Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 ·...

103
Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı Türkiye Ulusal Programı, 2013 Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Destek Projesi Proje No: EuropeAid/136032/IH/SER/TR Sözleşme No: TR2013/0327.05.01-01/001 Faaliyet 1.1.1 İklim değişikliği ile ilgili strateji, politika, plan ve mevzuatın durumunun gözden geçirilmesi ve incelenmesi (Durum Raporu) Ankara, 2017

Transcript of Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 ·...

Page 1: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı

Türkiye Ulusal Programı, 2013

InstrumentforPre-Accession Assistance

Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel

Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi

Teknik Destek Projesi

Proje No: EuropeAid/136032/IH/SER/TR

Sözleşme No: TR2013/0327.05.01-01/001

Faaliyet 1.1.1 İklim değişikliği ile ilgili strateji,

politika, plan ve mevzuatın durumunun

gözden geçirilmesi ve incelenmesi

(Durum Raporu)

Ankara, 2017

Page 2: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

ii

Projenin Adı: Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Destek

Projesi

Hizmet Sözleşmesi No: TR2013/0327.05.01-01/001

Proje Kimlik No: EuropeAid/136032/IH/SER/TR

Proje Bütçesi: € 3,865,010.00

Başlangıç Tarihi: 29 Mayıs 2017

Bitiş Tarihi / Süre: 29 Mayıs 2020 / 36 Ay

Sözleşme Makamı: Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB), Ankara, Türkiye

Sözleşme Müdürü: Hacer BİLGE

Adres: T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, E-Blok No:36 İnönü Bulvarı 06510 Emek/Ankara / TÜRKİYE

Telefon: + 90 312 295 49 00

Faks: + 90 312286 70 72

E-posta: [email protected]

Faydalanıcı: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Adres: Mustafa Kemal Mahallesi Eskişehir Devlet Yolu (Dumlupınar Bulvarı) 9. km. No: 278 Çankaya / Ankara

Telefon: + 90 312 410 10 00

Faks: + 90 312 474 03 35

Yüklenici: Hulla & Co Human Dynamics KG (Konsorsiyum Lideri).

Proje Direktörü: Rade Glomazic

Adres: Kralja Milana 34, 1st Floor, 11000 Belgrade, Serbia

Telefon: + 381 11 785 06 30

Faks: + 381 11 264 30 99

E-posta: [email protected]

Proje Ekip Lideri: Mykola Raptsun

Adres (Project Office): Mustafa Kemal Mahallesi, 2138. Sokak, No:5/3, Çankaya/Ankara

Telefon/Faks: +90 312 219 41 08

E-posta: [email protected]

Bu doküman, Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği’nin finansal desteği ile hazırlanmıştır.

Yasal Uyarı: Bu yayının içeriğinden yalnızca Hulla & Co Human Dynamics KG liderliğindeki Konsorsiyum sorumludur ve hiçbir şekilde

Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

Page 3: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

iii

İçindekiler

İçindekiler ....................................................................................................................... iii

Şekiller Listesi ................................................................................................................. ii

Tablolar Listesi ............................................................................................................... iv

Kısaltma ve Sembol Listesi ............................................................................................. v

1. Giriş ...................................................................................................................... 8

1.1. Ülke Altyapısı .................................................................................................. 10

1.2. Uluslararası Süreç ve Taahhütler .................................................................... 12

1.2.1. AB’ye Katılım ve AB İklim Politikasının Aktarımı (AB müktesebatı) ............. 12

1.2.2. BMİDÇS Süreci ........................................................................................... 14

1.2.3. Sürdürülebilir Kalkınma için Küresel Hedefler ............................................. 15

1.3. Birinci Çalışma Grubu Çalıştayına Paydaşların Katkısı .................................. 17

2. Türkiye Sera Gazı Emisyonları: Eğilimler ve Projeksiyonlar ............................... 22

2.1. Sera Gazı Emisyon Eğilimleri .......................................................................... 22

2.2. Dolaylı Sera Gazı Emisyonları ........................................................................ 29

2.3. Sera Gazı Emisyon Projeksiyonları ................................................................. 29

3. Önceden Tanımlanmış Dönem İçin (2053) Makroekonomik Görünüm ............... 34

3.1. Türkiye’nin Makroekonomik Gelişim Özeti ...................................................... 34

3.2. Çevre Politikası ve İklim Değişikliği Ekonomisi ............................................... 37

3.3. Toplam Makro Ekonomi ve Enerji Görünümüne Dair İleriye Dönük Öngörüler42

3.3.1. Küresel Ekonominin Ana Hatları .................................................................. 42

3.3.2. Küresel Enerji Görünümü ............................................................................ 47

3.3.3. Türkiye: Makroekonomi ve Nüfus Öngörüleri .............................................. 51

4. İklim Eylemi ve Düşük Karbonlu Kalkınma Konularında Türkiye’de Mevcut Yasal

ve Politik Çerçeve.......................................................................................................... 55

4.1. Tarihsel gelişim ............................................................................................... 55

4.2. Türkiye’nin iklim Değişikliği ve Düşük Karbonlu Kalkınmaya İlişkin Düzenleyici

Çerçevesinin (Politika Belgeleri, Strateji Belgeleri, Mevzuat) Haritalanması .............. 56

4.2.1. Politika ve Strateji Belgeleri ......................................................................... 57

Page 4: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

iv

4.3. Ulusal Mevzuat ............................................................................................... 76

4.3.1. Türkiye’deki İklim Değişikliği İle İlgili Temel Yasal Yapı ............................... 77

4.4. Düşük Karbonlu Kalkınmayla İlgili Ulusal Çalışmalar ...................................... 88

4.5. İklim Değişikliği Politika Raporlarının E-Envanteri ........................................... 94

5. Sonuçlar, Tavsiyeler, ve İleriye Dönük İncelemeler için Girdiler ......................... 96

Page 5: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

ii

Şekiller Listesi

Şekil 1. Düşük karbonlu kalkınma türleri ......................................................................... 8

Şekil 2. 2050’ye kadar AB’de olası %80 sera gazı emisyonu (100%=1990) ................. 13

Şekil 3. Türkiye Hükümeti’nin 2030 yılına kadar resmi INDC sera gazı hedefi .............. 15

Şekil 4. Sektörlere göre sera gazı emisyonu, 1990-2015 .............................................. 22

Şekil 5. Sera gazı emisyonları ve GSYH, 1990-2015 .................................................... 23

Şekil 6. Kişibaşı sera gazı emisyonları, 1990-2015 ....................................................... 24

Şekil 7. Birincil enerji arzı, 1990-2015 ........................................................................... 25

Şekil 8. Yanma kaynaklı sera gazı emisyonları, 1990-2015 .......................................... 26

Şekil 9. Sera gazı türlerine göre sera gazı emisyonları, 1990-2015 .............................. 26

Şekil 10. Sera gazlarının, toplam sera gazı emisyonlarına katkısı, 1990,2015 ............. 27

Şekil 11. Sera gazı emisyon projeksiyonu ..................................................................... 33

Şekil 12. 1990 CO2 emisyonlarına göre Türkiye’nin sera gazı emisyon artış oranı ....... 37

Şekil 13. OECD ülkeleri için toplam sera gazı emisyonundaki değişim oranları (%), 1990–

2012 .............................................................................................................................. 38

Şekil 14. Çevresel Vergi Hasıla Oranı vs. Türkiye ve OECD'deki % GSYH .................. 40

Şekil 15. Türkiye’deki çevre vergileri ve CO2 emisyonu ................................................ 40

Şekil 16. Dünya Gayri Safi Hasılası............................................................................... 43

Şekil 17. OECD ve OECD üyesi olmayan ülkelerdeki GSYH Yıllık Ortalama Değişim

Yüzdesi (2015-2050) ..................................................................................................... 44

Şekil 18. Toplam faktör verimiliğinde ortalama büyüme hızı ......................................... 45

Şekil 19. İmalatta robot yoğunluğu ................................................................................ 46

Şekil 20. Seçilmiş bölgelerde enerji talebindeki değişim, 2014-2040 ............................ 48

Şekil 21. Üç ekonomik büyüme senaryosunda dünya enerji tüketimi. ........................... 48

Şekil 22. Son kullanım sektörüne göre dünya enerji tüketimi ........................................ 49

Şekil 23. OECD ve OECD dışı ülkelerdeki nüfus oranındaki yıllık ortalama değişiklik (%)

...................................................................................................................................... 50

Şekil 24. Kişi başı GSHY’ye düşen enerji yoğunluğu ve seçilen bölgelerdeki nüfus artışı

...................................................................................................................................... 51

Page 6: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

iii

Şekil 25. Yakıt Türlerine Göre Dünya Enerji Kaynaklı CO2 Emisyonları ....................... 51

Şekil 26. 2050’ye Kadar Türkiye GSYH Projeksiyonları ................................................ 52

Şekil 27. Türkiye’deki üretkenlik artışı ........................................................................... 53

Şekil 28. Türkiye Nüfus Projeksiyonu ............................................................................ 53

Şekil 29. Ortalama işsizlik oranı öngörüleri ................................................................... 54

Şekil 30. Türkiye’nin iklim politika ve stratejilerinin oluşturulmasını sağlayan tarihsel süreç

...................................................................................................................................... 57

Şekil 31. Türkiye’deki Mevzuat Hiyerarşisi .................................................................... 77

Şekil 32. Proje websitesindeki politika belgeleri sayfasından bir ekran görüntüsü ........ 95

Page 7: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

iv

Tablolar Listesi

Tablo 1. Seçilmiş yıllarda Türkiye nüfusu ...................................................................... 24

Tablo 2. Sera gazı türlerine göre sektörel sera gazı emisyonları, 1990-2015 ............... 27

Tablo 3. Dolaylı sera gazı emisyonları, 1990-2015 ....................................................... 29

Tablo 4. Projeksiyon çalışmasına temel teşkil eden varsayımlar .................................. 29

Tablo 5. Sektörel sera gazı emisyon projeksiyonları ..................................................... 32

Tablo 6. Sera gazı türlerine göre sera gazı emisyon projeksiyonları ............................. 32

Tablo 7. İklim Değişikliğiyle Bağlantılı Politika ve Strateji Belgeleri Listesi .................... 57

Tablo 8. UİDS kapsamındaki sektöre özel İklim Değişikliği Stratejileri .......................... 60

Table 9. Uyum için kesişen konularda amaç ve hedefler .............................................. 64

Tablo 10. EVSB stratejik amaç ve hedefleri .................................................................. 67

Tablo 11. Yürürlükte Bulunan İklim Değişikliği ile İlgili Mevzuat .................................... 82

Tablo 12. İklim değişikliğine uyumla doğrudan ilişkili mevzuat ...................................... 83

Tablo 13. İklim değişikliğine uyum konusuyla dolaylı ve ikincil olarak bağlantılı mevzuat

...................................................................................................................................... 84

Tablo 14. İlkim değişikliği üzerine kurumsal yapı ile ilgili mevzuatlar ............................ 84

Tablo 15. ETKB Stratejik Planı, yenilenebilir enerji hedefleri (2015-2019) .................... 87

Table 16. Düşük Karbonlu Kalkınmaya İlişkin Ulusal Çalışmalar .................................. 88

Page 8: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

v

Kısaltma ve Sembol Listesi

AB Avrupa Birliği

ABD-EBYİ ABD- Enerji Bilgi Yönetim İdaresi

AFAD Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı

AKAKDO Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık

AR&GE Araştırma ve Geliştirme

BAU Önlem Gözetilmeyen Senaryo

BEP Bina Enerji Performansı

BM Birleşmiş Milletler

BMÇP Birleşmiş Milletler Çevre Planı

BMİDÇS Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

BMKP Birleşmiş Milletler Kalkınma Planı

BMTKK Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı

CAN Avrupa İklim Ağı

CH4 Metan

CO Karbon monoksit

CO2 Karbon dioksit

CO2-eşd Karbon dioksit eşdeğeri

COP Taraflar Konferansı

ÇŞB Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

ÇYEP Çok Yıllı Eylem Planı

DEF Dünya Ekonomi Forumu

DEKS Düşük Emisyonlu Kalkınma Stratejisi

ESMAP Enerji Sektörü Yönetim Yardım Programı

ETKB Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

ETS Emisyon Ticaret Sistemi

EVSB Enerji Verimliliği Strateji Belgesi

F gazları Florlu gazlar

Page 9: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

vi

GSYH Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla

GWh Gigavat saat

IEA Uluslararası Enerji Ajansı

IMF Uluslararası Para Fonu

INDC Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı

İDBP Ulusal İklim Değişikliği Bilgi Portalı

IPA Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı

IPCC Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli

IPPU Endüstriyel İşlemler ve Ürün Kullanımı

KENTGES Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı

kt Kilo ton

mpc Marjinal Tüketim Eğilimi

N2O Diazot Monoksit

NE Tahmin Edilmemiş

NHYP Nehir Havza Yönetim Planları

NMVOC Metan dışı uçucu organik bileşikler

NO Azot Oksit

NOx Azot Oksitler

OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü

PJ Petajoule

SKH Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

SO2 Kükürt Dioksit

SOP Sektör Operasyonel Programı

STK Sivil Toplum Örgütü

TCDD Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları

TCMB Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

TPF Türk Hayırseverlik Fonları

TFV Toplam Faktör Verimliliği

Page 10: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

vii

TKB Türkiye Kalkınma Bankası

TTKMSEP Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı

TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

TÜSİAD Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği

TWh Teravat saat

UAYSP Ulusal Afet Yönetimi Stratejik Planı

UBSEP Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı

UHYS Ulusal Havza Yönetim Stratejisi

UİDEP Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı

UİDUSEP Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı

UİDS Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi

UKP Ulusal Kalkınma Planı

WWF Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı

YEKDEM Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması

Page 11: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

8

1. Giriş

Düşük karbonlu kalkınma kavramı, 1992’de Rio’da benimsenen BMİDÇS’ye

dayanmaktadır. Bu sözleşme bağlamında, düşük karbonlu kalkınma genel olarak,

düşük emisyonlu kalkınma stratejileri (DEKS-aynı zamanda düşük karbonlu kalkınma

stratejileri veya düşük karbonlu büyüme planı olarak bilinen) terimi kullanılarak ifade

edilmektedir. Resmi olarak kabul edilmiş bir tanımı mevcut olmasa da DEKS’ler düşük

karbon ve/veya iklim dirençli ekonomik büyümeyi içeren ileriye dönük ulusal ekonomik

kalkınma plan veya stratejilerini tanımlamak için kullanılmaktadır (OECD, IEA 2010).1

Kavram, 2009’da Kopenhag’da düzenlenen COP15’den bu yana BMİDÇS müzakere

metinlerine dahil edilmiştir ve DEKS’lerin sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilemez bir

unsur olduğu ve gelişmekte olan ülkelerde bu tür stratejilerin geliştirilmesinin gerekli

olduğu hem Kopenhag Mutabakatı (BMİDÇS 2009) hem de Cancun Antlaşması’nın

(BMİDÇS, 2011) metinlerinin bir parçası haline gelmiştir. Terminolojiden açıkça

anlaşılmasa da DEKS’lerin iklim değişikliği etkilerine karşı hassasiyeti azaltmaya

yönelik hükümleri de içerdiği anlaşılmaktadır (bkz. Şekil 1).

Şekil 1. Düşük karbonlu kalkınma türleri2

1 International Energy Agency World Energy Outlook 2010- http://www.worldenergyoutlook.org/media/weo2010.pdf

2 modified from Mulugetta and Urban 2010; IDS 200

Page 12: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

9

Kavram, BMİDÇS dışında da ve 2009 yılında İtalya’da gerçekleştirilen Büyük

Ekonomiler Forumu’nda ülkelerinde düşük karbonlu büyüme planı geliştireceklerini

beyan eden liderler de dahilolmak üzere tüm dünya liderleri tarafından

desteklenmektedir. BMKP, BMÇP, Dünya Bankası Enerji Sektörü Yönetim Yardım

Programı (ESMAP), ClimateWorks, İklim Kalkınma Bilgi Ağı, Avrupa Birliği ve iki taraflı

bağış sağlayıcıları kapsayan birçok uluslararası organizasyon ve danışmanlık, düşük

karbonlu kalkınma programına dahil olmaktadır.

Genel olarak, yeşil büyüme, yeşil ekonomi ve düşük karbonlu kalkınmanın tanımları

incelendiğinde, hem sürdürülebilir kalkınmayı temel hedef olarak alan hem de sosyal

tarafları göz ardı etmeksizin ekonomik ve çevresel şartları bağdaştıran anlamlardan

oluşacak şekilde birbiriyle uyumlu kavramlar oldukları görülmektedir (Dünya Bankası

2012)3.

Gelişmiş ve gelişmekte olan çoğu ülke, daha şimdiden düşük karbonlu kalkınma

stratejilerini ve yol haritalarını hazırlamıştır. Paris Antlaşması’nı takiben, düşük

karbonlu kalkınma, küresel ısınmayı durdurmak için gerekli olan CO2 azaltımını

sağlamak amacıyla daha da önem kazanmıştır.

Paris Antlaşmasının 4. Maddesi uyarınca, tüm Taraflar;

“2020 yılına kadar, Sözleşmenin 4. Maddesinin 19. Paragrafı uyarınca, orta ve uzun

vadeli düşük sera gazı emisyonlu kalkınma stratejilerini Sekretarya ‘ya iletmeye ve

Sekreterya tarafların düşük sera gazı emisyonlu kalkınma stratejilerinine dair

bildirimlerini BMİDÇS web sitesinde yayınlamaya” davet edilmiştir.

Küresel hareketin ışığında düşük karbonlu kalkınma, AB gündeminde ön sıralara

yükselmiş ve 2011 yılında düşük karbonlu kalkınma için AB 2050 Yol Haritası

yayımlanmıştır.

AB Düşük Karbonlu Yol Haritasının enerji güvenlilği ile ilgili beklenen faydaları

şunlardır:

Yakıt tasarrufu: 2010-2050 arasındaki süreçte ortalama yıllık 175 - 320 milyar

€ (270 milyar € yatırıma kıyasla),

AB ekonomisini daha enerji güvenli kılarak, enerji hizmetlerini olumsuz yönde

etkilemeksizin 2005 yılının yaklaşık %30 altında birincil enerji tüketimi,

3 World Bank (2012c). Inclusive Green Growth: The Pathway to Sustainable Development. The World Bank, Washington, DC,

U.S.A.

Page 13: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

10

Günümüze kıyasla petrol ve gaz ithalatının yarıya indirilmesi

2050'de AB petrol ve gaz ithalat faturasında 400 milyar €’luk tasarruf, bugünkü

GSYH'nin %3'ünden fazla tasarrufa denk gelecek şekilde,

Gelecekteki enerji fiyat artışlarının makro ekonomik etkilerine karşı korunma,

Hava kalitesi ve sağlık faydaları: 2030'da 27 milyar € ve 2050'de 88 milyar €.

Türkiye için Endikatif Strateji Belgesi (2014-2020), 26/08/2014 tarihinde AB tarafından

kabul edilmiştir. IPA II olarak adlandırılan Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı, 2014’den

2020’ye kadarki süreci kapsamaktadır ve 21/03/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türkiye için Gösterge Strateji Belgesi, katılım müzakereleri, Çevre ve İklim Eylemleri

(2014-2020) Sektör Operasyonel Programı ile ilgili olarak, Türkiye için karşılıklı olarak

kabul edilenöncelikleri ortaya koymaktadır. İklim Değişikliği, yeni IPA II dönemini

kapsayan bu stratejik belgelerde yüksek bir önceliğe sahiptir. “Çevre ve İklim Eylemi

için Çok Yıllı Eylem Programı (MAAP 2014-2016)” altında yer alan Eylem III

kapsamında iklim değişikliği etkilerinin azaltımı, iklim değişikliğine uyum ve düşük

karbonlu kalkınma, Türkiye için IPA II dönemindeen önemli öncelik olarak kalmıştır.

IPA II’nin amacı; gerekli yatırımlar da dahil olmak üzere ilgili tüm direktifl ve

mevzuatları benimseyerek, Türkiye’nin AB çevre ve iklim değişikliği müktesebatına

tam uyum sağlamasına yardımcı olmaktır. Bu amaç doğrultusunda ilerlemeleri ölçen

göstergelerden biri, AB gerekliliklerine uyum ve iklim değişikliği ile ilgili konuların diğer

sektör politikalarına yansıtılması ile iklim değişikliği azaltım ve uyum

tedbirlerininhazırlanmasıdır.

Bu rapor, Türkiye için sera gazı emisyon eğilimlerini incelerken, uzun vadeli

makroekonomik bakış açısı sunmakta, en önemli ulusal ve sektörel politika

dokümanlarına değinerek, Türkiye’nin düşük karbonlu kalkınma isteğinin bir

göstergesi olan yasal değerlendirmeleri sunmakta ve AB müktesebatı ve BM

Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini karşılaştırılması da dahil olmak üzere politika

uygulama durumunu ve ulaşılan hedef/hedefleri içermektedir.

Projenin amacı; Türkiye için uzun vadede düşük karbonlu kalkınmayı desteklemek için

iklim değişikliği eylem planlarına bir temel hazırlamak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

ve ortak faydalanıcılarının kapasitelerini arttırmaktır.

1.1. Ülke Altyapısı

Türkiye; coğrafyası, doğal kaynakları, yerleşim düzeni ve geçim kaynaklarıyla eşsiz

çeşitliliğe sahiptir. Bu çeşitlilik, iklim değişikliğinin öngörülen etkilerinin yanına

konulduğunda, gerekli azaltım önlemlerinin alınması için uygun uyum

mekanizmalarının ve erişilebilir finansal kaynakların bulunması anlamına gelmektedir.

Bu şekilde, Türkiye’nin etkilenebilirliğini azaltmanın ve doğal kaynakların, ekonomik

Page 14: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

11

sektörlerin ve toplumun bir bütün olarak direncini arttırmanın mümkün olduğunu

kanıtlamaktadır. Türkiye’nin coğrafi, çevresel, toplumsal ve ekonomik özelliklerini göz

önünde bulunduran, su kaynakları, kuraklık, balıkçılık, turizm, kültürel miras, enerji,

ulaştırma, sanayi, sivil korunma, ticaret ve sigortacılık gibi çeşitli alanlarda hedeflenen

çok yönlü yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır.

2012 yılında Türkiye, 2023 yılına kadar tam olarak uygulanacak uzun vadeli süreci,

Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (UİDUSEP, 2011)4,

benimsemiştir. UİDUSEP temelde uyum ve azaltım bölümlerinden oluşmaktadır.

Uyum bölümü altında, su kaynakları yönetimi, tarım ve gıda güvenliği, ekosistem

hizmetleri, biyoçeşitlilik ve ormancılık, doğal afet risk yönetimi ve kamu sağlığı gibi

Türkiye’de öncelik arz eden konular ile ilgili temel hedefler ve eylemler

listelenmektedir. Bununla birlikte Türkiye, UİDUSEP uygulama aşamalarında

ilerledikce ve izleme/değerlendirme süreçlerine devam ederken zorluklar ile

karşılaşmaktadır. Özellikle karşılaşılan zorluklar, eylemlerin geniş kapsamlı

tanımlamaları, ölçülebilir, raporlanabilir ve doğrulanabilir göstergelerin ve temel

değerlendirmelerin olmamasıdır. Bu zorluklar, UİDUSEP’nin AB İklim Değişikliği Uyum

Stratejisine göre güncellenme gerekliliğinin altını çizmektedir. Aşağıda da detaylı

şekilde açıklandığı gibi, bu amaca ulaşmak için, öncelikle iklim değişikliğinin beklenen

sonuçları ve Türkiye’nin belirli çevresel hassasiyetleri incelenecek ve iklim değişikliği

için hem ulusal hem de bölgesel/havza seviyelerinde iklim değişikliğine uyum için

politika seçenekleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Ardından, hibe programının bir

parçası olarak kapasite geliştirme faaliyetlerini destekleme önerisi ile alternatif

finansman mekanizmaları araştırılacak ve öncelikli yatırımlar belirlenecektir.

Bu bağlamda, önerilen eylemin genel amacı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik

çabaları ve 2015 yılında kabul edilen Paris Anlaşması şartlarıyla tam uyumlu olacaktır.

Ulusal Eylem Planının Çevre ve İklim Değişikliği hakkındaki 27. Bölümü, AB Katılım

Sürecinde (2016-2019) Türkiye'nin idari organları arasında koordinasyonu

güçlendirmek ve her seviyede kapasite oluşturma çalışmalarına devam etmek

amacıyla Türkiye'yi, AB'nin çevre politikası çerçevesini yatay olarak aktarmayı

amaçlayan mevzuatı kabul etmeye çağırmaktadır.

Türkiye için Çevre ve İklim Eylemi üzerine Çok Yıllı Eylem Programı (ÇYEP) (2014),

iklim değişikliğine uyum planlarını, çevre müktesebatına uyum kapsamındaki program

tarafından desteklenmesi gereken alanlar arasında değerlendirmektedir. ÇYEP,

4 Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kasım 2011, Ankara (1.Basım)

Page 15: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

12

müktesebat ile ilgili kurumsal kapasite arttırma faaliyetlerinin bir parçası olarak, iklim

değişikliği etkileri, ulusal ve havza düzeyinde uyum tedbirlerinin hazırlanması, bu

alanda kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve eğitimi alanındaki çalışmaların yanı sıra,

finanse edilebilecek diğer girişimleri listelemiştir.

Sektör Operasyonel Programı: Çevre ve İklim Eylemi (2016) (SEP), ekonomik

faaliyetlerin ve altyapıların, iklim değişikliğinin olumsuz etkilere karşı savunmasızlığını

kabul etmekte ve ulusal ve havza düzeylerinde uyum tedbirlerinin hazırlanması ve

uygulanması çağrısında bulunmaktadır. Müktesebat ile ilgili kurumsal kapasite

arttırma faaliyetleri kapsamında, SOP , ana müdahale alanları arasında iklim

değişikliği uyum planlarını, listelemekte ve iklim değişikliğine direncin arttırılması ve

iklim eylemlerini teşvik etmek amacıyla hem ulusal hem de yerel seviyede kurumsal

kapasite gelişiminin önemini vurgulamaktadır..

AB Genişleme Stratejisi (2015), sınır ötesi nehir havzaları ve hava kirliliği ve sınır ötesi

korunan alanlardaki doğa koruma alanlarında sel önleme ve su kaynakları

stratejilerine odaklanarak, çevresel konularda bölgesel iş birliğini sürdürmenin önemini

vurgulamaktadır. Türkiye’nin Yeni AB Stratejisi (2016) AB üyelik sürecinin, üretimden

tüketime, adaletten güvenliğe, sağlıktan eğitime, tarımdan sanayiye ve enerjiden

çevreye kadar günlük hayatın her alanında köklü değişiklikler gerektirdiğini kabul

etmektedir.

1.2. Uluslararası Süreç ve Taahhütler

1.2.1. AB’ye Katılım ve AB İklim Politikasının Aktarımı (AB müktesebatı)

AB İklim Değişikliği Politikası üç ana unsuru içeren uzun vadede kapsamlı politika

çerçevesine ve stratejisine dayanmaktadır5

2020 iklim ve enerji paketi

2030 iklim ve enerji çerçevesi

2050 düşük karbonlu yol haritası.

2020 iklim & enerji paketi, AB’nin 2020 yılı için iklim ve enerji hedeflerine ulaşmasını

sağlayan bağlayıcı bir mevzuattır. 2009 yılında benimsenmiştir ve üç ana hedefi

bulunmaktadır. Bunlar 1) sera gazı emisyonunda %20 azaltım (1990 seviyesinden), 2)

AB enerjisinin %20’sinin yenilenebilir enerjiden sağlanması ve 3) enerji verimliliğinde

%20 artış. AB emisyon ticaret sistemi (ETS), “Çaba Paylaşım kararı” ve Yenilenebilir

5 https://ec.europa.eu/clima/policies/strategies_en

Page 16: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

13

Enerji Direktifi kapsamındaki yıllık bağlayıcı hedefler, Enerji Verimliliği Planı ve Enerji

Verimliliği Direktifi çerçevesinde enerji verimliliği iyileştirilmesi tedbirleri ve düşük

karbonlu teknolojileri destekleyen araştırma & yenilik programları, bu paketin

uygulanmasındaki başlıca eylemlerdir.

2030 iklim ve enerji çerçevesi 2014 yılında benimsenmiştir ve 2030 yılı için üç kilit

hedef oluşturmaktadır.

Sera gazı emisyonlarında en az %40 azaltım (1990 seviyesinden)

Yenilenebilir enerjinin payı en az %27Enerji verimliliğinde en az %27 iyileştirme

2030 çerçevesinde, AB emisyon ticaret sistemini güçlendirerek ve Üye Devletler için

(2005 yılına kıyasla) emisyonların %30 azaltılmasını sağlayan bireysel bağlayıcı

hedefler oluşturarak 2030 yılına kadar AB bünyesinde emisyonları 1990 seviyesinin

en az %40 altına düşürmek (2005 yılına oranla emisyonlarda %43 azaltım amacıyla

bağlayıcı bir hedef bulunmaktadır.

2050 düşük karbonlu ekonomi yol haritası aşağıdakileri önermektedir:

2050’ye kadar, AB sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerinin %80 altına

çekmelidir.

Bunu başarmak için kilometre taşları 2030'a kadar %40 emisyon azaltımı ve

2040 yılına kadar %60'dır.

Tüm sektörlerin katkıda bulunması gerekmektedir.

Düşük karbon geçişi mümkün ve ekonomiktir.

Şekil 2. 2050’ye kadar AB’de olası %80 sera gazı emisyonu (100%=1990)

Avrupa emisyonlarının ara hedefleri, 2030 yılına kadar 1990 seviyesinin %40 altına,

2040 yılına kadar 1990 seviyesinin %60 altına düşmek olmalıdır. Yol haritası, düşük

karbonlu topluma geçişin mümkün ve düşük maliyetli olduğunu öngörmekte ancak,

Page 17: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

14

yenilik ve önemli yatırımlar gerektirmektedir – AB’nin 2050’ye kadar 270 milyar € (yıllık

GSYH’nin ortalama %1,5’i) ek yatırım yapması gerekmektedir.

Avrupa emisyonlarından sorumlu ana sektörler için yol haritaları ile beklenen azaltım

oranları arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır.

En büyük emisyon azaltım potansiyeline sahip olan enerji sektörü, fosil yakıt üretim

kapasitelerini, rüzgâr, güneş, su ve biokütle gibi yenilenebilir kaynaklarla veya nükleer

enerji santralleri veya karbon yakalama ve depolama teknolojisine sahip fosil yakıt

enerji santralleri gibi diğer düşük karbonlu kaynaklar ile değiştirerek, 2050 yılına kadar

CO2 emisyonunu tamamen ortadan kaldırabilir. Bunu uygulamak için, akıllı

şebekelerin geliştirilmesine yönelik güçlü yatırımların yapılması gerekmektedir.

Ulaştırma kaynaklı emisyonlar, 2050 yılına kadar kısa ve orta vadede benzinli ve

dizel motorların yakıt verimliliğinin daha da geliştirilmesi ve hibrit ve elektrikli

otomobillere geçilmesi yoluyla 1990 seviyesine kıyasla %60 azaltılabilir.

Ev ve ofis binaları kaynaklı emisyonlar, 2050 yılına kadar %90 oranında önemli

ölçüde azaltılabilir. Yeni binalarda pasif konut teknolojisi uygulanması, eski binaların

enerji verimliliğinin arttırılması için yenilenmesi, ısıtma, soğutma ve pişirmede fosil

yakıt yerine yenilenebilir enerji veya elektrik enerjisinin kullanılması, enerji

performansında güçlü bir iyileşmeye imkân sağlayacaktır.

Enerji yoğun endüstriler, daha temiz ve daha enerji verimli üretim teknolojileri ile

2050 yılına kadar emisyonları %80’den fazla bir oranda azaltabilir.

Gıda talebinde beklenen küresel artışa rağmen, tarım alanında gübre, çiftlik gübresi

ve hayvancılık kaynaklı emisyonların azalacağı ve bu durumun toprak ve ormanlık

alanlarda CO2 depolamasına katkı sağlayacağı umulmaktadır. Daha fazla sebze ve

daha az et içeren sağlıklı beslenme de emisyonu azaltabilir.

AB aday ülkesi olarak Türkiye, AB iklim politikası ve mevzuatına (AB iklim

müktesebatı) uyum sağlanmasını ve sera gazı emisyonu yoğun sektörlerde iklimle ilgili

önemli önlemlerin geliştirilmesini hedeflemektedir. Ayrıca, uyumlaştırılan politika ve

mevzuatların, AB yasal belgelerine uygun olarak uygulanmasına yönelik daha fazla

çaba göstermek gerekmektedir.

1.2.2. BMİDÇS Süreci

Türkiye 2004 yılında BMİDÇS’ye taraf olmuş ve 2009 yılında Kyoto Protokolünü

onaylamıştır. Kyoto Protokolü kapsamında Türkiye’nin emisyon azaltım hedefleri

olmamasına rağmen, taraf olunmasıyla birlikte hükümet tarafından ulusal iletişim

dokümanları BMİDÇS’ye sunulmuştur. İklim Değişikliği Üzerine 6. Ulusal Bildirim

2016'da sunulmuştur. Türkiye, yeni ve yenilenebilir enerjinin arttırılması, daha az

Page 18: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

15

karbon emisyonu salan toplu taşımacılığa yönelik yatırımların hızlandırılması, iklim

değişikliği ile mücadele ve seragazı emisyonlarınınazaltılması için enerji verimliliğinin

arttırılması gibi konularda yoğun çalışmalar yapmaktadır. Ülke, gönüllü karbon

piyasasının geliştirilmesi ve zorunlu piyasalara entegrasyonu için çaba

göstermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 22 Nisan 2016’da New York’ta yapılan imza töreninde

Paris Antlaşmasını imzalamıştır. Bununla birlikte, Paris Antlaşmasının yükümlülükleri,

Türk Parlamentosu yeni iklim sözleşmesini kabul ettiğinde sadece Türkiye için

bağlayıcı olacaktır. Yeni anlaşma kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti, Niyet Edilen

Ulusal olarak Belirlenmiş Katkısını 2030’a kadar emisyonlarda %21’e varan artıştan

azalış olarak açıklamıştır.

Şekil 3. Türkiye Hükümeti’nin 2030 yılına kadar resmi INDC sera gazı hedefi6

1.2.3. Sürdürülebilir Kalkınma için Küresel Hedefler

2015 yılında ülkeler, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ve 17 Sürdürülebilir

Kalkınma Hedefini (SKH) kabul etmiştir.

Hükümetler, iş dünyası ve sivil toplum, Birleşmiş Milletler ile birlikte 2030’a kadar

Sürdürülebilir Kalkınma Gündemine ulaşmak için çaba göstermektedir. Evrensel,

kapsayıcı ve bölünemez olan Gündem, her ülkedeki insanların hayatlarını iyileştirmek

için eylem çağrısı yapmaktadır.

Türkiye, "Sürdürülebilir Kalkınma İçin 2030 Gündeminin Uygulanmasına Yönelik

Türkiye'nin İlk Adımları" Raporunda belirtildiği üzere (bu noktadan itibaren Türkiye'nin

6 6. Ulusal Bildirimi, 2016, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇSB)

Page 19: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

16

Gündem 2030 Raporu olarak anılacaktır), aşırı yoksulluğun ortadan kaldırılması,

çocuk ölümlerinin azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi, çevresel

sürdürülebilirliğin sağlanması (içme suyunun erişilebilirliğinin ve sağlık koşullarının

iyileştirilmesi gibi alanlarda) gibi hedefler göz önüne alındığında,ortalama yıllık

ilerleme oranıyla ilk on performans arasına girmiştir. Tüm bunların sonucu olarak,

SKH’ler, Türkiye’nin Milenyum Kalkınma Hedefleri sürecinde edinilen tecrübelere

dayanmaktadır. Türkiye, ilk olarak 1996 Rio Konferansı'ndan sonra 7. Kalkınma

Planı'nda sürdürülebilir kalkınma kavramı ile tanışmıştır. Son on yılda, Rio + 20

sonuçları 2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planı ile uyumlu hale getirilmiştir.

10. Kalkınma Planı’nın temel ilkelerinden biri sürdürülebilir kalkınmadır ve Plan “insan

merkezli kalkınma” yaklaşımına dayanmaktadır. Türkiye halihazırda 11. UKP'nin uzun

vadeli vizyonunu hazırlama aşamasındadır. Vizyon, uluslararası ve ulusal kalkınma

eğilimlerini göz önüne alarak Plan'ın gelişim perspektifini sağlamakta ve Plan'ın

kendisi için bir başlangıç noktası olarak hizmet etmektedir. Türkiye, SKH’leri, 11.

Kalkınma Planının dayandığı vizyonun temel girdilerinden biri olarak kabul etmeye

niyetlidir7. 17 SKH olmasına rağmen, bu raporda SKH 8 ve 13’e odaklanılacaktır.

Hedef 8: Sürekli, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, herkes için tam ve

üretken istihdamı ve iyi çalışmayı teşvik etmek

Küresel SKH 8, son 25 yılda aşırı yoksulluk içinde yaşayan işçi sayısı, 2008 ekonomik

krizinin ve küresel durgunluğun devam eden etkisine rağmen önemli ölçüde azaldığını

açıklamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde, orta sınıf, toplam istihdamın %34’ünden

fazla bir kısmını oluşturmaktadır, ki bu rakam 1991-2015 yıllarında üç katına çıkmıştır.

10. Kalkınma Planı’nın SKH 8 ile tutarlılığına bakıldığında, 10. Kalkınma Planı’nın

temel hedeflerinden birinin, refah artışını hızlandırmak ve uzun vadede yüksek ve

istikrarlı büyüme sağlamak olduğu belirtilmiştir. Yüksek ve istikrarlı büyüme için temel

strateji, özel sektör liderliğinde, açık ve rekabetçi üretim yapısının geliştirilmesidir.

Temel hedef, toplumun tüm kesimine hitap eden ve iyi iş olanakları sunan istihdam

piyasası oluşturmak, iş gücündeki kabiliyetlerin iyileştirilmesini ve etkin kullanımını

sağlamak, cinsiyet eşitliği, mesleki sağlık ve güvenlik şartlarını iyileştirmek ve

güvenceye dayandırmaktır. Iyi iş gereksinimleri göz önüne alındığında, Plan’ın

uygulama sürecinde çalışma koşulları iyileştirilecek ve ücret verimliliği ilişkisi

güçlendirilecektir. Ayrıca, yoksulluğa bağlı olarak çocuk mahrumiyetinin ortadan

7 Türkiye'nin 2030 Gündeminin Uygulanmasına Yönelik İlk Adımlar Raporu Sürdürülebilir Kalkınma, Kalkınma Bakanlığı,

Temmuz 2016, Ankara.

Page 20: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

17

kaldırılması, gençlerin, özellikle de kız çocukların eğitim ve istihdamına kayıt ve

katılımlarının artırılması planlanmaktadır. Sürekli, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir

ekonomik büyüme için, yeni iş olanakları, gelir kaynakları, enerji, sanayi, tarım, ulaşım,

ticaret, inşaat, hizmetler ve kentleşme gibi alanlarda ürün ve teknoloji gelişiminde

çevre dostu yaklaşımların potansiyellerinden istifade ederek yeşil büyüme

yaklaşımının sağlanması hedeflenmektedir.

Hedef 13. İlkim Değişikliği ve İlkim Değişikliğinin Etkileriyle Mücadele için Acilen Harekete Geçmek

10. Kalkınma Planında, iklim değişikliğine uyum ve mücadelenin, ulusal koşullar göz

önüne alınarak "ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar" ve "göreceli kapasiteler"

ilkeleri doğrultusunda sürdürüleceği belirtilmiştir. İklim değişikliği, su havzaları miktarı

ve kalitesi ile ilgili tüm faaliyetlerin etkilerini değerlendirerek, su tasarrufu, kuraklıkla

mücadele ve kirliliğin önlenmesi ile ilgili önlemler 2014-2018 yılları arasında

vurgulanan alanlardır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) küresel SKH göstergelerine dayalı olarak 2030

Gündeminin izlenmesinde merkezi rolü olacağı bilinmektedir.

1.3. Birinci Çalışma Grubu Çalıştayına Paydaşların Katkısı

Öncelikle, önceki ulusal çalışmaların yanı sıra, ulusal iklim ile ilgili politika, plan, strateji

ve bunlara bağlı mevzuatlar hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olan paydaşların entegre

edilmesi hayati önem taşımaktadır. Bu aktivitenin bir parçası olarak, iklim değişikliği

alanındaki kilit organlar ve departmanlardan oluşan bir çalışma grubu oluşturulmuştur.

Durum Raporu ile ilgili ilk bulguların paylaşılması ve paydaşların konuya katkı

sağlamaları amacıyla Birinci Çalışma Gurubu Çalıştayı (ÇG 1) 2 Kasım 2017 tarihinde

gerçekleştirilmiştir.

ÇG1’de amaç; proje makroekonomik görünüm ve incelenmesi kararlaştırılan politika

dokümanları hakkında bilgilendirme yapmaktı.

ÇG1, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili bölümleri,

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, TÜİK, Kayseri Ulaştırma Şirketi ve Türkiye

Kalkınma Bankası (TKB) gibi kuruluşlardan 50'den fazla temsilcinin katılımı ile Ankara,

Holiday Inn Otel’de gerçekleştirilmiştir. Proje ve ilk bulgular hakkında bilgilendirme

yapıldıktan sonra, paydaşlar, yuvarlak masalarda sektörel çalışma guruplarına

ayrılmış ve katkıları alınmıştır. Aşağıda yuvarlak masa çalışmasından elde edilen

çıktıların özeti bulunmaktadır:

Page 21: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

18

Bina Sektörü’nün Katkısı

Yukarıda belirtilen paydaşlara ek olarak, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü ve

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan temsilciler de bu masaya katılım sağlamıştır. Bina

sektörünün olduğu yuvarlak masadaki paydaşlar aşağıdaki konuları belirlemiştir:

Sürdürülebilir Binalar ve Yerleşmeler için Yeşil Sertifikasyon Yönetmeliği

Sürdürülebilir Binalar ve Yerleşmeler için Yeşil Sertifikasyon Yönetmeliği, 2014

tarihli Sürdürülebilir Yeşil Binalar İle Sürdürülebilir Yerleşmelerin

Belgelendirilmesine Dair Yönetmeliğin yerine geçecek ve yakın zamanda

yürürlüğe girecektir. Bu yönetmelikte, Yeşil Sertifikasyon Komisyonu,

sertifikasyon organları, sürdürülebilirlik uzmanları ve uzmanların değerlendirme

yetkileri tanımlanmıştır.

Ulusal Enerji verimliliği Eylem Planı: bu plan, 2017-2023 yılları arasında sanayi,

bina, tarım, ulaştırma sektörlerini ve yatay konuları kapsamaktadır. Kalkınma

Bakanlığı Yüksek Planlama Kurulu onayını takiben yayınlanacaktır.

Bina Enerji Performans (BEP) Yönetmeliği, bina sektöründe enerji verimliliğin

başarılması ve sera gazı emisyonlarının azaltılması için hayati bir önem

taşımaktadır. Bu durum, enerji verimliliğini başarmak ve enerji performans

sertifikalarını (BEP) alabilmek için, 2011 yılı itibari ile inşa edilen yeni binaların

Yönetmelik uyarınca inşa edilmesini gerektirmektedir. Mevcut binalar için

BEP’lerin 2017 yılında tamamlanması planlanmıştır fakat bu tarih

yönetmelikteki son güncellemeler ile 2020 tarihine ertelenmiştir. BEP

Yönetmeliği 2010, 2011 ve 2017 yıllarında güncellenmiştir. 1. Çalışma Grubu

Çalıştayında BEP Yönetmeliği veritabanlarına dayanarak, yönetmeliğin

uygulamasının beklenilenden yavaş olduğu belirtilmiştir.

ÇŞB tarafından yürütülen Turkuaz Şehirler Projesi, bina sektörünün mevcut

durumu ile ilgili önemli bir çalışma olarak tanımlanmıştır. Projenin amacı;

şehirlerdeki iklim değişikliği ile mücadele etmek ve yerel iklim değişikliği eylem

planlarının hazırlanması için rehber dokümanların oluşturulmasını sağlamak,

STK’larla iş birliğini ve belediyelerde yaygınlaştırma çabalarını içermektedir.

Türkiye'de mevcut ve yeni inşa edilen binaların enerji verimliliği ile ilgili yasal ve

kurumsal boşluk ve ihtiyaçlarla mücadele etmeyi amaçlayan, Binalarda Enerji

Verimliliğinin Arttırılması amacıyla Teknik Yardım Projesi ile Birleşmiş Milletler

İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin (BMİDÇS) raporlama

gereksinimlerinin yerine getirilmesini ve Türkiye'de sera gazı emisyonları için

bir izleme mekanizmasının kurulmasını amaçlayan, Türkiye'nin Sera Gazı

Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destekl için Teknik Yardım

Projesinin çıktılarının incelenmesi tavsiye edilmiştir.

Page 22: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

19

Bunlara ek olarak, birinci çalıştay sürecinde politikaların uygulaması ve önündeki

engeller hakkında tavsiyeler verilmiştir fakat bu tavsiyer, Bileşen 1 kapsamında

hazırlanacak diğer raporlarla daha bağlantılı olduğundan bu bölümde

sunulmamaktadır.

Atık Sektörünün Katkısı

Atık sektöründen oluşan masa; ÇŞB İklim Departmanı, Belediye Atık Departmanı ve

özel atıklar departmanı temsilcilerine ek olarak TÜİK, ve TKB temsilcilerinden

oluşmuştur. Atık sektörünün olduğu yuvarlak masadaki paydaşlar aşağıdaki konuları

belirlemiştir:

Atıkların bertaraf edilmesiyle ilgili emisyonlar için TÜİK, sanayi ve belediyeler

tarafından iki yılda bir toplanan verileri kullanmaktadır. Karbon emisyonları için IPCC

kılavuzlarıyla uyumlu olarak, belediye ve sanayi atıkları ile ilgili veriler toplanmaktadır.

Atık emisyonları dört ana başlık altında hesaplanmaktadır. Bunlar: 1) Katı Atık

Depolama Sahaları 2) Kompostlama, 3) Atıkların açıkta yakılması 4) Atık Su Arıtımı

ve Deşarjı. Bu kılavuzda (özellikle atık su verileri için), 2019 yılında kapsamlı

iyileştirmelerin olması beklenmektedir.

Metan göz önüne alınmakta fakat karbon dioksit alınmamaktadır.

Katı atıklar için Düzenli Depolama Sahası Yönetmeliği’nin biyolojik olarak çözünebilir

atıkları azaltım hedefi bulunmaktadır. Yönetmelik ve hedefleri ayrıca incelenecektir.

Ambalaj atığı özellikle önlenen emisyonları hesaplamak açısından önemlidir.

Katı atıkların kesişen etkileri bulunmaktadır. Eğer atık yakma ile enerji elde

ediliyorsa ve atıklar çimento fabrikasında yakılıyorsa, atıklardan kaynaklanan

emisyon enerji kaynaklı emisyonlar olarak sayılmakta ve çöp araçları ulaştırma

sektörü kapsamında ele alınmaktadır.

Toplantıda sunulan 22 belgede, Ulusal Atık Yönetim Planı, atık stratejisi ve

eylem planının yerini aldığı belirtilerek bu yeni belgenin de dikkate alınması

önerilmiştir.

Ulusal Geridönüşüm Stratejileri ve Eylem Planı’nın belgeler arasına eklenmesi

tavsiye edilmiştir.

Atık sektörü emisyonlarının azaltılması konusuyla ilgili olarak, atığın

kaynağında ayrıştırılarak toplanmasının karbon emisyonları üzerindeki olumlu

etkisi vurgulanmıştır.

Metan geri kazanım tesisleri ve metandan enerji üreten tesislerin gerçek

kapasitelerinin hesaplanmasının önemi vurgulanmıştır.

Page 23: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

20

Tarım Sektörünün Katkısı

Tarım sektöründen oluşan masa; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su

İşleri Bakanlığı, TÜİK, ve TKB temsilcilerinden oluşmuştur. Bu masada temsilciler;

önerilen 22 politika belgesi üzerine istişarede bulunmuştur. Masada gerçekleştirilen

istişarelerin özeti aşağıdadır:

Tarım masasındaki temsilciler, bu politikaların/stratejilerin, sera gazı emisyonu

azaltımı ve Türkiye’de düşük karbonlu kalkınmayı desteklemek adına önemli rol

oynayan zorunlu belgeler olduğunu vurgulamıştır.

Tarım sektörü ile ilgili olarak, katılımcıların tavsiyeleri ışığında, aşağıda verilen

dokümanlar ayrıca incelenmelidir:

Çölleşmeyle Mücadele için ulusal Strateji ve Eylem Planı (2015-2023)

Organik Tarım Strateji Planı (2012-2016)

Kırsal Kalkınma Eylem Planı (2015-2018)

Türkiye Arazi Tahribatının Dengelenmesi Ulusal Rapor (2016-2030)

Tarım masasındaki katılımcılar, listelenen bazı politikaların hali hazırda

tamamlanmış olduğunu, özellikle sektör tabanlı dokümanların gözden

geçirilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunmuşlardır.

22 politika belgesinin yanı sıra, özellikle enterik fermantasyon, tarım toprakları

ve gübre yönetimi gibi tarım sektörü ile ilgili önemli konularda mevcut uyum ve

azaltım stratejilerine odaklanılmıştır.

Katılımcılar, hayvancılık tesisleri ve çiftçilerin, hayvan beslenme alışkanlıklarını

değiştirmek ve yoğun enterik fermantasyonun engellenmesi için farkındalığın

arttırılmasına yönelik kampanyaların, düşük emisyon stratejilerine önemli

katkısının olabileceğini vurgulamıştır.

Tarımsal toprakların en büyük emisyon payı inorganik gübre kullanımı olarak

belirlenmiştir. İnorganik gübre kullanımını azaltmak ve anaerobik arıtmadan

sonra hayvan gübresi, atık su arıtma çamuru gibi organik gübre kullanımının

teşviki, tarım topraklarında emisyonu azaltmak için önemli önlemlerden biri

olarak belirlenmiştir.

Hayvan gübresinden biyo gaz enerjisi elde etmek için gübre yönetimi kaynaklı

sera gazı emisyonlarının azaltımı hakkındaki fikir birliğine varılmıştır.

Düşük karbon stratejileriyle ilgili akademik çalışmalar, projeye katkı sağlaması

amacıyla, ayrıca incelenmelidir.

Tarım sektörü kaynaklı karbon emisyonlarının doğrudan etkilerinin yanı sıra,

gıda kaybı gibi dolaylı etkileri de göz önüne alınmalıdır. Son tüketiciye giden

Page 24: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

21

yolda nakliye ve depolama sırasındaki gıda kayıpları, üretim sırasında çıkan

sera gazı emisyonları açısından önemli bir sorun olarak tanımlanmaktadır.Bu

konuda nakliye ve depolama koşullarının iyileştirilmesi, nihai tüketicilerin

bilinçlendirilmesini içeren önlemler tartışılmıştır.

Türkiye ile benzer iklim şartlarına sahip ülkelerin 6. Ulusal Bildirim

Raporlarındaki, benzer önlemlerin incelenmesi ve karşılaştırılması amacıyla

gözden geçirilmesi tavsiye edilmiştir.

Ulaştırma Sektörünün Katkısı

Ulaştırma masası, TKB uzmanlarının yanı sıra, Türkiye Cumhuriyeti Devlet

Demiryolları (TCDD), ve Kayseri Ulaştırma firması temsilcilerinden oluşmuştur.

Aşağıda, masada üzerinde durulan konular özetlenmiştir:

Ulusal ulaştırma master planı, sektör için hazırlanmış iyi bir strateji belgesi

olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, en önemli hedefin karayolu ulaştırmasını

azaltarak demir ve deniz yolu taşımacılığının arttırılması olduğu belirtilmiştir.

Sektör uzmanları ayrıca, mevcut sayısal hedeflerden bahsetmiş ve 2014-2015

hedeflerinin kısmen başarıldığını vurgulamıştır.

Kayseri’de, üçüncü parti nakliyecilerle brüt yakıt tüketimi modelinin kullanılması

ve toplu taşıma araçlarında güzerghın yeniden düzenlenmesi gibi bir iyileştirme

ile, yakıt tüketiminde ve emisyonlarda günlük 20 km tasarruf sağladığı

belgelenmiştir.

KENTGES raporlama mekanizmaları, toplu taşımacılık ile ilgili iklim değişikliği

eylemleri için kaynak olarak belirlenmiştir.

Akıllı toplu taşımacılığın tüm resmî belgelerde mevcut olduğu fakat

uygulamanın tüm yerel belediyelere indirilemediği vurgulanmıştır.

10. Kalkınma planı yeşil uluşım politikaları için bir kaynak olarak belirlenmiştir.

Page 25: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

22

2. Türkiye Sera Gazı Emisyonları: Eğilimler ve Projeksiyonlar

2.1. Sera Gazı Emisyon Eğilimleri

Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (BMİDÇS) Ek I

partisi olarak her yıl sera gazı envaner raporlarını hazırlamaktadır. En güncel sera gazı

emisyon envanteri 1990-2015 dönemi için ulusal sera gazı emisyon / karbon giderim

tahminlerini içermektedir.

Türkiye’nin son sera gazı envanterine8 göre, toplam sera gazı emisyonu 2015 yılında,

AKAKDO sektörü hariç 475,1 Mt CO2 eşdeğeri (CO2-eşd) ve AKAKDO sektörü dahil

411,0 Mt CO2-eşd’dir. Bu durum, 1990 seviyesine göre sırasıyla %122 ve %123,7’lik

artışı ifade etmektedir.

AKAKDO hariç toplam 2015 sera gazı emisyonlarında enerji sektörü %71,6’lık oranla

en yüksek paya sahiptir. Enerji sektörünü %12,8 ile endüstriyel işlemler ve ürün

kullanımı sektörü (IPPU), %12,1 ile tarım ve %3,5 ile atık sektörü takip etmiştir.

1990-2015 yılları arasında tüm sektörlerde emisyonlarda artış eğilimi izlenmektedir.

1990’a kıyasla enerji sektörü emisyonları %153,1 artmıştır. IPPU sektöründe emisyon

artışı %156,2 iken, tarım sektöründe %28,1 ve atık sektöründe %52,2’dir.

Şekil 4. Sektörlere göre sera gazı emisyonu, 1990-2015

8 Türkiye’nin Ulusal Sera Gazı Envanteri, 2017 (1990-2015)

http://unfccc.int/national_reports/annex_i_ghg_inventories/national_inventories_submissions/items/10116.php

Page 26: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

23

Büyüyen ekonomi, nüfus artışı ve şehirleşme, Türkiye’deki sera gazı emisyonunun

temel etmenleridir. Şekil 5’de gösterildiği gibi, toplam ve net sera gazı emisyon

eğilimleri, 1990-2015 yılları arasındaki GSYH9eğilimleri ile benzerlik göstermektedir.

1990-2015 döneminde genel olarak emisyonlardada artan bir eğilim gözlenmektedir.

Fakat 1994,1999, 2001 ve 2008 yıllarındaki ekonomik kriz nedeniyle, sera gazı

emisyonları azalmıştır. Kriz yıllarında sera gazı emisyonları bir önceki yıla göre

sırasıyla, %2,7, %0,4, %6,3 ve %8 oranında azalmıştır.

Şekil 5. Sera gazı emisyonları ve GSYH, 1990-2015

Kişi başına düşen sera gazı emisyonları10 toplam sera gazı emisyonu ile benzer bir

artış eğilimi göstermektedir (Şekil 6). Kişi başına düşen eşdeğer CO2 emisyonu 1990

yılında 3,88 tondan 2015 yılında 6,07 tona yükselmiştir.

9Dünya Bankası (popüler göstergeler)

http://databank.worldbank.org/data/reports.aspx?Code=NY.GDP.MKTP.KD.ZG&id=af3ce82b&report_name=Popular_indicators

&populartype=series&ispopular=y#

10 TÜİK (istatistik göstergeler), https://biruni.tuik.gov.tr/gosterge/?locale=tr

Page 27: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

24

Şekil 6. Kişibaşı sera gazı emisyonları, 1990-2015

1990 yılında 56,4711 milyon olan Türkiye nüfusu 2015 yılında 78,7412 milyona ulaşmış,

1990-2015 yılları arasında kentsel nüfus artarken kırsal nüfus azalmıştır. Kentsel

nüfus oranı 1990’da %59 iken 2015 yılında %92,1’e ulaşmıştır. Kentsel nüfus artışı ve

şehirleşmenin, konut, enerji, ulaşım vb. konulardaki talebin artmasında oldukça büyük

payı bulunmaktadır.

Tablo 1. Seçilmiş yıllarda Türkiye nüfusu

1990 2000 2010 2015

Toplam 56 473 035 67 803 927 73 722 988 78 741 053

Şehir 33 326 351 44 006 184 56 222 356 72 523 134

Belde/Köy 23 146 684 23 797 743 17 500 632 6 217 919

1990’larda toplam birincil enerji arzı 2200 PJ iken bu rakam 2015 yılında (%146’lık bir

artışla) 5407PJ’e yükselmiştir.13 Toplam enerji arzında fosil yakıtların payı 1990 yılında

%82, 2015 yılında ise %88 dir. Diğer taraftan yenilenebilir enerjinin payı %9–18

arasında değişmekted,r.. 1990-2015 döneminde, toplam birincil enerji arzında

doğalgazın payı %5’den %31’e yükselirken, sıvı yakıtların payı %46’dan %30’a

11 TÜİK (nüfus göstergeleri), https://biruni.tuik.gov.tr/nufusmenuapp/menu.zul

12 TÜİK (nüfus göstergeleri), https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr

13Enerji veTabii Kaynaklar Bakanlığı, 2016, Enerji DengeTabloları.

Page 28: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

25

düşmüştür. Kömürün payı ise %30’dan %27’ye, yenilenebilir enerjinin payı %18’den

%12’ye düşmüştür. Birincil enerji arzı, Şekil 7’de verilmiştir.

Şekil 7. Birincil enerji arzı, 1990-2015

Yakıt yanmasından kaynaklı emisyonlar, Türkiye’nin insan kaynaklı sera gazı

emisyonlarının başlıca kaynağıdır. 2015 için enerji sektörünün toplam emisyonu 340

Mt CO2-eşd ve bu oranın %99’u yakıtların yanmasından kaynaklanmaktadır. Çevrim

ve enerji sektörü, %40,3’lük oranla enerji sektöründeki sera gazı emisyonları içinde en

büyük paya sahiptir. Bunu %22,3 ile ulaştırma, %16,9 ile imalat sanayi, %16,4 ile konut

ve hizmetler sektörü ve %2,9 ile tarım/ormancılık/balıkçılık sektörü takip etmektedir.

0

500

1000

1500

2000

2500

3000

3500

4000

4500

5000

5500

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

(PJ)

Kömür Sıvı yakıtlar Doğalgaz Yenilenebilir enerji

Page 29: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

26

Şekil 8. Yanma kaynaklı sera gazı emisyonları, 1990-2015

Şekil 9’da, CO2 eşdeğer olarak sera gazlarının AKAKDO hariç toplam emisyonlara

katkısı verilmiştir. Her bir gaz için CO2 eşdeğer emisyonunda artış eğilimleri

gözlemlenmektedir. CO2 emisyonu 1990’a kıyasla %158,7 oranında artmıştır. CH4,

N2O ve F gazlar emisyonları sırasıyla %24,7, %39,6 ve %897,5 artmıştır (Tablo 2).

Şekil 9. Sera gazı türlerine göre sera gazı emisyonları, 1990-2015

50

100

150

200

250

300

35019

90

19

91

19

92

19

93

19

94

19

95

19

96

19

97

19

98

19

99

20

00

20

01

20

02

20

03

20

04

20

05

20

06

20

07

20

08

20

09

20

10

20

11

20

12

20

13

20

14

20

15

(Mt CO2-eşd.)

Çevrim ve enerji İmalat sanayi ve inşaatUlaştırma Konut ve hizmetlerTarım/ormancılık/balıkçılık

0

50

100

150

200

250

300

350

400

450

500

19

90

19

91

19

92

19

93

19

94

19

95

19

96

19

97

19

98

19

99

20

00

20

01

20

02

20

03

20

04

20

05

20

06

20

07

20

08

20

09

20

10

20

11

20

12

20

13

20

14

20

15

CO2 CH4 N2O F Gazları

(Mt CO2 eşd.)

Page 30: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

27

AKAKDO hariç toplam sera gazı emisyonu içinde en yüksek pay CO2 emisyonudur.

CO2 emisyonlarının toplam emisyonlar içindeki payı 1990’da %69 iken bu oran 2015

yılında %81’e yükselmiştir. CH4 emisyonu %19’dan %11’e düşmüş ve aynı dönemde

N2O emisyonu %11’den %7’ye düşmüştür. Diğer taraftan F-gazlarının emisyonu

%0,3’den %1,5’e yükselmiştir (Şekil 10).

Şekil 10. Sera gazlarının, toplam sera gazı emisyonlarına katkısı, 1990,2015

CO2 emisyonu enerji ve IPPU sektörlerinden kaynaklanmaktadır. 2015 yılında toplam

CO2 emisyonlarının %86,1’i enerjiden, %13,6’sı endüstriyel işlemler ve ürün

kullanımından, %0,2’si ise tarımsal faaliyetler ve atıktan kaynaklanmıştır. 1990-2015

yılları arasında enerji kaynaklı CO2 emisyonu 126 Mt’den 330 Mt’ye yükselmiştir

(%163’lük artış ile). IPPU sektöründe CO2 emisyonu, 1990’a kıyasla %139 artmış ve

2015 yılında 52,3 Mt’ye ulaşmıştır (Tablo 2).

Tablo 2. Sera gazı türlerine göre sektörel sera gazı emisyonları, 1990-2015

Sera Gazı Yıl Enerji

Endüstriyel

işlemler ve

ürün

kullanımı

Tarım Atık Toplam

CO2 (kt)

1990 125 801 21 907 460 27,4 148 195

2000 201 534 25 544 617 22,9 227 719

2010 276 856 44 549 645 6 322 057

2015 330 280 52 336 811 0,5 383 427

1990 yılına göre değişim (%) 162,5 138,9 76,2 -98 158,7

CH4 (kt)

1990 264 1,4 1 000 384 1 650

2000 305 1,6 873 513 1 692

2010 441 2 952 654 2 049

2015 241 2,3 1 220 593 2 058

80.7%

10.8%

7.0% 1.5%

2015

69.3%

19.3%

11.1%0.3%

CO2

CH4

N2O

F Gazları

1990

Page 31: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

28

1990 yılına göre değişim (%) -8,7 58,1 22 54,6 24,7

N2O (kt)

1990 6,5 3,6 65 4,9 80

2000 8,5 2,8 67 5,5 84

2010 13,3 5,5 72 6,2 97

2015 12,5 4,7 88 6,8 112

1990 yılına göre değişim (%) 91,1 33,1 34,8 39,1 39,6

F gazları

(kt CO2-

eşd)

1990 - 693 - - 693

2000 - 1 374 - - 1 374

2010 - 4 736 - - 4 736

2015 - 6 910 - - 6 910

1990 yılına göre değişim (%) 897,5 897,5

Metan emisyonları, daha çok tarımsal faaliyet ve atık sektörü kaynaklıdır. 2015 yılında

Metan emisyonları 2,06 Mt dur. Toplam CH4 emisyonlarının %59,4’ü tarım, %28,8’i

atık ve %11,8’i enerji ve IPPU sektörlerinden oluşmaktadır. 1990-2015 için CH4

emisyonu enerji sektörü dışındaki tüm sektörlerde artmıştır. 1990 yılına kıyasla CH4

emisyonları tarım sektöründe %22,0, atık sektöründe %54,6, IPPU sektöründe ise

%58,1 oranında artmıştır. Tarım sektöründeki emisyon artışı esas olarak enterik

fermantasyon ve gübre yönetimi ile ilgilidir. Atık sektörü metan emisyonları, düzenli

depolanan atık miktarındaki artışa paralel olarak artmıştır. Enerji sektörü 2015 yılı CH4

emisyonları, yeraltı kömür üretimindeki düşüşe bağlı olarak 1990 yılına göre %8,7

oranında azalmıştır.

N2O emisyonunun temel kaynağı tarım sektörüdür. 2015 yılında N2O emisyonu 0,11

Mt dur. N2O emisyonunun %78,4’ü tarım faaliyetlerinden, %11,2’si enerji, %6,1’i atık

ve %4,3’ü IPPU sektörlerinden kaynaklanmaktadır. 1990 yılına göre N2O emisyonu

tarım sektöründe %34,80, atık sektöründe %39, ve enerji sektöründe %91 oranında

artmıştır. N2O emisyonları temel olarak tarımsal topraklar, yakıtların yanması, atık su

arıtma ve deşarjı ile gübre kullanımından kaynaklanmaktadır.

F- gazlarının tek kaynağı ise IPPU sektörüdür. F-gazları emisyonu 1990-2015 yılları

sırasında %897,5 artmış ve 6,9 Mt CO2-eşd’ye ulaşmıştır. Toplam F-gaz

emisyonlarına katkıda bulunan ana etken, Ozon tabakasını incelten maddelerin (ODS)

yerine HFC gazlarının kullanımı ve elektrikli ekipmanlardan kaynaklanan SF6

emisyonlarıdır.

Page 32: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

29

2.2. Dolaylı Sera Gazı Emisyonları

CO, NOx, NMVOC ve SO2 emisyonlarının8 da iklim değişikliği üzerinde etkileri

bulunmaktadır. Tablo 3, dolaylı sera gazı emisyonlarını göstermektedir. 2015 yılında

CO emisyonu 2,35 Mt, NOx emisyonu 0,88 Mt, NMVOC emisyonu 1,02 Mt ve SO2

emisyonu 1,9 Mt’dir. CO, NOx ve SO2 emisyonlarının temel kaynağı enerji sektörüdür

ve emisyonlarınun %99’undan sorumludur.. NMVOC emisyonunun en büyük kaynağı

ise %41’lik oranla tarım ve %29’luk oranla enerji sektörüdür.

Tablo 3. Dolaylı sera gazı emisyonları, 1990-2015

(kt)

Gaz 1990 1995 2000 2005 2010 2011 2012 2013 2014 2015

NOX 562,0 700,0 671,6 720,1 768,5 876,4 830,5 796,7 782,8 877,7

CO 2 023,0 2 008,0 2 875,3 2 365,3 2 833,4 2 725,5 2 917,4 2 107,1 1 991,2 2 347,1

NMVOC 942,0 1 035,2 1 108,0 1 015,1 1 045,9 1 066,4 1 125,0 1 073,2 1 078,1 1 017,3

SO2 1 747,2 1 886,5 2 238,8 2 002,5 2 558,1 2 637,5 2 713,5 1 940,7 2 145,0 1 935,3

2.3. Sera Gazı Emisyon Projeksiyonları

Türkiye, Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı’sını (INDC) 2015 yılında

BMİDÇS’ye sunmuştur. Türkiye için INDC hedefi, BAU seviyesinde 2030’a kadar sera

gazı emisyonunu %21’e varan oranda azaltmaktır.

Sera gazı emisyon projeksiyon çalışmaları INDC hedeflerini belirlemek için

gerçekleştirilmiştir. Projeksiyonda baz yıl 2012’dir. Emisyon tahminlerinde iki senaryo:

BAU senaryosu ve azaltım senaryoları kullanılmıştır. Sera gazı emisyonu için

kullanılan temel parametreler Tablo 4’de6 verilmiştir.

Tablo 4. Projeksiyon çalışmasına temel teşkil eden varsayımlar

Parametre 2012 2015 2020 2025 2030

Nüfus (bin kişi) 75 627 78 151 82 076 85 569 88 427

Yıllık nüfus artış hızı (%) 1,38 1,07 0,93 0,75 0,60

Yıllık GSYH büyüme hızı (%) 2,10 3,50 4,15 4,25 4,12

Türkiye’nin yıllık GSYH büyüme hızı 2012 yılında %2,10 oranındaydı ve 2030 yılına

kadar bu oranın %4’e ulaşması öngörülmektedir. Nüfus 1990’dan 2012’ye %30’dan

fazla bir büyümeyle 75,6 milyona ulaşmıştır. Türkiye’nin enerji talebi her yıl %6-7

oranında artmaktadır. BAU senaryosu altında, 2030 yılında elektrik talebinin 580

TWh’ye ulaşacağı öngörülmektedir.

Page 33: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

30

BAU senaryosu, 2030 yılına kadar emisyon azaltım tedbirleri alınmadan sera gazı

emisyonlarının tahminini içermektedir. Azaltım senaryosunda ise, çeşitli politika ve

strateji dokümanları baz alınarak 2012-2030 yılları için emisyon tahmini yapılmıştır.

Azaltım senaryoları için kullanılan plan ve politikalar her sektör için aşağıda

listelenmiştir.

Elektrik Üretim Sektörü;

Güneş enerjisinden elektrik üretim kapasitesinin 2030'a kadar 10 GW'ta

çıkarılması,

Rüzgâr enerjisinden elektrik üretim kapasitesinin 2030 yılına kadar 16 GW'a,

çıkarılması,

Hidroelektrik potansiyelinin tümü geçiş,

Nükleer santralin 2030'a kadar işletmeye alınması,

2030'da elektrik iletim ve dağıtım kayıplarını %15'e düşürmek,

Kamu elektrik üretim santrallerinin rehabilitasyonu,

Mikro jenerasyon, kojenerasyon sistemleri ile yerinde elektrik üretimi yapılması.

Sanayi Sektörü;

Enerji Verimliliği Ulusal Strateji ve Eylem Planının uygulanması ile emisyon

yoğunluğunun azaltılması,

Sanayi tesislerinde enerji verimliliğinin artırılması ve enerji verimliliği projelerine

maddi destek sağlanması,

Atıkların uygun sektörlerde alternatif bir yakıt olarak kullanılmasını artırmak için

çalışmalar yapmak.

Ulaştırma Sektörü;

Karayolu taşımacılığındaki payı azaltarak yük ve yolcu taşımacılığında ulaşım

modlarının dengeli bir şekilde kullanılmasını sağlamak ve deniz ve demiryolu

taşımacılığının payını arttırmak,

Birleşik nakliye Kombine taşımacılığın geliştirilmesi,

Kentlerde sürdürülebilir ulaşım yaklaşımları uygulamak,

Alternatif yakıt ve yeşil araçların teşvik edilmesi,

Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi (2014-2023) ve Eylem Planı

(2014-2016) ile yakıt tüketimini ve karayolu taşımacılığı kaynaklı emisyonları

azaltmak,

Yüksek hızlı tren projelerini gerçekleştirmek,

Kentiçi raylı sistemleri arttırmak,

Page 34: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

31

Tünel projeleriyle yakıt tasarrufu sağlamak,

Eski araçları trafikten çekmek,

Enerji verimliliğini sağlamak için yeşil liman ve yeşil havaalanları uygulamak,

Denizyolu taşımacılığı için özel tüketim vergisi muafiyeti uygulanması.

Konut ve Hizmet Sektörü;

Yeni yapılan konut ve hizmet binalarının Binalarda Enerji Performans

Yönetmeliğine uygun enerji verimli olarak inşa edilmesi

Yeni ve mevcut binaların Enerji Kimlik Belgesi oluşturularak enerji tüketimlerinin

ve seragazı emisyonlarının kontrol altında tutulması ve metrekare başına enerji

tüketimlerinin azaltılması

Geliştrilmiş tasarım, teknolojik ekipman, yapı malzemeleri vasıtasıyla ve

yenilenebilir enerji kaynaklarını (kredi, vergi düşürme vb.) teşvik eden

finansman mekanizmalarının geliştirilmesi ile yeni ve mevcut binaların birincil

enerji tüketimini azaltmak,

Enerji talebini en aza indirgemek ve yerel enerji üretimini sağlamak amacıyla

Yeşil Bina, pasif enerji ve sıfır-enerjili ev tasarımlarının yaygınlaştırılması

Tarım Sektörü;

Tarım alanlarında arazi toplulaştırılması ile yakıt tasarrufu,

Gübrenin kontrollü kullanımı ve iyi tarım uygulamaları,

Minimum toprak işleme yöntemlerini desteklemek.

Atık Sektörü;

Atıkların düzenli depolama alanlarında depolanması,

Atıkların yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve ikincil hammadde geri kazanımı

veya enerji üretimi amaçlıkullanımı,

Atıkların geri dönüşümü, biyolojik kurutma, biyo-metanizasyon, kompostolama,

ileri termal işlemler veya yakma gibi işlemler kullanarak atıkan enerji geri

kazanımını sağlamak,

Düzenli ve düzensiz atık depolama sahalarındaki deponi gazından metan gazı

geri kazanımı,

Endüstriyel atıkların başka bir sektörde alternatif hammadde veya yakıt olarak

kullanılması, Besi ve tavuk çiftliklerinden çıkan atıklardan yararlanmak için

çalışmalar yürütmek,

Düzensiz atık depolamam alanlarının rehabilitasyonu ve atıkların düzenli

depolama sahalarında biriktirilmesini sağlamak.

Page 35: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

32

Karbon Giderimleri;

Yutak alanlarının arttırılması ve arazi kaybının önlenmesi,

Orman Rehabilitasyon Eylem Planının ve Ulusal Ağaçlandırma Seferberliğinin

Uygulanması.

1990-2012 yılları arasındaki sera gazı emisyonları ile 2030’a kadar emisyon

projeksiyonları, sektörel detayda Tablo 5’de ve sera gazı türlerine göre Tablo 6’da

verilmiştir.

Tablo 5. Sektörel sera gazı emisyon projeksiyonları

(Mt CO2-eşd)

Sera Gazı Emisyonları

Önlem Gözetilmeyen

Senaryo (BAU)

Önlem Gözetilen

Senaryo (Azaltım)

1990 1995 2000 2005 2010 2012 2020 2030 2020 2030

Enerji 132 159 214 252 285 321 539 944 499 738

Endüstriyel

İşlemler ve Ürün

Kullanımı

31 34 36 47 60 70 95 170 95 170

Tarım 42 40 40 38 40 46 52 59 52 59

AKAKDO -30 -30 -36 -44 -47 -51 -40 -39 -70 -70

Atık 14 17 21 25 27 28 28 41 24 31

Toplam 188 219 275 318 364 413 673 1 175 599 929

Tablo 6. Sera gazı türlerine göre sera gazı emisyon projeksiyonları

(Mt CO2-eşd)

Sera Gazı Emisyonları

Önlem

Gözetilmeyen

Senaryo (BAU)

Önlem Gözetilen

Senaryo

(Azaltım)

1990 1995 2000 2005 2010 2012 2020 2030 2020 2030

AKAKDO hariç sera gazı emisyonları

CO2 154 184 239 286 326 368 602 1 057 564 860

CH4 47 48 51 52 60 68 77 108 71 92

N2O 17 16 19 20 19 21 26 33 25 31

HFC NO NO 1 3 5 6 8 13 8 13

PFC 1 1 1 0 NE NE NE NE NE NE

SF6 NE NE 0 1 1 1 1 2 1 2

Toplam 218 250 311 362 412 464 713 1 213 669 999

AKAKDO dahil sera gazı emisyonları

CO2 124 154 203 242 279 317 562 1 018 494 790

Page 36: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

33

CH4 47 48 51 52 60 68 77 108 71 92

N2O 17 16 19 20 19 21 26 33 25 31

HFC NO NO 1 3 5 6 8 13 8 13

PFC 1 1 1 0 NE NE NE NE NE NE

SF6 NE NE 0 1 1 1 1 2 1 2

Toplam 188 219 275 318 364 413 673 1 175 599 929

BAU senaryosunda, enerji tüketiminden kaynaklı emisyonun 2012-2020 yılları

arasında her yıl 27,3 Mt CO2-eşd arttığı ve 2020-2030 yılları arasında yılda yaklaşık

40,5 Mt CO2-eşd artacağı öngörülmektedir. 2020 ve 2030 yıllarında AKAKDO dahil

toplam sera gazı emisyonu sırasıyla 673 ve 1175 Mt CO2-eşd olarak tahmin edilmiştir.

Yukarıda listelenen politikaların uygulanmasına dayanan azaltım senaryosuna göre

2030'a kadar %23,2' ile en yüksek azaltım atık sektöründe ye gerçekleşecektir.

Düzensiz atık bertaraf alanlarının rehabilitasyonu atıkların düzenli depolama

sahalarında depolanması ve bu sahalarda metan geri kazanımı emisyon azaltımında

önemli bir rol oynayacaktır. Enerji sektöründe 2030 yılına kadar %21,8'e kadar azaltım

sağlanacaktır. Yenilenebilir kaynaklar ve nükleer enerji politikası, enerji sektöründeki

azaltıma önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Ayrıca, konut-hizmet sektöründeki kentsel

dönüşüm uygulamaları ve sanayi sektöründe dönüşüm programların benimsenmesi,

bu sektörlerde sera gazı emisyonunun azaltımında yardımcı olacaktır. AKAKDO

sektörü ile ilgili olarak, orman alanlarının 2023 yılına kadar %30'a (23.400.000 ha)

çıkarılması ile 2030 yılında %80 oranında karbon giderimi sağlanacağı

öngörülmektedir. Şekil 11 iki senaryoya göre sera gazı emisyon projeksiyon

sonuçlarını göstermektedir.

Şekil 11. Sera gazı emisyon projeksiyonu

1175

929

0

200

400

600

800

1000

1200

1400

1990 1995 2000 2005 2010 2012 2020 2030

Mt CO2-eşd.

Önlem Gözetilmeyen Senaryo Önlem Gözetilen Senaryo

Page 37: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

34

3. Önceden Tanımlanmış Dönem İçin (2053) Makroekonomik

Görünüm

Bu bölüm; iklim değişikliği azaltım politikaları açısından Türkiye ekonomisine

makroekonomik perspektiften genel bir bakışı içermektedir. Bu bölümde sunulan

çerçeve, mevcut eğilimlerin ayrıntılı bir şekilde ele alınmasının yanı sıra geniş

makroekonomik toplamların projeksiyonu, yeni teknolojilerin uygulanması ve

önümüzdeki birkaç on yıl zarfında seragazı emisyon rotasının projeksiyonunu kapsayan

dinamik bir çerçeve olacaktır.

Bu bölüm ana hatlarıyla üç kısımdan oluşmaktadır. Bölüm 3.1, Türkiye’nin

makroekonomik ortamının bir özetini sunmaktadır. Bölüm 3.2, sera gazı emisyonlarını,

ve Türkiye’nin sahip olduğu mevcut ve ileriye dönük politika önlemlerini incelemektedir

ve bölüm 3.3, hem küresel ekonomi hem de özellikle Türkiye için makro toplam

büyüklüklerin ileriye dönük projeksiyonlarını sunmaktadır.

3.1. Türkiye’nin Makroekonomik Gelişim Özeti

Türkiye ekonomisi çok ilerlemiş ve işleyen bir piyasa ekonomisi olarak görülebilir14.

Ancak, Türkiye 1990’larda göreceli olarak inişli çıkışlı bir büyüme perfonmansı

göstermiştir.

“Genişlemeci mali daralmayı” teşvik etmek amacıyla 2000 yılının başında IMF programı

tasarlanmıştır. Nitekim, 2002-2006 yılları arasında yıllık büyüme oranı %7,6 civarında

olmuştur ve bu yabancı sermaye girişiyle sağlanmıştır.

Türkiye’nin GSYH’si, arz yönüne odaklanmayan öncelikli olarak hanehalkı tüketimine

bağlı bir büyüme modeline sahiptir. Üretim tarafına daha yakından bakılacak olur ise,

imalat sektörünün 1998 yılında %22,3 olan payı, 2017 yılının 2. çeyreğinde %17,1’e

düşmüştür. İmalat sektörünün payındaki bu kayıp, inşaat ve konut sektörlerinin

paylarındaki artışla telafi edilebilir gibi gözükmektedir. Bu sektörler, büyük ölçekli konut

projelerine sağlanan devlet teşviği de dahil olmak üzere çeşitli unsurlarca öne

çıkarılmıştır.

İnşaat sektörünün hızla büyümesi ekonominin içinde bazı zayıflıkların gizlenmesi riskini

de beraberinde getirmektedir. Örneğin, inşaat sektörünün güçlü performansından

kaynaklanan artan bir sabit sermaye oluşumu olmasına rağmen, inşaat sektörünün

etkileri çıkartıldığında makine ve yatırım harcamalarının aslında düştüğü görülmektedir.

14 AB Türkiye İlerleme Raporu {COM (2016) 715 final}

Page 38: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

35

Veriler, düşük ve orta-düşük teknoloji sektörlerinin imalat sektöründeki girişimlerin

%90’ını, çalışanların %78'ini ve üretimin %72'sini oluşturduğunu vurgulamaktadır.

Çalışanların en düşük ve en ileri teknoloji seviyelerindeki katma değerleri arasında

oldukça büyük bir fark bulunmaktadır. Dolayısıyla; ileri teknolojide çalışan bir kişi, düşük

ve alt-orta teknolojide çalışan bir kişiye göre çok daha fazla katma değer sağlamaktadır.

Yine de ülkedeki tartışmalar büyüme kalitesine değil, daha çok günlük manşetlere

yansıyan büyümeye odaklanmaktadır.

Birkaç istisnai yıl dışında, Türkiye ekonomisi, neredeyse geleneksel olarak, cari hesap

açığı vermektedir. Büyük bölümü ithalata dayalı olması nedeniyle enerji açığı cari açıkta

en büyük paya sahiptir. Aslında enerji dışı denge, enerji açığına kıyasla oldukça

sınırlıdır. Bu süre zarfında dünyada düşüşe geçen petrol fiyatları, ülkenin enerji

faturasını sınırlandırarak kısmi bir rahatlama sağlamakla beraber kaynağın kendisine

olan bağımlık doğal olarak değiştirmemektedir.

Ülkenin enerji bağımlılığına ek olarak, Türkiye’nin teknoloji açığı ve tasarruf açığı,

mevcut cari açığına yapısal zaaflar eklemektedir. TCMB tarafından yapılan bir

çalışmaya göre, artan teknoloji açığı düşük ve alt-orta teknolojili üretim faaliyetlerindeki

artan küresel rekabet ile birleştiğinde, Türkiye’nin yapısal mevcut cari açığının da

genişlediğini göstermektedir (Kara, Sarikaya, 2013)15. Tasarruflarla ilgili olarak,

uluslararası bir karşılaştırma bize Türkiye'nin neredeyse ölçeğin orta noktasında

durduğunu söyleyecektir. Kısa bir süre önce açıklanan milli gelir istatistikleriyle birlikte,

Türkiye'nin tasarruf oranının Haziran 2017 itibarıyla %25,06 seviyesinde olduğunu ve

on yıl öncesine kıyasla yaklaşık bir puanlık bir iyileşme gösterdiğini görmekteyiz.

Yine de tasarruf ve yatırımlar arasındaki denge kontrol edildiğinde, Türkiye’deki kronik

sorunun, tasarruf açığı ve dış tasarruflara bağımlılığı nedeniyle devam ettiği

görülmektedir. Bu da Türkiye’nin GSYH performansının büyük ölçüde yabancı sermaye

girişlerine bağımlı ve ilişkili olduğunu doğrulamaktadır.

Bugüne kadar küresel likiditenin sırtındaki yükü kaldıran Türkiye’nin finansman ihtiyacı,

geçici bir dertten ibarettir. Riskin yüksek olduğu zamanlarda, Türkiye'nin cari hesap açığı

ve buna bağlı finansman ihtiyacı hoş karşılanırken, ters bir durum olduğu anda durum

piyasada negatif bir haber haline dönüşme riskini taşımaktadır.

Finansmana baktığımızda, doğrudan yatırım değer kaybederken, %100’ün altına düşen

devir oranlarıyla kurumsal bankaların uzun vadeli kurumsal kredileri azalmaktadır.

15 Kara, A.H. ve Sarıkaya, C. (2013), "Dögüsel Olarak Düzeltilmiş Cari İşlemler Dengesi", TCMB Ekonomi Araştırma Notları,

2013-18.

Page 39: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

36

Portföy yatırımları ılımlı fakat 2018 için riskler oldukça açıktır. Bilindiği üzere, mevcut

cari hesap açığının GSYH’deki oranı 2011’den beri düşüş göstermektedir. Türkiye,

uluslararası rezervler ile ilgili kaynakların sınırlı olması sebebiyle, ülkenin

finansmanındaki herhangi bir zayıflık, para birimi ve faiz oranlarında baskı yaratacaktır.

İmalat sektörünün ithal malzemelere olan bağımlılığı %40-50 civarında seyrederken,

otomobil ve teknolojik ürünlere olan talep ile ortaya çıkan ciddi tüketim iştahı da ithalat

artışını tetiklemektedir. Ayrıca, Türkiye ekonomisindeki büyüme dönemleri, genellikle

yüksek ithalat ile dikkat çekici bir şekilde ilişkilidir ve net ihracatın GSYH’ye katkısı bu

dönemlerde genellikle negatiftir.

Coğrafi yakınlık ve Gümrük Birliği nedeniyle Avrupa, Türkiye’nin en önemli ticari

partneridir. Avrupa ekonomisi iyileşme sürecine girdiğinde bu durum Türkiye’ye de iyi

gelmektedir. Avrupa talep koşullarındaki iyileşmenin umut verici olduğunu işaret eden

bileşik öncü göstergeler, Türk ihracatçıları için de destekleyici olacaktır. Bu arada, son

dönemlerde Türk Lirasındaki değer kaybı, Türk ürünleri için fiyat avantajı yaratan bir

fırsat penceresi de oluşturabilir. Bu nedenle, ihracat talebi önümüzdeki yıllarda iç

talepteki beklenen kademeli zayıflamayı kısmen telafi edebilir.

2000 ve 2001 yıllarında peşpeşe gelen krizler sonrasında açıklanan ekonomik

programının temelinde mali disiplin yatmaktadır. Hükümet, IMF programındaki

vaadlerine uymuş ve sıkı maliye politikası, özel sektörün, büyümenin öncüsü olmasının

yolunu açmaya yardımcı olmuştur. Kamu borçlanma ihtiyacındaki düşüş yurt içi kredi

kanallarına yardımcı olurken aynı zamanda yabancı sermaye çekmeye ve büyüme

performansını artırmaya yardımcı olmuştur.

2012 yılından 2017’nin üçüncü çeyreğine kadar olan dönem itibari ile, 6 milyon yeni

insan iş gücüne eklenmiş ve iş gücüne katılım oranı yüzde 6,2 artarak %47,6’dan

%53,7’ye ulaşmıştır. Yine de istihdam oranındaki artış %4,5 ile sınırlı kalmıştır. Başka

bir deyişle, işsiz kişi sayısı 2012 yılına kıyasla 2017’nin üçüncü çeyreğinde 1,2 milyon

daha fazladır. OECD verileri, Türkiye’nin istihdam edilmeyen, eğitim ve öğretim

görmeyen gençler bakımından, en yüksek rakamlara sahip olduğunu göstermektedir.

Genç işsiz sayısının yüksek olması ve kadınların işgücüne katılımının düşük olması, iş

piyasasındaki yapısal sorunlardır. Bu zayıflıklar aynı zamanda, daha fazla istihdam

yaratmak için önümüzdeki dönemde Türkiye'nin ekonomi politikalarının büyüme sürecini

şekillendirmesi gerektiğine işaret etmektedir.

Dünya Ekonomi Forumu (DEF), 2010 yılında 61. sırada olan Türkiye’yi, Küresel Rekabet

Endeksi’ne göre 2017 itibari ile 53. sırada göstermektedir.

Sonuç olarak, çevresel ve iklim ekonomilerini göz önünde bulundururken, Türkiye’nin

önemli ölçüde ülkeye akan yabancı tasarruflara bağımlı bir ekonomik çevresi olduğu

Page 40: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

37

dikkate alınmalıdır. Bu nedenle Türkiye, sadece arz ve üretime değil de önemli ölçüde

tüketime bağımlı ve dalgalı büyüme gibi yapısal zayıflıkları olduğu halde cazip bir

yükselen piyasadır. Türkiye teknoloji açığını düşürme iştahı yüksek genç bir nüfusa

sahip olmakla beraber, büyük payı bu genç nüfusa ait yüksek işsilik rakamlarına sahiptir.

Buna ek olarak, Türkiye ithal edilen birincil enerji kaynaklarına bağımlıdır, ticarete açıktır

ve birincil ticaret ortağı AB’dir.

3.2. Çevre Politikası ve İklim Değişikliği Ekonomisi

İkinci bölümde de belirtildiği gibi, 2015 yılında, Türkiye’nin kişi başına düşen sera gazı

emisyonu 6 ton CO2-eşd’ye ulaşırken $GSYH (sabit fiyatlarla ABD doları üzerinden)

başına emisyon 0,524 kg CO2-eşd’ye ulaşmıştır. Dolayısyla, dünya ve OECD

ortalamalarıyla karşılaştırıldığında, Türkiye’nin emisyonları nispeten daha düşüktür.

Fakat Türkiye, CO2-eşd emisyonlarındaki artış oranı bakımından en yüksek ilk beş ülke

arasındadır. Türkiye’nin CO2-eşd emisyonu 1990’da 214 Mt iken, 2015’de (%122

oranında bir kümülatif artış ile) 475 Mt’ye ulaşmıştır. Bu, Türkiye'nin önümüzdeki on

yıllar boyunca yükselen piyasa ekonomilerinin çoğuna ve dünya ortalamalarına karşı

farklı bir eğilim göstereceğini göstermektedir.

Şekil 12. 1990 CO2 emisyonlarına göre Türkiye’nin sera gazı emisyon artış oranı16

İkinci bölümde de belirtildiği üzere, TÜİK’e göre (2017), enerji sektöründen kaynaklanan

CO2 emisyonu 1990’dan bu yana iki katına çıkmıştır ve enerji talebindeki büyümeyi

takiben uzun ve orta vadede yükselmenin devam etmesi beklenmektedir (2. bölümdeki

16 http://www.turkstat.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18744 adresinden düzenlenmiştir.

Page 41: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

38

4. ve 7. şekillere bakınız). Nitekim, 2015’de toplam sera gazı emisyonuna %71,6’lık oran

ile en çok enerji sektörü katkı sağlamıştır. Enerji sektörünü ise endüstriyel işlemler

(%12,8), tarım (%12,1) ve atık (%3,6) sektörleri takip etmiştir.

Ayrıca, 1990-2012 yılları arasında sera gazı emisyonu artış oranında Türkiye, OECD

ülkeleri arasında (Kore’den sonra) 2. sırada yer almıştır (Şekil 13). Aynı dönemde

neredeyse OECD ekonomilerinin yarısı, emisyon oranlarında düşüş göstermiştir.

Şekil 13. OECD ülkeleri için toplam sera gazı emisyonundaki değişim oranları (%), 1990–201217

Bu eğilimler, Türkiye'nin gelişmiş ekonomilerde 20 yıldan uzun bir süredir devam eden

enerji kullanımında olduğu gibi, ekonomik büyümesini artan enerji kullanımından henüz

17 OECD (2014), "Kaynaklara göre sera gazı emisyonu", OECD Çevre İstatistiği (veri tabanı). http://dx.doi.org/10.1787/data-

00594-en. BMİDÇS, Sera Gazı Envanter Verisi (2014)

Page 42: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

39

ayrıştırmadığını göstermektedir. Nitekim, Aşıcı (2015)18, "2003-2009 döneminde

kaydedilen ekonomik büyümenin, 1995-2002 dönemine kıyasla giderek daha fazla

enerji ve kirlilik yoğun olduğunu gösteren güçlü bir kanıt sunmaktadır (Aşıcı, 2015)18. Bu

kirlilik yoğunluğu artışının bazı nedenleri yerel mali politikalardan kaynaklanmaktadır.

Acar &Yeldan'ın yaptığı yeni bir modelleme çalışması (2016)19 kömür üzerindeki mali

sübvansiyonların toplam CO2 emisyonları üzerine etkisini araştırmış ve bu

sübvansiyonların ortadan kaldırılmasıyla 2015-2030 yılları arasındaki sera gazı

emisyonlarının referans senaryoya kıyasla %5,5 azaltılabileceği öngörüsünde

bulunmuştur. 2015 itibari ile Türkiye’nin toplam CO2-eşd emisyonlarının 475,1Mt

olduğunu göstermektedir. 2. bölümdeki Şekil 4’te gösterildiği gibi, 1990-2015 yılları

arasında toplam emisyonlar ve sektörel dağılımları, yanma kaynaklı toplam sera gazı

emisyonlarında hızlı bir artış olduğunu göstermektedir. 2015’yılında toplam 475.1 Mt

sera gazı emisyonunun, 339 Mt'u yanma kaynaklıdır. Bu dönemde endüstriyel

işlemlerden kaynaklanan emisonlar da 62,8 Mt CO2 eşdeğerine yükselmiştir.

Yukarıda da belirtildiği gibi, enerji girdilerinin vergilendirilmesi OECD genelinde temel

politika normu olmuştur. Çevresel vergilerin OECD ülkeleri genelinde toplam GSYH'ye

oranı yaklaşık %2,5 iken, bu oran Meksika'da %0,5 ve ABD'de %0,9’dan Türkiye'de

%3,7, Hollanda'da %3,8 ve Danimarka'da %4,7’ye kadar farklılık göstermektedir. Şekil

14, son yirmi yıldaki OECD ülkelerindeki çevre vergileri yükü ile ortalama CO2 azaltımları

arasındaki ilişkinin bir görüntüsünü vermektedir.

18Aşıcı, A.A. (2015) "Türkiye Ekonomik Büyüme Yolunun Sürdürülebilirliği, 1995 - 2009", Yenilenebilir ve Sürdürülebilir Enerji

Yorumları, 52: 1731-1741.

19Acar, S. ve Yeldan, E. (2016), "Türkiye'deKömür Sübvansiyonlarının Çevresel Etkileri: Genel Bir Denge Analizi", Enerji

Politikası, Cilt 90, Sayfa 1-15

Page 43: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

40

Şekil 14. Çevresel Vergi Hasıla Oranı vs. Türkiye ve OECD'deki % GSYH

Vergi yüküne rağmen, karbon emisyonlarındaki pozitif eğilimlerin öne sürüldüğü

kapsamlı gözlemler, eşlik eden teknolojik yenilikler olmadan emisyon azaltımlarındaki

kazançların oldukça düşük olacağı gerçeğini işaret etmektedir. Şekil 15, pek çok bilim

adamının dikkat çektiği üzere, tüm dünyadaki emisyon yayıcılar arasında kaydadeğer

bir ilişki ve biribirine bağlı durum olduğuna işaret etmektedir. Sonuç olarak, bu ilişki ve

biribirine bağımlılık yolundaki zinciri kırabilecek ek yenilik hedefleri olmaksızın,

vergilendirme ve piyasa fiyatları tek başına emisyonların başarıyla azaltılması için yeterli

değildir. Türkiye’de çevre vergilerinin yükü önemli boyuttadır ve son on yılda GSYH’nın

%4’üne ulaşmıştır. Yine de bu yükün 1990-2014 yılları arasında neredeyse toplam

emisyonda %5 artış ile, CO2 azaltımı üzerinde fazla etkisi olmadığı görülmektedir (Şekil

15).

Şekil 15. Türkiye’deki çevre vergileri ve CO2 emisyonu

Page 44: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

41

Türkiye’deki Mevcut Enerji ve Çevre Politikaları

Türkiye, nüfusu ve sanayi sektörleri için maliyet açısından rekabetçi bir enerji arzı ve

enerji güvenliğinin sağlanması gibi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Ülke, belirli bir

ulusal enerji stratejisi planına sahip olmamasına rağmen, Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı sırasıyla 2010-14, ve 2015-19 yıllarını kapsayan Kurumsal Stratejik Planlar

oluşturmuştur. Bu planların ortak amacı şöyle sıralanabilir:

Yerel kaynaklara öncelik vererek enerji arzını güvence altına almak; yenilenebilir

enerji kaynaklarının enerji arzındaki payını arttırmak; enerji verimliliğini arttırmak,

tam işleyen serbest piyasa koşulları oluşturmak ve yatırım ortamının

iyileştirilmesi; petrol ve doğal gaz arz kaynaklarının çeşitliliğini sağlamak.

Bölgesel iş birliği süreçleri çerçevesinde coğrafi stratejik konumu kullanarak

ülkeyi bir enerji merkezi ve terminal haline getirerek bölgesel ve küresel enerji

alanında Türkiye'nin etkisini arttırmak.

Enerji ve doğal kaynaklar ile ilgili faaliyetlerin olumsuz çevresel etkilerini en aza

indirmek.

Doğal kaynaklar sektörünün ulusal ekonomiye katkısını arttırmak, endüstriyel

hammadde üretimini artırmak, metal ve metal dışı mineral rezervlerini artırmak

ve ulusal ölçekte kullanımlarını sağlamak.

Enerji ve doğal kaynakların yönetiminde etkinliğin artırılması ve enerji ve doğal

kaynaklar alanında yeniliğin öncüsü ve destekçisi olmak.

Türkiye'nin iklim değişikliği politikaları, Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (2010-2023) ve

Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı'nda (2011-2023) açıklanmaktadır. İlki; iklim ile ilişkili

sonuçlara karşı eylemler tanımlamakta ve karbon yoğunluğu azaltma hedeflerini ve

enerji sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonlarının azaltım hedeflerini belirlemektedir

(1990 seviyesine kıyasla 2020 yılına kadar %-7).

Türkiye’nin ulusal emisyon azaltım hedeflerini açıklayan en güncel resmî belge, Paris’te

gerçekleşen COP21 öncesinde BMİDÇS Sekreyeryası’na 30 Eylül 2015 tarihinde

sunulan INDC belgesidir. Bu belgede, BMİDÇS 1/CP.16 numaralı kararında belirtilen

özel durumuna vurgu yapılarak Türkiye’nin, ulusal koşulları sunulmuştur. Belge,

Türkiye'nin emisyon azaltım ve uyum stratejilerini bu çerçevede tanımladığını

belirtmektedir. 2012-30 döneminde uygulanması öngörülen bu belgede, Türkiye, temel

senaryo altında öngörülen 1175 Mt CO2-eşd sera gazı emisyonlarının, 2030 yılına kadar

%21'e varan oranda azaltılarak 929Mt CO2-eşd sera gazı emisyonuna indirilmesi

niyetini bildirmektedir (Şekil 3'e bakınız). Bu doğrultuda, düşük karbonlu kalkınmaya

Page 45: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

42

doğru, küresel düzeyde 2ºC hedefine ulaşmak için önemli bir adım atılmış olacağı

belirtmektedir20

INDC Bildirimi ayrıca, emisyon yoğun sektörler için uyarlanacak bazı plan ve politikaları

belirtmektedir (bu politikaların bir listesi için Bölüm 2.3'e bakınız). Bildirimde, bu

politikaların ve önlemlerin, 2021-30 döneminde BAU senaryosu kapsamında öngörülen

emisyon azaltımları ile karşılaştırıldığında beklenen emisyon azaltmaları ile ilgili hiçbir

veri veya projeksiyon bulunmamaktadır.

3.3. Toplam Makro Ekonomi ve Enerji Görünümüne Dair İleriye Dönük

Öngörüler

3.3.1. Küresel Ekonominin Ana Hatları

OECD'nin uzun süre boyunca yaptığı küresel ekonomi tahminlerine göre, 90 trilyon brüt

dünya üretimi 2040 yılına kadar (2010 satın alma paritesi fiyatlarıyla) 210 trilyon ABD

Dolarına ulaşacaktır. ABD Enerji Bilgi Yönetim İdaresi (ABD EBYİ) 201721 enerji

görünümü, GSYH'nın OECD ülkelerindeki %1,7’lik büyümeye karşın, OECD dışı

ülkelerin 2015-2040 yılları arasında yılda %3,8 büyüyeceğini belirtmektedir. Buna göre

geçen çeyrek yüzyılda, dünyadaki ekonomik büyümeye OECD ülkesi olmayan ülkeler

öncülük etmiş ve bu da enerji kaynaklarına yüksek talebi beraberinde getirmiştir. 1990-

2015 süresinde, OECD dışı ülkelerde gerçek GSYH büyümesi %4,9 iken, OECD

ülkelerinde %2,1 olarak görülmüştür. Gelecekte, OECD dışı ülkelerde ekonomik

büyüme olgunlaşacağından ve modernleşeceğinden, iki grup arasındaki ekonomik

büyüme oranı farklılıklarında daralma olması beklenmektedir. Bu, büyük olasılıkla enerji

yoğun sanayilerden hizmet sektörüne geçişe eşlik edecek ve böylece enerji

tedariğiüzerindeki baskıları azaltacaktır.

20 Türkiye Cumhuriyeti İstenilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı.

https://www.csb.gov.tr/db/iklim/editordosya/The_INDC_of_TURKEY_v_15_19_30-TR.pdf

21 ABD Enerji Bilgi Yönetim İdaresi, Uluslarası Enerji Görünümü, (2017). https://www.eia.gov/outlooks/ieo/pdf/0484(2017).pdf

Page 46: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

43

Şekil 16. Dünya Gayri Safi Hasılası22

ABD Enerji Bilgi Yönetim İdaresi (ABD-EBYİ), OECD ülkeleri arasında Avustralya ve

Yeni Zelanda’nın birleşiminin en hızlı ekonomik büyümeye sahip olduğunu ortaya

koymaktadır. 2005’den 2040’a kadar her yıl, bu bölgedeki GSYH’nin %2,6 oranda

artması beklenmektedir. Buna karşın Japonya, yıllık %0,2 oran ile en yavaş büyüme

oranına sahip ülkedir. Bunun, azalan nüfus ve genel yaşlanmaya bağlı olduğu iddia

edilmektedir. Buna karşılık, Çin'in 2015-2040 yılları arasında GSYH büyümesinde yıllık

%4,3'lük bir oran elde etmesi beklenmektedir. Ancak bu, Çin'in son on yılda %9,6'lık bir

büyüme oranına ulaşması nedeniyle önemli derecede yavaşlaması anlamına gelecektir.

Genel olarak, Hindistan'ın Çin'i aşması ve 2040'larda ortalama %5'lik bir büyüme

oranına sahip olan OECD dışı ülkeler arasında lider konumda olması beklenmektedir.

22 OECD İstatistikleri ve ABD Enerji Bilgi İdaresi, 2017.

Page 47: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

44

Şekil 17. OECD ve OECD üyesi olmayan ülkelerdeki GSYH Yıllık Ortalama Değişim Yüzdesi

(2015-2050)22

Dünya, küresel ekonominin merkezinde yer alan ABD ve diğer beli başlı ekonomilerin

yenilikçi rehberliği ve genişlemesi altındadır. OECD verisi, 21. yüzyılın ikinci on yılı

boyunca, ABD ve diğer temel ekonomi gruplarında verimlilik artışının belirgin şekilde

yavaşladığını ortaya koymaktadır. Toplam faktör verimliliğindeki (TFV) ortalama

büyüme oranı, ABD'de 2000-2010 döneminde %2,2’den 2010-2016 döneminde %0,2'ye

düşmüştür. Japonya’nın TFV büyüme oranı ise %1,4’ten %0,3’e düşmüştür ve aynı

dönemlerde Almanya’nınki %1,2’den %0,6’ya düşmüştür. Fransa ve İngiltere’deki

toplam faktör verimliliği büyümesi de aynı şekildedir (Şekil 18’e bakınız).

Page 48: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

45

Şekil 18. Toplam faktör verimiliğinde ortalama büyüme hızı23

Genel olarak, küresel coğrafi düzenlemelerçok çeşitlidir. 1970’li döneme kıyasla

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (BMTKK) belgeleri24 Asya ve Sahra

altı Afrika'nın üretim ve istihdamdaki büyümelerini devam ettirmesinin beklenildiğini;

buna karşılık gelişmiş ekonomiler ve Latin Amerika ülkelerinin yavaşlamadan nasibini

alacağını ortaya koymaktadır. Asya ülkelerinde işgücü verimliliği artarken gelişmiş

ülkelerde işgücü verimliliği kavramı daha yavaş gerçekleşmiştir. Bunun nedeninin bir

kısmı hem istihdamda hem de genel katma değerde üretimin payının azalmasıdır.

Sanayisizleşme olarak bilinen bu olay, aslında bölgesel özelliklere bakılmaksızın

küresel ekonominin ortak bir özelliğidir.

Yatırım önceliklerinin endüstriden spekülatif finansa doğru kayması, küresel ekonominin

gerçek alanlarındaki sabit yatırımlara, özellikle sanayiye zarar vermiştir. Birçok ülkede

sabit yatırım eğilimleri, 21. Yüzyılın ilk yirmi yılındaki “biçimlendirilmiş gerçeklik”lerden

bir tanesi olarak değerlendirilmiştir

Sabit yatırım harcamalarının yavaşlaması, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, global güncel

zamanların en büyük gizemlerinden birini açıklayan faktörlerin bir parçası olmuştur:

verimlilik oranı düşme eğilimi, OECD ve BMTKK verileri, sanayi sektörlerinde ortalama

işgücü verimliliğinin, özellikle birçok ülkede büyük daralma dönemi boyunca olumsuz

etkilendiğinin gözlendiğini raporlamıştır. Bu gözlemin 21. yüzyılın üçüncü on yılında da

23 OECD İstatistikleri ve Penn Dünya Tabloları

24Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), "DünyaYatırım Raporu,2017”,

http://unctad.org/en/PublicationsLibrary/wir2017_en.pdf

Page 49: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

46

kalıcı olduğuna işaret edilmektedir. Latin Amerika’da sanayi işgücü verimliliğinin sıfır,

Doğu Asya’da ise sürekli ve kararsız bir iş işgücü verimlilik büyümesi olduğu rapor

edilmiştir.

Sanayisizleşme eğilimi kısmen, istihdam yoğun üretimden, sermaye ve teknoloji yoğun

robot teknolojisine geçişi gerektirmektedir. Sanayi üretimleri, giderek artan bir yenilikçilik

ve robotik tabanlı üretim süreci haline gelmekte, üretim sektöründe istihdam

azalmaktadır. 2015 itibari ile BMTKK (2017)24 endüstriyel robot stoklarının 1632 milyon

adete ulaştığını ve gelişmiş ülkelerin bu ekonominin %58.7’sine sahip olduğunu

bildirmişir.

Robotların işgücü istihdamının yerini alacağı sık sık tartışma konusu olmaktadır.

BMTKK (2017)24 çalışması robot yoğunluğu ile ilgili delilleri ortaya koymaktadır (10,000

işçi başına düşen robot sayısı). Bu oran, Kore, Japonya ve Asya ülkelerindeki robotik

yoğunluğun gücünü ortaya koymaktadır. Robot yoğunluğu, nispeten büyük otomasyona

sahip üretimi olan İsveç, Almanya ve ABD gibi ülkelerde de yüksektir. Türkiye, 10.000

imalat sanayi çalışanı başına 25 robot ile vasat sayılabilecek bir robotik yoğunluk

oranına sahiptir (Şekil 19).

Şekil 19. İmalatta robot yoğunluğu24

Page 50: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

47

OECD çalışmasına göre (OECD, 2014)25,

2014-2030 yılları arasında %3,6 olan Küresel ekonominin büyüme hızı, 2030-

2060 yılları arasında yavaşlayarak %2,7’ye düşecektir.

OECD gelişmiş ekonomileri arasında, 2014-2030 yılları arasında % 2,4 olan yıllık

büyüme oranının 2060’da %0,5’e düşmesi öngörülmektedir.

Sanayi süreçlerinden ve fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan küresel sera

gazı emisyonları önümüzdeki 50 yıl içinde iki katına çıkacak ve 48.700 Mt’den

2060 yılında toplam 99.500 Mt’ye ulaşacaktır.

İklim şartlarındaki değişikliğin sonucu olarak Asya ve Uzak Doğu Asya, üretimde

kayıp yaşayacak ve gelir oranı %1,5 ile 5 arasında olacaktır.

Büyümenin kaynakları, fiziki sermaye birikiminden, araştırma geliştirme ve

inovasyona dayanan beşerî sermayeye dayalı teknolojilere yönelme eğiliminde

olacaktır. Fiziksel (saf) işgücü ile eğitimli / vasıflı işgücü istihdam olanakları ve

ücretleri arasındaki farklar giderek açılacaktır.

Bu gelişmeler, dünya genelinde sosyal kırılganlıkları ve gelir farklılaşmasını

derinleştirecek ve 2014-2060 yılları arasında toplumsal huzursuzluk ve şiddet

kaynaklı olaylara yol açacaktır.

3.3.2. Küresel Enerji Görünümü

Uluslararası Enerji Ajansı, 2040 yılına kadar önümüzdeki otuz yıl boyunca dünya

çapında kullanılan enerjinin 1/3 artacağını rapor etmiştir. Bu, 2015-2040’a kadar enerji

talebinin Çin’de 2000 Mt ve Hindistan’da 1100 Mt artarak Asya ülkeleri liderliğinde

gerçekleşeceğini belirtmektedir. Buna karşın AB enerji talebi aynı zaman içerisinde %15

düşecektir.

25 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, (2014), "Önümüzdeki 50 YıliçinPolitikaZorlukları", OECD Ekonomik Politika Dokümanı,

Temmuz, No 9.

Page 51: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

48

Şekil 20. Seçilmiş bölgelerde enerji talebindeki değişim, 2014-204026

Genel olarak, referans senaryo bölgesel enerji talebine karşın düşük ve yüksek

ekonomik büyüme senaryoları, dünya enerji talebinin büyük ölçüde artacağını

göstermektedir. Referans senaryoya göre dünya enerji tüketimi 2040 yılında toplamda

736 katrilyon BTU olacaktır. Bunun 262 katrilyon BTU’su OECD ülkeleri tarafından ele

geçirilirken, kalan 475 katrilyon BTU ise OECD dışı ülkelerin olacaktır (bkz. Şekil 21).

Şekil 21. Üç ekonomik büyüme senaryosunda dünya enerji tüketimi.

26 Uluslararası Enerji Ajansı

Page 52: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

49

ABD-EBYİ verilerine göre, sanayi sektörü 2040’a kadar enerji tüketiminde en yüksek

paya sahip olan sektör olmaya devam edecektir (bkz. Şekil 22). Madencilik, imalat, tarım

ve inşaattan oluşan sanayi sektörü, 2015-2040 döneminde %50’den fazla bir paya sahip

olacaktır. Dünya sanayi sektörü enerji tüketimi bu sürede %18 artacak ve 2040 yılına

kadar 280 katrilyon BTU’ya ulaşacaktır.

Şekil 22. Son kullanım sektörüne göre dünya enerji tüketimi

Sanayi sektörü, küresel enerji talebinde en yüksek paya sahip olsa da diğer sektörlerin

talepleri de artmaktadır. Ulaştırma sektörü enerji talebini %1, bina sektörü ise yıllık

talebini %1,1 arttırmıştır. Dünya enerji fiyatlarındaki belirsiz gidişat sebebiyle, ABD-EBYİ

2040 yılında referans senaryoda 109 $ / varil ve yüksek senaryoda 226 $ / varil,düşük

senaryoda ise fiyatın 2016 yılında Kuzey Denizi Brentfiyatı olan 43 $ / varil olacağını

vurgulamaktadır.

Benzer eğilimlere dayanarak, Dünya Bankası tahminleri kömürün fiyatının (Avustralya)

yaklaşık 60 dolar civarında sabit kalacağını, ham petrolün ortalama fiyatının ise 70 dolar

seviyesinde olacağını ortaya koymaktadır (Dünya Bankası, 2017).27

27 Dünya Bankası, (2017), “Dünya Bankası Emita Fiyat Tahminleri”,

http://pubdocs.worldbank.org/en/678421508960789762/CMO-October-2017-Forecasts.pdf

Page 53: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

50

Şekil 23. OECD ve OECD dışı ülkelerdeki nüfus oranındaki yıllık ortalama değişiklik (%)

Dünya çapında, GSYH dolar başına enerji tüketim miktarı, gelişmiş ülkelerde istikrarlı

bir şekilde düşüş göstermiştir. Özellikle, enerji tüketimi kaynaklı CO2 emisyonu, 2008

yılından bu yana OECD ülkelerinde azalmıştır. Bu gruptaki büyük ekonomilerin birçoğu,

yukarıda belirtildiği gibi, dijitalleştirme ve robot odaklı üretim eğilimi ile birlikte, üretimi

daha az enerji yoğun sektörlere ve hizmetlere kaydırmaya başlayacaktır. ABD EBYİ’nin

“referans senaryo” raporuna göre OECD dışı ülkelerde, enerji yoğunluğu ilk 10-15 yılda

devam etmektedir.

Page 54: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

51

Şekil 24. Kişi başı GSHY’ye düşen enerji yoğunluğu ve seçilen bölgelerdeki nüfus artışı

Yakıt tiplerine göre, enerji ile ilgili CO2 emisyonlarının 2040 yılına kadar yaklaşık 45

milyar ton artacağı öngörülmektedir. 2020’lerde kömür talebinde beklenen istikrara

rağmen bunun 17 milyar tonu kömürden kaynaklanacaktır. Sıvı ve gaz yakıtların

kullanımından kaynaklanan CO2 emisyonlarının artması bu yolu güçlü bir şekilde

yönlendirmektedir (Şekil 25).

Şekil 25. Yakıt Türlerine Göre Dünya Enerji Kaynaklı CO2 Emisyonları26

3.3.3. Türkiye: Makroekonomi ve Nüfus Öngörüleri

Kalkınma Bakanlığı, kısa vadeli tahminlerini “Orta Vadeli Program” adı ile

yayınlamaktadır. En son Orta Vadeli Program 2018-2020 projeksiyonlarını içermekte ve

başlıca üretim sektöründeki yatırımlarla desteklenen üretim artışına dayalı olarak yıllık

%5,5 büyüme oranını hedeflemektedir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında

Page 55: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

52

yerini alma arzusu ile, reel koşullarda yıllık %5 büyüme, Türkiye’nin resmi 2023 hedefi

olarak telaffuz edilmektedir. Yıllık büyüme %5 olarak kabul edilerek, 2050 yılına kadar

aynı şekilde devam edeceği ön görülerek Şekil 26’da gösterilmiştir.

Şekil 26. 2050’ye Kadar Türkiye GSYH Projeksiyonları

2018-2020 dönemine ilişkin yıllık% 5,5'lik GSYH büyüme hedefine karşılık, enflasyon

oranının% 5'e düşmesi, işsizlik oranının% 9,6'ya gerilemesi ve cari işlemler açığının

GSYH'nin 3,9'u seviyesine düşmesi gibi önemli makroekonomik değişkenlere yönelik

hedefler de bulunmaktadır.

Resmi büyüme tahminleri ağırlıklı olarak artan verimlilik hedeflerine dayanmaktadır. Bu

nedenle, en belirgin değişken verimlilik artışı oranıdır. Çalışmalar, dünyadakiyle de

benzer bir şekilde, Türkiye’nin üretkenlik performansında durgunluk yaşadığını

göstermektedir. Toplam Ekonomi Veri Tabanı Konferans Kurulu verileri, Ocak 201328,

Türk Hayırsevelik Fonları (TPF) büyümesinin 2008’den beri durgun olduğunu

belirtmektedir. Bu, 1963-1976 yılları arasındaki genişleyen atılımların ardından, diğer

atılımlar 1982-1987; ve son olarak 2002-2008 yılları arasında gerçekleşmiştir (Şekil 27).

28 Konferans Kurulu, "Toplam Ekonomi Veritabanı", Ocak 2013, http://www.conference-board.org/data/economydatabase

Page 56: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

53

Şekil 27. Türkiye’deki üretkenlik artışı23

Bir bütünleyici olarak, Şekil 28’de TÜİK tarafından açıklanan, Türkiye nüfus projeksiyonu

bulunmaktadır. Türkiye’nin nüfusu 2045-2050 yılları arasında 94 milyona ulaşacak

(uluslararası göç dışında) ve yavaşça azalarak 2075’de 89 milyona düşecektir.

Şekil 28. Türkiye Nüfus Projeksiyonu23

Page 57: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

54

Şekil 29. Ortalama işsizlik oranı öngörüleri29

.

29 TR kalkınma Bakanlığı, Orta vadeli Programlar; OECD, (2014) “Önümüzdeki 50 yıl için politik Zorluklar” OECD Ekonomi

Politika Belgesi, Temmuz; Acar, Sevil, Ebru Voyvoda ve Erinç Yeldan (2018)İkili Bir Ekonomide İklim Değişikliğinin

Makroekonomi: Bölgesel Hesaplanabilir Genel Denge AnaliziElsevier, basımda.

Page 58: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

55

4. İklim Eylemi ve Düşük Karbonlu Kalkınma Konularında Türkiye’de

Mevcut Yasal ve Politik Çerçeve

Geçen yıllar içerisinde Türkiye, çevresel konuların ele almasını sağlayacak son derece

gelişmiş bir yasal çerçeve oluşturmuştur. Söz konusu çerçeve hâlihazırda iklim

değişikliğine dair uluslararası kaygılarla da uyum içindedir. Çevre ve Şehircilik

Bakanlığı, iklim değişikliği etkileriyle mücadele edilmesini sağlayacak detaylı bir

stratejik plan geliştirmiş ve eylemlerin sorumluluğunu ilgili kamu kurumlarına

dağıtmıştır.

4.1. Tarihsel gelişim

Türkiye Cumhuriyeti için çevrenin korunması 1973 tarihli 3. Beş Yıllık Kalkınma Planı

kapsamında bir öncelik olarak tanımlanmıştır. Söz konusu Plan, haneler, tarımsal

kullanıcılar ve sanayi için yeterli miktarda su temin edilmesini sağlarken çevrenin de

korunması gerekliliğini vurgulamıştır. Başbakanlık çatısı altında bir Devlet

Bakanlığı’na bağlı olarak, 1978 yılında, çevre konularıyla ilgili tüm ulusal ve

uluslararası konuların koordinasyonundan sorumlu Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı

kurulmuştur. Aynı Müsteşarlık, Ağustos 1991 tarihinde Çevre Bakanlığı olarak yeniden

yapılandırılmıştır. İlk Çevre Kanunu 1982’de hazırlanmış ve 1983’te yürürlüğe

girmiştir. Kanun, çevreyi bir bütün olarak ele almış ve çevre kirliliğinin önlenmesi ve

engellenmesiyle birlikte, doğal kaynaklar ve toprak yönetimine imkân sağlamıştır.

Çevre Kanunu’nu oluşturan temel ilkeler ve Anayasada da belirtildiği üzere, çevrenin

korunması devletin olduğu kadar vatandaşların da sorumluluğudur. Bu doğrultuda,

Hava Kalitesi (1986), Su Kirliliği Kontrolü (1988), Katı Atık Yönetimi (1991), Çevresel

Etki Değerlendirme (1992), Tıbbi Atıkların Yönetimi (1993), Zararlı Kimyasal Madde

ve Ürünlerinin Kontrolü (1993) ve Tehlikeli Atık Yönetimi (1993) yönetmelikleri de

yürürlüğe girmiştir. İlk olarak 1983 yılında uygulanmaya başlanan ve en son 2006

yılında değiştirilen Çevre Kanunu, AB standartlarıyla uyum sağlamayı ve

yürürlüğünü güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Söz konusu Kanun, genel anlamda

Türkiye’nin çevre politikalarını tanımlamakta ve “kirleten öder” ilkesini

benimsemektedir. Kanun etkinliğinin güçlendirilmesi amacıyla hava kalitesinin

korunması, hava kalitesi kontrolü, düzenli depolama, entegre atık yönetimi, atık su,

kimyasallar, gürültü yönetimi, ozon tabakasına zarar veren maddeler ve seragazı

emisyonlarının izlenmesi gibi konularda ikincil düzenlemeler de oluşturulmuştur.

Türkiye, ilk Ulusal Çevre Eylem Planını 1998’de geliştirmiştir. Plan, Türkiye’nin bazı

kentsel ve sanayi alanlarında meydana gelen olumsuz çevresel gidişat ve doğal

kaynaklarında oluşan sorunların (erozyon ve kıyılardaki hasar gibi) giderilmesi

amacıyla belirlenmiş bir dizi tedbirden oluşmaktadır. Çevrenin korunması Anayasal bir

Page 59: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

56

sorumluluktur bakış açısından hareketle, Türkiye 1990’lardan bu yana bu konuda

önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Buna ilaveten, Türkiye aynı zamanda gerçekleştirdiği

çeşitli olumlu yapısal değişikliklerden de önemli ölçüde fayda sağlamıştır.

Raporun bu Bölümü’nde, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve özellikle

ulaştırma, tarım, atık ve bina sektörlerine odaklı olarak ulusal sera gazı emisyonlarının

azaltılmasına ilişkin, mevcut düzenleyici çerçevesinin (politika belgeleri, strateji

raporları, mevzuat) genel bir değerlendirmesi sunulmaktadır.

4.2. Türkiye’nin iklim Değişikliği ve Düşük Karbonlu Kalkınmaya İlişkin

Düzenleyici Çerçevesinin (Politika Belgeleri, Strateji Belgeleri,

Mevzuat) Haritalanması

İklim değişikliğine ilişkin düzenleyici çerçevenin incelenebilmesi amacıyla, belgeler iki

ana gruba ayrılmaktadır: “Politika Strateji Belgeleri” ve “Mevzuat Belgeleri”. “Politika

ve Strateji Belgeleri” grubunda belgeler, “çok sektörlü” ve “sektör özel” olarak

sınıflandırılmaktadır. “Mevzuat Belgeleri” grubunda ise belgeler, “mevzuat yapısı” ve

“kurumsal yapı” olarak sınıflandırılmaktadır. “Mevzuat yapısı” başlığı altında belgeler,

“doğrudan uygulanabilir” ve “doğrudan geçerli” olarak ikiye ayrılmaktadır. Dolaylı

olarak uygulanabilen ve dolaylı olarak geçerli mevzuat belgeleri, sadece adlarıyla

listelenmiştir.

Türkiye’nin iklim değişikliğine ilişkin politikalarının temelleri Sekizinci Beş Yıllık

Kalkınma Planı’na dayanmaktadır. Söz konusu Plan kapsamında, 2000 yılında, İklim

Değişikliği Özel İhtisas Komisyon Raporu yayımlanmıştır. Dokuzuncu ve Onuncu

Kalkınma Planları, sürecin ilerlemesini sağlayacak yeni hedefler belirlemiştir. Sekizinci

Kalkınma Planı bir yandan BMİDÇS’ne taraf olunmasına ilişkin çalışmaların devam

ettirilmesinden bahsederken, diğer yandan sera gazı emisyonlarının azaltılması

amacıyla enerji verimliliği alanında ilgili düzenlemelerin yapılması gerekliliğini de

belirtmektedir. Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda öngörüldüğü üzere, iklim değişikliğiyle

mücadele konusunda bir adım daha atılmış ve Türkiye’nin şartlarına uyumlu olarak

sera gazı emisyonlarının azaltılmasını sağlayacak politika ve tedbirleri içeren “Ulusal

İklim Değişikliği Eylem Planı” hazırlanmıştır. Hâlihazırda geçerli olan 10. Kalkınma

Planı, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi amacıyla, “yeşil

büyüme” kavramının temel alınması gerektiğini ifade etmektedir. Türkiye’nin bugün

sahip olduğu iklim politika ve stratejilerinin oluşturulmasını sağlayan kurumsal gelişime

ilişkin tarihsel süreç aşağıda yer alan Şekil 3’de özetlenmektedir.

Page 60: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

57

Şekil 30. Türkiye’nin iklim politika ve stratejilerinin oluşturulmasını sağlayan tarihsel süreç

4.2.1. Politika ve Strateji Belgeleri

Türkiye 2010 yılından bu yana, AB ve diğer önemli uluslararası politika ve sözleşme

karşısında, ulusal stratejisinde ciddi oranda ilerleme gerçekleştirmiştir. Politika ve

strateji belgeleri, sektörler üzerinden doğrudan düzenleyici bir etkiye sahip değildir,

daha çok ilgili bakanlıkların rehber niteliğinde kullanabileceği bir dizi tedbiri içeren

belgelerdir30. Ancak, söz konusu belgelerin güvenilirliği ve belirledikleri hedefler

bağlamında, genel “iklim değişikliği” politikaları üzerinde önemli etkilere sahip oldukları

söylenebilir.

Bazı sektörler ve/veya kurumlar üzerinde etkisi olan politikalar kesişen politikalar

olarak ve belirli sektörlerle ilgili olan diğer politikalar kendi sektör adlarıyla belirlenmiştir

(Tablo 7).

Tablo 7. İklim Değişikliğiyle Bağlantılı Politika ve Strateji Belgeleri Listesi

No. Politika, Strateji Belgeleri ve Eylem Planları Dönem Sektör(ler)

1 10. Ulusal Kalkınma Planı 2014-2018 Kesişen

2 Ulusal İklim Değişikliği Startejisi (UİDS) 2010-2023 Kesişen

30 ETS Belgeleri

Page 61: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

58

3 Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (UİDEP) 2011-2023 Kesişen

4 Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı 2011-2023 Kesişen

5 Enerji veTabii Kaynaklar Bakanlığı StratejikPlanı 2015-2019 Enerji

6 Enerji Verimliliği Stratejisi 2010-2023 Kesişen

7 Ulaşım ve İletişim Strateji Belgesi 2011-2023 Ulaşım

8 Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve Eki

Eylem Planı 2014-2023 Ulaşım

9 Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı 2016-2023 Atık

10 Atıksu Arıtımı Eylem Planı 2015-2023 Atık

11 T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Planı 2015-2017 Kesişen

12 Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2011-2014 Sanayi

13

T.C. GıdaTarım ve Hayvancılık Bakanlığı Stratejik

Plan(ları)

2013-2017

ve 2018-

2022

Tarım

14 TürkiyeTarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem

Planı 2013-2017 Tarım

15 Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı

(KENTGES) 2010-2023 Kesişen

16 T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Stratejik Plan 2013-2017 AKAKDO, Tarım

17 Ulusal Havza Yönetim Stratejisi 2014-2023 Atık, Tarım

18 Ulusal BiyoçeşitlilikStratejisi ve Eylem Planı 2007 Tarım

19 Havza Koruma Eylem Planları 2013-2023 Atık

20 Ulusal Afet ve Acil Yönetimi Stratejik Plan 2013-2017 Kesişen

21 IPA II Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı - Gösterge

Strateji Dokümanı 2014-2020 Kesişen

22 Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2014-2017 Atık

10. Ulusal Kalkınma Planı (2014-2018)

Kalkınma Planları’ndan 2014-2018 dönemini kapsayan 10. Plan, Devlet Politikalarına

“Yeşil Büyüme” kavramını ilk defa katan plan olması itibarıyla önem taşımaktadır. Söz

konusu Planın 62, 900, 1032 ve 1041. paragrafları “yeşil büyümenin” küresel

öneminden bahsetmekte ve iklim değişikliği politikaları altında enerji, sanayi, tarım,

ulaştırma, inşaat, hizmetler ve kentleşme gibi alanlara bu kavramı katmaktadır. Öte

Page 62: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

59

yandan, “yeşil büyüme” yüksek ekonomik potansiyel ve yeni istihdam olanaklarına

sahip bir AR&GE alanı olarak da ifade edilmektedir.

Plan uyarınca, Türkiye’nin kalkınma politikaları sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda

şekillenmekte ve Türkiye, “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” ve “göreceli

kapasite” kavramlarını benimsemektedir31. Öte yandan söz konusu Plan, kirliliğin

önlenmesi çalışmaları, doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı ve

biyolojik çeşitliliği öncelik alanları olarak tanımlamaktadır. İklim değişikliği ve farklı

ekonomik sektörler üzerindeki etkisi dikkate alınmaktadır. Örneğin, Kalkınma Planı’nın

72. maddesinde yerel enerji kaynaklarının önemine değinilmekte ve linyit, nükleer

enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının arttırılmasıyla birlikte enerji

verimliliğinden bahsedilmektedir. Buna ek olarak, 793. satırda yerli kömürün elektrik

üretiminde kullanılacağı ifade edilmektedir. Yenilenebilir enerji ve enerjinin verimli

kullanılmasının önemi de ayrıca vurgulanmaktadır. Daha önce de belirtildiği üzere

1041. satırda, “Enerji, sanayi, tarım, ulaştırma, inşaat, hizmetler ve kentleşme gibi

alanlarda yeşil büyüme fırsatları değerlendirilecek ve çevreye duyarlı ekonomik

büyüme sağlayan yeni iş alanları, AR&GE çalışmaları ve inovasyon desteklenecektir”

denilmektedir.

Planda mevzu bahis bütün bu stratejik unsurlar Türkiye’nin sera gazı emisyonlarında

etkisi olan sektörlere, iklim değişikliğiyle birlikte plan dönemi ve sonrasında düşük

karbonlu kalkınmaya bakış açısını anlamak açısından önem arz etmektedir.

Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (UİDS) (2010-2023)

Ulusal İklim Değişikliği Strateji (UİDS) Belgesi, 2010-2023 dönemini kapsayacak

biçimde, mülga Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından (ÇOB), geniş kapsamlı bir

paydaş katılımıyla (CBCC üyeleri, ilgili kamu ve özel sektör kurumları, üniversiteler ve

STK’lar dâhil) hazırlanmış ve 03 Mayıs 2010 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu32

tarafından onaylanmıştır. Söz konusu belge, Türkiye’nin kendi özel şartları ve

kapasitesi dikkate alınarak, iklim değişikliği etkilerinin küresel boyutta azaltılmasına

katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan temel politika belgelerinden birisidir.

UİDS, ulusal iklim değişikliği vizyonunu, “Türkiye’nin iklim değişikliği kapsamındaki

ulusal vizyonu; iklim değişikliği politikalarını kalkınma politikalarıyla entegre etmiş;

enerji verimliliğini yaygınlaştırmış, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının

31 10. Kalkınma Planı (2014-2018), Kalkınma Bakanlığı, 2014, sayfa 13.

http://www.mod.gov.tr/Lists/RecentPublications/Attachments/75/The%20Tenth%20Development%20Plan%20(2014-2018).pdf,

32Türkiye Cumhuriyeti, Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (2010-2023)

Page 63: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

60

kullanımını arttırmış; iklim değişikliğiyle mücadeleye özel şartları çerçevesinde aktif

katılım sağlayan ve yüksek yaşam kalitesiyle refahı tüm vatandaşlarına düşük karbon

yoğunluğu ile sunabilen bir ülke olmaktır” olarak ifade edilmektedir. Ayrıca, stratejik bir

hedef olarak, “Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltma ve bu etkilere

uyum sağlama doğrultusunda, ulusal hazırlık seviyesi ve kapasitesini artırmak; bu

çabalarda elde edeceği tecrübe ve kazanımlarını bölge ülkeleri ile paylaşmak ve

azaltım ve uyuma yönelik ikili ve çok taraflı ortak araştırma projeleri geliştirmek” olarak

belirtilmektedir.

Öte yandan UİDS, kısa vadeli (1 yıl içinde), orta vadeli (1-3 yıl içinde) ve uzun vadeli

(10 yıldan fazla) dönemlerde uygulanacak bir dizi hedeften de bahsetmektedir. Aynı

zamanda, 2010-2020 döneminde iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında enerji,

ulaştırma, sanayi, atık, arazi kullanımı, tarım ve ormancılık sektörlerindeki sera gazı

emisyonlarının azaltılması amacıyla rehberlik yapmaktadır (enerji verimliliği tedbirleri,

yenilenebilir kaynak kullanımı, ulaştırma modları gibi). UİDS kapsamında tanımlanmış

sektöre özel iklim değişikliği stratejileri, aşağıda yer alan Tablo 8’de sunulmaktadır.

Tablo 8. UİDS kapsamındaki sektöre özel İklim Değişikliği Stratejileri

Enerji

Kısa vade Orta vade Uzun vade

Bütün yerli kaynakların, enerji

güvenliği doğrultusunda

kullanılması

Binalar için enerji kimlik belgesi ve

binalarda yenilenebilir enerji

kullanımının arttırılması

Binalar için enerji verimliliği

tedbirleri

Binalar için enerji yönetim

standartları

Düşük ve sıfır sera gazı emisyon

teknolojilerinin arttırılması (temiz

kömür, nükleer, yenilenebilir enerji)

Alternatif yakıtların kullanılması

Termal ve hidro enerji tesislerinde

enerji verimliliği tedbirleri

Enerji yoğunluğu seviyelerinin,

2020’ye kadar 2004 seviyesine

indirilmesi

2030’da yenilenebilir enerji

oranının %30 olması

2020’ye kadar, elektrik üretiminden

kaynaklı sera gazı emisyonları

referans senaryoya kıyasla %7

azalması

Ulaştırma

Kısa vade Orta vade Uzun vade

Yok Kısa mesafeler için deniz ve göl

ulaşımının desteklenmesi

Şehirlerde bisiklet ve yaya

erişiminin arttırılması. Toplu

taşımın iyileştirilmesi

Alternatif yakıtların kullanılması

Akıllı ulaştırma sistemleri ve yol

standartlarının iyileştirilmesi

aracılığıyla yakıt kullanımı azaltımı

için AR&GE

Yolcu taşımacılığında demir ve

deniz yolu payının arttırılması

CO2 ve NOx azaltımı için yakıt

değişimi

Havacılığın desteklenmesi

Page 64: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

61

Enerji verimliliği tedbirleri

Sanayi

Kısa vade Orta vade Uzun vade

Yok Yılda 5.000 tep üzerinde enerji

tüketen bütün sanayi

kuruluşlarıdaenerji etütleri

Sanayide ısı geri kazanımı

seçenekleri, motorlarda hız

kontrolü ve endüstriyel

kojenerasyon sistemleri teşvik

edilmesi

Sanayide alternatif hammadde ve

yakıt kullanımının teşvik edilmesi

AR&GE çalışmaları ve teknoloji

transferinin teşvik edilmesi

Temiz üretim, iklim dostu ve

yenilikçi teknolojiler için inisiyatifler

Enerji verimliliği tedbirleri.

Atık

Kısa vade Orta vade Uzun vade

2010 yılı sonuna kadar belediye

atıkları mevzuatının

uyumlaştırılması

Atık Eylem Planı (2008/2012)

kapsamında atıkların yeniden

kullanımı ve geri kazanımının

arttırılması

104 düzenli depolama tesisi

kurulması ve belediye atıklarının

%76’sının düzenli depolama

tesislerinde bertaraf edilmesi

Atık yönetiminde kaynağında

azaltma, yeniden kullanım, geri

dönüşüm ve kazanım

sıralamasının daha etkin

uygulanması

Düzenli depolama tesislerine giden

organik madde miktarının

azaltılması, biyobozunur atıkların

enerji veya kompost üretimine

yönlendirilmesi

Depolama tesislerinden

kaynaklanan gazların toplanıp

doğrudan veya işlenerek enerji

üretiminde kullanılması, eğer

kullanılamıyorsa yakılarak bertaraf

edilmesi

Tarım

Kısa vade Orta vade Uzun vade

Bilinçli gübre kullanımı sağlanması;

sulama, toprak işleme, tarımsal

ilaçlama gibi konularda modern

teknikler kullanılarak emisyonların

sınırlandırılmasının sağlanması;

organik tarım ve kuraklığa

dayanıklı bitki türleri ile sertifikalı

tohum üretiminin desteklenmesi ve

yaygınlaştırılması

Yok Yerleşim alanlarında iklim

değişikliği azaltım ve uyum

stratejilerinin planlama ve imar

prosedür ve ilkeleriyle birlikte

geliştirilmesi

Kırsal ve doğal alanlarda

kentleşme baskısının azaltılması

için tedbirler alınması

Page 65: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

62

Toprak analiz sonuçlarıyla örtüşen

gübre kullanımı uygulanması –

Toprakta karbon emilimini artıracak

teknikler geliştirilmesi – tarım

uygulamalarında bu tekniklerin

kullanımı desteklenmesi – Tarımsal

biyokütle ve tarımsal orman

faaliyetlerinin enerji kaynakları

olarak geliştirilmesi

Tarımda azaltım ve uyum

stratejilerinin birbirini güçlendirmesi

Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (UİDEP 2011-2023)

Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (UİDEP), Türkiye’nin ulusal UİDS hedeflerine

ulaşması amacıyla sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim dayanıklılığının

arttırılması için sektörel iklim eylemleri belirleyen temel ulusal stratejidir. UİDEP, UİDS,

Kalkınma Planı ve diğer ulusal politika ve strateji belgeleri çerçevesinde hazırlanmıştır.

Sera gazı emisyonları ve iklim değişikliğine uyum konusunda 2011-2023 dönemini

kapsayan bir dizi stratejik amaç ve ilke ortaya koyan belge, Temmuz 2011 tarihinde

yayımlanmıştır. Plan, veri toplama, raporlama, izleme ve doğrulama gibi kesişen

konularda düzenlemelerle birlikte, kısadan uzun vadeliye kadar, çoklu ve kesişen

sektörlerde uygulanacak azaltım tedbirlerinitanımlamaktadır. UİDEP, iklim

değişikliğine ilişkin olarak hem azaltım hem de uyum konularında açık hedefler

belirlemektedir. “UİDEP, hem Kyoto Protokolü Ek-A, hem BMİDÇS Ulusal Bildirimleri

ve hem de SG Envanter rapor formatlarında belirlenen sektörler doğrultusunda

hazırlanmış ve enerji, bina, ulaştırma, sanayi, atık, tarım, arazi kullanımı ve ormancılık,

iklim değişikliği uyum ve kesişen konularda amaç ve eylemler içermektedir”33. Plan,

“enerji verimliliğinin yaygınlaştırılması, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının

arttırılması, Türkiye’nin kendine özgü şartları içinde iklim değişikliğiyle mücadeleye

aktif katılım verilmesi ve düşük karbon yoğunluğuyla ülke vatandaşlarına yüksek

kalitede yaşam ve refah şartları temin etme” konularına vurgu yapmaktadır. UİDEP,

sekiz başlık altında (enerji, sanayi, ormancılık, tarım, bina, ulaştırma ve atık ve iklim

değişikliğine uyum) kısa, orta ve uzun vadeli amaçlar belirlemektedir.

UİDEP, her sektör başlığı için ayrı ayrı amaç ve hedefler tanımlamaktadır. Söz konusu

sektörel hedefler, “düşük karbonlu kalkınma” düzenlemeleri açısından önemli rol

33 Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (2011-2023), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara, 2011,

http://www.dsi.gov.tr/docs/iklim-degisikligi/%C4%B1depeng.pdf?sfvrsn=2

Page 66: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

63

oynayabilirler. UİDEP’de sıralanan bazı sektörel hedefler 2. Bölüm’de incelendiğinden,

burada tekrar edilmemektedirler.

UİDEP kapsamında, her sektör için ayrı sera gazı emisyon kontrol eylemleri

belirtilmektedir. Bunlardan bazıları:

Karbon piyasaları için kilit sektörlerin belirlenmesi ve bu sektörlerin her birisi için

sera gazı emisyon azaltım potansiyelinin belirlenmesi,

Emisyon ticaret sistemi kapsamında kamu kurumlarının üstleneceği düzenleyici

ve denetleyici rolleri belirleyecek mevzuat düzenlemelerinin yapılması,

Karbon unsurlarının maksimum ekonomik değerle takas edilmesini ve

değerlerinin arttırılmasına katkı sağlayacak yeni sistemler geliştirilmesi ve

varolanların geliştirilmesi,

Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’nin oluşturulması için altyapı çalışmalarına

başlanması,

Türkiye’de karbon piyasalarına ilişkin farkındalık arttırıcı faaliyetler

düzenlenmesi,

Paydaşların karbon projeleri belirleme, geliştirme, pazarlama ve yönetmeleri

amacıyla desteklenmesi.

Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (UİDUSEP 2011-2023)

Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı, kısadan uzun vadeliye kadar,

sektör düzeyinde azaltım tedbirleri belirlemektedir. Eylem Planı, Türkiye’nin

sorumluluklarından kaynaklanan kurumsal raporlama gerekleri açısından önemli beş

öncelik alanında veri toplama, raporlama, izleme ve doğrulama konularında kesişen

düzenlemeler belirlemektedir.

Söz konusu beş öncelik alanı teknik/bilimsel çalışmalar ve katılımcı süreçler

sonucunda belirlenmiştir. Öncelik alanları, i) su kaynakları yönetimi, ii) tarım ve gıda

güvenliği, iii) doğal afet risk yönetimi, iv) ekosistem hizmetleri, biyoçeşitlilik ve ormanlar

ve v) halk sağlığı. Plan, her alan için “amaç” ve “hedefler” belirlemekte ve bunlara ait

eylemleri Tablo 9’da listelemektedir.

Page 67: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

64

Table 9. Uyum için kesişen konularda amaç ve hedefler

Uyum için kesişen konular

Amaç Kesişen konularda iklim değişikliğine uyumun sağlanması

Hedef

İklim değişikliğine uyumun ulusal kalkınma plan, program ve politikalarına entegre edilmesi

Karar-alma süreçlerini destekleyecek bilgilendirme, izleme ve değerlendirme sistemlerinin

geliştirilmesi ve uygulanması

Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi’nin uygulanması için gerekli finansman miktarının belirlenmesi

İklim değişikliğiyle mücadele ve uyum kapasitesinin geliştirilmesi için gerekli eğitim, farkındalık ve

bilgilendirme faaliyetlerinin düzenlenmesi

İklim değişikliğine uyum konusunda AR&GE kapasitesinin geliştirilmesi

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Planı (2015-2017)

Plan, sürdürülebilir kalkınma uzun dönemli hedeflerine katkıda bulunabilmek

amacıyla, 2015-2017 dönemi için, açık politika hedef ve eylemleri belirlemektedir. Aynı

zamanda, UİDEP’le uyumlu biçimde düşük karbonlu faaliyetlerin desteklenmesi

amacıyla yapılacak çalışmalara bir temel oluşturmaktadır. Plan içerisinde riskler

tanımlanmakta, bu risklerin yönetimi için çözümler sunulmakta ve bununla birlikte,

amaç ve hedefler değerlendirilmektedir. Örneğin, hedef 2.7 altında “atık su ve baca

gazı emisyonları için bir izleme sistemi geliştirilmesi” yer almaktadır. Hedef 3.3 altında,

binalarda enerji verimliliği vurgulanmakta ve hedefler arasında, %10 enerji tasarrufu

ve karbon emisyon azaltımı hedeflenmektedir. Ulusal emisyon envanteri kapsamında

raporlar hazırlanması öngörülmekte ve ek olarak, hava/su/toprak kirliliğine sebep olan

sanayiden kaynaklı emisyonların önlenmesi ve/veya azaltımı için entegre bir çevre

kirliliği kontrol ve önleme sistemi oluşturulması ifade edilmektedir.

Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı (KENTGES 2010-2023)

Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı (KENTGES), 2010-2023

dönemini kapsayacak biçimde, 2010 yılında yayımlanmıştır. KENTGES sağlıklı,

dengeli ve yaşanabilir kent ortamlarının sağlanması amacıyla birlikte, kentleşme için

yapısal çözümler önermekte ve şehircilik ve planlama kapsamında ulusal ve yerel

yönetimlere bir yol haritası sunmaktadır. Plan, ulaştırma, iskan ve arazi temini, afetler,

doğal ve kültürel varlıklar, iklim değişikliği, yaşam kalitesi, sosyal politikalar ve katılım

konularında, merkezi ve yerel düzeylerde çeşitli çalışma ve faaliyetlerin

düzenlenmesinden bahsetmektedir.

Plan kapsamında iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma için temel ilke ve

değerlerden bahsedilmektedir. Bunlar, i) doğal kaynak kullanımında ekolojik dengenin

gözetilmesi, ii) doğal ve teknolojik afet ve risklerden arındırılmış, sağlıklı, güvenilir ve

kaliteli bir ortam temin edilmesi, iii) sürdürülebilir bir ulaştırma sistemiyle birlikte,

Page 68: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

65

yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi, iv) Çevresel, doğal ve ekolojik eşitliğe

önem verilmesi, v) Yerleşim alanlarında tüketim alışkanlıklarının doğal ve kültürel

ortam üzerindeki etkilerinin azaltılmasını sağlayacak girişimlerin teşvik edilmesi.

Toplam sera gazı emisyonlarında en büyük payın şehirlere ait olduğu ve şehirlerde a)

kentsel yoğunluğu artırma, b) yayılmanın önlenmesi için kentsel tasarımın iyileşmesi,

c) kentsel toplum taşımın gelişmesi, d) bina alışkanlıklarının değişmesi ve e) enerji

kaynaklarının değişmesi gibi unsurlar değişmediği halde büyük ilerlemeler elde

etmenin mümkün olmayacağı düşünüldüğünde, KENTGES düşük karbon ve

sürdürülebilir kalkınma arasında kesişen bir strateji belgesi teşkil etmektedir.

IPA II Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı – Gösterge Strateji Belgesi (2014-2020)

Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA), AB tarafından reformların mali ve teknik

yardımlarla desteklenmesi amacıyla kullanılan bir araçtır34. Türkiye Strateji Belgesi

(Strateji Belgesi), Türkiye’nin uyum sürecinde desteklenmesi amacıyla, 2014-2020

dönemi için AB mali yardım önceliklerini belirlemektedir. AB uyum öncelikleriyle

bağlantılı olarak, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma ve düşük karbonlu kalkınma

alanlarında açık politika ve mali yardım rehberliği sunmaktadır.

Strateji Belgesi, Türkiye’yi “henüz bir sera gazı emisyon azaltım hedefi sunmamış, en

büyük sera gazı kaynaklarından birisi” olarak tanımlamakta ve Türkiye’nin iklim

değişikliği politikalarını AB’nin ilgili politikalarıyla uyumlaştırma ihtiyacı

vurgulanmaktadır. Çevre ve iklim değişikliği alanlarında yapılması gereken çalışmalar

Belgenin 27. Bölümü’nde özetlenmektedir.

Belge, azaltım politikaları tasarlama, uygulama ve izleme konularında kurumsal

kapasitenin güçlendirilmesine yönelik faaliyetler öngörmekle birlikte, Ulusal İklim

Değişikliği Eylem Planı’nda belirtildiği üzere, Türkiye’nin AB 2030 iklim ve enerji

çerçevesi kapsamında, özellikle sera gazı emisyonları azaltımasına odaklı olarak,

düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş kapasitesini iyileştirmeyi hedeflemektedir.

Öte yandan Belge’ye göre, “Türkiye, tarımsal üretim, su temini, doğal kaynaklar,

ekosistemler, halk sağlığı ve bunlara bağlı olarak geçim olanaklarının zarar görmesi

riskleriyle, iklim değişikliği etkilerine en hassas bölgelerden birinde yer almaktadır.

Türkiye aynı zamanda doğal afetlerden de etkilenmektedir; buna bağlı olarak nüfus

yerleşim alışkanlıkları etkilenmekte ve sürdürülebilir olmayan kalkınma gidişatı

güçlenmektedir. Varolan şartlara uyum sağlayabilmek, Türkiye’nin direncini

34https://ec.europa.eu/neighbourhood-enlargement/instruments/overview_en

Page 69: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

66

güçlendirmesi, afet risk yönetimi ve acil yardım kapasitesini arttırması ve sürdürülebilir

kentsel uygulamalar geliştirmesini gerektirmektedir”.

Belgeye göre, iklim değişikliği sorununun ele alınabilmesi ve düşük karbonlu, iklime

dirençli bir ekonomiye doğru kaymak önemli ölçüde gayret gerektirecektir. Örneğin,

enerji sektörü, toplam ulusal sera gazı emisyonlarında en büyük pay sahibi olarak

anılmaktadır. IPA II dönemi yardımları enerji sektörü hedefleri, Türkiye’nin Avrupa

elektrik ve gaz piyasalarıyla ilişki ve entegrasyonunu iyileştirme, AB kaynak verimliliği

ve iklim eylem hedefleri doğrultusunda enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjinin teşvik

edilmesi ve AB standartlarıyla uyumlu olarak nükleer güvenlik düzenlemeleri ve

operasyonel çerçevenin geliştirilmesi olarak belirtilmektedir. Yenilenebilir enerji ve

enerji verimliliğinin teşvik edilmesi doğrultusunda, yenilenebilir enerji ve enerji

verimliliği mevzuatının AB müktesebatıyla uyumlaştırılması, enerji tasarrufu ve sera

gazı emisyonlarına ilişkin izleme ve raporlama, sanayi, ticaret ve hanelere odaklı

olarak enerji verimliliği konusunda farkındalığın arttırılması ve bilginin

yaygınlaştırılması enerji sektörünün önemli faaliyetleri olarak nitelendirilmektedir.

Ulaştırma sektörü için IPA II, AB standartlarıyla uyumlu sürdürülebilir, düşük karbonlu,

akıllı ve güvenli uygulamalar geliştirilmesini amaçlamaktadır. Sektörde kaynak

verimliliği ve ulaştırma ağlarının optimizasyonu büyük önem taşımaktadır.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Stratejik Planı (ETKB 2010-2019)

Türkiye’nin enerji politikalarına yol haritası niteliğinde olan Enerji ve Tabi Kaynaklar

Bakanlığı Stratejik Planı (ETKB) misyonunu, “Enerji kaynaklarını ve doğal kaynakları

verimli ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirerek ülke refahına en yüksek katkıyı

sağlamak” olarak ifade etmektedir. Planda belirlenen bazı amaçlar tam olarak

gerçekleşemese de, enerji sektörünün iklim değişikliği üzerinde sahip olduğu

doğrudan etki bakımından büyük önem taşımaktadırlar. Belgede sıralanan bazı

amaçlar:

Güçlü ve güvenilir enerji altyapısı. Bu amacın gerçekleşmesi için doğal gaz

depolamanın artırılması.

Optimum kaynak çeşitliliği. Bu amacın gerçekleşmesi için yerli kömür kullanımı,

yenilenebilir enerji payının artırılması ve elektrik üretiminde doğal gaz

kullanımının azaltılması ve var olan yerli kömür kaynaklarının elektrik enerjisi

üretim yatırımlarına dönüştürülmesi ve yeni kaynakların araştırılmasının

sağlanması.

Devletin sahip olduğu enerji santrallerinin özelleştirilmesi ve modernizasyonu,

daha verimli sokak aydınlatmaları, kayıp ve kaçak kullanımın azaltılması ve

Page 70: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

67

bölgesel ısıtma sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla enerji verimliliği tedbirlerinin

uygulanması.

Enerji Verimliliği Strateji Belgesi (2010-2023)

İklim değişikliğiyle mücadelede enerji verimliliği politikaları önem taşır, çünkü “Düşük

maliyetli düşük karbon politika karmalarının çok önemli bir parçası olan, maliyet etkin

tedbirlerin uygulanmasını aksatan, mali olmayan engellerin ortadan kaldırılmasına

odaklı enerji verimliliği politikalarını destekler”. Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, hem

enerjinin sera gazı emisyonlarının çok ciddi bir kaynağı olması hem de geliştirilen

stratejilerin diğer sektörlerde sera gazı emisyonlarını doğrudan etkiliyor olması

nedeniyle ayrıca önem taşımaktadır.

Enerji Verimliliği Strateji Belgesi (EVSB), uzun dönemli stratejik amaçları arasında

2023 yılına kadar, 2011’e kıyasla, elektrik enerjisi yoğunluğunu en az %20 azaltmayı

ifade etmektedir. Söz konusu Belge, 27 Şubat 2012 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu

tarafından onaylanmıştır. Belge, Türkiye genelinde kurumlar arası sorumluluk

paylaşımını belirleyerek tüm sektörlerde enerji verimliliğini artıracak faaliyetlere, sivil

toplum ve özel sektörle işbirliğini güçlendirmeye ışık tutmakta ve tedbirlerle birlikte

amaçları gerçekleştirecek somut politika çalışmaları belirlemektedir.

EVSB, sanayi, elektrik sistemi, kamu/özel binaları, elektrik ürünleri ve ulaştırma odaklı

olarak, yedi stratejik amaç ve bunlara bağlı stratejik hedefler ortaya koymaktadır

(Tablo 10).

Tablo 10. EVSB stratejik amaç ve hedefleri

EVSB Stratejik Amaç ve Hedefleri

Amaç 1 Sanayi ve hizmet sektörlerinde enerji yoğunluğunu ve enerji kayıplarını azaltmak.

Hedef Her sanayi sektörü için azaltım hedefi sektörlerle işbirliği içinde belirlenecek olmakla birlikte,

belgenin yayım tarihi itibariyle 10 yıl içerisinde, belgede tanımlanan her bir sanayi alt

sektöründeki enerji yoğunlukları en az %10 azaltılacaktır.

Amaç 2 Enerji verimliliği yüksek binaların enerji taleplerini ve karbon emisyonlarını azaltmak ve

yenilenebilir enerji kaynakları kullanan sürdürülebilir çevre dostu binaları yaygınlaştırmak.

Hedef 2023 yılında, toplam kullanım alanı 10.000 m2’nin üzerindeki ticari ve hizmet binalarının

tamamında, yürürlükteki standartları sağlayan ısı yalıtımı ve enerji verimli ısıtma sistemleri

bulunacaktır.

2010 yılındaki yapı stoğunun en az 1/4’ü 2023 yılına kadar, sürdürülebilir yapı haline

getirilecektir.

Amaç 3 Enerji verimli ürünlerin piyasa dönüşümünü sağlamak.

Hedef Asgari enerji verimlilik sınıfının üzerindeki lambaların, buzdolaplarının ve elektrik

motorlarının piyasa dönüşümü 2012 yılı sonuna kadar, ısıtma/soğutma sistemlerinin ve

Page 71: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

68

EVSB Stratejik Amaç ve Hedefleri

diğer enerji verimli ürünlerin piyasa dönüşümü ise AB uygulamalarına paralel olarak

tamamlanacaktır.

Amaç 4 Elektrik üretim, iletim ve dağıtımında verimliliği artırmak; enerji kayıplarını ve zararlı çevre

emisyonlarını azaltmak.

Hedef 2023 yılına kadar; ülke genelindeki kömürlü termik santrallerin, atık ısı geri kazanımı dahil

ortalama toplam çevrim verimleri %45’in üzerine çıkarılacaktır.

2023 yılına kadar, elektrik enerjisi yoğunluğunu en az %20 azaltmak amacıyla talep tarafı

yönetimi konusunda tedbirler geliştirilecektir.

Amaç 5 Motorlu taşıtların birim fosil yakıt tüketimini azaltmak, kara, deniz ve demir yollarında toplu taşıma

payını artırmak ve şehiriçi ulaşımda gereksiz yakıt sarfiyatını önlemek

Hedef Yolcu veya yük taşıyan küçük araçlar (M1/N1 kategorileri) CO2 emisyonuna ilişkin AB

direktifleri doğrultusunda çıkarılacak ikincil mevzuat şartlarını karşılayacak, 2013 yılına

kadar büyük şehirlerdeki ulaşım master planları yürürlüğe konulacaktır.

Ulaştırmada biyokütle kaynakları veya sentetik yakıt kullanımı teşvik edilecektir.

Amaç 6 Kamu kuruluşlarında enerjiyi etkin ve verimli kullanmak

Hedef Kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde, yıllık enerji tüketimi 2015 yılına kadar %10 ve

2023 yılına kadar %20 azaltılacaktır.

Amaç 7 Kurumsal yapıları, kapasiteleri ve iş birliklerini güçlendirmek; ileri teknoloji kullanımını ve

bilinçlendirme etkinliklerini artırmak; kamu dışında finansman ortamları oluşturmak.

Hedef 2012 yılı sonuna kadar; uygulayıcı kurumların kurumsal yapıları, kapasiteleri ve

aralarındaki iş birlikleri güçlendirilecektir.

2015 yılı sonuna kadar, ülke genelindeki sertifikalı enerji yöneticisi sayısı en az 5.000 kişiye

ve sanayi sektörlerinde uzmanlaşmış EVD sayısı en az 50 şirkete çıkarılacaktır.

2023 yılına kadar; enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları alanlarında, yurt içinde

gerçekleştirilen AR-GE sonuçlarına dayanarak üretime aktarılmış özgün tasarım ve/veya

ürün sayısı en az 50 olacaktır.

“Ulusal Enerji Verimliliği Hareketi” kapsamında sürdürülen bilinçlendirme ve özendirme

etkinlikleri kamu, özel ve sivil toplum iş birlikleri ile yaygınlaştırılacaktır.

Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili uygulamalar için kamu dışında

sürdürülebilir finansman ortamları bağlamında, Türkiye’de karbon ticareti ve karbon borsası

alt yapısını geliştirme çalışmaları 2012 yılı içerisinde tamamlanacaktır.

Türkiye Sanayi Strateji Belgesi (2011-2014)

Türkiye Sanayi Strateji Belgesi (2011-2014), çevre ile ilgili bir alt başlığa ve bununla

bağlantılı iklim hedeflerine sahiptir ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından

Aralık 2010’da onaylanmıştır. Belge, Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (2010-2020), AB

Entegre Çevre Uyum Stratejisi 2007-2023 (ABUS), Çölleşme ile Mücadele Türkiye

Ulusal Eylem Programı ve Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Strateji Belgesi’yle uyumlu olan

sanayi politika uygulamalarının öneminden bahsetmektedir. Stratejinin genel amacı

ise, “Türk sanayisinin rekabet edebilirliğinin ve verimliliğinin yükseltilerek, dünya

ihracatından daha fazla pay alan, ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ileri

Page 72: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

69

teknolojili ürünlerin üretildiği, nitelikli işgücüne sahip ve aynı zamanda çevreye ve

topluma duyarlı bir sanayi yapısına dönüşümünü hızlandırmak” olarak

özetlenmektedir.

Sanayi kaynaklı sera gazı emisyonları Türkiye’nin toplam emisyonlarının önemli bir

bölümünü oluşturmakta olduğundan Strateji Belgesi, sanayiye sürdürülebilir kalkınma

ilkelerini göstererek, çevresel politika uygulamaları ve geçiş stratejilerine

deyinmektedir. Bu bakış açısıyla Stratejinin 254.satırına bakıldığında, biyosfere

minimum düzeyde sera gazı emisyonuna (özellikle karbondioksit) neden olacak bir

Düşük Karbonlu Ekonomi’den (DKE) bahsedilmektedir. Öte yandan, yenilenebilir

enerji ve enerji verimliliğine ve üretim, tarım, ulaştırma ve elektrik gibi birçok sektörde

düşük emisyonlu teknolojiler kullanarak enerji ve hammadde üretilmesine dayalı

olarak bir “sıfır karbon toplumuna” geçiş ve buna ilişkin ekonomik model

uygulamalarının önemi de ifade edilmektedir:

İklim değişikliğinin ve bu konuya ilişkin uluslararası sözleşme ve protokollerin

Türk Sanayisine muhtemel etkileri belirlenecek ve buna göre Türk Sanayisinin

uluslararası düzenlemelere uyum süreci tasarlanacaktır. Bu çerçevede 2012

sonrası iklim rejimine ilişkin uluslararası müzakere süreçleri izlenerek ülkemiz

şartlarına uygun pozisyon belirlenecektir.

Düşük karbon ekonomisine ve sanayide temiz üretim süreçlerine geçiş

desteklenecek ve bu konuda bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık verilecektir. Bu

doğrultuda, sanayinin düzenli altyapı olanakları ile üretim yapmalarını sağlayan

üretim bölgelerine taşınmaları teşvik edilecek, ayrıca sera gazı emisyonlarının

kontrolü sağlanacak, izlenecek ve raporlanacaktır.

Temiz üretim ile örtüşen ve sürdürülebilir kalkınma, ekonomik gelişim ve

çevresel performansı birlikte ele alarak, iş mükemmelliği ile çevresel

mükemmelliğe bir arada odaklanan, kaynakların verimli kullanılması ve

çevreyle uyumlu üretim prensiplerinin benimsenmesi doğrultusunda, kaliteli

ürün ve hizmet üretilmesi yoluyla işletmelerin rekabet edebilme yeteneklerini

artıran eko-verimlilik programlarının ülke genelinde uygulanması sağlanacaktır.

Tüm çevresel eylem planlarına ilişkin olarak önümüzdeki dönemde yürürlüğe

girecek düzenlemelerin uygulama süreçlerinin belirlenmesi amacıyla çevre

mevzuatına ilişkin Düzenleyici Etki Analizleri yapılacaktır.

Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi (2010-2020), AB Entegre Çevre Uyum

Stratejisi (UÇES) (2007-2023), Çölleşme ile Mücadele Türkiye Ulusal Eylem

115 Programı ve Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi belgeleri ile uyumlu sanayi

politikaları yürütülecektir.

Page 73: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

70

Türkiye Ulaşım ve İletişim Strateji Belgesi (2011-2023)

Ulaştırma sektörü kaynaklı sera gazı emisyonları hızla artmakta ve gelecekte de

artmaya devam etmesi beklenmektedir. Öte yandan, ulaştırma sektörü bütün olarak,

enerjiden sonra ikinci en büyük emisyon kaynağı olarak görülmektedir. Ulaştırma,

Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Ulaşım ve İletişim

Stratejisi (2011-2023), daha sürdürülebilir bir ulaşım sistemi geliştirilmesini

amaçlamaktadır.

Ulaştırma sektörünün 2023 ve 2030 hedefleri bu belge ve Türkiye’nin BMİDÇS’ne

sunduğu altıncı ulusalbildirimiyle uyum göstermektedir.

Ulaştırma sektörü için belirlenen hedefler:

Özgün Hedefler – 2023’e kadar:

2023 yılı sonuna kadar demiryolunun yük taşımacılığındaki payını (2009’da %5

olan) %15’in üzerine ve yolcu taşımacılığındaki payını ise (2009’da %2 olan)

%10’un üzerine çıkarmak,

2023 yılı sonunda demiryolunun yük taşımacılığındaki payını %15’in üzerine

çıkarılabilmesi, yolcu taşımacılığında ise %10’un üzerine çıkarılabilmesi

hedeflenmiştir. Böylece 2023 yılı sonuna kadar karayolunun payını yükte %60

(2009’da %80.63olan), yolcuda %72 (2009’da %89.59 olan) oranına çekmek,

2023 yılı sonuna kadar deniz yük taşımacılığındaki payın %10’a (2009’da

%2.66 olan) ve yolcu taşımacılığında %4 (2009’da %0.37 olan) oranına

çıkarmak,

2023 yılı sonuna kadar hava yük taşımacılığındaki payın % 1’e (2009’da %0.44

olan) ve yolcu taşımacılığında % 14 (2009’da %7,82 olan) oranına çıkarmak.

Özgün Hedefler – 2030’a kadar:

Dengeli bir ulaşım altyapısının kurulmasına yönelik olarak tüm uygun alt

sektörleri koordineli olarak kullanabilecek şekilde projeler geliştirilecek ve

özellikle yük taşımacılığında demiryolu, denizyolu ve boru hatları payının

tedricen artırılması,

Kombine ulaşımın güçlendirilmesi,

Kentsel alanlarda sürdürülebilir ulaşım yaklaşımları uygulanması,

Alternatif yakıt ve temiz araçların teşvik edilmesi,

Yakıt tüketim ve emisyonlarının Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Stratejisi (2014-

2023) ve Eylem Planı (2014-2016) doğrultusunda azaltılması,

Yüksek hızlı tren projeleri yapılması,

Kentsel raylı sistemlerin artırılması,

Page 74: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

71

Tünel projeleriyle yakıt tasarrufu sağlanması,

Eski araçların trafikten çekilmesi,

Enerji verimliliği sağlanması amacıyla yeşil liman ve havaalanı uygulamaları

yapmak,

Deniz ulaşımında özel tüketim vergi muafiyetleri sağlamak.

Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2014-2023)

Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi (2014- 2023) ve Eylem Planı (2014-

2016), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından, 2014 yılında kabul

edilmiştir. Belge vizyonunu, “Tüm ulaşım hizmetlerinin bilgi ve iletişim teknolojileriyle

yönetildiği ve yönlendirildiği, kendi içinde ve dünya ile entegre bir Türkiye” olarak ifade

etmektedir. Bu vizyona ulaşmak için belirlenen genel amaç ise “Bütün ulaşım

türlerinde bilgi ve iletişim teknolojilerini gereğince kullanarak entegre, güvenli, etkin,

verimli, yeniliğe açık, insana saygılı, çevre dostu, sürdürülebilir ve akıllı bir ulaşım

ağına erişmek” olarak belirtilmektedir. Belgede stratejik hedefler listelenmekte ve

bunların gerçekleşebilmesi için eylemler açıklanmaktadır. Stratejik amaçlardan bir

tanesinde (stratejik amaç 5) “karayolu ulaştırması kaynaklı yakıt tüketimi ve

emisyonların azaltılmasından bahsedilmektedir. Belgede bu amaca bağlı olarak iki de

eylem yer almaktadır: a) enerji verimliliğini sağlayacak çevre dostu AUS

uygulamalarının geliştirilmesi ve b) kent içi ulaşımda emisyonların azaltılmasına

yönelik çözümler üretilmesi.

Atıksu Arıtımı Eylem Planı (2015-2023)

Atık su Arıtımı Eylem Planı, 2015-2023 dönemi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

tarafından hazırlanmıştır. Plan, atık su arıtma tesisi yatırımlarını artırmayı

amaçlamakta ve AB uyum süreci doğrultusunda yeni tesis yatırımları öngörmektedir.

Eylem Planı, 2023 yılına kadar çeşitli faaliyetleri kapsamaktadır;

Arıtma tesisi tipi ve ilk yatırım maliyetlerinin belirlenerek, yeni atık su arıtma

tesislerinin inşa edilmesi,

Varolan atık su arıtma tesislerinin, tipi ve maliyetlerini belirleyerek, yenilenmesi

ve dönüştürülmesi,

Gerekli yeni kanalizasyon sistemleri ve ilk maliyetlerinin belirlenmesi,

Yenilenmesi gereken eski kanalizasyon sistemleri ve yenilenme maliyetlerinin

hesaplanması,

Tesislerin işletme ve finansman maliyetlerinin çıkarılması.

Plan, “temiz üretim” kavramının önemine değinmekte ve tesis planlarına çevresel

konuların dahil edilmesinin önemine dikkat çekmektedir. “Atık ve emisyonların

Page 75: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

72

kaynağında azaltılması” gibi temiz üretim avantajlarından bahsetmektedir. Buna ek

olarak, daha az elektrik tüketimini hedefleyen “temiz üretim” aracılığıyla, yeni

teknolojiler kullanılarak daha kaliteli ve daha az atık üreten atık su arıtımıyla düşük

karbonlu kalkınmaya destek olunabileceğini ifade etmektedir. Söz konusu Plan, atık

su arıtma ve bununla ilişkili emisyonlara dair gelecek projeksiyonları üretecek olması

itibarıyla da ayrıca önem taşımaktadır.

2014-2018 dönemi için, Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 10. Kalkınma Planı,

çevrenin korunması amacıyla çeşitli politikalar ortaya koymaktadır. Planda

bahsedildiği üzere, emisyonların olumsuz etkilerinin azaltılması açısından atık

yönetimi önemli hale gelmektedir.

Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı, 2016-2023 dönemi için, Çevre ve Şehircilik

Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Plan kapsamında, 81 ilde atık yönetimininanaliz

edilmesi, atıkların kaynakta ayrı olarak toplanması, farklı yöntemlere geri dönüşüm ve

geri kazanım yapılması ve bertaraf için yeni yöntemler geliştirilmesi öngörülmektedir.

Aynı zamanda, “sürdürülebilir bir atık yönetimi stratejisi” belirlenmesi de

amaçlanmaktadır. Plan, atık yönetiminin hâlihazırdaki durumunu, geliştirme ve

iyileştirme için gerekli adımları ve nüfus ve atık projeksiyonları içermektedir. Öte

yandan, Plan kapsamında, emisyon ücretlendirmesi, atık yönetimi için en ekonomik

araç olarak belirtilmektedir.

Nehir Havza Koruma Yönetim Planı (2013-2017)

Nehir Havza Koruma Eylem Planları, 2014 yılında Orman ve Su İşleri Bakanlığı

tarafından Yönetim Planlarına dönüştürülmüştür. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü

tarafından, AB Su Çerçeve Direktifi doğrultusunda, 25 nehir havzası için hazırlanan ve

Türkiye’nin en etkili su yönetim araçlarından biri olan Nehir Havza Yönetim Planları

(NHYP), “su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesini sağlamaktır. Çeşitli su kalitesi

modelleri kullanılmakta ve modeller aracılığıyla farklı tedbir senaryoları kapsamında

elde edilecek farklı su kaliteleri analiz edilmekte ve paydaşlarla görüşülmektedir.

Böylelikle havzalardaki yüzey ve yeraltı su kaynakları kalitesinin arzu edilen düzeye

getirilebilmesi için gerekli tedbirler belirlenebilmektedir”.

Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2014-2017)

Günümüzde kaynak kullanımı hızla artmakta ve bunun sonucunda da “atık” ve

“emisyonlar” artmaya devam etmektedir. Bu durum, “geri dönüşümü” çok önemli bir

kavram haline getirmektedir. Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı,

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve geri dönüşüm

sorunlarına çözüm bulunması ve sürdürülebilir geri dönüşüm sistemleriyle birlikte etkili

bir yapı oluşturulması amacıyla, 03 Aralık 2014 tarihinde Resmî Gazete’de

Page 76: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

73

yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Belgenin genel amacı, “Çevreye ve insana saygılı,

kaynakların etkin kullanıldığı ve geri dönüşümün ekonominin vazgeçilmez

parçalarından biri haline geldiği üretim ve tüketim kültürünün oluşumunu sağlamak”

olarak ifade edilmektedir. Plan 5 ana hedef ve 54 eylemden oluşmaktadır. Bu

kapsamda, atık kayıt sistemi oluşturulması ve etkili bir kontrol sisteminin geliştirilmesi

hedefler arasında yer almaktadır. Bu hedefin eylemleri arasında, düşük karbon

yönetimi için de önemli olan, online bir izleme ve kontrol sistemi oluşturulmasından

bahsedilmektedir.

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) Stratejik Planı (2013-2017)

“Tarımın geleceği bakımından rekabetçilik ve sürdürülebilirlikle birlikte küreselleşme

temel kavramlar haline gelmiştir” ancak, “küresel iklim değişikliği, ülkelerin arz

güvenliği ve tarımsal üretimlerini tehdit etmektedir. Böylesi değişim ve gelişmelere

paralel olarak yeterli tarımsal üretim, sürdürülebilirlik, kalkınma ve ekolojik dengenin

korunmasını amaçlayan gıda güvenliği politikaları geliştirilmektedir”.

GTHB tarafından 2013-2017 dönemine ilişkin hazırlanan Stratejik Plan, aşağıda yer

alan amaçları kapsamaktadır:

Stratejik Amaç ve Stratejiler

Yerel üretici ve organizasyonlar arasında iş birliğini geliştirmek,

Ulusal bir üretici organizasyon ağı oluşturmak,

Yerel üretici organizasyonları aracılığıyla destek sağlamak,

Tarımsal (balıkçılık) ürünlerinin alanda kullanımını sağlamak ve katma

değerlerini artırmak,

Tarımsal Altyapı ve Kırsal Kalkınma

Üretici bilgi seviyesini artırmak,

Kooperatif, birlik ve diğer üretici organizasyonlarına olanak sağlamak,

Kooperatif, birlik, oda, üretici organizasyonları ve bağlı yapılarını denetlemek

ve desteklemek,

Yapılan faaliyetlerin yasal mevzuatla uyumlu olmasını sağlayacak tedbirler

almak.

Plan hedeflerinden 3.’sü kapsamında, çevre dostu üretim tekniklerinin halk sağlığı

öncelikleri doğrultusunda kullanılması belirtilirken, çevre dostu üretim tekniklerinin

teşvik edilmesi, üretim üzerinde iklim değişikliği etkileri araştırmalarının desteklenmesi

ve tarımda AB uyum çalışmalarının geliştirilmesi “çevresel etkilerin” azaltılmasına

yönelik eylemler arasında sıralanmaktadır. Plan, tarımla ilişkili konuların modellenmesi

açısından önemli bir belge teşkil etmektedir.

Page 77: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

74

Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı (TTKMSEP 2013-

2017)

Tarımsal kuraklıkla mücadelenin en etkili yöntemlerinden birisi halkın sürdürülebilir

tarımsal sulama planlaması, kuraklık olmayan dönemlerde gerekli tedbirlerle daha

sonra için önlem alması ve kriz dönemlerinde etkili kuraklıkla mücadele programları

uygulayarak etkileri en aza indirmeleri konularında bilinçlendirmektir. Söz konusu

stratejinin iklim değişikliği ve tarımda kuraklık riskiyle mücadeleyle ilişkili önemli

hedefleri bulunmaktadır. Örneğin, Plan tedbirlerinden 5.1 kapsamında kuraklık riskinin

yönetilmesi amacıyla iklim değişikliğinin kuraklık ve su üstündeki etkilerine yönelik

araştırmaların desteklenmesinden bahsedilmektedir.

T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Stratejik Planı (2013-2017)

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Stratejik Planı, Bakanlık tarafından 2013-2017 dönemi

için hazırlanmış, daha sonra da 2017-2021 dönemi Planıyla devam edilmiştir. Yeni

Plan, bir önceki dönemin aksaklıklarını da dikkate alarak, verimlilik ve faaliyet

seviyelerini artırmayı öngörmektedir. Bakanlık görevlerine dair fırsat ve tehditler hem

kurum içi hem de kurum dışı katılımcılarla birlikte belirlenmiştir. Kurum dışı

katılımcılarla, orta ve uzun vadede Bakanlık faaliyetleri üzerinde etkisi olacağı

düşünülmesinden dolayı, “iklim değişikliği”, “sanayi, enerji ve ulaştırma politikaları” ve

“doğa koruma farkındalığı” gibi konular ele alınmıştır. Buna ek olarak, Plan

kapsamında çölleşmeyle mücadele, su kaynaklarının daha iyi yönetimi ve

ağaçlandırma sera gazı emisyonlarını azaltma yoluyla düşük karbonlu kalkınmayı

destekleme yöntemleri arasında sıralanmaktadır. Örneğin, kuraklık ve iklim değişikliği

etkilerinin izlenme, değerlendirme ve raporlanması, arazi kullanım durumları, flora

değişimleri ve karbon emisyon depolama, kuraklıkla mücadele ve iklim değişikliğine

uyum konularında çalışan ilgili kurum ve kuruluşlarla politika ve strateji hazırlanması,

iklim değişikliğinin su kaynakları, sel ve kuraklık konuları üstündeki etkilerinin

belirlenmesi, bu doğrultuda gerekli tedbirlerin geliştirilmesi ve uygulanmalarının

sağlanması.

Plan’da yer alan ve “düşük karbonlu kalkınma” ile bağlantılı olabilecek bazı stratejiler:

İklim değişikliğinin doğa üstündeki olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla ilgili

kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılması ve bu konuda lider rolü üstlenilmesi,

Sel Zararları ve Risk Raporları hazırlanması ve gerekli tedbirlerin geliştirilmesi,

Ulusal Su Sistemi’nin oluşturulması,

Su, biyolojik çeşitlilik ve doğa koruma konularında mevzuat geliştirilmesi,

Page 78: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

75

Toplumda orman, su, doğa koruma, biyolojik çeşitlilik ve kuraklıkla mücadele

konularında farkındalığın artırılması amacıyla etkinlik, yayın ve eğitim gibi

faaliyetler tasarlamak.

Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı (UBSEP 2007-)

Biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri bir yandan iklim değişikliğine uyum

sağlamamız ve değişikliği azaltmamıza yardım ederken, iklim değişikliğinin biyolojik

çeşitlilik üstünde de olumsuz etkileri söz konusudur. Sulak alanlar, turbalıklar, toprak,

orman ve okyanuslar karbon tutma ve depolama ve sağlıklı bir ekosistem/biyolojik

çeşitlilik sera gazı emisyonlarının engellenmesinde hayati rol oynayarak bizleri iklim

değişikliğinden korumaya yardımcı olurlar. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinin, 1992’de

imzalanmasını takiben, biyolojik çeşitliliğin korunması, unsurlarının sürdürülebilir

kullanımı ve genetik kaynakların kullanımıyla elde edilen faydanın eşit paylaşımı için

önemli bir uluslararası araç haline gelmiştir. Türkiye, 1996 yılından bu yana

Sözleşmenin tarafıdır. UBSEP, Sözleşmenin ulusal düzeyde uygulanması için temel

araçtır. UBSEP’in son versiyonu 2007 yılında yayımlanmıştır ve belgein güncellenme

çalışmaları Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Sürdürülebilir

kalkınma politikaları, iklim değişikliğine uyum ve düşük karbon yönetim çalışmaları

açısından büyük önem taşıyan biyolojik çeşitlilik ve ekosistemlerin korunması için ne

tür tedbirler alınmakta olduğunu anlamak amacıyla bu belge büyük önem taşımaktadır.

UBSEP, tarımsal biyolojik çeşitlilik, dağ ve orman biyolojik çeşitliliği, plansız ve yoğun

kentleşme, plansız ve yoğun sanayileşme, yanlış su yönetimi gibi konuları ele almakta

ve iklim değişikliğini hem biyolojik çeşitlilik hem de ekosistemler açısından önemli bir

tehdit olarak kabul etmektedir.

Ulusal Havza Yönetim Stratejisi (UHYS 2014-2023)

Toprak kullanımındaki değişim sera gazı emisyonlarının artması ve yerel iklim

koşullarının değişmesine neden olmaktadır. Havza yönetimi bu kapsamda büyük

önem taşımaktadır. Türkiye’nin, Ulusal Havza Yönetim Stratejisi (2014-2023),

Kalkınma Bakanlığı'nın 13.06.2014 tarih ve 2014/11 no.lu kararıyla kabul edilmiştir.

UHYS, güçlü bir entegre kaynak yönetimi politika çerçevesinin bir parçasıdır ve

Türkiye’nin AB Su Çerçeve Direktifinde belirtilen AB çevre ve su yönetimi

standartlarıyla uyum sağlaması için gerekli stratejileri önceliklendirmektir. Buna ek

olarak, iklim çeşitliliği ve değişimine uyum sağlamak açısından anahtar bir bileşendir

ve potansiyel olarak kayda değer miktarlarda azaltılmış sera gazı emisyonları ve

karbon yutaklarının sunulması biçiminde kazanımlar sağlamaktadır. Strateji, öncelikli

ekonomik teşvikler dâhil yatırım ve kurumsal düzenlemelerin tanımlanmasında,

katılımcı su havzası rehabilitasyon çalışmalarında ve doğal kaynaklar için

sürdürülebilir su yönetimi faaliyetlerine ve yerel yönetim, toplum ve özel sektör gibi

Page 79: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

76

paydaşların katılımıyla iklim değişikliği zararlarının azaltılması gibi konularda

kazanımlar sağlamaktadır.

Ulusal Afet ve Acil Yönetimi Stratejik Planı (UAYSP 2013-2017)

Küresel iklim değişiminin bir sonucu olarak, Türkiye kuraklık, çölleşme,

hidrometeorolojik afetler ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi doğal ya da insan

kaynaklı afetlerle mücadele etmek zorunda kalacaktır. Aşırı sanayileşme ve

şehirleşme, insan kaynaklı afetlerin ve insan yaşam ve mülkiyetine vereceği zararların

artmasına neden olmaktadır. Bu aşamada, riskleri azaltma, iklim değişikliğine uyum

ve sürdürülebilir kalkınma gibi konularda eylem planları büyük önem taşımaktadır.

AFAD’ın 2013 – 2017 dönemi, Ulusal Afet Yönetimi Stratejik Planı (UAYSP), 5018

sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre hazırlanmış ve afet yönetim

sistemi içindeki tüm paydaşların görev ve sorumluluklarını belirlerken, ulusal planlar

çerçevesine de uyum sağlamaktadır. UAYSP’nin temel amacı afet yönetiminde yer

alacak tüm kuruluşları ulusal seviyede bir araya getirmek ve bu kuruluşlar tarafından

yürütülen çalışmaların stratejik hedefler belirlenirken göz önünde bulundurulmasını

sağlamaktır. Strateji ’de yer alan Amaç 5’in içeriğinde, iklim değişikliğiyle bağlantılı risk

haritaları ve afet yönetim planlarına kamu erişiminin sağlanabileceği bir mekanizmanın

geliştirilmesi öngörülmektedir.

4.3. Ulusal Mevzuat

Her ne kadar Türkiye uluslararası iklim anlaşmalarına görece yeni katılmış olsa da

iklim değişikliği, etkilerinin azaltılması ve uyum ile ilgili hâlihazırda hatırı sayılı miktarda

yasal düzenleme yürürlüğe girmiştir. Söz konusu düzenlemeler takip eden tablolarda

(12’den 15’e kadar) özetlenmektedir. Tablolarda yer alan mevzuat, “Boşluk Analizi”

bölümünde detaylı olarak ele alınmaktadır. Yasal belgeler doğrudan bağlayıcıdır ve

aşağıda bahsi geçen yasal hiyerarşiye göre uygulanmaktadır. Aşağıda yer alan şekil,

Türkiye’deki düzenleyici çerçeve içerisinde yapısal hiyerarşiyi göstermektedir (Şekil

31).

Page 80: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

77

Şekil 31. Türkiye’deki Mevzuat Hiyerarşisi

4.3.1. Türkiye’deki İklim Değişikliği İle İlgili Temel Yasal Yapı

Anayasa

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. Maddesi uyarınca “Herkes sağlıklı ve dengeli

bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve

çevre kirliliğini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını

beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf

ve verimi artırarak, iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden

planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimdeki

sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık

hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası

kurulabilir”.

Uluslararası Antlaşmalar/Protokoller

Bu bölüm, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaları incelemektedir. İlk olarak,

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) incelenecek ve

ardından, Viyana Sözleşmesi ve Montreal Protokolü hakkında bilgi verilecektir.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS)

BMİDÇS, iklim değişikliği ile ilgili uluslararası bir çerçeve antlaşması olarak; 9 Mayıs

1992'de kabul edilmiş ve Rio de Janeiro'daki Dünya Zirvesi'nde imzaya açılmıştır.

Sözleşme 21 Mart 1994'te yürürlüğe girmiştir ve Türkiye, Sözleşmeye 2004 yılından

beri Ek I ülkesi olarak Taraftır. Sözleşmenin amacı "atmosferdeki sera gazı

Page 81: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

78

emisyonlarını, iklim sistemi üzerindeki tehlikeli insan kaynaklı etkiyi önleyecek bir

düzeyde tutmayı başarmaktır”.35

Sözleşme, sera gazı emisyonlarını azaltma amacıyla, ülkelerin ortak ama

farklılaştırılmış sorumlulukları, özel ulusal ve bölgesel kalkınma öncelikleri, hedefleri

ve durumlarını göz önüne alarak ülkelerin “ortak ama farklılaştırılmış sorumluluklarını”

öngörmektedir. Taraflar Konferansı üç kategoriye ayrılmıştır. Bunlar Ek-I ülkeleri, Ek II

ülkeleri ve Taraf olmayan ülkelerdir. Ek-I ülkeleri, 1992’de OECD’ye üye olan ülkeler

ve pazar ekonomisine geçiş sürecindeki (EIT) ülkelerdir. EK-II ülkeleri, Ek I'de

listelenen OECD ülkeleri olup, gelişmekte olan ülkelerce üstlenilen ve mutabık kalınan

gereklilikleri yerine getirmek için yeni ve ek finansal kaynaklar temin etme yükümlülüğü

altında olan ülkelerdir. Ek-I dışı ülkeler, gelişmekte olan ve Ek-I ve Ek-II ülkeler gibi

bağlayıcı yükümlülükleri olmayan ülkelerdir.36

Aşağıdaki alt bölümlerde, Türkiye’nin de taraf olduğu Kyoto Protokolü ve imzaladığı

Paris Anlaşması ele alınmaktadır. Son olarak, Aralık 2015'te Paris'te yapılan Taraflar

Konferansı öncesinde BMİDÇS'ye sunulan ilk emisyon azaltma hedefi olan Türkiye'nin

Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkısı (INDC) hakkında bilgi verilmektedir.

Kyoto Protokolü

Kyoto Protokolü, “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi” ile bağlantılı

uluslararası bir anlaşmadır ve Tarafları, Ek-B’de37 belirtilen uluslararası olarak

bağlayıcı emisyon azaltma hedefleritevdi eder. 1997 yılında Kyoto, Japonya’da

gerçekleştirilen 3. Taraflar Konferansı’nda (COP) benimsenmiştir ve 2005 yılında

yürürlüğe girmiştir. Protokolün amacı sera gazı emisyonlarını azaltmak ve ülkelere

göre azaltım hedefleri belirlemektir. Protokol, 36 gelişmiş ülke ve AB için bağlayıcı

emisyon hedeflerini ortaya koymaktadır. Türkiye, Kyoto Protokolü’ne 26 Ağustos 2009

yılında taraf olmuştur ve COP38 tarafından tanınan özel statüsü göz önüne alındığında,

Kyoto Protokolü kapsamında bağlayıcı emisyon azaltım hedefi bulunmamaktadır.Her

ne kadar ülkelerin hedeflerine öncelikle ulusal önlemler yoluyla ulaşmaları gerekse de

daha düşük maliyetli emisyon hedefleri için Protokol üç piyasa temelli mekanizma

35BMİDÇS’nin 3. Maddesine bakınız.

http://unfccc.int/files/essential_background/background_publications_htmlpdf/application/pdf/conveng.pdf

36http://unfccc.int/parties_and_observers/items/2704.php

37http://unfccc.int/kyoto_protocol/items/2830.php

38Türkiye, 2004 yılındanbuyanaBMİDÇS’yeve 2009'dan buyana Kyoto Protokolü'ne (KP) tarafolmuştur. MarakeşAnlaşması'nda

(CP7) Türkiye, KP EkII'dekiülkelerlistesindençıkarılmıştırveTürkiye'ninözelşartlarıtaraflarcakabuledilmiştir

Page 82: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

79

tanımlamaktadır:” Uluslararası Emisyon Ticareti”, “Temiz Kalkınma Mekanizması”

(TKM) ve EK-I tarafları için kullanılabilecek “Ortak Uygulama” (OU).

Türkiye, Kyoto protokolü'ne taraf olmasına rağmen, emisyon azaltım hedefleri

kapsamında herhangi bir bağlayıcı zorunluluğu bulunmamaktadır fakat özel

durumundan dolayı TKM ve OU gibi esnek piyasa mekanizmalarına erişimi yoktur.

Paris İklim Değişikliği Antlaşması

Paris İklim Değişikliği Antlaşması (Paris Antlaşması) Aralık 2015 tarihinde

gerçekleştirilen Paris İklim Konferansının kilit çıktısıdır. Paris Antlaşması’nın kilit

hedefi, sanayileşme öncesi döneme kıyasla küresel sıcaklık artışının 2°C’nin

olabildiğince altında tutulması. ve sıcaklık artışını 1,5 santigrat dereceye kadar

sınırlandırarak iklim değişikliği tehdidine karşı küresel tepkiyi güçlendirmektir. Ayrıca,

Antlaşma, ülkelerin iklim değişikliği ektileriyle başa çıkma kabiliyetlerini güçlendirmeyi

amaçlamaktadır.

Paris Anlaşması, tüm Tarafların “ulusal olarak belirlenen katkılar” (NDC) yoluyla en iyi

çabalarını ortaya koymasını ve önümüzdeki yıllarda bu çabaları güçlendirmesini şart

koşmaktadır. Ayrıca, tüm taraflar emisyonlarını ve uygulama çabalarını düzenli olarak

bildirmelidir. Gelişmiş ülkelerin belli emisyon azaltım hedeflerinin olması ve 2050

sonuna kadar nötr karbon ekonomisine geçişlerini tamamlamaları umulmaktadır.

Paris Antlaşması 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açılmıştır. Bugüne kadar (Ocak

2018) Türkiye’de dahil olmak üzere 197 ülke Antlaşmayı imzalamış fakat 172 ülke

onaylamıştır. Antlaşma 4 Kasım 2016 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiştir. Paris

Antlaşması Türkiye tarafından imzalanmasına rağmen Türkiye Büyük Millet Meclisi

tarafından onaylanmamıştır. Sera gazı emisyonlarını azaltmak için niyet edilen ulusal

olarak belirlenen katkılar, INDC, 2020 yılından sonra kesinleşmiş katkılar, NDC, olarak

adlandırılacaktır.

Türkiye’nin Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkısı (INDC)

Türkiye, 30 Eylül 2015 tarihinde, 2030 yılında 1175 Mt CO2-eşd olması beklenen, sera

gazı emisyonlarını (arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık (AKAKDO)

dahil olmak üzere) BAU senaryosunun altında %21’e kadar indirme niyetini INDC ile

sunmuştur. TÜİK verilerine göre göre bu rakam, 2015’de 475.1 Mt CO2-eşd’ olan

değerin nin iki buçuk katıdır.

Viyana Sözleşmesi

Ozon tabakasının korunması amacıyla Viyana Sözleşmesi 22/03/1985’de imzalanmış

ve 22/09/1988’de yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin temel amacı; ozon tabakasını

incelten veya inceltmesi olası insan faaliyetleri sonucu olarak doğan veya doğması

Page 83: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

80

mümkün olumsuz etkilere karşı insan sağlığını ve çevreyi korumak, hukuk, bilim ve

teknik alanlarda uluslararası iş birliğini teşvik etmek ve ülkeler arasındaki bilgi

alışverişini teşvik etmektir. Sözleşme ayrıca, stratosferik ozon tabakasının durumu ve

CFC'ler ve diğer ilgili kimyasalların emisyon ve konsantrasyonları hakkında araştırma,

izleme ve veri alışverişinde uluslararası iş birliği için bir mekanizma oluşturmuştur.

Viyana Sözleşmesi, bir çerçeve sözleşmesidir ve hukuki olarak bağlayıcı kontrol ve

hedefler içermemektedir. Aday ülke olarak Türkiye, 20 Eylül 1991’de taraf olmuştur.

“Ozon Tabakasını İncelten Maddelere ” dair Montreal Protokolü ile güncellenmiştir ve

16/09/1987 tarihinde 29 ülke tarafından imzalanmıştır. Viyana Sözleşmesi ve Montreal

Protokolü ile “Ozon Antlaşmalarını” oluşturmaktadır. Protokole katılım Sözleşmeye

katılımı gerektirmektedir (Madde 16(1)).

Montreal Protokolü

Ozon Tabakasını İncelten Maddelere dairontreal Protokolü Eylül1987 de kabul

edilmiştirve ozon tabakasını incelten maddelerin üretimi ve tüketimini düzenlemeyi

amaçlamaktadır (OTİM). Kontrol altına alınan maddeler dört ekte sunulmuş ve Ozon

tabakasının incelmesi eğilimine ilişkin bilimsel kanıtlar güçlendiğinden ve söz konusu

OTİM’ın yerine geçtiği için zamanla aşamalı olarak sıkıştırmaya izin verecek şekilde

ayrılma zaman çizelgeleri tasarlanmıştır. Taraflar, 1998 yılına kadar CFC’lerin

üretimini ve tüketimini yarıya indirmeyi ve 1992’ye kadar halon üretimi ve tüketimini

durdurmayı taahhüt etmişlerdir. Sözleşme; 1990 (Londra), 1992 (Kopenhag), 1995

(Viyana), 1997 (Montreal), 1999 (Pekin) ve 2007’de tekrar Montreal olmak üzere

toplam yedi kez düzeltilmiştir. Ayrıca, başka tür kontrol tedbirleri getirmek ve

anlaşmaya yeni kontrollü maddeler eklemek üzere tadil edilmiştir.

Türkiye, Protokol’e 19 Aralık 1991 tarihinde taraf olmuştur ve tüm değişiklikleri

benimsemiştir. Protokol kapsamındaki tüm ulusal ve uluslararası işlerin gözetimi

Ulusal Merkez Noktası pozisyonundaki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın

koordinasyonunda gerçekleştirilmektedir.

Avrupa Birliği (AB) Katılımı

Türkiye, hali hazırda AB adayı olduğundan ve Türkiye’nin ilerlemesi yıllık olarak AB

Komisyonu tarafından değerlendirildiğinden, “Çevre ve İklim Değişikliği” 2016 tarihli

AB Komisyonu Türkiye ilerleme raporunun 27. Bölümü uyarınca aşağıdaki şekilde

değerlendirilmiştir:

Geçtiğimiz yılda, özellikle atık yönetimi ve atık su arıtımı konularında kapasite artışı ile

ilgili bazı ilerlemeler kaydedilmiştir fakat özellikle atık yönetimi ve endüstriyel kirlilik

konularının yürürlüğe koyulması ve uygulanması hala zayıftır. Nehir havzası yönetim

planlarında çalışmalar yapılmaktadır. Fakat, daha iddialı ve daha iyi koordineli çevre

Page 84: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

81

ve iklim politikalarının oluşturulması ve uygulanması gerekmektedir. Strateji planlama,

önemli yatırımlar ve daha güçlü idari kapasite gereklidir. Önümüzdeki yıl Türkiye

özellikle aşağıdaki konulara odaklanmalıdır:

Atık yönetimi, endüstriyel kirlilik ve su direktifleri ile tam uyum ve çevresel etki

değerlendirme mevzuatının doğru uygulanmasını sağlamak;

Halkın katılımı ve kamuoyunun çevresel bilgilere erişimine ilişkin müktesebata

ve iklim eylemlerinin şeffaflığı ile ilgili mevzuata uyum sağlanması;

İklim değişikliği ile ilgili Paris Anlaşmasının onaylanması ve katkıda

bulunulmaya başlanması.

Yasalar&Yönetmelikler

Yasalar

9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu

Yönetmelikler

17/5/2014 tarihli ve 29003 sayılı Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi

Yönetmeliği

Ozon Tabakasını İncelten Maddelere İlişkin Yönetmelik (Yön:12,01,2008-

27052)

Endüstriyel Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği

Tebliğler

22/7/2014 tarihli ve 29068 sayılı Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi ve

Raporlanması Tebliği

2/4/2015 tarihli ve 29314 sayılı Sera Gazı Emisyon Raporlarının Doğrulanması

ve Doğrulayıcı Kuruluşların Yetkilendirilmesi Tebliği

Gönüllü Karbon Piyasa Proje Kaydı Tebliği

Genelgeler:

Ozon Tabakasını İnceltici Maddelerin İthalatı ve Kullanımı Genelgesi (2016/1)

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Genelgesi (2013/11)

Halon Genelgesi (2007/4)

Aşağıdaki 11 – 14 tablolarda, iklim değişikliği ile ilgili doğrudan veya dolaylı

mevzuatlar, sistematik bir şekilde verilmiştir.

Page 85: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

82

Tablo 11. Yürürlükte Bulunan İklim Değişikliği ile İlgili Mevzuat39

Yürürlükte Bulunan İklim Değişikliği ile İlgili Mevzuat

Kanun

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna

Dair Kanun (4990)

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne

Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (5836)

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun

(5346)

Elektrik Piyasası Kanunu (6446)

Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu (5686)

Yönetmelik

Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Yerli Aksam

Yönetmeliği

Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Dokümantasyonu ve Desteklenmesi Yönetmeliği

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Alanı Yönetmeliği

Rüzgâr enerjisine Dayalı Elektrik Üretim Tesisleri Teknik Değerlendirme Yönetmeliği

Güneş Enerjisi ’ne Dayalı Elektrik Üretim Tesisleri Teknik Değerlendirme Yönetmeliği

Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği ve Ekleri

DSİ Su Kütleleri Denetleme Yönetmeliği

Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetlerini Sürdürebilmek İçin SU Hakları Anlaşmasının

İmzalanmasına yönelik usul ve yöntemler yönetmeliği

Tebliğ Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretiminin Düzenlenmesinin Uygulaması Tebliği

39 REC, https://rec.org.tr/2016/12/07/cop22marakessonuclardegerlendirildi/ and 6th National Communication Report

Page 86: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

83

Tablo 12. İklim değişikliğine uyumla doğrudan ilişkili mevzuat40

Kategori İklim değişikliğine uyumla bağlantılı mevzuat

Afet Risk

Yönetimi

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

(5902)

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak

Yardımlara Dair Kanun (7269)

KıyıKanunu (3621)

Biyoçeşitliliğin

Korunması

Çevre Kanunu (2872)

Orman Kanunu (6831)

6831 Sayılı Orman Kanunu’na Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında

Yönetmelik (15.07.2004), ve Turizmi Teşvik Kanunu (2634)

Kara Avcılığı Kanunu (4915)

Orman Yönetimi Düzenlemesi (05.02.2008)

Milli Parklar Kanunu (2873)

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak

Yardımlara Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun (7269)

Tarım Kanunu (5488)

Mera Kanunu (4342)

Tohumculuk Kanunu (5553)

Çevre ve Şehircilik BakanlığıTeşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde

Kararname

Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (5403)

Su Kalitesi ve

Güvenliği

Çevre Kanunu (2872)

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği

Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği (17.05.2005)

Su Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği (31.12.2004)

İmar Kanunu (3194)

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretim iAmaçlı Kullanımına İlişkin

Kanun (5346)

Gıda Hijyeni

ve Güvenliği

Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde

Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun (5179)

Denetleme (5179)

Biyogüvenlik Kanunu (5977)

Tarım Kanunu (5488) veTarım HavzalarıYönetmeliği (07.09.2010)

40 Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (2011-23)

Page 87: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

84

Tablo 13. İklim değişikliğine uyum konusuyla dolaylı ve ikincil olarak bağlantılı mevzuat

Kategori Yasal Düzenlemeler

Afet Risk

Yönetimi

Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik

(BakanlarKurulu: 88/12777 - 1.4.1988)

İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri ile Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik

Müdürlükleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik

Sivil Savunma ve Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü

Biyoçeşitliliğin

Korunması

Anayasa

Ormanve Su İşleriBakanlığıTeşkilat veGörevleri Kanunu

Çevreve Şehircilik BakanlığıTeşkilatve Görevleri Kanunu

Orman Genel MüdürlüğüTeşkilat ve Görevleri. Hakkında Kanun Hükmünde

Kararnamenin. Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun

Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu

6831 Sayılı Orman Kanunu’na Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında

Yönetmelik

Ağaçlandırma Seferberliği Taslak Kanunun Çerçevesinde Doğa ve Biyoçeşitliliğin

Korunmasına Dair Sirküler No. 2007/28

Kadastro Kanunu

AhşapA mbalaj Malzemeleri ile Bitki Sağlığ ıİlişkisi Hakkında Düzenleme

Doğal Soğanların Köklendirilmesi, Yetiştirilmesi ve İhracatı Yönetmeliği

Arıcılık Mevzuatı

Balıkçılık Kanunu

Balık Çiftlikleri Yönetmeliği

BalıkYetiştiriciliği (Akuakültür) Yönetmeliği

Balıkçı Barınakları Yönetmeliği

Devlet Orman Yönetimi ve Su Kaynakları Mevzuatı

Su Kalitesive

Güvenliği

Anayasa

Denizlerde Balık Çiftliklerinin Kurulamayacağı Hassas Alan Niteliğindeki Kapalı Koy

ve Körfez Alanlarının Belirlenmesine İlişkinTebliğ

Sulak Alan Tebliği

Tablo 14. İlkim değişikliği üzerine kurumsal yapı ile ilgili mevzuatlar

Mevzuatın Türü Mevzuatın Adı Mevzuatın Hedefi

Kararname 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve

Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri

Hakkında. Kanun Hükmünde Kararname

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının

organizasyonunu, görevlerini, yetkilerini

ve sorumluluklarını düzenlemektedir.

Yönetmelik İkim değişikliği ve Hava Yönetimi

Koordinasyon Kurulu'nun Çalışma Usul ve

Esasları Hakkında Yönetmelik

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi

Koordinasyon Kurulu'nun çalışma usul ve

esaslarını düzenlemektedir.

Genelge

2013/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi

Koordinasyon Kurullarının

Birleşirilmesidir.

Page 88: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

85

İlgili bakanlık ve kurumlar tarafından hazırlanan böylesi kısa ve orta vadeli strateji

belgeleri, Türkiye’nin iklim değişikliği etkileriyle mücadele ve gelecekteki düşük

karbonlu kalkınmasına giden yola ışık tutan önemli araçlardır.

Bu doğrultuda,

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB) 2015-2017 dönemine ait Strateji Belgesi;

çevreyle ilgili temel amacı olarak: “Çevre kirliliğini önlemek, çevre standartlarını

yükseltmek, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve tabiat varlıklarını koruyarak

geliştirmek” ifadesini kullanmaktadır. Bu amaca bağlı hedeflerse, aşağıda

sunulmaktadır:

Plan dönemi sonuna kadar belediye nüfusunun en az %85’ine atık su arıtma

hizmeti verilecek, katı atık bertaraf hizmeti verilen nüfus oranı %83’e

çıkarılacaktır (2014 yılında bu hizmetlerden faydalanan nüfus oran %70),

Ulusal emisyon envanteri kapsamında ilgili raporlamalar yapılacak, stratejik

gürültü haritaları hazırlanacak, Büyük Yakma Tesisleri Yönetmeliği kapasite

geliştirme çalışmaları ve entegre çevre izni altyapısının oluşturulmasına yönelik

sektörel çalışmalar yapılacaktır,

İklim Değişikliği Eylem Planı uygulanacak, Ozon Tabakasını İncelten

Maddelerin (OTİM) alternatiflerine geçiş sağlanacak, kimyasalların etkin

yönetimine ilişkin düzenlemeler yapılacak ve plan dönemi sonuna kadar AB

REACH Tüzüğü kapsamında 11 kimyasal maddenin daha kullanımı

kısıtlanacak/yasaklanacaktır,

Plan dönemi sonuna kadar kara ve deniz kaynaklı kirleticilerin azaltılmasına

yönelik olarak çalışmalar yürütülerek temiz denizlerimizin göstergesi olan mavi

bayraklı plaj sayısı artırılacak ve kıyı tesislerine ilişkin acil müdahale planlarının

%100’ü tamamlanacaktır,

Elektronik ortamda gerçekleştirilmekte olan ÇED, çevre izin ve lisans

uygulamaları güçlendirilecek, stratejik çevresel değerlendirme uygulamaları

ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır,

E-denetim sistemi ile etkin çevre denetimi ve yaptırımı sağlanacaktır,

Çevre analizlerinde ölçüm ve analiz kalitesin artırılacak, deniz, nehir havzası ve

hava alıcı ortamlarında düzenli izleme ağları kurulacak ve yaygınlaştırılacak,

atıksu ve baca gazı emisyonlarının gerçek zamanlı takip sistemleri

geliştirilecektir,

Korunan alanların tespit, tescil ve ilanı ile plan ve projeler çerçevesinde

yönetilmesi, plan ve uygulama çalışmalarının yapılması, doğal ve kültürel

değerlerinin araştırılması, korunması ve izlenmesi sağlanacaktır,

Page 89: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

86

Plan dönemi sonuna kadar IPA kapsamındaki fonlar etkin şekilde kullanılacak,

belediyelerin altyapı ihtiyaçları karşılanacaktır.

T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı (OSİB) çevrenin, suyun ve doğal kaynakların

korunmasında ve iklim değişikliğiyle mücadelede son derece önemli bir kamu

kurumudur. .C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Stratejik Planı 2013-2017 dönemini

kapsamakta ve 5 stratejik amaç belirtmektedir. Söz konusu amaçlar, aşağıda

sunulmaktadır:

Orman, su, biyolojik çeşitlilik ile meteoroloji konularında ulusal ve uluslararası

politika geliştirmek ve etkin uygulanmasını sağlamak,

Çölleşme ve erozyonla etkin mücadele etmek,

Su kaynaklarının korunması, iyileştirilmesi ve sürdürülebilir yönetimini

sağlamak,

Biyolojik çeşitliliğin etkin korunması ve sürdürülebilir yönetimini sağlamak.

Çölleşme ve erozyonla etkin mücadele kapsamında OSİB, i) ulusal bir çölleşme

haritası hazırlayacak, ii) ulusal erozyon haritasını güncelleyecek, iii) ulusal toprak

haritasını güncelleyecek, iv) ulusal erozyon eylem planını uygulayacak, v) 10 entegre

nehir havzası erozyon ve çölleşmeyle mücadele planı hazırlayacak, vi) 50 erozyon

kontrol projesi uygulayacak, vii) 46 sel kontrol projesi uygulayacak, viii) 13 çığ projesi

uygulayacak ve ix) 15 heyelan projesi uygulayacaktır.

Su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir yönetimleri amacıyla OSİB,

i) su düzenlemeleriyle ilgili uluslararası gereklere uyum için 29 mevzuat hazırlanacak

ve güncellenecektir, ii) havza koruma eylem planları hazırlayacaktır, iii) 5 yıl içinde 11

havza için havza yönetim planı hazırlayacaktır, iv) 17 sel yönetim planı hazırlanacaktır,

v) 102 içme suyu kaynağının su kalite kategorisini belirleyecektir, vi) 18 nehir havzası

için online izleme sistemi geliştirecektir, vii) mobil su analiz laboratuvarları kuracaktır,

viii) 18 havzada su kalitesi standartları ve referans noktalarının belirlenmesi için izleme

sistemleri oluşturacaktır, ix) 2016’ya kadar belediyelerde su potansiyeli çalışmalarını

tamamlayacaktır, x) 2015 sonuna kadar ulusal su bilgi sistemini tamamlayacaktır, ve

xi) 2017’ye kadar 22 modül ve karar alma destek aracı geliştirecektir.

T.C. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na (ETKB) ait Enerji Stratejisi (2015-

2019), 2 ve 3. hedefleri kapsamında, 2019 yılına kadar, aşağıda yer alan tabloda

sunulan önemli politika yönlendirmeleri sunmaktadır. Strateji, son derece iddialı

olarak, 2019 yılına kadar, 5 yenilenebilir sektörde toplam yenilenebilir artışının %53

olmasını öngörmektedir.

Page 90: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

87

Tablo 15. ETKB Stratejik Planı, yenilenebilir enerji hedefleri (2015-2019)41

Yenilenebilir enerji

kaynaklarına dayalı

planlanan kurulu güç

değerleri (MW):

Baz Yıl 2013 2015 2017 2019

Hidrolik 22,289 25,000 27,700 32,000

Rüzgâr 2,759 5,600 9,500 10,000

Jeotermal 311 360 420 700

Solar - 300 1,800 3,000

Biyokütle 237 380 540 700

.

Bakanlık, Stratejik Planı’nda yer alan 2. Amacı kapsamında, şu hedefleri

öngörmektedir: i) Elektrik enerjisi üretimi, ısıtma ve diğer amaçlara uygun jeotermal

sahaların arama çalışmalarına ağırlık verilecektir, ii) Yenilenebilir enerjinin teşvikinde

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizmasına (YEKDEM) devam

edilecektir, iii) Jeotermalde arama aşaması için uygun teşvik yapısının tasarlanması

ve diğer tedbirlerle birlikte hayata geçirilmesi sağlanacaktır, iv) Kesintili üretim yapan

yenilenebilir enerji kaynaklarının (rüzgar ve güneş) şebekeye entegrasyonunu

teminen gereken altyapı güçlendirmelerinin gerçekleştirilmesi sağlanacaktır, v) Uygun

olan bölgelerdeki termik santrallerde besleme suyunun güneş enerjisiyle ön ısıtmaya

tabi tutulduğu hibrit sistemlerin kullanımının artması sağlanacaktır, vi) Yenilenebilir

enerji kaynaklarına dayalı projelere ait izleme ve takip sistemi kurulacaktır, vii)

Ülkemizin dalga enerjisi potansiyelinin tespit edilmesine ilişkin çalışmalar

yürütülecektir, viii) Kamu ve hazine arazilerinde elektrik enerjisi üretimine uygun

Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanlarının (YEKA) belirleyen çalışmalar desteklenecektir,

ix) Yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanımına yönelik pilot projeler ile hibrit

sistemlere dayalı pilot projelerin geliştirilmesine destek sağlanacaktır, x) Yenilenebilir

enerji yatırımlarının (lisanslı olanlar ve planlananlar) hayata geçebilmesini teminen

finansman imkanlarının ve teşviklerin geliştirilmesine yönelik tedbirler alınacaktır, xi)

Pompaj depolamalı HES uygulaması başlatılacak ve yaygınlaştırılması sağlanacaktır,

ve xii) Yenilenebilir enerjinin ısı enerjisi elde etmede ve soğutmada kullanımının

arttırılmasına yönelik tedbirler tasarlanacaktır.

41 ETKB Stratejik Planı 2015-2019

Page 91: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

88

T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na ait, Türkiye Sanayi Strateji Belgesi (2011-

2014 / Bölüm 5.7-Çevre), AB uyum hedefleri çerçevesinde, düşük karbonlu bir

geleceğe ve temiz üretime doğru ilerlemenin önemini açıkça vurgulamaktadır.

“Düşük karbon ekonomisine ve sanayide temiz üretim süreçlerine geçiş desteklenecek

ve bu konuda bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık verilecektir. Bu doğrultuda, sanayinin

düzenli altyapı olanakları ile üretim yapmalarını sağlayan üretim bölgelerine

taşınmaları teşvik edilecek, ayrıca sera gazı emisyonlarının kontrolü sağlanacak,

izlenecek ve raporlanacaktır” [267-b, pg 115].

Benzer şekilde, Türkiye Cumhuriyeti 2011, Yıllık Planı’nda yer alan “F. Çevre

Koruma ve Kentsel Altyapının Geliştirilmesi” ve “E. Enerji ve Ulaştırma Altyapısının

İyileştirilmesi” başlıkları altında iklim değişikliğiyle mücadele ve çevre şartlarının

iyileştirilmesine dair taahhütler yenilenmektedir.

4.4. Düşük Karbonlu Kalkınmayla İlgili Ulusal Çalışmalar

Türkiye’de düşük karbonlu kalkınmanın desteklenmesi amacıyla, hâlihazırda

yürütülmekte olan bu projenin yanısıra, birçok başka ulusal ve uluslararası çalışma,

proje ve program da uygulanmış ve uygulanmaktadır. Söz konusu çalışmalar

arasından önemli görülenler aşağıda özetlenmektedir:

Table 16. Düşük Karbonlu Kalkınmaya İlişkin Ulusal Çalışmalar

Önemli Ulusal Çalışmalar

Türkiye’de Yeşil Büyüme: Zorluklar ve Fırsatlar (TYB), Dünya Bankası, 2013

Türkiye henüz düşük karbon ya da yeşil büyüme politikaları geliştirmenin erken aşamalarında olsa da, Dünya

Bankası desteğiyle, Türkiye’de yeşil büyümenin kapsamını inceleyen, Türkiye’de Yeşil Büyüme (TYB) başlıklı,

yarı-resmi bir belgenin oluşturulmasıyla önemli adımlar atılmıştır.

Belge, genel ekonomik büyüme ve rekabetçilik gündemi konularına çevresel sürdürülebilirlik ve bununla

bağlantılı sosyal ve ekonomik konuların entegre edilebilmesi için fırsatlar belirlenmesi aracılığıyla Türkiye’nin

yeşil ekonomi vizyonunu analitik çalışma ve paydaş görüşmeleriyle besleme konusunda katkı vermesi

açısından, Kalkınma Bakanlığı’nın talebi üzerine Dünya Bankası tarafından hazırlanmıştır. Bu noktada,

Türkiye’nin kalkınma vizyonunun insani gelişimi merkez aldığını da ifade etmek gerekir. TYB çalışması,

Türkiye’nin kalkınma yolunda politikalarını yeşilleştirmenin etkilerini değerlendirme konusuna

girmemektedir. Oysa böylesi bir analiz yeşil büyüme doğrultusunda politik destek geliştirilebilmesi

açısından çok büyük önem taşımaktadır.

Türkiye için Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve Öncelikleri, WWF Türkiye

ve İstanbul Politikalar Merkezi (IPM), 2015

Çalışmanın amacı:

2°C hedefi doğrultusunda Türkiye’nin emisyon azaltım hedefinin belirlenmesi

Böyle bir hedefin gerçekleştirilebilmesi için gerekli politika paketinin belirlenmesi

Böylesi politikaların olası maliyet, fayda ve etkilerinin belirlenmesi

Page 92: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

89

Çalışma, Türkiye’nin kalan karbon bütçesi içindeki payını “minimum tarihi sorumluluk” ve “maksimum kalkınma

ihtiyacı”na dayalı olarak belirlemektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmanın sonuçlarına göre, referans senaryo

karşısında Türkiye’nin 2030 yılına kadar kümülatif karbon emisyonlarını 2,980 MtCO2 azaltması gerekmektedir.

Çalışma Türkiye’nin yüksek büyüme senaryosu kapsamında 2013 yılındaki 363 Mt CO2 emisyonunun 2030

yılında 851 Mt CO2 ‘a yükseleceğini öngörmektedir. Gerçekçi büyüme senaryosu doğrultusunda ise emisyonun

2030 yılında 659 Mt CO2 olacağı düşünülmektedir. Yüksek büyüme senaryosu iki varsayımdan hareketle

oluşturulmuştur; ilki Resmi Planlar Senaryosu ve ikincisi de daha gerçekçi olan Olağan Durum (business as

usual / BaU) senaryosu.

Oluşturulan 2°C hedefi kapsamındaki model uyarınca, CO2 emisyonları 2020 yılında tepe nokta olan 390 MtCO2

‘ye ulaşmakta ve daha sonra yavaş yavaş azalmaya başlayarak, 2010 düzeyi olan 340 MtCO2 ‘ye 2030 yılında

ulaşmaktadır. Oluşturulan 2°C hedefi modeline göre, “İklim Politika Paketi” de üç temel politika aracı

önermektedir: karbon vergisi, karbon vergisi gelirleriyle yenilenebilir enerji yatırım fonu geliştirilmesi ve bağımsız

verimlilik kazançları (örneğin, herhangi bir özel enerji verimliliği politikası olmaksızın olacak teknolojik gelişmeler,

rekabetçi piyasa şartları, tüketici davranış değişiklikleri).

Enerji [D]evrimi, Greenpeace, 2015

Türkiye için yapılan Enerji [D]evrimi çalışması, 2015 yılında Greenpeace tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu

çalışmadaki senaryo, Greenpeace International tarafından geliştirilen ve 2050 yılında kadar enerji kaynaklı

küresel CO2 emisyonlarının nasıl yarı yarıya azaltılabileceğini gösteren küresel enerji senaryosuna

dayanmaktadır. Türkiye senaryosu, enerji ve ulaştırma sektörlerinde nasıl emisyon azaltımları olabileceğine dair

dikkat çekici, iddialı ve ihtiyaç duyulan bir yol haritası ortaya koymakta ve Türkiye enerjinin yüzyılın ortasına

kadar nasıl sürdürülebilir bir biçimde yönetilebileceğini göstermektedir. Enerji [D]evrimi çalışmasında yer alan

beş temel ilke, aşağıda sunulmaktadır:

Özellikle merkezi olmayan enerji sistemleri ve şebeke genişlemeleriyle yenilenebilir çözümler

uygulanması

Çevrenin doğal limitlerine saygı gösterilmesi

Kirli, sürdürülebilir olmayan enerji kaynaklarının zamanla ortadan kaldırılması

Kaynak kullanımında daha geniş bir eşitlik sağlanması

Ekonomik büyümenin fosil yakıtları tüketiminden ayrıştırılması

İklim Hareketine Geçmenin Yan Faydaları, Türkiye İklim Taahhüdünün

Değerlendirmesi Raporu, IklimAğı Türkiye, Yeni İklim Enstitüsü ve Avrupa

İklim Ağı, 2016

Yeni İklim Enstitüsü ve Avrupa İklim Ağı’nın (CAN) katkılarıyla hazırlanan bu rapor, istihdam yaratma, halk

sağlığı ve enerji ithalatına bağımlılık eksenlerinde Türkiye için iklim değişikliğiyle mücadele doğrultusunda

politikalar benimsemenin yan faydalarını belirlemeyi amaçlamaktadır. Raporda yapılan analize göre Türkiye

1,5°C ve 2°C hedefleriyle uyumlu ve yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini önceliklendiren bir yol seçerse,

enerji ithalat bağımlılığını önemli ölçüde azaltabilir, yenilenebilir enerji sektöründe on binlerce yeni istihdam

olanağı yaratabilir ve hava kirliliğine bağlı on binlerce erken ölümün önüne geçebilir.

Söz konusu rapor, erişilebilir ve güncel veriler kullanarak sadece enerji sektöründe %100 yenilenebilir geçişi

yapıldığı takdirdeki yan faydaları ortaya koymakla birlikte, bütün sektörleri kapsayacak, ulaştırma ve inşaat gibi

enerji yoğun sektörlerin güncel verileri erişilebilir hale geldiği takdirde bunları da kullanarak hazırlanacak daha

kapsamlı bir çalışmanın çok daha fazla yan fayda ortaya koyabileceğini de akılda bulundurmak gerekebilir.

Page 93: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

90

Önemli Ulusal Çalışmaların Analiz Özeti

Dünya Bankası ve WWF gibi iki farklı kurum tarafından yapılan, iki ayrı yeşil büyüme / düşük karbon çalışması,

aynı hesaplanabilir genel denge (computable general equilibrium - CGE) modelini farklı senaryo hedefleriyle

kullanmış olmalarına rağmen, Türkiye ekonomisindeki GSYH büyüme hedefleri devam ettirilirken

karbonsuzlaşmanın mümkün olduğuna dair benzer sonuçlara varmışlardır. Yapılan diğer iki çalışma farklı

yöntemler kullanmışdır. Greenpeace raporu kendi küresel modellerini kullanırken, Yeni İklim Enstitüsü ve CAN

tarafından yapılan çalışma belli yenilenebilir elektrik teknolojilerine ait kurulu kapasite ve birim kurulu kapasite

istihdam faktörlerine dayalı olarak geliştirilmiştir.

Bahse konu bütün çalışmalar, genel enerji üretim ve tüketimiyle makro-ekonomik verileri biraraya getiren

hesaplanabilir genel denge (computable general equilibrium - CGE) modeline ait yukarıdan-aşağıya yaklaşımını

kullanmışlardır. Söz konusu model analiz edilmekte olan ülkeye ait makro-ekonomik yapının temsil edilmesine

olanak sağlamakta, böylelikle de herhangi bir politika değişiminin tüm ekonomi üstündeki etkisinin

değerlendirilmesine imkân vermektedir. Ancak, söz konusu modeller standart kalibrasyon sürecinde istatistiksel

arka plan eksikliği göstermektedirler. Bu tür modeller, ekonomik değişkenleri kümelenmiş biçimde kullandıkları

için enerji sektörünün açık kapital temsilini ihmal edebilmektedirler. Dolayısıyla da detaylarda teknolojik kısıtları

temsil etmek konusunda zayıf olarak değerlendirilmektedirler. Öte yandan, yukarıdan-aşağıya yaklaşımlar

geçmiş verilere dayanmakta ve rasyonel bir temsil varsaymaktadırlar. Bu durumda da yakıtlar-arası ikame

olasılıklarını temsil etmekte zayıf kalmaktadırlar.

Diğer Ulusal Çalışmalar

BMİDÇS İklim Değişikliği Ulusal Bildirim ve Katkı Beyanı Hazırlama Projesi,

TUBITAK, 2013-2015, 2,3 Milyon TL, Devlet Fonu

Türkiye’nin BMİDÇS kapsamındaki sorumluluklarının bir parçası olan projeksiyon çalışmaları TÜBİTAK’la birlikte

yürütülen bu projeyle tamamlanmıştır. Böylelikle, TÜBİTAK tarafından hazırlanan 6.Ulusal Bildirim Raporu 2016

yılı başlarında sonuçlandırılmıştır.

Birinci ve İkinci İki Yıllık Raporların Hazırlanması, BMKP, 2014-2016, $412.000

Dolar

Çalışma sonucunda şu çıktılar sağlanmıştır: 1) Ulusal şartlar gözden geçirildi ve güncellendi, ulusal bildirim ve

iki yıllık raporların hazırlanabilmesi için gerekli kurumsal düzenlemelerle birlikte iki yıllık raporun hazırlanabilmesi

için gerekli destek düzeyi tanımlandı, 2) İki yıllık raporlama gerekleri doğrultusunda 2012 için ulusal sera gazı

envanteri gözden geçirildi ve yorumlandı, 3) Gerekli oldukları doğrultuda iklim değişikliği azaltım faaliyetleri ve

ilgili yöntem, varsayım ve uygulama gelişimleri tanımlandı, 4) Var olan mali, teknolojik ve kapasite geliştirme

ihtiyaçlarıyla birlikte sağlanan destek tanımlandı, 5) Atık sektörüne ait MRV düzenlemeleri desteklendi, 6) Var

olan bilgi tablo formatında biraraya getirildi ve düzenlendi, FBR yayımlandı, 7) İzleme, raporlama ve mali

denetimlerin hazırlanması.

İklim Değişikliği Hakkında Farkındalık Yaratılması Projesi, Kalkınma Bakanlığı,

2015-2016, 4 milyon TL

Proje, öğrenci ve öğretmenlere odaklı olarak, iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.

Proje, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi tarafından uygulanmıştır. Proje kapsamında, eğitim programlarının

gerçekleştirildiği 16 ilde bulunan 48 ortaöğretim okulunda eğitim gören 240 öğrenci için 12 adet iklim kampı

planlanmıştır.

Page 94: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

91

AB Fonlu Proje: Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık

(AKAKDO) Sektörü için Analitik Temel Geliştirilmesi Projesi, 2017-2019, 2

milyon EUR

Proje Türkiye’nin IPCC rehberleri doğrultusunda, AKAKDO sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarını

hesaplamak ve raporlamak konularında kapasitesinin geliştirilmesini amaçlamıştır.

AB Fonlu Proje: F-Gazları Konusunda Kapasite Oluşturma ve Aktarım için

Kapasite Geliştirme, 2017-2019, 2 Milyon EUR

Proje, iklim değişikliğine önemli ölçüde olumsuz etkileri olan F-Gazların kullanımının azaltılması ve

sonlandırılması amacıyla gerçekleştirilmektedir. Uygulama süresince; iklim değişikliğine duyarlı düşük karbonlu

kalkınmaya yönelik orta ve uzun vadeli hazırlık için ulusal ve yerel kapasite artırılacak, bilimsel kanıtlarla uyumlu

olarak, iklim değişikliğini engellemeye katkı sağlanacak ve insan kaynaklı sera gazı emisyonları azaltılacaktır.

AB Fonlu Proje: İklim Hareketi Alanında Ortak Çabaların Desteklenmesi için

Kamu Farkındalığının Artırılması ve Paydaş Kapasitesinin Geliştirilmesi

Projesi, 2017-2019, 2 milyon EUR Teknik Yardım ve 5,5 milyon EUR Hibe

Bileşeni

Proje, Türkiye’de ortak iklim değişikliği etkilerini azaltma çabalarını güçlendirmek için kamu farkındalığını ve

paydaş kapasitesini artırmak suretiyle AB iklim politikası ve mevzuatına kademeli olarak uyum sağlanmasını

amaçlamaktadır. Genel olarak belediye, yerel yönetim, sivil toplum ve diğer paydaşlara odaklı olarak

uygulanacaktır. Hibe bileşeni teklif çağrısı hâlihazırda yayımlanmış olup, seçilen projelerin Ocak 2017’de

açıklanması beklenmektedir. Projenin teknik yardım bileşeni, hibe programının uygulanmasını desteklemekle

birlikte, seçilen hedef gruplar için geniş kapsamlı kapasite geliştirme faaliyetleri düzenleyecektir.

AB Fonlu Proje: Emisyon Kontrolünün İyileştirilmesi Projesi, 2011-2013, 2,02

milyon EUR

Emisyon Kontrolünün İyileştirilmesi Projesi, iki bölümden oluşmuştur; bir eşleştirme, bir de teknik yardım bölümü.

Projenin amacı, Ulusal Emisyon Tavanları Mevzuatı (NEC Direktifi - 2001/81/EC) gereğince Türkiye için Ulusal

Emisyon Tavanlarını tespit etmeye yardımcı olmaktır. Proje dört büyük faaliyetten oluşmuştur:

- Dört kirletici (SO2, NOx, NMVOC ve NH3) için ulusal emisyon envanteri geliştirmek ve birçok sayıda

senaryo oluşturarak emisyon planlaması yapmak

- NECD uygulaması için düzenleyici etki analizi hazırlamak

- NECD emisyon envanteri ve gelecek planlamalarının hazırlanması için ana hatların belirlemek

- NECD uygulaması için çok sayıda olası emisyon tavanını göz önünde bulundurarak Maliyet-Kazanç

analizi hazırlamak

- 1990-2010 dönemi için NECD kirleticileri için Türkiye’nin ulusal emisyon envanterini hazırlamak

AB Fonlu Proje: Binalarda Enerji Verimliliğinin İyileştirilmesi İçin Teknik

Yardım, 2015-2017, 3,33 Milyon EUR

Bu projenin amacı yeni binaların daha iyi tasarlanması vasıtasıyla binalarda enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve

mevcut binaların tipoloji ve gerekliliklerini inceleyerek iyileştirme ilkeleri oluşturmaktır.

Sonuç 1: Kurumsal inceleme ve mevcut durumun değerlendirilmesi ile, Bina Enerji Performansı (BEP)

Sistem ve Araçları ve kurumsal kapasite geliştirilecektir.

Sonuç 2: BEP’in uygulanması için iyileştirilmiş politika ve mevzuatlar

Page 95: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

92

Sonuç 3: Dört iklim kuşağı bina stoğundaki bina tipolojileri tamamlanmıştır.

Sonuç 4: Merkezi ve yerel seviyedeki mevcut ve yeni binalardaki EV bilgisinin ve farkındalığının

arttırılması

AB Fonlu Proje: IPPC (EKÖK) – Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Projesi,

2014-2016, 1 milyon EUR

Proje, Büyük Yakma Tesisleri Direktifi (2001/80/EC) hâlihazırda tam uyum aşamasında olan Endüstriyel

Emisyonlar Direktifi (2010/75/EU) uygulamaları için gerekli kapasiteyi oluşturacaktır. Proje kapsamında aşağıda

yer alan sonuçlar elde edilecektir:

Türkiye’de varolan bütün büyük yakma tesislerine ait detaylı bir envanter ve kullanıma uygun büyük

yakma tesisleri konusunda da bilgi içeren bir web sitesi

Büyük Yakma Tesisleri Direktifi uygulaması konusunda Düzenleyici Etki Analizi

Büyük Yakma Tesisleri Direktifi’nin uygulanması için gerekli kurumsal kapasite, teknik kapasite ve

prosedür düzenlemelerinin tanımlanması

AB Fonlu Proje: Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi

Mekanizmasına Destek Projesi, 2014-2016, 3 Milyon EUR

AB tarafından fonlanan Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik

Yardım Projesi, Türkiye’de konuyla ilgili varolan kapasiteyi desteklemeyi ve aşağıda sunulanların yapılmasını

amaçlamaktadır.

Avrupa Komisyonu 280/2004/EC no’lu kararını mülga eden AB İzleme Mekanizmaları Regülasyonu

(525/2013) doğrultusunda, sera gazı emisyonlarını izleyecek bir mekanizmanın Türkiye’de tam

anlamıyla uygulanması,

Ulusal sera gazı envanteri, ulusal bildirim ve iki yıllık raporlar gibi BMİDÇS kapsamındaki raporların

hazırlanmasına destek olunması

Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklık Projesi (PMR), Dünya Bankası Grubu,

2014-2017, $3 milyon Dolar

Proje, karbon piyasa mekanizmaları ve bu mekanizmalara hazırlık konularında kararlar, kapasite geliştirme,

farkındalık yaratma ve eğitim faaliyetleri gibi konularda analitik çalışmalar yürütmeyi öngörmektedir.

Türkiye, Dünya Bankası ile hibe anlaşmasını ilk imzalayan ülke olmuş ve 2013 yılından bu yana izleme,

raporlama ve doğrulama mevzuatının uygulanması ile karbon fiyatlandırma mekanizmaları hakkındaki

çalışmaların yapılmasına ülkemizde öncülük etmektedir. Proje kapsamında, emisyon ticaret sistemi, karbon

vergisi gibi karbon fiyatlandırma mekanizmalarının yanı sıra beyaz ve yeşil enerji sertifikaları, genişletilmiş

kredilendirme mekanizmaları (scaled-upcrediting mechanism), sonuç odaklı finansman gibi emisyon azaltım

mekanizmaları da analitik olarak detaylı bir şekilde çalışılacaktır. Bu mekanizmaların uygulanması durumunda

yaratabilecekleri ekonomik ve sektörel etkiler de belirlenerek ülkemizde karbon fiyatlandırma politikalarının

uygunluğu hakkında bir sentez raporu hazırlanacaktır. Proje süresince, karbon fiyatlandırma mekanizmaları ile

ilgili kapasite geliştirme, farkındalık yaratma ve eğitim çalışmaları tüm ilgili paydaşlar ile koordinasyon içerisinde

gerçekleştirilecektir.

PMR’ın hedefleri:

Sera gazı emisyonlarının azaltımında piyasa temelli yaklaşımların teşvik edilmesi

Yenilikçi karbon fiyatlandırma araçlarının desteklenmesi

Teknik tartışmalar için platform sağlanması

Piyasa araçları için yenilikçi ve kollektif yaklaşımların sağlanması

Page 96: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

93

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi taraflarını da içeren uluslararası toplulukla,

tecrübelerin paylaşılması.

Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Entegrasyon Teknik Yardım Projesi, Dünya

Bankası Grubu, 2015-2017, $1 milyon Dolar

Projenin amacı, iletim planlaması kapasitesinin geliştirilmesiyle birlikte üretim karmasında yenilenebilir enerji

payının artmasına yönelik öngörüleri doğrultusunda şebeke yönetimi konusunda Türkiye’ye destek olmaktır.

TÜSİAD’ın42 İklim Değişikliği Mücadelesinde Siyasi Duruş Belgesi, TÜSİAD

Görev Gücü43

Bu belge, TÜSİAD'ın iklim değişikliği ile mücadelede gündemdeki ana konulardaki anlayışını paylaşmak

amacıyla 9 Şubat 2017 tarihli TÜSIAD Yönetim Kurulu Kararı ile oluşturulan Görev Gücü tarafından hazırlanmış

ve TÜSİAD Yönetim Kurulu 7 Eylül 2017 tarihli kararı ile kabul edilmiştir.

Belge, iklim değişikliği sorununu iki açıdan ele almaktadır: A. Türkiye'nin müzakere gücünü güçlendirmek ve

Türkiye'nin uluslararası platformlarda konumlandırılmasına yardımcı olmak ve B, Düşük Karbonlu Bir Geleceğe

Hazırlanmak. İkincisi aşağıdaki gibi detaylandırılmıştır:

İzleme, Raporlama Doğrulama (MRV)

Finansal kaynaklar ve destek mekanizmaları

Düşük Karbonlu Enerji Temini portföyü

Enerji verimliliği.

Bu politika belgesinde TÜSİAD şunları vurgulamaktadır: “Paris Anlaşması'nın ardından, Türkiye ekonomide

karbon yoğunluğunu yavaş yavaş azaltmaya yönelik küresel eğilime katılmalıdır. Tüm büyük emisyon üreten

sektörlerin önümüzdeki dönemde dönüştürülmesi gerekecek; birincil enerji karışımında yenilenebilir enerji

kaynakları ön plana çıkmalı; Yüksek emisyon endüstrileri bu yeni döneme adapte olmalı ve demiryolu ve

kombine taşımacılık gibi düşük emisyonlu ulaşım yöntemleri geliştirilmelidir”

TÜSİAD ayrıca, “Düşük karbon ekonomisine geçişin, sadece sera gazı emisyonlarının azaltılmasını değil, aynı

zamanda dikkate alınması gereken diğer faydaları da içer diğini belirtmektedir. Bu ek faydalar, ilk olarak, enerjide

ithalat bağımlılığının azaltılması, enerji güvenliğinin artırılması, hava kirliliğinin ortadan kaldırılması ve yeni

istihdam olanaklarının yaratılmasını içermektedir.

TÜSİAD Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu, TÜSİAD'ın üyesi olduğu İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi

Koordinasyon Kurulu çalışmalarına ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansına

sürekli olarak katkıda bulunmaktadır. Grup ayrıca, REC Türkiye ve TÜSİAD ortaklığıyla kurulan İklim

Platformu'nun çerçeve çalışması kapsamında, Türkiye'de iklim değişikliği alanında iş dünyasında farkındalık

artırma faaliyetlerini desteklemektedir.

42TÜSİAD, Türkiye’nin önde gelen girişimcilerinin ve iş dünyası yöneticilerinin oluşturduğu gönüllü bir iş organizasyonudur.

43 Görev gücünü oluşturan kurumlar: Akçansa, Arçelik, Çimsa, Enerjisa, GarantiBankası, Koç Holding, OMV, OYAK,

PolatEnerji, Sabancı Holding, TSKB, Turcas Petrol, TÜPRAŞ, TÜSİAD, Yaşar Holding, ZorluEnerji

Page 97: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

94

4.5. İklim Değişikliği Politika Raporlarının E-Envanteri

Proje aktivitelerinden 1.1’in faaliyetlerinden birisi projenin web sitesinde elektronik bir

envanter bölümü oluşturarak bazı belgelere doğrudan erişim sağlamaktır. Bu amaçla,

proje web sitesinde (www.lowcarbonturkey.org) bir “iklim politikaları” sayfası

oluşturulmuş ve 22 belge elektronik ortamda paylaşılmıştır. Söz konusu belgeler,

aşağıda verildiği şekilde yedi farklı grupta sınıflandırılmış ve basit bir arama özelliği

oluşturulmuştur:

Politika, strateji ve eylem planının adı

Uyum yılı

Kapsam süresi

Sorumlu kamu kuruluşu

Ekonomik sektör(ler)

Tamamlanma durumu

Raporların tamamına erişim

Tablonun sağ üst köşesindeki basit arama sekmesi kullanılarak raporlara kolayca

erişilebilmektedir. E-envanter sayesinde ilgili tüm politika raporlarına

ulaşılabilmektedir. İki farklı Çalışma Grubu çalıştaylarında yapılan tartışmalardan

sonra, proje paydaşları bu listenin genişletilebilir olmasını, diğer ilgili dokümanların da

ilave edilebilmesini ve bazı raporların da yeni versiyonlarıyla güncellenebilmesini

istemişlerdir. E-envanter, açık uçlu bir sistem olarak güncellemelerin hızlı ve kolayca

yapılabilmesine ve daha fazla geliştirmelerin, yorumların ve önerilerin eklenmesine

olanak sağlayacak biçimde tasarlanmıştır.

Ulusal İklim Değişikliği Bilgi Portalı (İDBP), hala geliştirilmekte (Aktivite 1.4) olup, daha

anlaşılabilir bir e-envanter sistemi de sağlanacaktır. İDBP (CCKP), iklim değişikliği ile

ilgili her türlü mevzuat ve düzenleyici eylem, politika, strateji, plan, iletişim raporu ve

benzer kaynakları tek bir platform altında bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. E-

envanter bölümümüz İDBP’nın temel veri kaynağı olacaktır.

Aşağıda, web sitesinden alınmış ve politika raporları envanterinin bulunduğu bir ekran

görüntüsü yer almaktadır. Tam erişim için, projemizin web sitesine şu bağlantıdan

ulaşabilirsiniz, http://www.lowcarbonturkey.org/climatepolicies/

Page 98: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

95

Şekil 32. Proje websitesindeki politika belgeleri sayfasından bir ekran görüntüsü

Page 99: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

96

5. Sonuçlar, Tavsiyeler, ve İleriye Dönük İncelemeler için Girdiler

Dünya çapındaki analitik ve modelleme çalışmaları; teknoloji, araştırma, yenilikçilik,

yatırım ve sosyal davranışlardaki değişimin avantajlarını kullanarak ve adım adım

yaklaşımların yanı sıra, gerekli yatırımların sağlanması ve sosyal davranışların

değişimi ile düşük karbonlu kalkınmanın elde edilebileceğini ortaya koymaktadır.

Bu, birçok ekonomik sektörde politika uyum ve geçişleri gerektirmektedir. Elektrik

üretimi, sanayi, ulaştırma, bina, inşaat, atık ve tarım gibi önemli sektörler, teknolojik ve

ekonomik potansiyellerini gibi kullanarak düşük karbonlu geçişe katkıda bulunmalıdır.

Bu raporda, proje ToR’unda da istenildiği gibi, üç önemli ve bağıntılı alanda –

Türkiye’nin sera gazı emisyon eğilimleri, ülkenin 2053’e kadar makroekonomik

görünümü ve iklim eylemleri ve düşük karbonlu kalkınma üzerine hukuki ve politik

çerçeveler- mevcut durum analizi yapılmaktadır:

Yapılan incelemelere dayanarak, aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir:

Büyüyen ekonomi ve artan nüfusun, özellikle kentsel nüfus artışının bir sonucu

olarak, Türkiye’de enerji talebi artmaktadır. Enerji tüketimine paralel olarak sera

gazı emisyonları da artan bir eğilim içindedir. Enerji sektörü, ülkedeki sera gazı

emisyonlarının temel kaynağıdır ve toplam sera gazı emisyonlarının

%71,6’sından sorumludur. Toplam birincil enerji arzındaki fosil yakıtların payı

%88 iken yenilenebilir enerjinin payı %12’dir. Enerji tüketiminde yakıt karışımın

sera gazı emisyonu azaltımında önemli rolü bulunmaktadır. Yenilenebilir

enerjilerin artan payı ve kömürden, doğal gaz gibi daha düşük CO2 emisyonlu

yakıtlara geçiş, düşük karbonlu kalkınma politikalarının odak noktası olmalıdır.

Ülke hala düşük karbonlu kalkınma “politika formasyonunun ilk

aşamalarındadır. 10. Ulusal Kalkınma Planı, Türkiye için yeşil büyüme politika

hedeflerini ve dolayısıyla düşük karbonlu kalkınma seçeneklerini açıkça ortaya

koymaktadır. Bu seçenekler özellikle Türkiye Yeşil Büyüme Politika Belgesi,

Dünya Bankası ve Kalkınma Bankası ile ortak hazırlanmıştır.

2000’li yılların başında yaşanan ikiz krizleri takiben, Türk ekonomisi yapısal

reformlarda dikkat çekici düzenlemeler yapmıştır. Yeni kazanılan Özerk

yapısına bağlı olarak Merkez Bankası’nın mali disipline ve fiyat istikrarına açık

taahhüttü, yatırımcılarda güven uyandırmıştır.

İki rakamlı yüksek enflasyon, 2002-2006 yılları sırasında örtülü enflasyon

hedefiyle başarılı bir şekilde tek haneli rakamlara çekilmiştir. Yine de mevcut

yüksek ve istikrarsız enflasyon ile kanıtlanan fiyat sabitliğine uymak için

önümüzde uzun bir yol vardır. Yıllık tüketici enflasyonu 2017 sonunda %11,9

iken %5’lik resmi hedef, bazı sektörlerde fiyatların değişmezliğini kesmek için

Page 100: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

97

yapısal reformların yanı sıra tedbirli para politikasına da ihtiyaç olduğunu

göstermektedir.

Aynı zamanda güncel manşet büyüme performansı, 2017 itibari ile %7’lik

beklenen büyüme oranı ile şaşırtıcı bir şekilde iyiye gitmektedir. Diğer taraftan,

kişi başına düşen $GSYH düşmekte ve iş yaratma performansları kadınların ve

gençlerin daha çok katılımına ihtiyaç duymaktadır. Yüksek büyüme

performansına daha yakından bakıldığında, imalat sektörünün payı azalırken

inşaat sektörünü desteklediği ve orta-uzun vadeli büyüme performansını

sınırladığı görülmektedir.

Büyüme bileşimi ve mali tercihler açısından, Türkiye ekonomisini artan enerji

kullanımından hala ayrıştıramamıştır, ki bu durum gelişmiş ekonomilerde yirmi

yıldan fazla bir zamandır süregelmektedir. 1990-2015 yılları arasında tüm

sektörlerde emisyonlarda artış eğilimi görülmüştür. 1990’a kıyasla enerji

sektöründen kaynaklanan emisyon %153 artmıştır. IPPU sektöründe %156,2,

tarım sektöründe %28.1 ve atık sektöründe %52,2 emisyon artışı olmuştur.

Enerji girdilerinin vergilendirilmesi OECD’de temel politika normudur. Çevresel

vergilerin, OECD ülkeleri genelinde toplam GSYH'ye oranı %2,5 civarındadır;

ancak, Meksika'da %0,5, ABD'de %0,9 ve Türkiye'de %3,7 olmak üzere farklılık

göstermektedir. Bu durum, vergi yüküne rağmen, teknolojik yenilikler olmadan,

emisyon azaltımlarındaki kazanımların oldukça küçük olacağı ve vergilere

bağımlı olacağını ve sadece piyasa fiyatlarının emisyonlarda uygulanabilir

indirimlerin elde edilmesi için yeterli olmadığını göstermektedir. Uzun vadeli

küresel ekonomi üzerine OECD’nin öngörüleri, mevcut 90 trilyon dünya brüt

üretiminin 2040 yılına kadar 210 trilyon ABD dolarına ulaşacağını

göstermektedir (2010 satın alma paritesi fiyatlarıyla). ABD Enerji Bilgi

İdaresi’nin 2017 Enerji Tahmini, referans senaryoya göre OECD dışı ülkelerde

ortalama GSYH, 2015 yılından 2040 yılına kadar yıllık %3,8 artacaktır. Bu oran

OECD ülkelerinde %1,7’dir.

Kalkınma Bakanlığı, kısa vadeli tahmin ve Orta Vadeli Programında büyüme

oranını yıllık %5 vermektedir ve 2023 yılında- Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü

yılında- Türk ekonomisinin dünyadaki en büyük 10 ekonomi arasında yer

alacağı beklenmektedir. Bunun çok iddialı bir hedef olduğu aşikardır, yine de

mevcut rapor bunu resmi (yüksek/iyimser) öngörü oranı olarak kabul

etmektedir.

GSYH öngörülerinin kilit bileşeni yatırım harcamalarının davranışıdır. Resmi

hedef kapsamında, yatırım harcamaları, yıllık %5 oranında genişleyerek 2010

fiyatıyla 2050 yılında 2800 milyar TL’ye ulaşacaktır. Acar ve diğerleri ve

OECD’ye dayanan diğer alternatif ve ılımlı kaynaklar, tahmini olarak bu rakamı

Page 101: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

98

2050 yılında 1061 milyar TL olarak vermektedir. İki tahminde de GSYH’deki

yatırım harcamaları %26-%28’lik bir oranı takip etmektedir. Bu, dışa dönük

olarak öngörülen sermaye (net) girişleri göz önüne alındığında, reel döviz

kurunun serbest dolaşımı ile makroekonomik dengeye getirilen yerli ve yabancı

tasarrufların (cari açık) akışını gerektirmektedir.

Büyüme üzerindeki orta vadeli aşağı yönlü baskılar, mali dengeyi bozma riski

taşımakla birlikte, kamu borçlanması üzerinde önemli bir risk teşkil

etmemektedir. Hem resmi hem de alternatif büyüme tahminleri, hükümetin mali

politikalarının uzun vadede zarar görmeyeceğini varsaymaktadır. Türk

hükümetinin şu andaki duruşu (gelişmekte olan ekonomilerin neredeyse

tamamı tarafından paylaşıldığı gibi), kamu bütçesinin azaltılması ve kamu

sektörünün borç yükünün hafifletilmesi için sıkı bir mali disiplin stratejisine bağlı

kalmaktadır. Aynı zamanda, GSYH’ye oranla kamu sektörü borçlanmalarını,

sıfır-seviyesinde tutularak, kamu sektörünün borçlanmaya ektisinin olmadığı

belirtilmektedir. Cari hesap açığının 2050’ye kadar %2,2‘ye ulaşacağı

gözlenmektedir. Bu, Türkiye’nin 2050’ye kadar önemli ölçüde yabancı sermaye

akışına bağımlı kalacağının bir göstergesidir. Kalıcı cari açığın finansmanının

(düşüşte olsa bile) yanısıra, mevcut dış borç seviyesinin hizmet şartlarının dış

borç üzerinde ek baskı oluşturması olasıdır.

Varsayılan büyüme modelleri azalan bir işsizlik oluşturmakta. Ortalama olarak,

açık iş oranının 2050 yılına kadar %6,1 düşeceği gözlenmektedir. Bu

performans; özellikle nüfus artışı ile ilgili birçok destekleyici verinin ve eşlik eden

varsayımların bir çıktısıdır. TÜİK nüfus projeksiyonlarına göre, 2045-2050

yıllarında Türkiye’nin nüfusu 94 milyona ulaşacaktır (uluslararası göç dışında)

ve 2075’de 89 milyona gerileyecektir.

Sektör stratejilerinin bazıları karbon yoğun teknolojileri daha da destekleyici

nitelikte olmakla birlikte, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji anahtar sektör

stratejilerinde daha da güçlenmektedir. İklim değişikliği ile ilgili stratejiler,

Ekonomik ve sosyal kalkınmanın yanında artan GSYH ve refah artışı

ihtiyaçlarını dikkate alarak, genel olarak düşük karbonlu kalkınma ilkelerini

açıkça destekleyen iklim değişikliği azaltım ve uyum hedeflerine

odaklanmaktadır.

Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (UİKD 2010-2023), Ulusal İklim Değişikliği

Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (UİDUSEP 2011-2023), Ulusal İklim Değişikliği

Eylem Planı BMİDÇS (2011-2023) gibi İklim Değişikliği ile ilgili birçok strateji

belgesi, iklim değişikliği hedef ve sratejilerle ilgili istenen ulusal mutabakata

varmada bazı sorunların olduğunu ortaya koymaktadır. Farklı sektörlerde

"düşük karbonlu kalkınmayı" etkileme potansiyeline sahip belgeler birbirleriyle

Page 102: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

99

uyumlu değildir, aynı hedef (karbon emisyonunu artışını engelleyen önlemler

almak) dağınık ve çok parçalıdır.

İklim değişikliği ulusal mevzuat çerçevesi oldukça yenidir ve AB katılım

hedefleri ve ihtiyaçları doğrultusunda ilerlemekte olup, diğer sektörlerin

ihtiyaçlarını ve Türkiye’nin ekonomik büyümesini göz önüne almak için daha

bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır.

Temel iklim politikalarını uygulamak, Türkiye’nin iklim değişikliği hedefleri için

yeterli olamayacağa benzemektedir. Özellikle enerji ve ulaştırma sektörleri gibi

karbonsuzlaştırmada ön plana çıkan kilit sektörlerde önemli çaba ve yatırım

gerektirmektedir.

Çözümsel araçlara dayanan ve bilim tarafından desteklenen bir yol haritasıyla,

daha hedefli ve ölçülebilir iklim değişikliği stratejileri ve açık sorumluluklar

geliştirilmesine ihtiyaç var gibi görünmektedir. Mevcut stratejiler, Türkiye'nin

düşük karbon isteğini karşılamak için gözden geçirilmelidir.

Aktörler (özel paydaşlar, kamu paydaşları, Bakanlıklar); düşük karbona geçişte

aynı motivasyona sahip olmayabilirler. Bu durum; farklı ortak paydaşlar için net

sorumluluklar ve görevler içeren, ölçülebilir hedeflerin tanımlanması, etkin

koordinasyon ve sonuç odaklı izleme ve hatta "ortak hedefler" oluşturulmasını

gerektirmektedir.

Bunlara ek olarak, “düşük karbonlu kalkınma“ ile ilgili tüm dokümanlara

erişilebilen bir platform ve halkın bilinçlendirilmesi için çeşitli araçlara ihtiyaç

duyulacaktır.

Genel olarak, Ülke çapında düşük karbonlu kalkınma yolunu kolaylaştırmak için

politikaların daha iyi uyumlaştırılması gerekmektedir. Sera gazı emisyonu artışına

karşı mücadele etmede önemli yararı olan “çift taraflı kazanç” yaklaşımıyla planlanır

ve aynı zamanda artan toplumsal refaha, istihdama ve sürdürülebilir büyüme

hedeflerine hizmet ederse, düşük karbonlu kalkınma yolunun Türkiye için önemli bir

fırsat olduğu aşikardır.

Page 103: Düük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem … · 2018-06-22 · Gelecekteki enerji fiyat artılarının makro ekonomik etkilerine karı korunma, Hava

Bu doküman Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin finansal desteği ile hazırlanmıştır.

Bu yayın içeriğinden yalnızca Hulla & Co Human Dynamics KG sorumludur ve hiçbir

şekilde Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.