christianity in Egypt   (Kopt Kilisesi, Msr’da H
ristiyanlk) (Washington D.C. , 1955) saylabilir. Ayrca bibliybgrafya bölümünde ve
rilen, Koptlar ve M sr ile ilgili deiik ansiklopedilerde yaymlanm maddelere ve s-  lam Ansiklopedisinde  Gaston Wiet'in yazd Kopt' maddesine baklabilir.
DOU HIRSTYANLII TARH • 2 7
 
lanchrlan belgelere ilikin bilgimiz hâlâ çok snrldr. Kopt sana t ve mimarisi son yllarda çok ilgi uyandrmakla birlikte, bu ko nularda son söz henüz söylenmemitir.
Benim görevim, tüm bunlar ve Kopt tarihinin öteki alanlarn Kopt dünyasnn içinden gelen bir insann kaçnlmaz tutkusuyla tantmak, ancak dardan bakan bir tarihçinin olaylar yansz de erlendirmesi gerektiini unutmamaktr.
‘Kopt’ Terimi
Kopt ve Msrl sözcükleri anlamdatr. ki sözcük de Grekçe “aigyptos” kökünden gelir ki Hellenler bunu hem Msr hem de Nil anlamnda kullanmlardr. Bu da eski Msr dilindeki Memphis,
 yani ‘Ptah Ruhunun Evi’ ya da ‘Ptah Ruhunun Tapma’ anlamma gelen ‘ H a k - k a - P t a h ’   sözcüünden bozmadr. Ptah Msr mitolojisin de en üstün tanryd ve tüm yaratln sahibi olduu için bütün öteki tanrlardan önce Memphis’te ona dua edilirdi. Grekçe aigyp tos sözcüünün ön-eki ve son-eki zamanla atlnca, geriye kalan ‘gypt’ kökü daha sonra tüm Avrupa dillerinde Egypt ve Kopt söz cüklerinin kökenini oluturdu. Bunun Arapça karl da Quibt ya
da Gybt’dir.7 Baz açklamalara göre Kopt sözcüü Arap ve Semitik kaynak
l olup, Nil Vadisi’ne ilk yerleen ve Thebes civarndaki eski M- sr‘n bakenti olan Quft’ ya da ‘Guft’ kentine adn veren Nuh Peygamber’in torunlarndan Mizraim olu ‘Kuftaim’den gelir. Araplar Msr’a ‘Daru’l-Kbt’ yani ‘Koptlann evi’ derlerdi ve bölge halk balangçta Hristiyan olduu için Arap zihninde Kopt ve H ristiyan e anlam kazand. Sonuç olarak u noktay unutmamak gerekir ki Kopt terimi balangçta dinsel bir içerik tamayp M srl anlamna geliyordu. Bu nedenle Kopt Kilisesi yalnzca Msr
Kilisesi olarak anlalmaldr. Etnik köken olarak Koptlar Semitik ya da Hami rkndan ziyade
Akdenizlidir. Koptlar, eski Msrllar’n dorudan torunlar olarak ta-
7) Kopt dilindeki telâffuzu Keft' veya 'Kepto'dur. Üçüncü yüzy lda Diocletian güçleri ta
rafndan yamaland, 715 dolaylarnda Perslerin eline geçti ve Müslüman egemenli
i döneminde Arabistan ile ticaretin merkezi oldu. Selahadd in döneminde Quft Arap
egemenliine bakaldrd ve isyan üç bin kiinin öldürülmesiyle bastrld. Bundan
sonra bölge gerilemeye balad ve Qu öne geçti, bkz. F. Amélineau. La Géographie   de ¡'Egypte à l'époque copte   (Paris. 1983) s. 213-15.
2 8 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
mmlanmlarsa da8, onlarn Nil’in uzak bölgelerinde halâ yaayan gö çebelere benzerliini kantlamak için de baz giriimler yaplmtr. Bu konuda hakikat ne olursa olsun, dinleri, Koptlann ardarda gelen istilac akmlann inançlanna katlmalanna kar bir kalkan olmu tur. Bu yüzden Kopt rknn anl yalnzca bir söylence deildir. Kopt için din toplumsal birlii salayan etken olduu kadar, Ortodoksluk da yalnz bir tapnma biçimi deil bir yaama biçimiydi.
Onsekizinci yüzyln sonuna kadar Koptlar ya kendi köylerinde  ya da büyük kentlerde kendi mahallelerinde yaadlar. Ortadou’da geçen yüzyl modem demokrasinin filizlenmesiyle birlikte kölelik sistemi ortadan kalkmaya balad ve ayn yaamann da anlam kal
mad. Bugün Koptlar her yerde Müslüman komularyla politik ya da etnik ayrmclk söz konusu olmakszn yan yana yaamakta,
dinsel özgürlükten sonuna kadar yararlanmakta ve bütün Msr sathnda kiliselerinin says artmaktadr. Sonuç olarak Koptlar din sel bir grup olarak varlklarn korumular, Msr ulusunun politik  yapsyla bütünlemiler, din ve itikat ayrm olmakszn her yurt tan ayrcalk ve sorumluluklarna sahip olmulardr.
Kopt Dili
Arapça konuan Koptlar bugüne kadar Kopt dilini kiliselerinde korudular. Kopt dili, eski Msr dilinin evrimindeki son aamadr. Bu dilin önceki aamalar deiik hiyeroglif yazlarnda görülebilir. Hiyeroglifin ilk aamas tapnak duvarlarnda, mezarlarda ve papi rüs yazmalarnda görülebilir. Daha az resmi ve biraz daha basit letirilmi bir yaz biçimi de rahipler tarafndan resmi yazmala
rn redaksiyonunda kullanlm, sonralar bu yaz yalnz dualarn  yazm nda kullanlmtr. Zaman geçtikçe bu iki yaz biçimi de s
radan insanlar için çok zor anlalr oldu. Böylece çok daha az res me dayanan ama yine de günlük hayatn ihtiyaçlarn karlamak tan uzak kalan üçüncü ‘demotic’ aamaya geçildi. Greklerin gel mesi, ardndan Hristiyanln Msr’da yaylmasndan sonra bu “demotic” yaz9Kitab Mukaddesin çoaltlmas için yetersiz bulu nunca, Msrl bilginler ve yazarlar Msr dilindeki metinleri Grek alfabesiyle yazma (transliterasyon) yöntemini benimsediler. Ksa
8) Bkz. Modern Sons of the Pharaohs. 9) H. I. Bell, Egypt from  Alexandre the Great to the  Arab Conquest   (Büyük skender'den
Arap stilasna Kadar Msr) (Oxford, 1948) s. 112-13.
DOU HIRSTYANLII TAR'H • 2 9
 
sürede bu alfabenin Kopt dilindeki tüm sesleri karlamadn gö rünce, kendi demotic alfabelerindeki son yedi harfi bu yazya ekle
 yerek sorunu çözdüler. Sonuç olarak Kopt dili, son dönem Msr konuma dilinin Grek
alfabesiyle yazld ve demotic dilden yedi harfin eklendii bir dil olarak tanmlanabilir. Bu yeni yaz sisteminin kesin balangç ta rihini belirlemek olanaksz gibi. Uzun bir süreç sonunda tam ola rak sistematize edildii tahmin edilebilir. Burada u ilginç noktay belirtmek gerek. Grek harfleriyle yazlm Msr dilinde bilinen ilk belge sa’dan yüzelli yl öncesine rastlamaktadr.10Gerçi böyle tekil bir olaya dayanarak genellemeye gitmek doru deilse de, bu olay gelecekteki uygulamalarn habercisi olarak kabul edilebilir. .S. 2.  yüzyln ikinci yansnda, Hristiyanln Msr’da düzenli bir biçim
de yaylmasyla birlikte bu yeni , dilin eski demotic dille bir arada kullanld ve sonunda onun yerini ald söylenebilir. Eski demo
tic dili son kullananlar büyük olaslkla sis rahipleri oldu çünkü .S. 452 ylma tarihlenen Philae duvar yazlar bu dille yazlmtr. Ancak bu tarihte demotic dil halkn günlük kullanmndan çoktan çkmt.
uras ilginçtir ki Kopt dili eski Msr Dilinin yerel azlarn (di  yalekt) içeriyordu. Bu azlar arasnda Bohairik ya da Aa Msr, Sahidik ya da Yukar Msr, Faiyumik, Akhmimik ve Bamurik az larn sayabiliriz. Günümüzde Kopt kilisesinde ve dualarda Boha irik az kullanlmaktadr. Bunun en eski az olduu kabul edile bilir çünkü skenderiye ve Naucratis gibi Grek kültürünün kesin likle egemen olduu merkezlere yakn olan Aa Msr’n, Yukar Msr’a göre Grek etkisine daha açk olduu kabul edilmektedir.
Üçüncü yüzyln banda ncil’in büyük bölümünün Koptça ya zld kabul edilebilir. Bugüne kadar bulunan en eski el yazmas ncil, Kopt dilinde papirüs üzerine yazlm Aziz Pavlus’un Mektup- lan’nn büyük bir bölümünü içermektedir ve .S. 200 yl civarn da yazld tahmin edilmektedir.11.S. ikinci ile beinci yüzyl ara snda yazlm çok sayda Koptça belgeler bulunmutur ki bunla rn çou dini karakter tamaktadr.
10) Seçkin M sriyatç F. L. Griffith tarafndan bulunmu ve Alfred Nawra th'n Egypt.  The Land belveen Sand and Nile  balkl çalmasnn 'The Copts' bölümünde zik
redilmitir. (Bern. 1962) s. 132.
11) FfMegan. Light   ran the Ancient Past   (Antik Geçmiten Gelen Ik) (Princeton, 1951)
& 332 ve sonras. Bu metinden kalan 86 yapran 53'ü Chester Beatty Koleksiyo
nu nda. 30'u da Michigan Üniversitesi küaplndadr.
3 0 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
Kopt dili yedinci yüzylda Arap istilasnn okunu da atlatt ve okuma yazma bilmeyen Arap egemenlerin hizmetindeki yerel yöne ticilerin, zorunlu olarak devlet ilerinde ve muhasebede kullandk lar resmi dil olmaya devam etti.
706 ylnda Emevilerin Msr Valisi Abdülmelik’in olu Abdullah, tehlikeli ve zamansz bir bildiri yaynlayarak tüm devlet ilerinde Koptça yerine Arapça kallanlmasm emretti12. Gerçi bu
müdahale pratikte geçerli olmad ama yerli yazarlarn, fatihlerin dilini örenmesine ve ilerideki yüzyllarda iki dilde birden yazlm çok sayda belgenin ortaya çkmasna neden oldu.
slam hanedanlarnn art arda geldii o frtnal yllarda, Kopt dili 13. yüzyla kadar konuulan ve kilisede kullanlan bir dil ola rak varlm korudu. Bu tarihten sonra Kopt bilginler Arap dilinde Kopt gramerleri ve Arapça-Koptça sözlükler yazarak dillerini koru maya çaltlar. Bunlar arasnda Fatimi ve Eyyübi hanedanlar dö neminde yaam ünlü Aulad al Assai ile Ebu el Bereket bin Kabar bata gelir. Tüm bu çabalara karn, Kopt dili zamanla Yukar M sr’a itildi ve Msr’ ilk kez 1664 ylnda ziyaret eden Alman gezgin Vansleb13gerçekten Koptça konuan son Kopt olan Anastase adl kiiyi gördüünü öne sürdü. Vansleb’in iddiasn doru kabul et mek mümkün deildir, çünkü ondan sonra baka gezginler Kopt ça konuan Koptlara rastladklarn yazmtr.
Koptça tümden ölmü müdür? Bu tartlabilir bir sorudur.
Koptça halen kiliselerde kullanld gibi, Yukar Msr’da hâlâ ‘Kopt ça konumay aile gelenei olarak sürdüren’ kapal köy toplulukla rnn varlndan söz edilmektedir14. Ne var ki Koptçay yaayan bir dil olarak nitelemek de yaln olacaktr. Kesin olan udur ki Koptça Msr’da konuulan Arapça’ya iki yönden etkide bulunmutur. Bi
rincisi, Msr Arapçasmm sözcük daarcna kendine özgü katklar
brakmtr15. kinci olarak, iki dilde birden yazan ilk Kopt yazarla-
12) Jacq ues Tagher, Aqbat \vaMuslimün.  s. 300-8, çok salam olmamakla birlikte s-
lami dönemde Koptçamn kaderiyle ilgili ilginç bir anlatdr,
13) J. M. Wansleben adyla da bilinen yazann 'Ungedrukte Beschreibung von Ägypten
in Jahre 1664’ balkl yazs H. E. G. Paulus tarafndan Sammlung der merkwür-  digsten Reisen in dem Orient  bal altnda yaym land (Jena, 1792-1803). Anla l
d kadaryla Vansleb Msr'a dönerek yeni bir anlat kaleme alm ve bu yaz ara
larnda ngilizcenin de yer ald çeitli dillere çevrilmitir : The Present State ol'   Egypt, or. A New Relation o f a Late Voyage into that Kingdom, performed in the ye-  ars 1672 and 1673,  çeviren M. D. (Londra, 1678).
14) W. H. Worrell, Short Account o f the Copts,  s. 51.
15) G. P. Sobby. T he Su rvival o f Ancient Egypt', Bulletin o f the. Society o f Coptic A rc -  haeology  No. 4 (1938). s. 59-70.
DO U HIRSTYANLII TARH • 3 1
 
makta, bu çaba beklenmedik bir ilgiyle karlanmaktadr16.
Eski Msr Dini
dinsel düünceye yatkn insanlar olarak bilinir. Eski mitolojinin tanrlarna ne kadar sayglysalar, sonraki çalarda Hristiyanlk ve Müslümanla ballklar da o kadar derinden olmutur. Msrl nn bu din merak, tüm inançlar açsndan geçerlidir. Bu olay onun eski pagan inançlarndan Hristiyanla geçiinde açkça gö rülür. Msrlnn eski inancnn temel ilkelerine olan alkanl,
onun zihninin yeni dogmay çok zahmet ve sknt çekmeden kabul etmesine yol açmtr. imdi sa’nn öretilerinin Msr’da hzla ya  ylmasna neden olan baz paralelikleri gözden geçirelim.
lk olarak, tek tanr düüncesi, 18. hanedan döneminin kralla rndan khnaton’un (.Ö. 1383-1365) büyük birlikçi devrimini ya am Msr insan için yeni bir ey deildi. Bu doal olarak uzak
geçmiteki bir olayd ama yine de dinsel düünce tarihinde bir aamay temsil ediyordu. sa’nn tanrsal ve insan yapsnn izdü ümünü, hem tanr hem insan olan Osiris’te görebiliriz. Gerçekte, tüm firavunlar tanrlatrlm insanlard.
Yeni dindeki Üçlü kavram, Msrl tarafndan yalnzca kendi üç lülerinin bir yansmas olarak kabul edilmi olmaldr. Eski M sr’da hemen tüm önemli kentlerin kendine özgü bir üçlüsü vard. Bunlarn en ünlüsü kukusuz Osiris, sis ve Horus üçlüsüydü. Osiris’in ölümden sonra dirilii sa’nn diriliine benzer, sis ve Ho rus da Anne ve Çocuu andrr. Gerçekten erken çadaki bir Kopt Meryem tasviri, sis’in Bebek Horus’u emzirmesini gösteren bir tablonun reprodüksiyonundan baka birey deildir. Sonraki Kopt
ikonografisinde bu yerleik bir motif olarak kald. Meryem’e kutsal doumun tebli edilmesi, Kutsal Ruh ve Baki
re Meryem’in mucizevi bir biçimde sa’y dourmas da Msrl için
16) Giza’daki Kopt Pazar okullar. Al Tuqus al Qibtiya' bal altnda Koptça ve Arapça du
alar içeren üç broür yaymlamtr. Broürler anonim olmakla birlikte, merhum Yas
sa Abdülmesih taralndan gözden geçirildii özellikle belirtilmektedir. Kopt Müzesi nin
eski kitaplk yönetmeni olan Abdülmesih, Kopt dilini son dönemde en iyi bilen Msrl
larn bala geleniydi.
 
 yeni eyler deildi. Msr mitolojisinde yarat tanrs olan Ptah, kendi kutsal ruhunu bakire bir inee üflemi ve tanr Apis do mutu. Bunun bir örnei de son Msr firavunu Horemheb'in, tan r Amon’un ruhundan hamile kalan bir bakireden douu ile ilgili efsanedir.
Hristiyan öretisinin temel öesi olan ölümden sonra hayat so runu Msr düüncesinin de köetayd ve Msr uygarlnn geli mesinde hayati bir rol oynamtr. Eski Msrl için ölümden sonra dirili fiziksel bir olguydu ve ölünün ruhu (Ka) kendisine benzeyen bir gövdeye dönerek yaamaya devam edecekti. Bu nedenle ölüm
süzlüe kavumak için gövdenin bozulmadan korunmas gerekti inden mumyalama sanatn yarattlar ve bunu bugün bile çözüle meyen bir mükemmellie ulatrdlar. Ancak, öngörülemeyecek kö
tü rastlantlar sonucu mumya hasar görebilir ya da kaybolabirdi. Bu durumda Ka’nn geri dönüp tanyabilmesi için ölüye çok benzer bir varlk gerekirdi. Bu gereksinim de Msrllarn resim ve heykel sanatlarn gelitirmelerine yol açt. Ölüm mimarisini de mükem mel düzeye ulatrarak, zamann kaçnlmaz tahribatna meydan okuyacak piramitler, ant mezarlar ve tapmaklar ina ettiler.
Ayrca Msrllar Hristiyanlktaki haç, kendi ebedi hayat sem bolleri olan ‘Ankh’ ile özdeletirdiler. Bütün antlarda ve tasvirler
de, yalnz tanrlar ve firavunlar gibi ölümsüzler, ellerinde Ankh tu tarken resmedilmitir. Ankh iareti tepesi yuvarlak bir haçtan iba retti ve Hristiyanlar en batan bunu kolayca benimseyerek her türlü ta oymada, resimde, duvar dekorasyonunda, amdan gibi seramik nesnelerde ve hatta siyah-beyaz ve renkli dokumalarda kullandlar17. Hristiyanln tümü için haç, ancak Büyük Konstan
tin döneminde, onun sava arifesinde gördüü ünlü vizyondan sonra yeni dinin gerçek sembolü oldu. Ancak Koptlann çok daha önce, ebedi hayat iareti olan haç Hristiyanlk sembolü olarak kullandklan kesin gibidir. Bu balamda, Msr mitolojisindeki
tann Horus’un kötülük Tanns Seth ile mücadelesinin, Koptlar ta rafndan Aziz George’un Canavarla mücadelesiyle özdeletirilmi
17) Maria Cramer erken Kopl dönemindeki Ankh iaretlerinin zengin bir koleksiyonu
nu toplamtr. Bkz. Das altagyptische Lebenszeischen in christlichenKoptischen   Ägypten E ine kulturuncl religiongeschichüche  Studie au f archäologischer Grund-  lage  (Wiesbaden. 1955). H ristiyanln ilk yüzy llarda kök sald Bal vahalarndan
bir baka ilginç derleme için bkz. Ahmad Fakhrv. The Necropolis of ElBaga\vat in   Kharga   Oasis (Kahire. 1951). s. 36-7.
DOU H IRSTYANLII TARH • 3 3
 
olmas ilgiye deer.18Bu sahne, ta oymalarda, resimlerde ve ku ma üzerinde skça tasvir edilmitir.
Dördüncü yüzylda yaam olan Aziz ve ehit St. Menas, yeni dini yaymak için halk arklarndan yararland ve Msr mitoloji sindeki en eski üçlünün öykülerini anlatan popüler halk arklar
n Hristiyanla adapte etti. Msrllarn son döneminde eski Msr mitolojisinin bozulmas ve
 yozlamas, buna paralel olarak batl inaçlann ve mistik tarikatla rn yaylmas da, eski Msr dininin sönmesinde önemli bir rol oy nad. Greklerin Msr’a gelii de eski Msr dinini beklenmedik bi çimde etkiledi. Dou ile Bat’y kendi egemenlikleri altnda birle
tirmek isteyen Ptoleme hanedan, eski dini hem Msrllarn hem de Greklerin benimseyebilecei bir kalba dökmeye çaltlar.
Böyle bir eklektik sentez oluturma giriimi, iki taraf için de ha  yati önem tayan baz konularn daha da karmak bir duruma
girmesine neden oldu. Bunun en çarpc örnei, Osiris ve Apis’in insanlatrlm (antropomorfik) bir tasviri olan ve ayn zamanda her naslsa Grek tannlan Zeus ve Pluto ile ilikilendirilen ya da öz deletirilen Serapis’in kiiliinde, yeni bir evrensel ilah yaratlma sdr. Helenlemi Msrl ile Doululatrlm Helen arasnda ka lan yerli halk, hakiki inanc nerede bulaca konusunda aknd.
Bu dinsel karmaaya, Roma yönetimi altnda Msr halknn içi ne dütüü ac sefalet ve ümitsizlik uçurumu da eklenince, Msr topraklarn bir zahire ambar olarak gören Romal için yerli halk zavall bir alet derekesine dütü19. Hayat amaçsz ve renksizdi. M srlya kalan tek teselli öteki dünyada rahata ve huzura kavumak umuduydu ve Hristiyanlk bunu fazlasyla vaad ediyordu. Hristi  yanln Nil vadisi boyunca orman yangn gibi hzla yaylmasn salayacak ortam artk hazrd.
18) P. D. ScoU-Moncrief, Paganism and Christianity in Egypt   (Cambridge. 1913), s. 137-
40.
19) Bell. s. 65-100; J. G. Milne, Egypt under Roman Rule.  (Londra, 1924) s. 151 et seq..
226-7; W. L. Westermann. ‘On the Background of Coptism' in Coptic Egypt   (Bro
oklyn, N. Y. 1944), s. 7-19. Daha ayrntl ara trmalar için bkz. M. Rostovtzeff, The   Social and Economic History o f the Roman Empire  (Oxford. 1926): P. Jouguet, La do-  mination romaine en Egypte aux deux premiers siècles après JesusChrist   (skende
riye. 1947); H. I. Bell. ‘Roman Egypt from Augustus to Diocletian' in Chronique   d'Egypte. XIII (1938), s. 347-63: S. L. Wallace, Taxation in Egypt from Augustus to   Diocletian   (Princeton. 1938): J. G. Milne. The Ruin of Egypt bv Roman Mismanage
ment' Journal of Roman Studies.  XVII (1927) 1-13.
3 4 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
Kutsal Aile’nin Kaç
Kutsal Aile’nin Filistin’deki zalimlerin elinden Msr topraklarn da güvenli bir ortama kaç, Koptlan bugün bile heyecanlandran tatl bir andr. Yazarlarnn her frsatta and bu olaydan gerçek
ten gurur duyarlar20. Kopt takviminin Baon aynn her 24. günün de okunan bu olayla ilgili ükran duasnda, Koptlar sevinçlerini u sözlerle dile getirir; “Ey Msr, Ey Msr’n evlatlar ve snrlar. Sevi niniz ve counuz. Çünkü zaman öncesinden kalan ve nsan Seven, oraya size gelmiti.” sa’nn Nil kylarna geliinin Msrl Hristiya-
nn dügücünde yaratt coku, Kopt edebiyatnda ifadesini bulur. Bu olay, ilk apokrif ncil çevirilerinde anlr. Kilisenin kurulu aa masnda, bu olay yeni dine daha fazla insann inanmasn salam
olmaldr. Kutsal Aile’nin Beytü’l-Lahm’dan yukar Msr’a seyahati ni zihnimizde canlandralm. Mümkündür ki Anne Meryem kolla
rnda sa bebekle merkep üzerinde giderken, Yusuf yan sra yürü  yordu. Ortadou ülkelerini bilenler için bugün bile yadrganmaya cak bir görüntüdür bu. Grup, Sina yarmadasnn Gazze’den Ra-
fah’a kadarki bölümünü kuzeydeki kervan yolundan geçmi olma ldr. Buradaki Msr nehri ad verilen küçük akarsuyu yürüyerek geçen kafile, Romallarn mahkumlan sürgün ederek burunlann kestii bugünkü el-Ari’e gelmi olmaldr. Oradan Ostrakini’ye ge çen Aile’nin son dura herhalde Msr’n dousundaki ana giri ka ps saylan bugünkü El-Farama kenti olmutur. Bu, .Ö. altnc  yüzylda Perslerin, .S. yedinci yüzylda Araplarn izledii yoldur. Yolculuun bundan sonras efsane ve apokrif öykülerle dolu olsa da, kafilenin Msr içlerine giderken Perslerin ve Araplarn kulland bildik yoldan ilerlediini tahmin edebiliriz. Her yatan haclarn
ve gezginlerin yllardr izledikleri yoldan ilerleyerek, kafilenin mola verdii duraklan isabetle sralayabiliriz.
Manzaleh gölünün aasndan Süvey kstan ve Herodo-
tus’un .Ö. beinci yüzylda ziyaret ettii 22. hanedann bakenti Bubastis’i geçen kafile, arkiya eyaletine doru yola devam etmi
20) Bu kaçn öyküsü hemen hemen tüm Kopt tar)' t-m. ularnda yer almakla birlikte,
konuyla ilgili en ivi inceleme O. E. A. Meinardus? n>> m The Steps o f the Holv Family    from Bethlehem to Upper Egypt   (Kahire, 1963) uasiki çalmasdr. Meinadus bu
rada Arapça ve Ermenice kaynaklardan yararlanmtr. Sanir William Farid tara
fndan kaleme alnan ve ailenin kaç güzergâhn gösteren turist rehberi niteliin
deki bir klavuz The Flight into Egypt  balyla yaymlanmtr.
DOU HIRSTYANLII TARH • 3 5
 
olmaldr. Buras Aile’nin bir süre dinlendii ilk durak kabul edilir. Altna sndklar aacn 1850 ylma kadar ayakta kald söyle nir. Dal çok bilinen ve Ortaça’dan günümüze kadar haclar ve turistler tarafndan ziyaret edilen durak Matariya köyüdür. Ai le’nin burada altnda dinlendii firavun inciri aacnn yaknnda,
18. hanedan döneminden kalma bir dikili ta hâlâ ayakta durmak tadr. Gelenee göre dindarlar tarafndan yeniden dikilerek bugü
ne kadar varl sürdürülen bu firavun aacnn son dikili tarihi olarak 1672 yl verilmektedir. Bu kutsal aaç yllarn arlyla
1906 ylnda yklmsa da, dallarndan hâlâ sürgünler vermekte dir. Üçüncü durak olarak kabul edilen Kahire’deki Haret Zway-
la’da Koptlar, bu yolculuun ansna bir Meryem kilisesi ve rahibe manastr ina etmitir. Yolculuun buradan güneye inen bölü mündeki en ilginç durak noktas, Aile ’nin bir süre kald Babil ha valisindeki maara ya da bir küçük yeralt tapmadr. Bu dördün
cü durakta, Koptlar tarafndan dördüncü yüzylda ina edilen Abu Sarga (Aziz Sergius) kilisesi vardr. Kafilenin dinlendii yeralt ta pma da günümüze kadar özenle korunmutur.
Bundan sonraki duraklar arasnda eski Kahire’nin güneyinde Nil kysndaki bir Yahudi tapma da saylabilir. Burada Maadi’de,  yine Koptlann yaptrd bir Meryem kilisesi görürüz. Gözalc üç kubbeli bugünkü binann 13. yüzyldan kald bilinmektedir. Yol cular buradan Nil’i geçerek yukar Msr’a girdiler ve Asiut eyale tindeki Meir ve Kusay’a kadar gittiler. Burada yeniden alt ay ka dar bir maarada saklandlar. Dindar Koptlar burada, bugün Da- ru’l-Muharrek adyla anlan bir Meryem kilisesi ina ettiler. Günü müze kadar aralksz bir hac ve turist aknma hedef olan bu kili se, ziyaretçilerin saysz armaanlan nedeniyle Msr’n en zengin manastrlarndan birine sahiptir. Erken dönem Müslüman yazar
lardan Muhammed el-Bekir (676-731), ailenin orta Msr’dan geçi ini kaleme alm ve öyküsünü Araplarn Msr’ istila ettii dö
nemde halk arasnda yaayan mucizelerle süslemitir 21. Ailenin Msr’a kaç öyküsünde efsaneyle hakikati, ortodoks
olanla apokrif olan birbirinden ayrmak çok zordur. Ancak kilise nin de gayretiyle, Koptlann bu konuda gelenee ball günümü ze kadar sürmütür. Msr her zaman akl almaz dindarlk ve'mu cize öykülerinin diri tutulduu bir topraktr ama içten ve basit M
21) Meinardus. s. 41-3.
 
srl Hristiyamn, Kutsal Aile’nin ayak izlerini sürerken duyduu coku ve sayg hereyin üstündedir.
Bu Msr gezisinin ne kadar sürdüü kesinlikle bilinemiyor. Ma sumlarn katledilmesinin sorumlusu olan Herod’un, sa’nn do duu yl içinde öldüü dorudur. Bu nedenle ailenin yurt dmda daha fazla kalmaya gerek görmedii tahmin edilebilir. Öte yandan, o çalarda seyahat etmenin müthi zorluklarn göz önüne alarak, bu gezinin epey bir zaman ald kabul edilebilir. Dahas, T h e I n  
f a n c y Go sp e l o f St . T h o m a s '   da, ölmü bir baln dirilmesi mucize sinin sa henüz üç yandayken meydana geldii anlatlr. Bu ne denle, sa üç yan geçtikten sonra Aile’nin Msr’dan Filistin’deki Nasra’ya geri döndüü düünülebilir. Kutsal Aile’nin Msr’a kaç , daha sonra yeni dini yaymak için buralara gelen yalvaçlara ver dikleri vazlar için sürekli bir esin kayna olmu ve yeni dinin M sr’da yaylmasna yardm etmitir.
2. KOPT HIRSTYANLIININ KAYNAKLARI
Kurucu Aziz Markos
Koptlar, dört Evangelist’ten biri ve en eski Incil’i yazm olan Aziz
Markos tarafndan kurulan ulusal kiliselerinin apostolik kökeniyle .iftihar ederler. Kiliselerin apostolik kökenli olmas, yani sa’nn ha varilerinden biri tarafndan kurulmu olmas o kilisenin patrikleri ne “yeyüzünde sa’nn konuan sesi” olmak payesini verir. Kopt dinsel hiyerarisinde Aziz Markos, oirbirini aralksz izleyen 116 patriin birincisi olarak kabul edilir. O ayn zamanda bir dizi Msr l Aziz ve anl ehitlerin ilki olarak bilinir. En eski Kopt kaynakla ra dayanarak Arapça derlenen ve halen orta Msr’daki El Amuna-  yin bölgesinin piskoposu olan Severus bin el-Mukaffa tarafndan sürdürülen “ s k en d er i y e K o p t K i l i s esi Pa t r i k l er i n i n T a r i h i 22   balkl
22) Kitabu’sSiyer, Aba elBatrika. Bu Arapça metin ilk olarak C. F. SeybaiS, Severus Bin
El-Mukaffa tarafndan Corpus Scriptorum Christianorum Orientalium, Scriptores   Arabici,  Series Tertia, Tornus IX (Beyrut ve Paris, 1906) içinde 'Historia. Patriarcha-
run Alexandrinorum1bölümünde yaymland. Arapça metinle yan yana yaymlanan
ngilizce çevirisi B. T. Evetts tarafndan balatlm: Patrologia Orientalis   içinde 'His
tory of the Patriarchs o f the Coptic Church o f Alexandria' 2 c. (Paris, 1907 - 15) ve
Yassa Abdülmesih. O. E. H. Burmester ve Aziz S. Atiya tarafndan Publications of the   Society o f Coptic Archaeology  içinde sürdürülmütür . 3 bölüm (Kahire, 1943-59).
Son fasikül . S. 1102 ylna kadar gelmitir.
DOU HIRSTYANLII TARH • 3 7
 
kitap, evangelistlerin ve ilk patrik Aziz Markos’un zengin bir biyog rafisiyle balar. kisi de Yahudi olan Aziz Markos’un ebeveynleri, Berberi kabileleri saldrp topraklarn ellerinden alncaya kadar Pentapolis’te yaadlar. Bu olaydan sonra Kudüs’e göçmeye karar veren ailenin olu muhtemelen sa’nn doumundan ksa süre sonra burada dünyaya geldi. yi bir eitim gördüü anlalan Mar- kos, branicenin yan sra Grekçe ve Latince de konuuyordu. Ai lesi ar derecede dindar olan Markos, çandaki dinsel aray ve atlmlann tipik bir temsilcisidir. Hristiyanla girii büyük kuze
ni Aziz Bamabas araclyla olduysa da, Aziz Peter ve Aziz Paul’u iyi tanrd. Bütün bunlardan öte, ksa süre sonra sa’nn çevresine girdi ve onu evinde birden fazla ziyaret eden sa, Yetmilerden biri
olarak seçti. sa’nn göe yükselmesinden sonra da ardllar Markos’un evin
de toplanmaya devam ettiler ve Kutsal Ruh onlar burada ziyaret
etti. Bu büyük olayn meydana geldii oda, tarihteki ilk Hristiyan kilisesi oldu. Bütün bu nedenlerden ötürü sa’nn hayatnn en bü  yük tanklarndan biri olduu için, hakl olarak ilk ncil’i o yazd. .S. 60-130 yllar civarnda yaam olan Anadolu’daki Hierapolis piskoposu Papias, birinci yüzylda onun ncil’ine atfta bulunur.
Aydn ve yetenekli bir bilgin olan Markos’un, Roma’daki bera berlikleri srasnda basit bir balkç olan Peter’in çevirmenliini  yapt dorudur23. Ne var ki bu olay Markos’un yalnzca Peter için not tuttuu biçiminde yorumlanamaz. sa’nn ölümünden sonra tüm ardllarnn, onun deyilerini ve yaam öyküsüne ilikin söz lü bilgileri bir araya getirdii tahmin edilebilir. ncil, görgü tank larndan derlenen kaynak malzemenin, hem Petrus hem de Pavlus tarafndan kaydedilmi biçimlerini içerir. Aziz Markos ncil’i Latin ce, Grekçe ya da her iki dilde birden yazm olabilir. Aziz John Chyrsostom (347-407) ncil’in Msr’da Grekçe yazldn bildirir. ncil’in ancak Petrus ve Pavlus’un ehadetlerinden sonra yazlm
olabilecei de öne sürülmütür ama bu tez çok su götürür, çünkü ncil’in sa’nn çarmha gerilmesinden 12 yl sonra yani .S. 45 y
lnda ortaya çkt söylenir. Oysa iki Aziz’in ehit edilmesi Neron dönemine (54-68) rastlar ve büyük olaslkla 64 ylnda meydana gelmitir. Bu konuda hakikat ne olursa olsun, uras kesin ki Aziz
23) Cheteau. op. c it.. 1. s. 497'de. anla lr nedenlerden ötürü Az iz Markos'u Aziz Pe
lerin sekreteri ve çevirmeni olarak betimliyor.
3 8 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
Markos skenderiye’ye gelirken Incil’ini de beraberinde getirdi. Gerçi Incil’in Grekçe versiyonu bu kentte amacna ulamas için  yeterli olabilirdi ama, Msr’da Hristiyanla geçen ve Grekçe bil meyen yerli halk için Msr dilinde bir baka versiyonu hazrlad da öne sürülmütür24.
Aziz Markos yorulmak bilmez bir insand. Pavlus ve kuzeni Bar- nabas ile Antakya’ya seyahat etti. Daha sonra Kudüs’e döndü yi ne kuzeniyle birlikte Kbrs’a gitti. talya ve Roma’da, kendisine sevgiyle ‘Olum’ diye hitabeden Aziz Petrus’un yakn çevresinde bulundu. Ama Aziz Markos’un asl çalmas Afrika’dadr. lkin Ak deniz’i geçerek eskiden ebeveynlerinin yaad Pentapolis’e gitti.
Burada koloniler kurmu olan Grekler ve Yahudiler, onun din a kna yapt çalmalar için verimli bir hasat bölgesi oluturuyor
du. Burada birçok mucize gerçekletirdikten ve inancnn tohum larn yaydktan sonra, dolambaçl bir yol izleyerek Nil vahalar ve
eski Kahire üzerinden skenderiye’ye ulat. skenderiye gerek kent olarak önemi gerekse paganizmin kalesi olmak açsndan, Ro- ma’nn Dou’daki izdüümü saylrd ve bu yüzden Hristiyanln bu iki kentte zafere ulamas hayati önem tayordu. Bu görev önemli olduu ölçüde tehlikeliydi.
Bu noktada çok önemli bir sorunla, kesin tarihlerin belirlenme si sorunuyla kar karyayz. Pa t r i k l er T a r i h i  , Petrus ile Markos’a Roma ve skenderiye’ye gitmeleri gerektii yolundaki vahyin, sa’nn göe yükselmesinden 15 yl sonra yani .S. 48 ylnda indiini açk ça belirtir. Dier kaynaklar onun skenderiye’ye geli tarihi olarak 55, 58 ya da 61 yln gösterir. Kente geli tarihi hangisi olursa ol sun, onun .S. 68 ylnda ehit edildii konusunda tam bir görü
birlii vardr. Bu tarihler arasnda görevini tam anlamyla yerine ge tirmi ve yeni dine birçok yanda kazandrmtr.
Rivayete göre skenderiye’ye dou kapsndan girerken sandale
tinin ba kopan Markos, tamir ettirmek için bir kunduracya gi der. Sandaleti onarmak için kulland biz kazayla eline batnca ta mirci acyla “I Leis ho Theos” (Tanr birdir) diye barr.
Bunun üzerine cokuya kaplan Markos bir mucize göstererek adamn yaral elini annda iyiletirir ve tehlikeye aldrmadan yeni dine kabul ettii bu ilk ardla gerekli bilgileri aktarr. Bu adam Markos’un ardndan skenderiye’nin ikinci patrii olacak olan Ani-
24) Kamil Salih Nokia, s. 86-92.
DOU HIRSTYANLII TARH • 3 9
 
anus’tur. Kundurac Markos’u evine götürür. Burada kendisi ve ailesi vaftiz edilir ve onlar yeni ardllar izler. Hareket o kadar ba arl olur ki halk arasnda Galile’den gelen birinin putlar devir
mek için ayaklanma hazrladna dair söylentiler yaylmaya ba lar. Halkn duygular galeyana gelir ve heryerde insanlar ona ula maya çalr. Tehlikeyi sezen Markos, Anianus’u piskopos olarak takdis eder ve yanna üç rahip ile yedi diyakoz vererek, bana bir- ey geldii takdirde cemaate göz kulak olmasn ister. Bu olaydan sonra Markos’un iki geziye çkt anlalyor. lk olarak Roma’ya
giderek Petrus ve Paul ile bulutu ve onlarn . S. 64 ylnda eha- detinden sonra bakentten ayrld. Daha sonra skenderiye’ye dö nerken bir süre Venedik yaknlarnda Aquilea’da kald. Cemaati nin yeni dine imanndan emin olunca, Pentapolis’e giderek burada iki yl çeitli mucizeler gerçekletirdi, yeni piskopos ve rahipler takdis etti ve ardllarnn saysn artrd. Daha sonra skenderi  ye’ye döndüünde, büyük bir cokuyla din kardelerinin sayca çok arttn ve artk kentin kenar mahallelerinden Baucalis’te ha tr saylr bir kilise ina edecek güce ulatklarn gördü.
Hristiyanlarn pagan tanrlar ortadan kaldrmaya hazrlandk lar yolunda kentte yaylan söylentiler putperest halk çileden çka ryordu. Aziz, düman tarafndan aman vermez bir takibe alnm
t ve sonun yaklat anlalyordu. .S. 68 ylnda Paskalya yortu su ile Serapis enlikleri ayn güne rastlamt. Serapion’da topla nan gözü dönmü kalabalk, daha sonra Baucalis’te Paskalya’y
kutlayan Hristiyanlara saldrd. Aziz Markos burada yakaland, boynuna bir ip geçirilerek caddelerde dolatrldktan sonra gece leyin hapse atld. Ertesi sabah yeniden balayan bu ikence, ru hunu teslim edinceye kadar devam etti. Niyetleri onun kan revan içinde, parçalanm gövdesini atee vermekti ama rüzgar çkp sa
anak yamur balaynca kalabalk dald. Böylece Hristiyanlar onun cesedini kaçrarak, kilisenin mihra
bnn altndaki bir kayala gizlice açtklar mezara gömdüler. Aziz Markos’un cesedi sonraki yüzyllarda da rahat braklmad.
Koptlar ile kente egemen olan Melkitler arasnda dinsel ayrlklarn ortaya çkt dönemde, kilisenin bulunduu topraklar Melkitlerin elindeydi. 642 ylnda skenderiye Araplar tarafndan fethedildiin- de, bu kilise yama edilerek Aziz’in kutsal giysileri ve ba çalnd. Kentte yeniden bar ortam salannca kilise ve ceset Melkitlerin elinde kald ancak Markos’un ba her naslsa kentin Arap valisi
4 0 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
ne geri verildi. Vali de bu ba, Greklerin terketmesinden sonra s kenderiye’de kalan tek dinsel yetkili olan Kopt Patrii Benjamin’e teslim etti. Venedikli tacirler, kendi anlatlarna göre, 828 ylnda Aziz Markos’un basz cesedini çalarak, Müslümanlarn deneti minden kaçrmak için tuza bastrlm domuz eti fçs içinde Ve- nedik’e getirdiler. Böylece Venedik ikinci ad olan “St. Mark Cum huriyeti” unvann kazand25.
Zulüm Ça
Romal yetkililerin göz yummasna ramen, Aziz Markos’un e
hit edilmesi aslnda gözü dönmü putperest halkn giritii kendi liinden bir iddet eylemiydi. Grek yurttalar açsndan Markos
nefret edilecek bir Yahudi, onun yeni ve karanlk tarikat da din d . ahlak d, yurttala aykr, toplum ve devlet düman bir ha reketti. Onlar için Hristiyan, anl çoktanrl geleneklerini ve yer leik kutsal düzeni ykmaya çalan bir asiden baka birey deil di. O bir bakma, büyümeden ezilmesi gereken bir nihilistti. Ktlk tan salgna, kuraklktan sellere kadar sonraki dönemde Roma’nm bana musallat olan tüm belalar ondan biliniyordu. O, büyük tanrlarn hmn çekiyor, aileleri parçalyor, eski Roma’mn deer
lerini ve Grek zihniyetini yozlatryordu. Hristiyanlk yanl anla lm ve kötü görülen bir akmd ve halkn çounluu bunun or tadan kaldrlmasn istiyordu. Böylece güvenle söyleyebiliriz ki, Markos olaynda gördüümüz gibi, zulüm ça halkn insiyatifiyle balam, devlet organlar bunun uygulanmasnda arac olmutur. Sonuç olarak Hristiyanln birinci yüzylnda, Romal imparator lar yasalarn yazl gereklerini yerine getirip Hristiyanl yasaklar ken ve cemaatleri datrken, halkn sesine kulak vermi görünür ler. Ermi tabiatl bir filozof olan imparator Marcus Aurelius (161- 80) bile, zulüm politikasnn kaçnlmaz olduu görüündedir.
skenderiye Hristiyan cemaati Markos’tan sonra sinerek, yeni belalar üzerine çekmemek için gürültü ve gösteriten uzak bir ha  yat sürmeye balad. Bir sonraki yüzyln olaylar konusunda kay
25) E. M. Forster. Alexandria   - A Histonr and a Guide  (New York, 1961) s. 86-7; Kamil
Salih Nakhla, s. 110. 114-23: Cheneau, I. s. 509’da, Venediklilerin Aziz Markos'un
cenazesini kaçrmalarn. Saracenlerin hakaretine maruz kalaca endiesine yorar
ve kollarndan birinin Paris yaknlarndaki Unors kilisesinde, bann da Soissi-
os'da bulunduunu yazar.
 
naklar neredeyse sessiz gibidir. Gerçekten, Pa t r i k l er T a r i h i   bu sü re içinde (.S. 68-168) on patriin göreve balay ve ölüm tarihle rini vermekle yetinir ve 12. Patrik Demetrius (188-230) dönemine kadar hiçbir ayrntya girmez. Demetrius mparator Origen’in ça dadr ve bu imparator döneminde ilk kez devlet desteinde Msr Hristiyanlarnn katledilmesine tank oluruz. mparator Septimius Severus (193-211) Hristiyanla geçiin her ne pahasna olursa ol sun durdurulmas için ferman çkarm, onun 202 tarihli bu fer man Msr’da, etnik kökenine baklmasnn, Grek, Yahudi ya da
Msrl herkes için kesinlikle uygulanmtr. skenderiye kateizm okulu kapatlm ancak mensuplan baka yerlerde toplanmay sürdürmütür. Roma mparatoruna sadakat göstergesi olan mpa
rator ant önünde tütsü yakma zorunluluundan Yahudiler ba k tutulurken, Hristiyanlara bu ayrcalk tannmam, bu zorun lulua uymayan Hristiyanlar bütün ülkede toplanarak kendileri ni feci sonun bekledii skenderiye’ye sevkedilmitir. Burada bir ksmnn kafas uçurulmu, bazlan aslanlara atlm, bazlan diri diri yaklm, hepsi ya ve cinsiyetlerine baklmakszn ar iken ceden geçirilmitir. Ne var ki imparatorun bu giriimleri sonuçsuz
kalm, tahta çktnda üç olan piskopos says öldüünde 20’ye ulamtr.
Ondan sonra ibana gelen imparator dinsel konularla pek il gilenmediinden ksa bir bar dönemi yaanmakla birlikte,. Hris- tiyanlara bask, yönetimin resmi politikas oldu. Bundan sonra özellikle Msr Hristiyanlarn etkileyen youn bask dalgas Deci-
us’un (249-51) ksa süren saltanat dönemine rastlar. Hristiyanl n hzla yaylmasndan endieye kaplan imparator 250 ylnda bir ferman yaynlayarak, her yurttaa, yerel yöneticilerden aln m, tanrlara kurban kestiine dair bir belge (l i b e l l u s  ) tama zo-
runluu getirdi. Bu emre uymayanlar benzeri görülmemi iken celerden geçirildi. skenderiye dnda bir çok kent ve köyde bin lerce Hristiyan yok edildi. Bütün Msr’da bir ac, terör ve umut suzluk havas esti. Bu hava onu izleyen imparator Valerian (252
60) döneminde de26aralksz devam etti ve baz Hristiyanlar can larn kurtarmak için dinlerinden vazgeçti.
Kendisi de bu dönem boyunca bir kaçak olarak yaayan Patrik Dionysius, ardllarndan daha yumuak bir politika izlemek zorun-
26) P. J. Healev. The Valerian Persecution A Studv of the Reiations between Clurch  and State in the Third Century A. D.  (Boston. 1905)
4 2 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
da kald ve dinlerinden dönenlerin yalnzca pimanlk beyan etme lerine karlk kiliseye dönmelerine izin verdi. Hristiyanlar ancak mparator Gallienus döneminde (253-68) rahata kavutular. Ba  yeterince dertte olan ve durumun umutsuzluunu gören impara tor 262 ylnda bir dinsel hogörü fermam yaynlad. Belki ilk kez Hristiyanlk resmen tannp dinsel pratikleri serbest braklrken, kiliselerin açlmasna izin verildi ve Hristiyanlara ait elkonmu mal ve topraklar sahiplerine geri verildi.
Bu geçici barla rahat bir nefes alan Hristiyanlar, büyük bir evkle harabolmu kiliselerini onarmaya ve yeni görkemli tapmak lar ina etmeye baladlar. Bu gelime resmi çevrelerin dinmemi
kukularnn canlanmasna ve yeni bir bask dalgasna yol açt. mparator Diocletian (284-305) döneminde durum öylesine deiti ki bu yllar Koptlar için hâlâ zulmün doruk çan temsil eder.
Ancak, Diocletian’a hakkn vermek ve onun tahta ilk çktnda Msr’a ve özellikle skenderiye kentine kar ei görülmemi bir cö mertlikle davrandn unutmamak gerekir. Ülkenin güney kaps Syene’yi (imdiki Aswan) tahkim ederek, Yukar Msr’ Nübye’den (imdiki Kuzey Sudan) gelecek saldrlara kar koruma altna al d. Bu srada Achilleus takma adl Lucius Domitius Domitianus adnda bir Romal lejyoner bakaldrarak kendisini imparator ilan
etti. Diocletian derhal askerin bana geçerek Msr sahiline indi ve sekiz ay süren bir kuatmadan sonra kenti zaptetti. Kuatma sra snda kentin baz bölgeleri harabolmu, ticareti büyük ölçüde ge rilemiti. Salgn hastalk ve açlk tehlikesi bagöstermiken, Dioc letian o yl ülkenin msr haatnn bir bölümünün Roma yerine s kenderiye’ye gönderilmesini emrederek kenti kurtard. Bu cömert lie kar minnet borcu olarak, krmz granit bir kaide üstünde imparatorun bronzdan heykeli bulunan görkemli bir ant dikildi.
Bu kaide hâlâ duruyor fakat heykel kayptr.27 Diocletian daha fazlasn istiyordu; amac imparatorluun her
köesini kendi mutlak yönetimi altnda birletirmekti. Hristiyan lk bu politikann gerçekletirilmesinin önündeki en büyük engel di ve Hristiyanlarn says tehlikeli biçimde artyordu. Diocletian 302 ylnda, kendi lejyonlarnda Roma tanrlarna kurban vermeyi
27) Forster, s. 51 ve 157-63. 'Pompev sütunu' olarak anlr. 25 m. yüksekliinde ve 2
in. çapndadr. 3 m. yükseklikteki kaidesinin üzerindeki Grekçe yaz güçlükle oku
nabilmi ve öyle çevrilmitir: 'Cok Adaletli mparator. skenderiye'nin Onursal Tan
rs. Yen ilmez Diocletia'a : Poslunus. Msr Valisi'.
DOU HIRSTYANLII TARH • 4 3
 
reddeden tüm askerleri iten atarak bask rejimini balatt. Ertesi  yl birbiri ardnda yaynlad fermanlarla, Hristiyan kiliselerinin ve yaynlarnn yokedilmesini, Hristiyanlarn mallarna elkonma- sn ve bütün imparatorluk sathnda Hristiyanlarn resmi görev lerden uzaklatrlmalarn emretti. Hristiyan cemaatlerinin top lanmas yasakland ve buna uymayanlarn derhal idam edilmesi bildirildi.
Ancak bu dönemde Hristiyanlar artk bir avuç düzen kartn dan ibaret deildi. Sayca, karlk verecek duruma gelmilerdi ve
bu karl verdiklerinde Roma yasalar onlara acmaszca uygu land. Sonuç youn bir sindirme ve idam kampanyas oldu. Bu kampanyann younluu ülkeden ülkeye deiirken, iddetten en çok pay alan Msr oldu. Hristiyanlar sakat brakmak ve organla rn kesmek, gözlerini oymak, eytani ikencelerle yavaça canlar n almak ve yakmak, imparatorluk görevlilerin kurbanlarn yoket- mek için kulland balca yöntemlerdi. Dorudan idam edilmek, çok az insana ender olarak ihsan edilen bir lütuf olmutu. Bu yo un bask karsnda, eskisine nazaran az olmakla birlikte yine de bazlar dinlerinden vazgeçmek zorunda kald. Bu tüyler ürpertici ikenceler, Eusebius’un K i l i s e T a r i h i n d e   ya da Pa t r i k l er T a r i h i  ’nde ayrntl olarak anlatlmtr. ehit edilenlerin says akl almaz bo  yutlara ularken, zindanlar her snf ve meslekten idam ya da i kence sephasna gidecekleri günü bekleyen erkek ve kadnlarla a zna kadar doluydu. Kilisenin verdii 144.00 ile 800.000 arasnda ki resmi ehit says28akl almaz gibi görünmekle birlikte, Diocleti- an’n balatt bask politikasnn, Dou Roma’daki ardl Maximi nus Daia (305-313) tarafndan sürdürüldüünü unutmamak gere kir. Bu katliamn en az 10 yl süren bir sistematik öldürme kam panyas olduu söylenir ki, bu da muazzam saylarn bir açklama s olabilir. Maximinus’un kurbanlar arasnda ‘ehitlerin Mührü’ olarak bilinen onyedinci Patrik I. Peter de (302-11) vardr.
Bu dönemde ehit edilenlerin seçme bir listesini bile tam olarak vermek mümkün deildir. Kopt 'Synaxarium’u29ve ‘Azizlerin Haya
28) Birinci rakam Fowler (s. 19) ve Forster (s. 51) tarafndan verilm itir; ikinci rakam
Wahib Atalla Girgis'e aittir, s. 135. Bu konuda Arapça yazan son Kopt yazar Zaki
Shenuda, kaynan açklamakszm toplam 1 milyon rakamn (op. cit. S. 109) ve r
mektedir.
29) Yaygn kanya göre Athrib ve Malig piskoposu Michael taralndan 15. yüzylda der
lenmitir. O. H, E. Burmester. The Journal o i Theological SludiesT . 38. s. 240-53'te
 yaymlanan On The Dale and Authorship of The Arabic Synaxarium' ba lkl çah-
4 4 • DOU HIRSTYANLII TARH
 
t’ ehitlerin adlaryla dolu olmakla birlikte, buradaki liste kahra man ehitlerin ancak küçük bir bölümünü içermektedir. Bunlar dan alnacak bir kaç örnek aydnlatc olabilir. Orta Msr’n Memp-
his kentinden Aziz Sophia, mparator Hadrian (117-38) ile mpara tor Antonius Pius (138-61)’un çada yedinci patrik Eumenios (129-51) döneminde ehit dütü.
Cenazesi daha sonra mparator 1. Büyük Konstantin (313-37)
tarafndan stanbul’a götürüldü ve kendi ad verilen Aya Sofya ka tedraline gömüldü. Kuzey Deltas’nda bir valinin kz olan Kutsal
Damiana, krk bakireyle birlikte bir manastrda inzivaya çekildi ve burada tümü Diocletian’n emriyle öldürüldü. Onun inzivaya çekil
dii ve öldürüldüü yer, bugün Koptlann bata gelen kutsal ziyaret
merkezlerinden biridir. skenderiyeli Aziz Catherine 307 ylnda Ma- ximinus’un emriyle öldürüldüünde 18 yandayd. Sina dandaki
ünlü manastr bugün hâlâ onun adn tamaktadr. Büyük olas lkla Anadolu’nun Kapadokya bölgesinden gelen bir soylu olan ün lü Romal lejyoner Aziz George, Diocletian’m fermanna kar geldi i için ehit edildi. Cenazesinin Filistin’de gömüldüü, kemiklerinin
daha sonra Kopt Patrii 2. Gabriel (1131-45) tarafndan Msr’a ge tirildii rivayet edilir. Yine bir lejyoner olan ve ‘ki Klçl’ unvanyla bilinen Aziz Mercurius, 250 ylnda Decius döneminde öldürüldü ve
Filistin’de gömüldü. Onbeinci yüzylda bir Kopt piskoposu kemik lerini eski Kahire’ye naklettirdi. Gömüldüü yerdeki bir kilise ile ra hibe manastn onun adn tamaktadr.
Diocletian’n zulmü Kopt hayatnda ve düüncesinde öylesine de
rin izler brakt ki, Koptlar kilise ilerinde kullanlmak üzere bir e hitler Takvimi (Anno Martyri) hazrlamaya karar verdiler. Bu takvim onlar için Anno Domini kadar anlamldr. Bu takvim, Diocletian’n tahta çkt felaket yl olan .S. 284’ten balar ve burada kullanlan
ay adlan, eski Msr’n hanedanlar döneminde yaam olan Koptla nn uzak atalanndan kalmadr. Eskiden Kopt köylülerinin kulland-
masnda, Malig piskoposu Peter tarafndan 12. yüzylda derlendiini öne sürfyor.
Kopt synaxarium'u, yln her gününe en az bir isim düecek biçimde planlanm ve
din uruna canlarn vermi aziz ve ehitlerin yaam öykülerini içeren bir takvim
dir. Kopt azizlerinin yaam öyküleri için bkz. Kammerer'in Coptic Bibliographv,  sa
 y 1282-1409: Graf, Gesch. D. Christ. Arab. Lit. 1, s. 531-40: J. Balestri ve H. Hyver-
nat, 'Acta Martyrum’. in Corpus Scriptorum Christianorum Orientaüum. Scriptorus   Coptici. 2 c. (Paris. 1907-24): W. Till. Koptische Heihgen  urri Martyrerlcgenden. 2 c.. Orientalia Cristiana Analecta sav 102 ve 108 (Roma. 1935-6); DeLacev O'Learv.
The Saints o f Egypt   (Ixmdra. 1937).
DOU HIRSTYANLII TARH • 4 5
 
bu takvim, Msr’da halen Müslüman köylü halk tarafndan kul lanlmaktadr. Bu olay, Msrllarn milliyetçi karakterinin, din ala nnda bile böylesine uzun bir geçmie dayandn göstermektedir.
Diocletian ve Maximinus Daia’dan sonra Hristiyanlara zulüm dalgas geriledi. Bundan sonraki döneme damgasn vuran olay, Büyük Konstantin’in 313 ylnda, henüz bütün Roma’nn tek ha kimi olmadan önce ilan ettii ve dinsel hogörüyü geçerli klan ün lü ‘Milano Fermam’dr. Konstantin’in 323 ylnda putperestlii ya saklayp Hristiyanl devlet dini olarak ilan etmesinden sonra du
rum tamamen tersine döndü. Bu kez Hristiyan çounluun pagan aznla kar zulüm dönemi balad. Msr’da, Patrik Theophilus (385-412) Serapis tapmaklarna kar giriilen yerel ayaklanmala r bizzat yönetti. Canopus’taki (Abu Qir) Serapis tapma 389 yln da dütü ve bakentteki ana tapnak ta 411 ’de kuatlarak ele ge çirildi. Bu olay srasnda Ptoleme Kütüphanesi’nin (Museion) bü  yük bir bölümü yokedildi. Hristiyan keileri büyük gruplar halin de skenderiye’de toplanarak pagan halkn arta kalanlarna kar saldrya hazrlandlar. 415 ylnda, son pagan Yeni-Platoncu filo zoflardan ve seçkin bir düünür olan Hypatia adl kadn Muse- ion’daki dersinden dönerken yakaladlar. Onu sürükleyerek artk
bir Hristiyan kilisesi olan Caesareum’a götürdüler ve burada taa tutarak öldürdüler.30
Hypatia’nm öldürülmesiyle zulüm çann bir dönemi sona ermi oldu. Hypatia, artk resmen yok edilmi olan eski Grek kültürünün parldayan son kalmtsyd. Msr ve uygar dünya artk sa adna ka zanlm, zulmedecek putperest de kalmamt. Sra kime geliyordu? Kalkedon olaylar ve sonrasndaki ac gelimelerden görülecei üzre, sra Hristiyann öteki Hristiyana zulmetmesine gelmiti.
Bu dönemde skenderiye Hristiyanl dünyaya k tuttu. Kopt Kilisesinin kutsal babalar, skenderiye kateizm okulunun büyük dinbilginleri, Kopt azizler ve sapknlar, monastisizmin kurucular, bütün bunlar ve dier büyük Koptlar yeni dinin yerlemesine ka lc katklarda bulundular. Bütün zulüm ça boyunca Koptlar
30) Bell. s. 112, 115: Harcly. s. 104-5: Milne. s. 98-9: Förster, s. 55-6; M. Fowler, Chris-  tian Egypt.  (Londra, 1901) s. 33-4. Charles Kingley'in roman Hypatia   (Londra.
1833) yaam öyküsünü anlatr. Hypatia nn öyküsünü anlatan balca çada kay
nak Sokrates tir (Hist. Ecele.s.. Vll. 15). Hypatia bir Neoplatonist ve azmsanam va-
cak bir matematikçiydi. Önde gelen Hristiyan örencilerinden biri olan (sonradan)
Cvrene piskoposu Svesius mektuplarnda ondan büyük bir saygyla söz eder.
4 6 • DOU   HIRSTYANLII TARH
 
imanlar için korkusuzca mücadele ederken, gizli katakomblarda  ya da yeralt tapmaklarnda deil açkça, topran üstünde ibadet lerini yerine getirerek ehitlik tacn giymilerdi. Geçmite birçok
manevi sava kazanmlard, ama gelecek/onlar için, öteki Hristi  yan tarikatlaryla giriecekleri dogmatik ya da doktriner kavgalar sinesinde barndryordu.
Kateizm Okulu'
daki en önemli kurum kukusuz skenderiye Kateizm Okulu’dur.
Bu okulun mensuplan Hristiyan teolojisinin ilk sistemlerini for
müle ettiler ve tefsir dalnda antsal yaptlara imza attlar. Bu oku
lun eitim programnn teolojiden ibaret olduunu sanmak hata
dr. Buras sosyal bilimlerden doal bilimlere ve matematie kadar
bir çok bilim dalnda aratrmalar yaplan bir kolejdi ancak iman
çanda temel çalmas din alannda olmutur. Bu okulun ilk
kaynaklar zamann sis bulutu içinde belirsiz kalmakta ve onun
varlyla ilgili bilgimiz burada bakanlk eden ünlü din bilginleri
nin hayatlaryla snrlanmakla birlikte, okulun kuruluunun çok
daha gerilere uzandna inanmak için de bir neden yoktur. Yerel
ortodoks kaynaklarda rastladmz okulun Aziz Markos tarafn
dan kurulduu yolundaki varsaym kanmca efsaneden ibarettir.
Okula ilikin bilinen ilk atf, .S. 190 dolaylarnda ölen Panta-
enus’un hayatnda geçer. Bu tarihten sonra okul, daha eski ancak
pagan bir kurum olan Museion’a paralel olarak yönetilir. Bu du
rum, Museion’un gücünü kaybedip Hypatia’nn 415 ylnda öldü
rülmesiyle ve Museion’un ortadan kalkmasna kadar devam eder.
skenderiye Hristiyanlnn önde gelen adlarnn bu okulla ya
öretmen ya da örenci olarak ilikili olduklar bilinmektedir. Ger
çekten bu okulun tarihi, ona bakanlk eden kiilerin yaam öykü
lerinin toplam olarak özetlenebilir. Bu insanlarn teoloji aratr
malarna katklar, bugün hâlâ Hristiyanlk ilahiyat için salam
bir temel tekil etmektedir.
ri vaftize hazrlamak amacyla sorular ve yantlar biçiminde düzenlenmi, inanç ve
ibadet klavuzu. Kalekumenler ise hristiyanlk eitimi gören vaftiz adayna verilen
addr. Müslümanlktaki ilmihalin hristiyan kilisesindeki karl saylabilir, (ç.n.)
DOU HIRSTYANLII TARH • 4 7
 
Okulun bakan olarak sivrilen ilk büyük ad Pantaenus’tur. Büyük olaslkla Sicilya kökenli olmakla birlikte, doum yeri hak knda kesin bir kant yoktur. Koptlar onun Msrl olduunu öne sürürlerse de kesin olan skenderiye’de yaaddr. Büyük bir ö retmen olmann yan sra, Kopt dilinin Grek alfabesiyle yazlmas konusunda öncülüüyle tannr. Tefsir alanndaki çalmalar kay
bolmutur. Okul yöneticilii srasnda Patrik I. Demetrius kendisi ni Hindistan’a gidecek bir Hristiyan misyoner heyetine ataynca, okulun yönetimini devredebilecei ehliyetli birini arayp bulduktan
sonra yola çkt bilinmektedir. Pantaenus kendisine ardl olarak skenderiyeli Clement’i31 seçti.
Pantaenus’un en parlak örencisi olan Clement muhtemelen Atma l pagan bir ailenin olu olarak .S. 150 dolaylarnda dünyaya geldi ve 215 dolaylarnda vefat etti. 190 yl civarnda okulun bakanl na getirildi ve mparator Septim Severus’un ar zulüm yllarnda
sk