Depremle Yaşamak - jfm.sakarya.edu.tr · 09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 1 Depremle...
Transcript of Depremle Yaşamak - jfm.sakarya.edu.tr · 09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 1 Depremle...
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 1
Depremle Yaşamak (SAU004)
Doç. Dr. Murat UTKUCUSakarya Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 2
3.1. Tehlike, risk ve afet kavramları
Tehlike hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Her gün, hepimiz bir
dereceye kadar kişisel risklerle karşılaşırız. Tamamen risksiz bir
ortamda yaşamak imkansızdır.
Trafik kazaları, malımızın çalınması, etrafımızdaki gürültü
ve kirlilik bizim için birer risktir.
Ancak bu riskler aşırı
(extreme) olmaktan ziyade rutindirler ve afetlerin neden olduğu gibi sosyoekonomik hayatta ve yapılarda geniş
bir bozukluk/hasar oluşturmazlar.
Risk, bazen tehlike ile eşanlamlı
görülmesine rağmen ilave olarak belli bir tehlikenin olma olasılığını
da içerir.
3. Tehlike, Risk ve Afet
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 3
Tehlike: Kayıplara neden olma potansiyeli bulunan ve doğal veya
insan kaynaklı
olarak oluşan bir olay veya süreçtir. Yani gelecekteki
tehdit/tehlike kaynağıdır.
Risk: İnsani değeri olan bir şeyin tehlikeye gerçek maruziyetidir
ve sıkça, olasılık ile kaybın bir sonucu olarak görülür.
Dolayısıyla tehlikeyi (veya nedeni), insanların ve mallarının/kurdukları medeniyetlerin karşı
karşıya olduğu tehdit ve riski (veya sonucu) de
tehlikenin meydana gelme ve kayıplara neden olma olasılığı
olarak tanımlayabiliriz.
Şimdi, bu kavramları
bir örnek üzerinden açıklayalım
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 4
Okyanusu aşacak 2 insan düşünelim. Biri Transatlantik diğeri de kayık kullansın. Bu yolculuklar için tehlike aynıdır:1. Derin okyanus ve 2. Büyük dalgalar.
Ancak, risk (yani alabora olma ve batma olasılığı) kayıkta yolculuk eden insan için çok daha büyüktür.
Dolayısıyla, yerleşimin olmadığı
çöl gibi bir alanda deprem tehlikesi bulunabilir. Ancak, deprem riski insanların ve mülkün varlığı
durumunda söz konusu olacaktır.Titanik: 1912’de ilk seferinde battı. 269 m uzunluğunda, 28 m genişliğinde ve ağırlığı
46000 ton. Taşıdığı
2223 kişiden sadece 706 kişi kurtukmuştur.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 5
Battleship Yamato
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 6
Battleship Yamato
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 7
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 8
Risk değerlendirmesi nicel olarak
Risk=Tehlike (olasılık) X
Kayıp (beklenen) / Hazırlıklılık (kayıp azaltılması)
Kayıp=Fiziksel maruziyet
X
İncinirlilik
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 9
Bir tehlikenin oluşturacağı
zararların azaltılması
açısından oluşturacağı
tehditler aşağıdaki gibi tanımlanabilir:
1.
İnsanlara olan tehlike: Ölüm, yaralanma, hastalık, gerilim2.
Mala-mülke tehlike: Mülk hasarı, ekonomik kayıp
3.
Çevreye tehlike: flora ve fauna kaybı, kirlenme ve rahatlık kaybı
Çevre, insanoğlunun önem verdiği bir şey olmasına rağmen kendi hayatları
ve mülklerine yakın bir tehdit söz konusu olduğunda
daha az önceliği vardır. Bu nedenle dersimizin konuları
içinde yer almayacaktır.
Mülke ve çevreye olan zarar maliyetli olmasına rağmen en ciddi tehditle insanoğlu yüzleşmektedir.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 10
Eğer çok sayıda insan bir şekilde ölmüş, yaralanmış
ve etkilenmişse bu olay afet (disaster) olarak adlandırılır.
Tehlike ve riskten farklı
olarak afet potansiyel bir tehlike değildir, gerçek bir olaydır. Tehlikenin gerçekleşmesi olayıdır.
Afet, insan toplumunun maruz kaldığı
istisnai ve sıra dışı
bir gerilim ve sosyoekonomik hayatta bir kesintidir, bir krizdir.
Böyle bir kriz uç
doğal olaylarca (extreme
natural
events) veya teknolojik sistemlerin başarısızlığı
ile tetiklenir. Toplumun sahip
olduğu sosyal faktörler kayıpların uzanımını
ve miktarını
belirler.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 11
Peki hangi ölçekte kayıplar bir afet olarak nitelendirilebilir. Bu konuda evrensel bir kabul yoktur.
Ancak, bir olayın bir afet olabilmesi için
Uzay-zaman ortamında konsantre olmalıdır.
Toplum şiddetli tehditlere maruz kalmalıdır.
Toplumun zaruri işlevlerinde şiddetli kesinti olmalıdır.
Toplumun baş
edemeyeceği ve dış
yardımı
gerektirecek kadar geniş
çaplı
can, mal ve çevresel kayıplara neden olmalıdır.
Belli bir ölçek belirlememesine yada eşik tanımlanmamasına rağmen yukarıda sıralananlar acil müdahale birimlerinin harekete geçirilmesini gerektirecek büyük bir olayı
ima eder.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 12
2005 Katrina
(ABD) kasırgasının Lousiana
eyaletinde neden olduğu sel (sağda) ve 2005 Sumatra
depremi tsunamisinin
yerleşim
yerlerinde neden olduğu deniz işgali.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 13
3.2. Çevresel Tehlike
Çevresel tehlike için kesin bir tanım zordur. “Doğal tehlike”
kimileri tarafından “insana zararı
dokunan ve kendisi dışındaki güçlerce
sebep olunmuş
fiziksel çevrenin unsurları”
şeklinde tanımlanmıştır.
Doğal tehlikeler “Allah’ın işi”
olarak da görülmüştür. Ancak bu bakış açısı
pek yardımcı
değildir.
Çünkü, bu tür bir görüş
sürpriz unsuru üzerinde aşırı
durmaktadır.
Gerçekte, günümüzde tehlikeye eğilimli bölgeleri belirlemek ve her bir bölgedeki yaygın olan deprem, sel vb. afetleri tanımlamak mümkündür.
“Allah’ın işi”
yaklaşımı, hatalı
olarak, afeti oluşturmada insanın hiç payı
olmadığı
ve zararlarını
azaltma umudu olmadığını
ima eder.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 14
Gerçekte, bir çok çevresel tehlike hem doğa hem de çevre unsuruna sahiptir.
Örnek olarak sel tehlikesi iklimdeki dalgalanmaların yanı
sıra drenaj (su boşaltımı) ve ormanların yok edilmesi ile de ilişkilidir.
Bir kasırganın neden olduğu can kaybı
şiddetiyle bir dereceye kadar ilişkili olmasına rağmen “uyarı
mesajları
ile”
önemli miktarda
azaltılabilir.
Bu etkileşimler giderek artan bir şekilde tehlikenin çevrenin, teknolojinin ve sosyal süreçlerin üst üste örtüştüğü hibrid (karışım) olaylar olarak tanımlanmasına yol açmıştır. Diğer tanımlar quasi-
natural
(yarı-doğal) ve na-tech
(doğal-teknolojik) şeklindedir.
Yani, terim olarak uygun olmasına rağmen gerçekte tamamen “doğal”
tehlikeler yoktur.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 15
İnsanoğlunun çevresel tehlikelere duyarlılığı
fiziksel maruziyet
ve insan incinirliliğinin
bir birleşimini temsil eder.
Şekilde gölgeli alan fiziksel değişkenin büyüklüğünün kabul edilebilir değişim aralığını
gösterir. Fiziksel değişken, yağış
gibi insan
yaşamının idamesi için herhangi bir çevresel unsur olabilir.
Sosyal ve ekonomik faaliyetlerin çoğu beklenen ortalama şartlara göre ayarlanmıştır. Çevresel unsurun değişimleri bu beklenen seviyeye yakın kaldıkça çoğunlukla faydalı
görülür.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 16
Bununla birlikte değişkenlik normal müsamaha aralığını
aşarsa aynı değişken zarara neden olur ve tehlike haline gelir. Böylece az yağmur
kuraklığa, çoğu ise sele neden olur. .
Zarar eşiğini aşılması
tehlikenin iki önemli boyutunun
belirlenmesine yardımcı
olur:1.
Tehlike magnitüdü: Düşey düzlemde zarar eşiğinden olan en büyük sapmadan belirlenir.
2.
Tehlike süresi: Yatay düzlemde zarar eşiğinin aşıldığı
zamanın uzunluğudur.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 17
Yandaki şekilde “Durum A”
için gölgeli alan sabit bir sosyal müsamahayı
ve jeofizik
unsurda sabit ancak
ortalaması
azalan (ör:
sıcaklıkta bir azalma olabilir) bir değişimi temsil etmekdir.
“Durum B”
sabit müsamaha
aralığını
ve ortalamayı
temsil etmekte ancak jeofizik unsurun değişim aralığı
büyümektedir
(ör: yıllık yağışta gözlenen dalgalanmanın büyüme eğiliminde olması).
Ancak, fiziksel maruziyet
ve insan incinirliliğindeki değişimle bir bölgedeki afet riski değişebilir. Nasıl mı? Birkaç
örneğe bakalım….
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 18
“Durum C”
fiziksel eleman değişmemekte ancak müsamaha aralığı
daralmakta
yani “incinirlik”
artmaktadır. Bir yerde nüfus artışı
bunun bir
örneği olabilir.
Müsamaha aralığının kenarlarındaki insanlar en çaresiz olanlardır ve küçük fiziksel değişimler büyük sosyoekonomik etkiler oluşturabilir. Yarı
kurak
bölgelerde yağışta yaşanan değişimin tarıma etkisi gibi. Eşik keskin bir sınır olmayabilir
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 19
Jeofizik olaylardan insan faaliyetlerine çevresel tehlikelerin genel spektrumu.
Hangi tehlikenin gönüllü
hangisinin de gönülsüz olduğu özellikle önemlidir. İnsanların kişisel sorumlulukları
jeofizik (deprem, tsunami)
tehlikelerden sosyal (tiryakilik, dağcılık) tehlikelere artar
Artan bir şekilde insan-kaynaklı
tehlikeler kabullenme açısından daha gönüllü
ve etkileri açısından daha yayılmıştır.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 20
Çevresel tehlikeler, insan hayatını
ve mülkünü
ani fiziksel veya
kimyasal travma ile toplum ölçeğinde doğrudan tehdit eden olaylardır.
Buna göre kuraklık gibi kayda değer istisnalar olmasına rağmen aniden başlayan olaylar vurgulanmakta ve geçmişteki normal sınırları
aşan bir
enerji veya materyal serbestlenmesi kastedilmektedir.
Böyle serbestlenmeler volkan püskürmesi gibi doğal bir olaydan kaynaklanabileceği gibi kimyasal fabrika kazası
gibi insan-kaynaklı
da
olabilir.
Üzerinde tartışma olmasına rağmen Çevresel tehlikeler için belli başlı ortak özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 21
Çevresel tehlikeler için ortak özellikler:1.
Zarar veren olayın kökeninin belli olmalı
ve insan hayatı
ve
mülküne açık tehdit oluşturmalıdır.
2.
Uyarı
zamanı
normal olarak kısadır yani tehlike ani başlıyan
bir olaydır. Önceden bilinen bir tehlike zonu
üzerinde olmasına
rağmen beklenmedik olmalıdır.
3.
Cana veya mala olsun, doğrudan kayıplar olayın yakın sonrasında ( takip eden günler ya da haftalar içinde) olmalıdır.
4.
Neden olduğu afet ulusal yada uluslar arası
ölçekte acil müdahaleyi (yani kurbanlara uzman yardımının sağlanması) gerektiren şiddette/yoğunlukta oluşmalıdır
5.
Tehlikeye maruziyet
ya da varsayılan risk çoğunlukla gönülsüzdür ve normal olarak insanların tehlikeli alanda konuşlu olmasından kaynaklanmaktadır. Örnek olarak gelişmemiş
ülkelerdeki büyük şehirlerde nehir yataklarının
yada duraylı
olmayan yamaçların sıklıkla yerleşim yeri olarak kullanılması.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 22
Ormanların yok olması, çölleşme, ozon tabakasının delinmesi, küresel ısınma, erozyon ve endüstriyel kirlenme gibi çevresel sorunlar da önemlidirler.
Ancak kroniktirler ve göreceli olarak uzun dönemli, küresel ölçekli ve köken ve sonuçları
tam belli değildir.
Örnek olarak erozyon veya endüstriyel kirlenmenin toplum ölçeğinde insan hayatını
tehdit etmesi çok nadirdir.
Çevresel tehlike ile çevresel sorun arasındaki bu ayırımdan sonra çevresel tehlike için aşağıdaki tanımı
çıkarabiliriz:
“İnsan hayatına ve mülküne beklenmedik büyük bir tehdit oluşturan ve çevreye önemli ölçüde zarar veren, genellikle ani oluşan, yoğunlaşmış
enerji ve materyal serbestlenmesi özelliği olan uç
jeofizik olaylar, biyolojik süreçler ve belli başlı
teknolojik kazalar”
Sonuç
olarak DEPREM ÇOK ÖNEMLİ, ETKİLİ
ve EN GÖNÜLSÜZ ÇEVRESEL TEHLİKEDİR.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 23
3.3. Tehlikeye Fiziksel Maruziyet
Basit haliyle tehlikeye fiziksel maruziyet
yanlış
yerde yanlış
zamanda bulunmakla insanlar ve mülklerince oluşturulur.
En kötü
durumda zaman ve uzay boyutları
büyük ölçekli kayıplara neden olacak şekilde konsantre olmuştur.
Zaman: “Sürpriz”
elemanını
oluşturması
açısından önemlidir ve afetin temel noktasıdır. Zaman boyutu magnitüd-frekans ilişkisini anlamakta can alıcıdır.
Doğal olaylar için magnitüd, frekans ve tekrarlanma zamanı
arasında yanda
verilen genel ilişki söz konusudur.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 24
Tekrarlanma zamanı
ya da aralığı
belli bir magnitüde
eşit veya aşan iki olay arasında geçen zamandır.
Afet potansiyeli az sayıdaki büyük magnitüdlü
ve göreceli olarak nadir olaylarda saklıdır.
Örnek olarak birkaç
tane çok büyük deprem dünya çapında serbestlenen sismik enerjinin çoğunu serbestlemiş
ve 20nci yy’daki
5
en büyük deprem depremle ilişkili ölümlerin yarısından fazlasından sorumludur.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 25
1960 Şili depremi ve silsilesinin açığa çıkardığı
enerjinin 1900-1989 yılları
arasındaki tüm sığ
depremlerin açığa çıkardığı
enerji (solda) ve
1900-1998 yılları
arasındaki sığ
dev (giant) depremlerin açığa çıkardığı
enerji (sağda) ile karşılaştırılması.
Bir çok doğal tehlikenin fiziksel büyüklüğü çeşitli ölçeklerde ölçülebilmesine rağmen, büyüklük afet etkisini belirlemede zayıf bir rehberdir.
Çünkü, genellikle risk altındaki toplumların fiziksel maruziyet
ve insan incinirliliğinde büyük farklılıklar vardır.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 26
Uzay boyutu da afetlerin yoğunlaşmasına neden olur. Bu durum kısmen tehlikeli jeofizik süreçlerin dünyanın belli coğrafik bölgeleriyle sınırlı
olması
ile açıklanabilir.
Nüfusun alansal yoğunlaşması
da riski etkiler. Mesela dünya nüfusunun yarısından fazlası
okyanuslara 60 km uzaklıkta sel ve
deniz taşmalarına uygun düzlüklerde yaşar.
EN BÜYÜK TEHLİKE POTANSİYELİ
EN BÜYÜK NÜFUSLU ŞEHİRLER İÇİN SÖZ KONUSUDUR.
Yapılan bir araştırma dünya nüfusunun %10’nu barındıran büyük şehirlerin %75’inin en az bir doğal tehlikeye maruz olduğunu göstermiştir.
…ve en büyük kaygı
da gelişmekte olan ülkelerdeki hızla gelişen şehirler için söz konusudur.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 27
Nüfusu en az bir milyon olan 400 şehrin dünya üzerinde dağılımı.
1800 yılında dünya nüfusunun sadece %3’ü
şehirlerde yaşarken, 20nci yy sonunda bu oran %47’ye çıkmıştır.
1950’de nüfusu 1 milyonu aşan 83 şehir varken, 2007’de bu sayı 468’e çıkmıştır.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 28
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 29
Deprem kuşaklarına yakın ve depremlerle ilişkili-ilişkisiz sık toprak kaymalarının olduğu dağlık topoğrafya
üzerinde
yoğun yerleşimler fiziksel maruziyeti
oluşturmaktadır.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 30
Örnek olarak Japonya için çok sayıda çevresel tehlike mevcuttur
Levha sınırında (dalma-batma zonu) yer alır (depremler).
30 kadar aktif volkan barındırır.
Bir yılda ortalama 3-4 tropical
siklon (kasırga) sahillerini vurur.
Kuzeydeki adalarda aşırı
kar yağışları
söz konusudur.
A tropical
cyclone
is a storm
system
characterized
by
a low
pressure
center
and
numerous
thunderstorms
that
produce
strong
winds
and flooding
rain.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 31
3.4. Tehlikeye karşı
incinirlilik
İncinirlik, tehlike ve risk gibi gelecekteki bir durumu ifade eder. Aynı
yerde tehlikeli olaylara karşı
sosyal ve ekonomik müsamahanın genişliğidir.
Ölçülen risk ile sonucunda meydana gelecek gerilimle baş
edememe durumlarının bir birleşimini ima eder.
Toplumsal ölçekte incinirlik, bir sistemin veya parçasının tehlikeli bir olayda ters davranışının derecesi şeklinde ifade edilmiştir.
Sistem ölçeğinde incinirliği azaltmanın yolu esneklik (resilience)
ya da güvenilirlilik (reliability) ile belirlenir.
Esneklik: Gerilimli bir tecrübeden sonra iyileşme hızının bir ölçüsüdür ve tehlikeli bir olayın oluşumunun ardından toplumun sönümleme ve iyileşme kapasitesini yansıtır.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 32
Geleneksel olarak, az gelişmiş
ülkelerde esneklik afet karşısındaki ana silahtır. Bu tür ülkelerde afet hayatın normal bir parçası
olarak görülür.
1994’deki Northridge
(Kaliforniya) depremi sonrasında Los Angeles şehrinde kesilen elektiriğin
hızlıca sağlanması
gibi “şehir esnekliği
(urban resilience)”
de geliştirilebilir.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 33
Güvenilirlik
:Tehlikeye karşı
çalışan koruyucu unsurların hangi sıklıkta başarısız olduğunu ifade eder.
Bu kavram teknoloji ve mühendislik tasarımının yüksek güvenirlikli şehir hizmetleri sağladığı
gelişmiş
ülkeler için uygulanabilir.
Ancak, deprem gibi doğal bir tehlikeden kaynaklanacak aşırı
bir gerilim ulaşım ağına, enerji ve su dağıtım hatlarına zarar verebilir. Bu sistemler zarar görerek çalışmadığında alternatifleri yoktur.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 34
1989 Loma
Prieta
ve 1994 Northridege
depremleri (Mw=6.7)
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 35
Fakirler ve yaş, cinsiyet, etnik aidiyet ve sağlık durumu açısından avantajsız olanlar gelecekteki tehditlere verilecek tepkilerde en az söz sahibi olacaklardır.
Evet, risk barınma durumuna, sosyal sınıfa, etnik kökene, yaşa ve cinsiyete göre değişmektedir.
1970 Bengladeş
tayfununda can kaybının yarıdan fazlasını
nüfusun 1/3’ünü
oluşturan çocuklar oluşturmuş
ve 15-45 yaş
arası
erkekler
en az etkilenmişlerdir.
Zengin ülkelerin de incinirliliği vardır. Özellikle artan yaşlılık bağlamında..
Can kaybı
ve ekonomik etkiler açısından afet, fakirliğin vurduğu nüfusun yoğun olduğu yerleri en fazla etkiler.
Fakir yerlerde birim alana düşen insan ve konut sayısı
fazladır. Çok sayıda bina dik yamaçlarda, sel tehlikesi bulunan düzlüklerden yükselmekte ve kuvvetli rüzgara açık yerlerde uygun olmayan materyal ve inşaat uzmanlığı
ile yapılmaktadır.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 36
3.5. Hazırlıklılık (Preparedness)
Afete hazırlık, afetin başlamasından sonra can ve mal kayıplarını
azaltmak için önceden düzenlenmiş
acil durum
önlemleri şeklinde tanımlanabilir.
Tehlike tehditlerine karşı
hızlı
ve etkin müdahalelerin ayrıntılı
planlamaların ve denemelerin yapılması
ile ilgilidir.
Boşaltım planlarının, tıbbi malzeme yardımlarının tedariki ve acil yiyecek ve barınma ihtiyaçlarının hazırlanmasını
içerir. Gelmekte olan tehdit ile ilgili medya ve toplumun uyarılmalarını
da kapsar.
Toplumsal ve uluslar arası
düzeyde olabilir.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 37
Şekildeki ABD örneğinde, can kayıpları
riskteki nüfusla normalize edildiğinde ve kayıplara enflasyon düzeltmesi uygulandığında
kasırga-tornado kaynaklı
ölümlerin devamlı
azaldığı
görülmektedir.
Ancak dünyadaki genel eğilim gelişmemiş
ülkelerdeki incinirlik artımı ile ilişkili olarak daha fazla afet bağlantılı
ölümler ve ekonomik
kayıplar şeklindedir.
Tehlike de, risk de insan faaliyetleri ile artırılabilir ya da azaltılabilir.
Gelişmiş
ülkelerde 20nci yy’da
can kayıpları
azalırken ekonomik kayıplar artmaktadır.
Özetle:
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 38
Kasırgalara maruz sahil nüfusu artmasına rağmen bu azalımın nedenleri:
Gelişmiş
hava tahminleri
Güvenli yapı
düzenlemeleri
Önceden planlanan boşaltma planlarıdır.
Araştırmacılar, artan ekonomik kayıpların olayın kendisinden çok toplumsal değişimler nedeni ile olduğu üzerinde durmaktadırlar.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 39
Peki afet etkisi neden genişlemekte ve artmaktadır. Birkaç
nedeni:
Nüfus artışı:
Sürekli artan nüfus devletlerin eğitim ve diğer sosyal hizmetlere yatırımlarının önüne geçmekte ve toprak kaynakları
için ilave
rekabete yol açmaktadır.
Bu nüfus gelişmemiş
ülkelerde yoğunlaşmış
olarak güvensiz yapılarda ikamet etmekte ve gelişmiş
ülkelerde çoğunlukla yaşlıdır
ve afetlerde yardıma ihtiyaç
duyar.
Toprak/arazi baskısı:
Gelişmemiş
ülkelerde nüfusun %80’ni tarım ile geçinir ancak bir
çoğu için toprak sahipliği hususunda eşitlik yoktur.
Yoksulluk, toprağın ormansızlaştırma, aşırı
ekim ve erozyona
uğrayacak şeklinde kullanımına yola açar. Toprak, tehlikeye daha incinir hale gelir. Tarım merkezlerinin yoksullaşması
kırsaldan
kente zaruri göçe yol açar.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 40
Kentleşme:
Yerel toprak baskısı
ve küresel ekonomik tesirler nedeniyle
insanlar şehirleşme planlarından yoksun ve uygun inşaat tekniklerinin kullanılmadığı
aşırı
nüfuslu şehirlerde yoğunlaşırlar.
Türkiye bunun güzel bir örneğidir. Köyden kente göçün çoğu yüksek deprem riskine sahip olan yerleredir.
Eşitsizlik:
Afet karşısındaki incinirlik zengin ve yoksul insanlar arasındaki uçurumla yakından ilişkilidir ve bir çok yerde büyümektedir.
İklim değişikliği:
Küresel ısınma muhtemelen önümüzdeki on yıllarda dünya ikliminde önemli değişikliklere yol açacaktır. Genel sonuçlar gelişmiş
ve gelişmemiş
ülkeler arasındaki uçurumu artıracaktır.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 41
Politik değişiklikler:
Zengin ülkeler iç
refaha ve uluslar arası
topluma olan taahütlerini
azaltıyor görünmektedir. Bir çok batı
ülkesinde 1980’den sonra sağlık harcamaları
azalmıştır. Sovyetlerin yıkılması
ile
komünizmin son bulması
da devletin sağlık harcamalarına, eğitime vb olan katkılarını
ortadan kaldırmıştır.
Ayrıca gelişmiş
ülkelerin verdiği geliştirme yardımlarının hacmi de azalmış
ve yardım örgütleri bu görevi doldurmaya çalışmaktadır.
Böylece, afet karşısında incinirlilik artmıştır.
Sosyal beklentiler:
İnsanların artan sosyal beklentileri incinirliliği artırmaktadır. İnsanlar kısa zamanlarda daha fazla küresel olarak seyahat eder hale gelmiş, ticarette ve endüstride artan rekabet işgücü
azalımına
ve daha küçük faaliyet aralığına yol açmıştır.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 42
Ekonomik gelişme:
Zengin devletlerdeki ekonomik gelişmeler mal ve mülke olan zararları
artırmıştır. Özellikle büyük şehirlerde ve endüstrileşmiş
bölgelerde artan endüstri ve sermaye riski azaltacak önlemlerin alınmasını
gerektirmektedir.
Toplumlar ne kadar yüksek teknolojiye bağımlı
hale geldikçe teknolojik alt yapının çökmesi ile o kadar afet potansiyeline maruzdur.
Teknolojik yenilikler:
Yüksek katlı
binalar, büyük barajlar, nükleer santraller, artan hava taşımacılığı
tehlikeye ilave incinirlilik oluşturan eğilim örnekleridir.
Bhopal’deki
kaza, toplumun baş
edemeyeceği bir modernizasyon çabası
ile ilişkilidir.
09.10.2012 Dr.Murat UTKUCU, SAÜ-Jeofizik 43
Sosyal beklentiler:
İnsanların artan sosyal beklentileri incinirliliği artırmaktadır. İnsanlar kısa zamanlarda daha fazla küresel olarak seyahat eder hale gelmiş, ticarette ve endüstride artan rekabet işgücü
azalımına
ve daha küçük faaliyet aralığına yol açmıştır.
Küresel bağımlılık:
Küresel ekonominin fonksiyonları
gelişmemiş
ülkelerin tehlike
incinirliliğini kuvvetlendirmektedir.
Gelişmemiş
ülkeler ürettiklerini kısıtlı
işleme ve pazarlama imkanlarına sahiptir ve gelişmiş
ülkelerden yüksek fiyatlı
ithalat
yolu ile ya da yardım paketleri ile gelen mallara bağımlıdırlar.
Büyük afetler bu hassas dengeyi çok sarsacak ve sadece yerel değil komşu devletleri de (iltica gibi) etkileyebilecektir.
Gelecek ders görüşmek üzere…
TEŞEKKÜRLERDr. Murat UTKUCU