Canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olankisi.deu.edu.tr/asli.memisoglu/Ekoloji/2-ekosistem...
Transcript of Canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olankisi.deu.edu.tr/asli.memisoglu/Ekoloji/2-ekosistem...
Canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen ekoloji biliminin önemi günümüzde daha da artmaktadır.
Ekoloji canlıyı tek bir birey olarak incelemekten çok, bireyin de içinde yer aldığı biyolojik organizasyon ile ilgilidir.
Organizasyonun her basamağında bulunan birim, kendisini çevreleyen fiziksel çevreyle enerji ve madde alış verişi halinde bulunur.
Habitat: Bir canlının hayatsal olaylarını optimum şartlarda gerçekleştirebildiği yerlere o canlının habitatı denilmektedir.
Canlılar kendilerine en uygun olan ortamlarda yaşamaktadırlar.
En bilinen tarifiyle habitat, canlının adresidir.
Bir balığın habitatı okyanus olabileceği gibi küçük bir göl de olabilmektedir.
Yani canlıların habitat büyüklüğü birbirinden farklı olabilir.
Bazı canlı türlerinin habitatı ise mevsimsel olarak değişebilmektedir.
Göçmen hayvanların habitatı bir yılın farklı mevsimlerinde farklı yerler olabilir.
1. Bazı önemli kavramlar
Ekolojik niş: bir bireyin yaşadığı ortamda yerine getirmek zorunda olduğu işlevleri veya sorumluluklarını ifade etmektedir.
Beslenme, kamuflaj, üreme ve diğer canlılarla olan ilişkileri bu olaylardandır.
Organizmanın habitatında gerçekleştirdiği olayların tamamı ekolojik niş olarak tarif edilmektedir.
Organizmaların ekolojik nişlerini gerçekleştirmesi ekosistemin doğal dengesi ve devamı için gereklidir.
1. Bazı önemli kavramlar
Zürafaların ekolojik nişinde yüksek ağaçların yapraklarıyla beslenme önemli bir yere sahiptir.
Ekosistem: Belirli bir alanda bulunan canlılarla birlikte (komünite) bu canlıların etkileşimde bulundukları çevreleri ekosistemi oluşturur.
Ekosistemlerin büyüklüğü, içerdiği tür çeşidi ve birey sayısı birbirinden çok farklı olabilmektedir.
Kara ekosistemleri
Su ekosistemleri
Ekosistem sadece bir coğrafi bölge değil, girdileri ve çıktıları olan, işlevsel bir sistemdir
1. Bazı önemli kavramlar
Ekoton: Komüniteler kesin sınırlarla birbirlerinden ayrılmış değildirler.
Bu nedenle komşu komüniteler arasında geçiş bölgeleri bulunur = ekoton
Ekotonlar kesişen komünitelerin farklı özelliklerini taşıyabilmektedir.
Bu nedenle bu bölgelerdeki biyoçeşitlilik, etrafındaki komünitelere göre daha fazladır.
1. Bazı önemli kavramlar
Kara ekosistemi Sucul ekosistem
Geçiş ekosistemi
Ekoton(bataklık)
Ekosistemler; üretici, tüketici ve ayrıştırıcı gibi canlı
bileşenler
su, ışık, toprak, sıcaklık ve mineral gibi cansız bileşenler
Müdahale edilmemiş doğal ekosistemlerde madde döngüleri,
enerji akışı,
besin zinciri gibi olaylar süreklidir
2. Ekosistemin bileşenleri
Canlı ve cansız öğeler birbirleriyle devamlı olarak etkileşim halindedirler.
Bir ormanda fotosentez yaparak ototrofbeslenen bitkiler olduğu gibi bunları besin olarak tüketen heterotrof canlılar da bulunmaktadır.
Canlılığını kaybetmiş organizmaları ayrıştıran saprofitlerin oluşturduğu amonyağın ortama verilmesi ile abiyotik ve biyotik öğeler arasındaki temel döngü sağlanmaktadır.
Ekosistemde bulunan biyotik öğelerin sayısının ve çeşidinin değişmesi abiyotik öğeleri etkilerken, bunun tam tersi de mümkündür
2. Ekosistemin bileşenleri
Göl ekosistemi
Ekosistemi etkileyen faktörler
Abiyotik faktörler ( Cansız varlıklar )
Biyotik faktörler( Canlı varlıklar )
Işık,iklim, sıcaklık, su, ortam pH’si,
toprak ve
mineraller.
Üreticiler, tüketiciler, ayrıştırıcılar.
2. Ekosistemin bileşenleri
2.1 Abiyotik faktörler ( Cansız varlıklar )
Canlıların yaşadığı ortamdaki çevresel koşulların tümü abiyotik faktörleri oluşturur.bir ekosistemdeki canlı türünü ve sayısını
etkileyebilmektedir.
Işık, iklim, sıcaklık, su, ortam pH’sı, toprak ve mineraller
Bu faktörler bir bölgede yaşayabilecek olan canlı çeşitlerini sınırlamaktadır.
Abiyotik faktörlerin incelenmesi birçok ekoloji sorununun çözülmesine yardımcı olur.
2. Ekosistemin bileşenleri
Gövdesinde su depolama özelliğine sahip kaktüsler kurak ortamlarda yaşar.
Abiyotik faktörler ormanların dağılışını ve burada yaşayan canlı çeşitliliğini etkiler.
Yeryüzündeki canlılarda bulunan enerjinin temel kaynağı güneştir.
Fotosentetik canlılar güneş ışığını kullanarak organik besin sentezi yaparlar.
Bu besinler de besin zinciri yoluyla canlılar arasında aktarılır.
Bu sayede besin zinciri yoluyla ekosisteme enerji aktarılmış olur.
Güneş ışığı canlı türleri için birçok yaşamsal olayda belirleyici bir etken olmaktadır.hayvanların biyoritmi üzerinde etkili
olmaktadır.
2.1 Abiyotik faktörler - Işık
Güneş enerjisinin dağılımı büyük oranda canlıların dağılımını da belirler.
Güneş ışığının az geldiği ekosistemlerde canlı çeşitliliğini sınırlayan en önemli faktördür. Çünkü güneş ışığının ekosisteme aktarılmasını
sağlayan bitkiler daha az fotosentez yapacak ve üretilen besin miktarı daha az olacaktır.
Bitkiler bulundukları ortamın bir gün içinde aldığı güneş ışığı zamanına bağlı olarak farklı özellikler kazanmışlardır.Güneş ışığı bitkilerin çiçeklenmesi üzerinde
doğrudan etkili olduğu için bir bitkinin yeni bireyler oluşturması uygun zamanda güneş ışığı almasına bağlıdır.
2.1 Abiyotik faktörler - Işık
Birçok hayvanın günlük döngüleri güneş ışığıyla doğrudan ilgilidir.
Avlanma ve beslenmenin yapılacağı zaman dilimi, üreme faaliyetleri
Yarasa gibi bazı canlılar gece avlanırken aslanlar gündüz avlanmaktadırlar.
Ekosistemlerdeki ışık şiddeti ve ışık alma süresi canlılar üzerinde etkili olarak ekosistem dengesinin korunmasını sağlamaktadır.
Araschnia levana’ da ışığın etkisiyle kanatlardaki renk değişimi.
2.1 Abiyotik faktörler - Işık
Sıcaklık hem canlılar üzerinde hem de iklim gibi cansız faktörler üzerinde etkilidir.
Sıcaklığın canlılar üzerinde bu kadar etkili olmasının en önemli nedeni enzimlerin çalışmasını etkilemesidir.
Biyokimyasal reaksiyonların gerçekleşmesinde görevli olan enzimler sıcaklık değişimlerinden etkilenmektedir.
2.1 Abiyotik faktörler - Sıcaklık
Sıcaklık değişimleri canlılardaki fizyolojik olayları etkilemektedir.
Yeryüzündeki sıcaklığın oluşmasında en büyük etken güneşten gelen ışınlardır. Bu ışınlar atmosferin tabakalarında ve yeryüzünde
yansımalara uğramakta, bunun sonucunda dünyanın belirli bir sıcaklıkta kalması sağlanmaktadır.
Bu sıcaklığa bağlı olarak rüzgar, fırtına ve yağmur gibi atmosfer olayları meydana gelmektedir.
Bir bölgedeki sıcaklık değerleri o bölgenin tür çeşitliliğini de etkilemektedir. Farklı iklimlere sahip iki bölgedeki bitki ve hayvan
türleri de farklı olmaktadır.
2.1 Abiyotik faktörler - Sıcaklık
Bitkilerin büyük bir kısmında büyüme ve gelişme 7-38C aralığında gerçekleşir. Sıcaklığın çok düşük olduğu yerlerde bitki türleri
gelişemezken, sıcaklığın çok fazla olduğu yerlerde de sınırlı sayıda ve türde bitki bulunmaktadır.
Sıcaklık sadece canlıların gelişimi üzerinde değil bazı fizyolojik cevap mekanizmaları üzerinde de etkili olmaktadır. Çöllerde yaşayan kaktüslerin stomalarının açıklık
değeri sıcaklığa göre düzenlenmektedir.
Yüksek sıcaklığın etkilerinden korunmak için bazı bitkilerde diken şeklinde yapraklar gözlenirken, bazı hayvanlarda ise vücut renklerinin ortama uygun hale getirilmiş olduğu gözlenmektedir.
2.1 Abiyotik faktörler - Sıcaklık
Sıcaklığın yıl içindeki değişimleri bazı bitkilerde yaprak dökümüne veya bazı hayvanlarda göç hareketleri ve kış uykusuna yatma gibi tepkilere yol açmaktadır.
Kuşların sıcak bölgelere göç etmesi sıcaklığın yıllık değişim döngülerine bağlı olarak gerçekleşmektedir.
2.1 Abiyotik faktörler - Sıcaklık
Klimatoloji biliminin incelediği iklim bir çok faktörden etkilenmektedir. Isı, nem ve yağış.
Bir bölgenin iklimine bağlı olarak bu bölgenin tür çeşitliliği ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla iklimi etkileyen her faktör
biyoçeşitliliği de etkilemektedir.
Ekvator bölgesindeki tropikal meyvelere kutuplardaki tundralarda rastlanmazken çöllerde de kutup ayısına rastlanmamaktadır.
İklim özellikleri büyük bölgelerde değişiklik gösterebildiği gibi mikroklima şeklinde daha dar alanlarda da değişiklik gösterebilmektedir.
2.1 Abiyotik faktörler - İklim
İklim,bir bölgenin ekosistem yapısı ve özellikle de bitki örtüsü üzerinde çok önemli etkiye sahiptir. Örneğin çay ve fındık bitkisi Türkiye’de Karadeniz bölgesinde yetişir.
Türkiye'nin değişik yerlerindeki iklim çeşitlerinin farklı olmasından dolayı farklı bitki türleri yetişmektedir.
Toprak birçok canlı türünün hayatını devam ettirebilmesi için gereklidir
Toprak, bitkiler için yetişme ortamı, hayvanlar için yaşama alanı, mikroorganizmalar için ise yaşama ortamıdır.
Toprak oluşumu bir çok faktörün etkisiyle uzun zamanda olmaktadır.
Bu süreçte birbirinden farklı özelliklere sahip toprak türleri meydana gelebilmektedir.
Bitkilerin yaşaması için gerekli olan bir çok mineral bulunmaktadır. Azot, potasyum, kalsiyum, fosfor, kükürt ve magnezyum
2.1 Abiyotik faktörler – Toprak ve mineraller
Toprak farklı katmanlardan oluşur.
Her bitki farklı minerallere ve su miktarına ihtiyaç duyabileceğinden dolayı bitkilerin yaşadığı toprak tipleri farklı olabilmektedir.
Toprağın korunması canlılığın devamı için gereklidir.
Bu nedenle özellikle erozyon önlenmelidir!!!
Ağaçlandırma çalışmaları ve doğru ekim teknikleri toprağın korunmasında etkili olmaktadır.
2.1 Abiyotik faktörler – Toprak ve mineraller
Dünyamızın büyük bir kısmı sularla kaplıdır.
Su döngüsüyle devamlı olarak bir devridaim halinde olan su, canlılığın devamı için gerekli olan en önemli faktörlerden biridir.
Buharlaşma yolu ile atmosfere geçen su yağışlar şeklinde tekrar yeryüzüne dönmekte ve canlılığın devamı sağlanmaktadır.
Su miktarı bir canlıdaki biyolojik olayları etkilemektedir.
enzimlerin çalışması için su miktarının belirli bir değerde olması gerekmektedir.
2.1 Abiyotik faktörler – Su
Her canlının yaşaması için su şarttır. Bu nedenle kullanılabilir su kaynaklarının korunması ekosistemlerin geleceği açısından insanlığın önemli sorumluluklarından biridir.
Ortamdaki su miktarına göre canlılar farklı özelliklere sahip olabilirler.
Kaktüsler su depolayan bir gövdeye sahipken bazı bitki türleri de suyu köklerinde depolamaktadır.
Buharlaşan sular atmosferde yoğunlaşarak sıvı veya katı halde tekrar yeryüzüne düşmektedir.
Yağış olarak isimlendirilen bu olay hem toprak ve göl gibi su kaynaklarını beslemekte hem de bitkilere ulaşmaktadır.
Bu yıkama işlemi solunum ve fotosentez olaylarında gereklidir.
Bitkilerin su ihtiyaçlarını karşılamak için topraktan su alması sırasında birçok mineral çeşidi de suda çözünmüş olarak alınır ve fizyolojik olaylarda kullanılır.
Bitkilerin yanında diğer canlı türleri de suya bağımlıdır.
2.1 Abiyotik faktörler – Su
Ortam pH’ sının değişmesi enzim aktivesini etkileyerek veya hücresel yapıyı bozarak canlıları etkileyebilmektedir.
Toprak pH’ sının değişmesi bitkileri ve bu bitkilerle beslenen canlıları etkilerken, su pH’ sındaki değişim balık, plankton, bir çok alg türünü etkilemektedir.
Ortam pH’ sının değişmesinde tarımda kullanılan ilaç ve gübrelerin sulara karışması, kirli suların doğrudan doğal ortamlara bırakılması , asit yağmurlarının artması gibi olaylar etkili olmaktadır.
Canlılar kalıtsal özelliklerine ve uyum yeteneklerine bağlı olarak belirli koşullara sahip ortamlarda yaşamlarını sürdürebilirler.
2.1 Abiyotik faktörler – pH
Canlıları etkileyen abiyotik faktörler için alt ve üst sınırlar bulunmaktadır.
Bir canlının yaşayabilmesi için bu faktörlerin alt ve üst değerleri arasına tolerans aralığı denilmektedir.
Canlılar farklı değerlere uyum gösterebildikleri için canlıların tolerans aralıkları farklı olabilir.
Ör: ortamdaki tuzluluk değerlerine göre bir yengecin aktivesi o yengecin tuzluluk tolerans eğrisini oluşturur.
2.1.1 Abiyotik faktörlerin canlılara etkisi
Ekosistemlerin dengesi ve bu dengenin devamı ekosistemin geleceğini belirlemektedir.
Bunda abiyotik faktörlerin etkisi kadar biyotik faktörlerin de etkisi bulunmaktadır.
Ekosistemdeki canlıların tümü biyotik faktörleri oluşturur.
Bir ekosistemi oluşturan canlı ve cansız unsurlar karşılıklı etkileşim halindedir.
Bir organizmanın tüm faaliyetleri onun ekolojik nişini belirler.
Bir ekosistemdeki canlılar üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar (saprofitler ) olmak üzere üç grupta incelenebilirler.
2.2 Biyotik faktörler
İnorganik maddeleri organik maddelere dönüştürerek besin elde eden canlılar = üreticiler ( ototroflar )
Öglena gibi kloroplast taşıyan protistler, bazı bakteriler, yeşil bitkiler ve arkeler
…Egitimhane.com…
Canlılar ile cansız faktörler arasındaki köprü üreticiler ile kurulmaktadır.
Üreticiler sayesinde C,N,O ve H gibi maddeler canlıların yapısına katılabilmektedir.
2.2 Biyotik faktörler - üreticiler
Ototrof canlılar fotosentez veya kemosentez olaylarını gerçekleştirirler.
Fotosentez yapanlar (fotoototroflar) besin üretimi için güneş ışığı ve klorofil kullanırlar.
Kemosentez yapanlar (kemoototroflar) ise ortamdaki inorganik maddelerin oksidasyonu sonucu açığa çıkan kimyasal bağ enerjisini kullanarak besin sentezini gerçekleştirmektedirler.
…Egitimhane.com…
Karadaki bitkilerin yaptığı fotosentezin daha fazlası okyanuslarda yaşayan fitoplankton adı verilen mikroorganizmalar tarafından yapılmaktadır.
2.2 Biyotik faktörler - üreticiler
Su ekosistemlerindeki en önemli üreticiler olan algler ve siyanobakteriler ise güneş enerjisinden bitkilere göre daha fazla yaralanmaktadırlar.
Su yüzeyine yakın olarak yaşayan yüzerek veya sürüklenerek suda asılı halde kalan organizmalara plankton denir. Fitoplanktonlar deniz komünitelerindeki temel üreticilerdir.
Üretici canlılar hem heterotrofların besin ihtiyacının karşılanmasında hem de atmosferdeki oksijen ve karbondioksit miktarının dengede kalmasında etkilidirler.
2.2 Biyotik faktörler - üreticiler
İhtiyaç duyduğu organik besinleri kendisi üretemeyerek dışarıdan hazır olarak almak zorunda olan canlılara tüketiciler (heterotrof) denir.
Çoğunluğunu hayvan türlerinin oluşturduğu bu grupta bazı mantar türleri, bakteri türleri, protista türleri de bulunabilmektedir.
Heterotrof canlılar tükettikleri besin tiplerine göre çeşitli gruplara ayrılmaktadırlar.
Doğrudan üretici canlılarla beslenen tüketicilere otçul (herbivor) canlılar adı verilir.
Koyun, inek, zooplanktonlar otçullara örnek oluşturur.
2.2 Biyotik faktörler - tüketiciler
Tüketiciler ihtiyaçları olan besinleri diğer canlılardan karşılarlar.
Diğer hayvan türlerini yiyerek beslenen tilki ve kurt gibi canlılara ise etçil (karnivor)canlılar denir.
İnsan, maymun, tavuk gibi canlılar ise hem bitkisel hem hayvansal kaynaklı besinleri tüketebilirler.
Bu canlılara ise hepçil (omnivor)canlılar denir.
Kedigiller etçil canlılardandır.
2.2 Biyotik faktörler - tüketiciler
Ortamdaki organik atıkları parçalayarak inorganik maddelere dönüştüren canlılardır.
Mantar ve bakteri türlerinin birçoğu ayrıştırıcı (saprofit) olarak görev yaparlar.
Bu canlılar çeşitli şekillerde cansız çevreye bırakılan organik maddeleri parçalayarak metabolizmalarında kullanırlar.
Bu süreçte oluşan inorganik maddeleri ise doğaya bırakırlar.
Bu yolla saprofitler organik atıkların tekrar kullanılabilir hale gelmesini sağlayarak madde döngülerinde önemli rol oynarlar.
2.2 Biyotik faktörler - ayrıştırıcılar
Mantarlar ayrıştırıcı canlılardandır.
Bitki ve hayvan ölülerinin ve bu canlıların atıklarının saprofitlerce ayrıştırılmaya uğramadığı bir ortamda canlılık ancak sınırlı bir zaman diliminde var olacaktır.
Kullanılan maddelerin geri dönüşümü sağlanamazsa bir süre sonra maddeler tükeneceğinden canlılık da devam edemeyecektir.
Ekosistemlerin dengede olması için üretici, tüketici, ayrıştırıcı canlıların belirli değerlerde bulunması şarttır.
Bu nedenle bu gruplardaki canlıların miktarlarında meydana gelecek aşırı artış veya azalmalar ekosistem dengelerinde çok önemli değişikliklere yol açmaktadır.
2.2 Biyotik faktörler - ayrıştırıcılar
3. Ekosistem tipleri
1) Doğal ekosistem
A) Karasal ekosistem
B) Su ekosistemi
2) Yapay ekosistem
4 temel karasal ekosistem:
A)Orman ekosistemleri
1) Tayga ormanları (iğne yapraklılar)
2) Ilıman bölge yaprak döken ormanlar
3) Tropikal ormanlar
B) Çöl ekosistemleri
C) Tundra (kuzey çölleri)
D) Çayırlar
3. Ekosistem tipleri - karasal
…Egitimhane.com…
Çekirge
Güneş
Enerji
Ağaçlar, seviye I(üreticiler)
Tavşan, seviye 2
seviye 2
Ot, seviye I(üretici)
Fare, seviye 3
Yılan, seviye4
Şahin, seviye 5
2 temel su ekosistemi:
1) Deniz
2) Tatlı su
3. Ekosistem tipleri - Su
Göl ekosistemi
Littoral bölge
Bentik bölge
Ayrıştırıcılar
Fitoplankton ve zooplankton
Güneş ışığı
Yapay ekosistem
1990’ların başında bazı bilim adamları, Biyosfer-2 adı verilen
dünyanın en büyük ekoloji projelerinden biri üzerinde çalışıyordu.
Burası Arizona Çölü’nde 13.000 m2’lik bir alana yayılan cam
ağırlıklı yapı malzemeleri ve betonla inşa edilmiş, kapıları dışarıya
sımsıkı kapatılmış bir yaşam alanıydı.
Yapılan planlara göre, dış dünyaya kapalı bu dev yapının içinde,
yeryüzünde yaşama kaynaklık eden su, oksijen ve azot çevrimi
gibi mekanizmaların kendiliğinden işlediği bir ekosistem
kurulacaktı.
2 yıl boyunca içerideki 8 kişiye de hayat imkânı sağlayacaktı.
Burada küçük derecikler akıyor, bitki örtücükleri gelişiyor,
buharlaşma-terlemeye bağlı yağmurlar yağıyordu. Bütün besin
maddeleri yapının içinde üretiliyordu.
…Egitimhane.com…
Deneme sona erip de kapılar açıldığında, insanlar içeride işlerin
hiç de planlandığı gibi gitmediğini öğrendi.
İçerideki oksijen oranı % 14’e düşerek deniz seviyesinden 5300
metre yükseklikteki düzeye inmişti.
Karbondioksit konsantrasyonunda ani yükselmeler olmuş, azot
oksit miktarı ise insan beyninde hasara yol açacak oranlara
ulaşmıştı.
Temiz su sağlayan sistem kirlenmiş, Biyosfer-2 de yaşayan 25
omurgalı canlı türünden 19’u yok olmuş, bitkilerin tozlaşmasını
sağlayan böceklerin tamamı ölmüş, göllerdeki yosunlar aşırı
büyümüş ve gıda bitkileri sarmaşıklarla sarılıp boğulmuştu.
tüm tesisi karıncalar, çekirgeler ve hamamböcekleri istila etmişti.
Söz konusu hizmetleri bizim adımıza gerçekleştiren canlılar yok
olursa, ne olur? Cevap açıktır: Biz de varlığımızı sürdüremeyiz.
21. yüzyılın gelişmiş teknolojisini ve tüm maddi olanaklarımızı
seferber etsek bile, yeryüzündeki dengeleri ve yaşamamız için
gerekli koşulları sağlayamayız