“Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

35
№ 4 (49) Осень 2014 Sonbahar , Yıl: 11 Sayı: 49 “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Transcript of “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Page 1: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

№ 4 (49) Осень 2014 Sonbahar , Yıl: 11 Sayı: 49

“Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk 1-

A k

ompa

s_49

.job

Page 2: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

рекл

ама

1-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 3: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

TEMA HOMEPA/MANŞETBir döneme damgasını vuran “öncü” şair VladimirMayakovski ile Nazım Hikmet’in dostluğuna dairilginç sayfaları, Rasim Dirsehan Örs kaleme aldı.

6

ИСТОРИЯ УСПЕХА/VİTRİN

Pasternak’ın “Doktor Jivago”sunu Türkçeye ilk defaRusça orijinalinden çeviren Hülya Arslan’ın, Rusya�Türkiye hattındaki yaşam öyküsü. / Полнаяприключений история жизни Хюльи Арслан �отважной турчанки, которая первой перевела романПастернака “Доктор Живаго” на родной язык.

14

YAKIN PLAN / ЛИЧНЫЙ ОПЫТTürk�Rus evliliklerinden doğan çocukların iki dilli,iki kültürlü macerelarını takibe devam ediyoruz. Busayıda yazar Yana Temiz ve kızı Asya anlatıyor. /Мы продолжаем знакомить вас с историямибилингвальных семей и детей в этих семьях. Нашпостоянный автор Яна Темиз � о себе и своейдвуязычной дочери Асе. 24

DERİN RUSYAVladimir Vısotski adını Rusya’da bilmeyene rast�layamazsınız. SSCB’nin son çeyrek yüzyılında“protest şarkıları” ile damgasını vuran,toplumun vicdanı olan ünlü ozanı size tanıt�mak istedik. 32

КУЛЬТПРОСВЕТВ этом году исполнилось сто лет турецкомукинематографу. Кто считается лучшимитурецкими режиссерами современности и какиефильмы турки отобрали в “золотой фонд”?

40

В ПУТЬ!Бьемся об заклад, что вы не знаете всех техтурецких достопримечательностей, о которых мырассказали в этом материале. Ведь этосамые неизвестные места в Турции! 522-

A k

ompa

s_49

.job

Page 4: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Eksik kalan yanımız...Son çeyrek asırda Türkiye�Rusya ilişkilerine ivme kazandıran pekçok önemli projeye imza atıldı: Gaz anlaşmalarından boru hatlarına... Devasa inşaat pojelerinden nükleer santrale... Bunların çoğu hayata geçirildi, bazıları adım adım ilerliyor.Siyasetten ticarete, ikili ilişkilerde alınan mesafe göz kamaştırıcı.Ancak konu sosyal�kültürel ilişkiler olduğunda, itiraf etmeliyiz kiyeteri kadar yol alamadık. Yapılabileceklerin çok azıyla yetindik,yetiniyoruz. Bu konunun eksik yanımız, aksayan ayağımızolduğunu itiraf etmeliyiz. Oysa iki ülke halkları arasında hızlagelişen ilişkilerin çimentosu, insani�sosyal ilişkilerdir. Çevrilen birkitap, düzenlenen bir kültür�sanat etkinliği kurulan bir fabrikagibi değerlidir. Boris Pasternak’ın ölümsüz eseri “DoktorJivago”nun bunca yıl sonra ilk kez orijinalinden Türkçe’yeçevrilmesi bize bunları hatırlattı. Çeviriyi yapan değerli ismi,Hülya Arslan’ın bu sayımızda ilginç yaşam öyküsü ile sizleretanıtırken, Türkiye�Rusya hattında onun gibi vitrine çıkmadangece gündüz çalışan “isimsiz kahramanların” çoğalmasını diliyoruz.

КО

МП

АС

PUSU

LA

4

ЖУРНАЛДеловое сотрудничество

КОМПАС№4/2014 (49)Осень 2014

Издается с октября 2002 г.Выходит один раз в тримесяца

Главный редактор Ксения АрцыбашеваУчредитель и Издатель:ООО «Туркрус»Адрес Редакции:119192, г.Москва,Мичуринский Проспект, 5�3

Телефон : +7(495)767�88�[email protected]

Издание зарегистрировано в Министерстве РФ по делампечати, телерадиовещания исредств массовыхкоммуникаций.

Свидетельство о регистрацииПИ №ФС77�55762 от28.10.2013

Отпечатано в типографииООО «ТВОЛИ МЕДИА»:109518, Москва, Грайвороновский 1�й проезд,д.20, кор.35

Распространяется бесплатно

Türk�Rus İşbirliği İçin

PUSULA Yıl: 11, Sayı: 49 (Sonbahar 2014)

Yazı İşleri Müdürü:Ksenia Artsıbaşeva

Reklam başvuruları için telefon:Moskova+7 (495) 767 88 02

e�mail: [email protected]

Rus�Türk İşadamlarıBirliği’nin (RTİB) işbirliği ile yayınlanmaktadır

RTİB adresi:Sredniy Ovçinnikovski Pereulok 8,Kat 4Moskova, Rusya FederasyonuTel/Faks

(495) 975 87 07 (pbx)web: www.rtib.come�mail: [email protected]

Pusula’da yayınlanan yazılardan sadece kaynak gösterilerek özetalıntı yapılabilir.

Чего нам не хватает...В последнюю четверть века были запущены очень важныепроекты, которые послужили упрочнению российско�турецких отношений — от соглашений по поставкам газа допроведения трубопровода, от гигантских строительныхпроектов до атомной электростанции... Большинство из нихвоплощены в жизнь, другие постепеннопродвигаются вперед. От политики до торговли — путь,который мы проделали в двусторонних отношениях, поражает.Но когда речь идет о социальных, культурныхотношениях, мы вынуждены признать, что необходимый путьне прошли. Мы едва сделали и продолжаем с трудом делать то,на что способны. Эта проблема — то, чего нам не хватает. Мыдолжны признать, что это наша слабая сторона. Ведь основаотношений между народами двух стран, которая развиваетсябыстрее всего, это человеческие, социальные отношения.Переведенная книга или организованное культурноемероприятие не менее важны, чем построенная фабрика. Обэтом нам в очередной раз напомнило бессмертноепроизведение Бориса Пастернака «Доктор Живаго», котороеспустя столько лет впервые переведено с оригинала натурецкий язык. В этом номере мы знакомим вас с прекраснымчеловеком, который выполнил этот перевод, Хюльей Арслан.И искренне желаем, чтобы таких «безымянных героев»,которые, не выставляя себя напоказ, дни иночи посвящаютработе, в российскотурецких отношениях становилось всебольше.

2-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 5: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Hiç şiir yazmış mıydınız? Büyük olasılıkla, kendinizi bilmeye başladığınız

günden bu yana, hiç olmazsa birkaç dize aklınızdan,gönlünüzden geçmiştir. Peki, eğer pek öyle vezne vekafiyeye özen göstermeden, kendi bulduğunuz birritim içerisinde yazdıysanız, bu dizelerinizde bir Rusşairinin de rolü olması ihtimalinden söz etsek?

“Hangi şair? Ne alaka?” dediğinizi duyar gibi oluy�oruz. Öyle ya, taa kaç zaman önce, memleketin kimbilir hangi köşesinde, içinizden gelenleri döktüğünüzbir kağıtta, böyle bir şey nasıl olabilir?

O şair, Moskova’da, Triumfalnaya Meydanındakianıtta hatırası yaşatılan, ismi pek çok yere verilmişMayakovski’dir. “Ne alaka” olduğunu ise birlikte anla�maya çalışalım…

Mayakovski Türkiye sınırında 1917 Bolşevik Devrimi sonrasında Sovyet Rusya

dünyanın ilgi odağı olmuştur. Yeryüzünün dört biryanından pek çok genç “geleceğin dünyasını kuracak”bu rüya ülkeyi görmek için buraya akın etmektedir.Bunların arasında 19 yaşındaki Nâzım Hikmet devardır.

İstanbul’un dış güçlerce işgal edilmesi üzerine,Nazım Hikmet ve birkaç arkadaşı önce KurtuluşSavaşına katılmak üzere Anadolu’ya geçerler, daha

Araştırmacı yazar Rasim Dirsehan Örs,bu sayımızda “Türki şiirine Rus katkısı:

Mayakovski” başlığı ile önemli bir döneminperdesini aralıyor. Rus arşivlerinden vefarklı kaynaklardan derlediği bilgilerle,

Vladimir Vladimiroviç Mayakovski (1893�1930) ile Nazım Hikmet ilişkisini,

dostluğunu, sanatçı etkileşimini ve keyiflianıları anlatıyor:

Nazım Hikmet’in “Herkese sövermiş gibi konuşan adam” dediğiVladimir Mayakovski ile dostluğu ve ondan öğrendikleri

“Dinle Türk! Korkma, nasıl olsa bir şey anlamayacaklar”

ORTAK TARİHİMİZDEN

6

КО

МП

АС

PUSU

LA

sonra Moskova’da oku�maya karar verip,Kafkaslar üzerindenRusya’nın yolunu tutar�lar. Yıl 1921’dir.

Ancak yolculuğunhemen başlarında,Gürcistan’da, Batum’da,bir Rus gazetesinde,sütun biçiminde, yer yermerdiven basamaklarışeklinde yazılmış şiirlergörürler. Nâzım o gün�lerde, Türkiye’degeleneksel ölçü ve kafiyedüzenleri içinde yazmak�ta olduğu parlak şiir�leriyle dikkatleri çekmeyebaşlamış genç bir şairdir.Bu şiirlerin neden bubiçimde yazıldığı sorusu,aklına takılır. Rusça bilenbir arkadaşları, bu şiirleriokur fakat bunlarınçevrilmelerinin olanaksızolduğunu söyler. BunlarMayakovski’nin şiir�leridir.

“Herkese sövermiş gibi konuşan adam”laMoskova’da tanışma

Bu biçimde bir şiirin nasıl olabileceği konusu o gün�den itibaren kafasını meşgul etmeye başlayan Nâzım,Moskova’ya vardıktan birkaç ay sonra bu merakınıgiderecektir. Hem de bizzat onları yaratan kişininağzından dinleyerek.

Bir arkadaş toplantısına davet edilen Nazım’ındikkatini, küçücük bir odada toplanmış bir sürüinsanın birbirine karışan sesi arasında görkemli, gürhepsini bastıran bir ses çeker. İriyarı, geniş omuzlu,saçları usturayla kazınmış bir adamın sesidir bu.Nâzım’ın “Sanki herkese sövüyormuş gibi geldi bana”diye anlattığı bu kişi Mayakovski’nin ta kendisidir.

O zamanlar 27�28 yaşlarındaki Mayakovski , “EkimDevriminin Şairi” olarak, Rusya dışında da geniş ünekavuşmuş bir ozandır. XX. Yüzyılın en büyük, dâhişairi olarak tanınmaktadır.

Mayakovski Nâzım’a hemen bir arkadaşın arkadaşı�na, bir ağabeyin kardeşine davrandığı gibi davran�maya başlar. Nazım’ın Rusçayı kötü konuşmasına, bir�birlerini doğru dürüst anlayamamalarına karşın, onagerçek bir dost olur. Nâzım onun hep kapısı açık olanevine ziyarete gitmeye başlar.

Moskovalıların karşısına ilk çıkış ve enbüyük destek

Mayakovski gibi bir devin, gurbetteki çiçeği bur�nunda Türk şairine verdiği en anlamlı destek, 8 Mart1923 tarihinde, Politeknik Müzesi salonundaki birgece toplantısında olur.

Ünlü şairin de şiirlerini okuyacağı bu gece, genç şairNâzım’ın Moskovalıların karşısına ilk ciddi çıkışı ola�caktır. Salon hınca hınç doludur. Şiirlerini Türkçeokuyacak da olsa, sahneye çıkmadan önce Nâzımheyecandan oldukça gergindir. Mayakovski onu şu

sözlerle yatıştırır: “Dinle Türk,” der, “korkma, nasılolsa bir şey anlamayacaklar, rahat ol, çık şiirinidilediğin gibi oku!..”

Genç Nâzım, Mayakovski ile Pravdagazetesinde

“Devrim ve Edebiyat gecesi” olarak tanıtılan bugeceyle ilgili haberler, daha sonraki günlerde Pravdagazetesinde yayımlanır. Mayakovski’nin “ÜçüncüEnternasyonal”, “Eyfel Kulesiyle Konuşmalar” ve “SolMarş” adlı şiirlerini okuduğu, Nâzım’ın da“Pantolonlar ve Eteklikler” ve “Yeni Sanat” adlı şiir�lerini okuduğu aktarılmaktadır.

Bundan sonra iki kez daha, üniversitede Nâzım, bu

7

КО

МП

АС

P

USU

LA

3-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 6: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КО

МП

АС

PUSU

LA

8

yüzyılın en büyük şairisaydığı isimle birliktesahnede şiir okuma şan�sını bulacaktır. O günlerianarken, “XX. yüzyılın buen büyük, dâhi şairiyardım etti bana.” demek�tedir.

MayakovskiNâzım’a neden“Dönek Türk” dedi?

Bazı görüş ayrılıklarıolsa ve yolları zamanzaman ayrılsa da,dostlukları hep sürer. Buters düşmelerden birisi“fütürist”� “konstrük�tivist” tartışmalarındayaşanır. O zamanlarRusya’da pek çok edebiy�at okulu vardır. “Fütürist”lere yakın olan Nazım,birisinden fütürist’lerin psikolojiyi inkâr ettiğiniişitir. Bu hoşuna gitmez ve konstrüktivistlerekatılır. Bunun üzerine Mayakovski, bir süre“dönek Türk” diye Nazım’ı kınar, fakat gene de budostluklarını bozmaz.

Hep kışkırtmalarla mücadeleyle geçen biryaşam

Pek çok çevreden önemli eleştiriler alan ve hedefgösterilen Mayakovski, canını sıkacak bir sürü şeylekarşılaşmaktan da zaman zaman yorgun düşmektedir.Bunlardan bazılarını Nazım’la paylaşır.

Bir keresinde, Tverskaya Bulvarı’nda, her yazarınkendi kitaplarını sattığı bir kitap pazarında,Mayakovski’yle karşılaşan Nazım, onu nerdeyse ağla�mak üzereyken görür. Büyük bir hayal kırıklığı için�deki yazar, gözlerinde birikmiş yaşlarla “Görüyormusun,” der, “ne yaptılar bana; kitabımı vitrine bilekoymamışlar...”

Nâzım Mayakovski’nin en çok hangi kitaplarını sevmişti?

Nâzım, 1950’li yıllarda, kendisine sorulan“Mayakovski’nin kitaplarından en çok hoşunuza gi�denler hangileridir?” sorusuna şu yanıtı verir: “Sevgilinin gözlerini mi, yoksa burnunu mu seviyorsunsorusunu nasıl yanıtlamalı? Mayakovski’yi tepedentırnağa severim ben… O öylesine büyük bir şairdir ki,onunla karşılaştırıldığımızda, biz çağdaş şairler, hep�imiz küçük kalırız. O, öğretmenimizdir bizim vekişisel olarak benim. Pablo Neruda, Louis Aragon,dünyanın bütün dürüst şairleri aynı şeyi söyleyecek�lerdir: o, öğretmenidir onların.”

Nâzım’ın hece vezninden ayrılış ânı� Türkşiirinde yeni bir dönemin açılışı

Peki Mayakovski’yi öğretmeni olarak kabul edenNâzım, nasıl etkilendi, ondan gördüğü neleri uyguladı,diye araştırmaya başladığımızda, ilk gördüğümüz,Türk şiirinde o zamanlara kadar hüküm süren vezinve kafiye ile yazmaya son verip, serbest şekilde yaz�

maya başlaması, oluyor.İlk örneklerini NazımHikmet’in şiirlerindegördüğümüz bu yeniyazma tekniği, onun etkilidili ve kullanımıyla Türkedebiyatında da yankıuyandırıp, bugünlerekadar uzanan yeni birdönemi başlatıyor.

Söz konusu bu ilk şiirlerde gene Moskova’da,Mayakovski anıtınaoldukça yakın bir yerde,Nazım’ın kalmakta olduğuöğrenci yurdundayaratılmışlardır.

Ünlü şairin etkisiyleşiirdeki şekil arayışlarındayeni bir döneme adım atanNâzım, “�Eski usül vezinlekafiyeye paydos!” diye

haykırarak yurt odasındaki arkadaşlarına, bu yeni şiirşekliyle yazmış olduğu ilk dizelerini heyecanlaokuduğunda, sene 1922’dir.

“Açların Gözbebekleri” başlığını taşıyan ve kendi�lerinin Moskova’ya yolculukları boyunca gözledikleri,etkilendikleri manzaraları konu alan bu şiir, artık her�hangi bir vezne sırt çeviren bütün şairler için yeni biryolun başlangıcı olacaktır.

Nazım’ın kendi şiiriyle Mayakovski’ninşiiri arasında ortak olarak gördüğü vegörmediği şeyler

1920’lerde karşılaştığı Mayakovski ile şiirde ortakolan ve olmayan noktalarını, 1950’lerde, artık dünyaçapında ünlü bir şair olan Nâzım Hikmet şöyle açık�lar:

“Başlangıçta, Rus dilini de henüz iyi bilmediğimsıralarda, şiirlerini anlayamıyordum. Şimdi de hepsinianlayabiliyor değilim. Fakat, basamak biçimindekidizelerini taklit ediyordum. Düşüncelerini her zamanböyle yazdığını sanıyor, ben de kendiminkileri aynıbiçimde yazmaya çalışıyordum. Ancak bana müsvettedefterlerini gösterdiklerinde, her zaman ille debasamak biçiminde yazmadığını gördüm. Demek, işdaha karmaşıktı…

…Mayakovski’nin şiiriyle benimki arasında ortakyanlar; ilkin, şiir ve düzyazı, ikincisi, çeşitli türler(lirik, yergisel vb.) arasındaki kopukluğun aşılması;üçüncüsü, şiire siyasal dilin sokulmasıdır. Bununlabirlikte, farklı biçimler kullanıyoruz onunla. Maya�kovski öğretmenimdir fakat onun yazdığı gibiyazmıyorum ben... Moskova’da öğrenim gördüğümdönemde, Mayakovski gibi bir tribün şairiydim bende. Bir nefesli sazlar orkestrası gibi ses veriyordu şiir�lerim. Topluluk önünde okuyordum onları.

Sonra, Türkiye’de, bir tek kez şiir okuyabildimtopluluk önünde. Bir iki kişiyle konuşabiliyor, şiirler�imi ancak kulaklarına fısıldayabiliyordum. Bu neden�le yumuşak sözcükler bulmam gerekiyordu.Hapisteyken halktan insanlarla, benim gibi özgürlük�ten yoksun bırakılmış bu insanlarla yakınlaştım.Şiirlerimi onlara okuyordum. Şimdi yine geniş din�leyici kalabalığına seslenebiliyorum. Şiirin bütün tür�lerinden ve olanaklarından yararlanmak gerekir.”

3-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 7: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Neden Mayakovski’nin şiirlerini aktörlerokuduğunda daha iyi anlıyordu?

Bu konuda Nazım şunları söylüyor: “ Mayakovskimakamla okurdu şiirlerini. Ben de öyle okurdumbaşlangıçta. Aktörler Mayakovski’yi okuduklarındaiyice anlıyorum onu. Buna karşılık, kendimokuduğumda, anlayabilmem çok güç. Sanıyorum,onun şiirlerinin bir eksikliğindendir bu. Türkiye’deişçiler : ‘Şiirlerini sen kendin okuduğunda anlıyoruz,’demişlerdi bana... Fakat orada yüksek sesle şiir okumaolanağı çok azdı. Ben şiirlerim tumturaklı (dekla�masyonlu) okunmadan da okuyucuya ulaşsın istiyo�rum.”Mayakovski’nin ölümü –

Ekim Devrimi’nin bu en güçlü şairi 1930 yılındagenç yaşta İntihar ederek. Hayatına son verir.Rusya’dan üç yıl kadar önce Türkiye’ye dönmüş olanNazım Hikmet, onun anısına, Resimli Ay dergisinde,“Süleyman” adıyla bir yazı kaleme alır. Bu yazıda ozaneski dostu ve hocası hakkında özetle şunları söyle�mektedir:Nazım’ın ustasının ardınan yazdığı yazı:

“Muazzam Şair Mayakovski Neden İntihar Etti?”“İnsanlık büyük bir insan kaybetti. Dünyanın en

büyük inkilabı çok kuvvetli bir şiir üstadındanmahrumdur bugün. Şiirlerini Rusça yazan fakathemen hemen her dilde tercümeleri yapılanMayakovski isimli büyük şair, büyük mücahit vebüyük insan kendi eliyle canına kıymıştır.

Mayakovski’nin intiharı etrafında birçok dedikodu�lar yapılıyor ve yapılacaktır. Çünkü o hayatında,arkasından manasız bir “Allah rahmet eylesin”dedirtecek gibi yaşamamıştır...

Mayakovski’nin hayatı mütemadi bir kavgaseyrinden ibarettir. Hayatlarında dövüşenlerin isim�leri, ölümlerinden sonra da, sağ kalan düşmanlarıylakavgada devam ederler. Mayakovski’nin arkasındakalan ismi ve eserleri daha uzun seneler büyükinkılabın düşmanlarıyla çarpışacaktır.”

Mayakovski’nin Devrimin en güç zamanlarında,kollarını sıvayıp, dev gibi cüssesiyle iş başına geçtiği�ni, şiir yazdığını, propaganda resimleri yaptığını, 3sene zarfında 500 propaganda levhasını tek başınaresmedip, şiirlerini de yazdığını belirten Nazım,“Mayakovski niçin intihar etti?” sorusuna en doğrucevabı Rus şair Demyan Bedni’in şu şekilde verdiğinibelirtiyor:

“Ağır bir hastalık, tesadüfi bir yalnızlık ve şahsi bazııstırapların birleştiği bir anda, eski, ferdiyetçi insiyak�

lar harekete geldiler. Eski Mayakovski, yeniMayakovski’yi zayıf bir anında yakalayıp öldürdü...”

Mayakovskinin ölümünden evvel bir mektupbırakıp, bu mektubunda: “İntihar hiçbir şeyi hallet�mez... Vatandaşlarıma bu işi katiyen tavsiye etmem,”dediğini de nakleden Nazım, sözlerini şöyle noktalıy�or: “Bu mektup yeni Mayakovski’nin, eskiMayakovski’nin eliyle ölürken bile vatandaşlarınaverdiği mükemmel bir ‘hayata2, ‘yeniye’, ‘yarına’inanma dersidir.”

Ülkelerimiz arasındaki dostluk ve anlayışın gelişme�sine katkıları olmuş herkesi saygıyla anıyoruz.

Yazan: RASİM DİRSEHAN ÖRS

KAYNAKÇAKrokodilBenedikt Sarnov, “O vardı ve hep var olacak” (Vladimir

Mayakovskiy� Antologiya Satiri i Yumora Rossi XX. Veka”Lev Kassil “Mayakovskiy sahnede” Vladimir Mayakovskiy�

Antologiya Satiri i Yumora Rossi XX. Veka”Nikolay Svanidze, “İstoriçeskiye Hroniki”Aleksandr Fevralskiy,“Nâzım Hikmet’le Mayakovskiy üzer�

ine bir konuşma” ( “Zapiski Rovesniki Veka”� YKY, Yazılar�6)

Nâzım Hikmet, “Muazzam Şair Mayakovski neden intiharetti?” (Resimli Ay Tem. 1930,YKY, Yazılar�1)

Vâlâ Nureddin, “Bu dünyadan Nâzım geçti”Ataol Behramoğlu, “Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi”Ekber Babayev, “Nâzım Hikmet kendi şiirini anlatıyor”

(Bütün Eserleri 1� Sofya 1976�YKY, Yazılar�6)Vera Tulyakova Hikmet “Bahtiyar ol Nâzım”, YKY , 1. Bas.,

Şub.2008 “Vera Tulyakova Hikmet(Anna Stepanova) “Posledniy

razgavor s Nazımom”, Moskova“Vremya,2009

КО

МП

АС

PUSU

LA

10

Рекл

ама

4-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 8: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

RASİM DİRSEHAN ÖRS derledi

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri incelerkençoğu zaman dikkatlerden kaçan bir konu vardır:İki ülkenin kadınlarının birbirleriyle ilgili

duygu ve düşünceleri nelerdir, kendi aralarında nasılbir iletişim vardır, pek bilmeyiz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günlerine bak�tığımızda, Türkiye’de kadın haklarını geliştiren adım�lar atılırken, hem Sovyet Rusya’nın yakın ilgisini hemde Rus kadınlarınınyakın desteğini görü�yor; kadınlar arasındakisıkı dayanışmaya tanıkoluyoruz.

İşte, Türkiye’dekigelişmelerin Rusbasınında nasıl yan�sıtıldığının örnekleri…

Ogonyok dergisinde,“Eski ve Yeni Türkiye”başlıklı kapsamlı birmakalede şu satırlar yeralıyor: “…Bundan iki yılkadar önce, KemalPaşa’nın karısı Latifehanım peçesini çıkaranilk Türk kadını olmuştu.Kendisini örnek alan pek çok kadın çıktı. Şimdilerde,İstanbul’da yüzünü peçesinin arkasında saklayankadınlarla karşılaşamazsınız. Ankara ve diğer büyükşehirlerde de öyle… Taşranın derinliklerinde hâlâ eskigeleneği sürdürenler var ama oraya da başkentin yeni�likleri adım adım nüfuz ediyor. Şu anda İstanbul’dakadınlar için özel bir dergi çıkıyor. Ayrıca hem genelhem uzmanlık eğitimleri veren pek çok kursvar.”(1924,No 27)

İzvestiya gazetesi, 22.11.1924 tarihli sayısında,Latife Hanım’dan Bayan Kamenyeva’ya (Hem ilkSovyet liderlerinden Lev Kamaneyev’in eşi, hem deuluslararası kültürel işbirliği kuruluşunun başkanı)gelen mektubu yayımlıyor. Yazının bazı bölümlerişöyle:

“…Bizim devrimimiz yalnız siyasi değil, aynı zaman�da sosyal anlamı da var. Ve kadının kültür düzeyininyükseltilmesi, özgürleştirilmesi mücadelesini deiçeriyor. Türk köylü kadını bizim kurtuluş savaşımız�da şanlı bir rol oynadı; bu, nihai zafere ulaşılmasındaönemli etkenlerden birisiydi. Şimdi ise birçok Türkkadını tıp ve hukuk eğitimi görüyor, Türkiye’de veyurtdışında üniversitelerde okuyor, kendi hayatınıkendi kazanıyor; ne var ki, gene de sadece serbestmesleklerde değil diğer farklı mesleklerde de öncelikerkeklerden yana oluyor. Evlilikte Türk kadını artıkkocasının kölesi değil, hukuk, görev ve sorumluluk

Atatürk’ün eşi Latife hanımın Moskova’ya mektubu: “Türk kadını artık kocasının kölesi değil,hukuk, görev ve sorumluluk anlamında onunla eşit, onun gerçek arkadaşı oluyor”

Cumhuriyetin kadınlarıSovyet basınında

anlamında onunla eşit, onun gerçek arkadaşı oluyor.Aile ve bireysel hayat sahalarındaki gelişmeler,

yakın gelecekte Türk kadınını ülkenin siyasal yaşamı�na katılmaya zorluyor. Bu sahada Türk kadını büyüksaygı duyduğu Rus kız kardeşlerinin yolunu izlemek�ten mutluluk duyacaktır…”

Ogonyok’ta bir başka haberde “Türkiye’de harem�ler tam boşalmadı.” başlıklı yazıda, şunlar yazıyor:“Ankara parlamentosunun kadın vekilleri sokaklardaörtünmeden dolaşmaya başladılar ama Türk kadın�larının bir kısmı hâlâ kapalı koşullarda yaşıyorlar.Haremde pencere parmaklıklarının ardında kilitlikalmış kadınlar, sokağa çıktıklarında yüzlerini vebedenlerini kapatarak geziyorlar.” (Foto 1)

Bu konudaki en çarpıcı sayabileceğimiz haber ise“Türkiye’de kadın bakan” başlığını taşıyor.

“Türk parlamentosunda milletvekili olan ve kadın�ların eşit haklara kavuşması için uğraş veren HalideEdip Hanım, geleneklerine bağlı bu ülkede, gönüllüolarak halkın aydınlanması için halk komiseri olarakçalışıyor. Haremleri kapattı” (Ogonyok, 1924, No 1,Foto�2)

Halide Edip Adıvar resmi olarak bakanlık yap�madığı halde, başlıkta bu kadar kuvvetle vurgulan�ması, Rusya’daki kadınlara ve Müslüman toplumayönelik bir etkileyici bir mesaj iletmek amacıtaşıdığını düşündürüyor.

TARİHTEN YAPRAKLAR

12

КО

МП

АС

PUSU

LA

4-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 9: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

14

ИСТОРИЯ УСПЕХА/VİTRİNК

ОМ

ПА

С

PUSU

LA

Hayatta “önemli” olmak için çırpınan�lardan değil, kuytularda “değerli”şeylerle uğraşanlardan olduğu içinonun ismini ön planda pek göre�mezsiniz. Sormasanız “birkaç hayata sığdırılabilecek”başarılarından haberdar olamazsınız.Ama son olarak Pasternak’ın “DoktorJivago”sunu Türkçeye Rusça orijinalin�den çeviren isim olarak ister istemezsahne ışıklarının karşısına çıkan“Gospaja” Hülya Arslan’ı takdim�imizdir! Rusya�Türkiye ilişkilerinde bukadar “ilk”e imza atmayı başaran bir“aydın Türk kadınına” şapka çıkara�caksınız. SUAT TAŞPINAR yazdı.

Вряд ли вам приходилось часто слышать обэтой женщине, ведь она не из тех, кто из

кожи вон лезет, чтобы обрестизначительность в жизни. Она из тех, кто

тихо и незаметно занимается истиннозначимыми делами. Почти никто и не знает,

что ее достижений могло бы хватить нанесколько жизней. Однако недавно сделанный

ею перевод романа Пастернака «ДокторЖиваго» не оставляет нам другого выбора.Итак, госпожа Хюлья Арслан, прошу вас на

сцену! Снимите шляпу перед этойпросвещенной турчанкой, которая сталапервопроходцем в столь многих областях

российско3турецких отношений. СУАТТАШПЫНАР написал.

parmağındaRusya

Таланты,посвященные России

Представляемвам бывшую

«москвичку»,Хюлью Арслан

– авторауникального

переводаромана Бориса

Пастернака«ДокторЖиваго»!

Pasternak’ın“Doktor

Jivago”sunuTürkçeye

çeviren “eskiMoskovalı”

Hülya Arslan’ıtakdimimizdir!10

15

КО

МП

АС

P

USU

LA

Sovyet bursuyla Moskova’ya dil eğitimine gelenilk resmi Türk öğrenci grubunun elebaşı...90’ların başında Antalya’ya Rus akınını başla�tan tur operatörü... Moskova’da turizm sek�

töründe ilk kadın Türk genel müdür... İş hayatındangelip Moskova Türkoloji enstitüsünde öğretmenlikyapan ilk isim... Puşkin Enstitüsü’nün yabancılar için

başlattığı yüksek lisans pro�gramını kırmızı diplomaylabitiren ilk yabancı...Türkiye’de bir vakıf üniver�sitesinde ilk Rusça mütercimtercümanlık bölümünükuran ve yıllardır başkan�lığını yürüten akademisyen...Ve bu hepsi Rusya ile alakalı“on parmakta on marifet”inson halkası, tacın elmasısayabileceğimiz bir çeviri:Boris Pasternak’ın dev eseri“Doktor Jivago” romanınınRusça orijinalindenTürkçeye çeviren de yine o...

Tüm bunları bir kalemdesıraladıktan sonra, “Dahaanlatacak ne kaldı?” diyegeçmesin aklınızdan. HülyaArslan, hayatı bir kısa röpor�taj değil, bir kitap olacakkadar dopdolu bir dostumuz.Biz bile neredeyse 15 yıldırtanıdığımızı sanırken aslında“pek az tanıdığımızı” busöyleşiyi noktaladığımızdaanladık. Ve Rusya�Türkiyehattında öğrencilikten işhayatına; akademisyenliktenedebiyat çevirmenliğineuzanan bu muhteşem yaşam

Старшая в первой группе турецкихстудентов, на официальной основеприехавших в Москву изучать русскийязык по советской стипендии…

Туроператор, положивший начало «русскомунашествию» в Анталию в начале 90�х годов…Первая в Москве турчанка – гендиректортуристической фирмы…Первая из бизнес�сферы, ктостал преподавателемтурецкого языка вмосковском вузе… Первая изиностранцев, закончившихмагистратуру Институтарусского языка им.Пушкина с краснымдипломом…

Основательница ируководительница первойкафедры перевода русскогоязыка в частномуниверситете в Турции…Наконец, последнее показвено в этой цепочкедостижений, связанных сРоссией, можно сказать,бриллиант, венчающийкорону, – перевод натурецкий с языка оригиналавеликого романа БорисаПастернака – это тоже она…

После такогоперечисления вы моглиподумать: «О чем еще тутможно рассказать?» Неторопитесь. Жизнь ХюльиАрслан полна событий,достойных описания не встатье даже, а в книге.

Hülya�Salih Arslan çiftinin nikah şahidison SSCB büyükelçisi Albert Çernişev’di.

Свидетелем на свадьбе Хюльи и СалихаАрсланов был посол СССР в Анкаре Альберт

Чернышев.

5-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 10: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КО

МП

АС

PUSU

LA

16

Поставив точку вэтом интервью, дажемы осознали, чтоочень мало знали обэтой женщине, хотяи считали, чтохорошо с нейзнакомы вот уже 15лет. Ее история,развивавшаяся пороссийско�турецкомунаправлению отученичества кбизнесу, отакадемическойдеятельности клитературномупереводу, вызвала унас такоевосхищение, что таки тянуло постучатьпо дереву, чтобы несглазить (турецкийэквиваленттроекратногоплевка через плечо –прим. перев.).

Хюлья Арслан была младшим, четвертымребенком в одной анкарской семье. Еевоспитанием занимались все члены семьи,домашняя библиотека которой, кстати,насчитывала 3 тысячи томов. Хюлья быласвободолюбивой девочкой. В 11 лет она уехала вСтамбул учиться в одной из лучших в то времяшкол�интернатов, лицее для девочек Чамлыджа.Причиной такого решения стали отчасти усталостьот почти военной дисциплины, навязываемойотцом, судьей военного трибунала, отчасти –собственное желание поскорее расстаться сдетством и научиться выживать самостоятельно.

Хюлья всегда любила читать, да и писать у неетоже хорошо получалось. В школе она здоровонабила руку на любовных письмах, которые «сособым старанием» сочиняла для своихвлюбленных подруг. Можно сказать, что в этойобласти она стала настоящим докой. В старшихклассах Хюлья попала под влияние левойидеологии, популярной в то время в учебныхзаведениях Турции, и шагнула в «политическуюжизнь», распространяя листовки и журналыреволюционной направленности. После окончанияшколы в 1979 году девушка поступила нафакультет психологии одного из престижнейшихвузов Турции – Ближневосточного техническогоуниверситета в Анкаре.

На втором курсе направление течения ее жизниизменилось благодаря одному учебному заданию.Тема была такой: «Писатели и герои». ПодругаХюльи подготовила работу, в которойсопоставляла Достоевского и Раскольникова.Наша героиня прочла ее и была потрясена. «Еслибы можно было прочитать «Преступление инаказание» по�русски, как это должно бытьвосхитительно!» � подумала она тогда.

Большинство из нас в подобной ситуации вскорезабыли бы о таких мыслях в потоке повседневных

çizgisine, “tahtaya tıklayarak” gıpta ettik. Hülya Arslan, Ankara’da dört çocuklu bir ailenin en

son üyesi olarak gelmiş dünyaya. 3 bin kitaplıkkütüphanesi olan bir evde yetişmiş.. Kabına sığmayanbir çocukmuş. Biraz askeri hakim olan babanın askerdisiplininden bıkıp biraz da kendi deyişiyle“Küçüklükten bir an evvel kurtulmak ve hayattakalmayı öğrenmek için” daha 11 yaşında Ankara’dankalkıp İstanbul’a, zamanın en iyi yatılı okullarındanÇamlıca Kız Lisesi’ne gelmiş.

Edebiyata hep düşkünmüş. Kalemi kuvvetliymiş.Ortaokul yıllarında, aşık kız arkadaşları için “itinayla”aşk mektupları yazarak sivrilmiş! Yani epeyce aşkın“Güzin Ablası” olmuş. O arada lise ile birlikte “solcu�luk” da başlamış. Okulda devrimci dergi ve bildiridağıtarak “siyasi hayata” adım atmış. 1979’da liseyibitirip Ankara’da, Türkiye’nin en prestijli üniver�sitelerinden ODTÜ’de psikoloji bölümünü kazanmış.

İkinci sınıfta bir ödev yüzünden hayatının akışıdeğişmiş. “Yazarlar ve kahramanlar” diye bir çalışmavarmış. Yakın bir arkadaşı “Dostoyevski�Raskolnikov”kıyaslaması yapmış. Hülya Arslan, bunu okuyupinanılmaz etkilenmiş. “Bir de Suç ve Ceza’yı Rusçaolarak okusaydım, kim bilir ne ke kadar muhteşem

5-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 11: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КО

МП

АС

PUSU

LA

18

событий, но Хюлья Арслан тогда приняла решениеизучать русский язык! Она повторно сдалавступительные экзамены и поступила наединственный тогда в стране факультет, имевшийкафедру русского языка, � факультет лингвистики,истории и географии Анкарского университета.Стало понятно, что изучение языка приносило ейзначительно больше удовольствия, чемштудирование психологии.

В 1988 году жизнь совершила новый поворот.Один чиновник из СССР посетил факультет исообщил, что по советско�турецкому договору вобласти образования впервые организуетсястажировка для турецких студентов. В то времяХюлья уже была обручена с доктором СалихомАрсланом, в браке с которым состоит и по сейдень. Жених, узнав новости, поддержал ее, сказав:«Ты что, езжай конечно, разве можно упускатьтакую возможность?» Итак, семь студентов былиприглашены в Москву.

Тогда в Москву из Турции летали толькосамолеты Аэрофлота. Старшая группы, ХюльяАрслан, пропустила шестерых товарищей напосадку и уже собиралась пройти сама, как ееостановили со словами: «Салон заполнен, мест нет,вы полетите следующим рейсом через неделю».Она вспоминает: «Я была в шоке. Выхода не было.Разрыдавшись, я уже собиралась уходить, но туткто�то позвал меня – место нашлось».

А вот еще один судьбоносный момент в жизнинашей героини: в том самолете она заняла место впервом ряду рядом с представительным русскиммужчиной. Стюардессы разнесли шампанское.Сосед без устали осыпал девушку вопросами, асама она только к концу полета набраласьсмелости и спросила: «А вы чем занимаетесь?» Онответил с привычной улыбкой: «Я АльбертЧернышев». Легендарный советский посол вТурции! Поверите ли, но впоследствии Хюлья

olurdu!” diye düşünmüş. Pek çok insan benzer durumda düşünür, sonra

yürür ve hayatın normal akışında ne düşündüğünübile unutur. Ama Hülya Arslan bu düşüncedenhareketle, Rusça okumaya karar vermiş! İkinci kezüniversite sınavına girmiş ve o yıllarda Türkiye’de tekRus filolojisi olan Ankara Dil Tarih CoğrafyaFakültesi’ni kazanmış. Ve Rusça okumak, psikolojidençok daha keyif vermeye başlamış.

1988’de hayatının yönü yine değişmiş. SSCB’denbir yetkili fakülteye gelmiş, “Türkiye�SSCB eğitimanlaşması uyarınca ilk kez öğrenci alacağız” demiş. Oyıllarda Hülya Arslan, bugünkü eşi doktor SalihArslan ile nişanlılık dönemindeymiş. Salih Bey buhaberi duyunca teşvik etmiş, “Git, ne duruyorsun, bufırsat kaçar mı?” diye. Ve 7 öğrenci Moskova’ya davetedilmiş.

O yıllarda sadece Aeroflot uçuyormuş Moskova’ya.Hülya Arslan, ablalık yaptığı diğer altı öğrenciyiuçağa bindirmiş. Tam kendisi de girecekken, “Uçakdoldu, yer yok, sen haftaya gelirsin” demişler. “Şokeoldum. Hüngür hüngür ağlayama başladım. Tam çare�sizlik içinde gidecekken son saniyede birisi seslendi.Yer bulunmuştu.”

İşte Hülya Arslan’ın hayatında “dönüm noktası”denecek bir an daha: Uçakta ilk sırada bir Rus beye�fendinin yanına oturmuş. Hostesler kadehlerde şam�panya ikram etmiş. Adam sürekli sorular sorup duruy�ormuş. Uçak ineceği sırada Hülya Arslan cesaretbulup sormuş, “Peki ama siz ne iş yapıyorsunuz?”.Adam, yüzünden hiç eksik olmayan o gülücükle, “BenAlbert Çernişev’im” demiş. Yani o devrin Ankara’dakiefsane Sovyet Büyükelçisi! Ve inanır mısınız, Çernişevdaha sonra Hülya Arslan’ın Ankara’daki düğününebizzat katılacak kadar yakın dostları olmuş.

İlk Moskova macerası sadece 10 ay sürmüş.Türkiye’ye dönüşte Rusya ile çalışan şirketlerdeRusça çevirmenlikle iş hayatına başlamış. Onlardanbirinin, bir taşımacılık şirketinin temsilcisi olarak da

6-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 12: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КО

МП

АС

PUSU

LA

20

Арслан и Чернышев подружились настолько, чтопосол лично присутствовал на ее свадьбе в Анкаре.

Первое московское приключение Хюльи длилосьвсего 10 месяцев. По возвращении в Турцию онаначала работать переводчиком в фирмах,работавших на российском направлении.Вернуться в Москву ей было суждено в качествепредставителя одной логистической компании.Она со смехом вспоминает те дни: «Начинала сДостоевского, а пришла к грузовым перевозкам».

Позднее в Москву приехал и ее муж. СвязиХюльи Арслан среди русских значительнорасширились. Супруги взялись за построениесобственного бизнеса в туристической, а такжестроительной и логистической сферах. СамаХюлья взяла на себя руководство туроперациями.Вот как она рассказывает о том периоде: «Весной1993 года, когда я была в Анталии для переговоровс владельцами отелей о размещении русскихтуристов, все надо мной смеялись. Никто в это неверил. Турфирма«Тройка», которуюмы основали сдрузьями, сталапервой, ктоорганизовал вавгусте 1993 годарегулярные рейсыв Анталию. Так мыоткрыли этотрынок, и вскоремне пришлосьобзванивать тех желюдей из отелей ипросить: “Еслипотребуется,освобождайте подразмещениеуниверситетскиеобщежития ибольницы, нонайдите мне места!У нас нашествиерусских!” В нашем московском офисе был такойнаплыв клиентов, что нам приходилось отключатьтелефоны!»

До 1998 года Хюлья Арслан вголовокружительном темпе работала в эпицентределовой активности. В тот период Россия многодала им как в материальном, так и в духовномплане. После тяжелого кризиса 1998 года, когдадела пошли на спад, эта женщина с еенеисчерпаемой энергией решила заполнитьосвободившееся время занятиями филологией,которые издавна так любила. По настояниюизвестного тюрколога Веры Феоновой она взяласьза преподавание турецкого языка в московскомвузе на правах приглашенного преподавателя.Однако этого ей было мало, и она стала первойиностранной студенткой, окончившеймагистратуру Института им. Пушкина по новойтогда программе изучения русского языка. Болеетого, Хюлья Арслан получила красный диплом.

В круговерти московской жизни Хюлья Арслануспела также стать матерью. Ее единственный сынАныл родился в 1994 году настоящим москвичом.Когда в 2000 г. ему пришла пора идти в школу,

yeniden Moskova’ya dönmüş. “Dostoyevski’den yolaçıkıp TIR’lara düşmüştüm” diye gülerek hatırlıyor ogünleri.

Sonrasında eşi de Moskova’ya gelmiş. Rus çevrelerigenişlemiş. Ve bir yandan turizm, diğer yandan inşaatve transport alanlarında yeni bir şirket için kollarısıvamışlar. Hülya Arslan turizm operasyonunun başı�na geçmiş. O günleri anlatıyor:

“1993 baharında otellere Rus turist operasyonunukonuşmak için Antalya’ya gittiğimde herkes banagülüyordu. İnanmıyordu. Biz o dönem arkadaşlarımı�zla beraber kurduğumuz Troyka şirketiyle, 1993ağustos ayında ilk düzenli sefer başlatan operatörolarak pazarı açtığımızda, aynı otelcileri arayıp‘Gerekirse okul yurtlarını, hastaneleri boşaltın, Rusakını var, yer açın!’ demek zorunda kalmıştım.Moskova’daki ofisimize o kadar çok talep vardı ki,telefonları fişinden çekmek zorunda kalmıştık!”

1998’e kadar müthiş bir tempoda, iş hayatının tamgöbeğinde çalışmış Hülya Arslan. Rusya hem madden,

hem de manenonlara bu dönemdeçok şey katmış. Ağır1998 ekonomik krizisonrasında iş hayatıyavaşlayınca bukabına sığmayan,enerji küpü kadınboşluğu İlk aşkıRusçayla doldurmakistemiş. ÜnlüTürkolog VeraFeonova’nın ısrar�larıyla Moskova’daTürkoloji öğrenciler�ine “misafir hoca”olmuş. Aynıdönemde hızını ala�mamış, PuşkinEnstitüsü’nde açılanyüksek lisans pro�gramını bitiren ilkyabancı olmuş. Üste�

lik de “kırmızı diploma” ile.Hülya Arslan o kadar yoğunluğun içinde “anneliği”

de ihmal etmemiş. Tek çocukları Anıl, 1994 yılındatam bir “Moskviç” olarak doğmuş. O okula başlaya�cağı zaman 2000’de en zor kararı almışlar: Türkiye’yedönüş. “Bir yıl hiç alışamadık, ana oğul evde oturupağladık!” diyor gülerek.

Ama Moskova’dan ayrılmadan 2007’de diplomasınıalacağı, Türk Edebiyatında Çehov’un izlerini araştıra�cağı doktora programına Moskova Devlet Üniversite�si’nde başlamış.

Sonrasında hayatının yeni “dönüm noktası” gözkırpmış. İstanbul’da Okan Üniversitesi Rusça müter�cim�tercümanlık bölümünü kurma görevini HülyaArslan’a vermiş. Ve işte 11 yıldır soluksuz devam edenbir akademik hayatta bugün 90 öğrencisi olan bölümühala başında o var.

Bu arada artık edebiyat çevirmenliğini de iş edin�miş. Nazım Hikmet üzerine yazılmış iki önemli kitabıTürkçeye kazandırdıktan sonra, tam da “büyük biraşkla bağlı olduğu” Çehov’un Sahalin mektuplarındanyola çıkarak “Bilmediğimiz Çehov” diye bir kitap yaz�maya başlamışken telefonu çalmış. Türkiye’nin ensaygın yayın evlerinden Yapı Kredi’den “emir gibi” bir

St. Petersburg office198095, Ulista Shvetsova 41, Lit. A

Tel/Fax: (812) 493-54-29

Nizhny Novgorod ofiice603116, Ulista Gordeyevskaya 7

Tel/Fax (8312) 77-19-00, 77-08-11

6-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 13: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

22

КО

МП

АС

PUSU

LA

семья приняла сложное решение вернуться вТурцию. «Целый год мы не могли привыкнуть,сидели с сыном дома и плакали!» � вспоминаетнаша героиня со смехом.

При этом до отъезда из России Хюлья Арсланпоступила в аспирантуру ИСАА МГУ, гдеисследовала тему влияния творчества Чехова натурецкую литературу. Там она работала подруководством видного представителя советскойтюркологической школы, Светланы Утургаури, иобрела в ее лице близкого друга, а такжесформировала с ее помощью важнейшую основудля последующих научных исследований. В 2007году Хюлья Арслан защитила кандидатскуюдиссертацию.

За этим последовала новая веха в ее жизни – ейпоручили организацию кафедры переводарусского языка в стамбульском УниверситетеОкан, которой она руководит вот уже 11 лет.Сейчас на кафедре учатся 90 студентов.

Наряду с академической деятельностью ХюльяАрслан занялась литературным переводом. Онаперевела на турецкий две работы, посвященныетворчеству Назыма Хикмета, и уже взялась былоза написание книги «Неизвестный Чехов»,вдохновленная письмами своего любимогописателя с Сахалина, как ей неожиданнопозвонили из одного из самых уважаемыхтурецких издательств «Япы Креди». Предложениебольше походило на приказ: «До сих пор нетперевода на турецкий «Доктора Живаго» с языкаоригинала. Этот перевод должны сделать вы!»

Вот как Хюлья Арслан рассказывает о том, чтопережила тогда: «Надо было решать: или старатьсянаписать не очень�то и интересную мне научнуюработу, которую никто читать не будет, но котораядаст мне возможность стать доцентом, илизаняться переводом бессмертного творенияПастернака, сделав что�то, что действительнооставит след в жизни. Выбор был сделан. Четырегода жизни я отдала Пастернаку. Однако в тотмомент, когда я взяла в руки книгу, увидела ее навитринах книжных магазинов, я поняла, что делотого стоило. Я страшно устала, но при этомполучила невероятный заряд энергии».

По нашему мнению, Хюлья Арслан была в рядутех «безымянных героев», которые внеслинеоценимый вклад в турецко�российскиеотношения в самых разных сферах: от литературыдо бизнеса. Однако теперь, благодаря ее работам, иимя Хюльи Арслан будет упоминаться сгордостью. Она до сих пор принадлежит «турецко�российскому поколению», представители которогоделят свое сердце между двумя странами. Героинянашего интервью сказала в заключение: «Россиянаучила меня умению мечтать и одновременночувствовать реальность. Я научилась мыслитьцелостно, не теряться в мелочах, которыепредставляются чем�то значительным. Нашинароды столетиями сохраняли отчужденность, ноу нас столько похожего. Например, терпение. Нотолько не в смысле горестного самоотречения.Помните строки Пушкина: «Мороз и солнце; деньчудесный!»? Вот и я научилась тут приниматьодновременно и мороз, и солнце, да еще получатьудовольствие от такого противоречия, заряжатьсяот него энергией…»

teklif gelmiş: “Doktor Jivago’nun Türkçede halaRusça orijinalinden çevirisi yok. Siz yapacaksınız!”

Hülya Arslan o günkü duygularını şöyle anlatıyor:“Ya doçent olmak için çok da ilgimi çekmeyecek, kim�senin okumayacağı bir bilimsel eser yazmaya uğraşa�caktım, ya da Pasternak’ın ölümsüz eserini çeviriphayata dokunacağım, kalıcı bir iş yapacaktım.Tercihimi yaptım. Dört yol boyunca Pasternak ileyaşadım. Ama buna kesinlikle değdiğini, kitabı elimealdığım, kitabevlerinin vitrinlerinde gördüğüm ananladım. Çok yoruldum ama muazzam bir enerjialdım.”

Hülya Arslan, bize sorarsanız, son çeyrek asırdaTürk�Rus ilişkileri için edebiyattan iş hayatına, genişbir yelpazede müthiş katkıları olmuş “isimsiz kahra�manlardan” biriydi. Ama eserleri ile artık ismini degurur duyacağı bir yere yazdırdı. O hala kalbininyarısı orada, yarısı burada yaşayan “Türk�Rusnesli”nin bir üyesi. “Rusya bana bir yandan hayalkurarken bir yandan da gerçek yaşamı koklamayı, his�setmeyi öğretti. Sentez yapmayı, derinmiş izlenimiveren sığlıklarda kendimi kaybetmemeyi öğrendim.Biz yıllarca birbirimizden uzak durmuş iki halkız.Ama çok benzerliklerimiz var. Örneğin sabretmek.Ancak, sabretmek dertlenmek anlamına gelmemeli.Hani Puşkin “Ayaz. Güneş var. Güzel bir gün!” demişya. İşte ben bu coğrafyada ayazla güneşi bir aradayaşamayı ve bu çelişkilerden keyif almayı, bundan birenerji yaratmayı öğrendim...” diyor söyleşimizi nokta�larken.

7-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 14: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Когда мы говорим о смешанных браках,то после непременных вздохов оразнице культур и оптимистичныхпрогнозов, что лишь бы любовь, и всё

будет хорошо! – задумываемся о самой главнойпроблеме.

О детях: какими они будут? На каком языкебудут говорить? А думать на каком? Какую странубудут считать своей родиной? Легко ли им будетучиться? А жить? Что день грядущий им готовит?И так хочется примеров – не исторических, вродезнаменитого поэта Жуковского, сына турчанки ирусского помещика; не далёких, которые где�то вАмерике, а таких, с которыми можно поговорить.Детей в русско�турецких браках много, есть лисреди них уже взрослые?

Karma evliliklerden bahsederken kültürfarklılıkları ve iyimser tahminlerden, yeterki sevgi olsun, herşey iyi olur dediktensonra aklımız esas mesele hakkındaki

düşüncelere dalar.Çocuklar: Nasıl olacaklar? Hangi dilde konuşacak�

lar? Hangisinde düşünecekler? Hangi ülkeyi ana�vatanları olarak kabul edecekler? Eğitimleri kolay mıolacak? Ya yaşamları? Gelecek günler onlara nelerhazırlıyor? Nasıl da başkalarında nasıl olmuş diyegörmek isteriz. Bu bir Türk kadını ile bir Rus köyağasının oğlu olan ünlü şair Jukovskiy gibi öyle tarihive ya Amerika gibi uzakta bir örnek olmasın, öyleolsun ki karşılıklı konuşabilelim. Rus�Türk evlilikler�den olma çok çocuk var, acaba aralarında artık“yetişkin” olanlar ne durumda?

В прошлом номере «Компаса» мы началиисследовать приключения плодов русско3турецких

браков — детей, которые живут меж двух языков идвух культур. А в этом номере мы приветствуем

нашего автора Яну Темиз, которая со своей ужебольшой дочерью живет в Измире. Мы верим, что

их опыт станет отличным уроком для всех нас!

Kompas’ın bir önceki sayısında, Türk�Rus evliliklerininmeyvesi çocuklarımızın iki dil�iki kültür arasındakimaceralarını irdelemeye başlamıştık. Bu sayımızda da, İzmir’de yaşayan yazarımız Yana Temiz ve büyük kızı Asya’yı konuk ediyoruz.Onların deneyimlerinden hepimizin alacağı derslerolduğuna inanarak.

«Мой папа –турецкоподданный!»

«Türk uyruklu Babam!»

İki dilli, kültürlüçocuklarımızın

“hayat hikayelerini”mercek altına almaya

devam ediyoruz

Мы продолжаемизучать

«жизненныеистории» наших

двуязычных детей

24

КО

МП

АС

PUSU

LAЛИЧНЫЙ ОПЫТ / YAKIN PLAN

Своим опытом мы попросили поделитьсянашего постоянного автора писательницу ЯнуТемиз – и её дочь Асю, студентку литературногофакультета Эгейского университета.

«Студентка, отличница, спортсменка,красавица!» – это всё подходит к Асе Темизидеально, как к героине знаменитого фильма. Воктябре ей исполняется двадцать лет, первые пятьиз них она прожила в Москве, изредка и ненадолгоприезжая в Турцию, а все остальные в Измире,иногда проводя каникулы в Петербурге. Онаучилась в турецкой школе, была в ней лучшейученицей и легко, с первого раза поступила вуниверситет – в тот, вкоторый хотела, набрав492 балла из 500. Онасвободно владееттурецким, русским ианглийским, неплохояпонским, учитфранцузский, обожаетчитать классику ипрекрасно катается нафигурных коньках.

$ Яна, как вамудалось выраститьтакое чудо?

� Не стоитпреувеличивать моихзаслуг: не всё в детяхзависит отприложенныхродителями усилий. Яни в коем случае нехочу приписывать себеих достижения. Мнепросто повезло сдетьми!

$ Но усилия, тем неменее, были?Поделитесь опытом?

� Когда я собираласьзаводитьбилингвальногоребёнка, я, конечно,много думала.Мечтала, что он будетпрекрасно говорить надвух языках, читатьтолстые книги и... тут я прекращала строитьиллюзии и начинала строить планы. Как датьдвуязычным детям возможность получить двойноеобразование, собрать все плюсы из двух культур,миновав их минусы. Первым делом я решилапереехать в Турцию. Несмотря на то, что у мужабыла перспективная и высокооплачиваемая работав Москве и Петербурге, на хороший, ужепостроенный нами дом в подмосковном Болшево,на свою собственную, интересную мнепрофессиональную деятельность. Желания житьгде угодно, лишь бы не в России, у меня никогдане было; я не из тех, кто выходит замуж радиэмиграции. А вот проблема языка и образованиядетей... именно это стало решающим фактором.

Я хорошо представляла себе, что получу, еслиотдам ребёнка в московскую школу: обычногомосковского школьника с хорошим английским и,

Bu konuda yazarımız Yana Temiz ve Ege Üniver�sitesi Edebiyat Fakültesi’nde okuyan kızı Asya’dan,deneyimlerini bizimle paylaşmalarını rica ettik.

«Öğrenci, eğitimde mükemmel, sporcu, güzellergüzeli!» – bu sıfatlar ünlü filmdeki kadın başrol oyun�cusuna yakıştığı gibi Asya Temiz’e de aynen yakışıyor.Ekimde yirmi yaşına basacak; bunun ilk beş yılınıarada bir Türkiye’ye gidip gelerek Moskova’da yaşadı,geri kalanı ise ,bazen Petersburg’ta tatillini geçirmesidışında, hep İzmir’de geçti. Bir Türk okulundaokudu, okulun en iyi öğrecisiydi, çok kolay bir şek�ilde, 500 puanın 492’ni alarak ilk seferde istediğiüniversiteye girdi. Serbest bir şekilde Türkçe, Rusça

ve İngilizce konuşabiliy�or, Japoncası hiç fenadeğil, Fransızca öğreniy�or, klasik eserleri oku�maya bayılıyor ve çokgüzel buz pateni yapıyor.

� Yana, nasıl oldu dabu “mucizeyi” yetiştir�diniz?

� Çabalarımı büyütm�eye gerek yok: Çocuk�ların yetişmesindeherşey ebeveynlerinçabalarına bağlı değil.Elde ettikleri başarılar�dan kendime kesinliklepay çıkarmak istemem.Çocuklardan yana talihbana gülümsedi, o kadar!

� Ama, yine de büyükçaba gösterdiniz, değilmi? Deneyimlerinizibizimle paylaşmak iste�mez misiniz?

� İki dilli çocukyetiştirmeye hazır�lanırken, tabii ki çokdüşündüm. İki dilde çokgüzel bir şekilde konuşa�cak, kalın kitaplar okuy�acak diye hayallerkurardım ve... işte o andahayali şatolar kurmayıbırakıp başladım planyapmaya. İki dilli çocuk�lara nasıl iki eğitimin de

olanağını sağlayabilirim, iki kültürün eksilerini biryana atarak artılarını nasıl bir araya getirebilirimdiye. İlk iş olarak Türkiye’ye yerleşmeye kararverdim. Eşimin Moskova’da ve Peterburg’ta geleceğiolan ve iyi gelir getiren bir işi, Podmoskovye’deBolşevo’da çoktan inşa ettiğimiz güzel bir evimiz veilgimi çeken bir işim olmasına rağmen. Rusya’daolmasın da nerede olursa olsun yaşarım gibi isteklerimde hiçbir zaman olmadı; ben göç etmek için evlenen�lerden değildim. Fakat çocukların dil ve eğitimsorunu, işte kararımı etkileyen asıl faktör bu oldu.

Çocuğu Moskova’da okula verirsem sonuçta ne ala�cağımı iyi kestirebiliyordum: iyi İngilizcesi vemuhtemelen Fransızcası olan sıradan bir Moskovalıöğrenci; öğrencimiz Türkiye’ye, oradaki akrabalarınamisafirliğe gitmeyi sevecek, birkaç Türkçe cümleöğrenecek, tıpkı bir turist gibi. Babası ile, büyük ihti�malle İngilizce konuşacak, babasının kendi dilini

25

КО

МП

АС

P

USU

LA

7-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 15: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

возможно, французским; наш школьник будетлюбить наезжать в Турцию в гости к тамошнейродне и выучит несколько турецких фраз, каклюбой турист. С отцом будет говорить, скореевсего, по�английски, у отца же не будет нивремени, ни возможности выучить ребёнкародному языку: работа, техническое, а нефилологическое образование… но я сама ни в коемслучае не хотела говорить с собственными детьмина иностранном языке, и лишать этойвозможности их отца тоже неправильно!

$ А вы не боялись, что в Турции дети забудутрусский?

� Нет, как ни странно, не боялась… мне былонекогда бояться! Переезд в Турцию обеспечил насокружающей языковой средой. Вторую – русскую– пришлось обеспечивать мне. Точнее, быть тойсредой. Работать ею. Скажу честно: было непросто.Прежде всего, я отказалась от любой работы, накоторую нужно ходить, и всегда была дома. Яписала книги, давала уроки, работала в театре,занималась чем�то, помимо детей и уборки, но... яобщалась с детьми постоянно. Разговаривала – нетолько на бытовые темы и не упрощая. Обогащалаих словарный запас. Читала им только по�русски,привозила только русские (я имею в виду язык)мультики и фильмы; дома никакого турецкогоязыка между нами не было. Приезжали из Москвымама и старшая дочь, гостили русские друзья,летом мы ездили в Россию. Тогда интернет ещё небыл вездесущим, и главным для нас былиразговоры и книги.

$ Какие именно книги вы им читали?� Я изначально отказалась от иллюзии, что моим

детям необходимо “наше�родное”, “старое�доброе”,“русское�советское” образование. Да, русскийязык. Но не всё ли равно: читать на нём сонетШекспира в хорошем переводе или Пушкина? Иесли в школе они (это частная, платная, хорошаяшкола!) проходят Шекспира или читают Дюма иМарка Твена, то я вполне могу воспользоватьсяэтим... да, сказки Пушкина я им читала, это самособой! И Андерсена, и Перро, и братьев Гримм. АГайдара и “Незнайку” нет. Я предпочла ИнидБлайтон и “Котов�Воителей” в хорошем переводена русский. Меня вообще не очень волновало,чтобы у нас с ними были непременно единыедетские книжки: лишь бы умели и любили читать.Из своего “детского” выбрала “Городок втабакерке”, “Серебряное копытце” (с моей личнойадаптацией!), “Чёрную курицу”, а из “советского” �кажется, только “Королевство кривых зеркал” да“Волшебника Изумрудного города”. Я прекраснопонимала, что в любом случае у родителей и детейможет быть разный круг чтения – даже в рамкахединоязычия и единокультурия, скажем так. То,что сейчас Ася читает Толстого и Достоевского,отнюдь не моя заслуга – это её профессиональныйинтерес, у неё к этому склонность, она с той жефилологической страстью читает и турецкихписателей, и Оруэлла, и Оскара Уайльда...

А какое счастье, что вечное пугало российскихдетей “школьная программа” для моих простокниги! Ася не знала, зачем (как интересно! неговори, мам!) Чичикову мёртвые души, какуюроль в судьбе Анны сыграет поезд, не ожидалагибели князя Андрея, смеялась до слёз над

çocuğa öğretmek için ne zamanı ne de imkanı olacak:hem işi var hem de eğitimi dilbilim üzerine değil…Ben kendim ise kesinlikle kendi çocuklarımla yabancıbir dilde konuşmak istemedim, babalarının elinden buimkanı almak da doğru değildi!

� Çocukların Türkiye’de Rusçayı unutacaklarından korkmadınız mı?

� Hayır, gariptir ama, korkmadım… zamanımolmadı! Türkiye’ye taşınmamız bize etrafımızı saracakbir dil ortamı getirdi. İkincisini, Rusçanın dilortamını, sağlamak ise bana düştü. Daha doğrusu oortamın kendisi olmak. O ortam şeklinde işlemek.Dürüstçe söyleyeyim: Hiç de kolay olmadı. Her şey�den önce, gidilmesi gereken her türlü işi reddettim veher zaman evdeydim. Kitap yazıyordum, ders veriyor�dum, tiyatro çalışmalarına katılıyordum, çocuklar veev işlerinden farklı şeylerle uğraşıyordum, ancak...çocuklarla sürekli diyalog halindeydim. Onlarlakonuşurdum, hem de sadece günlük konulardakalmadan ve dili basite indirgemeden. Kelimehazinelerini zenginleştirirdim böylece. Onlara sadeceRusça okurdum, sadece Rus çizgi filmleri (Rusçademek istiyorum) ve filmleri getirirdim; evde çocuk�larla kendi aramızda hiç Türkçe konuşmazdık.Moskova’dan annem ve büyük kızım gelirlerdi, Rusdostlarımız misafir olurlardı, yazın Rusya’ya seyahatederdik. O zamanlar Internet böyle yaygın da değildi,bizim için en önemli olan konuşmalarımız ve kitaplaridi.

� Onlara hangi kitapları okurdunuz?� Taa başından beri, çocuklarımız ‘bizim özümüz�

den’, ‘eski ve güzel’, ‘Rus ve Sovyet’ eğitimi almalıhayalinden vazgeçmiştim. Evet, Rusça. Oysa ne farkeder ki: ha Shakespeare’den iyi bir sone çevirisi oku�muşlar, ha Puşkin’i? Okulda (bu özel, paralı ,iyi birokul!) Shakespeare’i işliyorlar ve ya Dumas ve MarkTwain’i okuyorlarsa ben de bundan faydalabilirim...evet, Puşkin’in hikayelerini onlara okurdum, elbetteki! Andersen’i de, Perrault’yu da Grimm Kardeşleride. Gaydar ve ‘Neznayka’yı (Bilgisiz) ise hayır. Ben,Rusçaya iyi çevirisi ile, Enid Blyton’u ve ‘SavaşçıKedileri’ni tercih ettim. İlla ki çocukluğumuzda aynıkitapları okumuş olalım diye bir endişem yoktu:okusunlar ve okumayı sevsinler de! Kendi ‘çocuk�luğumdan’, ‘Tütün kutusundaki şehir’, ‘Gümüş toy�nak’ (kendi versiyonum ile!) ve ‘Kara tavuk’, ‘Sovyet’döneminden ise, galiba sadece ‘Eğri Aynalar Krallığı’,bir de ‘Zümrüt Kentin Büyücüsü’ vardı. Nasıl desem,tek dil ve tek kültür çerçevesinde bile ebeveynlerin veçocukların ilgi duyacakları kitapların farklı olabile�ceğini pekala anlayabiliyordum. Şimdilerde AsyaTolstoy ve Dostoyevski’yi okuyorsa bu benim katkımdeğil, kendi profesyonel ilgi alanı, buna doğru biryönelişi var, aynı filolojik tutkuyla Türk yazarları daokuyor, George Orwell’i de, Oscar Wilde’ı da...

Bu ne mutluluk, Rus çocuklarının ebedi korkuluğu‘okul programı’ onlar için sadece kitaplar demek!Asya, ölü canların neden Çiçikov’a lazım olduğunubilmezdi (oy, nasıl da ilginç! Söyleme, anne!), treninAnna’nın kaderinde oynadığı rolü bilmezdi, PrensAndrey’in ölümünü beklemiyordu, ‘Müfettiş’te göz�lerinden yaş gelecek kadar gülmüştü, ‘Maça Kızı’ndaahı vah ederdi ve böylece bir kaşifin alabileceği zevk�leri tadardı. Çocuklarımın beşeri bilimlerden vazgeçe�bileceklerine, edebiyatı sevmeyebileceklerinehazırdım. Ne olmuş ki? Yabancı dil bilmek herkesefaydalıdır, ben de ısrarla onları saran bir dil ortamı

26

КО

МП

АС

PUSU

LA

8-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 16: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

“Ревизором”, ахала над“Пиковой дамой” � и получилаудовольствие первооткрывателя.Я была готова к тому, что моидети вообще могли оказаться негуманитариями и не любитьчитать художественнуюлитературу. Ну и что? Знатьиностранные языки полезновсем, и я упорно работалаокружающей языковой средой...surrounding Wednesday, какшутили в моё время в нашейанглийской школе. Я хотела,чтобы дети понимали русскиешутки, знали русские стихи ицитаты... да, они знают ихменьше, чем их русскиесверстники, но разница не такзаметна и может быть легковосполнена, а взамен онисвободно говорят по�турецки ипо�английски.

“Как? � говорили мне турецкиеподружки. � Ты говоришь сдетьми по�русски? Но как жетрудно им будет в школе!”

“Да, � соглашалась я, � имбудет трудно, но на том этапе,когда учат дважды два и что Земля круглая. В этовремя их будет напрягать только язык: обостальном я уже позаботилась. А потом им будетлегко, куда легче, чем вашим: три языка�то почтиосвоены”.

Как филолог, я не могла не радоваться, чторусский, турецкий и английский принадлежат кразным группам, поэтому потом детям будет кудапроще осваивать и другие языки из этих групп.Никогда не забуду, как на первом курсе филфакаМГУ на введении в языкознание профессор сказалнам: “Хороший русист должен знать минимумшесть языков... ну, французский, испанский,итальянский я считаю за один, – отмахнулся он отзашумевших нас, – латынь выучите – вот вам ивсе романские языки, подумаешь! Шесть языков,повторяю, но из разных групп!” Я сама так и недостигла идеала, а девчонки мои смогут, еслизахотят. Между собой они говорят по�турецки налюдях и по�русски дома: переключаются. Сдрузьями легко переходят на инглиш, а если хотятпосекретничать, то на японский. Я не учила ихрусской орфографии: все�таки я им мама, а непреподаватель, но исправляю ошибки воставленных мне записках и думаю, что чтение изрительная память, а также первая женеобходимость помогут им с этим справиться.Ведь никто не знает, как сложится их жизнь и гдеони захотят жить. Мне кажется, нельзя лишать ихвыбора – хотя бы между двумя своими родинами,раз уж так случилось, что их у них две. Нельзялишать их общения с русской бабушкой илитурецкими кузенами. А главное, нельзя лишать ихтого преимущества, которое им предоставило самоих рождение: выучить два языка одновременно,любить и чувствовать их оба, то есть легкополучить то, на что все тратят годы учебы и кучуденег.

olarak işlemeye devamettim...ya da ,kendizamanımda İngiliz okulun�da şaka yaptıkları gibi,“surrounding Wednesday”olarak. Çocukların Rusşakalarını anlamalarını,Rus şiirini ve özlü sözlerinibilmelerini istedim...doğrudur, kendi Rus yaşıt�larına göre bildikleri dahaazdır, ancak aradaki farkpek belli değil ve kolaylıklaortadan kaldırılabilir,bunun karşılığında iseserbest bir şekilde Türkçeve İngilizce konuşabiliyor�lar.

“Nasıl? � Türk hanımarkadaşlarım sorarlardıbana. � Çocuklarla Rusçamı konuşuyorsun? Okuldanasıl da sıkıntı çekecekler!”

“Evet, � diye kabul�lenirdim, � zorlanacaklar,ancak şimdi, iki kere ikiyive dünyanın yuvarlakolduğunu öğrendikleri sıra�da. O esnada onları sadece

dil zorlayacak, geri kalan konularda ise gerekeni yap�tım bile. Sonrası ise onlar için kolay olacak, sizinkileriçin hiç olmadığı kadar: ne de olsa neredeyse üç dilbiliyor olacaklar”.

Bir dilbilimci olarak Rusçanın, Türkçenin veİngilizcenin farklı dil gruplarına ait olmalarındanmemnun olmamam mümkün değildi, çünkü sonradanbu gruplara giren diğer dilleri çok daha kolay bir şek�ilde öğrenebilecekler. Hiç unutmam, MGU DilbilimFakültesi birinci sınıftayken, profesör dilbilimine girişdersini verirken, dersin başında şöyle demişti: “İyi birRus dilbilimcisi en az altı dil bilmelidir... Fransızca,İspanyolca ve İtalyancayı bir dil olarak kabul ediyo�rum, – homurdanan bizlere cevaben devam etmişti –Latinceyi öğrenirsiniz. İşte size bütün Roman dilleri,ne olmuş yani! Altı dil, tekrar ediyorum, ama hepsi,ayrı gruplardan olmalı!” Ben kendim bu ideale ulaşa�madım, kızlarım ise bunu yapabilir, tabii isterlerse.İnsanların içinde kendi aralarında Türkçe, evde Rusçakonuşuyorlar: dilden dile geçiyorlar. Arkadaşları ilekolayca English’e, gizli şeyler konuşmak istiyorlarsaJaponcaya geçebiliyorlar. Onlara Rus dili imlasınıöğretmedim: Ne de olsa anneleriyim, öğretmenlerideğil, ancak bana bıraktıkları notlardaki yazım hata�larını düzeltiyorum, sanıyorum ki okuma ve görselhafıza, ayrıca gereklilik hali bu sorunları aşmalarınayeterli olacaktır. Ne de olsa hayatlarının nasıl gelişe�ceğini ve nerede yaşamak isteyeceklerini kimse bile�mez. Bana kalırsa hiç olmazsa, mademki iki anavatan�ları oldu, bunların arasında seçim yapma şanslarınıellerinden almamak gerekir. Rus anneanne ya da Türkkuzenleri ile diyalogdan mahrum bırakmamak gerekir.En önemlisi de doğuşlarının onlara kendiliğindenverdiği avantajdan onları yoksun bırakmamak gerekir:Yani aynı anda iki dili öğrenmek, ikisini de sevmek vehissetmek; başka bir deyişle herkesin elde etmek içinyıllarca eğitim alıp dünyaca para harcadığı şeyikolaylıkla alma şansından…

28

КО

МП

АС

PUSU

LA

8-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 17: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Я везде местная!

$ Ася, скажи, пожалуйста, трудно либыть билингвом?

� Сейчас я уже не ощущаю особыхтрудностей, скорее, наоборот: считаю, что мнеочень повезло. Я имею возможность знать дваязыка и воспринимать две культуры какродные. Правда, в детстве, помнится, мнебыло непросто. По приезде в Турцию (мнебыло пять с половиной лет) я почти не зналатурецкого и, когда пошла в первый класс, точасто не понимала шуток моиходноклассников, не знала игр и песен. Новскоре я смогла приобщиться ко всему этому,сохранив и русский язык, на котором мыговорили дома.

$ На каком языке ты думаешь?� Это зависит от среды и настроения, но

чаще всего я думаю по�турецки и по�японски.Однако я замечаю за собой, что,погрузившись в один язык на несколькочасов, потом продолжаю долгодумать на нём. Бывает, что, написаванглийское сочинение на экзамене,я весь оставшийся день думаю по�английски. А приехав в России явместо турецкого начинаю думатьпо�русски.

$ Что ты изучаешь вуниверситете, какая у тебяспециализация?

� Я учусь на отделениианглийской литературы, ноодновременно увлекаюсь турецкой и посещаюнекоторые занятия и на этом отделении.Вообще, меня привлекает сравнительноелитературоведение, и в этом мне можетпомочь и знание русской литературы,которую я с удовольствием читаю.

$ А что ты любишь читать по$турецки?� По�турецки я с удовольствием читаю

литературу девятнадцатого века – периода«Танзимата» и «Сервети�фюнуна». Для этогомне, конечно, приходится изучать османскийязык, который довольно сильно отличается отсовременного турецкого. Я люблю также имногих писателей двадцатого века, вособенности Ахмета Хамди Танпынара иОгуза Атая. А мой любимый поэт – ТевфикФикрет.

$ Кем ты себя ощущаешь: турчанкой илирусской?

� Этот вопрос мне часто задавали и задают ив России, и в Турции. И мой ответ всегда былодним и тем же: я ощущаю себя обеимиодновременно. Элементы русской культурысовмещаются во мне с турецкими: сколько вомне одной, столько и другой. И я чувствуюсебя одинаково своей как на улицах Измира,так и на улицах Москвы.

Her yerde “yerli”yim!

� Asya, söyler misin, iki�dilli olmak zor mu?� Şu anda belli bir zorluk hissetmiyorum, hattatam aksine kendimi çok şanslı buluyorum.Çünkü iki dil bilme ve iki kültürü öz kültürümgibi algılama olanağına sahibim. İşin gerçeği,çocukluğumda bazı güçlüklerle karşılaşmıştım.Türkiye’ye geldiğimde (o sırada beş buçuk yaşın�daydım) neredeyse hiç Türkçe bilmiyordum vebirinci sınıfa başladığımda sık sık sınıfarkadaşlarımın şakalarını anlamıyor, oyun veesprilerini kavrayamıyordum. Ancak kısa birsüre sonra, evde konuştuğumuz Rusçayı damuhafaza ederek, tüm bunlara uyum sağlaya�bildim.� Peki, hangi dilde düşünüyorsun?� Bu; içinde bulunduğum ortam ve ruh halimegöre değişse de, en çok Türkçe ve Japoncadüşünüyorum. Ancak, birkaç saat boyunca tekbir dile maruz kalınca, sonrasında uzun bir süre odilde düşünmeye devam ettiğimi fark ettim.

İngilizce kompozisyonyazdığım bir sınavdançıkınca günün gerikalan kısmı İngilizce veya Rusya’ ya gelişim�den birkaç gün sonraTürkçe yerine tama�men Rusçadüşündüğüm oluyor.� Üniversitede neokuyorsun, uzman�

lığın nedir?� İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyorumama aynı zamanda Türk Edebiyatı ile deilgileniyorum ve o bölümdeki bazı derslere giriy�orum. Aslında ilgimi karşılaştırmalı edebiyatçekiyor ve bu alanda zevkle okuduğum RusEdebiyatının da bana faydalı olacağını düşünüy�orum.� Peki, Türkçe neleri okumayı seviyorsun?� Türkçe olarak on dokuzuncu yüzyıldakiTanzimat Edebiyatı ile Servet�i FünunEdebiyatını zevkle okuyorum. Tabii bunun içingünümüz Türkçesinden oldukça farklı olanOsmanlıcayı incelemek durumunda kalıyorum.Aynı şekilde yirminci yüzyıldan da, AhmetHamdi Tanpınar ve Oğuz Atay başta olmaküzere, pek çok yazarı seviyorum. En sevdiğimşair ise Tevfik Fikret.�Kendini kim gibi hissediyorsun: Türk mü Rusmu?� Bu soruyu bana hem Rusya’da hem deTürkiye’de sık sık soruyorlardı ve hala da soruy�orlar. Cevabım ise hep aynıydı: kendimi aynıanda ikisi gibi de hissediyorum. Rus kültürününunsurları içimde Türk kültürününkileri ile bir�leşiyorlar: Birisi içimde ne kadar mevcutsa diğeride bir o kadar mevcut. Ve kendimi hem İzmirhem de Moskova sokaklarında eşit derecede yerlihissediyorum.

30

КО

МП

АС

PUSU

LA

9-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 18: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

32

КО

МП

АС

PUSU

LASINE QUA NON

Eğer şarkılarını İngilizce söylüyor olsa, bugünTürkiye’de belli çevrelerde bir Bob Dylan ya da

Tom Waits’le kıyaslanabilirdi. Ama “demirperde”nin arkasında söylediği için pek azımız,

genelde tesadüfen tanıştı onunla. Ama müziğinedokunan iflah olmadı. Rusya’yla yaşayıp, ölümün�

den 24 yıl sonra, şarkıları daha dün çıkmış gibihala taptaze olan Vladimir Vısotski ile tanışmamak

büyük eksiklik olur... Suat TAŞPINAR yazdı.

Boğuk sesliozanın gür seslişiirleri, berrak

şarkıları ve onun prizmasından

Rusya

Vısotski ’yi bilmeden

33

КО

МП

АС

PUSU

LA

n Rusya eksik kalır...

Yıllar yıllar önceydi... Moskova’ya ilk ayakbastığım günlerdeydi. Yoldan çevirdiğim eski birLada’ya taksi niyetine bindim. Orta yaşınıdevirmiş, düzgün görünümlü şoför radyo dinli�

yordu. Şarkı değişince, uzanıp sesi biraz daha açtı. Karlıbir Moskova akşamında sarı sokak lambalarının ışığıylabir parça aydınlanan emektar arabanın şaşırtıcı derecedeiyi olan teybinden önce bir kaç ritmik gitar melodisi,sonra “tuhaf”, boğuk bir ses çıkmaya başladı. Bir adammarş mı, şarkı mı, şiir mi olduğunu anlayamadığım birüslupla, gırtlağına basılmış gibi bağırıyordu. Acelesi var�mış da bir an evvel ne söyleyecekse söyleyip gitmek istergibi. Sanki birisi arkasından koşturuyormuş gibi.

Ses pek “keyif verici” gelmedi kulağıma. “Huzur verici”olmadığı kesindi. İnsanın ince duygularına dokunan birhali yoktu sanki. Hırıltı gibi bir sesti doğrusu. Şoföre“İstasyonu değiştirir misin?” diyebileceğim, neredeyserahatsızlık veren bir sesti. Ama hiç bir şey söylemedim;çünkü direksiyonda şarkıya usulca tempo tutan şoföriçin çok şey ifade ettiğini anladım. Söylediklerinden,yakalayabildiğim bir kaç basit kelime dışında hiçbir şeyanlamıyordum. Karşılıksız bir aşktan da söz ediyor ola�bilirdi, siyasi hiciv de yapıyor olabilirdi, Rus halk kahra�manlıklarını da anlatabilirdi, sevgilisinin gözlerinin içinebakarak coşkuyla bağırıyor olabilirdi.

Anlayabildiğim tek şey, şarkıcının da şarkının da“sıradan” olmadığıydı. Ki bir süre sonra kulağım alıştı.Anlamadığım bu şarkıda isyanın da, hicvin de, yürektenkopup gelen “ağır” duyguların da harmanlandığınıhisseder oldum.

Sessizce karların üzerinde yol alırken, sırf muhabbetolsun diye, “Kim söylüyor?” diye sordum. Şoför“Vısotski” dedi. Ve ben hayatımda ilk defa bu ismi duy�muş oldum.

Sonra sık sık duyar oldum bu sesi. Kimdir, nediröğrenme hepsi uyandı içimde. Tanıdıklarıma sordum.“Vladimir Vısotksi bu memleketin vicdanı diyebile�ceğimiz ozanlardandı” diyorlardı. “Narkomandı, gençyaşta bile bile kendini mahvetti” diyorlardı. “Onunşarkılarını bir yabancı anlayamaz, çevirisi de havadakalır” diyorlardı. “Sovyet devrinin muhalefeti satırların�da gizli, isyankar bir sesti” diyorlardı. “On yıllar da geçseonun şarkıları hep günceldir, hep bizi, tuhaf düzenimizianlatır, bu topluma ayna tutar” diyorlardı.

25 Ocak 1938’de doğmuştu Vıstotski. 25 Temmuz1980’de, henüz 42 yaşında uyuşturucudan öldüğündeMoskova Olimpiyatları’nın en coşkulu günleriydi. Rejim,bu coşkuya gölge düşürür, gündemi değiştirir diye birkaç ün gizlemeye çalışmıştı ölümünü. Ama haber alan onbinler, stadyumları boşaltıp akın akın cenazesine koş�

9-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 19: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КО

МП

АС

PUSU

LA

34

muşlardı. O devirde eşine nadir rastlanan bir sevgiseliyle uğurlanmıştı dostlarının deyişiyle “Valodi”...

Onun şarkılarına “bard” diyorlardı. Yani “ozan”dı.Kendi şiirlerine, sadece kendi gitarıyla eşlik ederekşarkılarını söylerdi. Başkasıyla kıyaslanamaz bir stilivardı. Memleketin sosyal ve siyasi dertlerini genelliklehicve batırılmış bir “sokak jargonu” ile söylüyordu. İştebu hali, Sovyet sisteminin ona “mesafe” koymasına nedenolmuştu. Devlet TV’lerine çıkarılmıyordu. HalbukiBrejnev’in bile gizli gizli onu dinlediği anlatılıyordu.

Daha çocukluğunda “ışık saçan” biriydi. Üç yaşın�dayken, tıraş olan babasına dönüp, “Bakın hele kimduruyor karşımızda: Bizim keçi kendi sakalını tıraş edi�yor!” diye hicvettiği anlatılırdı. Evde “istenmeyen mis�afir” olunca, ince dokundurmalı şiirler, şarkılar uydurup,gitmelerine vesile oluyordu. Küçük yaşta gitar çalmayabaşladı. İnşaat mühendisliği okumaya başlayıp bir senesonra bıraktı, tiyatroya merak saldı. 1958’de tiyatrodailk rolünü kaptı. O sırada zaten “underground” mekan�larda “tuhaf” şarkılarını çalıp söylemeye başlamıştı.Tiyatro hayatının ilk yılları “disiplinsizlik” şikayet�lerinden kovulmakla geçti. Asi ruhu, alkole düşkünserseri hayatı başına iş açıyordu.

Derken 1964’te yıllar içinde biriken 48 şarkısındankendi çabalarıyla yaptırdığı ilk kayıt, eş dost arasındadolaşmaya başladı. Şarkıları Mokova’da kulaktan kulağayayılıyor ve hayran kitlesi artıyordu. O yıllarda, kendisi�ni tiyatro sanatçısı olarak da saygınlığa kavuşturacakolan eserlerle ünlü Taganka Tiyatrosu’nda sahneye çık�maya başladı. Bazı oyunlarda elinde gitar kendi

SENİ SEVİYORUM

Seni şu anda seviyorum, Gizli değil � alenen.

Işıltınla yanıyorum, ne “sonra” ne de“önce”.

Hıçıkıra hıçkıra, yahut — güle güle, Her şekilde — seni şimdi seviyorum,

Geçmişte � arzulamıyorum, gelecekte �bilmiyorum.

“Seni sevdim” � geçmiş zaman � Kabirden de hüzünlü,�

İçimdeki tüm değer verdiğim şeyler kanat�larımı kırıyor, ayaklarımı bağlıyor,

Şairlerin şairi dese de: “Ben sizi sevdim: bu sevgi belki de...”*

Bu bırakılmışlık ve solgunluk ifadesi � Burada bir pişmanlık da var, bir hoşgörü de,

Tahtı alaşağı edilmiş hükümdar gibi. Burada gitmiş olana bir acındırma

Hevesi var, hevesin tükendiği noktada, “Seni seviyorum” ifadesine ise bir güvensizlik.

Seni şimdi seviyorum Ölçüsüz, kayıpsız,

Bir asır benim için şu an � Damarlarımı kesmiyorum!

Zamanın içinde, devamında, şimdi Geçmişte nefes almıyorum ve geleceği sayıklamıyo�

rum. Adım adım, kulaç kulaç

Sana doğru, kelle koltukta!� Ayaklarımda zincirler ve kat kat ağırlıklarla.

Sen yeter ki kazara zorlama beni, “Seni seviyorum”dan sonra “seveceğim”i eklememe.

“Seveceğim”de bir burukluk var, tuhaf da olsa, Uyduruk bir imza, bir kurt yeniği

Geri adım için bir önalış, ihtiyat tedbiri, Renksiz bir zehir bardağın dibinde.

Okkalı bir tokat gibi yüze � Sorun seni şimdi sevmemde.

Bir Fransız düşü görüyorum, Zaman kaygısından uzak,

Geleceğin � öyle olmadığı, geçmişin � başka türlüolduğu.

Çivilenmişim bir rezil direğe, Dil engeline takılmışım.

Ah, bu dil farklılığı! Bu durum � yıkım.

Ama ikimiz bir çıkış yolu arar buluruz. SENİ SEVİYORUM KARMAŞIK ZAMAN

DİLİMLERİNDE � GELECEKTE DE, GEÇMİŞTE DE, ŞİMDİDE DE!..

(Türkçe çevirisi: Hüseyin Avni Dağlı)

şarkılarını söylüyordu. Ayrıca beyaz perdeye de adımatmış, hem rolleri hem şarkılarıyla yükselişe geçmiştibile.

Konserleriyle “kült” olma yolundaydı. Diğer yandanalkolle, uyuşturucuyla bitmeyen savaşında kaybetmeyebaşladığı, sık sık tedavi görmek zorunda kaldığı dönem�lerdi bunlar. Yükseliş ve çöküş bir aradaydı... 1970’li yıl�lar Vısotski’nin inanılmaz bir doğurganlıkla pek çok hitşarkısını yaptığı, artık Sovyet müzik tekeli Melodiya’nında mecburen kaydettiği plaklarının yok sattığı,Fransa’dan ABD’ye kadar yurtdışına sık sık konserleregittiği, New York’ta ünlü TV programı “60 Dakika”yakonuk olduğu, hem içeride hem dışarıda konserlerinin“olay” yarattığı, beyaz perdede ve sahnede unutulmazrollere imza attığı, ama sağlığı ile ilgili gittikçe batağasaplandığı dönemlerdi...

Devlet de bölünmüştü: Kimileri isyan ruhlu şiirleri vehayatıyla Sovyet gençliğine kötü örnek olduğunusavunuyor, diğer yandan Brejnev şarkılarını keyifle din�liyor ve ona görünmeyen bir “koruma” sağlıyordu. Bufarklı tutumlar, onun sanatını “belli çizgileri aşmadan”istediği gibi yapmasını engellemiyordu. Sovyet sisteminebodoslama savaş açmışlığı yoktu elbette, ama her şeyerağmen “protest” bir ozandı. Bu kadar “yıldız” olmuşken,hayatı boyunca Sovyet TV’si onunla tek bir söyleşi bileyapmadı. Diğer yandan “şanslı azınlık”a tanınan birhakkı kullanıp, Almanya’dan getirdiği Mercedes otomo�biliyle Moskova caddelerinde hız yapabiliyordu Vısotskı,kimse hesap sormuyordu.

1980’de, ömrünün son yılında Vıstotski artık uyuştu�rucu almadan sahneye çıkamayacak durumda, sevdik�lerinin tüm çabalarına rağmen bu illetle mücadele ede�meyen, ama sanatını icrat etmekten vazgeçmeyen bir“yorgun delikanlı” idi. Onun bu son yıllarını, Özbekistan

turnesi sırasında uyuşturucuya yaşadığı savaşı, 2011’deçekilen ve büyük ses getiren Pyotr Buslov’un yönettiği“Vısotski, Çok Şükür Sağ” filmi anlatıyordu. Kesinlikleizlemelisiniz.

Vısotski 24 Temmuz 1980 sabahı annesine “Bugün öle�ceğim” dedi. Ve o gece, alkolle, sigarayla, uyuşturucuyla,stresle bunalmış kalbi onu daha fazla taşıyamadı veyatağında öldü. On binlerin elleri üstünde taşınıpMoskova’da Vagankovskoye mezarlığına gömüldü.Strastnoy Bulvar’da, sırtında gitarıyla heykeli durur. VeRusya’nın pek çok şehrinde heykelleri yükselir.

Vısotski, Sovyet gündelik hayatının dertlerini, insan�ların bu sistemde içine işleyenleri, aşkı, barışı, savaşı,yani “hayata dair her şeyi” anlattığı 600 kadar ölümsüzşarkı bıraktı geride. Gulag da vardı şarkılarında,Moskova’nın mafyası da, hayvanlar da... Savaş gazileri,“Bu duyguları ancak bizimle savaşa katılımış birisi ya�zabilir” dedi... Sovyet kozmonotlar, rejimin yasakladığıyıllarda onun kasetlerini uzaya götürdüklerini itiraf etti�ler! Dürüsttü. İronikti. Gerçekti...

İşte bu ülkede uzun süre yaşamak, biraz da Vısotskişarkılarını (sözlerini tam anlasak da, anlamasak da) cankulağıyla dinlemek demektir... Biraz Rus dostlarınızonun şarkıları çaldığında her kulak kabarttıklarındaonlara eşlik etmek demektir... Biraz da onun sesinden, bumemleketin dününü, acılarını, umutlarını, külünü,dumanını içinizde hissetmek demektir... Vıstotksi birazda

Rusya demektir...Meraklısına not: Biraz sorup soruşturduk, Vıstotski’nin en

güzel şarkılarını, internetten bulup dinlemek isterseniz diyederledik: “Я не люблю”, “Песня о друге”, “На братскихмогилах”, “Очевидное и невероятное”, “Конипривередливые”, “Здесь вам не равнина”, “Тот, которыйне стрелял”, “Скалолазка”, “Парус”, “Чужая колея”

10-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 20: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

36

КО

МП

АС

PUSU

LADERİN RUSYA

Ünü dünyayı saran 11Rusça kelime

Rusya da, diğerpek çok ülke gibi

hakkında kullanılagelenönyargılardan

şikayet ederdurur...

Diğer yandan,kendi dilindeki

bazı kelimeleri tümdünya ile ‘pay�laşan’ ülkelerin

sayısı da fazladeğildir. Rusyabunlardan biri.

Burada uzunsüredir

yaşayanlardanziyade, “yeni gelen

meraklılar” içinyararlı olur diye,size dünyada enpopüler 11 Rus

kelimesini vehikayelerini,

RBTH sitesindenesinlenerek

derledik.Bakalım hepsini

biliyor musunuz?

VOTKATüm dünyanın Rusya ileözdeşleştirdiği malum içki,Rusya’ya 16. yüzyılda gelmiştir.Üstelik bunu getirenler, Rusların ogüne kadar biradan daha sert biriçki içmemiş olduğunu öğreninceşaşkına dönen Cenevizli tüccar�lardır. İlginçtir, votka ilk zamanlarRusya’da pek tutulmamıştır. Ruslar19. yüzyıla kadar yaygın olarakvotka içmemiştir. Yani “milli içki”filan değildir. Yeri gelmişken

belirtelim; o zamanların ünlü kimyacısı Dmitri Mendeleyev deneyyaparken votka için ideal tarifi bulmuştur. Bu tarife göre içkideki ispirtooranı % 40 olmalıdır. Votka bugün hemen hemen tüm dünya üreticileritarafından işte bu formüle göre üretilmektedir. Şunu da eklemektefayda var: Rusya sadece 1982’de votkanın anavatanı olarak anılmahakkına sahip olmuştur: SSCB, “Sadece Rusya’dan gelen Votka, gerçekRus Votkasıdır” sloganı ile votkaya ulusal içki patenti almıştır.

TROYKA

Kelime kelime çevirisiile ‘ÜÇLÜ’ demektir. Şu ya da bu şekilde Rusya ileilgili pankartlarda, kartpostallarda, kitaplarda,paketlerde çok sık bir şekilde yer alan ünlü “üç atkoşulmuş araba”dır Troyka. Bu tür arabalar aslında18. yüzyılda Rusya’da kullanılmaya başlanmıştır.Yani votka gibi, Rusya’daki kökü çok da eskilere git�mez. Üç at koşulmuş bu hafif arabalar ile Rusya’nınbozuk yollarında gitmek en makul yöntem idi.Troyka bu topraklarda 20. yüzyıl başına kadar kul�

lanılmıştır. Özellikle karlı yollarda arabada tekerlekyerine kızak kullanılırdı. Troyka Rus edebiyatındauçsuz bucaksız mekan, sağlam irade ve el değmemişdoğa ile özdeşleştirilir. Ona atfedilmiş pek çok şiirvardır. Ünlü yazar Gogol, troykayı Rusya ilekarşılaştırmıştır: «Hırçın, geçilmez bir troyka gibi yolları aşan sen değilmisin, Rus? … Rus, nereye gidiyorsun böyle? Cevapver. Cevap vermiyor».

37

КО

МП

АС

P

USU

LA

MATRYOŞKARusya’nın belki de dünyada en çok bilinen sembolü: Birbiri içine

yerleştirilmiş, birini açınca içinden daha küçüğü çıkan ve böylece sürüp giden ahşap kuklalar.

Halkın içinden çıkma, köylü bir adı vardır: Matryona. Şimdi sıkı durun: Tıpkı votka ve troyka gibi,

matryoşka da Rusya’ya sonradan gelmiştir!Matryoşka bir Japon oyuncağıdır,

19. yüzyılda ilk defa Rusya’ya girmiştir. 20. yüzyılda ‘politize’ matryoşkalar

popüler olmuştur. Sovyet liderlerinden tutun da dünya

liderlerine kadar herkesmatryoşkaya işlenmiştir.

Bugün hala Rusya’dan hediye olarak

matryoşka almak, modası

geçer gibi görünse de

çok yaygındır.

KOLHOZ “Kalhoz” olarak telaffuz edilen bu kelime ‘kollektif çiftlik’ ifadesinden türetilmiştir. Bir Sovyet icadıdır.Genç Sovyet iktidarı, işgücünü bir arazide birlikte çalışmaya zorlamak, tüm kazancı ise ortak bir fondatoplamak amacıyla köylüleri kolhoz denen aynı çatıaltında toplamaya karar vermiştir. İlk kolhozlar 1918’deortaya çıkar. 1932’de ise tüm köylüler muhakkak bir kolhoza bağlı olmakla yükümlü kılınmışlardır. SSCB iledağılıp gitmiş bir sistemdir.

KALAŞNİKOVDünyada hala en fazla satan silah olanbu müthiş makinalı tüfeğin resmi adıAK�47’dir. Efsanevi silah mühendisiMihail Kalaşnikov 2. DünyaSavaşı’nın hemen başlarında,Almanlara karşı direniş için bu tüfeğidizayn ettiğinde sadece 20 yaşındaidi! AK�47 o zamandan bu yanamuazzam bir popülariteye sahipolmuştur. Uzmanlar kullanımkolaylığı ve güvenilirlik bakımındandünyada eşi olmadığını kabul ederler.Kalaşnikov makinalı tüfek bazıülkelerin bayraklarında sembol olarakkullanılmıştır ve çok sayıda sanateserine tema teşkil etmiştir.Mihail Kalaşnikov2013 yılında, 94yaşında ikenöldü.

PERESTROYKA Kelime kelime çevirisini yapacak olursak, ‘YENİDEN YAPI�LANMA’ demektir. Bu kelime Rusça ‘stroit’ (inşa etme) fiilin�den gelir. Perestroyka 1985 yılında, Mihail Gorbaçov’un ikti�dara gelmesi ile başlamıştır ve 1991 yılında SSCB’nin dağılmasıile sona ermiştir. İç politika açısından perestroyka, sivil özgür�lükler, düşünce özgürlüğü, piyasa ekonomisine geçiş anlamınagelir. Perestroyka aynı zamanda SSCB ve Batı arasında 50yıldır devam eden ‘Soğuk Savaş’ın da bitmesini sağlamıştır.

10-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 21: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КО

МП

АС

PUSU

LA

38

BABUŞKA Bu kelime Rusçada hem ‘yaşlı kadın’hem de ‘nine’ anlamındadır. Rusya’dahala tanıdık olmayan yaşlı hanımlara da‘Babuşka’ diye hitap edilir. Rus ninesieski bir tipleme haline gelmiştir: İyiyürekli, başörtülü, ufak tefek yaşlıkadın.

NA ZDOROVYE Telaffuz edilişi “NA ZDAROVYE”, çevirisi ise“SAĞLIĞA”dır. Bu cümle de tüm dünyada bilinir.Genelde masa başı ziyafette, içki içilirken söylenir.Neden ve nasıl böyle bir anlamın, kullanımın yaygın�laştığı pek bilinmez. Büyük bir ihtimalle bununnedeninin Perestroyka döneminde çekilen Hollywoodfilmleri olduğunu söyleyenler çoğunluktadır. Üstüneüstlük doğru Rusçası ‘ZA ZDOROVYE!’dir.

SPUTNİK Bu kelimenin Rusça anlamıYOL ARKADAŞI demektir.Sovyet mühendisleri 4 ekim1957’de fırlatılan dünyanın ilkuydusuna bu ismi vermeyikararlaştırmışlardır. Bu olayuzay çağının başlamasınaneden olmuş ve teknolojikolarak geri kalmış olarak kabuledilen SSCB’nin imajınıdeğiştirmiştir. Bugün de halakullanılır ve popülerdir.

DAÇABu kelime, Türkiye’deki “yazlık” anlamındadır. Aslında Rusça ‘dat’(vermek) fiilinden gelir. Çünkü Rusya’da Çarlık yıllarında, geneldehizmeti geçen insanlara devlet tarafından verilirdi. Kısa öykününbabası Anton Çehov çok sayıdaki eserini daçaya adamıştır. Onuniçin daça, Rus aristokratların bahçede oturdukları ve çay içerkenRusya’nın kaderini konuştukları özel bir yerdi. Ancak daça 20.

yüzyılın 50’li yıllarında sıradan Sovyet insanlarının da ulaşabileceğibir imkan haline gelmiştir.

SAMOVAR Telaffuz edilişiRusya’da“SAMAVAR”dır.Türkçede“SEMAVER”deriz. Bu kelime‘sam’ (kendi) ve‘varit’ (kaynatan)kelimelerindentüretilmiştir.Semaver büyük bir ihtimalle İran’dan Rusya’ya gelmiştir.Bir zamanlar çay içmenin en önemli aracı idi. İlk başlardasemaverler odun ya da kömürle ‘çalışırlardı’. Daha sonraelektrikli olanları çıktı. Günümüzde ise elektrikli çaydanlıklar bunların da yaygın kullanımdan çıkıp “nos�taljik unsur” olmasına neden oldu. Yine de daçasında“samovar” keyfi yapanlara rastlayabilirsiniz.

11-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 22: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КУЛЬТПРОСВЕТ

40

КО

МП

АС

PUSU

LA

И, думается, пришло время и вам, нашимдорогим читателям, получше узнатьтурецкое кино... Например, ознакомиться случшими лентами, созданными

режиссерами�турками. Вы спросите: кто же признал ихлучшими? Да сами же турки! Министерство культуры итуризма Турции еще в июне запустило онлайн�опрос,чтобы выяснить, какие фильмы турки считаютлучшими. Первое место заняла картина «Засушливоелето». Ее в 1963 году снял режиссер Метин Эрксан.Тогда он принес родной стране первую международнуюнаграду в области кинематографа.

Фильм «Засушливое лето» (Susuz Yaz) рассказывает онебольшой деревушке на Эгейском море, которая живетвыращиванием табака. В деревне есть две ценности —вода и женщины. Именно вода становится причинойссоры между двумя братьями — Османом и Хасаном.Однажды Осман обнаруживает на своем участкеисточник пресной воды, которой так недостаетдеревенским жителям. Вместо того, чтобы поделиться,он начинает скапливать воду в резервуары, чтобыхранить. Местные пытаются выкрасть воду, и во времяодной из таких попыток Осман убивает своегоодносельчанина. Хасан как младший брат берет вину насебя и отправляется в тюрьму. Осман же вскорезабывает о нем... Более того, начинает ухаживать за егоженой...

Вот такая совсем не веселая история. Зато лента,которая заняла второе место � «Возмутительный класс»(Hababam Sınıfı) — комедия 1975 года. В главной ролисыграл любимчик турецких комедийных режиссеров,

Турция: сто лет набольшом экране

В руках у вас журнал, посвященный, прежде всего, культурным взаимоотношениям Турции и России. Исмело можно предположить, что в какой3то степени вы интересуетесь турецкой культурой. Быть

может, даже знаете ее на определенном уровне. Но скажите, положа руку на сердце, сколько турецкихфильмов вы видели? Нет, не сериалов, а именно полноценных, полнометражных, черно3белых или цветных,

произведений кинематографического искусства. Допустим, пару3тройку вы назовете. Но разве этодостойно кино, которое отметило свой вековой юбилей? Да3да, в этом году исполнилось сто лет

турецкому кинематографу.

уморительный Кемаль Сунал. Третью позицию заняласнова драма, и снова о семейных отношениях. На этотраз отца и сына. В картине «Мой отец и мой сын»(Babam ve Oğlum) 2005 года главный герой —маленький Дениз, чья мать умерла при родах во времявоенного переворота 1980 года. Следом за этой лентой врейтинге расположился фильм «Бандит» (Eşkiya) 1996года. И это снова драма. На этот раз — о бандите,который вышел на свободу после 35 лет тюрьмы.Следующие места в рейтинге заняли фильмы “Дорогойбрат» (Canım Kardeşim), “Красная косынка» (SelviBoylum Al Yazmalım), «Разорившийся Ага» (ZüğürtAğa), “Дорога» (Yol) (три премии на Каннскомфестивале), «Визонтеле» (Vizontele), «Однажды вАнатолии» (Bir Zamanlar Anadolu’da). Безусловно, всеони достойны внимания, самого внимательногопросмотра, обдумывания. Ведь в них — настоящаяистория Турции, ее общества, ее людей, одиноких ипечальных, шумных и веселых, смешных и грустных.Настоящих.

Вы спросите, где же посмотреть эти картины? Удивимвас, но они есть и на DVD, и в интернете, в русскомпереводе. Более того, министр культуры Турции ОмерЧелик сообщил, что к столетию турецкогокинематографа были созданы специальные наборы сфильмами, попавшими в первую десятку. Напрошедшем в этом году Каннском фестивале их раздалипредставителям 180 стран. В наборах все фильмыпредставлены в переводах на четыре языка: английский,арабский, китайский и... русский.

41

КО

МП

АС

PUSU

LA

Фатиха Акына называют «открытиемнемецкого кино». Тем более странно это

звучит, что родители режиссера — выходцы изТурции и почти все его фильмы так или иначезатрагивают историческую родину. Взять хотябы нашумевшее «Солнце ацтеков». Главныйгерой — немецкий преподаватель физикиДаниэль. Купив на рынке кольцос древним символом ацтеков, онначинает ощущать, как в егожизни происходят перемены.Даниэль влюбляется в турчанкуМелек и отправляется на еепоиски, чтобы полностьюпоменять свою судьбу уже вдороге. Лента «Головой о стену» �о турках, живущих вГермании и так неставших немцами доконца. Однако, иоказавшись в Турции,они понимают, что тамони тоже чужие. «Накраю рая» � снова оТурции: тут сплетенысразу шесть судеб. Нонасколько важна дляАкына родина его

родителей, настолько же значима и Германия,страна, где он вырос и как человек, и какрежиссер. Для него немецкий порядок,умиротворенность и правильность — то, к чемуна протяжении десятилетий стремятся турки.А Турция — та средиземноморскаябеспечность, свобода и легкая романтичная

печаль, где хотели бы иногдаоказаться немцы. Восток иЗапад для Акына, в отличие отКиплинга, неразделимы, будтонавечно связаны мостом черезБосфор. А такой же мост вискусстве старается выстроитьсам режиссер. Ведь даже острыеи больные темы, которые он

нередко поднимает всвоем кино, тоженеизбежно объединяютдва культурных пласта.Очередноедоказательство —новая лента Акына«Шрам», участникконкурсаВенецианскогокинофестиваля этогогода.

ФА

ТИ

Х А

КЫ

Н

11-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 23: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КО

МП

АС

PUSU

LA

42

Для итальянцев это режиссер итальянский.Еще бы! Ведь Озпетек иммигрировал в

Италию аж в 1976 году. Но, перефразируяизвестную поговорку, ты можешь уехать изТурции, зато Турция из тебя никогда не уедет.Поэтому и восхождение свое ккинематографическому Олимпу Озпетек началс ленты, название которой не оставляло ни укого никаких сомнений в его происхождении:«Хамам». Будто пытаясь подчеркнутьзаявленное, режиссер следующую картинуназывает «Последний гарем». Но по�настоящему заявить о себе ему удается толькосугубо итальянской драмой «Окно напротив»,которая принесла ему сразу три приза вКарловых Варах. Озпетек, видно, понялтенденцию и дальше снимал кино только проевропейцев и для европейцев: знаменитый«Сатурн в противофазе», семейная драма«Прекрасный день», комедия «Золотыевыстрелы», выполненная в манереАльмодовара, еще одна, немного грустнаякомедия «Присутствие великолепия»,новейший фильм «Пристегните ремни». Кто�томожет сказать, что Озпетек со временемстановится все больше итальянцем. Но вопровержение — несколько фактов. Во�первых,сам режиссер как�то в интервью сказал, что егородина и главная страна его жизни — этоТурция. Во�вторых, недавно он опубликовалполуавтобиографическую книгу «КрасныйСтамбул», наполненную любовью к родному

городу. А в�третьих, в каждом фильмеОзпетека, даже если на то нет никаких причини обстоятельства никак к этому нерасполагают, звучит романтическая турецкаяпесня. Режиссер будто играет завершающийаккорд, на родном языке подводящий итогтолько что увиденному и говорящий: да, яживу в Европе и снимаю кино про европейцев,но я турок до мозга костей и смотрю на всепроисходящее через нашу уникальнуютурецкую призму.

Стоит ли говорить, что все это — лишьверхушка айсберга, так сказать, лишь отрезокмногокилометровой пленки турецкогокинематографа? Бесспорно, заслуживаютвнимания и такие фильмы, как «Большинство»Серена Юдже, и «Наше великое отчаяние»Сейфи Теомана, «Клуб неудачников» ТолгиОрнека, «Лодки из арбузных корок» АхметаУлукая, «Варенье из инжира» АйтачаАгирлара, «Народ моего деда» Чагана Ырмака,«Восемь дней Дильбер» Джемаля Шана,«Любовь любит случайности» Нурана ЭвренаСита, «Сон бабочки» Йылмаза Эрдогана,«Яйцо», «Молоко» и «Мед» СемихаКапланоглу и многое�многое другое. В каждойиз этих картин — кажущийся небольшимфрагмент Турции, через который можноувидеть эту страну и ее культуру, и в неменьшей степени — самих себя. Ведь кино какничто другое показывает, что все мы вконечном итоге очень похожи.Ф

ЕР

ЗА

Н О

ЗП

ЕТ

ЕК

Мы поставим жирную точку именно нанем. Во�первых, потому что Джейлан и

есть тот самый режиссер, который осталсяжить на родине. Во�вторых, потому что в этомгоду он стал лауреатом одного из самыхпрестижных кинофестивалей мира — выиграл«Золотую пальмовую ветвь» в Каннах за свойфильм «Зимняя спячка».

Надо сказать, что ни один фильм Джейланане оставался без внимания жюри мировыхкинофестивалей. Уже самая первая его работа,сюррелистическая короткометражка «Кокон»,участвовала в конкурсе в Каннах — невиданнаяудача. Эстет до мозга костей, поклонникрусской литературы и Тарковского, Джейланделает упор на визуальную сторону фильма, незря первые картины онснимали как оператор тоже.Он любит незамысловатыепо своей архитектоникеистории, которые лишьпосле просмотра начинаютрождать в сознании зрителявопросы вселенскогомасштаба. Будь то«Поселок» � о детях,

которые слышат в школе истории о том, какнадо любить общество, а потом от родителей —мизантропические откровения. Будь то«Майские облака» � о деревенском парне,живущем в мечтах о кино, или «Времена года— о паре, чья любовь давно перешла в стадиюнаскучившей привязанности. Или«Отчуждение» � о стареющем фотографе,который потерял жену, мечты о славе испокойствие, когда к нему приезжаетдеревенский родственник. К своей работемеланхоличный и минималистичный Джейланчасто привлекает родственников: у негоснимались и сестра, и кузен, и родители. А впоследних работах соавтором сценариявыступила жена — Эбру Джейлан. Вместе они

создали пронзительнуюкартину о лжи инежелании ее замечать«Три обезьяны», закоторую режиссерполучил в Каннах призкак лучший режиссер.Вместе же � «Однажды вАнатолии», принесшуюему в тех же КаннахБольшой приз жюри.Вместе � «Зимнююспячку» 2014 года, закоторую Джейланполучил сокровенную«Золотую пальмовуюветвь» и призФИПРЕССИ. Этот фильм, кстати, снятпо мотивампроизведенийДостоевского и Чехова.И это еще один поводполюбить творчетвозамечательного НуриБильге Джейлана.Н

УР

И Б

ИЛ

ЬГЕ

ДЖ

ЕЙ

ЛА

Н

43

КО

МП

АС

PUSU

LA

12-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 24: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

1� 1812 yılında Rusya’nın Napolyon ordularına karşı savaşları sırasın�

da Ruslar sık sık kendi askerlerini öldürmüşlerdir, neden?A) Üniformaları birbirlerine çok benziyordu.

B) Aristokrat ailelerden gelen askerler geleneksel olarak Fransızcakonuşurlardı.

C) Askerler düşman tarafına geçmek istemişlerdi.D) Ağır yaralıları öldürme geleneği vardı.

2.İmparator 3. Aleksandr (1845�1894) neden askerlerinden birine

tükürdüğünü söylemişti?A) Askerin imparatorun portresine tükürdüğü anlaşılmıştı.

B) Bu, asker düşman tarafına kaçarken yakalanmıştı.C) Bu, sıktığı kurşun ile imparatoru yaralayan düşman askeri idi

D) Asker içtima sırasında imparatora selam vermemişti.

3� Neden Rusya’nın çehresini değiştiren, Batılı nizama geçiren ilk

imparator 1. Pyotr, ya da Deli Petro (1672�1725), kol manşetlerinedüğme dikilmesini emretmişti?

A) Petro’nun her zaman örnek aldığı Hollandalılar böyle yapmaktay�dılar.

B) Köylü ailelerden gelen askerleri yemekten sonra ağızlarını elleriylesilme alışkanlığından vazgeçirmek için.

C) Düğmelerin üzerinde imparatorun portresi vardı.D) Düğmeler, bugün omzua dikilen rütbelerin yerini almıştı.

4� 1842�168 arasında devam eden Rus ordusunun Buhara’yı ele geçir�

ilmesi sırasında Rus askerleri birden amuda kalktılar, askerarkadaşları ise onları botlarından tutmaktaydılar. Buharalılar bunun

özel bir zafer töreni olduğunu sanmış ve aynı şekilde davran�mışlardır. Ancak savaşı kaybetmişlerdir. Ruslar aslında ne yapmak�

taydılar?A) Nehri aştıktan sonra, zaman kaybetmemek için bu şekilde botlarına

dolan suları boşaltmaktaydılar.B) Buharalıları böylece korkutmak istemişlerdi.

C) Bu kanın başa yönlenmesi için gerekiyordu, bu şekilde yorgunlukladaha kolay mücadele etmek mümkündü.

D) Ceplerinde bozuk para olup olmadığını kontrol ediyorlardı.

5� 1812’de mağlubiyetle bitecek Rusya seferine çıkmadan önce

Napolyon’nun daha 1788 yılında Rus ordusu ile bir ilişkisi vardı.Neydi?

A) Türk ordusu saflarında lejyoner olarak savaşmıştı.B) Rus ordu komutanı Suvorov’dan tavsiyeler almıştı.

C) Gençken Rus üniforması giymekten hoşlanırdı.D) Rus�Türk savaşı sırasında Rus ordusuna yazılmaya çalışmıştır

44

КО

МП

АС

PUSU

LAKIRKAMBAR

Savaş... Barış... Ve Rusya!Bu yıl tüm dünyada 1. Dünya Savaşı’nın başlamasının 100. yıldönümü anma

etkinlikleri düzenlendi. Bu savaş, Rus imparatorluk ordusunun da son büyük savaşıolmuştu. Birkaç yıl sonra tüm Rusya İmparatorluğu tarihe karışmıştı. Biz de bukonuda sizlere küçük bir “kontrol sınavı” yapalım dedik: Bakalım Rusya askeri

tarihi ile ilgili sorularımıza cevap verebilecek misiniz?

6�Bir seferinde Çar ordusunun parlak komutanı Aleksandr Suvorov’u

(1729�1800) garip bir işle uğraşırken gördüler. Sandalyelerinüzerinden atlıyor ve bazı generallerin adlarını bağırarak söylüyordu.

Sizce, neden acaba?A) Bunlar çarpışmalarda yendiği düşman generalleriydi.

B) Bu, formunu korumak için icat edilmiş özel bir egzersiz idi.C) Bunlar kariyerinde bir hamlede geride bıraktığı generallerdi.

D) Bunlar kendisine askeri taktikler öğretmiş olan generallerdi, böyleceonlara minnetarlığını ifade etmekteydi.

7�Napolyon’a karşı verilen savaş sırasında adından çok bahsedilen

Rus ordu komutanı Yermolov, yüksek rütbelilere karşı cüretli oluşu ile tanınırdı. Aldığı hiçbir ceza onu ‘

dizginleyememişti’, onu ordudan kovmayı da göze alamıyorlardı,çünkü çok yetenekli bir askerdi. Bu durumda subaylar

ne yapmışlardı?A) Hiçbir çarpışmaya onu götürmemişlerdir.

B) Keşifçi olarak onu göreve gönderdiler ve savaş bitene kadar da geriçağırmadılar.

C) Ona general rütbesi verilmesini rica ettiler: Bu şekilde onunla diyalogartık eskisi kadar gücendirici olmayacaktı.

D) Apoletlerini sakladılar.

8�200 yıl boyunca Rusya ordusunda sıradışı bir atlı

muhafız birliği bulunmaktaydı. Bu birliği sıradışı yapan şey neydi?

A) Birlik askerleri bir ata iki kişi binlerlerdi.B) Askerlerin başlarında kep yerine türban bulunurdu.

C) Bu birlikte sadece Afrikalı paralı askerler görev yapardı.D) Birlik develerden oluşurdu.

9�Rus ordusunda uzun bir süre boyunca adına ‘Vahşi tümen’ denilen bir

tümen görev yapmıştır. Bu tümen kimlerden oluşurdu?A) Kafkasyalı askerlerden.

B) Öksüz çocuklardan.C) Orta Asya sakinlerinden.

D) Köylülerden.

10�Rus askeri pilotu Nesterov daha 1. Dünya Savaşı

başlamadan ünlenmişti. Ancak onun ‘icadı’ bugün de tüm dünyadageniş bir şekilde kullanılmaktadır.

Ne yapmıştı?A İlk defa makinalı tüfekle donatılmış bir uçağı kullanmıştır.

B) İlk defa Rusya’yı boydan boya uçakla geşmiştir.C) Dünyada ilk defa uçakla ‘havada takla’ atmıştır.

D) İlk defa paraşütle atlamıştır.

DOĞRU CEVAPLAR: 1�B, 2�A, 3�B, 4�A, 5�D, 6�C, 7�C, 8�d, 9�a, 10�C

Çeviren: Metin UÇAR45

КО

МП

АС

PUSU

LA

12-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 25: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Суат Ташпынар

Эта пожилая женщина, чьего имени я незнаю, годами стоит у метро«Шаболовская». Она продает газету с

бесплатными объявлениями. «Из рук в руки!»� разносится ее голос. � «Из рук в руки!» Ейуже под 70. годами она надевает все ту жестарую, но чистую одежду, слегка красит губыпомадой, а ресницы — дешевой тушью.

Иногда на ее морщинистых тонких губах —ярко�алая помада. Тогда голос в моей головеначинает сплетничать: «Кончилась помада,вот она и стащила у внучки блеск».

С трудом зарабатывая на кусок хлеба, более того,стоя одной ногой в могиле, эта женщина все ещене отказывается от макияжа. Что это, если непривязанность к жизни? Как еще рассказать осчастье жить и как можно лучше «отблагодарить»саму жизнь? Это важнее всего. Разве не этосвидетельство того, что недостаток чего�то не естьнедостаток?

Пусть есть те несчастные, кому зашореннаяпресса «опустила» мозги на уровень пояса. Пустьпри словосочетании «русская женщина» им на умприходят истории про «Наташ». Те, кто знают этустрану и русских женщин, стесняютсястереотипов.

Еще с советских времен женщина в российскомобществе были «рабочей лошадкой». После того,как во время Второй мировой погибли миллионымужчин, весь груз лег на их плечи, включаясталинский промышленный прорыв. СегодняРоссия — одна из тех немногих стран, где женскоенаселение превышает мужское. Те, кто видит, какони плечом к плечу рядом с мужчинами работаютна стропилах на строительных лесах, удивляются.В России, где почти в каждой семье есть мужчина�алкоголик, женщина — и кормилец, и глава этойсемьи. Все мужчины будто вышли на дуэль из�заженщины вместе с Пушкиным и, отдав навсегдавсе свое мужество из�за одной пули, ушли вотставку.

Вообще меня в русских женщинах привлекаютотнюдь не их «возвышенные функции» «матери икормилицы». А то, что в каких бы условиях они нибыли, они никогда не забывают о том, что ониженщины. Каковы бы ни были их работа и возраст,они говорят: «Прежде всего, я женщина». Своейодеждой, макияжем, взглядом, игривым смехом.Если рядом есть мужчины, женщина не прикуритсебе сигарету сама. Раскованность идет женщинам

Suat Taşpınar

Adını bilmediğim şu yaşlı kadın, yıllardırŞabolovskaya metro istasyonda dikilipdurur. İkinci el ilanlarının bedava basıldığı

bir gazeteyi satar. “İz ruk vı ruki!” diye ses verir:“Elden ele!” der. Yaşı 70’e dayanmıştır, yıllardıraynı eski ama temiz elbiseye sığınır ve dudak�larında hep hafif bir ruj, kirpiklerinde ucuz birrimel vardır.

Bazen ince buruşuk dudaklarından taşan rujubayrak kırmızısına çalar. O zaman içimdeki ses,“Ruju bitti ve torununun sulu boyasından çaldı”diye dedikodu yapar.

Yiyecek bir lokma zar zor bulurken, üstelikartık ‘toprak çağırırken’ hâlâ makyaj yapmaktanvazgeçmiyorsa bir kadın, bunun adı ‘hayatabağlılık’ değil de nedir? Yaşama sevinci nasılanlatılır ve hayata bundan güzel nasıl ‘şükran’sunulur? Hepsinden önemlisi bu, yoksulluğun‘yoksunluk’ olmadığının kanıtı değil midir?

At gözlüklü medyanın beynini uçkur bölgesineindirdiği zavallılar, varsın Rus kadını denince‘Nataşa’ hikâyeleri hatırlasın. Bu ülkeyi ve Ruskadınlarını tanıyanlar, önyargılarından utanır.

Kadınlar Sovyet devrinden beri hep Rustoplumunun ‘ağır işçisi’ olmuş. 2. DünyaSavaşı’nda milyonlarca erkek ölünce, Stalin’inağır sanayi hamlesi dahil tüm yük onlara kalmış.Bugün dünyada kadın nüfusunun erkeklerdenfazla olduğu nadir ülkelerden Rusya. İnşaatiskelelerinde erkeklerle omuz omuza mala sal�layanları görenler şaşırır. Hemen her aileye biralkolik erkeğin düştüğü Rusya’da, evin direği de,ailenin reisi de kadındır. Tüm erkekler sankiPuşkin’le birlikte, kadınlar için düelloya çıkmışve erkekliklerini tek kurşuna ebediyyen teslimedip huzurdan çekilmiş gibidir.

Aslında beni etkileyen Rus kadınlarının ‘ana veemekçi’ gibi ‘yüce vasıfları’ değil. Hangi şartlarda

Когда тебе 70, посадидерево и наложи макияж!

70’inde ağaç dikve makyaj yap!

КО

МП

АС

PUSU

LA

46

так же, как и мужчинам. Ну хорошо, обычно онинадевают кричащие наряды и поройперебарщивают с макияжем. Но не придирайтесьслишком к этому. Если женщины, которые всоветские годы жили в дефиците всего и вся,неожиданно получили даже больше, чем мечтали,и теперь похожи на ребенка, который впервыепопал парк аттракционов... не осуждать надо, асопереживать.

Например, в большинстве западных стран меняраздражает «унисексуальность» общества. Поройсо спины и не поймешь — мужчина это илиженщина. Свободные брюки, резиновые ботинки,однообразные футболки, неухоженные волосы,ненакрашенные лица — все это почти стерложирную разделительную линию между мужчинойи женщиной. Здесь же все наоборот.Единственное, что меня печалит, это когдамолодые русские девушки, «перепрыгивая» черезтот прекрасный период между детством ивзрослой жизнью, еще не достигнув 15�летия, ужеспешат стать «женщиной». Вот, пожалуй, и все. Авот когда те, что продают мясо на рынке, и те, чтомоют лестницу в доме, проводят свой получасовой«ритуал перед зеркалом» � как это называется?Если не «да здравствует жизнь!», то как?

Между тем, разве нет такой страны, гдебольшинство женщин, достигнув 50�летия иподведя итог жизни, стоят в ожидании смерти?Разве родители, кому за 60, но которые еще живы,не испытывают чувство вины за то, что они �«лишние рты»? И в свои 70 мы сажаем яблоню,чтобы когда�нибудь ее плоды ели наши внуки. Нопри этом нет обстоятельств, мешающих и в 70каждый день бриться и накладывать макияж, развене так?

olursa olsun, asla ‘kadın olduklarını’ unutma�maları. İşi ve yaşı ne olursa olsun, “Öncekadınım” demeleri. Giyimiyle, makyajıyla,bakışıyla, flörtçü gülüşüyle. Etrafta erkeklervarken bir kadın kendi sigarasını yakmaz. Çap�kınlık erkekler kadar kadınlara da yakışır.Tamam, genelde rüküş giyinirler, makyajın daölçüsünü kaçıranlar az değil. Ama bu kadarkusura takmayın. Sovyet yıllarında ‘yoksunluk’içinde yaşamış kadınlar, düşlerinde gördük�lerinden bile fazlasını bir anda bulunca, luna�parka girmiş çocuk gibi dağıtıyorlarsa... Buna ayı�plamak değil, hüzünlenmek yakışır.

Mesela çoğu Batı ülkesinde beni en rahatsızeden toplumun ‘unisex’ halidir. Bazen sırtı dönükbirinin kadın mı, erkek mi olduğunu tahmin ede�mezsiniz. Rahat pantolonlar, lastik ayakkabılar,tek tip tişörtler, özensiz saçlar, makyajsız suratlarkadınla erkek arasındaki kalın çizgiyi alabildiğineinceltmiştir. Burada tam tersine. Beni üzen tekşey sadece Rus genç kızların, çocukluk ile kadın�lık arasındaki o güzel dönemi aptalca atlayıp,daha 15’ine basmadan ‘kadınlığa’ terfi etme acele�cilikleri, o kadar. Pazarda et satanı da, merdiven�leri paspaslayanı da, işe gelmeden yarım saatini‘ayna mesaisine’ harcıyorsa bunun adı ‘Yaşasınhayat!’ değil de nedir?

Oysa memleketin birinde, 50’sini aşan çoğukadın hayatın fişini çekip bir köşede ölümü bek�lemiyor nu? Kimi zaman, 60’ında hâlâ ölmeyenebeveynler ‘sofrada bir fazla boğaz’ diye gizlidengizliye suçlu muamelesi görmüyor mu?70’indeyken, torunlarımız yesinler diye elmaağacı dikelim dikmesine de, yine 70’inde her günsakal tıraşı olmanın ya da makyaj yapmanın damahzuru yok, değil mi? 47

КО

МП

АС

PU

SULA

13-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 26: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Елизавета ДорохинаЕлизавета Дорохина“В юности изучала античную историю,“В юности изучала античную историю,затем получила финансовоезатем получила финансовоеобразование, а последние десять летобразование, а последние десять летработаю в Garanti Bank в Москве.работаю в Garanti Bank в Москве.Фотографирую давно, хотя зеркальнаяФотографирую давно, хотя зеркальнаякамера появилась четыре года назад.камера появилась четыре года назад.Фотография для меня I это способФотография для меня I это способподелиться своими впечатлениями.поделиться своими впечатлениями.Люблю снимать архитектуру, природу,Люблю снимать архитектуру, природу,людей и свою таксу. Каждый годлюдей и свою таксу. Каждый годсовершаю много путешествий посовершаю много путешествий поРоссии и миру. В последнее время моеРоссии и миру. В последнее время моелюбимое направление – русский север.любимое направление – русский север.Мечтаю однажды издать альбом о нем.Мечтаю однажды издать альбом о нем.Мои фотографии можно увидеть вМои фотографии можно увидеть вблоге lizaIdorohina.livejournal.com. Cблоге lizaIdorohina.livejournal.com. Cчитателями журнала делюсьчитателями журнала делюсьфотовпечатлениями последних лет.”фотовпечатлениями последних лет.”

ElizavetaElizavetaDorohinaDorohina

“Gençliğimde antik tarih ve“Gençliğimde antik tarih veardından finans eğitimiardından finans eğitimi

gördüm. Son 10 yıldır Garantigördüm. Son 10 yıldır GarantiBank Moskova’da Bank Moskova’da

çalışıyorum. Uzun zamandırçalışıyorum. Uzun zamandırfotoğraf çekiyorum ama fotoğraf çekiyorum ama

profesyonel SLR kameraylaprofesyonel SLR kamerayladört yıl önce geçtim. Fotoğrafdört yıl önce geçtim. Fotoğraf

benim için izlenimlerimi benim için izlenimlerimi paylaşma yöntemi. Her yılpaylaşma yöntemi. Her yıl

Rusya ve dünyada çok sayıdaRusya ve dünyada çok sayıdageziye çıkıyorum. Son geziye çıkıyorum. Son dönemlerde sevdiğimdönemlerde sevdiğim

istikamet Rusya’nın kuzeyi.istikamet Rusya’nın kuzeyi.Bir gün oraları içeren birBir gün oraları içeren biralbüm yayınlamayı hayal albüm yayınlamayı hayal ediyorum. Fotoğraflarımı ediyorum. Fotoğraflarımı

liza�dorohina.livejournal.comliza�dorohina.livejournal.comsitesinde görebilirsiniz. sitesinde görebilirsiniz.

Sizinle son ylları bazıSizinle son ylları bazıfotoğraflarını paylaşıyorum.”fotoğraflarını paylaşıyorum.”

FOTO HAYATFOTO HAYATК

ОМ

ПА

СК

ОМ

ПА

СPU

SULA

PUSU

LA

4848 4949

КО

МП

АС

PUSU

LA

13-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 27: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

5050 5151

КО

МП

АС

КО

МП

АС

PUSU

LA

14-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 28: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

Вы видели Турцию? Большинство из вас натакой вопрос ответят утвердительно.

Однако мы возьмем на себя смелостьзаявить, что Турции вы не видели. Потому

что все привычные туристическиемаршруты, пляжи и избитые

достопримечательности — это далеко невся Турция. Мы решили рассказать вам о

самых странных местах этойзамечательной страны. Уверены, когда вы

о них узнаете, ваше восприятие Турциихоть немного да изменится!

Аванос —небольшойгородок вКаппадокии.

Издавна он известен как место, где производятуникальные изделия из глины. Однако нескольколет появилось нечто, что привлекает сюда всебольше и больше людей. Один из магазиновкерамики керамики открыл специальнуюэкспозицию, которую. На самом деле, сложноназвать музеем, тем не менее... Здесь представленыпучки волос — только женских и толькооставленных посетительницами.

История такова. Один мастер по керамике,прощаясь с подругой, которая уезжала в другойгород, попросил оставить что�нибудь на память.Она отрезала клок волос и прикрепила к стене.Мастер стал рассказывать эту историю всемпокупателям. И зародилась традиция оставлятьклок волос на стене магазина.

История эта произошла в 1979 году. С тех настене выросла целая волосяная завеса. Всего, поподсчетам владельцев, здесь 16 000 клоков.Конечно же, музей занесен в Книгу рекордовГиннесса. Есть и еще один повод последоватьтрадиции. Раз в год выбирается один клок, а егохозяйка получает приглашение бесплатнопровести время в доме для гостей при музее.

Волосы выставлены в специальном помещении,похожем на пещеру. Всем желающим расстаться сволосами, дают ножницы, а также листок бумаги,карандаш и кнопку, чтобы оставить информацию осебе.

Самые неизвестныеместа Турции

Музей волос вАваносе

52

КО

МП

АС

PUSU

LAВ ПУТЬ!

Makina parkurumuz:Man Roland 705+LV Hi Print - 720x1040 Ofset baskı+dis. lak makinasıMan Roland 705-700x100 - Ofset baskı makinasıKonika Minolta bizhub PRO - Dijital baskıGUK - Kırma makinasıHeidelberg Stahl KTL-78 - Kırma makinasıMuller Martini - Tel dikis makinasıMuller Martini 1571 - Harman makinaWohlenberg Quickbinder- PUR amerikan ciltGMP Omega-720 - Selefon makinasıZHHJ-1040 - Varak yaldız makinasıRENZ 700 - Perfaratör makinasıAutobind 700 - Spiral makinasıHeidelberg - Özel kesim makinasıMaxima 50x80 - Harman makinaEpson Stylus Pro 9800 - Dijital baskı makinasıCTP-Screen 8300 S - Kalıp baskı makinası

Moskova, 1 Graivoronovsky proezd, 20/26Tel.: +7 (499) 553-0022E-mail: [email protected]; [email protected]

Matbaa hizmetleri: web baskı, ofset baskı (katalog, takvim, dosya, paket, kitap, el ilani, broşür, afiş, etiket, sürekli form, cd-dvd kopyalama, vinyl branda, bloknot, küp bloknot, magnet, bayrak, araba giydirme vb.). 1500m2’ lik ofis ve üretim alanımız ve 100 kişilik kadromuzla 24 saat hizmetinizdeyiz.

Reklam hizmetleri: sinema, basın yayın, internet(outdoor, indoor, sinema, metro, gazete-dergi, televizyon-radyo, havaalanıreklamları vb.)

14-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 29: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

54

КО

МП

АС

PUSU

LA Как несложно догадаться, название свое этотгород получил в честь шафрана — главнойстатьи экспорта. С XIII века он был важнойостановкой торговых караванов, проходившихмимо. Разумеется, это сделало большой вкладв развитие города. В частности, егоуникальной архитектуры.

В старом городе — 1 000 зданий, которыезаслуживают интереса любителей истории.Среди них — 25 мечетей, а также частныймузей, захоронения, несколько турецких бань,

часовая башня, солнечные часы, особняки ижилые дома. Есть здесь и прекрасные мосты, идревние наскальные захоронения, и древниепоселения.

Конечно, уже не шафран, а туризм приносятгороду доход. И люди, одетые в историческиекостюмы, которые обслуживаютпутешественников в кафе, это подтверждают.А в 1994 году ЮНЕСКО внесла Сафранболу всписок город мирового наследия — за домауникальной османской архитектуры.

Пустынные руины этого некогдаблистающего города расположены уподножия горы Таурус, недалеко отвсемирно известных пляжей и яхт, которыенаполняют бухты у Олюлдениз. Несмотряна то, что у домов здесь нет крыш, а улицыпришли в запустение, это не античныйгород. Это современные руины, ставшиетаковыми по политическим причинам в1920 году.

Город был построен в 1700�х годах.Вплоть до начала XX века его населялиоколо 20 000 греков. Первая мировая ипадение Османской империи привели кгреко�турецкой войне 1919�1922 годов. Ауже в 1923 году правительства Турции иГреции, чтобы избежать межнациональныхстолкновений, договорились об обмененаселением.

Греция встала перед необходимостью принятьболее 200 000 переселенцев из Турции — вдобавокк уже миллиону, которые приехали ранее.Одновременно с этим около 300 000 турокпереселялись из Греции на историческую родину.

Организацией переселения занимался знаменитыйнорвежский ученый, нобелевский лауреатФритьоф Нансен.

Около 350 домов в Каякёе сейчас стоят пустые ибез крыш. Брошены фонтаны, две православныецеркви, водохранилище. Ветер и зимы разрушилинекоторые здания так, что город стал напоминатьантичное население. Местный музей рассказываетего историю.

Каякёй

Сафранболу

55

КО

МП

АС

PUSU

LA

Наиф Алибейоглу, бывший мэртурецкого города Карса, в 2006 годурешил построить гигантскиймонумент как жест мира сАрменией. Он должен былпредставлять из себя двескульптуры людей и руку. Однакопамятник так и не был завершен всилу ряда причин. В результате,рука, которая стоит в земленеподалеку от статуй, стала однимиз самых фотографируемыхобъектов на востоке Турции.

Стоящая в одиночестве на маленьком острове возере Ван, эта армянская церковь Святогораспятия — зрелище поистине завораживающее.Церковь Святого распятия была построена в 900�хгодах как часть большого религиозного комплекса.Она была сконструирована из блоков и украшеналепниной, барельефами, фресками с библейскимиисториями.

До 1800�х годов церковь была в веденииАрмянского католикоса. Но поскольку ее никто непосещал, вскоре церковь оказалась заброшенной.Один армянский писатель фактически спас ее отзапустения.

В 2005 году закончилась ее реставрация, и приучастии правительства Армении церковьоткрылась в качестве музея.

Магазинмореходныхинструментов

Все знают про знаменитыйКрытый рынок, или Гранд�базар, в Стамбуле. На улицахэтого старинного «города»можно заблудиться. Чего туттолько нет! Но среди прочихлавок, бутиков и магазиновесть один поистиненеобычный. В бедестене (такназываются «секции» рынка,крытые куполами) Джевахирнаходится магазинмореходных инструментовMiniyatьr.

В этой псевдоантикварнойлавке есть все, посвященноемореходству: секстанты,глобусы, капитанские очки,ботинки, утяжеленныемедью от старинноговодолазного костюма,подзорные трубы. И дажеесли вы не собираетесьвыходить в море нанастоящем корабле, лучше иоригинальнее сувениров вамне найти!

Монументчеловечеству вКарсе

Церковь на озере Ван

15-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 30: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

По легенде,Девичью крепость вгороде Мерсин длясвоей дочерипостроил одинсултан, чтобы еезащитить: ейпредсказали смертьот укуса змеи. Кнесчастью, змеяпопала в крепостьвместе с фруктамив корзине, и ничтоне спасло девушку.

Несмотря на то,что толстые стеныкрепости не смоглиспасти дочьсултана, она долгослужила защитнымсооружением. Еюпользовались и армянские цари, и османскиепираты.

Крепость такая массивная, а островок, накотором она стоит, такой маленький, что кажется,

будто она плыветпо воде. Но этонедавнеенововведение:ранее крепостьбыла соединена состровом и ещеодной крепостьюна материкенасыпью. Когдаблизлежащаядамба оказаласьразрушена,наводнениеуничтожилонасыпь, икрепость осталасьна острове водиночестве.

Крепость почтине

реставрировали. Несмотря на свою славнуюисторию, остров фактически заброшен, и подвоздействием стихии захватывающие духразвалины церкви постепенно затухают...

ВоротаПлутона

Смертоносные пары, которыевсе еще выходят из этих «вратада», в древностииспользовались жрецами вритуалах в честь боговподземелья. Да и сейчасслужат причиной гибелиневезучих птиц, которыеподлетают слишком близко.

Ворота Плутона былиобнаружены в Памуккале в2013 году во время поисковтермальных источников. Поописанию они оченьнапоминают описание древнего

храма, ведущего в преисподнюю, который исчез в VI веке.Посетителям храма предлагалось купить маленьких птиц и испробовать действие

смертельных паров, которые выходили из ворот, которые были соединены с храмомспециальным туннелем. Птицы погибали, а доверчивые античные люди верили в то, чтоэто действительно врата ада. Лишь жрецы, у которых уже выработался иммунитет кдействиям паров, могли спокойно стоять на ступенях храма. Иногда они заводили воврата быков, чтобы спустя некоторое время показательно вынести оттуда ихбездыханные тела.

Древний историк Страбон так описывал это место: «Это пространство наполненопарами, такими туманными и густыми, что с трудом видно землю. Любое животное,которое проходит внутрь, встречает быструю смерть. Я закидывал внутрь воробьев, втот же миг они делали свой последний вздох и падали».

Девичья крепость

56

КО

МП

АС

PUSU

LA

57

КО

МП

АС

PUSU

LA

Согласно исследованию, проведенномукомпаниями ITB Berlin и IPK International, в каждом

третьем путешествии за рубеж, которые совершаютсяв мире, важную роль играет шопинг. Причем, чащевсего за покупками за рубеж едут жители Азии иЮжной Америки. На первом месте — китайцы, заними следуют малайцы и индийцы. 50% едут за рубежименно ради шопинга. Также шопинг&туры популярны вМексике, Аргентине и Чили. 30% американцевследуют их примеру.

Среди европейцев за покупками чаще всего зарубеж ездят финны, немцы, французы, швейцарцы и

россияне. Реже всех — итальянцы и британцы. Самые популярные направления для шопинга в

мире — Западная Европа, Азия и США. Попопулярности среди «закупщиков» одеждыевропейские страны распределились следующимобразом: Турция, Великобритания, Франция,Германия, Италия и Испания. Что касается Азии, тотам лидируют Китай, Таиланд, Сингапур и Ю.Корея.

Турция �средисамых

привлека�тельных

стран дляшопинга

Американский портал Live and Invest Overseas, которыйдает советы людям о том, где им поселиться после

выхода на пенсию, составил список 10 городов мира, лучшевсего подходящих для переезда пенсионеров. Стамбул вэтом рейтинге занял 10�е место.

Первое место занял португальский город Альварге.Второе место занял город Кэнка в Эквадоре. Третье —Джорджтаун в Малайзии. Четвертое — Чанг Май Таиланде.Пятое — Думагуэте, Филиппины. Шестое — По во Франции.Седьмое — Меделлин в Колумбии. Восьмое — Абруццо вИталии. Девятое — Панама.

О Стамбуле на портале сказано, что город не только былстолицей и христианского, и мусульманского государств, нотакже достоин внимания благодаря своей выдающейсяархитектуре и городским стенам. Хотя Стамбул — нестолица Турции, это сердце Турции и лучший город Европы.В заключении сказано, что Стамбул с его минаретами иБосфором — лучший город, где можно наблюдать мир.

Стамбул I один из лучшихгородов для пенсионеров

Турция � наседьмом местепо дешевизнеполетов

Турция заняла 7&е место средистран, в которых полет на самолете

обходится дешевле всего. Согласноданным анкетирования, котороепровела немецкая компания GoEuro,дешевле всего путешествоватьвоздухом в Индии: 100&километровыйперелет там обходится в 10,2доллара. На втором местерасположилась Малайзия: 11,26доллара за 100 километров.

Третье место заняла ЮАР: 11,46доллара. В Турции же путь насамолете в 100 километров обойдетсяв 15,95 доллара — это седьмаяпозиция в списке. Самой дорогойстраной в рейтинге оказаласьФинляндия. За 100 километровперелете пассажирам приходитсявыкладывать по 123,2 доллара. За нейследуют Швейцария и Литва.

RUSYA

15-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 31: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

1� Matryoşka nedir?Matryoşka, ağaçtan yapılan geleneksel Rus tahta

bebeklerine verilen addır. Büyük bir bebeğin içindendaha küçük boyutta benzerleri çıkar.

2�Rusya’da ilk matryoşka ne zaman yapıldı?Rusya denince ilk akla gelen geleneksel hediyelik

eşya matroyşkladır ama aslında tarihi o kadar eskideğilidr. İlk matroyşkanın 1891 yılında, Moskovayakınlarındaki Abramtsevo’da yapıldığı bilinir.

3� Matryoşka’nın fikir babası kim?Aslında Japonlar. 1891 yılında dönemin ünlü Rus

ailelerinden Mamontov’ların Abramtsevo’dakimalikanesine Japonya’nın Honşu adasından gelen birkonuk tahta bir oyuncak getirir. Japon bereket tanrısıDaruma’nın adınıtaşıyan oyuncağıniçinde dört küçükbenzeri bulunmak�tadır. Malikanedeyaşayan ressamSergey Malyutin,Japon oyuncağı veboyalı Rus paskalyayumurtasını yanyana koyupdüşüncelere dalar.Birden kafasındabir şimşek çakar ve

10 SORUDA

MATROYŞKA

Japonya’da doğdu,Rusya’nın oldu!

aklına gelenleri hemen bir kağıda çizmeye başlar.Malyutin’in çizdiği resim Japon oyuncağıyla Rus boy�alı yumurtasının karışımıdır. Resimde sarı saçlı,büyük mavi gözlü, pembe yanaklı bir Rus köylü kadınvardır. Kolsuz bir elbise giyen kadın siyah bir horoztutmaktadır. Ressam, aynı kadının daha küçük boyut�ta resimlerini yapar; sekizinci ve en sonuncu resimdeise bir bebek vardır. Orada bulunanlardan biri heye�canlanarak, “Hey! Ne kadar da Matrona’ya (köylükadın) benzedi” diye bağırır. Matryoşka adı buradangelir.

4�Matryoşka nasıl yayıldı?Ressam Malyutin’in desenlerini çizdiği tahta bebek�

ler kısa sürede büyük ilgi çeker. İlk matryoşka atölye�si Moskova yakınlarındaki Sergiyev Posad’da kurulur.Zaten burası, ikonların boyandığı yer olarak ünlen�

miştir. Kilise kural�ları uyarınca oyun�cağın bedeninikadınlar, yüzünü iseerkekler boyar.Ardından ülkenindeğişik yerlerindeatölyeler kurulur.1900 yılında ParisFuarı’nda matryoş�ka altın madalyaylaödüllendirilir. Ünüyurtdışına yayılınca

58

КО

МП

АС

PUSU

LABİLMEK LAZIM

59

КО

МП

АС

PUSU

LA

Avrupalı ustalar matryoşkayı taklit etmeye başlar.Son Rus Çarı Nikolay II’nin en sevdiği oyuncak, butahta bebeklerdir. 1917 Devrimi ardından Çar vehükümet üyeleri ile ilgili matryoşkalar müzelerdenkaldırılır.

5�Her ağaçtan matroyşka yapılır mı?Hayır. Ihlamur, huş ya da akağaçtan yapılabilir.

Ağaç, en çok öz suyunun bulunduğu nisan ayındakesilir. Kabuğu temizlendikten sonra açık havada ikiyıl bekletilerek kurutulur. Daha sonra usta ellerdeyontularak şekil verilir.

6�Matryoşka yapmak zor mudur?Evet. Büyük sabır, emek ve yetenek ister. Açık

havada bekletilerek kurutulan ağaç kullanılarak önceen küçük matryoşka yapılır. Daha sonra bir büyüğü.

Son olarak da hepsini içine alabilen en büyüğü yapılır.Bu süreçte ustalar defalarca kalıp çıkarır.Tamamlandıktan sonra boyama işlemine geçilir. Yani,iki yaratıcısı vardır: Ağaca şekil veren usta ve boya�yarak ruh veren ressam.

7�Matryoşkaların ayırt edici özellikleri var mıdır?Evet. Farklı atölyelerde yapılanları ayırt etmek

mümkündür. Örneğin, Sergiyev Posad’da yapılan�larında mutlaka her yeri boyanır. Kadının omzundabir şal, önünde semaver ya da sepet resmi bulunur.Semyonova’daki ustaların ayırt edici özelliği ise, kır�mızı başta sıcak renkleri kullanmalarıdır. Köylükadının elinde bir demet çiçek bulunur. Vyatka’dayapılanlarda ise, kadının giysilerinde mutlaka altınrenkli desenler yer alır.

8�Bugüne dek yapılan en büyük Matryoşka nekadardı?

Japonya’ya hediye edilmek için Semyona’da yapılan72 metre boyundaki matryoşka Guiness RekorlarKitabı’na girmiştir.

9�Matryoşka pahalı mıdır?Özenli bir işçilikle yapılan kaliteli bebeklerin fiyatı

genelde 20 dolarla 400 dolar arasında değişir.

10�Matryoşkanın koleksiyon değeri var mıdır?ABD’li milyoner Robert Brokop, bazıları geçen

yüzyıldan kalma altı bin matryoşkanın sahibidir. ÜnlüFransız sinema oyuncusu Alain Delon’un da hatırısayılır bir koleksiyonu vardır. Ayrıca, opera sanatçılarıPlacido Domingo ve Mirella Freni ile ünlü modacılarPierre Cardin’le Giorgio Armani matryoşka almakiçin Semyonava’daki atölyeleri sık sık ziyaret eder.

16-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 32: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

60

КО

МП

АС

PUSU

LAARTI HABER

USATodaygazetesinde

yayınlanan birmakalede, yüksek öğre�timin en yaygın olduğuülkelerin başındaRusya gösterildi. Buveri, Ekonomik İşbir�liği ve KalkınmaÖrgütü’nün (OECD)34 ülkesinde ve buörgüte üye olmayan 10ülkede yapılan araştır�maya dayanıyor.

Araştırma sırasında,sadece halkın eğitimdüzeyi değil devletlerinyüksek öğrenim için yapılan harcamalar hakkındabilgi toplandı. Gelişmiş ülkelerde, 2012’de her üçyetişkinden biri diplomaya sahipti; 2000’de her beşyetişkinden sadece biri sahipti. OECD ülkeleri, herbir üniversite öğrencisi başına ortalama 13 bin 957dolar harcanıyor.

USA Today, en eğitimli beş ülkenin listesini yayın�ladı. Rusya, listenin zirvesinde gösterildi. Bununla

birlikte Rusya’da herbir öğrenci başınayapılan harcamaOECD ortalamasın�dan yaklaşık iki katdaha az: 7 bin 424dolar.

İkinci sıradaKanada gösterildi.Kanada, Rusya’dansonra, nüfusunyarısından fazlası(%52,6) üniversitediplomasına sahipolduğu ikinci ülke.Ülke, ortalama 23 bin225 dolarla yüksek

öğrenime yapılan harcama kategorisinde de ikincisırada. Bu kategoride ilk sırada, 26 bin 21 dolarlaABD yer alıyor. Eğitim düzeyinde Japonya (% 46,6)üçüncü ve İsrail (% 46,4) dördüncü oldu. ABD, yüzde43,1 ile beşinci sırada gösterildi.

USA Today’in haberıòó göre son sırada Çinbulunuyor. Bu ülkede yetişkin nüfusun sadece yüzde4’ü üniversite mezunu. (Rusya’nın Sesi Radyosu)

“Rusya, dünyanın en eğitimli ülkesi”

Rusya’dan son dönemde yurt dışına sürekli ikametiçin giden Rusya vatandaşlarının sayısındaki

artışa dikkat çekiliyor. Başta ABD ve Avrupa’ya çalış�ma amacıyla göç edilen 90’lı yılların aksine, artıkRusyalıların birçoğunun genelde kazançlarını kendiülkelerinde sağlamaya devam ederek, yaşamak için isesahil ülkelerini tercih ettikleri belirtiliyor.

Novıye İzvestiya gazetesinin haberine göre, uzman�lar, yurt dışında yaşayan Rusyalıların çoğunun kendiülkelerinin vatandaşlığından çıkmadıklarına, ancakikamet ettikleri ülkelerden konut satın alarak çeşitlihaklardan ve sosyal ayrıcalıklardan yararlandıklarınadikkat çekiyor.

Kendi işi olanların, yöneticilerin, mali sektörçalışanlarının, sanatçıların ve bürokrat çocuklarının

birçoğunun gelirlerini Rusya’dan sağlamaya devamederek, yılın büyük bölümünü ülkelerinin dışında,genelde sahil ülkelerinde geçirdikleri belirtiliyor.

Sadece Tayland’ın Pattaya şehrinde 136 bindenfazla Rusya vatandaşının yaşadığı verilere yansıyor.Hong Kong’da 2 binin üzerinde, Hindistan’ın Goaeyaletinde resmi olarak 5 bin Rusyalı yaşamını devamettiriyor. Bulgaristan’daki Rusyalıların sayısı farklıverilere 30 bin ila 50 bin arasında yansıyor. Antalya’daise sürekli ikamet eden Rusya vatandaşlarının sayısı,Rusya’nın kendi verilerine göre yaklaşık 30 bin.

Uzmanlar, Rusya vatandaşlarını yurt dışında daimiikamet etmeye yönelmesini, öncelikle bu ülkelerdekiyaşam standartlarının yüksek oluşuna ve konut fiyat�larının Rusya’ya göre çok daha uygun oluşuna bağlıyor.

Rusya’dan yurtdışına göç:

Hangiülkede kaç

kişi yaşıyor?

61

КО

МП

АС

PUSU

LARusya 2015 ‘tehangi günlerderesmi tatilyapacak?

Rusya’da hükümet 2015yılı resmi tatil takvimi�

ni belirledi. Önümüzdekiyılbaşında Rusya’daçalışanlar 11 gün resmi tatilyapacak.Rusya’da 1�11Ocak 2015 tarihleri resmitatil ilan edildi. Haftasonuna gelen 3�4 Ocak tar�ihlerinin yerine ise 9 Ocakve 4 Mayıs tarihlerinderesmi tatil olacak.

İşte 2015 yılının diğerresmi tatil günleri:

21�23 Şubat (AnavatanınSavunucuları Günü)

7�9 Mart (KadınlarGünü)

1�4 Mayıs (Emek veBahar Bayramı)

9�11 Mayıs (Zafer Günü)12 Haziran (Rusya

Günü)4 Kasım (Ulusal Birlik

Günü)

Dünyanın 250 büyük inşaat şirketi listesine “Rusyalı” Türkler damga vurdu

Her yıl sektörün merakla beklediği, uluslararası inşaat sektörü der�gisi Engineering News Record’un (ENR) hazırladığı “dünyanın en

büyük 250 müteahhitlik firması” listesinde bu yıl Türkiye’den 42 şirketyer aldı. 52’nci sıradaki Enka ve 53’üncü Rönesans, Rusya’dakiişlerinin büyük katkısıyla hızlı yükselişlerini sürdürdüler.

Geçen yıl “dünyanın en büyük 250 firması” sıralamasında, listede 38firmayla yer alan Türkiye, bu yıl 42 şirketle ağırlığını arttırdı. BöyleceTürkiye, Çin’in ardından 2. sıradaki yerini korudu.

Enka geçen yıl kıyasla 79’unculuktan 52’nciliğe, Rönesans ise 64’üncülükten 53’üncülüğe çıktı.Daha sonra TAV (83.), Polimeks İnşaat (86.), Tekfen İnşaat (101.), İÇ İçtaş (103.) ve Ant Yapı(107.) sıralanıyor. Böylece, Rusya pazarında büyüyen Türk inşaat şirketlerinin listenin üstsıralarındaki hakimiyeti de gözden kaçmıyor.

Yalnızlığın başkenti: Moskova...Moskova, 2010’daki son nüfus sayımına göre 12 milyonluk bir

gayya kuyusu... Bu rakamla, dünyanın en kalabalık altıncımetropolü. Son dört yıldaki nüfus artışı ve illegal göçmenler deeklenince, çevresiyle birlikte 13 ila 17 milyon arasında bir nüfusubarındırdığı söyleniyor. İşte yapılan son anket, şehr�i Moskova’nın“yalnızlık sendromu”ndan mustarip olduğunu gözler önünde serdi...

Rendez�Vous adlı tanışma servisinin ülke çapında yaptığı anketegöre, Rusya’nın “yalnızlık başkenti” de Moskova. 18�40 yaş grubun�dakilerin yüzde 26’sı “kendilerini hep yalnız hissettiklerini” söylüy�or. Yüzde 52’lik kitle ise “bazen bu hisse kapıldığını” itiraf ediyor.Sadece yüzde 12’lik kitle “yalnızlık duygusuna yabancı” olduğunusöylüyor.

Örneğin St. Petersburg’ta yalnızlık çekenler yüzde 19’dan ibaret.10 şehirde yapılan ankette, Rusya için “yalnızlık ortalaması”

yüzde 20 çıktı.Bu duyguyu en az hissedenler yüzde 16 ile Kazan’da yaşayanlar.Uzmanlar, büyük şehrilerdeki baskın yalnızlık duygusunu hızlı

yaşam temposu ve stres ile açıklıyor.

16-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 33: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

6262

Tolstoy

Şeytanın Hilesi

Как чертенок краюшкувыкупал

Лев Николаевич Толстой

Выехал бедный мужик пахать, незавтракамши, и взял с собой издома краюшку хлеба. Перевернулмужик соху, отвязал сволока,положил под куст; тут же положил

краюшку хлеба и накрыл кафтаном.Уморилась лошадь, и проголодался мужик.Воткнул мужик соху, отпряг лошадь, пустилее кормиться, а сам пошел к кафтанупообедать. Поднял мужик кафтан — неткраюшки; поискал, поискал, повертел кафтан,потряс — нет краюшки. Удивился мужик.«Чудное дело,— думает. — Не видал никого, аунес кто�то краюшку». А это чертенок, покамужик пахал, утащил краюшку и сел закустом послушать, как будет мужик ругатьсяи его, черта, поминать.

Потужил мужик.— Ну, да,— говорит,— не умру с голоду!

Видно, тому нужно было, кто ее унес. Пускайест на здоровье!

И пошел мужик к колодцу, напился воды,отдохнул, поймал лошадь, запряг и стал опятьпахать.

Смутился чертенок, что не навел мужика нагрех, я пошел сказаться набольшему черту.Явился к набольшему и рассказал, как он умужика краюшку унес, а мужик заместо того,

oksul bir köylü sabah erkenden çift sürm�eye gitmiş, sabah çorbasını içmediği içinyanına bir parça ekmek almıştı. Tarlayavarınca torbasını indirip bir çalının altı�na koydu. Ekmeği de onun yanına

bırakıp, kaftanını üzerine örttü. Bir müddet çiftsürdü. At yorulup, köylü de acıkınca sabanıtoprağa sapladı. Otlaması için hayvanı da çözüp,kendi haline bıraktı. Ve yemeğini yemek için kaf�tanının yanına gitti. Fakat kaftanı kaldırınca birde ne görsün, ekmek yerinde değil. Arayıp taradı.Kaftanı silkeledi ama ekmeği bulamadı. Şaşıpkaldı. “Tuhaf şey” dedi kendi kendine. “Etraftakimsecikleri görmedim ama biri gelip ekmeğialmış olmalı” diye düşündü.

Bu işi yapan küçük bir şeytandı. Ekmeği alıpbir çalının arkasına oturmuş, köylünün kızıp,kendi adını anarak, nasıl küfredeceğini bekle�mekteydi.

Köylü biraz düşündükten sonra: “Neyapalım?... Açlıktan ölecek değilim ya. Alanınihtiyacı olmasa almazdı. Afiyetle yesin” dedi.

Sonra kuyunun başına gidip su içti. Biraz din�lendi. Hayvanını sabana koşup, tekrar toprağınısürmeye başladı.

Küçük şeytan köylüyü günaha sokamadığı içinçok şaşırmıştı. Olup bitenleri büyük şeytanaanlatmaya gitti. Köylünün ekmeğini nasıl

КО

МП

АС

КО

МП

АС

PUSU

LA

6363

КО

МП

АС

КО

МП

АС

PUSU

LAPU

SULA

чтобы выругаться, сказал: «На здоровье!»Рассердился набольший дьявол.

— Коли,— говорит,— мужик в этом делеверхам над тобою взял, ты сам в этом виноват:не умел. Если,— говорит,— мужики, а за нимии бабы такую повадку возьмут, нам уж не причем и жить станет. Нельзя этого дела такоставить! Ступай,— говорит,— опять кмужику, заслужи эту краюшку. Если ты в тригода сроку не возьмешь верха над мужиком, ятебя в святой воде выкупаю!

Испугался чертенок, побежал на землю,стал придумывать, как свою вину заслужить.Думал, думал и придумал. Обернулсячертенок добрым человеком и пошел кбедному мужику в работники. И научил онмужика в сухое лето посеять хлеб в болоте.Послушался мужик работника, посеял вболоте. У других мужиков все солнцемсожгло, а у бедного мужика вырос хлебгустой, высокий, колосистый. Прокормилсямужик до нови, и осталось еще много хлеба.На лето научил работник мужика посеятьхлеб на горах. И выпало дождливое лето. Улюдей хлеб повалялся, попрел и зерна неналило, а у мужика на горах обломный хлебуродился. Осталось у мужика еще большелишнего хлеба. И не знает мужик, что с нимделать.

И научил работник мужика затереть хлеб ивино курить. Накурил мужик вина, стал сампить и других поить. Пришел чертенок кнабольшему и стал хвалиться, что заслужилкраюшку. Пошел набольший посмотреть.

Пришел к мужику, видит — созвал мужикбогачей, вином их угощает. Подносит хозяйкавино гостям. Только стала обходить,зацепилась за стол, пролила стакан.Рассердился мужик, разбранил жену.

— Ишь,— говорит,— чертова дура! разве этопомои, что ты, косолапая, такое добро наземьльешь?

Толканул чертенок набольшего локтем:«Примечай,— говорит,— как он теперь непожалеет краюшки».

Разбранил хозяин жену, стал сам подносить.Приходит с работы бедный мужик, незваный;поздоровался, присел, видит — люди винопьют; захотелось и ему с устали винцавыпить. Сидел�сидел, глотал�глотал слюни,—не поднес ему хозяин; только про себяпробормотал: «Разве на всех вас винанапасешься!»

Понравилось и это набольшему черту. Ачертенок хвалится: «Погоди, то ли ещебудет».

Выпили богатые мужики, выпил и хозяин.Стали они все друг к дружке подольщаться,

aşırdığını, adamın küfredeceği yerde “afiyetleyesin” dediğini ona anlattı. Büyük şeytan bunaçok kızdı.

Köylü oyuna gelmediyse suç sende. Demek kiişi beceremedin. Köylülerin hepsi böyle olursabiz ne yaparız. Yoo... Bu işi böyle bırakamayız.Haydi hemen o köylünün yanına git ve ekmeğinacısını çıkar. Eğer üç yıl içinde o köylüyü altedemezsen, seni okunmuş suya sokarım bilesin,dedi.

Küçük şeytan korkup çarçabuk yeryüzüneindi. Suçunu nasıl bağışlatacağını düşünmeyebaşladı. Düşündü taşındı sonra şöyle bir çarebuldu:

İyi insan kılığına bürünüp, yoksul köylününyanına işçi olarak girdi. Köylüye, kurak geçenyazlarda buğdayı bataklığa ekmesini söyledi.Köylü de işçinin dediğini yapıp, buğdayı batak�lığa ekti. O yaz, tüm köylülerin ekini güneştekavrulduğu halde, onunki gür, boylu ve sıkbaşaklı oldu. Köylü bir sonraki harmana kadarbu buğdayları bol bol yedi. Yine de buğday arttı.Ertesi yaz, işçi köylüye buğdayı dağa ekmesinisöyledi. Köylü de onun dediğini yaptı. O yıl yaz,yağmurlu geçti. Tüm köylünün ekini yattı, buğ�day vermedi. Bizim köylü ise iyi buğday kaldırdı.Eline geçen buğday bir hayli çoktu. Köylü bukadar buğdayı ne yapacağını düşünmeye başladı.

İşçi köylüye şarap yapmasını söyledi. Köylü debuğdaylardan şarap yapıp, hem kendisi içti hemde başkalarına içirdi. İşte o zaman küçük şeytanbüyüğünün yanma gidip: “Ekmeğin acısınıçıkardım” dedi.

Bunun üzerine büyük şeytan, durumu kolaçanetmek için köylünün olduğu yere gitti.Köylünün evine varınca şöyle bir manzaraylakarşılaştı: Adam bazı zenginleri, şarap ikrametmek için evine çağırmıştı. Karısı, şarabı bar�daklara koymuş, ikram etmek üzere misafirleregetiriyordu. Tam o sırada kadın masaya çarpıp,şarabı döktü. Köylü de buna kızıp karısınaküfretti ve:

Kör şeytan, dedi. Bu döktüğün bulaşık suyudeğil. Böyle değerli bir şeyi nasıl dökersinbeceriksiz kadın.

Küçük şeytan büyüğünü dirseği ile dürtüp:Gördün mü? Artık küfretmekten çekinmiyor,

dedi. Sonra köylü, kendi şarap dağıtmayabaşladı. O sırada

yoksul bir köylü işinden dönüyordu. Orayauğradı. Herkesi selamlayıp bir köşeye oturdu.Onların şarap içtiğini görünce, yorgunluktanonun da canı şarap istedi. Uzun bir müddet otu�rup, yutkundukça yutkundu ama ev sahibi onaşarap ikram etmedi. Ev sahibi kendi kendine:

İnsan, hepinize nasıl şarap yetiştirir, diyemırıldanıyordu.

Bu da, büyük şeytanın çok hoşuna gitti. Küçük

17-A

kom

pas_

49.jo

b

Page 34: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

КО

МП

АС

КО

МП

АС

PUSU

LAPU

SULA

6464

друг дружку хвалить и масленые облыжныеречи говорить.

Послушал, послушал набольший,—похвалил и за это. «Коли,— говорит, — отэтого питья так лисить будут да другдружку обманывать, они у нас все в рукахбудут». —

«Погоди, — говорит чертенок,— чтодальше будет; дай они по другомустаканчику выпьют. Теперь они, каклисицы, друг перед дружкой хвостамивиляют, друг дружку обмануть хотят, апогляди, сейчас как волки злые сделаются».

Выпили мужики по другому стаканчику,стала у них речь погромче и погрубее.Вместо масленых речей стали они ругаться,стали друг на дружку обозляться, сцепилисьдраться, исколупали друг дружке носы.Ввязался в драку и хозяин, избили и его.

Поглядел набольший, и понравилось емуи это.

— Это,— говорит, — хорошо.А чертенок говорит: «Погоди, то ли еще

будет! Дай они выпьют по третьему. Теперьони как волки остервенились, а дай срок, потретьему выпьют, сейчас как свиньисделаются».

Выпили мужики по третьему. Рассолоделисовсем. Бормочут, кричат сами не знают чтои друг дружку не слушают. Пошлирасходиться — кто порознь, кто по двое, ктопо трое, — повалялись все по улицам.Вышел провожать гостей хозяин, упалносом в лужу, измазался весь, лежит какборов, хрюкает.

Еще пуще понравилось это набольшему.«Ну,— говорит,— хорошо питье ты

выдумал, заслужил краюшку. Скажи ж тымне,— говорит,— как ты это питье сделал?Не иначе ты сделал, как напустил тудасперва лисьей крови: от нее�то мужикхитрый, как лисица, сделался. А потом —волчьей крови: от нее�то он обозлился, какволк. А под конец подпустил ты, видно,свиной крови: от нее�то он свиньей стал».

— Нет,— говорит чертенок,— я не таксделал. Я ему всего только и сделал, чтохлеба лишнего зародил. Она, эта кровьзвериная, всегда в нем живет, да ей ходу нет,когда хлеба с нужду рожается. Тогда он ипоследней краюшки не жалел, а как сталилишки от хлеба оставаться, стал онпридумывать, как бы себя потешить. Инаучил я его потехе — вино пить. А как сталон божий дар в вино курить для своейпотехи, поднялась в нем и лисья, и волчья, исвиная кровь. Теперь только бы вино пил,всегда зверем будет.

Похвалил набольший чертенка, простилего за краюшку хлеба и у себя в старшихпоставил.

şeytan ise: “Dur bak, daha neler olacak” diyeövünüyordu.

Ev sahibi ve zengin köylüler bir miktar içtiktensonra birbiriyle muhabbet etmeye, birbirini övmeyeve birbirine yaldızlı sözler söylemeye başladılar.Büyük şeytan onları uzun bir müddet dinledi. Budurumdan çok hoşlanmıştı: “Böyle, birbirlerinialdatmaya devam ederlerse topu birden elimizedüşecek.” dedi.

Küçük şeytan: “Daha dur hele. Bak sonunda nelerolacak. Birer bardak daha içsinden de gör. Şimditilki gibi birbirine kuyruk sallıyor, birbirlerinialdatmak istiyorlar. Fakat biraz sonra azgın kurtlaradönüşecekler.” dedi.

Köylüler birer bardak daha içtiler. Konuşmalarıdaha bir kabalaştı, sesleri daha yüksek bir perdedençıkmaya başladı. Güzel sözleri bırakıp, birbirlerinekızıp, küfretmeye başladılar. Sonunda kavga çıktı.Birbirlerinin ağzını burnunu kanlar içinde bırak�tılar. Derken ev sahibi de kavgaya karıştı. Onu dabir temiz patakladılar.

Büyük şeytanın, bu da çok hoşuna gitti. “İyi, iyi”dedi.

Küçük şeytan ise: “Dur bak, daha neler olacak”diye seslendi ona. Hele üçüncü bardağı içsinler göronların halini. Şimdi bir kurt gibi vahşi oldular,biraz sonra domuza benzeyecekler.”

Adamlar üçüncü bardağı da devirdiler. Büsbütünzıvanadan çıktılar. Ne söylediklerini bilmeden, bir�birlerini dinlemeden bağırıp çağırmaya ve homur�danmaya başladılar. Sonra birer, ikişer, üçer sokağaçıkıp, yerlerde yuvarlanmaya başladılar. Ev sahibide geri kalanları uğurlamaya çıkınca, kafası üstü,bir su birikintisine düştü. Üstü başı çamur oldu.Düştüğü yerde yığılıp kaldı. Bir domuz gibi seslerçıkartıyordu.

Bu hal büyük şeytanın daha çok hoşuna gitmişti:Eee... iyi iş yapmışsın aferin sana, dedi. Ekmeğin

acısını iyi çıkardın. Yalnız bir anlat bakalım, nasılyaptın bu şarabı? Herhalde ilk önce içine tilki kanıkattın. Bu yüzden köylüler onu içince kurt gibikurnazlaştı. Sonra kurt kanı koydun. Bunun için dekurt gibi vahşi oldular. Daha sonra da domuz kanıkattın herhalde. Bu sebeple de domuza benzediler.

Hayır, diye cevap verdi küçük şeytan. Hiç deöyle yapmadım. Benim yaptığım tek şey, onun fazlabuğday yetiştirmesini sağlamaktı. Bu hayvanlarınkanları zaten insanlarda vardır. Fakat, yalnızcaihtiyaca yetecek kadar ekmek olunca meydana çık�mıyor. Bu köylü eskiden en ufak ekmek parçasınıbile atmazdı. Fakat ekmeği çoğalınca, nasıl eğleney�im diye düşünmeye başladı. Ben de ona şarap içerekeğlenmesini söyledim. Köylü Allah’ın nimetinden,eğlenmek için şarap yapmaya başlayınca damar�larındaki tilki, kurt ve domuz kanı kendini gösterm�eye başladı. Bundan sonra bir bardak şarap içtiğianda hep böyle hayvanlaşacak.

Büyük şeytan, küçük şeytana iltifatlar edip, onuövdü. Ekmek suçunu bağışladı. Ve onu kendisininyaveri yaptı.

рек

лам

а

17-B

kom

pas_

49.jo

b

Page 35: “Derin Rusya”nın sırlarına yolculuk

18-A

kom

pas_

49.jo

b