DIŞ TİCARETTE KULLANILAN FİNANSMAN TEKNİKLERİ VE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS01047.pdf ·...
Transcript of DIŞ TİCARETTE KULLANILAN FİNANSMAN TEKNİKLERİ VE …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS01047.pdf ·...
i
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI
DIŞ TİCARETTE KULLANILAN FİNANSMAN
TEKNİKLERİ VE ISPARTA TERCİHİ
Ali BALCI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Ertan BECEREN
ISPARTA, 2011
i
ÖNSÖZ
Günümüzde dünya ticaretindeki giderek artan rekabet nedeniyle firmalar
alternatif finansman teknikleri aramaya başlamıştır. Bankalardan alınan krediler
zamanla firmaların ihtiyaçlarına cevap veremez duruma gelince bankacılık
sektöründe yaşanan gelişmeler neticesinde gereken finansman kaynağını uygun
şartlarla ve istenilen sürede sağlayabilmek için yeni teknikler geliştirilmiştir.
Finansal Kiralama (Leasing), Faktoring, Forfaiting, Eximbank Kredileri ve
Devlet Teşvikleri gibi alternatif finansman teknikleri işletmelerde yaşanan finansman
sorunlarının çözümleri için kullanılmaya başlanmıştır.
Buradan hareketle çalışmamda, dış ticarette kullanılan alternatif finansman
teknikleri ve finansal araçlar konusunda güncel ve pratik bilgiler derleyerek, Isparta
ili içerisindeki dış ticaret ile iştigal eden firmaların dış ticarette ne tür finansman
tekniklerine başvurdukları ortaya konulmaktadır. Yapılan bu çalışma neticesinde, dış
ticarette karşılaşılan finansman sorunlarına çözüm arayan Isparta ilindeki dış ticaret
firmalarının özellikle Leasing, Faktoring, Forfaiting, Eximbank Kredileri ve Devlet
Teşvikleri hakkındaki görüşleri anket sonucu elde edilen veriler yardımıyla tespit
edilmeye çalışılmıştır.
Çalışmamda gerek yönlendirme aşamasında, gerekse karşılaştığımız
zorlukları aşmamda benden desteğini ve yardımlarını hiç esirgemeyen değerli hocam
Sn. Yrd. Doç. Dr. Ertan BECEREN’in yanı sıra T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Isparta
Şubesi Müdürü Sn. Mustafa Zeki YILMAZ ve Ticari Krediler Yönetmeni Sn. Nuri
KAYGISIZ a, sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Ayrıca, çalışmamı sürdürürken benden manevi desteğini hiç esirgemeyen
sevgili eşim Mine’ye ve oğlum Rauf Yalım’a desteklerinden dolayı teşekkür ederim.
ii
ÖZET
DIŞ TİCARETTE KULLANILAN FİNANSMAN TEKNİKLERİ
VE ISPARTA TERCİHİ
Ali BALCI
Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Bölümü, Yüksek Lisans Tezi, 70 sayfa, Haziran, 2011
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ertan BECEREN
1980 yılından itibaren başlayan serbest piyasa ekonomisine geçiş ile birlikte alternatif finansman teknikleri ülkemizde de kullanılmaya başlamıştır. Bankalar bünyesinde verilmeye başlayan hizmetler daha sonra gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıyla, bankalardan ayrılarak iştirakler ya da bağımsız şirketler tarafından verilmeye başlanmıştır. Serbest piyasa koşullarında rekabet gücünü artırarak varlıklarını sürdürme çabasında olan KOBİ’ler açısından bu tür finansman tekniklerini kullanmak daha da önemli olmaya başlamıştır. Son yıllarda alternatif finansman tekniklerinin ülkemizde kullanılmasında büyük artışlar meydana gelmiştir.
Bu çalışmanın amacı, Isparta da faaliyet gösteren dış ticaret firmalarının alternatif finansman tekniklerine ne derece yakın olduklarını ortaya koyarak, bu tekniklerin şirketin finansman sorununa çözüm getirip getirmediğini incelemektir. Çalışmada, Isparta da ağırlıklı olarak dış ticaret ile ilgilenen orta ve büyük ölçekli firmalar üzerine anket uygulanarak alternatif finansman tekniklerini kullanma oranlarının önemi belirlenmeye çalışılmıştır.
Anket verileri SPSS 12.0 (Statistical Packet for Social Science) bilgisayar paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Çapraz Tablo Analizi (Crosstab) ile işletmelerin anket sorularına verdikleri cevaplar incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Dış Ticarette Finansman Teknikleri, Devlet Teşvikleri, Basel-2 Kriterleri
iii
ABSTRACT
FINANCIAL TECHNIQUES USED IN INTERNATIONAL TRADE
AND CHOICE OF ISPARTA
Ali BALCI
Suleyman Demirel University, Institute of Social Sciences, Department of Economics, Master’s Thesis, 70 pages, June, 2011
Advisor: Assistant Professor Ertan BECEREN With the transition to free market economy that began in 1980, alternative
financing techniques have been introduced in our country, as well. Services that were initially offered by banks have become available as part of the associations and independent companies following required legal regulations. Taking advantage these financing techniques has become especially important for SMEs striving to increase competitiveness in order to survive in free market conditions. In the past few years, major increases were observed in the utilization of alternative financing techniques in our country.
By analyzing the perception of alternative financing techniques by international trade companies operating in Isparta, this study aims to investigate whether or not these techniques succed in solving the financing problem of these companies. In this study, small and medium sized enterprises in Isparta, mainly those involved in international trade, were surveyed in order to determine the significance of the utilization rate of alternative financing techniques.
Survey data was analyzed using SPSS 12.0 (Statistical Packet for Social Science) software. Answers given by the enterprizes were evaluated by crosstabs analysis.
Keywords: Financing Techniques of the İnternational Trade, Goverment İncentives, Basel 2 criteria
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖNSÖZ ......................................................................................................................... i
ÖZET ........................................................................................................................... ii
ABSTRACT................................................................................................................ iii
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... iv
KISALTMALAR ........................................................................................................ vi
ŞEKİLLER DİZİNİ....................................................................................................vii
ÇİZELGELER DİZİNİ .............................................................................................viii
GİRİŞ …………………………………………. 1
BİRİNCİ BÖLÜM
DIŞ TİCARETTE KULLANILAN FİNANSMAN TEKNİKLERİ……. 3
1.1. Finansal Kiralama (Leasing) Kavramı ve Kapsamı ......................................... 3
1.1.1. Finansal Kiralama Türleri .......................................................................... 6
1.1.2. Finansal Kiralamanın Avantajları ve Dezavantajları ................................. 7
1.1.3. Dünyada ve Türkiye’de Finansal Kiralama ............................................. 10
1.2. Faktoring Kavramı ve Kapsamı ..................................................................... 13
1.2.1. Faktoring Türleri ...................................................................................... 14
1.2.1.1. Yurtiçi Faktoring ve İşleyişi ............................................................. 14
1.2.1.2. Uluslararası Faktoring ve İşleyişi...................................................... 15
1.2.2. Faktoringin Avantajları ve Dezavantajları ............................................... 17
1.2.3. Dünyada ve Türkiye’de Faktoring ........................................................... 19
1.3. Forfaiting Kavramı ve Kapsamı...................................................................... 22
1.3.1. Forfaitingin Faktoringden Farkları........................................................... 25
1.3.2. Forfaitingin Avantajları ve Dezavantajları............................................... 27
1.3.3. Dünyada ve Türkiye’de Forfaiting.......................................................... 30
1.4. Türk Eximbank Kredileri Kavramı ve Kapsamı ............................................. 33
1.4.1. Türk Eximbank Kredi Türleri .................................................................. 34
1.4.1.1. Kısa Vadeli İhracat Kredileri .......................................................... 34
1.4.1.2. Özellikli Krediler ............................................................................ 34
1.4.1.3. Döviz Kazandırıcı Hizmetler Kapsamındaki Krediler.................... 34
1.4.1.4. İslam Kalkınma Bankası (İKB) Kaynaklı Krediler......................... 34
v
Sayfa
1.4.1.5. Ülke Kredi/Garanti Programı ............................................................ 35
1.5. Devlet Teşvikleri Kavramı ve Kapsamı .......................................................... 36
1.5.1. Devlet Teşviklerinin Veriliş Yöntemleri.................................................. 37
1.5.2. Teşvik Tedbirlerinin Etkinliği.................................................................. 37
1.5.3. Türkiye’de Devlet Teşvikleri Uygulamaları ve Yatırım Teşvikleri......... 38
1.5.3.1. Türk Teşvik Sistemi .......................................................................... 38
1.5.3.1.1. Kredi Faiz Destek Programı....................................................... 39
1.5.3.1.2. KOBİ Proje Destek Programı: ................................................... 39
1.5.3.1.3. Tematik Proje Destek Programı: ................................................ 40
1.5.3.1.4. İşbirliği Güçbirliği Destek Programı:......................................... 40
1.5.3.1.5. AR-GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı . 40
1.5.3.1.6. Genel Destek Programı: ............................................................. 41
1.5.3.1.7. Girişimcilik Destek Programı: ................................................... 41
1.5.3.1.8. Gelişen İşletmeler Piyasası Kobi Destek Programı: .................. 43
1.5.3.2. Türkiye’de Yatırım Teşvikleri .......................................................... 44
İKİNCİ BÖLÜM
ISPARTA İLİNDE FAALİYET GÖSTEREN DIŞ TİCARET
ŞİRKETLERİNİN TERCİH ETTİKLERİ FİNANSMAN TEKNİKLERİ VE
TERCİH NEDENLERİ………………………………. 49
2.1. Isparta İlinde Faaliyet Gösteren Dış Ticaret Şirketleri ile İlgili Anket Sonuçlarının Değerlendirilmesi ................................................................................. 49
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME………………………. 57
KAYNAKÇA............................................................................................................. 59
EKLER....................................................................................................................... 61
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................... 70
vi
KISALTMALAR
ABD : Amerika Birleşik Devletleri
AR-GE : Araştırma-Geliştirme
BKK : Bakanlar Kurulu Kararı
FCI : Factors Chain International
İ.İ.B.F : İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
İKB : İslam Kalkınma Bankası
İMKB : İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
İŞGEM : İş Geliştirme Merkezi
İŞKUR : İş ve İşçi Bulma Kurumu
KOBİ : Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme
KOSGEB : Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme Destekleme İdaresi Başk.
M.Ö. : Milattan Önce
MKK : Merkezi Kayıt Kuruluşu
S.B.E : Sosyal Bilimler Enstitüsü
SPK : Sermaye Piyasası Kurulu
SPSS : Statistical Packet for Social Science
vii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 2.1. Firmaların Leasing Kullanma Durumu...................................................... 51
Şekil 2.2. Firmaların Faktöring kullanma durumu..................................................... 52
Şekil 2.3. Firmaların Türk Eximbank Kredilesi Kullanma Durumu.......................... 54
Şekil 2.4. Firmaların Devlet Teşviki Kullanma Durumu........................................... 55
viii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa
Çizelge 1.1. Dünyada ve Türkiye de leasing işlem hacmi ......................................... 12
Çizelge 1.2. Dünya'da ve Türkiye'de Faktoring......................................................... 22
Çizelge 2.1. Firmaların Faaliyet Konusu ................................................................... 50
Çizelge 2.2. Firmaların Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı............................................ 50
Çizelge 2.3. Firmalara Göre Leasing Kullanma Durumu .......................................... 51
Çizelge 2.4. Firmalara Göre Faktoring Kullanma Durumu ....................................... 52
Çizelge 2.5. Firmalara Göre Forfaiting Kullanma Durumu....................................... 53
Çizelge 2.6. Firmalara Göre Eximbank Kredisi Kullanma Durumu.......................... 54
Çizelge 2.7. Firmalara Göre Devlet Teşviki Kullanma Durumu ............................... 55
1
GİRİŞ
Ülkelerin ekonomik bağlamda gerçek kazançları, diğer ülkelerle olan ticari
faaliyetleri sonucu elde ettikleri döviz gelirleridir. Ekonomik açıdan güçlenme
yolundaki ülkelerin refah seviyesinin yükselmesi için, sanayi üretiminin artması,
tarım ve hayvancılık üretimindeki büyüme, ekonomik ve ticari alanlarda başarılı
olma gerekliliği tartışılmaz bir gerçektir. Ürünlerin iç piyasalarda olduğu kadar yurt
dışı piyasalarda da pazarlanması gerekmektedir. Bu faaliyetler çerçevesinde dış
ticaret işlemleri ve alternatif finansman tekniklerinde yeterli bilgi birikimine sahip
dış ticaretçilere ihtiyaç duyulacağı aşikardır.
Dış ticarette rekabetin iyice yoğunlaştığı günümüzde, iletişim olanaklarında
meydana gelen değişim ve gelişen ekonomik koşullar dünyada ülkeler arasında
mevcut olan sınırların yaşamsal boyutlarda ortadan kalkmasına sebep olmuş ve yeni
çağ da ülkeler birbirlerine hiç olmadıkları kadar yakın hale gelmişlerdir. Günümüzde
dış ticaret, politik ve teknolojik gelişmelerin sunduğu olanakların artması sonucu
ekonomik ilişkilerin temelini teşkil eder hale gelmiştir. Küreselleşme adı verilen bu
yeni dünya düzenine uyum sağlamak kaçınılmaz hale gelmiş ve bu konuda zaman
kaybetmemek yönetim stratejilerine önemli ölçüde yansımıştır. Siyasi ve fiziksel
olarak var olan sınırlar, uluslararası mal ve hizmetlerin satısı, para kaynaklarının
sağlanıp, çoğaltılması öncesine oranla kolaylaşmış fakat işlevsel zorlukları da
beraberinde getirmiştir.
Yeterli düzeyde kredi bulmakta zorlanan küçük ve orta ölçekli kuruluşlar için
uygulanmakta olan finansman teknikleri ile kolaylıklar sağlanmaktadır. Bankacılık
sektöründe yeni düzenlemeler getiren Basel 2 kriterleri neticesinde alternatif
finansman tekniklerinin daha da önem kazanacağı düşünülmektedir. Basel 2
ülkemizde hem finans sektörünü, hem kamu sektörünü hem de üretici sektörünü
birinci derecede etkileyecek hükümler getirmektedir. Sadece dünya bankacılığı
radikal bir değişim geçirmeyecek, bizim bankacılık sistemimiz de kaynakları
kullandırırken daha seçici olmak zorunda kalacaktır. Bunun sonucunda bazı
firmaların kullandığı kredilerin limiti daralabilecek, teminat yapısı değişmek zorunda
kalabilecek ve fiyatlandırması da büyük ölçüde değişebilecektir. Getirilen yeni
2
standartlar neticesinde bankalar, bu standartlara erişebilmek için, kredi verirken
şirketlerin tüm verilerini inceleyip göz önüne alacaktır. Sonuç olarak bankalar rating
notu yüksek firmalar ile çalışmayı tercih etmek zorunda kalacaktır. Kredi fiyatlaması
da şirketin özelliklerine göre olmak zorundadır.
Bu çalışmada dış ticarette kullanılan alternatif finansman tekniklerinin işleyişi
yürürlükteki son mevzuatlara göre incelenerek, Isparta ili içerisindeki dış ticaretle
iştigal eden firmaların dış ticarette ne tür finansman tekniklerine başvurduklarını
ortaya koymaya çalışmaktır. Yapılan bu çalışma neticesinde, dış ticarette karşılaşılan
finansman sorunlarına çözüm arayan Isparta ilindeki dış ticaret firmalarının özellikle
Leasing, Faktoring, Forfaiting, Türk Eximbank Kredileri ve Devlet Teşvikleri
hakkındaki görüşleri anketler yardımıyla değerlendirilecektir.
3
BİRİNCİ BÖLÜM
DIŞ TİCARETTE KULLANILAN FİNANSMAN TEKNİKLERİ
Ülkemizdeki firmalar; yurt içi ve yurt dışı ticari faaliyetlerinin devamı için
her nevi banka kredilerinin yanı sıra, Finansal kiralama (leasing), Faktoring, Forfaiting,
Eximbank Kredileri ve Devlet Teşvikleri gibi finansman tekniklerinden de
yararlanabilmektedirler. Bu bölümde kullanılan Finansman Teknikleri hakkında
genel bilgi verilecektir.
1.1. Finansal Kiralama (Leasing) Kavramı ve Kapsamı
Leasing kelime anlamıyla kiralama demektir. Finansal kiralama ise belli bir
süre için finansal kiralama şirketi (kiralayan) ile yatırımcı (kiracı) arasında imzalanan
bir sözleşme ile yatırımcının seçmiş olduğu yatırım malının finansal kiralama şirketi
tarafından satın alınarak belirli kira ödemeleri karşılığında yatırımcının kullanımına
sunulmasını sağlayan finansman yöntemidir (Uzunoğlu, 1998). Sözleşme süresi
boyunca kiralanan malın mülkiyeti finansal kiralama şirketine, her türlü kullanım
hakkı ise yatırımcıya ait olmaktadır. Sözleşme süresi bitiminde yatırımcı istemesi
halinde düşük bir bedel ödeyerek malın mülkiyetine sahip olabilmektedir
10 Haziran 1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu, Avrupa
Leasing Birliği (Leaseurope) tarafından yapılan tanımı esas almıştır. Buna göre
leasing, belirli bir süre için kiralayan (lessor) ve kiracı (lessee) arasında düzenlenen,
kiracı tarafından seçilip kiralayan tarafından üreticiden satın alınan taşınır veya
taşınmazın mülkiyetini kiralayanda, kullanımını ise belirli bir kira ödemesi
karşılığında kiracıya bırakan bir sözleşmedir (www.fider.org.tr).
Finansal Kiralama Kanunu üçlü sistemi benimsemiştir. Finansal kiralama
işleminde malın üreticisi veya satıcısı, kiralayan yani finansal kiralama şirketi ve
kiracı olmak üzere üç taraf bulunmaktadır.
Finansal kiralama ilişkisi aşağıda belirtilen başlıca üç şekilde kurulmaktadır:
• Kiracı ihtiyacını duyduğu malı seçerek kiralayandan bu malı alıp kendisine
kiralanmasını isteyebilir.
4
• Kiracı, üretici veya satıcı ile bir ön sözleşme imzalayabilir. Bu ön
sözleşmenin konusu, üretici veya satıcının finansal kiralama konusu malları,
belirlenen şartlara uygun olarak finansal kiralama şirketine satışıdır. Bu ön
sözleşmede malın cinsi, kalitesi, fiyatı, teslim şartları belirtildiği için malın
teslimine ilişkin herhangi bir anlaşmazlık doğmamaktadır.
• Kiracı, satıcı veya üretici ile sözleşmeyi finansal kiralama şirketinin
temsilcisi olarak yapar (Yavuz, 2008).
Finansal kiralama işlemlerindeki aşamalar sırasıyla aşağıdaki gibi gerçekleşir:
• Yatırımcı şirket (kiracı) yatırım malını veya tüketim malını seçer ve finansal
kiralama şirketi ile temasa geçerek, malla ilgili fiyat ve teslim şartlarını içeren
bir ön anlaşma yapar.
• Yatırımcı şirket proje finansman aşamasına geldiğinde finansal kiralama
şirketine başvurur.
• Finansal kiralama şirketi, yatırımcı şirketin mali yapısını, nakit akışını ve
yatırım malının özellikleri göz önünde bulundurularak kabul edilebilir bir
teklif verir.
• Finansal kiralama şirketi ile yatırımcı şirket arasında noter tasdikli ve asgari 4
yıllık bir finansal kiralama sözleşmesi imzalanır.
• Finansal kiralama şirketi gerekli gördüğü durumlarda yatırımcı şirketten
teminat talep edebilir.
• Teşvikli yatırımlar için de finansal kiralama yapılabilir, bu yolla teşvik
kullanılabilir.
• Finansal kiralama şirketi, satıcı/üretici şirkete ödeme yaparak aralarında
yaptıkları sözleşme doğrultusunda malı yatırımcı şirkete (kiracı) teslim eder.
• Finansal kiralama sözleşmesine konu olan mallar yatırımcı şirketin adına en
uygun şartlar ile sigorta edilir.
• Yatırımcı şirket finansal kiralama sözleşmesinde belirlenen kira bedeli ile
sözleşme süresince mala ait sigorta, bakım ve onarım giderlerini ödemekle
yükümlüdür.
5
• Sözleşme süresi sonunda yatırımcı şirket o tarihteki piyasa fiyatının altında
bir fiyatla sözleşmeye konu olan malı satın alabilir (Yavuz, 2008). Fakat bu
işlemin gerçekleşebilmesi için bu konu ile ilgili maddenin sözleşmede yer
alması gerekir. Yatırımcı şirket sözleşme sonunda malı satın almak istemeyip,
malı düşük bir kira bedeli ile kiralamak isteyebilir. Bu durumda, finansal
kiralama şirketi kabul ederse, daha düşük bir kira karşılığında sözleşmenin
süresi uzatılabilir veya yatırımcı şirket sözleşme süresi sonunda malları
finansal kiralama şirketine iade eder.
Finansal Kiralama Kanunu’na göre her türlü taşınır ya da taşınmaz mal
finansal kiralama konusu olabilir. Ancak, patent hakkı, fikri ve sınai haklar ile
bilgisayar yazılımı gibi maddi olmayan konular için finansal kiralama
yapılamamaktadır. Öte yandan finansal kiralama konusu malın bağımsız ve
üzerinden amortisman ayrılabilen bir özellik taşıması gerekmektedir. Buna göre
hammadde ya da ara malı niteliğinde bulunan ve kullanıldığında tüm özelliklerini
yitiren mallar finansal kiralama konusu yapılamamaktadır (www.fider.org.tr).
Dolayısıyla Finansal kiralama konusu malları aşağıdaki şekilde sıralamak
mümkündür;
• Tıbbi Cihazlar
• Bilgisayarlar ve Diğer Bilgi İşlem Üniteleri
• Santrallar ve Haberleşme Cihazları
• Enerji Tesisleri
• Kara Nakil Vasıtaları
• Hava Taşıma Araçları
• Kuru Yük Gemileri, Tanker ve Diğer Deniz Taşıtları
• İnşaat Makinaları, Vinçler, İş Makinaları
• Matbaa Makinaları
• Her Türlü Tezgah ve Üretim Makinaları
• Tekstil Makinaları
• Komple Fabrikalar
• Komple Hastane, Otel ve Büro Donanımları
6
Finansal kiralamada genel olarak hukuki işlem yapmaya yetkili her türlü kişi
ve kuruluş kiracı olabilir, buna göre, her türlü şahıs firmaları, her türlü ortaklıklar,
serbest meslek mensupları kiracı olabilirler (www.fider.org.tr).
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’na göre finansal kiralama sözleşmesi
en az dört yıl feshedilemez. Bunun yanında Kanun’a göre asgari dört yıl olan
finansal kiralama sözleşmesi süresinin, 10.10.2006 tarih ve 26315 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik”in 21 inci
maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde teknolojik niteliği veya ekonomik
yararlanma ve işletme süresi itibariyle kullanımının dört yıldan kısa olduğu
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca onaylanan mallarda iki yıldan az
olmamak üzere dört yıldan kısa olabileceği hüküm altına alınmıştır
(www.bddk.org.tr).
1.1.1. Finansal Kiralama Türleri
Finansal kiralama türleri, Faaliyet kiralaması, Finansal kiralama, İthalatsız
finansal kiralama, İthalatlı finansal kiralama, Satış ve geri kiralama olmak üzere 5
kısımda incelenmekte olup, bu türler için ayrıntılı bilgiler aşağıda sunulmuştur.
Faaliyet Kiralaması:
Bu tür kiralamada, kira konusu olan mal; bir finansal kiralama anlaşmasıyla,
ekonomik ömrünü kapsamayan, daha kısa bir süre için kiralanmaktadır (Yavuz,
2008). Burada sözleşme belirli bir süreyi kapsadığı halde, önceden belirtilen süreler
içinde ihbar yapılarak feshedilebilmektedir
Finansal Kiralama:
Yasal olarak makine-tesis mülkiyeti kiraya verende kalmasına rağmen,
ekonomik açıdan kiralanan varlık üzerindeki kontrolü kiracıya devreden ve kiracıyı
varlığın fiili sahibi haline getiren uzun süreli finansal kiralama türüdür (Uzunoğlu,
1998).
7
İthalatsız Finansal Kiralama:
Finansal kiralama konusu malın yurtiçinde temin edilmesi durumunda söz
konusu olmaktadır. Kiracı, yatırım malını seçerek satıcı ile fiyat ve teslim şartlarını
belirleyerek anlaşma imzalar. Finansal kiralama şirketine başvurur. Şirket gerekli
araştırmaları yaparak teklif verir ve finansal kiralama sözleşmesi imzalanır.
Şirket mal bedelini satıcıya öder; mal kiracıya teslim edilir. Kiracı
sözleşmede belirlenen süre boyunca kira öder. Kira süresinin sonunda mala sahip
olabilir, malı iade ederek sözleşmeyi sona erdirebilir ya da sözleşmenin daha uygun
koşullarla sürmesini sağlayabilir (Onursal, 1996).
İthalatlı Finansal Kiralama:
Yöntem olarak ithalatsız finansal kiralamayla aynı olmakla birlikte, tek farkı
malı sağlayan satıcı firmanın yurtdışında olmasıdır. Yani Kiralama işinin uluslararası
bir leasing firması tarafından yapılması durumudur.(Uzunoğlu 1998) Bu işlemde
malın ithalatı geçici kabul olarak yapılır. Kira dönemi sonunda mal yurdışına iade
edilir ya da kesin ithalat işlemleri tamamlanarak kiracının mülkiyetine geçer.
Satış ve Geri Kiralama:
Finansman ihtiyacının yoğun olduğu dönemlerde, firmanın sahip bulunduğu
ekonomik değeri finansal kiralama yapan bir kuruluşa satması ve aynı ekonomik
değeri belirli şartlarla kiralaması demektir.
Doğrudan, dolaylı, brüt, net, yerel ve uluslararası kiralama gibi de finansal
kiralama sınıflandırması vardır (Uzunoğlu, 1998).
1.1.2. Finansal Kiralamanın Avantajları ve Dezavantajları
Finansal kiralama, şirketlere ve ihracatçılara yeni yatırımları için finansal
kolaylıklar sağlamakta ve finansman maliyetlerini azaltmaktadır. Büyük şirketlere ve
ihracatçılara sağladığı finansman kolaylıklarını küçük ve orta boyuttaki şirketlere de
sağlayarak finansman maliyetlerini azaltmaktadır (Kondak, 2002). Ayrıca, ödemeler
kiralayanın ödeme gücüne göre düzenlendiği için yatırımcı şirketin nakit akışının bu
ödemelerden dolayı olumsuz etkilenmesini engellemektedir.
8
Finansal kiralamanın avantajları aşağıda sıralanmaktadır:
• Yatırım projelerinin tamamı finansal kiralama ile finanse edilebilir. Finansal
kiralama ihtiyaç duyulan malın finansmanını başka kaynak arayışına gerek
kalmaksızın sağlar. Satın almada olduğu gibi banka hesabında belirli bir
miktar paranın bulunması zorunluluğu olmadan yatırım yapmaya ve işletme
sermayesinin işletmede kalmasına olanak tanır (Kondak, 2002).
• Finansal kiralama ile finanse edilen yatırımların şirketlerin öz kaynaklarından
fon ayrılmasına gerek kalmaksızın gerçekleşmesine olanak tanır. Şirketlerin
tercih etmesi halinde yatırımlarının bir bölümü öz kaynaklardan kalan kısmı
ise finansal kiralama ile finanse edilebilir. Finansal kiralama ile şirketlerin öz
kaynaklarının tükenmesi veya azalması engellenmiş olur.
• Finansal kiralama kredi olmadığı için bilançonun pasifinde yer almaz ve
borç/öz sermaye oranını etkilemez. Finansal kiralama, şirketin kredi
imkanlarının artmasına neden olur (Ziraat Bankası eğitim yayınları, 2008).
• Uygun ve istikrarlı bir finansman yöntemidir. Finansal kiralama ile kiralama
süresi ve kira ödemelerinin değişmezliğinin yarattığı güven ortamı yakalanır
ve enflasyona karşı bir önlem alınmış olur.
• Finansal kiralama ile finanse edilen yatırımların ödeme planının sabit ve daha
önce saptanmış olması, yatırımcı şirketin bütçe ve nakit akışı tahminlerinin
yapılmasını kolaylaştırır (Onursal, 1996).
• Finansal kiralama şirketine yapılan kira ödemelerinin tamamı kar/zarar
hesabında masraf gösterilir.
• Finansal kiralama sözleşmesi asgari 4 yılı kapsayan bir sözleşme olması
nedeniyle diğer finansman yöntemlerine göre daha uzun vadelidir ve taraflara
vadeden avantaj sağlar. Ancak, tarafların isteği üzerine kira ödemeleri daha
kısa sürede bitirilebilir.
• Şirketlerin yatırım kararını vermesinden itibaren yatırımlar çok kısa sürede
gerçekleşir. Finansal kiralama işlemleri banka kredisi işlemlerine göre daha
basit ve daha kısa sürede tamamlanır. Böylece, finansal kiralama ile
şirketlerin zamandan tasarruf etmeleri sağlanır.
9
• Finansal kiralama, kredi ve öz sermaye ile karşılanamayacak kadar büyük ve
uzun vadeli yatırımların gerçekleşmesine olanak sağlar. Finansal kiralama
sözleşmesinde yatırımlarda kullanılacak malların değişik satıcı/üreticilerden
temin edilmesi, çeşitli ve çok sayıda malların alımına ilişkin madde koyulması
halinde tek sözleşme ile gerçekleşir (Onursal 1996).
• Finansal kiralamada malın mülkiyeti finansal kiralama şirketine aittir.
Yatırımcı şirket “Yatırım Teşvik Belgesi”ni finansal kiralama şirketine
devrederek, bu belgenin sağladığı faydaların tamamından düşük kira
ödemeleri karşılığında yararlanır.
• Yatırımcı şirketlere malların ekonomik ömürleri kadar kullanma olanağı tanır.
Teknolojik gelişmeleri takip etmek isteyen şirketler finansal kiralama ile yeni
gelişmeleri en uygun şartlarda takip edebilir.
• Kredi veren kurumlar yüksek risk nedeniyle daha çok teminat ister. Finansal
kiralama kullanılması halinde mülkiyet kiralayanda kaldığından risk ve
teminat oranı düşüktür.
• Yatırımcı şirketin iflas etmesi veya icraya düşmesi durumunda finansal
kiralama sözleşmesine konu olan mallara el koyulamaz. Bu durum, yatırımcı
şirketin üretimini ve borç ödemelerini aksatmamasına yardımcı olur.
• Finansal kiralama ile alınan malların yönetimi daha kolay ve basittir.
Yatırımcı şirket, mülkiyetin getireceği amortisman tablosu hazırlama, defter
kayıtlarını tutma ve saklama gibi yükümlülükleri finansal kiralama şirketine
devreder.
• Yatırımcı şirket finansal kiralama sözleşmesinin sonunda sözleşmeye konu
olan mala o tarihteki pazar fiyatının altında bir bedel ile sahip olabilir
(Sözleşmede böyle bir maddenin bulunması şarttır) (İst. Tic. Odası, 1998).
Finansal kiralamanın olumlu yönlerinin yanında bazı olumsuz yönleri de
vardır. Bunlar aşağıda sıralanmıştır:
• Kiralanan varlığın dönem sonu değerinin belirlenmesinde zorluklarla
karşılaşılabilir. Bu durum özellikle teknolojik açıdan sürekli değişen ve
gelişen mallar için söz konusudur.
10
• Kur riski söz konusu olabilmektedir. Buna karşın çeşitli korunma teknikleri
ile bu risk aşılabilmektedir.
• Gelişmekte olan ülkelerde genellikle satın alınan yatırım malları ithalatı çeşitli
gümrük vergi muafiyeti ve indirimlerine tabidir. Oysa kiralama söz konusu
olduğunda işlem, normal mal ithalatı gibi kabul edilip gümrük vergisi
alınabileceği için yatırım maliyeti yükselecektir. Buna karşın, bu problem
çoğu zaman kiralamanın geçici ithalat olarak algılanması ile ortadan
kaldırılabilir (İstanbul Ticaret Odası, 1998).
1.1.3. Dünyada ve Türkiye’de Finansal Kiralama
Leasing'in dünyada bilinen ilk uygulamaları Sümerler tarafından M.Ö. 2000'li
yıllarda tarım araçları kiralamasında görülmüştür. Daha sonraki Roma dönemlerinde
leasing uygulamaları belirginleşirken Ortaçağ'da arazi ve binalar da leasing'e konu
olmuştur. Modern anlamı ile leasing, 1930 yılında Amerika'da yaşanan krizden sonra
finansman güçlüklerini aşmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Bugünkü anlamı ile ilk
leasing şirketi 1952 yılında Amerika'da kurulmuş, 1960'lı yıllarda leasing Avrupa ve
Japonya'ya yayılmaya başlamıştır (www.pamukleasing.com.tr).
Büyük sermaye birikimleri olmadan yeni teknoloji kullanımını destekleyen ve
ekonomik büyümeyi sağlayan leasing, gelişmiş ülkelerde sabit sermaye
yatırımlarının yaklaşık %30'luk bir bölümünü finanse eder hale gelmiştir (Johnson,
1993).
Günümüzde kullanılan yapılandırılmış, karmaşık leasing metotları, her ne
kadar eskiden kullanılan basit formlarından çok farklı olsa da, leasing’in uzun ve
zengin bir tarihi bulunmaktadır. Fakat temel olarak leasing’e konu mal veya
ekipman’ın sahipliğinin kiralayanda (Leasing firması), kullanım hakkının ise kiracıda
(Kira dönemince mal veya ekipmandan faydalanan firma veya kişi) olması en
belirgin benzerliktir.
Orta Çağda atların, silahların, zırhların, arazi ve binaların özellikle şövalyeler
tarafından kiralanması leasing uygulamalarına konu olmuştur.2. Dünya Savaşında
savaş malzemelerinin kiralanmasıyla yeniden gündeme gelen Leasing , bu yıllarda
11
Amerika'da yaşanan krizden sonra finansman güçlüklerini aşmak isteyen firmalarca
benimsenerek modern bir uygulama biçimi kazanmıştır.(www.fider.org.tr).
İlk modern Leasing şirketi 1952'de Amerika Birleşik Devletlerinde
kurulmuştur. Onu Kanada, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya’ da kurulan leasing
şirketleri izlemiştir. 1963’te bugün Leasing alanında en iddialı ülkelerden biri olan
Japonya devreye girmiştir. Rakamlar incelendiğinde 1970’ten itibaren dünyada
Leasing sektörünün büyük bir artış gösterdiği, %800'lere varan büyüme oranlarına
ulaştığı görülmektedir. Dünya Leasing pazarında birinci sırada olan ABD'yi (320
milyar $), Kıta Avrupası ve Uzakdoğu ülkeleri izlemektedir.(www.fider.org.tr).
Türkiye'de finansal kiralamaya ilişkin ilk düzenlemeler, 70 sayılı bankalar
hakkında kanun hükmünde kararnamenin 90. Maddesine istinaden çıkarılan
16/12/1983 tarih ve 83/7506 sayılı bakanlar kurulu kararında yapılmış ve
“Yatırımlara ilişkin ekipmanların temin edilip, firmalara taksitle satılması veya
kiraya verilmesinden bahsedilmiştir (www.fider.org.tr). Böylece mevzuatımızda açık
olmasa bile ilk kez “Leasing’e” değinilmiştir. Gerçek anlamda ise leasing'in hukuki
altyapısı 28/06/1985 yılında çıkan bir 3226 sayılı kanun ile oluşturulmuş ve ilk
leasing şirketi 1986 yılında kurulmuştur.
Türkiye'de 1986'dan bu yana Leasing'in yatırımlardan aldığı pay giderek
artmaktadır. Ancak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Leasing'in ülkemiz
ekonomisindeki payının yeterli olduğu söylenemez. Toplam sabit sermaye yatırımları
içinde Leasing'in payı gelişmiş sanayi ülkelerinde %30 civarındayken, bu oran
Türkiye'de %10`un altında kalmaktadır. Türkiye'de Leasing'in henüz
değerlendirilmemiş büyük bir gelişme potansiyeli bulunmaktadır.İlk Türk finansal
kiralama şirketi, 1986 yılında faaliyete geçen iktisat leasing’tir (www.fider.org.tr).
Orta vadeli bir finansman yöntemi olan finansal kiralama, ülkemizde 1985
yılından itibaren tanınmaya başlamış ve gerek büyük ölçekli gerekse orta ölçekli
işletmelerin yatırımlarının finansmanında, şirketlerin özvarlıklarını sabit sermaye
yatırımlarına bağlamadan önemli projelerin gerçekleştirilmesine imkan tanımıştır
(Akça, 1991). İşlemin gelişmekte olan ülkelerde ticari kesimden çıkıp hane halkının
ihtiyaçlarına da hizmet gösterir nitelikte olması finansal kiralamanın dünya çapındaki
yaygınlığı ve kalkınma sürecindeki rolü açısından dikkat çekicidir.
12
Ülkemizde de hızla gelişme gösteren finansal kiralama işlemleri özellikle
Avrupa Birliği sürecinde rekabet gücünü artırarak varlıklarını sürdürme çabasında
olan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) açısından daha da önem
kazanacak; bu işletmeler finansal kiralama ile teknolojik açısından yeni makine ve
teçhizatı kiralayarak üretim hacimlerini ve ürün kalitesini artırma imkanına sahip
olabilecektir (www.fider.org.tr).
Dünyada Leasing işlem hacmi ve Türkiye’nin bu hacimden aldığı payı
gösteren tablo aşağıda sunulmuştur.
Çizelge 1.1. Dünyada ve Türkiye de leasing işlem hacmi
YIL
Dünya Leasing İşlem Hacmi
(Milyon USD)
Türkiye Leasing İşlem Hacmi
(Milyon USD) 1998 432,5 1,9 1999 473,5 0,9 2000 499,0 1,6 2001 476,6 0,7 2002 461,6 1,3 2003 511,7 2,2 2004 579,1 2,9 2005 582,0 4,2 2006 633,7 5,3 2007 760,2 7,65
2008 643,7 4,72 2009 557,3 1,93
Kaynak: www.pamukleasing.com.tr
Tablo 1 de görüldüğü üzere Dünyada ve Türkiye de leasing işlem hacmi
1998 yılından 2007 yılına kadar artış göstermiş, 2008 yılında finansal krizin
başlamasıyla birlikte azalış trendine geçmiştir. 2001 yılında meydana gelen mali kriz
bankacılık sektörünü büyük bir ölçüde etkilediği için, o yıllarda faiz oranlarının çok
yüksek seyretmesi nedeniyle banka kredisi kullanamayan firmalar alternatif
finansman tekniği olan Leasing’e başvurmuşlar ve leasing işlem hacmi 2008 yılına
kadar artış göstermiştir
13
1.2. Faktoring Kavramı ve Kapsamı
Faktoring, Latince kökenli bir kelimedir ve factor kelimesinden türetilmiştir.
Faktor başkası hesabına hareket eden kişiye denir. Faktoring, satıcı firmaların kısa
vadeli alacaklarının, belirli bir komisyon bedeli veya faktor ücreti karşılığında faktor
adı verilen faktoring şirketlerince temlik edilerek ve tahsilinin üstlenilerek, satıcı
firmaların çeşitli finansman hizmetlerinden yararlanabildikleri bir finansman tekniği
olarak tanımlanabilir (www.faktoringdernegi.org.tr).
Faktoring işlemi, her türlü mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan vadeli
ticari alacakların faktor adı verilen finans kurumuna temlik yoluyla devredilmesi
karşılığı, bu kurumdan alacak takip, tahsilat, muhasebe ve ön ödeme şeklindeki
finansman hizmetlerinden yararlanılması olarak tanımlanabilir (Martinek, 1991).
Bir diğer tanımda ise “Modern faktoring, faktoring şirketi ile alıcı ve satıcı
arasında üç taraflı bir sözleşme olup, gerek iç gerekse de dış ticarette, kısa vadeli
alacakların vadesinde tahsilini, istenildiği takdirde vadesinden önce alacağın belirli
bir oranında peşin ödemesini sağlayan ve tahsilat riskini faktor denilen aracı kuruluşa
devreden alternatif bir finansman yöntemidir” denilmektedir (Kocaman, 1992).
Faktoring, satıcı firmaya ait bir mal/hizmet satışından doğmuş kısa vadeli
alacakların faktoring şirketi tarafından satın alınması ve buna karşılık satıcı firmaya
peşin ödeme yapılması, aynı zamanda faktoring şirketi tarafından alacaklara ilişkin
çeşitli hizmetlerin verildiği finansman tekniğidir (İstanbul Ticaret Odası, 1998).
Yurtiçi faktoring sözleşmesinde üç taraf vardır:
• Alacaklı (satıcı) firma,
• Alacakları devralan faktoring şirketi (faktor),
• Borçlu firma.
Uluslararası faktoring sözleşmesinde dört taraf vardır:
• Alacaklı (satıcı) firma,
• Alacakları devralan faktoring şirketi (faktor),
• Borçlu firma,
• İthalatçı ya da borçlunun kendi ülkesindeki muhabir faktoring şirketi (İstanbul Ticaret Odası, 1998).
14
1.2.1. Faktoring Türleri
Faktoring çeşitlendirmesinde asıl amaç, faktoring’i kullananların farklı
ihtiyaçlarını gidermektir. Faktoring çeşitlerini satıcının hangi hizmete ihtiyaç
duyduğu, satıcının finansman yapısı, sektör çeşidi, satıcının işlem hacmi, faktoring
maliyeti ve faktoring güvenliği belirler. Bu şartlara göre birtakım sınıflandırmalar
yapılabilir (Kocaman, 1994).
Aşağıda sadece yapıldığı yere göre çeşitlendirilecek ve yurtiçi ile uluslararası
faktoring açıklanacaktır.
1.2.1.1. Yurtiçi Faktoring ve İşleyişi
Alıcı işletme, satıcı işletme ve faktoring şirketi arasındaki faktoring işleminin
aynı ülkede yapılmasına denir. Yurtiçi faktoring de, faktoring şirketi, satıcı işletme
ve alıcı işletme olmak üzere üç taraf vardır.
• Faktoring Şirketine Başvuru: Yurtiçi faktoringden faydalanmak isteyen
satıcı işletmeler, işletmelerine ait hesap özetleri, borçluların isim ve adres
listesi, alacakların dökümü, kredi talebi gibi bilgiler ve belgelerle birlikte
faktoring şirketine başvurur.
• Teklif: Faktoring şirketi bu başvuru talebini değerlendirmeye alır, kredi
komitesinin onayına sunar ve sonra satıcı işletmeye bir teklif sunar. Aday
satıcı işletmenin ve borçluların kredi değerliliklerine göre belirlenmiş çalışma
koşullarını, işletmeye yapabileceği hizmetlerin çeşidini ve fiyatlamanın yer
aldığı teklifi satıcı işletmeye sunar.
• Faktoring Sözleşmesi: Komisyon oranı, ödeme oranı ve faiz gibi konularda
sözleşme şartları belirlenir ve daha sonra satıcı işletme ile işlem yapılacak
aşamaya gelinir.
• Onay: Faktoring sözleşmesi imzalanır ve satıcı işletmenin siparişleri alınır.
Bu siparişlerin tamamı faktoring şirketine bildirilir ve onay beklenir.
• Malların Borçluya Gönderilmesi: Alınan siparişler onaylandıktan sonra
satıcı işletme malları borçluya (alıcıya) gönderir.
15
• Faturaların Temliki: Satıcı işletmeye ait alacakların tamamının faktoring
şirketine devri gerçekleştiğinden her fatura düzenlenmesinde ayrı ayrı devir
işlemi yapılmaz fakat alacakların faktoring şirketine devredildiğinin ilgili
borçlulara bildirilme ve faturaların üzerine yapıştırılacak etiket ile borçluya
ihbar edilmesi gereklidir. Etiket faturanın aslına ve bir suretine yapıştırılır ve
“Alacak Temliki İhbar Formu” ekinde faktoring şirketine verilir. Faktoring
şirketi, faturanın ikinci suretini kendisinde tutar ve aslını borçluya iletir.
• Ön Ödeme: Faktoring şirketi satıcı işletmenin nakit ihtiyacına ve sözleşme
şartlarına uygun olarak genelde %80’i aşmayan oranda ön ödeme yapar. Satıcı
işletmenin almış olduğu ön ödemenin faktoring şirketine devir etmiş olduğu
alacaklarının %80’ini geçmemesi en önemli noktayı oluşturur.
• Fatura Bedelinin Tahsili: Faktoring şirketi faturayı vadesi geldiğinde
borçludan tahsil eder. Satıcı işletme fatura vadesi ile ilgili ihtilaf çıkmaması
için faturaların üzerine ödeme tarihini yazmak zorundadır. Ön ödemenin
yapılması halinde borçludan tahsil edilen fatura bedelinden masraflar düşülür,
kalan tutar müşterinin faktoring şirketindeki hesabına alacak kaydedilir.
Faktoring şirketi tahsil ettiği fatura tutarından, ön ödeme yapılmamışsa
faktoring komisyonunu, ön ödeme yapılmışsa yapılan ön ödeme tutarı, finansman
faizi ve faktoring komisyonunu düşer ve kalan tutarı satıcı işletmeye öder
(Kocaman,1992).
1.2.1.2. Uluslararası Faktoring ve İşleyişi
Alıcı işletme, satıcı işletme ve faktoring şirketi arasındaki faktoring işleminin
ayrı ülkelerde gerçekleşmesi durumunda uluslararası faktoring ortaya çıkar.
Uluslararası faktoring ile yurtiçi faktoring arasında satıcı işletmeler açısından fark
yoktur ve alacakların tahsilatı, finansmanın sağlanması ve riskin yüklenilmesi için
satıcı işletmenin muhatabı kendi ülkesindeki faktoring şirketidir. Buna karşın,
faktoring şirketi için yurtiçi faktoring ile uluslararası faktoring arasında fark vardır.
Uluslararası faktoringde faktoring şirketi farklı ülkelerde bulunan alacakların
tahsilatında ilgili yabancı ülkedeki muhabir faktoring şirketi ile bağlantıya girmek
durumunda kalacaktır (Kocaman, 1994).
16
Uluslararası faktoring işlemleri, yurtiçi faktoring işlemleriyle aynıdır. Sadece,
uluslararası faktoring işlemlerinde ihracatçı, ithalatçı, yurtiçi faktoring şirketi ve
muhabir faktoring şirketi olmak üzere dört taraf vardır. Uluslararası faktoring
genelde 1 milyon doların üstünde dış satım tutarı olan işletmelere sunulan bir hizmet
paketidir.
Uluslararası faktoringin işleyişi aşağıda sırasıyla açıklanmıştır:
• İhracatçı kendi ülkesindeki faktoring şirketi ile bir sözleşme yapar.
• İthalatçı tarafından ihracatçıya sipariş verilir.
• İhracatçı yurt dışından gelen mal taleplerini yurt içindeki faktoring şirketine
bildirir ve ithalatçı hakkında bilgi verir.
• Yurt içindeki faktoring şirketi, ithalatçı ile ilgili bilgileri muhabir faktoring
şirketine aktarır ve limit onayı ister.
• Muhabir faktoring şirketi ithalatçı hakkında gerekli araştırmaları yapar ve
ithalatçının kredibilitesi yüksek ise ihracatçının ülkesindeki faktoring şirketine
limiti onaylar.
• Faktoring şirketi ihracatçıya vereceği hizmetleri ve maliyetlerini bildirerek
limit onayı verir.
• İhracatçı malları ithalatçıya gönderir.
• Alacaklar faktoring şirketine devredilir. Düzenlenen faturaların aslı
ihracatçıya, bir sureti de faktoring şirketine gönderilir. İthalatçıya gönderilen
faturanın üzerine alacakların faktoring şirketine temlik edildiğini ve
ödemelerin muhabir faktoring şirketine yapılması gerektiğini belirten bir
etiket yapıştırılır.
• İhracatçı nakit ihtiyacına göre isterse kendi ülkesindeki faktoring şirketinden
ön ödeme alabilir.
• Faturaların vadesi geldikçe ödemeler ithalatçı tarafından muhabir faktoring
şirketine yapılır.
• Muhabir faktoring şirketi yaptığı tahsilattan kendi komisyonunu düşerek
kalan tutarı ihracatçının ülkesindeki faktoring şirketine gönderir.
17
• İhracatçının ülkesindeki faktoring şirketi muhabir faktorden tahsil ettiği
tutardan ön ödeme yapılmamışsa faktoring komisyonunu, ön ödeme
yapılmışsa yapılan ön ödeme tutarı, finansman faizi ve faktoring komisyonu
düşüldükten sonra kalan tutarı satıcı işletmeye öder (Kocaman, 1994).
1.2.2. Faktoringin Avantajları ve Dezavantajları
Faktoringin avantajları satıcı firma, müşteriler, faktoring şirketi ve
ihracatçılar açısından incelenebilir.
Satıcı firma açısından avantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Satıcı, alacaklarını tahsil edememe riskini faktoring şirketine devrederek
yurtiçi ve yurt dışı pazarlarını genişletebilir.
• İşletmeler faktoring şirketinin verdiği ön ödeme ile üretimlerinde
kullandıkları maddeleri peşin satın alarak, indirimlerden faydalanma imkanı
elde eder ve üretim maliyetlerini azaltırlar. Bu uygulama ile satıcı işletme
daha fazla kar elde eder.
• Satıcı, alıcılarına vade imkanı tanıyabileceğinden, rekabet gücünü artırma
imkanı bulur.
• Satıcı işletmenin, alacakları, stokları ve ticari borçları azaldığından işletme
sermayesi artar ve bilançosu likit olur.
• Faktoring finansman maliyetinin ticari kredilerin maliyetinden daha düşük
olması nedeniyle vadeli satışlardan ilave kazanç elde edilir.
• Açık hesap sayesinde satışlar daha kolay ve güvenli olur.
• Satıcının yurt dışındaki alıcıları akreditif açmaktan kurtulur ve ödemeleri
kendi ülkesindeki muhabir faktoring şirketine yaparak zamandan ve akreditif
işlemlerinin masraflarından kurtulur. Bu uygulama ile yurt dışındaki
ithalatçının alım gücü artar ve ihracatçıların pazar payının genişlemesine
yardımcı olur.
• Satıcı işletmeler tahsilat takibinde harcanan zamandan ve ödenmeyen
alacaklar için yapılacak kanuni ve idari takip masraflarından kurtulur.
18
• Faktoring şirketi, satıcının talebi üzerine ön ödemede bulunur ve bu yolla
satıcılar zamansız banka kredisi kullanmayarak faiz giderlerini düşürerek
finansman maliyetlerini azaltırlar (Yavuz, 2008).
Müşteriler açısından avantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Müşteriler, faktoring şirketinin bilgi potansiyelinden yararlanır.
• Satıcının alacaklarını ciro ya da temlik etmesi halinde alacaklıları ile iletişim
kopuklukları meydana gelecektir. Faktoring ile bu olumsuzluk giderilerek,
satıcının vadeli alacaklarını faktoring şirketine devretmesi ile borcun nereye
ve kime ödeneceği netlik kazanmaktadır (Yavuz, 2008).
Faktoring şirketi açısından avantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Faktoring şirketleri, faktoring alanında uzman olmakta ve rekabet üstünlüğü
kazanmaktadır.
• Faktoring şirketi, müşterileri (satıcı) ile uzun vadeli ilişki içindedir. Faktoring
şirketlerinin müşterilerinden daha az formalite istemesi ve daha esnek
koşullar sunması faktoring şirketlerinin tercih edilmesine neden olmaktadır.
• Faktoring şirketleri, ülke ekonomileri ve büyük şirketler hakkında bilgilerin
yer aldığı “Bilgi Bankası” oluştururlar ve bu bilgileri ortaklarına ve yan
kuruluşlarına verirler. Ayrıca, diğer faaliyetlerinde kullanırlar. Satıcılar da
faktoring şirketleri ile olan uzun vadeli ilişkileri nedeniyle bilgi bankasından
faydalanma imkanı elde ederler.
• Faktoring şirketlerinin sunduğu hizmetler birçok işletmenin kendileri ile iş
yapmasına neden olur ve faktoring şirketinin faaliyet karı artar (Yavuz, 2008).
İhracatçılar açısından avantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Bir faktoring şirketi ile bağlantılı olmak koşulu ile yurtiçi faktoring de satıcı
işletmelere sağlanan faydaların tamamına ihracatçılar da kavuşur.
• Müşterilerin dil sorunu, müşterinin bulunduğu muhabir faktoring şirketi ile
bağlantıya girilmesi ile çözülür.
• Muhabir faktoring şirketi ithalatçının kredi değerliliğini sürekli denetim
altında tutar.
19
• Faturaların döviz cinsinden yapılması ihracatçıyı kur riskinden kurtarır.
• Faktoring şirketinin ihracatçıya ön ödemeyi döviz cinsinden yapmasıyla,
kambiyo dosyası hemen kapatılabilir ve KDV iadesi başvurusu hemen
yapılabilir (Yavuz, 2008).
Faktoring’in avantajlarının yanı sıra dezavantajları da mevcuttur. Bunlar da
aşağıda sıralanmıştır:
• Müşteri, faktoring şirketinin kendisine sağladığı faydalar karşılığında bir
bedel ödemektedir. Faktoring şirketi tarafından yapılan ön ödeme nedeniyle
faiz, hizmet edimlerinin üstlenilmesi sebebiyle faktoring harcı ve alacağın
tahsil edilememe riskinin üstlenilmesi nedeniyle delkrede harcı denilen bir
komisyon ödenmektedir. Bu nedenle de müşteri açısından pahalı bir finans
hizmeti olarak nitelendirilebilir. Ayrıca, her bir müşteriye yapılan satışların
değeri küçük ve fatura sayısı kabarık ise maliyet daha da yükselmektedir.
• Faktoring tutucu firmalar tarafından tehlikeli bir finansman yöntemi olarak
kabul edilmekte ve bu firmalara göre faktoringe başvuranlar gerçekten likit
olan alacaklarını satmaktadırlar. Bu durum ise finansman likiditesinin
azalmasına yol açmaktadır. Bu yüzden faktor ile işbirliğine giden firmalar,
piyasadan vade ile mal temininde güçlükle karşılaşmaktadırlar.
• Uygun muhabir faktoring şirketi bulunamayabilir. Muhabir faktoring şirketi,
kredi limitlerinin belirlenmesinde, alacaklarının tahsilat ve takibinde ve
alacak hakkının korunması için yapılan girişimlerde gecikiyorsa, bu tür
gecikmeler önemli sorunları ortaya çıkartır ve riski artırmaktadır
(www.kobifinans.com.tr).
1.2.3. Dünyada ve Türkiye’de Faktoring
Faktoring'in dünyada bilinen ilk uygulamaları Mezopotamya'da M.Ö.4000'li
yıllarda "alacağın temliki" şeklinde görülmüştür. Daha sonra, Roma dönemlerinde
factor kelimesinin "mümessil, başka birinin ticari işlerini takip eden" anlamında
kullanıldığı bilinmektedir. 18.yüzyılda konşimento üzerinde malların alıcısı olarak
factor'un belirtilmesi, uluslararası ticarette factor sözcüğünün Flamanca'daki orjinal
kullanımıyla yasal belgelerde yer alışının başlangıcıdır. 19.yüzyıl sonlarında
20
Avrupalı tekstil üreticilerinin mallarını komisyoncular aracılığı ile değil doğrudan
satmaya başlamalarıyla, günümüzdeki tanımı çerçevesinde faktoring ilk olarak tekstil
sektöründe kullanılmıştır.(www.pamukfaktoring.com.tr.)
Modern Faktoring 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da kabul görmeye,
1960'larda ise yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Başlangıçta "en son kredi
kaynağı" (lender of last resort) olarak kabul edilen faktoring, verdiği hizmetler
sayesinde zaman içerisinde vazgeçilmez bir finansman tekniği olarak
benimsenmiştir.
Faktoring hizmeti, ilk kez 14'üncü yüzyılda, İngiltere'de, yün ürünlerinin
farklı ülkelere satılması sırasında kullanılmıştır. O yıllarda İngiliz ihracatçılar,
alıcıların ödeme yapacakları konusunda garanti vererek, alacaklarını, "faktor" olarak
adlandırılan finans kuruluşlarına satıyorlardı. O dönemde, uluslararası düzeyde
ekonomik ilişkilerin ve özellikle haberleşme imkanlarının oldukça sınırlı olduğu ve
ayrıca dış ülkelerde yeterli ölçüde güvenilir temsilcinin bulunmadığı göz önüne
alındığında, faktor kuruluşların üstlendiği görev, dış ticaret açısından çok önemli
olmuştur. Bu durum, hızlı bir şekilde, giderek artmış, faktoring faaliyetleri, endüstri
devrimi ile birlikte sınai üretimin ve ticaretin hızla büyümesiyle özellikle 18'inci
yüzyıldan sonra yaygınlaşmaya başlamıştır.(www.arenafaktoring.com.tr).
2'inci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'da yeniden inşa döneminin önemli
ölçüde tamamlandığı 60'lı yıllarda, sistem daha fazla önem kazanmıştır. Özellikle
70'li yıllardan itibaren, petrol krizlerine bağlı olarak, birçok şirketin satış imkanlarını
artırmaya yönelmesi üzerine hızla yayılmıştır. Faktoring, başlangıçta İngiltere,
Amerika gibi belirli birkaç ülkede, ciddi satış sorunları olan üretici şirketlerin
başvurduğu bir finansman tekniğiyken, günümüzde tüm dünyada, gerek yerel gerek
uluslararası satış yapan birçok küçük, orta ve hatta büyük ölçekli şirketler açısından
da talep edilen bir finansman tekniği haline gelmiştir ( www.arenafaktoring.com.tr.).
Bugün, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, dünya genelinde çok yüksek
kullanım oranlarına sahip olan faktoring, her yıl ortama yüzde 20 oranında büyüme
göstermektedir. Merkezi Hollanda'da bulunan ve 62 ülkedeki 229 üyesi ile yılda
758,3 milyar euro'luk ciro yaratan Factors Chain International (FCI)'ın son verilerine
göre, 2007 yılında dünyadaki faktoring işlem hacmi 1,299,127 milyar euro olarak
21
gerçekleşmiştir. Bu oran içerisinde, 62 ülkedeki 229 FCI üyesinin hacmi ise, yüzde
59'luk oran ile 758,3 milyar euro (Avrupa yüzde 71,5, Amerika yüzde 11,5, Asya
yüzde 13, diğer ülkeler yüzde 4). FCI'ın yıllık olarak hazırladığı raporlara göre, Türk
faktoring sektörü, sektör büyüklüğünde bugün Avrupa'da 9'uncu sırada yer
almaktadır.( www.arenafaktoring.com.tr.)
Ülkemizde 1980’li yıllarda tanınmaya başlayan faktoring işlemleri ilk olarak
bankalar bünyesinde başlamıştır. Türkiye’de faktoring bankaların finansman
sektöründeki bilgi ve tecrübeleri, müşteri portföyleri, müşteriler hakkında bilgileri,
müşterileri ile kurdukları organik ilişki ve veri tabanlarının genişliği nedeniyle
bankalar tarafından uygulanmaya başlamıştır. 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 38.
ve 50. maddeleri ile bankaların faktoring faaliyetinde bulunmalarına ilişkin
sınırlamaların getirilmiş olması ve bankanın müşteri ve borçlu hesaplarının kendi
hesapları ile karışmasını engellemek amacıyla bankalar bünyesinde yer alan
faktoring birimleri anonim şirketlere dönüştürülmüştür (İktisadi Araştırmalar Vakfı,
1994).
Sektörün Türkiye'deki gelişimine baktığımızda, ilk faktoring girişiminin
1988'de gerçekleştiği görümektedir. 1990 yılında kurulan ilk faktoring şirketinin
ardından geçen 19 yılda sektör, hızlı büyüdü ve 27 milyar dolar (2008) ciroya ulaştı.
2006 yılına kadar Hazine Müsteşarlığı'na bağlı olarak faaliyet gösteren sektörün
denetim ve işleyişi 1 Ocak 2006'dan itibaren Bankacılık ve Düzenleme ve Denetleme
Kurumu (BDDK)'na devredilmiş olup, bugün, Türkiye'de gerçekleştirilen faktoring
işlemlerinin yüzde 80'ini yurtiçi işlemler oluştururken, ihracat faktörü yüzde 20'lik
paya sahiptir.
Türkiye, ihracat faktoringinde uluslararası bir öneme sahip olup, FCI'nın
raporlarına göre, Türkiye, Çin'den sonra en yüksek ihracat faktoringi hacmine sahip
olan ülke konumundadır. Son yıllarda Türkiye’de faktoring firmalarının sayısında
büyük artış olmuştur. Diğer ülkelerde faktoring uygulamaları yurtiçi faktoring ile
başlamışken, ülkemizde yurtdışı faktoring ile başlamıştır ve daha sonra yurtiçi
faktoring uygulamaları ile devam etmiştir (İktisadi Araştırmalar Vakfı, 1994).
Dünyada Faktoring işlem hacmi ve Türkiye’nin bu hacimden aldığı payı
gösteren tablo aşağıda sunulmuştur.
22
Çizelge 1.2. Dünya'da ve Türkiye'de Faktoring
(Milyon USD) Dünya Türkiye Yıl Yurtdışı Yurtiçi Toplam
1990 244,327 90 10 100 1991 266,370 128 55 83 1992 264,309 168 286 454 1993 260,844 270 700 970 1994 294,926 220 650 870 1995 296,139 300 658 958 1996 359,081 450 1,319 1,769 1997 451,869 550 3,032 3,582 1998 536,395 750 4,000 4,750 1999 558,574 748 4,518 5,266 2000 580,172 921 5,022 5,943 2001 617,108 990 2,562 3,552 2002 760,423 1260 3,216 4,476 2003 950,490 1,413 5,250 6,663 2004 1,161,290 2,093 8,640 10,733 2005 1,199,525 2,352 11,607 13,959 2006 1,497,260 3,485 16,216 19,701 2007 1,896,726 3,935 24,718 28,653 2008 1,869,676 4,230 21,221 25,451 2009 1,835,489 3,260 25,740 29,000
Kaynak: www.pamukfaktoring.com.tr
Sektör faaliyet gösterdiği yıldan beri 2001 yılı hariç sürekli bir artış trendi
göstermiştir (www.pamukfaktoring.com.tr).
1.3. Forfaiting Kavramı ve Kapsamı
Forfating, Fransızca forfait kelimesinden türemiş olup, hakların teslim
edilmesi anlamına gelir.
İhracatçının vadeli satışlarından doğan, bir bono, poliçe gibi kambiyo senedi,
garanti mektubu veya alacakların devir edilmesine izin veren bir kıymetli evrak ile
kanıtlanmış alacakların veya belgelerin ihracatçıya rücu etmeden bir forfaiting şirketi
tarafından satın alınması veya iskonto edilmesine denir.
23
Bir finansman tekniği olarak forfaiting, ihracat işlemlerinden doğan vadeli
alacak hakkının rücu edilmeksizin yani, kayıtsız, şartsız ve cayılamaz şekilde iskonto
edilmesine denir. Bir diğer tanımı da, kredili ihracatta ihracatçının poliçelerini bir
bankaya satmasıdır. Forfaiting tekniği, yatırım malı ve tüketim malı ihracatları,
hizmet ve kira sözleşmelerini de kapsamına almıştır. Forfaiting 6 aydan 10 yıla kadar
uzatılabilen vadelerle ihracatçının sabit faizli finansmanını sağlamaktadır. Kredili
ihracatta, ithalatçıdan genellikle %10-20 arasında değişen oranlarda peşinat alınır,
geriye kalan kısım ise poliçe/ bonolara bağlanarak kredi verilir (Yavuz, 2008).
Forfaiting işleminde alacakları satın alan bir banka veya uzman kuruluş
“forfaiter (forfaiting şirketi)” vardır. Elindeki banka avalli kambiyo senedini
bankasına iskonto ettiren ihracatçı tam anlamıyla forfaiting işlemi yaptırmış
sayılmaz. Forfaiting işlemi gerçek anlamda, ihracatçının proje aşamasındayken yani
malları sevk etmeden önce forfaitere başvurarak iskonto sözü alması ile başlar.
İhracatçı sevk ettiği mallardan doğan alacak hakkının ise bir kambiyo senedi (poliçe
veya bono) ile belirlenmesinden sonra, bu senetleri “rücu hakkı olmaksızın (without
recourse)” şartıyla forfaitere ciro ederek hem senetlerin tahsil riskinden ve
sorumluluğundan kurtulmuş olur hem de vadeli yaptığı satışın bedelini peşin olarak
tahsil etmiş olur (Yavuz, 2008).
Forfaiting işleminde başlıca dört taraf bulunmaktadır:
• İhracatçı: Vadeli mal satışı yapan işletme, dışsatımcı.
• İthalatçı: Vadeli mal alımı yapan işletme, dışalımcı.
• Aval Veren Banka: Senedin ödeneceğini garanti eden banka.
• Forfaiting Şirketi: Senetleri satın alan ve ihracatçının finansmanını sağlayan
şirket (İstanbul Ticaret Odası, 1998).
Forfaiting işleminin başlayabilmesi için bazı temel koşulların yerine getirilmiş
olması gerekir:
• İhracatçının ithalatçısına en az 6 ay vadeli satış yapmayı kabul etmiş olması
gerekir.
• İhracatçı, satıştan doğan alacaklarını vade ile orantılı olarak takside bağlar ve
karşılığında her vade tarihinin yazılı olduğu senetleri alır.
24
• Forfaiting şirketi, bu senetler için bir banka veya kamu kuruluşundan
senetlerin ödemesinin dönülemez ve şartsız garanti edilmesini ister.
• İhracatçının, ithalatçının ülkesine ait mevzuatı, poliçe ve bono şekillerini
bilmesi gerekir ve aval ve garanti kurallarına hakim olması gerekir.
• İthalatçı adına aval veya garanti verecek bankanın garanti verebilecek
nitelikte bir banka olması gerekir. Bu nedenle ihracatçının bu konuyu
ithalatçısı ile görüşmesi gerekir.
• Forfaiting şirketine ödenecek faizin ihracatçı tarafından malın fiyatına
ekleneceğinin ithalatçı tarafından kabul edilmesi gerekir.
• Forfaiting şirketi forfaiting analizinde çok dikkatli olmalıdır. Bu finansman
şeklini kullanacakların işletme risklerinin düşük olması gerekir. Aksi halde
forfaiting şirketi talebi kabul etmeyecektir (İstanbul Ticaret Odası, 1998).
Forfaiting işlemi karmaşık, vakit alıcı ve oldukça uzun yasal belgelerin
düzenlenmesini gerektirmemektedir. Başlıca kullanılan belgeler şunlardır:
• Alış sözleşmesi veya akreditif metni,
• Dokümanların akreditif metnine uygunluğunun ihracatçı ve ithalatçı bankası
tarafından onaylanmış olması,
• İthalatçı bankanın ödemeyi vadesinde gerçekleştirme taahhüdü,
• Aval verilmiş veya garanti edilmiş poliçe veya bonolar,
• İmza sirküleri,
• Temlik mektubu veya ihracatçı banka tasdiki (www.kobinet.org.tr).
Forfaiting işleminde ihracatçı vadeli satışı gerçekleştirmeden önce forfaiting
şirketine başvurur ve forfaiting şirketi ihracatçının talebini değerlendirir. Eğer kabul
edecekse ihracatçı şirket ile sözleşme koşullarını belirler ve taraflar sözleşmeyi
imzalar. İhracatçı, talep edilen kredinin tutarı, vadesi, para birimi, ihracatçının adı ve
ülkesi, alacakların şekli, garantörün adı ve bulunduğu ülke, senetlerin tutarı ve
vadeleri, forfaitinge konu olan malların cinsi ve miktarı, sevk belgesinin teslim tarihi,
poliçe ve bonoların ödeme yeri ve taraflar arasında gerekli görülen belgelere ait
yazılı bir açıklamayı forfaiting şirketine verir.
25
Forfaitingde kesin tekliften sonra aşağıdaki işlemler gerçekleşir.
• İhracatçı, forfaiting maliyetini malın fiyatına ekleyerek ithalatçı ile sözleşme
yapar.
• İhracatçı malları gönderir ve malları teslim eden sevk belgelerini doğrudan
veya kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına gönderir.
• İthalatçının bankası poliçe kabulü veya bono karşılığında belgeleri alıcıya
teslim eder. Poliçeye ya da bonoya aval kaydını koyar veya garanti
mektubunu düzenler ve doğrudan ihracatçıya veya ihracatçının bankasına
gönderir.
• İhracatçı ilgili belgeleri forfaiting şirketine ibraz eder.
• Forfaiting şirketi kontrol işlemini tamamladıktan sonra iskonto hesabını yapar
ve ihracatçıya ödemede bulunur.
• Forfaiting şirketi senedi vadesinden önce aval bankasına ödeme için ibraz
eder.
• Aval bankası, ithalatçıdan senet bedelini tahsil eder. Forfaiting şirketine, vade
tarihi valörü üzerinden ödeme yapar. Eğer, ithalatçıdan tahsilat
yapılamamışsa, ödeme aval bankası tarafından yapılır.
Forfaiting işlemlerinin ihracatçıya maliyeti, iskonto oranı yani forfaiterin
poliçe veya bonoyu satın aldığında uygulayacağı faiz oranı, opsiyon komisyonu,
taahhüt komisyonu ve marj süresinden oluşmaktadır (www.spk.gov.tr).
1.3.1. Forfaitingin Faktoringden Farkları
Faktoring ve forfaiting birbirine benzer iki finansman yöntemidir. Her ikisi de
alacak senetlerin iskonto edilerek satın alınması ve borcun ödenmemesine karşı risk
üstlenilmesi esasına dayanmaktadır. Her iki yöntem de forfaiter ve faktor tarafından
yerine getirilen ve kredili mal satın alanın kredi itibarının değerlendirilmesi, kaynak
sağlanması ve risk üstlenilmesi gibi birtakım ortak işler mevcuttur. Fakat ortak
noktaların varlığına rağmen iki yöntem arasında oldukça belirgin farklılıklar da
mevcuttur. Bu farklılıklar aşağıda sıralanmıştır:
26
• Faktoring 90-180 gün vadeli ihracatın finansmanında kullanılırken, forfaiting
6 ay ile 5 yıl vadeli ihracatın finansmanında kullanılmaktadır.
• Faktoring tüketim mallarının finansmanında kullanılırken, forfaiting ağırlıklı
olarak yatırım malları finansmanında kullanılmaktadır.
• Faktoring her türlü para birimi cinsinden gerçekleştirilirken forfaiting işlemi
Amerikan Doları, Avro, İsviçre Frangı gibi güçlü ve istikrarlı para birimleri
üzerinden gerçekleştirilmektedir.
• Faktoring gerek ulusal gerekse uluslararası piyasalarda kullanılırken,
forfaiting sadece uluslararası piyasalarda uygulanır.
• Faktoringde fatura karşılığında işlem yapılırken, forfaitingde poliçe, bono
veya vadeli akreditif üzerinden işlem yapılır.
• Faktoring de ticari risk, yani borçlunun veya garantörün ödemeyi
gerçekleştirmemesinden doğan risk, belirli bir komisyon karşılığında faktor
kuruluşunca üstlenilmektedir. Fakat uygulamada çoğu kez bir kalıntı risk
ihracatçının (alacak hakkını satanın) üzerinde kalmakta, faktor kurumları
alacağın tahsil edilmeme riskinin %80’ini üstlenmektedir. Hatta faktor hiç bir
risk üstlenmeden sadece alacağın tahsilini gerçekleştirebilmektedir. Faktoring
işleminde dış ticaretten doğan bazı riskler (kur riski, transfer riski gibi) de
ihracatçı üzerinde kalabilmektedir.
Forfaitingde ise ticari risk ihracatçıyı ilgilendirmeyip doğrudan forfaiting
şirketinin üzerinde kalmaktadır.
• Faktoring de ikincil piyasa işlemleri mevcut değilken, forfaitingde poliçe veya
bonolar ikincil piyasada işlem görebilmektedir.
• Faktoring de yükleme sonrası %80 oranına kadar finansman sağlanırken
forfaitingde alıcının kabulünden sonra poliçe iskonto edilmek suretiyle %100
oranında finansman sağlanır.
• Faktoring açık hesap veya mal mukabili işlemlerde kullanılırken, forfaiting
akreditif veya vesaik mukabili işlemlerde kullanılır.
• Faktoring işleminde esas amaç yeniden finansmanın düzenlenmesi, kredi
verilenin hesaplarının denetlenmesi, muhasebe ve tahsilat işlemlerinin
27
yapılmasıdır. Forfaiting işleminde ise ana amaç vade gününde tahsil
edilememesi riskini ortadan kaldırmaktır.
• Faktorün üstlendiği riskler karşılığında satıcı bir komisyon öderken, forfaiting
kuruluşunun üstlendiği risklerin karşılığı olan komisyon alıcıya aittir. Ayrıca
banka avalinin ve garantinin sağlanması da alıcının sorumluğundadır.
• Faktoring işleminde faiz cari hesap yöntemi ile hesaplanırken forfaiting
işleminde faiz iskonto yöntemi ile hesaplanır (www.spk.gov.tr).
1.3.2. Forfaitingin Avantajları ve Dezavantajları
Forfaiting işlemlerinin olumlu yönleri ihracatçı, forfaiting şirketi, ithalatçı ve
garantör açısından incelenebilir.
Buna göre ihracatçı açısından avantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Forfaiting maliyetinin belli olması, ihracatçının uzun süreli plan yapmasına
imkan verir.
• Sabit faiz uygulanması, ihracatçıyı faiz riskine karşı korumaktadır ve ticari
senetler aynı faiz oranı üzerinden iskonto edilmektedir.
• İhracatçı alacağını kesinlikle tahsil eder.
• Malların teslim edilmesi ile ihracatçı parasını hemen tahsil eder. Forfaiting
tekniği ile ihracatçı, nakit yaratarak işletmesinin finansal açıdan güçlenmesine
yardımcı olur.
• İhracatçı risklerin tamamına karşı korunur.
• İhracatçı risk üstlenmediğinden ihracat sigortası yapmak zorunda kalmaz.
• İşlemlerin tamamı gizlidir.
• İthalatçı ve ithalatçının ülkesi hakkında veri toplamak ve risk analizi
yapmadığı için zaman ve para tasarrufu yapar.
• İşlem bilançosunda yer almaz. Bu nedenle, ihracatçı kendisine yeni finansman
kaynakları yaratarak işletmesini genişletir ve büyütür.
• İhracatçının, iskonto ve diğer forfaiting işlemlerinden kaynaklanan giderlerine
ait hesaplamalar daha önceden tamamlanır.
28
• Forfaiting işlemlerinden doğan giderlerin bilinmesinden dolayı ihracatçı,
vadeli satışını yapacağı malın fiyatına bu giderleri ekleme imkanına sahiptir.
(Kondak, 2002).
Forfaiting şirketi açısından avantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Senetler vadelerinde forfaiting şirketi tarafından tahsil edilebileceği gibi,
iskonto edilecek senetlerin bir kısmı veya tamamı portföyde tutulmayarak
daha elverişli şartlarla başka bir forfaiting şirketine veya menkul kıymet
yatırımcılarına satılabilir.
• Belgeler, basit ve çabuk hazırlanabilir niteliktedir. Ticari kredilerde mevcut
olan uzun kredi sözleşmelerinin hazırlanma külfeti bu işlemde söz konusu
değildir.
• İşlem gizlilik içinde yürütülür. Diğer kredi türlerinde olduğu gibi ilanlarla
kamuya yansımaz ve böylece müşteri ilişkileri gizli tutulur.
• İşlemin özündeki yüksek komisyon, forfaiting şirketi için net kazançtır.
Forfaiting şirketi, karşı karşıya olduğu riskler karşılığında bir komisyon
almaktadır. Şirket ayrıca ihracatçı ile anlaşma yapılmasından itibaren
senetlerin iskonto edilmesine kadar geçen süre için taahhüt komisyonu
(commitment fee) adı altında ilave bir komisyon tahsil etmektedir (Kondak,
2002).
İthalatçı açısından avantajları aşağıda sıralanmıştır:
• İhracatçı için söz konusu olan sabit faizli finansman imkanları ithalatçı için de
geçerlidir.
• İthalatçı, bu yöntem sayesinde vadeli alış yapmakta, yani malı peşin alıp
bedelini belirli bir vade sonunda ödemektedir. Kendisine tanınmış bu
finansman kolaylığının maliyetini ise önceden ve kesin olarak bilme imkanına
sahiptir.
• Kabul ettiği poliçeye veya düzenlediği bonoya bankasının aval vermesi
sonucu sadece gayrinakdi kredi kullanmış olur. Nakdi kredi kullanma hakkı
ise saklı kalır (Kondak, 2002).
29
Garantör banka açısından avantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Belgelerin basitliği ve işlemin hızlı bir biçimde sonuçlandırılması garantör
banka için de bir avantajdır.
• Garantör banka, teminat unsuru olarak işlemde rol alır ve kredi itibarını
kullanarak bir komisyon geliri elde eder (Kondak, 2002).
• Forfaiting’in avantajlarının yanı sıra dezavantajları da mevcuttur. Bunlar da
aşağıda sıralanmıştır:
İhracatçı açısından dezavantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Forfaiting işlemi komisyon masrafları açısından diğerlerine göre daha
pahalıdır. Sözleşme gereği var olabilecek bütün riskler forfaiting şirketi
tarafından üstlenilmektedir. Dolayısıyla kredi veren tarafından diğer
kuruluşlara göre daha yüksek bir faiz oranının uygulanması söz konusudur.
• İhracatçı, borçla ilgili belgelerin geçerli olarak hazırlandığı, garanti edildiği
ve ödenmemesi durumunda kendisine rücu edilmeyeceği konusunda emin
olmalıdır. Bunun için de ithalatçı ülke yasalarını, garanti ve aval işlemlerini
çok iyi bilmelidir (Yavuz, 2008).
İthalatçı açısından dezavantajları aşağıda sıralanmıştır:
• İthalatçının bankadan aldığı aval veya garanti, ithalatçının gayrinakdi kredi
limitinde bir miktar azalmaya neden olmaktadır.
• İthalatçı, garanti veya aval için belirli bir komisyon ödeyecektir.
• Forfaiting şirketi tarafından kabul edilen senetler, ithalatçı için kati bir ödeme
yükümlülüğü doğurmaktadır. İthalatçı, ithal ettiği mallarla ilgili bir problem
söz konusu olduğunda, bedelini kesinlikle ödemek zorundadır (Yavuz, 2008).
Forfaiting şirketi açısından dezavantajları aşağıda sıralanmıştır:
• Borç ödenmediği takdirde forfaiting şirketinin başvurabileceği veya rücu
edebileceği bir kimse yoktur.
• Forfaiting şirketi, garantörün kredi değerliliğini ölçmek zorundadır.
• Forfaiting şirketi, senetlerin vadesi gelmeden önce ödenmesini sağlayamaz.
30
• Ödeme vadesine kadar ise döviz kuru ve faiz oranı riski ile karşı karşıyadır
(Yavuz, 2008).
Garantör açısından dezavantajları aşağıda sıralanmıştır:
• İşlemin garantör banka açısından tek riski, garanti ettiği belgeler karşılığında
mutlak yükümlü olmasıdır.
• Herhangi bir anlaşmazlık durumunda ithalatçının ödemeyi zamanında
gerçekleştirmemesi durumunda garantör banka ödemeyi yapar ve bu miktarın
tahsili için ithalatçıya başvurur (Yavuz, 2008).
1.3.3. Dünyada ve Türkiye’de Forfaiting
Dış ticarete konu olan senetlerin satıcıdan rücusuz satın alınması 2. dünya
savaşından sonra önem kazanmıştır. Zürih Bankacılık Birliği, uluslararası ticaretteki
geniş tecrübesiyle ABD’den Doğu Avrupa’ya satılan tahılların finansmanında
öncülük yapmıştır. Daha sonra 1950’lerin sonları ve 1960’ların başlarında mal arzı ve
üreticiler arasındaki rekabet giderek artmaya başlamış ve alıcılar 90-180 günlük
ödeme sürelerinden daha uzun süreli ödemeler için talepte bulunmaya başlamışlardır.
Uluslararası ticari engellerin azalması; birçok Afrika, Asya ve Latin Amerika
ülkelerinin ticari faaliyetlerinin artmasını sağlamıştır. Batı Avrupalı ihracatçılar bu
yeni ve avantajlı pazarlara girmek için gerekli olan ulusal yatırımları artırdıklarından
ve bu yatırımları kendi öz kaynakları ile sağlayamadıklarından büyük bir finansman
istemi doğmuştur. (Yavuz, 2008)
Bankaların, ihracatçıların bu taleplerini karşılayamamaları, uluslararası ve
orta vadeli finansman talebinin karşılanmasında forfaiting uygulanmasını gündeme
getirmiştir. Bu tür ilk işlem 1962 yılında ABD’den, F. Almanya üzerinden Sovyet
Rusya’ya tahıl dışsatımında gerçekleştirilmiştir. Tahıl satışında Amerika’nın peşin
satmak istemesine rağmen Sovyet Rusya’nın kredili satış konusunda ısrar etmesi, o
yıllarda doğu batı ticaretinde uzmanlaşmış İsviçre bankalarına, Sovyet Rusya borç
senedi karşılığı, Amerikalı dışsatımcının alacağını satın alma gibi ilginç bir düşünce
kaynağı olmuştur. Bankacılık ve uluslararası ticaretin finansmanında Batı
Dünyasının önde gelen merkezlerinden olan İsviçre, 1960’lı yılların başında
forfaiting işlemine öncülük etmiştir. Ancak 1970’lerin başından itibaren Euro –
31
Pazarların da gelişmesiyle Londra, forfaiting faaliyetlerinin en önemli merkezi
olmuştur. Söz konusu işlemlerde üçüncü sırayı Almanya almaktadır.
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Forfaiting).
Son yıllarda Amerika, Kanada, G. Kore ve bazı Latin Amerika ülkeleri
ihracatın finansmanında forfaitingten daha fazla yararlanılması için ihracatçıları
teşvik etmeye başlamışlardır.
1987 yılında Almanya’da ihracat finansman işlemlerinin yaklaşık %46’sının
forfaitig işlemi ile yapıldığı görülmektedir. 1992 yılı sonu itibariyle dünya forfaiting
işlemlerinin, yüzde olarak toplam dünya ticaretinin yaklaşık %2’sine ulaştığı tahmin
edilmektedir.
Dünyanın önde gelen forfaiting kuruluşları arasında ilk sırada yer alan
“Landon Forfaiting” tarafından düzenlenen bir listeye göre; 115 ülkeye vadeli mal
satışının poliçeleri iskonto edilebilmektedir.
Bu ülkelere yapılacak vadeli satışların iskonto edilebilme süreleri de ülkeden
ülkeye göre bir (1) ila on (10) yıl arasında değişmektedir.
Örneğin; “ABD, Kanada, Japonya; Almanya, Fransa, İsviçre ve İngiltere”
gibi ülkelere yapılacak 10 yıllık vadeli satışların poliçelerini iskonto ettirebilmek
mümkün iken bu süre “Hollanda, Norveç, Portekiz, İspanya, İsveç ve Polonya” gibi
ülkelerde 7 yıla inerken, “Türkiye, Slovakya, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Tunus”
gibi ülkeler için poliçelerin iskonto süreleri 5 yıla kadar inmektedir.
Söz konusu sürelerin tayininde, bu ülkelerin ekonomik ve siyasal
yapılarından kaynaklanan riskler rol oynamaktadır.
Türkiye’de 24 Ocak 1980 İstikrar Kararları ile birlikte benimsenen ve temel
amacı dışa açık büyüme olan ekonomi politikaları doğrultusunda dış ticaret ve
finansal alanda mevcut kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik bir reform süreci
başlatılmıştır. İhracat artışının teşviki doğrultusunda, ihracatçıya finansman
olanaklarının sağlanabilmesi için forfaiting gerek bankaların gerekse finans
kuruluşlarının faaliyetleri arasında yer almaya başlamıştır.
Türkiye açısından forfaiting işleminin bir değerlendirmesi yapıldığında
başlıca iki piyasanın varlığından söz edilebilir. Bunlardan birincisi vadeli mal satışı
32
sonucu ihracatçının gerek finansman gerekse ihracattan doğan diğer ticari ve politik
risklerinin tamamıyla üstlenildiği ve vadeli satış bedelinin ihracatçıya hemen
ödendiği yurtiçi piyasa; diğeri ise alacak hakkını temsil eden emre yazılı senetlerin
alım satımının yapıldığı uluslararası piyasadır.
Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yatırım malları ihracatının yaklaşık %10
oranında paya sahip olması, yatırım malları ihracatında bir finansman yöntemi olarak
tanımlanan forfaitingin işlem alanını daraltmaktadır. Fakat, uluslararası uygulamalara
bakıldığında, dayanıklı veya dayanıksız tüketim malları ihracatının finansmanında da
forfaiting uygulanabilmekte ve söz konusu işlem Türkiye’de bu yönüyle gelişme
göstermektedir.
Forfaitingin ihracatın yanısıra kredili ithalat işlemleri için de
uygulanabilirliği, Türk ithalatçısının kredili yatırım malı ithalatının forfaitinge bağlı
olarak gerçekleştirilmesini mümkün kılmaktadır. Fakat ithalata yönelik forfaiting
uygulamasındaki asıl sorun, Türk finans sistemi tarafından aval verilmiş senetlerin
uluslararası geçerliliği ile ilgilidir. Nitekim, forfaiting işlemine konu olacak Türk
kökenli ticari senetlerin hacmini ülke risk limitleri belirlemekte ve kabul edilebilirlik
derecesi ülkedeki ekonomik istikrara bağlı olarak gerçekleşmektedir.
Ülkemizde gerçekleştirilen bu işlemin diğer bir özelliği ise orta vadeli
işlemlerden çok, üç veya altı ay vadeli senetler üzerinden kısa vadeli olarak
gerçekleştirilmesidir.
Ülkemizde henüz istenilen yaygınlığa kavuşmayan forfaiting, ağırlıklı olarak
ihracatçılar tarafından kullanılmakta olup, kullanım genellikle, demir-çelik, çimento,
petro-kimya, elektronik sanayi ve ilaç sektöründe yoğunluk kazanmaktadır. Ancak,
ihracat dışında inşaat taahhüt alacakları da iskonto edilerek nakde çevrilebilmektedir.
Özellikle, Rusya, Orta Asya ülkeleri, Tunus, Irak ve İran'da faaliyette bulunan Türk
inşaat firmaları tarafından forfaiting yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Bu
ülkelerde faaliyetlerini sürdüren firmalar, bu ülkelerin taşıdıkları ekonomik ve
siyasal riskler nedeniyle, vadeli alacaklarını iskonto ettirerek nakde çevirmektedirler
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Forfaiting).
Sonuç olarak dış ticaret alanında uzman bankacılık işlemlerini gerektiren
forfaiting, uluslararası bankacılık alanında önemli gelişmeler yaşayan Türk
33
bankalarının ve bu bankaların iştirakleri olan finans kuruluşlarının faaliyetleri
arasında gelişme göstermektedir (Yavuz, 2008).
1.4. Türk Eximbank Kredileri Kavramı ve Kapsamı
Bugün sanayileşmiş ve dışa açılmış birçok ülke ihracatlarını ihracat bankaları
aracılığıyla desteklemektedir. Bu bankalar genel olarak Eximbank adıyla
anılmaktadırlar. Bu nedenle Türkiye’de de Türkiye ihracat Bankası kısaca Türk
Eximbank olarak anılmaktadır (Tomanbay, 2001).
Türk Eximbank’ın temel amacı ihracatın geliştirilmesi, ihraç edilen mal ve
hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç mallarına yeni pazarlar kazandırılması,
ihracatçıların uluslararası ticarette paylarının artırılması ve girişimlerinde gerekli
desteğin sağlanması, ihracatçılar ile yurtdışında faaliyet gösteren müteahhitler ve
yatırımcılara uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve güvence kazandırılması,
yurdışında yapılacak yatırımlar ile ihracat maksadına yönelik yatırım malları üretim
ve satışının desteklenerek teşvik edilmesidir (Kaya, 2007).
Türk Eximbank, ihracatçıları, ihracata yönelik üretim yapan imalatçıları ve
yurt dışında faaliyet gösteren girişimcileri kısa, orta-uzun vadeli nakdi ve gayrinakdi
kredi programları ile desteklemektedir. Ayrıca vadeli satış işlemlerini teşvik etmek
ve bu yolla ihracat hacmini artırmak, yeni hedef ve pazarlara girilmesini
kolaylaştırmak amacıyla vadeli ihracat alacaklarını iskonto etmektedir (Aygün ve
Çetinkaya, 2006).
Öte yandan Türk Eximbank tarafından sağlanan krediler ayrıntılı olarak
aşağıda işlenmiştir.
a) Kısa Vadeli İhracat Kredileri
b) Özellikli Krediler
c) Döviz Kazandırıcı Hizmetler kapsamındaki krediler
d) İslam Kalkınma Bankası (İKB) Kaynaklı Krediler
e) Ülke Kredi/Garanti Programı olarak beş kısımda incelenir.
34
1.4.1. Türk Eximbank Kredi Türleri
1.4.1.1. Kısa Vadeli İhracat Kredileri
Türk Eximbank, ihracatçı ve ihracat bağlantılı mal üreten imalatçı firmalara,
özellikle ihracata hazırlık döneminde finansman gereksinimlerinin karşılanması
amacıyla, kısa vadeli ihracat kredileri tahsis etmektedir. Bu krediler TL ve döviz
cinsinden, bankalar aracılığı ile veya doğrudan Türk Eximbank tarafından firmalara
kullandırılmaktadır (www.igeme.org.tr). Kısa Vadeli İhracat Kredileri de Sevk
Öncesi İhracat Kredileri, Dış Ticaret Şirketleri Kısa Vadeli İhracat Kredileri,
İhracata Hazırlık Kredileri, KOBİ İhracata Hazırlık Kredileri olmak üzere dört başlık
altında toplanmaktadır.
1.4.1.2. Özellikli Krediler
Türk Eximbank, ihracatçıları ve yurtdışında yatırım yapan girişimcileri
özellikli kredi programları ile de desteklemektedir. Söz konusu kredi programları
standart kredi ve garanti programlarının dışında kalan, ancak bunları tamamlayıcı
nitelikteki programlardır. Özellikli krediler de Yurt Dışı Mağazalar Yatırım Kredisi,
Özellikli İhracat Kredisi, Gemi inşa ve İhracatı Finansman Programı, Yurtdışı
Müteahhitlik Hizmetlerine Yönelik Teminat Mektubu Programı olmak üzere dört
başlık altında toplanmaktadır.
1.4.1.3. Döviz Kazandırıcı Hizmetler Kapsamındaki Krediler
Döviz Kazandırıcı Hizmetler kapsamındaki krediler; Uluslar arası Nakliyat
Pazarlama Kredisi, Turizm Pazarlama Kredisi ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler
Kredisi olmak üzere üç başlık altında toplanmaktadır.
1.4.1.4. İslam Kalkınma Bankası (İKB) Kaynaklı Krediler
Türk Eximbank, ihracatçılarımıza sunduğu finansman imkanlarını
artırabilmek için, İslam Kalkınma Bankası ile işbirliği içerisinde sevk sonrası ihracat
finansmanı ve ithalat finansmanı programlarına Türkiye Milli Acentası konumunda
aracılık etmektedir.Söz konusu programlar İslam ülkeleri arasındaki ticaret hacmini
geliştirmek üzere yürürlüğe konulmuş olup, alıcı kredisi niteliğindedir
35
(www.igeme.org.tr). İslam Kalkınma Bankası kaynaklı krediler; İhracat Finansman
Programı (EFS) ve İhracata Yönelik İthalat Finansman Kredisi olmak üzere 2 başlık
altında toplanmaktadır.
1.4.1.5. Ülke Kredi/Garanti Programı
Türk Eximbank, Türkiye’nin dış politikası ve ekonomik hedefleri
çerçevesinde önem arz eden ülkelerle, kalıcı ve uzun süreli ilişkilerin tesis
edilebilmesine hizmet etmek amacıyla bu ülkelere Türk firmaları tarafından
gerçekleştirilecek mal ve hizmet ihracatına Ülke Kredi/Garanti programı
çerçevesinde finansman desteği sağlamaktadır.
Türk Eximbank bu program aracılığı ile yurt dışında iş alan firmaları riskten
arındırarak, onlara gelişen piyasalarda rekabet etme ve yeni pazarlara açılma olanağı
sağlamakta, ayrıca Türkiye’nin ihraç ürünlerinin çeşitlendirilmesine katkıda
bulunmaktadır (Gürsoy, 2005).
Türk Eximbank projelere nakdi kredi veya garanti mekanizması yoluyla
finansman desteği sağlamaktadır. Projenin gerçekleştirileceği ülke hükümetinden
kredi anapara ve faiz geri ödemelerini garanti altına almak amacıyla “Devlet Garanti
Mektubu” alınması esastır (http://www.eximbank.gov.tr/html_files/ulkekrgar.htm).
Ülke kredilerinden yararlanmak için;
• Finanse edilen projenin borçlu ülkenin önceliklerine uygun olması ve bu
ülkelerle Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine olumlu etki
sağlayacak nitelikte olması gerekmektedir.
• Projenin yüksek oranda döviz cinsinden net fon yaratma yeteneğine sahip
olması ve projenin geri ödeme gücünün yüksek olması gerekir.
• İhracatı yapılacak olan makine, ekipman ve malzemenin yerli katkı payının
en az %50 olması gerekir.
• Türkiye’den sağlanan mal ve hizmetlerin %85’inin finanse edilmesi gerekir.
• Vade proje bazında belirlenmekle beraber, ödemesiz dönemde dahil olmak
üzere 8 yılı aşmaması gerekir (http://www.eximbank.gov.tr/htmlfiles/
ulkekrgar.htm).
36
Türk Eximbank kaynaklı kredileri kullanamayacak ihracat türleri ise İhracat
sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler, Transit Ticaret,
Takas, Bedelsiz İhracat, Reeksport, Bağlı muamele, Sınır Ticareti ve Geçici
İthalat’dır.
1.5. Devlet Teşvikleri Kavramı ve Kapsamı
Devletin doğrudan veya dolaylı olarak özel ve kamu işletmelerine yapmış
olduğu her türlü yardım “Teşvik” olarak tanımlanır. Gelişmekte olan ülkelerde,
ekonomik gelişmenin sağlanmasında devlet teşvikleri önemli bir rol oynamaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerin kaynak kıtlığı, kurumsallaşamama sorunu, bölgeler arası
dengesizlik, işsizlik, beşeri ve fiziki sermaye yetersizliği gibi nedenlerle, devlet
yardımları, çeşitli şekillerde özel sektöre destek mahiyetinde gündemde yer
almaktadır. Gelişmiş ülke ekonomileri de endüstriyel gelişme süreçlerinde teşvik
yoluyla ekonomilerini yönlendirmişler ve bugün halen yönlendirmektedirler.
Gelişmiş ülkelerde yürürlükte olan teşvik önlemleri genellikle nispeten geri kalmış
bölgeleri kalkındırmak, teknolojik gelişmeyi devam ettirmek, bazı faaliyetlerde
prodüktiviteyi arttırmak ve işsizliği azaltmak için uygulanmaktadır (Aytemiz ve
Helhel, 2007).
Devlet teşvikleri çoğunlukla özel sektörde faaliyet gösteren teşebbüslere
verilmekle birlikte, kamu teşebbüslerine de verilebilir. Yatırım Finansmanına destek
sağlamak amacı ile verilen nakdi destekler (hibe ve düşük faizli krediler) yanında
vergi muafiyet ve istisnaları da sıkça kullanılan teşvik çeşitleridir. Bu sebeple nakdi
desteklerin doğrudan kamu harcaması olduğu, vergi muafiyet ve istisnalarının da
kamu gelirlerinde azalma yarattığı dikkate alındığında teşviklerin kamu gelirlerinde
azalmaya sebebiyet verdiği söylenebilir. Teşvikler doğrudan verilebileceği gibi
dolaylı olarak da verilebilir. Örneğin ihracatın artırılması ile devlet tarafından
ihracatçılara doğrudan verilen ucuz ihracat kredisi doğrudan (açık) teşviktir. Bunun
dışında devlet dış ticarette ihraç ürünlerine vergi, resim, harç istisna ve muafiyetleri
getirebilir. Bu türdeki teşviklere dolaylı teşvik adı verilir (Aytemiz ve Helhel, 2007).
37
1.5.1. Devlet Teşviklerinin Veriliş Yöntemleri
Devlet veya herhangi bir kamu kuruluşu tarafından verilen teşvikler aşağıdaki
gibi sıralanır.
• Devlet uygulamasının, hibe, kredi ve hisse katılımı gibi doğrudan fon
transferi içermesi veya potansiyel olarak doğrudan fon ya da yükümlülük
transferini (kredi garantisi gibi) içermesi,
• Bu sağlanmamışsa tahakkuk etmiş olan bir devlet gelirinin affedilmesi veya
tahsil edilmemesi (vergi ertelemeleri gibi mali teşvikler),
• Devletin genel altyapı dışında kalan hususlarda mal veya hizmet temin etmesi
veya mal satın alması,
• Devletin bir fon mekanizmasına ödemeler yapması veya garanti sağlaması
veya bir özel kuruluşa yukarıda belirtilen tipteki fonksiyonları yürütme
görevini vermesi (bu fonksiyonlar, normalde devlete düşen ve uygulama
bakımından devletin uygulamalarından gerçek anlamda farklı olmayan
niteliktedirler),
• Ayrıca bütün bunların sonucunda bir "yarar" elde edilmiş olması da
gerekmektedir (KURAL vd., 1995).
1.5.2. Teşvik Tedbirlerinin Etkinliği
Bir teşvik politikasının başarısını belirleyen önemli özelliklerden biri
etkinliktir. Etkinlik, sistemin hedeflenen alanlara istenilen oranda yatırımı kanalize
etme gücüne sahip olmasıdır. Ayrıca teşvik sisteminde kullanılan araçların
performansının ölçülmesi de önemlidir (Duran, 2002).
Politika karar vericileri tarafından belirli bir sektörün teşvik edileceği kararı
alınmış olsa da önemli olan hangi sektörün seçildiği değil, teşvikin hangi kurumsal
yapı çerçevesinde verileceği ve teşvik şeklinin niteliğidir. Başka bir deyişle teşvikin
kime verildiği değil nasıl verildiğidir.
38
1.5.3. Türkiye’de Devlet Teşvikleri Uygulamaları ve Yatırım Teşvikleri
1.5.3.1. Türk Teşvik Sistemi
Türkiye’de teşviklerin genel amacı kısaca bölgeler arası dengesizlikleri
gidermek, istihdam yaratmak ve uluslar arası rekabeti artırmak olarak ifade
edilebilirse de teşvikler ülkemizde sanayileşme, kalkınma ve refah artısını
sağlayabilmek için temel enstrüman olarak ta kullanılmıştır.
Türk teşvik sisteminin tarihi 1863’teki Islahat-ı Sanayi Komisyonun
kurulmasına kadar uzanır. O tarihten bugüne kadar bu alandaki başlıca tarihler ve
gelişmeler söyle özetlenebilir:
• 1913 yılında çıkarılan Teşviki-i Sanayi Kanunu,
• Birinci ve İkinci İktisat Kongresinde alınan kararlar,
• 1950 sonrası dönemde çıkarılan “Yabancı Sermaye Kanunu” ve “Türkiye
Sınai ve Yatırım Bankasının kurulması”,
• Planlı dönemle birlikte yerli sanayinin kurulması ve kollanması amacıyla
getirilen vergisel teşviklerin kalkınmada öncelikli yörelere uygulanmasının
başlaması, sistemin kurumlaşması ve belgeli sisteme geçilmesi,
• 1980 sonrası dönemde “ihracata dayalı kalkınma stratejisi” ile gelişen ihracata
ve yatırımlara cazip teşviklerin verilmesi,
• 1990 sonrası dönemde kamuda yaşanan kaynak dar boğazı ile birlikte cazip
parasal teşviklerin kaldırılarak vergisel ağırlıklı normal ve genel teşvik
araçlarından oluşan yaygın bir teşvik sistemine geçisin gerçekleşmesi,
• 2004 yılının ortalarında mevcut teşvik yasasının yeniden düzenlenerek
Türkiye’nin yarısından fazlasını kapsayacak 5084 no.lu yeni bir teşvik
yasasının çıkarılması (Duran, 1999).
Son yıllarda ülkemizde devlet teşviki olarak ağırlıklı olarak KOSGEB
desteklerinden bahsetmek de mümkündür. Bu destekler aşağıdaki gibi sıralanabilir
(http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=2).
• Kredi Faiz Destek Programı
• KOBİ Proje Destek Programı
39
• Tematik Proje Destek Programı
• İşbirliği Güçbirliği Destek Programı
• AR-GE İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı
• Genel Destek Programı
• Girişimcilik Destek Programı
• Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı
1.5.3.1.1. Kredi Faiz Destek Programı
KOSGEB KOBİ’lerin finansman ihtiyaçlarını karşılamak ve rekabet
güçlerinin artırılmasına yönelik olarak çeşitli kredi imkanları sağlamaktadır.
KOBİ’lere sağlayacağı bu kredi desteklerini, ülkemizde faaliyet gösteren bankalarla
protokoller imzalayarak sağlayan KOSGEB, KOBİ’nin bankaya ödeyeceği kredi
faizinin tamamını veya bir kısmını üstlenerek destek sağlamaktadır. KOSGEB’in
şimdiye kadar sağladığı Kredi Faiz Destekleri;
• KOSGEB İstihdam Kredisi
• KOSGEB İmalatçı Esnaf ve Sanatkar Destek Kredisi
• KOSGEB Yüzbin Kredisi
• KOSGEB Ölçek Endeksli Büyüme Destek Kredisi olarak sıralanabilir.
1.5.3.1.2. KOBİ Proje Destek Programı:
Programın Amacı ve Gerekçesi
• İşletmelere özgü sorunların işletmeler tarafından projelendirildiği ve
projelendirilen maliyetlerin desteklenebildiği bir programa ihtiyaç
duyulması,
• KOBİ’lerde proje kültürü ve bilincinin oluşturulması,
• İşletmelerin proje yapabilme kapasitelerinin geliştirilmesi,
• Esnek destekleme sistemine ihtiyaç duyulması.
40
Program ve Proje Limitleri:
• Program Süresi 3 yıl
• Proje Süresi 6-24 ay(+12ay)
• Destek Üst Limiti 150.000 TL
• Destek Oranı 1.ve 2. Bölge için %50, 3.ve 4. Bölge için %60
1.5.3.1.3. Tematik Proje Destek Programı:
Programın Amacı ve Gerekçesi
• KOBİ’lerin kendi işletmelerini geliştirmeleri ve Meslek Kuruluşları tarafından
küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesi amacıyla daha fazla proje
hazırlamalarının teşvik edilmesi,
• Makro strateji dokümanlarında işaret edilen öncelikler dikkate alınarak
belirlenen tematik alanlarda bölgesel ve sektörel ihtiyaçların karşılanması,
• KOBİ’lerin uluslararası mevzuat ve önceliklere uyumunun sağlanması.
1.5.3.1.4. İşbirliği Güçbirliği Destek Programı:
Programın Amacı ve Gerekçesi
• KOBİ’lerin işbirliği-güçbirliği anlayışında bir araya gelerek “Ortak Sorunlara
Ortak Çözümler” üretilmesi,
• KOBİ’lerin tedarik, pazarlama, düşük kapasite kullanımı, rekabet gücü
zayıflığı, finansman başta olmak üzere tek başlarına çözümünde zorlandıkları
birçok soruna çözüm bulunması,
• KOBİ’lerin bir araya gelerek kapasite ve rekabet gücü yüksek işletmelere
dönüşmesi,
• Ölçek ekonomisinden yararlanılarak kaynak tasarrufu sağlanması,
• KOBİ’ler arasında ortaklık ve işbirliği kültürünün geliştirilmesi.
1.5.3.1.5. AR-GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı:
Programın Amacı ve Gerekçesi
• Bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip KOBİ ve
girişimcilerin geliştirilmesi,
41
• Teknolojik fikirlere sahip tekno-girişimcilerin desteklenmesi,
• KOBİ’lerde Ar-Ge bilincinin yaygınlaştırılması ve Ar-Ge kapasitesinin
artırılması,
• Mevcut Ar-Ge desteklerinin geliştirilmesi,
• İnovatif faaliyetlerin desteklenmesi,
• Ar-Ge ve İnovasyon proje sonuçlarının ticarileştirilmesi ve endüstriyel
uygulamasına yönelik destek mekanizmalarına ihtiyaç duyulması.
Proje Süresi:
• Ar-Ge ve İnovasyon Programı için en az 12 (on iki), en çok 24 (yirmi dört)
ay,
• Endüstriyel Uygulama Programı için en çok 18 (on sekiz) ay,
• Her iki program için de Kurul kararı ile 12 (on iki) aya kadar ek süre
verilebilir.
1.5.3.1.6. Genel Destek Programı:
Programın Amacı ve Gerekçesi
• Proje hazırlama kapasitesi düşük KOBİ’ler ile KOSGEB hedef kitlesine yeni
dahil olmuş sektörlerdeki KOBİ’lerin de mevcut KOSGEB desteklerinden
faydalanması,
• KOBİ’lerin kaliteli ve verimli mal/hizmet üretmelerinin sağlanması,
• Mevcut KOSGEB desteklerinin revize edilerek daha fazla KOBİ’nin bu
desteklerden yaygın şekilde faydalanması,
• KOBİ’lerin rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek amacıyla genel
işletme geliştirme faaliyetlerinin teşvik edilmesi,
• KOBİ’lerin yurt içi ve yurt dışı pazar paylarını artırmak amacıyla tanıtım ve
pazarlama faaliyetlerinin geliştirilmesi.
1.5.3.1.7. Girişimcilik Destek Programı:
Programın Amacı ve Gerekçesi
• Ekonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının çözümünün temel faktörü olan
girişimciliğin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması,
42
• Başarılı ve sürdürülebilir işletmelerin kurulması,
• Girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması,
• İş Geliştirme Merkezlerinin kurulması ile girişimciliğin geliştirilmesi,
• İstihdamın artırılması,
• Yerel dinamiklere dayalı girişimciliğin desteklenmesi.
Girişimcilik Destek Programı 3 alt programdan oluşur:
• Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi
• Yeni Girişimci Desteği
• İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) Desteği
Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi:
• Minimum 60 saatlik eğitim ve atölye çalışmasından oluşan eğitim
programını kapsar (girişimcilik özelliklerinin sınanması, iş fikri egzersizleri
yapılması ve iş planı hazırlanması)
• Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri KOSGEB veya diğer kurum ve
kuruluşlar (üniversite, İŞKUR, meslek kuruluşu, belediye v.b. tarafından
düzenlenebilir,
• Eğitimler, genel ve özel hedef grupları (gençler, kadınlar, dezavantajlı
gruplar) için düzenlenir,
• Eğitimlere katılanlardan ücret alınmaz.
Yeni Girişimci Desteği:
Bu destekten;
• Uygulamalı girişimcilik eğitimini tamamlayarak işini kuran girişimciler ve
• İŞGEM girişimcileri faydalanabilir.
İş Geliştirme Merkezi Desteği:
• İş Geliştirme Merkezleri, bünyesinde barındırdığı işletmelere, işletme
geliştirme danışmanlığı, uygun koşullarda iş yeri mekânı, ortak ofis
ekipmanı, ofis hizmetleri gibi hizmetler sunarak işletmelerin en kırılgan
43
oldukları ilk yıllarını sağlıklı bir şekilde aşmalarını ve büyümelerini
sağlamak amacıyla kurulan ve işletilen merkezlerdir.
• İşletme Geliştirme Merkezlerinin kuruluş başvurusu; belediyeler,
üniversiteler, özel idareler, kalkınma birlikleri, meslek kuruluşları ve kar
amacı gözetmeyen kooperatifler tarafından münferiden veya birlikte
yapılabilir.
1.5.3.1.8. Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı:
Programın Amacı:
Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı” ile KOBİ’lerin sermaye
piyasalarından kaynak temin etmenin yanında halka açılacak işletmelere;
• Önemli büyüklükte kurumsal ve kalıcı finansman kaynağına ulaşma imkanı,
• Ortaklarına ve yatırımcılara kendi hisse senetleri için bir piyasa yaratması,
• İstikrarlı ve güven verici bir görünüm arz etmesi ve itibar artışı,
• Kamuyu aydınlatma yükümlülükleri ile birlikte ortaklıklar daha şeffaf
olmaları ve daha yaygın tanıtım imkanları,
• Halka açık hale gelinmesi, aile şirketi yapısından çıkıp, mülkiyet ve
yönetimin ayrılmasına ve bu suretle şirketin profesyonel yöneticiler tarafından
yönetilmesi
sağlanmış olacaktır.
Programın Kapsamı
Program kapsamında, KOBİ’lerin paylarının Gelişen İşletmeler Piyasası’nda
işlem görmek üzere halka açılma sürecinde;
• Piyasa danışmanı danışmanlık hizmet bedeli,
• Bağımsız denetim hizmeti bedeli,
• Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) kurul kaydına alma ücreti,
• İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası Listesine kabul ücreti,
• Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) masrafı,
44
• Aracı kuruluşa ödenecek aracılık komisyonu,
KOSGEB tarafından geri ödemesiz destek olarak söz konusu maliyetler
KOSGEB tarafından karşılanacaktır.
1.5.3.2. Türkiye’de Yatırım Teşvikleri
İktisadi kalkınmanın sağlanması açısından yatırımlar belirleyici rol
oynamaktadır. Yatırım kavramının çok farklı tanımları vardır, ancak teşvik
uygulamalarından yararlanacak yatırım tanımı “işletmelerin yatırım kapasitesinde
artış veya sürekliliğin sağlanması ve gelecekte belli bir zaman sürecinde
gerçekleşmesi beklenen karları elde etmek amacıyla kıt kaynakların üretime tahsis
edilmesi” şeklinde yapılabilir (Aşıkoğlu, 1988). Ayrıca yatırım, günümüzün hızla
gelişen teknolojileri çerçevesinde, ekonomik ömrü ne kadar zamanda dolacağı
kestirilemeyen üretim tekniklerine yapılan bir harcamayı ifade eder (Mazlum-Yücel-
Tekeoğlu, 1990).
Yatırımları teşvik edici vergi politikaları ise belirli bir kazanç veya iradın
vergiden istisna edilmesi veya işletmelerin çeşitli yollarla ertelenmesi olarak
tanımlanabilir (Bildirici, 1989).
Yatırımları teşvik edici vergi politikaları, piyasa ekonomisi koşullarında
değişik biçimlerde uygulanmakta olup, iktisadi kalkınmanın sağlanması ve sosyal
refah hedeflerine ulaşılması açısından önemli rol oynamaktadır. Çünkü bir yatırımın
kısa vadede bir getiri sağlamaması, belirli bir mali külfeti ve risk unsurunu
beraberinde taşıması teşvik politikalarının uygulanmasını zorunlu kılmaktadır.
Teşvik edici politikaların uygulanması neticesinde, toplumsal nitelikli
kaynakların devlet eliyle belirli kesimlerin lehine transfer edildiği bir gerçektir. Bu
ise, bazı tartışmaları gündeme getirerek, teşvik politikalarının kaynak dağılımını
bozduğu, toplumun bir kesiminin aleyhine sonuçlar doğurarak gelir adaletsizliğine
yol açtığı görüşünün ortaya atılmasına sebep olmaktadır (Mazlum-Yücel-Tekeoğlu,
1990). Ancak bu tartışmalı yönüne rağmen, serbest piyasa ekonomisi açısından
teşvik politikaları vazgeçilmez bir niteliğe sahiptirler. Bu nedenle, önemli olan bu
teşvik politikalarının dengeli ve verimli bir şekilde kullanılmasıdır.
45
Türkiye'de kalkınmanın bir aracı olarak kullanılan yatırımları teşvik edici
politikaların tarihçesi 1913 tarihli "Teşvik-i Sanayi Kanunu"na kadar uzanmaktadır.
Sanayi işletmelerine hammadde, makina ve donatma ithalatında vergi muafiyeti
tanıyan bu yasa, daha sonra 1924 ve 1927 yıllarında yapılan değişikliklerle
sanayileşmeyi daha da kolaylaştırmaya yönelik düzenlemeler getirmiştir (Tekeli-
İlkin, 1977). Planlı kalkınma dönemi öncesinde yatırımları teşvik politikaları
konusunda önemli bir düzenleme de 1951 yılında çıkarılan 6224 sayılı "Yabancı
Sermayeyi Teşvik Kanunu"dur. Ancak, Türkiye'de yatırımları teşvik edici politikalar
gerçek anlamda ilk kez planlı dönemde uygulanmaya başlanmıştır.
Kalkınma planlarının özel kesim için yol gösterici olması nedeniyle
yatırımları teşvik politikaları ayrı ayrı yasal düzenlemelerle uygulamaya
konulmuştur. 1967 yılında kabul edilen 933 sayılı Kanun ile o zamana kadar
yürürlülükte olan tüm teşvik tedbirleri bir araya getirilmiş, ancak bu yasanın birçok
maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve etkisini yitirmiştir (DPT,
1989). Bundan sonra mevzuat dağılmış ve bugüne kadar bu mevzuatı bir yasada
toplamak mümkün olmamıştır. Planlı dönem boyunca uygulanan çeşitli teşvikler,
kalkınma ve sanayileşme çabalarını sektörler ve bölgeler itibariyle öngörülen
hedeflere yönlendirmede kuşkusuz önemli katkılar sağlamıştır. Ancak, planlarda
öngörülen gelişme ve sosyal refahla ilgili hedeflere ulaşmada yeterince başarı
sağlanamamıştır (Tecer, 1996).
1980 sonrası dışa dönük bir sanayileşme stratejisine uygun olarak yatırımları
teşvik edici vergi politikalarının amaçları yeniden belirlenmiş, kullanılan araçlar
daha da çeşitlendirilmiş ve müteşebbislerin daha çok yatırım yapmaları yoğun bir
şekilde desteklenmiştir. Bu amaçla vergi kanunlarında bir dizi değişiklikler yapılmış
ve Türk Vergi Sistemi adeta bir "teşvikler, istisna ve muafiyetler" mevzuatı haline
dönüştürülmüştür (TOBB, 1992). Günümüzde Türkiye'de uygulanmakta olan yatırım
teşvik sisteminin başlıca özellikleri şunlardır:
• Yatırım teşvik sistemi merkezidir, tüm teşvikler merkezi hükümet tarafından
verilmekte ve tüm uygulama Hazine Müsteşarlığı'na bağlı Teşvik ve
Uygulama Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Ancak, her ne kadar
merkezi olarak adlandırılsa da bu merkezilik kurumsal olmaktan öteye
46
gidememektedir. Çünkü, merkezi idare çalışmalarını mevzuatın uygulanması,
belge düzenlenmesi ve gerekli değişikliklerin yapılmasının ötesine
götürememektedir. İzleme, denetleme ve gerçekleşme değerlendirmeleri etkin
bir biçimde yapılamamaktadır (İneci, 1993).
• Yatırımlar, teşvik edici sistemden yararlanabilmek için teşvik belgesi
alınması, yatırımlarda en az yatırım tutarı ve öz kaynak oranlarının
karşılanması ve yatırımların belirli niteliklerde olması gibi bazı asgari şartlar
aranmaktadır.
• Yatırımlara teşvik uygulamaları açısından dörtlü bir yöresel-sektörel
sınıflandırmaya gidilmiştir (94/6411 sayılı BKK, md.4; 95/2 no’lu Tebliğ,
md.1-A):
- Gelişmiş Yöreler;
- Normal Yöreler;
- Sanayi kuşakları kapsamındaki normal yöreler
- Sanayi kuşakları dışındaki normal yöreler
- Kalkınmada Öncelikli Yöreler;
- Kalkınmada birinci derecede öncelikli yöreler
- Kalkınmada ikinci derecede öncelikli yöreler
- Özel Önem Taşıyan Sektörler.
Gelişmiş yörelerden kalkınmada öncelikli yörelere doğru gidildikçe teşvik
sisteminden yararlanma olanakları artmaktadır.
• Yatırım teşvik sisteminde özel önem taşıyan sektörlere yer verilmiştir. Ancak
bu sektörler hemen hemen ekonominin tamamını kapsamaktadır. Dolayısıyla
sektörel yönlendirmede seçicilik tam anlamıyla sağlanamamaktadır.
• Yatırım teşvik sisteminde üretim konusunun teşvik edilip edilmediğine
bakılmaksızın teşvik belgesi şartı aranmayan genel nitelikteki teşviklere de
yer verilmiştir.
• Yatırım teşvik politikaları yatırım aşamasında ve işletme aşamasında çeşitli
avantajlar sağlayacak bir biçimde düzenlenmiştir.
47
Türkiye’de yatırımlara yönelik devlet yardımlarının temel amacı ilgili
Bakanlar Kurulu Kararında belirtildiği gibi Kalkınma Planları ve Yıllık Programlarda
öngörülen hedefler ile Avrupa Birliği normları uluslar arası anlaşmalara uygun
çerçevede ele alınır. Devlet yardımları ile makro planda tasarrufları katma değeri
yüksek, ileri ve uygun teknolojileri kullanan yatırımlara yönlendirmek, istihdam
yaratmak, yatırım eğiliminin devamlılığını ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak,
bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesi temel hedeflerdir. Aynı zamanda küçük ve
orta ölçekli isletmelerin uluslar arası düzeyde rekabet edebilmelerini sağlayarak
yatırım, üretim, kalite ve standartlarını artırmalarını ve istihdam yaratmalarını
sağlamak, çevre korumaya yönelik yatırımlar, ileri teknoloji gerektiren yatırımlar ile
bu yatırımlara ilişkin araştırma ve geliştirme faaliyetlerini desteklemek diğer
amaçlardır
Türkiye’de yatırımları arttırmaya yönelik olarak basta Hazine Müsteşarlığı ve
Devlet Planlama Teşkilatı olmak üzere çeşitli kuruluşlarca teşvik belgeleri esasına
göre ve ilgili kanun, yönetmelik ve tüzükler yoluyla kalkınma planlarında belirlenen
çerçeve dâhilinde yatırımlara yönelik teşvikler uygulanmaktadır. Teşvik belgeli
yatırımlara sağlanan destek unsurları;
• Gümrük Vergisi ve Toplu Konut Fonu İstisnası,
• Yatırım İndirimi,
• İthalde Alınan Katma Değer Vergisi Ertelemesi,
• Yerli Makine ve Teçhizatta Katma Değer Vergisi Desteği,
• Vergi, Resim ve Harç İstisnası,
• Enerji Desteği,
• Arsa Tahsisi,
• Fon’dan Kredi Tahsisi şeklinde sıralanabilir (Yalçın, 1999).
Türkiye'de yatırımlar uzun yıllar boyunca çeşitli amaçlar doğrultusunda
teşvik edilmiş, ancak uygulanan teşvikler etkinlik açısından değerlendirilmemiş ve
buna yönelik bir düzenlemeye gidilmemiştir. Yatırım teşvik mevzuatında genel
yatırım yardımları ağırlıktadır ve belirli hedeflere yönelik seçici bir teşvik sistemi
yoktur.
48
Yatırımların risk derecesi, sağladığı fayda ve kalkınma hedeflerine uygunluğu
araştırılmadan çok genel kriterlere dayanarak teşvik uygulamalarına gidilmektedir.
Uygulanan teşvikler genelde vergiden bağışıklık sağlayarak özel sektörün finansman
imkanlarını artırmaya yöneliktir. Uygulanan teşvik sistemi, bir taraftan günümüz
ekonomi konjonktüründe yatırımlar üzerinde hedeflenen etkiyi yaratmamakta, diğer
taraftan ise önemli ölçüde vergi kayıplarına yol açmakta ve gelir dağılımını olumsuz
yönde etkilemektedir.
Günümüz enflasyon ortamında, yatırımları teşvik edici vergi politikalarında
başarılı olmanın ön koşulları; teşviklerin yatırımın hangi aşamasında
uygulanacağının tespit edilmesi, hangi alanlara ve ne tür teşviklerin verileceğinin çok
iyi saptanmasıdır. Enflasyon ortamında, gelecekle ilgili var olan belirsizlikler
yatırımcıyı caydıran bir faktördür. Dolayısıyla, teşviklerin, yatırım öncesinde veya
yatırım esnasında verilmesi yatırımın bir an önce bitirilmesi açısından etkili olabilir.
Ülkemizde kamu finansman sorununun boyutları da dikkate alınarak, artık
teşvik politikalarında sanayileşme, rekabet gücü yaratma ve dünya ile bütünleşme
hedeflerine uygun bir biçimde seçici davranılmasına ihtiyaç. Ülkemizdeki yatırım
teşvik sistemi ise genel yatırım yardımı niteliğindedir. Artık sanayileşme hedefleri ve
dünya konjonktürü dikkate alınarak uygulanan teşvik politikalarında çok seçici
davranılması ve bu yönde gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Bunların yanısıra, en çok tercih edilen ve etkili olan teşviklerin doğrudan ve
dolaylı parasal teşvikler olduğu dikkate alınarak ve bu konuda AB'nin uyguladığı
teşvik politikaları incelenerek daha etkin teşvik politikaların saptanmasına
gidilmelidir. Kredi mekanizmasına ve vergi kolaylıklarına ilave olarak, yatırım
aşamasında proje bazında nakit yardımlar ve faiz sübvansiyonları Türk teşvik sistemi
açısından uygulanabilecek yeni teşvik araçları olarak görülmektedir.
49
İKİNCİ BÖLÜM
ISPARTA İLİNDE FAALİYET GÖSTEREN DIŞ TİCARET
ŞİRKETLERİNİN TERCİH ETTİKLERİ FİNANSMAN TEKNİKLERİ VE
TERCİH NEDENLERİ
Yapmış olduğumuz bu çalışmada Isparta ili içerisinde dış ticaret ile iştigal
eden firmalar tespit edilerek, ne tür alternatif finansman tekniklerine başvurdukları
yapılan anketler çerçevesinde değerlendirilerek analiz edilmiştir.
2.1. Isparta İlinde Faaliyet Gösteren Dış Ticaret Şirketleri ile İlgili Anket
Sonuçlarının Değerlendirilmesi
Anket soruları hazırlanırken ilk önce Isparta Ticaret ve Sanayi Odası ile
irtibata geçilerek dış ticaret yapan firma sayısı hakkında bilgi edinilmeye çalışılmış
ve toplam 134 adet dış ticaret ile iştigal etmek üzere kurulan firma olduğu bunların
15 adetinin faal olarak dış ticaret yaptığı sonucuna ulaşılmıştır. İl içerisinde ağırlıklı
olarak dış ticaret ile iştigal eden orta ve büyük ölçekli 15 adet şirketin 9 tanesi ile
görüşülebilinmiş ve şirketlerin faaliyet konusu, kaç yıldır dış ticaret yaptığı,
kullanılan finansman teknikleri hakkında bilgisinin olup olmadığı, finansman
tekniklerinin hangisini tercih ettiği, neden bu finansman tekniğine ihtiyaç duyduğu
gibi sorulara yanıt alınması amaçlanmıştır. Anket soru ve cevaplarına ekler kısmında
yer verilmiş olup, anket verileri SPSS 12.0 (Statistical Packet for Social Science)
bilgisayar paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Çapraz Tablo Analizi
(Crosstab) ile şirketlerin anket sorularına verdikleri cevaplar tablo ve şekil
yardımıyla incelenerek değerlendirilmiştir.
50
Çizelge 2.1. Firmaların Faaliyet Konusu Count
Çimento imalatıYonga levha imalatıMermer ve doğal taş ürünleri imalatıEl örgü iplik imalatıSu ürünleri işlemeEndüstiyel soğuk hava tesisi inşaası ve işletmeciliğiMermer imalatıGülyağı ve gül konkreti imalatıUn imalatı
GöltaşOrmaMetamar A.ŞİpliksanŞahlanlar GıdaOSC tekstilModülmer A.ŞGülbirlikHediye Un A.Ş
FirmaÜnvanı
Faaliyet Konusu
Çizelge 2.1’de firmaların faaliyet konuları belirlenirken mümkün ölçüde
farklı iş konularında faaliyet gösteren firmalarla görüşme yapılabilmesi
amaçlanmıştır. Buradan hareketle Isparta ilinde dış ticaret ile ilgilenen firmaların
ağırlıklı olarak imalat sektöründe faaliyet gösterdiği sonucuna varılmıştır.
Çizelge 2.2. Firmaların Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı Count
38 Yıl 41 Yıl 14 Yıl 25 Yıl 18 Yıl 3 Yıl 23 Yıl 30 Yıl 4 Yıl
GöltaşOrmaMetamar A.ŞİpliksanŞahlanlar GıdaOSC tekstilModülmer A.ŞGülbirlikHediye Un A.Ş
FirmaÜnvanı
Kaç yıldır dış ticaretyaptığı
Çizelge 2.2’de firmalara kaç yıldır dış ticaret ile ilgilendiği sorulmuş ve
yukarıdaki bulgulara ulaşılmıştır. Osc Tekstil Ltd.Şti ve Hediye Un A.Ş. firmaları
dışında diğer firmaların uzun yıllardır dış ticaret yaptığı ve bu konuda yeterli bilgi
birikimine sahip oldukları sonucuna varılmıştır.
51
Çizelge 2.3. Firmalara Göre Leasing Kullanma Durumu
0 10 10 11 00 10 11 00 10 12 7 9
GöltaşOrmaMetamar A.ŞİpliksanŞahlanlar GıdaOSC tekstilModülmer A.ŞGülbirlikHediye Un A.Ş
FirmaÜnvanı
Toplam
Kullanıyor KullanmıyorLeasing
Toplam
77,78%�Kullanmıyor
22,22%�Kullanıyor
Şekil 2.1. Firmaların Leasing Kullanma Durumu
Çizelge 2.3’de firmalara alternatif finansman tekniklerinden olan Leasing’i
kullanma durumları üzerine bir çalışma yapılmıştır. Buna göre Şekil 2.1’de
belirtildiği üzere ankete katılan firmaların %22,22’sinin Leasing’i tercih ettiği,
%77,78’inin ise Leasingi alternatif finansman tekniği olarak görmediği sonucuna
varılmıştır. Bu sonuca ulaşılmakla birlikte, firmalar leasing kullanma durumunun son
dönemde bu kadar azaldığını, bundan 3 yıl öncesine kadar KDV avantajı sebebiyle
52
leasing i daha fazla tercih edebildiklerini belirtmişlerdir. Şu an kullanan firmalar ise
bürokratik engellerin daha az olması ve ekstra bir teminat gerektirmemesi
gerekçesiyle kullandıklarını bildirmiştir.
Çizelge 2.4. Firmalara Göre Faktoring Kullanma Durumu
0 10 10 11 00 10 10 10 10 11 8 9
GöltaşOrmaMetamar A.ŞİpliksanŞahlanlar GıdaOSC tekstilModülmer A.ŞGülbirlikHediye Un A.Ş
FirmaÜnvanı
Toplam
Kullanıyor KullanmıyorFaktoring
Toplam
88,89%�Kullanmıyor
11,11%�Kullanıyor
Şekil 2.2. Firmaların Faktöring kullanma durumu
53
Çizelge 2.4’de firmalara alternatif finansman tekniklerinden olan Faktoring’ i
ne oranda tercih ettikleri üzerine bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışma neticesinde şekil
2.2’de belirtildiği gibi ankete katılan firmaların %11,11’inin Faktoring’i tercih ettiği,
%88,89’unun ise Faktoring’i tercih etmediği sonucuna varılmıştır. Firmalar tercih
etmeme sebebi olarak genelde faktoring’ e başvurmanın son çare olarak gördüklerini
belirtmiş, bu finansman tekniğinin piyasa ve banka istihbaratı açısından olumlu
karşılanmadığı görüşünde olduklarını bildirmişlerdir. Çünkü bankalar tarafından
firma piyasa istihbaratı yapılırken, firma kasasında bulundurduğu kıymetli evrakları
(poliçe - bono – çek.. vs.) faaliyet gösteren o kadar ticari banka varken neden bu
bankalara iskonto ettirmeyip, faktoring şirketine devrettiği (daha pahalı bir
finansman tekniği olduğu halde) hususunda olumsuz görüş bildirmeleri kaygısını
taşıdıklarını belirtmişlerdir.
Çizelge 2.5. Firmalara Göre Forfaiting Kullanma Durumu
1111111119 9
GöltaşOrmaMetamar A.ŞİpliksanŞahlanlar GıdaOSC tekstilModülmer A.ŞGülbirlikHediye Un A.Ş
FirmaÜnvanı
Toplam
KullanmıyorForfaiting
Toplam
Çizelge 2.5’de firmaların ne kadarının Forfaiting’i alternatif bir finansman
tekniği olarak gördüğü üzerine çalışma yapılmıştır. Çalışmada ankete katılan
firmaların hiçbirinin Forfaiting’i tercih etmediği ortaya çıkmıştır. Bunun sebebinin
ise ankete katılan tüm firma finansman yöneticilerinin forfaiting ile faktoring
arasındaki farkları tam olarak bilmedikleri ve dolayısıyla forfaiting hakkında fazla
bilgi birikimine sahip olmadıklarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
54
Çizelge 2.6. Firmalara Göre Eximbank Kredisi Kullanma Durumu
1 00 11 00 10 10 11 00 10 13 6 9
GöltaşOrmaMetamar A.ŞİpliksanŞahlanlar GıdaOSC tekstilModülmer A.ŞGülbirlikHediye Un A.Ş
FirmaÜnvanı
Toplam
Kullanıyor KullanmıyorEximbank Kredileri
Toplam
Şekil 2.3. Firmaların Türk Eximbank Kredilesi Kullanma Durumu.
Çizelge 2.6’da firmaların Türk Eximbank Kredilerini ne oranda tercih
ettikleri ve tercih nedenleri üzerine bir çalışma yapılmıştır. Çalışma neticesinde
yukarıda Şekil 2.3’de görüldüğü üzere ankete katılan firmaların %33,33’ünün Türk
Eximbank Kredilerini tercih ettiği, %66,67’sinin ise Türk Eximbank kredisini
kullanmadıkları sonucuna varılmıştır. Türk Eximbank kredisini tercih etmeyen
firmalar genel olarak bu kredinin eski avantajlarının olmadığını, bürokratik
66,67%�Kullanmıyor
33,33%�Kullanıyor
55
engellerin daha fazla olduğunu öne sürmüşlerdir. Türk Eximbank kredisini
finansman tekniği olarak kullanan firmalar, ise maliyetinin daha uygun olduğu
gerekçesiyle (özellikle sevk öncesi ihracat kredisi) bu finansman tekniğine sık sık
ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir.
Çizelge 2.7. Firmalara Göre Devlet Teşviki Kullanma Durumu
0 11 01 00 11 01 00 11 00 15 4 9
GöltaşOrmaMetamar A.ŞİpliksanŞahlanlar GıdaOSC tekstilModülmer A.ŞGülbirlikHediye Un A.Ş
FirmaÜnvanı
Toplam
Kullanıyor KullanmıyorDevlet teşvikleri
Toplam
44,44%�Kullanmıyor 55,56%�
Kullanıyor
Şekil 2.4. Firmaların Devlet Teşviki Kullanma Durumu
Çizelge 2.7’de firmaların Devlet Teşviklerine ne oranda başvurdukları
üzerine bir çalışma yapılmıştır. Buradan hareketle Şekil 2.4’de görüldüğü üzere
ankete katılan firmaların %55,56’ sının Devlet Teşviki’ni tercih ettiği, %44,44’ünün
56
ise tercih etmediği sonucuna varılmıştır. Devlet Teşviğini kullanan firmaların bazıları
genelde KDV istisnasından faydalandıkları için, bazıları da işveren sigorta
primlerinde zaman zaman indirim uygulandığı için ve fuarlara katılım için devletten
fuar katılım desteği aldıkları için bu finansman tekniğini tercih ettiklerini
bildirmişlerdir.
57
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Ülkelerin ekonomik anlamda gerçek kazançları, diğer ülkelerle olan ticari
faaliyetleri sonucu elde ettikleri döviz gelirleridir. Rekabetin yoğun bir şekilde
yaşandığı dünya piyasalarında isletmeler için dış kaynak bulma sürecinde çoğu
zaman sorunlar yaşanmaktadır. Firmaların özellikle kriz dönemlerinden hasarsız
çıkabilmeleri için, iç pazarla kısıtlı kalmamaları, dış pazarlara da açılmaları önem arz
etmektedir. Bu nedenle sadece iç pazarlarla çalışan firmalar bu süreçte kaynak
kullanımı ve tahsilatla büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Bu durumda firmaların
belli finansman teknikleri arayışında olmaları kaçınılmazdır. Alternatif kaynak olarak
adlandırılabilen alternatif teknikler yoluyla, ucuz kaynak bulmak çoğu zaman çıkış
yolu olabilmektedir. Alternatif finansman teknikleri firmalara direkt olarak kaynak
girdisi sağlamasa bile ticari işlemlerde muhtemel masraflarında indirimler sağlayarak
dolaylı olarak isletmelere kaynak girdisi de sağlamaktadır. Böylelikle firmalar daha
az harcama yaparak daha fazla ticari potansiyel elde edebilmekte ve daha çok
ekonomik fayda sağlamaktadırlar. Alternatif finansman tekniklerinin amacı firmalara
ucuz kaynak bulma yolları açarak ticari faaliyetlerinde maddi kazanç ve zaman
kazandırmaktır.
Bu çalışmada, dış ticarette kullanılan alternatif finansman teknikleri ve
finansal araçlar konusunda güncel ve pratik bilgiler derleyerek, Isparta ili içerisindeki
dış ticaret ile iştigal eden firmaların dış ticarette ne tür finansman tekniklerine
başvurdukları ortaya koymaya çalışılmıştır. Yapılan bu çalışma neticesinde, dış
ticarette karşılaşılan finansman sorunlarına çözüm arayan Isparta ilindeki dış ticaret
firmalarının özellikle Leasing, Faktoring, Forfaiting, Eximbank Kredileri ve Devlet
Teşvikleri hakkındaki görüşleri anket sonucu elde edilen veriler yardımıyla tespit
edilmeye çalışılmıştır.
Ankete katılan firmaların %22,22’sinin Leasing’i kullandığı, %77,78’sinin
kullanmadığı, %11,11’inin faktoring’i kullandığı %88,89’unun kullanmadığı,
%33,33’ünün Eximbank kredisini kullandığı %66,67’sinin kullanmadığı,
58
%55,56’sının Devlet Teşviği kullandığı, %44,44’ünün kullanmadığı, hiçbir firmanın
Forfaiting hakkında bilgisinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Anket sonrasında,
firmaların %100’ünün dış ticarette kullanılan finansman teknikleri hakkında
bilgilerinin olduğunu beyan etmelerine karşın, birkaç tekniği bilgi birikimlerinin
yetersiz olduğu ve bürokratik engellerin fazlalığı gerekçesiyle kullanmadığı
sonucuna ulaşılmıştır.
Çalışmamızdan hareketle, Isparta ilinde dış ticaret ile iştigal eden ve
finansman sorunlarına çözüm arayan firmalara başta üniversite, öte yandan Ticaret
ve Sanayi Odası ile Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği vasıtasıyla bir sinerji
oluşturularak alternatif finansman teknikleri konusunda danışmanlık hizmetlerinin
artırılmasının ülkemizde ve dünyada artan rekabet koşulları da dikkate alındığında
uygun olacağı kanaatindeyim.
.
59
KAYNAKÇA
Kitaplar AŞIKOĞLU, R., Türkiye'de Yatırım Teşvik Tedbirleri, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, Eskişehir, 1988.
AYGÜN, N., ÇETİNKAYA, S., KOBİ’ler, Girişimciler ve Esnaflar için Devlet Destekleri, Krediler Teşvikler Rehberi, 2. Baskı, Mavi Çizgi Yayıncılık, Ankara, 2006.
GÜRSOY, Y., Dış Ticaret İşlemleri, Ekin Kitabevi, Ankara, 2005.
KAYA, S., Her Yönüyle Dış Ticaret, Ce-Ka Yayınları, Ankara, 2007.
KONDAK, N., İşletmelerde Finansman Sorunu ve Çözüm Yolları, Der Yayınları, No: 331, İstanbul, 2002.
KURAL, K., KARAKEÇİLİ, F., SAKIZOĞLU, A., GATT Normları ve Uluslararası Bütünleşmeler Açısından Devlet Yardımları, 1. Baskı, Avrupa Birliği ile İlişkiler Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 1995.
TOMANBAY, M., Dış Ticaret Rejimi ve İhracatın Finansmanı, Hatipoğlu Yayınevi, Ankara, 2001.
UZUNOĞLU, S. Yeni Finansman Teknikleri, 2. Baskı, İstanbul. 1998.
YALÇIN, H., Yatırım İndirimi, Kılavuz Yayınevi, İstanbul, 1999. Diğer Arena Faktoring, http//www.arenafaktoring.com.tr.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, http://www.bddk.org.tr.
Faktoring Derneği, http://www.faktoringdernegi.org.tr.
Finansal Kiralama Derneği, (FİDER), http://www.fider.org.tr.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Forfaiting
http://www.eximbank.gov.tr/html_files/ulkekrgar.htm.
İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, İGEME Yayınları, www.igeme.org.tr.
Kobifinans, http://www.kobifinans.com.tr.
Pamuk Faktoring, www.pamukfaktoring.com.tr.
Pamuk Leasing, http://www.pamukleasing.com.tr.
Sermaye Piyasası Kurulu, http://www.spk.gov.tr.
Makale
AKÇA, H. A., Finansal Kiralama ve Türkiye’de Gelişimi, HDTM Dergisi, NO:1, HDTM Yayını, Ankara,1991.
60
AYTEMİZ, L., HELHEL, Y., Kobilerin Teşvik Tedbirlerinden Yararlanma Eğilimi, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Cilt:12, S:1, 2007.
BİLDİRİCİ, Z., Çeşitli Ülkelerde ve Ülkemizde Yatırımları Özendirici Vergi Teşvikleri, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, No:329, 1989.
DPT, "Yatırım Teşvik Politikaları", VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayını, Ankara, 1989.
DURAN, M., Türk Teşvik Sisteminin Yapısal Özellikleri ve Rasyonel Bir Teşvik Sisteminin Esasları, İşletme ve Finans Dergisi, 1999.
DURAN, M., Türkiye’ de Yatırımlara Sağlanan Teşvikler ve Etkinliği, Araştırma ve İnceleme Dizisi, Ankara, 2002.
Factoring ve Türkiye’de ki Uygulaması, İktisadi Araştırmalar Vakfı, İstanbul, 1994.
İNECİ, B., Avrupa Topluluğu ve Türkiye'de Subvansiyonlar, Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü Yayını, İstanbul, 1993.
İstanbul Ticaret Odası, Sorularla Faktoring, Yayın No:67, İstanbul, 1998.
İstanbul Ticaret Odası, Sorularla Finansal Kiralama, Yayın No:66, İstanbul, 1998.
İstanbul Ticaret Odası, Sorularla Forfaiting, Yayın No:64, İstanbul, 1998.
JOHNSON, H.S.. Financial Institutions and Markets, 1993.
KOCAMAN, A. B., Factoring (Genel Alacak Devir ve Satımı İşlemi) Türkiye Bankalar Birliği Yayınları, Yayın No:178, ANKARA, 1994.
KOCAMAN, A. B., Faktoring İşleminin Huhuki Niteliği, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1992.
MARTINEK, M., Moderne Vertragstypen, Band I, Leasing und Factoring, München, 1991.
MAZLUM, M.,YÜCEL, İ., TEKEOĞLU, M., Özel Kesim Yatırım İmkanları ve Yatırım Kararlarında Teşviklerin Etkinliği, TOBB Yayınları, Ankara, 1990.
ONURSAL, E., Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulama, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Yayını, Ankara, 1996.
ORDUHAN, H., Leasing Nedir?, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Eğitim Yayınları, 2009.
TECER, M., "Türkiye'de Teşvik Uygulamaları ve Avrupa Birliği", Amme İdaresi Dergisi, Cilt 29, Sayı 1, 1996.
TEKELİ, İ., İLKİN, S., 1929 Dünya Buhranında Türkiye'nin İktisadi Politika Arayışları, ODTÜ İdari İlimler Fakültesi Yayını, Ankara, No: 30, 1977.
TOBB, Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, TOBB Yayınları, No: 244, Ankara, 1992.
Yatırımlarda Devlet Yardımları İle İlgili 95/2 no'lu Tebliğ, md. 1 - A, 4.4.1995 tarih ve 22248 sayılı Resmi Gazete.
YAVUZ, M., İhracatta Alternatif Finansman Teknikleri, İGEME Yayınları, 2008.
61
EKLER
ANKET SORULARI
1) Firma Ünvanı: Göltaş Göller Bölgesi Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.
2) Faaliyet Konusu: Çimento İmalatı
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 38 yıl
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği:
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
2001 yılına kadar Eximbank kredilerinden uygun ölçüde istifade edildiği,
fakat 2001 yılından sonra bürokratik engellerin çoğalması sebebiyle bu finansman
tekniğini kullanmadıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca mevzuatın elverdiği ölçüde Devlet
Teşviklerinden istifade etmeye devam ettiklerini bildirmişlerdir Firma Devlet
Teşviklerini, genelde KDV istisnasından faydalandıkları için tercih ettiğini belirtmiş
olup, ayrıca yatırım yapıldığı takdirde Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu ve
Destekleme Primlerinin kaldırılmasından ve makine teçhizat üzerindeki KDV
yükünün kaldırılmasından dolayı bu finansman tekniğini benimsediklerini
bildirmiştir.
62
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
1) Firma Ünvanı: Orma Orman Mahsulleri İntegre Sanayi ve Ticaret A.Ş.
2) Faaliyet Konusu: Yonga Levha ve Melamin Kaplı Yonga Levha İmalatı
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 41 yıl
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
Firma son dönemde Yonga levha üretim kapasitesinin 1,5 kat artırılmasına
yönelik yatırıma girdiğini ve bu sebeple devlet yatırım teşviki aldıklarını belirtmiştir.
Yatırım Teşviki olarak ise makine teçhizat üzerindeki KDV istisnasından
faydalandıklarını bildirmiştir.
63
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
1) Firma Ünvanı: Metamar Mermer Granit Madencilik Sanayi ve Ticaret
A.Ş.
2) Faaliyet Konusu: Mermer ve Doğal Taş Ürünleri İmalatı
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 14 yıl
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
Firma maliyeti daha uygun olduğu gerekçesiyle (libor + 0,75) sevk öncesi
ihracat kredisi (Türk Eximbank kaynaklı) kullandıklarını belirtmiştir. Bunun yanında
Devlet Teşviği olarak ise KDV istisnasından yararlandıklarını, Fuarlara katılım için
Fuar Teşviği aldıklarını ve Yurtdışındaki şubelerinin (ABD - Rusya) masraflarının
%50 ‘si oranında devletten iade aldıklarını belirtmiştir.
64
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
1) Firma Ünvanı: İpliksan Isparta İplik Sanayi A.Ş.
2) Faaliyet Konusu: El Örgü İplik İmalatı
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 25 yıl
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
Firma Bürokratik engeller daha az olduğu için ve diğer finansman
tekniklerine göre göre maliyetinin daha uygun olduğu gerekçesiyle ağırlıklı olarak
Leasing ve Faktoring’ten istifade ettiklerini bildirmiştir.
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
65
1) Firma Ünvanı: Şahlanlar Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
2) Faaliyet Konusu: Su Ürünleri İşleme
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 18 yıl
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
Firma Devlet Teşviklerini, Yurt dışında bulunan (Özbekistan) fabrikalarında
istihdam ettiği Su Ürünleri Mühendis ve Teknikerlerinin sigorta primlerinden indirim
yapıldığı gerekçesiyle tercih ettiğini belirtmiştir.
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
1) Firma Ünvanı: Osc Tekstil Tarım Gıda Soğutma Sistemleri İnş. Tur. ve
San. Tic. Ltd. Şti.
2) Faaliyet Konusu: Endüstriyel Soğuk Hava Tesisi İnşaası ve İşletmeciliği
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 3 yıl
66
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
Firma Devlet Teşviklerini, genelde KDV istisnasından faydalandıkları için
tercih ettiğini belirtmiş olup, makine teçhizat üzerindeki KDV yükünün
kaldırılmasından dolayı bu finansman tekniğini benimsediklerini bildirmiştir.
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
1) Firma Ünvanı: Modülmer Modül Mermer Sanayi ve Ticaret A.Ş.
2) Faaliyet Konusu: Mermer İmalatı
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 23 yıl
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
67
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
Firma Leasing yöntemini, maliyetinin daha uygun olduğu ve banka
kredilerinde olduğu gibi ek teminat verilmeden kiralama işlemlerini
gerçekleştirebildikleri için bu yöntemi tercih ettiklerini belirtmiştir. Firma ayrıca
zaman zaman Türk Eximbank’tan maliyetinin daha uygun olduğu gerekçesiyle sevk
öncesi ihracat kredisi kullandıklarını belirtmiştir.
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
1) Firma Ünvanı: Gülbirlik Gül Yağı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış
Kooperatifleri Birliği
2) Faaliyet Konusu: Gülyağı ve Gül Konkreti İmalatı
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 30 yıl
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
68
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
Firma geçmiş dönemde Türkiye de faaliyet gösteren 17 adet Tarım Satış
Kooperatifleri Birliği’nin rekabet gücünün artırılmasına yönelik Devlet Teşviği
verildiğini ve kendilerinin de bu teşvikten istifade ettiklerini belirtmiştir. Firma
ayrıca o dönemde verilen teşviğin hibe olduğunu bildirmiştir.
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
1) Firma Ünvanı: Hediye Un San. ve Tic. A.Ş.
2) Faaliyet Konusu: Un İmalatı
3) Kaç Yıldır Dış Ticaret Yaptığı: 4 yıl
4) Dış Ticarette kullanılan Finansman Teknikleri hakkında bilgisi olup
olmadığı
EVET HAYIR
69
5) Finansman Tekniklerinden hangisini tercih ettiği
LEASİNG
FAKTORİNG
FORFAİTİNG
EXİMBANK KREDİLERİ
DEVLET TEŞVİKLERİ
6) Neden bu tekniği kullandığı:
7) Dış Ticarette Herhangi bir Finansman Tekniği kullanılmıyor ise
bunun nedeninin ne olduğu:
BİLGİM(HABERİM) YOK ÖZKAYNAĞIM YETERLİ
70
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler:
Adı ve Soyadı : Ali BALCI
Doğum Yeri : Keçiborlu
Doğum Yılı : 1981
Medeni Hali : Evli
Eğitim Bilgileri:
Lise : Isparta Süleyman Demirel Fen Lisesi 1995 – 1998
Lisans : Osman Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat Bölümü 1999-2003
Yüksek Lisans : Süleyman Demirel Üniversitesi S.B.E. İktisat Bölümü
……………………….. 2008 – 2010
Yabancı Dil:
İngilizce
İş Deneyimi:
2005 -2006 : Gülmega A.Ş. Muhasebe –Finansman Sorumlusu, Göltaş A.Ş.
Muhasebe memuru, Akbank A.Ş. Gişe Asistanı
2006 – : T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Isparta Şubesi Ticari Müşteriler Yetkilisi