Charles R. Dawin’in The Origin of Species (Everyman’s ... · Ama Buffon’ın düşünceleri...

289

Transcript of Charles R. Dawin’in The Origin of Species (Everyman’s ... · Ama Buffon’ın düşünceleri...

CharlesR.Dawin’inTheOriginofSpecies(Everyman’sLibrary,1967)adlıyapıtınıÖnerÜnalan,İngilizceaslından,AlmancaçevirisiDieEntstehungderArten(PhilippReclamJun.Stuttgart,1967)

ilekarşılaştırarakdilimizeçevirmiştir.

CharlesDarwin

TÜRLERİNKÖKENİÇeviren:ÖnerÜnalan

Bilim

DOĞABASINYAYINDağıtımTicaret.LimitedŞirketiTarlabaşıBlv.KamerhatunMah.AlhatunSk.No:25Beyoğlu/İstanbulT:02122552546F:02122552587www.evrenselbasim.com-evrenselbasim@gmail.comEvrenselBasımYayın379TürlerinKökeni:CharlesDarwinÇeviren:ÖnerÜnalanGenelKapakTasarım:SavaşÇekiçKapakUygulama:DevrimKoçlan©EvrenselBasımYayın2009BirinciBasımEylül2009-İkinciBasımOcak2011ÜçüncüBasımMayıs2012

TÜRLERİNKÖKENİ

ÖNSÖZCanlı türlerinin oluşumu ve evrimi konusundaki popüler tartışmaların, örneğin izafiyet teorisi

hakkındaki tartışmalardan çok daha yoğun ve her zaman güncel olmasının basit bir nedeni vardır.Einstein’ın teorisi insanlar hakkında değildir, insan denilen canlı varlığın varoluş hikâyesiyleilgilenmez,dinseldogmalarhakkındadolaysızbirtartışmabaşlatmaz.

Darwin’in evrim teorisi ise, onu dile getirip getirmemekte bin bir tereddüt yaşamış olankurucusunun kendisinden başlayarak, her zaman bir tabuya dokunup dokunmama korkusuyla birarada ilerlemiştir. Bilimden çok inançları ilgilendirmiş, felsefenin ve ahlakın tartışma alanlarınızorlamıştır.

Evrim Teorisi, Türkiye’de 1872 yılında, ünlü romancı, düşünce ve siyaset adamı Ahmet MithatEfendi tarafından tanıtılmıştır.AhmetMithatEfendi,DarwinTeorisini kendi laik,modernist kültüranlayışınauygunbulduğuiçintanıtırvesavunurken,aynızamandaOsmanlıİmparatorluğuiçindeilkkez, insan varlığının kaynağı hakkında soyut, felsefi tartışmaları, bilime dayanan bir açıklamaüzerindeyenidenkurmayadagirişmişoluyordu.

Kuşkusuz, eksik ve yanlışlarla dolu bu tanıtım, teoriyi, halk arasında yayıldığı biçimde, insanınmaymundan geldiği biçiminde özetliyordu. İşin doğrusu, AhmetMithat Efendi’yi ilgilendiren asılsorun, insanın kökeni konusundaDarwin’in gerçekte ne söylediği değildi. Bu yüzden, teoriyi tümboyutlarıyla incelemekveanlatmakgibibirderdideolmamıştı.BirpozitivistolarakAhmetMithatEfendi,eğitiminbazıinsanlarıdiğerinsanlardanfarklıbiçimdegeliştireceğini,seçkinleştireceğinivetoplumsal ilerlemenin de bu seçkinlerin öncülüğünde gerçekleşebileceğini düşünüyordu. EvrimTeorisi, özellikle de “doğal eleme” teorisi, onun toplum ve eğitim ilişkisi hakkındaki budüşüncelerinikanıtlar,enazındandesteklergörünüyordu.Nevarki,Osmanlıbasınındaveaydınlararasında Ahmet Mithat Efendi’nin söylemek istedikleri değil, sözlerinin en kaba biçimdekarikatürleştirilmişbiçimihararetlitartışmalaranedenoldu.GünümüzdebileEvrimTeorisininhâlâmaymundantüreyiptüremediğimizeksenindetartışılmasınınuzakgeçmişimizdekibaşlangıçnoktasıburasıdır. Nihayet bu tartışma bir sansür kararıyla noktalanmış ve “Ahmet Mithat Efendi’ninmaymunlarındanhernesuretteolursaolsunbahsetmek”resmenyasaklanmıştır.

Düşünceözgürlüğütarihimize“Maymunmeselesi”olarakgeçenbuolaydansonra,İmparatorluğunyıkılmasınakadarDarwin’densözedenolmamış,Cumhuriyetdönemindeise,1930’luyıllarakadarhatırlanmamıştır. Bu dönem, Türkiye’de ırkçılığın, “Türk Kafatası” üzerine incelemelerin hızkazandığıdönemdir.Darwinbirkezdahasiyasalamaçlarlagündemegetirilmiştir.

“TürlerinKökeni”ninTürkçedeilkyayımıSolYayınlarıtarafından1970’deyapılmıştır.

PozitivizminTürkiye’yegirdiğiyıllardakültürelvesiyasaltartışmalariçinde“MaymunMeselesi”olarakdaolsa,evrimteorisinekadarönemlibiryertuttuysa,‘70’liyıllarınhemenbaşındaTürlerinKökeninin yayımlanması da o kadar önemlidir. Büyük işçi ve köylü hareketlerinin yanı sıraantiemperyalist gençlik hareketinin de doruk noktasını yaşadığı ve sosyalizmin en geniş aydınçevrelerinde ve siyasi hayatta etkili tartışmalara konu olduğu 1970 yılı, “Türlerin Kökeni”ninkendisine özgü tarihi içinde yaşadıklarına bakarsak, Türkiye’de yayınlanması için de tamamenuygundur. Marksist klasikleri ilk kez sistemli bir biçimde çevirtip yayımlayan Sol Yayınları,“Türlerin Kökeni”ni yayımlarken o dönemde kendisini etkili bir biçimde hissettiren bir eksikliğigidermeyiamaçlıyordu.Devrimciideolojininenönemlibileşeniolandiyalektikmateryalizm,bilim

tarihindedönümnoktasıolmuşbuluşlardanherzamanbeslenmiştir.Diyalektikmateryalizmiönceki(ilkel, metafizik) materyalizmlerden ayıran önemli bir özelliktir bu. Dolayısıyla, bilim tarihi ilebilimsel sosyalizm arasında her zaman etkili bir ilişki olmuştur. ‘70’li yılları Türkiye’de bilimselsosyalizminyaygın biçimde tartışılıp öğrenilmeye çalışıldığı yıllar olarak hatırlarsak, sosyalizminbilimseltemellerdeöğrenilipkavranılmasıbakımından“TürlerinKökeni”ninyayımınıdabirdönümnoktasıolarakgörürüz.

Şimdiyenibirbaskısını elinizde tuttuğunuzbu150yaşındakikitap,Türkiye içinyine sondereceönemlibirzamandayayımlanmışbulunuyor.

Özellikle12Eylül1980’degerçekleşenaskeridarbedensonraegemenhalegelmeyeçalışangerici-faşist zihniyet, evrim ve devrim teorileri arasında bir geçiş bulunduğunu keşfetti! Öğrenciler,okullarda evrim teorisini öğreniyorlar ve buradan kolayca devrimci olabiliyorlardı! “Türk İslamSentezi” adı verilen ve darbe yıllarında bütün resmî uygulamalarda kendisini hissettiren görüşedayanarak, okullarda Darvinci teorinin yanı sıra “yaratılış teorisi” de okutulmaya başlandı. Buaslındadarbeyi yapanlarla destekbekledikleri çevreler arasındayumuşakbir uzlaşmaydı.Darwin’itümüylekaldırmak,yasaklamak,olacakşeydeğildiamaburadan“devrimteorisine”geçişifrenlemekdegerekiyordu…

EvrimTeorisinekarşı savaşaçmak,hemheyecanlıhemdekârlıbir iştir.Uluslar arası çaptapekçokHıristiyançevre,özellikleAmerika’dabuişiçinözelolarakkurulmuşvakıflar,Darvinciteoriyekarşı “mücadele” ederek dünyanın parasını kazanıyorlar.Bir zamanlar “DünyaDüzdürDerneği”nibilekurmuşolanbuaynıtuhaf“inançgrupları”,maymunlainsanarasındakurulduğunuiddiaettikleribağlantı aleyhine büyük paralar harcayarak propaganda yapıyorlar. Türkiye’deki temsilcileri, çokpahalıyapatlayankitapvebroşürleriokullarda,sokaklarda,camiönlerindebedavadağıtıyorlar.

Darwin hakkındaki en önemli önyargı, karşı propagandanın en temel yalanı, Darwin’in insantürününkökeninimaymunlara dayandırdığınadair iddialardır.OysaDarwin insanvemaymunlarınaynı türden gelmekte olduğunu, ama insanın maymunların evrimi sonucu ortaya çıkmadığınısöylemektedir. Her iki tür, uzak ve ortak atadan ayrılarak evrilmişlerdir. Günümüzde genetikbiliminde elde edilen ilerlemeler, bu görüşü çürütmek bir yana, her adımında doğrulamakta vegeliştirmektedir.

KuşkusuzDarwin,budevasabilimseladımıatmaklabirbaşlangıçyapmıştır.Evrim teorisi,diğerpekçokbilimsel teorigibi, yenibuluşlarlagelişmekte,bazıyönleri ise, ilkolmanıneksikleriniveyanlışlarını içermektedir. Ama bütün bunlar, dinlerin ya da inançların değil, bilimin tartışmasıgerekenkonulardır.

Fakatevrimkavramınıbaşlıcadüşmanolarakilanetmişolançevreler,Darvincievrimteorisinindeöncebirkarikatürünüçizmişler,sonradabugülünç“teori”yieleştirmeyegirişmişlerdir.Hiçbirciddive bilimsel dayanağı olmayan bu sözde eleştiri, yaygınlığı ölçüsünde etkili de olmuştur. Ancak,Darwin’in gerçekte ne dediği ve çağdaş bilimsel gelişmelerle Darvinci evrim teorisi arasındakibağlarkonusundagösterilecekkanıtlar,buetkiyikırmayayetmeyecektir.ZiraDarwinancakbiliminiçindentartışılabilir,inançlarınvedinleriniçindendeğil.

“TürlerinKökeni”ninbuyeniyayımı, aynızamandadinselliği siyasetinaracıkılmışbirhükümetzamanında gerçekleşti.Darwin’in doğumunun 200’üncü, “TürlerinKökeni”nin yayınlanmasının da150’inciyılındaTürkiye,insanolmanınvazgeçilemezkoşuluolanözgürlükleri,demokratikyaşamı,insanhaklarını,yoksulluğuvecehaletitartışıyor.

“TürlerinKökeni”veDarwin’le ilgili yıldönümleri olmasaydı bile, bugünTürkiye’debukitabınyayımlanmasını gerektiren koşullar vardır.Kısa tarihçesinde görüldüğü gibi, onun yeni basımları,bir işaret fişeği gibi anlamlıdır. Ya “Türlerin Kökeni” yaşananlar dolayısıyla gündemdedir, ya daonunortayaçıkışı,koşullarındeğişmekteolduğununişaretidir…

Doğa bilimlerindeki uzmanlığına koşut dilciliği ve edebiyatçılığıyla tanınmış, yılların kafaemekçisiÖnerÜnalan’ınçevirisi,esereözelbirdeğerkatmaktadır.

AydınÇubukçu

Eylül2009

TÜRLERİNKÖKENİKONUSUNDAKİGÖRÜŞLERİNBUKİTABINİLKBASKISINAKADARKİKISATARİHİ

Öncetürlerinkökenikonusundakigörüşleringelişiminikısacavermekisterim.Yakınzamanadek,doğabilginlerininbüyükçoğunluğutürlerideğişmezolarakgörüyorveonlarınayrıayrıyaratılmışolduklarına inanıyordu. Birçok yazar bu görüşü ustalıkla savunmuştur. Öte yandan, türlerindeğişikliğe uğradığına, bugünkü canlı biçimlerin eskiden yaşamış biçimlerin gerçek dölleriolduğuna ancak pek az doğa bilgini inanıyordu. Klasik yazarların bu konudaki anıştırmalarını[1](imalarını) bir yana bırakırsak, konuyu bilimsel anlamda ilk ele alan Buffon’dır. Ama Buffon’ındüşüncelerisıksıkdeğiştiği içinvekendisi türlerindönüşümnedenlerineveyollarınadeğinmediğiiçinburadaayrıntılaragirmeyigerekligörmüyorum.

Bu konudaki vargıları büyük ilgi uyandırmış ilk insan Lamarck’tır. Haklı bir ünü olan bu doğabilgini, bu konudaki görüşlerini ilkin 1801’de açıkladı; ve 1809’da Philosophi Zoologique adlıyapıtında,vedahasonra,1815’te,Hist.Nat.DesAnimauxsansVertébres’in“Giriş”inde,büyükölçüdegenişletti.Buyapıtlarındabütün türlerin, insanında, başka türlerden türemiş olduğuöğretisini önesürer.İnorganikâlemdeolduğugibi,organikâlemdekibütündeğişmenindedoğalyasalarınsonucuolabileceğine, mucizeyle ilişkisi olmayabileceğine dikkatleri ilk çeken odur. Türler (species) ileçeşitleri (variety) birbirinden ayırt etmenin güçlüğü, belirli gruplardaki canlı biçimlerin hemenhemenhiçkesiksizaşamalanmasıveevcilürünlerimizinbenzerliği,Lamarck’ıntürlerinyavaşyavaşdeğiştiği sonucuna varmasına özellikle yol açmış görünmektedir. Değişiklik geçirme yollarınıkısmen fiziksel yaşam koşullarının doğrudan etkisinde ve kısmen bugün varolan biçimlerinçaprazlanmasında ve büyük ölçüde de, parçaların ve organların kullanılmasında vekullanılmamasında, yani, alışkanlığın etkilerinde aramaktadır.Doğadaki bütün güzel uyarlanmaları(adaptation)–zürafanınyüksekağaçlarınsürgünleriniyemekiçinuyarlanmışouzunboynugibi–buson etkene yorar görünmektedir. Ama Lamarck bir ilerleyen gelişim (evrim) yasası olduğuna dainanıyordu;vebuyasayagöre,bütüncanlıbiçimlergelişmeeğilimindeolduğundan,bugünkübasitcanlılarınvarlığınıaçıklamakiçin,böylebiçimlerinbugündekendiliğindentüremekteolduğunuönesürüyordu.[2]

GeoffroySt.Hilaire, oğlununyazdığı yaşamöyküsündebelirtildiği gibi, 1795’e doğru, bizim türdediğimiz şeylerin aynı tipin yalnızca yozlaşmış dölleri olduğunu sanıyordu. Aynı biçimlerin herşeyin başlangıcından beri değişmediği kanısında olduğunu ancak 1828’de açıkça söylemiştir.Geoffroy,yaşamkoşullarını,yadamondeambiant’ı,değişmeninnedeniolaraközelliklekabuledergörünmektedir. Sonuçlar çıkarırken sakıngandı ve yaşayan türlerin bugün değişikliğe uğramaktaolduğunainanmıyordu;veoğlunundediğigibi,“Demekkibutümüylegeleceğebırakılmasıgerekenbirsorundur;ogeleceğinçalışmalarımızıdurdurmaolanağıbulunduğunuvarsaysakbile.”

Dr.W.C.Wells,1813’teRoyalSociety’de,“derisikısmenbirzencininkinebenzeyenakırktanbirkadın”üzerinebirbildiriokudu;amabubildirisi,1818’deTwoEssaysuponDewandSingleVisionadlı ünlü yapıtı yayımlanıncaya dek açıklanmadı. Dr. Wells, bu bildirisinde doğal seçme (naturalselection) ilkesinikesinlikle tanımaktadırvebu, ilkaçık tanımadır;amaDr.Wells,bu ilkeyiyalnızinsan ırklarına ve yalnız belirli ıralara (character) uygulamaktadır. Zencilerin ve zenci-beyazmelezlerininbelirli tropikalhastalıklarabağışıklıklarıolduğunubelirttiktensonra,ilkolarak,bütünhayvanların belirli bir ölçüde değişmeye eğilimli olduğunu ve, ikinci olarak da, çiftçilerin seçmeyoluyla evcil hayvanlarını iyileştirdiklerini saptamakta; ve sonra şunu eklemektedir: “ama ikinci

durumda insanın yaptığı şeyi, doğa, yaşadıkları ülkeye uymuş insan soyu çeşitleri (variety)oluşturmak için, daha yavaş olmakla birlikte, aynı etkinlikle yapar görünüyor. Afrika’nın içbölgelerinde,azsayıdavedağınıkolarakyaşayan ilk insanlararasında, rastgeleortayaçıkan insançeşitlerinden biri, ülkenin hastalıklarına dayanma bakımından, öbür çeşitlerden daha uygun birdurumda olacaktı. Öbür ırklar, yalnız hastalıklara karşı dirençlerinin azlığı yüzünden değil, dahasağlıklıkomşuları ileyarışacakyetenekteolmamalarıyüzündendeazalırken,o ırkçoğalacaktı.Budinçırkınrengi,deminsöylenenleregöre,esmerolacaktı.Amaçeşitlertüretmeeğilimivarkalacakvezamanladahaesmervesonradahaesmerbirırkortayaçıkacaktı:veenesmer(kara)ırkiklimeeniyiuymuşolacakvebuırk, türemişolduğuülkeninbiricikırkıolmasabile,enbaşat ırkıolacaktı.”Dr.Wells,dahasonra,aynıgörüşüsoğukiklimlerdeyaşayaninsanlarauygulayarakgenişletmektedir.Bay Brace’in aracılığıyla Dr. Wells’in yapıtındaki yukarıya aldığım parçaya dikkatimi çekenABD’denBayRowley’egönülborcumvar.

W.Herbert,dahasonraManchesterdekanı,HorticulturalTransactions’ındördüncücildinde,1822,ve Amaryllidaceae konusundaki kitabında (1837, s. 19 ve s. 339), açıkça şöyle diyor: “Bahçetarımındakidenemeler,her türlükuşkununötesinde,bitki türlerininyalnızcadahayukarıvekararlıbir grup çeşit olduğu temeline dayandırılmaktadır.” Hayvanları da aynı görüşün kapsamınasokmaktadır. W. Herbert, her cinsteki (genus) tek tek türlerin kökenleri bakımından pekbiçimlendirilebilir (plastic) özellikte yaratılmış olduğuna ve bunların özellikle çaprazlanmayla veaynızamandadeğişiklikgeçirerek,bugünkübütüntürlerimizitüretmişolduğunainanmaktadır.

1826’da, Prof. Grant, Spongilla konusundaki ünlü yazısının sonuç paragrafında (EdinburghPhilosophicalJournal,vol.xiv,s.283)türlerinbaşkatürlerdentüremişolduğunavesüreklideğişiklikgeçirerek yetkinleştiğine inandığını açıkça söyler. Aynı görüş, 1834’te,Lancet’te yayımlanmış 55.dersindedeyeralmıştır.

BayPatrickMatthew,1831’deyayımladığıNavalTimberandArboricultureadlıyapıtında, türlerinkökeni konusunda Bay Wallace ile benim Linnean Journal’da ortaya koyduğumuz ve elinizdekikitaptagenişletilmişgörüşünaynısınısavunur.Neyazıkki,BayMatthew’ünbambaşkabirkonudakibir kitaba yaptığı katkının dağınık paragraflarında sunduğu bu görüş, BayMatthew’ün kendisi, 7Nisan1860günlüGardenners’Chronicle’dadikkatleriüzerineçekinceyedekgözeçarpmadankaldı.BenimgörüşümleBayMatthew’ünki arasındaki farklarpekdeönemlideğildir.Odünyanınbirçokkez hemen hemen ıssız (canlısız) kaldığını ve sonra yeniden canlılarla dolduğunu düşünürgörünüyor; ve yeni biçimlerin “eski toplulukların herhangi bir örneği (modeli) ya da tohumuvarolmaksızın” türeyebileceğini de, bir seçenek olarak, varsayıyor. Bazı parçaları doğru anlayıpanlayamadığımıbilmiyorum;amabanaöylegeliyorki,BayMatthewyaşamkoşullarınındoğrudanetkisiniçokerklisayıyor.Bununlabirliktedoğalseçmeilkesininolancaetkisiniaçıkçagörüyor.Ünlüyerbilimci(geologist)vedoğabilginiVonBucl,DescriptionPhysiquedesIslesCanaries’de,(1836,s.147), çeşitlerin artık çaprazlanmayeteneği olmayan sürekli türlereyavaşyavaşdeğiştiği kanısındaolduğunuaçıkçasöylüyor.

Rafenisque,1836’dayayımlanmışNewFloraofNorthAmerica adlı yapıtında, (s. 6), şöyle diyor:“Bütüntürlerbirzamanlarbelkideçeşitti,vebirçokçeşitdeğişmezveözel ıralarüstlenerekyavaşyavaş türleşiyor.” Ama daha sonra (s. 18) şunu ekliyor: “cinsin (genus) özgün tiplerinden ya daatalarındanbaşka.”

1843-4’te,Prof.Haldeman(BostonJournalofNat.Hist.U.States,vol.iv,s.468)türlerindeğişiklikgeçirmesivegelişmesivarsayımınakarşıveondanyanaolankanıtlarıustalıklasunmuştur.Kendisideğişmeyisavunanlardanyanagörünüyor.

Vestiges of Creation 1844’te çıktı. 1853’teki onuncu ve düzeltilmiş baskısında adsız yazarı şöylediyor(s.155):“Epeydüşünmeklevarılansonuçodurki,enbasitveeneskisinden,enorganlanmışveen yenisine dek, canlı kılınmış bütün varlıkların farklı serileri, Tanrının inayetiyle,birincisi, canlıbiçimlere bağışlanmış ve onları belirli zamanlarda üremeyle, iki-çeneklilerde ve omurgalılardabiten, genellikle ilgileri (affinity) araştırma işinde bize güçlük çıkaran organik ıra boşluklarıylabirbirinden ayrılan organlanma aşamaları boyunca ilerleten içtepinin (impuls); ikincisi, yaşamsalgüçlerle ilişkili, ve organik yapıları kuşakların geçişi sırasında besin, yaşama yerinin (habitatın)doğasıvehavaetkenlerigibidışkoşullarauygunolarakdeğişikliğeuğratmaeğilimindeolanbaşkabir içtepinin sonuçlarıdır; doğal tanrıbilimcinin (natural theologian) ‘uyarlanmaları’ bunlardır.”Yazar, besbelli, organlanmanın ani sıçramalarla ilerlediğine, ama yaşam koşullarından ileri gelensonuçların yavaş yavaş, ağır ağır ortaya çıktığına inanıyor. Genel ilkelerde, türlerin değişmezolmadığını önemle belirtiyor.Ama varsayılan iki “içtepi” doğada gördüğümüz o sayısız ve güzeluyarlanmaları bilimsel bir anlamda nasıl açıklar, anlayamıyorum; böylelikle, örneğin birağaçkakanınkendineözgüyaşamaalışkanlıklarınanasıluyarlanmışolduğukonusundaherhangibirbilgi edindiğimizi kabul edemiyorum. İlk baskılarında pek sağlam olmayan bilgiler ve büyük birbilimsel özen eksikliği görülmekle birlikte, etkili ve parlak üslubundan ötürü, bu yapıtın sürümüçabuk ve çok olmuştur. Ve bence, İngiltere’de dikkatleri konuya çekerek ve önyargıları sarsarak,benzergörüşlerinbenimsenmesineortamhazırlamışveçokyararlıolmuştur.

1846’daeskiyerbilimcilerindenM.J.d’Halloy,kısaveseçkinbiryazıyla(BulletinsdeL’Acad.Roy.Bnocelles, tom. xiii, s. 581), türlerin değişiklik geçirerek türemesini, başlıbaşlarına yaratılmışolmalarındandahaolasıgördüğünübildirdi.Yazarbukanısınıilkin1831’deduyurmuştu.

Prof.Owen, 1849’da (NatureofLimbs, s. 86) şunları yazdı: “İlk-örnek (archetype) düşüncesi, budüşüncenin doğru olduğunu gerçekten kanıtlayan hayvan türleri bulunmadan çok önce,gezegenimizinhayvanlarâlemindeortayaçıkmışçeşitlideğişikliklerinsonucuolarakdoğmuştur.Butürlüorganikolaylarındüzenliolarakbirbiriniizlemesinivegelişmesinihangidoğayasalarınayadaikincil nedenlere yorabileceğimizi şimdilik bilmiyoruz.” 1858’de, British Association’dakikonuşmasında, “yaratıcı gücün sürekli eyleminin” ya da “canlı şeylerin sıralı olmasının” beliti(axiom)üzerindedurur(s.li).Dahasonra(s.xc),coğrafidağılımısözkonusuederveşunlarıekler:“Bu olaylar, Yeni Zelanda’nın Apteryx’i [tavuk iriliğinde, esmer, küt kanatlı bir kuş türü -ç.] ileİngiltere’ninkızıl-ormantavuğunun,sözkonusuadalardaveoraları içinayrıayrıyaratılmışolduğuinancımızısarsmaktadır.Hayvanbilimcinin(zoologist)‘yaratma’sözcüğüyle‘neolduğunubilmediğibir işlemi’ anlatmak istediğini de hiç unutmamalıyız.” Ve bu düşünceyi genişleterek şöyle der:“Hayvanbilimci,kızıl-ormantavuğununkigibiörnekleriokuşunböyleadalardaveoralarıiçinayrıcayaratılmış olmasına kanıt sayarken, kızıl-ormantavuğunun oraya ve yalnız oraya, nasıl ulaşmışolduğunubilmediğiniözellikledilegetirmektedir;vebilgisizliğiniböylecedilegetirmekle,kuşunveadanın, ikisinin de, kökenlerini bir ilk Yaratıcı Neden’e borçlu oldukları inancını da açıkça dilegetirmektedir.”Aynıkonuşmadasöylenmişolanbutümceleribirbirinebağlıolarakyorumlarsak,buseçkin filozofun, 1858’de, Apteryx’in ve kızıl-ormantavuğunun kendi yurtlarında ilkin “nasılolduğunubilmediği”yada“neolduğunubilmediği”birsüreçleortayaçıktığıkonusundakiinancınınsarsıldığınısezdiğianlaşılır.

Bukonuşma,BayWallaceilebenimtürlerinkökenikonusundakibildirilerimiziLinneanSociety’deokumamızdansonrayapılmıştı.Elinizdekiyapıtınilkbaskısıyayımlandığızaman,birçoklarıgibibende “yaratıcı gücün sürekli eylemi” gibi deyimlerle öylesine aldatılmıştım ki, Prof. Owen’ın da,türlerin değişmezliğine kesinlikle inanan eskivarlıkbilimcilerden (paleontologist) olduğunudüşünmüştüm;amakötübirbiçimdeyanıldığımortayaçıktı(Anat.ofVertebrates,vol.iii,s.796).Bu

kitabınsonbaskısında“kuşkusuztipikbiçim”sözleriylebaşlayanbirparagraftan(aynıyapıt,vol.i,s.xxxv), Owen’ın, yeni türlerin oluşumunda doğal seçmenin bir şeyler yapmış olabileceğini kabulettiği sonucunu çıkardım. Bu çıkarsama (inference) bana hâlâ doğru görünüyor; ama bu, eksik vekanıtsızdır (aynı yapıt, vol. iii, s. 798).London Review’ün başyazarıyla Prof. Owen arasındaki birmektuplaşmadanbaşyazaravebanaProf.Owen’ındoğalseçmeteorisinibendenönceortayaattığınıönesürdüğünügösterirgibigelenbazıalıntılardaverdim;bunaşaştığımıvesevindiğimibildirdim;amayakınlardayayımlanmışolanbelirliparagraflardan (aynıyapıt,vol. iii, s.798)anlayabildiğimkadarı ile, ya kısmen ya da tümüyle ve bir daha yanıldığımı anladım. Prof. Owen’ın tartışmalıyazılarını bencileyin başkalarının da güç anlaşılır ve birbirleriyle güç uzlaştırılır bulmalarınabakarak avunuyorum.Doğal seçme ilkesinin yalnızca sözünü etmiş olmayagelince,Owen’ın bunubendenönceyapmışolupolmamasınınönemiyoktur,çünkü,bukısatarihtedegösterildiğigibi,Dr.WellsileBayMatthews,bunuikimizdendeçokönceyapmışlardı.

IsidoreGeoffroySaintHilaire,1850’deverdiğikonferanslarda(bunlarınbirözeti,Ocak1851’de,Revue vetMag. de Zoolog’da yayımlandı) türsel ıraların “türler aynı koşullarda üredikleri sürecedeğişmez olduğuna; ama koşullar değişince onların da değiştiğine” neden inandığını kısacaaçıklamaktadır.Ve şöyledemektedir: “Sözünkısası,yabanılhayvanlarıngözlenmesi, türlerin sınırlıdeğişkenliğini göstermektedir. Evcilleştirilmiş yabanıl hayvanlarla ve yabanıllaşmış evcilhayvanlarlayapılmışdenemeler,bunudahadaaçıkolarakgöstermektedir.Denemeler,ortayaçıkmışfarkların,cinsel(generic)farkdeğerinikazanabildiğinidekanıtlamaktadır.”Hist.Nat.Generaleadlıyapıtında(tom.ii,s.430,1859),bunabenzersonuçlarıdahaayrıntılıolaraksunmaktadır.

KısabirsüreönceyayımlanmışbiryazıdanDr.Freke’nin1851’de(DublinMedicalPress, s.322)bütünorganikvarlıklarınbirilk-biçimdentüremişolduğuöğretisiniortayakoyduğuanlaşılmaktadır.Onunöğretisinin temellerivekonuyuelealışıbenimkilerden tümüyle farklıdır;veDr.Freke,artık(1861)TheOriginofSpeciesbymeansofOrganicAffinitybaşlıklıdenemesiniyayımladığıiçin,onungörüşleriüzerinebirbilgivermeyekalkmamgereksizolur.

Bay Herbert Spencer, bir denemesinde (önce Mart 1852’de Leader’da, ve sonra Essays adlıyapıtında yayımlanmıştır), organik varlıkların yaratılması ve gelişmesi ile ilgili teorileri dikkatedeğer bir ustalıkla karşılaştırmıştır. Evcil ürünlerin benzerliğinden, birçok türün embriyonunungeçirdiği değişmelerden, türlerle çeşitleri ayırt etmenin güçlüğünden ve doğadaki o genelaşamalanma ilkesinden, türlerin değiştiği sonucunu çıkarıyor; ve değişikliğe uğramayı koşullarındeğişmesineyoruyor.Yazar (1855) ruhbilimide, zihinselheryetininve sığanın (capacity) aşamalıkazanılmışolmasızorunluğuilkesinegöreelealmıştır.

Seçkin bir bitkibilimci (botanist) olan M. Naudin, 1852’de, türlerin kökeni konusundaki biryazısında (Revue Horticole, s. 102; daha sonra Nouvelles Archives du Museum, tom. i, s. 171’dekısmenyenidenyayımlanmıştır),türlerin,çeşitlerintarımsalkoşullardaortayaçıkmasınabenzerbirtarzdaoluştuğunainandığınıkesinliklesöylemiştirvesözkonusuedilenikincisüreciinsanınseçmeyetisineyormaktadır.Ama seçmenindoğadanasıl olduğunugöstermemektedir.Oda,Herbert gibi,türlerin doğumları sırasında bugünkünden daha biçimlenebilir (plastic) olduğuna inanmaktadır: veereksellik (finality) ilkesi dediği şeye özellikle önem vererek şöyle demektedir: “Kimine görealınyazısı,kiminegöredetanrıbuyruğuolangizemlivebelirlenemeyenbirgüç,herçağda,yaşayanvarlıkları sürekli etkileyerek, her yaratığın biçimini, uzamını ve sürerliğini, onun bağlı olduğunesnelerdüzenindekialınyazısınagörebelirler.Bugüç,herüyeyi,doğanıngeneldüzenindeherüyeiçinvarlığınereğiolangörevuygunluğununtümüylebağdaştırır.”[3]

ÜnlüyerbilimciCountKeyserling,1853’te, (Bulletinde lasoc.Géolog.,2ndSer., tom.x, s.357),

tıpkı herhangi bir miasma’nın yol açtığı varsayılan yeni hastalıkların ortaya çıkması ve bütündünyaya yayılması gibi, varolan türlerin tohumlarının da, belirli dönemlerde, yaşadıkları çevreninözelniteliktekimoleküllerininkimyasaletkisindekalabileceğini,veyenicanlıbiçimlerinböylelikleortayaçıkabileceğiniilerisürdü.

Aynı yıl, 1853, Dr. Schaaffhausen, çok değerli bir kitapçık yayımladı (Verhand, des Naturhist.Vereins der Preuss. Rheinlands, vb.) ve yeryüzündeki organik varlıkların ilerleyen gelişiminisavundu. Türlerin birçoğunun uzun zaman aynı kalmış olduğu, ve ancak pek azının değişiklikgeçirmişolduğusonucunuçıkarıyordu.Türlerinfarklılığını,yavaşyavaşdeğişmişbiçimlerin,ortadabir özellik gösterenlerinin yok olmasıyla açıklıyordu. “Öyleyse, yaşayan bitkiler ve hayvanlartükenmişolanlardanyeni yaratmaeylemleriyle ayrılmışdeğildir, tersine, hepsi deonlarınkesiksizüremesininsonucuolandöllersayılmalıdır.”

TanınmışbirFransızbitkibilimciolanM.Lecoq,1854’te şöyleyazıyordu (Etudes surGeograph.Bot, tom. i, s. 250): “Görülüyor ki, türlerin değişmezliği ya da değişirliği konusundakiaraştırmalarımız, bizi, doğrudan doğruya, haklı ünleri olan iki adamın,Geoffroy Saint-Hilaire ileGoethe’nin, düşüncelerine götürmektedir.”M. Lecoq’un o büyük yapıtında dağınık olarak bulunanbazıdüşünceler,onuntürlerindeğişiklikgeçirmesikonusundakigörüşlerininereyedekgenişlettiğinibirazkuşkulukılmaktadır.

BadenPowell,1855’te,Essayson theUnityofWorlds adlıyapıtında“YaratmaFelsefesi”niustacaele aldı.Yeni türlerin ortaya çıkmasının “rastgele değil, tersine, kurallı bir olay”, ya da, Sir JohnHerschel’indediğigibi,“hiçdemucizeolmayandoğalbirsüreç”olduğunuortayakoyuşugerçekteninandırıcıdır.

Journalof theLinneanSociety’ninüçüncücildinde,bukitabınGiriş’indedebelirtildiğigibi,BayWallace’ınhayranlıkuyandıranbirgüçveaçıklıklaortayakoyduğuDoğalSeçmeteorisiniiçeren,veBayWallaceilebenim1Temmuz1858’deokuduğumuzbildirilerbulunmaktadır.

Bütün hayvanbilimcilerin kendisine çok derin saygı duyduğuVonBaer, 1859’da, bugün tümüylefarklıolancanlıbiçimlerinbir tekata-biçimden türemişolduğu inancını,özelliklecoğrafidağılımyasalarına dayanarak savundu. (Bkz: Prof. Rudolph Wagner, Zoologisch-AnthropologischeUntersuchengen,s.51,1861.)

Haziran 1859’da, Prof. Huxley, Royal Institution’da, “Hayvan Yaşamının Sürüp Giden Tipleri”konulubirkonferansverdi.Butürlüörnekleredayanarakşöylededi:“Herhayvanvebitkitürünün,yadaönemliherorganlanmatipinin,yaratıcıgücünayrıbireylemiyleoluşturulupyeryüzünebırakılmışolduğunu varsayarsak, bunlara benzer olguların anlamını kavramak güçtür; böyle bir varsayımıgeleneğin ve vahyin desteklemediği ve bunun doğanın genel örneksemesine (analogy) de karşıtolduğuunutulmamalıdır.Öteyandan‘SürüpGidenTipler ’herhangibirzamandayaşayantürleridahaönceki türlerin yavaş yavaş değişiklik geçirmelerinin sonucu sayan varsayıma göre –savunucularından kimilerinin başına iş açmış olan bu varsayım, kanıtlanmamış olmakla birlikte,güvenilir bir dayanak sağlamaktadır– ele alınırsa, bu tiplerin varlığı, canlı nesnelerin yerbilimsel(geological)zamanboyuncageçirdiklerideğişikliktutarının,katlandıklarıdeğişmeserisinintümüneoranlaçokazolduğunukanıtlargörünüyor.”

Dr.Hooker,Aralık1859’daIntroductiontotheAustralianFloraadlıyapıtınıyayımladı.Bubüyükçalışmanın birinci bölümünde, türlerin türemesi ve değişikliğe uğraması gerçeğini benimseyip buöğretiyiözgüngözlemlerledesteklemektedir.

Elinizdeki kitabın ilk baskısı 1859’da ve ikinci baskısı 7 Ocak 1860’ta yapıldı, [Darwin’insağlığında yapılmış öbür baskıların tarihleri şöyledir: Üçüncü baskı, Nisan 1861; dördüncü baskı,Haziran1866;beşincibaskı,Temmuz1869vealtıncıbaskı,Ocak1872.Kitap,Darwin’in1872’yedekyaptığıdüzeltmeveeklemelerlesürekligelişmiştir.-ç.]

GİRİŞMajestelerinin gemisiBeagle’da bir doğa bilgini olarak bulunduğum sırada, GüneyAmerika’da

yaşayan organik varlıkların dağılımındaki ve o kıtanın bugünkü ve geçmişteki canlılarınınyerbilimsel ilişkilerindeki belirli olgular gözüme pek çarpmıştı. Bu olgular, elinizdeki kitabınilerdeki bölümlerinde de göreceğiniz gibi, büyük filozoflarımızdan birinin sırların sırrı dediği“türlerinkökeni”neışıktutacağabenziyordu.1837’de,yurdadönerken,bununlaherhangibirilişkisiolabilecekbütünolgularısabırladerleyerekve titizliklekarşılaştıraraksözkonususoruyaeksikdeolsabiryanıtbulunabileceğinidüşündüm.Ancakbeşyıllıkbirçalışmadansonrabukonudakurgudabulunmaya(speculation)başladımvekısabazınotlaraldım;1844’tebunlarıgenişleterekbanaolası(probable) görünen sonucun taslağını elde ettim. Aynı konuyla o zamandan beri hiç aralıksızuğraştım.Butürlükişiselayrıntılaragirmeminbağışlanacağınıumuyorum,çünkübunları,birsonucavarmakiçinpekdeivecendavranmadığımıbelirtmekiçinyazıyorum.

Şimdi (1859) yapıtım aşağı yukarı bitti; ama tamamlanması daha birçok yılımı alacağı için, vesağlığımbozulduğuiçin,buözetiyayımlamazorunluğunuduydum.ŞimdiMalayaTakımadalarınındoğal tarihini inceleyenBayWallace’ın benim türlerin kökeni konusunda vardığım genel sonucunhemenhemenaynısınavarmışolmasıda,beniböyledavranmayaözellikleisteklendirdi.BayWallace,1858’de,banadahasonraSirCharlesLyell’evermemdileğiylebukonudakibiryazısınıgönderdi.Sir C. Lyell’in Linnean Society’ye gönderdiği bu yazı, derneğin dergisinin üçüncü cildindeyayımlandı.BenimçalışmamıbilenSir.C.LyellveDr.Hooker–1844’teelimdekitaslağıokumuştu–yazdıklarımdançıkarılmışkısabirözetiBayWallace’ındeğerliyazısıylabirlikteyayımlamayıuygungörerekbanaşerefverdiler.

Şimdi yayımladığım bu özet zorunlu olarak eksiktir. Burada, başvurduğum kaynakları ve yetkilikişileri anamıyorum; okurun biraz da benim doğruluğuma güveneceğini ummak zorundayım.Herzaman yalnızca gerçek yetkililere güvenmeye özen gösterdiğimi umuyorsam da, hiç kuşkusuz,yanılgılarım olmuştur. Burada ancak pek çok durumda yeterli görüleceğini umduğum birkaçaçıklayıcı olguyuvevardığımgenel sonuçları verebiliyorum.Bütünolguları, vardığım sonuçlarındayandığıkaynaklarlabirlikte, ilerde,ayrıntılıolarakyayımlamanıngerekliliğinihiçkimsebendendaha çok önemseyemez; bunu bir gelecek kitabımda yapmayı umuyorum. Çünkü, bu yapıtta,görünüşte çoğu zaman benimkilere doğrudan doğruya karşıt sonuçlara yol açan olgularıngösterilemeyeceği bir tek nokta yok gibidir. Güvenilir bir sonuca, bir konunun iki yönüyle ilgiliolgularıntamolarakortayakonupkarşılaştırılmasıilevarılabilir;vebu,buradaolamaz.

Yer darlığı, kimilerini hiç görmediğimbirçok doğa bilgininden cömertçe gördüğümyardımlaraaçıkça teşekkür etmeme engel oluyor. Bununla birlikte, hiç olmazsa, engin bilgisi ve yetkinsağduyusu ile son on beş yıl boyunca bana her türlü yardımda bulunmuş olan Dr. Hooker ’aduyduğumderingönülborcunubelirtmedenedemem.

Türlerin kökenine gelince, organik varlıkların karşılıklı hısımlıklarını, embriyolojikyakınlıklarını,coğrafidağılımlarını,yerbilimselardışımlarını(succession)vebutürlüolgularıenineboyuna düşünen bir doğa bilgini, türlerin başlıbaşlarına yaratılmış olmadığı, tersine, çeşitler gibionlarındabaşkatürlerdentüremişolduğusonucunavarmakzorundadır.Bununlabirlikte,böylebirsonuç,çoksağlamtemelleredayandırılmışbileolsa,yeryüzündeyaşayansayısıztürlerindeğişiklikgeçirmiş ve bizde hayranlık uyandıran o yapı ve o ortak uyarlanma yetkinliğini nasıl edinmişolduklarıkanıtlanmadıkça,yeterliolmaz.Doğabilginleriiklim,besin,vb.dışkoşulları,çoğuzaman,

değişimin (variation) olası biricik nedeni saymaktadırlar. Bu, ilerde göreceğimiz gibi, sınırlı biranlamdadoğrudur;ama,örneğin,ağaçkabuklarınınaltındakiböcekleriçekipçıkarmakiçinöylesinegüzeluyarlanmışayakları,kuyruğu,gagasıvediliylebirağaçkakanınyapısınıyalnızdışkoşullarayormak, akla aykırıdır. Besinini belirli ağaçlardan emerek sağlayan, belirli kuşlarla taşınmalarıgereken tohumları ayrı eşeyli (sex) ve çiçektozunun birinden öbürüne konması için ille belirliböceklerinaracılığınıgerektirençiçekleriolan[yarı -ç.]asalakökseotununyapısını, farklıorganikvarlıklarlaolanilişkileriylebirlikte,dışkoşullarınetkileriyle,yadaalışkanlıkla,yadabitkininkendiisteğiyleaçıklamakda,aynıölçüdeaklaaykırıdır.

Bundanötürü,değişiklikgeçirmeninveuyarlanmanınyollarıkonusundaaçıkbirbilgiedinmekpekönemlidir.Gözlemleriminbaşlangıcında,evcilhayvanlarvetarımbitkilerikonusundayapılacaktitizbir çalışma, bana, bu çapraşık problemi çözmek için en iyi şansı sağlayabilir gibi göründü.Hayalkırıklığına da uğramadım; bu durumda ve başka çetrefil durumların hepsinde, evcillikdurumundakideğişimüzerineolaneksikbilgimizinyinedeherzamangüvenilir ipucunuverdiğinigördüm.Doğabilginleri, büyükçoğunlukla, böyle çalışmalara aldırmıyorlarsada, bu çalışmalarınpekdeğerliolduğukanısındayımvekanımısöylemeyecesaretedebiliyorum.

Böyledüşündüğüm için, buyapıtın ilkbölümünüEvcilleşmeninEtkisindeDeğişim’e ayıracağım.Böyleliklekalıtsaldeğişikliklerinbüyükbirölçüdeortayaçıkabileceğini;ve aynıönemdeolanbirşeyi,insanınardışıkhafifdeğişiklikleriseçipbiriktirmegücününnedenlietkiliolduğunugöreceğiz.Sonradoğalbirdurumdakitürlerindeğişkenliğine(variability)geçmekistiyorum;ama,yazıkkibukonuyuçokkısa işleyeceğim,çünkübukonuancakolgularınuzunbir listesiverilerekgereğigibiişlenebilir. Bununla birlikte, değişime elverişli durumların neler olduğunu tartışabileceğiz.Yeryüzündeki bütün organik varlıklar arasında geçen ve onların büyük bir geometrik oranlaçoğalmalarınızorunlukılanVarolmaSavaşı,ondansonrakibölümdeincelenecektir.Bu,hayvanlarvebitkiler âleminin tümüne uygulanmış Malthus Öğretisidir. Her türün doğmuş bireyleri sağkalabileceklerdenkatkatçokolduğuiçinvebundandolayı,yaşamakiçinsıksıkyinelenenbirsavaşverildiği için, karmaşık ve bazen değişen yaşama koşullarının etkisindeki herhangi bir canlı,kendisineyararlıbirtarzdanedenlihafifbirdeğişikliğeuğrarsauğrasın,dahaiyibirsağkalmaşansıbulunacak ve böylece doğal olarak seçilmiş olacaktır. Soyaçekim ilkesinin etkinliğinden ötürü,seçilmişherçeşit,kendiyenivedeğişiklikgeçirmişbiçimleriniçoğaltmaeğilimigösterecektir.

Doğal Seçme, ana konuolarak, dördüncü bölümdebiraz daha ayrıntılı işlenecektir; ve o zaman,DoğalSeçmeninazgelişmişcanlıbiçimlerintükenmesinevebenimIranınIraksaması(DivergenceofCharacter)dediğimolayanasılyolaçtığınıgöreceğiz.Ondansonrakibölümdedeğişiminkarmaşıkve az bilinen yasalarını tartışacağız. Daha sonraki beş bölümde, teoriyi benimsemede karşılaşılangüçlüklerinenbelirginleriniveenönemlilerini,yani,ilkin,geçişlerin(transition)güçlüklerini,yadabasitbircanlınınyadabasitbirorganınnasıldeğişebildiğiniveçokgelişmişyadaincelikleyapılmışbir organa dönüşebildiğini; ikinci olarak, içgüdü konusunu, ya da hayvanların zihinsel yetilerini;üçüncü olarak, Hibritliği, ya da çaprazlanan türlerin kısırlığını ve çaprazlanan çeşitlerindoğurganlığını; ve dördüncü olarak, Yerbilimsel Belgelerin eksikliğini ele alacağız. Sonrakibölümdeorganikvarlıklarınyerbilimselardışımını,onikinciveonüçüncübölümlerdeyeryüzündekicoğrafidağılımlarını;ondördüncübölümdeiseorganikvarlıklarınsınıflanmasınıhemerginhemdeembriyonaldurumlarınınkarşılıklıilgilerini(affinity)inceleyeceğiz.Sonbölümdebütünçalışmanınkısabirözetiniveripbirkaçsonsözsöyleyeceğim.

Çevremizde yaşayan varlıkların karşılıklı ilişkileri konusundaki korkunç bilgisizliğimiz gözönündebulundurulursa,türlerinveçeşitlerinkökenikonusundabirçokşeyinaçıklanmadankalmasına

hiçkimseninşaşmamasıgerekir.Birtürünnedençokyayıldığınıveçoğaldığınıveonunhısımıolanbaşkabirtürünnedendarbiralanayayıldığınıveazbulunduğunukimaçıklayabilir?Oysabuilişkilerçokönemlidir,çünküyeryüzündekihercanlınınbugünküesenliğinivebence,gelecektekibaşarısınıve geçireceği değişikliği belirlemektedir. Dünya tarihinin eski yerbilimsel dönemlerinde yaşamışsayısız varlıkların karşılıklı ilişkileri üzerine bildiklerimiz daha da azdır. Pek çok şey karanlıkkalmakta ve uzun zaman karanlık kalacak ise de, başarabildiğim en titiz çalışmadan ve en nesnel(objective) yargılamadan sonra, doğa bilginlerinin yakın zamana dek benimsedikleri ve eskidenbenim de benimsediğim görüşün, –yani, her türün başlıbaşına yaratılmış olduğu görüşünün–yanlışlığıkonusundahiçkuşkumyoktur.Türlerindeğişmezolmadığına,tersine,aynıcinsten(genus)denenlerin tıpkı herhangi bir türün onaylanmış çeşitlerinin o türün dölleri olması gibi, başka vegenellikle tükenmiş bir türün doğrudan doğruya dölleri olduğuna kesinlikle inanıyorum. Bundanbaşka, Doğal Seçmenin, değişiklik geçirmenin biricik yolu değilse bile, en önemli yolu olduğukanısındayım.

BİRİNCİBÖLÜM

EVCİLLEŞMENİNETKİSİNDEDEĞİŞİM

Değişkenliğinnedenleri•Alışkanlığınveparçalarınkullanılıpkullanılmamasınınetkileri•Karşılıklı değişim • Soyaçekim • Evcil çeşitlerin ırası • Çeşitlerle türleri ayırt etmeningüçlükleri•Biryadabirdençoktürdenolanevcilçeşitlerinkökeni•Evcilgüvercinler,evcilgüvercinlerin farkları ve kökeni • Eskiden izlenmiş seçme ilkeleri ve bunların etkileri •Yöntemli(bilinçli)vebilinçsizseçme•Evciltürlerimizinbilinmeyenkökeni•İnsanınseçmeyetisineelverişlidurumlar

DEĞİŞKENLİĞİNNEDENLERİ

Eskitarımbitkilerimizinveevcilhayvanlarımızınaynıçeşidindenyadaalt-çeşidinden(sub-variety)olan bireyleri birbirleriyle karşılaştırınca gözümüze ilk çarpan noktalardan biri, onlarınbirbirlerinden doğal bir durumdaki herhangi bir türün ya da çeşidin bireylerinde görüldüğündendahafarklıolmasıdır.Tarımaalınmışveçağlarboyuncaenfarklıiklimlerinveişlemlerinetkisindedeğişmiş bitkilerin ve hayvanların büyük farklılığını incelersek, bu büyük değişkenliğin, evcilürünlerimizin ata-türlerinin doğada karşılaşılageldiğinden biraz başka ve daha az kararlı yaşamkoşullarındayetiştirilmişliklerinebağlıolduğusonucunavarırız.AndrewKnight’ınönesürdüğübudeğişkenliğin kısmen besin fazlalığı ile bağlantılı olabileceği görüşünde de epey olasılık vardır.Organik varlıkların pek çok kuşak boyunca büyük ölçüde bir değişmeye yol açan yeni koşullarlakarşılaşmakzorundakaldıkları;veoluşumlarıbirkezdeğişmeyebaşlayınca,bunungenelliklebirçokkuşakta sürüp gittiği besbellidir. Değişken bir organizmanın değişmesinin tarım koşullarındadurduğunugösterenbir olguyoktur.En eski tarımbitkilerimiz, örneğin buğday, hâlâ yeni çeşitlertüretmektedir ve en eski evcil hayvanlarımız hızla iyileştirilmeye ya da değişiklik geçirmeye hâlâyeteneklidir.

Bu konuyla uzun süre uğraştıktan sonra varabildiğim sonuca göre, yaşam koşullarının iki türlüetkidebulunduğuanlaşılmaktadır:oluşumuntümünüyadayalnızbelirliparçalarıdoğrudandoğruyaveüremesisteminidolaylıolaraketkilemek.Doğrudanetkilemebakımından,Prof.Weismann’ınkısabirsüreönceüzerindedurduğuvebenimVariationunderDomesticationadlıyapıtımdarastlantıylagösterdiğim gibi, her durumda iki etken olduğunu göz önünde tutmamız gerekir: organizmanındoğası ve koşulların doğası. Birincisi çok daha önemli görünmektedir, çünkü aşağı yukarı aynıdeğişimler, varabildiğimiz sonuca göre, bazen aynı koşullarda ortaya çıkmaktadır; ve öte yandan,farklı değişimler hemen hemen birbirinin aynı olarak beliren koşullarda ortaya çıkmaktadır.Döllerdekietkileryabelirliyadabelirsizdir.Bireylerindöllerininhepsi,yadayaklaşıkolarakhepsi,belirlikoşullarda,ayrıayrıvepekçokkuşakboyuncaaynıtarzdadeğişinceetkilerbelirlisayılabilir.Kesinlikle böyle ortaya çıkan değişmelerin derecesi konusunda bir karara varmak aşırı güçtür.Bununlabirlikte,küçükbirçokdeğişimkonusundaancakönemsizkuşkularolabilir–örneğinbesininniceliğinebağlıbüyüklük,yemindoğasındangelenrenk,iklimebağlıderikalınlığıvekılsıklığı,vb..Kanatlılarımızın tüylerinde gördüğümüz sayısız değişimlerin her birinin herhangi bir nedeniolmalıdır;vebelirlineden,birçokkuşaklardizisiboyunca,birçokbireyeaynıtarzdaetkiyapsaydı,bireylerin hepsi, belki aynı tarzda değişikliğe uğrardı. Bitkilerde urlara yol açan bir böceğinsokmasıylabitkiyeverilenbirdamlacıkağınınhemenardındanortayaçıkankarmaşıkveolağanüstü

belirtiler (urlar)gibiolgular,özsuyunundoğasındakibirdeğişmeyebağlıolarakbitkilerdenegibigaripdeğişikliklerinortayaçıkabileceğinibizegöstermektedir.

Değişmişkoşullarınçokdahasıkgörülensonucu,belirlideğişkenliktençokbelirsizdeğişkenliktirveevcil ırklarınoluşmasındabunundahaönemlibiryerivardır.Aynı türünbireylerinibirbirindenayıran ve ana-babaya ya da uzak bir ataya soyaçekimle bağlanamayan sayısız küçük özellikte(sapmada),belirsizdeğişkenliğigörmekteyiz.Aradabir,birliktedoğmuşkarındaşyavrulardaveaynıkapsülüntohumlarındanoluşanfidelerdebilegözeçokçarpanfarklarortayaçıkmaktadır.Çokuzunsürede,belirlibirülkedemilyonlarıaşkınbireyyetiştirildiveaşağıyukarıaynıyemlerlebeslendiveyerinde olarak yaradılış aykırılığı (monstrosity) denen yapı sapmaları türedi; ama yaradılışaykırılıkları küçük değişimlerden kesin herhangi bir çizgiyle ayrılamaz, ister aşırı önemsiz olsun,ister göze çok çarpsın, birlikte yaşayan bireyler arasında ortaya çıkan böyle yapı değişmelerininhepsi, her bireysel organizmayayaşamkoşullarınınbelirsiz etkileri sayılabilir; örneğinüşütmeninayrıayrıkimseleribelirsizbir tarzdaetkilemesi,bedendurumlarınayadadoğalözelliklerinegöreöksürüğe,nezleye,romatizmayayadatürlüorganlardayangılarayolaçmasıaşağıyukarıbudur.

Değişmiş koşulların dolaylı etkisi dediğim şey konusunda, yani üreme sisteminin etkilenmesiyledeğişmeye, kısmen bu sistemin koşullardaki her değişmeye aşırı duyarlığı olgusunun, kısmen de,Kölreuter ’in ve başkalarının belirttikleri gibi, belirli türlerin çaprazlanmasını izleyen yeni ya dadoğal olmayan koşullarda yetiştirilen bitkilerde ve hayvanlarda gözlenebilen değişkenliğin yolaçtığını kabul edebiliriz. Bazı olgular, üreme sisteminin çevre koşullarındaki çok önemsizdeğişmelere karşı ne denli duyar olduğunu açıkça göstermektedir. Hiçbir şey, bir hayvanıevcilleştirmekten daha kolay değildir ve pek az şey, o hayvanı kapalı yerde engellenmeksizinüretmekten, erkekle dişi çiftleşse bile, daha zordur. Kendi anayurdunda özgür denecek durumdatutulmaktaolsadaüremekistemeyenkimbilirkaçhayvanvardır!Bu,genellikle,amayanlışolarak,yozlaşmışiçgüdülerebağlanır.Birçoktarımbitkisiçokiyibüyür,amaseyrekolaraktohumbağlaryadahiçbağlamaz!Bazıdurumlarda,gelişiminözelbazıdönemlerinde,suyunbirazfazlayadaeksikolması gibi küçük bir değişmenin, bitkinin tohum vermesine ya da vermemesine yol açtığıbulunmuştur. Bu ilgi çekici konuda topladığım ve başka yerde yayımlanmış ayrıntıları buradaveremiyorum; ama, tutukluluğun etkisindeki hayvanların üremesini belirleyen yasaların ne denlibaşkaolduğunugöstermekiçinetçil(carnivorous)hayvanların,tabanlarınabasanlar(plantigrades)yadaayı familyası ayrı tutulursa, tropikbölgelerdenbileolsalar, oülkedeve tutuklulukkoşullarındaözgürce ürediğini; oysa etçil kuşların, pek azı bir yana, hemen hemen hiç döllenmiş yumurtavermediğinianayım.Yerliolmayanbirçokbitkininçiçektozları(pollen),tıpkıenkısırhibritlerinkilergibi, tümüyledeğersizdir.Biryandan,cılızvehastalıklıbileolsalar,evcilhayvanlarınvebitkilerintutuklulukkoşullarındaözgürce üremelerine; ve öte yandan, doğal bir durumdangençken alınmış,tümüyle evcilleşmiş, sağlıklı ve uzun ömürlü (buna sayısız örnek gösterebilirim) ama üremesistemleribilinmeyennedenlerceişgöremeyecekdenliönemliölçüdeetkilenmişbireylerebakarak,üreme sisteminin düzensiz çalışmasına ve ana-babalarına biraz benzemeyen döller vermesineşaşmamalıyız.Bazıorganizmaların,üremeorganlarınınkolaycaetkilenmediğiniortayakoyarak,endoğal olmayan koşullarda (örneğin kafeslerdeki tavşanlar ve dağ gelincikleri) özgürce ürediğiniekleyelim;bazıhayvanlarvebitkilerevcilleştirilmeyeve tarımaalınmayaböylesinedayanabilirvepekaz–belkidoğalbirdurumdaolduğundandahaçokolmamaküzere–değişir.

Kimidoğabilginleribütündeğişimlerineşeyselüremeeylemiyleilişkiliolduğunainanmaktadırlar;amabukesinbiryanılmadır;başkabirçalışmamda,bahçıvanların“şakacıbitkiler”(sportingplants)dedikleri bitkilerin uzun bir listesini verdim; –bunlar, durup dururken, aynı bitki üzerinde öbürgözlerdenbazenbüyükölçüde farklı, yeni, bambaşkabir gözvermektedirler.Bugözdeğişimi, bu

böyle adlandırılabilir, aşıyla, çelikle, vb. ve bazen tohumla sürdürülebilir. Böyle şakacı bitkilerdoğanınetkisindeseyrekortayaçıkar,amatarımaalınmanınetkisindeortayaçıkmalarıhiçdeseyrekdeğildir. Aynı ağaçta, bir-biçim (uniform) koşullarda, binlerce gözden biri birdenbire yeni bir ırakazandığına göre; ve farklı koşullarda yetişen başka başka ağaçlardaki gözler bazen aşağı yukarıaynı çeşidi (variety) –örneğin şeftali ağaçlarında tüysüz şeftali veren gözler ve alışılmış güllerdeyosun-gülleri (moss-rose) veren gözler– türettiğine göre, değişimin özel bir biçimini belirlemedekoşulların doğasının organizmanın doğasından daha az önemli olduğunu görüyoruz demektir; –koşulların doğası, belki de, alevin doğasını belirlemede, yanıcı bir madde yığınını tutuşturan birkıvılcımınkindendahaönemlideğildir.

ALIŞKANLIĞINVEPARÇALARINKULLANILMASININYADAKULLANILMAMASININETKİLERİ;KARŞILIKLIDEĞİŞİM;

SOYAÇEKİM

Alışkanlıkların değişmesi, çiçeklenme döneminde bitkilerin bir iklimden başka bir iklimegötürülmesi gibi, kalıtsal bir etki yaratır. Hayvanlarda parçaların artmış kullanılmasının ya dakullanılmamasının daha güçlü bir etkisi vardır; öyle ki, evcil ördeğin, bütün iskelete oranla, kanatkemiklerininyabanördeğininkilerdendahahafifvebacakkemiklerinindahaağırolduğunubuldumvebudeğişme,evcilördeğinyabanılatalarındandahaazuçmasınavedahaçokyürümesinegüvenleyorulabilir.İneklerdevekeçilerde,buhayvanlarınsüreklisağıldığıülkelerde,öbürülkelerdekilerlekarşılaştırılıncamemelerdegörülenbüyükvekalıtsalgelişimbelkidekullanılmanınetkilerinebaşkabirörnektir.Evcilhayvanlarımızdanhiçbirininbazıülkelerdesarkıkkulaklıolmayanıyoktur;kulaksarkmasının,hayvanlarpekazürkütüldükleriiçin,kulakkaslarınınkullanılmamasınayorulabileceğigörüşüolasıgörünmektedir.

Değişimi birçok yasa düzenler; bunların birkaçı şöyle böyle bilinmektedir ve ilerde kısacatartışılacaktır.Buradayalnızkarşılıklıdeğişimdiyeadlandırılabilenianacağım.Embriyondakiyadakurtçuktaki (larva) önemli değişmeler belki ergin hayvanda da değişmeleri gerektirecektir. Aykırıyaratıklarda tümüyle ayrı parçalar arasındaki karşılıklı-ilişki (correlation) ilgi çekicidir. IsidoreGeoffroySt.Hilaire’ınbukonudakideğerliyapıtındabunabirçokörnekgösterilmiştir.Yetiştiriciler,uzunbacakların aşağı yukarı her zamanuzamış bir başla birlikte bulunduğuna inanırlar.Karşılıklıilişkininbazıörneklerigerçektengariptir:mavigözlüakkedilergenelliklesağırdır,amaBayTait,kısa bir süre önce, bunun erkeklere özgü olduğunu saptadı. Renk ve yapısal özellikler birbiriyleilişkilidir, hayvanlarda ve bitkilerde bunun dikkate değer birçok örneği bulunabilir. Heusinger ’inderlediği olgular, belirli bitkilerin ak koyunlara ve domuzlara dokunduğunu, oysa koyu renklibireylere dokunmadığını ortaya koyuyor: Prof. Wyman, yakınlarda, bu olgunun güzel biraçıklamasını bana bildirdi: Virginia’daki kimi çiftçilere bütün domuzlarının neden kara olduğunusormuş; çiftçiler, domuzların boyalı kökleri [Lachnanthes -ç.] yediğini, bunun hayvanlarınkemiklerini pembeleştirdiğini ve bunun, kara hayvan çeşitleri dışında, bütün toynaklı hayvanlardaböyleolduğunusöylemişler; “Cracer”lerden [Virginia’yayerleşmişgöçmen -ç.]biri şunueklemiş:“Yalnız kara yavruları seçip yetiştiriyoruz, çünkü yalnız onların yaşama şansı var.” Tüysüzköpeklerindişlerieksiktir;uzunvekabakıllıhayvanlar,uzunveçokboynuzluolmayaeğilimlidir;paçalı güvercinlerin dış parmakları arasındaderi vardır; kısa gagalı güvercinlerin ayakları küçük,uzun gagalılarınkiler büyüktür. Bundan ötürü, seçme belirli bir özelliği artırarak sürdürülürse,yapının öbür parçaları da istenmeden ve hemen hemen kesinlikle ve ayrı parçalar arasındaki

karşılıklı-ilişkininbilinmedikyasalarınınsonucuolarakdeğişikliğeuğrar.

Değişimin farklı, bilinmeyen, ya da şöyle böyle anlaşılan yasalarının sonuçları, son derecekarmaşıkveçeşitlidir.Sümbül,patates,hattayıldızçiçeğivb.gibieskibazıtarımbitkilerimizüzerineyazılmış kitapçıklar dikkatle incelenmeye değer ve çeşitlerin ve alt-çeşitlerin birbirinden hafifçeayrıldıkları sayısız özel yapı ve kuruluş biçimlerini görmek, gerçekten şaşırtıcıdır. Bütün oluşumplastikleşmişgibigörünürveatasaltiptenküçükölçüdeayrılır.

Kalıtsal olmayan herhangi bir değişim bizim için önemsizdir.Ama kalıtsal sapmaların sayısı veçeşitliliği,sapmalarınfizyolojikönemleriisterazisterçokolsun,sonsuzdur.Dr.ProsperLucas’ınikibüyükcilttutanaraştırması,bukonudaeniyivedoluaraştırmadır.Soyaçekimeolaneğilimdenhiçbiryetiştiricininkuşkusuyoktur;benzerinbenzerden türediğionunbaşlıca inancıdır;bu ilkedenyalnızteorici (theoretical) yazarlar kuşkulanmaktadır.Herhangi bir sapma sık sık ortaya çıkarsa ve bunubabada ve oğulda görürsek, bunun ikisini de etkilemiş belirli bir nedene yorulabileceğinisöyleyemeyiz,amagörünüşteaynıkoşullardanetkilenmişbireylerarasındakoşullarınolağanüstübirbileşiminebağlıolan, çok seyrekgörülenbir sapma,babadaortayaçıkarsa–milyonlarcabireydenbirinde–vesapmaoğuldadaortayaçıkarsa,şansöğretisibizibuyenidenortayaçıkmayısoyaçekimeyormaya zorlar. Akşınlık (albinism), pürtüklü deri, kıllı vücut vb. gibi herkesin bilmesi gerekendurumlaraynıaileninbirkaçbireyindeortayaçıkar.Seyrekvegaripsapmalarkalıtsalsa,dahayaygınvedahaazgaripsapmalarhaydihaydikalıtsalolmakgerekir.Bukonuyutümüyleincelemenindoğruyolu,belkide,herözelliğinkalıtsallığınıbirkuralvekalıtsalolmamaklığınıbirsapkınlık(anomaly)olarakdüşünmektir.

Soyaçekimiyönetenyasalarçokbüyükölçüdebilinmiyor.Hiçkimse,birtürünyadafarklıtürlerinbireylerinde belirli bir özelliğin neden bazen kalıtsal olduğunu ve neden bazen böyle olmadığınısöyleyemez;çocuk,belirlibazııralarbakımındanniçindedesineyadaninesineyadadahauzakbiratasınaçekmektedir;birözelliknedençoğuzamanbireşeydenikisinebirden,yadayalnızbirine,herzaman değilse de büyük bir çoğunlukla aynı eşeye (sex’e) iletilmektedir? Evcil hayvanlarımızınerkeklerinde ortaya çıkan özelliklerin, daha çok, ister sınırlı ister büyük bir ölçüde olsun, yalnızerkeklereiletilmesi,bizimiçinepeyönemlibirolgudur.Güvenilir,çokdahaönemlibirkuralda,birözelliğin,yaşamınhangidönemindeortayaçıkarsaçıksın,döllerdedeaynıyaştavearadabirdahaöncegörünmesidir,sanırım.Bu,birçokdurumda,başkatürlüdeolamazdı;sığırlarda,boynuzlardakikalıtsal özelliklerin döllerde ancak ergenliğe yakın görünebilmesi böyledir; ipek böceğinin uyguntırtıllıkyadakozadönemindeortayaçıkanözelliklerivardır.Amakalıtsalhastalıklarvebaşkabazıolgular,benibukuralındahagenişbiryaygınlığıolduğunavebirözelliğinbelirlibiryaştaortayaçıkmasıiçingörülürbirnedenolmasabile,oözelliğindöllerdegenedeatadailkortayaçıktığıaynıyaştagörünmeyeeğilimliolduğunainandırıyor.Bukuralınembriyolojininyasalarınıaçıklamadaçokbüyük önemi olduğuna inanıyorum. Bu söylenenler, elbette, bir özelliğin ilk ortaya çıkması ilesınırlıdırveyumurtagözeleriniyadaerkeköğeyietkilemişolanilknedenikapsamaz;aşağıyukarıtıpkıkısaboynuzlubirinekleuzunboynuzlubirboğanındölündeboynuzuzunluğununaçıkçaerkeköğeyebağlıolmasındakigibi.

Ataya dönmeyi (reversion) anmışken, burada, doğa bilginlerinin sık sık belirttikleri bir şeyi deanayım: Evcil çeşitlerimiz, yabanıllaşınca, yavaş yavaş ama sürekli olarak, yeniden asılkökenlerindeki ıralara dönerler. Bu yüzden evcil ırklardan doğal bir durumdaki türler için hiçbirsonuççıkarılamayacağısavunulmaktadır.Sıksıkvecesaretleönesürülenyukardakigörüşünhangikesin olgulara dayandığını bulmaya boşuna uğraştım. Bunun doğruluğunu kanıtlamak çok güçtür:çünkü en belirgin evcil çeşitlerimizin yabanıllık durumunda belki de yaşamayacakları sonucunu

güvenle çıkarabiliriz. Birçok durumda, asıl kökenin ne olduğunu bilmiyoruz, bundan dolayı aşağıyukarıtambiratayadönüşünizlenipizlenmediğinisöyleyemeyiz.Çaprazlanmanınetkileriniönlemekiçin yalnız bir tek çeşidin, yeni yurdunda, başıboş bırakılmaklığı gerekirdi.Bununla birlikte, evcilçeşitlerimiz, arada bir ve kesinlikle, bazı ıraları bakımından atasal biçimlerine döndükleri için,doğallaştırmada başarı sağlayabilseydik, ya da örneğin lahanayı birçok kuşak boyunca çok yoksultoprakta yetiştirseydik (bu durumda, bazı sonuçlar gene de yoksul toprağın belirli etkisineyorulurdu), bitkiler büyük ölçüde, hatta tümüyle, asıl yabanıl kökene dönerdi; bu bana olasıgörünüyor.Böylebirdenemeninbaşarıyaulaşıpulaşmamasınınbizimtartışmaalanımızbakımındanbüyük önemi yoktur; çünkü yaşam koşullarını denemenin kendisi değiştirir. Evcil çeşitlerimizingeriyedönmeyebüyükbireğilimgösterdiğiyaniçoksayıdaveaynıkoşullardabirlikteyaşarkenveböyle bir durumda yapılarında görülebilecek önemsiz bazı sapmalar engelsiz çaprazlanmaylaönlenebilirken, evcil çeşitlerimizin kazandıkları ıraları yitirdiği kanıtlanabilseydi, evcil çeşitlerdentürlerleilgilihiçbirsonuççıkaramayacağımızıkabulederdim.Oysabugörüşüdestekleyenbirkanıtbelirtisi yoktur: koşum ve yarış atlarımızı, uzun ve kısa boynuzlu sığırlarımızı ve çeşitli kanatlıhayvanlarımızı,sınırsızbirsüreyetiştiremeyeceğimiziönesürmek,yaşantımızıntümüneaykırıdır.

EVCİLÇEŞİTLERİMİZİNIRASI;ÇEŞİTLERLETÜRLERİAYIRTETMENİNGÜÇLÜKLERİ;BİRYADABİRDENÇOKTÜRDENOLAN

EVCİLÇEŞİTLERİNKÖKENİ

Evcilhayvanlarımızınvetarımbitkilerimizinkalıtsalçeşitlerineyadaırklarınabakıncaveonlarıyakın hısımları olan türlerle karşılaştırınca, her ırkta, daha önce söylendiği gibi, ırada gerçektürlerdeolduğundandahaazbir-biçimlilik(uniformity)görmekteyiz.Evcilırklarınçoğuzamangaripbir ırası vardır; başka bir deyişle, önemsiz bazı noktalarda birbirlerinden ve aynı cinsin öbürtürlerinden ayrılırlarsa da, birbirleriyle karşılaştırılınca ve özellikle doğada en yakın hısım olantürlerle karşılaştırılınca, herhangi bir parça bakımından çoğu zaman büyük ölçüde farklılıkgösterirler. Bunları (ve çaprazlanınca tam bir döl verimi gösteren çeşitleri –ilerde tartışılmasıgerekenbirkonu)ayrıtutarsak,aynıtürünevcilırklarıbirbirlerindentıpkıdoğalbirdurumdakiaynıcinsin yakın hısım olan türleri gibi ayrılır, ama farklar pek çok durumda daha küçük ölçüdedir.Bunun doğru olduğu kabul edilmek gerekir, çünkü birçok hayvan ve bitkinin evcil ırkları, kimiyetkili çiftçilerce, köken bakımından ayrı türlerin ve kimilerince, yalnız çeşitlerin soyundansayılmaktadır. Evcil bir ırk ile bir tür arasında belirgin bir fark olsaydı, bu kuşku, böyle sürekliolarak söz konusu edilemezdi.Cinsel (generic) ıraları bakımından evcil ırkların birbirinden farklıolmadığı sık sık belirtilmektedir. Bunun doğru olmadığı söylenebilir; ama doğa bilginleri hangiıraların cinsel (generic) olduğunu belirlemekte epey anlaşmazlık içindedirler; böylesideğerlendirmelerin hepsi şimdilik ampiriktir. Doğanın etkisinde cinslerin (genus) nasıl türediğiaçıklanınca,evcilırklarımızdagerçek(katışıksız)cinsel(generic) ıralarbulmayıummayahakkımızolmadığıgörülecektir.

Hısımevcil ırklararasındakiyapısal farkınbüyüklüğünükestirmeyeçalışırken,onlarınbiryadabirden çok ata-türün soyundan olup olmadığını bilmediğimiz için kuşkuya düşüveriyoruz. Bunoktanın aydınlatılması ilginç olur; örneğin, hepsinin de kendi çeşidini tümüyle sürdürdüğünübildiğimiztazının,bloodhound’un,zağarın,mastının,buldoğunherhangibirtektüründölleriolduğugösterilebilseydi,ozamanböyleolgular,yeryüzününfarklıbölgelerindeyaşayanveyakınhısımolandoğal türlerin –örneğin birçok tilki türünün– değişmezliği konusunda bizi büyük ölçüde kuşkuya

düşürürdü. Biraz sonra göreceğimiz gibi, türlü köpek ırklarımız arasındaki bütün farklarınevcilleşmenin etkisinden doğduğuna inanmıyorum; farkların küçük bir bölüğünün, onların ayrıtürlerin dölleri olmasından ileri geldiğine inanıyorum. Başka bazı evcil türlerin çok belirginırklarınagelince,onlarınhepsininbir tekyabanılkökenden türediğineolası,hattakuvvetlikanıtlarvardır.

İnsanoğlunun,değişmeyeveçeşitliiklimleredayanmayayaradılıştanolağanüstüeğilimlihayvanvebitkileri seçtiği sık sık söylenmektedir.Bu yeteneklerin evcil ürünlerimizin değerini büyük ölçüdeartırdığını tartışmam; ama yabanıl insan, bir hayvanı ilk evcilleştirirken, onun gelecek kuşaklardadeğişipdeğişmeyeceğini,başkaiklimleredayanıpdayanmayacağınınasılbilebilirdi?Rengeyiğininsıcağayadadeveninsoğuğadayanmagücününazolması,ohayvanlarınevcilleştirilmesiniengelledimi?Evcilürünlerimizesayıcaeşitveeşitölçüdefarklısınıflardanveülkelerdenolanbaşkahayvanlarve bitkiler doğal bir durumdan alınıp aynı sayıda kuşaklar boyunca evcillik koşullarındayetiştirilebilseydi, onlar da bugünkü evcil ürünlerimizin ata-türlerininkine yaklaşık bir değişmegösterirlerdi;bundankuşkulanamam.

Eskiden evcilleştirilmiş hayvanlarımızın ve bitkilerimizin bir ya da birden çok yabanıl türünsoyundan olup olmadıkları konusunda kesin bir karara varmak olanaklı değildir. Evcilhayvanlarımızın çok kökenli olduğuna inananların kanıtları, daha çok, en eski çağlarda, Mısıranıtlarındakiveİsviçre’ningöl-konutlarındakisoylardaepeyfarklılıkbulmamızaveoeskisoylardanbazılarının bugünkülere epey benzemesine, hatta onlarla özdeş olmasına dayanmaktadır. Oysa buyalnız uygarlık tarihi bakımından önemlidir ve hayvanların sanılageldiğinden çok daha eski birdönemdeevcilleştirilmişolduğunugösterir. İsviçre’ningöl-konutlarındabarınanlar, birçokbuğdayvearpaçeşidini,bezelyeyi,yağeldeetmekiçinhaşhaşıveketeniyetiştirdiler;türlüevcilhayvanlarıvardı.Başkauluslarlaticaretyaptılar.Bütünbunlar,Heer ’inbelirttiğigibi,onlarınoçokeskiçağdaepeyuygarlaşmışolduklarınıaçıkçagösterirvegenebu,farklıbölgelerdekibudunlarcayetiştirilenevcil hayvanların, az gelişmiş bir uygarlığın uzun sürmüş eski bir döneminde, değişmiş ve farklıırklar meydana getirmiş olduğunu anlatır. Yeryüzünün birçok kesiminde yüzlek oluşumlarda(formation)taştanaletlerbulunduğundanberi,bütünyerbilimcilerbarbarinsanınçokeskibirçağdayaşadığına inanmaktadırlar ve köpeği olsun evcilleştirmemiş barbar bir boyun bugünkü gündevarolmadığınıbiliyoruz.

Evcil hayvanlarımızın pek çoğunun kökeni belki hep karanlık kalacaktır. Ama bütün dünyadakievcilköpeklerigözönündetutarak,bukonudabilinenbütünolgularınyorucubirdermesiniyaptıktansonra,başkabaşkaköpekgil (canidae) türününevcilleştirildiği, ve evcil soylarımızındamarlarındaonların birbirine epeyce karışmış kanlarının dolaştığı sonucuna vardığımı burada söyleyeyim.Koyunlar ve keçilerle ilgili kesin bir kanıya varamadım. Hörgüçlü Hint sığırlarının huyları,böğürmeleri, doğal özellikleri ve yapıları üzerine Bay Blyth’ın bana bildirdiği olgulardan, busığırlarınAvrupasığırlarınınkindenfarklıbirkökeninsoyuolduğuaşağıyukarıbellidir;kimiyetkiliçiftçiler, Avrupa sığırlarının üç yabanıl atası –tür sayılabilsin veya sayılmasın– olduğunainanmaktadırlar.Buvarsayımınhörgüçlü sığırlarlayaygın sığırlar arasındakikesin farkvarsayımıgibi, gerçekte Prof. Rütimeyer ’in pek değerli araştırmalarıyla belirlendiği söylenebilir. Atlaragelince, burada tartışamayacağım nedenlerden ötürü, birkaç yazarın tersine, bütün ırkların aynıtürden geldiğine kuşkuyla inanmak eğilimindeyim.Aşağı yukarı bütün İngiliz tavuk ırklarını canlıolaraksağladıktan,yetiştirdikten,çaprazladıktanveiskeletleriniincelediktensonra,banaöylegeliyorki,hepside,hemenhemenkesinlikle,yabanılHint tavuğunun (Gallusbankvia) soyudurvebu,BayBlyth’ın ve bu kuşu Hindistan’da incelemiş olan başkalarının da vardığı sonuçtur. Bazı ırklarıbirbirinden epey farklı olanördeklere ve tavşanlara gelince, hepsininyaygınyabanördeğindenve

yabantavşanındantürediğininkanıtıkesindir.

Kimi yazarlar, ayrı yabanıl atalardan türemiş ayrı evcil ırklarımızın kökeni öğretisini saçma biraşırılığa vardırmaktadırlar. Onlar, ayrıca ıraları ne kadar önemsiz olursa olsun, kendi soyunusürdüren her ırkın kendi yabanıl ilkörneği (prototype) bulunduğuna inanmaktadırlar. Böyledüşünülünce,yalnızAvrupa’dabirsürüsığır,epeycekoyunvekeçitürüolmak,BüyükBritanya’dadaepeycesibulunmakgerekirdi.Biryazar,eskidenBüyükBritanya’yaözgüonbiryabanılkoyuntürüolduğuna inanmaktadır! Britanya’nın şimdi kendine özgü bir tek memeli hayvanı olmadığını,Fransa’da,Almanya’daolmayanbirkaçmemelihayvanbulunduğunu,Macaristanveİspanyaiçindedurumunböyleolduğunuvb.amabütünkrallıklaraözgübirkaçsığır,koyun,vb.soyubulunduğunugözönünealınca,evcilepeycesoyunAvrupa’datürediğinikabuletmekzorundakalırız;başkanerdengelmişolabilirlerdi?Hindistan’dadaböyledir.Ayrıayrıyabanıltürlerdengeldiklerinikabulettiğimbütün dünyadaki evcil köpek soyları olgusunda da kalıtsal değişimin büyük payı olduğundankuşkulanılamaz; çünkü İtalyan tazısına,bloodhound’a,buldog’a,kütburunlu finoyayadaBlenheimmastısına,vb.–kibunlaryabanılköpekgillerehiçbenzemez–epeybenzeyenhayvanlarındoğalbirdurumda, herhangi bir çağda varolduğuna kim inanabilir? Bütün köpek ırklarımızın yerli birkaçtürünçaprazlanmasıyla türedikleri, sıksıkboşunasöylenmektedir;oysaçaprazlanmaylaancakana-babalarının arasında bir dereceye dek orta (intermediate) biçimler elde edebiliriz ve türlü evcilırklarımızıntüreyişinibuişlemleaçıklamayakalkarsak,İtalyantazısı,bloodhound,buldogvb.gibienaşırıbiçimlerin (form),birzamanlardoğalbirdurumdayaşadığınıkabuletmemizgerekir.Üstelik,çaprazlanmaylaayrıırklareldeetmeolanağıbüyükölçüdeabartılmaktadır.Belgelendirilmişbirçokörnek, istenen ırayı taşıyanbireylerindikkatleseçilmesinedayananumulmadıkçaprazlamalarlabirırkındeğişikliğeuğratılabileceğinigöstermektedir;ama tümüyle farklı iki ırkarasındaortabir ırkeldeetmekçokgüçolurdu.SirJ.Sebrightbunuözellikledenedivebaşarısızlığauğradı.Arıkanikiırk arasındaki çaprazlamanınbirincidölleri epeyvebazen (güvercinlerdebulduğumgibi) tümüylebir-biçimıradadırveherşeyyolundagörünmektedir;amabukarışıksoyluhayvanlarbirkaçkuşakbirbirleriyleçaprazlanınca,ikibireybilebirbirinebenzememekteveişingüçlüğüortayaçıkmaktadır.

EVCİLGÜVERCİNLERİNIRKLARI,BUNLARINFARKLARIVEKÖKENİ

Belirlibirgrubuincelemeninherzamaneniyiyololduğunainanarak,düşünüptaşındıktansonra,evcilgüvercinlerielealmayıuygungördüm.Satınalabildiğimyadabulabildiğimvedünyanınbirçokköşesinden,özellikleİran’danSayınC.Murray’ınveHindistan’danSayınW.Elliot’unyardımlarıylasağladığımözenledoldurulupsaklanmışbütünırklarıeliminaltındabulundurmaktayım.Güvercinlerüzerine türlüdillerdepekçokincelemeyayımlanmıştırvebunlardanbazılarıepeyeskiolduğuiçinçokönemlidir.Ünlübirkaçgüvercinmeraklısıyla ilişkikurdumveLondragüvercinkulüplerindenikisineüyeoldum.Irklarınfarklılığıpekşaşırtıcıbirşey.İngilizpostagüverciniyledar-alınlıtaklacıgüvercini karşılaştırınız ve gagalarındaki olağanüstü farkı, kafataslarında karşılıklı düşenfarklılıkları görünüz. Posta güvercini, özellikle erkeği, başının çevresindeki ibikleşmiş derininşaşırtıcıgelişimibakımındandadikkatedeğer;bunaçokuzamışgözkapaklarını,çokgenişdışburundeliklerini ve geniş bir ağız yarığını ekleyiniz. Dar-alınlı taklacı güvercinin gagası, ana çizgileribakımından aşağı yukarı ispinozunkini andırır ve yaygın taklacı güvercinin biricik kalıtsal huyu,toplusürülerhalindeçokyükseklerdeuçmasıvehavadatepetaklakdönmesidir.Runtgüverciniuzunve ağır gagalı, büyük ayaklı, iri bir kuştur; bazı alt-ırklarının boynu çok uzundur, bazılarınınkanatlarıvekuyruklarıçokuzundur,bazılarınınkuyruklarıiseolağanüstükısadır.Mağripgüvercini

postagüverciniylehısımdır,ama,uzunbirgagayerine,çokkısaveenlibirgagasıvardır.Şişingengüvercinde(pouter)gövde,kanatlarvebacaklariyiceuzamıştır;kasılakasılaşişirdiğiaşırıgelişmişkursağı,kimilerindeşaşkınlıkyaratabilirvekimilerinikahkahaylagüldürebilir.Turbitgüvercinininkısavekonikbirgagasıile,göğsündetersine,yukarıdoğruçıkmışbirsıratüyvardır;huyu,yemekborusunun(oesophagus)yukarıkesimini sık sık,hafifçe şişirmesidir.Başlıklıgüvercinin (Jacobin)ensesindeki tüyler öylesine ters çıkar ki, bir başlık oluşturur; kendi büyüklüğü ile orantılı olarakuzamış kanat ve kuyruk telekleri vardır. Demkeş (trumpeter) ile kıkırdak (laugher), adlarından daanlaşılacağıüzere,öbürırklardançokfarklıöterler.Güvercinfamilyasınınbütünüyelerindenormalolarakon ikiyadaondörtkuyruk teleğivarken, tavusgüvercinindeotuz,hattakırkkuyruk teleğivardır: bu telekleri açar ve gerer, öyle ki soylu kuşlarda başla kuyruk birbirine değer: yağbezleritümüylekörelmiştir.Gözedahaazçarpanbaşkabirkaçırkdaanılabilir.

Ayrı ırkların iskeletlerinde, yüz kemiklerinin uzunluklarında, genişliklerinde ve eğriliklerindekigelişimönemliölçüdefarklıdır.Altçeneçıkıntısınıngenişliğiveuzunluğukadar,biçimidegözeçokçarpacak tarzdadeğişir.Kuyrukvekuyruksokumuomurlarının sayısıdeğişir;kaburgaların sayısı,ilişkin(relative)genişliklerivekemikçıkıntılarınınvarlığı ilebirliktedeğişir.Göğüskemiğindekiboşlukların sayısı ve biçimi epey değişkendir; lâdes kemiğinin iki çatalının ilişkin büyüklüğü vearalarındaki açıdaböyledir.Ağızyarığının,gözkapaklarının,burundışdeliklerinin,dilinoransal(proportional)uzunluğu (dilinki,gaganınkiyleher zaman tamkarşılıklı-ilişkigöstermez),kursağınve yemek borusunun yukarı kesiminin büyüklüğü, yağ-bezlerinin gelişimi ya da körelmişliği;birincilkanattakivekuyruktakiteleklerinsayısı;kanatlarınvekuyruğunbirbirinevegövdeyeilişkin(relative) uzunluğu; ayakların ve bacakların ilişkin uzunluğu; parmaklardaki boynuzsu pullarınsayısı,parmaklararasındaderigelişimi,hepsidedeğişkenyapısalnoktalardır.Tamtüylenmeçağı,yumurtadançıkanyavrularıntüylülükdurumugibideğişir.Yumurtalarınbiçimivebüyüklüğüdeğişir.Uçmatarzıvebazıırklardasesveötüşçokdeğişiktir.Sonolarak,belirli ırklarda,erkekiledişidebirbirindenazdaolsafarklıdır.

Öyleki,birkuşbilimciye(ornithologist)gösterilipyabanılolduklarısöylenirse,kuşbilimcininçokbelirgintürlerarasınakoyacağıbirçokgüvercinseçilebilir.Budurumda,herhangibirkuşbilimcinin,İngiliz posta güvercinini, dar-alınlı taklacıyı, Runt’ı, Mağrip güvercinini, şişingen güvercini vetavusu aynı cinse sokacağına inanmıyorum; ayrıca, bu ırkların her birindeki gerçektenkalıtsal alt-ırklar(o,bunlaratürlerderdi)kendisinegösterilebilir.

Ancak,güvercin ırklarıarasındakifarklarnedenlibüyükolursaolsun,doğabilginlerininyaygınkanısının, yani hepsinin kaya güvercininden (Columba livia) türemişliğinin, birbirlerinden enönemsiz bakımlardan ayrılan farklı coğrafi ırkları ve alt-ırkları da içermek ön koşulu ile, doğruolduğunatümüyleinanıyorum.Benibunainandırangerekçelerbaşkadurumlardadageçerliolduğuiçin, burada kısaca sunulacaktır. Ayrı ayrı ırklar çeşit değilseler ve kaya güvercinindentürememişlerse,enazındanyediyadasekizkökenleriolmakgerekir;çünküdahaazsayıdakökeninçaprazlanmasıyla bugünkü evcil güvercin ırklarını elde etmek olanaksızdır: örneğin, bir şişingengüvercin, birinde olsun çok büyük ve göze çarpan bir kursak bulunmayan iki atasoyunçaprazlanmasıylanasıl eldeedilebilir?Varsayılanatasoylarınhepsikayagüvercinleridir,nevarki,busoylarvarlıklarınısürdürmediyadaağaçlara isteyerek tünemedi.AmaC. livia ileonuncoğrafialt-türleri dışında, kaya güvercinlerinin yalnız iki ya da üç başka türü bilinmektedir ve onlarınhiçbirinde evcil ırkların ıraları yoktur. Bu yüzden, varsayılan ata-soylar ya hâlâ başlangıçtaevcilleştirildikleri ülkelerde yaşamakta ve kuşbilimcilerce henüz bilinmemektedir ve bu,iriliklerinden,huylarındanvegözeçarpanıralarındanötürüolanaksızgörünmektedir;yadayabanıldurumdaykensoyları tükenmişolmakgerekmektedir.Oysayalçınkayalardakuluçkayayatanve iyi

uçankuşlarınsoyukolaykolayyokedilemezvehuylarıevcil ırklarınkilerleaynıolanyaygınkayagüvercini, Britanya’nın bazı küçük adacıklarında ve Akdeniz kıyılarında bile yok edilememiştir.Bundan ötürü, huyları kaya güvercininkine benzeyen birçok türün yok olduğunu varsaymak ilerigitmekolur.Üstelik,yukardaadlarıgeçenevcilırklarınbazılarıdünyanınheryerinegötürülmüştürvebundandolayı,birkaçınınyenidenkendiözyurdunagerigötürülmüşolmasıgerekir;ama,kayagüvercininin çok az değişmiş bir biçimi olan tarla güvercini (dovecot-pigeon, Feldtaube) bazıyerlerdeyabanıllaşmışsada,buırklardanbiribileyabanıllaşmamıştır.Bugünkübütündeneyimimiz,yabanıl hayvanları evcillik koşullarında özgürce üretmenin güç olduğunu göstermektedir; oysa,güvercinlerimizin çok kökenli olduğu varsayımına göre, eski çağlarda, yarı-uygar insanlarca enazından yedi ya da sekiz türün tümüyle evcilleştirildiğini, üstelik tutukluluk koşullarında bile tamdoğurganlıkgösterdiğinikabuletmekgerekmektedir.

Yukarda anılan ırkların doğal özellik, huy, ses, renk ve yapılarının pek çok parçası bakımındanyabanıl kaya güvercini ile genel olarak uyuşmakla birlikte, bazı bakımlardan normalden epeyayrılması,çokönemlivebaşkadurumlardadageçerlibirkanıttır:İngilizpostagüvercininin,yadadar-alınlı taklacının, ya da Mağrip güvercininin gagasının; başlıklı güvercinin yukarı dönüktüylerinin; şişingen güvercinin kursağının; tavustaki kuyruk telelerinin benzerlerini o kalabalıkgüvercingiller (Columbidae) familyasında aramamız boşunadır. Bu yüzden, yarı-uygar insanlarınyalnız birçok türü tümüyle evcilleştirmede başarıya ulaştığını değil, bilerek ya da rastlantıyla,özellikle normalden sapan türleri seçtiğini ve daha sonra bu türlerin çoktan yok olduğunu ya dayittiğinivarsaymakgerekmektedir.Böylebirsürügariprastlantınınbirbiriniizlemesibüyükölçüdeolanaksızdır.

Güvercinlerin renkleriyle ilgili bazı olgular dikkate değerdir. Kaya güvercini kurşuni-mavidir,böğürleriaktır;oysaHintalt-türünde,C.intermediaStrickland,böğürlermavimsidir.Kuyrukucundadıştakiteleklerinakbirkenarçektiğikarabirşeritvardır.Kanatlardakaraikişeritbulunur.Bazıyarı-evcilvebazıtam-yabanılırklarınkanatlarında,ikikaraşerittenbaşka,karabeneklervardır.Bufarklıişaretler,bütünfamilyanınbaşkahiçbirtüründeyoktur.Öteyandan,evcilırklarınherbirinde,soylukuşlarda bile, yukarda anılan işaretlerin hepsi, dış kuyruk teleklerinin ak kenarları bile, bazentümüylegelişmişolarakbirlikteortayaçıkar.Üstelikhiçbirimaviolmayanyadayukardabelirtilenişaretlerdenherhangi birini taşımayan farklı iki ya da daha çok ırktan kuşlar çaprazlanınca,melezdöller bu ıraları birdenbire kazanmaya çok eğilimlidir. Yaptığım birçok gözlemden birini örnekvereyim:değişmedenüreyenbazıaktavuslarıbazıkaraMağripgüvercinleriyleçaprazladım;Mağripgüvercinlerinin mavi çeşitleri öylesine seyrek görülür ki, İngiltere’de bir örneği olduğunu hiçişitmedimve elde ettiğimmelez döller kara, kahverengi ve benekliydi.BirMağrip güvercinini debenekli bir güvercinle çaprazladım; buMağrip güvercini kızıl kuyruklu, alnı kızıl benekli, ak vedeğişmeden üreyen bir kuştu; melezler koyu esmer ve benekli oldu. Ondan sonra Mağrip-tavusmelezlerinden birini Mağrip-benekli melezlerinden biriyle çaprazladım ve tıpkı yabanıl kayagüvercinigibiakböğürlü,çiftkarakanat-şeritlivekuyruğundaakkenarlıkarabir şeridiolançokgüzelmavi bir kuş ortaya çıktı! Bu olguları atasal ıralara dönmenin iyi bilinen ilkeleriyle, ancakbütün evcil ırklar kaya güvercininden türemişse anlayabiliriz. Ama bunu reddedersek, şu çokolanaksız iki halden birini varsaymak zorunda kalırız: birincisi, bugünkü türlerden hiçbirininrenklerive işaretlerikayagüvercininkigibiolmamaklabirlikte,düşünülen farklıbütünata-türlerinrenkleri ve işaretleri böyleydi ve bundan dolayı ırkların her birinde aynı renklere ve işaretleredönmeyebir eğilimolabilir, ikincisi, her ırk, enkatışıksız ırkbile, sonon iki yada en çokyirmikuşak içinde kaya güverciniyle bir kez çaprazlanmıştır:On iki ya da yirmi kuşak diyorum, çünküdahaçoksayıdakuşaktansonramelezdöllerinyabancıkandangelenatalarınadöndüklerinigösterenbirörnekbilinmemektedir.Yalnızbirkezçaprazlananbir ırkta,buçaprazlanmadangelenherhangi

bir ırayadönmeeğilimi,daha sonrakikuşaklarınherbirindedahaazyabancıkanbulunacağı için,elbettegiderekazalacaktır;amahiçbirçaprazlanmaolmazsaveırktageçmişbazıkuşaklarboyuncayitmiş bir ıraya dönme eğilimi varsa, bu eğilim, (her şeye karşın bunun tersini öne sürebiliriz),belirsiz sayıda kuşaklar boyunca iletilmiş olabilir. Ataya dönüşün bu iki farklı hali, soyaçekimkonusundayazanlarcasıksıkbirbirinekarıştırılmaktadır.

Son olarak, en farklı ırklarda bilerek yaptığım kendi gözlemlerime dayanarak söyleyebileceğimgibi, güvercin ırklarının bütün hibritlerinde ya da melezlerinde tam bir dölverimi görülür. Oysa,tümüyle farklı iki hayvan türünün hibritlerinde tam doğurganlık görüldüğü konusunda kesinlikleaydınlatılmışherhangibirörnekyoktur.Kimiyazarlar,uzunsürmüşevcilliğin,türlerdekibukuvvetlikısırlık eğilimini giderdiğine inanmaktadırlar. Köpeğin ve başka bazı evcil hayvanların tarihinedayanılarak,birbiriyleyakınhısımolan türlergözönündebulundurulursa,bu sonuçbelki tümüyledoğrudur. Ama, bu sonuç, köken bakımından posta güvercinlerinin, taklacıların, şişingenlerin vetavuslarınşimdiolduklarıdenli farklıolan türlerinkendiaralarında tamdölverimigösterendöllervereceğinivarsayacakkadarilerigötürülürse,aşırıataklıkolur.

Bu türlü nedenlerden, yani –insanoğlunun eskiden, varsayılı yedi ya da sekiz güvercin türünüevcilliğin etkisinde özgürce üretmişliğinin olanaksızlığından– bu varsayılı türlerin yabanıl haldekesinlikle bulunmamasından ve hiçbir yerde yabanıllaşmamış olmasından –birçok bakımdan kayagüvercinine benzemekle birlikte, bütün öbür güvercingillerle karşılaştırıldığında, bu türlerinnormalden çok sapan belirli ıralar göstermesinden- ister katışıksız yetiştirilsinler, isterçaprazlansınlar, bu ırkların hepsinde mavi rengin ve türlü kara işaretlerin yeniden ortayaçıkmasından; bütün bu çeşitli nedenlerden ötürü ve bütün bu nedenleri hep birlikte dikkate alarak,bütünevcilgüvercinırklarımızınkayagüverciniyadaColumbaliviaileonuncoğrafialt-türlerindentürediğinegüvenlekararverebiliriz.

Bu görüşü desteklemek için şunları ekleyebilirim: Avrupa’da ve Hindistan’da evcilleşmeyeyetenekli yabanıl kaya güvercini bulunmaktadır ve huy ve yapı bakamından birçok noktada evcilırkların hepsiyle uyuşmaktadır, bu bir. Bir İngiliz posta güvercini ya da dar-alınlı taklacı, belirliıralardakayagüvercinindenbüyükölçüdefarklıolmaklabirlikte,buikiırkınalt-ırklarını,özellikleuzak ülkelerden getirilmiş olanlarını karşılaştırarak, onlarla kaya güvercini arasında aşağı yukarıtambirseriyapabiliriz;bunu,bütünırklardadeğilsebile,başkabazıırklardadayapabiliriz,buiki.Herırkaözgüıralar,örneğinpostagüvercininaltibiğivegagasınınuzunluğu,taklacınıngagasınınkısalığı, tavusun kuyruk teleklerinin sayısı, pek değişkendir, bu üç; bu olgunun açıklaması seçmekonusu tartışılırken verilecektir. Dördüncüsü de pek çok kimsenin güvercinleri sevmesi ve onlarabüyük özenle bakmasıdır. Güvercinler, dünyanın birçok yerinde, binlerce yıldır evcil olarakyetiştirilmektedir;Prof.Lepsius’unbanabildirdiğinegöre,güvercinlerüzerinebilineneneskibelge,yaklaşıkolarakİÖ3000yılında,Mısırfiravunlarınınbeşincisülalesindenkalmadır;amaBayBirch,ondanöncekisülaleninyemeklistelerindenbirindegüvercineyerverildiğinisöylemektedir.Plinius’agöre, Romalılar zamanında güvercinler çok yüksek fiyata satılmıştır; “hatta, işi o denli ilerigötürdüler ki, güvercinlerin soyağaçları ve ırkları ile uğraştılar”. Hindistan’da Ekber Han, 1600yıllarında, güvercinlere çok değer verdi; öyle ki, sarayındaki güvercinlerin sayısı 20.000’den azdeğildi.“İran’ınveTuran’ınhükümdarlarıonapeknadirkuşlargönderdiler”,diyorsaraytarihçisiveşunlarıekliyor:“Hakanımızgüvercinlerimelezleyerek,dahaöncehiçuygulanmamışbiryöntemle,şaşılacak ölçüde iyileştirdi.” Aşağı yukarı aynı çağda, Hollandalılar da eski Romalılar gibigüvercinleredüşkündü.Seçmekonusunutartışırkenbubilgileringüvercinleringeçirdiğigörülmemişdeğişimi açıklamadaki olağanüstü önemi ortaya çıkacaktır. Ayrı güvercin ırklarının nasıl olup daböylesıksıkepeygaripıralargösterdiğinidegöreceğiz.Erkekvedişigüvercinlerineşlerineömür

boyubağlıkalabilmesivebundanötürü,ayrıayrıırklarınaynıgüvercinliktebirliktetutulabilmeside,farklıırklartüretilmesiiçinçokelverişlibirkoşuldur.

Güvercinlerin olası kökenini yeterince değilse de epey ayrıntılı tartıştım; çünkü güvercinyetiştirmeye ve değişmeden üreyen çeşitleri gözlemeye başladığım zaman, tıpkı doğadaki birçokispinoz türü ya da başka bir kuş topluluğu konusunda herhangi bir doğa bilgininin varabileceğikararınbirbenzerinevardımveevcilgüvercinlerinhepsininortakbiratadan türediğine inanmaktagüçlükçektim.Şudurumbenişaşkınaçevirdi:görüştüğümyadayazdıklarınıokuduğumtürlüevcilhayvan ve bitki yetiştiricilerinin aşağı yukarı hepsi, yetiştirdikleri ayrı ırkların kökence farklıtürlerden türediğine kesinlikle inanmaktaydı. Yetkili bir Hereford sığırı [ak alınlı, kısa ve akboynuzlu,kızıl,akalacalı,etçibirsığırırkı-ç.]yetiştiricisine,sığırlarınınuzunboynuzlubirsoydan,yadaikisinindeortakbirkökendengelipgelmediğini,sizdebenimgibisorunuz;sizeküçümseyerekgülecektir.Herbaşlıcaırkınayrıbirtürdentürediğinekesinlikleinanmayanbirtekgüvercin,tavuk,ördekyadatavşanmeraklısınaaslarastlamadım,VonMons,armutveelmakonusundakikitapçığındaayrı çeşitlerin, örneğinRibston-pippin’in [bir elma çeşidi -ç.] ya daCodlin elmasının aynı ağacınçekirdeklerinden türediğinenedenlikesinlikle inanmadığınıgöstermektedir.Böylebiryığınörnekverilebilir. Bunu açıklamak basittir sanırım: uzun incelemelerden sonra ırklar arasındaki farklaronlarıçoketkilemektedirveırkınbirazdeğiştiğinibilmeklebirlikte(çünküyetiştiricilerarasındakiyarışmalarda kazandıkları ödülleri önemsiz farklar üzerinde durarak yaptıkları seçmelereborçludurlar), bütün genel kanıtları küçümsemekte ve birçok kuşakta birikmiş küçük farklarıakıllarındanşöylebirgeçirmeyeyanaşmamaktadırlar.Soyaçekimyasalarınıyetiştiricidençokdahaazbilenvedöllerinuzunzincirlenmesindekiarahalkalarıondandahaçokbilmeyen,bununlabirlikteevcil ırklarımızın birçoğunun aynı atalardan türediğini kabul eden şu doğa bilginleri, doğal birdurumdaki türlerin doğrudan doğruya başka türlerden türediği düşüncesiyle alay edince, dikkatliolmalarıiçinuyarılmakgerekmezmi?

ESKİDENİZLENMİŞSEÇMEİLKELERİVEBUNLARINETKİLERİ

Şimdi evcil ırkların ya bir ya da birkaç hısım türden üretilmesindeki basamakları kısacainceleyelim. Bir olgu, dış yaşam koşullarının doğrudan ve belirli etkisine, başka biri huyayorulabilir; amabir koşumatı ile bir yarış atı, bir tazı ile bloodhound, bir postagüvercini ile birtaklacıgüvercinarasındakifarklarıböyleetkenlereyorankimse,ilerigitmişolur.Evcilırklarımızıngöze en çok çarpan özelliklerinden biri, gerçekte hayvanın ya da bitkinin kendi çıkarına değil,insanın yararına ya da isteğine uymasıdır. İnsana yararlı bazı değişimler belki birdenbire ortayaçıkmıştır; birçok bitkibilimci, örneğin, çengelsi uzantıları her türlü mekanik düzenle yarışabilentarakotunun [kuru kelleleri eskiden kumaşları havlandırmada kullanılırdı Dipsacus fullonum -ç.],yabanıl tarakotunun[D.silvestris, -ç.] yalnızca bir çeşidi olduğuna inanmaktadır ve budeğişmenintümübirfideciktebirdenbireortayaçıkmışolabilir.Porsukzağarıda[uzungövdeli,kısabacaklıbirköpek -ç.] böyle türemiş olsa gerektir ve Amerikan Ancon koyununun böyle ortaya çıktığıbilinmektedir.Hecindevesinideveileveisterekilenalanlarda[düzveazeğimlialanlar,-ç.]veisterdağlardakiotlaklardayayılsınlar,birininyünübiramacaveöbürününkibaşkabiramacauygunolanayrıkoyunırklarınıbirbiriylekarşılaştırınca;herbiri insanınbaşkabirişineyarayanbirçokköpekırkınıbirbirleriylekarşılaştırınca;kavgadapekdirengenolandövüşhorozunu,pekazkavgacıolanöbür ırklarla, “durmadanyumurtlayan” ve hiç kuluçkaya yatmak istemeyen ırklarla ve küçücükvesevimliispençhorozuilekarşılaştırınca;herbiribaşkabirmevsimdevebaşkaamaçlarlakullanılanmeyve,sebzevesüsbitkisiırklarınıkarşılaştırınca,sınırlıbirdeğişkenliktendahaçoğunudüşünmek

zorunda kalırız sanırım.Bütün bu ırkların bugün oldukları kadar tamve yararlı olarak birdenbiretürediğini varsayamayız; gerçekten, birçok durumda, onların geçmişinin böyle olmadığınıbilmekteyiz. Bunun başlıca nedeni, insanoğlunun biriktirgen seçmesinin (accumulative selection)etkisidir:Doğadurmadandeğişimleryaratır; insanoğluonlarıkendineelverişliyöndebiriktirir.Buanlamda,insanoğlununkendineyararlıırklaryarattığısöylenebilir.

Bu seçme ilkesinin büyük etkisi bir varsayım değildir. Yetkili birçok yetiştiricimizin, bir insanömrüboyunca,kendisığırvekoyunırklarınıbüyükölçüdedeğişikliğeuğrattıklarıkesindir.Onlarınyaptığını tümüyle kavramak için bu konuyla ilgili birçok kitapçığı okumak ve hayvanları gözdengeçirmek epey gereklidir.Alışılageldiği üzere, yetiştiriciler bir hayvanın oluşumundan, diledikleribiçimi verebilecekleri biçimlenir (plastic) bir şeymiş gibi söz ederler. Yerim olsaydı, yetkilibilirkişilerin bu etki konusundaki sayısız metnini buraya aktarabilirdim. Tarım uzmanlarınınçalışmalarınıbelkiherkestençokdaha iyibilenvekendiside iyibirhayvanseçicisiolanYouatt’ındediğigibi,seçme,“yetiştiriciyeyalnızsürüsününırasınıdeğişikliğeuğratmaolanağınıdeğil,ırayıtümüyledeğiştirmeolanağınıverir.Buöylebir sihirlideğnektirki,yetiştiricinindilediğiherhangibirbiçimiveçeşidiyaratmasınısağlar.”LordSomerville,yetiştiricilerinkoyunlarındabaşardıklarınıanlatırken,diyorki:“Sankiöncebirbiçiminkusursuzbirtaslağınıbirduvaratebeşirleçizmişlervesonra ona can vermişler sanırsınız.” Saksonya’da merinos koyunu yetiştirmede seçme ilkesininönemi öylesine kavranmıştır ki, seçme, iş edinilmiştir: koyunlar bir masaya yatırılıp dikkatleincelenir, tıpkı bir uzmanın bir tabloyu incelediği gibi; bu, birer ay arayla üç kez yapılır ve herincelemedekoyunlarişaretlenirvesınıflanır,sonundaeniyileridamızlığaayrılır.

Gerçekte İngiliz yetiştiricileri etkileyen, soyağaçları (pedigree) iyi hayvanların çok yüksekfiyatlarlaarandığınıgörmeleridir;böylehayvanlardünyanınhemenhemenheryerindesatılmaktadır.Soylulaşmanın nedeni genellikle, asla farklı ırkların çaprazlanması değildir; bütün en iyiyetiştiriciler,yakınhısımolanalt-ırklararasındaçaprazlanmayabazengözyummalarısayılmazsa,buuygulamayakesinliklekarşıdırlar.Vebirçaprazlamayapılınca,olağandurumlardakindendedikkatlibirseçmegereklidir.Seçmeyalnızçokbelirginbirçeşidiayırmakveyetiştirmekiçinyapılsaydı,builkeyidikkatealmayadeğmezdi;amaseçmeninönemi,bukonudaeğitilmemişbirgözünkesinlikleseçemeyeceği farkların, birini olsun seçmeye boşuna çabaladığım farkların, birbirini izleyenkuşaklar boyunca biriktirilmesiyle sağlanan büyük başarıdan doğmaktadır. Binde bir kişide bile,seçkinbiryetiştiriciolabilmekiçingereklikeskingözveuygunseçmeyeteneğiyoktur.Birkimse,kendisinde bu yetenekler varsa ve bu konuyu yıllarca incelerse ve ömrünü hiç yılmadan bu işeverirse,başarıyaulaşırvebüyükilerlemelersağlayabilir;buniteliklerinherhangibirindenyoksunsa,kesinbaşarısızlığauğrar.Ustabirgüvercinyetiştiricisiolmakiçinbile,doğalyetenekveyıllarsürenuygulamagerektiğineancakpekazkimsekolaycainanır.

Bağ-bahçeuzmanlarıdaaynıilkelereuyarlar;amaburadadeğişimlerdahaaniolur.Hiçkimse,enseçkin ürünlerimizin köken soydan bir tek değişimle türediğini sanmamaktadır. Elimizde eksikbelgeleribulunanbirkaçörnekte,bununböyleolmadığınakanıtlarvardır;bayağıbektaşiüzümündetanelerin durmadan irileşmesi buna küçük bir örnektir. Çiçekli birçok süs bitkisinde, çiçekleriniancak yirmi ya da otuz yıl önce yapılmış resimleriyle karşılaştırınca, şaşırtıcı bir güzellikgörmekteyiz. Bir bitki ırkı bir kez oluşunca, tohum üreticiler en iyi bitkileri ayırmazlar, tersine,onları yastıklarda bırakıp “şaşkın” dedikleri o kendi standardından sapmış bitkileri söküp atarlar.Gerçekte seçmenin bu türlüsü hayvanlara da uygulanır; çünkü hiç kimse, en kötü hayvanlarınıdamızlığaayıracakdenlikaygısızdeğildir.

Bitkilerdeseçmeninbirikenetkisinigözlemeninbaşkabiryoluvardır:çiçekbahçesindeaynıtürden

olan ayrı çeşitlerin çiçeklerinin farklılığı; sebze bahçesinde aynı çeşitlerin çiçeklerine göre,badıçların,yumrularınyadadeğerverilenbaşkaparçalarınfarklılığı;vemeyvebahçesindeçeşitlerinbelirli kümelerinin çiçeklerine ve yapraklarına göre, aynı türlerin meyvelerinin farklılığıkarşılaştırılır. Lahananın yapraklarının ne kadar farklı ve çiçeklerinin ne kadar benzer; hercaimenekşeninçiçeklerininnedenlifarklıveyapraklarınınnedenlibenzer;bektaşiüzümüçeşitlerindemeyveiriliğinin,renginin,biçimininvetüylülüğününnedenlifarklıveçiçeklerindekifarkınnedenliönemsizolduğunabirbakınız.Bu,herhangibirnoktadabüyükölçüdefarklıolançeşitlerbaşkahiçbirnoktada farklı olmazlar demek değildir; bu, pek seyrek görülen, -dikkatle yaptığım gözlemlerdensonrakonuşuyorum-belkidehiçgörülmeyenbirdurumdur.Önemiaslaküçümsenmemekgerekenkarşılıklıdeğişim(corelatedvariation)yasası,bazıfarklarındoğmasınısağlayacaktır;ama,genelbirkural olarak, hafif değişimlerin sürekli seçilmesinin yapraklarda, çiçeklerde, ya da meyvelerdeolsun,özelliklebuıralarbakımındanbirbirindenfarklııralartüreteceğindenkuşkulanılamaz.

Seçme ilkesinin ancak üç çeyrek yüzyılı pek az geçen bir süredir uygulandığı ileri sürülebilir;kuşkusuzbuilkeüzerindesonyıllardadahaçokdurulmuşturvealınansonuçlar,bunauygunolarak,yeni ve önemlidir.Ama bu ilkenin yeni bir buluş olduğu hiç de doğru değildir.Bu ilkenin olancaönemini onayan pek eski birçok kaynak gösterebilirim. İngiliz tarihinin yabanıl ve barbardönemlerinde ülkeye sık sık seçkin hayvanlar sokulmuştur ve böyle hayvanların ülkedençıkarılmasını yasaklayan yasalar konmuştur: belirli ölçülere ulaşamayan atların öldürülmesibuyuruluyordu;bu,bahçıvanlarınbitkilerin“şaşırması”dedikleridurumlakarşılaştırılabilir.EskibirÇin ansiklopedisinde seçme ilkesinin apaçık verildiğini gördüm. Romalı kimi klasik yazarlarseçmenin kesin kurallarını vermişlerdir. Tekvin’de [Tevrat’ın ilk kitabı -ç.], o eski çağda evcilhayvanların renkleriyleuğraşıldığınıgösterenparagraflarvardır.Bugünküyabanıl insanlar, bazen,köpeklerini iyileştirmek için onları köpekgillerin yabanıllarıyla çaprazlarlar ve Plinus, eskiden deböyleyaptıklarınıbildirmektedir.GüneyAfrika’dakiyabanıl insanlar, iş sığırlarını renklerinegörekoşarlar, kimi Eskimolar da köpekleri kızağa koşarken böyle davranırlar. Livingstone, Afrikaiçlerindeyaşayan,Avrupalılarlahiç ilişkikurmamışzencilerin iyievcilhayvanırklarınaçokdeğerverdiklerini bildirmektedir. Bu olguların bazısı gerçek seçmeye kanıt değildir; ama bunlar, eskiçağlarda evcil hayvan yetiştirmenin üzerinde dikkatle durulmuş bir konu olduğunu ve bugünküyabanılinsanlarındabuişeönemverdiğinigöstermektedir.Yetiştirmeişineözengösterilmeseydi,bugerçektenpekgaripbirdurumolurdu,çünküiyivekötüniteliklerinkalıtsallığıapaçıkortadadır.

BİLİNÇSİZSEÇME

Bugün, seçkin yetiştiriciler, yöntemli seçmeyle, belirli bir amacı göz önünde tutarak, ülkedevarolanlarınhepsindenüstünyenibirsoyyadaalt-ırkeldeetmeyeuğraşıyorlar.Amabilinçsizdenenveeniyihayvanlarıeldeetmeyeveyetiştirmeyeçalışanherkesinuygulayabildiğiseçmetarzı,bizimamacımıziçindahaönemlidir.Pointer[birkopoyırkı-ç.]beslemeyekararverenbiradam,elbette,bulabileceği en iyi köpekleri edinmeye ve sonra elindeki köpeklerin en iyilerini damızlıktakullanmaya çalışır, ama ırkı değiştirmek gibi bir isteği ya da umudu yoktur. Bununla birlikte,yüzyıllardırsüregelenbututumun,tıpkıBakewell’in,Collins’invb.bunaçokbenzeyen,yalnızdahayöntemliuygulanmış,hattaonlarınömürleriboyuncayetiştirdiklerisığırlarınbiçiminiveniteliğinibüyükölçüdedeğişikliğeuğratmışolantutumlarıgibi,herhangibirırkıiyileştireceğivedeğişikliğeuğratacağı sonucunu kesinlikle çıkarabiliriz. Bu türlü yavaş ve sezilmez değişmeler, söz konusuırkların karşılaştırmaya yarayan ölçümleri ve resimleri işin başından beri yapılmamışsa, aslabilinemez. Ama, bazı durumlarda, aynı ırkın daha az iyileştirilmiş olduğu az uygar bölgelerde, o

ırkın değişmemiş ya da az değişmiş bireyleri vardır. Kral Charles Mastısının, bu kralın saltanatızamanındanberi,bilinçsizolarakbüyükölçüdedeğişikliğeuğratıldığınainanmakiçinyetergerekçevardır.Gerçektenyetkilikimibilirkişiler,seter ’indoğrudandoğruyazağar ’dantürediğineveondanyavaş yavaş farklılaştığına inanmaktadırlar. İngiliz zağarının son yüzyılda epey değiştiğibilinmektedirvebuörnekte,değişmeninözellikletilkiköpeği(foxhound)ileçaprazlanmalarınsonucuolduğu sanılmaktadır; ama bu konuda bizi ilgilendiren, değişmenin bilinçsiz ve yavaş, bununlabirlikte büyük ölçüde olmasıdır; eski İspanyol zağarının İspanya’dan getirildiği kesinlikle bellidir,amaBayBarrow,banabildirdiğinegöre,İspanya’dabizimzağarımızabenzeyenyerlibirköpekırkıgörmemiştir.

Benzer bir işlemle ve dikkatli yetiştirmeyle İngiliz yarış atları hızlı koşma ve irilik bakımındanataları olan Arap atlarını geçmiştir ve sonunda, Goodwood Yarışları yönetmeliği Arap atlarınıntaşıdığı ağırlığı azaltmıştır. Lord Spencer ve daha başkaları İngiltere’deki sığırların ülkemizdeeskiden yetiştirilenlere oranla ağırlık ve erken olgunlaşma bakımından üstünleştiklerinigöstermişlerdir. Britanya, Hindistan ve İran’daki posta güvercinleri ile taklacı güvercinleringeçmişteki ve bugünkü durumları üzerine yazılanları karşılaştırarak bu güvercinlerin ağır ağırgeçtikleri aşamaları izleyebilir ve sonunda kaya güvercininden ne denli büyük ölçüdefarklılaştıklarınıgörebiliriz.

Youatt, sürekli seçmenin, yetiştiricilerin asla ummadıkları, hatta isteyemedikleri bir sonuca –ikiayrı soyun türetilmesine– ulaştıkları ölçüde bilinçsiz diyebileceğimiz etkilerine güzel bir örnekvermektedir.BayYouatt’ınbelirttiğigibi,BayBuckleyileBayBurgess’inLeicesterkoyunusürüleri“Bay Bakewell’in sürüsünden alınıp elli yıl arıkan üretildi. Durumu bilen hiç kimsenin, bu ikiefendinin Bay Bakewell’den edindikleri arıkan koyunları yetiştirirken bu yolu bırakmadıklarındankuşkusu yoktur, bununla birlikte, bu iki bayın koyunları arasındaki fark öylesine büyüktür ki,hayvanlartümüyleayrıçeşitlerdenmişgibigörünmektedir.”

Evcil hayvanlarının döllerindeki kalıtsal ırayı sezemeyecek kadar yabanıl ve barbar insanlarvarolsaydıbile,belirlibiramaç içinkendilerineözellikleyararlıolanherhangibirhayvanısıksıkkarşılaştıklarıaçlıkvekıtlıkdönemlerindeözenleesirgerlerdiveböyleseçkinhayvanlar,genellikle,değersizolanlardandaha çokdöl bırakırdı; sonuçolarakbudurumdada, bir çeşit bilinçsiz seçmeizlenmişolurdu.AteşÜlkesiyerlilerininkıtlıkzamanlarındaköpekleriniesirgeyipkocamışkadınlarıöldürmeleriveyemeleri,bizehayvanlaraverdiklerideğerigöstermektedir.

Bitkilerdede, ilkortayaçıktıklarındaayrıçeşitlerolaraksınıflanmayayeter farklılıkgöstersinleryadagöstermesinlerveikiyadadahaçoktürünyadaırkınçaprazlanmasındantüremişolsunlaryada olmasınlar, en iyi bireylerin bazen saklanmasıyla aynı yavaş iyileştirme işlemi yürürlüktekalmıştır; bu, hercai menekşe, gül, sardunya, yıldız çiçeği ve daha başka bitki çeşitlerinde, eskiçeşitlere ya da ata-soylara göre, çiçek iriliğinde ve güzelliğinde bugün görmekte olduğumuzartmadan açıkça anlaşılabilir.Hiç kimse, yabanıl bir bitkinin tohumundan üstün nitelikli bir hercaimenekşeyadayıldızçiçeğieldeetmeyiaslaumamaz.Hiçkimse,üstünnitelikliyumuşakbirarmuduahlat çekirdeğinden yetiştirmeyi umamaz, oysa herkes soylu bir armudun çekirdeğini ekerek ahlatyetiştirebilir.Armutklasikçağdatarımaalınmışsada,Plinius’agöre,çokkötüniteliktebirmeyveydi.Bağ-bahçekonusundayazılmış kitaplarda, bahçıvanların çokkötü gereçlerdenolağanüstü sonuçlarelde etmedekiyeteneklerininbüyükhayranlıkla anıldığınıgördüm;oysaonlarınustalığıbasittir vealdıklarıkesinsonuçlailişkisibakımındanhemenhemenbilinçsizcegösterilmişbirustalıktır,hepeniyi çeşitleri yetiştirmekten, onların tohumlarını ekmektenve biraz daha iyi değişik bir çeşit ortayaçıkınca onu ayırmaktan ve bu işlemi sürdürmekten başka bir şey değildir. Ama klasik çağın

bulabildikleri en iyi armutları yetiştirmiş bahçıvanları, bizim yiyeceğimiz güzel meyveleri asladüşünmemişlerdir; bununla birlikte, bu güzel meyveleri, belirli bir ölçüde, onların her yerde,bulabildiklerieniyiçeşitleriseçmelerinevekorumalarınaborçluyuz.

Böylece yavaş yavaş ve bilinçsizce biriktirilen birçok değişme, bence sebze ve çiçekbahçelerimizdeuzunzamandıryetiştirilenbitkilerimizinyabanılata-soylarınıbirçokdurumdanedentanıyamadığımızıvebuyüzdenbilmediğimizi açıklar.Tarımbitkilerimizinpekçoğunun insanoğluiçin bugün gösterdikleri elverişlilik düzeyine çıkıncaya dek iyileştirmeleri ya da değişikliğeuğratılmalarıyüzyıllaryadabinyıllaraldıysa,neAvustralya’danveÜmitBurnudolaylarından,nedetümüyleuygarlaşmamışinsanlarınyaşadığıbaşkabölgelerdenniçinyetiştirilmeyedeğerbirtekbitkisağlayamadığımızıanlayabiliriz.Bu,bitki türlerincezenginolanoülkelerdehiçbiryararlıbitkininköken-soyuyokturdemekdeğildir;yerlibitkiler,sürekliseçmeyle,eskidendeuygarolanülkelerdekiiyileştirilmiş bitkilerle karşılaştırılacak denli geliştirilmemiş demektir. Uygarlaşmamış insanlarınevcilhayvanlarınagelince,buhayvanlarınaşağıyukarıherzaman,hiçdeğilsebelirlimevsimlerde,kendi yiyeceklerini bulmaya çabalamak zorunda olduğu görmezlikten gelinmemelidir. Ve çokdeğişik koşulları olan iki ülkede, yapıları ya da doğal özellikleri biraz farklı olan aynı türdenbireyler, o ülkelerin birinde, çoğu zaman, öbüründe olduğundan daha iyi bir uyma gösterir; veböylece,dahasonratümüyleaçıklanacağıgibi,bir“doğalseçme”yoluyla,ikialt-ırkortayaçıkabilir.Bu,belki,bazıyetkililerinbelirttiğigibi,uygarlaşmamışinsanlarınelindekiçeşitleringerçektürlerinırasınıniçinuygarülkelerdekiçeşitlerdendahaçoktaşıdığınıkısmenaçıklar.

Burada, insanın seçmedeki önemli etkisi belirtildikten sonra, evcil ırklarımızın yapılarını ya dahuylarını nasıl olup da insanoğlunun isteklerine ya da beğenilerine uydurdukları birdenbireaydınlanmaktadır.Bundanbaşka,evcilırklarımızınnormaldensıksıksapanırasınıvedışıralarındakiönemli ve buna oranla iç parçalarındaki ya da organlarındaki önemsiz farkları da anlayabilirizsanırım. Görülür olanların dışındaki yapısal sapmaları seçmek olanaksızdır, ya da ancak büyükgüçlüklerle başarılabilir; ve insanoğlu, hayvanın içini gerçekten pek az umursar. İnsan, seçerken,yalnızcadoğanınkendisineverdiğiküçükölçüdekideğişimlerleişgörebilir.Hiçkimse,birazolsunalışılmamışbirtarzdagelişmişbirkuyruğuolanbirgüvercingörmedenbirtavus,yadaalışılmıştandahabüyükkursaklıbirgüvercingörmedenbirşişingengüvercineldeetmeyidenemezveherhangibirıra,ilkortayaçıktığındanedenlianormalyadaalışılmamışsa,insanındikkatiniodenliçokçeker.Ama “bir tavus elde etmeyi denemek” gibi bir deyimin, pek çok durumda, kesinlikle doğruolmadığından hiç kuşkum yoktur. Biraz daha büyük kuyruklu bir güvercini seçen ilk insan, uzunsüren,kısmenbilinçsizvekısmenyöntemliseçmeyleogüvercinindöllerininneolacağınıaslahayaletmemiştir.Bütün tavuslarınatasıolankuşunbelkibirazaçılmışondörtkuyruk teleğivardır; Javatavusugibi,yadabaşkavefarklıırklarınkuyrukteleklerininsayısıonyediyibulanbireylerigibibirkuştu. İlk şişingen güvercin kursağını belki bugünkü turbit’in yemek borusunun yukarı kesiminişişirdiğinden –bu ırkın iyi özelliklerinden biri olmadığı içinmeraklıların önemsemediği bir huy–dahaçokşişiremiyordu.

Yetiştiricinindikkatiniçekmekiçinilledebüyükbazıyapısalsapmalargerektiğidüşünülmemelidir:yetiştirici çok küçük farkları sezer ve her yeniliği, önemsiz de olsa, benimseyip değerlendirmekinsanoğlunun doğasında vardır. Aynı türün bireylerindeki farklara önceleri verilen değer, bugün,artık belirgin birçok ırk elde edildikten sonra onlara verilen değerle karşılaştırılmamalıdır.Güvercinlerdebugündeküçükdeğişimlerortayaçıktığıbilinmektedir,amabunlarherırktakiyetkinstandarttansapmayadabirerkusursayılıpayıklanmaktadır.Evcilkazıngözeçarpançeşitleriyoktur;bundan ötürü, aralarında belirgin özelliklerin en kalımsızı olan renk farkından başka farkbulunmayan Toulouse ırkı ile yaygın ırk, daha yakınlarda kanatlı hayvanlar gösterilerinde

birbirindenfarklıçeşitlergibisergilenmekteydi.

Bütünbunlar,evcilırklarımızınkökenivetarihiüzerinenedenpekazşeybildiğimiziaçıklar,ama,bir ırkın tıpkıbirdilinbir lehçesigibibelirlibirkökeniolduğunusöylemekgerçektengüçtür.Birkimse,yapısındaönemsizsapmaolanbirbireyikoruyabilirveonudamızlıktakullanabilir,yadaeniyi hayvanları çiftleştirirken alışılmıştan daha çok özen gösterir ve geliştirilmiş hayvanlar yavaşyavaşçevreyeyayılır.Amabuhayvanlarınhenüzbelirlibiradıyokturvekendilerineverilendeğerönemsizolduğuiçintarihlerinedekimsealdırmaz.Buhayvanlaraynıağırveardışıkişlemledahadaiyileşince, daha geniş bir alana yayılır ve farklı ve değerli bir şey olarak tanınır ve belki bundansonra onlara yerel bir ad verilir. Ulaşımın sınırlı olduğu yarı-uygar ülkelerde yeni bir alt-ırkınyayılması ağır olur. Ama değerli özellikleri tanınır tanınmaz, bilinçsiz seçme dediğim ilke, herzaman –bu ırka gösterilen istek gibi belki bazen daha az ve bazen daha çok–, insanların uygarlıkdurumunagöre,belkibirbölgedebaşkabirbölgedekindendahaçok–,buırkınayırıcıözelliklerini,bunlar her ne olursa olsun, yavaş yavaş artırmaya hizmet edecektir. Ama böyle, yavaş, çeşitli vesezilmezdeğişmelerinbirbelgesininsaklanmasışansı,yokdenecekdenliazolacaktır.

İNSANINSEÇMEYETİSİNEELVERİŞLİDURUMLAR

Şimdi,insanınseçmeyetisineelverişliyadaonatersgelendurumlarüzerinebirkaçsözsöylemekistiyorum.Seçmeiçinüzerindeçalışılacakbolgereçvarken,büyükölçüdebirdeğişkenliğininsanaelverişli olduğu apaçıktır; bu, bireysel farkların, önemli ölçüde değişikliği büyük dikkatle, aşağıyukarıistenenherhangibiryöndebiriktirmeyeyeterçokluktaolmamasıdemekdeğildir.Amainsanaaçıkçayararlıveistenirdeğişimlerinortayaçıkmasışansı,elaltındaçoksayıdabireybulundurmaklaepey artırılır. Onun için bu sayının büyük olması başarı için pek önemlidir. Marshall, bu ilkeyedayanarak,Yorkshire’ınbazıkesimlerindekikoyunlar içinşöyledemişti:“Sürüsahiplerigenellikleyoksul ve sürüler küçük olduğu için buradaki koyunlar asla iyileştirilemez.” Öte yandan, genişölçüdebitki üreten bahçıvanlar, yeni ve değerli çeşitler yetiştirmedemeraklılardangenellikle dahabaşarılıdırlar.Çok sayıda bitki ya da hayvan bireyi, ancak koşulların üremelerine elverişli olduğuyerlerde yetiştirilebilir. Bireyler çok az olunca, nitelikleri ne olursa olsun hepsi de damızlıktakullanılacak ve bu, seçmeyi etkin olarak engelleyecektir. Ama belki de en önemli öğe, insanınhayvanayadabitkiye,onunyapısındakiyadaniteliğindekienküçüksapmalarıbileözenledikkatealacak denli değer vermesi gerekirliğidir. Böyle bir titizlik olmadıkça, hiçbir sonuç alınamaz.Çileğin,bahçıvanlarınbubitkinintambakımınabaşladıklarısıradadeğişmeyebaşlamasınınmutlubirrastlantı olduğunun önemle belirtildiğini gördüm. Kuşkusuz, çilek tarıma alındığından beri hepçeşitlenmiştir, ama önemsiz çeşitlere aldırılmamıştır. Bununla birlikte, bahçıvanlar yemişleri birazdahairiolan,erkeneren,yadadahaiyiolanbitkibireyleriniayırıpüretirüretmezveonlardaneldeettikleri bitkilerin de en iyilerini seçip bu işlemi sürdürmeye başlar başlamaz, (farklı türlerinçaprazlanmasının da yardımıyla) son yarım yüzyıl içinde ortaya çıkan çok güzel çiçek çeşitleritüremiştir.

Hayvanlarda–hiçdeğilse,başkaırklarındabulunduğubirülkede–çaprazlanmanınönlenmesindekikolaylık,yeniırklarıntüretilmesindeönemlibiröğedir.Bubakımdanarazininçitleçevrilmesinindeönemi vardır. Göçebelerde ya da engelsiz düzlüklerde yaşayan insanlarda aynı türün birden çokırkınınbulunduğupekseyrekgörülür.Güvercinlereşlerineömürboyubağlıkalırvebu,yetiştiricileriçin büyük kolaylıktır, çünkü aynı güvercinlikte birçok ırkın bozulmadan kalmasını veiyileştirilmesini sağlar; bu olgu, yeni ırkların türetilmesini de büyük ölçüde kolaylaştırır.Güvercinlerinçokçabukveçoksayıdaüretilebildiğini,kötükuşlarınhiçkaygısızayıklanabildiğini,

kesilip yendiğini de eklemeliyim. Öte yandan, kediler geceleri dolaşma huyları yüzünden kolaycaçiftleştirilemezve,kadınlarveçocuklarcapekçoksevilmeklebirlikte,belirlibirkedi ırkınınuzunsürekorunabildiğinipekseyrekgörürüz;aradabirgördüğümüzırklardahemenhemenherzamanbaşka ülkelerden getirilmiştir. Bazı evcil hayvanların öbürlerinden daha az değiştiğindenkuşkulanmıyorum,bununlabirlikte,kedinin,eşeğin,tavuskuşunun,kazınvb.farklıırklarınınazlığıyadayokluğu,buhayvanlardaseçmeyapılmamasınabüyükölçüdeyorulabilir;kedilerdeçiftleştirmegüçlükleri yüzünden; eşeklerde yalnız yoksul kimseler ancak birkaç eşek beslediği için böyleolmuştur;çünküsonzamanlardaİspanya’nınbelirlibölgelerindeveAmerikaBirleşikDevletleri’ndeyapılan dikkatli seçmeler sonunda eşek şaşılacak kadar değişikliğe uğratılmış ve geliştirilmiştir.Tavuskuşlarınıyetiştirmekkolayolmadığıvekimseçoksayıda tavuskuşuedinmediği için;kazlaryalnız eti ve tüyü bakımından değerli olduğu için ve daha da önemlisi, onların farklı ırklarınıyetiştirmeye özellikle ilgi duyulmadığı için seçmeye gidilmemiştir; bundan başka, kazevcilleştirildiğindenberikendinietkileyenkoşullardakendineözgüdirengenbiroluşumgöstermiş,ama,başkabiryerdebelirttiğimgibi,azdaolsadeğişmiştir.

Kimi yazarlar evcil ürünlerimizin değişim tutarının doruğuna vardığını ve bundan sonraartırılamayacağını söylemektedirler. Herhangi bir durumda son sınıra varıldığını söylemek birazataklıkolsagerektir;çünküaşağıyukarıbütünhayvanlarımızvebitkilerimiz,başkabaşkayollarlavesonzamanlardabüyükölçüdeiyileştirilmiştirvebu,değişiminsüregideceğinigösterir.Bugünensonsınıra ulaştığı söylenen ıraların, yüzyıllarca değişmeden kaldıktan sonra, yeni yaşam koşullarındayenidendeğişemeyeceğinisöylemekdedahaazataklıkolmasagerek.Kuşkusuz,BayWallace’ınçokhaklıolarakbelirttiğigibi,sonundabirsınıravarılacaktır.Örneğinkarasal(terrestrial)herhangibirhayvanın çevikliğinin bir sınırı olmak gerekir, çünkü bu, yenilmesi gereken sürtünme, taşınmasıgerekenvücutağırlığıvekastellerininkasılmagücüylebelirlenir.Amabiziilgilendiren,aynıtürdenolanevcilçeşitlerininsanınönemverdiğiveseçtiğiıralarınaşağıyukarıhepsinde,aynıcinsinayrıayrı türlerinde görüldüğünden daha çok birbirlerinden farklı olmalarıdır. Isidore Geoffroy St.Hilaire, vücut iriliği konusunda bunun doğru olduğunu kanıtladı ve bu, renk için ve belki kıllarınuzunluğu için de böyledir. Birçok vücut ırasına bağlı olan çevikliğe gelince, yarış atı “Eclipse”,cinsinin herhangi bir doğal türünden çok daha hızlı koşabiliyordu ve bir koşum atı da güçlülükbakımındandoğalbirtürlekarşılaştırılamayacakdenliüstündür.Bitkilerdedeböyledir,fasulyeninvemısırınfarklıçeşitlerinin tohumları, irilikbakımından,bu iki familyanınherhangibircinsininayrıtürlerinin tohumlarında olduğundan daha farklıdır. Bu görüş, birçok erik çeşidinin meyveleri, vedahaçokkavunvebenzerbaşkabirçokörnekleriçindegeçerlidir.

Evcil hayvan ve bitki ırklarının kökeni konusunda söylenenleri özetleyelim: Değişmiş yaşamkoşulları, doğrudan doğruya oluşumun kendisini ve dolaylı olarak üreme sistemini etkilediği içindeğişkenliğin ortaya çıkmasında çok önemlidir. Değişkenliğin bütün durumlarda hayvanın doğalyapısındabulunanzorunlubirözellikolmasıolasıdeğildir.Soyaçekiminveatayadönüşüngüçlüyada güçsüz olması, değişimlerin kalımlılığını belirler. Değişkenlik bilinmeyen birçok yasanınetkisindeortayaçıkmaktadırvebunların enönemlisibelkikarşılıklı gelişimyasasıdır.Bazı şeyler,ama kaç şey olduğunu bilmiyoruz, yaşam koşullarının belirli etkisine, yorulabilir. Bazı sonuçlar,belki birçoğu, parçaların artmış kullanılmasına ya da kullanılmamasına yorulabilir.Bundan dolayıkesin sonucu belirtmek çok çapraşık bir iştir. Bazı durumlarda kökenden farklı türlerinçaprazlanması, evcil ırklarımızın türemesinde önemli olmuşa benzemektedir. Bir ülkede ayrı ayrıırklarbirkezortayaçıkınca,onlarınumulmadıkçaprazlanmaları,seçmenindeyardımıile,yenialt-ırklarınoluşmasınıbüyükölçüdesağlamıştır;amaçaprazlanmanınönemi,hayvanlardada, tohumlaüreyen bitkilerde de çok abartılmıştır. Uygun düştükçe aşıyla, çelikle vb. üretilen bitkilerdeçaprazlanmanın önemi büyüktür; çünkü, yetiştirici hibritlerin vemelezlerin aşırı değişkenliğini ve

hibritlerin kısırlığını dikkate almayabilir; ama tohumsuz üretilebilen bitkiler bizim için pek deönemli değildir, çünkü onların kalımlılığı geçicidir. Bütün bu değişme nedenleri içinde, seçmeninbiriktirgen etkisi –seçme ister yöntemli ve çabuk, ister bilinçsiz ve yavaş, ama etkili uygulansın–başatgüçolarakgörünmektedir.

İKİNCİBÖLÜM

DOĞANINETKİSİNDEDEĞİŞİM

Değişkenlik•Bireyselfarklar•Kuşkulutürler•Genişalanlarayayılmış,sıkrastlanantürlerençokdeğişir•Herülkedebüyükcinslerintürleri,küçükcinslerintürlerindençokdeğişir•Büyük cinslerin türlerinin birçoğu çeşitlerine benzer, çünkü çok yakın ama eşit olmayanhısımlıklarıvardırveyayılmaalanlarısınırlıdır

Geçen bölümde ulaşılan ilkeyi doğal bir durumdaki organik varlıklara uygulamadan önce, busonuncuların herhangi bir değişime uğrayıp uğramadıklarını kısaca tartışmalıyız. Bu konuyugerektiğigibielealmakiçintatsıztuzsuzolgularınuzunbirlistesiverilmelidir;amabunubirgelecekçalışmama saklıyorum. Burada “tür” (species) terimi için yapılmış farklı tanımları datartışmayacağım.Bütündoğabilginlerininyeterlibulduğubirtanımyoktur;şimdilik,birtürdensözeden her doğa bilgini ne demek istediğini belli belirsiz bilmektedir. Bu terim, genellikle, kendineözgübiryaratmaeylemininbilinmeyenöğesini içermektedir.“Çeşit” (variety) terimini tanımlamakda aşağı yukarı aynı ölçüde güçtür; ama burada genellikle anlaşılan “döl topluluğu”dur, oysa bubinde bir kanıtlanabilir. Bir de “yaradılış aykırılıkları” (monstrosity) var, ama onlar, derecelereayrılıp çeşitlere sokulur. Bence, “yaradılış aykırılığı” ile anlatılmak istenen, yapıdaki önemli,genellikle zararlı, ya da tür için yararsız bir sapmadır. Kimi yazarlar “değişim” (çeşitlenme,variation)teriminiteknikbiranlamda,doğrudandoğruyadışyaşamkoşullarınabağlıbirdeğişikliği(modification) anlatmak için kullanmaktadırlar; ve bu anlamda “değişimlerin” kalıtsal olmadığıvarsayılmaktadır; ama Baltık Denizi’nin az tuzlu sularında istiridyelerin ufak kalmasının, Alpdağlarının doruklarındaki bitkilerin bodurluğunun, ya da çok kuzeyde yaşayan hayvanlarınpostlarının sıkkıllı olmasının,bazıdurumlarda,hiçdeğilsebirkaçkuşaktakalıtsalolmadığınıkimsöyleyebilir?Vebudurumda,sözüedilenbiçimeçeşitdenebilirsanırım.

Aradabirevcilhayvanlarımızdaveözellikletarımbitkilerimizdegördüğümüzanivedikkatedeğeryapısapmalarınındoğalbirdurumdasürüpsürmeyeceğindenkuşkuduyulabilir.Herorganikvarlığınaşağıyukarıherparçasıonunkarmaşıkyaşamkoşullarıileöylegüzelbirilişkiiçindedirki,herhangibirparçanınböylesineyetkinolarakbirdenbiretüremesi,tıpkıinsanınkarmaşıkbirmakineyiyetkinbir biçimde birdenbire türetmesi gibi, olası görünmemektedir. Evcillik koşullarında, bazen,bambaşkahayvanlarınnormalyapısınabenzeryapıdaolanaykırıyaratıklarortayaçıkar.Aradabir,bir çeşit hortumu olan domuzlar doğar; aynı cinsin yabanıl herhangi bir türünde doğal olarak birhortum bulunsaydı, bunun bir yaradılış aykırılığı olarak ortaya çıktığı düşünülebilirdi; ama yakınhısım olan biçimlerin normal vücut yapılarını andıran aykırı yaradılış örnekleri bulmak içinyaptığımyorucuaraştırmalarsonuçsuzkaldı;veburadasözkonusuolanyalnızcabunlardır.Doğalbirdurumdabutürlügaripbiçimlergerçektenortayaçıksaydıveüremeyetenekleriolsaydı(durumçoğuzamanböyledeğildir),seyrekvetekolarakortayaçıktıklarıiçinonlarınkorunmasıolağanüstüelverişlikoşullarabağlıolurdu.Üstelikonlarbirincivesonrakikuşaklarda,görülegelenbiçimlerleçaprazlanırdıveanormalözelliklerininböylelikleyitmesindenhemenhemenhiçkaçınılamazdı.Amagelecekbölümlerinbirinde,tekveseyrekgörülendeğişimlerinkorunmasıvesürdürülmesikonusunadönmemgerekecek.

BİREYSELFARKLAR

Aynıana-babanındöllerindeortayaçıkan,yadaaynısınırlıçevredeyaşayanaynıtürünbireylerindegörülen birçok küçük farka bireysel farklar denebilir. Aynı türün bütün bireylerinin aynı belirlikalıptançıktığınahiçkimseinanmaz.Bubireyselfarklarbizimiçinçokönemlidir;çünkü,herkesinbildiği gibi, bunlar çoğu zaman kalıtsaldır; onun için bunlar, insanoğlunun evcil ürünlerindekibireysel farkları belirli bir yönde biriktirmesinde olduğu gibi, doğal seçmenin etki ve biriktirimyapması için gereç sağlar. Bu bireysel farklar, genellikle, doğa bilginlerinin önemsiz saydığıparçalarda görünür; oysa gerek fizyolojik bakımdan gerekse sınıflama bakımından önemligörülmesigerekenparçalarınaynı türünbireylerindebazendeğiştiğinigösterenolgularınuzunbirlistesini verebilirim. En deneyimli doğa bilgini, yıllar süren bir çalışmayla derlediğim gibiderleyebileceği değişkenlik örneklerinin, hatta yapının önemli parçalarındakilerin, çokluğunaşaşardı.Sistematikçilerinönemliıralardadeğişkenliklekarşılaşmaktanhoşlanmadıklarıveönemliiçorganları incelemeye ve onları aynı türün başka örnekleriyle karşılaştırmaya emek vermiş pek azkimseolduğudaunutulmamalıdır.Birböcekte,başlıcasinirlerindallanmasınınbüyükmerkezîsinirdüğümü yakınlarında, aynı türde, değişken olabileceği hiç umulmazdı; bu nitelikteki değişmelerinancakküçükölçüdeolabileceği düşünülürdü; oysaSir J.Lubbock,Coccus’ta, başlıca sinirlerin birağacın kökündeki düzensiz dallanmayla karşılaştırılabilecek ölçüde değişken olduğunu gösterdi.Gene bu doğa bilgini, belirli böceklerin kurtçuklarındaki kasların büyük ölçüde bir-biçimliolmadığını da gösterdi. Önemli organların hiç değişmediğini bazen savunan yazarlar, kısır birdöngüye kapılırlar; çünkü aynı yazarlar, (birkaç doğa bilgininin açık yürekle söylediği gibi)değişmeyen parçaları önemli saymaktadırlar; böyle düşünülünce, önemli bir parçanın değişmesineelbetteörnekbulunamaz;amabaşkatürlüdüşünülüncebirçokörnekverilebileceğibesbellidir.

Bireysel farklarlabağlantılı sondereceönemlibirnoktavardır: türlerindeaşırıdeğişimgörülen“protean”[4]yada“çok-biçimli”(çok-tipli,polymorphic)cinslerianıştırıyorum.Bubiçimleri türyadaçeşitsayıpsaymamakonusundaikidoğabilginininanlaşmasıçokgüçtür.Bitkilerdenböğürtleni,gülü,Hieracium’u,hayvanlardanböceklerinvekolsu-ayaklıların(Brachiopoda)birçokcinsiniörnekolarak gösterebiliriz. En çok-biçimli cinslerde bazı türlerin değişmez ve belirli ıraları vardır. Birülkedeçok-biçimliolancinsler,birkaçıayrıtutulursa,başkaülkelerdedeçok-biçimlidirveçokeskiçağlarda kolsu-ayaklılar da böyleydi. Bu olgular çok şaşırtıcıdır, çünkü bunlar değişkenliğin butürlüsünün yaşam koşullarından bağımsız olduğunu doğruluyor gibi görünmektedir. İlerdeaçıklanacağıgibi,buçok-biçimlicinslerinhiçdeğilsebazılarında,türeneyararınedezararıolanvebu yüzden doğal seçmeyle pekiştirilmeyen ve belirli kılınmayan değişimler bulunduğundankuşkulanmayaeğilimliyim.

Herkesinbildiğigibi,aynıtürünbireyleri,değişimdenayrıolarak,sıksık,büyükyapıfarklılıklarıgösterir, örneğin birçok hayvanın erkeklerinde ve dişilerinde, böceklerde kısır dişilerin ya daişçilerin iki ya da üç kastında ve ilkel hayvanların birçoğunun kurtçuk ve erginlik öncesidurumlarında olduğu gibi. Hayvanlarda ve bitkilerde çok-biçimliliğin ve üç-biçimliliğin(trimorphism)başkaörnekleridevardır.YakınlardadikkatleribukonuyaçekenBayWallace,MalayaTakımadalarındakibelirlikelebektürlerindedişilerin,araçeşitlerlebağlanmadan,düzenliolarakikihattaüçbelirginbiçimdeolduğunugösterdi.FritzMüller,belirliBrezilyakabuklularında(crustacea)erkeklerin buna benzer ama çok daha dikkate değer durumlarını gözledi: Bir Tanais’in erkeği,düzenliolarak,ikifarklıbiçimdeolmaktadır:Bunlardanbiriningüçlüvefarklıoluşmuşkıskaçlarıveöbürününçoksıkkoklama-tüyleriylekaplıduyargaları(antenna)vardır.Hayvanlardavebitkilerde,pekçokdurumda,ikiyadaüçbiçim,bugünarabasamaklarlabirbirinebağlıdeğildir;amabelkibirzamanlarböylebağlıidiler.BayWallace,örneğinaynıadadaarahalkalarlabirbirinebağlıçoksayıdaçeşidi olan belirli bir kelebeği tanıtıyor; zincirin uç halkalarıMalaya Takımadaları’nın başka birkesiminde yaşayan hısım ve iki-biçimli bir türün iki-biçimine benzemektedir. Karıncalarda da

böyledir,birçokişçikastıgenelolaraktümüylefarklıdır;amabazıdurumlarda,ilerdegöreceğimizgibi, kastlar ara çeşitlerle birbirine bağlıdır. Bunun bazı iki-biçimli bitkilerde de böyle olduğunukendim gördüm. Aynı dişi kelebeğin farklı biçimde üç dişi ve bir erkek kelebeği aynı zamandatüretecekgüçteolması,yadaer-dişi (hermaphrodite)birbitkininaynı tohumkapsülündenfarklıüçtürlü dişiciği ve farklı üç, hatta altı türlü erkek organı olan farklı üç er-dişi biçimin türemesi, ilkbakıştaçokdikkatedeğerbirolgudur.Bununlabirlikte,budurumlar,bilinenbirolgunun,birdişininbazen birbirinden olağanüstü farklı bir dişi ile bir erkek türetmesi olgusunun, yalnızcaabartmalarıdır.

KUŞKULUTÜRLER

Türırasınıepeybüyükölçüdetaşıyan,amabaşkabiçimlerebenzeyen,yadaarahalkalarlaonlarasıkı sıkıya bağlı olan, doğa bilginlerinin ayrı tür saymaktan hoşlanmadıkları biçimler, birçokbakımdanbizimiçinenönemliolanlardır.Bukuşkuluveyakınhısımbiçimlerinıralarınıuzunsüre,bildiğimizegöregerçekvebelirgintürlerkadar,bozulmadankoruduğunainanmamıziçinhertürlügerekçe vardır. Gerçekten, bir doğa bilgini, herhangi iki biçimi ara halkalarla birleştirebilince,onlardan birini öbürünün çeşidi gibi ele alır; en yaygın olanı, ama bazen önce tanınmışı, tür veöbürünü çeşit sayar.Ama bazen, bu biçimler ara halkalarla bağlansa bile, birinin öbürünün çeşidisayılıp sayılmamasına karar vermede, burada saymak istemediğim, büyük güçlüklerle karşılaşılır;arabiçimlerihibrit saymakdagüçlükleriherzamangidermez.Bununlabirlikte,pekçokdurumda,arahalkalargerçektenbulunduğuiçindeğil,amaörnekseme(analogy)gözlemciyionlarınherhangibiryerdevarolduğunu,yadaeskidenvarolmuşolabileceğinidüşünmeyezorladığıiçin,biçiminbiriöbürününçeşidigibiişlemgörür;veburadakuşkuyavevarsayımabüyükbirkapıaçılır.

Bundanötürü,birbiçiminbirtüryadabirçeşitgibiişlemgörmesigerekipgerekmediğinekararverirken, doğa bilgininin doğru yargısı ile engin deneyimi izlenecek biricik kılavuz gibigörünmektedir. Bununla birlikte, birçok durumda, bir doğa bilginleri çoğunluğu ile karar vermekzorundakalırız.Çünkühiçdeğilsekimiyetkililerintürsaymadığı,belirginveiyibilinenpekazçeşitanılabilir.

Bukuşkuluyaradılıştakiçeşitlerinpekdeazolmadığıtartışmagötürmez.BüyükBritanya’nın,yadaFransa’nın, ya da Amerika Birleşik Devletleri’nin türlü bitkileri üzerine farklı bitkibilimcilerinanlattıklarını karşılaştırınız ve bir bitkibilimcinin tür, ve başka birinin çeşit saydığı biçimlerinşaşırtıcı çokluğunu görünüz. Türlü yardımları için kendisine büyük gönül borcum olanBayH.C.Watson,benimiçin,genellikleçeşitsayılan,amabütünbitkibilimcilerintürdediği182İngilizbitkisisaptadı ve bu listeyi hazırlarken, önemsiz, ama kimi bitkibilimcilerin gene de tür saydığı birçokçeşidibiryanabıraktıveepeyçok-biçimlibirkaçcinsihiçhesabakatmadı.Ençok-tiplibiçimlerideiçeren cinsler arasında,BayBabington251, oysaBayBenthamancak112 tür göstermektedir –139kuşkulu türden doğan bir fark! Her doğum için çiftleşen ve belirli çevrelerde pek durmayanhayvanlararasındabirhayvanbilimcinintürvebaşkabirininçeşitolaraknitelediğibiçimler,belirlibiralandapekazdır,amabirbirindenayrıbölgelerdeyaygındır.KuzeyAmerika’nınveAvrupa’nınbirbirinden çok az farklı kim bilir kaç kuşunu ve böceğini seçkin bir doğa bilgini kuşkusuz türsayarken,birbaşkasıçeşit,yada,çoğuzamandendiğigibi,coğrafialt-ırksaymaktadır!BayWallace,türlü hayvanlar, özellikle Malaya Takımadalarında yaşayan pulkanatlılar (Lepidoptera) üzerineyazdığı incelemelerinde,bunlarınbaşlıcadörtbölümde toplanabileceğinigöstermektedir:Değişkenbiçimler, yerel biçimler, coğrafi ırklar ya da alt-türler ve gerçek türler. Birinci ya da değişkenbiçimler,aynıadanınsınırlarıiçindeepeydeğişmektedir.Yerelbiçimlerheradadaepeydeğişmezdir

ve farklıdır; ama ayrı ayrı adalardan olanların hepsi birbirleriyle karşılaştırılınca, farkları çokbelirsizvedereceligörünmektedir,uçlardabulunanbiçimleryeterincefarklıolmaklabirlikte,onlarıtanımlamak ya da ayırt etmek olanaksızdır. Coğrafi ırklar ya da alt-türler tümüyle belirlenmiş veayrıklanmıştır, amabelirginveönemli ıralarlabirbirlerindenayrılmadıkları için, “hangilerinin türvehangilerininçeşitsayılacağınıbelirlemekiçinuygunbiryolyoktur,ancakkişiselkanılarvardır”.Gerçektürlerinheradanındoğalekonomisindekiyeri,yerelbiçimlerinvealt-türlerinkininaynıdır;ama onlar yerel biçimler ya da alt-türler arasındakinden daha büyük farklarla birbirlerindenayrıldıkları için, doğa bilginlerince hemen hemen genellikle gerçek tür sayılmaktadırlar. Bununlabirlikte,değişkenbiçimleri,yerelbiçimleri,alt-türlerivegerçektürleritanıyabilmekiçinhiçbirölçüt(criterion)verilemez.

Yıllar önce, Galapagos Takımadalarında, birbirine yakın adalardaki kuşları birbirleriyle veAmerikakıtasındakilerlekarşılaştırdığımzaman, türlerleçeşitlerarasındaki farkın tümüylebelirsizve kuralsız olmasına çok şaştım. Madeira Takımadalarındaki adacıklarda, Bay Wollaston’unhayranlıkuyandıranyapıtındaçeşitolaraknitelediğibirçokböcekvardır, amabirçokböcekbilimci(entomologist) onları kesinlikle farklı türler sayar. Bugün genellikle çeşit sayılan, ama kimihayvanbilimcilerin tür saydığı birkaç hayvan İrlanda’da bile vardır. Yetkili birçok kuşbilimci(ornithologist),bizimkızıl-ormantavuğumuzu[Lagopusscotius -ç.]birNorveçtürünün[kar tavuğu,L.mutus-ç.]yalnızcaçokbelirginbirırkı,oysakuşbilimcilerinçoğunluğu,BüyükBritanya’yaözgükuşkusuzbir tür saymaktadır.Kuşkulu ikibiçiminyurtlarıarasındakiuzaklıkbirçokdoğabilgininionları ayrı türler saymayayöneltir; ama,uzaklığınnekadarı elverir, diye sorulabilir;Amerika ileAvrupaarasındakiuzaklıkfazlaise,AvrupaileAzorAdaları,yadaKanaryaAdalarıarasındaki,yadabuküçüktakımadalarınadacıklarıarasındakiuzaklıkelverirmi?

Amerika Birleşik Devletleri’nin seçkin bir böcekbilimcisi olan Bay B.D. Walsh, bitkicil(phytophage) çeşitler ve bitkicil türler dediği böcekleri tanıttı. Sebze-yiyen (vegetablefeeding)böceklerinpekçoğubelirlibirbitkiçeşidindeyadabelirlibirbitkigrubundayaşamaktadır;bazılarıisehiçayrımyapmaksızınher türlübitkiyiyer, amabundanötürüdeğişmez.Bununlabirlikte,BayWalsh,bazıdurumlarda,türlübitkilerdeyaşayan,kurtçukkenyadaerginken,yadaherikidurumdada,renk,irilik,yadasalgılarınındoğasıbakımındanbelirsizamadeğişmezfarklargösterenböceklerbuldu.Bazıörneklerdeyalnızerkeklerin,başkabazıörneklerdeisehemerkeklerinhemdedişilerinbubakımlardanbirazfarklıolduğunugördü.Farklarepeycebelirginolunca,veherikieşeydeveherçağdagörülünce,bütünböcekbilimcilerbubiçimleriyetkin tür sayıyorlardı.Amahiçbirgözlemci,bubitkicilbiçimlerinhangilerinintürvehangilerininçeşitolmakgerektiğini,başkabiriiçin,kendisiiçin buna gücü yetse bile, belirleyemez. Bay Walsh, kendi aralarında özgürce çaprazlandıklarıdüşünülebilen biçimleri çeşit saymaktadır ve çaprazlanma gücünü yitirdiği belli olanlara türdemektedir. Farklar böceklerin uzun süre farklı bitkilerle beslenmesine bağlı olduğu için, türlübiçimleri birbirine bağlayan ara halkalar bulunması beklenemez. Böylece doğa bilginleri kuşkulubiçimleriçeşityadatürsayarkenizlediklerieniyikılavuzuyitirmektedirler.Bunun,farklıkıtalardayadaadalardayaşayan,yakınhısımolanorganizmalariçindeböyleolmasızorunludur.Öteyandan,birhayvanyadabitkibelirlibirkıtadayaygınsayadaaynıadalartakımınınadalarındayaşıyorsavefarklı alanlarda farklı biçimler gösteriyorsa, en uçtaki biçimleri birbirine bağlayan ara biçimlerbulmaşansıherzamanvardırveozamanbunlarçeşitsayılabilir.

Pek az doğa bilgini hayvanların hiç çeşidi olmadığını öne sürmektedir; ama bundan dolayı aynıbilginler,enbelirsizfarklaraözeldeğervermektevefarklıikiülkedeyadaikiyerbilimseloluşumdaaynıözdeşbiçimlererastlayıncafarklı iki türünaynıbiçimebüründüğüneinanmaktadırlar.Böylecetür terimi, bağımsız bir yaratma eylemini varsayan ve belirten yararsız bir soyutlama olmaktadır.

Yetkilibilirkişilerinçeşitsaydığıbirçokbiçim,türırasınıöylesineeksiksizgöstermektedirki,bunlar,yetkili başka bilirkişilerce tür sayılmaktadır. Ama bu terimlerin herhangi birer tanımı çoğunluklabenimsenmedikçe,onlarıtüryadaçeşitolaraknitelemekgerekipgerekmediğinitartışmak,havandasudövmektir.

Çokbelirginçeşitlerinyadakuşkulutürlerinbirçokdurumu,epeydikkatedeğerdir;çünkübunlarınaşamaları belirlenmeye çalışılırken, coğrafi dağılım, görevdeş[5] değişim, hibritlik vb. gibi ilginçtürlükanıtlargösterilmiştir;amabunlarıburadatartışmayaelveriryerimyok.Birçokdurumda,titizbirinceleme,kuşkulubiçimlerinnasılbölümlenebileceğikonusundadoğabilginlerininuyuşmalarını,kuşkusuz, sağlayacaktır. Şimdilik çok sayıda kuşkulu biçimi en iyi bilinen ülkelerde bulduğumuzuonamak gerekir. İnsana çok yararlı olan, ya da herhangi bir nedenle insanın yakın ilgisini çekendoğal bir durumdaki herhangi bir hayvanın ya da bitkinin aşağı yukarı her yerde çeşitlerininbulunmasıolgusubeniçokşaşırttı.Üstelikbuçeşitlerkimiyazarlarcaçoğuzamantürsayılmaktadır.Bayağımeşeağacınedenlititizlikleincelenmiştir,bununlabirlikte,birAlmanyazarbitkibilimcilerinhemen hemen hepsinin çeşit saydığı meşe biçimlerinden bir düzineyi aşkın tür çıkarmaktadır veülkemizde,sapsızvesaplımeşelerinyayetkinvefarklı tür,yadayalnızcaçeşitolduğunusöyleyençokyetkilibitkibilimcilerveuygulamacılargösterilebilir.

Burada,A.deCandolle’unyeryüzündekibütünmeşelerüzerineyazdığıveyakınlardayayımladığıdikkate değer yapıtını anmak isterim. Türleri belirlemek için hiç kimsenin elinde daha bol gereçbulunmadı,yadahiçkimsebukonudadahaöngörülüvetitizçalışmadı.A.deCandolle,önce,farklıtürlerdedeğişen(çeşitlenen)yapıözelliklerininhepsiniayrıntılarıileveriyorvedeğişimlerinilişkin(relative)oluş-sıklığını(frequency)hesaplıyor.Bazenyaşayadagelişime,bazenbelirlenemeyenbirnedenebağlıolarak,aynıdaldabilebulunabilenbirdüzineyiaşkınırabelirtiyor.Böyleıralarıntürsel(specific)değeriyoktur,amabunlar,AsaGray’inbukitabıeleştirirkendediğigibi,türseltanımlardagenellikle yer almaktadır.DeCandolle, daha sonra, aynı ağaçta asla değişmeyen ve ara halkalarlaasla bağlı bulunmayan ıralardan farklı olan ıralara göre türleri belirlediğini söylüyor.Yorucu birçalışmanın sonucu olan bu açıklamadan sonra önemle şöyle diyor: “Türlerimizin çoğunun açıkçabelirlenmiş olduğunu ve kuşkulu türlerin azınlıkta kaldığını söyleyeduranlar, yanılmaktadırlar.Bu,bircinstambilinmediğivetürleribirkaçörneğegöre,yani iğretiolarakbelirlendiğisürecedoğrugörünüyordu.Amabilgimizartarartmaz,arabiçimlerortayaçıktıvekesinbelirlemelerdenkuşkuyadüşüldü.” De Candolle, kendiliğinden yetişen çeşitleri ve alt-çeşitleri en çok olan türlerin en iyibilinenler olduğunu da ekliyor. Sertmeşenin (Quercus robur) yirmi sekiz çeşidi vardır; altısı ayrıtutulursa,bunlarınhepsiüçalt-türde toplanır:Saplıyadaakmeşe,sapsızyadakarameşeve tüylümeşe(Q.pedunculata,sessiliflora,pubescens).Buüçalt-türebağlıbiçimler,öbürlerineoranlaseyrekbulunurvegeneAsaGray’ingösterdiğigibi,bugün seyrekbulunanbubiçimler tümüyle tükenmişolsaydı, üç alt-türün birbiriyle ilişkisi, tıpkı tipik sert meşenin (Quercus robur) hemen çevresindetoplanan o iğreti olarak kabul edilmiş dört ya da beş türünki gibi olurdu.DeCandolle son olarakProdromus’undasaydığımeşefamilyasındanolan300türünhiçdeğilseüçteikisininseyrekrastlanantürler olduğunu ve bunların gerçek türün yukarda verilen tanımını yapmaya yetecek kadar iyibilinmediğini kabul ediyor. De Candolle’un türlerin değişmez yaratıklar olduğuna bundan böyleinanmadığını, tersine, türeme teorisinin en doğal, “ve eskivarlıkbilimin, coğrafi bitkibilimin vehayvanbilimin, anatominin ve sınıflamanın bilinen olgularına en uygun” teori olduğuna kararverdiğinideeklemekgerekir.

Gençbirdoğabilgini,hiçbilmediğibirorganizmagrubunuincelemeyebaşlayınca,hangifarklarıntürsel (specific)vehangilerininçeşitsel (varietal)olduğunubelirlerkenönceleri çok şaşırır; çünkügrubunuğradığıdeğişiminniceliğiveniteliğiüzerinehiçbilgisiyokturvebu,hiçdeğilse,değişimin

nedenli çokyaygınolduğunugösterir.Amabugenç, dikkatini belirli bir ülkedekibelirli bir sınıfüzerinde toplarsa, kuşkulu biçimlerin pek çoğunu nasıl belirleyeceğini kavrayıverecektir. Geneleğilimi,ortayaçoksayıdatürçıkarmakolacaktır,çünkütıpkıdahaönceörnekgösterilengüvercinyada tavuk meraklısı gibi, durmadan incelediği biçimlerdeki değişimin niceliği onu da çoketkileyecektir;başkagruplardakiveülkelerdekigörevdeşdeğişim(analogicalvariation)üzerineveonun ilk izlenimlerini düzeltmesine yarayacak genel bilgisi de azdır.Gözlem alanını genişletirkendahagüçdurumlaradüşecektir;çünküyakınhısımbiçimlerledahaçokkarşılaşacaktır.Amagözlemalanınıdahadagenişletirse,sonunda,genellikle,kendibaşınakararvermeyegücüyetecektir;amabubaşarıyı değişimin önemli ölçüde olduğunu kabul ederek sağlayacaktır –ve onun bunu kabuletmesinin doğru olup olmadığını öbür doğa bilginleri gene de tartışacaklardır. Birbiriyle sınırdaşolmayan ülkelerden getirilmiş hısım biçimleri incelemeye başlayınca, bu durumda ara biçimlerbulmayı umamaz, hemen hemen tümüyle örneksemeye (analogy) güvenmek zorunda kalacak veişiningüçlüğüdoruğavaracaktır.

Kuşkusuz,türlerlealt-türler–yani,kimidoğabilginlerininkanısınagöretürsınırınaçokyaklaşmışama o sınıra tümüyle ulaşmamış biçimler, bir de alt-türlerle belirgin çeşitler, ya da az belirginçeşitlerle bireysel farklar arasındaki biçimler– arasına kesin bir ayırım çizgisi çekilmemiştir. Bufarklar, hiç sezilmeden iç içe geçerek zihinde gerçek bir geçişim tasarımı uyandıran bir serioluşturur.

Bundan ötürü, bireysel farklar, sistematikçiler onları pek önemsemiyorsa da, bizim için pek çokönemlidir;bufarklardoğaltarihçalışmalarındapekdesözüedilmeyedeğersayılmayanoönemsizçeşitlereçıkanilkbasamaklardır.Vebirölçüdedahabelirginvesürekliçeşitleride,çokdahabelirginve sürekli çeşitlere çıkan ilk basamaklar sayıyorum; sonuncular da alt-türlere ve sonunda türlereçıkar. Bir basamaktan öbürüne geçiş, birçok durumda, organizmanın doğasının ve uzun süreetkisindekaldığıdışkoşullarındüpedüzsonucudur,amadahaönemliveuyarlanır(adaptive)ıralarda,birfarkbasamağındanöbürünegeçiş,doğalseçmeningittikçeartanetkisine(ilerdebunuaçıklamakgerekecek)veparçalarınartmışkullanılmasınayadakullanılmamasınagüvenleyorulabilir.Bundandolayı, belirgin bir çeşide başlangıç durumunda bir tür denebilir; ama bu inancın yerinde olupolmadığı, bu çalışma boyunca ortaya konacak türlü olguların ve düşüncelerin önemine bakılarakyargılanmakgerekir.

Bütün çeşitlerin ve başlangıç durumundaki türlerin tür aşamasına varacağını düşünmenin gereğiyoktur. Bunlar yok olabilir, ya da, Bay Wollaston’ın taşıllaşmış kara-salyangozlarının belirliçeşitleriyle ve Gaston de Saporta’nın bitkilerle gösterdikleri gibi, çok uzun zaman çeşit olarakkalabilirler.Birçeşit,anatürüsayıcaaşacakkadarbüyükbirgelişimgösterseydi,oçeşittürvetürdeçeşit sayılır;yadaçeşitana türünyerinialarakonuyokedebilir;yada ikisibirliktevarolabilirveikisidebağımsızbirertürsayılabilir.İlerdebukonuyagenedöneceğiz.

Bütünbusöylenenlerden,benim“tür”teriminibirbirineçokbenzeyenbireylerdenoluşanbirgrubuanlatmada kolaylık olsun diye ve keyfi olarak kullanılan ve daha az belirgin ve daha çok kararsızbiçimleri anlatmada kullanılan “çeşit” teriminden de aslında farklı olmayan bir terim saydığımanlaşılacaktır.“Bireysel farklara”oranlahiçdedahaazkeyfiolmayan“çeşit” teriminedekolaylıkuğrunabaşvurulmaktadır.

GENİŞALANLARAYAYILMIŞ,SIKRASTLANANTÜRLERENÇOKDEĞİŞİR

İyi incelenmişfloralardakibütünçeşitlerin listesiçıkarılarak,ençokdeğişen türlerindoğalarıveilişkilerikonusundateorikdüşüncelerinışığındailginçbazısonuçlaravarılabilirdiyedüşündüm.Bu,başlangıçtakolaybir işmişgibigörünüyordu;amabukonudakideğerliöğütleriveyardımları içinkendisine gerçekten gönül borcum olanBayH.C.Watson birçok güçlük bulunduğunu bana hemenbildirdi;Dr.Hookerda,dahasonra,bunlarıönemlebelirtti.Bugüçlüklerintartışılmasınıvedeğişentürlerin oransal sayılarını bir gelecek çalışmam için saklayacağım. Dr. Hooker elimdeki taslağıokuyupcetvelleriincelediktensonra,oldukçaiyisaptandığınıdüşünerek,aşağıdasöylenenleriburayakoymama izin verdi. Ama burada zorunlu olarak sözü edilen konu çok önemlidir ve daha sonratartışılacakolan“varolmasavaşı”,“ıranınıraksaması”vebaşkakonularburadaanılmadanedilemez.

Alphonse de Candolle ve başka bitkibilimciler, çok geniş alanlara yayılmış bitkilerin genellikleçeşitleriolduğunugösterdiler;böyleolmasıbeklenebilir,çünküonlarfarklıdışkoşullarınetkisindekalmaktavebaşkabaşkaorganikvarlıktopluluklarıylayarışa(bununaynıölçüdeyadadahaönemlibirolguolduğunuilerdegöreceğiz)girmektedir.Amaelimdekicetveller,sınırlıherhangibirülkedeen çok rastlanan, kalabalık türlerin ve kendi yurtlarında en çok yayılmış türlerin (çok rastlanırolmaktan ve belirli bir ölçüde, çok yayılmaktan anlaşılanlar farklıdır), çoğu zaman bitkibilimselçalışmalardayeterincebelirgindiyekütüğegeçirilençeşitlertürettiğinigösteriyor.Bundanötürü,engelişmiş, ya da başka bir söyleyişle, başat (dominant) türler, –çok yayılmış, kendi yurtlarında enyaygınveenkalabalıkolanlar–çoğuzaman,belirginçeşitleryadabenimdediğimgibi,başlangıçdurumundaki türlerüretir.Vebu,belki,öngörülebilir; çünküçeşitlerinherhangibirölçüdekalımlıolabilmekiçinbaşkacanlılarlazorunluolaraksavaşmalarıgerekirken,öncedenbaşatolantürler,pekbüyükbirolasılıkla,birazdeğişikliğeuğramış,amaatalarınıaynıülkedekilerebaşatkılmışkalıtsalniteliğigenedetaşıyandöllerverecektir.Burada,üstünlükkonusundasöylenenlerle,yalnızbirbiriyleyarışa giren ve özellikle aynı cinsten ya da sınıftan olan ve benzer yaşama alışkanlıkları bulunanbiçimlerin anlatılmak istendiği anlaşılmalıdır. Türlerin bireylerinin çokluğuna ya da sıkrastlanmasına gelince, karşılaştırma elbette aynı grubun üyeleriyle ilişkilidir.Ülkenin aşağı yukarıaynıkoşullardayaşayanbitkilerindendahaçokbireyivarsavedahaçokyayılmışsa,dahayukarıbirbitkiyebaşattırdenebilir.Böylebirbitki,örneğinsudayaşayanbirkonfervanın[birsuyosunu,-ç.]yadaasalakbirmantarınsayısızbireylerivardırveonlardahaçokyayılmıştırdiyedahaazbaşatolmaz.Amakonfervayadaasalakmantar,yukarıdakibakımlardankendihısımlarınıgeçerse,ozamankendisınıfındabaşatolur.

HERÜLKEDEBÜYÜKCİNSLERİNTÜRLERİKÜÇÜKLERİNKİLERDENDAHAÇOKDEĞİŞİR

Herhangi bir florada olduğugibi, bir ülkenin bitkileri bir yandabüyük cinsler (yani birçok türüiçerenler)veöteyandaküçükcinslerolmaküzereikiçeşitbölümeayrılırsa,birincilerinçokyayılmışvesıkrastlananyadabaşatolantürleridahaçokiçerdiğigörülür.Bununböyleolmasıöngörülebilir;çünkü aynı cinsin birçok türünün herhangi bir ülkede bulunması olgusu, yalnız bu bile, o ülkeninorganik ve inorganik koşullarında o cinse elverişli bir şey olduğunu gösterir; ve, bundan ötürü,büyük cinslerde, ya da birçok türü içerenlerde, bununla orantılı olarak daha çok sayıda başat türbulunmak gerektiğini kestirebiliriz. Ama bu sonuca varmayı engelleyen birçok neden vardır;elimdekicetvellerinbüyükcinslerdebunlarındahaküçükbirçoğunluktaolduğunugöstermesibenişaşırttı.Burada,engelleyicinedenlerdenyalnızikisinianmakistiyorum.Tatlı-suvetuzlu-subitkileri,genellikle, çok geniş alanlara yayılmıştır ve onlara çok sık rastlanır, ama bu, onların yaşadıklarıortamındoğasıilebağlantılıgörünmektedirvebunun,türünbağlıolduğucinslerinbüyüklüğüileaz

ilişkisi vardır ya da hiç ilişkisi yoktur. Bundan başka, oluşumun aşağı basamaklarındaki bitkiler,genellikle,oluşumundahayukarıbasamaklarındakilerdençokdahayaygındır;veburadadacinslerinbüyüklüğü ile yakın bir ilişki yoktur, ilkel oluşumdaki bitkilerin neden çok yayıldığı, CoğrafiDağılımkonusunaayrılanbölümdetartışılacaktır.

Türlerin yalnızca daha belirgin ve iyi tanınan çeşitler olduğunu düşünmek, her ülkedeki büyükcinslerintürlerininküçüklerinkilerdendahaçokçeşidiolduğunuöngörmemeyolaçtı;çünküneredeyakınhısımtürler(aynıcinsintürleri)oluşmuşsa,oradabirçokçeşityadabaşlangıçhalindekitürde,genel bir kural olarak, oluşmadurumundadır.Büyük ağaçlar yetişenyerde fidanlara da rastlamayıbekleriz.Değişim(variation)ilebircinsinbirçoktürününoluşmuşolduğuyerde,koşullardeğişimeelverişli idi demektir ve bundan dolayı, koşulların değişime genellikle hâlâ elverişli olduğunuumarız.Öteyandan,her türünözelolarakyaratıldığınıdüşünürsek,çok türüolanbirgruptanedenbirkaçtürüolandandahaçokçeşitmeydanageldiğiniaçıklayanbelirlibirgerekçeyoktur.

Bu öngörünün doğruluğunu sınamak için yirmi ülkenin bitkilerini ve iki bölgenin kınkanatlı(coleopterous) böceklerini, bir yanda büyük cinslerin türleri ve öte yanda küçüklerinkiler olmaküzere, aşağı yukarı eşit iki grupta sıraladım ve büyük cinslerin bulunduğu gruptaki türlerin,küçüklerinbulunduğugruptakilerdendahabüyükorandabulunmasıolgusuburadadahiçdeğişmedenortayaçıktı.Üstelik,büyükcinslerinbirkaççeşidiolantürlerininçeşitlerininortalamasayısı,küçükcinslerintürlerininkilerdenherzamandahabüyükoluyor.Ayırımbirbaşkatürlüyapılıncavebirdendördedektürüolanküçükcinslerintümüsıralamadançıkarılınca,busonuçlarınikisidedeğişmedenkalıyor. Türlerin yalnızca çok belirgin ve kalımlı çeşitler olduğu görüşü için bu olguların anlamıbesbellidir; çünkü aynı cinsin birçok türünün oluşmuş olduğu yerde, ya da, deyim yerindeyse, türüretimininetkinolduğuyerde,buüretiminhâlâetkinolduğuna,özellikleyenitürlerüretmesürecininyavaş geliştiğine inanmamız için her türlü gerekçe vardır. Çeşitler başlangıç durumundaki türlerolarak görülürse, bu, kesinlikle doğru olur; çünkü elimdeki cetveller, genel bir kural olarak, bircinsin birçok çeşidinin oluştuğu yerde, o cinsin türlerinin gösterdiği çeşitlerin, yani başlangıçdurumundaki türlerin sayısının ortalamadan büyük olduğunu açıkça bildiriyor. Bu, bütün büyükcinsler bugün de çok değişiyor ve böylece türlerinin sayısını artıyor, ya da küçük cinslerin artıkhiçbiri değişmiyor ve türlerini artırmıyor demek değildir; durum böyle olsaydı, teorim için çokyıkıcıolurdu;üstelikyerbilim(geology)de,küçükcinslerinçağlarboyuncasıksıkbüyüdüğünüvebüyükcinslerindesıksıkdoruklarınaulaşıpgerilediğiniveortadankalktığınıaçıkçagöstermektedir.Buradabelirtmekistediğimşey,bircinsinbirçoktürününoluştuğuyerdehâlâbirçoğununoluşmaktaolduğudur;vebu,kesinlikleyürürlüktedir.

BÜYÜKCİNSLERİNBİRÇOKTÜRÜÇEŞİTLEREBENZER,ÇÜNKÜÇOKYAKINAMAEŞİTOLMAYANHISIMLIKLARIVARDIRVE

YAYILMAALANLARISINIRLIDIR

Büyükcinslerintürleriileonlarınçeşitleriarasındadikkatedeğerbaşkailişkilerdevardır.Türlerleçok belirgin çeşitleri ayırt etmek için güvenilir bir ölçüt olmadığını gördük; kuşkulu biçimlerarasında ara halkalar olmayınca, doğa bilginleri onların arasındaki farkların çokluğuna göre birbelirleme yapmak zorunda kalırlar, örneksemeye (analogy) başvurarak farkların çokluğununonlardan birini ya da öbürünü tür aşamasına çıkarmaya yetip yetmediğine karar verirler. Bundanötürü, farkların tutarı, iki biçimin tür ya da çeşit sayılıp sayılmaması gerektiğini belirlemede çokönemli bir ölçüttür. Şimdilik Fries bitkilerde ve Westwood böceklerde, büyük bir cinste türler

arasındakifarklartutarınınçokküçükolduğunubelirttiler.Bunuortalamalaragöresayıcasınamayauğraştım ve, tam olmayan sonuçlarımın geçerliği ölçüsünde, sayıların bu görüşü doğruladığınıgördüm. Titiz ve deneyimli kimi gözlemcilere danıştım ve düşünüp taşındıktan sonra onlar da bugörüşte birleştiler. Büyük cinslerin türleri, bu bakımdan, çeşitlere, küçük cinslerin türlerindegörüldüğündendahaçokbenzemektedir.Yadadurumbaşkatürlüelealınabilir,bugündeçeşitleryadabaşlangıçdurumunda türlerüretenveçeşitlerininyadabaşlangıçdurumundaki türlerinin sayısıortalamadan büyük olan cinslerde, önceden üretilmiş türlerin birçoğunun belirli bir ölçüde hâlâçeşitlere benzediği, çünkü onların görülegelenden daha az bir farkla birbirlerinden ayrıldığısöylenebilir.

Bundanbaşka,büyükcinslerintürleri,tıpkıherhangibirtürünçeşitlerigibi,birbirleriylehısımdır.Hiçbirdoğabilgini,bircinsinbütüntürlerininbirbirindeneşitölçüdefarklıolduğunuönesüremez;cinslergenellikle alt-cinslere, yadabölümlere, yadadahaküçükgruplara ayrılabilir.Fries’inpekgüzel belirttiği gibi, küçük tür grupları, genellikle, başka türlerin çevresinde uydular gibitoplanmıştır.Veçeşitler,eşitolmayanhısımlıklarıbulunanvebelirlibiçimlerin–yaniata-türlerinin–çevresinde toplanan biçimlerin gruplarından başka nedir? Kuşkusuz, çeşitlerle türler arasında pekçok önemli bir fark vardır; şöyle ki, birbirleriyle ya da ata-türleriyle karşılaştırılınca, çeşitlerarasındaki farkların tutarı, aynıcinsin türleri arasındakilerin tutarındançokdahaazdır.Ama IranınIraksamasıdediğimilkenintartışmasınagelince,bununnasılaçıklanabileceğiniveçeşitlerarasındakiçok küçük farkların, türler arasındaki büyük farklara doğru nasıl artma eğiliminde olduğunugöreceğiz.

Dikkatealınmayadeğerbirnoktadahavar.Çeşitlerinyayılmaalanlarıgenelliklepeksınırlıdır:Bukendiliğindenapaçıkanlaşılır,çünkü,birçeşit,varsayılanata-türününyayılmaalanındandahagenişbir alana yayılsaydı, onu tanımlamak için söylenenlerin tersi söylenirdi.Ama başka türlerle yakınhısımolanveçeşitlerebuölçüdebenzeyentürlerinçoğuzamanpeksınırlıyayılmaalanlarıolduğunainanmakiçingerekçevardır.Örneğin,BayH.C.Watson,iyidüzenlenmişLondrabitkikataloğunda(4.baskı) tür olarak nitelenmiş, ama onun görüşüne göre başka türlerle gerçek değerleri kuşkulugörülecek kadar yakın hısım olan 63 bitkiyi benim için işaretledi: varsayılmış bu 63 tür, BayWatson’ınBüyükBritanya’dabelirlediğibölgelerinortalama6,9’undayayılmışbulunmaktadır.Aynıkatalogda, onaylanmış53 çeşit gösterilmektedir vebunlar, bölgelerin7,7’sineyayılmıştır; oysabuçeşitleriiçerentürlerbölgelerin14,3’üneyayılmıştır.Böylece,onaylanmışçeşitlerinsınırlıortalamaalanı,BayWatson’ın benim için kuşkulu türler diye işaretlediği yakın hısım biçimlerinkinin aşağıyukarı aynıdır, ama İngiliz bitkibilimcileri onları, hemen hemen çoğunlukla, yetkin ve gerçek türsaymaktadırlar.

ÖZET

Sonuç olarak, 1) ara halkalar dediğimiz biçimlerin bulunmaması ve 2) aralarındaki farklarınkesinlikle çok sayıda olması durumları ayrı tutulursa, çeşitler türlerden ayırt edilemez; çünkü ikibiçim, birbirinden çok az farklı ise, yakın bağlantıları olamayacağına bakılmadan, genellikle çeşitsayılmaktadır; ama ikibiçimi tür saymak içingerekli görülen farkların tutarı dabelirlenemez.Birülkedetürlerininsayısıortalamadanbüyükolancinslerde,türlerinçeşitlerininsayısıdaortalamadanbüyüktür. Büyük cinslerde, türler birbirleriyle yakın ama eşit olmayan ölçüde hısımdır ve öbürtürlerinçevresindeküçüktopluluklaroluşturur.Başkatürlerleyakınhısımlığıbulunantürlerinsınırlıyayılma alanları olduğu görülmektedir. Bütün bu bakımlardan, büyük cinslerin türleriyle çeşitlerarasındabüyükbirbenzerlikvardır.Türlerbirzamanlarçeşitolarakvaroldu iseveböylece türedi

ise, bu benzerlikleri apaçık anlayabiliriz; oysa, türler bağımsız yaratıklar ise, bu benzerlik hiçanlaşılmazolur.

Her sınıfta büyük cinslerin en çok gelişmiş ya da başat türlerinin, ortalama olarak, en çokdeğiştiğiniveçeşitlerürettiğinigördük;veilerde,çeşitlerindeyenivebelirgintürlerolmayadoğrudeğişmeeğilimibulunduğunugöreceğiz.Bundandolayı,büyükcinslerdahadabüyümeye,vebugünbütündoğadabaşatolanbiçimlerdeğişiklikgeçirmeyevebaşatbirçokdölbırakarak,hâlâ,dahadabaşatolmayaeğilimlidir.Amailerdegösterileceğigibi,büyükcinslerküçükcinslerebölünmeyedeeğilimlidir. Ve böylece, yeryüzündeki bütün canlı biçimler alt-gruplara ayrılan gruplarabölünmektedir.

ÜÇÜNCÜBÖLÜM

VAROLMASAVAŞI

Doğalseçmeyleilişkisi•Genişbiranlamdakullanılanterim•Üremeningeometrikoranı•Doğallaşan (yerlileşen) hayvanların ve bitkilerin çabuk üremesi • Üremeyi güçleştirenengellerindoğalözelliği•Evrenselyarış• İkliminetkileri •Bireylerinsayısıylakorunma•Doğadaki bütün hayvanların ve bitkilerin karmaşık ilişkileri • En zorlu yaşama savaşı aynıtürünçeşitlerivebireyleriarasındadır:Yaşamasavaşı,aynıcinsintürleriarasındaçoğuzamanzorludur•Organizmaylaorganizmaarasındakiilişkibütünilişkilerinenönemlisidir

Bu bölümün konusuna girmeden önce, varolma savaşının nasıl olup da doğal seçmeye çıktığınıgöstermekiçinbirkaçöndüşünceyibelirtmemgerekiyor.Doğalbirdurumdakiorganikvarlıklardabireyselbirdeğişkenlikolduğugeçenbölümdegörüldü:Bununtartışıldığınıhiçişitmedim.Biryığınkuşkulubiçimetür,alt-tür,yadaçeşitdenipdenmemesibizimiçinönemsizdir;örneğin,çokbelirginbazı çeşitlerin varlığı kabul edilse, Britanya bitkilerinin iki ya da üç yüz kuşkulu biçimini hangiaşamayasokmakuygunolur?Bireyseldeğişkenliğinveçokbelirginbazıçeşitlerindüpedüzvarlığı,çalışmamız için,dayanakolarakgerekli isede,doğada türlerinnasıl türediğinianlamamızapekazyardım eder. Oluşumun bir parçasının öbürüne, yaşam koşullarına ve bir organik varlığın birbaşkasınaböylesineyetkinuyarlanmalarınasılgelişipgerçekleşti?Bugüzelkarşılıklıuyarlanmaları,en açık olarak, ağaçkakanda ve ökseotunda; ancak biraz daha açık olarak da, bir dört-ayaklının(quadruped)kıllarına,yadabirkuşuntüylerineyapışanenbayağıasalakta;suyadalanbirkınkanatlıböceğin yapısında; en hafif esintiye kapılıp giden tüylü tohumda; sözün kısası, bu güzeluyarlanmalarıheryerdeveorganikâleminherparçasındagörürüz.

Ayrıca, benim başlangıç durumundaki tür dediğim çeşitler, sonunda, nasıl oluyor da açıkça vebirbirlerinden aynı türün çeşitlerinde olduğundan daha çok farklı, yetkin ve belirgin türleredönüşüyordiyesorulabilir.Ayrıcinslerdenenvebirbirindenaynıcinsintürlerindeolduğundandahaçok farklıolangruplarıbelirleyen türgruplarınasıl türüyor?Bütünbunlar,gelecekbölümdedahatamgörüleceğigibi,yaşamasavaşınınsonuçlarıdır.Busavaştanötürü,nedenlihafifvehanginedenleolursaolsun,değişimlerbirtürünbireylerinebaşkaorganizmalarlaolanaşırıkarmaşıkilişkilerindevefizikselyaşamkoşullarınakarşı,herhangibirölçüdeyararlıysa,böylebireylerinkorunmasınayolaçacak ve genellikle, soyaçekimle döllere iletilecektir. Döllerin de sağ kalma şansı daha çokolacaktır,çünkübirtürünbelirliaralıklarladoğanbirçokbireyindenancakpekazıuzunömürlüolur.Herküçükdeğişimi,yararlıysa,esirgeyenbuilkeyi,insanınseçmeyetisiyleilişkisinedikkatiçekmekiçin Doğal Seçme terimiyle adlandırdım. Ama Bay Herbert Spencer ’in sık sık kullandığı EnUygunlarınKalımıdeyimidahadoğrudurvebazenaynıölçüdekullanışlıdır.İnsanınseçmeylekesinolarakbüyükbaşarılareldeedebildiğinivedoğanınkendisinesunduğuhafifamayararlıdeğişimleribiriktirerek, organik varlıkları kendi amacına uydurduğunu gördük.Ama daha sonra göreceğimizgibi, doğal seçme hiç durmadan çalışan bir güçtür ve insanın küçük çabalarına üstünlüğü, tıpkıdoğanıneylemlerininbiliminkilereüstünlüğügibi,ölçülemez.

Şimdi,varolmasavaşınıbirazdahaayrıntılı tartışalım.Bukonu,ilerdekiçalışmalarımdaönemineyaraşacakgenişlikteelealınacaktır.YaşlıDeCandolleveLyell,bütünorganikvarlıklarınzorlubiryarış içinde olduğunu büyük ölçüde ve filozofça gösterdiler. Bitkilerde, bu konuyu hiç kimseManchesterDekanıW.Herbert’tendahaustalıklıveyeterlibiçimdeelealmadı;besbellibu,onunbağ-

bahçe konusundaki engin bilgisinin sonucudur.Hiçbir şey, evrensel yaşama savaşının gerçekliğinitartışmalardadoğrulamaktandahakolayve–hiçdeğilsebenimiçin–yaşamasavaşınınvarlığınıhepgözönündebulundurmaktandahagüçdeğildir.Oysabunuiyikavramadıkça,bütündoğaekonomisi,yaratıklarındağılımları ile ilgiliher türlüolgular,kıtlık,bolluk, tükenmevedeğişimbellibelirsizanlaşılır ya da tümüyle yanlış anlaşılır. Biz, doğanın sevinçle parıldayan yüzünü görürüz; çoğuzaman yiyeceklerin gerektiğinden çok olduğunu görürüz; pek çoğu böceklerle ya da tohumlarlabeslenen ve çevremizde hiç kaygısız ötüşen kuşların yaşamı durmadan yok etmekte olduğunugörmeyiz, ya da unuturuz; ya da o şakıyan kuşları, ya da onların yumurtalarını, ya da yavrularınıbaşkakuşlarınveyırtıcıyaratıklarınyokettiğiniunuturuz;besininoandapekbololmayabileceğini,durumunheryılvehermevsimböyleolmadığınıdüşünmeyiz.

GENİŞBİRANLAMDAKULLANILANVAROLMASAVAŞITERİMİ

Bu terimi bir varlığın bir başkasına bağımlılığını ve yalnız bireyin yaşamını değil (bu çokönemlidir), döl vermedeki başarısını da kapsayan geniş ve eğretilemeli bir anlamda kullanmaktaolduğumubelirtmeliyim.Köpekgillerden iki hayvanın, besininkıt olduğubir sırada, beslenmekveyaşamak için birbiriyle savaştığı gerçekten söylenebilir. Çöl sınırındaki bir bitkinin neme bağımlıolduğunu söylemekdaha uygundur, oysa yaşamak için kuraklığa karşı savaştığı söylenir.Bir bitkiher yıl ortalama biri gelişen bin tohum üretir, çok yerinde olarak, o bitkinin o sırada toprağıkaplayanaynıvebaşkatürdenbitkilerlesavaştığısöylenebilir.Ökseotuelmayavebaşkabirkaçağacabağımlıdır, ama o ağaçlarla savaştığı çok dar bir anlamda söylenebilir, çünkü bu yarı-asalakbitkilerin birçoğu aynı ağaçta gelişirse zayıf düşer ve ölür.Ama birçok ökseotu fidesi aynı daldabirbirlerine yakın olarak büyürse, birbirleriyle savaştıkları çok yerinde olarak söylenebilir.Ökseotunun tohumlarınıkuşlaryaydığı için,varlığıkuşlarabağlıdır; vekuşlarakendimeyvelerinibaşkabitkilerinkilerdendahaçokyedirmekveböylecetohumlarınıyaymakiçin,meyvelerikuşlarcayenenbitkilerlesavaştığıeğretilemeliolaraksöylenebilir.VarolmaSavaşıgenelterimini,birbiriyleiçiçegirenbuanlamlardakolaylıkolsundiyekullanıyorum.

ÜREMENİNGEOMETRİKORANI

Varolmasavaşı,bütünorganikvarlıklarınbüyükorandaçoğalmaeğilimindeolmasınınkaçınılmazsonucudur. Doğal ömrü boyunca birçok yumurta ya da tohum üreten her yaratık, ömrünün bazıdönemlerinde,bazımevsimlerdeyadaolağandışıyıllardayıkımauğrar;yoksa,sayısıgeometrikdiziilkesine göre öylesine aşırı bir hızla artardı ki, döllerini hiçbir ülke besleyemezdi. Bundan ötürü,yaşayabilecekolandandahaçokbireyüretildiği için,varolmasavaşıherdurumda,birbireyleaynıtürdenbaşkabireylerarasında,ayrıtürlerinbireyleriarasında,yadafizikselyaşamkoşullarınakarşı,vardır. Bu, bütün bitkiler ve hayvanlar âlemine aşırı zorlanarak uygulanmış Malthus öğretisidir;çünkübudurumdabesinzorlaartırılamazveçiftleşmesağgörüyle(basiretle)önlenemez.Bugünbazıtürlerepeyçabukçoğalmaktaisede,bütüntürlerböyledavranamaz,yoksayeryüzünesığmazlardı.

Herorganikvarlıkdoğalolaraköylesinebüyükbirhızlaürerki,hiçyokedilmeseydi,birtekçiftindölleriyeryuvarlağınıkaplayıverirdi;bukuralınhiçbirayrası(istisnası)yoktur.Yavaşüreyeninsanbileyirmiyıldaikikatçoğaldıvebuhızlaçoğalırsabinyılavarmadanyeryüzündeayaktadurulacakyer kalmaz. Linnaeus, bir yıllık bir bitki yalnız iki tohum verirse –böylesine verimsiz bir bitkiyoktur–veertesiyılonlarındöllerideikişertohumverirsevebuböylesürüpgiderse,yirmiyıldabir

milyonbitkiolacağınıhesapladı.Fil,bilinenhayvanlarınenyavaşüreyenisayılırveben,filindoğalüremeoranınınolasıenazınıhesaplamakiçinbirazuğraştım;filinotuzyaşındadoğurmayabaşladığıve doksan yaşına dek doğurarak altı yavru verdiği ve yüz yaşına dek yaşadığı güvenle kabuledilebilir; böyle olsaydı, bir tek çiftin dölü olan fillerin sayısı, 740-750 yıl sonra aşağı yukarıondokuzmilyonubulurdu.

Ama bu konuda düpedüz teorik hesaplardan daha sağlam kanıtlarımız, yani birbirini izleyen veyaşam koşullarının uygun olduğu iki ya da üç mevsimde, doğal bir durumdaki türlü hayvanlarınşaşırtıcı bir hızla çoğaldığını gösteren sayısız belge vardır. Dünyanın birçok kesiminde yabanılolarak dolaşan türlü evcil hayvanlarımız daha da şaşırtıcı bir kanıttır; GüneyAmerika’nın ve sonzamanlarda Avustralya’nın yavaş üreyen sığırlarının ve atlarının çoğalma oranıyla ilgili verileryeterince inanılır olmasaydı, değersiz sayılırdı. Bitkilerde de böyledir; bütün adalarda, dışardangetirilmiş bitkilerin on yıldan daha kısa bir zamanda yaygınlaştığını gösteren olgular vardır. LaPlata’nıngenişdüzlüklerindebugünyaygınolanbazıbitkiler,örneğinbütünöbürbitkilerinerdeysekovarakmillercekarelikalanlarıkaplayandevedikeni[Circiumarvence,-ç.]vekenger[yadakengel,yabanenginarı,eşekdikeni,Cynaracardunculus, -ç.]Avrupa’dangetirilmiştir;veDr.Falconer ’danişittiğimegöre,Hindistan’da,Amerika’nınbulunmasındansonraordangetirilmişvebugünKomorinBurnu’ndanHimalaya’ya dek yayılmış bitkiler vardır. Böyle durumlarda, “bunların sayısı kolaycaçoğaltılabilir,hayvanlarınyadabitkilerindölverimininbirdenbirevegeçiciolaraksezilirbirölçüdearttığınıhiçkimsedüşünmez.Bununanlaşılıraçıklaması,yaşamkoşullarınınçokuygunolduğu,yaşlıve genç bireylerin daha az yok edildiği ve yaklaşık olarak bütün genç bireylerin üreyebildiğidir.Sonucuherzamanşaşırtıcıolanüremeleriningeometrikoranı,onlarınyeniyurtlarındaolağanüstühızlıçoğalmasınıveçokyayılmasınıdüpedüzaçıklar.

Doğal bir durumda, tam-ergin bitkilerin hemen hemen hepsi her yıl tohum verir ve hayvanlararasındaheryılçiftleşmeyenlerçokazdır.Bundanötürü,bütünbitkilerinvehayvanlarıngeometrikoranda üremeye eğilimli olduğunu –hepsinin her nasılsa bulunduğu yeri çabucak kapladığını– veüremeye olan bu geometrik eğilimin, ömürlerinin herhangi bir döneminde yok edici etkilerleengellendiğini güvenle söyleyebiliriz. Büyük evcil hayvanlarımızla daha çok ilgilenmemiz biziyanıltabilir sanıyorum: Onları yok eden büyük kırımları görmeyiz, her yıl binlercesinin eti içinkesildiğinivedoğalbirdurumdaaynısayıdabireyinherhangibirbiçimdeyokedildiğinigözönündebulundurmayız.

Heryılbinlerceyumurtayadatohumüretenorganizmalarladölverimipekazolanlararasındakibiricikfark,yavaşüreyenlerinelverişlikoşullardabütünbirbölgeye–obölgeçokbüyükbileolsa–yerleşmesi için fazladan birkaç yılın daha gerekmesidir. Tepeli akbaba iki,Afrika devekuşu yirmiyumurta yumurtlar, bununla birlikte aynı ülkedeki tepeli akbaba sayısı devekuşu sayısından dahaçoktur; kutup fırtına kırlangıcı [Procellaria glecialis, -ç.], yalnız bir tanecik yumurtlar, bununlabirliktebugünyeryüzündeençoksayıdabulunankuşolduğunainanılmaktadır.Sineğinbiriyüzlerce,birbaşkası,örneğinhippobosca,birtekyumurtabırakır;amabufark,birbölgedebuikitürdenkaçarbireybarınabileceğinibelirlemez.Yumurtalarınçoksayıdaolması,niceliğideğişenyemlerebağımlıolantürleriçinönemlicedir,çünküçabuküremelerinibubelirler.Amaçoksayıdayumurtanınyadatohumungerçekönemi,ömrünherhangibirdönemindekizorlukırımlarakarşıkoymadadır;vebudönem pek çok durumda ömrün ilk çağlarına rastlar. Bir hayvan, kendi yumurtalarını ya dayavrularınıherhangibirbiçimdekoruyabilirse,azsayıdayumurtaelverebilirvesağkalandöllerinsayısıortalamanınaltınadüşmez;amaçoksayıdayumurtayadayavruyokediliyorsa,dahaçoğununüretilmesi zorunludur, yoksa tür tükenecektir. Ortalama bin yıl yaşayan bir ağaç türünün varlığınıbireylerinin sayısı eksilmeden sürdürmesi için bin yılda bir tohum vermesi, bu tohumun asla yok

edilmeyeceği ve uygun bir yerde güvenle gelişebileceği varsayılırsa, elverir. Sonuç olarak, herdurumda, bir hayvanın ya da bitkinin bireylerinin ortalama sayısı, yumurtaların ya da tohumlarınsayısınaancakdolaylıolarakbağlıdır.

Doğayı incelerkenyukardakidüşüncelerhepgözönündebulundurulmalıveherorganikvarlığınsayıcaçoğalmakiçinenbüyükçabayıgösterdiği;herbirininömrününbelirlibirdönemindeyaşamakiçin savaştığı; her kuşakta ya da belirli aralıklarla yaşlıların da gençlerin de kaçınılmaz ve büyükkırımlara uğradığı unutulmamalıdır. Bir engelin hafifletilmesi, kırımın azıcık olsun önlenmesi,türlerinbireylerininsayısınıherzamanvebirdenbireherhangibirölçüdeartırır.

ÜREMEYİGÜÇLEŞTİRENENGELLERİNDOĞASI

Her türün üremeye olan doğal eğilimini engelleyen nedenler pek çapraşıktır. En dinç türlerebakınız:Sayılarınedenliartarsa,dahadaçoğalmayaeğilimleriodenliartar.Bir tekdurumdabileengellerin neler olduğunu tümüyle bilmiyoruz. Düşünen hiç kimse, bu konuda, herhangi birhayvandançokdahaiyitanınaninsanbakımındanbile,nedenlibilgisizolduğumuzaşaşmaz.Üremeyiönleyenengellerkonusubirçokyazarcaustalıklaelealınmıştırvebirgelecekçalışmamdabukonuyuözellikle Güney Amerika’nın yabanıl hayvanları bakımından epey ayrıntılı olarak tartışmayıumuyorum. Burada önemli bazı noktaları okura anımsatmak için yalnız birkaç düşünce ilerisüreceğim. Yumurtalar ve çok genç hayvanlar genellikle çok kırılıyor gibi görünür, oysa budeğişmezbirdurumdeğildir.Bitkilerintohumlarıbüyükölçüdeyokolur,ama,yaptığımgözlemleregöre, bitki körpeleri, önceden başka bitkilerle kaplanmış topraklarda çimlenmekten pek çok zarargörmektedir.Tohumlarınbirçoğunudatürlüdüşmanlarıyokeder;örneğin,üçayakboyundaveikiayakeninde,işlenmişvetemizlenmiş,başkabitkileringelipbarınmayabırakılmadığıbiryerdeyerliyabanıl otlarımızın çimlenip sürmesini gözledim. Sümüklü böceklerin ve böceklerin yok ettikleri,357’de 295’ten az değildi. Birçok kez biçilmiş çim, (hayvanların sık ve çok otladığı çim de olsadurum değişmez) büyümeye bırakılırsa, çok gürbüz bitkiler, daha az gürbüz olanları –bunlar tamgelişmişbitkilerdeolsa–yavaşyavaşöldürür;böylelikle,çimlekaplıküçükbiralandaki(3x4ayak)yirmitürdendokuzuyokoldu,öbürlerirahatçagelişti.

Besininniceliği,hertüriçinotürünüreyebilmesininsonsınırınıelbettebelirler;amaçoğuzamanbir türün bireylerinin ortalama sayısını belirleyen, bulabildikleri besin değildir, tersine, başkahayvanlara yem olmalarıdır.Bundan dolayı kekliklerin, ormantavuklarının ve tavşanların varlığınıözellikle yırtıcı hayvanların belirlediği pek de kuşkulu değildir. Önümüzdeki yirmi yıl içindeİngiltere’de bir tek av hayvanı vurulmasa, aynı zamanda hiçbir yırtıcı hayvan öldürülmese, büyükolasılıkla şimdikinden (bugün her yıl yüzlerce, binlerce av hayvanı vurulmakta ise de) daha az avhayvanıolur.Öteyandan,bazıdurumlarda,filiçinsözkonusuolduğugibi,birtekbireybileyırtıcıhayvanlara av olmaz; çünküHindistan’da kaplan bile anasının koruduğu bir yavru file saldırmayıbindebirgözealır.

Birtürünortalamasayısınıbelirlemedeikliminönemlibiryerivardırvebelirliaralıklarlagörülenaşırı soğuk ya da kurak mevsimler, bütün engellerin en etkilisidir. 1854-55 kışının, arazimdekikuşların beşte dördünükırdığını (özellikle ilkyazın büyükölçüde azalmış yuvaların sayısına göre)hesapladım; bir salgın sırasında insanlar arasında yüzde on ölümün olağanüstü yüksek sayıldığınıdüşünürsek,bu,korkunçbirkırımdır.İkliminetkisiilkbakıştavarolmasavaşındantümüylebağımsızgörünür;oysaiklim,besindarlığınayolaçtığıölçüde,gerekaynıvegerekayrıyiyeceklerlegeçinenbaşka türlerin bireyleri arasında, varolma savaşının da en zorlusuna yol açar. İklim, örneğin aşırı

soğuksa, etkisini doğrudan doğruya da gösterir ve cılız bireyler, ya da kış ilerledikçe en azbeslenenler, en çok kırılır.Güneyden kuzeye, ya da yağışlı bir bölgeden kurak bir bölgeye doğrugidersek,bazıtürlerinyavaşyavaşazaldığınıvesonundayittiğinigörürüzveiklimindeğişmesipekbelirginolduğuiçin,bütünsonucuiklimindoğrudanetkisineyormayayöneliriz.Oysabu,yanlışbirgörüştür; her türün, her zaman, ömrünün belirli bir döneminde, en kalabalık olduğu yerde bile,düşmanlarındanyadaaynıyervebesiniçinyarışanlardanaşırızarargördüğünüunutmaktayızdır;veiklim bu düşmanları ya da yarışanları pek az bile kayırsa, onların sayısı hemen artar ve her alancanlılarlaöncedentümüylekaplanmışolduğuiçin,öbürtürlerazalmakzorundakalır.Güneyedoğrugidipbirtürünsayıcaazaldığınıgörünce,otürünzararınaolankoşulunöbürlerinintümüyleyararınaolduğunuanlayabiliriz.Kuzeyedoğru, amadaha az, gidincedeböyledir, bütün türler azaldığı içinbirbiriyleyarışanlardakuzeyedoğruazalır;bundanötürü,kuzeyedoğrugiderken,yadabirdağatırmanırken,iklimindoğrudanetkisiyüzündenbodurlaşmışbiçimlere,güneyedoğruilerlerkenyadabirdağatırmanırkenrastladığımızdançokdahasıkrastlarız.Kuzeykutupbölgesine,yadatoktağankarlarla kaplı doruklara, ya da salt çöllere ulaşılınca, yaşama savaşı hemen hemen yalnız cansızöğelerekarşıdır.

İklim, daha çok, başka türler için elverişli olarak, dolaylı etkide bulunur; bahçelerimizde yetişipiklimimizeçok iyidayanan,amayerlibitkilerimizleyarışamadığıveyerlihayvanlarımızınverdiğizararakarşıkoyamadığıiçinaslayerlileşememişpekçokbitkitanıyoruz.

Birtürünçokuygunkoşullarda,darbiralandaolağanüstüçoğalmasınısıksıksalgınlarizler–bu,hiçdeğilseavhayvanlarıiçingenellikleböyleolur;buradadayaşamasavaşındanbağımsızbirengelvardır.Amabelki dekalabalıkhayvanlar arasındayayılmaları birazdahakolayolduğu için asalaksolucanlarınyolaçtığısalgınlardaböyledurumlardagörülür:veburada,asalakiletebelleşolduğuhayvanarasındabirçeşitsavaşolur.

Öte yandan, birçok durumda, bir türün düşmanlarından korunması için o türün bireylerinindüşmanlarına oranla çok kalabalık olması kesinlikle gereklidir. Tarlalarımızdamısırı, kolzayı vb.bunadayanarakkolaycavebolbolyetiştirebilmekteyiz,çünküattığımız tohumlar,onlarlabeslenenkuşlarınsayısınaoranlaçokdahafazladır;kuşlarbubirmevsimdeçokbolbesinbulsabile,besininçokluğu ile doğruorantılı olarak çoğalamaz, çünkükışın sayıları azalır; oysabahçesindeki birkaçkökbuğdaydanyadabaşkabirbitkidentohumalmayıdenemişherkes,bununnedenligüçolduğunubilir:Böyledurumlardabirtektohumbilealamadım.Birtürünkorunmasıiçinbireylerininpekçokolması gerektiği görüşü, bence, doğadaki bazı özel durumları, örneğin pek seyrek rastlananbitkilerinyetiştikleridaralanlardanedenaşırıkalabalıkolduğunuvetopluyaşayanbitkilerinnedentoplu yaşadığını, yani yayılma alanlarının sonlarında bile neden kalabalık kümeler halindebulunduğunu açıklar. Böyle durumlarda şuna inanabiliriz: Bu bitkiler, ancak yaşam koşullarınınbirçok bireylerinin topluca yaşayabileceği kadar elverişli olduğu yerlerde varolabilir ve böylecetürünü tümüyle yok olmaktan kurtarır. Birçok durumda, çaprazlanmanın olumlu etkileri ile yakınhısımlar arasında çaprazlanmanın olumsuz etkileri de elbette ortaya çıkar; ama bu konununayrıntılarınaburadagirmekistemiyorum.

VAROLMASAVAŞISIRASINDABÜTÜNHAYVANLARVEBİTKİLERARASINDAKİKARMAŞIKİLİŞKİLER

Aynı ülkede birbirleriyle savaşmak zorunda olan organik varlıklar arasındaki engellerin veilişkilerinnedenlikarmaşıkveumulmadıkolduğunugösterensayısızörnekbilinmektedir.Yalnızca,

basit olmakla birlikte beni çok ilgilendirmiş bir örnek vermek istiyorum. Stoffordshire’da, birhısımımınaraştırmalarımagenişölçüdekaynaklıketmişçiftliğinde,hiçinsanelideğmemişgenişveaşırıkıraçbir fundalıkvardır;amaaynıdoğalözelliktekiyüzlercedönümlükalandayirmibeşyılönceçitleçevrilmişveorayasarıçamdikilmişti.Ağaçlanankesimindoğalbitkiörtüsündekideğişmepekdikkatedeğerdi,öyleki,tümüylefarklıbirtoprağaayakbasmışgibioluyordunuz;değişenyalnızfundagillerinoranıdeğildi,ağaçlanmışalanda,fundalıktabulunmayanyirmibitkitürü(otlardikkatealınmamıştır)serpilipgelişmişti.Bununböceklereetkisiçokdahabüyükolmalıydı,çünküfundalıktarastlanmayanböcekçil(insectivorous)kuşlaroradapekyaygındı;fundalıktaisefarklıikiüçböcekçilkuşapeksıkrastlanıyordu.Arazininçitleçevrilmesiveböyleceorayasığırlarıngirememesibiryanabırakılırsa, bir tek ağaç türünü o alana sokmanın ne büyük etkisi olduğu görülüyordu. Ama çitleçevirmenin ne önemli bir öğe olduğunu Surrey’de, Farnham yakınlarında apaçık gördüm. Oradagenişfundalıklarveuzaktepelerindoruklarındayaşlısarıçamlardanbirkaçkümevardır:Sononyıliçinde geniş alanlar çitle çevrilmişti, ve oralarda, birlikte yaşayamayacak kadar sık çamlar,kendiliğinden ve öbek öbek fışkırmıştı. Bu körpe çamların ekilmemiş ve dikilmemiş olduğunuöğrenince pek şaşırdım ve kalkıp çitle çevrilmemiş yüzlerce dönümlük fundalığı görebileceğimnoktalara gittim ve gerçekten, yaşlı çam kümelerinin altından başka hiçbir yerde bir tek sarıçamgöremedim. Ama fundalıktaki bitkilerin dallarını aralayıp dikkatle bakınca, sürgünleri sığırlarcayenmişbirçokçamkörpesiveçamağaççığıgördüm.Yaşlıçamlardanbirkaçyüzmetrekadaruzakbir yerde, bir metre karelik bir alanda, otuz iki ağaççık saydım; bunlardan birinin yirmi altı yaşhalkasıvardıveoncayıl tepesini fundalarınarasındanuzatmayaçabalamışvebunubaşaramamıştı.Çitle çevrilir çevrilmez arazinin pek gür büyüyen genç ve sık ağaçlarla kaplanmasında şaşılacakhiçbir şey yoktu.Oysa fundalık alabildiğine geniş ve öylesine verimsizdi ki, sığırların orada dişedokunurbirşeybulacağınıhiçkimsedüşünemezdi.

Buradasığırınsarıçamınvarlığınıkesinliklebelirlediğinigörüyoruz;amadünyanınbirçokyerindesığırın varlığını da böcekler belirler.Bunun en güzel örneği belki deParaguay’da görülür; çünküorada,çokkuzeydekiveçokgüneydekikesimlerindışında,nesığırın,neatın,nedeköpeğinyabanılıgörülür; ve Azara ile Rengger, yeni doğmuş yavruların göbeğine yumurtalarını bırakan veParaguay’da çok yaygın olan bir sineğin buna yol açtığını kanıtladılar. Sayısız denecek kadar çokolanbusineklerinüremesibilinenetkenlerce,belkideasalakbaşkaböceklerceengellensegerektir.Bundanötürü,Paraguay’da,belirlibirböcekçilkuşazalsaydı,asalakböceklerbelkideçoğalırdı;vebudagöbeğeyumurtlayansineklerinsayısınıazaltırdı–böyleceyabanılsığırlarveatlartürervebuda (GüneyAmerika’da gözlediğimgibi) bitki örtüsünü kesinlikle ve büyük ölçüde değiştirirdi: buyenidenvegenişölçüdeböceklerivebuda,Staffordshire’dagördüğümgibi,böcekçilkuşlarıetkilervegittikçebüyüyenkarmaşıkhalkalarhalindesürüpgiderdi.Amabu,doğadakiilişkilerinburadakigibiyalınkatolduğuanlamınagelmez.Savaşiçinsavaş,durmadandeğişenbaşarılarlasürüpgitmekzorunluğundadır;bununlabirlikte,güçleruzunsüredeöylesineyetkinbirdengekurarlarki,enküçükbirayrıntıbirorganikvarlığınbaşkabirineüstüngelmesineelverir,amadoğanıngörünüşüçağlarboyunca yine de değişmeden kalır. Ama bizim bilgisizliğimiz öylesine korkunç ve ataklığımızöylesine aşırıdır ki, bir organik varlığın tükendiğini işitince şaşakalırız ve nedenini bilmediğimiziçin,yeryüzündebirtekcanlıkomayantufanlardüşünürüz,yadacanlıbiçimlerinsürekliliğiüzerineyasalaruydururuz.

Doğadabirbirindenuzakaşamalardabulunanbitkilerinvehayvanlarınkarmaşıkbirilişkilerağıilebirbirinenasılbağlıolduğunugösterenbirörnekdahavermekisterim.BahçemdekiyabancıkökenliLobelia fulgens’e böceklerin hiç uğramadığını ve bunun sonucu olarak, özel yapısı yüzünden bubitkinin asla tohum vermediğini gösterme fırsatını ilerde bulacağım. Salepgillerden (orchidaceae)olan bitkilerimizin, aşağı yukarı hepsinin, döllenmesi için böceklerin onlara uğraması ve çiçek

tozlarını taşıması kesinbir gerekliliktir.Hercaimenekşenin (Viola tricolor) döllenmesi için toprakyabanarısının[bombus terrestris -ç.]hemenhemenzorunluolduğunudeneyerekbuldum,çünkübuçiçeğe başka böcekler uğramaz. Bazı üçgüllerin döllenmesi için arıların gerekli olduğunu dabuldum;örneğin20kökak(yadasürünen)üçgül(Trifoliumrepens)2.290tohumverirken,arılardankorunmuş yirmi kök ak üçgül hiç tohum vermedi. Bundan başka, 100 kök çayır üçgülünden (T.pratense) 2.700 tohum elde ettim, oysa arılardan korunmuş aynı sayıda bitkiden bir tek tohumalamadım. Çayır üçgülüne yalnız toprak yabanı arısı gelir, çünkü öbür arılar balözüne (nectar)ulaşamaz. Kelebeklerin üçgülleri döllendirebileceği öne sürülmüştür; ama çayır üçgülünde bunuyapabileceklerindenkuşkuluyum,çünküağırlıkları,kanatçıkları[baklagillerinçiçeklerindekiyantaçyaprakları, -ç.]bastırmayaelvermez.Bundandolayı,İngiltere’deki toprakyabanarısıcinsi tümüyletükenseydiyadaçokazalsaydı,hercaimenekşeileçayırüçgülüdebüyükbirolasılıklatükeniryadaçok seyrelirdi diyebiliriz. Toprak yaban arılarının herhangi bir bölgedeki sayısı, peteklerini veağlarını yok eden tarla sıçanlarının sayısına büyük ölçüde bağlıdır; ve toprak yaban arılarınınhuylarını uzun uzun incelemiş olan Albay Newman, “İngiltere’deki toprak yaban arılarının üçteikisindençoğuböylelikleyokolmuştur”,demektedir.Bilindiğigibi,sıçanlarınsayısıdakedilerinkinebüyük ölçüde bağlıdır; ve Albay Newman diyor ki: “Köy ve kasaba yakınlarında, başka yerlerdebulduğumdan çok daha fazla toprak yaban arısı ağları buldum; bunu sıçanları yok eden kedilerinçokluğuna yoruyorum.” Bundan ötürü, bir bölgede çok sayıda kedi olmasının, önce sıçanları veondan sonra da arıları etkileyerek o bölgedeki belirli bitkilerin çokluğunu belirlediğine kesinlikleinanılabilir!

Her tür için, farklı yaşam dönemlerinde ve farklı mevsimlerde ya da yıllarda etkisini gösterenfarklı engellerin ortaya çıkması olasıdır; bu engellerden herhangi biri ya da birkaçı genelliklehepsinden daha zorludur; ama türün ortalama sayısını, hatta varlığını, hepsi birlikte belirler. Bazıdurumlardabüyükölçüdefarklıengellerinfarklıbölgelerdetürüetkilediğigösterilebilir.Biryamacıkaplayanbitkilereveçalılarabakınca,onlarınoranlarınıve türlerini rastlantıyayormayayöneliriz.Oysabupekyanlışbirgörüştür!Amerika’dakesilenbirormanınyeriniçokfarklıbirbitkiörtüsününaldığını herkes işitmiştir; oysaABD’nin güneyinde, ormanları yerlilerce eskiden açılmış yerlerde,bugün, çevredeki eldeğmemiş ormanlarda bulunan çeşitliliğin ve oran’ın aynısı görülmektedir.Orada, her biri her yıl binlerce tohum veren farklı türden ağaçlar arasında, yüzyıllar boyuncaverilmiş savaşkimbilir nedenli çetinolmakgerekir!Böcekleböcekarasında–böcekler, sümüklüböceklervebaşkahayvanlarlakuşlarveyırtıcıhayvanlararasında–hepsideüremeyeçabalayanhepsidebirbiriylebeslenenbütünbuyaratıklararasında,yadaağaçlar,ağaçlarıntohumlarıvekörpeleri,ya da toprağı önceden kaplayan ve böylece ağaçların gelişmesini engelleyen bitkiler arasında kimbilirnelerolupbitti!Havayabiravuçtüysavurunuz,hepsidebelirliyasalaragöreyeredüşer;amaher tüyünnereyedüşeceğiproblemi,yerlilerinçokeskidenormanlarıaçtığıoyerlerdekiağaçlarınoranlarını ve türlerini belirlemiş sayısız bitkinin ve hayvanın yüzyıllar boyunca gösterdiği etki vetepkiilekarşılaştırılınca,nedenliyalınkattır!

Bir organik varlığın bir başkasına bağımlılığı, tıpkı bir asalağın kurbanına bağımlılığı gibi,genellikle doğadaki aşamalarda birbirine uzak düşen varlıklar arasında görülür. Varolmak içinbirbirleriyle savaştıkları çok yerinde olarak söylenebilenlerin –örneğin otçekirgesi ile otçul dört-ayaklıların–durumudabazenböyledir.Amaenzorlusavaş,aşağıyukarısürekliolarak,aynıtürünbireyleriarasındagörülür,çünküonlarınhepsiaynıbölgedetoplanır,aynıbesinialırvehepsideaynıtehlikelerlekarşıkarşıyadır.Aynıtürünçeşitleriarasındakisavaşdagenellikledahaazzorludeğildir;vebazensavaşınçabucaksonuçlandığıgörülür:örneğin, farklıbuğdayçeşitleribirlikteekilirseveonlarınkarışıktohumlarıyenidenekilirse,toprağaveiklimeeniyiuyan,yadadoğalözelliğigereğiverimliolanbazıçeşitler,öbürlerinibastırırveböylecedahaçoktohumverirvebundanötürübirkaç

yıliçindeöbürçeşitlerinyerinialır.Farklırenklerdevekokulubezelyeçiçekleri[Lathyrusodoratus,-ç.] gibi pek yakın hısım olan çeşitlerin karışık olarak sürdürülmesi için onların her yıl ayrı ayrıüretilip hasat edilmesi ve ondan sonra tohumlarının uygun oranlarda karıştırılması gerekir, böyleyapılmazsa,zayıfçeşitlerhiçdurmadanazalırvetükenir.Koyunçeşitlerideböyledir;belirlidağsal(alpine) çeşitlerin başka dağsal çeşitleri açlıktan öldürdüğü ve bu yüzden bunların bir aradayetiştirilemediği öne sürülmektedir. Tıp sülüğünün [Hirudomedicinalis, -ç.] farklı çeşitleri de biraradatutuluncasonuçböyleolmaktadır.Tarımbitkilerimizdenyadaevcilhayvanlarımızdanherhangibirinin dirençleri, alışkanlıkları ve doğal özellikleri tümüyle aynı olan çeşitleri, tıpkı doğal birdurumdakigibibirbirleriylesavaşmayabırakılırsavetohumlarıyadayavrularıheryılgereklioranatamamlanmazsa, bunların bir ilk karışımının (çaprazlanma önlenerek) altı kuşaksürdürülebileceğindenbilekuşkulanılabilir.

ENZORLUVAROLMASAVAŞIAYNITÜRÜNÇEŞİTLERİVEBİREYLERİARASINDADIR

Aynı cinsin türleri huy ve doğal özellik bakımından her zaman değilse de çoğu zaman ve yapıbakımından her zaman çok benzer oldukları için, birbirleriyle yarışmak durumunda kalırlarsa,aralarındaki savaş farklı cinslerin türleri arasında olduğundan genellikle daha zorlu olur. BirleşikAmerika’nınbazıkesimlerindebirkırlangıçtürününsonzamanlardayaygınlaşmasınınöbürtürlerinazalmasınayolaçmasıbunaörnektir.Sonzamanlardaİskoçya’nınbazıkesimlerindeökseardıcınınçoğalmasıda,ötücüardıcınazalmasınayolaçmıştır.Enfarklıiklimlerdebilebirsıçantürününbaşkabirtürünyerinialdığınınedenlisıkişitiriz!Rusya’daufakAsyahamamböceği[Blattaorientalis,-ç.]iricinsteşini[Blattagermanicus,-ç.]heryerdenkovmaktadır.Avustralya’da,ülkeyesokulanbalarısıufaktefekveiğnesizyerliarıyıhızlayoketmektedir.Yabanılhardalınbirtürününöbürlerininyerinialdığıbilinmektedir;veböylebirçokörnekvardır.Enzorluyarışınnedendoğaekonomisindeaşağıyukarıaynıyeritutanhısımbiçimlerarasındaolduğunubellibelirsizanlayabilmekteyiz;amabüyükyaşama savaşında bir türün başka birine neden üstün geldiğini belki hiçbir örnekte kesinliklesöyleyemeyiz.

Yukardasöylenenlerdenpekönemlibirönsonuççıkarılabilir:Herorganikvarlığınyapısı,besinyadabarınakiçinyarıştığı,yadakendilerindenkaçtığıyadaavladığıöbürorganikvarlıklarınyapısıileyakından, ama daha da önemlisi çoğu zaman gizlice ilişkilidir. Bu, kaplanın dişlerinde vepençelerinde ve kaplanın kıllarına yapışan asalağın bacaklarında ve çengellerinde apaçık görülür.Ama kara hindibanın [Taraxacum officinale, -ç.] o güzel tüylü tohumunda ve su böceğinin[Hydrophilus, -ç.] yassı ve saçaklı bacaklarında, ilişki, ilk bakışta yalnız hava ve su öğeleriylesınırlıymışgibigörünür.Bununlabirlikte,tüylütohumunüstünlüğü,elbette,öncedenbaşkabitkileriniyice kapladığı arazi ile ilişkisindendir; tohumlar böylelikle geniş alanlara yayılabilir ve bitkilerlekaplanmamışyerleredüşebilir.Suböceğinindalmayaçokelverişliolanbacakyapısı,böceğinöbürsuböcekleriyleyarışmasını,avınıyakalamasınıvebaşkahayvanlaraavolmaktankurtulmasınısağlar.

Birçokbitkinintohumlarındayedekbesinbiriktirilmesi,ilkbakıştaöbürbitkilerlehiçilişkisizmişgibigörünür.Oysaboyluotlararasınadüşünceörneğinbezelyevefasulyegibibitkilerinböyleolantohumlarınınkuvvetligelişenkörpebitkilerüretmesi,tohumdakibesininbaşlıcaamacının,çevredekiogürgelişenbitkilerlesavaşırkenkörpebitkiyidesteklemekolduğunugöstermektedir.

Yayılma alanının ortalarında bulunan bir bitkiyi inceleyiniz, sayısını neden iki ya da dört katartırmaz?Onunbirazdahasıcağayadasoğuğa,dahaçoknemeyadakurağaçokiyidayanabildiğini

biliriz,çünküdahasıcakyadasoğuk,dahanemliyadakurakbaşkabölgelerdedeyaşamaktadır.Budurumda,obitkiyesayıcaüremegücütanıdığımızıdüşünürsek,onakendisiyleyarışanlarınhepsinekarşı, ya da onunla beslenen hayvanlara karşı üstünlük tanımak zorunda kalacağımız besbellidir.Coğrafiyayılmaalanınınsınırlarındaiklimekarşıuğrayacağıyapısalbirdeğişmeonuniçinbesbellibirüstünlükolur;amaancakbirkaçbitkininyadahayvanınböylesinegenişalanlarayayılabileceğine,çoğununyalnız ikliminsertliğiyüzündenbileyokolacağına inanmamız içingerekçevardır.Kutupbölgelerine ya da salt çöle, yaşamın en uzak sınırlarına varmadıkça, yarış da bitmez. Arazi aşırısoğukyadakuruolabilir,amabirkaçtürarasında,yadaaynıtürünbireyleriarasında,ensıcakyadaennemliyercikleriçingenedeyarışılacaktır.

Bundanötürü,birbitkiyadahayvanyenibirülkeye,yeniyarışçılararasınagötürülünce,iklimeskiyurdundakinin tümüyle aynısı bile olsa, onun yaşam koşullarının genellikle gerçekten değiştiğinigörürüz. Yeni yurdunda ortalama sayısı artırılmak istenseydi, o yaratığı anayurdunda yapmamızgerekendenfarklıbirbiçimdedeğişikliğeuğratmamızgerekirdi;çünküonayenibirsürüyarışçılarayadadüşmanlarakarşıbirüstünlüksağlamakzorundakalırdık.

Böyleliklebirtürübirbaşkasınaüstünkılmayıdüşünelim.Belkibirtekörnektebileneyapmamızgerektiğinibilmeyiz.Bu,bütünorganikvarlıklarınkarşılıklı ilişkilerikonusundakibilgisizliğimizeyeterli bir kanıt olmak gerekir; ulaşılması güç olduğu kadar gerekli bir kanıt. Bizim bütünyapabileceğimiz, her organik varlığın geometrik bir oranda üremeye çabaladığını; her birininömrününbelirlibirdönemindeyılınbelirlibirmevsiminde,herkuşaktayadaarasıra,yaşamakiçinsavaşmak ve büyük kırımlara katlanmak zorunda olduğunu hep göz önünde bulundurmaktır. Busavaşı göz önünde tutunca, doğadaki savaşın sürekli olmadığı, korkuya hiç yer olmadığı, ölümüngenellikleçabukolduğuveengüçlünün,ensağlıklınınveenmutlununkalımlıolduğuveçoğaldığıkesininancıilekendimiziavutabiliriz.

DÖRDÜNCÜBÖLÜM

DOĞALSEÇME;YADAENUYGUNLARINKALIMI

Doğal seçme • İnsanın seçmeyetisiyle karşılaştırılması •Önemsiz ıralara etkisi •EşeyselSeçme • Aynı türün bireyleri arasında çaprazlanmanın genelliği üzerine • Doğal seçmeninetkilerineelverişliveelverişsizkoşullar:Çaprazlanma,ayrıklanma,bireylerinsayısı•Yavaşetki • Doğal seçme yüzünden tükenme • Dar bir alanda yaşayan canlıların çeşitliliği vedoğallaşmaileilişkiliolarakıranınıraksaması•Ortakbiratanındöllerindetükenmeveıranınıraksaması yoluyla doğal seçmenin etkisi • Bütün organik varlıkların gruplaşmasınınaçıklanması •Organlanmada ilerleme •Aşağı biçimlerin korunması • Iranın yakınsaması •Türlerinsayısızçoğalması•Özet

Geçen bölümde kısaca tartışılan varolma savaşı, değişimi nasıl etkiler? İnsanın elinde öylesinegüçlüolduğunugördüğümüzseçmeilkesi,doğadakendininasılgösterir?Seçmeilkesininburadadapek etkili olduğunu göreceğimizi sanıyorum. Evcil ürünlerimizde ortaya çıkan sayısız küçükdeğişimlerivebireyselfarklarıve,dahaazdaolsa,doğanınetkisindekilerdegörülenlerigözönündetutalım ve bu sırada kalıtsallık eğiliminin gücünü de unutmayalım. Evcilleşmenin etkisinde bütünoluşumun belirli bir ölçüde biçimlenirleştiği (plastikleştiği) gerçekten söylenebilir. Ama evcilürünlerimizdeaşağıyukarıgenelliklegördüğümüzdeğişkenliği,HookerileAsaGray’inbelirttiklerigibi, insandoğrudandoğruyatüretmez; insanneçeşitleryaratabilir,nedeonlarınortayaçıkmasınıönleyebilir; insan,onlarıyalnızcaortayaçıktıklarıgibisaklayabilirvebiriktirebilir. İnsan,organikvarlıklarıyenivedeğişenyaşamkoşullarınınetkisineistemeyerekbırakırvebunudeğişimizler;amadoğada da koşulların buna benzer değişmeleri olabilir. Bütün organik varlıkların birbirleriyle vefizikselyaşamkoşullarıilekarşılıklıilişkilerininnedenlisıkıveaşırıkarmaşıkolduğunu;vebundandolayıyapısındakipekçoktürlüdeğişmenindeğişenyaşamkoşullarıkarşısındaheryaratığanedenliyararlıolduğunudagözönündetutalım.Ozaman,insanayararlıdeğişimlerinortayaçıktığıbesbelliiken, büyük ve karmaşık yaşama savaşı sırasında ve ardışık birçok kuşak boyunca, her yaratığaherhangi bir tarzda yararlı olan değişimler ortaya çıkmak gerektiği düşünülemez mi? Bu böyleoluyorsa,(sağkalanlardançokdahafazlabireydoğduğunuanımsayarak)öbürlerindenpekazdaolsaüstün olan bireylerin daha çok yaşama ve soylarını sürdürme şansı bulunduğundan kuşkulanabilirmiyiz? Öte yandan, pek az zararlı herhangi bir değişimin kesinlikle yok edileceğine güvenleinanabiliriz. İşte, uygun bireysel farkların ve değişimlerin sözü edilen bu saklanmasına ve zararlıolanlarınortadankaldırılmasınaDoğalSeçme,yadaEnUygunlarınKalımıdiyorum.Neyararlınede zararlı olan değişimler doğal seçmeden etkilenmez ve, ya belirli çok-biçimli (polymorphic)türlerdegördüğümüzgibikararsızbiröğeolarakkalır,yadaorganizmanınveyaşamkoşullarınındoğalarındanötürüdeğişmezleşir.

Birkaç yazar Doğal Seçme terimini yanlış anladı ya da uygun bulmadı. Kimisi, mademki doğalseçme yalnızca bir yaratığa kendi yaşam koşullarında yararlı değişimleri esirger, öyleysedeğişkenliğeyolaçardiyebiledüşündü.İnsanınyaptığıseçmeningüçlüetkisindensözedenbirtarımuzmanınakimseninbirdiyeceğiyoktur;vebudurumdada,doğanınkendisinesunduğuveinsanındabelirlibiramaçlaayırdığıbireyselfarklarzorunluolaraköncedentüremekgerekir.Kimileri,seçmeteriminin değişkenliğe uğrayan hayvanlarda bilinçli yeğleme demeye geldiğini öne sürdüler; vebitkilerde istenç (irade) olmadığı için doğal seçmenin bitkilerde geçerli olmadığında direndiler!Sözcüğün anlamı harfi harfine düşünülürse, doğal seçme elbette yanlış bir terimdir; ama türlü

elementlerinseçkenilgilerinden(electiveaffinity)sözedenkimyacılarakiminbirdiyeceğiolmuştur?–vebirasidinönceliklebileştiğibirbazıbilebileseçtiğidetamanlamıilesöylenemez.DoğalseçmeileetkinbirgücüyadaTanrıyıanlatmakistediğimdesöylendi;pekiama,gezegenlerinhareketleriniçekim gücünün düzenlendiğini söyleyen bir yazara kimin bir diyeceği vardır? Böyle eğretilemelideyimlerleneanlatılmakvedenmekistendiğiniherkesbilir;vebunlarkısaanlatımiçinaşağıyukarıgereklidir.Doğa sözcüğünüde tümüylekişileştirmek (personifying) güçtür; amaDoğa ile yalnızcabirçok doğal yasanın toplu etkisini ve sonucunu, ve yasalarla da, bilip anladığımız olgularınardışımınıamaçlıyorum.Böylesiyüzlekitirazlarkonuyabirazgirmekleunutulacaktır.

Hafifherhangibirfizikseldeğişmeye,örneğiniklimdeğişmesineuğrayanbirülkenindurumundanyararlanarak doğal seçmenin olası işleyişini çok iyi anlayacağız. Ülkedeki canlıların oransal(proportional)sayısıaşağıyukarıhemenbirdeğişmegeçirecekvebazıtürlerbelkidetükenecektir.Herülkenincanlılarınınbirbirinebağlıolduğusıkıvekarmaşıkilişkitarzından,iklimdeğişmesindenbağımsız her değişmenin canlıların sayısal oranında önemli etkisi olacağı sonucunu çıkarabiliriz.Ülkekapalıbirbölgedeğilse,yenibiçimlerorayagelipkesinlikleyerleşirvebubazıyerlicanlılarınilişkilerini altüst eder.Birbölgeyegetirilmişbir tekağaç türününyadamemelihayvanınnedenligüçlü etkisi olduğunu anımsayalım. Ama söz konusu ülke yeni ve daha iyi uyarlanan biçimlerinözgürcegiremeyeceğibirada,yadakısmenkapalıbirbölgeolunca,ilkcanlılardanbazılarıherhangibir değişikliğe uğrarsa, oradaki doğa ekonomisinde kesinlikle daha iyi doldurulabilecek yerlerbulunmakgerekir;çünkü,araziorayagöçenlereaçıkolsaydı,aynıyerleridışardangelenler tutmuşolurdu. Böyle durumlarda, bir türü değişmiş koşullara daha iyi uyarlayarak o türün bireylerineherhangi bir yararı olan hafif değişiklikler korunmaya eğilimli olur; ve doğal seçme, geliştirmeçalışmasıiçinboşalanbulur.

Birinci bölümde gösterildiği gibi, yaşam koşullarındaki değişmelerin değişkenlik eğiliminiartırdığına inanmamız için yeter gerekçe vardır ve yukardaki hallerde, koşullar değişmiş, ve bu,yararlıdeğişimlerinortayaçıkmasınadahauygunbirşanssağlayarakdoğalseçmeyeaçıkçaelverişliolmuştur.Buböyleolmadıkçadoğalseçmehiçbirşeyyapamaz.“Değişim”terimininyalnızbireyselfarkları içerdiği unutulmamalıdır.Doğal seçme de, tıpkı insanın bireysel farkları belirli bir yöndebiriktirerek evcil hayvanlarda ve tarım bitkilerinde önemli sonuçları elde etmesinde olduğu gibi,ama,etkisinigöstermesiiçininsanınkiylekarşılaştırılamayacakkadaruzunzamanıolduğuiçin,çokdaha kolaylıkla iş görebilir. Doğal seçmenin geliştirmesiyle değişen yerel canlıların bazılarıdoldursun diye yeni ve boş yerlerin açılabilmesi için, iklim değişmesi gibi büyük fizikseldeğişmelerinyadagöçügörülmemişölçüdeönleyenengelleringerekliolduğunadainanmıyorum.Çünkü bir ülkedeki canlılar birbirleriyle çok iyi dengelenmiş güçlerle savaştıkları için, bir türünyapısındakivealışkanlıklarındakisonderecehafifdeğişiklikleronaöbürlerinekarşıüstünlüksağlarve tür aynı yaşam koşullarında yaşadıkça ve aynı geçim kaynaklarından ve koruyuculardanyararlandıkça, birbirine eklenen aynı türlü değişiklikler çoğu zaman bu üstünlüğü artıragider.Canlılarıbirbirlerineveyaşadıklarıfizikselkoşullaraartıkhiçbirinindahaiyiuyarlanamayacağıvegelişemeyeceği kadar yetkin uyarlanmış bir ülke yoktur; çünkü bütün ülkelerde, yerli canlılar,doğallaşanlara[yadayerlileşenlere,-ç.]birdereceyekadaryenilerek,yabancıbazıcanlılarınoralarakesinlikle yerleşmesine boyun eğmiştir. Ve yabancılar her ülkede yerlilerin bazılarını böylece altettikleri için, yerlilerin kendilerine yararlı yönde değişiklik geçirebilmiş olduğu, nitekim obeklenmedikyabancılarabundanötürüdahaiyidirendiğisonucunugüvenleçıkarabiliriz.

İnsanoğlu yöntemli [bilinçli, -ç.] ve bilinçsiz seçmeyle büyük bir başarı sağlayabilirken, vekesinliklesağlamışken,doğalseçmeneleryapamaz?İnsanyalnızdışvegörünürıralaradayanarakişgörebilir: Doğa, doğal esirgemeyi ya da en uygunların kalımını kişileştirmem hoş görülürse, bir

canlıyayararlıolangörünüşlerayrıtutulursa,görünüşehiçaldırmaz.O,bütüniçorganları,yapısalfarklarınenbelirsizlerini,yaşamınbütündüzeninietkileyebilir,insanyalnızkendiçıkarıiçinseçer;doğa ancakyaratıklara enyararlı olanları seçer.Doğa, seçilenher ırayı tümüyle sınamıştır; çünküseçilenherıradoğalseçmeolgusununamacıdır.İnsandeğişikiklimlerincanlılarınıbelirlibirülkedeyetiştirir; seçilenher ırayıözelveuygunbir tarzda seyrek sınar; uzunvekısagagalı güvercinleriaynı yemle besler; uzun gövdeli ya da uzun bacaklı bir dört-ayaklıyı (quadruped) özel bir tarzdasınamaz;uzunvekısayünlükoyunları aynı ikliminetkisinebırakır.Engüçlüerkekleridişiler içinsavaşmayabırakmaz.Kusurlubütünhayvanlarıkesenkesyoketmez, tersine,ürettiğihayvanlarıhermevsimde gücünün yetebildiği ölçüde korur. Çoğu zaman seçmesine yarı aykırı yaratılmışbiçimlerle,yadahiçdeğilsegözeçarpacakkadarbelirginyadaçıkarınaapaçıkuygunbirdeğişiklik(modification) ile başlar. Doğada ise yapının ya da doğal özelliğin en küçük farkları yaşamasavaşındaki o ince dengeyi bozabilir ve böylece esirgenir. İnsanın istekleri ve çabaları ne denligelgeçtir! Zamanı ne denli azdır! Ve doğanın bütün yerbilimsel (geological) çağlar boyuncabiriktirdikleriyle karşılaştırılınca, insanoğlunun elde ettiği sonuçlar ne denli yoksuldur! Öyleyse,doğanınürünlerinin insanoğlununkilerdençokdaha“katışıksız” ıralı olduğuna;vebuürünlerin enkarmaşıkyaşamkoşullarınaeniyiuyarlanmalarıveçokdahaincebirustalığındamgasınıtaşımalarıgerektiğineşaşabilirmiyiz?

Doğal seçmenin her gün ve her saat bütün yeryüzündeki en küçük değişimleri inceden inceyearaştırarak, kötüdeğişimleri bir yana atarak, iyileri esirgeyerek,nerede ve nasıl bir fırsat bulursabulsun,herorganikvarlığıonunorganikveinorganikyaşamkoşullarınagöregeliştirmeyesessizcevegözlegörülmedençalıştığı eğretilemeli olarak söylenebilir.Çağlargeçmedikçe, gelişimdekibuağır değişmeleri hiç görmeyiz ve o uzun ve geçmiş yerbilimsel çağlar boyunca olup bitenleriöylesine eksik bilmekteyizdir ki, ancak yaşamın bugünkü biçimlerinin geçmiştekilerden farklıolduğunugörürüz.

Birtürdeönemliölçüdeherhangibirdeğişiklikolabilmesiiçin,oluşmuşbirçeşidinbelkiçokuzunbir süre yeniden değişmesi, ya da eskiden olduğu gibi aynı elverişli özellikte bireysel farklargöstermesigerekir;veonlarınyenidensaklanmasıvebununböylesürüpgitmesigerekir.Aynıçeşitbireysel farkların sürekli olarak ortaya çıkmasına bakarak bununyersiz bir sanı sayılabilmesi çokgüçtür. Ama yalnız varsayımın doğanın genel olgularına hangi ölçüde uyduğuna ve onları hangiölçüde açıkladığına bakarak bunun doğruluğuna karar verebiliriz. Öte yandan, olanaklı değişimtoplamınınkesinliklesınırlıbirnicelikolduğuyaygıninancıdayalınkatbirvarsayımdır.

Doğalseçmeyalnızbaştansonaheryaratığınyararınaçalışabilirsede,bizimpekazönemsediğimizıralar ve yapılar gene de etkilenebilir. Yaprak yiyen böceklerin yeşil, kabuk yiyenlerin kurşunibenekli,Alpkartavuğununkışınakveormantavuğununfundarengiolmasınabakarak,burenklerinokuşları ve böcekleri tehlikeden korumaya yaradığına inanmak zorunda kalırız. Ormantavuklarıömürlerinin belirli bir döneminde yok edilmeseydi sayısız çoğalabilirdi; bilindiği gibi,ormantavuklarıyırtıcıkuşlarabüyükölçüdeavolmaktadırvegündüzyırtıcılarıavlarınıgözlerininkeskinliğiyle bulur –bundan ötürü, Avrupa’nın bazı kesimlerinde yetiştiriciler ak güvercinbeslememeleriiçinuyarılmıştır,çünküakgüvercinleryırtıcıkuşlarapekkolayavolmaktadır.Onuniçin,doğalseçmeherormantavuğutürüneözelbirrenkkazandırarakvebelirlenenrengikatışıksızvedeğişmeztutaraketkisinigösterir.Belirliherhangibir renkteolanbirhayvanınaradabirkıranauğramasının etkisi olmayacağını da düşünmemeliyiz: Bir ak koyun sürüsünde rengi biraz karayaçalanbirkuzuyuayırtetmeninnedenliönemliolduğunuunutmamalıyız.Virginia’daboyalıkökleri[Lachnanthes, -ç.]yiyendomuzların renginin,onlarınyaşamasınıyadaölmesininasılbelirlediğinigörmüştük.Bitkibilimciler,bitkilerdemeyvekabuğununtüylülüğünüverenginienönemsizıralardan

saymaktadırlar: oysa, seçkin bir bağ-bahçe uzmanı olan Downing, Birleşik Amerika’da tüysüzkabuklumeyvelerin bir kınkanatlı böcekten, birCurculio’dan, tüylü kabuklulardan daha çok zarargördüğünü;moreriklerinbelirlibirhastalığasarıeriklerdendahaçokyakalandığını;oysabaşkabirhastalığınsarıkabukluşeftalilerdeöbürlerindendahaçokgörüldüğünüsöylemektedir.İnsanoğlununişekarışmasısözkonusuikenbutürlüküçükfarklarbaşkabaşkaçeşitlerintarımındabüyükfarklılığayol açarsa, ağaçların başka ağaçlarla ve bir yığın düşmanla savaşmak zorunda olduğu doğal birdurumda böyle farklar, tüylü ya da tüysüz, sarı ya da mor kabuklu meyvesi olan çeşitlerdenhangisininöbürlerininyerinialmasıgerektiğindeelbettekesinlikleetkiliolur.

Türler arasında bilgisizliğimiz yüzünden bize önemsiz görünen küçük birçok farkı incelerkeniklimin,besinin,vb.hiçkuşkusuzdoğrudandoğruyabiretkisiolduğunuunutmamalıyız.Karşılıklı-ilişki (correlation) yasasına göre, parçalardan biri değişince ve değişimler doğal seçmeylebiriktirilince, başka ve çoğu zaman hiç umulmadık değişikliklerin bunu izleyeceği de göz önündetutulmalıdır.

Evcilleşmenin etkisinde yaşamın belirli herhangi bir döneminde ortaya çıkan değişimlerin,döllerdedeaynıdönemdeyenidenortayaçıkmaeğilimindeolduğunugörmekteyiz–örneğin,bahçeve tarla bitkilerimizin birçok çeşidinin tohumlarının biçiminde, iriliğinde, tadında; ipek böceğiçeşitlerinintırtılvekozadönemlerinde;tavuklarınyumurtalarındavepiliçlerinintüylerininrenginde;erginliğeyaklaşankoyunlarınve sığırlarınboynuzlarında–;bunungibi,doğal seçmede,doğalbirdurumda belirli bir yaşa uygun değişimleri biriktirerek ve soyaçekimle uygun bir yaşta ortayaçıkmalarınısağlayarak,herhangibiryaştakiorganikvarlıklarıetkileyecekvedeğişikliğeuğratacakgüçtedir.Tohumlarınıyellegittikçedahagenişalanlarayaymakbirbitkininyararınaysa,doğalseçmeiçin bu bitkiyi etkilemenin, uzun lifli pamuk kozalarını ayırarak pamuğun verimini ve niteliğiniiyileştiren yetiştiricininkinden daha güç olduğunu hiç sanmıyorum. Doğal seçme bir böceğinkurtçuğunuerginböcekiçinsözkonusuolanlardantümüylefarklıbirçokolasılığauyarlayabilir;vebu değişiklikler, karşılıklı-ilişkiden ötürü, ergin böceğin yapısını etkileyebilir. Böylelikle, tamtersine, ergindeki değişiklikler de kurtçuğun yapısını etkileyebilir; ama bütün durumlarda doğalseçmebunlarınzararlıolmamasınısağlar,çünküzararlıolurlarsatürtükenir.

Doğalseçmeyavrununyapısınıana-babaileveana-babanınkiniyavruileilişkiliolarakdeğişikliğeuğratabilir. Ve toplumsal hayvanlarda, seçilmiş bir değişiklik toplumun çıkarınaysa, her bireyinyapısını toplumunyararınauyarlar.Doğalseçmeninyapamayacağışey,bir türünyapısınıbaşkabirtürünesenliği içinbirazyararlı olanbir biçimdedeğişikliğeuğratmaktır; doğal tarihkonusundakiçalışmalarda bu etkiye örnekler varsa da, doğruluğu denetlenebilecek bir örnek bulamadım. Bircanlının bütün ömrü boyunca yalnız bir kez kullandığı bir yapı, o hayvan için önemliyse, doğalseçme ile herhangi bir ölçüde değişikliğe uğramış olabilir; örneğin bazı böceklerde görülen iriçeneler yalnız kozayı delmek için kullanılır, –ya da kuş yavrularının gagalarındaki sert uç,yumurtanınkabuğunukırmaktakullanılır.Eniyikısa-gagalıtaklacıgüvercinlerde,yumurtanıniçindeölüp kalan yavruların yumurtadan çıkanlardan daha çok olduğu söylenmektedir; bu yüzden,meraklılar yavruların kuluçkadan çıkmasına yardım etmektedirler. Doğanın ergin bir güvercinikuşunkendiçıkarıiçinkısagagalıyapmasıgerekseydi,değişikliğeuğratmaişlemiçokağırolurdu,veyumurtalardakiengüçlüvesertgagalıyavrularhemenvehiçacımasızseçilirdi,çünküyumuşakgagalıların ölümü kaçınılmaz olurdu; ya da, kabuğu daha ince ve daha kolay kırılan yumurtalarseçilirdi;yumurtakabuğukalınlığınında,bütünöbüryapılargibi,değiştiğibilinmektedir.

Bütün yaratıkların doğal seçmenin işleyişini hiç etkilemeyen ya da pek az etkileyen pek rastgelekıranlara uğramaktan kaçınamadıklarına burada dikkat çekmek yerinde olur. Örneğin her yıl çok

sayıdayumurtayada tohumyokolurveonlarkendilerinidüşmanlarındankoruyacakherhangibirtarzda değişseydi, ancak o zaman doğal seçmeyle değişiklik geçirebilirdi. Bununla birlikte, oyumurtaların ya da tohumların birçoğu yok olmasaydı, belki yaşam koşullarına sağkalanlarınkilerdendahaiyiuyarlananbireylerverirdi.Çoksayıdayetişkinhayvanvebitkide,kendikoşullarınaeniyiuymuşyadauymamışolsun,heryılrastgelenedenlerleyokolmaktankurtulamaz;bu nedenler, başka bakımlardan türün yararına olabilen belirli yapı ya da doğal özellikdeğişmeleriylebirazolsunhafifletilemezdi.Bununlabirlikte,erginlerinkırımıpekamansızolsada,herhangibirbölgedevarolabilenlerinhepsibutürlünedenlerletümüyleezilmezse,–yadayumurtalaryadatohumlarancakyüzdeyadabindebirigelişebilecekkadaryokedilsede–,sağkalanlarıneniyiuyarlanmış bireyleri, yararlı yönde bir değişiklik olduğu varsayılırsa, kendi türünü daha az iyiuyarlanmış olanlardan çok daha büyük ölçüde çoğaltır. Sözü edilen nedenler bireylerin hepsiniezerse, ki çoğu zaman böyle olur, doğal seçme güçsüz kalır; ama bu, doğal seçmenin başkazamanlarda ve başka yollarda etkisine karşı sağlam bir engel değildir; çünkü aynı yerde ve aynızamandabirçoktürünbirdendeğişikliğeuğradığınıvegeliştiğinivarsaymamakiçinhiçbirgerekçeyoktur.

EŞEYSELSEÇME

Evcilleşmenin etkisinde çoğu zaman bir eşeyde görülen ve o eşey için kalıtsal olan özelliklervardır;bu,doğanınetkisindedeelbetteböyledir.Bu,bazenolduğugibi, iki eşeyindoğal seçmeylekendiyaşamaalışkanlıklarınagöredeğişikliğeuğramakzorundakalmasınınsonucuolabilir;yada,çoğuzamanolduğugibi,eşeylerdenbirininöbürüyleilişkiliolarakdeğişiklikgeçirmesigerekir.Bu,beni Eşeysel Seçme (sexual selection) dediğim şey üzerine birkaç söz söylemeye özendiriyor.Seçmenin bu biçimi, dış koşullarla ya da başka organik yaratıklarla ilişkili bir varolma savaşınadayanmaz;tersine,aynıeşeyinbireyleriarasında,genellikleerkeklerarasında,öbüreşeyiçinyapılansavaşa dayanır. Savaşın sonucu başarısız yarışçıların ölümü değildir; tersine, onların pek az dölbırakması ya da hiç döl bırakmamasıdır. Bundan dolayı, eşeysel seçme doğal seçmeden daha azserttir.Genellikle,doğadakiyerlerineen iyiuyanendinçerkekler ençokdölbırakır.Amabirçokhaldebaşarıyalnızerkekeşeydegörülensilahlara,geneldinçliğepekdebağlıdeğildir.Boynuzsuzbirerkekgeyiğinyadamahmuzsuzbirhorozunçoksayıdadölbırakmaşansıazdır.Eşeyselseçmeaşağı yukarı tıpkı hiç acımasız bir horoz dövüştürücüsünün en iyi horozları seçerkenyaptığı gibi,hep yenenin üremesine izin vererek onun gözüpek, uzun mahmuzlu ve mahmuzlu bacakları ilebirliktevurmadakullanmasıiçingüçlükanatlıolmasınısağlar.Savaşınbutürlüsünündoğadahangiaşamada bulunan yaratıklara dek indiğini bilmiyorum; alligatorların dişiler için, savaş dansı edenkızılderililergibi,dönüpbağrışaraksavaştıklarıanlatılmaktadır;erkekalabalıklarınbütüngünkavgaettikleri gözlenmeştir; erkek geyikböcekleri bazen iri mandibulaları [eklembacaklı hayvanlardabesiniparçalamayayarayanbirçiftağızparçası, -ç.] ileöbürerkekleriyaralar;eşsizbirgözlemciolan M. Fabre, belirli zarkanatlı böceklerde erkeklerin bir dişi için savaşmalarını pek çok kezgörmüştür: Dişi, görünüşte dövüşle hiç ilgisi olmayan bir seyirci gibi erkeklerin yanıbaşındabeklemekte ve sonra kazananla çekip gitmektedir. Çokdişili (polygamous) hayvanların erkekleriarasındaki savaş belki de en zorlu savaştır; ve çoğu zaman bunların özel silahları olduğugörülmektedir. Etçil (carnivorous) hayvanların erkekleri zaten iyi silahlanmıştır; ama onlara vebaşkalarına, aslanın yelesi ve erkek alabalığın çengel biçimli çenesi gibi, eşeysel seçmeylekazandırılmış özel savunu araçları da vardır; çünkü kalkan, başarı için kılıç ya da kargı kadarönemlidir.

Kuşlardaise,yarışçoğuzamandahabarışçıbirözelliktedir.Bukonuylauğraşmışherkes,dişilerişakıyarak kendilerine çekmek için birçok türün erkekleri arasında pek zorlu bir yarış olduğunainanmaktadır.Guiana’nınkayaardıcı,cennetkuşugillervebazıbaşkaları,birarayatoplanır;erkeklerbirbiriardına,büyükbirözenleveeniyibiçimde,ogözalıcıtüyleriylegösterişeçıkar;oradaseyirciolarak bulunan ve sonunda en alımlı yarışçıyı seçen dişilerin önünde garip bir oyun oynanır.Kafesteki kuşlarla yakından ilgilenmiş olanlar, kuşların çoğu zaman bireysel yeğlemeleri vetiksinmeleriolduğunuçokiyibilirler:SirR.Heronbirtavuskuşununbütüntavuklarınıkendinenasılçektiğini hayranlıkla anlatmaktadır. Burada gerekli ayrıntılara giremiyorum; ama insanoğluyetiştirdiği ispençhorozlarına,kendigüzellik anlayışınagöre,kısa zamandabirgüzellikvealbenikazandırabildiğinegöre,dişikuşlarınbinlercekuşakboyuncaengüzelşakıyanyadaenalımlıolanerkekleri seçerek önemli bir sonuç elde edebilmesinden kuşkulanmak için hiçbir gerekçegöremiyorum.Yavrularıntüylerinegöreerkekvedişikuşlarıntüylerinegelince,bukonudabilinenyasaların bazıları farklı yaşlarda ortaya çıkan değişimlere eşeysel seçmenin etkisi ile ve onlarınuygunyaşlardayalnızerkeklereyadaherikieşeyesoyaçekimleiletilmesiilekısmenaçıklanabilir;amaburadabukonuyaayıracakyerimyok.

Herhangibirhayvanınerkeklerininvedişilerininaynıgenelyaşamaalışkanlıklarıvarsa,amayapı,renk, ya da bezek bakımından farklıysalar, bu farkların başlıca nedeninin eşeysel seçme olduğunainanıyorum:Yani, bu farklılıklar, erkek bireylerin ardışık kuşaklar boyunca başka erkeklere karşısilahları,savutları,yadaalbenileribakımındankendidöllerininyalnızerkeklerine iletilenhafifbirüstünlük sağlamaları ile olmuştur. Bununla birlikte, bütün eşeysel farkları bu etkene yormakistemiyorum: çünkü evcil hayvanlarımızda yalnız erkek eşeyde ortaya çıkan ve görünüşte insanınseçmesiyle artmayanözelliklergörmekteyiz.Erkekyabanhindisiningöğsündekiperçemhiçbir işeyarayamazvedişileringözündebirbezekolabileceğikuşkuludur;gerçekte,buperçemevcilleşmeninetkisindeortayaçıksaydı,birgaripliksayılırdı.

DOĞALSEÇMENİNETKİSİNEYADAENUYGUNLARINKALIMINAÖRNEKLER

Benim görüşüme göre doğal seçmenin nasıl etkide bulunduğunu aydınlatmak için tasarlanmışbirkaç örnek vermeme izninizi dilerim. Türlü hayvanları avlayan, avlarının bazısını kuvvetle,bazısınıçeviklikle,bazısınıdahileyleelegeçirenkurduelealalım;veençevikavın,örneğingeyiğin,herhangibirdeğişmedenötürüçevredepekçoğaldığını,yadakurdunençokbesinsıkıntısıçektiğibirmevsimboyuncabaşkabiravhayvanınınazaldığınıvarsayalım.Böylekoşullardaençevikveeninceyapılıkurtlarınsağkalmaşansıpekartarveonlar,bundandolayısaklanıryadaseçilirdi–yeterki başka hayvanları avlamak zorunda oldukları yılın öbür dönemlerinde avları ile baş edebilecekkadar güçlü kaldıkları öngörülsün. İnsan özenli ve yöntemli bir seçmeyle, ya da herkesin ırktadeğişiklik yapmayı düşünmeksizin en iyi köpekleri yetiştirme çabasından ötürü izlediği bilinçsizseçmeyle tazının çevikliğini geliştirebildiğine göre, sonucun bu olacağından kuşkulanmak içingerekçe göremiyorum. Şunu da ekleyeyim: Bay Pierce’e göre, Birleşik Amerika’nın CatskillDağları’ndaikikurtçeşidiyaşamaktadır;biritazıya-benzerbiçimlidir,geyiklerinardınadüşer;öbürüisedahatıknazvedahakısabacaklıdır,dahaçoksürüleretebelleşolur.

Yukarıdaki örnekte en ince yapılı kurtlardan söz ettiğim ve önemli bir tek değişimin bilesaklanmasından sözetmediğimdikkate alınmalıdır.Buyapıtımıneskibaskılarında,bazen, sankibuikinci seçenek (alternative) sık sık ortaya çıkarmış gibi konuşmuştum. Bireysel farkların büyük

önemini anladım ve bu, beni insanın epeyce değerli bireylerin saklanmasına ve kötülerin yokedilmesinedayananbilinçsizseçmesininsonuçlarınıtümüyletartışmayayöneltti.Doğalbirdurumdayapısal, rastgele herhangi bir sapmanın, örneğin bir aykırı-yaratığın saklanmasının az görülür birolgu olduğunu; başlangıçta saklansalar bile böyle sapmaların daha sonra sıradan bireylerleçaprazlanmalar yüzünden yitip gittiğini de anladım. Bununla birlikte, North British Review’daki(1867) çok değerli bir makaleyi okuyuncaya dek, ister hafif ister belirgin olsun, tek olan bütündeğişimlerin ne denli az kalımlı olabildiğini değerlendirmemiştim. Yazar, ömürleri boyuncaverdikleriikiyüzdöldentürlünedenlerleyalnızikisisağkalanvetürünüsürdürenbirçifthayvanındurumunu ele almaktadır.Bu, yukarı hayvanların pek çoğu için epeyce aşırı bir oranlamadır, amaaşağıorganizmalarınçoğuiçindekuşkusuzöyledir.Yazar,dahasonraşunubelirtmektedir:Herhangibir tarzda değişmiş bir tek birey doğsaydı ve ona öbür bireylerinkinden iki kat daha uygun biryaşama şansı verilseydi, gene de bütün olasılıklar onun sağ kalmasını engellerdi. Yazar onun sağkaldığını ve ürediğini ve bu yararlı değişimin soyaçekimle yavruların yarısına iletildiğinivarsaydıktansonra,yavrularınsağkalmaveüremeşansınınancakpekazdahaiyiolacağını;vebuşansın sonrakikuşaklarda azalagideceğinigöstermektedir.Bu söylenenlerindoğruluğu tartışılamazsanırım.Örneğin,herhangitürdenbirkuş,gagasıkıvrıkoluncabesininidahakolaysağlayabilsevegagası çokkıvrık bir birey türese ve serpilip gelişse, bu tekbireyin yaygınbiçimebaskın çıkarakkendigagabiçiminisürdürmesişansıgenedepekazolur;ama,evcilleşmeninetkisindeolupbitenleridüşünerek, epey kıvrık gagalı bireylerin birçok kuşakta korunmasının ve aynı zamanda doğrugagalılarındahaçokyokolmasınınbusonucuvereceğindenkuşkulanmakgüçtür.

Bununla birlikte, hiç kimsenin düpedüz bireysel fark sayamayacağı oldukça göze çarpan belirlideğişimlerin benzer bir oluşmanın benzer etkisinden ötürü sık sık yeniden ortaya çıkmasıgörmezlikten gelinmemelidir –evcil ürünlerimizde buna sayısız örnek gösterilebilir. Böyledurumlarda,değişenbireyyeniedindiğiırayıdöllerinegerçekteniletmediyse,varolankoşullaraynıkaldıkça, aynı tarzda değişmeye daha güçlü bir eğilim oldukça, sonunda bu ırayı döllerine elbetteiletecektir.Aynı tarzda değişme eğiliminin çoğu zamanpekgüçlü olduğundan, bundandolayı aynıtürün bütün bireylerinin herhangi bir seçme biçiminin yardımı olmaksızın aynı tarzda değişiklikgeçirdiğindendepekazkuşkulanılabilir.Yadabireylerinyalnızüçte,beşte,yadaondabirininböyleetkilenebilmesi olgusuna türlü örnekler verilebilir. Onun için Graba, Faroe Adalarındakiguillemot’ların [Uria, kuzey denizlerine özgü, karabatağa benzer bir kuş, -ç.] aşağı yukarı beştebirininçokbelirginbirçeşitmeydanagetirdiğini,buyüzdenonlarınbirzamanlarUrialacrymansadıaltında ayrı bir tür sayıldığını düşünmektedir. Böyle durumlarda, değişim yararlı özellikteyse,değişikliğeuğrayanbiçimenuygunlarınkalımıylailkbiçimlerinyerinialıverir.

Çaprazlanmanınhertürlüdeğişimigidermedekietkisiniilerdeyineelealacağım;amahayvanlarınve bitkilerin pek çoğunun anayurtlarına bağlı olduğu ve gereği yokken göç etmediği buradasöylenebilir;hemenhemenherzamanaynıyeredönengöçmenkuşlardabilebununböyleolduğunugörüyoruz. Bundan ötürü, yeni oluşmuş bir çeşit, başlangıçta genellikle yereldir ve bu, doğal birdurumdakiçeşitleriçingenelbirkuralgibigörünmektedir;bundandolayı,benzertarzdadeğişiklikgeçiren bireyler hemen küçük bir topluluk oluşturmakta ve çoğu zaman birlikte üremektedir.Yeniçeşit, yaşama savaşında başarılı olursa, durmadan büyüyen bir çemberin sınırında değişmemişbireylerleyarışarakveonlarıyenerek,birmerkezdençevreyedoğruyavaşyavaşyayılır.

Doğal seçmenin işleyişine başka ve daha karmaşık bir örnek vermeye değer. Belirli bitkiler,görünüşegöreözsuyundaki zararlı bir şeyiuzaklaştırmak için, tatlı bir sıvı salgılamaktadır; bu iş,örneğin bazı baklagillerde kulakçıkların (stipule) dibindeki ve defnede yaprağın altındaki salgıgözeleriyleyapılmaktadır.Niceliğiönemsizolanbusıvıyaböceklerpekdüşkündür;amabuamaçla

gelmelerinin bitkiye hiçbir yararı yoktur. Şimdi, bu sıvının ya da balözünün herhangi bir türdenbelirlisayıdabitkininçiçeklerininiçkesimindesalgılandığınıvarsayalım.Balözünüarayanböceklerçiçektozunabulanacakveçiçektozunuçoğuzamanbirçiçektenbaşkabirinetaşıyacaktır.Böyleceaynıtürdenikiayrıbireyinçiçekleriçaprazlanacaktır;veçaprazlanma,doğruluğutümüylesınanabileceğigibi, dinç ve bundan ötürü gelişme ve yaşama şansı en iyi olan fidelerin ortaya çıkmasına yolaçacaktır.Çiçeklerindeençoksalgıyadabalözügözesibulunanbitkilerençokbalözüsalgılayacak,böcekler onlara pek sık uğrayacak ve onlar daha sık çaprazlanacak ve böylece, zamanla üstünlüksağlayarak, yerel bir çeşit oluşturacaktır. Erkek ve dişi organlarını kendilerine gelen belirli birböceğin iriliğine ye alışkanlıklarına uyduran çiçekler de, böylelikle çiçektozunun taşınmasınıherhangi bir ölçüde kolaylaştıracak ve üstün tutulacaktır. Çiçeklere balözü değil de çiçektozutoplamak için gelen böceklerin durumunu ele alalım: Çiçektozu yalnız döllenme amacıylaoluşturulur, bundan ötürü çiçektozunun yok edilmesi bitki için düpedüz bir yitik olarak görünür;bununla birlikte, çiçektozu yiyen böcekler, başlangıçta az ve sonraları sık olarak, çiçekten çiçeğebirazçiçektozu taşısaydıveböylelikle çaprazlanmagerçekleşseydi, çiçektozununondadokuzuyokedilince bile, bu, yitiğe uğrayan bitki için gene de büyük bir kazanç olurdu ve gittikçe daha çokçiçektozuüretenvebaşçıkları(anther)dahabüyükolanbireylerseçilirdi.

Uzun süre yukardaki işlemin etkisinde kalan bitkimiz böcekler için epey çekicileşince, böceklerçiçektozunuçiçektençiçeğe,amaçlarıbuolmasabile,düzenliolaraktaşır;veböceklerbuişiçokiyiyapar;bununböyleolduğunuşaşırtıcıbazıolgularlakolaycagösterebilirim.Amayalnızbitkilerdeeşeylerinayrılmasıyolundabiradımdaolanbirörnekvermekistiyorum.Bazıçobanpüsküllerindeyalnız erkek çiçekler bulunur ve bu çiçeklerin oldukça az çiçektozu üreten dört erkek organı vegüdükbirdişiorganıvardır;bazıçobanpüsküllerindedeyalnızdişiçiçeklerbulunur;buçiçeklerdetamgelişmişbirdişiorganveiçlerindebir tekçiçektozubilebulunmayanbaşçıkları iledörterkekorganvardır.Erkekbirbitkidentamaltmışyardauzaktadişibirbitkibularak,ayrıdallardanalınmışyirmiçiçeğintepeciğini(stigma)mikroskoplainceledimvehepsinde,hiçayrasız(istisnasız),birkaççiçektozuvebazılarındaçoksayıdaçiçektozubuldum.Yelbirkaçgündürdişibitkilerdenerkekleredoğruestiğiiçin,çiçektozlarıyelletaşınmışolamazdı.Havasoğukveserttivebuyüzdenarılariçindeelverişlideğildi,genedebenimincelediğimherçiçekarılarınaracılığıylagerçektendöllenmişti.Ama tasarladığımız örneğe dönelim: Bitki böceklerin çiçektozunu çiçekten çiçeğe düzenlitaşıyacakları kadar çekici olur olmaz, başka bir süreç başlar. “Fizyolojik işbölümü” denen şeyinyararındanhiçbirdoğabilginikuşkulanmamaktadır;bundanötürü,birçiçekteyadabütünbirbitkideyalnız erkek organlar ve başka bir çiçekte ya da bitkide yalnız dişi organlar bulunmasının bitkiyeyararlı olduğuna inanabiliriz. Tarıma alınmış ve yeni yaşam koşullarının etkisinde bırakılmışbitkilerde,bazenerkekbazendedişiorganlarepeykısırlaşır;şimdibunundoğanınetkisindedepekazböyleolduğunuvarsayarsak,böceklerçiçektozunuçiçektençiçeğedüzenliolaraktaşıdığıiçinvebitkimizin eşeylerinin daha da ayrılması işbölümü ilkesine göre yararlı olacağı için, eşeyleriniayırmaeğilimigittikçeartanbireyler,sonundaeşeylerbirbirindentümüyleayrılıncayadekhepüstüntutulacakya da seçilecektir.Türlü bitkilerde eşeylerin iki-biçimlilik ve başkayollarla ayrılmasınınbugünküfarklıaşamalarınıgöstermekaşırıyer tutar;amaşunuekleyebilirim:KuzeyAmerika’dakibazı çobanpüskülü türleri,AsaGray’egöre,gelişimin tamortasındadır, yada,AsaGray’indediğigibi, epeyce iki-evcikli poligamdır [aynı bitkide erdişi çiçeklerden başka dişi ve erkek çiçeklerbulunmaktadır.-ç.].

Şimdi balözüyle beslenen böceklere dönelim; sürekli seçmeyle balözünü artırdığımız bitkininyaygınbirbitkiolduğunudüşünelim;vebubitkininbalözüdebelirliböceklerinbesiniolsun.Arılarınzamandan kazanmak için nasıl çabaladığını gösteren birçok olgu gösterebilirim: örneğin arılarınbelirli çiçeklerin tabanını delip balözünü oradan emme huyları vardır, oysa arılar fazladan pek az

uğraşarakçiçeğinağzındaniçerigirebilir.Böyleolgularıgözönündetutarak,hortumuneğriliğiyadauzunluğuvb.gibibizimpekdeönemsemediğimizbireyselfarklarınbelirlikoşullardabirarınınya da başka bir böceğin belirli bireylerinin başka bireylerden daha çabuk besin sağlamasınayaradığınaveböylecebubireyleriiçerentopluluklarıngeliştiğineveaynıkalıtsalözellikleritaşıyanoğullar verdiğine inanabiliriz. Çayır üçgülünün ve pembe üçgülün (Trifolium pratense veincarnatum) çiçek boruları ilk bakışta aynı uzunlukta görünür; bununla birlikte pembe üçgülünbalözünükolaylıklaemebilenbalarısı,yalnızyabanarılarınınuğradığıçayırüçgülününkiniememez;bu yüzden, bütün çayır üçgülü tarlaları balarısının işine yaramayan değerli balözü kaynaklarıdır.Balarılarının bu balözünü çok sevdiği besbellidir; çünkü birçok balarısının bu balözünü yabanarılarının çiçek borusunun tabanında açtığı deliklerden emdiğini birçok kez, ama yalnız güzün,gördüm.Bu iki üçgüldebalarısınıngelip gelmemesini belirleyen çiçek tacı uzunluğu çokönemsizolmakgerekir;çünküçayırüçgülübiçilinceikincibiçiminçiçekleribirazdahaküçükolurvebirçokbalarısıbuçiçekleregelir,deniyor.Bunundoğruolupolmadığınıbilmiyorum;genelliklebalarısınınyalnızcabirçeşidisayılanveonunlaözgürceçaprazlananLiguiraarısınınçayırüçgülününbalözüneulaşabildiğinivebalözünüemebildiğini belirtenbaşkabir yayınagüvenilipgüvenilemeyeceğinidebilmiyorum.Demek ki bu türlü üçgülün bol olduğu bir ülkede biraz uzun ya da farklı yapıda birhortumu olmak, balarısı için büyük bir üstünlük olabilir. Öte yandan, bu üçgülün döllenmesiçiçeklerine gelen arılara kesinlikle bağımlı olduğu için, bir ülkede yaban arıları azalsaydı, bu,balarılarınınçiçekleriniemebileceğikadarkısayadataçyapraklarınadahaaşağıdanayrılantaçlarıolanbitkiler içinbüyükbirüstünlükolurdu.Böylece,yapılarındakarşılıklıolarakbirbirineyararlıhafifsapmalargösterenbütünbireylerinsüreklikorunmasıylabirçiçeklebirarınınyaaynızamandaya da birbirinden sonra, tam anlamıyla birbirine nasıl uyarlanabildiğini ve değişikliğeuğrayabildiğinianlayabiliyorum.

Yukardaki tasarlanmış örneklerle açıklanan bu doğal seçme öğretisinin önceleri Sir CharlesLyell’in “yerbilim açısından dünyanın bugünkü değişmeleri” konusundaki o yetkin görüşününuğradığı itirazların aynılarına açık olduğunu çok iyi biliyorum; ama bugün de işlediğinigördüğümüz o pek derin koyakları (vadileri) oymuş ya da denizden uzak yerlerdeki uzun yarlarıoluşturmuş etkenlerin önemsiz ya da anlamsız olduğunun söylendiğini artık işitmiyoruz. Doğalseçmeyalnızesirgenenyaratıklaraherbiriyararlıolanküçükvesoyaçekimleiletilendeğişikliklerinsaklanması ve biriktirilmesiyle iş görür; ve çağdaş yerbilim büyük bir koyağın bir tek diluvial(tufansal)dalgaylaoyulmasıgibigörüşleriaşağıyukarıgenelliklenasılbiryanaattıysa,doğalseçmede yeni organik varlıkların durmadan yaratılması, ya da onların yapılarında ani ve büyükdeğişikliklerolmasıinancınıöylecekaldırıpatacaktır.

BİREYLERİNÇAPRAZLANMASIÜZERİNE

Buradakonudanbirazayrılmamgerekiyor.Eşeyleriayrılmışhayvanlardavebitkilerde,herdoğumiçin iki bireyin çiftleşmesi (döllenmesiz çoğalmanın garip ve pek iyi anlaşılmayan durumları ayrıtutulursa) apaçık bir zorunluktur; ama erdişilerde durum böyle değildir. Bununla birlikte, bütünerdişilerde iki bireyin kendi türlerini üretmek için ya arada bir ya da her zaman birleştiklerineinanmakiçingerekçevardır.BugörüşüSprengel,KnightveKölreuteruzunzamanöncekuşkulubirbiçimde öne sürmüşlerdi. Biraz sonra bunun önemini göreceğiz; elimdeki gereçleri geniş birtartışma için düzenlediysem de, konuyu burada pek kısaca da olsa ele almam gerekiyor. Bütünomurgalı hayvanlar, bütün böcekler ve başka bazı hayvan grupları her doğum için çiftleşir. Yeniaraştırmalarvarsayılmışerdişilerinveçoğuçiftleşengerçekerdişilerinsayısınıçokazaltmıştır;yani,

üremekiçinikibireydüzenliolarakbirleşmektedirvebiziilgilendirendebudur.Amadüzenliolarakçiftleşmedikleri besbelli olan erdişi birçok hayvan vardır ve bitkilerin pek büyük bir çoğunluğuerdişidir.Üremek için iki bireyin her zaman birleştiğini kabul etmeye ne gibi bir gerekçe olduğusorulabilir. Burada ayrıntılara girmenin olanaksızlığı yüzünden yalnız genel bazı incelemelerleyetinmekzorundayım.

Önce,yetiştiricilerinaşağıyukarıgenelolaninancınauygundüşen,hayvanlardavebitkilerdefarklıçeşitlerarasındayadaaynıçeşittenamaayrısoylardanbireylerarasındabirçaprazlamanındölleredinçlik ve doğurganlık kazandırdığını; öte yandan, yakın hısımların çaprazlanmasının dinçliği vedoğurganlığıazalttığınıgösterenbiryığınolguderledimvebirçokdenemeyaptım;hiçbirorganikvarlığınkendikendinidöllemeyip; tersine,başkabirbireyleçaprazlanmasınınzamanzaman–belkiuzunzamanaralıklarıyla–gerekliğinin,doğanıngenelbiryasasıolduğuna inanmamiçinyalnızbuolgularbileyeter.

Aşağıdaverilenvebaşkabirgörüşleaçıklanamayançeşitlibirçokolguyu,bununbirdoğayasasıolduğunukabulederekaçıklayabiliriz,sanırım.Neminbirçiçeğindöllenmesiiçinnedenliyararsızolduğunumelezyetiştirenherkesbilir;bununlabirlikte,sayısızçiçeğinbaşçıklarıvetepeciklerihavakoşullarınatümüyleaçıktır!Aradabirçaprazlanmakzorunluise,bitkininkendibaşçıklarıvedişiciğikendikendinihemenhemenkesinlikledöllemesinisağlayacakkadarbirbirineyakınolmaklabirlikte,başka bir bireyden gelen çiçektozunun çiçeğe girmesinin hiç engellenmemesi, organların yukardaanılan etkilere açık olması durumunu açıklayacaktır. Öte yandan, birçok çiçekte, örneğin büyükkelebeksi (papilionaceous) çiçekliler ya da bezelye familyasındaki bitkilerin çiçeklerinde, üremeorganlarısıkıcakapatılmıştır;amabunlar,böcekleringelmesine,aşağıyukarıhiçayrasız(istisnasız),güzelvedikkatedeğeruyarlanmalargöstermektedir.Kelebeksiçiçeklerinçoğu içinarılaröylesinegereklidir ki, arıların gelmesi engellenirse döl verimi büyük ölçüde azalır. Böcekler için çiçektençiçeğeuçupdabitkininyararınabirindenöbürüneçiçektozutaşımamakdakolaydeğildir.Böceklerdevetüyündenyapılmışbirfırçacıkgibi işgörürvedöllenmeyisağlamakiçinaynıfırçacıklaöncebirçiçeğinbaşçığınavesonrabaşkabirinintepeceğinedokunmakyeter;amaböceklerinböyleliklefarklı türler arasında sayısız hibritlerin ortaya çıkmasına yol açtığı sanılmamalıdır; çünkü,Gaertner ’inkanıtladığıgibi,birbitkininkendiçiçektozuilebaşkabirtürünkiaynıtepeciğekonursa,özçiçektozuyabancınınkininetkisiniherzamanvetümüyleyokedecekkadarbaskınçıkar.

Birçiçeğinerkekorganlarıdişiorganadoğrubirdenbireeğilirse,yadaonadoğrubirbiriardınayavaşyavaşsokulursa,buyönelmeyalnızkendinidöllemeyisağlamakiçinyapılmışgibigörünürvebu,oamaçiçinkuşkusuzyararlıdır:Kölreuter ’inkadıntuzluğundagösterdiğigibi,erkekorganlarındişiciğedoğrueğilmesiiçinböceklerinaracılığıçoğuzamangereklidir;kendinidöllemekiçinözelbirdüzenivargibigörünenbucinste,yakınhısımbiçimleryadaçeşitlerbirbirineyakındikilirse,arıfideleryetiştirmeninpekazolanağıbulunduğuçokiyibilinmektedir;bunlardoğalolarakböylesineçok çaprazlanır.Kendini döllemeye hiç de uygun olmayan başka birçok durumda, tepeciğin kendiçiçeğinden çiçektozu almasını önleyen özel düzenler vardır; bunu Sprengel’in ve başkalarınınçalışmalarıileolduğugibi,kendigözlemlerimledekanıtlayabilirim.

Lobelia fulgens’te çiçeğin tepeciği çiçektozlarını almaya hazır olmadan önce, her çiçekte sayısızçiçektozunu başçıklardan uzaklaştıran gerçekten güzel ve ustalıklı bir düzen vardır; ve bu çiçek,böceklerkendisine(hiçdeğilsebenimbahçemde)aslauğramadığıiçinhiçtohumbağlamaz,amabirçiçeğinçiçektozunubaşkabirininbaşçığınakoyarakbirsürütohumeldeettim.Bahçemdeböceklerinuğradığı başka birLobelia türü bol bol tohum bağlamaktadır. Başka birçok durumda da tepeciğinaynı çiçeğin tozlarını almasınıönleyenözelhiçbirmekanikdüzenyok isede,Sprengel’invedaha

yakınlardaHildebrand’ın ve başkalarının kanıtladıkları ve benim de doğruladığım gibi, ne tepecikdöllenmeyehazırolmadanbaşçıklarçatlamakta,nedeoçiçeğintozlarıhazırolmadantepecikhazırolmaktadır, öyle ki dichogam diye adlandırılan bu bitkiler gerçekte ayrı eşeylidir ve hepçaprazlanmakzorundadır.Öncedenanılannöbetleşeiki-biçimliveüç-biçimlibitkilerdedeböyledir.Bu olgular ne denli gariptir! Aynı çiçeğin tozu ile tepecik yüzeyi sanki asıl amaç kendinidöllemekmiş gibi birbirine o kadar yakın olmakla birlikte, onların birçokhalde birbirine yararsızolmaları ne kadar gariptir! Ve farklı bireylerin arada bir çaprazlanmasının bir üstünlük ya dazorunlukolduğugörüşüilebuolgularıaçıklamaknekadarkolaydır!

Farklı lahana, turp, soğan ve başka bazı bitki çeşitleri yanyana tohum bağlamaya bırakılırsa,fidelerininbüyükbirçoğunluğumelezolmaktadır:örneğin,yanyanayetişmişfarklıçeşitlerdenolanlahanalardan233fideeldeettim,bunlarınyalnız78’ikatışıksızdıveonlarınbilebazılarıtümüylearıdeğildi.Amaherlahanaçiçeğinintepeciğiyalnızkendialtıerkekorganıiledeğil,aynıbitkininbaşkabirçok çiçeğininkilerle de kuşatılmıştır ve her çiçeğin tozları kendi tepeciğini böceklerin yardımıolmadan dölleyebilir; çünkü böceklerden özenle korunan bitkilerin çok sayıda badıç verdiğinigördüm.Öyleyse, nasıl oluyor da bu denli çok sayıda fidemelez oluyor?Buna, farklı bir çeşidinçiçektozunun çiçeğin kendi tozundan daha baskın olan etkisi yol açmak gerekir ve bu, yetkinyaratıklarınaynıtürünfarklıbireylerininçaprazlanmasındantüremesigenelyasasınınbirparçasıdır.Farklıtürlerçaprazlanıncadurumbununtersiolur,çünkübirbitkininkendiçiçektozu,hemenhemenherzaman,yabancıçiçektozunabaskındır;amabukonuyagelecekbölümlerinbirindedöneceğiz.

Sayısızçiçeklerlekaplanmışbüyükbirağaçsözkonusuysa,çiçektozununağaçtanağacapekazveaynı ağaçta çiçekten çiçeğe pek çok taşındığı öne sürülebilir ve aynı ağaçtaki çiçekler, sınırlı biranlamda, farklıbireylergibidüşünülebilir.Bu itirazınhaklıolduğuna inanıyorum,bununlabirliktedoğa,ağaçlaraayrıeşeyliçiçeklertaşımayagüçlübireğilimkazandırarakbunuöncedenönlemiştir.Eşeylerayrılınca,aynıağaçtaerkekvedişiçiçeklerbulunsabile,çiçektozuçiçektençiçeğedüzenliolaraktaşınmakzorundadırvebu,çiçektozununağaçtanağacarastgeletaşınmaşansınıartırır.Hangitakımdan olursa olsun İngiltere’deki ağaçların öbür bitkilerden daha çok ayrı eşeyli olduğunubuldumve dileğim üzerineDr.HookerYeniZelanda’daki veDr.AsaGrayBirleşikAmerika’dakiağaçların listelerini çıkardılar; sonuç umduğum gibiydi. Öte yandan, Dr. Hooker bu kuralınAvustralya’dapekdeyürürlükteolmadığınıbildirmektedir;amaAvustralya’dakiağaçlarınpekçoğudichogamsa [çiçeklerdedişiveerkekorganlar farklı zamanlardaolgunlaşıyorsa -ç.] sankieşeylerifarklı çiçekler taşıyorlarmış gibi, sonuç aynı olur. Ağaçlar üzerine söylediğim bu sözler dikkatidüpedüzkonuyaçekmekiçindir.

Biraz da hayvanları ele alalım: Kara-salyangozları ve yer solucanları gibi karasal (terrestrial)birkaçtürerdişidir;amahepsideçiftleşir.Şimdiyedek,kendinidölleyebilenkarasalbirtekhayvanbulmuşdeğilim.Karasalbitkileregörebelirginbirkarşıtlıkgösterenbudikkatedeğerolgu,rastgelebirçaprazlanmanınzorunluğugörüşüyleanlaşılır,çünkükarasalhayvanlarda,dölleyiciöğenindoğalözelliğinden ötürü iki bireyin bitkilerde böcek ve yel etkisiyle olduğu gibi birleşmeden rastgeleçaprazlanmasını sağlayabilecek hiçbir yol yoktur. Susal (aquatic) hayvanlarda kendini dölleyenbirçok erdişi vardır; amaburada su akıntıları rastgele bir çaprazlanma için başlıbaşına bir araçtır.Bitkilerde olduğu gibi hayvanlarda da, bugüne dek, gerçekten ünlü bir bilirkişiye, Prof. Huxley’edanıştıktansonrabile,dışardaniçerigirişinvebaşkabirbireyinrastgeleetkisininfizikselbakımdanolanaksızlığını gösterebilen tümüyle kapalı bir üreme organı bulmayı başaramadım. Cirriped’ler[Sülükayaklılar: Denizde, türlü cisimlere bağlanarak yaşayan bazı kabuklu hayvanlar, -ç.] bubakımdan uzun süre bana güçlük çıkardı; ama kendi kendini dölleyen erdişi bir bireyin bazençaprazlandığınımutlubirrastlantıylaöğrendim.

Bitkilerde de, hayvanlarda da, aynı familyanın ve hatta aynı cinsin bazı türlerinin tümoluşumlarında birbirleriyle çok iyi uyuşmakla birlikte erdişi olmaları ve bazısının tek-eşeyli(unisexual)olması,doğabilginlerininçoğunagaripbirsapkınlıkgibigelsegerektir.Ama,gerçekte,bütünerdişiler rastgeleçaprazlanıyorsa,onlarla tek-eşeyli türlerarasındakifark,görevsözkonusuolduğusürece,çokküçüktür.

Bütün bu incelemelerden ve topladığım ama burada veremediğim özel birçok olgudan sonra,bitkilerdevehayvanlarda farklıbireylerarasında rastgelebirçaprazlanmanınevrenseldeğilsebileçokgenelbiryasaolduğuortayaçıkmaktadır.

DOĞALSEÇMEYOLUİLEYENİBİÇİMLERİNTÜREMESİNEELVERİŞLİDURUMLAR

Bupekçetrefilbirkonudur.Büyükölçüdebirdeğişkenliğin(değişkenlikbireyselfarklarteriminidehepkapsar),doğalseçmeiçinelverişliolduğubesbellidir.Belirlibirsüredeyararlıdeğişimlerinortaya çıkması için kendilerine daha iyi bir şans tanınan pek çok sayıda birey, bunun karşılığındabireybaşınadaha azbir değişkenlikgösterecektir vebu,bence, başarı için çokönemlibir öğedir.Doğa, doğal seçmenin iş görmesi için uzun dönemler bağışlarsa da, sonu belirsiz bir dönembağışlamaz; çünkü bütün organik yaratıklar doğa ekonomisindeki her yeri ele geçirmeyeçabaladıklarıiçin,herhangibirtür,değişiklikgeçirmezsevekendisiyleyarışanlarınkineuygundüşenbirgelişimgöstermezse,yokolur.Elverişlideğişimlersoyaçekimledöllerebirazolsuniletilmezse,doğal seçme hiçbir şey yapamaz. Ataya dönme eğilimi doğal seçmenin etkisini çoğu zamanaksatabilir ya da önleyebilir; ama bu eğilim insanoğlunun seçmeyle çok sayıda evcil ırkyetiştirmesiniönleyemediğinegöre,doğalseçmekarşısındanedenetkiliolmakgereksin?

Yöntemli seçmeyegelince,yetiştiricibelirlibir amaçla seçervebireylerözgürceçaprazlanmayabırakılırsa,yetiştiricininçalışmasıtümüylebaşarısızlığauğrar.Amabirçokkimse,ırkıdeğiştirmeyiamaçedinmeden,aşağıyukarıortakbiryetkinlikölçüsüyleeniyihayvanlarıüretmekvedamızlıktakullanmak için çaba gösterince, seçilmiş bireylerin ayrılması söz konusu olmamakla birlikte, bubilinçsiz seçme sürecini kesin ama yavaş bir gelişme izler.Doğada da böyle olur; çünkü tümüyletutulmamış herhangi bir yer bulunan sınırlı bir alanda, uygun yönde ama farklı ölçülerde değişenbireyler esirgenir. Ama alan genişse, farklı bölgeleri farklı yaşam koşulları gösterecektir; bununsonucu olarak aynı türler farklı bölgelerde değişikliğe uğrarsa, yeni oluşan çeşitler o bölgelerinsınırlarındaçaprazlanacaktır.Ama,aradakalanbölgelerdeyaşayanaraçeşitlerinyerini,uzunsürede,genelliklekomşuçeşitlerdenbirininalacağınıaltıncıbölümdegöreceğiz.Çaprazlanma,herdoğumiçin çiftleşen, çok gezen ve çok hızlı üremeyen hayvanları özellikle etkileyecektir. Bundan dolayı,böylehayvanlarda,örneğinkuşlarda,çeşitler,genellikleayrıülkelerdekapanıpkalacaktır;durumunbu olduğuna inanıyorum. Yalnız arada bir çaprazlanan erdişi organizmalarda, her doğum içinçiftleşmeklebirlikteazgezenvehızlıçoğalanhayvanlardayenivegelişmişbirçeşitherhangidarbiralandaçabucakoluşabilirveoradatoplucabarınabilirvesonrayayılabilir,bundanötürüyeniçeşidinbireyleriözelliklebirbirleriyleçaprazlanır.Bitkiyetiştiriciler,builkedendolayı,çoksayıdabitkidenalınmıştohumlarıkullanırlarveböyleceyakınhısımlarınçaprazlanmaşansınıazaltırlar.

Her doğum için çiftleşen ve hızlı üremeyen hayvanlarda da yakın hısımların özgürceçaprazlanmasının doğal seçmenin etkilerini her zaman giderdiğini varsaymamalıyız; çünkü aynıalandaaynıhayvanınikiçeşidininayrıyerlerdebarınması,birazfarklımevsimlerdeüremesi,yadaher çeşitteki bireylerin kendi aralarında çiftleşmeyi yeğ tutması yüzünden uzun süre ayrı kaldığını

gösterenepeyceolgusıralayabilirim.

Kendiaralarındaçaprazlanmak,aynıtürün,yadaaynıçeşidinbireyleriniarıvebir-biçimlituttuğuiçin, doğada önemli bir rol oynar. Her doğum için çiftleşen hayvanları daha da çok etkileyeceğibesbellidir; bununla birlikte, yukarda belirtildiği gibi, böyle çaprazlanmanın bütün hayvanlarda vebitkilerdegörüldüğüne inanmamız içingerekçevardır.Buuzunsüredebilegerçekleşse,böylelikletüreyengençbireyleruzunsürekendinidöllemeninürünüolandöllerekarşıdoğurganlıkvedinçlikbakımındanöylesinebaskınçıkacaklardırki,onlarınsağkalmaveüremeşanslarıdahaiyiolacaktırve böylece, çaprazlanma pek seyrek bile gerçekleşse, etkisi büyük olacaktır. Eşeysel olaraküremeyen,yadaçiftleşmeyen,belkihiççaprazlanmayanpekaşağıaşamalardakihayvanlardaıranınbir-biçimliliği, aynı yaşamkoşullarının etkisiyle ancak soyaçekimle ve ana tipten sapan her bireyiyokedendoğalseçmeylesürdürülür.Yaşamkoşullarıdeğişirvebiçimlerdeğişikliğeuğrarsa,ancakbenzerelverişlideğişimlerisaklayandoğalseçmeyledöllerinırasındabir-biçimliliksağlanır.

Türlerin doğal seçmeyle değişikliğe uğramasında ayrıklanma (isolation) da önemli bir öğedir.Sınırlanmışyadayalıtılmışbiralanpekgenişdeğilse,ordakiorganikveinorganikyaşamkoşullarıgenellikle hemen hemen bir-biçim olacaktır; bundan ötürü, doğal seçme aynı türün değişenbireylerininhepsiniaynıtarzdadeğişikliğeuğratmayayönelecektir.Komşubölgelerdeyaşayanlarlaçaprazlanma da böylece önlenecektir. Moritz Wagner, yakınlarda bu konuda ilginç bir denemeyayımladı ve yeni oluşmuş çeşitler arasındaki çaprazlanmaları önlemede ayrıklanmanın önemininbelkidüşündüğümdendahabüyükolduğunugösterdi.Amaazöncebelirlenengerekçeleryüzünden,göçünveayrıklanmanınyenitürlerinoluşmasıiçingerekliöğelerolduğukonusundabubilginleaslauyuşamam. İklim, denizden yükseklik vb. koşullarda herhangi bir değişmeden sonra daha iyiuyarlanmış biçimlerin göç etmesini önlemede de ayrıklanmanın önemi büyüktür; böylelikle obölgenindoğal ekonomisindeoranıneski canlılarınındeğişiklikgeçirmişleriyledoldurulacakyeniyerleraçılır.Sonolarak,ayrıklanmayenibirçeşideyavaşyavaşgelişmesi içinzamanverirvebu,bazençokönemliolabilir.Bununlabirlikte,ayrıklanmışalanengellerleçevriliolduğuiçinyadapeközel koşullar yüzünden çok küçükse, orada yaşayan canlıların toplam sayısı da küçük olur ve bu,elverişli değişimlerin ortaya çıkma şansını azaltarak doğal seçme yoluyla yeni türlerin türemesinigeciktirir.

Başlıbaşınazaman,doğalseçmeiçinde,doğalseçmeyekarşıdahiçbirşeyyapmaz.Bunuözelliklesöylüyorum,çünküsankibütüncanlıbiçimlerdoğalbiryasayagörezorunluolarakdeğişirmişgibi,benim,zamanı, türlerdedeğişiklikyapmadabaşlıbaşınaönemlietkisiolanbiröğesaydığım,yanlışolarak öne sürüldü. Zamanın akışı yalnız yararlı değişimlerin ortaya çıkmasına, seçilmesine,biriktirilmesine ve pekiştirilmesine daha iyi bir şans verdiği için önemlidir ve zamanın önemi bubakımdan büyüktür. Zaman, her organizmanın doğal özelliği ile ilgili olarak fiziksel yaşamkoşullarınındoğrudanetkisininartmasınadayolaçar.

Busöylenenlerindoğruluğunusınamakiçindoğanınkendisinebaşvurursakveküçükherhangibirayrıklanmışalanı,örneğinbirokyanusadasını,incelersek,CoğrafiDağılımbölümündegöreceğimizgibi, orada yaşayan türlerin sayıca az, ama çok büyük bir bölüğünün yerli, yani orada türemiş,dünyanın başka hiçbir yerinde türememiş olduğunu anlarız. Bundan dolayı bir okyanus adası ilkbakışta yeni türlerin türemesi için çok elverişli görünür. Ama böyle düşünürsek kendimizialdatabiliriz,çünküayrıklanmışküçükbiralanınmı,yoksabirkıtagibibüyükveaçıkbiralanınmıyeniorganikbiçimlerintüremesinedahaelverişliolduğunuanlamakiçinkarşılaştırmayıeşitzamanaralıklarındayapmamızgerekirvebunuyapmayadagücümüzyetmez.

Ayrıklanma yeni türlerin türemesinde önemli olmakla birlikte, bir alanın genişliğinin, özellikle

uzun zaman kalımlı olmaya ve çok yayılmaya yetenekli olduğunu göstermesi gereken türlerintüremesi için gene de daha önemli olduğuna inanmaya genellikle eğilimliyim. Geniş ve açık biralanın her yerinde, orada yaşayan bir türün bireylerinin çokluğundan ötürü ortaya çıkacak uygundeğişimleriçinyalnızcadahaiyibirşansbulunmaklakalmaz,oradayaşamaktaolantürlerinsayısınınçokluğundanötürüyaşamkoşullarıdaçokdahakarmaşıkolurveobirçoktürdenbazısıdeğişiklikgeçirirvegelişirse,öbürleri deuygunbirölçüdegelişmekyada tükenmekgerekecektir.Heryenibiçimde,önemliölçüdegelişirgelişmez,açıkvesüreklialandayayılabilecekvedolayısıylabaşkabirçok biçimle yarışa girecektir. Bundan başka, bugün sürekli olan geniş alanlar eski düzeysalınımları (oscillation) dolayısıyla bir zamanlar kesiklilik göstermiş olacaktır; onun için,ayrıklanmanıniyietkileribelirlibirölçüdeişekarışacaktır.Bundanötürü,ayrıklanmışküçükalanlaryenitürlerintüremesinebazıbakımlardançokuygunolmaklabirlikte,değişiklikgeçirmeninbüyükalanlardagenellikledahaçabukolacağı sonucunavarıyorumvedahadaönemlisi şudur:Genişbiralanda türemiş ve kendileriyle yarışanların birçoğuna karşı üstünlük sağlamış biçimler en çokyayılacak ve en çok sayıda yeni çeşit ve tür türetecek biçimler olacaktır. Böylece onlar, organikdünyanındeğişentarihindedahaönemlibirroloynayacaktır.

Bugörüşedayanarak,CoğrafiDağılımbölümündeyenidensözkonusuedilecekbazıolgularıbelkianlayabiliriz;örneğinküçükAvustralyaKıtasındabugünyetişenürünlerinkoskocaAvrasya’dakilereyerverdiğigerçektir.Böylelikle,kıtasalürünleradalarınheryerindebüyükölçüdedoğallaşmaktadır.Küçük bir adada yaşama yarışı daha az zorlu geçmekte ve daha az değişiklik ve daha az kırımolmaktadır.Bundandolayı,OswaldHeer ’egöreMadeira’dakibitkiörtüsününAvrupa’nınyokolmuşÜçüncüZaman(tertiary)bitkiörtüsünenedenbelirlibirölçüdebenzediğinianlayabiliriz.Bütüntatlı-sutekneleri(havzaları), toptan,denizlerinyadakaralarınkineoranlaküçükbiralankaplar.Bundanötürü,tatlı-suürünleriarasındakiyarışbaşkayerlerdekindendahaazzorluolacak;yenibiçimlerdahayavaş türeyecek ve eski biçimler daha yavaş tükenecektir. Geçmişin baskın bir takımının (order)kalıntısı olan parlakpullu balıkların (Ganoidfishes) yedi cinsini (genus) bulduğumuz yerler tatlı-sutekneleridir:vebugündünyanınensapkınbiçimleridiyebilinen,artıkdoğadakiaşamalardabirbirineuzakdüşmüştakımlarlatıpkıtaşıllaşmışbiçimlergibibağlantılıolangagalımemelivebalçıkbalığı(OrnithorhyncusveLepidosiren)gibibazıbiçimleridegenetatlı-sulardabuluyoruz.Sapkınbiçimlerecanlıtaşıllar(fossil)denebilir:Onlar,sınırlıbiralandayaşadıkları içinveazdeğişmişolduklarıvebundanötürüdahaazzorlubiryarışakatıldıklarıiçin,varlıklarınıgünümüzedeksürdürmüşlerdir.

Doğalseçmeyleyenitürlerintüremesineelverişliveelverişsizkoşulları,konununçapraşıklığınınelverdiğiölçüdeözetleyelim.Karasalürünleriçintürlüdüzeysalınımlarınauğramışgenişvekıtasalbir alanın, uzun zaman varlığını sürdürmeye ve çok yayılmaya uygun birçok yeni canlı biçimintüremesine en elverişli alan olduğu sonucuna varıyorum. Alan bir kıta olduğu sürece, oradakicanlıların sayısız bireyi ve türü olacak ve onlar zorlu bir yarıştan geçecektir.Bu kıta alçalmalarlabüyük adalara bölününce, her adada aynı türün birçok bireyi gene bulunacaktır; her yeni türünyayılmaalanınınsınırlarındaçaprazlanmaönlenecektir;her türlü fizikseldeğişmelerdensonragöçdurdurulacaktır;bundanötürüeskicanlılarındeğişiklikgeçirmişleriheradadakiyeniyerleritümüyledolduracaktır ve her çeşide iyice değişiklik geçirmesi ve yetkinleşmesi için zaman verilecektir.Adalar yeni yükselmelerle birleşip gene kıtaya dönüşünce, gene çok zorlu bir yarış olacaktır: enüstüntutulanyadaençokgelişmişçeşitlerinyayılmasıkolaylaştırılacaktır:azgelişmişbiçimlerçokkırılacaktır ve yeni oluşmuş kıtadaki canlıların ilişkin oransal (relativeproportional) sayıları genedeğişecektirvegene,doğalseçmenincanlılarıdahadageliştirmesiveböyleceyenitürlertüretmesiiçinuygunbiralanaçılacaktır.

Doğalseçmeningenelliklepekyavaşişlediğinitümüylekabulediyorum.Doğalseçme,ancak,bir

bölgenin doğal ekonomisinde oranın bazı canlılarının değişiklik geçirmişleriyle daha iyidoldurulabilecekyerleroluncaişgörebilir.Böyleyerlerinolması,çoğuzaman,genellikleçokyavaşolan fiziksel değişmelere ve daha iyi uyarlanmış biçimlerin göçünün önlenmesine bağlıdır. Eskicanlılardanbirkaçıdeğişiklikgeçirirse,öbürleriarasındakikarşılıklı ilişkilerdeçoğuzamanaltüstolacak ve bu, daha iyi uyarlanmış biçimlerin tümüyle doldurabileceği yeni yerler açılmasınısağlayacaktır;amabütünbunlarçokyavaşolacaktır.Aynıtürünbütünbireyleribirbirlerindenbelirlibirölçüdefarklıisede,oluşumunayrıayrıparçalarındaamacauygunfarklardoğmadanönce,genedeuzunbirzamangeçer.Engellenmeyençaprazlanmalarçoğuzamansonucubüyükölçüdegeciktirir.Birçokları,bufarklıetkenlerindoğalseçmeningücünütümüylegidermeyeyeteceğiniönesürecektir.Ben böyle düşünmüyorum. Ama doğal seçmenin genellikle çok yavaş işlediğine, aynı bölgedekicanlıların yalnız birazını ve ancak çok uzun sürede etkilediğine inanıyorum. Bu yavaş ve aralıklıgerçekleşensonuçların,yeryüzündekicanlılarındeğişmetarzıüzerineyerbiliminbizeöğrettikleriyleçokiyiuzlaştığınadainanıyorum.

Doğal seçme süreci pek yavaş olsa da, hiç de güçlü olmayan insanoğlu seçmeyle büyük başarısağlayabiliyorsa, bütün organik yaratıkların birbirleriyle ve doğanın seçme gücüyle yani enuygunlarınkalımıyoluylakendileriniuzunsüredeetkileyebilenfizikselyaşamkoşullarıylakarşılıklıuyarlanmalarınınkarmaşıklığınaveyetkinliğine,değişmeninniceliğinehiçbirsınırtanıyamam.

DOĞALSEÇMEYÜZÜNDENTÜKENME

Bu konu Yerbilim bölümünde daha ayrıntılı tartışılacaktır; ama doğal seçmeyle yakınbağlantısındanötürüburadasözüedilmekgerekir.Doğalseçmeancakherhangibirtarzdayararlıvebundandolayısürekliolandeğişimlerinsaklanmasıylaişgörür.Bütünorganikyaratıklargeometrikorandahızlaçoğaldığı için,canlılarheryerişimdidentümüylekaplamıştırvebununsonucuşudur:Uygun biçimler sayıca arttığı için, daha az uygun olanlar genellikle azalır ve seyrelir. Seyreklik,yerbiliminbizeöğrettiğinegöre, tükenmebelirtisidir.Pekazbireyle temsiledilenbiçimlerin,havakoşullarının aşırı kararsızlığı ve düşmanlarının geçici olarak çoğalması yüzünden tümüyletükenmeyeadayolduğunuanlayabiliriz.Dahadailerigidebiliriz;çünküyenibiçimlertürediğiiçin,belirli biçimlerin sayısının çoğaldığını kabul etmediğimiz sürece, eski birçok biçim tükenmekzorundadır.Belirlibiçimlerinsayısızçoğalmadığınıyerbilimbizeaçıkçabildirmektedirveşimdilik,yeryüzündeki türlerin sayısının neden ölçüye gelmez bir büyüklüğe varmadığını göstermeyeçalışacağız.

Ençoksayıdabireyiolantürlerin,belirlibirsürede,elverişlideğişimlergöstermeşansınındapekbüyük olduğunu görmüştük, ikinci bölümde verilen ve en çok sayıda çeşidi olan türlerin en sıkrastlananveyaygınyadabaşattürlerolduğunugösterenolgularbunakanıttır.Bundanötürü,seyrekrastlanantürlerbelirlibirsürededahayavaşdeğişiklikgeçirecekyadagelişecektir;onlar,buyüzden,yaşamasavaşındadahayaygıntürlerindeğişiklikgeçirmişvegelişmişdöllerineyenilecektir.

Bu incelemelerden çıkan zorunlu sonuç şudur sanırım:Zamanladoğal seçmeyoluyla yeni türleroluştuğuiçin,öbürlerigittikçeazalırvesonundatükenir.Değişikliğevegelişimeuğrayanbiçimlerlekesin savaş durumunda olanlar, elbette pek çok zarar görecektir. Ve Yaşama Savaşı bölümünde,onlarınçokyakınhısımbiçimlerolduğunu–aynıtürünçeşitleriveaynıcinsinyadahısımcinslerintürleri–, yapıları, doğal özellikleri ve alışkanlıkları aşağı yukarı aynı olduğu için genelliklebirbirleriyle zorlu bir yarışa giriştiğini görmüştük; bundan ötürü, oluşumunun gelişmesi boyuncaher yeni çeşit ya da tür, genellikle kendine en yakın soydaşlarını en çok zorlayacak ve onları yok

etmeye çabalayacaktır. İnsanın daha iyi biçimleri seçmesi yüzünden, aynı yok etme sürecini evcilürünlerimiz arasında da görmekteyiz. Yeni sığır, koyun ve başka hayvan ırklarının ve çiçekçeşitlerinin, eski ve kötü olanların yerini ne denli çabuk aldığını gösteren ilginç birçok örnekverilebilir. Yorkshire’da uzun boynuzlu sığırın eski kara sığırın yerini aldığını ve onu da “kısaboynuzlu sığırın amansız bir hastalık gibi silip süpürdüğünü” (bu sözleri bir tarım uzmanınınyazısındanaktarıyorum)biliyoruz.

IRANINIRAKSAMASI

Buterimlebelirlediğimilkeçokönemlidirvebence,ayrıveönemliolgularıaçıklamaktadır.Önce,çeşitler, çok belirgin olanları bile, türlerin ırasını –birçok durumda çeşitlerin hangi aşamayakonacağı konusundaki umutsuz kuşkuların gösterdiği gibi– biraz taşımakla birlikte, yetkin vebelirgin türlerde olduğundan çok daha az birbirinden farklıdır. Bununla birlikte, benim görüşümegöre, çeşitler oluşum sürecindeki türlerdir, ya da, benim dediğim gibi, başlangıç durumundakitürlerdir.Öyleyse,nasıloluyorda,çeşitlerarasındakiönemsizfarklarartaraktürlerarasındakibüyükfarklara dönüşüyor?Bunun böyle olageldiğini, çok belirgin farklar gösteren sayısız türün doğadaçoğunlukta olmasından, oysa çeşitlerin, gelecek belirgin türlerin ilkörneklerinin (prototype) veatalarının, küçük ve belli belirsiz farklar göstermesinden anlamamız gerekir. Başlıbaşına şans, birçeşidinherhangibir ırabakımındanatalarından farklı olmasınaveo çeşidindöllerininde aynı ırabakımındanatalarındandahabüyükölçüdefarklıolmasınayolaçabilirdiyebiliriz;amayalnızcaşans,aynıcinsintürleriarasındakigibiçoksüreklivebüyükçaplıfarklarıaçıklamayayetmez.

Herzamanyaptığımgibi,busoruyudaevcilürünlerimizielealarakyanıtlamayıdenedim.Buradabenzerbirdurumdakarşılaşacağız.KısaboynuzlusığırlarveHerefordsığırı,yarışvekoşumatları,türlügüvercinırklarıvb.gibiçokfarklıırkların,birçokkuşakboyunca,benzerdeğişimlerinyalnızcaşansa bağlı olarak birikmesiyle asla türeyemeyeceği kabul edilecektir. Örneğin, uygulamada, birgüvercinmeraklısınıngözünebirazkısagagalıbirgüvercinçarpar;başkabirmeraklıuzuncagagalıbir güvercin bulur ve kabul edilmiş “meraklılar ortalama ölçülere değil, aşırılara düşkün olur”ilkesinegöre,herikimeraklıda(taklacıgüvercininalt-ırklarındagerçektenolduğugibi)dahauzunya da daha kısa gagalı güvercinleri seçip yetiştiregider. Bundan başka, tarihin ilk çağlarında, birulusunyadabölgenin insanlarıdahahızlıkoşanatlar isterken,başkalarınındahagüçlüvegövdeliatlaristediğivarsayılabilir.İlkfarklarçokönemsizolur;amazamanla,biryandandahaçevikatlarınveöteyandandahagüçlülerinsürekliseçilmesindenötürü,farklargittikçebüyürveböyleceikialt-ırk ortaya çıkar. Yüzyıllar sonra, bu alt-ırklar, eninde sonunda, iyice belirlenmiş ve farklı ırklaradönüşür.Farklargiderekbüyürken,neçokçevikvenedeçokgüçlüolanortalamaıralardakikusurluhayvanlar damızlıkta kullanılmaz ve bu da onların tükenmesine yol açar.Öyleyse, burada, insanınyetiştirdiği ürünlerde, başlangıçta güçlükle sezilen ve durmadan artan farklara ve ırkların ıracabirbirinden ve ortak atadan uzaklaşmasına yol açan, ıraksama (divergence) ilkesi diyebileceğimizilkeninetkisinigörmekteyiz.

Peki ama, denebilir, buna benzer herhangi bir ilke doğada nasıl uygulanabilir? Etkili olarakuygulanabildiğineveuygulanmaktaolduğunainanıyorum(amabununnasılolduğunuanlamamuzunzaman aldı), ve bu, şu basit olgunun sonucudur:Herhangi bir türün dölleri yapı, doğal özellik vealışkanlıklarbakımındannedenliçokçeşitlenirse,doğadakipekdeğişikbirçokyerideodenlikolaykaplayabilirveböylecesayılarıçoğalır.

Alışkanlıklarıbasitolanhayvanlardabunuaçıkçagörebiliriz.Bireyleriherhangibirülkedeancak

barınıpbeslenebileceklerisayıyauzunsüreöncevarmışetçilbirdört-ayaklınındurumunuelealalım.Doğal üreme gücü etkili olmaya bırakılırsa, (o ülkenin koşulları hiçbir değişmeye uğramazsa) buhayvan, ancak, dölleri başka hayvanların önceden yerleştiği yerleri kaplayacak tarzda değişirseçoğalmasını sürdürebilir: Örneğin döllerin bazılarının ölü ya da diri yeni av çeşitleriylebeslenebilmesi;bazılarınınyeniavbeklemeyerleriedinmesi,ağaçlaratırmanması,suboylarınasıksık uğraması ve belki bazılarının daha az etçil olması gerekir. Bu etçil hayvanın dölleri yapı vealışkanlıkları bakımından ne denli çok çeşitlenirse o denli çok yer kaplayabilir. Bir hayvan içingeçerli olan şey bütün hayvanlar için de her zaman –değişmeleri koşulu ile– geçerlidir, çünküdeğişmezlersedoğalseçmehiçbirşeyyapamaz.Bitkilerdedeböyledir.Birevleğeyalnızbir,benzeribir evleğedebirçokot türü ekildiğinde, ikinci evlektendahaçok sayıdabitkivedahaçokkuruotalındığıdenemelerlegösterilmiştir.Bu,eşitalanlarabirvebirdençokbuğdayçeşidikarışıkolarakekilince de geçerliktedir. Bundan dolayı, bir ot türü sürekli olarak çeşitlenirse ve az da olsa tıpkıfarklı ot türleri ve cinsleri gibi birbirinden farklı olan çeşitleri de durmadan seçilirse, bu türündeğişiklikgeçirmişdöllerinideiçerençoksayıdabireyiaynıalandayaşamayıbaşarır.Vebiz,herottürününveçeşidininheryılsayısıztohumdöktüğünübiliyoruz;öyleki,başlıcaçabalarınınçoğalmakolduğusöylenebilir.Bundanötürü,binlercekuşakboyunca,herhangibirottürününenfarklıçeşitlerisayıcaçoğalmayıbaşarmakvedahaazfarklıçeşitlerinyeriniböyleliklealmakiçineniyişansıbulurveçeşitler,birbirindençokfarklıdurumagelince,türaşamasınaulaşır.

Yapının büyük ölçüde değişmesi ile pek çok sayıda canlının yaşatılabilmesi ilkesinin doğruluğu,doğal birçok olguda görülür. Bireyler arasındaki yarışın çok zorlu olması gereken pek dar biralanda,orasıgöçleredetümüyleaçıksa,canlılardabüyükbirçeşitlilikgörmekteyiz.Örneğin,yıllarcaaynıkoşullarınetkisindekalmış,dörtayakboyundaveüçayakeninde,çimlekaplıbiryerdeyirmibitki türünün barındığını gördüm ve bu türler onsekiz cinse ve sekiz takıma bağlıydı. Ve bu, obitkilerinbirbirlerindennedenlifarklıolduğunugösterir.Küçükvebir-biçimadacıklardakiveküçüktatlı-su teknelerindekibitkilerdeveböceklerdedeböyledir.Çiftçiler en farklı takımlarınbitkileriniekimnöbetine (rotation) sokarak en çok ürünü kaldırabileceklerini bilirler:Doğa, zamandaş ekimnöbeti(simultaneusrotation)diyebileceğimizbiryolizler.Darbiralanınhemençevresindeyaşayanbitkilerin ve hayvanların pek çoğu, (oranın pek kendine özgü herhangi bir doğası olmadığıdüşünülürse)oradadayaşayabilirveoradayaşamakiçinbütüngüçleriyleçabaladıklarısöylenebilir;ama onların birbirleriyle zorlu bir yarışa giriştikleri yerde, alışkanlığın ve doğal özelliğinfarklılıkları ile de desteklenen yapı değişmesinin sağladığı üstünlüğün orada yaşaması gerekencanlılarıbelirlediğigörülmektedirveböylecebirbirleriylepekçetinbir savaşagirişenbucanlılar,genelbirkuralolarak,farklıcinslerdenvetakımlardandır.

Aynıilkeyibitkilerinyabancıülkelerdeinsanınaracılığıiledoğallaşmasındayadayerlileşmesindedegörmekteyiz.Yabancıbirülkedebaşarıyladoğallaşabilenbitkilerin,oranınyerlibitkileriyleyakınhısımolmasıgerektiğidüşünülebilir;çünküonlaragenelliklekendiyurtlarıiçinözellikleyaratılmışveorayauyarlanmışgözüylebakılır.Yerlileşenbitkilerinyeniyurtlarındakibelirliyerlereözellikleiyiuyarlanmışgruplardanolmasıgerektiğidedüşünülebilir.OysadurumçokbaşkadırveAlph.deCandolle,obüyükvehayranlıkuyandıranyapıtında,floraların,yerlileşmeyoluile,yerlicinslerinvetürlerin sayısına oranla, yeni türlerden çok yeni cinsler kazandığını göstermiştir. Bir tek örnekvereyim: Dr. Asa Gray’inManuel of the Flora of the Northern United States adlı yapıtının sonbaskısında,yerlileşmiş260bitkisıralanmıştırvebunlar162cinsebağlıdır.Bundandaanlaşılıyorki,buyerlileşmişbitkilerpekfarklıdoğadadır.Bunlaryerlibitkilerdendebüyükölçüdefarklıdır,çünküyerlileşmiş 162 cinsin 100’den çoğu yabancıdır ve böylelikle bugünBirleşikDevletler ’de yaşayancinslereönemlibirkatkıdabulunulmuştur.

Birülkedeyerlibitkiyadahayvanlarlabaşarılısavaşanveoradayerlileşenbitkilerivehayvanlarıinceleyerek, kendi yurttaşlarına karşı üstünlük sağlamak için bazı yerli canlıların hangi tarzdadeğişiklik geçirdiğini kabaca anlayabiliriz ve hiç değilse, yeni kalıtsal farklara erişen yapıdeğişmesininyararlıolduğusonucunuçıkarabiliriz.

Gerçekte, aynı bölgenin canlılarındaki yapı değişmesinin yararı, bir bireyin organlarındagördüğümüz fizyolojik işbölümününkinin aynıdır. Bu, Milne Edwards’ın çok iyi açıkladığı birkonudur.Yalnızbitkiselnesneleriyadayalnızetisindirmeyeuyarlanmışbirmideninençokbesinibumaddelerden sağladığı konusunda hiçbir fizyoloğun kuşkusu yoktur. Hayvanları ve bitkileri yeniyaşamaalışkanlıklarıiçindahaçokveyetkinolarakfarklılaşanvebundanötürübireylerininçoğunundirenmegücüartanbirülkenindoğaekonomisindedeböyledir.Oluşumlarıpekazfarklılıkgösterenbirgruphayvan,yapılarıyetkinolarakdeğişmişbirgruplapekgüçyarışabilir.Örneğin,birbirindenancakpekazfarklılıkgösterenveBayWaterhouse’ınvebaşkalarınınbelirttiklerinegörebizimetçil,gevişgetirenvekemiricihayvanlarımızıpekaz temsiledenAvustralyakeselilerininbu iyigelişmiştakımlara karşı başarıyla yarışabilip yarışamayacağından kuşkulanılabilir. Farklılaşma sürecininAvustralyamemelilerindeerkenvetamamlanmamışbiraşamadaolduğunugörüyoruz.

ORTAKBİRATANINDÖLLERİNDETÜKENMEVEIRANINIRAKSAMASIYOLUYLADOĞALSEÇMENİNOLASIETKİLERİ

Bu pek yoğun tartışmadan sonra şunu kabul edebiliriz: Herhangi bir türün değişiklik geçirmişdöllerinedenliçokyapıfarklılığıgösterirse,odenliçokbaşarılıolurveböylecebaşkayaratıklarınkapladığı yerlere sızabilir. Şimdi ıranın ıraksamasından çıkarılmış bu yararlılık ilkesinin doğalseçmevetükenmeilkeleriylebirleşikolaraknasılişlediğinigörelim.

139. sayfadaki diyagram bu epey çetrefil konuyu anlamamıza yardım edecektir. A’dan L’ye dek,büyük harfler, büyük bir cinsin kendi anayurdundaki türlerini temsil etsin; doğada da sık sıkgörüldüğü gibi, bu türlerin birbirlerine eşit olmayan ölçüde benzedikleri varsayılmaktadır ve bu,diyagramda birbirlerine uzaklıkları eşit olmayan harflerle gösterilmiştir. Büyük bir cins dedim,çünkü,büyükbircinstedeğişentürlerinküçükbircinstekilerden,ortalamaolarak,dahaçokolduğunuvebüyükbircinsindeğişentürlerinindahaçoksayıdaçeşitgösterdiğini,ikincibölümdegördük.Ençok rastlanan ve en yaygın türlerin, az rastlanan ve sınırlanmış türlerden daha çok değiştiğini degördük. (A) kendi anayurdundaki büyük bir cinsten ve çok rastlanan, yaygın ve çeşitlenen bir türolsun. (A)’dan dallanarak çıkan ve eşit uzunlukta olmayan noktalı çizgiler, onun değişen döllerinitemsil edebilir. Değişimlerin pek hafif, ama pek çeşitli doğada olduğu varsayılmaktadır; hepsininzamandaş olarak değil, tersine, uzun zaman aralıklarıyla ortaya çıktığı varsayılmaktadır; hepsininkalım sürelerinin de eşit olmadığı varsayılmaktadır. Yalnız herhangi bir tarzda yararlı olandeğişimlersaklanacakyadadoğalolarakseçilecektir.Veıranınıraksamasındançıkarılmışyararlılıkilkesikendiniburadagösterir;çünkübuilke,genellikle,doğalseçmeylesaklananvebiriktirilenenfarklı ya da ıraksamış değişimlere (dıştaki noktalı çizgilerle gösterilen değişimlere) yol açacaktır.Noktalı bir çizgi yatay çizgilerden birine ulaşınca ve oradaki kesişme noktası bir küçük harflegösterilince,birsistematikçalışmasındaanılmayadeğer,epeybelirginbirçeşitoluşturmakiçinyeterdeğişimbirikimiolduğuvarsayılmaktadır.

Yatayçizgilerarasındakizamanaralıklarıherbinyadadahaçoksayıdakuşağıtemsiledebilir.Binkuşaksonra,(A)türününepeycebelirginikiçeşit,a1ilem1,türettiğivarsayılmaktadır.Buikiçeşitgenellikle gene atalarını değişken kılmış koşulların etkisinde kalacaktır ve değişkenlik eğilimi

kalıtsaldır; bundan ötürü onlar da, çoğunlukla, aşağı yukarı atalarının tarzında değişmeye eğilimliolacaktır. Bundan başka, bu iki çeşit, ancak hafifçe değişiklik geçirmiş biçimler olarak, ataları(A)’nın ülkedeki canlılardan daha kalabalık olmasını sağlayan üstünlükleri kazanmaya da eğilimliolacaktır; onlar, ata-türlerinin cinsini kendi ülkesinin büyük bir cinsi kılan üstünlükleri depaylaşacaktır.Vebütünbukoşullar,yeniçeşitlerintüremesineelverişlidir.

Bundan ötürü, bu iki çeşit değişiklik geçirirse, onların en ıraksamış dölleri gelecek bin kuşakboyunca genellikle korunacaktır. Bu süreden sonra, a1 çeşidinin diyagramda ıraksama ilkesindenötürü(A)’yıa1çeşidindendahaçokıraksamışa2çeşidini türeteceğivarsayılmaktadır,m1çeşidininde,birbirinden,dahaçokdaortakataları(A)’danfarklıikiçeşit,m2iles2,türettiğivarsayılmaktadır.Bu işlemi,aynı tarzda,herhangibir süre ilerletebiliriz;herbinkuşaksonra,amagittikçedahaçokdeğişikliğeuğramışbirölçüde,bazıçeşitleryalnızbirtekvebazılarıikiyadaüççeşittüretecekvebazılarıisehiçtüretmeyecektir.Böyleceortakata(A)’nınçeşitleriyadadeğişiklikgeçirmişdöllerigenellikle sayıca çoğalmayı ve ırayı ıraksamayı sürdürecektir. Bu süreç diyagramda on binincikuşağavesonrakısavekolaybiryoldanondörtbinincikuşağakadargösterilmiştir.

Ama, diyagramdabiraz düzensiz gösterilmişse de, bu sürecin hep diyagramdaki gibi düzenli birilerlemegösterdiğinivekesiksizolduğunuvarsaymadığımıburadasöylemeliyim;herbiçiminuzunzaman değişmeden kalması ve ondan sonra gene değişikliğe uğraması çok daha olasıdır. Enıraksamış çeşitlerin her zaman korunduğunu da varsaymıyorum: Orta (medium) bir biçim çoğuzamanuzunsüredayanabilirvedeğişiklikgeçirmişbirdençokdöl türetebiliryadatüretmeyebilir;çünkü doğal seçme, her zaman, öbür canlıların kaplamadığı ya da tümüyle kaplamadığı yerlerindoğasınagöreişler;vebu,pekkarmaşıkilişkilerebağımlıdır.Ama,genelbirkuralolarak,herhangibir türün dölleri, yapıca ıraksadıkları oranda daha çok yeri ele geçirebilir, ve onların değişiklikgeçirmiş soyu o denli çok ürer. Bizim diyagramımızda ardışım (succession) çizgisi epeyce farklıçeşit sayılabilecek ardışık (successive) biçimleri gösteren küçük harflerle, düzgün aralıklarla,kesilmektedir. Ama bu kesilmeler düşünseldir ve önemli ölçüde değişim birikimine yetecek kadaruzunaralıklardansonra,herhangibiryerekonabilir.

Büyük bir cinsin çok rastlanan ve yaygın bir türünün değişiklik geçirmiş bireylerinin hepsi,atalarını yaşamda başarıya ulaştırmış aynı özellikleri paylaşacağı için, genellikle, ıradan saptığıkadar sayıca artmayı da sürdürecektir: Bu, diyagramda (A)’dan çıkarak uzaklaşan birkaç dallagösterilmiştir.Dölçizgilerindekisonveçokdahayükselmişdalların,ilkvedahaazuzamışdallarınyerini alması ve onları gidermesi olasıdır; bu, diyagramda üst yatay çizgiye ulaşmayan kısa bazıdallarla gösterilmiştir. Bazı durumlarda, ıraksamış değişikliklerin tutarı artabilir, ama değişiklikgeçirme sürecinin bir tek döl çizgisinin dışına çıkmayacağı ve değişikliğe uğramış döllerinartmayacağı kuşkusuzdur. Bu durum, (A)’dan çıkan bütün çizgiler, a1’den a10’a dek olan ayrıtutularaksilinirse,diyagramdagösterilir.İngilizyarışatıveİngilizkopoyu,ikiside,körpeherhangibir dal ya da ırk vermeden, köken biçimlerinin ırasını yavaş yavaş ama açıkça, aynı tarzdaıraksayarakortayaçıktı.

On bin kuşak sonra (A) türünün üç biçim, a10, f10 vem10, türettiği varsayılmaktadır. Bunlar,ardışıkkuşaklarboyunca ırayı ıraksadıkları için,birbirlerindenveortakatalarındanbüyükölçüde,ama belki eşit olmayan ölçüde, sapmış olacaklardır. Diyagramımızdaki her yatay çizgi arasındakideğişme tutarının pek az olduğunu varsayarsak, bu üç biçim, gene de, yalnızca belirgin çeşitlerolacaktır;amabuüçbiçiminkuşkuluyadasonundaiyibelirlenmiştürleredönüşmesiiçin,yalnızcadeğişiklik geçirme süreci basamaklarının sayıca daha çok ya da tutarca daha büyük olduğunuvarsaymalıyız.Böylecediyagram,küçükfarklarlaayırtedilençeşitlerinbüyükfarklarlaayırtedilen

türlereçıktığıbasamaklarıgösterir.Aynıişlemidahaçoksayıdakuşakiçinuzatarak(diyagramdakısave kolay yoldan gösterildiği gibi) a14’ten m14’e kadarki harflerle gösterilen, hepsi de (A)’dantüremişsekiztüreldeederiz.Türlerinartmasıvecinslerinoluşması,benceböyleolmaktadır.

Büyük bir cinste birden çok türün değişmesi olasıdır. Diyagramda, yatay çizgiler arasındakideğişme tutarına göre, ikinci bir türün, (İ), ya belirgin iki çeşit (w10 ile z10) ya da tür türettiğinivarsaydım. Ondört bin kuşak sonra n14’ten z14’e kadarki harflerle gösterilen altı yeni türüntüretildiği varsayılmaktadır. Her cinste, önceleri ıraca birbirlerinden çok farklı türler, genellikle,değişiklikgeçirmişpekçoksayıdadöltüretmeyeeğilimliolacaktır;çünküonlar,doğadüzenindekiboşveçok farklıyerleri enöncekapabilecektir:Bundandolayıdiyagramdakenardaki (A) türü ileepeykenardaki(İ)türünübüyükölçüdedeğişmişveyeniçeşitlervetürlertüretmişolarakgösterdim.Köken cinsimizin öbür dokuz türü (büyük harflerle gösterilmiştir) uzun ama eşit olmayan süreleriçin değişmemiş döller vermeyi sürdürebilir; bu, diyagramda dikine, noktalı ve uzunlukları eşitolmayançizgilerlegösterilmektedir.

Amadiyagramımızdagösterilendeğişiklikgeçirmesüreciboyunca,ilkelerimizdenbirbaşkasıda(tükenme ilkesi) önemli bir rol oynayacaktır. Doğal seçme, canlılarla tümüyle dolu bir ülkede,yaşamasavaşındabaşkabiçimlerekarşıbirüstünlüğüolanseçilmişbiçimlerlezorunluolaraketkisinigöstereceğiiçin,herhangibirtürüngelişmişbiçimlerinde,herdöldönemindekendiöncellerininveilk atalarının yerini kapmaya ve onları yok etmeye sürekli bir eğilim olacaktır. Çünkü en zorluyarışın genellikle yapı, doğal özellik ve alışkanlıklar bakımından birbirlerine en yakın biçimlerarasındaolduğuunutulmamalıdır.Buyüzden,ilkata-türgibi,dahaöncekivedahasonrakiaşamalararasındakiortabiçimlerindehepsigenellikletükenmeeğilimigösterecektir.Bu,belkidahasonrakigelişmiş döl sıralarının yan sıraların birçoğunubastırmasıyla olacaktır.Bununla birlikte, bir türündeğişiklikgeçirmişdölleri,atailedöllerinyarışmakdurumundaolmadığıbaşkabirülkeyegirerse,yadatümüylefarklıyenibiryereçabucakuyarlanırsa,ikisibirliktevarlıklarınısürdürebilir.

Bundan ötürü, diyagramımızın önemli ölçüde bir değişikliği gösterdiği varsayılırsa, (A) türü vebütün ilk çeşitleri, yerlerini sekiz yeni türün (a14’ten m14’e dek olanlar) alması ile ortadankalkacaktır;(İ)türününyerinealtıyenitür(n14’tenz14’edekolanlar)geçecektir.

Ama daha da ileri gidebiliriz. Cinsimizin ilk türlerinin, doğada da genellikle olduğu gibi,birbirlerineeşitolmayanölçülerdebenzediklerinivarsaydık; (A) türünüB,C,veD türleriyleöbürtürlereolduğundandahayakınve(İ)türünüG,H,K,Lileöbürlerineolduğundandahayakınhısımsaydık.Buikitürün,(A)ile(İ),çokrastlananveyaygıntürlerolduğudavarsayıldı,öylekionlarıncinsin öbür türlerine karşı kökenden gelen bir üstünlükleri olmak gerekti. Onların ondört binincikuşaktaki değişiklik geçirmiş ondört numaralı dölleri, bu üstünlüğü soya çekimle belki kazanmışolacaktı;üstelikonlarherdölaşamasındabaşkabirtarzdadeğişiklikgeçirdivegelişti,bundanötürükendiyurtlarınındoğal ekonomisindekiuygunbirçokyereuyarlandı.Bundandolayı,yalnızatalarıolan (A)’nın ve (İ)’nin değil, ataları ile en yakın hısım olan ilk türlerden bazılarının da yerlerinialmaları ve onları yok etmeleri pek olası görünmektedir. Onun için, ilk türlerin pek azı, dölünüondörtbinincikuşağavardırmışolacaktır.Başlangıçtakiöbürtürlerleenazhısımlığıolanikitürden(EileF)yalnızbirinin,(F),dölünüondörtbinincikuşağavardırdığınıvarsayabiliriz.

Böylecediyagramımızdakiilkontürdentüremiştürlerinsayısıonbeşibulacaktır.Doğalseçmeveıranınıraksamasındanötürü,a14vez14türleriarasındakiırafarkıtoplamı,ilkonbirtürünenfarklıolanları arasındakindençokdahabüyükolacaktır.Bundanbaşka, yeni türlerbirbirleriyle çokdahabaşkabirtarzdahısımolacaktır.(A)’nınsekizdölündenüçü(a14,q14,p14)a10’dansonzamanlardaayrıldığıiçinyakınhısımdır;b14,vef14,a5’igenesonzamanlardaıraksadığıiçinadıgeçenilküç

türden epeyce farklı olacaktır ve son olarak, o14, e14, ve m14 değişiklik geçirme sürecininbaşlangıcındaıraksadıklarıiçin,öbürtürlerdençokfarklıamabirbirleriyleyakınhısımolacakvebiralt-cinsyadafarklıbircinsoluşturabileceklerdir.

(İ)’ninaltıdölüikialt-cinsyadacinsoluşturacaktır.Amabaşlangıçtakitürlerdenbiriolan(İ)kökencinsinaşağıyukarıkenarındabulunduğuvebundanötürü (A)’danbüyükölçüde farklıolduğu için,(İ)’nin altı dölü, yalnızca soyaçekimdolayısıyla, (A)’nın sekizdölündenönemli ölçüde sapacaktır;bundan başka, iki grubun farklı yönlerde ıraksadığı varsayılmaktadır. Başlangıçtaki (A) ve (İ)türleriylebağlantılıbütünaratürlerde(buçokönemlidir),(F)ayrıtutulursa,tükenmektevehiçdölbırakmamaktadır.Bundanötürü (A)’nınsekizyeni türü ile (İ)’ninaltı türü,çok farklıcinsleryadafarklıalt-familyalarsayılmakgerekecektir.

Aynıcinsinikiyadadahaçoktüründendöllerindeğişiklikgeçirmesiyoluile,ikiyadadahaçokcinsinböylelikletürediğineinanıyorum.Veikiyadadahaçokata-türün,eskibircinsinherhangibirtüründengeldiğivarsayılmaktadır.Budiyagramımızdabüyükharflerinaltındakibelirlibirnoktayadoğru yaklaşan kesik çizgilerle gösterilmiştir; o nokta, bizim birden çok yeni alt-cinsimizin vecinsimizinvarsayılıatasıolanbirtürütemsiletmektedir.

Irayı pek ıraksamadığı, tersine (F) biçimini ya değiştirmeden ya da ancak pek az değiştirerekalıkoyduğuvarsayılanF14yenitürününırasıüzerindebirazdurmayadeğer.Budurumda,onunöbürondörttürlehısımlıkilgisigaripvedolaşıkbirözellikteolacaktır.(A)ile(İ)ata-türlerininarasındaartık tükendiği varsayılan bir biçimin soyu olduğu için, ıraca bu iki türden türemiş iki grubunarasında,ortadayeralacaktır.Amabu ikigrup,atalarının tipini ıraca ıraksadıkları için, (F14)yenitürü onların arasında tamortada değil, onların tipleri arasında ortalarda yer alacaktır ve her doğabilginiböyleörnekleranımsayabilir.

Şimdiye dek diyagramdaki her yatay çizginin bin kuşağı gösterdiği varsayıldı, ama her biri birmilyon ya da daha çok kuşağı temsil edebilir; her yatay çizgi, tükenmiş canlıların kalıntılarınarastlanan yerkabuğu katlarının ardışık bölümlerinden birini de temsil edebilir. Yerbilim bölümünegelince, bu konuya yeniden dönmemiz gerekecek ve o zaman, diyagramımızın, bugün yaşamaktaolan,amaçoğuzamanıracabelirlibirölçüdetükenmişgruplarınarasındayeralanaynı takımlara,familyalara, ya da cinslere genellikle bağlı tükenmiş yaratıkların hısımlık ilgilerini aydınlattığınıgöreceğimize inanıyorum ve bu olguyu anlayabiliriz, çünkü tükenmiş türler, döllerin dallanançizgilerinindahaazıraksadığıfarklıveçokeskiçağlardayaşamıştır.

Şimdiyekadaraçıklanandeğişikliğeuğramasüreciniyalnızcacinslerinoluşumuilesınırlandırmakiçin hiçbir gerekçe görmüyorum. Diyagramda, ıraksayan noktalı çizgilerle gösterilen ardışıkgruplarınherbirinintemsilettiğideğişmetutarınınçokbüyükolduğunuvarsayarsak,a14’tenp14’e,b14’tenf14’eveo14’tenm14’edekolanbiçimler,çokfarklıüçcinsoluşturacaktır. (İ)’den türemiş,(A)’nındöllerindenbüyükölçüdefarklı ikibaşkacinsdeeldeedeceğiz.Buikicinsgrubu,böylecediyagramda varsayılan ıraksamış değişiklik tutarına göre, farklı iki familya, ya da takımoluşturacaktır.Vebuikiyenifamilya,yadatakım,ilkcinsinikitürününsoyudurveonlarındahaeskivebilinmeyenbirbiçimindentürediğivarsayılmaktadır.

Her ülkede çoğu zaman çeşitler ya da başlangıç durumunda türler gösteren türlerin büyük bircinstenolduğunugörmüştük.Gerçektenböyleolmasıdabeklenebilir;çünkü,doğalseçmevarolmasavaşında öbür biçimlere bir üstünlüğü olan bir biçimle iş gördüğü için, önceden bir üstünlüğüolanlarıözellikleetkileyecektir;veherhangibirgrubunbüyüklüğü,onuntürlerininortakbiratanınherhangibirüstünlüğünüsoyaçekimleortaklaşakazanmışolduğunugösterir.Bundandolayı,yenive

değişikdöllertüretmesavaşı,özellikle,hepsidesayıcaçoğalmayaçabalayanbüyükgruplararasındaolacaktır. Büyük bir grup başka bir büyük grubu yavaş yavaş yenecek, onu sayıca azaltacak veböyleceonunilerdedeğişmesivegelişmesişansınıazaltacaktır.Aynıbüyükgruptakiyenivedahadayetkinleşmişalt-gruplar,dallanarakvedoğadüzenindekiyenibirçokyerielegeçirerek,eskivedahaazgelişmişalt-gruplarınyerinihiçdurmadankapmayaveonlarıyoketmeyeçalışacaktır.Sonunda,küçükveparçalanmışgruplarvealt-gruplarortadankalkacaktır.Gelecekteise,bugünüstünvebüyükve en az parçalanmış organik grupların, yani şimdiye dek en az kırıma uğramış olanların, uzunzaman üreyegideceğini önceden bildirebiliriz.Ama en sonunda hangi grubun üstün geleceğini hiçkimsebilemez;çünküeskideneniyigelişmişolanbazıgruplarınbugüntükendiğinibiliyoruz.Dahauzak bir gelecekte ise, daha büyük grupların sürekli ve değişmeyen çoğalmasının sonucu olarak,dahaküçükbirsürügrubuntümüyletükeneceğinivedeğişiklikgeçirmişhiçbirdölbırakmayacağınıöncedenbildirebilirizvebundanötürü,herhangibirçağdayaşayantürlerinpekazıdölleriniuzakbirgeleceğe iletecektir. Sınıflama bölümünde bu konuya yeniden dönmem gerekecek, ama buradaşunlarıekleyebilirim:bugörüşegöre,dahaeskitürlerinpekazıdöllerinigünümüzeiletmiştirveaynıtürünbütündölleribirsınıfoluşturduğuiçin,hayvanvebitkiâlemlerindekiheranabölümdenedençokazsınıfbulunduğunuanlayabiliriz.Eneski türlerinpekazıdeğişiklikgeçirmişdöllerbırakmışolmaklabirlikte,çokeskiyerbilimselçağlarda,yeryüzü türlücinslerin, familyaların, takımlarınvesınıflarıntürleriyleaşağıyukarıbugünkügibidoluolmuşolabilir.

ORGANLANMANINYÜKSELMEYEUĞRAŞTIĞIAŞAMALARÜZERİNE

Doğal seçme, ancak, bir yaratığa karşılaştığı organik ve inorganik koşullarda ömrünün bütündönemlerindeyararlı olandeğişimlerle iş görür.Kesin sonuç şudur:Heryaratıkkendikoşullarınagöre gittikçe daha çok gelişmeye çabalar. Bu gelişim, zorunlu olarak, yeryüzündeki canlılarınçoğununoluşumundaaşamalı ilerlemeyeyolaçar.Amaburadaçokçapraşıkbirkonuyagiriyoruz,çünkü doğa bilginleri organizmada ilerleme ile ne anlatılmak istendiğini henüz yeterincebelirlememişlerdir.Omurgalılardazekâaşamasıveyapıca insanayakınlıkgözönünealınmaktadır.Embriyondan erginliğe kadarki gelişim boyunca türlü parçaların ve organların geçirdiği değişmetutarının, karşılaştırmada bir ölçü olarak kullanılmaya yeteceği düşünülebilir; ama belirli asalakkabuklular gibi, yapının türlü parçalarının ergin hayvanın kendi kurtçuğundan daha yukarısayılamayacağıkadar azgeliştiğiörneklervardır.VonBaer ’inölçüsüaynıorganikyaratığın (ben,ergindurumdakiaynıorganikyaratığın,demekeğilimindeyim)parçalarınınfarklılaşmatutarı;yadaMilne Edwards’ın dediği gibi, fizyolojik işbölümünün yetkinliği, en kullanışlı ve en iyi ölçü gibigörünmektedir.Amabukonununnedenliçapraşıkolduğunu,örneğinbalıklarıincelersek,göreceğiz:Kimi doğa bilginleri, köpekbalıkları gibi, iki-yaşayışlılara (Amphibia) en yakın olanları en yukarısayarlarken,başkabilginlerbildiğimizkemiklibalıkları(Teleostei)enyukarısaymaktadırlar,çünkübalığa en çok benzeyen onlardır ve hepsi de öbür omurgalı sınıflardan pek farklıdır. Bitkileri elealınca konunun daha da çetrefilleştiğini görürüz. Bitkilerde zekâ diye bir ölçü elbette söz konusuolamaz.Veburada, kimibitkibilimciler her çiçeğinde çanakyaprakları, taçyaprakları, erkekvedişiorganlarıtümüylegelişmişbitkilerienyukarısayarken,başkabitkibilimciler,belkidehaklıolarak,türlüorganlarıçokdeğişiklikgeçirmişvesayıcaazalmışbitkilerienyukarısaymaktadırlar.

Hererginyaratıkta türlüorganların farklılaşmasınınveözelleşmesinin (specialisation) toplamını(bu, beynin zihinsel amaçlar için gelişmesini de içerir) yüksek organlanma ölçüsü olarak alırsak,doğal seçmenin bu ölçüye yöneleceği besbellidir; çünkü bütün fizyologlar organların

özelleşmesinin, o zaman organlar görevlerini daha iyi yapacağından, her yaratık için bir üstünlükolduğunukabuletmektedirler;bundanötürü,özelleşmeyeeğilimlideğişimlerinbiriktirilmesidoğalseçmenin amacında vardır.Öte yandan, bütün organik yaratıkların büyükoranda üremeyeve doğaekonomisindekiboşyadapekdoluolmayanheryerielegeçirmeyeçabaladığınıgözönündetutarak,doğalseçmeninbiryaratığıartıkoyaratıkiçintürlüorganlarınfazlavegereksizolduğubirdurumdayavaş yavaş uydurabileceğini görebiliriz: Böyle durumlarda organlanma aşamasında bir gerilemeolur. Organlanmanın genellikle en eski yerbilimsel çağlardan günümüze dek gerçekten ilerleyipilerlemediği,YerbilimselArdışımbölümümüzdedaharahattartışılacaktır.

Ama bütün organik yaratıklar daha yukarı aşamalara çıkmaya çabalıyorsa, nasıl oluyor dayeryüzündeenaşağıbirsürübiçimhâlâbulunuyorvenasıloluyordaherbüyüksınıftabazıbiçimleröbürlerindendahaçokgelişmişoluyor,diyesorulabilir.Dahayukarıbiçimlerdahaaşağıbiçimlerinedenheryerdenkovupyoketmiyor?Bütünorganikvarlıklardayetkinleşmeyedoğruyaradılıştanvezorunlubireğilimbulunduğuna inananvebugüçlüğüçok iyianlamışolanLamarck,yenivebasitbiçimlerin kendiliğinden doğma [Generatio spontanea, -ç.] yoluyla sürekli olarak yaratıldığınıvarsaymak durumunda kalmıştı. Bilim bu inancın doğruluğunu şimdiye dek sınayamadı, sözgeleceğindir.Teorimizde,aşağıorganizmalarınsüreklivarlığı,hiçbirgüçlükçıkarmaz;çünküdoğalseçme, ya da en uygunların kalımı, ilerleyici gelişimi içermek zorunda değildir –doğal seçme,yalnızca, bir yaratığa karmaşık yaşam ilişkilerinde yararlı olan değişimleri kullanır. Şöylesorulabilir: Bizim görebildiğimiz kadarı ile, pek çok organlanmanın bir haşlamlıya (Infusoriananimalcule), –bir bağırsak kurduna–, hatta yer solucanına ne yararı olabilir? Bunun hiçbir yararıyoksa, doğal seçmeböyle biçimleri gelişmemiş ya da az gelişmiş olarak bırakır ve onlar belirsizçağlar boyunca bugünkü aşağı durumlarında kalabilir. Yerbilim, haşlamlılar ve kök-ayaklılar(Rhisopoda) gibi en aşağı bazı biçimlerin pek uzun bir zaman aşağı yukarı şimdiki durumlarındakaldığını bize öğretmektedir. Ama bugün varolan aşağı biçimlerin pek çoğunun, yaşamın ilkdoğuşundan beri en küçük bir ilerleme göstermediğini varsaymak aşırı ivecenlik olur; çünküyaşamınbugünküaşamasındaçokaşağısayılanyaratıklardanbirkaçınıaçımlamış(teşrihetmiş)herdoğabilgini,buyaratıklarınogerçektenşaşırtıcıvegüzeloluşumlarınahayrankalmıştır.

Aynı büyük gruptaki farklı organlanma aşamalarını incelersek, aşağı yukarı aynı sözlerisöyleyebiliriz; örneğin, omurgalılarda memelilerle balıkların –memelilerde insanla gagalı-memelinin(Ornithorhynchus) –balıklarda köpekbalığı ile yapısının aşırı basitliğiyle omurgasızlarayaklaşan batrağın (Amphioxus) birlikte bulunması. Ama balıklarla memeliler birbiriyle yarışagirmez; bütün memeliler sınıfının, ya da bu sınıfın bazı üyelerinin ilerlemesi; onların balıklarınyerinialmasınayolaçmaz.Fizyologlarbeyninçokçalışmasıiçinsıcakkanlabeslenmesigerektiğineinanmaktadırlarvebu,havaylasolunumugerektirir;buyüzden,sudayaşayansıcakkanlımemeliler,solumak için ikide bir su yüzüne çıkmakgibi elverişsiz bir durumadüşer.Balıklarda, köpekbalığıfamilyasının üyeleri, batrağın yerini ele geçirmeye eğilimli değildir; çünkü, Fritz Müller ’denişittiğime göre, batrağın Güney Brezilya kıyılarının verimsiz kumsallarında biricik yoldaşı veyarışçısısapkınbirhalkalıkurttur.Memelilerinaşağıüçtakımı,yanikeseliler,dişsizler(Edentata),vekemiriciler,GüneyAmerika’nınbazıbölgelerindesayısızmaymunlabirlikteyaşamaktavebelkibirbirleriyle pek az çatışmaktadır. Organlanma, genellikle, yeryüzünün her yerinde ilerlemiştir veilerlemektedir,amafarklıyetkinlikaşamalarıherzamangörülecektir;çünkübelirlitümsınıfların,yadasınıflarınbelirliüyelerininçokilerlemesininçetinbiryarışatutuşmadıklarıgruplarıntükenmesineyol açması hiç de zorunlu değildir. İlerde göreceğimiz gibi, bazı durumlarda, az organlanmışbiçimler pek de zorlu olmayan bir yarışa katıldıkları ve sayıca azlıklarının elverişli değişimlerinortayaçıkmasınıgeciktirdiği sınırlıyadagaripyerlerdeyaşadıkları içingünümüzedekkorunmuşgörünmektedirler.

Son olarak, bugün yeryüzünde az organlanmış birçok biçim bulunmasına türlü nedenlerin yolaçtığına inanıyorum. Bazı durumlarda uygun özellikte değişimler ya da bireysel farklar doğalseçmenin etkisini göstermesi ve biriktirimde bulunması için hiç ortaya çıkmayabilir. Belki hiçbirdurumda en yüksek gelişim aşamasına ulaşmak için zaman yetmemektedir. Pek az durumda,organlanmanıngerilemesidediğimizşeyolmaktadır.Amaananeden,yüksekbirorganlanmanınçokbasit yaşam koşullarının etkisinde hiçbir işe yaramaması, –belki kolay incinir özellikte olması veörselenebilmesiyüzündengerçektenyararsızolması–gerçeğineyorulmalıdır.

Yaşamın ilkdoğuşudüşünülerek,şöylesorulmaktadır:Bütünorganikyaratıklar, inandığımızgibipekbasityapıdaidiyse,nasıloldudaparçalarıngelişmesivefarklılaşmasıbaşlayabildi?BayHerbertSpencer belki şu yanıtı verirdi: Basit ve tek gözeli bir organizma gelişerek ya da bölünerek çokgözeli olur olmaz, (Bay Spencer ’in) “herhangi bir düzenin kökendeş (homologous) birimlerikendilerini etkileyen güçlerle ilişkilerine uygun olarak farklılaşır” yasası yürürlüğe girerdi. Amasözü edilen bu olgulardan hiçbirini bilmediğimiz için, bu konuda kurgunun (speculation) yararıyoktur. Ama varolmak için hiçbir savaş olmayacağını düşünmek ve bu yüzden birçok biçimtüreyinceyedekhiçdoğal seçmeolmayacağınıvarsaymakyanlıştır:Ayrıklanmışbiryerdeyaşayanbirtektürdekideğişimleryararlıolabilirveböylecebütünbireylerdeğişiklikgeçirebilir,yadafarklıikibiçimortayaçıkabilir.Ama,Giriş’insonundasöylediğimgibi,yeryüzündekicanlılarınkarşılıklıilişkileri üzerine bugünkü ve geçmiş çağlardaki bilgisizliğimizin korkunçluğunu düpedüz kabuledersek, türlerinkökenikonusundadahaaçıklanmamışpekçokşeykalmasınakimseninşaşmamasıgerekir.

IRANINYAKINSAMASI

BayH.C.Watson,ıranınıraksamasıilkesininöneminiabarttığımısanıyor(amabunakendisinindeinandığı besbelli), ve ıranın yakınsamasının (convergence) da önemli bir rolü olduğunu söylüyor.Farklı,amahısımikicinstenolanikitür,çoksayıdaveıraksamışbiçimlertüretmişse,bunlarınaynıcinse sokulacak kadar birbirine yaklaşabilecekleri anlaşılırdır ve böylelikle ayrı iki cinsin dölleriyakınsayarak bir yerde birleşir. Ama, pek çok durumda, çok farklı biçimlerin değişiklik geçirmişdöllerindeki büyük ve genel bir benzerliği yakınsamaya yormak aşırı ivecenlik olur. Bir kristalinbiçiminiyalnızmolekülgüçleribelirlerve farklımaddelerinbazenaynıbiçimdekristalleriolmasışaşırtıcı değildir; amaorganikvarlıklarda, her varlığınbiçimininkarmaşık sonsuz sayıda ilişkiye,üstelik o yaratığı etkileyen, izlenemeyecek kadar çapraşık değişimlere, –seçilen ve saklanandeğişimlerin özelliğine, ki bu çevrenin fiziksel koşullarına ve gene büyük bir ölçüde çevrede heryaratığın yarışmak durumunda kaldığı organizmalara bağlıdır– ve en sonunda, hepsinin de biçimiaynı ölçüdekarmaşık ilişkilerle belirlenmiş sayısı belirsiz atalardan soyaçekime (soyaçekimkendibaşına kararsız bir öğedir) bağlı olduğunu unutmamalıdır. Kökenden ve büyük ölçüde farklı ikiorganizmanındöllerinin,sonradan,bütünoluşumlarındabirözdeşliğeyolaçacakkadaryakınsaması,inanılır şey değildir. Böyle olmuş olsaydı, aynı biçime, genetik bağlantıdan bağımsız olarak,birbirinden çok ayrı yerbilimsel oluşumlarda art arda rastlamamız gerekirdi; oysa eldeki kanıtlarbunudoğrulamamaktadır.

Bay Watson, doğal seçmenin sürekli etkisiyle birlikte ıranın ıraksamasının sayısı belirsiz yenibiçimlerin ortaya çıkmasına yol açmak gerektiğini de öne sürdü. Yalnız inorganik koşullar gözönünde bulundurulursa, yeter sayıda türün önemli bütün sıcaklık, nem vb. farklılıklarına çabucakuyarlanmasıolasıgörünmektedir;oysaben,organikyaratıklarınkarşılıklıilişkilerinindahaönemliolduğunu ve bir ülkedeki türlerin sayısı artarken organik yaşam koşullarının da gittikçe daha

karmaşıklaşmasıgerektiğinitümüylekabulediyorum.Bununsonucuolarak,ilkbakışta,yararlıyapıdeğişmelerinin tutarı sınırsız görünmektedir ve bundan ötürü türetilen türlerin sayısı da sınırsızolmaktadır. En verimli alanların bile türsel biçimlerle tümüyle dolu olup olmadığını bilmiyoruz;şaşılacakkadarçoksayıda türünbarındığıÜmitBurnu’ndaveAvustralya’da,Avrupalıbirçokbitkiyerlileşmiştir.Amayerbilim,ÜçüncüZamanınbaşlarındanberiyumuşakçatürlerisayısınınvegeneÜçüncü Zamanın ortalarından beri memeli türleri sayısının pek az arttığını ya da hiç artmadığınıgöstermektedir. Öyleyse tür sayısındaki sınırsız çoğalmayı engelleyen nedir? Bir alanda barınancanlılarıntoplamı(türselbiçimlerinsayısınıamaçlamıyorum)fizikselkoşullarabüyükölçüdebağlıolarak sınırlıdır; bundan dolayı, bir alanı dolduran türlerin sayısı pek çoksa, her tür, ya da aşağıyukarı her tür, az sayıda bireyle temsil edilecektir; ve böyle türler, mevsimlerin özelliğindeki vedüşmanların sayısındaki gelip geçici dalgalanmalarla kolayca tükenebilecektir. Böyle durumlarda,tükenme süreci hızlanırken yeni türlerin türemesi durmadan yavaşlamak zorundadır. Diyelim kiİngiltere’de bireylerin sayısı kadar çok tür olsun; ilk zorlu kış ya da çok kurak yaz, bu türlerinbinlercesini yok edecektir. Herhangi bir ülkedeki türlerin sayısı sınırsız artarsa, seyrek rastlanantürlerveher tür,sıksıkaçıklananilkeyegöre,seyrelecek,belirlibirsüredebirkaçyararlıdeğişimgösterecektir;buyüzdenyeni türselbiçimlerin türemesigecikecektir.Bir tür çok seyrelince,yakınhısımlar arasındaki çaprazlanmalar onun tükenmesine yardım edecektir; kimi yazarlara göre,Litvanya’daAvrupaBizonunun,İskoçya’daKızılGeyiğin,Norveç’teayılarıntükenmesindebunundapayı vardır. Son olarak, bunun en önemli öğe olduğunu sanıyorum, anayurdunda kendisiyleyarışanların birçoğuna üstün gelmiş başat bir tür, daha çok yayılmaya ve daha başkalarını dayerlerindenetmeyeeğilimliolacaktır.Alph.deCandolle,çokyayılmış türleringenellikledahaçokyayılmayaeğilimliolduğunugöstermiştir;bundanötürü,böyletürlerfarklıyerlerdekibaşkatürlerinyerlerini ele geçirmeye ve onları yok etmeye de eğilimli olacak ve böylece, yeryüzündeki türselbiçimlerin aşırı çoğalmasını engelleyecektir. Dr. Hooker, dünyanın farklı bölgelerinden getirilmişbirçokyabancı türünbulunduğuGüney-DoğuAvustralya’da,yerli türlerinpekazalmaktaolduğunuyakınlarda kanıtladı. Bu farklı etkenlerin öneminin ne olduğunu söylemeye kalkmayacağım; amaonların,herülkede,türselbiçimlerinbelirsizsayıdaartmasınahepbirlikteengelolmasıgerekir.

BÖLÜMÜNÖZETİ

Değişenyaşamkoşullarının etkisindeki organikvarlıklar yapılarının aşağı yukarı her parçasındabireysel farklar göstermekteyse, ki böyle olduğu tartışılamaz; geometrik oranda çoğalmalarınınsonucuolarakbazıyaşlarda,mevsimlerde,yadayıllardayaşamakiçinzorlubirsavaşolmaktaysa,kibudatartışılamaz;bütünorganikvarlıklarınyapıda,doğalözelliktevealışkanlıklardaonlarayararlısayısızfarklarayolaçankarşılıklıilişkilerininaşırıkarmaşıklığıdagözönünealınırsa,herorganikvarlığın kendi esenliği için yararlı hiçbir değişimin ve tıpkı bunun gibi, insana yararlı birçokdeğişimin ortaya çıkmaması pek olağandışı bir durum olur. Ama bir organik varlığa yararlıdeğişimler sürekliortayaçıkarsa,onlarlanitelenenyaratığınyaşamasavaşındakorunması şansıdapek çok artacaktır ve soyaçekim ilkesine göre, böyle yaratıklar benzer nitelikte döller vermeyeeğilimliolacaktır.Bukorunma ilkesine,yadaenuygunlarınkalımına,DoğalSeçmededim.Doğalseçme, her organik varlığın kendi organik ve inorganik yaşam koşullarına göre gelişmesine; vebundan ötürü, pek çok durumda, organlanmada bir ilerlemeye yol açar.Bununla birlikte, aşağı vebasitbiçimler,kendibasityaşamkoşullarınaiyiuymuşlarsa,uzunsüredayanırlar.

Doğal seçme, niteliklerin uygun yaşlarda soyaçekilmesi ilkesine göre, yumurtayı, tohumu ya dayavruları, erginleri olduğu gibi kolayca değişikliğe uğratabilir. Hayvanların birçoğunda, eşeysel

seçme,engüçlüveen iyiuyarlanmışerkeklerinençokdölbırakmasınısağlayarakdoğalseçmeyeyardımcıolur.Eşeyselseçmeyalnızerkeklereveöbürerkeklerlesavaşırkenyadayarışırkenyararlıolan ıralar da verecektir; ve bu ıralar, soyaçekimin yürürlük tarzına göre, bir eşeye ya da her ikieşeyeiletilecektir.

Doğalseçmenintürlücanlıbiçimlerifarklıkoşullaraveyerlereuyarlarkengerçektenböyleişleyipişlemediği gelecek bölümlerde verilecek kanıtların yönü ve dengesiyle yargılanmalıdır.Ama nasılolupdatükenmeyigerektirdiğinişimdidengördük;vetükenmenindünyanıntarihindenebüyükişlergördüğünü yerbilim apaçık bildirmektedir. Doğal seçme ıranın ıraksamasına da yol açar; çünküorganikvarlıklaryapı,doğalözellikvealışkanlıklarbakımındannedenliçokıraksarsa,aynıalandabarınabilenlerinin sayısı da o denli çok olur –bunun kanıtını dar bir yerin canlılarında ve yabancıülkelerde yerlileşen ürünlerde buluyoruz. Bundan dolayı, herhangi bir türün döllerinin değişiklikgeçirmesiboyuncavesayıcaçoğalmak içinbütün türlerinverdiği sürekli savaşboyunca,döllernedenli çok çeşitlenirse, yaşama savaşındaki başarı şansları da o denli iyi olacaktır. Aynı türünçeşitlerini ayırt edenküçük farklar, aynı cinsin, hatta farklı cinslerin türleri arasındaki dahabüyükfarklaraeşitoluncayadek,hiçdurmadanböyleceartmayaeğilimlidir.

Hersınıftabüyükcinslerdenolan,sıkrastlanan,genişalanlarayayılmıştürlerinençokdeğiştiğini;ve anayurtlarında kendilerini başat kılan üstünlüklerini döllerine, soyaçekimle iletmeye eğilimliolduğunu gördük. Doğal seçme, demin söylendiği gibi, ıranın ıraksamasına, az gelişmiş ve arabiçimlerindahaçoktükenmesineyolaçar.Yeryüzündekihısımlıklarındoğasıvehersınıftakibelirginfarklar, bu ilkelerle açıklanabilir. Bütün çağların ve alanların bütün hayvanlarının ve bütünbitkilerinin birbirleriyle her yerde gördüğümüz tarzda alt-gruplara ayrılan gruplar içinde hısımolması,yani,aynıtürünpekyakınhısımolançeşitlerinin,aynıcinsindahaazyakınveeşitolmayanölçüdehısımtürlerinin,bölümlerivealt-cinsleri;farklıcinslerindahaazyakınhısımolantürlerininvefarklıölçülerdehısımolancinslerinalt-familyaları,familyaları,takımları,alt-sınıflarıvesınıflarıoluşturması,gerçektenşaşırtıcıbirolgudur–amabuolguylaiçlidışlıolduğumuziçinonunşaşılacakyanınıgörmeyiz.Herhangibirsınıftakiikinciderecedefarklıgruplarbirteksırayakonamaz,tersine,onlar belirli noktaların çevresinde ve o noktalar da başka noktaların çevresinde, vb., aşağı yukarısonsuzsayıdaçemberlerkonumundakümelenmişgörünür.Türlerbirbirlerindenbağımsızyaratılmışolsaydı, bu türlü bir sınıflanmanın nedeni açıklanamazdı; oysa bu, soyaçekimle ve tükenmeyi veıranın ıraksamasını gerektiren doğal seçmenin karmaşık etkisiyle, diyagramda gördüğümüz gibi,açıklanmaktadır.

Aynısınıftakibütünyaratıklarınilgileri(hısımlıkları)bazenbüyükbirağaçlatemsiledilmektedir.Bu benzetmenin gerçeği büyük ölçüde yansıttığına inanıyorum. Yeşil ve tomurcuklu sürgünler,varolantürleritemsiledebilir;vegeçmişyıllardaverilmişdallar,tükenmiştürlerinouzunardışımınıtemsil edebilir. Her büyüme mevsiminde, büyüyen bütün sürgünler dışarı doğru her yöndedallanmayave çevrelerindeki sürgünleri vedalları aşmayaveöldürmeye çabalamıştır; tıpkı bunungibi, türlerve türgruplarıda,büyükyaşamasavaşındaöbür türleribastırmayaçabalamıştır.Büyükdallaraayrılmışanadallarvegittikçeküçülendallaraayrılanbüyükdallar,ağaçgençken,kendileridetomurcuklusürgünlerdi;veeskiveşimdikitomurcuklararasındaçatallanandallarlakurulmuşbubağlantı, alt-gruplara ayrılan gruplardaki tükenmiş ve yaşayan bütün türlerin ayrılışını iyi temsiledebilir.Ağaçdahafidankengelişipbüyüyenbirçokdaldanancakikiyadaüçü,şimdibüyükdallarolmuştur, yaşamakta ve öbür dalları taşımaktadır; çok eski yerbilimsel çağlarda yaşamış ve pekazının sağ ve değişiklik geçirmiş dölleri kalmış türler de böyledir. Ağacın doğumundan bu yana,birçok ana dal ve dal çürüyüp dökülmüştür ve yok olan bu farklı büyüklükteki dallar, yalnıztaşıllarından bildiğimiz ve artık canlı hiçbir temsilcisi olmayan o bütün takımları, familyaları ve

cinsleri temsil edebilir.Şuradaburadabir ağacıngövdesininaşağılarındakibir çataldan sürmüşveher nasılsa kayırılmış ve doruğu canlı kalmış, öbür dallardan ayrı, ince bir dala rastlarız; aradasırada gagalı-memeli ve balçıkbalığı gibi, büyük iki yaşam dalına belirli bir ölçüde bağlanan vekuytu bir yerde yaşadığı için o öldürücü yarıştan besbelli kurtulmuş bir hayvana rastlamamız daböyledir. Tomurcukların sürerek yeni tomurcuklar vermesi ve onların da, güçlüyseler, sürüpdallanmasıvecılızbirçokdalıbastırmasıgibi,uluyaşamağacınındaölüvekırıkdallarınıdünyanınkabuğuna döktüğüne ve yeryüzünü o hiç durmadan dallanan güzel sürgünleriyle örttüğüneinanıyorum.

BEŞİNCİBÖLÜM

DEĞİŞİMYASALARI

Değişmiş koşulların etkileri • Doğal seçmeyle birlikte parçaların kullanılması vekullanılmaması;uçmavegörmeorganları•İklimealışma•Karşılıklı-değişim•Büyümenindengelenmesiveekonomisi•Aldatıcıkarşılıklı-ilişkiler•Katmerli,güdük,veazorganlanmışyapılar değişkendir • Olağanüstü gelişmiş parçalar çok değişkendir: Türsel ıralar cinsel(generic)ıralardandahadeğişkendir:İkincileşeysel(sexual)ıralardeğişkendir•Aynıcinsintürleribenzerbirtarzdadeğişir•Eskidenyitirilmişıralaradönüş•Özet

Şimdiye dek, evcilleşmenin etkisindeki organik varlıklarda sık sık, ve doğanın etkisindekilerdedahaseyrekortayaçıkandeğişimlersankişansabağlıymışgibikonuştum.Bu,elbette,tümüyledoğruolmayan bir anlatımdır, ama her özel değişimin nedeni konusundaki bilgisizliğimizi apaçıkbelirtmeye yaramaktadır. Kimi yazarlar, çocuğu ana-babasına benzer kılan bireysel farkları, ya dahafifyapısapmalarınıüremesistemininişleyişinindetürettiğineinanmaktadırlar.Amadeğişimlerinve yaradılış aykırılıklarının, evcilleşmenin etkisinde doğanın etkisinde olduğundan çok daha sıkgörülmesi, geniş alanlara yayılmış türlerin sınırlı alanlardakilerden daha değişken olmasıgerçeğinden çıkan sonuç, değişkenliğin genellikle ardışık birçok kuşak boyunca türleri etkileyenyaşam koşullarına bağlı olduğudur. Birinci bölümde, değişmiş koşulların doğrudan doğruyaoluşumuntümüne,yadayalnızbelirliparçalaravedolaylıolaraküremesistemiaracılığıylaolmaküzere iki türlü etkide bulunduğunu göstermeye çalıştım. Bütün durumlarda iki etken vardır:Oluşumun doğası (en önemlisi budur), ve koşulların doğası. Değişmiş koşulların doğrudan etkisibelirliyadabelirsizsonuçlarayolaçar.İkincidurumda,oluşumbiçimlenirleşmiş(plastikleşmiş)gibigörünür ve değişkenlik çok kararsızdır. İlk durumda, oluşumun doğal özelliği, belirli koşullarınetkisindekalınca,boyuneğiverirvebütün,yadayaklaşıkolarakbütünbireyleraynıtarzdadeğişiklikgeçirir.

İklim,besinvb.gibideğişmişkoşullarınbelirlibir tarzdahangiölçüdeetkidebulunduğunakararvermek çok güçtür. Etkilerin, zamanla açık kanıtlarla sınanabileceğinden daha büyük olduğunainanmakiçingerekçevardır.Amadoğadakitürlüorganikvarlıklardagördüğümüzsayısız,karmaşıkyapı uyarlanmalarının düpedüz böyle bir etkiye yorulamayacağına güvenle karar verebiliriz.Aşağıdaki durumlarda koşulların az belirli bir etkisi olduğu görülmektedir: E. Forbes, yayılmaalanlarınıngüneysınırındakisığsulardayaşayankarından-ayaklılarınkabuklarının,dahakuzeydeyadadahaderindeyaşayanaynıtürlerinkabuklarındançokdahaparlakolduğunubildirmektedir;amabu, elbette her zaman geçerli değildir. Bay Gould, aynı türden kuşların sürekli olarak güneşliyerlerde yaşayınca, sahil boylarında ya da adalarda yaşadıkları zamankinden daha parlak renkliolduğuna inanmaktadır; ve Wollaston, denize yakın yerlerde yaşamanın böceklerin renklerinietkilediğikanısındadır.Moquin-Tandon,sahilyakınlarındayetişinceyapraklarıetliceolan,amabaşkayerlerdeetliolmayanbitkilerinbirlistesinivermektedir.Buazdeğişenoluşumlar,benzerkoşullardayaşayantürlerinıralarıilebenzeşenıralargösterdiklerisüreceilginçtir.

Bir değişim bir yaratığın pek az işine yarıyorsa, bunu hangi ölçüde doğal seçmenin biriktiricietkisine ve hangi ölçüde yaşam koşullarının belirli etkisine yormak gerektiğini söyleyemeyiz.Kürkçüler,aynıtüründahakuzeydeyaşayanhayvanlarınındahasıkkıllıvedahaiyipostlarıolduğunuiyi bilirler; ama bu farkın ne kadarının postları iyi ısıtan bireylerinin birçok kuşak boyunca

kayırılmasından ve korunmasından ve ne kadarının sert iklimin etkisinden ileri geldiğini kimsöyleyebilir?Çünkü iklimin evcil dört-ayaklılarımızın kıllarını doğrudandoğruya etkilediği sözdebellidir.

Düşünülebildiğikadarçokfarklıyaşamkoşullarınınetkisindeaynıtürdenbenzerçeşitlertürediğineve,öteyandan,görünüşteaynıolandışkoşullarınetkisindebenzemezçeşitlerintürediğineörneklerverilebilir. Bundan başka, en farklı iklimlerde yaşasalar bile, türlerin arı kalmasının, ya da hiçdeğişmemesininpekçokörneğiniherdoğabilginibilir.Bu türlüolgular,beni,yaşamkoşullarınındoğrudan etkisine, tümüyle bilinmeyen nedenlere bağlı olan değişme eğiliminden daha az önemvermeyeyöneltiyor.

Yaşamkoşullarınınyalnızdoğrudanyadadolaylıdeğişkenliğedeğil, amadoğal seçmeyedeyolaçtığı,belirlibiranlamda,söylenebilir;çünküşuyadabuçeşidinkalımlıolmasıgerektiğinikoşullarbelirler.Amaseçmeyiyapaninsansa,değişmeninbuikiöğesininfarklıolduğunuaçıkçagörüyoruz;değişkenlikbirdereceyedekvardır,amadeğişimleribelirliyönlerdebiriktireninsanınistencidir;vedoğanınetkisindeenuygunlarınkalımınakarşılıkolanbuetkendir.

PARÇALARINKULLANILMASININVEKULLANILMAMASININDOĞALSEÇMEYLEDENETLENEN

ETKİLERİ

Birinci Bölümde sözü geçen olgular, kullanmanın evcil hayvanlarımızda belirli parçalarıkuvvetlendirdiğinivebüyüttüğünüvekullanmamanınonlarızayıflattığını;vebutürlüdeğişikliklerinkalıtsalolduğunuapaçıkgöstermektedirsanıyorum.Doğaldurumda,uzunsürmüşkullanmanınyadakullanmamanınetkilerinideğerlendirmedekullanacağımızbirkarşılaştırmaölçüsüyoktur,çünküata-biçimleribilmiyoruz;amaancakkullanmamanınetkileriyleeniyiaçıklanabilecekyapıdaolanbirçokhayvanvardır.Prof.Owen’ınbelirttiğigibi,doğada,uçamayanbirkuştandahabüyükbir sapkınlık(anomaly) yoktur; oysa bu durumda olan epeyce kuş vardır. Güney Amerika’nın mankafa ördeği(loggerheaded duck), ancak kanatlarını su yüzüne çarparak uçabilir; ve bu ördeğin kanatları aşağıyukarı Aylesbury evcil ördeğininkiler gibidir: Bay Cunnungham’a göre, erginleri uçamazkenpalazlarının uçabilmesi garip bir olgudur. Besinlerini topraktan sağlayan iri kuşlar, tehlikedenkaçmaları dışında pek az uçarlar; bugün av olabilecekleri hiçbir yırtıcının bulunmadığı okyanusadalarındayaşayanyadayakınzamanlardaoralardayaşamayabaşlamışbirkaçkuşunhemenhemenkanatsız durumda olması, kanatlarını kullanmama yüzünden olabilir. Devekuşu kıtalarda yaşar vekarşılaştığı tehlikeden uçarak kurtulamaz, ama düşmanlarını dört-ayaklıların birçoğu gibi ustalıklateperekkendini savunabilir.Devekuşucinsininatasının toyunkinebenzeralışkanlıklarıolduğunaveardışık kuşaklar boyunca, vücut iriliği ve ağırlığı artarken, bacaklarını daha çok ve kanatlarınısonundauçamazoluncayadekazkullandığınainanabiliriz.

Kirby’nin belirttiği (ve benim de gözlediğim) gibi, pislikle beslenen böceklerin erkeklerininbirçoğunda anterior tarsi, ya da ön ayaklar, kopmuştur; Kirby, kendi dermesindeki (collection)onyediörneği[türü,-ç.]incelemişvehiçbirindeonlardanbirizebilerastlamamıştır.Onitesapellesönayaklarınıöylesineyitirmiştirki,buböcekteonlarınolmadığısöylenmektedir.Bunlar,başkabazıcinslerde vardır, ama güdük durumdadır. VeAteuchus’ta (ya daMısırlıların kutsal böceğinde) hiçyoktur.Geçicisakatlıklarınsoyaçekimle iletilebilmesikonusundakikanıtlarşimdilikkesindeğildir;ama kobaylarda operasyonların kalıtsal etkileri konusunda Brown-Séquard’ın gözlediği dikkate

değerolgular,bueğilimireddederkenbiziuyarmalıdır.Bundanötürü,Ateuchus’taönayaklarınhiçbulunmamasınıvebaşkabazıcinslerdegüdükolmasını soyaçekimle iletilmiş sakatlıkolgularıgibideğil de, uzun süre kullanılmamanın sonuçları olarak görmek belki en güvenilir yoldur; çünkü,genellikle, pislikle beslenip de ön ayaklarını yitirmiş birçok böcek bulunduğu için, ön ayaklarınyitirilmesiböceklerpekgençkenolmakgerekir;bundanötürü,önayaklarbuböcekleriçinönemliyadapekyararlıolamaz.

Bazı durumlarda, tümüyle ya da büyük ölçüde doğal seçmenin sonucu olan yapı değişikliklerinikullanılmamaya kolayca yorabiliriz. Bay Wollaston şu dikkate değer olguyu buldu: Madeira’dayaşayan550kınkanatlıböcektüründen(bugünbildiklerimizinsayısıdahaçoktur)200’ününkanatlarıöylesineeksiktirki,buböcekleruçamazveyirmidokuzyerlicinsinenazüçübudurumdadır!Türlüolgular, –örneğin dünyanın birçok yerinde kınkanatlı böceklerin yellerle denize sürüklenmiş vekırımauğramışolması;BayWollaston’ıngözlediğigibi,Madeira’dakikınkanatlılarınyelyatışıpgündoğuncaya dek çok gizlenmesi; fırtınalı çöllerdeki kanatsız kınkanatlı oranının Madeira’dakindenyüksek olması; ve özellikle, Bay Wollaston’ın önemle üzerinde durduğu, kanatlarını kullanmazorunluğunda olan ve başka yerlerde pek çok bulunan büyük kınkanatlı-gruplarının, orada hemenhemen hiç bulunmaması olgusu– işte bu türlü gerekçeler, Madeira’daki kınkanatlı böceklerinkanatsızlığının doğal seçmenin belki kullanılmamayla birleşmiş etkisinin sonucu olduğuna beniinandırıyor.Çünkü,ardışıkkuşaklarboyunca,kanatlarıpekeksikgeliştiğiyadatembelolduklarıiçinenazuçankınkanatlıbireylerinyellerledenizesürüklenmeyipsağkalmaşansıpekbüyükolacak;ve,öteyandan,uçmayapekdüşkünolanlar,yellerlesıksıkdenizesürüklenipyokolacaktır.

Madeira’dabesinlerini topraktan sağlamayan, besinlerineulaşmak içindurmadanuçmakzorundaolan, çiçeklerden beslenen belirli kınkanatlılar ve pulkanatlılar gibi böceklerin kanatları,Wollaston’ın umduğu gibi, hiç küçülmemiş, tersine, büyümüştür. Bu, doğal seçmenin etkisinetümüyleuygundur.Çünküadayayenibirböcekgelince,doğalseçmeninonunkanatlarınıbüyültmeyada küçültme eğilimi, ya çok sayıda bireyin yele karşı başarıyla direnerek uçmasına, ya da seyrekolarakuçmayakalkmasınavehiçuçmamasınabağlıolacaktır.Tıpkısahileyakınbiryerdebatanbirgeminindenizcilerigibi:İyiyüzücülergittikçedahaiyiyüzebilirlerse,bunakarşılıkkötüyüzücülerhiçyüzemeyipbirkayayatutunurlarsa,kendileriiçindahaiyiolur.

Köstebeklerinvetoprağıoyanbazıkemiricileringözlerigüdükleşmiştirvebazıdurumlardaderivekıllarla tümüyle örtülmüştür. Gözlerin bu durumu, belki, gittikçe daha az kullanılmalarınınsonucudur, ama doğal seçme de bunu desteklemiş olabilir. Güney Amerika’da toprağı oyankemiricilerdenbiri, tuco-tuco,yadaCtenomys, yeraltınaköstebektenbile daha çokbağlıdır; vebuhayvanları sık sık yakalayan bir İspanyol, onların çoğu zaman kör olduğuna beni inandırdı. Canlıolarakelegeçirdiğimbirtuco-tucogerçektenkördüveaçımlama(teşrih)sırasında,bununnedenininniktitantzardakiyangıolduğuortayaçıktı.Gözlerinsıksıkyangılanmasıherhayvanazararlıolduğuiçinvekuşkusuzgözleryeraltındayaşamayıhuyedinmişhayvanlaragereksizolduğuiçin,gözlerdebir küçülme ile birlikte göz kapaklarının yapışması ve üzerlerinin kıllarla kaplanması, böyledurumlardabirüstünlükolabilir;buböyleyse,doğalseçmekullanılmamanınetkilerinidestekler.

Carniola ve Kentucky mağaralarında yaşayan, pek farklı sınıflardan olan birçok hayvanın körolduğu iyi bilinmektedir. Bazı yengeçlerde göz-sapı durmaktadır, ama gözler yoktur –teleskobunayaklarıvardır, ama teleskopmercekleriylebirlikteortadankalkmıştır.Gözlerinbiryararı olmasabile,karanlıktayaşayanbirhayvanaherhangibirzararıolabileceğinidüşünmekgüçtür,bundanötürü,yitmeleri kullanılmamaya yorulabilir. Kör bir hayvan olan mağara kemesinde (Neotoma), Prof.Silliman’ın mağara ağzından yaklaşık yarım mil içerde, (demek ki önemli bir derinlikte değil),

yakaladığı iki bireyde gözler parlak ve iriydi ve bu hayvanlar, Prof. Silliman’ın bana bildirdiğinegöre, aşağı yukarı bir ay boyunca yavaş yavaş artırılan ışıkta bırakıldıktan sonra, nesneleri bellibelirsizseçmeyebaşladı.

Hemenhemenbenzer bir iklimdebulunanderin, kireç taşımağaralardaolduğundandahabenzeryaşamkoşullarıdüşünmekgüçtür;öyleki, eskibirgörüşegöre,körhayvanlardoğrudandoğruyaAmerika ve Avrupa mağaraları için yaratılmıştır, oluşumlarında ve hısımlıklarında çok sıkıbenzerlikler olması beklenebilir. Bu iki faunayı inceleyince, gerçeğin elbette böyle olmadığınıgörüyoruz;Schiödteyalnızcaböceklerüzerineşöyledemektedir:“Bundandolayı,bütüngörüngüyü(phenomenon)tümüyleyerelveMamutMağarası(Kentucky’de)ileCarniolamağaralarındakibirkaçbiçimarasındakibenzerliği,AvrupaveKuzeyAmerikafaunalarıarasındakibenzerliğindüpedüzbirbelirtisi sayabiliriz.” Benim görüşüme göre, pek çok durumda, görme güçleri olan Amerikalıhayvanların dış dünyadan Kentucky mağaralarının derinliklerine ardışık kuşaklar boyunca yavaşyavaş, tıpkı Avrupalı hayvanların Avrupa mağaralarının derinliklerine göç ettiği gibi, taşındığınıvarsaymalıyız. Elimizde, karanlığa alışmanın aşamalı olduğunu gösteren bazı kanıtlar var; çünkü,Schiödte’nin belirttiği gibi, “yeraltı faunalarına, bitişiklerindeki alanların coğrafi bakımdan sınırlıfaunalarınınyeraltınasokulmuş,vekaranlıklaradoğruuzanırkençevrekoşullarıiledeuyuşanküçükdalları gözüyle bakıyoruz. Bilinen biçimlerden pek de sapmış olmayan hayvanlar, aydınlıktankaranlığa geçişi hazırlıyor. Ondan sonra alaca karanlığa göre oluşmuş hayvanlar; ve en sonundatümüyle kendilerine özgü ve salt karanlığa uymuş hayvanlar geliyor.” Schiödte’nin bu sözlerininyalnızbirtüriçindeğil,farklıtürleriçinsöylenmişolduğuanlaşılmakgerekir.Bugörüşegöre,birhayvanın sayısız kuşaklardan sonra en derin kovuklara ulaştığı sürede, kullanılmamak, o hayvanıngözleriniepeygiderecektir,vedoğalseçme,çoğuzaman,körlüğünkarşılığıolarak,duyargalardayada palpuslarda [böceklerde ağıza bitişik, dokunmaya yarayan çıkıntılar, -ç.] bir uzama gibideğişmelereyolaçacaktır.Böyledeğişikliklerolmaklabirlikte,Amerika’nınmağara-hayvanlarındabukıtanınöbürhayvanları ile, veAvrupa’dakilerdeAvrupa’daki öbürhayvanlarla hısımlık ilgilerigörmeyi gene de umabiliriz. Ve Prof. Dana’dan işittiğime göre, Amerika’nın bazı mağara-hayvanlarında bu ilgiler vardır; veAvrupa’daki bazımağara-böcekleri çevredeki böceklerle yakınhısımdır. Bu iki kıtanın kör mağara-hayvanlarının öbür hayvanlarla hısımlıklarının anlaşılır biraçıklaması,buhayvanlarınbağımsızyaratıldığınısavunanoeskigörüşedayanılarakyapılamaz.Eskive Yeni Dünyaların mağaralarında yaşayan canlılardan birkaçının birbirleriyle yakın hısımlıklarıolduğunu,bu ikikıtanınöbürhayvanvebitkilerininpekçoğununiyibilinenhısımlık ilişkilerindençıkarabiliriz.KörbirBathysciatürümağaralardanuzakta,gölgelikayalardayaşadığıiçin,bucinsinmağara-türlerindegörmegücününyitirilmesikaranlıktayaşamaklabelkide ilişkilideğildir; çünkügörmegücünüöncedenyitirmişbirböceğinkaranlıkmağaralaraçabucakuyarlanacağıbesbellidir.Başka bir kör cins (Anophthalmus) dikkate değer bir özellik göstermekte, Bay Murray’ıngözlemlerine göre, bugüne dek, türlerine yalnız mağaralarda rastlanmaktadır; bununla birlikteAvrupa ve Amerika mağaralarında yaşayanları farklıdır; ama bu türlerin ataları, belki de, dahagözleri varken, iki kıtaya da yayılmış ve bugün mağaralara kapanıp kalanların dışında hepsi yokolmuştur.Agassiz’inkörmağarabalığı,Amblyopsis,içinsöylediğigibiveAvrupa’dakikörmağarasemenderinde (Proteus) görüldüğü gibi, mağara-hayvanlarının çok sapkın olması beni hiç deşaşırtmıyor,benişaşırtan,yalnızca,okaranlıkyerlerdeyaşayanbucanlılarınvarolmasavaşıhiçdezorluolmadığıiçin,eskibiçimlerindahaçokkalıntısınınsaklıkalmamışolmasıdır.

İKLİMEALIŞMA

Bitkilerdeçiçeklenmedönemi,uykuzamanı, tohumlarınçimlenmesiiçingereklisututarıvb.gibialışkanlıklar kalıtsaldır ve bu, iklime alışma konusunda birkaç söz söylememe yol açıyor. Aynıcinsten olan farklı türler için sıcak ya da soğuk iklimlerde yaşamakpek genel bir durumdur, aynıcinstenolanbütün türlerinbir tekata-biçimindölleriolduğudoğruysa, iklimealışmabirçokdölüngelipgeçmesisırasındakolaycabaşarılmakgerekir.Her türünkendiyurdununiklimineuyarlanmışolduğubesbellidir:arktik,hattaılımanbirbölgenintürleri,tropikiklimedayanamaz,bununtersidedoğrudur. Bundan başka, etenli (succulent) birçok bitki nemli iklime dayanamaz. Ama türlerinyaşadıkları iklimlere uyarlanma derecesi çoğu zaman pek önemsenmektedir. Bunu, dışardangetirilmişbirbitkininiklimimizedayanıpdayanmayacağınıbildirmektesıksıkyetersizkalmamızdanve başka başka ülkelerden getirilmiş ve ülkemizde tam bir sağlık içinde yaşayan bitkilerin vehayvanların sayısından anlayabiliriz. Doğal bir durumdaki türlerin yayılma alanlarındantaşmamasının,belirlibir iklimeuyarlanmakadar,yadaondandahaçok,öbürorganikyaratıklarlayarışmalarındanötürüolduğunainanmamıziçingerekçevardır.Amabuuyarlanmabirçokdurumdaçok sınırlı olsa da olmasa da, birkaç bitkinin, farklı sıcaklıklara belirli bir ölçüde doğal olarakalıştığınıgösterenkanıtlarvardır;yanionlariklimealışmaktadır:Dr.Hooker ’ınHimalaya’nınfarklıyüksekliklerindekiaynıtürlerdentopladığıtohumlardanyetiştirilmişçamlarınverhododendronların,İngiltere’de soğuğa karşı farklı dirençler gösterdiği bulunmuştur. Bay Thwaites, Seylan’da bunabenzerolgulargözlediğinibanabildirdi;BayH.C.Watson,AzorAdalarındanİngiltere’yegetirilmişbitkilerinAvrupalıtürlerindeaynıhaligözlemiştivebendebaşkaörneklerverebilirim.Hayvanlaragelince, tarihzamanlarındayayılmaalanlarınıdahasıcakenlemlerdendahasoğukenlemlere,yadabunun tersine,büyükölçüdegenişletmiş türlerebelgeleredayananbirçokörnekgösterilebilir;amabu hayvanların doğup büyüdükleri iklime tümüyle uyarlanıp uyarlanmadıklarını da (genellikletümüyle uyarlandıklarını varsaymakla birlikte), ve sonradan, başlangıçta olduğundan daha iyiuyduklarıyeniyurtlarındaiklimeözellikleböylealışıpalışmadıklarınıdakesinliklebilmiyoruz.

Uygarlaşmamış insanın, başlangıçta, evcil hayvanlarımızı çok uzun taşınmalara yeterli olduklarısonradan anlaşıldığı için değil, kendisine yararlı oldukları için ve tutukluluğun etkisinde kolaycaüredikleri için seçtiği sonucuna varılabilir, evcil hayvanlarımızın yalnız pek farklı iklimleredayanmadaki olağan ve olağanüstü yetenekleri değil, ama o iklimlerde tam bir doğurganlıkgöstermeleri de (bu daha zorlu bir sınavdır), bugün doğal bir durumda bulunan öbür hayvanlarınçoğunun da pek farklı iklimlere dayanır duruma kolayca getirilebileceğine kanıt gösterilebilir.Bununla birlikte, bu sonucu aşırı abartmamalıyız, çünkü evcil hayvanlarımızdan bazılarının olasıkökeni, farklı yabanıl atalaradayanmaktadır; örneğin, evcil köpeğimizindamarlarındabelki arktikbirkurtlatropikbirkurdunkanlarıdolaşmaktadır.Farevesıçanevcilhayvanlardansayılamaz,amaonlarinsanınaracılığıiledünyanınbirçokyerineyayılmıştırvebugün,yayılmaalanlarıherhangibirkemiricininkinden çok daha geniştir; çünkü, kuzeyde Faroe’nun ve güneyde Falkland Adalarınınsoğuk iklimlerinde ve sıcak bölgelerin birçok adasında yaşamaktadırlar. Bundan dolayı, özelherhangi bir iklime uyarlanmak, yapının pek çok hayvanda ortak olan o büyük ve doğuştanesnekliğinekolaycaaşılanmışbirnitelikgibigörülebilir.Bugörüşegöre,insanınkendisininveevcilhayvanlarınınenfarklıiklimleredayanmayeteneği,soyutükenmişfilinvegergedanıneskidenBuzulÇağının iklimine dayanmış olması, oysa bugün yaşayanlarının tropikal ve astropikal olması, birersapkınlık gibi değil, yapının o çok genel esnekliğinin belirli koşullarda kendini göstermesininörnekleriolarakgörülmelidir.

Türlerin belirli herhangi bir iklime alışmasının hangi ölçüde yalnız alışmaya ve hangi ölçüdedoğuştan farklıyapılarıolançeşitlerindoğalseçiminevehangiölçüde ikisinebirdenbağlıolduğusorusu çetrefil bir sorudur.Tarımsal yapıtlarda ve hatta eskiÇin ansiklopedilerinde hayvanları birbölgedenbaşkabirbölgeyegötürürkençokdikkatliolmakgerektiğikonusundakisürekliöğütlerden

ve örneksemelerden, alışkanlığın ya da alışkının bir etkisi olduğu sonucuna varmak zorundakalıyorum. Ve kendi bölgelerine özellikle uymuş yapıdaki bu denli çok ırkı ve alt-ırkı seçmeyiinsanoğlunun başarmışlığı olası değildir, onun için, sonucun alışkanlığa bağlı olmak gerektiğinisanıyorum.Öteyandan,doğalseçme,yapılarıkendiyurtlarınadoğuştaneniyiuyarlanmışbireyleriher zaman koruma eğiliminde olacaktır. Farklı birçok tarım bitkisini konu olarak almış bilimselyapıtlarda, belirli iklimlere belirli çeşitlerin başkalarından daha iyi dayandığı söylenmektedir;BirleşikDevletler ’de,belirliçeşitleringüneyvebazılarınındakuzeyeyaletlerindeyetiştirilmesininsalık verildiği meyve ağaçları konusundaki yapıtlarda açıkça gösterilmiştir ve bu çeşitler yakınzamanlarda türedikleri için, yapılarının farklılığı alışkanlığa yorulamaz. İngiltere’de hiç tohumvermeyen ve bu yüzden yeni çeşitler türetmeyen ak yerelması (Jerusalem artichoke) şimdi de herzamanki gibi nazlı olduğu için, iklime alışma olamayacağına kanıt diye ileri sürülmektedir!Fasulyenindurumudaaynıamaçlaveüzerindedahaçokdurularak,anılmaktadır;amaherhangibirkimse fasulyelerini yirmi kuşak boyunca dondan çok büyük ölçüde zarar görecekleri kadar erkeneker ve sağ kalanlardan, rastgele çaprazlanmalarına engel olarak, tohum alıp eker ve bu işlemisürdürürse, denemenin bu kanıtları doğrulayacağı söylenemez. Fasulye fidelerinin yapılarındafarklarortayaçıkmadığıdaaslavarsayılamaz,çünkübazı fidelerinsoğuğabaşkalarındandahaçokdayandığıbilinmektedirvebuolgunungözeçarpankanıtlarınıbendegözledim.

Genellikle, alışkanlığın, ya da kullanılmanın ve kullanılmamanın, bazı durumlarda, yapının vedoğal özelliğin değişiklik geçirmesinde önemli bir payı olduğu sonucuna varabiliriz; ama buetkenlerçoğuzamandoğuştandeğişimlerindoğalseçimiylebirleşiktirvebazenonunbuyruğundadır.

KARŞILIKLIDEĞİŞİM

Karşılıklı değişimden, oluşumun büyümesi ve gelişmesi boyunca tam bir bütünlük gösterdiğini,öyle ki, herhangi bir parçadan küçük bir değişim ortaya çıkınca ve doğal seçmeyle biriktirilince,öbür parçaların da değişiklik geçirdiğini anlıyorum. Bu, çoğu zaman tümüyle anlaşılmamış çokönemlibirkonudurvehiçkuşkusuz,tümüylefarklıolgularburadakolaycabirbirinekarıştırılabilir.Düpedüz soyaçekimin, çoğu zaman yanlış olarak, karşılıklı-ilişki (correlation) sayıldığını hemengöreceğiz.Yavrulardayadakurtçuklardaortayaçıkanyapıdeğişimlerinin erginhayvanınyapısınıetkilemeye doğal bir eğilimi olması, en belirgin gerçek durumlardan biridir. Vücudun kökendeş(homologous) ve embriyonal dönemin başlarında yapıca özdeş olan ve zorunlu olarak benzerkoşulların etkisinde kalan parçaları, aynı tarzda değişmeye çok eğilimli görünmektedir. Bunuvücudun aynı tarzda değişen sağ ve sol yanlarında; birlikte değişen ön ve art bacaklarda ve hattaçenelerdeveüyelerde (limbs) görmekteyiz, çünkükimi anatomiciler alt çeneninüyelerle kökendeş(homologous) olduğuna inanmaktadırlar. Bu eğilimlerin neredeyse tümüyle doğal seçme ileyönetildiğinden kuşkulanmıyorum; başının yalnız bir yanında boynuz bulunan bir geyik ailesi birzamanlar böylece varolmuştu ve bu durum o ırka çok yararlı olsaydı, doğal seçmeyle süreklikılınabilirdi.

Kimiyazarlarınbelirttikleri gibi, kökendeşparçalarbirbiriylebirleşmeyeeğilimlidir; bu, azmanbitkilerdeçoğuzamangörülürvetaçyapraklarınbirleşipbirtüpoluşturmasıgibi,normalyapılardakökendeş parçaların birleşmesinden daha sık görülen bir şey yoktur. Sert parçalar bitişiklerindekiyumuşak parçaların biçimini etkiler görünmektedir; kimi yazarlar, kuşlarda leğenin (pelvis)biçimindeki farklılığın, böbreklerin biçimindeki dikkate değer farklılığa yol açtığınainanmaktadırlar.Kimileri ise, insandaanneninleğenbiçimininbasınçlaçocuğununbaşınınbiçiminietkilediğineinanmaktadır.Yılanlarda,Schlegel’egöre,vücudunbiçimiveyutmatarzı,enönemliiç

organlarınçoğununkonumunuvebiçiminibelirlemektedir.

Bağlılığındoğasıçoğuzamantümüylebelirsizdir.M.Is.GeoffroySt.Hilaire,belirlisakatlıklarınsıkvebazılarınınseyrekolarakbirlikteortayaçıkmasıvebunabirnedengösteremeyişimizüzerindeönemledurmuştur.Kedilerdetüylerintümüyleakvegözlerinmaviolmasıilesağırlıkarasındaki;yadasarı,ak,karaalacalıbirpostladişiolmaarasındaki;yadagüvercinlerde,paçalılıkladışparmakaralarınınderiliolmasıarasındaki,yadayavrugüvercinlerinyumurtadançıktıklarızamanepeytüylüolmasıiletüyleringelecektekirengiarasındaki;yadaçıplakTürkköpeğinde(nakedTurkishdog)–buradakökendeşliğin(homology)işekarıştığıbesbelliisede–kıllarladişlerarasındakiilişkidendahagarip ne vardır? Karşılıklı-ilişkinin bu son örneğine gelince, derisel örtüleri en anormal olan ikimemeli takımının, yani Cetacea (balinalar) ile Edentata (dişsizler: Kemerli-hayvangiller,karıncayiyengillervb.)’nındişlerinindeanormalolmasıhiçderastgeledeğildirsanırım;ama,BayMivart’ınbelirttiğigibi,bukuralınodenliçokayrası(istisnası)vardırki,bununönemiazdır.

Karşılıklı-ilişki ve değişim yasalarının önemini, yararlılıktan bağımsız ve bundan ötürü doğalseçmeden bağımsız olarak, bazı bileşikgil vemaydanozgil bitkilerin iç ve dış çiçekleri arasındakifarktandahaiyigösterenhiçbirolgubilmiyorum.Örneğin,papatyadaçiçektablasınınkenarındakiveortasındakiçiçekçiklerin farkınıherkesbilirvebu fark,çoğuzaman,üremeorganlarınınkesimsel(kısmi)yadatambirkörelmesiylebirliktegörülür.Amabubitkilerinbazılarındatohumlarınbiçimiveoyuntularıdafarklıdır.Bufarklar,bazen,bürümlerin(involucra)çiçekçiklereyaptığıbasınca,yada onların karşılıklı basıncına yorulmaktadır ve bazı bileşikgil bitkilerde çevredeki çiçekçiklerintohumlarının biçimi bu düşünceyi doğrular görünmektedir; amamaydanozgillerde,Dr.Hooker ’ınbanabildirdiğinegöre,içvedışçiçekçikleriçoğuzamanfarklıolansıkbaşaklıtürlerdehiçdeböyledeğildir. Çevredeki taç yapraklarının gelişiminin üreme organlarının besinini çekerek onlarınkörelmesine yol açtığı düşünülebilir; ama bunun biricik neden olması güçtür, çünkü bazıbileşikgillerde,taçtahiçbirfarkyokkeniçvedışçiçekçiklerintohumlarıfarklıolmaktadır.Butürlüfarklarbelkibesininmerkezdekiveçevredekiçiçekçiklereakışınınfarklıolmasıylabağlantılıdır;hiçdeğilse, düzensiz çiçeklerde, eksene en yakın çiçekçiklerin çoğu zaman anormal bir gelişimgösterdiğinibiliyoruz.Buolguyaörnekvekarşılıklı-ilişkinindikkatiçekenbirdurumuolarakşunueklemeliyim:Sardunyaçiçeklerinin(pelargonium)çoğundaşemsiyeninortasındakiçiçeğinüsttekiikitaç yaprağı, çoğu zaman koyu renkli lekelerini yitirir; ve böyle olunca, onlara bağlı balözülük(nektarium)tümüylekörelir;vebuyüzdenortadakiçiçekdüzensizleşir.Yukardakiikitaçyaprağındanyalnızbirininrengiyiterse,balözülüktümüylekörelmez,amapekkısalır.

Tacın gelişimine gelince, Sprengel’in çevredeki çiçekçiklerin böcekleri çekmeye yaradığı ve bubitkilerin döllenmesinde böceklerin aracılığının yararlı ya da gerekli olduğu görüşü, epey doğruolabilir ve bu böyleyse, doğal seçme kendini gösterir. Ama tohumlar dikkate alınınca, onlarınbiçimindetacınhiçbirfarklılığınabağlıolmayanfarklarınherhangibiryararıolabilmesi,olanaksızgörünmektedir;bununlabirlikte,maydanozgillerdekibu farklarınönemiöylesineaçıktırki–bazençevredeki çiçeklerin tohumları orthosperm vemerkezdekilerinkiler coleosperdir–DeCandolle bubitki takımınınanabölümleriniböyle ıralaradayandırmıştır.Bundanötürü, sistematikçilerinbüyükönem verdikleri yapı değişiklikleri, bildiğimiz kadarı ile, türe en küçük bir yararı olmaksızın,tümüylekarşılıklı-ilişkivedeğişimyasalarınınsonucuolabilir.

Karşılıklı değişimi, bütün tür gruplarında ortak ve gerçekte düpedüz soyaçekimin sonucu olanyapılaraçoğuzamanyanlışolarakyorabiliriz;çünküeskiatanınyapısındadoğalseçmeyleherhangibir değişiklik olmuş olabilir, ve binlerce kuşaktan sonra, başka ve bağımsız bir değişiklik ortayaçıkabilir; ve bu iki değişiklik farklı alışkanlıkları olan bir döl grubunun tümüne iletilince, onların

zorunlubir tarzdakarşılıklı-ilişkisiolduğuelbettedüşünülür.Başkabazıkarşılıklı-ilişkilerinancakdoğal seçmenin etkin olabileceği bir tarzın sonucu olduğu bellidir. Örneğin Alph. De Candolleaçılmayanmeyvelerdekanatlı tohumlarınaslabulunmadığınadikkatçekmiştir;bukuralı,kapsülleraçılmadıkça tohumların doğal seçmeyle giderek kanatlanmasının olanaksızlığıyla açıklayabilirim;çünküyalnızbudurumda,yellesürüklenmeyebirazdahaiyiuyarlanmıştohumlar,yayılmayadahaazelverişliolanlarakarşıbirüstünlükkazanabilir.

BÜYÜMENİNDENGELENMESİVEEKONOMİSİ

YaşlıGeoffroyveGoethe,büyümenindengelenmesiyadaödünlenmesiyasasınıaşağıyukarıaynızamandaortayaattılar;buyasayagöre,Goethe’ninbelirttiğigibi, “doğabiryandanharcamak içinbaşkabiryandanbiriktirmek(artırmak)zorundadır”.Bunun,belirlibirölçüde,evcilürünlerimiziçindedoğruolduğunusanıyorum:Besinbirparçayayadaorganaaşırıakarsa,başkabirparçayaazakarya da hiç akmaz; bu yüzden, bir ineği hem semirtmek hem de ondan çok süt almak güçtür. Aynılahana çeşitleri, aynı zamanda, çok ve besin değeri yüksek yapraklar ve yağca zengin tohumlarvermez. Meyvelerimizin çekirdekleri körelirse, meyvenin kendisi irileşir ve iyileşir. Çok tepelitavuklarımızıngenellikleküçülmüşbiribiği,gagaaltlarıçoktüylüolanlarındaküçülmüşbirsakalıvardır. Doğal bir durumdaki türlerde bu yasanın yürürlüğünün genelliği güçlükle öne sürülebilir;amadeğerlibirçokgözlemci,özelliklebitkibilimciler,bunundoğruluğunainanmaktadırlar.Bununlabirlikte, burada hiçbir örnek vermek istemiyorum çünkü etkenleri birbirinden ayırt etmenin biryolunu bilmiyorum; bir parça, doğal seçmeyle büyük ölçüde gelişmiş ve başka ve ona bitişik birparça aynı süreçle ya da kullanılmayarak küçülmüş olabilir ve öte yandan, bir parçadan besininçekilmesi,gerçekte,başkavebitişikbirparçanınbüyümesindekiaşırılıktanötürüolabilir.

Öne sürülen bazı dengelenme durumlarının ve başka bazı olguların daha genel bir ilkeyebağlanabileceğinden, yani, doğal seçmenin oluşumun her parçasında hep tutumlu olmayıdenediğindendekuşkuluyum.Öncedenyararlı olanbir yapı, değişmiş yaşamkoşullarındadaha azyararlıdurumagelirse,onunküçülmesiuygunolacaktır;çünküyararsızbiryapıyıoluşturmak içinbesinharcamamakbireyinçıkarınadır.Sülükayaklılarıincelerkenbeniçokşaşırtmışvebenzerbirçokörneği gösterilebilen bir olguyu ancak böyle açıklayabilirim: Bir sülükayaklı başka birsülükayaklınıniçindeasalakolarakyaşıyorsaveböyleliklekorunuyorsa,kendikabuğunukısmenyada tümüyleyitirir.Erkek İbla’da ve özellikleProteolepas’ta böyledir; çünkü öbür sülükayaklılarınhepsinindekabuğundabaşınçokönemli,pekçokgelişmişvebüyüksinirlerlevekaslarladonatılmışüç ön bölütü (segment) bulunmaktadır; oysa asalak ve dolayısıyla korunmakta olanProteolepas’tabaşın ön bölütü, tümüyle, kavrayıcı duyargaların dibine tutunmuş güdük bir parçaya dönüşmüştür.Şimdi, büyük ve karmaşık bir parçanın eksilmesi, o parça gereksiz olunca, türün gelecek bütünbireyleri için kesin bir üstünlük olur; çünkü her hayvanın etkisinde kaldığı yaşama savaşında, herbirey,dahaazbesinharcayarakkendinidahaiyigeçindirmeşansınıbulur.

Bundan ötürü, bence, değişmiş alışkanlıklar yüzünden herhangi bir parça yararsız duruma gelirgelmez, doğal seçme, başka bir parçayı herhangi bir tarzda ve uygun bir ölçüde daha çokgeliştirmeden, o parçayı zamanla küçültmeye çalışacaktır. Ve tam tersine, doğal seçme, bitişik birparçanın küçülmesini kaçınılmaz bir denkleme olarak gerektirmeden, bir organı büyük ölçüdegeliştirmeyihiçeksiksizbaşarabilir.

KATMERLİ,GÜDÜK,AZORGANLANMIŞYAPILARDEĞİŞKENDİR

Is.GeoffroySt.Hilaire’inbelirttiğigibi,gerekçeşitlerdegerektürlerde,birparçayadaorganaynıbireydebirçokkezyinelenince(yılanlardaomurlarvepolyandrousçiçeklerdeerkekorganlargibi)sayısınındeğişirolması;oysaaynıparçayadaorgandahaazyinelenince,sayısınındeğişmezolmasıbir kural gibi görünmektedir. Aynı yazar gibi kimi bitkibilimciler de, katmerli parçaların yapıcadeğişmeye aşırı ve doğuştan yetenekli olduğunu ayrıca belirtmişlerdir. Prof. Owen’ın deyiminikullanırsak, “bitkisel (vegetative) yinelenme” az organlanmanın bir belirtisi olduğu için, yukardasöylenenler, doğa bilginlerinin doğada aşağı aşamalarda bulunan yaratıkların yukarıaşamadakilerdendahadeğişkenolduğukonusundakiortakkanısıylauzlaşmaktadır.Burada“aşağı”,oluşumunayrıayrıparçalarınınbelirligörevleriçinpekazözelleşmişolduğuanlamınagelmektedir;veaynıparçafarklıişlergördüğüsürece,onunnedendeğişkenkalmakgerektiğini,başkabirdeyişle,doğal seçmenin, biçimin her küçük sapmasını o parça belirli herhangi bir amaca yarıyormuş gibiniçin özenle saklaması ya da reddetmesi gerektiğini anlayabiliriz. Tıpkı her türlü şeyi kesmesigereken bir bıçağın aşağı yukarı herhangi bir biçimde olabilmesi, oysa belirli bir amaç içinkullanılan bir aletin özel bir biçimde olmak gerekmesi gibi. Doğal seçme ancak her yaratığınüstünlüklerinikullanarakveonunüstünlüğüiçinçalışabilir;bu,aslaunutulmamalıdır.

Güdük parçalar, genellikle kabul edildiği gibi, değişkenliğe çok eğilimlidir. Bu konuya yenidendönmemiz gerekecek; burada yalnız şunu ekleyeyim: Güdük parçaların değişkenliği,kullanılmamalarınınvebuyüzdendoğal seçmeninonlarınyapılarındaki sapmaları önleyecekgücüolmamasınınsonucudur.

HERHANGİBİRTÜRDEOLAĞANÜSTÜGELİŞMİŞBİRPARÇA,HISIMTÜRLERDEKİAYNIPARÇAYAORANLA,DEĞİŞKENLİĞE

DAHAÇOKEĞİLİMLİDİR

Yıllarcaönce,BayWaterhouse’ınbuolguyadeğinenbirsözübenipekşaşırtmıştı.Prof.Owendaaşağı yukarı buna benzer bir sonuca varmış görünüyor. Bu konuda derlediğim ve buradasunamayacağımbirsürüolguanılmadan,yukardakiönermenin(proposition)doğruluğunahiçkimseinandırılamaz. Burda yalnızca kanımı söyleyebiliyorum: Bu, pek genel bir kuraldır. Yanılgınedenlerinin birkaçını biliyorum, ama onları hesaba kattığımı umuyorum. Bu kuralın, ne denliolağanüstügelişmişolursaolsun,biryadabirkaçtürdeyakınhısımtürlerdekiaynıparçayaoranlaolağanüstü gelişmiş olmadıkça, hiçbir parça için geçerli olmadığı anlaşılmak gerekir. Yarasanınkanatları,memelilersınıfı içindeensapkınyapıdır;amakuralburadageçerlideğildir,çünkübütünyarasa gruplarının kanatları vardır; bu kural ancak herhangi bir türün kanatları aynı cinsteki öbürtürlerinkanatlarınaoranladikkatedeğerbirtarzdagelişmişse,geçerlidir.Kural,alışılmamışbirtarzgösterdikleri zaman, ikincil eşeysel ıralar için özellikle geçerlidir. Hunter ’ın kullandığı “ikincileşeysel ıralar” (secondary sexual characters) terimi, eşeylerden yalnız birinde bulunan, amaüremeyledoğrudandoğruyabağlantısıolmayanıralarlailişkilidir.Kuralerkekleriçinde,dişileriçindeyürürlüktedir;amadişiler içindahaazyürürlüktedir;çünküdişilerseyrekolarak ikincileşeyselıralargösterir.Kuralınikincileşeyselıralardageçerliğiöylesineaçıktırki,alışılmamışherhangibirtarzgösterselerdegöstermeselerde,o ıralarınbüyükdeğişkenliğininsonucuolabilir–buolgudanpekazkuşkulanılabilirsanıyorum.Amakuralımızınyalnızikincileşeyselıralariçingeçerliolması,erdişi sülükayaklılarda açıkça görülür; bu takımı incelerken özellikle Bay Waterhouse’ınbelirttiklerini göz önünde bulundurdum ve kuralın aşağı yukarı hep geçerli olduğuna tümüyleinanıyorum.Dahadadikkatedeğerolanbütündurumlarınbirlistesinigelecekçalışmalarımınbirinde

vereceğim;burada,yalnızca,kuralınengenişölçüdegeçerlikteolduğubirdurumuanmakistiyorum.Sapsız (sessile) sülükayaklıların (rock barnacles) kapak valfları (opercular valves), sözcüğün heranlamında önemli yapılardır, ve farklı cinslerde bile pek az fark göstermektedir; ama bir cinsin,Pyrgoma, birçok türünde, valflar olağanüstü bir farklılık gösterir; farklı türlerin kökendeş(homologous) valfları bazen tümüylebenzemezbiçimdedir; ve aynı türlerinbireylerindekideğişimtutarıöylesinebüyüktürki,aynıtürünçeşitleribuönemliorganlardakiıralarbakımından,öbürfarklıcinslerintürlerindeolduğundandahaçokbirbirindenfarklıdırdemekhiçdeabartmadeğildir.

Kuşlarda,aynıülkedeyaşayanaynıtürünbireyleriancakpekazdeğiştikleriiçin,onlarlaözellikleilgilendim;vekuralımızbusınıfiçindekesinlikleyürürlüktegörünmektedir.Bununbitkileriçindegeçerli olup olmadığını çözemedim ve bitkilerdeki büyük değişkenlik onların ilişkin (relative)değişkenlikderecelerinikarşılaştırmayıözelliklegüçleştirmeseydi,bukuralındoğruluğunainancımgerçektensarsılırdı.

Birtürdeherhangibirparçanınyadaorganındikkatedeğerölçüdeyadatarzdageliştiğinigörünce,onun o tür için çok önemli olduğunu varsaymak yerindedir; bununla birlikte o parça ya da organdeğişimepekeğilimlidir.Nedenböyleolmakgerekir?Hertürünbağımsızolarak,bütünparçalarınınbugün görmekte olduğumuz gibi yaratıldığı görüşüyle buna bir açıklama bulamıyorum. Amagrupların ve türlerin başka bazı türlerin dölleri olduğu ve doğal seçmeyle değişikliğe uğratıldığıgörüşüylebunubirazaydınlatabilirizsanıyorum.İlkinbazıönuyarmalardabulunmamaizinveriniz.Evcilhayvanlarımızda,birparçayadahayvanıntümüdikkatealınmazsavehiçbirseçmeyapılmazsa,oparça (örneğinDorking tavuğunun ibiği) yadabütün ırk, bir-biçimbir ıradaolmayıbırakır; veırkınyozlaştığısöylenebilir.Güdükorganlardavebelirlibiramaçiçinpekazözelleşmişorganlardave belki çok-biçimli (polymorphic) gruplarda da, buna aşağı yukarı paralel bir durum görüyoruz;çünkü doğal seçme böyle durumlarda kendini göstermez ya da gösteremez ve bu yüzden oluşumkararsız bir durumda kalır. Ama bizi burada özellikle ilgilendiren, evcil hayvanlarımızda sürekliseçmeyle bugün hızlı bir değişmeye uğrayan parçaların da değişime pek eğilimli olmasıdır. Aynıgüvercin ırkının bireylerini inceleyiniz ve taklacıların gagalarındaki, posta güvercinleriningagalarındakivesakallarındaki,tavuslarınduruşlarındakivekuyruklarındakifarklarınvb.çokluğunugörünüz.Bunlar,İngilizmeraklılarınbugünözellikleilgilendiklerinoktalardır.Dar-alınlıtaklacıgibiaynı alt-ırklarda bile, aşağı yukarı kusursuz kuşlar yetiştirmenin güçlüğü ve çoğunun standarttansaptığıbilinmektedir.Biryandandahakusursuzbirdurumaerişmeeğilimiyleyenideğişimlereolandoğuştaneğilimveöteyandan,sürekliseçmeninırkıbozulmadantutmagücüarasındasonugelmezbirçekişmeolduğugerçektensöylenebilir.Zamanlaseçmeağırbasarvedar-alınlıbirsoydanbayağıbir taklacı güvercin yetiştirmeyi artık beklemeyiz. Ama seçme hızla ilerlediği sürece, değişikliğeuğrayanparçalardabüyükbirdeğişkenlikgörmekherzamanbeklenebilir.

Şimdi doğaya dönelim. Herhangi bir türde, bir parça aynı cinsin öbür türlerindekine oranlaolağanüstü bir tarzda gelişmişse, farklı türler cinsin ortak atasından ayrılalı beri o parçanın çoksayıdadeğişikliğeuğradığı sonucunavarabiliriz.Türlerseyrekolarakyerbilimselbirçağdandahauzunzamandayandıklarıiçin,busüredeseyrekolarakpekgerilereuzanabilir.Olağanüstüçokluktabirdeğişiklik,doğalseçmeyletürünyararınahiçdurmadanbiriktirilmişpekbüyükveuzunsürmüşbir değişkenlik tutarı demektir.Ama olağanüstü gelişmiş parçanın ya da organın değişkenliği pekgerilere uzanmayanbir süreye sığacak büyüklükte ve kalımda olduğu için, genel bir kural olarak,böyle parçalarda oluşumun daha uzun bir süre aşağı yukarı hiç değişmeden kalmış öbürparçalarından gene de daha çok değişkenlik beklememiz gerekir. Ve, bence, durum da budur. Biryandan doğal seçme ve öte yandan ataya dönüş eğilimi zamanla dinecektir ve en sapkın gelişmişorganlardeğişmezleşecektir;bundankuşkulanmak içinhiçbirgerekçegörmüyorum.Bundanötürü,

birorgan,nedenlisapkınolursaolsun,değişiklikgeçirmişbirçokdöleaşağıyukarıaynıdurumdailetilmekteyse(yarasalarınkanatlarıgibi),teorimizegöre,oorganpekuzunbirsüredenberihemenhemen aynı durumda varolmak zorundadır ve onun için, artık başka bir yapıdan daha değişkenolmamakgerekir.Yalnızdeğişikliğindahayeniveolağanüstübüyükolduğudurumlardadoğurgandeğişkenlik(generativevariability)diyebileceğimizdeğişkenliğinkendinibüyükölçüdegösterdiğinihâlâgörmemizgerekir.Çünkübudurumda,değişkenlik,istenentarzdaveölçüdedeğişenbireylerinsürekli seçimiyle ve daha eski ve az değişiklik geçirmiş bir duruma dönme eğilimi gösterenlerinsürekliayıklanmasıyla,şimdiyedekseyrekolarakdurağankılınmışolacaktır.

TÜRSELIRALARCİNSELIRALARDANDAHADEĞİŞKENDİR

Sonbaşlıkaltındatartışılanilkeşimdikikonumuzadauygulanabilir.Türsel(specific)ıralarıncinsel(generic) ıralardan daha değişken olduğu bilinen bir şeydir. Bunun ne demek olduğunu basit birörnekle açıklayalım: Büyük bir bitki cinsinde bazı türler mavi ve bazıları kızıl çiçekli ise, renkyalnızca türsel bir ıradır ve mavi türlerden birinin kızıla dönüşmesi, ya da bunun tersi, kimseyişaşırtmaz; ama bütün türlerin çiçekleri maviyse, renk cinsel bir ıradır ve rengin değişmesi dahaalışılmamış bir durum olur. Bu örneği seçtim, çünkü pek çok doğa bilgininin önerdiği açıklama,yani, genellikle cinsleri ayırmada kullanılanlardan daha az fizyolojik önemi olan parçalardançıkarıldıkları için, türsel ıraların cinsel ıralardandahadeğişkenolması, buradageçerliktedeğildir.Bu açıklamanın kısmen, ama ancak dolaylı olarak, doğru olduğuna inanıyorum; bununla birlikte,sınıflamabölümündebukonuyayenidendönmemgerekecek.Bayağıtürselıralarıncinselıralardandahadeğişkenolduğunubelirtmekiçinkanıtgöstermekhemenhemengereksizdir;amaönemliıralarsözkonusuolunca,doğal tarihkonusundakiyapıtlardadikkatimiçekenşudur:Biryazar,büyükbirtürgrubundagenellikleçokdeğişmezolanbirorganınyadaparçanınyakınhısımtürlerdeönemliölçüdefarklıolduğunaşaşarakdikkatçekmişse,oorganyadaparçaaynıtürünbireylerindedeçoğuzamandeğişkendir.Vebuolguşunugöstermektedir:Genelliklecinsel(generic)değeriolanbir ıra,budeğeriazalırvetürselbirdeğerkazanırsa,çoğuzamandeğişkenleşir,amafizyolojikönemiaynıkalabilir.Bunabenzer bir şeydeyaradılış aykırılıkları için geçerlidir; hiç değilse Is.GeoffroySt.Hilaire’inşundankuşkusuyoktur:Aynıgrubunfarklıtürlerindebirorgannedenliçokfarklıolursa,oorganbireylerdedeodenliçoksapkınlığauğrar.

Her türün bağımsız yaratıldığı görüşüne göre, yapının aynı cinsin bağımsız yaratılmış başka birtüründekiaynıparçadanfarklıolanbirparçası, farklı türlerdekiçokbenzerparçalardanniçindahadeğişken olmak gereksin? Bunun nasıl açıklanabileceğini bilmiyorum. Ama türlerin yalnızcabelirginleşmişvedurağanlaşmışçeşitlerolduğugörüşünegöre,yapılarınınpekdeuzunolmayanbirsüredenberi değişmiş ve bundanötürü farklı olan parçalarında türlerin hâlâ değişmekte olduğunugörmeyi çoğu zaman umabiliriz.Ya da bu durumubaşka bir tarzda şöyle belirtebiliriz:Bir cinsinbütüntürlerininbirbirlerinebenzediğivehısımcinslerdenayrıldığıözelliklerecinselıralardenirvebuıralarınortakbiratadansoyaçekimlekazanıldığısöylenebilir;çünküdoğalseçmeninepeyfarklıyaşamaalışkanlıklarıolanbaşkabaşka türleri tümüyleaynı tarzdadeğişikliğeuğratmasıancakpekseyrekolabilir;vecinselıralarfarklıtürlerortakatalarındanayrılmadanöncesoyaçekimleedinildiğiiçinvesonradanhiçdeğişmedikleriyadaancakpekazdeğiştikleriiçin,bugünkügündedeğişmeleriolasıdeğildir.Öteyandan,türlerinaynıcinsinöbürtürlerindenfarklıolduğuözellikleretürselıralardenir; ve bu türsel ıralar türler ortak atalarından ayrılalı beri değiştiği ve farklılaştığı için, çoğuzamanhâlâbelirlibirölçüdedeğişkenkalmalarıolasıdır–onlar,hiçdeğilse,oluşumunçokuzunbirsüredirdeğişmedenkalmışparçalarındandahadeğişkendir.

İkincilEşeyselIralarDeğişkendir.–Doğabilginleriikincileşeyselıralarınçokdeğişkenolduğunu,konunun ayrıntılarına girmesem de, kabul edeceklerdir sanırım. İkincil eşeysel ıralar bakımındanaynıgruptakitürlerinoluşumlarınınöbürparçalarındakindendahaçokbirbirindenfarklıolduklarıdakabul edilecektir: Örneğin, ikincil eşeysel ıraların pek belirgin olduğu tavuksularda erkeklerarasındakifarktutarıiledişilerarasındakifarktutarınıkarşılaştırınız.Buıralarınilkdeğişkenliğininnedeni belli değildir; ama onların neden öbürleri gibi değişmez ve bir-biçim olmadığınıanlayabiliriz, çünkü onlar, işleyişi doğal seçmeninkinden daha az amansız olan eşeysel seçmeylebiriktirilmiştir;eşeyselseçmeölümügerektirmez, tersine,yalnızcaazüstüntutulanerkeklerindahaazdölbırakmasınayolaçar.İkincileşeyselıralarındeğişkenliğihanginedendenilerigelirsegelsin,onlar değişken oldukları için eşeysel seçme geniş bir etki alanı bulmuş ve böylece aynı grubuntürlerinin o ıralar bakımından öbür ıralara göre daha büyük ölçüde farklı olmasını sağlayabilmişolacaktır.

Aynı türün iki eşeyi arasındaki ikincil farkların genellikle oluşumun aynı cinsin türlerininbirbirinden farklı olduğu aynı parçalarda ortaya çıkması dikkate değer bir olgudur. Bu olguyuaçıklamak için elimdeki listenin tam başına rastgelmiş iki örneği kullanacağım; bu iki örnekte defarklar çok alışılmamış bir özellikte olduğu için, ilişki pek de rastgele olamaz. Kınkanatlı böcekgruplarınınçoğundaayakbileğindeaynısayıdaeklembulunmasıortakbirıradır,amaWestwood’unbelirttiğigibi,engidaefamilyasındasayıpekçokdeğişir;vesayıaynıtürünikieşeyindededeğişir.Bundanbaşka,kazıcıayaklızarkanatlıböceklerde(fossorialpymenoptera)kanatların sinirdağılımı(neuration) çok önemli bir ıradır, çünkü bütün gruplarda ortaktır; ama belirli cinslerin farklıtürlerindeveaynıtürünikieşeyindesinirdağılımıfarklıdır.SirJ.Lubbock,dahayakınlarda,küçükkabukluların (crustacea) birçoğunun bu yasanın güzel örnekleri olduğunu belirtti. “ÖrneğinPontella’daeşeysel ıralarözellikleönduyargalarlavebeşincibacakparçalarıylabelirlenmektedir:Türselfarklardaçoğunluklabuorganlardagörülmektedir.”Bencebuilişkininanlamıaçıktır:Aynıcinsin bütün türleri, herhangi bir türün iki eşeyi gibi, kesinlikle, ortak bir atanın dölüdür. Bundanötürü, ortak atanın ya da onun ilk döllerinin yapısındaki hangi parça değişken olursa olsun, oparçanın değişimlerinin farklı türlerin doğa ekonomisindeki başka başka yerlere ve aynı türün ikieşeyininbirbirineyadaerkeklerindişiler içinöbürerkeklerlekavgayahazırolması içindoğalveeşeyselseçmeyledesteklenmesipekolasıdır.

Bundanötürüvardığımsonuçlarşunlardır:Türselıralar,yadatürütürdenayırtedenıralar,cinselıralardan,yadabircinsinbütüntürlerindebulunanıralardandahaçokdeğişkendir–birtürdeotürüncinsteşlerindekiaynıparçayaoranlaolağanüstügelişmişbirparçaaşırıdeğişkendir;vebirparçabirtür grubu için ortaksa, o parça ne denli gelişmiş olursa olsun, değişkenliği önemsiz ölçüdedir –ikincil eşeysel ıralar pekdeğişkenveyakınhısım türlerde çok farklıdır –ikincil eşeysel vebayağıtürsel farklar genellikle oluşumun aynı parçasında ortaya çıkar, –bütün bunlar, birbirleriyle sıkıcabağlantılı ilkelerdir. Bunlar özellikle şunların sonucudur: Aynı grubun türleri, kendisindensoyaçekimlepekçokşeyiortaklaşakazandıklarıortakbiratanındölleridir,–ancakkısabirsüredenberivebüyükölçüdedeğişenparçalar,uzunsüredirsoyaçekimleiletilenvedeğişmeyenparçalardandaha kolay değişegitmektedir –geçmiş zamanın uzunluğuna göre, doğal seçme ataya dönme vedeğişkenliğisürdürmeeğiliminiepeycebaskıaltınaalmaktadır–eşeyselseçmedoğalseçmedendahaazamansızdır–değişimlerdoğalseçmeyleaynıparçalardabiriktirilmekteveböyleceikincileşeyselveolağanamaçlarauyarlanmaktadır.

Farklıtürlerbenzeşdeğişimlergösterir,öylekibirtürünbirçeşidiçoğuzamanhısımbirtüreözgübir ıra edinir, ya da eski bir atasının bazı ıralarına döner. –Bu önermelerin doğruluğu evcilhayvanlarımıza bakılarak anlaşılıverecektir. Birbirinden çok uzak ülkelerdeki en farklı güvercin

ırkları, baştaki tüyleri ters çıkanve paçalı olan alt-ırklar göstermektedir –bu ıralar onların kökeniolan kaya güvercininde yoktur; demek ki bunlar farklı iki ya da daha çok ırktaki benzeşdeğişimlerdir.Şişingengüvercindeondört,hattaonaltıkuyrukteleğininsıksıkgörülmesi,başkabirırkın,tavusun,normalyapısınıtemsiledenbirdeğişimsayılabilir.Butürlübenzeşdeğişimlerin,ayrıgüvercin ırklarının ortak bir atadan aldıkları aynı yapının ve değişim eğiliminin ve bilinmeyenbenzer koşulların etkisinde kalmanın sonucu olduğundan hiç kimse kuşkulanmayacaktırkanısındayım.Bitkilerâleminde,İsveçşalgamınınveRutabaga’nın,kiikisidebirçokbitkibilimcinintarımaalınmanınsonucuolarakortakbiratadantüremişsaydığıçeşitlerdir,şişkinleşmişsaplarında,yadadenegeldiğigibisöylersek,köklerinde,benzeşbirdeğişimdurumugörmekteyiz:Bunlarböyleçeşitlerdeğilse,ozaman,budurumfarklıolduğusöylenenikitürdekibenzeşbirdeğişimolacaktır;ve o iki bitkiye bir üçüncüsü katılabilir: bildiğimiz bayağı şalgam.Her türün bağımsız yaratıldığıgörüşüne göre, bu üç bitkinin şişkinleşmiş saplarındaki benzerliği onların köken ortaklığına vebundanötürübenzerbir tarzdadeğişmeeğilimlerine,gerçeknedene (veracausa) değil, tersine, üçayrı ama birbiriyle sıkıca ilişkili yaratma eylemine yormamız gerekir. Nauden büyük kabak-familyasında(gourd-family),başkabirçokyazardatahıllarımızda,bunungibibirçokbenzeşdeğişimörneği gözlemişlerdir. Bay Walsh, doğal koşulların etkisindeki böceklerde ortaya çıkan benzerdurumları büyük bir ustalıkla tartışmış ve onları gruplandırarak “Düzgün Değişkenlik” (EquableVariability)dediğiyasasıileaçıklamıştır.

Bununla birlikte, güvercinlerde başka bir durumla karşılaşmaktayız: Bütün güvercin ırklarında,kanatlarındaikikaraşerit,kuyrukucundadışteleklerindiplerineyakınakbirkenarlabirliktekarabirşeritbulunan,akböğürtlü,kurşunimavikuşlarınaradabirortayaçıkması.Bütünbuişaretleratanın,kaya güvercininin, belirgin özellikleri olduğu için, bunun bir ataya-dönüş olduğundan ve farklıırklarda ortaya çıkan yeni ve benzeş bir değişim olmadığından kimsenin kuşkulanmayacağıkanısındayım.Busonucagüvenlevarabilirizsanıyorum,çünkü,dahaöncegördüğümüzgibi,burenkişaretleri iki ayrı ve renkleri farklı ırkın çapraz döllerinde ortaya çıkmaya pek eğilimlidir; ve budurumda, soyaçekim yasalarına göre çaprazlanmanın düpedüz etkisinin ötesinde, dış yaşamkoşullarında türlü işaretlerle birlikte kurşuni-mavi rengin yeniden ortaya çıkmasını gerektirecekhiçbirnedenyoktur.

Birçok, belki de yüzlerce kuşak boyunca hiç görünmeyen ıraların yeniden ortaya çıkması,kuşkusuz,çokşaşırtıcıbirolgudur.Amabirırkbaşkabirırklayalnızbirkezçaprazlanınca,döllerebazenbirçokkuşakta–kimilerioniki,hattayirmikuşaktademektedirler–yabancıırkınırasınadönmeeğilimi göstermektedir. Yirmi kuşak sonra, yaygın bir deyimle, bir atanın kanının oranı ancak2048’de1’dir;vebuyabancıkankalıntıcığınınatayadönmeeğiliminihâlâalıkoyduğunagenellikleinanılmaktadır.Çaprazlanmamış,amaana-babası,ikiside,atalarınınbazı ıralarınıyitirmişbir ırkta,daha önce söylendiği gibi, yitirilmiş ırayı yeniden kazanma eğilimi, bu eğilim ister kuvvetli isterzayıfolsun,karşıtınıdüşünebiliyorsakda,herhangibirsayıdakuşağailetilebilir.Birırkta,yitirilmişbirırabirçokkuşaktansonrayenidenortayaçıkarsa,enolasıvarsayım,birbireyinbirkaçyüzkuşaköncekibir atayabirdenbirebenzemesideğildir, tersine, sözkonusu ıranınardışıkherkuşaktagizlidurumdabulunmaktaolmasıvesonunda,bilinmeyenelverişlikoşullardaortayaçıkmasıdır.Örneğin,çokseyrekolarakmavibiryavruverenMağripgüvercininde,herkuşaktamavi tüylüolmayagizlibireğilimbulunmasıolasıdır.Böylebireğiliminçoksayıdakuşaklardageçerekiletilmesininsoyutolmayasılığı(improbability),tümüyleyararsızyadagüdükorganlarınaynıtarzdailetilmesininkindendaha büyük değildir. Gerçekten, bir güdüklüğü yeniden üretme eğilimi bazen böylesoyaçekilmektedir.

Aynıcinsinbütüntürlerininortakbiratadantürediğivarsayıldığı için,onlarınarasırabenzeşbir

tarzdadeğişmesi,öylekiikiyadadahaçoktürünçeşitlerininbirbirinebenzemesi,yadabirtürünbirçeşidinin belirli ıralar bakımından başka ve farklı bir türe benzemesi beklenebilir –çünkü,görüşümüze göre, bu bir başka tür yalnızca belirgin ve kararlı bir çeşittir. Ama yalnızca benzeşdeğişimlerinsonucuolanıralarbelkiönemsizniteliktedir,çünkügörevlerigereğiönemliolanbütünıralarınsaklanması, türlerinfarklıalışkanlıklarınauygunolarak,doğalseçmeylebelirlenir.Bundanbaşka, aynı cinsin türlerinin arada bir eskiden yitirilmiş ıralara dönüş göstermesi de beklenebilir.Bununlabirlikte,doğalbirgrubunortakatasınıbilmediğimiziçin,atayadönüşsel(reversionary)vebenzeşıralarıayırtedemeyiz.Örneğin,kökenolankayagüvercinininpaçasızlığınıyadatersyöndeçıkmıştüylerdenbirhotozuolmadığınıbilmeseydik,evcilgüvercinırklarımızdakibuıralarınatayadönüşmü,yoksayalnızcabenzeşdeğişimlermiolupolmadığınısöyleyemezdik;amamavirengin,bu renkle karşılıklı-ilişkili olarak ortaya çıkan ve belki basit bir değişimle hep birlikte ortayaçıkmayacak olan işaretlere dayanarak, bir ataya-dönüş olduğunu kestirebilirdik. Özellikle, mavirenginveöbürişaretlerin,renklerifarklıırklarçaprazlanıncasıksıkortayaçıkmasınadayanarakbusonuca varabilirdik. Bundan ötürü, doğanın etkisinde hangi durumların önceden varolmuş ıralaradönüşvehangilerininyeniamabenzeşdeğişimlerolduğukuşkuluolmaklabirlikte,teorimizegöre,aynı grubun öbür üyelerinde bugün görülen ıralara bakarak, bir türün değişen dölünü bazenbulmamızgerekir.Vedurumda,kuşkusuzbudur.

Değişkentürleriayırtetmeningüçlüğü,büyükölçüde,aynıcinsinöbürtürleriniyansılayançeşitleryüzündendir.Kendileri ancak kuşkuyla tür sayılabilen iki başka biçim arasında bulunan biçimlerinuzun bir listesini de verebilirim; ve bu, yakın hısım olan bütün bu biçimler bağımsız yaratılmışsayılmadıkça,birbiçimindeğişirkenöbürlerininbazııralarınıaldığınıgöstermektedir.Amabenzeşdeğişimlerin en iyi kanıtı, ıraları genellikle değişmez olan, ama ara sıra hısım bir türdeki aynıparçaya ya da organa benzeyecek tarzda değişen parçalarda ya da organlarda görülür. Böyledurumların uzun bir listesini çıkardım; ama burada, daha önce de olduğu gibi, yazık ki bu listeyiverememek durumundayım.Yalnızca şunu yineleyebilirim:Böyle hallerin varlığı kesindir ve banaçokdikkatedeğergörünmektedir.

Bununla birlikte, gerçekte önemli bir ırayı etkilediği için değil, ama aynı cinsin farklı türlerinekısmenevcilleşmeninvekısmendoğanınetkisindeortayaçıktığıiçinilginçvekarmaşıkbirdurumuanmaktan kendimi alamıyorum. Bu, aşağı yukarı kesinlikle, bir ataya-dönüştür. Bazen eşeğinbacaklarında tıpkı yaban eşeğinin (zebra) bacaklarındaki gibi enine ve çok belirgin şeritlerbulunmaktadır: Bunların sıpada daha da belirgin olduğu öne sürülmektedir ve yaptığımsoruşturmalarbunudoğrulamıştır.Omuzdakişeritbazençifttirveeniileboyuçokdeğişkendir.Ak,amaakşın(albino)olmayanbireşekte,omuzdavesırttahiçşeritbulunmadığıbildirilmektedir:vebuşeritler, koyu renkli eşeklerde bazen çok belirsizdir, ya da tümüyle yitmiştir, Pallas kulanı’nda[atgillerdenyabanılbir tür, -ç.] çiftomuz şeridigörüldüğü söylenmektedir.BayBlyth,belirginbiromuzşeridibulunanbirEquusHemionus[atgillerdenyabanılbirtür,Kırgızbozkırlarındayaşar,-ç.]örneğigörmüştür,oysabu türdeomuzşeridiyoktur;veAlbayPoole’ınbanabildirdiğinegöre,butürünsıpalarındabacaklarvebelirsizolarakomuzlar,genellikleşeritlidir.Quagga’da[eskidenGüneyAfrika’dayaşamış,artıksoyu tükenmiş,zebrayabenzerbiryabaneşeği, -ç.]gövdezebranınkigibibelirginşeritlidir, amabacaklardaşerityoktur;amaDr.Gray,artbacaklarındazebranınkigibiçokbelirginşeritlerbulunanbirörneğinresminiçizmiştir.

Atlara gelince, İngiltere’deki en farklı ırklardan vebütün donlardan atlarda sırt şeridi örnekleriderledim: Bacaklarda enine şeritlere [tam seki, -ç.] açık doru ve yağız dorularda hiç de seyrekrastlanmamaktadır ve birinde, kestane dorusu bir atta da tam sekiye rastladım: açık doru donlardabelirsizbiromuzşeridinebazenrastlanmaktadırvedorubirattabuşeridinizinigördüm.Oğlum,iki

omuzundadabirerçiftşeritbulunandorubirBelçikaatınıbenimiçinincelediveatınresminiçizdi;dorubirDevonshiremidillisindevebenim için resmiözenle çizilmişufakbirWelshmidillisinde,ikisindede,heromuzdaüçerparalelşeritolduğunugördüm.

Hindistan’ın kuzey-batı bölümündeki Kattywar at ırkı genellikle öylesine şeritlidir ki, bu ırkıHindistan hükümeti için incelemiş olan Albay Poole’dan işittiğime göre, şeritsiz bir at arıkansayılmamaktadır.Bel hep şeritlidir; bacaklar genellikle sekilidir ve bazen çift ve bazen üçlü omuzşeridi yaygındır; üstelik, yüzün iki yanında da akıtma vardır. Şeritler taylarda çoğu zaman pekbelirgindir;veyaşlıatlardabazentümüylesilinmektedir.AlbayPoolehemkırhemdedoruKattywaratlarında kulunların şeritli olduğunu görmüştür. Bay W.W. Edwards’ın bana verdiği bilgiye göreİngilizyarışatlarındasırtşeridi, taylarda,yetişkinatlardaolduğundandahayaygındırsanırım.Kısabirsüreöncedorubirkısrakla(birTürkmenaygırıilebirFlandrekısrağınındölü)dorubirİngilizyarışaygırındanbirkulunaldım;bukulunbirhaftalıkkensağrısındavealnındaçokdar,koyurenkli,zebranınkilerebenzerbirçokşeritvardıvebacaklarıhafifsekiliydi:Bütünbuşeritlerkısazamandatümüyle yitti.Burada ayrıntılara girmeden şunu söyleyebilirim:Britanya’danDoğuÇin’e, kuzeydeNorveç’tenMalayaTakımadalarınadek,birçokülkedekiçokfarklıatırklarındaomuzşeridivesekiörnekleri derledim. Bu şeritler dünyanın her yerinde en çok doru ve yağız doru donlarda ortayaçıkmaktadır;doruterimi,koyukahverengidenkremrenginedekbirsürürengikapsamaktadır.

Bu konuda yazmış olan Albay Hamilton Smith’in farklı at ırklarının farklı köken türlerdentürediğineinandığınıbiliyorum–bunlardanbiri,doruolanı,şeritliydi;veyukardaanılanişaretlerinhepsi doru ata-türle eskiden olmuş çaprazlanmaların sonucudur. Ama bu görüş güvenlereddedilebilir; çünkü iriBelçika koşum atının,Welshmidillisinin, ufacıkNorveç atının, ince uzunKattywar atının vb., yeryüzünün pek uzak kesimlerinde yaşayan bütün bu at ırklarının hepsinin,varsayılmışbirata-türleçaprazlanmışlığıpekolmayasıdır(improbable).

Şimdi at cinsindeki farklı türlerde çaprazlanmanın etkilerine dönelim. Rollin, eşek ile atınçaprazlanmasından elde edilen bayağı katırın sekili olmaya özellikle eğilimi bulunduğunubildirmektedir;BayGosse’yegöre,BirleşikAmerika’nınbelirlikesimlerindekatırlarınondadokuzusekilidir. Gördüğüm bir katırın bacakları öyle sekiliydi ki, hayvanın bir zebra hibriti olduğudüşünülebilirdi;BayW.C.Martin, at konusundaki değerli yapıtında, ona benzer bir katırın resminivermiştir. Eşek ve zebra hibritlerinin benim gördüğüm resimlerinde bacaklar vücudun öbürkesimlerindençokdahabelirginşeritliydiveonlarınbirindeçiftomuzşeridivardı.LordMorton’unkestane dorusu bir kısrakla bir quagga aygırından aldığı ünlü hibritte ve hatta aynı kısrağın dahasonra yağız bir Arap aygırından verdiği döllerde, bacaklar arıkan bir quagga’da olduğundan çokdaha belirgin sekiliydi. Son olarak, ki bu dikkate değer başka bir durumdur, Dr. Gray’in resminiçizdiği bir eşek ve hemionus hibriti örneği var (Dr. Gray ikinci bir örnek daha bildiğini banabildirdi);eşeğinbacaklarındabazensekibulunurvehemionustahiçyokturvehattaomuzşerididebulunmaz, ama bu hibritte bacakların dördü de sekiliydi ve tıpkı şu doru Devonshire ve Welshmidillilerindeolduğugibi,vehattabirazdazebranınkiniandıranakıtmalarıvardı.Busonörnektebirtekrenkşeridininbilesöylenegeldiğigibişansabağlıolmadığıkanısınakesinliklevardım;bueşekve hemionus hibritindeki akıtmalar, Kattywar ırkında ve çok şeritli atlarda da böyle akıtmalargörülüpgörülmediğiniAlbayPoole’asormamayolaçtıvealdığımyanıtolumluydu.

Şimdi, bu farklı olgular için ne demeliyiz?At cinsinden olan farklı türlerde, basit bir değişimlebacaklarda zebranınkilere benzer sekiler, ya da omuzlarda bir eşeğinkileri andıran şeritler ortayaçıktığınıgörmekteyiz.Dorudonluatlardabueğiliminherzamankuvvetliolduğunugörmekteyiz–vebudon,cinsinöbürtürlerindegenelliklerastlanandonlarauygundüşmektedir.Şeritleringörünüşüne

herhangibirbiçimdeğişmesiyadayenibirıraeklenmemektedir.Şeritliolmayaenkuvvetlieğilimien farklı türlerden elde edilen hibritlerde görmekteyiz. Şimdi bu hali farklı güvercin ırklarındainceleyelim:Güvercinırklarıbelirlişeritleriveişaretleriolanmavirenklibirgüvercinden(bu,ikiyadaüçalt-türüyadacoğrafiırkıdaiçerir)türemiştir;vebirırktabasitbirdeğişimlemavirenkortayaçıkınca,buşeritlerveöbürişaretlerdeherzamangörülmektedir;amabiçimlerindeyadaıralarındaherhangi bir değişme olmamaktadır. Farklı renklerdeki en eski ve arıkan ırklar çaprazlanınca,melezlerde mavi renge, şeritlere ve işaretlere kuvvetli bir eğilim görmekteyiz. Çok eski ıralarınyeniden ortaya çıkmasını açıklamak için en olası varsayım, ardışık her kuşağın yavrularında çokeskidenyitirilmiş ıralarıyenidengöstermeyekarşıbireğilimbulunmasıvebueğiliminbilinmeyennedenlerden ötürü bazen üstün gelmesidir, demiştim. Ve at cinsinin farklı türlerinde şeritlerinyavrularda yaşlılardan daha belirgin ya da daha sık olarak ortaya çıktığını da gördük. Bazılarıyüzyıllardırarıkanyetiştirilmişgüvercin ırklarına türdersek,budurumatcinsininfarklı türlerinindurumuna ne denli paralel düşmektedir!Kendi payıma, hiç çekinmeden binlerce ve binlerce kuşakgerilerebakıyorum,vezebragibişeritli,amabelkiçokfarklıbiryapıda,birhayvangörüyorum:Bu,evcil atımızın (evcil atımız ister bir, ister daha çok sayıda kökenden gelsin), eşeğin, hemionusun,quagganınvezebranınortakatasıdır.

Her at türünün bağımsız yaratıldığına inanan bir kimse, her türün hem evcilleşmenin hem dedoğanınetkisindebubakımdandeğişmeyeeğilimliyaratıldığınıvebundanötürüçoğuzamancinsinöbürtürlerigibişeritleredindiğini;vehertüründünyanınbaşkabaşkabölgelerindeyaşayantürlerleçaprazlanıncakendiözatalarınınkileredeğildecinsinöbürtürlerininkilerebenzerşeritlergösterenhibritlervermeyeçokeğilimliyaratıldığınıilerisürecektir,diyedüşünüyorum.Banaöylegeliyorki,bugörüşübenimsemek,gerçekolmayan,yadahiçdeğilsebilinmeyenbirnedenuğrunabirgerçeğireddetmektir.BugörüşTanrınınyapıtınınküçümsenmesivealdatmacasıdır;bugörüşe inansaydım,taşılkabuklularınaslayaşamamışolduğuna,tersine,sahillerdeyaşayankabuklularınbenzeriolsunlardiyeyaratıldığına,eskivebilgisizevrendoğumcular(cosmogonist)ilebirliktebendeinanırdım.

ÖZET

Değişim yasaları konusundaki bilgisizliğimiz korkunçtur. Yüzde bir örnekte bile, şu ya da buparçanın niçin değiştiğini herhangi bir gerekçeye bağladığımızı ileri süremeyiz. Ama birkarşılaştırmaolanağıbulduğumuzheryerde,aynıtürünçeşitleriarasındakiküçükfarklarınveaynıcinsin türleri arasındaki büyük farkların ortaya çıkmasında aynı yasaların etkin olduğuanlaşılmaktadır. Değişmiş koşullar, genellikle, yalnız kararsız değişkenliğe yol açmaktadır, amabazendoğrudanvebelirlietkilerigörülmektedir;vebuetkilerzamanla iyicebelirginleşebilir,amabukonudayeterkanıttanyoksunuz.Yapısalözelliklerinortaya çıkmasındaalışkanlıkveorganlarınkuvvetlenmesinde ve zayıflamasında kullanılma ve kullanılmama, birçok durumda etkiligörünmektedir. Kökendeş (homologous) parçalar aynı tarzda değişme eğilimindedir ve kökendeşparçalar birbiriyle kaynaşmaya da eğilimlidir. Sert parçalardaki ve dış parçalardaki değişiklikler,bazen, yumuşak ve iç parçaları etkilemektedir. Bir parça çok gelişince, bitişiğindeki parçalarınbesinini çekip almaya belki eğilimlidir; yapının zararlı olmadan saklanabilen her parçasısaklanacaktır. Genç yaşlardaki yapı değişmeleri daha sonra gelişen parçaları etkileyebilir; veiçyüzünüanlamayagücümüzyetmeyenbirçokkarşılıklıdeğişimörneğielbetteolmaktadır.Katmerliparçaların sayıları ve yapıları değişkendir, bu, belki belirli bir görev için özelleşmemiş olmalarıyüzünden değişikliklerinin doğal seçmeyle engellenmemesindendir. Aşağı organik yaratıklarınyukarıveoluşumlarıtümüyledahaçoközelleşmişyaratıklardandahadeğişkenolmasıdabelkiaynı

nedenin sonucudur. İşe yaramadıkları için güdükleşmiş organlara doğal seçmeyle düzenverilmemektedir,onlarındeğişkenliğibundanötürüdür.Türselıralar–aynıcinsinfarklıtürleriortakbiratadanayrıldığındanberideğişmekteolanıralar–cinsel ıralardan,yadauzunsüresoyaçekimleiletilmiş,vebusüreboyuncadeğişmemişıralardan,dahadeğişkendir.Bunlarısöylerkenancakkısabir süredir değişen ve böylelikle birbirinden sapan ve bundan dolayı hâlâ değişken olan özelparçalarayadaorganlarabaşvurduk;amaikincibölümdeaynı ilkeninbireyin tümüiçindegeçerliolduğunugörmüştük;çünkübircinsinbirçoktürününbulunduğubiryerde–yani,çoköncedenberideğişimvefarklılaşmaolan,yadayenitürselbiçimlerintüretilmesiişininetkinolduğuyerde–böylebirbölgedevebutürlerarasında,bugün,ortalamaolarak,pekçokçeşitbulmaktayız.İkincileşeyselıralarçokdeğişkendirveböyle ıralaraynıgrubuntürlerindepekfarklıolmaktadır.Oluşumunaynıparçalarındakideğişkenlik,genellikle, aynı türün iki eşeyinde ikincil eşeysel farklarveaynıcinsinayrı ayrı türlerinde türsel farklar doğmasını sağlamaktadır. Hısım türlerdeki aynı parçaya ya daorgana oranla olağanüstü bir ölçüde ya da olağanüstü bir tarzda gelişmiş bir parça ya da organ,cinsinortayaçıkmasındanberipekçokdeğişikliğeuğramışolmakgerekir;veböylelikleoparçanınya da organın çoğu zaman niçin öbürlerinden hâlâ daha değişken olduğunu anlayabiliriz; çünküdeğişim uzun ve yavaş bir süreçtir ve doğal seçme böyle durumlarda değişkenliği sürdürmeeğiliminiyadadahaazdeğişiklikgeçirmişbirdurumadönmeyibastırmayahenüzzamanbulmamışolacaktır.Ama olağanüstü gelişmiş bir organı olan bir tür, değişiklik geçirmiş birçok dölün atasıolunca –görüşümüze göre bu uzun bir zamanı gerektiren çok yavaş bir süreç olmak gerekir– budurumda, o organın gelişimi ne denli olağanüstü olursa olsun, doğal seçme ona durağan bir ırakazandırmayıbaşarmaktadır.Ortakbiratadanaşağıyukarıaynıyapıyısoyaçekimlealan,vebenzeretkilereuğrayantürlerdoğalolarakbenzeşdeğişimlergöstermeyeyönelir,yadabutürleraradabiratalarından bazılarının özelliklerine dönebilir. Ataya dönüşten ve benzeş değişimlerden yeni veönemli değişiklikler doğmamakla birlikte, böyle değişiklikler doğanın o güzel ve uyumluçeşitliliğiniartırır.

Atalarladöllerarasındakiherküçükfarkhanginedendenilerigelirsegelsin–herbirininbirnedeniolmakgerekir–şunainanmamıziçingerekçevardır:Hertürünyaşamaalışkanlıklarınagöreönemlibütünyapıdeğişikliklerininortayaçıkmasınısağlayan,yararlıfarklarınsüreklibirikimidir.

ALTINCIBÖLÜM

TEORİNİNGÜÇLÜKLERİ

Değişiklik geçirerek türeme teorisinin güçlükleri • Geçişsel çeşitlerin yokluğu ya daseyrekliği •Yaşama alışkanlıklarında geçiş •Aynı türde görülen çeşitlenmiş alışkanlıklar •Alışkanlıklarıhısımlarınınalışkanlıklarındançokfarklıtürler•Sondereceyetkinorganlar•Geçiş tarzları •Güçdurumlar •“Naturanon facit saltum”•Azönemliorganlar •Organlarbütündurumlardanyetkindeğildir•DoğalSeçmeTeorisi,TipBirliğiveVarolmaKoşullarıYasasınıdakapsar

Okur, yapıtımın bu bölümüne varmadan önce bir yığın güçlükle karşılaşmış olacaktır. Bunlarınbazılarıbugünedeküzerlerindebelirlibirölçüdeduraksamadandüşünemediğimkadarçetindir;ama,bunlarınçoğuyalnızcagörünüştedir,vegerçekolanlarsateorimiçinyıkıcıdeğildirsanırım.

Bu güçlükler ve itirazlar şöyle sınıflanabilir: Birincisi, türler başka türlerden belli belirsizaşamalardan geçerek türediyse, neden her yerde sayısız geçişsel biçimlere (transitionalform)rastlamıyoruz? Bugün gördüğümüz türler yerine doğada neden biçimlerin karmakarışıklığı ilekarşılaşmıyoruz?

İkincisi,örneğin,yapısıvealışkanlıklarıbakımındanyarasaolanbirhayvan,çok farklıyapısıvealışkanlıkları olan başka bir hayvanın değişiklik geçirmesiyle oluşabilir mi? Doğal seçmenin biryandanzürafanınkuyruğugibisinekkovmayayarayanpekazönemlibirorganveöteyandan,gözgibişaşılasıbirorgantüretebildiğineinanabilirmiyiz?

Üçüncüsü, içgüdüler doğal seçmeyle kazanılabilir ve değişikliğe uğratılabilir mi? Arıyı büyükmatematikçilerinbuluşlarınıçoköncedenuyguladığıpetekgözleriniyapmayayönelten içgüdü içinnediyeceğiz?

Dördüncüsü, birbirleriyle çaprazlanan türlerin kısırlığını ve kısır döller vermelerini, oysabirbirleriyleçaprazlanançeşitlerindölverimlerininbozulmadankalmasınınasılaçıklayacağız?

İlk iki madde burada, başka bazı itirazlar gelecek bölümde, İçgüdü ve Hibritlik onu izleyen ikibölümdetartışılacaktır.

Geçişselçeşitlerinyokluğuyadaseyrekliğiüzerine.–Doğalseçmeyalnızcayararlıdeğişikliklerinsaklanmasıyla iş gördüğü için, her yeni biçim, tümüyle tutulmuş bir bölgede yarıştığı daha azgelişmiş kendi ata-biçiminin ve daha az kayırılan öbür biçimlerin yerlerini kapmaya ve sonundaonlarıyoketmeyeçabalayacaktır.Böylecetükenmeiledoğalseçmeeleleilerler.Bundanötürü,hertürebilinmeyenbirbiçimindölügözüylebakarsak,gerekata-biçimvegerekbütüngeçişselçeşitler,yenibiçiminoluşmasıveyetkinleşmesisüreciylegenellikleyokedilmişolacaktır.

Ama, bu teoriye göre sayısız geçişsel biçimler olmak gerektiğine göre, onlara yer kabuğunagömülmüş olarak neden çok sayıda rastlamıyoruz? Bu soruyu Yerbilimsel Belgelerin Eksikliğibölümünde tartışmak daha uygun olacaktır; burada yalnız şunları söylemek isterim: Gerçekte busorununyanıtıbelgeleringenelliklesanıldığındançokdahaeksikolmasındagizlidir.Yerkabuğupekbüyük bir müzedir; ama doğal dermeler (collection) eksiktir ve ancak uzun zaman aralıklarıylayapılmıştır.

Amayakınhısımbirçoktüraynıalandayaşayınca,bugüngeçişselepeycebiçimeneolursaolsunrastlamamız gerekir, diye üstelenebilir. Basit bir durumu ele alalım: bir kıtada kuzeyden güneyegidersek, zaman zaman, yakın hısım ya da temsilci türlerle karşılaşırız ve onların, ülkenin doğalekonomisindeaşağıyukarıaynıyerituttuklarıbellidir.Butemsilcitürlerçoğuzamanbirbirinebitişirveiçiçegeçervebirigittikçeseyreldiğioranda,başkabirionunyerinialıncayadekgittikçesıklaşır.Ama bu türleri karışık bulundukları yerde birbirleriyle karşılaştırırsak, her birinin yayılmaalanlarının ortalarından alınan örnekler gibi yapılarının her ayrıntısında birbirinden kesinlikle vegenelliklefarklıolduklarınıgörürüz.Teorimegöre,buhısımtürlerortakbiratadangelmektedirvedeğişiklikgeçirmesüreciboyunca,herbirikendiçevresininkoşullarınauyarlanmışvebaşlangıçtakiata biçiminin ve kendisinin geçmişteki ve bugünkü durumları arasında bulunan bütün geçişselçeşitlerinyerinialmışveonlarıyoketmiştir.Bundandolayı,bugünonlarınyayılmaalanlarındaçoksayıda geçişsel çeşitlere rastlamayı bekleyemeyiz, ama onlar oralarda yaşamış olmak gerekir vegömülmüş ve taşıllaşmış olarak oralarda bulunabilirler. Peki ama geçit bölgelerde, yaşamkoşullarının geçiştiği yerlerde, neden birbirine yakın geçişsel çeşitlere rastlamıyoruz? Bu güçlük,uzunsüre,kafamıkarmakarışıketti.Amabununbüyükölçüdeaçıklanabileceğineinanıyorum.

Herşeydenönce,sonuççıkarırkensonderecedikkatliolmalıyız,çünküşimdisürekliolanbiralan,uzunbir süredenberi öyle değildir.Yerbilim, kıtaların çoğunun,ÜçüncüZamanın sonlarında bile,adalara bölündüğünü göstermektedir; ve böyle adalarda, farklı türler, ara bölgelerde ara çeşitlerolmadandaayrıayrıoluşmuşolabilir.Bugünsürekliolandenizler,çoğuzaman,karanınbiçimindeve iklimde ortaya çıkan değişmelerden ötürü, bugün olduklarından daha az sürekli ve bir-biçimkoşullarda varolmuş olmalıdır. Ama güçlüklerden kurtulmanın bu yolunu bir yana bırakmakistiyorum; çünkü tümüyle belirgin birçok türün tam anlamıyla sürekli alanlarda oluştuğunainanıyorum; ama bugün sürekli olan alanların eskiden kesiklenen koşullarının, özellikle özgürceçaprazlananveyerdeğiştirenhayvanlarda,yenitürlerinoluşmasındaönemlibirpayıbulunduğundandahiçkuşkulanmıyorum.

Türlerinbugüngenişbiralandakidağılımınıincelersek,oalanınbüyükbirkesimindeoldukçaçoksayıda bulunduklarını ve sonra alanın sınırlarına doğru epey çabuk seyreldiklerini ve sonundayittiklerini genellikle görürüz. Bundan ötürü, iki temsilci tür arasındaki yansız (neutral) kesim otürlerin kendi yayılma alanlarına oranla çoğu zaman dardır. Aynı olguyu dağlara tırmanırkengörürüz ve Alph. de Candolle’un gözlediği gibi, bazen, yaygın bir dağsal (alpine) türün pekbirdenbireyitmesi gerçektendikkatedeğerdir.AynıolguyuE.Forbesdenizinderinliklerini taraklaiskandilederkenfarketmiştir.İklim,yükseklikvederinliksezilmedenderecelendiğiiçin,buolgulariklimi ve fiziksel yaşam koşullarını dağılımın en önemli öğesi sayanları şaşırtsa gerektir. Amahemenhemenher türün,kendiyaşamaalanındabilekendisiyleyarışanbaşka türlerolmasaydı,pekçok üreyeceğini; yırtıcı olsun, yırtıcılara av olsun, aşağı yukarı bütün türlerin, sözün kısası bütünorganikvarlıkların,dolaylıyadadolaysızolarak,öbürorganikvarlıklarlaçoksıkıilişkiliolduğunugözönündebulundurursak,görürüzki,birülkedekicanlılarınyayılımısezilmedendeğişenfizikselkoşullaraaslabağlıdeğildir,tersine,büyükölçüde,sırtındangeçindiği,yadakendisiniyokeden,yadayarıştığıöbürtürlerinvarlığınabağlıdır;vebutürler,artıkbelirlenmişolduklarıiçin,vesezilmezaşamalarlabirbirlerinekarışmadıklarıiçin,herhangibirtürünyayılmaalanıöbürlerininkilerebağlıolarak,kesinliklebelirlenmeyeeğilimliolacaktır.Bundanbaşka,her tür,dahaazsayıdabulunduğukendiyayılmaalanının sınırlarında,düşmanlarınınyadaavlarının sayısındakidalgalanmalaryadamevsimlerinözelliklerindekideğişmelersırasında,tümüyletükenmeyepekuygundurumdaolacaktırveböylece,türüncoğrafialanıgittikçedahakesinolarakbelirlenecektir.

Hısım ya da temsilci türler, sürekli bir alanda yaşadıkları zaman, genellikle her birinin oldukça

birdenbire seyrekleştiği belirli bir ölçüde dar ve yansız bölgelerle çevrili geniş bir yayılma alanıolduğuiçinve,çeşitleraslındatürlerdenfarklıolmadıklarıiçin,aynıkuralbelkiikisiiçindegeçerliolacaktır;veçokgenişbiralandayaşayanbir türüdikkatealırsak, ikiçeşidigeniş ikialana,vebirüçüncüçeşididarbirarabölgeyeuyarlamamızgerekecektir.Buyüzden,araçeşit,darveküçükbiralandayaşadığı için,sayıcadahaazolacaktırvegerçekten,görebildiğimkadarı ile,bukuraldoğalbir durumdaki çeşitler için geçerlidir. Balanus cinsinin belirgin çeşitleri arasındaki çeşitlerde bukuralın çok güzel örneklerine rastladım. Ve Bay Watson, Dr. Asa Gray ve Bay Wollaston’danedindiğimbilgileregöre,genellikle,ikiayrıbiçimarasındageçişselçeşitlerolunca,onlarbirbirinebitiştirdikleri çeşitlerden sayıca çok daha az görünmektedir. Şimdi, bu olgulara ve çıkarsamalara(inference)güvenebilirsekveikibaşkaçeşidibağlayançeşitlerinbirbirinebağladıklarıbiçimlerdengenellikle sayıca daha az olduğu sonucuna varırsak, o zaman, ara çeşitlerin neden çok uzun sürekalımlı olmamak gerektiğini ve genel bir kural olarak, onların başlangıçta birbirine bağladıklarıbiçimlerdenniçindahaçabuktükenmekgerektiğinianlayabiliriz.

Yukardasöylediğimgibi,sayıcaazbulunanbirbiçim,sayıcaçokolandançokdahakolayyokedilirvebuözeldurumda,arabiçim,her ikiyanındakihısımbiçimlerinsaldırısınauğrayıverebilir.Amaçok daha önemli olan etken şudur: İki çeşidin farklı iki türe dönüştüğü ve yetkinleştiği varsayılandeğişiklikgeçirmesüreciboyunca,dahagenişalanlardayaşadıklarıiçinsayıcadahaçokbulunanikiçeşidin dar ve ara bir bölgede yaşayan ve sayıca az olan ara çeşide karşı büyük bir üstünlükleriolacaktır. Çünkü sayıca çok olan çeşitlerin belirli bir sürede doğal seçmeye uygun değişikliklergöstermeleri şansı, sayıca az, seyrek biçimlerinkinden daha büyüktür. Bundan ötürü, yaşamayarışında,dahayaygınbiçimler,dahaazyaygınlarıbastırmayaveonlarınyerlerinikapmayaeğilimliolacaktır, çünkü seyrek biçimler daha yavaş değişiklik geçirmekte ve daha yavaş gelişmektedir.Benim inandığımve ikinci bölümdegösterildiği gibi, yaygın türlerin her ülkede, ortalamaolarak,seyrek türlerden daha çok sayıda belirgin çeşit türetmesi de bu ilkeye dayanmaktadır. Ne demekistediğimi belirtmek için, biri pek dağlık bir bölgeye, bir ikincisi birinciye oranla dar, daha azengebelibiralanavebirüçüncüsüdeeteklerdebaşlayangenişdüzlüklereuyarlanmışüçkoyunçeşidivarsayalımveoalanlardakibütünsürüsahiplerininaynıustalıkveyılmazlıklaveseçmeylesürüleriniiyileştirmeye uğraştıklarını düşünelim; bu durumda, dağlardaki ya da düzlüklerdeki büyük sürüsahiplerinin sürülerinidahaçabuk iyileştirme şansı,darvearadakalanazengebeli alandakiküçüksürüsahiplerininkindendahaiyiolacaktırvebundandolayı,gelişmişdağyadaovaırkıazengebelialandakidahaazgelişmişırkınyeriniçabucakalacaktır;veböylece,başlangıçtasayıcaçokolanikiırk,yerikapılanaraçeşidinaracılığıolmadan,birbiriyleyakınilişkidurumunageçecektir.

Özetlemek gerekirse, türlerin epey belirgin nesneler olduğuna ve asla değişen ve aracılık edenbiçimlerin çapraşıkbirkarışıklığıolmadığına inanıyorum;çünkü,birincisi, değişimçokyavaşbirsüreç olduğu için, ve doğal seçme uygun bireysel farklar ya da değişimler oluncaya, ve ülkenindoğalekonomisindekibiryerioranıncanlılarındanbirininyadabirkaçınındeğişiklikgeçirmişbirbiçimidahaiyikaplayabilinceyedekhiçbirşeyyapamayacağıiçin,yeniçeşitlerçokyavaşoluşur.Veböyleyeniyerler,ikliminyavaşdeğişmelerine,yadayenicanlılarınaradabirgöçetmesinevebelkide, daha önemli bir ölçüde, eski canlılardan bazılarının yavaş yavaş değişiklik geçirmesine veböyleceortayaçıkanyenibiçimlerleeskilerinbirbirlerinietkilemesinebağlıdır.Öyleki,herhangibiryerde ve herhangi bir zamanda, bir dereceye dek sürekli yavaş yapı değişiklikleri gösteren ancakbirkaçtürgörmemizgerekir;gördüğümüzdegerçektenbudur.

İkincisi, bugünkü sürekli alanların çoğu oldukça yakın zamanlarda ayrıklanmış parçalar olmuşolmalıdır.Oralardakibiçimlerinbirçoğu,özellikleherdoğumiçinçiftleşenveçokyerdeğiştirenler,temsilci türler olarak nitelendirilmelerine yetecek kadar birbirinden uzak kalmış olabilir. Bu

durumda,farklıtemsilcitürlerleonlarınortakatalarıarasındakigeçişselçeşitler,buayrıklanmışkaraparçalarında eskiden varolmakgerekir, amabu ara halkalar doğal seçme süreci boyunca yerlerinikaptırmışvetükenmişolacaktır,buyüzdenoarabiçimlerecanlıolarakrastlanmayacaktır.

Üçüncüsü, tamanlamı ile süreklibir alanın farklıkesimlerinde ikiyadadahaçokçeşitoluştuğuzaman,geçitbölgelerdearaçeşitlerönceleribelkioluşabilecektir,amaonlarınömrügenelliklekısaolacaktır. Çünkü o ara çeşitler, yukarda belirtilen gerekçelerden (yani, yakın hısım ya da temsilcitürlerin ve onanmış çeşitlerin bugünkü dağılımı konusundaki bilgilerimizden) ötürü, geçitbölgelerde, birbirine bitiştirdikleri çeşitlerden daha az sayıda bulunacaktır. Yalnızca bundan ötürü,araçeşitlerdışetkilerlekolaycatükenecektir;vedoğalseçmeyledahadadeğişikliğeuğramasüreciboyunca, onlar birbirine bağladıkları biçimlere yenilecek ve yerlerini kaptıracaklardır; çünkü obiçimlersayıcadahaçokoldukları için, toplamolarakdahaçokçeşitgösterecek,veböylecedoğalseçmeyledahadagelişecekveyeniüstünlükleredineceklerdir.

Sonuncusu, teorim herhangi bir zaman için değil de bütün zamanlar için doğruysa, aynı grubunbütün türlerini birbirine birleştiren pek çok ara çeşit kesinlikle varolmuş olmalıdır; ama, sık sıkbelirtildiğigibi,doğalseçmesüreciatabiçimlerivearadakibağlantılarıhiçdurmadanyoketmeyeçabalar. Bundan ötürü onların geçmişteki varlığının kanıtları yalnızca taşıl kalıntılar arasındabulunabilir, ama onlar, gelecek bölümlerden birinde göstermeye çalışacağımız gibi, aşırı eksik vearalıklıolaraksaklanmıştır.

Kendilerine özgüalışkanlıkları ve yapıları olanorganik varlıkların kökeni ve geçişleri üzerine. –Benim savunduklarıma benzer görüşlerin karşısında olanlar şöyle sorabilirler: Örneğin, etçil birkarahayvanınasıloldudasusal(aquatic)alışkanlıklarıolanbirhayvanadönüşebildi,vebuhayvangeçişseldurumdaykennasıl yaşayabildi?Tamanlamı ilekarasalve susal alışkanlıklar arasındabirdiziyakınaşamalargösterenetçilhayvanlarınbugündevarolduğunukanıtlamakkolaydır;veonlarınherbiriyaşamakiçinbirsavaşvererekvarolduğunagöre,herbirinindoğadakiyerineiyiuyarlanmışolmakgerektiği besbellidir.KuzeyAmerikavizonuna (Mustelavison) bakınız, ayak parmaklarınınarasıperdelidir,kürkü,kısabacaklarıvekuyruğununbiçimisusamurununkilerebenzer.Buhayvanyazboyuncasuyadalarvebalıkavlar,amauzunkışmevsimiboyuncadonmuşsulardanuzaklaşırveöbürsansargiltürlerigibi,farevekarahayvanlarıavlar.Başkabirdurumelealınıpdaböcekçilbirdört-ayaklınınnasılolupdauçanbiryarasayadönüştüğüsorulsaydı,busoruyuyanıtlamakçokdahagüçolurdu.Bununlabirlikteböylegüçlüklerinpekdeönemliolmadığınısanıyorum.

Derlediğim ilginçbir sürüörnekten,hısım türlerdekigeçişsel alışkanlıklarveyapılarüzerineveaynıtürdekiçeşitlenmiş,kalıcıyadageçicialışkanlıklarüzerineancakbiryadaikiörnekverebilmekgibi sıkıcıbirdurumaburadadadüşüyorum.Vebanaöylegörünüyorki,yarasanınkigibikendineözgübirdurumdagüçlüğüazaltmakiçinböyleörneklerinuzunbirlistesielverir.

Sincapgilleri(Sciuridae)elealalım:Buradakuyruklarıyalnızcahafifyassılaşmışhayvanlardan,veSirJ.Richardson’ınbelirttiğigibi,vücutlarınıngerisiepeycegenişveböğürlerindekideriepeytamolanbaşkahayvanlardan, uçar-sincaplaradek en ince aşamaları buluyoruz; veuçar-sincaplarda artbacaklarvehattakuyrukbaşlangıcıgenişbirderiuzantısıylabirleşmiştir, vebu,bir ineç (paraşüt)görevi yapmakta ve bu hayvanların havada, ağaçtan ağaca, şaşılacak kadar uzağa akıp gitmesinisağlamaktadır. Her özgün yapının her sincap türüne kendi yurdunda yararlı olduğundankuşkulanamayız, çünkübu,yırtıcıkuşlardanyadabaşkayırtıcılardankaçmalarını,besinlerinidahaçabuk toplamalarını sağlamakta, ya da, inanmamız için gerekçe olduğu üzere, rastgele düşmenintehlikesiniazaltmaktadır.Amabundan,hersincabınyapısınınolanaklıbütünkoşullardaolabilenineniyisi olduğu sonucu çıkmaz. İklimin ve bitki örtüsünün değiştiği, göçle başka kemiricilerin ortaya

çıktığıveyaşamayarışınakatıldığıyadayeniyırtıcılarıngeldiği,yadaeskilerindeğişiklikgeçirdiğidüşünülürse, bütün bu ilişkilere bakarak, değişiklik geçirmedikleri ve yapıca uygun bir tarzdagelişmedikleri sürece hiç değilse bazı sincapların sayıca azalacağına ve tükeneceğine inanmamızgerekir. Bundan ötürü, özellikle değişen yaşam koşullarında, böğür-derileri gittikçe tamamlananbireyleri sürekli olarak korunmasında doğal seçme sürecinin birikmiş etkileriyle yetkin bir uçar-sincap ortaya çıkıncaya dek her değişikliğin yararlı olmasında ve sürdürülmesinde hiçbiranlaşılmazlıkgöremiyorum.

Şimdi de uçar-makiyi (Galeopithecus) inceleyelim; uçar-maki eskiden yarasalardan sayılıyordu,oysabugünböcekçillerdenolduğunainanılmaktadır.Uçar-makidepekgenişbirböğür-derisiçeneninköşelerindenkuyruğadoğrugerilmiştir,vebacaklarlauzamışparmaklarıdaiçermektedir.Buböğür-derisi gerici bir kasla donatılmıştır. Havada akıp gitmeye uyarlanmış ve bugün uçar-makiyi öbürböcekçillerle bağlayan ara halkalar bulunmamakla birlikte, böyle ara halkaların eskidenvarolduğunu,veherbirinin tıpkıhavadapekde iyikayamayansincaplargibiaşamalardangeçerekgeliştiğini; yapıdaki her değişmenin hayvan için yararlı olduğunu düşünmek hiç de güç değildir.Uçar-makinin deriyle birleştirilmiş parmaklarının ve önkollarının doğal seçmeyle büyük ölçüdeuzatılabildiğineinanmaktadayenilmezbirgüçlükgörmüyorum;vebu,uçmaorganlarısözkonusuolduğusürece,hayvanıbiryarasayadönüştürmeyeyeter.Kanat-derisiomuzdankuyruğadekuzananve art bacakları da içeren belirli yarasalarda, belki başlangıçta uçmaktan çok havada süzülmeyeuyarlanmışbiraygıtınizlerinigörmekteyiz.

Aşağı yukarı bir düzine kuş cinsi tükenmiş olsaydı, kanatlarını mankafa ördek (Micropterusbrachypterus) gibi yalnızca suya çarparak kullanan; penguen gibi suda yüzgeç ve karada ön-kololarak;devekuşugibigibiyelkenolarakkullanan;vekivi(Apteryx)gibihiçbiramaçlakullanmayankuşlarınyaşayabilmişolduğunusanmakataklığınıkimgösterebilirdi?Oysabukuşlarınherbirininyapısıyaşadığıkoşullardakendisiiçiniyidir,çünküherbirisavaşarakyaşamakzorundadır;amaherbirininyapısıolanaklıbütünkoşullardaolabileninilledeeniyisideğildir.Busözlerden,belkihepside kullanılmamanın sonucu olan bu kanat yapılarının her birinin, kuşların gerçekten tam uçmayetisinikazanmalarınısağlamışaşamalarınbelirtisiolduğusonucunavarılmamalıdır;amabunlar,hiçdeğilsegeçişinhangiçeşitlitarzlarıolabileceğinigöstermeyeyarar.

Su-soluyan (water-breathing) sınıfların kabuklular ve yumuşakçalar gibi birkaç üyesinin karadayaşamayauyarlanmış olduğunugörüyoruz, ve uçan kuşlar vememeliler, pek çeşitli tiplerde uçan-böcekler olduğunu, ve eskiden uçar sürüngenler yaşamış olduğunu biliyoruz. Bugün göğüsyüzgeçlerini çırparak sudan fırlayıp havada bir yay çizerek kaydıktan sonra suya dönen uçar-balıkların tam uçan hayvanlara dönüşebileceği anlaşılırdır. Bu gerçekleşseydi, bu hayvanların ilkgeçişseldurumlarında ikenaçıkdenizlerdeyaşadığınıvebaşlangıçdurumundakiuçmaorganlarını,bildiğimizkadarıile,yırtıcıbalıklardankaçıpkurtulmakiçinkullandığınıkimdüşünebilirdi.

Birkuşunuçmayayarayankanatlarıgibibelirlibiramaçiçinçokyetkinleşmişherhangibirorganlakarşılaşınca, o yapının ilk geçişsel aşamalarını gösteren hayvanların pek seyrek olarak günümüzedek sağ kalmış olacağını düşünmeliyiz, çünkü doğal seçmeyle giderek daha da yetkinleştirilmişardılları onların yerini kapmıştır. Bundan başka, çok farklı yaşama alışkanlıklarına uymuş yapılararasındaki geçişsel durumların, erken bir dönemde, aşağı birçokbiçimde ancakpek seyrek olarakçok sayıda gelişmiş olacağı sonucuna da varabiliriz. Öyleyse, tasarladığımız uçar-balık örneğinedönersek gerçekten uçabilen balıkların, aşağı birçok biçimden başlayarak, karada ve suda türlübirçok avı türlü yollardan yakalamak için, uçma organlarının yaşama savaşında öbür hayvanlarakarşı onlara belirli bir üstünlük sağlayacak yetkin bir aşamaya ulaşıncaya dek gelişmesi olası

görünmemektedir.Buyüzden,geçişselaşamalardakitürleritaşıldurumdabulmaşansıherzamançokazolacaktır,çünküböyletürlertümüylegelişmişorganlarıolanlardandahaazsayıdavarolmuştur.

Şimdi, aynı türün bireylerinde çeşitlenmiş ve değişmiş alışkanlıklara iki ya da üç örnek vermekistiyorum. Her iki durumda da, hayvanın yapısını onun değişmiş alışkanlıklarına, ya da türlüalışkanlıklarındanyalnızbirineuyarlamakdoğalseçmeiçinkolayolur.Bununlabirlikte,genellikleöncealışkanlıklarınveardındanyapınındeğişipdeğişmediğine,yadayapıdakihafifdeğişikliklerindeğişmiş alışkanlıklara yol açıp açmadığına karar vermek bizim için güçtür ve maddedışıdır(immaterial); belki çoğu kez, ikisi hemen hemen aynı zamanda olmaktadır.Değişmiş alışkanlıklarkonusunda,bugünyabancıkökenlibitkilerleyadaözellikleyapma(artificial)maddelerle beslenenbirçokBritanyalı böceği anmakbile yetecektir.Çeşitlenmiş alışkanlıklara sayısız örnekverilebilir:GüneyAmerika’da,tıpkıbirkerkenezgibihavadakanatçırparakbirnoktaüzerindeduranvesonrabaşka bir noktaya geçen ve başka zamanlar su kıyısında hiç kımıldamadan bekleyen, ve sonra birbalığı yakalamak için tıpkı bir yalı çapkını gibi kendini suya atan bir sinek yutanı (Saurophagussulphuratus)sıksıkgözetledim.İngiltere’debirbaştankaranın(Parusmajör)bir tırmaşıkkuşugibidallaratırmandığıvebazen,birörümcek-kuşununyaptığıgibi,küçükkuşlarıgagalayaraköldürdüğügörülebilir;ve,baştankaranınbiriporsukağacınındalındaki tohumlarısıvacıkuşugibigagalayarakkırdığını gördüm ve işittim. Hearne, Kuzey Amerika’da kara ayının ağzını alabildiğine açaraksaatlerceyüzdüğünüveböylelikle,birbalinagibi,sudakiböcekleriyakaladığınıgörmüştür.

Bazen, türlerinin ya da aynı cinsin öbür türlerinin alışkanlıklarından farklı alışkanlıkları olanbireyler gördüğümüz için, böyle bireylerin, ara-sıra, sapkın alışkanlıkları olan ve yapıları kenditiplerininkinden biraz ya da önemli ölçüde farklılaşmış yeni türler türetmesini bekleyebiliriz. Vedoğadaböyleörneklervardır.Ağaçlaratırmananvekabuğunçatlaklarındakiböcekleriçekipçıkaranağaçkakanınkindendahagüzelbiruyarlanmaörneğiverilebilirmi?OysaKuzeyAmerika’daçoklukyemişlerle beslenen ağaçkakanlar vardır, ve uçarken böcek avlayan, kanatları uzamış başkaağaçkakanlar da bulunmaktadır. La Plata’nın hemen hemen hiç ağaç yetişmeyen ovalarında birağaçkakan(Colaptescampestris)yaşamaktadır; ayakparmaklarının ikisiöneve ikisi arkayadoğruçıkmaktadır, dili uzun ve sivridir, sivri kuyruk telekleri bir direğe konduğu zaman kuşu düşeytutmayaelverecekkadarserttir,amatipikağaçkakanlarınkilerkadarsertdeğildir,vegagasıdüzgünvegüçlüdeğildir,amagenedeağacıdelebilecekgüçtedir.Bundanötürü,buColaptesyapısınınbütünönemli parçaları bakımından gerçek bir ağaçkakandır. Renk, sesin kulak tırmalayıcılığı ve alçalıpyükselerekuçmakgibiönemsizıralarbakımındanbile,bayağıağaçkakanlayakınkan-ilişkisiolduğuapaçıktır; bununla birlikte, yalnız kendi gözlemlerime değil, Azara’nın güvenilir gözlemlerine dedayanarak, bu kuşun belirli geniş alanlarda ağaçlara tırmanmadığını ve yuvasını yamaçlardakikovuklara yaptığını güvenle söyleyebilirim! Ama aynı ağaçkakan, Bay Hudson’ın belirttiği gibi,belirli başka alanlarda ağaçlara uğramakta, ve yuvasını yapmak için ağaç gövdesinde kovukaçmaktadır.Bucinsindeğişmişalışkanlıklarınaörnekolarak,DeSaussure’ünMeksika’daincelediğibirağaçkakanıniçindemeşepalamudubiriktirmekiçinsertağaçlardakovuklaraçmasınıanabilirim.

Fırtınakırlangıçlarıokyanuslarüzerindehavadaençokkalankuşlardır,amaAteşÜlkesinindurgunvesessizboğazlarındayaşayanbir tür,Puffinuriaberardi,genelalışkanlıklarıbakımından,şaşırtıcıdalma yetisi, yüzme ve uçmak zorunda kalınca uçma tarzı bakımından bir dalgıçkuşuyla ya dayumurta-piçiyle karıştırılabilir; ama aslında bir fırtına kırlangıcıdır, ne var ki, oluşumununbirçokparçası yeni yaşama alışkanlıklarına bağlı olarak çok değişiklik geçirmiştir; oysa La Plataağaçkakanının yapısında ancak hafif değişiklikler olmuştur.Ölü bir su-karatavuğunu inceleyen birgözlemci, onun yarı-susal (sub-aquatic) alışkanlıkları olduğundan asla kuşkulanmazdı; oysakaratavukgillerinhısımıolanbukuş,besininisuyadalaraksağlar,sualtındakanatlarınıkullanırve

ayakları ile taşlara tutunur. Proctotrupes cinsi ayrı tutulursa, büyük zarkanatlılar (Hymenopterd)takımının bütün üyeleri karada yaşar. Sir John LubbockProctotrupes’in alışkanlıkları bakımındansusalolduğunubulmuştur;sıksıksuyadalar,veosıradabacaklarınıdeğilkanatlarınıkullanır,vesualtında dört saat kadar kalabilir; bununla birlikte, sapkın alışkanlıklarına uygun hiçbir yapıdeğişikliğigöstermez.

Hercanlınınbugünolduğugibiyaratıldığınainananbirkimse,yapısıilealışkanlıklarıuyuşmayanbir hayvana rastlayınca şaşsa gerektir. Ördeklerin ve kazların perdeli ayaklarının yüzmek içinoluştuğundandahaanlaşılırneolabilir?Amayaylalardayaşayanayaklarıperdelikazlarsuboylarınapek seyrek uğrar; ve Audubon’dan başka hiç kimse, bugüne dek, okyanus yüzeyinde, ayakparmaklarının dördünün de arası perdeli olan fregat kuşu [uzun kanatlı bir deniz kuşu, -ç.]görmemiştir. Öte yandan, su-tavukları ve dalgıçkuşları, ayak parmakları deriyle yalnızca çevriliolmakla birlikte, pek susal kuşlardır. Bataklık kuşlarının deriyle donatılmamış uzun ayakparmaklarının batakta ve yüzen yapraklar üzerinde yürümek için oluştuğundan daha anlaşılır nevardır? Sazlık tavuğu [Ortygometra, -ç.] ile kızıl su-tavuğu [Crex, -ç.] bu takımın üyesidir, amabirincisi aşağı yukarı su-tavuğukadar susaldır, oysa ikincisi nerdeyse keklik ya da bıldırcın kadarkarasaldır. Böyle durumlarda, bunlara başkaları da eklenebilir, alışkanlıklar değişmiş, ama yapıdabunauygunbirdeğişmeolmamıştır.Yaylakazındaperdeliayaklarıngörevbakımındangüdükleştiği,amayapıbakımındangüdükleşmediğisöylenebilir.Fregatkuşununparmaklarıarasındakiçokeksikperde,yapınındeğişmeyebaşladığınıgöstermektedir.

Ayrı ayrı ve sayısız yaratma eylemine inanan bir kimse, böyle durumlarda, Yaradanın bir tipinbaşka birinin yerini almasını dilediğini söyleyebilir; ama bu, bana, olgunun yalnızca ağırbaşlı birdille yeniden söylenmesi gibi görünüyor. Varolma savaşına ve doğal seçme ilkesine inanan birkimse, her organik varlığın sayısını hiç durmadan çoğaltmaya çabaladığını ve yapısı ya daalışkanlıklarıbakımındanpekazdaolsadeğişenveböylelikleaynıülkeninöbürcanlılarınakarşıbirüstünlük kazanan bir canlının, öbür canlıların yerini –orası kendi yerinden farklı olsa bile–kapacağını kabul edecektir. Bundan ötürü, susuz yerlerde yaşayan ve su boylarına seyrek uğrayanayaklarıperdelikazlarvefregatkuşları;hemenhemenhiçağaçsızyerlerdeağaçkakanlar;suyadalankaratavuklarvezarkanatlıböceklervedalgıçkuşununkilergibialışkanlıklarıolanfırtınakırlangıçlarıolması,onuhiçşaşırtmayacaktır.

SONDERECEYETKİNVEKARMAŞIKORGANLAR

Gözünodağını farklıuzaklıklarauydurması, içeribırakılacak ışık tutarını ayarlaması,küreselverenksel sapmayı (aberration) düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün doğal seçmeyleoluşabildiğinidüşünmeninpeksaçmagöründüğünüaçıkyürekle itirafederim.Güneşindurduğuvedünyanın onun çevresinde döndüğü ilk söylendiği zaman, insanoğlunun sağduyusu genellikle buöğretininyanlışolduğunuönesürdü;amaherfilozofunbildiğigibi,“Voxpopuli,voxDei”[Halkınsesi,Hakkınsesi,-ç.]diyenoeskiatasözünebilimdegüvenilemez.Sağduyubanaşöylediyor:Basitve eksik bir gözden karmaşık ve yetkin bir göze çıkan ve her biri gözü taşıyan yaratığa yararlıaşamalarınvarlığı(durumkesinliklebudur)gösterilebilirse;dahasonra,gözündurmadandeğiştiğivedeğişimlerinsoyaçekildiği(durumgerçektenböyledir)ortayakonabilirse;vebutürlüdeğişimlerdeğişen yaşam koşullarında bir hayvana yararlıysa, o zaman, yetkin ve karmaşık bir gözün doğalseçmeyle oluştuğuna, bu bizim hayal gücümüzü aşsa bile, inanmanın güçlüğü teorim için yıkıcısayılmamalıdır.Birsinirinnasılolupdaışığaduyarlıdurumageldiğisorusu,biziyaşamınkendisininnasıltürediğisorusundanhiçdedahaçokilgilendirmez;amahiçsiniriolmayıpdaışığaduyarlıolan

aşağıbazıyaratıklarınetindeki(sarco)belirliduyganöğelerinbirleşmesivebuözelduyarlığıtaşıyansinirleringelişmesiolanaksızgörünmemektedir.

Herhangibirtürdebirorganıyetkinleşmeaşamalarınıaraştırırken,otüründoğrudandoğruyaatasıolan yaratıkları özellikle incelememiz gerekir; ama bu her zaman yapılamaz ve hangi aşamalarınolabildiğini,vebazıaşamalarındeğişmedenyadabirazdeğişereksoyaçekimle iletildiğinigörmekiçin, aynı grubun başka türlerine ve cinslerine, yani aynı ata-biçimden gelen uzaklaşmış döllerebakmak zorunda kalırız. Ama aynı organın farklı sınıflardaki durumu da, onun yetkinleşmeaşamalarınıaydınlatabilir.

Göz denebilecek en basit organda renk gözeleriyle çevrili ve yarı saydambir deriyle örtülü birgörme siniri vardır, ama mercek ya da ışığı kıran başka bir kesim yoktur. Bununla birlikte, M.Jourdain’egöre,birbasamakdahaaşağı inebiliriz,vekümeleşmiş renkgözelerigörürüz;onların,hiçsinirolmadan,veyalnızcaetseldokuya(sarcodictissue) tutunmuşolarak,görmeorganlarıgibiçalıştığı açıktır. Yukardaki denli basit yapılı gözler açık seçik göremez ve ancak ışığı karanlıktanseçmeye yarar. Belirli denizyıldızlarında, adı geçen yazarın belirttiğine göre, siniri çevreleyenpigment katlarının küçük girintileri yarı saydam jelatinsi bir maddeyle doludur, ve yukarıhayvanlardaki saydam kat (cornea) gibi tümsek bir yüzey oluşturmuştur. Yazar bunun bir görüntüoluşturmaya yaramadığını, tersine, yalnız ışık ışınlarını toplamaya yaradığını ve algılanmalarınıkolaylaştırdığını söylemektedir. Işınların böylece toplanması ile gerçek görüntü oluşturan gözedoğru ilk ve en önemli adımı atıyoruz; çünkü aşağı hayvanların bazılarında vücudun içine, derinegömülmüşvebazılarındayüzeyeyakınolangörmesinirininçıplakucunuışınlarıtoplayankesimdenuygunbiruzaklığakoymamızyeter;sinirinorasındabirgörüntüoluşacaktır.

Okalabalık eklemliler (Articulata) sınıfında yalnızca pigmentle (renkmaddesiyle) kaplanmış birgörmesiniriyleincelememizebaşlayabiliriz;pigmentdahasonrabirçeşitgözbebeğioluşturur,amabirmercekyadabaşkabiroptikdüzenleyiciyoktur.Bugünbilindiğigibi,böceklerde,büyükbileşikgözün saydam katındaki birçok faset (facet) gerçek mercekler oluşturmuştur ve koni gözelerindeözellikledeğişiklikgeçirmişsiniriplikleribulunmaktadır.Amaeklemlilerdekibuorganlaröylesineçeşitlenmiştirki,Müller,eskiden,yedialt-bölümleüçanasınıfveonlardanbaşka,kümeleşmişbasitgözleriçinbiraltıncısınıfayırmıştır.

Buradapekkısacaanılanbuolguları,aşağıhayvanlarıngözlerindeyapınınpekçeşidiveaşamalısıralanışınagöredüşünürsekveyaşayanbütünbiçimlerinsayısınıntükenmişlerinkineoranlanedenliazolduğunugözönünealırsak,doğalseçmeninpigmentlekaplanmışvesaydambirzarlasarılmışbirgörme sinirinden oluşmuş basit bir aygıtı eklemliler sınıfının her üyesinde bulunan bir görmearacınanasıldönüştürdüğüneinanmagüçlüğübüyükölçüdegiderilir.

İşi bu denli ileri götüren bir kimse, bu kitabın bitiminde, başka türlü yorumlanamayan bir sürüolgunundoğalseçmeyledeğişiklikgeçirmeteorisinedayanılarakaçıklanabileceğinigörüyorsa,biradımdahaatmaktansakınmamakvebirkartalıngözügibiyetkinbiryapınınbile,buörnektegeçişseldurumları bilmemekle birlikte, böyle oluştuğunu kabul etmelidir. Bir gözde değişiklik yapmak veonu yine de yetkin bir araç olarak saklamak için doğal seçmenin yapamayacağı varsayılan birçokdeğişikliklerin zamandaş olarak yapılmak gerektiği öne sürülüyor; ama evcil hayvanlarımızındeğişimikonusundakiyapıtımdagöstermeyeçalıştığımgibi,değişikliklerpekyavaşveaşamalıysa,bütündeğişikliklerinzamandaşolduğunuvarsaymakgereksizdir.Farklıdeğişikliklerdeaynıgenelamacahizmetedebilir:BayWallace’ınbelirttiğigibi,“birmerceğinodağıaşırıyakındayadaaşırıuzakta ise, ya eğriliğindeki ya da yoğunluğundaki bir değiştirme ile düzeltilebilir; eğriliğidüzensizse, ve ışınlar bir noktada kesişmiyorsa, o zaman eğriliğin düzenliliğindeki her artma bir

düzeltmeolacaktır.Bundandolayı,irisinbüzülmeside,gözünkashareketleridegörmekiçinzorunludeğildir, tersine, yalnızca görme aracının yapısındaki her aşamada ortaya çıkabilen vetamamlanabilendüzeltmelerdir.”Hayvanlarâlemininenyukarıbölümünde,omurgalılarda,batrağıngözügibibirgörmesiniriyledonatılmışvepigmentleastarlanmışsaydambirtorbacıkolanvebaşkaherhangi bir aygıttan yoksun pek basit bir gözden başlayabiliriz. Balıklarda ve sürüngenlerde,Owen’ınbelirttiğigibi,“diyoptrikyapıaşamalarıdizisiçokuzundur”.Virchow’ungerçekbiryetkiliolarak belirttiğine göre, insanda bile, o güzel kristal merceğin, embriyonda üst-deri gözelerinintorbayı andıran bir kıvrım yaparak kümelenmesiyle ve göz yuvarlağının embriyonal alt-deridokusundan oluşması, anlamlı bir olgudur.Bununla birlikte, gözün oluşumunubütün o olağanüstüamagenedekesinlikleyetkinolmayanözellikleriylebirliktedikkatealarakkesinbirsonucavarmakiçin sağduyunun hayal gücüne üstün gelmesi zorunludur; ama ben, başkaları doğal seçme ilkesiniböylesineşaşırtıcıbirkerteyegötürmekteduraksarken,şaşkınlığadüşmeyecekdenligüçlükçektim.

İnsan, gözü bir teleskopla karşılaştırmaktan kendini alamıyor. Bu aracın keskin insan zekâsınınuzun çabalarıyla yetkinleştirildiğini biliyoruz; ve bundan, elbette, gözün de biraz buna benzer birsüreçleoluştuğusonucunuçıkarıyoruz.Amabuçıkarsamabirataklıkolmayabilirmi?Yaradanındainsanınkinebenzerzihinselyetilerleçalıştığınıkabuletmeyehakkımızvarmı?Gözübiroptikaracabenzetmemizgerekirse,aralıklarısıvıyladoluvealtındaışığaduyarlıbirsinirbulunankalın,saydambirdokukatı tasarlamalıyızveondansonrabudokukatınınherparçasınınsürekliveyavaşolarakyoğunluğunudeğiştirdiğinivarsaymalıyız,öylekibirbirindenfarklıuzaklıklardakiyoğunluklarınvekalınlıkların katları birbirinden ayırt edilsin ve her katın yüzeyi biçimini yavaş yavaş değiştirsin.Ayrıcakendinidoğalseçmeyleyadaenuygunlarınkalımı ilegösteren,vesaydamkatlardakihafifherdeğişmeyiherzamandikkatlegözleyen,vedeğişmişkoşullarınetkisindeherhangibirtarzdayada ölçüde düzgün bir görüntü veren her birini özenle saklayan bir güç olduğunu düşünmemizgerekiyor. Aracın yeni her durumunun milyon kat çoğaltıldığını ve her değişikliğin daha iyi birdeğişiklik yapılıncaya dek saklandığını ve sonra eskilerin tümünün ortadan kaldırıldığını dadüşünmeliyiz.Canlı varlıklardadeğişimhafif başkalaşmalarayol açacakvebunlar üremeyle aşağıyukarısonsuzsayıdaçoğaltılacak,vedoğalseçmeyanılmazbirustalıklaherilerlemeyiayıracaktır.Buişlemmilyonlarcayılsürsün;veheryılçeşitlibireylerinmilyonlarcasınıetkilesin;budurumda,camdanbirgörmearacınagöreYaradanınyapıtlarının insanınkileregöreolduğudenliüstün,canlıbirgörmearacınınböyleceoluşabileceğineinanmayabilirmiyiz?

GEÇİŞTARZLARI

Çok sayıda, ardışık ve küçük değişikliklerle oluşamayacak bileşik bir organın varlığıgösterilebilseydi, teorim kesinlikle çökerdi. Ama böyle bir örnek göremiyorum. Özellikle çokayrıklanmışveteoriyegöreyayılmaalanlarınınçevrelerindekihısımları tükenmiştürlerdegeçişselaşamalarını bilmediğimiz birçok organ elbette vardır. Bundan başka, bir sınıfın bütün üyelerindeortakolanbirorgan,ilkinçokeskibirdönemdeoluşmakgerekir,veodönemdenberisınıfınbütünüyelerigelişmiştir;veoorganıngeridebıraktığı ilkgeçişselaşamalarıbulmakiçinuzunzamandırtükenmişçokeskiata-biçimleriaraştırmamızgerekir.

Bir organın bazı geçişsel aşamalarla oluşamayacağı sonucuna varırken pek dikkatli olmalıyız.Aşağı hayvanlarda aynı organın aynı zamanda tümüyle başka görevleri yerine getirdiğine sayısızörnek verilebilir; kız böceğinin kurtçuğunda ve balıklardan taş-ısıranda (Cobitis) sindirim borususolunuma, sindirime ve boşaltıma yarar.Hydra [bir eldiven gibi, -ç.] ters yüz edilirse, dış yüzeyisindirim ve midesi solunum görevini üstlenir. Böyle durumlarda, böylelikle bir üstünlük

sağlanıyorsa,doğalseçmeönceden ikigörevyapanbirorganın tümünüyadabirparçasınıbir tekgöreviçinözelleştirebilir,veböylecesezilmezbasamaklarlaonundoğasınıbüyükölçüdedeğiştirir.Aynızamandadüzenliolarakfarklıçiçeklerverenbirçokbitkibilinmektedir;böylebitkileryalnızbirçeşitçiçekverseydi,türünırasındabununlaoranlıbüyükbirdeğişmeolurdu.

Bununla birlikte, aynı bitkideki iki türlü çiçek, başlangıçta, birkaç durumda hâlâ izlenebilen çokinceaşamalarlafarklılaşmışolabilir.

Bundan başka, farklı iki organ, ya da çok farklı iki biçimdeki aynı organ, aynı bireyde aynızamandaaynıgöreviyapabilir,vebu,sondereceönemlibirgeçişortamıdır;bunabirörnekverelim:Suda erimiş havayla solunum yapan ve aynı zamanda yüzme keselerini dolduran havayı soluyanbalıklarvardır.Bubalıklardahavakesesikılcaldamarlarcazenginçeperlerlebölünmüştür,vehavasağlamak için bir ductus pneumaticus [hava ya da soluk yolu, -ç.] ile donatılmıştır. Bir örnek debitkilerâlemindenverelim:Bitkilerağaçlaraüçtürlütırmanır:Sarılıpdolanarak,duygansülükleriylebirtutamağıyakalayarak,havaköklerivererek.Buüçtırmanmaaracınaçoğuzamanfarklıgruplardarastlanır,amabirkaç türdebunların ikisi,hattaüçübirliktegörülür.Böyledurumlarınhepsinde, ikiorgandan biri değişiklik geçirirken öbür organdan yardım görerek bütün işi yapabilecek kadaryetkinleşebilir;vesonraoorgan tümüyle farklıbiramaç içindeğişiklikgeçirebilir,yada tümüylesilinir.

Balıkların yüzme kesesi güzel bir örnektir, çünkü aslında bir tek amaç için, yani yüzmek içinyapılmışbirorganınçokfarklıbiramaçiçin,yanisolunumiçindeğiştirilebilmesigibipekönemlibir olguyu açıkça göstermektedir. Yüzme kesesi belirli balıklarda işitme organına da yardımcıolmaktadır. Bütün fizyologlar, yüzme kesesinin konum ve yapı bakımından yukarı omurgalıhayvanların akciğerleriyle kökendeş (homologous), ya da “benzer amaçlı” olduğunu kabuletmektedirler:Bundandolayı,yüzmekesesiningerçektenakciğerlere,yadayalnızsolunumamacıylakullanılanbirorganadönüştüğündenkuşkulanmakiçinhiçbirgerekçeyoktur.

Bugörüşegöre,gerçekakciğerleriolanbütünomurgalıhayvanların,biryüzmeaygıtıyadayüzmekesesiyledonatılmışeskivebilinmeyenbirilk-örnekten(prototype)vebayağıyoldantürediğisonucuçıkarılabilir. Böylece, Owen’ın bu parçalar üzerine verdiği ilginç bilgilerden anladığım gibi,yuttuğumuzheryiyecekveiçecekparçacığının,glottisikapayanoustalıklıdüzenlenişekarşın,nedenbirazakciğerleredüşmetehlikesigösterereksolukborusununüzerindengeçmekzorundaolduğunukavrayabiliriz. Yukarı omurgalılarda solungaçlar tümüyle yitmiştir –ama embriyonda boynun ikiyanındakiyarıklarvedamarlarınilmeğiandırangeçişionlarıneskikonumunuhâlâbellietmektedir.Amaartık tümüyleyitmişsolungaçların,başkabiramaç için,doğalseçmeylegiderekdeğiştirilmişolması anlaşılırdır; örneğin, Landois, böceklerin kanatlarının trachialardan [hava borusu, -ç.]geliştiğini kanıtlamıştır; bundanötürü, o büyük sınıfta bir zamanlar solunumayaramış organların,gerçektenuçmaorganlarınadönüşmüşlüğüçokolasıdır.

Organların geçişlerine gelince, bir görevin başka biriyle değiştirilmesi olasılığı öylesineönemlidir ki, buna başka bir örnek daha vermek isterim. Saplı (pedunculated) sülükayaklıların(cirripedps)benimovigerusfrena[yumurtadizgini,-ç.]adınıverdiğimküçükikiderikıvrımıvardır;bunlar,yapışkanbirsalgınınyardımıyla,yumurtalarıaçılmalarınadekyumurtakesesindealıkomayayarar.Busülükayaklılarınsolungaçlarıyoktur,vücudunveküçükdizginlerlebirliktekeseninbütünyüzeyi solunumyapmayayarar.Balanidaeyada sapsız sülükayaklılarda iseovigerus frenayoktur;onların yumurtaları kapalı kabuğun içindeki kesenin dibinde tutulmadan durur; ama onlarda,dizginleregöreaynıkonumda,keseninvevücudundolaşımboşluklarıileaçıkbağlantılarıolan,vebütün doğa bilginlerince solungaç gibi çalıştıkları kabul edilen çok-katlı zarlar vardır. Şimdi, bir

familyadakiovigerusfrenaileöbürfamilyadakisolungaçlarıntamanlamıylakökendeş(homologous)olduğunu hiç kimse tartışmayacaktır sanırım; gerçekten, bunlar yavaş yavaş birbirine dönüşür.Bundan dolayı, başlangıçta ovigerus frena olarak iş gören, ama solunuma da biraz yardım edenküçük ikiderikıvrımınındoğal seçmeyledüpedüzbüyüyerekveyapışkan salgıbezlerigiderilerekyavaş yavaş solungaca dönüştüğünden kuşkulanmanın gereği yoktur. Saplı sülükayaklıların hepsitükenseydi (bunlar sapsızlardan daha çok kırıma uğramaktadır), ikinci familyadaki solungaçlarıneskiden yumurtaların keseden dışarı sürüklenmesini önleyen organlar olduğunu kim düşünürdü?Üreme döneminin öne alınması ya da geciktirilmesiyle olabilen başka bir geçiş tarzı daha vardır.YakınlardaProf.CopeileBirleşikAmerika’dakibaşkaaraştırmacılarbununüzerindedurmuşlardır.Bazıhayvanların,gelişimlerini tamamlamadanönceüremeyeyetenekliolduğubilinmektedir;vebugüç bir türde gereği gibi gelişirse, gelişimin erginlik aşaması ergeç yitirilebilir; ve bu durumda,özellikle kurtçuk ergin biçimden çok farklı olursa, türün ırası büyük ölçüde değişir ve yozlaşır.Bundanbaşka,erginliğeeriştiktensonrada,ıracadeğişegidenhayvanlarhiçdeazdeğildir.Örneğin,memelilerde iskeletinbiçimiçoğuzamanyaşabağlıolarakpekdeğişmektedir;Dr.Murie, foklardabunun güzel bazı örneklerini göstermiştir; ve geyiğin boynuzlarının yaşlandıkça daha çokçatallandığını, ve bazı kuşların tüylerinin daha da güzelleştiğini herkes bilir. Prof. Cope, belirlikertenkelelerde dişlerin yıllar geçtikçe biçim değiştirdiğini bildirmektedir; Fritz Müller,kabuklularda,erginliktensonrayalnızönemsizbirçokparçanındeğil,önemlibazıparçalarındayenibir ıra edindiğini belirtmiştir.Böyle durumların hepsinde –bunlara daha birçok örnek eklenebilir–üreme çağı ertelenirse, türün ırası, hiç değilse erginlik aşamasında, değişir, bazı durumlardagelişimin eski ve ilk aşamalarının çarçabuk geçmesi ve yitivermesi de olmayası (improbable)değildir.Türleringeçişinbubirdereceyedekbirdenbiregerçekleşentarzıylaçoğuzamanyadaherzamandeğişiklikgeçiripgeçirmediğikonusundabirkanıyavaramadım;amabuoluyorsa,gençlerleerginler, ve erginlerle yaşlılar arasındaki farklar da aşamalı geçişlerle başlangıçta kazanılmışolabilir.

DOĞALSEÇMETEORİSİNİNÖZELGÜÇLÜKLERİ

Bir organın ardışık, küçük geçişsel aşamalarla türemiş olamayacağı sonucunu çıkarırken pekdikkatliolmamızgerekiyorsada,güçlüğüsözgötürmeyendurumlardavardır.

En çetin güçlüklerden biri, hem erkeklerden hem de doğurgan dişilerden çoğu zaman farklıyapılıştaolaneşeysiz (neuter) böceklerdir; amabuörnekgelecekbölümde söz konusu edilecektir.Balıkların elektrik organları özel başka bir güç durumdur; çünkü bu olağanüstü organların hangiaşamalardangeçerektürediğinianlamakolanaksızdır.Amabuşaşırtıcıdeğildir,çünkübuorganlarınne işe yaradığını bile bilmiyoruz. Elektrikli yılan balığında (Gymnotus) ve uyuşturan balıkta(Torpedo)bunlarınzorlusavunuaraçlarıolarakişgördüğündenkuşkuyoktur;buorganlarbelkiavsağlamaya da yaramaktadır; bununla birlikte, yıldızlı vatozun kuyruğunda bulunan görevdeş(analogous)birorgan,Matteucci’ningözlemlerinegöre,hayvankışkırtılıncabileodenliazelektrikçıkarmaktadır ki, bu elektrik yukardaki amaçlar için bir işe yarayamaz. Bundan başka, yıldızlıvatozda,Dr.R.M’Donnel’in gösterdiği gibi, bununyanı sıra, başın yakınlarında, elektrikli olduğubilinmeyen,amauyuşturanbalığınbataryasınıngerçekbirkökendeşiolduğugörülenbaşkabirorgandahavardır.Bu iki organlabayağıkas arasındayapı, sinirlerindağılımıve farklı uyaranlara tepkigösterme tarzı bakımından yakın bir görevdeşlik olduğu genellikle kabul edilmektedir. Kaskasılmasınınbirelektrikboşalmasıilebirlikteolduğudaözelliklegözlenmekgerekir;Dr.Radcliffevurgulayarak şöyle diyor: “Dinlenme sırasında uyuşturan balığın elektrik aygıtında kastaki ve

sinirdekiyüklenmeyeherbakımdanbenzerbiryüklenme(charge)olmaktadırveuyuşturanbalıktakiboşalma,kendineözgüolmakyerine,kasınvemotorsinirinçalışmasınıizleyenboşalmanınyalnızcabaşkabirbiçimiolabilir.”Bugünbununötesindebiraçıklamatarzıbilemiyoruz;amabuorganlarınkullanımı üzerine pek az şey bildiğimiz için ve bugünkü elektrikli balıkların atalarının huyları veyapılarıüzerinehiçbirşeybilmediğimiziçin,buorganlarıaşamaaşamageliştirmişyararlıgeçişlerinolanaksızlığınıilerisürmekaşırıataklıkolur.

Buorganlar, ilkbakışta,başkavedahaçetinbirgüçlükgöstermektedir; çünkü,bazılarıpekuzakhısımolan aşağı yukarı bir düzinebalık cinsindebulunmaktadırlar.Aynı organ aynı sınıfınbirçoküyesinde,özellikleçokfarklıyaşamaalışkanlıklarıolanüyelerdebulununca,bunugenellikle,onunortak bir atadan soyaçekimle iletilegelmesine yorabiliriz; ve onun bazı üyelerde bulunmamasınıkullanılmamayadadoğalseçmeyüzündenyitmeyebağlayabiliriz.Elektrikorganlarıeskiherhangibiratadankalmışolsaydı,bütünelektriklibalıklarınhısımolduğunukestirebilirdik;amadurumhiçde böyle değildir. Balıkların çoğunun bugünkü değişikliğe uğramış döllerinde yitmiş elektrikorganlarıolduğugörüşünüyerbilimdedesteklememektedir.Amakonuyudahayakındaninceleyincegördüğümüzşudur:Balıklarınbirçoğuelektrikorganlarıiledonatılmıştır,vebunlarvücudunbaşkabaşkaparçalarındabulunmaktadır,–plaklarınındizilişindeolduğugibi,yapılarındadafarkvardır,ve,Pacini’ye göre, elektrik üretme tarzları ya da işlemleri de farklıdır–, ve son olarak, başka başkakaynaklardan çıkan sinirlerle donatılmışlardır, ve bu, belki bütün farkların en önemlisidir. Farklıbalıklar elektrik organlarıyla donatılmış oldukları için, bu organlar kökendeş (homologous)sayılamaz, tersine, yalnız görevce benzer sayılabilir. Bundan ötürü, onların ortak bir atadansoyaçekimle kazanıldığını düşünmek için hiçbir gerekçe yoktur; çünkü durum böyle olsaydı,birbirlerine her bakımdan çok benzemeleri gerekirdi. Böylece, çok uzak hısım türlerde görünüşteaynı olan bir organın yarattığı güçlük ortadan kalkmakta, ama geride gene de yeterince çetin birgüçlükkalmaktadır:Buorganlarfarklıherbalıkgrubundahangibasamaklardangeçerekgelişmiştir?

Çokfarklıfamilyalardanolanbirkaçböcektegörülen,vevücudunbaşkabaşkayerlerindebulunanışıklı organlar da, bilgisizliğimizin bugünkü aşamasında, elektrikli organların yarattığı güçlüğeaşağı yukarı paralel bir güçlük göstermektedir.Bunlara benzer başka durumlar da vardır; örneğinbitkilerde,ucundayapışkanbirsalgıbezibulunanbirsaptagelişmişçiçektozukümesininçokustalıklıdüzenlenişi,salepte(Orchia)veAsclepias’tagörünüşteaynıdır–bunlar,çiçeklibitkilerdebirbirindenolabildiğikadaruzakcinslerdir;amaparçalarburadadakökendeş(homologous)değildir.Oluşumunbirbirinden çok uzak basamaklarında bulunan, benzer ve özel organlarla donatılmış yaratıklarınbütündurumlarında,oorganlarıngenelgörünüşüvegöreviaynıolsabile,köklüfarklarbulunduğuherzamangörülecektir.Örneğinkafadanbacaklıların(Cephalopoda)yadamürekkepbalıklarınınveomurgalı hayvanların gözleri olağanüstü benzer görünüştedir; ve böylesine apayrı gruplarda bubenzerlikortakbiratadansoyaçekimebağlıolamaz.BayMivartbudurumuözelbirgüçlükolaraknitelemektedir,amaverdiğikanıtlarıngüçlüolduğunukabuledemiyorum.Birgörmeorganısaydamdokudan oluşmak gerekir, ve karanlık bir odanın art yüzeyine bir görüntü düşürecek bir çeşitmerceği olmak gerekir. Hensen’in kafadanbacaklıların bu organı üzerine verdiği övülmeye değerbilgilerebaşvurularakgörüleceğigibi,mürekkepbalıklarınınveomurgalılarıngözleriarasındabuyüzlek benzerlikten başka hiçbir gerçek benzerlik yoktur. Burda ayrıntılara girmem olanaksızdır,amafarklıbirkaçnoktayıbelirtebilirim.Yukarımürekkepbalıklarındakikristalmercekte,artardaikimercek gibi yerleşmiş yapıları ve düzenlenişleri omurgalılarda olduğundan çok farklı iki parçavardır:Ağ-tabaka (retina) tümüyle farklıdır, başlıca parçalar gerçekten tersine dönmüştür, ve gözzarları arasında büyük bir sinir düğümü bulunmaktadır. Kasların ilişkileri düşünülebildiği kadarfarklıdır,veöbürnoktalardadaböyledir.Buyüzden,kafadanbacaklılarınveomurgalılarıngözlerininniteliklerini söylerken aynı terimlerin hangi ölçüde kullanılmak gerektiğini kararlaştırmak bile

önemsizbirgüçlükdeğildir.Herikiörnektedegözünardışıkvehafifdeğişimlerindoğalseçimiylegelişmiş olabileceğini reddetmekte herkes elbette özgürdür; ama bu, örneklerin birinde kabuledilirse,öbüründedebesbelliböyleolabilir;veikigrubungörmeorganlarındakibaşlıcafarkların,onların oluşma tarzı konusundaki görüşe uygun olması beklenir. Bazen iki kişinin birbirindenbağımsızolarakaynıbuluşuyapmasıgibi,yukardaanılandurumlarınbirçoğundada,doğalseçmeninheryaratığın iyiliğineçalışarakveelverişlibütündeğişimlerdenyararlanarak,ortakorganlarındanhiçbirini ortak bir atadan türemeye borçlu olmayan farklı organik yaratıklarda, görev söz konusuolduğusürece,benzerorganlartürettiğiortayaçıkmaktadır.

FritzMüller, bukitaptavarılan sonuçları sınamak için, aşağı yukarı benzerbir kanıtlamayolunubüyük bir titizlikle izledi. Kabukluların birçok familyasında bir hava-soluma aygıtı bulunan ve sudışında yaşamaya uymuş birkaç tür vardır. Bunlardan Müller ’in özellikle incelediği ve birbiriyleyakınhısımolanikifamilyada,türlerbütünönemliıralarbakımından,yaniduyuorganları,dolaşımsistemleri, karmaşık midelerindeki kıl demetlerinin konumu ve son olarak su-soluyansolungaçlarınınbütünyapısı,hattatemizlenmelerineyarayanmikroskobikkancalarıbakımındanpekçok uyuşmaktadır.Onun için bu iki familyaya bağlı ve karada yaşayan birkaç türde eşit önemdekihava-solumaaygıtlarınınaynıolmasıbeklenebilirdi;çünküaynıamacahizmetedenbiraygıt,öbürönemliorganlarpekbenzeşirkenyadaepeyceözdeşken,nedenfarklıolsun?

Fritz Müller, benim görüşüme uygun olarak, yapının birçok noktasındaki bu yakın benzerliğinortakbiratadansoyaçekimeyorulmakgerektiğinisavunmaktadır.Amaöbürkabuklularınpekçoğugibiyukardaanılanfamilyalardakitürlerdealışkanlıklarıbakımındansusal(aquatic)olduklarıiçin,ortak atalarının hava solumaya uyarlanmışlığı büyük ölçüde olmayasıdır (improbable). BundandolayıMüllerhava-soluyantürlerdekiaygıtlarıdikkatleincelemiştir;vedeliklerinkonumuveaçılıpkapanmatarzlarıveeklentiselayrıntılargibiönemlibirçoknoktadabutürlerinbirbirlerindenfarklıolduğunubulmuştur.Şimdi, türlerinsudışındagittikçedahaçokyaşamayavehavasolumayayavaşyavaşuyarlanmışfarklıfamilyalardanolduğukabuledilirse,böylefarklaranlaşılırvehattabeklenir.Çünkü bu türler, farklı familyalardan oldukları için, belirli bir ölçüde farklıdır, ve her değişimindoğasının iki etkene, yani oluşumunun ve çevre koşullarının doğasına bağlılığı ilkesine uygunolarak,onlarındeğişkenliğielbette tümüyleaynıolmaz.Bundanötürü,doğal seçme,aynıgörevselsonucaerişmekiçinfarklıgereçlerleyadadeğişimlerleçalışmakzorundakalır;veböyleceedinilenyapıların farklı olması hemen hemen zorunludur. Bağımsız yaratılma varsayımına göre bu durumtümüylekaranlıkkalmaktadır.Bukanıtlamadoğrultusu,Müller ’inbukitaptaöne sürülengörüşlerikabuletmesindebüyükölçüdeetkiliolmuşgörünmektedir.

Seçkin başka bir hayvanbilimci, Prof. Claparéde, aynı yolda tartıştı ve aynı sonuca vardı. Prof.Claparéde, farklı alt-familyalardan ve farklı familyalardan olan ve kıl-tutacaklarla (hair-claspers)donatılmış asalak keneler (Acaridae) bulunduğunu göstermiştir. Bu organlar bağımsız gelişmişolmalıdır, çünkü ortak bir atadan soyaçekimle edinilmiş olamazlar; ve farklı gruplarda ön-bacakların,art-bacakların,çenelerinyadadudaklarındeğişiklikgeçirmesiyleoluşmuşlardır.

Anılanbudurumlarda,hiçhısımolmayanyadaancakuzaktanhısımolanyaratıklarda,gelişimdedeğilamagörünüşteçokbenzerolanorganlarlaaynıamacavarıldığınıveaynıgörevinyapıldığınıgörüyoruz. Öte yandan, yakın hısım olan yaratıklarda bile bazen aynı amaca pek farklı araçlarlaulaşılması genel bir kuraldır. Bir kuşun telekli kanatları ile bir yarasanın derili kanatları ne denlifarklıyapılıştadır!Vebirkelebeğindörtkanadı,birsineğinbirçiftkanadı,vekınkanatlıbirböceğinkınlaşmış iki ön-kanadı (elytra) da böyledir, iki kavkılı kabukluların yapısı açılıp kapanmalarınıgerektirir,amamenteşeleri,fındıkmidyesindeki(Nucula)obirbirineçokgüzelkenetlenenuzunbir

sıradiştenmidyeninbasit bağına (ligament) dekne çok sayıdaörneğegöreyapılmıştır!Tohumlarçok küçük olmaları ile –kapsüllerinin balona benzer hafif bir keseye dönüşmesi ile, –pek farklıparçalardan oluşmuş, kuşları çekecek ve kuşlarca seve seve yenecek kadar besleyici ve gözalıcırenkleriolanmeyveetiylekaplanmalarıile,–dört-ayaklılarınpostlarınatutunmalarınısağlayantürlükancaları ve çengelleriyle ve dişli kılçıkları ile, –hafif bir esintide bile sürüklenmelerini sağlayanfarklıbiçimdeveinceyapılıkanatçıklarlavetüylerledonanmışolmalarıile,yayılır.Başkabirörnekdahavermekistiyorum,çünküpekfarklıaraçlarlaaynıamacaulaşılmasıgerçektendikkatedeğerbirkonudur.Kimiyazarlar,organikvarlıklarınnerdeysebirdükkândakioyuncaklargibiyalnızcaçeşitolsun diye türlü biçimlerde oluşturulduğunu öne sürmektedirler, ama böyle bir doğa görüşüneinanılamaz. Ayrı eşeyli bitkilerde, ve gerçekten erdişi olan bitkilerde çiçektozu tepeciğekendiliğindendüşmez,döllenme içinherhangibiryardımgereklidir.Bu, türlerinbirçoğunda,hafifvebirbirindenbağımsızçiçektozlarıyelletepeciğerastgelesürüklenerekgerçekleşir;vebukolaycaanlaşılıverenenbasityoldur.Hemenhemenbununkadarbasitamafarklıbiryolda,birçokbitkidebakışımlıbirçiçeğinbirkaçdamlabalözüsalgılaması,vebundanötürüböceklerinçiçeğeuğramasıveçiçektozunubaşçıklardantepeciğetaşımasıdır.

Bubasitaşamadanbaşlayarakpekçokyololduğunugörebiliriz;bunlarınhepsiaynıamaçiçindirveaslındaaynıişigörür,amaçiçeğinherparçasındadeğişmelerolmasınıgerektirir.Balözü,farklıçiçekliklerde (receptacle) biriktirilir, erkek ve dişi organlar türlü türlü değişiklik geçirir, bazenkapanabenzerbirdüzenoluşturur,vebazenduyarlıklarıveesneklikleridolayısıylayerindeveuygunhareketleryapabilirler.BöyleyapılışlardanbaşlayıpDr.Crüger ’inyakınlardaCoryanthes’tebulduğuolağanüstübiruyarlanmadurumunadek ilerleyebiliriz.Bu salepgilde, alt-dudak (labellum) kısmençukurlaşarakbüyücekbirkapoluşturmuştur,vebukaba,yukarısındabulunanikisalgıçıkıntısından,sürekli olarak, hemen hemen arı su damlamaktadır; ve kap dolunca su bir yandaki emziktenakmaktadır.Labellumunasılkesimikabınüzerindedurmaktadır,veodagibioyulmuştur,yanlardaniki de girişi vardır; bu odada ustaca yapılmış, etli kabartılar bulunmaktadır. En zeki kimse, olupbitenlerigörmeseydi,bunlarınne işeyaradığını anlayamazdı.AmaDr.Crüger, iri yabanarılarınınbalözünüemmekiçindeğil,tersine,kabınüzerindekiodadabulunanetlikabartılarıkemirmekiçinbusalebin dev çiçeklerine sürü sürü geldiğini görmüştür; arılar bu işi yaparken birbirlerini sık sıkaşağıdakikabaitipdüşürmekteveböylecekanatlarııslandığıiçinuçupgidemeyenhayvanlar,suyuntaştığı emzikten sürünerek geçmek zorunda kalmaktadırlar.Dr. Crüger gönülsüz yıkanmış arılarınsudan“alayalay”çıkıpböylesüründüğünügörmüştür.Geçitdardır,vedirekleredayananbirçatısıvardır, öyle ki geçmeye çabalayan bir arı, sırtını önce yapışkan tepeciğe ve sonra da çiçektozukümelerininyapışkan salgısına sürtmektedir.Çiçektozukümeleri, böylelikle, önceo sırada açılmışbirçiçeğingeçidindensürünerekçıkanbirarınınsırtınasıvanır,vealınıpgötürülür.Dr.Crügerşarapruhuna konmuş bir çiçeği, süründükten sonra tam dışarı çıkarken öldürülmüş ve sırtında hâlâçiçektozukümeleribulunanbirarıylabirliktebanagönderdi.Öncedenböylehazırlananbirarı,başkabirçiçeğe,yada ikincikezaynıçiçeğeuçunca,ve itilereksukabınadüşürülüncevegeçittendışarısürününce,çiçektozukümelerizorunluolarakönceyapışkantepeciğedeğmekte,tepeciğeyapışmakta,ve çiçek döllenmektedir. İşte sonunda çiçeğin her parçasının, su salgılayan çıkıntıların, arılarınuçmasını önleyen ve onları emziğin içinden sürünerek geçmeye zorlayan, ve uygun yerlerdekiçiçektozukümelerineveyapışkan tepeciğesürtünmelerinisağlayanyarı-yarıyasuyladolukabınneişeyaradığınıtümüylegörmüşbulunuyoruz.

Yakınhısımolanbaşkabirsalepgilin,Catasetum’un,çiçekyapısıtümüylefarklıdır,amaaynıamacayarar;veaynıölçüdegariptir.Arılarbuçiçeklere,tıpkıCoryanthes’inkilereolduğugibi, labellumukemirmek için gelir; bu işi yaparken uzun, gittikçe incelen, duygan bir çıkıntıya, ya da benimverdiğim adıyla, duyargaya, zorunlu olarak dokunur. Bu duyarga, kendisine dokunulunca,

parçalanıveren bir zara bir duyum ya da titreşim iletir; zarın parçalanmasıyla çiçektozu kümesiniuygunyönebirokgibifırlatanbiryayboşanır,veyayınyapışkanucuarınınsırtınailişir.

Erkek bitkinin (çünkü bu salepgilde eşeyler ayrıdır) çiçektozu kümeleri dişi bitkinin çiçeklerineböylelikle taşınır, ve orada, belirli esnek iplikleri koparmaya ve çiçektozunu alıkoymaya yetecekkadaryapışkanolantepeciğedeğdirilir,vedöllenmebaşarılır.

Şöylesorulabilir:Bunlardakivesayısızbaşkadurumlardakikarmaşıklığınaşamalısıralanışınıveaynı amaca ulaşmaya yarayan türlü araçları nasıl anlayabiliriz? Bunun yanıtı, yukarda söylendiğigibi,kuşkusuzşudur:Öncedenbirazfarklıolanikibiçimdeğişincedeğişkenliktümüyleaynınitelikteolmayacaktır, ve bundan ötürü aynı ortak amaç için doğal seçmeyle elde edilen sonuçlar da aynıolmayacaktır.Çokgelişmişheroluşumunbirçokdeğişmegeçirmişolduğunu;vedeğişiklikgeçirmişher yapının soyaçekilmeye eğilimli bulunduğunu, öyle ki her değişikliğin tümüyle kolaycayitmeyeceğini, tersine, yine, ve sonra yine değişegideceğini de unutmamalıyız.Bundan dolayı, hertürdeki her parçanın yapısı, hangi amaca yararsa yarasın, türün değişmiş alışkanlıklara ve yaşamkoşullarınaardışıkuyarlanmalarısırasındageçirdiğisoyaçekilmişbirçokdeğişmelerintoplamıdır.

Öyleyse,birçokörnekteorganlarınbugünküdurumlarınahangigeçişlerleulaştığınıkestirmekpekgüçolmaklabirlikte,yaşayanvebilinenbiçimlerintükenmişvebilinmeyenbiçimlereoranlanedenliazolduğunudüşünerek,bugünkübiçiminevarmasındageçişselhiçbiraşamasıbilinmeyenbirorganbildirebilmenin pek güç olmasına şaşıyorum. Şu kesinlikle doğrudur: Yeni organlar, bir yaratıktaancak seyrek olarak sanki özel bir amaçla yaratılmış gibi ortaya çıkar, ya da hiçbir zaman ortayaçıkmaz; –doğal tarihteki o eski ama biraz abartılmış kuralın gerçekten belirttiği gibi “Natura nonfacit saltum” [Doğa sıçrama yapmaz, -ç.]. Aşağı yukarı deneyimli bütün doğa bilginlerininyazılarında bu gerçeğin dile getirildiğini görüyoruz; ya daMilne Edwards’ın çok güzel belirttiğigibi,doğa,çeşittecömert,yeniliktecimridir.Yaradılışteorisinegörenedenbudenliçokçeşitvebudenli az gerçek yenilik olmak gereksin? Her biri doğadaki özel yeri için bağımsız yaratılmışvarsayılanbağımsız birçokyaratığınbütünparçaları veorganları nedenbudenli genellikle aşamaaşamabirbirinebağlıolmakgereksin?Doğayapıdanyapıyanedenbirdenbiresıçramamakgereksin?Doğal seçme teorisine göre neden böyle olmamak gerektiğini açıkça anlayabiliriz; çünkü doğalseçmeyalnız küçükve ardışık değişimlerdenyararlanarak iş görür, asla ani ve büyükbir sıçramayapmaz,tersine,kısavegüvenli,amaağıradımlarlailerler.

GÖRÜNÜRÖNEMLERİAZOLANORGANLARINDOĞALSEÇMEDENETKİLENMESİ

Doğalseçmedirimleveölümle–enuygunlarınkalımıylaveazuygunbireylerinyokedilmesiyle–iş gördüğü için, az önemli parçaların oluşumunu ve kökenini anlamakta, bazen, pek yetkin vekarmaşık organlar için söz konusu olduğu kadar büyük, ama çok farklı, çetin bir güçlüklekarşılaştım.

Herşeydenönce,herhangibiryaratığınbütünekonomisibakımından,hangiküçükdeğişikliklerinönemli ve hangilerinin önemsiz olduğunu belirlemek için, pek bilgisiziz. Bundan öncekibölümlerdenbirinde,yapısal farklarlakarşılıklı-ilişkilioldukları içinyadaböceklerinsaldırılarınıbelirledikleri içindoğal seçmeninhesabakattığıbesbelli olanmeyvenin tüylülüğüvemeyveetininrengi,dört-ayaklılarınderilerininvekıllarınınrengigibiçokönemsizıralardanörneklervermiştim.Zürafanın kuyruğu insan elinden çıkmış bir sinek-öldüreceğine benzer; ve kuyruğun sinekleri

kovmakgibipekönemsizbirişiçinherbiridahaiyivedahauygun,küçükveardışıkdeğişikliklerlebugünkü amacına uyarlanabilmiş olması, önce inanılmaz bir şey gibi görünmektedir; ama budurumda bile aşırı kesin bir kanıya varmadan önce duraklamalıyız, çünkü biliyoruz ki, GüneyAmerika’da sığırların ve öbür hayvanların varlığı, böceklerin saldırılarına karşı gösterdikleridirenme gücüne kesinlikle bağlıdır; öyle ki, herhangi bir araçla kendilerini bu küçük düşmanlarakarşı savunabilen bireyler yeni otlaklara yayılabilir ve böylece bir üstünlük kazanır. Söylenmekistenen, iri dört-ayaklıları sineklerin gerçekten yok ettiği (seyrek bazı durumlar ayrı tutulursa)değildir; ama sinekler bu hayvanları yorar ve hayvanlar kuvvetten düşer, bu yüzden daha çokhastalanır,yadabirkıtlıkgelipçatıncayemaramaya,yadayırtıcılardankaçmayagüçleriyetmez.

Bugünönemsizolanorganlarbazıdurumlardaeskibirataiçinönemliolmuşolabilir,ve,eskibirçağdayavaşyavaştamamlandıktansonra,bugünpekazişeyaramaklabirlikte,yaşayantürlereaşağıyukarı aynı durumda iletilmiş olabilir; amaonların yapısındaki gerçekten zararlı her sapmadoğalseçmeyleelbetteengellenmiştir.Susalhayvanlarınpekçoğundakuyruğunnedenliönemlibirhareketorganı olduğuna bakılarak, akciğerleriyle ya da değişiklik geçirmiş yüzme keseleriyle susalkökenlerini açığavurankarasalbirçokhayvandakuyruğungenelliklebulunmasıve türlü amaçlarayaraması belki böyle açıklanır. Susal bir hayvanda oluşmuş gelişkin bir kuyruk, sonradan türlüamaçlar için–birsinek-öldürücü,bir tutunmaorganıyadaköpekteolduğugibidönmeyeyardımcı(bununla birlikte kuyruğun dönmeye yardımı azdır, çünkü hemen hemen kuyruksuz olan yabantavşanıçokdahaçabukdönebilir)olarak–değişikliğeuğratılabilir.

İkincisi, ıralara önem verirken, ve ıraların doğal seçmeyle geliştiğine inanırken kolaycayanılabiliriz.Değişmişyaşamkoşullarınındoğrudanetkisini,–koşullarınniteliğineazbağlıgörünenkendiliğinden değişimleri, –eskiden yitirilmiş ıralara dönme eğilimini, –karşılıklı-ilişki,dengelenme, bir parçanın başka bir parçaya baskısı vb. gibi karmaşık gelişim yasalarını, –ve sonolarak, eşeysel seçmeyi ve eşeysel seçmeyle bir eşeye yararlı ıralar edinildiğini ve sonra onlarınepey tamolaraköbüreşeye,oeşeyin işineyaramasalarda, iletildiğinigörmezliktengelmemeliyiz.Amaböyleliklekazanılmışyapılardabaşlangıçta türehiçyararlarıolmamaklabirlikte,yeniyaşamkoşullarınınveyenidenedinilmişalışkanlıklarınetkisinde türündeğişiklikgeçirmişdöllerinedahasonralarıyararlıolabilir.

Yalnız yeşil ağaçkakanlar olsaydı, ve kara ve alacalı birçok tür olduğunu bilmeseydik, hiççekinmedendiyebilirimkişöyledüşünürdük:Yeşilrenk,ağaçlaratırmananbukuşundüşmanlarındankorunması için güzel bir uyarlanmadır; öyleyse önemli bir ıradır, ve doğal seçmeyle edinilmiştir.Oysarenk,belkibüyükölçüdeeşeyselseçmeninsonucudur.MalayaTakımadalarındakisürüngenbirpalmiye,dallarınınuçlarındaçepeçevresıralanmışveçokgüzelyapılarıolankancalarınyardımıylaenyüksekağaçlaratırmanır;vebudüzen,kuşkusuz,bitkininişineçokyaramaktadır;amatırmanıcıolmayan birçok ağaçta da bunlara benzer kancalar gördüğümüz için Afrika’daki ve GüneyAmerika’daki dikenli türlerin dağılımına dayanarak hiç kuşkusuz inanabileceğimiz gibi, bunlarotlayan dört-ayaklılara karşı korunmaya yaradığı için, palmiyedeki sivri uzantılar başlangıçta buamaçiçinoluşmuş,vesonradanbitkidahabaşkadeğişikliklergeçirirvetırmanıcılaşırkengelişmiş,vebitkionlardanyararlanmıştır.Akbabanınbaşındakiderininçıplaklığı,genellikle,leşlerikarıştırıparanmayadoğrudandoğruyauyarlanmasayılmaktadır;veböyleolabilir,yadakokuşmuşmaddelerindoğrudanetkisiyüzündendeolabilir;amaleşyemeyenhindininbaşındakiderinindeçıplakolmasınabakarak,böyleçıkarsamalaryaparkençokdikkatliolmamızgerekir.Memelihayvanlardayavrularınkafataslarındaki ek yerlerine (suture) doğumu kolaylaştırmak için güzel bir uyarlanma gözüylebakılabilir; ve bunlar doğumukuşkusuz kolaylaştırmaktadır, ya da bu iş için gerekli olabilir; amayalnızca kırılan bir yumurtadan çıkmak durumunda olan yavru kuşların ve sürüngenlerin

kafataslarında da ek yerleri olduğu için, bu yapının gelişim yasalarından ileri geldiği ve yukarımemelilerdebundandoğumsırasındayararlanıldığısonucunuçıkarabiliriz.

Küçükherdeğişiminyadabireyselfarkınnedenikonusundakibilgisizliğimizkorkunçtur;vefarklıülkelerdeki–özellikleazuygarlaşmışveyöntemliseçmeninazuygulandığıülkelerdeki–evcilhayvanırkları arasındaki farkları düşünürsek bilgisizliğimizi kavrayıveririz. Farklı ülkelerde yabanılinsanların elindeki hayvanlar çoğu zaman kendi geçimleri için savaşmak zorundadır, belirli birölçüde doğal seçmeye uğramaktadır, ve biraz farklı yapıdaki bireyler farklı iklimlerin etkisindevarlıklarını en iyi sürdürmektedir. Sığırlarda sineklerin saldırılarından kolay etkilenmek rengebağlıdır,belirlibitkilerdenağılanmakdaböyledir;bundanötürürenkbiledoğalseçmeninetkisindekalmaktadır.Kimigözlemcilernemliikliminkılbüyümesinietkilediği,vekıllarlaboynuzlararasındakarşılıklı-ilişki olduğu kanısındadırlar.Dağ ırkları alçak yerlerdeki ırklardan her zaman farklıdır;dağlık yerler, daha çok kullanıldıkları için art bacakları, ve hatta leğenin (pelvis) biçiminietkileyebilir; ve sonra kökendeş (homologous) değişim yasasına göre ön bacaklar ve baş daetkilenebilir. Leğenin biçimi de döl yatağındaki yavrunun belirli parçalarının biçimini basınçlaetkileyebilir.Yüksekyerlerdesolunumungüçolmasınıngöğsügenişlettiğineinanmamıziçinsağlamgerekçevardır;vekarşılıklı-ilişkiburadadaişekarışır.Aşırıbeslenmeylebirlikteazhareketetmeninetkileri belki daha da önemlidir; ve H. von Nathusius’un başarılı kitapçığında bu yakınlardagösterdiği gibi, domuz ırklarının uğradığı büyük değişikliğin başlıca nedenlerinden birinin buolduğubesbellidir.Amadeğişiminbilinenvebilinmeyentürlünedenlerininbirbirlerinegöreönemikonusunda kurguda bulunmak için bilgimiz aşırı yetersizdir; ve bütün bunları yalnızca şunubelirtmekiçinsöyledim:Biryadabirkaçata-kökendenbilinegeldiğigibiüreyerektürediğigenelliklekabul edilen evcil ırklarımızın ırasal farklarını açıklamaya gücümüz yetmiyorsa, gerçek türlerarasındakibenzeşfarklarınkesinnedenikonusundakibilgisizliğimizüzerindedegerektiğindençokdurmamalıyız.

YARARCILIKÖĞRETİSİ(UTILITARIANDOCTRINE)NEREYEDEKDOĞRUDUR:GÜZELLİKNASILKAZANILIR?

Yukardakiuyarılar,beni,biryaratığınyapısındakiherayrıntınınoyaratığınyararı içintürediğinisöyleyen yararcılık öğretisine karşı kimi doğa bilginlerinin son zamanlardaki itirazları üzerinebirkaçsözsöylemeyeözendiriyor.Bubilginlertürlüyapılarıngüzellikuğruna,insanoğlununyadaYaradanınhoşunagitsindiye (bu sonmaddebilimsel tartışmaalanınınötesindedir),yadayalnızcaçeşit olsun diye (önceden tartıştığımız bir görüş) yaratıldığına inanmaktadırlar. Böyle öğretilerdoğruolsaydı,bu,teorimiçinkesinlikleyıkıcıolurdu.Benbirçokyapının,bulunduklarıyaratıklarınbugün hiçbir işine yaramadığını, ve onların atalarının da asla işine yaramamış olduğunu tümüylekabul ediyorum; ama bu, onların yalnız güzellik ya da çeşit uğruna oluştuğunu göstermez. Hiçkuşkusuz, değişmiş koşulların belirli eylemi, ve değişikliklerin son zamanlarda belirlenmiş türlünedenleri,bunlarınhepsi,biretki,belkiböyleliklekazanılmışbirüstünlüktenbağımsızolarakbüyükbir etki yapmaktadır.Ama daha da önemli bir etken vardır: her canlı varlığın oluşumunun başlıcakesimisoyaçekimleedinilmektedir;vebundanötürü,heryaratıkdoğadakiyerineelbetteiyiuymuşsada,bugünküyaşamaalışkanlıklarıileçokyakınyadadoğrudanilişkisiolmayanbirçokyapıvardır.Bundandolayı,yaylakazınınyadafregatkuşununperdeliayaklarınınokuşlaraözelyararıolduğunapek güç inanabiliriz; maymunun kolundaki, atın ön bacağındaki, yarasanın kanadındaki, ve fokunyüzgecindekibenzerkemiklerinbuhayvanlaraözellikleyararlıolduğuna inanamayız.Buparçalarıhiççekinmedensoyaçekimeyorabiliriz.Amaperdeliayaklar,hiçkuşkusuz,yaylakazınınvefregat

kuşununatalarıiçin,bugünyaşayansusalkuşlariçinolduğukadaryararlıydı.Fokunatasınınyüzgeciolmadığına,tersine,yüzmeyeyadatutmayauymuşbeşparmaklıbirayağıolduğunadainanabiliriz;ayrıca,maymunun,atın,veyarasanınüyelerindekikemiklerin,başlangıçta,yararcılıkilkesinegöre,ve belki bütün sınıfın balığa benzer eski bir atasının yüzgecindeki bir sürü kemiğin azalmasıylageliştiğine de duraksamadan inanabiliriz.Dış koşulların belirli etkisi, kendiliğinden değişimler, vekarmaşık gelişim yasaları gibi değişme nedenlerinin buradaki payını belirlemek hemen hemenolanaksızdır; ama bu önemli noktaları ayrı tutarak şu sonuca varabiliriz:Her canlı varlığın yapısıdolaylıyadadolaysızolarak,oyaratığayabugünyararlıdır,yadaeskidenyararlıolmuştur.

Organik varlıkların insanoğlunun hoşuna gitsin diye güzel yaratıldığı inancına gelince (teorimitümüyle altüst ettiği bildirilen bir inanç), önce şunu söyleyebilirim: Güzellik duygusunun aklınniteliğinebağlıolduğu,hayranlıkduyulannesneningerçekhiçbirniteliğinedayanmadığıbesbellidir;güzellikkavramıdoğuştanyadadeğişmezdeğildir.Bunu,örneğin,farklıırklardanerkeklerinkadıngüzelliği konusunda tümüyle farklı ölçüleri olmasında görüyoruz. Güzel nesneler özellikleinsanoğlununbeğenisiiçinyaratıldıysa,yeryüzünde,insanoğlubelirmedenönceonungörünüşündensonra olduğundan daha az güzellik olduğu gösterilmek gerekir. EosenÇağının o güzel sarmal vekonikabukluları,veİkinciZamanınoinceliklebiçimlendirilmişammonitleri,insanoğluçağlarsonradermedolaplarındaseyrediphayranolsundiyemiyaratılmıştı?Pekazşeydiyatomelerin(yeşildenizsazı) silisli kabından daha güzeldir; bunlar, güçlü mikroskopların altında incelensin ve hayrankalınsındiyemiyaratıldı?Güzellik,busonörnekte,vebirçokdurumda,görünüştetümüylegelişiminbakışımından (symmetry) ötürüdür. Çiçekler doğanın en güzel ürünleri arasında sayılır; amaçiçeklerinyeşil yapraklara açıkçakarşıt ve aynı zamandagüzelolması, böcekler çiçekleri kolaycabulsundiyedir.Busonucabulduğumdeğişmezbirkuraladayanarakvarıyorum:Yelledöllenenhiçbirçiçeğin parlak renkli bir tacı yoktur. Bilindiği gibi ayrı ayrı bitkiler iki türlü çiçek verir: Biriböcekleri çekmek için açık ve renklidir; öbürü kapalı ve renksizdir, balözünden yoksundur, veböceklerböyleçiçeklerehiçuğramaz.Bundandolayı,yeryüzündehiçböcekolmasaydı,bitkilerimizgüzel çiçekli olmazdı, tersine, hepsinin çiçekleri, yel aracılığı ile döllenen çam, meşe, fındık,dişbudak, ıspanak, kuzukulağı, ısırgan vb.’nin çiçekleri gibi gösterişsiz olurdu, diyebiliriz. Bunabenzerbirkanıtlamameyveleriçingeçerlidir;olgunbirçilekyadakirazgözeolduğugibidamağadahoşgelir;iğağacınınparlakrenkliyemişleriningüzelnesnelerolduğunuherkeskabuledecektir.Amabugüzellik kuşların ve başka hayvanlarınmeyveyi yemesi ve dışkılarıyla tohumları yaymasıiçinyalnızcabiryönelticidir;bununböyleolduğunudahahiçbirayrasını(istisnasını)bulamadığımşukuraldan çıkarıyorum: Her türlü (yani etli ve özlü) meyvedeki tohumlar, meyve parlak bir renkalınca,yadagözeçarpanbiraklığıyadakaralığıolunca,hepböyleyayılmaktadır.Öteyandan,engözalıcı kuşlarımızın, bazı balıkların, sürüngenlerin, ve memelilerin çoğunda erkeklerin, güzelrenklibirsürükelebeğin,yalnızgüzellikuğrunagüzelkılındığınısevesevekabulederim:amabu,eşeysel seçmenin sonucudur, yani, dişiler hep güzel erkekleri seçtiği için böyledir, yoksainsanoğlunun beğenisi için böyle değildir. Bu, kuşların ötüşü için de geçerlidir. Bütün bunlardan,hayvanlar âleminin büyük bir bölümünde güzel renklerden ve müziksel seslerden hoşlanmanınyaygınolduğu sonucunuçıkarabiliriz.Dişi de erkekkadargüzel renkli olunca–ki bu, kuşlardavekelebeklerdehiçdeseyrekgörülmeyenbirdurumdur–bununnedeninineşeyselseçmeylekazanılanrenklerinyalnızerkekleredeğil,eşeylerinikisinedeiletilmesiolduğubellidir.Güzellikduygusununen basit biçimiyle –yani belirli renklerden, biçimlerden ve seslerden hoşlanmanın özel bir türüolarak– insandaveaşağıhayvanlardanasılbaşladığıçokçetrefilbirkonudur.Nasılolupdabelirlitatlardanvekokulardanhoşlandığımızı,veöbürlerindenhoşlanmadığımızıaraştırırsak,genebutürlübirgüçlüklekarşılaşırız.Alışkanlıkbütünbudurumlardabelirlibirölçüdeetkiligörünmektedir;amahertürdesinirsistemininyapılışındaköklübirnedenolsagerektir.

Doğal seçme, bir türde, başka bir türün özellikle çıkarına olan hiçbir değişiklik yapamaz; amabütün doğada, bir tür başkalarının yapılarından sürekli yararlanır ve kazançlı çıkar. Ama doğalseçme, bayağı engereğin ağı dişlerinde ve tırtıl sineğinin (Ichneumon) öbür böceklerin canlıvücutlarının içine yumurtalarını bırakmasına yarayan yumurtlama borusunda gördüğümüz gibi,başkahayvanlariçindoğrudandoğruyazararlıyapılartüretebilirvesıksıktüretmektedir.Herhangibirtürünyapısındakibirparçanınbaşkabirtürünözelçıkarıiçinoluşmuşluğudoğrulanabilseydi,bu,teorimi geçersiz kılardı, çünkü böyle bir şey doğal seçmeyle türetilmiş olamazdı. Doğal tarihkonusundaki yapıtlarda bu türlü birçok demece rastlanabilir, ama bana önemli görünen birine bilerastlayamadım.Çıngıraklı yılanın kendini savunmak ve avını öldürmek için ağı dişi olduğu kabuledilmektedir; ama kimi yazarlar, avını uyardığı için hayvanın kendisine zararlı bir çıngırakla dadonatılmışolduğunudüşünmektedirler.Sıçramayahazırlanırkenkuyruğununucunukıvırankedininbunu ölüme yargılanmış fareyi uyarmak için yaptığına da inanabilirdim. Oysa çıngıraklı yılanınçıngırağını kullanmasının, kobranın boynunu genişletmesinin, şişen engereğin keskin bir ıslıkçalarkenkabarmasının,enağılıyılanlarabilesaldırdığıbilinenyırtıcıkuşlarıvehayvanlarıuyarmakiçin olduğu, çok daha olası bir görüştür. Yılanlar, böyle durumlarda, bir gurk tavuğa tüylerinikabarttıranvekuyruğunugerdirtenaynıilkeyegöredavranmaktadır;amahayvanlarındüşmanlarınıkorkutupkaçırmakiçinbaşvurduklarıaraçlarüzerindeuzunuzundurmayaburadayerimyok.

Doğalseçmebiryaratıktaoyaratığayararlıolmaktançokzararlıbiryapıyıasla türetmeyecektir,çünküdoğalseçmeancakheryaratığınyararıiçinveonunyararınaolanlaişgörür.Paley’inbelirttiğigibi,hiçbircanlıdaonunkendisineacıyadazararvermekamacıylahiçbirorganoluşmayacaktır.Herparçanınyol açtığı iyilikvekötülükdoğruolarakölçülseydi,herbiriningenellikleyararlıolduğubulunacaktı.Birparça, zamanla,değişenyaşamkoşullarınınetkisindezararlıdurumagelirse,ondadeğişiklikolacaktır;yada,buolmazsa,ocanlı,pekçokcanlınınbaşınageldiğigibi,tükenecektir.

Doğalseçme,herorganikyaratığıancakaynıülkedekendileriyleyarıştığıöbürcanlılarkadar,yada onlardan biraz daha çok yetkinleştirmeye uğraşır. Ve doğada erişilen yetkinlik ölçüsünün buolduğunu görüyoruz. Örneğin, Yeni Zelanda’nın bütün ürünleri, birbirleriyle karşılaştırılınca,yetkindir; ama şimdi, Avrupa’dan getirilmiş bitkilerin ve hayvanların ilerlemesi karşısında hızlagerilemektedir.Doğal seçme salt yetkinliği türetmeyecektir vebildiğimizkadarı ile, yetkinliğinbuaşamasınadoğadapekderastlamamaktayız.Müllerenyetkingörmeorganıolaninsangözündebileışık sapmasının yetkin olarak düzeltilmediğini söylemektedir. Vardığı sonuçları hiç kimsenintartışmayacağıHelmholtz insangözününolağanüstüyetilerinigüçlüdeyimlerleanlattıktansonraşudikkatedeğersözleriekliyor:“Görmeaygıtındaveağtabakadakigörüntüdebulduğumuzyanlışlıkveeksiklik,duyumalanındakarşılaştığımızuyuşmazlıklaraoranlahiçbirşeydeğildir.İçvedışâlemlerarasındaöncedenbiruyumolduğuteorisininbütündayanaklarınıortadankaldırmakiçindoğanınbiryığın çelişki yaratmaktan hoşlandığı söylenebilir.” Sağduyumuz doğadaki eşsiz bir sürü düzenkarşısındabizi coşkunbirhayranlığa sürüklüyorsa,başkabazıdüzenlerindahaazyetkinolduğunu(her ikibakımdandakolaycayanılabilirsekde)bize söyleyendegene sağduyumuzdur.Balarısınıntersinetesteregibidişliolduğuiçintürlüdüşmanlarınakarşıkullanıncayaradançıkaramadığı,vebuyüzden iç organlarının örselenmesine ve arının kendi ölümüne yol açan iğnesini yetkin sayabilirmiyiz?

Balarısınıniğnesini,aynıbüyüktakımınbirçoküyesindeolduğugibi,eskibiratadadelicivedişlibir araç olarak görürsek, ve o zamandan beri değişiklik geçirdiğini ama bugünkü amacına uygunolarak yetkinleşmediğini, ağısının başlangıçta başka bir amaca yaradığını (bitkilerde urlaroluşturmakgibi)veozamandanberiyeğinleştiğinikabuledersek,iğnesinikullanmasınınnasılolupdaçoğuzamanböceğinkendiölümüyle sonuçlanmakgerektiğinibelki anlayabiliriz; çünkü sokma

yetisi arı toplumu için yararlıysa, sokmak bazı bireylerin ölümüne yol açsa bile, doğal seçmeninbütün gerekleri yerine getirilecektir. Birçok böceğin erkeklerinin dişilerini bulmalarına yarayan ogerçekten şaşırtıcı koklama yetisine hayran kalırsak, toplumun başka hiçbir işine yaramayan vesonunda çalışkan ve kısır işçi kardeşlerince öldürülen binlerce erkek arının yalnız bu amaç içinüretilmesinehayrankalabilirmiyiz?Anaarıyı,gençdişiarıları,kendikızlarını,doğardoğmazyoketmeye, ya da dövüşte ölüp gitmeye yönelten o yabanıl ve içgüdüsel hınca, güç de olsa, hayranlıkduymamızgerekir;çünkübununtoplumunyararınaolduğukuşkusuzdur;veanasevgisiileanahıncı,iyi ki ikincisine doğada pek seyrek rastlanıyor, doğal seçmenin amansız ilkesine göre tümüyleaynıdır.Salepgillerinvebaşkabirçokbitkininböcekleraracılığıiledöllenmesinisağlayanofarklıveustalıklı düzenlere hayran kalırsak, ancak birkaç çiçektozunun esintiyle ve şansa bağlı olarak dişiçiçeğegötürüldüğükozalaklıağaçlardayoğunbulutlarhalindeçiçektozuüretilmesinedeaynıölçüdehayranlıkduyabilirmiyiz?

ÖZET:DOĞALSEÇMETEORİSİTİPBİRLİĞİVEVAROLMAKOŞULLARIYASASINIDAKUCAKLAR

Bubölümdeteoriminkarşılaşabileceğigüçlüklerinveitirazlarınbazılarınıtartıştık.Bunlarınçoğuönemlidir; ama bağımsız yaratma eylemleri inancının tümüyle karanlık bıraktığı olguların butartışma sırasında aydınlandığını sanıyorum. Herhangi bir dönemdeki türlerin değişkenliğininbelirsizolmadığını,vetürlerinçoksayıdaaraaşamalanmalarlabirbirlerinebağlıolmadığınıgördük;bu, kısmen, doğal seçme sürecinin her zaman çok yavaş olması, ve herhangi bir zamanda yalnızbirkaçbiçimietkilemesi,kısmende,aynıdoğalseçmesürecinin ilkvearabiçimlerisürekliolarakyerlerinden etmesi ve tüketmesi yüzündendir.Bugün sürekli bir alanda yaşayan yakın hısım türler,çoğunlukla,oalansüreklideğilken,veyaşamkoşullarıbirkesimdenöbürüneyavaşyavaşdeğişerekgeçişmezkenoluşmuşolmalıdır.Süreklibiralanın ikibölgesinde ikiçeşitoluşunca,çoğuzamanobölgelerarasındakişerideuymuşbiraraçeşitdeoluşacaktır;amabelirlenennedenlerdenötürü,araçeşitbirbirinebağladığıikibiçimdençoğuzamansayıcadahaazolacaktır;bundandolayı,oikiçeşitsayıcaçokolduğuiçin,dahasonrakideğişiklikgeçirmelersırasında,sayıcaazolanaraçeşidekarşıbüyükbirüstünlüksağlayacakveböyleceonuyerindenetmeyivetüketmeyigenelliklebaşaracaktır.

Bu bölümde, en farklı yaşama alışkanlıklarının aşamalanarak iç içe geçemeyeceği sonucunavarılırkennedenlidikkatliolmakgerektiğini;örneğin,biryarasanınbaşlangıçtaancakhavadakayıpgiden bir hayvandan doğal seçmeyle oluşturulmuş olabileceğini gördük. Bir türün yeni yaşamkoşullarının etkisinde alışkanlıklarını değiştirebileceğini; ya da en yakın hısımlarınınkilerden çokfarklıbazı alışkanlıklar edinebileceğinigördük.Bundanötürü,herorganikvarlığınyaşayabileceğiher yerde yaşamaya çabaladığını unutmayarak, ayakları perdeli yayla kazlarının, ağaçsız yerlerdeyaşayan ağaçkakanların, suya dalan ardıç kuşlarının, ve dalıcı martının alışkanlıklarını edinmişfırtınakırlangıçlarınınnasıltürediğinianlayabiliriz.

Göz gibi pek yetkin bir organın doğal seçmeyle oluşabildiği inancı kimilerini sendeletmeyeyetmeklebirlikte,birorganınyetkinliğeulaşmasındadeğişenyaşamkoşullarındakiyararlıgeçişlerinuzunbirserisinibiliyorsak,yetkinliğindüşünülebilenbiraşamasınındoğalseçmeylekazanılmasındamantıksalhiçbirolanaksızlıkyoktur.Arayadageçişseldurumlarıbilmediğimizörneklerde,böyledurumlarınhiçolmadığısonucunavarırkenpekdikkatliolmalıyız,çünkübirçokorganınbaşkalaşımı(metamorphosis), o organların görevlerinde ne gibi olağanüstü değişmeler olabileceğinigöstermektedir. Örneğin, yüzme keselerinin hava soluyan akciğerlere dönüştüğü besbellidir. Aynı

organaynızamandaçok farklı ikigörevyapmakta,vedahasonrabir tekgörev içinkısmenyadatümüyleözelleşmektedir;vefarklıikiorganaynızamandaaynıgöreviyapmaktavebiri,öbüründenyardımgörürken,kolaycayetkinleşebilmektedir.

Gördükkidoğadakiaşamalardabirbirindençokuzakikiyaratıktaaynıişigörenvedışgörünüşleribakımından çokbenzeyenorganlar ayrı ayrı vebağımsız oluşabilir; amaböyle organlar yakındanincelenince aralarında her zaman köklü farklar olduğu bulunabilir; ve bu, elbette doğal seçmeilkesininsonucudur.Öteyandan,aynıamacapekfarklıyapılarlaulaşmak,doğadagenelbirkuraldır;vebudaaynıönemliilkeninsonucudur.

Birçokdurumdabirparçanınyadaorganınbir türünesenliği içinpekönemsizolduğunu,doğalseçmeyle türünyapısındaki değişikliklerin yavaş yavaş birikmiş olamayacağını söyleyebilmek içinbilgimizpekyetersizdir.Başkabirçokdurumdaise,değişikliklerdeğişimyadagelişimyasalarınınbelkidedoğrudansonucudur,veböyleliklebirçıkarsağlanmasındanbağımsızdır.Amaböyleyapılarbile, pek iyi bildiğimiz gibi sonradan çoğu zaman yararlı olmaktadır, ve yeni yaşam koşullarındatürün yararı için daha da değişiklik geçirmektedir. Eskiden çok önemli olmuş bir parçanın çoğuzaman alıkonduğuna da inanabiliriz (susal bir hayvanın kuyruğunun, onun karasal döllerindealıkonmasıgibi),amaoparçanınönemibugünküdurumuyladoğalseçmeylekazanılmışolamayacağıkadarazalır.

Doğalseçmebirtürdebaşkabirtürünözellikleyararınayadazararınaolanhiçbirşeytüretemez;ama çok yararlı, hatta zorunlu, ya da başka türler için çok zararlı ama bulundukları yaratığa herdurumdayararlıparçaları,organlarıve salgılarıgerektiğigibi türetebilir.Canlılarla tümüylekaplıbir ülkede doğal seçme oradaki canlıların yarışmasından yararlanarak etkisini gösterir, ve bundanötürü yaşama savaşında yalnız o ülkenin ölçülerine uygun olan başarıya yol açar. Bu yüzden, birülkenin (genellikle küçük bir ülkenin) canlıları, çoğu zaman, başka ve genellikle daha büyük birülkenin canlılarına yenilir. Çünkü büyük ülkede daha çok birey ve daha çok çeşitlenmiş biçimlerbulunacak,veyarışdahazorluolacaktır,veböyleceoradakiyetkinlikölçüsüdahayüksektutulacaktır.Doğalseçmeilledesaltyetkinliğeyolaçmaz;vesınırlıyetilerimizlebilebildiğimizkadarı ile,saltyetkinlikhiçbiryerdegösterilemez.

Doğalseçmeteorisiyle,doğaltarihinşueskiyasasınınanlamınıtümüyleveapaçıkkavrayabiliriz:“Natura non facit saltum.” Bu yasa, yeryüzünün yalnız bugünkü canlılarını göz önündebulundurursak, tam anlamı ile doğru değildir; ama bilinen ve bilinmeyen geçmiş çağların hepsinidikkatealırsak,teorimizegörebuyasanıntümüyledoğruolmasıgerekir.

Bütünorganikvarlıklarınikibüyükyasayagöreoluştuğugenelliklekabuledilmektedir:TipBirliğive Varolma Koşulları. Tip Birliğinden, aynı sınıfın yaşama alışkanlıkları tümüyle farklı organikvarlıklarında gördüğümüz köklü yapı uyuşmasını anlıyoruz. Teorimde tip birliği soy birliği ileaçıklanmaktadır.ÜnlüCuvier ’insıksıkönemleüzerindedurduğuvarolmakoşullarıdeyimi,tümüyledoğal seçme ilkesinin kapsamında kalmaktadır. Çünkü doğal seçme, ya her yaratığın farklıparçalarını onun organik ve inorganik koşullarına şimdi uyarlayarak etkisini gösterir; ya da buuyarlamayı geçmiş çağlarda yaparak etkisini göstermiştir: Bu ayarlanmalar, birçok durumda,parçalarınartmışkullanılmasıyadakullanılmamasıiledesteklenir;dışyaşamkoşullarınındoğrudanetkisinde kalır, ve bütün durumlarda, türlü değişim ve gelişim yasalarına bağlıdır. Bundan dolayı,VarolmaKoşullarıyasasıgerçektenönemlibiryasadır;çünküeskideğişimlerinveuyarlanmalarınsoyaçekilmesindenötürüTipBirliğiyasasınıiçermektedir.

YEDİNCİBÖLÜM

DOĞALSEÇMETEORİSİNEYÖNELTİLMİŞÇEŞİTLİİTİRAZLAR

Uzun ömürlülük • Değişikliklerin zamandaşlığı zorunlu değildir • Görünüşte doğrudandoğruyahiçbiryararıolmayandeğişiklikler•İlerleyengelişim•Görevselönemleriazıralarendeğişkendir•Yararlıyapılarınbaşlangıçaşamalarınıaçıklamadadoğalseçmeninyetersizolduğudüşüncesi•Yararlıyapılarındoğalseçiminebağlıedinimler(acquisition) ileçatışannedenler • Değişmiş görevlerle birlikte yapının yavaş yavaş değişmesi • Aynı sınıfınüyelerindeki pek farklı organlar tek ve aynı kaynaktan gelişmiştir • Büyük ve anideğişikliklereinanmamakiçingerekçeler

Bu bölümü görüşlerime karşı ileri sürülmüş çeşitli itirazların incelenmesine ayıracağım; çünküdahaöncekitartışmalarınbazılarıböylelikleaçıklıkkazanabilir;amabuitirazlarınhepsinitartışmakyararsızdır; çünkü bunların çoğunu konuyu anlama güçlüğünü göze almamış yazarlar ilerisürmüştür.ÜnlübirAlmandoğabilginininteoriminenzayıfyanınınbütünorganikyaratıklarıyetkinsaymamam olduğunu söylemesi böyledir: Gerçekte benim dediğim şudur: Bütün yaratıklaryaşadıkları koşullara göre olabilecekleri kadar yetkin değildir; ve bu, yeryüzünün türlükesimlerindeki yerli pek çok biçimin oralara getirilmiş yabancı biçimlere yerlerini kaptırmasıolgusu ile doğrulanmaktadır. Herhangi bir zamanda yaşadıkları koşullara yetkinlikle uyarlanmışorganik varlıklar bulunsa bile, onlar koşullar değişince kendileri de uygun bir değişmegöstermedikçe,öylekalamaz;veherhangibirülkedekicanlılarınsayılarıve türlerigibi,oülkeninfizikselkoşullarınındabirçokdeğişikliğeuğradığınıhiçkimsetartışmayacaktır.

Bir eleştirmen, bu yakınlarda, matematiksel kesinlik çalımlarıyla şunun üzerinde durdu: Uzunömürlülük bütün türler için büyükbir üstünlükmüş, onun için doğal seçmeye inanan kimse “kendisoyağacını” bütün kuşakların atalarından daha çok yaşadığını gösterir biçimde “düzenlemekzorunluğunda”imiş!Eleştirmenimiz,ikiyıllıkbirbitkininyadaaşağıbirhayvantürününsoğukbirbölgeye yayılabilmesini ve orada her kış yok olmasını; ve bununla birlikte doğal seçmeylekazanılmış üstünlüklerinden ötürü, tohumlarının ya da yumurtalarının aracılığıyla yaşamını yıldanyıla sürdürmesini kavrayamıyor mu? Bay E. Ray Lankester geçenlerde bu konuyu tartışmış, vekonunun aşırı karmaşıklığının doğru bir yargıya varmasına elverdiği ölçüde, uzun ömürlülüğün,genellikle, üreme ve yaşama eylemlerindeki harcamaların toplamı ile olduğu gibi, her türünorganlanma aşamasının durumu ile de ilişkili olduğu sonucuna varmıştır. Ve bu koşullar doğalseçmeylebüyükölçüdebelirlenebiliyorolabilir.

Şöyle deniyor:Mısır ’daki bilinen hayvanlardan ve bitkilerden hiçbiri, son üç ya da dört bin yıliçindedeğişmediğinegöre,dünyanınhiçbiryerindehiçbircanlıdeğişmemişolabilir.AmaBayG.H.Lewes’inbelirttiğigibi,butartışmadoğrultusugereğindençokinceeleyipsıkdokumaktadır,çünküMısıranıtlarındaresimleriyadamumyalarıbulunaneskievcilırklarbugünyaşayanlarapekbenzer,hatta onların tıpkısıdır; bununla birlikte bütün doğa bilginleri böyle ırkların kendi eski doğaltiplerinindeğişiklikgeçirmesiyle türediğinikabuletmektedirler.BuzulÇağınınbaşlangıcındanberideğişmedenkalmışbirçokhayvan, teorimekarşı ileri sürülebilecekçokdahagüçlübirerörnektir;çünküohayvanlarbüyükiklimdeğişmelerininetkisindekalmışveçokuzaklaragöçetmiştir;oysa,bildiğimizkadarıile,sonbirkaçbinyıl içindeMısır ’dakiyaşamkoşullarıkesinlikleaynıkalmıştır.

Buzul Çağından beri pek az değişiklik olması ya da hiç değişiklik olmaması olgusu, zorunlu veyaradılışa bağlı bir gelişim yasasına inananlara karşı biraz işe yarayabilir, ama yararlı niteliktedeğişimler ya da bireysel farklar ortaya çıkınca onların saklanacağını; ama bunun yalnız belirliuygun koşullarda olacağını söyleyen doğal seçme ya da en uygunların kalımı öğretisi karşısındagüçsüzdür.

Ünlü eskivarlıkbilimci (palaeontologist) Bronn, bu yapıtın Almancaya yaptığı çevirisine yazdığısonsözde, doğal seçme ilkesine göre bir çeşidin ata-türle nasıl yan yana yaşayabileceğini soruyor.İkisi de az farklı yaşama alışkanlıklarına ya da koşullarına uymuşsa, birlikte yaşayabilirler; vedeğişkenliğin özel bir nitelik gösterdiği çok-biçimli (polymorphic) türleri, ve irilik, akşınlık(albinism) vb. gibi yalnızca geçici olan bütün değişimleri bir yana bırakırsak, benim ortayaçıkarabildiğimkadarıile,kalıcıçeşitler,genellikle,yaylayadaova,kurakyadanemlibölgelergibifarklıyerlerdebarınmaktadır.Bundanbaşka,çokyerdeğiştirenveözgürceçaprazlananhayvanlarınçeşitleri,genellikle,belirlialanlarakapanıpkalmışgörünmektedir.

Bronn,farklıtürlerintektekıralarbakımındandeğil,tersine,birçokparçabakımındanbirbirindenfarklı olması üzerinde de durmakta, ve oluşumun birçok parçasının değişimle ve doğal seçmeylenasılhepaynızamandadeğişiklikgeçirmekzorundaolduğunusormaktadır.Oysabiryaratığınbütünparçalarının aynı zamandadeğişiklik geçirdiğini düşünmek için hiçbir zorunlukyoktur.Belirli biramaca çok güzel uyarlanmış en şaşırtıcı değişiklikler, daha önce belirtildiği gibi, parçaların öncebirinde ve sonra başka birinde ardışık değişimlerle yavaş yavaş kazanılır; ve soyaçekimle hepsibirlikte iletildiği için, bize hepsi de aynı zamanda gelişmiş gibi gelir. Bununla birlikte, yukardakiitirazın en güzel yanıtı, belirli amaçlar için özellikle insanoğlunun seçme yetisiyle değişikliğeuğratılmış evcil ırklardadır.Yarış atına ve koşum atına, ya da tazıya ve samsun’a [eskiden savaştakullanılan köpeklere verilen ad, -ç.] bakınız. Tüm yapıları ve hatta zihinsel nitelikleri değişikliğeuğramıştır; ama dönüşümlerinin (transformation) geçmişini adım adım izleyebilseydik, –sonrakiaşamalarizlenebilir–büyükvezamandaşdeğişikliklerledeğil,tersine,öncebirazdeğişiklikgeçiripgelişmişbirve sonrabaşkabirparçaylakarşılaşırdık. İnsanınyaptığı seçmedebir tek ıraüzerindedurulunca bile –tarım bitkilerimiz bunun en güzel örnekleridir–, ele alınan parça ister çiçek, isteryaprak ya da meyve olsun, o parçanın hep büyük ölçüde değiştiği, ve hemen hemen bütün öbürparçalarınhafifdeğişiklikgeçirdiğigörülecektir.Bu,kısmenkarşılıklıgelişimilkesine,vekısmendekendiliğindendeğişimeyorulabilir.

Bronn, ve bu yakınlarda Broca, çok daha önemli olan şu itirazda bulundular: Yaratıklarınbirçoğundakiıralarınonlarahiçyararıyoktur,öyleyseoıralardoğalseçmeyleetkilenemez.Bronn,farklı tavşanve fare türlerindekikulakvekuyrukuzunluklarını,birçokhayvanındişminelerindekibileşik katları, ve bunlara benzer durumları kanıt göstermektedir. Bitkilere gelince, Naegeli bukonuyubüyükbirbaşarıylatartışmıştır.Doğalseçmeninçoketkiliolduğunukabuletmekte,amabitkifamilyalarının türlerin esenliği için tümüyle önemsiz görünen biçimbilimsel (morphological)ıralardabirbirlerindenözelliklefarklıolmasıüzerindedurmaktadır.Bundanötürü,ilerleyenvedahayetkin bir gelişime karşı doğuştan bir eğilim bulunduğuna inanmaktadır. Dokularda gözelerin, veeksende yaprakların sıralanışını, doğal seçmenin etkileyemeyeceği durumlar olarak nitelemektedir.Çiçeğinparçalarındakiilişkiler,yumurtacıklarınkonumu,vetohumlarınyayılmasınayararlıdeğilsetohumunbiçimivb.debunlaraeklenebilir.

Bu, zorlu bir itirazdır. Bununla birlikte, hangi yapıların bir türe bugün yararlı olduğuna, ya daeskidenyararlıolmuşolduğuna,kararvermeyekalkarken,her şeydenöncepekdikkatliolmalı,veşunuhiçunutmamalıyız:Parçalardanbirideğişince,besininbirparçayaartmışyadaazalmışakımı,

karşılıklı sıkıştırma, önceden gelişmiş bir parçanın sonradan gelişmiş bir parçayı etkilemesi gibişöyleböylebilinenbelirlinedenler,vebuarada,karşılıklı-ilişkininçapraşıkdurumlarınayolaçanohiç bilmediğimiz başka nedenler dolayısıyla, öbür parçalar da değişikliğe uğrayacaktır. Bütün buetkenler kısaca “gelişim yasaları” adı altında toplanabilir. Üçüncü olarak, değişmiş yaşamkoşullarınındoğrudanvebelirli etkisini, vekoşulların etkisiningörünüşte tümüyle ikinciderecedebirroloynadığıkendiliğindendeğişimlerihesabakatmalıyız.Bayağıgüldebiryosun-gülünün(moss-rose), ya da bir şeftali ağacında tüysüz bir şeftalinin ortaya çıkması gibi göz-değişimleri,kendiliğinden değişimlere güzel birer örnektir; ama bu durumlarda bile, bir damlacık ağınınbitkilerde karmaşık urlar oluşturma gücünü göz önünde bulundurursak, anılan değişimlerin,özsuyunun doğasında koşullardaki herhangi bir değişmeye bağlı yerel bir değişmeden ilerigelmediğinepekdeinanmamalıyız.Küçükherbireyselfarkiçin,gözeçokçarpanvearasıraortayaçıkan değişimler için olduğu gibi, etkin bir neden olmak gerekir; ve bilinmeyen nedenin etkisisürekliyse,türünbütünbireylerininbenzertarzdadeğişiklikgeçirmesiaşağıyukarıkesindir.

Bukitabıneskibaskılarında,kendiliğindendeğişkenliğinsonucuolandeğişikliklerinoluşsıklığınıveöneminibelkiküçümsedim.Amabunedenihertürünyaşamaalışkanlıklarınaçokiyiuyarlanmışsayısızyapılarayormakolanaksızdır.Buna,insanınuyguladığıseçmeilkesiiyiceanlaşılmadanöncebir yarış atının, ya da bir tazının eski doğa bilginlerinin kafalarını karıştıran o iyi uyarlanmışbiçimininbuyoldanaçıklanabileceğineinanabileceğimdendahaçokinanamam.

Yukarda söylenenlerin bazılarını açıklamak, yorgunluğuna değer.Türlü parçaların ve organlarınvarsayılmış yararsızlığı konusunda, yukarı ve iyi bilinen hayvanlarda bile önemli olduklarındankimsenin kuşkulanmayacağı kadar çok gelişmiş, bununla birlikte yararı ortaya çıkarılmamışyapılarınvarlığınıgöstermekpekdegereklideğildir.Bronn farklı fare türlerindekulakvekuyrukuzunluğunu hiçbir özel yararı olmayan yapı farklarına örnek gösterdiği için, bunlar önemsizdurumlar olmakla birlikte, Dr. Schöbl’e göre, bayağı farenin dış kulaklarının olağanüstü sıksinirlerle donanmış olduğunu, öyle ki, dokunma organı gibi işe yaradıklarının söz götürmediğinianmakisterim;bundanötürükulaklarınuzunluğutümüyleönemsizolamaz.Birazsonragöreceğimizgibi,kuyrukdabazıtürlerdeçokyararlıbirtutunmaorganıdır;vekuyruğunuzunluğuonuçokdahakullanışlıkılmaktadır.

Bitkileregelince,Naegeli’nindenemesiiçinşunlarıbelirtmekleyetineceğim:Salepgilçiçeklerininbirkaç yıl öncesine dek yalnızca hiçbir özel görevi olmayan biçimbilimsel fark sayılmış bir sürügarip yapı gösterdiği kabul edilecektir; oysa onların böceklerin yardımıyla türlerin döllenmesindebüyükönemiolduğuartıkbilinmektedir;veonlarbelkidoğalseçmeylekazanılmıştır.Yakınzamanadekhiçkimseiki-biçimli(dimorphic)veüç-biçimli(trimorphic)bitkilerdeerkekvedişiorganlarınfarklı uzunluklarının, ve sıralanışlarının herhangi bir işe yarayabileceğini düşünmezdi; oysa artıkbununböyleolduğunubiliyoruz.

Belirlibazıbitkigruplarınınhepsindeyumurtacıklardik,vebazılarındaasılıdurmaktadır;vebazıbitkilerde aynı yumurtalıktaki yumurtacıklardan biri birinci ve ikincisi ise ikinci konumdadır.Yumurtacıkların konumu ilk bakışta tümüyle biçimbilimseldir, ya da fizyolojik bakımdan hiçönemsiz görünmektedir; ama Dr. Hooker ’ın bana bildirdiğine göre, bazı durumlarda aynıyumurtalıktaki yumurtacıklardan yalnız üsttekiler, ve başka durumlarda ise yalnız alttakilerdöllenmektedir; ve Dr. Hooker, bunun belki çiçektozu borusunun yumurtalığa giriş yönüne bağlıolduğunu söylemektedir. Böyle ise, yumurtacıkların konumu, yumurtacıklar aynı yumurtalıkta biridik ve öbürü asılı olsa bile, döllenmelerini ve tohum vermelerini kolaylaştıran hafif konumsapmalarınınseçilmesininsonucudur.

Farklıtakımlardanolanbirçokbitkinin,biriaçıkvealışılagelmişyapıdaveöbürükapalıveeksikikitürlüçiçekverdiğibilinmektedir.Bazenbuikitürlüçiçeğinyapılarıolağanüstüfarklıdır,bununlabirlikte aynı bitkide birbirlerine doğru aşamalı değiştikleri görülebilir. Bayağı ve açık çiçeklerçaprazlanabilir;vekesinliklebuişlemdentüremişçıkarlarböyleliklekorunur.Oysakapalıveeksikçiçeklerin çok önemli olduğu besbellidir; çünkü onlar olağanüstü az çiçektozu harcayarak vegüvenlik içinde pek çok tohum verebilir. Bu iki çiçek türü, yukarda belirtildiği gibi, yapıca pekfarklıdır. Eksik çiçeklerdeki taçyaprakları hemen hemen hep güdük kalmıştır, ve çiçektozlarınınçapları küçülmüştür. Ononis Columnae’nın almaşık erkek organlarından beşi güdüktür; ve bazımenekşe(Viola)türlerindeerkekorganlarınüçübudurumdadır,ikisigöreviniyapmaktadır,amaçokküçülmüştür. Bir Hint menekşesinde (adını bilmiyorum, çünkü elimdeki bitkiler hiç yetkin çiçekvermedi),otuzkapalıçiçeğinaltısındakiçanakyapraklarınınsayısı,normalibeşken,üçeinmişti.A.deJussieu’yegöre,Malpighiacae’nin[tropikbirbitkifamilyası,İtalyanbilginM.Malpighi’ninadından,-ç.] bir bölümündeki kapalı çiçekler hâlâ değişiklik geçiredurmaktadır, çünkü çanak yaprakları ilekarşılıklı duran beş organın hepsi dökülmüştür, taçyaprakların birinin karşısında gelişmiş bir tek,altıncı, erkek organ vardır; ve bu erkek organ, bu türlerin bayağı çiçeklerinde yoktur; boyuncuk(style) kurumuştur; yumurtacıkların sayısı üçten ikiye inmiştir. Çiçeklerden bazılarının açmasınıengellemeyeveçiçektozlarıçiçekteaşırıçoğalıncaonlarıazaltmayadoğalseçmeningücüyetebiliridiyse de, yukardaki özel değişikliklerin hiçbiri böyle belirlenmiş olamaz; bunlar, daha çok,çiçektozlarınınazaltılmasıveçiçeklerinkapsamınınküçültülmesiilerlerken,parçalarınişlemezliğinideiçerengelişimyasalarınınsonucuolmalıdır.

Gelişimyasalarınınönemlietkileriniayırtetmeköylesinegereklidirki,başkaörnekler,yaniaynıparçadayadaorganda,aynıbitkiüzerindefarklıilişkin(relative)konumdabulunmanınsonucuolanfarklaradaörnekvermekistiyorum.Schacht’agöre,İspanyolkestanesinde,nerdeyseyataykonumdaolandallarla düşeydallardaki yaprakların ıraksama açıları farklıdır.Bayağı sedef otundavebaşkabazıbitkilerde,öncebirçiçek,genellikleortadakiyadauçtaki,açarveonunçanakvetaçyapraklarıbeşertanedir,veyumurtalığıbeşbölmelidir;oysabitkidekiöbürçiçeklerinhepsidörtlüdür.BritanyaAdoxa’sındaenyukardakiçiçeğinçanağıikiçıkıntılıdırveöbürorganlarıdörtlüdür,oysayanlardakiçiçeklerin genellikle iki çıkıntılı bir çanağı vardır ve öbür organları beşlidir. Bileşikgillerin(Compositae) vemaydanozgillerin (Umbelliferae) birçoğunda (ve başka bazı bitkilerde) çevredekiçiçeklerin taçları ortada olanlarınkilerden daha çok gelişmiştir; ve bu, çoğu zaman, üremeorganlarınınkuruması ilebağlantılıgörünmektedir.Çevredekiveortadakikapçıkyemişlerinyadatohumlarınbiçim,renkvebaşkaıralarbakımındanbazenbüyükölçüdefarklıolmasıdahadadikkatedeğerbirolgudur.Carthamus’ta vebaşkabazı bileşikgillerdeyalnızortadaki kapçıkyemişler incetüylerledonatılmıştır;veHyoseris’teaynıtablaüçfarklıbiçimdetohumvermektedir.Tausch’agöre,bazı maydanozgillerde dıştaki tohumlar orthosperm, ve ortadakiler coelospermdir, ve bu, DeCandolle’un öbür türlerde büyük sistematik önemi olduğunu kabul ettiği bir ıradır. Prof. Braun,başağının alt kesimindeki çiçekleri yumurtamsı, damarlı, tek-tohumlu fındığımsı meyveler; vebaşağınınüstkesimindekiçiçeklerimızraksı,iki-çenekli,veiki-tohumluhardalsımeyvelerverenbirŞahteregil (Fumariaceae) cinsinden söz etmektedir. Bu örneklerde, çiçekleri böcekler içinçekicileştirmeye yarayan iyi gelişmiş çevre-tacı olanlar ayrı tutulursa, bilebildiğimiz kadarı ile,doğal seçme etkisini göstermiş olamaz, ya da ancak pek az etkili olmuş olabilir. Bütün budeğişikliklerparçalarınilişkin(relative)konumlarınınvekarşılıklıetkilerininsonucudur;veşundankuşkulanmak güçtür: Mademki yaprakları ve çiçekler belirli konumlardadır, aynı bitkideki bütünyapraklar ve çiçekler aynı dış ve iç koşulların etkisinde kalmış olsaydı, hepsi de aynı tarzdadeğişiklikgeçirmekgerekirdi.

Bitkibilimcilerin genellikle çok önemli bir nitelik olduğunu kabul ettikleri ve aynı bitkideki

çiçeklerin ancak bazılarını etkileyen, ya da aynı koşullarda birbirine pek yakın büyüyen bitkilerdeortaya çıkan yapı değişikliklerini başka birçok durumda da görmekteyiz. Bu değişimlerin bitkiyeözel bir yararı görülmediği için, bunlar doğal seçmeden etkilenmiş de olamaz. Bunların nedenikonusunda tümüyle bilgisiziz; bunları, son örneklerde olduğu gibi, yaklaşık bir etkene, örneğinilişkin(relative)konumlarınabileyoramayız.Yalnızcabirkaçörnekvermekistiyorum.Aynıbitkidedörtlü,beşlivb.çiçeklergözlemeköylesineolağandırki,örneklervermeyibilegereksizbuluyorum;amaparçalarınsayısıazoluncasayısaldeğişimlerdeonlaraoranlaseyrekolduğuiçin,şunuanmakisterim:DeCandolle’agöre,Papaverbracteatum’un[gelincikgillerdenbirbitki,-ç.]çiçeklerindeyaiki çanakvedört taçyaprağı (gelincikgillerdeyaygın tipbudur),yadaüççanakvealtı taçyaprağıvardır.Taçyapraklarıntomurcuktakikatlanmatarzı,gruplarınbüyükçoğunluğundapekdeğişmezbirbiçimbilimsel ıradır; ama Prof. Asa Gray, bazı Mimulus türlerinde, bu cinsin bağlı olduğuAntirrhinideae’ın aestivation’u [tomurcukta çanak ve taç yapraklarının dizilişi, -ç.] gibi,aestivation’un hemen hemen çoğu kez Rhinanthideae’ınki gibi olduğunu bildirmektedir. Aug. St.Hilaire aşağıdaki örnekleri vermektedir:Zanthoxylon cinsi, bir tek yumurtalığı olan turunçgillerin(Rutaceae)birbölümündendir,amabazı türlerindeaynıbitkidevehattaaynısalkımdabiryada ikiyumurtalıklı çiçekler bulunabilir. Helianthemum’da kapsülün gözsüz ya da üç gözlü olduğubildirilmektedir; ve H. mutabile’de “yemiş kabuğu ile eten arasında, epey geniş bir lamuzanmaktadır”. Dr. Masters, Saponadria officinalis’in çiçeklerinde hem kenar hem de özgür etendüzeniörneklerigözlemiştir.Sonolarak,St.Hilaire,Gomphiaoleaformis’inyayılmaalanınıngüneysınırındafarklıtürlerolduğundanöncekuşkulanmadığıikibiçimbuldu,amadahasonraonlarınaynıağaççıkta yetiştiğini gördü; ve ondan sonra şöyle dedi: “İşte burada, aynı bireyde bazen düşey bireksenevebazendayumurtalıktabanınabağlananbölmelervebirboyuncuk(style)görmekteyiz.”

Böylece bitkilerdeki biçimbilimsel birçok değişmenin, doğal seçmeden bağımsız olarak, gelişimyasalarına ve parçaların karşılıklı etkisine yorulabileceğini görüyoruz. Ama Naegeli’ninyetkinleşmeyeyada ilerleyengelişimekarşıdoğuştaneğilimöğretisinegöre,önemlebelirtilenbudeğişimlerin,bitkilerindahayukarıbirgelişimaşamasınadoğruilerlemelerisırasındaortayaçıktığısöylenebilir mi? Tersine, yalnızca söz konusu parçaların aynı bitkide farklılaşması ve değişmesiolgusundan, bu türlü değişiklikler sınıflamalarımız için ne denli önemli olursa olsun, onlarınbitkilerin kendileri için ancak pek az önemi olduğu sonucunu çıkarırdım. Yararsız parçalaredinmenin bir organizmayı doğadaki aşamalarda yükselttiğini söyleyebilmek güçtür; ve yukardaanılaneksikvekapalıçiçeklerörneğinde,yenihiçbirilkeyebaşvurulmazsa,birilerlemedençokbirgerileme olmak gerekir; ve asalak ve yozlaşmış birçok hayvanda da böyledir. Yukarda anılandeğişikliklerin nedenini bilmiyoruz; ama bu bilinmeyen neden uzun bir zaman aşağı yukarı aynıetkiyiyaptıysa,şusonucuçıkarabiliriz:Ozamansonuçdahemenhemenaynıolur;vebudurumdatürünbireyleriaynıtarzdadeğişikliğeuğrar.

Yukardasözkonusuedilen ıralar türünesenliği içinönemsizolduğundan,onlardaortayaçıkacakhafifdeğişimlerdoğalseçmeyleartırılmazvebiriktirilmezdi.Uzunsürmüşbirseçmeylegelişmişbiryapı,birtüreyararlıolmaktançıkarsa,güdükorganlardagördüğümüzgibi,genellikledeğişkenleşir;çünkü artık aynı seçmenin etkisiyle düzenlenmeyecektir. Ama organizmanın ve koşullarınniteliğinden ötürü, türün esenliği için önemsiz değişiklikler ortaya çıkınca bunlar, başka tarzdadeğişiklikgeçirmişçoksayıdadölehemenhemenaynıdurumdailetilebilir,vebesbelli,çoğuzamaniletilmektedir.Memelilerin, kuşların, sürüngenlerin pek çoğu için kıllarla, tüylerle, ya da pullarlakaplı olmak pek önemli olamaz; bununla birlikte aşağı yukarı bütün memelilerin kılları, bütünkuşların tüyleri, ve bütün gerçek sürüngenlerin pulları vardır. Hısım birçok türde ortak olan biryapıya,–buherneolursaolsun–büyüksistematikönemveririz,vebundandolayıçoğuzamanonuntüriçinyaşamsalönemiolduğunuvarsayarız.Buyüzden,önemlisaydığımızbiçimbilimselfarklar,–

örneğin yaprakların düzeni, çiçeğin ya da yumurtalığın parçaları, yumurtacıkların konumu vb.–birçok durumda önce kararsız değişimler gibi görünür ve organizmanın ve çevre koşullarınındoğasının, ve aynı zamanda farklı bireylerin çaprazlanmasının etkisiyle, ama doğal seçmeninetkisiyledeğil,ergeçdurağanlaşır;çünkübubiçimbilimselıralartürünesenliğinietkilemediğiiçin,onlarınhafifsapmalarıdoğalseçmeyleyönetilemezyadabiriktirilemez.Böylecevardığımızsonuç,yanitürlerinkalımıiçinpekazönemlibiçimbilimselıralarınsistematikçileriçinpekönemliolması,gariptir; ama daha sonra, sınıflamanın genetik ilkelerini incelerken, bunun hiç de ilk bakıştagöründüğükadaraykırı-düşüncel(paradoxical)olmadığınıgöreceğiz.

Organikyaratıklardailerleyengelişimedoğuştanbireğilimolduğukonusundagüçlübirkanıtımızbulunmamakla birlikte, dördüncü bölümde göstermeye çabaladığım gibi, doğal seçmenin süreklieyleminden zorunlu olarak doğan sonuç budur. Çünkü bugüne dek yapılmış en iyi tanımına göreorganlanmanınenyüksekölçüsü,parçalarınözelleştiğiyadafarklılaştığıderecedir;vedoğalseçmebuamacavarmayaçalışır,çünküparçalar,böylelikle,görevlerinidahaiyiyapabilecekdurumagelir.

Seçkin bir hayvanbilimci, Bay St. George Mivart, Bay Wallace ile benim ortaya koyduğumuzdurumuyla doğal seçme teorisine yöneltilmiş bütün itirazları (başkalarınınkileri ve benimkendiminkileri) bu yakında derledi, ve büyük bir ustalıkla ve çabayla yorumladı. İtirazlar, böylesıralanınca, korkunç bir engel olup çıkıyor; ve Bay Mivart’ın planında kendisinin çıkardığısonuçlarla çatışan olgulara ve düşüncelere yer verilmediği için, her iki yanın kanıtlarını sınamakisteyenokurdanenküçükbirdüşünmeveanımsamaçabasıbeklenmiyor.BayMivart,özeldurumlarıtartışırken, benim çok önemli olduğunu her zaman savunduğumveVariation underDomesticationadlıyapıtımdabaşkaherhangibiryazardandahaayrıntılı incelediğimeinandığımparçalarınartmışkullanılmasınınyadakullanılmamasınınetkilerinisusarakgeçiyor.Çoğuzamanda,değişimedoğalseçmedenbağımsızolarakhiçbirşeyyormadığımıkabulediyor,oysaadıgeçenyapıtımdabildiğimherhangi bir yapıtta bulunabileceğinden daha çok sayıda iyi saptanmış örnek derlemiştim.Yargımgüvenilirolmayabilir,amaBayMivart’ınkitabınıdikkatleokuduktan,veherbölümünüaynıkonudasöylediklerimle karşılaştırdıktan sonra, vardığım sonuçların genel doğruluğuna her zamankindendahaçokinandım;böylesineçapraşıkbirkonudaelbetteküçükbirçokyanlışdayapılır.

BayMivart’ınbütünitirazlarıelinizdekikitaptadikkatealınmıştır.Birçokokuruşaşırttığıgörülenyeni biricik nokta şudur: “Doğal seçme, yararlı yapıların başlangıçtaki aşamalarını açıklamadayetersizdir.” Bu konu, ıraların çoğu zaman bir görev değişmesi ile birlikte görülen aşamalıgelişimiyle –örneğin yüzme keselerinin akciğere dönüşmesi– sıkı sıkıya bağlantılıdır. Bununlabirlikte yer darlığı bütün örnekleri sunmamı engellediği için, en aydınlatıcı olanları seçerek BayMivart’ınilerisürdüğübazıdurumlarüzerindeburadadabirazayrıntılıolarakdurmakistiyorum.

Zürafa uzun boyu, çok uzamış boynu, ön bacakları, başı ve diliyle, yapısının tümüyle, ağaçlarınyüksek, körpe dallarını yemek için çok güzel uyarlanmıştır. Böylelikle, aynı ülkede yaşayan öbürtoynaklıhayvanlarınyetişemeyeceğiyüksekliklerdenbesininisağlayabilir;vebu,kıtlıkzamanlarındazürafa içinbüyükbirüstünlükolmakgerekir.GüneyAmerika’dakiNiatasığırı,yapıdakiküçükbirfarkın, böyle dönemlerde hayvanın yaşamını kurtarmada büyük payı olduğunu göstermektedir. Busığır öbür sığırlar gibi otlayabilir, ama alt çenesinin ileri doğru çıkıntılı olması yüzünden, sık sıkyinelenenkuraklıklarsırasındaağaçların,kamışlarınvb.sürgünleriniyiyemez,oysabayağısığırlarve atlar böyle dönemlerde bu besinlerle geçinir; sonunda, sahipleri yem vermezse,Niata sığırlarıkırılır. Bay Mivart’ın itirazını ele almadan önce doğal seçmenin bütün bayağı durumlarda nasılişleyeceğini bir daha açıklamak yararlı olabilir. İnsan, bazı hayvanlarını, yapının özel ayrıntılarınıillededikkatealmasıgerekmeden,yalnızcaençevikbireylerisaklayıpiyileştirerek(yarışatıvetazı

gibi),yadadövüştekazanankuşlarıüreterek(dövüşhorozugibi),değişikliğeuğratmıştır.Doğanınetkisindezürafanındoğumudaböyledir:kıtlıkdönemlerindeenyükseksürgünleriyiyebilenbireyler,yetişipyediklerisürgünleröbürlerininyetişebildiklerindenyalnızcaüç-beşsantimetreyüksekteolsabile, çoğu zaman korunacaktır; çünkü onlar besin ararken bütün ülkeyi dolaşacaktır. Aynı türünbireylerinin bütün parçalarının çoğu zaman biraz farklı ilişkin (relative) uzunluklarda olduğu,dikkatle yapılmış ölçümlerin de verildiği doğal tarihsel yapıtların birçoğunda görülebilir.Gelişimyasalarının ve değişim sonucu olan bu küçük oransal farklar, türlerin pek çoğu için biraz olsunyararlı ya da önemli değildir. Ama bu, zürafanın türeyişinde (zürafanın olası yaşamaalışkanlıklarındanötürü)başkatürlüolacaktı,çünküvücutlarınınbiryadabirkaçparçasıalışılmıştanbiraz uzun olan bireyler genellikle sağ kalırdı; onlar çaprazlanır ve aynı vücut özelliklerini ya daaynı tarzda değişme eğilimini soyaçekimle kazanmış döller bırakır, ve o sırada aynı bakımlardandahaazkayırılmışbireylerenönceyokolabilirdi.

Burada, görüyoruz ki, insanın bir ırkı yöntemli olarak geliştirirken yaptığı gibi tek tek çiftlerayırmanın gereği yoktur: Doğal seçme bütün üstün bireyleri saklayarak ayıracak ve özgürceçaprazlanmaya bırakacaktır, ve elverişsiz bütün bireyleri yok edecektir, insanın bilinçsiz seçmesidediğimseçmeye tümüyleuygundüşenbu işlemin,hiçkuşkusuz,parçalarınartmışkullanılmasınınsoyaçekilmiş etkileriyle en anlamlı tarzda birleşerek uzun zaman sürmesiyle, bayağı toynaklı birdört-ayaklınınbirzürafayadönüşmesi,banaaşağıyukarıkesingörünüyor.

BayMivart’ınbuçıkarsamayaikiitirazıvar.Birisi,artmışvücutiriliğiningereklibesintutarınıdabesbelliartırmasıdır;veBayMivartşöyledemektedir:“Buyüzdenortayaçıkacakengellerinsağlananyararlara ağır basmayacağı çok kuşkuludur.” Ama gerçekte Güney Afrika’da çok sayıda zürafabulunduğuna, ve gene orada dünyanın en iri, sığırdan daha boylu antilopları sürü sürü yaşadığınagöre, irilik söz konusuolduğu sürece, orada eskidenbugünolduğugibi zorlu kıtlıklara katlanmışgeçişselbiçimlerinyaşamışlığındanniçinkuşkulanmamızgereksin?Artmışiriliğinheraşamasında,ülkedeki öbür canlıların hiç dokunmadan bıraktığı bir besin kaynağına yetişebilmek, zürafalarındoğuşunda elbette yararlı olmuştur, irileşmiş gövdenin, aslan ayrı tutulursa, aşağı yukarı bütünyırtıcılara karşı bir türlü savunma olduğu gerçeğini de görmezlikten gelmemeliyiz; ve zürafanınuzun boynu aslana karşı da, Bay ChaunceyWright’ın belirttiği gibi, bir gözetleme kulesi gibi işgörür,venedenliuzunolursaodenliiyiolur.SirS.Baker ’indediğigibi,iştebundanötürü,hiçbirhayvanasezdirmedenyaklaşmakzürafayayaklaşmaktandahagüçdeğildir.Buhayvan,uzunboynunu,çomağabenzerikiboynuzladonatılmışbaşınıhızlasallayarak,birsaldırıvesavunuaracıolarakdakullanır.Birtürünkorunmasıseyrekolarakbirteküstünlüklebelirlenir,korunmayıbelirleyen,büyükveküçüküstünlüklerinbirleşimidir.

BayMivartdahasonraşunusoruyor(buonunikinciitirazıdır):Doğalseçmeböylesineetkiliyse,veyüksekdallardakisürgünleriyiyebilmekböylesinebüyükbirüstünlükse,öbürtoynaklıhayvanlardanhiçbiri, zürafadan başka deve, guanako [devegillerden bir tür, Güney Amerika’da yaşar, -ç.], veMacrauchenia,nedençokuzunboyunluveyüksekyapılıolmadı?Yadabugrubunhiçbirüyesinedenuzunbirhortumedinmedi?EskidenpekçokzürafasürüsününbarındığıGüneyAfrikabakımındanbusorununyanıtıgüçdeğildir,veşöylebirörnekleçokiyiverilebilir.İngiltere’de,ağaçdayetişenherotlakta, atların ve sığırların yediği alt dallar belirli bir yükseklikten kırkılıp düzeltilmiştir; veörneğin,oralardayayılankoyunlarabirazdahauzunboyunluolmakneüstünlüksağlar?Herçevredebirhayvantürününöbürlerininuzanıpyiyemediğisürgünleriyiyebileceğibesbellidir;üstelik,doğalseçmeveartmışkullanmaylayalnızohayvanınboynununbuamaçlauzatılabileceğideaynıölçüdebellidir.GüneyAfrika’da,akasyalarınveöbürağaçlarınyüksekdallarındakisürgünleriyemeyarışızürafaileöbürtoynaklıhayvanlararasındadeğil,zürafailezürafaarasındaolmakgerekir.

Butakımdakihayvanlarındünyanınbaşkakesimlerindenedenuzunboyunluyadauzunhortumluolmadığı sorusuaçıkçayanıtlanamaz;böylebir soruyaaçıkbiryanıtbeklemek, tarihselbirolayınneden bir ülkede yaşanırken başka bir ülkede de yaşanmadığı sorusuna yanıt beklemek kadarmantıksızdır.Türlerinsayısınıveyayılmaalanınıbelirleyenkoşullarıbilmiyoruz;vebirtürünyenibir ülkede çoğalmasına elverişli yapı değişmelerinin neler olduğunu da kestiremiyoruz. Bununlabirlikte, uzun bir boynun ya da hortumun gelişiminde türlü nedenlerin payı olduğunu genelliklebiliyoruz.Epeyceyüksektekiağaçyapraklarınauzanmak (ağaca tırmanmadanuzanmak,ki toynaklıhayvanlarınyapısıtırmanmayaelvermez)içinhayvanınepeyiriveboyluolmasızorunludur;vebazıalanlarda,örneğinpekzenginbirbitkiörtüsüolmaklabirlikteGüneyAmerika’da, iripekazdört-ayaklının barındığını biliyoruz; oysa böyle hayvanlar Güney Afrika’da pek boldur. Bunun nedenböyle olduğunu bilmiyoruz; Üçüncü Zamanın sonlarının bu hayvanların yaşaması için nedenzamanımızdançokdahaelverişliolduğunudabilmiyoruz.Hanginedenlerleolursaolsun,zürafagibipek iri bir dört-ayaklının gelişimi için belirli yerlerin ve çağların başkalarından daha uygunolduğunugörebiliyoruz.

Birhayvanınözelliklevebüyükölçüdegelişmişbirparçasıolmakgerekmesiiçin,öbürparçalarında değişiklik geçirmesi ve ona uyması aşağı yukarı zorunludur.Vücudun her parçası yavaş yavaşdeğişsebile,bununsonucugerekliparçalarındahepdoğruyöndeveyeterölçüdedeğişmesideğildir.Evcilhayvanlarımızınfarklıtürlerindeparçalarınfarklıtarzdaveölçüdedeğiştiğini;vebazıtürlerinöbürlerindençokdahadeğişkenolduğunubiliyoruz.Uygundeğişimlerortayaçıksabile,bu,doğalseçme onları işleyecek, ve türe yararlığı besbelli bir yapı türetecek demek değildir. Örneğin, birülkede varolan bireylerin sayısını özellikle yırtıcı hayvanlar, iç ya da dış asalaklar vb. yüzündenkırılmaları belirliyorsa –durum çoğu zaman böyle görünüyor–, o zaman doğal seçme az şeyyapabilecek, ya da besin sağlamak için belirli bir parçada değişiklik yaparken büyük ölçüdegeciktirilecektir.Sonolarak,doğalseçmeyavaşbirsüreçtir,vebusürecinönemlisonuçlarvermesiiçin aynıuygunkoşullarınuzunzaman sürmesigerekir.Dünyanınbirçokkesiminde toynaklı dört-ayaklılarınnedenuzunboyunluolmadığınıyadaağaçlarınyüksekdallarındakisürgünleriyemekiçinbaşkaaraçlaredinmediklerini,böylegenelvebelirsizgerekçelerdenvazgeçerekaçıklayamayız.

Başkayazarlarındaaynınitelikteitirazlarıoldu.Herdurumda,belirlitürlereyararlıolduğusanılanyapılarındoğalseçimiylesağlananedinimleredeminanılanlarındışındabelkibaşkabirçoknedendeengel olmaktadır. Bir yazar, devekuşunun neden uçma yetisini edinmediğini soruyor. Oysa bu çölkuşuna o dev vücudunu havada taşıma gücünü vermek için ne denli çok besin gerektiği, şöyle birdüşünüvermekle anlaşılacaktır.Okyanus adalarında yarasalar ve foklar bulunmaktadır, amakarasalhiçbirmemeli hayvanyoktur; bununlabirlikte, buyarasalarınbazıları oralaraözgüoldukları için,bugünküyurtlarındauzunzamandıryaşıyorolmalıdırlar.İştebundanötürü,SirC.Lyell,yarasalarınve foklarınböyleadalardanedenkaradayaşamayauymuşbiçimler türetmediğini soruyor,veyanıtolarak belirli gerekçeler sıralıyor. Oysa foklar, önce ve zorunlu olarak, epey iri karasal etçilhayvanlara, yarasalar da karasal böcekçil hayvanlara dönüşürdü; ve foklar için oralarda avbulunmazdı;yarasalariseyerdeyaşayanböceklerlebeslenirdi,amaonlardaokyanusadalarınadahaöncegelipçoğalmışsürüngenlerevekuşlarabüyükölçüdeyemolurdu.Yapınındeğişenbirtüreherbasamağı yararlı olan aşamalı değişmesi ancak belirli özel koşulların yardımıyla olacaktır.Gerçekten karasal bir hayvan ara sıra sığ sularda, sonra derelerde ve göllerde avlanarak sonundaokyanusakafatutacakkadaryetkinbirsusalhayvanadönüşür.Amafoklaraşamalıolarakkarasalbirbiçimedönmelerineelverişlikoşullarıokyanusadalarındabulamaz.Yarasalar,dahaöncebelirtildiğiüzere,uçar-sincaplargibi,düşmanlarındankaçmakyadadüşmeyiönlemekiçinağaçtanağacahavadakayarak kanatlarını kazanmış olabilir; ama gerçek uçma yetisi bir kez kazanılınca, hiç değilseyukardaanılanamaçlar için,geriye,dahaazelverişliolanhavadakaymakyetisine,asladönüşmez.

Gerçekten,başkakuşlardaolduğugibiyarasalardadakullanılmamayüzündenkanatlarküçülebiliryadatümüyleyitirilebilirdi;amabununiçinönceyarasalarınartbacaklarınınkuşlarlaveyerdeyaşayanöbürhayvanlarlayarışabileceğikadargelişmesivehızlıkoşmayetisininkazanılmasıgerekirdi;veyarasa böyle bir değişmeye uygun görünmemektedir. Bu varsayımsal düşünceleri, her aşamasıyararlı bir yapı dönüşümünün çok karmaşık bir iş olduğunu, ve özel bir durumda böyle bir geçişolmamasındayadırganacakhiçbirşeyolmadığınıgöstermekiçinsöyledim.

Son olarak, birkaç yazar, bazı hayvanların zihinsel yetilerinin niçin öbürlerinden daha gelişmişolduğunu sormaktadır; böyle bir gelişme bütün hayvanlar için yararlı olmaz mıydı? Maymunlarnedeninsanınzihinselyetileriniedinmediler?Bununiçin türlünedenler ilerisürülebilir;amahepside oranlamaya dayandığı için, ve ilişkin (relative) olabilirlikleri sınanamayacağı için, bunlarısöylemekteyararyoktur,ikiyabanılırktanbirininuygarlıktanedenöbüründenilerigittiğigibikolaybir soruyu hiç kimsenin yanıtlayamadığına bakılırsa, son soruya kesin bir yanıt beklenemez; bu,besbelli,artmışbirbeyingücünügöstermektedir.

BayMivart’ınöbüritirazlarınadönelim.Böceklerkorunabilmekiçinçoğuzamantürlünesnelere,örneğin yeşil ya da dökülmüş yapraklara, kuru dalcıklara, liken parçalarına, çiçeklere, dikenlere,kuşlara ve başka böceklerin pisliklerine benzemektedir; ama bu son noktaya ilerde döneceğim.Benzerlik çoğu zaman olağanüstü yakındır, ve yalnız renkle sınırlı değildir; biçimi, ve hattaböceklerin davranışlarını da kapsar. Beslendikleri çalılara ölü dalcıklar gibi dikine ve hiçkımıldamadan tutunan tırtıllar, bu türlü benzerliğin yetkin bir örneğidir.Kuş pisliği gibi nesnelerebenzenme(imitation)durumlarıseyrektirveayraldır(istisnaîdir).BayMivartbukonudaşöylediyor:“BayDarwin’inteorisinegöre,belirsizdeğişimedoğrusüreklibireğilimiolduğuiçin,veçokküçükvebaşlangıçdurumundakideğişimlerheryöndeolacağı için,bunlarbirbirlerinietkisizkılmaya,vepek kararsız değişiklikler oluşturmaya eğilimli olmak zorundadır; ve sonsuz küçük başlangıçlarınböylesinebelirsizsalınımlarını(oscillation)DoğalSeçmeninyakalamasıvesüreklikılması içinbiryaprakla, bambuyla, ya da başka bir nesneyle yeterince göze çarpan bir benzerlik yaratması,olanaksızdeğilse,çokgüçtür.”

Ama yukardaki örneklerin hepsinde kökensel (original) durumlarındaki böceklerin, yaşadıklarıçevredeyaygınolanbirnesneylekabaverastgelebirbenzerliğibulunduğudakuşkusuzdur.Bugünyaşayanböceklerinkonaklarındakibiçimve renkçeşitliliğiveoralardakinesnelerinhemenhemensonsuz sayıda olduğu düşünülürse, bu hiç de olmayası değildir. Başlangıç için kaba bir benzerlikgerektiğinden,dahairivedahayukarıhayvanların(bildiğimkadarıilebirbalıktürüayrıtutulursa)korunmak için neden belirli nesnelere değil de, çoğu zaman yaşadıkları yüzeye benzediklerinianlayabiliriz.Vebubenzerliközelliklerenktedir.Varsayalımkibirböcekkurumuşbirdalcığayadadökülmüş bir yaprağa kökeninden biraz benzer olsun, ve yavaş yavaş türlü yönlerde değişsin, ozaman, böceği böyle nesnelere genellikle benzer kılan ve onun korunmasına yardımcı olan bütündeğişimler saklanırken, başka değişimler saklanmaz ve sonunda yiter; ya da, böceği benzenilennesneye benzemez kılan değişimler ayıklanır. Yukardaki benzerlikleri doğal seçmeden bağımsızolarak yalnızca kararsız değişimlerle açıklamaya kalksaydık,BayMivart’ın itirazı gerçekten haklıolurdu;oysadurumhiçdeböyledeğildir.

“Sürünen bir yosunun ya da Jungermannia’nın üzerinde yetişmiş bir bastona” benzeyen bastonböceği(Ceroxyluslaceratus)üzerineBayWallace’ınverdiğiörnekteolduğugibi,“benzerliktekisondüzeltmeler”konusundaBayMivart’ın ileri sürdüğügüçlüğüdegeçerlibulmuyorum.Bu,öylesineyakın bir benzerliktir ki, bir Borneo yerlisi bu yapraksı uzantıların gerçekten yosun olduğunusavunmuştur. Böcekleri avlayan kuşların ve öbür düşmanların gözleri belki bizimkilerden daha

keskindir;vebirböceğingörülmesinivebulunmasını engelleyenherbenzerlik,onunkorunmasınısağlar, benzerlik ne denli yetkin olursa böcek için o denli iyi olur.Yukarda anılanCeroxylus’u daiçeren grubun türleri arasındaki farklar düşünülürse, bu böceğin sırtındaki düzensizliklerindeğişmesi,veepeyyeşilleşmesihiçdeolmayası (improbable)değildir; çünkühergrubunayrıayrıüyelerinde farklı olan ıralar değişmeye pek eğilimliyken, cinsel ıralar, ya da bütün türlerde ortakolanıralar,pekdurağandır.

Greenland balinası dünyanın en garip hayvanlarından biridir; ve bu hayvanın en büyüközelliklerindenbiribalinadişleriyadabalina-çubuklarıdır.Balinadişleri,üstçeneninherikiyanında,ağzınuzuneksenineçaprazvesıkkonumdaduranaşağıyukarı300yapraktanbirsıradır.Anasıradabirkaç yardımcı sıra vardır. Bütün yaprakların uçları ve iç kenarları, hayvanın o dev damağınıkaplayanvesuyusüzmeyeveböylecebukocahayvanınbesiniolanküçükcanlılarıtutmayayarayansertkıllarıniçindesonbulur.Greenlandbalinasınınortaveenuzundişyaprağıon,oniki,hattaonbeşayak[3-4,5m.]uzunluktadır;amauzunluklarbalinalarınfarklıtürlerindedeğişir;Scoresby’yegöreorta boybir yaprak, bir türdedört, başkabir türdeüç ayak, vebir başkasındaonsekizparmak, veBalaenopterarostrata’daancakdokuzparmak[22,86cm.]kadardır.Balinadişlerininniteliğidefarklıtürlerdefarklıolmaktadır.

BayMivart balinadişleri konusunda şöyle demektedir: “Bunlar bir kez yararlı bir büyüklüğe vegelişimeulaşırsa,ozamanbunlarınyararlısınırlariçindesaklanmasıvebüyütülmesiyalnızcadoğalseçmeyledesteklenir.Amaböyleyararlıbirgelişiminbaşlangıcınasılbelirlenir?”Yanıtolarakşöylesorulabilir:Bubalinalarıneskiatalarınınağızlarınedenbirördeğinsüzgeçgagasınabenzeryapıdaolmasın?Ördekler, balinalar gibi, çamuru ve suyu süzerek besinlerini sağlar; ve bu familyaya birsüreCriblatores, yada süzücülerdenmiştir.Bu sözlerimden,balinalarınatalarınıngerçektenördekgagası gibi bir ağızları olduğu anlamının çıkarılmayacağını umarım.Söylemek istediğimyalnızcaşudur: Bu, inanılmaz bir şey değildir, ve Greenland balinasının o dev dişyaprakları, böyle küçükyapraklardan,herbirihayvanayararlıaşamacıklardangeçerekgelişmişolabilir.

Kaşık-gagaördeğin(Spatulacylpeata)gagasıbirbalinanınağzındançokdahagüzelvekarmaşıkbiryapıdadır.Üstgaganınherikiyanı,sivrilmişveağzıneksenineçaprazkonumdaduran188(benimincelediğim örneklerde) ince ve esnek yapracıktan bir sıra ya da tarakla donanmıştır. Bunlardamaktan çıkar, ve esnek bir zarla gaganın yanlarına tutturulmuştur. En uzunları ortadakilerdir,uzunluklarıaşağıyukarıbirparmağın[2,54cm.]üçtebirikadardır,vebunlargagakenarından0,14parmaklıkbirçıkıntıyapmaktadır.Tabanlarındaçaprazyapracıklardankısabiryardımcısıravardır.Birçokbakımdanbalinanınağzındakidişyapraklarınabenzemektedirler.Amagaganınucunadoğruçokfarklıdırlar,çünküaşağıyadoğrudeğiliçeriyedoğruçıkıntıyapmaktadırlar.Kaşık-gagaördeğinbaşınıntümü,dişyapraklarıyalnızcadokuzincholanortaboybirBalaenopterarostrata’nınbaşıylakarşılaştırılamayacak kadar küçüktür, ama uzunluğu onunkinin yaklaşık sekizde biri kadardır;öyleyse, kaşık-gaga ördeğin başını Balaenoptera’nınki kadar uzatırsak, gagasındaki yapracıklarınuzunluğualtıparmak,demekkibubalinatüründekilerinüçteikisikadarolur.Kaşık-gagaördeğinaltgagası da aynı uzunlukta yapracıklarla donatılmıştır, ama onlar daha incedir, ve alt gaga, bundanötürü,balinanındişsizaltçenesindenapaçıkfarklıdır.Öteyandan,bualtyapracıklar incekıluçlarıgibisonbulur,bubakımdanbalinaçubuklarıylaaralarındagaripbirbenzerlikvardır.Fırtınakuşlarıfamilyasından olan Prion cinsinde yalnız alt gaga yapracıklarla donanmıştır. Bunlar çok iyigelişmiştir ve gaganın kenarından çıkmaktadır; bundan dolayı, bu kuşun gagası, bu bakımdanbalinanınağzınabenzemektedir.

Kaşık-gaga ördeğin çok gelişmiş bir yapısı olan gagasından başlayarak (Bay Salvin’in bana

gönderdiğibilgidenveörneklerdençıkardığımsonucagöre),süzmeyeuygunluksözkonusuolduğusürece, önemli bir atlama olmadanMerganetta armata’nın veAix sponsa’nın gagalarından geçip,bayağı ördeğin gagasına varabiliriz. Bu son türde yapracıklar kaşık-gaganınkilerden çok dahakabadır,vegaganınikiyanınasıkıcatutturulmuştur;sayılarıherbiryandaancak50kadardır,vegagakenarlarındanaşağıhiççıkıntılarıyoktur.Bunlarkare-uçludur,vegörünüştebesinleriezmekiçinyarısaydam sert bir dokuyla kaplanmıştır. Alt gaganın kenarları çok az çıkıntı yapan ince perdelerlekesilmiştir.Bugagabirsüzgeçolarakkaşık-gaganınkindençokgeriisede,bilindiğigibi,aynıamaçiçin kullanılmaktadır. Bay Salvin’den işittiğime göre, yapracıkları bayağı ördeğinkilerden daha dagelişmişbaşkatürlerdevardır;amaonlarıngagalarınısuyusüzmekiçinkullanıpkullanmadıklarınıbilmiyorum.

Aynı familyanın başka bir grubunu ele alalım. Mısır kazının (Chenalopex) gagası bayağıördeğinkine pek benzemektedir; ama yapracıkların sayısı daha azdır; birbirlerinden pek farklarıyoktur, ve içeri doğru daha az çıkıntı yapmaktadırlar; bununla birlikte, Bay E. Bartlett’in banabildirdiğinegöre,bukaz“gagasını,birördekgibi, suyuköşelerdendışarıatarak,kullanmaktadır”.Bununlabirlikte,bukazınbaşlıcabesini,bayağıkazgibikoparıpyediğiçimlerdir.Bayağıkazınüstçenesindeki yapracıklar bayağı ördeğinkilerden çok daha kabadır, nerdeyse birbirine kaynamıştır,sayılarıherbiryanda27’dir,veyukarıdoğrudişebenzer tepeciklerle sonbulmaktadır.Damakda,yuvarlak ve sert tepeciklerle kaplıdır. Alt gaganın kenarlarında ördeğinkinden daha çıkıntılı, dahakaba ve keskin dişler sıralanmıştır. Bayağı kaz suyu süzmez, tersine, gagasını özellikle otlarıkoparmakyadakesmekiçinkullanır.Gagasıbuamaçiçinçokiyiuyarlanmıştır:başkahayvanlarınotlayamayacağıkadarkısaçimlerikoparabilir.BayBartlett’ten işittiğimegöre,yapracıklarıbayağıkazınkilerdendahaazgelişmişbaşkakaztürleridevardır.

Görüyoruz ki ördek familyasının üyelerinden birinin gagası bayağı kazınki gibidir ve özellikleotlamaya uyarlanmıştır, ve hatta üyelerden birinin gagası daha az iyi gelişmiş olup bu tür, küçükdeğişmelerleMısırkazınabenzerbir türe,–veodabayağıördekgibibirine–,ve sonunda,gagasıhemenhemenyalnızsuyusüzmeyeyarayankaşık-gagaördekgibibirtüredönüşebilir;çünkübukuşsom besinleri koparmak ya da tutmak için yalnız gagasının ucunu kullanabilmektedir. Bu kazıngagasınınküçükdeğişikliklerletesteregagalı-büyükördeğin(Margusmerganser,aynıfamilyanınbirüyesi)canlıbalıklarıyakalamakgibiçokfarklıbirişeyarayangagasınabenzer,sivrilmişvegeriyedoğrukıvrılmışdişlerledonanmışbirgagayadönüşebileceğinideeklemekisterim.

Balinalara dönelim.Hyperooden bidens’in gerçek dişleri yoktur, ama, Lacepéde’e göre, damağıküçük, birbirine eşit olmayan, sert, boynuz maddesinden sivriliklerle pürüzlendirilmiştir. Bundanötürü, eski balinaların damaklarında bunlara benzer, ama daha düzgün sıralanmış, ve kazıngagasındakipütürlergibibesinikoparmayayadatutmayayaramış,boynuzmaddesindensivriliklerbulunmuşolmasıhiçdeolmayasıdeğildir.Böyleidiyse,osivriliklerindeğişimlevedoğalseçmeyleMısırkazınınkilergibigelişmişyapraklaradönüşmüşolabileceğini reddetmekkolayolmayacaktır;bunlar o durumdayken hem nesneleri tutmak hem de suyu süzmek için kullanılırdı; sonra evcilördeğinkilere benzer yapraklara dönüşür, ve giderek kaşık-gaganınkiler kadar yetkin bir yapıyaulaşır, ve bu durumda yalnızca suyu süzmeye yararlardı. Yaprakların Balaenoptera rostrata’nınbalinadişlerinin üçte iki uzunluğuna eriştiği bir aşamadan sonra, bugün yaşayan balinalardagördüğümüz aşamalardan geçerek Greenland balinasının o dev diş yapraklarına doğru ilerleriz.Ördek familyasının bugünkü farklı üyelerinin gagalarında olduğu gibi, bu yöndeki her aşamanıngelişimin ilerlemesi sırasında yavaş yavaş değişen parçaların görevleriyle bazı eski balinalarayararlıolmuşluğundankuşkulanmakiçinenküçükbirgerekçeyoktur.Herördek türününzorlubirvarolma savaşı verdiğini, ve vücudundaki her parçanın yapısının yaşam koşullarına çok iyi

uyarlanmasıgerektiğinideunutmamalıyız.

Yan-Yüzergiller (Pleuronectidae),yadadilbalıkları,bakışımsızvücutlarıyladikkatiçeker.Bunlaryanüstüyatarakdinlenir,–türlerinpekçoğusolyanlarına,vebazılarıdasağyanlarınayatar;vearasıratersineyatmışerginbireylerdeolur.Alt,yadaüzerineyattıklarıyanları,ilkbakıştabayağıbirbalığın karın yüzeyine benzer: Aktır, bazı bakımlardan üst yanlarından daha az gelişmiştir, yanyüzgeçlerçoğuzamandahaküçüktür.Amaengaripözelliklerigözleridir;çünkügözlerbaşınyukarıbakan yüzündedir. Bununla birlikte, yavruları küçükken gözler başın iki yanındadır, bütün vücuthenüzbakışımlıdır,vevücudunikiyanıdaaynırenktedir.Vealtyandakigöz,hemenbaşınüzerindenkayarak yavaş yavaş başın üst yanına geçer; ama göz, eskiden sanıldığı gibi, doğrudan doğruyakafatasınıniçindengeçerekyerdeğiştirmez.Altgözkonumunudeğiştirmeseydi,alışılageldiğiüzereyanüstü yatan balığın besbelli hiç işine yaramazdı. Üstelik bu göz dipteki kumların sürtmesiylekolaycaaşınırdı.Yan-yüzergillerin,yassıvebakışımsızyapılarıylayaşamaalışkanlıklarınaçokgüzeluyarlanmışolduğunu,pekyaygınolandilbalığı,köpekdilivb.gibibirçoktüraçıkçagöstermektedir.Böylelikle kazanılan başlıca üstünlük, düşmanlarından korunma ve dipte beslenme kolaylığıdır.Bununla birlikte, Schiödte’nin belirttiği gibi, bu familyanın farklı üyeleri, “yumurtadan çıktığızamanki biçimini önemli ölçüde değiştirmeyeHippoglossus pinguis’ten tümüyle yanüstü dönmüşdilbalıklarınadek,aşamalıgeçişgösterenbiçimlerdenuzunbirseri”oluşturmaktadır.

BayMivart bu durumu ele almakta ve gözlerin konumunda ani ve kendiliğinden bir dönüşümündüşünülemeyeceğinisöylemektedir.Bukonudabendetümüyleonungibidüşünüyorum.Sonraşöyledemektedir:“Geçmeaşamaaşamaolduysa,bugeçmesırasındabirgözünbaşınöbüryanınadoğruyaptığıküçükbirilerlemeninbireyenasılyararlıolabildiğibellideğildir.Öylegörünüyorki,böylebaşlangıç durumundaki bir dönüşüm daha çok zararlı olmak gerekirdi.” Oysa Malm’ın 1867’deyayımladığıdeğerligözlemlerindebu itirazınyanıtınıbulabilirdi.Yanyüzergiller,küçükyavruykenve henüz bakışımlıyken, ve gözleri başın iki yanındayken, vücutlarının derinlemesine gelişmişliği,yan yüzgeçlerinin küçüklüğü, ve yüzme keselerinden yoksunlukları yüzünden uzun süre düşeykonumdaduramaz, ve çabuk yoruldukları için dibe, yanüstü düşerler.Malm’ın gözlemlerine göre,böyledinlenirkenalttakalangözüyukarıyabakmakiçinsıksıkçevirmektedirler;vebunuöylesinezorlayarak yapmaktadırlar ki, o göz göz çukurunun yukarı kenarına doğru kuvvetle itilmektedir.Bundandolayı, başın gözler arasındakalankesimi, apaçık görüldüğügibi, zamanla daralmaktadır.Malm,birinde,biryavrubalığıngözünüaşağıyukarıyetmişderecekaldırıpindirdiğinigörmüştür.

Yavrulukçağındakafatasınınkıkırdaklıveesnekolduğunuvebundanötürükaslarınzorlamasınadayandığınıanımsamalıyız.Yukarıhayvanlardada,ilkgençlikçağındansonrabile,deriyadakaslarhastalıkyadabirkazayüzündensürekliolarakbüzülürvekasılırsa,kafabunadayanamayıpbiçiminideğiştirir.Uzunkulaklı tavşanlarda kulağın biri öne ve aşağı sarkarsa, kulağın ağırlığı kafatasınınaynıyandakibütünkemikleriniönedoğruçekmektedir.Başkabiryerdebununbirresminivermiştim.Malm,yumurtadanyeniçıkmışlevreklerin,alabalıklarınvebakışımlıbaşkabirçokbalığın,arasıradibe yanüstü yatıp dinlenme huyu olduğunu saptamış; ve o konumdayken altta kalan gözleriniyukarıya bakmak için zorladıklarını, ve bu yüzden kafataslarının kolayca çarpıldığını gözlemiştir.Amabubalıklardüşeydurmagücünüçabucakkazanmakta,vebununkalıcıbiretkisiolmamaktadır.Öteyandan,yan-yüzergiller,yaşlandıkça,vücutlarınınartmışyassılığındanötürü,dahaçokyanüstüyatıp dinlenmekte ve bunun, başın biçiminde ve gözlerin konumunda kalıcı bir etkisi olmaktadır.Örnekseme (analogy) ile, çarpılmaya olan eğilimin soyaçekim ilkesiyle elbette artacağı sonucunavarılır. Schiödte, kimi doğa bilginlerinin tersine, yan-yüzergillerin embriyon durumundayken biletümüyle bakışımlı olmadığına inanmaktadır; böyle ise, bazı türlerin yavruyken neden sağ vebazılarının da sol yanlarına devrilip dinlendiklerini anlayabiliriz. Malm, yukardaki görüşü

doğrulamak için, yan-yüzergillerin üyesi olmayan ergin Trachypterus arcticus’un [bir kâğıtbalığıtürü,-ç.]dibe,sağyanınayatarakdinlendiğinivesudayarı-yatıkyüzdüğünü;vebubalıktabaşınikiyanınınbirazfarklıolduğunueklemektedir.BalıklarkonusundagerçekbirbilirkişiolanDr.Günther,Malm’ınyazısındançıkardığıözeti şöylebitirmektedir: “Yazar,yan-yüzergillerin sapkındurumunuçokyalınaçıklamaktadır.”

GörüyoruzkiBayMivart’ıngözünbaşınbiryanındanöbüryanınageçmesindezararlısaydığıilkaşamalar, alışkanlığa yorulabilir, ve kuşkusuz, dipte yanüstü yatıp dinlenirken iki gözüyle birdenyukarıya bakmaya çalışan bireye ya da türlere yararlıdır. Bazı yan-yüzergil türlerinde, Dr.Traquair ’in düşündüğü gibi, dipte kolay beslenmeyi sağlamak için ağzın çene kemiklerinin öbüryüzdekilerden daha etkin olduğu gözsüz alt yüze doğru çarpılmış olmasını kullanılmanınsoyaçekilmiş etkilerine yorabiliriz. Öte yandan, vücudun alt yarısının, yan yüzgeçlerle birlikte,tümüyle daha az gelişmiş durumda olması, kullanılmamayla açıklanır; bununla birlikte Yarrell, oyüzgeçlerin küçülmesinin balık için bir üstünlük olduğunu düşünmekte ve “çünkü onların hareketedebilecekleri yer, üsttekibüyükyüzgeçlerinkindenpekdardır”, demektedir.Yaldızlı pisi balığındadiş sayısının her iki çenenin üst yanlarında 4’ün 7’ye, alt yanlarında 25’in 30’a oranında daha azolmasıda,belki,kullanılmamaylaaçıklanabilir.Pekçokbalığınkarınyüzeyirenksizolduğuiçin,biryan-yüzergilinaltagelenyanının,istersağistersolyanıolsun,renksizliğininışıkgörmemesonucuolduğunudüşünmemizyerindedir.Amadilbalığınınkumludenizdibinepekbenzemeyenüstyanınınoözgünbenekligörünüşünün,yada,Pouchet’ninyakınlardagösterdiğigibi,bazıtürlerinrenklerinibulunduklarıyüzeyegöredeğiştirmeyetisinin,yadakalkan-balığınınüstyanındakikemikliurların,ışıketkisininsonucuolduğudüşünülemez.Burada,obalıklarınvücutlarınıngenelbiçimininvebaşkabirçoközelliğininonlarınyaşamaalışkanlıklarınauyarlanmasındadoğalseçmeişekarışmışolabilir.Daha önce üstelediğim gibi, parçaların artmış kullanılmasının, ve belki de kullanılmamasınınsoyaçekilmişetkilerinindoğalseçmeylekuvvetlendirileceğiniunutmamalıyız.Çünküuygunyöndekibütün kendiliğinden değişimler ve bir parçanın gelişmiş ve yararlı kullanımını büyük ölçüdekazanmışbireylerböyleliklekorunacaktır.Herözeldurumunhangiölçüdekullanılmanınetkilerine,vehangiölçüdedoğalseçmeyeyorulacağınıbelirlemekolanaksızgörünmektedir.

Türemesiniyalnızkullanılmayayadaalışkanlığaaçıkçaborçluolanbaşkabirözellikörneğidahavermek istiyorum. Bazı Amerikalı maymunlarda kuyruğun ucu çok yetkin bir tutma organınadönüşmüştür, ve beşinci bir el gibi kullanılmaktadır. Bütün ayrıntılarda BayMivart’la uyuşan bireleştirmen bunun üzerinde durup şöyle diyor: “Herhangi bir çağda tutmaya karşı ilk önemsizeğilimin, bu eğilimin görüldüğü bireyin yaşamını koruyabildiğine, ya da onun döl verme ve dölbırakma şansını artırabildiğine inanmak olanaksızdır.” Oysa buna inanmak için hiçbir zorunlukyoktur.Alışkanlık,herşeydenönceküçükyadabüyükbirüstünlüğünböyleliklesağlanmasıdemekolanalışkanlık,budurumuaçıklamayayeter.Brehm,yavrubirAfrikamaymununun(Cercopithecus)elleriyle anasının karnına tutunduğunu, ve aynı zamanda küçük kuyruğunu anasınınkine doladığınıgörmüştür.Prof.Henslow,kuyruklarıtutmayaelverişsizbirkaçekinsıçanı(Musmessorius)beslemişve bu hayvanların, kafese koyduğu bir kütükteki dallara kuyruklarını dolayarak tırmanmalarınıkolaylaştırdıklarınısıksıkgörmüştür.BunabenzerbirolguyudaDr.Günther ’denöğrendim:Oda,kuyruğuileböyle tutunupboşluktasallananbirsıçangörmüştür.Ekinsıçanı tamanlamıylaağaçsal(arboreal) bir hayvan olsaydı, aynı takımın bazı üyelerinde olduğu gibi, belki onun da tutmayaelverişli bir kuyruğu olurdu. Gençliğindeki alışkanlıkları göz önünde tutulursa,Cercopithecus’unnedenböylebirkuyruğuolmadığınısöylemekgüçtür.Bununlabirlikte,bumaymununuzunkuyruğu,hayvanoşaşırtıcısıçramalarınıyaparken,birdengeorganıolarak,birtutmaorganındandahaçokişeyarayabilir.

Sütbezlerimemelihayvanlarınhepsininortakbirözelliğidir,veonlarınvarlığı içinzorunludur;bundan ötürü pek eski bir dönemde gelişmiş olmalıdırlar, ama gelişme tarzları konusunda kesinbilgimizyoktur.BayMivartşöylesoruyor:“Birhayvanyavrusunun,anasındanasılsaaşırıirileşmişderisel bezdenpekdebesleyici olmayanbir damla sıvıyı nasılsa emerekyokolmaktankurtulduğudüşünülebilir mi? Böyle olsaydı bile, böyle bir değişimin sürekli kılınma şansı ne olurdu?” Amaburada durum gerektiği gibi ele alınmıyor. Evrimcilerin büyük çoğunluğu,memelilerin keseli birhayvanbiçimindentürediğinikabuletmektedir;buböyleise,sütbezleriöncekeseniniçindegelişmişolacaktır. Deniz aygırında (Hippocampus) yavrular yumurtadan çıkar, ve bir süre buna benzernitelikte bir kesenin içinde beslenip büyütülür; ve Amerikalı bir doğa bilgini, Bay Lockwood,yavruların gelişimi konusunda edindiği bilgi ve görgüye dayanarak, yavruların kese derisindekibezlerinçıkardığıbirsalgıylabeslendiğineinanmaktadır.Bunagöre,memelilerineskiatalarımemelidenecekdurumdadeğilken,yavrularınbunabenzerbirtarzdabeslenebildiklerihiçmidüşünülemez?Ve bu durumda, sütün niteliğine çok yakın en besleyici sıvıyı salgılayan bireyler, zamanla, besindeğeri az bir sıvı salgılayanlardan daha çok sayıda ve iyi beslenmiş döller yetiştirirdi; ve sütbezlerinin kökendeşi (homologous) olan bu salgı bezleri böylelikle geliştirilir ya da daha verimlikılınırdı.Keseyüzeyininbelirlibiryerindekibezlerinartakalanlardandahaçokgelişmesi,pekgenişkapsamlıolanözelleşme(specialisation) ilkesineuygundur;veonlar, önce,memeliler serisinin enaşağısındaki gagalımemelide (Ornithorhyncus) gördüğümüz gibi, başsız bir meme oluştururdu.Belirli bir yerdeki bezlerin hangi etkenden ötürü öbürlerinden daha çok özelleştiğini belirlemeyekalkışmayacağım;bu,büyümenindengelenmesinin,kullanılmanınetkilerinin,yadadoğalseçmeninbirsonucuolabilir.

Süt bezlerinin gelişimi, yavrular onların salgısını aynı zamanda değerlendiremeseydi, hiçbir işeyaramaz ve doğal seçmeden etkilenemezdi. Memeli yavruların meme emmeyi içgüdüyle nasılöğrendiğini anlamak, yumurtadaki civcivlerin yumurtanın kabuğunu özellikle bu işe uyarlanmışgagalarıyla kırmayı, ya da yumurtadan çıktıktan birkaç saat sonra yem yemeyi nasıl öğrendiğinianlamaktan daha güç değildir. Alışkanlığın ileri bir yaşta önce uygulamayla edinilmiş, ve ondansonragençyaştakidöllereiletilmişolması,böyledurumlardaenolasıaçıklamagibigörünmektedir.Amayavrukangurununemmediği,yalnızcaanasınınmemebaşınayapıştığı,veanakangurununbuyarıoluşmuşacınasıyavrusununağzınasütünüiçirtme(injection)yetisiolduğusöylenmektedir.BayMivartbukonudaşöylediyor:“Özelhiçbirdüzenolmasaydı,sütünsolukborusunagitmesiyüzündenyavrununboğulmasıkaçınılmazolurdu.Amaözelbirdüzenvardır.Gırtlak(larynx)pekgelişmiştir,öylekiburunboşluğununartucunasokulur,vesütbuuzamışgırtlağınikiyanındanzararsızcageçervegüvenlikiçindeyutağaulaşırken,akciğerleregereklihavanındakolaycageçmesisağlanır.”BayMivart, daha sonra, doğal seçmenin “bu hiç suçu ve zararı olmayan yapıyı” ergin kanguruda vememeli hayvanların pek çoğunda (onların keseli bir biçimden türediği varsayılmaktadır) nasılortadankaldırdığınısormaktadır.Yanıtolarak,birçokhayvaniçinpekönemliolduğubilinensesin,gırtlakburunboşluğunasokuluoldukça,tamanlamıylakullanılamayacağıilerisürülebilir.VeProf.Flower ’ınbanabildirdiğinegöre,böylebiryapı,birhayvanınkatıbesinleriyutmasınıbüyükölçüdeengellerdi.

Şimdibirazdahayvanlarâlemininaşağıbölümlerinielealalım.Derisidikenliler(Echinodermata;denizyıldızları, denizkestaneleri vb.), pedicellariae (dikencikler) denen garip organlarladonatılmıştır.Bunlar,iyicegelişince,üçkollubirkıskaçtan,kaslarlahareketettirilenesnekbirsapınucuna yerleşmiş ve birbirine tümüyle uyan testere gibi dişli üç koldan oluşmaktadır. Bu kıskaçlarnesnelerisıkıcatutabilir;veAlexanderAgassiz,birdenizkestanesinin(Echinus),kavkısıpislenmesindiye, çıkartı (excrement) parçacıklarını kıskaçtan kıskaca hızla ve vücudunun yanı sıra geçirerekaşağı kaydırdığını görmüştür. Ama bu kıskaçlar, her türlü pisliği uzaklaştırmanın dışında, elbette

başkaişleredeyaramaktadır;vebunlardanbirininsavunmaolduğubesbellidir.

BayMivart, daha önceki uygun durumlarda yaptığı gibi, bu organlar konusunda şöyle soruyor:“Böyleyapılarınoilkgelişmemişbaşlangıçlarınınyararıneydi,veaçılmaktaolantomurcuğuandıranbu nesneler bir tek denizkestanesinin yaşamını olsun nasıl koruyabildi?” Sonra şunu ekliyor:“Yakalama eyleminin birdenbire gelişmesi bile, özgürce hareket edebilen saplar olmadan yararlıolamazdı; yakalayıcı kıskaçlar olmadan saplar da bir işe yaramazdı; durum böyleyken, küçük veüstelik belirsiz değişimler bu karmaşık organları aynı zamanda geliştiremezdi; bunu reddetmekşaşırtıcı bir aykırı-düşünceyi (paradox) onaylamak demektir.” Bunun gibi, bazı denizyıldızlarındagerçektenbulunan,tabanasıkıcatutturulmuşolmaklabirliktetutmaişiniyapabilenüçkollukıskaçlardaBayMivart’aparadoksgibigörünebilir;vebunlar,hiçdeğilsekısmen,birsavunmaaracıgibiişgörüyorsa,durumanlaşılır.BukonudakibilgilerinbirçoğunuiyiliğineborçluolduğumBayAgassiz,buüçkıskaçkolundanbirininöbürikisinidesteklemekiçinküçüldüğünü,vebazıcinslerdebuüçüncükolun tümüyle yittiğini bildiriyor. M. Perrier ’e göre Echinoneus’un kavkısında iki türlü dikencikbulunmakta,bunlardanbiriEchinus’unkilere,veöbürüSpatangus’unkilerebenzemektedir;veböyledurumlarherzamanilgiçekicidir,çünkübirorganınikidurumundanbirininkörelmesiylegörünüştebirdenbireolandeğişimlerinaçıklanmasınısağlamaktadır.

Bu organların gelişim aşamalarına geline, Bay Agassiz kendi araştırmalarından veMüller ’inkilerdenyararlanarak,hemdenizyıldızlarındakihemdedenizkestanelerindekidikenciklere,hiç kuşkulanmadan, değişiklik geçirmiş diken gözüyle bakılmak gerektiği sonucuna varıyor. Busonuç, onların bireydeki gelişim tarzından olduğu gibi, farklı türlerdeki ve cinslerdeki basitkabarcıklardan bayağı dikenlere ve üç kollu yetkin dikenciklere geçişlerin eksiksiz ve uzunserisinden de çıkarılabilir. Aşamalanma, bayağı dikenlerin ve dikenciklerin kireçli çubuklarınınkavkıyla bitişme tarzında bile görülmektedir. Bazı denizyıldızı cinslerinde “dikenciklerin yalnızcadeğişiklikgeçirmişvedallanmışdikenlerolduğunugöstermeyegereklibirleşmelerbile”bulunabilir:Tabanlarının yakınına, bitişik, hareketli, testere gibi dişli, birbirinden eşit uzaklıkta üç dalı, veuçlarınadoğrugenehareketliüçbaşkadalıolandikenlervardır.Birdikeninucundansonuncudallarçıkınca,bunlar,gerçekten,kabaveüçkollubirdikencikoluşturmakta,vebudurumaynıdikendekialtdallarda da görülebilmektedir. Bu durumda, dikenciklerin kolları ve dikenlerin hareketli dallarıarasındakiniteliközdeşliğiapaçıktır.Bayağıdikenlerinbirersavunmaaracıolduğugenelliklekabuledilmektedir; bu doğruysa, testere gibi dişli ve hareketli dalların da aynı işe yaradığındankuşkulanılamaz; ve bunlar, birbirine kavuşunca bir tutma ya da yapışma aygıtı gibi çalışarak,savunmadadahaetkiliolur.Böylece,bayağıdurağanbirdikendenbayağıdurağanbirdikenciğedekheraşamayararlıolur.

Bazıdenizyıldızıcinslerindebuorganlardurağanyadahareketsizbirdesteküzerindeolacakyerde,kısa da olsa esnek ve kaslı bir sapın ucuna yerleşmiştir ve bu durumda, savunma dışında ek birgörevleri olabilir. Denizkestanelerindeki aşamalar, durağan bir dikenin kavkıya bitiştiği noktanıneklemlileşmesi, ve böylelikle hareketli kılınması olarak görünür. Burada, Bay Agassiz’indikenciklerin gelişimi konusundaki ilginç gözlemlerinin tam bir özetini verebilecek yerim olsunisterdim. Olanaklı bütün aşamalar, denizyıldızlarının dikencikleriyle derisidikenlilerin başka birgrubu olan yılanyıldızlarının kancaları arasında; ve denizkestanelerinin dikencikleriyle aynı büyüksınıftanolandenizhıyarlarınınçapaları(anchors)arasındadagörülebilir.

Bazı bileşik hayvanların ya da bitkimsi-hayvanların (zoophytes), yani Polyzoa’nın avicularium[çoğuluavicularia,küçükkuşabenzernesneanlamında,-ç.]adıverilengariporganlarıvardır.Bunlarfarklıtürlerdefarklıyapıdadır.Enyetkindurumlarındabirboyunüzerineoturtulmuşvealtçenegibi

hareket edebilen minyatür bir akbabanın başına ve gagasına benzerlikleri insanı şaşırtır. Benimincelediğim bir türde, aynı daldaki bütün aviculariumlar, sık sık, alt çeneleri iyice açılmış olarak,aşağıyukarı90derecelikbiraçıiçinde,beşdakikadabir,ilerigeriveaynızamandahareketediyor;vehareketleribütünpolyzoary’nintitremesineyolaçıyordu.Çenelerebiriğneyledokunuluncaiğneyiöylesinesıkıtutuyorlardıki,iğneylebütündalısallayabiliyordum.

Bay Mivart, bu hali, “aslında benzer” saydığı polyzoa’nın aviculariumları ve derisidikenlilerindikencikleri gibi organların, hayvanlar âleminin çok farklı bölümlerinde doğal seçmeyle gelişmişolmasınınsözdegüçlüğünebaşlıcakanıtdiyegöstermektedir.Ama,yapısözkonusuolduğusürece,üç kollu dikenciklerle aviculariumlar arasında hiçbir benzerlik göremiyorum. Sonuncular,kabukluların(Crustacea)kıskaçlarınabirazdahaçokbenzemektedir;veBayMivartbubenzerliği,yadaaviculariumlarınbirkuşbaşınayadagagasınabenzerliğiniözelbirgüçlükolarakgösterebilirdi.Bugrubu titizlikle incelemişdoğabilginleri,BayBusk,Dr.Smitt,veDr.Nitsche, aviculariumlarınbitkimsi-hayvanları (zoophyte) birleştiren hayvansılarla (zooid) ve onların gözeleriyle kökendeş(homologous)olduğunainanmaktadırlar;onlaragöre,gözenindudağıyadakapağıaviculariumunaltvehareketli çenesineuygungelmektedir.Bununlabirlikte,BayBusk,bir zooid ilebir aviculariumarasındabugünvarolanhiçbirgeçişbilmiyor.Buyüzden,birininhangiyararlıaşamalardangeçereköbürüne dönüşebildiğini kestirmek olanaksızdır: ama bundan asla böyle aşamalanmalar olmadığısonucuçıkmaz.

Kabukluların kıskaçları polyzoanın aviculariumlarına belirli bir ölçüde benzediği için (ikisi dekıskaç işinigörür),birincilerinyararlı aşamalarınınhâlâvarolduğunugöstermeyedeğer. İlkveenbasitaşamada,birüyeninsonbölütü(segment),yasondanbiröncekigenişbölütünkarebiçimindekitepesine, ya da bütün bir yanına doğru kapanır; ve böylelikle bir nesneyi tutabilir; ama üye henüzhareket etmeye yaramaktadır. Bundan sonra sondan bir önceki geniş bölütün bir köşesinin hafifçıkıntılı olduğunu, ve bazen düzensiz dişlerle donatıldığını, ve son bölütün ona doğru kapandığınıgörüyoruz. Çıkıntının büyümesiyle, ve biçimin, son bölütünki gibi, hafifçe değişiklik geçiripgelişmesiylekıskaçlargittikçeyetkinleşir,vesonundabirdenizıstakozununkıskaçlarıgibikullanışlıbiraraçolur;vebütünbuaşamalanmalargerçektenizlenebilir.

Polyzoanın aviculariumlardan başka vibraculum denen garip organları da vardır. Bunlar,genellikle, uzun ve hareket edebilen çok duygan kıllardan oluşmuştur, incelediğim bir türdevibraculumlarhafifçekıvrıktıvedışkenarları testeregibidişliydi;veaynıpolyzoadalındakibütünvibraculumlar, sık sık ve aynı zamanda hareket ediyordu; öyle ki kayıkçı kürekleri gibi çalışarak,mikroskobumun nesne-koyacağından bir dalı çabucak süpürüp attılar. Üzerlerine bir dal konanvibraculumlar karmakarışık oluyor, ve kurtulmak için büyük çaba gösteriyorlardı. Bunlarınsavunmayayaradıklarısanılmakta,veBayBusk’ındediğigibi,“bileşikhayvanınyüzeyineağırağırve özenle sürtünerek, gözelerdeki o kolayca incinen canlıların dokunaçları (tentaculum, tentacula)dışarı fırlamış olanlarına zararlı ne varsa uzaklaştırdıkları” görülebilmektedir. Aviculariumlar davibraculumlargibisavunmayayarıyorolabilir,amaonlar,zooiddokunaçlarınınuzanabildiğialanaakıntıyla sürüklendikleri sanılan küçük canlıları da yakalayıp öldürmektedirler. Bazı türleraviculariumlarla ve vibraculumlarla, bazıları yalnız aviculariumlarla, bazıları da yalnızvibraculumlarladonatılmıştır.

Görünüşte kılı andıran bir vibraculumla kuş başına benzeyen bir avicularium kadar birbirindenfarklı iki nesne hayal etmek kolay değildir; bununla birlikte, onlar kesinlikle kökendeştir(homologous) ve aynı ortak kaynaktan, yani gözeli bir zooid’den gelişmiştir. Bundan ötürü, BayBusk’ınbanabildirdiğigibi,buorganlarınbazıdurumlardanasılolupdabirbirlerinedoğruaşamalı

bir değişme gösterdiğini anlayabiliriz. Bunu bazı Lepralia türlerinde görmekteyiz: Hareketli çeneöylesineuzamıştırvebirkılıöylesineandırmaktadırki,aviculariumaözgünitelikyalnızcaüstyadadurağan gaganın varlığı ile belirlenebilir. Vibraculumlar aviculariumlara özgü aşamalardangeçmeden, doğrudan doğruya göze dudaklarından gelişmiş olabilir; ama bu basamaklardandönüşümlerinin ilk aşamalarında geçmiş olmaları daha olası görünmektedir, çünkü gözenin öbürparçaları,zooidlebirliktekolaycabirdenbireyitemezdi.Birçokdurumda,vibraculumlarıntabanındadurağangagayıtemsilediyorgibigörünenoluklubirdayanakvardır;amabudayanakbazıtürlerdehiç yoktur. Vibraculumların gelişimini açıklayan bu görüş, doğruysa, ilginçtir; çünküaviculariumlarla donatılmış bütün türler tükenmiş olsaydı, hayalgücü pek geniş bir kimse bile,vibraculumlarınbaşlangıçtabirkuşbaşınayadadüzgünolmayanbirkutuyayadabaşlığabenzerbirorganın parçası olarak varolmuş olduğunu düşünemezdi. Böylesine farklı iki organın ortak birkökendengelişmişliğinigörmekilginçtir;vegözeninhareketlikenarızooidiçinbirsavunmaaracıişini gördüğü için, bukenarınöncebir aviculariumunalt çenesineveondan sonrauzamışbir kıladönüşmesindeki bütün aşamaların da farklı koşullarda ve farklı tarzlarda savunmaya yaradığınainanmakhiçdegüçdeğildir.

BayMivart bitkiler âleminden yalnız iki örnek anıyor: Salepgil çiçeklerinin yapısı ve tırmanıcıbitkilerin hareketleri. Birincisi için şöyle diyor: “Bunların kökeni konusundaki açıklama tümüyleyetersizdir, ve ancak göze çarpar ölçüde gelişince yararlı olan yapıların ilk ve sonsuz küçükbaşlangıçlarınıaçıklamayahiçelvermez.”Bukonuyubaşkabirçalışmamdatümüyleelealdığımiçinburada salepgil çiçeklerinin en şaşırtıcı özelliklerinden yalnız birini, çiçektozu kümelerini(pollinium,pollinia), biraz ayrıntılı olarak söz konusu etmek istiyorum.Bir çiçektozukümesi, çokgelişmişdurumuyla,esnekbirsapayadakuyrukçuğa(caudicle)tutturulmuşbirçiçektozuöbeğindenoluşmuştur; ve sap son derece yapışkan birmadde yığıncığına tutturulmuştur.Çiçektozu kümeleri,bunlarınaracılığıyla,böceklerlebirçiçektenbaşkabirçiçeğintepeceğinetaşınır.Bazısalepgillerdeçiçektozukümelerindekuyrukçukyoktur,veçiçektozlarıyalnızinceipliklerlebirbirinebağlanmıştır;amabunlarsalepgillereözgüolmadıkları içinburadadikkatealınmalarınıngereğiyoktur;bununlabirlikte,salepgillerserisininenaltbasamağında,Venüsçarığında(Cypripedium),bu ipliklerin ilkinnasılgeliştiğinigörebildiğimizianmakisterim.Öbürsalepgillerde,ipliklerçiçektozuöbeklerininbirucunayapışıktır;vebudurum,birkuyrukçuğuntüreyişininbaşlangıcıdır.Çokuzunvegelişmişolsabile, bir kuyrukçuğun kökeninin bu olduğunu, bazen ortadaki katı parçalara gömülü olarakbulunabilenkörelmişçiçektozutaneleriaçıkçagöstermektedir.

İkinciönemliözelliğe,kuyrukçuğuntutunduğuyapışkanmaddeyığıncığınagelince,herbiribitkiyeapaçıkyararlıuzunbiraşamalardizisibelirlenebilir.Tepecik,başkatakımlardanolanpekçokbitkidedebirazyapışkanmaddesalgılar.Belirlisalepgillerdedebunabenzeryapışkanbirmaddesalgılanır,ama salgının çoğunu üç tepecikten yalnız biri çıkarmaktadır; ve o tepecik, belki salgının çok bololması yüzünden, kısırlaşmıştır. Bu türlü bir çiçeğe gelen bir böcek, yapışkan maddeye ve aynızamandaçiçektozlarınasürtünür,veçiçektozlarınıalıpgider.Bayağıbirçokçiçektegörülegelendenbirazfarklıolanbubasitdurumdançiçektozukümeleriçokkısaveözgürbirkuyrukçuklasonbulantürlere, ve kuyrukçuğun yapışkan maddeye sıkıca tutunduğu, kısır tepeciğin de çok değişiklikgeçirdiği öbür türlere dek pek çok aşama vardır. Bu son örnekte gördüğümüz çiçektozu kümesi,gelişimininenyüksekveenyetkindurumundadır.Salepgillerinçiçeklerinititizlikleincelemişherkesşunları yadsımayacaktır: Çiçektozlarının yalnız ipliklerle birbirine bağlı olduğu kümelerden vebayağı bir çiçeğinkinden biraz farklı tepecikten, çok karmaşık ve böceklerle taşınmaya olağanüstüuyarlanmışbirçiçektozukümesinedekyukardaanılanaşamalardangeçilmektedir;vebirçok türde,bütünbuaşamalarherçiçeğinfarklıböceklerledöllenmesineuygunolangenelyapısınaolağanüstüuyarlanmıştır.Bunda,vehemenhemenbütündurumlarda,araştırmadahagerileregötürülebilir;ve

bayağı bir çiçeğin tepeciğininnasıl olupdayapışkanlaştığı sorulabilir.Amahiçbir canlı grubunungeçmişini tümüylebilmediğimiz içinböylesorularsormakyararsız,veböylesorularıyanıtlamayakalkmakdaboşunadır.

Şimdi tırmanıcı bitkilere dönelim. Bu bitkilerden, bir desteğe düpedüz sarılanlardan başlayarak,benim yapraklarıyla tırmananlar dediklerime, ve sülüklerle donatılmış olanlara dek uzun bir seriyapılabilir.Bu son iki sınıfta sap, sarılmayetisini her zamandeğilse de genellikle yitirmiştir, amasülüklerdeki sarılma yetisi korunmuştur. Yapraklarıyla tırmananlardan sülüklülere doğru olanaşamalarbirbirlerineöylesineyakındırki,bazıbitkilerbuikisınıftanbirinehiçkaygısızkonabilir.Amadüpedüzsarılaraktırmananlardanyapraklarıylatırmananlaradoğruçıkıldıkçaönemlibirnitelikortaya çıkar: Dokunmaya karşı duyarlık. Bundan ötürü değişiklik geçirmiş ve sülüğe dönüşmüşyaprak ya da çiçek sapları, ya da hepsi, dokunulan nesneye sarılmaya ya da tutunmaya uyarlıdır.Anılarımdabubitkilerüzerineyazdıklarımıokuyarak,herkes,düpedüz sarılanbitkilerle sülüklülerarasındaki pek çok yapı ve görev aşamalarının hepsinin söz konusu türlere büyük ölçüde yararlıolduğunu kabul edecektir. Örneğin, sarılıcı bir bitki için yapraklarıyla tırmanır duruma gelmekbesbellivebüyükbirüstünlüktür;veuzunyapraksaplarıbulunanhertırmanıcının,yapraksaplarındadokunmaya karşı az da olsa gerekli duyarlık varsa, yapraklarıyla tırmanan bir bitkiye gelişmesiolasıdır.

Sarılmak bir desteğe tutunarak yükselmenin en kolay yolu olduğu için, ve elimizdeki serininbaşındabulunduğuiçin,bitkilerin,dahasonradoğalseçmeyleartırılmakveyetkinleştirilmeküzere,bu yetinin başlangıç durumunu nasıl edindikleri elbette sorulabilir. Sarılma yetisi, önce, körpebitkilerineğilipbükülebilmesinin (amabu tırmanıcıolmayanbirçokbitkininortakbir ırasıdır);veikinci olarak, bunların yel gülünün gösterdiği her yöne, aynı sırayı izleyerek art arda ve sürekliolarakeğilmelerininsonucudur.Saplarbuhareketleheryanaeğilir,veçemberlerçizerekdönmeyezorlanır. Sapın alt kesimi bir nesneye çarpar çarpmaz durur, sapın üst kesimi ise eğilmesini vedönmesinisürdürür,veböyleliklezorunluolarakaynıdesteğinyukarısınadolanır.Dönmehareketiher sürgünün ilkkörpelikdönemi sonaerincedurur.Çok farklı bitki familyalarında sarılmayetisiolan ve tırmanıcılaşmış tek tük türler ve cinsler bulunduğu için, bu özellik bağımsız olarakkazanılmışolmakgerekir,veortakbiratadansoyaçekimleedinilmişolamaz.Bundandolayı,böylehareketedebilmeyeolanhafifbireğilimetırmanıcıolmayanbitkilerdedepekseyrekrastlanmadığınıve bunun doğal seçmenin geliştirici etkisini göstermesine dayanak olduğunu öngördüm. Bunuöngördüğümzaman,yalnızcaeksikbirdurumubiliyordum:BirMaurandia’nın tırmanıcı bitkilerinsapları gibi hafif ve düzensiz kıvrılan ama bu alışkanlıktan yararlanmayan körpe çiçek saplarınındurumu. Bunun hemen ardından, Fritz Müller, bir susinirotunun (Alisma) ve bir ketenin (Linum),(tırmanıcıolmayanvedoğalsistemdebirbirindenpekuzaktabulunan ikibitki),düzgünolmamaklabirlikteaçıkçakıvrıldığınıbuldu;vebununbaşkabazıbitkilerdedeolduğunusanmakiçingerekçesibulunduğunubildirdi.Buhafifhareketlerinsözkonusubitkilerehiçbiryararıgörülmemektedir;amabunlartırmanmayahiçyaramazdadeğildir,veburadabiziilgilendirennoktabudur.Hiçdeğilseşunuanlayabiliyoruz: Bu bitkilerin sapları esnek olsaydı, ve yaşadıkları koşullarda yükseğe tırmanmakonların yararına olsaydı, o zaman hafifçe ve düzensiz dönme alışkanlıkları doğal seçmeylepekiştirilebilir ve bitkiler iyi gelişmiş tırmanıcı türlere dönüşünceye dek bu alışkanlıktanyararlanılabilirdi.

Yaprakveçiçeksaplarınınvesülüklerinduyarlığınagelince,tırmanıcıbitkilerindönmehareketleriüzerine söylenenler aşağı yukarı buradadageçerlidir.Duyarlığınbu türlüsüpek farklı gruplardanolanbirçokbitki türündegörüldüğü için, tırmanıcılaşmamışbitkilerin çoğundadoğumdurumundabulunmakgerekir.Durumşudur:Maurandia’nınkörpeçiçeksaplarının,kendilerinedokunulanyana

doğru biraz kıvnldıklarını gözledim.Moren, birçok ekşiyonca (Oxalis) türlerinde, yaprakların veyapraksaplarının,özelliklekızgıngüneşaltındakaldıktansonra,artardahafifçedokunulunca,yadabitkisallanınca,kımıldadıklarınıbuldu.Aynıincelemeleribaşkaekşiyonca türlerindeyaptım:Sonuçaynıydı; kımıldama bazılarında pek belliydi, ama körpe yapraklarda en güzel görünüyordu; bazıtürlerde ise pek hafifti. Hofmeister ’e göre, sarsılan bütün bitkilerde, sarsılmadan sonra körpesürgünlerin ve yaprakların kımıldaması daha önemli bir olgudur; ve bilindiği gibi, tırmanıcıbitkilerinyaprakveçiçeksaplarıilesülükleriyalnızgelişimlerininilkdönemindeduyarlıdır.

Dokunmadan ya da sarsmadan sonra bitkilerin körpe ve gelişen organlarında görülen buhareketlerinbitkileriçinherhangibirgörevselönemiolduğunainanmakgüçtür.Amabitkilerintürlüuyartıların etkisinde hareket etme yetisi olmasının bitkiler için önemi açıktır; örneğin, ışığayönelmeleri ya da seyrek olarak ışıktan kaçmaları, yerçekimine ters yönde ve seyrek olarakyerçekimi doğrultusunda hareket etmeleri. Bir hayvanın sinirleri ve kasları galvanizm [kimyasalyoldan üretilmiş elektrik, -ç.] ile ya da striknin emdirilerek uyarılınca, bunu izleyen hareketlerinrastgelebirsonuçolduğusöylenebilir,çünküsinirlervekaslarbuuyartılarakarşıözellikleduyarlıkılınmışdeğildir.Bununbitkilerdedeböyleolduğugörülüyor.Bitkiler,belirliuyartılarınetkisindehareketetmeyetileriolduğuiçin,dokunmaylayadasarsmaylaancakrastgeleuyarılmaktadır.Bundanötürü, yaprakları ve sülükleri ile tırmanan bitkilerde, yararlanılan ve doğal seçmeyle artırılaneğiliminbuolduğunukabuletmekteönemlihiçbirgüçlükyoktur.Amabu,anılarımdabelirlediğimgerekçelerdendolayı,ancakdönmeyetisiniöncedenkazanaraktırmanıcılaşmışbitkilerdeolabilir.

Bitkilerinbaşlangıçtakendilerineyararsızolanhafifvedüzensizdönmehareketleriyapmayakarşıbireğiliminartırılmasıylanasıltırmanıcılaştığınıdahaönceaçıklamayaçalışmıştım;buhareketlervedokunmanınyadasarsmanınsonucuolanlar,yararlıbaşkaamaçlariçinkazanılmışhareketyetisininrastgelesonuçlarıdır.Tırmanıcıbitkilerinaşamalıgelişimisırasındakullanmanınkalıtsaletkilerinindoğal seçmeyi destekleyip desteklemediğini belirlemeye kalkışmayacağım; ama belirli aralıklarlagörülen hareketlerin, örneğin bitkilerin uyuması denen hareketin, alışkanlıkla belirlendiğinibiliyoruz.

Yararlıyapılarınbaşlangıçaşamalarınındoğalseçmeyleaçıklanamayacağınıanlatmakiçinustabirdoğabilginininözenleseçtiğiörneklerüzerindeyeterince,belkiyeterindençokdurdum;bukonudaönemli hiçbir güçlük olmadığını gösterdiğimi umarım. Böylece, değişmiş görevlere çoğu zamanbağlı olan aşamalı yapı değişmeleri konusunu, bu kitabın eski baskılarında yeterince ayrıntılıişlenmemişbirkonuyu,birazgenişletmek için iyibir fırsatçıkmışoldu.Şimdisözkonusuedilmişdurumlarıkısacaözetlemekistiyorum.

Yüksek dallara yetişebilen, gevişgetiren, soyu tükenmiş bir hayvanın en uzun boyunlu, en uzunbacaklı, vb., ve ortalamadan daha yüksekteki dalların sürgünlerini yiyebilen bireylerinin süreklikorunması,vebukadaryükseğeyetişemeyenlerininsüreklikırılması,zürafanıntüremesineyeterdi;ama bütün parçaların sürekli kullanılması, soyaçekimle birlikte, bunun gerçekleşmesine büyükölçüdeyardımederdi.Türlünesnelerebenzenenböcekleregelince,yaygınbirnesneyeolanrastgelebirbenzerliğinherdurumdadoğalseçmeninçalışmasınatemelolduğu,vebubenzerliğiartıranhafifdeğişimlerin fırsat düştükçe saklandığı inancında hiçbir olmayasılık (improbability) yoktur; ve bubenzerlik,böcekdeğişedurdukça,vegiderekyetkinleşenbirbenzerlikböceğidüşmanlarınınkeskingözlerindensakladıkçakorunacaktır.Bazıbalinatürlerinde,damaktaboynuzmaddesindenküçükvedüzensizsivrilikleroluşturmayaeğilimvardır;vebu tümüyledoğalseçmeninetkialanındaolduğuiçin, bu sivrilikler, önce bir kazın gagasındaki gibi yapraksı çıkıntılara ya da dişlere –sonra evcilördeğinkileri andıran kısa ve ince yapraklara –ve sonra kaşık-gaga ördeğinkiler kadar yetkin

yapraklara–vesonunda,Greenlandbalinasınınağzındagörüldüğügibi,devbalinadişiyapraklarınadönüşünceye değin, elverişli bütün değişimler saklanacaktır. Ördek familyasında, gagadakiyapracıklaröncediş,sonrakısmendişvekısmensüzmearacıolarak,vesonundaözelliklesüzmeişiiçinkullanılmaktadır.

Bugünkübilgilerimizegöre,yukardaanılanboynuzmaddesindenyapraklarınyadabalinadişleriningelişimindealışkanlığınyadakullanmanınbirazetkisiolabilir,yadahiçetkisiolmaz.Öteyandan,dilbalığındaalttakalangözün,başınüstyanınageçmesi,maymunlardatutmayayarayanbirkuyruğunoluşumu,süreklikullanmayaveonunlabirliktesoyaçekime,aşağıyukarıtümüyleyorulabilir.Yukarıhayvanların memeleri konusunda en olası varsayım, başlangıçta, cebe benzer bir kesenin bütünyüzeyindekideriselbezlerinbesleyicibirsıvısalgılaması;vesonradoğalseçmeylegörevlerinidahaiyi yapabilecek tarzda geliştirilmesi, ve sınırlı bir yerde toplanması, ve orada bir memeoluşturmasıdır.Bazı eski derisidikenlilerde savunmaya yaramış dallı dikenlerin doğal seçmeyle üçkolludikenciklere(pedicellariae)nasıldönüştüğünüanlamak,kabuklularınkıskaçlarınınönceyalnızhareket etmeye yaramış bir üyenin son ve sondan bir önceki bölütlerinin yavaş ve yararlıdeğişiklikleriyle gelişmiş olduğunu anlamaktan daha güç değildir. Polyzoanın aviculariumları ilevibraculumları aynı kaynaktan gelişmiş ve görünüşleri çok farklı organlardır; ve vibraculumlarıngeçirdiği ardışık aşamaların nasıl yararlı olabildiğini anlayabiliyoruz. Salepgillerin çiçektozukümelerinde, başlangıçta çiçektozlarını birbirine bağlamaya yaramış ipliklerin birleşerekkuyrukçuklarıoluşturduğugösterilebilir;vebayağıçiçeklerindesalgıladığı,vetümüyledeğilsebile,hemen hemen aynı işe hâlâ yarayan, kuyrukçukların özgür uçlarına iliştirilmiş yapışkanmaddeningeçirdiği aşamalar da izlenebilir –bütün bu aşamaların söz konusu bitkilere yararlı olduğubesbellidir. Tırmanıcı bitkilere gelince, bu konuda daha demin söylenenleri yinelemeyi gerekligörmüyorum.

Şu soru sık sık sorulmaktadır: Doğal Seçme böylesine güçlüyse, bazı türler kendileri içinyararlılığı besbelli olan şu ya da bu özelliği neden kazanmadı? Ama türlerin geçmişi, ve bugüntürlerin sayısını ve yayılmasını belirleyen koşullar konusundaki bilgisizliğimiz düşünülürse, böylesorulara kesin bir yanıt beklemek mantıksızlıktır. Pek çok durumda yalnız genel, ancak birkaçdurumda özel gerekçeler gösterilebilir. Bir türü yeni yaşama alışkanlıklarına uyarlamak için,düzendeşlenmiş (co-ordinated) birçokdeğişiklikolması hemenhemenzorunludur, ve çoğu zaman,gerekliparçalardoğruyöndeveyeterölçüdedeğişmeyebilir.Birçoktürünçoğalması,birtüreyararlıolduğunu sandığımız için doğal seçmeyle edinildiğini düşündüğümüz bazı yapılarla hiç ilişkisibulunmayanyokedicietkenlerleengellenmişolmalıdır.Budurumda,yaşamasavaşıböyleyapılarabağlıolmadığıiçin,onlardoğalseçmeylekazanılmışolamaz.Birçokdurumda,biryapınıngelişimiiçinkarmaşık,uzunsüren,veçoğuzamanözelbirniteliğiolankoşullargerekir;vegereklikoşullarseyrek olarak bir araya gelmiş olabilir. Bir türe yararlı olduğunu (çoğu zaman yanlışlıkla)düşündüğümüz belirli bir yapının, bütün koşullarda doğal seçmeyle kazanıldığı inancı, o parçanınçalışma tarzından anlayabildiğimiz şeyle çatışmaktadır. Bay Mivart doğal seçmenin biraz etkisiolduğunureddetmiyor;amadoğalseçmeninbenimdoğalseçmearacılığıylaaçıkladığımgörüngüleri(phenomenon) açıklamak için “kanıtlanabilir yetersizlikte” olduğunu düşünüyor. Bay Mivart’ınbaşlıcakanıtlarıüzerindedurdum,bundan sonraöbürkanıtları ele alacağım.Banaöylegeliyorki,bunlarınkanıtlamagücüazdır,vesıksıkbelirtilmişolanöbüretkenlerledesteklenendoğalseçmeninkanıtlama gücüne oranla önemsizdir. Burada başvurduğum olguların ve kanıtların bu yakınlardaMedicoChirurgicalReview’dayayımlanmışbiryazıdaaynıamaçlakullanıldığınıdasöylemeliyim.

Bugün, aşağı yukarı bütün doğa bilginleri herhangi bir biçimde evrimi kabul etmektedirler.BayMivart, türlerin “bir iç güç ya da eğilim” ile değiştiğine inanmakta, ve bu eğilim üzerine bilinen

herhangi bir şey öne sürmemektedir. Türlerin değişme yetisi olduğunu bütün evrimciler kabuletmektedirler; ama bana öyle geliyor ki, insanın seçmeyle iyi uyarlanmış birçok evcil ırkyetiştirmesine, ve doğal seçmenin yavaş yavaş değişen aşamalarla doğal ırkları ya da türleritüretmesine yardım eden bayağı değişkenliğin ötesinde bir iç güce başvurmanın gereği yoktur.Önceden açıklandığı gibi, kesin sonuç, organlanmada bir ilerleme, ama bazı durumlarda da birgerilemeolacaktır.

Bay Mivart, ve onun gibi düşünen kimi doğa bilginleri, yeni türlerin “ansızın ortaya çıkandeğişikliklerle ve birdenbire” türediği kanısındalar. Örneğin, Bay Mivart tükenmiş üç-parmaklıHipparion ile at arasındaki farkların birdenbire ortaya çıktığını sanmaktadır. Ve kuş kanadının,“belirginveönemlibirtürünbirdenbireveuygunbiçimdedeğişiklikgeçirmesindenbaşkabiryollageliştiğine” inanmanın güç olduğunu düşünmektedir; ve besbelli, onun görüşü yarasaların vepterodactyl’lerin [yalnız taşılları bulunan bir uçar-sürüngen, -ç.] kanatlarını da kapsamaktadır.Serilerdebüyükatlamalaryadasüreksizliköngörenbusonuç,banapekolanaksızgörünüyor.

Yavaşveaşamalıevrimeinananherkes, türsel(specific)değişimlerindoğada,hattaevcilleşmeninetkisinderastladığımızözelbirdeğişimkadarbirdenbirevebüyükolabileceğinielbettekabuleder.Ama türler evcilleşince ya da tarıma alınınca, doğal koşullarda yaşayanlardan daha değişkenolduklarıiçin,evcilleşmeninetkisiylearasıraortayaçıktığıbilinenbüyükveanideğişimlerindoğalkoşullarda sık sık görünmesi olası değildir. Evcilleşmenin etkisiyle olan değişimlerin çoğu atayadönüşe yorulabilir; ve böylece yeniden ortaya çıkan ıralar, başlangıçta aşama aşama kazanılmışolabilir.Bunlarınçoğunayaradılışaykırılığıdemekgerekir,örneğinaltıparmaklıadam,kirpiadam,Anconkoyunu,Niatasığırıvb.;vebunlar ıracadoğal türlerdençokfarklıoldukları içinkonumuzapekazaydınlıkgetirmektedir.Anideğişimlerinböyleörnekleri ayrı tutulursa,gerikalanbirkaçını(doğalbirdurumdaortayaçıkmışlarsa)kendiata tipleriyleyakınhısımolankuşkulutürlersaymakçokyerindeolur.

Doğal türlerin evcil ırklarda ara sıra görüldüğü gibi birdenbire değiştiğinden kuşkulanmak veonlarınBayMivart’ıngösterdiğioeşigörülmemiştarzdadeğiştiğineinanmamakiçinönesürdüğümgerekçelerşunlardır:Yaşantımızagöre,aniveçokbelirgindeğişimler,evcilürünlerimizde, tektekve uzun zaman aralıklarıyla olmaktadır. Doğal durumda da böyle olsaydı, bunlar, daha önceaçıklandığıgibi,gelipgeçicikırımlarvedahasonrakiçaprazlanmalaryüzündenkolaycayiterdi;butürlü ani değişimlerin, insanın gözetiminde özellikle ayrılıp saklanmadıkça, evcilliğin etkisinde deyittiği bilinmektedir.Bundanötürü, yeni bir türünBayMivart’ın düşündüğügibi birdenbire ortayaçıktığınainanmakiçin,olağanüstüdeğişmişbirçokbireyinaynıbölgedeaynızamandagöründüğüne,bütünörneksemeye(analogy)aykırıolarakinanmaknerdeysezorunludur.Bugüçlük,insanınyaptığıbilinçsiz seçme durumunda olduğu gibi, aşamalı evrim teorisiyle, yani elverişli bir yönde epeycedeğişmiş birçok bireyin saklanmasının, ve ters yönde değişmiş birçoğunun da yok olmasınınkabulüylegiderilmektedir.

Türlerin birçoğunun pek aşamalı bir tarzda evrim geçirdiğinden kuşkulanılamaz. Büyük doğalfamilyaların birçoğunun türleri ve hatta cinsleri birbirleriyle pek yakın hısımdır, öyle ki onlarınbazılarını ayırdetmekgüçtür.Herkıtada,kuzeydengüneyevealçakovalardanyüksekyaylalaravb.gidildikçe, yakın hısım ya da temsilci bir yığın türle karşılaşırız; eskiden birleşik olduklarınainanmak için gerekçemiz bulunan farklı kıtalarda da böyledir. Ama bunları ve aşağıdakilerisöylerken, ilerde tartışılması gereken konulara değinmek zorundayım. Bir kıtayı fırdolayı kuşatanadaları inceleyince, oralardaki canlıların birçoğunun ancak kuşkulu tür aşamasına konabileceğinigörüyoruz.Geçmişzamanlarıinceler,veaynıalandayaşamaktaolantürlerleyenitükenmişolanları

karşılaştırırsak, ya da aynı yerbilimsel oluşumun farklı katlarındaki taşıl türleri karşılaştırırsak,durum gene böyledir. Birçok türün bugün hâlâ yaşayan, ya da yakın zamanlara dek yaşamış öbürtürlerleyakınhısımlığıgerçektir;veböyletürlerinbirdenbiregeliştiğiniönesürmekgüçtür.Farklıtürleri inceleyecek yerde, hısım türlerin özel parçalarını inceleyince, pek farklı yapıları birbirinebağlayançoksayıdaveolağanüstüinceaşamalarlakarşılaştığımızdaunutulmamalıdır.

Büyük olgu gruplarının birçoğu ancak türlerin çok küçük basamaklarla gelişmesi ilkesiyleanlaşılır. Örneğin, büyük cinslerden olan türlerin birbirleriyle daha yakın hısım olması, ve küçükcinslerdeki türlerden daha çok sayıda çeşit göstermesi olgusu. Birinciler, türlerin çevresindetoplanmışçeşitlergibi,küçükkümelerdetoplanmıştır;veikincibölümdegösterildiğigibi,çeşitlerledahabaşkabenzerliklerdegöstermektedir.Aynı ilkenin ışığında, türsel ıralarıncinsel ıralardan,veolağanüstü gelişmiş parçaların aynı türdeki öbür parçalardan niçin daha değişken olduğunuanlayabiliriz.Hepsideaynıyönügösterenbenzerbirçokolgusayılabilir.

Türlerin pek çoğunun, arı çeşitleri ayırt edenlerden daha büyük olmayan basamaklarla geliştiğiaşağı yukarı kesinse de, bazılarının farklı ve birdenbire geliştiği öne sürülebilir. Bununla birlikte,güçlükanıtlarbelirlenmedenböyledavranılmamalıdır.BayChaunceyWright’ıngösterdiğigibi,bugörüşü savunmak için öne sürülen belirsiz ve bazı bakımlardan yanlış benzerlikler, örneğininorganik maddelerin birdenbire kristalleşmesi, ya da çok yüzlü bir yuvarlaksının (spheroid) biryüzünden öbürüne yıkılması, anılmaya değmez. Bununla birlikte, bir grup olgu, yani yerbilimseloluşumlarda yeni ve farklı biçimlerin birdenbire ortaya çıkması, ilk bakışta ani gelişim görüşünüdestekler.Amabukanıtındeğeri,tümüyle,yerbilimselbelgelerinyertarihinineskidönemlerinegöretamlığınabağlıdır.Belgeleryerbilimcilerinbüyükçabalarladoğruladıklarıgibi,parçaparçaysa,yenibiçimlerinbirdenbiregelişmişgibigörünmesindeşaşılacakhiçbirşeyyoktur.

Bay Mivart’ın öne sürdüğü, kuşların ya da yarasaların kanatlarının birdenbire gelişmesi, ya daHipparion’unansızınbiratadönüşmesigibibüyükdeğişmelerkabuledilmedikçe,anideğişikliklereinanmak, yerbilimsel oluşumlarda ara halkaların bulunmamasını aydınlatmaz. Ama böyle anideğişmeler her şeyden önce embriyoloji ile uyuşmamaktadır.Kuşların ve yarasaların kanatlarının,atların ve öbür dört-ayaklıların bacaklarının, erken bir embriyolojik dönemde birbirlerinden ayırtedilemediğini, ve sezilmeyen aşamacıklarla farklılaştığını bilmeyen yoktur. Bütün embriyolojikbenzerlikler,ilerdegöreceğimizgibi,bugünkütürlerinatalarınınilkgençliklerindensonradeğişmiş,ve yeni edindikleri ıraları kendi döllerine buna uygun bir yaşta iletmiş olmasıyla açıklanabilir.Böylece, embriyon hemen hemen hiç değişmeden kalmakta, ve türün geçmişteki durumunun birbelgesiolmaktadır.Bugünkütürlerin, ilkgelişimdönemlerinde,aynısınıftanolaneskivetükenmişbiçimlere çoğu zaman benzemesi bundan ötürüdür.Embriyolojik benzerliklerin bu anlama geldiğigörüşünegöre,gerçekteherhangibirgörüşegöre,birhayvanınyukardaanıldığıkadarbüyükveanibirdönüşümeuğramasına,vebununlabirlikte,yapısınınherayrıntısısezilmezaşamacıklarlagelişenembriyonundaböylebirdeğişmedenbirizbilekalmamasınainanılamaz.

Bazı eski biçimlerin, bir iç güç ya da eğilimle, birdenbire değiştiğine, örneğin kanatsızkenkanatlanıverdiğine inanankimse,örneksemenin tümüneaykırıolarak,birçokbireyinaynızamandadeğiştiğininerdeysevarsaymakzorundakalacaktır.Böyleanivebüyükyapıdeğişmelerininpekçoktürün besbelli uğradığı değişmelerden pek farklı olduğu yadsınamaz. O kimse, daha sonra, aynıyaratığınöbürparçalarınaveçevrekoşullarınapekgüzeluyarlanmışbirçokparçanındabirdenbiretürediğine inanmak zorunda kalacaktır; ve böylesine olağanüstü uyarlanmaları açıklamaya güçyetiremeyecektir.Bubüyükve anidönüşümlerin embriyondahiçbir izbırakmadığınıkabul etmeyezorlanacaktır. Bütün bunları kabul etmek, bana öyle geliyor ki, bilim alanını bırakıp mucizeler

alanınagirmektir.

SEKİZİNCİBÖLÜM

İÇGÜDÜ

İçgüdüler alışkanlıklarla karşılaştırılabilir, ama kökenleri farklıdır • İçgüdüleraşamalanmıştır • Yaprakbitleri ve karıncalar • İçgüdüler değişkendir • Evcil içgüdüler,bunların kökeni • Külrengi guguğun, molothrusun, devekuşunun ve asalak asrıların doğaliçgüdüleri•Köleleştirenkarıncalar•Balarısı,vepetekgözüyapmaiçgüdüsü•İçgüdülerinveyapının değişmesi zamandaş olmak gerekmez • Doğal Seçme Teorisinin içgüdülerkonusundakigüçlükleri•Eşeysizvekısırböcekler•Özet

İçgüdülerinbirçoğuöylesineşaşırtıcıdırki,onlarıngelişimiokurabelkiteorimitümüyleyıkmayayetergüçtegörünecektir.Burada,zihnîyetilerkonusundaelimdengelenin,yaşamınkendisininkökenikonusundakinden çok olmadığını önceden söylemek isterim. Yalnızca içgüdülerin farklılıkları veaynısınıftanolanhayvanlarınöbürzihinselyetileriileilgilenmekteyiz.

İçgüdüyü tanımlamaya kalkmak istemiyorum. Farklı birçok zihinsel eylemin bu terimleanlatıldığını göstermek kolaydır; ama ben külrengi guguğu göç etmeye ve yumurtalarını başkakuşların yuvalarına bırakmaya dürten içgüdüdür deyince, ne demek istediğimi herkes anlar.Yapabilmemiz için denememiz gereken bir işi, bir hayvan, özellikle çok genç bir hayvan, hiçdenemeden yapıyorsa, ve bireylerin birçoğu da aynı tarzda davranıyorsa, bunun içgüdüsel olduğuçoğu zaman söylenir. Ama bu ıralardan hiçbirinin evrensel olmadığını gösterebilirim. PierreHubert’inbelirttiğigibi,doğadakiaşağıaşamalardabulunanhayvanlardabile,yargılamavedüşünmeyetisi,pekazdaolsa,çoğuzamanişekarışır.

FrederickCuvierveyaşlıbirkaçmetafizikçi,içgüdüyüalışkanlıklakarşılaştırdılar.Bukarşılaştırmaiçgüdüselbirişinyapıldığızihindurumunundoğrubirbilgisinivermektedir,amaonunkökeniniherzaman vermemektedir sanırım.Alışkanlığa bağlı işlerin birçoğunu ne denli bilinçsizce, ve bilinçliisteğimizleçoğuzamandoğrudandoğruyavegerçektençatışmalıolarakyaparız!Bununlabirlikte,sağduyuileyadaistençleonlardadeğişiklikyapılabilir.Alışkanlıklarbaşkaalışkanlıklarlazamanınbelirlidönemleriyle,vevücudundurumlarıylakolaycabirleşir.Birkezkazanılanalışkanlıklar,çoğuzaman ömür boyu değişmeden kalır. İçgüdülerle alışkanlıklar arasında başka benzerlikler degösterilebilir.Çokiyibilinenbirtürküyüsöylerkenolduğugibi,içgüdülerdedeeylemlerdenbirininöbürünüizlemesindebirçeşitritimvardır;birkimsetürküsöylerken,yadaherhangibirşeyiezbereyinelerken araya girilirse, alışılmış düşünme sırasını yeniden yakalamak için geriye dönüp baştanbaşlar: P. Huber, hamağa benzer çok karmaşık bir koza ören bir tırtılın da böyle davrandığınıbulmuştur;kozasınıdiyelimkiörümündekialtıncıaşamayadektamamlamışbirtırtılıalıpörümününancaküçüncüaşamasınadek tamamlanmışbirkozayakoyunca, tırtılkozanındördüncü,beşinci,vealtıncı aşamalarını yeniden örmektedir. Bununla birlikte, bir tırtıl, örneğin, üçüncü aşamasına dekörülmüş bir kozadan alınıp altıncı aşamasına dek tamamlanmış bir kozaya konursa, işinin çoğuöncedenyapılmış isede,hayvanbundanhiçbirçıkar sağlayamamakta,vekozayı tamamlamak için,işinibıraktığıyerden,üçüncüaşamadan,başlamayazorlanmışgörünmektedir,veöncedenbitmişişitamamlamayauğraşmaktadır.

Alışılmışbireyleminkalıtsallaştığınıvarsayarsak–vebununbazenböyleolduğugösterilebilir–ozaman,başlangıçtabiralışkanlıkolanşeyileiçgüdüolanşeyarasındakibenzerlik,onlarbirbirindenayırtedilemeyecekkadarartar.Mozart,üçyaşındaykenpekazbirçalışmaylapiyanoçalacağıyerde,

hiççalışmadanbirezgiçalmışolsaydı,bunuiçgüdüyleyaptığıgerçektensöylenebilirdi.Amabirtekkuşakta alışkanlıkla birçok içgüdü edinildiğini ve sonra ardışan kuşaklara soyaçekimle iletildiğinivarsaymakağırbiryanılgıolur.Bildiğimizenşaşırtıcıiçgüdüler,örneğinbalarısınınvekarıncalarınbirçoğununiçgüdüleri,alışkanlıklakazanılmışolamaz.

İçgüdülerin, bir türünbugünküyaşamkoşullarındao türün esenliği içinvücudunparçaları kadarönemli olduğu evrensellikle kabul edilecektir. Değişmiş yaşam koşullarında, hafif içgüdüdeğişikliklerinin bir türe yararlı olabilmesi pek düşünülemez; ve içgüdülerin pek az da olsadeğiştikleri gösterilebilirse, o zaman, herhangi bir ölçüde yararlı içgüdü değişimlerinin doğalseçmeyle saklanmasında ve biriktirilmesinde hiçbir güçlük göremem. En karmaşık ve en şaşırtıcıiçgüdülerin böyle türediğine inanıyorum. Maddesel yapıda değişiklikler nasıl ortaya çıkıyor,kullanılmayla ya da alışkanlıkla çoğaltılıyor ve kullanılmamayla azaltılıyor ya da yitiyorsa,içgüdülerde de böyle olduğundan kuşkulanmıyorum. Ama, birçok durumda, içgüdülerinkendiliğinden değişimlerinde, yani vücut yapısında hafif sapmalara yol açan aynı bilinmeyennedenlerden ötürü ortaya çıkan değişimlerinde, alışkanlığın etkilerinin doğal seçmeninkilere göreikinciderecedeönemliolduğunainanıyorum.

Sayısız, hafif, amayararlı değişimlerin yavaşve aşamalı birikimi ayrı tutulursa, doğal seçmeylebelki de karmaşık hiçbir içgüdü türetilemez. Bundan dolayı,maddesel yapının gelişiminde olduğugibi,herkarmaşıkiçgüdününkazanıldığıgerçekgeçişselaşamalarıdoğadabulamamamızgerekir–çünküonlar,hertürünancakdoğrudandoğruyaatasıolancanlılardabulunabilir–amabuaşamalarınbazıkanıtlarınıaynısoyunyandallarındabulmalıyız;yadahiçdeğilseböyleaşamalarınolabildiğinigösterebilmeliyiz; ve bunu kesinlikle yapabiliyoruz. Avrupa ve Kuzey Amerika dışında yaşayanhayvanlarıniçgüdüleripekazincelendiğiiçin,vetükenmiştürlerinhiçbiriçgüdüsübilinmediğiiçin,enkarmaşıkiçgüdülereçıkansayısızaşamalarınnasılortayaçıkarılacağınıbulmakbenişaşırttı.Aynıtürün, ömrünün farklı dönemlerinde, ya da yılın farklımevsimlerinde, ya da farklı koşullarda vb.farklı içgüdüleri olması, bazen içgüdü değişmelerini kolaylaştırabilir: Böyle durumlardaiçgüdülerden biri ya da öbürü doğal seçmeyle saklanabilir. Doğada, aynı tür içinde böyle içgüdüfarklılıklarıolduğunaörneklergösterilebilir.

Bundan başka, maddesel yapının durumuna ve teorime uygun olarak, her türün içgüdüsü kendiyararınadır, ve bilebildiğimiz kadarı ile, asla öbür türlerin çıkarı için türememiştir. Görünüşteyalnızcabaşkabir hayvanın çıkarınaolduğunubildiğimengarip içgüdülerdenbiri, ilkinHuber ’ingözlediği gibi, yaprakbitlerinin (aphides) kendi tatlı çıkartılarını (excretion) karıncalara isteyerekvermesidir. Aşağıdaki olgular, yaprakbitlerinin bunu gönüllü olarak yaptığını göstermektedir: Birkuzukulağıbitkisindekibirdüzineyeyakınyaprakbitininyanındanbütünkarıncalarıuzaklaştırdım,veyeniden bir araya gelmelerini birkaç saat önledim. Bu sürenin sonunda, yaprakbitlerinin artıkboşalmak isteyeceğine iyice inandım. Onları bir süre büyüteçle inceledim, ama hiçbiri çıkartıvermedi; sonra elime aldığım bir kılla, karıncaların duyargalarıyla yaptığı gibi, yaprakbitlerinibecerebildiğimkadargıdıkladımveokşadım;amasonuçhiçdeğişmedi.Bununüzerinekarıncalardanbirinikoyverdim;karınca,büyükbircoşkuylayaprakbitlerinekoştuğunabakılırsa,verimlibirsürübulduğunu çok iyi anlamıştı; duyargalarıyla önce yaprakbitlerinden birinin ve sonra başka birininkarnını (abdomen) sıvazlamayabaşladı; yaprakbitlerininherbiri, duyargalarındokunduğunuduyarduymaz,gerisinihemenyukarıkaldırıpkarıncanınbüyükbiristekleyalayıpyuttuğusaydamvetatlıbir damla sıvı çıkardı. Pek genç yaprakbitleri bile böyle davrandı. Bu, yapılan işin içgüdüselolduğunu,veyaşantısonucuolmadığınıgösteriyordu.Huber ’ingözlemlerinegöre,yaprakbitlerininkarıncalardan tiksinmediği besbellidir: Karıncalar olmayınca, yaprakbitleri sonunda çıkartılarınıboşaltmak zorunda kalmaktadır. Ama bu çıkartı aşırı yapışkan olduğu için, uzaklaştırılmasının

yaprakbitlerinirahatlattığındankuşkulanılamaz;bundanötürü,yaprakbitlerininçıkartıvermesibelkiyalnızcakarıncalarınyararınadeğildir.Herhangibirhayvanınbirişiözelliklebaşkabirtürünyararıiçin yaptığını gösteren hiçbir kanıt yok ise de, her tür öbür türlerin maddesel zayıflıklarındanyararlandığıgibi,içgüdülerindendeyararlanmayaçalışır.Bundanbaşka,belirliiçgüdülerkesinlikleyetkin sayılamaz; ama, bu ve buna benzer noktalardaki ayrıntılar burada gerekli olmadığı için biryanabırakılmıştır.

Doğalbirdurumdadoğalseçmeninetkiliolabilmesiiçiniçgüdülerinbelirlibirölçüdedeğişmesi,vebudeğişimlerinsoyaçekimleiletilmesizorunludur;bundandolayıeldengeldiğikadarçokörnekverilmelidir; ama yer darlığı bunu yapmamı engelliyor. Burada, yalnızca, içgüdülerin kesinlikledeğiştiğinisöyleyebileceğim:Örneğingöçiçgüdüsününhemgöçyönühemdegöçsınırıbakımındandeğişmesini, ve bu içgüdünün tümüyle yitmesini; ve kuş yuvalarının, yapıldıkları yere ve yaşananbölgenin doğasına ve sıcaklığına ve çoğu zaman tümüyle bilmediğimiz etkenlere bağlı olarakdeğişmesini anmakla yetineceğim: Audubon, aynı türün Birleşik Amerika’nın kuzeyinde vegüneyindeyaptığıyuvalardagörülenfarklaradikkatedeğerörneklervermiştir,içgüdülerdeğişkense,arılara “balmumu kıtlaşınca başka bir maddeyi kullanma yeteneği neden bağışlanmamıştır?” diyesoruluyor.Pekiama,arılaröbürdoğalmaddelerdenhangisinikullanabilir?Arılarınzincifre[doğal,kızılcivasülfür,-ç.]ilekarıştırılmışvedomuzyağıkatılarakyumuşatılmışbalmumuylaçalıştıklarınıgördüm.VeAndrewKnight, arıların arıreçinesi (propolis) toplayacakları yerde, kabuğu soyulmuşağaçlara sıvadığı balmumu-terementi karışımını kullandıklarını gözlemiştir. Ve kısa bir süre öncearılarınçiçektozuaramayıbırakıpçokfarklıbirmaddeyi,yulafununu,kullandıklarıgösterilmiştir.

Belirli bir düşmandan korkmak da, yavru kuşlarda görüldüğü gibi, kesinlikle içgüdüsel birniteliktir,veyaşantıyla,vebaşkahayvanlarındaaynıdüşmandankorktuğugörülegörülepekiştirilir.Başkabiryerdesözkonusuettiğimgibi,ıssızadalardayaşayantürlühayvanlar,insandankorkmayıyavaş yavaş öğrenmektedir; ve bunun bir örneğini İngiltere’de bile görmekteyiz: Ülkemizdeki irikuşlar, pek çok avlandıkları için, ufak kuşlara oranla, insandan daha çok korkmaktadır. İrikuşlarımızınaşırıyabanıllığınıgüvenlebunedeneyorabiliriz;çünküıssızadalardakiirikuşlar,ufakkuşlardan daha korkak değildir; saksağan, İngiltere’de pek korkak, ve Norveç’te, leş kargasınınMısır ’daolduğukadar,sokulgandır.

Doğal bir durumda yetişmiş ve aynı türden hayvanların zihinsel yetilerinin çok değiştiği birçokolguyla gösterilebilir. Yabanıl hayvanların geçici ve garip alışkanlıklarının, türün yararına iseler,doğalseçmeyleyeniiçgüdülerindoğmasınayolaçtıklarınadabirçokörnekverilebilir.Ama,olgularayrıntılı olarak verilmedikçe, bu genel sözlerin okuru pek az etkileyeceğini çok iyi biliyorum.Bununlabirlikte,elimdegüçlükanıtlarolmadanböylekonuşmadığımıyinelemekleyetineceğim.

SOYAÇEKİLMİŞALIŞKANLIKDEĞİŞMELERİYADAEVCİLHAYVANLARDAİÇGÜDÜ

Doğal bir durumda soyaçekilmiş içgüdü değişimleri olanağı, ya da hatta olasılığı, evcilhayvanlardagörülenbirkaçdurumunkısacaincelenmesiyledoğrulanacaktır.Böylece,alışkanlığınvekendiliğinden değişimlerin seçilmesinin evcil hayvanlarımızın zihinsel niteliklerinin değişikliğeuğramasındakietkisidegörülecektir.Evcilhayvanlarımızınzihinselnitelikleribakımındannedenliçok değiştiğini bilmeyen yoktur.Örneğin kedilerde, bir kedinin doğal olarak sıçan, bir başkasınınfare yakalamaya eğilimli olmasının soyaçekildiği bilinmektedir.BaySt. John’ın bildirdiğine göre,kedilerindenbirievehepavkuşları,öbürüyabantavşanıyadaadatavşanıgetirmekte,vebirbaşkası

ise bataklık yerlerde avlanmakta ve hemen hemen her gece çulluk ya da bataklık çulluğuyakalamaktaydı.Türlütürlühuyunvebeğeninin,vezihninbelirlidurumlarınavebelirlidönemlerebağlıpekgaripveözeldavranışlarınsoyaçekildiğinigösterendikkatedeğerveinanılırbirçokörnekverilebilir. Ama köpek ırklarında bize yabancı olmayan durumları inceleyelim: Pointer [pointerİngilizcede işaret eden, gösteren anlamına gelmektedir, -ç.] yavrularının avlağa ilk çıkarıldıklarısıralardabileavınyerinigösterdiğiveöbürköpeklereyardımcıbileolduğukesinliklebilinmektedir(bununşaşırtıcıbirörneğinebendetanıkoldum);vurulmuşavıbulupgetirmeninbelirlibirölçüdesoyaçekildiği besbellidir; ve çoban köpeklerinin bir koyun sürüsünün üzerine koşmayıp sürününçevresindedolanmaeğilimlerideböyledir.Yavrularınbuişidenemesizyaptığını,veaynıırkınbütünbireylerinin aşağı yukarı aynı tarzda ve gerçek amacını bilmeden, coşkun bir sevinçle böyledavrandığını kabul edemiyorum; çünkü yavru pointer, avın yerini efendisine yardım etmek içingösterdiğini,lahanakelebeğininyumurtalarınınedenlahanayapraklarınabıraktığınıbildiğindendahaçokbilemez.Budavranışlarıngerçekiçgüdülerdenköklüfarklarıolduğunukabuledemiyorum.Hiçeğitilmemişbirkurtyavrusunabakarsak,avınınkokusunualıralmaztaşkesilmişgibikımıldamadandurduğunu, ve sonra garip bir tarzda yavaş yavaş süründüğünü; ve başka bir kurdun bir geyiksürüsünün üzerine doğru koşacak yerde sürünün çevresinde koştuğunu ve geyikleri uzak bir yeresürdüğünü görürüz. Bu davranışların içgüdüsel olduğunu güvenle söyleyebiliriz. Evcil içgüdüler(böyledemektebir sakıncayoktur)doğal içgüdülerdenelbettedahaazpekişmiştir; amaonlar, çokdahaazamansızbirseçmeninsonucudur,vedahaazdurağanolanyaşamkoşullarında,veçokdahakısabirsüresoyaçekimleiletilmiştir.

Bu evcil içgüdülerin, alışkanlıkların, ve eğilimlerin soyaçekimle hangi ölçüde iletildiği vebirbiriylenasılkarıştığı, farklıköpekırklarıçaprazlanarakaçıkçagösterilebilir.Buldoglayapılmışbir çaprazlamanın bir tazının gözüpekliğini ve dikbaşlılığını birçok kuşak için etkilediğibilinmektedir;ve tazıylayapılmışbirçaprazlama isebütünbirçobanköpeğiailesine tavşanavlamaeğilimikazandırmaktadır.Buevciliçgüdüler,çaprazlanmaylasınanınca,birbirleriylebunabenzerbirtarzda karışmış, ve ana-babanın içgüdülerinin izlerini uzun zamandır taşıyan doğal içgüdülerebenzemektedir: Örneğin, La Roy, babasının dedesi bir kurt olan bir köpeğin, o yabanıl atasınıniçgüdüsünüyalnızbirtarzda,kendisiniçağıranefendisininyanınadosdoğrugelmeyerekgösterdiğinianlatmaktadır.

Bazen, evcil içgüdülerin uzun sürmüş ve zorunlu alışkanlıkların soyaçekilmesiyle edinilmişdavranışlarolduğusöylenmektedir;amabudoğrudeğildir.Taklacıgüvercinetaklaatmayıöğretmeyihiç kimsedüşünmemiştir, ya da düşünememiş olabilir.Bu, benimde tanık olduğumgibi, güvercinyavrularının takla atan hiçbir güvercin görmeden yaptığı bir iştir. Bir güvercinin bu garip huyaeğilim gösterdiğine, ardışık kuşaklar boyunca en iyi bireylerin uzun süre seçilmesiyle taklacıgüvercinlerin bugünkü duruma geldiğine inanabiliriz; Bay Brent’ten işittiğime göre, Glasgow’datepesiüstügitmedenonsekizparmak[45cm.]yükselemeyentaklacıgüvercinlervardır.Doğalolarakavgösterme eğilimi hiçbir köpekte bulunmasaydı, bir köpeğebunuöğretmeyi kimsedüşünemezdidenebilir;vearıkanbirzağardagördüğümgibi,bueğiliminarasıraortayaçıktığıbilinmektedir:Avgöstermek,birçoklarınındüşündüğügibi,avınınüzerineatılmayahazırlananbirhayvanınabartılmışduraklaması olabilir. Av gösterme eğilimi bir kez ortaya çıkınca, yöntemli seçme ve ardışık herkuşaktakizorunlueğitiminsoyaçekilmişetkileribuişiçabucaktamamlar;vebilinçsizseçmedegeneyürürlüktedir, çünkü her yetiştirici, ırkı geliştirmeyi tasarlamaksızın, duruşu ve avı izleyişi en iyiolanköpeklerieldeetmeyeuğraşır.Öteyandan,bazıdurumlardayalnızcaalışkanlıkbileelverir;pekazhayvanıevcilleştirmek,yabantavşanıyavrularınıevcilleştirmektendahazordur;vepekazhayvanevcilleşmiş yaban tavşanından daha yumuşak başlıdır; ama evcil tavşanın çoğu zaman yalnızcayumuşakbaşlılığıiçinseçildiğinepekinanamıyorum;bundanötürü,aşırıyabanıllıktanaşırıevcilliğe

olansoyaçekilmişdeğişmeninçoğunu,uzunsürmüşsıkıbirtutukluluğaalışmayayormalıyız.

Doğal içgüdüler evcilleşmenin etkisiyle yitirilir: Bunun dikkate değer bir örneği kanatlıhayvanların pek seyrek “kuluçka” olması ya da hiç kuluçka olmaması, yani yavru çıkarmak içinyumurtalarının üzerine oturmak istememesidir. Evcil hayvanlanmızın zihinsel yetilerinin ne denlibüyükölçüdevenedenlisüreklideğişiklikgeçirdiğinigörmemiziönleyen,yalnızcaonlarlahergünyakından ilgilenmemizdir. Köpekte insan sevgisinin içgüdüleştiğinden kuşkulanmak güçtür.Evcilleştirilmiş bütün kurtlar, tilkiler, çakallar, ve kedi cinsinin türleri, kümes hayvanlarına,koyunlara, domuzlara saldırmaya pek düşkündür; ve Avustralya ve Ateş Ülkesi gibi yabanılinsanların evcil köpek yetiştirmediği ülkelerden yavruyken getirilmiş köpeklerde de bu eğiliminönünegeçilememektedir.Öteyandan, bizimuygarlaşmışköpeklerimize, enikliklerindebile, kümeshayvanlarına,koyunlara,vedomuzlarasaldırmamayıöğretmekpekseyrekgerekir!Kuşkusuz,aradabirsaldırdıklarıolmakta,vebununiçindövülmekte,veyolagelmezlerseöldürülmektedirler;bundandolayı köpeklerimizin soyaçekimle uygarlaşmasında alışkanlığın ve belirli bir ölçüde seçmeninbirleşiketkisivardır.Öteyandan,civcivler,başlangıçtaiçgüdüselolduğusözgötürmeyenköpekvekedikorkusunutümüylealışkanlıktanötürüyitirmektedir;YüzbaşıHutton’ınbanabildirdiğinegöre,Hindistan’da, evcil tavuğun kuluçkaya yatırılmasıyla çıkarılan köken-soyun (Gallus bankiva)civcivleri başlangıçta aşırı yabanıl olmaktadır. İngiltere’de evcil tavuğun altından çıkan sülünyavrularıdaöyledir.Civcivlerelbettekorkununhertürlüsünüdeğil,yalnızkediveköpekkorkusunuyitirmektedir, çünkü gurk tavuk tehlikeyi gıdaklayarak bildirince, bütün yavrular (özellikle hindiyavruları) kaçışmakta, ve çevredeki otların ya da çalıların arasına gizlenmektedir; bunu, yerdeyaşayanyabanılkuşlardagördüğümüzgibi,analarınınkaçmasınısağlamakiçiniçgüdüyleyaptıklarıbesbellidir.Amacivcivlerimizdealıkonanbuiçgüdü,evcilleşmeninetkisindeyararsızlaşmıştır,çünkügurktavukuçmayetisinikullanmayakullanmayayitirmiştir.

Bundan ötürü, evcilleşmenin etkisiyle içgüdüler kazanıldığı ve doğal içgüdülerin yitirildiğisonucunu çıkarabiliriz; bu, kısmen alışkanlıkla ve kısmen de insanın, bilgisizliğimiz yüzünden birrastlantı dediğimizözel zihinsel alışkanlıkları vedavranışları ardışıkkuşaklarboyunca seçmesivebiriktirmesiyle olmuştur. Bazı durumlarda yalnızca zorunlu alışkanlık, kalıtsal zihinsel değişmelertüretmeye yetmiştir; bazı durumlarda ise zorunlu alışkanlık hiçbir şey yapmamıştır, ve her şeybilinçli ve bilinçsiz seçmenin ortak etkisinin sonucudur; ama alışkanlık ve seçme belki pek çokdurumdaişbirliğiyapmıştır.

ÖZELİÇGÜDÜLER

Birkaç örneği inceleyerek doğal bir durumda ve seçmeyle içgüdülerin nasıl değişiklik geçirmişolduğunu belki çok iyi anlayacağız. Yalnız üç örnek vermek istiyorum: Külrengi guguğu başkakuşların yuvalarına yumurtlamaya dürten içgüdü; bazı karıncaların köleleştirme içgüdüsü; vebalarısının petek gözü yapma yetisi.Doğa bilginleri, genellikle, son ikisini bilinen içgüdülerin enşaşırtıcısısaymaktadırlar.

Külrengiguguğuniçgüdüleri.–Kimidoğabilginleri,külrengiguguğunhergünyumurtlamayıpikiya da üç gün arayla yumurtlamasının, içgüdüsünün doğrudan nedeni olduğunu düşünmektedirler;külrengi guguk kendi yuvasını yapmak ve yavrularını kendisi çıkarmak zorunda olsaydı, ilkyumurtaları bir süre öylece bekler, ya da yuvada aynı zamanda yumurtalar ve yavrular birliktebulunurdu. Durum böyle olsaydı, külrengi guguk çok erken göç eden bir kuş olduğu için,yumurtlama ve kuluçkada yatma süresi bunu aksatacak uzunlukta olurdu; ve erkek kuş, ilk çıkan

yavruları tek başına beslemek zorunda kalırdı, demektedirler. Ama Amerikan guguğunun durumubütünbudüşüncelerleçatışmaktadır,çünküAmerikanguguğukendisiyuvasınıkendisiyapmakta,veyuvasında, yumurtaları ile yavruları aynı zamanda bulunmaktadır. Amerikan guguğunun ara sırabaşka kuşların yuvalarına yumurtladığı hem öne sürülmekte hem de reddedilmektedir; ama buyakınlarda Iowalı Dr. Merrel’den işittiğime göre, kendisi, birinde bir tepeli karga (Garruluscristatus)yuvasındabirgugukyavrusuilebirliktebirkestanekargasıyavrusubulmuştur;yavrularınikisi de tümüyle tüylenmiş olduğu için, tanınmalarında yanılmak söz konusu olmamıştır.Yumurtalarını ara sıra öbür kuşların yuvalarına bıraktığı bilinen başka kuşlara da örneklerverebilirim.Avrupaguguğunun eski atalarında alışkanlıkların tıpkıAmerikanguguğununkiler gibiolduğunu, ve bazen öbür kuşların yuvalarına bir yumurta bıraktığını varsayalım. Yaşlı guguk, bugeçicialışkanlıktanyararlanarakdahaerkengöçedebilseydi;yadayavruları,başkabirtürüniçgüdüyanılmasından yararlanarak, yaşları farklı yavrularını ve yumurtalarını aynı zamanda gözetmekdurumundaolanözanalarınınbakımındagörüldüğündendahagürbüzolsaydı,ozamanbu,yaşlıkuşyadabaşkabirkuşunbeslediğiyavrularıiçinbirüstünlüksağlamakdemekolurdu.Örneksemebizişunu varsaymaya götürür: Böyle yetişen yavrular, soyaçekimle, analarının bu geçici ve sapıkalışkanlığını izlemeyevesırasıgelinceyumurtalarınıbaşkakuşlarınyuvalarınabırakmayaeğilimliolur, ve böylelikle yavrularını daha iyi yetiştirebilirdi.Külrengi guguğun o garip içgüdüsünün butürlübirsüreçletürediğineinanıyorum.GenebuyakınlardaAdolfMüller,külrengiguguğunarasıraçıplak toprağa yumurtladığını, kuluçkaya yattığını, ve yavrularını beslediğini, yeterli kanıtlaradayanarakortayakoymuştu.Seyrekrastlananbuolay,yuvayapmaiçgüdüsününyittiğibirbaşlangıcadönüşdurumuolabilir.

Külrengiguguğunbirbiriyle ilişkili vebirlikte anılması zorunluolanöbür içgüdülerini vevücutyapısındakiuyarlanmalarıdikkatealmadığımilerisürüldü.Amabütündurumlarda,yalnızbir türünbildiğimiz bir içgüdüsü üzerine kurguda bulunmak boşunadır; üstelik şimdiye dek bize yolgösterecekhiçbirolgubilinmiyordu.YakınzamanadekyalnızAvrupaguguğununveasalakolmayanAmerikanguguğununiçgüdüleribiliniyordu;bugün,BayRamsay’ıngözlemlerinden,yumurtalarınıbaşka kuşların yuvalarına bırakan Avustralyalı üç tür üzerine bir şeyler öğrenmiş bulunuyoruz.Üzerindedurulacaküçönemlinoktavar:Birincisi,bayağıgugukpekseyrekayralarla(istisnalarla)biryuvayayalnızbiryumurtabırakmakta,veböylelikle, iriveoburyavrusununbolbesinalmasınısağlamaktadır, ikincisi, yumurtaları dikkati çekecek kadar küçüktür, ve tarlakuşununkilerden –büyüklüğü guguğun dörtte biri kadar olan bir kuş– daha iri değildir. Asalak olmayan Amerikanguguğunun yumurtalarını kendi büyüklüğüyle oranlı irilikte olmalarına bakarak, bayağı gugukyumurtalarınınufaklığınıngerçekbiruyarlanmadurumuolduğusonucunuçıkarabiliriz.Üçüncüsü,guguk yavrusu, yumurtadan çıktıktan hemen sonra, üvey kardeşlerini yuvadan atacak ve böylecesoğuktanveaçlıktanölmelerinisağlayacakgüçtedir;böyledavranmaiçgüdüsüvebunauyguniriliktebir gagası vardır. Hiç çekinmeden, bu, yavru guguğun yeterince besin alabilmesi için, ve üveykardeşlerinin bunu sezecek duruma gelmeden önce ortadan kalkması için yararlı bir işleyiştir,denmektedir!

Şimdi Avustralya’daki türlere dönelim; bu kuşlar bir yuvaya genellikle yalnız bir yumurtabırakmaktadır, ama aynı yuvada iki ve hatta üç yumurtaya rastlandığı da olmaktadır. Tunç (bronz)gugukta yumurtaların iriliği büyük ölçüde, uzunlukları 16,8 ve 21,1 mm. arasında değişmektedir.Yavrularına bakan türleri aldatmak, ya da –ki bu daha olasıdır– kuluçka süresini kısaltmak için(çünkü yumurtaların iriliğiyle kuluçka süresi arasında bir ilişki olduğu söylenmektedir)bugünkülerdendahaufakyumurtayumurtlamakbutürlerinyararınaolsaydı,ozamangittikçedahaufak yumurta yumurtlayan bir ırk ya da tür oluşabilirdi; çünkü onların yavrularının yumurtadançıkmasıvebakımıdahakolayolurdu;BayRamsay,Avustralyaguguklarındanikisinin,yumurtalarını

açıkbiryuvayabırakırken,kendiyumurtaları ileaynırenkteolanyumurtalarınbulunduğuyuvalarıözellikleseçtiğinibildirmektedir.Avrupa’dakitürlerdebuiçgüdüyebenzerbireğilimgöstermekte,ama ara sıra da olsa bu eğilimden sapmakta, örneğin soluk ve donuk renkli yumurtalarını, parlakyeşilimsimaviyumurtalarıolançit-ötleğeninin(Hedgewarbler)yuvasınabıraktıklarıgörülmektedir.Bizimguguğumuzyukardaanılaniçgüdüyügösterseydi,buiçgüdü,hepbirlikteedinilmekgerektiğivarsayılan öbür içgüdülere elbette katılabilirdi. Bay Ramsay’a göre Avustralyalı tunç guguğunyumurtalarırenkbakımındanbüyükölçüdedeğişmektedir,bundanötürü,doğalseçmeyumurtairiliğibakımındanolduğugibi,bubakımdandayararlıdeğişimlerisaklayabilirvepekiştirebilirdi.

Avrupaguguğunagelince,yavrugugukyumurtadançıktıktansonra,üçgüniçinde,kendisinebakankuşunyavrularınıyuvadanatmaktadır;budenliufakbirgugukyavrusupekgüçsüzolduğuiçin,BayGould,önceleri,yavrularıyuvadanatmaişiniana-babalarınınyaptığınısanıyordu.Amasonra,dahagözleriaçılmamışvebaşınıkaldırmayabilegücüyetmeyenbirgugukyavrusununüveykardeşleriniyuvadan atarken gerçekten görüldüğü konusunda güvenilir belgeler edindi. Gözlemci, atılmışyavrulardanbiriniyenidenyuvayakoymuş,veyavruyenidenatılmıştır.Bugaripveiğrençiçgüdününhangiyoldankazanıldığınagelince,yavrugugukiçin,yumurtadançıktıktanhemensonra,olabildiğikadar çok besin almak gerekliyse (ki görünüşe göre öyledir), yavrunun yuvadaşlarını atması içingerekliköreğilimi,gücü,veyapıyı,ardışıkkuşaklarboyuncayavaşyavaşkazanmasındahiçbirözelgüçlük göremiyorum; çünkü böyle alışkanlıkları ve yapıları en iyi gelişmiş guguk yavrularınınyetişmesibüyükbirgüvenlik içindeolacaktır.Buözel içgüdününedinimine(acquisition)doğru ilkadım, yaşı biraz ilerleyen ve biraz güçlenen yavru guguğun istemeyerek rahatsız olması olabilir;bundanbiralışkanlıkgelişebilir,vesoyaçekimleküçükyavrularailetilebilirdi.Bencebunuanlamak,öbür kuşların yumurtadaki yavrularının çıkacakları yumurtanın kabuğunu kırma içgüdüsünüedinmelerini, ya da, Owen’a göre, yılan yavrularının üst çenelerinde çıkacakları yumurtanın sertkabuğunukesmekiçinsivribirdişbulunmasınıanlamaktandahagüçolamaz.Çünkübütünparçalarher yaşta bireysel değişkenlere uğruyorsa, ve değişimler uygun ya da küçük yaşta soyaçekilmeyeeğilimliyse, –ki böyle olduğu tartışılamaz–, yavrunun yapısı ve içgüdüleri, ergininkiler gibigüvenlikle ve yavaş yavaş değişiklik geçirebilir; ve budurumların ikisi de doğal seçme teorisinintümüneuygunduryadauygundüşmektedir.

BizimsığırcıklarımızlahısımolanbazıMolothrus(guguklardanpekfarklıbirAmerikankuşcinsi)türlerinin külrengi guguğunkilere benzer asalaklık alışkanlıkları vardır, ve bu türler içgüdülerininyetkinleşmesinde ilginç bir aşamalanma göstermektedir. Başarılı bir gözlemci olan BayHudson’agöre,Molothrusbadius’unerkeklerivedişileribazensürülerhalindekarışıkolarak,vebazendeçiftyaşamaktadır. Bunlar ne kendilerine yuva yapmakta, ne de başka kuşların yuvalarını, onlarınyavrularınıdışarıatarak,kapmaktadırlar.Neböyleceelegeçirilmişbiryuvayayumurtlamakta,nedegariplikedipböylebiryuvanınüstünekendileri içinbiryenisiniyapmaktadırlar.Çokkezkendilerikuluçkaya yatmakta ve yavrularını kendileri büyütmektedirler; amaBayHudson, onların belki arasıraasalaklıkettiğini,çünkübutürünyavrularınınbaşkatürlerdenolanerginkuşlarıizledikleriniveonların kendilerini beslemesi için bağrıştıklarını gördüğünü söylemektedir. Başka birMolothrustürünün, M. bonariensis, asalaklık alışkanlığı bundan daha çok gelişmiştir, ama yine de yetkinolmaktan uzaktır. Bu kuş, bilebildiğimiz kadarı ile, yumurtalarını hep yabancı yuvalarabırakmaktadır; amabazenbirçoğununhepbirlikte,kendileri içinörneğinbüyükbirkengerotununyaprakları gibi pek elverişsiz yerlere düzensiz, derme çatma bir yuva yapmaya başlaması dikkatedeğer. Bununla birlikte, Bay Hudson’un araştırmalarına göre, kendileri için yapmaya başladıklarıhiçbiryuvayıtamamlamamaktadırlar.Yabancıbiryuvayaçoğuzamanbirçok–onbeşyirmi–yumurtabırakmaktadırlar, ama bunların birkaçından yavru çıkabilmekte ya da hiçbirinden yavruçıkmamaktadır. Bu kuşların gerek kendi yumurtalarına, gerek kuluçka asalaklığı ettikleri kuşların

yuvalarında buldukları yumurtalara gagalarıyla delikler açmak gibi pek garip bir alışkanlıklarıvardır. Yumurtaların birçoğunu da yere düşürmektedirler; ve böyle yumurtalar boşa gitmektedir.Üçüncü bir tür, Kuzey Amerika’nınM. pecoris’i, külrengi guguğunkiler kadar yetkin içgüdüleredinmiştir;yabancıbiryuvayaaslabirdençokyumurtabırakmaz,bundanötürüyavrularıgüvenlikiçindeyetişir.BayHudsonevrimehiç inanmayanbirkimsedir,amaMolothrusbonariensis’ineksikiçgüdülerinepek şaşmışgörünmektevebenim sözlerimi aktardıktan sonra şöyle sormaktadır: “Bualışkanlıklarıözelliklebağışlanmışyadayaratılmışiçgüdülerolarakdeğilde,genelbiryasanın,yanigeçişin(transition)önemsizsonuçlarıolarakmıkabuletmeliyiz?”

Yukarda söylendiği gibi, türlü kuşlar yumurtalarını öbür kuşların yuvalarına arada birbırakmaktadır.Bualışkanlığıntavukgillerdeçokyaygınolmadığısöylenemez.Vebu,devekuşununokendineözgü içgüdüsünübirazaydınlatmaktadır.Bu familyada,birdençokdişikuş işbirliğiyapar,herdişiönceyuvalardanbirinevesonrabaşkabirinebirkaçyumurtabırakır,veerkeklerkuluçkayayatar. Bu içgüdü, dişilerin çok sayıda, ve, külrengi guguk gibi, iki ya da üç günde biryumurtlamasıyla açıklanabilir. Bununla birlikte, Amerikan devekuşunun içgüdüsü, Molothrusbonariensis örneğindeki gibi, henüz yetkinleşmemiştir; çünkü şuraya buraya bırakıverdiğiyumurtaların çokluğu insanı şaşırtır: Bir av günü boyunca topladığım yitmiş ve ziyan olmuşyumurtalarınsayısıyirmidenazdeğildi.

Bazıarılarasalaktır,veyumurtalarınıdüzenliolarakbaşkaarıtürlerininyuvalarınabırakmaktadır.Bu,külrengiguguğunkindençokdahadikkatedeğerbirdurumdur;çünküasalaklıkhuylarınauygunolarakyalnıziçgüdülerideğil,yapılarıdadeğişikliğeuğramıştır;örneğin,kendiyavrularıiçinbesinbiriktirmeleri gereken arılar için zorunlu olan çiçektozu toplama aygıtları onlarda yoktur. BazıSphegidae türleri (eşekarısına benzer böcekler) de asalaktır; ve bu yakınlardaM.Fabre, genellikleyuvasınıtoprağakendisioyanvekurtçuklarıiçinfelceuğrattığıavlarıbiriktirenTachytesnigra’nın,yapılıpbitirilmişveiçinebesinyığılmışbaşkabirsphex[yuvasınıtoprağaoyanbireşekarısıcinsi,-ç.]yuvasıbulunca,fırsatıganimetbilipgeçiciolarakasalaklaştığınainandırıcıkanıtlargöstermiştir.Burada da,Molothrus ya da külrengi guguk örneğinde olduğu gibi, geçici bir alışkanlığın (türeyararlıysa,veyuvasıvebiriktirdiğibesinleri haince alınanböceko sıradayokedilmiyorsa)doğalseçmeylesüreklikılınmasındahiçbirgüçlükgörmüyorum.

Köleleştirmeiçgüdüsü.–BudikkatedeğeriçgüdüyüFormica(Polyerges)rufescens’teilkbulan,ünlübabasından çok daha iyi bir gözlemci olanPierreHuber ’dir.Bu karınca tümüyle kölelerinin elinebakar;köleleriolmasaydı,butür,birtekyıldakesinlikleyokolurdu.Erkeklerivedoğurgandişilerihiçbirişyapmaz;işçileri,yadakısırdişiler,köleyakalamaktapekhamaratveustadır,amabaşkabiriş yapmaz; kendi yuvalarını yapmayı ve kendi kurtçuklarını beslemeyi beceremez. Eski yuvalarıkullanışsızlaşıp göç etmeleri gerekince, göçe karar veren ve efendilerini ağızlarında taşıyankölelerdir.Efendileröylesinebeceriksizdirki,Huberonlardanotuzunukölesizbırakıpensevdikleribesinlerle ve çalışmaya isteklensinler diye kendi kurtçuklarıyla baş başa bırakınca hiçbir şeyyapmamışlar, kendilerini bile besleyememişlerdir; vebirçoğu açlıktanölmüştür.Huber daha sonraonlarınyanınabirköle(F.fusca)[birkarıncatürü,-ç.]bırakmıştır;kölekarıncahemenişekoyulmuşve sağ kalanları besleyip ölümden kurtarmış; gözeler yapıp yavrulara bakmış ve işleri düzenesokmuştur. Bu çok iyi incelenmiş olgulardan daha olağanüstü ne olabilir? Bu türden başka hiçbirköleci karınca bilmeseydik, böylesine şaşırtıcı bir içgüdünün nasıl yetkinleşebildiği konusundakurgudabulunmamızboşunaolurdu.

Başkabirtürün,Formicasanguinea,köleleştiricibirkarıncaolduğunudailkbulangeneHuber ’dir.Bu türe İngiltere’nin güneyinde rastlanmaktadır.Ve bu konuda ve başka konularda pek çok bilgiyi

kendisine borçlu olduğumBritishMuseum’danBay F. Smith bu türün alışkanlıklarını incelemiştir.Huber ’in veBaySmith’in tanıklıklarına güvenim tamolmakla birlikte, köleleştirme içgüdüsü gibiolağanüstü bir içgüdünün varlığından kuşkulanan herhangi bir kimse hoş görülebileceği için, bukonuyaaşırıkuşkucubirtarzdaeğilmeyeçalıştım.Bundandolayıgözlemlerimibirazayrıntılıolaraksunmakistiyorum.OndörtF.sanguineayuvasıaçtım,vehepsindebirkaçkölebuldum.Köletürün(F.fusca) erkekleri ve doğurgan dişileri yalnız kendi topluluklarında bulunmakta, ve F. sanguineayuvalarında onlara hiç rastlanmamaktadır. Köleler karadır ve büyüklükleri kızıl efendilerininkininancak yarısı kadardır, onun için görünüşlerinde büyük fark vardır. Yuva bozulunca köleler bazendışarı çıkmakta, ve efendileri gibi pek heyecanlanarak yuvayı savunmaktadır; yuva daha çokbozulunca,vekurtçuklarvepupalaraçıktakalınca,kölelerefendileriylebirlikteonlarıgüvenilirbiryeretaşımayaçalışmaktadır.Bundanötürü,kölelerinkendilerinitümüylekendiyuvalarındaimişgibisaydıklarıbesbellidir.ArdışıküçyılHaziranveTemmuzaylarında,SurreyveSussex’tekiyuvalarısaatlerce inceledim,vebirköleninneyuvadançıktığını,nedeyuvayagirdiğinigördüm.Kölelerinsayısıoaylardapekazolduğuiçin,dahakalabalıkolduklarızamanbaşkatürlüdavranabileceklerinidüşündüm; amaBaySmith’in bana bildirdiğine göre, kendisimayıs, haziran ve ağustos aylarında,Surrey’deki ve Hempshire’daki yuvaları saatlerce gözlemiş, ve kölelerin, kalabalık olduklarıAğustosta bile, yuvaya girip çıktığını görmemiştir. Bundan ötürü onları tam anlamıyla ev-kölesisaymaktadır. Öte yandan, efendilerin yuvaya gerekli nesneleri ve besinleri taşıdıkları her zamangörülebilir. Bununla birlikte 1860 yılı Temmuzunda köleleri olağanüstü kalabalık bir topluluğarastladım,vebirkaçköleninefendileriylebirlikteyuvadançıkıpaynıyoluizleyerekyirmibeşyardauzaktakiyüksekbirsarıçamagittiğini,vebelkiyaprakbitiyadakırmızböceği(coccus)aramakiçinağaca tırmandığını gördüm. Gözlem için bol bol fırsat bulmuş olan Huber ’e göre, İsviçre’dekiköleler efendileriyle birlikte yuvanın yapımında her zamanki gibi çalışmakta, ve yuvanın kapısınısabahakşamyalnızonlaraçıpkapamaktadır;ve,Huber ’inönemlebelirttiğinegöre,kölelerinbaşlıcaişi yaprakbiti aramaktır. İki ülkede efendilerle kölelerin alışkanlıkları arasındaki bu fark, belkiözellikleİsviçre’deİngiltere’deolduğundandahaçokköletutulmasınabağlıdır.

Birgün,birF.Sanguineatopluluğununbiryuvadanbaşkabirinegöçünetanıkoldum;efendilerinF.rufescens’te olduğu gibi kendilerini kölelerine taşıtacak yerde, kölelerini ağızlarında dikkatletaşıdıklarınıgörmekpekilginçti.Başkabirgün,besinaramadıklarıbesbelliolanyirmikadarkölecikarıncanın aynı yere sık sık uğraması dikkatimi çekti; bunlar köle-türün (F. fusca) bağımsız birtopluluğuna yaklaşıyor ve zorla geri püstürtülüyorlardı; bazen üç kadar Fusca, kölecilerin, F.sanguinea, bacaklarına sarılıyordu. Köleciler kendilerine saldıran bu küçük karıncaları acımadanöldürüyorveyenmeküzereyirmidokuzyardauzaktakiyuvalarına taşıyorlardı;amaköleleştirmekiçinpupaçalmalarınaengelolundu.OsıradabaşkabiryuvayıkazıpbirkaçF.fuscapupasıçıkardım,vedövüşalanınınyakınına, çıplakbiryerekoydum;zorbalar savaştanyengiyleçıktıklarını sanmışolacaklarki,onlarısevinçlekapıpgötürdüler.

Aynı yere ve aynı zamanda başka bir türün,F. flava birkaç pupasıyla birlikte, hâlâ yuvalarındankopmuş parçalara yapışmış olarak duran bu sarı karıncalardan (F. flava) birkaçını koydum. BaySmith’e göre, bu tür bazen, amapek seyrekolarak, köleleştirilir.Bukarıncalar pekküçüktür, amayiğitliklerine diyecek yoktur, öbür karıncalara çılgınca saldırdıklarını görmüşümdür. Birinde, birköleleştiriciF. sanguinea yuvasının yanıbaşındaki bir taşın altında bağımsız birF. flava topluluğubulunca şaşmıştım, ve yuvalarını istemeyerek bozduğum zaman, ufak karıncalar iri komşularınaşaşırtıcıbiryiğitlikle saldırmışlardı.Onun içinF.sanguinea’nınalışageldiğiüzereköleleştirdiğiF.fusca pupalarını, pek seyrek yakalayabildiği ufak ve yiğit F. flava’nınkilerden ayırt edipedemeyeceğini merak ediyordum: Bu farklı pupaları ayırt ediverdiler; demin söylediğim gibi, F.fusca pupalarını sevinçle ve hemen kapıp götürürlerken,F. flava pupalarına, ve hatta yuvalarından

kopmuş parçalara rastlayınca pek korktular, ve çabucak kaçtılar; ama aşağı yukarı on beş dakikasonra,bütünküçükvesarıkarıncalarortadanyiteryitmezyüreklendiler,veonlarınpupalarınıdaalıpgittiler.

Bir akşam üzeri başka bir F. sanguinea topluluğuna uğradım, ve F. fusca ölüleri ve pupalarıtaşıyarak yuvalarına dönen (bu göç etmediklerini gösteriyordu) ve giren karıncalar gördüm.Ganimetleritaşıyanuzunbirkarıncadizisini,pupataşıyansonF.sanguineabireyininçıktığısıkbirçalı kümesine dek, yaklaşık kırk yarda, izledim; ama sık çalılar arasında bozulup yağma edilmişyuvayı bulamadım.Yuva yine de pek yakında olmalıydı, çünkü iki üçF. fusca pek büyük bir ürküiçinde sağa sola koşuşuyor, ve biri, ağzında kendi pupası, çalı kümesindeki dalcıklardan birinintepesinetünemiş,kımıltısız,veyıkılanyuvasınınüzerindebirumutsuzlukanıtıgibiduruyordu.

İşteinsanışaşırtanköleleştirmeiçgüdüsükonusundabirdebenimdoğrulamamıhiçgerektirmeyenolgularbunlardır.ŞimdiF.sanguinea’nın içgüdüselalışkanlıkları ileF.rufescens’inkilerarasındakikarşıtlıkları ele alalım. F. rufescens yuvasını kendisi yapmaz, göç edip etmeyeceğini kendisibelirlemez, kendisi ve yavruları için besin toplamaz, ve kendisini bile besleyemez: Tümüylekölelerinin eline bakar.F. sanguinea ise daha az köle bulundurur, kölelerinin sayısı özellikle yazbaşındapek azdır; yeni bir yuvanınne zamanveneredeyapılacağını ve ne zamangöç edileceğiniefendilerbelirler,kölelerinikendileritaşır.İsviçre’dedeİngiltere’dede,kölelerözelliklekurtçuklarabakmaklagörevligörünmektedir,veefendileryalnızcakölesağlamakiçinsavaşmaktadır,İsviçre’deyuvayapımındagereklinesnelerikölelerleefendilerbirliktesağlarveyuvayıbirlikteyaparlar;amayaprakbitlerininsağımı(böyledenebilir)iledahaçokköleleruğraşır;toplulukiçingereklibesinidegenebirliktetoplarlar.İngiltere’deyapıgereçlerini,vekendileri,kölelerivekurtçuklarıiçingereklibesini çoğu zaman yalnız efendiler toplar. Bu yüzden, İngiltere’deki efendilerin kölelerindengördüğühizmet,İsviçre’dekileringördüğündendahaazdır.

F. sanguinea’nın içgüdüsünün hangi aşamalarla türediğini kestirmeye kalkışmayacağım. Amaköleleştiriciolmayankarıncalardabaşkalarınınpupalarını(kendiyuvalarınınyakınınabırakılmışsa)alıp götürdükleri için, önceleri besin olarak biriktirilen bu pupalar gelişmiş olabilir; ve böyle,istenmeden, yetişmiş yabancı karıncalar kendi öz içgüdülerine uyarak ellerinden gelen işi yapar.Varlıklarının kendilerini tutan türün yararına olduğu görülürse –o tür için işçileri bu yoldansağlamak,onlarızorlayakalamaktandahayararlıysa–eskiamacıbesinolarakpupatoplamakolanbualışkanlık doğal seçmeyle pekiştirilebilir ve çok farklı amaçlarla köle yetiştirmek için süreklikılınabilir.Vebuiçgüdübirkezkazanılırsa,kölelerindenİsviçre’dekiaynıtürüngördüğündendahaaz yardım gören İngiliz F. sanguinea’sındaki kadar yetkin olmasa bile, doğal seçme, Formicarufescensgibitümüylekölelerininelinebakanbirkarıncaoluşturuncayadek–herdeğişikliğintürünyararınaolduğuvarsayılmaktadır–buiçgüdüyüpekiştirebilirveondadeğişiklikyapabilir.

Balarısının petek gözü yapma içgüdüsü. –Burada bu konuyu bütün ayrıntılarıyla ele almakistemiyorum,tersine,yalnızkonununbirözetinivevardığımsonuçlarıvermekistiyorum.Birpeteğinamacına tümüyle uygun olan o ince yapısını büyük bir hayranlık duymadan inceleyebilen kimsebudalanın biri olmalıdır. Arıların pek çapraşık bir problemi çözdüğünü, ve pek değerli olanbalmumunu olabildiğince az kullanarak petek gözlerini en çok bal alabilecek biçimde yaptığınımatematikçilerdenişitiyoruz.Eli inceişlereyatkınbir işçinin,uygunaraçları,ölçülerivebalmumukullanarak bir petek gözünün tıpkısını yapmasının çok güç olduğu belirtilmektedir; oysa arılar bugözleri karanlık bir kovanda elbirliğiyle çalışarak yapmaktadır. Arılara dilediğiniz içgüdüleribağışlayınız, onların gerekli bütün açıları ve yüzeyleri nasıl yaptığı, ve üstelik yapılanın doğruolduğunu nasıl anladığı ilk bakışta yine de inanılmaz gibi görünür.Amabunu anlamak ilk bakışta

göründüğükadardagüçdeğildir:Bence,bugüzelyapıt,tümüyle,basitbirkaçiçgüdününsonucudur.

Benibukonuyu incelemeyeyönelten,hergözünbiçimininbitişikgözlerinvarlığı ile sıkı ilişkisiolduğunugösterenWaterhouse’dir;veaşağıdakigörüşler,belkide,onunteorisininyalnızcadeğişikbir biçimi sayılabilir. Şimdi o büyük aşamalanma ilkesine bakalım ve doğanın kendi çalışmayöntemini bize açıklayıp açıklamadığını görelim. Kısa bir serinin bir ucunda, eski kozalarını balkoymak için kullanan, bazen ek olarak balmumundankısa tüpler, ve bazende ayrı ve yuvarlaklığıdüzgün olmayan gözler yapan yaban arıları vardır. Serinin öbür ucunda ise balarısının iki yanlıyerleştirilmiş petek gözleri bulunur: Bilindiği gibi, her göz bir altıgen prizmadır, ve altı yüzününtabandakikenarlarıeğimliolarakbirleşipüçyanyüzübirereşkenardörtgenolantersyüzedilmişbirpiramit oluşturur. Bu eşkenar dörtgenlerin açıları belirlidir, ve peteğin bir yanındaki gözlerdenbirinin piramit biçimindeki tabanını oluşturan üçü, peteğin öbür yüzündeki bitişik üç gözünbirleşiminegirintiyapar.Balarısınınsondereceyetkinpetekgözleriyleyabanarısınınpekbasitpetekgözleri arasındaki seride Pierre Huber ’in özenle resmini çizdiği ve anlattığı Meksika’da yaşayanMelipona domestica’nın petek gözleri bulunmaktadır. Melipona’nın kendisi de, vücut yapısıbakımından,balarısıileyabanarısınınarasındayeralır,amaikinciyedahayakındır;gözlerisilindirbiçimindeolan epeydüzgünpetekleryaparveyavruları onların içindeyetişir; onlardanbaşka,balkoymakiçinbüyükbirkaçgözyapar.Busonuncular,aşağıyukarıkürebiçimindedirvehemenhemenaynı büyüklüktedir, ve düzgünolmayanbir yığınkonumundabirleşmiştir.Ama ilginçolanönemlinokta, tamamlanmış kürelerin hep birbirini kesecek ya da birbirinin içine girecek kadar yakınyapılmış olmasıdır; ama bu, böyle kesişen kürelerin arasına arıların tümüyle düzgün balmumuduvarlaryapmasınaizinvermez.Bundandolayı,hergözünküreselbirdışkesimi;vegözünbir,iki,üçyadadahaçokgözlebitişikolmasınagöre,iki,üçyadadahaçokdüzgünyüzüvardır.Birgözüçayrı göze dayanıyorsa –ki küreler aşağı yukarı eşit büyüklükte olduğu için çoğu zaman zorunluolaraköyledir–düzgünüçyüzeyinbirleşmesindenbirpiramitdoğar;veHuber ’inbelirttiğigibi,bupiramit balarısının petek gözünün tabanındaki üç yüzlü piramidin kaba bir benzeridir. Balarısınınpetek gözlerinde olduğu gibi, burada da, her gözün üç düzgün yüzü bitişik üç gözün birleşiminegirintiyapar.Melipona’nınböylebirpetekyaparkenbalmumundanvedahaönemlisi,iştenkazandığıbellidir;çünkübitişikgözlerarasındakiduvarlarçiftdeğildir,tersine,küreseldışkesimlergibieşitkalınlıktadır,bununlabirlikteherdüzgünkesimikigözünbirparçasınıoluşturmaktadır.

Bu durumu düşünürken bana öyle geldi ki, Melipona petek gözlerini birbirinden belirli biruzaklıktaveeşitbüyüklükteyapsaydı,vegözleriikiyanlıvebakışımlısıralasaydı,ortayaçıkanyapı,balarısının peteği kadar yetkin olurdu.Bundan dolayıCambridge’tenProf.Miller ’e yazdım, ve bugeometrici aşağıda anlatılanı baştan sona okuyup tümüyle doğru olduğunu bildirmek inceliğinigösterdi:

Eşit büyüklükte küreler, merkezleri paralel iki düzlem üzerinde bulunacak tarzda yan yanasıralanırsa; ve her kürenin merkezi aynı tabakada kendisini çevreleyen kürelerin merkezlerindenyarıçap x √2, ya da yarıçap x 1,41421 kadar (ya da biraz daha az) uzakta olursa; ve öbür paraleltabakadaki kendine bitişik kürelerin merkezlerine uzaklığı da buna eşit olursa; o zaman, her ikitabakadakikesişmeyüzeyleribelirlenirse,üçereşkenardörtgendenoluşmuşpiramitler ilebirbirinebağlanmış altıgen prizmalardan meydana gelmiş iki tabaka elde edilir; ve eşkenar dörtgenler vealtıgen prizmaların yüzleri, en iyi araçlarla yaptığım ölçümlere göre, balarısının petekgözlerininkilere özdeş olur. Ama dikkatli birçok ölçüm yapmış olan Prof. Wyman’den işittiğimegöre,arınınyaptığıişinyetkinliğibüyükölçüdeabartılmaktadır,öyleki,petekgözününtipikbiçimineolursaolsun,buyetkinlikaslagerçekleşmezdeğilsedepekseyrekgerçekleşir.

Bundan ötürü, şu sonuca güvenle varabiliriz: Melipona’nın bugünkü içgüdülerinde değişiklikyapabilseydik,buankendipetekgözlerinibalarısınınkilerkadaryetkinyapardı.Melipona’nınpetekgözlerinitamküreselveeşitbüyüklükteyapmayetisiolduğunuvarsaymamızgerekir;vebu,hiçdeşaşırtıcı değildir; çünkübu arınınbelirli bir ölçüdeböyle çalıştığını, vebirçokböceğinbelirli birnoktada dönerek tahtaya ne denli düzgün silindirler oyduğunu biliyoruz. Melipona’nın, petekgözlerini, bugün silindir biçimindeki gözleri sıraladığı gibi, düzgün bir tabaka konumundasıraladığını varsaymamız gerekir; ve sonunda, en güç olanı budur, gözler elbirliğiyle yapılırken,işdeşlerindennekadaruzaktabulunduğunudoğruolarakhernasılsabelirleyebildiğinivarsaymamızgerekir;amaMeliponauzaklığıbelirlibirölçüdesaptamaya,kürelerinihepbelirliölçüdekesişecektarzdasıralamaya,vekesişmenoktalarını tümüyledüzyüzeylerlebirleştirmeyeyeteneklidir.Bence,balarısıbueşsizmimariyetilerinigerçektepekdeşaşırtıcıolmayanböyle içgüdüdeğişiklikleriyle(birkuşuyuvayapmayadürtenlerdenpekazdahaşaşırtıcı)vedoğalseçmeyleedinmiştir.

Amabuteorideneyledesınanabilir.BayTegetmeir ’inverdiğiörneğiizleyerekikipeteğiayırdım,veonlarınarasınauzun,kalın,dikdörtgenbiçimindebirbalmumuşeridikoydum:Arılarbu şerittehemen çok küçük yuvarlak çukurlar açmaya başladılar; ve bu küçük çukurları derinleştirirken biryandandagenişletereksığleğencikleredönüştürdüler;buleğenciklerbirpetekgözününçapındatambir küre ya da küre parçası gibi görünüyordu. En ilginci, yan yana bu leğenleri oymaya başlayanarıların, her yerde, leğenler yukarda anılan genişliği (yani bildiğimiz petek gözünün genişliğini)alıncaya, ve leğenlerin derinlikleri, bir kesimini (leğenlerin birbiriyle kesişen kenarlarını)oluşturdukları kürenin çapının yaklaşık altıda birini buluncaya dek, birbirlerinden eşit uzaklıktaçalıştıklarını görmekti. Bu gerçekleşir gerçekleşmez arılar oymayı bırakıp leğenler arasındakikesişen çizgilerden düz balmumu duvarlar çıkmaya başladılar, sonunda her altıgen prizma,bildiğimizpetekgözlerindeolduğugibi üçyüzlübir piramidinbirer doğruparçası olankenarlarıüzerine yapılacağı yerde, düz bir leğenin tarak [Pecten, -ç.] kabuklarının kenarlarını andırankenarlarıüzerineyapılmışoldu.

Ondansonrakovanıniçinekalın,dikdörtgenbiçimindebirbalmumuyerine,darveince,bıçakağzıinceliğinde, zincifreyle boyanmış bir balmumu parçası koydum. Arılar, tıpkı önceki gibi, her ikiyüzdedebirbirineyakınoyuklaraçmayabaşladılar;amabalmumuşeridiöylesineinceydiki,bundanöncekideneydeanılanderinliğeinseydiler,delinirdi.Nevarkiarılarbunafırsatvermeyipoymaişinitam zamanında bıraktılar; böylece, pek az derin, sığ leğencikler ortaya çıktı; bu leğenciklerkemirilmemiş ince zincifreli balmumundan oluşmuştu, gözle seçilebildiği kadarıyla, balmumuşeridinin öbür yüzündeki leğenciklerin sözde kesişimlerine rastlayan küçük düzlükler boyuncasıralanmıştı.Böylelikle, eşkenar dörtgensi düzlüklerin bazı yerlerde yalnız küçük kesimleri, başkayerlerdeyse büyükkesimleri karşıt leğenlerin arasındakaldı; iş, doğal olmayankoşullar yüzündendüzgün yapılmadı. Arılar, kesişim düzlüklerine gelince işi durdurarak, leğencikler arasında küçükdüzlükler bırakabilmek için, zincifreli balmumu tabakasının her iki yüzeyindeki yuvarlakleğencikleriderinleştirirkenaşağıyukarıaynıhızlaçalışmakzorundaydılar.

İnce balmumunun ne denli esnek olduğu düşünülürse, balmumu şeridinin iki yüzünde çalışırkenbalmumu uygun incelikte kemirilince işi bırakmakta arılar için hiçbir güçlük yoktur. Bana öylegeliyor ki arılar bayağı peteklerin karşıt yüzlerinde de tümüyle eşit hızda çalışmayı her zamanbaşaramamaktadır;çünküyapımınayenibaşlanmışbirgözüntabanındakiyarıtamamlanmışeşkenardörtgenlerin arıların pek hızlı çalıştığını sandığım petek yüzeyinin bir yerinde hafif çukur, onunkarşıtıolanvearılarındahaazhızlıçalıştığınısandığımyandaysatümsekolduğunugördüm.Bununçokbelirginolduğubirörnekte,peteğiyenidenkovanakoydum,vearılarıkısabir süreçalışmayabıraktım,sonragözleribirdahainceledim,veeşkenardörtgenbiçimindekidüzlüklerintamamlanmış

ve hiç pürüzsüz duruma getirilmiş olduğunu gördüm: Bu pek küçük levhacıkların aşırı inceliğiyüzünden, arıların tümsek yanı kemirerek bu sonucu almaları kesinlikle olanaksızdı; böyledurumlarda arıların sıcak ve yumuşak balmumunukarşıt yandan, gerekli düzgünlüğü sağlayıncayadek,iterekeğdiğinisanıyorum(denedim,kolaycaoluyor).

Zincifreli balmumu şeridiyle yapılan deneme şunu açıkça göstermektedir: Arılar önlerindebalmumundanincebirduvarbulunca,birbirlerindenuygunuzaklıktadurarak,aynıhızlakemirerek,vebirbirineeşitveyuvarlakoyuklaraçmayaçalışarak,amaonlarıaslabirbirleriylekesiştirmeden,petek gözlerini uygun büyüklükte yapabilmektedirler. Yapılmakta olan bir peteğin kenarlarıincelenince açıkça görüldüğü gibi, peteğin çevresine çembersi ve kaba bir duvar ya da kenarçekmekte; ve her zaman bir petek gözünü derinleştirirken yaptıkları gibi döne döne çalışarak okenarı karşıt yandan kemirerek delmektedirler. Bir petek gözünün üç yüzeyli piramit biçimindekitabanınıntümünüaynızamandaoymamakta,tersine,yalnızendıştayapılmaktaolankenarabitişikbireşkenar dörtgeni, ya da bazen olabildiği gibi, ikisini, ortaya çıkarmakta; ve altıgen duvarlarınyapımına başlamadan önce eşkenar dörtgen biçimindeki levhaların üst kenarlarını aslatamamlamamaktadırlar. Burda bildirilenlerden bazıları, haklı bir ünü olan yaşlı Huber ’inbildirdiklerinden farklıdır, ama doğru oldukları kanısındayım; ve yerim olsaydı, teorime uygundüştüklerinigösterebilirdim.

Huber, ilk petek gözünün küçük, paralel yüzlü bir balmumu duvardan kemirilerek yapıldığınıbildirmektedir; bu, gördüğüm kadarıyla, tümüyle doğru değildir; ilk başlangıç her zamanbalmumundanküçükbirtepeciktir;amaburadaayrıntılaragirmekistemiyorum.Gözlerinyapımındakemirmenin ne denli önemli bir yeri olduğunubiliyoruz; bununla birlikte, arıların bitişik iki kürearasındaki kesişme yüzeyi boyunca, uygun konumda, kaba bir balmumu duvar yapamayacaklarınıdüşünmekbüyükbiryanılmaolur.Elimdebunuyapabildikleriniapaçıkgösterentürlüörneklervar.Yapılmaktakibirpeteğinçevresindekibalmumuduvardayadakenardabile,bazen,ilerdeyapılacakgözlerintabanlarındakieşkenardörtgenbiçimlidüzlüklerekarşılıkolaneğriliklergörülebilmektedir.Ama kabaca yapılmış balmumu duvar, her zaman, iki yüzünden de büyük ölçüde kemirilerekbitirilmekzorundadır.Arılarınpetekyapma tarzı ilgiçekicidir; ilkkabaduvarı, sonundabitirildiğigibi bırakılan o aşırı ince petek gözü duvarından hep 10-20 kat daha kalın yapmaktadırlar.Duvarcılarınönceharçtanvekalınbirduvarçıktığını, sonrayereyakınbiryerdenbaşlayarak tamortadapürüzsüzveçokincebirduvarkalıncayadekokalınduvarıikiyandaneşitolarakyonttuğunu,yontulanharcıyenidenüstüneyığarakduvarıyükselttiğinivarsayarakarılarınçalışmatarzınıdahaiyianlayabiliriz. Böylelikle durmadan yükselen, ama üst kesimi hep kalın olan bir duvar elde ederiz.Yapımınahemenbaşlanmışvetamamlanmışbütünpetekgözlerininduvarlarıdabudurumdaolduğuiçin,arılar,altıgenbiçimindeyükselmişincepetekgözüduvarlarınazararvermedenpeteğinüzerindeöbeköbekdurabilirvedolaşabilirler.Prof.Miller ’inbanabildirdiğinegöre,buduvarlarınincelikleribüyük ölçüde değişir; petek kenarına yakın olanlarda yapılan on iki ölçümün ortalaması onlarınkalınlığının 1:353 parmak olduğunu göstermektedir; oysa eşkenar dörtgen biçimindeki tabanlevhalarıdahakalındır,oran3:2’dir,vekalınlıkortalaması,yirmibirölçümegöre1:229parmaktır.Böylebiryapımtarzıpeteğisüreklisağlamtutar,vebalmumundanolabildiğinceçokkazanılmasınısağlar.

Çoksayıdaarınınbirlikteçalışması,petekgözlerininnasılyapıldığınıanlamayıilkbakıştadahadagüçleştirirgibigörünür;birarı,gözlerdenbirininyapımındakısabirsüreçalıştıktansonraöbürünegeçer,öyleki,Huber ’inbelirttiğigibi,ilkpetekgözünedahabaşlangıçtaemekvermişarılarınsayısıyirmiyi bulur.Buolguyugerçekten sınayabildim:Bir petekgözününkenarlarını, ya dayapılmaktaolanbirpeteğinendışkenarınıergitilmişzincifrelibalmumutabakasıylaçepeçevrekapladım;veher

zaman,arılarınburenklibalmumundanpekküçükparçalaralarakgözlerinyapımındakullandıklarınıve zincifrenin al renginin peteğin her yanına, bir ressamın fırçayla yapabileceği güzellikte,yaydıklarınıgördüm.Yapımişibirçokarıarasındadenkbiryarışgibigörünmektedir:Bütünarılar,içgüdüyle,birbirindeneşituzaklıktadurmakta,eşityuvarlaklaraçmayaçabalamakta,vesonraonlarınarasındaki kesişme yüzeylerini kemirmeden bırakmakta ya da onların yapımını ilerletmektedirler.Güçdurumlarda,örneğinpeteğin ikiparçasıbir açıyaparakbirleşince, arılarınaynıpetekgözünübozuptürlü tarzlardayenidenyaptıklarını,vebazendahaöncekullanılmaktankaçınılmışbirbiçimiyenidenelealdıklarınıgörmekgerçektenilgiçekicidir.

Arılar, çalışabilmek için uygun konumda durabilecekleri bir yer bulunca, –örneğin, aşağı doğruyapılmaktaolanbirpeteğintamortasındanaşağıincebirtahtaparçasıkonuncaveböyleliklepeteğintahta parçacığının bir yüzüne yapılması zorunlu olunca– bu durumda, arılar, yeni bir altıgenin birduvarının temelini tamuygunyere,öbür tamamlanmışgözlerinaltına,koyabilmektedirler.Arılarınbirbirindenveson tamamlanmışgözünduvarlarındanuygunuzaklıktadurabilmelerininsağlanmasıyeter, o zaman, gerçekleşmemiş kürelere uygun olarak, bitişik iki küre arasına bir orta duvaryapabilmektedirler;ama,gördüğümkadarıyla,birgözünaçılarınıonunveonabitişikgözlerinbüyükbir kesimi yapılıncaya dek asla bitirmemektedirler. Arıların bu belirli koşullarda yapımına hemenbaşlanmış iki gözün arasına ve uygun yere kaba bir duvar yapma yeteneği önemlidir, çünkü, ilkbakışta yukarda anılan teoriyi yıkar gibi görünen bir olguyu, yani bir eşekarısı peteğinin enkenarındaki gözlerin bazen tümüyle altıgen biçiminde olmasını açıklamaktadır; ama burada bukonuyuelealmayayerimelvermiyor.Bundanbaşka,birtekböceğin(örneğinkraliçeeşekarısı),aynızamanda başlanmış iki ya da üç petek gözünün iç ve dış yüzeylerinde sırayla çalışarak, ve hemenbaşlanmış bir gözün kesimlerinden hep uygun uzaklıkta durup küreler ya da silindirlerbiçimlendirerek, ve onların aralarına düzgün duvarlar çıkarak altıgen biçimli petek gözleriyapmasınıanlamaktadahiçbirgüçlükgörmüyorum.

Doğalseçmeyalnızherbiribireyeyaşadığıkoşullardayararlıhafifyapıveiçgüdüdeğişikliklerinibiriktirerek etkisini gösterdiği için haklı olarak şöyle sorulabilir: Hepsi de bugünkü yetkin yapımtarzınayönelmişolandeğişiklikgeçirmişmimariiçgüdülerinnedenliuzunveaşamalıbirardışımı(succession), balarısına yararlı olabilirdi? Bunun yanıtı güç değildir sanırım: Balarısının ya daeşekarısınınpetekgözlerigibiyapılmışgözlerinsağlamlığıartmakta,böylelikleiştenveyerden,veözellikle gözlerin yapıldığı gereçlerden çok kazanılmaktadır. Arıların balmumu oluşturmak içinyeterincebalözübulmaktasıksıksıkıntıçektiğibilinmektedir.VeBayTegetmeir ’inbanabildirdiğinegöre, kendisi, bir arı kovanında yarım kilo balmumu salgılanabilmesi için 6-7,5 kilo kuru şekertüketildiğini deneyerek bulmuştur; demek ki bir kovandaki arıların peteklerini yapabilecek gereklibalmumunusalgılayabilmek için toplamakve tüketmekzorundaoldukları sıvıbalözünün tutarıpekçoktur. Üstelik, arıların birçoğu günlerce balmumu salgılamakla oyalanmaktadır. Büyük bir arıtopluluğunukışboyuncabeslemekiçinbüyükölçüdebalbiriktirilmekgerekir;vebilindiğigibi,birkovanın esenliği özellikle çok sayıda arının sağ kalmasına bağlıdır. Bundan ötürü balmumundankazanmak baldan ve bal toplamaya harcanan zamandan kazanmak demektir, ve bir arı ailesininvarlığını sürdürmesi için önemli bir öğe olmak gerekir. Türün kalımı düşmanlarının ya daasalaklarının sayısına, ve arıların toplayabildiği balın niceliğinden bağımsız başka nedenlere deelbettebağlıdır.Amabizimyabanarılarımızlahısımolanbirarınınherhangibirülkedeçoksayıdabulunup bulunmamasını belirleyen etkenin balın niceliği olduğunu (belki çoğu zaman böyledir)varsayalım; ve sonra, arı topluluğunun kıştan sağ çıktığını ve bunun hemen ardından kovanabiriktirilmişbalgerektiğinidüşünelim:Budurumda,varsayılıarımızıniçgüdülerindeonubalmumugözleribirbirleriylebirazkesişecekkadaryakınyapmayayöneltenhafifbirdeğişikliğinbirüstünlükolacağından kuşkulanılamaz; çünkü bitişik iki göz arasındaki ortak bir duvar bile işten ve

balmumundan az da olsa kazanılmasını sağlar. Bundan ötürü, arımız petek gözleriniMelipona’nınkiler gibi gittikçe daha düzgün, birbirine daha yakın, ve derli toplu yaparsa, bu onuniçingittikçepekişenbirüstünlükolur;çünkübudurumdabirgözüsınırlayanyüzeylerbitişikgözleride sınırlamaya yarar, ve işten ve balmumundan daha çok kazanılır. Bundan başka, aynı nedendenötürü, petek gözlerini birbirine daha yakın, ve her bakımdanbugünkülerdendaha düzgünyapmak,Melipona için de yararlı olur; çünkü, görüldüğü gibi, o zaman küresel yüzeyler tümüyle yiter, veonların yerini düz yüzeyler alır; veMelipona, balarısınınki kadar yetkin bir petek yapar. Mimariyetkinliğinbuaşamasındansonradoğalseçmeetkiliolamaz;çünkü,bildiğimizkadarıyla,balarısınınpeteğiiştenvebalmumundankazanmabakımındantümüyleyetkindir.

Bundan dolayı, bence, arının bildiğimiz bütün içgüdülerin en şaşırtıcısı olan bu içgüdüsü, doğalseçmenin daha basit içgüdülerin sayısız, ardışık, ve hafif değişikliklerinden yararlanmasıylaaçıklanabilir;doğalseçme,arılarınikitabakakonumundavebirbirindenbelirlibiruzaklıktabulunaneşit küreler yapmasını, ve onların kesişimlerindeki balmumunu kemirip düzgün yüzeyler eldeetmesini yavaş yavaş ve aşamalı ve gittikçe daha yetkin olarak sonuçlamıştır; arılar, birbirindenbelirlibiruzaklıktaolanküreleriyaparken,biraltıgenprizmanınaçılarıveoprizmanıntabanındakieşkenar dörtgenler üzerine bildiklerinden daha çoğunu elbette bilmemektedirler; doğal seçmesürecinigüden,kurtçuklariçinuygunbüyüklüktevebiçimde,yetersağlamlıktapetekgözlerininiştenve balmumundan olabildiğince çok kazanılarak yapılması olmuştur; en az emekle, ve balmumusalgılamakiçinenazbalkullanarakeniyipetekgözleriniyapmayıbaşarmışoğulenkalımlıolmuş,ve yeni edindiği bu ekonomik içgüdüleri yeni oğullara iletmiş, ve onlar da, kendi dönemlerindekiyaşamasavaşındaenbaşarılıolmaşansınıkazanmışlardır.

İÇGÜDÜLEREUYGULANMIŞDURUMUYLADOĞALSEÇMETEORİSİNEYÖNELTİLMİŞİTİRAZLAR:EŞEYSİZ

(NEUTER)VEKISIRBÖCEKLER

İçgüdülerin kökeni konusundaki bu görüşe şöyle itiraz edildi: “Yapı ve içgüdü değişimlerininzamandaşolmasıvebirbirinetümüyleuygundüşmesizorunludur,çünkübirininöbüründeuygunbirkarşılığıbulunmayanbirdeğişikliğiöldürücüolurdu.”Buitirazınkuvveti, tümüyle, içgüdüveyapıdeğişmelerininbirdenbire olduğuvarsayımındangelmektedir.Baştankaranın (Parusmajör) geçmişbölümlerden birinde anılmış durumunu örnek olarak alalım: bu kuş, çoğu zaman porsuk ağacıtohumlarını bir dal üzerine koyup iki ayağının arasına sıkıştırır, ve içini çıkarıncaya dek, çekiçlevurur gibi gagalar. Şimdi, doğal seçme için, gaganın biçiminde ortaya çıkan ve tohumları kırıpaçmayagittikçedahaiyiuyarlananhafifbireyseldeğişimleribuamaçlasıvacıkuşununkikadaruygunbir gaga, ve aynı zamanda kuşu gittikçe daha çok tohumla beslenmeye yönelten alışkanlık, ya dazorunluk,yadabesinbeğenmedekendiliğindenbirdeğişiklikoluşuncayadeksaklamaktanegibibirözelgüçlükolabilir?Buörnektegaganındoğalseçmeyleyavaşyavaş,amadeğişenalışkanlıklarayadabesinbeğenmeyeuygunolarakdeğişiklikgeçirdiğivarsayılmaktadır;amabaştankaranınayaklarıda karşılıklı-ilişkiden ötürü gagasıyla birlikte büyüyebilir, ya da ayakları bilinmeyen bir nedenlebüyüyebilir;vedahabüyükayaklarınbukuşusıvacıkuşununodikkatedeğertırmanmaiçgüdüsünüveyetisinikazanıncayadekgittikçedahaçoktırmanmayayöneltmesihiçdeolmayasıdeğildir.Burada,aşamalı bir yapı değişmesinin değişmiş içgüdüsel alışkanlıklara yol açtığı varsayılmaktadır.Başkabirörnekdahaalalım:Pekaz içgüdü,DoğuHintAdalarındayaşayankarasağanayuvasının tümünükoyultulmuş tükürükten yaptıran içgüdüden daha şaşırtıcıdır. Yuvalarını çamurdan yapan bazı

kuşlarınbuçamurutükürükleriylekardıklarınainanılmaktadır;KuzeyAmerika’dakikarasağanlardanbiri (benim gördüğüm gibi) yuvasını tükürükle yapıştırılmış çalı çırpıyla yapmaktadır. Öyleyse,gittikçedahaçoktükürüksalgılayankarasağanbireylerinindoğalseçimiylesonundabaşkagereçleribiryanabırakıpyuvasınıyalnızkoyultulmuştükürükleyapanbirtürüntüremesiçokmuolmayasıdır?Başkadurumlardadaböyledir.Bununlabirlikte,birçokdurumdailkdeğişeniniçgüdümü,yoksayapımıolduğunukestiremediğimizkabuledilmelidir.

Kuşkusuz, açıklanması güç başka durumlar da doğal seçme teorisine karşı çıkarılabilir: Biriçgüdününnasıl türeyebildiğinianlayamadığımızdurumlar;hiçbiraraaşamanınvarlığıbilinmeyendurumlar; içgüdülerin doğal seçmeyle pek güç etkilenebilecek kadar önemsiz olduğu durumlar;doğadaki aşamalarda birbirlerine pek uzak kalan hayvanlarda aşağı yukarı özdeş içgüdüleringörüldüğü,vebuyüzdenbenzerliklerininortakbiratadansoyaçekimleedinilmeyeyorulamayacağı,ve böyle içgüdülerin daha çok doğal seçmeyle ve birbirinden bağımsız olarak edinildiğineinanmamızgerekendurumlar.Buradabütünbudurumlarıelealmayıp,başlangıçtabanayenilmezveteorimi tümüyle yıkar gibi görünmüş özel bir güçlüğün üzerinde durmakla yetineceğim. Böcektopluluklarındaki eşeysiz ya da kısır dişileri anacağım: Çünkü bu eşeysizler içgüdü ve yapıbakımındanerkeklerdendedişilerdendeçokfarklıdır,veüstelik,kısırolduklarıiçinkendisoylarınıüretememektedirler.

Konuuzunboylutartışılmayadeğer,amaburadayalnızişçiyadakısırkarıncalarındurumunuelealmak istiyorum. İşçi karıncaların nasıl kısır kılındığını açıklamak güçtür; ama şaşırtıcı bir yapıdeğişikliğiniaçıklamaktandahagüçdeğildir;çünkübazıböceklerinvebaşkahayvanlarındadoğalbir durumda ara sıra kısırlaştıkları gösterilebilir; böyle böcekler toplumsal olsaydılar, ve her yıl,çalışmaya yetenekli ama üremeye yeteneksiz bazı bireylerin doğması topluluğun yararına olsaydı,bence, bu durumun doğal seçmeyle etkilenmesinde önemli bir güçlük olamazdı. Ama bu ilkdüşünceleri bir yana bırakmamgerekiyor.Başlıca güçlük, işçi karıncaların yapı (göğüs biçimleri,kanatsızvebazengözsüzolmaları)ve içgüdübakımındanerkeklerdenvedoğurgandişilerdençokfarklı olmalarıdır. Yalnız içgüdü söz konusu olunca, işçilerle yetkin dişiler arasındaki olağanüstüfarkın en güzel örneğini balarısında bulabiliriz. Bir işçi karınca, ya da başka bir eşeysiz böcek,sıradan bir hayvan olsaydı, bütün ıralarının doğal seçmeyle yavaş yavaş edinilmiş olduğunu, yaniyararlı küçükdeğişikliklerledoğanvebunları soyaçekimledöllerine iletenbireylerinvarlığını, veonların döllerinin yeniden değiştiğini ve yeniden seçildiğini vb. hiç duraksamadan kabul ederdim.Ama işçi karınca ana-babasından büyük ölçüde farklı bir böcektir, ve üstelik tümüyle kısırdır; buyüzden,artardaedinilmişyapıveiçgüdüdeğişikliklerinidöllerineiletmesisözkonusuolamaz.Budurumundoğalseçmeteorisiylenasıluzlaştırılabileceğielbettesorulabilir.

Önceşunuanımsayalım:Evcilhayvanlarımızdavedoğalbirdurumdayaşayanhayvanlardabelirlibiryaşla,yadaikieşeydenbiriylekarşılıklı-ilişkidurumundaolansoyaçekilmişyapıfarklarınınhertürlüsüne sayılmayacak kadar çok örnek vardır. Yalnız bir eşeyle değil, tersine, birçok kuşunçiftleşmedönemindeki tüylerinde,veerkekalabalığınkancabiçimindekialtçenesindeolduğugibi,üreme sisteminin etkin olduğu kısa dönemlerle de karşılıklı-ilişki durumunda olan farklar vardır.Farklısığır ırklarınınboynuzlarındaerkekeşeyin insanınarayagirmesiyüzündeneksikkalmışbirdurumuyla ilişkili küçük farklar bile bulunmaktadır; çünkü bazı sığır ırklarında öküzlerinboynuzları,aynıırkınhemboğalarınınhemdeineklerininboynuzlarınınuzunluğunagöre,başkabirırkınöküzlerininkindendahauzundur.Bundanötürü,birıranın,böcektoplumlarındakibazıüyelerinkısır durumuyla karşılıklı-ilişkili olmasını anlamakta önemli bir güçlük göremiyorum: Güçlük,böylekarşılıklıyapıdeğişikliklerinindoğalseçmeylenasılyavaşyavaşbiriktirildiğinianlamaktadır.

Yenilmez gibi görünen bu güçlük, seçmenin bireye olduğu gibi aileye de uygulanabileceği, veistenen sonuca böylelikle varılabileceği düşünülünce azalır, ya da, bence, ortadan kalkar. Sığıryetiştiricileri et ile yağın birbiriyle damarlımermer görünüşünde karışmasını isterler: bu özelliğigösteren bir hayvan kesilir, ama yetiştirici gene aynı damızlıkları güvenle ele alarak çalışır vebaşarıya ulaşır. Seçmenin etkisine de böylesine güvenilebilir: Çiftleştikleri zaman erkekyavrularından en uzun boynuzlu öküzler sağlanan boğalar ve inekler titizlikle izlenerek, hep uzunboynuzluöküzleriolanbirsığırırkıeldeedilebilir;oysaöküzlerinhiçbiridölvermez.İştesizedahagüzelvegerçekbirörnek:M.Velot’yagöre,uzunvedikkatli bir seçme sonunda ikiyıllık şebboyçeşitlerininbazılarındanalınmıştohumlarınçoğundankatmerlivetümüylekısırçiçekleraçanbitkilereldeedilmektedir;amayalınkatvetohumbağlayançiçekleriolanbirkaçbitkiyederastlanmaktadır.Bu sonuncular –çeşidin üremesi onlarla olmaktadır– doğurgan erkek ve dişi karıncalarla, veçiçeklerikatmerlivekısırolanlardaaynı topluluğuneşeysizbireyleriylekarşılaştırılabilir.Şebboyçeşitlerindeolduğugibi,toplumsalböceklerdede,yararlıbirsonucavarılmakiçin,seçme,bireyleredeğil, tersine, aileye uygulanmaktadır. Bundan ötürü, topluluğun bazı üyelerinin kısırlığı ilekarşılıklı-ilişki durumunda olan hafif yapı ve içgüdü değişikliklerinin topluluğa yararlı olduğusonucuna varabiliriz: Bundan dolayı, verimli erkekler ve dişiler başarı ile gelişmekte, ve aynıdeğişiklikleri gösteren kısır bireyler üretme eğilimini verimli döllerine iletmektedirler. Bu işlem,toplumsalböceklerinbirçoğundagördüğümüzaynıtüründoğurganvekısırdişileriarasındakifarktutarıbüyükbirölçüyeulaşıncayadek,birçokkezyinelenmekgerekir.

Ama güçlüğün doruğuna, yani türlü karıncalarda gördüğümüz eşeysizlerin yalnız verimlidişilerden ve erkeklerden değil, birbirlerinden de, ve bazen inanılmaz ölçüde farklı olduğu, ve buyüzden iki ya da üç kasta ayrıldığı olgusuna daha değinmedik. Üstelik bu kastların birbirlerineaşamalı geçişleri yoktur, tersine, bunlar tümüyle belirgindir; ve aynı cinsin iki türü, ya da aynıfamilyanınherhangiikicinsikadarbirbirindenfarklıdır.Eciton’unağızlarıveiçgüdüleriolağanüstüfarklıişçilerivesavaşçılarıvardır.Cryptocerus’tayalnızbirkasttakiişçilerinbaşındaneişeyaradığıhiçbilinmeyengaripbirkalkanbulunmaktadır.Meksika’dayaşayanMyrmecocystus’unkastlarındanbirinde işçiler yuvadan hiç çıkmamakta, ve onları başka bir kastın işçileri beslemektedir; onlarınAvrupakarıncalarınıntutuklayıpbaktığısağmalineklerdiyebileceğimizyaprakbitlerininçıkartısınınyerinitutanvebalabenzeyenbirsıvısalgılayankarınları(abdomen)görülmemişölçüdegelişmiştir.

Böylesineşaşırtıcıveçokiyisaptanmışolgularınteorimiyıkıvereceğinikabuletmediğimzaman,doğal seçme ilkesine pek büyük bir güvenim olduğu gerçekten düşünülecektir. Benim görüşümegöre,verimlierkeklerdenvedişilerdendoğal seçmeyle farklıkılınmışeşeysizböceklerinhepsininbirkasttatoplandığıbasitdurumda,ardışık,hafifveyararlıdeğişikliklerinbaşlangıçtaaynıyuvadakibütün eşeysizlerde değil, onların birkaçında ortaya çıktığı; ve dişileri yararlı değişikliği taşıyaneşeysizleri en çok üretmiş toplulukların sağ kalmasıyla, sonunda bütün eşeysizlerin bu niteliğikazandığısonucuna(bayağıdeğişiklikleriçinsözkonusuettiğimizgibi)varabiliriz.Bugörüşegöre,biryuvadaarasıraaşamalıyapıdeğişmelerigöstereneşeysizler,yadageçişselbiçimlerbulmamızgerekir; bunları gerçekten buluyoruz, üstelikAvrupa dışında kalan eşeysiz böceklerden pek azınıniyice incelendiği düşünülürse, bunlara seyrek rastladığımız da söylenemez. Bay F. Smith,Britanya’dakitürlükarıncalardaeşeysizlerinirilikve,bazen,renkbakımındanşaşılacakkadarfarklıolduğunu,veaşırıbiçimlerinaynıyuvadanalınmışbireylerlebirbirinebağlanabildiğinigöstermiştir;kendim de, bu türlü yetkin aşamalanmalar gördüm. Bazen daha iri ya da daha ufak işçilerçoğunluktadır;yadairilerleufaklarçok,bunakarşılıkortaboydakilerpekazdır.Formicaflava’dairiveufakişçilerveonlarınyanındaazsayıdaortairilikteolanlarvardır;ve,butürde,BayF.Smith’ingözlediği gibi, iri işçilerin basitgözleri (ocelli) bulunmaktadır; bu gözler küçük olmakla birlikte,açıkça seçilebilmektedir; oysa ufak işçilerin basitgözleri gelişmemiş bir durumdadır. Bu işçi

karıncalardan birçoğunu titizlikle inceledim. Şunu güvenle söyleyebilirim: Ufak işçilerin gözleri,kendi iriliklerine oranla daha az gelişmiştir; ve orta irilikteki işçilerin basitgözlerinin de ortabüyüklükteolduğunatümüyleinanıyorum,amakesinlikleböyledirdiyecekdurumdadeğilim.Demekki burada, aynı yuvada iki grup kısır işçi görüyoruz; bunlar birbirinden yalnız irilik bakımındandeğil, görme organları bakımından da farklıdır; ama ara durumdaki bazı bireylerle birbirinebağlanmaktadır.Daha ileri giderek şunu ekleyebilirim:Ufak işçiler topluma en yararlı olsaydı, vegittikçe daha ufak işçiler üreten erkekler ve dişiler işçilerin hepsi o durumagelinceye dek sürekliseçilseydi,ozamaneşeysizbireyleriMyrmica’nınkilerepekbenzeyenbir türortayaçıkardı.ÇünküMyrmica’nınişçilerindebasitgözlergelişmemişbirdurumdabilebulunmamaktadır,oysaaynıcinsinerkekvedişikarıncalarındaiyigelişmişbasitgözlervardır.

Bir örnek daha verebilirim: aynı türün farklı kastlarında önemli yapı aşamalanmaları bulmayıbazenbüyükbirgüvenlebekliyordum,onuniçinBayF.Smith’inaynıyuvadanalıpbanasunduğuBatıAfrika kökenli bir karıncanın (Anomma) pek çok bireyinden örnek olarak seve seve yararlandım.Gerçekölçüleribiryanabırakıppekuygunbirörnekverirsem,okurbu işçikarıncalar arasındakifarkın büyüklüğünü belki daha iyi değerlendirecektir: Bir ev yapımında çalışan işçiler düşününüz;onlarınbirçoğununboyubeşayakdörtparmak,veöbürlerininboyuonaltıayakolsun;vesonra,uzunboylu işçilerin başlarının kısa boylularınkinden üç kat daha büyük olacak yerde dört kat, veçenelerinindeaşağıyukarıbeşkatdahabüyükolduğunudüşününüz. İşte işçikarıncalar arasındakifark da böyledir. Bundan başka, farklı irilikteki işçi karıncaların çeneleri, yapı bakımından, vedişlerin biçimi ve sayısı bakımından da pek farklıdır. Ama bizim için önemli olan şudur: İşçileririliklerinegöre farklı kastlarda toplanabilir, ama sezilmez aşamalarlabirbirlerinebağlanabilirler;pek farklı yapıda olan çenelerinde de aynı durum görülür. Bu son nokta üzerinde güvenlekonuşuyorum, çünkü Sir T. Lubbock farklı irilikte işçi karıncalardan aldığım ağız parçalarınınresimlerinibenimiçinresim-yansıtaç (camera lucida)yardımıylaçizdi.BayBatesdeNaturalist ontheAmazonsadlıilginçyapıtındabunlarabenzerörneklervermektedir.

İştebuolgularadayanarakşunainanıyorum:Doğalseçme,doğurgankarıncalarıyadaana-babalarıetkileyerek,hepsideiriveçeneleribirbiçimde,yadahepsiufakveçeneleriçokfarklıeşeysizleri,yadasonolarak–engüçolandabudur–aynıirilikteveyapıdabirgrupişçiylebirliktefarklıirilikteveyapıda başka bir grup işçiyi aynı zamanda ve düzenli olarak üreten bir tür türetebilir. Önce,Anomma’daolduğugibi,aşamalanmışserilerortayaçıkar,veondansonraaşırıbiçimler,hiçbirarabiçim üretilmez oluncaya dek, ana-babalarının sağ kalmasından ötürü, gittikçe daha çok sayıdaüretilir.

BayWallace bunun kadar çapraşık bir durumu, bazıMalaya kelebeklerinde iki ve hatta üç ayrıbiçimdedişiortayaçıkmasını;veFritzMüllerbazıBrezilyakabuklularındaçokfarklıikidişibiçimingörülmesini buna benzer bir yoldan açıklamaktadırlar. Ama burada bu konuyu tartışmanın gereğiyoktur.

Aynıyuvadabirbirindenveana-babalarındançokfarklıkısırişçilerinikibelirginkasttatoplanmasıolgusunu açıkladığımı sanıyorum, işbölümünün uygar insana yararlı olması ilkesine dayanarak,onların karınca toplumuna nasıl yararlı olduğunu anlayabiliriz. Bununla birlikte, karıncalarsoyaçekimleiletilmişiçgüdülerle,organlarlayadaaraçlarla;oysainsanedinilmişbilgiveüretilmişaraçlarlaçalışır.Amaşunuitirafetmeliyim:Doğalseçmeyebüyükgüvenimolmaklabirlikte,eşeysizböcekler konusunda bu kanıya varmasaydım, bu ilkenin pek etkili olabileceğini öne sürmeye aslacesaret etmezdim. Bu durumu, doğal seçmenin gücünü göstermek için, ve bu durum teoriminkarşısınadikilmişözelgüçlüklerinenzorlusuolduğuiçin,yeterinceayrıntılıolmasabile,iştebundan

ötürü tartıştım. Bu durum, hayvanlarda ve bitkilerde, herhangi bir tarzda yararlı, hafif birçokkendiliğindendeğişiminbirikimiyle,kullanmavealışkanlık işekarışmadan,birdeğişikliğinortayaçıkabileceğinidoğruladığıiçindeçokilginçtir.Çünküyalnızişçilerdeyadakısırdişilerdegörülenözelalışkanlıklar,pekuzunsürebırakılmasalarbile, işleriyalnızcadölbırakmakolanerkeklerivedoğurgan dişileri etkileyemez. Eşeysiz böceklerin bu durumunun Lamarck’ın o ünlü soyaçekilmişalışkanlıköğretisinekarşışimdiyedeknedenönesürülmediğineşaşıyorum.

ÖZET

Bu bölümde evcil hayvanlarımızın zihinsel yetilerinin değiştiğini ve bu değişimlerinsoyaçekildiğinikısacabelirtmeyidenedim.Vedahakısaolarakda,içgüdülerindoğalbirdurumdadabiraz değiştiğini göstermeye çalıştım. İçgüdülerin bütün hayvanlar için pek önemli olduğunu hiçkimse tartışmaz. Bundan dolayı, değişen yaşama koşullarında herhangi bir tarzda yararlı, hafifiçgüdü değişikliklerinin doğal seçmeyle biriktirilmesinde önemli hiçbir güçlük yoktur. Birçokdurumda alışkanlık ya da kullanılma ve kullanılmama da işe karışabilir. Bu bölümde verilmişolgularınteorimibüyükölçüdedesteklediğiniilerisürmüyorum,amaanılangüçlüklerdenhiçbirininteorimi geçersiz kılmadığı kanısında olduğumu söylüyorum. Öte yandan, içgüdülerin her zamanyetkin olmaması ve yanılabilmesi; başka hayvanların yararı için türemiş bir tek içgüdügösterilememesi, ama hayvanların başka hayvanların içgüdülerinden yararlanması; doğal tarihin“Natura non facit saltum” yasasının vücut yapısına olduğu gibi içgüdülere de uygulanabilmesi,yukardakigörüşleredayanılarakaçıklanabilmesi,yoksaaçıklanamamasıolguları,buolgularınhepsi,doğalseçmeteorisinidoğrulamayayaramaktadır.

Bu teori,yakınhısımamafarklı,veyeryüzününbirbirindenuzakkesimlerindeveönemliölçüdefarklı koşullarda yaşayan türlerin çoğu zaman aşağı yukarı aynı içgüdüleri göstermesi gibiiçgüdülerle ilgili başkaolgularladadesteklenmektedir.Örneğin, tropikGüneyAmerika’daki ardıçkuşununnasılolupdayuvasınıtıpkıBritanya’dakiardıçkuşugibiçamurlaastarladığını;Afrika’nınveHindistan’ınboynuzlugagalıgillerinde(Hornbills)erkeklerinkuluçkaolmuşdişilerininasılolupda aynı garip içgüdüyle bir ağaç kovuğuna sokup kovuğun ağzını sıvadığını, dişiyi ve yavrularıbeslemek için yalnızca küçük bir delik bıraktığını; Kuzey Amerika’nın erkek çıtkuşunun(Troglodytes) nasıl olup da tıpkı bizim çıtkuşumuzun erkekleri gibi yalnız kendisinin barındığı biryuvayaptığını–bildiğimizbaşkakuşlardagörülmeyenbiralışkanlık–,soyaçekimilkesinedayanarakaçıklayabiliriz. Sonunda, yavru guguğun üvey kardeşlerini yuvadan atması, karıncalarınköleleştirmesi, tırtıl sineği (ichneu-monidae) kurtçuklarının canlı tırtılların içinde beslenmesi gibiiçgüdüleri, özellikle bağışlanmış ya da yaratılmış içgüdüler olarak değil de bütün organikyaratıkların ilerlemesine yol açan genel bir yasanın, yani çoğalmanın, değişmenin, en güçlülerinyaşamasınınveenzayıflarınölmesininküçükbelirtileriolarakgörmek,mantıklıbirsonuççıkarmaolmayabilir,amabenimhayalgücümiçinçokdahadoyurucudur.

DOKUZUNCUBÖLÜM

HİBRİTLİK[6]

Birinci çaprazların vehibritlerin kısırlığı arasındaki fark •Kısırlık çeşitli derecelerdedir;genel değildir; yakın hısımlar arası yetiştirmeden etkilenir, evcilleştirmeyle giderilir •Hibritlerin kısırlığının yasaları • Kısırlık özel bir Tanrı vergisi değildir, tersine, başkafarklarıneşliğindeortayaçıkmaktadır•Birinciçaprazlarınvehibritlerinkısırlıknedenleri•Değişmiş yaşamkoşullarının etkisi ile çaprazlanma arasındaki paralellik • İki-biçimlilik veüç-biçimlilik •Çaprazlanmışçeşitlerinvemelezdöllerinindoğurganlığıevrenseldeğildir •Hibritlerilemelezlerin,doğurganlıklarındanbağımsızolarak,karşılaştırılması•Özet

Doğa bilginleri arasında yaygın olan görüşe göre, çaprazlanmış türler, canlıların karmakarışıkolmasınıönlemekiçinözelliklekısırkılınmıştır.Bugörüşilkbakıştaçokolasıgörünmektedir,çünkübirlikte yaşayan türler özgürce çaprazlanabilselerdi, farklı türler olarak kalamazlardı.Konu bizimiçinbirçokbakımdan,veözellikleilkkezçaprazlanmıştürlerinvehibritdöllerininkısırlığıardışıkveuygunkısırlıkderecelerininsaklanmasıylakazanılmışolamayacağı içinönemlidir.Bu,ana-babatürlerinüremesistemlerindekifarklarınrastgelebirsonucudur.

Bu konuda ele alınırken, temelden çok farklı iki olgu grubu, yani ilk kez çaprazlanmış türleringösterdiğikısırlıkileonlardanüremişhibritlerinkısırlığı,genelliklekarıştırılmaktadır.

Arı türlerin üreme organları elbette yetkin bir durumdadır, ama çaprazlanınca ya pek az dölvermekteyadahiçdölvermemektedirler.Öteyandan,hibritlerinüremeorganları,böylebitkilerinvehayvanlarınerkeköğelerindeaçıkçagörülebildiğigibi,görevyapamazdurumdadır;amaorganlarınkendileri, mikroskobun gösterdiği kadarıyla, yapıca yetkindir. Birinci durumda, embriyonuoluşturmakiçinbirleşenikieşeyselöğekusursuzdur;ikincidurumdaise,ikisidehiçgelişmemiştir,yada tamgelişmemiştir.Bufarklılık,her ikidurumdadaortakolankısırlığınnedenidüşünülünce,önemlidir.Vebelkiher ikidurumdakikısırlıkdüşünmegücümüzünötesindeözelbirTanrıvergisiolarakgörüldüğüiçinküçümsenmektedir.

Çeşitlerin, yani ortak bir atadan türedikleri bilinen ya da sanılan biçimlerin, ve onların melezdöllerinin,çaprazlanıncadoğurganolması, teorim için, türlerinkısırlığı ileeşitönemdedir, çünkü,öylegörünüyorki,buradatürlerleçeşitlerarasındagenelveaçıkbirfarkortayaçıkmaktadır.

Kısırlığındereceleri.–Önce,çaprazlanmıştürlerinvehibritdöllerininkısırlığınıelealalım.Belirlibir derecede kısırlığın çok yaygın olmasına aldırmadan, ömürlerini bu konunun incelenmesinevermiş değerli iki araştırmacının, Kölreuter ile Gaertner ’in, türlü düşüncelerini ve çalışmalarınıgözden geçirmemek olmaz. Kölreuter, kuralı evrenselleştiriyor, ama düğümü çözmeyip kesiyor;çünküondurumda,pekçokaraştırmacınıntümüylefarklıtürsaydığı,birbirinigereğigibidölleyeniki biçim bulunca, onları hiç duraksamadan çeşit sayıyor. Gaertner de kuralı aynı ölçüdeevrenselleştiriyor; ve Kölreuter ’in on örneğindeki tam kısırlığı tartışıyor. Ama bu durumlarda vebaşkalarında, Gaertner, herhangi bir ölçüde kısırlık olduğunu göstermek için tohumları saymakzorunluluğunu duyuyor. Her durumda, ilk çaprazlanmış iki türün, ve hibrit döllerinin verdiğitohumların tavan (maximum) sayısını, doğal bir durumdaki ana-baba türlerin verdiği tohumlarınortalama sayısıyla karşılaştırıyor. Ama o sırada önemli yanılgı nedenleri de araya giriyor:Hibritlenecekbirbitkienenmekgerekir,vedahaönemlisi,böceklerinbaşkabitkilerdengetirebileceği

çiçektozlarından korunması için ayrıklanmak gerekir. Gaertner ’in denediği bitkilerin hemen hepsisaksıdayetiştirilmiş,veevininodalarındanbirindesaklanmıştır.Buişleminbirbitkinindölverimineçoğu zaman zararlı olduğundan kuşkulanılamaz; çünkü Gaertner, tablosunda, enediği ve kendiçiçektozlarıylaveelledöllediğibitkilereaşağıyukarıyirmiörnekvermektedir;ve(baklagillergibienemeişleminingüçyapıldığıbitkilerayrıtutulursa)oyirmibitkininyarısındadölverimibelirlibirölçüde düşmektedir. Bundan başka, bayağı kızıl ve mavi farekulakları (Anagallis arvensis vecoerulae)gibi,eniyibitkibilimcilerinçeşitsaydıklarıbazıbiçimleribirçokkezçaprazlayıponlarıntümüyle kısır olduğunu bulduğu için, çoğu türlerin, çaprazlandıkları zaman, Gaertner ’in inandığıgibigerçektenböylesinekısırolduğundankuşkuduyulabilir.

Bir yandan, birbirleriyle çaprazlanmış birçok türün gösterdiği kısırlık pek farklı derecelerde vesezilmezbiraşamalanmagösterdiği,ve,öteyandan,arıtürlerindoğurganlığıtürlükoşullardanpekkolay etkilendiği için, pratik amaçlar bakımından tamdoğurganlığın neredebitip kısırlığın neredebaşladığını söylemenin pek güç olduğu besbellidir. Buna, Kölreuter ve Gaertner gibi gerçektendeneyimliaraştırmacılarınaynıbiçimlerdenbazıları için tamkarşıt sonuçlaravarmışolmalarındandaha iyi bir kanıt göstermek gerekmez. Bazı kuşkulu biçimlerin türmü, yoksa çeşitmi sayılmasıgerektiğikonusundaeniyibitkibilimcilerinilerisürdüğükanıtlarla,başkabaşkahibritleyicilerin,yada yıllarca denemeler yapmış bir gözlemcinin döl verimi konusunda gösterdikleri kanıtlarıkarşılaştırmak da pek öğretici olur. Ama burada ayrıntılara girecek yerim yok. Böylelikle nedoğurganlığın, nedekısırlığın, türlerle çeşitler arasındabelirli bir farkyarattığı gösterilebilir.Bukaynaktangelenkanıt,yavaşyavaştükenipgider,veöbürnitelikveyapıfarklarındançıkarılmışbirkanıtlaaynıölçüdekuşkuludur.

Ardışık kuşaklarda hibritlerin kısırlığına gelince, Gaertner bazı hibritleri arı birer tür olanatalarıyla çaprazlanmalarını önleyerek, altıncı ve yedinci, ve birinde onuncu kuşağa dekyetiştirilebilmişsede,buhibritlerindölverimininhiçartmadığını,tersine,genelliklebüyükölçüdevebirdenbireazaldığınısöylemektedir.Buazalmakonusundaönceşunaönemverilebilir:Ana-babanınikisinde de ortak olan bir özellik ya da yapı sapması, döllere çoğu zaman artan bir ölçüdeiletilmektedir; ve hibrit bitkilerdeki eşeysel öğelerin ikisi de önceden belirli bir ölçüde etkilenmişolmaktadır. Ama onların döl veriminin bu durumların hemen hemen hepsinde büsbütün başka birneden yüzünden, yani yakın hısımlar arası yetiştirme yüzünden, düştüğüne inanıyorum. Farklı birbireyleyadaçeşitlerastgelebirçaprazlanmanındölleridinçleştirdiğinivedoğurganlığıartırdığınıve çokyakınhısımlar arası yetiştirmenindöllerindinçliğini vedoğurganlığını azalttığını gösterenpek çok deneme yaptım ve pek çok olgu derledim. Bundan ötürü, vardığım bu sonucundoğruluğundankuşkulanamıyorum.Denemecilerseyrekolarakçoksayıdahibrityetiştirmektedirler;ve ata-türler ve başka hısım hibritler genellikle aynı bahçede yetiştirildiği için, çiçeklenmedöneminde böceklerin onlara uğraması titizlikle önlenmek gerekmektedir; hibritler, özgürbırakılırlarsa,herkuşaktagenellikleaynıçiçeğintozlarıyladölleneceklerdir;vebu,kökenlerihibritolduğu için önceden azalmış doğurganlıklarına belki zararlı etkiler yapacaktır. Gaertner ’in dölverimiçokazolanhibritlerinbileaynıcinsinhibritçiçektozlarıylaveelledöllenince,buişleminsıksıkgörülenzararlı etkileribiryanabırakılırsa,verimliliklerininkesinliklearttığınıveartagittiğinisık sık belirtmesi de bu kanımı kuvvetlendiriyor. Şimdi, elle dölleme işlemi sırasında, (kendidenemelerimden öğrendiğim üzere) başka bir çiçeğin başçıklarından çiçektozu alma şansı,döllenmesi gereken çiçeğin başçıklarından çiçektozu alma şansı kadardır; bu yüzden, iki çiçekarasındakiçaprazlanma,onlarbelkiçoğuzamanaynıbitkiüzerindeolsalarbile,böylelikleetkilenir.Üstelik, ne zaman karmaşık bir deneme yapılsa, Gaertner gibi titiz bir araştırmacının elindekihibritleri elbette enemesi gerekir, ve bu, her kuşakta ya aynı bitkinin, ya da aynı hibrit niteliktekibaşka bir bitkinin farklı bir çiçeğinden alınmış çiçektozuyla bir çaprazlanma olmasını sağlar. Ve

böylece, elle döllenmiş ardışık hibrit kuşaklarda, kendiliğinden döllenmiş olanlarda görülenintersine,dölverimindekibugaripartma,bence,pekyakınhısımlarınçaprazlanmasındankaçınılmışolmayayorulabilir.

Şimdiünlübirüçüncühibrityetiştiricinin,Hon.veRev.W.Herbert’invardığısonuçlarıelealalım.Kendisi,bazıhibritlerintümüyleverimliolduğunu–arıata-türlerkadarverimliolduğunu–,Kölreuterile Gaertner ’in farklı türler arasında belirli bir ölçüde kısırlığın doğanın evrensel bir yasasıolduğunuüsteleyereksavunmalarıgibi,önemlesavunmaktadır.VardıklarısonuçlardakifarkkısmenHerbert’in derin çiçekçilik bilgisine ve elinin altında uygun limonluklar bulunmasına yorulabilirsanırım. Önemle belirttiklerinden yalnız birini örnek olarak alıyorum: “Crinum revolutum iledöllenmiş birC. capense badıcındaki her yumurtacık, bu bitkinin doğal döllenme durumlarındansonraortayaçıktığınıhiçgörmediğimbirerbitkiverdi.”Demekkiburadafarklıikitürarasındakiilkçaprazlanmadatam,hattaalışılagelinendendetambirdölverimiylekarşıkarşıyayız.

Crinumörneğiözelbirolguyuanmamayolaçıyor:Lobelia,VerbascumvePassiflora türlerindentek tek bitkiler, farklı bir türün çiçektozuyla kolayca döllenebilir, ama aynı bitkinin kendiçiçektozuyla döllenemez, oysa bu çiçektozu kusursuzdur, ve bu, başka bitkileri ya da türleridöllemesiyle sınanabilir. Hippeastrum ve Corydalis cinslerinde Prof. Hildebrand’ın, ve farklısalepgillerde Bay Scott ile Fritz Müller ’in gösterdikleri gibi, bu garip duruma bütün bitkibireylerinde rastlanmaktadır.Öyleyse,bazı türlerdebelirli sapkınbireyler,başka türlerde isebütünbireyler, kendi çiçektozlarıyla döllenebildiklerinden çok daha kolayca ve gerçekten hibritlenebilir!Bir örnek vereyim:BirHippeastrum aulicum soğanı dört çiçek vermiş, ve Herbert onların üçünükendi tozlarıyla döllemiştir, dördüncüsü ise farklı üç türden elde edilmiş bileşik bir hibritinçiçektozuyla döllenmiştir; sonuç şudur: “İlk üç çiçeğin yumurtalıklarının büyümesi duruverdi, vebirkaçgünsonraüçüdedöküldü,oysabileşikhibritinçiçektozuyladöllenmişçiçeğinkiçokgeliştiveçabucakolgunlaşıpkolaycaçimlenentohumlarverdi.”BayHerbertyıllarcabunabenzerdenemeleryaptı,sonuçhepaynıydı.Buörnekler,birtüründölveriminindahaazyadadahaçokolmasınınbazennegibiküçükvegizemlietkenlerebağlıolduğunugöstermektedir.

Bahçıvanların pratik denemeleri bilimsel titizlikle yapılmamış ise de, biraz olsun dikkate değer,Pelargonium, Fuchsia,Calceolaria, Petunia, Rhododendron (ıtır çiçeği, küpe çiçeği, çanta çiçeği,petunya, Rhododendron) türlerinin ne denli karmaşık bir tarzda çaprazlandığını ve gene de buhibritlerden birçoğunun bol bol tohum vermekte olduğunu herkes bilir. Örneğin, Herbert genelalışkanlıkları bakımından pek farklı olan türlerin,Calceolaria integrifolia ile plantaginea’nın, birhibritinin “sanki Şili dağlarında yetişen doğal bir türmüş gibi yetkin ve kendiliğinden” ürediğinikesinliklesöylemektedir.KarmaşıkbazıRhododendronçaprazlanmalarındadölverimininderecesinianlamayaçalıştım,vekesinlikleşusonucavardım:bunlarınbirçoğutümüyleverimlidir.ÖrneğinBayC.Noble, birRhod. ponticum ve catawbiense hibritini aşı için üretmekte olduğunu, ve bu hibritin“düşünülebildiğikadarkolaytohumbağladığını”bildirmektedir.Gerekliişlemleryerinegetirilince,ardışık her kuşakta hibritlerin döl verimi Gaertner ’in inandığı gibi gittikçe azalsaydı, bu olguyubilmeyenyetiştiricikalmamakgerekirdi.Çiçekçileraynıhibritibüyükyastıklardayetiştirdikleriiçin,ve böcekler türlü bireylerin birbiriyle özgürce çaprazlanmasına yardım ettiği, ve yakın hısımçaprazlamalarının zararları böylelikle giderildiği için, ancak böyle yetiştirilen hibritler uygun birişlemden geçmiş olmaktadır. Hiç çiçektozu vermeyen kısırRhododendron hibritlerinin çiçekleriniinceleyerek böceklerin ne denli önemli bir etken olduğunu herkes hemen anlayabilir, çünkü buincelemede kısır çiçeklerin tepeciklerinde başka çiçeklerden getirilmiş bir sürü çiçektozubulunacaktır.

Hayvanlara gelince, hayvanlarda aynı amaçla yapılmış titiz araştırmalar bitkilerde yapılmışlaraoranla çok daha azdır. Sistematik sıralamalarımıza güvenilebilirse, yani, hayvan cinsleri debirbirlerinden bitki cinslerinin birbirlerinden farklı olduğu gibi farklıysa, o zaman, doğadakiaşamalardabirbirindençokfarklıhayvanlarınbitkilerdeolduğundandahakolayçaprazlanabileceğisonucunu çıkarabiliriz; ama, bence, hibritlerin kendileri daha çok kısırdır. Bununla birlikte,tutukluluk koşullarında pek az hayvanın özgürce üremesi yüzünden pek az denemenin gereği gibiyapıldığı göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, kanaryalar dokuz ayrı ispinozgil türüyleçaprazlanmıştır,amabuçaprazlardanhiçbiritutuklulukkoşullarındaözgürceüremediğiiçin,onlarlakanarya, ya da onların hibritleri arasındaki ilk çaprazların tümüyle doğurgan olmasını beklemeyehakkımız yoktur. Daha doğurgan hibrit hayvanların ardışık kuşaklardaki doğurganlığına gelince,aynıhibrittenaynızamandavefarklıana-babalardanikiaileyetiştirildiğiniveböyleceyakınhısımlararası üretmenin zararlı etkilerinden kaçınıldığını gösteren bir örnek bilmiyorum. Tersine, bütünyetiştiricileraslayapılmamasınıöğütlüyoriselerde,ardışıkkuşaklardakarındaşerkeklervedişilersıksıkbirbirleriyleçaprazlanmaktadır.Vebudurumda,hibritlerdekikalıtsalkısırlığınartagitmesihiçdeşaşırtıcıdeğildir.

Tümüyle doğurgan hibrit hayvanlara gerçekten güvenilir bir örnek bilmiyorum, ama Cervulusvaginalis ileReevesii ve sülün ile halkalı sülün (Phasianus colchicus ileP. torquatus) hibritlerinintümüyledoğurganolduğunainanmakiçingerekçemvar.M.Quatrefages, ikipulkanatlının(Bombyxcynthia ve arrinda) hibritlerinin dokuz kuşak için kendi aralarında doğurgan olduğunun Paris’tesınandığını bildirmektedir. Son zamanlarda, yaban tavşanı ile tavşan gibi farklı iki türünçiftleştirilebilincedölverdiğivebudöllerinana-babatürlerdenbiriyleçaprazlanıncaçokdoğurganolduğuönesürülmüştür.BayağıkazlaÇinkazı(Ansercyghoides)genellikleayrıcinslerdensayılacakkadarfarklıikitürdür;veonlarınhibritleriİngiltere’dearıkanatalarıyla,vebirindekendiaralarındaçiftleştirilipüretilmiştir.BunuBayEytonbaşarmışveaynıana-babadan,amaayrıkuluçkalardan,ikihibrityetiştirmiştir;veo ikikuştanvebiryuvadaneldeettiğihibritlerin (arıkankazların torunları)sayısısekizdenazdeğildir.AmabuçaprazyetiştirilmişkazlarHindistan’daçokdahadoğurganolsagerektir; çünkü gerçekten yetkili iki kişi, Bay Blyth ile Yüzbaşı Hutton, Hindistan’ın bazıkesimlerinde bu çapraz kazların sağlıklı sürüler halinde beslendiğini; ve arı ana-baba türlerininbulunmadığıobölgelerdekazançiçinyetiştirildiklerinebakılırsa,onlarınelbettebüyükölçüdeyadatümüyledoğurganolmakgerektiğinibanabildirdiler.

Evcil hayvanlarımızın farklı ırkları birbirleriyle çaprazlanınca tam bir doğurgandıkgöstermektedir; ama onlar bazı durumlarda iki ya da ikiden çok yabanıl türden türemişlerdir. Buolguyadayanarak,yabaşlangıçtakiata-türlerininönceleritümüyledoğurganhibritleriolduğu,yadaevcillik koşullarında yetiştirilmiş hibritlerin sonradan tam bir doğurganlık kazandığı sonucunuçıkarmalıyız.ÖncePallas’ınönesürdüğübuikinciseçenek(alternative),pekolasıgörünmektedirvebundan kuşkulanabilmek gerçekten güçtür. Örneğin, köpeklerimizin farklı yabanıl kökenlerdentürediği aşağı yukarı besbellidir; bununla birlikte, belki Güney Amerika’nın yerli bazı evcilköpekleriayrıtutulursa,hepsidebirbiriyletamverimlidir;amaörnekseme(analogy) farklıköken-türlerin başlangıçta birbirleriyle özgürce çiftleşip tümüyle doğurgan hibritler verdiğinden büyükölçüde kuşkulanmama yol açıyor. Hörgüçlü Hint sığırı ile bayağı sığırın çapraz döllerinin kendiaralarındatümüyleverimliolduğunugösterenkanıtlarıdabuyakınlardaeldeettim;Rütimeyer ’inbusığırlarıniskeletlerindeveBayBlyth’ınhuylarında,seslerinde,yapılarındavb.gözlediklerifarklaragöre,buikibiçimyetkinvefarklıtürlersayılmakgerekir.Aynışeylerbaşlıcadomuzırklarındanikisiiçin de öne sürülebilir. Bundan ötürü, ya çaprazlanan türlerin kısırlığının evrensel olduğunainanmaktanvazgeçmeli,yadahayvanlardakibukısırlığıdeğişmezbirnitelikolarakdeğilde,tersine,evcilleştirmeylegiderilebilenbirnitelikolarakgörmeliyiz.

Bitkilerin ve hayvanların çaprazlanması konusunda ele aldığımız bu olguların hepsi dikkatleincelenerek, birinci çaprazlarda ve hibritlerde belirli derecede kısırlığın pek genel bir sonuçolduğuna, ama, bugünkü bilgilerimize göre, bunun kesinlikle evrensel sayılamayacağına kararverilebilir.

BİRİNCİÇAPRAZLARINVEHİBRİTLERİNKISIRLIĞININYASALARI

Şimdi birinci çaprazların ve hibritlerin kısırlığının yasalarını biraz daha ayrıntılı inceleyelim.Başlıca amacımız, bu yasaların, kısırlığın türleri çaprazlanmaktan ve birbirleriyle karmakarışıkolmaktankorumakiçinözelbirTanrıvergisiolduğunugösteripgöstermediğinibulmaktır.Aşağıdakisonuçlar özellikle Gaertner ’in bitkilerin hibritlenmesi konusundaki değerli çalışmalarındançıkarılmıştır.Bunlarınhayvanlarahangiölçüdeuygulanabileceğinibulmakiçinçokgüçlükçektimveaynıkurallarıngenellikleherikiâlemedeuyduğunubulmak,hibrithayvanlarkonusundakiçokeksikbilgimizgözönündetutulursa,benişaşırttı.

Birinciçaprazlardavehibritlerdekısırlıkderecesininsıfırdantamdölveriminedoğruaşamaaşamadeğiştiğiöncedensöylenmişti.Buaşamalanmanınpekgaripvetürlüyollardanolabildiğinigörmekşaşırtıcıdır; ama burada olguların ancak yalın bir özetini verebileceğim. Bir bitkiden alınmışçiçektozubaşkabirfamilyadanolanbirbitkinintepeciğinekonunca,inorganikbirtozdandahaetkiliolmaz. Kısırlığın bu salt sıfır noktasından, bir türün çiçektozunu aynı cinsten başka bir türüntepeciğine koyup üretilen tohum sayısına bakılarak, aşağı yukarı tam, hatta hiç eksiksiz bir dölveriminedek,yetkinbiraşamalanmagörülür;ve,bildiğimizgibi,bazısapkındurumlarda,bitkininkendi çiçektozuylagösterdiğinindeötesindebirdölverimiylekarşılaşılır.Hibritlerdedeböyledir:Bazı hibritler hiç tohum vermez, ve belki arı ana-babalarının çiçektozuyla bile bir tek doğurgantohumvermeyecektir:amaböyledurumlarınbazılarında,arıana-babatürlerdenbirininçiçektozunun,hibritçiçeğinbaşkadurumlardaolduğundandahaerkensolmasınayolaçmasından,dölverimininilkbelirtisiylekarşılaşıldığıanlaşılabilir;çünkü,çokiyibilindiğigibi,çiçeğinerkensolmasıbaşlangıçdurumundaki döllenmenin belirtisidir. Döl veriminin bu ilk aşamasından sonra, kendi kendinidölleyenvegittikçedahaçoktohumverenhibritlerdengeçerektamdölverimineerişiriz.

Çaprazlanması çok güç iki türden elde edilmiş ve çok seyrek döl veren hibritler, genellikle çokkısırdır;amailkçaprazlamayıyapmanıngüçlüğüileböylehibritlerinkısırlığıarasındaki–genelliklebirbiriylekarıştırılanfarklıikiolguarasındaki–paralellikaslatamdeğildir.Araikitürün,Verbascumcinsinintürlerigibi,çokkolaybirleştiğiveçoksayıdahibritdöllerverdiğidurumlarvardır,amabuhibritler önemli ölçüde kısırdır. Öte yandan, pek seyrek çaprazlanabilen, ya da pek güççaprazlanabilen,amabununsonundaeldeedilmişhibritleriçokverimliolan türlerdevardır.Hattaaynıcinsiçinde,örneğinDianthus’ta,buikikarşıtdurumortayaçıkabilir.

İlk çaprazların ve hibritlerin döl verimi, elverişsiz koşullardan, arı türlerinkinden daha kolayetkilenir.Amailkçaprazlarınverimliliğidoğuştandadeğişkendir;çünküaynıikitüraynıkoşullardaçaprazlanınca hep aynı derecede değildir; ve verimlilik, kısmen deneme için rastgele seçilmişbireylerin niteliğine bağlıdır. Hibritlerde de böyledir, çünkü aynı kapsülden alınmış tohumlardanyetiştirilmiş ve aynı koşulların etkisinde bırakılmış bireylerde, verimlilik derecesinin çoğu zamanbüyük ölçüde farklı olduğu bulunmuştur. Sistematik ilgi (systematic affinity) terimiyle anlatılmakistenen,nitelikveyapılışbakımındantürlerarasındakigenelbenzerliktir.İlkçaprazlarınveonlardandoğmuş hibritlerin döl verimini büyük ölçüde belirleyen, onların sistematik ilgileridir. Bu,

sistematikçilerinayrıfamilyalarakoyduklarıfarklıtürlerdenaslahibriteldeedilmemesindenveöteyandan, çok yakın hısım türlerin çoğu zaman birbirleriyle kolayca birleşmesinden açıkçaanlaşılmaktadır.Amasistematik ilgi ile çaprazlamakolaylığı arasındaasla sıkıbirbağlantıyoktur.Çokyakınhısımolupdabirbiriylebirleşmeyen,yadaancakaşırıgüçlüklebirleşen türlerebirçokörnek verilebilir; ve öte yandan, çok farklı türlerin kolayca birleştiği de gösterilebilir. Aynıfamilyada,pekkolayçaprazlananbirçoktürübulunanbircins(Dianthusgibi,vepekyakıntürleriensabırlı çabalar sonunda bile bir tek hibrit vermeyen başka bir cins, Silene, gibi) bulunabilir. Aynıcinsinsınırları içindebilebufarkarastlamaktayız;örneğin, farklıNicotiana türleribaşkaherhangibircinsintürlerindendahaçokçaprazlanmaktadır;amaGaertner,özelliklefarklıbirtürolmayanN.acuminata’nındölleşemediğiöbürNicotiana türlerininsekizdenazolmadığınıgöstermiştir.Benzerbaşkaörneklerdeverilebilir.

Herhangiönemlibirıradakihangifarkınyadanekadarfarkınikitürünçaprazlanmasınıönlemeyeyettiğinibugünedekhiçkimseortayakoyamamıştır.Alışkanlıklarıvegenelgörünüşleripek farklıolan,veçiçeklerininherparçasındahattaçiçektozlarında,meyvelerinde,veçeneklerindeçokbelirginfarklar bulunan bitkilerin çaprazlanabildiği gösterilebilir. Farklı yerlerde yaşayan, ve pek farklıiklimlere uyarlanmış tek yıllık ve çok yıllık bitkiler, yapraklarını döken ve her zaman yeşil kalanağaçlarçoğuzamankolaycaçaprazlanabilmektedir.

“Karşılıklı çaprazlanma” ile anlatmak istediğim şudur:Örneğin, önce bir kancık eşek aygırla vesonra bir kısrak erkek eşekle çaprazlanırsa, bu iki türün karşılıklı çaprazlandığı söylenebilir.Karşılıklıçaprazlamalaryapmakolaylığındaçoğuzamanolanaklıenbüyükfarkortayaçıkar.Böyledurumlar pek önemlidir, çünkü bunlar herhangi iki türdeki çaprazlanma yeteneğinin çoğu zamansistematik ilgiden, yani, üreme sistemleri ayrı tutulursa, onların doğalarındaki ya da yapılarındakiherhangi bir farktan tümüyle bağımsız olduğunu gösterir. Kölreuter, aynı iki türün karşılıklıçaprazlanmasonuçlarındakifarklılığıuzunsüreöncegözlemiştir.Bunabirörnekverelim:Mirabilisjalapa,M.longiflora’nınçiçektozuylakolaycadöllenebilirveböylelikleeldeedilenhibritleroldukçaverimlidir;amaKölreuterM.longiflora’yıM.jalapa’nınçiçektozuyladöllemeyi sekizyılboyuncave iki yüz kez denemiş ve tambir başarısızlığa uğramıştır.Bunun gibi şaşırtıcı başka örnekler devardır.Thuret, aynıolguyudenizbitkilerinde,Fucus’larda, gözlemiştir.Ayrıca,Gaertner, karşılıklıçaprazlamalaryapmadakibukolaylıkfarkınınküçükölçüdepekgenelolduğunubulmuştur.Gaertner,birçok bitkibilimcinin çeşit saydığı yakın hısım biçimlerde bile (Matthiola anima ve glabra gibi)bunugözlemiştir.Karşılıklıçaprazlamadandoğmuşhibritlerindış ıralarıbakımındanarasıra,amadölverimibakımındanküçükölçüdevebazenbüyükölçüdegenelliklefarklıolmalarıdikkatedeğer;oysaonlaraynıikitürdenbirininönceanavesonrababaolarakkullanılmasıylaeldeedilmişlerdir.

Gaertner ’den, daha başka garip kurallar da verilebilir: Örneğin, bazı türlerin başka türlerleçaprazlanmayetileri olağanüstüdür; aynı cinsinöbür türlerinin çaprazdöllerinekendi damgalarınıbasmayetileridedikkatedeğerdir; amabu ikiyeti aslabirliktebulunmakgerekmez.Bazıhibritleranaları ile babalarının arasında bir ıra gösterecekleri yerde (çoğu zaman görülen budur), hepikisinden birine daha çok benzemektedirler; böyle hibritler dış görünüş bakımından arı ana-babatürlerine pek benzemekle birlikte, çok az ayra (istisna) ile, aşırı kısırdırlar. Yapı bakımından ana-babalarının ortasında olan hibritler arasında da bazen arı ana-babalarına çok benzeyen sapkınbireyler ortaya çıktığı olur ve bu hibritler hemen hemen her zaman, aynı kapsülden alınmıştohumlardan yetiştirilmiş öbür hibritler epey verimli oldukları zaman bile, tümüyle kısırdırlar.Buolgular,birhibritindölveriminin,onundışgörünüşbakımındanarıana-babatürlerebenzerliğindentümüylebağımsızolduğunugöstermektedir.

Birinciçaprazlarınvehibritlerinkısırlığıkonusundaanılanbütünbukurallardananlaşılanşudur:Yetkinvefarklıtürsayılmakgerekenbiçimlerçaprazlanınca,onlarındölverimisıfırdantambirdölverimine ve hatta, bazı koşullarda, olağanüstü bir döl verimine dek aşamalanarak değişmektedir;onların dölverimi, elverişli ve elverişsiz koşullardan pek çok etkilenmeleri bir yana bırakılırsa,doğuştandeğişkendir; veverimlilikderecesi ilk çaprazlamadaveondanüretilenhibritlerde elbettehep aynı değildir; hibritlerin verimlilik derecesi görünüşte ana-babalarına benzerliklerininderecesine bağlı değildir; son olarak, herhangi iki tür arasında ilk çaprazlamayı yapma kolaylığıonlarınsistematikilgisiyleyadabirbirinebenzemederecesiylebelirlenmez.Busonuncunokta,aynıikitürünkarşılıklıçaprazlanmalarınınsonucundakifarklaaçıkçasınanabilir,çünkü,türlerdenbiriyadaöbürübabayadaanaolarakkullanıldığınagöre,birbirleşmesağlamakolaylığındagenelliklebirfark, vebazen çokbüyükbir farkvardır.Üstelikkarşılıklı çaprazlamalardan elde edilmişhibritlerçoğuzamandölverimibakımındandafarklıdır.

Şimdi, bu karmaşık ve tekil (singular) kurallar, kısırlığın doğadaki türlere onların birbirleriylekarmakarışık olmalarını düpedüz önlemek için bağışlandığını mı gösterir? Sanmıyorum. Çünkü,başkalarıyla karışmadan kalmanın bütün türler için eşit önemde olduğu varsayılmak gerekiyorsa,farklı türler çaprazlanınca kısırlığın derecesi neden pek büyük farklar göstermek gereksin?Kısırlığın derecesi aynı türün bireylerinde neden doğuştan değişken olmak gereksin? Neden bazıtürlerkolaylıklaçaprazlanıpçokkısırhibritlerversinde,pekgüççaprazlananbazıtürlerinhibritleriepeyceverimli olsun?Aynı iki tür arasındakikarşılıklı çaprazlanma sonucundanedençoğuzamanbüyükbirfarkolmakgereksin?Şunudasorabiliriz:Nedenhibritlerinortayaçıkmasınaizinverilsin?Türlere hibritler vermeleri için özel bir yeti bağışlamak, ve sonra ana-babalarının ilkbirleşmesindeki kolaylıkla bağdaşmayan farklı derecede kısırlıklarla onların üreyip gitmeleriniönlemek,insanagaripbirdüzengibigörünüyor.

Öte yandan, yukarda anılan kurallar ve olgular, bence, ilk çaprazların ve hibritlerin kısırlığınındüpedüzdoğuştanolduğunuyadaüremesistemlerindekibilinmeyenfarklarabağlıolduğunuaçıkçagöstermektedir; farklar öylesine özel ve sınırlı bir niteliktedir ki, aynı iki tür arasındaki karşılıklıçaprazlamada, türlerden birinin erkek eşeysel öğesi öbürünün dişi eşeysel öğesini çoğu zamanengellenmeden etkileyebilmekte, oysa bunun tersi olmamaktadır. Kısırlık başka farkların eşliğindeortaya çıkar, ve Tanrı vergisi özel bir nitelik değildir diyerek ne anlatmak istediğimi bir örnekvererekaçıklamamuygunolacaktır.Birbitkininbaşkabiriyleaşılanmayeteneğidoğalbirdurumdaobitkininesenliğibakımındanönemsizolduğuiçin,hiçkimseninbuyeteneğiözelolarakbağışlanmışbir nitelik saymayacağı, tersine, bunu her iki bitkinin gelişim yasalarındaki farklarla bağlantılıgöreceği kanısındayım. Bazen, bir ağacın bir başkasına aşılanamayacağını, o iki ağacın büyümetarzlarındaki, odunlarının sertliklerindeki, uyanma zamanlarındaki ve özsularının niteliğindeki vb.farklardananlarız;amabirçokdurumdahiçbirnedenbelirleyemeyiz.İkibitkininbüyüklüklerindekiönemli fark, birinin odunsu ve öbürünün otsu olması, birinin hep yeşil kalması ve öbürününyapraklarını dökmesi, ve apayrı iklimlere uyarlanmış olmaları, onların birbirine aşılanmasına herzaman engel değildir.Hibritlemedeolduğugibi, aşılamadada, yetenek sistematik ilgiyle sınırlıdır,çünküherbakımdanfarklıfamilyalardanolanağaçlarıbirbirineaşılamayıhiçkimsebaşaramamıştır;ve, öte yandan, yakın hısım türler, ve aynı türün çeşitleri, her zaman değilse bile, çoğu zamankolaylıkla aşılanabilir.Amabuyetenek, hibritlemedeolduğugibi, sistematik ilgiyle asla kesinliklebelirlenemez. Aynı familyanın farklı birçok cinsi birbirine aşılanmakla birlikte, başka durumlardaaynı cinsin türleri birbirine aşılanmamaktadır.Armut, ayrı bir cins sayılan ayvaya, kendisiyle aynıcinstenolanelmayaaşılandığındançokdahakolayaşılanabilir.Farklıarmutçeşitlerininbileayvayaaşılanma kolaylığı farklı derecelerdedir; kayısının ve şeftalinin farklı çeşitlerinin eriğeaşılanmasındadaböyledir.

Gaertner, çaprazlanma sırasında aynı iki türün farklı bireylerinde bazen doğuştan bir farkgörüldüğünü bulmuştur, Sagaret, bunun birbirine aşılanan aynı iki türün bireyleri için de geçerliolduğuna inanmaktadır. Birleştirme kolaylığı karşılıklı çaprazlanmalarda nasıl çoğu zaman eşitdeğilse,bazenaşılamadadaböyledir;örneğin,bayağıbektaşiüzümüfrenküzümüneaşılanamaz,oysafrenküzümü,güçlükledeolsa,bektaşiüzümüneaşılanır.

Üremeorganlarıeksikbirdurumdaolanhibritlerinkısırlığınınüremeorganlarıyetkinolanikiarıtürübirleştirmegüçlüğündenfarklıbirdurumolduğunugördük;bununlabirlikte,bufarklıikiolgugrububüyükölçüdeparaleldir.Aşılamadadabenzerbazışeylerolur:Thouin,kendikökleriüzerindebol bol tohum veren üç Robinia türünün önemli bir güçlükle karşılaşılmadan dördüncü bir türeaşılanabildiğini,veaşılanıncakısırlaştığınıbulmuştur.ÖteyandanbazıSorbus(üvez)türleribaşkabirtüre aşılanınca kendi kökleri üzerinde verdiklerimeyvenin iki katını vermektedirler. Bu son olgu,bize farklı bir türün çiçektozuyla döllenince kendi çiçektozlarıyla döllendikleri zamankinden dahaçoktohumverenHippeastrum,Passifloravb.türlerininolağanüstüdurumunuansıtmaktadır.

Böylece görüyoruz ki, aşılanan kalemle anacın kaynaşması ile üreme işi sırasında erkek ve dişiöğelerinbirleşmesiarasındaaçıkvebüyükbirfarkbulunmaklabirlikte,farklıtürlerinaşılanmasınınveçaprazlanmasınınsonuçlarındakababirparalellikvardır.Veağaçlarınbirbirineaşılanmasındakikolaylığıbelirleyengaripvekarmaşıkyasalarıonlarınbüyümesistemlerindekibilinmeyenfarklarınrastgelesonuçlarıgibigörmekzorundaolduğumuziçin,bence,birinciçaprazlanmalarınkolaylığınıbelirleyen daha karmaşık yasaları da onların üreme sistemlerindeki bilinmeyen farkların rastgelesonuçlarıolarakgörmeliyiz.Her ikidurumdakifarklar,elbettebelirlibirölçüdesistematikilginin,yaniorganikyaratıklararasındakihertürlübenzerliğinvebenzemezliğinsonucudur.Olgular,farklıtürlerin aşılanmasındaki ve çaprazlanmasındaki önemli ya da önemsiz güçlüğün, –bu güçlükçaprazlanma durumunda türsel biçimlerin sürekliliği ve kararlılığı için önemli ve aşılanmadurumundaönemsizisede–özelbirTanrıvergisiolduğunugösterirgibigörünmemektedir.

BİRİNCİÇAPRAZLARINVEHİBRİTLERİNKISIRLIĞININKÖKENİVENEDENLERİ

Birsürebende,başkalarıgibi,birinciçaprazlarınvehibritlerinkısırlığının,herhangibirdeğişimgibi,ikiçeşidinçaprazlanmasındandoğmuşbireylerdekendiliğindenortayaçıkmışhafifdölverimiazalmalarının doğal seçimiyle kazanıldığını sandım. Çünkü, birbirine karışmadan kalabilmek, ikiçeşityadabaşlangıçdurumundakiikitüriçin,aynızamandaikiçeşityetiştirenkimseninonlarıaynıtutmasını zorunlu kılan ilkeye göre, elbette yararlıdır. Her şeyden önce, başka başka bölgelerdeyaşayan türlerin birbirleriyle çaprazlanınca çoğu zaman kısır olduğu söylenebilir; öyleyse,birbirlerinden böylesine ayrılmış türler için karşılıklı kısır kılınmanın besbelli hiçbir yararıolamazdı, ve, sonuçolarakbu,doğal seçmeyle etkilenemezdi; amayurttaşı olanherhangibir türlekısırolanbir türünöbür türlerledekısırolmasıkaçınılmazbirsonuçolurdu,diye itirazedilebilir.ikincisi,karşılıklıçaprazlamalardabiçimlerdenbirininerkeköğesiikincibiçimihiçdölleyemezken,ikincibiçiminerkeköğesininbirinciyikolaycadölleyebilmesi,doğalseçmeteorisinedeaşağıyukarıözelyaratmagörüşünekarşıolduğukadaraykırıdır;çünküüremesistemininbuözeldurumununherikitüredeyararlıolabilmesipekgüçtür.

Doğal seçmenin türleri karşılıklı kısır kılmada etkili olabildiği düşünülünce, en büyük güçlükhafifçeazalmışdölverimiylekesinkısırlıkarasındaküçükbirçokaşamabulmakolacaktır.Şukabuledilebilir; ata-biçimiyle ya da herhangi bir çeşitle çaprazlanınca bir dereceye dek kısır olmak,

başlangıç durumundaki bir türün yararına olurdu; çünkü böylelikle, kanlarını oluşum sürecindekiyenitürlerekarıştırabilecekpiçleşmişvesapmışdöllerdahaazortayaçıkardı.Amakısırlığınbuilkderecesinin, pek çok türde ortak ve farklı cins ya da familya sayılmalarını gerektirecek birfarklılaşmaya uğramış türlerde evrensel olan o yüksek kısırlık derecesine doğal seçmeyleçıkarılmasındaki aşamalarıdüşünecekkimse,bukonuyuolağanüstüçapraşıkbulacaktır.Uzunuzundüşündükten sonra, bana öyle geliyor ki, bu, doğal seçmeyle yapılamazdı. Herhangi iki türünçaprazlanınca kısır birkaç döl verdiği durumu ele alalım; burada, kendilerine karşılıklı kısırlığınbiraz daha yüksek bir derecesi bağışlanmış, ve böylece kesin kısırlığa doğru küçük bir adımilerlemişbireylerinkalımınıkolaylaştırabilennevardır?Açıklamadoğalseçmeteorisiyleyapılmakgerekirse,butürlübirilerlemeninçoğukarşılıklıtamkısırlıkgösterenbirçoktürdeortayaçıkmasızorunlu olurdu.Kısır eşeysiz böceklerde, onların yapısındaki ve doğurganlığındaki değişikliklerindoğalseçmeyleyavaşyavaşbiriktirildiğineinanmamıziçingerekçevardır,çünküböylelikleonlarınbağlı olduğu topluluk aynı türün öbür topluluklarına karşı dolaylı bir üstünlük kazanırdı; amatoplumsalbirgrubabağlıolmayantekbirhayvan,başkabirçeşitleçaprazlanıncabirazkısırlaşsaydıbundan hiçbir üstünlük sağlamazdı ya da bundan ötürü aynı çeşidin öbür bireylerinin esenliğinedolaylıbiryararıolmazdı.

Ama bu sorunu ayrıntılı tartışmak gereksizdir; çünkü bitkilerde, çaprazlanmış bitki türlerininkısırlığınındoğalseçmedentümüylefarklıbirilkeninsonucuolmakgerektiğinigösterensusturucukanıtımızvar.GaertnerveKölreuter,ikiside,pekçoktürüolancinslerde,çaprazlanıncagitgidedahaaz tohumveren türlerdenbaşlayıp bir tek tohumvermeyen, amabaşkabazı türlerin çiçektozundanetkilendikleri tomurcuklarının (germen) kabarmasından anlaşılan türlerde son bulan bir seriyapılabildiğinigöstermişlerdir.Burada,tohumvermeyihenüzbırakmışdahakısırbireyleriseçmeninolanaksızlığıbesbellidir;onuniçinkısırlığınbuenyüksekderecesi,yalnıztomurcuklaretkilenince,doğalseçmeylekazanılmışolamaz;vebütünhayvanlarâlemindevebütünbitkilerâlemindeböylesinebir-biçimliolantürlükısırlıkderecelerinibelirleyenyasalardan,nedenin,bunedenherneise,bütündurumlardaaşağıyukarıaynıolduğusonucunuçıkarabiliriz.

Şimdi ilk çaprazlarda ve hibritlerde kısırlığa yol açan türler arası farkların olası niteliğini birazdahayakındaninceleyelim.Birinciçaprazlarda,birbirleşmesağlamadakivedölalmadakiönemliyada az önemli güçlük besbelli farklı nedenlere bağlıdır. Bazen, örneğin bir bitkide dişi organınçiçektozu borusunun yumurtalığa ulaşabilmesi için aşırı uzun olması gibi fiziksel bir olanaksızlıkbulunabilir.Birtürünçiçektozununuzakhısımbirtürüntepeciğinekonuncaçiçektozuborusuverdiği,amabunun tepecik yüzeyini delip geçmediği de gözlenmiştir.Bundan başka, erkek öğe dişi öğeyeulaşabilir,amabirembriyongeliştiremez;Thuret’inFucus’lardayaptığıdenemelerdedurumböylegörünmektedir.Buolgular,bazıağaçlarınbaşkaağaçlaranedenaşılanamadığınıaçıklamaktandahakolay açıklanamaz. Son olarak, embriyon gelişebilir ve sonra erken bir dönemde ölebilir. Bu sonolanak yeterince dikkate alınmamıştır; ama sülünlerin ve kümes hayvanlarının hibritlenmesikonusunda güvenilir bir deneyimi olan Bay Hewitt’in bana ulaştırdığı gözlemlerine dayanarak,embriyonunerkenölümününçoğuzaman ilkçaprazlardakikısırlığınnedeniolduğuna inanıyorum.BaySalterüçGallus(tavuk)türüileonlarınhibritleriarasındakitürlüçaprazlamalardaneldeedilmiş500kadaryumurtaüzerindeyaptığıbirincelemeninsonuçlarınıgeçenlerdeaçıkladı:Buyumurtalarınçoğu döllenmişti; ve bu döllenmiş yumurtaların çoğunda embriyon ya kısmen gelişip sonradanölmüş, ya da gelişimini aşağı yukarı tamamlamış, ama civcivler yumurta kabuğunu kırıpçıkamamıştı. Yumurtadan çıkabilmiş civcivlerin beşte dördünden çoğu ilk birkaç gün ya da haftaiçinde “ortada görünür hiçbir neden yokken, besbelli yalnızca yaşama güçleri az olduğu için”ölmüştü;buyüzden500yumurtadanyalnızonikipiliçyetiştirilmişti.Bitkilerdekihibritembriyonlardabelkiçoğuzamanaynıtarzdayokolupgitmektedir;hiçdeğilse,çokfarklıtürlerdenyetiştirilmiş

hibritlerin bazen cılız ve ufak tefek olduğu ve vakitsiz öldüğü bilinmektedir;MaxWichura, hibritsöğütlerde bu olgunun şaşırtıcı bazı örneklerini kısa bir süre önce göstermiştir. Bazı döllenmesizçoğalma (parthenogenesis) durumlarında ipek böceğinin döllenmemiş yumurtalarındakiembriyonların gelişimin ilk aşamalarını geçirdiğini ve sonra farklı türlerin çaprazlanmasındandoğmuşembriyonlargibiöldüğünüburadaanmakyararlıolur.Buolgularıöğrenmedenönce,hibritembriyonların çoğu zaman vakitsiz öldüğüne inanmak istemiyordum; çünkü bayağı katırdagördüğümüzgibi,birkezdoğmuşhibritlergenelliklesağlıklıveuzunömürlüdür.Bununlabirlikte,hibritler doğumdan önce ve sonra farklı koşulların etkisinde kalmaktadır, atalarının ikisinin deyaşadığıbirülkededoğupyaşadıklarızaman,yaşamkoşullarıgenellikleuygundur.Amabirhibrit,anasınındoğasınınveyapısınınancakyarısınıpaylaşır;bundanötürü,anasınındölyatağında,yadaanasının verdiği yumurtanın ya da tohumun içinde bulunduğu sürece, doğumdan önce belirli birölçüde elverişsiz koşulların etkisinde kalabilir ve bunun sonucu olarak ve özellikle çok gençyaratıklar zararlı ya da doğal olmayan koşullardan pek kolay etkilendikleri için, vakitsiz ölmeyeeğilimliolur.Amagenedeneden,hibritinsonradanetkisindekaldığıkoşullardançok,embriyonuneksikgelişiminisonuçlayanoilkdöllenmeişlemindekibirkusurabağlıolabilir.

Eşeyselöğelerieksikgelişmişhibritleregelince,durumbirazfarklıdır.Kendidoğalkoşullarındanuzaklaştırılan hayvanların ve bitkilerin üreme sistemlerinin bundan önemli ölçüde etkilendiğinigösterenbirçokolguyubirkaçkezandım.Gerçektebu,hayvanlarınevcilleştirilmesindekarşılaşılanenbüyükengeldir.Böylelikleortayaçıkankısırlıklahibritlerinkısırlığıarasındabüyükbenzerliklervardır.Herikidurumdadakısırlıkgenelsağlıkdurumunabağlıdeğildirveçoğuzamanaşırıiriliğinyadalüksüneşliğindegörülür.Herikidurumdadakısırlıkfarklıderecelerdeolur;ikisindede,erkeköğeençokbozulmayauğrar;amabazendişiöğeerkeköğedendahaçoketkilenir.Herikidurumdadabueğilimsistematikilgiylebelirlibirölçüdebaşabaşgider,çünkübütünhayvanvebitkigruplarıdoğal olmayan koşullarda kısırlaşır; ve bütün tür grupları kısır hibritler vermeye eğilimlidir. Öteyandan,bazenbirgruptakitürlerdenbirikoşullardakideğişmeleredoğurganlığıazalmadandayanırvebirgruptakitürlerdenbazılarıolağanüstüdoğurganhibritlerverir.Belirlibirhayvanıntutuklulukkoşullarında üreyeceğini, ya da yabancı bir bitkinin tarımsal koşullarda bol tohum vereceğini hiçkimsedenemedenöncesöyleyemez;hiçkimse,denemeden,bircinsinikitürününepeykısırhibritlervereceğini de söyleyemez. Son olarak, organik yaratıklar kendileri için doğal olmayan koşullardakuşaklarboyuncabırakılıncaçokkolaydeğişmeyeeğilimliolurlar;bu,kısmenüremesistemlerininetkilenmesine, ama tam kısırlığın görüldüğü zamankinden daha az etkilenmesine, bağlıgörünmektedir.Hibritlerdedeböyledir,çünkü,bütünaraştırmacılarıngözlediğigibi,onlarınardışıkkuşaklardakidöllerideğişmeyeözellikleeğilimlidir.

Böylece, organik yaratıklar yeni ve doğal olmayan koşullarda bırakılınca ve iki türün doğalolmayan çaprazlanmasından hibritler elde edilince, üreme sistemlerinin genel sağlık durumundanbağımsız olarak çok benzer bir tarzda etkilendiğini görüyoruz. Bu durumların birinde, yaşamkoşulları çoğu zaman sezemeyeceğimiz kadar hafifçe de olsa, bozulmuştur; öbür durumda, ya dahibritlerde,dışkoşullar aynıkalmış, ama farklı ikiyapıvebileşimveonlarınüremesistemlerininbirleşmesi, oluşumu bozmuştur. Çünkü farklı organların ve parçaların birbirlerine ya da yaşamkoşullarına göre gelişiminde, düzenli çalışmasında, ya da karşılıklı ilişkilerinde bir bozulmaolmadan bileşmesi ancak güçlükle olabilir. Hibritler kendi aralarında üreyebildikleri zaman, aynıbileşik oluşumu kuşaktan kuşağa döllerine iletirler; bundan dolayı, belirli bir ölçüde değişkenolmakla birlikte kısırlıklarının azalmamasına şaşmamalıyız; kısırlık artabilir de, daha önceaçıklandığı gibi, pek yakın hısımlar arası yetiştirmenin sonucu genellikle budur. HibritlerinkısırlığınınfarklıikiyapınınbileşmesindendoğduğunuönesürenyukardakigörüşüönemlesavunanMaxWichura’dır.

Bununla birlikte, hibritlerin kısırlığı ile ilgili türlü olguları yukardaki görüşle ya da başka birgörüşle anlayamadığımız itiraf edilmelidir; örneğin, karşılıklı çaprazlamalardan elde edilmişhibritlerin doğurganlığındaki eşitsizlik; ya da arı ata-türlerine bazen ve olağanüstü benzeyenhibritlerin artmış kısırlığı bu türlü olgulardandır. Yukarda söylenenlerin konunun özünedokunduğunu öne sürmüyorum; doğal olmayan koşulların etkisinde bırakılmış bir organizmanınnedenkısırlaştığınıgösterenhiçbiraçıklamayoktur.Göstermeyeçalıştığımşudur:Bazıbakımlardanbenzeşen ikidurumda–birindeyaşamkoşulları,öbüründe ise ikioluşumunbileşmesiyleoluşumunkendisibozulduğuiçin–kısırlıkgenelbirsonuçtur.

Buna benzer bir paralellik, bunları andıran ama bunlardan çok farklı bir grup olgu için degeçerliktedir.Yaşamkoşullarındakihafifdeğişmelerinbütüncanlıvarlıklariçinyararlıolduğuinancıeskiveyaygınbirinançtır,ve(başkabiryerdeverdiğim)birçokkanıtadayanmaktadır.Çiftçilerinvebahçıvanların,buinancauyarak,kendiaralarındasıksıktohum,yumru,vb.değiştokuşettiklerini,yada onları bir topraktan ya da iklimden bir başkasına götürüp sonra gene geri getirdiklerinigörüyoruz. Hastalık geçirmiş hayvanların yaşama alışkanlıklarında yapılan değişiklikler onlarınkendileriniçabucaktoparlamasınısağlamaktadır.Bundanbaşka,bitkilerdevehayvanlarda,aynıtürünbelirlibirölçüdebirbirlerindenfarklıbireyleriarasındayapılmışbirçaprazlamanındölleredinçlikve doğurganlık verdiği ve pek yakın hısımlar arasında birkaç kuşak sürdürülmüş üretimin hemenhemenherzamanufalmaya,cılızlığa,yadakısırlığayolaçtığı,bilinenenaçıkkanıtlardır.

Bundanötürü,biryandanyaşamkoşullarındakihafifdeğişmelerbütünorganikyaratıklarayararlı,öte yandan hafif çaprazlanmalar, yani aynı türün erkekleri ve dişileri arasındaki çaprazlanmalar,döllere dinçlik ve doğurganlık verir görünmektedir. Ama, doğal bir durumda, bir-biçim kalmışkoşulların etkisinde uzun süre yaşamış canlıların, tutuklanmak gibi önemli bir değişme karşısındaçoğuzamanepeycekısırlaştığınıdagörmüştük;vebirbirindenbüyükölçüdeyadatürselbakımdanfarklılaşmış iki biçim arasındaki çaprazlanmalardan doğmuş hibritlerin hemen hemen her zamanbelirlibirderecedekısırolduğunudabiliyoruz.Buçifteparalelliğinaslabirrastlantıyadakuruntuolmadığına kesinlikle inanıyorum. Filin ve başka birçok hayvanın kendi yurdunda yalnızca yarıtutuklulukkoşullarındatutuluncanedenüremediğinikimaçıklayabilirse,o,hibritleringenelliklekısırolmasının başlıca nedenini de açıklayabilecektir. Ve aynı zamanda, önceleri çaprazlanınca belkikısırlıkgöstermişfarklıtürlerdentüremişolmaklabirlikte,çoğuzamanyenivekararsızkoşullarınetkisindekalmışbazıevcilhayvanırklarımızınbirbirleriarasındanedentümüyleverimliolduklarınıda açıklayabilecektir.Yukarda anılan bu iki paralel olgu serisi, yaşam ilkesiyle temelinden ilişkili,ortak, ama bilinmeyen bir bağla bağlı görünmektedir; BayHerbert Spencer ’e göre bu ilke şudur:Yaşam,doğadakiherşeygibi,birdengekurmayaeğilimligüçlerinsüreklietkivetepkisiylevarolur,ya da buna bağlıdır; ve bu eğilim herhangi bir değişmeyle hafifçe bozulursa, yaşamsal güçlerkuvvetlenir.

KARŞILIKLIİKİ-BİÇİMLİLİKVEÜÇ-BİÇİMLİLİK

Bukonuburadaancakkısacatartışılabilecekvehibritliğebirazaçıklıkgetirdiğigörülecektir.Farklıtakımlardanolanbirçokbitkiikibiçimgöstermektedir;bubiçimlersayıcaaşağıyukarıeşitolmaktave üreme organları ayrı tutulursa, hiçbir bakımdan birbirinden farklı olmamaktadır; biçimlerdenbirinin dişi organı uzun ve erkek organları kısa, öbürünün dişi organı kısa ve erkek organlarıuzundur; ikisinin çiçektozları farklı büyüklüktedir. Üç-biçimli bitkilerde, gene dişi ve erkekorganlarınuzunlukları,çiçektozlarınınrenklerivebüyüklüklerivebaşkabazıbakımlardanfarklıüçbiçimvardırveüçbiçiminherbirindeikitürlüerkekorganbulunduğuiçin,buüçbiçimdealtıtürlü

erkekorganveüç türlüdişiorganvardır.Buorganlaruzunlukbakımındanbirbirleriyleoranlıdır,öyle ki bu biçimlerden ikisinin erkek organlarının yarısı üçüncü biçimin dişi organıyla aynıyüksekliktedir.Bubitkilerdetamdölverimisağlanmakiçinbiçimlerdenbirinindişiorganınınöbürbiçimin uygun yükseklikteki erkek organından alınmış çiçektozuyla döllenmesi gerektiğinigösterdim ve başka gözlemcilerin vardıkları sonuçlar da bu bulgumu destekledi. Onun için iki-biçimli türlerdeki uygulu (legitimate) diyebileceğimiz iki birleşme tam verimli; ve uygusuz(illegitimate)diyebileceğimizikisiepeyverimsizdir.Üç-biçimlitürlerdekialtıbirleşmeuyguluyadatamverimli,veonikisiuygusuzyadaoldukçaverimsizdir.

İki-biçimli ve üç-biçimli bitkilerde, uygusuz olarak döllendikleri zaman, yani dişi organ uygunyükseklikteki erkek organlardan alınmamış çiçektozuyla döllenince gözlenebilen verimsizlik, tıpkıfarklı türlerin çaprazlanmasında olduğu gibi, kesin ve tam kısırlığa dek pek farklı derecelerdeolmaktadır. İkinci durumda kısırlığın derecesi yaşam koşullarının az ya da çok elverişli olmasınaönemliölçüdenasıl bağlıysa,uygusuzbirleşmelerdedeöyledir.Bir çiçeğin tepeciğineyabancıbirtürün çiçektozu konduktan sonra, hatta epey sonra, aynı tepeciğe bu kez kendi çiçektozu konunca,onun etkisinin yabancı çiçektozununkini genellikle yok edecek kadar zorlu olduğu çok iyibilinmektedir;bu,aynıtürünçeşitlibiçimlerininçiçektozlarındadaböyledir,çünküuyguluçiçektozu,uygusuzçiçektozuylabirlikteaynıtepeciğekonunca,çoküstünetkiliolmaktadır.Bunuşöyleanladım:Birçok çiçeği önce uygusuz ve aradan yirmidört saat geçtikten sonra, özel olarak boyanmış birçeşidinçiçektozlarıylauyguluolarakdölledim;eldeettiğimtohumlarınfidelerihepaynı renkteydi.Bu, uygulu çiçektozunun, yirmidört saat sonra uygulanmış olsa bile, öncedenuygulanmış uygusuzçiçektozunun etkisini tümüyle yok ettiğini ya da engellediğini gösterir. Bundan başka, aynı iki türarasındayapılmışkarşılıklı çaprazlamalardaneldeedilensonuçtabazennasılbüyükbir farkvarsa,üç-biçimli bitkilerde de vardır; örneğin, Lythrum salicaria’nın orta-boyuncuklu biçimi kısa-boyuncuklu biçiminin daha uzunolan erkek organlarını çiçektozuyla uygusuz olarak ve büyükbirkolaylıkla döllenmekte ve birçok tohum vermektedir; oysa kısa-boyuncuklu biçim, orta-boyuncuklunun daha uzun olan erkek organlarının çiçektozuyla döllenince bir tek tohumvermemektedir.

Bütünbubakımlardanvebunlaraeklenebilecekbaşkabakımlardan,aynıkuşkusuztürünbiçimleri,uygusuz birleştikleri zaman, tıpkı çaprazlanmış farklı türler gibi davranmaktadır. Bu, uygusuzbirleşmelerdendoğmuşbirçokfideyidörtyılboyuncatitizliklegözlememeyolaçtı.Vardığımbaşlıcasonuç şudur: Bu uygusuz bitkiler (onlara böyle denebilir) tümüyle verimli değildir. İki-biçimlitürlerdenuzun-boyuncukluvekısa-boyuncukluuygusuzbitkilerveüç-biçimlibitkilerdenuygusuzüçbiçiminhepsiyetiştirilebilir.Bunlardauygulubirtarzdagereğigibibirleştirilebilir.Böyleyapılıncaonların da uygulu birleşen ataları gibi çok sayıda tohum vermemesi için görünür hiçbir gerekçeyoktur. Oysa durum böyle değildir. Onların hepsi farklı derecelerde kısırdır; bazılarının kısırlığıtamdırveonmaz;bunlar,dörtmevsimboyuncayaptığımaraştırmalarsırasındadeğilbirtektohum,bir tek tohum kapsülü bile vermedi. Bu uygusuz bitkilerin birbirleriyle uygulu bir tarzdabirleştirilince gösterdikleri kısırlık, kendi aralarında çaprazlanmış hibritlerin kısırlığı ilekarşılaştırılabilir.Öte yandan, bir hibrit, arı ata-türlerinden biriyle çaprazlanırsa kısırlık genellikleazalır;veuygusuzbirbitkiuygulubirbitkiyledöllenincedeböyleolur.Hibritlerinkısırlığıikiata-türarasındaki ilkçaprazlamayıyapmadakigüçlükleherzamanparalelolmadığıgibi,uygusuzbazıbitkilerin kısırlığı da, kendilerini doğurmuş birleşmenin kısırlığı hiç önemli değilken bile,olağanüstü büyük ölçüdedir. Aynı tohum kapsülünden yetiştirilen hibritlerde kısırlığın derecesidoğuştandeğişkendir,uygusuzbitkilerdedeapaçıköyledir.Sonolarak,hibritlerinbirçoğuçokvehiçdurmadançiçek açar, oysaöbürleri vedahakısır hibritler pek az çiçek açar; üstelikonlar cılız vebodurolur;türlüiki-biçimliveüç-biçimlibitkilerinuygusuzdöllerindedeaynıdurumlargörülür.

Sözünkısası, uygusuzbitkilerlehibritler arasında ıraları vedavranışları bakımındanpek sıkı birözdeşlik vardır. Uygusuz bitkilerin aynı türün sınırları içindeki bazı biçimlerin uygun düşmeyenbirleşmesindendoğmuşhibritlerolduğunu,bayağıhibritlerinsesözdefarklıtürlerinuygundüşmeyenbirleşmesinden doğduğunu savunmakta hiçbir abartma yoktur. İlk uygusuz birleşmeler ile farklıtürlerinilkçaprazlanmalarıarasındaherbakımdanpeksıkıbirbenzerlikolduğunudagördük.Bunuşöylebir örnekledaha iyi belirtebiliriz:Bir bitkibilimcininüç-biçimliLythrum salicaria’nın uzun-boyuncuklu biçiminin belirgin iki çeşidini bulduğunu (gerçekten olabilir), ve onları çaprazlayarakayrı türlerden olup olmadıklarını anlamaya karar verdiğini varsayalım. Bitkibilimcimiz onlarınalışılagelmiştohumtutarınınancakbeştebiriniverdiğiniveyukardasavunulanbakımlardanikisininde sanki farklı türmüş gibi davrandığını bulur. Ama işi sağlama bağlamak için hibrit saydığıtohumlardanbitkiyetiştirirvefidelerinpekufacıktefecikvetümüylekısırolduğunuveherbakımdanbayağı hibritler gibi davrandığını bulur. Ondan sonra, yaygın görüşe göre, bu iki çeşidinyeryüzündeki herhangi bir tür kadar yetkin birer tür olduğunu gerçekten sınadığını ileri sürebilir;amatümüyleyanılır.

İki-biçimliveüç-biçimlibitkilerileilgilibuolgularönemlidir;çünkübizeşunlarıgöstermektedir:Birincisi,ilkçaprazlardavehibritlerdeazalmışdölverimininfizyolojikbakımdansınanması,türselfarklılığın güvenilir bir ölçütü değildir; ikincisi, uygusuz birleşmelerin kısırlığı ile bubirleşmelerden doğmuş uygusuz döllerinki arasında bilinmeyen bir bağ olduğu sonucunuçıkarabiliriz ve bu, aynı görüşü genişletip ilk çaprazlara ve hibritlere de uygulamamıza yol açar;üçüncüsü (bence özellikle önemli olan budur), aynı türün hiçbir bakımdan farklı olmayabilen (dışkoşullarailişkinolarakneyapınedenitelikbakımındanfarklı)ikiyadaüçbiçimibulunabilir,amabunlar, belirli yollardan birleştirilince verimsiz olabilir. Çünkü, aynı biçimin, örneğin uzun-boyuncuklu iki biçimin, bireylerinin eşeysel öğelerinin birleşmesinin kısırlığa yol açtığını; oysafarklı iki biçime uygun eşeysel öğelerin birleşmesinin verimli olduğunu anımsamalıyız. Bundanötürü, durum, ilk bakışta, aynı türün bireylerinin alışılagelmiş birleşmelerinde ve farklı türlerarasındakiçaprazlanmalardaolanın tamtersigibigörünmektedir.Bununlabirlikte,gerçektenböyleolduğukuşkuludur.Buçapraşıkkonuyugenişletmekistemiyorum.

Bununlabirlikte,iki-biçimliveüç-biçimlibitkilerinincelenmesinden,çaprazlananfarklıtürlerinvehibritdöllerininkısırlığınınözellikleeşeyselöğelerininniteliğindenilerigeldiğiveyapılarındakiyadagenelniteliklerindekibirfarktanilerigelmediğisonucunuçıkarabiliriz.Birtürünerkeğininikincibir türün dişisiyle birleşemediği, ya da büyük bir güçlükle birleşebildiği, oysa bunun tersi olançaprazlamaların çok kolay başarılabildiği karşılıklı çaprazlamaları inceleyerek de aynı sonucavarırız.Gaertnerdeçaprazlanan türlerinkısırlığınınüremesistemlerindeki farklardan ilerigeldiğisonucunavarmıştır.

ÇAPRAZLANANÇEŞİTLERİNVEMELEZDÖLLERİNİNDOĞURGANLIĞIEVRENSELDEĞİLDİR

Türlerle çeşitler arasında köklü bir fark olmak gerektiği, çünkü çeşitlerin –dış görünüşleribirbirlerindenpekfarklıolsabile–çokkolayçaprazlandığıvetümüyledoğurgandöllerverdiği,çoksağlambirkanıtdiyeilerisürülebilir.Hemenanılmakgerekenbazıayralarla(istisnalarla),kuralınbuolduğunu tümüyle kabul ediyorum. Ama konu güçlüklerle doludur, çünkü, doğada ortaya çıkmışçeşitlerincelenirken,şimdiyedekçeşitsayılmışikibiçiminbirlikteherhangibirölçüdekısırolduğubulununca, doğa bilginlerinin pek çoğu onları hemen tür saymaktadır. Örneğin,Gaertner pek çok

bitkibilimcinin çeşit saydığı mavi ve kızıl farekulaklarının çaprazlanınca tümüyle kısır olduğunusöylemekte ve bu yüzden o iki bitkiyi kuşkusuz türler arasına katmaktadır. Böyle bir kısır döngüiçindetartışırsak,doğanınetkisindeortayaçıkmışçeşitlerinhepsineelbettedoğurganlıkbağışlamakgerekir.

Evcilleşmenin etkisinde türemiş, ya da türediği sanılan çeşitlere başvurunca da kuşkudankurtulamıyoruz. Çünkü, örneğin Güney Amerika’nın yerlisi olan bazı evcil köpeklerin Avrupalıköpeklerlebirleşmediklerisöyleninceherkesinaklınageliverenaçıklama,belkidoğruolanaçıklama,onların kökenden farklı türlerden türediğidir. Bununla birlikte, görünüşte birbirinden çok farklıbirçok evcil hayvan ve tarım bitkisi ırklarının, örneğin güvercin, ya da lahana ırklarının tamverimliliği,özelliklebirbirlerinepekbenzemeklebirlikteçaprazlanınca tümüylekısırolan türlerinnedenliçokolduğudüşünülürse,dikkatedeğerbirolgudur.Bununlabirlikte türlüdüşüncelerevcilçeşitlerin verimliliğini daha az dikkate değer kılmaktadır. Her şeyden önce, iki tür arasındaki dışfarkların büyüklüğü onların karşılıklı kısırlık derecesinin güvenilir bir belirtisi değildir, bundandolayı çeşitlerdeki benzer farklar da güvenilir belirti olamaz. Türlerde nedenin yalnızca eşeyselyapıdaki farklarda olduğu bellidir. Öyleyse, evcil hayvanların ve tarım bitkilerinin etkilendiklerideğişenkoşullarınüremesistemindekarşılıklıkısırlığayolaçacaktarzdadeğişiklikyapmaeğilimiodenliazdırki,Pallas’ıntamkarşıtöğretisini,yaniböylekoşullarınbueğilimigenelliklegiderdiğini;bundan ötürü doğal durumlarındayken çaprazlanınca belki biraz kısır olan türlerin evcilleşmişsoylarınınbirbirleriyletamverimlidurumageldiğinikabuledebiliriz.Tarım,bitkilerdefarklıtürlerarasındakısırlığadoğrubireğilimyaratmaktanpekuzaktır,öylekibelgeleredayananpekçokhalde,belirli bitkilerin tam karşıt bir tarzda etkilendiği bildirilmektedir; çünkü bu bitkiler başka türleridölleme ve onlarla döllenme yeteneğini sürdürürken kendine-kısır duruma gelmiştir. Pallas’ınöğretisi,çokuzunsürmüşevcilliğinetkisiylekısırlığıngiderildiğikabuledilirse,kibunureddetmekgüçtür,uzunsürmüşbenzerkoşullarındabueğilimeyolaçmasıpekbüyükölçüdeolmayasıdır;amabelirli durumlarda, özel yapıları olan türlerde, kısırlık bazen bundan ileri gelebilir. Bence, evcilhayvanlardakarşılıklıkısırçeşitlerinnedentüremediği;vebitkilerdeböyledurumlarınnedenancakbirkaç(vehemenbildirilmekgereken)örneğiningözlendiğiniböyleceanlayabiliriz.

Bana öyle geliyor ki, şu andaki konumuzun asıl güçlüğü evcil çeşitlerin çaprazlanınca karşılıklıkısırlıkgösterirdurumanedengelmemişolmasıdeğil,tersine,bunundoğalçeşitlerde,doğalçeşitlertürsayılmalarınaelvereceksüreklibirdeğişiklikgeçirirgeçirmez,nedenpekyaygınolarakortayaçıkmakta olmasıdır; nedeni kesinlikle bilmekten çok uzağız; üreme sisteminin normal ve anormalçalışması konusundaki korkunç bilgisizliğimiz düşünülürse, bunun böyle olması hiç de şaşırtıcıdeğildir.Amatürlerin,sayısızyarışçılarakarşıverdiklerivarolmasavaşındanötürü,evcilçeşitlerinetkilendiği koşullardan daha bir-biçimli koşulların etkisinde daha uzun bir zaman kalmış olmakgerektiğinianlayabiliyoruz;vebu,sonucubüyükölçüdedeğiştirebilir.Çünkü,yabanılhayvanlarınvebitkilerin doğal koşullarından alınıp tutuklanınca çoğu zaman kısırlaştığını biliyoruz; hep doğalkoşullarda yaşamış organik yaratıkların üreme eylemleri de, doğal olmayan bir çaprazlamanınetkisine buna benzer aşırı bir duyarlık gösterebilir. Öte yandan, evcilleşmiş ürünlerin, evcilleşmişolmaları gerçeğinden de düpedüz anlaşıldığı gibi, yaşam koşullarındaki değişmelere karşı dahabaşlangıçta aşırı duyarlıkları yoktu; onlar, bugün de, durmadan değişen koşulların etkisine dölverimleri azalmadan dayanabilmektedir. Bundan ötürü, onların üreme güçleri, aynı tarzda türemişbaşkaçeşitlerleçaprazlanmaktanpekdezarargörmeyençeşitlervermeleribeklenebilir.

Şimdiyedek,aynıtürdenolançeşitler,çaprazlanınca,hepverimliymişgibikonuştum.Oysakısacaözetlemek istediğim aşağıdaki birkaç duruma, belirli ölçüde bir kısırlık bulunduğu tartışmagötürmez.Budurumlardakikanıt,hiçdeğilse,biryığıntürünkısırlığınainanmamızısağlayankanıt

kadarsağlamdır.Üstelikbukanıt,doğurganlığıvekısırlığıbütünbaşkadurumlardatürselfarklılığıngüvenilirbirölçütüsayanlarınkarşıttanıklıklarındançıkmaktadır.Gaertner,sarıtanelivebodurbirmısır çeşidiyle kızıl taneli ve boylu bir mısır çeşidini kendi bahçesinde yıllarca yan yanayetiştirmiştir; ve bu bitkiler, ayrı eşeyli oldukları halde, doğal yoldan asla birbiriyleçaprazlanmamıştır. Bunun üzerine Gaertner çeşitlerden birinin onüç çiçeğini öbürününçiçektozlarıyladöllemiştir;amaancakbirtekkoçanbirkaçtanevermiştir:Yalnızcabeştane.Bitkilerayrı-eşeyliolduklarıiçindenemedenzarargörmüşolmalarıdasözkonusudeğildir.Bugünedekbuçeşitleri tür sayan hiç kimse çıkmamıştır sanırım; böylelikle elde edilmiş hibrit bitkilerin kendiaralarındatamdölverimigöstermişolmasıiseayrıcaönemlidir;buyüzdenGaertnerbileoikiçeşidifarklıtürlersaymayıgözealamamıştır.

GiroudeBuzareingues, tıpkımısır gibi ayrı-eşeyli olan sukabağınınüç çeşidini çaprazlamışveçeşitlerarasındakifarknedenliçokolursaonlarınkarşılıklıdöllenmesinindeodenligüçolduğunubildirmiştir. Bu denemelere hangi ölçüde güvenilebilir, bilmiyorum; ama sınıflamasını özelliklekısırlık sınamasınadayandıranSageretdenemekonusubiçimleriçeşit saymaktaveNaudendeaynısonucavarmaktadır.

Aşağıdaki durumçokdahadikkate değerdir ve ilk bakışta inanılır gibi değildir; amapek iyi birgözlemci (ve pek direngen bir tanık) olan Gaertner ’in dokuz Verbascum türüyle yıllar boyuncayaptığı şaşılacakkadarçokdenemenin sonucudur: sarıveakçeşitler çaprazlanıncaaynı türünaynırenkteki çeşitlerinden daha az tohum vermektedir. Üstelik, Gaertner, bir türün sarı ve ak çeşitleribaşkabirtürünsarıveakçeşitleriyleçaprazlanınca,aynırenktekiçiçeklerinçaprazlanmasındaneldeedilen tohumun, farklı renktekilerin çaprazlanmasından elde edilenden daha çok olduğunusöylemektedir.BayScottdaVerbascumtürleriyleveçeşitleriyledenemeleryapmıştır;o,Gaertner ’infarklıtürleriçaprazlayarakbulduğusonuçlarıdoğrulayamamaklabirlikte,aynıtürünfarklırenktekiçeşitlerinin, aynı renktekilerden daha az tohum verdiğini (86’ya oranla 100) bulmuştur. Bununlabirlikte, bu çeşitler çiçeklerinin renginden başka hiçbir bakımdan farklı değildir; ve bazen,çeşitlerdenbiriöbürününtohumundanyetiştirilebilmektedir.

Güvenilir bir gözlemci olarak tanınan Kölreuter, bayağı tütünün bir çeşidinin, farklı bir türleçaprazlanınca, öbür çeşitlerden daha verimli olduğunu kanıtlamıştır. Kölreuter, genellikle çeşitsayılan beş biçimle denemeler yapmış, onları sıkı bir sınamadan geçirmiş, yani karşılıklıçaprazlamış,veonlarınmelezdöllerinin tümüyleverimliolduğunubulmuştur.Amabubeşçeşittenbiri,hemanahemdebabaolarakkullanılıpNicotianaglutinosa ileçaprazlanınca,herzaman,öbürdörtçeşidinN.glutinosa ileçaprazlanıncaverdiğihibritlerdendahaazkısırhibritdöllervermiştir.Bundan dolayı, bu tek çeşidin üreme sistemi herhangi bir tarzda biraz değişiklik geçirmiş olsagerektir.

Buolgulardansonra,çaprazlanançeşitlerinheptümüyleverimliolduğuartıksavunulamaz.Doğalbirdurumdakiçeşitlerinkısırlığınısaptamanınçokgüçolmasından(çünküvarsayılmışherhangibirçeşit, herhangi bir ölçüde kısır olduğu anlaşılınca, hemen hemen genellikle, türler arasınakatılmaktadır);–insanınevcilçeşitlerinyalnızdışıralarıylailgilenmesinden,veböyleçeşitlerinbir-biçimliyaşamkoşullarınınetkisindeçokuzunbirzamankalmamışolmasından–bufarklıolgulardançıkarak, verimliliğin çaprazlanan çeşitler ve türler arasında köklü bir fark yaratmadığı sonucunavarabiliriz.Çaprazlanantürlerinkısırlığınaözelbiredinti(acquirement)yadaTanrıvergisiolarakdeğil, tersine, onların eşeysel öğelerinin doğasındaki bilinmeyen değişmelerin eşliğinde ortayaçıkmışbirdurumolarakgüvenlebakılabilir.

HİBRİTLERLEMELEZLERİNDOĞURGANLIKLARINDANBAĞIMSIZOLARAK

KARŞILAŞTIRILMASI

Çaprazlanan türlerin ve çeşitlerin dölleri, doğurganlık sorunundan bağımsız olarak, türlübakımlardankarşılaştırılabilir.TürlerleçeşitlerikalınbirçizgiylebirbirindenayırmakistemişolanGaertner, türlerinhibritdediğimizdölleriyleçeşitlerinmelezdediğimizdölleriarasındaçokaz(vebence önemsiz) fark bulabilmiştir. Hibritlerle melezler önemli bakımlardan bile birbirine pekbenzemektedir.

Burada bu konuyu çok kısa tartışacağım.En önemli fark, birinci kuşaktamelezlerin hibritlerdendaha değişken olmasıdır; ama Gaertner, uzun zamandır tarımı yapılan türlerden elde edilenhibritlerin, birinci kuşakta çoğu zaman değişken olduğunu kabul etmektedir; bu olgunun şaşırtıcıörneklerini ben de gördüm. Gaertner, çok yakın hısım türlerin hibritlerinin, çok farklıtürlerinkilerdendahadeğişkenolduğunudakabuletmektedir;vebu,değişkenlikderecesindekifarkınaşamalandığınıgöstermektedir.Melezlervedahaverimlihibritlerkuşaklarboyuncaüretilirse,herikidurumda da, döllerde aşırı bir değişkenlikle karşılaşıldığını herkes bilir; ama hibritlerin vemelezlerin bir-biçim bir ırayı uzun zaman taşıdığı bazı örnekler gösterilebilir. Bununla birlikte,melezlerinardışıkkuşaklarındakideğişkenlik,hibritlerinkindenbelkidahabüyüktür.

Melezlerdeki değişkenliğin hibritlerdekinden büyük olması hiç de şaşırtıcı değildir. Çünkümelezlerinatalarıçeşitlerdir,veçoklukevcilçeşitlerdir(doğalçeşitlerlepekazdenemeyapılmıştır),ve bu, yeni doğmuş bir değişkenliğin varlığı anlamına gelmektedir; bu değişkenlik çoğu zamansürekli olur ve çaprazlanma işinin etkisiyle büyür. Hibritlerin birinci kuşaktaki hafif değişkenliği,sonraki kuşaklardaki değişkenliğe karşıt olarak, yadırgatıcı bir olgudur ve dikkate değer. Çünkübayağı değişkenliğin nedenlerinden biri üzerine geliştirdiğim görüşü, yani, değişmiş yaşamkoşullarından pek kolay etkilenen üreme sisteminin ata-biçime her bakımdan pek benzeyen döllervermek olan gerçek görevini yapmayı bu koşullarda başaramadığını doğrulamaktadır. Birincikuşaktaki hibritler (uzun zamandır tarımıyapılanları ayrı tutarsak), üreme sistemleri hiçbir yoldanetkilenmemişolan,vedeğişkenolmayantürlerdentüremiştir;amahibritlerinkendiüremesistemleribüyükölçüdeetkilenmiştir,vedölleriçokdeğişkendir.

Gene hibritlerle melezlerin karşılaştırılmasına dönelim: Gaertner, melezlerin ata-biçimlerindenbirinedönmeyehibritlerdendahaeğilimliolduğunubildirmektedir;amabu,doğruysa,elbetteancakbir derece farkıdır. Bundan başka, Gaertner, uzun zaman tarımı yapılmış bitkilerden elde edilenhibritlerin, doğal durumlarındaki türlerden elde edilenlerden daha çok ataya-dönüş gösterdiğiniönemle belirtmektedir; ve bu, ayrı ayrı gözlemcilerin vardıkları sonuçlardaki biricik farkı belkiaçıklar; Max Wichura, hibritlerin ata-biçimlerine her zaman döndüğünden kuşkulanmaktadır, vedenemelerinitarımaalınmamışsöğüttürleriyleyapmıştır;oysaNaudin,hibritlerdenerdeyseevrenselbirataya-dönüşeğilimiolduğunuönemleüstelemektedir,vedenemelerinde,dahaçok,tarımıyapılanbitkilerikullanmıştır.Gaertner,çokyakınhısımolanherhangiikitürüçüncübirtürleçaprazlanıncahibritlerin birbirinden çok farklı olduğunu; oysa bir türün çok farklı iki çeşidi başka bir türleçaprazlanıncahibritlerinpekde farklı olmadığınıbildirmektedir.Amabu sonuçlar, anlayabildiğimkadarıyla, bir tek denemeye dayanmaktadır; veKölreuter ’in yaptığı birçok denemenin sonuçlarınadoğrudandoğruyakarşıtgörünmektedir.

Gaertner ’in hibrit ve melez bitkiler arasında bulabildiği farklar yalnızca bunlardır. Öte yandan,

Gaertner ’egöre,melezlerinvehibritlerin,özellikleyakınhısımtürlerdeneldeedilenhibritlerin,anavebabalarınabenzerliklerininderecesiveçeşidiaynıyasalarabağlıdır. İki türçaprazlanınca,bazenbiri üstün etkili olmakta ve hibritlere kendi damgasını basmaktadır. Bence bitki çeşitlerinde deböyledir;vehayvanlarda,çeşitlerdenbirininbubakımdanöbürüneüstünlüğüçoğuzamankesindir.Karşılıklı bir çaprazlamadan elde edilen hibritler genellikle birbirlerine çok benzemektedir;karşılıklı bir çaprazlamanın ürünü olan melezler de böyledir. Hibritler de, melezler de, ardışıkkuşaklarda atalarından biriyle yinelenmiş çaprazlamalarla arı ata-biçimlerinden birinedöndürülebilir.

Bufarklıdüşüncelerbesbellihayvanlariçindegeçerlidir;amakonu,burada,kısmenikincileşeyselıralarınvarlığıyüzünden;amadahaçok,hembir türbaşkabir türle,vehemdebirçeşitbaşkabirçeşitle çaprazlanınca eşeylerden birinin çapraz döllere kendi damgasını basma yeteneğinin öbüreşeyinkindendahaüstünolmasıyüzünden,çokdahaçapraşıktır.Örneğin,eşeğinatakarşıböylebirüstünlüğü bulunduğunu savunan yazarların haklı olduklarına inanıyorum; katırın ve bardonun,ikisininde,attançokeşeğebenzemesibundanötürüdür;amabuüstünlükerkekeşektedişidekindendahakuvvetliolduğu için, eşekaygırı ilekısrağındölüolankatır, aygırlakancıkeşeğindölüolanbardodandahaçokeşeğebenzemektedir.

Kimi yazarlar, döllerin yalnızca melezlerde ortalama bir ıra göstermediği, tersine, ana-babadanbirinedahaçokbenzediğigibivarsayılmışbirolguüzerindeönemledurmaktadırlar;oysabu,çokseyrek de olsa, bazen hibritlerde de böyledir. Ana-babalarından birine çok benzeyen çaprazyetiştirilmişhayvanlarüzerine topladığımörnekler incelenince,benzerlikler,nitelikleribakımındandoğada epey yadırganan akşınlık, melanism [saçta, deride vb. renk maddelerinin aşırı çokluğu,karaşınlık -ç.], kuyruksuzluk ya da boynuzsuzluk, el ve ayak parmaklarının fazlalığı gibi ıralarındışına özellikle taşmaz görünmektedir ve seçilmekten ötürü yavaş yavaş edinilmiş ıralarlailişkisizdir.Çoğuzamanbirdenbireortayaçıkanveyarı-yadırgananbirıragösterençeşitlerde,ana-babadan birine dönme eğilimi de, yavaş yavaş ve doğal seçmeyle ortaya çıkmış türlerden türemişhibritlerdekindendahasıkgörülür.Hayvanlarlailgilişaşılacakkadarçokolguyadayanarakçocuğunana-babasınabenzemesinibelirleyenyasaların(anailebababirbirindenisterazisterçokfarklıolsun,yani,isteraynıçeşidin,yadafarklıçeşitlerin,isterfarklıtürlerinbireylerininbirleşmesisözkonusuolsun)aynıolduğusonucunavaranDr.ProsperLucasilegenellikleuyuşuyorum.

Doğurganlık ve kısırlık sorunundanbağımsız olarak, çaprazlanan türlerin dölleriyle çaprazlanançeşitlerinkiler arasında her bakımdan, genel ve büyük bir benzerlik olduğu görülmektedir. Türleriözel olarak yaratılmış ve çeşitleri ikincil yasaların sonucu olarak ortaya çıkmış sayarsak, bubenzerlik çok şaşırtıcıdır. Oysa bu benzerlik, türlerle çeşitler arasında köklü hiçbir fark olmadığıgörüşüylebaştansonauyuşmaktadır.

BÖLÜMÜNÖZETİ

Tür sayılmaya yetecek kadar farklı biçimler arasındaki ilk çaprazlar ve onların hibritleri,evrensellikle değilse de, büyük bir genellikle kısırdır. Kısırlığın her derecesi görülmektedir; vekısırlık, çoğu zaman, en titiz gözlemcilerin biçimleri sınıflarken taban tabana karşıt sonuçlaravarmalarına yol açacak kadar azdır. Aynı türün bireylerindeki kısırlık doğuştan değişkendir veelverişliveelverişsizkoşullardanpekkolayetkilenmektedir.Kısırlıkderecesisistematikilgiyetamanlamıylauymamakta, tersine, farklıvekarmaşıkyasalarlabelirlenmektedir.Kısırlıkderecesi,aynıikitürarasındakiçaprazlardagenelliklefarklıvebazenbüyükölçüdefarklıdır;vebirilkçaprazdave

ondaneldeedilenhibritlerdeherzamaneşitdeğildir.

Aşılanan ağaçlarda, bir türün ya da çeşidin bir başkası üzerinde tutma yeteneği, onların büyümesistemlerininniteliğigenelliklebilinmeyenfarklarınanasılbağlıysa,çaprazlamadada,birtürünbirbaşkasıylabirleşmesininkolayyadazorolması,onlarınüremesistemlerininbilinmeyenfarklarınatıpkı öyle bağlıdır. Doğada birbirleriyle çaprazlanmalarını ve karmakarışık olmalarını önlemekamacıyla türlere kısırlık bağışlanmıştır diye düşünmek için, ormanlarda birbirlerine yanaşıp[yanaştırma aşı gibi, -ç.] aşılanmalarını engellemek amacıyla ağaçlara aşılanmalarını farklıderecelerde zorlaştıran özellikler bağışlanmıştır diye düşünmek için istenenden daha çok gerekçeyoktur.

Birinci çaprazların ve onların hibrit döllerinin kısırlığı doğal seçmeyle edinilmemiştir. İlkçaprazlarda, kısırlık türlü koşullara, bazı durumlardaözellikle embriyonunvakitsiz ölümünebağlıgörünmektedir.Hibritlerinkısırlığı,görünüşte,farklıikibiçiminbileşmesiyüzündenoluşumlarınıntümüyle bozulmasına bağlıdır; bu kısırlık ile doğal olmayan yeni koşulların etkisinde kalan arıtürlerdepeksıkgörülenkısırlıkarasındabüyükbiryakınlıkvardır.Busondurumuaçıklamayagüçyetirecekkimse,hibritlerinkısırlığınıdaaçıklayabilecektir.Bugörüşbaşkatürlübirparalellikledeiyicedesteklenmektedir.Buparalellikşudur:Birincisi,yaşamkoşullarındakihafifdeğişmelerbütünorganik yaratıkların dinçliğini ve doğurganlığını artırmaktadır; ikincisi, biraz farklı yaşamkoşullarının etkisinde kalmış ya da çeşitlenmiş biçimlerin çaprazlanması, döllerinin iriliğini vedoğurganlığınıgüvenlikalanaalmaktadır.İki-biçimliveüç-biçimlibitkilerinveuygusuzdöllerininuygusuzbirleşmelerininkısırlığıkonusundaanılanolgular,birincibirleşmelerinkısırlıkderecesiyleo birleşmelerden doğan döllerinki arasında bilinmedik bir bağın varlığını bütün durumlarda belkiolası kılmaktadır. İki-biçimlilik konusundaki bu olguların ve aynı zamanda karşılıklı çaprazlamasonuçlarının incelenmesi, şu sonucu vermektedir: Çaprazlanan türlerin kısırlığının başlıca nedeni,onların eşeysel öğelerindeki farklarla belirlenmiştir. Ama farklı türlerde, eşeysel öğelerin nedenkarşılıklıkısırlıklarınapekgenelolarakyolaçanepeycedeğişiklikgeçirdiğinibilmiyoruz;amabu,türlerin aşağı yukarı bir-biçimli yaşama koşullarında çok uzun zaman kalmış olmasıyla yakındanilişkiligörünmektedir.

Herhangiikitürüçaprazlamanıngüçlüğüileonlarınmelezdöllerindekikısırlığınpekçokdurumdauygun düşmesi, nedenler farklı olsa bile, şaşırtıcı değildir; çünkü ikisi de çaprazlanan türlerarasındakifarklarıntutarınabağlıdır.Birilkçaprazlamayapmakolaylığının,veböyleceeldeedilenhibritlerindoğurganlığının,vebirbirineaşılanabilmeyeteneğinin–busonyetenekbesbellipekfarklıkoşullara bağlı olmakla birlikte– deneme konusu biçimlerin sistematik ilgisiyle belirli bir ölçüdeparalelgitmesideşaşırtıcıdeğildir;çünküsistematikilgihertürlübenzerliğiiçermektedir.

Çeşit olarak tanınan, ya da çeşit sayılmaya yetecek ölçüde benzer olan biçimler arasındaki ilkçaprazlar, ve onların melez dölleri, her zaman değilse bile, çoğu zaman doğurgandır. Ama buevrenselolmadığıgibi,doğalbirdurumdakiçeşitlerleilgilitartışmalarımızdakısırbirdöngüyepekkolaykapıldığımızdüşünülürseveevcilleşmeninetkisindeçeşitlerinpekçoğununyalnızdışfarklarınseçimiyle elde edildiği ve onların bir-biçimli yaşam koşullarının etkisinde uzun zaman kalmadığıanımsanırsa,tamdölverimideşaşırtıcıdeğildir.Uzunsürmüşevcilliğinkısırlığıgidermeyeyaradığıve bundan ötürü bu aynı niteliğin ortaya çıkmasını pek az gerektirdiği de unutulmamalıdır.Doğurganlık sorunundan bağımsız olarak, hibritlerle melezler arasında her bakımdan –değişkenlikleri, yinelenen çaprazlanmalarla birbirlerini soğurma (absorbtion) yetileri, ve ata-biçimlerinin(ikisininde)ıralarınınsoyaçekilmesibakımından–pekbüyükbirgenelbenzerlikvardır.Sonuçolarak,ilkçaprazlarınvehibritlerinkısırolmalarınınkesinnedenini,vedoğalkoşullarından

uzaklaştırılmış hayvanların ve bitkilerin niçin kısırlaştığını bilmiyorsak da, bu bölümde verilenolgular,bana,türlerinbaşlangıçtabirerçeşitolarakvarolduğuinancınaaykırıgörünmüyor.

ONUNCUBÖLÜM

YERBİLİMSELBELGELERİNEKSİKLİĞİÜZERİNE

Günümüzde ara çeşitlerin yokluğu üzerine • Tükenmiş ara çeşitlerin niteliği ve niceliğiüzerine•Su-yalamasınaveçökelmeyegöregeçmişzamanüzerine•Yılolarakgeçmişzamanüzerine • Eskivarlıkbilimsel dermelerin azlığı üzerine • Yerbilimsel oluşumların kesikliğiüzerine •Granit yereylerdeki su-yalaması •Yerbilimsel oluşumlarda ara çeşitlerin yokluğuüzerine•Türgruplarınınbirdenbireortayaçıkmasıüzerine•Taşılbulunduğubilineneneskioluşumlardatürgruplarınınbirdenbireortayaçıkmasıüzerine•Yaşanabilirdünyanınyaşı

Bukitaptaönesürülengörüşlerekarşıhaklıolarakilerisürülmüşbaşlıcaitirazlarıaltıncıbölümdesaymıştım. Onların çoğu şimdiden tartışılmış bulunmaktadır. Onlardan biri, yani türsel biçimlerinfarklılığı ve türsel biçimler arasında sayısız geçişsel biçimin eksikliği, çok belirgin bir güçlüktür.Zincirin bu halkalarının, günümüzde, varolmalarına görünüşte pek elverişli olan koşullarda, yaniaşamalı fiziksel etkenler görülen geniş ve sürekli bir alanda, çoğu zaman ortaya çıkmamalarınagerekçeler gösterdim. Türlerin varlığının, iklimden daha çok, önceden belirlenmiş organikbiçimlerinvarlığınabağlıolduğunu;ve,bundandolayı,gerçektenbaşatyaşamkoşullarının,sıcaklıkve nemlilik gibi sezilmeden değişmediğini gösterdim. Ara çeşitlerin, birbirine bağladıklarıbiçimlerden daha az sayıda varolduğunu, bu yüzden daha sonraki değişiklik ve gelişim sırasındayenilipyokedildiğinigöstermeyeuğraştım.Bununlabirlikte,bugündoğadasayısızgeçişselbiçiminhiçbir yerde ortaya çıkmamasının ana nedeni, yeni çeşitlerin hiç durmadan ata-biçimlerinin yerinialmasına yol açan doğal seçme sürecinin kendisidir.Amaözellikle bu yok etme süreci olağanüstüetkili olduğu için, eskiden varolmuş ara çeşitlerin sayısı da gerçekten pek büyük olmak gerekir.Öyleyse bütün yerbilimsel oluşumlar ve bütün tabakalar geçişsel biçimlerle neden tıka basa doludeğildir? Yerbilim, organik yaratıkların böylesine kopuksuz bir zincirini asla gün ışığınaçıkarmamıştır; ve bu, belki, doğal seçme teorisine karşı çıkarılabilecek en açık ve en zorluaykırılıktır.Bencebununyanıtıyerbilimselbelgelerinaşırıeksikliğindesaklıdır.

Herşeydenönce,teoriyegöreeskidenyaşamışolmakgerekenarabiçimlerinnasılolduğuhepgözönünde tutulmalıdır. Herhangi iki türü incelerken, onların doğrudan doğruya arasında bulunanbiçimler tasarlamaktan kendimi alamadım. Oysa bu, tümüyle yanlış bir davranıştır; her zaman,türlerle onların bilinmeyen ortak atası arasında olan biçimler aramalıyız; bu ortak ata, bazıbakımlardan,değişiklikgeçirmişdöllerininhepsindenfarklıdır.Örneğin,tavusgüverciniileşişingengüvercin, ikisi de, kaya güvercininden türemiştir, gelmiş geçmiş bütün ara çeşitleri bulsaydık,elimizdeki kesiksiz seri bu iki güvercinle kaya güvercini arasında olurdu; amao çeşitlerin hiçbiritavus güverciniyle şişingen güvercinin doğrudan doğruya arasında olmazdı; örneğin onlarınhiçbirindebuikiırkınayırıcıözellikleriolanbirazgenişlemişbirkuyruklabirazbüyümüşbirkursakbirlikte görülmezdi. Kaldı ki, bu iki ırk öylesine değişiklik geçirmiştir ki, elimizde kökenleriyleilgili hiçbir tarihsel ya da dolaylı kanıt olmasaydı, yapılarını kaya güvercininkiyle (C. livitia)yalnızca karşılaştırarak, o türden mi, yoksa gök güvercin (C. oenas) gibi hısım bir biçimden mitüredikleribelirlenemezdi.

Doğal türlerdedeböyledir.Çokfarklı ikibiçimi,örneğinat ile tapiri incelersek,eskidenonlarındoğrudandoğruyaarasındabulunmuşgeçişselbiçimlerinvarolduğunudüşünmekiçinhiçbirgerekçebulamayız, ama onların her biriyle bilinmeyen ortak bir ata arasında geçişsel biçimlerin yaşamış

olduğunudüşünebiliriz.Ortakata,oluşumununtümübakımındantapireveatagenelbirbenzerlikte;amayapısınınbazıbakımlarındanherikisindendeönemliölçüde,belkiatiletapirarasındakindendeötede, farklı olmuş olacaktır. Bundan ötürü, bütün böyle durumlarda, atanın yapısı ile değişiklikgeçirmiş döllerinkileri titizlikle karşılaştırsak bile, ara biçimlerin aşağı yukarı tam bir zincirielimizdeolmadıkça,herhangiikiyadaikidençoktürünata-biçiminitanıyamayız.

Teoriyegöre,yaşayanikibiçimdenbiriöbüründen,örneğinattapirden,türemişdeolabilir;vebudurumdadoğrudan doğruya onların ikisi arası geçişsel biçimler yaşamış olacaktır. Ama böyle birdurum, biçimlerden birinin, kendi dölleri büyük ölçüde değişmeye uğrarken çok uzun zamandeğişmedenkalmasınıgerektirir.Canlıylacanlı,çocuklaana-babaarasındakiyarış ilkesindenötürübupekseyrekgerçekleşir;çünküyenivegelişmişcanlıbiçimler,eskivegelişmemişolanlarınyerinialmayaherzamaneğilimlidir.

Doğalseçmeteorisinegöre,yaşayanbütüntürler,bugünkütürlerdenbirinindoğalveevcilçeşitleriarasında gördüğümüz farklardan daha büyük olmayan farklarla, cinslerinin ata-türüne bağlıdır; veartık genellikle tükenmiş olan bu ata-türler, kendi çağlarında, daha eski biçimlere aynı tarzdabağlıydı.Vebu,herbüyüksınıfınortakatasınaulaşılıncayadek,geriyedoğruböylecesürüpgider.Bundandolayı,yaşayanvetükenmişbütüntürlerarasındakigeçişselbiçimlerinsayısıinanılmayacakkadarbüyükolmakgerekir.Onlar,teorimdoğruysa,yeryüzündeelbetteyaşamıştır.

SU-YALAMASIVEÇÖKELMETUTARINAGÖREGEÇMİŞZAMANÜZERİNE

Sayıları sonsuza varan geçişsel biçimlerin taşıl kalıntılarına rastlamamamız bir yana bırakılırsa,bütündeğişmeleryavaşolduğunagöre,böylesinebüyükbirorganikdeğişmeningerçekleşmesiiçinzamanın elvermeyeceği ileri sürülebilir. Deneyimli bir yerbilimci olmayan okura geçmiş zamanıkavramamızı şöyle böyle sağlayan olguları sunmak pek olanaklı değildir. Sir Charles Lyell’ingeleceğintarihçilerinindoğalbilimdebirdevrimyaptığınısöyleyecekleriThePrinciplesofGeologyadlıbüyükyapıtınıokuyanvegeçmişzamanlarınşaşılasıuzunluğunugenedekabuletmeyenkimse,okumaktaolduğubukitabıhemenkapayabilir.ThePrinciplesofGeology’yi,yadafarklıyerbilimseloluşumlar üzerine başka araştırmacıların yazdıklarını okumak ve onların her oluşumun, hatta hertabakanınsüresikonusundayetersizbirbilgivermekiçinnasılçabaladıklarınıgörmekelverirdemekistemediğimi hemen belirtmeliyim. Etkin güçleri ve ne denli kalın bir kara tabakasının sularlasüpürülüp götürüldüğünü ve çökelmiş tortunun ne denli çok olduğunu, öğrenerek, geçmiş zamankonusundabirbilgiedinebilmekdahakolayolur.Lyell’inçokgüzelbelirttiğigibi,tortuloluşumlarınalanıvekalınlığı,yerkabuğununbaşkayerlerdeuğradığısu-yalamasının(su-süpürmesi,denudation)sonucuveölçüsüdür.Bundanötürü,olağanüstüanıtlarıylaheryerdekarşılaştığımızgeçmişzamanınuzunluğunu biraz olsun kavramak isteyen kimse, üst üste birikmiş tabakaların o baş döndürücüyığınlarınıincelemeliveakarsularıntaşıdığıçamuru,dalgalarınaşındırdığıyalıyarlarıgözlemelidir.

Epeysertkayalardanoluşmuşkıyılarboyuncayürüyüpalçaltmasüreciniyakındangörmeyedeğer.Pekçokdurumda,kabarandeniz,yarlaragündeikikezveancakkısabirsüreiçinulaşır;vedalgalaryalnızkumluve çakıllı oldukları zamanyarları kemirir; çünküarı suyunkayaları aşındırmaetkisiolmadığını gösteren sağlam kanıtlar vardır. Sonunda yarın alt kesimi aşınıp oyulur, dev kayaparçalarıçöker,veonlar,yavaşyavaşaşınıpdalgalarlasürüklenebilecektaşlardurumunagelinceyedek oldukları yerde kalır. Ve sonra daha çabuk ufalanarak çakıl taşlarına, kuma, ya da çamuradönüşür.Gerileyen yarların eteğindeki yuvarlaklaşmış büyük kaya parçalarının hepsi, çoğu zaman

denizürünleriylekaplıdır.Vebu,onlarınpekazaşındığınınvepekseyreksürüklenipyuvarlandığınınkanıtıdır.Bundanbaşka,aşınmayauğrayankayalıkbiryerboyuncabirkaçmililerlersek,yarınartıkancak şurada burada, uzun aralıklarla ya da denize uzanmış bir burnun çevresinde kemirilmekteolduğunu görürüz. Yar yüzeyinin ve bitki örtüsünün durumundan, bazı yerlerdeki kayaların altkesimininsu-yalamasınauğramasındanberiuzunyıllargeçmişolduğunuanlarız.

Jukes, Geikie, Croll vb. değerli gözlemcilerin öncülerinden olan Ramsay’ın gözlemlerinden buyakınlardaöğrendiğimizegöre,atmosferinaşındırıcıetkisidenizinkinden,yadadalgalarıngücündençok daha önemlidir. Karaların bütün yüzü, havanın ve karbonik asitli yağmur sularının kimyasaletkisine ve soğuk bölgelerde don etkisine uğrar; parçalanıp dağılan nesneler, sağnaklar sırasında,eğimiazyerlerdebile,aşağılarasürüklenir,veyellerle,özelliklekurakbölgelerde,sanıldığındandabüyük ölçüde alınıp götürülür; sonra yataklarını hızla derinleştiren ve taşıdıkları parçaları unufakeden akarsularla taşınır. Yağmurlu bir günde, hafif dalgalı bir yereyde bile, yamaçlardan akançamurlu sel sularındaatmosferin aşındırıcı etkilerine tanıkoluruz.Ramsay ileWhitaker, yaptıklarıpekgaripbirgözlemleşunuortayakoymuşlardır:Wealdenbölgesinde,veİngiltere’ninbirbaşındanöbür başına enlemesine uzanan sarp yamaçlar önceleri sanıldığı gibi eski deniz kıyıları olmuşolamaz, çünkü bu yamaçların hepsinde aynı yerbilimsel oluşum görülmektedir, oysa İngiltere’ninşimdikiyalıyarlarında,heryerde,çeşitlioluşumlarınkesiştiğibilinmektedir.Durumböyleolunca,busarp yamaçların varlığını, atmosferin aşındırıcı etkilerine çevrelerindeki yer kabuğundan dahadayanıklı kayalardan yapılmış olmalarına yormak zorunda kalmaktayız; çevredeki yer-kabuğuaşınmaylayavaşyavaşalçalmışvedahasertolanbukayalarortayaçıkmıştır.Hiçbirşeyinakıpgitmişzamanınuzunluğukonusundabizdebıraktığıizlenim,atmosferinogörünüştepekazgüçlü,pekağırişleyenetkilerininböylesinebaşdöndürücüsonuçlarvermişolmasındanedinilenkanıdandahazorludeğildir.

Geçmiş zamanın uzunluğunu değerlendirmek ve bir yandan geniş alanlardan taşınmış kayalarıntutarını ve öte yandan tortul oluşumların kalınlığını tasarlamak için, atmosfer ve dalga etkileriylekaralarınaşınmasındakiyavaşlığıkavramakyararlıdır.Dalgalarlaaşınmışvekıyılarıdenizyüzündenbinyada ikibinayakyükselendikyarlarhalindeyontulmuşyanardağsaladalarıgördüğümzamançokşaşırdığımıanımsıyorum;çünkükatılaşmışlavakıntılarınıntatlıeğimi,osertkayatabakalarınınbir zamanlar okyanusa doğru pek ilerilere dek uzanmış olduğunu daha ilk bakışta gösteriyordu.Kırılmalar aynı olayı daha da açık anlatır: Tabakalar, büyük çatlaklar boyunca, bir yanda binlerceayak yukarı kaldırılmış ve öbür yanda çökmüştür; ve yerkabuğu kırıldığından beri (kaldırmanınbirdenbire olmuş, ya da yerbilimcilerin çoğunun bugün inandığı gibi yavaş yavaş ve kesik kesikolmuş olması hiç de önemli değildir) kara yüzeyi tümüyle öylesine düzlenmiştir ki, bu büyükyersizmenin(yerindenoynamanın,dislocation)görünürhiçbiriziyoktur.ÖrneğinCravenkırığınınuzunluğuotuzmiliaşar,vebuçizgiboyuncatabakalarındüşeyyersizmesi600-3.000ayakarasındadeğişir,Prof.Ramsay,Anglesea’da2.300ayaklıkbirçökmeolduğunuyazmıştır;vebanabildirdiğinegöre, Merionathshire’da 12.000 ayaklık bir çökme olduğuna kesinlikle inanmaktadır; ama budurumlarda,yeryüzündeböylesinebüyükbiryerindenoynamaolduğunugösterenhiçbirşeyyoktur;kırığınherikiyarınıdakikayayığınlarısüpürülüpgötürülmüştür.

Öteyandan,tortultabakayığınlarıdünyanınheryerindeşaşılacakkalınlıktadır.Cordillera’dakibiryığışımın(conglomerate)onbinayakkalınlığıolduğunuoranladım;yığışımlarincetortulardandahaçabuk birikmiş olabilirse de, her biri zamanın damgasını yemiş, aşınıp yuvarlaklaşmış çakıllardanoluştukları için, kütlenin ne denli yavaş yığılmış olmak gerektiğini göstermektedir. Prof. Ramsay,Britanya’nın farklı kesimlerindeki ardışık yerbilimsel oluşumların en büyük kalınlığını, pek çokdurumdagerçekölçümleredayanarak,banabildirdi;sonuçşöyledir:

BirinciZamantabakaları(yanardağsalolmayanlar):57.154ayak

İkinciZamantabakaları:13.190ayak

ÜçüncüZamantabakaları:2.240ayak

–hepsinin toplamı 72.584 ayak, ya da çok yaklaşık olarak 13 3/34 İngiliz mili etmektedir.İngiltere’de ince tabakalar halinde bulunan bazı oluşumlar Avrupa’da binlerce ayak kalınlıktadır.Üstelik, pek çok yerbilimcinin kanısına göre, ardışık iki oluşum arasında hiçbir iz bırakmadangeçmiş dönemlerin uzunluğu şaşırtıcıdır. Bu yüzden, Britanya’daki tortul kayaların en yüksekolanlarıbile,birikimlerisırasındageçmişzamanüzerineancakeksikbirbilgivermektedir.Butürlüolguların incelenmesi, insanda,sonsuzluğukavramak içingösterilenboşçabanınbıraktığı izlenimibırakmaktadır.

Ama bu gene de kısmen yanlış bir izlenimdir. Bay Croll, ilginç bir yazısında, “yerbilimseldönemlerin aşırı uzun olduğunu düşünürken” yanılmadığımızı, ama o dönemleri yıllara vurarakdüşünürken yanıldığımızı söylüyor. Yerbilimcilerin büyük ve karmaşık görüngüleri (phenomena)incelemesi ve sonra milyonlarca yılı gösteren sayılar vermesi, insanda tümüyle farklı izlenimlerbırakmakta ve sayılar göze pek küçük görünmektedir. Bay Croll, atmosfer etkisiyle aşınmakonusunda, beslenme bölgelerine göre belirli ırmakların taşıdığı bilinen tortunun tutarınıhesaplayarak, o çevrenin yükseltisinden böylelikle sürüklenip götürülen som kayanın altı milyonyılda1.000ayakkalınlığaulaştığınıbulmuştur.

Bu şaşırtıcı bir sonuçtur, ve bazı düşünceler bu sayının aşırı büyük olduğu kuşkusunuuyandırmaktadır; oysa bunun yarısı ya da dörtte biri de çok şaşırtıcıdır. Bir milyon yılın gerçekanlamını ancak pek azımız biliriz: Bay Croll şöyle bir örnek veriyor: 83 ayak ve 4 parmakuzunluğundadarbirkâğıtşeritalınızveonuuzunbirkoridorunduvarınageriniz;sonrabirucunabirparmağınondabiriniişaretleyiniz.Parmağınondabirikadarolanbuuzunlukyüzyılıveşeridintümübirmilyon yılı temsil eder.Amayukarda anılan uzunluktaki bir koridorda hiç önemi olmayan birölçüylegösterilenbiryüzyılınbuyapıtınkonusubakımındannedeğeriolduğudüşünülmelidir.Ünlübirçok yetiştirici, aşağı hayvanların pek çoğundan pek daha yavaş üreyen yukarı hayvanlarınbazılarında öylesine çok değişiklik yapmışlardır ki, o hayvanların yeni bir alt-ırk oluşturduğugerçektensöylenebilir.Pekazkimse,herhangibirhayvanınsoyunugereklititizliğigöstererekyarımyüzyıldandahauzunbirsüreyetiştirmiştir.Bundandolayıbiryüzyılbirbiriniizleyenikiyetiştiricininçalışmasıanlamınagelir.Doğalbirdurumdakitürlerinyöntemliseçmeninetkisindekievcilhayvanlarkadarçabukdeğiştiğisanılmamalıdır.Enyararlıyadaengüzelhayvanlarıırktadeğişiklikyapmayıamaçlamadan saklamak demek olan bilinçsiz seçmenin sonuçları ile yapılacak karşılaştırma, herbakımdandahayerindeolur;amaçeşitliırklar,bilinçsizseçmesüreciyleikiyadaüçyüzyıldaancaksezilebilirölçüdedeğişir.

Bununlabirlikte,türlerbelkiçokdahayavaşdeğişmekteveaynıülkedeancakbirkaçıaynızamandadeğişmektedir. Bu yavaşlık, aynı ülkedeki bütün canlıların birbirlerine çok iyi uyarlanmışlığındanileri gelir, çünkü doğa düzeninde yeni yerler açılması, ancak uzun zaman aralıklarından sonra,fiziksel koşullardaki herhangi bir değişme, ya da yeni biçimlerin göçüdolayısıyla olur.Üstelik, oülkedekicanlılarınbazılarınındeğişmişkoşullardakiyeniyerlerinedahaiyiuyabilmelerinisağlayanelverişliniteliktekideğişimleryadabireyselfarklar,herzamanbirdenbireortayaçıkmaz.Neyazıkki bir türün değişiklik geçirmesi için gerekli zamanı yıl olarak belirleyemiyoruz; ama zamankonusunayinedönmemizgerekecek.

ESKİVARLIKBİLİMSELDERMELERİNAZLIĞIÜZERİNE

Şimdi en zengin yerbilimsel müzelerimizi ele alalım, ve sergilenen yoksulluğu görelim!Dermelerimizin eksikliğini herkes kabul etmektedir.Ünlü eskivarlıkbilimciEdward Forbes’un pekçok taşıl (fossil) türün tek ve çoğu zaman kırık örneklerden, ya da aynı yerden derlenmiş birkaçörnektenbilindiğiniveonlaragöreadlandırıldığınıbelirttiğihiçunutulmamalıdır.Yeryüzününancakküçükbirkesimiyerbilimselbakımdanaraştırılmış,veAvrupa’daheryılönemlibuluşlaryapıldığınabakılırsa, hiçbir kesimi gereğince araştırılmamıştır. Tümüyle yumuşak olan hiçbir organizmabozulmadan saklanamaz. Kavkılar ve kemikler, deniz dibinin tortu çökelmeyen yerlerinde kalıncabozulur ve yok olur. Deniz dibinin her yerinde organik kalıntıları örtmeye ve saklamaya yetecekkadar çabuk bir tortu birikimi olduğunu varsayınca, belki tümüyle yanlış bir görüşe bağlanmışoluruz. Okyanusun pek geniş bir kesiminde suyun duru maviliği, arılığının belirtisidir. Uçsuzbucaksızbirzamanaralığındansonrabiroluşumunbaşkaveyenibiroluşumlauygunbiçimdevehiçörselenmeden örtüldüğü durumlar, ancak deniz dibinin çağlar boyunca değişmemiş bir konumdakalmasınınseyrekgerçekleşmemişolduğunukabuletmekleaçıklanabilir.Gömülenkalıntılar,kumlaryadaçakıllariçindekalmışsa,tabakalaryükselince,sızankarbonikasitliyağmursularındagenellikleerir. Denizin kabarma ve alçalma çizgileri arasındaki kumsallarda yaşayan hayvanlardan ancakbazısının taşılı kaldığı söylenebilir. Örneğin, yeryüzündeki bütün kayalar, çeşitli Chthamalinae(sapsız sülükayaklıların, ya da sessile cirriped’lerin, bir alt-familyası) türleriyle kaplıdır: DerinsulardayaşayanbirtekAkdeniztürüayrıtutulursa,bunlarınhepsikıyılardayaşayanhayvanlardır;veo biricik türün taşılı Sicilya’da bulunmuştur, ama herhangi bir Üçüncü Zaman oluşumunda öbürtürlerdenhiçbirinintaşılınarastlanmamıştır:OysaChthamaluscinsininTebeşirDönemindeyaşadığıbilinmektedir. Son olarak, birikmeleri için çok uzun zamanlar gereken yığıntılar, organikkalıntılardan tümüyle yoksundur. Bunun nedenini bilmiyoruz. En iyi örneklerden biri, killi şistlekumtaşındanoluşmuşbirkaçbinvebazenaltıbinayakkalınlıkgösterenveViyana’danİsviçre’yedekhiçdeğilse300miluzanıpgidenFlyscholuşumudur;bukocakütletitizliklearaştırılmış,birkaçbitkikalıntısıdışındahiçbirtaşılbulunmamıştır.

İkinciveBirinciZamanlardayaşamışkarasalürünleregelince,elimizdekibelgeleringerçektenpekbölük pörçük olduğunu söylemek bile gerekmez. Örneğin, Sir C. Lyell ile Dr. Dawson’ın KuzeyAmerika’dakiKarbonDönemi tabakalarındabulduklarıbir türayrı tutulursa,bu ikiuzundönemdeyaşamış karasalyangozlarından hiçbiri yakın zamana dek bilinmiyordu; ama bugün Lias’ta [Lias:İkinci Zamanın Jura Dönemi oluşumlarından bir tabaka, -ç.] karasalyangozları bulunmaktadır.Memeli kalıntılarına gelince, Lyell’in Kılavuz’unda yayımlanmış tarihsel tabloya bir göz atmak,onların bozulmadan saklanmasının ne denli rastgele olduğunu, sayfalar dolusu ayrıntıdan daha iyiortaya koyar. Üçüncü Zaman memelilerinin mağaralarda ve gölsel çökeltilerde bulunmuşkemiklerininnedenlibüyükorandaolduğuve İkinciZaman ileBirinciZamanoluşumlarıylayaşıthiçbir mağara ya da gerçekten gölsel bir tabaka bilinmediği düşünülürse, memeli kalıntılarınınazlığınaşaşmamakgerekir.

Amayerbilimselbelgelerineksikliği,dahaçok,anılanlardandahaönemlibaşkabirnedenin,yanioluşumların geniş zaman aralıkları ile ayrılmış olmasının sonucudur. E. Forbes gibi türlerindeğiştiğinehiçinanmayanyerbilimcilerinveeskivarlıkbilimcilerinçoğu,buöğretiyikesinliklekabuletmektedir.Yazılı yapıtlarda tablolar halindeverilmiş oluşumları gördüğümüz, ya da o oluşumlarıdoğada izlediğimiz zaman; pek ardışık olduklarına inanmak güçtür. Ama örneğin Sir R.Murchison’unRusyaüzerineyazdığıbüyükyapıtı,oülkedekiüstüsteyığılmışoluşumlararasındanedenli büyük boşluklar olduğunu ortaya koymaktadır; Kuzey Amerika’da, ve dünyanın başka

kesimlerindedeböyledir.Gerçekten işinin eri olanbiryerbilimci, yalnızobüyükkaraparçalarınıgözönündebulundurursa,kendiülkesindeizbırakmadangeçmişzamanlarda,başkayerlerdeyeniveözel canlı biçimlerin kalıntılarıyla dolu büyük tortul kültelerin birikmiş olduğunu hiç sanmaz. Vebelirlibirülkedeardışıkoluşumlararasındageçmişzamanüzerinehiçbirbilgi edinilemiyorsa,buişin hiçbir yerde başarılamayacağı sonucunu çıkarabiliriz. Ardışık oluşumların madenbilimsel(mineralogical) bileşimlerindeki sık ve büyük değişimler (ki bunlar, tortul külteden örnek alınanyerin çevresindeki ülkelerin coğrafyasındaki büyük değişimleri de gösterir), tek tek oluşumlararasındapekuzunzamanaralıklarıolduğugörüşünüdoğrulamaktadır.

Bence, yerbilimsel oluşumların her bölgede hemen hemen hep kesikli olduğunu, yani birbirinihemenizlemişolmadığınıanlayabiliriz.YaşadığımızyerbilimseldönemdeyüzlerceayakyükselmişolanGüneyAmerikakıyılarınınbirkaçyüzmillikbirkesiminiincelerkenbeniençokşaşırtan,bütünyeni tortul kültelerin kısa bir yerbilimsel dönem boyunca bile dayanacak genişlikte olmamasıydı.Özel deniz hayvanlarının yaşadığı bütün batı kıyısı boyunca Üçüncü Zaman tabakaları öylesineyetersiz oluşmuştur ki, ardışık deniz faunalarından uzakbir çağa belki hiçbir belge kalmayacaktır.GüneyAmerika’nın yükselen batı kıyılarındaki büyük aşınma ve denize dökülen bulanık akarsularyüzündençağlarboyuncapekçok tortubirikmekgerekirdi,oysayeniveÜçüncüZamankalıntılarıbulunan geniş oluşumlara hiçbir yerde rastlanmamaktadır. Bunu kolayca açıklayabiliriz: Hiçkuşkusuz,kıyısalveyarı-kıyısalçökeltiler,karanınyavaşveaşamalıyükselmesiylekıyıdalgalarınınaşındırıcıetkisineçıkarılırçıkarılmazsürüklenipgötürülmüştür.

Çökeltilerin, ilk yükselmeleri ve ardışık düzey salınımları sırasında, atmosferin ve dalgalarınsürekliaşındırmaetkisinedayanmakiçinpekkalın,sert,yadabüyükkültelerhalindebirikmişolmasıgerektiğini kabul edebiliriz sanırım. Böyle kalın ve geniş tortu birikmeleri iki türlü olabilir:Birincisi,denizinçokderinyerlerindeolabilir;budurumda,denizindibi,sığsulargibipekçokveçeşitli canlı biçimlerin barınağı değildir; ve külte, yükselince, kendi birikme dönemi boyunca oçevrede yaşamış organizmaların eksik bir belgesini verecektir, ikincisi, tortunun birikimi, alçalmayavaşveuzun zamandagerçekleşirse, denizin sığyerlerindeveherhangi bir kalınlıkvegenişlikteolabilir.Buikincidurumda,alçalmahızıiletortubirikimiaşağıyukarıdengeliolduğusürece,denizsığ,ve çeşitli birçokbiçiminyaşamasınaelverişli kalacak,veböylelikle, yükselince su-yalamasınauzunzamandayanabilecekkalınlıktavetaşılcazenginbiroluşumortayaçıkabilecektir.

Kalınlıklarınınbüyükbirkesimitaşılcazenginolaneskioluşumlarınhemenhemenhepsininböylealçalma sırasındaoluştuğukanısındayım.Bukonudaki görüşümüyayımladığım1845yılındanberiyerbilimin ilerlemesini izledimve şuyadabubüyükoluşumu sözkonusu edenyazarların, birbiriarkasına,ooluşumunalçalmasırasındabiriktiğisonucunavardıklarınıgörmekbenişaşırttı.Buradaşunu da söyleyeyim: Güney Amerika’nın batı kıyısında bulunan ve şimdiye dek uğradığı su-yalamaları gibi etkenlere dayanabilecek büyüklükte olmakla birlikte uzak bir yerbilimsel çağakalmayacak biricik eski Üçüncü Zaman oluşumu, düşey bir düzey salınımı sırasında çökelmiş veböylelikleepeykalınlıkkazanmıştır.

Bütün yerbilimsel olgular, her alanın sayısız ve yavaş düzey salınımlarına uğradığını ve busalınımlarınbesbelligenişalanlarıetkilediğiniaçıkçagöstermektedir.Bundandolayı,taşılcazenginve ilerdeki su-yalamalarına karşı koyabilecek kalınlık ve genişlikteki oluşumlar, alçalma dönemisırasında,genişalanlarda,amaancakçökelmetutarıdenizisığtutmayavekalıntılarıbozulmalarınazamanbırakmadanörtüpkorumayaelverdiğiyerlerdeoluşmuştur.Öteyandan,denizdibidurağanbirkonumda kaldıkça, canlılar için elverişli olan sığ kesimlerde kalın tabakalar birikemez. Bu,alçalmaları izleyen yükselme dönemlerinde daha da az gerçekleşebilir; ya da, daha tam söylemek

gerekirse, salınımlar sırasındaki alçalma zamanlarında birikmiş tabakalar, alçalmaları izleyenyükselmelersırasındadalgalarınetkialanınaçıkıpyokolur.

Bu söylenenler, kıyısal ve yarı-kıyısal çökeltiler için özellikle geçerlidir. Malaya Takımadalarıarasındakidenizinbüyükbirkesimigibiderinliği30yada40kulaçtan60kulacadekdeğişengenişvesığbirdenizde,biryükselmedönemiboyuncagenişbiroluşummeydanagelebilirvebuoluşum,yavaş yükselmesi sırasında gene de büyük ölçüde su-yalamasına uğramayabilir; ama bu oluşumunbüyükbirkalınlığıolamaz,çünkükalınlığı,yükselmehareketiyüzünden,oluşumunmeydanageldiğiderinlikten daha az olur; çökelti pek sertleşmiş ve sonraki oluşumlarla örtülmüş olmaz; bundanötürü, sonraki düzey salınımları sırasında atmosferin ve dalgaların etkisiyle hemen süpürülüpgötürülebilir. Bununla birlikte, Bay Hopkins’in belirttiği gibi, o alanın bir parçası, yükselmedensonra su-yalamasına uğramadan alçalırsa, yükselme sırasında oluşmuş çökelti, kalın olmamaklabirlikte,sonradanyeniyığılmalarlaörtülüpkorunarakuzunzamansaklanabilir.

BayHopkins, büyükyataygenişliği olan tortul tabakaların seyrekolarak tümüyleyok edildiğineinandığını dabelirtmiştir.Amabütünyerbilimciler, –bugünbaşkalaşmış (metamorphic) şistlerin veyanardağsal kayaların bir zamanlar yeryuvarlağının akkor halindeki ilk çekirdeğini oluşturduğunainananbirkaçıayrı tutulursa–bu türlükayalarıörten tabakalarındapekbüyükölçüdesoyulduğunukabuledeceklerdir.Çünküböylekayalarınörtülüdeğilkenkatılaşabilmişvekristalleşebilmişolmasıinanılırgibideğildir;amabaşkalaşımokyanusunçokderinyerlerindeolmuşsa,kayanınilkkoruyucuörtüsüçokkalınolmayabilir.Gnaysın,mikaşistin,granitin,diyoritinvb.birzamanlarörtülüolmuşolmakgerektiğinikabuledince,dünyanınbirçokyerindeböylekayalardanoluşmuşçıplakvegenişalanları,onlarınüstündekibütüntabakalarınsonradansüpürülüpgötürülmüşolmasındanbaşkaneyeyorabiliriz? Böyle alanların varolduğundan kuşkulanılamaz; Humbolt’a göre, Parime’deki granitbölgesiİsviçre’denenazondokuzkatdahageniştir.Boué’ninharitasında,Amazon’ungüneyinde,butürlükayalardanoluşmuşvealanıİspanya’nın,Fransa’nın,İtalya’nın,Almanya’nınbirkesimininveBritanyaAdalarınınalanlarıtoplamınaeşitbirbölgegösterilmiştir.Bubölgeiyicearaştırılmamıştır,ama yolu oraya düşenlerin tanıklıklarının uyuşmasından, bu bölgenin çok büyük olduğuanlaşılmaktadır. Von Eschwege, bu kayalık alanın ayrıntılı bir kesitini vermektedir: Kesit Rio deJanerio’danülkenin içinedoğrudüzbirçizgihalinde260karamiliuzanmaktadır;veben,kendim,başka bir yönde 150mil yolculuk ettim, ve granitten başka hiçbir şey görmedim. Rio de JanerioyakınlarındanLaPlatakörfezinekadarki1.100karamillikbirkıyıboyuncatoplanmışsayısızörnekinceledim: Hepsi aynı kaya türündendi. La Plata körfezinin bütün kuzey kıyısı boyunca, ülkeniniçlerinedoğru,yeniÜçüncüZamantabakalarındanbaşka,granitoluşumuneskiörtüsündenkalmıştekparçaolarak,hafifçebaşkalaşmışkayalardanküçükbiryamagördüm. İyibilinenbirbölgeyi,yaniAmerikaBirleşikDevletleriileKanada’yıelealalım.Prof.H.D.Rogers’inogüzelharitasındansözkonusualanlarıkesipaldım,vekâğıdı tartarakbaşkalaşmış(yarı-başkalaşmışlarıhesabakatmadım)kayalarla granitlerin, Birinci Zamanın daha yeni oluşumlarının hepsinden, 19’un 12,5’e oranında,daha çok olduğunu buldum.Başkalaşmış ve granitsel kayalar, birçok bölgede, üzerlerinde onlarlauyuşmamış bir biçimde duran ve besbelli altında kristalleştikleri ilk örtünün bir parçası olmayantortul tabakalar uzaklaştırılsaydı, görünenden çok daha geniş bir alanı kaplardı. Bundan ötürü,yeryüzünün bazı kesimlerinde, bütün oluşumlar geride hiçbir iz bırakmadan tümüyle süpürülmüşolabilir.

Buradaanılmayadeğerbirnoktadahavar.Yükselmedönemleriboyunca,karanınvebitişiğindekidenizinsığkesimlerininyüzölçümüartar,veçoğuzaman,yeniyaşamaalanlarıortayaçıkar;buraları,daha önce belirtildiği gibi, yeni çeşitlerin ya da türlerin oluşması için her bakımdan elverişliyerlerdir; ama böyle dönemler sırasındaki yerbilimsel belgelerde genellikle boşluklar olur. Öte

yandan,alçalmasırasında,yaşananalan(birkıtanınadalardenizihalinialankıyılarıayrıtutulursa)vecanlılarınsayısıazalacaktır,vealçalmaboyunca,birçoktürtükenecekveancakpekazyeniçeşityada tür ortaya çıkacaktır; ve taşılca zengin çökeltiler işte böyle alçalma dönemleri sırasındabirikecektir.

BELİRLİHERHANGİBİROLUŞUMDAARAÇEŞİTLERİNYOKLUĞUÜZERİNE

Bütün bunlardan ötürü, yerbilimsel belgelerin genellikle pek eksik olduğundan kuşkulanılamaz;amayalnızbirtekoluşumugözönündetutarsak,ooluşumda,meydanagelmesininbaşındansonunadekyaşamışhısımtürlerarasındaaşamalıçeşitlerinnedenbulunmadığınıanlamakdahadagüçleşir.Bazen aynı türün çeşitlerinin aynı oluşumun alt ve üst kesimlerinde görüldüğünü biliyoruz:Trautschhold buna Ammonitler [Kafadanbacaklıların tükenmiş türlerinin taşılları, -ç.] ile örneklergöstermekte ve Hilgendorf, İsviçre’deki bir tatlı-su oluşumunun ardışık tabakalarında Planorbismultiformis’in [bir yassı-tatlısusalyangozu, -ç.] aşamalı bir değişme gösteren on biçiminitanıtmaktadır.Heroluşumunçökelmesi için çokuzunbir zamangerektiği tartışmagötürmez,genede, her oluşumda, oluşması sırasında yaşamış türler arasındaki biçimlerin aşamalı bir serisiningenellikle bulunmaması, türlü etkenlere yorulabilir; ama aşağıdaki düşüncelere verilmesi gerekenönemiveremiyorum.

Heroluşumçokuzunbirzamanaralığınıgerektirmeklebirlikte,bu,birtürünbaşkasınadönüşmesiiçingerekendönemegörebelki kısadır.Kanıları saygıyadeğer iki eskivarlıkbilimcinin,Bronn ileWoodward’ın,heroluşumunortalamakalımının türselbiçimlerinkalımının ikiyadaüçkatıkadarsürdüğüsonucunavardıklarınıelbettebiliyorum.Amabanaöylegeliyorki,başaçıkılmazgüçlüklerbukonudadoğrubirsonucavarmamızıengellemektedir.Birtüreherhangibiroluşumunortasındailkkezrastladığımızzaman,onundahaöncebaşkabiryerdeyaşamadığısonucunuçıkarmakaşırıataklıkolur.Bunungibi,birtürünherhangibiroluşumunsontabakasındayittiğinigörünce,otürüntümüyletükendiğinikabuletmekdeaşırıataklıktır.Avrupa’nınyeryüzüneoranlanedenliküçükolduğunu,veaynıoluşumunfarklıtabakalarınınAvrupa’dagereğigibiincelenmediğiniunutuyoruz.

Herçeşitdenizel(marine)hayvanıniklimdeğişmelerivebaşkadeğişmeleryüzündenbüyükölçüdegöç ettiğini güvenle söyleyebiliriz; bir türün bir oluşumda ilk kez ortaya çıktığını görünce, onuneskiden, önce o yöreye göç etmiş olabileceği sonucuna varabiliriz. Örneğin, bazı türlerin KuzeyAmerika’dakiBirinciZamantabakalarındaAvrupa’dakilerdenbirazdahaöncegöründüğünüçokiyibiliyoruz; besbelli Amerika’dan Avrupa’ya göç etmeleri için zaman gerekmiştir. Dünyanın çeşitlikesimlerindeki en yeni çökeltiler incelenirken, hâlâ yaşamakta olan bazı türlerin çökeltide çokbulunması,amahemenbitişiktekidenizdetükenmişolmasıheryerdegözeçarpmaktadır;yada,tamtersine,bazıtürlerbitişikdenizdepekçokbulunmakta,amaoradakiçökeltideyapekazgörülmekteya da hiç bulunmamaktadır. Bütün bir yerbilimsel dönemin yalnızca bir parçası olan Buzul Çağısırasında Avrupa’daki canlılarda görülen göçün araştırmalardan anlaşılan büyüklüğü üzerindedüşünmeközellikleöğreticidir;aynıBuzulÇağındaolmuşdüzeydeğişmeleri,aşırıiklimdeğişmesi,vegeçenuzunzamanaralığıüzerindedüşünmekdeöğreticidir.Bununlabirlikte, taşıl içeren tortulçökeltilerin aynı alanda ve bütün bir çağ boyunca sürekli biriktiğinden kuşkulanılabilir. Örneğin,bütünBuzulÇağıboyunca,Mississippi’ninağzınayakınyerlerde,denizelhayvanlarıneniyigeliştiğiderinliğikaplayanoalanda, tortuçökelmesiolasıdeğildir: çünküozamanaralığındaAmerika’nınbaşka kesimlerinde büyük coğrafi değişmeler olduğunu biliyoruz. Buzul Çağında Mississippi’nin

ağzına yakın sığ sularda zaman zaman çökelmiş olan böyle tabakalar yükseldikçe, ayrı katlardabulunan organik kalıntılar, türlerin göçü ve coğrafi değişmeler yüzünden önce ortaya çıkacak vesonrayitecektir.Veuzakbirgelecekte,bu tabakaları inceleyenbiryerbilimci,gömülü taşıl türlerinortalama kalımının Buzul Çağından kısa sürdüğü sonucuna yanlışlıkla varacak, oysa gerçekte otürlerinkalımıçokdahauzun,BuzulÇağıöncesindengünümüzedek,sürmüşolacaktır.

Aynıoluşumunaltveüstkesimlerindebulunanikibiçimarasındakiaşamalanmanıntambirserisinielde etmek için, çökeltinin değişiklik geçirme sürecine elverecek kadar uzun bir dönem boyuncakesiksizbirikmişolmasıgerekir;bundanötürü,çökeltiningerçektençokkalınolması,vedeğişmeyeuğrayantürlerinaynıbölgedebütünodönemboyuncayaşamışolmasızorunludur.Amagördükki,her katında taşıl bulunan bir oluşum, ancak bir alçalma döneminde birikebilir; ve aynı yerde aynıdenizeltürlerinyaşamasıiçingerekliderinliğinaşağıyukarıaynıkalması,çökeltitutarıilealçalmahızınınaşağıyukarıdengeliolmasınabağlıdır.Amaaynıalçalmahareketi,çökeltileringeldiğialanında denizaltında kalmasına yol açacak, ve böylelikle, düşey hareket sürüp giderken, birikme deazalacaktır.Gerçekteçökeltivealçalmatutarlarınınböyledengelenmesibelkiseyrekbirrastlantıdır;çünkü çok kalın çökeltilerin, alt ve üst kesimleri ayrı tutulursa, organik kalıntılar bakımındangenellikleyoksulolduğunugözlemişeskivarlıkbilimcilerinsayısıbirdençoktur.

Öyle görünüyor ki her oluşum ve bir ülkedeki oluşum dizisi genellikle aralıklı birikmiştir. Biroluşum, pek sık görüldüğü gibi, madenbilimsel (mineralogical) bakımdan büyük ölçüde farklıtabakalardan yapılı ise, çökelme sürecinin kesikli olduğunu elbette kabul edebiliriz. Bir oluşumüzerindeyapılacakenderinaraştırmabile,onunçökelmesininnekadarzamanaldığıkonusundabirbilgivermez.Ancakbirkaçayakkalınlığıolantabakalarvardır,vebunlar,başkayerlerdekalınlıklarıbinlerce ayağı bulan, ve birikmeleri için pek uzun bir dönemi gerektiren oluşumların yerinegeçmiştir; bununla birlikte, böyle ince bir tabakanın pek uzun bir zaman aralığını temsil ettiğiniyadsımayahiçkimseyeltenemez.Biroluşumunalttabakalarınınyükselipsu-süpürmesineuğradığınave su altında kaldıktan sonra aynı oluşumun üst tabakalarıyla yeniden örtüldüğüne birçok örnekverilebilir –bu olgular, oluşumun birikmesinde uzun, ama kolayca gözden kaçan aralıklarbulunduğunugöstermektedir.Başkadurumlardahâlâyetiştiklerigibidimdikduran taşlaşmışbüyükağaçlar,birikmesüreciboyuncageçmişuzunzamanaralıklarınınveönemlidüzeydeğişmelerininenaçıkkanıtıdır;ağaçlarbulunmasaydı,buolgularıhiçkimseaklındangeçirmezdi:SirC.LyellileDr.Dawson, Yeni İskoçya’da, içinde böyle ağaç köklerine rastlanan, birbiri üstüne yığılmış altmışsekizden çok farklı yatay kattan oluşmuş, 1.400 ayak kalınlığında, Karbon Döneminden kalmatabakalar bulmuşlardır. Bundan dolayı, bir tür, bir oluşumun alt, orta ve üst kesimlerinde ortayaçıkınca, o türün aynı alandabütünbirikimdönemindeyaşamışolmayıp, aynıyerbilimseldönemdebirçok kez görünüp yitmiş olması beklenir. Bundan ötürü, tür herhangi bir yerbilimsel oluşumunçökelmesisırasındabüyükölçüdebirdeğişikliğeuğramışsa,oluşumunbirkesiminde,teorimizegöreyaşamış olmak gereken bütün geçişsel biçimleri değil, ancak ani ama belki de hafif biçimdeğişmelerigörülür.

Doğabilginlerininelinde,türlerleçeşitleriayırtetmeyeyarayansağlamhiçbirkuralbulunmadığınıanımsamakçokönemlidir;doğabilginlerihertürebirazdeğişkenlikbağışlamakta,amaherhangiikibiçimarasındaki farkınbirazbüyükölçüdeolduğunugörünce, onları geçişsel biçimlerle birbirinebağlamayagüçleriyetmezse,ikisinidetürsaymaktadırlar;vebiz,deminanılangerekçelerdenötürü,onlarıherhangibiryerbilimseloluşumdabulmayıpekazumabiliriz.VarsayalımkiBileCikitür,veAeskivederinbirtabakadabulunanbirüçüncütürolsun;A,BileC’nintamanlamıylaarasındaolsabile, aynı zamanda onlardan birine, ya da ikisine birden, ara çeşitlerle bağlanamayınca, düpedüzüçüncü ve başka bir tür sayılırdı. Daha önce belirtildiği gibi, A’nın B ile C’nin gerçek atası

olabileceği, bununla birlikte her bakımdan ikisinin tam anlamıyla ortasında olmasınıngerekmeyebileceği de unutulmamalıdır.Öyleyse, aynı oluşumunderin ve yüzlek tabakalarında ata-türü ve onun değişiklik geçirmiş bazı döllerini bulabiliriz, ve onlar, geçişsel biçimleri çok sayıdabulunmadıkçahısımsayılmaz,tersine,farklıtürlersayılır.

Birçok eskivarlıkbilimcinin türleri pek önemsiz farklara dayanarak belirlediğini herkes bilir;örnekler aynı oluşumun farklı kesimlerinden olunca böyle davranmaya daha da gönüllüdürler.Deneyimli kimi kavkıbilimciler (conchologist), D’Orbigny’nin ve başkalarının belirlediği güzelimtürlerebugünçeşitgözüylebakıyorlar;vedeğişmetarzınınteoriyegörebulmamızgerekenkanıtınıonlarıngörüşündebuluyoruz.Çoğudoğabilginlerininbugünyaşayanyumuşakçalarınkavkıları ileözdeşolduğunainandıklarıbirçokkavkıiçerenyeniÜçüncüZamançökeltilerinibirdahaelealalım;Agassiz ile Pictet gibi değerli kimi bilginler, bütün bu Üçüncü Zaman türlerinin farklı türlerolduğunu,amafarkınçokazolduğunusavunmaktadırlar;öyleyseburada,hayalgüçlerininbudeğerlibilginleriyanılttığına,vebuyeniÜçüncüZamantürlerininbugünyaşayantemsilcilerindengerçektenhiçbir farkı olmadığına inanmazsak, ya da çoğu bilginlerin tersine, bu Üçüncü Zaman türlerininbugünkülerdengerçektenfarklıolduğunukabuletmezsek,istenenhafifdeğişikliklerinsıksıkortayaçıktığınınkanıtınıeldeederiz.Epeygenişzamanaralıklarını,yaniaynıbüyükoluşumunfarklıamabirbirini izleyenkesimlerini incelersek, oralardagömülüvegenellikle farklı türler sayılan taşıllararasındakihısımlığın,pekayrıoluşumlardabulunantürlerarasındakindençokdahayakınolduğunuanlarız;demekkiteoriningerektirdiğiyöndekideğişmeninkesinkanıtınıburadabirdahabuluyoruz;amabukonuyugelecekbölümdeelealacağım.

Çabuk üreyen ve pek yer değiştirmeyen hayvan ve bitki çeşitlerinin başlangıçta yerel (local)olduğunu, ve böyle yerel çeşitlerin pek yayılmadığını ve önemli ölçüde değişiklik geçiripyetkinleşmedikçe ata-biçimlerinin yerini almadığını sanmak için gerekçe vardır. Bu görüşe göre,herhangi bir ülkedeki bir oluşumda, iki biçim arasındaki ilk geçiş aşamalarını bulma şansı azdır,çünküardışıkdeğişmelerinyerelyadadarbiralandaolduğuvarsayılmaktadır.Denizelhayvanlarınpekçoğugenişbiralanayayılmıştır;ençokçeşitgösterenbitkilerinençokyayılmışlarolduğunudabiliyoruz; öyleyse, eskiden, yumuşakçalar, ve öbür denizel hayvanlar içinde en geniş alana –Avrupa’nınbilinenyerbilimseloluşumlarınınsınırlarındandaötelere–yayılmışolanlarınönceyerelçeşitlerivesonundayenitürleriençoktüretmişolmasıbeklenir;herhangibiryerbilimseloluşumdageçişaşamalarınıizleyebilmeşansımızıbudaazalar.

Dr. Falconer ’ın bu yakınlarda üzerinde durduğu daha önemli bir düşünce, yani, her türündeğişikliğe uğradığı dönemin yıllara vurulunca uzun olduğu, ama türün hiçbir değişiklikgeçirmediğizamanaralığınaoranlabelkikısaolduğudüşüncesideaynısonucavarmaktadır.

Unutulmamalıdır ki, bugün, incelenen örnekler eksiksiz bile olsa, iki biçimin ara çeşitlerlebirbirine bağlanması, ve türdeş olduklarının böylece gösterilmesi, ancak farklı yerlerden birçokörnek toplanınca, ve seyrek olarak başarılabilmektedir; taşıl türlerde bu başarıya daha da seyrekulaşılmaktadır. Örneğin, uzak bir gelecekte, yerbilimcilerin farklı sığır, koyun, at ve köpekırklarımızınbir tekkökendenyadabirdençokkökendentüremişolduğunu;yada,KuzeyAmerikakıyılarında yaşayan ve kimi kavkıbilimcilerin Avrupa’daki temsilcilerinden farklı türler vekimilerinindeyalnızcaçeşitlersaydığıkavkılıhayvanlarıngerçektenfarklıçeşitler,yada,söylendiğigibi, farklı türler olduğunu göstermeye güç yetirip yetiremeyeceğini kendi kendimize sorarsak,türleri sayısız taşılgeçişselbiçimlerlebirbirinebağlayabilmemizinolanaksızlığınıbelkigereğinceanlarız.Geleceğinyerbilimcileri,ancaksayısıztaşılgeçişselbiçimleribularakbuişibaşarabilirler;veböylebirbaşarıpekbüyükölçüdeolmayasıdır.

Türlerindeğişmezliğine inananyazarlaryerbiliminbizebirbirinebağlananbiçimlervermediğinidurmadanyineleyerekönesürdüler.Bu,gelecekbölümdegöreceğimizgibi,kesinlikleyanlıştır.SirJ.Lubbock’undediğigibi,“Hertür,öbürhısımbiçimlerarasındakizincirinbirhalkasıdır.”Canlıyadataşılyirmitürüolanbircinsialıptürlerininbeştedördünüyoketsek,artakalanlarınbirbirindençokfarklı duruma geleceğinden hiç kimse kuşkulanmaz. Cinsin en sondaki biçimlerini yok edersek,cinsinkendisi,öbürhısımcinslerdençokdaha farklıgörünecektir.Yerbilimselaraştırmanınortayaçıkarmadığışey,yaşayanvetükenmiştürlerinaşağıyukarıhepsinibirleştiren,bugünküçeşitlerkadarbelirli, sonsuz sayıda aşamanın eskiden varolduğudur. Ama bu beklenmemelidir; bununla birliktegörüşlerimekarşıenzorluitirazdırdiyeyineleyerekönesürülmüştür.

Yerbilimsel belgelerin eksikliği üzerine söylediklerimizi tasarlanmış bir örnekte özetlemek,yorgunluğuna değer. Malaya Takımadalarının alanı, Avrupa’nın Kuzey Burnundan Akdeniz’e veBritanya’dan Rusya’ya dek kapladığı alana aşağı yukarı eşittir; demek ki bu takımadalarınyüzölçümü, Amerika Birleşik Devletleri ayrı tutulursa, yeryüzünün bütün yerbilimsel oluşumlarıözenleincelenmişkesimikadardır.GenişsığdenizlerleayrılmışadalarıylaMalayaTakımadalarınınbugünkü durumunun, Avrupa’nın o eski, oluşumlarının pek çoğunun birikmekte olduğu sıradakidurumunutemsilettiğikonusundaGodwin-Austiniletümüyleaynıkanıdayım.MalayaTakımadaları,organik kalıntılar bakımından yeryüzünün en zengin bölgelerinden biridir; bununla birlikte oradaeskidenberiyaşamışbütüntürlerderlenseydi,otürlerdünyanındoğaltarihininedenlieksiktemsilederdi!

Amabu takımadalardaki karasal ürünlerin orada birikmek gerektiğini varsaydığımız yerbilimseloluşumlarda pek eksik saklandığına inanmamız için her türlü gerekçe vardır. Gerçekten kıyısalhayvanların,yadaçıplakdenizaltıkayalarındayaşayanlarınçoğugömülmezdi;veçakılayadakumagömülenler uzak bir çağa kalmazdı. Deniz dibinde tortu birikmeyen, ya da organik varlıklarınbozulmasınıönlemeyeelverecekkadarhızlıbirikmeyenyerlerdehiçbirkalıntısaklanamazdı.

Geleceğin İkinci Zaman oluşumlarının geçmişi kadar uzak bir çağına ulaşabilecek kalınlıkta, vetaşılca zengin çeşitli oluşumlar, bu takımadalarda genellikle yalnız alçalma dönemleri sırasındameydanagelir.Bualçalmadönemlerininaralarına,karalarınyadurağankaldığıyadayükseldiğipekuzun zaman aralıkları girer; yükselme sırasında, sarp kıyılardaki taşılca zengin oluşumlar,GüneyAmerikakıyılarındagördüğümüzgibi,dalgalarınsüreklietkisiyle,veaşağıyukarıbiriktiklerihızla,yokolur.Tortul tabakalar,yükselmedönemlerisırasında,adalararasındakigenişvesığdenizlerdebile büyük bir kalınlığa ulaşamaz, ya da sonraki çökeltilerle örtülüp korunarak uzak bir geleceğekalmaları sağlanır. Alçalma dönemlerinde, canlılar belki pek büyük bir kırıma uğrar; yükselmedönemlerindeiseepeydeğişimgörülür,amayerbilimselbelgelerdahaaztamolur.

Takımadalarıntümündeyadabirkesiminde,uzunherhangibiralçalmadöneminin,çağdaşbirtortubirikimiyle birlikte, aynı türsel biçimlerin ortalama kalımından daha uzun sürdüğündenkuşkulanılabilir. Bilindiği gibi bunlar herhangi iki ya da daha çok biçim arasındaki geçişselaşamaların saklanması için zorunlu olan raslantılardır. Her uzun alçalma döneminin düzeysalınımlarıyla kesilmesi, ve böylesine uzun dönemler sırasında hafif iklim değişmelerinin işekarışması da beklenebilir; ve bu durumlarda, takımadaların canlıları göç eder, ve geçirdiklerideğişikliklerinbirbiriniyakındanizleyenbelgelerindenhiçbiri,hiçbiroluşumdasaklanmaz.

Bu takımadalardaki canlıların pek çoğu, bugün, kendi yörelerinden binlerce mil uzaklarayayılmıştır; örnekseme (analogy) bizi şunu kabul etmeye götürür: Özellikle çok yayılmış olan butürler (onlarınhiçdeğilsebazıları) ençokçeşit türetir;veçeşitler,önceyerelyadabiryereözgüolur; ama, kesin bir üstünlükleri olunca, ya da daha da değişiklik geçirip yetkinleştikleri zaman,

yavaş yavaş yayılır ve ata-biçimlerinin yerine geçerler. Böyle çeşitler, eski yurtlarına yenidendönünce,eskidurumlarındanhemenhemenaynıölçüde(pekazdaolsa)farklıolur,veaynıoluşumunbirazfarklıkesimlerindegömülüolarakbulunur,vebuyüzden,birçokeskivarlıkbilimcininizlediğiilkeleregöreyenivefarklıtürlersayılırlar.

Bütünbu söylenenlerdebirazgerçeklikvarsa, teorimizegöreaynıgrubungeçmiştekive şimdikibütün türlerini uzun ve dallanan bir yaşam zinciriyle bağlayan geçişsel biçimleri yerbilimseloluşumlarımızda sonsuz sayıda bulmayı beklemeye hakkımız yoktur. Zincirin ancak birkaç arahalkasınıaramalıyız;vebazenbirbirineuzakvebazenbirbirineyakınolanböylehalkalarıgerçektenbulmaktayız; ve bu halkalar, birbirlerine ne denli yakın olurlarsa olsunlar, aynı oluşumun farklıtabakalarında bulununca, eskivarlıkbilimcilerin çoğu onları farklı türler saymaktadır. Ama açıkçasöyleyeyim ki, bir oluşumun meydana gelmesinin başlangıcından bitimine dek yaşamış türlerarasındaki sayısız geçişsel biçimlerin yokluğu teorimi gerçekten sarsmasaydı, en iyi saklanmışyerbilimseloluşumlardabilebelgelerinböylesineeksikolduğundanaslakuşkulanmayacaktım.

BÜTÜNHISIMTÜRGRUPLARININBİRDENBİREORTAYAÇIKMASIÜZERİNE

Eskivarlıkbilimcilerinbirçoğu–örneğinAgassiz,Pictet,Sedwick–belirliyerbilimseloluşumlardabütüntürgruplarınınbirdenbireortayaçıkmasını,buolgudakikesikliliği,türlerindeğişirliğiöğretisiiçin yıkıcı bir engel saymaktadır. Aynı cinslerden ya da familyalardan olan sayısız tür gerçektenbirdenbirecanlanmışolsaydı,buolgudoğalseçmeyoluylaevrim teorisi içinyıkıcıolurdu.Çünkühepsideaynıatadantüremişbiçimlerdenoluşmuşbirgrubunbuyoldangelişmesipekyavaşbirsüreçolması, ve ataların, değişiklik geçirmiş döllerinden çok önce yaşamış olması gerekirdi. Oysa,yerbilimselbelgelerintamlığınıherzamanönemsiyor,vebelirlicinsleryadafamilyalarbelirlibirtabakanın altında bulunmadığı için, onların o tabakanın oluşumundan önce yaşamadığı sonucunuyanlış olarak çıkarıyoruz. Bütün durumlarda, olumlu eskivarlıkbilimsel kanıtlara kesinliklegüvenilebilir; yaşantının sık sık ortaya koyduğu gibi, olumsuz kanıtlar değersizdir. Yerbilimseloluşumlarınözenleincelendiğialanaoranlayeryüzününnedenligenişolduğunuhepunutuyoruz;türgruplarının eski Avrupa takımadalarını ve Amerika Birleşik Devletleri’ni kaplamalarından öncebaşka yerde uzun zaman yaşamış ve yavaş yavaş çoğalmış olabileceklerini unutuyoruz. Birbiriniizleyenyerbilimseloluşumlararasındageçmiş,vebirçokhaldeheroluşumunbirikmesiiçingerekenzamandan belki uzun olan zaman aralıklarını gerektiği gibi dikkate almıyoruz. Bu aralıklar, birköken-biçimdengelentürlerinçoğalmasıiçinzamanvermişolacaktır;veböyletürgrupları,ardışıkoluşumlarda,sankibirdenbireyaratılmışlargibiortayaçıkacaklardır.

Burda daha önce söylenmiş bir şeyi anımsatabilirim: Bir organizmayı yeni ve özel bir yaşamatarzına,örneğinhavadauçmayauyarlamakiçinçağlargeçmekgerekebilir;vebundanötürü,geçişselbiçimler birtakımbölgelerde çok kez uzun zamankapalı kalacaklardır; amabu uyarlanmabir kezgerçekleşince,vebirkaç tür,böylelikle,öbürlerinekarşıbirüstünlüksağlayınca,yeryüzündeçabukve çok yayılan ıraksamış birçok biçimin türemesi için öncekine göre kısa bir zamangerekecektir.Prof. Pictet, bu yapıt için yazdığı eleştiride, kuşları örnek alıp onların ilk geçişsel biçimleriniyorumlarken, varsayılmış bir ilk-örneğin (prototype) ardışık değişikliklerinin nasıl bir yararıolabildiğinianlayamadığınısöylüyor.Güneydenizlerindeyaşayanpenguenlerebakalım:Bukuşlarınönüyeleri“negerçekkol,nedegerçekkanat”olup,tamikisiarasıbirdurumdadeğilmidir?Bununlabirliktebukuşlaryaşamasavaşındabaşarılıolmaktadır;çünküsayılmayacakkadarçokturlarveçok

çeşitlidirler. Burada kuşların kanatlarının geçirdiği aşamaları görmekte olduğumuzuvarsaymıyorum; ama değişiklik geçirmiş penguen döllerinin önce mankafa ördek (Micropterusbrachypterus) gibi deniz yüzeyi boyunca kanat çırparak gidebilir, ve sonradan deniz yüzeyindenyükseliphavadasüzülebilirdurumagelmelerininyararlıolabileceğineinanmaktanegibibirgüçlükolabilir?

Yukarda söylenenleri açıklamak, ve bütün tür gruplarının birdenbire türediğini varsayarkenyanılmakta olduğumuzu göstermek için birkaç örnek vermek istiyorum. Pictet’in eskivarlıkbilimkonusundakibüyükyapıtınınbirincive ikincibaskısı arasındageçmişpekkısa sürede (1844-46ve1853-57)bile,bazıhayvangruplarınınilkkezortayaçıkmasıveyitmesikonusundavarılmışsonuçlarepeydeğiştirilmiştir;vebuyapıtınüçüncübaskısıbaşkadeğiştirmelerigerektirecektir.Ancakkısabirsüre önce yayımlanmış yerbilimsel incelemelerde, memeli hayvanların hep Üçüncü Zamanınbaşlarındaortaya çıktığının söylendiğini anımsatabilirim.Oysabugün, taşılmemelilerce en zengintabakalardanbirininİkinciZamanserisininortasındaolduğubilinmektedir;vegerçekmemeliler,obüyük serinin hemen hemen başlarında, yeni kızıl kumtaşında bulunmuştur. Cuvier, hiçbir ÜçüncüZaman tabakasındahenüzmaymuna rastlanmadığıüzerindedurmaktaydı;oysa şimdi,Hindistan’da,GüneyAmerika’daveAvrupa’da[ÜçüncüZamanın-ç.]MiyosenDönemitabakalarındabiletükenmişmaymun türleri bulunmuştur. Birleşik Amerika’daki yeni kızıl kumtaşında eşsiz bir rastlantıylaolduğu gibi kalmış ayak izleri bulunmasaydı, bazıları gerçekten pek iri olan otuzu aşkın kuşumsuhayvanın o dönemde yaşadığını varsaymayı kim göze alırdı? O tabakalarda hiçbir kemik izinerastlanmamıştır.EskivarlıkbilimcilerinEosenDöneminde[ÜçüncüZamanınilkdönemi-ç.]kuşlarınbirdenbire ortaya çıktığını öne sürmelerinden beri uzun bir zaman geçmedi; ama şimdi, Prof.Owen’ın tanıklığı ile,üstyeşil-kum[İkinciZamanın (son)TebeşirDönemiserilerindenbiri.Altveüst yeşil-kum diye anılır -ç.] birikirken yaşamış bir kuşun varlığını kesinlikle biliyoruz;kertenkeleninkiniandıranuzunkuyruğununikiyanındavehereklemindebirçifttelekbulunangaripkuşun,Archeopteryx’in(ilkel-kuş’un)Solenhofen’dakioolitlitabakalardaortayaçıkarılmasındanberidahada az bir zamangeçti.Dünyanın eski canlıları üzerine ne denli az bilgimiz olduğunubundandahaaçıkgösterenpekazbuluşvardır.

Başımdangeçmişvebenipekçokşaşırtmışbaşkabirörnekvereyim.TaşılSapsızSülükayaklılar(Fossil SessileCirripeds) konusundaki bir yapıtımda, yaşayan türlerin ve tükenmişÜçüncüZamantürlerininçoksayıdaolmasından;birçoktürünbireylerinindünyanınheryerine,arktikbölgelerdenEkvator ’a ve gelgit sınırlarından 50 kulaca dek olan farklı derinliklere yayılmış olmasından; eskiÜçüncü Zaman tabakalarında saklanmış örneklerin eksiksiz olmasından; kabuğun kopmuş birparçasının bile tanınmasındaki kolaylıktan; bütün bu olgulardan, şu sonucu çıkarmıştım: SapsızsülükayaklılarİkinciZamandayaşamışolsaydılar,elbettesaklanırlarvebulunurlardı;butabakalardahiçbir türleri bulunmadığına göre, bu grup Üçüncü Zamanın başında birdenbire gelişmiştir. Bu,benim için gerçekten üzücüydü; çünkü, o zamanki düşünüşüme göre, büyük bir tür grubununbirdenbireortayaçıktığınıgösterenörneklerebirörnekdahakatılıyordu.DeğerlieskivarlıkbilimciM.Bosquet’unBelçika’dakitebeşirtabakasındankendieliyleçıkardığıeksiksizbirsapsızsülükayaklıörneğininresminibanagöndermesiçalışmamıntamyayımlanmasınarastladı.Busülükayaklı,sankidurumdahadaşaşırtıcıolsundiye,çokiyibilinen,büyük,heryerderastlanan,henüzÜçüncüZamantabakalarında bile hiçbir türüne rastlanmamış bir cinsti, bir Chthamalus’tu. Daha sonra, BayWoodward, üst tebeşir tabakasında sapsız sülükayaklıların başka bir alt-familyasının bir üyesinibuldu:BirPyrgoma;vebugün,bugruptanolanhayvanlarınİkinciZamandayaşadığınıgösterenbirsürükanıtvardır.

Eskivarlıkbilimcilerin bütün bir grubun birdenbire ortaya çıkması konusunda üzerinde en çok

durduklarıörnek,Agassiz’egöre,kemiklibalıklarınTebeşirDönemininalttabakalarındabirdenbiregörünmesidir.Bugünyaşayan türlerinpekçoğubugruptandır.Amabelirli JuraveTriyasDönemibiçimlerişimdilerdekemiklibalıksayılmaktadır,ünlübiryetkili,bazıBirinciZamanbiçimlerinibileböyle sınıflamaktadır. Kemikli balıklar kuzey yarıkürede gerçekten birdenbire ortaya çıkmışolsalardı,buolgudikkateçokdeğerdi;ama,türlerinaynıdönemdevedünyanınbaşkayerlerindedebirdenbire ve kendiliğinden gelişmiş olduğu ortaya konmadıkça, teorim için aşılmaz bir engelolmazdı. Ekvator ’un güneyinde bulunmuş bir tek taşıl balık bilinmediğini söylemek gereksizdir.Pictet’in “Palaeontology”si karıştırılırsa, Avrupa’daki çeşitli oluşumlarda bulunmuş pek az türbilindiğigörülecektir.Birkaçbalıkfamilyasınınbugünküyayılmaalanlarısınırlıdır;eskidenkemiklibalıkların yayılma alanı da sınırlı olmuş olabilir, ve kemikli balıklar herhangi bir denizde iyicegeliştiktensonrauzaklarayayılmışolabilirler.Yeryüzündekidenizlerinhepbugünkügibikuzeydengüneye böylesine açık olduğunu varsaymaya da hiç hakkımız yoktur. Bugün bile MalayaTakımadaları yükselip kıtalaşsa, Hint Okyanusu’nun tropikal kesimi büyük ve tümüyle kapalı birtekneoluştururveoradasayısızdenizelhayvangelişebilir;veonlar,türlerdenbazılarıdahaserinbiriklimeuyarlanıncaya, veAfrika’nın ya daAvustralya’nın güneyindeki burunları dolaşıp öbür uzakdenizlereulaşacakdurumagelinceyedek,yerlerindekalırlar.

Bunlardanötürü,AvrupaveBirleşikAmerikadışındakiülkelerinyerbiliminibilmediğimiziçin,vesononikiyıliçindekibuluşlarıneskivarlıkbilimselbilgilerimizdeyaptığıdevrimdenötürü,banaöylegeliyor ki, organik biçimlerin bilinen ardışımının (succession) bütün dünyada geçerli olduğunukesinlikle söylemek, tıpkıAvustralya’nın kıraç bir kıyısına ayak basıp beş dakika içinde o kıtanınyaratıklarınınsayısıveyayılmaalanlarıkonusundasonucavaranbirdoğabilgininindavranışıkadardüşüncesizcedir.

TAŞILBULUNDUĞUBİLİNENENESKİTABAKALARDAHISIMTÜRGRUPLARININBİRDENBİREORTAYAÇIKMASIÜZERİNE

Çok daha önemli ve buna benzer başka bir güçlük var. Hayvanlar âleminin farklı başlıcabölümlerindenolantürlerin taşılbulunduğubilineneneski tabakalardabirdenbireortayaçıkmasınısözkonusuediyorum.Aynıgrubunyaşayanbütüntürlerininbirtekatadantürediğinebeniinandırankanıtların pek çoğu, bilinen en eski türlerde aynı ölçüde geçerlidir. Örneğin, bütün KambriyumDönemi ve SilürDönemi trilobitlerinin [BirinciZamanda çok gelişmiş, bugün tükenmiş, vücutlarısırt bölgesinde boyuna yarıklarla üçe bölünmüş, yassı ve yumurtamsı denizel eklembacaklılar, -ç.]KambriyumDönemindençokönceyaşamışolmakgereken,vebelkibilinenherhangibirhayvandanbüyük ölçüde farklı bir kabuklu hayvandan türemiş olduğundan kuşkulanılamaz. Nautilus[kafadanbacaklılardan bir yumuşakça cinsi; Pasifik ve Hint Okyanuslarında yaşar -ç.] Lingula[kolsuayaklılardanbiryumuşakçamsıcinsi,-ç.]vb.gibieneskihayvanlarınbazıları,bugünyaşayantürlerden pek farklı değildir; ve teorimize göre, bu eski türlerin aynı grupların sonradan ortayaçıkmış bütün türlerinin ataları olduğu düşünülemez, çünkü onlar, ıraca arada bir özellikgöstermemektedirler.

Bundan dolayı, teorim doğruysa, en eski Kambriyum tabakaları çökelmeden önce, KambriyumDönemindengünümüzedekgeçmişbütünzamankadar,belkiondançokdahauzundönemlergeçtiğitartışma götürmez. Burda korkunç bir engelle karşılaşmaktayız; çünkü dünyanın canlılarınbarınabilmesine uygun durumda yeterince kaldığı kuşkulu görünmektedir. Sir W. Thompson,yerkabuğunun katılaşmasının 20 milyon yıldan az ve 400 milyon yıldan çok önce, ama belki 98

milyonyıldanazve200milyonyıldançokönceolmuşolamayacağısonucunavarmaktadır.Buçokgeniş sınırlamalar, verilerin ne denli kuşkulu olduğunu göstermektedir; ve ilerde probleme başkaöğeler de katılabilir. BayCroll, KambriyumDönenimden beri aşağı yukarı 60milyon yıl geçmişolduğunuoranlamaktadır;amabu,BuzulÇağınınbaşındanberiolmuşorganikdeğişmeninazlığıgözönünde tutulunca,KambriyumDöneminden beri ortaya çıktığı besbelli olan büyük birçok organikdeğişme için çok kısa görünmektedir; ve önceki 140milyon yıl,KambriyumDöneminde yaşamışçeşitli canlı biçimlerin gelişimine pek de yeterli sayılamaz. Bununla birlikte, Sir WilliamThompson’ınüzerindedurduğugibi,dünyanınfizikselkoşullarındaönceleribugünkündendahahızlıve etkili değişmeler olmuş, ve böyle değişmeler o zamanki organizmaların daha uygun bir hızladeğişmesineyolaçmışolabilir.

Varsayılmış bu Kambriyum-öncesi dönemlerden kalma taşılca zengin çökeltilerin nedenbulunmadığı sorusunadoyurucubiryanıtveremiyorum.BaştaSirR.Murchisonolmaküzere,ünlübirçok yerbilimci, yakın zamana dek, en eski Silür Dönemi tabakasındaki organik kalıntılardayaşamın ilk izini gördüğümüz kanısındaydılar. Lyell ve E. Forbes gibi bazı büyük yetkililer, bunukuşkuyla karşılamışlardır. Dünyanın yalnız küçük bir kesiminin iyi bilindiğini unutmamalıyız. M.Barrande,kısabirsüreönce,bilinenSilürSistemininaltında,yeniveözeltürlerledoludahaeskibiroluşumbuldu;vebugün,BayHicks,GallerÜlkesiningüneyindekieneskiKambriyumoluşumlarınındaaltında,trilobitlercezengin,veiçlerindeçeşitliyumuşakçalarvehalkalı-kurtlar(annelids)bulunantabakalar ortaya çıkardı. En eski yaşamsız (azoic) kayalarda bile fosfatlı yumrucukların ve ziftlimaddelerin varlığı, belki o dönemlerdeki yaşamın belirtisidir;Kanada’da, St. Lawrance Irmağınınkuzeyindeki oluşumlarda Eozoon’un [Eozoon: Tanhayvanı. Varolduğu düşünülmüş tekgözeli birhayvancinsi,-ç.]varlığıgenelliklekabuledilmektedir.Kanada’dakiSilürSistemininaltındaüçbüyüktabaka vardır, tanhayvanı onların en alttakinde bulunmuştur. Sir W. Logan şöyle diyor: “Üçününbirden kalınlığı, Birinci Zaman serisinin tabanından başlayarak bugüne dek birbirini izlemiştabakalarınkini aşabilir.Böylelikleöylesine eskibir dönemeulaştıkki,Barrande’ınPrimordial (eneski)denenfaunasınınortayaçıkması,bunaoranlaçokyenibirolgusayılabilir.”Tanhayvanıenazorganlanmış hayvanlardandır, ama sınıfına göre çok organlanmıştır; sayılmayacak kadar çokvarolmuş, ve, Dr. Dawson’a göre, besbelli çok sayıda yaşamış olmak gereken pek küçük organikyaratıklarla geçinmiştir. Böylece, Kambriyum Döneminden çok önce canlı varlıklar bulunduğukonusunda1859’dayazdıklarımındoğruluğusınanmıştır;yazdıklarım,Sir.W.Logan’ınozamandanberi söylediklerinin aşağı yukarı aynıdır. Bununla birlikte, Kambriyum sisteminin altında taşılcazenginbüyüktabakayığınlarınınbulunmamasınınsağlamgerekçesinibelirlemekpekgüçtür.Eneskitabakaların su-süpürmesi yüzünden tümüyle sürüklenmiş olması, ya da içlerindeki taşıllarınbaşkalaşımetkisiyle tanınmazdurumagelmişolması,olasıgörünmemektedir,çünküböyleolsaydı,onları izleyen oluşumların ancak küçük kalıntılarına rastlardık, ve onlar hep kısmen başkalaşmışdurumda olurdu. Ama Rusya ve Kuzey Amerika gibi geniş alanlardaki Silür Dönemi çökeltileriüzerineedindiğimizbilgiler,biroluşumunnedenlieskiolursaodenlisürekliveçoksu-süpürmesineuğradığıgörüşünüdoğrulamamaktadır.

Buolguşimdilikaçıklamasızkalmaktadır;veburadageliştirilengörüşlerekarşı,sağlambirkanıtolarakgerçekten ileri sürülebilir. İlerdebazıaçıklamalaryapılabileceğinigöstermek içinaşağıdakivarsayımları veriyorum. Görünüşe göre denizlerin çok derin yerlerinde yaşadıkları anlaşılanorganik yaratıkların Avrupa’nın ve Kuzey Amerika’nın yerbilimsel oluşumlarındaki kalıntılarınınniteliğinden, ve oluşumlarımeydana getirenmillerce kalınlıktaki çökeltinin niceliğinden, bugünküAvrupaveKuzeyAmerikakıtalarınınyakınlarındabuçökeltininsürüklendiğibüyükadalarınyadakara parçalarının öteden beri bulunduğu sonucunu çıkarabiliriz.Agassiz ve başkaları, aynı görüşüçoktan beri savunmaktadırlar. Ama, ardışık oluşumlar arasındaki zamanlarda durumun nasıl

olduğunu, o zamanlar Avrupa ve Birleşik Amerika’nın kara mı, yoksa karaya yakın ve tortuçökelmesiolmamışdenizdibimi,yadaaçıkvealabildiğinederinbirdenizin teknesimiolduğunubilmiyoruz.

Yüzölçümlerikaralarınkininüçkatıolanbugünküokyanuslarıincelersek,birçokadaylabezenmişolduklarını görürüz; ama hemen hemen hiçbir okyanus adasında (Yeni Zelanda, gerçekten birokyanus adası sayılabilirse, ayrı tutularak) herhangi bir Birinci ya da İkinci Zaman kalıntısıbulunduğu bilinmemektedir. Bundan ötürü, Birinci ve İkinci Zamanlarda, okyanusların bugünkapladığı alanlarda kıtalar ve ada-kıtalar bulunmadığı sonucu çıkarılabilir; bulunsaydılar, büyükolasılıkla, oralardan süpürülüp götürülmüş nesnelerin birikmesiyle Birinci ve İkinci Zamanoluşumları meydana gelir, ve onlar, o uzun zaman aralıkları boyunca araya girmiş düzeysalınımlarıyla hiç değilse kısmen yükselirlerdi. Demek ki, bu olgulardan herhangi bir sonuççıkarılmak istenirse, bugün okyanusların kapladığı alanları bilinen en uzak çağdan beri geneokyanusların kapladığı, ve öte yandan, bugün kıtaların bulunduğu yerlerde Kambriyumdan berikuşkusuz önemli düzey salınımları geçirmiş büyük kara parçaları bulunduğu sonucu çıkarılabilir.Mercan kayaları konusundaki kitabıma ekli renkli haritaya bakarak vardığım sonuç şudur: Büyükokyanuslarhâlâbaşlıcaalçalmaalanları,büyüktakımadalarhâlâdüzeysalınımlarınınetkisindeolanalanlar vekıtalarsayükselmealanlarıdır.Amadünyanınbaşlangıcındanberi bununböylekaldığınıvarsaymamız için hiçbir gerekçe yoktur. Kıtamız [Avrupa, -ç.] birçok düzey salınımı sırasında,yükseltici etkenlerin üstün gelmesiyle oluşmuştur; ama bir hareketin ağır bastığı alanlar zamanladeğişemezmi?Kambriyum-öncesiuzunbirdönemde,bugünokyanuslarınkapladığıyerlerdekıtalarbulunmuş olabilir; ve şimdi kıtaların olduğu yerlerde açık okyanuslar uzanmış olabilir. Örneğin,PasifikOkyanusu’nun teknesi bugünbir kıtaya dönüşse, oradaKambriyumDönemi tabakalarından(onların da eskiden orada biriktiği varsayılırsa) tanınır ölçüde daha eski oluşumlar bulunacağınıdüşünmek de doğru olmaz; çünkü alçalmayla yerinmerkezine birkaçmil daha çok yaklaşmış, veüstüne yüklenen suyun korkunç ağırlığıyla sıkıştırılmış tabakalar, yüzeye hep daha yakın kalmışolanlardandahaçokbaşkalaşımauğramışolabilir.ÖrneğindünyanınGüneyAmerikagibigenişbazıkesimlerindekio çıplakvebüyükbirbasınç altındakalıp ısınmışolmakgerekenbaşkalaşmışkayatabakalarının varlığı, bence, özel bir açıklamayı gerektirir görünmektedir; ve belki, o genişalanlarda,KambriyumDönemindençoköncekibirçokyerbilimseloluşumuntümüylebaşkalaşmışvesu-süpürmesineuğramışbirdurumunugörmekteolduğumuzainanabiliriz.

Buradatartışılantürlügüçlüklerinhepsi,yani,bugünyaşayanveeskidenyaşamıştürlerarasındakigeçişsel biçimlerin birçoğunu yerbilimsel oluşumlarda bulmakla birlikte onların hepsini birbirinebağlayan zincirin bütün ara halkalarını ortaya çıkarmamış olmamız; çeşitli tür gruplarınınAvrupa’daki yerbilimsel oluşumlarda birdenbire ortaya çıkması; bugün bildiğimiz kadarıyla,Kambriyumtabakalarınınalandataşılcazenginoluşumlarınhemenhemenhiçbulunmaması,elbettepek önemli olgulardır. Bunu Cuvier, Agassiz, Barrande, Pictet, Falconer, E. Forbes vb. gibi enbaşarılıeskivarlıkbilimcilerinveLyell,Murchison,Sedgwickvb.gibienünlüyerbilimcilerintürlerindeğişmezliğini oybirliğiyle ve üsteleyerek savunmalarından anlıyoruz. Ama Sir Charles Lyell,gerçekten yetkili bir kişi olarak, artık karşı görüşü desteklemektedir; ve yerbilimcilerin veeskivarlıkbilimcilerin çoğu, bugün, eski inançlarında pek kararsızdır. Yerbilimsel belgelerinherhangibirölçüdetamolduğunainananlar teorimielbettehemenreddedeceklerdir.Kendipayıma,Lyeel’in eğretilemesini kullanarak, yerbilimsel belgeleri dünyanın değişen bir lehçeyle yazılmışeksikbirtarihiolarakgörüyorum;butarihinyalnızikiyadaüçülkeyielealansoncildielimizdedir.Vebucildinyalnızkısabirbölümüdağınıkolarakşuradaburadasaklanmaktadır;vehersayfasındaancakbirkaçsatırbulunmaktadır.Yavaşyavaşdeğişendilininbirbiriniizleyenbölümlerdeepeyfarklıolanher sözcüğü, ardışıkoluşumlardagömülüvebizeyanlışolarakbirdenbireortayaçıkmışgibi

görünen canlı biçimleri temsil edebilir. Bu açıdan bakılınca, yukarda tartışılan güçlükler büyükölçüdeazalmakta,hattaortadankalkmaktadır.

ONBİRİNCİBÖLÜM

CANLIVARLIKLARINYERBİLİMSELARDIŞIMIÜZERİNE

Yeni türlerin yavaş ve ardışık olarak görünmesi üzerine • Değişme hızlarının farklılığıüzerine•Tükenmiştürleryenidenortayaçıkmaz•Türgruplarınınortayaçıkmasıveortadankalkması, tek tek türlerinki gibi, aynı genel kurallara uyar • Tükenme üzerine • Bütündünyadakicanlıbiçimlerinzamandaşdeğişmeleriüzerine•Tükenmiştürlerinbirbirleriyleveyaşayantürlerleilgileriüzerine•Eskibiçimleringelişimdurumuüzerine•Aynıtiplerinaynıalanlardaardışımıüzerine•Geçenbölümünvebubölümünözeti

Şimdi canlı varlıkların yerbilimsel ardışımı ile ilişkili türlü olguların ve yasaların türlerindeğişmezliği görüşüyle mi, yoksa değişim ve doğal seçme yoluyla yavaş ve aşamalı değişiklikgeçirmeteorisiylemibağdaştığınıgörelim.

Yenitürler,karalardavesularda,yavaşyavaş,birbiriardıncaortayaçıkmıştır.Lyell,bununçeşitliÜçüncü Zaman tabakalarındaki kanıtları karşısında pek direnilemeyeceğini ve her geçen yılınboşlukları doldurduğunu, tükenmiş ve yaşayan biçimler arasındaki ilişkinin aşamalarını daha çokortaya çıkardığını göstermiştir. En yeni, ama yıllara vurulunca çok eski, tabakaların bazılarındayalnızbiryadaikitükenmiştür,veyalnızbiryadaikiyerel,yada,bildiğimizkadarıyla,yaygınyenitür bulunmaktadır. İkinciZamanoluşumları dahakesiklidir; ama,Bronn’unbelirttiği gibi, gömülübirçoktürünneortayaçıkmasınedeortadankalkmasızamandaştır.

Farklı cinslerdenyada sınıflardanolan türler, aynı hızlave eşit ölçüdedeğişmemektedir.BugünyaşamaktaolanbirkaçkavkılıhayvantürüneeskiÜçüncüZamantabakalarında,ve tükenmişbirçoktür arasında rastlanmaktadır. Falconer bu olgunun şaşırtıcı bir örneğini ortaya çıkarmış, yaşayantimsahlardan birinin kalıntısını Himalayalardaki İkinci Zaman çökeltilerinde ve tükenmiş birçokmemeli ve sürüngen hayvanın kalıntıları ile birlikte bulmuştur. SilürDönemiLingula’sı, bu cinsinyaşayan türlerinden ancak pek az farklıdır; oysa Silür Dönemi yumuşakçalarının çoğu, vekabuklularınınhepsibüyükölçüdedeğişmiştir.Karadakicanlılardenizdekilerdendahahızlıdeğişmişgörünmektedir. Bunun güzel bir örneği İsviçre’de gözlenmiştir. Yukarı organizmaların aşağıorganizmalardan daha çabuk değiştiğine inanmamız için biraz gerekçe vardır; ama kural dışıörneklerederastlanmaktadır.Pictet’inbelirttiğigibi,organikdeğişmenin tutarı,ardışıkyerbilimseloluşumların hepsinde aynı değildir. Bununla birlikte, en yakın ilişkili oluşumları karşılaştırınca,bütün türlerinbirazdeğişmeyeuğradığınıgörmekteyiz.Bir türyeryüzündenbirkez silinince, aynıbiçimin herhangi bir zamanda yeniden ortaya çıkacağına inanmamız için hiçbir gerekçe yoktur.Barrande’ın“canlıyığınakları”(colonies)bukuralınapaçıkdışındakalmaktadır;onlar,birsüreeskibir oluşumun ortasına girivermekte, ve sonra daha yeni faunada gene ortaya çıkmaktadır; amaLyell’in açıklaması, yani, bu durumun uzak bir coğrafi alandan göç etmenin sonucu olması,inandırıcıgörünmektedir.

Bufarklıolgular,biralandakicanlılarınhepsininbirdenbireyadaaynızamanda,yadaeşitölçüdedeğişmesini gerektiren belirlenmiş hiçbir yasa tanımayan teorimizle çok güzel bağdaşmaktadır.Değişiklikgeçirmesüreciyavaşolmak,vegenellikleancakbirkaç türüzamandaşolaraketkilemekgerekir;çünküher türündeğişkenliğiöbürbütüntürlerinkindenfarklıdır.Böyledeğişimlerinyadabireyselfarklarındoğalseçmeylebüyükyadaküçükölçüdebiriktirilmesi,veböyleliklebüyükyadaküçük ölçüde sürekli bir değişiklik sağlanması, karmaşık birçok raslantıya –değişmelerin yararlı

nitelikte olmasına, çaprazlanma özgürlüğüne, ülkedeki fiziksel koşulların yavaş değişmesine, yenitopluluklarıngöçüne,veoülkededeğişentürlerleyarışagirenöbürcanlılarınözelliklerine–bağlıdır.Bundan dolayı, bir türün, aynı özdeş biçimi öbürlerinden daha uzun zaman koruması, ya da,değişirse, daha az değişmesi, hiç de şaşırtıcı değildir. Benzer ilişkileri farklı ülkelerin canlılarıarasında da görmekteyiz; örneğinMadeiraAdalarındaki kara-salyangozları ve kınkanatlı böceklerAvrupa kıtasındaki en yakın hısımlarından önemli ölçüde farklıdır, oysa denizel yumuşakçalar vekuşlardeğişmedenkalmıştır.Karasalcanlılarınvedahaçokorganlanmışbiçimlerin,denizelcanlılarave aşağı organizmalara oranla açıkça daha hızlı değişmelerini, önceki bölümlerden birindebelirtildiği gibi, yukarı organizmaların organik, ve inorganik yaşam koşulları ile olan karmaşıkilişkilerineyorabiliriz.Herhangibiralandakicanlılarınbirçoğudeğişiklikgeçiripgelişince,belirlibir ölçüde değişiklik geçirmemiş ve gelişmemiş olan herhangi bir biçimin kolayca tükeneceğini,yarışma ilkesinden, ve yaşama savaşındaki organizmaların karşılıklı ve önemli ilişkilerindenanlayabiliriz. Ve bundan, aynı alandaki bütün türlerin, uzun zaman aralıklarını göz önündebulundurursak, eninde sonunda ya değişiklik geçirmek, ya da tükenmek zorunda olduğu sonucunuçıkarırız.Aynısınıfınbireylerindekiortalamadeğişmetutarı,uzunveeşitzamanaralıklarıboyunca,belki aşağı yukarı eşit olabilir; ama taşılca zengin ve kalımlı yerbilimsel oluşumların birikimi,alçalmakta olan alanlarda büyük ölçüde tortu çökelmesine bağlı olduğu için, oluşumlar uzun vedüzensiz aralıklar gösteren zamanlarda birikmiş olmak gerekir; bundan ötürü, birbirini izleyenoluşumlardagömülütaşıllarıngösterdiğiorganikdeğişmetutarlarıeşitdeğildir.Bugörüşegöre,heryerbilimseloluşum,yenive tambiryaratmaeyleminideğil,yalnızcahiçdurmadanveyavaşyavaşdeğişenbirdramdangelişigüzelalınmışsahnelerigösterir.

Birkezyitmişbir türün, aynıorganikve inorganikkoşullarbirdahabelirsebile,nedenyenidenortayaçıkmadığınıkolaycaanlayabiliriz.Çünkübirtüründölübaşkabirtüründoğaekonomisindekiyerinialmayauyarlanabilir(vebununpeksıkolduğukuşkusuzdur)veonuyerindenedebilir;bununlabirlikteo ikibiçim–eskisi ileyenisi– tümüyleözdeşolmaz;çünkü ikiside, farklıolanatalarındanaşağı yukarı kesinlikle farklı ıralar edinmişlerdir; ve önceden farklı olan organizmaların değişmetarzları da farklı olur. Örneğin, bütün tavus güvercinlerimiz yok olsa, güvercin meraklılarışimdikindenhemenhiçayırtedilemeyenyenibirırkeldeedebilirler;amaata-türolankayagüverciniortadan kalkarsa, (doğal koşullarda ata-biçimlerin yerini genellikle onların gelişmiş döllerininaldığına inanmamız için her türlü gerekçe vardır), başka bir güvercin türünden, hatta belirgin birbaşka güvercin ırkından, bugünkü tavus ırkına özdeş bir ırk yetiştirilebileceğine inanılmaz, çünküardışıkdeğişimlerhemenhemenkesinliklevebelirlibirölçüdefarklıolur,veyenioluşmuşçeşitleratalarındanırasalbazıfarklaralabilir.

Tür grupları, yani, cinsler ve familyalar, tek tek türler gibi, aynı genel kurallara uygun olarakortayaçıkarveortadankalkar,azyadaçokçabuk,veküçükyadabüyükbirölçüdedeğişir.Birkezortadankalkmışbirgrup,aslayenidenortayaçıkmaz;yani,varlığı,varolduğusürece,kesiksizdir.Bukuralıngörülürbazıayraları(istisnaları)olduğunubiliyorum,amabunlarşaşılacakkadarazdır,öylekiE.Forbes,PictetveWoodward,hepside savunduğumbu türlügörüşlerekesinliklekarşı çıkmışolmaklabirlikte,bunundoğruluğunukabuletmektedirler;vekuralteorimletümüylebağdaşmaktadır.Çünküaynıgrubunbütüntürleri,varlıklarınekadarsürersesürsün,hepsibirbiriardıncaveortakbiratadangelmişdeğişiklikgeçirmişdöllerdir.Örneğin,Lingulacinsininbütünçağlarboyuncaortayaçıkmış türleri, en alt Silür Dönemi tabakasından günümüze dek, kesiksiz bir kuşaklar dizisiylebirbirinebağlanmışolmakgerekir.

Bütün tür gruplarının yanlış olarak birdenbire gelişmiş gibi göründüklerini geçen bölümdegördük; ve bu olguyu açıklamaya çalıştım. Bu doğru olsaydı, görüşlerim için yıkıcı olurdu, ama

böyle durumlar elbette ayraldır (istisnaidir); genel kural, grubun sayıca aşamalı bir artmagöstermesi,enyükseksayıyaulaştıktansonra,enindesonundaaşamalıbirazalmayauğramasıdır.Bircinstekitürlerinsayısı,yadabirfamilyadakicinslerinsayısı,türlerinbulunduğuardışıkyerbilimseloluşumların içinden dikine yükselen, değişen kalınlıkta ve düşey bir çizgiyle gösterilirse, çizgi,bazen,altbaşındansivribiruçlabaşlayacakyerde,yanlışlıklabirdenbirevekalınbaşlamışgibiolur;sonra yukarı doğru yavaş yavaş kalınlaşır, sık sık bir süre aynı kalınlıkta kalır, ve sonunda, türünazalmasınıvekesinlikletükenmesinigöstererek,üsttabakalardainceleincelesonbulur.Birgruptakitür sayısının bu aşamalı artması teorime tümüyle uygundur, çünkü aynı cinsin türleri, ve aynıfamilyanıncinsleriancakyavaşyavaşartabilir;değişiklikgeçirmesürecivehısımbiçimlerinortayaçıkmasızorunluolarakyavaşveaşamalıdır:Öncebirtürikiyadaüççeşittüretir,onlaryavaşyavaştürleşir,veotürlerdesırasıgelinceaynıyavaşveaşamalısüreçleyeniçeşitlervetürlerverir,vebu,tekgövdelibüyükbirağacındallanmasıgibi,grupbüyüyünceyedekböylecesürüpgider.

TÜKENMEÜZERİNE

Türlerinvetürgruplarınıntükenmesindenşimdiyedekyalnızyerigeldikçesözaçtık.Doğalseçmeteorisine göre, eski biçimlerin tükenmesi ve yeni, gelişmiş biçimlerin ortaya çıkması birbiriyleyakındanbağlantılıdır.Dünyadakicanlılarınardışıkdönemlerdeafetlerlesilinipsüpürüldüğünüönesüreneskivarsayımgenelliklebırakılmıştır.ElliedeBeaumont,Murchsion,Barrandevb.gibi,genelgörüşleriyüzündenöyledüşünmekdurumundakalmışyerbilimcilerbilekanılarınıdeğiştirmişlerdir.Bu varsayımın tam tersine, türlerin ve tür gruplarının birbiri ardınca, önce bir yerde, sonra başkayerde,vesonundaheryerdeaşamalıolarakortadankalktığınainanmamıziçingereklihertürlükanıtÜçüncü Zaman oluşumlarının incelenmesiyle sağlanmıştır. Bununla birlikte, bir kıstağın yarılıpaçılmasıvebuyüzdenbitişiğindekidenizlerdenbirininyenibirçokcanlınınbaskınınauğraması,yada bir adanın tümüyle batması gibi bazı durumlarda, tükenme daha hızlı olabilir. Türlerin de türgruplarının da, kalımları hiç eşit değildir; bazı gruplar, gördüğümüz gibi, yaşamın bilinen ilkdoğumundan beri varolagelmiştir; bazıları Birinci Zamanın bitiminden önce ortadan kalkmıştır.Herhangibirtürünyadacinsinyaşamasüresinibelirleyenhiçbiryasayoktur.Bütünbirtürgrubununtükenmesinin, türemesindengenellikledahayavaşbir süreçolduğuna inanmak içingerekçevardır:Grubunortayaçıkmasıveortadankalkması,dahaönceyaptığımızgibi,kalınlığıdeğişenbirçizgiylegösterilirse, tükenmenin gelişimini gösterdiği üst başında, türlerin ilk ortaya çıkmasını ve sayıcaçoğalmasınıgösterdiğialtbaşındaolduğundandahayavaşincelir.Bununlabirlikte,bazıdurumlarda,türlerin tükenmesi, ammonitlerde görüldüğü gibi, İkinci Zamanın sonlarına doğru, pek birdenbireolmaktadır.

Türlerin tükenmesihiçbirgerekçeolmaksızıngizemlibirkaranlığagömülmüştür.Kimiyazarlar,bireylerinömrübelirliolduğuiçin türlerinkalımınındabelirliolduğunuvarsaymışlardır.Türlerintükenmesinehiçkimsebenimkadarşaşmışolamaz.LaPlata’daMastodon[filleyakınhısımlığıolantükenmişbirhayvan,-ç.],Megatherium[GüneyAmerika’yaözgü,tembelhayvanabenzer,iri,otçul,tükenmiş bir hayvan, -ç.], Toxodon ve başka tükenmiş iri hayvanların, hepsi de çok yakın biryerbilimsel dönemde bugün hâlâ yaşayan kavkılılarla birlikte varolmuş hayvanların kalıntılarıyanında gömülü bir at dişi bulunca pek şaşırmıştım; çünkü at, İspanyollar atı Güney Amerika’yagetirdiğinden beri, yabanıllaşmış durumda bütün ülkeye yayılmış ve görülmedik bir hızlaçoğalmıştır; ve ben, görünüşte böylesine elverişli koşullarda, eski atı bu denli yakın bir geçmişteneyin ortadan kaldırmış olabileceğini kendi kendime sormak durumunda kalmıştım. Oysaşaşkınlığımtemelsizdi.Prof.Owen,budişin,bugünküatındişinebenzemeklebirlikte, tükenmişbir

türün dişi olduğunu anlayıverdi. Bu ata hâlâ, ama seyrek olarak, rastlansaydı, onun seyrekbulunmasına hiçbir doğa bilgini şaşmazdı; çünkü seyreklik, her ülkede, her sınıfın birçok türündegörülenbirdurumdur.Şuyadabutürünnedenseyrekbulunduğunukendikendimizesorarsak,onunyaşamkoşullarındaaksayanbirşeyolduğuyanıtınıveririz;amaoaksayanşeyinneolduğunuhemenhemenhiçsöyleyemeyiz.Taşılatseyrekrastlananbir türolarakbugündeyaşasaydı,bütünmemelihayvanları,hattayavaşüreyenfileveevcilatınGüneyAmerika’daçabucakdoğallaşmasınabakarak,onun birkaç yılda bütün kıtayı kaplayabileceğine kesinlikle inanabilirdik. Ama onun çoğalmasınıönlemişelverişsizkoşullarınnelerolduğunu,aksaklıklarınsayısını,atınyaşamınınhangidönemindevehangiölçüdeetkiliolduklarını söyleyemezdik.Okoşullaryavaşyavaşdahadaelverişsizleşereksürüpgitseydi,kuşkusuz,buolgununfarkınavaramayacaktık,oysayabanılatelbettegiderekseyrelipsonundatükenecekti;veonunyerinidahabaşarılıbiryarışçıalacaktı.

Heryaratığınçoğalmasınınsezilmeyenzararlıetkenlercesürekliengellendiğini,vebusezilmeyenetkenlerin seyrekleşmeye, ve sonunda tükenmeye yol açacak kadar çok olduğunu her zamananımsamakgüçtür.Bukonugenellikleöylesine az anlaşılıyorki,Mastodonlarveonlardanda eskiolanDinozorlargibidevhayvanlarıntükenmişolmalarınınşaşılaraksözkonusuedildiğiniçokkezişittim:Sankivücutçakuvvetliolmakyaşamasavaşındabaşarıkazandırırmışgibi.Yalnızcairiolmak,tamtersine,Owen’ınbelirttiğigibi,gereklibesininçoğalmasıyüzündendahaçabuktükenmeyeyolaçar. İnsanoğlu Hindistan’a ve Afrika’ya yerleşmeden önce de, bugünkü filin sürekli çoğalmasınıönleyen bir neden olmuş olmak, gerekir. İyi bir araştırmacı olan Dr. Falconer, Hindistan’da filinçoğalmasınıözellikleonusüreklitedirginedipzayıfdüşürenböceklerinengellediğineinanmaktadır;ve Bruce, bunun Habeşistan’daki Afrika filleri için de doğru olduğu kanısındadır. GüneyAmerika’nın türlü kesimlerinde, doğallaşmış iri dört-ayaklıların varlığını böceklerin ve kan-emiciyarasalarınbelirlediğibesbellidir.

Birçok durumda, yeni Üçüncü Zaman oluşumlarında seyrelmenin tükenmeden önce geldiğinigörüyoruz; ve insanoğlunun etkisiyle yerel olarak ya da tümüyle tükenmiş hayvanlarda da böyleolduğunu biliyoruz. 1845’te yazdığım bir şeyi burada yineleyebilirim: Türleri tükenmeden öncegenellikle seyreldiklerini kabul edip bir türün seyrekliğine şaşmamak, ama türler ortadankalkıncaşaşakalmak, tıpkıhastalığın insandaölümünöncüsüolduğunukabulediphastalığaşaşmamak,ama,hastaölünceşaşakalıponunbirzorlamasonucuöldüğünüsanmakgibidir.

Doğal seçme teorisi, yeni her çeşidin ve sonunda yeni her türün kendisiyle yarışanlara karşı birüstünlükkazanmasıyla,vebunudahaazuygunbiçimlerinzorunlutükenmesininizlemesiyletürediğive korunduğu inancına dayanmaktadır. Bu, evcil ürünlerimizde de aynıdır; yetiştirilen yeni vegelişmiş bir çeşit, önce aynı yöredeki az gelişmiş çeşitlerin yerini alır; daha çok gelişince, bizimshorthornsığırımızgibi,yakınveuzakçevreleregötürülür,veülkedekiöbürırklarınyerinegeçer.Demek ki yeni biçimlerin ortaya çıkması ve eski biçimlerin ortadan kalkması, onları ister bizyetiştirelim ister doğal olarak yetişmiş olsunlar, birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Gelişen gruplarda,belirlibirzamandaortayaçıkmıştürselbiçimlerinsayısı, tükenmişeskibiçimlerinkindendahaçokolabilir;ama,hiçdeğilsesonyerbilimseldönemlerde,türlerinsayısızçoğalmadığınıbiliyoruz,öyleki, son zamanları göz önünde tutarsak, yeni biçimlerin türemesinin aşağı yukarı aynı sayıda eskibiçimintükenmesineyolaçtığınainanabiliriz.

Yarış, daha önce örnekler verilerek açıklandığı gibi, birbirlerine her bakımdan en çok benzeyenbiçimler arasında en zorlu geçer.Bundan ötürü, bir türün değişiklik geçirmiş ve gelişmiş dölleri,genellikleata-türüntükenmesineyolaçacaktır;veherhangibirtürdenyenibirçokbiçimgelişmişse,otürünenyakınhısımları,yaniaynıcinsin türleri,ençabuktükenecektir.Bundandolayı,bence,aynı

türden türemişbirtakımyeni türler,yaniyenibircins, aynı familyanıneskibircinsininyerinialır.Amaherhangibirgruptanolanyenibirtürün,farklıgruptanbirtürünyerinikaparakböylelikleonuntükenmesine yol açması da sık sık gerçekleşmiş olmalıdır. Böyle başarılı bir türden birçok hısımbiçimortayaçıkarsa,çoğuyerlerinivermekzorundakalacaktır;vesoyaçekimleedinilmişortakbirüstünlüktenzarargörenler,genelliklehısımbiçimlerolacaktır.Amayerlerinideğişiklikgeçirmişvegelişmiş türlere bırakmış türler aynı sınıftan ya da başka bir sınıftan da olsalar, zarar görenlerinbirkaçı, özel bir yaşama tarzına uyarlandıkları için, ya da zorlu bir yarıştan kurtuldukları uzak veayrıklanmış bir yerde barındıkları için, çoğu zaman uzun bir süre korunabilir. Örneğin, bazıTrigonya türleri, ikinci Zaman oluşumlarındaki büyük bir kavkılı cinsi, Avustralya denizlerinde;parlakpullubalıkların(Ganoidfishes)hemenhementükenmişolanbüyükgrubununbirkaçüyesitatlısulardahâlâyaşamaktadır.Bundanötürü,gördüğümüzgibi,birgrubuntümüyletükenmesi,genellikletüremesindendahayavaşbirsüreçtir.

TrilobitlerinBirinciZamanınsonundaveAmmonitlerinİkinciZamanınsonundaortadankalkmasıgibi,bütünfamilyalarınyadatakımlarıngörünüştebirdenbiretükenmesinegelince,birbiriniizleyenyerbilimsel oluşumlar arasında geniş zaman aralıkları geçmiş olabileceği konusunda deminsöylenenleri anımsamalıyız; o zaman aralıklarında çok daha yavaş bir tükenme olmuş olabilir.Bundanbaşka,yenibirgrubunbirçoktürü,anigöçleyadaolağanüstüçabukgelişerekheralanıelegeçirirse, eski türlerin birçoğu buna uygun bir çabuklukta tükenmiş olacaktır; ve böylelikleyerlerinden olmuş biçimler çok kez hısımlar olacaktır, çünkü onlar, aynı ortak eksikliğipaylaşmaktadırlar.

Öyleyse,bence,tektektürlerinvebütüntürgruplarınıntükenmetarzı,doğalseçmeteorisiyleçokgüzel bağdaşmaktadır. Tükenmeye şaşmamızın gereği yoktur; şaşmamız gerekiyorsa, her türünvarlığının bağlı olduğu karmaşık rastlantıları bir an için anladığımızı sanırken gösterdiğimizataklığa şaşalım.Her türün aşırı çoğalmaya eğilimli olduğunu, ve bizimbazen farkına vardığımızengellerinbunuherzamanönlediğiniunutursak,doğanıntümekonomisipekçapraşıkgörünecektir.Birtürünnedenöbüründendahaçokbireyiolduğunu,vebelirlibirülkedenedenşutüründeğildebutüründoğallaşabildiğininezamankesinliklesöyleyebilirsek,ondansonra,ancakondansonra,belirliherhangibirtürünyadatürgrubununnedentükendiğiniaçıklayamayışımızahaklıolarakşaşabiliriz.

BÜTÜNDÜNYADAKİCANLIBİÇİMLERİNAŞAĞIYUKARIAYNIZAMANDADEĞİŞMESİÜZERİNE

Hemen hemen hiçbir eskivarlıkbilimsel buluş, canlı biçimlerin bütün dünyada aşağı yukarı aynızamanda değişmesi olgusundan daha şaşırtıcı değildir. Avrupa’daki Tebeşir oluşumunu, madenseltebeşirinküçükbirparçasınabile rastlanamayan, iklimleripekçok farklıuzakbölgelerde,örneğinKuzey Amerika’da, ekvatoral Güney Amerika’da, Ateş Ülkesinde, Ümit Burnu’nda, HindistanYarımadası’nda bulup tanıyoruz. Çünkü bu uzak yerlerde, belirli tabakalardaki organik kalıntılar,Tebeşir oluşumundakilere apaçık benzemektedir. Bu, ortaya çıkmış türlerin aynı olduğu demekdeğildir; çünkü bazı durumlarda bir tek tür bile özdeş değildir, ama hepsi aynı familyalardan,cinslerden, ve cins bölümlerindendir, ve bazen yüzeylerindeki oymalar gibi önemsiz bakımlardanaynıözelliklerigöstermektedirler.Üstelik,Avrupa’dakiTebeşir ’debulunmayan,amaonunaltındakive üstündeki oluşumlarda görünen başka biçimler, dünyanın uzak yerlerinde de aynı sıraylagörünmektedir. Rusya’da, Batı Avrupa’da, ve Kuzey Amerika’da birbirini izleyen çeşitli BirinciZaman oluşumlarındaki canlı biçimlerde buna benzer bir paralellik gözlenmiştir; Lyell’e göre,

Avrupa’nınveKuzeyAmerika’nınÜçüncüZaman tabakalarındakidurumdaböyledir.HeleEskiveYeni Dünyalar için ortak olan birkaç taşıl tür göz önünde tutulmazsa, Birinci ve Üçüncü Zamantabakalarındaki ardışık canlı biçimlerin paralelliği kendini dahada gösterir; ve çeşitli oluşumlarınkarşılıklı-ilişkisikolaycaortayakonabilir.

Bununla birlikte, bu gözlemler denizel canlılarla ilişkilidir; uzak yerlerdeki kara ve tatlı-suürünlerinin aynı paralel tarzda değişip değişmediğini anlamamıza yetecek veriler yoktur. Onlarınböyledeğişipdeğişmediğindenkuşkulanabiliriz:Magatherum,Mylodon,MacraucheniaveToxodon,yerbilimselyerlerikonusundahiçbilgiverikmeksizin,LaPlata’danAvrupa’yagetirilseydi,onlarınhâlâyaşayandenizyumuşakçaları ilebirliktevarolmuşolduğunuhiçkimse sanmazdı; amabudevhayvanlarMastodonveatilebirlikteyaşamışolduklarıiçin,hiçdeğilse,ÜçüncüZamanınsonlarındavarolmuşolduklarısonucuçıkarılabilirdi.

Denizelcanlıbiçimlerinbütündünyadaaynızamandadeğiştiğinisöyleyince,bununaynıyıl,yadaaynı yüzyıl, ya da yerbilimsel anlamda bir zamandaşlık demeye geldiği düşünülmemelidir; çünküAvrupa’dabugünyaşayandenizelhayvanlar,veAvrupa’daPleistosenDönemi(bütünBuzulÇağınıdaiçeren çok uzak bir dönem) boyunca yaşamış olanların hepsi, şimdi Güney Amerika’da ya daAvustralya’da yaşayanlarla karşılaştırılsaydı, işinin en eri doğa bilgini bile, Güney yarıküredekicanlılaraAvrupa’nın bugünkü canlılarınınmı, yoksa PleistosenDönemindeki canlılarınmı en çokbenzediğini güçlükle söyleyebilirdi. Bu yüzden, kimi yetkili gözlemciler de, BirleşikAmerika’nınbugünkü canlılarının Avrupa’nın bugünkü canlılarından daha çok, Avrupa’da Üçüncü Zamanınsonlarındayaşamışlarlayakınhısımlıklarıolduğunusavunmaktadırlar;buböyleyse,KuzeyAmerikakıyılarındaşimdiçökelmekteolantaşıllıtabakaların,ilerde,Avrupa’nınbirazdahaeskitabakalarıilebirlikte sınıflanabileceği besbellidir. Durum böyleyken, uzak bir gelecek dönem göz önündetutulursa,dahayenibütündenizeloluşumların,yani,Avrupa’nın,KuzeyveGüneyAmerika’nın,veAvustralya’nın üst Pliosen, Pleistosen, ve en yeni tabakalarının, belirli bir ölçüde hısım olan taşılkalmalar içerdikleri için, ve yalnız daha eski alt tabakalarda bulunan biçimleri içermedikleri için,yerbilimselanlamdaveyerindeolarakzamandaşsayılacaklarındanpekazkuşkulanılabilir.

Canlı biçimlerin, dünyanın uzak kesimlerinde yukarda belirtilen anlamda zamandaş olarakdeğişmesiolgusu,değerliikigözlemciyi,MM.deVerneililed’Archiac’ıpekşaşırtmıştır.Avrupa’nınfarklı bölgelerinin Birinci Zamansal canlı biçimlerindeki paralelliği andıktan sonra şunueklemektedirler: “Bu garip uygunluğun şaşkınlığı içinde gözlerimizi Kuzey Amerika’ya çeviriporada benzer görüngülerden (phenomena) bir seri bulursak, türlerin bütün bu değişiklikgeçirmelerinin, tükenmelerinin ve yenilerinin ortaya çıkmasının, yalnız deniz akıntılarındakideğişmelere ya da epey yerel ve geçici başka nedenlere yorulamayacağı, tersine, bütün hayvanlarâlemine egemen genel yasalara bağlı olduğu açıkça anlaşılır.” M. Barrande da bunun üzerindeönemle durmuştur. Akıntılardaki, iklimdeki, ya da başka fiziksel koşullardaki değişmeleri, bütündünyadakiveenfarklıiklimlerdekicanlıbiçimlerinbubüyükdeğişmelerininnedeniolarakgörmekgerçekten boşunadır. Barrande’ın belirttiği gibi, özel bir yasa araştırmalıyız. Organik varlıklarınşimdiki dağılımını ele alıp çeşitli ülkelerin fiziksel koşulları ile o ülkelerin canlıları arasındakiilişkininnedenliönemsizolduğunugördüğümüzzaman,bunuçokdahaiyianlayacağız.

Bütündünyadakicanlıbiçimlerinparalelardışımıolgusu,buönemliolgu,doğalseçmeteorisiyleaçıklanabilir. Yeni türler, tek tek yeni biçimlerin eski biçimlere karşı bir üstünlük sağlamasıylaoluşur; ve başat biçimler, ya da kendi yurtlarında öbür biçimlere karşı üstünlüğü olanlar, en çoksayıda çeşit ya da başlangıç durumunda tür türetirler. Bu konuda seçik (distinct) kanıtımız vardır:Başatbitkiler,yani,ençokveenyaygınbitkiler,ençokçeşitgöstermektedir.Başat,çeşitlenen,geniş

alanlara yayılan, öbür türlerin yerlerini belirli bir ölçüde kaplamış türlerin daha da uzaklarayayılması ve yeni ülkelerde daha başka yeni çeşitler ve türler türetmesi de doğaldır. Bu yayılmasüreciiklimselvecoğrafideğişmeler,bilinmedikrastlantılar,veyenitürlerinfarklıiklimlereaşamalıuyarlanmasıyüzündençoğuzamanpekyavaşolur,amabaşatbiçimler,zamanla,yayılmayıgenelliklebaşarır ve sonunda üstünlük sağlar. Yayılma, ayrı kıtaların karasal canlılarında, sürekli denizindenizelcanlılarındaolduğundandahayavaşolabilir.

Onun için, bana öyle geliyor ki, bütün dünyadaki canlı biçimlerin paralel, ve geniş bir anlamdaalınırsa,zamandaşardışımı,genişalanlarayayılmışveçeşitlenenbaşattürlerinyenitürlertüretmesiilkesiilebağdaşmaktadır;böylelikleortayaçıkanyenitürler,öbürtürlerekarşıolduğugibi,öncedenbaşatolanatalarınakarşıdabirüstünlükkazandıklarıiçin,yenidenyayılır,çeşitlenir,veyenibiçimlertüretirler. Yenilmiş ve yerlerini yeni ve başarılı biçimlere bırakmış eski biçimler, gruplar içindegenelliklehısımdır; çünkü soyaçekilmişortakbirkusurları vardır; vebuyüzden,yenivegelişmişgruplarbütündünyayayayılırken,eskigruplarortadankalkar;vebiçimlerinardışımı,heryerde,ilkortayaçıkmalarındavekesinlikleortadankalkmalarında,uygunlukgösterir.

Bukonudasöylenmeyedeğerbirsözdahavar.Taşılcazenginbüyükyerbilimseloluşumlarımızınpekçoğununalçalmadönemlerindeçökeldiğine,vedenizdibinindurağanbirkonumdakaldığıyadayükseldiği dönemlerde, ve tortunun organik kalıntıları bozulmadan örtmeye elverecek çabukluklaçökelmediği durumlarda taşılsız ve uzun zaman aralıkları bulunduğuna inanmamın gerekçelerinivermiştim. Bu uzun ve boş zaman aralıkları boyunca, her bölgedeki canlıların önemli bir ölçüdedeğişikliğeve tükenmeyeuğradığı,vedünyanınbaşkakesimlerindengöçlerolduğugörüşündeyim.Genişalanlarınaynıhareketinetkisindekaldığınainanmamıziçingerekçemizolduğundan,dünyanınaynı kesimlerindeki çok geniş alanlarda çoğu zaman tam anlamıyla çağdaş oluşumlar çökelmişolabilir; amabununsüreklibirdurumolduğunu,vegenişalanlarınhepaynıhareketlerinetkisindekaldığınıkabuletmeyepekdehakkımızyoktur.İkioluşumikibölgedetümüyleaynıdönemdedeğilde aşağı yukarı aynı dönemde çökelseydi, geçen paragrafta açıklanan nedenlerden ötürü, canlıbiçimlerin aynı genel ardışımı ile karşılaşacaktık; ama türler tam bir uygunluk göstermeyecekti;çünküo alanlardan birinde değişiklik geçirme, tükenmeve göç için öbür alandakinden biraz dahaçokzamanolacaktı.

Böyle durumlarınAvrupa’da da olduğunu sanıyorum.BayPrestwich, İngiltere’nin ve Fransa’nınEosenDönemi tabakaları ile ilgilideğerli incelemesinde,bu ikiülkeninardışık tabakalarıarasındatam bir genel paralellik olduğunu gösterebilmektedir; ama İngiltere’deki belirli tabakalarıFransa’dakilerle karşılaştırınca, aynı cinslerden olan türlerin sayılarında garip bir uygunlukbulmakla birlikte, türlerin kendileri –farklı ama çağdaş faunaların yaşadığı iki denizin bir kıstaklaayrılmışolduğuvarsayılmadıkça–ikiülkeninyakınolmasıylaçokgüçaçıklananbirtarzdafarklıdır.Lyell’in Üçüncü Zamanın son oluşumlarında buna benzer gözlemleri olmuştur. Barrande,Bohemya’nınveİskandinavya’nınSilürDönemiçökeltilerindeşaşırtıcıbirgenelparalellikolduğunugöstermektedir;bununlabirlikte,türlerdebulduğufarklarşaşılacakölçüdedir.Bualanlardakiçeşitlioluşumlar tümüyle aynı dönemlerde çökelmemiş olsaydı, –bir alandaki oluşum çoğu zaman öbüralandakiboşzamanaralığınakarşılıktır–vetürler,herikialandada,çeşitlioluşumlarınbirikimiveonlar arasındaki uzun zamanlar boyunca yavaş bir değişme gösterseydi, bu iki bölgedeki çeşitlioluşumlar, canlı biçimlerin genel ardışımına uygun olarak, yerbilimsel bakımdan aynı sıradasayılabilirdi; ve sıraları, yanlış olarak, tam anlamıyla paralel görünürdü; bununla birlikte türlerinhepsibuikialanıngörünüşteuyguntabakalarındaaynıolmazdı.

TÜKENMİŞTÜRLERİNBİRBİRLERİYLEVEYAŞAYANBİÇİMLERLEİLGİLERİÜZERİNE

Şimdi, tükenmiş ve yaşayan türlerin karşılıklı ilgilerini inceleyelim. Hepsi birkaç büyük sınıfaayrılmaktadır;vebuolgu,türemeilkesiyleaçıklanıvermektedir.Herhangibirbiçimnedenlieskiyse,genel bir kural olarak, yaşayan biçimlerden o denli farklıdır. Ama, Buckland’ın uzun süre öncebelirttiğigibi,tükenmiştürlerinhepsihemhâlâyaşayangruplarasokulabilir,hemdekendiaralarındasınıflanabilir.Tükenmişbiçimlerin,yaşayancinslervefamilyalararasındakiboşluklarıdoldurduğukesinlikledoğrudur;amabuçoğuzamanönemsenmediğivehattareddedildiğiiçin,bukonudabirkaçsöz söylemekvebazıörneklervermekyerindeolur.Aynı sınıfınyaşayanyada tükenmiş türlerini,ikisinden birini, göz önünde tutunca, seriler, ikisini de genel bir sistemde birleştirdiğimizzamankinden daha az tam olmaktadır. Prof. Owen’ın yazılarında tükenmiş hayvanlar için“genelleşmiş biçimler” deyiminin, veAgassiz’in yazılarında “öngörenyadabileşimsel (synthetic)tipler”deyimininsık sıkkullanıldığınıgörüyoruz;bu terimler,böylebiçimleringerçektenzincirinarayadabirleştiricihalkalarıolduğuanlamınagelmektedir.Seçkinbaşkabireskivarlıkbilimci,M.Gaudry, Atina yöresinde bulduğu birçok taşıl memelinin yaşayan cinsler arasındaki boşluklarıdoldurabildiğini şaşılacak bir açıklıkla göstermiştir. Cuvier, gevişgetirenleri ve kalınderilileri[Pachyderms:Suaygırı,gergedanvb.-ç.]memelilerinenfarklıtakımlarındanikisisaymıştı;amaöyleçok taşıl ara-biçim bulundu ki, Owen bütün sınıflamayı değiştirdi, ve belirli kalınderililerigevişgetirenlerle birlikte aynı alt-takıma koydu; örneğin, domuzla deve arasındaki büyük boşluğuaşamalıolarakgiderdi.Toynaklılarbugüntek-parmaklılarveçift-parmaklılardiyeikiyebölünüyor;oysa Güney Amerika’nın Macrauchenia’sı bu iki büyük bölümü belirli bir ölçüde birbirinebağlamaktadır.Hipparion’un bugünkü atla eski bazı toynaklı hayvanlar arasında geçişsel bir biçimolduğunukimsereddetmeyecektir.GüneyAmerika’nınTypotherium’u(Prof.Gervais’ninonaverdiğiadın da gösterdiği gibi) memeliler zincirinin şaşırtıcı bir halkasıdır, ve bugünkü takımlardanhiçbirine konamamaktadır.Deniz-inekleri (Sirenia) apayrı birmemeli grubu oluşturur ve bugünküAvustralya dugong’u ile Lamentin’in göze en çok çarpan özelliklerinden biri, art ayaklarının hiç,güdükdurumdabile, olmamasıdır; ama,Prof. Flower ’a göre, tükenmişHalitherium’un “leğendekiçok belirgin hokka çukuruna eklemle bitişmiş” bir uyluk kemiği vardı. Bu, onu, deniz-ineklerininbaşkabakımlardanhısımolduğubayağı toynaklılarayaklaştırmaktadır.Balinalar,öbürmemelilerinhepsindenbüyükölçüdefarklıdır,amakimidoğabilginlerininayrıbirtakımayerleştirdikleriÜçüncüZamansal Zeuglodon ile Squalodon’a, Prof. Huxley, kesinlikle balina, “ve susal (aquatic) etçilhayvanlarlabalinalararasındabirleştiricihalkalar”saymaktadır.

Adı geçen doğa bilgini, kuşlarla sürüngenler arasındaki büyük uçurumun, hiç beklenmedik birtarzda,biryandandevekuşuvetükenmişArcheopteryxile,vebiryandandaCompsognathus–ÜçüncüZamanın en iri karasal sürüngenlerini içeren Dinozorlar grubundan bir hayvan– ile kısmenkapatıldığını göstermiştir. Omurgasızlara gelince, Barrande, (ve tanımadığım önemli bir yetkili),Birinci Zaman hayvanları bugünkü gruplar içinde güvenle gösterilebilmekle birlikte, grupların ozaman birbirlerinden bugünkü gibi açıkça ayrılmamış olduğunun her gün biraz daha anlaşıldığınısöylemektedir.

Kimi yazarlar, tükenmiş herhangi bir türün ya da tür grubunun yaşayan iki tür ya da tür grubuarasında düşünülmesine karşıdırlar.Bu, tükenmiş bir biçimin bütün ıraları bakımından yaşayan ikibiçiminyadagrubundoğrudandoğruyaarasındaolduğuanlamınagelseydi,itirazlarıbelkiyerindeolurdu.Oysadoğalbirsınıflamada,taşılbirçoktür,kesinlikle,yaşayantürlerarasında,vetükenmiş

bazı cinsler, yaşayan cinsler, hatta farklı familyalardan olan cinsler arasında bulunmaktadır. Öylegörünüyorki,enyaygındurum,(özelliklebalıklarvesürüngenlergibiçokfarklıgruplarda),bugündiyelim ki yirmi ırayla ayırt edilen iki grubun eskiden daha az sayıda ıra bakımından birbirindenayrılmış,vebundandolayıbirbirineşimdikindendahayakınolmuşolmasıdır.

Yaygınbir inancagöre,birbiçimnedenlieskiyse,bugünbirbirindenpekayrılmışgruplarabazııralarıylaodenliçokbağlanır.Budüşünüş,hiçkuşkusuz,ancakeskiyerbilimselzamanlarboyuncaçok değişmeye uğramış gruplar için geçerli olmak zorundadır; ve doğruluğunu sınamak güçtür,çünkükaramaru(L’epidosiren)[Akciğerlibalıklartakımınınbalçıkbalığıgillerfamilyasındanbirtür,-ç.]gibiçokfarklıgruplarlahısımolanveüstelikyaşayanbirhayvanaradabirbulunmaktadır.Amadaha eski sürüngenleri, kurbağaları, balıkları, kafadanbacaklıları, ve Eosen Dönemi memelileriniaynı sınıfların daha yeni üyeleriyle karşılaştırırsak, bu inançta biraz gerçeklik olduğunu kabuletmemizgerekir.

Şimdi bu çeşitli olguların ve çıkarsamaların değişiklik geçirerek türeme teorisiyle hangi ölçüdebağdaştığını görelim. Konu biraz çapraşık olduğu için okurun dördüncü bölümdeki diyagramabakmasını dilemem gerekiyor.Numaralanmış küçük harflerin cinsleri, ve onları ıraksayan noktalıçizgilerinhercinstekitürlerigösterdiğinivarsayabiliriz.Diyagrampekbasittir,pekazcinsvepekaztürverilmektedir,amabununbizimiçinönemiyoktur.Yatayçizgilerardışıkyerbilimseloluşumlarıgösterebilir,veenüsttekiçizgininaltındakibütünbiçimlertükenmişsayılabilir.Varolanüçcinsa14,q14,p14,küçükbirfamilya;b14ilef14çokyakınhısımbirfamilyayadaalt-familya;o14,e14,m14bir üçüncü familya oluşturacaktır. Bu üç familya, ata-biçim olan (A)’yı farklı türeme çizgilerindeıraksayantükenmişbirçokcinslebirliktebirtakımoluşturacaktır;çünkühepside,soyaçekimle,eskiatalarındanortakbirşeyalmışolacaktır.

Daha önce bu diyagram üzerinde açıklanmış olan ıranın sürekli ıraksama eğilimi ilkesine göre,herhangi bir biçimnekadar yeni olursa, eski atasındangenellikle odenli çok farklı olacaktır.Bu,bize,eneskitaşıllarınyaşayanbiçimlerdenniçinenfarklıolduğunuaçıklamaktadır.Bununlabirlikte,ıranın ıraksamasınızorunlubirolaysaymakzorundadeğiliz; ıranın ıraksaması,özelliklebir türündöllerinindoğaekonomisindeçokvefarklıyerleriböyleliklekapabilmesinebağlıdır.Bundanötürü,bazı Silür biçimlerinde gördüğümüz gibi, bir tür, az değişmiş yaşam koşullarıyla ilişkili olarakhafifçedeğişiklikgeçirebilir,veaynıgenelırasallıkları(characteristics)uzunbirzamankoruyabilir.Bu,diyagramdaF14ilegösterilmektedir.

(A)’dan türemiş, tükenmiş ve yaşayan biçimlerin hepsi, demin söylendiği gibi, bir takımoluşturmaktadır; ve bu takım, tükenmenin ve ıranın ıraksamasının sürekli etkileri dolayısıyla,bazılarının farklı dönemlerde ortadan kalktığını ve bazılarının günümüze dek sürdüğünüvarsaydığımızçeşitlialt-familyalaravefamilyalarabölünmektedir.

Diyagrama bakarak şunu görebiliriz: Ardışık oluşumlara gömülmüşlükleri varsayılan tükenmişbiçimlerin birçoğu, sırada altlarda kalan oluşumların çeşitli yerlerinde ortaya çıkarılsaydı, en üstçizgidekiyaşayanüçfamilyabirbirindendahaazfarklıgörünürdü.Örneğina1,a5,a10,f8,m3,m8,m9 cinsleri gömülü oldukları yerlerden çıkarılsaydı, bu üç familya birbirleriyle öylesine sıkıbağlanırdı ki, gevişgetirenlerin ve bazı kalınderililerin başına geldiği gibi, belki üçü bir tekfamilyada birleştirilirdi. Bununla birlikte, tükenmiş cinslerin arada sayılmasına, ve böylelikle üçfamilyanın yaşayan cinsleri birbirine bağladıklarına itiraz eden kimse, kısmen haklı olurdu, çünkübunlararadadır,amadoğrudandoğruyaaradaolmayıpancakçokfarklıbiçimlerdengeçenuzunbirdolambaçlaonlarınarasınagirmektedir.Ortadakiyatayçizgilerdenyadayerbilimseloluşumlardanbirinin altında değil de yalnızca yukarısında –örneğin VI. çizginin yukarısında– tükenmiş birçok

biçim bulunsaydı, o zaman familyalardan yalnız ikisi (soldakiler, a14, vb. ve b14, vb.)birleştirilebilirdi;vegeriyetaşıllarınbulunmasındanöncekidurumlarınaoranlabirbirindendahaazfarklıikifamilyakalırdı.Bundanbaşka,sekizcinsten(a14’tenm14’edek)oluşanenüstçizgidekiüçfamilyanınaltıönemli ırabakımındanbirbirindenfarklıolduğuvarsayılırsa,ozamanVI.dönemdeyaşamış familyalar, birbirinden elbette daha az ıra bakımından farklı olurdu; çünkü o familyalartüremeninodahaöncekiaşamasındaortakatalarınıdahaazıraksamışolacaktı.

Bu süreç doğada diyagramda gösterilenden çok daha karmaşık olacaktır; çünkü doğada sayısızgrup vardır, ve kalımları hiç eşit olmayan bu gruplar farklı ölçülerde değişiklik geçirecektir.Elimizde yerbilimsel belgelerin yalnız son cildi, o da bölük pörçük, bulunduğu için, seyrek bazıdurumlar dışında, doğal sistemdeki büyük boşlukları doldurmayı, ve farklı familyaları ya datakımlarıböyleliklebirleştirmeyibeklemeyehiçhakkımızyoktur.Ancakşunubeklemekhakkımızdır:Bilinen yerbilimsel dönemlerde çok değişikliğe uğramış grupların daha eski yerbilimseloluşumlardabirbirlerinebirazyaklaşması,vebundanötürüaynıgrubuneskiüyelerinin,bazııralarıbakımından, yeni üyelerdekinden daha az birbirinden farklı olması gerekir; ve en iyieskivarlıkbilimcilerimizintanıklığınagöresıksıkkarşılaşılandurumdabudur.

Böylece, değişiklik geçirerek türeme teorisine göre, tükenmiş canlı biçimlerin birbirleriyle veyaşayan biçimlerle karşılıklı ilgileri konusundaki başlıca olgular, inandırıcı bir tarzdaaçıklanmaktadır.Vebuolgularbaşkabirgörüşleaçıklanamaz.

Aynıteoriyegöre,dünyatarihininuzunherhangibirdönemindekifaunanın,genelırasıbakımından,kendinden öncekiyle kendinden sonraki arasında olacağı besbellidir. Onun için, diyagramımızdakialtıncı türemeaşamasındayaşamış türler,beşinciaşamadayaşamışlarındeğişiklikgeçirmişdölleri,veyedinciaşamadakidahadadeğişiklikgeçirmişdöllerinatalarıdır;öyleyseonlar,ırabakımından,aşağıdaki ve yukarıdaki canlı biçimlerin arasındadır.Bununla birlikte, önceki türlerden bazılarınıntümüyle tükendiğini, herhangi bir yere başka yerlerden yeni biçimlerin göç ettiğini, ve ardışıkoluşumlar arasında geçmiş uzun zaman aralıklarındaki değişikliğin büyük ölçüde olduğunu gözönünde tutmalıyız. Bunlar dikkate alınırsa, hiç kuşkusuz, her yerbilimsel dönemin faunası, ıraca,öncekivesonrakifaunalarınarasındadır.Yalnızbirtekörnekvereyim:Devonsistemiilkbulunduğuzaman eskivarlıkbilimciler o sistemdeki taşılların ıraca üstteki Karbon sistemiyle alttaki Silürsistemindekilerinarasındaolduğunuhemenkabuletmişlerdir.Amaher faunanın tamortadaolmasızorunludeğildir,çünküardışıkoluşumlararasındaeşitzamanlargeçmemiştir.

Bazıcinslerinbukuralındışındakalması,herdönemdekifaunanıngenelliklekendindenöncekivesonraki faunaların aşağı yukarı ortasında bir ıra gösterdiği savındaki gerçekliğe karşı somut biritiraz değildir. Örneğin, Dr. Falconer ’ın önce karşılıklı ilgilerine ve sonra yaşadıkları dönemleregöre düzenlediği mastodon ve fil türleri serilerinde uygunluk yoktur. Iraca aşırı uçlarda bulunantürler,eneskilerveenyenilerdeğildir;veıracaortadaolanlardazamanbakımındanortadadeğildir.Ama bu ve buna benzer durumlarda, türlerin ilk ortaya çıkmasını ve ortadan kalkmasını gösterenbelgelerin tam olduğunu (durum hiç de böyle değildir) bir an için varsaysak bile, birbiri ardıncatüremiş biçimlerin kalım sürelerinin eşit uzunluklarda olmak gerektiğine inanmamız için hiçbirgerekçeyoktur.Özellikleayrıklanmışbölgelerdekikarasalcanlılarda,çokeskibirbiçimbazenbaşkabir yerde sonradan ortaya çıkmış bir biçimden daha uzun zaman dayanabilir. Şu, önemsiz şeyleriönemlilerlekarıştırmayaörnektir:Yaşayanvetükenmişbaşlıcaevcilgüvercinırklarıilgilerine[yadahısımlıklarına, -ç.]göre sırayakonsaydı,busıralama,onlarınortayaçıkmazamanlarındaki sıraylapekbağdaşmaz,veortadankalkmazamanlarıyladahadabüyükbirbağdaşmazlıkgösterirdi;çünküataolankayagüvercinihâlâyaşamaktadır;vekayagüvercini ilepostagüverciniarasındakibirçok

çeşit tükenmiştir; ve gaga uzunluğu gibi önemli bir ıra bakımından oransızlık gösteren postagüvercinleri, bu bakımdan serilerin karşıt uçlarında bulunan kısa-gagalı taklacılardan daha öncetüremiştir.

Bütün eskivarlıkbilimcilerin önemle üzerinde durdukları olgu, yani birbirini hemen izleyen ikiyerbilimseloluşumdakitaşıllarınbirbirindenuzakoluşumlardakilerdençokdahayakınhısımolması,aradakalanbiroluşumdakiorganikkalıntılarınıracadabelirlibirölçüdearadaolduğusavıylaiyicebağdaşmaktadır. Pictet, Tebeşir oluşumunun farklı tabakalarındaki organik kalıntıların genelbenzerliğini, o oluşumun her tabakasındaki türler farklı olmakla birlikte, örnek göstermektedir.Yalnız bu olgu bile, genelliğinden ötürü, Prof. Pictet’in türlerin değişmezliği inancını sarsmışgörünüyor. Yaşayan türlerin yeryüzündeki dağılımını bilen bir kimse, birbirini hemen izleyenyerbilimseloluşumlardakifarklıtürlerinbubüyükbenzerliğini,eskiyereylerdekifizikselkoşullarınaşağıyukarıaynıkalmışolmasıylaaçıklamayakalkmayacaktır.Canlıbiçimlerin,hiçdeğilsedenizdeyaşayanların, yeryüzününher yerinde, ve bundandolayı en farklı iklimlerde ve koşullarda, hemenhemenaynızamandadeğişmişolduğunuanımsayalım.BütünBuzulÇağınıiçerenPleistosenDönemiboyuncaikliminpekçokdeğiştiğinivedenizlerdekitürselbiçimlerinpekazetkilendiğinigözönündetutalım.

Türeme teorisine göre, birbirini hemen izleyen oluşumlardaki taşıl kalıntılar (onlar ayrı türlersayılmakla birlikte) arasındaki yakın hısımlığın anlamı açıktır. Her oluşumun birikmesi sık sıkkesildiğiiçinveardışıkoluşumlararasındabüyükboşluklarolduğuiçin,geçenbölümdegöstermeyeçalıştığımgibi, herhangibir yada iki oluşumda,odönemlerinbaşlangıcındanbitiminedekortayaçıkmıştürlerarasındakigeçişselbiçimleribulmayıbekleyemeyiz;ama,yıllaravuruluncaçokuzun,yerbilimselbakımdaniseepeykısaolanzamanaralıklarındansonrayakınhısımbiçimler,yadakimiyazarların dediği gibi, temsilci türler bulmamız gerekir; ve onları her durumda buluyoruz. Sözünkısası, türsel biçimlerin yavaş ve güçlükle sezilen değişmelerinin bu türlü ve haklı olarakbeklediğimizkanıtınıbuluyoruz.

ESKİBİÇİMLERİNYENİLEREGÖREGELİŞİMDURUMU

Erginlik çağına varmış organik varlıkların parçalarının farklılaşma ve özelleşme derecesininonların yetkinliğinin ya da gelişmişliğinin en iyi ölçüsü olduğunu dördüncü bölümde görmüştük.Parçalarınözelleşmesininhercanlıvarlıkiçinbirüstünlükolduğunu,bundanötürüdoğalseçmeninher canlının oluşumunu daha da özelleştirmeye ve yetkinleştirmeye, ve bu anlamda yükseltmeyeyöneleceğini,amagenedeyaratıklarınbirçoğunubasityaşamkoşullarınauymuşbasitvegelişmemişbiryapıdabırakabileceğini,vehattabazıdurumlardaoluşumugerileteceğiniyadabasitleştireceğini,bununla birlikte böyle geriletilmiş varlıkları yeni yaşayışlarına daha iyi uymuş bir durumdabırakacağını da görmüştük. Yeni türler, başka ve genel bir anlamda, öncellerine üstün olacaktır;çünkü kendileriyle zorlu bir yarışa girdikleri eski biçimleri yaşama savaşında alt edeceklerdir.Bundandolayışusonucuçıkarabiliriz:EosenDönemicanlıları,aşağıyukarıaynıiklimde,bugünkücanlılarlayarışmayabırakılsaydı,ikincilerbirincileriyenerveyokederdi;bunungibi,İkinciZamanbiçimlerini Eosen, ve Birinci Zaman biçimlerini de İkinci Zaman biçimleri ortadan kaldırırdı.Öyleyse, doğal seçme teorisine göre, yeni biçimler yaşama savaşındaki başarıları ve organlarınındaha çok özelleşmiş olması ile, eski biçimlerden üstündür. Durum böyle midir?Eskivarlıkbilimcilerin çoğu bunu olumlu yanıtlayacaktır: Kanıtlanması güç olmakla birlikte, öylegörünüyorki,buyanıtındoğruolduğukabuledilmekgerekmektedir.

Bazıkolsu-ayaklılarınçokuzakbiryerbilimselçağdanberiancakpekazdeğişmişolmasıvebazıkara ve tatlı-suyumuşakçalarının, bilebildiğimizkadarıyla, ilk göründükleri zamandanberi hemenhemenaynıkalmışolması,varılanbusonucakarşıhiçdegeçerlibiritirazdeğildir.Dr.Carpenter ’inüzerinde durduğu gibi, Foraminiferlerin [birgözeli hayvanların kök-ayaklılarından bir takım, -ç.]Laurentik [KuzeyAmerika’dakiSt.Lawrance Irmağınınkuzeyindeki tabakalara ilişkin, -ç.]Çağdanberihiçgelişmemişolmalarıdayenilmezbirgüçlükdeğildir;çünkübazıorganizmalar,kendibasityaşamkoşullarınauygunolarak,basit kalmakzorundadır; vehangi canlı böylekoşullarabuaşağıbirgözelilerden daha iyi uyabilir? Bu türlü itirazlar, organlanmanın ilerlemesi bu canlılar içinzorunlu olsaydı, teorimi yıkardı. Örneğin sözü edilen Foraminiferlerin ilkin Laurentik Çağda, vekolsu-ayaklıların Kambriyum Dönemi oluşumlarında ortaya çıktığı kanıtlansaydı, teorim genetutunamazdı; çünkü bu durumda o organizmaların o zamanki gelişim aşamalarına ulaşmalarınazamanelvermezdi.Bucanlılarbelirlibirnoktayadekevrimgeçirdiktensonra,doğalseçmeteorisinegöre, daha da gelişmeleri için bir zorunluk olmamakla birlikte, ardışık çağlarda, yaşadıklarıkoşullardaki hafif değişmelerin etkisiyle yerlerinden olmamak için biraz değişiklik geçirmekzorundadırlar.Yukardaki itirazlar dünyanın yaşını, ve çeşitli canlı biçimlerin ilkin hangi dönemdeortayaçıktığınıgerçektenbilipbilmediğimizedayanmaktadır;vebuelbettetartışılabilir.

Organlanmanın genellikle ilerleyip ilerlemediği birçok bakımdan pek çapraşıktır. Bütünzamanlarıneksikolanyerbilimselbelgeleri,dünyanınbilinentarihinde,organlanmanınbüyükölçüdeilerlediğiniapaçıkgöstermeyeyetecekkadargerilereuzanmamaktadır.Doğabilginleri,bugünbile,birsınıfınhangibiçimlerininenyukarısayılmakgerektiğikonusundauyuşmuşdeğildirler:Kimileriköpekbalıklarını, yapılarının önemli bazı noktalarında sürüngenlere yaklaştıkları için, en yukarıbalıklarsayarken,öbürlerikemikli-balıklarıböylegörmektedir.Parlakpullubalıklar,köpekbalıklarıve kemikli-balıkların arasındadır; sonuncular bugün sayıca ağır basmaktadır, ama eskiden yalnızparlakpullu balıklarla köpekbalıkları yaşamıştır; ve budurumda, seçilmiş yukarılık ölçüsünegöre,balıklarınoluşumcailerledikleriyadagerilediklerisöylenecektir.Farklıtiplerinüyelerinibuyoldakarşılaştırmakumutsuzgörünmektedir;ünlüVonBaer,böceklerin“başkabir tipteolmaklabirlikte,gerçektebirbalıktandahaçokorganlanmış”olduğunainanırken,birmürekkepbalığınınbirarıdandaha yukarı bir hayvan olduğuna kimkarar verecektir?Kendi sınıfları içinde çok yukarı olmayankabuklular, en yukarı yumuşakçaları, kafadanbacaklıları, o karmaşık yaşama savaşında gerçektenyenebilirdi;vepekgelişmişolmamaklabirlikteböylekabuklular,enkesinsınamaya–savaşyasasına–göre karar verilirse, omurgasız hayvanlar dizisinde çok yüksek bir aşamada bulunurlardı. Hangibiçiminoluşumcaenileriolduğunakararverirken,bukaçınılmazgüçlükleribiryanabırakırsak,birkararavarmadaenönemliöğelerdenbirivebelkibaşlıcasıolmaklabirlikte,birsınıfınherhangiikidönemdeki en yukarı üyelerini değil, tersine, o iki dönemdeki aşağı ve yukarı bütün üyelerinikarşılaştırmalıyız.Çokeskibirçağda,enaşağıveenyukarıyumuşakçalar,yanikolsu-ayaklılarvekafadanbacaklılar, kaynaşıp duruyordu; oysa bugün, oluşumca onların arasında bulunan başkagruplar büyük ölçüde çoğalırken, bu grupların ikisi de pek azalmıştır; bundan dolayı, kimi doğabilginleriyumuşakçalarınönceleribugünkündendahaçokgelişmişolduğunusavunmaktadırlar;amabuna karşı, yerinde olarak, şöyle denebilir: Kolsu-ayaklılar pek çok azalmıştır, ama yaşayankafadanbacaklıların, seyrelmiş olsalar bile, eski temsilcilerinden daha çok organlanmış olduklarıgerçektir. Herhangi iki dönemde, bütün dünyada yaşamış olan yukarı ve aşağı sınıfların sayıcabirbirlerineoranlarınıdakarşılaştırmalıyız;örneğin,günümüzdeellibinomurgalıhayvantürüolsa,ve eski bir dönemde bu türlerin sayısının yalnızca on bin olduğunu bilsek, yukarı sınıfların aşağıbiçimlerinyerlerindenolmasıdemeyegelenbusayıcaartmasınıorganlanmanınbütündünyadakesinbir ilerlemesi olarak görmemiz gerekir. Görüyoruz ki, böyle son derece karmaşık ilişkilerkarşısında, ardışık dönemlerin eksik bilinen faunalarının organlanma aşamalarını gerektiği gibi

karşılaştırmak,umutsuzdenecekkadargüçtür.

Yaşayanbelirlifaunalarıvefloralarıinceleyerek,bugüçlüğüdahaiyianlarız.Avrupalıhayvanlarınve bitkilerin son zamanlarda Yeni Zelanda’da olağanüstü yayıldığını, eskiden yerli ürünlerinkapladığı yerleri ele geçirdiğini gözönünde tutarsak şuna inanmamızgerekir:BüyükBritanya’nınbütün hayvanları ve bitkileri yeni Zelanda’ya götürülseydi, onların çoğu orada zamanla tümüyledoğallaşır, ve yerli biçimlerin birçoğunu ortadan kaldırırdı. Öte yandan, Güney YarıkürecanlılarındanhemenhiçbiriAvrupa’nınherhangibiryerindeyabanılaşmadığıiçin,YeniZelanda’nınbütün canlıları Büyük Britanya’ya getirilip bırakılsaydı, onların epeycesinin bugün yerli bitki vehayvanlarımızınkapladığıyerlerielegeçirebilmesipekkuşkuluolurdu.Buaçıdanbakılınca,BüyükBritanya’nınürünleri,YeniZelanda’nınkilerdendahayukarıbiraşamadadır.Amaişinineneridoğabilginibile,ikiülkenintürleriniincelediktensonra,busonucuöngöremezdi.

Agassiz ve başka yetkililer, eski hayvanların aynı sınıftan olan yeni hayvanların embriyonlarınabelirli bir ölçüde benzediği tükenmiş biçimlerin yerbilimsel ardışımının yaşayan biçimlerinembriyolojikgelişimiyleaşağıyukarıparalelolduğuüzerindedurmaktadırlar.Bugörüş teorimizleçokgüzelbağdaşmaktadır.Erginhayvanınsoyaçekimleküçükyaştadeğil, tersine,amacauygunbiryaşta ortaya çıkan değişiklikler dolayısıyla, embriyonundan farklı olduğunu gelecek bölümlerdenbirinde göstermeye çalışacağım. Bu süreç, embriyonu hemen hemen hiç değişmeden bırakırken,ardışıkkuşaklarıngeçişisırasında,erginhayvandakifarklarısürekliolarakdahadaartırır.Böylece,embriyon türün eski ve az değişiklik geçirmiş biçiminin doğaca saklanmış bir çeşit örneği olarakkalır.Bugörüşdoğruolabilir,vebununlabirlikteaslakanıtlanmayabilir.Örneğinbilineneneskivekendiözsınıflarınatümüyleuygunmemelilere,sürüngenlere,balıklarabakarak,(bueskibiçimlerdenbazıları bugün aynı grupların tipik üyelerinden daha az birbirinden farklı olmakla birlikte),omurgalılarınortakembriyolojikırasını taşıyanhayvanlararamak,eneskiKambriyumtabakasınınçokaltındataşılcazengintabakalarbulununcayadek–bupekdeolasıdeğildir–boşunaolur.

ÜÇÜNCÜZAMANINSONLARIBOYUNCAAYNITİPLERİNAYNIALANLARDAKİARDIŞIMIÜZERİNE

Bay Clift, Avustralya mağaralarında bulunmuş taşıl memelilerin bugün Avustralya’da yaşayankeselilerleyakınhısımolduğunubirkaçyılöncegöstermişti.GüneyAmerika’da,LaPlata’nınfarklıkesimlerindebulunmuşvekemerli-hayvanınzırhlarınıandırandevzırhparçalarındabunabenzerbirhısımlık olduğunu eğitilmemiş bir göz bile görür. Prof. Owen, orada gömülü sayısız memelitaşıllarındanpekçoğununGüneyAmerikatipleriylehısımolduğunuapaçıkgöstermiştir.Buhısımlık,M.M.LundileClausen’inBrezilyamağaralarındançıkarıpözenlederledikleritaşılkemiklerdedahada güzel görülmektedir.Bu olgular beni öylesine etkiledi ki, 1839 ve 1845 yıllarında, bu “tiplerinardışımı yasası”, “aynı kıtanın ölüleriyle dirileri arasındaki bu şaşırtıcı hısımlık” üzerinde önemledurdum. Prof. Owen, daha sonra, aynı genellemeyi Eski Dünya’nın memelilerine uyguladı. Aynıyasayı,Prof.Owen’ınonarıp eski durumlarınagetirdiğiYeniZelanda’nın tükenmişdevkuşlarındabuluyoruz.Buyasa,Brezilyamağaralarındakikuşlariçindegeçerlidir.BayWoodward,aynıyasanındenizkavkılılarıiçindegeçerlikteolduğunugöstermiş,amayumuşakçalarınpekçoğuaşırıyayılmışolduğu için açıklamasını gereği gibi geliştirememiştir. Madeira’nın tükenmiş ve yaşayan karasalkavkılıları arasındaki, ve Aral-Hazer Denizi’nin tükenmiş ve yaşayan yarı-tuzlusu kavkılılarıarasındaki hısımlıkları da bunlara ekleyebiliriz.Aynı tiplerin aynı alanlarda ardışımı yasasının, budikkatedeğeryasanınanlamınedir?Avustralya’nınveGüneyAmerika’nınaynıenlemlererastlayan

kesimlerinin bugünkü iklimlerini karşılaştırdıktan sonra, bir yandan o iki kıtadaki canlılarınbenzemezliğini fiziksel koşulların benzemezliğiyle, ve, öte yandan, o kıtaların her birindeki aynıtiplerin Üçüncü Zamanın sonları boyunca bir-biçim olmasını koşulların benzerliğiyle açıklamayakalkmakataklıkolur.KeselilerinözellikleyadayalnızAvustralya’daortayaçıktığı,yada,dişsizlerin(Edentata)veöbürAmerikalıtiplerinyalnızGüneyAmerika’daortayaçıktığıdadeğişmezbiryasadiye öne sürülemez. Çünkü eski zamanlarda Avrupa’nın sayısız keseli hayvana barınaklık ettiğinibiliyoruz; ve, daha önce anılan yazılarımda, karasal memelilerin Amerika’daki eski yayılmadüzeninin şimdikinden farklı olduğunu göstermişimdir. Kuzey Amerika, eskiden, kıtanın güneyyarısındakineçokbenzerbirözellikgöstermekteydi;vekıtanıngüneyyarısınınkuzeyyarı ileeskihısımlığı bugünkünden çok daha yakındı. Kuzey Hindistan’ın memeli hayvanları bakımından,Afrika’ya bugünkünden daha yakın olduğunu Falconer ile Cautley’in buluşlarından öğrenmişbulunuyoruz.Denizelhayvanlarındağılımıkonusundadabunlarabenzerolgulargösterilebilir.

Değişiklikgeçirerektüremeteorisinegöre,aynıtiplerinaynıalanlardauzunsürenamadeğişmezolmayan ardışımının bu önemli yasası çok kolay açıklanır; çünkü dünyanın her kesimindekicanlıların, oralarda, daha sonraki ardışıkdönemlerboyunca, belirli bir ölçüdedeğişiklikgeçirmişamayinedeyakınhısımolandöllerbırakmayaçabalayacağıbesbellidir.Birkıtanıncanlılarıbaşkabir kıtadakilerdendahaönceden farklıysa, onların değişiklik geçirmiş dölleri de aşağı yukarı aynıtarzdaveölçüdevehepfarklıolacaktır.Amakıtalararasıgöçleringerçekleşmesineelverençokuzunzaman aralıklarından, ve büyük coğrafi değişmelerden sonra, güçsüz biçimler başat biçimlereyerleriniverecek,veorganikvarlıklarındağılımındadeğişmezhiçbirşeyolmayacaktır.

Eskiden Güney Amerika’da yaşamış Magetherium’un ve hısımı olan öbür dev hayvanların,arkalarındatembel-hayvanı,kemerli-hayvanıvekarıncayiyeni,yozlaşmışdöllerolarakbıraktığınımıdüşündüğümalay edilerek sorulabilir.Bubir an içinbilekabul edilemez.Odevhayvanlarınhepsitümüyle tükenmiş ve döl bırakmamıştır. Ama Brezilya mağaralarında, irilik ve öbür ıralarbakımından Güney Amerika’nın hâlâ yaşayan türleriyle hısım olan tükenmiş birçok türbulunmaktadır;vebutaşıllarınbazıları,yaşayantürleringerçekatalarıolabilir.Teorimizegöreaynıcinsinbütüntürlerininbirköken-türündölleriolduğuunutulmamalıdır;bundanötürü,yerbilimselbiroluşumdaherbirininsekizertürüolanaltıcins,veonuizleyenbiroluşumdaaynısayıdatürüolanaltıhısımyada temsilcibaşkacinsbulunsa,genellikle,dahaeskiolancinslerdenherbirininyalnızbirtürünün, birçok türü olan yeni cinsi oluşturan değişiklik geçirmiş döller bıraktığı sonucunuçıkarabiliriz;hereskicinsinöbüryeditürüyokolupgitmiş,vehiçdölbırakmamıştır.Yadaşudahasık görülecektir: Altı eski cinsin yalnız ikisinin ya da üçünün iki üç türü, yeni altı cinsin atalarıolacaktır;öbür türlervebütünöbürcinsler tümüyle tükenecektir.GüneyAmerika’nındişsizlerindeolduğugibi, cinsleri ve türleri azalan, tükenmekteolan takımlarda, çokdahaaz sayıda cinsve tür,değişiklikgeçirmişkandaş-döllerbırakacaktır.

GEÇENBÖLÜMÜNVEBUBÖLÜMÜNÖZETİ

Yerbilimsel belgelerin aşırı eksik olduğunu; bugüne dek dünyanın ancak küçük bir kesiminintitizlikle araştırıldığını; organik varlıkların yalnız belirli sınıflarının taşıl durumda büyük ölçüdesaklıkaldığını;müzelerimizdekiörnekvetürsayısınınbirtekyerbilimseloluşumsırasındayaşamışolmak gereken kuşakların sayısına oranla bile hiçliğini; taşıl türlerce zengin ve ilerdekiaşındırmalara dayanabilecek kalınlıktaki çökelti birikmelerinin ancak alçalma dönemlerindeolabileceğini, ve bundan ötürü ardışık yerbilimsel dönemlerin pek çoğu arasında uzun zamanaralıkları geçmiş olmak gerektiğini; alçalma dönemlerinde daha çok tükenme, ve yükselme

dönemlerindedahaçokdeğişiklikolabileceğini,veyükselmedönemlerindenenazbelgekalacağını;her yer bilimsel oluşumun sürekli birikmediğini; tek tek yerbilimsel oluşumların kalımının türselbiçimlerin ortalama kalımına göre kısa olabileceğini; herhangi bir alanda ya da oluşumda yenibiçimlerin ilkkezortayaçıkmasındagöçünbüyükbirpayıolduğunu;çokyayılmış türlerinençokçeşitlendiğini ve yeni türler türettiğini; çeşitlerin önce yerel olduğunu; ve son olarak, her türünsayısızaşamalardangeçmesigerekmeklebirlikte,herbirinindeğişikliğeuğradığıyıllaravuruluncaçokuzunolandönemlerin,hertüründeğişmemişbirdurumdakaldığıdönemlereoranlakısaolmuşolabileceğinigöstermeyeçalıştım.Bunlar,hepsibirlikte,nedenyaşayanvetükenmişbütünbiçimlerien küçük aşamalarla birbirine bağlayan sayısız çeşit bulmadığımızı (birçok geçişsel biçimbuluyorsakda)büyükölçüdeaçıklamaktadır.İkibiçimibağlayanzincirinbirhalkasıolanherçeşidin,zincirtamamlandıkça,yenivefarklıbirtürsayılacağıdahepgözönündetutulmalıdır;çünkütürleriveçeşitleriayırtedebilmemizisağlayangüvenilirbirölçütolduğuilerisürülemez.

Yerbilimsel belgelerin eksikliğini kabul etmeyen kimse, teorimi de tümüyle kabul etmemiş olur.Çünkü aynı büyük yerbilimsel oluşumun ardışık tabakalarında bulunan yakın hısım ya da temsilcitürlerieskidenbağlamışolmakgerekensayısızgeçişselbiçiminneredeolduğunuboşyeresorabilir.Birbirini izleyen oluşumlar arasında çok uzun zamanlar geçmiş olmak gerektiğine inanmayabilir;Avrupa gibi geniş herhangi bir alanın yerbilimsel oluşumları söz konusu olunca, göçün oynadığıönemlirolüküçümseyebilir;bütüntürgruplarınınbesbelli(amaçoğuzamanyanlışolarakbesbelli)birdenbireortayaçıktığını ilerisürebilir.Kambriyumsistemiçökelmedençokönceyaşamışolmakgerekensayısıbelirsizorganizmalarınkalıntılarınınneredeolduğunusorabilir.Bugün,ozamanhiçdeğilse bir tek hayvanın yaşadığını biliyoruz; ve, bu son soruyu, ancak okyanusların bugünkapladıkları alanları başdöndürücü bir zamandan beri kapladığını ve alçalıp yükselen kıtalarınKambriyumsistemininbaşlangıcındanberibugünküyerlerindedurduğunu;amaoçağdançoköncedünyanınbambaşkabirgörünüşüolduğunu;vebilinenyerbilimseloluşumlarınhepsindendahaeskioluşumlardanmeydanagelmişdahaeskikıtalarınşimdiyalnızbaşkalaşmışkalıntılarhalinde,yadaokyanuslarındibinegömülüolduğunuvarsayarakyanıtlayabilirim.

Bu güçlükleri saymazsak, eskivarlıkbilimin öbür başlıca olguları çeşitlenme ve doğal seçmeyledeğişiklik geçirerek türeme teorisiyle çok güzel uyuşmaktadır.Yeni türlerin neden yavaş yavaş veardışıkolarakortayaçıktığını;farklısınıflardakitürlerinnedenbirlikte,yadaaynıhızla,yadaaynıölçüde değişmek gerekmediğini; ama zamanla hepsinin aynı ölçüde değişikliğe uğradığını,böylelikle anlayabiliyoruz. Eski biçimlerin tükenmesi, yeni biçimlerin türemesinin hemen hemenkaçınılmaz bir sonucudur.Bir kez ortadan kalkan bir türün neden asla yeniden ortaya çıkmadığınıkavrayabiliyoruz. Tür grupları sayıca yavaş çoğalır, ve dayanma süreleri eşit değildir; çünküdeğişiklikgeçirmesürecizorunluolarakyavaştır,vekarmaşıkbirçokrastlaşmalarabağlıdır.Büyükvebaşatgruplardanolanbaşattürler,yenialt-gruplarvegruplaroluşturandeğişiklikgeçirmişbirçokdölbırakmayaeğilimlidir.Bugruplaroluşurken,dahaazgüçlüolanlar,ortakbiratadansoyaçekimlegeleneksiklikleriyüzündentükenir,veyeryüzündedeğişiklikgeçirmişdölbırakmaz.Amabütünbirtürgrubununtümüyletükenmesibazenyavaşbirsüreçtir,çünküsaklıveayrıklanmışdurumdakibazıdöllerinortadankalkmasıgecikir.Birkeztümüyleortadankalkmışbirgrup,yenidenortayaçıkmaz;çünkükuşaklarıbağlayanzincirkopmuştur.

Geniş alanlara yayılan ve en çok çeşit türeten başat biçimlerin, hısım ama değişiklik geçirmişdölleriyle neden yeryüzünü kaplamak eğiliminde olduğunu, ve varolma savaşında kendilerindenaşağı olan grupların yerlerini kapmayı genellikle neden başardığını anlayabiliyoruz. Uzun zamanaralıklarından sonra yeryüzündeki canlıların aynı zamanda değişmiş gibi görünmesi bundanötürüdür.

Eski ve yeni bütün canlı biçimlerin, birlikte, neden büyük birkaç sınıf oluşturduğunuanlayabiliyoruz.Birbiçiminniçinnedenlieskiyseyaşayanbiçimlerdenodenlifarklıolduğunu;eskive tükenmiş biçimlerin neden yaşayan biçimler arasındaki boşlukları çoğu zaman doldurduğunu;bazen önceleri farklı sayılmış iki grubu birleştirdiğini; ama çokluk onları birbirine ancak birazyaklaştırdığını, ıranın sürekli ıraksama eğilimiyle açıklayabiliyoruz. Bir biçim ne denli eskiyse,bugüntükenmişgruplarınbelirlibirölçüdearasındabulunmasıdaodenlisıkgörülenbirdurumdur;çünkübirbiçimnedenlieskiyse,ozamandanberibüyükölçüdeıraksamışolangrubunortakatasıileo denli yakın hısımdır, ve bundan ötürü ona o denli çok benzer. Tükenmiş biçimler yaşayanbiçimlerin ancak bazen doğrudan doğruya arasındadır; onlar, yalnız öbür tükenmiş ve farklıbiçimlerden geçen dolambaçlı çizgi üzerinde arada bulunur. Birbirini hemen izleyen yerbilimseloluşumlardaki organik kalıntıların neden yakın hısım olduğunu, ve ortada kalan bir yerbilimseloluşumdakikalıntılarındaıracanedenortadaolduğunuaçıkçaanlayabiliyoruz.

Dünyanıntarihininardışıkdönemlerininherbirindekicanlıları,yaşamasavaşındakendiöncelleriniyenmiştir ve bulundukları aşama daha yukarıdır, yapıları genellikle daha çok özelleşmiştir; ve bu,pek çok eskivarlıkbilimcinin kabul ettiği görüşle, organlanmanın genellikle ilerlediği görüşüyleaçıklanabilir. Tükenmiş ve eski hayvanlar, aynı sınıflardan olan yeni hayvanların embriyonlarınabelirli bir ölçüde benzemektedir ve bu dikkate değer olgu, bizim görüşlerimizle kolaycaaçıklanmaktadır. Son yerbilimsel dönemler boyunca aynı tiplerin aynı alanlardaki ardışımıanlaşılmazolmaktançıkarılmışvesoyaçekimilkesiyleaydınlatılmıştır.

Sonuç olarak, yerbilimsel belgeler birçoklarının inandığı gibi pek eksikse (hiç değilse bununkarşıtının kanıtlanamayacağı öne sürülebilir), doğal seçme teorisinin karşılaştığı başlıca engellerbüyük ölçüde giderilir ya da ortadan kalkar. Öte yandan, bana öyle geliyor ki, eskivarlıkbiliminbellibaşlıyasaları, türlerinbilinenyoldantürediğini,değişiminveenuygunlarınkalımınınürünleriolangelişmişveyenicanlıbiçimlerineskibiçimlerinyerinialdığınıaçıkçaortayakoymaktadır.

ONİKİNCİBÖLÜM

COĞRAFİDAĞILIM

Bugünkü dağılım fiziksel koşullarla açıklanamaz • Engellerin önemi • Aynı kıtadakiürünlerinilgisi•Yaratmamerkezleri•Dağılmayolları:İklimdeğişmeleri,düzeysalınımlarıverastgeleolaylar•BuzulÇağındayayılma•Kuzeydekivegüneydekialmaşıkbuzulçağları

Organik varlıkların yeryüzündeki dağılımını incelerken göze ilk çarpan olgu şudur: Çeşitlibölgelerdekicanlılarınbenzerlikleride,benzemezlikleride,tümüyle,fizikselkoşullarlaaçıklanamaz.Son yıllarda, konuyla uğraşan araştırmacıların hemen hemen hepsi bu sonuca varmıştır. YalnızAmerika’nın durumu bile bunun doğruluğunu sınamaya elverir: çünkü arktik ve kuzeydeki ılımankesimleriaynıtutarsak,bütünyazarlarcoğrafidağılımdakienköklüayrılıklardanbirininYeniDünyaileEskiDünyaarasındaolduğugörüşünüpaylaşmaktadırlar;oysakocaAmerikaKıtasında,BirleşikDevletler ’inortakesimlerindenbaşlayıpKıtanınengüneyucunadoğruyolculukedersek,ençeşitlikoşullarla, nemlibölgelerle, kurak çöllerle, yücedağlarla, otluovalarla, ormanlarla, bataklıklarla,göllerle, ve büyük akarsularla, aşağı yukarı her türlü iklimle karşılaşırız. Eski Dünyada, YeniDünyadabenzerbirkarşılığı–hiçdeğilseaynıtürleriçingenelliklegerekliolanölçüde–bulunmayanbir iklimyadakoşulyokturdenebilir.Kuşkusuz,EskiDünya’daYeniDünya’dakilerdendahasıcakdar alanlar gösterilebilir, ama oralardaki faunalar komşu yörelerdekilerden farklı değildir; çünküancakküçükölçüdeözelkoşullarolandarbiralanakapanıpkalmışbirorganizmagrubunaseyrekrastlanabilir.EskiDünyaileYeniDünya’nınkoşullarındaböylegenelbirparalellikolmaklabirlikte,herikidünyanıncanlılarıbüyükölçüdefarklıdır.

Güney Yarıküre’de, Avustralya’nın, Güney Afrika’nın, ve batı Güney Amerika’nın 25° ve 35°güney enlemleri arasında kalan geniş alanları karşılaştırırsak, bütün koşulları bakımından pekbenzeşenkesimlerbuluruz,amahiçbenzeşmeyenüç faunave floragöstermekolanaksızdır.Yada,Güney Amerika’da, 35° güney, ve onun on derece kuzeyinde, 25° güney enlemindeki epey farklıkoşullarda yaşayan varlıkları karşılaştırırsak, birbirleriyle hısımlıklarının Avustralya’nın ya daAfrika’nın aşağı yukarı aynı iklimindeki canlılarla hısımlıklarından çok daha yakın olduğunugörürüz.Denizelcanlılardadabenzerolgulargösterilebilir.

Genelincelememizsırasındabizişaşırtanikinciönemliolgu,özgürgöçüönleyenhertürlüengelileçeşitlibölgelerdekicanlılarıarasındakifarklarınsıkıveönemliilişkisidir.Yereyinhemenhemenengelsizuzandığı,iklimdepekazfarkolan,veeskiden,kuzeyılımankuşaktakibiçimlerinbugünkügerçekarktikcanlılargibiözgürcegöçedebildiğikuzeykesimleriayrıtutulursa,YeniDünyaileEskiDünya’nınhemenhemenbütünkarasalcanlılarınınbüyükfarklılığındabuolguyugörmekteyiz.Aynıolguyu, Avustralya’nın, Afrika’nın ve Güney Amerika’nın aynı enlemlerdeki canlıları arasındakibüyükfarktadagörüyoruz;çünkübuülkeler,birbirlerindenolabildiğikadarçokayrıklanmıştır.Aynıolguyu bütün kıtalarda görmekteyiz; çünkü yüce ve kesiksiz sıradağların, büyük çöllerin, ve hattageniş akarsuların karşıt yanlarında farklı canlılar buluyoruz. Ama sıradağlar, çöller vb. kıtalarıayıranokyanuslarkadar aşılmaz,veonlarkadarkalımlı olmadığı için, farklar, ayrı kıtadakilerdendahaönemsizdir.

Aynıyasadenizlerdedegeçerlidir.GüneyAmerika’nındoğuvebatıkıyılarındakidenizelcanlılar,birkaç kavkılı, kabuklu ya da derisidikenli hayvan ayrı tutulursa, çok farklıdır; ama Dr. GüntherPanamakıstağınınikiyanındakibalıklarınaşağıyukarıyüzdeotuzununaynıolduğunukısabirsüre

önce göstermiştir; ve bu olgudan ötürü, doğa bilginleri kıstağın eskiden açık olduğunu kabuletmişlerdir.Amerika’nınbatısıboyunca,göçedencanlılarakonakolabilecekhiçbiradabulunmayangenişbirokyanusalanıuzanmaktadır;buradabaşkaçeşitbirengellekarşılaşıyoruz,vebualanaşılıraşılmaz, faunası tümüyle farklı olan doğu Pasifik adalarıyla karşılaşıyoruz. Öyle ki, benzeriklimlerde, kuzeyden güneye ve birbirinden uzak olmayan paralel çizgiler konumunda üç denizelfaunauzanmaktadır;amabunlar,yakarayadadenizle,aşılmazengellerle,birbirlerindenayrıldıklarıiçin, hemen hemen tümüyle farklıdır. Öte yandan, Pasifik’in tropikal kesiminin doğusunda kalanadalardanbatıyadoğruilerlersek,aşılmazhiçbirengellekarşılaşmayız;bualandakonakolabileceksayısız adalar, ve bir yarıküreyi aşıpAfrika kıyılarına ulaşıncaya dek sürekli kıyılar vardır; ve bugenişalandabelirginvefarklıhiçbirdenizelfaunayarastlamayız.DoğuveBatıAmerika’nınyukardaanılanüçyakınfaunasındaancakbirkaçdenizelhayvanortakolduğuhalde,birçokbalıkPasifik’tenHint Okyanusu içlerine dek yayılır, ve Pasifik’in doğusundaki adalarla hemen hemen karşıtboylamlardabulunanAfrika’nındoğukıyılarındaortakbirçokkavkılıhayvanvardır.

Kısmen yukarıdakinin kapsamında kalan bir üçüncü önemli olgu, türlerin kendileri başka başkayerlerde ve konaklarda farklı olmakla birlikte, aynı kıtanın ya da aynı denizin canlıları arasındakihısımlıktır. Bu, her kıtada sayısız örnekleriyle karşılaşılan pek genel bir yasadır. Bununla birlikte,örneğin, kuzeyden güneye yolculuk eden bir doğa bilgini, türsel bakımdan farklı ama hısım olancanlıgruplarınınartardaortayaçıkıpbirbirininyerinegeçmesindenaslaşaşkınlığadüşmez.Yakınhısım ama farklı olan kuşların ötüşlerinin pek benzer olduğunu işitir, yuvalarının tümüyle aynıdeğilse bile benzer yapılışta olduğunu, yumurtalarının aşağı yukarı aynı renkleri taşıdığını görür.MacellanBoğazı yakınlarındaki ovalarda birRhea (Amerikan devekuşu) türü, La Plata ovalarınınkuzeyine doğru aynı cinsin başka bir türü yaşamaktadır; ama Afrika’nın ve Avustralya’nın aynıenlemlerinde bulunan gerçek devekuşu ya daEmu (koşucu devekuşu) yoktur. La Plata ovalarındaAmerika tavşanı [Dasyprocta aguti, -ç.] ile Pampa tavşanı [Logostomus vizcacha, -ç.] görülür; buhayvanların huyları kemiricilerin (Rodents) aynı takımından olan tavşanımızın ve yabantavşanımızınkilerebenzer,amayapılarıAmerika’yaözgübirtiptedir.Sıradağlarınyücedoruklarınaçıkarsak, Pampa tavşanının dağsal (alpine) bir türünü buluruz; suları araştırırsak, kunduz vemisksıçanı yerine, Güney Amerika’ya özgü tipte kemiriciler olan bataklık kunduzuna ve su kobayınarastlarız. Daha pek çok örnek verilebilir. Amerika kıyılarındaki adaların yerbilimsel yapıları çokfarklı olmakla birlikte, ve bu adaların canlıları özel türler olmakla birlikte, hepsi de Amerikankökenlidir.Geçmişçağlarabakarsak,AmerikaKıtasındaveAmerikandenizlerindeAmerikantipleriegemendir.Buolgularda,uzayvezamanboyunca, fizikselkoşullardanbağımsızköklübirorganikbağgörüyoruz.Bubağınneolduğunuaraştırmayagirişmeyendoğabilginialıkolsagerektir.

Bu bağ, kesinlikle bildiğimiz kadarıyla, birbirinin aynı, ya da, çeşitlerde gördüğümüz gibi, pekbenzeri olan organizmaların ortaya çıkmasını sağlayan biricik güç olan soyaçekimdir. Farklıbölgelerdekicanlılarınbenzemezliği,çeşitlenmevedoğalseçmeyledeğişiklikgeçirmeye,veikinciderecede de, farklı fiziksel koşulların belirli etkisine yorulabilir. Benzemezliğin dereceleri, dahabaşat biçimlerin bir bölgeden başka bir bölgeye göçlerinin daha çabuk ya da daha yavaş, dahaönceleriyadadahasonralarıgerçekleşmişolmasına–eskigöçmenlerinniteliğineveniceliğine–;vecanlılarınfarklıdeğişikliklerinsaklanmasınayolaçankarşılıklıetkisinebağlıdır;yaşamasavaşındaorganizma ile organizma arasındaki ilişki, daha önce sık sık belirttiğim gibi, bütün ilişkilerin enönemlisidir.Bundandolayı,doğalseçmeyleağırağırdeğişiklikgeçirmesüreciiçinzamanınbüyükönemiolmasıgibi,engellerindegöçleriönlemedebüyükönemivardır.Çokyaygınvekendigenişyurtlarındakibirçokyarışçıyıöncedenaltetmişkalabalıktürlerin,yeniülkelereyayılınca,yeniyerlerikapma şansları da pek büyüktür. Onlar, yeni yurtlarında yeni koşulların etkisinde kalır, ve bununsonucu olarak daha çok değişikliğe ve gelişime uğrar; böylelikle üstünlüklerini sürdürür, ve

değişiklikgeçirmişdölgruplarıtüretirler.Alt-cinslerin,cinslerinvehattafamilyalarınnasılolupdaaynıalanlarakapanıpkaldığını–bupeksıkgörülenveherkesinbildiğibirdurumdur–değişiklikilebirliktesoyaçekimilkesindenanlayabiliriz.

Son bölümde belirtildiği gibi, zorunlu gelişim (ilerleme) için bir yasa olduğunu gösteren hiçbirkanıtyoktur.Her türündeğişkenliğibağımsızbirözellikolduğu,vedoğalseçmekarmaşıkyaşamasavaşısırasındadeğişkenliktenherbireyinçıkarınaolduğuölçüdeyararlandığıiçin,farklıtürlerdekideğişiklik tutarı da eşit ölçüde olmaz. Birtakım türler, eski yurtlarında birbirleriyle uzun süreyarıştıktan sonra, hep birlikte yeni ve sonradan ayrıklanmış bir ülkeye göç etseydiler, değişiklikgeçirmeyeazeğilimliolurlardı;çünkügöçde,ayrıklanmadaonlarınhiçbirşeyinietkilemezdi.Buikiilke,yalnızorganizmalarbirbirleriylevedahaküçükölçüdede,çevrelerindekifizikselkoşullarlayeniilişkileregirdiklerizamanetkilidir.Geçenbölümdegördüğümüzgibi,bazıbiçimlerpekeskibiryerbilimseldönemdenberineredeysehiçdeğişmedenkalmış,vebazıtürlerdeönemliölçüdeyadahiçdeğişiklikgeçirmedengenişalanlarıaşarakgöçetmiştir.

Bu görüşlere göre, aynı cinsin farklı türleri, dünyanın en uzak kesimlerinde yaşasalar bile, aynıatadantüredikleriiçinbaşlangıçtaaynıkaynaktançıkmışolmakgerekir.Bütünyerbilimseldönemlerboyunca az değişiklik geçirmiş türlerin aynı alandan göç etmiş olduğuna inanmak pek de güçdeğildir;çünküeskizamanlardanberiolagelenbüyükcoğrafiveiklimseldeğişmelersırasında,göç,hemenhemenherölçüde,olanaklıdır.Amabircinsintürlerininoldukçayakınzamanlardatürediğineinanmamıziçinkanıtbulunanbaşkabirçokdurumda,bukonudakigüçlükbüyüktür.Aynıtürünbugünbirbirindenuzakveayrıklanmışbölgelerdeyaşayanbireylerininde,atalarınınilkkezortayaçıktığıbir alandan yayılmış olmaları gerektiği besbellidir; çünkü daha önce açıklandığı gibi, birbirinintıpkısıolanbireylerinözelliklefarklıana-babalardantüremişolacağınainanılamaz.

Varsayılmış Tek Yaratma Merkezleri. — Böylece doğa bilginlerinin çok tartışmış oldukları birsoruna, türlerinyeryüzününbiryerindemi,yoksabirçokyerindemiyaratılmışolduklarıkonusunagelmiş bulunuyoruz. Kuşkusuz, aynı türün bir noktadan bugün bulunduğu farklı ve ayrıklanmışbirçoknoktayanasılgöçedebilmişolduğunuanlamakçoğuzamanpekgüçtür.Amahertürünöncebirtekyerdetüremişolduğugörüşününyalınlığıaklıçelmektedir.Bugörüşüreddedenkimse,bilinenyoldanüremeilesonrakigöçüngerçeknedeninidereddedervemucizeyesığınır.Birtürünyaşadığıalanınpekçokdurumdasürekliolduğuevrenselliklekabuledilmektedir;vebirbitkiyadahayvan,birbirinden pek uzak, ya da birinden öbürüne kolayca göç edilemeyecek kadar uzak iki noktadayaşıyorsa,bu,dikkatedeğerveayral(istisnai)birolgusayılmaktadır.Karasalmemelilerinbüyükbirdeniziaşarakgöçetmedekiyetersizliğininherhangibirorganikvarlığınkiylekarşılaştırılamayacağıbesbellidir; ve buna uygun olarak, böyle memelilerin dünyanın pek uzak noktalarında yaşadığınıgösterenveaçıklanamayanörnekleryoktur.BüyükBritanyaileAvrupa’dakimemelilerinaynıolmasıhiçbiryerbilimciyişaşırtmaz,çünkübu ikiyereyeskidenkuşkusuzbirleşikti.Amaaynı tür ikiayrıyerde türeyebiliyorsa, neden Avrupa, ve Avustralya ya da Güney Amerika için ortak olan bir tekmemelibulmuyoruz?Yaşamkoşullarıaşağıyukarıaynıdır,öylekiAvrupalıbirsürühayvanvebitkiAmerika’daveAvustralya’dadoğallaşmıştır;vekuzeyvegüneyyarıkürelerinbuuzaknoktalarındakieski bitkilerin bazıları da tıpatıp aynıdır. Bence bu sorunun yanıtı şudur: Memelilerin gücü göçetmeyeyetmemiş,oysabazıbitkiler,çeşitliyayılmaaraçlarıyla,genişaralıklarıaşıpgöçedebilmiştir.Herçeşitengelinbüyükveşaşırtıcıetkisiancakşugörüşünkabuledilmesiyleanlaşılır:türlerinpekçoğuengellerinyalnızbiryarısında türemiş,vekarşıtyanagöçetmeyegüçyetirememiştir.Birkaçfamilya, birçok alt-familya, pek çok cins, ve pekdaha çok alt-cins, bir tek yere kapanıpkalmıştır;birkaçdoğabilginiendoğalcinslerin,yanitürleribirbiriyleenyakınhısımolancinslerin,genellikleaynı ülkenin sınırları içinde kaldığını, ya da, çok yayılmışlarsa, yayılma alanlarının kesiksiz

olduğunugözlemiştir.Bunun tamkarşıtı bir kural yürürlükte olsaydı, serilerde bir basamak aşağı,yaniaynıtürünbireylerine,indiğimizzaman,onlarhiçdeğilsebaşlangıçtaherhangibiralanıniçindebulunmasaydı,bupekgaripbirsapkınlıkolurdu!

İştebundanötürü,birçokdoğabilginineolduğugibibanadaöylegeliyorki,enolasıgörüşşudur;Her tür önce yalnız bir yerde ortaya çıkmış, ve sonra, göç etme gücünün ve eski ve yeni yaşamkoşullarınınelverdiğiölçüde,oalandangöçetmiştir.Kuşkusuz,aynıtürünbirnoktadanbirbaşkasınanasıl geçebildiğini açıklayamadığımız durumlar olmaktadır. Ama kesinlikle yakın yerbilimselzamanlardaolmuşcoğrafiveiklimseldeğişmeler,birçoktürüneskidensürekliolanyayılmaalanınısüreksizleştirmiştir. Bundan dolayı, yayılma alanının sürekliliğine aykırı düşen durumların, belkigenel incelemelerle benimsenmiş inancı, her türün yalnız bir yerde türediği ve oradan gücüölçüsünde göç ettiği inancını, bırakmamızı gerektirecek kadar çok sayıda ve önemli nitelikte olupolmadığını araştırmalıyız. Bugün uzak ve ayrı yerlerde yaşayan aynı türlerin ayral (istisnai)durumlarını tartışmak pek cansıkıcı olur; ve böyle durumların çoğunun açıklanabileceğini de önesürmüyorum. Ama, birkaç önsözden sonra, göze en çok çarpan olgulardan bazılarını, yani, aynıtürün birbirinden uzak sıradağların doruklarında, arktik ve antarktik bölgelerin farklı noktalarındavarolmasını; ve ikinci olarak (gelecek bölümde) tatlı-su ürünlerinin geniş alanlara yayılmasını;üçüncüolarakda,adalardakiveonlaraenyakın–amagenedeyüzlercemillikaçıkdenizleayrılmış–anakaralardaki karasal türlerin aynı olmasını tartışmak istiyorum. Birçok durumda, aynı türündünyanın uzak ve ayrıklanmış noktalarındaki varlığı her türün bir tek doğum yerinden göç ettiğigörüşüyle açıklanabilirse, o zaman, eski coğrafi ve iklimsel değişmeler ve çeşitli rastgele taşınmayollarıkonusundakibilgisizliğimizidedüşünerek,banaöylegeliyorki,birtekdoğumyeriolduğuinancıkesinlikledoğrudur.

Bukonuyutartışırken,bizimiçineşitönemdeolanbirnoktayı,yani,teorimizegörehepsideortakbir atadangelmişolmakgereken farklı türlerininbir yerdengöç edip etmediğini vegöç sırasındadeğişikliğeuğrayıpuğramadığınıda anlayabileceğiz.Birbölgedeyaşayan türlerinpekçoğubaşkabir bölgedekilerden farklı ama onlarla yakın hısım ise, eski bir dönemde o bölgelerin birindenöbürüne göçün gerçekleşmiş olduğu gösterilebilir; ve bu bizim genel görüşümüzü kuvvetlendirir,çünkü değişiklik geçirerek türeme ilkesine dayanılarak açıklanıverir. Örneğin bir kıtadan yüzmiluzakta denizden yükselerek oluşmuş yanardağsal bir adaya, zamanla birtakım canlılar gelipyerleşebilir, onların dölleri değişiklik geçirebilir, bununla birlikte kıtadaki canlılarla hısımlıkları,soyaçekim dolayısıyla, sürer. Böyle durumlar yaygındır, ve, ilerde göreceğimiz gibi, bağımsızyaratılmateorisiyleaçıklanamaz.Birbölgedekitürlerinbaşkabirbölgedekilerleilişkisikonusundakibu görüş, “her türün uzay ve zaman içinde ortaya çıkması, önceden varolan yakın hısım bir türlerastlaşır”sonucunavaranBayWallace’ıngeliştirdiğigörüştenpekdefarklıdeğildir.Vebugün,onunbu“rastlaşmayı”değişiklikgeçirerektüremeyeyorduğuçokiyibilinmektedir.Tekyadaçokyaratmamerkezisorunu,yakınamabaşkabirsorundan,yani,aynıtürünbütünbireylerininbirtekçifttenmi,yoksa bir tek erdişidenmi, ya da kimi yazarların düşündüğügibi, aynı zamandayaratılmış birçokbireydenmi türediği sorunundan farklıdır.Hiççaprazlanmayanorganikvarlıklarda (böyleorganikvarlıklarvarsa),her tür,birbirininyerinegeçen,amaaynı türünbireyleriyleyadaçeşitleriyleaslakarışmayan bir değişiklik geçirmiş çeşitler dizisinden türemiş olmak gerekir; öyle ki, değişiklikgeçirmeninardışıkheraşamasında,aynıbiçiminbütünbireyleribir tekatadan türemekzorundadır.Ama pek çok durumda, özellikle her doğum için çiftleşen, ya da ara sıra çaprazlanan bütünorganizmalarda, aynı türün aynı alanda yaşayan bireyleri çaprazlanmayla aşağı yukarı bir-biçimkalır;bundanötürübireylerinbirçoğuaynızamandadeğişir,veheraşamadakideğişikliktoplamınıntümübirtekatadantüremeyeyorulamaz.Örneğin,İngilizyarışatlarımızöbüratırklarınınhepsindenfarklıdır;amafarklıveüstünolmalarıherhangibirtekçifttentüremeleridolayısıyladeğildir,tersine,

yetiştiricilerinherkuşaktabirçokbireyiseçerveyetiştirirkengösterdikleriözeninsonucudur.“Tekyaratmamerkezleri”teorisindekarşılaşılangüçlüklerinenönemlileriniortayakoymakiçinseçtiğimüçolgugrubunutartışmadanönce,dağılmayollarıüzerindebirkaçsözsöylememgerekiyor.

DAĞILMAYOLLARI

SirC.Lyellvebaşkaları,bukonuyuustalıkla işlemişlerdir.Burada,dahaönemliolgularınyalnızkısa bir özetini vereceğim, iklim değişmesi göçü büyük ölçüde etkilemiş olmak gerekir. Bugüniklimidolayısıylabazıorganizmalariçingeçilmezolanbiralan,iklimfarklıykengöçiçinbiranayololmuşolabilir.Amakonununbuyanınıbirazsonraayrıntılıolarak tartışmamgerekecek.Karalarınalçalıp yükselmesi de çok etkili olmuş olmalıdır: Bugün iki denizel faunayı ayıran dar bir kıstağıdenizebatırınız,yadakıstağıneskidendenizegömüldüğünüvarsayınız,ozamanikifaunabirbirinekarışacaktır.Bugündenizlerinuzandığıyerler,eskibirdönemdeadalarınvehattakıtalarınbirleştiğialanlar olabilir, öyle ki, karasal canlılar onların birinden öbürüne geçme olanağı bulur. Bugünvarolan organizmaların zamanında önemli düzey alçalmaları ve yükselmeleri olduğunu hiçbiryerbilimci tartışmamaktadır.EdwardForbes,Atlantik’teki adalarınyakınzamanadekAvrupayadaAfrika ile, ve Avrupa’nın Amerika ile birleşik olduğunu öne sürmektedir. Başka yazarlar, herokyanusa varsayılı köprüler kurmakta, ve hemen hemen her adayı anakaralardan birinebirleştirmektedirler. Forbes’un kanıtlarına gerçekten güvenilirse, yakın zamanlara dek kıtalardanbiriyle birleşik olmayan hemen hiçbir ada olmadığı kabul edilmek gerekir. Bu görüş Gordiyondüğümünüçözmekteveaynı türünenuzaknoktalaradağılmasıkonusundakigüçlüklerinbirçoğunuortadan kaldırmaktadır; ama bence, bugünkü türlerin zamanında, böylesine başdöndürücü coğrafideğişmelerolduğunukabuletmeyeyetkimizyoktur.Banaöylegeliyorki,karavedenizdüzeylerindebüyüksalınımlarolduğukonusundapekçokkanıtvardır; amakıtalarınkonumundaveuzanımında(extension), yakın zamanda kıtaları birbirleriyle ve aralarındaki tek tek okyanus adaları ilebirleştirecek kadar büyük değişmeler olduğunu gösteren kanıt yoktur. Eskiden, şimdi denizegömülmüş,göçlerisırasındabirçokbitkiyevehayvanakonaklıketmişadalarbulunduğunusevesevekabul ediyorum. Bugün mercanlı denizlerdeki halka biçimli mercanadaları, böyle batmış adalarınyerlerinigöstermektedir.Hertürünbirtekdoğumyerindençıktığıçoğunluklakabuledilince(gününbirindekabuledilecektir),vezamanla,dağılmakonusundakesinbilgileredindiğimizgün,karalarıneskiuzanımlarıkonusundagüvenlekonuşabileceğiz.Amabugünayrıolankıtalarınbirbirleriyle,veşimdiki okyanus adalarının birçoğu ile, yakın zamanlarda kesiksiz ya da aşağı yukarı kesiksiz birbirleşiklik gösterdiğinin kanıtlanacağına inanmıyorum. Farklı yayılma olguları, örneğin hemenhemenherkıtanınkarşıtyanlarındakidenizelfaunalardagörülenbüyükfark;farklıkaralarınvehattadenizlerin Üçüncü Zamandaki canlılarının bugünkülerle yakın hısımlığı; adalarda yaşayanmemelilerin en yakın kıtadakilerle hısımlıklarının (ilerde göreceğimiz gibi) aradaki denizinderinliğiyle kısmen belirlenen derecesi; bunlar ve bunlara benzer başka olgular, Forbes’un önesürdüğüveyandaşlarınındesteklediğigörüşegörezorunluolanoyakınzamanlardakibaşdöndürücücoğrafi değişmelerin kabul edilmesini engellemektedir. Okyanus adalarındaki canlıların doğası veilişkin(relative)oranlarıda,oadalarıneskidenkıtalarlabirleşikolduğuinancınaaykırıdüşmektedir.Böyle adaların aşağı yukarı genellikle yanardağsal olan bileşimi de, onlarırı batmış kıtalarınkalıntılarıolduğugörüşünüdesteklememektedir;oadalareskikıtasalsıradağlarınyüceltileriolsaydı,hiçdeğilsebazıları,öbürdağlarındoruklarıgibi,yalnızyanardağsalnesnelerdenoluşacaklarıyerde,başkalaşmışşistten,vetaşılcazengineskitabakalardanoluşurlardı.

Şimdi, “rastgele” denen, ama “uygun düşen” denmesi daha yerinde olan yayılma yolları üzerine

birkaç söz söylemeliyim.Buradayalnızbitkilerleyetineceğim.Bitkibilimkitaplarında, şuyadabubitkinin tohumlarını uzaklara saçmada yetersiz olduğu sık sık söylenir; ama onların denizleriaşmasınınçokmu,yoksaazmıkolayolduğukonusundasöylenebilentekşey,bununhemenhemenhiç bilinmediğidir.Ben,BayBerkeley’in yardımı ile birkaç deneme yapıncaya dek, deniz suyununzararlı etkilerine tohumların ne kadar dayanabildiği bile bilinmiyordu. Deniz suyunda 28 günkaldıktansonra87çeşittohumdan64’ününçimlendiğini,vebirkaçının137günsonrabileçimlenmegücü gösterdiğini şaşarak gördüm. Bazı takımların öbürlerinden daha çok zarar gördüğünübelirtmeliyim; dokuz baklagili (Leguminosae) denedim; biri dışında, hepsinin de tuzlu suya karşıdirencikötüydü;ikihısımtakımın,HydrophyllaceaeilePolemoniaceae’nin,yeditürü,denizsuyundabir aykaldıktan sonraöldü.Kolayolsundiyeözelliklekapsülsüzyadameyvesizküçük tohumlarıkullandım;bunlarınhepsibirkaçgüniçindedibeçöktü.Demekkidenizsuyundanzarargörselerdegörmeseler de, denizde yüzerek uzaklara gidemezlerdi. Sonra bazı iri meyveleri, kapsülleri vb.denedim,bunlarınbazılarıuzunsüresuyüzündekaldı.Yaşvekuruağacınyüzebilirlikleriarasındakifarkıherkesbilir;üzerindetohumkapsülleribulunankurumuşbitkileriyadadallarısellerinsıksıkdenize sürüklediği aklıma geldi. Ve 94 bitkinin üzerinde olgun meyveleri bulunan saplarını vedallarını kurutup deniz suyuna bıraktım. Çoğu çabucak battı, ama yaşken çok kısa bir süre yüzenbazıları, kurutulunca daha uzun bir süre yüzdü; örneğin, olgun fındıklar çabucak battı, amakurutulunca90günyüzdü,veekilinceçimlendi;birkuşkonmazbitkisi,olgunyemişleriyle23gün,vekurutulunca85günyüzdü,vetohumlarıçimlenebildi;olgunHelosciadium tohumları ikigüniçindebattı,kurutulunca90gündençokyüzdü,veardındançimlendi.Toplamolarak,kurutulmuş94bitkiden18’i28gündençok,vebu18bitkidenbazılarıçokdahauzunbirsüreyüzdü.Ve87çeşit tohumdan64’üdenizsuyunda28gündençokkalıpçimlendiği,ve,94farklı tür (bunlar ilkdenemedeki türlerdeğildi)olgunmeyveleriilebirlikte,kurutulunca,28gündençokyüzdüğüiçin,şusonuca(budenliazolgudan çıkarılabildiği kadarıyla) varabiliriz: herhangi bir ülkedeki bitki türlerinin %14’ününtohumlan 28 gün deniz akıntılarıyla sürüklenebilir, ve çimlenme güçlerini koruyabilir. Jonston’ınFiziksel Atlas’ında, farklı Atlantik akıntılarının ortalama hızı günde 33 mildir (bazı akıntılarınkigünde60mildir);buortalamahızlabirülkedekibitkilerin%14’ününtohumları,yüzerek,924denizmiliuzaktakibaşkabirülkeyegötürülebilir,vekarayavurunca,denizdenesensertyellerleelverişlibiryeresürüklenirse,çimlenebilir.

BendensonraM.Martensdebenimkilerebenzeramadahayetkindenemeleryaptı:Tohumlarıbirkutuyakoyupdenizebıraktı,öyleki,tohumlar,tıpkıgerçektenyüzenbitkilergibi,sıraylabirhavanın,birsuyunetkisindekalıyordu.Pekçoğubenimkilerdenfarklı98çeşittohumkullandı;amao,denizeyakınyerlerdeyaşayanbitkilerinirimeyvelerinivetohumlarınıseçti;kullandığıbitkilerinortalamayüzmesüresinindahauzunvetuzlusuyakarşıdirençlerinindahayüksekolmasınıbunayorabiliriz.Öte yandan,M.Martensmeyveli bitkileri ve dalları önceden kurutmadı; kurutma, bildiğimiz gibi,bazılarının daha uzun bir süre yüzmesini sağlardı. Sonuç şuydu: 98 çeşit tohumdan 10’u 42 günyüzdü,vesonraçimlenebildi.Amadalgalarınetkisindekalanbitkilerinbizimdenemelerimizdeserthareketlerdenkorunmuşolanbitkilerdendahakısabirsüreyüzeceğindenkuşkulanmıyorum.Bundanötürü, bir floradaki bitkilerin yaklaşık %10’unun, kuruduktan sonra 900 deniz mili uzağayüzebileceğini, ve sonra çimlenebileceğini varsaymak belki daha doğru olur. İri meyvelerinufaklardan daha uzun süre yüzmesi ilginçtir; çünküAlph. deCandolle’un gösterdiği gibi, yayılmaalanlarıgenelliklesınırlıolaniritohumluyadairimeyvelibitkiler,başkabiryollaancakgüçlükletaşınabilir.

Tohumlar bazen başka bir yolla da taşınabilir. Çeşitli etkilerle sökülen ağaçlar, adaların pekçoğuna, okyanusların ortasındakilere bile taşınır; Pasifik’teki mercanadalanrının yerlileri, araçlarıiçin gerekli taşları ancak böyle ağaçların köklerinden sağlarlar, ve bu taşlar oralarda çok değerli

başlıcanesnelerdensayılır.Belirlibirbiçimiolmayantaşlarınböyleağaçlarınkökleriarasınasıkışıpkalmış olduğunu, ve taşların yarıklarında ve arkalarında, uzun bir taşınma sırasında bile yıkanıpgötürülemeyecekküçük toprakparçaları bulunduğunugördüm:Aşağı yukarı 50yıllık birmeşeninkökleriyle her yandan sarılıp kapatılmış bir parça topraktan üç tane iki çenekli bitkinin çimlenipsürdüğünügördüm:Bugözlemimindoğruluğundanhiçkuşkulanmıyorum.Kuşölülerinindedenizdeuzun zaman yüzdüğünü, ve kursaklarındaki çeşitli tohumların çimlenme güçlerini koruduğunukanıtlayabilirim: Örneğin bezelye ve burçak tohumları deniz suyunda birkaç gün kalınca bileölmekte, oysa yapma denizsuyunda 30 gün yüzmüş bir güvercin ölüsünün kursağından çıkanlarınaşağıyukarıhepsiçimlenmektedir.

Tohumlarıntaşınmasındacanlıkuşlarındaönemlietkileriolmaktadır.Çeşitlikuşlarınsertyellerekapılıp okyanusların açıklarına sürüklendiğini gösteren bir sürü örnek verebilirim.Kuşların böylekoşullardakihızlarınınçoğuzamansaatte35milolduğunugüvenlekabuledebiliriz;kimiyazarlarbuhızı daha yüksek hesaplamaktadırlar. Besince zengin bir tohumun bir kuşun bağırsaklarındangeçtiğinihiçgörmedim;amameyvelerinsertçekirdekleribirhindininsindirimorganlarındanbilehiç zarar görmeden geçmektedir. Bahçemde, iki ay içinde, küçük kuşların dışkılarından 12 çeşittohum çıkardım, hepsi de kusursuz görünüyordu, ve bazıları, yaptığım deneme sonunda çimlendi.Amaaşağıdakiolgulardahaönemlidir:Kuşlarınkursaklarımidesuyu(gastricjuice)salgılamazvedeneyereköğrendiğimegöre,tohumlarınçimlenmegücünehiçzararvermez;bolyembulupyemişbir kuşun yuttuğu tanelerin 12 ve hatta 18 saatten önce katıya (mideye) geçmediği kesinliklesöylenmektedir. Bir kuş, bu süre içinde 500mil uzağa kolayca sürüklenebilir; doğanların yorgunkuşları gözetlediği de bilinmektedir; demek ki kursaktaki tohumlar böylelikle çabucak yayılabilir.Bazı gündüz yırtıcı kuşları ve baykuşgiller, avlarını bütün olarak yutar, ve, hayvanat bahçesindeyapılmış denemelerden öğrendiğime göre, 12-20 saatte, içinde çimlenebilir durumda tohumlarbulunan küçük topaklar kusarlar. Bazı yulaf, buğday, akdarı, kuşyemi, kendir, üçgül ve pazıtohumları,türlüyırtıcıkuşlarınmidelerinde12-20saatkaldıktansonraçimlendi;ikipazıtohumuikigün on dört saat böylece alıkonduktan sonra bile çimlendi. Tatlı-su balıklarının çeşitli kara ve subitkilerinin tohumlarını yediğini gözledim; kuşlar çoğu zaman balıkları da yutar, ve tohumlar,böylelikle, bir yerden başka bir yere taşınabilir. Ölü balıkları, midelerine çeşitli tohumlardoldurduktan sonra, balıkçıl-kartallara (fishing-eagles), leyleklere ve kaşıkçı kuşlarına yedirdim;tohumlarbirkaçsaatsonrayatopaklariçindekusuldu,yadadışkıylaatıldı;vebutohumlarınbazılarıçimlenmegücügösterdi.Amabazıtohumlarbuişlemsırasındaçimlenmegüçleriniherzamanyitirdi.

Ekinçekirgeleribazenyellerlekaralardançokuzaklarasürüklenir;benkendim,Afrikakıyısından370milaçıktabirekinçekirgesiyakaladımvebaşkalarınınçokdahauzaktayakalandıklarınıişittim.R.T.Lowe,SirC.Lyell’e,1844KasımındaMadeiraAdalarınaekinçekirgesi sürüleriningeldiğinibildirmiştir.Çekirgeler en zorlu tipideki kar taneleri kadar sıktı ve sürüler, göğedoğru teleskoplagörülebilenuzaklığadekuzanıyordu.İkiüçgün,enazbeşaltımilçapındadevbirelipsçizerekağırağır dönüpdurdular; geceleri kondukları yüksek ağaçları baştan aşağı kapladılar. Sonra geldiklerigibibirdenbiregittiler,veozamandanberiadalarauğramadılar.Bugün,Natal’ınbazıkesimlerindekiçiftçiler,ülkelerinesıksıkuğrayanbüyükekinçekirgesisürülerininpislikleriyleotlaklarınazararlıtohumlar geldiğine, elde yeter kanıt olmamakla birlikte, inanmaktadırlar. Bay Weale, bu inançüzerine, bana, kurumuş pislik topakçıkları gönderdi. Mikroskopla yaptığım araştırmada çeşitlitohumlar buldum; onlardan yetiştirdiğim yedi ot, iki ayrı cinsin iki türündendi. Bundan ötürü,Madeira’yauğramışolankadarbüyükbirekinçekirgesisürüsü,anakaradanuzaktabulunanbiradayaçeşitlibitkilerikolaycasokabilir.

Kuşların genellikle temiz olan gagalarına ve ayaklarına bazen toprak bulaşır. Bir kekliğin

ayağından,birindealtmışbirveikincisindeyirmiikigrain[1grain=0,065gram,-ç.]kurumuşkillitoprakçıkardım;vetoprakparçacıklarındanbiribaklatanesiiriliğindeydi.İştedahaiyibirörnek:Birarkadaşıngönderdiği bir çulluk ayağındakikuru toprakparçacığı ancak9grain ağırlığındaydı, veiçindebulduğumbirbataklıkbitkisinin (Juncusbufonius) tohumuçimlendi ve çiçek açtı.ÖmrününsonkırkyılınıgöçmenkuşlarımızıyakındangözlemeklegeçirmişolanBrightonluBaySwaysland,kuyruksallayanları (Motacillae), kuyrukkakanları, ve vınlayan kuyrukkakanları (Soxicolae)kıyılarımıza ilk geldikleri zaman ve daha yere konmadan birkaç kez vurduğunu, ve bu kuşlarınayaklarındakikurumuşçamurparçacıklarınınsıksıkdikkatiniçektiğinibildirdi.Toprağıngenellikletohumlarladoluolduğunugösterenbirçokörnekverilebilir.Örneğin,Prof.Newton, yaralı olduğuiçinuçamayanbirkızıl-ayaklıkekliğin(Caccabisrufa)ayağınıgönderdi;bukuşayağınaaltıbuçukounce [1 ounce = 28,3 gram, -ç.] ağırlığında katı bir toprak topağı yapışmıştı. Bu toprak üç yılsaklanmıştı,amakırılıpıslanarakbirsaksıyakonunca,içinden82’yiaşkınbitkisürdü:Bunların12’sibir-çenekliydi ve aralarında bayağı yulaf da vardı; 70’i iki-çenekliydi, ve en az üç farklı türdenoldukları körpe yapraklarına bakılarak anlaşılıyordu. Elimizde böyle olgular varken, her yılfırtınalarla okyanus açıklarına, uzaklara sürüklenen, ve her yıl göç eden birçok kuşun –örneğinmilyonlarca bıldırcın Akdenizi aşarak göç eder– ayaklarına ya da gagalarına çamurla rastgeleyapışmış birkaç tohumu taşıdığından kuşkulanabilir miyiz? Ama bu konuya yeniden dönmemgerekecek.

Bilindiğigibi,buzdağları(iceberg)bazentaşvetoprakyüklüdür,çalıçırpı,kemikler,vehattakuşyuvası taşımaktadır; bundan ötürü, Lyell’in belirttiği gibi, uygun durumlarda, arktik ve antartikbölgelerinbiryerindenbaşkayerine,veBuzulÇağısırasındabugünküılımanbölgelerinbiryerindenöbürüne, tohumtaşıdıklarındanhemenhemenhiçkuşkulanılamaz.Atlantik’inanakarayadahayakınadalarındaki türlere oranla Azor Adalarındaki bitkilerin pek çoğunun Avrupa için de ortakolmasından,ve(BayH.C.Watson’ınbelirttiğigibi)bubitkilerinbulunduklarıenlemleregörebirazkuzeyli özellik taşımasından, bu adaların Buzul Çağı sırasında kısmen buzdağlarının getirdiğitohumlara yataklık etmiş olduğu kanısına vardım. Sir C. Lyell, dileğim üzerine, M. Hartung’ayazarak, bu adalarda oraya başka yerlerden taşınmış kayalara rastlayıp rastlamadığını sordu. M.Hartung,bu takımadalardaolmayangranitinvebaşkakayalarınbüyükparçalarınıbulduğuyanıtınıverdi. Öyleyse, buzdağlarının taşlı yüklerini eskiden Atlantik’in ortasındaki bu adaların kıyılarınaboşalttığı,veorayabazıkuzeylibitkilerintohumlarınıdagetirdiğisonucunugüvenleçıkarabiliriz.

Anılanbutaşınmayollarınıvehiçkuşkusuzdahabilmediğimizbaşkataşınmayollarınıgözönündebulundurursak, onbinlerceyıl içindebirçokbitkininböyle taşınmaması pekgaripbir olguolurdusanırım.Butaşınmayollarına,bazen,rastgeledenmektedir,amabutümüyledoğrudeğildir:Nedenizakıntılarırastgeledirnedebaşatyellerinyönleri.Tohumlarınbutaşınmayollarındaherhangibiriylepek uzaklara götürülemeyeceği de unutulmamalıdır; çünkü tohumlar deniz suyunun etkisinde çokuzunsürekalıncacanlılıklarınıkoruyamaz;kuşlarınkursaklarındavebağırsaklarındadauzunsüretaşınamaz. Bununla birlikte, iki uzak kıta arasında bu yollarla taşınma olmazsa da, yüzlerce mildenizaşırı, ya da adadan adaya, ya da bir kıtadan komşu bir adaya taşınma olabilir.Uzak kıtalarınfloralarıböyleliklekarışmaz,tersine,bugünolduklarıkadarfarklıkalır.Akıntılar,izledikleriyöndenötürü, Kuzey Amerika’dan Britanya’ya tohum getiremez; akıntılar Batı Hindistan’dan bizim batıkıyılarımıza tohumgetirebilirsede,bunlar tuzlusuyunçokuzunsürenetkisinedayansabile,bizimiklimimizedayanamaz.Aşağıyukarıheryılbirkaçkara-kuşuyellerleAtlantikötesinesürüklenerekKuzeyAmerika’danİrlanda’nınyadaİngiltere’ninbatıkıyılarınagelmektedir;amabubirkaçyolcu,tohumlarıyalnızkendisideseyrekbirrastlantıolanbiryolla,yanigagalarınaveayaklarınasıvanmışçamurlataşıyabilir.Budurumdabile,bir tohumunelverişlibiryeredüşmevegelişiptohumvermeşansıpekazdır.Ama,eldekibilgileregöre,BüyükBritanyagibicanlılarınçoksıkolduğubiradaya

Avrupa’danyadabaşkabirkıtadan,sonbirkaçyüzyıliçindebutürlüyollarlagöçmengelmediğiiçin(bunundoğruluğunusaptamakçokgüçtür),canlılarınseyrekolduğubiradanın,anakaradançokuzakolsabile, benzeryollarlagöçmen sağlayamayacağını öne sürmekbüyükbir yanılgı olur.CanlılarıBritanya’yaoranlapek seyrekolanbir adaya taşınanyüz türlübitki tohumundan, yadahayvandanbelki ancak biri, yeni yurduna orada doğallaşacak kadar iyi uyar. Ama bu, yerbilimsel zamanlarboyunca, adalar yükselirken, ve canlılarla kaplanmadan önce, böyle taşınmaların etkili olmadığınıgösteren sağlam bir kanıt değildir. Zararlı böceklerin ya da kuşların pek az bulunduğu ya da hiçbulunmadığıçıplakdenebilecekbiryerenasılsaulaşantohumlardanoranıniklimineuygunolanlarınhemenhemenhepsiçimlenirvekalımlıolur.

BUZULÇAĞINDAYAYILMA

Dağsal(alpine)türlerinyaşayamayacağıalçakyereylerlebirbirlerindenyüzlercemilayrılmışdağyüceltilerindeki bitkilerin ve hayvanların birçoğunun özdeşliği, aynı türlerin, bir yerden öbürünegöçü için görülür bir olanak yokken, uzak noktalarda yaşaması göze en çok çarpan durumlardanbiridir. Aynı türden olan pek çok bitkinin Alpler ’in ya da Pireneler ’in karlı kesimlerinde, veAvrupa’nınenkuzeyindekibölgelerdeyaşadığınıgörmek,gerçektendikkatedeğerbirolgudur;amaBirleşik Devletler ’deki Ak Dağlarda (White Mountains) yaşayan bitkilerin hepsinin,Labrador ’dakilerin aynı veAsaGray’den işittiğimegöre,Avrupa’nınyücedağlarındakilerin aşağıyukarıhepsininaynıolması,dahadadikkatedeğerdir.Gmelin,bu türlüolgularyüzünden,1747’yedek bile, aynı türlerin uzak birçok noktada başlıbaşına yaratılmış olmak gerektiği sonucunavarıyordu; ve,Agassiz ve başkaları, hemen göreceğimiz gibi, bu olguların kolayca açıklanmasınısağlayan Buzul Çağına dikkatimizi çekmeseydiler, biz de hâlâ aynı kanıda olabilirdik. OrtaAvrupa’nın ve Kuzey Amerika’nın yakın bir yerbilimsel dönemde arktik bir iklimin etkisindekaldığını gösteren organik ve inorganik her türlü inanılır kanıtlarımız var. Yanmış bir evinkalıntıları, onungeçmişini, çizilmiş yamaçları, parlatılmış yüzeyleri, ve bulundukları yere tünemişbüyükkayaparçalarıyla İskoçya’dakiveGallerÜlkesindekidağlarınkoyaklarını (vadilerini)yakınzamana dek doldurmuş buzlu akıntıları anlattığı açıklıkla anlatamaz. Avrupa’nın iklimi öylesinedeğişmiştiki,eskibuzullarınKuzeyİtalya’dabıraktığıdevbuzultaşlar (moraini)bugünbağlarlavemısır tarlalarıyla kaplıdır. Birleşik Amerika’nın büyük bir kesiminde görülen taşınmış iri kayalar(erraticboulder)veçizilmiştaşlar,geçmişsoğukbirdönemindüpedüztanıklığınıyapmaktadır.

Buzul ikliminin Avrupa’daki canlıların dağılımına eskiden yaptığı etki, Edward Forbes’a göre,aslındaaşağıdakigibidir.Amabiz,eskidenvegerçektenolduğugibi,birbuzulçağınınyavaşyavaşgeldiğinivesonrageçipgittiğinidüşünerekdeğişmeleridahaiyi izleyebileceğiz.Soğuklarartarvegittikçedahagüneydekikuşaklarkuzeyincanlılarınadahauygundurumagelirken,bucanlılarılımanbölgelerineskicanlılarınınyerinialır.Ötekiler,osırada,engellerledurdurulmadıkça,güneyedoğrugider, bunu başaramazlarsa yok olurlar. Dağlar karlarla ve buzlarla kaplanır, ve dağsal canlılarovalara iner. Soğuk doruğuna ulaşınca, Avrupa’nın orta kesimlerini, güneyde Alpler ’e vePireneler ’e, hatta İspanya’nın içlerine dek, arktik bir fauna ve flora kaplar. Birleşik Amerika’nınşimdikiılımankesimlerideaşağıyukarıAvrupa’dakilerinaynıolanarktikbitkilerlevehayvanlarlakaplanır; çünkü, her yerde güneye doğru indiklerini düşündüğümüz bugünkü kutup canlıları,fırdolayıbütünkutupta,dikkatiçekecekkadarbir-biçimdir.

Sıcaklıkartarken,arktikbiçimlerkuzeyedoğruçekilir,vedaha ılımanbölgelerincanlılarıonlarıizler.Dağlarıneteklerindekikarlareriyince,arktikbiçimlerkarlarıerimişveaçılmışalanlarıkaparve sıcaklık gittikçe yükselir, karlar erir, ve ovalardaki kardeşleri daha kuzeye çekilirken, onlar da

durmadandahayüksekleretırmanır.Bundanötürü,sıcaklıketkisiniiyicegösterince,yakınzamanlaradekAvrupa’nınveKuzeyAmerika’nınalçakyereylerindehepbirlikteyaşamışolanaynıtürler,geneEski Dünya’nın ve Yeni Dünya’nın arktik bölgelerinde, ve birbirinden uzak ayrıklanmış dağdoruklarındabulunurolmayabaşlar.

BirleşikAmerika’dakiveAvrupa’dakidağlargibibirbirindenpekuzakyerlerdekibirçokbitkininözdeşliğiniböylelikleanlayabiliriz.Böylelikle, sıradağlardakidağsalbitkilerin sıradağların tamyada oldukça kuzeyinde yaşayan arktik biçimlerde yakın hısımlıklarını da anlayabiliriz; çünküsoğuklarınbastırmasısırasındakiilkgöç,vesıcaklığınyükselmesisırasındakiikincigöç,genellikletamgüneyvekuzeyyörelerindeolmaktadır.Örneğin,BayH.C.Watson’unbelirttiğigibi,İskoçya’nındağsal bitkileri, ve Pireneler ’dekiler Kuzey İskandinavya’dakilerle; Birleşik Amerika’dakilerLabrador ’dakilerle, Sibirya dağlarındakiler de o ülkenin arktik kesimlerindekilerle daha yakınhısımdır. Eskiden yaşanmış bir buzul çağının ayrıntılı araştırmalarına dayanan bu görüşler, bence,Avrupa’nınveAmerika’nındağsalcanlılarınınbugünküdağılımınıöylesinegüzelaçıklamaktadırki,aynı türleribaşkabölgelerinbirbirindenuzakdağdoruklarındabulunca,eskidensoğukbir ikliminonların bugün yaşayamayacakları kadar sıcak olan aradaki alçak yereyleri aşarak göç etmelerinisağladığına,başkabirkanıtabaşvurmaksızın,kararverebiliyoruz.

Arktikbiçimler,iklimindeğişmesiylebirlikte,öncegüneyevesonratersyönde,kuzeyegöçerken,buuzungöçlerisırasındaönemlisıcaklıkfarklarınınetkisindekalmayacak;hepbirliktegöçettikleriiçinkarşılıklıilişkileridepekbozulmayacaktır.Bundandolayı,elinizdekikitaptasavunulanilkelereuygunolarak,bubiçimler,büyükölçüdedeğişiklikgeçirmeyeeğilimliolmayacaktır.Amasıcaklarınbastırmasıyla birlikte önce dağ eteklerinde ve sonra dağ doruklarında ayrıklanmış olarak kalandağsal ürünlerin durumu biraz başka olacaktır; çünkü birbirinden uzak doruklarda aynı arktiktürlerin hepsinin kalması ve yaşayagelmesi beklenemez; onların Buzul Çağının başından öncedağlarda varolmak gereken ve soğuklar sırasında geçici olarak alçak yereylere inmiş olan eskidağsal türlerle karışması da pek olasıdır; onlar, sonradan, biraz farklı iklimsel etkilere deuğrayacaklardır. Böylece, karşılıklı ilişkileri belirli bir ölçüde bozulacaktır; ve bundan ötürü, dağdoruklarında ayrıklanmış olarak kalan türler, değişiklik geçirmeye eğilimli olacak, ve değişiklikgeçirecektir; çünkü, Avrupa’daki büyük sıradağların bugünkü dağsal bitkilerini ve hayvanlarınıbirbirleriyle karşılaştırırsak, birçok türünözdeşolarakkaldığını, amabazılarının çeşit, bazılarınınkuşkulu biçim ya da alt-tür, ve bazılarının da, farklı olmakla birlikte, değişik yayılma alanlarındabirbirinitemsiledenhısımtürlerhalindeolduğunugörürüz.

Yukardakiaçıklamasırasında,düşündüğümüzBuzulÇağınınbaşlangıcındaarktikcanlılarınbütünkutup bölgelerinde bugünkü gibi bir-biçim olduğunu varsaydık. Oysa birçok yarı-arktik biçimlebirkaç ılımanbiçimindeosıradaoralardabulunduğunuvarsaymamızgerekir,çünkübugünKuzeyAmerika’nınveAvrupa’nınalçakdağyamaçlarındaveovalarındayaşayantürlerdenbazılarıaynıdır;ve, gerçek Buzul Çağının başlangıcında, yarı-arktik biçimlerin ve ılıman biçimlerin oralarda buölçüdebir-biçimolmasınınasılaçıkladığımsorulabilir.Günümüzde,EskiDünyaileYeniDünya’nınyarı-arktikvekuzeyinılımanbiçimleriAtlantikOkyanusu’nuntümüylevePasifik’inkuzeykesimiylebirbirindenayrılmıştır.BuzulÇağında,EskiveYeniDünyalarıncanlıları,bugünkündendahagüneydeyaşarlarken,birbirindendahadaçokayrılmışolmakgerekir;bundandolayı,aynıtürlerinozaman,ya da daha önce, bu iki kıtaya nasıl girdiği sorulabilir. Bunun yanıtı, bence, Buzul Çağınınbaşlangıcındanöncekiikliminniteliğindedir.Ozaman,PliyosenDönemininbaşlarında,yeryüzündekicanlı türlerin pek çoğu bugünkülerin aynıydı, ve iklim, elimizdeki sağlam kanıtlara göre,bugünkünden daha sıcaktı. Bundan ötürü, şimdi 60° enlemde yaşayan organizmaların, PliyosenDöneminde daha kuzeyde, 66° ve 67° enlemlerde, kutup çemberi yakınlarında, ve bugünkü arktik

canlıların kutba daha yakın olan kesikli alanda yaşadığını varsayabiliriz. Yeryüzündeki karalarıincelersek, kutup çemberinin altında, Avrupa’nın batısından başlayıp Sibirya’dan geçerekAmerika’nındoğusunadekuzananhemenhiçkesiksizbiralanbulunduğunugörürüz.Karalarınkutupdolaylarındakibusürekliliği,vebundandolayı,dahaelverişlibiriklimdegöçetmeninkolayolması,Buzul Çağından önceki bir dönemde, Eski ve Yeni Dünyaların yarı-arktik ve ılıman canlılarınınvarsaydığımızbir-biçimliliğiniaçıklar.

Daha önce anılan gerekçelerden ötürü, büyük düzey salınımları geçirmekle birlikte kıtalarımızınbirbirlerinegöreaşağıyukarıaynıkonumdakaldığınıkabulederek,yukardakigörüşügenişletmek,vePliyosenDönemibaşlarıgibidahaeskivedahasıcakbirdönemdekutupyakınlarındakiokesiksizdiyebileceğimizyereydeyaşamışbitkilerinvehayvanlardanpekçoğununaynıolduğu;EskiveYeniDünyalarınobitkivehayvanlarınınBuzulÇağınınbaşlamasındançokönce,sıcaklıkazalırken,yavaşyavaşgüneyedoğrugöçtüklerisonucunuçıkarmayaeğilimliyim.Bence,onlarınpekçoğudeğişiklikgeçirmişdöllerinibugünOrtaAvrupa’daveBirleşikAmerika’dagörmekteyiz.Buaçıdanbakılınca,Kuzey Amerika ile Avrupa’nın canlıları arasındaki hısımlığı, onların özdeşlikleri çok az olmaklabirlikte, anlayabiliriz.Bu ikikıtanınbirbirindenuzaklığıveAtlantikOkyanusu ile ayrılmışolduğugöz önünde bulundurulursa, bu hısımlık gerçekten dikkate değerdir. Bundan başka, birkaçgözlemcinin belirttiği garip bir olguyu, yani Avrupa’nın ve Amerika’nın Üçüncü Zamanınsonlarındaki canlılarının bugünkülerden daha yakın hısım olmasını da anlayabiliriz: o sıcakdönemler boyunca, Eski veYeniDünyaların kuzey kesimleri hemen hemen sürekli kara, soğuklarbastırıncayadekcanlılarınkarşılıklıgöçüneelverişlibirköprüolmuşolacaktır.

PliyosenDöneminde,sıcaklıkyavaşyavaşazalırken,EskiveYeniDünyalarınortak türleri,kutupçemberinin güneyine göç eder etmez, birbirlerinden tümüyle ayrılmış olacaktır. Bu ayrılma, dahaılımancanlılarda çokuzunzamanöncegerçekleşmişolmakgerekir.Bitkilervehayvanlar, güneyegöçleri sırasında, geniş bir alanda Amerika’nın yerli ürünleriyle karışmak ve onlarla yarışmakzorunda kalmıştır; Eski Dünya’da ise oranın yerli ürünleriyle yarışılmıştır. Bundan ötürü, çokdeğişiklikgeçirmeleri–dahayakınbirdönemdeAvrupa’nınveKuzeyAmerika’nınsıradağlarındavearktik alanlarda ayrıklanmış olarak kalan dağsal canlılardan daha çok değişiklik geçirmeleri– içinher şey elverişlidir. Eski ve Yeni Dünyaların ılıman bölgelerinde bugün yaşamakta olan canlılarıkarşılaştırdığımızzamanpekazözdeştürbulmamız(AsaGrayözdeşbitkilerineskidensanıldığındandahaçokolduğunubuyakınlardagöstermişolmaklabirlikte) iştebundanötürüdür;amaherbüyüksınıfta,kimidoğabilginlerinincoğrafi ırkvekimilerinin farklı tür saydığıbirçokbiçim;vebütündoğabilginlerininfarklıtürlersaydığıbirsürüyakınhısımyadatemsilcibiçimbuluyoruz.

Karalardaolduğugibi,denizlerdede,PliyosenDönemiyadabirazdahaeskibirdönemboyuncakutup çemberindeki sürekli kıyılarda aşağı yukarı bir-biçim (uniform) olan bir denizel faunanıngüneye doğru yavaş yavaş göçü, değişiklik geçirme teorisiyle açıklanır, çünkü hısım biçimlerinbirçoğu, bugün, birbirlerinden tümüyle farklı denizlerde yaşamaktadır. Böylece, hâlâ yaşayan vetükenmiş bazı yakın hısım biçimlerin ılıman Kuzey Amerika’nın doğu ve batı kıyılarındabulunmasını; ve yakın hısım olan birçok kabuklu hayvanın (Dana’nın değerli yapıtında belirtildiğigibi),bazıbalıklarınvebaşkadenizelhayvanlarınAkdeniz’deve Japondenizlerinde–bugünbütünbirkıtaylavegenişokyanuslarlabirbirinden tümüyleayrılmış iki alanda–yaşamalarıgibidahadaşaşırtıcıbirolguyuanlayabilirizsanırım.

KuzeyAmerika’nındoğuvebatıkıyılarında,Akdeniz’de,JapondenizlerindeveKuzeyAmerikaileAvrupa’nın ılıman bölgelerinde eskiden yaşamış ya da şimdi yaşayan türlerin yakın hısımlığı,yaratma teorisiyle açıklanamaz. Böyle türlerin, o alanların birbirine benzeyen fiziksel koşullarına

uygun olarak benzer yaratılmış olduğu öne sürülemez; çünkü, örneğinGüneyAmerika’nın belirlikesimleriniGüneyAfrika’nın veAvustralya’nın belirli kesimleriyle karşılaştırırsak, bütün fizikselkoşullarınınpekbenzer,oysacanlılarınhiçbenzemezolduğunugörürüz.

KUZEYDEVEGÜNEYDEALMAŞAN(ALTERNATE)BUZULÇAĞLARI

Ama gene asıl konumuza dönmeliyiz. Forbes’un görüşünün büyük ölçüde genişletilebileceğikanısındayım.Avrupa’daBritanya’nınbatıkıyılarındanUralDağlarına,vegüneyedoğruPireneler ’edek, Buzul Çağının en açık kanıtıyla karşılaşıyoruz. Donarak buzlar içinde kalmış memelihayvanlardan ve dağlardaki bitki örtüsünün niteliğinden Sibirya’nın da benzer koşulların etkisindekaldığı sonucuna varıyoruz.Dr.Hooker ’a göre, eskidenLübnan’ın orta kesimi, kuzeyden güneye,toktağankarlarlakaplıydı;vebukarlar,koyaklardan(vadilerden)4.000ayakaşağılarainenbuzullarıbesliyordu.Buyakınlarda,aynıgözlemci,KuzeyAfrika’dakiAtlasSıradağlarınınalçakkesimlerindebüyük buzultaşlar bulmuştur. Himalayalar boyunca, birbirinden 900 mil uzaktaki noktalarda,buzullarınaltuçlarınınizlerikalmıştır;Dr.Hookereskidenyığılmışdevbuzultaşlarüzerindemısıryetiştirildiğinigörmüştür.Dr.J.HaastveDr.Hector,AsyaKıtasınıngüneyinedoğru,ekvatorunöbüryanında,YeniZelanda’nıneskibüyükbuzullarınınepeyaşağılaradekindiğinigöstermişlerdir;veDr.Hooker ’ınbuadanınbirbirindenuzakdağlarındabulduğubitkiler,eskisoğukbirdönemintanıklığınıyapmaktadır.W.B.Clarke’ınbanabildirdiğiolgulardanAvustralya’nıngüneydoğuköşesindedeeskibuzuletkilerininizleriolduğuanlaşılmaktadır.

Amerika’ya gelince, kıtanın kuzey yarısının doğusunda 36° ve 37° ve bugün iklimin bambaşkaolduğu Pasifik kıyılarında 46° enleme dek, buzulların taşımış olduğu büyük kaya parçalarınarastlanmaktadır. Taşınmış kayalar Kayalık Dağlarda da görülmektedir. Güney Afrika’nın ekvatorayakın dağlarındaki buzullar, bir zamanlar bugünkünden daha aşağılara uzanmaktaydı.Orta Şili’de,eskidendevbirbuzultaşınoluştuğuhemenhiçtartışmagötürmeyenPortilloKoyağınıeninekesenveiçinde büyük kaya parçaları da bulunan koca bir moloz yığınını inceledim; ve Bay Forbes,Cordillera’nınçeşitlikesimlerinde,güneyde13°enlemden30°enlemedek,aşağıyukarı12.000ayakyüksekliktekikayalarda,Norveç’tegördüklerimizebenzeyenderinoluklar,veiçlerindeçizilmişçakıltaşlarıgörülenbüyükmolozyığınlarıbulduğunubildirmektedir.Cordillera’nınbütünokesiminde,bugün,çokdahayükseklerdebilegerçekbuzulyoktur.Kıtanınherikiyanındavedahagüneyde,41°enlemden en güney ucuna dek, rastladığımız çok büyük ve asıl kaynaklarından taşınmış kayaparçalarındaeskibuzuletkilerininenaçıkkanıtlarınıgörmekteyiz.

Buçeşitliolgulardan,yanibuzuletkisininkuzeyvegüneyyarıkürelerinheryerindegörülmesinden–her iki yarıkürede de, yerbilimsel anlamda yakın bir dönemde olmuş olmasından –sonuçlarınınbüyüklüğündendeanlaşılacağıgibi,çokuzunsürmüşolmasından–vesonolarak,bütünCordillera[Sıradağlar, İspanyolca, -ç.] boyunca, buzulların yakın zamanlara dek daha aşağılara inmişolmasından,BuzulÇağında sıcaklığın bütün dünyada aynı zamanda düştüğü sonucunu çıkarmaktankaçınamayız sanmıştım. Ama Bay Croll, kısa bir süre önce yayımladığı güzel bir yazı dizisinde,buzul ikliminin, dünyanın yörüngesinin merkezden uzaklığının artmasıyla ortaya çıkmış çeşitlifiziksel etkenlerin sonucu olduğunu göstermeyi denedi.Bütün bu nedenler aynı sonucu verir; amadünya yörüngesininmerkezden uzaklığının okyanus akıntılarına dolaylı etkisi bunların en güçlüsügörünmektedir.BayCroll’agöre,soğukdönemler,düzenliolarak,heronyadaonbeşbinyıldabirgelmektedir;vebudönemler,enönemlisikaralarınvedenizlerinbirbirinegörekonumuolanbelirli

olabilirlikleryüzünden,uzunzamanaralıklarıyla,peksertolmaktadır.BayCrollsonBuzulÇağınınyaklaşık 240.000 yıl önce olduğu ve hafif iklim değişmeleriyle aşağı yukarı 160.000 yıl sürdüğükanısındadır.Yerbilimcilerinbirçoğu,açıkkanıtlaradayanarak,MiyosenveEosendönemlerindedeböyleolduğuna,dahaeskidönemlerianmadan,inanmaktadır.AmaBayCroll’unvardığısonuçlardanbizimiçinenönemlisi,KuzeyYarıküresoğukbirdönemgeçirirken,özellikleokyanusakıntılarınınyön değiştirmesi dolayısıyla Güney Yarıkürede sıcaklığın gerçekten yükselmesi ve kışların dahayumuşak geçmesidir. Güney Yarıküre bir buzul çağı geçirirken de Kuzey Yarıküre ısınmaktadır.Canlıların coğrafi dağılımına büyük bir açıklık getiren bu vargının doğruluğuna güvenmeyegerçekteneğilimliyim;amaönceaçıklanmasıgerekenolgularvermekistiyorum.

Dr.Hooker,GüneyAmerika’da,yakınhısımbirçoktürdenbaşka,AteşÜlkesindekiyoksulfloranınönemli bir bölümünüoluşturan40-50kadar çeşitli bitkinin,AvrupaveKuzeyAmerikagibi, karşıtyarıküreninbirbirindenpekuzakalanlarıiçindeortakolduğunugöstermiştir.EkvatoralAmerika’nınyüce dağlarında Avrupalı cinslerden olan bir sürü özel tür yaşamaktadır. Gardner, Brezilya’nınOrgan Dağlarında, arada kalan alçak ve sıcak ülkelerde hiç rastlanmayan, ılıman Avrupa’ya, An-tarktik’e,veAntlar ’aözgübazıcinslerbulmuştur.ÜnlüHumboldt,CaracasSillasındaCordillera’yaözgücinslerdenolantürleriuzunbirsüreöncebulmuştu.

Avrupa’ya özgü bazı biçimler Afrika’da ve Ümit Burnu florasının birkaç temsilcisi HabeşistanDağlarındayaşamaktadır.ÜmitBurnu’ndaoraya insanlarıngötürmediğine inanılanbirkaçAvrupalıtür, ve dağlarda, Afrika’nın dönenceler arasında kalan kesimlerinde henüz rastlanmamış Avrupalıtemsilci biçimler bulunmuştur. Dr. Hooker, dağlık Fernando Po Adasının yüksek kesimlerinde vekomşuCameroonDağlarındayaşayançeşitlibitkilerin,HabeşistanDağlarındave ılımanAvrupa’dayaşayanlarlayakınhısımolduğunugöstermiştir.Dr.Hooker ’danişittiğimegöre,R.T.Lowe’ınaynıılımankuşakbitkileriniCapedeVerdeAdalarındakidağlardadabulduğuanlaşılmaktadır.Aynıılımanbitkilerin,ekvatorunhemenaltında,bütünAfrika’yıeninegeçerekCapedeVerdeTakımadalarındakidağlarakadaryayılması,bitkilerindağılımıkonusundabilinenenşaşırtıcıolgulardanbiridir.

Himalayalar ’da, Hindistan Yarımadası’nın ayrıklanmış sıradağlarında, Seylan’ın en yüksekyerlerinde, Cava’nın yanardağ konilerinde, arada kalan alçak ve sıcak alanlarda bulunmayan, yatümüyle özdeş ya da birbirlerini ve aynı zamanda Avrupa’nın bitkilerini temsil eden birçok bitkivardır. Cava’nın yüksek tepelerinden toplanmış bitki cinslerinin listesi, sanki Avrupa dağlarındadüzenlenmiş gibidir. Avustralya’ya özgü biçimlerin Borneo dağlarının yüceltilerinde yetişen bazıtemsilcileri olması daha da şaşırtıcıdır. Dr. Hooker ’dan işittiğime göre, bu Avustralyalı bitkibiçimlerindenbazılarıMalaccaYarımadasınınenyüksekyerleriboyuncayayılmakta,vebiryandanHindistan’daöbüryandandaJaponya’yadekkuzeydetektükgörülmektedir.

Dr.F.MüllerAvustralya’nıngüneyindekidağlardaAvrupalıçeşitlitürlerbulmuştur;Avustralya’yainsan eliyle sokulmadığı bilinen başka türler de alçak kesimlerde yaşamaktadır; veDr.Hooker ’ınbana bildirdiğine göre, Avustralya’da bulunan, ama arada kalan çok sıcak alanlarda bulunmayanAvrupalı cinslerin uzun bir listesi çıkarılabilir. Dr. Hooker ’ın Introduction to the Flora of NewZealand adlı değerli yapıtında, o büyük adanın bitkileriyle ilgili bunlara benzer şaşırtıcı olgularverilmektedir. Bundan ötürü, görüyoruz ki, dünyanın her yerinde dönencelere rastlayan yüksekdağlarda,vekuzeyinvegüneyinılımanovalarındayaşayanbelirlibitkiler,yaaynıtürdüryadaaynıtürün çeşitleridir. Bununla birlikte, söz konusu bitkilerin tam anlamıyla arktik biçimler olmadığıdikkatealınmalıdır;çünkü,BayH.C.Watson’ınbelirttiğigibi,“kutuptanekvatoralenlemleredoğruuzaklaştıkça, dağsal floralar gittikçe gerçekten daha az arktik özellikler gösterirler”. Bu özdeş veyakın hısım biçimlerden başka, birbirinden çok uzak alanlarda yaşayan birçok tür de arada kalan

tropikalalçakyereylerdebugünbulunmayancinslerdendir.

Bukısa sözleryalnızbitkilerüzerinedir; amakarasalhayvanlarla ilgilivebunlarabenzerbirkaçolguverilebilir.Denizelcanlılardadabenzerdurumlarlakarşılaşılır;örneğin,gerçekbiryetkiliolanProf. Dana şöyle demektedir: “Yeni Zelanda’nın, kabuklu hayvanları bakımından, taban karşıtı(antipode)olanBüyükBritanya’yadünyanınherhangibiryerindendahaçokbenzemesişaşılacakbirolgudur.” Sir J. Richardson kuzeyli balık biçimlerinin Yeni Zelanda, Tasmanya vb. kıyılarında dabulunduğunusöylemekte;veDr.Hooker,YeniZelanda’daveAvrupa’daortakyirmibeşdenizyosunutürüolduğunu,amabutürlerinaradakitropikaldenizlerdebulunmadığınıbildirmektedir.

Bu olgulardan, yani, ılıman biçimlerin bütün ekvatoral Afrika veHindistanYarımadası boyuncauzanan yüksek kesimlerde, Seylan’a ve Malaya Takımadalarına dek, ve çaprazlamasına, daha azbelirginbirtarzdadabütüntropikalGüneyAmerika’dabulunmasından,eskibirdönemde,kuşkusuzBuzulÇağınınensoğukzamanlarında,ekvatorunaltındakalanheryerde,bubüyükkıtalardakialçakyereylerin birçok ılıman biçime barınaklık ettiği anlaşılmaktadır. O dönemde deniz düzeyindekiekvatoraliklim,belkibugünaynıenlemlerde5.000-6.000ayakyükseklikteolduğugibiydi,yadadahaserindi. Bu en soğuk zamanlarda, ekvatorun altındaki alçak yereyler, Dr. Hooker ’a göre,Himalaya’nın4.000-5.000ayakyüksekliktekialçakyamaçlarındagörüldüğügibi,tropikalveılımanbitkilerin karışmasından doğmuş bir bitki örtüsüyle kaplanmış olmalıdır; ama bu bitki örtüsündeılıman biçimler belki daha başat olmuştur. Bay Mann, Guinea Körfezindeki dağlık Fernando PoAdalarındaAvrupalıılımanbiçimlerinaşağıyukarı5.000ayakyüksekteortayaçıkmayabaşladığınıgörmüştür.Dr.Seemann,Panamadağlarında,veyalnızcaikibinayakyükseklikte,Meksika’nınkigibi“sıcakkuşakbiçimleriyleılımanbiçimlerinuyumluolarakkarıştığı”birbitkiörtüsübuldu.

Şimdi,BayCroll’unvargısının,KuzeyYarıküredeBuzulÇağınınaşırısoğuklarıegemenkenGüneyYarıkürenin gerçekten daha sıcak olmasının her iki yarıkürenin ılıman kesimlerinde vedönencelerdeki dağlarda yaşayan farklı organizmaların anlaşılamaz görünen bugünkü dağılımınaherhangibiraçıklıkgetiripgetirmediğiniaraştıralım.BuzulÇağı,yıllaravurulursa,çokuzunsürmüşolmalıdır; ve doğallaşmış bazı bitkilerin ve hayvanların birkaç yüzyılda yayıldığı alanlarıngenişliğini gözö-nünde bulundurursak, bu çağın en geniş göçlere bile yetecek uzunlukta olduğunuanlarız.Soğukgittikçe artarken arktikbiçimlerin ılımanbölgeleri kapladığını biliyoruz; vehemenşimdiverilmişolgularabakarak,dahadinç,başat,veçokyaygın ılımanbiçimlerinekvatoralalçakyereyleri kapladığından kuşkulanmak pek güçtür. Bu sıcak alçak yereylerin canlıları, o sırada,güneyin tropikal ve yarı-tropikal kesimlerine göçerdi, çünkü o dönemde, Güney Yarıküre dahasıcaktır.BuzulÇağının bitiminde, her iki yarıküre de eski sıcaklıklarına kavuştuğu için, ekvatorunalandaki alçakyereylerdeyaşamaktaolankuzeyli ılımanbiçimler, eski yurtlarınadöneryadayokolur,vegüneydengenegerigelenekvatoralbiçimleronlarınyerinialırdı.Bununlabirlikte,kuzeyliılıman biçimlerden bazıları, kuşkusuz, bitişikteki yüksek yereylere çıkar ve orada, orası yeteryükseklikteyse,Avrupadağlarındaki arktikbiçimlergibi,uzun sürekalımlıolurdu, iklimkendileriiçin tümüyle uygun olmasa bile kalımlı olabilirlerdi, çünkü bitkilerin iklime uymaya belirli biryetenekleri olduğundan kuşku yoktur, ve bu, döllerine soyaçekimle soğuğa ve sıcağa karşı farklıdirenmeyetenekleriiletmelerindenbellidir.

Olayların düzenli akışı sırasında Kuzey Yarıküre ısınır, Güney Yarıküre zorlu bir buzul çağınagirerdi;ozaman,güneyinılımanbiçimleriekvatoralalçakyereylerikaplardı.Eskidendağlardakalankuzeyli biçimler aşağılara iner ve güneyli biçimlerle karışırdı. Sonuncular, sıcakların yenidenartmasıyla birlikte, dağlarda bazı türler bırakarak oralardaki barınaklarından inmiş olan kuzeyliılıman biçimleri de yanlarına alarak eski yurtlarına dönerdi. Ve bunun sonucu olarak, kuzeyin ve

güneyin ılıman kuşaklarında ve arada kalan tropikal bölgelerin dağlarında özdeş bazı biçimlerbulmamızgerekirdi.Amabudağlardayadakarşıtyarıküredeuzunzamankalantürler,yenibirçokbiçimleyarışmakvebirazfarklıfizikselkoşullarınetkisindeyaşamakzorundaolurdu;bundanötürüonlardeğişiklikgeçirmeyeözellikleeğilimgösterirvebugün,çeşitleryada temsilci türlerolarakbulunurlardı;vedurumböyledir.Eskidenherikiyarıkürededebuzulçağlarıyaşandığınıgözönündebulundurmalıyız; çünkü bu, aynı ilkeye uygun olarak, birbirinden çok uzak olan aynı alanlardayaşayanvebugünaradakalansıcakkuşaklardabulunmayancinslerdenolan tümüyle farklı türlerindurumunuaçıklayacaktır.

Çok özdeş ve biraz değişiklik geçirmiş birçok türün kuzeyden güneye, ve sonra ters yönde göçetmişolması,Hooker ’ınAmerika’ylaveAlph.deCandolle’unAvustralya’ylailgiliolaraküzerindeönemle durdukları dikkate değer bir olgudur. Bununla birlikte, Borneo ve Habeşistan dağlarındagüneyli birkaçbiçime rastlıyoruz.Kuzeydengüneyegöçünbaşatlığı, karalarınkuzeydedahagenişbiralankaplaması,vekuzeylibiçimlerinkendianayurtlarındadahakalabalıkolması,bundandolayıdoğalseçmeveyarışmaylagüneylibiçimlerdendahaileribiryetkinlik,yadaegemenlikaşamasınaulaşmış olmasındandır sanırım. Onun için, bu iki grup, buzul çağlarının almaşımı (alternation)sırasında,ekvatoralalanlardabirbiriylekarıştığızaman,kuzeylibiçimlerdahagüçlüvedağlardakiyerlerini koruyabilecek, ve sonra güneyli biçimlerle birlikte güneye doğru göç edebilecekdurumdadır;oysagüneylibiçimleröyledeğildir.Bugünde,Avrupalıbirçokcanlı,LaPlata’da,YeniZelanda’dageniş, veAvustralya’dabirazdahadar bir alanı aynı ilkeyeuygunolarakkaplamış, veyerlibiçimleriyenilgiyeuğratmıştır;oysa,soniki-üçyüzyıldırLaPlata’dan,vesonkırkelliyıldırAvustralya’dan Avrupa’ya hayvan derisi, yapağı gibi bitki tohumu taşıyabilecek nesneler büyükölçüdegetirilmişolmaklabirlikte,KuzeyYarıküreninherhangibiryerindedoğallaşabilmişgüneylibiçimler pek azdır.Bununla birlikte,Hindistan’dakiNeigheirrieDağları kısmen ayraldır (istisnaî);çünkü, Dr. Hooker ’dan işittiğime göre, Avustralyalı biçimler, orada çabucak yayılmakta vedoğallaşmaktadır.SonbüyükBuzulÇağındanönce,tropikaldağlarınoralaraözgüdağsalbiçimlerlekaplı olduğu kuşkusuzdur; ama onlar, aşağı yukarı her yerde, kuzeyin daha etkin olan genişalanlarında yetişmiş başat biçimlere yenilmişlerdir. Adaların birçoğundaki yerli canlılar, adalaragelip, doğallaşanlarla nerdeyse eşitleşmiş, hatta onlara oranla azalmıştır; bu, yerli canlılarıntükenmesininbaşlangıcıdır.Dağlar,karalardakiadalardır,vedağlardakicanlılarda, tıpkı insanlarıngetirdiğikıtasalbiçimlereheryerdeyenilmişveyenilmekteolangerçekadacanlılarıgibi,kuzeyingenişalanlarındatüremişcanlılarayenilmektedir.

Aynıilke,kuzeyvegüneyılımankuşaktakiveekvatoraldağlardakikarasalhayvanlarınvedenizelcanlıların dağılımı için de geçerlidir. Buzul Çağının en soğuk zamanlarında, okyanus akıntılarıbugünkündenfarklıyken,ılımandenizlerinbazıcanlılarıekvatoraulaşmışolabilir;veonlarınbirkaçı–Forbes’agöre,öbürleribugünkuzeydeki ılımandenizlerinepeyderinyerlerindearktikcanlılarınbarındığı ayrıklanmış yerlerde olduğu gibi diyebileceğimiz bir tarzda, Güney Yarıkürenin (sırasıgeldiğizaman)buzuliklimininetkisindekalmalarınaveilerlemelerineelvermesinedek,denizindahaserinolanderinliklerindekalıpyaşamlarınısürdürürken–serinakıntılardanyararlanarakgüneyegöçetmişolabilir.

Bugün, kuzeyde ve güneyde, ve bazen arada kalan sıradağlarda, birbirlerinden böylesine ayrıdüşmüş olarak yaşayan özdeş ve hısım türlerin dağılımı ve hısımlıkları konusundaki bütüngüçlüklerin yukarda bildirilen görüşlerle giderildiğini pek sanmıyorum. Gerçek göç yollarınıbelirleyemeyiz. Neden bazı türlerin göçtüğünü ve öbürlerinin göçmediğini; neden belirli türlerdeğişiklikgeçiripyenibiçimler türetirkenöbürlerinindeğişmedenkaldığınısöyleyemeyiz.Yabancıbirülkede insaneliyleyetiştirilen türlerdenniçin şunundeğildebunundoğallaştığını;başka türler

kendi yurtlarında yaşarken, neden bir türün iki üç kat uzağa ulaştığını, ve iki üç kat daha yaygınolduğunusöyleyebilinceyedek,böyleolgularıaçıklayacağımızıumamayız.

Giderilmeyibekleyençeşitliözelgüçlüklerdevardır;örneğin,Dr.Hooker ’ıngösterdiğigibi,aynıbitkilerinKerguelenAdaları,YeniZelandaveAteşÜlkesigibipekuzaknoktalardaortayaçıkmasıbunlardanbiridir;ama,Lyell’inkabulettiğigibi,böylebitkilerinyayılmasıbuzdağlarıylasağlanmışolabilir.GüneyYarıküreninbunoktalarındavebaşkayerlerinde,farklıolmaklabirlikteözelliklehepgüneyde yaşayagelmiş cinslere bağlı türlerin bulunması, daha da dikkate değer bir olgudur. Butürlerin bazıları öylesine farklıdır ki son Buzul Çağının başlangıcından beri onların göçüne vebundanötürüdeğişiklikgeçirmesinezamanelvermediğinidüşünemeyiz.Olgular,aynıcinsin farklıtürlerininortakbirmerkezdenyayılanışınlarıandıranyollarizleyerekgöçetmişolduğunugösterirgibidir;veben,KuzeyYarıküregibiGüneyYarıküreninde,sonBuzulÇağındanönce,bugünbuzlarlakaplıantarktikalanlardapeközelveayrıklanmışbirfloranınbarındığıeskivedahasıcakbirdönemgeçirdiğinikabuletmekeğilimindeyim.SonBuzulÇağısırasında,bufloraortadankalkmadanönce,birkaç biçimin uygun taşınma yollarıyla ve şimdi batmış adalardan konaklamak için yararlanarakGüney Yarıkürenin farklı noktalarına sıçramış olduğu düşünülebilir. Böylece, Amerika’nın,Avustralya’nın ve Yeni Zelanda’nın güney kıyıları, aynı özel canlı biçimlerin varlığı ile hafifçebenzeşirdurumagelmişolabilir.

SirC.Lyell,yazdıklarınınbiryerinde,aşağıyukarıbenimkineözdeşbirdilkullanarak,büyükiklimdeğişmelerinin bütün dünyadaki canlıların coğrafi dağılımına yaptığı etkiler üzerine kurgudabulunmaktadır. Ve, Bay Croll’un vardığı sonucun, yani bir yarıküredeki ardışık buzul çağlarınınkarşıtyarıküredekidahasıcakdönemlererastlamasının,türlerinyavaşyavaşdeğişiklikgeçirdiğidekabul edilirse, yeryüzünün her yerindeki özdeş ve hısım canlı biçimlerin dağılımındaki pek çokolguyuaçıkladığınıgörmüşbulunuyoruz.Yaşamselleri,dönemlerinbirindekuzeydenveöbüründegüneydenakarak,herikidurumdada,ekvatoraulaşmıştır;ama,yaşamselininkuzeydenakışı,karşıtyöndekinden çok daha zorlu olmuş, ve bundan ötürü, güney daha büyük bir baskına uğramıştır.Gelgit’in taşıdığı nesneleri kıyıda ve yatay çizgi konumunda bırakması, ve böyle çizgilerinkabarmanınenyüksekolduğukıyılardaenyüksekdüzeydeolmasıgibi,yaşamsularıda, taşıdıklarıcanlıtortuyuarktikalçakyereylerdenyavaşyavaşyükselerekekvatorunaltındadoruğunaulaşanbirçizgi konumunda bırakmıştır.Böylelikle karaya vurmuş çeşitli varlıklar, hemen hemen her yerdenkovulup dağlara sığınmış, ve o yöredeki alçak yereylerin eski halkından kalmış ilginç belgelerolarakoralardayaşayanyabanılinsanırklarıylakarşılaştırılabilir.

ONÜÇÜNCÜBÖLÜM

COĞRAFİDAĞILIM-KATKI

Tatlı-su ürünlerinin dağılımı • Okyanus adalarının canlıları üzerine • Kurbağagillerin vekarasalmemelilerinyokluğuüzerine•Adalardakicanlılarınenyakınanakaradakilerleilişkisiüzerine•Enyakınkaynaktangelipyerleşmevesonrakideğişikliküzerine•Geçenbölümünvebubölümünözeti

TATLI-SUÜRÜNLERİ

Gölveakarsu-sistemlerikarasalengellerlebirbirlerindenayrıldıklarıiçin,tatlı-suürünlerininaynıülkedegenişölçüdeyayılmışolamayacağıvedenizdahabüyükbirengelolduğuiçin,uzakülkelereulaşmışolamayacağıdüşünülebilirdi.Oysadurumbunun tamtersidir.Yalnız farklısınıflardanolanbirçok tatlı-su türleri değil, hısım türler de dikkate değer bir tarzda bütün dünyaya yayılmıştır.Brezilya’nın tatlı-sularında ilk kez avlanırken, tatlı-su böceklerinin, kavkılılarının vb.Britanya’nınkilerebenzerliğineveyöredekikarasalcanlılarınbenzemezliğinepekşaştığımıçokiyianımsıyorum.

Ama,bence,tatlı-suürünlerininçokyayılmayetisi,pekçokdurumda,kendiözülkelerindegölettengölete,akarsudanakarsuyakısavesıkgöçleryapmayakendilerinepekyararlıbirtarzdauyarlanmışolmalarıyla açıklanır; ve çok yayılmaları olasılığı, bu yeteneklerinin hemen hemen zorunlu birsonucudur. Burada yalnız birkaç durumu inceleyebileceğiz; bunlardan balıklarla ilgili olanbazılarının açıklanması pek güçtür. Eskiden, aynı tatlı-su türlerinin birbirinden uzak iki kıtadavarolmadığınainanılıyordu.AmaDr.GüntherGalaxiasattenuatus’unTasmanya’da,YeniZelanda’da,FalklandAdalarındaveGüneyAmerikaanakarasındayaşadığınıgösterdi.Bu,garipbirdurumdur,vebelkideeskisıcakbirdönemdeantarktikbirmerkezdenyayılmanınbelirtisidir.Bununlabirlikte,budurum,aynıcinsinepeycegenişokyanusalanlarınıbilinmeyenyollarlaaşmagücüolmasıyüzünden,şaşırtıcılığından biraz yitirmektedir. Birbirinden 230 mil uzakta bulunan Yeni Zelanda’da veAucklandAdalarındabucinsinbirtürüyaşamaktadır.Aynıkıtada,tatlı-subalıklarısankigönüllerinceyayılmaktadır;çünkübirleşenikiakarsusistemindebazıtürleraynı,vebazılarıtümüyleayrıolabilir.Bunlar, belki rastgele denen yollardan yararlanarak yayılmaktadır.Kasırgaların balıkları alıp uzaknoktalaracanlıcanlıbırakmasıseyrekgörülmeyenbirolaydır;vebalıkyumurtasınınsudışındauzunsüre canlı kaldığı da bilinmektedir. Bununla birlikte, balıkların yayılması, daha çok, ırmaklarınbirbirine akmasını sağlamış ve yakın bir dönemde olmuş düzey değişmelerine yorulabilir. Subaskınları sırasında bunun hiç düzey değişmesi olmadan da gerçekleştiğine örnekler verilebilir.Sürekliuzananvebundandolayıikiyanlarındakiakarsusistemlerininyakınbirdönemdebitişmesinitümüyle önlemiş sıradağların pek çoğunun karşıt yanlarındaki balıklar arasındaki büyük fark, biziaynı sonuca vardırmaktadır. Bazı tatlı-su balıkları çok eski biçimlerdendir ve böyle durumlarda,büyük coğrafi değişmeler, ve bundan ötürü geniş ölçüde göçler ve yollar için bol bol zamanolmuştur.Bundanbaşka,Dr.Günther,buyakınlarda,çeşitli incelemeleredayanarak,balıklardaaynıbiçimlerin uzun bir kalımı olduğu sonucuna varmıştır. Tuzlu-su balıkları dikkatle ve yavaş yavaştatlı-sudayaşamayaalıştırılabilir;ve,Valenciennes’agöre,bütünüyeleriyalnıztatlı-sudayaşayanbirtek grup yok gibidir, öyle ki, bir tatlı-su grubundan olan bir denizel tür kıyılar boyunca uzaklaragidebilir,vepekgüçlükçekmedenuzakbirülkedekitatlı-sulardayaşamayauyarlanabilir.

Tatlı-sukavkılılarınınbazıtürleriçokyayılmıştır,veteorimizegöreortakbiratadantüremişvebirtek kaynaktan çıkmış olmak gereken hısım türler, bütün dünyada bulunmaktadır.Onların dağılımı,yumurtaları kuşlarla taşınmaya uygun olmadığı için, başlangıçta beni çok şaşırttı. Onlarınyumurtaları da, erginleri gibi, deniz suyunda çabucak ölmektedir. Doğallaşmış bazı türlerin nasılolupdaaynıülkeninheryerinedağıldıklarınıbileanlayamadım.Amagözlediğimikiolgu–kuşkusuzbaşkaları da gözlenecektir– bu konuyu biraz aydınlatmaktadır. Sumercimeği ile kaplı bir gölettenbirdenbirekalkanördeklerinkıçlarınabuküçükbitkilerinyapışıpkalmışolduğunuikikezgördüm;ve bir suluktan (aquarium’dan) öbürüne küçük bir sumercimeği aktarırken, birinden öbürüne hiçbilmeden tatlı-sukavkılılarıdoldurmuşolduğunubuldum.Amabaşkabiraracıbelkidahaetkilidir:Birördekayağınıiçindebirçoktatlı-sukavkılılarınınyumurtadançıkmaktaolduğubirsuluğaastım;veyumurtadanhemençıkmışopekküçükkavkılılardanbirçoğununayağınüzerindesüründüğünüveonasıkısıkıyapıştığını,öyleki,sudançıkarılınca,yaşçabirazdahabüyükolanlarkendilerinibıraktıise de, öbürlerinin sarsmakla dökülemediğini gördüm. Yumurtadan yeni çıkmış bu yumuşakçalarsusal (aquatic) hayvanlardı, ama ördek ayağında, nemli havada, gene de 12-20 saat yaşadılar; birördekyadabalıkçıl,busüreiçindeenazaltıyadayediyüzmiluçabilir,veyelekapılıpbirokyanusadasınayadauzakherhangibirnoktayasürüklenirse,elbettebirgölcüğeyadadereyekonabilir.SirCharles Lyell, bana, kendisine bir Ancylus (bir tatlı-su salyangozu) yapışmış birDytiscus [bir suböceği, -ç.] yakalandığını bildirdi; ve aynı familyadan bir su böceği, bir Colymbetes, birinde, enyakınkaradankırkbeşmiluzaktaykenBeagle’ınbordasındauçuyordu:Uygunbiryelinonudahanedenliuzağasürükleyebildiğinihiçkimsesöyleyemez.

Bitkileregelince,kıtalardaveuzakokyanusadalarında,bazıtatlı-su,vehattabataklıktürlerininpekgenişalanlarıkapladığıuzunzamandanberibilinmektedir.Bu,Alph.deCandolle’agöre,susalpekazüyesi olan büyük karasal bitki gruplarında özellikle göze çarpan bir durumdur; çünkü böylegrupların susal üyeleri, kendileri için gerekliymiş gibi, geniş bir alanı hemen ele geçirmeyeyönelmektedirler. Bu olgu, uygun yayılma yollarıyla açıklanabilir sanırım. Daha önce, kuşlarınayaklarına ve gagalarına, arada bir, toprak yapıştığını söylemiştim.Göletlerin çamurlu kıyılarındaçokbulunanbataklıkkuşları,ürküpbirdenbirehavalandıklarızaman,ayaklarınınçamurlanmasıpekolasıdır.Butakımdakikuşlaröbürkuşlardandahaçokdolaşır;vearadabir,enuzakvekıraçokyanusadalarındabulunduktarıolur;denizyüzeyinekonmazlar,onuniçinayaklarındakiherhangibirpislikyıkanıpgitmez,vekarayaulaştıklarızaman,doğalbarınaklarıolantatlı-suteknelerineuçacaklardır.Bitkibilimcileringöletçamurlarındanekadar tohumbulunduğunubildiklerini sanmıyorum;küçük,çeşitlidenemeleryaptım,amaburadaendikkatedeğerolanınıvermekistiyorum:Şubatta,birgöletinkıyısından, su altında kalan üç ayrı noktadan, üç çorba kaşığı dolusu çamur aldım. Bu çamurkurutulduğuzamanyalnız63/4ounce(191gram)geldi;buçamuruçalışmaodamdaaltıaysakladımve yetişen her bitkiyi söküp saydım; böylelikle, farklı türlerden olan 537 bitki elde ettim; oysa buyapışkançamurualmayabirçayfincanıyetiyordu!Buolgulargözönündebulundurulunca,kuşlarıntatlı-subitkilerinintohumlarınıçokuzaknoktalardakigöletlereveakarsularataşımamasıanlaşılmazbirdurumolursanırım.Bazıküçüktatlı-suhayvanlarınınyumurtalarıdaböyletaşınmışolabilir.

Bilinmeyenbaşkaetkenlerindebuiştepayıolabilir.Tatlı-subalıklarınınbazıtohumlarıyediklerini,ama bazılarını yuttuktan sonra geri çıkardıklarını söylemiştim; küçük balıklar bile, orta boytohumları,örneğinsarınilüferinvePotamogeton’untohumlarınıyutar.Yüzlerceveyüzlercebalıkçılvebaşkakuş,hergünbalıkavlamaktave sonrabaşka sularauçmakta,yadayelekapılıpdenizleresürüklenmektedir; ve bildiğimiz gibi, tohumlar saatler sonra çıkartıların (excrement) içinde dışarıatılınca, çimlenme güçlerini korumaktadır. Güzel Nilüferin, Nelumbium’un, tohumlarının pek iriolduğunu gördüğüm zaman, Alph. de Candolle’un bu bitkinin dağılımı konusunda söylediklerinianımsayıp, onun yayılma yollarının öğrenilemeyeceğini düşündüm; ama Audubon, büyük güney-

nilüferinin (Dr. Hooker ’a göre Nelumbium luteum olabilir) tohumunu bir balıkçılın midesindebulduğunubildirmektedir.Demekkiokuş,midesindeböyletohumlarvarken,uzakbirgöleteuçacakveoradabalıkyiyerektıkabasadoyduktansonra,tohumlarıçıkartısınıniçindeçimlenmeyeelverişlibiryerebırakabilecekti.

Buçeşitliyayılmayollarıdikkatealınırken,örneğinyükselenbiradacıktaoluşmuşbirgöletinyadaakarsuyunbaşlangıçtacanlısızolacağı,vebirtektohumunyadayumurtanınoradabaşarıylagelişmeşansının yüksek olacağı unutulmamalıdır. Aynı göletteki canlılar arasında, gölette birkaç tür bilebulunsa, her zaman yaşama savaşı olacak ise de, kalabalık bir göletteki türlerin sayısı bile aynıbüyüklükteki bir karaparçasındayaşayanlarınkinden azolduğu için, onlar arasındaki yarış karasaltürlerarasındakindendahaazzorluolabilecektir;bundandolayı,yabancıbirülkedençıkagelmişbircanlının yeni bir yeri ele geçirme şansı, karasal göçmenlerinkinden daha büyüktür. Tatlı-suürünlerinin birçoğunun aşağı aşamalarda olduğuna, ve böyle varlıkların yukarı canlılardan dahayavaş değişiklik geçirdiğine inanmamız için gerekçe bulunduğunu da unutmamalıyız; ve bu, susaltürlerin göçü için zaman verecektir. Birçok tatlı-su biçiminin eskiden çok geniş alanlarda sürekliolarak yayılmış, ve sonra şimdiki yerleri arasında kalan kesimlerde tükenmiş olabileceğini deunutmamalıyız.Amatatlı-subitkilerininveaşağıhayvanlarınınyaaynıbiçimdekalarakyadabirazdeğişiklikgeçirerekgenişalanlaradağılmasıbesbelli,tohumlarınınveyumurtalarınınhayvanlar,vedaha çok, büyük uçma yetileri olan ve bir sudan öbürüne dolaşan tatlı-su kuşları aracılığıyla çokyayılmasınaözelliklebağlıdır.

OKYANUSADALARININCANLILARIÜZERİNE

Şimdi, yalnız aynı türün bireylerinin değil, çok uzak noktalarda yaşamakla birlikte hısım olantürlerindebirtekalandan–eneskiatalarınındoğumyerinden–çıkıpyayılmışolduğugörüşünegöre,dağılım konusunda karşılaştığımız büyük güçlükleri göstermek için seçtiğim üç olgu grubununsonuncusunageldik.Zamanımızdakitürlerindöneminde,farklıokyanuslardakibütünadalarınbugünoralarda yaşayan karasal canlılarla kaplanmasını sağlayacak kıtasal uzanımların varolduğunainanmayışımın gerekçelerini söylemiştim. Bu görüş güçlüklerin birçoğunu gidermekte, amaadalardaki canlılarla ilgili olguların hepsiyle bağdaşmamaktadır. Aşağıdaki uyarmalarda yalnızyayılma sorunuyla yetinmeyeceğim, tersine, bağımsız yaratma ve değişiklik geçirerek türemeteorilerinindoğruluğunatanıklıkedenbaşkaolgularıdagözönündebulunduracağım.

Okyanus adalarında barınan türlerin sayısı, eşit yüzölçümdeki kıtasal alanlarda barınanlarınkineoranla çok küçüktür. Alph. de Candolle bunun bitkiler için, ve Wollaston hayvanlar için doğruolduğunukabuletmektedir.Örneğin,yücedağlarıveçeşitlibarınaklarıylaYeniZelanda’nıngenişliğikomşuAuckland,CampbellveChathamadalarıylabirlikte780miliaşar,amaçiçeklibitkitürlerininsayısı ancak 960’tır; pek büyük olmayan bu sayıyı güneybatıAvustralya’da ya daÜmitBurnu’ndaaynıgenişliktekibiralandakaynaşan türlerinsayısıylakarşılaştırırsak,aradakibüyükfarkın, farklıfizikselkoşullardanbağımsızbirnedeninsonucuolduğunukabuletmekzorundakalırız.İngiltere’de,fizikselkoşullarıbir-biçimolanCambridgeKontluğundabile,847bitkitürüvardır,veküçükbiradaolanAnglesea’de764bitkitürübulunmaktadır;amabirkaçeğreltiotuvedışardangetirilmişbirkaçbitkidebirliktesayılmıştır,vebukarşılaştırmabaşkabakımlardandauygundeğildir.KıraçbiradaolanAscension’dabarınançiçeklibitkitürlerininbaşlangıçtayarımdüzinedenazolduğunugösterenkanıtımızvardır;amabugün,birçoktür,YeniZelanda’davebilinenbütünokyanusadalarındaolduğugibi,Ascension’dadadoğallaşmıştır.St.HelenaAdasındadoğallaşmışbitkilerinvehayvanlarınyerliürünlerin birçoğunu aşağı yukarı ya da tümüyle yok ettiğine inanmamız için gerekçe vardır. Her

türün başlıbaşına yaratıldığı öğretisini kabul eden kimse, en iyi uyarlanmış epeyce bitkinin vehayvanın okyanus adaları için yaratılmadığını kabul etmek zorunda kalacaktır; çünkü insanoğluonlarıoadalarabilmedendoldurmuştur,amayaptığıişdoğanınkindendahatamveyetkinolmuştur.

Okyanusadalarındakitürlerinsayısıazolmaklabirlikte,yerlitürlerin(yanidünyanınbaşkahiçbiryerinde bulunmayanların) oranı, çoğu zaman pek büyüktür. Örneğin, Madeira Adalarındaki yerlikara-salyangozlarının,yadaGalapagosAdalarınınyerlikuşlarınınsayısınıherhangibirkıtadakilerinsayısıyla, ve sonrabuadalarınyüzölçümünüokıtanınkiylekarşılaştırırsak,bunundoğruolduğunugörürüz. Bu, teorik bakımdan beklenen bir olgudur, çünkü, önceden açıklandığı gibi, uzun zamanaralıklarındansonravedurumelverinceyeniveayrıklanmışbölgelereulaşanveyeniarkadaşlarlayarışmakzorundakalantürler,değişiklikgeçirmeyepekeğilimliolur,vesıksık,değişiklikgeçirmişdöl grupları türetir. Ama bundan, bir adada, bir sınıfın türlerinin hemen hemen hepsi oraya özgüolduğu için başka bir sınıfınkilerin, ya da aynı sınıfın başka bir bölümününkilerin de oraya özgüolduğu sonucu asla çıkmaz; bu fark, kısmen, topluca göç ettikleri için karşılıklı ilişkileri pekbozulmamışvebundanötürüdeğişiklikgeçirmemiş türlere;vekısmende,anayurttansıksıkgelendeğişiklik geçirmemiş göçmenlerle adasal (insular) biçimlerin çaprazlanmasına bağlıdır. Böyleçaprazların daha dinç ve rastgele bir çaprazlanmanın bile umulandan daha etkili olduğuunutulmamalıdır. Yukarda söylenenlere birkaç örnek vermek istiyorum: Galapagos Adalarında 26kara-kuşuvardır;bunların21’i(belki23’ü)orayaözgüdür;oysa11denizelkuştanyalnız2’siorayaözgüdür; ve denizel kuşların o adalara kara-kuşlarından çok daha kolay ve sık ulaşabildiği debesbellidir. Öte yandan, Kuzey Amerika’dan uzaklığı Galapagos Adalarının Güney Amerika’danuzaklığınahemenhemeneşitolan,vekendineözgütopraklarlakaplıBermudaAdalarındayerlibirtekkara-kuşuyoktur;veKuzeyAmerikalıbirçokkuşunBermudaAdalarınaaradabirvehattasıksıkuğradığını,BayJ.M.Jones’ınbuadalarüzerineverdiğideğerlibilgilerdenöğreniyoruz.BayE.V.Harcourt’un bana bildirdiğine göre, Avrupalı ve Afrikalı birçok kuş, her yıl, yellerle MadeiraAdalarınasürüklenmektedir;buadalarda99türvardır,veyalnızbiriorayaözgüdürveodaAvrupalıbirbiçimleyakınhısımdır;üçyadadörttüryalnızbuadalardaveKanaryaAdalarındayaşamaktadır.DemekkiBermudaveMadeiraAdalarıuzunzamanlardanberibirbirleriyleyarışmışvebirbirlerinekarşılıklı-uyarlanmışvekomşukıtalaraözgükuşlarladoludur.Bundanötürü,her tür,yeniyurdunayerleştiğizamanötekilerekarşıkendiözyerinivealışkanlıklarınıkorumuş,vedolayısıyladeğişiklikgeçirmeyeazeğilimliolmuştur.Herhangibirdeğişiklikgeçirmeeğiliminide,anayurtlarındangelendeğişiklik geçirmemiş göçmenlerle çaprazlanmaları engellemiştir.Madeira, kendine özgü pek çokkara-salyangozunun da yurdudur, oysa kıyılarında yaşayan deniz-salyangozu türlerinden biri bileorayaözgüdeğildir.Deniz-salyangozlarınınnasılyayıldığınıbilmiyorsakda,yumurtalarınınyadakurtçuklarının (larvae) deniz yosunlarına, yüzen kütüklere, ya da bataklık kuşlarının ayaklarınatutunarak, açık denizlerde üç dört yüz mil uzaklara kara-salyangozlarından daha kolaytaşınabilecekleridebesbellidir.Madeira’dayaşayanfarklıböcektakımlarınındurumudaaşağıyukarıbuörneklerebenzemektedir.

Belirli bazı sınıfların hayvanları okyanus adalarında yoktur, ve onların yerini başka sınıflaralmıştır: Galapagos Adalarında sürüngenler, ve Yeni Zelanda’da iri kanatsız kuşlar, memelilerinyerini almaktadır ya da kısa bir süre önce almıştır.YeniZelanda, buradabir okyanus adası olarakanılmaklabirlikte, öyle sayılabileceği kuşkuludur, çünkü çokbüyüktürveAvustralya’danderinbirdenizleayrılmamıştır.W.B.Clarke,yer-bilimselözelliği,vesıradağlarınınyönüdolayısıylabuadayıYeniCaledoniagibiAvustralya’nınuzantısısaymakgerektiğiniönesürmüştür.Bitkileregelince,Dr.Hooker Galapagos Adalarındaki farklı takımların oransal (proportional) sayılarının başkayerlerdekilerdençokfarklıolduğunugöstermiştir.Bütünbusayısalfarklar,yebazıhayvanvebitkigruplarının hiç bulunmaması, genellikle, adaların fiziksel koşullarında varsayılmış farklarla

açıklanmıştır; ama bu açıklama az kuşkulu değildir. Göç etme kolaylığı, koşulların niteliği kadarönemligörünmektedir.

Okyanus adalarının canlılarıyla ilgili dikkate değer başka olgular da verilebilir. Örneğin, hiçbirmemeli hayvan bulunmayan bazı adalarda, yerli bazı bitkilerin tohumları kancalı dikenciklerlekaplıdır; oysa bu dikenciklerin tohumun dört-ayaklıların yünlerine ya da postlarına tutunuptaşınmasını sağladığı besbellidir. Ama kancalı bir tohum, bir adadan öbürüne başka türlü detaşınabilir;vesonra,oradadeğişiklikgeçirenbitki,yerlibirtüroluşturabilir,vetohumdakikancalıdikencikler,adasalböceklerinbirçoğununyapışmışkınkanatlarınınaltındaburuşupkalmışkanatlarıgibi,gereksizbireklentiolarakdurabilir.Bundanbaşka,adalardabaşkayerlerdeyalnızotsutürleribulunantakımlardanolanağaçlarveçalılarvardır;oysa,Alph.deCandolle’ungösterdiğigibi,hanginedenle olursa olsun, ağaçların yayılma alanları genellikle sınırlıdır. Bu yüzden ağaçların uzakokyanus adalarına ulaşması pek güç olabilir; ve bir kıtadwa yetişen iyi gelişmiş ağaçlarla yarışıpbaşarıyaulaşmaşansıolmayanotsubirbitki,bir adayayerleşincegittikçedahaçokboylanıpöbürotsu bitkileri aşarak onlara karşı bir üstünlük kazanabilir. Ve bu durumda, söz konusu bitki hangitakımdanolursaolsun,doğalseçmeonunboyunuuzatmayaveonubirağaçsıyavesonrabirağacadönüştürmeyeçalışır.

OKYANUSADALARINDAKURBAĞAGİLLERİNVEKARASALMEMELİLERİNYOKLUĞUÜZERİNE

Okyanusadalarındahiçbulunmayanhayvantakımlarınagelince,BorySt.Vincentsayısızokyanusadalarınınhiçbirindekurbağagillerinbulunmadığınıönesüreliçokoluyor.Bunukanıtlamakiçinçokuğraştım, ve Yeni Zelanda, Yeni Caledonia, Andaman Adaları, ve belki Salomon Adaları ileSeychelles Adaları ayrı tutulursa, doğru olduğunu buldum. Ama yukarda Yeni Zelanda ile YeniCaledonia’nın okyanus adaları sayılmasının tartışılabileceğini söylemiştim; ve bu, Andaman,Salomon, ve Seychelles adaları için daha da kuşkuludur. Kurbağaların, kara-kurbağalarının vesemenderleringerçekokyanusadalarınınbirçoğundahiçbulunmaması,oralarınfizikselkoşullarıylaaçıklanamaz; o adaların bu hayvanlara özellikle uygun yerler olduğu besbellidir; çünküMadeira,Azor veMaurutius adalarına götürülmüş kurbağalar aşırı çoğalarak baş belası olmuştur. Ama buhayvanlarveyumurtaları (Hindistan’aözgübir türayrı tutulursa)deniz suyundaçabucaköldükleriiçin akıntılarla denizaşırı taşınmaları pek güçtür, ve gerçek okyanus adalarında bulunmamaları buyüzdendir. Ama yaratma teorisine göre neden oralarda yaratılmamış olduklarını açıklamak çokzordur.

Memelilerin durumu da buna benzemektedir. En eski gezi yapıtlarını dikkatle taradım, ve birkıtadanyadabüyükbirkıtasaladadan300mildendahauzaktabulunanbiradadakarasalbirmemelihayvan(yerlilerinevcilhayvanlarıdışında)yaşadığıkonusundakuşkuyayervermeyenbirtekörneğebile rastlamadım.Daha yakın adaların birçoğunda da böyledir.Kurda benzer bir tilkinin barındığıFalklandadalarıbirayra (istisna)gibigörünüyor;amabuadalar,anakaraylaaralarında280milliksığ bir kesim bulunduğu için, okyanus adası sayılamazlar; eskiden buzdağları bu adaların batıkıyılarınairikayaparçalarıgetirmiştir,vebugünarktikbölgelerdesıksıkgörüldüğügibi,tilkilerdebuzdağlarıyla gelmiş olabilir. Ama küçük adaların hiç değilse ufak memeli hayvanlarıbarındıramayacağı söylenemez, çünkü dünyanın birçok yerinde çok küçük ve bir kıtaya yakınadalardabunungerçekleştiğinigörmekteyiz;veufakdört-ayaklılarıngötürülüpdedoğallaşmadığıvehızla üremediği hiçbir ada bilinmemektedir diyebiliriz. Yaratma teorisine göre memelilerin

yaratılmasıiçinzamanolmadığısöylenemez;yanardağsaladalarınçoğu,uğradıklarısu-yalamasınınbaşdöndürücülüğünden,veÜçüncüZamantabakalarındanyoksunolmamalarındandaanlaşıldığıgibi,yeterince eskidir.Demek ki oralarda öbür sınıflara bağlı yerli türlerin ortaya çıkmasına elverecekzaman olmuştur; ve kıtalarda, yeni memeli türlerinin öbür aşağı hayvanlardan daha çabuk ortayaçıktığı ve ortadan kalktığı da bilinmektedir. Okyanus adalarında karasal memeliler bulunmamaklabirlikte, uçar-memeliler bu adaların hemen hemen hepsinde vardır. Yeni Zelanda’da başka hiçbiryerde bulunmayan iki yarasa yaşamaktadır; Norfolk Adalarının, Viti Takımadalarının, BoninAdalarının, Caroline ve Marianne Takımadalarının ve Mauritius’un, hepsinin, kendilerine özgüyarasalarıvardır.Varsayılanyaratkan(creative)gücünbuadalardanedenyarasalarıyarattığıveöbürmemelilerinhiçbiriniyaratmadığısorulabilir.Teorimegörebusoruyuyanıtlamakkolaydır:Hiçbirkarasalmemeligenişbirdeniziaşamaz,oysayarasalaruçarakaşabilir,yarasalarıngündüzokyanusüzerindeçokaçıklardauçtuğugörülmüştür;veKuzeyAmerikalıikiyarasatürü,yadüzenliolarakyada arada bir, anakaradan 600 mil uzaktaki Bermuda’ya uğramaktadır. Bu familyayı özellikleincelemişolanBayTomes’tanişittiğimegöre,türlerinbirçoğuolağanüstüyayılmıştırvekıtalardaveçokuzakadalardabulunmaktadır.Bundanötürü,varsaymamızgerekentekşey,böylegezgintürlerinyeniyurtlarındakiyenikoşullarlailişkiliolarakdeğişiklikgeçirmişolmasıdır.Veokyanusadalarındahiçbirkarasalmemelibulunmazken,yerliyarasalarınbulunmasınıanlayabiliriz.

Adalarıbirbirindenyadaenyakınkıtadanayırandenizinderinliğiyleonlarınmemelihayvanlarınınhısımlıkderecesiarasındadailginçbirilişkivardır.BayWindsorEarl,MalayaTakımadalarıylailgiliolarak,bukonudaşaşırtıcıbazıgözlemleryapmış,veBayWallace,ozamandanberiyaptığıdeğerliaraştırmalarlabunlarabüyükölçüdekatkıdabulunmuştur.MalayaTakımadalarıCelebesyakınlarındaderin bir okyanus uzayı ile kesilmekte, ve bu, çok farklı iki memeli faunasını birbirindenayırmaktadır.Herikiyandakiadalarbayağıbirdenizaltıkumsalındabulunmaktaveoralardaaynıyada yakın hısım olan dört-ayaklılar yaşamaktadır. Bu konuyu yeryüzünün her yerinde araştıracakzamanımolmadı;amaöğrenebildiğimkadarıyla,ilişkigeçerliktedir.Örneğin,Britanya,Avrupa’dansığbirkanallaayrılmaktadır,veikiyakadakimemelileraynıdır;veAvustralyakıyılarınayakınbütünadalarda da böyledir.Öte yandan,BatıHintAdaları aşağı yukarı 1.000 kulaç derinlikte uzanan birkumsala oturmaktadır, ve o adalardaki biçimler Amerikalıdır, ama türler ve hatta cinsler tümüylebaşkadır.Hertürlühayvanıngeçirdiğideğişikliktutarıkısmengeçmişzamanabağlıolduğuiçin,vebirbirlerinden ya da anakaradan sığ kanallarla ayrılmış adaların yakın bir yerbilimsel dönemdekesiksizbirbirleşiklikgöstermişlikleriolasılığı,dahaderinkanallarlaayrılmışadalarınkindendahabüyük olduğu için, iki memeli faunasını ayıran denizin derinliğiyle onların hısımlık derecesiarasında bir ilişki olmasını –bağımsız yaratma teorisiyle hiç açıklanamayan bir ilişki olmasını–anlayabiliriz.

Okyanusadalarınıncanlılarıüzerineyukardasöylenenler,yani–türlerinazlığı,veyerlibiçimlerinbüyükorandabulunması–yalnızbelirligruplardakiüyelerindeğişiklikgeçirmişolması,oysaaynısınıfın öbür gruplarındakilerin değişiklik geçirmemiş olması –yarasalar bulunmakla birlikte,kurbağagillervekarasalmemelilergibi takımlarınhiçbulunmaması–bazıbitki takımlarınınyalnızoralaraözgüoranı–otsubiçimlerinağaçlaşmışolmasıvb.–bütünbunlar,banaöylegeliyorki,bütünokyanusadalarınıneskidenenyakınkıtayabirleşikolduğuinancındançok,uyguntaşınmayollarınınçokuzunbirzamanboyuncaetkinolduğu inancıyladaha iyibağdaşmaktadır;çünkübirincigörüşegöre, çeşitli sınıflar daha düzenli göç edebilir, türler topluca göç ettikleri için karşılıklı ilişkileribozulmaz ve bu yüzden ya hiçbiri değişiklik geçirmez, ya da bütün türler eşit ölçüde değişiklikgeçirirdi.

Uzakadalardayaşayan,aynıtürselbiçimihâlâkoruyanyadasonradandeğişiklikgeçirmişbirçok

canlınınbugünküyurtlarınanasılulaştığıkonusundaönemligüçlüklerbulunduğunuyadsımıyorum.Ama eskiden onlara konaklık etmiş ve bugün hiçbir izine rastlanmayan başka adaların bulunmuşolabileceğigözönündetutulmalıdır.Güçbirdurumubelirtmekisterim,hemenhemenbütünokyanusadalarında, en küçük ve en ayrıklanmış olanlarda bile, kara-salyangozları genellikle yerli-türlerolarak, ama bazen başka yerlerde de bulunan türler olarak yaşamaktadır; Dr. A.A. Gould, bununPasifik adalarıyla ilişkili çarpıcı örneklerini vermiştir. Oysa kara-salyangozlarının deniz suyundaçabucak öldüğünü bilmeyen yoktur. Bu salyangozların yumurtaları da (hiç değilse denemelerimdekullandıklarım)dibeçöküpölmektedir.Bununlabirlikte,onlarıntaşınmasınauygundüşenbilinmedikbir yol olmalıdır. Yumurtadan henüz çıkmış yavrular, yerde tüneyen kuşların ayaklarına yapışıpböylece taşınmış olamazmı?Kışlamakta olan, ve kavkılarının ağzı derimsi bir kapakla kapatılmışkara-salyangozlarının suların sürüklediği ağaçların çatlaklarında, genişçe deniz alanlarınıaşabileceğinidüşündüm.Vefarklıtürlerin,budurumda,denizsuyundanzarargörmeksizinyedigündayandığını buldum: Bu işlemden geçtikten sonra yeniden kış uykusuna yatan bir salyangoz, birbağsalyangozu (Helix pomatia), yirmi gün deniz suyunda kaldı ve sudan çıkarıldığı zamansapasağlamdı. Salyangoz, o kadar zamanda, orta hızda bir deniz akıntısıyla 660 coğrafimil uzağataşınabilirdi. BuHelix’in kapağı (operculum) kalın ve kireçliydi; onun için kapağını çıkarıp attım.Kavkısının ağzını yeniden ve derimsi bir kapakla kapayarak deniz suyuna koyup on dört günbeklettim,sudançıkıncasürünerekçektigitti.BaronAucapitaine,dahasonra,benzerdenemeleryaptı:Onayrıtürdenolan100kara-salyangozunudeliklibirkutuyayerleştirip14gündenizsuyundatuttu.Yüz salyangozdanyirmiyedisi sağkaldı.Kapağınvarolması önemli görünmektedir, çünkükapağıolanonikiCyclostomaelegans’tanonbiriölmedi.Benimkullandığımbağsalyangozununtuzlusuyagösterdiği direnç dikkate değerdir, çünküAucapitaine’in denediği dört başka türden olan elli dörtbağsalyangozundan hiçbiri sağ kalmadı. Bununla birlikte, kara-salyangozlarının bu yolla sık sıktaşınmalarıhiçolmayasıdeğildir;kuşlarınayaklarıdahaolasıbirtaşınmayolugibigörünmektedir.

ADALARDAKİCANLILARINENYAKINANAKARADAKİLERLEİLİŞKİLERİÜZERİNE

Bizimiçinenşaşırtıcıveenönemliolgu,adalardakicanlılarınenyakınanakaradakilerle,gerçektebirbirlerininaynıdeğillerken,hısımlıklarıolmasıdır.GalapagosTakımadaları ekvatorunaltındaveGüneyAmerikakıyılarından500-600miluzaklıklardabulunmaktadır.Oradakikaravesuürünlerininaşağı yukarı hepsi, Amerika’nın kesin damgasını taşımaktadır. Bu adalarda 26 kara-kuşu vardır;bunlarınyirmibiri,belkiyirmiüçü,yetkintürsayılmaktadır,veoradayaratılmışolduklarıgenelliklekabul edilmektedir; bununla birlikte, onların pek çoğunun Amerikalı türlerle yakın hısım olduğu,hemen hemen bütün ıralarından, huylarından, davranışlarından ve ses tonlarından bellidir. Bu, Dr.Hooker ’ın kanıtladığı gibi, öbür hayvanlarda ve bitkilerin çoğunluğunda da böyledir. KıtadanyüzlercemiluzaktakibuyanardağsalPasifikadalarını inceleyenbirdoğabilgini,kendiniAmerikatopraklarında sanır. Bu neden böyledir? Yalnız Galapagos Adalarında yaratılmış oldukları kabuledilen bu türler, Amerika’da yaratılmış olanlarla neden böyle açıkça hısımdır? Bu adalarınyerbilimsel özelliğinde, yaşam koşullarında, denizden yüksekliğinde ve ikliminde, ya da oradabirlikteyaşayansınıflarınoranında,GüneyAmerikakıyılarındakikoşullarıandıranhiçbirşeyyoktur.Gerçekte, her bakımdan büyük bir benzemezlik vardır. Öte yandan, bu adalar iklim, yükseklik,büyüklük, ve toprağın yanardağsal özelliği bakımından Cape de Verde Takımadalarına pekbenzemektedir;oysabu ikiada takımınıncanlılarıarasındaki farkköklüvekesindir.Galapagos’uncanlıları Amerika’dakilerle nasıl hısımsa, Cape de Verde Adalarının canlıları da Afrika’dakilerle

öylehısımdır.Butürlüolgularbağımsızyaratmateorisiylehiçaçıklanamaz;oysaburadaönesürülengörüşegöre,yauygundüşentaşınmayollarıyla,yada(beninanmıyorsamda)karalareskidensürekliolduğuiçin,GalapagosAdalarınındaAmerika’dangöçmensağladığıbellidir.Afrika’dandaCapedeVerdeAdalarınagöçetmişcanlılarolmuştur.Böylegöçmenlerdeğişiklikgeçirmeyeeğilimlidirvedeğişiklikgeçirir,amasoyaçekimilkesionlarınözyurdunuaçığavurur.

Bunlara benzer başka olgular da verilebilir: Gerçekte, adaların yerli ürünlerinin en yakınkıtadakilerle ya da en yakın büyük adadakilerle hısım olması, hemen hemen evrensel bir kuraldır.Ayralar(istisnalar)pekazdır,veonlarınpekçoğuaçıklanabilir.Örneğin,KergulenAdasıAfrika’yaAmerika’dan daha yakın olmakla birlikte, Dr. Hooker ’dan öğrendiğime göre, bitkileriAmerika’nınkilerleçokyakınhısımdır;amabaşatakıntılarınsürüklediğibuzdağlarıylabuadayataşve toprakla birlikte tohumların da getirilmiş olduğu görüşü, bu sapkın durumu aydınlatır. YeniZelanda, yerli bitkileri bakımından, en yakın anakara olan Avustralya’ya, herhangi bir bölgeyeolduğundandahayakınhısımdır;vebuhiçdeşaşırtıcıdeğildir;amaYeniZelanda,kendisineikincienyakınkıtaolanvepekuzaktabulunanGüneyAmerikailede(bubakımdan)açıkçahısımdır;vebu,sapkın bir olgudur. Ama Yeni Zelanda’nın, Güney Amerika’nın, ve öbür güney ülkelerinin, uzakolmakla birlikte aralarında kalan bir noktadan, yani, son Buzul Çağından önce, Üçüncü Zamanınsıcakbirdöneminde,henüzbitkilerlekaplıolanAntarktikadalarındangelmişbitkilerledoldurulmuşolduğu görüşü, karşılaşılan güçlüğü giderir. Avustralya’nın güney-batı köşesindeki flora ile ÜmitBurnu’ndakifloranınbiraz,amaDr.Hooker ’agöregerçekten,hısımolması,dahadadikkatedeğerbirdurumdur;amabuhısımlıkyalnızbitkilerarasındadırvegününbirindeelbetteaçıklanacaktır.

Adalarıncanlılarıileenyakınanakaranınkilerarasındakihısımlığıbelirleyenaynıyasa,bazen,aynıtakımadaların sınırları içinde, küçük çapta olmakla birlikte pek ilginç bir tarzda kendini gösterir.Örneğin,Galapagostakımındakiherada,gariptirama,farklıbirçoktürünbarınağıdır:amabutürlerarasındaki hısımlık onlarla Amerika Kıtasındakiler, ya da dünyanın herhangi bir yerindekilerarasındakihısımlıktanpekdahayakındır.Bu,beklenebilenbirolgudur,çünkübirbirlerineböylesineyakın adalara, aynı anakaynaktanvebirbirlerindengöçler olması nerdeyse zorunludur.Amanasılolmuştur da yerbilimsel özellikleri, iklimleri, denizden yükseklikleri vb. aynı olan ve birbirindengörülenadalarda,bugöçmenlerinbirçoğuküçükçaptadaolsafarklı tarzdadeğişiklikgeçirmiştir?Bu, uzun süre gideremediğim bir güçlük oldu; ama bu güçlük, özellikle köklü bir yanılgıdan, birülkenin fizikselkoşullarını “enönemli” saymaktandoğmaktadır; oysaher türünyarışmakzorundakaldığıöbür türlerindoğalözelliğininde enazodenli önemli, vegenellikle çokdahaönemlibirbaşarıöğesiolduğutartışılamaz.GalapagosAdalarındayaşayanvedünyanınbaşkakesimlerindedebulunan türleri incelersek, onların başka başka adalarda önemli ölçüde farklı olduklarını görürüz.Adalar rastgele taşınmalarla yurtlanılmış olsaydı –örneğin, hepsi ortak bir kaynaktan çıkmaklabirlikte,birbitkinintohumubiradaya,öbürününkiöbüradayabırakılmışolsaydı–bufarkgerçektenbeklenebilirdi. Bundan ötürü, eski zamanlarda adalardan birine ulaşmış, ya da sonradan adalarınbirindenöbürünegeçmişbirgöçmen,farklıadalardafarklıkoşullarınetkisindekalırdı,çünküfarklıorganizmalarla yarışmak zorunda kalırdı; örneğin, bir bitki, kendine en uygun toprakları, farklıadalarda biraz farklı türlerle kaplanmış bulurdu, ve biraz farklı düşmanların saldırılarıylakarşılaşırdı.O zaman çeşitlenseydi, doğal seçme farklı adalarda farklı çeşitleri kayırabilirdi.Amabazıtürler,bugünbütünbirkıtayayayıldığınıveaynıkaldığınıgördüğümüzbelirlitürlergibi,bütünadatakımınıyayılabilirveaynıırayısürdürebilirdi.

GalapagosTakımadalarınınbudurumundakigerçektenşaşırtıcıolgu(benzerdurumlardadabirazdahaküçükölçüdesözkonusudur),herhangibiradadaoluşmuşheryenitürünöbüradalaraçabucakgeçmemişolmasıdır.Ama,buadalarbirbirindengörülmeklebirlikte,onlarıayıranboğazlarderindir

vepekçokdurumdaManşDenizi’ndendahageniştir,veeskidenbitişikolduklarınıvarsaymak içingerekçeyoktur.Adalararasındakidenizakıntılarıhızlıvezorludur,sertyellerolağanüstüseyrektir;buyüzden,adalar,haritadagörüldüklerindençokdahaetkiliolarakbirbirindenayrılmıştır.Yinede,dünyanınbaşkayerlerindedebulunan türlerveyalnızbuadalaraözgüolan türlerinbazıları, farklıadaların ortak türleridir; ve onların bugünkü dağılışından, adaların birinden öbürüne geçmişolduklarısonucunuçıkarabiliriz.Ama,bencekarşılıklıveözgür ilişkileriolanyakınhısımtürlerinbirbirlerinin yerini kapması olasılığı konusunda çoğu zaman yanlış bir görüşe kapılıyoruz.Kuşkusuz, türlerdenbiriherhangibirbakımdanöbürüneüstünseonunyeriniçokkısabirzamandatümüyle ya da kısmen alacaktır; ama türlerin ikisi de kendi yerlerine eşit ölçüde iyi uyarlanmışsa,ikisi de kendi yerlerinde belirsiz bir zaman için egemen olabilecektir. İnsanın aracılığıyladoğallaşmış birçok türün geniş alanlara hızla yayıldığını göz önünde bulundurursak, türlerin pekçoğunun böyle yayıldığını kabul etmek zorunda kalırız; amayeni ülkelerinde doğallaşmış türlerinoralarınözcanlılarıylagenellikleyakınhısımolmadığını, tersine,Alph.deCandolle’ungösterdiğigibi, çoğu zaman farklı cinslere bağlı çok farklı biçimler olduğunu anımsamalıyız. GalapagosTakımadalarında, adadan adaya uçmaya çok güzel uyarlanmış kuşların bile çoğu, adadan adayafarklıdır; örneğin, her biri yalnız kendi adasında yaşayan ve yakın hısım olan üç alaycı kuş türüvardır.Şimdi,ChathamAdasındayaşayanalaycıkuşunsertbiryelekapılıpkendineözgübiralaycıkuşubulunanCharlesAdasınasürüklendiğinivarsayalım;bukuşunorayayerleşmedebaşarılıolmasınedengereksin?CharlesAdasınınkendiöztürüyledoldurulmuşolduğunugüvenlekabuledebiliriz,çünkü her yıl daha çok yumurtlanmakta ve büyütülebileceğinden çok yavru çıkarılmaktadır; veCharlesAdasına özgü alaycı kuşun, kendi adasına, en azChathamAdasındaki alaycı kuş kadar iyiuyarlanmış olduğunu kabul edebiliriz. Sir C. Lyell ve BayWollaston, bana, bu konuda şu dikkatedeğerolguyubildirdiler:MadeirailekomşuolanPortoSantoAdasında,kara-salyangozlarınınfarklıamatemsilcibirçoktürübulunmaktadır,vebunlardanbazılarıtaşyarıklarındayaşamaktadır;vePortoSanto’danMadeira’yaheryılpekçoktaşgetirilmeklebirlikte,PortoSantotürlerişimdiyedekorayayerleşmemiştir; bununla birlikte bu iki ada Avrupalı kara salyangozlarını barındırmaktadır, vekuşkusuz, bu sonuncuların yerli türlere karşı bir üstünlüğü vardır. Bu gerekçelerden ötürü,Galapagos Takımadalarının farklı adalarında bulunan bütün yerli türlerin adadan adaya geçmemişolmasınaşaşakalmamızıngereğiyoktursanırım.Biryerinöncedenelegeçirilmişolması,birveaynıkıtada da, aşağı yukarı aynı fiziksel koşullardaki farklı bölgelerde barınan türlerin karışmasınıengellemedeönemlibirroloynayabilir.Avustralya’nıngüneydoğuvegüneybatıköşelerininfizikselkoşulları hemen hemen aynıdır, ve bu iki bölge sürekli karayla birleşiktir, ama oralarda barınanmemelilerin,kuşların,vebitkilerinpekçoğufarklıdır;BayBates’egöre,Amazon’unbüyük,açıkvesüreklikoyağında(vadisinde)barınankelebeklervebaşkahayvanlardaböyledir.

Okyanusadalarındabarınancanlılarıngenelırasını,yani,göçmenlerinenkolaygelebilmişolduğukaynakla ilişkisini, ve onların sonradan geçirdiği değişikliği belirleyen aynı ilke, doğanın heryerindevegeniş ölçüdegeçerlidir.Bunuherdağdoruğunda, her göldevebataklıkta görmekteyiz.Dağsaltürler,BuzulÇağındayayılmışolanlarayrıtutulursa,yörelerindekialçakyereylerintürleriylehısımdır;GüneyAmerika’da,hepsidetamanlamıylaAmerikalıbiçimlerolandağsalkolibriler[çokküçük, arı gibi vızıldayan ve çiçeklerden beslenen kuş türleri, -ç.], dağsal kemiriciler (rodents),dağsal bitkiler olması bundan ötürüdür; ve yavaş yavaş yükselmiş bir dağa, çevresindeki alçakyereylerdebarınancanlılarıngelipyerleşeceğibesbellidir.Aynıbiçimlerindünyanıngenişalanlarınıkaplamasını sağlayan büyük bir taşınma kolaylığı yoksa, göl ve bataklık canlılarının durumu daböyledir. Aynı ilkeyi, Amerika ve Avrupa mağaralarında yaşayan kör hayvanlarda da görüyoruz.Bunlarabenzerbaşkaolgulardaverilebilir.Şunainanıyorum:Yakınhısımyadatemsilcibirçoktürbulunaniki(dilediğinizkadaruzak)bölgede,özdeşbazıtürlerdebulunacağı;veneredeyakınhısım

birçok tür varsa, orada kimi doğa bilginlerinin farklı tür, ve kimilerinin yalnız çeşit sayacağıbiçimlerbulunacağıevrensellikledoğrudur;bukuşkulubiçimler,bizedeğişiklikgeçirmesürecininaşamalarınıgöstermektedir.

Belirti türlerinbugünküveeskibirdönemdekigöçetmegücüvealanıarasındaki ilişki,vehısımbiçimlerin dünyanın en uzak noktalarında varolması, başka ve daha genel bir yoldan da gösterilir.Bay Gould, bütün dünyaya yayılmış kuş cinslerindeki türlerden birçoğunun pek geniş yayılmaalanlarıolduğunuuzunbirsüreöncebanasöylemişti.Kanıtlanmasıgüçolmaklabirlikte,bukuralındoğruluğundanpekazkuşkulanabilirim.Bunun,memelilerdenyarasalardaaçıkça,veköpekgillerlekedigillerde belirli bir ölçüde doğru olduğunu görüyoruz. Aynı kural, pulkanatlı ve kınkanatlıböceklerin dağılımında da karşımıza çıkmaktadır. Tatlı-su canlılarının pek çoğunda da geçerlidir,çünküenfarklısınıflardakicinslerinbirçoğubütündünyayayayılmıştır,vetürlerinbirçoğununpekgenişyayılmaalanlarıvardır.Bununla,çokyaygıncinslerdekibütüntürlerindeğil,ancakbazılarınınçok geniş yayılma alanları olduğunu belirtmek istiyorum; ve, böyle cinslerdeki türlerin ortalamaolarak çok geniş bir yayılma alanı vardır da demiyorum; çünkü bu, değişiklik geçirme sürecininvardığı aşamaya büyük ölçüde bağlı olacaktır; örneğin, aynı türün iki çeşidi Amerika’da veAvrupa’dayaşar,veböylelikleo türünpekgenişbiryayılmaalanıolur; amaçeşitlenme (değişim)birazdahailerlerse,oikiçeşitfarklıtürsayılırveyayılmaalanlarıdabüyükölçüdedaraltılmışolur.Güçlü kanatlı bazı kuşlar gibi engelleri aşma ve geniş alanlara yayılma yeteneği olan türlerinyayılma alanları zorunlu olarak geniştir de demiyorum; çünkü geniş alanlara yayılmanın yalnızengelleri aşma gücüyle değil, daha önemli bir yetiyi, uzak ülkelerde yaşamak için kendileriylesavaşılanyabancılarıaltedebilmegücünüdegerektirdiğiaslaunutulmamalıdır.Amabircinsinbütüntürlerinin,dünyanınenuzaknoktalarınayayılmışolsalarbile,birtekatanındölleriolduğugörüşünegöre,hiçdeğilsebazı türlerinçokgeniş alanlarayayıldığınıbulmamızgerekir,vebunu,genelbirkuralolarak,bulmaktayız.

Bütün sınıflardaki cinslerden birçoğunun pek eski soylar olduğunu, ve bu durumda, türlerinyayılmak ve sonra da değişiklik geçirmek için bol bol zaman bulduğunu göz önünde tutmalıyız.Yerbilimsel kanıtlara dayanarak, her büyük sınıftaki aşağı organizmaların yukarı organizmalardandahayavaşdeğiştiğini,vebundandolayı çokyayılmaveaynı türsel ırayıkorumaşanslarınındahabüyük olduğunu kabul edebiliriz. Bu olgu, en az organlanmış biçimlerin tohumlarının veyumurtalarının çok küçük ve taşınmaya daha iyi uyarlanmış olduğu da birlikte dikkate alınırsa,çoktanberigözlenenveAlph.deCandolle’unbitkilerle ilgiliolarakbuyakınlardatartıştığıyasayı,yani,herhangibirorganizmagrubununaşağıolduğuorandaçokyayıldığınıaçıklar.

Şimdi tartıştığımız ilişkiler, yani, –aşağı organizmaların yukarı organizmalardan daha çokyayılması–genişalanlarayayılmışcinslerinbazıtürlerinindegenişalanlarayayılması–dağ,gölvebataklık ürünlerinin yörelerindeki alçak yereylerde yaşayanlarla hısımlığı gibi olgular –adalardabarınancanlılarlaenyakınanakaradakilerarasındakişaşırtıcıhısımlık–aynıadatakımındakiadalarıncanlıları arasındaki daha da yakın hısımlık, her türün başlı başına yaratılmış olduğu görüşüyleaçıklanamaz, oysa en yakın ya da en elverişli kaynaktan göçmen alındığını, ve sonra da bugöçmenlerinyeniyurtlarınauyarlandığınıkabuledersek,builişkilerinanlaşılmayanbiryanıkalmaz.

GEÇENBÖLÜMÜNVEBUBÖLÜMÜNÖZETİ

Bu bölümlerde şunları göstermeye çabaladım: Yakın dönemde kesinlikle olmuş iklim ve karadüzeyideğişmelerininvebelkiolmuşbaşkadeğişmelerinetkilerini tamolarakbilmediğimizi itiraf

edersek–rastgeletaşınmayollarınınbirçoğunuhiçbilmediğimizianımsarsak–ve(buçokönemlidir)bir türün sürekli ve çok geniş alanlara sık sık yayılabildiğini ve sonra ortada kalan bölgelerdetükendiğini göz önünde bulundurursak –aynı türün bireylerinin (nerede bulunurlarsa bulunsunlar)ortakbiratadantürediğineinanmakpekdegüçdeğildir.Tekyaratmamerkezleri,veözelliklebütündoğal engellerin önemi, ve alt-cinslerin, cinslerin ve familyaların dağılımlarındaki benzerlik gibikonularıiçerengenelaraştırmalardabizibusonucavardırmaktadır.

Aynı cinsin teorimize göre bir köken kaynaktan yayılmış farklı türlerine gelince; demin olduğugibi bilgisizliğimizi kabul eder, ve bazı canlı biçimlerin çok yavaş değiştiğini, ve bundan ötürüyayılmaları için çok uzun zamanlar gerektiğini anımsarsak, karşılaştığımız güçlükler, aynı türünbireylerikonusundakilerkadarbüyükolmaklabirlikte,giderilmezdeğildir.

İklimsel değişmelerin yayılmaya etkilerini açıklamak için, ekvatoral bölgeleri bile etkilemiş,soğuğunkuzeydekivegüneydekialmaşımları(alternation)sırasındakarşıtyarıkürelerdekicanlılarınkarışmasınısağlamış,veonlarınbazılarınıdünyanınheryerindedağdoruklarınasığınmışdurumdabırakmış olan son Buzul Çağının ne denli önemli bir rol oynadığını göstermeye çalıştım. Uygundüşentaşınmayollarınınnedenliçeşitliolduğunubelirtmekiçin,tatlı-suürünlerininyayılmayollarıüzerindebirazdurdum.

Aynı türün bütün bireylerinin ve aynı cinsin farklı türlerinin uzun zamanların geçmesi sırasındaortakbirkaynaktançıktığınıkabuletmedekigüçlüklergiderilmezdeğilse;coğrafidağılımınbaşlıcaolgularının hepsi, göç ve onu izleyen değişiklik geçirme ve yeni biçimlerin çoğalması teorisiyleaçıklanabilir.Böylece,doğalengellerin(karalardavesularda)çeşitlihayvanbilimselvebitkibilimselbölgeleri yalnızca birbirinden ayırmak için değil, onların oluşumu için de çok önemli olduğunuanlıyoruz. Böylece, hısım türlerin aynı alanlarda toplanmasını; ve farklı enlemlerdeki, örneğinGüneyAmerika’daki ovalarda, dağlarda, ormanlarda, bataklıklarda, ve çöllerde barınan canlılarınbirbirleriyle, ve aynı kıtada eskiden yaşayıp tükenmiş varlıklarla neden böylesine gizemli birhısımlıkları olduğunu anlayabiliyoruz.Organizmayla organizma arasındaki karşılıklı ilişkinin pekönemli olduğunu göz önünde tutarak, fiziksel koşulları aşağı yukarı aynı olan iki bölgede çoğuzaman neden pek farklı canlı biçimlerin barındığını açıklayabiliyoruz; çünkü göçmenlerin obölgelerdenbirineyadaherikisinegirmesindenberigeçmişzamanagöre;belirlibiçimlerindahaazya da daha çok sayıda girmesine elveren ve öbürlerinin girmesine elvermeyen taşınma yollarınagöre; göçmenlerin birbirleriyle ve öz yerlilerle epeyce yarışmış olmalarına ya da olmamalarınagöre;vegöçmenlerinepeyçabukçeşitlenmeyeteneğindeolmalarınagöre,ikiyadadahaçokalanda,oalanlarınfizikselkoşullarındanbağımsızolarak,farklısonsuzsayıdayaşamkoşuluortayaçıkar,–organiketkivetepkitutarısonsuzolur–vebazıcanlıgruplarınıpekçok,vebazılarınıancakhafifçedeğişiklikgeçirmişolarak–bazılarınıpekçokvebazılarınıpekazgelişmişolarakbulmamızgerekir,—vebunudünyanınfarklıbüyükcoğrafibölgelerindebulmaktayız.

Aynı ilkelere dayanarak, göstermeye çabaladığım gibi, okyanus adalarında neden pek az, amabüyükorandayerliyadaoralaraözgütürolmakgerektiğini;veneden,göçyolunabağlıolarak,birgrubunbütün türlerininoralaraözgü,vebaşkabirgrubun (aynı sınıftanbileolsa)bütün türlerinindünyanınorayakomşubirkesimindekilerinaynıolmakgerektiğinianlayabiliyoruz.Enayrıklanmışadalarda bile kendine özgü uçarmemeli ya da yarasa türleri varken, o adalarda kurbağagiller vekarasal memeliler gibi grupların neden hiç bulunmamak gerektiğini; ve adalarda, epey değişiklikgeçirmişmemelilerinvarlığıileböyleadalarıanakaradanayırandenizinderinliğiarasındabirilişkiolmakgerektiğinianlayabiliyoruz.Biradatakımındakibütüncanlıların,aynıadalardafarklıolmaklabirliktenedenbirbirleriyleyakınhısım;veenyakınkıtadakilerle,yadagöçmenlerinçıkıpgeldiği

başkabir kaynaktakilerledaha azyakınhısımolduğunuçok iyibilebiliyoruz.Birbirindenuzak ikibölgedeçokyakınhısımyadatemsilcitürlervarsa,oralardabazıözdeştürlerinnedenhemenhemenherzamanbulunacağınıdaanlayabiliyoruz.

EdwardForbes’unbelirttiğigibi,yaşamyasalarında,uzayınvezamanınheryerindeveheranında,şaşırtıcı bir paralellik vardır; geçmiş zamanlarda canlı biçimlerin sıralanışını belirlemiş yasalar,bugün farklı alanlardaki farkları belirleyenlerin hemenhemen aynıdır.Bunuolgulardan anlıyoruz.Hertürünvehertürgrubunundayanırlığı,zamaniçindesüreklidir;çünkübukuralınaçıkçadışındakalan durumlar öylesine azdır ki, onlar, belirli biçimleri bir ara tabakada henüz bulamamış, amaonunaltındaveüstündebulmuşolmamızahaklıolarakyorulabilir.Uzaydadaböyledir;birtektürünyada bir tür grubununbarındığı alan, kesin bir genel kural olarak, süreklidir; ve seyrekolmayanayralar(istisnalar)göstermeyeçalıştığımgibi,farklıkoşullardakieskigöçlerle,uygundüşentaşınmayollarıyla,yadaortadakibölgelerdetürlerintükenmişolmasıylaaçıklanabilir.Hemzamandahemdeuzayda,türlerinvetürgruplarınıngelişimlerininbirdoruknoktasıvardır.Aynıdönemde,yadaaynıalanda yaşayan tür grupları, çoğu zaman, renk ya da kavkıdaki oymalar gibi ortak ve önemsizözelliklerle ayırt edilir. Geçmiş çağların o uzun sırasını incelerken, yeryüzünün uzak bölgelerinibaştanbaşaincelerkenolduğugibi,belirlisınıflardakitürlerinbirbirlerindenazfarklıolduğunu,oysabaşkabirsınıftakilerin,yadayalnızcaaynıtakımınfarklıbirbölümündekilerinbirbirlerindenbüyükölçüdefarklıolduğunugörüyoruz.Hemzamandahemdeuzayda,hersınıfınazorganlanmışüyeleriçokorganlanmışlardandahaazdeğişiyor; amaher ikidurumdadabelirginkuraldışıörneklervar.Teorimizegöre,uzayvezaman içindesüregelenbuçeşitli ilişkileranlaşılırdır;çünkü isterardışıkçağlar boyunca değişmiş canlı biçimleri, ister uzak bölgelere göç ettikten sonra değişmiş olanlarıinceleyelim,canlıbiçimler,herikidurumdada,bilinenyoldanüremeninoortakbağıylabirbirlerinebağlıdır;değişimyasalarıherikidurumdadaaynıdır,vedeğişiklikleraynıdoğalseçmearaçlarıylabiriktirilmektedir.

ONDÖRDÜNCÜBÖLÜM

ORGANİKVARLIKLARINKARŞILIKLIHISIMLIKLARI;BİÇİMBİLİM(MORPHOLOGY);EMBRİYOLOJİ;GÜDÜK

ORGANLAR

SINIFLAMA: Gruplara bağlı gruplar • Doğal sistem • Sınıflamadaki kuralların vegüçlüklerin değişiklik geçirerek türeme teorisiyle açıklanması • Çeşitlerin sınıflanması •Sınıflamadahepsoyabaşvurulur•Görevdeş(analogical)yadauyarlanır(adaptive) ıralar •Hısımlıklar:Genel,karmaşık,birnoktadan(ışırgibi)yayılarak•Tükenme,gruplarıayırırvebelirler • BİÇİMBİLİM: Aynı sınıfın üyeleri arasındaki, aynı bireyin parçaları arasındakiuygunluk • EMBRİYOLOJİ: Yasaları, genç yaşlarda görünmeyen ve uygun bir yaştasoyaçekilendeğişimlerleaçıklanmaktadır•GÜDÜKORGANLAR:Kökenlerininaçıklanması•Özet

SINIFLAMA

Organikvarlıklardünya tarihinineneskidönemindenberigittikçeazalanbirölçüdebirbirlerinebenzedikleri için, birbirine bağlı gruplara ayrılabilirler. Bu sınıflama, yıldızları takımyıldızlaraayırırkenolduğugibikeyfideğildir.Gruplardanbiriyalnızkarada,öbürüyalnızsudayaşamaya,vebiri etle, öbürü bitkisel nesnelerde beslenmeye vb. uymuş olsaydı; grupların varlığının basit biranlamı olurdu; oysa durum pek farklıdır, çünkü aynı alt-grubun üyelerinin bile farklı yaşamaalışkanlıkları olduğunu bilmeyen yoktur, ikinci ve dördüncü bölümlerde, değişim ve doğal seçmekonusunda, her ülkede, her sınıfın büyük cinslerindeki çok yayılmış ve sık rastlanan türlerin, yanibaşat türlerin, en çok çeşitlendiğini göstermeye çalışmıştım. Böylelikle türemiş çeşitler, ya dabaşlangıçdurumundakitürler,sonundayenivefarklıtürleredönüşür;vebunlar,soyaçekimilkesinegöre,yenivebaşattürlertüretmeyeeğilimliolur.Bundanötürü,şimdibüyükolan,vegenelliklebaşatbirçok türü bulunan gruplar, daha da büyümek eğilimindedir. Daha sonra her türün çeşitlenmişdöllerinindoğadüzenindeolabildiğinceçokvefarklıyerielegeçirmeyeuğraştığını,bundandolayıdaırayısürekliıraksamaeğilimigösterdiğinibelirtmeyeçalışmıştım.Buikincisonuç,darherhangibiralandazorlubiryarışagirmişbiçimlerinçokçeşitgöstermesiyle,vedoğallaşmaylailgilibelirliolgularladesteklenmektedir.

Şunudagöstermeyeçalışmıştım:Sayıcaartanve ırayı ıraksayanbiçimlerdekendilerindenöncekiazçeşitliveazgelişmişbiçimleriyerlerindenetmeyeveonlarıortadankaldırmayasüreklibireğilimvardır.Okurundahaöncefarklıilkelerinaçıklanmasındayararlanılmışdiyagramıaçmasınıdilerim;diyagramda görüldüğü gibi, bir atadan türemiş ve değişiklik geçirmiş döllerin birbirine bağlıgruplara ayrılması, kaçınılmaz bir sonuçtur. Diyagramdaki en üst çizgide bulunan her harf, farklıtürleriolanbircinsi temsiledebilir;veoçizgidekicinslerinhepsibirdenbirsınıfoluşturur,çünkühepsieskiveortakbirana-babadantüremiştir,vebundanötürüsoyaçekilmişortakbazışeylerivardır.Amasoldakiüçcinsin,aynıilkeyegöre,ortakyanlarıdahaçoktur;veonlar,biralt-familyaoluşturur.Bualt-familya, hemen sağdakalanve türemeninbeşinci aşamasındaortak atayı ıraksamış iki cinsiiçeren alt-familyadan farklıdır. Bu beş cinsin de ortak yanları çoktur, ama alt-familyalardatoplandıktarızamankindenazdır;veonlar,dahasağdabulunanvedahauzakbirdönemdeıraksamış

üç cinsi içeren familyadan farklı bir familya oluşturur. Ve (A)’dan türemiş olan bu cinsler, hepbirlikte, bir takım oluşturur. Bu, (İ)’den türemişlerin takımından farklıdır. Böylece, bir tek atadantüremiş ve cinslerde toplanmış birçok tür elde ederiz; burada cinsler alt-familyalarda, onlar dafamilyalarda ve takımlarda, ve hepsi birden büyük bir sınıfta toplanmıştır. Organik varlıklarınalışkanlıkyüzündenbiziherzamanyeterinceşaşırtmayanbubirbirinedoğalolarakbağlıgruplardatoplanması olgusu, bu önemli olgu, benim sağduyuma göre böyle açıklanır. Kuşkusuz, organikvarlıklarda,öbürvarlıklargibi,yatektekıralarınagöreyadabirtakımıralarınagöre(dahadoğalolarak) türlü türlü sınıflanabilir. Örneğin, madenlerin ve elementlerin böyle bölümlenebildiğinibiliyoruz.Budurumda, soybilimsel (genealogical) ardışımla elbettehiçbir ilişki yoktur, veonlarınayrıbölümleredüşmelerininnedenişimdilikbelirlenemez.Amaorganikvarlıklardadurumbundanfarklıdır, ve yukarda açıklanan görüş, onların birbirine bağlı gruplardaki doğal sırasına uygundüşmektedir;vebaşkabiraçıklamayapmayadahiçgirişilmemiştir.

Doğabilginleri,gördüğümüzgibi,hersınıftakitürleri,cinslerivefamilyalarıDoğalSistemegöresıralamayaçalışırlar.Pekiama,busistemdenanlaşılannedir?Kimiyazarlar,bunu,birbirineençokbenzeyencanlınesneleribiraradasıralamaya,vebirbirineençokbenzemeyenleriayırmayayarayanbir şema olarak görmektedirler; ya da genel önermelerin (proposition) olabildiği kadar kısacabildirilmesi için uydurulmuş bir yöntem saymaktadırlar –yani bir tümceyle, örneğin bütünmemelilerin ortak ıraları, bir başkasıyla bütün etçillerinkiler, bir başkasıyla köpek cinslerininkilerverilmekte,sonraonlarabirtektümceeklenerekherköpektürününtambirtanımıeldeedilmektedir.Bu sisteminbecerikliliği veyararlılığı tartışmagötürmez.Oysadoğabilginlerininbirçoğu,DoğalSistemin daha çok şey demeye geldiğini sanmakta, ve onun, Yaradanın planını açığa vurduğunainanmaktadır;ama,banaöylegeliyorki,Yaradanınbuplanıyla,uzaydayadazamanda,yadaikisindebirden sıramı, yoksa başka bir şeymi amaçlandığı belirtilmedikçe, bilgimize hiçbir şey katılmışolmaz.Linnaeus’unoünlü sözünüandıran sık sık işittiğimizüstü epeykapalı sözler, yani, ıralarıncinsiyaratmaması,tersine,cinsinıralarıbelirlemesi,sınıflamamızınsaltbenzerliktendahaköklübirbağı içerdiğini anlatır gibidir. Durumun bu olduğuna, ve soy ortaklığının –organik varlıklararasındakibüyükbenzerliğinbubilinenbiriciknedeninin–çeşitlideğişimderecelerindegözlenmeklebirliktesınıflamalarımızlakısmenaçığavurulanbuköklübağolduğunainanıyorum.

Şimdisınıflamadauyulankuralları,vesınıflamanınbizebilinmedikbiryaratmaplanıverdiği,yadagenelönermelerisıralamakvebirbirineençokbenzeyenbiçimleriyanyanakoymakiçinbirşemaolduğu görüşünün karşımıza çıkardığı güçlükleri inceleyelim. Her canlı varlığın yaşamaalışkanlıklarını ve doğa ekonomisindeki genel yerini belirleyen yapı parçalarının sınıflamada çokbüyükönemiolduğudüşünülebilir(veeskiçağlardadüşünülmüştür):Hiçbirşeybundandahayanlışolamaz.Hiçkimsefareilesoreks,dugongilebalina,balinailebalıkarasındakidışbenzerliğiönemlisaymaz.Bubenzerlikler,canlınınbütünyaşamıylapeksıkıbirbağlantıiçindeolmaklabirlikte,yalnız“uyarlanıryadagörevdeşıralar”sayılmaktadır;bubenzerliklerigeneelealacağız.Şubilegenelbirkuralolarakverilebilir:Canlıoluşumunherhangibirparçası,özelyaşamaalışkanlıklarıilenedenliazbağlantılıise,sınıflamadakiönemiodenlibüyüktür.Birörnekverelim:Owen,dugonglarüzerinekonuşurken şöyle diyor: “Bir hayvanın alışkanlıkları ve beslenmesi ile en az ilişkili olan üremeorganlarını, her zaman gerçek hısımlıkların belirtileri saydım. Bu organların değişikliklerindeyalnızca uyarlanır (adaptive) olan bir ırayı köklü bir ıra sanmamız pek az olasıdır.” Bitkilerde,beslenmeninveyaşamanınbağlıolduğuyaşatkan(vegetative)organlarpekazşeyanlatır;oysaüremeorganlarının,kendiürünleriolan tohumveembriyonlabirlikte,olağanüstübirönemivardır!Dahaönceanılanvegörevleribakımındanönemsizolanbiçimbilimsel(morphological)belirli ıralarındasınıflamada sık sık ve çok işe yaradığını görmekteyiz. Bu, onların hısım grupların birçoğundadeğişmemesindenötürüdür;veonlarınbudeğişmezliği,yalnızyararlııralarıişleyendoğalseçmenin

onlardakihafifsapmalarısaklamamasınınvebiriktirmemesininsonucudur.

Birorganınyalnızfizyolojikönemionunsınıflamabakımındandeğerliolmasınıgerektirmez.Bu,olguyla,yani,aynıorganın,hısımgruplardahemenhemenaynıfizyolojikönemdeolmaklabirlikte,sınıflamadaki değerinin pek farklı olmasıyla kanıtlanmaktadır. Bu olgu, herhangi bir grupla uzunboyluuğraşmışherdoğabilgininingözüneçarpmıştır;vehemenhemenheryazar,bunuyazılarıylaonaylamıştır. Gerçek bir yetkili olan Robert Brown’ın, Protaeceae’deki belirli organlar üzerinekonuşurken,onlarıncinsel(generic)önemiiçinşöyledediğiniburayaaktarmakyeter:“Onlarınkilerebenzer,parçalarınönemi,anladığımkadarıyla,herdoğalfamilyadaçokfarklıdır,vebazıdurumlardahiçyokgibidir.”Başkabiryapıtındadaşöylediyor:Connaraceaenincinsleri“biryadabirdençokyumurtalıklarıbulunması,albümininvarlığıyadayokluğu,veaestivationdakisıralanışbakımındanfarklıdır.Buıralardanherhangibiri,çoğuzamanpekönemliolmaklabirlikte,hepsibirdenalınıncabileCnestisileConnarus’ubirbirindenayırmayayetmezgörünmektedir.”Böceklerdenbirkaçörnekverelim:Zarkanatlılarınbüyükbirbölümünde,Westwood’unbelirttiğigibiduyargalarınyapısıpekdeğişmezdir; başka bir bölümde ise çok değişir; ve farklar, sınıflamada az önemlidir; ama aynıtakımınbuikibölümündeduyargalarınfarklıfizyolojikönemiolduğunuhiçkimsesöylemeyecektir.Aynı canlı grubundaki aynı önemli organın sınıflamadaki öneminin değiştiğini gösteren pek çokörnekverilebilir.

Bundanbaşka,güdükyadakörelmişorganlarınbüyükfizyolojikyadayaşamsalönemiolduğunudahiçkimsesöylemeyecektir;amabudurumdakiorganlarınsınıflamaiçinçoğuzamançokdeğerlioldukları besbellidir. Gevişgetirenlerin yavrularında üst çenedeki güdük dişlerin, ayaktaki belirligüdük kemiklerin, gevişgetirenlerle kalınderililer (pachyderms) arasındaki yakın hısımlığıgöstermede çok işe yaradığını hiç kimse tartışmayacaktır. Robert Brown, körelmiş çiçeklerinkonumununbelirlibitkilerinsınıflanmasındakibüyükönemiüzerindetitizlikledurmuştur.

Fizyolojik bakımdan pek az önemli sayılmak zorunda kalınmış, ama bütün gruplarınbelirlenmesinde çok yararlı oldukları herkesçe kabul edilmiş parçalara sayısız örnek verilebilir.Örneğin,Owen’agöre,burundeliklerindenağızboşluğunaaçıkbirgeçitolupolmaması,balıklarlasürüngenlerikesinlikleayıranbiricikıradır.Keselihayvanlardaaltçeneaçısınıneğriliği,böceklerdekanatların katlanışı, belirli deniz yosunlarında yalnızca renk, belirli bitkilerde yalnızca çiçekparçalarının tüylülüğü, omurgalılarda derisel örtünün (kılların ya da tüylerin) niteliği de böyleıralardandır.Gagalımemelinin(Ornithorhyncus)kıllarıdeğilde tüyleriolsaydı,buönemsizdış ıra,doğa bilginleri için bu garip yaratığın kuşlarla hısımlığının derecesini belirlemede önemli biryardımcıöğeolurdu.

Önemsiz ıraların sınıflamadaki önemi, özellikle onların epey önemli başka ıralarla karşılıklı-ilişkilerinden ileri gelmektedir. Kümeleşmiş ıraların doğal tarihteki önemi gerçekten büyüktür.Bundanötürü,sıksıkbelirtildiğigibi,birtür,hemfizyolojikbakımdançokönemlihemdeevrenselbir geçerliği olan çeşitli ıralar bakımındanhısımlarından ayrılabilir; vebununlabirlikte, kendisininereye yerleştireceğimiz konusunda bizi kuşku içinde bırakmaz. Gene bundan ötürü, bir tek ırayadayandırılmışbirsınıflamanın,oıranınönemineolursaolsun,yanıltıcıolduğuanlaşılmıştır;çünküoluşumunhiçbirparçasısüreklideğişmezdeğildir.Hiçbiriönemliolmasabile,kümeleşmişıralarınönemi,Linnaeus’unünlüsözünü, ıralarıncinsibelirlememesini, tersine,cinsin ıralarıbelirlemesinibaşlıbaşınaaçıklamayayeter;çünkübusöz,belirlenebilmekiçinaşırıönemsizolanufaktefekbirçokbenzerliğindeğerlendirilmesinedayandırılmışgörünmektedir.Malpighiaceaeyebağlıbazıbitkilerinyetkin çiçekleri ve körelmiş çiçekleri vardır; ikincilerde, A. de Jussieu’nün belirttiği gibi, “türe,cinse,familyaya,sınıfaözgüıralarınpekçoğuyitmekte,veböylecesınıflamamızlaalayetmektedir”.

Fransa’da yetiştirilen Aspicarpa, yıllarca, takıma özgü tipin yapısındaki en önemli noktalarınbazılarından olağanüstü sapan bu körelmiş çiçeklerden başka çiçek vermemiş, bununla birlikteM.Richard (Jussieu’nün de gözlediği gibi) bu cinsin Malpighiacea’ye bağlı olması gerektiğinigörebilmiştir.Budurum,sınıflamalarımızınözünüçokgüzelaçıklamaktadır.

Doğa bilginleri, bir grubu ya da türü belirlemede kullandıkları ıraların fizyolojik değerinegerçekten aldırmazlar. Aşağı yukarı bir-biçim, ve biçimlerin çoğunda ortak olan, ve başkalarındabulunmayanbir ırabulduklarızaman,onuçokdeğerlibir ıraolarakkullanırlar; ıradahaazsayıdabiçimeözgüyse,dahaazdeğerlibirıraolarakkullanılır.Builke,kimidoğabilginlerincegenellikledoğrubiricikilkesayılmaktadır;vebuilkenindoğruluğunudeğerlibitkibilimciAug.St.Hilaire’dendaha kesinlikle onaylayan yoktur. Çeşitli önemsiz ıralar her zaman bileşik olarak bulunursa,aralarındagörünürbirbağlantıbulunmasabile,onlaraözeldeğerbağışlanır.Hayvangruplarınınpekçoğundakandolaşımını,solunumu,yadaırkınüremesinisağlayanönemliorganlaraşağıyukarıbir-biçimdir, ve bundan dolayı sınıflamada işe çok yaradıkları kabul edilir; ama bazı gruplarda bu enönemliorganlarınhepsininikincildeğerdeıralargösterdiğiortayaçıkarılmıştır.FritzMüller ’inbuyakınlarda gösterdiği gibi, kabukluların aynı grubunda, Cypridina’nın yüreği vardır, oysa yakınhısım olan iki cinste,Cypris ileCytherea’nın böyle bir organı yoktur; birCypridina türünün iyigelişmişsolungaçlarıvardır,oysaöbürtürlerbunlardanyoksundur.

Embriyondan alınmış ıraların erginden alınmışlarla eşit önemde olduğunu anlayabiliriz; çünküdoğalbirsınıflamaelbetteheryaşıiçerir.Oysaalışılagelmişgörüşegöre,embriyonunyapısınınbuamaçiçincanlınındoğaekonomisindekiyerinibirbaşınadolduranergininkindenniçindahaönemliolmak gerektiği hiç de açık değildir. Milne Edwards ve Agassiz gibi büyük doğa bilginleri,embriyolojik ıraların tüm ıraların en önemlileri olduğunu ileri sürmektedirler; ve bu öğretinindoğruluğugenelliklekabuledilmektedir.Bununlabirlikte,kurtçuğunuyarlanır(adaptive) ıralarıdabunlarakatıldığıiçin,önemleribazenabartılmaktadır.FritzMüllerbunukanıtlamakiçinkabuklularıno büyük sınıfını yalnız bu ıralara göre sıralamış, ama bu doğal bir sıralama olmamıştır. Amakurtçuksal (larval) ıralar ayrı tutulursa, embriyolojik ıraların yalnız hayvanların değil, bitkilerinsınıflanması için de pek önemli olduğundan kuşkulanılamaz. Bundan dolayı, çiçekli bitkilerin anabölümleri embriyondaki farklara –çeneklerin sayısına ve konumuna, ve hav-tüyünün (plumule) vekökçüğün(radicle)gelişimtarzına–dayandırılmıştır.Buıralarınsınıflamadanedenböylesineönemliolduğunu, yani, önemlerinin doğal sistemin soybilimsel (genealogical) olmasından ileri geldiğinihemengöreceğiz.

Hısımlık bağları, sınıflamalarımızı çoğu zaman açıkça etkilemektedir.Bütün kuşlarda ortak olanbirtakım ıraları belirlemekten daha kolay hiçbir şey yoktur; amakabuklularda böyle bir belirlemeşimdiye dek yapılamamıştır. Serilerin karşıt uçlarında bulunan kabukluların hemen hemen hiçbirortakırasıyoktur;bununlabirlikte,herikiuçtakitürleröbürleriyle,onlardaöbürleriylevb.açıkçahısımolduklarıiçin,eklemlihayvanların(Articulata)busınıfındanolduklarıvebaşkabirsınıfındanolmadıklarıbilinebilir.

Belkitümüylemantıklıolmamaklabirlikte,coğrafidağılımda,sınıflamada,özellikleyakınhısımbiçimlerin büyük gruplarının sınıflanmasında kullanılmıştır. Temminck, belirli kuş gruplarında buuygulamanınyararlılığıvehattagerekliliğiüzerindedurmaktadır;kimiböcekvebitkibilimcilerbuyoluizlemektedir.

Sonolarak,takım,alt-takım,familya,alt-familyavecinsgibiçeşitlitürgruplarınınkarşılaştırmalıdeğeri,hiçdeğilseşimdilik,hemenhemenkeyfidir.Eniyibitkibilimcilerinbirçoğu,BayBenthamvebaşkaları gibi, bunların değerinin keyfiliği üzerinde önemle durmaktadır. Sınıflamayla uğraşmış

doğabilginlerininbir grubuönceyalnız cins, ve sonrabir alt-familyagibi sınıflamışolduklarına,bitkilerdenveböceklerdenörneklerverilebilir;bu,sonrakiaraştırmalaröncedengörülmemişönemliyapısal farkları ortayaçıkardığı içindeğill, tersine,daha sonrabirbirindenancakpekaz farklıbiryığınhısımtürbulunduğuiçinböyleolmuştur.

Sınıflamadaki bütün bu kurallar, yardımcı öğeler, ve güçlükler, yanılmıyorsam, Doğal Sistemindeğişiklikgeçirerektüremeyedayandırılmışolduğugörüşüyleaçıklanabilir;–doğabilginlerininikiya da daha çok tür arasındaki gerçek hısımlığı gösterdiğini kabul ettikleri ıralar, ortak bir atadansoyaçekimleedinilmişolanlardır,veöyleysebütündoğrusınıflamalarsoybilimseldir;–soyortaklığı,doğabilginlerininbilinçsizolarakbulmayaçalıştıklarıbirbağdır;vebilinmeyenbiryaratmaplanıyadagenelönermelerinsıralanmasıveepeybenzernesnelerinayrılıpbirarayakonmasıdeğildir.

Amagörüşümüdahatamaçıklamamgerekiyor.Hersınıftakigruplarınbirbirlerinegöreyanyanavealtaltasıralanmasının,doğalolabilmekiçintümüylesoybilimselolmakgerektiğineinanıyorum;farklıdallarınyadagruplarınortakataylaaynıölçüdekanhısımlıklarıolmaklabirlikte,onlardakifarktutarı, farklıölçülerdedeğişikliğeuğradıkları için,pekfarklıolabilir;vebu,biçimlerinfarklıcinslere,familyalara,bölümlerevetakımlaraayrılmasıylaanlatılmaktadır.Okurdördüncübölümdekidiyagramabaşvurursa,nedemekistediğimiçokiyianlayacaktır.A’danL’yedekolanharflerinSilürDönemi boyunca varolmuş, ve daha eski bir dönemde oluşmuş hısım cinsleri temsil ettiğinivarsayalım.Bucinslerdenüçü(A,Fveİ),değişiklikgeçirmişdöllerinigünümüzeulaştırmıştır,veenüstyatayçizgidekionbeşcinsle(a14’tenz14’edek)temsiledilmektedir.Öyleyse,birtektürdengelenbu değişiklik geçirmiş döllerin hepsi kanca ya da soyca eşit ölçüde hısımdır; onlara eğretilemeliolarak (metaphorically), aynı milyonuncu dereceden amcaoğulları denebilir; ama onlar,birbirlerinden çok ve büyük ölçülerde farklıdır. A’dan türemiş biçimler, iki ya da üç familyayaayrılmakta,veF’dentüreyipikifamilyayaayrılmışbiçimlerinoluşturduğutakımdanfarklıbirtakımoluşturmaktadır.NeA’nınsoyuolanyaşayantürleratalarıA’nın,venedeİ’ninsoyuolanlaratalarıİ’nin cinsinden sayılabilir. Ama yaşayan F14 cinsinin biraz değişiklik geçirdiği varsayılabilir;öyleyse o, F ata-cinsine katılacaktır; tıpkı hâlâ yaşayan bazı organizmaların Silür Dönemicinslerinden sayılması gibi. Demek ki, kan bakımından birbirleriyle aynı ölçüde hısım olan buorganikvarlıklararasındakikarşılaştırmalıfarklarındeğeripekfarklıolmaktadır.Bununlabirlikte,onların soybilimsel sıralanması, yalnız bugün için değil, türemenin ardışık her dönemi için detümüyledoğruolarakkalmaktadır.İ’ninbütündöllerigibi,A’nındeğişiklikgeçirmişdöllerininhepsideortakatalarındansoyaçekimlebirşeyleredinmişolacaktır;ardışıkherçağda,vedöllerinheraltdalında böyle olacaktır. Bununla birlikte, A’nın ya da İ’nin herhangi bir dölünün, soyunun bütünizleriniyitirecekkadarçokdeğişiklikgeçirdiğinivarsayarsak,ozaman,onundoğalsistemdekiyeriyitecektir.Vebu,yaşayanbirkaçorganizmanınbaşındangeçmişgibigörünmektedir.Fcinsininbütündöllerinin bütün türeme çizgisi boyunca değişiklik geçirdiği, ama az değişiklik geçirdiği,varsayılmaktadır, ve onlar bir tek cins oluşturmaktadır. Ama bu cins, çok ayrıklanmış olmaklabirlikte, öbürlerinin ortasındaki özel yerini yine de yitirmeyecektir. Bir düzleme çizilmiş olandiyagramımızdagruplarıntemsiligerçektençokbasittir.Dallarheryöndeıraksamışolmakgerekir.Gruplarınadlarıbasitçe,yukardanaşağıyazılmışolsaydı,gruplarıntemsilidahadaazdoğalolurdu.Doğada, aynı gruptan varlıklar arasında bulduğumuz hısımlıkları düzlem üzerinde bir seriylegöstermek,düpedüzolanaksızdır.Bundanötürü,doğal,soybilimselsistem,birsoyağacına(pedigree)benzer; ama farklı grupların geçirdikleri değişiklik tutarı, onları farklı cinslere, alt-familyalara,familyalara,bölümlere,takımlaravesınıflaraayırarakgösterilmekgerekir.

Bu sınıflama görüşünü dillerin durumunu ele alarak açıklamaya değer. İnsanlığın soyağacıelimizdeolsaydı,insanırklarınınsoybilimselbirsırası,bugünyeryüzündekonuşulandillerineniyi

sınıflamasınıverirdi;vebütünölüdiller,vebütüngeçişsellehçelerveyavaşyavaşdeğişenlehçelerdeiçerilseydi,bu,olanaklıbiriciksıralamaolurdu.Bununlabirliktebazıeskidillerçokazdeğişmişve ancak birkaç yeni dilin kaynağı olmuşken, öbürleri yayılma, ayrıklanma, ve ortak soylu çeşitliırkların uygarlık durumu dolayısıyla çok değişmiş ve yeni birçok lehçenin ve dilin kökeni olmuşolabilirdi.Aynısoyundilleriarasındakifarkınçeşitliderecelerigruplarabağlıgruplarlagösterilmekgerekirdi;amaözelveolanaklıbiriciksıralamagenedesoybilimselvetümüyledoğalolurdu,çünküölüveyaşayanbütündillerienyakınilgileriylebirbirlerinebağlar,veherlehçeninilgizincirinivekökeniniverirdi.

Bu görüşü doğrulamak için bir tek türden türedikleri bilinen ya da öyle olduklarına inanılançeşitlerin sınıflanmasına bir göz atalım. Bunlar türlerde, alt-çeşitler çeşitlerde toplanır; ve bazıdurumlarda, evcil güvercinlerde olduğu gibi, başka başka ayırmalar da yapılmak gerekir. Türlersınıflanırken de aşağı yukarı aynı kurallara uyulur. Uzmanlar, çeşitleri uydurma bir sisteme göredeğil, doğal bir sisteme göre sıralamanın gereği üzerinde durmaktadırlar; bu, iki ananas çeşidini,meyvelerininenönemliparçalarıhemenhemenözdeşolmaklabirlikte,saltmeyveleriyüzündenbirarada sınıflamamak için uyarılmamız demektir. İsveç şalgamını ve bayağı şalgamı, yenen şişkinkökleripekbenzerolmaklabirlikte,hiçkimsebirarayakoymaz.Endeğişmezparçalarhangileriyse,sınıflamadaonlarkullanılır.Bundanötürü,ünlütarımcıMarshallsığırlardaboynuzlarınbuamaçiçinçok yararlı olduğunu, çünkü boynuzların vücudun biçiminden, renginden vb. daha az değişkenolduğunu;oysakoyunlardaboynuzlardanbuamaçladahaazyararlanılabildiğini,değişmezliklerinindaha az olduğunu söyler.Anlıyorumki, çeşitleri sınıflarken elimizde gerçek bir soyağacı olsaydı,genellikle, soybilimsel bir sınıflama ortaya konurdu; ve bazı durumlarda bunun başarılmasınaçalışılmaktadır. Çünkü değişiklik ister az ister çok olmuş olsun, soyaçekim ilkesinin pek çokbakımdan hısım olan biçimleri bir arada tutacağına güvenle inanabiliriz. Taklacı güvercinlerdeönemlibirıraolangagauzunluğubakımındanfarklıalt-çeşitlerolmaklabirlikte,ortakalışkanlıklarıolan takla atmak, onların bir arada bulunmasını sağlamaktadır; ama dar-alınlı ırk bu alışkanlığınıhemen hemen ya da tümüyle yitirmiştir; bununla birlikte, bunun üzerinde durulmadan, taklacıgüvercinlerle aynı gruba konmaktadır, çünkü kandaştırlar ve başka bakımlardan dabenzeşmektedirler.

Doğal bir durumdaki türlere gelince, bütün doğa bilginleri sınıflamalarında soyu dikkatealmaktadırlar;çünküenaltakoyduklarıgrup(tür),erkekvedişieşeyi içermektedir;vebütündoğabilginlerininbildiğigibi,buikieşey,bazen,enönemliıralarbakımındanolağanüstüfarklıdır:Belirlisülükayaklıların erkekleriyle erdişilerinin genellikle bir tek ortak özelliği yoktur, yine de onlarıayırmayıhiçkimsedüşünmez.Bilindiğigibi,öncedenüçfarklıcinsolaraksınıflanmışüçsalepgil,Monachantus,Myanthus,Catasetum,bazenaynıbitkiüzerindeortayaçıktıklarıöğreniliröğrenilmez,çeşit sayılmıştır; ve şimdi ben onların aynı türün erkek, dişi ve erdişi biçimleri olduğunukanıtlayabilecek durumdayım. Doğa bilgini, aynı bireyin kurtçuksal (larval) aşamalarını, onlarbirbirinden ve ergininkilerden pek farklı ise de, ve Steenstrup’ın kuşaklarında onların almaşarakdeğiştiğini, ve aynı bireyde ancak teknik bir anlamda incelenebileceklerini bile bile, bir türekoymaktadır. Aykırı yaratıkları (monsters) ve çeşitleri ata-biçime kısmen benzedikleri için değil,ondantüremişolduklarıiçinbirliktealmaktadır.

Soy, erkekleri, dişileri ve kurtçukları çok farklı olmakla birlikte aynı türün bireylerini birliktesınıflamak için kullanılırken; ve soy, belirli ve bazen önemli ölçüde değişikliğe uğramış çeşitlerisınıflamadakullanılırken,aynısoyöğesi,türlericinslerde,cinsleridahabüyükgruplarda,vehepsinibirlikte doğal denen sistemde toplamada bilinçsiz olarak kullanılmış olamaz mı? Soyun bilinçsizolarak kullanıldığına inanıyorum, ve en iyi sistematikçilerimizin izlediği çeşitli kuralları ve

kılavuzları ancak böylelikle anlayabiliyorum. Elimizde yazılı soyağaçları bulunmadığı için, soyortaklığını çeşitli benzerliklerden çıkarmak zorundayız.Bundanötürü, her türün yakın zamanlardaetkilendiği yaşam koşullarına göre, değişiklik geçirmişliği en az olası ıraları seçiyoruz. Güdükparçalar, bu görüşe göre, oluşumun öbür parçaları kadar, ve bazen daha da uygundur. Bir ıranınönemsizliğine aldırmayız (ıra, yalnız altçene açısının eğriliği, bir böceğin kanatlarının katlanışı,derininkıllarlayadatüylerlekaplılığıolabilir),ırafarklıtürlerinbirçoğunda,veözellikleçokfarklıyaşamaalışkanlıklarıolanbiçimlerdegörülüyorsa,onunçokdeğerliolduğunukabulederiz;çünküpek farklı yaşama alışkanlıkları olan biçimlerin birçoğunda bulunmasını ancak ortak bir atadansoyaçekimleedinilmişolmasınabağlayabiliriz.Oluşumuntekteknoktalarıelealınıncabubakımdanyanılabiliriz, ama alışkanlıkları farklı varlıkların büyük gruplarındaki ıraları, pek önemsiz bileolsalar,dikkatealırsak,türemeteorisinegöre,buıralarınortakbiratanınkalıtıolduğunainanabiliriz.Vebildiğimizgibi,böylekümelenmişolanıralar,sınıflamadaözellikledeğerlidir.

Birtürünyadabirtürgrubununenönemlibazııralarbakımındanhısımlarındanniçinayrıldığını,ve yine de onlarla birlikte güvenle sınıflandığını anlayabiliriz. Bu, güvenle yapılabilir, ve soyortaklığının gizli bağını açığa vuran yeter sayıda ve dilediğiniz kadar önemsiz ıra bulununcayapılmaktadır.Ortakbir tek ıraları bilebulunmayan, amaaşırı iki biçimibağlayanbir aragruplarzinciri bulunan durumlarda bile, onların soy ortaklığı sonucuna hemen varabilir, ve hepsini aynısınıfa koyabiliriz. Fizyolojik önemleri büyük organların –en farklı yaşam koşullarında canlılığınsürdürülmesini sağlayan organların– genellikle en değişmez parçalar olduğunu gördüğümüz için,onlaraözelbirdeğerveririz;amaoorganlarınbaşkabirgrupta,yadabirgrubunbölümünde,pekfarklı olduğunu bulursak, onların sınıflamamızdaki değerini düşürüveririz. Embriyolojik ıralarınsınıflamada neden pek önemli olduğunu hemen göreceğiz. Coğrafi dağılım, bazen, büyük cinslerisınıflarken yararlı olabilir, çünkü aynı cinsin farklı ve ayrıklanmış bir bölgedeki türleri, bütünolasılıklaragöre,aynıatadantüremiştir.

GörevdeşBenzerlikler.–Yukarıdakigörüşlerden,gerçekhısımlıklarlagörevdeş(analogical)yadauyarlanır(adaptive)benzerliklerarasındakiçokönemlifarkıçıkarabiliriz.Bukonuyadikkatimiilkkez çeken Lamarck’ı Macleay ve başkaları izlemiştir. Dugonglarla balinalar, ve bu iki memelitakımıyla balıklar arasında vücut biçiminde ve yüzgeci andıran ön kollarda (ayaklarda) görülenbenzerlikler, görevdeştir. Farklı takımlardan olan fare ile Sorex arasındaki benzerlik; ve BayMivart’ın önemle üzerinde durduğu gibi, fare ileAvustralyalı ufak bir keseli hayvan (Antechinus)arasındakidahasıkıbenzerlikdeböyledir.Busonikibenzerlik,bence,sıkçalılıklarveotlararasındabenzertarzdahareketetmeyevedüşmanlardangizlenmeyeuyarlanmaylaaçıklanabilir.

Bunlara benzer örnekleri böceklerde de bol bol görmekteyiz. Linneaeus, bu yüzden, gerçekteeşkanatlı(homopterous)olanbirböceği,dışgörünüşünealdanarak,pulkanatlılarakatmıştır.Butürlüşeylerle evcil hayvanlarımızdabile karşılaşmaktayız; örneğin, farklı türlerden türemiş olanbayağıdomuzileÇindomuzununiyileştirilmişırklarınınvücutbiçimleri,vebayağışalgamlafarklıtürdenolan İsveç şalgamının şişkinleşmiş kökleri, insanı şaşırtacak denli benzerdir. Tazı ile yarış atıarasındakibenzerlik,kimiyazarlarınpekfarklıhayvanlararasındabulduklarıbenzerliklerdenhiçdedahagaripdeğildir.

Iraların sınıflama için ancak soyu (türemeyi) açığa vurdukları sürece gerçek önemi olduğugörüşünegöre,canlınınesenliğiiçinpekönemliolangörevdeşveuyarlanırıralarınsistematikçiiçinnedenhemenhemenhiçdeğersizolduğunukolaycaanlayabiliriz.Çünküenfarklıtüremeçizgilerindebulunan hayvanlar, benzer koşullara uyarlanmış olabilir; ve bu yüzden büyük bir dış benzerlikleribulunabilir;amaböylebenzerlikleronlarınkandaşlığınıaçığavurmaktançokgizleyecektir.Böylece,

açık bir paradoksu, bir grup başka bir grupla karşılaştırılınca tümüyle aynı olan ıraların yalnızcagörevdeşıralarolduğunu,amaonların,aynıgrubunüyelerikendiaralarındakarşılaştırılınca,gerçekhısımlıklarıverdiğinideanlayabiliriz:Balinalar ilebalıklarkarşılaştırılınca,her ikisınıftadasudayüzmeye uyarlanmalar olan vücut biçiminin ve yüzgece benzer kolların yalnızca görevdeş ıralarolması bundanötürüdür; oysavücudunbiçimiveyüzgecebenzer kollar, balinalar arasındagerçekhısımlığıgösterenıralardır;çünkübuparçalarbütünbalinafamilyasındaöylesinebenzerdirki,ortakbiratanınkalıtıolduklarındankuşkulanamayız.Bu,balıklardadaböyledir.

Tümüylefarklıvarlıklarda,aynıgöreviçinuyarlanmıştektekparçalaryadaorganlararasındakişaşırtıcıbenzerliklerepekçokörnekverilebilir.KöpeğinveTasmanyaKurdunun(Thylacinus,keselikurt)çeneleriarasındakibüyükbenzerlikgüzelbirörnektir:Buikihayvanındoğalsistemdekiyerleribirbirinden çok ayrıdır. Ama bu benzerlik, köpekdişlerinin çıkıntı yapmasında, ve azı dişlerininövütücü yüzeylerinde, kısaca, yalnız genel görünüştedir. Çünkü dişler gerçekte çok farklıdır:Köpeğin üst çenesinde, her yanda dört küçük azı ve yalnız iki azı dişi vardır; oysa Thylacinus’taküçükazılarınsayısıüç,veazılarınkidörttür.Herikihayvanındişleri,ilişkin(relative)büyüklükleriveyapılarıbakımındançokfarklıdır.Kalıcıdişlerdenöncekisütdişlerideöyledir.Herikidurumdada, dişlerin ardışık değişimlerin doğal seçimiyle eti parçalamaya uyarlanmış olduğu elbettereddedilebilir;amabu,birindekabuledilirse,öbüründeneden reddedilmekgereksin?Prof.Flowergibibiryetkilinindeaynısonucavarmışolmasınısevinçlekarşılıyorum.

Önceki bölümlerden birinde verilen olağanüstü olgular, –pek farklı balıkların elektrik organlarıolması, –pek farklı böceklerin ışık organlarının bulunması, –salepgillerde ve asclepiadceaedeçiçektozukümeleriyle birlikte yapışkandisklerin bulunması, görevdeş benzerliklere birer örnektir.Amabuörneklerpek şaşırtıcıdır, vebundanötürü teorimizekarşı birergüçlükyada itirazolarakçıkarılmıştır. Böyle örneklerin hepsinde, parçaların büyümesinde ve gelişmesinde, ve genellikleerginlikteki yapılışlarında, köklü bazı farklar ortaya çıkarılabilir. Varılmış sonuç aynıdır, amaaraçlar, aynı görünmekle birlikte, temelden farklıdır. Daha önce görevdeş değişim terimiyleadlandırılan ilke, böyle durumlarda sık sık kendini gösterebilir, yani, aynı sınıfın üyeleri, yalnızcauzakhısımlıklarıolmaklabirlikte,yapılarınınkalıtsalveortakyanlarıpekçokolduğu için,benzerkoşullarda benzer bir tarzda değişir; ve bu, ortak bir atadan doğrudan doğruyasoyaçekilmişliklerinden bağımsız olarak, parçaların ve organların doğal seçmeyle birbirineşaşılacakkadarbenzemesinisağlar.

Farklısınıflardanolan türler,ardışıkhafifdeğişikliklergeçirerek,aşağıyukarıaynıkoşullarda–örneğin kara, hava ve su öğelerinden birinde– yaşamaya sık sık uyarlandıkları için, başka başkasınıflarınalt-gruplarıarasındabazennedensayısalbirparalellikolduğunubelkianlayabiliriz.Böylebirparalelliğeşaşakalanbirdoğabilgini, farklısınıflardakigruplarındeğerinikeyfiolarakazaltıpçoğaltarak (bütün yaşantımız, şimdiye dek, grupların değerlendirilmesinin keyfi olduğunu ortayakoyuyor), bu paralelliği kolayca ve büyük ölçüde artırabilir; ve yedili, beşli, dörtlü ve üçlüsınıflamalarböylelikledoğmuşolabilir.

Sıkı dış benzerliğin benzer yaşam koşullarına bağlı olmadığı, korunma amacıyla kazanılmışolduğubaşkaveilgiçekicidurumlardavardır.İlkinBayBates’inbelirttiğibirolguyu,başkabaşkave pek farklı türlerden olan belirli kelebeklerin olağanüstü benzeşmelerini söz konusu etmekistiyorum.Budeğerligözlemci,GüneyAmerika’da,örneğinIthomia’nınsürüsürüyaşadığıyerlerde,başka bir kelebeğin, bir Leptalis’in, bu sürülere sık sık karıştığını bulmuştur; bu ikinci kelebek,renklerinin çeşitleri ve konumları ve hatta kanatlarının biçimi bakımından Ithomia’ya öylesinebenzemektedir ki, Bay Bates’in on iki yıllık kelebek toplayıcılığı sırasında keskinleşmiş gözleri

sürekliyanılmıştır.Benzenilen ilebenzenenyakalanıpbirbiriylekarşılaştırılınca,yapılarındaköklüfarklar bulunduğu, ve yalnız ayrı cinslerden değil, çoğu zaman ayrı familyalardan olduklarıgörülmektedir. Bu benzenme yalnız bir iki örnekte olsaydı, garip bir rastlantı sayılıp üzerindedurulmayabilirdi. Ama, bir Leptalis’in bir Ithomia’ya benzendiği bir bölgeden çıkınca, aynı ikicinsten olan, birbirini aynı ölçüde andıran başka benzenilen ve benzenen türler bulunmaktadır.Toplam olarak, başka kelebeklere benzenen türleri içeren cinslerin sayısı 10’dan az değildir.Benzenilenilebenzenenhepaynıbölgedeyaşamaktadır;birbenzenenin,benzendiğibiçimdenuzaktayaşadığı hiç gözlenmemiştir. Benzenenler aşağı yukarı her zaman seyrektir; benzenilenler hemenhemenherdurumdasürüsürügörülmektedir.BirLeptalistürününbirIthomia’yapekbenzendiğibirbölgede, bazen aynı Ithomia’ya benzenen başka kelebekler (Lepidoptera) de vardır: öyle ki, aynıalanda, üç kelebek cinsindeki türlerin ve bir de gece kelebeğinin, dördüncü bir cinsten olan birkelebeğe hep birlikte ve çok benzedikleri gözlenmiştir. Leptalis’in benzenici biçimlerindenbirçoğunun,kendilerinebenzenilenbiçimlergibi,aynıtürünyalnızcaçeşitleriolarakaşamalıbirserigöstermeleri özellikle dikkate değer; oysa öbürlerinin farklı türler olduğu besbellidir. Şöylesorulabilir:Pekiama,nedenbelirlibiçimlerbenzenenveöbürleribenzenilenolaraksunuluyor?BayBates, benzenilen biçimin bağlı olduğu grubun kılığını çoğu zaman sürdürdüğünü, oysa düzmeceolanların kılık değiştirdiklerini ve en yakın hısımlarına benzemediklerini göstererek bu soruyadoyurucubiryanıtvermiştir.

Şimdi,belirligündüzvegecekelebeklerininbaşkavetümüylefarklıbirbiçiminkılığınaböylesıksık girmelerinin gerekçesini araştırmamız gerekiyor; doğa, doğa bilginlerini şaşırtan bu türlüoyunları neden kendine yakıştırıyor? Bay Bates, kuşkusuz, bunu doğru olarak açıklamıştır. Herzamançokbololanbenzenilenbiçimler,büyükölçüdebirkırımauğramaktankurtulmayıbaşarıyorolmakgerekir:Yoksaböylesürüsürüvarolamazlardı;vegerçekten,onlarınkuşlarveöbürböcekçilhayvanlariçin“tatsız”olduğunugösterenbirçokkanıttoplanmıştır.Öteyandan,aynıalandayaşayanbenzenici biçimler, onlara oranla seyrektir, ve az bulunur gruplardandır; öyleyse bazı tehlikelerlekarşılaşıyorolmalarıgerekir;yoksa,kelebeklerinnedenli çokyumurtladıklarıdüşünülürse, ikiüçkuşaktabütünülkeyikaplamalarıbeklenirdi.Demekki,kıyımauğrayanazbulunurgruplardanbirininbir üyesi, korunmayı başarmış türlerden birinin kılığına uzman bir böcekbilimciyi bile uzun sürealdatacak tarzda bürünürse, düşmanı olan kuşları ve böcekleri de sık sık aldatır, ve kırımauğramaktan çoğu zaman kurtulur. Bay Bates’in, benzenicilerin benzenilenlere böylesinebenzemelerini sağlayan süreci gerçekten izlediği söylenebilir; çünkü öbür kelebeklerin birçoğunabenzenenbazıLeptalisbiçimlerininaşırıçeşitlendiğinibulmuştur.Birbölgedefarklıçeşitlerortayaçıktığını ve onlardan yalnız birinin bayağı Ithomia’ya belirli bir ölçüde benzendiğini gözlemiştir.Başka bir bölgede bulduğu iki-üç çeşitten çok yaygın olan birinin başka bir Ithomia biçimineöbürlerindendahaçokbenzediğinisaptamıştır.Vebutürlüolgularadayanarakşusonucavarmıştır:Leptalisönceçeşitlenmektedir;veobölgedebarınanyaygınkelebeklerdenbirinebirazbenzeyenbirçeşit ortaya çıkınca, o çeşit, az kırılan ve kolay çoğalan bir biçimebenzerliğindenötürü, düşmanıolan kuşların ve böceklerin zararından daha sık kurtulmakta, ve dolayısıyla çoğu zaman kalımlıolmaktadır. “Benzerliğin daha az tam olan dereceleri kuşaktan kuşağa ayıklanmakta, ve yalnızöbürlerisağkalıpsoylarınıüretmektedir.”İştesizedoğalseçmeninçokgüzelbirörneği.

Wallace ve Trimen de, Malaya Takımadaları’nda ve Afrika’da yaşayan pulkanatlılarda ve öbürböceklerde, aynıölçüde şaşırtıcıbenzenmeörnekleribulmuşlardır.BayWallace,böylebirdurumukuşlarda da gözlemiştir. Ama iri dört-ayaklılarda bunun hiçbir örneğine rastlamış değiliz.Benzenmenin böceklerde öbür hayvanlarda olduğundan çok daha sık görülmesi, onlarınufaklıklarının sonucu olabilir; böcekler, iğnesi olanlar ayrı tutulursa, kendilerini savunamaz; veiğneliböceklerinbaşkaböceklerebenzendiğinihiçişitmedim,amaonlarabenzenilmektedir;dahairi

veböcekçilhayvanlarınböcekleriuçarakyakalamasıkolaydeğildir;bundanötürü,eğretilemelibirdeyişle, böcekler, güçsüz yaratıkların pek çoğu gibi, aldatmacaya ve gizlenmeye yönelmekzorundadır.

Renkleripekfarklıbiçimlerarasındabenzenmesürecininbelkihiçbaşlamamışolduğugözönündetutulmalıdır.Amabusüreçöncedenbirazbenzeşentürlerdebaşlarsa,yukardaaçıklananyollardan,ensıkı benzerliğe (yararlıysa) çabucak ulaşır; ve benzenilen biçim, daha sonra, herhangi bir nedenleyavaşyavaşdeğişiklikgeçirirse,benzenenbiçimonuizler,veböyleliklepekçokdeğişebilir,öyleki,zamanla, bağlı olduğu familyanın öbür üyelerinden tümüyle farklı bir görünüş ya da renklilikkazanabilir. Bununla birlikte, bu konuda bazı güçlükler vardır, çünkü bazı durumlarda, farklıgruplardanolaneskiüyelerin,ıraksamalarıbugünküölçüyevarmadanönce,başkagruptanbirüyeye,korunmalarınıazdaolsasağlayacakbirölçüdeve rastgelebenzediğinivarsaymakzorunludur;bu,sonradanenyetkinbenzerliğinkazanılmasıiçinbaşlıcadayanaktır.

OrganikVarlıklarıBağlayanHısımlıklarınDoğasıÜzerine. –Büyük cinslerden olan başat türlerindeğişiklik geçirmiş döllerinde, bağlı oldukları grubu büyük ve atalarını başat kılan üstünlükleri,soyaçekim ilkesine göre, taşıma eğilimi olduğu için, onların daha da yayılması ve doğaekonomisindeyeniyeniyerlerielegeçirmesihemenhemenkesindir.Hersınıfındahabüyükvedahabaşat grupları bundan ötürü daha da yayılarak küçük ve zayıf birçok grubun yerini almayaeğilimlidir. Bu, yaşayan ve tükenmiş bütün organik varlıkların neden az sayıda büyük takımda vedaha az sayıda sınıfta toplandığını da açıklamaktadır. Avustralya’nın bulunması, bilinen böceklereyenibirsınıftanolanbirtekböcekkatmamış,veDr.Hooker ’danöğrendiğimegöre,bitkilerâlemineyalnız önemsiz iki üç familya katmıştır. Bu şaşırtıcı olgu, yukarı grupların sayıca ne denli az, veyeryüzünenasılyayılmışolduğunugöstermektedir.

Yerbilimsel ardışım konusunu incelediğim bölümde, uzun sürmüş bir değişiklik geçirme sürecisırasındahergrubungenellikle ırayı ıraksadığı ilkesinedayanarak,dahaeskicanlıbiçimlerinnasılolupdayaşayangruplarınçoğuzamanbelirlibirölçüdearasındaolanıralargösterdiğiniaçıklamayaçalışmıştım.Eskive aradabulunanbiçimlerinbirkaçı azdeğişiklikgeçirmişolarakgünümüzedekgeldiğiiçin,onlararacı(osculant)yadasapık(aberrant)türlerimeydanagetirir.Herhangibirbiçimnedenliçoksapmışsa,soyukurumuşvetümüyleyitmişara-biçimlerinsayısıdaodenliçokolmakgerekir.Sapıkgruplarınbüyükkırımlarauğradığını gösterenkanıt davardır; çünküböylegruplaraşağı yukarı her zaman pek az sayıda türle temsil edilmektedir; ve böyle türlerin genelliklebirbirlerinden çok farklı olması da tükenmenin dolaylı kanıtıdır. Örneğin, OrnithorhynchusveLepidosiren (gagalımemeli ve karamaru) cinsleri, bugünkü gibi bir tek ya da iki üç türle temsiledilecek yerde birer düzine türle temsil edilseydiler, daha az sapık olurlardı. Bence bu olguyuaçıklayabilmenin bir tek yolu vardır: Sapık biçimleri, daha başarılı yarışçılara yenilmiş, veolağanüstüelverişlikoşullardayalnızbirkaçüyesisağkalmışbiçimlerolarakgörmek.

BayWaterhouse,birhayvangrubununbirüyesi tümüylefarklıbirgruplahısımlıkgösterince,buhısımlığın pek çok durumda özel olmayıp genel olduğunu belirtmiştir; bundan dolayı, BayWaterhouse’a göre, bütün kemiriciler (Rodents) içinde keselilere en yakın hısım olan pampatavşanıdır[Lagostomus-ç.];amabutakımayakınolduğunoktalarda,ilgilerigeneldir,yani,herhangibirkeseliyeöbürlerineolduğundandahayakındeğildir.Builgileringerçekolduğunavegörevdeşyadauyarlanır(adaptive)olmadığınainanılmaktadır;öyleysebunlar,görüşümüzeuygunolarak,ortakbir atadan gelmenin sonucudur. Bundan dolayı, ya pampa tavşanı ile birlikte bütün kemiricilerinbugünkü keselilerin hepsine göre elbette epey ortada bir ırası olmuş olan eski bir keselidenayrıldığını,yadahemkemiricilerinhemdekeselilerinortakbiratadantürediğini,veherikigrubun

da, o zamandan beri, ıraksayan yönlerde büyük ölçüde değişikliğe uğradığını varsaymamızgerekiyor. Ve her iki görüşe göre de şunu kabul etmek zorunda kalıyoruz: Pampa tavşanı, ortakatanın kalıtı olan ıraları, soyaçekimle, öbür kemiricilerden daha iyi sürdürmüştür; bundan ötürü,bugünkükeselilerdenherhangibiriyleözelliklehısımolmayacak,amaaşağıyukarıbütünkeselilerledolaylı hısımlığı olacaktır, çünkü ortak atanın, ya da grubun eski bir üyesinin ırasını kısmensaklamıştır. Öte yandan, Bay Waterhouse’ın belirttiği gibi, bütün keseliler içinde kemiricilerinherhangibir türünedeğil debütün takımına en çokbenzeyenPhascolomys’tir; bununla birlikte, budurumda,Phascolomyskemiricilerinkilerebenzeralışkanlıklarauyarlanmışolduğuiçin,benzerliğinyalnızca görevdeş olduğu düşünülebilir. Yaşlı De Candolle, farklı bitki familyaları arasındakihısımlıklarıngenelözelliğiyleilgilibunabenzergözlemleryapmıştır.

Ortak bir atadan türemiş türlerin çoğalması ve ırayı yavaş yavaş ıraksaması ilkesinin, ve bazııraların soyaçekimle sürdürülmesinin yardımıyla, aynı familyanın ya da yukarı grubun bütünüyelerini birbirine bağlayan aşırı karmaşık ve bir merkezden (ışır gibi) yayılan hısımlıklarıanlayabiliyoruz. Çünkü tükenme yüzünden bugün farklı gruplara ve alt gruplara ayrılmış birfamilyanınortakatası,bazııralarını,çeşitlitarzlardavederecelerdedeğişiklikgeçirmişolarakbütüntürlere iletecekti; iştebundanötürü,o türler (sıksıkbaşvurduğumuzdiyagramdadagörülebileceğigibi),kesişmenoktalarıeskiatalarıolançeşitliuzunluktavekarışıkhısımlıkçizgileriylebirbirlerinebağlıdır.Eskivesoylubiraileyebağlıkişilerarasındakikanhısımlığınıbirsoyağacınınyardımıylabilekanıtlamakgüçtür,vesoyağacıyoksahemenhemenolanaksızdır.Onun için,aynıbüyükdoğalsınıfınyaşayanvetükenmişbirçoküyesiarasındakiçeşitlihısımlıklarıbirdiyagramınyardımındanyoksun olarak ortaya çıkarmaya çalışırlarken doğa bilginlerinin karşılaştıkları güçlüklerinolağanüstülüğünüanlayabiliyoruz.

Dördüncübölümdegördüğümüzgibi,tükenme,hergrubunsınıflarıarasındakifarklarıbelirlemedeve büyütmede önemli bir rol oynamıştır. Bütün sınıfların birbirlerinden –örneğin kuşların öbüromurgalıhayvanlarınhepsinden–farklılığını,böylelikle,yanikuşlarınilkatalarıileozamanlardahaaz farklılaşmış durumda olan öbür omurgalı sınıflarının ilk atalarını birbirine bağlayan eski canlıbiçimlerin tümüyle tükendiğini kabul ederek, açıklayabiliriz. Eskiden balıklarla kurbağagilleribirbirinebağlamışcanlıbiçimlerçokdahaaztükenmiştir.Bazısınıflardaki,örneğinkabuklulardaki,tükenmedahadaazolmuştur,çünkükabuklularınpekçeşitlibiçimleriuzunveyalnızkısmenkopukbir hısımlık zinciriyle hâlâ birbirlerine bağlıdır. Tükenme grupları yaratmamış, yalnızcabelirlemiştir; çünküyeryüzündeyaşamışcanlıbiçimlerinhepsibirdenbireyenidenortayaçıksaydı,her grubu ayırt edecek belirlemeler yapılamazdı, bununla birlikte doğal bir sınıflama, ya da hiçdeğilse doğal bir sıralama yapılabilirdi. Bunu diyagrama bakarak görelim: A’dan L’ye dek olanharfler onbir SilürDönemi cinsini temsil etsin.Bu cinslerden bazıları, her daldaki ve yan-daldakigeçişsel biçimleri hâlâ yaşayan, değişiklik geçirmiş büyük döl grupları türetmiş olsun; geçişselbiçimler de bugün yaşayan çeşitlerden daha çok olmasın. Bu durumda, farklı grupların farklıüyelerini yakın atalarından ve döllerinden ayırt etmeyi sağlayan bir belirleme yapmak tümüyleolanaksızdır. Ama diyagramdaki sıralama doğru ve doğaldır; çünkü, soyaçekim ilkesine göre,örneğin A’dan türemiş bütün biçimlerin ortak bir şeyleri vardır. Bir ağacın şu ya da bu dalını,gerçekteikisibirçataldabirleşipkaynaşmaklabirlikte,ayırtedebiliriz.Oysa,söylediğimgibi,farklıgrupları belirleyemeyiz; ama her grubun (ister büyük ister küçük bir grup olsun) ıralarının pekçoğunu temsil eden tipler, ya da biçimler ayırabilir, ve böylece, aralarındaki farkların değerikonusunda bir bilgi edinebiliriz. Uzayda ve zamanda başlangıçtan beri yaşayagelmiş herhangi birsınıfınbütünbiçimleriniderlemeyibaşarsaydık,amacımızbuolmakgerekirdi.Amaböyleyetkinbirderme yapmayı asla başaramayacağımız besbellidir; bununla birlikte, belirli sınıflarda bu amacayaklaşıyoruz; ve Milne Edward, bu yakınlarda yayınlanmış önemli bir yazısında, tipleri, bağlı

olduklarıgruplarıayırıpayıramayışımızavebelirleyipbelirleyemeyişimizealdırmadanincelemeninçokönemliolduğunuvurguluyor.

Sonunda,yaşamasavaşınınsonucuolan,veherhangibirata-türündöllerininırayııraksamasınavetükenmesinezorunluolarakyolaçandoğalseçmenin,bütünorganikvarlıklarınhısımlıklarındakiobüyük evrensel özelliği, yani, onların gruplara bağlı gruplarda toplanmasını açıkladığını görmüşbulunuyoruz. Her yaştan ve her eşeyden bireyleri (onların ancak birkaç ortak ırası olsa bile)sınıflarken,soyöğesinikullanmaktayız;tanınmışçeşitleri,ana-babalarındannedenlifarklıolurlarsaolsunlar, sınıflarken de soya başvuruyoruz; ve soy öğesinin doğa bilginlerinin Doğal Sistem adıaltındaaradıklarıgizlihısımlıkbağıolduğunainanıyorum.DoğalSistemin,tamamlanabildiğiölçüde,farkderecelerinincins,familya,takımvb.terimleriyleanlatıldığıdüzenlenişininsoybilimselolduğugörüşünün yardımıyla, sınıflamamızda uymak zorunda kaldığımız kuralları anlayabiliyoruz. Bazıbenzerlikleriniçinöbürlerindençokdahadeğerlibulduğumuzu;güdükveyararsızorganları,yadafizyolojikönemipekazolanbaşkaorganlarınedenbuamaçlakullandığımızı;birgruplabaşkabirgrup arasındaki hısımlıkları araştırırken görevdeş ya da uyarlanır ıraları neden bir yanabırakıverdiğimizi,vebununlabirlikteaynııralarınedenaynıgrubunsınırları içindekullandığımızıanlayabiliyoruz.Yaşayanvetükenmişbütünbiçimlerinbüyükbirkaçsınıftanasıltoplandığını;vehersınıfın farklı üyelerinin pek karmaşık ve ıraksayan hısımlık çizgileriyle birbirlerine nasıl bağlıolduğunu açıkça görebiliyoruz.Herhangi bir sınıfın üyeleri arasındaki o karmaşık hısımlık bağınıbelki asla çözemeyeceğiz; ama yöneldiğimiz belirli bir amaç olduğu zaman, ve bilinmedik biryaratmaplanıbulmayakalkmadığımızzaman,güveniliramayavaşbirilerlemesağlayabileceğimiziumabiliriz.

Prof.Haeckel,GenerelleMorphologie’sinde ve öbür yapıtlarında engin bilgisini ve yeteneklerinikullanarak phylogeny [bütün canlıların evrimi, bunun tarihi, -ç.] adını verdiği yaşambilim dalınıkurdu. Prof. Haeckel, farklı serileri düzenlerken özellikle embriyolojik ıralara güveniyor, amakökendeş(homologous)vegüdükorganlardan,veyerbilimseloluşumlarda farklı canlıların ilkkezortaya çıktığı ardışık dönemlerden de yararlanıyor; ve böylece, önemli bir başlangıcı cesaretleyapmış,vesınıflamanınilerdenasılelealınacağınıgöstermişoluyor.

BİÇİMBİLİM

Her sınıfın üyelerinin, yaşama alışkanlıklarından bağımsız olarak, yapılarının genel planıbakımından birbirlerine benzediklerini gördük. Bu benzerlik için çoğu zaman “tip birliği” terimikullanılır; ya da bir sınıftaki farklı türlerin ayrı ayrı parçalarının ya da organlarının kökendeş(homologous)olduğusöylenir.Biçimbilim(morphology)genelterimikonununtümünükapsar.Doğaltarihin en ilginç bölümlerinden biri olan biçimbilimin, doğal tarihin özü olduğu da söylenebilir.Tutmakiçinoluşmuşinsanelinin,kazmakiçinoluşmuşköstebekayağının,domuzbalığınınküreksiayağının, at ayağının ve yarasa kanadının aynı örneğe göre ve aynı ilişkin (relative) konumlardabulunanbenzerkemiklerdenyapılmışolmasındandahagaripneolabilir?Kangurununaçıkovalardasıçrayarak koşmaya çok güzel uyarlanmış art ayakları, –ağaçlara tırmanan ve yaprak yiyen keseliayının tutunmaya, böcek ve kök yiyen keseli porsuğun kazmaya aynı ölçüde iyi uyarlanmış artayakları, –ve Avustralya’nın öbür keseli hayvanlarından bazılarının art ayakları, hepsi de, aynıolağanüstütipegöreyapılmıştır,yaniikinciveüçüncüparmaklarınkemikleriincedirveaynıderiyleörtülüdür, öyle ki iki tırnaklı bir tek parmak gibi görünmektedir. Böyle bir benzerlik olmaklabirlikte, bu farklı hayvanların art ayakları düşünülebilecek en farklı amaçlar için kullanılmaktadır.YaşamaalışkanlıklarıbazıAvustralyalıhısımlarınınkilerlehemenhemenaynıolanAmerikalıkeseli-

sıçangillerinayaklarınındaaynıplanagöreyapılmışolması,budurumudahadaşaşırtıcıkılmaktadır.BunlarıkendisindenaktardığımProf.Flowerşusonucavarıyor:“Bunatipuyarlığıdiyebiliriz,amaböylelikle görüngüyü (phenomenon) pek de açıklamış olmayız.” Ve sonra şunu ekliyor: “ama bu,gerçekhısımlığı,ortakbiratadansoyaçekimiaçıkçagöstermiyormu?”

GeoffroySt.Hilaire, kökendeşparçaların ilişkin (relative) konumunun ya da sıralanışının büyükönemi üzerinde pek durmuştur; bunların biçimleri ve büyüklükleri pek farklı olabilir, amabirbirleriylebağlantılarıhepaynıdeğişmezsırayıizler.Örneğinkolveönkol,yadauylukveayakkemiklerinin yer değiştirdiğini hiç görmüyoruz. Bundan ötürü, çok farklı hayvanların kökendeş(homologous) kemiklerine aynı adları verebiliyoruz. Aynı yasayı böceklerin ağız yapısında dabuluyoruz.Bir gecekelebeğininuzun sarmal hortumundan, bir arınınyada tahtakurusunungeriyedoğrubükükhortumundan,vebirbokböceğinin iriçenelerindenfarklıneolabilir?Amapekfarklıişlere yarayan bu organların hepsi, bir üst dudağın, alt çenenin, ve üst çenenin iki çift parçasınındeğişiklikleriyleoluşmuştur.Aynıyasa,kabuklularınağızvebacakyapılarındadayürürlüktedir.Vebitkilerinçiçeklerindedeöyledir.

Aynısınıfınüyelerindekibumodelbenzerliğiniyararlılıklayada“erekselnedenler”(finalcauses)öğretisiyle açıklamaya çalışmaktan daha umutsuz hiçbir şey yoktur. Böyle bir çalışmanınumutsuzluğunuOwenenilginçyapıtıolanNatureofLimbs’tekesinliklekabuletmiştir.Hervarlığınbaşlıbaşınayaratılmışolduğuöğretisinegöre iseyalnız şunu söyleyebiliriz:Buböyledir;Yaradan,her büyük sınıftaki bütün hayvanları ve bitkileri aynı plana göre yaratmayı dilemiştir. Ama bu,bilimselbiraçıklamadeğildir.

Bunu, ardışık ve hafif değişikliklerin –değişiklik geçiren bireye her biri yararlı, ama karşılıklı-ilişki (correlation)dolayısıylaoluşumunöbürparçalarınıdaçoğuzamanetkileyendeğişikliklerin–doğalolarakseçilmesiteorisiyleaçıklamakkolaydır.Buniteliktekideğişmelerde,kökensel(original)örneği(modeli)değiştirme,yadaparçalarınyerlerinideğiştirmeeğilimiyapekazolacakyadahiçolmayacaktır.Birüyeninkemikleriherhangibirölçüdekısalıpyassılaşabilir,veaynızamandakalınbirderiylekaplanarakbiryüzgeçgibiişgörebilir;yadaperdelibirelinbütünyadabazıkemikleribelirli bir ölçüde uzayabilir, ve onları birleştiren derinin de genişlemesiyle o el, kanat göreviyapacak duruma gelebilir; ama bütün bu değişiklikler kemiklerin çatışma ya da parçaların ilişkin(relative)konumunadokunmaz.Bütünmemelilerin,kuşlarınvesürüngenlerinilkelatasının–onailk-tip de denebilir– bugünkü genel örneğe göre ve herhangi bir amaca uygun yapıda kemikleriolduğunu düşünürsek, bütün sınıftaki kökendeş (homologous) kemik yapısının anlamınıkavrayıveririz. Böceklerin ağızları için de böyledir; yalnızca, böceklerin ortak atasının bir üstdudağı, üst çenesi, ve iki çift parçalı alt çenesi olduğunu, ve onların belki çok basit biçimdebulunduğunu varsaymamız yeter; bundan sonrasını, böceklerin ağız yapısında ve görevlerindegörülen sayısız farkları doğal seçme açıklayacaktır. Bununla birlikte, bir organın genel örneği,belirli parçaların körelmesi ve sonunda tümüyle atılması (abortion), başka parçaların kaynaşması,ikizlenmesi ya da katmerlileşmesi dolayısıyla –bildiğimiz gibi bunlar olanaklı değişimlerdir– çokbelirsizleşebilirvesonundayitebilir.Tükenmişdevdeniz-kertenkelesinin[Ichthyosaurus,-ç.]küreksiayaklarında, ve belirli emici kabukluların ağızlarında, genel (ortak) örnek böylelikle kısmenbelirsizleşmişgörünmektedir.

Biçimbiliminaynıölçüdeilginçbaşkabirdalı,sıralıkökendeşlikler(serialhomologies) ile,yani,aynı sınıfın farklı üyelerindeki aynı parçaların ya da organların karşılaştırılmasıyla değil de, aynıbireyin farklı parçalarının ya da organlarının karşılaştırılmasıyla uğraşır. Fizyologların pek çoğukafatasıkemiklerininkökendeşolduklarına,yani,sayılarıveilişkin(relative)konumlarıbakımından

belirli omurların başlıca parçalarıyla uygun düştüklerine inanmaktadır. Bütün yukarı omurgalısınıflarında ön ve art üyeler açıkça kökendeştir. Kabukluların o pek karmaşık ağız parçaları vebacakları da böyledir. Bir çiçekteki çanak ve taçyapraklarının, erkek ve dişi organların ilişkin(relative)konumununveonlarıniçyapısının,hepsinindesarmalbiçimdesıralanmışvebaşkalaşmış(metamorphosed) yapraklardan oluştuğu görüşüyle açıklanabildiğini hemen herkes bilir. Aykırıyaradılışlı bitkilerde, bir organın öbürüne dönüşebildiğini dolaysız gösteren kanıtları sık sıkbuluyoruz; ve kabuklu hayvanlarda ve öbür hayvanların birçoğunda olduğu gibi, çiçeklerde de,gelişimin ilk ya da embriyonal çağlarında, erginleşince pek farklı olan organların başlangıçtatümüyleaynıolduğunugerçektengörebiliyoruz.

Sıralıkökendeşlikdurumları,alışılmışyaratmagörüşünegörenedenlianlaşılmazdır!Beyinnedenomurları apaçık temsil eden olağanüstü biçimler almış kemik parçalarından yapılmış bir kutuyakonmuştur? Owen’ın belirttiği gibi, memelilerde kafatasının ayrı parçalardan yapılmış olmasınındoğum sırasında sağladığı kolaylık, kuşların ve sürüngenlerin kafatası yapısının da neden aynıolduğunu asla açıklamayacaktır. Yarasanın tümüyle farklı amaçlarla, yani uçmak ve yürümek içinkullandığıkanatlarınıveayaklarınıyapmakiçinnedenbenzerkemikleryaratılmıştır?Nedenbirçokparçadanoluşmuşaşırıkarmaşıkbirağzıolanbirkabukluhayvanınhepazsayıdabacağıvardırda,birçokbacağıolanındahabasitbirağzıvardır?Herçiçektekiçanakvetaçyaprakları,erkekvedişiorganlar,pekfarklıamaçlarauymuşolmaklabirlikte,nedenaynıörneğegöreyapılmıştır?

Doğal seçme teorisine dayanarak bu soruları belirli bir ölçüde yanıtlayabiliriz. Burada, bazıhayvanlarınvücutlarınınilkkezbirsırabölüte(segment)nasılayrıldığını,yadakarşılıklıorganlarlanasıl sağ ve sol yarıya bölündüğünü düşünmemizin gereği yoktur, çünkü bu sorular araştırmasınırlarının hemenhemenötesindedir.Bununla birlikte, bazı sıralı yapılar, gözelerin kendilerindenoluşacak parçaların da çoğalmasını gerektiren bir bölünmeyle çoğalmasının sonucu olabilir. Aynıparçanın ya da organın belirsiz bir yinelenmesinin, Owen’ın belirttiği gibi, aşağı ya da azorganlanmış biçimlerin ortak özelliği olduğunu göz önünde bulundurmak, amacımıza elverir;bundan ötürü, belki omurgalıların bilinmeyen atasının birçok omuru; eklemlilerin bilinmeyenatasının birçok bölütü; ve çiçekli bitkilerin bilinmeyen atasının bir ya da daha çok sarmal çizgiüzerinde sıralanmışyaprakları vardı.Çokkezyinelenenparçaların yalnız sayıcadeğil, biçimcededeğişmeyepekeğilimliolduğunudahaöncegörmüştük.Bundanötürü,öncedenönemlisayıdavarvedeğişken olan böyle parçalar, en farklı amaçlara uyarlanmanın gereçlerini elbette sunmaktadır;bununlabirlikte,onlarkökenselvetemellibenzerliklerininaçıkizlerinigenelliklealıkoyar.Onlarbubenzerliği haydi haydi alıkoyar, çünküonların doğal seçmeyle geçirdikleri sonraki değişikliklerintabanınıbelirlemişdeğişimler,parçalargelişiminerkenbir aşamasındabenzerolduklarıvehemenhemen aynı koşulların etkisinde kaldıkları için, başlangıçtan beri benzeşmeye eğilimlidir. Böyleparçalar,isterazisterçokdeğişiklikgeçirmişolsunlar,ortakkökenleritümüylebelirsizleşmedikçe,kökendeş(homologous)organsıralarıoluştururlar.

Obüyükyumuşakçalarsınıfında,farklıtürlerdeparçalarınkökendeşolduğugösterilebiliyorsada,ancakbirkaç sıralıkökendeşlik (Chiton’unkapakçıkları gibi) bulunabilmektedir; yani, aynı bireyinbir parçasının öbürüyle kökendeş olduğunu ancak bazen söyleyebilecek durumdayız. Bunun nedenböyleolduğunuanlayabiliriz;çünküyumuşakçalarda,sınıfınenaşağıüyelerindebile,hayvanvebitkiâlemlerinin öbür sınıflarında görülenin tersine, herhangi bir parçanın çok ve belirsiz sayıdayinelendiğinetanıkolmuyoruz.

Ama doğa bilginlerinin hepsini de aynı ölçüde kökendeş saydıkları belirli durumlar arasındaönemli bir farklılık olduğunu kısa bir süre önce ortaya çıkarmış olan Bay E. Ray Lankester ’in

gösterdiği gibi, Biçimbilim çok daha karmaşık bir konudur. Bay Lankester, farklı hayvanlardabirbirine benzeyen yapılara, benzerlikleri o hayvanların ortak bir atadan türemiş olmasından vesonraki değişikliklerden ileri geldiği için,homogenous; ve bu yoldan açıklanamayan benzerliklerehomoplastic demeyi öneriyor. Örneğin, Bay Lankester, memelilerin ve kuşların yürekleriningenelliklehomogenous (kökendeş) olduğuna, yani ortak bir atadan alındığına; oysa her iki sınıfta,yürektekidörtbölmeninhomoplasticolduğuna,yanibağımsızgelişmişolduğunainanmaktadır.BayLankester, vücudun sağ ve sol yanlarındaki, ve aynı hayvan bireyinin ardışık bölütlerindeki sıkıbenzerliği de kanıt gösteriyor; bilindiği gibi, söz konusu parçaların kökendeş olduğu genelliklesöylenir, ve onlar, farklı türlerin ortak bir atadan türemesiyle hiç ilişkisiz görünür.Homoplasticyapılar, benim çok eksik bir tarzda ve analogous (görevdeş) değişimler ya da benzerlikler diyesınıfladığımyapılarınaynıdır.Bunlarınoluşumu,kısmen,benzertarzdaçeşitlenmiş(değişmiş)farklıorganizmalara, ya da aynı organizmanın farklı parçalarına; ve kısmen de, aynı genel amaç ya dagörev için alıkonmuş benzer değişikliklere yorulabilir, ve böyle değişikliklere birçok örnekverilebilir.

Doğabilginleri,kafatasınınbaşkalaşmış(metamorphosed)omurlardan;yengecinağızparçalarınınbaşkalaşmış bacaklardan; çiçekteki erkek ve dişi organların başkalaşmış yapraklardan oluşmuşolduğunu söylemektedirler; oysa, Prof. Huxley’in belirttiği gibi, pek çok durumda, kafatası ileomurların,ağızparçalarıilebacakların,vb.,birbirlerininbugünküdurumlarınındeğil,tersine,ortakve daha basit bir öğenin başkalaşmasıyla oluşmuş olduklarını söylemek daha doğru olur.Bununlabirlikte, doğa bilginlerinin pek çoğu yalnızca eğretilemeli (metaphorical) bir anlamda böylekonuşmaktadır;yoksaonlarındemekistedikleri,uzunsürmüşbirtüremesırasındaeneskiorganların–birindeomurlarınveöbüründebacakların–gerçektenkafatasınayadaağızparçalarınadönüşmüşolduğudeğildir.Amabunungörünüşteböyleolmuşolduğuöylesinegözeçarparki,doğabilginleriböylekonuşmaktankendilerini alamamaktadırlar.Buradaöne sürülengörüşleregöre, tıpatıpböylekonuşulabilir; ve örneğin, yengecin olsa olsa soyaçekimle alıkonmuş pek çok ırayı taşıyan ağızparçalarınıngaripliği,onlarancakgerçekamabasitbacaklarınbaşkalaşmasıylaoluşmuşsa,kısmenaçıklanır.

GELİŞİMVEEMBRİYOLOJİ

Bu, bütün doğal tarihin en önemli bölümlerinden biridir. Böceklerin o herkesin bildiğibaşkalaşımları,birkaçaşamadabirdenbireolmaktadıramadönüşümler,gözlegörülmemeklebirlikte,gerçekte sayısızdır. Belirli bir tek-günlük (ephemerous) böcek (Chlöeon), Sir. J. Lubbock’ungösterdiğigibi,gelişimiboyuncaaşağıyukarıyirmikezderideğiştirir,veherkezbelirlibirölçüdedeğişir; bu durumda, başkalaşımın (metamorphosis) ilkel ve aşamalı bir tarzda olduğu görülür.Böceklerin birçoğunda, ve özellikle kabuklularda, gelişim boyunca olağanüstü yapı değişmelerinetanıkoluruz.Böyledeğişimleraşağıhayvanlardanbazılarınınalmaşan(alternate)denenkuşaklarındadoruğunaulaşır.Örneğin,birdenizaltıkayasınatutunmuşveinceyapılıdallarıpoliplerlebezenmişbirmercansıhayvan(corralline),önce tomurcuklanarak,vesonraeninebölünereksürüsürüyüzendenizanaları üretir; bu denizanaları yumurtlar, ve yumurtalardan çıkan pek küçük hayvancıklarkayalara tutunarak dallı corralline’leri oluşturur; ve bu böyle sürüp gider. Kuşakların almaşmasısüreciilebayağıbaşkalaşımıntemeldeözdeşolduğuinancı,Wagner ’inbirsineğin,Cecidomyia’nın,kurtçuğunun eşeysiz yoldan başka kurtçukları ve onları da sonunda erkek ve dişi erginleri türetenkurtçukları ürettiğini ve erginlerin bilinenyoldan (yumurtayla) soylarını sürdürdüğünübulmasıylakuvvetlenmiştir.

Wagner ’inbuluşuöğrenilince,banabusineğinkurtçuğununeşeysizüremeyetisininasılkazanmışolabileceğinisordular.Busoru,sözkonusuörnek“tek”örnekolarakkaldıkça,yanıtlanamaz.AmabuaradaGrim, başka bir sineğin, birChironomus’un da, aşağı yukarı aynı tarzda ürediğini gösterdi.Grim bunun ikikanatlılarda (Diptera) sık sık olduğuna inanmaktadır. Bu yeti, Chironomus’unkurtçuğundadeğil,pupasındavardır;veGrim,ayrıca,budurumunCecidomyia’nınkiniCoccidae’nin[bir eşkanatlı böcek familyası, -ç.] döllenmesiz çoğalmasıyla (parthenogenesis) birleştiğinigöstermiştir. Döllenmesiz çoğalma (parthenogenesis) terimi, Coccidae’nin ergin dişilerininerkeklerle buluşmadan döllenmiş yumurta üretme yetisi olduğunu anlatmaktadır. Farklı sınıflardanolanbelirlihayvanlarınolağanüstügençyaştabayağıyoldanüremeyetisiolduğubilinmektedir;veyapmamız gereken tek şey, döllenmesiz çoğalmayı gittikçe daha küçük bir yaşa öncelemektir;–Chironomus’tabununhemenhementamortadakiaşamasını,yanipupasınındöllenmesizçoğalmasınıgörmekteyiz–Cecidomyia’nınşaşırtıcıdurumuolsaolsaböyleaçılayabiliriz.

Aynı bireyin embriyonal dönemin başlarında pek benzer olan ayrı parçalarının erginlikte pekfarklılaştıklarını ve bambaşka işlere yaradıklarını söylemiştik.Bundan başka, aynı sınıftan olan enfarklı türlerin embriyonlarının genellikle çok benzer olduğu, oysa gelişmiş bireylerinin birbirinehemenhemenhiçbenzemediğidebelirtilmişti.BuikinciolguyaVonBaer ’inaçıklamasındandahaiyibir kanıt gösterilmez: “Memelilerin, kuşların, özkertenkelegillerin, yılanların ve belki dekaplumbağalarınembriyonları,gelişiminilkevrelerinde,birbütünolarakveparçalarıngelişimtarzıbakımındanbirbirlerineaşırıbenzer;öylesineki, embriyonları çoğuzamanyalnızbüyüklükleriyleayırtedebiliriz.İspirtodasakladığımveadlarınıyazmayısavsakladığımikiküçükembriyonunhangisınıftan olduğunu bugün söyleyebilecek durumda değilim. Onlar, özkertenkele, kuş ya da memeliembriyonlarıolabilir.Buhayvancıklarınbaşvegövdelerininoluşumtarzıbirbirlerininkineöylesinebenziyor.Bununlabirlikte,buembriyonlarda,üyeler(extremities)henüzyok.Amagelişimlerininilkaşamasındaki durumlarıyla varolsalardı bile, hiçbir şey anlaşılmazdı, çünkü memelilerin veözkertenkelegillerinayakları,kuşlarınkanatlarıveayakları,insanınelleriveayakları,hepside,aynıtemelbiçimdentüremektedir.”Kabuklularınpekçoğununkurtçuklarıgelişiminuygunaşamalarındabirbirlerine pek benzer, ama erginleri farklı olabilir; öbür hayvanların birçoğunda da böyledir.Embriyolojikbenzerlikyasası,bazen,dahaileribiryaştadakendinigösterir:Aynıcinsten,vehısımcinslerdenolankuşlar,ilktüylenmelerisırasındaçoğuzamanbirbirlerinebenzemektedir;budurumu,örneğinkaratavukgilyavrularınınbeneklitüylerindegörüyoruz.Kedigillerde,erginhayvanlarınpekçoğu çizgili ya da çizgili-beneklidir; bu çizgiler ya da benekler, aslan ve puma eniklerinde açıkçagörülebilir.Aynışeyiseyrekolarakbitkilerdedegörüyoruz:Katır-tırnağının(Ulex)ilkyaprakları,vephyllodineous[yaprağıngöreviniüstlenmişyassıyapraksaplarıolan,-ç.]akasyalarınilkyaprakları,tüysüdüryadabayağıbaklagilyapraklarıgibidir.

Aynısınıftanolançokfarklıhayvanlarınembriyonlarındakibenzernoktalarınohayvanlarınyaşamkoşullarıyla doğrudan doğruya hiçbir ilişkisi yoktur. Örneğin, omurgalıların embriyonlarında,boynun solungaç yarıkları yakınında, atardamarların ilmiği andıran geçişlerinin –ananındölyatağında beslenenmemeli yavrusunda, yuvada kuluçkanın altında duran kuş yumurtasında, birkurbağanın su altındaki yumurtasında– benzer yaşam koşullarıyla ilişkili olduğunu düşünemeyiz.Böylebirilişkininvarlığınainanmamıziçininsanelinin,yarasakanadının,domuzbalığıyüzgecininbenzer kemiklerinin benzer yaşam koşullarıyla ilişkili olduğuna inanmamız için gerekenden dahaçokkanıtyoktur.Hiçkimse,aslaneniğindekiçizgilerin,yadakaratavukyavrusundakibeneklerinohayvanlariçinherhangibiryararıolduğunusanmaz.

Bununla birlikte, bir hayvan embriyonal ömrü boyunca etkinse, ve kendi kendini gözetmekzorundaysa,durumfarklıdır.Etkinlikdönemierkenyadageçbaşlayabilir; amanezamanbaşlarsa

başlasın,kurtçuğunkendiyaşamkoşullarınauyarlanması,tamerginhayvanınkikadaryetkindir.SirJ.Lubbock, çok farklı takımlardan olan bazı böceklerin kurtçuklarının büyük benzerliği, ve aynıtakımdan olan başka böceklerin kurtçuklarının yaşama alışkanlıkları bakımından benzemezliğikonusundakisözleriyle,bununnedenliönemlibirtarzdagerçekleştiğiniçokgüzelbelirtmiştir.Böyleuyarlanmalaryüzünden,hısımhayvanlarınkurtçuklarındakibenzerlik,bazen,veözelliklegelişiminfarklı aşamaları sırasındabir işbölümüolduğuzaman,örneğinaynıkurtçukbuaşamalarınbirindebesin ve öbüründe ise tutunacak bir yer aramak zorunda olunca, büyük ölçüde belirsizleşir.Hısımtürlerin, ya da tür gruplarının kurtçuklarının erginlerinden daha çok birbirlerinden farklı olduğudurumlar bile vardır. Ama pek çok durumda, kurtçuk, etkin olmakla birlikte, ortak embriyonalbenzerlikyasasınaepeybağımlıdır.Sülükayaklılar(Cirripeds)bunagüzelbirörnektir;ünlüCuvierbile, barnacle’ın kabuklu bir hayvan olduğunu anlayamamıştır; oysa kurtçuğuna şöyle birgözatıvermek bunu anlamaya yeter. Bundan başka, sülükayaklıların iki bölümü, saplı ve sapsız(pedunculated ve sessile) sülükayaklılar dış görünüşleri bakımından çok farklı olmakla birlikte,kurtçuklarıbütüngelişimaşamalarındagüçlükleayırtedilebilir.

Embriyongelişimisırasındagenellikledahayukarıbirorganlanmadüzeyineçıkar;böylediyorum,ama organlanmanın yukarı ve aşağı olmasının ne demeye geldiğini açıkça belirlemenin pek güçolduğunuda biliyorum.Amabir kelebeğin kendi tırtılından daha yukarı olduğunu belki hiç kimsetartışmaz.Bununlabirlikte,bazıdurumlarda,belirliasalakkabuklulardaolduğugibi,erginhayvanınkendi kurtçuğundan daha aşağı olduğu kabul edilmelidir. Yine sülükayaklılara başvuralım: İlkaşamada,kurtçuğunüççifthareketorganı,birbasitgözü,vehızlairileştiğiiçinçokbesinalmasınısağlayanhortumbiçimindebirağzıvardır. İkinciaşamada,kelebeklerinkrizalit aşamasınakarşılıkolarak,yüzmeyeyarayanveçokgüzelyapılmışaltıçiftbacağı,birçiftbileşikgözü,vepekkarmaşıkduyargalarıbulunur;amaağzıeksikvekapalıdır,vekurtçukbeslenemez:Buaşamadakiişi,çokiyigelişmişduyuorganlarınınveetkinyüzmeyetilerininyardımıyla tutunacağıvebaşkalaşımınınsonevresinigeçireceğiözelbiryeraramaktır.Buişdetamamlandıktansonra,ömrüboyuncaaynıyerdekalır: Artık, bacakları tutunma organlarına dönüşmüştür; gene iyi gelişmiş bir ağzı vardır, amaduyargalarıyoktur,vebileşikgözlerininikisideküçükvebasitbirergözedönüşmüştür.Busonvetamamlanmışaşamada,sülükayaklılarkurtçuklarındandahayukarıyadadahaaşağıbirorganlanmadüzeyinde kabul edilebilir.Amabazı cinslerde, kurtçukgelişerek bayağı yapıdaki erdişilere, ya dabenim“tamamlayan”(complemental) dediğimerkekleredönüşür; bu ikincilerde, gelişimkesinliklegerilemiştir, çünkü erkek, üreme organları sayılmazsa, ağızdan, mideden, ve bütün öbür önemliorganlardanyoksunolarakkısabirsüreyaşayanbirtorbadanbaşkabirşeydeğildir.

Embriyonun ve erginin yapıları arasında bir fark görmeye pek alışmışızdır; onun için bu farkıgelişmeye bağlı ve biraz da zorunlu bir şey gibi görmeye kalkarız. Ama, örneğin, bir yarasakanadının, yadadomuzbalığı yüzgecinin, parçalardanherhangi biri görülür durumagelir gelmez,embriyonda bütün parçalarıyla birlikte ve uygun oranda kabataslak ortaya çıkmaması gerektiğinigösterenhiçbirgerekçeyoktur.Bazıhayvangruplarınıntümünde,vebazıgruplarınbelirliüyelerindedurum budur, ve embriyon hiçbir dönemde erginden pek farklı değildir. Bu yüzden Owen,mürekkepbalığı için şöyle demiştir: “hiçbir başkalaşım yok; kafadanbacaklılık ırası, embriyonunparçaları tamamlanmadan çok önce açıkça görülebilmekte.” Kara-salyangozları ve tatlı-sukabuklularıkendilerineözgübiçimleriyledoğmakta,oysaaynıikisınıfındenizelüyelerigelişimlerisırasında önemli ve çoğu zaman pek büyük değişmelerden geçmektedir.Örümcekler ancak pek azbaşkalaşmaktadır.Böceklerinpekçoğununkurtçukları,isteretkinveçeşitlialışkanlıklarauyarlanmış,veisterkendilerineözgübesininortasınabırakılmalarıyadaana-babalarıncabeslenmeleriyüzündenedilgin olsunlar, gerçekten kurda (worm) benzedikleri bir dönem geçirirler; ama birkaç durumda,örneğinyaprakbitinde(Aphis),Prof.Huxley’inbuböceğingelişiminigöstereno titizlikleçizilmiş

resimleriniincelersek,böylebiraşamanınhemenhemenhiçbirizinerastlamayız.

Bazengelişiminyalnızilkaşamalarıgörülmez.FritzMüller,karidesebenzeyen(Penaeusilehısım)kabuklularınöncenauplius’a[yalınkatyapılıkabuklularaözgü,birçiftgözü,üççiftayağıolanbirkurtçuk tipi, -ç.]benzeyenbirbiçimdeortayaçıktıklarını,ve ikiyadadahaçokzoea [yukarıyapılıkabuklularaözgübirkurtçuktipi,-ç.]aşamasındansonra,birmysis[belirlikabuklularıngelişimlerisırasında Mysis cinsinin erginine benzedikleri aşama, -ç.] geçirip sonunda erginliklerine özgüyapılarını kazandıklarını göstermiştir. Söz konusu kabukluların bağlı olduğu malacostracantakımındaöncenaupliusbiçimindegelişenbaşkabirüyeolupolmadığışimdilikbilinmiyor;amabutakımdaki üyelerin birçoğu zoea durumunda görülmektedir. Bununla birlikte, Müller inancınıngerekçelerini şöyle belirlemektedir: Gelişimin hiçbir baskısı olmasaydı, bu kabukluların hepsi denaupliiolarakgörünürdü.

Öyleyse,embriyolojininçeşitliolgularını,–yaniembriyonlaergininyapılışıarasındakioevrenselolmamaklabirliktepekgenelolanfarkı;aynıembriyondavegelişiminbaşlangıcındabenzeyen,vesonradan çok benzemezleşen ve başka işlere yarayan çeşitli parçaları; aynı sınıftan olan en farklıtürlerin embriyonları ya da kurtçukları arasındaki ortak olan, ama değişmez olmayan benzerliği,embriyonda, yumurtada ya da dölyatağındayken, o zaman ve ömrünün daha sonraki herhangi birdöneminde embriyonun hiç işine yaramayan yapıların bulunmasını, öte yandan, kendi kendinigözetmekzorunluğundakikurtçuğunçevrekoşullarınatümüyleuyarlanmışolmasını;vesonolarak,belirlikurtçuklarıngelişerekdönüştüklerikendierginlerindendahayukarıbirorganlanmadüzeyindebulunmasını–nasılaçıklayabiliriz?Bencebütünbuolgularaşağıdakigibiaçıklanır.

Yaradılış aykırılıklarının embriyonu çok erken bir dönemde etkilediği sanılmakta; ve hafifdeğişimlerin ya da bireysel farkların zorunlu olarak aynı derecede erken bir dönemde ortayaçıkmasına yol açtığı genellikle varsayılmaktadır.Bu konuda pek az kanıt vardır, ve eldeki kanıtlarkarşıt görüşüdahaçokdesteklemektedir; çünkü sığır, koyunvb.yetiştiricilerinin,doğumdan sonrabelirli bir süre geçmedikçe, ellerindeki yavru hayvanların değerli ve değersiz yanlarının nelerolacağını kesinlikle söyleyemediklerini bilmeyen yoktur. Bunu kendi çocuklarımızda açıkçagörüyoruz;çocuklarımızınuzunboylumu,yoksakısaboylumuolacağını,yadakesinözelliklerininneler olacağını söyleyemiyoruz. Sorun, her değişimin ömrün hangi döneminde bir sonuç olarakortayaçıktığıdeğildir,tersine,etkenlerinhangidönemdekendilerinigösterdiğidir.Ana-babadanbiri,ya da ikisi birden, üreme eyleminden önce etkilenmiş olabilir, ve bence, bu çoğu zaman böyleolmaktadır.Şugözönündebulundurulmayadeğer:Pekgençbirhayvaniçin,anasınındölyatağındayada yumurtanın içinde kaldığı sürece, ya da ana-babası onu besleyip koruduğu sürece, şu ya da buıraları biraz erken ya da biraz geç edinmesinin hiçbir önemi yoktur.Örneğin, besinini çok kıvrıkolangagasınınyardımıylasağlayabilenbirkuşiçin,yavruyken,veana-babasıonubeslediğisürece,böylebirgagasıolupolmamasıhiçdeönemlideğildir.

Ana-babada herhangi bir yaşta ilk kez ortaya çıkmış bir değişimin, döllerde de uygun bir yaştagörünmeyeeğilimliolduğunubirincibölümdebelirtmiştim.Belirlideğişimleryalnızuygunyaşlardaortaya çıkabilir; ipek böceğinin tırtıllık, koza ya da kelebeklik (imago) aşamalarındaki, ya da tamgelişmiş bir sığırın boynuzlarındaki özellikler böyledir.Amayaşamınbaşlarındaya da sonlarındaortayaçıktığınıbildiğimizdeğişimlerde,uygunbiryaşta,döldeveana-babadayenidenortayaçıkmaeğilimindedir.Budeğişmezbirdurumdurdemekistemiyorum,veküçükbiryaştaçocuktavesonraana-babasındanbirindegörülenayral(istisnai)durumlargösterebilir.

Buikiilke,yani,hafifdeğişimlerinyaşamınçokerkenbirdönemindegenelliklegörünmemesi,veerken olmayan bir dönemdeki uygun bir yaşta soyaçekimle edinilmesi, bence, embriyolojinin

yukarda belirtilen bellibaşlı olgularını açıklar. Ama önce, evcil hayvanlarımızda görülen bunlarabenzerdurumlardanbirkaçınıinceleyelim.Köpeklerüzerindeçalışmışkimiyazarlar,birbirindenpekfarklı olan tazı ilebuldoğunaynıyabanıl kökenden türemişvegerçekten çokyakınhısım iki çeşitolduğunu ilerisürmektedirler.Bundandolayı, tazıvebuldogeniklerininbirbirindennedenli farklıolduğunumerakettim:Yetiştiricilereniklerindetamana-babalarıdenlifarklıolduğunusöylediler,vegözle görülen durum da aşağı yukarı buydu; ama yaşlı köpekler ve altı günlük enikler üzerindeyaptığımölçümlerdensonra,eniklerinyaşlılardenlifarklıolmadığınıbuldum.Bundanbaşka,bana,koşumveyarışatlarının(hemenhementümüyleevcillikkoşullarındaveseçmeyleeldeedilmişbuikiırkın) taylarının yetişkinleri denli farklı olduğu söylendi.Oysa üç günlük yarış ve ağır koşum atıtaylarıüzerindeyaptığımölçümler,bununhiçdeböyleolmadığınıortayakoydu.

Güvercinırklarınınbirtekyabanıltürdentürediğinigösterenkanıtlarkesinolduğuiçin,güvercinyavrularını kuluçkadan çıkmalarından on iki saat sonra titizlikle karşılaştırdım; yabanıl ata-türde,rant,Mağrip, tavus,dragon,şişingen,postagüvercinlerindevetaklacılarda,gagayı,ağızaçıklığını,burun deliği ve göz kapağı uzunluğunu, ayakları ve bacakları dikkatle ölçtüm (burada ayrıntılarıvermekistemiyorum).Bugüvercinlerinbazıları,erginken,gagabiçimiveuzunluğu,veöbürıralarbakımından öylesine farklıdır ki, doğal bir durumda bulunsalardı, hiç kuşkusuz farklı cinslersayılırlardı. Ama bu farklı ırkların yavruları, sıraya konup incelenince, çoğu hemen ayırtedilebilmeklebirlikte,yukardabelirtilennoktalarbakımındanoransalfarklarıyetişkinkuşlarınkilerlekarşılaştırma götürmeyecek kadar azdır. Göze çarpan farklardan bazıları –örneğin ağız açıklığı–yavrularda hemen hemen hiç sezilmez. Ama dikkate değer bir ayra (istisna) vardır: Dar-alınlıtaklacının yavruları, yabanıl kaya güvercinin ve öbür ırkların yavrularından aşağı yukarı tamerginlerikadarfarklıdır.

Buolgular yukarda anılan ilkelerle açıklanır.Meraklılar, yetiştirmek için köpek, at, güvercinvb.seçerken, onların aşağı yukarı tam gelişmiş oldukları zamanı kollarlar; ve istenen nitelikler tamgelişmişhayvandavarsa, oniteliklerin erkenmi, yoksageçmi edinildiğine aldırmazlar.Vedeminanılan durumlar, ve özellikle güvercinlerin durumu, insanın yaptığı seçmeyle birikmiş ırasal veırklarındeğerinibelirleyenfarklarıngenellikleyaşamınçokerkenbirdönemindegörünmediğini,veerkenolmayanbirdönemdekiuygunbiryaşta soyaçekimleedinildiğinigöstermektedir.Amaonikisaatlikken kendine özgü ıralar taşıyan dar-alınlı taklacının durumu, bunun evrensel bir kuralolmadığınıkanıtlamaktadır;çünküırasalfarklar,burada,yaalışılagelendendahaerkenbirdönemdegörünmekte, ya da, böyle değilse, farklar, soyaçekimle, uygun bir yaşta değil de küçük bir yaştaedinilmektedir.

Şimdibu iki ilkeyidoğalbirdurumdaki türlereuygulayalım.Eskibirbiçimden türemişvefarklıyaşama alışkanlıkları için doğal seçmeyle değişiklik geçirmiş bir kuş grubunu ele alalım. Farklıtürlerde küçük olmayan bir yaşta ortaya çıkan, ve uygun bir yaşta soyaçekimle edinilen hafif vebirbirini izleyen birçok değişiklikten ötürü yavrular ancak biraz değişiklik geçirmiş olacak, amaerginlerinden daha çok birbirlerine benzeyeceklerdir. Tıpkı yukarıda güvercin ırklarındagördüğümüz gibi. Bu görüşü genişleterek, çok farklı yapılara ve bütün sınıflara uygulayabiliriz.Örneğin,çokeskibiratadaayakişigörmüşönüyeler,döllerinbirindeel,öbüründeküreksiayak,vebir başkasında kanat görevi yapmaya uyarlanabilir; ama yukardaki görüşe göre, ön üyeler, herbiçiminergindurumundabüyükölçüdefarklıolmaklabirlikte,bufarklıbiçimlerinembriyonlarındadeğişiklik geçirmiş olmayacaktır. Uzun sürmüş kullanmanın ya da kullanmamanın bir türün önüyeleriyadabaşkaparçalarıüzerindekietkisineolursaolsun,buetkiözellikleyadayalnızcaaşağıyukarı,erginvebütüngücünüyaşamınısürdürmekiçinkullanmakzorundaolanhayvanlardakendinigösterecektir; ve bundan doğan sonuçlar, erginliğe yakın uygun bir yaştaki döllere iletilecektir.

Bundan dolayı, yavru, artmış kullanılmanın ya da kullanılmamanın etkileriyle ya hiç değişiklikgeçilmeyecek,yadaancakpekazdeğişiklikgeçirecektir.

Ardışıkdeğişimlerbazıhayvanlardayaşamınçokerkenbirdönemindeortayaçıkabilir;yadailkkez ortaya çıktıkları yaştan daha erken bir çağda görülebilir. Her iki durumda da, yavru ya daembriyon,dar-alınlıtaklacılardagördüğümüzgibi,ana-babasınınerginbiçimineçokbenzeyecektir.Vebu,mürekkepbalıkları,kara-salyangozları, tatlı-sukabukluları,örümceklerveböceklersınıfınınbazı üyeleri gibi belirli grupların tümünde, ya da yalnız belirli alt-gruplarda, gelişimin kuralıdır.Böylegruplardayavrununhiçbirbaşkalaşımgeçirmemesininerekselnedenine(finalcause)gelince,bunun şunlardan ileri geldiğini kabul edebiliriz: Birincisi, yavrunun çok küçük bir yaşta kendinigözetmekzorundaolması; ve ikincisi, ana-babasının izlediği aynı yaşamaalışkanlıklarınaonundauyması.Çünkübudurumda,yavrununvarlığınısürdürmesiiçinana-babasıgibideğişiklikgeçirmesizorunludur.Bundanbaşka,karasalvetatlı-suhayvanlarınınbirçoğununbaşkalaşımauğramamasına,oysaaynıgruplarındenizelüyelerininbüyükdönüşümlerdengeçmesinegelince,FritzMüllerşunlarıileri sürüyor: Bir hayvanı denizde değil de karada ya da tatlı-suda yaşamaya uyarlama ya da buamaçla onda yavaş yavaş değişiklik yapma süreci, onun hiçbir kurtçuk aşaması geçirmemesiylebüyükölçüdebasitleşir;çünküyeniveçokdeğişmişyaşamkoşullarında,hemkurtçukhemdeerginhayvan için uygun olan yerlerin boş olması ya da başka hayvanlarca önceden iyi yurtlanılmamasıolasıdeğildir.Vebudurumda,doğalseçmeerginliktekiyapınınyavaşyavaşvegittikçedahaküçükbiryaştakazanılmasınıkolaylaştırır;vesonunda,eskidengeçirilmekteolanbaşkalaşımdanhiçbirizkalmaz.

Öteyandan,ana-babasınınyaşamaalışkanlıklarındanbirazfarklıalışkanlıklaredinmek,vebundanötürü biraz farklı bir yapıda olmak bir hayvan yavrusunun çıkarınaysa, ya da, ana-babasındanöncedenfarklıbirkurtçukiçindahadadeğişmekteyararvarsa,uygunbiryaştasoyaçekimilkesinegöre, doğal seçme yavruyu ya da kurtçuğu ana-babasından gittikçe ve düşünülebilen herhangi birölçüde daha farklı kılar. Kurtçuktaki farklar, gelişimin ardışık aşamalarıyla karşılıklı-ilişki de(correlation) gösterebilir; ve bundan dolayı kurtçuk, birçok hayvanda görüldüğü gibi, birinciaşamada, ikinci aşamadaki kurtçuktan büyükölçüde farklı olabilir.Erginler de hareket ya da duyuorganlarının vb. yararsızlaşacağı yerlere ya da yaşama alışkanlıklarına uyarlanabilir; ve böyledurumlardan,başkalaşımdagerilemeolur.

Bütün bu söylenenlerden, yavrunun yapısında, değişmiş yaşama alışkanlıklarıyla bağdaşandeğişmelerle birlikte uygun bir yaşta soyaçekim aracılığıyla, hayvanların, atalarının başlangıçtakidurumundan bambaşka gelişim aşamalarından geçebilmesini anlayabiliriz. Yetkililerin pek çoğu,böceklerin çeşitli kurtçuk ve pupa aşamalarının böylelikle, uyarlanmayla kazanıldığı, ve eski birbiçimden soyaçekimle edinilmediği kanısındadır. Sitaris’in –belirli ve alışılmamış gelişimaşamalarındangeçenbirkınkanatlıböcek–garipdurumubununnasılolabildiğiniaydınlatmaktadır.M.Fabre’yegöre,Sitaris’inkurtçuğu,ilkbiçimindeyken,etkin,altıbacaklı,ikiuzunduyargalı,dörtgözlü çok küçük bir böcektir. Bu kurtçuk arı yuvalarında yumurtadan çıkar; ilkyazın, erkek arılardişilerdenönceyuvadançıkarken,kurtçukonlarınsırtınasıçrar,veçiftleşmesırasındadişileregeçer.Dişi arı yumurtalarını petek gözlerine doldurulmuş balın yüzeyine bırakır bırakmaz, Sitaris’inkurtçuğuyumurtanınüstünesıçrarveyumurtayıyiyipbitirir.Ondansonratambirdeğişmegeçirir;gözleriyiter;bacaklarıveduyargalarıkörelir,veballabeslenir;artıkbayağıböcekkurtçuğunadahaçok benzer; ve sonunda, bir dönüşüm daha geçirerek, ergin bir böcek olup çıkar. Demek ki,Sitaris’inkinebenzerdönüşümlereuğrayanbirböcekyenibirböceksınıfınıntümününatasıolsaydı,buyenisınıfıngelişimivarolanböceklerinkindençokfarklıbiryolizlerdi;veilkkurtçukaşaması,kuşkusuz,eskiveerginherhangibirbiçimindahaöncekidurumunutemsiletmezdi.

Öteyandan,hayvanlarınbirçoğunda,embriyonyadakurtçukaşamalarının,bütüngrubunatasınınerginlik aşamasındaki durumunu epey tam olarak göstermesi pek olasıdır. Kabukluların o büyüksınıfında, yani, emici asalaklar, sülükayaklılar, entomostraca, ve hattamalacostraca, önce naupliusbiçimikurtçuklarolarakortayaçıkar;bukurtçuklaraçıkdenizlerdeyaşarvebeslenir;vehiçbiriözelherhangibiryaşamaalışkanlığınauyarlanmışdeğildir;bundanötürü,veFritzMüller ’inbelirlediğibaşkagerekçelerdenötürü,çokeskibirdönemdenaupliusabenzeyenbirhayvanbaşlıbaşınayaşamış,ve sonradan, birbirini ıraksayan soy çizgileri boyunca, adları geçen kabuklu hayvan gruplarınıtüretmiş olabilir. Bundan başka, memelilerin, kuşların, balıkların, ve sürüngenlerin embriyonlarıüzerine bildiklerimiz, bu hayvanların, erginlik aşamasında solungaçları, yüzme kesesi, yüzgecebenzerdörtüyesi,veuzunbirkuyruğu(hepsidesudayaşamayauyarlanmadır)olaneskibiratanındeğişiklikgeçirmişdölleriolabileceğinigöstermektedir.

Herhangibirzamandayaşamış,tükenmişyadavarolanbütünorganikvarlıklarbirkaçbüyüksınıftatoplanabildiği için; ve her sınıftaki bütün varlıklar teorimize göre çok küçük aşamalanmalarlabirbirinebağlıolduğuiçin;eniyi,vedermelerimiz(collection)aşağıyukarıtamsa,olanaklıbiriciksıralama, soybilimseldir; doğa bilginlerinin Doğal Sistem adı altında aradıkları gizli bağ, soyortaklığıdır. Bu açıdan bakınca, doğa bilginlerinin gözünde embriyonun yapısının sınıflama içinneden ergininkinden bile daha önemli olduğunu anlayabiliyoruz.Ergin durumlarındaki yapıları vealışkanlıklarıbirbirlerindennedenlifarklıolursaolsun,ikiyadadahaçokhayvangrubu,çokbenzerembriyolojik aşamalardan geçmekteyse, hepsinin de bir ata-biçimden türemiş, ve bundan dolayıyakın hısım olduğunu güvenle kabul edebiliriz. Bundan ötürü, embriyonal yapı ortaklığı, soyortaklığınıaçığavurur;amaembriyonalgelişimdekibenzemezlik,soyfarklılığınıgöstermez,çünküikigruptanbirindegelişimaşamalarıdizginlenmiş,yadayeniyaşamaalışkanlıklarınauyarlanarakartık tanınmayacak kadar çok değişiklik geçirmiş olabilir. Erginlerin aşırı değişiklik geçirmişolduğu gruplarda bile kurtçuğun yapısı köken ortaklığını çoğu zaman açığa vurur; örneğin, dahaönce gördüğümüz gibi, sülükayaklılar dış görünüşte yumuşakçalara pek benzemekle birlikte,kurtçuklarınabakılıncaonlarınkabuklularsınıfındanolduğuanlaşılıverir.Embriyongrubuneskiveaz değişiklik geçirmiş atasının yapısını epey açıkça gösterdiği için, eski ve tükenmiş biçimlerinerginlik durumlarının aynı sınıfın yaşayan türlerinin embriyonlarına neden çoğu zaman pekbenzediğinianlayabiliyoruz.Agassiz,bununevrenselbirdoğayasasıolduğunainanmaktadır;vebuyasanındoğruluğununilerdesınanabileceğiniumabiliriz.Bununlabirlikte,buyasanındoğruolduğu,yalnızgrubunatasınıneskidurumunungelişiminçokerkendönemlerindeardışıkdeğişimlerinortayaçıkmasıyla, ya da böyle değişimlerin ilk göründüklerinden daha küçük bir yaşta soyaçekilerekedinilmesiylebozulmadığıdurumlandakanıtlanabilir.Buyasanındoğruolabileceği,bununlabirlikteyerbilimsel belgelerin zaman içinde yeterince gerilere uzanmaması yüzünden uzun zaman, ya dahiçbir zaman doğrulanmadan kalabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu yasa, eski birbiçimin kurtçuk durumundayken özel bir yaşam tarzına uyarlandığı, ve aynı kurtçuksal durumunubütünbirdölgrubunailettiğikoşullardatamanlamıylageçerliolmayacaktır;çünküböylekurtçuklar,ergindurumdakidahaeskihiçbirbiçimebenzemeyecektir.

Böylece, bana öyle geliyor ki, embriyolojinin en önemli olguları, eski bir atadan gelen döllerinbirçoğunda değişikliklerin yaşamın çok erken olmayan bir döneminde görünmesi, ve uygun birdönemde soyaçekilerek edinilmesi ilkesiyle açıklanmaktadır. Embriyona aynı büyük sınıfın bütünüyelerinin ergin ya da kurtçuk durumundaki atasının epey silinmiş bir resmi gözüyle bakarsak,embriyolojininilginçliğiçokartar.

GÜDÜK,KÖRELMİŞVEATILMIŞORGANLAR

Yararsızlığınapaçıkdamgasınıtaşıyanbugaripdurumdakiorganlaryadaparçalarçokyaygındır,doğadapekgenelolduklarıbilesöylenebilir.Şuyadabuparçasıgüdükolmayanbiryukarıhayvangöstermek olanaksızdır. Örneğin, memelilerde, erkeklerin güdük memeleri vardır; yılanlardaakciğerlerinbirlobugüdüktür;kuşlarda“sözdekanat”(bastard-wing)güdükbirparmakolarakkabuledilebilir;vebazıtürlerdekanadıntümüuçmayaelvermeyecekkadargüdüktür.Yetişkinbalinanınbirtek dişi yokken, dölütsel (foetal) balinanın dişleri olmasından; ya da doğmamış buzağıların üstçenelerindedişetleriniaslayarıpçıkmayandişlerbulunmasındandahagaripneolabilir?

Güdük organlar, kökenlerini ve anlamlarını çeşitli yollardan açığa vurur.Yakın hısım türlerden,hatta aynı türden olan, ve ne tamgelişmiş kanatları, ne de, çoğu zamangörüldüğügibi, kınlaşmışkanatlarıaltındabirbirinekaynamışgüdükkanatzarlarıbulunanböceklervardır;vebudurumlarda,güdük parçaların kanatları temsil ettiğinden kuşkulanmak olanaksızdır. Güdük organlar bazengörevlerini yerine getirebilecek durumda olabilir: Erkek hayvanlarda memelerin arada bir, çokgeliştiği ve süt salgıladığı bilinmektedir. Sığır (Bos) cinsinde, normal olarak dört gelişmiş ve ikigüdük meme başı vardır; ama bazen, evcil sığırlarımızda, bu güdük meme başları gelişip sütvermektedir. Bitkilere gelince, taçyapraklar aynı türün bireylerinde bazen güdüktür ve bazen iyigelişmiştir.Kölreuter,ayrıeşeylibitkilerde,erkekçiçeklerindegüdükbirdişiorganbulunanbirtürü,erdişibirtürleçaprazlayarakhibritdöldebugüdüklüğünönemliölçüdegiderildiğinibulmuştur;vebu, güdükveyetkindişi organların gerçekniteliklerinin aynı olduğunu açıkçagöstermektedir.Birhayvanınçeşitliparçalarıyetkindurumda,amayinedegüdükolabilir;çünkühiçbiryararlarıyoktur.Susemenderi iribaşlarının [iribaş:Kurbağavesemender larvalarınaverilenözelad, (tadpole) -ç.],Bay G.H. Lewes’in belirttiği gibi, “solungaçları vardır; ve bunlar ömürlerini suda geçirir; amadağların yüksek kesimlerinde yaşayanAlpSemenderi (Salamandraatra), yavrularını tam gelişmişolarak doğurur.Buhayvan asla suda yaşamaz.Amagebe birAlpSemenderini açarsak, içinde pekince tüylü solungaçları olan iribaşlar buluruz; bunlar suya konunca hemen hemen tıpkı susemenderinin iribaşları gibi yüzer.Bu susal (aquatic) organlanmanın, hayvanın ilerdeki yaşamıylahiçbir ilgisi olmadığı besbellidir; bunun, hayvanın embriyonal durumuna uyarlanmış bir yanı dayoktur; yalnız atasal uyarlanmalarla ilgilidir, yani, hayvan, atalarının gelişim evrelerinden biriniyinelemektedir.”

İkiişgörenbirorgangüdükleşebiliryadaoişlerdenbiri,hattadahaönemlisiiçintambirgelişimbaşarısızlığına uğrar (atılır), ve öbürü için tümüyle etkin kalabilir. Bitkilerde, dişi organın işiçiçektozuborusununyumurtalıktakiyumurtalaraulaşmasınısağlamaktır.Dişiorgan,tepeciğitaşıyanbir boyuncuktan oluşmuştur; ama bazı bileşikgillerde (Compositae) döllenmesi elbette söz konusuolmayanerkekçiçekçikleringüdükbirdişiorganıvardır,çünkübudişiorganıntepeciğiyoktur;amaboyuncuk iyi gelişmiş olarak kalmıştır ve gene çevresindeki başçıkların çiçektozlarını almayayarayantüylerlekaplıdır.Bundanbaşka,birorganasılgöreviiçingüdükleşebilir,vebaşkabiramaçiçin kullanılabilir:Örneğin, belirli balıklarda, yüzmekesesi asıl görevi olan yüzebilirliği sağlamagörevi için güdük kalmış, ve bir solunum organına ya da akciğere dönüşmeye başlamışgörünmektedir.Bunlarabenzerbirçokörnekverilebilir.

Yararlı organlar, ne denli az gelişmiş olurlarsa olsunlar, eskiden daha çok gelişmiş olduklarınıdüşünmemiz için gerekçe bulunmadıkça, güdük sayılmamalıdır. Onlar doğum durumunda, ve çokgelişmeye aday organlar olabilir.Öte yandan, güdük organlar, ya diş etlerini asla yarıp çıkmayandişler gibi, tümüyle, yadadevekuşununbir çeşit yelkengibi iş görenkanatları gibi hemenhemenyararsızdır. Böyle organlar, eskiden daha az gelişmiş ve daha az yararlı olmak gerektiği için,değişimveyalnızyararlıdeğişikliklerialıkoyandoğalseçmeyletüretilmişolamazlar.Onlar,kısmensoyaçekimgücüylealıkonmuştur,veeskibirdurumlailişkilidir.Bununlabirlikte,güdükorganlarla

oluşmaktakiorganlarıayırtetmekçoğuzamangüçtür;çünkübirorganındahadagelişmeyeteneğiolduğunayalnızörnekseme (analogy) ile karar verebiliyoruz; ve yalnız budurumdaki bir organındoğmaktaolduğusöylenebilir.Budurumdakiorganlarherzamanbirazseyrekbulunacaktır;çünküböyle organlarla donatılmış varlıklar, aynı organları daha yetkin bir durumda olan ardıllarınayerlerinigenelliklekaptırmış,vebuyüzdenuzunzamanöncetükenmişolacaktır.Pengueninkanatlarıbir yüzgeç gibi kullanılırken çok yararlıdır; bundan dolayı doğmaktaki kanadı temsil edebilir:Durumun böyle olduğuna inanmıyorum; penguen kanadının yeni bir görev için uyarlanmış veküçülmüşbir organolması dahaolasıdır:Öteyandan,Apteryx’in kanatları tümüyle yararsızdır, vegerçektengüdüktür.Owen,karamarunun(Lepidosiren)ipliğiandıranbasitüyelerini“yetkingörevselgelişimeancakyukarıomurgalılardavaranorganbaşlangıçları”olarakkabul etmektedir; ama,Dr.Günther ’insonzamanlardasavunduğugörüşegöre,onlar,olsaolsayanışınlarıyadadallarıatılmışbir yüzgeç ekseninin kalıntılarıdır. Bir gagalımemelinin (Ornithorhyncus) süt bezleri, bir ineğinmemesine göre, oluşmakta sayılabilir. Belirli sülükayaklıların artık yumurtanın tutulmasınısağlamayanpekazgelişmişyumurtadizginleri(ovigerousfrena)oluşmaktakisolungaçlardır.

Aynı türün bireylerindeki güdük organlar, gelişimdereceleri bakımından, ve başka bakımlardan,çeşitlenmeyeçokeğilimlidir.Yakınhısımolantürlerdede,aynıorganınküçülmederecesibazençokfarklıdır. Bu ikinci olguya en iyi örnek, aynı familyadan olan gece kelebeklerinde dişilerinkanatlarınındurumudur.Güdükorganlartümüyleatılabilirde;bu,belirlihayvanlardayadabitkilerdeörneksemenin (analogy) bize bulmayı umdurduğu parçaların yokluğu demektir, ve, bazen, buparçaları aykırı yaratılmış (monstrous) bireylerde bulmaktayız. Scrophulariacae’nin pek çoğunda,beşinci erkek organ atılmıştır; bununla birlikte, beşinci erkek organın bir zamanlar varolduğunukabuledebiliriz,çünkübufamilyanınbirçoktüründe,onagüdükbirdurumdarastlamaktayız,vebugüdüklük, bazen bayağı aslanağzında olduğu gibi, eksiksiz gelişmektedir. Aynı sınıfın farklıüyelerinde herhangi bir parçanın kökendeşliklerini (homologies) araştırırken, hiçbir şey güdükparçalardandaha “ortak”, yadaparçaların ilişkilerini anlamak için onlardandahayararlı değildir.Bu,Owen’ınsunduğuat,sığır,vegergedanbacağıresimlerindeçokgüzelgörünmektedir.

Balinaların ve gevişgetirenlerin üst çenelerindeki dişler gibi güdükorganların embriyonda çoğuzamanortayaçıkabilmesi,amasonradantümüyleyitmesi,önemlibirolgudur.Bence,şudaevrenselbir olgudur: Güdük bir parça, embriyonda, bitişiğindeki parçalara göre, ergindekinden dahabüyüktür; öyle ki, o erken çağda daha az güdüktür, ya da herhangi bir ölçüde güdük olduğu bilesöylenemez.Bundanötürü,ergindekigüdükorganların,embriyonaldurumlarınıkoruduklarısıksıksöylenir.

Güdükorganlarla ilgilibaşlıcaolgularıanmışbulunuyorum.Bunlarıdüşünenherkesinşaşkınlığadüşmesi gerekir; çünkü parçaların ve organların pek çoğunun belirli amaçlar için çok güzeluyarlanmış olduğunu bize bildiren aynı sağduyu, bu güdük ya da körelmiş organların eksik veyararsız olduğunu da aynı açıklıkla söylemektedir. Doğal tarih yapıtlarında güdük organların“bakışım (symmetry) uğruna” ya da “yaradılış şemasını tamamlamak” için eklenmiş olduğugenellikle söylenir. Ama bu bir açıklama değildir, gerçeğin yalnızca yeniden anlatımıdır. Bu,kendisiyledetutarlıdeğildir.Örneğin,boayılanının(Boa-constrictor)güdükartüyelerivegüdükbirleğeni (pelvis) vardır, ve onların “yaradılış şemasını tamamlamak” için alıkonduğu söyleniyorsa,Prof.Weismann’ın sorduğu gibi, o kemikler bir izlerine bile rastlanmayan öbür yılanlarda nedenalıkonmamıştır? Bir gökbilimci (astronomer) uyduların gezegenlerin çevresindeki yörüngelerinin“bakışımuğruna”elipselolduğunu,çünkügezegenlerindegüneşinçevresindeböyledöndüğünüilerisürseydi, onun için ne düşünülürdü? Ünlü bir fizyolog, güdük organların varlığını, onların fazlamaddeleri,yadavücudazararlımaddeleridışarıatmayayaradığınıvarsayarakaçıklamaktadır;peki

ama,erkekçiçeklerdedişiorganıtemsiledenveyalnızcagözeseldokudan(cellulartissue)oluşmuşküçük kabarcığın bunu yapabileceğini düşünebilir miyiz? Sonradan soğurulan güdük dişlerin,kalsiyum fosfat gibi değerli birmaddeyi uzaklaştırarak, hızla gelişen embriyonal buzağıya yararlıolduğunu düşünebilir miyiz? Bir insanın parmakları kesilip alınınca, kesildikleri yerlerde kusurlutırnaklar çıktığı bilinmektedir; ve ben, bu durumda, bu tırnak belirtilerinin boynuz maddesiniuzaklaştırmakiçingeliştiğine,deniz-ineklerininyüzgeçlerindekiogüdüktırnaklarındaaynıamaçlagelişmişolduğunahemeninanabilirdim,vebuişdeböylecesonucabağlanmışolurdu.

Değişiklikgeçirerektüremeteorisinegöre,güdükorganlarınkökeniniaçıklamakçokkolaydır;veonların kusurlu gelişimlerini belirleyen yasaları büyük ölçüde anlayabiliriz. Evcil ürünlerimizdegüdük organlara pek çok örnek gösterilebilir: Örneğin, kuyruksuz ırklarda kuyruğun yerindekikütlük, –kulaksız koyun ırklarında kulak belirtileri, –boynuzsuz sığır ırklarında, ve Youatt’a göreözellikle yavru hayvanlarda, küçük ve sallanan boynuzlar, –ve karnabaharda tüm çiçeğin durumu.Aykırıyaratıklardaçeşitliparçalarıngüdüklüklerinesıksıkrastlarız;amabudurumlardanherhangibirinin, böyle organların ortaya çıkabileceğini göstermekten başka, doğal bir durumdaki güdükorganlarınkökenineışıktuttuğundankuşkuluyum;çünkübütünkanıtlar,doğalbirdurumdakitürlerinbüyük ve ani değişmelere uğramadığını açıkça göstermektedir. Ama parçaların kullanılmamasınınonların küçülmesine yol açtığını, ve bu sonucun soyaçekimle iletildiğini, evcil ürünlerimiziinceleyereköğreniyoruz.

Organları güdükleştiren başlıca etken, olsa olsa kullanılmamadır gibi görünmektedir.Kullanılmamak, –karanlık mağaralarda barınan hayvanların gözlerinde; ve okyanus adalarındayaşayan,veyırtıcıhayvanlardankaçmakiçinancakpekseyrekuçmakzorundakalanveuçmayetisiniyitirmişkuşlarınkanatlarındaolduğugibi–birparçanınyavaşyavaşvegittikçedahaçokkörelmesineyol açar. Üstelik, belirli koşullarda yararlı olan bir organ, küçük ve koruntusuz adalarda yaşayankınkanatlıböceklerinkanatlarıgibi,başkakoşullardazararlıolabilir;vebudurumda,doğalseçme,oorganınkörelmesine,zararsızvegüdükkılınıncayadek,yardımedecektir.

Yapıdavegörevdeküçükaşamalarlaortaya çıkabilenherdeğişme,doğal seçmenin etki alanındakalır; bundan dolayı, değişmiş yaşam koşullarının bir amaç için yararsız ya da zararlı kıldığı birorgan,değişiklikgeçirebilirvebaşkabiramaçiçinkullanılabilir.Birorgangörevlerindenyalnızbiriiçindealıkonabilir.Kökenleribakımındandoğalseçmeyleoluşmuşorganlar,yararsızkılınıncaçokdeğişkenleşebilir,çünküonlarındeğişimleriartıkdoğalseçmeyledenetlenmez.Bütünbunlardoğadagördüklerimizle uyuşmaktadır. Bundan başka, kullanılmama ya da seçme bir organı hangi yaştaküçültürse küçültsün, (ve bu genellikle canlı tam erginleşip bütün yetilerini kullanmak zorundakalınca olacaktır), uygun bir yaşta soyaçekim ilkesi, güdük organın aynı erginlik çağında yenidenortaya çıkmasını sağlamaya çabalayacaktır, ama onu, embriyondayken, ancak seyrek olaraketkileyecektir.Embriyondakigüdükorganlarınbitişiklerindekiorganlaragöreergindeolduklarındandahabüyükolmalarını böylelikle anlayabiliriz.Örneğin, alışkanlıklarındeğişmesindenötürü erginbir hayvanın parmağı birçok kuşakta gittikçe daha az kullanılırsa, ya da bir organ veya salgı bezigittikçedahaazgörevyaparsa,onunhayvanınergindöllerindeküçüleceği, amaembriyondaaşağıyukarıilkgelişimdüzeyinisürdüreceğisonucunavarabiliriz.

Bununla birlikte, artakalan bir güçlük var. Bir organ artık kullanılmadığı için çok küçüldüktensonra, kendisinden ancakbelli belirsiz bir iz kalıncaya dek nasıl küçülebiliyor; ve nasıl oluyor dasonunda tümüyle ortadan kalkabiliyor? Bir organ bir kez görevsiz kılındıktan sonra,kullanılmamanın onu daha da etkileyebilmesi pek de olanaklı değildir. Burada, benimveremeyeceğimekbiraçıklamagereklidir.Örneğin,organizmanınherparçasının irileşmektençok

ufalmayadoğrubüyükölçüdeeğilimliolduğukanıtlanabilseydi,ozaman,yararsızlaşmışbirorganınkullanılmamanın etkilerinden bağımsız olarak nasıl güdük kılındığını ve sonunda nasıl tümüyleortadankaldırıldığınıanlayabilirdik;çünkübüyüklüğünazaltılmasıyönündekideğişimlerartıkdoğalseçmeyle denetlenmezdi. Bundan önceki bölümlerin birinde açıklanmış olan büyüme ekonomisiilkesi, (bu ilkeyegöre, yararsızlaşmışbir parçayı oluşturanmaddeler olanakların elverdiği ölçüdebiriktirilir) yararsız bir parçanın güdükleştirilmesinde belki kendini gösterecektir. Ama bu ilke,hemen hemen zorunlu olarak, küçülme sürecinin yalnız ilk aşamalarında etkili olacaktır; çünkü,örneğin,erkekbirçiçektedişiçiçeğindişiorganını temsiledençokküçükbirkabarcığınbesindenkazanmakiçindahadaküçültülebileceğiniyadasoğurulabileceğinidüşünemeyiz.

Son olarak, güdük organlar, bugünkü yararsız durumlarına hangi aşamalardan geçerek varmışolurlarsa olsunlar, eski bir durumun belgesidir, ve yalnız soyaçekim gücüyle alıkonmuştur, –vesoybilimsel bir sınıflama görüşünün yardımıyla sistematikçilerin, organizmaları doğal sistemdekiözel yerlerine yerleştirirken, güdük parçaları çoğu zaman neden fizyolojik bakımdan önemliparçalar kadar ve bazen onlardan da yararlı saydıklarını anlayabiliyoruz. Güdük organlar birsözcüğünyazılışındahâlâkullanılan,amasözcüğünokunuşuiçinhiçbiryararlarıolmayan,bununlabirlikte o sözcüğün türeyişini gösteren ipuçları olan harflere benzetilebilir. Değişiklik geçirerektüreme görüşüne göre, güdük, eksik ve yararsız ya da tümüyle atılmış bir durumdaki organlarınvarlığı,bizehiçbirgüçlükçıkarmamakta(oysaeskiyaradılışöğretisinegöredurumböyledeğildir),üstelik,buradaaçıklanangörüşlereuygunolarak,öngörülmektedir,sonucunavarabiliriz.

ÖZET

Bubölümde,–bütünorganikvarlıklarınhepgruplarabağlıgruplardayeraldığını,–hısımlıklarındoğasının,yaşayanvetükenmişbütünorganizmalarıkarmaşık,birnoktadanışırgibiçıkan,dallananilgi çizgileriyle, birkaç büyük sınıfta birleştirdiğini, –sınıflama sırasında doğa bilginlerininuyduklarıkurallarıvekarşılaştıklarıgüçlükleri,–değişmezvebaşatıralarayapekçokyadapekazdeğer verildiğini, ya da, güdük organlarda olduğu gibi, hiç değer verilmediğini, –görevdeş ya dauyarlanır ıralarla gerçek hısımlık ıraları arasındaki değer karşıtlığını; bütün bunların, ve bunlarabenzerbaşkaolguların,hısımbiçimlerinsoyortaklığı ilebirlikte,onlarındeğişimvedoğalseçmeyoluyla ve tükenme ve ıranın ıraksaması olanaklarıyla değişiklik geçirdiğini kabul edersek, doğalsonuçlarolduğunugöstermeyeçalıştım.Busınıflamagörüşünegöre,yapılarıbirbirlerindennedenlifarklıolursaolsun,aynı türüneşeyleriyaşaşamaları,dimorphicbiçimlerive tanınmışçeşitlerihepbirlikte sınıflanırken soy öğesinin evrensellikle kullanıldığı göz önünde bulundurulmalıdır. Soyöğesininkullanımını genişletirsek (soy, organikvarlıklardaki benzerliğinkesinliklebilinenbiriciknedenidir), Doğal Sistemle ne anlatılmak istendiğini anlarız: doğal sistem, soybilimsel birsıralamadır, ve bu sıralamada, kazanılmış fark dereceleri çeşit, tür, cins, familya, takım ve sınıfterimleriylebelirtilmektedir.

Genedeğişiklikgeçirerektüremegörüşünegöre,biçimbiliminönemliolgularınınpekçoğu,–aynısınıfın farklı türlerinin kökendeş organlarında (bu organlar ne işe yararsa yarasın) görülen ortakmodele de baksak, her hayvan ya da bitki bireyindeki sıralı kökendeşliklere de baksak–anlaşılabilmektedir.

Ardışık hafif değişimlerin zorunlu ya da genel olarak yaşamın çok erken bir döneminde ortayaçıkmaması, ve uygun bir çağda soyaçekilerek edinilmesi ilkesinin yardımıyla, embriyolojininbellibaşlıolgularını,yani,kökendeşparçalarınerginlerdeyapıcavegörevceçokfarklı,embriyonda

isepekbenzerolmasını;hısımamafarklı türlerde,erginlikdurumunda,olabildiğikadarçokfarklıyaşama alışkanlıklarına uymuş kökendeş parçaların ya da organların benzerliğini anlayabiliyoruz.Kurtçuklar, uygun erken bir yaşta soyaçekimle edindikleri değişikliklerle, kendi yaşamaalışkanlıklarınauygunolarakepeyceamaözellikledeğişiklikgeçirmişembriyonlardır.Aynıilkeleregöre, –ve kullanılmama ya da doğal seçme yüzünden organların küçülmesinin, genellikle, canlıvarlığın kendi kendini gözetmek zorunda olduğu yaşam dönemine rastlayacağını göz önündebulundurursak, ve soyaçekme yetisinin ne denli kuvvetli olduğunu unutmazsak–, güdük organlarınortaya çıkması öngörülmektedir de. Doğal bir sıralamanın soybilimsel olmak gerektiği görüşünegöre,embriyolojikıralarınvegüdükorganlarınönemiaçıktır.

Sonolarak,banaöylegeliyorki,bubölümdeincelenençeşitliolgugrupları,yeryüzünükaplayansayısız türlerin, cinslerin ve familyaların, hepsinin, ve her birinin kendi sınıfı ya da grubu içinde,ortak bir atadan türemiş olduğunu, ve türeme boyunca hepsinin de değişiklik geçirmiş olduğunuöylesineapaçıkortayakoymaktadırki,bunudoğrulayanbaşkaolgularvekanıtlarolmasaydıbile,bugörüşühiçduraksamadanbenimserdim.

ONBEŞİNCİBÖLÜM

ÖZETVESONUÇ

Doğal Seçme teorisine yöneltilmiş itirazların özeti • Teoriyi destekleyen genel ve özeldurumların özeti • Türlerin değişmezliği genel inancının nedenleri • Doğal Seçme teorisinereye denli genişletilebilir • Teorinin benimsenmesinin Doğal Tarih çalışmalarındakisonuçları•Sonsözler

Bu kitap baştan sona bir kanıtlar zinciri olduğu için, başlıca olguları ve çıkarsamaları kısacaözetlemekokurakolaylıksağlayabilir.

Çeşitlenme(değişim)vedoğalseçmeyoluyladeğişiklikgeçirerektüremeteorisineönemlibirçokitirazyöneltildiğiniyadsımıyorum.Buitirazlaradeğerlerinitamolarakvermeyeçalıştım.İlkbakıştahiçbirşey,karmaşıkorganlarınveiçgüdülerin,insanaklındanüstünolmamaklabirlikteonabenzerolankuvvetlercedeğilde,herbiriüzerindebulunduğucanlıyayararlısayısızvehafifdeğişimlerinbirikimiyle yetkinleştirilmiş olduğuna inanmaktan daha güç değildir. Bununla birlikte,hayalgücümüze aşılmaz gibi gelen bu engel, şu önermeleri benimsersek, gerçek sayılamaz:Oluşumunveiçgüdülerinbütünparçaları,hiçdeğilsebireyselfarklargöstermektedir–yapıdakiyadaiçgüdüdekiyararlısapmalarınsaklanmasınayolaçanbirvarolmasavaşıvardır–ve,sonolarak,herorganınyetkindurumunda,herbirikenditüründeyararlıaşamalanmalarbulunabilir.Buönermelerindoğruluğutartışmagötürmezsanırım.

Kuşkusuz,özellikleçoktükenmeyeuğramış,kopukveeksikorganikvarlıkgruplarında,parçalarınbirçoğununhangi aşamalanmalarlayetkinleşmişolduğunukestirmekbile aşırıgüçtür; amadoğadaöyle çok garip aşamalanmalar görmekteyiz ki, bir organın ya da içgüdünün, ya da bütün yapının,bugünküdurumunayavaşyavaşvebirçokaşamadangeçerekulaşmışolamayacağını söylerkenpekdikkatliolmalıyız.DoğalSeçmeteorisineözelgüçlüklerçıkarandurumlarolduğukabuledilmelidir;bunlarınengariplerindenbiri,aynıtopluluktaişçiyadaeşeysizdişikarıncalarınikiyadaüçbelirginkastınınbulunmasıdır;amabugüçlüğünnasılgiderilebileceğinigöstermeyeçalıştım.

Çaprazlanançeşitlerhemenhemenevrensellikleverimliyken, ilk çaprazlanan türlerinbunakarşıtolaraknerdeyseevrenselliklekısırolmasıkonusunagelince,okuradokuzuncubölümünsonundakiözetebaşvurmasınısalıkvereceğim.Bence,oözet,sözkonusukısırlığın,farklıikiağacınbirbirineaşılanma yeteneksizliğinden daha özel bir Tanrı vergisi olmadığını; çaprazlanan türlerin üremesistemlerindekifarklarabağlıolduğunukesinliklegöstermektedir.Busonucundoğruolduğunuaynıtürün karşılıklı çaprazlanmalarından –yani, bir türün önce baba, sonra da ana olarak kullanıldığıçaprazlanmalardan– alınan sonuçların çok farklı olmasından anlıyoruz. İki-biçimli (dimorphic) veüç-biçimli (trimorphic) bitkilerin incelenmesi ve örnekseme (analogy) yoluyla gene aynı sonucavarıyoruz,çünkübiçimleruygusuz(illegitimate)olarakbirleşince,pekaztohumvermekte,vedölleriepey kısır olmaktadır; ve bu biçimler aynı kuşkusuz türdendir, ve üreme organları ve onlarınçalışmalarıayrıtutulursa,birbirindenhiçbirbakımdanfarklıdeğildir.

Yazarlarınpekçoğuçaprazlanançeşitlerinvemelezdöllerinindoğurganlığınınevrenselolduğunusavunmaklabirlikte,GaertnerveKölreutergibiönemliyetkilileringösterdikleriolgulardansonra,bunun böyle olduğu kabul edilemez. Denenmiş çeşitlerin pek çoğu evcillik koşullarında ortayaçıkmıştır; ve evcillik (bununla yalnızca tutukluluğu söz konusu etmiyorum), örneksemeli

düşünülürse, çaprazlanma sırasında ana-baba türlerin göstereceği kısırlığı gidermeye kesinlikleeğilimli olduğu için, evcilliğin onların çaprazlanan değişiklik geçirmiş döllerinde kısırlığa yolaçacağını beklememek gerekir. Kısırlığın giderilmesi, besbelli, evcil hayvanlarımızın çeşitlidurumlardaözgürceüremesinisağlayanaynınedenlerinsonucudur;buise,evcilhayvanlarımızınsıksıkdeğişenyaşamkoşullarınayavaşyavaşalışmışolmalarındanilerigelir.

Paralel bir çift olgu serisi, ilk kez çaprazlanan türlerin ve hibrit döllerinin kısırlığını aydınlatırgörünmektedir.Biryandan,yaşamkoşullarındakihafifdeğişmelerinorganikyaratıklaradinçlikvedoğurganlık kazandırdığına inanmak için sağlam gerekçe vardır. Aynı çeşidin farklı bireyleriarasındaki,vefarklıçeşitlerarasındakibirçaprazlamanındadölsayısınıartırdığını,veonlarairilikvedinçlikverdiğinibiliyoruz.Bu,özellikle,çaprazlananbiçimlerinbirazfarklıyaşamkoşullarınınetkisinde kalmış olmalarındandır; çünkü yorucu bir sıra denemeyle şunu kanıtlamış bulunuyorum:Aynı çeşitin bütün bireyleri kuşaklar boyunca aynı yaşam koşullarının etkisinde kalırsa,çaprazlanmadan doğan yarar çoğu zaman pek azalmakta ya da tümüyle ortadan kalkmaktadır. Bu,olgunun bir yüzüdür. Öte yandan, aşağı yukarı birbiçim koşulların etkisinde uzun zaman kalmıştürlerin,tutuklulukdurumundayeniveçokdeğişmişkoşullarınetkisineuğrayınca,sağlıklıkalmaklabirlikte kısırlaştıklarını biliyoruz. Bu, kararsız koşulların etkisinde uzun zaman kalan evcilürünlerimizdegörülmemekte,yadaancakpekazgörülmektedir.Bundanötürü,döllenmedenhemensonrayadaçokerkenbirçağdaölmeleri,yadayaşarlarsaepeykısırlaşmalarıyüzünden farklı ikitürün çaprazlanmasından doğmuş hibritlerin az sayıda olduğunu görürsek, bunun, onlar farklı ikioluşumun bileşimi oldukları için, yaşam koşullarında ortaya çıkmış büyük bir değişmeden ilerigelmesi pek olasıdır. Örneğin, evcil güvercin ya da köpek en farklı yaşam koşullarında özgürceürerken, bir filin ya da bir tilkinin, öz yurdunda tutukluluk koşullarında neden üremediğiniaçıklayacak olan kimse, çaprazlanan iki güvercin çeşidi, ve onlarınmelez dölleri tam döl verimigösterirkençaprazlanan iki türünveonlarınhibritdölleriningenelliklenedenkısırlaştığı sorusunudaaynızamandayanıtlayabilecekdurumdaolacaktır.

Değişiklik geçirerek türeme teorisinin coğrafi dağılım konusunda karşılaştığı güçlükler çetindir.Aynı türün bütün bireyleri, ve aynı cinsin, ya da hatta daha büyük bir grubun bütün türleri ortakatalardan türemiştir; bundan ötürü onlar, dünyanın ne kadar uzak ve ayrıklanmış kesimlerindebulunurlarsabulunsunlar,ardışıkkuşaklarıngeçişisırasındaheryereherhangibirnoktadanyayılmışolmak gerekir. Bunun nasıl olabildiğini çoğu zaman kestirebilecek durumda bile değiliz. Bununlabirlikte, bazı türlerin aynı türsel biçimi çok uzun (özellikle yıllara vurulunca çok uzun) dönemlerboyunca sürdürdüğüne inanmamız için gerekçe vardır, onun için türlerin çok yayılmış olmasıüzerinde gerektiğinden çok durmamalıdır; çünkü çok uzun dönemler sırasında herhangi bir yollayayılmakiçinherzamaniyibirşansolacaktır.Kopukyadakesikliyayılma,çoğuzaman,aradakalanbölgelerdekitürlerintükenmişolmasınayorulabilir.Yeniyerbilimseldönemlersırasındayeryüzününgeçirmiş olduğu büyük iklimsel ve coğrafi değişmeler üzerine enine boyuna bilgimiz olmadığıyadsınamaz;böyledeğişmelergöçüçoğuzamankolaylaştıracaktır.BunaörnekalarakBuzulÇağınınbütün dünyadaki aynı ve hısım türlerin dağılımında ne denli zorlu bir etkisi olduğunu göstermeyeçalıştım.Uygundüşen taşınmayollarınınbirçoğunuhenüzbilmiyoruz.Aynıcinsin farklı türlerininçok uzak ve ayrıklanmış bölgelerde yaşamasına gelince, değişiklik geçirme süreci zorunlu olarakyavaştır, onun için çok uzun bir dönemboyunca türlü göç yolları bulunabilmiş, ve bundan dolayıaynıcinsebağlıtürlerinçokyayılmasınıngüçlükleribelirlibirölçüdeazaltılabilmişolacaktır.

Doğal seçme teorisine göre her gruptaki bütün türleri bugün çeşitlerin yaptığına pek benzer birtarzdabirbirinebağlayansonsuzsayıdaarabiçimyaşamışolmakgerektiğiiçin,bugeçişselbiçimlerineden her yerde görmediğimiz sorulabilir. Bütün organik varlıklar niçin içinden çıkılmaz bir

karmaşagöstermemektedir?Yaşayanbiçimlerle ilgiliolarak,onlarıbirbirlerinedoğrudan doğruyabağlayan ara biçimler bulmayı beklemeye (seyrek bazı durumlar dışında) hakkımız olmadığıanımsanmalıdır; ama ancak yaşayan bir biçimle tükenmiş bir biçim arasındaki halkaları bulmayıumabiliriz. Uzun bir dönem boyunca sürekli kalmış, iklimi ve öbür yaşam koşulları bir türünyaşadığı bölgeden yakın hısım bir ikinci türün yaşadığı başka bir bölgeye geçerken sezilmedendeğişen geniş bir alanda bile, arada kalan alanlarda ara-çeşitleri çoğu zaman bulmayı beklemeyehakkımızyoktur.Çünkübircinsinherzamanancakbirkaçtürünündeğişmeyeuğradığınainanmamıziçin gerekçe vardır; öbür türler tümüyle tükenmekte ve değişiklik geçirmiş hiçbir dölbırakmamaktadır. Aynı ülkede, değişen türlerden yalnız birkaçı aynı zamanda değişir; ve bütündeğişiklik geçirmeler yavaş olur. Arada kalan alanlarda ara-çeşitlerin olsa olsa başlangıçtayaşadığını, ve onların her iki yandaki hısım biçimlere yerlerini kaptırmaya eğilimli olduğunu dagöstermiştim;çünküikinciler,çoksayıdavarolduklarıiçin,sayıcaazolanara-çeşitlerdengenellikledaha çabuk değişiklik geçirir ve gelişir; ve bu yüzden, ara-çeşitler zamanla yerlerinden olur vetükenir.

Dünyanınyaşayanvetükenmişcanlılarıarasında,veardışıkherdönemdetükenmişvehâlâyaşayantürlerarasındasonsuzsayıdageçişselbiçimintükenmesiniöngörenbuöğretiyegöre,heryerbilimseloluşumun böyle ara biçimlerle dolu olmaması neden ileri gelmektedir? Her taşıl kalıntı dermesi(collection) neden canlı biçimlerin aşamalı değiştiğini gösteren açık bir kanıt sağlamamaktadır?Kuşkusuz,yerbilimselaraştırmalarcanlıbiçimlerinpekçoğunubirbirineyaklaştırangeçişselbirçokbiçimineskidenyaşadığınıortayaçıkarmıştır,bununlabirlikteteoriyegöreeskivebugünkübiçimlerarasındabulunmakgerekensonsuzsayıdainceaşamalanmaolduğunugösterememiştir;vebu,teoriyeyöneltilmişitirazlarınengüçlüsüdür.Bundanbaşka,yalnızgörünüştedeolsa,hısımtürlerinardışıkyerbilimseltabakalardabirdenbireortayaçıkmasınedendir?Bugün,organikvarlıklarınyeryuvarlağıüzerindehesabagelmeyecekkadareskibirdönemde,eneskiKambriyumtabakalarınınoluşmasındançokönce,ortayaçıktığınıbiliyorsakda,nedenosisteminaltındaKambriyumtaşıllarınınatalarınınkalıntılarıyladolutabakalarbulmuyoruz?Çünküteoriyegöre,böyletabakalarındünyatarihininpekeskivehiçbilinmedikbirçağındaherhangibiryerdeçökelmişolmasıgerekir.

Busorularıveitirazları,yalnızca,yerbilimselbelgelerinyerbilimcilerinpekçoğununsandığındandadahaeksikolduğuvarsayımınadayanarakyanıtlayabiliyorum.Bütünmüzelerimizdekiörneklerinsayısı,yaşamışlıklarıtartışmagötürmeyensayısıztürlerinsayısızkuşaklarınaoranladüpedüzhiçtir.Kayagüvercini,kursağıvekuyruğubakımından,dölleriolanşişingengüvercinletavusgüvercininindoğrudan doğruya arasındadır, ve herhangi iki ya da daha çok türün ata-biçimi de bütün ıralarıbakımından hiç değilse kaya güvercini kadar, kendi değişiklik geçirmiş döllerinin arasındadır.Birtürün başka ve değişiklik geçirmiş bir türün atası olduğunu, o iki türü iyice incelemiş olsak bile,aralarındakigeçişselbiçimlerinçoğunubulmadıkçaanlayamayız.Veyerbilimselbelgelerineksikliğiyüzündenbudenliçokgeçişselbiçimbulmayıummayahiçhakkımızyoktur.İkiyadaüçyadadahabile çok geçişsel biçim bulunsaydı, ve onların farkları hiç denecek kadar olsaydı, bulunduklarıyerbilimseltabakafarklıysa,doğabilginlerininçoğu,özelliklebuyüzden,onlarıfarklıveyenitürlersayacaktı.Yaşayankuşkulubiçimlerpekçoktur,veonlarbelki çeşittir; amagelecekçağlardadoğabilginlerininbukuşkulubiçimlerinçeşitolupolmadığınıkararabağlamalarınısağlayacakkadarçokve taşıllaşmış geçişsel biçim bulunacağını bugün kim ileri sürebilir? Yerbilimsel araştırmalardünyanın ancak küçük bir kesiminde yapılmıştır. Yalnız belirli sınıflardan olan organik varlıklartaşıllaşmış durumda ve çok sayıda saklı kalabilmektedir. Bir kez oluşan türlerin birçoğu hiçbirdeğişme geçirmemekte ve değişiklik geçirmiş döller bırakmadan tükenmektedir. Ve türlerindeğişikliğe uğradıkları dönemler, yıllara vurulunca uzun olmakla birlikte, türlerin aynı biçimdekaldıkları dönemlere oranla kısa olmuş olabilir. Başat ve çok yaygın türler en sık ve en çok

çeşitlenenlerdir, ve çeşitler, başlangıçta çoğu zaman yereldir. Bu iki durum da, herhangi biryerbilimsel oluşumda geçişsel biçimlerin bulunması olasılığını çok azaltmaktadır. Yerel çeşitlerbüyükölçüdedeğişiklikgeçiripgelişinceyedekuzakbölgelereyayılmayacaktır;yayıldıkları,vebiryerbilimsel oluşumda bulundukları zaman, sanki orada birdenbire yaratılmış gibi görünecek, vedüpedüz yeni türler olarak sınıflanacaktır. Yerbilimsel oluşumların pek çoğunun birikimi kesikliolmuştur; ve onların kalımı, türsel biçimlerin ortalama kalımından kısa olmuş olabilir. Pek çokdurumda,ardışıkyerbilimseloluşumlararasındahiçbirizbırakmadangeçmişuzunzamanaralıklarıvardır;çünkütaşılcazenginveilerdekisüpürmeleredirenecekkalınlıktakioluşumlar,genelbirkuralolarak,ancakdenizdibininalçalmaktaolduğuyerlerdeveçökelen tortuçoksabirikebilir.Almaşan(alternate)yükselmedönemlerinden,vedüzeyindeğişmediğidönemlerdenbelgekalmayacaktır.Budönemlerboyuncacanlıbiçimlerdahaçokdeğişkenolabilecek,vealçalmadönemlerindedahaçoktükenebilecektir.

Kambriyumoluşumlarınınaltındataşılcazengintabakalarınbulunmamasınagelince,yalnızonuncubölümdeverilenvarsayımlayetinmekdurumundayım.Yani,kıtalarveokyanuslar,başdöndürücübirzamandanberiaşağıyukarıbugünküilişkin(relative)konumlarındakalmışolmaklabirlikte,bununhepböyleolmuşolduğunuvarsaymamıziçingerekçeyoktur;bundanötürü,bugünbilinenlerdendahaeskioluşumlarokyanuslarındibindegömülüduruyorolabilir.SirWilliamThomson’ınitirazı,yani,varsayılıorganikdeğişme içingezegenimizinkatılaşmasındanberigeçmişzamanınyeterolmadığıgörüşü, belki şimdiye dek ileri sürülmüşlerin en zorlularından biridir. Bu konuda yalnız şunlarısöyleyebiliyorum:Birincisi, yıllarla ölçülürse, bir türün ne kadar zamanda değiştiğini bilmiyoruz;ikincisi, filozofların çoğu, evrenin yapısı ve gezegenimizin içyapısı konusundaki bilgilerimizinonların geçmişi üzerinde güvenle kurguda bulunmamıza yeter olduğunu şimdilik kabul etmekistememektedir.

Yerbilimsel belgelerin eksik olduğunu herkes kabul edecektir; ama onların teorimizin gerekligördüğü ölçüde eksik olduğunu pek az kimse kabule eğilimli olacaktır. Zaman içinde yeterincegerilerebakarsak, yerbilimbütün türlerindeğişmişolduğunuortayakoymuştur; ve türler, teorininzorunlu gördüğü gibi, yavaş yavaş ve aşamalı değişmiştir. Bunu, birbirini izleyen yerbilimseloluşumlardaki taşıl kalıntıların, birbirinden uzak oluşumlardakilerden her zaman çok daha yakınhısımolmalarındananlıyoruz.

Teoriye karşı haklı olarak yöneltilmiş itirazların ve teorinin karşılaştığı güçlüklerin başlıcalarıbunlardır; bunların yanıtlarını ve açıklamalarını elimden geldiği kadar kısaca özetledim. Ve bugüçlüklerin ağırlığı altında yıllarca, ve onların ağırlığından kuşkulanamayacak kadar çok ezildim.Amadahaönemliitirazların,bilmediğimiziaçıkçaitirafettiğimizsorunlarlailişkiliolmasıözellikledikkate değer; ve ne denli bilgisiz olduğumuzu da bilmiyoruz. En basit organla en yetkin organarasındaki olanaklı geçişsel aşamalanmaları bilmiyoruz; bin yıllar boyunca yayılmanın çeşitliyollarınınnelerolduğunu,veyerbilimselbelgelerinhangiölçüdeeksikolduğunubildiğimizdeönesürülemez. Bu itirazlar önemli olabilir, ama bence, değişiklik geçirerek türeme teorisini yıkmayaaslayetmez.

Şimdidetartışmamızınöbüryanınıelealalım.Evcilleşmeninetkisindedeğişkenliğinçokolduğunugörüyoruz.Değişmişyaşamkoşullarıbununnedeni,yadahiçdeğilsebaşlatıcıgücüdür;amaçoğuzaman öylesine belirsiz bir tarzda böyledir ki, değişimlerin kendiliğinden olduğunu kabul etmeyekalkarız. Karşılıklı gelişim, büyümenin dengelenmesi, parçaların kullanılması ve kullanılmaması,çevrekoşullarınınbelirlietkisigibi...Evcilürünlerimizinhangiölçüdedeğişiklikgeçirmişolduğunusaptamakçokgüçtür;amabununbüyükölçüdeolduğu,vedeğişikliklerinuzunzamansoyaçekimle

iletildiği sonucunu güvenle çıkarabiliyoruz. Yaşam koşulları aynı kaldıkça, birçok kuşaktasoyaçekimle iletilegelmiş bir değişikliğin hemen hemen sonsuz sayıda kuşakta iletilegideceğineinanmamız için gerekçe vardır. Öte yandan, bir kez ortaya çıkan bir değişkenliğin evcilleşmeninetkisindeuzunbirzamandinmeyebileceğikanıtlanmıştır;değişkenliğinherhangibirzamandadinipdinmeyeceğini de bilmiyoruz, çünkü en eski evcil ürünlerimiz hâlâ arada bir yeni çeşitlertüretmektedir.

Gerçekte değişkenliğe yol açan insan değildir; insan, yalnızca, organik varlıkları bilmeden yenikoşulların etkisinde bırakmakta, ve o zaman doğa, oluşumu etkilemekte ve onun değişmesine yolaçmaktadır. Ama insan, doğanın kendisine sunduğu değişiklikleri seçebilmekte ve, seçmekte, veonları dilediği tarzda biriktirerek hayvanları kendi öz çıkarına ve beğenisine uydurmaktadır.Bunuyöntemliolarak,yadaenyararlıhayvanları,ırkıdeğiştirmeyihiçdüşünmeden,saklayarakbilinçsizolarak yapabilir, insanın, ardışık her kuşakta, alışkın olmayanbir gözün seçemeyeceği kadar hafiffarkları seçerek bir ırkın ırasını büyükölçüde etkileyebileceği kesindir.Bilinçsiz seçme süreci, enfarklıveenyararlıevcilhayvanırklarınınoluşmasındaönemlibiretkenolmuştur.İnsanıneldeettiğibirçokırkındoğaltürlerinırasınıbüyükölçüdetaşıdığını,onlarınçoğununyalnızcaçeşitmi,yoksakökenindenfarklıtürmüolduğukonusundakikaçınılmazkuşkulargöstermektedir.

Evcillik durumunda böylesine etkili olan bir ilkenin doğal durumda etkili olmamış olması içinhiçbirgerekçeyoktur.SürekliolarakyenilenenVarolmaSavaşı sırasındakayırılmışbireylerin sağkalmasında “seçme”nin güçlü ve hiç durmadan işleyen bir biçimini görüyoruz. Varolma Savaşı,bütün organik varlıkların geometrik oranla çoğalmasının kaçınılmaz sonucudur. Bu çok yüksekçoğalmahızı,birçokbitkininvehayvanın,özellikleelverişliyıllarbirbiriniizlediğizaman,veyenibir ülkede doğallaşınca çabucak üremesiyle saptanmaktadır. Yaşayabileceklerden çok bireydoğmaktadır. Terazinin gözündeki bir tohum, hangi bireylerin yaşayacağını ve hangilerininöleceğini, –hangi çeşidin ya da türün sayısının artacağını, ve hangisininkinin eksileceğini, ya dasonundahangisinin tükeneceğinibelirleyebilir.Aynı türünbireyleri birbirleriyleherbakımdan sıkıbir yarışa girdikleri için, en zorlu yaşama savaşı genellikle onlar arasında olacaktır; aynı türünçeşitleriarasındakisavaşdaaşağıyukarıaynıölçüdezorlugeçecek,veaynıcinsintürleriarasındakisavaş zorluluk bakımından onlardan sonra gelecektir. Öte yandan, savaş, doğadaki aşamalardabirbirlerineuzakkalanvarlıklararasındaçoğuzamançetinolacaktır.Belirlibireylerin,herhangibiryaştayadaherhangibirmevsimdekendileriyleyarıştıklarıbireylerekarşıhafifbirüstünlüğüolması,yadaçevrekoşullarınanedenliazolursaolsundahaiyiuyarlanması,zamanladengeyibozacaktır.

Ayrıeşeylihayvanlarda,pekçokdurumda,erkeklerarasındadişileriçinbirsavaşolacaktır.Endinçerkekler,yadakendiyaşamkoşullarıylaeniyisavaşmışolanlar,genellikleençokdölbırakacaktır.Amabaşarı,çoğuzaman,erkeklerinözelsaldırıyadasavunuaraçlarıolmasına,yadaalımlılığınabağlıolacaktır;vehafifbirüstünlükbaşarıyayolaçacaktır.

Yerbilim bütün karaların büyük fiziksel değişmelere uğradığını açıkça ortaya koyduğu için,organikvarlıklarındoğaldurumdadaevcillikdurumundaolduğugibideğiştiğinikabuledebiliriz.Vedoğaldurumdaherhangibirdeğişkenlikvarsa,doğalseçmeninkendinigöstermemesianlaşılmazbirolgu olur. Doğal durumda değişim tutarının tümüyle sınırlı bir nicelikte olduğu çoğu zaman önesürülmektedir, ama böyle olduğu kanıtlanamamaktadır. İnsan yalnız dış ıraları ve çoğu zamangönlünce etkilemekle birlikte, evcil ürünlerinde yalnız bireysel farkları toplayarak kısa süredeönemli sonuçlar almaktadır; ve türlerde bireysel farklar belirdiğini herkes kabul etmektedir. Amabütündoğabilginleriböylefarklardanbaşkasistematikçalışmalarındagösterilmeyedeğecekölçüdebirbirinden farklı doğal çeşitler olduğunuda kabul etmektedirler.Bireysel farklar ve belli belirsiz

çeşitlerarasında;yadadahabelirginçeşitlerlealt-türler,vetürlerarasındahiçkimseaçıkbirayırımyapmamıştır. Ayrı kıtalarda ve aynı kıtanın çeşitli engellerle ayrılmış farklı kesimlerinde, ve uzakadalarda,deneyimlikimidoğabilginlerininçeşit,kimilerinincoğrafiırkyadaalt-tür,vekimilerinindefarklıamayakınhısımtürlersaydığınedenliçokcanlıbiçimvardır!

Öyleyse, hayvanlarvebitkilerpekazvepekyavaşdaolsadeğişiyorsa, herhangibir yararı olandeğişimler ya da bireysel farklar, doğal seçmeyle ya da en uygunların kalımıyla neden saklanıpbiriktirilmesin?İnsankendineyararlıdeğişimlerisabırlaseçebiliyorsa,değişenvekarmaşıkyaşamkoşullarında canlı varlıkların kendilerine yararlı değişimler neden sık sık ortaya çıkmasın vesaklanmasın ya da seçilmesin? Her yaratığın yapısını, kuruluşunu ve alışkanlıklarını çağlardırşaşmadansınayan,iyiyikayıranvekötüyügeriçevirenbugüçsınırlanabilirmi?Hercanlıbiçimienkarmaşıkyaşamilişkilerineyavaşyavaşveçokgüzeluyarlayanbugüçiçinbirsınırgöremiyorum.Doğal Seçme teorisi, bundan ötesini araştırmasak bile, bana pek büyük ölçüde olası görünüyor.Teorinin karşılaştığı güçlükleri ve itirazları becerebildiğim kadar kısaca özetlemiş bulunuyorum.Şimdibuteoriyidestekleyenözelolgularıvekanıtlarıelealalım.

Türlerin yalnızca çok belirgin ve sürekli çeşitler olduğu, ve her türün önce bir çeşit olarakvarolduğu görüşüne göre, genellikle yaratmanın özel ürünleri olarak düşünülen türlerle ikincilyasalaragöreyaratılmışolduklarısöylenençeşitlerarasınanedenhiçbirayırıcıçizgiçekilemediğinianlayabiliyoruz. Aynı görüşe göre, bir cinsin birçok türünün türediği ve şimdi yetişmekte olduğuyerde, aynı türlerin nasıl birçok çeşit verdiğini de anlayabiliyoruz; çünkü tür oluşumunun etkinolduğuyerde,bununhâlâetkinolmasınıgörmeyibekleyebiliriz;veçeşitlerbaşlangıçdurumundakitürlerse, durum budur. Bundan başka, çok sayıda çeşit ya da başlangıç durumunda tür veren dahabüyükcinslerintürleri,çeşitlerinırasınıbelirlibirölçüdealıkor;çünküonlar,dahaküçükcinslerintürlerinde olduğundan daha az bir fark tutarıyla birbirlerinden ayrılır.Daha büyük cinslerin yakınhısım olan türlerinin yayılma alanları da sınırlıdır, ve onlar hısımlıklarından ötürü, başka türlerinçevresindeküçükgruplarhalindetoplanır.Veonlar,herikidurumdada,çeşitlerebenzer.Hertürünbaşlıbaşına yaratılmış olduğu görüşüne göre, bunlar garip olgulardır, ama her tür önce bir çeşitolarakvarolduysa,bunlarınanlaşılmayanbiryanıyoktur.

Her tür geometrikoranlaüreyerek aşırı çoğalmaya eğilimli olduğu için; veher türündeğişiklikgeçirmiş dölleri alışkanlıkları ve yapıları bakımından çok değişiklik geçirdikleri ölçüde çokçoğalacağı,vebundandolayıdoğaekonomisindekipekfarklıyerlerinbirçoğunuelegeçireceğiiçin,doğalseçmede,herhangibirtürünenfarklıdöllerinisaklamayasüreklibireğilimolacaktır.Bundanötürü,uzunsürmüşbirdeğişiklikgeçirmesırasında,aynıtürünçeşitlerineözgüküçükfarklar,aynıcinsintürlerineözgübüyükfarklaradönüşecektir.Yenivegelişmişçeşitler,dahaeskiveazgelişmiş,ve arada kalmış çeşitlerin yerini sürekli olarak alıp onları yok edecektir; ve böylece türler büyükölçüdefarklıvebelirginnesneler(object)olacaktır.Hersınıftakidahabüyükgruplardanolanbaşattürler, yeni ve başat biçimler türetecektir; bundandolayı, her büyükgrup daha da büyümeve aynızamanda ırayı daha da çok ıraksama eğilimi gösterecektir. Ama bütün tür gruplarının çoğalmasıböyle sürüp gidemeyeceği için (çünkü dünyaya sığmazlardı), daha başat gruplar daha az başatolanları yenecektir. Büyük gruplardaki bu daha da büyüme ve ırayı ıraksama eğilimi, kendisininkaçınılmazbirsonucuolan“tükenme”ilebirlikte,bütüncanlıbiçimleringruplarabağlıgruplarda,vebu grupların hepsinin de her zaman varolagelmiş birkaç büyük sınıfta yer almasını açıklar. BütüncanlılarınDoğalSistemadıverilenbugruplaşması,yaratmateorisinegöretümüyleanlaşılmazdır.

Doğalseçmeyalnızcahafif,ardışıkveelverişlideğişimleribiriktirerekişgördüğüiçin,büyükveani hiçbir değişiklik ortaya koyamaz; ancak ağır ve kısa adımlarla ilerleyebilir. Bundan ötürü,

bilgimizdekiherilerlemenindoğruladığı“Naturanonfacitsaltum”yasası,teorimizegörekesinlikleanlaşılırdır. Doğada aynı genel ereğe sonsuz çeşitli yollardan nasıl varıldığını anlayabiliyoruz:Çünkü bir kez edinilmiş bir özellik soya çekimle uzun zaman iletilir, ve önceden farklı tarzlardadeğişiklikgeçirmişorganlaraynıgenelamaçiçinuyarlanmakzorundakalır.Sözünkısası,doğanınnedenyenilikbakımındancimri,amaçeşitbakımındancömertolduğunuanlayabiliyoruz.Amahertürbaşlıbaşınayaratıldıysa,bununedenbirdoğayasasıolmakgerektiğinihiçkimseaçıklayamaz.

Banaöylegeliyorki,başkabirçokolgudateoriyegöreaçıklanabilir.Ağaçkakanbiçimindekibirkuşyerdekiböcekleriavlamakzorundaolsaydı;hiçyüzmeyenyadapekseyrekyüzenyaylakazınınayaklarında perde olmak gerekseydi; ardıç kuşuna benzeyen bir kuş su altında yaşayan böceklerlebeslenmekzorundaolsaydı;vebirfırtınakuşununbirdalıcı-martınınyaşayışınauyanalışkanlıklarıveyapısıolmakgerekseydi(sayısızbaşkaörnekverilebilir),nedenligaripolurdu!Oysa,hertürünhiçdurmadansayıcaçoğalmayaçalıştığı,vedoğalseçmeninhertürünyavaşyavaşdeğişendöllerinidoğada yurtlanılmamış ya da kötü yurtlanılmış herhangi bir yere uyarlamaya hep hazır olduğugörüşünegöre,buolgulargaripolmaktançıkar,hattaöngörülür.

Doğadagüzelliğinnedenbudenliçokolduğunudabelirlibirölçüdeanlayabiliriz;çünkübu,büyükölçüde,doğalseçmeyeyorulabilir.Güzellik,bizimgüzellikduyumuzagöre,bazıağılıyılanlara,bazıbalıklara, ve yüzleri çarpık bir insan yüzüne benzeyen yarasalara bakan herkesin kabul etmekzorundakaldığıüzere,evrenseldeğildir.Eşeyselseçme,erkeklere,vebazenkuşlarınvekelebeklerinerkeklerinevedişilerine,enparlakrenkleri,enalımlıçizgilerivebaşkabezeklerivermiştir.Kuşlardaerkek kuşun sesi, bizim kulağımıza olduğu kadar, dişi için de müzisel kılınmıştır. Çiçekler veyemişler, böceklerin çiçekleri kolayca görebilmesini ve dölleyebilmesini, kuşların tohumlarıyaymasınısağlamakiçin,yapraklarakarşıtçekicirenklerledonatılmıştır.Belirlirenklerin,seslerin,ve biçimlerin insanların ve hayvanların neden hoşuna gittiğini, yani en yalın biçimiyle güzellikduyusununilkinnasıledinildiğini,belirlikokularınvetatlarınilkinnasılhoşkılındığındandahaçokbilmiyoruz. Doğal seçme yarışmadan yararlanarak iş gördüğü için, her ülkedeki canlıları ancakyarıştıkları canlılara göre uyarlar ve geliştirir; herhangi bir ülkedeki türlerin, alışılagelen görüşegöre özellikle o ülke için yaratıldığı varsayılmakla birlikte, başka bir ülkeden getirilip oradadoğallaşmış ürünler yenilip yerlerini kaptırmasına şaşmamızın hiç gereği yoktur. Doğadaki bütündüzenlenişlerin, insan gözündeki düzenlenişin bile, bilebildiğimiz kadarıyla, kesinlikle yetkinolmamasına, ya da bizim uygunluk görüşümüze aykırı olmasına da şaşmamalıyız. İğnesinidüşmanınakarşıkullanmanınarınınkendiölümüneyolaçmasına;birtekişlemiçinpekçokerkekarıüretilmesine, ve sonra hepsinin işçi arılarca öldürülmesine; ana arının kendi doğurgan dişiyavrularına duyduğu içgüdüsel hınca; canlı tırtılların içinde beslenen tırtıl sineği (Icneumonidae)kurtçuklarına;yadabunlarabenzerbaşkaolgularaşaşmamızıngereğiyoktur.Doğalseçmeteorisinegöre,gerçektenşaşılacakşey,kesinyetkinliğingörülmediğidurumlarındahaçokolmamasıdır.

Çeşitlerinortayaçıkmasınıbelirleyenkarmaşıkveazbilinenyasalar,anladığımızkadarıyla,farklıtürlerin ortaya çıkmasını belirleyen yasalarla aynıdır. Fiziksel koşulların her iki durumda dadoğrudan ve belirli bir etkisi var görünmektedir, ama bu etkinin hangi ölçüde olduğunusöyleyemiyoruz.Bundanötürü,çeşitler,yeniherhangibiralanagirince,oranın türlerineözgübazııralarıuygundüştükçeüstlenir.Çeşitlerdede türlerdede,kullanılmanınvekullanılmamanınönemlibir etkisi var gibidir; çünkü, evcil ördeğinkiler gibi uçmayı sağlayamayan kanatları olanmankafaördeği;yadabazenkörolankazıcıtucu-tucu’yu,vesonra,gözlerideriyleörtülüolduğuiçinhepkörolan belirli köstebekleri; ya da Amerika’nın ve Avrupa’nın karanlık mağaralarında yaşayan körhayvanlarıincelediğimizzaman,bunukabuletmemekolanaksızdır.Çeşitlerdevetürlerde,karşılıklıdeğişim önemli bir rol oynar görünmektedir, bundan ötürü parçalardan biri değişiklik geçirince

öbürü de zorunlu olarak değişiklik geçirmektedir. Türlerde de çeşitlerde de, bazen, çok eskidenyitirilmiş ıralara dönüş olmaktadır.Yaratma teorisine göre, at cinsinin farklı türlerinde ve onlarınhibritlerinde, bazen, omuzlarda ve bacaklarda şeritler görünmesi ne denli anlaşılmazdır! Ve, butürlerinhepsinindeşeritlibiratadan,vebunungibi,farklıevcilgüvercinırklarınınkurşuni-mavivekara kuyruk şeritli kaya güvercininden türediğini kabul ettiğimiz zaman, bu olgu ne denli kolayaçıklanmaktadır!

Türlerinbaşlıbaşlarınayaratılmışolduğugörüşünegöre,türselıralar,yadaaynıcinsintürlerininbirbirlerindenayrıldığııralar,hepsinintaşıdığıcinsel(generic)ıralardanniçindahadeğişkenolmakgereksin?Örneğin,bircinsinherhangibirtürününçiçeğininrengi,ocinsinöbürtürlerininçiçekleribaşkabaşka renklerdeyse,hepsinin renkleriaynıolduğuzamankindenniçindahaçokdeğişebilmekgereksin?Türler yalnızca çokbelirginve ıraları büyükölçüdekalımlılaşmış çeşitlerse, buolguyuanlayabiliriz; çünkü onlar, ortak bir atadan ayrıldıklarından beri, birbirlerinden türsel olarakfarklılaştıkları belirli ıralar bakımından, önceden değişmiş bulunmaktadırlar; bundan dolayı, aynııralar, pek uzun bir zaman hiç değişmeksizin soyaçekimle iletilen cinsel ıralardan daha çokdeğişmeyeeğilimlidir.Aynıcinsinyalnızbirtüründeolağanüstügelişmiş,vebundandolayı(elimizdeolmadançıkardığımızsonucagöre)otüriçinpekönemliolanbirparçanınözellikledeğişkenolmakgerekmesi,yaratmateorisinedayanılarakaçıklanamaz;ama,bizimgörüşümüzegöre,oparça,farklıtürlerin ortak atalarından ayrılmalarından beri, olağanüstü bir değişkenlik ve değişiklik geçirdiğiiçin, onungenellikle hâlâ değişkenolmasını bekleyebiliriz.Amabir parça, örneğinyarasakanadı,pekalışılmamışbirtarzdagelişmişolabilir,vesözkonusuparça,ikincilbiçimlerinçoğundaortaksa,yani, çok uzun zamandır soyaçekimle iletilegelmekteyse, herhangi bir parçadan daha değişkenolmayabilir;çünkübudurumda,oparça,uzunsürmüşdoğalseçmeyledeğişmezkılınmışolacaktır.

Bazıları pek şaşırtıcı olan içgüdülere de bir göz atalım. İçgüdüler, ardışık, hafif ve yararlıdeğişikliklerin Doğal Seçme teorisine, vücuttaki parçalardan daha çok güçlük çıkarmamaktadır.Böylece, aynı sınıfın farklı hayvanlarınabaşkabaşka içgüdülerbağışlarkendoğanınnedenağır veaşamalı davrandığını anlayabiliyoruz. Aşamalanma ilkesinin balarısının o şaşırtıcı mimarlıkyetilerine hangi ölçüde ışık tuttuğunu göstermeye çalıştım. Kuşkusuz, içgüdülerin değişiklikgeçirmesinde alışkanlığın da çoğu zaman payı vardır; ama uzun sürmüş alışkanlığın etkilerinisoyaçekerek edinebilecek hiçbir döl bırakmayan eşeysiz böceklerde gördüğümüz gibi, alışkanlıkelbettezorunludeğildir.Amaaynıcinsinbütüntürlerininortakbiratadantürediği,vesoyaçekilmişbirçok ortak yanları olduğu görüşüne göre, çok farklı yaşam koşullarının etkisinde kalmış hısımtürlerinnasıl olupdahemenhemenbirbirinin aynıolan içgüdüleri izlediğini; örneğin, tropikalveılıman Güney Amerika’daki ardıç kuşlarının, yuvalarını neden Britanya’dakiler gibi çamurlasıvadığınıanlayabiliyoruz.İçgüdülerindoğalseçmeyleyavaşyavaşedinilmişolduğugörüşünegöre,bazı içgüdülerin yetkin olmamasına ve yanılabilmesine, ve birçok içgüdünün başka hayvanlarınzararınaolmasınaşaşmamızıngereğiyoktur.

Türler yalnızca çok belirgin ve kalımlı çeşitlerse, onların çapraz döllerinin ana-babalarınabenzerlikdereceleriveçeşitleri,ardışıkçaprazlanmalarlabirbirlerinisoğurmaları,vebunlarabenzerbaşka noktalar bakımından, neden kuşkusuz çeşitlerin çapraz dölleriyle aynı yasalara uymakgerektiğini hemen anlayabiliriz. Türler başlıbaşlarına, ve çeşitler ikincil yasalara göre yaratılmışolsaydı,bubenzerlikgaripbirolguolurdu.

Yerbilimsel belgelerin aşırı eksik olduğunu kabul edersek, o zaman, bu belgelerin bize sunduğuolgular değişiklik geçirerek türeme teorisini kuvvetle desteklemektedir.Yeni türler yavaş yavaş veuzun zaman aralıklarından sonra ortaya çıkmaktadır; ve eşit zaman aralıkları sonunda, farklı

gruplardaki değişme tutarı çok farklı olmaktadır. Organik dünyanın tarihinde pek belirgin bir roloynamışolan tükenme(türlerinve türgruplarının tükenmesi),doğalseçme ilkesininhemenhemenkaçınılmazbir sonucudur; çünküyenivegelişmişbiçimler eskilerinyerini almaktadır.Bayağı soyzinciri bir kez koptuktan sonra, artık ne tek tek türler, ne de tür grupları yeniden ortaya çıkabilir.Başat biçimlerin, döllerinin yavaş yavaş değişiklik geçirmesiyle aşama aşama yayılması, canlıbiçimlerin, uzun zaman aralıklarından sonra, sanki bütün dünyada birdenbire değişmiş gibigörünmesine yol açar. Her yerbilimsel oluşumdaki taşıl kalıntıların o oluşumun altındaki veüstündekioluşumlardabulunantaşıllarınbelirlibirölçüdearasındakalanbirıragöstermesi,onlarınsoy zincirindeki yerlerinin arada olmasıyla düpedüz açıklanır.Tükenmiş bütün varlıkların yaşayanbütün varlıklarla birlikte sınıflanabilmesi olgusu, bu önemli olgu, yaşayan ve tükenmiş bütünbiçimlerinortakbiratanınsoyuolmasınındoğalsonucudur.Türler,uzunsürentüremevedeğişiklikgeçirmesırasında ırayıgenellikle ıraksadığı için,dahaeskibiçimlerin,yadahergrubunatalarınınneden yaşayan biçimlerin çoğu zaman belirli bir ölçüde arasında kalan bir konumları olduğunuanlayabiliyoruz.Yenibiçimlere,genellikle,organlanmaaşamasıbakımındaneskibiçimlerdendahayukarıvarlıklargözüylebakılmaktadır;veyaşamasavaşında,dahayenivedahagelişmişbiçimler,daha eski ve az gelişmiş biçimleri yendiği için, onların daha yukarı olması da gerekir. Yenibiçimlerinorganlarıda,farklıgörevleriçingenellikledahaçoközelleşmiştir.Buolgu,sayısızcanlıvarlığın, bugün bile, basit yaşam koşullarına uymuş, basit ama yine de biraz gelişmiş yapıdaolmasıylatambiruzlaşmaiçindedir.Aynıolgu,türemeninheraşamasındayenivedahabasityaşamaalışkanlıklarına daha iyi uymaktan ötürü bazı biçimlerin organlanma bakımından gerilemesiyle deuzlaşmaktadır. Son olarak, hısım biçimlerin bir ve aynı kıtada çok uzun zaman kalımlı olması –Avustralya’dakeselilerin,Amerika’dadişsizlerindurumuvb.–yasasıanlaşılırdır;çünküaynıalanıntükenmişveyaşayanbiçimlerikökendenyakınhısımolacaktır.

Coğrafi dağılımı incelerken, eski iklimsel ve coğrafi değişmeler ve bilinmedik çeşitli yayılmayollarıdolayısıyla, çağlarboyunca,dünyanınbiryerindenbaşkabiryerinegöçlerolduğunukabuledersek, değişiklik geçirerek türeme teorisine göre, dağılımdaki başlıca olguların pek çoğunuanlayabiliyoruz. Organik varlıkların uzay içindeki dağılımlarında, ve zaman içindeki yerbilimselardışımlarında neden böylesine şaşırtıcı bir paralellik olmak gerektiğini kavrayabiliyoruz; çünküorganikvarlıklar,herikidurumdada,bayağısoybağıylabağlıkalmış,vedeğişiklikgeçirmeyollarıaynıolmuştur.Bütüngezginlerinşaşkınlıklagözlediğiolguyu,yani,aynıkıtada,enfarklıkoşullarda,sıcakta ve soğukta, dağlardave ovalarda, çöllerde ve bataklıklarda yaşayanve birkaçbüyük sınıfabağlı olan canlıların pek çoğunun açıkçahısımolmasını hiç eksiksiz anlayabiliyoruz; çünküonlaraynı ataların ve ilk göçmenlerin soyundandır.Aynı eski göç ilkesine, ve pek çok durumda onunlabirlikte değişiklik geçirmeye dayanarak, ve Buzul Çağının da yardımıyla, en uzak dağlardaki, vekuzeyin ve güneyin ılıman kuşaklarındaki bitkilerden birkaçının özdeşliğini, ve birçoğunun yakınhısımlığını; ve kuzeyin ve güneyin ılıman denizlerindeki bazı canlıların, okyanusun bütün tropikalkesimiyle birbirlerinden ayrılmışlarsa da, yakın hısımlıklarını anlayabiliyoruz. İki ülkenin fizikselkoşullarıaynı türlerinaradığıfizikselkoşullarapekyakınolabilir,bununlabirlikteo ikiülkeuzunzamanbirbirindenayrıkalmışsacanlılarınınpek farklıolmasına şaşmamızıngereğiyoktur; çünküorganizmaileorganizmaarasındakiilişkibütünilişkilerinenönemlisiolduğuiçin;veoikiülkeyebaşka başka dönemlerde ve farklı oranlarda göçmen gelmiş olacağı için, oralardaki değişiklikgeçirmetarzlarıelbettefarklıolmuşolacaktır.

Büyükgöçlerolduğu,veonlarınardındandeğişikliklergeçirildiğigörüşünedayanarak,okyanusadalarındanedenpekaztürbarındığını,amaonlarınçoğununnedenoralaraözgüyadayerlitürlerolduğunu açıklayabiliyoruz. Kurbağalar ve karasal memeliler gibi geniş okyanusları aşamayanhayvangruplarındanolan türlerinokyanusadalarındanedenbulunmadığını;veöteyandan,yenive

özel yarasa türlerinin, yani okyanusu aşabilenhayvanların, herhangi bir kıtadanpekuzak adalardaneden çoğu zaman bulunduğunu açıkça anlayabiliyoruz.Okyanus adalarında özel yarasa türlerininvarolması ve hiçbir karasal memelinin varolmaması gibi olgular, türlerin başlıbaşına yaratıldığıteorisiylehiçaçıklanamayanolgulardır.

Herhangi iki alanda yakın hısım ya da temsilci türlerin bulunması, değişiklik geçirerek türemeteorisine göre, aynı ata-biçimlerin eskiden her iki alanda da yaşamış olduğunu gösterir. Ve yakınhısımbirçoktürünayrıikialandayaşadığıheryerde,oalanlarınikisiiçindeortakolanbazıözdeştürlerinvarlığınıhemenhemenherzamanortayaçıkarıyoruz.Yakınhısımamafarklıbirçok türünolduğuyerde,aynıgrubabağlıkuşkulubiçimlerveçeşitlerbulunmaktadır.Heralandakicanlılarınoalana en yakın göçmen kaynağının canlılarıyla hısım olması, pek genel bir kuraldır. Bu şaşırtıcıhısımlığıGalapagosTakımadalarının, JuanFernandez’invebaşkaAmerikaadalarınınaşağıyukarıbütünhayvanlarıvebitkileriylekomşuAmerikaKıtasınınhayvanlarıvebitkileriarasında;CapedeVerde Takımadalarının ve öbür Afrika adalarınınkilerle Afrika’nınkiler arasında görüyoruz. Buolgununyaratmateorisinegörehiçbiraçıklamasıolmadığıkabuledilmelidir.

Daha önce gördüğümüz gibi, geçmişin ve bugünün bütün organik varlıklarının birkaç büyüksınıfta, gruplara bağlı gruplarda toplanabilmesi olgusu, ve tükenmiş grupların yaşayan gruplarınarasındakalması,doğalseçmeteorisiylebirliktedoğalseçmeninbelirtileriolantükenmeyeveıranınıraksamasına dayanılarak açıklanabilmektedir. Aynı ilkelerin yardımıyla, bazı ıraların sınıflamadaneden öbürlerinden pek çok daha yararlı olduğunu; canlı varlıklar için olağanüstü önemli olanuyarlanır (adaptive) ıraların sınıflamada neden hiç denecek kadar az önemli olduğunu; güdükparçalardanalınmış ıraların,oparçalarıncanlılarahiçbiryararıolmamaklabirlikte, sınıflama içinneden çoğu zaman pek değerli olduğunu; ve embriyonal ıraların neden çoğu zaman hepsindendeğerliolduğunu,anlayabiliyoruz.Bütünorganikvarlıklarınuyarlanır(adaptive)benzerliklerindenayırtedilmekgerekengerçekhısımlıkları,soyaçekimdenyadasoyortaklığındanilerigelmektedir.Doğal Sistem, kazanılmış fark derecelerinin çeşit, tür, cins, familya vb. terimleriyle gösterildiğisoybilimselbirsıralamadır;vebiz,enkalıcııralarınyardımıyla(bunlarneolursaolsun,vecanlınınyaşamasıiçinnedenliazönemliolursaolsun)soyçizgileriniortayaçıkarmakdurumundayız.

İnsan elindeki, yarasa kanadındaki, domuzbalığı yüzgecindeki, at bacağındaki kemik çatılarınınbenzerliği,–zürafanınve filinboyunlarındakiomurlarıneşit sayıdaolması–vebunlarabenzerpekçok olgu yavaş, hafif ve ardışık değişiklikler geçirerek türeme teorisiyle açıklanıvermektedir.Yarasanın pek farklı işlere yarayan kanatlarının ve bacaklarının –yengecin çenelerinin vebacaklarının –çiçeğin taçyapraklarının, erkek ve dişi organlarının modellerindeki benzerlik, busınıfların ilk atalarından birinde kökende benzer olan parçaların ya da organların yavaş yavaşdeğişiklik geçirdiği görüşüyle büyük ölçüde aydınlanmaktadır. Ardışık değişimlerin her zamanküçükyaştaortayaçıkmaması, veyaşamınerkenolmayanbirdöneminde soyaçekilerekedinilmesiilkesi,memelilerin,kuşların,sürüngenlerinvebalıklarınembriyonlarınınnedenpekbenzer,veerginbiçimlerininnedenpekbenzemezolduğunuaçıkçagöstermektedir.Havasoluyanbirmemelininyadakuşun embriyonunda, çok güzel gelişmiş solungaçlarının yardımıyla suda erimiş havayı soluyanbalıklarınembriyonlarındaolduğugibi,solungaçyarıklarıveilmikbiçimindedolananatardamarlarbulunmasınaşaşmaktanvazgeçebiliriz.

Bazendoğalseçmeyledesteklenmişkullanılmama,değişmişyaşamaalışkanlıklarıyadakoşullarıyüzünden yararsızlaşan organları çoğu zaman güdükleştirecektir; bu görüşe dayanarak, güdükorganların anlamını kavrayabiliyoruz.Ama kullanılmama ve seçme, ancak erginleşmiş ve yaşamasavaşındabütüngücünükullanmakgerekenheryaratığıgenellikleetkileyecek,vebuyüzden,yaşamın

ilk dönemi boyunca bir organa pek dokunamayacaktır; bundan ötürü, o organ yaşamın bu erkençağında köreltilmeyecek ya da güdükleştirilmeyecektir. Örneğin, buzağının diş etlerini asla yarıpçıkmayankalıtsaldişleriolması,eskibiratanınçokgüzelgelişmişdişleriolmasınınsonucudur;veergin hayvanın dişlerinin eskiden, dilin ve damağın, ya da dudakların, doğal seçmeyle onlarınyardımı olmaksızın otlamaya çok güzel uyarlanmış olmasından ötürü, kullanılmaya kullanılmayaküçüldüğüneinanabiliriz;oysadişlerbuzağıdaetkilenmedenkalmıştır,vesoyaçekimilkesinegöre,uygun yaşlarda soya-çekim yoluyla çok eski bir zamandan günümüze dek iletilegelmiştir. Herorganizmanın bütün parçalarıyla birlikte özel olarak yaratılmış olduğu görüşüne dayanılarak,embriyonalbuzağınındişleri,yadakınkanatlıbirçokböceğinkaynaşmışkınkanatlarıaltındaburuşupkalmışkanatlarıgibiyararsızlığınaçıkdamgasınıtaşıyanorganlarınböylesıksıkortayaçıkmasıhiçaçıklanamaz.Güdükorganlarla, embriyolojikvekökendeşyapılarla,doğanınbizekendideğişiklikşemasını açıklamaya uğraştığı söylenebilir, ama biz onun amacını anlayamayacak kadarkavrayışsızız.

Türlerinsayısızkuşaklargeçerkendeğişiklikgeçirmişolduğunabenigerçekteninandıranolgularıvedüşünceleriözetlemişbulunuyorum.Bu,özellikle,sayısız,ardışık,hafif,elverişlideğişikliklerindoğal seçimiyle sağlanmış, ve parçaların kullanılmasının ve kullanılmamasının kalıtsal etkileriyleönemlibir tarzda,vedışkoşullarındoğrudanetkisivebilgisizliğimizyüzündenbizekendiliğindenoluyorgibigörünendeğişimlerledeönemsizbir tarzda (yani,uyarlanmaylakazanılmışeskiyadayeni yapılarla ilişkili olarak) kolaylaştırılmıştır. Eskiden bu türlü değişimleri doğal seçmedenbağımsız olarak kalıcı yapı değişikliklerine yol açtıkları ölçüde değerlendirmediğim söyleniyor.Ama vardığım sonuçlar son zamanlarda pek yanlış anlatıldığı, ve türlerin değişiklik geçirmesiniyalnızdoğalseçmeyeyorduğumilerisürüldüğüiçin,buyapıtınilkbaskısındavedahasonrakilerde,aşağıdaki sözleri göze çarpan bir yere –yani, Giriş’in bitimine– koyduğumu söylememe izinverilebilir:“Doğalseçmenin,değişiklikgeçirmeninbiricikyoludeğilsebile,enönemliyoluolduğukanısındayım.” Bunun hiçbir yararı olmadı. Sürekli yanlış anlatmalar çok etkili olabilir; neyse kibilimtarihibuetkininuzunsürmediğinigösteriyor.

Yanlış bir teorinin, yukarda belirtilen çeşitli büyük olgu gruplarını doğal seçme teorisi gibi pekdoyurucu bir tarzda açıklayacağı hemen hemen hiç düşünülemez. Yakınlarda bunun güvenilir birkanıtlamayoluolmadığıönesürüldü;oysabu,yaşamınalışılagelenolgularınıniçyüzünüaraştırmadakullanılanbiryöntemdir;veenbüyükdoğafilozoflarıçoğuzamanbuyöntemikullanmışlardır.Işığındalgahareketiyleyayılması teorisine; vedünyanınyakın zamanlaradekhemenhemenhiçbir kesinkanıtıbulunmayanokendieksenindekidönüşüneolaninancaaynıyoldanvarılmıştır.Yaşamınözüyadakökeniproblemini,çokdahaçetinbirproblemi,biliminşimdiyedekhiçaydınlatmamışolması,geçerli bir itiraz değildir. Yerçekiminin özünün ne olduğunu kim açıklayabiliyor? Bugün, bubilinmedik çekim öğesinden çıkarılmış sonuçları kabul ederken hiç kimse duraksamıyor; oysaLeibnitz,Newton’u“felsefeyeanlaşılmazniteliklervemucizelersokmak”lasuçlamıştı.

Bukitapta sunulangörüşlerinherhangibir kimsenindinsel inançlarını sarsması için anlaşılır birgerekçe görmüyorum. Leibnitz, insanoğlunun bugüne dek yaptığı en büyük buluş olan çekimyasasınada“doğaldiniyıkmakta,vahyolmuşolanıyadsımakta”diyesaldırmışolduğunuanımsamak,bu türlü izlenimlerin ne denli geçici olduğunu göstermeye yeter. Ünlü bir yazar ve rahibin banayazdığınagöre,kendisi“o’nun,kendikoyduğuyasalarınyolaçtığıboşluklarıdoldurmakamacıyla,durmadan yenilenen bir yaratma eylemini gerekli gördüğü için, başka ve zorunlu biçimlerekendiliğinden gelişip dönüşebilen birkaç köken biçim yarattığına inanmanın Tanrılığa yaraşır biryücelikteolduğunuyavaşyavaşanlamayabaşlamış.”

Peki ama, denebilir, yaşayan en önemli doğa bilginlerinin ve yerbilimcilerin pek büyük birçoğunluğu, neden türlerin değişirliğine yakın zamana dek inanmıyordu? Doğal bir durumdakiorganik varlıkların hiç değişime uğramadığı öne sürülemez; uzun çağların geçişi sırasında ortayaçıkandeğişimtutarınınsınırlıbirnicelikteolduğusaptanamaz;türlerleçokbelirginçeşitlerarasındaaçıkbir ayırımyapılmamıştırveyapılamaz; çaprazlanan türlerinher zamankısır, veçeşitlerinherzamandoğurganolduğu, yada, kısırlığınözel birTanrı vergisi yadayaratılmış olmanınbelirtisiolduğuönesürülemez.Türlerindeğişmezürünlerolduğuinancı,dünyanınpekkısabirtarihiolduğudüşünüldüğüsürecezorunluolaraksürecekti.Artıkgeçmişzamanınuzunluğukonusundabirazbilgiedinmişbulunuyoruz,veyerbilimselbelgelerinbize türlerindeğişmesi–değişmişlerse–konusundaaçıkolgularveremeyecekkadareksikolduğunu,kanıtolmaksızın,varsaymayapekeğilimliyiz.

Amabir türün başka ve farklı türler türettiğine inanmak istemeyişimizin ana nedeni, aşamalarınıgörmediğimiz büyük değişmeleri hep yavaş yavaş kabul etmemizdir. Lyell, bugün hâlâ etkinolduklarını gördüğümüz etkenlerin denizden uzak yerlerdeki uzun yarları oluşturmuş ve büyükkoyakları (vadileri)oymuşolduğunu söylediği zaman,yerbilimcilerinbirçoğubunukabul etmektegüçlük çekmişti. Akıl, “bir milyon” yılın bile anlamını tümüyle kavrayamayabilir; aşağı yukarısonsuz sayıdaki kuşakların geçişi sırasında birikmiş hafif birçok değişikliğin bütün etkilerinihesaplayamazvegöremez.

Bu kitapta bir özet olarak bildirilen görüşlerin doğruluğuna kesinlikle inanıyorsam da, kafalarıyıllarcabenimkinekarşıtbiraçıdangörülmüşolgularladoludeneyimlidoğabilginlerinindebunlarainanmalarını beklemiyorum. Bilgisizliğimizi “yaratma planı”, “amaç birliği” vb. terimleriylegizlemek, ve bir olguyu yeniden anlatırken ona bir açıklama getirdiğimizi sanmak pek kolaydır.Açıklanmamış güçlüklere belirli bir sayıdaki olguların açıklamasından daha çok önem vermeyeeğilimli olan herkes, teorimi elbette reddedecektir. Kendilerine zekâ kıvraklığı bağışlanmış, vetürlerindeğişmezliğindenartıkkuşkulanmayabaşlamışbirkaçdoğabilginibukitaptanetkilenebilir;amageleceğegüvenlebakıyorum.Yetişmekteolangençdoğabilginleribusorununherikiyönünüdenesnel bir açıdan görebileceklerdir. Türlerin değişirliğine inanmaya başlayan herkes, bu kanısınıapaçık söylemekle yararlı bir iş görmüş olacaktır; çünkü bu konuyu baştan sona kaplamış olanönyargılarancakböyleliklegiderilebilir.

Seçkinkimidoğabilginleri,hercinstekionaylanmıştürlerdenbirçoğunungerçektürolmadığına;ama öbür türlerin gerçek tür olduğuna, yani onların başlıbaşına yaratılmış olduğuna inandıklarınıbildirdiler. Bu benim garibime giden bir çıkarsamadır. Doğa bilginlerinin çoğunun hâlâ özelyaratıklargözüylebaktığı,vekendilerinindeyakınzamanadeköylebaktıklarıogerçektürlereözgübütündışözellikleri taşıyanbirçokbiçimindeğişiklikgeçirerek türemişolduğunukabulediyorlar,ama aynı görüşü öbür hafif farklı biçimler için reddediyorlar. Bununla birlikte, hangilerininyaratılmış canlı biçimler, ve hangilerinin ikincil yasalara göre türemiş biçimler olduğunubelirleyebileceklerini, ya da hiç değilse kestirebileceklerini öne sürmüyorlar. Bir durumda gerçekneden(veracausa)kabulettiklerideğişimi,öbürdurumdakeyfiolarakbiryanaitiyorlar,vebunu,oikidurumarasındahiçbirfarkgöstermedenyapıyorlar.Bununönkanılarınkörlüğünegaripbirörnekolarak gösterileceği gün elbette gelecektir. Bu yazarlar, olağanüstü bir yaratma eylemi karşısında,bayağı bir doğumolayı karşısında şaşırdıklarından daha çok şaşırmış görünmüyorlar.Amadünyatarihinin sayısız dönemlerinde, belirli element atomlarının bir buyruk üzerine canlı dokularadönüşüvermiş olduğuna gerçekten inanıyorlar mı? Her yaratmada bir tek bireyin mi, yoksabirçoğunun mu yaratıldığına inanıyorlar? Sayısız bitki ve hayvan çeşitleri tohum ya da yumurtaolarakmı, yoksa tam gelişmiş olarakmı yaratıldı?Vememeliler, yaratıldıkları zaman, analarınındölyatağında gelişmiş olmanın izlerini taşıyorlar mıydı? Kuşkusuz, yalnız bir ya da birkaç canlı

biçim yaratılmış olduğuna inananlar, bu sorulardan bazılarını yanıtlayamaz. Kimi yazarlar, birmilyoncanlıvarlığınyaratılmasınainanmanınbircanlıvarlığınyaratılmasınainanmakkadarkolayolduğunu ileri sürmektedirler; amamaupertius’un o felsefi “en az eylem” beliti (axiom) bizi dahaküçük sayıları daha isteyerek kabul etmeye götürüyor; ve biz, her büyük sınıftaki sayısız canlıvarlıkların bir tek atanın soyu olmanın açık, ama aldatkan (deceptive), belirtileriyle yaratılmışolduğunaelbetteinanmakzorundadeğiliz.

Yukardaki ve başka yerdeki paragrafları ve doğa bilginlerinin her türün başlıbaşına yaratılmışolduğunainandıklarınıdolaylıolarakbelirtensözleri,bukonudakidüşüncelerineskidurumununbirbelgesiolarakalıkoydum;vebuyüzdençokkınandım.Amabuyapıtilkyayımlandığızaman,genelinanç kuşkusuz buydu. Daha önce, pek çok doğa bilginiyle evrim üzerine konuştum, vedüşüncelerimin paylaşıldığını gösteren bir belirtiye asla rastlamadım.Kimileri evrimi kabul etmişolabilirdi,amaozamanlaryasusuyor,yadadüşünceleriniöylesineçapraşıkbirtarzdaaçıklıyorlardıki,nedemekistediklerinianlamakhiçdekolayolmuyordu.Şimdiişlerdeğişti.Artıkhemenhemenbütün doğa bilginleri o büyük evrim ilkesini onaylıyorlar. Bununla birlikte, türlerin birdenbire,anlaşılmazbirtarzda,yenivekesinliklefarklıbiçimlertürettiğinisananlarhâlâvar.Ama,dahaöncegöstermeye çalıştığım gibi, büyük ve ani değişikliklerin kabul edilmesine zorlu kanıtlarla karşıçıkılabilir. Bilimsel bir görüşe göre, daha ileri araştırmalara yol açacağı için, eski ve pek farklıbiçimlerden birdenbire ve anlaşılmaz bir tarzda yeni biçimler türediğine inanmakla, eski inanca,türlerintopraktanyaratılmışolduğuinancınakarşıpekazbirüstünlüksağlanabilir.

Türlerindeğişiklikgeçirmesiöğretisininereyedekgenişletmekteolduğumsorulabilir.Bu,yanıtıgüçbirsorudur,çünküincelediğimizbiçimlernedenliçokolursa,soyortaklığınıgösterenkanıtlardasayıcaodenliazvedeğerceodenliönemsizolmaktadır.Amaolağanüstüönemlibazıkanıtlarpekilerileredekuzanmaktadır.Bütünsınıflarınbütünüyeleribirhısımlıkzinciriylebirbirinebağlıdır,vehepsi, aynı ilkeye göre, gruplara bağlı gruplarda sınıflanabilir. Taşıl kalıntılar, bazen, bugünkütakımlararasındakiçokbüyükboşluklarıdoldurmaktadır.

Güdükorganlar,eskibiratadatamgelişmişdurumdabulunduklarınıaçıkçagöstermektedirler;vebu,bazıdurumlarda,döllerdekideğişikliktutarınınolağanüstüolduğuanlamınagelmektedir.Bütünsınıflardaki çeşitli yapılar aynı modele göre oluşmuştur, ve embriyonun ilk dönemlerinde çokbenzeşmektedir.Bundanötürü,değişiklikgeçirerektüremeteorisininaynıbüyüksınıfınyadaâleminbütünüyelerinikucakladığındankuşkulanamam.Hayvanlarınençokdörtyadabeş,vebitkilerinaynısayıdayadadahaazatadantüremişolduğunainanıyorum.

Örnekseme(analogy)biradımdahailerlememi,yani,bütünhayvanlarınvebitkilerinbirtekköken-biçimdentüremişolduğunainanmamısağlar.Amaörneksemeyanıltıcıbirkılavuzolabilir.Bununlabirliktebütüncanlılarınkimyasalbileşiminde,gözeselyapısında,gelişimyasalarında,zararlıetkilerekarşı duyarlıklarında ortak olan yanları çoktur. Öyle ki, aynı ağının hayvanlardaki ve bitkilerdekietkisinin çoğu zaman aynı olduğunu, ya da mazı sineğinin salgıladığı ağının yaban gülünde vemeşedeaykırıgelişimlereyolaçtığınıgörüyoruz.Bütünorganikvarlıklarda–belki çokaşağıolanbazıları ayrı tutulursa– eşeysel üremede köklü bir benzerlik vardır. Bugün bildiğimiz kadarıyla,embriyonkeseciğihepsindeaynıdır.İkianabölümü–yani,hayvanvebitkiâlemlerini–bileelealsak,belirliaşağıbiçimleröylesinearadakalmaktadırki,doğabilginlerionlarıhangiâlemekoyacaklarınıtartışıpdurmaktadırlar.Prof.AsaGray’inbelirttiğigibi,“aşağıdenizyosunlarınınsporlarıveöbürüretkenparçalarıöncehayvansalvesonraaçıkçabitkiselbirvarlıkgöstermektedir”.Bundanötürü,böyle arada kalan bir biçimden, hem bitkilerin ve hem de hayvanların türeyebilmiş olması, doğalseçme ve ıranın ıraksaması ilkelerine göre inanılmaz görünmemektedir; ve böyle olduğunu kabul

edersek,yeryüzündeyaşamışveyaşayanbütünvarlıklarınbirtekilk-başlangıç(primordial)biçimdentüremişolabileceğinidekabul etmeliyiz.Amabuçıkarsamaözellikleörneksemeyedayanmaktadır,vekabuledilipedilmemesiönemlideğildir.Kuşkusuz,BayG.H.Lewes’inilerisürdüğügibi,yaşamınbaşlangıcındafarklıbirçokbiçimdeortayaçıkmışolabilir;böyleolduysa,onlardanancakbirkaçınındeğişiklik geçirmiş döller bıraktığı sonucunavarabiliriz.Çünkümemeliler, eklemliler (Articulata)vb.büyükgruplarınherbirininüyeleriyle ilgiliolarakbelirttiğimgibi,hergruptakibütünüyelerinbir tek atadan türemiş olduğunugösterenkesin kanıtlar, onların embriyolojik ıralarında, kökendeş(homologous)vegüdükorganlarındavardır.

BuyapıttageliştirdiğimveBayWallace’ındesteklediğigörüşler,yadatürlerinkökenikonusundabunlara benzer görüşler genellikle kabul edildiği zaman, doğal tarihte büyükbir devrimolacağınıbellibelirsizdeolsaöngörebiliriz.Sistematikçilerişleriylebugünkügibiuğraşabileceklerdir;amaşuyadabubiçimingerçekbir türolupolmadığıkonusundasüreklikuşkularıolmayacaktır.Buonlariçin –bunca deneyimden sonra ve kesinlikle inanıyorum ki– hiç de küçümsenecek bir kolaylıkdeğildir.Britanya’dakielliböğürtlentüründenbazılarınınyetkintürlerolupolmadığıkonusundakiobitip tükenmek bilmeyen tartışmadan vazgeçilecektir. Sistematikçiler, yalnız, herhangi bir biçiminbelirlenmeye yetecek kadar değişmez ve öbür türlerden farklı olup olmadığını; ve o biçimbelirlenebiliyorsa, farkların ona özel bir tür adı vermeye elverecek kadar önemli olup olmadığınısaptayacaklardır(buişkolayolacaktırdemekistemiyorumelbet).Buikincinokta,şimdiolduğundandaha çok göz önünde tutulacaktır; çünkü herhangi iki biçim arasındaki farklar (az bile olsa), araaşamalanmalarlabirbirinekarışıyorsa,doğabilginlerininpekçoğu,oikibiçimitürsayılmayauygunbulacaktır.

Bundansonraşunuitirafetmekzorundakalacağız;türlerleçokbelirginçeşitlerarasındakibiricikfark, ikincilerin bugün ara aşamalanmalarla birbirlerine bağlı olması, oysa türlerin eskiden öyleolmuşluğudur.Bundandolayı,bugünikibiçimarasındaaraaşamalanmalarbulunmasınınöneminidereddetmeden, onlar arasındaki farkların gerçek tutarını daha büyük bir dikkatle ölçmeyi ve onlaradaha yüksekbir değer biçmeyi başaracağız.Bugüngenellikle yalnızca çeşit oldukları kabul edilenbiçimlerinbundanböyleözeltüradlarıtaşımayayaraşırolduklarınınitirafedilmesipekolanaklıdır;veozamanbilimdiliylehalkdilibirbiriyleuzlaşacaktır.Sözünkısası,türleri,tıpkıcinslerikolaylıkolsundiyeustalıkladüzenlenmiştopluluklarolarakgörenveöyleelealandoğabilginlerininyaptığıgibielealacağız.Bu,sevindiricibirgörüşolmayabilir;amahiçdeğilse“tür”terimininbugünedekbulunmamışolanvebulunamayacakolan“öz”ünüboşyerearamaktankurtulacağız.

Doğal tarihin öbür ve daha genel dalları da büyük ölçüde ilginçleşecektir. Doğa bilginlerininkullandığı ilgi, hısımlık, tip ortaklığı, babalık (paternity), biçimbilim, uyarlanır (adaptive) ıralar,güdükveatılmışorganlarvb. terimler,eğretilemeli (metaphorical)olmaktançıkacak,veaçıkbireranlamkazanacaktır.Birkoyunaanlayışınıntümüyleötesindebirşeyolarakbakanyabanılbirinsanıngözüylebirorganikvarlığabakmaktanvazgeçtiğimizzaman,doğadakiherhayvanıvebitkiyiuzunbirtarihiolanbirvarlıkolarakgördüğümüzzaman;önemlibirmekanikbuluşu,emeğin,denemenin,sağduyunun,birçokişçininyanlışlarınıntoplamıolarakdüşündüğümüzgibi,herkarmaşıkyapıyıveiçgüdüyü de, ilgili oldukları canlıya yararlı birçok düzenlenişin toplamı saydığımız zaman; herorganik varlığı böyle ele aldığımız zaman, –deneyime dayanarak konuşuyorum– doğal tarihçalışmalarıçokçokdahailginçolur!

Değişimin nedenleri ve yasaları, karşılıklı-ilişki (correlation), kullanılmanın ve kullanılmamanınetkileri,dışkoşullarındoğrudanetkisivb.konularındahemenhemenhiçdokunulmamışbiraraştırmaalanıaçılacaktır.Evcilürünlerinincelenmesineolağanüstüönemverilecektir.İnsanıneldeettiğiyeni

birçeşit,bugünbilinentürlerinopekuzunlistesineeklenenyenibirtürdendahailginçbiraraştırmakonusu olacaktır. Sınıflamalarımız, elden geldiğince soybilimsel duruma getirilecek; ve o zaman,“yaratmaplanı”denenşeyigerçektengösterecektir.Belirlibiramacımızolduğuzaman,sınıflamanınkuralları elbette daha basit olacaktır. Elimizde bir soyağacı (pedigree) yok; ve doğal soykütüklerimizdeki o birbirlerini ıraksayan soy çizgilerini çok eskiden beri soyaçekimle iletilegelenhertürlüıranınyardımıylaortayaçıkarmamızgerekiyor.Güdükorganlar,çoktanyitipgitmişyapılarüzerine şaşmaz bilgiler verecektir. Sapık (aberrant) denen, ve bir bakıma “yaşayan taşıllar”diyebileceğimiztürlervetürgrupları,eskicanlıbiçimleringörüntüleriniortayaçıkarmamızayardımedecektir.Embriyoloji,herbüyüksınıfınilk-örneklerinin(prototype)yapılarını,birazbelirsizdeolsaçoğuzamanaydınlatacaktır.

Aynı türün bütün bireylerinin, ve pek çok cinsin yakın hısım türlerinin, çok eski olmayan birdönemde ortak bir ana-babadan türediğini, ve doğum yerlerinden göç ettiğini güvenle kabuledebilecek durumda olduğumuz zaman; ve çeşitli göç yolları konusundaki bilgilerimizsağlamlaşınca, o zaman, yerbilim iklimdeki vekaradüzeylerindeki eski değişmeler üzerinebugünverdiği ve ilerde vereceği bilgilerin ışığı altında, yeryüzündeki canlıların eski göçlerini güvenleizleyebileceğiz.Bugünbile,birkıtanınkarşıtyanlarındakidenizlerincanlılarıarasındakifarkları,veo kıtadaki çeşitli canlıların doğalarını bilinen göç yollarına göre karşılaştırarak yeryüzünün eskicoğrafyasıbirazaydınlatılabilmektedir.

Soylu yerbilim, belgelerin aşırı eksikliğinden ötürü görkeminden yitiriyor. Yerkabuğuna, içindegömülü kalıntılarla birlikte, iyi doldurulmuş bir müze gözüyle değil, tersine, rastgele ve uzunaralıklarla yapılmış yoksul bir derme (collection) gözüyle bakılmalıdır. Taşılca zengin her büyükoluşumun birikimi elverişli koşulların olağanüstü bir rastlaşması; ve birbirini izleyen tabakalararasındaki boşluklar uzun zaman aralıkları olarak değerlendirilecektir. Ama önceki ve sonrakiorganik biçimleri karşılaştırarak, bu zaman aralıklarının ne kadar sürdüğünü, az da olsa, güvenleölçebileceğiz. Canlı biçimlerin genel ardışımına göre, içlerinde özdeş birçok tür bulunmayanyerbilimsel iki oluşuma kesinlikle çağdaş oluşumlar gözüyle bakarken çok dikkatli olmalıyız.Türleridoğaüstüyaratmaeylemlerideğil,ağırişleyenvebugündevarolanetkenlerortayaçıkardığıveortadankaldırdığı için,veorganikdeğişmeninenönemlinedeni,yaniorganizmaileorganizmaarasındaki karşılıklı ilişki, değişmiş ve belki birdenbire değişmiş fiziksel koşullardan bağımsızolduğu için, bir organizmanın gelişimi öbürlerinin gelişimini ya da ölümünügerektirir; ve bununsonucu şudur: Birbirini izleyen oluşumlarda bulunan taşıllardaki organik değişme tutarı, geçmişgerçek zamanın değil, olsa olsa geçmiş ilişkin (relative) zamanın uygun bir ölçüsüdür. Bununlabirlikte, birtakım türler topluca korunarak uzun bir zaman topluca kalmış, oysa o sırada onlarınbirçoğuyeniülkeleregöçederekveyabancıcanlılarlayarışarakdeğişiklikgeçirmişolabilir;onuniçinorganikdeğişmetutarınıbirölçüolarakaşırıönemsememeliyiz.

Gelecekte, çok daha önemli araştırmalara açık alanlar görüyorum. Ruhbilim, Bay HerbertSpencer ’inşimdidenattığıtemele,herzihinselyetininvesığanın(capacity)ancakyavaşveaşamalıolarakedinilebildiğitemelinegüvenleoturtulabilir.İnsanınkökenivetarihidahadaaydınlanacaktır.

Çokünlüyazarlarhertürünbaşlıbaşınayaratılmışolduğuinancıylaseveseveyetinirgörünüyorlar.Bence,dünyanıneskivebugünkücanlılarınıntüremesininvetükenmesinin,tıpkıbireyindoğmasıveölmesi gibi ikincil nedenlerin sonucu olması, Yaradanınmaddenin özüne soktuğu yasalar üzerinebildiklerimizledahagüzelbağdaşmaktadır.Bütünorganizmalarıözelyaratıklarolarakdeğilde, ilkKambriyum tabakası birikmeden önce yaşamış birkaç canlının doğrudan doğruya dölleri olarakgördüğümzaman,bütüncanlılarbanayüceltilmeyeyaraşırgörünüyor.Geçmişebakarakgüvenleşu

sonuca varabiliriz: Yaşayan hiçbir tür, kendi kılığını değişmemiş olarak uzak bir geleceğeiletemeyecektir. Ve bugün yaşayan türlerden çok azı kendi dölünü çok uzak bir geleceğeiletebilecektir. Çünkü bütün organik varlıkların gruplaşma tarzı, her cinsteki türlerin çoğunun, vebirçok cinsin bütün türlerinin hiç döl bırakmadığını, ve tümüyle tükendiğini gösteriyor. Geleceğeşöyleönbilirce(kâhince)birgözatıpdiyebilirizki,hersınıfınbüyükvebaşatgruplarındanolan,çokyayılmışvesıkrastlanantürler,sonundaüstüngelecekveyeni,başattürlertüretecektir.Yaşayancanlıbiçimlerin hepsiKambriyumDöneminden önce yaşamış olanların doğrudan doğruya dölü olduğuiçin,kuşaklarınobilinenardışımıaslakesilmemiştir,vedünyayıtümüyleıssızbırakmışhiçbirtufanolmamıştır. Bundan ötürü, önümüzde güvenilir ve pek uzun bir geleceğin uzanmakta olduğunaduraksamadaninanabiliriz.Vedoğalseçmeyalnızhervarlığınyararınaolanlaveoamaçlaçalıştığıiçin,bedenselvezihinselbütünvergileryetkinleşmeyeeğilimliolacaktır.

Çeşitlibitkilerlekaplı,çalılıklarındakuşlarınötüştüğü,türlüböceklerinuçuştuğu;nemlitoprağındatırtılların, solucanların süründüğü bir yamaca bakıp, birbirinden böylesine farklı, ve birbirineböylesine karmaşık bir tarzda bağımlı ve ustalıkla yapılmış bütün o canlı biçimlerin, çevremizdeetkilerini sürdüreduran yasaların ürünleri olduğunu düşünmek ilginçtir. Bu yasalar –geniş biranlamda– Üreme ve Büyüme; Soyaçekim (hemen hemen üremenin kapsamında kalır); yaşamkoşullarının,veparçalarınkullanılıpkullanılmamasınındoğrudanvedolaylıetkilerininsonucuolandeğişkenliktir; üreme öylesine hızlıdır ki Yaşama Savaşına yol açar; ve bunun sonucu IranınIraksamasınıveazgelişmişbiçimlerintükenmesinizorunlukılanDoğalSeçmedir.Böylece,doğanınsavaşından, açlıktan ve ölümden, düşünebildiğimiz en yüce ereğe, daha yukarı hayvanlarınoluşmasınavarılır.Yaradanınbaşlangıçtabütünözünübirkaçyadabirbiçimeüfürdüğüyaşamıböyleanlayan ve bu gezegen çekimin değişmez yasasına göre dönüp dururken, böylesine basit birbaşlangıçtanengüzel,enolağanüstübiçimlerin türemişve türemekteolduğunukavrayanbuyaşamgörüşündegerçektenyücelikvardır.

[1] Aristoteles,Physicae Auscultationes’ta (lib. 2, cap. 8, s. 2) yağmurun ekinleri büyütmek içinyağmadığıgibi,çiftçininharmandakiürününüçürütmekiçindeyağmadığınısöylediktensonra,aynıkanıtlamayıorganlanmayauygulamaktave (buparagrafıbanagösterenBayClairGrece’inyaptığıçeviriye göre) şöyle demektedir: “Örneğin ön dişler, gerekli olduğu için keskindir, yiyecekleriparçalamayauyarlanmıştır;azılaryayvandır,yiyecekleriçiğnemeyeyarar;mademkibuamaçlaböyledeğillerdir, bu durum rastlantının sonucudur. Bir amaç için bir uyarlanma olarak görünen öbürparçalarındurumudaböyledir.Bundanötürü,neredeolursaolsun,sankibirşeyuğrunavarmışgibigörünenbütünşeylerin(yanibirbütününbütünparçalarının)biriçkendiliğindenlikledurumauygunyapılmışolanlarıkorundu;veböyleyapılmamışolanlarıyokoldu,vehâlâyokolmaktadır.”Buradadoğal seçme ilkesinin anıştırıldığını görüyoruz; ama Aristoteles’in dişlerin oluşumu üzerinesöyledikleri,onunbuilkeyitamolarakkavramaktannedenliuzakolduğunugöstermektedir.

[2] Lamarck’ın görüşlerini ilk açıkladığı tarihi [1801, -ç.] Isid. Geoffroy Saint Hilaire’in aynıkonudakigörüşlerinçokgüzelbir tarihiolankitabından (Hist.Nat.Generale,vol. ii, s.405,1859)aldım. Bu yapıtta, Buffon’ın kanıları üzerine ayrıntılı bilgi verilmektedir. Dedem Dr. ErasmusDarwin’in1794’teyayımladığıZoonomia’sında (vol. i, s.500-510)Lamarck’ıngörüşleriniveonunyanlışgerekçeleriniöncedenvebüyükölçüdeortayakoymuşolmasıdikkatedeğer.Isid.Geoffroy’agöre 1794 ve 1795 yıllarında yazılmış, ama çok sonra yayımlanmış bir yapıtın giriş bölümündebelirtildiği gibi, hiç kuşkusuzGoethe de bunlara benzer görüşlerin aşırı bir savunucusuydu:Doğabilginlerinin gelecekteki sorununun, örneğin, sığırların boynuzlarının ne işe yaradığı değil, nasıledinildiğiolacağıüzerindeözellikledurmuştu(GoethealasNaturforscher,Dr.KarlMeding,s.34).Bu, benzer görüşlerin hemen hemen aynı zamanda ortaya konmasına oldukça garip bir örnektir;Almanya’daGoethe,İngiltere’deDr.Darwin,veFransa’da(hemengöreceğimizgibi)GeoffroySaintHilaire,1794-95yıllarında,türlerinkökenikonusundaaynısonucavarmışlardır.

[3]Bronn’unUntersuchengenüberdieEntwickelungsGesetze’deverdiğikaynakyapıtlardan,ünlübitkibilimciveeskivarlıkbilimciUnger ’in türleringeliştiğinevedeğişikliğeuğradığına inandığını,1852’deaçıkladığıanlaşılmaktadır.D’AltondaPanderileortaklaşayazdıklarıTaşılTembelhayvanlarkonulu yapıtta, buna benzer bir görüş öne sürmüştür. Çok iyi bilindiği gibi, Oken da, gizemsel(mystical)yapıtında,Natur-Philosophie,benzergörüşlerisavunmuştur.Godron’unSurl’Especeadlıyapıtındaverdiğikaynaklardananlaşıldığınagöre,BorySt.Vincent,Burdach,PoiretveFries,hepside,yenitürlerinsürekliolaraktürediğineinanırgörünmektedir.

Türlerindeğişiklikgeçirdiğineinanan,hiçdeğilseayrıayrıyaratmaeylemlerineinanmayanvebuKısaTarih’teadıgeçenotuzdörtyazardanyirmiikisinindoğaltarihinveyerbiliminözeldallarındayapıtvermişolduğunudaanmakisterim.

[4]Protean:Proteusgibiolananlamında.Proteus,dilediğibiçimegireneskibirdeniztanrısıdır.-ç.

[5]Yaşambilimde, görevleri aynı ya da benzer olan organlara ve yapılara “analogous” denir. Busözcüğü, yalnız bir yaşambilim terimi olarak, “görevdeş” diye çevirmeyi uygun bulduğumuz için,“analogicalvariation”için“görevdeşdeğişim”karşılığınıkullanıyoruz.Sudayaşamayauyarlanmışmemelibirhayvanolanbalinanıngövdesiveönayakları,balığıngövdesiveönayaklarıgibigörevyapmaktanötürüdeğişikliğeuğramıştır.Bununsonucuolarak,balinanıngövdesibalıkgövdesine,önayaklarıbalıkyüzgeçlerine,kuyruğuyataybirbalıkkuyruğunabenzemiştir. (Balinanınartayaklarıkörelmiştir.) Bununla birlikte, balinanın böyle değişmesinde görevin yanı sıra soy ortaklığının dapayıvardır.

“Analogous”sözcüğü,açıkseçikbuanlamageldiğisürece“görevdeş”diyeçevrilmiştir.-ç.

[6]Hibrit (İngilizcehybrid,Latincehybridamelez demektir).Darwin, türlerin çaprazlanmasındandoğanürünlere“hybrid”,veçeşitlerinçaprazlanmasındandoğanlara“mongrel”demektedir.Mongreldemelez anlamına gelen bir sözcüktür.BunlarınAlmanca karşılıkları “Bastard” ve “Blendling”tir.ÇevirideDarwin’inyoluizlendi,hibrid(hybrid)terimialıkondu,“mongrel”ise“melez”diyeçevrildi.“Çapraz”bazenhibritivemeleziiçerengenelbirterim,bazendeonlardanbirianlamınakullanılanbirterimolmaktadır.-ç.