CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI...

96
T.C DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ( TÜRK-İSLÂM EDEBİYÂTI) ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ CEVRÎ İBRAHİM ÇELEBİ VE HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI ESERİ Sema GÜLMEZ Danışman Prof. Dr. Hüseyin ELMALI İZMİR–2006

Transcript of CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI...

Page 1: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

T.C DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI

( TÜRK-İSLÂM EDEBİYÂTI) ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

CEVRÎ İBRAHİM ÇELEBİ VE HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI ESERİ

Sema GÜLMEZ

Danışman Prof. Dr. Hüseyin ELMALI

İZMİR–2006

Page 2: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

I

Yemin Metni

Tezsiz Yüksek Lisans projesi olarak sunduğum “Cevrî İbrahim Çelebî Ve

Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn Adlı Eseri” adlı çalışmanın, tarafımdan, bilimsel ahlak

ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve

yararlandığım eserlerin bibliyografyada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf

yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

Tarih

..../..../.......

Adı SOYADI

İmza

Page 3: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

II

YÜKSEK LİSANS TEZ SINAV TUTANAĞI

Öğrencinin Adı ve Soyadı : Sema GÜLMEZ Anabilim Dalı : İslam Tarihi ve Sanatları Programı : Tez Konusu : Cevrî İbrahim Çelebî ve Hilye-i Çihâr-Yâr-ı

Güzîn Adlı Eseri Sınav Tarihi ve Saati : Yukarıda kimlik bilgileri belirtilen öğrenci Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün …………………….. tarih ve ………. Sayılı toplantısında oluşturulan jürimiz tarafından Lisansüstü Yönetmeliğinin 18.maddesi gereğince yüksek lisans tez sınavına alınmıştır. Adayın kişisel çalışmaya dayanan tezini ………. dakikalık süre içinde savunmasından sonra jüri üyelerince gerek tez konusu gerekse tezin dayanağı olan Anabilim dallarından sorulan sorulara verdiği cevaplar değerlendirilerek tezin, BAŞARILI Ο OY BİRLİĞİ ile Ο DÜZELTME Ο* OY ÇOKLUĞU Ο RED edilmesine Ο** ile karar verilmiştir. Jüri teşkil edilmediği için sınav yapılamamıştır. Ο*** Öğrenci sınava gelmemiştir. Ο** * Bu halde adaya 3 ay süre verilir. ** Bu halde adayın kaydı silinir. *** Bu halde sınav için yeni bir tarih belirlenir. Evet Tez burs, ödül veya teşvik programlarına (Tüba, Fullbrightht vb.) aday olabilir. Ο Tez mevcut hali ile basılabilir. Ο Tez gözden geçirildikten sonra basılabilir. Ο Tezin basımı gerekliliği yoktur. Ο JÜRİ ÜYELERİ İMZA ………………………… □ Başarılı □ Düzeltme □ Red …………… ………………………… □ Başarılı □ Düzeltme □ Red ………......... ………………………… □ Başarılı □ Düzeltme □ Red ….…………

Page 4: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

III

ÖZET

Tezli Yüksek Lisans Projesi

Cevrî İbrahim Çelebî ve Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn Adlı Eseri

Sema GÜLMEZ

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü

İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı

17. yy Osmanlı İmparatorluğu için, içtimâi ve idârî hayat açısından bir gerileme

dönemi olarak görülse de, özellikle şâir sultanların himayesinde yetişen meşhur âlimler

sayesinde mimarî, mûsikî, şiir, coğrafya, tarih, tezkire alanlarında yükselişin devam

ettiği bilinen bir gerçektir.

Cevrî İbrâhim Çelebi de bu yüzyılın ilk yarısında hattatlığı ve şâirliğiyle şöhrete

kavuşan ve o dönemde adından lâyıkıyla söz ettiren önemli bir şahsiyettir.

Mevlevîlik Tarîkatı terbiyesiyle olgunlaşan Cevrî’nin eserlerinde, mensubu

olduğu tarîkatın tekkelerinden oldukça feyz aldığı âşikârdır. Cevrî kendi dönemini iyi

gözlemleyecek derecede, dînî ve tarihî bilgiye sahip birisidir. Bunun yanında lirik ve

didaktik üslûbuyla nazmettiği güzel beyitlerini Arapça, Farsça kelime ve terkiplerle

süsleyip sâde ve akıcı bir Türkçe ile ifâde etmekte mâhir, üretken, anlaşılır, sevilen bir

şairdir.

Dîvan Edebiyâtının nazım türlerinden gazel, kasîde, terkîb-i bend, tercî-i bend,

mesnevî, tarih beyitleri, tabiât kıt’aları tarzında eserler ortaya koymuştur.

Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn’de Cevrî, Tevhîd, Nâ’t, ve Mukaddime’den sonra

dört halîfeyi tasvîr eden ve hadis kaynaklarından derlediği, Arapça mensûr ifâdelerle

konuya yaptığı kısa bir girişin ardından, bu ifâdeler ışığında onların övgülerle süslediği

şemâilini manzum olarak daha deteylı bir şekilde ele alır. Cevrî, yazdığı mesnevînin

hâtimesinde de kısmında; “Hz. Peygamber ve ashâbını överek dünyada sevap

kazanmayı murâd ettim” ifâdeleriyle amacını ortaya koyar. Şâir, 145. beyit olan tarih

mısrâıyla Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn’’i tamamlar.

Anahtar Kelimeler: 1) Cevrî İbrahim Çelebî 2) Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn

3) Tasavvuf Edebiyatı 4) Mesnevi 5) Mevlevilik

Page 5: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

IV

ABSTRACT

The Thesis of Master

Cevrî Ibrahim Celebî and His Text “Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn”

Sema GÜLMEZ

Dokuz Eylul University

Institute Of Social Sciences Department Of Islamic History And Arts

Although 17th century seems a regression period on social and administrative

life for Ottoman Empire, it is a known fact that the ascension continued in

architecture, music, poetry, geography, history, and bibliography fields thanks to

distinguished intellectuals grown up under the auspices of especially sultans who are

at the same time poets.

Cevrî İbrahim Çelebî is an important person who acquired a reputation and

made a name for himself by being a penman and poet in the first half of this century.

Cevrî made his living as a clerk in divan in the beginning and soon quitting his

duty he made a living by penmanship.

In Cevrî’s works, reaching his maturity with stern religious orders of Jalal al-

Din al-Rûmî, it is clear that he was inspired by dervish lodges of the mysticism that

he was related to.

He composed several works in the style of versification types of Dîvan

Literature such as; ghazals, encomiums, terkîb-i bent, tercîh-î bent, mesnevî,

historical verses and natural verses.

In Hilye-i Cihâr-Yâr-ı Güzîn, Cevrî after joinder, eulogy and preamble, praises

the four caliphs with poems after describing them shortly in prose in Arabic. In

conclusion part of his mesnevi, Cevrî states his aim telling that “I desired to acquire

good deed in the world by praising the prophet and his caliphs. The poet submits his

work to society’s appreciation regulating it with historical verse, completing in 145

verses.

Key World: 1) Cevrî İbrahim Çelebî 2) Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn

3) Sufistic Literature 4) el-Masnawi 5) Mawlawiyya

Page 6: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

V

ÖNSÖZ

XVII. yy. Osmanlı imparatorluğunda sosyal ve siyasal alandaki zayıflıklar ve

otorite boşluğu, idârî ve mâlî düzensizlikten dolayı duraklamayı hazırlayan sebeplere

zemin hazırlarken, İstanbul’da özellikle de saray ve sarayla ilişkili çevrelerde

sanatçılar takdir ile ihyâ edilerek bir önceki devrin devâmı olarak sanat eserleri

üretilmeye devâm etti. Tekke-Medrese çatışmasının sürmesi, medresenin

işleyişindeki gerilemeler özellikle Mevlevî Tekkelerinin revaç bulmasında tesirli

oldu. Aynı zamanda şâirler, sundukları şiirleriyle sultanlardan gereken ilgi ve iltifatı

gördüklerinden Dînî –Tasavvufî Edebî türdeki eserlerini vermeye devam ettiler.

Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn de böyle bir dönemde, Cevrî tarafından, Hilye-i

Hakânî’ye gıpta edilerek, Peygamber ve ashâbını övmekle sevap kazanmak ve

gelecek nesiller tarafından hayırla anılmak arzusuyla yazılmıştır.

Tasavvuf Edebiyâtında, dört halîfenin vasıflarını anlatan ve Hilye-i Çâr-Yâr adı

verilen eserler oldukça önemli bir yer tutar. Cevrî’nin Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn’

adlı mesnevîsi de Mesnevî tarzına göre yazılan, kısa olmasına rağmen Hulefâ-i

Râşidîn hakkında yazılan hilyeler arasında en meşhur olanıdır. Edebiyât tarihimizde

oldukça ilgi gören bir eser olması hasebiyle Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn’in, edisyon

kritiğini yapıp günümüz Türkçesine uygun nesre çevirisi ve metin-muhtevâ ve

tahlîlinin yapılması düşüncesiyle bu çalışmayı hazırladık.

Bilindiği gibi, Türklerin İslâmı kabûlü, onların sosyal, siyasal, ekonomik,

mimârî vb. pek çok alanına tesir ettiği gibi edebiyâta da kaynağı, Kur’an ve Hadisler

olan edebî eserlerin yazılmasına sebep olmuştur. Allah ve peygamber sevgisiyle dînî-

edebî muhtevâlı, mesnevî, kasîde, gazel, murabbâ, kıt’a, terkîb-i bend, tercî-i bend,

müstezat tarzında Tevhîd, Münâcât, İlâhî, Nâ’t, Mevlîd, Mi’râciye, Hilye gibi eserler

veren çok sayıda şâir yetişmiştir. Bunlar eserlerinde aruzun çeşitli kalıplarını

mahâretle kullanmışlardır.

Manzum ve mensur olarak yazılan Hilyeler, edebiyatımızda önemli bir yere

sahiptir. Özellikle Hâkânî’nin(ö: 1606) Hilye-i Saâdet’i manzum hilyelerin en

mükemmelidir. Cevrî, Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn’’ mesnevîsi ile Dînî-Tasavvufî

Edebiyât târihimizde Hâkânî’den sonra isminden ençok söz edilen şâirimiz olmuştur.

Page 7: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

VI

Cevrî ve Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn’ine de değinen birkaç çalışma yapılmıştır.

İlk defa ‘‘İbrahim Cevrî Çelebi’nin Hayâtı, Şahsiyeti-Eserleri ve Hilye-i Çihâr-ı Yâr-

ı Güzîn’in Edisyon Kritiği’’ adlı bir çalışma Sadık Erdem tarafından bitirme tezi

olarak yapılmıştır. Hüseyin Ayan, Cevrî’yi, hayatı, ve eserleriyle birlikte Dîvânının

tenkitli metnini ilmî bir çalışma olarak edebiyâtımıza kazandırmış, Eserlerinden

bahsederken Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn’ine de yer vermiştir.

Kütüphanelerimizde Hilye-i Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn’nin tesbit ettiğimiz birçok

nüshası vardır. Osmanlı Döneminde üç defa da basılmış olması halkımız tarafından

çok beğenildiğini göstermektedir.

Bugüne kadar yapılan çalışmalar sonucu ortaya konan bilgiler ışığında

Cevrî’nin hayatı ve eserleri hakkında birçok veri elde edilmiş ve yayımlanmıştır. Biz

de onun hayatı ve eserleri hakkında bilgi verirken bunlardan istifâde ettik.

Sadeleştirilmesi ve tahlîli üzerinde durmayı tercih ettik.

Cevrî ve Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn ile ilgili bu çalışmamız Giriş ve iki

bölümden oluşmaktadır:

Girişte, Türk Edebiyâtında önemli bir yere sahip olan hilye türü hakkında

bilgiler verdik.

I. Bölümde; Cevrî’nin, yaşadığı dönem hakkında sosyal-kültürel-siyâsî açıdan

bilgi verdik. Hayâtını, tahsili ve mesleği bakımından yetişmesinde tesiri olan

etmenlerle birlikte sunup, eserlerini tanıtmaya çalıştık. Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn

Mesnevîsi’nin kütüphanelerimizde mevcut nüshalarını sıraladık. Eserin basmaları

hakkında bilgi verip, Hilye ile ilgili olarak yapılan çalışmalara değindik.

II. Bölümde, Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzin’in transkripsiyon metnini hazırladık,

nesre çevirdik ve tahlîli ile ilgili bilgiler verdik. Bu bölümde, transkripsiyon

metninden sonra, nesre çevirisi vardır. Hilye-i Cevrî’ de kullanılan Esmā-i Hüsnâ’yı,

metinde geçen ayetleri, hadisleri tesbit ettik ve kaynaklarını verdik. Ayrıca Hilye-i

Cevrî’nin asıl konusunu oluşturan dört halîfe hakkında peygamberimizin sözlerini de

tesbit ettik.

Böyle bir çalışmayla Cevri’nin bu eserinin günümüz insanının da

anlayabileceği şekilde geniş kitlelere sunmayı hedefledik. Yaptığımız bu çalışmayla,

Hilyesinin sadeleştirilmiş metninin bir bütün olarak ilk kez ortaya konmasıyla

edebiyat dünyasına katkı sağlamayı ümit ettik.

Page 8: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

VII

Çalışmamızın eksiksiz olabilmesi için imkânlarımız nisbetinde bütün

çabalarımızı harcadık. Buna rağmen görülebilecek eksikliklerin yeniliğimize

verilerek müsâmaha ile karşılanmamızı dilerken, bu çalışmayı Yüksek Lisans Tezi

olarak yapmamızı öneren Hocam Merhum Prof.Dr. Halil İbrahim Şener’e,

çalışmanın doküman tesbitinde yardımcı olan Yrd. Doç.Dr. Alim Yıldız’a, tezin

akademik bir çalışma olarak sunulmasında bilgi ve desteklerini esirgemeyen ve bana

rehberlik ederek tez danışmanlığımı yürüten, Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyât

Fakültesi Dekanı Sayın Hocam Prof. Dr. Hüseyin Elmalı’ya teşekkürlerimi sunarım.

Sema GÜLMEZ

İzmir 2006

Page 9: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

VIII

İÇİNDEKİLER

YEMİN METNİ ...................................................................................................... I

YÜKSEK LİSANS TEZ SINAV TUTANAĞI..................................................... II

ÖZET ................................................................................................................... III

ABSTRACT ......................................................................................................... IV

ÖNSÖZ...................................................................................................................V

İÇİNDEKİLER................................................................................................. VIII

KISALTMALAR ................................................................................................. XI

GİRİŞ

TÜRK EDEBİYÂTINDA HİLYE VE ÖZELLİKLERİ

1-Lügat Anlamı ..................................................................................................1

2-Istılah Manası..................................................................................................1

3- Hilyenin Doğuşu ve Gelişimi..........................................................................2

4-Konuları Bakımından Hilyeler .......................................................................5

a- Hz. Peygamber Hakkında Yazılan Hilyeler (Hilye-i Nebevî, Hilye-i Şerîfe) ...5

b- Diğer Peygamberler Hakkında Yazılan Hilyeler (Hilye-i Enbiyâ).................7

c- Dört Halife(Çehâr-yâr) ve Aşere-i Mübeşşere Hilyeleri................................7

d- Din ve Tarîkat Büyükleri Hakkındaki Hilyeler(Hilye-i Evliyâ/Ulemâ) .........8

5- Türk Edebiyâtında Hilye Türünün Özellikleri...........................................9

I. BÖLÜM

I) CEVRÎ İBRĀHİM ÇELEBİ’NİN HAYATI VE YAŞADIĞI DÖNEM............12

A- Yaşadığı Dönem.........................................................................................12

1- Hayatı .....................................................................................................14

2- Tahsili .....................................................................................................14

Page 10: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

IX

3- Mesleği ...................................................................................................15

II- ESERLERİ ......................................................................................................17

1- Divan...........................................................................................................18

2- Selimnāme...................................................................................................18

3- Hilye-i Çihār- Yār-ı Güzîn ...........................................................................19

4- Hall-i Tahkîkāt .............................................................................................19

5- Aynü’l- Füyūz .............................................................................................19

6- Melhame......................................................................................................20

7- Nazm-ı Niyâz ..............................................................................................20

III- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN..................................................................21

A- Hilye-i Cevrî’nin Yazmaları ........................................................................21

B- Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’in Basmaları.......................................................24

C- Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn İle İlgili Yapılan Çalışmalar................................25

D- Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’in Edebî Değeri ve Türk-İslam Edebiyâtındaki Yeri ........................................................................................................ 26

II. BÖLÜM

HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN-METİN-MUHTEVÂ-TAHLİL

I- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN-METİN.......................................................28

II- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN’İN NESRE ÇEVİRİSİ..............................47

III-HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN’İN EDEBÎ TAHLÎLİ ...............................56

a- Tertip Şekli ve Muhtevâsı.............................................................................56

1- Vezin .......................................................................................................57

2- Kâfiye......................................................................................................58

Page 11: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

X

3- Dil ve İfâde Özellikleri.............................................................................59

b- Esmâ-i Hüsnâ ..............................................................................................61

c- Hz. Peygamber İçin Kullandığı Sıfatlar ........................................................67

d- Ayetler .........................................................................................................69

e- Hadisler .......................................................................................................70

f- Hz. Ebû Bekr’e Verilen İsim ve Sıfatlar ........................................................70

g- Hz. Ömer’e Verilen İsim ve Sıfatlar .............................................................71

h- Hz. Osman’a Verilen İsim ve Sıfatlar ...........................................................72

ı- Hz. Ali’ye Verilen İsim ve Sıfatlar ................................................................74

SONUÇ..................................................................................................................77

BİBLİYOGRAFYA ..............................................................................................79

Page 12: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

XI

KISALTMALAR a.g.e. : Adı Geçen Eser

a.g.m. : Adı Geçen Makâle

a.g.t. : Adı Geçen Tez

A.K.M. : Atatürk Kültür Merkezi

Ansk. : Ansiklopedi

AÜİF : Ankara Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi

Bkz. : Bakınız

c. : Cilt

C.B.Ü. : Celâl Bayar Üniversitesi

Çev. : Çeviren

D.E.Ü. : Dokuz Eylül Üniversitesi

D.İ.A : Türkiye Diyânet İslâm Ansiklopedisi

D.No : Demirbaş no

DÜİFD : Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi Dergisi

Fak. : Fakülte

haz. : Hazırlayan

İ.A. : İslâm Ansiklopedisi

İst. T. : İstinsah Tarihi

İ.Ü :İstanbul Üniversitesi

K.B. : Kültür Bakanlığı

Ktp. : Kütüphânesi

MEB : Millî Eğitim Bakanlığı

No : Numara

ö. : Ölümü

S. : Sayı

s. : Sayfa

S. Ü. : Selçuk Üniversitesi

T.C. : Türkiye Cumhuriyeti

TDV : Türkiye Diyânet Vakfı

TDK : Türk Dil Kurumu

Th. : Tahrir eden

Page 13: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

XII

Ts. : Tarihsiz

TTK : Türk Tarih Kurumu

TY : Türkçe Yazmalar

Ünv. : Üniversite

v. : varak

vb. : ve benzerleri

yk. : yaprak

Yay. : Yayınları

yy. : Yüzyıl

Yp. : Yaprak

Page 14: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

1

GİRİŞ

TÜRK EDEBİYÂTINDA HİLYE VE ÖZELLİKLERİ

1-Lügat Anlamı

Hilye, Kamus-ı Türkî’de, süs, zînet, ,zîb, sıfat olarak güzellik, sûret güzelliği,

Fahr-i Kâinât Efendimizin mübârek vasıfları ve bundan bahseden kitap: Hilye-i

Hâkânî demektir.1

Hillî, olarak, kıymetli taşlarla süslemek. Hilye (isim) insanın medâr-ı temâyüzü

olan evsâf-ı hâriciyyesi, zînet, süs, hilye-i şerîfe Cenâb-ı Nebî’yi muhteremin evsâf

ve secâyâ-yı hâriciyyesini hâvî kitap ve levha2 anlamına gelir.

Arapça’da, hilye, süs, bezek, vasıflandırmak, yaratılış (halk), sûret (portre),

sıfat, zînet, gerdanlık, değrli taşlar, ve madenlerle yapılmış süs ve güzellikler

manzûmesi3 gibi mecaz manalarda kullanılmakta olup, klasik metinlerindeki orjinali

‘‘halk’’tır.4

2-Istılah Manası

Ku’an’da Hilye kelimesi, süs ve zînet anlamıyla kullanılmıştır.5 Hadislerde

de bu anlamıyla yer alır ki; Şemâil ve hilye geleneğinin oluşmasında etkisi

olmuştur. Bu, Hâkâni’nin de bahsettiği Hz. Ali’den nakledilen ‘‘Ya Ali hilyemi yaz

ki, vasıflarımı görmek beni görmek gibidir’’ rivayetidir.6 Bunun dışında

1 Şemseddin Sami, Kamus-u Türki, s. 558. 2 Hüseyin Kâzım Kadri, Türk Lügatı, II, 563. 3 Fîrûzâbâdî, el-Kâmusu’l-Muhît ( Mütercim Asım Efendi), IV, 928. 4 Prof. Dr. Ali Yardım, Peygamberimizin Şemâili, s. 46. 5 Ra’d 13/17, Nahl 16/14, Fâtır 35/12, Zuhruf 43/18. 6 Hâkânî Mehmed Efendi, Hilye-i Hâkânî, Mahmut Bey Mat. Dersaadet, s. 11, 1307; ayrıca bkz. İskender Pala, Hilye-i Saâdet, TDV., Ankara 1991.

Page 15: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

2

Peygamberimizin torunu, Hz. Hasan’dan nakledilen bir rivâyette de ‘‘Hilye’’

kelimesi Hz. Peygamberi tavsif için kullanılmıştır.7

Zülfikâr Güngör, Âşık Kadrî’den aldığı

Hilyenin ma‘nası ey hüsn-i melek

Vücûd-ı Nebî’nin ta‘rifi demek

beytindeki hilye kelimesinin ıstılahî anlamını açıkladığını ifâde eder. Hilye kelimesi,

hilye-i şerîf, hilye-i saadet, hilye-i nebî veya hilye-i nebevî gibi tamlamalar halinde

iken ıstılâh anlamı içerdiğini belirtir.8

Neclâ Pekolcay, ise hilye için ‘‘Hz Muhammed’in mübârek vasıflarını ve

güzelliklerini yazı ile tarif ve tavsîf eden manzûm veya mansûr eserlerdir’’ tanımını

yapıyor.

3- Hilyenin Doğuşu ve Gelişimi

İslâm Tarihi ve Hadis kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre, Hz.

Peygamber’in vefâtından sonra müslüman olan kimseler, O’nun ashabına dînî

anlamda birçok şeyin yanında Hz. Peygamberin fiziksel özellikleri ve alışkanlıkları

hakkında da sorular soruyorlardı. Bu nedenle Hz. Peygamberin hilyesi hakkında bilgi

veren rivayetler vardır. Hz.Peygamberi görenlerin anlatımları zamanla zengin bir

bilgi birikimi meydana getirmiş olup, bu sözlü tavsiflerin her birine ‘‘Hilye’’ adı

verilmiştir.9

Hilye kavramı zamanla Hz. Muhammed’in yaratılışını, vücudunun dış

görünüşünü, şeklini ve ruh özellikleri ile güzel sıfatlarını ifade eden bir anlam

kazanmıştır. Bu yüzden de Hilye-i Şerîf, Hilye-i Saadet, Hilye-i Nebî, Hilye-i Nebevî

şeklinde tamlamalar kullanılmıştır.

7 Prof. Dr. Ali Yardım, a.g.e., s. 65-66. 8 Zülfikâr Güngör, Türk Edebiyatında Türkçe Manzum Hilye-i Nebevîler ve Nesîmî Mehmed’in

Gülistan-ı Şemâili, s. 2 (basılmamış doktora tezi). 9 Ali Yardım, a.g.e., s. 47.

Page 16: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

3

Anlaşılacağı üzere, ıstılah manasıyla hilyeler, hadis kaynaklarındaki Fezâil ve

Sıfatü’n-nebî başlığı altındaki Hz. Peygamber’in sîret ve sûreti hakkında bilgi veren

hadislere dayanır. Şemâil ve Hilyelerin esasını, çoğu Hz. Ali, Hz. Âişe, Hz. Hasan,

İbn Ebî Hâle, Enes b. Mâlik, Ebû Hüreyre, Ebû Tufeyl....gibi tanınmış ve güvenilir

hadis râvilerinden nakledilen hadisler teşkil eder10. Bu hadisler ve çeşitli eserlerden

derlenen rivayetler, ilk defa Tirmîzî(ö:279/892) tarafından Şemâil adındaki ilmi

oluşturmuştur. Tirmîzî’nin eş-Şemâilü’n-nebeviyye ve’l-hasâisü’l-

Mustafaviyye’sinden başka, Belhî, Bağdâdî, Müstağfirî, Bağavî’nin Şemâil kitapları,

Kādı İyâz’ın Şifâ-i Şerîf adlı eseri11 kendilerinden sonra Hilye türünün oluşmasına

kaynaklık etmiştir. Bu eserlerde genellikle, Hazreti Peygamber’in vücut yapısı,

kıyafetleri, tavır ve davranışları, ibâdet hayatı, ahlâkı, geçim tarzı, diğer bazı yönleri

ve hayatının sonu hakkında bilgiler verilirken, hilyelerde konu daha dar tutulmuştur.

Kütüb-i Sitte, Siyer ve Meğazî kitaplarında bu konularla ilgili olarak çok sayıda hadis

mevcuttur. Ayrıca sahabenin müşahedeleri doğrultusunda da pek çok malzeme tespit

edilmiştir.

Hz. Peygamberin vefatından kısa bir süre önce kızları Hz. Fâtıma: ‘‘Ya

Rasûlallah! Senin yüzünü bundan sonra göremeyeceğim’’ diye ağladığında

Peygamberimiz Hz. Ali’yi çağırmış ve: ‘‘Ya Ali! Hilyemi yaz ki vasıflarımı görmek

beni görmek gibidir. Beni gören insan bana muhabbetle bağlanırsa Allah ona cenneti

haram kılar; o kişi kabir azabından emin olur, mahşer günü çıplak olarak

haşredilmez’’ buyurmuştur. İşte bunun gibi hadislere binâen bu esas ve gayeye bağlı

olarak müstakil bir tür olarak hilyeler oluşturulmuştur. Ayrıca dini bir dayanağı

olmamasına rağmen hilye bulunan eve bir musîbet gelmeyeceği, hilyeyi üzerinde

taşıyanın kötülükten uzak olacağına inanılması Osmanlı Türk’üne has bir sanat

mahsülü olan levha tarzı Hilye-i Şerif, Hilye-i Saadet, ve Hilye-i Nebevî terkipleriyle

adlandırılan bir sanat anlayışının da gelişmesine sebep oldu.12

Hz.Peygamberi tavsîf edip överek, O’na olan sevgi, saygı ve bağlılığı

göstermekle berâber, insanlara onu tanıtarak sevap kazanmak maksadıyla

kültürümüzde Hilye geleneği oluşmuştur. Bu gelenek zamanla hilyenin konusunu

10 H. İbrahim Şener, ‘‘Neşâtî’nin Hilye-i Enbiyâsı’’, D.E.Ü.İ.Fak. Dergisi, I, 286, 1983. 11 Ali Yardım, Peygamberimizin Şemâili, s. 34-47.

Page 17: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

4

Peygamberle sınırlı kılmamış, Hz.peygamberin dışında diğer peygamberleri vasfeden

ve öven Hilye-i Enbiyâ, dört halîfe için, Hilye-i Çihâr-yâr-ı Güzîn, Hz.Hasan ve

Hz.Hüseyin için, Hilye-i Hasaneyn, cennetle müjdelenen aşere-i mübeşşere için,

Hilye-i Aşere-i Mübeşşere, bazı mutasavvıflar için de Hilye-i Evliyâ adı verilen

mensur ve manzum eserler yazılmıştır.

Başlangıçta, Hz Peygamber’in vasıflarını layıkıyla sunabilmek için o

dönemin günlük Arapçasında pek sık rastlanmayan, adeta özel sayılabilecek

kelimeler icat edilmiştir. Bu yüzden Şemâillerin şerhlerine lügatçelerin ilave edildiği

de dikkatlerden kaçmaz.13

Hz. Peygamber(s.a.v.) için yazılan hilyeler:

Tirmîzî’in Şemâili’nin şerhlerinden en yaygın olanı, Ali el-Kārî’nin Cemu’l-

vesâ’il fî erhi’ş-Şemâ‘il’idir.14

Hoca Saadettin Efendiye nisbet edilen 988/1580’de kaleme alınmış, Hilye-i

Celiyye ve Şemâil-i Aliyye adlı eser en eski mensur hilye örneği kabul edilir. Bunun

dışında da hilye hadislerinin tercüme ve şerhinden ibaret olan ve artık hilye olarak

ifade edilen kitaplar oluşmuştur.

Arapça-Türkçe karışık bir dille yazılmış, mensur olmakla beraber manzum

bölümleri de ihtiva eden Aziz Mahmut Hüdâyi’nin Şemâilü’n-Nübüvveti’l-

Ahmediyyeti’l-Muhammediyye’si de bu konudaki ilk örneklerdendir.

Hakânî Mehmed Bey’in Hilye’si 1007(1598–1599) de manzum olarak kaleme

alınan ve daha sonraki hilyeler için örnek teşkil eden önemli bir hilyedir.

İran edebiyatında şemâil yahut hilye kitabı yazılmamıştır. Biraz da Şiîlik

sebebiyle olsa gerek hiçbir İranlı şair bu konuda kalem oynatmamıştır.15

Arap edebiyatında şemâil ve hilye özelliği gösteren pasajlara ilk devirlerde

siyer ve megazî kitaplarında rastlanır. Ancak bunlar ne şekil ne de yapı bakımından

12 H. İbrahim Şener, ‘‘Neşâtî’nin Hilye-i Enbiyâsı’’, D.E.Ü.İ.Fak. Dergisi, I, 287, 1983. 13 Ali Yardım, Peygamberimizin Şemâili, s.49. 14 Mustafa Uzun, ‘‘Hilye’’ mad., D.İ.A., 17, 44.

Page 18: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

5

asla tam bir şemâil ve hilye kompozisyonu arz etmezler. Urve b. Zübeyr, Vehb b.

Hind, Ebû Muhammed Yahya b. Saîdü’l-Emevî gibi ilk siyer tarihçilerinin

eserlerinde Peygamberimizin gazâları anlatılırken onun tavır ve hareketleri ile yer

yer beden yapısına dair bilgiler verilmekte idi.16 Daha önce de belirttiğimiz üzere ilk

şemâil Tirmîzî tarafından yazılmış ve sonrakilere örnek teşkil etmiştir.

4-Konuları Bakımından Hilyeler

a- Hz. Peygamber Hakkında Yazılan Hilyeler (Hilye-i Nebevî, Hilye-i

Şerîfe)

1) Risâle-i Hilyetü’r-Resûl, Şerîfî mahlasını kullanan, muhtemelen, Zeyniyye

meşâyihinden Eğirdirli Seyyid Burhaneddin Efendi’nin oğlu, Şerîfî tarafından

yazılmıştır. Yazılış tarihi tesbit edilemeyen eser, methiye bölümünden anlaşıldığına

göre Kanūnî Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Beyazıt’a sunulmuş olmalıdır. Aruzun

‘‘Mefâilün mefâilün feulün’’ kalıbıyla yazılmış olup, 253 beyittir.17

2) Hilye-i Hâkānî, Hakânî Mehmed Bey’in 1007 (1598–1599) de kaleme

alıp, Çağalzâde Sinan Paşa’ya sunduğu hilyedir. Aruzun ‘‘ Feilâtün feilâtün feilün’’

kalıbıyla yazılmış olup toplam 712 beyitten müteşekkil bir mesnevîdir.18 İlki

İstanbul’da 1264/1848’de olmak üzere çeşitli baskıları bulunmaktadır.

3) Tercüme-i Hilyetü’n-nebî Aleyhisselâm, Zülüflü saray baltacılarından

Bosnalı Mustafa tarafından 1064(1654)’te yazılan bu eser, IV. Mehmed’e takdîm

edilmiştir. Münâcât, Methiye, ve Na’t ile başlar Hz. Muhammed’e ait her özellik

Arapçası verilip birer beyitle açıklanır.19

4) Hilyetü’l-envâr, Süleyman Nahîfî tarafından 1100(1689) yılında Hâkâniye

nazîre olarak yazılmış olup 2871 beyittir. Aruzun ‘‘Müfteilün müfteilün fâilün’’

kalıbındadır. Ayrıca Nahîfî’nin, Hicretnâme adlı eserinde Ümmü Ma’bed rivayetine

15 İskender Pala, Hilye-i Saadet, s.3. 16 İskender Pala, a.g.e. s.2. 17Şerîfî, Risâle-i Hilyetü’r-Resûl, Süleymâniye Ktp., Murad Buharî, nr.330. 18 İskender Pala, Hilye-i Saadet, s.11. 19 Bosnalı Mustafa , Tercüme-i Hilyetü’n-nebî Aleyhisselâm, Nuruosmâniye Ktp., nr.2872, 4906.

Page 19: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

6

dayanarak 154 beyitlik bir hilyesi daha vardır. Müellifin Ravzâtü’s-safâ fî sîreti’l-

Mustafa20 adlı siyerinin içinde manzum-mensur kısa bir hilyesi daha vardır.

5) Hilye, Seyyid Mehmed Efendiye ait olan eser 1159(1746)’da tamamlanmış

olup 294 beyitlik mesnevîdir. Aruzun ‘‘Feilâtün feilātün feilün’’ kalıbıyla yazılmıştır.

Nazîre-i Hilye-i Hakānî adıyla Süleymaniye Kütüphanesinde kayıtlıdır.21

6) Hilye, Mi‘râciyye sahibi Ârif Süleyman’ın Hâkānî’ye nazîre olarak aruzun

‘‘Feilâtün feilâtün feilün’’ kalıbıyla 1171/1758’de kaleme aldığı yaklaşık 460 beyitlik

bir mesnevidir.

7) Şerh-i Hilye-i Nebeviyye, Müstakîmzâde Süleyman Sâdettin

Efendi’in(ö:1202/1788) Nafia-i Şâfia adıyla da anılan bu eser, çehâryâr ile Hasaneyn

hilyelerini de içine almaktadır. Bursalı Mehmed Tâhir eseri Hilye-i Nebeviyye ve

Hulefâ-i Erbaa adıyla kaydetmektedir.22

8) Hilye, Mevlevî Mehmed Necib Efendi’nin kaleme aldığı 700 beyitlik bir

eserdir. 1259/1843’de tamamlanmıştır. Ümmü Ma‘bed rivâyeti dışında muhteva

itibariyle Hâkânî’nin eserinin planını takip etmektedir.

9) Milâd-ı Muhammediyye-i Hâkâniyye-i Fethiyye-i Sultâniyye, Rusçuklu

Fethi Ali tarafından Sultan Abdülmecid’in isteğiyle 1259/1843’de kaleme alınmış

olup 164 beyittir.23(İ.Ü. Ktp., TY, nr.7368)

10) Nazmü’n-nûr fî silki’s-sürûr, Hızrî mahlasını kullanan Tırhalalı Muradoğlu

Ali tarafından kaleme alınan 70 beyitlik bir risâledir. Aruzun ‘‘Fâilâtün fâilâtün

fâilün’’ kalıbındadır.24

11) Hilye-i Fahr-i Âlem, Cumhuriyet Hükümetinin ilk şer‘iyye ve Evkaf vekili

Mustafa Fehmi Gerçeker tarafından kaleme alınmış olup türünün son manzum

20 Süleyman Nahîfî , Ravzâtü’s-safâ fî sîreti’l- Mustafa, Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 252/5 21 Seyyid Mehmed Efendi, Nazîre-i Hilye-i Hakānî, Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar, nr. 813. 22 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, (haz. A. Fikri Yavuz, İsmâil Özen, II, s. 71-73), I,

168. 23 Rusçuklu Fethi Ali, Milâd-ı Muhammediyye-i Hâkâniyye-i Fethiyye-i Sultâniyye, İ.Ü. Ktp., TY,

nr.7368. 24 Tırhalalı Muradoğlu Ali, Nazmü’n-nûr fî silki’s-sürûr, Süleymâniye Ktp., Fâtih, nr.5427.

Page 20: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

7

örneğidir. Aruzun ‘‘Mef’ûlü mefâîlün feûlün’’ kalıbıyla yazılmış olup 1197 beyitten

meydana gelmiştir.25

b- Diğer Peygamberler Hakkında Yazılan Hilyeler (Hilye-i Enbiyâ)

1) Hilyetü’l-enbiyâ ve Hilye-i Çehâr-yâr-ı Güzîn, Bekâyî mahlasını kullanan

Dursunzâde Abdülbâkî Efendi(ö.1015/1606) tarafından yazılmıştır. (Süleymaniye

Ktp., Fatih, nr.5427/4,yk.14)26

2) Hilyetü’l-enbiyâ, Şeyhülislam Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi’ye ait

olduğu belirtilen eserin nüshası tesbit edilememiştir. (Şeyhî, Vekāyiu’l-Fuzalâ, c. III,

s.254)

3) Hilye-i enbiyâ, Neşâtî mahlaslı Ahmed Dede’nin yazdığı 187 beyitlik bir

mesnevîdir, bir çok yazma nüshası mevcuttur.

4) Hilye-i Peygamberân, Nûri mahlaslı bir şair tarafından kaleme alınan

ancak tezkirelerde yer alan Nûri mahlaslı on dört şairden hangisine ait olduğu

bilinmeyen eser aruzun ‘‘Mefâilün, mefâilün, feûlün’’ kalıbında olup 236 beyit ihtiva

eder (Hilye-i Peygamberân, Süleymâniye Ktp., Lâleli, nr. 1715/5).

5) Hilye-i Peygamberân, müllifi belli olmayıp Topkapı Sarayı Müzesi Ktp.

Emanet Hazinesi, nr.1181 olarak kayıtlı, manzum-mensur hilyedir. Her sayfada bir

levha şeklinde bir peygamberi tasvir eder.27

c- Dört Halife(Çehâr-yâr) ve Aşere-i Mübeşşere Hilyeleri

1) Gülistân-ı Şemâil, Şeyhülislâm Esad Mehmed Efendi(ö:1034/1625)’nin

dört halifenin hilyesi hakkında kaleme aldığı eser, yaklaşık 1200 beyitten meydana

gelmiş, ‘‘mefâîlün mefâîlün feûlün’’ kalıbıyla yazılmış olup, Süleymaniye

Kütüphanesinde kayıtlıdır.28

25 Mustafa Fehmi Gerçeker, Hilye-i Fahr-i Âlem, İstanbul 1944. 26 Adem Ceyhan, ‘‘Eski Türk Edebiyatında Sad-Kelime-i Ali Tercüme ve Şerhlerine Dair’’, Celâl Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fak. Sosyal Bilimler Dergisi, sayı: 1, s.238, Manisa 1997. 27 Mustafa Uzun, “Hilye” mad., D.İ.A., XVII, s. 46 28 Şeyhülislâm Esad Mehmed Efendi, Gülistân-ı Şemâil, Süleymaniye Kütüphanesi, Damad İbrahim Paşa, nr.3819.

Page 21: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

8

2) Hilye-i Çehâr-yâr-ı Güzîn, İbrâhim Cevrî’ye ait olup 145 beyitlik bir

mesnevidir. Birçok nüshası vardır; ayrıca üç defa da basılmıştır.

3) Hilye-i Aşere-i Mübeşşere, Tezkire müellifi Edirneli Güftî’ye

(ö:1088/1677) ait olup ‘‘fâilâtün fâilâtün fâilün’’ kalıbıyla yazılan 294 beyitlik bir

mesnevidir. Bursalı Mehmed Tahir, Eimme-i İsnâ-aşer Hazretlerinin Evsâfı

Hakkında Manzume olarak, Safâî, Düvâz-deh İmam olarak kaydeder. 29

4) Hilye-i Aşere-i Mübeşşere, Na‘tî Mustafa Efendi’nin 1114(1702)’de

kaleme aldığı 200 beyitlik bir mesnevidir. Mesnevide dört halîfeden başka altı

sahabenin hilyesi vardır.

5) Hilye-i Çehâr-yâr, Cûdî mahlaslı iki şairden hangisine ait olduğu tesbit

edilemeyen eserin bir nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesindedir.30

d- Din ve Tarîkat Büyükleri Hakkındaki Hilyeler (Hilye-i Evliyâ/Ulemâ)

Şairlerin bağlı oldukları tarîkat büyükleri ve mensubu bulundukları mezhep

imamları ya da büyük islâm âlimleri hakkında yazdıkları kasîdeler olup hilye özelliği

taşımakla birlikte daha çok şemâile yakın eserlerdir.

1) Hilyetü’l-evliyâ ve ravzatü’l-asfiyâ, Ahmed Vecdi Efendi’ye nisbet edilen

eser, Bursalı Mehmed Tahir’in Osmanlı Müellifleri adlı eserinde adı geçen eserin

nüshasına henüz rastlanmamıştır.31

2) Hilye-i Hâce Bahâeddin Şâh-ı Nakşibendi, Nakşî şeyhlerinden Neccârzâde

Rızâ Efendi’ye(ö:1159/1746) ait olan 76 beyitlik eserin Süleymâniye

Kütüphanesinde bir nüshası kayıtlıdır.

3) Hilye-i Mevlânâ, Mevlevî şairleri tarafından Mevlânâ için yazılan hilyeler

olup Nakşî Mustafa Dede(ö:1853)’nin 53 beyitlik (Mevlânâ Müzesi Ktp., nr.2163),

Bursalı Rızâ dede (ö: 1905) 45 beyitlik (Mevlânâ Müzesi Ktp., nr.2454), Tâhiru’l-

Mevlevî’nin 84 beyitlik (Mevlânâ Müzesi Ktp.,) hilyeleri en meşhurlarıdır.

29 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, II, s. 391; Safâî, Tezkire, vr. 237b; Süleymaniye Ktp.

Esad Efendi, nr.2549. 30 Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Emânet Hazinesi, nr.1803.

Page 22: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

9

4) Hilye-i Hasaneyni’l-ahseneyn, Uşşâkî şeyhlerinden Abdullah Salâhî

Efendi’nin 1153/1740’te yazdığı yaklaşık 413 beyitlik eserdir32

5) Hilye-i Eimme-i Erbaa, Safhî mahlasıyla yazılmış eserin kime ait olduğu

tesbit edilememiş ve nüshası da bulunamamıştır.33

6) Hilye-i Hazreti Ebu’l Hasan İmam eş-Şâzelî, henüz nüshası bulunamayan

Rızâ adlı şair tarafından yazılmış bir eserdir.34

5- Türk Edebiyâtında Hilye Türünün Özellikleri

Türk Edebiyatında başlı başına bir tür olarak hilye önemli bir yere sahiptir.

Hilyeler, Hz. Muhammed’in vasıfları ve güzelliklerini anlatan eserlerdir. Müstakil

olarak yazıldığı gibi mirâciye ve mevlidler içinde de yer alabilir. Manzum ve mensur

olarak yazılırlar. Manzum olanlar mesnevi nazım şekliyle yazılırlar.35 Osmanlı

İmparatorluğu döneminde mevlid ve mi‘râciyeler gibi edebî ve sanatkârane bir

yapıyla hilye türü dinî ve didaktik bir özellik arz ederek kabul görmüştür.

Mesnevî nazım biçimi, Îranlılardan Arap ve Türk edebîyatına geçmiştir.

Beyitler halinde yazılır. Her beyitin dizeleri, kendi arasında kafiyelidir. Çünkü

mesneviler içerik itibâriyle çok uzun manzum hikâyelerdir. Binlerce beyitten

oluşabilir (Mevlânâ’nın Mesnevîsi yaklaşık 26.000 beyittir). Gazel ve kasîidelerdeki

gibi bütün beyitlerin birbiriyle uyaklı olması kaygısı taşımaz. Bu nedenle de aruzun,

Mef‘ûlü mefâ‘ilün fa‘ûlün

Fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilün

Fe‘ilâtün fe‘ilâtün fe‘ilün

Fe‘ilâtün mefâ‘ilün fe‘ilün

Mefâ‘îlün mefâ‘îlün fa‘ûlün

Fa‘ûlün fa‘ûlün fa‘ûlün fa‘ûl

31 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, II, s. 50. 32 Süleymâniye Kütüphanesi, Hâlet Efendi, nr. 355. 33 Veli Aras, ‘‘Hilye ve Hilyeler’’, TDEA, IV, s. 238. 34 Mustafa Uzun,‘‘Hilye’’, DİA., XVII, s. 47. 35 Prof. Dr. Abdurrahman Güzel, Dînî-Tasavvufî Türk Edebiyâtı, s. 46.

Page 23: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

10

şeklindeki kısa kalıplarıyla yazılır. Son kalıba, Firdevsî’nin Şeh-nâme’si de bu ölçüde

olduğundan şeh-nâme vezni denir. Mesnevîlerde konuya doğrudan girilmez. Kendine

özgü bir düzeni vardır. Mesnevî bölümleri genellikle şu sırayı izler:

1. Mensur ya da manzum Dîbâce(önsöz), şâir mesnevîyi yazmaktaki amacını

belirterek Allah’dan yardım dileğinde bulunur.

2. Tevhîd

3. Münâcât

4. Na‘t

5. Mîrâciye, bazı mesnevîlerde yoktur,

6. Medh-i Çihâr-yar-ı Güzîn, dört halîfe ve ya din büyükleri hakkında methiye

olabilir. Çoğunlukla mesnevîlerde bu medhiyeler bulunmaz,

7. Eserin sunulduğu kişiye medhiye

8. Sebeb-i Telif ya da Sebeb-i Nazm-ı Kitab, eserin yazılış nedeni,

9. Āğâz-ı Dâstan, Mesnevînin asıl konusuna geçilir, kendi içinde bölümlerden

oluşur. Bölüm başlıkları kimi zaman Farsçadır.

10. Hâtime(sonsöz), eserin bittiğini bildiren bölümdür. Burada mesnevînin bitiş

tarihi, adı ve son söz söylenir. Kimi mesnevîlerde hâtimeden önce, şâirin kendini

övdüğüğ Fahriye bölümü de bulunur.

Konuları bakımından, Aşk konulu, dînî ve tasavvufî konulu (hilyeler), ahlâkî

ve öğretici konulu, savaş ve kahramanlık konulu, bir şehri ve güzellerini anlatan

konulu, mîzâhî konulu mesneviler şeklinde sınıflandırılır.36

Edebiyâtımızda Hilyeler şekil olarak mesnevî özelliklerini arzeder. Hilye

türündeki ilk hilye kitabı ve en mükemmel eser, Hâkânî’nin (ö:1606), manzum

Hilye-i Hâkânî’sidir. Eskiden, hat sanatı öğretilirken Hakânî’nin yazısı da çok güzel

olduğundan ilk önce işe, ile Hâkâniye Hilyesi başlatılıp meşk ettirilmek gelenek

haline getirilmiştir. 37

Edebiyâtımızda Hâkânî’den sonra manzum ve mensur olarak yazılan hilyeler

kronolojik olarak şöyle sıralanır: Altıparmak Mehmed Efendi, Melâil-i Nübüvve fî

36 Cem Dilçin, ÖrneklerleTürk Şiir Bilgisi, s.167-202; Ayrıca bkz. Nihad Sami Banarlı , Resimli Türk

Edebiyâtı Tarihi, I, s.195-198. 37 Abdurrahman Güzel, a.g.e., s.563.

Page 24: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

11

Şemâil-i Ahmediyye; Âşık Mehmed Hâfız-ı Rûmî, Şerh-i Şemâil-i Tirmîzî; Şeyhî

Sivâsî, Şemâil-i Şerîf (manzum-mensur); Vecdî Ahmed Efendi, Hilyetü’l-Enbiyâ ve

Ravzatü’l-Asfiyâ; Cevrî İbrâhim Çelebi, Hilye-i Çâr-Yâr-ı Güzîn(manzum),

Karaçelebizâde Abdülazîz Efendi, Hilye-i Enbiyâ; Neşâtî Ahmed Dede, Hilye-i

Enbiyâ (manzum); Ahmed İshak Hocası, Ekûm-ı Vesâil fî Tercümeti’ş-Şemâil;

İbrâhim Vahdî Efendi, Tevşîhü’t-Takvîm fî Şerh-i Hilye-i Rasûli’l-Kerîm; Ahmed b.

Receb-i İstanbûli, Nüzhetü’l-ahyâr fî Şerh-i Hilyeti’l-Muhtâr; Süleyman Nahîfî,

Hilyetü’l-Envâr (manzum), Sahfî, Hilye-i Eimme-i Erbaa; Ahmed b. İbrâhim

Ereğlivî, Şerh-i Şemâil-i Şerîf; Ahmed Akkirmânî, Şemâil-i Şerîf Tercümesi; Arif

Süleyman Bey, Nazîre-i Hâkânî (manzum); Müstekîmzâde Sâdeddîn, Hilye-i

Nebeviyye ve Hulefâ-yı Erbaa; Eyüp Sabri Paşa, Tercüme-i Şemâil-i Şerîf; Hoca Raîf

Efendi, Muhtasar Şemâil-i Şerîf.38

İskender Pala bunların dışında, Ahmed Şemsî-i Halvetî, Hilye-i Şerîfe; Hoca

Hüsâmeddîn, Şemâil-i Şerîf; Selîmî Dede, Hilye-i Şerîfe (manzum); Mazlûmî, Şemâil

Tercümesi (manzum); Erzurûmî Mehmed Hanefî Efendi, Hilye-i Şerîfe; Abdülvahab

Dursun, Hilye-i Şerîfe (manzum); Müftî Abdulgaffar Efendi, Hilye-i Enbiyâ; Nesîmî

Mehmed Efendi, Gülistân-i Şemâil (manzum); Mustafa Bosnavî, Hilye-i Nebeviye

(manzum) sıralamasını yapar. Hâkânî hilyesinden sonra en çok takdîr edilen ve

tanınan hilyeler arasında, Cevrî’nin Hilye-i Çâr-Yâr-ı Güzîn’ini, Neşâtî’nin Hilye-i

Enbiyâ’sını, Nahîfî’nin Hâkânîye nazîre olan Hilyetü’l-Envâr’ını ve Nesîmî

Mehmed’in Gülistân-i Şemâil’ini sayarken bu eserlerin ilmî ve dînî yönden olduğu

kadar sanat ve edebiyât yönünden de Türk Edebiyâtının şaheserleri arasında

olduğunu ifâde eder.39

38 İskender Pala, Hilye-i Saadet, s.6. 39 İskender Pala, a.g.e., s.6.

Page 25: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

12

I. BÖLÜM

I) CEVRÎ İBRĀHİM ÇELEBİ’NİN HAYATI VE YAŞADIĞI DÖNEM

A- Yaşadığı Dönem

Cevrî İbrahim Çelebî, 17.yy.’ın ilk yarısında yaşamış Mevlevî

şâirlerdendir(ö.1065/1654). Bu yüz yıl genel olarak Türk tarihinin güçlü döneminin

sona erdiği ve gerileme devrinin yaşandığı bir yüzyıldır. Önceki yüzyılda başlayan

siyasî çekişmeler devam ettiğinden, Cevrî, Osmanlı İmparatorluğunun duraklama

devrinde, Sultan III. Mehmet (1595–1603), I. Ahmet (1603–1517), I. Mustafa(İlki,

22 Kasım 1617/26 Şubat 1618), II. Osman(Genç Osman-1618-22), I.Mustafa(ikicisi,

19 Mayıs 1622-10 Eylül 1623), IV. Murat(1623-40), Sultan Ahmet(1640-48) ve IV.

Mehmet(1648-87)’in saltanat değişikliğine şâhit olmuştur.

İmparatorluk, artık topraklarına artık yeni topraklar katamamakta, İran,

Avusturya, Venediklilerle savaşlara devam ederken zaman zaman da Karadenizde

Kazaklarla mücâdele ediyor, içeride de merkezî otoritenin zayıflaması fırsat bilinerek

çıkarılan Celâlî İsyanlarıyla ciddî sorunlar yaşıyordu. Bu durumda İmparatorluk

Zitvatorak Antaşmasını imzalarken Kânûnî’yle Avrupaya kabul ettirilen Türk

üstünlüğüne son vermiş, devletin Avrupa ülkeleriyle hukukî eşitliği süreci başlamıştı.

Artık İparatorluğun topraklarını genişletme politikasının yerini mevcut sınırları

koruma politikası alıyordu.40

Sarayda Çocuk Padişahlar tahta geçtiğinden kadınlar saltanatı hüküm

sürüyordu, bu da idâri zayıflığı berâberinde getiriyordu. Yönetimde otorite zayıflığını

dengeleyecek yeterince vezirin olmaması, Medresenin eski kudretini yitirmesi,

rüşvetin işleyişte açıkça alınır duruma gelmesi İstanbul’da İhtişâmlı bir hayatı teşvîk

ederken; harcamaların artmasına karşılık gelirlerin azalması, vergi toplarken halka

zulmedilmesi halkı bezginliğe, askeri isyâna, kadıları adâletten ayrılmaya, hakkıyla

alim yetiştirilmediğinden de batıdaki ilmî ilerlemeyi gözardı etmeye sevkediyordu.41

40 Müctebâ İlgürel, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, X, 403-501,V, 20-77. 41 Nihad Sâmi Banarlı, Resimli Türk Edebiyâtı Târihi, II,463.

Page 26: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

13

Devlet işleri zamanında görülmüyor, aylıklar ödenmiyordu. Bu hallerin sosyal hayata

olumsuz yansıması, toplumsal düzeni bozmuştur.

İstanbul’da saray ve köşkler yenileri ekleniyor, muhteşem bir mimâri saltanat

yaşanırken zevk, safâ ve eğlenceye düşkünlüğü de berâberinde getiriyordu.

Ramazan, bayram ve fetih şenliklerine bu yüzyılda ‘‘hall’’ ve ‘‘cülûs’’

çılgınlıkları da eklenmiştir. Bazı tabiat olaylarıyla ilgi müneccimlerin yorumları hayli

rağbet gördüğünden, halk arasında tedirginliğe sebep olup, ay ve güneş tutulmaları

‘‘melhame’’ kayıtlarına göre uğursuz sayılmış, bazı ileri gelenlerin rüyaları bile

tarihlere geçecek kadar, önem kazanmıştır.42

XVII. yy. Osmanlı Devleti için siyâsî-sosyal-iktisâdî sahada oldukça ciddî

çalkantıların, istikrarsızlıkların yaşandığı, ancak buna mukâbil edebî sahada ‘‘XVI.

yy.’da Türk Edebiyâtının zirvesi idrâk edilmiş, Fuzûlî ve Bâkî geçilmez şahsiyetler

olarak kabullenilmiş iken bu yüzyılın başlarında Nef’î (1572-1634)’nin kasidede

parladığı görülmüştür. Şeyhülislâm Yahyâ Efendi (1552-1644) gazel üstâdı olarak

kendini kabul ettirmiştir.’’43

Osmanlı Sahası Türk Şiiri, 17.yy.’da geleneksel yapısını sürdürmekle birlikte

uslûb açısından yeni akımların; ‘‘Sebk-i Hîndî’’ ve ‘‘Hikemî Şiir’’44 uslûplarının

tesiri altında eserler vermeye başlar. Nedîm-i Kadîm, Neşâtî-i Mevlevî, Vecdî,

Fehim-i Kadîm, Şehrî, İsmetî, Nâilî-i Kadîm, Nâbiî45 bu akımın bu yy.’daki belli

başlı temsilcileri olmuştur. Şairler, Sebk-i Hindî uslûbuyla, okuyucuyu derin

hayallere sevkederken, Hikemî Şiir uslûbuyla, düşünce dünyasına yönlendirir.

Cevrî İbrahim Çelebî, görüldüğü üzre, şâirlerin yine kendileri gibi şâir

sultanlarca korunduğu, teşvîk, takdîr ve iltifat edildiği bir devirde yaşamıştır. Devrin

önde gelen Dîvân şâirleriyle çağdaş olması, divân kâtipliğinin etkisiyle başlangıçta

hattatlığıyla tanınması, saraya ve sanatçılara yakın olması, ona da şâirliğini

sergilemesi fırsatını sunmuştur. Aynı zamanda Mevlevî Tekkelerinin revaçta olduğu

42 Hüseyin Ayan, Cevrî, Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Dîvânının Tenkitli Metni, s. 2. 43 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 2. 44 Prof. Dr. Mine Mengi, Eski Türk Edebiyâtı Tarihi -Edebiyat tarihi-Metinler, s. 180. 45 Hüseyin Ayan,a.g.e., s. 2; Ayrıca bkz. Prof. Dr. Mine Mengi, a.g.e., s. 180.

Page 27: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

14

bir dönemde mensubu olduğu bu tarîkatın tasavvuf terbiyesinden aldığı feyz de onun

gönlündekileri diliyle sâdır edip söze dizmesinde etkilidir.

1- Hayatı

Cevrî Çelebi, Cevrî Dede olarak da bilinen şairin asıl adı İbrāhim’dir. 17 yy.da

İstanbul’da yaşamış Türk şair ve hattatlarındandır. Divân-ı Hümâyūn kâtiplerinden

güzel yazı yazan(hoşnüvis) idi.46 Doğum tarihi hakkında kesin bilgi olmamasına

rağmen 1039’da (1629) reîsü’l-etıbbâ olan Emir Çelebi için istinsah ettiği bir

Mesnevî nüshasının sonuna düşürdüğü tarih mısraının gösterdiği 1029/1620 yılında

yirmi-yirmibeş yaşlarında olduğu düşünülürse 1004/1009 (1595/1600) yıllarında

doğduğunu söylemek mümkündür47. Şeyhî, Şakâyık-ı Nûmâniyyesinde, ‘‘İstanbullu

İbrâhim Efendi, Küttâb-ı Dîvân-ı Sultânî zümresinden iken 1065 tarihinde vefât etti,

ilim ve maârifetiyle ma’lum, pek çok bilimde mâhir, hoşnüvîs(güzel yazan), hüsn-i

kitâbette akranı nadir idi’’48 diye tanıtırken onun vefat tarihini verir.

Yapılan araştırmalarda ailesi hakkında, babasının ismi de dahil olmak üzere

yeterli bilgiye ulaşılamamıştır. Kınalızâde Hasan Çelebi, babasının, zurafâ-i acemden

olup, Sultan Selim ile gelip Edirne’de yerleştiğini, Cevrî’nin ulvî yaratılışta

olduğundan ilme yöneldiğini belirtir. 49 Cevrî’nin ne zaman ve ne sebeple İstanbul’a

geldiği, evliliği, eşi ve ya çocukları hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgiye

rastlayamıyoruz. Araştırmamız neticesinde onunla ilgili olarak ulaştığımız bilgiler

daha çok onun; Mevlevî tarikatine mensûbiyeti, Mevlevî tekkelerine müdâvimliği,

hat dersleri alıp, Cevrî hattatıyla şöhret bulması, hattıyla ün kazanmış bazı eserler,

bunlardan etkilenerek şâirliğini gösterip edebiyatımıza sunduğu kendi eserleri,

ismiyle özdeşleşen Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn ile ilgili bilgileridir.

2- Tahsili

Cevrî, bir süre Bostan Efendi ve Abdülkerimzâde’den ders almıştır. Aynı

zamanda Hasan Çelebi onun hakkında ‘‘Maarif ve fezâilinden fazla latif ebyâtı ve

46 Mehmet Süreyyâ, Sicilli-i Osmânî yahut Tezkire-i Meşâhir-i Osmaniye, (haz. Doç. Dr. Ayhan

Öztürk, Dr. Ramazan. Tosun), II, 97. 47 Hüseyin Ayan, ‘‘Cevrî’’ mad., D.İ.A., VII, 460-461. 48 Şeyhî, Muhammed Efendi, Şakayık-ı Nûmâniyye ve Zeylleri, III, 663-665.

Page 28: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

15

müessir ve sūzinâk kemâlatı vardır’’ diyerek onun şairliğindeki mahâretlerinden de

övgüyle bahsetmektedir.50 Mevlevî dervişi hattat Abdî’den(v.1647) yazı dersleri

aldı.51

3- Mesleği

Cevrî, bir süre Dîvan kâtipliği yapmış, sonra bu görevden ayrılarak hattatlık

yaparak geçimini sağlamıştır. Muallim Nâci, Cevrî hakkında, ‘‘Kitap ve risâle

yazmakla geçinirdi. Yazısı hem letâfetli hem sıhhatli olduğundan devlet büyükleri

hattına rağbet ederek mûteber eserleri kendisine yazdırırlardı. Bu yol ile pek çok şey

yazmıştır. Yazdıkları sayılamaz denebilecek derecededir. Fevkalâde hızlı yazardı.

Hatta bir defa bahse girerek bir günde bin beyit yazıp bin akçeye satmıştır. “Cevrî

Küllî hattâtün câhilün’’ meşhur sözünü nakzedenlerin fâzıllarından sayılır’’52

sözleriyle Cevrî’nin hem hattatlıkla geçindiğini hem de bu işte çok hünerli oldunu

vurgular.

Cevrî, Galata Melevîhānesine intisap edip şeyhi İsmāil Ankaravî’nin

sohbetlerine katıldı53, ayrıca Beşiktaş ve Yenikapı Mevlevîhānelerine devamlı

mülâzemet üzere idi.54 İsmâil Ankaravî’nin derslerine katılması ile ilgili olarak,

Hüseyin Vassaf’ın Sefîne-i Evliya’sında ‘‘ Vecdî ve Cevrî gibi urefâ-yı şuarā bu

āvân-ı feyz-i iktirânda perveriş-yab-ı kemâl olan tâlibîn-i irfânın

mütemeyyizlerindendir.’’ şeklinde övgüde bulunulmuştur.55 Mevlevî dervişi hattat

Abdî’den(v.1647) yazı dersleri aldı.56 Ta’lik ve Kırma Ta’likte üstün başarı gösteren

ve çabuk yazabilen Cevrî, Sarı Abdullah Efendi, Reîsü’l-edibba Emir Çelebi,

Defterdar Mahmut Efendi(Paşa) vb. gibi devrin ileri gelenlerinin eserlerini yazmıştır.

49 Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şuarâ, (haz. Dr. İbrâhim Kutluk), I, 268-69. 50 Kınalızâde Hasan Çelebi, a.g.e., I, s. 269. 51 Müstakîmzâde, Tuhfe, s. 639. 52 Muallim Nâci, Osmanlı Şâirleri,( haz. Yrd. Dr. Cemâl Kurnaz ), Kültür Turizm Bakanlığı Yay.:

684, s. 272-273; Ayrıca bkz., Fâik Reşat, Eslâf, s. 78-81. 53 Esrar Dede, Tezkire, Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi No:E 67/9, s. 62-63. 54 Nâimâ, Tarih, II, 542-543, İstanbul 1147. 55 Osmanzâde Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliya, (haz. Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Prof. Dr. Ali Yılmaz),

V, 167; Ayrıca bkz. Fâik Reşat, Eslâf, s. 78-81. 56 Müstakîmzâde, Tuhfe, s. 639.

Page 29: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

16

Ancak geçimini kıt kanaat sağlamıştır.57 Hatta günde bin beyit yazıp bin akçeye

sattığı da rivayet edilmektedir.58

Faik Reşat’ın Eslâf’ta kaydettiğine göre; ömrü boyunca yazdığı kitapların

haddi hesabı yoktur. Yalnız 22 Mesnevî-i Şerîf ile Şerh-i Mesnevî reisü’l-küttâb Sarı

Abdullah Efendi’nin ‘‘Fususu’l-Hikem Şerhi’’’nden ‘‘ Ahlak-ı ‘Ālâî’’den ‘‘Nefhatü’l-

Üns’’ den müteaddid nüshalar ve Ma‘nizāde’den menkul olduğu üzere ‘‘Şehnāme’’,

‘‘Künhü’l-Ahbâr’’, ‘‘Vassaf’’ tarihleri, bir çok risaleler, mecmualar dîvanlar yazdığı

gibi Abdullah Efendi’nin Havâs mensubiyetinden olmakla tamamını te’lif ve tebyiz

etmiştir.59 Ayrıca bununla ilgili olarak Osmanzâde Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ’da

‘‘.....Sarı Abdullah Efendi merhumun hamele-i esrârı idi. Yazısı güzel imiş, sipariş

olunan bir hayli kitapları yazmıştır. Sarı Abdullah Efendi’nin ekserî asârını yazan bu

zattır. Tarikat-ı Bayramiyye’den müstefid olanlardandır.’’60 ifadesiyle Cevri’nin Sarı

Abdullah Efendi ile hem sırdaş hem de iş ilişkisi içerisinde olduklarını belirtir.

Cevrî’nin ölümü ve defni hakkında ise, Müstekîmzāde Risāle-i Mellāmiyye-i

Şüttariyye’sinde şunları anlatıyor: ‘‘ Cevrî, rahatsızlanınca Sarı Abdullah Efendi’ye

haber veriyor. Vefatından sonra mahallesindeki halk, onunla ademi ülfetlerinden

hakkında sû-i zan eshabından olmakla cenazesine gelmezler. Ev halkı ıstırabda iken

Sarı Abdullah, yirmi otuz ihvânıyla gelip cenaresini bizzat gasil ve namazını dahi

kendisi kıldırıp ‘‘Eğrikapı’’ haricine defnediyor, kabrinin yerini düzeltiyorlar.

Mezarının baş ve ayakucuna bilâhare servi dikiyorlar. Kabri mestur olduğundan

ancak ihvânının ma’lumudur61. Hüseyin Ayan , başka kaynaklarda bulunmayan bu

bilgiyi Sadettin Nüzhet Ergun’un da itimada değer bulmadığını belirtirtmiştir.62

Cevrî’nin vefātına,

‘‘Eyle yâ Rab Cevrî’ye firdevs-i a‘lâda mekân

Cevrî’yi memnūn-ı lûtf ede Cenâb-ı Kirdigâr’’

57 Türk Ansiklopedisi., Cevrî mad.,X, 294-295. 58 Safaî, Tezkire, İ.Ü. Ktp., nr. 3215, vr. 63a. 59 Faik Reşat, Eslâf, s. 78-81. 60 Osmanzâde Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliya,(haz. Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Prof. Dr. Ali Yılmaz),

II, 526-527. Ayrıca bkz. Abdülbâkî Gölpınarlı, Melâmîlik ve Melâmîler, s. 25, 142, 149, 172, 206. 61 Abdulbakî Gölpınarlı, Melâmîlik ve Melâmîler, s. 148-149. 62 Hüseyin Ayan, ‘‘Cevrî’’ mad., D.İ.A.., VII, 460.

Page 30: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

17

mısraları tarih düşürülmüştür.63

Esrār Dede, Cevrî’nin Mevleviyye tarikatına intisab ettiğini ve Ankaravî’nin

mürîdi olduğunu söylüyor64. Sarı Abdullah Efendi’ye mensup olup onun

sohbetlerinde bulunduğunu ve eserlerini defalarca istinsah ettiğini Nâima’dan da

öğreniyoruz.65 Müstakîmzâde ve Abdülbākî Gölpınarlı ‘ya göre Cevrî Bayrāmî-

Melāmî tarîkatına mensuptur.66

Cevrî hattıyla yazılan eserler devlet ileri gelenleri arasında çok tutulmuş ve

hediye olarak başkalarına takdîm edilmiştir. Sâkıp Dede’nin ‘‘Sefine-i

Mevleviye’’sinde yazdığı üzere Cevrî’nin kendi hattıyla tahrir ettiği bir ‘‘Mesnevî-i

Şerîf’’i Sultan III. Selim, meşhur şâir Şeyh Gālip’e, hediye etmesine binaen, şâir

teşekkür için yazdığı kasîdede,

‘‘Aceb bir Mesnevî-i pür-bahā kim Cevrî hattıyla

Dîl-i uşşak-ı zāra cevr-i ger-dūn amān verdi’’

diyerek eserin değerini daha da arttırdığın ifade etmiştir.67

II- ESERLERİ

Cevrî İbrāhim Çelebi, divān ve tekke şiirine hakkıyla vâkıf olan bir şâir olarak

oldukça zengin bir şiir mirası bırakmıştır.

Şeyhî, Şakâyık-ı Nûmâniyyesinde Cevrî’yi tanıttıktan sonra onun eserleriyle

ilgili olarak, mürettep ve mükemmel dîvân-ı belâgat-ı ummânı vardır. Mesnevî-i

Şerîf’in 360 beytin her beyti şerîfini 5’er beyittle terkîb-i bend tarzında Cezîre-i

Mesnevî namıyla şerh etmiştir. Melhame tahrîr etmiştir. Hilye-i Hakâniye nazîre üzre

Resûl-ü Ekrem(s.a.v) Hazretlerinin meth-i şerîflerinde nazm eylediği na‘t-ı şerîfe ve

63 İsmail Beliğ, Nuhbetü’l-Asâr Li-Zeyli Zübdeti’l-Eş’ar, (haz. Prof. Dr. Abdülkerim Abdülkadiroğlu),

s. 62-64. 64 Esrar Dede, Tezkire, Halet Efendi, nr.109, vr.24a 65 Nâima Tarih, VI, 21. 66 Abdülbâki Gölpınarlı, Melâmilik ve Melâmîler, s. 148-151 67 Faik Reşat, Eslâf, s. 78-81

Page 31: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

18

Hilye-i Çâr-Yâr-ı Güzîn ve manzumeleri de vardır.68 diyerek onun ne kadar üretken

bir şâir olduğuna dikkat çeker.

Cevrî’nin bilinen eserleri şunlardır:

1- Divan

Cevrî’nin Divânı’nda Kasîdeler, Gazeller ve Tarihler esas olmak kaydıyla ,

Terkîpler, Rubâiler, ve Tesdisler vardır. Bunlar; 84 kasîde, 5 terkîb-i bend , 2 terci-i

bend, 272 gazel, 5 matlā‘, 123 tarih(2’si farsça), 40 rubāî(37’si Farsça), 7 tahmis ve

8 tesdistir. Dîvan, Cevrî’nin hayatı, edebî şahsiyeti ve eserleri hakkında bir girişle

birlikte Hüseyin Ayan tarafından neşredilmiştir69

Dîvân’da bulunan kasîdelerden ikisi nâ’t olup, biri, velâdet sebebiyle

yazılmıştır. Birisi Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’ye methiyedir. Dört kasîde IV. Murat’a

sunulmuştur. Dört kasîde Sultan İbrâhim’e yazılmıştır. (Nevrûziyye, Şehzâdelerin

doğumu, fetih münasebetiyle). İki kasîde de Dödüncü Mehmed’e sunulmuştur. Diğer

kasîdeler de devrin devlet ricâline sunulmuş ve ya gönderilmiştir. Cevrî’nin

Dîvân’nındaki terkîb-i bendlerinde, tasavvuf yönüyle, seyr-i sülûkün ileri safhasında

olduğu anlaşılır. Dîvân’nının, tarihler kısmında devrinin her türlü hadisesini tesbit

eden tarih kıtaları vardır.70

2- Selimnāme

Selîmnâme, Bitlisli Şükrî’nin Koçi Bey’in takrîrleri çerçevesinde 930/1523 ’da

yazdığı aynı adlı mesnevîsinin yeniden telif edilmiş şeklidir. Cevrî’nin ilk vücûda

getirdiği mesnevîdir.71 Eserde Yavuz Sultan Selim’in menkabeleşmiş şahsiyeti ve

kahramanlıkları anlatılmaktadır. 1037/1627 ’de yazılan ve XVII. yy.’lın başarılı

mesnevilerinden olan mesnevinin bilinen tek nüshası Millet Kütüphanesi’ndedir.72

68 Şeyhî, Muhammed Efendi, Şakâyık-ı Nûmâniyye ve Zeylleri, III, 663-665. 69 Hüseyin Ayan, Cevrî Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Dîvânının Tenkitli Metni Erzurum 1981. 70 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 10-12. 71 Saadettin Nuzhet Ergun, Türk Şâirleri, s. 1062. 72 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 12.

Page 32: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

19

3- Hilye-i Çihār- Yār-ı Güzîn

Hilye-i Çihâr Yâr-ı Güzîn, Cevrî’nin en meşhur eserlerinden biridir. Pek çok

nüshası bulunan ve ayrıca 3 defa basılmış olan 145 beyitten ibâret bu küçük mesnevi,

Hākānî Mehmed Bey’in Hilye’sinden ilham alınarak 1040/1630’da yazılmıştır. Hilye-

i Çihâr Yâr-ı Güzîn, dört halifeyi değişik özellikleriyle tasvîr ederek onları öven kısa,

mesnevî tarzında yazılmış bir manzumedir.

4- Hall-i Tahkîkāt

Hall-i Tahkîkât, 415 beyitlik Türkçe terkib-i benddir. 1057/1647’de kaleme

alınan eserin adı ebced hesabıyla telif tarihini verir. Sadrazam Sofu Mehmed Paşa’ya

ithaf edilen Hall-i Tahkîkât, 61 beyitlik başlangıç bölümünden sonra Mevlânâ’nın

Mesnevî’sinin ilk 18 beytiyle, eserden seçilen kırk beytin her birine beşer beyit

eklenmesinden meydana gelmiş, sonuna da altı beyitlik bir hatime kısmı ilâve

edilmiştir. Türkiye kütüphanelerinde pek çok yazması mevcut olan eserin sadece

İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde sekiz nüshası bulunmaktadır. Hall-i Tahkîkât

ayrıca Aynü’l-füyūz ile birlikte basılmıştır.73

5- Aynü’l- füyūz

Aynü’l- füyūz, Yusuf Sîneçāk Dede’nin, Mesnevî’den bir mana bütünlüğü

içinde seçtiği 366 beyitten meydana gelen Cezîre-i Mesnevî adlı eserinin manzum

şerhidir.

‘‘Cezîre-i Mesnevî’’, XVI.yy. Mevlevî şâirlerinden, Yusuf Sîne-Çak’ın,

Mevlânâ’nın 26.000 beyit tutarındaki Mesnevî’sinde, aralarında anlam bütünlüğü

olan 366 beyti seçerek, yine adını Mesnevîdeki bir beyitten alıp Cezîre-i Mesnevî

diye adlandırdığı bu eseri, özellikle Mevlevîler arasında çok beğenilmiştir.74

Abdülmecid Sivâsî, İlmî Dede ve Şeyh Gâlip gibi şair ve bilginlerce şerhi

yapılan eseri Cevrî de her beyte beş Türkçe beyit ilâve ederek şerhetmiştir. Başlıkları

73 Hüseyin Ayan, Cevrî Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Dîvânının Tenkitli Metni, s.16. 74 haz.Yrd. Doç.Dr. Mehmet Vanlıoğlu, Yrd. Doç.Dr. Turgut Karacabey, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Atalay, Şerh-i Cezîre-i Mesnevî; Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyât Fak. Yay. Erzurum 1996.

Page 33: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

20

da manzum olan eser Sofu Mehmed Paşa’ya sunulmuştur. Aynü’l-füyūz ismi ebced

hesabıyla eserin yazılış tarihini yani 1057/1647’yi göstermektedir.75

6- Melhame

Melhame, Cevrî’nin çok tanınmış eserlerinden biri olan bu mesnevî, Yazıcı

Salih’in 811/1408 yılında yazdığı Şemsiyye adlı mesnevîsinin 1044/1635’te Cevrî

tarafından yeniden kaleme alınmasıyla meydana gelmiştir. Şemsiyye’sinin

anlaşılması güç olduğu gerekçesiyle, insanların okuyup faydalanması için, bir

dostunun ricâsı üzerine Melhame’yi yazmıştır. Melhame 3617 beyit olup, 4788 beyit

olan aslından daha kısadır.

Muhtevâsı zengin bir kitaptır. Tabii olayların, içtimâî olaylar üzerindeki

tesirleri daha açık ifâde edilmektedir. Zirâatla uğraşan insanların ihtiyaç duyduğu

meselelere çok yer verilmiştir.

Eserin birçok yazma nüshası vardır. Melhame, 1294/1877’de basılmıştır.76

7- Nazm-ı Niyâz

Nazm-ı Niyâz, 12 ayın özelliklerinden bahseden Mart ayından başlayarak, yılın

aylarını nazmeden mesnevî tarzında yazılmış bir kitaptır. Yaklaşık 200 beyitten

oluşmuştur. Bilinen tek nüshası İstanbul Üniversite Kütüphanesinde olan bu eser,

kötü bir yazıyla mensur bir eser gibi istinsah edilmiştir. Eserin adı ebced hesabıyla

yazılış tarihi olan 1058/1648’i göstermektedir.77

Bunların dışında, Târih-i Cevrî Çelebi, Terceme-i Pend-i Attâr, Terceme-i

Ahvâl-i Hâce Hâfız-ı Şirâzî, Terceme-i Şehnâme-i Firdevsî-i Tūsî adlı eserler de

Cevrî’ye isnâd olunmuştur. Ancak Hüseyin Ayan Cevrî ile ilgili çalışmasında bu

eserlerin Cevrî’ye âit olamayacağını gerekçeleriyle birlikte izâh etmiştir.78

75 Hüseyin Ayan, Cevrî Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Dîvânının Tenkitli Metni, s.17. 76 Hüseyin Ayan, a.g.e., s.21-27. 77 Hüseyin Ayan, a.g.e., s.27. 78 Hüseyin Ayan, a.g.e., s.29-30.

Page 34: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

21

III- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN

A- HİLYE-İ CEVRÎ’NİN YAZMALARI

Cevrî’nin Hilye-i Çihâr-Yar-ı Güzîn adlı eserinin birçok kütüphanede çok

sayıda yazma nüshası mevcuttur. Biz bu çalışmamızla 17 kütüphanede 43 adet kayıtlı

nüshayı tespit ettik.

Bu nüshaların bulundukları kütüphaneler, istinsah tarihleri, demirbaş

numaraları, sayfa sayıları, aşağıda belirttiğimiz gibidir.

1) Yapı Kredi Bankası Kütüphanesi, D.No: 15919, Sayfa:1b-17b İst.T. : __.

2) Hacı Selimağa Kütüphanesi, Hüdâyi Efendi Bölümü, D.No:1282, Sayfa :

42-49, İst.T.: 1320.

3) Beyazıt Devlet Kütüphanesi, D. No:3342, Sayfa:26b-31b, İst.T.: __

4) Beyazıt Kütüphanesi, Veliyüddin Efendi Bölümü, D. No:1548, Sayfa:

159a 163a yk. İst.T. : __.

5) Kütahya Vahit Paşa İl Halk Kütüphanesi, D.No:338, Sayfa: 4 İst.T.: __.

6) Kayseri Raşit Efendi Kütüphanesi, D.No: 99, Sayfa: 32b-46a Yazar Adı:

Cevrî İbrahim Dede b. Abdullah el-Mevlevî İst.T.(Bş.-Bt.):1050.

7) Nūruosmâniye Kütüphanesi, D.No:4959, Sayfa:380-389, İst.T. : __.

8) Nūruosmâniye Kütüphanesi, D.No:790/2, Sayfa:7 yp., İst.T. : __.

9) Nūruosmâniye Kütüphanesi, D.No:791/2, Sayfa: 26a- 29b yp.

İst.T.: __.

10-11) İ.Ü. Merkez Kütüphanesi, D.No: 96 ve 769, Sayfa:__, İst.T.: __ .

12) Köprülü Kütüphanesi, Mehmed Âsım Bey Bölümü, D.No:410, Sayfa: 24-

29, İst.T.(Bş.-Bt.): 1253.

13) İzmir Millî Kütüphanesi, Yazmalar Kataloğu, D.No:1725/2, Sayfa:18a-21a,

Dili:Arapça (edebiyat), İst.T.: __ Notlar: 23 satır; 205x140 (140x70 mm..)

14) Türkiye Yazmalar Katoloğu, Selçuk Üniversitesi, Ali N. Tarlan Bölümü,

D.No:038, Sayfa:28b-34a (Filibeli Mustafa Asım) İst.T. : __.

Page 35: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

22

15) Manisa İl Halk Kütüphanesi, D.No:1643/7, Sayfa: 74-79, İst.T.: __

Notlar: 19 satır; 197x123; 174x70.

16) İstanbul Belediye Kütüphanesi, Belediye Bölümü, D.No:561, Sayfa: 39–43

(Türk Edebiyâtı -Türkçe) İst.T.(Bş.-Bt.):1050.

17–29).Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Esad Efendi Bölümü, D.No:3700,

Sayfa:88–93, İst.T.(Bş.-Bt.): 1128–1716.

30–32) Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Bağdatlı Vehbî Bölümü, D.No:2089,

Sayfa: 43-49, İst.T.: __.

33) Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Uşşakî Tekkesi Bölümü, D.No:07,

Sayfa:72-78, İst.T.: __, Müstensih: Muhammed b. Mustafa.

34) Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Yazma Bağışlar Bölümü, D.No:365,

Sayfa:11-17, İst.T.(Bş.-Bt): 1123.

35) Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Şazeli Tekkesi Bölümü, D.No:29, Sayfa:

76–81, Müstensih: Seyyit Aliyyüddin Ani el-HALVE, İst.T. : __.

36) Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Şehid Ali Paşa Bölümü, D.No:2850,

Sayfa:11-15, İst.T.: __.

37) Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Şehid Ali Paşa Bölümü, D.No:2755,

Sayfa:20-23, İst.T.(Bş.-Bt.)1075.

38) Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Halet Efendi Bölümü, D.No:36, Sayfa:1-

7(İslam Tarihi Konusu), Eser Adı:Hilye-i Şerif, İst.T. : __.

39) Süleymaniye Genel Kütüphanesi, Halet Efendi Bölümü, D.No:355,

Sayfa:207-211 (Sahabe-Tabiûn Konusu), Eser Adı: Manzum Hilye-i

Çihar-yâr-ı Güzîn İst.T. : __.

40) Tire Kütüphanesi, Necip Paşa Vakfı Bölümü, D.No:136, Sayfa:6 (Konu:

Hulefâ-i Râşidîn), İst.T.: __.

41) İstanbul Merkez Kütüphanesi, Türkçe Bölümü, D.No:1905, Sayfa:50, Eser

Adı: Hilye-i Enbiya, İst.T.: __

42) İstanbul Merkez Kütüphanesi, Türkçe Bölümü, D.No:3807, Sayfa :__,

İst.T.(Bş.-Bt.): 1077. Eser Adı: Hilye-i Enbiya ve Cihâr-yâr-ı Güzîn

43) İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, D.No: 1921, Sayfa:__,

İst.T.: __, Eser Adı: Hilye-i Enbiyâ-i İzam Eser Adı: Hilye-i Nebî

Aleyhisselam ve Çihâr-yâr-ı Güzin.

Page 36: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

23

Bunlardan başka, Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’in iki nüshası, Konya Mevlânâ

Müzesi Kütüphanesi, nr: 1175 ve nr: 4008 mecmualarda kayıtlıdır. Her iki mecmuâ

Cevrî İbrahim Çelebî’nin Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîni, Na‘tî’nin Hilye-i ‘aşara-i

Mubaşşara’sı, Nakşî Dede’nin Hilye-i Mevlânâ’sı, Neşâtî Ahmed Dede’nin Hilye-i

Enbiyâ’sından mürekkeptir.79

Ktp. Adı : Konya Mevlânâ Ktp.

D. No : 1175

Mecmua cilt : 125( 21x14.8)

Yazı eb’adı : 16x7.5

Kâğıt kaplı, Türkçe, manzum, kenarları surh cetvelli; başlıklar surhla yazılmış,

yazı güzel bir nesih.

Cevrî İbrahim Çelebî: Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn, 16 yaprak. Her yaprakta 21

satır var. Cevrî, Mevlevî olmakla beraber Melâmîliğe de (Hamzavî) intisab etmiştir.

1065 H.’de (1654/1655) vefât etmiştir.80

Ktp. Adı : Konya Mevlânâ Ktp.

D. No : 4008

Mecmua cilt : 821( 22x16.8)

Yazı eb’adı : 17.3x11.5

Üstü bez kaplı, köşeleri ve sırtı meşin mukavva ciltli, 22 yaprak. Her satırda 15

satır var. Yazı nesih. Başlıklar surh, sayfa kenarlarıyla mısra‘ araları surh cetvelli.81

79 Mecmua, D.nr: 4008, cilt: 821 için bkz.; A. Gölpınarlı, “Mevlana Müzesi, Yazmalar Kataloğu’’

III, 171-172, T.C: Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müd. Yayınları. Seri:3 s.9.

Mecmua, D.nr:1175, cilt:125 için bkz; Abdülbâkî Gölpınarlı,“Mevlana Müzesi, Yazmalar Kataloğu’’, I, 113-114., MEB Eski Eserler ve Müzeler Genel Müd. Yayınları, Seri, II, No: 6.

80 bkz. Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, II,126-128; Ayrıca bkz., Abdülbâkî Gölpınarlı, Melâmîlik ve Melâmîler, s.148-151, İ.Ü. Yay., Devlet Mat.-1931.

81 A. Gölpınarlı, “Mevlana Müzesi, Yazmalar Kataloğu’’, III, 171-172, T.C: Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müd. Yayınları. Seri:3 s.9.

Page 37: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

24

B- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN’İN BASMALARI

Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn , Cevrî’nin en meşhur eserlerinden biridir. Yukarıda,

bulundukları kütüphane isimleriyle birlikte verdiğimiz pek çok nüshası bulunan bu

eser üç defa da basılmıştır:82

İkinci baskını, Mektep Mecmuâsının 30 Kanunuevvel 1309, s.37-39 ve 13

Kanunussānî 1309/1891 tarihli s.74-77 de bulunan 1 ve 2. Sayısındaki ‘‘Nüsha-i

Matbua’’ diye ifâde ettiği nottan anlıyoruz. Hüseyin Ayan, Diyanet İslâm

Ansiklopedisi için yazdığı Cevrî Maddesinde, bu bilgiyle 1317 tarihini de birlikte

verir.

Üçüncü baskısı Tahir Olgun tarafından hazırlanmıştır.83 Cevrî Dede Merhûm,

Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn, adıyla Karabet Matbaası baskısıyla 1317/1899’daki

İstanbul baskısıdır84

Biz bu çalışmamızda, Mektep Mecmuâsı, sayı:1–2, 1891 tarihli, Arapça

harflerle matbu risaleden istifâde ettik.85 Matbu olan risâlede bu küçük mesnevîde

belirtilen dipnotlardan anladığımıza göre bu çalışma birkaç nüsha karşılaştırarak

matbu hale getirilmiştir. Bu nedenle biz araştırmamız için çok sayıda nüshayı tek tek

karşılaştırmak yerine birkaç nüshanın karşılaştırılması sonunda matbua geçirilen

Mektep Mecmuasında yayımlanan metni incelememize esas aldık.

Ancak, Kültür Bakanlığı Süleymâniye Genel Kütüphanesi, Bağdatlı Vehbi

Bölümünde, bulunan nüshasıyla belirttiğimiz matbu olan Hilye-i Çihâr-Yâr-ı

Güzîn’i karşılaştırdık. Tesbit ettiğimiz farklılıkları ilgili yerlerdeki dipnotlarla

gösterdik.

Kütüphanelerdeki nüshaları bulmak için yaptığımız taramada, Ankara

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde, D. No: 11208, Sayfa: 24,Yazar

Adı: Cevrî Dede, Bsm. T.(Bş.-Bt): 1317(Osmanlıca) kayıt bilgilerine ulaştık.

82 Hüseyin Ayan, ‘‘Cevrî’’ mad., D.İ.A., VII, s. 460; Ayrıca bkz., Adem Ceyhan,C.B.Ü.Fen-Edebiyat

Fak., Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl:1997, S.1, s.239. 83 Hüseyin Ayan, Cevrî, Hayâtı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Dîvânının Tenkitli Metni, s.15. 84 Adem Ceyhan, a.g.m., s.253.,Ayrıca bkz. Hüseyin Ayan, , a.g.e., s.15 85 Türk Edebiyâtı Araştırmaları, II, 58, 1891.

Page 38: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

25

C- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN İLE İLGİLİ YAPILAN

ÇALIŞMALAR

Hüseyin Ayan, Cevrî, Hayâtı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Dîvânının Tenkitli

Metni adlı çalışmasında Cevrinin eserlerini tanıtırken, Hilye-i Cevrî’nin Mukaddime

ve Hâtime bölümlerinden bazı beyitleri örnek vermiştir. Burada Hüseyin Ayan,

Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzînin edebî tertîbi konusunda kısaca bilgi verir sonra

Cevri’nin hilyesindeki tarih mısraı ile ilgili kanaatini delilleriyle ifade eder.86

Sadık Erdem mezuniyet tezi olarak ‘‘İbrâhim Cevrî Çelebi’nin , Hayatı-

Şahsiyeti- Eserleri ve Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’in Edisyon kritiği’ni 1980 yılında

hazırlamıştır.87

Adem Ceyhan, “Eski Türk Edebiyâtı’nda Sad-Kelime-i Ali derleme Tercüme ve

Şerhlerine Dair makalesinde dört halîfe için yazılan hilyeler hakkında bilgi

verdikten sonra, Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’de Hz. Ali’nin hilyesinin anlatıldığı

bölümü, metin ve nesre çevirisiyle birlikte vermiştir88.

Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’in yazılış tarihi ile ilgili farklı görüşleri ve bu konu

hakkındaki kendi tezini de burada ifade etmiştir.

Yrd. Doç Dr. Ahmet Yılmaz, Na’ti Mustafa, Ethem ü Hümâ(İnceleme-Metin)

adlı çalışmasında, Cevrî İbrâhim Çelebî’nin yarım kalan manzum Çâr-Yâr-Hilyesini,

Aşere-i Mübeşşereye âit bilgileri de derleyip eklemek sûretiyle tamamladığını söyler.

Eserin sadece Konya Mevlânâ Kütüphanesinde Kütüphanesi’nde bulunan bir

nüshasını incelediğini, belirttikten sonra, nüsha tavsifiyle ilgili;

Başı: Hamd bî-minnet olan Mevlâya

Hamd Ĥallaķ-cihan-pîrâya

Son: Na‘tî’ye lutf-ı firâvân eyle

Fazl u in‘amınâ şâyân eyle

86 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 31. 87 Sadık Erdem, İbrâhim Cevrî Çelebi’nin , Hayatı-Şahsiyeti- Eserleri ve Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’in

Edisyon Kritiği, İstanbul Üniversitesi, Edebiyât Fakültesi, Mezûniyet Tezi , İst.-1980. 88 Adem Ceyhan, Eski Türk Edebiyâtı’nda Sad-Kelime-i Ali derleme Tercüme ve Şerhlerine Dair, Celâl

Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyât Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl:1997, S.1, s. 232-254.

Page 39: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

26

Türkçe nesih hatla,210x148(160x75) ölçüsünde 21 satırlı 4 yaprakta, 6a-10a

yaprakları arasında krem rengi kâğıda yazılmıştır. Başlıklar ve cetveller kırmızıdır.

Mecmua, mukavva bir cilt içindedir. İstinsah tarihi ve müstensihi belli değildir. Eser,

Nakşî Enbiyâsı ile birlikte ciltlenmiştir. Sâlim Tezkiresinde ‘‘Manzume-i bî-

nazîr’’(s.678)olarak nitelenen bu esrin sonunda aşağıdaki şu beytin yazılı olduğu da

ifâde edilmekteyse de, gördüğü nüshada bulunmadığını belirtir:

Umarum kim ola bu nazm-ı güzîn

Hüccet-i firdevs mesken-i berîn

(Bu eserin bir nüshası, Konya Mevlânâ Müzesi Ktp. Nr.1175 ile kayıtlıdır:

vr.6a-10a )89

D- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN’İN EDEBÎ DEĞERİ VE TÜRK-

İSLAM EDEBİYÂTINDAKİ YERİ

Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’de Cevrî’nin bilgi birikimi bakımından hem İslâm

Tarihi, hem de dört halîfenin hayat ve ahlâkına dâir yeterli bilgiyi hâiz olduğu

görülür. Dili kullanmadaki hüneri, onun Arapça Farsça ve Türkçe kelime

zenginliğiyle beyit ve terkiplerinde farkedilir.

Cevrî’nin Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’de dili genelde sade olmakla beraber bazı

Farsça ve Arapça’dan mürekkep terkipler özellikle seçilerek oluşturulmuş gibidir.

Hakânî’nin Hilyesi’ne gıpta ettiğinden bu Cevrî’nin Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’i

yazdığını eserin Mukaddimesinde kendisi ifâde etmiştir. Ona göre bu haliyle

Hakanî’nin Hilyesini, dört halife hakkında olan, kendi hilyesiyle tamamlamıştır90. Bu

nedenle bir bakıma, dört halifeye isnad olunabilecek bazı terkipleri, özellikle onları

nitelemek amacıyla kullanmıştır.

89 Ahmet Yılmaz, Na‘ti Mustafa , Ethem ü Hümâ (İnceleme-Metin), I. Bölüm, s. 23-24, T.C. Selçuk

Üniversitesi Yay. Konya, 2001. 90 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 15.

Page 40: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

27

Cevrî Çelebî Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn ile Edirne’de Mevlevî şeyhî Neşâtî’ye

(?-1674) tesir etmiştir. Neşâtî Hilye-i Enbiyâsını “Cevri’ye özenerek kaleme

almıştır”.91

Cevri Terkib-i Bentleriyle Bağdatlı Ruhi ile Ziya Paşa arasında köprü

vazifesini görmüştür. Çünkü onda Bağdatlı Ruhi’nin tesiri oldukça açıktır.

Gazel ve Kasidelerinde Nef’i (?-1634)’nin tesiri görülür. Lakin Cevri Nef’i

kadar tantanalı ve gümbürtülü değildir. Hatta onun şiirlerinde Hezli, hicvi, mizahı

çağrıştıran uzaktan yakından hatırlatan. Remiz ve mazmunlara rastlanmaz.92

Cevri’nin dilinde Arapça ve Farsça kelimeler 17. yy a kadar dilimize

yerleşenlerdir. Lakin üçlü ve dörtlü Farsça tamlamaları sık sık kullanır. Bu

imkânlarla Cevri’nin meydana getirdiği teşbih ve istiareler zengin mana yükü

taşırlar. Mecazlar dünyası ise Cevri’nin geniş kültürünün izlerini taşır.93

Medreselerde okutulan bilgilere sahip Mevlevi Tarikatı’na mensup divan ve

tekke şiirine vakıf ayrıca sağlam bir yazı tekniği olan Cevri, zengin bir şiir mirası da

bırakmıştır.94

91 İsmâil Beliğ, Nuhbetü’l Asar li-Zeyli Zübdeti’l-Eş’ar, (haz. Prof. Dr. Abdülkerim Kadiroğlu,

Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay.), s. 62-63, S:168, Tezkireler Dizisi: 4 [ I. Baskı; Gazi Üniversitesi, Ankara 1985;]

92 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 46. 93 Hüseyin Ayan, Cevrî Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Dîvânının Tenkitli Metni, s. 50. 94 Hüseyin Ayan, a.g.e. s.31.

Page 41: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

28

II. BÖLÜM

HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN-METİN-MUHTEVÂ-TAHLİL

I- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN-METİN

ĤÎLYE-İ CEVRÎ

Minnet Allâh’a ki ber-vech-i kemâl

Adem’e ķıldı ‘atâ ĥüsn ü cemâl

Şekl-i zîbāsını bî miŝl ü nažîr

Eyledi levĥ-i vücūda taśvîr

Ķalem-i śun‘ı bedî‘i’l-eŝerî

Çekti çūn naķş vücūd-ı beşerî

Virdi pîrāye yed-i ķudret ile

İtdi zîbinde ānı ĥikmet ile

Ħalķ idüp aĥsen-i taķvim üzre

Yazdı ‘ünvānını ta‘zim üzre

Eyleyüp ‘ızzetini şānın a‘lā

Didi ĥaķķında ānuň ‘‘Kerremnā’’

Page 42: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

29

Âdeme verdi ‘acîb ferr u bahâ

Ħalaķallâhu ‘alâ suretihî95

Geldi bu śūret ile çūn Âdem

İtdiler secde melâik ol dem

Hem idüp lâyıķ-ı ‘izzet bi’ź- ź ât

Vechini vechine ķıldı mir‘āt

Ĥabbeźā ķudret-i Ĥaķķ Celle Celâl

Ĥabbeźā śun‘ı-Ħüdâ-yı müte‘âl

DER-NA’T-I HAZRET-İ NEBÎ

Śallâllāhü ‘aleyhi ve sellem

Yarâşûr bulsa bu nazm-ı ġarrā

Na’t-ı Peyġamber ile ferr u bahā

Ĥilye pîrā-yı cemāl-i ma‘nā

Śūret-ārā-yı kemāl-i ma‘nā

Cevher-i āyine-i ĥüsn-i ezel

Pertev-i nūr-ı Ħüdā ‘Azze ve Cell

95 Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada bu beyit vardır, matbuda yoktur.

Page 43: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

30

Zînet-efzā-yı sarāy-ı imkân

Revnāķ efrūz-ı revāķ-ı dîl ü cān

Serv-i-bî-sāye-i büstān-ı vücūd

Naķş-ı pîrāye-i eyvān-ı96 vücūd

Aĥmed-i Mürsel ü maĥbūb-ı Ħüdā

Ki odur bî-bedel ü bî-hemtā

Yoġıdı āña melāhĥatde ‘adîl

‘‘Ene emleĥu’’ bu söze oldu delîl

Kendū ĥüsnünden îdüp āña naśîb

Eyledi Ĥaķķ ānı kendüye Ĥabîb

Sıfatı oldı śafā-yı dîl ü cān

Ĥilyesi ĥırz-ı beķā-yı îmān

Levĥ-i evśāfına tā rûz-i ķıyām

Ola pīrāye taĥiyyāt u selām

MUĶADDİME97

Bundan aķdem ķalem-i Ĥāķānî

Śūret-i ma‘naya vermiş cānî

96 Diğer bir nüshada ‘‘eyvān’’ yerine ‘‘dîvan’’ yazılıdır. 97 Süleymâniye Genel Ktp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada, ‘‘Der muķaddeme-i nažm-ı çâr-yâr-ı ‘ālî / Muķadder rađıyallāhu ‘anhüm’’ şeklindedir.

Page 44: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

31

Olmış ōl şāir-i pākize-edā

Nāžım-ı ĥilye-i maĥbūb-ı Ħüdā

Bulmış ol devlete isti‘dādı

Ĥilye nažmında añılmış adı

Eŝer-i mu‘cize-i medĥ-i Resūl

Eylemiş ānı müsellem, maķbūl

Resm-i inśāfı îdenler icrā98

Olmasa āña muķallid-i evlā

Līk ben ġıbŧa idüp bu eŝera

Şevķim artırdı getürsem nažara

Şükr ü minnet baña da bu yüzden

Feyż-i cūd eyledi Zü’l-fażl u minen

Çār-yāruñ śıfat ü hey’etini

Yek-be-yek ĥilyesini śūretini

Cem‘ idūp bir yere tertîb itdüm

Lafz u ma‘na-y-ile terkîb itdüm

98 Bu beyit, Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada yoktur.

Page 45: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

32

Nažm idüp ānī bi-ķadri’l-imkān

Eyledüm ĥilyelerin şerĥ ü beyān.

‘‘ĤİLYE-İ ŚIDDÎĶ-I ‘ATÎĶ’’

Kāne Ebū Bekr (Rađıya’llah ü ‘anhü) racülen ŧavîlen naħîfen, ħafîfe’l-laĥmi,

ebyađa, ħafîfe’l-‘āriżeyn, ma‘rūķa’l-vechi, nātiye’l-cebheti, ġāira’l-‘ayneyni, ‘âri’l-

aşāci’i, yaħżıbü bi’l-hınnāi ve’l-ketemi, lā yestemsikü niŧākahü yürħi ‘an ĥaķveyhi.

Naķl ile böyle olundı taĥķîķ

Hilye-i ĥażret-i śıddīķ-ı ‘atîķ

Ĥilyesin vaśf iden erbāb-ı süħān

Başlamış ķāmet-i mevzūnından

Ya‘ni itmişdi ānuñ śun‘ı Ħüdā

Ķāmet-i sidre ħirāmın bālā

Sürüdi gülşen-i śıdķa ol ķad

Ger ŧavîl olsa değil müsteba‘d

Mescid-i dîne iden ānı imām

Ķāmetin itdi sütūn-ı İslām

Teni olmışdı o ķāmet-ile naħîf

Öyle žann eyleme kîm ola żaîf

Page 46: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

33

O neħāfetle o bālā ķāmet

Yarāşık merd idi śāĥib-i ķuvvet

Āz idi laĥm-ı laŧîf-i bedenī

İ‘tidāl üzre idi şaĥm-ı tenī

Vechinüñ olmuşıdı levnī sefîd

Reşk iderdī āña nūr-ı ħurşîd

Hem daħi böyle olmuşıdı bî- ŧaĥfîf 99

Rîşinüñ cānib-i bālāsı ħafîf

Hem daħî böyle olındī tahķīķ

Ki ola ruħlarınuñ cildi raķîķ

Dīdiler vaśf-ı cebīninde kibār

Meşriķ-ı śubĥ-ı hidāyet envār

Śun‘ı üstad-ı bedī‘u’l-ĥikmet

Ālnın itmişti muĥaddeb-hey’et

Görseñ ol cebhe-i pür-nūrı eğer

Žann iderdüñ ki ola cirm-i ķamer

99 Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada bu ve bundan sonraki beyit

arasında takdim-tehir edilmiş.

Page 47: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

34

Nūr ile ŧutsa n’ola meydānī

Gūy-ı ħurşîd idi ol pîşānī

Kāse-i çeşmi ‘amīķ olmuşıdī

Nūr ile bāśırası dolmuşıdī

Śūret-i ‘aybdan ol çeşm-i güzîn

Merdümin itmişidî dur-nişîn

Ol iki ‘ayn kerāmet baśarī

Ħalķa eylerdi keremle nažarī

Vaśf-ı engüştünī yazdıķta ķalem

Böyle ĥall eyledi bu ‘uķdeyi hem

Ol mefāśıl ki ķomış ānda Celîl

Eylemiş laĥmini ġāyet de ķalîl

Her benānı ķalem-i ķudret idi

Ol mefāśıl kürre-i ĥikmet idi

Zînet-i ĥilye iderdi her dem

Liĥye-i pākini ĥannā vü ketm

Śubĥ-ı śādıķ gibi ol riş-i sefîd

Şafaķ-ı surħle olurdı bedîd

Page 48: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

35

Daħī ol merd-i kerāmet peyvend

Eylemezdi kemerin muĥkem bend

Mūy idi ża‘f-ı bedenle o meyān

Āña olurdı kemer bār-ı girān

Eylemişdi o kerîmü’l-aħlāķ

Kemer-i tāat-ı mevlāyı niŧāķ

ĤİLYE-İ PĀK-İ ‘ÖMER

Kāne ‘Ömeru (Rađıya’llāh ü ‘anhu) ādeme şedîde’l-üdmeti ve ‘aleyhi’l-ekŝerūn.

Ve ķīle: İnnehū kāne emheķa, kāne ŧavîlen cesîmen asle‘a şedîde’ś-śala‘i, ħafîfe’l-

‘āriżeyn şedîde’l-ĥumrati fī’l-‘ayneyni, kāne100 keŝŝe’l-liĥyeti a‘sera ve yesera

şāribühâ keŝīruş-şa‘ri fī etrāfihe śuhbetün101.

Vaśf iden ĥilye-i pāk-i ‘Ömerī

Virdi śıĥĥatle bu yüzden ĥaberi

Ki ola ġāyetle kendüm ġūn

Ĥabbeźā śun‘-ı Ħüdā-yı bî-çūn

İħtilāf eylediler bunda kibār

Ekŝerī virdi bu ķavl üzre ķarār

100 Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada ‘‘Kâne’’ yoktur. 101Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada ‘‘fī etrāfihe śahbetün’’ ifadesi

yoktur.

Page 49: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

36

Hem dinilmiş ki o vech-i rūşen

Ola revnāķ-ı şiken levn-i leben

Reng-i ruħsār bahār efrûzî

Dînüñ olmuşdı gül-i nevrûzî

Ānuñ itmişdi ħüdāvend-i celîl

Sidre-i ķaddini mevzūn ü ŧavīl

‘Alem-i dīn-i mübîn idi o ķad

Źılli olsa n’ola memdūd-ı ebed

İtdi çün maślaĥat-ı dīne ķıyām,

Ser-firāz oldı livā-yı islām

Hem bu ķāmet-ile cesāmetlū idi

Yāl u bāl ehli śalābetlū idi

Bu mehābetle görünse her bār

Āndan İblis o dem eylerdi firār

Bu muĥaķķaķ ĥabere itme gümān

Ki kaçar żıll-i ‘Ömer’den şeyŧān

Page 50: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

37

Naķşına diķķat iden böyle didi

Mūydan pîş-i ser-i sāde idi

İki yanında ķatī az idi ķīl

Her biri eyler idi misk-i ħacīl

İki ‘ārıżları olmuşdı ħafīf

Böyle mevśūfdur ol źāt-ı şerīf

‘Ārıżı āb-ı ruħ-ı ‘izzet idi

Levn-i śāfı leben cennet idi

Daħi itmişti dū-çeşmin ķudret

İki yāķūtu şedîd-ü’l-ĥumrāt

Eylemiş sāķi-i śohbā-yı ķader

İki çeşmin iki la‘lin sāġar

N’ola sürħ oldı ise çeşmi müdām

Mest idi cām-ı maĥabbetle temām

N’ola sürħ olsa o çeşm-i gül-gūn

Ħavf-ı Ĥaķķ dāim iderdi pür-ħūn

Ol meĥāsin ki aña zīnet idi

Deste-i yāsemen-i cennet idi

Page 51: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

38

Beñzemez āña reyāĥīn-i ciĥān

Dinilürse n’ola reyhān-ı cinān

Eylemişdi iki destin Yezdān

Śun‘ı ĥikmetle ‘amelde yeksān

Rast-girdār idi ol ĥūb-etvār

Bir idi āña yemin ile yesār

Sebletinde vār idi keŝret-i mū

Sünneti itmiş idi ‘ādet ü ħū

Hem didi şāribinüñ vaśśāfı

Ĥumrate māil idi etrāfı

HİLYE-İ PĀK-İ ‘OSMĀN

Kāne ‘Oŝmānü (Rađıya’llāh ü ‘anhü) rab‘aten ĥasene’l-vechi raķīķā’l-beşerati

keŝīra’l-lihyeti esmera’l-levni keŝīra’ş-şa‘ari żaĥme’l-keradīs-i be‘īde mā beyne’l-

menkıbeyni ve yeşüddü esnânehû bi’ź-źehebi bi-vecneteyhi nüktātü cüderiyyin

şa‘rahu ķad kesā zirā‘ayhi müşrefe’l-enfi min ecmeli’n-nāsi lehü cümmetün esfelü

min şahmeti üzüneyhi.

Ĥilye-i pāk ü latîf-i ‘Oŝmān

Oldı bu vechile taĥķīķ ü beyān

Page 52: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

39

Vasaŧu’l-ķāme idi ol dānā

Ħayr-ı maĥż olsa n’ola ser tā-pā

İ‘tidāl üzre idi ķaddi temām

Bir sehî-serv idi mevzūn-i endâm

Gülbün-i cennet idi ol ķāmet

Ravża-i dīne virirdi zīnet

Hem dimişler o güzīn-i beşera

Hasenü’l vechi raķīķu’l-beşera

Gül-i ruħsār-ı ter u ħurrem idi

‘Araķ-ı şerm ü ĥayā şebnem idi

Gerçi kim ol gül-i gülzār-ı ĥayā

Ĥande itmezdi edebden ammā

Bir güzel yüzlü güzel server idi

Ĥüsnī dünyāyı esīr eyler idi

Hem olup liĥtesinüñ mūy-ı keŝīr

Āña āşüfte idi misk ü ‘abīr

Page 53: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

40

Eylese rīşine ĥannā-yı ĥıđāb

Çemen-i ĥüsni olurdı şādāb

Esmeru’l-levn idi ol vech-i ĥasen

Cümle elvandan odur müstaĥsen

Dāim olmuşdı o vech-i pür-nūr

Burķa‘ı şerm ü ĥayāda mestūr

Edebinden nažar ittikçe āñā

Ķudsiyān eyleridi istiĥyā

Ŧavr-ı ādābına virmişdi ķarār

Ĥilmine zīnet idi ferr u vaķār

Gerçi ġāyet çoġıdı mūy-ı tenī

Nūr idi žulmet içinde bedenī

Cirm-i ħurşīd idi ol cism-i sefīd102

Mūyı olmuşdı şu‘ā-‘ı ħurşīd

Ķuvvet-i103 śun‘ı ħüdāvend-i ķadīm

Her ser ‘użvunī itmişti ‘ažīm

102 Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada bu beyit yoktur. 103 Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada ‘‘Ķudret’’ ifadesi geçiyor.

Page 54: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

41

Daħī olmuşdı be-ŧaķdīr-i mecīd

İki düşānesi mā beyni be‘īd

Bend-i esnānı idi şedd-i źeheb

Āñā maħśūś idi bu ŧavr-ı ‘aceb

Cümle ża‘f üzre olan dişlerini 104

Ya‘ni ol dürc-i ĥikem cevherini

Eyleyüp rişte-i zer-ile beste

Böyle nuŧķ eyleridi peyveste

Cümle dendānı idi ĥāśılı bu

Tār-ı zerrine yine dizilmiş lü’lü

Görünürdi āñā itseñ nažārī

Vech-i pākinde nişānı cedri

Cā-be-cā bāġ-ı rūħında bu eŝer

Ĥüsnine virmişidi zīnet ü ferr

Mūy-ı bāzūsun iderdi mestūr

Vaśfı bu resme olunmuş mesŧūr

104 (Cümle źî ķıymet olan dişlerini). Nüsha-i Matbua

Page 55: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

42

Tār-ı giysüsī irüp gūşına tā

Sünbül olmuşdı gül üzre gūyā

ĤİLYE-İ PĀĶ-Î ‘ĀLİ

Kāne ‘Aliyyün (Rađıya’llāh ü ‘anh) ādeme şedīde’l-üdmeti aķrabe ile’l ķıśari

mine’ŧ-ŧūli keŝīre’ş-şa‘ri ve liĥyetühü ‘arîżun ve aśferu aśle‘u ĥasenü’l-vechi

‘ažīmü’l-baŧnı māilün ile’s-simeni ed‘acü’l-‘ayneyni ‘ažmühā ‘arīżun mā beyne’l-

menkıbeyni lā yebînü ‘ażudün min sā‘ıdihi şeŝnü’l-keffeyni ‘ažīmü’l-kerādīsi kāne

‘unuķuhü ibrīķa fiżżatin leyse fî ra’sihî şa‘run illâ fî ħalfihî ve kāne izā

meşā tekeffee.

Levĥ-i āyine-i vech-i ezelî

Maĥrem-i rāz-ı nebî ya‘ni ‘Alî

Bu śıfatlarla olunmuş taśvîr

İdeyin şeklini naķl ü taĥrîr

Ānuñ itmişidi ĥaķīm-i bī-çūn

Levn-i pākizesini esmer-gūn105

Vech-i pākin görüp erbāb-ı nažār

‘‘Kerreme’llāh ü Teāla’’ didiler

Diķķāt olsa görünürdi baśara106

Kāmet-i ŧūlden aķrab ķaśara

105 Kendim gūn: Nüsha 106 Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada ‘‘nažara’’ ifadesi geçiyor.

Page 56: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

43

Ki ne kūtāh idi ol ķad, ne dırāz

Mu‘tedil-i ķāmet idi ol mümtāz

Liĥyesi şerĥin iden ehl-i hüner

Didi vaśfında: ‘arīż u aśfer

Gerçi ĥannā ile ol merd-i güzīn107

Nice dem rīşini itti tezyīn

Terk idūp śoñra bu mu‘tādī velī

Çekti tezyīn-i maĥāsinden elī

Mūyden yoġıdı başında nişān

Ħalf-ı re’sinde idi şa‘rı hemān

Ĥasenü’l-vechi idi ol māh-ı cemāl

Ħūblık bulmuş idi ānda kemāl

N’ola olsa şikemi pür-ĥikmet

Vār idi dāiresinde vüs‘at

Ol mübārek şikem-i pür-envār

Semine māil idi bir miktār

107 Serv-i güzîn: Nüsha-i matbu‘a

Page 57: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

44

Çeşm-i şīrānesi heybetlü idi

Ķıyye bakışlū mehābetlü idi

Ed‘acü’l-‘ayn idi ol źāt-ı kerīm

Çeşminüñ olmuş idi cirmi ‘ažīm

Ya‘ni kim āġī beyāż īdi ķatī

Hem siyāhında da bil bu śıfātī

Yaśī yaġrınlu idi ol server

Sīnesı olmuşıdı peh-nāver

Hem olūp sā‘ıd ü pāzūsı ĥasen

Farķ olunmazdı biri birinden

Daħī keffeyni mülaĥĥam-ter idi

Her biri bir yemm-i pür-güher idi

Üstüħvān-ı beden-i şîr-i Ħüdā

Ekrem ü a‘žam idi ser-tāpā108

Hey’etin görse eġer Rüstem ü Sām

Ħavfından ol dem olurdı sersām

108 Süleymâniye Genel Kütp., Bağdatlı Vehbî Bölümündeki Nüshada ‘‘ A‘žam u ekber idi ser- tā-pā’’ şeklindedir

Page 58: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

45

Gerdanı sīm-sıfat śāfī idi

Gümüş ibriķ diyen pāķ didi

Şem‘-i kāfūrī idi ol gerdan

Cāmi‘-i dīnī iderdi rūşen

Hem olurdı o ser-firāz-ı cihān

Öñüne meyliderek yola revān

Her-dem eylerdi tevāżu‘la ķıyām

Mütekebbir gibi itmezdi ħırām

Dāim ol naħl-i gülistān-śıfāt

İltiyām üzere iderdi ĥarekāt

Eyleyūp vaż‘ını dervişāne

Meylī düşmüşidi dīl-i şāhāne

Śūretinde vār idi nūr-ı Ĥüdā

N’ola meyl itse âña bāy ü gedā

ĦĀTİMETÜ’L-KİTĀB

Cümle aśĥābı Rasûlullāh’ın

O şehenşāh-ı felek dergāhuñ

Page 59: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

46

Oldılar çerħ-ı Ħüdā’ya encüm

Rađıyā’llāh ü Teālā ‘anhüm

İtdiler ümmeti Ĥaķķ’a irşād

Buldılar bu şerefe isti‘dād

Her biri pīşrev-i meslek-i dīn

Her biri bedriķa-i rāh-ı yaķīn

Her biri peyrev-i sulŧān-ı resul

Her biri ümmete hādi-i sübul.

Ol sa‘ādetlūlerūñ ĥürmetine

Cāhına, rütbesine, ‘izzetine

Eyleyūp luŧf u ‘ināyet Mevlā

İde Cevrī’ye hidāyet Mevlā

Āñā şāyeste idūb ġufrānı

Cümleten ‘afv oluna ‘iśyānı

Ola dünyāda āña kâr śevāb

Medĥ-i Peyġamber u āl ü aśĥāb

§ § § §

Page 60: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

47

Ķalem-i nāžım-ı pākize kelâm

Virdi biñ ellide bu nažma niźâm.

2- HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN’İN NESRE ÇEVİRİSİ

1) Adem’e yüz güzelliği suretiyle onu mükemmel bir şekilde yaratan Allah’a

şükürler olsun, Allah’a hamd olsun. 2) Onun güzel, benzersiz şeklini varlık âleminde tasvir etti. 3) Örneksiz yaratan sanat kalemi eserini var kılmak adına insanın varlığını

nakış gibi işledi. 4) Onu kudret eliyle süsleyip, güzelliğinde onu hikmetle yarattı. 5) En güzel sûret üzre yaratıp saygıyla adını yazdı.109 6) Onun şan ve şerefini yükseltti, onun hakkında ‘‘biz onu şerefli kıldık’’

dedi.110 7) Ādem bu şekilde yaratılınca o anda bütün melekler ona secde ettiler.111 8) Onu bizzat izzet, şan ve şerefe lâyık kılıp, insanın zâtını kendi zâtına ayna

kıldı. 9) Cenāb-ı Hakk (c.c.)’ın Kudreti ne yücedir, Yüceler yücesi Hüdā’ın

yaratması ne güzeldir.

NĀ‘T-I HAZRET-İ NEBî(S.A.V.)

HZ. PEYGAMBERE NĀ’T

1) Bu güzel nazım, peygamberi tasvîr etmekle kıymet bulsa uygundur.

109 Tîn Sūresi, 95/4 –5 110 İsrā Sūresi, 17/70 111 Bakara Sūresi, 2/ 30 –34.

Page 61: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

48

2) Hilye, mânâ güzelliğinin süsüdür, mânâ mükemmelliğinin göstergesidir. 3) O (Peygamber), ezelî güzellik aynasının cevherdir, Hüdâ Azze ve Celle’nin

nûrunun ziyâsıdır 4) İmkân sarayının en güzel süsü, can ve gönlün en parlak kubbesidir. 5) O, Varlık bahçesinin gölgesi olmayan selvisi(servi ağacı), Varlık eyvanını

süsleyen nakışıdır, süsüdür. 6) Ahmed Allah’ın peygamberi, elçisi ve sevgilisidir. 7) Güzelliğinde, şirinliğinde O’na denk yoktur ‘‘Ben en güzelim’’112 sözü

buna delil olmuştur. 8) Cenāb-ı Hakk, O’na kendi güzelliğinden nasip ederek, O’nu kendine sevgili

kılmıştır. 9) Tasvîri, gönül ve ruha safā veren, hilyesi, imanın bekâsını koruyan oldu. 10) Salât ve selâmın kıyâmet gününe kadar onun vasfının anlatıldığı levhaya

süs olsun

MUKADDİME

SUNUŞ

1) Bundan önce Hākānî113 kalemi, manānın sūretine hayat(can) vermiştir. 2) O temiz uslûplu şâir Hüdâ’nın sevgilisinin hilyesinin nâzımı olmuştur. 3) O hilye yazma devletine kâbiliyet(hüner) bulmuş ve Hilye-i nazmında

onun adı anılmıştır. 4) Resûlün övgüsünün mûcîzesi etkisi onu makbul ve beğenilir kılmıştır. 5) İnsaflı davranma adetini yerine getirenler, onu taklîd etmeseler daha iyidir. 6) Lakin ben bu esere gıpta ederek baktıkça şevkimi artırdı

7) Sonsuz minnet ve şükürler olsun ki Fazîlet ve ihsân sahibi Cenâb-ı Hakk bu sebeple bana çokça feyz ve bereket verdi.

112 Hadis Kaynaklarında bu ifâdenin geçtiği hadis yoktur. 113 Hākānî Mehmed Bey’in (1598-99) Hilye-i Hākānî adlı manzum eseri, 1007 de kaleme aldığı eseri, (Mustafa Uzun, Hilye mad., D.İ.A., XVII, 44).

Page 62: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

49

8) Dört Halîfenin sıfat ve sūretini, tek tek hilyesini, şekl-i şemālini 9) Toplayıp bir yere, düzenledim, lafız ve mana olarak da terkîp ettim 10) Gücüm nisbetinde onu nazm edip hilyelerini açıkladım

EBŪ BEKR SIDDĪK-I ‘ĀTÎK’İN TEMÎZ HİLYESİ

Hz. Ebû Bekir (Allah ondan razı olsun), uzun boylu nahîf, ince yapılı, sıska

etli, beyaz tenli, seyrek sakallı,ince yüzlü, çıkık alınlı, çökük gözlü, parmak dipleri

etsiz biriydi. Kına ve ketem otunu yakardı. Kemerini sıkıca bağlamaz, bel kısmında

sarkardı.114

1) Hazreti Ebû Bekir Sıddîk-ı Atîk’in hilyesi kesin olarak böyle nakledildi. 2) Hilyesini tasvir eden söz erbābı, onun uyumlu(ölçülü) boyundan başlamış

söze 3) Yani Allah’ın kudreti onun boyunu salınan sidre ağacı gibi uzun yaptı

4) O boy doğruluk bahçesine sürüdü, o uzundu çok da uzun değildi. 5) Dinin mescidine onu imam eden onun boyunu İslāmın direği kıldı 6) Teni o kadar boyuyla uyumlu olmuştu, zannetme zayıf olmuştu 7) O uzun boyuna ve ince yapısına rağmen cesur, yiğit ve kuvvet sahibiydi. 8) Latîf bedeninde eti az olup vücûdunun yağı normaldi.

114 Cevrî, hadis kaynaklarından derleyerek bu Arapça tasvîrleri yapmııştır. Bkz., Taberânî,Ebu’l-

Kâsım Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb, el-Mu’cemü’l-Kebîr, Th.Hamdî Abdülmecîd es-Selefî, I, 56,

nr:17,21; Heysemî, Nûruddîn Ebu’l-Hasen Ali b. Ebî Bekr b. Süleyman, Buğyetü’r-Râid fî Tahkîki

Mecai’z-Zevâid ve Menbai’l-Fevâid, Th. Abdullah Muhammed ed-Dervîş, IX, 21, no: 14303; İbn

Sa’d, Ebû Abdillah Muhammed el-Basrî ez-Zührî, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, III, 188; Taberî, Ebū

Ca’fer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd, Târîhu’l-Ümemi ve’l-Mülûk, II, 350: .

Page 63: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

50

9) Yüzünün rengi bembeyazdı, güneşin nuru ona gıpta ederdi 10) Hem açık sakalının üst kısmı seyrekti 11) Hem böyle tahkîk olundu ki; yanaklarının derisi inceydi 12) Alnını tasvîr eden büyüklerin dediğine göre hidayet nurları saçan sabah

güneşinin aydınlığı gibiydi. 13) Allah’ın yaratmadaki hikmetindendir ki alnı çıkıkalınlı idi 14) Eğer görsen o nurlu alnı sanırsın ay gibi olmuş. 15) Onun sûreti keşke etrafı nurla doldursa. 16) Göz çukurları derindi gözleri nurla dolmuştu 17) Şeklen ayıp-kusurdan ārî seçilmiş gözlerdi göz bebekleri tastamam

oturmuştu 18) Onun keramet sahibi iki gözü halka kerem nazarıyla bakarlardı 19) Parmaklarını tasvîr ederken kalem yazdıkça bu düğümü böyle çözdü 20) Celîl olan Allah öyle uyumlu koymuş ki onda gayet az kılmış etini 21) Her parmağının ucu kudret kalemi gibi öyle uyumlu ki hikmet topu

gibiydi

22) Her zaman temiz sakalını kına ve ketem tohumuyla süslerdi. 23) O beyaz saçlı insan fecr-i sâdık gibi şafak kızıllığıyla ortaya çıkardı. 24) Öyle ince yapılıydı ki kemerni sıkı bağlamazdı. 25) Zayıf bedeniyle beli kıl gibiydi, kemer ona ağır yük gibiydi. 26) O yüce ahlâk sahibi Mevlâ’ya itaat kemerini bağlamıştı.

HİLYE-İ PĀK-İ ‘ÖMER

HZ. ÖMER’İN TEMİZ HİLYESİ

Page 64: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

51

Hz. Ömer (Allah ondan razı olsun), Birçoklarına göre o, esmerdi, koyu

esmerdi. Bazılarınca onun bembeyaz olduğu da söylenmiştir. O, uzun boylu, cüsseli,

saçı çok dökülmüş biriydi. Sakalları seyrek ve gözleri kan kırmızısıydı, bıyıklarının

uçlarında kızılllık vardı.115

1) Hz. Ömer’in temiz hilyesini tasvîr eden kişi bu konuda doğru bilgi verdi. 2) O son derece buğday tenliydi, Allah’ın benzersiz yaratması ne güzeldir! 3) Bu konuda büyükler ihtilaf ettiler çoğunluğu bu söz üzre ittifak ettiler 4) Hem denilmiş ki o parlak yüzlü, aydınlık yüzlüdür, (saçının) kıvrımları

parlak, süt (gibi) beyaz renklidir.

5) Yanaklarının rengi sanki baharın aydınlığı gibi dinin nevruz gülü olmuştu 6) Hüdāvend-i Celîl olan Allah onun boyunu posunu ölçülü ve uzun kılmıştı 7) O boy dini mübînin alemiydi sancağı), ebediyete kadar gölgesi etkisi

uzansa ne olur 8) Dinin faydasına çalışınca İslām sancağı yüksedi.

9) Hem bu boyuyla heybetliydi, bu kol-kanat sahibi sağlam yapılıydı.

10) Bu heybetiyle her ne zaman görünse İblis o anda kaçardı ondan

11) Bu haberin gerçekliğinden şüphe etme ki, Şeytan Hz. Ömer’in

gölgesinden bile kaçardı

12) Nakşına dikkat eden kimse, başının ön tarafı saçsızdı

13) İki yanında çok az idi kıl, her biri miski utandırırdı.

14) Yüzünün iki tarafında sakalları seyrekti, böyle tavsîf edilmişti o zât-ı

şerîf

115 Taberânî, a.g.e., I, 65, no:52; İbn Abdilberr, a.g.e., I, 354: ; İbn Asâkir, Ebu’l-Kâsım Ali b. El-

Hasen b. Hibetillâh ed-Dımeşkî, Târîhu Medîneti Dımeşk, Th. Muhhibbüddîn Ebû Saîd Ömer b.

Ğarâme el-Amravî- Ali Şîrî, XL, 17 ; İbn Sa’d, a.g.e., III, 323-324.

Page 65: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

52

15) Yanağı su gibi izzetliydi, rengi saf cennet sütü gibiydi.

16) Kudret-i Teālā iki gözünü kıpkırmızı iki yākūt eylemişti

17) Kader şarabının sâkîsi, iki gözü iki kırmızı kadeh etmişdi.

18) Gözleri sürekli kırmızıysa ne zararı var, muhabbet kadehiyle tamamen

sarhoştu.

19) Ne olur ki gözleri gül renginde olsa Allah korkusundan gözleri kanlı

yaşlarla doluydu

20) Ona süs olan güzellikler, cennet bahçesinden bir demet yasemin idi.

21) Dünyanın kokuları ona benzemez cennet kokuları denilse ne olur

22) Allah onun iki elini hikmetli yaratmasıyla amelde tek eyledi.

23) O güzel tavırlara sahip kişi tutarlıydı, Ona sağ-sol birdi

24) Bıyıkları gür idi, sünneti kendine adet ve huy edinmişti.

25) Hem bıyıklarını tasvîr edenler dediler ki, onun uçları kızıla meyilliydi.

HİLYE-İ PĀKİ OSMĀN

HZ. OSMAN’IN TEMÎZ HİLYESİ

Hz. Osman (Allah ondan razı olsun), orta boylu, güzel yüzlü, ince derili, gür

sakallı, esmer, gür saçlı, eklemler iri yapılı(iri kemikli), geniş omuzlu, dişleri altınla

kaplı biriydi. Yanağında çiçekten eser benekler vardı. Saçı omzundan kulak

memelerinden aşağı düşerdi, burnu kemerliydi, o insanların en güzeliydi.116

1) Hz.Osman’ın güzel hilyesi şöyle beyan buyuruldu ki hakikatte 2) O âlim orta boylu idi, baştan ayağa sırf iyilikle doluydu 3) Boyu posu orta idi, endamı boyuyla ölçülüydü 4) Onun duruşu cennette gül ağacı gibiydi, dinin bahçesini süslerdi

116 İbn Abdilberr, a.g.e., I, 20, 323; İbn Asâkir, a.g.e., XXIX, s.17-20; Taberânî, a.g.e., I, 75.

Page 66: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

53

5) O eşsiz insana güzel yüzlü ince tenli demişlerdi 6) Gül yanağı mesrur idi, haya ve edebin çiğ tanesi gibiydi 7) Gerçi o gül bahçesinin haya gülü, edebinden gülmezdi bile 8) Öyle güzel yüzlü bir selvi boylu idi ki güzelliği dünyayı esîr ederdi 9) Hem sakalları gür olup, ona aşıktı misk ü amber 10) Sakallarına kına sürse, suya kanmış çayır gibi olurdu 11) O güzel yüzü esmer tenliydi, bütün renklerden daha güzel idi 12) Her zaman o nurlu yüz utanma ve arlanmadan burka gibi örtülüydü 13) Edebinden dolayı ona melekler bile baktığında ondan utanırlardı 14) Davranışlarına bir karar vermişti, vakar ve ışığı yumuşak huyluluğuna süs

katardı. 15) Teni çok kıllıydı bedeni karanlıkta bile nurlu idi 16) Onun cismi bembeyaz idi güneşten parça gibi saçı güneşin ışıklı gibiydi 17) Hüdāvend-i Kadîm olan Allah yaratma kudretiyle başındaki uzuvların

hepsini yüce kılmıştı. 18) Mecîd olan Allah’ın takdîriyle iki omuz arası oldukça geniş idi 19) Dişlerinin dizisi altın sırası gibiydi, bu benzersizlik ona has idi 20) Kıymetli olan bütün dişleri birer inci tanesinin cevheri hükmündeydi 21) Altın tel ile bağlamış gibi birbirine muttasıl idi konuşurken 22) Hasılı bütün dişleri böyle altın tele dizilmiş inciler gibiydi 23) Yüzüne baktığında pak yüzünde çiçekten kalan izi görünürdü 24) Yer yeryüzündeki bu iz, güzelliğine bir ışık ve süs idi 25) Pazuların tüyleri örterdi, O’nun vasfı bu şekilde kaleme alınmıştı 26) Ta kulaklarına kadar telli giysi olup sanki gülün üstünde sümbül olmuş

Page 67: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

54

HİLYE-İ PĀK-İ ‘ALİ

HZ. ALİ’NİN TEMÎZ HİLYESİ

Hz. Ali (Allah ondan razı olsun), Esmer, koyu esmertenliydi, boyu uzundan

kısaya yakındı, gür saçlı, geniş ve sarı sakallı, kılsız temiz ve güzel yüzlü biriydi.

Göbekli, şişmana meyleden, iri karagözlü, geniş omuzlu, , pazuları bilekleriyle

bir(aynı) kalınlıktaydı, sırtı enli, avuçları etli, iri kemikli(yapılı) idi. Boynu gümüş

ibrik gibiydi, başının arkası hariç başında saç yoktu. O yürüdüğünde önüne eğilerek

yürürdü.117

1) Ezelî olan Allah’ın yüzünün aynasının levhası, Hz. Peygamber’in gizli

mahremiydi yani Ali, 2) Bu sıfatlarla tasvir olunan Hz. Ali’nin şeklini naklederek ederek yazayım, 3) Eşsiz hikmet sahibi olan Allah onun temiz rengini esmer renkli yapmıştı 4) Bakmayı iyi bilenler, onun mübarek yüzünü görenler ona‘‘Kerrem’llāhu

Teālā (Allah yüce/kerim kıldı)’’ dediler 5) Dikkat edildiğinde boyu göze uzundan kısaya daha yakın görünürdü 6) Ki ne kısa boylu ne de uzun boylu idi, o seçkin orta boylu idi 7) Onun sakalını şerh eden mâhirlere göre, sakalı sarı ve geniş idi 8) Gerçi o mübârek adam çoğu zaman sakalını kınayla118 süslerdi 9) Fakat sonra bu adeti bırakıp güzellikler süslemekten vazgeçti 10) Başında saçtan eser yoktu, hemen başının arkasında saçları vardı 11) O güzellik ayı, güzel yüzlüydü, güzellik onda kemâle erdi 12) Onun karnı hikmet dolu olsa şaşılır mı? Çünkü karnı genişti 13) Nurla dolu olan o mübārek karın, şişmanlığa meyilliydi

117 Taberânî, a.g.e., I, 94, no:158; İbn Abdilberr, a.g.e., I, 342; İbn Asâkir, a.g.e., XLII, 12, 23. 118 nüsha-i matbuada, serv-i güzîn.

Page 68: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

55

14) Aslan gibi gözleri, ok gibi bakışları heybetliydi 15) O mübârek zât iri siyah gözlüydü, gözleri azametli idi 16) Yani akı bembeyaz idi, hem siyahı da bir o kadar idi bunu bil 17) O serverin sırtı yassı, sinesi(göğsü) geniş olmuştu 18) Hem pazusu ve bilekleri güzel olup, birbirinden ayırt edilmezdi 19) Ayrıca iki avucu etliydi, her biri inci dolu bir denizdi 20) Allah’ın Aslanının bedeninin kemiği, baştan ayağa tam bir azamet ve

keremli idi 21) Heybetini Sām ve Rüstem 119 görseydi korkusundan o an olurdu sersem 22) Gerdanı(boynu) gümüş gibi temiz idi ona gümüş ibrik diyen doğru dedi 23) O gerdan(boyun) sanki süzülmüş beyaz bir mum gibiydi, dinin tamamını

aydınlatırdı 24) O cihanın başı dik, alnı açık galibi önüne eğilerek yolda yürürdü 25) Her zaman tevazu ile ayağa kalkardı, gururlu kimseler gibi naz ve eda ile

yürümezdi 26) O sıfat gül bahçesinin fidanı her zaman yumuşak hareket ederdi 27) Hareket ve tarzını da gayet mütevazıca olduğundan onun sevgisi sultanların

kalbine girmişti 28) Sūretinde Hüdā’nın nuru vardı, zengin fakir herkes ona meyletse ne olur,

buna şaşılır mı?

HĀTİMETÜ’L- KİTĀB

KİTABIN HĀTİMESİ 1) Rasūlullah bu evrenin padişahı olup Rasūlullāh’ın bütün ashābı onun

dergâhındadır 2) Her biri Hüdā’nın semasına birer yıldız oldular Allah onların hepsinden rāzı

olsun120

119 Hz. Nuh’un oğlu Sām ve meşhur cengāver İranlı Rüstem

Page 69: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

56

3) Ümmeti Hakk’a irşād ettiler, bu yüzden bu şerefe nāil oldular 4) Her biri bir önderdir, din yolunda takip edilecek, hakikate rehberlik eden bir

kılavuzdur 5) Her biri resüller sultānının ardından giden olup, her biri ümmete yol

gösterendir 6) O saadet verenlere, malına, mevkisine (rütbesine), yüceliğine hürmetli ol! 7) Mevlā lutûf ve yardımını esirgemeyip, Mevlā’ya hidāyeti Cevrî’ye de nasîp

etse 8) Onu bağışlanmaya layık görse, tüm isyanı(günahları) affolsa, 9) Peygamber ve ashābını övmek ona dünyada sevap kazandırmış olsa.

**************** Sözün burasında kalem, bin elli senesinde nazma nizam verdi.

3-HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN’İN EDEBÎ TAHLÎLİ

a- Tertip Şekli ve Muhtevâsı

Cevrî, Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’i, mesnevî nazım şekliyle yazılmıştır.

Mesnevî türü eserler genelde çok uzun yazılmalarına rağmen, Hilye-i Cevri çok

kısadır. Klasik mesnevîlerde görülen usûle uygun olarak, Tevhid, Na‘t, Mukaddime,

Hilye-i Çihâr-Yar ve Hâtime bölümlerinden oluşur.

Tevhid bölümünde, Cevrî, Âdem(a.s.)in, en güzel sûrette yaratılmasından

dolayı Allah’a hamderek söze başlar. Allah’ın yaratmasının ve kudretinin

mükemmelliğini över.

Na‘t bölümünde, Hz. Peygamber(s.a.v)’in tasvîriyle bu nazmın değer

kazanacağını ifade eder ve bunun gerekçesi olarak da Hz. Peygamberin, Hüdâ’nın

120 Deylemî, Ebû Şücâ’ Şiraveyh b. Şehredâr, el-Firdevs bi Me’sûri’l-Hitâb, IV, 160, no:6497. İbn

Abbas (r.a)’dan rivâyet edilmiştir. Ayrıca bkz., Aclûnî, İsmâil b. Muhammed, Keşfü’l-Hafâ ve Mûzilü’l-ilbâs, I, 147, no:381.

Page 70: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

57

nûrunun aynası olduğunu belirtir. Hz. Peygamber Ahmed-i Mürsel ve Habîbullahtır.

Salât ve selâm ile Hz. Peygamber’e olan övgülerini tamamlar.

Mukaddime bölümünde, bu manzûmenin yazılış nedenini ve muhtevasını izâh

eder. Buna göre, Cevrî, Hâkânî’nin hilyesinin makbul ve beğenilir olmasından

etkilenmiş, bu esere baktıkça gıpta etmiş, kendisi de şevke gelip dört halîfenin sıfat

ve sûreti hakkında bilgi toplayıp, onların hilyelerini tasvîr etmiştir.

Mukaddimeden sonra sırasıyla Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Alî

olmak üzere dört halîfeyi, Arapça birkaç cümlelik sûretleri hakkında bilgi verdikten

sonra, çeşitli yönleriyle tasvîr eder.

Son olarak Hâtimetü’l-Kitâb bölümüyle Cevrî kısa mesnevîsini tamamlar.

Burada Cevrî, ashâbın tamamına övgüler yağdırır. Onların Hz. Peygamberin yolunu

gösteren, birer yıldız birer klavuz olmalarıdan dolayı yüceliklerine gereken hürmeti

göstermeye dikkat çeker. Kendisine bu hilyeyi yazmakta lûtf ve inayetini

esirgemeyen Allah’a niyâzda bulunur: Peygamber ve ashâbını övmekle dünyada

sevap kazanarak günahlarının affını ister.

Hilyenin en sonunda ise tarih mısrasıyla 1050 senesinde bu nazmı

tamamladığını belirtir.

Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn, 145 beyitir: Tevhid, 10 beyit; Nâ‘t, 10 beyit;

Mukaddime, 10 beyit; Hz. Ebû Bekir’in Hilyesi, 26 beyit; Hz. Ömer’in Hilyesi, 25

beyit; Hz. Osman’ın Hilyesi, 26 beyit; Hz. Alinin Hilyesi, 28 beyit; Hâtime de tarih

mısrâıyla berâber 10 beyittir.

1- Vezin

Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn,

‘‘Minnet Allâh’a ki ber-vech-i kemâl

Ādeme kıldı ‘atâ hüsn ü cemâl’’

Feilâtün (fâilâtün)/ feilâtün / feilün(fa‘lün) kalıbıyla yazılmıştır.

Page 71: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

58

2- Kâfiye

Cevrî, Hilyesinde Türk Edebiyâtında kullanılan kâfiye çeşitlerinden, yarım,

tam ve zengin kâfiyeyi kullanmıştır. Hilye-i Cevrî’de kullanılan kâfiyeleri şöyle

sıralayabiliriz:

1. Yarım Kâfiye:

Şâir az da olsa beyitlerinde yarım kâfiyeyi kullanmıştır.

Lîk ben gıpta idüp bu esera

Şevkim artırdı getürsem nazara

Şem-‘i kâfûrî idi ol gerdân

Câmi‘i dînî iderdi rûşen

2. Tam Kâfiye

Hilye-i Cevrî’de çoğunlukla tam kâfiye kullanılmıştır. Bir sesli ve bir sessizden

meydana gelen tam kâfiyeler olduğu gibi sadece uzun vokallerle de tam kâfiye

meydana getirilmiştir.

Şekl-i zîbâsını bî misl ü nazîr

Eyledi levh-i vücûda tasvîr

Resm-i insâfı îdenler icrâ

Olmasa âna mukallid-i evlâ

3. Zengin Kâfiye

Cevrî, Hilyesinde kafiyeli kelimeler içindeki sesli ve sessizlerin birden

fazlasının benzerliği olan zengin kâfiyeyi de kullanmıştır:

Minnet Allâha ki ber-vech-i kemâl

Âdem’e kıldı ‘atâ hüsn ü cemâl

Page 72: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

59

Geldi bu sûret ile çûn Âdem

İtdiler secde melâik ol dem

Dahî ol merd-i kerâmet peyvend

Eylemezdi kemerin muhkem bend

Eyleyüp rişte-i zer-ile beste

Böyle nutk eyleridi peyveste

Redif

Cevrî, şiirde ahengi sağlamada önemli yeri olan redifleri de kullanmıştır:

Ek Redif:

Kalem-i sun‘ı bedî‘i’l-eserî

Çekti çûn nakş vücûd-ı beşerî

Cümle za‘f üzre olan dişlerini

Ya‘ni ol dürc-i hikem cevherini

Kelime Redif:

Eyleyüp lutf u ‘inâyet Mevlâ

İde Cevrî’ye hidâyet Mevlâ

Gül-i ruhsâr-ı ter u hurrem idi

‘Arak-ı şerm ü hayâ şebnem idi

3- Dil ve İfâde Özellikleri

Cevrî, yaşadığı dönemin dil ve uslûp özelliklerini şiirlerine yansıtmıştır. Hilye-i

Çihâr-Yâr-ı Güzîn’de Cevrî, hem Dîvân şiiri hem de Halk şiiri özelliklerini birlikte

kullanmıştır. Ancak onun kullandığı dil, ne dîvân şiiri kadar sanat kaygısından dolayı

Page 73: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

60

çok girift ve anlaşılmaz, ne de saz şairlerinin şiirlerindeki kadar mahallî bir lisan

gibidir. O, Divân şiirinin o güne kadar yerleşen Türkçe-Arapça-Farsça kelimeleriyle,

mesnevî nazım şekliyle bu hilyeyi yazmıştır. Ancak muhtevâyı anlatım bakımından

bazı Arapça ve Farsça kelimelerin dışında bu gün bile anlaşılabilir sade bir dil

kullanmıştır. Yani Cevrî, kitâbî bazı kelimelerin yanında halkın kullandığı kelime ve

deyimlere de yer vermiştir.

Dîvân şiirinin bir özelliği, şahıslarda ve bunların vasıflarında, kavramlarda

daima ideal ölçülere yer vermesi, her hususta daima aşırı hadleri kullanmasıdır.

Meselâ, büyük; en büyük, küçük; en küçük, güzel; en güzel, boy çok uzun,

kahramanlar; en akıllı, en bilgili, en cesur, en kuvvetli olarak takdîm edilir.121

Cevrî’nin Dört halifeyi tasvîrlerinde bu tesir görülür. Fakat tamamen realiden

uzak, hayâlî tasvirler değildir. O, İslâm Tarihi ve Hadis kaynaklarından aldığı

bilgileri, şiir diliyle ifâde etmiştir.

Divân şiirinde benzetme ve imaj aleminin ve mazmunların belirli ve sınırlı

olması şâirlerde tekrarlara ve taklîde yol açmıştır. Sanatkarlar orijinalliği bunları

kullanma ve ifâdede göstermişlerdir. Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn ile Cevrî aslında

mesnevî için hayli kısa olan bu manzumeyle kendi orijinalliğini göstermiştir. Allah,

Hz. Muhammed, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali için onların bilinen

isim ve sıfatlarının yanında kendi kelime ve usul bilgisinideki hünerini de

göstermiştir.

Tasavvuf şiirinin lirik ve didaktik şiir özelliği de Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn’de

görülür. Bu şekilde okuyucuya hitâbet, nasihat, sohbet havası içinde bilgi

sunulurken, süslü ve sanatlı tasvirler, terkipler ile de şâirin şiir gücü de gösterilir.

Bunların dışında şâir, sade Türkçe ile de muhtevânın gerektirdiği kadar okuyucuya

ulaşma amacındadır. Bunda Cevrî’nin mensubu olduğu tekkede halk ile içiçe

olmasının da etkisi vardır. Cevrî, bazı beyitlerde halkın kullandığı sade ve samimi

Türkçeyi açık ve anlaşılır bir şekilde kullanmıştır. Bazı beyitlerde de daha önce ifâde

edildiği gibi, hem Dîvân Şiirinin hem de Sebk-i Hindi akımının tesirleri Arapça-

Farsça terkiplerde oldukça etkisini gösterir.

Page 74: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

61

Sonuç olarak Cevrî, zarif ve düzgün bir lisan ile o asrın hemen hiçbir şâirinde

görülemez bir uslûbu 122 Hilyesinde göstermiştir.

b- Esmâ-i Hüsnâ

Cevrî, Hilye’sinde Allah’ın isimlerini, zât isimleri ve esmâ-i hüsnâ olarak 13 farklı

şekilde kullanmıştır. Bu kullanış biçimlerinde, dönemin dîvân şiiri dilinin etkisi

açıkça görülür. Şöyle ki:

‘‘Dîvân şiirinde Esmâ-i Hüsnâların işlenişi, saz ve tekke şiirlerinde işleniş

özelliklerini birleştiren bir yol takip etmiştir. Kur’an ve Hadisler’de geçen Allah’ın

isim ve sıfatlarından bazıları aynen kullanılmış, bazan iki isim bir arada, bazan da

Türkçe, Farsça, Arapça isim ve sıfatların birarada kullanıldığı olmuştur. Ancak, daha

farklı bir husus vardır ki o da, Dîvân şâirlerinin, Esmâ-i Hüsnâları işlerken, dîvân

şiirine has bir uslûpla işledikleri, daha ziyâde Farsça-Arapça ağırlıklı Esmâ-i

Hüsnâlar meydana getirip onları kullanmış olmalarıdır.’’123

ALLAH

Cevrî, Allah’a minnet (şükür)ile söze başlar ki; Allah adı, İsm-i A‘zam olarak

Allah’ın en büyük ismidir. Lafza-i Celâl’in isimlerin en büyüğü olduğunda ittifak

vardır. Allah’ın diğer isim ve sıfatları Allah isminde toplanmaktadır. Bir kimse yâ

Allah dediği zaman O’nu bütün isim, sıfat ve fiilleriyle zikretmiş olmaktadır.124

‘‘Minnet Allah’a ki ber-vech-i kemâl

Âdeme kıldı ‘atâ hüsn ü cemâl’’

Lafzatu’llah’ın Husûsiyetleri:

a) Allah lafzından elif hazfedildiği zaman Li’llâh şaklinde kalır. ‘‘...oysa

göklerin ve yerin hazîneleri Allah’ındır, ama münâfıklar bu gerçeği

anlamazlar.(Münâfikûn, 63/7)’’

121Faruk Kadri Timurtaş, Tarih İçinde Türk Edebiyâtı, s.11-12. 122 Muallim Nâci, Osmanlı Şâirleri, (haz. Cemâl Kurnaz), Kültür Turizm Bakanlığı Yay.: 684, s. 272-

73. 123 H.İbrâhim Şener, a.g.e., s.109. 124 Şener, a.g.e, s.175-176

Page 75: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

62

b) Li’llah lafzından ilk lâm kaldırılınca geriye Lehū kalır. ‘‘..hükümranlık

O’nundur, hamd O’na mahsustur’’ ayetinde olduğu gibi(Teğâbün 64/1)

c) Lehū’nün lâmı da hazfolununca Hū kalır ki bu da Esmâ-i Hüsnâ’dan biridir.

‘‘ Ey Muhammed! De ki: O Allah bir tekdir.’’(İhlâs 112/1)

d) Hū zamirindeki vav harf-i zâiddir. Tesniye ve cemisinde bu vav düşer.

Bunun tesniyesi Hümâ, cemisi hüm’dür. Şu halde, Hū zamirinden vav da düşünce

sadece He kalır ki bu da, insanın her nefes alış-verişinde, canlılık alâmeti olarak

çıkardığı ‘‘he’’ sesidir. Bunun da manası ‘‘O’’ yani Allah demektir. Demek ki, insan

her nefeste, ister istemez Allah’ı zikretmektedir. Allah lafzında yapılan bu

değişikliklere rağmen, mananın değişmeme özelliği yalnız Lafzatu’llah’a mahsustur.

Diğer isimlerde bu özellik söz konusu değildir.125

Allah ü Teâlâ’nın Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilen 99 isminden bir tanesi İsm-i

A‘zam olarak kabul edilir. Bu isim gizlidir. İsm-i A‘zam ile yapılan duâların geri

çevrilmeyeceği bildirilmiştir. Rivâyete göre Süleyman Peygamberin mühründe İsm-i

A‘zam kazılı imiş. Bu sayede cinlere hükmedebilirmiş. İsm-i A‘zam’ı

Peygamberimizden başka yalnızca Hz. Ali bilmekteymiş.126 Yani Lafza-i Celâl

İsimlerin en büyüğü olup Allah’ın diğer isim ve sıfatları Allah isminde

toplanmaktadır.

Tasavvufa göre O; Vücûd-ı Mutlak (Salt varlık), Kemâl-i Mutlak (Salt

olgunluk), Cemâl-i Mutlak ve Hüsn-i Mutlak(Salt güzellik)tir. Bu yüzden aşk-ı zâtîsi

ile bilinmeyi istemiş ve kâinâtı yaratmak istemiştir. İnsan O’ndan bir cüzdür ve O’na

ulaşmak ister. Allah insanda tecellî etmiştir. Dîvan şâiri, devrin sultanını da bir zıll-i

Hak, Zıllu’llah, zıll-i Yezdân (Allah’ın yeryüzündeki gölgesi) olarak anar. Allah ise

iki cihânın yegâne sultanıdır.127

125 H.İbrahim Şener, Türk Edebiyatında Manzum Esmâü’l Hüsnâlar, Doktora Tezi, s. 173 126 İskender Pala, Dîvan Şiiri Sözlüğü, s.120. 127 Pala, a.g.e, s.28.

Page 76: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

63

HAKK CELLE-CELÂL

el-Hakk: Varlığı kendinden olan gerçek Zât demektir. ‘‘Bu, böyledir. Çünkü

Allah Hakk’tır(varlığı kendinden olan gerçek zât, yalnız O’dur)’’(Hac Sûresi,

22/62)128.

el-Celâl: Ku’an-ı Kerîm’de Zü’l-Celâl şeklinde geçen bu isim Allâh’ın selbî ve

sübûtî sıfatlarını ihtivâ eder. Allâh’ın zaman, mekân, eş ve zıtlıktan münezzeh olması

selbî; ilminin her şeyi kuşatması ve kudretinin her şeye şâmil olması da sübûtî

sıfatlarındandır. ‘‘Ancak, yüce ve pek cömert olan Rabbinin adı ne yücedir (Rahmân,

55/28)’’ ayetinde olduğu gibi.129

el-Celîl: Celîl, yücelik ve ululukla ilgili sıfatlara hak kazanan demektir. Daha

çok Hakk’ın kahr ile tecellîsine celâl denilmektedir. Evren O’nun kahrıyle lûtfu

imtizacı ile varlığını sürdürmektedir. Celâl beyitlerde cemâl ile birlikte zikredilirken

bu tecellî şekli ile birlikte kullanılmaktadır. Allah Celâl ve Kahriyle bütün mevhum

varlıkları ortadan kaldırır, böylece cemâlini ortaya koyar. Bu sebeple cemal celâlin

aynıdır. 130

Habbezâ kudret-i Hakk Celle-Celâl

Habbezâ sun‘ı-Hüdâ-yı müte‘âl

Ayrıca El- Celîl ismi şu beyitte tamlamasız kullanılmıştır:

Ol mefâsıl ki komış ânda Celîl

Eylemiş lahmını gâyet de kalîl

‘AZZE VE CELLE(‘AZÎZ VE CELÎL)

El-‘Azîz: Güçlü, şerefli, eşi ve benzeri olmayan, her şeye gâlip gelen demektir.

‘‘Göklerde ve yerde ululuk, yalnız O’na aittir.’’(Mâide, 5/118)131

Cevrî, Allâh’ın Azîz ismiyle Celîl isminden Yüceler yücesi anlamında ‘‘Azze

ve Celle’’ tamlamasını oluşturmuştur.

128 H.İbrahim Şener, age., s.224. 129 Şener, age., s.208. 130 Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, s.177. 131 Şener,age., s.183.

Page 77: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

64

Cevher-i âyine-i hüsn-i ezel

Pertev-i nûr-ı hüdâ ‘‘Azze ve Cell’’

el-HÜDÂ ve HÜDÂ-YI MÜTE‘ÂL

Allah’ın Hüdâ ve Hüdâvend isimleri Anadolu sahası dışındaki Türk şiirinde

daha çok kullanılan isimleridir.132 Daha önce de belirtildiği gibi Divân şiirinde

Allah’ın Arapça, Farsça ve Türkçe isimleri birleştirilerek bazı terkipler yapılmıştır.

Cevrî de Hüdâ ve Müteâl kelimelerinden mürekkep, Hüdâ- yı Müte‘âl’i oluşturmuştur.

el-Hüdâ: Farsça bir kelime olan Hudâ, Hudây iki kısımdır. Biri aslı hod ile

ây’dan mürekkeptir. Vâcibü’l-Vücûd manasına ve biri sahip ve mâlik manasına ism-i

müfrettir.133

El-Müteâl: Ayıp ve noksanlıklardan berî; zât ve sıfatlarındaki vahdâniyeti ile

de bütün yaratıklardan üstün olan demektir. ‘‘O, gizli ve âşikâr her şeyi bilendir,

büyüktür, yücedir(Râd, 13/9).’’134

Habbezâ kudret-i Hakk Celle-Celâl

Habbezâ sun‘-ı Hüdâ-yı Müte‘âl

Ki ola ğâyetle kendüm gûn

Habbezâ sun‘-ı Hüdâ-yı bî-çûn

ZÜ’L-FAŻL U MİNEN

Cevrî, Allâh’ı niteleyen iki Arapça sıfatı iyelik edatı ile birlikte bir tamlama

haline getirmiştir.

Zü: Arapça’da Sahip anlamında olup, muzâf olarak kullanılır.

Fazl: Arapça’da meziyet, hüner, ma‘rifet, kemâl, kerem, inâyet, ihsân anlamlarında olup tüm bu sıfatların birlikte olması demekir.

Minen: Arapça’da minnet demektir.

Şükr ü minnet bana da bu yüzden

Feyz-i cûd eyledi Zü’l-fazl u minen

132 Şener, a.g.e., s. 91. 133 Mütercim Asım Efendi, Burhan-ı Katı,( haz. Prof. Dr. Mürsel Öztürk, Dr. Derya Örs) s.365. 134 Şener, age., s.233.

Page 78: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

65

HÜDÂVEND-İ CELÎL

Hüdâvend: Farsça bir kelime olup sahip olmak, mâlik, efendi ve kebîre-i hâne

manasındadır.

Cevrî, Arapça Celîl ismi ile Farsça hüdâvent kelimesiyle oluşturduğu

tamlamayı şu beyitte kullanır:

Ânun itmişdi hüdâvend-i Celîl

Sidre-i kaddini mevzûn ü tavîl

HÜDÂVEND-İ KADÎM

Kadîm: Arapçada eski, atîk, derîn, ibtidâsı olmayan, ezelî: Cenâb-ı Hakk

kadîmdir.

Burada Cevrî, Farsça , hüdâvend kelimesi ile Arapça kadîm kelimesini

birleştirerek, Ezelî Hükümdar, Ezelî Efendi anlamında bir terkîp oluşturmuştur.

Kuvvet-i sun‘ hüdâvend-i kadîm

Her ser ‘uzvunı itmişti ‘azîm

YEZDÂN

Yezdân: Farsçada Yaratıcı, Hâlik manasında olup Vâcibu’l-vücûd, ibadete

sezâ olan mâbud-ı bi’l-hak hazretlerine alemdir. Arabîde, Lafzatu’llah’ın mürâdifidir.

Seneviyye mezhebinde Yezdân, Hâlk-ı hayra; ehrimen; Hâlık-ı şerre mahsustur. Bir

fırkası der ki: Yezdân, Hâlık-ı Nûr’a; ehrimen, Hâlık-ı zulme mahsustur.

Eylemişdi iki destin Yezdân

Sun’-ı hikmetle ‘amelde yeksân

el-HÂKİM

el-Hâkim: El-Hakem ile El-Hâkim aynı mânâya gelmektedir. El-Hüküm

kelimesi men etmek, engel olmak demektir. Hikmet sözü de bundandır. Çünkü o,

aklı bir şeyde inad etmekten meneder; insanı da kötü işler yapmaktan alıkor. El-

Page 79: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

66

Hakem: Hasımların biribirlerine tecâvüz etmelerine engel olan demektir. Allah’ın

hükmü küllî ve cüz’î her şeyde cârîdir. Her şey O’nun takdîri ve hükmü üzeredir.

Çünkü O, Ahkemü’l-hâkimîndir. ‘‘Allah, hükmedenlerin en güzel hükmedeni değil

midir?(Tîn, 95/8).’’135

Ânun itmişidi hakîm-i bî-çûn

Levn-i pâkizesini esmer-gûn

SUN‘I ÜSTÂD

Sun‘: Arapçada iş, yapma, yapılan iş, ihsân anlamlarında olup Kur’an’da Kehf

Sûresi 104. Ayette ‘‘Halbuki (onlar) güzel iş yaptıklarını sanıyorlardı. Her işi

muhkem yapan Allah’ın işidir.’’

Üstâd: Farsçada öğretici, muallim manasındadır ki ilim ve sair hüner ve sanat

talim eden kimsedir. Küllî ve cüz’î maarif ve sanayide arif ve mâhir kimseye dahi

denir.

Ûstâd: Üstad muallim va hâce mansınadır ki ilim sanat talim eden kimsedir.

Umûr-i külliye ve cüz’iyyenin ilmi ve amelî cihetlerine vâkıf, hâzık ve mâhir

kimseye denir.

Sun’-ı üstâd-ı bedî‘u’l-hikmet

Âlnın itmişti muhaddeb-hey’et

Burada Cevrî Allah’ın yaratma fiilinden yola çıkarak yeni bir tamlama zinciri

oluşturmuştur.

MEVLÂ

Anadolu Saz Şiirinde, Kur’an ve Hadis’de geçen Esmâ-i Hüsnâlar aynen

işlendiği gibi, bazen iki isim yanyana getirilmiş, bazen de biri sıfat diğeri isim, biri

Türkçe diğeri Farsça, yahut ikisi de Türkçe olduğu halde, Allâh’ın isim ve sıfatları

oldukça çok işlenmiştir. Mevlâ, Mevlâ-yı bî- çûn, Hâlik-ı Yezdân gibi...

Mevlâ: Sahip, mâlik, efendi, Hakk Teâlâ Hazretleri, velî; yani, kulların her

türlü işlerinde yardımcı olan ve dost manalarına gelmektedir. ‘‘Allah inananlrın

135 Şener, age., s.198.

Page 80: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

67

dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır(Bakara, 2/257).’’ ‘‘Allah sizin

düşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost olarak Allah yeter, yardımcı olarak da Allah

kâfîdir(Nisâ, 4/45).’’ 136

Eyleyûp lutf u ‘inâyet Mevlâ

İde Cevrî’ye hidâyet Mevlâ

c- Hz. Peygamber İçin Kullandığı Sıfatlar

Cevher-i âyine-i hüsn-i ezel: O ezelî güzellik aynasının cevheridir.

Hz. Muhammed (s.a.v.), III.(IX.) y.y. da Ebû Saîd el-Harrâz ve Sehl

b.Abdullah et-Tüsterî tarafından Kur’ân gibi bir nûr olarak algılanmaya başlanmış,

onların ardından Halac-ı Mansûr, Kitâbü’t-Tavâsîn’de Nûr-ı Muhammedî Teorisini

geliştirmiştir. Buna göre Allah ilk önce Hz. Muhammed’in nûrunu, bu nûrdan da

diğer varlıkları yaratmıştır. Bu görüşle ilgili olarak, ‘‘Allah’ın ilk yarattığı

kalemdir’’; ‘‘Âdem ruhla beden arasında iken ben peygamber idim’’; ‘‘Allah’ın ilk

yarattığı şey akıldır’’ gibi hadisler rivayet edilmiştir. Burada akıl ve kalemden

maksat Hz. Peygamberin nûru olup onun manevî hüviyeti anlamına gelen bu nûra

Hakîkat-i Muhammediyye de denilmiştir. Hz. Âdem’den başlayıp bütün

peygamberlerde tecellî eden bu nûrun en son Resûlullah’ta gerçek sahibiyle

buluştuğu kabul edilmiştir.137

Cevher: Öz, maya demek olup, tasavvufta kendi kendine bir varlığı olan,

gerçekleşmesi için başka bir şeye ihtiyacı olmayan şeydir. Cevher Allah, ondan gayrı

herşey ârazdır.

Cevher-i evvel: Allah’ın ilk vücud verdiği ve her şeyin ondan sudûr ettiği

özdür. Bunun yerine, Cevher-i ahzâr, cevher-i ebyâz, akl-ı küll, nûr-ı Muhammedî,

nûr-ı izâfî tamlamaları da kullanılır.138

İbnü’l-Arabî, Allah’ın Resûlü Ekremin nûrunu ve bu nurdan halkı yaratmasını

ayna misaliyle anlatır. Ona göre Hakk’a nazaran bir aynadır; Allah isim, fiil ve

136 Şener, age., s. 215. 137 Süleyman Uludağ, ‘‘İslâm Kültüründe Hz. Muhammed ’’, D.İ.A., XXX, 449. 138 İskender Pala, Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü, s.85.

Page 81: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

68

sıfatlarıyla bu aynada tecellî eder. Fakat insan yaratılmadan önce bu ayna cilâlı

olmadığından ilâhî tecellîleri net olarak yansıtmıyordu. Âdem(insan) bu aynanın

cilâsı olmuş, her şeyde tecellî eden Hakk, en mükemmel şekilde insanda tecelli

ettiğinden ona Halîfe adı verilmiştir. Şeyh Gâlip, Allah’ın diğer insanlara nazaran

Hz. Muhammed’de en mükemmel şekilde tecellî ettiğini, mutlak anlamda insan-ı

kâmil’in O olduğunu söyler.

Cevher-i âyine-i hüsn-i ezel

Pertev-i Nûr-ı Hüdâ ‘Azze ve Cell

Yani Hz. Muhammed ezelî güzellik aynasının cevheri olarak Allah’ın nûrunun

ziyâsıdır.

Ahmed-i Mürsel: Peygamber olarak seçilip gönderilen demektir.139 Resûlü

Ekrem’in Kur’an’ın muhtevâsında çok önemli bir yeri vardır. Kur’an’da çoğul

sîgasıyla gelip, Hz. Muhammed’i kapsayan 170 civârındaki ayette ‘‘resûl’’ ve

‘‘nebî’’ kelimeleri geçmektedir. Bunların bazıları ‘‘Yâ eyyühe’r-resûl’’ hitâbı

şeklindedir. Allah bütün peygamberlere kendi isimleriyle hitâp ederken Hz.

Muhammed (a.s.)’a ‘‘Ey resûl, ey nebî’’ diye hitâp etmesi onun diğer peygâmberlere

üstünlüğünün işareti olarak kabul edilir. Hz. İsâ’nın kendisinden sonra gelecek resûlü

müjdelerken onun adının Ahmed olacağını belirtmesi de Kur’nda Saf Suresi, 61.

ayette ifâde edilir.140

İbnu Hacer, Ahmed b. Hanbel ve Bezzâr’ın Müsnedleri gibi Kütüb-i Sitte

dışındaki bazı kitaplarda Resûlullâh’ın hasâisinden bahseden rivâyetlerde ‘‘Ahmed

diye isimlendirildim’’ hadisi yeralır.141 Yani Ahmed ismi ona Allah ‘ın verdiği bir

ismidir.

Mahbûb-ı Hüdâ: Allâh’ın sevgilisi

Habîb: Allâh’ın sevgilisi

139 Şener, a.g.e., s.8. 140 Bekir Topaloğlu, ‘‘Kur’an ve Sünnete göre Hz. Muhammed’’, D.İ.A., XXX, 439. 141 Prof. Dr. İbrâhim Canan ,Hadis Ansiklopedisi-Kütüb-i Sitte, XII, 200.

Page 82: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

69

Kur’anda Allah’ı sevmek ve O’nun tarafından sevilmek için Peygamber’e itaat

şart koşulur. Resûlullah, Tirmîzî’de bahsedilen bir rivâyette Habîbullah; Allah’ın

sevgilisi, olarak nitenmiştir. Cenâb-ı Hakk’ın Hz. Muhammed’e yönelik ezelî sevgisi

olmasaydı hiçbir şey var olmazdı. Sûfiler için kutsî hadis kabul edilen bir rivâyet,

‘‘Sen olmasaydın eflâkı yaratmazdım’’ hadisi çok önemlidir.

Tasavvuf la ilgili kaynaklarda geçen ve kutsî hadis kabul edilen bir başka

rivâyet de ‘‘Ben gizli bir hazîne idim bilinmek istedim’’rivâyetidir. Buna göre, gizli

bir hazîne olan Cenâb-ı Hakk, bilinmeyi murâd etmiş ve ilk defa taayyunu-i hubbî

şeklinde, yani Hz. Peygamberin nûru ve sevgisi olarak tecellî etmiş, ardından diğer

varlıkların hepsini bu nûrdan yaratmıştır. Onun alemlere rahmet oluşunun (Enbiyâ

Suresi, 21/107) anlamı budur. Buna göre evrenin varoluş sebebi Allah’ın Hz.

Muhammed’e duyduğu sevgidir.142

Cevrî, bu durumu Hilye’sinde;

Ahmed-i mürsel ü mahbûb-ı Hüdâ

Ki odur bî-bedel ü bî-hemtâ

Kendū ĥüsnünden îdüp āña naśîb

Eyledi Ĥaķķ ānı kendüye Ĥabîb

beytlerinde ifâde etmiştir.

Ene Emlâh: ‘‘Ben güzelim’’ ifadesi de Hz. Peygambere atfedilen ancak sahih

hadis kaynaklarında yer almayan bir ifadedir. Yukarıda bahsedildiği gibi Allah’ın

Rasûlullah da tecellî etmesi, onun da insan-ı kâmil olması, en güzel olmasını zorunlu

kılar.

Yoğıdı âna melâhatde ‘adîl

‘‘Ene emlâh’’ bu söze oldu delîl

d- Ayetler

Halk idûp ahsen-i takvîm üzre

Yazdı ‘ünvânını ta‘zîm üzre

142 Süleyman Uludağ, ‘‘İslâm Kültüründe Hz. Muhammed’’, XXX, 449.

Page 83: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

70

beytindeki ahsen-i takvîm ifâdesi ile ‘‘Şüphesiz ki biz insanı en güzel biçimde

yarattık.’’ 143ayetinden iktibas edilmiştir.

Eyleyûp ‘izzet-i şânın a‘lâ

Dîdi hakkında ânun ‘‘kerremnâ’’

beytindeki ‘‘ kerremnâ ’’ ifâdesi ile ‘‘Biz hakîkaten insanoğlunu şan ve şeref

sahibi(Kerremnâ) kıldık. Onları(çeşitli nakil vasıtalarıyla) karada ve denizde taşıdık;

kendilerine güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın bir çoğundan üstün

kıldık’’ 144 ayetinden iktibas edilmiştir.

Geldi bu sûret ile çûn Âdem

İtdiler secde melâik ol dem

beytindeki secde melâik ifâdesi ile ‘‘ Hani biz meleklere(ve cinlere): Âdem’e

secde edin demiştik. İblîs hariç hepsi secde ettiler....’’ ayetinden iktibas edilmiştir .145

e- Hadisler

Oldılar çarh-ı Hüdâ’ya encüm

Radıya’llah ü Teâlâ ‘anhüm

Her biri peyrev-i sultân-ı rasûl

Her biri ümmete hâdi-i sübûl

beyitlerinde geçen encüm ve hâdi-i sübûl ifâdeleri ‘‘Ashâbım gökteki yıldızlar

gibidir, hangisini takip ederseniz hidâyet bulursunuz’’146 hadisinden ilham alınarak

yazılmış beyitlerdir.

f- Hz.Ebû Bekr’e Verilen İsim ve Sıfatlar

‘Atîk: ‘‘Eski’’ manasına gelen bu kelime Hz. Peygamber tarafından Hz. Ebû

Bekr’e lakab olarak verilmiştir. Niçin bu ismin ona verildiği sorulduğunda, kızı

143 Tîn Sûresi, 95/4. 144 İsrâ Sûresi, 17/70. 145 Bakara Sûresi, 2/34.

Page 84: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

71

Hz.Aişe anlatıyor: ‘‘Ebû Bekr(r.a) Resûlullah(s.a.v)’ın yanına girmişti.

Hz.Peygamber:

‘‘Müjde, Ey Ebû Bekr! Sen Allah’ın ateşten azâd ettiği kimsesin!’’ buyurdular.

İşte o günden itibaren Hz. Ebû Bekr, Atîk (azadlı) diye isimlendirildi.’’[Tirmîzi,

Menâkıb,(3679).]147

Sıddîk: Ebū Bekr’in isim ve sıfatları arasında en yaygın olanı olanı budur.

Çünkü Rasūlüllah’ın peygamberliğini ilk tasdik edenlerden olduğu gibi, müşriklere

karşı Mi’rac’ı tasdik eden de odur. Müşrikler ona:’’ Senin arkadaşın Muhammed

Mi’rac hadisesinden bahsediyor, ne diyorsun?’’ dediklerinde o da: ‘’Eğer bunu O

söylüyorsa doğrudur, O’nu tasdik ederim’’148

Nakl ile böyle olundı tahkîk

Hilye-i hazret-i sıddîk-ı atik

Hilye-i Cevrî’de Hz. Ebû Bekr, meşhur olan bu sıfatlarının yanında İmam,

Kerîmü’l-ahlâk gibi sıfatlarla tavsif edilmiştir.

İbnu Ömer(r.a) anlatıyor: Resûlullah(s.a.v)’ın hastalığı şiddetlenince, kendisine

cemaate namazı kimin kıldıracağı soruldu.

‘‘Ebû Bekr’e söyleyin, halka namazı o kıldırsın!’’ buyurdular[Buhârî,Ezân 46.]149

Mescid-i dine iden ânı imâm

Kâmetin itdi sütûn-ı İslâm

Eylemişt, o kerîmü’l-ahlâk

Kemer-i tâat-ı mevlâyı nitak

g- Hz.Ömer’e Verilen İsim ve Sıfatlar

Hz. Ömer(r.a.) Kibâr-ı Sahabeden, Aşere-i Mübeşşereden olup ikinci halîfedir.

Bi’setin altıncı senesinde, erkekler arasında kırkıncı, bir rivâyete göre kırkbeşinci

olarak İslâma gelip, bu zâtın ihtidâsıyla İslâm Dini zâhire çıkmıştır. Hakkı batıldan

146 Deylemî, Ebû Şücâ’ Şiraveyh b. Şehredâr, el-Firdevs bi Me’sûri’l-Hitâb, IV,160, no:6497, İbn

Abbas (r.a)’dan rivâyet edilmiştir. Ayrıca bkz. Aclûnî, İsmâil b. Muhammed, Keşfü’l-Hafâ ve Mûzilü’l-ilbâs, I, 147, no:381

147 Ibrâhim Canan, Hadis Ansiklopedisi-Kütüb-i Sitte, XII, 259. 148 Celâlüddin es-Suyūtî, Tārîhu’l-Hulefâ, s.29. 149 Canan, a.g.e., XII, 270.

Page 85: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

72

tefrîkada kuvve-i hârikulâdesi ve kemâl-i adâlet ve hakkâniyeti sebebiyle

Pygamberimiz tarafından kendisine Fâruk lakâbı verilmiştir.

Hz. Ebû Bekr(r.a), vefâtından önce, sahabenin önde gelenleriyle görüşüp, Hz.

Ömer’i halifeliğe tayin etmişti. Hicretin 13. yılında hilâfete geçmiş ve ilk defâ

kendisine Emîru’l-mü’minûn lakâbı verilmiştir.150

Cevrî, Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzin’de Hz.Ömer’in bu isimlerine değinmiyor. O,

Hz.Ömer’in fiziksel özelliklerini, Arapça ve Farsça kelimelerle oluşturduğu kendi

terkipleriyle tasvîr etmiştir.

Kendüm-gûn: Teni, son derece buğday tenli renginde

Ki ola ġāyetle kendüm ġūn

Ĥabbeźā śun‘-ı Ħüdā-yı bî-çūn

Vech-i rûşen: Parlak yüzlü

Revnâk-şiken levn-i leben: (Saçının) kıvrımları parlak ve süt renkli olan

Hem dinilmiş ki o vech-i rūşen

Ola revnāķ-ı şiken levn-i leben

‘Alem-i dîn-i mübîn: Dîn-i mübînin alemi, sancağı

‘Alem-i dīn-i mübîn idi o ķad

Źılli olsa n’ola memdūd-ı ebed

‘Ârızı âb-ı rûh-ı ‘izzet: Yanağı su gibi izzetli olan

Levn-i sâfı leben cennet: Yüzünün rengi saf cennet sütü gibi olan

‘Ārıżı āb-ı ruħ-ı ‘izzet idi

Levn-i śāfı leben cennet idi

h- Hz.Osman’a Verilen İsim ve Sıfatlar

Hz. Osman, Kibâr-ı Sahabeden, Aşere-i Mübeşşereden olup üçüncü halîfedir.

Ebû Bekr’in davet ve teşvîkiyle Zübeyr ve Talha(r.a.)dan önce İslâma ile müşerref

olmuştur. İslâma girdikten sonra Peygamberimizin kızı Hz. Rukiye ile evlenmiştir.

Bedr Savaşında Hz. Rukiye ağır sûrette hasta olduklarından Hz. Osman(r.a) bu

gazaya katılamadı. Zafer haberi geldiğinde Hz. Rukiye(r.a) vefât etmişti. Daha sonra

Peygamber Efendimizin, diğer kızı Hz.Ümmü Gülsüm(r.a)ü Hz. Osman ile

150 Şemseddin Sâmi, Kâmusu’l-a’lam,V, 3213-15.

Page 86: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

73

evlendirmesi üzerine ona Zi’n-nûreyn (iki nûr sahibi) lakabı verilmiştir. Hayâ ve

Hilm ile muttasıf bir zât idi.151

Hz. Âişe(r.a) anlatıyor: Hz. Ebû Bekr(r.a), Resûlullah(s.a.v)’ın yanına girmek

üzere izin istedi. Bu sırada Aleyhissalâtu vesselâm yatağı üzerinde yatmakta idi.

Üzerinde benim bürgüm vardı. Resûlullah halini bozmadan izin verdi. (Konuştular),

meselelerini hallettiler. Hz. Ebû Bekr gitti. Bir müddet sonra Hz. Ömer girmek için

izin istedi. Resûlullah(a.s) aynı halini hiç değiştirmeden ona da izin verdi. Ömer’in

ihtiyacını da gördü. Sonra da gitti.

Bir müddet sonra Osman izin istedi. Bu sefer(a.s) yatağında doğrulup oturdu.

Üstünü başını düzeltti. Bana da ‘‘Elbiseni üzerine topla!’’ emretti. Ve ona da girmesi

için izin verdi. Onun da ihtiyacını gördü. Osman da gitti.

O gidince ben dayanamayıp: ‘‘ Ey Allah’ın Resûlü! Ebû Bekr ve Ömer

gelince istifini bozmadığın halde Osman gelince kendine çekidüzen verdin.

Sebebinedir?’’ diye sordum. Dedi ki:

‘‘Osman çok utangaç birisidir. Ben istifimi hiç bozmadan eski halimde iken

içeri aldığım takdirde arzusunu açmadan gideceğinden korktum.’’

Bir rivâyette: ‘‘Kendisinden meleklerin haya duydukları bir kimseden ben

haya duymayayım mı?’’ demiştir. [Müslim, Fezâilu’s-Sahabe 36, (4201).]152

Edebinden nazar ittikçe ânâ

Kudsiyân eyler idi istihyâ

Tavr-ı âdâbına virmişti karar

Hilmine zînet idi ferr u vakâr

Cevrî, Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzin’de Hz.Osman’ın fiziksel özelliklerini, yine

Arapça ve Farsça kelimelerden oluşturduğu terkiplerle şöyle tavsîf etmiştir:

Sehî-serv: Boyu, orta boylu olan.

İ‘tidāl üzre idi ķaddi temām

Bir sehî-serv idi mevzūn-ı endâm

151 Şemseddin Sâmi, Kâmusu’l-a’lam, IV, 3125. 152Canan , a.g.e. XII, 283.

Page 87: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

74

Hasenü’l vechi rakîku’l-beşera: Yüzü, güzel yüzlü, ince tenli olan.

Hem dimişler o güzīn-i beşera

Hasenü’l vechi raķīķu’l-beşera

Esmeru’l-levn: yüzünün rengi için, esmer tenli olan.

Esmeru’l-levn idi ol vech-i ĥasen

Cümle elvandan odur müstaĥsen

ı- Hz.Ali’ye Verilen İsim ve Sıfatlar

Hz.Alî (v.41/661), çocuklardan ilk olarak İslâm’ı kabul eden erkek çocuktur.

Hulefâ-i Râşidîn’in sonuncusudur. Resūlüllah’ın ona bazı isim ve sıfatlar verdiği

gibi, bazı tarihî hādiseler sonucunda da taraftarları ona bazı isim ve sıfatlar

vermişlerdir.

Ebu’l-Hasen: Hz.Ali bu ismi oğlu Hasan’dan dolayı almıştır, ‘‘Hasan’ın

Babası’’ manasındadır.

Ebû’s-sıbteyn: Resūlüllah’ın torunları olan Hasan ve Hüseyin’in babaları Hz.

Ali olduğundan O’na, iki torun babası manasına bu isim verilmiştir.153

Esedü’llâh el- gâlip: ‘‘Allah’ın yenilmez Aslanı’’ demektir. Hz. Ali,

kahramanlığından dolayı bu ismi almıştır. Haydar ve Haydar-ı Kerrār adlarını da bu

yüzden almıştır ki, Haydar: Aslan; Kerrâr da ‘‘düşman üzerine döne döne gitmek’’

demektir.154

Murtazâ: ‘‘Allah’ın rızâsına nâil olmuş’’ manasına gelen bu isim de Hz. Ali’ye

Rasūlullah tarafından verilmiştir.

Hz. Peygamber Tebük Seferine giderken kadın ve çocukların başına Hz. Ali’yi

bırakmıştı. O da: ‘‘Yā Rasūlüllah! Beni kadın ve çocuklarla mı bırakıyorsun’’ dedi.

Allah’ın Resūlü de: ‘‘Sen kendinin, benim tarafımdan Hārun’un Mūsā’ya yakınlığı

mesâbesinde olmana rāzı olmuyor musun? Şu farkla ki, benden sonra peygamber

yok’’ diye cevap verdi.(Buhârî, Meğazî 78, Fezâilu’l-Ashâb 9; Müslim, Fezâilu’l-

Ashâb, 31, (2404); Tirmîzî, Menâkıb,(3731) ) 155

153 Es-Suyūtî, a.g.e., 166. 154 Şemseddin Sâmi, Kâmusu’l-a’lam, IV,3175; İslam Ansiklopedisi, I, 307. 155 Canan, a.g.e., XII, 289.

Page 88: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

75

Bunlardan başka Hz. Ali’ye Fârisîde; Şāh-ı Evliyā, Şāh-ı Merdān, Şāh-ı

Velâyet ve Şîr-i Yezdân, Şîr-i Hüdâ gibi daha bazı lakaplar verilmiştir.156

Hilye-i Cevrî’de Hz. Ali şu sıfatlarla tavsif olunmuştur:

Mahrem-i râz-ı nebî: Hz. Ali, Tasavvufî ekollerin sahip oldukarı rûhânî

ilimlerin kaynağının aracısı, yani Hz. Peygamberden intikâl eden ilâhî ilim mirasının

taşıyıcısı olarak kabuledilen bir zâttır. Pek çok tarîkât erbâbı kendilerini onun

kanalıyla Hz. Peygambere nisbet ettiklerinden, Allah velisi ve Hz. Peygamberin

halîfesi Hz. Ali ‘‘Şâh-ı velâyet’’ sıfatıyla da anılır.

Hz. Ali cesaret, dirayet, ve kahramanlığının yanında, ilim, ibâdet, zühd, takvâ,

ihlas gibi bir çok meziyeti şahsiyetinde toplayan müstesna insanlardan biridir.

Okuma–yazma bilenlerin oranının çok olmadığı ve Hz. Peygamber’in ilim tahsilini

teşvîk ettiği bir devir ve cemiyette okuma-yazmayı bilenlerden olan Hz. Ali, Hz.

Peygambere vahiy kâtipliği ve yazıcılık yapanlardan olduğu gibi, Kur’an ilimlerini

de en iyi bilen âlim sahabilerin en başta gelenlerindendir. Bu vasfı dolayısıyla Hz.

Peygamber’in onun hakkında ‘‘ Ben ilmin şehri(hikmet evi)yim, Ali onun

kapısıdır.’’(Tirmîzî-menâkıb, 20) buyurduğu rivâyet olunmuştur. Hz. Ali, Hz.

Peygamber’in en çok sevdiği ve değer verdiği, insanlardan biri olarak akıl, zekâvet,

dirâyet, zühd, takvâ, cesâret gibi meziyetleri dolayısıyla Hz. Peygamber tarafından

defalarca övülmüştür. 157 Tabii ki bu üstünlükleriyle o, Peygamberin gizli mahremi

olmaya namzettir.

Levĥ-i âyine-i vech-i ezelî

Mahrem-i rāz-ı Nebî ya‘ni ‘Alî

Merd-i Güzîn: Hz. Ali, Tebük Savaşı hariç, Hz. Peygamberin bulunduğu

Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber gibi bütün savaşlarda bulunmuş, gösterdiği

olağanüstü kahramanlıklar dolayısıyla ‘‘Şâh-ı Merdân’’(yiğitlerin şahı) ünvanı

verilmiştir.158 Cevrî bu sıfatı Merd-i güzîn şeklinde kullanmıştır.

156 Şemseddin Sâmî, Kâmûsu’l- a’lâm, IV, 3175. 157 Adem Ceyhan, Eski Türk Edebiyâtında Sad-Kelime-i Ali Derleme Tercüme ve Şerhlerine Dair,

C.B.Ü. Fen-Edebiyât Fak., Sosyal Bilimler Dergisi, yıl:1997, S:1, s.244. 158 Adem Ceyhan, a.g.m., s.243.

Page 89: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

76

Gerçi ĥannâ ile ol merd-i güzîn

Nice dem rīşini itti tezyīn

Esmer-gûn: Ten rengi; esmer renkli.

Ānuñ itmişidi ĥaķīm-i bī-çūn

Levn-i pākizesini esmer-gūn

Ed‘acü’l-‘ayn: Gözleri; iri siyah gözlü.

Ed‘acü’l-‘ayn idi ol źāt-ı kerīm

Çeşminüñ olmuş idi cirmi ‘ažīm

Peh-nâver: Göğsü, sinesi; geniş

Yaśī yaġrınlu idi ol server

Sīnesı olmuşıdı peh-nāver

Mülahham-ter: Avuçları; etli.

Yemm-i pür-güher: etli avuçları; inci dolu birer deniz.

Daħī keffeyni mülahĥam-ter idi

Her biri bir yemm-i pür-güher idi

Kerrema’llahü Teâlâ: Hz. Ali(r.a), henüz 8-10 yaşlarında iken İslâmı kabul

ederek çocuklar arasında ilk inanan ve namaz kılan insanlardan olmuş, hiç puta

tapmadığı için ‘‘Allah onun yüzünü şereflendirsin’’ manasındaki ‘‘Kerrema’llâhü

vechehu’’ duasını almıştır.159

Vech-i pākin görüp erbāb-ı nažār

‘‘Kerreme’llāh ü Teāla’’ didiler

159 Adem Ceyhan, a.g.m., s.243.

Page 90: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

77

SONUÇ

Hz. Muhammed’in yaratılışını, fiziksel ve ruhî özelliklerini tavsîf ve tasvîr

eden manzum ve ya mensur eserlere hilye denir. Bu tür eserler, Türk tasavvuf

edebiyatında, önemli bir yere sahiptir.

Başlangıçta, Hadis ve İslâm Tarihi kaynaklarından elde edilen bilgilerle, Hz.

Peygamberin beşerî yönü, vücut yapısı, güzel ahlakı, hal ve hareket tarzları, tavır ve

davranışları ve özel hayatının anlatıldığı Şemâil kitapları yazılmıştır. XVII. yy’da

şemâil kitaplarındaki konular daraltılarak, daha edebî ve sanatkârâne bir uslûpla

edebiyâtımızda Hilye türü eserler yazılmaya başlanmıştır. Hilyeler bir bakıma

didaktik dinî eserler idi. Bilindiği gibi edebiyatımızda ilk hilye Hâkânî Mehmed

Bey’in Hilye-Hâkâni’sidir. Hilyelerde mevzu Hz. Peygamberle sınırlı kalmamış,

Dört Halîfe ve Aşere-i Mübeşşere ile Din ve Tarikât Büyükleri hakkında da hilyeler

yazılmıştır. Çalışmamızın konusu olan Cevrî’nin Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn adlı eseri

de Dört Halîfe hakkında yazılan hilyeler arasında oldukça önemli bir yere sahiptir.

Devrinin önemli hattatlarından olan Cevrî, hattatlığı sayesinde istinsah ettiği

eserlerden etkilenmiş bir süre sonra kendi şiirlerini yazmaya başlamıştır. Kendinden

önce yetişmiş olan İran ve Türk şâirlerini incelemiş, Bağdatlı Ruhî, Bâkî, Nef’î,

Mevlânâ, Enverî ve Urfi gibi şâirlerden etkilenmiş, kendinden sonra yetişen

Neşâtî’yi de etkilemiştir. Cevrî oldukça üretken bir şâir olup, kasîde, gazel, tarih

kıt’aları, terkipler, rubâîler, tahmis ve tesdislerden oluşan bir Dîvânı vardır.

Selimnâme, Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn, Hall-i Tahkîkât, Aynü’l-füyûz, Melhame ve

Nazm-ı Niyâz onun diğer eserleridir.

Mesnevî tarzında 145 beyitlik kısa bir eser olan Hilye adından da anlaşıldığı

üzre Dört Halîfeyi tavsîf ve tasvîr etmektedir. Daha çok Hilye-i Cevrî adıyla meşhur

olmuştur. Kütüphanelerimizde oldukça fazla yazması mevcuttur. 1293,1309 ve 1317

tarihlerinde üç kere de basılmış olması daesere gösterilen rağbetin diğer bir

ifâdesidir.

Eser, Tevhîd, Nâ’t, Mukaddime, Hilye-i Çâr-Yâr-ı Peygamber ve Hâtime

bölümlerinden oluşur. Cevrî, usûle uygun olarak Tevhîd ve Na’t kısımlarında usûle

uygun olarak Allah’ı ve Hz. Peygamber’i övüldükten sonra Mukaddime de sebeb-i

telîfini açıklar. Hakânî’nin Hz. Peygamber hakkında nazmettiği Hilye-i Hakânî’ye

Page 91: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

78

gıbta ettiğinden bu eseri yazmıştır. Nitekim kendisi de Hâtime Bölümünde, bu eseri

Yazmaktaki maksadının, Peygamber ve Ashâbını överek Allâh’ın rızâsını kazanmak

olduğunu beyân eder. O, İslâm Tarihi ve Hadis kaynaklarında verilen bilgiler

ışığında Hulefâ-i Râşidîn’i tasvîr ve tavsîf etmiştir.

Biz de bu mütevâzî çalışmamızda, Tasavvuf edebiyatımız içinde oldukça

önemli bir yere sahip olan Cevrî ve Hilye-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn adlı eserini metin-

muhtevâ ve tahlîl olarak incelemekle, özellikle de Hilye’nin sadeleştirilmiş metninin

bir bütün olarak ilk kez ortaya koyulması, tasvirlerin geçtiği arapça kaynaklara

inilmesi bakımından edebiyat dünyamıza az da olsa katkıda bulunduğumuz

kanaatindeyiz.

Page 92: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

79

BİBLİYOGRAFYA

Acluni, İsmail b. Muhammed, Keşfü’l-Hafa ve Müzilü’l-İlbas, I, Kahire ts.

Ali Seyyidi, Kamus-u Osmanî, Matbua ve Kütüphane-i Cihan, 1330.

Aras, Veli, “Hilye ve Hilyeler” ,Türk Dili ve Edebiyâtı Ansiklopedisi, IV, İstanbul

1981.

Ayan, Hüseyin, Cevrî, Hayâtı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Dîvânının Tenkitli Metni,

Atatürk Üniversitesi Basımevi, Erzurum 1981.

T.D.V. İslam Ansiklopedisi, TDV Vakıf Yayınları, İstanbul 1993

Banarlı, Nihat Sâmi, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, II, M.E.B. Devlet Kitapları,

Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1997.

Beliğ, İsmail, Nuhbetü’l-Asar Li-Zeyli Zübdeti’l-Eş‘ar, (haz. Prof. Dr. Abdülkerim

Abdülkadiroğlu, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, S. 168,

Tezkireler Dizisi, Ankara 1999; [I.baskı; Gazi Üniversitesi, Ankara 1985].

Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, I, III, İstanbul 1333.

_____ Osmanlı Müellifleri (haz. A. Fikri Yavuz, İsmail Özen), Meral Yayınevi,

İstanbul 1972.

Canan, İbrahim, Hadis Ansiklopedisi-Kütüb-i Sidde, XII, Akçağ Yay. İstanbul ts.

Devellioğlu, Ferid, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara 1978.

Deylemi, Ebu Şuca’a Şiraveyh b. Şehredar, el-Firdevs bi Me’suri’l-Hitap, Darü’l-

Kütübi’l- İlmiyye, IV, Beyrut 1986.

Dilçin, Cem, ÖrneklerleTürk Şiir Bilgisi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu Türk

Dil Kurumu Yayınları:517, Ankara 1997.

Ergun, Sadettin Nuzhet, Türk Edebiyatı Tarihi ve Numuneleri, İstanbul 1931.

_____ Türk Şairleri, II, İstanbul 1940.

Esrar Dede, Tezkire, Halet Efendi, v. 24a; Süleymaniye Ktp. Halet Efendi, nr: 109,

vr.24a.

Fâik Reşat, Eslaf, İstanbul 1975

Fîrūzâbâdî, el-Kâ’musu’l-Muhît (trc.Mütercim Asım Efendi), I-IV, İst.1304-1305.

Page 93: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

80

Gölpınarlı, Abdülbâkî, Melâmîlik ve Melâmîler, İ.Ü. Yay., Devlet Mat., İstanbul 1931.

_____ “Bayramiye” mad., İslam Ansiklopedisi, II, İstanbul 1961.

_____ “Mevlana Müzesi, Yazmalar Kataloğu’’, III, T.C. Başbakanlık Kültür

Müsteşarlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müd. Yayınları. Seri:3, Türk

Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1972.

_____ “Mevlana Müzesi, Yazmalar Kataloğu’’, I, MEB Eski Eserler ve Müzeler

Genel Müd. Yayınları, Seri: 2, No: 6 Türk Tarih Kurumu Basımevi,

Ankara 1967.

Güngör, Zülfikâr, Türk Edebiyatında Türkçe Manzum Hilye-i Nebevîler ve Nesimi

Mehmed’in Gülistan-ı Şemâili, Basılmamış Doktora tezi, Ankara 2000.

_____ “Türk Edebiyatında Hilye-i Nebevi Türünün Doğuşu ve Gelişimi”, Tavavvuf

İlmi ve Akademik Araştırmalar Dergisi, Ocak-Haziran 2003, yıl:4 S.10,

Ankara 2003.

Güzel, Abdurrahman, Dini Tasavvufi Türk Eedebiyatı, Akçağ Yayınları, İstanbul ts.

Heysemî, Nûruddîn Ebu’l-Hasen Ali b. Ebî Bekr b. Süleyman, Buğyetü’r-Râid fî

Tahkîki Mecai’z-Zevâid ve Menbai’l-Fevâid, Th. Abdullah Muhammed ed-

Dervîş, IX, 21, no. 14303, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1994.

Karaman, Hayreddin ve heyet, Kur’an-ı Kerîm ve Türkçe Meali, 1992.

İbn Abdilberr, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah en-Nemerî el- Kurtubi, el-İstîâb fî

Ma’rifeti’l-Ashâb, Th. Ali Muhammed el-Becâvî, I, Beyrut 1992.

İbn Asâkir, Ebu’l-Kâsım Ali b. El-Hasen b. Hibetillâh ed-Dımeşkî, Târîhu Medîneti

Dımeşk, Th. Muhhibbüddîn Ebû Saîd Ömer b. Ğarâme el-Amravî- Ali Şîrî,

XL, XXXIX, Beyrut 1995-2001.

İlgürel, Müctebâ, II. Seim-I. Abdülhamit Dönemi, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm

Tarihi, X-XI, Çağ Yay., İstanbul 1993.

İbn Sa’d, Ebû Abdillah Muhammed el-Basrî ez-Zührî, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, III,

Dâru Sâdır, Beyrut ts.

İslâm Ansiklopedisi, I-XII, İstanbul 1965-1974.

Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şuarâ, (haz. Dr. İbrâhim Kutluk), I, Türk

Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1978.

Page 94: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

81

Kocatürk, Vasfi Mahir, Büyük Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 1970.

_____ Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 1964.

Kadri, Hüseyin Kâzım, Türk Lügatı, I-III, İstanbul 1928.

Latîfî, Tezkire, İstanbul 1314.

Levent, Agâh Sırrı, Edebiyat Tarihi Dersleri, İstanbul 1933.

_____ Türk Edebiyatı Tarihi, I, Ankara 1988.

Mehmet Süreyyâ, Sicilli Osmânî, II, İstanbul 1308–1311.

_____ Sicilli Osmani yahut Tezkire-i Meşahir-i Osmaniye, .II, (haz. Doç. Dr. Ayhan

Öztürk, Dr. Ramazan Tosun) Sebîl Yayınevi, İstanbul 1996.

Mengi, Mine, Eski Türk Edebiyâtı Tarihi-Edebiyat Tarihi-Metinler, Akçağ

BasımYayım Pazarlama A.Ş., Ankara 1997.

Muallim Nâci, Osmanlı Şâirleri( haz. Yrd. Dr. Cemâl Kurnaz), Kültür Bakanlığı

Yay.: 684, Ankara 1986.

Müstakîmzâde, Süleyman Sadettin, Tuhfe-i Hattâtîn, İstanbul Devlet Matbaası 1928.

Mütercim Asım Efendi, Burhan-ı Katı (Haz. Prof. Dr. Mürsel Öztürk, Derya Örs),

Türk Dil Kurumu Yayınları: 733, Ankara 2000.

Nâimâ, Mustafa, Târih-i Nâimâ, VI, İstanbul 1280.

Neysâbûri, Ebû’l-Hüseyn Müslim b. El-Haccâc el-Kuşeyrî, Sahîhu Müslim, I-V,

Betrut 1972.

Pala, İskender, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Ankara 1989.

_____ Hilye-i Saadet, Ankara 1991.

Pekolcay, Necla, İslami Türk Edebiyatı, I, III, İstanbul 1967–1968.

Rıza, Tezkire-i Rızâ, İkdâm Matbaası, İstanbul 1316.

Sâlim, Tezkire-i Sâlim, İstanbul 1315.

Safâî, Tezkire, Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, nr.2549.

Sarı, Mevlüt, Arapça Türkçe Sözlük, Bahar Yayınları, İstanbul 1982.

Suyūtî, Celâlüddin, Abdurrahman b. Ebû Bekr, Tārîhu’l-Hulefâ, Kahire 1389/1969.

Şemseddin Sâmi, Kâmûs-ı Türkî, Alfa Yay., İstanbul 1983-1998.

Page 95: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

82

_____ Kamusu’l-a’lam, İstanbul 1316.

Şener, Halil İbrahim, Neşati’nin Hilye-i Enbiyası, D.E.Ü.İ.F Dergisi, 1983.

Şeyhî, Muhammed Efendi, Şakâyık-ı Nûmâniyye ve Zeylleri, III, Çağrı Yay.,

İstanbul-1989.

Taberânî, Ebu’l-Kâsım Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb, el-Mu’cemü’l-Kebîr, Th.

Hamdî Abdülmecîd es-Selefî, I, Musul 1983.

Taberî, Ebū Ca’fer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd, Târîhu’l-Ümemi ve’l-Mülûk,

Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, II, Beyrut 1407,

Tahiru’l-Mevlevi, Edebiyât Lûgatı, (Haz. Kemal Edip Kürkçüoğlu), İstanbul 1973.

Timurtaş, Faruk Kadri Tarih İçinde Türk Edebiyâtı, Vilayet Yay.,İstanbul 1981.

Topaloğlu, Bekir, ‘‘Kur’an ve Sünnete göre Hz. Muhammed’’, D.İ.A., XXX.,2006.

Türk Dili ve Edebiyâtı Araştırmaları, II, 1891.

Uludağ, Süleyman, ‘‘İslâm Kültüründe Hz. Muhammed ’’, D.İ.A., XXX..2006.

Uzun, Mustafa ‘‘Hilye’’ mad. DİA, XVII, İstanbul 1998.

Vanlıoğlu, Mehmet - Atalay, Mehmet - Karacabey, Turgut, Şerh-i Cezîre-i Mesnevî,;

Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyât Fak. Yay. Erzurum –1996.

Yardım, Ali, Peygamberimizin Şemaili, İstanbul 1997.

Yılmaz, Ahmet, Na‘ti Mustafa, Ethem ü Hümâ (İnceleme-Metin), I.Bölüm,T.C.

Selçuk Üniversiresi Yay., Konya 2001.

Page 96: CEVRÎ İBRAH İM ÇELEB İ VE H İLYE-İ Ç İHÂR-YÂR-I GÜZÎN ADLI …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · I Yemin Metni Tezsiz Yüksek

IX