CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar....

17
CANLILAR VE ÇEVRE Atom Molekül Sistem Organel Hücre Doku Organ Ekosistem Populasyon Canlı Komünite Biyosfer Atomlar birleşir molekülleri oluşturur Moleküller organelleri, organeller hücreleri oluşturur Benzer hücre topluluklarına doku denir. ( Sinir düğümü çok sayıda sinir hücresinden oluşur ) Çeşitli dokular birleşerek organları meydana getirir. Organlar sistemleri oluşturur. Sistemler canlıyı ( organizma ) oluşturur Bir alanda yaşayan bir türe ait bireyler popolasyonu oluşturur. Aynı alanda yaşayan tüm populasyonlar komüniteyi oluşturur. Bir alandaki tüm komüniteler ve cansız çevre ekosistemi oluşturur. Canlı yaşamına uygun ,okyanus derinlikleri ile atmosferin 10 000 m. yüksekliğine kadar olan tabakasına biyosfer denir. Organ Hücre Doku

Transcript of CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar....

Page 1: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

CANLILAR VE ÇEVRE

. .

Atom Molekül

Sistem

Organel Hücre Doku Organ

Ekosistem Populasyon Canlı Komünite Biyosfer

Hücre

Doku

Atomlar birleşir molekülleri oluşturur

Moleküller organelleri,

organeller hücreleri oluşturur

Benzer hücre topluluklarına doku denir.

( Sinir düğümü çok sayıda sinir hücresinden

oluşur )

Çeşitli dokular birleşerek organları meydana

getirir. Organlar sistemleri oluşturur.

Sistemler canlıyı

( organizma ) oluşturur

Bir alanda yaşayan bir türe ait bireyler

popolasyonu oluşturur.

Aynı alanda yaşayan tüm

populasyonlar komüniteyi

oluşturur. Bir alandaki

tüm

komüniteler ve

cansız çevre

ekosistemi

oluşturur.

Canlı yaşamına uygun ,okyanus derinlikleri ile atmosferin 10 000 m. yüksekliğine kadar olan tabakasına biyosfer denir.

Organ

Hücre

Doku

Page 2: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Genel Tanımlar Populasyon:Belirli coğrafi sınırlar içinde yaşayan aynı türe ait bireyler topluluğudur. Komünite: Bir alanda yaşayan popolasyonlar topluluğudur. Ekosistem: Bir alandaki canlı ve cansız faktörlerin tümü ekosistemi oluşturur. Biyosfer( Canlı küre ):Canlı yaşamına uygun ,okyanus derinlikleri ile atmosferin 10 000 m. yüksekliğine kadar olan tabakasıdır Biyotop:Canlıların yaşamlarını sürdürmek için uygun çevresel koşullara sahip coğrafi

bölgedir. Habitat:Bir canlı türünün rahatça beslendiği,barındığı,ürediği yaşam alanına denir. Niş:Yaşam alanında kalıtsal özellikleri ile ilgili gerçekleştirdiği yaşamının devamına

yönelik faaliyetlerin tümüdür. Niş türün ekosistemdeki rolüdür. Flora:Belirli bir bölgeye adapte olmuş ,o bölgede yaşamını sürdüren bitki topluluğudur. Fauna:Belirli bir bölgeye adapte olmuş ve o bölgede yaşamını sürdüren hayvan

topluluğudur. Ekoloji : Organizmaların bir birleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim dalına ‘’ ekoloji ‘’ denir. Kısaca ‘’ çevre bilimi ‘’ dir. Ekoton : Koşulları farklı olan ekosistemlerinin kesişme bölgeleridir. Tür çeşitliği bakımından zengindir.

Cansız (Abiyotik) Etmenler : Işık : Yeryüzündeki tüm enerjilerin kaynağı güneştir. Üretici canlılar ışık enerjisini tüm canlıların yararlanabileceği kimyasal enerjiye dönüştürürler. Bu işlem sırasında ayrıca oksijen üretirler. Sıcaklık : Her canlının yaşayabildiği ideal sıcaklık değerleri vardır. Dünya üzerinde sıcaklık her noktada homojen değildir. Sıcaklık farklılıkları canlı türlerinin dağılışını etkiler. İklim : Uzun zaman aralığında belli bir bölgede egemen olan atmosfer koşullarına iklim denir. Sıcaklık, yağış ve diğer iklimsel özellikler bitki ve hayvan türlerinin gelişim ve davranışlarını yönlendirir. Toprak ve Mineraller : Su, rüzgar, sıcaklık gibi faktörler kayaları ufalar, organik maddelerinde birikmesiyle toprak oluşur. Toprağın besin, su, oksijen ve mineral miktarı, toprak derinliği toprağın kalitesini belirler. Toprak özellikleri canlı dağılışında etkilidir. Su : Canlılar için temel maddedir. Canlıların yapılarının büyük kısmını su oluşturur. Su kaynaklarına yakın bölgelerde canlı çeşitliliği artarken, su kaynağından uzaklaştıkça canlılık olayları azalır.

Çevre

Cansız(Abiyotik) etmenler

Işık

Sıcaklık

İklim

Toprak ve mineraller

Su

pH

Canlı(biyotik) etmenler

Üreticiler

Tüketiciler

Ayrıştırıcılar

Page 3: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

pH : Dünya üzerindeki su ve toprakların pH özellikleri farklıdır veya zamanla değişebilir. Canlılar kendileri için ideal olan pH değerlerinde yaşayabilirler. Ortam pH’ı canlı fizyolojisini ve dağılışını etkiler.

Canlı(Biyotik) Etmenler :

Üreticiler: Yeşil bitkiler, bazı bakteriler ve protistalar bu gruba girer. Kendi besinin kendi yapan bu canlılara ototrof canlı denir. Fotosentez veya kemosentez ile ürettikleri besinin bir kısmını kendi kullanırken bir kısmını tüketicilere verir. Tüketiciler: Kendi besinini kendi yapamayan ve üreticilerin ürettiği besini kullanan canlılardır. Bu canlılara heterotrof canlı denir. Ayrıştırıcılar: Bitkiler organik canlı atıklarından doğrudan yararlanamazlar. Organik canlı atıklarının inorganik tuzlara dönüşmesi gerekir. Ayrıştırıcılar organik canlı atıklarını bitkilerin yararlanabileceği inorganik tuzlara dönüştürürler. Ekosistemde madde döngüsünün sağlanması açısından en önemli unsurlardır. Bakterilerin bazı grupları ve mantarlar bu gruptandır. Bu canlılarda hücre dışı sindirim enzimleri gelişmiştir. Ayrıştırıcıların yaptıkları bu beslenme şekline saprofit (çürükçül) beslenme denir.

OTOTROF CANLILAR: Kendi besinlerini kendi yapan ve depolayan canlılardır. İnorganik maddelerden organik besin üretebilirler. Kullandıkları enerjinin kaynağına göre fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar.

Fotosentetik Ototroflar: Güneş ışığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır. Bakterilerin bazıları, mavi- yeşil algler, su yosunları, öglena gibi bazı protistalar ve yeşil bitkiler fotosentez yapan ototroflardır. Klorofil taşırlar.

Canlılar Arasında Yaşama ve Beslenme Şekilleri

Ototrof Canlılar Heterotrof Canlılar Hem Ototrof

Hem Heterotrof

Canlılar

Fotosentetik

Ototrof

Kemosentetik

Ototrof Böcekçil Bitkiler

Holozoik Beslenme Çürükçük Beslenme Birlikte Yaşama

Otçul

Beslenme

Etçil

Beslenme

Hem otçul

Hem etçil

Yararlı

Birlikler

Zararlı

Birlikler

Kommensalizm Mutualizm Parazitlik

İç parazit Dış parazit

Page 4: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Güneş ışığı

6CO2 + 6H2O C6H12O6 + 6O2

inorganik maddeler Klorofil Organik Madde

Kemosentetik Ototroflar : İnorganik maddeleri oksitleyerek (oksijen ile yakarak) açığa çıkan kimyasal enerji yardımıyla besin sentezlemeye ‘’ kemosentez’’ denir. Kemosentezi sadece bakterilerin bazıları yapar. Kemosentez sonucu atmosfere oksijen verilmez. Klorofil taşımazlar.

NH3 + O2 HNO2 + Kimyasal enerji

CO2 + H2O Kimyasal en. ( CH2O )n

HETEROTROF CANLILAR : Kendi besinini üretemeyen, ortamdan hazır alan canlılardır. Tüketiciler de denir. Üçe ayrılır.

Holozoik Beslenenler : Besinlerini katı parçalar halinde alan ve sindirim isteminde parçalayan hayvanlardır. Üçe ayrılırlar :

o Otobur (Herbivor = Otçullar) : Sadece otla beslenen hayvanlar. o Etobur (Carnivor = Etçiller) : Sadece etle beslenen hayvanlar. o Hem otobur hem etobur ( omnivor) : Hem etle hem otla beslenen

canlılardır. İnsan, ayı, domuz gibi

Çürükçül Beslenme (Saprofitler) : Bu tür beslenen canlılara ‘’ayrıştırıcılar’’ da denir. Bu organizmalarda enzim sistemleri iyi gelişmiştir. Hücre dışı sindirim yaparlar. Organik canlı atıklarını ayrıştırırken kendileri için gerekli olan besin ve enerjiyi sağlarlar. Oluşturdukları inorganik tuzları bitkiler kullanır. Ekosistemde madde döngüsü açısından önemlidirler. Mayalar, küfler, bazı bakteri ve mantarlar bu gruptandır.

Birlikte yaşama (Simbiyotik İlişkiler ) : İki organizmadan birinin yada ikisinin canlılığını sürdürmesi için beraber yaşamalarına ‘’simbiyoz ( Birlikte Yaşama)’’ denir. İkiye ayrılır :

Page 5: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

1. Yararlı Birlikler : İki çeşittir :

o Kommensalizm (+/0) : Birlikte yaşayan ortaklardan biri yarar görürken, diğerinin hiç etkilenmediği yaşama birliğidir. Örn : Köpek balığı ile yaşayan diğer balıklar. Köpek balığı avlanırken çevreye besin parçaları yayılır. Küçük balıklar bu besinleri yerken , köpek balığının karı veya zararı yoktur.

o

o Mutualizm (+/+) : Birlikte yaşayan organizmalar birbirine karşılıklı yarar sağlar. Örn : Likenler ( Mantar ve yosunun(=Alg) oluşturduğu birlik )

Likenler alg ve mantarların beraber oluşturdukları birlikte yaşama şeklidir.Tüketici olan mantar alge su , mineraller, karbondioksit ve yaşam ortamı sağlarken üretici olan alg mantara besin ve oksijen verir.

Su + Karbondioksit

Yosun (Üretici)

Besin + Oksijen

Mantar

(Tüketici)

Liken

Page 6: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

2. Zararlı Birlikler :

o Parazitizm (Parazitlik ) (+/-) : Birlikte yaşayan iki canlıdan biri birliktelikten

yararlanırken diğeri zarar görür. Yarar sağlayan canlıya ‘’parazit =asalak ‘’ zarar gören canlıya ‘’konak ‘’ canlı denir. o Tek Hücreli Parazitler : Virüsler, sıtma mikrobu (Plazmodyum) gibi o Hayvansal Parazitler :

Dış Parazit : Bit, pire, kene gibi hareket organı ve sindirim enzimi olan parazitlerir. İç Parazit : Tenya kıl kurdu gibi hareket organı, sindirim enzimi olmayan , sadece sindirilmiş besinleri (glikoz, a.a ) kullanabilen parazitlerdir. Bu nedenle konak canlının sindirim sisteminde yaşamını sürdürebilir.

o Bitkisel Paraitler : Yarı Parazit : Özel emeçleri ile konak canlının odun borularından su ve mineral alarak fotosentez yapabilen bitkilerdir.Örn : Ökse otu Tam Parazit: Emeçleri ile konak bitkinin soymuk borularından organik besin alan, renksiz, fotosentez yapamayan bitkilerdir.Örn:Küsküt otu

Ökse Otu Küsküt otu

Page 7: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

HEM OTOTROF HEM HETEROTOF CANLILAR: Hem kendi besinini üretebilen hem de dışarıdan besini hazır alan canlılardır. Örn: Öglena, böcekçil bitkiler. Böcekçil bitkiler klorofil taşırlar. Fotosentezle kendi besinlerini kendileri yaparken azot ihtiyaçlarını yakaladıkları böcekleri sindirerek sağlarlar.

BESİN ZİNCİRİ VE ENERJİ AKIŞI

Page 8: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Besin Zinciri Bir ekosistem içindeki canlıların tümü beslenme bakımından birbirine bağlıdır. Tüm ekosistemlerin temel enerji kaynağı güneştir. Bitkiler güneş enerjisini kullanarak fotosentezle besin maddelerini üretirken aynı zamanda hayvanların yaşamları için gerekli olan enerjiyi sağlar. Bitkilerde besin maddelerinde depolanan enerji besin zinciri ile bütün canlılara aktarılır.Besin zincirinin halkalarını oluşturan canlılar : Üreticiler , I. Tüketiciler, II. Tüketiciler, III. Tüketiciler, Ayrıştırıcılar Yalnızca bitkilerle beslenen canlılara birinci tüketiciler denir. Birincil tüketicilerle beslenen hayvanlara ikincil tüketiciler, ikincil tüketicilerle beslenen hayvanlara da üçüncül tüketiciler denir. Ayrıştırıcılar ise ölü hayvan ve bitkilerin çürümesi ve içerdikleri minerallerin toprağa karışmasını sağlayan organizmalardır (Bazı bakteriler , mantarlar . ) Üreticiler besin zincirinde birinci halkayı oluşturur. Bitkilerde depolanan enerjinin bir kısmı besin yoluyla otoburlara iletilirken , bir kısmı ısı şeklinde çevreye, bir kısmı da ayrıştırıcılara aktarılmaktadır. Otoburlar aldıkları enerjiyi etoburlara aktarmaktadır.

Görüldüğü gibi besin zincirindeki besinin bir kısmı enerji olarak kullanılırken bir kısmı da depolanmaktadır. Besin zincirleri bir araya gelerek daha karmaşık olan besin ağını oluşturur. Bu nedenle canlılar çok karmaşık bir besin ağıyla birbirine bağlanmaktadır. Besin inciri karasal ortamda genellikle yeşil bitkilerle başlarken, su ortamında mikroskobik alglerle başlar.

Besin Ağı

Page 9: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Bir ekosistemdeki besin zinciri basamaklarında ki biyokütleyi ve enerji miktarını piramide benzetmek mümkündür.

Biyokütle : Besin zincirinin bir basamağındaki toplam canlı kütlesine biyokütle denir . Besin zincirinin her halkasındaki toplam biyokütle miktarı piramitle oransal olarak gösterilebilir. Biyokütle ve enerji piramitlerinin en alt basamağını üreticiler oluşturur.. Burada toplam biyokütle ve toplam enerji en fazladır.Yukarıya doğru sırasıyla 1.tüketiciler (otoburlar.), 2.tüketiciler ( etoburlar ) ve üçüncül tüketiciler (parçalayıcılar ) yer alır. Ayrıştırıcılar her basamaktaki organik canlı atıklarını, üreticilerin kullanabileceği in organik bileşiklere ayrıştırır.

Yukarıya doğru çıkıldıkça o Enerji miktarı azalır. o Canlı sayısı azalır o Toplam kütle azalır. o Vücut büyüklüğü artar o Kimyasal ilaç birikimi artar.

MADDE DÖNGÜSÜ NEDİR?

Yaşama birliklerinde ve onun büyütülmüşü olan tabiatta canlılığın aksamadan devam edebilmesi için bazı önemli maddelerin kullanılan kadar da üretilmesi gerekmektedir. Doğada ekolojik önemi olan bu maddeler canlılar ve çevreleri arasında alınıp verilir. Bu maddeler güneş enerjisi yardımıyla belirli yörüngeleri izleyerek dolaşımlarını tamamlarlar. Maddelerin ekosistemdeki bu dolaşımına madde döngüsü denir. Tüm maddeler döngü yoluyla sürekli olarak canlılar tarafından yeniden kullanılır. Canlılar için gerekli olup, devredilmesi gereken maddelerin en önemlileri; oksijen, su,azot,karbon,fosfor ve kükürttür. Bu madde döngülerindeki en önemli rolü saprofitler ve kemosentetik bakteriler üstlenmektedir. Çünkü bunlar doğada her an toprağa düşen organik artıkları ve cesetleri ayrıştırarak inorganik maddelere dönüştürürler. Daha sonra bu yollarla serbest kalan inorganik maddeler yeniden fotosentez ve kemosentez yoluyla kullanılır hale getirilir. Fotosentez ve kemosentez olaylarıyla tekrar inorganik maddeler organik maddelere dönüştürülür. Bu organik artıklar yaprak, odun, kaya parçaları ve hayvan leşleri olabilir. Doğada hiçbir zaman madde kaybı söz konusu değildir.

Üreticiler

(Yeşil Bitkiler )

Birincil

Tüketiciler

(Otçullar)

İkincil Tüketici-

ler

(Etçiller)

Üçüncül Tüketiciler

(Yırtıcılar) Besin piramidinde yukarı

doğru ilerledikçe:

o Enerji miktarı

azalır.

o Canlı sayısı azalır

o Toplam kütle azalır.

o Vücut büyüklüğü

artar

o Kimyasal ilaç

birikimi artar artar

1. kcal.

10 kcal.

100 kcal.

1000 kcal.

Enerji

miktarı

Page 10: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

SU DÖNGÜSÜ

Su, bazı doğal kuvvetler ve hava hareketleriyle atmosfer ile yeryüzündeki karalar ve sular arasında sistemli bir şekilde hareket etmektedir. Buna su döngüsü veya hidrolojik dolaşım denir. Güneş enerjisinin ısıtmasıyla, çeşitli kaynaklardan atmosfere çıkan su buharı; yağmur, kar, dolu gibi yağış biçimleriyle yeniden yeryüzüne döner. Bu suyun bir miktarı yeraltı sularına karışırken, daha büyük bir kısmı, göl ve deniz gibi kaynaklarda birikir. Su döngüsü de, öteki tüm döngüler gibi süreklidir. Bitkiler de terleme ile su döngüsüne katılır. Yeryüzündeki bütün sular, su döngüsüne katılmaktadır. Yani, denizlerden buharlaşan su, yağış olarak yeryüzüne dönmekte, bir kısmı yüzeysel sularda birikip, bir kısmı da yeraltı sularına karışmaktadır. Yeraltı sularının son toplanma yeri ise deniz ve okyanuslardır. Burada toplanan sular, su döngüsüne devam eder(uzun su devri).Deniz ve okyanuslardan buharlaşan suyun karalara geçmeden tekrar yağmur, kar, dolu, biçiminde deniz ve okyanuslara geçmesine kısa su devri denir. Buharlaşma ve terleme yoluyla yükselen su, bulutlarda yoğunlaşır. Bunun sonunda da yağış oluşur. Yağış olarak geri dönen suyun bir kısmı yüzey sularında (göl ve denizlerde) depo edilir. Diğer kısmı yeraltı sularına karışır. Toprağa giren su, yer altı suyu olarak tekrar denizlere akar. Bu şekilde su döngüsü tamamlanmış olur.

KARBON DÖNGÜSÜ Canlı yapısının en önemli elementlerinden birisi karbondur. Bütün organik bileşiklerin temel yapı elemanıdır. Bunun için canlı organizmalar karbonlu bileşikleri kullanmak zorundadırlar. Karbon doğada hem mineral biçiminde (kömür, elmas, gaz halinde ya da suda çözünmüş durumda karbondioksit olarak) hem de organik biçimde (canlı varlıklarca oluşturulan moleküllerde) bulunur.

Yeşil bitkiler güneşten gelen ışık ve doğadan absorbe ettikleri su ve karbondioksit molekülleri ile organik maddeleri sentezlerler. Bazı bakteriler ise besini kemosentez yoluyla üretirler.

Bitki ve bazı bakterilerin sentezlediği organik maddeler arasında karbonhidrat önemli bir yer tutar. Karbonhidratları ve türevlerini, saprofit bakteriler absorbe ederek ve hayvanlar besin olarak tüketerek solunumda kullanmaları sonucu atmosfere serbest karbondioksit bırakırlar.

Gerek hayvanların gerekse mikroorganizmaların ölümleri sonucunda, toprakta ayrışmaya başlayan vücut yapıları, metan bakterileri tarafından ayrıştırılarak CO2 ' ye dönüştürülür ve atmosfere serbest olarak bırakılır.

Page 11: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Şemada görüldüğü gibi CO2 , ışık ve su varlığında tekrar bitkiler tarafından fotosentez reaksiyonlarında kullanılır.

Bunun dışında bitki ve hayvan ölüleri, toprağın çok derinlerinde, yüksek basınç ve sıcaklık etkisi altında petrol ve kömür gibi yapılara dönüşebilirler

.Petrol ve kömür, insanlar tarafından enerji ihtiyaçları için kullanılırken yine açığa karbondioksit (CO2 ) ve karbonmonoksit (CO) gazları çıkar.

AZOT DÖNGÜSÜ

Tek hücreli olsun çok hücreli olsun doğadaki tüm canlılar, yapılarına aldıkları besin maddeleri ile amino asit ve bu amino asitlerden de protein sentez ederler.Protein sentezi için gereken ana elementler ise karbondan sonra azottur.Azot gerek proteinlerin gerekse DNA ' nın moleküler yapısı için gerekli olan çok önemli bir elementtir.Canlılar bunun için azotu kullanmak zorundadırlar. Atmosferde %78 gibi yüksek bir oranda azot vardır.Fakat çoğu canlı atmosferdeki serbest azotu doğrudan kullanamaz.Azotun önce bakteriler,su yosunları ve bazı likenler tarafından başka elementlerle birleştirilerek nitratlara dönüştürülmesi gerekir.

Havadaki azot gazı, topraktaki azot tutucu bakteriler tarafından nitratlara dönüştürülür.

Bitkiler büyümeleri için gerekli azotu sağlamak için nitrat tuzlarını topraktan alırlar. Bitkiler topraktan aldıkları nitrat tuzlarıyla organik bileşikleri oluştururlar.

Hayvanlar bu bitkilerle beslenirler..Azot ihtiyaçlarını beslendikleri bitkiden sağladıkları organik bileşiklerden sağlarlar.

Bakteri ve mantarlar, ölü bitki ve hayvan atıklarını toprağa amonyum ( NH4) bileşikleri yayarak çürütürler. ( amonifikasyon )

Nitrit bakterileri bu amonyum bileşiklerini, nitrite dönüştürürler.

Nitrat bakterileri nitriti bitkilerin kullanabileceği nitrat tuzlarına dönüştürürler. (Nitrit ve nitrat bakterilerinin yaptığı işlemler kemosentez reaksiyonlarıdır.)

Nitrat tuzlarını bitkiler azot kaynağı için kullanırlar. Nitrat bozan bakteriler azot bileşiklerinin ( nitrat tuzları ) bir kısmını yeniden azot gazına dönüşmesini sağlarlar (denitrifikasyon).

Page 12: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Ayrıca yıldırım ve şimşek gibi gibi doğa olayları toprağa azot bağlanmasında etki ederler.

Not. Amonyaktan ve havanın serbest azotundan nitrat oluşumuna nitrifikasyon , nitratin bakteriler tarafından bozulup serbest azota dönüştürülmesine denitrifikasyon denir.

FOSFOR DÖNGÜSÜ Atmosferde serbest fosfor yoktur. Dünyada fosfor kaynağının temelini fosfatlı kayaçlar oluşturur.

Yağmur sularıyla fosfatlı kayalar yıkanır. Su fosforu çözer ve toprağın fosfor tuzları yönünden zenginleşmesini sağlar.

Çözünen bu inorganik fosfatın bir kısmı akarsularla denizlere taşınır.

Topraktaki inorganik fosfor bitkiler tarafından alılarak protein, yağ, nükleikasit gibi organik bileşiklerin sentezinde kullanılır.

Bitkileri yiyen otoburlar fosfor ihtiyacını bitkilerden sağlarlar. Besin zinciriyle fosfor diğer canlılara aktarılır.

Bitki, hayvan ve fosfor taşıyan diğer canlıların ölmesiyle veya atıklarıyla oluşan fosforlu organik bileşikler ayrıştırıcılar tarafından çürütülerek tekrar bitkilerin kullanabileceği inorganik fosfata dönüştürülürler.

Denizlerde ve karalarda canlı artıkları derinlerde birikir. Çok uzun zaman sonra bu atıklar fosfatlı kayaçlara dönüşebilir. Yeryüzü hareketleriyle fosfatlı kayalar karalara ulaşabilir.

Atmosfer Azotu ( N2 )

Bitkiler

Azot bağlayıcı

bakteriler

havanın

serbest azotunu

bağlar

Çürükçüller

Bazı toprak bakterileri havanın

serbest azotunu bağlar

Ayrıştırıcılar organik

atıkları amonyağa dönüş-

türür (amonyumlaşma )

Nitrit Bakterileri

Nitrat

Bakterisi

Nitrit NO2¯

Nitrat

NO3¯

Azot çözen

bakteriler

Den

itri

fikas

yon

Nitrifikasyon

Page 13: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Fosforun karalardan denizlere ulaşması kolay, denizlerden karalara ulaşması ise çok yavaştır.

Denizlere ulaşma akarsularla olurken, denizlerden karalara ulaşma; denizlerde yaşayan canlıların ( balık, yosun, midye ) kara canlıları tarafından besin olarak tüketilmesi ile karalara taşınır.

Biyosferdeki yasama birlikleri Okyanus derinliklerinde canlıların yaşayabildiği seviyeden atmosferde canlıların görülebildiği yaklaşık 10 000 metre yüksekliğe kadar ki aralığa biyosfer denir. Biyosferde canlı dağılışı eşit değildir . Kurak bölgelerde canlı dağılışı azken ılıman ve nemli bölgelerde canlı dağılışı daha fazladır . Canlıların yaşamını sürdürebilmeleri için uygun çevre koşullarına sahip coğrafik bölgelere biyotop denir .Biyosferde karasal ve sucul yaşama birlikleri olmak üzere iki tip yaşama birliği vardır . Karasal yaşama birlikleri : Orman , çayır , step , tundra , çöller vb. Sucul yaşama birlikleri : Deniz , göl havuz , akarsu ,bataklık , vb. Yaşama birliklerinde populasyon , komünite ve ekosistem yer alır .

Populasyon

Belirli bir alanda yaşayan bir türe ait canlı topluluklarına populasyon denir .

Karadeniz hamsi populasyonu

Kaz dağı fıstık çamı populasyonu

Bitkiler

Yağmur

Fosfat kayaları

yağmurla

çözünür.

Akarsular

Yeryüzü hareketleri

İnorganik

Fosfat

Ayrıştırıcılar

Hayvanlar

Fosforlu canlı

atıkları ve tuzlar

çokelerek yeni

fosforlu kayaçları

oluşturur.

Page 14: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Burhaniye insan populasyonu. ( Karadeniz balık populasyonu diyemeyiz . Karadeniz balıkları = Hamsi ,istavrit , palamut , ringa,……….vb. Çok sayıda tür var ) Popülasyon içinde bireyler ölürler fakat popülasyon nesiller boyunca devam eder . Buna rağmen populasyonlar büyüyüp küçülebilirler.populasyon büyümesini etkileyen faktörler.

Besin miktarı.

Yaşam alanı .

Isı ışık ve nem miktarı ,iç ve dış göçler

İç faktörler ( kalıtsal özellikler.

Çevre kirliliği

Hastalıklar

Doğal afetler .

Populasyon Büyüklüğü :

Bir populasyonun büyüklüğü , populasyonda bulunan birey sayısı ile ifade edilir .Populasyon büyüklüğü çevre koşulları , göç, doğum ve ölüm oranlarına bağlı olarak değişebilir. Doğum ve içe göçler populasyonu büyütürken , ölüm ve dışa göçler populasyonu büyütür.

= + A> B ise populasyon büyür . B> A ise populasyon küçülür. A= B ise populasyon dengededir.

S Tipi Gelişme Grafiği: S tipi gelişme grafiklerinde dört evre gözlenir.

I. Kuruluş evresi (pozitif artış evresi)

II. Logaritmik artış evresi

III. Negatif artış evresi

IV.Denge evresi

Kuruluş Evresi: Önceden yerleşilmemiş bir bölgeye az sayıda birey gelecek olursa büyüme başlangıçta yavaş olur. Populasyonun başlangıcında artış hızının düşük olması,

Populasyon

Büyüklüğündeki

Değişme

Doğumlar +

İçe Göçler

A

Ölümler +

Dışa Göçler

B

Page 15: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

birey sayısının az olması, barınacak yer bulma ve yuva yapma gibi problemlerden dolayı çiftleşme oranının düşük olmasından kaynaklanır Logaritmik Artış Evresi: Kuruluş evresini izler. Bu evrede üreme yaşına ulaşmış bireyler çoğunluktadır. Bu nedenle doğum oranı ölüm oranından oldukça fazladır. Populasyonda geometrik artış gözlenir. Bu durum bir süre devam ettikten sonra negatif artış evresi başlar.

Negatif Artış Evresi: Bu evrede çevre direncinin artmasından dolayı büyüme yavaşlar. Birey sayısının fazlalığından dolayı yer ve besin yetersizliğine bağlı olarak bireyler arasında rekabet, hastalık, dışa göçler ve ölümler artar. Negatif artış birey sayısının azalarak artmasını yani populasyonun artış hızında gerileme olduğunu ifade eder.

Denge Evresi: Negatif artış evresinde doğum oranında azalma ya da ölüm oranında artma olması sonucunda populasyon dengelenir. Denge evresine ulaşan bir populasyonda, çevre direnci bu populasyondaki doğum ve ölüm oranını, dışa ve içe göçleri eşitler ve populasyon dengede kalır. Bu evrede populasyonun büyüme hızının sıfır olduğu kabul edilir.

Çevre Direnci : Besin sıkıntısı , yaşam alanının darlığı ve nüfus artışına bağlı sorunlar populasyonun büyümesini engeller. Çevre koşullarının populasyon büyümesine karşı gösterdiği tepki çevre direncidir. Populasyonların aşırı büyümesini engeller.

Populasyon Yoğunluğu : Belli bir zamanda birim alanda , birim hacimdeki populasyona ait birey sayısı populasyon yoğunluğunu ifade eder.

1 mm3 suda amip sayısı.

Km2 başına düşen insan sayısı

M2 ye düşen çam ağacı sayısı

Taşıma Kapasitesi: Bir populasyonun bulundurabileceği maksimum birey sayısını ifade eder . Taşıma kapasitesi aşılırsa, besin için yaşama alanı için rekabet, savaşlar başlar. Kaybedenler göçe zorlanır.

Populasyon yaş dağılımı:

Popülasyon yaş dağılımı bireylerin üreme öncesi , üreme dönemi ve üreme

Page 16: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

sonrası durumlarına göre belirlenir. Popülâsyonların büyümesini üreme dönemindeki

bireyler sağlar.

Büyüyen popülâsyonlarda üreme öncesi birey sayısı oldukça fazla yaşlı birey

sayısı çok daha azdır.

Dengeli populasyonlarda her üç kuşakta birey sayıları arasında denge vardır. Bu

popülasyonlarda popülasyon büyüklüğü değişmez.

Gerileyen populasyonlarda yaşlı birey sayısı fazla genç birey sayısı azdır. Bu

popülâsyonlar küçülmektedir.

Komünite

Bir alanda yaşayan populasyonların tümü komüniteyi oluşturur.

Flora:Belirli bir bölgeye adapte olmuş ,o bölgede yaşamını sürdüren bitki topluluğudur.

Fauna:Belirli bir bölgeye adapte olmuş ve o bölgede yaşamını sürdüren hayvan topluluğudur.

Baskın Tür : Komünitelerde bazı türler diğerlerine göre daha sık görülür. Bu türlere

baskın tür denir .

Süksesyon ( Ardıllık ) . Bir ekosistemde değişen çevre koşullarının da etkisi ile

zamanla baskın türün değişmesine süksesyon deni. Süksesyon bir bölgede ilkel ve

basit canlı formlarından başlayıp zamanla gelişmiş canlı formlarının baskın tür haline

geçmesini ifade eder.

1. Süksesyon ( ardıllık ) : Daha önce hiçbir canlının yaşamadığı bir bölgede çevre

koşullarının değişmesiyle ilkel formlardan başlayıp zaman içerisinde aşama

aşama gelişmiş türlerin bölgeye yerleşmesi olayıdır.

2. .Süksesyon (ardıllık ) : Daha önce bir komünitenin bulunduğu bir bölgede yangın,

sel gibi doğa olayları sonrasında komünite yok olur. Aynı bölgede ilkel

formlardan başlayıp zaman içerisinde aşama aşama gelişmiş türlerin bölgeye

yerleşmesine ikincil süksesyon denir

Birincil

Süksesyon

Page 17: CANLILAR VE ÇEVRE · fotosentetik ototrof ve Kemosentetik ototrof olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fotosentetik Ototroflar: Güneş ıığı kullanarak fotosentezle besin yapan canlılardır.

Mikroklima : Bir ekosistemde örneğin bir ormanda ağaçların üst kısımları ile orman zemini arasında ışık şiddeki , sıcaklık, nem miktarı , rüzgardan etkilenme seviyesi gibi küçük iklim farkları vardır . bu iklim farklılıklarına mikroklima denir. Uzun Gün Bitkisi : Bir orman ekosisteminde yüksek boylu ağaçlardır . Işıktan yararlanma süreleri ve şansları daha fazladır. Kısa Gün Bitkisi : Bir orman ekosiseminde zeminde yer alan kısa boylu bitkilerdir .Işıktan yararlanma süreleri ve şansları daha azdır. Ekoton : Farklı ekosistemlerin kesişme bölgeleridir. Farklı bölgelerin özelliklerinin hepsini taşıdıkları için tür çeşitliliği çok fazladır.

İkincil Süksesyon