Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı...

14
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131 Derya UZUN AYDIN 1 “NÜ HEYKELİN” TÜRK SANATINDAKİ YERİNE BİR BAKIŞ Özet Osmanlı Devleti “batılılaşma” dönemi ile sanat hayatında da bir takım değişikliklere hazır hale gelmiştir. Artık resim, mimari, heykel veya müzik gibi sanat dalları, batılı anlamda tanınmaya başlanmıştır. Ancak heykel sanatında “çıplak veya nü” heykeller, özellikle İslami inanışlar düşünülürse, genel olarak sıkıntılı temalardan birini oluşturmuştur. Bu tutum Cumhuriyetle birlikte gevşemeye başlamış, sonrasında da heykel sanatında gelişimler hızla devam etmiştir. Bu gelişmelerin akabinde, heykelde veya nü heykelinde özgün çalışmaların yapıldığı gözlenmektedir. Fakat şu gerçek unutulmamalıdır ki, bugün çağdaş Türk sanatında heykelin yaşadığı sıkıntılar bitmemiş, bitememiştir. Heykele bu tarz bakış açısı, siyasi ve ideolojik etmenlerden mi kaynaklanır, yoksa dinsel çekinceler mi buna sebep olur, tartışılır. Bu süreç, ayrı bir araştırma konusu oluşturacak kadar önemli bir konudur. Anahtar Kelimeler: Türk Heykeli, Nü, Cumhuriyet Devri AN OVERVİEW to “NUDE SCULPTURE” in TURKISH ART Abstract By the period of westernization, Otoman empire has become ready for a few changes in art life as well. After that, arts such as art, architecture, sculpture, or music has become known by western. However, considering Islamic beliefs, “nude” sculptures has always been one of problematic events. With the republic, this attitude has begun to de-escalate, but afterwards developments in sculpture has continued rapidly. Following these developments, unique works has been observed in sculpture or nude sculpture. However, this fact should be noted that, the difficulties that sculpture face in the contemperary turkish art has not finished, has failed to finish. It is argumentative whether such a viewpoint to sculpture, caused by political and ideological factors or religious reservations. This process is such an important issue that constitutes a separate research topic. 1 Yrd. Doç. Dr., Batman Üniversitesi, Sanat Tarihi ABD., [email protected]

Transcript of Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı...

Page 1: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

Derya UZUN AYDIN1

“NÜ HEYKELİN” TÜRK SANATINDAKİ YERİNE BİR BAKIŞ

Özet

Osmanlı Devleti “batılılaşma” dönemi ile sanat hayatında da bir takım

değişikliklere hazır hale gelmiştir. Artık resim, mimari, heykel veya müzik gibi

sanat dalları, batılı anlamda tanınmaya başlanmıştır. Ancak heykel sanatında

“çıplak veya nü” heykeller, özellikle İslami inanışlar düşünülürse, genel olarak

sıkıntılı temalardan birini oluşturmuştur. Bu tutum Cumhuriyetle birlikte

gevşemeye başlamış, sonrasında da heykel sanatında gelişimler hızla devam

etmiştir. Bu gelişmelerin akabinde, heykelde veya nü heykelinde özgün

çalışmaların yapıldığı gözlenmektedir.

Fakat şu gerçek unutulmamalıdır ki, bugün çağdaş Türk sanatında heykelin

yaşadığı sıkıntılar bitmemiş, bitememiştir. Heykele bu tarz bakış açısı, siyasi ve

ideolojik etmenlerden mi kaynaklanır, yoksa dinsel çekinceler mi buna sebep olur,

tartışılır. Bu süreç, ayrı bir araştırma konusu oluşturacak kadar önemli bir konudur.

Anahtar Kelimeler: Türk Heykeli, Nü, Cumhuriyet Devri

AN OVERVİEW to “NUDE SCULPTURE” in TURKISH ART

Abstract

By the period of westernization, Otoman empire has become ready for a few

changes in art life as well. After that, arts such as art, architecture, sculpture, or

music has become known by western. However, considering Islamic beliefs,

“nude” sculptures has always been one of problematic events. With the republic,

this attitude has begun to de-escalate, but afterwards developments in sculpture has

continued rapidly. Following these developments, unique works has been observed

in sculpture or nude sculpture.

However, this fact should be noted that, the difficulties that sculpture face in the

contemperary turkish art has not finished, has failed to finish. It is argumentative

whether such a viewpoint to sculpture, caused by political and ideological factors

or religious reservations. This process is such an important issue that constitutes a

separate research topic.

1 Yrd. Doç. Dr., Batman Üniversitesi, Sanat Tarihi ABD., [email protected]

Page 2: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

119

“Nü Heykelin” Türk Sanatındaki Yerine Bir Bakış

Keywords: Turkish sculpture, Nu, Republican period

GİRİŞ

Osmanlı toplumu “batılılaşma” olarak adlandırılan dönemlerden itibaren bir takım

reformlara gitmiş ve şüphesiz sanat hayatı da bundan olumlu yönde etkilenmiştir. Resim,

mimari, heykel gibi sanat dalları batılı anlamda gelişime açık hale gelmiş ve akabinde

19.yüzyılda bir güzel sanatlar okulu açılarak bu süreç pekiştirilmiştir. Cumhuriyetle bu gelişim

evresi daha da ivme kazanmış, özellikle heykel sanatında Cumhuriyetten sonra özgün

çalışmalarıyla da ön plana çıkacak birçok heykel sanatçısı yetişmiştir. Bununla birlikte,

İslam’daki “tasvir yasağı” inancı çoğu kere sanatçıların heykele düşünceli ve dikkatli

yaklaşmalarına sebep olmuş ve hatta günümüzde dahi bu anlayıştan tamamen

uzaklaşılamamıştır. Durum böyle olunca, heykel sanatında “çıplak ‘’ veya ‘’nü” heykellerinin

yapılması da sıkıntılı olmuştur. Ancak Cumhuriyetle birlikte yurt dışından gelen hocalarla

heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan

bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay, 1990:1-5, 7)

Sanayi i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Okulu) açıldıktan sonra, heykel veya resim gibi

bölümlerde canlı modelle çalışmanın zorluğu kaynaklarda da dile getirilmektedir. Nitekim “pos

bıyıklı ve hamal kıyafetli erkek modellerden” söz edilirken, okula getirilen ilk kadın modelle

ilgili olarak Hikmet Onat şunları aktarmaktadır:

“Mektebin bizim okuduğumuz yıllardaki durumuna baktığımızda, o devirde

resme çalışmanın zor olduğunu belirtmem gerekir. Ne erkek, ne de kadın çıplak

model yoktu. Zaten çevre, okulu ahlaksız bir yer olarak görüyordu antik kopyaların

beline peştamal bağlandığını bilirim modellerimiz çoğu pos bıyıklı sarıklı sakallı

hamallardı. Ağırlık portre ve büst yapıyorduk. Bir gün kadın model yapmak adına

Çingene mahallesinden bir kız getirdik ve kıza oyun oynar pozu verdirdik. Tam o

sırada Osman Hamdi Bey gelmiş ve siz deli misiniz çocuklar? Kendinizi nerede

sanıyorsunuz burası Türkiye, bunları kaldırmaz zaten yakında Avrupa’ya gidecek

ve bol bol çıplak kadın çalışabileceksiniz” diyerek çıkışmıştı”. (Berk, Özsezgin,

1983: 18-19. ; MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu’ndan Canlı

Modelin Sanat Eğitimindeki Yeri-Panelleri ve Sergisi, 2006: 12-13.)

Ali Sami Boyar’a göre de, 1906 yılına kadar Güzel Sanatlar Okulu’nda modelden çalışma

yapılamamıştır. Bu tarihten itibaren artık akademide modelden çıplak çalışma yapılacaktır.

Model olarak da yağlı güreşçilerin kullanıldığından bahsedilmektedir. (Beykal, 1994: 2).

İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Kız Güzel Sanatlar Okulu) ise, ilk defa bir kadın

model atölyeye getirebilmiştir. Müdür Mihri Müşfik Hanım sayesinde, genellikle Rum ve

Ermeni kadınlar arasından seçilen kadınlardan yararlanılıp, çalışıldığı bilinmektedir. Çıplaktan

veya nü’den çalışma sorunu özellikle “Cumhuriyet Türkiye”si ile çözülebilmiştir demek ise

yanlış olmayacaktır. (MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu’ndan Canlı

Modelin Sanat Eğitimindeki Yeri-Panelleri ve Sergisi, 2006: 13, 22.)

Page 3: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

120

Derya Uzun Aydın

Foto.1: Üstte İbrahim Çallı öğrencileri ile birlikte. Yıl, 1928. Altta: Hikmet Onat

Atölyesi. Yıl, 1935.

II. Cumhuriyet Dönemi Ve Nü Çalışmalar

Sanayi-i Nefise Mektebi yani Güzel Sanatlar Akademisi’nde “akşam kursu” olarak

bilinen “cour de soir-kurdösuvar”lar yapılmaya başlanmış ve öğrenciler burada etüt çalışmalar

yapmışlardır. Nitekim bu durum 1930’lardan 70’lere kadar devam etmiştir. (Foto.2). Öğleden

sonraları kendi başlarına canlı modelden desen çalışılan akademide, 40’lı yıllarda Rum, Ermeni,

Page 4: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

121

“Nü Heykelin” Türk Sanatındaki Yerine Bir Bakış

Rus ve çok az Türk “çıplak” olarak modellik yapmıştır. Bunlardan özellikle ismi bilinenlerse

şunlardır; “Tasula, Mari, Agati, Emine ve Melahat”. (MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel

Müzesi Koleksiyonu’ndan Canlı Modelin Sanat Eğitimindeki Yeri-Panelleri ve Sergisi, 2006:

116-117.)

Foto. 2: Üstte: Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Heykel Atölyesi, 1930’lar, Altta: Akşam

kursu “Cour de Sour” dan bir görünüm.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan nü’ler, genel olarak dönemin ideolojisini

yansıtmakla birlikte, toplumsal yapının etkisinde kalan sanatçıların öznel çalışmaları olarak da

dikkat çekmişlerdir. Bu dönemlerde ilk 30 yıla bakıldığında, çağdaş eğilimler ve batı tarzı

yaklaşımlar sanatçılarımızda etkili olmuştur. Ayrıca Avrupa’ya gönderilen öğrencilerin,

oralarda etkisinde kaldıkları sanatçılar (Rodin, Maillol, Despiau Belling gibi) ve yabancı

ustaların önemi de unutulmamalıdır. (Berksoy, 2012: 15.)

Güzel Sanatlar Akademisi, 1930’lu yıllarda bir değişim yaşar ve Müdür Burhan Toprak

Ankara’ya tayin edilince Türk heykel sanatında yabancı eğitmenlerden yararlanma dönemi de

başlamış olur. Türk heykeli ve anıt heykelciliğinin önemli bir kuşağını yetiştirecek olan Rudolf

Belling, Hitler dönemi Nazi Almanya’sındaki baskıcı düzenden kaçarak yurda sığınır. (Foto. 3).

Page 5: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

122

Derya Uzun Aydın

Belling, Akademi’ye 20 Ocak 1937’de başlayacaktır. (Yılmaz, 2013: 41). Heykeltıraş Belling

Cumhuriyet Türkiye’sinde çok önemli Türk heykeltıraşları yetiştirecektir: Hüseyin Özkan,

Hakkı Atamulu, Yavuz Görey, Rahmi Artemiz, ilhan Koman, Mari Gerekmezyan, Türkan

Tangör, Kamil Sonad, Muzaffer Ertoran, Şadi Çalık, Ayperi Balkan, Vahyi İncesu, İsmail

Hakkı Öcal, Zerrin Bölükbaşı, Hüseyin Gezer, Turgut Pura bu isimlerden sadece bir kaçıdır.

İlerleyen yıllarda heykel atölyesinde “eğitmen seçimi” uygulamasına geçilmiştir. Sonrasında da,

Belling ve Hadi Bara – Zühtü Müridoğlu Atölyeleri açılmıştır. Bu iki atölyeyi seçen ve daha

sonra da atölyelerini değiştiren öğrencilerse şunlardır: “Kuzgun Acar, Hakkı Baha Çavuşgil, Ali

Teoman Germaner, Semahat Acuner, Gürdal Duyar”. Bu isimler ilk önce Belling ile çalışmışlar,

daha sonra Hadi Bara- Zühtü Müridoğlu Atölyesi’ni seçmişlerdir. (Yılmaz, 2013: 42).

Foto.3: Belling, “Erotik”, 1920’ler.

1923 ile 55 yılları arasında “nü” çalışan heykel sanatçıları kaynaklarda ağırlıklı olarak;

Nermin Faruki, Nusret Suman, Hadi Bara, Zühtü Müridoğlu, Hakkı Baha Çavuşgil, Şadi Çalık

ve Hüseyin Gezer gibi isimlerden oluşmaktadır. (Berksoy, 2012: 12). Türk heykelinde “nü”

çalışmalar ilk etapta; anatomiyi kavrama amaçlı çalışmalar olarak dikkat çekerler. Sonra da

yerini daha özgür ve özgün çalışmalara bırakırlar. Cumhuriyet’in ilk yıllarında “nü” çalışanlar,

herhangi bir kadın figürünü yansıttıkları eserlerinde özellikle “Havva” motifini ele almışlardır.

(Berksoy, 2012: 27). Türk heykeltıraşlarından Nusret Suman (1905-1978) Almanya’da eğitim

görmüş, burada klasik ve modern teknikleri öğrenmiş, yurda dönünce de “D Grubu”nda

heykellerini sergilemiştir. “Havva” çalışması (diğer ismiyle Nü) erken dönem çalışmalarına

örnek teşkil etmektedir. Havva, burada cennetten kovuluş anını sergiler. (Foto.4). (Berksoy,

2012: 32).

Page 6: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

123

“Nü Heykelin” Türk Sanatındaki Yerine Bir Bakış

Foto.4: Nusret Suman, “Nü çalışması”. (MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi

Koleksiyon kitabı: 172).

Hadi Bara (1906-71) Türk heykelinin diğer önemli isimlerinden olup, Suman ile aynı

yıllarda akademide eğitim görmüştür. Maillol, Bourdelle ve Gimond’un heykellerini takip eden

ve bu etkilerle çalışmalarını sürdüren sanatçının da “Havva” isimli bir çalışma yaptığı

bilinmektedir. (Foto.5). Bu çalışma, 1929’da Paris’teki Salon D’Automne’da sergilenmiştir.

(Üstünipek, 1994: 29-30). Bu heykelin, yurtdışından getirilen yapıtlar arasında boyut olarak en

büyük eserlerden olduğu bilinmektedir. (Yılmaz, 2013: 45). Sanatçının “Ayakta nü” heykeli ise

1940’lı yıllara rastlar. (Foto.6). Hadi Bara özellikle 1950’lerden itibaren soyut çalışmalara

ağırlık vermiştir. (Berksoy, 2012: 34. ; Şenyapılı, 2003: 98).

Page 7: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

124

Derya Uzun Aydın

Foto.5: Mahmut Cuda, Hadi Bara, Nurettin Ergüven, Refik Epikman, Cevat Dereli, Fahri

Arkunlar ve önde “HAVVA Heykeli”, 1931.

Foto.6: Hadi Bara, “Nü”, 1940’lar.

Hadi Bara, Müstakil Ressam ve Heykeltıraşlar Derneği’nin dışında “Grup Espace’ın”

Türkiye temsilcileri arasında yer almıştır. Türkiye’de Hadi Bara, İlhan Koman, mimar Tarık

Carım’ın üstlendiği Grup Espas, 1951 yılının Ekim ayında Fransa’da ortaya çıkmış olup; bu

düşüncede mimarlık, resim, heykel gibi farklı disiplinler bir arada olarak insanların ihtiyaçlarına

plastik bir dille cevap vermeyi amaçlar. Espace Grubu’nun temel amacı şöyle dile

getirilmektedir “ İnsani yaşam alanları yaratmak için mekânı toplumsal ve doğal yapısıyla bir

bütün olarak değerlendirmek, bu doğrultuda pratik çözümler önermek”. Türk Grup Espace’ın

Page 8: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

125

“Nü Heykelin” Türk Sanatındaki Yerine Bir Bakış

amacı da; yaşamın estetik değerlerle süslenmesine katkıda bulunmak ve insanoğlunun günlük

sıradan yaşamına yeni güzellikler katmaya çalışmaktır. (Bakçay, 2007: 60. ; Yılmaz, 2013: 46).

Heykeltıraş Zühtü Müridoğlu (1906-92), Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde nü çalışmalara

katkısı büyük olan sanatçılar arasındadır. Paris’te de bulunan sanatçı, Marcel Gimond ile

çalışmıştır. Ayrıca Maillol ve Despiau etkisinde kaldığı bilinmektedir. (Çekil, 1980: 17).

Kendisi ayrıca D grubunun 1933, 39 ve 41 sergilerine katılmıştır. Bronzu da dökülmüş olan

kadın “Nü” heykeli onun en önemli çalışmaları arasında yer alır. (Foto.7). (Berksoy, 2012: 33).

1932 yılında Gülhane Parkı Alay Köşkü’nde ilk kişisel heykel sergisini gerçekleştiren Zühtü

Müridoğlu “çağdaşlık ve modernizm” i kendine amaç edinmiştir. (Yılmaz, 2013: 48). Sanatçı

bazı eserlerinde Giacometti’ye benzemekten kaçındığına dem vursa da, benzer ince ve uzun

heykeller yaptığı da gözden kaçmaz. 1949-50’lerde çıplak heykel yapmayı sürdüren Müridoğlu

sonrasında ağırlıklı olarak abstre (soyuta) yönelir. (Şenyapılı, 2003: 99-100).

Foto.7: Zühtü Müridoğlu, “Nü”, 1930 sonları ile 1940 başları .

Belling’in diğer öğrencilerinden Hüseyin Anka Özkan (1908-9-2006); daha çok anıt

eserleriyle tanınmıştır. Çalışmalarında milliyetçi tavrı görmek mümkündür. Nitekim “Atlet”

isimli eserinde bu tutum rahatlıkla sezilebilir. (Foto.8). (Berksoy, 2012: 34). Cumhuriyet’in ilk

yıllarındaki erkek nü heykellerinde burada olduğu üzere; kaslar belirgindir, güçlü, ağır ve

sportiflerdir. Cumhuriyet’in sağlıklı bireylerinden oluşan bir ulus yaratma çabası dikkat

çekmektedir. (Berksoy, 2012: 29, 41). Genel olaraksa, kadın nü’lerine nazaran erkek nü sayısı

daha azdır. (İskender, 1993: 76-85).

Page 9: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

126

Derya Uzun Aydın

Foto.8: H. Anka Özkan, “Nü” isimli eseri. (MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi

Koleksiyon kitabindan: 197).

20.yüzyılın ilk yarısı itibarıyla “Nü”leri değerlendirecek olursak; çoğunluk “natüralist”

yaklaşımla ele alınmıştır. Yalın formda doğa etütleri oldukları anlaşılmaktadır. Sadeleşen

formlarda özellikle yabancı sanatçılar “Despiau ve Maillol” nun etkileri bulunabilir. Ardından

da, kübist etkiler gözlenir. Özellikle 1940 sonları ve 1950 başlarında bu tarz, ağırlık

kazanmıştır. Müstakiller ve D Grubunda olduğu gibi köşeli geometrik formlar da sıklıkla

kullanılmaktadır. Hakkı Baha Çavuşgil, Kamil Sonad, Hüseyin Gezer bu tarzda çalışmayı

benimsemişlerdir. (Gezgin, 2003: 77 ; Berksoy, 2012: 29).

1960’lı yıllar Türkiye’ye siyasetin damgasını vurduğu yıllardır. Yaşanan askeri darbe,

toplum kadar sanat hayatına da damgasını vurmuştur. (Yılmaz, 2013: 57). 1960’lı yıllarda kimi

sanatçılar çalışmalarında, doğrudan toplumu yansıtmayı amaçlamıştır. Neticede de, sembolik

veya dışavurumcu yaklaşımlarla özgün yapıtlar ortaya konulur. Böylece toplumsal ortam vücut

diliyle yansıtılmış olur. 1970’lerden 90’lara kadar, insan vücudu toplumsal olguların aracı

olmaya devam eder. Genel olarak 1950 ve 70’li yıllar arasında; resim ve heykelde ağırlıklı

olarak soyut eserler üretilmiştir. Bu yıllar genel olarak, “Modern heykeli tanıma” yılları olarak

ifadelendirilebilir. Müridoğlu ve Bara’nın soyuta ağırlık vermesi de, bu yıllara denk gelir. İlhan

Koman, Şadi Çalık, Ali Teoman Germaner ile Kuzgun Acar, demir konstrüksiyonlarla ilk

heykel örneklerini verirler. Bu dönemde Şadi Çalık, özellikle “eleştirisel” çalışmaları ile ayrıca

Page 10: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

127

“Nü Heykelin” Türk Sanatındaki Yerine Bir Bakış

dikkat çekmektedir. Bu bağlamda yaptığı çıplak heykelleri de önemlidir. (Foto.9). (Berksoy,

2012: 42-46). Bilindiği üzere, Cumhuriyet’in 50.yılı münasebetiyle 1973 yılında İstanbul’da

“20 heykel projesi” kararı alınmış ve buna mukabil eserler üretilmiştir. Ancak, yapılan bu

heykellerden bazıları ya yerinden kaldırılmış ya da siyasi kesimlerin hedefi olarak parçalanıp-

kırılmışlardır. Gürdal Duyar’ın “Güzel İstanbul” heykeli de bunlardan birisidir. (Foto.10).

Ayrıca, sanatçı Mehmet Aksoy’un “ucube” bulunan heykel çalışması da unutulmamalıdır.

(Tekiner, 2010:.18).

Foto.9: Şadi Çalık, “Nü”, 1960 sonları.

Page 11: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

128

Derya Uzun Aydın

Foto.10: Gürdal Duyar, “Güzel İstanbul”, 1973.

1980’lerde, Türk Silahlı Kuvvetleri devletin tüm organlarına el koyduğunu açıklar. 12

Eylül 1980 darbesi, siyasetten sivil halka bir çok kişinin tutuklanmasına neden olur. Türkiye bir

kriz dönemi yaşamıştır. (Yılmaz, 2013: 105). 90’larda ise Türkiye Körfez Savaşı’na tanıklık

eder. Bu süreçlerde, heykel sanatında toplumsal yapıtlar üretilmeye devam edilir. Figürlü ya da

non-figüratif eserlerle, yaşananlara sanatçılar tarafından tepki gösterilmektedir. (Berksoy, 2012:

48). Türkiye’de son 30-40 yılda, heykel sanatında konu olarak “toplumsal cinsiyet” konularını

tercih edenlerin sayısı artmıştır. Tüketim olgusuna, bedenin fetişleşmesine karşı olanlar, bunu

eserleriyle dile getirmektedir. Tüketim toplumunda insanoğlu artık, en çok bedenini tüketmeye

başlamıştır. Bu da tepkileri doğurur. (Berksoy, 2012: 67-68). 20.yüzyılda toplumsal cinsiyet

sürekli eleştirilmiş ve feminizm hat safhalara taşınmıştır. Kadın sorunlarına odaklı çalışan

isimler olarak “Füsun Onur, Azade Köker, Şeyma R.Nalça” gibi isimlere rastlamak

mümkündür. (Berksoy, 2012: 87). (Foto.11-12).

Page 12: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

129

“Nü Heykelin” Türk Sanatındaki Yerine Bir Bakış

Foto.11: Azade Köker, “Tutku” isimli eseri. ( http://bianet.org/galeri/turkiyeli-uc-

feminist-sanatci-british-museum-da?page=10&sec=bianet)

Foto.12: Şeyma Nalça, “Denemeler I”, Günümüz Sanatçıları 8.İstanbul Sergisi.

Page 13: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

130

Derya Uzun Aydın

III. Sonuç

Sonuç olarak, çıplak heykel Türkiye’deki yerini oldukça geç bulmuştur. 20.yüzyılın

başlarındaki denemeler tepki çekmiş ancak Güzel Sanatlar Okulu açıldıktan sonra öğrenciler,

özellikle Cumhuriyet sonrasında bu tarzda çalışmalar yapmaya başlamıştır. Bu çalışmada da,

özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarına ağırlık verilmiş ve birkaç sanatçı üzerinde durulmuştur.

50’li yıllar sonrasına kısaca değinilen bu makalede; Avrupa’ya öğrenci gönderilmesinden,

oradaki eğitmenlerin yurda gelmesi ve batılı tarzda çalışmalara daha bir olanak sağlanmasına da

değinilmiştir. Doğalcı yaklaşımlarla başlanan nü serüveni, modern akımlardan etkilenerek ürün

vermeye devam etmiştir. Türkiye’de yaşanan sıkıntılı siyasi süreçler, sanatı ve sanatçıyı da

etkilemiş ve toplumsal çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Cumhuriyet’in ideolojisini yansıtma

çabalarından, modern heykel çalışmalarına geçiş aşamalarına kadarki süreçte sanatçılar figüratif

ağırlıklı çalışmışlar, özellikle 50’li yıllardan sonra da soyuta yönelmişlerdir. Toplumun birer

parçası olarak yaşananlara kayıtsız kalamayan birçok sanatçı, son yıllarda özellikle kadına

yönelik çalışmalar yapmıştır. Yaşadığımız yüzyılda, heykel örnekleri çıplak olsun ya da olmasın

kamusal alanda birçok sıkıntıya maruz kalmış, kırılmış ya da parçalanmıştır. Bu tutumun

günümüzde de devam etmesi oldukça üzücüdür.

KAYNAKLAR

BAKÇAY, Ezgi, (2007), İstanbul’da 1960 sonrası Gerçekleştirilen Uygulamalar Özelinde

Plastik Sanatların Kent Mekânıyla İlişkisi, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar

Enstitüsü Heykel Anasanat Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

BERK, Nurullah; ÖZSEZGİN, Kaya, (1983), Cumhuriyet Dönemi Türk Resmi, İş

Bankası Yayınları, Ankara.

BERKSOY, Funda, (2012), Heykelde Beden İmgeleri- Türkiye’de Toplumsal Dönüşüm

ve Sanat (1923-2007), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yayınları,

İstanbul.

BEYKAL, Canan, (1994), “Türk Resminde Pehlivandan ‘Nü’ye”, Cumhuriyet, s.2.

ÇEKİL, C., (1980), Zühtü Müridoğlu ile Yaşamı ve Sanatı Üzerine Konuşmalar,

Yayınlanmamış Manuskript, İzmir.

GEZGİN, A. Ö. 2003, Akademiye Tanıklık I Resim ve Heykel, İstanbul.

İSKENDER, K., (1993), “Çıplaklık: Resimde çıplak ve Türk resminde çıplıklık”,

Türkiye’de Sanat, S.10, s.76-85.

MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu’ndan CANLI MODELİN

SANAT EĞİTİMİNDEKİ YERİ-Panelleri ve Sergisi, (2006), YKY, İstanbul.

OKAY, Sevay, (1990), Anıt Heykeller Dışında Türk Heykeli (1883-1945), Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji ve Sanat Tarihi (Sanat Tarihi)

ABD Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

TEKİNER, A. (2010), Atatürk Heykelleri, İletişim, İstanbul.

ŞENYAPILI, Önder, (2003), Otuz Bin Yıl Öncesinden Günümüze Heykel, ODTÜ

Geliştirme Vakfı Yayıncılık, Ankara.

Page 14: Derya UZUN AYDIN · 2018-11-09 · heykel sanatında önemli bir evreye girilmiş ve 1940’lı yıllar sonrası heykel sanatı, soyuta varan bir ivme kazanmıştır. (Foto.1). (Okay,

The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 118-131

131

“Nü Heykelin” Türk Sanatındaki Yerine Bir Bakış

ÜSTÜNİPEK, Mehmet, (1994), Hadi Bara’nın Sanatsal Kişiliği ve Yapıtları, Mimar

Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü Arkeoloji Ve Sanat Tarihi Anabilim

Dalı Batı sanatı ve Çağdaş Sanatlar Programı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

YILMAZ, Pınar, (2013), 1950 Sonrası Türk Heykel Sanatının Gelişimi, Marmara

Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Heykel Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul.

GÖRSELLER İÇİN KAYNAKLAR

MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu’ndan Canlı Modelin Sanat

Eğitimindeki Yeri-Panelleri ve Sergisi, YKY, İstanbul 2006, s. 14, 74, 78, 83,

172, 177, 187, 197, 206

TÜRENÇ, T. (2004-24 Nisan), “Heykel Öyküsü”, Hürriyet.

YILMAZ, Pınar, (2013), 1950 Sonrası Türk Heykel Sanatının Gelişimi, Marmara

Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Heykel Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul, s. 43, 46.

http://bianet.org/galeri/turkiyeli-uc-feminist-sanatci-british-museum-

da?page=10&sec=bianet (Alıntı: 11.08.2015)

http://sanalmuze.org/paneller/Ssd/3710.htm (Alıntı: 11.08.2015)