Cılga - ACAR Index · resel güçlerin politika ve stratejilerine uyum zorunluluğu, çevre...
Transcript of Cılga - ACAR Index · resel güçlerin politika ve stratejilerine uyum zorunluluğu, çevre...
Cılga
7
SOSYAL DIŞLANMANIN DİNAMİĞİ, BİLİMİN, MESLEĞİN DIŞLANMASI VE ÖNGÖRÜLER1
The Dynamics of Social Exclusion, Exclusion of the Science, the Profession, and the Foresights
İbrahim CILGA*
* Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü
ÖZETDünya bunalımının dinamiğini kavramadan sosyal dışlanmayı açıklamak olanaklı değil-dir. Toplumun ve insanın kendi gerçekliğini bilmesine, değiştirmesine ve geliştirmesine katkıda bulunmak tüm bilimlerin ve mes-leklerin ortak amacıdır. Türkiye’de sosyal hizmet biliminin ve mesleğinin gelişimi konu-sunda önemli çelişkiler yaşanmaktadır. Bi-limsel ilerlemeye ve sosyal hizmet uzmanına duyulan gereksinim gün geçtikçe artarken
1 Bu makale bildiri olarak Sosyal Hizmet Sem-pozyumu 2009’da sunulmuştur.
sosyal hizmetler sektöründe bilimin dışlan-ması ve ara düzenlemelere yönelişler yeni sorunlar doğurmaktadır. Sosyal hizmetlerin sosyal devlet ilkesine göre yapılanması te-mel bir gereksinimdir. Üniversite sisteminde bölümleşen sosyal hizmet; bilimsel, akade-mik, eğitsel yönlerden, araştırma ve hizmet üretme olanaklarına kavuşmuştur. Sosyal hizmet bilim dünyası için gelecek vizyonu, bilgi üretme potansiyelini ve performansını yükseltmek ve ekolleşmektir.
Anahtar Sözcükler: Sosyal dışlanma, bili-min dışlanması, mesleğin dışlanması
ABSTRACT It is not possible to describe social exclu-sion without understanding of the dynamics of world depression. Of all the sciences and professions’ common goal is to contribute to society and the people to know, to change and to develop their own reality. Development of science and profession of social work in Tur-key on the subject of significant controversy are taking place. While the need for scientific progress and the need for social work profes-sionals are increasing every day, exclusion of science in the sector of social services and orientation to palliative regulations raises new problems. Structuring of social services considering to the principle of the social state is a basic requirement. Social work depart-ments in the university system have gained research and service production opportuni-ties on the aspects of scientific, academic, and educational. The future vision for the so-cial work science environment is to increase the potential and the performance of knowl-edge generation and becoming a school.
Key Words: Social exclusion, exclusion of science, exclusion of the profession
Derleme
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
8
GİRİŞ Sosyal Dışlanma ve Sosyal Hizmet
Sosyal dışlanma temasını tartışmak ve sosyal hizmet bakış açısı ile değerlen-dirmek büyük önem taşımaktadır. Sos-yal dışlanma kavramı odağında; sosyal bilimler ve sosyal hizmet alanlarındaki mevcut durumu değerlendirmek, sos-yal hizmetin mesleki ve bilimsel gelişi-minde kaynak oluşturulmasına katkıda bulunmak günümüzde öncelikli konular arasındadır. Sosyal hizmet bilimi ve mesleğiyle ilgili olumlu ve olumsuz yön-lerde gelişmelerin yaşandığı günümüz-de dışlanma açısından konuyu tartış-manın önemli bir olanak sağlayacağı düşünülmektedir. Toplumsal gerçek ile insan ve toplum arasındaki birliği oluş-turan bağları ortaya çıkarmak bilimsel eleştirinin görevidir. Bilimsel eleştiri; insanın gerçeği bilmesine ve değiştir-mesine katkıda bulunur. Sosyal hizmet, insanın toplumsal yaşam içindeki etkili-ğinin bütün alanlarına bakılmasına ola-nak sağlar. Toplum ve insan yaşamına yönelik bir alanın gelişimini çok boyutlu kavramak gerekir. İnsanın ve toplumun etkinliklerini bütünüyle kavramak, çok boyutlu kavramlaştırmak ve bütüncü bir bilgiye ulaşmak için disiplinler ara-sı bir bakışla tarihsel analize yönelmek önemlidir.
Sosyal dışlanmanın ortaya çıkışını ve gelişimini belirleyen etmenlerin belirli bir nedensellik içinde incelemek, dış-lanma karşısında insanların ve toplum-ların kendi yaşam pratikleri bir şeyler yapmalarını sağlayan etkileşimlerini kavramak gereklidir. Günümüzde ya-şanılan sosyal dışlanma sürecinde yaşayan insana yardımcı olmak için bilimsel olarak disiplinler arası etkile-şimi ve işbirliğini sağlayacak koşullar oluşturulmalıdır. İnsanın ve toplumun
etkililiğinin dışlanmasını bilimsel olarak kavranılması, açıklanması, dışlanma karşısında toplumun ve insanın üret-ken ve etkin katılımının geliştirilmesi ve yönlendirilmesi insan ve toplum eylemlerini bir bütün olarak ele almayı öne çıkarır. İnsanın ve toplumun sosyal dışlanmaya dayalı yaşam pratiği içinde oluşan düzenlerini geliştirmek ve ilerle-me sağlayabilmek için toplumsal etkile-şim mekanizmalarını temel alarak, ge-lişmeyi, üretmeyi, baskıyı, zorlamayı, değişmeyi ve dengeyi oluşturan dina-mikler anlamlı bir kuramsal temelle ele alınmalıdır. Sosyal dışlanma açısından, toplumsal bütünlük, toplumsal farklılaş-ma ve toplumsal gelişme süreçlerini yönlendirebilmek için toplumsal etkile-şim mekanizmalarını belirli amaçlar ve hedefler doğrultusunda harekete geçi-rilmelidir.
SOSYAL DIŞLANMANIN DİNAMİĞİ
Sosyal dışlanma, toplumsal, ekonomik ve siyasal bunalım sürecinde oluşan çelişkilere bağlı sorunların bir doğur-gusudur. Sosyal dışlanmanın dinamiği, bunalımın nedensellik analizi içinde de-ğerlendirilmelidir. Çağımızda yaşanılan dünya bunalımının yarattığı değişmele-rin dinamiğini, değişmelerin nedensel-liğini, niteliğini ve yönünü kavramadan sosyal dışlanmayı anlamak, açıklamak ve çözüm yolları üretmek olanaklı de-ğildir.
Çağımızda yaşanılan dünya bunalımı, kapitalist üretim sisteminde yaşanılan temel çelişkilerin sonucudur. Bunalım, sistemin gelişimini etkileyen yapısal çe-lişkilere, oluşan haksızlıklara, eşitsizlik-lere ve adaletsizliklere göre nitelik ve ni-celik kazanmıştır(TÜBA,1998). Merkez ülkelerde yapısal bunalımı aşmak için
Cılga
9
yeni politikaların ve yeni liberal model-lerin uygulanması, ekonomik ve sosyal süreçlere bağlı olarak yeni çelişkiler ya-ratmış, oluşan eşitsizlikler ve adaletsiz-likler temelinde haksızlığa uğrayanlar sosyal dışlanma kavramı altında tanım-lanmıştır. Küresel bunalımın temel çe-lişkilerine bağlı olarak dışlanan kesim-ler; özürlüler, evsizler ve kimsesizler, kadın, çocuk ve insan ticareti sorunu, işsizler, yaşlılar, eğitim düzeyi düşük ve kalifiye olmayan işgücü, düşük gelirli-ler, madde bağımlıları, kadınlar, kalışan çocuklar ve sokak çocukları, kayıtdışı çalışanlar, sosyal haklardan yararlana-mayanlar, göçmenler ve el sanatkarları kategorilerinde tanımlanmıştır.
Çalışan ve çalışmayan sınıfların ve nü-fus gruplarının yaşadıkları çelişkileri aşmak ve haksızlığa uğrayanları top-lumla bütünleştirmek için sosyal devlet ilkesi gereğince haklar temelinde sos-yal eşitlik ve sosyal adalet sağlamaya yönelik ilkeler ve politikalar terkedilmiş ve dışlanmıştır. Sistemin merkezindeki ülkelerde yapısal bunalımı aşmak için uygulanan yeni sömürgeci politikalar ve yeni liberal modeller ekonomik bu-nalımın küreselleşmesine yol açmış-tır. Çevre ülkelerin bağımsızlıkları ve ulusal karar mekanizmalarının özgün çözüm üretme olanakları dışlanmış, bağımlılık ve ulusal varlığın güçsüzleş-mesi sorunları gündeme gelmiştir.
Merkez ülkelerin bunalımı ve bunalım-dan çıkmak için uyguladıkları ekonomik politikalar ve modeller, etki alanların-daki çevre ülkelerin varlıklarını, eko-nomilerini, siyasal, sosyal ve kültürel yapılarını etkileyerek bunalımın yay-gınlaşmasına ve merkeze bağlı etkile-şimler yoluyla küreselleşmesine neden olmuştur. Çevre ülkelerdeki ekonomik bunalım, üretimsizliğe, yatırımsızlığa,
finansal sömürüye, iç ve dış borçlan-maya, doğal kaynakların ve varlıkların sömürülmesine neden olmuştur. Kü-resel güçlerin politika ve stratejilerine uyum zorunluluğu, çevre ülkelerin bu-nalım karşısında politikasızlık, plansız-lık ve programsızlık sürecine girmesine yol açmış ve merkez ülkelerin politika önerileri yönlendirici olmuştur. Merkez ülkelerin yönlendiriciliğinde gelişen politika önerileri uygulamaları yönlen-dirmiş, plan ve programların geliştiril-mesine temel oluşturmuştur. Bunalım sürecinde serbest piyasa ekonomisine geçiş uygulamaları, var olan yapıların dağılmasına, bunalımın yaygınlaşma-sına ve merkez ülkelere daha çok ba-ğımlılaşmaya yol açmıştır.
Çevre ülkelerde yaşanılan bunalım, merkezin kontrolündeki politikaların ve programların uygulanmasını güçlendir-miş, ulusal düzeyde ekonomik, siyasal ve sosyal alanlardaki kurulu yapıların ve örgütleşmelerin güçsüzleşmesine, yapısal gerekliliklere dayanmayan ve yenilikçi sonuçlar doğurmayan projeci-lik yaklaşımı yaygınlaşmıştır.
Merkez ülkelerin bunalımdan çıkmak için uyguladıkları çevre ülkelere de da-yattıkları ekonomik politikalar ve mo-deller; sosyal politika alanında esnek istihdam, kayıt dışı çalıştırma, üretime katılamama, gelir dağılımından pay alamama, gelir dağılımında eşitsizlik ve yoksullaşma sonuçlarını doğurmuş-tur. Çevre ülkelerde üretimin gerilemesi ve sosyal politika alanında kazanılmış sosyal ve ekonomik hakların kaybı top-lumsal düzeyde yaygın bir eşitsizlik ve adaletsizlik üretmiştir. Çalışan sınıfların varlıkları, örgütlülükleri, sosyal ve eko-nomik hakları dışlanmıştır. Ekonomik ve sosyal politikalara bağlı olarak kültürel alanda umutsuzluk, gelecek korkusu,
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
10
karamsarlık ve günü kurtarma eğilim-leri gelişmiş, köşe dönmecilik, rüşvet, yolsuzluk, kaçakçılık ve kayıt dışı eko-nomi güçlenmiştir. Dışlanan sosyal devlet işlevi yerine geliştirilen sadaka ekonomisi gibi geleneksel ara meka-nizmalar yoluyla sosyal dışlanmanın mağdurlarının istismarı öne çıkmıştır.
Üretime katılım sürecine bağlı olarak oluşan yeni farklılaşmalar ve ileriye dö-nük sınıfsal yapılanmalar gerilemiştir. Sanayi toplumuna özgü yapısal deği-şimler gerilemiş, çalışanların örgütlen-me sorunları, sendikasızlık, sendikala-rın güçsüzleşmesi ve işlevsizleşmesi, informel kesimlerin yoğunlaşması, köy-lülüğün çöküşü ve esnaflığın ve küçük üreticiliğin çöküşü yaygınlaşmıştır. Üretim dışında kalan nüfus gruplarının sayısı artarken toplumda lumpenleşme yaygınlaşmıştır.
Merkez ülkelerin bunalımdan çıkmak için uyguladıkları çevre ülkelere de da-yattıkları ekonomik politikalar ve mo-deller, hukuksal açıdan serbest piya-sa ekonomisine göre devletin yeniden yapılanmasını, ekonomik alandan elini çekerek devletin küçültülmesini ve dev-let düzeninin anayasal düzeyde ve ilgili yasalar kapsamında yeniden tanımlan-ması eğilimlerini güçlendirmiştir. Ulus-lar arası güç odaklarının hegemonyası doğrultusunda, serbest piyasa ekono-misine göre sistemin düzenlenmesi, bu doğrultuda reformculuk ve yeniden yapılanmacılık yaklaşımları belirleyi-ci olmuştur. Devletin düzenleyiciliği, kamu yararına anayasal sorumluluklar üstlenmesi ve sosyal devlet sistemi dış-lanmıştır.
Çevre ülkelerde yaşanılan bunalımın yarattığı değişmelerin ve yeni düzenle-melerin dinamiği içinde toplumun temel
kurumu olan aile kurumu olumsuz yön-de çok boyutlu etkilenmiştir. Toplumsal düzeyde yaşanılan değişmelerin olum-suz niteliği ve yönü doğrultusunda, ekonomik, siyasal ve sosyal bunalımın etkileriyle aile kurumu güçsüzleşmiştir. Yoksul aileler, aile göçleri, kadın ve ço-cuk emeğinin sömürüsü, aile refahının yetersizliği ve aile parçalanmaları yaşa-nılan aile sorunları olarak gözlenmiştir. Aile nüfusunun eğitim sisteminin dışın-da kalması, ailede yetişen ve üretime katılması gereken nüfusun mesleksizler grubunu oluşturması önemli bir nitelikli insan yetiştirme sorunu olarak günde-me gelmiştir. İşten çıkarmalara bağlı olarak çalışan aile bireylerinin işsizler kesimine katılması, ailelerin konutlarını ve evlerini kaybederek evsizler grubu-na katılması, işten çıkarılanların yeni bir iş bulamaması nedeniyle aile üzerinde oluşturdukları ekonomik ve sosyal bas-kıların yoğunlaşması öne çıkan sorun-lardır. Ailedeki yaşlıların ekonomik ve sosyal yönlerden bakıma ve korunma-ya gereksinim duymaları, yetersiz maaş nedeniyle emeklilerin yoksullaşması ve sosyal sigorta ve sağlık hizmetle-rinden yararlanamaması yeni sorun alanlarının başında yer almıştır. Ailenin dağılması ve parçalanması sürecinde toplumsal korumaya gereksinim duyan kimsesizler nüfusunun artış göstermesi önemli bir sorun olmuştur. Göç sürecin-de çocuğun değerinin değişmesi, kent-sel alanda tüketici bir nüfus grubuna dönüşmesi nedeniyle çocukların deği-şen durumu, ekonomik açıdan yoksul ailelerde çocukların çalıştırılması so-rununu gündeme getirmiştir. Sokakta çalışan ve sokakta yaşayan çocuklar olgusu bunalım sürecinin dinamiğine bağlı olarak yaygın bir sorun alanına dönüşmüştür (TÜBA,1998).
Cılga
11
Çiz
elge
1: S
osya
l Dış
lanm
anın
Din
amiğ
iÜ
retim
-B
ölüş
üm
ve
Dön
üşüm
Sü
reci
Ekon
omi
Siya
set
Topl
um-S
osya
lK
ültü
rH
ukuk
Sını
fA
ileB
irey
Ekon
omik
Em
pery
aliz
m
Neo
-libe
raliz
m
Eko
nom
ik B
unal
ım
İç v
e dı
ş bo
rçla
nma
Üre
timsi
zlik
Yatır
ım y
oklu
ğu
Fina
nsal
söm
ürü
Doğ
al k
ayna
klar
ın
ve v
arlık
ların
sö
mür
ülm
esi
Siya
sal
Kür
esel
güç
lerin
po
litik
a ve
st
rate
jiler
ine
uyum
Pol
itika
sızl
ık
Pla
nsız
lık,
Pro
gram
sızl
ık
Pro
jeci
lik
Çağ
daşl
aşm
a ye
rine
muh
afaz
akar
laşm
a
Ulu
s de
vlet
in ç
öküş
ü
Eko
nom
ik B
ağım
lılık
Siy
asal
bağ
ımlıl
ık
Dem
okra
si s
orun
ları
Bilg
isiz
lik
Bili
nçsi
zlik
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
12
Sosy
al
Esn
ek is
tihda
m
Kay
ıt dı
şı ç
alış
tırm
a
Üre
time
katıl
amam
a
Gel
ir da
ğılım
ında
n pa
y al
amam
a
Gel
ir da
ğılım
ında
eş
itsiz
lik
Yoks
ulla
şma
Eşi
tsiz
lik
Ada
lets
izlik
Sos
yal d
evle
tin
çökü
şü
Siy
asal
bağ
ımlıl
ık
Him
ayec
ilik
İnsa
n ha
klar
ı ihl
alle
ri
Kat
ılım
Pay
laşm
a
Day
anış
ma
soru
nlar
ı
Sad
aka
ekon
omis
i
Ger
ilem
e
Kur
alsı
zlık
Yaba
ncıla
şma
Yoks
ulla
rın ih
mal
i ve
istis
mar
ı
Kül
türe
l
Köş
e dö
nmec
ilik
Kar
amsa
rlık
Rüş
vet
Yols
uzlu
k
Kay
ıt dı
şı e
kono
mi
Kaç
akçı
lık
Teke
lcili
k
Ayrım
cılık
Sev
gisi
zlik
Say
gısı
zlık
Laik
dem
okra
si v
e si
yasa
l isl
am
Kol
ektif
kim
liğin
ka
ybı
Vata
ndaş
lık b
ilinc
inin
za
yıfla
mas
ı
Kül
türe
l çoğ
ulcu
luk
soru
nlar
ı
Cem
aatle
şme
Tarik
atla
rın
güçl
enm
esi
Anl
am
ve d
eğer
ka
yıpl
arı
Kül
türe
l çö
zülm
e
Kül
türe
l ay
rımcı
lık
Ger
icili
k
Kitl
e kü
ltürü
Pop
üler
kül
tür
Tüke
tim
kültü
rü
Çiz
elge
1 in
dev
amı
Cılga
13
Huk
uki
Ser
best
piy
asa
Yeni
den
yapı
lanm
acılı
k
Ref
orm
culu
k
Ulu
slar
ara
sı
Heg
emon
ya
Güç
ler a
yrım
ı ilk
esin
in
güçs
üzle
şmes
i
Dev
letin
yen
iden
in
şası
Ana
yasa
ve
yasa
de
ğişi
klik
leri
Yeni
kur
umla
şmal
ar
Yasa
ların
topl
um
yara
rına
uygu
lanm
ası,
Kor
unm
ası v
e ge
liştir
ilmes
iso
runl
arı
Kur
al
tanı
maz
lık
Yasa
dışı
lık
Huk
ukun
gü
çsüz
leşm
esi
Sını
fsal
Üre
tim d
ışın
da k
alan
nü
fus
grup
ların
ın
yoğu
nluğ
u
Lüm
penl
eşm
e
Çal
ışan
ların
ör
gütle
nme
soru
nlar
ı
Sen
dika
sızl
ık
Sen
dika
ların
iş
levs
izle
şmes
i
Enf
orm
el k
esim
ler
Köy
lülü
ğün
çökü
şü
Esn
aflığ
ın v
e kü
çük
üret
icili
ğin
çökü
şü
Seç
men
da
vran
ışla
rının
yö
nlen
diril
mes
i
Sos
yal v
e ek
onom
ik
hak
kayı
plar
ı
Topl
u pa
zarlı
k ve
grev
hak
ların
ın k
aybı
Ücr
et a
rtış
ların
daki
ye
ters
izlik
ler
Yand
aşla
rın
dest
ekle
nmes
i
Ulu
slar
ara
sı v
e ul
usal
çı
kar ç
atış
mal
arı
Bağ
ımlı
nüfu
s gr
upla
rı
Lüm
pen
kültü
rü
Alt
kültü
rler
Çat
ışm
a
Bağ
ımlıl
ık
Sın
ıf bi
linci
nin
Gel
işm
emes
iÖ
rgüt
süzl
ük
Çiz
elge
1 in
dev
amı
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
14
Aile
sel
Yoks
ul a
ilele
r
Aile
göç
leri
Kad
ın v
e ço
cuk
em
eğin
in s
ömür
üsü
Aile
refa
hını
n
yete
rsiz
liği
Bağ
ımlı
aile
ler
Çık
ar ç
evre
leriy
le
bütü
nleş
me
Yeni
olu
şan
taba
kala
ra
ekle
mle
nme
Get
tola
şma
Aile
bağ
ların
ın
kopm
ası
Kom
şulu
k ili
şkile
rinin
za
yıfla
mas
ı
Akr
abal
ık ili
şkile
rinin
za
yıfla
mas
ı
Göç
ede
n ai
lele
rin
kent
e uy
um v
e bü
tünl
eşm
e so
runl
arı
Bağ
lılık
yer
ine
bağı
mlıl
ık
Aile
den
dışl
anm
a
Aile
içi i
letiş
im
çatış
mal
arı
Cin
siye
t ay
rımcı
lığı
Ken
tlile
şme
soru
nlar
ı
Aile
par
çala
nmas
ı bo
şanm
a
Aile
içi i
hmal
is
tism
ar
Aile
içi ş
idde
t
Aile
içi c
inay
et
Ara
taba
kala
r
Sın
ıf at
lam
a so
runl
arı
Çok
sor
unlu
ai
lele
r
Aile
nin
güçs
üzle
şmes
i
Aile
lerin
ya
şam
ka
lites
inde
ki
yete
rsiz
likle
r
Bir
eyse
l
Mes
leks
izle
r
İşsi
zler
Evsi
zler
İşte
n çı
karıl
anla
r
Yaşl
ılar
Em
eklil
er
Kim
sesi
zler
Sok
ak ç
ocuk
ları
Siy
aset
e gü
vens
izlik
Eko
nom
ik g
üven
sizl
ik
Sos
yal g
üven
sizl
ik
Sağ
lıkta
güv
ensi
zlik
ve
piya
sala
şma
Topl
umsa
l kor
umad
an
dışl
anm
a
Gün
lük
yaşa
m v
e ge
çinm
e st
rate
jiler
i
Eği
timde
n dı
şlan
ma
Bas
kı v
e ko
ntro
l
Bire
ysel
özg
ürlü
k ka
ybı
Gel
ecek
kay
gısı
ve
kork
usu
Eko
nom
ik v
e so
syal
ba
ğım
lılık
Oto
ritey
e ba
ğım
lılık
ve
sığı
nma
Kül
türs
üzle
şme
Değ
er, t
utum
ve
dav
ranı
ş so
runl
arı
Yaba
ncıla
şma
Dış
lanm
a
Yaln
ızlık
Yasa
dışı
işle
re
yöne
lme
Kan
unla
çat
ışm
a
Kor
umas
ızlık
Bak
ımsı
zlık
Bilg
isiz
lik
Bili
nçsi
zlik
Değ
ersi
zlik
Sap
ma
davr
anış
lar
Suç
a yö
nelm
e
Bağ
ımlıl
ık
Nite
likli
insa
n so
runu
Kal
itesi
z ya
şam
Bed
ense
l,ru
hsal
ha
stal
ıkla
r
Çiz
elge
1 in
dev
amı
Cılga
15
Bilimin Dışlanmasının Dinamiği
Toplumsal, ekonomik ve siyasal buna-lım sürecinde oluşan sorunların aşıl-masında yol gösterici araç bilim ve akıl-dır. Zamanın hızla ilerlediği çağımızda ulusların, toplumların kişilerin mutlu-luk ve mutsuzluk anlayışları değişiyor. Böyle bir dünyada asla değişmeyecek hükümlerin getirildiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur. Aydınlanma ve çağdaşlaşma doğ-rultusunda toplum yararına yapılmak istenilenler ortadadır. Bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliği kabul edilmelidir. Toplumun ve insanın ileriye doğru gelişmesi ve ilerlemesi için yaşa-nılan çelişkilerin aşılmasında gerçekçi ve geçerli çözümlerin üretilmesinde bi-lim biricik yoldur. Aydınlanma düşünce-sinin gelişim sürecinde gelişen bilimsel düşünce ve yaklaşımlar toplumun ve insanın yararını gözeten, mutluluğunu ve refahını öne çıkaran sonuçlar üret-miştir. Tarım toplumundan sanayi top-lumuna geçiş sorunlarının yaşandığı ülkelerde felsefi açıdan aydınlanma dü-şüncesinin tam anlamıyla yerleşmedi-ği, sanayi toplumuna özgü çağdaş top-lum yapılarının gelişmediği toplumlarda bilimin dışlanması bir gerçeklik olarak gözlenmektedir.
Sanayi toplumuna özgü üretim sistemi-nin gelişememesi ve yeni alt yapıların oluşturulamaması tarım toplumuna özgü sistemlerin, düşüncelerin ve de-ğerlerin varlığını sürdürmesine olanak sağlamaktadır. Çağdaş düşünce ve yaklaşımlar yerine geleneksel düşünce-ler öne çıkarak değişmenin önünü tıka-maktadır. Siyaset alanında geleneksele yönelişin öne çıkarıldığı dönemlerde ta-rım toplumuna özgü zihniyetler ve yak-laşımlar yönlendirici olmaktadır. Siya-set alanında muhafazakârlık politikaları
toplumsal alanda geleneksel yaşam bi-çimlerini güçlendirmiştir. Toplumsal ya-şamda gelenek, görenek ve adetlerin yeniden üretimi, çağdaşlaşma sorun-larını artırmış ve vatandaşlık bilincinin gelişmesini engellemiştir. Kültürel alan-da geleneksel yaşam tarzları ve stilleri yaygınlaşırken, kuralsızlık, kadercilik, nemelazımcılık, çıkarcılık, günübirlik yaşama düşüncesinin yaygınlığı öne çıkmıştır. Demokratik, laik, sosyal hu-kuk devleti niteliklerinin yerleşmesine karşı oluşlar, şeriat hukuku özlemi, medeni kanunla ilgili ilke ve normların yaşama dönüştürülememesi çağdaş toplum düzeyine ulaşmayı engellemek-tedir. Hızlı nüfus artışı, göç sorunları, iç göçün yoğunluğu, insan gücünün eğitimsizliği, işgücünün üretime katı-lamaması, işgücünün üretim gücüne dönüşememesi ve sınıflaşamaması dönüşüm sorunlarının demografik gös-tergeleri olarak önem kazanmaktadır.
Geleneksel ataerkil aile yapıların yeni-den üretimini destekleyen ekonomik ve sosyal politikalar, baskıcı ve kontrolcü aile yapılarını güçlendirirken demok-ratik aile yapısının gelişmesini engel-lemektedir. Toplumsal yaşam içinde bireyin gelişmesi olanakları sınırlıdır. Bilgili, bilinçli, sorumluluk sahibi nitelikli bireylerin yetiştirilememesi, bireyin ba-ğımsız kişilik özelliklerinin gelişememe-si ve geleneksel hayata bakış açılarının tüm kuşaklarda yaygınlaşması temel göstergelerdir. Nitelikli insanın yetiştiril-mesi temel sorundur.
Kapitalist üretim sistemine özgü temel çelişkilerin sonucu olarak yaşanılan dünya bunalımından çıkış yollarının arandığı günümüzde bilimin bu doğrul-tuda işlevsellik kazandığı belirtilebilir. Merkez ülkelerin yararını ve çıkarını gözeten yaklaşımlar bilimin işlevselli-ğini değiştirmiştir. Bilim çevre ülkelerin
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
16
kazanmaktadır. Ülke içindeki uygula-malara bütüncül olarak bakıldığında, eksen değiştirme yönündeki oluşumlar ve geriye gidişler ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulması ve uygulan-ması ile bilim ve eğitimdeki süreçler ve oluşumlar alanlarında gözlemlenmektedir.
Ekonomik ve sosyal politikaların oluştu-rulması sürecinde liberal devlet modeli-ne göre oluşumlar kararlaştırılmaktadır. Ekonomik ve sosyal politika alanlarında İMF ile Dünya Bankası önerileri yön-lendirici olmakta, kriz sürecinde alınan kararlar ve yaptırımlar belirlenmektedir. Piyasa ekonomisine bağlılık odağın-da alınan kararlarda devletin ekono-mik alandan çekilmesi ve özelleştirme uygulamaları, devletin sosyal devlet anlayışından ve uygulamalarından uzaklaşması temel gösterge olarak be-lirmektedir. Sosyal devlet anlayışından ve uygulamalarından uzaklaşma ile olu-şan boşluk ve duyulan gereksinmeler piyasa tarafından karşılanamadığı için önemli bir risk alanına dönüşmektedir.
Ekonomik ve sosyal politikaların uy-gulama sürecinde sermaye aktarımı, kamu ihaleleri ve hizmet alımları, kredi dağılımı ve kullanımı ile teşvik uygula-maları sürecinde yeni bir sermaye sını-fının oluşturulması gerçekleşmektedir. Sosyal devlet anlayışından ve uygula-malarından uzaklaşma ile oluşan hizmet boşluklar kamu kurumlarınca, belediye-lerce, dernek ve vakıflarca ve cemaatler-ce oluşturulan ara mekanizmalarla dol-durulmaya çalışılmaktadır. Riskli yaşam koşullarında yaşayan kesimlerce duyu-lan gereksinmelerin ara mekanizma-larca karşılanması sürecinde yoksulluk kültürünün yaygınlaşması ve yoksulların bağımlılaşması sorunu yaşanmakta-dır. Yoksulların istismarı önemli bir risk alanına dönüşmektedir. Mevcut sosyal
baskı ve kontrol altına alınmasının bir aracına dönüşmüştür. Bilimin insanlık yararına kullanımı yerine uluslar arası egemen güçlerin yararına gelişmesi, baskı ve kontrol aracına dönüşmesi söz konusudur.
Merkez ülkelerde üretilen bilginin ve teknolojinin serbest dolaşımı, çevre ülkelerde bilimin gelişimini sınırlamış, merkez ülkelere bağımlı bilgi üretim süreci güçlenmiştir. Çevre ülkelerde ekonomik ve siyasal bağımlılık dina-miğine bağlı olarak oluşan bu çelişkili yapı, bilimin özgürce gelişimini sınır-landırmıştır. Tarım toplumuna özgü ilişkiler sistemi toplumsal yaşam içinde bilimin dışlanması sonucunu doğur-muştur. Çevre ülkelerde bilim, sistemin gelişimini etkileyen yapısal çelişkilere, oluşan haksızlıklara, eşitsizliklere ve adaletsizliklere çözüm üretmede etkisiz kalmıştır. Teknolojik yönden merkez ülkelere bağımlılık, bilimsel çalışma-lara ayrılan kaynakların azlığı, Ar-Ge yatırımlarının yetersizliği, yeni teknoloji yaratmada yetersizlik ve inovasyon ek-sikliği bilimsel çalışmaları sınırlamakta-dır (TÜBA,2007).
Sosyal Hizmet Biliminin ve Mesleğinin Dışlanmasının Dinamiği
Sosyal hizmet biliminin ve mesleğinin gelişimi konusunda günümüzde yapı-sal sorunlara bağlı olarak önemli çeliş-kiler yaşanmaktadır. Toplumda yaşa-nılan eksen kayması, çağdaşlaşmaya karşı oluşumların her alanda yaygın bir düzeyde yaşanılmasına ortam hazırla-mıştır. Geriye dönüştürülmüş bir orga-nizma olarak toplumdaki oluşumların niteliği ve niceliği dış dinamikle belirle-nen ve iç dinamiğin bu sürece eklem-lenmesiyle gerçekleşen bir görünüm
Cılga
17
Çiz
elge
2: B
ilim
in D
ışla
nmas
ının
Din
amiğ
iEk
onom
iSi
yase
tTo
plum
-So
syal
Kül
tür
Huk
ukSı
nıf
Aile
Bire
y-ki
şilik
Fels
efe
Tarım
topl
umun
-da
n sa
nayi
topl
u-m
una
geçe
mem
eÇ
ağda
ş Ü
retim
si
stem
inin
ge
lişem
emes
i ve
yeni
alt
yapı
ların
ol
uştu
rula
mam
ası
nede
niyl
e ça
ğdaş
düş
ünce
ye
rine
gele
nek-
sel d
üşün
cele
re
yöne
liş
Muh
afaz
akâr
lıkG
eric
ilik
Söm
ürge
cilik
id
eolo
jiler
inin
eg
emen
liği
Gel
enek
, gö
rene
k ad
e-tle
rin y
enid
en
üret
imi
Kad
erci
likÇ
ağda
şlaş
ma
soru
nlar
ıVa
tand
aşlık
bi
linci
nin
geliş
emem
esi
Gel
enek
sel
yaşa
m ta
rzla
rı ve
stil
leri
Kur
alsı
zlık
Kad
erci
likN
emel
azım
cılık
Çık
arcı
lıkG
ünüb
irlik
ya
şam
a dü
şünc
esin
in
yayg
ınlığ
ı
Dem
okra
tik, l
aik,
so
syal
huk
uk
devl
eti n
itelik
lerin
in
yerle
şmes
ine
karş
ı ol
uşla
rŞ
eria
t huk
uku
özle
mi
Med
eni
kanu
nla
ilgili
ilke
ve
norm
ların
yaş
ama
dönü
ştür
ülem
emes
i
Üre
tim
ilişk
ilerin
e ka
tılam
ama,
ür
etim
güc
üne
dönü
şem
eme
ve
Sın
ıflaş
amam
a
Gel
enek
sel
atae
rkil
aile
ya
pıla
rın
yeni
den
üret
imi
Bas
kıcı
ve
kont
rolc
ü ai
lele
rD
emok
ratik
ai
le y
apıs
ının
ge
lişem
emes
i
Bilg
ili, b
ilinç
li,
soru
mlu
luk
sahi
bi
nite
likli
bire
yler
in
yetiş
emem
esi
Bağ
ımsı
z ki
şilik
öz
ellik
lerin
in
geliş
emem
esi
Gel
enek
sel h
aya-
ta b
akış
açı
ların
ın
yayg
ınlığ
ıN
itelik
li in
san
soru
nu
Bili
m
Bili
min
insa
nlık
ya
rarın
a ku
llanı
mı
yerin
e ul
usla
r ar
ası e
gem
en
güçl
erin
yar
arın
a ge
lişm
esi,
bask
ı ve
kon
trol a
racı
na
dönü
şmes
iB
ilgin
in s
erbe
st
dola
şım
ı
Bili
mde
mer
kez
ülke
lere
ba
ğım
lılık
Fen
ve s
ağlık
bi
limle
rinde
m
erke
z ül
kele
re
bağı
mlıl
ıkÖ
zgün
bilg
i ür
etim
inde
ve
ekol
leşm
esin
de
ve e
vren
sel
bilim
e ka
tkıd
a bu
lunm
asın
daki
ye
ters
izlik
Topl
umsa
l ya
şam
da
bilim
in v
e ak
ılcılı
ğın
dışl
anm
ası
Sos
yal b
ilim
-le
rin to
plum
-sa
l değ
işm
eyi
açık
laya
cak
tem
el
araş
tırm
alar
ı ya
pmad
aki
yete
rsiz
liği
Ele
ştire
l dü
şünm
e,
sorg
ulam
a,
araş
tırm
a,
akılc
ı kar
arla
r ür
etm
e ve
uy
gula
ma
kültü
rünü
n ge
lişm
emes
i
Üni
vers
ite s
iste
mi-
nin
yasa
l ida
ri ya
pısı
ndak
i gel
işm
e so
runl
arı
Yük
sek
öğre
tim
düze
nind
eki s
o-ru
nlar
Yete
rli b
ilim
insa
nı
olm
adan
ve
gere
kli
yatır
ım y
apılm
adan
ço
k sa
yıda
üni
ver-
site
nin
açılm
ası
Bağ
ımsı
z bi
lim
insa
nlar
ının
dı
şlan
mas
ıE
gem
en g
üçle
r-le
büt
ünle
şen
bilim
insa
nlar
ı
Ann
e eğ
itim
dü
zeyi
nin
düşü
klüğ
üA
nnel
erin
ev
kadı
nı o
lmas
ı ve
üre
time
katıl
amam
ası
Eği
timsi
zlik
Öğr
enm
eye
kapa
lılık
Kita
p ok
umam
aÖ
zgür
dü
şüne
mem
eTü
ketim
kül
türü
Tekn
oloj
i
Tekn
oloj
ik y
önde
n m
erke
z ge
lişm
iş
ülke
lere
bağ
ımlıl
ıkTe
knol
ojile
rin
serb
est d
olaş
ımı
Ar-
Ge
yatır
ımla
rının
ye
ters
izliğ
iYe
ni te
knol
oji
yara
tmad
a ye
ter-
sizl
ikİn
ovas
yon
eksi
kliğ
iM
alla
rın s
erbe
st
dola
şım
ı
Bili
m v
e te
knol
oji
kuru
mla
rının
ge
liştir
ilmes
inde
ge
rekl
i mad
di
kayn
akla
rda
yete
rsiz
lik
Üre
timi
geliş
tiric
i te
knol
ojile
rin
üret
ilmem
esi
ve te
knol
oji
trans
ferin
in
dest
ekle
nmes
iTo
plum
sal
yaşa
mı
geliş
tiric
i te
knol
ojile
rin
üret
mem
esi
Sosy
al
tekn
oloj
i al
anın
da
üret
im
yapı
lmam
ası
Sın
ırlay
ıcı v
e ka
lıp y
argı
larla
bi
limse
l ça
lışm
alar
ı sü
rdür
me
Yeni
likçi
ça
lışm
alar
ya
pmam
a
Sos
yal t
ekno
loji
alan
ında
üre
tim
yapı
lmas
ını y
önet
e-ce
k so
syal
ara
ştırm
a ve
gel
iştir
me
kuru
-m
unun
kur
ulm
amas
ı
Üni
vers
itel-
erde
Ar-
Ge
çalış
mal
arın
a ye
terli
kay
nak
ayrıl
mam
ası
Ar-
Ge
çalış
mal
arı
için
gen
ç bi
lim
insa
nlar
ının
ye
tiştir
ilmem
esi
ve d
este
klen
-m
emes
i
Ele
ştire
l dü
şünc
eye
sahi
p,
araş
tıran
, sor
gu-
laya
n ve
üre
ten
insa
nın
eğiti
m
sist
emi i
çind
e ye
tiştir
ilem
emes
i
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
18
elamanlarınca kurulması ve sosyal hiz-met odaklı bir çekirdek kadronun oluş-turulamaması önemli bir çelişki olarak gözlenmektedir. Yeni kurulan bölümle-rin Türkiye’de sosyal hizmet biliminin ve eğitiminin gelişmesinde bir eksen kay-masının oluşması önemli bir risk alanı olarak değerlendirilebilir. Yeni açılan bölümlerin programlarının aynı olma-sı, çok az farklılıklar taşıması bilimsel üretim, eğitim ve öğrenci yetiştirme yö-nünden önemli bir ortak güç noktasıdır. Bilim insanlarının farklı disiplinlerden olması programlarda yer alan derslerin gerçekleştirilmesinde önemli bir içerik kayması yaratabilir. Sosyal hizmet bö-lümlerinin bilgi üretimlerinde ve eğitim çalışmalarında ekolleşmelerini engelle-yici bir süreç doğurabilir.
Sosyal hizmet mesleğinin iş alanları çok geniş bir yelpazeyi oluşturmakta-dır. Sosyal hizmet uzmanları için geniş bir işe girme olanağı ve istihdam alanı bulunmaktadır. Sosyal bilimlerde ye-tişen yakın alanlardaki meslekler için benzer olanaklar sınırlıdır. Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulması ve uygulanması konularındaki genel sorunlar istihdam alanında da kendini göstermektedir. Ara düzenlemeler, bilim ve meslek çevrelerinin görüş ve öneri-lerinde uzaklaşma, mevcut kurumları işlevsizleştirecek hizmet modeli oluştur-ma çalışmaları ve yeni elaman arayış-ları kapsamında yeni mesleklerin sosyal hizmet uzmanlığı yerine ikame edilmesi, ara eleman arayışları ve yetiştirilmesi için yeni düzenlemelerin oluşturulması eğilimleri önemli bir çelişki alanıdır.
Sosyal hizmet bilimi ve mesleği alanında bilimsel ilerlemeye duyulan gereksinim gün geçtikçe artarken sosyal hizmetler sektöründeki kurum ve kuruluşlarda bi-limin dışlanması, geriye dönük ve geçici
hizmet ve sosyal yardım kurum ve kuru-luşları bu dinamik içinde gerilemekte ve güçsüzleşmektedir. Sosyal devlet ilkesi doğrultusunda yeniden yapılanamayan kurum ve kuruluşlar genel politikalara uygun olarak kendine göre ara düzen-lemeler ve geçici yapılanmalar oluştur-maktadır. Hizmetleri yerelleştirmeye dönük eğilimler doğrultusunda merkezi kurumlar güçsüzleştirilmektedir. Ara dü-zenlemeler, bilim ve meslek çevrelerinin görüş ve önerilerinde uzakta, mevcut kurumları işlevsizleştirecek hizmet mo-deli oluşturma çalışmalarını ve yeni ela-man arayışlarını gündeme getirmiştir. Sosyal hizmet kurumlarındaki çalışan-ların dışlanmasına olanak sağlayacak yeni hizmet merkezleri oluşturma ve birimlerdeki tüm elamanları yeni mer-kezlerde toplama girişimleri öne çıkan düzenlemelerdir.
Kamu kurum ve kuruluşlarında kad-rolaşma ve yeni bürokrasi oluşturma eğilimleri hizmet yönünden kurumsal etkisizliği ve verimsizliği doğurmuştur. Kurumların etkili ve verimli çalışamama-sı, kurumlarda nitelik ve işlev kayıpları, iş ve hizmet üretememe, bilimsellikten ve çağdaşlıktan uzaklaşma önemli bir kırılma noktası yaratmıştır. Belirli ku-rumlarda sosyal hizmet bürokrasisinin güçsüzleştirilmesi, gerekli meslek ela-manlarının etkisizleştirilmesi ve dışlan-ması öne çıkan sorun alanları haline gelmiştir.
Eğitimde yaşanılan süreçler ve olu-şumlar ekonomik ve sosyal politika-ların oluşturulması ve uygulanması alanlarında yaşanılanlara paralellikler göstermektedir. Sosyal hizmet bölüm-lerinin sayısal olarak artışı önemli bir gelişme niteliğini taşırken, yeni kuru-lan bölümlerin farklı bilim alanlarından sosyal hizmet bilimi dışındaki öğretim
Cılga
19
tampon mekanizmaların ve ara kurum-ların oluşturulması ve ara düzenleme-lere yönelişler gelişme gereksinimini enleyici sonuçlar doğuracak nitelikler taşımaktadır.
Toplumsal Dışlanmayı Önlemek İçin Özgürlükçü Düşünce ve Bilim
Özgürlükçü düşünce ve bilim, insan ve toplum yaşamının temelidir. İnsan-toplum ve devlet ilişkileri temelinde öz-gürlükçü düşünce demokrasi ve insan hakları düşüncesiyle örtüşür. İnsanın yaratıcılığı, üretkenliği ve girişimciliği toplumsal yaşam içindeki insanın dina-mizmini, değişimini ve gelişimini belirler. Düşünen sorgulayan ve araştıran insan, hem kendini hem de evreni inceleye-rek anlayabilir. Anlayan insan, doğa ile bütünleşip, doğayı anlayabilir, doğaya egemen olabilir ve denetimi altına ala-bilir, bilgi ve teknoloji üretebilir. İnsanın doğa ile mücadelesi, onunla ilişkilerini düzenleyecek zihinsel/ düşünsel etkin-likleri üretir ve somut toplum yaşamına toplumsal, kültürel, politik ve diğer alan-lara yansıtır. Toplumsal yaşam içindeki insan, kendi yaşamını belirlemede, yaşam politikasını ve stratejisini çiz-mede karar verecek yeteneğe ve güce sahiptir. Bu doğrultuda insanın bireysel ve toplumsal olarak güçlendirilmesi, olanakların sağlanması ve koşullarının geliştirilmesi gerekir. Kadın ve erkek hukuksal, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşamda eşittir. Toplumsal yaşam içinde bireyin kendine özgü özelliklerinin oluşmasına, geliştirilme-sine, bu doğrultuda gereksinmelerinin karşılanmasına, sorunlarının çözümü-ne destek olunmalıdır. Bireyin kendine özgü yanlarının gelişmesi için toplum-sal yaşam içinde bireyselleşmesine, bağımsızlaşmasına ve özgürleşmesine
olanak sağlanmalıdır. Özgün, bağımsız ve özgür birey değerlidir. İnsan öğre-nen, deneyim kazandığı ölçüde karşı-lıklı etkileşim düzeyi ve toplumsallaşma yeteneği gelişen bir varlıktır. Eğitim; ba-ğımsız düşünme, sorgulama, araştırma yapma, eleştirel düşünme, bireyselleş-me ve toplumsallaşma yeteneği geliş-tirir. Eğitim, yaşam boyu öğrenmeye, gelişme ve değişmeye yöneliktir. İnsan yaşamının her gelişim aşamasında yaşam için öğrenmeye açıktır. İnsana, devletin sorumluluğunda sağlanacak eğitimde erişilebilirlik, süreklilik, esnek-lik ve kalite önemlidir.
Devlet insan içindir. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti, demokratik cum-huriyetin ve ulus devletin temelidir. Devletin insan ve toplum yararını göze-ten kuramsal alanın vazgeçilemeyecek temel işlevleri sosyal devletin alanına girer. Sosyal alan, sosyal politikalar, stratejiler, sosyal programlar ve sosyal hizmetler, ekonomik alanın ayrılmaz bir parçasıdır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin güçlendirilmesi ve top-lum yararına işlerlik kazanması temel hedeftir.
Değişme; insan ve toplum gerçeğinin bir parçasıdır. Değişmenin insanın ve toplumun mutluluğunu, özgürlüğünü ve refahını yükseltmesi, ileriye dönük ya-rarları sağlaması beklenir. İnsanın ve toplumun yaşam kalitesinin yükseltil-mesi temel hedeftir. Bilimin değişme ve gelişme doğrultusunda bilgi üretmesi, toplumsal yararı ve insanın toplumsal etkililiğini arttıracak, sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel ve ruhsal açıdan güç-lendirecek uygulanabilir yaklaşımların geliştirilmesi bilimin temel sorumlulu-ğudur. Belirli sorun odaklarında toplum, kurum ve organizasyonlar düzeyinde, tüm nüfusa, yerleşim bölgelerine, aile-lere, gruplara, topluluklara, kesimlere
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
20
yaklaşım, kuram ve bilgilerle nicelik ve nitelik kazanırlar. İnsanın ve toplumun gelişmesi düşüncesi, gelişmenin bilgisi, gelişme yaklaşımı, gelişme yöntem ve teknikleri ile uygulamaları konularında bilgi üretmek sosyal hizmetin bilimsel işlevini oluşturur. İnsanlığın ve toplumla-rın tarihi gelişimi içinde evrensel olarak değişme ve gelişme düşüncesinin ve bil-gisinin üretilmesi kadar, somut gerçekli-ği içinde, belirli bir toplumda insanın ve toplumun değiştirilmesi ve geliştirilmesi yollarının üretilmesi de bir bütün olarak önemlidir. Toplumsal yaşam içindeki in-sanın kendi gerçekliğini bilmesine, de-ğiştirmesine ve geliştirmesine katkıda bulunmak, yardımcı olmak tüm bilimlerin ve mesleklerin ortak amacıdır.
Sosyal hizmet bilimi ve mesleği, kuram-uygulama bütünlüğü içinde makro ve mikro düzeylerin çeşitliliği içinde bilgi üretme, yöntem geliştirme ve uygula-ma pratiğine dayanır. Sosyal Hizmet Bilimi sistematiktir, konusunda kendine özgü paradigmalar oluşturur ve kuram-lar geliştirir. Bilimsel düşünme yolu ola-rak mantıksal süreçlerden tüme varım – tümden gelimden yararlanır. Fonksi-yoneldir, olguları; neden – sonuç ilişkisi kurarak açıklar. Varsayımlar kurarak insan ve toplum gerçeğini inceler. Nes-neldir; bilimsel tutum, değer ve davra-nışlar egemendir. Görecelidir, bulguları mutlak değildir. Özgün bulgulardan ev-rensele katkıda bulunur. Eleştiri ve öz eleştiriye açıktır, kuşkucudur, seçicidir, kendi konuları vardır. Genelleyicidir, ge-nel bilgiler, evrensel bilgiler üretir. Sos-yal bir etkinliktir, bireyin ve toplumun gereksinimlerinden doğan bir etkinliktir. Uygulamaya dönüktür, kendi bilgi ve yöntemlerinden yararlanarak insana ve topluma yardımcı olur. Gelişim ve kal-kınma doğrultusunda; yardım sürecini,
ve bireylere hizmet sunulması için yüz yüze ve örgütlü etkileşim mekanizmala-rını harekete geçirmek bilim çevresinin ve uygulayıcıların temel sorumluluğudur.
Çoğulcu demokrasi ilkeleri ve insan hakları düşüncesi doğrultusunda tüm yaşamın düzenlenmesi, sosyal adalet, eşitlik, sevgi, saygı, hoşgörü, barış ve katılım bireysel ve toplumsal yaşamın temel ilke ve standartlarını belirler. Kişi hak ve özgürlükleri, sosyal ve ekono-mik haklar, siyasal ve katılım hakları demokratik yaşam sürecini yönlendirir. Hakların sağlanması, uygulanması, ko-runması ve geliştirilmesi uygulayıcıla-rın temel sorumluluğudur. Ayrımcılığın önlenmesi, toplumsal bütünleşme, ya-şama, gelişme, korunma ve katılım top-lumsal yaşamın ve ilişkiler sisteminin niteliğini belirler. İnsan ve toplum felse-fesi yönünden insanı gözeten çağdaş, demokratik yaklaşımların geliştirilmesi, geçmiş, şimdi ve gelecek düşüncesi açısından, geçmişten dersler çıkarma-yı, gelecek için bugünden ilkeli ve üret-ken bir biçimde çalışmayı gözeten bir bakışın insanlara ve topluma kazandı-rılması önemlidir.
Nitelikli, her yönden gelişmiş bilimle, kültürle, edebiyatla, müzikle, güzel sa-natlarda, estetikle ve sporla ilgili, bilinçli ve sorumluluk sahibi insan olmak va-tandaşlığın gereğidir. Toplumsal yaşam içinde kişiler arasında etkili iletişimin sağlanması, gerçekçi, geçerli, objektif, yarışmacı, yapıcı, paylaşımcı, dayanış-macı ve birlikte yapmaya yönelik anla-yışların öne çıkarılması ve toplumsal et-kileşim mekanizmaları içinde uygulama olanaklarının sağlanması ve koşulların geliştirilmesi gerekir. İnsan ve toplumun gerçeğini ele alan bilimsel ve mesleki ça-lışmalar; felsefe alanından beslenen dü-şünceler, sosyal bilimlere özgü yöntem,
Cılga
21
insanı ve toplumu yönlendirme ya da bilimsel ve mesleki müdahale yakla-şımlarını üretir ve uygular. Uygulama-dan elde edilen sonuçlara göre kendini ve uygulamayı geliştirir.
Sosyal hizmet; makro düzeyde; eko-nomik, sosyal, kültürel ve siyasal ola-nakların insanlar arasında eşit, hakça ve adaletli olarak dağıtılması, bilimsel ve teknolojik üretimle sağlanan geliş-melerin insanın ve toplumun yararına dönüştürülmesi, sosyal alandaki yeni buluşların ve yeni sosyal teknolojilerin geliştirilmesi, sosyal kuruluşların oluş-turulması, hizmetlerinin düzenlenmesi ve yararlanma koşullarının hazırlanma-sı için genel strateji, politika, plan, prog-ram ve proje geliştirmeye yönelir.
Sosyal hizmet, mikro düzeyde; tüm top-lum çapında, farklı toplumsal konum, durum içinde yaşayan, farklı yerleşim birimlerinde, çevrede, bölgede ve ko-şullarda çeşitli gelişme sorunlarıyla iç içe olan insanlara, gruplara ve toplum kesimlerine yaşadıkları gerçeklik için-de sosyal örgütler aracılığıyla uygun hizmet programları ve projeleri ile yar-dımcı olur.
İnsanın ve toplumun değişme ve ge-lişmesine olanak sağlamak, toplumsal yaşam ve pratiğine, çoğulcu etkileşim dinamiği içinde katılımlarını sağlamak bilimsel ve mesleki çalışmaların baş-langıç noktasını oluşturur. Çoğulcu demokrasi kültürünün geliştirilmesi ve yaşama dönüştürülmesi ana düşün-cedir. Çağdaş insanın kendi eylem-leriyle kendi toplumunu ve günümüz dünyasını dönüştürebilme olanaklarını arttırmak, toplum yaşamını sorumlu-luk sahibi bilinçli ve nitelikli insanların çabasına, girişimine ve eylemlerine bağlamak, insana evrensel insan de-ğerlerini gerçekleştirmesi için, düşün-sel ve pratik araçlar üretmek bilimlerin
ve mesleklerin ortak sorumluluğudur. Sosyal çalışma insana ve topluma yar-dım bilgisini ve eylemini kapsar. Sosyal çalışma bir disiplin ve bir meslek ola-rak gelişmeden önce de yardım, yar-dımlaşma eylemi ve bilgisi insanlar ve toplumlar tarafından üretilmiştir. Sosyal çalışmanın evrensel özü bu konuda üretilen eylemin ve bilginin oluşumu ve gelişimi ile çakışır.
Sosyal çalışma, belirli bir toplumda, toplumsal etkileşim ve ilişki içinde olan insanları, toplumun belirli kesimlerini, toplumun belirli niteliklerdeki aileleri ve belirli toplumsal grupları sorunlarıyla birlikte ele alır. Toplum-insan ilişkilerini ve etkileşimini yapısal bütünlük içinde değerlendirir. Yapısal bütünlük, insana ve topluma ilişkin tüm farklılaşmaları içeren bir bütünlüktür. Toplumsal etki-leşimin dinamiğinden kaynaklanan tüm farklılaşmalar bu bütünlüğün bir parça-sıdır. Sosyal çalışma, insanı ve toplumu yapısal bütünlük içindeki farklılaşmala-rıyla ele alır.
Toplumsal etkileşimin dinamiği ve buna bağlı olarak gelişen ilişkiler sistemi, toplumsal sorunların ve bireysel sorun-ların kaynağıdır. Toplumsal ve birey-sel sorunların kolektif olması yapısal bütünlüğün bir niteliğidir. Bu nedenle, sosyal çalışma sorun çözmeye yöne-lirken toplumdaki kolektif bilinç üze-rinde odaklaşır. Kolektif bilincin farklı konum ve durumdaki bireylerde ortaya çıkan bireysel bilinç sosyal çalışmanın odaklaştığı diğer bir düzeydir. Sosyal çalışma uygulamaları birey düzeyinde bireysel bilincin geliştirilmesi, toplum düzeyinde de kolektif bilincin geliştiril-mesi hedefine yönelmiştir. Sosyal ça-lışma bu hedefine ulaşmak için bilimsel yaklaşım ve yöntemle beslenen mes-leksel bilincini öne çıkarır. Mesleksel bilinç, topluma ve bireye sorun çözme bilincini ve mekanizmalarını aktarır.
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
22
toplumun yapısının örgütlü mekaniz-malarını hareket geçirerek insanın ge-lişmesini sağlamaya yönelmesi diğer bilim dallarına göre önemli bir farklılı-ğıdır.
Değişmekte olan toplum yapısı açısın-dan değişme kuramlarının ve modelle-rinin sosyal hizmet alanına aktarılarak değişme stratejileri ile değişen toplum ve insan gerçeğini kavramak ve bu doğrul-tuda bilimsel ve mesleki modeller ortaya koyarak yönlendirici ve yardımcı olmak duyulan bir gereksinimdir. Bu yolla de-ğişmekte olan toplum yapısı konusun-da bilgi, yaklaşım ve modeller üreterek sosyal hizmetin sosyal bilimler içinde ve toplum içindeki varlığı işlevselleştirile-bilir. Değişme konusunu ve yaklaşımını bilimsel ve mesleksel süreçlerde öne çı-karmadan sosyal hizmetin etkili kılınma-sı güçlüğü ortadadır. Değişmekte olan toplum yapısı içinde insanın ve toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel çelişkilerle yabancılaşmasını önleyici ve bir özgür-leşme çabasını geliştirici işlevin sağlan-ması bir başlangıç olarak ele alınabilir.
Türkiye Sosyal Hizmet Bilim Dünyası İçin Vizyon
Üniversite sisteminde, fakülte yapısı için-de bölümleşen sosyal hizmet; bilimsel, akademik, eğitsel yönlerden, araştırma ve hizmet üretme olanakları açısından gelişme fırsatlarına kavuşmuştur.
Türkiye’de sosyal hizmete ilişkin olup bitenlere eleştirel gözle bakmayı sağ-layacak, sosyal hizmete yeni yollar açacak, içinde yaşadığımız dünyayı, toplumu ve insanı kavramayı sağlaya-bilecek bir bakış ve yaklaşım geliştiril-melidir. Sosyal hizmet düşünürlerinde ve uygulayıcılarında ortak olan bir ba-kışı üretme çabasına ortam yaratmak önemlidir.
Toplumun ve insanın demokratik geliş-mesine katkı vermeyi ilke edinen mes-leksel bilinç; bilimsel bilginin, mesleksel bilginin ve bilme yeteneğinin sınırları, koşulları ve kökenleri konularında so-runlara dayalı olarak farklılıklar taşır. Sosyal çalışmanın insanın ve toplumun sorunlarını çözme konusundaki yak-laşımı, yukarıda belirtilen farklılıklara göre değişiklikler gösterir. Toplumsal olguların farklı ele alınışında öne çıkan bu farklılaşmalar, toplumsal kavrayış ve toplumsal zihniyet alanındaki deği-şik yaklaşımlarla ilgilidir. Sosyal bilim-ler alanındaki farklı düşünce akımları, kuramlar ya da kuramsal modeller bu farklılaşmaları açıkça sergilerler. Sos-yal çalışma alanındaki yaklaşımlar da bu açıdan sosyal bilimler alanındaki yaklaşımlardan etkilenir.
ÖNGÖRÜLERSosyal Hizmet ve Sosyal Bilimler
İnsanı, toplumu odak alan, değişme ve gelişmesine kuram-uygulama bütünlü-ğü içinde yönelen sosyal hizmet, sosyal bilimler alanında yer alan bir disiplindir. Sosyal hizmet; insanın ve toplumun gelişmesinin bütüncül bilgisine ulaş-mayı amaçlar. Bu bilginin somut olgu-lara ve süreçlere göre uygulanması için bilimsel yöntem ve teknikler geliştirir. Bu nitelikleri sosyal hizmete; bütüncü, disiplinler arası ve uygulamaya dönük olmayı sağlar. Bu nitelikleri, sosyal hizmete sosyal bilimler içinde farklı bir konum ve işlevsellik kazandırır. Sosyal hizmet alanlarında üretilen bilginin in-sanın ve toplumun somut yaşam ger-çeklerine uygulanması; sosyal hizmetin kendisine özgü yaklaşım, ilke, yöntem ve tekniklerine göre gerçekleşir. Sosyal hizmetin insanın toplumsal yaşamı için-de gücünü ve eylemlerini geliştirerek etkililiğini arttırmaya yardımcı olması,
Cılga
23
Türkiye’de sosyal hizmetin insan ve top-lum karşısında üretken, etkili, işlevsel ve verimli olabilmesi için var olan yapının yeni yaklaşım ve kavrayışla irdelenme-lidir. Sosyal hizmetler alanında dinamik bir örgütleşme, bilimsel ve mesleki ha-reketliliği sağlamada yaratıcı olacaktır.
Bilimsel ve mesleki yaratıcılıkla bes-lenen bilimsel ve mesleki üretkenliği içeren hareketlilikler, bilimsel ve mes-leki eylem olarak politika işidir. Sosyal hizmet bilimsel ve mesleki politikalarla, insan ve toplum politikalarıyla yüz yü-zedir. Sosyal hizmet biliminin ve mes-leğinin işlevleri makro ve mikro politika-larla bağlantılıdır.
Sosyal hizmetin Türkiye’de insan ve toplum sorunları karşısında varlığını geliştirmesine olanak hazırlamak, var olan olanakları geliştirmek, var olan ko-şulları düzenlemek bilimsel ve mesleki politikalarla gerçekleşir. Sosyal hizme-tin evrensel ve ulusal düzeyde amaç ve hedeflerine ulaşması için gerçekçi ve geçerli politikaların üretilmesinde ve uygulanmasında sosyal hizmet kurum-larının, kuruluşlarının, sosyal hizmet düşünürlerinin ve uygulayıcılarının so-rumluluğu vardır.
Türkiye’de sosyal hizmetin varlık bilgi-sinin üretilmediği, sosyal hizmete yeni yollar açacak toplumu ve insanı kavra-yacak yeni yaklaşımlar üretilmediği tak-dirde sosyal hizmetin varlık nedeninin olumsuz yönde etkileneceği, gelişme sorunları ile karşı karşıya kalacağı, ya-kın disiplin ve mesleklerce oluşturduğu boşlukların doldurulacağı, yerini ve iş-levini kaybedebileceği göz önünde tu-tulmalıdır.
Mesleğinin güçlü yanları, gelişme so-runları, dışlanması, güçsüzleşmesinin dinamiği ve çözüm yolları çok boyutlu olarak ele alınmalıdır. Mesleğin güçlü
yanları; sistematik bilgi temeli yaklaşım ve kuramının olması, bilimsel ve mesle-ki otoritenin evrensel ve ulusal düzeyde kabulü, bilimsel ve mesleki yeterliliğe sahip olmak, yasal yetkilendirme ve izin, bilimsel ve mesleki etik kuralların varlığı ve meslek kültürünün gelişmiş bir biriki-minin bulunmasıdır. Mesleğin sağladığı olanaklar, gelişmeye açık eksik yanları çalışma alanında risk alanına dönüş-mektedir. Mesleki güç unsurları; riskleri yenmek için sistemli bir çalışmaya yöne-lik temel amaç ve hedefler oluşturmalı, mesleği güçlendirici politika ve strate-jileri saptayarak bir çalışma programı oluşturmalıdır.
Sosyal Hizmet Uzmanının Yetkinliği
Sosyal çalışmacı ya da Sosyal hizmet uzmanı: demokratik toplumda, insanın ve toplumun gelişmesine, haklar pers-pektifi doğrultusunda yaşam kaliteleri-nin yükseltilmesine, toplumsal etkileşim mekanizmalarını bilimsel ve mesleki olarak harekete geçirerek bilimsel yak-laşım, bilimsel yöntem ve tekniklerle yardımcı olan, insanın ve toplumun kendi yaşamı ve kaynakları üzerinde demokrasi ilkeleri doğrultusunda ve mesleki etiğe dayalı olarak denetim sa-hibi olmasını ve karar vermesini destek-leyen, insanın ve toplumun üretkenliğini ve yaratıcılığını harekete geçirerek ya-şam koşullarının gelişmesini sağlayan, üniversite düzeyinde uygulamalı bir bilim olan sosyal hizmet alanında dört yıllık lisans eğitimi görerek, bilimsel ve mesleki yeterlilik ve yetkinlik kazanarak yetişen, mesleki ve bilimsel etik ilke ve sorumluluklara göre uygulamalar ger-çekleştiren nitelikli elemandır.
Sosyal çalışmacıların sürekli eğitim anlayışı içinde bilgi gereksinmeleri-nin karşılanması, çalışma koşullarının
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
24
sağlamak, mesleki rol ve sorumlulukla-rını yerine getirerek mesleğin gelişme-sine, yaygınlaşmasına ve tanınmasına katkıda bulunmak uzmanların vazgeçil-mez görevleridir.
Uygulamalı Bilim Olarak Sosyal Hizmet Biliminin Gelişiminde Ekolleşme
Türkiye’nin bir sosyal bilim dalı olarak sosyal hizmet bilimi alanında üretim potansiyelini ve performansını yükselt-mek gereklidir. Uygulamalı bilim ola-rak sosyal hizmet biliminin gelişiminde ekolleşme için; toplumla içselleşmiş toplum için anlamlı bir sosyal hizmet bilimi alanında bilimsel faaliyet ger-çekleştirmek, ekolleşecek kapasitede, sosyal birikimi olan epistemolojik bir sosyal hizmet bilim çevresi/topluluğu oluşturmak, evrensel ve ulusal düzey-de saygınlık düzeyi yüksek bir bilimsel faaliyet gerçekleştirmek temel amaçtır (TÜBA,2007).
ilke ve standartlarının belirlenmesi ve yetişme-gelişme olanaklarının arttı-rılması mesleki sorumluluklarını yeri-ne getirme düzeylerini yükseltecektir. Mesleki nitelikleri ve olanakları gelişen uzmanların disiplinin ve mesleğin gele-ceğe yönelik gelişime stratejileri doğ-rultusunda mesleki devingenlik içinde olma ve topluma yararlı olma düzeyleri artacaktır.
Sosyal çalışmacılar; kişisel olarak, eği-tim sürecinden başlayarak kişisel-sosyal yetişmelerini sürekli geliştirmek, mesleki olgunluk, yeterlilik ve deneyimini geliştir-mekten sorumludur. Eğitim kurumu ve meslek derneği sürekli eğitime liderlik yapmalıdır. Bilimsel ve mesleki yetişme ortamında kazanılan birikimleri istihdam edildiği alanlarda kullanmak, genelci eğitimden alanda uzmanlaşmaya ve de-rinleşmeye öncelik toplumun ve insanlı-ğın yararına mesleki etkinlikler üretmek temel sorumluluktur. Toplum içinde ve kurumsal organizasyonlarda mesleki yapıları geliştirmek ve kurumlaşmasını
Çizelge 3: Sosyal Hizmet Uzmanının Yetkinliği
YETKİNLİK ALANLARI ALAN TANIMI KAZANILAN YETKİNLİK
BİLGİYaklaşım, kuram ve kavramların kullanımı ve uygulamadan elde edilen deneyimlerin bilgisi
Bilişsel Yetkinlik
BECERİLER Bilimsel ve mesleki beceriler ve yapabilme bilgisi İşlevsel Yetkinlik
YETKİNLİKLERKişisel, bilimsel ve mesleki değerleri içeren etik ilke ve sorumluluklar
Etik Yetkinlik
PRATİK VE ÖZ DEĞERLENDİRME
Gerçekleştirilen uygulama-lara ilişkin öz değerlendirme yapma, Eleştirel bakış ve geri bildirimde bulunma
Eleştirel yetkinlik
Cılga
25
Türkiye’de Sosyal Hizmet Bilim Dünyası İçin Strateji
Türkiye’de sosyal hizmet bilim dünyası için strateji düzeyi aşağıda belirlenmiştir (TÜBA,2007) ;
1. Sosyal hizmet bölümlerinin bilimsel, eğitsel ve uygulamalara ilişkin alt yapılarının oluşturulması ve güçlen-dirilmesi,
2. Toplumla içselleşmiş toplum için anlamlı bir sosyal hizmet bilimi ala-nında bilimsel faaliyet gerçekleştiril-mesi,
3. Evrensel ve ulusal düzeyde saygın-lık düzeyi yüksek bir bilimsel faaliyet alanı oluşturulması ortak sorumlu-luktur.
4. Sosyal hizmet bölümlerinin alanın-da iyi yetişmiş yeni bilim insanlarıy-la güçlendirilmeli,
5. Bölümlerde bilimsel özerklik ilkesi temelinde ekip çalışması anlayışı-nın yerleşmeli,
6. Bilim insanlarının alan içinde ve alan dışında bilimsel etkileşim ka-pasitesinin arttırılmalı,
Çizelge 4: Türkiye Sosyal Hizmet Bilim Dünyası İçin Vizyon Düzeyi
TÜRKİYE SOSYAL HİZMET BİLİM DÜNYASI İÇİN VİZYON DÜZEYİ
Türkiye’nin bir sosyal bilim dalı olarak sosyal hizmet bilimi alanında üretim potansiyelini ve performansını yükseltmek
1. Toplumla içselleşmiş toplum için anlamlı bir sosyal hizmet bilimi alanında bilimsel faaliyet gerçekleştirmek.
2. Ekolleşecek kapasitede, sosyal birikimi olan epistemolojik bir sosyal hizmet bilim çevresi/topluluğu oluşturmak.
3. Evrensel ve ulusal düzeyde saygınlık düzeyi yüksek bir bilimsel faaliyet alanı oluşturmak.
7. Kuram/uygulama ilişkileri yönünden; sosyal hizmet kuramının geliştiril-mesi ve yeni bilgi üretiminin gerçek-leştirilmesi için akademik çalışma ortamının ve ekip çalışması yakla-şımının geliştirilmesi, sosyal hizmet uygulama modellerinin geliştirilmesi ve uygulama ortamında denenmeli,
8. Araştırma açısından; sosyal araş-tırma alt yapılarının oluşturulması, Sosyal Ar-Ge yapısının kurumsal-laştırılması, finansman ve insan gücü açısından güçlendirilmesi zo-runludur. Yayınlar açısından; sosyal hizmet alanında süreli ve süresiz yayınların geliştirilmeli,
9. Eğitim açısından, Lisans, yüksek lisans ve doktora programlarının geliştirilmesi, çalışma ortamındaki sosyal hizmet uzmanları için sürekli eğitim yapılanmasının geliştirilmesi, kuram-uygulama alanındaki yeni gelişmelerin paylaşılması ve verimli bir etkileşim köprüsünün kurulmalı,
10. Eğitimde ve uygulamada Sosyal Hiz-met Uzmanının yetkinliğini artırmak için bilişsel yetkinlik, işlevsel yetkin-lik, etik yetkinlik ve eleştirel yetkinlik alanları geliştirilmelidir.
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 20, Sayı 2, Ekim 2009
26
KAYNAKÇABaşkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fa-kültesi Sosyal Hizmetler Bölümü (2004) Türkiye’de Sosyal Hizmet Uygulamaları, İhtiyaçlar ve Sorunlar, Sosyal Hizmet Sem-pozyumu 2004 4–6 Kasım 2004,Alanya, Haberal Eğitim Vakfı, Ankara.
Cılga, İ. (2001) Ekonomik Kriz ve Aile, I. Ulusal Aile Hizmetleri, 9–11 Mayıs 2001 Ankara, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, H.Ü. Aile Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, s.135–145.
Cılga, İ. (2002) Yoksulluğu Sosyal Riski Az-altma Projesi ile Önlemek Yerine Avrupa So-syal ve Kentsel Şartları ile Planlama Eylemi-ne Yönelmek, Yoksulluk, Kent Yoksulluğu ve Planlama,6–8 Kasım 2002 Dünya Şehircilik Günü 26. Kolokyumu, Ankara, TMMOB Şehir Plancıları Odası, s.101–103
Cılga, İ. (2004) Bilim ve Meslek Olarak Türkiye’de Sosyal Hizmet, Hacettepe Üni-versitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Ya-yın No:16,Ankara.
Cılga, İ. (2004) Türkiye’de Eşitsiz Gelişme Sürecinde Devlet Sorunu ve Sosyal Hiz-metlerin Geleceği, Küreselleşme, Sos-layal Adalet ve Sosyal Hizmetler, 6. Ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı 22.5.2004 Ankara, Sosyal Hizmet Uzmanları derneği Genel Merkezi Yayını yayın no:9,Ankara, s.293-302
Cılga,İ. (2004) Küreselleşme Sürecinde De-vlet Sorunu ve Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılanması, Hukuk ve Adalet Dergisi, Y:1, S:2, İstanbul, s.162-175
Cılga, İ. (2008) Küreselleşme Sürecinde Göç, Kentleşme, Kentlileşme, Aile Sorunları ve Çözüm Yolları, Sosyal Hizmet Dergisi, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Yayını, Ocak 2008, Ankara, s.6-15
TÜBA, (1998) Türkiye’de Bunalım ve De-mokratik Çıkış Yolları, Proje Raporu, Türki-ye Bilimler Akademisi, Ankara.
TÜBA, (2007) Sosyal Bilimler Öngörü Ça-lışması 2003–2023, Türkiye Bilimler Aka-demisi, Sayı:18, Ankara. Ç
izel
ge 5
: Tür
kiye
’de
Sosy
al H
izm
et B
ilim
Dün
yası
İçin
Str
atej
i Düz
eyi
Böl
ümle
rB
ilim
İnsa
nlar
ıK
uram
/Uyg
ulam
aA
raşt
ırm
aYa
yınl
arEğ
itim
Türk
iye’
de
sosy
al
hizm
et b
ilim
dü
nyas
ı iç
in s
trat
eji
düze
yi
Üni
vers
itele
rdek
i bö
lüm
lerin
bili
mse
l, eğ
itsel
ve
uygu
lam
a-la
ra il
işki
n al
t yap
ıla-
rının
olu
ştur
ulm
ası v
e gü
çlen
diril
mes
iTo
plum
la iç
selle
şmiş
to
plum
için
anl
amlı
bir
sosy
al h
izm
et b
ilim
i al
anın
da b
ilim
sel f
aali-
yet g
erçe
kleş
tirilm
esi
Evre
nsel
ve
ulus
al
düze
yde
sayg
ınlık
dü
zeyi
yük
sek
bir
bilim
sel f
aaliy
et a
lanı
ol
uştu
rulm
ası
Ala
nın
iyi y
etiş
miş
ye
ni b
ilim
insa
nlar
ıyla
gü
çlen
diril
mes
iB
ölüm
lerd
e bi
limse
l öz
erkl
ik il
kesi
tem
elin
de
ekip
çal
ışm
ası
anla
yışı
nın
yerle
şmes
i, B
ilim
insa
nlar
ının
ala
n iç
inde
ve
alan
dış
ında
bi
limse
l etk
ileşi
m
kapa
site
sini
n ar
ttırıl
mas
ı
Sos
yal h
izm
et k
ura-
mın
ın g
eliş
tirilm
esi v
e ye
ni b
ilgi ü
retim
inin
ge
rçek
leşt
irilm
esi i
çin
akad
emik
çal
ışm
a or
tam
ının
ve
ekip
ça-
lışm
ası y
akla
şım
ının
ge
liştir
ilmes
i S
osya
l hiz
met
uyg
u-la
ma
mod
elle
rinin
ge
liştir
ilmes
i ve
uygu
lam
a or
tam
ında
de
nenm
esi
Sos
yal a
raşt
ırma
alt y
apıla
rının
ol
uştu
rulm
ası,
Sos
yal A
r-G
e ya
pısı
nın
kuru
msa
llaşt
ırılm
ası,
finan
sman
ve
insa
n gü
cü a
çısı
ndan
gü
çlen
diril
mes
i
Sos
yal h
izm
et
alan
ında
sür
eli
ve s
üres
iz
yayı
nlar
ın
geliş
tirilm
esi
Lisa
ns, y
ükse
k lis
ans
ve d
okto
ra p
rogr
amla
-rın
ın g
eliş
tirilm
esi
Çal
ışm
a or
tam
ında
ki
sosy
al h
izm
et u
zman
-la
rı iç
in s
ürek
li eğ
itim
ya
pıla
nmas
ının
ge-
liştir
ilmes
i ve
kura
m-
uygu
lam
a al
anın
daki
ye
ni g
eliş
mel
erin
pay
-la
şılm
ası i
çin
verim
li bi
r etk
ileşi
m k
öprü
sü-
nün
kuru
lmas
ı