BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT...

23
BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi HAYATI ve HZ. ALi SEMPOZYUMU TEBLiG VE MÜZAKERELERi (08-1 O 2004 BURSA) M. Selim ARI K il MÜFTÜLÜGÜ BURSA 2005 1. '

Transcript of BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT...

Page 1: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

HAYATI KiŞiLiGi ve DÜŞÜNCELERiYLE

HZ. ALi SEMPOZYUMU TEBLiG VE MÜZAKERELERi

(08-1 O EKİM 2004 BURSA)

Yayına Hazırlayan

M. Selim ARI K

il MÜFTÜLÜGÜ

BURSA 2005

1.

'

Page 2: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

Hz. ALi'NiN SiYASi Ki ŞiL iGi

Yard. Doç. Dr. Adem APAK UÜ ilahiyat Fal<ültesi

GiRiŞ . Hz. Ali, ilk dönem islam tarihi hadiselerinde en çok zikri geçen şahıslar­

dan birisidir. Onun, gelişen olayların merkezinde yer almasının asıl sebebi ise· siyasi kişiliğidir. Siyasi konumu, gerek Hz. Peygamber (sav) dönemi, ge- · rekse daha sonraki süreçteki faaliyetleri, zamanla onun tarihi kişiliğinden koparılarak çok farklı bir şahsiyet haline getirilmesine sebep· olmuş, netice­de tarihi/gerçek Ali'nin yerini siyasi-dini mezheplerin kendileştirdiği bam- · başka bir Ali almıştır. O kadar ki, neredeyse her siyasi fırka ve mezhebi n bi r Ali telakkisi oluşmuştur. Hz. Ali'nin vefatından çok sonra sistemleşen çeşit­li fırka, mezhep ve tarikatlar varlıklarını, görüş ve prensiplerini onun siyasi­dini şahsiyeti üzerine bina etmişlerdir. Hz. Ali'nin kimliği ve siyasi konumu Şia'da olduğu gibi bazen bir inanç konusu haline getirilmiştir. Şia dışındaki gruplar da, bu mezhebi n Ali telakkisine karşı yeni Ali anlayışları ortaya koy­ma zarureti hissetmişlerdir. Bütün bunlar, Hz. Ali hakkında yapılan yorum

· ve değerlendirmeleri farklılaştırmış, hatta bu konudaki görüşler birbirlerini nakzeder hale gelmiştir. Ancak bütün bunlara rağmen Hz. Ali'nin şahsiyeti­nin her yönüyle ortaya konulması mümkündür ve buna ihtiyaç da vardır. Zi­

ra onun şahsiyeti ve görüşleri etrafındaki fikri-siyasi tartışma lar güncell iğini korumaktadır. Hz. Ali adına tertip edilen bu ilmi toplantı da bunun bir gös­tergesidir.

Bu tebliğde, Hz. Ali'nin özellikle Hz. Peygamber'in (sav) vefatından son­raki dönemdeki siyasi faaliyetleri incelenerek onun siyasi kişiliği ortaya ko­nulmaya çalışılacaktır. Metnin başlangıç kısmında ilk halife seçiminden kendi yönetimine kadar geçen olaylardaki yeri üzerinde durulacak, daha sonra onun halifeliği dönemindeki siyasi faaliyetleri ele alınacaktır. Bu kı­

sımda hususiyle Ali-Muaviye mücadelesinin sebep ve sonuçları, dolayısıy­la onların siyaset tarzlarının mukayeseli bir sunumu ve tahlili yapılacaktır. Tebliğde ortaya konulan görüş ve düşüncelerin Hz. Ali'nin siyasi kişiliğirif en doğru şekilde ve bütün yönüyle yansıttığı iddia edilemez. Ancak burada

-29-

Page 3: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

sereledi len kanaatler ve yapılan değerlendirmeler, tartışmaların odağında

yer alan bu tarihi/siyasi şahsiyetin anlaşılması gayretinin bir 'sonucu olarak

görü lebilir. A. HiLAFETiNE KADAR HZ. ALi'N iN SiYASi FAALiYETLERi Hz. Al i, Hz. Peygamber (sav) döneminin askeri, siyasi ve diplomatik tüm

faaliyetlerinde aktif görev almış, Bedir, Uhud, Hendek, Hayber başta olmak üzere hemen bütün büyük savaşlara iştirak etmiş, ayrıca Fedek'te Beni Sa'd'a karşı gönderilen seriyyeye (6/628) ve Yemen'e düzenlenen sefere (1 q/632) birlik komutanı olarak kat ı lmıştır. Tebük seferinde Hz. Peygam­ber'in (sav) veki li sıfatıyla Medine'de kalm ı ş' 7, ayrıca Rasulüllah (sav) tara­fından Yemen'e kadı olarak tayin edilm işti r. 10

Hz. Ali, Hz. Peygamber'in (sav) techiz ve t~l<fini ile meşgu l olması sebe­biyle ilk halife seçimi toplantısına iştirak edememiş'9, onun yokluğunda En­sar ile Muhacirun arasındaki görüşmeler sonucunda Hz. Ebu Bekir halifeli­ğe getirilmiştir.20 Ancak başta Hz. Ali olmak üzere Haşimller, seçimele dev­re dışı kalmaları sebebiyle sonuçtan rahatsız olmuşlar2 ', bu yüzden hafifeye biati geciktirmişlerdir.22 Kureyş içinde Hz. Eblı Bekir'in hilafetine itiraz eden diğer bir aile de Ümeyeoğulları'dır. Onları temsilen Halid b. Said, seçilen halife yerine Hz. Ali'ye biat etmek istem i ş, ancak Hz. Al i ona iltifat etme­miştir.23

Ümeyyeliler'in reisi Ebu Süfyan da onu Hz. Ebu Bekir'e karşı kışkırtma­ya teşebbüs etmişse de bunda başarıl ı olamamıştır.2'1

Haşimoğulları'nın hilafette hak sahibi olduklarını iddia etmeleri, ilk iki halifeyi iktidarları döneminde bu aileye karşı siyasi tedbir almaya sevket­miş, onlar da bu amaçla Haşimller'i devlet yönetiminden uzak tutmaya ça-

17 Fığl.ılı, E. Rulıi, "Ali", DlA, ll, 371. 18 Kandemir, M. Y.ış.ır, "Ali", DlA, ll, 375. 19 Zorlu, Cem, ls/{ını'd.ı lik lkticl.ır MiJc,ıdclesi, Konya 2002, s. 80·8 1.

20 //ın Hiş.ım, es-Sire, (1/ık. Must.ıf.ı cs-S,ıkk.i-lbr.ılıim ei-Eiıy.iri-llbdüllı.ıfiz Şelelıi), Bcyruı ts. 1-IV, IV, 370; lbn Sa'cl, et-T.ıbak.1tü'I·Kilbriı, /-VIII, /Jeyrut ts. ll, 269.

2 7 lbn Kuteybe, el-im,inıc ve's-Siy.ıse, (tlık. T.ifıl! Mulıanımecl Zeyni), 1-11, 1, 7 8; 8cl.1ziJri, Ens.ılı, 1 (llık. Mulıam· med H;ımidullalı), Jerusalenı 1963, s. 582. H;ılifcliğin ;ısı/ Naşinıiler'in lı.ıkkı olclıığu lıusıısıı cl.ılıa önce bu .ı ile ileri selenieri ar.ısında değerlendirilmiştir. Nitekim Hz. Peyg.ınıbcr'in (sav) vef.ıtmd.ın llnce Abbas, gele· cekıe id;ırenin kimin elinde ol.ıc,ığmı A/l,ı/ı RasO/O'ne (sav) sorması için Hz. Ali'ye l.ıvsiyede bulununc.ı, on­c/an "V.ıll.ılıi biz bunu R.ısiJ/iJ/I,ı/ı',ı sor.ırsak, o c/.ı /)izi bundan men edecek olurs.ı, .ırıık oncl.ın sonrahalk bu işi bize lı iç vermez• cev.ıbını .ı/mıştır. (/bn Hişam, es-Si re, IV, 304; lbn S.ı'd, 1.'1· T.ıbakat, ll, 245; Bel.iziJri, En­s3b, 1, 565). Aym şekilele k.ıyn.ık/,ırımız, Hz. Pers.ımber'in (s;ıv) vcf.111mn .ırclınd.ın Abbas'ın, Hz. Ali'ye "Ey Ali, gel ben ve buroıdakiler s.ın.ı bi.ıt crlelim. lnsiy.ıtif bizele iken bu işi y.ıp.ırs.ık /ıiç kimse buna karşı çık.ı· m;ız• clec/iğini, buna k,ırşılık 1-lz. Ali'nin ele "IJiri mi v.ır. bizim dışımızrl;ı birileri bun;ı ı.ım.ı/ı e<ler mil" şek­linele mııkabele ettiğini zikrcclcrlcr. (/bn S,ı'c/, et-T.ıbak,it, ll, 246; ibn Kutcybc, cl-lmame, /, 12; Bel.iziiri, En· s.1b, 1, 583).

22 Bu riv.ıyetler ve cleğerlenclirmeleri h.ıkkmcl.ı geniş bilgi için lık. Zorlu, lktid.ır Miic.ıdelesi, s./84-245. 23 Y;ı'kılbi, T.ırilı, J./1, IJeyrut 7 960, ll, 126. 24 /Je/{17.1/ri, Ens.ib, /, 588; Y.ı'kObi, T.ırilı, ll, 126.

-30-

Page 4: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

lışmışlardır. Bu politikanın neticesi olarak, Hz. EbO Bekir ve Hz. Ömer dö­nemlerinde Hz. Ali dahil Haşimoğulları'na mensup bir ordu komutanı veya bireyalet valisine tesadüf edilmez. Hatta bu süreçte Hz. Ali fetih hareketle­rine dahi iştirak etmeyip25, sadece istişare meclisinin bir üyesi sıfatıy l a hali­fe danışman l arından birisi olarak kalmıştır. Bilhassa Hz. Ömer, Hz. Ali'nin siyasi yönünden değil, fıkhl bilgisinden istifade etmeyi tercih e~miştir. 26 ilk iki halife dönemi siyasetinde geri planda kalm ı ş olan Hz. Ali için hilafet im­kanı, Hz. Ömer'in kendisini adayı göstermesiyle ortaya çıkmıştır. Hci'life bu görev için Hz. Ali ve Hz. Osman'dan başka kimsenin talip olmayacağın ı bizzat bel irtmekle birlikte27

, (thk. Muhammed. Ebu' I-F adi ibrahim), i-Xl, Beyrut ts., IV, 232. onlardan herhangi birini kendisine halef tayin etmemiştir. Muhteme­len eski kabile rekabetlerine dönülmesi endişesi, onun böyle bir terc:ihte bu­lunmasına engel olmuştur. Gerek Hz. Ali, gerekse Hz. Osman, sahabenin· önde gelen şahısları olmakla birlikte, aynı zamanda Haşim ve Ümeyye gi­bi güçlü ailelere mensuptular. Bu aileler farklı dönemlerde ı<ureyş kabilesi­ni idare etmiş, hatta zaman zaman yönetim konusunda birbirleriyl'e müca­deleye girişmişlerdi. Geçmişten gelen siyasi birikimleri sebebiyle iktidara talip ol ması muhtemel -ki Haşimller bunu daha önce Hz. EbO Beki~in hali­feliği başlangıcında dile getirmişlerdi-bu iki ı<ureyş kabilesinin Hz. Ali ve Hz. Osman'ın şahsında yeniden bir iktidar kavgasına girişmeleri, bunun so­nucunda toplumun bölünmesi ihtimali karşısında halife bu iki şahıstan her­hangi birini tercih et.meyip, sorumluluğu aşere-i mübeşşere topluluğuna bı­rakmıştır.26 Buna rağmen halife seçiminde Hz. Ali ve Hz. Osman'dan başka aday çıkmaması , sonuçta Emevi-Haşiml rekabetinin yeniden canlanmasına ortam sağ lamış, taraflar bu doğrultuda kendi adaylarını seçti rmek için hare­kete geçmişler, kabilelerin siyasi rekabetinin sembolleri kabu l edilen Hz. Ali ve Hz. Osman, seçim sürecinde ailelerinim yoğun telkin ve baskılarına ma­ruz kalmışlardır. Haşiniller tarafında bu görevi kabilenin büyüğü, Hz. Pey­gamber'in (sav) (aynı zamanda Hz. Ali'n in de) amcası Abbas yerine getir­miştir.29

25 Fığ/alı, E. Ruhi, "Ali", DlA, ll, 372. 26 Bu konuda bk. Bakır, Abdüllı.ılik "1-/z. Ali-Hz. Ömer Dialo!Ju ve Şur.ı Meselesi", Din Öğretimi Dergisi, sy.

29, Ank.ır.ı 1991, s. 65·69; Fıijl.ılt, E. Ruhi, •AJi", DiA, ll, 372. 27 T.ıber~ T.ırilı, (lhk. Muhammed Ebu'I-F,ıdl lbr.ılıim), 1-X/, Beyrut ts., IV, 232. 28 lbn S,ı'd, et-Tabak.it, lll, 61; lbn Kuteybe, el-lmiime, 1, 28. 29 Bel.'izür~ Ens.ib, 1, 586; T.ıber~ Tari/ı, IV, 229-230; lbnü'I-Eslr, el-Kamil, 1-IX, Beyrut 1986, lll, 35-36. Ahbas, bir

y.ınd.ın /ı,ı/ifeliiji elde etmesi için Hz. Ali'ye teşvikte bultmurken, eliser y.ından d,ı ölüm clöşeBincleki Hz. Ömer'e gelerek, Jı,ılife adayl.ırı içerisinde en kuvvetli iki .ıday olan Hz. Ali ve /-Iz. Osnı.ın lıakkmcl.ıki k.ınaatini öijren· mek istemiştir. H,ı/ife, "Ali bu işin elıliclir. Fakat mizacında biraz miz,ıh,ı meyil v;ırchr ve benden sonr,ı o, ümme­ti muhakkak tarik-i Hakk',ı sevk edecektir" cevabını vermiş, Hz. Osm.ın /ı,ıkkmd.ıki fikri sorulduijımd.ı ise, onun bir hayli yumuş,ık huylu olduğunu, eğer onu islilı/M ederse Ebü Muaytoijulları 'nı insanl,ırm başma bela edebile­ceğini, Allalı'm ma/mı onlar,ı verebileceijini söylemiştir. (Ya'kObi, Tarih, ll, 158; lbnü'I-Esir, el-Kamil, lll, 35).

-31-

Page 5: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

Abdurrahman b. Avf, hakem sıfatıyla üç gün boyunca yaptığı görüşme­

lerden sonra Hz. Osman'ı halife ilan etmişti r. (24/644-645).30 Seçimin neti­celenmesi, Müslümanlar açısından yönetim sorununun çözümü anlamına gelmiş, ancak bu sonuç, aynı zamanda islam öncesine dayanan Ernevi-Ha­şimi çekişmesinin de yeniden başlamasına sebep olmuş, Hz. Osman'ın hi­lafetiyle birlikte Beni Haşim ve Beni Ümeyye arasındaki tarihi çekişme ge­ri dönmüştür. Hz. Osman'ın, kabilesinin isteklerine boyun eğmesi rekabeti daha da tahrik etmiş, Haşimoğulları da otomatik olarak muhalefet kanadını oluşturmuşlardır. Yönetimden memnun olmayan diğer kabileler ise Ümey­yeoğulları'na karşı muhalefeti Haşimoğul l arı üzerinden gerçekleştirmeye ça l ışmışlar, sonuçta islam toplumunda Emevl taraftarları ve Haşim! taraftar­ları şeklinde iki siyasi grup meydana gelmiş31 , Hz. Ali ile Hz. Osman da is­ter istemez bu mücadelenin sembolleri olarak görülmüşlerdir.

Hz. Osman, halifeliğinin ilk yıllarından itibaren Ümeyye ailesi etkisinin açıkça görüldüğü b(r siyasi icraat gerçekleştirmiş, görevinin ikinci yılında (26/647) KCıfe valisi Sa'd b. Ebi Vakkas' ı aziedip buraya anne-bir kardeşi Ve­lid b. Ukbe'yi tayin etmiş, daha sonra Mısır valisi Amr b. el-As' ın yerine süt kardeşi Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i getirmiş (27/647)32

, iki yıl sonra da Ebu MOsa ei-Eş'arl'yi görevden alarak dayısının oğlu Abdullah b. Amir'i Basra valiliğine atamıştır. (29/649-650).33 Halife daha önce tayin ettiği Velid b. Ukpe'yi KGfeliler'in şikayeti üzerine geri çekmiş, yerine yine akrabas ı Said b. ei-As'ı getirmiştir (30/650).34 Eyalet valilerini sırasıyla değiştirip yerlerine Ümeyyeli yöneticiler atayan Hz. Osman'ın idari tasarrufta bulunmadığı tek bölge Şam' dır. Zira Hz. Ömer döneminden beri burayı idare eden Muaviye b. Ebi Süfyan zaten Ümeyyeli'dir. Halife, onu görevden almadığı gibi, sahip olduğu yetki ve sorumluluk alanını genişletmiştir.35 Hz. Osman'ın kabilesi adına/lehine siyasi ve iktisadi tasarruflarda bulunmasından a·shabın ileı{ge: lenleri rahatsız olmuşlar ve yapılanları yüksek sesle tenkit etmeye başlamış­

lardır36. O kadar ki, Hz. Osman ' ın halife seçilmesinde bi rinci derecede et­kinliği bulunan Abdurrahman b. Avf dahi yönetimin icraatından duyduğu rahatsızlık sebebiyle Hz. Ali'ye "Sen klfıcJm al, ben de almm" diyerek, ha-

30 lbn Kuteybe, el-lm3me, /, 31; Y.ı'kObi, Tarih, ll, 162; Taberl, Tarih, IV. 232-233, 238. 31 Ömer Ferrulı, Tarihu Sadri'J.fsl~m. Beyrut 1976, s. 112. 32 Bel~züri, Futühu'I-Bu/dan, (thk. Abdull~h Enis et-Tübb.i-Ömer Enis cı-TObb5), Beyruı1987, s. 314; Ya'kübi,

Tarih, ll, 164; T~beri, Tarih, IV, 256-257; Kindi, Kitabü'I-Vui:J~ (thk. Rhuv~n Gueset), Beyrut ıs., (Müesscseıo Kurtuba), 5. 1 O.

33 lbn S~'d, et-Tabak.'it, V, 44-45; Tabcrl, Tari/ı, IV, 264; lbn Abcliıberr, eı-lstl'~b. 1-IV, Kalıire ts.lll, 951. 34 lbn Kuteybe, el-lm5me, 37; Ya'kObi, Tori/ı, ll, 164-165. 35 Taberi, Tarih, IV, 289; lbnO'I-Esir, ci-KSmil, ll, 58, lll, 7-8. 36 Hz. Osman yönelimi hakkındaki şikayet konuları hakkında bk. Apak, Adcm, Hz. Osman Dilnemi Devlet Si­

y.ıseti, Istanbul 2003, s. 135-152.

-32-

Page 6: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

lifeye karşı silahlı mücadele çağrısı yapmış37, ancak Hz. Ali bu teklifi red­detmiştir.

Hz. Ali, Hz. Osman'ın hilafeti döneminde kendisine yapılan her türlü si­yasi telkine rağmen halife aleyhine herhangi bir faaliyete iştirak etmemiş, sadece zaman zaman onun bazı icraatına karşı çıkmıştır. Hz. Ali'nin idare­yi tenkit ettiği uygu l amaların başında halifenin Hz. Ömer'in oğlu Ubeydul­lah'a kısas uygulamaması, içkili olarak namaz kıldıran I<Ofe valisi Velid b. Ukbe'yi ancak ısrarlar sonucunda görevinden alması, hac sırasında önc~ki halifelerin aksine iki yerine dört rekat na'"!laz kıldırması, Emevller'i ve özel­likle de Şam valisi Muaviye'yi tenkit etmesi sebebiyle EbO Zer ei-Gıfarl'yi Rebeze'ye sürgün etmesi gelir.30 Hz. Ali özellikle bu son uygulamaya sert bir şekilde karşı çıkmış, hatta aşırı Emevl muhalifliği ile tanınan EbO Zer'in ya­nında . oğullarını refakatçi olarak göndermiştir. 3

' Hz. Osman'ın hilafeti -dö­neminde devletin içine düştüğü durumdan endişe duyan bazı Müslümanlar Hz. Ali'ye müracaat ederek ondan halifeyi ikaz etmesini talep et_mişler, o da bu tür istekleri geri çevirmeyip halkın şikayetlerini halifeye iletmiştir. Hz: Osman'ın, Hz. Ali'nin dile getirdiği uyarılardan bazen rahatsız olduğu an­laş ılmaktadır.''0 Hz. Osman döneminde iç bünyedeki problemler ilk. önce KOfe'de baş göstermiş, şehir halkı 34/654 yılında başkentte gerçekleştirilen valiler toplantısından dönen Said b. ei-As'ı şehre sokmamıştır.41 ikinci hadi­se Mısır'da ortaya çıkmıştır: Mısırlılar valileri Abdullah b. Sa'd'ı şikayet et­mek üzere Medine'ye gelmişler, halifeden valinin uyarılacağı vadini aldık­

tan sonra geri dönmüşlerdir. Ancak vali Abdullah uyarıya itibar etmediği gi­bi, kendisini şikayet edenlerden birini öldürünce, bu hareket Mısır'daki mu-

37 Be/azuri, Ens~bü'I-Eşraf, (thk. 5DF Goitien.}, )erus,ılem 1936, V, 57. 38 Fığ/alı, E. Ruhi, *AW, DlA, ll, 372. 39 Ya'kübi, Tarih, ll, 1 72; Mes'Odi, Mürücü'z-Zelıeb, (thk. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid), 1-1\1, Mısır

1964, ll, 350-35 1. 40 Nitekim kaynak/;ırımız onlar arasında şöyle bir diy.ılog aktarır/ar: Halife, "Ey Ali, sen benim yerimde olsay­

dın, ben sana blJyle bir serzenişte bulunmaz, seni kınamazdım. Mıığire'yl Ömer tayin etmişti. Ben lbn Amir' i vali tayin eııim diye niye beni kınıyorsun7" dediğinde /-Iz. Ali, "Ömer valilerini sürekli kontrol ııltmd;ı. ıut;ır, /ı.ıt;ı yaptıkl;ırınc/a onları en ;ığır şekilde cez,ı/.ınc/ırırdı. F;ıkat sen bunu y.ıpmıyorsun. Akraba/arına da yumu­şak davr.ınıyorsun• cevabmı vemıiştir. H,ılife, Mu;ıviye'nin Hz. Ömer Wilfından tayin edildiCinl, kendisinin de onu görevde ıutıuğunu söyleyince, Hz. Ali de "Muaviye'nin, Hz. Ömer'in kölesi Yerfe'den d;ı/ıa çok Ömer'den korkıuğunu bilmiyor musun? Fakat Muaviye bugün san.ı danışmadan bir sürü şeyler çev/riyor, ve (Osman böyle emretıi) diye konuşup dunırken sen onu engellemiyorsun• şeklinde mukabele etmiştir. (T.ıbe­ri, Tarih, IV, 336-338; ibnü'I-Esir, el-Kamil, lll, 75-76; ibn Keslr, ei-Bidaye, 1-XI\1, Beyrut-Riyad ıs., VII, 169). Onun bu /kazma lk;ızma rağmen Hz. Osman mescide giderek halka şöyle hitap etmekten geri durmamıştır: "AIIah'a yemin olsun ki, lbn Halliib'ı kmam.ıdığımz husus/ard,ı beni kınıyorsunuz. O size ayağıy/.ı ıekme vu­rur, eliyle tokat atar ve diliyle gerekeni söylereli ele, siz sesinizi çıkarmazdmız. Ama ben yumuşak davrandım. Elimi ve dilimi sizden uzak ıuıtum. Alla/ı',ı yemin olsun ki, tar.ıft,ırl,ırımın s.ıyısı sizden daha çoktur. Aciam­Iarımı çağırırs.ım onlar hemen gelirler. Bu nedenle b,ına dil uzaım.ıym ve valilerimi ta'n etmeyin". (/bn Ku-ıeybe, el-lmanıe, 1, 132; Taberl, Tari/ı, IV, 33B-339; lbnü'/-Esir, el-Kamil, lll, 77). \.

41 Taberi; Tarih, IV, 332-336; ibnü'I-Esir, el-Kamil, lll, 74.

-33-

Page 7: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

/

haliflerin isyana teşebbüs etmelerinin bahanesi olmuş''2, eyalet halkı Medi­ne'ye doğru tekrar yola çıkmıştır.43 Onlarla sürekli mektuplaşan KOfeve Bas­ralı muhalifler de başkente hareket etmişlerdir:'4 Gelenlerden Mısırlılar Hz. Ali, KOfeliler Hz. Zübeyr, Basralılar da Hz. Talha 'ya ayrı heyetler göndere­rek, onları halife olmaya çağırmışlar, ancak her üçü de isyancıların taleple­rini geri çevirmişlerdir''5 • Hz. Ali isyancılara niçin geldiklerini sorduğunda, onlar kendisinden mektup aldıklarını söylemişler, ancak Hz. Ali böyle bir faaliyetinin olmadığını ifade etmiştir46• Bu rivayet, Hz. Osman döneminde muhalefetin ashab ileri gelenlerinin, özellikle de Hz. Ali'nin üzerinden ya-. . pıldığını, yönetim aleyhine hareketlerde onun adının açıkça kullanıldığını gösterir.

Yönetim muhaliflerini Medine'den uzaklaştırmayı ·başaramayan halife bu konuda Hz. Ali'den yardım istemiş''7, bunun , karşılığında kendisine her türlü yetkiyi vereceğini vadetmiştir.46 Hz. Ali asilerle yaptığı görüşmeler so· nucunda Mısır valisi Abdullah b. Sa'd aziedilip yerine Muhammed b. Ebi Bekir getirilerek problem çözülmüŞ49, Mısırlılar yeni valileriyle yurtlarına geri dönmüşlerdir. Onlarla beraber hareket edenKOfeve Basralılar da mem­leketlerine doğru yola çıkmışlardır.50 Hz. Ali'nin girişimleriyle halledilen bu hadise, Mısırlılar'ın geri dönüp halifenin evini kuşatmalarıyla yeni bir boyut kazanmıştır51 Hz. Ali, müzakereci sıfatıyla onlara gelişlerinin sebebini sor­duğunda,"Bizim, vali tarafmdan öldürülmemizi emreden mektup taş1yan bi­rini yakalad1k" cevabını almıştır.52 Hz. Ali mektup meselesini halifeye haber verdiğinde Hz. Osman olanlardan haberinin olmadığını ifade etmiş53, bu­nun üzerine asiler, halifenin ya yalan söylediğini, ya da za'f içinde olduğu­nu, her iki durumda görevi bırakması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.54 Ancak Hz. Osman teklifleri reddetmiş55, üstelik onlardan Medine'yi terk etmeleri-

42 SuyOti, Tarihu'l-Huleffi, (thk. Muhammed Ebu'I-Fadl lbrahim), Kahire 1975, s. 174. 43 lbn Sa'd, eı-Tabakfit, lll, 6S. 44 lbn Sa'd, et-T~bak,it, lll, 71; Taberi. Tari/ı, IV, 349; Mes'Odi, MürOcü'z-Zeheb, ll 3S3. 45 Taberi, Tarih, IV, 3SO; lbnO'I-Esir, e/-K,imi/, lll, 80. 46 lbn Kesir, ei-Bidiiye, VII, 195. 47 Taberi, Tarih, IV, 350. Bu konuda halifenin Muhammed b. Mesleme'ye ricada bulundugu şekl inde de bir ri·

vayet vardır. b k. (Ib n Sa'cl, et-Tabakfit, ll, 65), Başka bir rivııyeıte de, Hz. Ali ve Muhammed b. Mesleme is· yancılarla birli kte görUşmUşlerdir. (Taberi, r.ırih, IV, 373; lbnü' I-Esir, ei-K!Jmil, lll, 84-BS, 114). Rivayetler bir· leştirildiginde yapılan görOşmelerde onların her ikisinin de hazır bulunduklarını söylemek nıOmkündUr.

48 Taberi, Tarih, IV, 3S8; lbnO'I-Esir, el-Kiimil, ı"ıı, 82·83. 49 Belazuri, Ens5bO'I-Eşraf, V. 67. 50 Taberi, r.ı;i/ı, IV, 359; Mes'üdl, MürOciJ'z.zeheb, ll, 353. 51 Ya'kObi, Tarih, ll, 17S; Taber1, Tarih, IV, 374. 52 lbn Sa'd, et-Tabakilt lll, 65; Mes'Odi, MürOcO'z.Zeheb, ll, 353. 53 lbn Sa'd, et-T.ıbakfit, ll, 6S; lbn Kuteybe, Kitfibü'I-Me,~rifs. 84, el· lm5me, 1, 42. S4 Taberl, Tarih, IV, 375-376; lbnU 'I·Esir, el-Kiimil, lll, 85. SS BeiSzuri, Ens5bU~I-EşrSf, V, 90; Taberi, T.ırih, IV, 376-377; lbnO'I-Esir, el-Kamil, lll, 85.

-34-

Page 8: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

ni istemiş, aksi halde başlarına büyük be~anın geleceği tehdidinde bulun­muştur. isyancılar bunun üzerine onu feci bir şekilde dövmüşlerdir. Saygın olarak evine götürülen halifeyi Hz. Ali, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr ziyarete gediklerinde iktidar ailesinin sözlü sa ldırılarına muhatap olmuşlardır. Ümeyyeliler, özellikle Hz. Ali'ye 118izi he/ak ettin. Bu tuzaklan bize sen ha­ztrfadin. Valfahi ulaşmak istediğin hedefe vardtğtndcı, bu dünyayt senin ba­ştna ytkacağtz" tehdidinde bulununca, Hz. Ali, ithamlardan rahatsız olarak halifenin evini terk etmiştir.56 •

Şu bir gerçektir ki, Hz. Ali o zamana kadar kendisine yapılan bütün kış­kırtmalara rağmen yönetim aleyhine bir faaliyetin içinde olmamıştır. Kendi­sinden idareye karş ı k ılıcını çekmesini isteyen Abdurrahman b. Avf'ın çağ­rısına dahi olumlu cevap vermemiş, Medine'ye gelerek kendisinin halife ol­masını isteyen isyancı Mısırlılar'a yüz vermemiş, üstelik onları memleketle­rine göndermek için gayret göstermiş, onların ha lifeye karşı bir davranışa gi­rişmelerini engellemiştir. Ayrıca hem Hz. Osman, hem de Emevl ai lesi dı­

şındaki diğer Müslümanlar, hiçbir zaman Hz. Ali'ye hi lafete göz diktiği, yö­netim aleyhine çalıştığı şeklinde bir suçlamada bulunmamışl ardır. Hz. Ali, bu dönemde Hz. Osman'ın yerine geçme hırsı içinde olsaydı dah·i, onun Hz. Osman'ın öldürülmesi için gayret göstermesi anlamsı.z olurdu. Zira ha­lifenin vefatından sonra en güçlü aday zaten kendisiydi. Bu sebeple Hz. 'Aii'nin, Emevller'in iddia ettikleri gibi, yönetime muhal if hareketleri destek­lemesinin izah edilir bir yönü yoktur. Bütün bunları Ümeyyeoğulları da bi­liyorlar, ancak yine de Hz. Ali 'yi siyaseten olanların sorumlusu olarak gös- · termek istiyorlardı.57 Onlar politikalarında şöyle bir akıl yürütmede bulun­muş olabi lirler: Şayet Hz. Osman ölür veya öldürü lürse yerine geçecek kişi büyük ihtimalle Hz. Ali olacaktır. Öyleyse halifeliğin en kuvvetli adayı yıp­ratılmalı ve bir takım ithamlarla zan altında . bırakılmalıydı. Bu amaçla Ümeyyeoğulları Hz. Osman'ın başına gelenlerin sorumlusu olarak Hz. Ali'yi göstermek istemişler ve sadece olanların değil, olacak ların faturasını

56 Taberi, Tarih, IV, 364·365. 57 Hadiselerin sorumlulul:unu Hz. Ali'ye ve ashSb önderlerine yıkma işi, Emeviler'in organize bir faaliyetidir.

Nitekim Halifeyi Şam'a göiUrmeye razı edemeyen Muaviye, Hz. Ali, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr'in de hazı r bu· lundui:u Muhacirün'un yanına giderek tehdit kokan şu sözlerle onl arı uyarmırştır: "Ey saha be topluluğu, bu ihtiyar hakkında size hayır tavsiye ederim. Eğer o sizin aranızda öldUrUIOrse, All ah'« yemin olsun ki, burayı size karşı aılılarla doldururum." (ibn Şebbe, T.ırilıu Medineti'I-Münewere, (thk. Fehim Muhammed Şelıuı), J. IV, lls, lll, 1093-1094; lbn Kuıeybe, el-lmnme, 1, 33). "Şayet sizden on;ı bir z,ır,ır gelirse, sonuçta bu durum sizin için bir felaket olur". l·lz. Ali, Muaviye'ye karşı çıkarak onunla lartışmış, Hz. Zübeyr de, bu sözlerden endişe duyduğunu ifade etmiştir. (Taberl, T.ıri/ı, IV, 344·345; ibnO'I·Esir, ei-Kilmil, lll, 79). Muaviye' nin, asha· bın ileri gelenlerine karşı sarfelliiii bu sözler, onun daha o zamandan kendisini halifenin hamisi il5n eııiğini gösterir. Onun tehdidi, Şam'ın hiiMeı merkezi olan Medine'ye karşı ağırlığını hissellirmeye başladığına ila işaret eder. Bu andan itibaren başta Muaviye olmak üzere Ümeyyeoğull arı, doğması muhtemel bir idari boş· l uğu doldurmaya hazır duruma gelmişlerdir. (Aycan, Muaviye b. Ebi Süfyan, Ankara 1990, s. 115).

-35-

Page 9: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

dahi peşin olarak ona çıkarmışlardır.50 Muğire b. Şu'be ' nin, halifenin öldü­rülmesinden k ısa bir süre önce Hz. Ali 'ye gelerek, "Sen Medine'den ç1k, git. Şayet o sen burada iken öldiirülürse, bunu senden bilecelder'89 demesi, Emevller'in Hz. Ali aleyhine kamuoyunda oluşturmuş oldukları menfl pro­pagandanın ne derece etkin olduğuna işaret'eder.

Hz. Ali, Emevl ailesi ve taraftarlarının tüm tahriklerine ve olup-bitenlerin sorumluluğunun kendi üzerine atılması teşebbüslerine rağmen halifeyle ir­tibatını koparmamış; sık sık yanına giderek ona nasihatte bulunmaya devam etmi~tir. Ancak onun sözleri kabul görmekle birlikte uygulamaya konulma­mış, buna ka~şı l ık Ümeyyeoğulları'nın özellikle de Mervan'ın görüşlerine itibar edi l mişti r.60 Nitekim halifenin eş i Nai le dahi Hz. Ali yerine Mervan'ın tavsiyelerini dinlediği için Hz. Osman'ı e leştirm i ştir.61 •

Hz. Ali'nin tüm girişimlerine rağmen kuşatmayı kaldırmayan asiler, sal­dırıya geçerek diğer şehirlerden hac için gelecek olan Müslümanlar'ın ken­dilerine engel olabilecekleri düşüncesiyle saldırıya geçmişler ve Hz. Os­man'ı şehit etmişlerdir.62

B. HZ. ALi'NiN HALiFELiGi DÖNEMiNDEKi SiYASi FAALiYETLERi ·Hz. Osman'ın öldürülmesinden sonra Müslümanlar kısa süren bir şaş­

kınlığın ardınd~n yeni halifeyi seçme te l aşına düşmüşlerdir. Görüşmelerin ardından gerek Medineliler'in ı srarlı talepleri, gerekse asi lerin baskı l a rıy la

Hz. Ali hilafet görevini kabul etmiştir.61 Ancak Ensar ve MuhacirOn'un ileri gelenlerinden Sa'd b. Ebi Vakkas, Üsame b. Zeyd ve Abdullah b. Ömer; En­sardan ise Hassan b. Sabit, Mesleme b. Muhalled, EbO Said ei-Hudri, Mu­hammed b. Mesleme, Nurnan b. Beşir, Zeyd b. Sabit, Rafi b. Hudeye ve Fu­dale b. Ubeyd gibi şahıslar ona biat etmemişlerdir.64

Hz. Ali'nin Medine'de Müslümanlar'ın tamamından biat alamamış ol­

ması, onu siyasi ve hukuki meşruiyet kriziyle karşı karşıya getirmiŞtir~ Dola­yısıyla Hulefa-i Raşidln döneminde hukuki konumu en tartışmalı halife Hz.

58 Bel5zuri, Ens5bü'I-Eşr5f, V, 99; Sarıçam, Emcvi-H5şimi Ilişkileri, Ankara 1997, s. 242. 59 lbn Asem, FutOh, 1-IV, Beyrut 1966, 1, 421. 60 Nitekim bir gOn Mervan, halifenin evini kuşatanlara hakaret etmiş ve "Çıkınız, &idi niz. All;ıh';ı yemin ederim

ki, bize saidıracak olurs;ınız, bizden hoşl;ınmayac;ığınız şeyler görOrsOnOz. Vall;ıhi biz şu anda elimizde bu· lundurduğumuz idareyi kimseye kapıırmayacağız• şeklinde tehditler savurmuşıur. (Taberi, T.ırih, IV, 362; lbn Kesir; ei-Bidaye, VII, 173-174). Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Ali, Hz. Osman'a yaptığı ıavsiyelerin işe ya· ramadığını görerek "Ey Allah'ın kulları i Görüyorsunuz ben evimde oturup bu işlerden uzak kaldığım zaman hali(e selir (Beni yalnız bıraktın, terkeıtin . Nerede akrabalığımız, hani hukukumuz) dcr. Ben onun işleriyle il· gilenip ona tavsiyelerde bulunduijum zaman,.Mervan gelir, onunla oynar ve onu istediAl yola çevirir" şeklin· de halka şikayeııe bulunmuştur. (T;ıberi, Tarih, IV, 363-364; lbnO'I-Esir, ei-K3mil, lll, 83). ·

61 Taberi, Tarih, IV, 362-363, lbnO'I-Esir, ei-K!ımil, lll, 83; lbn Kesir, ei-Bidtıye, VII, 173. 62 lbn Sa' d, et-Tabak!H, lll, 73 ; lbn Kuteybe, cl-lm5me, ı, 45; Ya'kObi, T.ırilı, ll, ı 76; T;ıberi, T.ırih, IV, 391-393;

lbnU'I-Esir, el-Kamil, lll, 90. 63 lbn Kuteybe, el-lmame, ı, 46-47; T~beri, Tarih, IV. 428-429. 64 Tnbeı'i, T.ırih, ıv, 429-432.

-36-

Page 10: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

Ali olmuştur. Zira selefierinden Hz. EbO Bekir başlangıçta Haşimller'in mu­halefetiyle karşılaşmışsa da bu sorun kısa sürede aşılmıştır. Hz. Ömer suhO­Ietle yönetime gelmiş, dolayısıy l a kamuoyu desteği en yüksek halife olma şansına erişmiştir. Hz. Osman da seçilmesinden hemen sonra bütün Müslü­manlar tarafından benimsenmiştir. Ancak Hz. Ali hilafetinin ilk günlerinde devletin merkezinde bulunanların onayını dahi alamamıştır. Biat etmeyen şahıslardan Sa'd b. Ebi Vakkas ve Hz. Ömer'in oğlu Abdullah b. Ömer ŞO­ra üyeleridirler. Üsame b. Zeyd ise Hz. Peygamber'in (sav) evlatliğı olan Zeyd'in oğludur. Yine biatten kaçınan Ensar'dan Hassan b. Sabit, Hz. Pey­gamber'in (sav) şairi sıfatıyla toplum nazarında önemli bir mevki elde etmiş, Muhammed b. Mesleme, Hz. Ömer'in baş müfettiş! olarak görev yapmıştır. Nurnan b. Beşir i le EbO Said ei-Hudrl ise Ensar'ın ileri gelenlerindendir. Bü­tün bunların biatten imtina etmeleri Hz. Ali'nin Müslümanlar'dan· bekledi­ği desteği bulamamasma sebep olmuştur. Ayrıca bu şahısları tek başlarına değerlendirmernek gerekir. Yakınları ve dostlarının da onların kararlarından etkilenmemeleri, en azından yeni halifeye biat etmede tereddüde düşme­

meleri mümkün değildir. Halkın onayı olmaksızın hiç bir yöneticinin sağ­

lıklı bir idare sergilernesi mümkün olmadığı için Hz. Ali, hilafete geldiğin­

den vefatına kadar geçen sürede toplumsal meşruiyetini sağlama çabalarıy­

la meşgul olmuş, ancak gelişen hadiseler onun meşruiyetini artırmak bir ta­rafa, sahip olduğu halk tabanının günden güne erimesi neticesini getirmiş­

tir. Hz. Ali'ye biat etmeyenler arasında asıl sıkıntı meydana getiren gruplar,

biatleriyle Hz. Osman'ın kanını ilişkilendirenler, yani kendisine itaatlerini Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılması şartına bağlayanlar olmuştur. Bu gruplardan ilki Hz. Aişe-Hz. Talha ve Hz. Zübeyr üçlüsünün oluşturdukları

Cemel ashabı, diğeri de Muaviye önderliğinde toplanan Şamlılar'dı. Hz. Ali'nin otoritesini sağlayabilmesi için önce bu iki grubun ikna edilmesi ge­rekiyordu, ancak bu kolay değildi. Çünkü onlar halifeden gerçekleştiri lme­

si neredeyse mümkün olmayan bir ta lepte bulunarak, Hz. Osman'ın katil ­lerinin tespitini ve cezalandırmasını istiyorlardı. Anca!~, halifeyi öldürenler hala Medine'de etkin durumdaydılar ve kati hadisesini hep birlikte gerçek­leştirdiklerini açıkça ilan ediyorlardı. Dolayısıyla bu şartlarda Hz. Ali'den böyle bir icraat beklemenin iyi niyetle izah edilmesi mümkün değildir. Üs­telik onlar, bu konuda halifeye destek vermek yerine farklı bölgelerde top­lanıp müstakil siyasi birlikler meydana getirmişlerdir. Böyle olunca bu grup­lar, hukuki bir prosedürün tamamlanmasını talep eden değil, nazik dururTı­dan istifade ederek farklı siyasi beklentilere girmiş taraflar izlenimi vermek-

-37-

Page 11: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

tedirler. Eğer böyle olmasaydı, Hz. Ali'ye biatten kaçınan ve biat için halife katillerinin cezalandırılmasını isteyen Cemel ashabı ile Şamlılar'ın en azın­dan kendi aralarında bir ittifak oluşturmaları gerekirdi. Ancak Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırıl ması yönündeki ortak ta lebe rağmen bu ittifak ger­çekleşmemiş, üstelik yönetim muhalifler i bir araya gelmekten özellikle ka­çınmışlardır.

Hz. Ali'nin halife katillerinin cezalandırılmasından başka halletmek zo­runda olduğu diğer bir mesele idari kadro değişikliğidir. Bu _amaçla halife biat aldıktan sonra ilk iş olarak Hz. Osman döneminde şikayet sebebi olan valileri aziederek yerlerine yeni idareciler tayin etmeye başlamıştır. Hz. Ali, sorunları n asıl kaynağı görülen bu valilerin görevden uzaklaştınlmasıyla da­hili karışıklıkların ortadan kalkacağını düşündüğünden, gerek Muğire b. Şu'be, gerekse Abdullah b. Abbas'ın, önceki valilerin hemen değil , biatları­

nın alınmasından sonra aziedilmesi şeklindeki tavsiyelerine itibar etmeye­rek bütün eyalet valilerini değiştirmek istemiş, ancak bilhassa Şam ve Ku­fe'de bu niyetini gerçekleştirememiştir.65

Hz. Ali'nin, halifeliği dönemindeki yönetici atamalarında özellikle Haşi­

moğulları ve Ensar'a öncelik tanıdığı görülür. Bu grupların ortak özelliği, daha önceki dönemlerde (ilk üç halife idaresinde) iktidardan mahrum bıra­kılmış, yani muhalefette kalmış olmalarıdır. Ensar'ın ve Haşimoğulları'nın Hz. Ebu Bekir'in halife seçilmesi sürecinde açıkça iktidar talebinde bulun­maları, onların ilk iki halife döneminde yönetimden uzak tutulmalarına se­bep olmuştur. Hz. Osman zamanında ise bürokrasi tamamen Ümeyyeli­ler'in inhisarında kaldığı için tabiatıyla hem Medineliler hem de Haşimller iktidardan mahrum kalmışlardır. Hz. Al i ise göreve gelir gelmez devlet yö­netiminden uzak tutulan bu iki muhalefet bloğunu iktidara taşımıştır. Dola­yısıyla onun tayin politikası büyük ölçüde önceki atamalara tepki ve geÇ­mişteki mahrumiyetleri telafi etme görünümü kazanmıştır.66 Halife Kufe, Basra, Mısır, Şam, Yemen, Mekke ve Medine gibi şehir ve eyalet merkezle­rinin idaresine, iktidarının iki destek gücünden biri kabu l ettiği Ensar'a men­sup şahısları getirmiştir. Şam'a tayin edilen Sehl b. Huneyf ei-Ensari"7

, onun kardeşi Basra'ya gönderilen Osman b. Huneyf68

, Kufe'de görevlendirilen Ebu Mesud e l -~nsaric'9 ile Karaza b. Ka'b70

, Medine valiliğine getirilen Ebu

65 Y~'kObi, Tarih, ll, ı56; T~beri, Tari/ı, IV, 438-439, 440-44ı. 66 Ocmirc~n. Ali-Mu~viye K~vı:~sı, Istanbul 2002, s. 65. 67 5eyf b. Ömer, ei-Fitne ve Vak'MO Cemel, (thk. Ahmed Ratib Armusl, Beyrut ı993, s. ı 00; Tabcri, T.ırih, IV.

442. 68 Seyf b. Ömer, ei-Fitne, s. ı 00; Ya'kübi, Tarih, ll, 179; Taberi, T.ırilı, IV, 442. 69 lbnO'I-Esir, el-Kamil, lll, 177. 70 Taberi, T.ırih, IV, 499.

-38-

Page 12: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

EyyOb ei-Ensarl7' ve Mısır valiliğine tayin edilen Kays b. Sa'd b. Ubade ei­Ensarl, idarenin Ensar ayağını oluşturmuşlardır/2 Halife, ayrıca Cemel sava­şına giderken yine Ensar'dan Ebu Hasen b. Abqiamr'ı Medine'de yerine ve­kil olarak bırakmıştır.]]

Hz. Ali idarede Yemen asıllı Ensar'a ağırlık vermenin yanında, önceki ik­tidarın baş muhalifi olan KOfe Yemenileri'ni de ihmal etmemiş, onlardan Umare b. Şihab'ı KOfe valiliğine getirilmiş74, ancak KOfeliler'in talepleri ve özellikle onların ileri gelenlerinden Eşter'in (Malik b. ei-Haris) aracı'lığıyla

' şehre yine Yemenli EbO MOsa ei-Eş'arl'yi tayin etmiştir. 7s f\:yrıca KOfe Yeme-ntleri'nden ve Hz. Osman'a karşı muhalefetin öncülerinden olan Eşter'i Ce­zlre'ye idareci olarak göndermiş7&, Sdfin savaşmm ardmdan Amr b. el-As' ın Mısır'a doğru harekete geçtiği haberini aldıktan sonra Muhammed b. Ebi Bekir'in yerine Mısır valiliğine getirmiştir.77 Bürokrasinin önemli makamla- · rından bir kısmını Ensar ile muhtelif Yemen kabilelerine tahsis eden Hz. Ali, kadroların geri kalanını ise kendi ailesi Haşimoğulları'na bırakmış görün­mektedir. Nitekim Abdullah b. Abbas Basra78, Ubeydullah b. Abbas Ye­men7~, Kusem b. Abbas Mekke ve Taif'O, Temmam b. Abbas da Medine'ye81

tayin edilmiş, ayrıca üç yaşından beri halifenin terbiyesinde büyüyen üvey oğlu Muhammed b. Ebi Bekir'i Mısır'a vali atanmıştır.62 Göreve getirdiği or­du komutanlarının kabile bağ l antılarının dikkate alındığında Ali'nin idare politikasını Haşimller, Ensar ve KOfe Yemenllerine dayandırdığı açıkça gö­rülür. Nitekim onun birinci dereceden yardımcıları Eşter, Hucr b. Adiyy, Şe­bes b. Rib'l, Eş'as b. Kays ei-Kindl, Halid b. Muammer es-Sedusl, Sehl b. Huneyf ei-Ensarl, Ziyad b. Nadr ei-Harisl, Sa'd b. Kays ei-Hemdanl, Makil b. Kays er-Riyahl, Sa'saa b. Sühan, Kays b. Sa'd b. Ubade ei-EnsMi'dir.83 Adı

geçen şahıslar büyük ölçüde Hz. Osman döneminin muhalefet bloğu lider­leridi der. Ayrıca Hz. Osman aleyhine gerçekleştirilen muhtelif olaylara ka-

71 T~beri, Tarih, V, 139, 156; lbnO'I-Esir, ÜsdU'I-G3be, 1-VII, 1 1970, ı, 254; lbn Hacer, eı-lsabe, 1, 405. 72 Taberi, T.ırih, IV, 442, 546-549; lbno•ı-Esir, el-Kamil, lll, 177. 73 Ya'kObi, Tari/ı, ll, 181. 74 5eyl b. Ömer, ei-Fiıne, s. 100. 75 Y~'kObi, T.ırifı, ll, 179; Taberi, Tari/ı, IV, 442-443; lbn Kesir, ei-Bidaye, VII, 230. 76 Mink~ri, Vak'atO Sıllin, (ıhk. Abdasse/am Mulıammed Harun), Beyruı 1990, s. 12; lbnO'I-Esir, el-Kamil, lll,

177. 77 Tabeti, Tari/ı, V, 96-97;.lbno•ı-Esir, el-Kamil, lll, 178; lbn Kesir, ei-Bidaye, VII, 253. 76 Ta beri, Tari/ı, IV, 543; lbno•ı-Esir, el-K/imi/, lll, 177. 79 Seyf b. Ömer, ei-Fiıne, s. 101; Ya'kObi, Tari/ı, ll, 179; Taberi, Tarih, IV, 442. 60 Seyl b. Ömer, s. 119; Ya'kObi, Tarih, ll, 179; Taberi, Tarih, IV, 455. 61 Taberi, Tarih, IV, 455; lbno•ı-Esir, Osd, 1, 253. 62 Taberl, T.ırilı, IV, 553; Kindi, Vultıı, s. 21-22; lbnO'I-Esir, ei-K,imil, lll, 136·139; lbn Kcsir, ei-Bidaye, VII, 253;

Makrizi, Hıtat, 1-11, Beyrut ts. (DSru SAdır), ı, 300; lbn Tagriberdi, en-NOcOmO'z-Z~Iıire, 1-XXII, Kahire ın9; ı. 132.

83 Mink5r1, Vak'aıü Sıflin, s. 195, 205; Y.ı'kObi, Tari/ı, ll, 179; Taberi, Tari/ı, IV, 488, 553, 566, 570-573.

-39-

Page 13: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

tılanlar da Hz. Ali ordusunda görev almışlardır. Mesela Iraklılar'ın ünlü ko­mutanlarından Eşter, önceki halifeye karşı I<Qfe'deki isyan har.eketine önder­lik yapmıştır. Mısır valiliğine getirilen Muhammed b. Ebi Bekir de geçen yö­netim muhalefetinin önde gelenlerinden biri kabul edilmiştir. Hz. Ali'nin görev verdiği komutanların bir diğer özelliği, çoğunluğunun l<ureyş dışın­daki Arap kabilelerine mensup olmasıdır. Bütün bunlardan, halifenin siyasi faaliyetlerinde Mekkeliler'i açıkça devre dışı bıraktığı ortaya çıkar.04 Nite­kim Sıffin savaşında Irak ordusu içinde l<ureyş'i komutan olarak sadece Zi­yad b. Hasefe et-Teyml, Haşim b. Utbe b. Ebi Vakkas·ile Haşimller'den Hz. Ali ve Hz. Abbas temsil etmişlerdir.05 Burada şu husus açıkça vurgulanmalı­dır; Hz. Ali'nin idari kadrosunu dar tutmasında kendi tercihinden ziyade konjonktürün etkisi vardır. Hz. Ali selefieri kadar farklı idareci seçme imka­nına (opsiyon) sahip olamamıştır. Özellikle Hz: Ebu Bekir ve Hz. Ömer ile mul<ayese edildiğinde, onun çok dar bir gruptan bürokrat tayin etmek zo­runda kaldığı görülür. Çünkü, l<ureyş'in köklü kabilelerinden Ümeyyeliler halifeye karşı henüz işin başında muhalefet bayrağını açmış, Sehmliler'in li­deri Amr b. el-As Muaviye ile ittifak yapmış, Sa'd b. Ebi Vakkas, Muham­med b. Mesleme gibi Hz. Ömer dönemi bürokratları Hz. Ali'ye biat dahi et­memişlerdir. Hz. Osman tarafından valiliğe getirilenlerin de aziedilmesi se­bebiyle Hz. Ali ancak Ensar'ın bir kısmı ile Haşimiler ve. I<Qfe Yemenlieri arasından idareci atamak durumunda kalmıştır. Bu tercih dahi kendi içinde tehlikeler barındırmaktadır. Zira halifenin Haşimller'den idareci seçmesi, her şeyden önce Hz. Osman'ın ailesini öneeleyen uygulamalarını hatırlata­cak ve yönetirnde diğer l<ureyş kabileleri ihmal edildiği için bu durum ha­lifenin onlardan beklediği desteği almasına engel olacaktır. Ensar'dan tayin

edilenler ise, aynen ilk halife seçimi sürecinde görüld9ğü gibi l<ur.ey.ş'i. ra­hatsız edecek ve onların halifeye yardımına mani olacaktır. Hz. Ali'nin KO­fe Yemenileri'ne yönetim kademelerinde yer verilmesi ise onun, maktul ha­lifenin katilleriyle ortaklık yaptığı suçlamalarıyla karşı karşıya kalmasına se­bep olacaktır. Bütün bunlardan dolayı Hz. Ali'nin yönetimi döneminde ger­çekleştirdiği azil ve tayinler, halkın şikayetlerinin ortadan_kalması bir tara­fa, yeni problemierin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. O kadar ki, Hz. Os­man' ın idarecileri, göreve geldikten sonra ortaya koydukları icraatları sebe­biyle tenkit edilip şikayet konusu yapılırken, Hz. Ali'nin valilerinin önemli bir kısmı daha göreve başlamadan meşruiyet sorunu yaşamışlardır.

84 Nitekim savaş esnasında Kureyş ileri gelenlerinden sadece beş kişi /r;ık tarafmd.ı yer :ılırken, Mu.wiye Ku­reyş'in 13 koluna mensup şaluslafl ordusu Içinde gijrevlendirmiştir. Nass, i/ıs.ın, ei-Asabiyye, Beyrut 1964, s. 222.

85 MinkM, Vak'atü Sıffin, s. 206; T.ıberi; Tarih, IV, 566, V, 'll, 12-13; ibnü'I-Eslr, ei-K,1mil, lll, ISO.

-40-

Page 14: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

Hz. Ali'nin halifeliği dönemindeki hatalı tercihlerinden biri de Müslü­man lar'ın i lk başkenti olan Medine'yi terk edip, yakın dönemde kuru l muş

ve kozmopolit özellikler taşıyan, bu sebeple kabile çekişmelerinin üssü ha­line gelen lrak'ı kendisine merkez seçmesidir. Yukarıda da ifade edildiği gi­bi, bunda Medineliler'den beklediği desteği alamamış olmasının mutlaka etkisi vardır. Ancak başkent olarak I<Ofe'nin tercih edilmesi onu. daha büyük sosyal ve siyasi problemlerle karşı karşıya getirmiştir. Muhtelif Arap kabile­lerinin siyasi rekabet alanı. haline gelen yeni başkent I<Ofe, sıkıntıların çö­züm yeri olmak bir tarafa, bizzat problem kaynağı olma vasfını uzun süre devam ettirmiştir. Irak'ın diğer önemli şehri Basra ise Hz. Ali ve onu destek­leyen I<Ofeliler ile birlikte hareket etmemiş, üstelik bizzat onlarla savaşa gi­rişmiştir. Bundan dolayı Cemel savaşı, halife ile Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılmasını talep eden şahıslar arasındaki bir çatışma olarc;ık görül­mekle birlikte, aynı zamanda KOfe-Basra savaşı şeklinde da anlaşılabilir.

Hz. Ali'nin siyasi hakimiyetini sağlama konusuı:ıdaki diğer bir sıkıntısı, en çok güvendiği gruplar olan Irak Yemenileri'nin kararsızlıkları ve kendisi­ni desteklemedeki isteksizlikleridir. Bu durum zaman zaman Hz. Ali taraf­tarlarının zaafı olarak ortaya çıkmıştır. Genelde l<ureyş'in siyasi hakimiyeti­ne karşı çıkan Irak'ın Güney Arapları, Hz. Ali ile Muaviye arasındaki siyasi mücadelede halifenin yanında yer almakla birlikte, bunu l<ureyş'in kendi iç siyasi çekişmenin bir tezahürü kabul ederek rekabete mümkün olduğı.ınca katılmama temayülü göstermişlerdir.06 Bu tavır ise özellikle Irak'taki Yeme­nller'in yardımına ihtiyaç duyan Hz. Ali'nin gücünü büyük ölçüde zayıflat­mıştır. Halbuki Hz. Ali, desteklerini alabilmek için I<Ofeliler'den bazı şahıs­ları -ki bun lar önceki halifenin katilleri olaraktanınmışlardır-her türlü eleş­tiriyi göze alarak önemli görevlere getirmiş, hatta sırf onları memnun ede­

bilmek amacıyla prestijinin sarsılması pahasına, gönderdiği valisini geri çe­kerek KOfe halkının tercihi olan EbQ MOsa'nın valiliğini onaylamıştır. Fakat bütün bu nlara rağmen Iraklılar l<ureyş kompleksinden kurtulamamışlar, Hz. Ali'yi l<ureyş hakimiyetinin bir temsilcisi olarak görmeye devam etmişlerdir. , Hz. Ali'nin yönetimdeki en büyük şansızlıklarından biri de sağlıklı bir

şOra sistemi kuramamış olmasıdır. Daha önceki halifelerden Hz. Ömer, si­yasi, askeri, dini vs. meseleler hakkında görüşmeler yapmak amacıyla as­hab ileri gelenlerinin görev aldıkları ŞOra sayesinde hem en doğru kararla­ra varma imkanı elde etmiş, hem de bu kararların toplumsal meşruiyetini te­min etmiştir. Müslümanlar da ŞOra kararlarına tereddütsüz tabi olmuşlar, böylece yönetim her türlü icraatına geniş kamuoyu desteğiyle başlamıştır.

86 Ta/mi, T.ırilı, IV, 483-484.

-41-

Page 15: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

Hz. Ali böyle bir imkana sahip olamamıştır. Çünkü bazı ashab önderleri onun istişare heyetine dahil olmak bir yana, Hz. Ali'yi halife ol·arak dahi ta­nımamışlardır. Mesela Sa'd b. Ebi Vakkas ona biat etmemiş, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr ise Basra'yı ele geçirmek suretiyle kendisine siyasi rakip olmuş­lard ı r. ŞOra oluşmayınca da Hz. Ali'nin planlı ve organize bir politika takip etme imkanı ortadan kalkmıştır.

Burada şu hususu da dile getirmek gerekir ki, Hz. Ali'nin özellikle bir da­nışma heyeti oluşturma ihtiyacı hissetmemiştir. Çünkü olaylar dikkatle ince­lendiğinde onun, herhangi bir konuda karar verdiğinde insanlardan kendi­sine tereddütsüz uymalarını beklediği anlaşılır. O, siyasi veya askeri bir ic­raatından Önce taraftarlarını bilgilendirmek, onların görü~lerini almak, ka­muoyunu ikna ederek insanların desteklerini kazanmak için gayret sarfet­memiş görünmektedir. Hz. Ali, bu yolu ancak bir problemle karşı karşıya kaldığında tercih etmiştir. Dolayısıyla onun özellikle siyasi konulardaki fikir alış-verişleri, plansızianiık yapılmıştır. Gerçekleştirilen müzakereler ise onun teklifleriyle ve kendi kontrolünde değil, muhataplarının telkin, hatta yönlendirmeleriyle gerçekleşm i ştir. Cerir b. Abdullah ei-Beceli'nin kendisi­nin elçi olarak Muaviye'ye gönderi lmesi teklifi, Eş'as'ın tahkim çağrısından neyin hedeftendiğini öğrenmek için Muaviye'nin yanına gitme teklifi, Ab­dullah b. Cafer'in annebir kardeşi Muhammed b. Ebi Bekir'in, Mısır'a vali tayin edilmesi teklifi bunlara örnek olarak gösterilebilir. Tabiatıyla bu tür gö­rüşmelerden beklenilenin tersine sonuçlar alınmıştır.

Hz. Ali'nin siyasi otorite sağlama girişimlerinin önündeki en büyük en­gel Muaviye b. Ebi Süfyan'd ı r. Muaviye, Hz. Osman dönemindeki olayların halifenin öldürülmesine kadar gideceğini öngörmüş ve stratejisini buna gö-. re tespit etmiştir. Öyle ki, Medine'de gerçekleşen son valiler toplantısının ardından halifeyi başkentten alıp Şam'a götürmek istemiş8r, dönüşü esnasın­da Hz. Talha, Hz. Zübeyr ve Hz. Ali'nin de bulunduğu bir topluluğu halife hakkında uyarmış ve başına bir şey gelmesi durumunda Medine'yi atlılarla. dolduracağı tehdidinde bulunmuştur.66 Muaviye halifenin öldürülmesinden sonra ise bir taraftan yeni halifeyi Hz. Osman'ın katliyle ilişkilendirirken , di­ğer taraftan kendisini maktul halifenin velisi ilan etmiştir. o nem Şamlılar'ı yönetime karşı kışkırtmış, hem de asıl Hicazlılar'a niyetinin halifelik değil, Hz. Osman'nın katillerini cezalandırılmasını talep olduğunu bildiren mek­tuplar göndererek onlardan destek istemiştir. Özetle Hz. Ali'ye karş ı her tür­lü psikolojik savaş taktiğini uygu l am ı ştır.

87 Taberi, Tari/ı, JV,·J45; /lmO'I-Esit; ei-K.imi/, lll, 19; lbn Kesir, ei-BidJye, VII, 169. 88 ibn Kuıeybe, e/-lmfıme, 1, 33; lbn Şebbe, Kiıabu T.ırilıi'I-Medineli'I-Milnewere, lll, 1053-1094; T.ıberi, Ta­

rih, IV, 344-345,·/bnO'I-Esiı; ei-K~mi1, lll, 19.

-42-

Page 16: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

Muaviye, Hz. Ali'nin halife ol masıyla birlikte, onun yönetim anlayış ı nın

tam tersi bir politika takip ederek, siyasi faa liyetlerinde kendi kabilesi Ümeyyeoğu ll arı'nı geri plana çekmek suretiyle hareketinin merkezine l<u­reyş'i yerleştirmiştir. S ıffin savaşında Şam ordusu komutanların ı n kabile bağlantıları dikkate a l ındığında, Muaviye'nin bu politikası açıkça görülür. Savaşta Şam ordusunun atlı birliklerinin başında Ubeydullah b .. Ömer b. Hattab, piyadelerin yönetiminde Müslim b. Ukbe ei-Mürrl, ordunun sağ ta­rafında Abdu llah b. Amr b. el-As, sol tarafında Habib b. Mesleme ei~Fihrl, merkezde Dahhak b. l<ays ei-Fihrl yer almış, sancak ise Abdurrahman b. Halid b. Velid'e teslim edilmiştir. 0~ Muaviye'nin komutanlarmm beşinin de Kureyşli olmasi tesadüf değildir. Hz. Ömer'in oğlu Ubeydullah Adfoğulla­rt'ndan, Abdu llah b. Amr Sehmoğulları'ndan, Abdurrahman b. 'Halid Mah­zumoğulları'nc1an, Habib ile Dahhak ise Haris b. Fihroğulları'ndandir. Bun- . lara Muaviye ile savaşı birlikte idare eden Sehmli Amr b. el-As' ı da ilave et­mek gerekir. Ayrıca Sıffin'de Hz. Ali'nin ağabeyi Akli b. Ebi .Talib de Haşi­

moğulları mensubu olarak yer alm ı ştır.90 Dikkat edildiğinde bu şahıslar için- . d.e Muaviye'den başka Ümeyyeli yoktur.91 Dolayısıy la gerek Hz. Ali, gerek­se Muaviye tarafındaki komutanların kabile bağlantılarını dikkate alarak, Ali-Muaviye mücadelesinin, halife ve ona isyan eden bir va linin savaşı ka­dar, belki l<ureyş ile l<ureyş hakimiyetine karş ı gelenlerin siyasi rekabeti iz-lenimi verdiği de söylenebilir.92

.

Muaviye siyasi mücadelesinde Emevller'i geri plana çekerek l<ureyş'li l e­

re ağırlık verirken, aynı zamanda diğer Arap kabilelerini (özell ikle Şam Ye­menlleri) de hareketine dahil etmi~tir. Nitekim, hanımı Meysun'un kabilesi l<elb'in büyük desteği sebebiyle93 onlara duyduğu güveni göstermek için Sıf­fin savaşında Şurahbil b. Sımt ei-Kindl, ibnu Zi'l l<ela ei-Himyerl gibi Kah­tan asıllıları ordusunda komutan olarak görev l endirmiştir.94 Aynca Ebu'l­Aver es-Sülemf'ye de S1ffin'de öncü birlik komutanltğ1 görevi vererek Ku­reyş d1şmdaki Kuzey Araplan'ntn da gönlünü almak istemiştir.95

Hz. Ali'nin otorite sağ lama girişimlerinde mücadele etmek zorunda kal­d ığı ilk siyasi grup Cemel ashabıdır. Onların ortaya çıkışı, her şeyden önce halifenin Şam üzerine düzenleyeceği askeri harekatın gecikmesine sebep 89 Mink5ri, V.ık',ırü Sdfin, s. 84, 206·207, 426;Taberi, r.ırilı, J, 574, V, 11-12, 26, 523. 90 lbn Abdilberr, el-lsti'iib, lll, 1079. 91 Sav,ışta yer ,ıl.ın Velid b. Ukbe, Abcfullalı b. Sa'cl Iki onun savaşa katılchiitlıususu da ilıtiliifltchr) gibi eski bü·

rokr.ıt/,ır, komutan/tk Ostlenmemişler, çarptşm.ı/,ırda str.ıclan asker olar.ık yer .ılmtşlardtr. /r.ıberl, Tari/ı, IV, 572, V, 13).

92 Demircan, Ali-Muaviye Kavgast, s. 124-125. 93 Aycan, Muaviye b. Ebi Süfyan,' s. 143. 94 Minkiiri, V.ik'aril Sdfin, s. 206-207, 213; Taberi, T.ırilı, lll, 574; V, 11-12. 95 Taberi, r.ıri/ı, IV, 266-267.

-43-

\ , .

Page 17: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

olmuştur. Hz. Aişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr'in liderlik yaptıkları bu toplu­luğa, halifeye baştan karşı çıkan Ümeyyeliler de dahil olmuşlardır. Muhalif­ler önce Mekke'de toplanmışlar, daha sonra Hz. Ali'nin Basra valisi Osman b. Huneyf'i şehirden uzaklaştırarak fiilen yönetime bayrak açmışlardır.96

Irak'taki karışıldığı ortadan kaldırmadan Şam'a yürümenin doğru olma­yacağını düşünen Hz. Ali, Medine'den lrak'a hareket etmiştir.97 Abdullah b. Selam, halifeye Medine'den ayrılmaması gerektiği, aksi halde Müslüman­lar'ın hakimiyetinir:ı ebediyen Medine'ye dönemeyebileceği uyarısında bu­lunmuşsa da kendisini ikna edememiştir.~8 Halife ile Cemel ashabı arasında yapılan görüşmeler herhangi bir sonuç vermemiş ve iki taraf savaşa başla­mıştır. 15 Cemaziyelahir 36/l<asım 656'da meydana gelen ve başta Hz. Tal­ha ve Hz. Zübeyr olmak üzere her iki taraftan yaklaşık i O bin kişinin ölü­müne sebep olan~9 Cemel savaşı, o zamana kadar Müslümanlar'ın kendi aralarında gerçekleştirdikleri ilk büyük muharebedir. Cemel savaşını kaza­nan Hz. Ali Irak-Hicaz bölgesinde kontrolü sağlamıştır. Ancak birbirlerine kılıç çeken insanların artık bütünlük içinde kalmaları zorlaşmıştır. Gerçek­ten de savaş Hz. Ali için bir dahili problem in çözülmesi gibi görünse de, bu hadise esasında daha büyük sorunların habercisi olmuştur.

Cemel savaşının ardından Hz. Ali, bey'ata yanaşmayan, üstelik yönetim aleyhine halkı kışkırtan Muaviye üzerine Şam seferini başlatmıştır.ıoo iki or­du 36/656 yılı sonlarına doğru harekete geçerek101 Sıffin'de102 karşı karşıya

gelmiştir. Savaştan önce yapılan görüşmelerde Hz. Ali Şamlılar'ı itaate da­vet etmiş103 ancak herhangi bir sonuç alınamayınca başlayan çarpışmalar bu yılın Zilhicce ayı boyunca devam etmiştir. 104 Muharrem ayındaki sulh orta- . mında .Hz. Ali yeniden diyalog başlatmak istemiş ancak Şamlılar, katiller kendilerine verilmedikçe ha lifeye itaat etmeyeceklerini yinelemişler105, üste­

lik katillerin tesliminden sonra halifenin de şura ile seçirmesini talep eirrilş­lerdir10~. Onların dile getirdikleri yeni şartlar, Şamlılar'ın Hz. Ali'nin meşru­iyetini artık açıkça tartışmaya başladıkianna ve onun halifeliğini tanımadık­Iarına işaret eder. Bunun üzerine yeniden başlayan çarpışmalar sonucunda

97 Talıeri, Tari/ı, IV. 478. 98 ibnü'I-Esit; ei-K5mil, lll, 114. 99 T.ıberi, T.ırilı, lll, 467. 100 lbnO'I-Esir, ei-K,imil, lll, 104-105; lbn Kesir, el-8/daye, VII, 230 101 Taberi, Tari/ı, IV. 563; lbnü'I-Esir, ei-Kfımil, 111, 142; ibn Kesir, el-8id~yc, VII, 256. 102 Stffin: Rakka ile Bal is yerleşim merkezleri arasmda ve Fırat nelıri kcn.ırmd.ı yer .ılan geniş bir ar,ızidir. (Y;ı­

kut ei-Hamevi, Mu'cemu'I-Buldfin, 111, 414-415). 103 Taberi, T.ırilı, IV. 573-574; lbnii'/-Esir, el-Kamil, 111, 146; ibn Kesir, ci-Bicl,iye, VII, 257. 104 lbnü'I-Cevz~ ei-Muntaz;ım, (t/ık. Mu/ı,ımmedAbdüJk;ıc/irAtfi-Must;ıf.ıAbdülk;ıdirAtfı), 1-XV111, Beyrut 1992,

V. 104. 1 OS Ta beri, Tari/ı, \(, S-6; lbnii'I-Esir, el-Kamil, lll, 146; lbn K esir, ei-/Jid,iye, VII, 258-259. 106 T.ıberi, T.ırih, V, 7-8; lbnO'I-Esir, ei-K,1mil, lll, 148-149; ibn Kesir, ei-Bid.iye, VII, 259.

-44-

Page 18: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

Şam tarafı mağlup olmak üzereyken Amr b. ei-As'ın tahkim çağrısı savaşa yeni bir boyut kazandırmıştır. 107 Amr'ın çağrısı, Şamlıları hezimetten kurta­racak iyi düşünülmüş bir taktiktir. O, Irak ordusundaki intizamsızlığı gör­müş, buna istinaden onları birbirine düşürmeyi planlamıştır. 106 Gerçekten de Hz. Ali, Sıffin'e sadece kendisine gönüldeın bağlı Iraklı ve Hicazlılar'la gel­memişti. Ordusunda binlerce Basralı vardı ki, bunların çoğunluğu Hz. Tal­ha ve Zübeyr i le birlikte hareket ederek halifeye karşı savaşmışlardı. Ayrıca Cemel savaşında her iki tarafa iştirak etmeyip, daha sonra Irak ordusuna ka­tılan insanlar bulunuyordu. Bu sebeple onların ilk hedefi bir an önce savaş ortamından çıkmaktı. Bunun farkında olan Amr'ın başlattığı ayrılık kıvılcı­mı derhal tesirini göstermiş, Hz. Ali ordusunda savaşın sağladığı suni birlik derhal parçalanmıştır.

· Amr b. ei-As'ın Iraklılar' ı Kur'an'ın hakemliğine çağırma tavsiyesi Hz . . Ali'nin askerlerini şüpheye düşürmekte gecikmemiş, ordu içindeki bir,grup yapılan çağrının yerinde olduğunu düşünerek icabet edilmesini istemişler, diğer bir kısmı bunu Şamlılar'ın bir oyunu olduğunu söylemişlerdir}09 Yapı- ·

lan tartışmalar sonucunda çoğunluğun savaşı bırakma taraftarı olduğu anla­şılmıştır.110 Tahkim taraftarları halifenin savaşa devam edilmesi şeklindeki nasihatlerine aldırmadıkları gibi, çağrıyı kabul etmezse ordudan ayrılmak, onu Şamlılar'a teslim etmek, hatta öldürmekle tehdit etmişlerdir}'' Hz. Ali ise onlara "Ben dün emirdim, bugün ise emir edilen durumunda kald1m" di­yerek tepki göstermekten başka bir şey yapamamıştır}'2 Bu durum Hz. Ali'nin Iraklılar üzerindeki kontrolünü kaybetmeye başladığına işaret eder. Nitekim halife, bu ortamda tahkim görüşmelerini yapacak olan temsilcisini dahi kendisi tespit edememiş, Irak tarafının idaresi fiilen tahkimcilerin lide­ri durumundaki Eş'as b. Kays'ın el ine geçmiştir. 113 Sonuçta Hz. Ali, tahkim­

de, kendisinin seçmediği, üstelik yakın dönemde görevinden uzaklaştırdığı bir kişi tarafından temsil olunmak zorunda kalmıştır ki, bu durumda görüş­melerden halife lehine bir sonuç çıkması neredeyse mümkün değildir. Hz. Ali de idaresi altındaki insanların kendi emir ve görüşlerini dinlememeleri

107 Mink;ıri, V.ık'atü Sıffin, s. 481; lbn Sa'd, et-Tabakat, lll, 31-32; lbn As em, FutO/ı, ll, 179; T.ıberi, T.ırilı, V, 48; lbnO'I-Cevz~ ei-Muntazam, V, 120-121; lbnO'I-Esfr, el-Kamil, lll, 160-161; lbn Kesfr, ei-Bid.~ye, VII, 273.

108 Ha.san, Hasan lbr,ılıim, T.ırilıu Amr b. el-As, Mısır 1996, s. 247. 109 lbn Sa'd, et-Tabakiit, IV, 255-256; lbn Kuıeybe, el-lmtime, 1, 706; lbn Abdirabbih, el-lkdu'I-Ferid, IV, 346. 110 Mink,ıri, Vak'.ıtu Sıffin, s. 489; Ya'kübf, T.ırilı, ll, 188-189; Taberi, Tari/ı, V, 48-49; Mes'üd~ MOrücü'z-Ze-

lıeb, ll, 401; lbnii'I-Cevzf, ei-Mımıazam, V, 721; lbnO'I-Esir, ei-Kiimil, f/f, 761; lbn Kesfr, el-8id.1ye, VII, 273-274.

111 Y.ı'kübf, T.ırilı, ll, 188-189; T.ıberi, Tarih, V, 49; lbn Asem, Futülı, ll, 180-183; lbnü'I-Esir, el-Kamil, lll, 161. 112 Mes'ıidi, MürOcü'z-Zelıeb, ll, 400. \.· 113 Y.ı'kObi, T.ırilı, If, 189; T.ıberi, Tarih, V, SI; lbnü'I-Cevzf, ei-Muntazam, V, 122; Mes'Odı: MilrOcü'z-Ze!ıeb,

ll, 402.

-45-

Page 19: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

üzerine iyice bunalmış vaziyette ümitsizfiğe düşmüş, hadiseleri oluruna bı­rakmış görünmektedir.

Hakemierin karşılıklı olarak gerçekleştirdikleri uzun görüşmeler sonu­cunda Hz. Ali, Irak halkı ve müttefikler~, Muaviye de Şam halkı ve mütte­fikleri adına alınan kararlara uyacaklarını taahhüt ettikleri bir anlaşmayı im­zalamışlardır}14 Metnin yazımı sırasında halifenin hukuki konumunu zede­leyen yemi bir durum daha ortaya çıkmıştır. Şam tarafı hazırlanan anlaşma metninde "Mü'minlerin emiri Ali" ifadesinin yer almasına itiraz etmiş, Hz. Ali de başlangıçta bu tabirin anlaşmadan çıkarılmasına itiraz etmiştir. Çün­kü ·böyle bir adım, onun halifel iği nden şüphe duyuluyor intiba­ı verecektir. Nitekim yakın adam larından Ahnef b. l<ays bu ifadeyi silmeme­si gerektiğini, aksi halde bu sıfatın bir daha kendisine dönmesinin mümkün olmayacağını söyleyerek halifeyi uyarmıştır. Fal<at Eş'as!ın aşırı ısrarlarıyla Hz. Ali, kendi durumunu tartışmalı hale getiren isteğe razı olmuş ve "mü­min/erin emiri'' tabirini metinden çıkartmıştır.115 Tahkimname sonunda Mu­aviye, hafifeye isyan eden bir vali olma konumundan yönetim tarafından resmen tanınan siyasi rakip statüsüne çıkmış, yani mücadelesini hukuklleş­tirmiş, buna karşılık Hz. Ali'nin Müslümanlar'ın hafifesi olduğu hususu şüp­heli hale gelmiştir. Üstelik anlaşmadan sonra Iraklılar kendi aralarında de­rin görüş ayrılığına düşmüşler, bir kısmı yapılan anlaşmayı olumlu karşılar­ken, diğerleri ise tahkimi kabul etmek süretiyle dinden sapmış olduklarını dile getirmeye başlamışlardır11 ~ki, bu bölünme, Hz. Ali'yi yeni bir dahili problemle karşı karşıya getirmiştir. Nitekim, halife lrak'a dönmesinin aka­binde ordusu içinde meydana gelen ihtilaflarla uğraşmak zorunda kalmış, onun Sıffin'e giderken sağladığı birlik, derin bölünmeler yaşamıştır. O kadar

ki, Irak ordusundan on iki bin kişi yönetime isyan ederek Harura'y~ çek_il­miştir. Daha sonra Hariciler adını alacak bu ayrılıkçı grubun ilk temsilcileri olan Haruriler, Hz. Ali'nin Irak'ta birliği tekrar sağlama teşebbüslerinin önündeki en büyük engel olmuşlardır. 117 Bundan sonra halife, Şam tarafını kendi haline bırakıp, dahili isyanlada uğraşmak zorunda kalmış110, ülkede­ki birliği sağlamak için desteklerini beklediği I<Ofe ve Basra! ı!.ar ise, ona yar­dım etmek bir yana, içlerinden çıkardıkları Harici gruplarla iktidarın yakın

1 14 Mink.ıri, Vak'aıu Stffin, s. S 1 1; flm Kuteybe, e/-/m,ime, 1, 114-1 1 S; Y,ı'kıibi, T.ıri/ı, ll, 189-/90; Taberi, Tarih, V, S2-S4; Mes'Odi, MOrOcO'z-Zelıeb, ll, 403; ibna'/-Cevzi, ei-Munt,ızanı, V, 122-123; lbnO'I-Esir, ef-Kjmil, lll, 162-163; lbn Kesir, ei-Bidliye, VII, 277-278.

11 S Ya'kObi, T.ıri/ı, ll, 189; T.ıberi, T.ıri/ı, V, S; lbnü'I-Cevzi, ei-Muntazanı, V, 122; lbnii'I-Esir, el-Kamil, lll, 162. 116 T.'ih.1, Huseyn, ei-FitnetO'I-KUbr,,, 1-11, Mısır 1948-1953, ll, 86. 117 IJ,ıgd,ıdi, A6dülkalıir b. T.ı/ıir b. Si/leyman, e/-F,ırk Beyne'I-Ftmk, K,ı/ıire ts., s. 72-94. 1 18 Taberi Tari/ı, V, 57, 63; Mes'Odi, MorOcü'z-Zelıeb, ll, 405-406; lbno'I-Cevzi, e/-Mımı;ız,ını, V, 1 24; lbni/'1-

Esir, el-Kamil, 1i1, 165-166; lbn Kesir, el-fJid,iye, VII, 279; Suyılti, T.ırilıu'I-Hulef.i, s. 195.

-46-

Page 20: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

tehdidi haline gelmişlerdir. Bu durumda Muaviye hareketi, Hz. Ali için ar­tık iç problem olma boyutunu aşmış sanki müstakil devlet arasındaki bir si­yasi sorun şekline dönüşmüştür.

Tahkimname gereği hakemler bir yıl sonra Ezruh'ta toplanmışlar119, gö­rüşme~er neticesinde Şam tarafının temsilcisi Amr b. el-As, muhatabı EbO Musa'yı, Hz. Ali'nin aziedilmesine ikna etmiştir. 120 ' ikinci olarak. hakemler, Hz. Ali ve Muaviye'yi halifelikten uzaklaştırmışlar ve idarecilerin şura ile seçilmesine karar vermişlerdir. Ancak rivayetlerin çoğuna göre Ebu Mu­sa'nın her iki adayın da halifelikten uzaklaştırıldıklarını duyurmasından

sonra Amr b. el-As, kendisinin de Ebu Musa gibi düşündüğünü, ancak Mu­aviye'yi hilafete getirdiğini bildirmiştir. 121 Hakem olayı Hz. Ali'nin bilafeti kaybetme, Muaviye'nin de onun yerini alma hareketinin son perdesi olmuş­tur. Amr'ın tek taraflı kararı neticesinde Şamillar Muaviye'ye halife. olarak . bey'at ederlerkenm, hakemierin kendisine haksızlık yaptığını düşünen Hz. Ali, yeniden asker toplayıp Şamlılar'ı itaat altına almaya karar vermiş, an­cak Hariciler onun yeniden sefere çıkmasına er:ıgel olmuşlardır. Halife ve­fatına kadar iç karışıklıklarla meşgul olması sebebiyle, Şam'a yürümeye bir daha fırsat bulamamıştır. Hz. Ali'nin yeni hedefi Haridler'i itaat altına al­mak olurken, Muaviye Şam'dan sonra Mısır'ı ele geçirmek ve nihayet hali­feliğe uzanmak gibi büyük hedeflerin planlarını yapmaya başlamıştır.

Bu hadiseden sonra artık hücum sırası Muaviye'ye, savunma sırası Hz. Ali'ye geçmiştir. Nitekim kısa süre sonra Muaviye, Amr b. el-As vasıtasıyla Mısır'ı ele geçirerek Hz. Ali yönetimine büyük bir darbe vurmuş, onun ba­tıdaki en büyük idare merkezini kontrolü altına .almıştır. Buna karşı l ık hali­fe, Şamillar'ın saldırısına karşı koyabilmek için bölgeye sembolik bir ordu­yu dahi zamanında ulaştıramamıştır.m Bu hadise, Hz. Ali'nin siyaseten tü­

kenişinin ilanından başka bir şey değildir. Zaten kısa bir süre sonra halife Hariciler'in suikastı sonucunda şehit edilmiştir.124 Ali-Muaviye mücadelesi­ni ve onların siyaset tarzlarını Abdülaziz Dur! şu sözleriyle özetlemektedir:

Kabilevi bir ortamda ve kabilevi yönelişlerin ortasında Hz. Ali islami bir politika izlemek istedi. Bu yüzden soğuk demire balyoz sallayan bir kişi gi­

. biydi. Ama Muaviye, kabilevi bir temele dayanarak isyan etmişti ... Ali ile

ll 9 Minkari, Vak'atu Sıffin, s. 549, 55 1; T.ıberi, T.ırih, V, 58, 67. 120 Hasan, Hasan lbrahim, Tarilıu Amr b. el-As, s. 255·257, 260. 121 Bu konuda {;ırk/ı bilgi ve değerlendirmeler için bk. Apak, Adem, /sM m Siyaset Gelenefiinde Amr b. cl-As, s.

168-187. 122 Mes'Odi, MOrOcO'z-Zelıeb, ll, 412. 123 Ya'kObi, Tari/ı, ll, 193-194; Taberi, Tari/ı, ll, 96-109; lbnO'I-Esi'r, ei·K~mi/,1/1, 178-181. 124 ibn Kuteybe, el-/m,ime, 1, 138; Taberi, T.ırilı, V, 143; Mes'Odi, MOrOcO'z-Zelıeb, 1/, 426; lbnO'I-Cevzi, el- '

Muntazam, V, 176; lbnO'I-Esir, ei-Kfımil, 1/1, 194.

-47-

Page 21: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

Muaviye arasındaki çatışma iki akımın temsilcisi arasındaki bir çatışmaydı. islami akımın temsilcisi, islami politikayı kabilevi bir ortamda uygulamaya çalışıyor ama aynı anda hem kendi koşulları, hem de rakipleriyle çarpışı­yordu. Kabilevi akımın temsilcisi ise, kabilevi bir ortamda kabilevi bir poli­tika izliyordu. Bu sebeple Muaviye'nin zafer kazanmasında bir gariplik yok­tur. Koşullar ve mevcut durumlar Muaviye'ye uygun düşüyordu. Muavi­ye'nin zafer kazanması kabilevi akımın (asabiyet) açık bir zaferiydi.125

Sonuç ve değerl~ndirme Tarihi kaynaklar, Hz. Peygamber'in (sav) vefatından sonra hilafet mese­

lesinde Müslümanlar'ın üç farklı gruba ayrıldıklarını aktarırlar ki, bunlardan ilki Hz. EbO Bekir'in hi lafetini tereddütsüz destekleyen Muhacirler, ikincisi ise BeniSaide Çardağı'nda Sa'd b. Ubade'yi ha l ifeliğe getirmek için topla­nan Ensar'dır. Hilafet beklentisinde olan üçüncü grup ise Müslümanlar'ı yö­netmenin herkesten çok asıl kendilerinin hakları olduğuna inanan Haşimo­ğulları'dır. Bu sebeple onların halife adayı Hz. Ali, seçilen halifeye idaresi­nin başlangıç aşamasında biat etmemiş, bununla birlikte yönetime karşı ha­rekete geçilmesi çağrıianna da ku lak vermemiştir.

Gerek Hz. Ebu Bekir, gerekse Hz. Ömer dönemleri Hz. Ali için siyasi in­ziva safhasıdır. O, bu süreçte halifelerin istişare heyetinin bir üyesi olarak özellikle dinl-fıkhl konularda onlara danışmanlık yapmıştır. ·Genelde Haşi­mller'in, özelde de Hz. Ali'nin siyaset dışında kalmasının arkasında ilk iki halifenin onları ve Ensar'ı bilinçli olarak yönetimden uzak tutma politikala­rının o lduğu bir gerçektir. Hz. Ali için iktidar yolu Hz. Ömer tarafından ha­life adayı gösterilmesiyle açılmış, ancak göreve Hz. Osman'ın gelmesiyle . bu ihtimal gerçekleşmemiştir. Emevi-Haşiml rekabetinin yeniden canlanc·lı­ğı Hz. Osman döneminde ise Hz. Ali, muhalefet lideri olarak görülmüş, do­

layısıyla halife aleyhine hareketlerde adı sık sık kullanılmıştır. Anca:k buna rağmen o, hiçbir zaman iktidara karşı gerçekleştirilen faaliyetlere doğrudan veya dalaylı olarak katılmamış, bu hususta kendisine yapılan teklif ve tel­kinlere itibar etmemiştir. Üstelik, Hz. Osman'ın şahsi ta lebiyle muhaliflerle idare arasındaki problemierin çözümünde arabuluculuk yapmış, muhtemel isyan girişimini önlemeye çalışmıştır. Onun tüm iyi niyetli gi·rişimlerine rağ­men Ümeyyeliler, olayların bütün sorumluluğunu özellikle Hz. Ali'nin üs­tüne yıkma gayreti içinde olmuşlardır.

Hz. Osman' ı n şehit edilmesinden sonra halifelik makamına geçen Hz. Ali,.büyük bir yönetim kriziyle karşı karşıya kalmıştır. Önceki idarenin bü­tün mensuplarının yanı sıra, gerek Muhacir, gerekse Ensar'dan bazı ileri ge-

125 DOri, lik DOne/n Islam T.ırihi, (Çev. H.ıyrellin YDcesoyJ, Istanbul 1991, s. 109.

-48-

Page 22: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

len Mü.slümanlar da ona biat etmemişler, üstelik Hz. Aişe başta olmak üze­re Hz. Talha ve Hz. Zübeyr de kendisine karş ı çıkmış·lard ı r. Dolayısıyla ha­life beklediği kamuoyu desteğinden mahrum bir şeki l de göreve başlamıştı r.

Bunu telafi amacıyla bir taraftan Basra'da toplanan Cemel Ashabı, diğer ta­raftan da Muaviye liderliğindeki Şamlılar'ı itaat altına almak istemiş, ancak attığı her adımda meşruiyetini artırmak bir yana sürekli olarak toplumsal ta­ban kaybına uğramıştır. Önce başkent Medine'yi terk etmesiyle ashab ileri gelenlerinin desteğini yitiren Hz. Ali, Irak'ta da umduğunu bulamamış~ hat­ta Irak topluluğunu oluşturan J<Ofe ve Basralılar aralarında savaşmak sure­tiyle eyalet bütünlüğüne zarar vermişlerdir. Bunun bir neticesi olarak Ce­mel'in akabinde sağ lanan görece birlik Sıffin savaşında Amr b. ei-As'ın tak­tiğiyle derhal dağılmış ve Iraklılar dahili ihtilafa düşmüşlerdir. Tahkim hadi­sesinden itibaren ordusu üzerindeki kontrolü kaybetmeye başlayan Hz. Ali için siyasi çöküş hızlanmıştır. Nitekim Hakem olayından sonra Muaviye Şam'da halife olarak selamlanırken, Hz. Ali başta Hariciler'in sebep oldu­ğu dahili çekişmelerle boğuşmak zorunda kalmıştır.

Bütün bunlardan yola çıkarak, Hz. Ali'nin şahıs merkezli ve tek yönlü bir siyaset takip ederken, Muaviye'nin kollektif akla dayalı, alternatif aç,lımla­

rı bulunan bir politika ile hareket etmiş o lduğu anlaşılmaktadır. Hz. Ali, ta­raftarlarından kendilerinin hak yÇ>Ida olduklarına inanma l arını, şahsına gü­venmelerini ve mutlak itaat emelerini .istemiş, Muaviye ise insanları etrafı­na toplamanın her türlü alternatifi (para/makam/nesep) kullanarak onları kendi idaresi altında toplanma konusunda ikna etmeye çalışmıştır. Bu du­rumda siyasette Hz. Ali'nin hissilik ve teslimiyet, Muaviye'nin ise gerçekçi­lik ve makuliyet yolunu tercih ettiği, başka bir ifadeyle onlardan ilkinin de­ğişmez mutlak duruş, ikincisinin ise (zaman, zemin ve şahsa göre farklılık

arzeden) değişken durum siyaset anlaşıyiarını benimsediği, nihayet Hz. Ali'nin sadece ahlak üzerine kurulu siyaseti, Muaviye'nin ise zamanın şart­l arını dikkate alan reel ve pragmatik bir siyaseti uygulamaya çalıştığ ı i leri sürülebilir. ·

Hz. Peygamber (sav) zamanında insanlar herhangi bir meselede Allah RasOiü'nün vahiyle desteklenmiş kararını öğreniyorlar ve tereddütsüz ona tabi oluyorlardı. Dolayısıyla siyasi, askeri, iktisadi kararlarda inancın/vahyin belirleyiciliği en üst seviyedeydi. Bununla birlikte Allah RasOiü (sav) zaman zaman özellikle dünyevi meselelerde ashabınıngörüşlerini almayı da ihmal etmemiştir. Onun vefatından sonra Hz. Ebu Bekir ve özellikle Hz. Ömer, inanç ve teslimiyet siyaseti yerine (dini siyaset), dünyevi/insanl/akli siyaseti · tercih etmişler ve iktidar larının meşruiyeti n i sırf inanca deği l , özellikle Müs-·

-49-

Page 23: BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT …isamveri.org/pdfdrg/D139033/2006/2006_APAKA.pdf · 2015. 9. 8. · BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

lümanlar'a/halka/kamuoyuna dayandırmaya çalışmışlardır. Nitekim Hz. Ömer, kendisine Halifetü RasO/illah yerine, daha dünyevl bir anlam taşıyan Emirü'I-Müminln denilmesini istemiştir. Hz. Ali ise selefierinden farklı ola­rak kendi şartlarında Hz. Peygamber (sav) gibi (o da her yönüyle değil) dav­ranmaya, onun yönetim anlayışını uygulamaya çalışmıştır. Ancak bunun netice vermesi mümkün değildir. Zira o ne bir peygamberdir, ne de onun muhatapları peygamberin muhatapları gibidir. Zaman ve zemin değişmiş, buna paralel o larak.toplumu yönetmenin enstrüman l arı farklılaşmıştır. Bu nedenle Hz. Ali, zamanının değil, kendisinden önceki şartların kurallarına göre ·devlet yönetmeyi amaçlamış, bunun sonucu olarak tabir yerindeyse si­yasi anakronizme düşmüştür. Tabiatıyle döneminin siyasi, içti mal, dini orta­mına, yani konjonktüre uygun siyaset takip edemeyen Hz. Ali kendisinden beklenilen yönetimi gösterememiştir.

-50-