Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

20
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmeleri öncelikle ilgilendirebilecek hükümler Aralık 2012

description

1 Temmuz itibariyle geçerli olan yeni Türk Ticaret Kanunu'nda sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmeleri ilgilendiren hükümler. Deloitte Raporu

Transcript of Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Page 1: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmeleri öncelikle ilgilendirebilecek hükümler

Aralık 2012

Page 2: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (“YTTK”) kuruluş, yönetim, denetim, genel kurul, pay sahipliği hakları, imtiyazlı paylar, azınlık hakları, kurumsal yönetim, sermaye şirketlerinin internet sitesi, bilgi toplumu hizmetleri ve erişim hakkı, UFRS ve TMS, bağımsız denetim, şirketler hukuku, sigorta hukuku ve taşıma hukuku alanında bir çok yeni düzenleme bulunmaktadır. Bu çalışmamızda sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmeleri özellikle ilgilendirebilecek hükümlerden öncelikli ve önemli görülenler ele alınmıştır.

Page 3: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Önsöz

1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Yeni TTK”), Kanunun uygulanmasına yönelik birçok soruyu da birlikte getirdi. Yeni TTK’nun ticaret hayatına getirdiği yeni kuralların ne şekilde uygulanacağı, ticaret hayatının tüm paydaşları tarafından tartışılmaya devam ediyor. Yeni TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar yayımlanan ikincil yönetmelikler de yeni soruları gündeme getiriyor. Yeni TTK’nun özellikle Türk Muhasebe Standartları (TMS)’na göre defter tutma, finansal tablo düzenleme, bağımsız denetim, kâr dağıtımı, yönetim kurullarının yapısı, ortak ve yönetim kurulu üyelerinin şirkete ve menfaat sahiplerine karşı sorumlulukları, yönetim kurulu üyelerinin ve profesyonel yöneticilerin görevlerinden doğan sorumluluklarından dolayı aldıkları riskler kamuoyunda tartışılan konuların başında geliyor.

Gerek Yeni TTK’nun birçok maddesi, gerekse ikincil mevzuat ile şirketlerin uyması gereken yükümlülükler, şirketlerin bir bütün olarak kurumsallaşmasını gerekli kılıyor. Birçok madde, tüzük ve yönetmelik “iç denetim”, “iç kontrol”, “risk yönetimi” gibi kurumsal yönetimin temel yapı taşlarının şirketlerde işler hale getirilmesine işaret ediyor.

Yeni TTK ile uyum çalışmaları için harcanacak zaman ve maliyetler aynı zamanda şirketlerin yeniden yapılandırılması için bir fırsat teşkil ediyor. Yeni TTK’na uyum için şirketlerin yapacakları ana sözleşme değişiklikleri, kuracakları kurumsal yönetim, finansal raporlama mekanizmaları doğru bir biçimde yapıldığında şirketlerin piyasa değerlerini arttırabilecek uygulamalar olarak karşımıza çıkıyor. Şirketlerin Yeni TTK ile uyumlu olmaları için atmaları gereken adımlar ve uyum aşamaları sektörden sektöre farklılık gösterebiliyor. Bu uyum sürecinin doğru bir biçimde ve en iyi uygulamalar göz önüne alınarak başarılı bir biçimde yönetilmesi ise kuşkusuz sektör uzmanlığı ile mümkün olacaktır.

Deloitte Sağlık ve İlaç Endüstrisi Grubu ve Yeni TTK Mevzuatına Uyum ve İş Geliştirme Ekibi olarak Yeni TTK’nun sağlık ve ilaç endüstrisinde faaliyet gösteren şirketlere olan etkileri ve uygulamaya yönelik ortaya çıkabilecek sorularınıza yanıt vereceğini umduğumuz özet bir çalışma hazırladık. Yeni TTK’na uyum sürecine katkı sunacağına inandığımız bu çalışmamızı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyor ve faydalı olmasını diliyoruz.

Sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle,

Saygılarımızla,

Güler Hülya YılmazSağlık ve İlaç Endüstrisi Lideri

Ali ÇiçekliTürk Ticaret Kanunu Hizmetleri Lideri

Page 4: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu
Page 5: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

2008 ve 2011 tarihleri arasında sağlık sektöründe 13 birleşme ve satın alma gerçekleşmiştir. 2012 yılında da sağlık sektöründe yeni birleşmeler, yerine göre bölünme veya tür değiştirmeler gündeme gelmiştir. YTTK birleşme (m.136 - m.158), bölünme (m.159 - m.179) ve tür değiştirmeye (m.180 - m.190) ilişkin yeni hükümler getirmektedir. Bununla beraber ortak hükümler m.191 ila m.194 arasında düzenlenmiştir. Eski TTK’ da (“ETTK”) da yer alan birleşme ve tür değiştirme işlemlerinin YTTK’da daha kapsamlı ve farklı düzenlendiği görülmektedir. ETTK’ da yer almayan bölünme işlemine YTTK ‘da yer verilmiş olması önemli bir yeniliktir. Şirketlerde yeniden yapılanma faaliyetlerini ilgilendiren bu değişiklikler aşağıda sırasıyla ele alınmıştır.

1.Birleşme

YTTK, birleşmenin ya “devralma” şeklinde ya da “yeni kuruluş” şeklinde olmasını öngörmektedir. Birleşmeyi kabul eden şirket, “devralan şirket”, birleşmeye katılan şirket “devrolunan şirket” olarak isimlendirilmiştir.

YTTK’da birleşme için aynı türden şirket olma zorunluluğu kaldırılmış, hangi tür şirketin hangi tür şirketle birleşebileceği açıkça düzenlenmiştir. YTTK’ya göre ancak şu birleşmeler geçerli kabul edilmiştir:

1. Sermaye Şirketleri: sermaye şirketleriyle, kooperatif veya “devralan şirket” olmaları şartıyla kollektif ve komandit şirketlerle birleşebilir.

2. Şahıs şirketleri: şahıs şirketleriyle, “devrolunan şirket” olmaları şartıyla sermaye şirketleriyle, “devrolunan şirket” olmaları şartıyla kooperatiflerle birleşebilir.

3. Kooperatifler: kooperatiflerle, sermaye şirketleriyle ve “devralan şirket” olmaları şartıyla şahıs şirketleriyle birleşebilir.

Tasfiye halindeki bir şirket de birleşmeye katılabilir. Bunun için tasfiye halindeki şirketin, malvarlığının dağıtımının başlamamış olması ve tasfiye halindeki şirketin “devrolunan şirket” olması şarttır. Bu şartların gerçekleştiği, devralan şirketin merkezinin bulunduğu yerin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne sunulan belgelerle ispatlanır.

Sermayesini kaybeden veya borca batıkbir şirket de, kaybolan sermayeyi veya borca batıklık durumunu karşılayabilecek tutarda serbestçe tasarruf edilebilen öz varlığa sahip bir şirket ile birleşebilir. Bu durumda da şartların gerçekleşmiş olduğunu ispatlayan belgelerin, devralan şirketin merkezinin bulunduğu yerin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne sunulması gerekir.

Ortakların ve Alacaklıların Korunması: Devrolunan şirketin ortaklarının, mevcut paylarını ve haklarını karşılayacak değerde, devralan şirketin payları ve hakları üzerinde talep hakları vardır. Bu kapsamda devrolunan şirketin ortağına pay hakkı, denkleştirme ödemesi veya eş değer haklar verilir. Oydan yoksun pay sahiplerine, aynı değerde oydan yoksun pay veya oy hakkını haiz pay verilir. İmtiyazlı paylara, eş değerde haklar veya uygun bir karşılık verilir. İntifa senedi sahiplerine eş değerli haklar tanınır veya intifa senetleri birleşme sözleşmesinin yapıldığı tarihteki gerçek değeriyle satın alınır.

YTTK ile birleşen şirketlere, birleşme sözleşmesinde, ortaklara ya devralan şirkette ortaklık haklarını iktisap etmek ya da iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir “ayrılma akçesi” arasında seçim yapma hakkını tanıma imkanı getirilmiştir. Hatta birleşme sözleşmesinde sadece “ayrılma akçesi” verilmesi de kararlaştırılabilir. Bu itibarla, devrolunan şirket ortağı bakımından, katılınan veya yeni kurulan şirkette aynı değerde ortaklık payı veya ortaklık payı ve “denkleştirme akçesi” veya sadece “ayrılma akçesi” verilmesi söz konusu olabilir.

I. Şirketlerde yapısal değişiklikler

Page 6: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Devralma suretiyle birleşmede, devralan şirket devrolunan şirketin ortaklarının haklarının korunabilmesi için gerekli olan miktarda sermaye artırmak zorundadır. Yeni kuruluş suretiyle birleşmede, YTTK ve Kooperatifler Kanunu’nun ayni sermaye konulmasına ve asgari ortak sayısına ilişkin hükümleri dışındaki maddeleri yeni şirketin kuruluşuna uygulanır.

Birleşme sözleşmesinin şekli (m. 145) ve içeriği (m.146) YTTK’da belirlenmiştir. Birleşme sözleşmesi yazılı şekle tabidir. Ayrıca, birleşmeye katılan şirketlerin yönetim organlarınca imzalanması ve genel kurulları tarafından onaylanması gerekmektedir.

Birleşme sözleşmesinin imzalandığı tarih ile bilanço günü arasında altı aydan fazla süre geçmişse veya son bilançodan sonra birleşmeye katılan şirketlerin mal varlıklarında önemli değişiklikler meydana gelmişse, ara bilanço çıkarma zorunluluğu söz konusudur. Ayrıca, birleşen şirketlerin yönetim kurullarının ayrı ayrı veya birlikte birleşme raporu hazırlamaları gerekmektedir.

Birleşme işleminin aşamaları;- ara bilanço çıkarılması (gerektiği takdirde), - birleşme sözleşmesi imzalanması,- birleşme raporu hazırlanması, - inceleme hakkının tanınması (genel kurul

kararının alınmasından önceki 30 gün içinde, birleşme sözleşmesi/birleşme raporu /son üç yıl yıl sonu finansal tablolarının/ yıllık faaliyet raporlarının/gerektiğinde ara bilançoların ortakların ve hak sahiplerinin incelemesine sunulması ve inceleme hakkına ilişkin hususun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ve internet sitesinde ilan edilmesi gerekmektedir) ,

- birleşmeye katılan şirketlerden birinin mal varlığındaki önemli değişiklikleri kendi genel kuruluna ve birleşen şirket yönetim kuruluna yazılı bildirmesi,

- birleşen şirketlerin genel kurullarında onama yönünde karar alınması,

- genel kurul kararlarının Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce tescili ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesi.

Birleşme, birleşme işleminin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce tescili ile geçerlilik kazanır. Birleşen şirketler, alacaklılarına Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yedişer gün aralıklarla üç defa ilan ederek ve ayrıca internet sitelerine ilan koyarak haklarını bildirirler. Bu andan itibaren üç ay içinde birleşen şirketlerin alacaklıları talep ederlerse, devralan şirket, alacaklarını teminat altına almalıdır. Alacaklıların birleşme dolayısıyla zarara uğramayacaklarının anlaşılması halinde, yükümlü şirket teminat göstermek yerine borcu ödeyebilir.

Devrolunan şirketin borçlarından birleşmeden önce sorumlu olan ortakların sorumlulukları, birleşme kararının ilanından önce doğmuş olması veya borçları doğuran sebepler bu tarihten önce meydana gelmiş olması şartıyla, birleşmeden sonra da devam eder (m.158). Bu sorumluluk, birleşme kararının ilanından itibaren üç yıl geçince zamanaşımına uğrar.

Kolaylaştırılmış Birleşme

Devralan sermaye şirketi, devrolunan sermaye şirketinin oy hakkı veren tüm paylarına sahipse veya bir şirket, gerçek kişi - kişi grupları birleşmeye katılan sermaye şirketlerinin oy hakkı veren tüm paylarına sahipse YTTK 156. Maddedeki kolaylıklardan faydalanarak birleşebilir. Bu durumda, daha kısa ve zahmetsizbir prosedür öngörülmüştür

Page 7: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

2.Bölünme

Daha önce eski TTK’da yer almayan bölünme, ilk defa YTTK’da kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. Bir şirket tam veya kısmi olarak bölünebilir. Tam bölünmede, şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirket sona erer. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketin paylarını ve haklarını iktisap ederler. Kısmi bölünmede, bir şirketin malvarlığının bir veya daha fazla bölümü diğer şirketlere devrolur. Bölünen şirket, kalan malvarlığı ile devam eder. Kalan net mal varlığının, borçları karşılayacak düzeyde olması gerekir.

Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketin paylarını ve haklarını iktisap ederler veya bölünen şirket, devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları iktisap ederek yavru şirketi oluşturur.

YTTK’ya göre sadece sermaye şirketleri ve kooperatifler bölünebilecek ve bölünme sonrasında da yine sadece sermaye şirketleri ve kooperatifler oluşabilecektir. Bölünme, bölünen şirketin ortaklarının pay oranının, bölünmeye katılan şirketlerde korunduğu “simetrik bölünme” veya korunmadığı “asimetrik bölünme” şeklinde gerçekleşebilir. Bölünme ile kendisine borç tahsis edilen şirket birinci derecede, diğer şirketler ancak ikinci derecede sorumludur (YTTK m.176).

Bölünme işleminin aşamaları;- bölünme sözleşmesinin hazırlanması,- bölünme planının hazırlanması,- bölünme raporunun düzenlenmesi, - genel kurul kararından iki ay önce, bölünme

sözleşmesi/ bölünme raporu /son üç yıl yılsonu finansal tablolarının/yıllık faaliyet raporlarının/gerektiğinde ara bilançoların ortakların ve hak sahiplerinin incelemesine sunulması ve bu yönde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile sermaye şirketlerinde ayrıca internet sitesinde ilan yapılması,

- bölünmeye katılan şirketlerden birinin mal varlığındaki önemli değişikliklerin bildirilmesi,

- alacaklılara Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yedişer gün arayla üç defa yapılacak ilanla ve internet sitesine konulacak ilanla çağrıda bulunulması, alacaklıların haklarının teminata bağlanması (bölünme ile alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşmediğinin ispatı hâlinde, teminat altına almak yükümlülüğü ortadan kalkar)

- bölünmeye katılan şirketlerin genel kurullarında onama yönünde karar alınması,

- genel kurul kararlarının Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescili ve

- Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ nde ilan edilmesidir.

İşçilerle yapılan hizmet sözleşmeleri, işçi itiraz etmediği takdirde, devir gününe kadar hizmet sözleşmesinden doğan tüm hak ve borçlarla birlikte devralan ortaklığa geçer. Hizmet sözleşmeleri kanuni işten çıkarma süresinin sonunda sona erer. Devreden ve devralan, hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarihe kadar muaccel olacak alacaklar için işçiye karşı müteselsilen sorumludur. YTTK’ da bölünme halinde işçi hakları için getirilen bu koruma, İş Kanunu’nda yer alan korumadan daha kapsamlıdır.

Page 8: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

3. Tür Değiştirme

Tür değiştirme, YTTK 180. - 190. Madde hükümleri arasında kapsamlı olarak düzenlenmiştir. YTTK m.181 hükmünde “geçerli tür değiştirmeler” tek tek sayılmıştır.

Buna göre, Sermaye şirketleri, ancak başka bir sermaye şirketine veya kooperatife; Kollektif Şirket, bir sermaye şirketine, kooperatife veya komandit şirkete; komandit şirket, bir sermaye şirketine, kooperatife, bir kollektif şirkete; Kooperatif ise bir sermaye şirketine dönüşebilir. Ayrıca, kollektif ve komandit şirketlerin tür değiştirmelerine ilişkin özel düzenleme getirilmiştir. Bir kollektif şirkete bir komanditerin girmesi veya bir ortağın komanditer olması halinde komandit şirkete dönüşebilir; yine bir komandit şirket de, tüm komanditerlerin şirketten çıkması veya tüm komanditerlerin komandite ortak olması halinde kollektif şirkete dönüşebilir (YTTK m.182).

Tür değiştirmede ortakların paylarının ve haklarının korunması esası getirilmiştir.

Tür değiştirmede, bir “tür değiştirme planı”’nın hazırlanması, tür değiştirme raporunun hazırlanması, yine plan ve raporların incelemeye sunulması ve genel kurul kararı alınması gerekir.

Ortak Hükümler

YTTK m.194 hükmü, ticari işletmelerin devralınmak suretiyle ticaret şirketiyle birleşmesine imkan tanımaktadır. Ayrıca aynı Maddede bir ticari işletmenin ticaret şirketine, ticaret şirketinin ise bir ticari işletmeye dönüşmesine de izin vermektedir. Bu yöntemler şirketlerin yeniden yapılandırılmalarında uygulanabilecek yöntemlerdir.

YTTK’da “Bölünme”, “Birleşme” ve “Tür Değiştirme” açısından öngörülmüş çok önemli ortak hükümler bulunmaktadır (Madde 191-193).

Öncelikle her ortak ortaklık paylarının ve haklarının gereğince korunmamış veya “ayrılma akçesi”nin yetersiz olması halinde, birleşme, bölünme veya tür değiştirme kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanından itibaren iki ay içinde, Asliye Ticaret Mahkemesi'ne müracaatla uygun bir “denkleştirme akçesi”’nin tespitini talep edebilir. Bu yönde verilecek bir karar, davacı ile aynı hukuki durumda olan tüm ortaklar için de hüküm doğurur. Bu davanın masrafları, kural olarak devralan şirkete aittir. İstisnai durumlarda kısmen veya tamamen davacıya yükletilebilir. Bu davanın açılmış olması, birleşme, bölünme veya tür değiştirme kararının geçerliliğini etkilemez.

Ayrıca birleşme, bölünme ve tür değiştirme işlemlerinin TTK. 134-190. Madde hükümlerine aykırı olduğunu iddia eden, söz konusu kararlara muhalif kalmış ve muhalefetini zapta geçirtmiş ortaklar, kararların Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanından itibaren iki ay içinde iptal davası açabilirler. İlan gerekmediği hallerde bu süre tescil tarihinden itibaren başlar.

Birleşme, bölünme veya tür değiştirme işlemlerine herhangi bir şekilde katılmış kişiler ve bu işlemleri denetleyen kişiler, şirketlere, alacaklılara, ortaklara kusurlarıyla verdikleri zarardan sorumlu olurlar. Kurucuların sorumlulukları saklıdır.

Page 9: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Şirketlerde Yapı Değişikliği ve Ayni Sermaye Konulmasında Siciller Arası İşbirliğine İlişkin Tebliğ:

31 Ekim 2012 tarihinde yayımlanan “Şirketlerde Yapı Değişikliği ve Ayni Sermaye Konulmasında Siciller Arası İşbirliğine İlişkin Tebliğ” ile ticaret şirketlerinin birleşme, bölünme ve tür değiştirme gibi yapı değişiklikleri sonucunda, ilgili sicillerde (tapu ve gemi sicili ile fikri mülkiyete ilişkin siciller) kayıtlı mal ve hakların sahipliklerinde meydana gelen değişikliklerin bildirilmesinin usul ve esasları belirlenmiştir.

Sözkonusu Tebliğ uyarınca bildirim, birleşmelerde devralan şirketin, bölünmelerde bölünen şirket dışındaki bölünmeye katılan diğer şirketlerin, kayıtlı olduğu Müdürlükler tarafından birleşme veya bölünme kararının tescili ile eş zamanlı olarak ilgili sicillere yapılacaktır.

Tür değiştirmelerinde ise, tür değiştiren şirketin malvarlığına dahil olan tapu, gemi ve fikri mülkiyet sicilleri ile benzeri sicillerde kayıtlı bulunan mal ve hakların yeni tür adına tescilinin gecikmeksizin yapılması amacıyla, tescili yapan Müdürlük tarafından yeni türün tescili ile eş zamanlı olarak ilgili sicillere bildirim yapılması gerekmektedir.

Page 10: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

II. Tek kişilik anonim ve tek kişilik limited şirket

Yeni TTK, m. 338/1 hükmünde anonim şirketin,TTK. m. 573/1 hükmünde ise limited şirketin tek kişilik ile kurulmasına imkan tanımıştır. Aynı zamanda ortak sayısının bire düşmesi halinde de, şirketin tek ortaklı bir anonim şirket veya limited şirket olduğu hususu tescil ve ilan ettirilir. Ancak şirketin, tek pay sahibi olacak şekilde kendi payını iktisap etmesi yasaklanmıştır.

Page 11: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

YTTK, bir ana/hakim şirketin, bir veya birden fazla bağlı/yavru şirket üzerindeki doğrudan veya dolaylı kontrolünü esas alarak ilk defa “şirketler topluluğu” nu düzenlemiştir.

YTTK. Madde 195 hükmüne göre aşağıda sayılan durumların varlığı halinde “hakimiyet” sözkonusudur ve ana şirket/hakim şirket-bağlı/yavru şirket ilişkisi mevcuttur.

1.Bir ticaret şirketinin doğrudan veya dolaylı olarak diğer bir ticaret şirketinin oy haklarının çoğunluğuna sahip olması,

2.Bir ticaret şirketinin doğrudan veya dolaylı olarak diğer bir ticaret şirketinin yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkına sahip olması,

3.Bir ticaret şirketinin, diğer bir ticaret şirketinde bir oy sözleşmesi marifetiyle oy haklarının çoğunluğu üzerinde tasarruf edebilmesi,

4.Bir ticaret şirketinin, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabilmesi (“hakimiyet sözleşmesi” veya “fiili kontrol”),

5.Bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması (“çoğunluk paysahipliği”)

Uygulamada sıkça karşılaşılan bu durumlardan “fiili kontrol” ‘ün kanıtlanması son derece zordur. Yine, Oy sözleşmelerinin uygulama alanı çok olmasına rağmen, sözleşmeye aykırılık halinde aynen ifa imkanı tartışmalıdır. Ancak oy hakkının çoğunluğuna sahip olmak, yönetim organında karar için yeterli sayıda üye seçme hakkına sahip olmak, payların çoğunluğuna sahip olmak şeklinde ana şirket/ bağlı şirket ilişkisi kurulduğu sıkça görülmektedir.

YTTK.’daki şirketler topluluğu hükümlerinin uygulanabilmesi için ana şirket veya bağlı şirketlerden birinin merkezinin Türkiye’de bulunması yeterlidir. Birbirlerinin paylarının en az dörtte birine sahip bulunan sermaye şirketleri “karşılıklı iştirak“ durumunda kabul edilir

(YTTK. m. 197) ve bu durumda oy hakları, diğer sermaye şirketinin oy kullanan şirketteki payları düşülerek hesaplanır (YTTK. m. 196).

Kanun, “karşılıklı iştirak” durumunu sermaye şirketleri için öngörmüştür. “Karşılıklı iştirak” konumuna bilerek giren sermaye şirketi, iştirak konusu paylardan doğan toplam oylarıyla diğer pay sahipliği haklarının sadece dörtte birini kullanabilir. “Hakların Donması” prensibi (YTTK m. 201), bağlı şirketin hakim şirketin paylarının iktisap etmesi veya her iki şirketin birbirlerine hakim olması halinde uygulanmaz.

YTTK m. 202 hükmü, ana şirketin bağlı şirket üzerindeki hakimiyetini hukuka aykırı kullanmasını yaptırıma bağlamıştır. Hakim şirketin, hakimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanması yasaklanmıştır.

Bağlı şirketin kayıplarının hakim şirket tarafından denkleştirilmesi durumunda herhangi bir yaptırım uygulanmaz. Kayıp, hakim şirket tarafından telafi edilmezse, bu takdirde bağlı şirketin ortakları ve alacaklıları bu kaybın tazmin edilmesini hakim şirketten ve onun yönetim kurulu üyelerinden bir sorumluluk davası ile talep edebilirler.

Kanun koyucu bununla da yetinmemiş, YTTK m. 209 hükmünde, hakim şirketin topluluk itibarını, topluma veya tüketiciye güven veren bir düzeye ulaşması halinde, uyandırdığı güvenden dolayı sorumlu tutarak bir “Güven Sorumluluğu” yaratmıştır. Bu durumda hakim şirketin yarattığı güvenden etkilenerek bağlı şirketle hukuki ilişki içine giren üçüncü kişiye, güveninin suistimal edilmesi halinde, hakim şirketin sorumluluğuna da gidebilme imkanı tanınmıştır. Bu çok önemli bir düzenlemedir.

YTTK m. 208 hükmü, hakim şirketin sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az %90’ına sahip olması halinde, azınlığın şirketin çalışmasını dürüstlük kuralına aykırı davranarak engellemesi durumunda azınlığın paylarını satın alabilme (“squeeze-out”) imkanı getirmiştir.

III. Şirketler topluluğu

Page 12: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu
Page 13: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

IV. Mal ve hizmet tedarikinde ödemelerin zamanında yapılmasını sağlamaya yönelik düzenlemeler

YTTK m.1530 hükmünde, işletmelere mal tedarik edenlerin ve hizmet sunanların alacaklarının, borçlu tarafından zamanında ödenmesini sağlamaya yönelik olarak “temerrüt” konusunda özel ve istisnai bir düzenleme getirmektedir. YTTK. m.1530 hükmünün 2. ve 7. fıkraları, Avrupa Birliği ‘nin Geç Ödemelere İlişkin Yönergesi ile uyumlu bir düzenlemedir.

• Mal tedarikçilerinin (her çeşitte, her ölçekte, her dalda üreticiler) ve hizmet sunanların faturaları veya eş değerli ödeme talepleri (hak edişler, cari hesap bakiyeleri vs.) belgenin içerdiği tarihten itibaren en geç 30 gün içinde ödenir.

• Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse, ödeme malın veya hizmetin alınmasından itibaren 30 gün içinde yapılmalıdır.

• Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini izleyen 30 günün sonunda bedel ödenmelidir.

• Kanuna veya sözleşmeye göre mal veya hizmetin gözden geçirilmesinin (muayenesinin) öngörüldüğü hallerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya daha önce almışsa, mezkur tarihten itibaren 30 gün içinde yapmalıdır.

•Kanundaki veya sözleşmedeki muayene süresi, mal veya hizmetin alınmasından itibaren, 30 günü aşıyorsa ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, muayene süresi mal ve hizmetin alınmasından itibaren 30 gün kabul edilir, ödeme bu 30 gün içinde yapılmalıdır.

• Sözleşmede öngörülecek ödeme süresi, faturanın veya eşdeğer ödeme talebinin alındığı ya da gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla 60 gün olabilir. Alacaklı aleyhine ağır bir haksız durum yaratmamak ve bu konuda açıkça anlaşmak suretiyle daha uzun bir süre kararlaştırılabilir.

• Alacaklının KOBİ, tarımsal ve hayvansal mal üreticisi olduğu veya borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hallerde ödeme süresi en çok 60 gün olabilir ve taksitle ödeme kararlaştırılamaz.

YTTK. m.1530 ‘daki ödeme sürelerine uyulmadığı takdirde, borçlu, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer. Gecikme faizi ve tazminatı ödemek zorunda kalır.

Page 14: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin kendilerinin ve çalışanlarının faaliyetleri sırasında verecekleri zararlardan doğacak hukuki sorumluluklarını karşılayacak sigorta yaptırma zorunluluğu mevcuttur.

“Tam Gün Yasası” olarak bilinen 5947 sayılı Kanun’un 8. Maddesinde, 1219 sayılı “Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun” ‘a bir Madde (Ek 12. Madde)” eklenerek, Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı mesleki malî sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır.

Zorunlu mesleki malî sorumluluk sigortası, mesleklerini serbest olarak icra edenlerin kendileri, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için ilgili özel sağlık kurum ve kuruluşları tarafından yaptırılır. Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanların sigorta primlerinin yarısı kendileri tarafından, yarısı istihdam edenlerce ödenir. İstihdam edenlerce ilgili sağlık çalışanı için ödenen sigorta primi, hiçbir isim altında ve hiçbir şekilde çalışanın maaş ve sair malî haklarından kesilemez, buna ilişkin hüküm ihtiva eden sözleşme yapılamaz. Görüldüğü üzere, sağlık sektöründe faaliyet gösteren kişi ve kurumlar için zorunlu bir mesleki sorumluluk sigortası öngörülmüştür.

Sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin, Kanunda öngörülmüş zorunlu mesleki sorumluluk sigortası dışında da, klinik araştırmalardan kaynaklı sorumluluk, ilaç üretiminden kaynaklı ürün sorumluluğu , sağlık kuruluşlarının işletilmesinden doğan sorumluluk, sağlık çalışanlarının istihdam edilmesinden doğan sorumluluk, çevreye verilebilecek zararlardan doğan sorumluluk

gibi çeşitli alanlardaki sorumlulukları için ciddi teminat ihtiyaçları bulunmaktadır. Sağlık sektöründeki işletmeler, bahsedilen bu sorumluluk sigortaları dışında emtia, taşıma, hatta hayat sigortası da yaptırabilirler. Bu durumda sağlık sektöründe faaliyette bulunan kuruluşlar “sigorta ettiren” sıfatıyla sigorta sözleşmesine taraf olacaklardır. YTTK, şirketler hukuku ve ticari işletme hukuku alanında getirdiği yenilikler yanında, “Sigorta Hukuku” kısmını düzenleyen 6. Kitabında sigorta hukuku alanında da birçok yeni düzenleme getirmiştir.

1. YTTK. m.1431/f.2’de Riziko gerçekleştiğinde sigorta priminin taksitle ödenmesi kararlaştırılmış da olsa, sigortacıya tüm primi talep hakkı tanınmıştır.

YTTK. m.1431/f.1’ de sigorta primini ödemeyen sigorta ettirenin ihtarsız mütemerrit duruma düşeceği açıkça öngörülmüştür. Bu durumda sigorta ettiren, borçlar hukukundaki genel düzenlemenin aksine ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşmektedir. YTTK m.1431, f.2 hükmüne göre sigorta priminin taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa, riziko gerçekleştiğinde ödenecek tazminata ilişkin primlerin tümü muaccel hale gelir. Yani, rizikonun gerçekleşmesi halinde primin taksitle ödenmesi anlaşması ortadan kalkar. Sigortacı vadelerini bekleyip taksitleri tahsil etmek yerine, taksitle ödenmesi kararlaştırılmış primleri ödenecek tazminattan indirmeye yetkili kılınmıştır.

V. YTTK ’da sigorta ettireni ilgilendirebilecek yeni hükümler

Page 15: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

2. Sigorta priminin veya taksitle ödeme kararlaştırılmışsa ilk taksidinin zamanında ödenmemesi halinde, sigortacı sözleşmeden cayma hakkına sahiptir.

YTTK. m.1434 hükmü, prim ödemesinde temerrüt konusunda uygulamadaki kargaşayı gidermek üzere öngörülmüştür. Kararlaştırılan tarihte sigorta primini veya taksitle ödeme kararlaştırılmışsa ilk taksiti ödemeyen sigorta ettiren, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer (1431/f.1).

Bu takdirde sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, vadeden itibaren üç ay içinde sözleşmeden cayabilir. Kanun bir adım daha ileri giderek, üç aylık süre ödeme olmaksızın geçmiş ve sigortacı tarafından prim için dava veya takip yoluyla istenmemiş olması halinde, üç aylık sürenin sonunda sözleşmeden cayılmış sayılacağına ilişkin düzenleme getirmiştir (m.1431/f.2,c.3).

3. Primin taksitle ödenmesinin kararlaştırıldığı durumlarda, sonraki taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde, sigortacıya sözleşmeyi feshetme imkanı tanımıştır.

YTTK. m.1434/f.3. hükmünde, primin ödenmesinin takside bağlandığı halde taksitlerden biri, zamanında ödenmezse, sigortacı sigorta ettirene noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla 10 günlük süre vererek borcunu yerine getirmesini , aksi halde süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar eder. Sigorta ettiren bu ihtarı aldığı tarihten itibaren 10 gün içinde ödeme yapmazsa, sigorta sözleşmesi başkaca bir işleme gerek kalmaksızın feshedilmiş sayılır.

Bir sigorta dönemi içinde sigorta ettirene iki defa ihtar gönderilmişse sigortacı, sigorta döneminin sonunda hüküm doğurmak üzere sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olur.

Yukarıdaki yeni düzenlemeleri dikkate alarak sağlık sektöründe faaliyet gösteren kuruluşların mevcut sigorta primlerini zamanında ödemelerinde fayda vardır. Aksi takdirde, tam ihtiyaç duyulduğu bir anda sigorta teminatından yoksun kalma durumu sözkonusu olabilir.

4. YTTK’da sigortacının sözleşmeden cayabilmesi veya ödenecek tazminattan indirim yapabilmesi için “beyan edilmeyen husus ile gerçekleşen riziko arasında bağlantının bulunması” esasını getirmiştir.

Eski TTK m.1290 hükmünde, beyan yükümlülüğünün yerine getirilmediği durumda, “bağlantı“ olup olmadığı dikkate alınmaksızın sigortacıya bir ay içinde cayma hakkı tanınıyordu. Eski TTK’nun uygulandığı dönemlerde Yargıtay, rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigortacının beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini öğrenmesi halinde caymasının geçerli olmayacağını, ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki orana göre ödenecek tazminattan indirim yapılması gerektiği yönünde içtihatlar vermişti.

YTTK m.1439/1 hükmünde, sigorta ettiren tarafından bildirilmeyen veya yanlış bildirilen bir husus ile gerçekleşen riziko arasında “bağlantı” varsa, sigortacının bu durumu öğrendiği andan itibaren 15 gün içinde cayma veya prim farkı isteme hakkı olduğu düzenlenmiştir (m.1439/1).

Ayrıca riziko gerçekleştikten sonra sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğünün ihlal edilmesi halinde ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılması esası getirilmiştir. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, ihlal ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa sigortacıdan tazminat talep hakkı ortadan kalkar. Bağlantı yoksa, ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki orana göre tazminattan indirim yapılır.

Page 16: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Sigorta ettiren sigorta sözleşmesi süresi içinde rizikoyu arttırıcı ağırlaştırıcı davranış ve işlemlerden kaçınmakla yükümlüdür (YTTK m.1444/f.1). Sigorta ettiren, rizikoyu ağırlaştıran hallerin varlığını öğrendiği andan itibaren 10 gün içinde sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacı bu durumda bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. Riziko gerçekleştikten sonra ise, beyan yükümlülüğünün ihlali rizikonun gerçekleşmesine veya tazminat miktarının artmasına etkili olacak nitelikte bağlantılı ise, sigortacı sözleşmeyi feshedebilir. Bağlantı yoksa ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki orana göre tazminattan indirim yapılır (YTTK m.1445/f.5).

Sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmeler müstakbel “sigorta ettiren” sıfatıyla, daha sözleşme görüşmeleri sırasında dahi rizikoyu ve primi etkileyen bütün hususları sigortacıya beyan etmekle yükümlüdürler. Aynı zamanda rizikoyu ağırlaştırmamak, rizikoyu ağırlaştıran hususların ortaya çıktığı takdirde, bunları bildirmekle yükümlüdürler.

5. YTTK m.1447 hükmünde bilgi verme ve araştırma yapılmasına izin verme yükümlülüğü getirilmiştir.

Riziko gerçekleştikten sonra, sigorta ettiren, sigortacıya rizikonun veya tazminatın kapsamını belirlenmesinde gerekli her türlü bilgi ve belgeyi makul bir sürede sigortacıya sağlamakla yükümlüdür. Sigorta ettiren, aynı zamanda rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde inceleme yapmasına izin vermekle de yükümlü tutulmuştur. Bu yükümlülüğün ihlali halinde ödenecek miktar artarsa, sigorta ettirenin kusurunun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılması yaptırımı da sözkonusu olacaktır.

Bundan başka, YTTK m.1471 hükmünde sigorta ettirene zarar gören sigorta konusu malda veya zararın gerçekleştiği yerde değişiklik yapmama yükümlülüğü de getirilmiştir. Bu yükümlülüğün kusurlu ihlali halinde, ihlal ile zarar arasında illiyet bulunduğu takdirde kusurun ağırlığına göre ödenecek tazminattan indirim yapılır.

6. YTTK’da Sorumluluk sigortası satın alan işletmenin sigortası aynı zamanda işletme çalışanları lehine yapılmış sigorta sayılmaktadır.

Sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin, işletme konularının taşıdığı riskler sebebiyle sorumluluklarının doğması kaçınılmazdır. Bu sebeple sağlık sektöründe faaliyet gösteren, hastane, klinik, tıp merkezi, labarotuvar, görüntüleme merkezleri, fizik tedavi merkezleri, ilaç firmaları, ambulans hizmetleri, hasta, yaşlı, engelliler için özel bakım merkezleri, yaptıkları iş sebebiyle insan sağlığı, vücut bütünlüğüne verebilecekleri zararlar dolayısıyla sorumluluk sigortası yaptırmaları fiilen de zorunlu hale gelmiştir. Bu kapsamda YTTK’da sigorta hükümlerine ve sorumluluk sigortalarına ilişkin yeni düzenlemeler mevcuttur. Bunlardan, ilgili olanlara sektör açısından özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.

YTTK. bir sigortalının işletmesi ile ilgili yaptırdığı sorumluluk sigortasından, sözleşmeye aksine bir düzenleme konulmamış olmak şartıyla, sigortalının temsilcisi ile işletmenin veya işletmenin bir kısmının yönetiminde, denetiminde ve işletmede çalıştırılan kişilerin sorumluluğunu da karşılayacağını (m.1473/2) hükme bağlamıştır. YTTK, bu durumda sigortanın bu kişiler lehine de yapıldığını varsaymaktadır.

Page 17: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Eski TTK ‘da yer almayan bu hüküm sayesinde, yüksek sigorta primleri ödeyerek (bu da şirket için bir maliyettir) işletmesinin sorumluluğu için sigorta teminatı alan, sigortalı sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmenin kendi sorumluluğu için yaptırdığı sigortadan temsilcisinin, yöneticilerinin, çalışanlarının ve hatta denetçilerinin faydalanması söz konusu olabilecektir.

Aslında bu düzenleme, istihdam edenin ve ifa yardımcısı kullananın, müstahdemin veya ifa yardımcısının işlerini gördükleri sırada verdikleri zarardan doğan sorumluluğunu karşılamaktadır (Yeni Borçlar Kanunu m. 66 ve m. 116). Ancak uygulamada bilindiği üzere, hekimler ve sağlık çalışanları için mesleki sorumluluk sigortası yaptırmak kanunen zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca yöneticilerin, denetçilerin de mesleki sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu olmasa da, mesleki sorumluluklarını teminat altına almak için sorumluluk sigortası yaptırmaları uygulamada gerekli hale gelmiştir.

Zorunlu mesleki sorumluluk sigortası teminatları oldukça sınırlıdır. İhtiyari mesleki sorumluluk sigortası teminatları da genelde sınırlı olarak alınmaktadır. Çünkü teminat arttıkça prim de artmaktadır. Bu da sağlık sektöründe çalışan geliri sınırlı olan sağlık çalışanını zorlamaktadır. Bu sebeple gerek zorunlu, gerekse ihtiyari olarak sağlık sektöründe mesleki faaliyette bulunanların yaptırdığı sorumluluk sigorta teminatları sınırlıdır. Buna karşılık insan sağlığı, hayatı, vücut bütünlüğüne verilecek zarardan doğacak sorumluluk ise geniştir.

Bu durumda sağlık sektörü işletmesinin çalışanın sigortasının yetersiz kaldığı kısım itibariyle ya da sağlık çalışanı yerine karşısında maddi yönden daha güçlü bir davalı görmek isteyen davacı bakımından, sorumluluk talebinin tümüyle işletmeye yöneltilmesi ihtimali yüksektir. Bu durumda sağlık sektöründe faaliyet gösteren bir işletmenin YTTK1473/2 hükmünü de dikkate alarak sigortacısı ile teminatın kapsamını ve miktarını belirlemesi gereklidir.

7. YTTK’da ilk defa zarar görene doğrudan sigortacıyı dava edebilme imkanı tanınmıştır.

Daha önce sadece zorunlu sigortalarda zarar görene tanınan sorumluluk sigortacısına doğrudan dava hakkı, YTTK. m.1478 hükmünde ilk defa tüm sorumluluk sigortaları için öngörülmüştür. Bu durumda zarar gören, kendisine zarar veren sağlık sektörü işletmesinin çalışanı yerine, doğrudan onun sorumluluk sigortacısına müracaat edebilecektir. Sağlık alanında çalışan kendi sigortalısı için ödemede bulunan sorumluluk sigortacılarının, sağlık sektöründeki işletmeye rücuları gündeme gelebilecektir. Bu durumda sağlık sektöründe işletmenin bu rücuları karşılayacak kapsamda sorumluluk teminatı alması yerinde bir tavsiye olacaktır.

Page 18: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

8. YTTK m. 1481/2 hükmü ile daha önce kanunumuzda bulunmayan bir düzenleme getirilerek sigortacının “kanuni halefiyet” hakkı güçlendirilmiştir.

YTTK. m.1481/2 hükmüne göre, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayına ihtiyaç olmaksızın, sigortalısının başlattığı takibe veya davaya kaldığı yerden devam edebilir. Bu hüküm özellikle sağlık sektöründe mesleki faaliyetlerini sırasında verdikleri zararı tazmin eden sorumluluk sigortacısının, “kanuni halefiyet” hakkına dayanarak bu zarardan sorumlu olduğunu düşündükleri sağlık işletmelerine rücularını kolaylaştıracak bir hükümdür.

9. YTTK m.1484 hükmü ile zorunlu sorumluluk sigortacısının sigortalısına karşı ifa borcundan kurtulmuş da olsa, zarar görene karşı ifa yükümlülüğünün devam edeceği esası getirilmiştir.

YTTK m.1484 hükmünde zorunlu sorumluluk sigortalarında, sigortacının sigortalıya karşı ifa borcu tamamen sona ermiş de olsa zarar gören bakımından ifa borcunun zorunlu sigorta miktarına kadar devam edeceği öngörülmektedir. Bu hüküm, YTTK m.1484 hükmündeki düzenleme sebebiyle zarar görenin zararını poliçedeki limit dahilinde karşılamak zorunda kalan zorunlu sorumluluk sigortacısının, ödediği sigorta tazminatını rücuen sağlık çalışanından ve onun işletmesinden karşılaması zorunluluğunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmenin satın alacağı sigorta teminatı kapsamı, bu ihtimal de düşünülerek oluşturulmalıdır.

10. Daha önce tartışmalı olan sigortalının zararı önleme yükümlülüğü YTTK’da açıkça düzenlenerek tartışmalara son verilmiştir.

Eski TTK m.1293 hükmünde yer alan “sigorta ettiren kimse zararı önlemeye, azaltmaya ve hafifletmeye yarayacak tedbirleri almakla mükelleftir.” hükmü, sigorta ettirenin bu yükümlülüğünün rizikonun gerçekleşmesinden önce mi, sonra mı mevcut olduğuna ilişkin tartışmalara yol açmıştır.

Yargıtay, sorumluluk sigortalarında, somut olayınözellikleri ve sigortanın mahiyetine (özellikle taşıma sigortalarında) göre, bu yükümlülüğün rizikonun gerçekleşmesinden önceki safhayı da kapsayabileceğine ilişkin kararlar vermiştir.

YTTK m.1448 hükmünde, sigorta ettirenin zararı önleme ve azaltma hususundaki yükümlülüğü, rizikonun gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlar için de açıkça öngörülmüştür. YTTK’daki bu düzenleme dolayısıyla, bir sağlık işletmesinin sigorta poliçesi ile teminat altına aldığı rizikonun gerçekleşmesinden önce, bu rizikonun gerçekleşmesini önleyecek tedbirleri de alma yükümlülüğü doğmuştur.

Bu durumda sağlık işletmesinin mevcut sigorta poliçesine dayanarak sigortacısından gerçekleşen riziko için teminat talep ettiğinde, sigortacının, sağlık işletmesinin “sigorta ettiren” olarak YTTK m.1448’de öngörülen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek ödeyeceği tazminattan indirim yapması söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla, “sigorta ettiren” konumundaki sağlık işletmesinin, sadece sigorta poliçesinin varlığına güvenmek yerine, sigorta teminatından tam kapasitede faydalanabilmesi için alması gereken tüm tedbirleri öncelikle yerine getirmesi gerekmektedir.

Page 19: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Bu yayın ile içeriğindeki bilgiler, belirli bir konunun çok geniş kapsamlı bir şekilde ele alınmasından ziyade genel çerçevede bilgi vermek amacını taşımaktadır ve aralarında Deloitte Türkiye’nin de bulunduğu hiçbir Deloitte Touche Tohmatsu Limited üye firması, bunlarla ilgili sarih veya zımni bir beyan ve garantide bulunmamaktadır. Yukarıdakileri sınırlamaksızın, hiçbir Deloitte üye firması, söz konusu materyaller ve içeriğindeki bilgilerin hata içermediğine veya belirli performans ve kalite kriterini karşıladığına dair bir güvence vermemektedir. Buna uygun şekilde, bu materyallerdeki bilgilerin amacı, muhasebe, vergi, yatırım, danışmanlık alanlarında veya diğer türlü profesyonel bağlamda tavsiye veya hizmet sunmak değildir. Bilgileri kişisel finansal veya ticari kararlarınızda yegane temel olarak kullanmaktan ziyade, konusuna hakim profesyonel bir danışmana başvurmanız tavsiye edilir. Materyalleri ve içeriğindeki bilgileri kullanımınız sonucunda ortaya çıkabilecek her türlü risk tarafınıza aittir ve bu kullanımdan kaynaklanan her türlü zarara dair risk ve sorumluluğu tamamen tarafınızca üstlenilmektedir. Deloitte Türkiye ve diğer Deloitte üye firmaları, söz konusu kullanımdan dolayı, (ihmalkarlık kaynaklı olanlar da dahil olmak üzere) sözleşmeyle ilgili bir dava, kanunlar veya haksız fiilden doğan her türlü özel, dolaylı veya arızi zararlardan ve cezai tazminattan dolayı sorumlu tutulamaz.

Page 20: Deloitte-Sağlık Sektörü-Türk Ticaret Kanunu

Daha fazla bilgi için

Güler Hülya YılmazSağlık ve İlaç EndüstrisiLideri ve [email protected]

Ali ÇiçekliOrtak, TTK Hizmetleri [email protected]

Deloitte Türkiye

Sun PlazaMaslak Mah. Bilim Sok. No:534398 Şişli, İstanbulTel: 90 (212) 366 60 00Fax: 90 (212) 366 60 30

Punta Plaza1456 Sok. No:10/1Kat:12 Daire: 14 – 15Alsancak, İzmirTel: 90 (232) 464 70 64Fax: 90 (232) 464 71 94

www.deloitte.com.trwww.verginet.netwww.denetimnet.net

Deloitte, faaliyet alanı birçok endüstriyi kapsayan özel ve kamu sektörü müşterilerine denetim, vergi, danışmanlık ve kurumsal finansman hizmetleri sunmaktadır. Küresel bağlantılı 150’den fazla ülkedeki üye firması ile Deloitte, nerede faaliyet gösterirse göstersin, başarılarına katkıda bulunmak için müşterilerine birinci sınıf kapasitesini ve derin yerel deneyimini sunar. Deloitte’un yaklaşık 200.000 uzmanı, mükemmelliğin standardı olmaya kendini adamıştır.

Deloitte; bir veya birden fazla, ayrı ve bağımsız birer yasal varlık olan, İngiltere mevzuatına göre kurulmuş olan Deloitte Touche Tohmatsu Limited ve üye firma ağına atfedilmektedir. Deloitte Touche Tohmatsu Limited ve üye firmalarının yasal yapısının detaylı açıklaması için lütfen www.deloitte.com/about adresine bakınız.

©2012 Deloitte Türkiye. Member of Deloitte Touche Tohmatsu Limited

Armada İş MerkeziA Blok Kat:7 No:806510, Söğütözü, AnkaraTel: 90 (312) 295 47 00Fax: 90 (312) 295 47 47

Bursa OfisiZeno Center İş MerkeziOdunluk Mah. Kale Cad. No: 10 d NilüferTel: 90 (224) 324 25 00