Çağdaş Türk Dünya Tarihi
-
Upload
selahi-yilmaz -
Category
Documents
-
view
266 -
download
0
Transcript of Çağdaş Türk Dünya Tarihi
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
1/68
1
20.YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA
1.
DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)
SAVAŞIN NEDENLERİ:
1. Sanayi İnkılâbının etkisiyle büyük devletlerin ham madde ve pazar yarışına hız vermesi 2. Sömürgecilik 3. Milliyetçilik akımın etkisiyle ulusların bağımsız olma istekleri 4. Rusya’nın Panslavizm politikası 5. Almanya ile Fransa arasındaki Alsas-Loren meselesi6. Siyasi birliğini geç tamamlayan devletlerin (Almanya ve İtalya vs.) sömürge arayışlarından büyük
devletlerin rahatsız olması
7.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdının bir Sırplı tarafından öldürülmesi
İTTİFAK DEVLETLERİ (1882) İTİLAF DEVLETLERİ (1907)
Almanya
İngiltere
Avusturya-Macaristan Fransa
İtalya Rusya
Osmanlı İtalya
Bulgaristan Japonya
Sırbistan
ABD
vs.
Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmek İstemesinin Nedenleri:
1.
Savaş Öncesinde kaybettiği toprakları geri almak istemesi 2. Savaş sonrası siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemesi 3. Eski ihtişamlı günlerine geri dönmek istemesi 4. Kapitülasyon ve Duyun-u Umumiye idaresini kaldırıp ekonomisini düzeltmek istemesi
İtilaf Devletlerinin Osmanlıyı Yanında İstememesinin Nedenleri:
1. Zaten Osmanlı Devletini paylaşmak istiyorlardı 2. Boğazlar üzerinde emeli olan Rusya, Osmanlı’nın gelmesine karşıydı 3. Cepheleri geniş alana yaymak istemiyorlardı
4.
Osmanlı gerek ekonomik gerekse de askeri bakımdan itilaf devletlerinin sırtına yük getirecekti
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
2/68
2
İttifak Devletlerinin Osmanlıyı Yanında İstemesinin Nedenleri:
1. İtalya’nın saf değiştirmesinden dolayı Almanya’nın, İtalya’nın boşluğunu Osmanlıyla doldurmakistemesi
2. Savaşı geniş alanlara yayarak yükünü hafifletmek istemesi 3. İngiltere’nin sömürge yollarını ele geçirmek istemesi
4.
Ruslara Kafkaslardan da bir cephe açmak istemesi 5. Boğazlara hâkim olarak Rusya’ya gidecek olan yardımları engellemek istemesi 6. Osmanlının hilafet gücünden faydalanmak istemesi 7. Osmanlının insan gücünden faydalanmak istemesi
Osmanlının İttifak Devletleri İçinde Yer Almasının Sebepleri:
1. İtilaf Devletlerinin Osmanlıyı istememesi 2. Alman hayranı olan İttihat ve Terakki Partisi üyelerinin (Enver, Cemal ve Talat Paşalar) savaşı kesin
olarak Almanya’nın kazanacağına inanmaları
Savaşın ilk başlarında Osmanlı Devleti tarafsızlığını koruyordu. İttihat ve Terakki Partisi üyelerininAlmanya ile yaptıkları anlaşma gereği Goben (Yavuz) ve Breslaw (Midilli) isimli iki gemi Osmanlıyasığındı. Bu iki geminin Rusya’ya saldırmasıyla da Osmanlı Devleti Savaşın içine sürüklenmiş oldu.
Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler:
Kafkas Cephesi:
Ruslara karşı açılan bir cephedir.
90 Bin askerimiz Sarıkamış Faciasıyla donarak şehit düşmüştür. M. Kemal’in bu cepheye gelemsine kadar Rusların üstünlüğü olmuştur. Rusya’da 1917 Ekim Devriminin (Bolşevik İhtilali) yaşanmasından dolayı Rusya Birest
Litovsk Anlaşmasını imzalayarak savaştan çekilmiştir. Osmanlı Devleti bu anlaşmayla Kars – Ardahan – Batum’u Ruslardan almıştır
Not: Osmanlı Devletinin bu savaşta tek toprak kazandığı anlaşma Birest Litovsk
Anlaşmasıdır. Ancak İtilaf Devletleri savaş sonrasında bu anlaşmayı kabul
etmeyeceklerdir.
M. Kemal Katıldı M. Kemal Katılmadı
Taarruz
Cepheleri Kafkas Cephesi Kanal CephesiSavunma
Cepheleri
Çanakkale Cephesi Suriye-Filistin Ceph.
Irak Cephesi
Hicaz-Yemen Ceph.
SınırlarımızDışındakiCepheler
Romanya
Galiçya Makedonya
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
3/68
3
Kanal Cephesi:
İngiltere’ye karşı, İngiltere’nin sömürge yollarını ele geçirmek için açılan bir cephedir. Osmanlı kuvvetleri İngilizlere karşı tutunamayınca geri çekilmek zorunda kaldı.
NOT: Bu cephede alınan mağlubiyet sonrası İngilizler Suriye’de Osmanlıya karşı
cephe açtılar. Yani bu cephede alınan yenilgi Suriye-Filistin Cephesinin açılmasına
neden oldu.
Suriye-Filistin Cephesi:
İngilizler tarafından açılan bir cephedir. M. Kemal bu cephede başarılar kazansa da Mondros Ateşkes anlaşması imzalandığı için
cephe kapanmıştır.
Çanakkale Cephesi:
İtilaf devletlerince açılmış, Anzak kuvvetleriyle savaşılmıştır. Açılış Sebebi:
Boğazlardan geçerek İstanbul’a ulaşıp Osmanlıyı saf dışı bırakmak
Rusya’ya yardım götürmek
Rusya’dan Avrupa’ya gıda getirmek Çok kanlı çarpışmalarının yaşandığı bu cephede Osmanlının kesin bir üstünlüğü vardı.
Not: Osmanlının bu savaşta kesin zafer sağladığı tek cephedir.
Bu cephenin sonuçları: Mustafa Kemal bu cephede gösterdiği başarılarla Türk halkı tarafından tanınıp Türk Halkının
gözünde kahraman oldu. Bu durum onun milli mücadele yıllarında Anadolu’da çok rahat hareketetmesini sağlayacaktır.
1,5 Milyon hayatını kaybetti.
Savaşın süresi uzadı. Rusya’ya yardım gidemeyince 1917 Ekim devrimi meydana geldi ve Ruslar savaştan çekilmek
zorunda kaldı.
Irak Cephesi:
İngilizlerin petrol sahalarını ele geçirmek amacıyla açtığı bir cephedir. Osmanlı devleti yerli askerlere karşılık vermemiş ve yenilgiye uğramıştır.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
4/68
4
Hicaz-Yemen Cephesi:
Osmanlı Devleti burada kutsal yerleri korumaya çalışmıştır. Ancak Mekke Emiri Şerif Hüseyin’i çeşitli vaatlerle kandıran İngiltere, ona verdiği destekle
Osmanlıyı vurmuştur.
Not: Bu cephede Halifelik makamının gücünün tamamen yok olduğu görülmüştür.
Ayrıca aydınlar arasındaki Ümmetçilik fikri de sona ermiştir.
Sınırlarımız Dışında Savaştığımız Cepheler:
Osmanlı devleti savaş esnasında müttefiklerine yardımcı olmak için Romanya, Galiçya ve MakedonyaCephelerinde de savaşa katılmıştır.
Savaşın ilerleyen dönemlerinde Japonya ve ABD gibi birçok devlet İtilaf devletlerin gurubunda savaşakatılmıştır. Japonya Uzak Doğu’da Almanya’nın sömürge bölgelerini ele geçirip hemen savaştançekilmiştir. ABD’nin savaşa girmesi ise İttifak Devletleri için tam bir yıkım olacak ve savaş sonaerecektir.
Not: Japonya 1. Dünya savaşından ilk ayrılan devlettir.
SAVAŞIN SONUÇLARI: 1. Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Rusya gibi büyük ülkeler tarih sahnesinden çekildi. 2. Türkiye, Polonya, Çekoslovakya ve Macaristan gibi yeni devletler kuruldu.3. İmparatorluklar yıkılırken, demokratik rejimli ülkeler kurulmaya başlandı. 4. Sömürgecilik isim değiştirerek Manda ve Himaye olarak uygulanmaya başlandı. 5. Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kuruldu.6. Savaştan en karlı İngiltere ve Fransa çıkarken, İtalya ve Rusya umduğunu bulamadı.
7.
Barış anlaşmalarında milliyetçilik prensibine yer verilmediğinden ileride azınlık sorunlarının doğmasınaneden oldu.8. Sivil halkın korunması için Sivil Savunma konuları önem kazandı. 9. Ümmetçilik ve Turancılık fikir leri iflas etti.10. Arap ülkeleri Osmanlı’dan ayrıldı.
ABD savaş devam ederken Wilson İlkelerini yayınlamış ve bu ilkeler ile ilk defa Monroe Doktrininden vazgeçmiştir.
Monroe Doktrini:
1787’de kurulan ABD Avrupa’nın kendi işlerine karışmasını istemiyordu. Başkan Monroe, ne Avrupa
Amerika kıtasına karışsın ne de ABD Avrupa’ya. Eğer Avrupalı ülkeler Amerika kıtasının herhangi bir yerinde işgalhareketi yaparsa ABD bunu kendi ülkesine yapılan bir hareket olarak görecek ve ona göre hareket edecektir demiştir.ABD bu belgeyle dünya siyasetinden çekildiğini bildiriyordu.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
5/68
5
Not: ABD’nin Monroe Doktrini Yalnızlık Politikası
olarak bilinir. ABD bu politikadan ilk defa
I. Dünya Savaşında Wilson İlkeleriyle
vazgeçerken, Paris Barış Konferansında Wilson İlkelerinin
kararlarına uyulmamasından dolayı tekrar yalnızlık politikasına geri dönmüştür.
ABD, Wilson ilkeleriyle Milletler Cemiyetinin kurularak dünya barışının korunmasını sağlamayı amaçlamıştı.Ayrıca anlaşma maddelerine ulusların çıkarlarını koruyan maddelerin konulmasını vurgulamıştı. Bu doğrultuda galipgelen devletler 18 Ocak 1919’da Paris Barış Konferansında bir araya gelerek barış anlaşmasının şartlarını görüşmeye
başladırlar.
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919): Bu konferansta İtilaf devletlerin amaçları;
ABD, Wilson İlkelerinin şartlarını uygulamak Fransa, çıkarları doğrultusunda Almanya’nın tekrar güçlenmesini engelleme İtalya, Anadolu ve Avusturya topraklarının bir bölümüne hâkim olmak
İngiltere, barış düzeninde kendi menfaatlerini en iyi şekilde düzenlemek istiyorlardı. Konferansta Milletler Cemiyetinin kurulmasına karar verildi. Ancak diğer Wilson İlkeleri uygulanmayınca
ABD ülkesine geri döndü. İtalya ise vaat edilen yerleri alamayınca o da istediğini alamadan geri döndü. Toplantıtamamen İngiltere ve Fransa’nın çıkarları çerçevesinde ilerledi. Toplantı sonrasında Almanya ile Versay, Avusturyaile Sen-Germen, Macaristan’la Triyanon, Bulgaristan’la Nöyyi, Osmanlıyla Sevr anlaşmalarının yapılmasına kararverildi.
Yapılan bu anlaşmalar çok ağır hükümler içeriyordu. Dolayısıyla bu anlaşmalar kalıcı bir barışı sağlayamamış,hatta Almanya’nın imzaladığı Versay Anlaşması, onun II. Dünya Savaşını başlatan en önemli aktör olarak ortayaçıkaracaktır. Osmanlı Devletinin imzaladığı Sevr Anlaşması ise yürürlüğe girmemiştir. Çünkü Türk Milleti giriştiği
bağımsızlık mücadelesiyle Sevr’i rafa kaldırtıp, Lozan anlaşmasıyla bağımsızlığını ilan etmiştir.
SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ (SSCB)
Çarlık Rusya’nın Yıkılışı ve Bolşevik İhtilali:
Karadeniz’in kuzeyinde buluna Rusya çok soğuk iklime sahip olan bir ülkedir. Bu nedenle 1682-1725 yılları arasında ülkeyi yöneten I. Petro “Sıcak Denizlere İnme” politikasını atmış ve Rusya bu tarihtenitibaren dış politikasını bu yönde belirlemişti. Bu yüzden sürekli İstanbul ve Boğazlara egemen olmak içinhareket etmiştir.
Rusya I. Dünya savaşına girdiğinde çok ağır ekonomik koşullarla uğraşıyordu. Savaş ise bu durumu
daha da artırınca halk isyan etme noktasına gelmişti. Bunun üzerine Çar Nikola tahttan çekildiğini açıkladı.Duma (Rus Meclisi), geçici hükümet kursa da, halk “Barış, toprak ve ekmek” vaat eden Bolşeviklere destek veriyordu. Sürgündeki Bolşevik lider Lenin’in yurda dönmesiyle Halkın da desteğini alan BolşeviklerEkim 1917’de yönetimi ele geçirdi.
Not: Bolşeviklerin 6 Kasım 1917’de yaptığı bu girişim tarihte
Ekim Devrimi olarak
bilinir.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
6/68
6
Lenin ülkede iç savaş yaşanırken zaman kazanmak için savaştan çekilmiş ve 3 Mart 1918’de Birest-Litovsk Anlaşmasını imzalamıştır. Rus ülkesinde üç yıl iç savaş devam etmesine karşılık zaferi Bolşeviklerkazanmıştır.
Bolşevik: Rusya’da Lenin yanlısı olarak bilinen bu gurup Sosyalizm’i benimser. Liberal devletanlayışına kesinlikle karşı olan bu gurubun asıl hitap ettiği kesim işçi sınıfı olacaktır.
Lenin Döneminde gerek tarıma, gerekse de sanayiye büyük oranda önem verilmiş ve toplumun heralanda rahatlaması sağlanmıştır. Ekonominin hızla düzelmesi sağlandı. 1 Ocak 1923’te devletin ismi SSCBolarak değiştirildi. SSCB Komünist Partisi yönetiminin etkisindeydi. Devlet Otuza yakın farklı statüdekitoprakları bünyesine kattı.
Stalin dönemine gelindiğinde ise ülkede uygulanan komünizmin şiddeti de artmıştı. İşçi sınıfı sürekligüç kazanırken köylü sınıfı sefalete sürükleniyordu. Toplumda adaletsiz gelir dağılımı olmaya başladı. Muhalifler tasfiye ediliyordu. Ancak her şeye rağmen eğitim mecburi idi. Teknoloji ve sanayileşmedegelişme esas alınmıştı. Bu orduya da yansıdı ve SSCB ordusu (Kızıl Ordu) dönemin en güçlü ordusu halinegeldi.
Rusların Orta Asya’yı İşgali:
Altın Orda devletinin yıkılmasından sonra Türklerin yaşadıkları bölgede Rus istilaları başladı.20.yy’a gelindiğinde Ruslar hemen tüm Türk topluluklarını istila etmiş oldu. Bu tarihten itibaren gerek Türkhalkı gerekse diğer istila edilen milletler ayaklanma çıkardı ve 1905 ayaklanması yaşandı. Bu tarihten sonraİsmail Gaspıralı ve Yusuf Akçura gibi önemli isimler 15 Ağustos 1905’te “Rus Müslümanları I.Kongresi”ni gayrı resmi olarak topladı. Daha sonra Müslüman Birliği Partisi kuruldu ve meclise temsilcigönderildi. Ancak daha sonra gelen Sovyet yönetimine karşı ayrı ayrı mücadele vermek zorundakalmışlardır.
SSCB Yönetiminde Türk Topluluklarının Durumu:
Sovyet yönetimi ilk başa geldiğinde bölgede İngilizlerin etkinliğini kırmak için Türklere bağımsız
olma hakkı vermişti. Bu hakla bir çok Türk devleti ve Özerk devleti kurulsa da ilerleyen dönemde Sovyetyönetimi Türk devletleri üzerinde doğrudan hakimiyet kurmak istemiştir. Sovyet yönetimi kontrolünde tuttuğu halka asimile politikası izlemeye başlamıştı. Türk halkına
yapılan bu politikalar şu şekilde sıralanabilir: Türk bölgelerinde Rus okulları açılarak Türklerin kültürleri ve dinlerinin değitirilmesi
hedeflendi.
Kitaplarda ve haritalarda Türkistan kelimesi yasaklandı. Kültür birliğinin bozulması için farklı lehçelerin kullandırılması yaygınlaştı. Edebiyatta milli ruhsu konu edinen eserler yasak edildi.
Camiler ve mescitler tahrip edilirken, vakıf mallarına devlet el koydu. Din adamı yetiştiren okullar kapatıldı.
İş verme bahanesi ile binlerce Türk kendi topraklarından alındı ve bu yerlere Rus ve rusolmayan farklı milletler yerleştirildi.
Türkiye Latin alfabesine geçince kültür birlikteliğini engellemek amacıyla Türkler için “RusKiril” harfleriyle karışık bir alfabe oluşturdular.
Basmacı Hareketleri: Sovyet Rusya’nın Türkistan’ı işgal etmesine karşılık Türkistanlı liderlerin giriştikleri bağımsızlık
mücadelesine Basmacı Hareketleri denir.Rus istilasına karşı Türkler Basmacı Hareketleriyle çetin mücadeleler vermişlerdir. Bu mücadelenin
içinde Enver Paşa ve Zeki Velidi Togan gibi önemli Türk isimleri de bulunuyordu. Enver Paşa birliğiyleyaptığı mücadelede kesin zaferler kazanmıştır. Enver Paşa’nın 1922’de ölmesiyle bir müddet daha devameden bu basmacı hareketleri 1931’e kadar sürdü. Kızıl Ordu karşısında daha fazla dayanamayan Türk halkı
bağımsızlıklarını ancak 1991’de SSCB’nin dağılmasıyla elde edecektir.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
7/68
7
Not: Osmanlı Devletinde Harbiye Nazırlığı yapan ve I. Dünya savaşından sonra
Türkistan’a giden Enver Paşa
,
Basmacı Hareketlerinin
en önemli ismidir.
ORTA DOĞUDA MANDA YÖNETİMLERİNİN KURULMASI
Coğrafi konum ve yer altı kaynakları bakımından zengin olan Orta Doğu, İran hariç Osmanlıdevletinin egemenliğindeydi. Bu zengin kaynakları için sanayi ve ekonomik yönden güçlü olan devletler bu
bölgeye hâkim olmak istiyorlardı. I. Dünya Savaşından yenik ayrılan Osmanlı Devletinin yıkılmasıyla bölgede otorite boşluğu ortaya çıktı.
I.Dünya Savaşı devam ederken İtilaf Devletleri gizli anlaşmalarla Orta doğu’yu paylaşmışlardı.Ancak ABD bu gizli anlaşmaları kabul etmemişti. ABD’yi kırmak istemeyen İngiltere ve Fransa, WilsonPrensiplerine uygun hareket etmek için Orta Doğuda halkların kendilerini idare edecek bir yönetimkurulacağını bildirdiler. Ancak ABD’nin yalnızlık politikasına dönmesiyle birlikte İngiltere ve Fransa
bölgede kendi çıkarlarını uygulamaya koydular. İngiltere ve Fransa 1920’de San Remo Konferansıyla Orta Doğu’yu kendi aralarında paylaştılar.
Buna göre; Fransa => Suriye ve Lübnan İngiltere => Irak, Filistin ve Ürdün
bölgelerine hakim olacaktı. Her şeye rağmen ABD’yi kırmak istemeyen İngiltere ve Fransa Wilson İlkeleri gereği bölgede
sömürgeciliği uygulayamıyordu. Bunun üzerine bu devletler Orta Doğu Devletleri için Manda Yönetimi sistemini ortaya attılar.
Not: Manda Yönetimi; sanayi ve ekonomik yönden güçlü olan devletlerin, güçsüz
devletleri koruması ve geliştirmesine yönelik yatırımlar yapmayı sağlayan ve bölge
halkına demokratik yönetimler tanıyan bir sistemdir. Ancak burada İngiltere ve
Fransa bu bölgeyi Manda adı altında sömürmek istemiştir.
Not: Türkiye Manda ve Himayeyi kesin olarak Sivas Kongresinde ret etmiştir.
a) İngiltere ve Orta Doğu: İngiltere’nin Uzak Doğu’daki sömürgelerine giden en kısa yol Orta doğu idi. Ancak özellikle
bölgede Hicaz Demir Yolu projesini uygulamaya sokan Almanlar, bölgeyi kendi kontrolüne almayaçalışıyordu. Bunun üzerine İngiltere Şerif Hüseyin’i kullanarak bölgede etkin olmak isteyecektir. Zaten I.Dünya Savaşından sonra da bölgede en güçlü devlet İngiltere olacaktır .
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
8/68
8
Arap Yarımadası: I. Dünya Savaşı yıllarında Şerif Hüseyin kendini Arap ülkelerinin lideri ve İslam’ınHalifesi olduğunu bildirse de, İtilaf devletleri onu sadece Hicaz Kralı olarak tanıdı. Oğulları ise Ürdün veIrak’ın yöneticiliğine getirilmişti.(1924)
Başlangıçtan itibaren bölge liderliğini isteyen Necd Emiri Abdülaziz ibni Suud Şerif Hüseyin’esavaş ilan etti. Savaştan galip olarak ayrılan İbni Suud Hicaz ve Necd kralı oldu. İngiltere’nin 1927’detanıdığı bu krallık 1932’de “Suudi Arabistan Krallığı” adını aldı.
Suudi Krallığının 1936’da ABD şirketi Aramco’ya petrol ayrıcalığı vermesiyle ABD bölgeye girdi.
Bölgede Yemenlilerin İngiltere’ye karşı mücadelesi vardı. İtalya’nın bu kargaşadan faydalanarakYemenlilere yardımcı olması nedeniyle İngiltere 1934’te Yemen’in bağımsızlığını tanımak zorunda kalsa daİngiltere’nin yemen ve İtalya ile olan mücadelesi devam etti.
Irak: Irak İngiltere’nin sömürge yolları için önemli bir yeri vardı. I. Dünya savaşı yıllarında İngiltere Musulhariç Irak’ı kontrolüne almıştı. San Remo Konferansında Musul’da İngiliz yönetimine verilmişti. İngiltereIrak’ta Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal’ı kral olarak yerleştirdi. Halk İngilizlere karşı direnişe geçince 30Haziran 1930’da İngiltere Irak’ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı. Yapılan anlaşmaya göre:
Dış politikalarında iki devlet birbirine danışacak Irak saldırıya uğrarsa İngiltere Irak’a yardım edecek İngiltere Irak askerlerini yetiştirecek ti.
1938’de yönetim İngiliz yanlısı Nuri Sait Paşa’nın eline geçince İngiltere’nin bu bölgedeki nüfuzudevam etti.
Ürdün: Sınırları Milletler Cemiyetinde belirlenen Ürdün İngiltere mandasında Şerif Hüseyin’in oğluAbdullah’ın yönetiminde bulunuyordu. Ürdün bağımsızlığına 1946’da kavuştu.
Filistin: San Remo Konferansında İngiltere Mandasına bırakılan Filistin’de İngiltere bir Yahudi devleti
kurmayı hedefliyordu. Daha I. Dünya savaşı yıllarında 1917’de Balfour Deklarasyonu ile bunu dilegetirmişti. Filistin’deki bu kargaşa durum II. Dünya Savaşından sonra kurulan İsrail devletinin de etkisiyle bu gün hala kargaşalar devam etmektedir.
Not: İngiltere dış işleri bakanı Balfour’un 1917’de yayınladığı bildirgede “Filistin’de bir
Yahudi devletinin kurulmasının zorunlu olduğu” vurgulanmıştır. Tarihteki bu bildirgeye
Balfour Deklarasyonu adı verilir.
Mısır: İngiltere Osmanlı egemenliğindeki Mısır’ı 1882 yılında işgal etmişti. 1914 yılında burayı kenditopraklarına kattığını açıkladı.I.Dünya Savaşından sonra Mısır’daki milliyetçilerin hareketine dayanamayan İngiltere 1922 yılında
Mısır’ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı. Ancak İngiltere, Süveyş Kanalı ve Mısır’daki yabancılarınhaklarını korumayı üzerine aldı. Böylece Mısır’daki egemenliğini dolaylı olarak sürdürdü.
İlerleyen dönemde İtalya’nın Habeşistan’a saldırması ve Almanya’nın da yayılmacı politika izlemesi ile birlikte, tam bağımsızlık isteyen Mısır halkının da tepkisiyle karşılaşan İngiltere Mısır ile ittifak yapmakzorunda kaldı. Buna göre: İngiltere Mısır’dan çekilirken sömürge yolları üzerinde bulunan Süveyş Kanalında asker bulundurma
hakkı elde etti. İngiltere saldırı halinde Mısır’ı koruyacaktı.
Böylece İngiltere Mısır üzerindeki nüfuzunu korumuş oldu.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
9/68
9
b) Fransa ve Orta Doğu: San Remo Konferansında Fransa’ya Suriye ve Lübnan düşmüştü. Ayrıca Fransa Serv anlaşması
gereğince Güneydoğu Anadolu bölgesini işgale kalkışmıştı. Önceleri Suriye, Lübnan ve Filistin’i birleştirerek tek bir devlet yapsa da, San Remo Konferansında Filistin’in İngiltere’ye verilmesiyle plandeğiştirdi. Suriye’yi işgal eden Fransa Lübnan’ı topraklarını iki katına artırarak Suriye’den ayırmıştır.Ayrıca Suriye’de federal bir devlet kurması Arapların tepkisine yol açmıştı.
Anadolu’da tutunamayan Fransa 1920 Ankara anlaşmasıyla buradan çekilirken bütün dikkatiniSuriye’ye yöneltti. Kuvvet yoluyla burada da tutunamayacağını anlayınca 1926’da Lübnan’a, 1930’daSuriye’ye bağımsızlık verdi. Ancak her iki devletin anayasasında Fransa Mandasının devamı yer alıyordu.
İtalya ve Almanya’nın yayılmacı politikası karşısında bu ülkelerle 1936’da ittifak anlaşması imzalasada, II. Dünya Savaşından sonra 1946’da Fransa bölgeden tamamen çekilmiştir.
Not: Mondros Ateşkes anlaşmasından sonra Fransa İskenderun Sancağını işgaletmişti. Daha sonra burası Fransa mandasındaki Suriye sınırları içinde yer almıştı.
Ancak anlaşma gereği İskenderun sancağında özel bir yönetim uygulandı. Bayrağı,
parası ve yöneticileri farklıydı. Daha sonra 1939’da bu özerk devlet Türkiye’ye
katılma kararı almıştır.
UZAK DOĞUDA YENİ BİR GÜÇ=> JAPONYA
19.yy’a kadar Japonya Derebeylikle yönetilen bir ülkeydi. Dışa kapalı bir ekonomi modeli vardı.Pazar arayışı içinde olan Batılı Devletler Japonya’nın dışa açılması için baskı yapıyorlardı. Şogun adıverilen derebey yöneticilerin bu baskıya boyun eğmesi halkı kızdırmıştı.186’de başa gelen Mutsihito döneminde derebey yönetimine son verilmiş ve merkezi otorite güçlendirilmişti. Onun uygulamaya koyduğuMeiji Restorasyonu ile ise Japonya her alanda gelişmeye başladı.
Not: Mutsihito’nun Japonya için ortaya koyduğu Meiji Restorasyonu Japonya adına
bir aydınlanma çağı olarak bilinir.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
10/68
10
Japonya Meiji Restorasyonuyla sanayide, eğitimde, teknolojide, askeriyede, toplumsal yapıda büyükgelişme sağlamış ve halkın refah düzeyi artırmıştır.
Sanayisini geliştiren Japonya, sömürge arayışına girmişti. Bu konuda hemen yakınındaki Kore’yi elegeçirmek için Çin ile mücadeleye girişti. Yapılan mücadelede Japonya galip geldi ve Shimenesekianlaşmasıyla Japonya’ya Mançurya verilmişti. Ancak Batılı devletlerin –özellikle Rusya’nın- tepkisi üzerine
Japonya bu aldığı yerleri geri verdi.
20.yy’da iyice güçlenene Japonya ile Rusya arasında Çin toprakları rekabet alanı haline gelmişti.1904-1095 yıllarında Rusya’yla yapılan savaşı Japonya kazanmış ve sonrasında Kore’yi ele geçirmişti.İlerleyen dönemde Uzak Doğu için artık yeni bir güç olarak Japonya çıkacaktır.
1929 DÜNYA EKONOMİK KRİZİ
Ekonomik Krizin nedenleri=>
1. ABD’de küçük şirketler birleşerek holding haline geldiler. Sayılarının 200’ü bulduğu bu şirketlerABD ekonomisinin %50’sini elinde tutuyorlardı. Bu şirketlerden birinin batması bile Amerikanekonomisini alt üst etmeye yetiyordu.
2. Amerika’da bankaların çalışma esaslarını düzenleyen yasaların yetersiz olması. 3. ABD’nin dış ülkelere verdiği kredileri geri alamaması 4. ABD başkanı Hower’ın yönetim alanındaki tecrübesizliği 5. İngiliz para birimi paundun aşırı değer kazanması 6. I. Dünya savaşının olumsuz etkisi
ABD’de 1929’un Ekim ayına kadar borsalar sürekli yükseliyordu. 21 Ekimden 24 Ekime kadar belirli bir durgunluk yaşanmış 24 ekim günü ise borsa dibe vurmuştu. Böylece dünyanın gördüğü en büyük ekonomik kriz başlamış oluyordu.
Not: Amerika’da 24 Ekim 1929 günü ekonomik krizin başladığı güne KARAPERŞEMBE adı verilir.
Ekonomik Krizin Sonuçları=>
1. 4.2 Milyar dolar bir gecede yok oldu.
2. Çok sayıda işsizler ve evsizler ordusu oluştu. 3. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılayabilmek için değiş tokuş usulüne başladılar. 4. Bir anda yoksullaşan halkın ruh sağlığı bozuldu. Çiftçilerin ürünlerinin fiyatının aşırı değer
kaybetmesi ve sanayi üretiminin durması çiftçi ve işçileri sefalete sürükledi. 5. Dünya üretiminin %42’si durdu.
6.
Bu krizin etkileri 10 yıl devam etmiştir. 7. Krizden dolayı insanlar evlerinin önünde sebze yetiştirip yaşamlarını sürdürdüler.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
11/68
11
Krizin Türkiye’ye Etkileri=>
Tüm dünyayı etkileyen kriz Türkiye’yi de etkisi altına almıştı. Dönemin hükümeti CHP bu krizdenen az etkilenmek için çeşitli önlemler almıştı. Bu önlemler:
1.
Yerli malının kullanımı teşvik edilmiştir.
2.
Ticarette Kr il ing ve Takas uygulaması başlamıştır. 3.
Ticarette kalite kontrolü uygulaması başladı. 4.
Ekonomide Devletçilik politikasına geçilmiştir.
Not: Krizden en az etkilenen ülke kapalı ve komünist ekonomi politikası izleyen SSCB
olmuştur.
Bilgi Notu: Kriling: Bir ülkenin ticaret mallarını alan devletin mallarını ithal etme sistemidir.
İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE AVRUPA
1. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (CEMİYET-İ AKVAM) KURULUŞU(10 Ocak 1920):
I.Dünya Savaşı yıllarında Wilson İlkelerini yayınlayan ABD, burada savaş sonra Dünya barışınınsağlanması için uluslar arası bir kuruluşun oluşturulması gerektiğine vurgu yapıyordu. Bu durum Paris barışKonferansında gündeme gelmiş ve 10 Ocak 1920’de Milletler cemiyeti kurulması kararı alınmıştır. Türkiye
bu birliğe 1932 yılında davet üzerine katılmıştır.
Not: Milletler Cemiyetinin kurulması fikrini ortaya atan ABD bu birliğin içinde
kuruluşunda yer almamıştır. Çünkü ABD Senatosu ABD’nin Monroe Politikasını
uyguladığını söyleyerek bu birliğe katılmayı ret etmişlerdir.
Not: Birleşmiş Milletler güçlü devletlerin çıkarlarını savunduğu için dünya barını korumada
etkili olamamıştır.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
12/68
12
2. LOCARNO ANLAŞMASI (1 Aralık 1925):
Fransa I. Dünya Savaşından sonra kendi pek güvende hissetmiyordu. Versay anlaşmasından rahatsızolacağını düşünen Fransa, Almanya’nın kendine saldıracağı korkusunu yaşıyordu. Bu yüzdenAlmanya’nın da içinde bulunacağı bir iş birliği anlaşması yapma hazırlığına girişti ve sonuçta Almanya,Fransa, İngiltere, İtalya, Belçika, Polonya ve Çekoslovakya ülkelerinin katılımıyla Locarno Anlaşması
imzalandı.
Bu anlaşma ile Almanya uluslar arası işbirliğine katılırken, daha sonraki süreçte Almanya Milletlercemiyetine de katılacaktır.
3. BRİAND-KELLOG PAKTI (27 Ağustos 1928):
Fransa her ne kadar Locarno Anlaşmasını oluştursa da Bu pakta ABD gibi güçlü bir devletinkatılmamasından dolayı yine de tam olarak kendini güvende hissedemiyordu. Bu yüzden ABD şile paktimzalamak istiyordu. Ancak ABD yalnızlık politikası izlediğinden bu pakta yanaşmadı. Ancak Fransa’yıda kırmamak için uluslararası pakt yapılırsa katılacağını bildirmişti. Fransa’nın gayretleri sonrasında
İngiltere, Fransa, ABD, Almanya, İtalya, Japonya, Polonya, Çekoslovakya ve Belçika Devletlerininkatılımıyla Briant-Kellog Paktı oluşturuldu.
Bu pak t ile “savunmaya dayanmayan savaş kanun dışı sayılmış ve devletlerarası ilişkilerde barışçıyollara başvurulması” esas alınmıştır.
İlerleyen dönemde bu pakta Türkiye ve SSCB’de dahil olmuştur.Bütün bu çalışmalar barışınsürekliliğini sağlamada yetersiz kalmıştır.
4. AVRUPA’DA SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT:
I. Dünya Savaşından sonra yoğun göç hareketleri başladı. Gerek I. Dünya Savaşının getirdiği ekonomik koşullar gerekse 1929 ekonomik krizi Avrupa’yı sarstı. Demokrasi hareketleri görülürken, pek çok ülke artık kadınlarını da yönetime katmaya başladı. 1929 Ekonomik Krizinden en az etkilenen ülke sınırlarını Avrupa’ya kapatan SSCB oldu. Almanya tam bir ekonomik kaosa sürüklendi ve ülkede hiperenflasyon ortaya çıktı. ABD’nin Avrupa ülkelerine yüksek meblağda kredi vermesi 1929 ekonomik krizine yol açmıştır. Lenin döneminde belirli bir refah düzeyine kavuşan SSCB, 1930 yılında devletin topraklara el
koyması yüzünden tarım bunalımı yaşamıştır. Sosyal güvenlik siteminin oluşturulması, emeklilik, iş kazası sigortası vb. yenilikler ortaya çıktı. Almanya’da bunalan halk Adolf Hitler öncülüğündeki Nazi Partisi’ni başa getirdi. Yayılmacı politika
izleyen bu hükümet, II. Dünya savaşını başlatacaktır. İtalya’da ise Mussolini ile birlikte Faşist Parti iktidara geldi.
5. TOTALİTER REJİMLERİN KURULUŞU: İtalya’da Faşizm=>
İtalya’da Faşistlerin başa getiren çeşitli gelişmeler yaşanmıştı. Özellikle iç istikrarı bozan bunedenler:
1. I. Dünya Savaşında İtalya’nın istediği karı elde edememesi 2. Savaşın İtalya’nın ekonomik ve sosyal hayatında yıkımlara sebep olması
3.
Liberal demokrasinin yanı sıra komünizm ve sosyalizm gibi akımların önem kazanması 4. İşçilerin fabrika yönetimlerine ortak olmak istemeleri 5. Asker kaçakları ve işsizlerin iç istikrarı bozmaları
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
13/68
13
Ülkede yapılan ilk seçimlerde meclise giremese de Mussolini yönetimindeki Faşist partisi birçoktaraftar toplamıştı. 1922 yılında yapılan işçi grevi hükümeti çok zor durumda bırakmıştı. Faşist partisinin“Kara Gömlekliler” gurubunun büyük çapta yürüyüş hareketi düzenlemesi üzerine hükümet istifa etti.Bunun üzerine İtalya kıralı hükümeti kurma görevini Mussolini’ye verdi.
Mussolini ilk önceleri yumuşak bir politika takip etse de ilerleyen dönemde diktatörlüğünü
sağlamıştır.
Mussolini’nin iç politikadaki hedefi => “Her şey devlet içinde ve devlet için, hiçbir şey devlet dışında ve
başka bir şey için değildir. Birey devletle uyumlu olduğu sürece önemlidir.” sözleriyle vurgulanmıştır.
Mussolini’nin dış politikadaki hedefi=> “Sürekli barış ne mümkün ne de faydalıdır. Sadece savaş insan
enerjisini en yüksek gerilimde tutar. Yalnızca savaş yaşama ya da yok olama kararlarının alındığı durumdur.” sözleriyle
vurgulanmıştır.
Almanya’da Nazizm=>
Almanya’da Nazileri yönetime getiren çeşitli gelişmeler olmuştur. Nazilerin Almanya’da başagelmesinin nedenleri:
1. Almanya’nın I. Dünya Savaşından yenik ayrılması 2. Savaş sonrasında Versay gibi ağır bir anlaşmanın imzalanması 3. Savaş sonrasında yaşanan ekonomik sıkıntı 4. 1929 ekonomik krizi ile birlikte savaş tazminatının ülke ekonomisini sıfıra sürüklemesi 5. Weimar Anayasası hükümetlerinin savaştan sonra karşılaşılan siyasi, ekonomik ve sosyal
sorunlara çözüm bulamaması
Almanya’daki bu gelişmelerden taraftar bulan Hitler partisi Nazi kısa zamanda taraftar topladı. 1932yılında yapılan seçimlerde en güçlü parti olarak çıktı. 1933’te muhaliflerin tutuklandığı bir günde Hitlermeclisten 4 yıl süreli olağan üstü yetkiler aldı ve Almanya’da diktatörlüğüne başladı.
Hitler’in iç politikadaki hedefi=> Gestapo’yu (Alman gizli servisi) kullanarak herkesten ve herşeyden haberdar olan Hitler ilk önce halkın refah seviyesini yükseltmeyi amaçlamıştır. Özellikle saf almanırkını ön plana çıkarmıştır. Nazilere göre sağlıksız anne babadan olan çocuklarda sağlıksız olacak böylecetoplumda sağlıksız bireyler yetişecekti. Temel tüketim mallarının fiyatlarının artması yasaklanırken, işçilerişlerinden çıkartılamıyordu.
Hitler’in dış politikadaki hedefleri=>
Versay anlaşmasının ağır şartlarından kurtulmak Tüm Almanları bir bayrak altında toplamak Almanların yaşayabileceği alanı genişletmek
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
14/68
14
İspanya’da Franco Dönemi=>
İspanya’da 19.yy’dan beri iç karışıklık vardı. XIII. Alfonso anayasayı da ilan etse bu kargaşayıdindiremedi. Tahttan çekildi ve cumhuriyet ilan edildi.
Ülkedeki kargaşa yeni dönemde de şiddetini daha da artırdı. Cumhuriyetçiler ve Milliyetçilerarasında şiddetli bir çatışma başladı. Burada batılı ülkeler kendi rejimlerinin yanında olmaya çalıştırlar.Fransa ve Sovyetler cumhuriyetçileri desteklerken, Almanya ve İtalya milliyetçileri destekliyordu.
1939’da milliyetçiler Madrid’i ele geçirmiş ve Franco yönetiminin başlamasıyla iç savaş son bulmuştur. İspanya ancak 1955’de BM’e üye olmasıyla Batılı ülkelerle arasındaki buzlar erimiştir.
İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE DÜNYA
1) Savaş yıllarında kullanılan elektrik ve petrol artık evlerde de kullanılmaya başlandı. 2) Kıtalar arası ulaşımda artık hava taşımacılığı da önem kazanmaya başladı. 3)
Mimari gelişirken, ilk gökdelenler bu dönemde yapıldı. 4)
İletişim araçları gelişti. Radyo önem kazandı. Böylece “konuşan basın” dönemi başladı. 5)
Çizgi filmler ve sinema önem kazandı. Yazılı basında fotoğraflara daha çok yer verilmeye başlandı.
6)
Almanya’da Hitler başa gelince Einstein ülkeyi terk etti ve bilim milletler arası bir kimlikkazandı.
7) Einstein’ın izafiyet teorisi yeni bir çığır açtı.8) İlk organ nakillerine başlandı. Tüberküloza karşı aşı üretildi. 9) Felsefede fenomonoloji ve varoluşçuluk akımları ortaya çıktı. 10) Artık savaşları konu edinen tarihten daha çok; yerel tarih, sosyal, ekonomik ve medeniyet
konuları öne çıktı. 11) Birçok yazar yaşadıkları toplumlara eleştirel gözle baktılar.12) Özellikle resim alanında yoğun olarak görülen Sürrealizm(gerçeküstücülük) akımı doğdu.
ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI Atatürk dönemi Türk dış politikasının genel özelliği:
1923-1930=> Lozan’dan kalan sorunları çözüme kavuşturmak. (Musul, Dış borçlar, Nüfusmübadelesi
1930-1939=> “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesine göre hareket edip, gerekli koşullarda Türkiye’nin
çıkarlarını korumak
A) TÜRKİYENİN MİLLETLER CEMİYETİNE GİRİŞİ (18 Temmuz 1932):
Lozan anlaşmasından sonra Batılı devletlerle sorunlarını çözen Türkiye Batıyla ilişkilerini daha sıcaktutmak istedi. 1930’dan itibaren Avrupa’da guruplaşmaların ortaya çıkması güvenliği tehdit eder halegelmişti. Türkiye’nin bu dönemde uluslar arası politikada önemi artıyordu. Bu yüzden batılı devletlerMilletler cemiyeti çatısı altında Türkiye’yi de görmek istediler.
MC genel sekreterinin 9 Temmuz 1932’de Türkiye’yi daveti üzerine Türkiye cemiyete katılma kararı
aldı.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
15/68
15
B) BALKAN ANTANTI (9 Şubat 1934):Kurulma nedenleri:
1933’ten itibaren Almanya, İtalya ve Japonya’nın dünya barışını tehdit etmeye başlaması Hızlı silahlanma yarışı Almanya ve İtalya’nın Balkan topraklarına saldırma ihtimalleri
Not: Türkiye’nin Amacı : İmzalanacak bir anlaşmayla Balkanlarda istikrarı sağlamak,aynı zamanda Balkanlar dışından gelebilecek saldırıları engellemekti.
1933 yılına gelindiğinde Türkiye Balkanlardaki devletlerle ikili dostluk anlaşmasıimzalamıştı. Bu durum Balkan paktının imzalanmasına zemin hazırladı. Türk – yunan arasındakidostluk ilişkilerinin bu dönemde gelişmesi Balkan paktına giden yolda önemli bir adım olmuştur.
9 Şubat 1934’te Atina’da Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya devletlerinin
katılımıyla Balkan Paktı imzalandı.
Not: Bulgaristan yayılmacı bir politika izlediği için, Arnavutluk İtalya’dan çekindiği
için bu pakta katılmamışlardır.
Bu anlaşmayla imzalayan devletler birbirlerine haber vermeden Balkan devletine karşıhareket etmeyeceklerini taahhüt ettiler.
Balkan Antantının etkileri: 1935’te İtalya’nın Habeşistan’a saldırması sonucunda Milletler cemiyetinin aldığı karara antant
üyeleri birlikte katıldı. 1936’da Montrö Boğazlar sözleşmesinde antant ülkeleri Türkiye lehine karar alınması için çaba sarf
ettiler.
Antant II. Dünya savaşında şartlarını yerine getiremediğinden fiilen sona ermiştir.
C) MONTREUX (MONTRÖ) BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 Temmuz 1936): Lozan’da Türkiye’nin aleyhine sonuçlanan konulardan biri de Boğazlar meselesiydi. 1930’lu yıllarda
Almanya ve İtalya’nın yayılmacı politika izlemesi üzerine Türkiye bu konuyu gündeme getirmek istemiştir.Özellikle İtalya’nın Balkanlar üzerindeki hedefi Boğazları tehdit ettiğinden Batılı devletler ve Balkandevletleri bu durum için Türkiye’yi haklı buluyorlardı.
Nitekim 1936’da Türkiye, Avustralya, İngiltere, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, Japonya,Romanya, SSCB ve Yugoslavya’nın katılımıyla Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.
Böylece Türkiye boğazlar üzerinde şu hakları elde etmiş oldu; - Boğazlar komisyonu kaldırılmış ve yetkileri Türkiye’ye verilmiştir - Türkiye Boğazlarda asker bulundurabilmiştir - Yabancı ticaret gemileri serbestçe geçebilecek, yabancı savaş gemileri ise 15 gün önceden
Türkiye’ye haber verecektir - Türkiye’nin savaşa girmesi halinde boğazlarla ilgili kararı sadece Türkiye verecektir
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
16/68
16
D) SADABAT PAKTI (8 Temmuz 1937):
Paktın imzalanma nedeni=> Almanya ve İtalya’nın yayılmacı politikalar izlemesi Kendilerini güvende hissetmeyen bölge ülkelerinin güvenliği sağlamak istemeleri
Özellikle 1930’lu yıllarda Türkiye hem Irak ile hem de İngiltere’yle dost ilişkisine girmiştir.Özellikle İran ve Irak’ın Türkiye’ye anlaşma teklif etmesi üzerine Türkiye onlarla ayrı ayrı değil aynı
Balkan modelinde olduğu gibi bir pakt imzalamak istemiştir. Pakt 1937 tarihinde SSCB’nin önerdiği Afganistan’da dahil olmak üzere Türkiye, Irak ve İran
devletlerinin katılımıyla imzalanmıştır.
Not: Bu sadece bir saldırmazlık ve iyi komşuluk paktıdır. Savunma için yardımlaşma
paktı değildir.
Türkiye için dış politikada barışçıl bir politikanın imzaladığını gösteren bu pakt II. Dünya savaşındakesintiye uğrasa da 1980-88 İran – Irak savaşında tarihteki yerini almıştır .
E) HATAY MESELESİ VE HATAY’IN ANAVATANA KATILMASI (30 Haziran 1939): İskenderun Sancağı I. Dünya savaşından sonra Fransızlarca işgal edilmişti. Ancak Fransa buradan
çekilirken burayı Suriye’ye bağlaması Türkiye tarafından tepkiyle karşılanmış ve sorun Milletler Cemiyetinetaşınmıştı. Milletler Cemiyeti Fransa’nın aynı Suriye ve Lübnan gibi Hatay’a da özerk bir yönetim yapmasıgerektiğini vurgulamıştı.
Fransa Milletler Cemiyetinin bu kararını uygulamakta gecikince Türkiye Hatay sınırına asker
sevkiyatı yaptı. Türkiye ile çatışmaktan çekinen Fransa politikasını yumuşattı. 1938’de HatayCumhuriyetinin kurulduğu tüm dünyaya duyuruldu. Bağımsız Hatay devletinin Cumhurbaşkanı TayfurSökmen, Başbakanı Abdurrahman Melek oldu. Türkiye kanunlarını ve Türk Lirasını kullanmışlardır.
1939’a gelindiğinde savaş ortamında Hatay Türkiye’ye katılmaya karar verince Türkiye’nindesteğine ihtiyaç duyan batılı devletler bu durma itiraz etmeyince 30 Haziran 1939 Ankara anlaşmasıylaHatay, Türkiye’ye katılma kararı almıştır. 23 Temmuz 1939 da yapılan törenle Hatay Türkiye’ye katılmıştır .
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
17/68
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
18/68
18
C) Almanya:
I.Dünya Savaşından yenik ayrılarak Versay gibi ağır bir anlaşma imzalayan Almanya kurtarıcı olarakkendisine Nazi Partisi lideri Adolf Hitler’i görmüştü. Hitler’in Almanya’sında iç politikada “Saf AlmanIrkını” ortaya çıkarmak ve Yahudileri ülkeden atmak varken, dış politikadaki hedefi üç gurupta toplanır.
1- Versay Anlaşmasının ağır şartlarından kurtulmak
2- Tek Millet Tek Devlet İlkesi=> Tüm Almanları bir bayrak altında toplamak
3- Hayat Sahası Politikası=> Almanların yaşayabileceği en geniş sınırlara ulaşmak
Versay anlaşmasının şartlarından kurtulmak için; yasaklı bulunan Saar Bölgesine asker göndermiş,yine yasaklı olmasına rağmen 500 bin kişilik ordu oluşturmuş ve bu orduyu en modern silahlarladonatmıştır.
Tek devlet tek millet ilkesi için Almanların yoğun olarak yaşadığı yerleri işgal etmeye başlamıştır.Fransa’ya bağlı olan Saar’ı, Çekoslovakya’ya bağlı olan Sudet’i işgal etmişti. Avusturya ile birleşme kararıalmıştı. Son olarak Almanların yoğun olarak yaşadığı Polonya’yı işgal etmeye başlaması II. DünyaSavaşının başlamasına neden olacaktır.
Ayrıca Hitler bunlarla da yetinmeyip sınırlarını genişletme yoluna başvurmuştur ki bu onun Hayatsahası politikası için yaptığı gelişmelerdi. Bu amaçla Çekoslavakya’nın tamamını ele geçirmek istemiş veRutenya Bölgesini işgal etmişti.
Ülkeler Arası Guruplaşmalar:
Önceleri İngiliz ve Fransızlarla arası iyi olan İtalyanların Habeşistan’ı işgal etmesiyle ilişkiler
bozulmuştu. İtalya kendisi gibi ırkçı politika izleyen Almanya ile yakınlaşmaya başladı. Bu yakınlaşma1936’da “Berlin – Roma Miğferi” ile sonuçlandı.
Almanya’nın ülke içindeki komünistlere uyguladığı politika SSCB ile arasını açmıştı. SSCB ayrıcaUzak Doğuda Japonya’nın da rakibiydi. Dolayısıyla bu iki devlet ortak düşmana karşı birleşme kararı aldılarve 1936’da Alman – Japon paktı imzalanarak “Berlin – Tokyo” Miğferi kurulmuş oldu. Bu anlaşmaya1937’de İtalya’da katılınca “Berlin – Tokyo – Roma Miğferi” oluşmuştu.
İngiltere Almanya’nın yayılmacı politika karşısında onun daha da ileri gitmesini engellemek amacıile 29 Eylül 1939’da Münih Konferansını toplamıştı. Burada Çekoslovakya İngiltere ve Fransa’nın
garantörlüğünü bırakılırken, Almanya’ya Südet bölgesinin verilmesi kararlaştırılmıştı. SSCB bu konferansadavet edilmeyince Almanya ile yakın ilişkiler içine girmişti.
Nitekim Almanya savaş öncesinde doğu sınırını güvence altına almak için SSCB İngilizlere karşıyalnız kalmamak için bir araya gelerek SSCB Alman Saldırmazlık paktını imzalamışlardır.
Not: Bu anlaşmanın gizli maddesince Polonya’yı paylaşmışlardır. Dolayısıyla Almanya
Polonya’ya batıdan saldırırken, doğudan da SSCB saldırmış ve işgal etmişlerdi.
Ancak savaş yıllarında Almanya Batıda tüm Avrupa’yı ele geçirince SSCB’ye saldırması üzerine
SSCB İngiliz yakınlaşması başlamıştır.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
19/68
19
Savaş yıllarında ABD İngilizlerin güç kaybetmesi ve Japonların Paerl Harbour’a saldırması üzerineMüttefikler gurubunda yer almıştır.
Nitekim Savaşın gurupları şu şekilde olmuştur:
Miğfer Devletler Müttefikler
Almanya İngiltere
İtalya Fransa
Japonya ABD
SSCB
Not: Yatıştırma Politikası=> Almanya’nın yayılmacı politikası karşısında İngiliz başbakanı
Camberlein’in ortaya attığı ilişkileri yumuşatma politikasının adıdır. II. Dünya savaşı öncesinde İngilizler
bu şekilde hareket etse de, Almanların Çekoslovakya’yı işgal etmesiyle bu politika da sona erdi.
II. DÜNYA SAVAŞININ NEDENLERİ:
1. Miğfer Devletler ile Müttefiklerin büyüme hırsı 2. Nazizm, Komünizm, Milliyetçilik gibi çeşitli ideolojilerin çatışmaları
3.
Devletlerin çeşitli milli gayeler beslemeleri 4. 1929 Ekonomik krizinin olumsuz etkisi 5. Silahlanma yarışının hızlanması 6. Avrupa’yı iki düşman guruba ayıran anlaşmalar sistemi (Versay gibi) 7. I. Dünya Savaşından sonra yapılan anlaşmaların tarafları tatmin etmemesi 8. Almanya’da başa gelen Nazilerin yeni bir dünya düzeni kurmak istemeleri 9. Almanya’nın Polonya’ya saldırması (Bardağı taşıran nokta) 10. Milletler Cemiyetinin barışı korumada yetersiz kalması 11. İtalya, Almanya ve Japonya’nın yayılmacı politika izlemesi
II. DÜNYA SAVAŞI CEPHELERİ II. Dünya Savaşının üç cephesi vardır: Avrupa – Kuzey Afrika – Uzak Doğu ve Pasifikler
Avrupa Cephesi:
Almanya’nın Polonya’ya saldırması üzerine II. Dünya Savaşı başlamıştı. İlk başlarda İngiltere veFransa Almanya’yı ekonomik olarak yıpratmak istiyordu ama Almanya Avrupa üzerinde tamamen baskıkurmuştu. Sırasıyla Danimarka, Norveç, Hollanda ve Belçika’ya uzanan Almanlar 22 Haziran’da Fransa’yı
ele geçirdi. Fransa’nın kuzeyini kontrolüne alırken, güneyinde kendine bağlı Vishy Hükümetini kurdu. Dahasonra İngiltere ile giriştiği hava mücadelesinde başarılı olamasa da İngilizlere büyük kayıplar verdi.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
20/68
20
İngiltere’yle yaptığı mücadeleden galip gelemeyen Almanya yönünü SSCB’ye çevirdi. Öncesırasıyla Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistan’ı ele geçirirken 22 Haziran 1941’de SSCB’yesaldırmıştır.
Not: Almanya’nın Sovyet Rusya’yı işgal planına “Barbarossa Harekatı” denir.
Not: Fransa’nın Alman saldırısından korunmak üzerine Alman sınırında oluşturduğu
geçilmez savunma hattına “Maginot Hattı” denir. Ancak bu hattın en zayıf yeri olanBelçika tarafından Almanlar bu hattı da geçebilmiştir.
Not: Savaş öncesinde 22 Mayıs 1939’da İtalya ile Almanya bir araya gelerek ÇelikPakt ’ını imzalamışlardır. Bu paktla ittifaklarını pekiştirmişlerdir.
Almanya SSCB üzerinde kısa zamanda galibiyet kazanarak Moskova önlerine kadar ilerlemişti.Kırım’ı da ele geçirip SSCB’nin hem petrol hem de elektrik kaynaklarını ele geçirmişti. Amacı buradanİran’a ve Hindistan’a inerek Asya’da Japonlarla birleşmekti. Ancak kış şartlarını hesaba katmayan Almanya22 Ağustos 1942’de Stalingrad’da yapılan mücadeleyi kaybetmesiyle savaşın seyri de değişti. ABD’nin de
bu dönemde savaşa girerek tüm kaynaklarını Müttefikler için harcaması Almanya’yı tamamen zor durumasokuyordu.
Kuzey Afrika Cephesi:
İngiltere’nin yenilmesinin ancak Süveyş Kanalının ele geçirilmesiyle olacağını düşünen MihverDevletler 1940 yılında İtalya’nın da savaşa girmesiyle Kuzey Afrika’da mücadelesine başladı. İlk baştaİtalyanlar büyük başarılar elde etse de donanma bakımından güçlü olan İngiltere İtalya’yı mağlup etmeyi
bildi. Sonrasında Almanya’nın da desteğini alan İtalya, ABD’nin savaşa girmesiyle İngiltere’nin karşısındadurmamış ve Kuzey Afrika’daki mücadeleyi Mihver Devletleri kaybetmiştir. Bundan sonra Müttefikler
Avrupa’ya yönelmişlerdir.
Pasifikler ve Uzak Doğu Cephesi:
ABD savaş yıllarında yalnızlık politikasını takip ediyordu. Ancak Hitlerin Yahudilere karşı tutumuve yayılmacı politikası izlemesi onu İngiltere’ye yakın tutuyordu. Savaş Almanya’nın lehine dönünce de1941’de “Ödünç verme ve kiralama yasasını” çıkarmış ve bedeli savaş sonrasında ödenmek üzere bütünkaynaklarını Müttefiklere açmıştı.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
21/68
21
Savaşın ilerleyen dönemlerinde Uzak Doğu’da Japonlar ilerliyordu. ABD bu ilerleyişten rahatsızolmuş ve Japonya’ya ekonomik ambargo uygulamaya başlamıştı. Bunun üzerine Japonya ABD’nin denizhava üssü olan Pearl Harlbour’a saldırınca ABD savaşa girmek zorunda kalmıştır. Bunun üzerine 1942’deABD, İngiltere, SSCB ve 22 ayrı devletin katılımıyla Birleşmiş Milletler İttifakı oluştu.
ABD Japon ilerlemesini ancak Avustralya’da durduracaktır. Özellikle Japonların Midvay
Saldırısından yenik ayrılması savaşın seyrini değiştirmiştir.
Savaş Yıllarında Düzenlenen Konferanslar
1. Atlantik Bildirisi (14 Ağustos 1941):
1941 Ağustosunda İngiltere ve ABD arasında yapılan görüşme sonrasında yayınlanmıştır. Genelolarak Savaş sonrasında yenen devletler yenilen devletlerden toprak almayacak, uluslar kendi kaderlerinikendileri belirleyecek v.s. kararlar alınmıştır. Bu bildiriyi daha sonra 1 Ocak 1942 de 26 devlette imzalamışve Birleşmiş Milletler Bildirisi olarak kabul edilmiştir.
Not: Savaş sonrasında kurulan Birleşmiş Milletler Örgütünün temeli “AtlantikBildirisi”
dir.
2. Arkadya Konferansı (22 Aralık 1941 – 14 Şubat 1942) :
İngiltere ve ABD arasında yapılmıştır. Avrupa’daki savaşla ilgili strateji belirlemek için yapılmıştır. 3. Casablanca Konferansı (14 – 24 Ocak 1943):
ABD ve İngiltere arasında yapılmıştır. SSCB’de çağrılmış ancak katılmamıştır. Konfensta alınankararlar:
- SSCB üzerindeki baskının azaltılması için Sicilya üzerinden bir cephe daha açılacak - Türkiye’nin savaşa girmesi için gerekli hazırlıklar yapılacak - Mihver Devletler kayıtsız şartsız teslim oluncaya kadar mücadele devam edecektir
4.
Washington Konferansı (12 – 26 Mayıs 1943):
ABD ile İngiltere arasında yapıldı. Bu konferansa Trident Konferansı da denir. Alınan kararlar:
- İtalya’nın savaş dışı bırakılması - Savaş sonrasında barışın korunmasının yükümlülüğü ABD, SSCB, İngiltere ve Çin üstlenmiştir. - Fransa’nın kurtarılması için 1944 ilkbaharında yeni bir cephe açılmasına karar verildi.
5. Qubec Konferansı ( 14 – 24 Ağustos 1923):
ABD ve İngiltere arasında yapılmıştır. Savaşta Avrupa’daki ikinci cephe konusu gündeme gelmiştir.İngiltere Türkiye üzerinden bir cephe açılmasını ısrarla isterken, İsmet İnönü’nün savaşa katılmadakiisteksizliğini gören ABD bu cephenin Normandia’dan açılmasını istemiş ve bu yönde karar çıkmıştır.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
22/68
22
6. Moskova Konferansı ( 19 Ekim 1943):
ABD, İngiltere, SSCB ve Çin devletlerinin dışişleri bakanlarının katılımıyla gerçekleşti. Konferanstasavaşın ilerleyişi ve savaş sonrası düzen görüşülürken SSCB özellikle Türkiye’nin de savaşa girmesikonusunda ısrarcı olmuştu. Ancak diğer devletler bu konuda ortak bir karar alamadı.
7. Kahire Konferansı (22 – 26 Kasım 1943):
ABD, İngiltere ve Çin arasında yapılan bu konferansta Kore’nin bağımsızlığının tanınması ve savaşsonrasında işgal edilen yerlerin boşaltılması konularında görüş birliğine varılmıştır.
İsmet İNÖNÜ’nün de katıldığı bu konferansta Türkiye’nin de savaşa girme durumu konuşulsada bir sonuca varılamamıştır.
8. Tahran Konferansı (28 Kasım – 1 Aralık 1943):
ABD, İngiltere ve SSCB arasında yapılmıştır. Türkiye’nin savaşa sokulması, Normandia’dansaldırının düzenlemesi, savaş sonrasında barışın korunması için uluslar arası bir örgütün kurulmasıkonuları görüşülmüştür.
Zafer yaklaştıkça müttefikler arasında görüş ayrılıkları yaşanmaya başlamıştır.(Türkiye’nin savaşa girmesi konusunda)
9. Yalta Konferansı (4 – 11 Şubat 1945):
ABD, İngiltere ve SSCB arasında yapıldı. Savaşın sonlarına doğru barışın şartlarının ne olacağı
konularına denilmiştir. SSCB’nin Japonya’ya saldırması, Çin ile dostluk ilişkisi içine girmesi,Almanya’nın üç işgal bölgesine ayrılması, Birleşmiş Milletlerin kurulması için San FransiscoKonferansının toplanması, Birleşmiş Milletlerin Veto yetkisi bu konferansta görüşüldü.
Türkiye ve boğazlar burada şiddetli olarak tartışıldı. (SSCB’nin Boğazlardaki isteği) BirleşmişMilletlere ancak Almanya’ya 1 Mart 1945’e kadar savaş ilan edenlerin kurucu üye olabileceğivurgulanmıştır.
Not: Türkiye Birleşmiş Milletlere kurucu üye olma fırsatına kaçırmamak için 23 Şubat
1945’te Almanya’ya savaş ilan etti.
10. San Fransisco Konferansı (25 – 26 Nisan 1945):
Uluslar arası barışın korunması için Birleşmiş Milletler örgütü oluşturulmuştur. Atlantik bildirisininilkleri bu örgütün temelini oluşturmuştur.
11. Postdam Konferansı (17 temmuz – 2 Ağustos 1945):
Savaş sonrasında yenilen devletler ile Müttefikler arasında yapılacak anlaşmaların oluşturulduğukonferanstır .
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
23/68
23
Savaşın Sona Ermesi
İtalya’yı Kuzey Afrika’dan atan Müttefikler İtalya’ya yöneldi. Sicilya adasından sonra İtalya’yıişgale kalkışınca Almanya Kuzey İtalya ve sonrasında Roma’yı ele geçirdi. Burada çok çetin mücadelele ryaşansa da Müttefikler Almanları mağlup etmişti. Ayrıca doğudan da SSCB ilerlemeye başlamıştı.
6 Haziran 1944’te İngiliz ve ABD kuvvetleri Fransa’yı alman işgalinden kurtarmak için NormandiaÇıkarması harekatına başladı. 26 Ağustosta Müttefikler Paris’i ele geçirip Almanları Fransa’dan atmışlardı.SSCB ise doğudan Polonya ve Baltık ülkelerine doğru ilerliyordu. Nitekim 7 Mayıs 1945’te San FransisoKonferansı esnasında Almanya kayıtsız şartsız teslim olmuştu.
Ja ponya Uzak Doğuda ABD ile mücadelesine devam ederken 1944 Ekiminde yapılan LeyteSavaşıyla hemen hemen tüm donanması yok olmuştu. ABD’nin hedefi artık Japonya’yı ele geçirmekti.Ancak yapılacak mücadelede ABD ağır kayıplar vereceğini düşündüğünden Atom Bombasını kullanmayakarar verdi. 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya, 9 Ağustos 1945’te Nagazaki’ye atılan iki atom bombası sonucuJaponya teslim bayrağını çekmişti. 8 Ağustosta ise SSCB Japonya’ya savaş ilan etmiş ve Kore topraklarını
işgal etmişti. 2 Eylül 1945’te ateşkes anlaşması imzalandı ve II. Dünya Savaşı sona erdi.
10 Şubat 1947’de İtalya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Finlandiya ile Paris Barış anlaşması imzalandı. Japonya ile 8 Eylül 1951’de San Fransisco Barış anlaşması imzalandı. Almanya’yla ise barışanlaşması imzalanmamış, Almanya dört işgal bölgesine ayrılırken Müttefiklerce işgal edilmişti.
II. Dünya Savaşının Sonuçları
Siyasi Sonuçları:
1. Savaşı Müttefikler kazandı 2.
Faşizm, Nazizm gibi akımlar tasfiye edilirken Komünizm yayılmaya başladı 3. Asya, Afrika ve Orta Doğu’daki sömürge devletleri zayıflayan emperyalist devletlere karşı
bağımsızlık mücadelesine girişti. (Hindistan, Endonezya gibi) 4. İngiltere ve Fransa galip gelen gurupta yer alsa da, savaş bu devletlerin ekonomisini oldukça yıprattı. 5. Almanya ve Avusturya toprakları dört işgal bölgesine ayrıldı 6. Japonya ABD askerlerince işgal edilirken, Japonya üzerinde baskı uyguladı 7. İtalya’nın elindeki sömürgeler alınırken, halk oylaması ile cumhuriyet ilan edildi. 8. SSCB büyük bir güç olarak doğdu. 9. Dünyada atom bombasına sahip tek ülke olan ABD dünyanın en güçlü devleti oldu.
10.
Milletler Cemiyetinin yerine Birleşmiş Milletler kurulmuştur 11. II. Dünya savaşından sonra dünya iki güçlü devletin – ABD&SSCB- çekişmesine sahne alacaktır. Bu
iki güç “Batı Bloğu” ve “Doğu Bloğu” guruplarını oluşturarak Soğuk Savaş dönemi içinde süreklisürtüşme yaşadılar
12. İsrail Devletinin kurulmasına zemin hazırlandı
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
24/68
24
Not:
Birleşmiş Milletlerin oluşum süreci:
Atlantik Bildirisiyle temeli atıldı. (1941)
Moskova Konferansında ABD, İngiltere, SSCB ve Çin “daimi barış teşkilatının” kurulması için
anlaşmaya vardı(1943)
Washington Konferansında teşkilatın taslak biçimi görevleri ve yetkileri belirlendi (1944)
Yalta konferansında 1 Mart 1945 tarihine kadar Mihver devletlere savaş açan devletlerin kurucuüye olacağı belirtildi.(1945)
San Fransisco Konferansında Birleşmiş Milletler Kurudu. ABD, SSCB, İngiltere, Çin ve dahasonra Fransa’ya Veto etme yetkisi verilerek büyük devletler etkisini artırdı. (1945)
Milletl er Cemiyeti, Birleşmiş Milletlere yetkilerini devretti (19 Nisan 1946)
Ekonomik Sonuçları:
1. Birçok Avrupa kenti bombardımanlar yüzenden zarar görmüştür. 2. Tarım ve sanayi üretimi çok düşmüştür 3. Kamu borçlanmaları çok artmıştır. 4. 1944 Temmuzunda kırk dört devlet ABD’de yeni bir uluslar arası para sistemi kurmak istedi. Altın
yerine Dolar uluslar arası para birimi oldu ve merkezi ABD’de olan Uluslar Arası Para Fonu (IMF)
kuruldu. 5. “Uluslar Arası Kalkınma ve İmar Bankası” oluşturularak üye devletlerin yeniden yapılandırılması
amaçlanmıştır 6. Savaşın olumsuz etkisi kısa sürede atlatıldı.7. ABD Avrupa’nın kendini toparlayabilmesi için sürekli kredi vermiştir
Sosyal Sonuçlar:
1. Sadece cephede değil, cephe gerisindeki insanlarda hayatını kaybetmiştir 2. Atom bombası ile dünya artık nükleer çağa adım atmıştır 3. Nazilerin toplama kamplarındaki katliamları ve verem gibi hastalıklar nedeniyle 60 Milyona yakın
kişi hayatını kaybetmiştir 4. İnsanlık suçu kavramı ve insan hakları ortaya çıktı 5. Savaş suçluları yargılanmaya çalışıldıysa da tam anlamıyla başarıya ulaşılamadı 6. Bu savaş toplumların hafızalarında silinmesi zor izler bıraktı
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
25/68
25
Not: II. Dünya savaşından sonra barış anlaşmalarının görüşüldüğü konferans
Potsdam Konferan
sıdır.
Burada Mihver De
vletlerinin durumu, Boğazların durumu
Rusya’nın Uzak Doğu’da savaşa katılması v.s. konularda kararlar alındı. Savaş
sonrasında
İNSAN HAKLARI İHLALLERİ:
II. Dünya savaşı yıllarında insan hakları ihlalleri de yaşanmıştı. Özellikle Almanların Yahudilere veRomenlere karşı uyguladığı politikalar ile onları toplama kamplarına gönderip öldürmesi ya da çalıştırması,SSCB, Almanya ve Japonya’nın ele geçirdiği bölgelerdeki esirlere karşı hırçın davranışları ve zulümlerisavaş sonrasında insan hakları konusunu gündeme getirmiştir. Savaştan sonra Nazi partisi yöneticileri ile
Japon devlet adamları insan haklarını ihlal ettiği ve savaş suçlusu oldukları gerekçesi ile yargılanmıştır.
Not: II. Dünya Savaşında yaşananlardan dolayı “soykırım suçunun önlenmesi ve
cezalandırılmasına ilişkin sözleşme” 9 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler genel kurulunda
kabul edildi.10 Aralık 1948’de ise “İnsan Hakları Evrensellik Beyannamesi” kabul edildi.
SAVAŞ YILLARINDA TÜRKİYE
II. Dünya Savaşı yılarında hem Müttefikler hem de Mihver Devletler Türkiye’yi yanında savaşasokmak istiyorlardı. Bunun en önemli sebebi ise Türkiye’nin jeopolitik konumu idi.
II. dünya savaşı öncesinde Alman – Sovyet saldırmazlık paktının imzalanmasından çekinen Türkiyeİngiltere ve Fransa’ya yakınlık göstermeye başlamıştı. Türkiye’yi bu duruma iten en önemli sebepSSCB’nin Boğazlar üzerindeki istekleri idi. Bu yakınlık beraberinde 19 Ekim 1939’da “Karşılıklı Yardımanlaşmasının” oluşmasını sağladı. Eğer Akdeniz’de bir savaş çıkarsa taraflar birbirleriyle işbirliğinde
olacaktı. Ancak Türkiye burada kendisine askeri anlamda yardım yapılırsa bu işbirliğindebulunabileceğini belirtmişti.
Not: Savaş yıllarında İngiltere’nin Türkiye’ye savaşa gir baskısına Türkiye hep bu sebebi ileri
sürerek ret edecektir.
Almanların balkanlarda ilerlemesi karşısında Türkiye kendini güvensizlik içinde hissetmişti. Buyüzden Müttefiklerle yakın ilişki içine girmişti. Almanya ise Müttefikler ile Türkiye yakınlaşmasını
engellemek istiyordu. 18 Haziran 1941’de Almanya ile Türkiye arasında bir saldırmazlık paktı imzalandı.Ancak Almanların SSCB’ye saldırması Türkiye üzerindeki Alman baskısını azaltmıştı.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
26/68
26
Almanların SSCB’ye saldırması üzerine Müttefikler şiddetle Türkiye’nin savaşa katılmasınıistiyorlardı. Özellikle 30 Ocak 1943 Adana konferansında bu durumu dile getiren Müttefiklere askeriyardımların yapılırsa işbirliğine girişebileceğini bildirmişti. Sonrasında diğer konferanslarda da bu dilegetirilse de bir sonuç alınamamıştı.
Ancak Yalta Konferansında alınan kararlar gereğince Türkiye Birleşmiş Milletlere kurucu üye
olabilmek için 23 Şubat 1945’te Almanya’ya resmen savaş ilan etse de fiilen hiçbir harekette bulunmamıştı.
II. DÜNYA SAVAŞININ TÜRKİYE’YE ETKİLERİ
1. Varlık Vergisi ve Toprak Mahsulleri Vergisi:
11 Kasım 1942 tarihli kanunla konulan olağan üstü servet vergisine Varlık Vergisi denir. Savaş zamanında karaborsaların artmasından dolayı bazı tüccarlar çok gelir elde etmişti. Hükümet tarafından"olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilemek" olarak dile getirilmişti. Ancak buvergi devlet politikası olarak sadece gayrimüslimlere uygulanacaktır. Parayı vermeyi kabul etmeyen lerErzurum’da çalışma kamplarına gönderilip burada zorla çalıştırılıyordu. Bu durum Avrupa devletlerince
tepkiyle karşılanınca 1944’te kaldırıldı.
Varlık vergisi alınamayan çiftçilerden de 1944’te ayni olarak alınan Toprak Mahsulleri vergisi 1946’dakaldırıldı.
2. Köy Enstitülerinin Açılması:
Köy Enstitüleri, ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli yasa ile açılmış okullardır.Tamamen Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde milli eğitim bakanı olan HasanAli Yücel bizzat yönetti.
3.
Milli Koruma Kanunu:
Milli Koruma Kanunu dönemin ekonomisi sebebiyle Ocak 1940'ta Cumhuriyet Halk Fırkası iktidarınınçıkarttığı ve hükümete fiyatları saptamada, ürünlere el koymada, hatta zorunlu çalışma yükümlülüğügetirmede sınırsız yetkiler veren yasa. Devlet bu yasa ile üretimi tümüyle kendi kontrolüne alıyordu. Bukapsamda Petrol Ofisi, Et ve Balık Kurumu gibi bazı kurumlar da oluşturulmuştu.
4. Ekmek Karnesi:
Büyük şehirlerde ekmek satışları hükümet tarafından belirlenen fiyatlar ve miktarlar üzerinden
yapılıyordu. Herkesin aldığı günlük ekmek miktarı karnesine işleniyordu. Ekmek karnesi gibi zeytin, şekervb. ürünler de karneyle verilmekteydi.
5. Struma Gemisi Faciası:
Türkiye’de II. Dünya Savaşında görülen büyük dolandırıcılık hikâyesidir. Avrupa’da Yahudilereuygulanan politikalar sonucu Filistin’e göç etmek isteyen Yahudiler Türkiye’de bu işi yapan bir firmaya
başvurmuşlardır. Bu firma çok düşük değere ve çok lüks gemilerle Yahudilere bu imkanı sağlayacağını bildirse de aslında gerçekler çok farklıydı. Bu Yahudiler çok adi bir gemiye ve normalinden de çok fazlainsanla bindirilmişti. Bu geminin adı Struma Gemisi idi ve bu gemi Karadeniz açıklarında batmış ve onlarca
Yahudi hayatını kaybetmişti.
http://tr.wikipedia.org/wiki/17_Nisanhttp://tr.wikipedia.org/wiki/1940http://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_Ali_Y%C3%BCcelhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_Ali_Y%C3%BCcelhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_Ali_Y%C3%BCcelhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_Ali_Y%C3%BCcelhttp://tr.wikipedia.org/wiki/1940http://tr.wikipedia.org/wiki/1940http://tr.wikipedia.org/wiki/Cumhuriyet_Halk_F%C4%B1rkas%C4%B1http://tr.wikipedia.org/wiki/Cumhuriyet_Halk_F%C4%B1rkas%C4%B1http://tr.wikipedia.org/wiki/Cumhuriyet_Halk_F%C4%B1rkas%C4%B1http://tr.wikipedia.org/wiki/Angarya_(i%C5%9F)http://tr.wikipedia.org/wiki/Angarya_(i%C5%9F)http://tr.wikipedia.org/wiki/Angarya_(i%C5%9F)http://tr.wikipedia.org/wiki/Cumhuriyet_Halk_F%C4%B1rkas%C4%B1http://tr.wikipedia.org/wiki/1940http://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_Ali_Y%C3%BCcelhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_Ali_Y%C3%BCcelhttp://tr.wikipedia.org/wiki/1940http://tr.wikipedia.org/wiki/17_Nisan
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
27/68
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
28/68
28
SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ II. Dünya savaşından sonra özellikle ABD ile SSCB arasında ortaya çıkan gerginlik dönemine
“ Soğuk Savaş Dönemi” denir.
Soğuk savaş döneminde iki devletin ön plana çıkmasının nedenleri:
Avrupa ve Asya’da büyük devletlerin yıpranmasıyla otorite boşluğunun ortaya çıkması
İngiltere ve Fransa galip gelse de savaş bu devletlerinde ekonomisini yıkmıştı.
Batılı devletler Birleşmiş Milletlerin barışı koruyacağına inanmalarından dolayı asker sayılarını veharcamalarını azaltmaları
SSCB’nin savaş sonrasında da kendi ideolojilerini yaymak için yayılmacı politika izlemesi
ABD kendi kamuoyundan çekindiğinden tekrar iç politikasına yönelmesinden dolayı atom bombasına tek sahip ülke olsa da SSCB’nin karşısında durabilecek bir başka devletin olmaması
SSCB ele geçirdiği yerlerde komünizmi uygulamaya başlaması ve balkanları tehdit eder hale gelmesiüzerine Avrupalı devletler ABD’ye yanaştılar ve iki kutupluluk baş gösterdi.
Asya ve Afrika’daki ülkeler bu çatışmadan faydalanıp bağımsızlıklarını ilan ederek “üçüncü dünya” veya “Bağlantısızlar Bloğu”nu oluşturdular.
BLOKLARIN KURULUŞU
1- DOĞU BLOKUNUN KURULUŞU:
II. Dünya Savaşı yıllarında SSCB tüm Doğu Avrupa’yı ele geçirmişti. Yalta Konferansında
Müttefikler ele geçirdikleri yerleri geri vereceklerini bildirse de SSCB bu konuda ağır davranıyordu. Elegeçirdiği yerlerde Komünist Partileri başa getirerek çekiliyordu. Böylece bu komünist ülkeler DoğuBloğunun oluşmasını sağladı. SSCB; Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Polonya ve Çekoslovakya’dakimuhalifleri tasfiye etmişti.
Almanya:
Savaştan yenik ayrılan Almanya, dört işgal bölgesine ayrılmıştı. Batılı ülkeler Almanya’nın tekrar birleştirmek istiyorlardı. Bu yüzden ABD, İngiltere ve Fransa elindeki yerleri birleştirme kararı alınca SSCBBatılı ülkeleri Berlin’den atmaya çalışmıştır. Bu durum “Berlin Buhranını” ortaya çıkardı.
SSCB şehri abluka altına alınca batılı ülkeler yıllarca havadan yardımlar göndermiştir. SSCBablukadan istediği sonucu alamayınca bu durma son verdi. Sonunda 23 Mayıs 1949’da Batı Almanya’da“Federal Almanya Cumhuriyeti” ;SSCB’nin desteklediği Doğu Almanya’da ise Ekim 1949’da“Demokratik alman Cumhuriyeti” kuruldu.
Federal Almanya özellikle ABD’nin desteğiyle hızla gelişti, bu durum Doğu Almanya’da yaşayanhalkın ilgisini çekince bu halk buraya göç etmeye başladı. SSCB bu göç hareketini engelleyemeyinceBerlin’e “Berlin duvarını” inşa ederek çözüm bulmaya çalıştı. (1961)
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
29/68
29
Yugoslavya ve Arnavutluk:
SSCB ele geçirdiği ülkelerde komünist rejimi uygulamaya koyulurken Yugoslavya ve Arnavutluk iseSSCB’nin desteğini almadan Komünist partiler başa gelmişti.
Yugoslavya ve Arnavutluk’taki komünist partiler II. Dünya Savaşı yıllarında bulundukları ülkedekihalkı Almanlara karşı örgütlemiş ve Almanları bu şekilde ülkelerinden çıkarmışlardı. Dolayısıyla bu
bölgedeki halk komünist partilere sempatiyle bakmış ve bu partileri kendi istekleriyle başa getirmişlerdi. Buyüzden Yugoslavya ve Arnavutluk SSCB’den bağımsız hareket edebilmiştir.
Çin:
Çin’de iç savaş sonrasında komünizm kurulmuştur. Çin’de milliyetçiler ile komünistler arasındayapılan mücadelede ABD milliyetçileri desteklese de, milliyetçilerin kötü yönetimi komünistleri ön planaçıkarmış ve SSCB’nin desteğini alan komünistler başa gelmiştir. Komünist lider Mao Zedong 1 Temmuz1949’da Çin Halk Cumhuriyetinin kurulduğunu ilan etmiştir.
Kore:
1945’te Yalta Konferansında alınan kararla II. Dünya Savaşı yıllarında Kore’yi Kuzeyden SSCB,Güneyden ABD işgal edecek ve 38. Enlem sınır olacaktı. Ancak savaştan sonra bu kuvvetlerin çekilmesigerekiyordu. Taraflar bu konuda anlaşamayınca ABD 10 Mayıs 1948’de Güney Kore’de seçimler düzenledive Güney Kore Cumhuriyetini kurdu. SSCB’de 1948 Ağustosunda yaptığı seçimlerle Kuzey Kore’de KoreHalk Cumhuriyetini kurdu ve Kuzey Kore’de komünist sistemi uygulamaya başladı.
Küba:
Uzun yıllar diktatörlükle yönetilen Küba’da Batista diktatörlüğüne karşı gelen Fidel Castro yönetimiele geçirmiş ve kendi hükümetini kurmuştu.(1959) ABD’nin Castro’yu iktidardan uzaklaştırmak istemesiüzerine Castro SSCB’ye yakınlaştı ve ülkede komünist yönetimi uygulamaya başladı.
DOĞU BLOĞUNDA EKONOMİK VE SOSYAL DÜZEN
a) COMİNFORM:
II. Dünya savaşından sonra tekrar yalnızlık politikasına dönenen ABD, SSCB’nin Avrupa üzerindeyayılmacı politika izlemesi üzerine bu politikasından vazgeçmiştir. Bu durum Sovyet Rusya’yı endişeyesoktu.
SSCB uydu ülkeleriyle arasındaki bağlantıları daha da güçlendirmek için ve uluslararası ideolojik faaliyetleri bir merkezden yönetmek için COMİNFORM’un oluşturulmasına karar verildi. (Oluşturulmasebebi) 1947’de SSCB, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Fransa veİtalya komünist partilerinin katılımlarıyla COMİNFORM oluşturuldu.
b) COMECON:
25 Ocak 1949’da komünist ülkeler arasında ekonomik işbirliği ve dayanışmayı sağlamak amacı ile COMECON oluşturuldu. SSCB, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya ve Çekoslovakya kurucuülkeleridir.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
30/68
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
31/68
31
Macaristan İhtilali:
Stalin’in ölümünden sonra Macaristan 1953’te işçi ayaklanmaları ortaya çıkınca SSCB İmre NAGİ’yi başa getirdi. Nagi’nin ülkede komünizmi yumuşatma politikası üzerine SSCB onu görevden aldı. Yapılanreformlarla biraz rahatlayan halk Nagi’nin başa getirilmesi için tekrar ayaklandı ve ülkenin her yerinde milliihtilal komiteleri kuruldu. Sonunda SSCB askerleri Budapeşte’ye asker sokarak zorla bu ayaklanmayı
durdurabilmiştir. Ayaklanmada Arnavutlu, Çekoslovakya, Bulgaristan SSCB’yi desteklerken; Çin iseayaklanmanın haklı olduğunu vurgulamıştır.
Çekoslovakya İhtilali:
Çekoslovakya savaştan sonra Varşova Paktına girdi. 1953’te ağır ekonomik şartlar Çekoslovakya’dahalkı ayaklanmalara sevk ediyordu. Bu ayaklanmaları komünist parti sert tedbirler alarak bastırmıştı.
1967’de Aleksander Dubcek Çekoslovakya’da “İnsancıl Komünizm” hareketini başlattı. Amacı insanhürriyetini ön plana çıkaran bir komünizmi uygulamaktı. SSCB Varşova Paktının da desteğini alarak askıyolu ile bu insancıl komünizm uygulamasına son vermeye çalışmıştır. Bu konuda sonuç alınamayınca 21ağustos 1968’de Varşova Paktı ordusu Çekoslovakya’yı işgal etti ve İnsancıl komünizm hareketi
başarısızlıkla sonuçlandı.
2- BATI BLOĞUNUN KURULUŞU:
II. Dünya Savaşı dünyadaki dengeleri bozmuştu. Daha önce güçlü olan devletlerin savaştan yıpranarakçıkması dünyada boşluk meydana getiriyordu. SSCB’nin yayılmacı politika izlemesi, Türkiye’den toprak veüs istemesi, Yunan iç savaşı İngiltere’yi endişeye düşürdü. Avrupa’da SSCB’nin karşısında durabilecek birgüç yoktu. Bu yüzden ABD yalnızlık” politikasına son verip Batı Bloğunu oluşturmuştur.
Truman Doktrini:
Truman Doktrini, 1947 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Harry Truman tarafından Sovyettehdidine karşı hazırlanmış plandır.
SSCB üç bölgeye yayılma hedefi vardı: İran üzerinden Orta doğu petrolleri, Türkiye üzerindenBoğazlar, Ege ve Yunanistan üzerinden ise Doğu Akdeniz.
Avrupa’da SSCB’ye dur diyebilecek bir devlet yoktu. Bu durumu gören Ameri ka, SovyetlerinAvrupa’ya yayılması karşısında harekete geçmişti. Türkiye ve Yunanistan’ın SSCB etkisi altına girmemesi
için başkan Truman Amerikan konseyinden bu iki ülkeye verilmek amacı ile 400 Milyon Dolarlık yardımteklifini sunmuştur. Bu yardımların 300 Milyon Doları Yunanistan’a, 100 Milyon doları Türkiye’yeverilmiştir.
Not: Yunanistan savaşa bizzat katıldığı için daha fazla yıprandığı düşünülmüştür.
Not: Bu yardımlar sayesinde Yunan iç savaşından komünistler mağlup olurken,
Türkiye’de ise SSCB korkusu azaldı
.(Sonucu)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletlerihttp://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletlerihttp://tr.wikipedia.org/wiki/Harry_Trumanhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Harry_Trumanhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Sovyethttp://tr.wikipedia.org/wiki/Sovyethttp://tr.wikipedia.org/wiki/Sovyethttp://tr.wikipedia.org/wiki/Harry_Trumanhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletleri
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
32/68
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
33/68
33
Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET):
Oluşturulma nedenleri:
1. Avrupa devletlerinin kendi ekonomik potansiyellerini birleştirerek bir Avrupa pazarı oluşturmakistemiştir
2.
SSCB’nin Batıya doğru ilerlemesini engellemek amacı ile önemli bir adım atmak
AET’nin temelini Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu oluşturmaktadır. Fransa dış işleri bakanıSchuman’ın yayımladığı bildiri sonrasında Fransa, Federal Almanya, Belçika, İtalya, Lüksemburg veHollanda devletleri 18 Nisan 1951’de bir araya gelerek Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu oluşturdular.
Avrupa’da daha geniş kapsamlı bir ekonomik birleşmenin gerçekleşmesi yönünde görüşlerin ortayaçıkmasıyla 1957’de Roma Anlaşmaları yapılmış ve Avrupa Ekonomik Topluluğu kurulmuştur.
Not: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Avrupa Birliğinin temelini oluşturur.
Not: Schuman
Bildirisi Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunun oluşmasını sağlayan
bildirgedir. Dolayısıyla Avrupa Birliğine giden yolda atılan ilk adım Schuman
Bildirgesidir.
Not: 1957 Roma Anlaşmaları Avrupa Birliğinin temelini atan ilk anlaşmadır.
Not: Avrupa Birl
iğinin kurucu ülkeleri, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ülkeleridir. Bunlar:
Hollanda, Batı Almanya, Belçika, İtalya, Lüksemburg ve Fransa’dır. (HABİL
-F)
Not: AB’nin oluşum süreci:
Schuman Bildirisi
Avrupa Kömür ve Çelik Paktı
Roma Anlaşmaları
Avrupa Ekonomik Topluluğu
Avrupa Topluluğu
Avrupa Birliği
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
34/68
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
35/68
35
Sonuçları:
İngiltere ve Fransa Mısır topraklarından çekildi.
Orta Doğu ABD ve SSCB arasında rekabet alanı haline geldi.
Mısır yenildi.
EİSENHOWER DOKTRİNİ
Not: 1956 Süveyş Krizinde Batı Bloğunun imajını düzeltmek isteyen ABD’nin Orta Doğuülkelerinin Sovyet güdümüne girmesini engellemek için oluşturduğu yardım paketine Eisenhower Doktrini adı verilir.
Oluşturulma nedenleri:
a) 1956 Mısır – İsrail Savaşında Batı bloğunun zedelenen imajının yeniden düzeltilmesi b) Orta Doğuyu SSCB etkisinden kurtarmak istenilmesi
ABD başkanı 5 Ocak 1957’de ABD kongresine Orta Doğu için teklifte bulunmuştur. Bu teklifeEisenhower Doktrini denir. Maddeleri:
a) Orta Doğu ülkelerine ekonomik ve askeri yardım yapılacak b) Orta doğu ülkelerine komünist ülkelerden saldırı gelirse Amerikan silahlı kuvvetlerini kullanmakc) Her yıl Orta Doğu ülkelerine harcanması için 200 Milyon dolarlık para verilmesini sağlamak
Bu doktrini Lübnan, Pakistan, Irak, Türkiye, Afganistan, Libya, Tunus, Faz ve İsrail kabul ederken;Mısır, Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan ret etmiştir.
3-
1967 Altı Gün Savaşı=> Nedeni:
Mısırın Akabe Körfezini İsrail’e kapatması
Filistin Kurtuluş Örgütünün kurularak, Ürdün’e yerleştirilmesi
İsrail; Mısır, Ürdün ve Suriye’ye saldırmıştır. ABD her ne kadar savaşı önlemeye çalışsa da İsrailyanlısı tutum sergilemiştir. SSCB Arap ülkelerine ekonomik ve askeri destek vererek Orta Doğu’dakietkisini artırmıştır.
Sonuçlar:
İsrail; Doğu Kudüs, Golan Tepeleri, Sina Yarımadası ve Gazze’yi ele geçirdi.
İsrail Tiran Boğazını ele geçirerek Süveyş Kanalına ulaştı.
4- 1973 Yom Kippur Savaşı:
Nedeni:
1967 Arap – İsrail savaşında Mısır ve Suriye kaybettikleri toprakları geri almak istiyorlardı.
Mısır ve Suriye; İsrail’e saldırdı. ABD, SSCB ile birlikte hareket etti. İsrail’e baskı yaparak onusavaştan alıkoymaya çalıştı. SSCB Mısır ve Suriye2yi yatıştırmaya çalıştı.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
36/68
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
37/68
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
38/68
38
ASEAN’ın (Güney Doğu Asya Milletleri Birliği ) Kuruluşu:
Kurulma nedenleri=
Bölge ülkeleri kendi aralarındaki sorunları sorunların çözümünde büyük güçlerin müdahalesiniengellemek
Siyasi, ekonomik ve ticari alanda işbirliği yapmak
8 Ağustos 1967’de Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur bir araya gelerek ASEAN’ıimzalamışlardır. Daha sonra Brunei, Vietnam, Laos, Birmanya ve Kamboçya da bu birliğe katılmıştır.
Afrika’daki Gelişmeler ve OAU’nun Kurulması:
Dünyanın en fakir ülkeleri Afrika’dadır. Bu bölgedeki insanlar geçmişte olduğu gibi günümüzde deaçlıkla uğraşmaktadırlar. Bu ülkeler daha çok diktatörlükle yönetiliyordu. Batılı devletlerin sömürgesindenkurtulan bu ülkeler öncelikli olarak ekonomik kalkınmayı hedeflemişlerdir. Bu amaçla 25 Mayıs 1963’te 32devletin katılımıyla Afrika Birliği Teşkilatı (OAU) oluşturulmuştur. Teşkilatın amaçları:
1- Afrika ülkeleri arasındaki dayanışmayı sağlamak 2- Üyelerin bağımsızlıklarını korumak 3- Tüm kolonileşme biçimlerini ortadan kaldırmak 4- BM sözleşmesine uygun olarak işbirliğini geliştirmek 5- Üyelerin ekonomi, diplomasi, eğitim, sağlık, bilim ve savunma politikalarını uyumlu hale getirmek
SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDE TÜRKİYE
DIŞ POLİTİKA
1- Türkiye’nin Avrupa Konseyine Girişi:
Batı Avrupa’nın Sovyet tehdidi altında olması üzerine İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg,Danimarka, İrlanda, İtalya, Norveç, İsveç 5 Mayıs 1949’da Avrupa Konseyini kurmuşlardır.
Türkiye’de Batı ile ilişkilerini artırmak ve Sovyet tehdidinden korumak için askeri niteliği olmayan buittifaka 8 Ağustos 1949’da üye oldu.
2- Türkiye’nin NATO’ya Girişi:
Soğuk Savaş döneminde Batı bloğu ülkeleri SSCB tehdidinden kurtulmak için askeri bir birlik olan NATO’yu oluşturmuşlardı. Dünya düzeninde Batı Bloğunda olmayı seçen Türkiye kendini askeri anlamdagüven altına almak için NATO’ya üye olmak istiyordu.
Türkiye 1950’de iki defa NATO’ya üyelik müracaatında bulunmuştu. Ancak özellikle İngiltereTürkiye’yi istemiyordu. Çünkü ona göre SSCB sınırındaki bir ülkenin NATO’ya alınması SSCB’yikızdırabilir ve bir savaşın eşiğine gelinebilirdi.
Türkiye 25 Haziran 1950’de çıkan Kore Savaşını çok iyi değerlendirdi. BM’in asker oluşturma çağrısınaTürkiye de asker gönderme kararı verdi. Türk askerinin Kore’deki mücadelesini gören ABD Türkiye’nin
NATO’ya katılmasında etkili olmuştur. Nitekim 15 Eylül 1951’de Türkiye ve Yunanistan NATO’ya davetedilmişlerdir.
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
39/68
-
8/15/2019 Çağdaş Türk Dünya Tarihi
40/68
40
1946 Yılında yapılan seçimlerde CHP başarılı olsa da; DP’nin Ezanı Türkçe okutulacağına sonvereceği propagandası, açık oy gizli sayım sistemine son verilmesi, halkın savaşın getirdiği olumsuzekonomik şartlardan bunalmasından dolayı 1950 seçimlerinde DP başarılı olmuştu. CHP ilk defa muhalefet
parti konumuna düşmüştü. Seçimlerden sonra Celal BAYAR Cumhurbaşkanı, Adnan MENDERESBaşbakan oldu.
Not: 1950 seçimleri, uzun yıllar ülkeyi tek başına yöneten bir iktidarın, tamamen serbest, hür, kansızve hi lesiz b ir seçimle başka bir iktidarın yönetimine bırakmasına Beyaz Devrim adı verilir.
Ancak bu DP iktidarı 1960 Mayısında darbeyle son bulacaktır. CHP genel sekreterinin yurt gezilerininengellenmesi, yaşanan ekonomik sıkıntılar, geniş yetkiler verilen Tahkikat Komisyonunun muhalif basınıcezalandırması, üniversitelerde öğrenci ayaklanmaları ülkede gerginlik yaratmıştı. Ayrıca bazı generallerinzorunlu olarak emekliliğe sevk edilmeleri askeriye içinde de rahatsızlığa yol açıyordu. Sonuçta 27 Mayıs1960’da Kurmay Albay Alparslan TÜRKEŞ’in radyoda okuduğu bildirisi sonrasında ihtilal gerçekleştirildi.
Not: 555K Yürüyüşü: Demokrat Partisi iktidarının son zamanlarında gerginleşen ortamda
muhalif parti mensubu genlerin 5. Ayın 5’inde, saat 5’te yaptıkları protesto yürüyüşüdür. Bu olayda odönem ortamın gerginleşmesine neden olmuştur.
Darbeden sonra Milli Birlik komitesi oluşturuldu ve başkanı Org. Cemal GÜRSEL oldu. DP üyeleritutuklanıp Yassı Ada’da yargılandı. Adnan MENDERES, Fatin Rüştü ZORLU ve Hasan POLATKAN idamedildi. Celal BAYAR’ın idamı yaş haddinden ömür boyu hapse çevrildi.
İlerleyen dönemde yeni bir anayasa hazırlandı ve ülke Milli Birlik Komitesi Meclisi ve TBMMolmak üzere iki meclisli siteme geçti.
2- Ekonomi:
CHP’nin devletçilik modeline karşılık DP ekonomide liberalizmi benimsiyordu. İktidarın ilk yıllarındaMarshall yardımlarının gelmesiyle