2018

insider

HAZİRAN

• DELOİTTE İNSAN KAYNAKLARI 2018 YILI RAPORU

• KRİPTO PARALARA UZAK DOĞU’DAN GÜZEL HABER

• İLETİŞİM KAZASI:ÖN KABULLER

• KORKUNU YEN, İLETİŞİME GEÇ!

• DİJİTALLEŞMENİN İK’YA 4 FAYDASI

Değerli okuyucular

-

-numlanacağı.

-

---

karşınızdayız.

SaygılarımlaSenem Kılıç

Deloitte, 2018 yılına yönelik İnsan Kaynakları Trendler raporunu yayımladı. Rapora göre; otomasyonun iş dünyasına etkileriyle ilgili endişeler, yeni yetkinliklere duyulan ihtiyaç, yaşlanmakta olan işgücü ve daralan işgücü arzı dikkate alındığında kurumlar zorlu bir sınavla karşı karşıya. Rapor, bu yıl şirketlerin öncelikli olarak, iş dünyasının toplumdaki değişen rolü doğrultusunda C-seviye yöneticilerin toplumun sorunlarını kendi kurumlarının sorunları kadar benimsemeleri gerektiğini ortaya koyuyor.

DELOİTTE İNSAN KAYNAKLARI 2018 YILI RAPORU

İnsan Kaynakları ve iş dünyasından 11.000 yöneticinin görüşleriyle hazırlanan ve “Sos-yal Girişimin Yükselişi” başlıklı 2018 İnsan Kaynakları Trendleri raporunda, Deloitte çalışanların artan beklentilerini ve teknoloji-nin kurumların İK önceliklerini şekillendirme hızını da mercek altına alıyor.

Deloitte Türkiye İnsan Kaynakları Hizmetleri Lideri Cem Sezgin raporda öne çıkan başlık-ları şu şekilde yorumluyor: “Bu yılki rapor, kurumlara dört duvarın ötesine bakma ve toplumdaki rollerini daha geniş anlamda yeni-den değerlendirme yönünde bir çağrı niteliği taşıyor. Toplumsal duyarlılığı yüksek işletme-ler inşa etme yolunda üst düzey yöneticilerin sürece dahil olmaları; kurumların aradıkları yetenekleri çekebilmesi, müşteri sadakatini artırması ve uzun vadeli büyümeyi sürdüre-bilmesi bağlamında fark yaratan bir nitelik olacaktır.”

İK önceliklerine yön veren trendler globalde ve Türkiye’de paralelÇalışmaya dahil olan katılımcıların görüşle-rine göre, kurumların İK öncelikleri globalde ve Türkiye’de paralellik gösteriyor. Globalde

ve Türkiye’de en çok önem verilen 10 konu başlığı arasında üst düzey yöneticilerin fonk-siyonlar arası işbirliği yapması, veri kaynaklı fırsat ve riskler, 21. yüzyıl kariyer olanakları ve çalışan mutluluğu konuları öne çıkıyor. Anke-te yanıt verenlerin ezici çoğunluğu üst yöne-tim kademesinde ekibe dayalı, disiplinlerin ötesine geçen ve karmaşık sorunları çözmeye yönelik tam bir uyuma ihtiyaç duyulduğuna işaret ediyor. Globalde ve Türkiye’de katılımcı-ların %85’i bu trendi önemli ya da çok önemli olarak niteliyor. Ancak kurumun başarısı için şart olsa da, Türkiye’deki katılımcıların yüzde 79’u (globalde %73’ü) üst düzey yöneticile-rinin düzenli bir işbirliği içinde olmadığını ifade ediyor.

Dijital dönüşümle hayatımıza giren yapay zeka ve robotik teknolojilerin mevcut iş gücüne adaptasyonu, entegre çalışma ortamı ve yeni teknolojilerin odağında hibrid iş gücü yönetimi konuları ise, Türkiye’deki katılım-cıların kurumlarını en hazırlıksız gördükleri alanların başında geliyor.

Toplumsal duyarlılığın yükselişiDünyada artan şeffaflık ve sosyal bilinç düzeyi işletmelerin toplumdaki değişimi tetikleyen rolüne yoğun dikkat çekiyor. Bugün kurum-lardan artan ölçüde, sosyal açıdan faydalı olabilecek işler yapmaları bekleniyor. Bu beklentiler hem kurum dışında müşteriler ve toplumda, hem de kurum içinde çalışanlar arasında kendisini gösteriyor.

Türkiye’den ankete katılanların %78’si (glo-balde %77’si) vatandaşlığı önemli ya da çok önemli konular arasında sayıyor. Ancak toplum üzerindeki etki ile şirketlerin mali performansı arasında giderek artan bağlantıya rağmen, ankete yanıt verenlerin globalde yal-nızca %18’i, Türkiye’de ise %13’ü vatandaşlığın kurumsal stratejinin başta gelen öncelikleri arasında olduğunu belirtmiştir.

Yaşlanmakta olan işgücü yeni yete-neklerin önünde bir engel mi?Kurum içi ve dışındaki sosyal dinamikler de dünya genelinde yaşlanan işgücüne dikkat

çekiyor. Uzayan yaşam süresi beklentisi, kari-yerlerin ne kadar uzun süre devam edebileceği ve yaşlanan çalışanların ekonomiler ve kamu politikaları üzerinde nasıl bir etkisi olacağıyla ilgili soruları akla getiriyor. Globalde anket katılımcılarının %15’i, yaşı ilerlemiş olan çalışanların genç yeteneklerin önünü kestiği yönünde bir perspektif dile getirirken, Türki-ye’de ise bu oran yalnızca %8 olarak karşımıza çıkıyor.

Dünya genelinde işgücünün yaşlanmakta olmasına ve daha deneyimli yeteneklerin sunduğu rekabet avantajına karşın, globalde ankete katılanların %49’u (Türkiye’de %40’ı) şirketlerinin daha yaşlı çalışanlara ilerleyen yaşlarında yeni kariyerler bulmada yardımcı olmak adına herhangi bir aksiyon almadık-larını ifade ediyor. Ancak yaşlanmakta olan işgücü sosyal işletmelerin faydalanabileceği el değmemiş bir deneyim ve bilgi kaynağı olarak da görülebilir ve değerlendirilebilir.

Geleneksel çalışma modelleri dönüşüyorHedef kitledeki müşteriler şirketlerin çalı-şanlarına olan yaklaşım ve davranışına daha dikkatli bir biçimde eğildikçe, alternatif

işgücünü ele almak toplumsal bilinci yüksek kurumlar için önem arz etmeye başlıyor. Kurumların yüzde 37’si 2020’ye gelindiğinde kurum dışından yükleniciler sayısında artış bekliyor. Serbest çalışanlarda artış beklen-tisi %23, kısa süreli sözleşmeli çalışanlarda artış beklentisi ise %13. Böylesi bir büyüme beklentisine karşın, ankete katılanların sadece %16’sı bu denli çeşitlilik gösteren bir çalışan havuzunu yönetmeye yönelik bir dizi politika ve uygulama geliştirmiş olduklarını dile geti-riyor. Kurumun istihdam boyutundaki marka değeri ve dışarıdaki itibarı üzerinde kayda değer bir etki yapabilecek olan karma iş gücü stratejilerini başarıyla uygulayabilmek artık bir zorunluluk olarak görülüyor.

Dijital dönüşümün geleneksel işgücüne etkisiEndüstri 4.0 ile birlikte gelişen dijital dönü-şüm ve otomasyonun kurumlar ve iş gücü üzerinde nasıl bir etki bırakacağı, iş dünyası-nın son dönemdeki en önemli gündem mad-delerinden birini oluşturuyor. İK alanındaki ve iş dünyasındaki liderlerin globalde %72’si, Türkiye’de ise %76’sı yapay zekayı önemli ya da çok önemli konular arasında sayıyor.

Yeni teknolojiler son derece önem kazanırken, paralelde iş gücünün bu alanlardaki eğitimi

şirketler açısından dikkate alınması gereken konular arasında. Türkiye’deki katılımcıların %28’si (globalde %49), halihazırda çalışan-larını yapay zeka ve robotik teknolojilerinin gerektireceği yetkinlikler konusunda do-nanımlı hale getirebilecek bir programları olmadığını dile getiriyor, ancak %35’i mevcut işgücü kaynağını bu yönde eğitmeyi planladı-ğını söylüyor.

Geleceğin işgücü ve işverenlerin yetenek beklentileriYeni teknolojilerin iş hayatımıza entegrasyo-nuyla birlikte üst düzey yöneticiler karmaşık sorun çözme (globalde %63, Türkiye’de %82), bilişsel yetenekler (globalde %55, Türkiye’de %72) ve sosyal beceriler (globalde %52, Tür-kiye’de %79) alanlarında artan ihtiyaç beklen-tisini dile getiriyor. Bu bağlamda, çalışmaya katılanların globalde %70’i, Türkiye’de ise %73’ü çalışanların gelecekte işbirliği platform-larında daha fazla zaman geçireceği beklenti-sini dile getirirken, “iş tabanlı sosyal medya”da hem globalde (%67) hem de Türkiye’de (%80) artış öngörülüyor.

İşyerinde yeni iletişim araçlarının ekip tabanlı çalışmaya destek verdiği bir yapıda kurum-ların neredeyse yarısı entegre işgücünü son derece önemli bir konu olarak dile getiriyor.

Yeni teknolojiler son derece önem kazanırken, paralelde iş

gücünün bu alanlardaki eğitimi şirketler açısından dikkate alın-

ması gereken konular arasın-da. Türkiye’deki katılımcıların %28’si (globalde %49), haliha-zırda çalışanlarını yapay zeka

ve robotik teknolojilerinin gerek-tireceği yetkinlikler konusunda

donanımlı hale getirebilecek bir programları olmadığını dile getiriyor, ancak %35’i mevcut

işgücü kaynağını bu yönde eğit-meyi planladığını söylüyor.

KRİPTO PARALARA UZAK DOĞU’DAN GÜZEL HABER

Kripto paralar, özellikle bitcoinin hızlı yük-selişinden sonra tüm yatırımcıların merce-ğinde. Hızlı değer artışları ve kayıplarının yanısıra kripto paralara karşı ülkelerin aldığı önengellemeler hala çok sayıda yatırımcıyı yatırım yapmada ürkütürken, Uzak Doğu’da gerçekleşen son gelişme kripto para piya-sasının kısa vadeli bir heves olmadığını da ispatlar nitelikte. Küresel çaptaki kripto para piyasasının en önemli pazarlarından olan 4

Asya ülkesi Güney Kore, Tayland, Vietnam ve Filipinler’de kripto para piyasalarını yeniden harekete geçirecek 4 büyük borsa şirketi açıldı.

Küresel kripto para piyasası, 2018’in ilk aylarından bu yana geçtiğimiz yıla kıyasla çok sakin gelişiyor. Bu yavaşlamanın ardında ise çeşitli ülkelerde yapılan düzenlemeler yer alıyor. Yıl başından bu yana yapılan düzenle-

meler, son haftalarda kendisini hissettirmeye başladılar. Kripto para piyasalarına karşı bir sıcak bir soğuk tavır çizen ülkelerin yanı sıra, onları çok seven ülkeler de var. Geneli Asya’da olan bu ülkeler de piyasanın en aktif pazarları arasında yer alıyorlar. Halkın büyük çoğunluğunun kripto para borsalarında ya-tırımlar yaptığı Güney Kore ve Vietnam gibi ülkeler, piyasadaki ani değişimlere neden olabiliyorlar.

Küresel çaptaki kripto para piyasasının en önemli pazarlarından olan 4 Asya ülkesi Güney Kore, Tayland, Vietnam ve Filipinler’de kripto para piyasalarını yeniden harekete geçirecek 4 büyük borsa şirketi açıldı.

Bu açıdan bakıldığında Asya’da başı çeken Güney Kore, Tayland, Vietnam ve Filipin-ler’deki borsa şirketleri birlikte hareket etmek durumundalar. Kripto paraların yapısı gereği artık devletler üstü bir gidişat çizen dijital ekonomi, şirketleri bir arada hareket etmeye de zorluyor. Bir nevi finansal teknolojinin “voltranı” denebilecek bu yeni oluşumlar, 4 ülkedeki pazarda siyasi sınırları kaldıran atılım oldu. Diğer taraftan Filipinler’deki dev borsa, Asya ve Avrupa’daki kripta para pazar-ları için bir köprü görevi görecek.

Sıfır KomisyonGüney Kore’deki Coinbit, Mayıs ayı sonuna kadar 0 komisyonla alım satım avantajı suna-cak. İlk etapta 50 farklı birimin listeleneceği borsa, yıl sonuna kadar 100’e yakın kripto paraya yatırım imkanı sunacak.

Tayland’daki Jibex ise ülke çapındaki 150 mağazasıyla kripto paralar için bilgisayar donanımları satacak, dağıtıcı rolünü üstlene-

cek. Şirketin borsa ayağında ise başlangıçta sadece 5 kripto para birimi desteklenecek. Jibex, 26 Haziran’a kadar hiçbir komisyon ücreti almayacak.

Vietnam’daki Kenniex ise ilk canlı kripto para borsası mottosuyla yola çıkıyor. Ya-tırımcılar, kripto para birimlerini hızlı bir şekilde birbirlerine dönüştürebiliyorlar. Baş-langıç için alınan komisyon miktarı ise %0.2 olacak ve sonrasında bu miktar, %0.4’de yükselecek.

Güney Kore merkezli Blok Zinciri teknolo-jisi ve hizmetleri konusunda hizmet veren Glosfer, Filipinler gibi köprü bir pazar için Coinvil ile ortaklık kurdu. İki oluşumun amacı, Filipinler’in küresel finansal tekno-loji pazarındaki rolünü arttırmak, bölge-deki nakit ve kripto para akışını üst düzeye çıkartmak.

Bakalım yeni borsalar küresel çaptaki diğer yatırımcıların da ilgisini çekebilecek mi? Asya ülkeleri, teknolojiyi kullanarak Silikon Vadisi tekelini kripto paralar yardımıyla kırmaya çalışıyorlar.

Kripto paraların yapısı ge-reği artık devletler üstü bir

gidişat çizen dijital ekonomi, şirketleri bir arada hareket etmeye de zorluyor. Bir nevi finansal teknolojinin “volt-ranı” denebilecek bu yeni

oluşumlar, 4 ülkedeki pazar-da siyasi sınırları kaldıran atılım oldu. Diğer taraftan Filipinler’deki dev borsa,

Asya ve Avrupa’daki kripta para pazarları için bir köprü

görevi görecek.

Gelişen teknolojiyle birlikte iletişim kanalları önümüze 20 yıl önce bir çoğumuzun hayal bile edemeyeceği imkanlar sunsa da, modern insanın hala yeryüzündeki en büyük sorunla-rından biri iletişimsizlik. Kavgalar, ayrılıklar, savaşlar, kırımlar, küslükler, dargınlıklar, başarısızlıklar hep yanlış iletişim kurmamı-zın bir sonucu. Teknoloji geliştikçe etrafımız kalabalıklaşmış gibi görünse de, hergün biraz daha içimize kapanıyoruz. Peki, bunu yenmek için ne yapmalıyız? Doğru iletişim kurma-dan hayatın hiçbir alanında ne başarıyı ne de mutluluğu yakalayamayacağımıza göre, mutlu olmanın da bir yolu olmalı. Şimdi size ileti-şimde ön kabulün ne olduğunu ve bizi nereye götüreceğini kısaca aktaracağız. Çünkü yanlışı bilmeden doğruyu bulamayız. Yaptığımız yan-

lışların farkına vararak onları tekrarlamamaya çalışmak doğru iletişime giden yolda hem önemli bir başlangıç, hem de daha baştan yolu yarılamaktır.

Ön kabul nedir?Ön kabul; bir fikri, duyguyu ya da olguyu ger-çek olup olmadığını bilmeden doğru saymak-tır. Geniş anlamda bir şeyin nasıl olduğunu ve nasıl olması gerektiği hakkındaki inançlarımız değerlerimiz ve tutumlarımız bizim ön kabul-lerimizi oluşturur.

İletişimsizliğin sonucu!Örnek vermemiz gerekirse, iş yerinde siz genel müdürsünüz ve bir çalışanınızın daha fazla sorumluluğun üstesinden geleceğini

düşünerek terfi ettirdiniz. Ona daha yüksek maaş vererek departman müdürü atadınız. Fakat bu yükseltilme, çalışanınız tarafından alışık olduğu ve kolaylıkla üstesinden geldi-ği konumdan sorunlu bir bölüme sürülmek olarak kabul edilmektedir. Yapılan terfi ve ücret artışına rağmen istifa eder. Ama siz bir genel müdür olarak çalışanınıza departman-da yaşananları ve iyileştirilmesi gerekenleri önceden bildirirseniz; düzenli ve temiz çalışan bir insana gerek duyduğunuzu da belirtirseniz bu etkin iletişime girer. Atamayı hiç bir söz söylemeden yaparak çalışanınızla iletişimi koparmış olursunuz, ancak iletişim kanallarını kullanarak yaptığınız atama ise karşı taraf için onur verici bir atamaya dönüşür. Doğrusu da budur. Böylece iletişim kazası yaşamazsınız.

İletişim Kazası;

ÖN KABULLER

Etkin ekip yönetiminin en önemli ko-şullarından biri etkin iletişim kurabil-mektir.. Etkin iletişim kurmanın farklı yolları bulunurken, kuramamanın da birçok nedeni mevcut. Başlıca nedenleri olarak ise başta iletişim korkusu olmak üzere uzmanlar tarafından belirtilen aşağıdaki nedenleri sıralayabiliriz:

KORKUNU YEN, İLETİŞİME GEÇ!

DuyarsızlıkBirçoğumuz kendi düşüncelerimize o kadar çok takılmışızdır ki, dünya sadece bizim ve kendi duygularımızın etrafında döndüğü hissine kapılırız. Başkalarının duygularını dikkate almak bize fazla, hatta gereksiz gelir. Sabah çok çalıştığımız için akşam evimizde eşimize vakit ayırmaz, onu göz ardı edebiliriz. Çocuğumuz ya da arkadaşımız bizimle bir şeyler paylaşmak istediğinde kendi sorunları-mızdan onun dediklerini dinemez, anlamayız. Doğal sonuç olarak da iletişim kuramaz ve zamanla karşımızdakinin bize yabancılaşmasına neden oluruz.

İsim Takma MerakıÖrneğin Şişko Osman, Bücür Ahmet, Sıska Dilan gibi nitelendirmelerle isim ta-kılan kişi görünüşte belli etmese de bundan pek hoşlanmaz ve için için üzülür. Olumsuz eleştiriler ve isim takmalar kişiyi çok kötü etkiler kişi zamanla kendini yetersiz hissetmeye başlar ve sizinle olan iletişimi zayıflamaya başlar.

Ben merkezcilikHep belirttiğimiz gibi iletişim çift yönlü bir süreçtir. Tarafların düşünce ve duygularını ifade edebilmeleri ve birbirlerinin düşünce ve duygularının doğru anlayabilmesi iki tarafın doğru şekilde iletişim kurması gerekir. Bir tarafından sürekli kendinden bahsetmesi ise iletişimi tek taraflılaştırarak iletişimin gerçek-leşmesini engeller.

İletişim Korkularıİletişimsizliğin bir temel nedeni de iletişim korkularıdır. Çevremizdeki insanlarla iletişime geçmeyi engelleyen bu korkuları ise; yeni durum ve insanlardan korkmak, Yanlış şeyleri söylemekten korkmak, alaya alınmaktan kıorkmak, başkasının gözünde küçük görünmekten korkmak ve, duygu-larımızı ifade etmek yada duygularımızı kontrol edememek-ten korkmak olarak sıralayabiliriz.

İletişimsizliğin sonucuİletişimsizliğin sonuçları yanlış anlaşılma, derdini anlatamama, yalnızlaşma, mutsuzlaşma, iş hayatında başarısızlık, sosyal hayattan kopma gibi sonuçlar ola-rak karşımıza çıkar. İş hayatında başarıyı yakalamış bir insan sosyal hayatındaki insanlarla arasına duvar çekerek yalnız kalabilirken, aile hayatında çocuklarıyla başarılı iletişim kurabilen bir baba ise iletişim korkuları gibi nedenlerden dolayı iş hayatında bir türlü başarıyı yakalayamayabilir. Hayatın her alanında başarıyı yakalamak için etkin iletişimi doğru kullanmak gerekir.

Geçtiğimiz on sene içinde hem gündelik hayatımızda hem de iş dünyasında ortamlarımızın hızla dijitalleştiğine tanık olduk. Pek çok konuda bu dijitalleşmeden şikayetçi olsak da hayatımıza sunduğu artıları kullanmaktan da uzak durmadık. Hatta aradan geçen zaman içinde yaşantımızın belli alanlarında dijital teknolojiyi kullanmadan adım dahi atamaz duruma geldik.

Dijital teknoloji hızla ve günlük yaşantı-mızda devrimler yaratarak gelişirken, insan kaynaklarını da bu gelişmeden ayrı düşün-mek elbette mümkün değil.Üstelik dijital-leşme insan kaynaklarına büyük faydalar sağlıyor. Şimdi gelin dijital teknolojinin insan kaynaklarına sunduğu 4 faydayı be-raber inceleyelim

İşe Alım ve Yetenek YönetimiÖzellikle blockchain teknolojisinin de hayata girmeye başlamasıyla birlikte dijital teknolojilerin firmaların yeni çalışanları işe alımda büyük fayda sağlayacağı yadı-sınamaz bir gerçek olarak ortada duruyor. Dijital teknolojilerin işe alımda en büyük katkısı ise firmaların yeni adaylarla iletişim kurmasının yollarını oldukça kolaylaş-tırması. Hatta dijital dönüşümünü hızla gerçekleştiren kurumlar, potansiyel adaylar için cazibe merkezi haline geliyor.

Online ve mobil platformlar, şirketler ve çalışanlar için pazarlama alanına dönüş-müşken, şirketler için işe alım süreçleri-ni etkili ve hızlı bir şekilde yönetmenin yolu da yine dijitalleşmeden geçiyor. Son dönemde işverenlerin en fazla kafasını

kurcalayan sorunlardan biri olan dijital platformlardaki bilgilerin güvenilirliği so-runu ise blockchainle birlikte aşılınca hem işverenler hem de iş arayanlar açısından tam bir devrimle karşılaşacağız. Dijital or-tamlar kısa sürede geniş bir aday havuzuna ulaşmak ve nitelikli başvurular almakta şirketlerin İK birimlerini desteklemekle kalmıyor, artık aynı zamanda aday özgeç-mişlerinin doğru bir şekilde kayıt altına alındığını da garanti ediyor. Bu da bünyeye katılacak çalışana kısa sürede ulaşmayı mümkün kılıyor.

Esnek Çalışma ve Çalışan MemnuniyetiDijitalleşmenin firmalara sağladığı fayda kadar çalışanlara da büyük katkı sağladığı yadsınamaz bir gerçek. Ofiste ve belirli sa-atler arasında çalışma zorunluluğu giderek ortadan kalkarken bu duruma en büyük

Dijitalleşmenin İK’ya 4 faydası

Dijital teknolojilerin işe alımda en büyük kat-

kısı ise firmaların yeni adaylarla iletişim kur-

masının yollarını oldukça kolaylaştırması. Hatta

dijital dönüşümünü hızla gerçekleştiren kurumlar, potansiyel adaylar için cazibe merkezi haline

geliyor.

katkıyı ise dijitalleşme sağlıyor. Artık ma-sabaşı bilgisayarlara mecbur olmadığımız gibi, bulut sistemleri ile yakında ofisle-rimize tamamen hşçakal diyebiliriz. Tabi bu konuda son karar elbette yine işveren-lerin olacaktır ama zamana karşı direnen işverenlerin de bu konu ile ilgili büyük sorunlar yaşayacaklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Esnek çalışma, çalışanların motivasyon ve memnuniyetini artıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle yaşadığımız büyük kentlerde günlük rutin trafiğe girme zorunluluğun ortadan kalk-ması çalışanlar için masalsı bir gelişme. Ancak bunun şirketlerin organizasyonel kültürüne yerleşmesi ise teknolojiden daha yavaş ilerliyor.

Bilginin Erişilebilirliği ve Fırsatların AnaliziDijitalleşmenin bir faydası da çok sayıda veriyi aynı anda ve bir tıkla ulaşılabilen kaynaklardan elde etmek. Bu gelişme hem şirketler hem de çalışanlar için ihtiyaçları analiz etme ve bu yönde kararlar almada önemli avantajlar sağlıyor. Farklı kaynak-lardan uzun sürede elde edilebilecek verile-ri analiz etmek, ilişkileri kurmak ve so-nuçlara varmak artık çok daha kolay. Uzun dönemli performans verileri, ölçme-değer-lendirme merkezi sonuçları, alınan eğitim-ler, mesleki tecrübeler, kişisel bilgiler, vb. çok sayıda veri, insan kaynakları profesyo-nelleri için birçok yenilik geliştirmeyi de

mümkün kılabilir. Fırsatları yakalamak ve çalışanlara hizmet olarak sunmaksa insan kaynaklarını aslında olması gereken strate-jik bir konuma taşıyabilir.

Etkili zaman kullanımıİnsan kaynakları birimi aynı zamanda şirketlerin çalışanlarla ilgili bürokratik iş-lemleri de yüklenen bölüm. Personel özlük işlerinin ve yasal süreçlerin olduğu insan

kaynakları birimleri de işe alım süreçleri, performans değerlendirme ve eğitim gibi evrak içeren süreçler nedeniyle yoğun ve stresli mesailer harcıyor. Dijitalleşmede insan kaynakları çalışanlarının bu nokta-da tabiri yerindeyse hayatını kurtarıyor. Sağladığı kolaylıklarla hem işlemlerin çok daha rahat hem de çok daha hızlı yapılma-sını sağlıyor hem de doğabilecek yanlışları neredeyse sıfıra indiriyor.

PTT’nin milli, güvenli anlık kurumsal mesajlaşma ve haberleşme çözü-mü olan PTT Messenger, WhatsApp Business ve Hangouts gibi uygula-maların milli rakibi olarak karşımıza çıkacak.

PTT’nin servisinin şu sıralar bakanlıklar, Sanayii Müsteşarlığı, TAI gibi resmi kuruluşlarda test edildiğini söyleyen Ahmet Arslan, uygulamaya olan inancın zayıf olmasından sitem etti:“Onlar ‘Biz de bunu kullanacağız.’ dedi ama birileri bunu anlamıyor. Birileri, ‘PTT’nin ne işi var da PTT Messenger’a girdi, PTT’nin ne işi var yazılım yapıyor, PTT’nin ne işi var ‘Ben dünya devleriyle yarışa-cağım.’ diyor. Bizim hedeflerimiz var, biz büyüyen, gelişen ve ülkemizi geleceğe taşıyan bir PTT’den bahsediyoruz. Bundan bahsediyorsak da bunun gereğini yapacağız. Bunun gereğini yaparken de uluslararası ku-rallara uyarak, Sayıştay ve bakanlık denetimlerini önceleyerek, daha da önemlisi ‘Dünya devi olacağız.‘ diyorsak, bağımsız denetim kuruluşla-rına da denetim yaptırıyoruz ki vatandaşın da bizi gıptayla izleyenlerin de aklında herhangi bir soru işareti kalmasın. Biz yol alırken, birileri bizi anlamadığı için, birileri son 15 yılda PTT’nin değişimini kavraya-madığı için ‘Kurum 15 yıl önceki gibi davransın, küçülsün, yok olsun, Hazinenin omuzlarında yük olsun’ istiyorlar.”shiftdelete.net

VİRA KTÜELA

PTT Messenger testlerden başarıyla geçti

Uber’in ‘uçan taksi’si FAA engeline takıldıUber’in 2020’de gökyüzündeki yerini alması için yoğun mesai har-cadığı hava taksisi Merika, Federal Havacılık Kurulu (FAA) engeline takıldı. FAA, Uber’in bu projesi için hedef gösterilen zamanın yetersiz olduğunu ve projenin henüz çok fazla eksiği olduğunu düşünüyor.NASA’dan yapılan açıklamada, Uber ile uçan taksi için keşif yapılma-sı konusunda anlaşıldığı ve NASA’nın, dağıtım amacıyla kullanılan insansız hava araçlarını (İHA) da içeren “şehir hava devinim” araçları için simülasyonlara başlayacağı belirtilmişti. Amerika Federal Hava-cılık Kurulu (FAA), Uber’in bu projesi için hedef gösterilen zamanın yetersiz olduğunu ve projenin henüz çok fazla eksiği olduğunu düşü-nüyor.

FAA’nın bu engeli sonrası 2020 yılında ilk uçuşlarına başlaması plan-lanan uçan taksi projesinin ertelenmesine kesin gözüyle bakılıyor. Ancak henüz Uber’den konu ile ilgili resmi bir açıklama bulunmuyor.

Uber uçan otomobil için son birkaç yıldır ciddi çalışmalar ve yatı-rımlar yapıyor. Uber ve NASA, uçan otomobillerin trafik güvenliğini sağlayacak bir kontrol merkezi projesi üzerinde de çalışmalar yürütü-yor.Şirketten yapılan açıklamada Uber’in 2020’ye kadar Dallas ve Du-

bai’de uçan arabalar ile hizmet vermeye başlayacağı bilgisine yer verilmişti.  Ancak uçan otomobiller üzerine mesai harcayan tek şirket Uber değil. Slovakya’da geliştirilen uçan otomobil modeli Aeromo-bil’in fiyatı geçtiğimiz günlerde açıklanmıştı. Şirketten yapılan açıkla-maya göre, modelin fiyatı 1.3 milyon dolar. Spor görünümlü araç iki kişilik. Oto pilot teknolojisi, ve olası bir tahliye durumu için iki tane paraşüt bulunuyor. NTV

Google, geliştirdiği yapay zekalı sohbet programı Duplex’in iletişime geçeceği kullanıcıların, karşılarındakinin insan değil yapay zeka prog-ramı olduğu konusunda uyarılacağını açıkladı.

Duplex’in konuşma yetenekleri bugeçtiğimiz hafta Google I/O geliş-tirici konferansında sergilenmiş, görüşmede bir kullanıcının berber-den randevu alması sağlanmıştı. Duplex konuşma sırasında insanları yaptığı gibi duraksıyor, gündelik konuşma dili kullanıyor ve dolaylama yapabiliyor. Google’ın DeepMind WaveNet adlı yazılımı tarafından kontrol edilen ve eğitilen Duplex, insanların dil kullanımını verimli bir şekilde taklit edebiliyor. Duplex’in performansını izleyen bazı teknoloji uzmanları bunun “korkunç” sonuçları olabileceğini söylemişti.

Duplex’in performansını izleyen University of North Caroline’dan Doçent Zeynep Tüfekçi, insan konuşmasının yapay zeka tarafından bu kadar gerçekçi bir şekilde taklit edilmesini “korkunç ve yanlış” diye niteledi. Tüfekçi, bunun insanları kandırmak olacağını söyledi. Ko-nuyla ilgili bir açıklama yapan Google, şeffaflığın kendileri için önemli olduğunu, iletişime geçtikleri kişilerin bir yapay zeka ile konuştukları

konusunda mutlaka uyarılacağını söyledi. Şirket, bu uygulama ile insanların doğal bir diyalog aracılığıyla, randevu alma gibi günlük işlerini halletmesini hedeflediklerini belirtti.bbc.teknoloji

Google yapay zeka ile sohbet öncesi kullanıcıları uyaracak

Tesla Model 3 sonunda ABD dışına açılıyor!ABD merkezli elektrikli araba üreticisi Tesla, en ucuz modeli olan Tesla Model 3‘ü ABD dışına satmaya başlıyor. Yakın zamanda Türkiye otomotiv pazarına da girmesi beklenen Tesla, ilk ABD dışı Model 3 satışını Kanada‘ya gerçekleştirerek geleceğe yönelik global çapta satış sinyallerini verdi.

Şu an için tek elektrik motoruna sahip Model 3, 35 bin dolarlık ABD satış fiyatıyla gündeme bomba gibi düşmüştü. Elon Musk‘ın yakın zamanda çift motorlu ve dört çekerli versiyonlarını da satışa sunacağını açıkladığı bu model için ilk kez ABD dışına bir satış gerçekleştirildi.

Youtube’dan yayınlandı!ABD dışı ilk siparişi Kanada’nın Ontario şehrinden Mart ayında veren bir müşteri, Model 3 aracına geçtiğimiz günlerde sahip oldu. Teslim anı ise Youtube‘dan paylaşıldı.

Elon Musk tarafından Model 3 ilk açıklandığında otomotiv sektörü için heyecan getirecek gelişmeler olmuştu. Bu araç uygun fiyatıyla dikkatleri çekerek çok fazla sayıda müşteriden sipariş almıştı. Ancak Tesla üretim fabrikası ön sipariş aşamasında gelen yoğun talebi karşılayacak kadar büyük bir tesis değildi.

Zamanla araç teslimlerini geciktirmeye başlayan şirket girdiği ekonomik kriz neticesinde finansal değerinin yüzde 25’lik kısmını kaybetmişti. Ancak aradan geçen aylarda Elon Musk ve ekibi yaralarını sarmışa benziyor.shiftdelete.net

Türk oyunlarından ihracat rekoru

Türk oyun sektörü geçtiğimiz 2017 yılında 700 milyon dolarlık ihracat yaparak yeni bir rekora imza attı.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Türkiye Oyun Geliş-tiricileri Derneği (TOGED) verilerine dayanarak yerli oyun sektörünün 2017 yılında bir önceki yıla göre %40 artışla 700 milyon dolarlık ihracat yaptığını açıkladı

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada Türkiye’deki oyun geliştiricileri tara-fından 2017 yılında yapılan ihracatın 700 milyon dolara ulaştığını söyledi. Zeybekçi ayrıca sektörün 2018 yılın-da 1 milyar dolarlık ihracat hedeflediğini de belirtti.

Nihat Zeybekçi, Türkiye Oyun Geliştiricileri Derne-ği’nin 2016 yılı verilerine dayanarak yaptığı açıklama-sında ihracattaki artışın %40 olduğunu belirtti. Oyun sektörünün Türkiye’nin dış ticaretine katkı yaptığını vurgulayan Zeybekçi açıklamasını şu sözlerle sürdür-dü, “Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) verilerine göre, sektör, 2016’da bir önceki yılki ihracatı-nı yüzde 25 artırarak 500 milyon dolar rakamına ulaştı. Bu, sektörün ihracat rekoru olarak kayıtlara geçti. Türk oyun geliştiricilerin oyunlarına artan ilgi, mevcut oyunlara yenilerinin eklenmesiyle geçen yıl yeni ihracat rekoruna imza atıldı. Sektörün ihracatı 2017’de bu kez yüzde 40 artarak 700 milyon dolara ulaştı.”

Anadolu Ajansı