Bülten 25

29
TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi Adýna Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü YAYIN KOORDÝNASYON KURULU Yayýna Hazýrlayan Grafik Tasarým Reklam Yetkilisi Telefon: (312) 425 69 24, 425 69 42 Faks: 0 (312) 425 55 41 e-posta: [email protected] Baský H. Ali Ulusoy Kadri Atabaþ, Metin Aygün, Gülnur Özdaðlar Güvenç Harman Þaner Çakmak KAREMEDYA Matsa Basýmevi Nuray Bayraktar, M. Müge Cengizkan, Rabia Ç. Çavdar, Ayþe Ergül, Gülnur Özdaðlar Güvenç, Nurcihan D. Kadýoðlu, Ýsben Önen, Mustafa Önge, Aslý Özbay, Emel Özcanlý Akýn, Ali Özer, Mehmet Saner, Levent Þentürk, Özlem Taþkýn, Zübeyde Turan Kapak tasarýmýnda ODTÜ Mimarlýk Bölümü 1. Sýnýf Atölyesi nde Mehmet Saner’in çektiði fotoðraf materyal olarak kullanýlmýþtýr. Adres: Konur Sokak No: 4/3 Kýzýlay Ankara Telefon: 0 312 417 86 65 Faks: 0 312 417 18 04 e-posta: [email protected] Http://www.mimarlarodasiankara.org TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi Bülteni ayda bir yayýmlanmaktadýr. içindekiler 2 6 AVRUPA BÝRLÝÐÝ SÜRECÝNDE MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ Son Günlerde Ankara’da 12 Eylül’ün 24. Yýlýnda - Tezcan Karakuþ Candan DARBEYE KARÞI DEMOKRASÝ 4 Editör Nurcihan Candan Kadýoðlu 46 48 Basýnda Geçen Ay 55 EDEBÝ MEKANLAR- Kozmokomik Öyküler.- Italo Calvino 52 60 Haber Duyuru Gelir Gider Tablosu Konuþmacýlar: H. Ali Ulusoy, Haluk Pamir, Mehmet Bozkurt, Kenan Güvenç, Emel Aközer, Selahattin Önür Mehmet Emin Tuna, Murat Artu, Tonguç Akýþ Rabia Çiðdem, Ali Alptekin Ýþyeri Temsilcileri Eþgüdüm Komitesi Seçimleri 24 28 33 MÝMARLIK HAFTASI “ANKARA’NIN SÖKÜKLERÝNÝ DÝKELÝM” 36 UIA Nedir...? Yenir mi, içilir mi..? “Chapter” 4 - Ahmet Sönmez 34 DOSYA: AOÇ Tarihçe Öneriler - Cansu Canaran Söyleþi: Fatih Erduman Ýle Kongre Vadisi’ne Dair... Hazýrlayan: Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu UIA Ýstanbul 2005’e Doðru Türkiye Kongreleri/Trabzon Kongresi’nin Ardýndan... Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu 39. Dönem Birinci Merkez Danýþma Kurulu - Taþucu/Mersin - H. Ali Ulusoy 38 Mimarlar Odasý’na “Aday Üye” Olmak - Ýhsan Yýldýrým 39 Ankara’nýn Parçalanan Kamusal Alaný’ný Yeniden Onarmak Olasý mý? - C n Bilsel ââ 40 Kent Kimliðine Sahip Çýkmanýn Güzel Bir Örneði “Koleksiyonlarda Ankara” Sergisi M. Kadri Atabaþ 44 49 Hybrid Spaces - Derleyen: Güven Arif Sargýn 50 Mustafapaþa/Sinasos Etkinliðinin Ardýndan - Mehmet Saner

Transcript of Bülten 25

Page 1: Bülten 25

TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi AdýnaSahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü

YAYIN KOORDÝNASYON KURULU

Yayýna Hazýrlayan

Grafik Tasarým

Reklam Yetkilisi

Telefon: (312) 425 69 24, 425 69 42Faks: 0 (312) 425 55 41

e-posta: [email protected]

Baský

H. Ali Ulusoy

Kadri Atabaþ, Metin Aygün,

Gülnur Özdaðlar Güvenç

Harman Þaner ÇakmakKAREMEDYA

Matsa Basýmevi

Nuray Bayraktar,M. Müge Cengizkan, Rabia Ç. Çavdar,Ayþe Ergül, Gülnur Özdaðlar Güvenç,

Nurcihan D. Kadýoðlu, Ýsben Önen,Mustafa Önge, Aslý Özbay, Emel Özcanlý Akýn,

Ali Özer, Mehmet Saner, Levent Þentürk,Özlem Taþkýn, Zübeyde Turan

Kapak tasarýmýnda ODTÜ Mimarlýk Bölümü 1. Sýnýf Atölyesi ndeMehmet Saner’in çektiði fotoðraf materyal olarak kullanýlmýþtýr.

Adres: Konur Sokak No: 4/3 Kýzýlay AnkaraTelefon: 0 312 417 86 65Faks: 0 312 417 18 04

e-posta: [email protected]://www.mimarlarodasiankara.org

TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi Bülteniayda bir yayýmlanmaktadýr.

içindekiler2

6AVRUPA BÝRLÝÐÝ SÜRECÝNDE MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ

Son Günlerde Ankara’da

12 Eylül’ün 24. Yýlýnda - Tezcan Karakuþ CandanDARBEYE KARÞI DEMOKRASÝ 4

Editör Nurcihan Candan Kadýoðlu

46

48

Basýnda Geçen Ay

55

EDEBÝ MEKANLAR- Kozmokomik Öyküler.- Italo Calvino

52

60

Haber Duyuru

Gelir Gider Tablosu

Konuþmacýlar: H. Ali Ulusoy, Haluk Pamir, Mehmet Bozkurt,

Kenan Güvenç, Emel Aközer, Selahattin Önür

Mehmet Emin Tuna, Murat Artu, Tonguç Akýþ

Rabia Çiðdem, Ali Alptekin

Ýþyeri Temsilcileri Eþgüdüm Komitesi Seçimleri

24

28

33

MÝMARLIK HAFTASI “ANKARA’NIN SÖKÜKLERÝNÝ DÝKELÝM” 36

UIA Nedir...? Yenir mi, içilir mi..? “Chapter” 4 - Ahmet Sönmez 34

D O S Y A :

AOÇ Tarihçe Öneriler - Cansu Canaran

Söyleþi: Fatih Erduman Ýle Kongre Vadisi’ne Dair...Hazýrlayan: Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu

UIA Ýstanbul 2005’e Doðru Türkiye Kongreleri/Trabzon Kongresi’nin Ardýndan...Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu

39. Dönem Birinci Merkez Danýþma Kurulu - Taþucu/Mersin - H. Ali Ulusoy 38

Mimarlar Odasý’na “Aday Üye” Olmak - Ýhsan Yýldýrým 39

Ankara’nýn Parçalanan Kamusal Alaný’ný Yeniden Onarmak Olasý mý? - C n Bilselâ â 40

Kent Kimliðine Sahip Çýkmanýn Güzel Bir Örneði “Koleksiyonlarda Ankara” SergisiM. Kadri Atabaþ

44

49Hybrid Spaces - Derleyen: Güven Arif Sargýn

50Mustafapaþa/Sinasos Etkinliðinin Ardýndan - Mehmet Saner

Page 2: Bülten 25

Ankara'da Sakarya Caddesi'ni bilmeyen yoktur.Ankara'da yaþayanlar, yolu Ankara'ya düþenlermutlaka Sakarya Caddesi'nde bir birahanede buzgibi biralarýný yudumlamýþlardýr. Ankara'nýn en yoðunyaya bölgelerinden olan Sakarya Caddesi ve onabaðlanan sokaklar sýcak yaz günlerinin serinlemekiçin tercih edilen mekanlarýndandýr. Deðiþik gelirgruplarýnýn mekaný haline gelen SakaryaCaddesi nde, havuzu geçtikten sonra BayýndýrSokak'tan Fransýz Kültür Derneði ne doðru giderken, altý, sekiz katlý binalar arasýna sýkýþmýþ, yazýnaðaçlardan görünmeyen bahçeli, iki katlý bina bütünsaklanmýþlýðýna raðmen ‘k’ yýl üç ay öncesine kadaroradaydý …

Sular Ýdaresinden Mühendis Eþref'in Konutu nam ýdiðer Körfez Lokantasý…

1931 yýlýnda birinci katý 1932 yýlýnda ikinci katý inþaaedilen yapýnýn arsasý ;söylenceye göre çevredekiarsalarýn deðeri 400 lira iken 1000 lirayaalýnmýþ ve yapý , bahçe demirleri de dahil olmaküzere 10.200 liraya mal olmuþtu... Eþref Özand tam40 yýl yaþamýþtý bu konutta, ilk ve tek çocuðu PýnarTevfik Özand bu evde dünyaya gelmiþti. Hayatýnýnbütün güzelliklerini ve acýlarýný bu evde yaþamýþ olsagerek ki, Eþref Bey, çok sevdiði eþini kaybetmesininardýndan o evde yaþamak istememiþ ve Eþref ÖzandEvi'nin konut serüveni evin hanýmýn vefatýndan sonrasona ermiþti...

Eþref Özand Evi; 1972 yýlýnda Körfez Lokantasý'naev sahipliði yapmasýyla baþka bir serüvenebaþlamýþtý. Ankara'da orta halli memurlardan,öðretim üyelerine, belediye baþkanlarýndan,müsteþarlara kadar, yüksek bürokrasiden,müdavimlerin her gün geldikleri bir uðrak yerinedönüþüyordu artýk Körfez Lokantasý ... Müdavimleriiçin özel ayrýlan yerler orada her gün rezerveydi.Müdavimleri o kadar tanýdýktý ki, hangi gün, hangisaatlerde geldikleri, nerede oturduklarý bilinirdi. Vetanýmasanýz bile onlarý, bulmak o kadar kolaydý ki...Bu haliye Ýstanbul'un Cumhuriyet Lokantasýgibiydi...Tanýdýk, alýþýldýk, bir ev hali... Garsonlartanýdýðýnýz misafirperver ev sahipleri gibiydiler.Emekliliði yaklaþmýþ olanlar bile vardý aralarýnda.Öyle diðer lokantalardaki gibi sürekli deðiþen birpersoneli hiç olmamýþtý. Ýþletme sahibi Nazmi Canlý,harbiden insan canlý...Yemeklerinin lezzetine gelince,onu hiç tartýþamazdýnýz bile...Orada teknolojininnaylon paralarý geçmezdi... Orada çalýþýyorsanýzeðer o serüvenin sonuna kadar, ya da emekli olana

’’

-

-500

kadar oranýn ayrýlmaz parçasý oluverirdiniz. Ve yoksanýzeðer bir gün, ister çalýþan olun, ister müdavim, mutlakamerak edilirdiniz….

Körfez lokantasý 1996 yýlýnda Ankara Kültür ve TabiatVarlýklarýný Koruma Kurulu'nun eski eser tescil kararý ile;tüm bu yaþanmýþlýklarý çocuklarýmýza aktaracaðýmýz birsevince dönüþmüþtü. Erken dönem Cumhuriyetyapýlarýndan olan Eþref Özand Evi çaprazýndaki ( þimdikiadýyla) Mado Pastanesi, iki sokak ilerisindeki ZiraatBankasý Çocuk Yuvasý ile o dönemin planlamayaklaþýmýný göstermesi açýsýndan nadide bir örnekolarak gelecek kuþaklara taþýnmak üzere korumayaalýnmýþtý...

Bu tescil kararý çok uzun sürmemiþti... Eþref Özand'ýn1995 yýlýnda vefatýndan sonra mal varlýklarýnýn varisioðlu Pýnar Tevfik Özand tarafýndan, tescilinkaldýrýlmasýna iliþkin 1997 yýlýnda dava açýlmýþ veAnkara 5.idare mahkemesine açýlan davada sunulanbilirkiþi raporu ile birlikte yapýnýn tescili kaldýrýlmýþ ve bukarar Danýþtay 6.dairesinde de onanmýþtý.

Eþref Özand Evi'nin tescilinin devamýna iliþkin hukukisüreçler de böylece tamamlanmýþtý…

Ancak gerisinde býraktýðý þüpheler hala dile getiriliyor...Tescilin kaldýrýlmasýna iliþkin tanýk olanlar hala buþüphelerini, yaþananlarý fýrsat bulduklarý her yerde dilegetirmekten de geri durmuyorlar. Anlatýlanlara göretescil kararýnýn kaldýrýlmasýnda dönemin yüksekmevkilerdeki siyasetçilerinin do[rudan müdahil olduðu,hatta bilirkiþilere iliþkin itiraz dilekçelerinin davadosyalarýndan alýnarak kaybettirildiði, Suudi prenslerinbile siyasilere, tescilin kaldýrýlmasý konusundatelkinlerde bulunduðu öne sürülüyor.Tüm bunlarýn geriplaný, ne kadar gerçekçi ya da deðil bilemiyoruz. Amaortada bir gerçek var. Eþref Özand Evi'nin tescilininkaldýrýldýðý... Ve bu süreci yaþayanlarýn þüpheleri... 70yýllýk yapýnýn yýkýldýðý… bahçesindeki ýhlamur aðacýnýnkesildiði…

Bilirkiþilerin mahkemeye sunduklarý raporda, binanýngerek estetik , gerekse teknik nitelikleriyle dönemininalelade bir örneðini oluþturduðu ve ortaya çýkandeðiþiklerle büsbütün kimliksiz ve kiþiliksiz bir kýlýðabürünmüþ bu binanýn, çevreye etkisin n olumlu olmaktançok olumsuz bir görüntüden ibaret olduðuvurgulanýyordu.

Bir yapýyý kimlikli ve kiþilikli yapan þey nedir? AtatürkBulvarý üzerinde yapýlan içeriði boþaltýlarak bir cephe

,

,

i

makyajýyla “korunmaya” çalýþýlan “Bulvar Palas” nekadar sahicidir...? Ne kadar kiþiliklidir...? Anýlarýndanyaþanmýþlýklarýndan arýndýrýlarak bir bina kimlik sahibiolabilir mi tek baþýna...?

“Estetik ve teknik nitelikleri” olmasa da , oradayaþanan ilk aþklarýn, kaldýrýlan ilk kadehin, dostcanlýsý sohbetlerin, torunlarýnýn ellerinden tutarakyemek yemeye gelen dedelerin, anneannelerin,babaannelerin, yani yaþama dair yaþadýðýmýz tümgüzelliklerin deðeri yok mu dur? Ve belki de tesciledilmesi gereken yapýlarýn özellikleri ile birlikteanýlarýmýz da deðil midir...?

Bir kent anýlarýmýz varsa daha bir anlamkazanýr...Horoz þekerleri, topaç çevirdiðimiz, çelikçomak oynadýðýmýz arsalar, köþedeki bakkalýn varlýðýbir bakýma çocukluðumuzun anlamýný tescil edenþeylerdi. Þimdi bakkallarýn yerini hipermarketler, ikikatlý evlerin yerlerini apartmanlar, arsalarýn yerleriniise oyun salonlarý aldý.

Böyle bir deðiþimin içinde kimilerince Eþref ÖzandEvi artýk çevresiyle uyuþmayan bir durumabürünmüþtü...Sekiz katlý binalarýn arasýnda sýkýþýpkalmýþtý... Rant kaygýsý anýlardan ve yaþanmýþlýklardandaha öne çýkar olmuþtu. Ve sonunda 70 yýllýk çýnardevrildi… hafýzamýzdan bir yýldýz daha kaydý,anýlarýmýz bir enkazýn altýnda örselendi... Týpký MilkaPastanesi gibi, týpký Bulvar Palas gibi…

Eþref Özand Evi ; Otuz yýllýk Körfez Lokantasý' ylabirlikte yetmiþ yýllýk bir sürece tanýklýk etmiþti.Ankara'da bir hafýza oluþturmuþtu...Bir kentibelleksizleþtirmek, geçmiþinden anýlarýndankoparmak o kenti yok etmekti. Ankara'nýn bir parçasýyok þimdi.

Artýk önünden geçtiðimiz yapý, iki katlý bahçeiçerisindeki, öðlen yemekleri yediðimiz, akþamlarý rakýsofralarýnda muhabbet ettiðimiz yer deðil… Orasýartýk ne Eþref Özand Evi ne Körfez Lokantasý …Orasýartýk sekiz katlý ticaret merkezi…

Kaç kere geçtim önünden bilmiyorum demeyeceðim.2 yýl 3 ayda ya iki ya üç kere… öyle çok uðraþmýþtýkki, Mimarlar Odasý olarak yýkýlmasýn diye, içimelvermiyor þimdilerde, zorunlu olmadýkça o sokaktangeçmeye…

,

,

,

,

,

,

,,

Eþref Özand Evi bahçe içindeki iki katlý binasýylaalçak kaldý, yükselen deðerler ve yapýlararasýnda...

,

En son Körfez Lokantasý taþýnýrken oradaydýk…Bir de bina yýkýlýrken… Ihlamur aðacýný kestiklerinigörmedim… Ýyi ki de görmemiþim.

Körfez Lokantasý Eþref Özand Evi yýkýlýnca yeni bir yerbulamadý ama hep bekleyiþ ve umut içerisinde oldumüdavimleri…Þimdi yeniden þafak saymaya baþladýNazmi Canlý.

2 yýl üç ay 22 gün oldu diyor Körfez Lokantasýkapatýlalý… önünden geçememiþ hiç… Bir akþamzorunlu olarak geçmiþ ama dönüp bakamamýþ bir türlü,yükselen yapýya… elemanlarýnýn bir kýsmý ayrý bir yeraçmýþlar ama hala onun bir yer açmasýný bekleyenleride var. Müdavimleri sürekli arýyormuþne zaman açýlacak Körfez Lokantasý diye..Nazmi Amcadertli… Unutamýyor o iki katlý evi, bahçesindekiýhlamur aðacýný… onlar benim evladým gibiydi diyor. Birfide almýþ ýhlamurdan, Akçakoca daki yazlýðýna dikmiþ,fidesi tutmuþ.. gözlerinin içi parlýyor anlatýrken…yanýnda çalýþan Mustafa Bey 58 yaþýnda ve 30 yýlbirlikte çalýþmýþlar Körfez Lokantasý'nda ..ÞimdilerdeNazmi Amca nýn dükkaný açmasýný bekliyor.

Nazmi Amca Körfez Lokantasý'ný yeniden açmak içintam 150 yere bakmýþ ama hiçbiri sinmemiþ içine ve enson yine bahçe içerisinde, yine CumhuriyetDöneminden kalan bir bina bulmuþ. Yani KörfezLokantasý kendine yakýþan bir yerde yýlbaþýndayeniden yaþantýmýza girecek… Eþref Özand Evi'ndebaþlayan Körfez lokantasý hikayesi þimdi eski MalatyaMilletvekili Mahmut Nedim Evi nde devam edecek.

Mahmut Nedim Evi 1973 yýlýna kadar konut olarakkullanýlmýþ, o tarihten bu yana otel olarak yaþamýnadevam ediyor. Selanik Caddesinde 3 katlý bahçe içindebir ev, Erken Cumhuriyet Dönemi yapýsý ama o daEþref Özand Evi gibi tescilli deðil… Oldukça sessizhaliyle bahçe içerisinde aðaçlarýn arkasýnda kaybolan ,metropol sinemasýna giderken önünden geçtiðimizMahmut Nedim Evi Körfez Lokantasý ile hayatýmýzayeniden girecek ve Körfez Lokantasý'nýn anýlarý ,sohbetleri Mahmut Nedim Evi'nin bahçesinde yenidendevam edecek…Hoþgeldin Körfez Lokantasý ,yaþantýmýza…

Kentimize gelen Hafýza

Körfez Lokantasý ÞafakSayýyorEþref Özand Evi'nden, Mahmut Nedim Evi'ne,

, yeniden hizmete girmek için

,

,

,

, ,

,’

,

NAM-I DÝÐER KÖRFEZ LOKANTASI...Tezcan Karakuþ [email protected]

KENTÝMÝZDEN KAYAN YILDIZ,

SULAR ÝDARESÝNDEN MÜHENDÝS EÞREF'ÝN KONUTU...

son günlerde ankara’da...2 3

son günlerde ankara’da...

Page 3: Bülten 25

5

Tezcan Karakuþ Candan

“12 Eylül’ün 24. Yýlýnda

Bir pazar günüydü ve Ankara'da AbdiÝpekçi Parký’nda tam çeyrek asýrsonrasýnda 12 Eylül Darbesi’niprotesto mitingi gerçekleþti. Öldürülenyüzlerce insanýn fotoðraflarý vardýellerimizde…Hepsi siyah vebeyazdý…bakýþlarý masumdu... 24yýllýk bir sorunun cevabýný beklergibiydiler...

Belki tanýmadýk birçoklarýný, isimlerinihiç bilmedik…17 yaþýnda idama gidenbir çocuðun bizim çocuðumuz daolabileceðini aklýmýzýn ucundan bilegeçirmedik…Ama her kaldýrýlýþýndafotoðraflar yükseklere, o fotoðraflardabiz de vardýk yakýnlarýmýz da.

Bir pazar günüydü.. Gözlerimizdoldu… gözyaþlarýmýzý içimizeakýtmadýk bu sefer. O yumuþak kadifesesin gölgesinde, sevgimizi dýþavurduk, aðladýk .

Her þey ne kadar yakýndý. Zaman nekadar da acýmasýzdý… Ve çocukmasumiyetimize indirilen o kocamandarbe ne kadar da unutulmazdý.

12 Eylül'ün 24.Yýlý nda 78’liler Vakfý’nýngiriþimiyle onlarca sivil toplum örgütü,meslek odasý ve partiler, yeni birbaþlangýcýn ilk adýmýný atmýþlardý.Darbeye karþý demokrasi mitingi vedarbecilerin yargýlanmasý talebi,demokrasi mücadelesinde ne kadar daanlamlý bir yere oturuyordu. Seslergiderek çoðalacaktý… Týpký LatinAmerika ülkelerinde çoðaldýðý gibi…Giderek çoðalmalýydý. Yüreðimizdekisevgi gibi…

24 yýl sonra 12 Eylül darbecilerininyargýlanmasý için biraraydýk,aramýzdanalýnanlar ve sevgisi yüreðimizdesaklý kalanlar da aramýzdaydý...

onlar siyah ve beyazdýlar...bakýþlarý masumve 17 yaþýnda çocuktular...serildiler birerbirer çimenlerin üzerine...

yürüyüþ için hazýrlýklar baþladý...bugün onlarýn fotoðraflarýyla yürüyeceðiz....

derler ki zorunlu ayrlýklarýnýn özlemleri debüyük olurmuþ... 24 yýllýk aðýrlýk varyüreðimizde.. ellerimizde...

ve yargýlansýnlar istiyoruz...yaþamýmýzý tam ortasýndan kesenler ...dostlarýmýzý, yakýnlarýmýzý, arkadaþlarýmýzý,çocuklarýmýzý, aramýzdan zorlakoparýp gidenler...

24 yýlýn yok edemedikleri yüreklerindekisevgi ve umutla oradaydýlar, çocuklarýyla...

beyazlar yürüyordu Ankarasokaklarýnda, sýralanmýþlar...yüzlerce fotoðraf gelip geçiyordugözlerimizin önünden...Binlerce aný ,özlem, düðümlenipkalýyordu içimizde..

bir kýrmýzý karanfil neyi anlatýr... özlem, acý,ayrýlýk ama ille de onlarý...

belki hiç tanýmadýk onlarý... isimlerini hiçbilmedik belki de...Yüreklerindeki ülkesevgisi, güzel günlere olan umutlarý tuttubizi bir arada...

bir miting alanýnda biraradayýz iþte,masum ve güleç yüzleriyle...kimbilir belki de hayatta kalýþýmýzýsorgulayýþýmýzýn derin üzüntüsüyle...

Fotoðraflar: 78’liler Vakfý

Bir pazar günü... Tarih 12 Eylül 2004…

24 yýl önce çocukluk hayallerimize kara bir

perde gibi inen o gün bugündü. Acýlarýmýz, çocuksu

masumiyetimiz, her kapý vuruluþunda

kocaman açýlan gözlerimiz ve postal

seslerine karýþan yürek atýþlarýmýzýn üzerinden tam

24 yýl geçmiþti.

DARBEYE KARÞIDEMOKRASÝ

Page 4: Bülten 25

M Ý M A R L I K

D Ö N Ü Þ Ü M Ü

TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi Ekim ayýbülteninin dosya konusu “

” olarak belirlenmiþtir.

Avrupa Birliði Genel Sekreterliði tarafýndan yürütülen“

” çalýþmalarý Aralýk2003 tarihinden itibaren Mimarlýk ortamýnýn dagündemindedir. Bu çalýþmalar, Saðlýk Bakanlýðý,Bayýndýrlýk ve Ýskân Bakanlýðý, Milli Eðitim Bakanlýðý,Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý, TMMOBMimarlar Odasý, Ýþ ve Ýþçi Bulma Kurumu, YüksekÖðretim Kurumu, Türk Tabipler Birliði, Diþ HekimleriBirliði ve Serbest Mimarlar Derneði temsilcilerininkatýlýmý ile devam etmektedir ve tasarý tamamlanmaküzeredir.

Kanun tasarýsý taslaðý genel olarak, Avrupa Birliði'ne üyeve üyeliðe aday ülkelerdeki, serbest dolaþým hakkýnasahip olacak meslek mensuplarýnýn, mesleðini icraedebilmesi için gereken

belirlemek üzere, kendi mevzuatlarýndayapmalarý gereken düzenlemeleri içermektedir. Butaslakta belirtilen genel hükümler, ayrýca, tüm meslekleriçin ulusal bir mevzuat olarak kabul edilmektedir. Ýlgili

direktiflerinde olduðu gibi, tanýmakoþullarý dýþýnda kalan eðitim programlarý da doðrudandüzenlenmiþ meslekler için taslaðýn yasallaþmasý ilebirlikte yürürlüðe girecektir.

Kanun tasarýsý taslaðý; genel hükümler, hizmet sunumu,kendi adýna iþ kurma veya bir iþyerinde çalýþmaözgürlüðünün genel prensipleri, mesleðin icrasý ve idariiþbirliði, diðer hükümler olmak üzere beþ bölümdenoluþmaktadýr. 24 Temmuz 2003 tarih ve 25178 mükerrersayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanmýþ olan Avrupa BirliðiMüktesebatýnýn üstlenilmesine iliþkin Türkiye UlusalProgramýnýn “

” ana baþlýðý altýndaki “” bölümünde,

konusu, öncelik taþýmasý nedeniyle, Avrupa

Avrupa Birliði SürecindeMimarlýk Eðitiminin Dönüþümü

Mesleki Yeterliliklerin Düzenlenmesi ve TanýnmasýHakkýnda Kanun Tasarýsý Taslaðý

eðitim ve iþ deneyimikoþullarýný

Avrupa Birliði

Üyelik Yükümlülüklerini ÜstlenebilmeYeteneði Kiþilerin SerbestDolaþýmý Mesleki Niteliklerin KarþýlýklýTanýnmasý

Komisyonu tarafýndan Avrupa Parlamentosu veKonseyi'ne sunulan 12 Mart 2002 tarihli direktif temelalýnarak hazýrlanmýþtýr.

Kanun tasarýsý taslaðý tartýþmalarý sürecindenin yeniden düzenlenmesi de ele alýnmýþ, eðitim

sürecinin düzenlenmesi ile ilgili olarak çalýþma yapmaküzere Üniversitelerarasý Kurul, Orta Doðu TeknikÜniversitesi, Yýldýz Teknik Üniversitesi, Mimar SinanÜniversitesi ve Ýstanbul Teknik Üniversitesi dekanlarýnýgörevlendirmiþtir. Komisyon Baþkanlýðý'ný da ODTÜMimarlýk Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Haluk PAMÝRyürütmüþtür.

Mimarlýk Eðitimi ile ilgili öneriler;

3 + 2 + 2 modeli (3 yýl lisans eðitimi, 2 yýlprofesyonel eðitim + 2 yýl mesleki pratik)

5 yýl kesintisiz eðitim + 2 yýl mesleki pratik4 yýl lisans eðitimi + 2 yýl yüksek lisans eðitimi + 2 yýl

mesleki pratik

þeklinde özetlenebilecek görüþler etrafýndaoluþturulmaya çalýþýlmaktadýr.

Mimarlýk eðitimi konusunda, ulusal düzeyde birmutabakat saðlamadan ve mimarlýk mesleðinin yerelkoþullarý yeterince deðerlendirilmeden, AB GenelSekreterliði'ne görüþ iletilmesi, ileride tartýþmaya nedenolacak sonuçlar doðurabilir. Zaten Avrupa Birliði ÜyesiÜlkeler de kendi aralarýnda bir mutabakatoluþturamamýþtýr ve kendi ulusal uygulamalarýnýn doðruolduðu konusunda görüþ bildirmektedir.

Bütün bu tartýþmalarýn meslek ortamýmýzda da yapýlýyorolmasýnýn sayýsýz yaralarý vardýr. Çünkü hem mimarlýkeðitimi konusunda hem de mimarlýk mesleðininuygulanmasý konusunda üzerimize düþen görevleriyeterince yaptýðýmýz söylenemez.

yasa tasarýsýtaslaðýný gündemine almýþ ve birçok platformda konuyutartýþmaya açmýþtýr. Dosya konusu olarak bilgilerinizesunulan açýk oturum, ortamý bilgilendirmek ve sürecemüdahale edebilmemiz amacýyla 14 Eylül 2004 tarihinde“

” baþlýðý altýnda gerçekleþtirmiþtir. Þubemiz,14 Ekim 2004 tarihinde ise Yasa Tasarýsý Taslaðý'nýnbütününün ele alýnacaðý “

”konulu bir panel düzenleyecektir.

MimarlýkEðitimi

TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi

Avrupa Birliði Sürecinde Mimarlýk EðitimininDönüþümü

Avrupa Birliði Uyum YasalarýÇerçevesinde Mimarlýk Mesleðinin Dönüþümü

-

--

-

-

-

16 Eylül 2004 tarihinde yapýlan “ ” baþlýklý açýk oturum, Kasým ayý bülteninin tartýþmakonusunu oluþturacaktýr.

Avrupa Birliði Genel Sekreterliði'nin vermiþ olduðu bilgiye göre “”nýn Ekim ayý sonunda yasallaþmak üzere Meclis gündemine geleceði ifade edilmiþtir.

Yasa Tasarýsý taslaðý ile ilgili daha geniþ bilgiye adresinden ulaþýlabilirsiniz.

Avrupa Birliði Sürecinde Mimarlýk Mesleðinin Dönüþümü

Mesleki Yeterliklerin Düzenlenmesi ve Tanýnmasý Hakkýnda Kanun TasarýTaslaðý

http://www.mimarlarodasiankara.org

E Ð Ý T Ý M Ý N Ý NH. Ali Ulusoy

Dosya Editörü Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu

7

Page 5: Bülten 25

H. ALÝ ULUSOY - Þube bülteninin Ekim ayý dosyakonusu, “Avrupa Birliði Sürecinde MimarlýkEðitiminin Dönüþümü” olarak belirlendi. Uzunsüredir mimarlýk ortamýnýn gündeminde olan bukonuyu sizlerin de yakýndan takip ettiðinibildiðimizden bu tartýþma platformunu oluþturduk.TMMOB Mimarlar Odasý Genel Merkezi, MehmetBozkurt aracýlýðýyla bu süreci doðrudan takip ediyorve Avrupa Birliði Genel Sekreterliði'ne görüþlerimiziaktarmaya çalýþýyor. Bu arada konu, üniversitelerdede oldukça yoðun bir þekilde tartýþýlýyor veönümüzdeki aylarda Meclis gündemine gelecek.

avrupa birliði sürecindemimarlýk eðitiminindönüþümü

Sonuç olarak, bu önemli konuyu, bültenimizaracýlýðýyla hem mimarlýk ortamýna, hem dekamuoyuna sunalým istedik. Bu toplantýya özellikleöðrenci arkadaþlarýmýzý da davet ettik; çünküsorunun doðrudan muhataplarý onlar.Toplantýya katýldýðýnýz için hepinize tekrar teþekkürediyorum.

“Avrupa Birliði'nde MimarlýkHizmetlerinin Karþýlýklý Tanýnmasý ve SerbestDolaþýmý”, AB Genel Sekreterliðiyle 2001 yýlýndan

HALUK PAMÝR-

beri baþka konularda yürüttüðüm iliþkiler nedeniyleuzaktan duyduðum bir konuydu. Doðrudanbaðlantým, 2003 Kasým ayý baþýnda AB GenelSekreterliðinin bu konuda görev alýp alamayacaðýmýsormasýyla oldu. Böylelikle, deðiþik alanlardamimarlýk hizmetleri veren mimarlardan bir komisyonoluþturmaya çalýþtýk. Bu komisyonda SerbestMimarlar Derneði'nden, Mimarlar Odasý'ndan veMimarlar-Müþavirler Birliði'nden de temsilciarkadaþlarýmýz yer aldý. AB Genel Sekreterliði'ndekiilk toplantý çok baþarýlý gitmedi. Bu toplantý olumlusonuç vermeyince, AB Genel SekreterliðiÜniversitelerarasý Kurul'a baþvurdu ve bu kurul birkomisyon oluþturdu. Bu komisyonda Orta DoðuTeknik Üniversitesi Dekaný olarak ben, Yýldýz TeknikÜniversitesi Dekaný Emre Aysu, Mimar Sinan GüzelSanatlar Üniversitesi Mimarlýk Fakültesi Dekaný ÝlgiAþgun ve Ýstanbul Teknik Üniversitesi MimarlýkFakültesi Dekaný Ferhan Yürekli görevlendirildik.Ben baþkan olarak görevlendirildim.Üniversitelerarasý Kurul da belli aralýklarla toplandýðýiçin 7 Mart 2004 günü görevlendirildik ve direktifüzerindeki çalýþmayý tamamlayýp 7 Mayýs 2004 günüAB Genel Sekreterliðine teslim ettik. Ýki önemlisorun ve saptama var. Birincisi, Türkiye, AvrupaBirliði ile Gümrük Birliði anlaþmasýný imzalamýþolmasýna raðmen anlaþmasýnýn getireceði sonuçlarüzerinde fazla bir çalýþma yapmamýþtý. Bu eksikliðinbir daha yaþamamak için meslek kurumu olarakmuhakkak bir hukuk bürosunun kurulmasý, ResimGazete'nin takip edilmesi ve çýkan bütün kanunlarýnmimarlýk hizmetleriyle iliþkilerinin deðerlendirmesizorunludur. Ýçinde bulunulan ortamýn bu yenikanunlarla nasýl deðiþeceðinin sürekli yorumlamasýlazým. Anýnda tepki gösterebilen bir sistemoluþturmalýyýz. Bunu oluþturmadýðýmýz için de sonanda insanýn kucaðýna býrakýlan bir konu ile baþ baþakalýyoruz. Ýkinci saptama ise tanýmlarýn tam olaraktekrar yorumlanmasý gerektiði yönündedir. Konununiçinde birçok taným problemi var. Mesela tanýmlananhizmetin niteliði, AB ortamýný deðiþiyor olarak kabulediyor. O hassasiyet seviyesine inmiþ deðiliz.Tanýmlamalarýn mimarlýk yasasýnýn hazýrlanmasýsüreci tamamlanýncaya kadar yapýlmasý lazým. Buarada bu hizmetlere sahip çýkan kurumlarla iliþkiliolarak da Türkiye'deki mimarlýk yasasýnýn bir þekildedaha zengin hale getirilmesi lazým. Mesela “serbestmimarlar”, “müþavir mimarlar”, “iç mimarlar”,“peyzaj mimarlarý” diye kavramlar var. Ciddi olarakbu konularýn deðerlendirilip, verecekleri hizmetlerinçakýþan ve ayrýþan noktalarýnýn saptanmasýaçýsýndan tanýmlara ihtiyacýmýz var. Ayný zamandamimarlýk hizmetinin, yapý ve proje üretim sürecindekiyerinin de tekrar tanýmlanmasý lazým; yani bütünbunlar eksik.Bunlara paralel olarak mimarlýk eðitiminde de yenitanýmlamalara ihtiyaç var. Daha önce 4 yýllýk bireðitim sonunda bir diploma veriyorduk ve o kiþilere“mimar” diyorduk. Biz þunu hep göz ardý ettik.Mimarlýk eðitimi sýrasýnda alýnan birtakým derslervar; statik, mimarlýk tarihi, tesisat gibi. Bu derslerdeoldukça baþarýlý olan, ama tasarým derslerinde fazlabaþarýlý olamayan bir öðrenci de mezun oluyor. Peki,bu durumdaki bir öðrencinin meslek hayatýna hemenbaþlayýp, baþarýlý olacaðýný nasýl garanti ediyoruz.Buna karþýlýk tasarým derslerinde çok baþarýlý olan

“Biz þu anda Avrupa Birliði'nde, inþaatmühendisliðinin de serbest dolaþýma girmesi için lobifaaliyeti yürütüyoruz” dedi. Bu iþ demek ki birþekilde yayýlacak.Þu anda bir örgüt yapýsý var. Akademik ortamý,Mimarlar Odasý'ný ve Serbest Mimarlar Derneði'ni iyiyönlendirebilirsek ve ilgimizi kaybetmezsek konuyuyayabilir ve önemli geliþmeler kaydedebiliriz. Hedefmimarlýk hakkýndaki kanunun çýkmasýdýr. Mimarlýkkanunuyla birlikte bizim bazý riskli tanýmlaryapmamýzda da yarar var. Bir tanesi; bu serbestdolaþým kapsamýnda olan mimarlar, AB'ye þirketveya kiþi olarak gittiklerinde -ki 4,5 milyon Türk varAvrupa'da- bu kiþi ve gruplara Türk Hükümeti nasýlbir destek verecek? Bir teþvik verilmesinde yararvar. Böylelikle bu kiþilerin oraya yerleþmelerinde,kazanç elde etmelerinde ve Türkiye'ye vergigelirlerini aktarmalarýnda düzenlemeler yapmaklazým. Eskiden müteahhitler bir ara Arabistan'a,Libya'ya gittiler, mahvoldular. Ayný þeyi Avrupaþehirlerinde kaybolan mimarlar þeklinde tekrarettirmemek için önlem almak lazým.Diðer tanýmlama ise; eðer bu yasa mimarlýðýndevletle baðlantýsýný tanýmlayacaksa, bu tanýmlamaBayýndýrlýk ve Ýskân Bakanlýðýyla mý, yoksa KültürBakanlýðýyla mý ilgili olacak önemlidir. Benim kiþiseldüþüncem, mimarlýk hizmetlerinin bundan sonraKültür Bakanlýðýna baðlý olarak verilmesi gerektiðiyönündedir. Bazý profesyonel hizmetler, yapýnýnyapýlma süreciyle ilgili olanlar ve bir kýsým müþavirlikhizmetleri yine Bayýndýrlýk Bakanlýðý çerçevesinde,Belediyeler Kanunu çerçevesinde olabilir. Bu konu,mühendisler ve mimarlar arasýnda bu çok önemli birayrým noktasý olabilir. Bu birçok ülkede de böyle.Tasarýda, YÖK'le yine bir iliþki noktasý kuruldu.Avrupa Birliði Genel Sekreterliði, temas noktasýný“YÖK” olarak tanýmladý. Son toplantýda,akademisyen olmama raðmen bunun MimarlarOdasý olabileceðini söylemiþtim. Artýk mimar olanbir kiþinin, eðitiminin test edilmesi çok yanlýþ bir þeyve hâlâ da öyle düþünüyorum, ama bu birim kurulsundiye YÖK görevlendirildi. YÖK Yürütme Kurulu ilebir toplantý yaptým. O toplantýda böyle bir görevibenim yürütebileceðimi söylediler. Ancak benim debirtakým taleplerim oldu çünkü bu kadrosuzyapýlacak bir þey deðil. Bütün bu süreci ben ve üçdekan arkadaþýmýz, Emel Aközer'in deðerlidesteklerini ve saðladýðý altyapýyý alarak oluþturduk.Sayýn Selahattin Önür bu iþle 78 yýldýr uðraþýyor.Avrupa Birliði Mimarlýk Okullarý Birliði'nde kendisiokulumuzu temsil ediyor. Bu toplantýlara Türkiye'dengiden az sayýda kiþiden birisi. O da o konuda bizeçok yardýmcý oldu. Bir tek gücü, MOBBÝG'i süreklidavet ettik. Katýlan arkadaþlarla aþaðý yukarý 4toplantý yaptýk ve katýlan arkadaþlarýn yorumlarýylatasarý bugüne kadar geldi. Ancak, sürekli hukukdanýþmaný desteðine ihtiyacýmýz var. Ayrýca HazineMüsteþarlýðý'ndan destek almamýz gerekiyor.Düzenlenecek iþlerin bir kýsmý yurtdýþý iliþkili, paralýiþler ve bunlarýn tanýmlanmasý lazým. Milli EðitimBakanlýðýyla iliþkimizin çok aktif olmasý lazým. Þunuda söyleyeyim: lise müfredatýna mimarlýk konularýnýngirmesi kabul edildi. AB'nin talep ettiði 12 yýllýkeðitimin son paketinde, bir alt paket olarak, yapý veinþaat konusu öðretilecek. Biz daha çok “tasarým veteknoloji” diye talep ettik, fakat sonunda onlarýn

bir öðrencinin diðer derslerinde baþarýlý olmamasýnaraðmen bir projeyi yönetebileceðini nasýl garantiedebiliyoruz? Çünkü bir “proje yönetimi” konusu var.Yani “bu çocuk iyi tasarýmcýdýr” diye acaba gerekliprofesyonel hizmeti verebilecek mi? Evet, projeyi iyiyapacak, ama nasýl yapacak? Eminim bu konudaMimarlar Odasý, birçok fikir ve belge üretmiþ; hattabir kanun teklifi hazýrlamýþtýr. Bunlar hiçdüþünülmemiþ konular deðil ama uzlaþmayavarýlamadýðý için daha ileri safhalara taþýnamamýþ.Mimarlýk eðitimi konusunda da baðlamda daha öncebirkaç kere gündeme gelmiþ; hatta Mimarlýk OkullarýBölüm Baþkanlarý Birliði Grubu bu konuda bir kararalmýþ. Bu kararý, yani bu profesyonel hizmet vermetanýmýný ve o tanýmýn gerektirdiði eðitim sürecinisaptamýþ. Bunu da yýllar önce ODTÜ MimarlýkBölümü aracýlýðýyla Üniversitelerarasý Kurulayollamýþ. Sonuç olarak bilgilenmeye baþlama gibi birproblem yok ama bir örgütlenme problemi var.Düþünceyi güncelleþtirememek ve dýþ dinamiklerinfarkýnda olarak yeniden yorumlamama gibi bir durumvar.Dolayýsýyla biz; 4 dekan arkadaþ, bu konuda hýzlý birþeyler yapmak zorundaydýk. Birikimimiz olduðununkabul edildiðini bilerek ve sorumluluðu alarakbirtakým metinleri ürettik.Bu direktif sadece mimarlýk hizmetlerinin karþýlýklýtanýnmasý ve serbest dolaþýmý üzerine deðil; bütünmesleklerin AB'de dolaþýmýyla ilgilidir. Avrupa BirliðiGenel Sekreterliði, kurduðu komisyona saðlýkhizmetleri alanýndan da deðiþik gruplarý davetetmiþti; týp doktorlarý, veterinerler, diþçiler gibi.Hukuk konusu da serbest dolaþýma girmesineraðmen, o kiþiler ve þirketler en azýndan karþýlýklýdolaþým hakký alacaðý için eðitim boyutunda birdüzenlemeye gidilmedi. Yani saðlýk hizmetlerinineðitim boyutu da, Avrupa Birliði direktifine baðlýolarak geliþiyor. Bu toplantýda profesyonelhizmetlerin Türkiye'deki nitelikleriyle ilgili birçok bilgiedindik. Mesela sürekli eðitim verme biçimleri týptaçok yoðun; onu anlamýþ olduk. Yine týpta bir tür tabiiuzmanlýk aþamasý olduðu için, yani lisans programýüzerine ek bazý programlar olduðunu fark ettik. Buda yararlý oldu. Ancak önümüzde 400 tane dahameslek var; direktif 400 tane mesleði daha kapsýyor.Bu meslekler önümüzdeki yýllar içinde serbestdolaþým hakký kazanacak. Þu an bu 3 mesleðinyalnýzca Türkiye'de dolaþým hakký kazanmasý deðil;bütün Avrupa Birliðinde dolaþým hakký kazanmasýsöz konusudur. Bunun nedeni de Avrupa Birliðivatandaþlarýnýn emniyeti ve saðlýðý için bu 3mesleðin öncelikle seçilmiþ olmasý. Temel 3 meslekarasýnda mimarlýðýn, bir kere daha onaylanmasý çokönemlidir.Biz de bu anlayýþla davranmak zorundayýz.Mesleðimizin eskiden beri varolan temel meslekkurgusunu devam ettirmenin yanýnda, felsefesinidüþünmek - özellikle insanlarýn saðlýðýný veemniyetini vurgulayarak - ve eðitim programýný bunagöre düzenlemek zorundayýz.Bu süreçte Mimarlar Odasý'ndan da destek aldýk.Süreci hem izlediler, hem de üretime katkýdabulundular. Ayný þekilde Serbest MimarlarDerneði'nden ve Müþavirler Birliði'nden de önemlikatkýlar oldu. Bu mimarlýk adýna övünülecek birdurum. TMMOB adýna katýlan bir inþaat mühendisi

98

Page 6: Bülten 25

koymak durumundayýz. Avrupa Birliði'ndesürdürülmekte olan yasa nedeniyle elimizde bazýolanaklar sunuluyor. Bu çerçeve yasaya baðlanarak,mimarlýk eðitimini ve mimarlýk alanýný yenidendüzenleme imkâný doðuyor.Konunun diðer bir boyutu ise, bizim hizmetsunucularýmýzýn da uluslararasý alana çýkma ihtiyacýolduðudur. Finans dünyasýna baktýðýmýzda, ekonomikbüyümeler var, ama þirket sayýlarý azalýyor. Buþirketler dünyanýn her tarafýnda hizmet vermeyebaþlýyor. Dolayýsýyla kaçýnýlmaz olarak bizim hizmetsunucularýmýz da, bu organizasyonlarda yer alarakyurtdýþýnda çalýþacaklar. Kamuoyunda yanlýþ biralgýlama var: Avrupa Birliði'ne girersek “”karþýlýklýlýk”ilkesi hemen çalýþacak ve her hizmet sunucu bizegeldiði gibi bizim hizmet sunucumuz da orayagidecek. Haluk Bey'in de aktardýðý gibi bu konularetüt edilecek; eðitim süreleri, eðitim içerikleri,kazanýlan bilgi ve beceriler bir ölçme vedeðerlendirmeye tabii tutulacak. Dolayýsýyla gerekdýþardan gelecek hizmet sunucularýn, gerek dýþarýyagidecek hizmet sunucularýn, bu yasal düzenlemenedeniyle belirli standartlara sahip olmasý gerekiyor.Bu anlamda mimarlýk eðitimi konusunda yapýlançalýþma, bizim hizmet sunucularýmýza iliþkin kýsýtlarýnkaldýrýlmasý için bir olanak saðlýyor.YÖK'ün oluþturduðu ve Haluk Bey'in baþkanlýk ettiðibir çalýþma grubu ile müþterek toplantýlar yaptýk. Ýlkçalýþmalarýmýzda eðitim süresi konusunda bir ayrýntýhariç, mutabýk kalmýþtýk. O da þöyleydi: Ýlk önerideilk 3 yýlý temel eðitim olmak üzere yapýlacak olan birsýnav ve not deðerlendirme sisteminden geçeceköðrencilerin 5 yýl sonunda mimarlýk diplomasýnasahip olmasý konusunda akademik camianýn birmutabakatý olmuþtu. Biz bu süreye iliþkingörüþümüzü kesintisiz 5 yýllýk eðitim olarakbelirlemiþtik ve o 3 yýlýn sonunda yapýlacak olandeðerlendirmeye ihtiyaç olmadýðýný, o barajýgeçemeyecek ve yetkiyi alamayacakarkadaþlarýmýzýn maðdur olacaðýný ifade etmiþtik.Ayrýca sonradan yapýlacak olan bir yasaldüzenlemeyle 3 yýllýk eðitim almýþ kiþilere de belirlisertifikalarla yetki tanýnabileceðini, düz elemanýnböyle bir zafiyet içerdiðini düþündüðümüzü ifadeetmiþtik.YÖK tarafýndan görevlendirilen akademik kesim,4+2 ve artý 1 ile 3 yýl içerisinde tarif edilenprofesyonel meslek eðitimini ifadelendirdiler. Altýyýlýn sonunda bir konsey modeli öneriyorlar.Üniversite yetkililerinin, meslek odalarýnýn ve meslekgruplarýnýn içinde bulunduðu bu modelinkoordinasyonu ve denetiminde yapýlacak 2 yýllýk birmeslek pratiði var. Bu meslek pratiðinin sonunda,yetkili mimar unvanýnýn kazanýlmasý öngörüyorlar.Toparlayacak olursak; 4 yýl temel eðitim, 2 yýl yükseklisans ve bu 2 yýlýn sonunda kazanýlmýþ diplomaylameslek pratiðine girilecek. Meslek pratiði belirlikoþullarda yapýlacak. Akredite edilmiþ kuruluþ vebürolarda bir usta-çýrak iliþkisi yaþanacak ve ölçme-deðerlendirme sistemi olacak. Yeterli bulunanlarmesleði yapmaya yetkili olacaklar. Bu kiþiler, dahasonra devam etmek isterlerse profesyoneluzmanlýklarýyla ilgili eðitimlerine devam edecekler.Alýnacak eðitim, içeriðine göre 1 ila 3 yýl arasýndadeðiþecek.Mimarlar Odasý bu konuda katýldýðý toplantýlarda,

restorasyon alanýnda seçerlerse 60 kredilik bir yýldaha dolmuþ oluyor. Profesyonel ve yetkin birmimarýn restorasyon uzmaný olmasý için 1 yýl dahaokumasý gerekiyor. Dolayýsýyla o zaman hem yetkinmimar, hem de restorasyon mimarý olarak mezunolabilecek konumda oluyor. Yani o zaman 4+2+1'likbir sistem kurgulanýyor. Avrupa Mimarlar Birliðininyolladýðý en son dokümanda 3+2+2'den söz ediliyorve “minimum 2 yýllýk bir profesyonel eðitim” diyor.Bunu gerçekleþtirmiþ oluyorsunuz.European Consule of Architects'in tam bir metni var.Avrupa Mimarlar Birliði, pozisyonunda çok önemli birtakým deðiþiklikler yapýlmýþ. Daha önce pozisyonlarý“mimarlýk yöresel bir meslektir ve dolayýsýyla yöreselkiþilerin desteðinde yürütülmelidir” derken, buseferki doküman maalesef “mimarlýk uluslararasý birmeslektir ve uluslararasý bir denetim ve ortam içindeverilmelidir” diyor.Bu tür deðiþmeler var, ama biz kendi içeriklerimizidüzenleyebiliriz. Kendi içeriklerimizle onlarýniçeriklerini daha sonra gerçekleþtirilecek ikiligörüþmelerde karþýlaþtýracaðýz.Bizim yapmaya çalýþtýðýmýz, mimarlarýn Türkiye'yegiriþini ve Türk mimarlarýnýn Türkiye'den yurtdýþýnagidiþini saðlam bir zemine oturtmak yönündedir.Mimarlýk eðitimini günün þartlarýna göre yenilemek;mimarlýk hizmetleri için mimarlýk eðitimini oluþturmakve iþi þansa býrakmamak gerekiyor.

Sizin anlattýklarýnýz 2005’tekihizmetlerin serbest dolaþýmý yani GATS süreciyledoðrudan iliþkili görünüyor.

Haluk Bey gibi ben deKasým 2003'ten bu yana Avrupa Birliði GenelSekreterliði'nde yürütülen çalýþmalarakatýlmaktayým. Dönem içerisinde bu konulara iliþkinyapýlan tartýþmalar ve görüþler de Odamýzýn yayýnorganlarýnda yer aldý.Ben son durumdan bahsedeyim: Bu ayýn sonundauluslararasý platformlardan bazý uzmanlar gelecek.Bu organizasyonun yurtdýþýnda nasýl yapýldýðýnailiþkin bilgilerini bizlere aktaracaklar.Temel olarak bu ihtiyaç, GATS, GATT, küreselleþmeve bunlarýn yansýmalarý olarak ortaya çýktý. Türkiye,1995 yýlýnda uluslararasý bir anlaþmaya imza attý ve2005 yýlýnýn ikinci yarýsýnda bu antlaþma yürürlüðegirecek. GATS'da yeralan hükümlerden bir tanesihizmetlerin serbest dolaþýmý. Bu baðlamda yaklaþýk2 yýldýr Türkiye'de bazý yasal düzenlemeler yapýldý.Bu yasal düzenlemelerin neticesinde Türkiye, hizmetalýmýna hemen hemen koþulsuz olarak kapýlarýný açtý.Avrupa Birliði Genel Sekreterliðinde sürdürülmekteolan çalýþma, bir anlamda bize bir olanak yaratýyor.Kaçýrdýðýmýz bazý hususlar ve yabancýlarýn koþulsuzçalýþmalarýna iliþkin yasal düzenlemeler konusunda,ortamýn yeniden düzenlenmesi þansýný bize veriyor.Küreselleþmeyi ve Avrupa Birliði'ni bütünboyutlarýyla tartýþabiliriz. Ancak karþý karþýyaolduðumuz somut bir durum var. Yasal düzenlemelerkonusunda etkili olamamýþýz; üzerinde görüþbildirmemize raðmen isteklerimiz kabul edilmemiþ.Dolayýsýyla dýþardan gelecek olan yabancý hizmetsunucularýna Türkiye'deki çalýþma koþullarýnýn ulusalmenfaatlerimize, meslek etiðine, mesleki kurallara,ulusal kültüre uyumu konusunda belirli kýsýtlar

H. ALÝ ULUSOY -

MEHMET BOZKURT -

HALUK PAMÝR - O konuda da bir þeylersöyleyebilirim isterseniz.YÖK Yürütme Kurulu üyeleriyle konuþtuk ve konuüniversitelerarasý kurulun bu ayýn baþýnda yaptýðýtoplantýda görüþülecekti; olmadý, baþka bir gündemoluþtu. Kanunun görüþülmesi 7 Ekim 2004 civarýndaolacak ve buna paralel olarak bu konu yenidengörüþülecek. Ancak, çýkacak 2005-2006 ÖSYMkýlavuzunda artýk mimarlýk 6 yýl olarak ilan edilecek.Bu karar kabaca oluþtu.6 yýlýn önemi þu: çok sayýda meslek alaný serbestdolaþýma girdiði zaman kritik bir durum kalmayacak.Mimarlýk eðitimi için 3+2 dediðimiz zaman bu erkekadaylar için askerlikle ilgili iþlemler konusundabirçok problem yaratabilir, yanlýþ anlamalara yolaçabilir. Bazý arkadaþlarýmýz da Avrupa Birliði'ndeserbest hizmet dolaþýmý kapsamýnda olmakistemeyecektir. 4 yýlýn sonunda ayrýlýp meslek pratiðiortamýna katýlmak isteyeceklerdir. Ortamakatýlýmlarýnýn 3 yýllýk bir eðitimle olmamasý çokönemli.Bir de Avrupa Birliði üzerinden Amerika'da hizmetvermek mümkün. Daha önce Amerika'daki eyaletlerarasýnda dolaþýmý düzenleyen kurul, Amerika BirleþikDevletleri'yle Ýngiltere ve Avustralya arasýndakigidiþ-geliþleri de düzenlemiþ. 1992'den itibarenAvrupa Birliði'nde kaydedilen geliþmeler nedeniyleyeniden düþünmek için bu hareket durdurulmuþ.Geçen yýl yapýlan Avrupa Birliði RektörlerToplantýsý'na davet edilen Amerikalý bir rektörtemsilcisi, Avrupa Birliði'nin 3 yýlýnýtanýmayacaklarýný, Amerika'da çalýþabilmek içinkesinlikle 4 yýllýk lisans eðitimi gerektiði söylemiþ.Dolayýsýyla esas olan 4 yýllýk tanýmlamayý bozmadýk.Zaten Türkiye'de 4 yýl lisans ve 2 yýl da yüksek lisanseðitimi almak, alýþýlmýþ bir model. Biz herkese 6 yýlokuma þansý tanýyoruz. Herkes okuyup yüksekmimar olarak mezun olacak. Bu 6 yýl sonunda,isteyenler uzmanlaþmak için þöyle bir sistemkullanýlýyor. ABD'de ile uyumda þöyle bir durum var:Onlar 60'ar kredi olacak þekilde 3 yýl sonunda 180kredi istiyorlar. Biz dördüncü yýla da 60 kredikoyarsak, bu çok fazla oluyor. Erasmusprogramlarýnda, karþýlýklý gidiþ-geliþte belirsizliðe yolaçýyor. Onun için, birinci yýlý daha bir mimarlýkeðitimine giriþ yýlý gibi görerek, farklý bir þekildedeðerlendirebiliriz. Ondan sonraki 3 yýl, AB'dekiserbest geçiþ için kullanýlacak esas 180 krediyeeþdeðer yapýlandýrýlacak.Bunun üstüne, 120 kredilik ve 2 yýllýk bir eðitimöngörülüyor. Bu iki yýllýk eðitim burada profesyonelbir eðitim olarak tanýmlanmaktadýr. Bu tanýmlama,mimarlýk tarihi, yapý bilgisi ile ilgili bir þey deðil.Sözünü ettiðimiz profesyonel eðitim, yenidenyapýlandýrýlmasý gereken 12 yýllýk eðitimdir. Bizbunun bazý açýlýmlarýný MOBBÝG toplandýkçakonuþtuk ve hemen hemen bir noktaya getirdik. Buaçýlým, genellikle proje, inþaat yönetimi ve kanunlailgili oluþturuluyor. Hem ABD'de mimarlarý sýnýrlayanbazý kanunlarýn, hem de Türkiye'deki TicaretKanunu'nun bilinmesi gerekiyor. Tamamenprofesyonelleþmeye yönelik bir eðitim öngörülüyor.Öðrenci 180 kredinin 30 kredisini -ki bu bütünokullarýmýzýn çoðunda var- belli bir alanda, meselarestorasyon alanýnda seçtikten sonra, eðitimininikinci aþamasýnda, 120 kredinin 30 kredisini, yine

önerisi “yapý” oldu. Bu durum hiç olmazsaöðrencilerin hazýrlýklý olmasýný, bu seçmeli derslerialarak üniversiteye daha bilinçli gelmesinisaðlayacak. Görüþmeler hâlâ devam ediyor. Biz okonuda da grubumuzdan bir kiþi bulundurmalýyýz ki,müfredatý tanýmlayalým.Avrupa Birliði'nden sorumlu müsteþarlýkta veyagenel sekreterlikte çalýþanlardan bir kiþinin desürekli bu grupta olmasý lazým. Çünkü biz oradaki içhukuku bilmiyoruz. Þimdi yapacaðýmýz birçok þeyeburada “tamam” denilecek ama sonra orasýyla nasýlkarþýlaþtýrýlacak. Bütün AB ülkeleriyle tek tekoturup ayrýca ikili olarak görüþmek gerekir. MeselaÝngiltere'yle görüþmemizde Ýngiliz mimarlarý eðer“Türk mimarlarýný þu þartlarda kabul ediyoruz”derse, biz de “Türk ortamýna Ýngiliz mimarlarýný þuþekilde kabul ediyoruz” deme þansýnda oluruz. Amabunu yapabilmemiz için bu tür görüþmelerin baþkakonularda nasýl yapýldýðýný bilmemiz lazým. Çok

amatör bir þekilde gidip bir iki þey söyleyebiliriz,ama sonra birçok þey havada kalýr ve konuya yanlýþyaklaþýmlar doðabilir. Bunun olmamasý için uzman birgrubun sürekli çalýþmasý lazým.Bu konunun önceki safhasýyla ve yapýlmasýgerekenlerle ilgili bir miktar þeyler söyledim. Aslýndaortada olan durumu çok konuþtuk. Belki öðrenciarkadaþlar dýþýnda herkes durumdan haberdar.Zaten bu konularda bazý yayýnlar da yapýldý. Paralelgörüþte olmayanlar adýna Kenan Güvenç bir þeylersöyleyebilir. Mühendislik ve mimarlýk hizmetleriarasýndaki iliþki açýsýndan belki siz bir þeylersöyleyebilirsiniz.Teþekkür ederim.

Teþekkür ediyoruz. Eðitimmeselesiyle ilgili somut bir durum var: MimarlarOdasý'nýn oluþturmuþ olduðu görüþ resmi olarakdeklare edildi. 5 yýllýk temel eðitim, artý 2 yýllýk“meslek ve pratik” diye tabir edilen 7 yýllýk bir süreç.Bu konuda sizin bir öneriniz vardý.

H. ALÝ ULUSOY -

1110

Page 7: Bülten 25

1312

muhatap olabilecek yapýlarýn karþýmýzda belirmesilazým. Benim bu yasaya muhatap olabilecek biryapým yok. Peki, bu yasa oluþtuðu zaman ben ne ilekarþý karþýya kalacaðým? 3, 5, 4+2 falan hiçumurumda deðil. O yapým yok ama ben bir eksiklikiçinde deðilim. Ben bu yoksunluk içinden -ben diyebahsediyorum baðýþlayýn akýþ içinde cereyan ediyor;o günün durumundan bahsediyorum- baþka bir yapýçýkartmýþým, ama bu yapý da olasý yasaylailiþkilenebilecek bir yapý deðil. Bakýn, benim mimarlýktarihi dersim yok. Hocam diyor ki: “Proje yönetiminibecerebilecek mi yeni mezun mimar?” Yeni mezunve asistan kadrolarýndaki mimarlar, mimarlýk tarihi,tasarým, proje, yapý gibi her derse giriyorlar. Bunlarinsan yetiþtiriyorlar. Durum proje yönetimine deðil,insan kaynaklarýnýn yönetimine dönük bir þey. Oyetkiyi orada veriyorsunuz ama neden? Bir taraftayasal bir boþluk var, öbür tarafta onun kendini ifadeetme özgürlüðüne bir üst noktada baþka bir alandankarþý çýkýyorsunuz. Bu yasa gerçekten anayasal birsuç bana göre. Ulusal düzeyde OsmangaziÜniversitesi, bu meselede gerekirse bir krizçýkaracak. Çünkü bu yasanýn kendisi, eþdeðerdekigüçleri ve karþý karþýya gelebilecek güçleri aynýplatforma koyamýyor. Koyamaz, çünkü o toplumsalhayata ait birþey. Toplumsal hayat incelmedikçe,geliþmedikçe bir yasaya maruz kalacak düzeyde biryapý saðlayamazsýnýz. Dolayýsýyla þu andaki bütünbu giriþimlerde hem ODTÜ, ÝTÜ, YILDIZ gibimetropol üniversiteleri, hem de Mimarlar Odasý, altýboþu çalýþmalarý yürütüyor. Bu yasa çýkar -çünküsonunda bir güçler mücadelesi bu- ama bununarkasýndan gelecek olan boþluklarýn sorumluluklarýnýda bu kurumlar üstlenir. Böyle bir sorumluluðuMimarlar Odasý'nýn üstlenmeye hakký zaten yok.Oda baþka bir platformda durmalý. Merkezüniversiteler ise bu yasanýn arkasýndan gelecek olansorunlarýn sorumluluðunu üstlenmek zorundaolacaklar.Söyleyeceklerim þimdilik bu kadar.

Yaptýðýmýz toplantýlarýn ilkineSayýn Ferhan Yürekli de katýldý. Orada fazla olumsuzdeðildi. Böyle bir sürecin zorunlu olduðununfarkýndaydý. Daha sonra toplantýlara katýlmadý.Toplantýlara katýlmayýnca ortamý etkileyemiyorsunuz.Sayýn Kenan Güvenç MOBBÝG'in bu konuda yaptýðýhiçbir toplantýya katýlmadý ve dolayýsýyla bu sürecinkarar oluþturulma aþamalarýnda ne üniversitesi nede kendisi var. Ýnsanlar bir emek sarf etmeden birsüreç, üstüne bir þey söylerlerse, bu çok büyük birhaksýzlýk oluyor. Bunu bir yayýn organýnda tek baþýnayapýnca, bu daha büyük bir haksýzlýk oluyor. SayýnGüvenç'in biraz önceki görüþlerini aktardýðý birgazete var. Orada karþý görüþe falan yer yok. “Birtaraf kendisi konuþuyor, kendisi uyguluyor” diyesuçluyor; ben bunun tam tersini söylüyorum: Bizherkesi 4 kere davet ettik, daha önceki toplantýlarýnCD'lerini sizlere gönderdik ve sizleri bilgilendirmekiçin ben, fakültenin parasýný harcadým. ABSekreterliði bize hiçbir maddi destek vermedi. Bütünsorumluluðu fakülte olarak aldýk ve yürüttük. Tek biryanýt gelmemiþtir; kendisi tek bir yazýlý görüþyollamamýþtýr, bölümü de yollamamýþtýr. Bütünüretim bittikten sonra bir karþý çýkýþ vardýr. Aynýþekilde; tartýþmayý o gazetede açtýktan sonra

HALUK PAMÝR -

durum, kendi örgütsel yapýmýzda ve Türk Mühendisve Mimar Odalarý Birliði'nde de ciddi tartýþmakonusudur. “uluslararasý olalým” derken öncelikle,uluslararasý alanda bu meselelerin nasýltanýmlandýðýný ve nasýl yetkilendirildiðimizianlamamýz gerekiyor. Mesleki disiplinlerin içerik veyetki olarak örtüþtürülmesi gerekiyor.Özellikle 1999 sonrasý yapýlan yasal düzenlemelerlebütün olan yapý üretim sürecinin; tasarým, üretim veyapý kullanma süreçleri çalýþtýrýlmýyor. Mimar, yapýüretim süreçlerinin neredeyse bütününden dýþlanmýþvaziyette. Bazý umut verici geliþmeler var. Yasataslaklarýnda izleyebildiðimiz kadarýyla projeyönetimi kavramýna, yapý kontrol ve kamusal yapýdenetimine bazý göndermeler yapýlýyor ve mimarkonularla az da olsa iliþkilendiriliyor. Gerçekanlamda, mimarýn ve alanýnýn bilimsel doðrularlatanýmlanmasý lazým ve bu tanýmlamaya iliþkinyetkilerinin de net olarak belirlenmesi lazým.Bu turdaki sözlerimi, Haluk Bey'e bir soru sorarakbitirmek istiyorum: en son yaptýðýmýz görüþmede,“6+2, 5+2” tartýþmasýnda, fazla bir yýla þöyle birihtiyaç olduðu söylenmiþti. “Temel mimarlýkkültürünün liselerde öðretilmemesi nedeniyle bunaihtiyaç duyuyoruz” denmiþti. Þimdi sevinereköðreniyorum ki lise müfredatýna bu konu girmiþ. Budurumda konuyu tekrar deðerlendirmeye tabiitutacak mýsýnýz?

Bu konuda söz almak isteyenarkadaþýmýz var mý?

Oda da, merkez üniversitelerde çok kötü bir sýnav veriyor bence. Taraflarý henüzbelirginleþmemiþ bir durum söz konusu olduðundan,oda meselede bir taraf olamaz. Mesela MehmetBozkurt'un hem yazýsý, hem söylediklerini göz önünealýrsam, artýk sanki bir uzlaþmalar ortamýna gelinmiþve rötuþlar yapýlýyor. Oda meseleye buradan bakýyor.Oda, bir taraf olamaz; Oda bir sürekliliðin parçasýdýr.Yani bir ortam saðlar ve o ortamda herhangi birkonuya ait tavýrlarýn belirginleþmesi için hayatýkolaylaþtýrýr, bir þekilde önünü açar. Sizinyazdýklarýnýz ve söyledikleriniz, genel olarak ülkeninsorunla þu anda iliþkilendiði noktanýn çok uzaðýndaduruyor.Osmangazi Üniversitesi Mimarlýk Bölümünün hangiyasal statüde olduðunu biliyor musunuz? OsmangaziÜniversitesi Mimarlýk Bölümü bir kararnameüniversitesidir. Bu þu demek: Ben kadro havuzumuoluþturamýyorum. Bütün üniversitelerin kadrolarý varve kendi ellerinin altýndadýr, ama benim kadromuhükümet belirliyor. Bu yüzden Anadolu ÜniversitesiMimarlýk Fakültesinde 100'e yakýn kadro varkenbenim kadromda 10 kiþi var ki bunlarýn 8 tanesiasistan. Bu 8 asistanýn 3 tanesi 35. maddeyle gitti.Bu durum mimarlýk ortamýna iliþkin yasal birdüzenleme deðil. Ben bir parçasýyým ve kararnameüniversitesi olmam ya da 35. maddeye maruzkalmam düzeyinde de üniversiteler için hazýrlanmýþbir durum. Ortamda þöyle bir þey var: Kurumsallýklaraçýsýndan, ben bir banliyö treniyim, hocam BaþkentEkspresi. Hangisi daha yetkin ve deðerli; bu tartýþmayapýlamaz. Kendi kapsamlarýnda ikisi de þekillenmiþþeyler. Siz bir yasa yapýyorsunuz: Sezer yasayý“anonim, genel ve soyut.” olarak tanýmlýyor. Yasaya

H. ALÝ ULUSOY -

KENAN GÜVENÇ -

Bir diðer görüþ ise, yapýlacak olan stajlar da dâhilolmak üzere 5 yýllýk bir eðitim, artý 2 yýl meslekpratiði þeklinde bir kurgu oldu. Meslek pratiðininyapýlmasý ile ilgili bir konsey modeli var. MimarlarOdasý da bunun içinde ve üniversitelerden de katkýalýyor. Ayrýca ilgili diðer kurumlardan da katkýalýnýyor ve sistem öylece yürütülüyor.Burada tartýþýlan baþka bir ayrým var. MimarlarOdasý, þu ana kadar oluþturmuþ olduðu görüþlerdebu süre ve içerikle ilgili belirli toplantýlarýn izlenmesi,seminerlere üniversitelerde yapýlan meslek içieðitimlere katýlma zorunluluðu þeklinde belirlikrediler tarif ediyor. Yapýlan etkinlik ve eðitim gibitoplantýlara da katýlarak kredi tamamlanabilecek.Bunun sonucunda herhangi bir ölçme-deðerlendirmesistemi yok, ama bunlarýn yapýldýðýna dair bir siciltutulmasý gerekiyor.Þu anda ortamda tartýþýlan konular ve çerçeveiçerikleri bunlar. Ben ortamdaki tartýþmalarýaktarmak anlamýnda bütün bu bilgileri size ifadeetmeye çalýþýyorum. Netleþmiþ üzerinde mutabakatavarýlmýþ açýlýmlar deðil.“Neden durup dururken eðitim süresini

arttýrýyoruz?” konusunun anlaþýlamayan yanlarý var.Süreç, durup dururken bir meslek ortamýndasayýlarla ifade edilen “4 sene mi olsun, 5 sene miolsun?” tartýþmasý deðildir. Serbest dolaþýma yasaldüzenlemelerle kapýmýzý açmýþýz; buna bir kýsýtgetirmek ve hizmet sunucularýmýz dýþarýya giderkenonlara mesleðini orada yapma donatýsýný veseviyesini kazandýrmak anlamýný taþýmaktadýr.Öte yandan deðiþen ve geliþen meslek alanýmýzýngetirdiði bir zorunluluk ve dayatma var. Mesleðingeçmiþine bakýyorsunuz; usta-çýrak iliþkisiylebaþlayan ve bütün alanlarda hizmet veren mimar;mesleðinin parçalanma sürecini yaþýyor. Önce þehir-bölge planlama ve peyzaj bölümü ayrýldý. Þimdi dekoruma planlarýnýn üretilmesiyle ilgili bir de yasal birdüzenleme yapýldý ve geçtiðimiz günlerde ve bununyetkisi de þehir plancýlarýna verildi.Bu nasýl oluyor; buna da iliþkin aslýnda birazkonuþmak lazým. Mimarlýk mesleðinin alanýnýntanýmlanmasý gerekiyor ve bu tartýþmanýn Türkiyeortamýnda diðer disiplinlerle yapýlmasý gerekiyor.Yayýnlara, ortamdaki belgelere bakýldýðýnda birazkendiliðinden bir süreç var. Örneðin kentsel tasarýmbölümü Bilkent'te açýlmýþ; Mimar SinanÜniversitesinde lisansüstü eðitim olarak açýlmýþ;yarýn öbür gün yetki isteyecekler. Buna hangibilimsel gerekçeyle izin veriliyor ve bu süreç nasýloluþuyor? Aldýklarý disiplin ve eðitimin içeriðinedeniyle bu iþi yapmaya yetkinler mi diyegerçekten ciddi bir tartýþma yapýlmalý ve bu durumsorgulanmalý.Sonuç olarak bakýyorsunuz, mimarlýk parsel bazýndabir eylemliliðe dönüþtü. Gündemde “Þehircilik ÝmarYasasý Taslaðý” var. Tasarýda her ölçekli planda, þehirplancýlarýnýn yetkili olacaðýna iliþkin bir tanýmgetirilmiþ. Oysa bizim öngördüðümüz, planlamanýnmulti-disipliner bir çalýþma olduðu, çalýþmalarýn ortakbir müelliflikle yapýlmasý gerektiði yönünde idi.Belki bir pazar anlayýþýndan belki de paylaþýmý ya dabir kazanýmý elde etmek için, bu alanlar bizimdisiplinimizden alýnýyor. O zaman mimar ne yapacak?Yani mimarýn üretim ya da tasarým sürecindekirolünü gerçekten doðru tanýmlamak gerekiyor. Bu

kesintisiz 5 yýllýk eðitimde ýsrar ettiðini Avrupa BirliðiGenel Sekreterliði'ne ve üniversitelerde oluþturulanÇalýþma Grubu'na ifade etti ve yazýlý metinlere deyansýttý.Tabii belirli sýkýntýlar var. Temel olarak 4+2+2+3 yýlýhedeflenirken, sayýn hocalarýmýz temel gerekçesininde olduðunu ifade ediyorlar: Mimarlýk bir kýsýmuzmana göre yetenek isteyen bir meslek; bir kýsýmuzmana göre de arzu ve istekliliðe dayanan birmeslek. Tanýmlanan uzun bir süre ve bunu herkesiradi olarak kabul etmez. YÖK'ün tayin ettiði birdüzenekle okullarýmýza gelen öðrencilerimizdenyeterli neticeyi ve sonucu alamýyoruz. Bunu sýnamakþu anda mümkün deðil. Bir öngörüdür ve açýkçasýneye tekabül eder, belli deðil. Gerçekten eðitimindeisteði ve arzuyu arttýrýr mý, zaman içerisindegöreceðiz. Mimarlar Odasý olarak oluþturduðumuzgörüþ, Avrupa'daki birtakým organizasyonlardan,Avrupa Mimarlar Konseyi'nin ve UIA'nýn

belgelerinden, tavsiye niteliðindeki kararlarýndan vebu konuda yapýlmýþ çalýþmalardan kaynaklanýyor.Buna ek olarak, 1998 senesinde Mimarlar Odasý'nýnGenel Kurulu'nda alýnmýþ karar gereði de 5 yýllýkmimarlýk eðitiminin ilk 3 yýlý -bunu temel mimarlýkeðitimi olabilir. Bir ayrým yapýlmaksýzýn ve araya birbaraj konulmaksýzýn toplam 5 yýlda mimarlýkdiplomasý verilecek.Bu eðitim sürecinde yapýlacak pratik ve büro stajlarýbelirli bir zaman dilimini ya da krediyi içerecek.Tezlerimizde bunu, Mimarlar Odasý'nýn eþgüdümündeve koordinasyonunda yapýlacak bir çalýþma olarakdüþünüyoruz. Stajlarýn amacý, yapýlacak olan stajlaramüdahale etmek deðil, lojistik destek vermek vekoordinasyonu saðlamak üzerine bir kurguda olmalý.Bu konuda görüþ üreten bazý akademisyenler,akademik eðitim sürecinde yapýlacak olan meslekpratiðinin 1 yýl olmasýný ifade ediyorlar.Mezuniyetten sonra da 1 yýl meslek pratiði yapýlarakbu konuda imza kullanma, yetkili olma noktasýnagelinmesini düþünüyorlar.

Page 8: Bülten 25

1514

- SORUMLULUK SAHÝBÝ MÝMAR: Yasal temeliAvrupa Ekonomik Topluluðu'nu Kuran Antlaþmaolan 1985 “Mimarlar” Direktifi'nde tanýmlananortak yeterlikler çerçevesi, AB yurttaþlarýnýn sözkonusu hak ve özgürlükleri, temel hak veözgürlüklere saygý temelinde ve sorumlulukbilinciyle kullanmalarýna olanak verecek bireðitim altyapýsý saðlamaya yöneliktir.

UIAMimarlýk Eðitimi Komisyonu tarafýndanhazýrlanan 16 Mart 2002 tarihli “UIA ve MimarlýkEðitimi: Düþünceler ve Tavsiyeler” baþlýklýbelge

- “Mimarlar” Direktifi'nde daha 1985 yýlýndatanýmlandýktan sonra Uluslararasý MimarlarBirliði (UIA) ve Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE)tarafýndan da kabul gören üniversite düzeyindekimimarlýk eðitiminin saðlamasý gereken meslekiyeterlikler, ülkemizde ilk kez “MeslekiYeterliklerin Düzenlenmesi ve TanýnmasýHakkýnda Kanun Tasarýsý Taslaðý”nýn 48.maddesinde yasal bir düzenleme içerisindetanýnmaktadýr. Türkiye'de mimarlýk eðitiminin, ilkkez bu yasayla “düzenlenmiþ” bir meslekalanýnýn eðitimi haline gelmesi öngörülmektedir.Mimarlýk okullarýnýn söz konusu yeterlikleri,kazandýrdýklarý güvencesini verecek reformlarýgerçekleþtirebilmeleri, yükseköðretim reformukapsamýnda yeni düzenlemeleri degerektirmektedir.

10 Haziran 1985 tarihli “Mimarlar” Direktifi'nde yeralan 11 mesleki yeterlik koþulu Haziran 1996tarihinde Barselona'da toplanan UluslararasýMimarlar Birliði (UIA) Genel Kurulu'un benimsediði“UIA/UNESCO Mimarlýk Eðitimi Þartý”nda damimarlýk eðitiminin kazandýrmasý gereken niteliklerolarak tanýmlanmýþ, ancak “Mimarlar” Direktifi'ndensöz edilmemiþtir. Buna karþýlýk Mart 2000 tarihli“Politika Konularý: Mimarlýk Mesleðinin Ýcrasý”baþlýklý belgede mimar olarak kayýt/ruhsat/sertifikahakkýný elde etmek için temel koþullar konusunda“Mimarlar” Direktifi kaynak gösterilmektedir.

de de Mimarlýk Eðitimi Þartý'nda mimarlýkeðitiminin kazandýrmasý gereken özel yeterlikalanlarýnýn formüle edildiði belirtilmekte ve 1985tarihli “Mimarlar” Direktifi'ne de gönderme yapýlarakilgili bilgi ve beceriler sýralanmaktadýr.

- Yasa tasarýsý tartýþýlýrken dikkate alýnmasý gerekendiðer konu, Bologna Süreci'dir. Bologna Süreci 2010yýlýna kadar, bir Avrupa Yükseköðretim Alaný'nýngerçekleþtirilmesi konusundaki politika kararlarýnýnbenimsendiði bir dizi toplantýyla baþlamýþtýr. Busüreci tanýmlayan en önemli dört belge 25 Mayýs1998 Sorbonne Bildirgesi, 19 Haziran 1999 BolognaBildirgesi, 19 Mayýs 2001 Prag Bildirisi ve 1819Eylül 2003 Berlin Bildirisi'dir.

Bologna Süreci'nin baþlýca ilkeleri Mayýs1998'deParis'te imzalanan “Avrupa YükseköðretimSisteminin Mimarisinin Uyumlaþtýrýlmasý HakkýndaSorbonne Bildirgesi”nde bulunabilir. AvrupaMimarlar Konseyi (ACE) tarafýndan Ocak 1996'dayayýmlanan Beyaz Kitap'la ilgili sunuþ yazýsýnda,mimarlýk mesleði açýsýndan bakýldýðýnda Avrupa'dasiyasal kurumlarýn ekonomik sorunlara verdiði

vi

vii

H. ALÝ ULUSOY -

EMEL AKÖZER -

Mesleki Yeterliliklerin Tanýnmasýnda AvrupaParlamentosu ve Konsey Direktifi Ýçin Bir Öneri

Mimarlarýn iþ kurma hakký ve hizmet sunmaözgürlüðünden etkin bir þekilde yararlanmalarýnýkolaylaþtýran tedbirleri de kapsayan, mimarlýklailgili diploma, sertifika ya da diðer resmi meslekiehliyet belgelerinin karþýlýklý olarak tanýnmasýnailiþkin 10 Haziran 1985 tarihli Konsey Direktifi de(“Mimarlar” Direktifi) Komisyon Önerisi içindebirleþtirilmesi amaçlanan sektörel direktiflerarasýndadýr.

iþ kurma hakký vehizmet sunma özgürlüðü, AB hukukunun temelilkeleri Temel HaklarÞartý meslek seçme özgürlüðü veçalýþma hakký her Birlikyurttaþýnýn istihdam edilme, çalýþma, herhangibir üye devlette iþ kurma ve hizmet sunmahakkýný kullanma özgürlüðü

1957 Avrupa Ekonomik Topluluðu'nu KuranAntlaþma

ayrýmcýlýk yapmama ve karþýlýklý tanýmailkelerine uygun olarak mallarýn, kiþilerin,sermayenin ve hizmetlerin serbest dolaþýmý

mesleki yeterliklerin karþýlýklýtanýnmasýný garanti eden kurallar

Hocam siz söz istemiþtiniz.

“Mesleki YeterliklerinDüzenlenmesi ve Tanýnmasý Hakkýnda Kanun TasarýsýTaslaðý”nda yer alan mimarlýk mesleðini ve eðitiminiilgilendiren düzenlemeler konusunda,Üniversitelerarasý Kurul Baþkanlýðý'nýngörevlendirmesiyle, ODTÜ Mimarlýk FakültesiDekaný Prof. Dr. Haluk Pamir baþkanlýðýndayürütülen komisyon çalýþmalarý sýrasýnda, DekanDanýþmaný sýfatýyla bilgi edinme fýrsatý buldum. Bukonuda yine Dekan Danýþmaný sýfatýyla hazýrladýðýmve Aðustos 2004'te ODTÜ Mimarlýk FakültesiDekanlýðý'na sunduðum raporda özetlenen ve buradada dile getirmek istediðim kiþisel görüþ vedeðerlendirmelerin sorumluluðu bana aittir.- Mesleki Yeterliklerin Düzenlenmesi ve TanýnmasýHakkýnda Kanun Tasarýsý'yla ilgili tartýþmalardadikkate alýnmasý gereken iki süreçten söz edilebilir.

Avrupa Birliði süreciAvrupa Yükseköðretim Alaný'nýn gerçekleþtirilmesi

süreci (Bologna Süreci)

“Mesleki Yeterliklerin Düzenlenmesi ve TanýnmasýHakkýnda Kanun Tasarýsý Taslaðý” Avrupa Birliðisüreci içinde iç koordinasyon ve uyumu saðlamaküzere kurulan Avrupa Birliði Genel Sekreterliði'nin“Türkiye Ulusal Programý” çerçevesinde sürdürdüðüçalýþmalar arasýnda yer almaktadýr. Taslakta AvrupaKomisyonu tarafýndan 2002 yýlýnda sunulan“

”baþlýklý metin temel alýnmýþtýr. Bu metin 20 Nisan2004 tarihli yeni Komisyon Önerisi'yle deðiþtirilmiþ,18 Mayýs 2004 tarihinde Konsey öneri konusundasiyasi görüþ birliðine varmýþtýr.

- AB yurttaþlarýnýn AB içinde

arasýnda sayýlmaktadýr.'nýn 15. maddesi “

” çerçevesinde “

”nü de kapsar”. Becerive bilgilerin (yeterliklerin) nerede kazanýldýðýnabakýlmaksýzýn Avrupa iç pazarýnda bir mesleði icraetme (iþ kurma ve hizmet sunma) özgürlüðü daha

'deda (Roma Antlaþmasý) tanýnmýþtýr. Ortak

pazar, “ ” “ ”

nýöngörür. Meslek sahiplerinin söz konusu temel hakve özgürlüklerden yararlanabilmesi üye devletlerarasýnda

ýn geliþtirilmesinigerektirmiþtir.

!

!

i

ii

iii

iv

v

süre ayný ortamý sürdürürler. Bu bir atölye de olabilir,baþka bir þey de olabilir ve 10 yýl da sürebilir. Böyleörnekler dünyada da var. Fakat o birimin,örgütlenmenin bir kolu gidince kalitesini kaybediyor.Akreditasyon olmasý için o kurumun kadrolarýnýnoluþmasý lazým ve sürdürülebilir bir eðitim ortamýnýnhem ulusal, hem de uluslararasý olarak ispatedilmesi lazým. Yani bu konuda heyecanýmýzla biryere varabiliriz; Þöyle: Yapýlan þeyi eleþtirebiliriz vebu da yararlý. Tartýþýlýnca bazý kavramlar söyleniyor.Biz onlarý kaydediyoruz ve kullanabiliyoruz. Bizsürdürülebilir güçlü bir akademik ortam ve bununürünlerinin ortaya çýkarýlabilmesi için çabaharcýyoruz. Siz birilerini eðitiyor olabilirsiniz vebunlar çok iyi olabilir. Bu ayrý bir þey. Akademikaraþtýrma olarak, siz o ortamý zaten araþtýrma ortamýgibi kullanýyorsunuzdur ki; akademik ortamýn baþkabeklentileri de vardýr. Onu yerine getiripgetirmediðiniz de, sizin dediðiniz çok doðru, bu birimkurulduktan sonra, yetkin olup olmadýðýdeðerlendirilecek.Son yaptýðýmýz son MOBBÝG toplantýsýnda siz devardýnýz Mehmet bey. Bazý gruplar dedi ki: “Bizancak 4 yýlý baþarýrýz, 6 yýlý baþaramayýz”. “Tamam,bir problem deðil” dedik. Ama “kendi aramýzdaörgütleneceðiz ve her okulun 6 yýllýk eðitim vermesiiçin mimarlýk okullarý olarak destek vereceðiz” dedik.Bununla ilgili olarak da hükümetten, devlettentaleplerimiz olacak. Bu iþ uzun zamanlý bir plan;bugünün, yarýnýn iþi deðil. Biz bunu 10 yýl içindebaþaracaðýz, ama hep beraber baþaracaðýz. KenanGüvenç'in yaratýcýlýðý ve eleþtirileri bu yöne gidersehepimiz için çok daha yararlý olabilir. Kendi kurduðumodelin sürdürülebilirliði için, içine kapanan birhalde durmamalý. Bizim geliþtirdiðimiz pozisyona çokyakýn olduðundan, size ÝTÜ'nün yazdýðý ve yolladýðýmetni okumak istiyorum:“1- Mimarlýk eðitimi 4 tam zamanlý yýldýr. Bu eðitimibaþarýyla tamamlayanlara mimar unvaný verilir.2- Mimarlýk yetkisi almak için;a) Her yýl Temmuz ayý içinde ÜniversitelerarasýKurulun yapacaðý ulusal düzeydeki sýnavý baþarmýþolmak veya,b) Bir üniversitede en az 1,5 yýl süreyle bir yükseklisans programýný bitirmiþ olmak gerekir.A þýkkýnda belirtilen sýnavda baþarýsýz olanlar izleyenyýllarda sýnava sonsuz sayýda girme hakkýný saklýtutarlar. Bunun dýþýnda yapýlacak pratik yapmazorunluluðu ve meslek konusunda yapýlacak bir yetkisýnavý gibi önerilere mimarlýk eðitimi anlayýþýmýznedeniyle olumlu bakamamaktayýz” diyorlar.Bu metni imzalayanlar Mine Ýncioðlu ve FerhanYürek. Ne demek oluyor; bizim 6 yýl dediðimize,onlar 5,5 yýl diyor. Yani 2 yýl olarak tanýmladýðýmýzsürece 1,5 yýl diyorlar. Gazetelere çýkýp yapýlan oaçýklamalar aslýnda yarým yýl içindir. Üstelik: “4 yýlýokusunlar, sonra da çýksýnlar ve ÜniversitelerarasýKurulun yapacaðý sýnavý alsýnlar.” diyorlar. Bu,kurslar çýkacak demek. Ne olacak o sýnav? Bu sýnav2 yýlda öðretilen yasalarla ilgili bir sýnav olacak.Yasalarla ilgili sýnava okulda hazýrlanmýyorsunuz vekursa gideceksiniz; çevresel denetimle ilgili þeyinkursuna gideceksiniz. Kýsacasý Ferhan Yürekli Bey'inyine gazetelere çýkan, sizinle yaptýðý þeyin aslýndahiçbir þekilde tam operasyonel olmadýðýný gösteriyor.23 sayfa yazý var ama iþlevsel sonuç hakkýnda birbilgi yok.

“bunun karþýsýndaki görüþlere bir yer verelim mi?”gibi bir aktarým da olmamýþtýr.Ben hem kendisine, hem de bölümüne çok deðerveriyorum. Çünkü çok büyük bir çaba gösteriyorlar;çok az kiþiyle, tamamlanmamýþ bir kadroylaçalýþýyorlar. Aslýnda esas yasal olmayan onlarýnbölümüdür. Yasallýk demek, kanun ya da kararnameçýkarmak deðildir. Bir þeyin bütün boyutlarýylayapýlmasý gerekir. Meslek tanýmýmýz yapýldýðý zaman,o tanýma göre yürütülecek eðitim ortamýnýn nasýlolmasý gerektiði ile ilgili konuþuyoruz. Þimdi KenanBey çok heyecanlý, çok birikimli ve çok enerjik birisi.Kenan Bey'le beraber çalýþan 12 kiþi de belki öyle.Fakat Kenan Bey baþka bir þey yapmak istedi ve oortamdan çýktý. O ortam sürdürülemez. Buradakibütün yasalarýn esas amacý, sürdürülebilir ortamlarkurmak. Ýnsanlar gidince de sürdürülebilecekortamlar oluþturmak. Diyoruz ki: “Akademik ortamýnuluslararasý ortamda da test edilmesi gerekiyor.” Bu

mesleðin uluslararasý ortamda test edilmesi ve oortama baðlanmasýyla ilgili bir durumdur. Þu anda daçok övünmüyoruz mimarlýk üretimimizden. Bizimmimarlýk üretimimiz, meslek üretimimiz,mesleðimizin korunmasýyla ilgili bir aþamadýr. SayýnGüvenç'in baþýnda bulunduðu kurumun akademikortama yayýnlarýyla, çalýþmalarýyla, araþtýrmalarýylakatkýlarý nedir? Uluslararasý ortamdaki akademiktartýþmaya katkýlarý nedir? Biz bunu da bilmiyoruz.Mimarlýk eðitimiyle ilgili ortamlarýn da düzenlenmesilazým. Böylelikle belki sizin bölümünüzün de yenidenoturup kendisini örgütleyecek, eðer kanunabaðlanmasý gerekiyorsa, kanuna ihtiyaç var. Biz de okonuda MOBBÝG olarak yardýmcý olabiliriz. Bunusizinle, bir köþeye de çekilip konuþmuþtukhatýrlarsanýz. Siz dediniz ki: “Ziyaret edin bizi.”Tamam ziyaret edilir, ama bir gövde olarak edilir vebu kanun çerçevesinde de sizin kurumunuz daakademik olarak varolur.Eðitim ortamlarý çok deðiþik þekilde kurulabilir. Ýþtesizin gibi çok güçlü kiþiliði olan, becerisi, enerjisiolan 3-5 kiþi bir araya gelir, bir atýlým yaparlar; bir

Page 9: Bülten 25

önemle toplumsal ve kültürel sorunlara verdiði önemarasýnda tehlikeli bir dengesizlik olduðu, gerçekteekonomik stratejinin toplum hayatýnýn kalitesindeolabilecek en yüksek düzeye nasýl ulaþýlacaðýnailiþkin siyasal, kültürel ve toplumsaldeðerlendirmelerin ýþýðýnda belirlenmesi gerektiðiifade edilmiþtir. Sorbonne Bildirgesi'ni söz konususunuþ yazýsýnda dile getirilen soruna siyasal birçözüm olarak yorumlamak mümkündür:

“Avrupa sürecinde yakýn zamanda ileriye dönükson derecede önemli bazý adýmlar atýlmýþtýr. Nedenli geçerli olsalar da bu adýmlar, Avrupa'nýnsadece Euro, bankalar ve ekonomiden ibaretolmadýðýný unutturmamalýdýr: Avrupa, aynýzamanda bir bilgi kýtasý olmalýdýr. Kýtamýzýentelektüel, kültürel, toplumsal ve teknik açýdangüçlendirmemiz ve geleceði bu yapý üzerinde inþaetmemiz gerekmektedir. Bu yapý büyük ölçüde

entelektüel, kültürel, toplumsal ve teknikboyutlarda, geliþmede merkezi bir rol oynamayýsürdüren üniversiteler tarafýndanþekillendirilmektedir.”

Bildirge'de Avrupa'da ilk üniversitelerin doðduðudönemde, öðrencilerin ve akademisyenlerinserbestçe dolaþtýðý ve Avrupa kýtasýnda bilginin hýzlayayýldýðý hatýrlatýlmaktadýr. Oysa 21. yüzyýlýneþiðinde, pek çok öðrenci ulusal sýnýrlarýn dýþýnda birsüre öðrenim görme olanaðý bulamadan, mezunolmaktadýr. Bildirge'de imzasý olan ülkelerin eðitim

viii

bakanlarý, eðitim ve çalýþma koþullarýnda önemlideðiþikliklerin yaþandýðý bir dönemde, öðrencilere vebütün topluma “mükemmelliðe ulaþabileceklerialaný, arayýp bulabilmeleri için en iyi fýrsatlarý sunanbir yükseköðretim sistemi” borçlu olduklarýnýbelirtmektedirler. Amaç, farklýlýklara saygý duyan,buna karþýlýk dolaþýmý ve yakýn iþbirliðinikolaylaþtýran bir öðretim ve öðrenim çerçevesigeliþtirmek ve bu konuda mevcut engellerikaldýrmaktýr. Bunun için “ ” ve“ ” gereklidir.Uluslararasý düzeyde karþýlaþtýrmaya olanak verenve lisans ve lisansüstü olmak üzere iki kademelieðitime dayanan bir sisteme, ayný zamanda busisteme özgünlük kazandýran ve esneklik getirenkredi ve dönem uygulamalarýna bu bildirgede yerverilmektedir. Öðrencilerin çok çeþitli programlardanyararlanabilmesine, farklý dillerin öðrenilmesine veyeni bilgi teknolojilerini kullanýlabilmesine olanakveren bu sistem, “yaþam boyu öðrenme” ve çokdisiplinli çalýþmalar için gerekli altyapýyý dasaðlayacaktýr.

19 Haziran 1999 Bologna Bildirgesi'ninimzalanmasýndan iki yýl sonra yükseköðretimdensorumlu Avrupa Bakanlarý ilerlemeyi gözdengeçirmek ve yeni hedefler ve öncelikler belirlemeküzere bu kez Prag'da toplanmýþtýr. Prag Bildirisi'nde2010 yýlýna kadar Avrupa Yükseköðretim Alaný'nýnkurulmasý hedefi yeniden teyit edilmiþtir. Bakanlar,hareketliliði destekleme gayretlerinin öðrencilerin,öðretim görevlilerinin, araþtýrmacýlarýn ve idarigörevlilerin Avrupa Eðitim Alaný'nýn demokratikdeðerlerinden, kültürlerin ve dillerin çeþitliliðindenve yükseköðretim sistemlerinin çeþitliliðindenyararlanmasý için sürdürülmesi gerektiðini deyeniden teyit etmiþlerdir.

Prag toplantýsý'ndan sonra 33 Avrupa ülkesininyükseköðretimden sorumlu Bakanlarý 19 Eylül2003'te Berlin'de toplanmýþtýr. Berlin Bildirisi'ndeBologna Süreci'nin toplumsal boyutu üzerindedurulmaktadýr. Yükseköðretimin kamusal bir hizmetve kamusal bir sorumluluk olduðu hatýrlatýlmakta veuluslararasý akademik iþbirliði ve alýþveriþlerdeakademik deðerlerin egemen olmasý gereðivurgulanmaktadýr. Berlin'de tanýmlanan yeni eylemalaný, bilgi temelli toplumun iki ayaðý olarak görülenAvrupa Yükseköðretim Alaný ve Avrupa AraþtýrmaAlaný arasýnda daha yakýn baðlar kurmak ve tümAvrupa'da araþtýrmayý yükseköðretimin bütünleþikbir parçasý haline getirmek için

nýdesteklemektir.Bologna Süreci içinde Avrupa yükseköðretimderecelerinin dünyanýn her yerinde anlaþýlabilir vekarþýlaþtýrýlabilir olmasýnýn yaný sýra, tutarlý kalitegüvencesi ve akreditasyon/belgelendirmemekanizmalarýnýn saðlanmasý, bilgilendirmeninartýrýlmasý ve ningeliþtirilmesi gerekli görülmektedir.

anlaþýlabilirkarþýlaþtýrýlabilir bir sistem

Prag toplantýsýnýnTürkiye'de yükseköðretim için önemi, Türkiye'ninde Avrupa Yükseköðretim Alaný'na katýlmabaþvurusunun bu toplantýda kabul edilmesidir.

yükseköðretimdeüçüncü kademe olarak doktora çalýþmalarý

ortak bir yeterlikler çerçevesi

- Bu süreç içinde de ortak bir yeterliklerçevresinin geliþtirilmesinin esas amacý

yükseköðretimde temel hak ve özgürlükleredayalý bir sistemin yaratýlmasýdýr. Bu amacýngerçekleþmesi kuþkusuz ulusal YeterliklerÇerçevesi'nin temel hak ve özgürlüklerin vebunlarýn dayandýðý insan deðerinin bilgisiýþýðýnda geliþtirilmesine baðlýdýr. Öðretim vearaþtýrmanýn hedeflerinin belirlenmesinde ve buhedeflerle uyumlu içeriklerin ve yöntemleriningeliþtirilmesinde temel hak ve özgürlüklere saygýve bunlara dayanan etik mevzuat vesözleþmelerin bilgisi, AB Temel Haklar Þartý'nýn13. maddesinde, “sanat ve bilim özgürlüðü”kapsamýnda yer alan “akademik özgürlük”tenyararlanmanýn getirdiði bir sorumluluk vegörevdir.

SELAHATTÝN ÖNÜR -

- Avrupa Eðitim Alaný'nýn inþasýna, ortak birYeterlikler Çerçevesi'nin geliþtirilmesine karþý çýkanya da kuþkuyla yaklaþan kiþi ya da topluluklarýn,çoðu zaman bu süreç içinde ulusal kimliklerin vehalklarýn kültürel çeþitliliðinin ve geleneklerininkaybolacaðý iddiasýndan yola çýktýklarýný söylemekyanlýþ olmaz. Bunun sonuçlarýndan biri “Avrupaboyutu”nun göz ardý edilmesi ve Bologna Süreci'ningerektirdiði reformlarý gerçekleþtirmek yerineyüzeysel ve göstermelik düzenlemelerleyetinilmesidir. Þubat 2004'te gerçekleþtirilen 7.Avrupa Öðrencileri Toplantýsý'nýn Genel Raporu'nda,bazý ülkelerin ders programlarýný öðretim hedeflerive öðrenci merkezli yeni yaklaþýma göre baþtansona yeniden yapýlandýrdýklarý, buna karþýlýkbazýlarýnýn örneðin görünüþte Bologna modelineuysun diye mevcut programlarý ikiye bölüp farklýadlar vermekle yetindikleri belirtilmektedir.Bu, Bilgi Avrupa'sý düþüncesinin gerçekleþmesininbir zihniyet deðiþikliði gerektirdiðini ve bunun dazaman alacaðýný göstermektedir.

Sanýrým þu ana kadarkikonuþmacýlar genel tabloyu çok iyi bir þekilde çizdi.Avrupa'daki geliþmelerle ilgili, temelindeki zihniyetolsun, ne anlama geldiði olsun, Sayýn Emel Aközeriyi bir þekilde ortaya koydu. Sayýn Haluk Pamir sonbir yýl içerisinde yapýlan çalýþmalarý, konunun ortayaçýkýþ nedenlerini ve yapýlmasý gerekenleri de geniþbir þekilde anlattý. Sayýn Mehmet Bozkurt daMimarlar Odasý'nýn görüþlerini belirtti. Tabii kiþilerarasýnda, farklý gruplar, farklý ortamlardan gelenlerarasýnda muhakkak ki görüþ farklýlýklarý olacaktýr.Fakat temelde gördüðümüz kadarýyla, genel birortaklýk var görüþlerde ve bu çok önemli. Bu durum,üniversite ve meslek ortamý arasýndaki yakýnlaþmaaçýsýndan da çok sevindirici. Bence ortaya konulanfarklýlýklar çok önemli farklýlýklar deðil. Bufarklýlýklarý, sadece bu konularý henüz gündeme alanTürkiye ortamýnda deðil, Avrupa'daki ortamlarda dagörüyoruz.Mimarlýk açýsýndan Türkiye'deki durum, aslýndaAvrupa Birliði'ne girmek ile ilgili bir durum deðil. Ben70'li yýllardan beri, içinde bulunduðum akademikortamda ve toplantýlardaki konuþmalarda, eðitimleilgili hep benzer konularý tartýþtýðýmýzý hatýrlýyorum.“Biz kimi yetiþtiriyoruz; bu eðitimimizin ürünü nedirve hedefleri neler olmalý?” Bu sorular hep havadadolaþtý ama cevaplarý hiçbir zaman net bir þekildeortaya konulmadý. Sanýyorum bu sorular, pratikte

ix

birçok yaklaþýmý da etkilemiþtir; çünkü en azýndaninsanlar bu sorularý düþünme fýrsatýný bulmuþtur. Butartýþmalar, özellikle 1980'li yýllarýn ortasýndanitibaren, okullar arasýnda da sürmeye baþladý.Özellikle Ýstanbul'da toplanýlýrdý ve yine bu mimarlýkeðitiminin dönüþümü konusu görüþülürdü. Bunungerekçeleri vardý, çünkü çoðu kimse okullarýn 4 yýllýkeðitim sonunda verdiði diplomanýn bir yetki vermebelgesi olabileceði konusunda iç rahatlýðýylakonuþamýyordu. Belgeyi aldýktan sonra ne yapýlacaðýkonusunda, üniversite ne yapar, meslek odasý neyapar konusunda sorular yine vardý. Staj, sýnav gibimekanizmalar eðer konulacak olursa, bunlar nasýlyürütülecek, kim yürütecek sorularý hepgündemdeydi. Karþýlýklý güvensizlikler de vardý.Üniversitelerin Oda'yla, Oda'nýn üniversitelerledüþünsel alýþveriþi çok yüzeysel kalabiliyordu.Bugün de giderek derinleþerek ortaya çýkan birdurum var ve o da, Sayýn Haluk Pamir'in bahsettiðiyasa boþluðudur. Yasalarla ilgili olarak bu ortamýnkendi haklarýný ve sorumluluklarýný takip etmedekizafiyetleri söz konusudur.Bunlarýn dýþýnda, mesleðin taným olarak bir boþluktaþýdýðý görülmektedir. Sanýrým bu boþluk, sadecemimarlýk ortamýnda deðil. Toplumda mimara iliþkinoluþan imajla, mimarlarýn kendileri hakkýndadüþündükleri imaj arasýnda çok büyük farklýlýklar var.Bunlarýn farklýlýðýn en önemli nedeni, mesleðinparçalanmýþ olmasý. Sorumluluklarýn tanýmlanmamýþolmasý, yasanýn olmamasý, bunlar hep buparçalanmaya, bu tanýmdaki eksikliklere neden olansebepler olarak saptanabilir, düþünülebilir.Bir baþka faktör de, mimarlýk okullarýnýn hazýrolmadan, çok süratle artmasý. Türkiye'nin hertarafýnda politik bir seçim olarak; politikacýlarýnseçimi, her zaman halkýn istedikleri, arzu ettiklerininyerine getirilmesi yönünde oluyor. Buraya kadardoðru bir yaklaþým olabilir. Ama her ilde birüniversite açýlmasý, bu üniversiteden her türlüalanda eðitim vermesinin istenmesi, insan kaynaðýbakýmýndan, fizik kaynaklarý bakýmýndan eksikliðiolan okullarýn ortaya çýkmasýna neden oluyor. Buokullarýn bazýlarýnda, çeþitli þekillerde, birtakýmfinansal desteklerle, insan kaynaðýnýnyetiþtirilmesiyle ilgili bazý yöntemlerle, birtakýmiyileþmeler olabilmektedir. Ýçinde olmadan,gerçekten þartlarý hissetmek, tam olarak sorunlarýsaptamak zor. Ancak o okullarda eðitim veren kiþileranlattýðýnda ve kendi deneyimlerini ortayakoyduðunda ortaya çýkan bilgilerle birtakým sorunlarýanlayabiliyoruz. Sayýn Kenan Güvenç'in sözünüettiði, bu koþullarda olan bir okulun çýkýþ için özgünbir yöntem arayýþý sonucu ortaya koyduklarý, birmodelin bir þekilde bu ortama sunulmasý, arkasýndadurulmasý ve bunun bir savunusunun yapýlmasý.Tabii, ben buna savunu demeyeceðim, eðergerçekten somut durumlarla karþýlaþýldýðý zaman,insanlar yaratýcý bir þekilde bazý yöntemleroluþturabiliyorlarsa, bu çok deðerli bir þey. Amaonun dýþýnda bu eðitimin ve pratiðin sürekliliðiaçýsýndan, sürdürülebilirliði açýsýndan, birtakýmsorunlar belirlenmeye baþladýðý zaman, bu sadeceçok genelleþtirilemeyecek bir özel durum olmaktanöteye gidemiyor. Haluk Pamir'in yaptýðý eleþtiriyekatýlýyorum. Bu þartlar altýnda çok özgün bir çýkýþ

1716

Page 10: Bülten 25

yapan bir okul olabilir, birtakým sorunlarý oyöntemlerle aþýyor olabilir; ama bunun kalýcýlýðý vesürdürülebilirliði konusunda kuþkulargiderilemiyorsa, bu genelleþtirilemeyecek birörnektir.Aslýnda bizi bir araya getiren konu, AvrupaKomisyonunun direktifi sonucu ortaya çýkandurumdur. 2001 yýlýndan beri biz, MOBBÝGtoplantýlarýnda, Avrupa yükseköðretim alanýyla ilgilireformu izliyoruz. Sorbonne Deklarasyonu ilebaþlayan, Bologna, Prag ve arkasýndan geçtiðimiz yýlyapýlan Berlin toplantýlarý ile süren Bolonya sürecininaltýna Türk Hükümeti de imzasýný atmýþtýr.Yükseköðretim alaný, kendi içerisinde bazý felsefeler,bunun yaný sýra ele alýnmasý gereken konularkonusunda açýk birtakým direktifler ve ortak verilenbazý kararlar taþýmaktadýr. Üç payanda var: eðitiminiki etaplý (“cycle”) olmasý, eðitimin kalitesinindeðerlendirilmesi, kalite güvencesinin saðlanmasý;bir de hareketlilik. Hizmetlerin dolaþýmý daha çokmesleki bir ortamdaki dolaþým olarak tanýmlanabilir.Fakat, öðretim elemanlarýnýn ve öðrencilerindolaþýmý eðitim süresindeki bir dolaþým ki, bu da çokönemli. Tabii, dolaþým konusunda getirilendüzenlemenin, eðitimin kademelenmesi ve yýllarýylailgili düzenlenmesiyle çok yakýn iliþkisi var. Buradabir benzerlik, tutarlýlýk olmasý lazým ki, bu hareketlilikolabilsin. Þu anda yapýlan hesaplara göre, Avrupa'dasaðlanabilen dolaþým, öðrenci sayýsýnýn yüzde 5'i veönümüzdeki yýllarda “dolaþan” öðrenci sayýsý 12milyona çýksa bile, bu yüzdeyi aþamayacaðýkonusunda bir hesaplama var. Dolayýsýyla, A.B.D.'deolduðu gibi, sanal kampuslar yaratýlmasýnýn belki çokdaha etkili olabileceði düþünülmekte; yanienformasyon teknolojisi aracýlýðýyla mobilite, sanalmobilite, çok daha önemli bir düzeye gelebilecektir.MOBBÝG toplantýlarýnda, yükseköðretim alanýylailgili geliþmeleri her toplantýda ele aldýk, neler olupbittiðini izlemeye çalýþtýk. Bizi en çok ilgilendirentarafý da, eðitimin süresiydi. Bolonya sürecinden debiliyorsunuz, eðitimin 5 yýl olmasý için YÖK'eönerimiz oldu. Uluslararasý mimarlýk camiasý, meslekodalarý ve eðitimle ilgili dernekler, kurumlar hattaAvrupa Birliði'nin, Avrupa Komisyonu'nun kurmuþolduðu komitenin öngördüðü 5 yýllýk bir eðitim süresive 2 yýl staj bir referans oldu. Bu referansý birçokülkedeki mimarlýk okullarý hemen hemen istisnasýzbenimsedi. Altýna imza atýlan Bolonya süreci ile ilgilihususlar üniversitelere yansýtýlmadý. MOBBÝGolarak, süreçte imzasý olan Türkiye Hükümetitarafýndan, Yüksek Öðretim Kurulu aracýlýðýyla, belkibu iki devreli (“cycle”)(3+2) yüksek öðretiminmimarlýk okullarýnda 5 yýl süreklilik taþýyacak þekildedüzenlenmesinin gerçekleþtirilmesi için çalýþmamýzgerektiðini saptadýk. Bu çalýþmalar sürerkenYÖK'ten herhangi bir tepki gelmedi. Dolayýsýyla, bizdaha çok kendi kendimize konuþuyorduk. Meslekteyeterlilik ve hizmetlerin serbest dolaþýmý konusugündeme geldiðinde, bunun gerektirdiði eðitimboyutu birdenbire bizim çalýþmalarýmýzýn veisteklerimizin gerçekleþmesi için bir yol açtý.Sonunda ortaya çýkan, 3+2 deðil de, 4+2'li birmodel oldu. Bu tabii ki, Türkiye'deki mevcut koþullarve üniversitenin genel olarak 3+2'yi, daha doðrusuYüksek Öðretim Kurulunun 3+2'yi kabuletmemesinden de kaynaklanan bir sonuç; bu

gerçeði de göz ardý edemezdik. Askerlik konusu bilegündeme geldi, “3 yýl sonunda lisans diplomasýalýnýnca ne olacak” gibi. Dolayýsýyla, üniversitedýþýndaki ortamlarýn da böyle bir deðiþime adapteolmasý gerekir. Yasalarýn da buna göre düzenlenmesigerekir. Bunlar olmadýðý takdirde, büyük sorunlarlakarþýlaþabileceði gerçeði karþýmýza çýktý.Çok yakýn zamanlarda, Eylül'ün baþýnda, yedincisiyapýlan Avrupa Mimarlýk Okul BaþkanlarýToplantýsý'na katýldým. Þu anda Avrupa'daki buuygulamaya geçmiþ olan okullarda 3 yýlý bitirip de,lisans derecesi alanlar var. 3 yýl sonra mezun olanlariçin biz nasýl bir meslek tarifleyeceðiz? gibi sorularsoruldu. Hâlbuki böyle bir tarif yapmak okullarýn iþideðil; 3 yýl sonunda alýnan bir lisans diplomasýnýnherhangi bir yetki vermeyen belge olduðu, akademikbir derece olduðu konusu, daha önceki toplantýlardaalýnan ilke kararlarýnda zaten vardý. Bunlarýnprofesyonel hayatta nasýl bir meslek erbabý olacaðýkonusundaki tartýþmalar, geriye bir dönüþ gibiyansýdý ve doðrusu üzüldüm. Bunun böyleolabileceði de muhtemeldir, yani çok da þaþýrtýcýolmamalý.Aslýnda öngörülmüþ olan reform süreci 2010 yýlýnýhedeflemiþtir. Dolayýsýyla, 2010'a kadar muhakkak kiadaptasyonlar, birtakým denemelerden çýkansonuçlar olacaktýr. Onun için Türkiye'dekiuygulamanýn, deðiþmez bir yasa ile belirlenmesi çoksakýncalý olabilir. Yasada öyle bir madde olmalý ki, bugerçeði açýkça belirtmeli. Bu süreç, bütün Avrupa'da2010'a kadar sürecek olan bir süreçtir. Bizim kendideneyimlerimizden ve diðer ülkelerindeneyimlerinden yararlanarak, yapýlmasýgerekenlere belki zaman içinde ayrýca kararvermemiz gerekebilir. Dolayýsýyla, bu yasadakimaddelerde yapýlabilecek deðiþimlerle ilgili biruyarýnýn, esnekliði getirmekte büyük yararý olur diyedüþünüyorum.Bu arada bir baþka konudan söz etmek istiyorum.Avrupa Komisyonu'nun “Tematik Aðlar” diye birbirimi var. Avrupa Komisyonu'ndan finansal destekalan bu birimden beklenen; ülkelerin, meslekleriyleilgili kriterleri kendi aralarýnda oluþturmalarý;araþtýrmalarla daha yakýn iliþki kurmalarý; toplumladisiplin arasýndaki baðlantýnýn güçlendirilmesi; bunuyaparken de Avrupa ülkeleri dýþýndan kiþilerden deyararlanabilmesi ve daha da önemlisi, okullararasýndaki eðitimin ayarlanmasý (“tuning”) yönündeçalýþmalarý var. Bu ayarlama (“tuning”) ile güdülenamaç: bir eðitimden geçen öðrencinin edinmiþolmasý beklenen bilgi ve becerilerin ne olduðununsaptanmasýdýr (“learning outcomes” and“competences”). Dolayýsýyla, okullardan birtakýmbilgilerin gelmesi gerekiyor. Bu çerçeve içerisindeAvrupa Mimarlýk Eðitimi Derneði (EAAE) nin dedesteðiyle “Avrupa Mimarlýk Okul Baþkanlarý Aðý”diye bir tematik að kuruldu ve Avrupa Komisyonutarafýndan destekleniyor. Ýki senedir çalýþmalarýnýyürütüyor. Geçen yýl ve bu yýl düzenlenen birtakýmanketler oldu. Anketlerle amaçlanan, araþtýrmadaolsun, eðitimde olsun, profesyonel yaþamla iliþkilieðitimin boyutlarý olsun, okullarýn ne tür bilgi vebeceriler verebildiklerini ortaya koymalarýdýr. Bilgitoplanacak ve bu bilginin sonuçlarý da paylaþýlacak.Gerçekten ne kadar saðlýk sonuçlarý olur, bilinmez,

ama en azýndan iletiþimin daha çok artmasýnayardýmcý olacaðý, birtakým bilgilenmelerin daha çokolmasýna yardýmcý olacaðýný tahmin edebiliyoruz.Sayýn Mehmet Bozkurt'un stajlarla ve eðitiminsüresiyle ilgili söylediði birkaç þey vardý. Þu çokönemli: 3+2 olsun, 4+2 olsun veya 5 yýl olsun, 6 yýlolsun; 5 veya 6 yýl olan ve arada lisans diplomasývermeyen bir programý herkes sorgusuz kabulediyor. Fakat 3+2, 4+2 gibi bir etaplaþmadanbahsedilince, sorunlar ortaya çýkýyor. Aslýndadüþünürken, bu artý konusunun bir süreklilikiçermesini kesinlikle akýldan çýkarmamak gerekiyor.Bu 3+2'ler, 4+2'lerin aslýnda bir esneklik, öðrenciyebelli kanallara ayrýlmasý bakýmýndan saðlayabileceðibir esneklik olarak görmek doðru bir yorum olacak.Bu modelin kesintili olarak algýlanmasýný yaratacakbir pekiþtirmeyi sakýncalý görüyorum.Stajla ilgili olarak: bir okuldan mezun olduktan sonrabir kiþi staj yapacaksa, bunun süresi 2 yýl olsun diyebir öneri var. Oda'nýn, eðitim süresinde yapýlan stajýnbu süreyi kýsmen azaltabileceði konusunda birkanaati olursa, o zaman buna 2 yýllýk bir süreiçerisinde yer verilebilir. Ama Oda'nýn, genel olarakstajlarýn, bütün okullar için benzer bir þekildeörgütlenmesi konusuna girmemesinde büyük yararvar. Her okulun kendi inisiyatifiyle bunu geliþtirmesi,farklý deneyimler açýsýndan çok daha yararlýolabilecektir. Ama Oda'dan beklenebilecek þeyler devar; özellikle öðrencilerin gerek yurtiçi, gerekyurtdýþýnda katýlacaklarý staj yerlerinin niteliði ve bustajlara imkân saðlanmasý konularýnda bir meslekkuruluþu olarak yardýmcý olabilir.Diðer bir tartýþma da, ortaöðretimde mimarlýkalanýna bir ilgi, yönlenme saðlayacak yaklaþýmlarkonusudur. Burada, yine Avrupa Birliði çerçevesindeAvrupa Komisyonu'nun bir programý olan veortaöðretim için öðretim elemaný yetiþtirmededestek saðlayabilen Commenius Programý'ndanyararlanýlabilir. Bu konuya belki pilot bazý okullarlabaþlayýp, sonrasýnda ortaöðretimdeki öðretimelemanlarýnýn eðitilmesiyle ilgili bir programdanyararlanarak, bir çalýþma baþlatmak ve bunu zamaniçerisinde ortaöðretimde daha da yaygýnlaþtýrmak iyiolabilir.Mesleðin parçalanmasý konusu ile ilgili olarakbütünleþtirme yöntemleri aranabilir. Meslek alanýnýntanýmlanmasý, meslek yasasýnýn çýkmasý buna çokyardýmcý olacaktýr.Doktora konusu, Avrupa gündemine, üçüncü birevre olarak geçen sene Berlin toplantýsýnda girdi;Avrupa A.B.D.'de varolan uygulama biçimleri ile yenitanýþýyor. Biz çok önceden tanýþmýþtýk, onun için bizeçok yabancý deðil. Doktora konusu çok yoðun birþekilde araþtýrma çerçevesinde tartýþýlmayabaþlandý. Mimarlýk alanýnda birdenbire zýt fikirlerortaya çýkmasýna sebep oldu. Þu anda bir grup hâlâ,tasarýmýn aslýnda bir araþtýrma alaný, araþtýrma aracýolduðunu söylüyor, baþka bir grup da, bunukabullenmiyor. Sanýyorum bu tartýþma, akademikdünyada üzerinden rahatlýkla gelinebilecek birhusustur. Hiçbir araþtýrma içermeyen bir tasarýmýnçalýþmasý düþünülemez; ama tabii ki, onun dinamiði,etmenleri, salt araþtýrma çalýþmasýndan da farklýdýr.Salt araþtýrma alanýnda bile çok farklýlýklar var.Teþekkür ederim.

H. ALÝ ULUSOY -

MEHMET EMÝN TUNA

Teþekkür ederiz.Buyurun.

Ben söze þöyle baþlayayým: Mimarlýk öðrencilerineben þunu söylüyorum: “Siz ölümsüzleþmek istiyormusunuz? O halde iyi bir mimar olun, çok çalýþýn,çok çalýþýn” diyorum. Mimarlýk öyle bir meslek ki,hem eðitimi çok yorucu, hem de mezuniyetsonrasýnda da çok çalýþmayý gerektiren bir meslek,bunu birebir yaþayarak biliyor ve görüyoruz.Mimarlýk eðitiminde, ülkenin geleceði bakýmýndanda, önemli olan nokta, en iyi öðrencileri mimarlýkeðitimine almaktýr. Bence, toplumun en kaliteli, enyüksek, yani baþka anlatýmla en iyi öðrencileri,birinci tercihini mimarlýk üzerine yapmalý, MimarlarOdasý ve üniversiteler iþbirliði halinde, bunusaðlamak zorundayýz. Çünkü mimarlýk mesleði diðermesleklerden çok farklýdýr. Bu mesleðin ayrýcalýðývardýr ve buna göre de öðrencilere imkânlartanýnmasý lazýmdýr. Mimarlar Odasý, mimarlýðýn,toplumun birinci tercihi haline gelmesi için neyapýlmasý gerekiyorsa, onu yapmalýdýr. Bu noktadane yapýlabilir? Örneðin ben Kültür Bakanlýðýnezdinde giriþimde bulunacaðým. Amacým, “özel,ayrýcalýklý” burslar temin etmektir. Bu seneninüniversite giriþ sýnavlarýný incelediðimiz zaman,Ýstanbul'daki bir mimarlýk okulundaki puanlamayabakýyoruz, bursluyla burssuz arasýnda 80-90 puanfark var. Burslu olduðu zaman, o üniversitenin sýrasýyukarýlara týrmanmýþ. Demek oluyor ki, toplumunburs konusunda tercihi çok önemlidir, bu mimarlýkiçin çok önemlidir. Kültür Bakanlýðýyla görüþülüpbütün mimarlýk okullarýnda, mimar olacaklara burstemin edilmesi þarttýr.Ýkincisi; Mimarlýk Kanun Tasarýsýnýn çýkarýlmasýkaçýnýlmazdýr. Þu an bir kanun var, 1938 yýlýndaçýkarýlmýþ, mühendis ve mimarlarýn nasýl çalýþacaðý,ne yapacaðýný tarifleyen bu yasa bugünün þartlarýnýnçok gerisindedir.Ben ayný zamanda, Deprem Þûrasýnda EðitimKomisyonu Baþkanýyým. Orada 7 komisyon var; biride Eðitim Komisyonu. Bu komisyonun bir görevi de,mimarlýk ve mühendislik alanýnda yetkin olarak neyapýlmalý sorusuna cevap bulmak. Bu komisyonunçalýþmalarýný göre, gerek mühendislik, gereksemimarlýk mesleðinde yetkili olmak isteniyorsa, bukiþiler, 3 sene mesleðini icra edecek daha sonra birsýnava girecek ve eðer baþarýlý olursa yetkinliðialacaktýr. 3 yýllýk süre, genel bir yaklaþýmdýr. Budüzenleme “bizim üniversitelerimiz, 4+2 mi olsun,3+2 mi olsun?” sorusunun cevabý deðildir.Türkiye'nin gerçekleri itibariyle, ve diðer meslekalanlarý arasýndaki daðýlým açýsýndan, eðitimin esasta4 yýl olmasýnýn zaruret olduðuna inanýyoruz. Çünkübütün meslek alanlarýnda, 5 yýla göre düzenlemeyaptýðýmýz zaman, yeni uygulamalar bir faydayý ifadeeder. Ýstanbul Teknik Üniversitesi geçmiþte mimarlýkbölümünün eðitim süresini, kýsa bir dönem için 6 yýlaçýkardý ve sonra vazgeçti. 6 yýl okumak isteyen insansayýsý azaldý; süre uzadýkça öðrenci talebi azaldý. Bunedenle, bütünü çözmeden, içinden bir birini çekip,düzeltmenin doðru olmadýðýna inanýyorum. Yasalarbütüne þamildir, herkesi ilgilendirir. Ancak bütünokullarýn bu yasalara bir anda tabi olmasý

- Gazi ÜniversitesiMimarlýk Bölüm Baþkaný

1918

Page 11: Bülten 25

beklenemez. Bazý taþra üniversitelerinde, bölgeselimkânlarla, bölümlerin çok güçlendiðini biliyoruz.Yakýn tarihte bizim bölümden bir üniversiteye üçhoca transfer oldu. Transferlerin yapýlabilmesimümkün, biz de izin veriyoruz. O þehrin, oüniversitenin çocuklarý da bizim çocuklarýmýz. Bizhiçbir üniversiteyi bir diðerinden ayrý görmüyoruz,ülke bir bütün olduðuna göre, herkesin iyi yetiþmesilazýmdýr. Ancak bugünkü imkânlar dahilinde, diyelimki kiþi mevcut imkânlarla yeterince bilgi alamamýþsa,4 yýl eðitimle diplomayý aldýktan sonra, týpta olduðugibi, uzmanlýk sýnavý gibi bir yetkinlik sýnavýnagirecektir. Bunun için de bizim bu tasarýmýmýzdaOda, devlet ve üniversite iþbirliðiyle oluþan birkurum öngörülmüþtür. Bugün için yaklaþýk 400 binkiþiyi ilgilendiriyor bu yasa, yalnýz mimarlarýilgilendirmiyor, çok önemli bir yasa. Eðer bu yasakabul edilirse, yetkin mühendislik, yetkin mimarlýkyapanlarý da ilgilendiriyor. Tabii bunun, þartlarý,

altlýklarý, baþlýklarý, içerikleri ayrýca yönetmeliklerledüzenlenecek, ama önce bir taslak yasanýnçýkarýlmasý gerekiyor. Bugün 4 yýllýk mezun olan birüniversite öðrencisi, herhangi bir üniversiteden 10yýllýk, 30 yýllýk bir mühendis veya mimarla eþdeðerhaklara sahip oluyorsa ve bunda da bir sýkýntý varsa,dünya da bunu kabul etmiyorsa, burada yanlýþ biriþleyiþ var demektir. Bütün uygulamalarda, 4 yýllýkeðitimden sonra, bir mühendis veya mimarýndünyanýn hiçbir yerinde bir iþ bulmasý mümkündeðildir. Onun için bir yetkinlik olayýný herkes kabulediyor. Bu durumda bu eðitim “asgari kaç yýldaolur?” sorusu gündeme geliyor. Görüþümüze göre,eðitimde bir kere 4 yýl esas alýnmalýdýr. Öðrencilerinokullarda eðitim görmesi tamam ama mesleki pratikde çok önemli. Bir aylýk bir stajla öðrencinin birþeyler öðrenmiþ olmasýný beklemek doðru deðil,Mimarlar Odasý da bunu beklemiyor. Eðer yetkinlikolsa bile, staj kurgusunun aynen devamýndanyanayýz. Ancak, staj yeri bulma imkânýmýz maalesefçok zor. Hele bu geçtiðimiz kriz döneminde çokzorlandýk, 1 aylýk stajyerler için bile yer bulmakta

zorlandýk. Özellikle mimari bürolarda iþsizliðin hadsafhada olduðu bir dönemde, öðrenciler sýkýntýyadüþtüler. Onun için staj konusunda da benimsöyleyeceðim; gerçek staj belki daha fazla olmalýancak, biz 1 aylýk stajlarý da mesleðe yararlý olarakgörüyoruz, Bu yetkinlik olayý olduktan sonra, artýk 9ay, 10 ay gibi stajýn kendi kendini yetiþtirecekanlamýnda olduðu için, gerekmediðine inanýyorum.Yasa çýktýðýnda, “Anayasaya aykýrý” diye biri iptalettirirse ettirir. Bölümler arasýnda bir bölümünaleyhine bir yasa çýkmaz, o bölüm o yasaya kendiniuydurmaya çalýþýr. Bizim düþüncemiz gibi yasa daçýkmayabilir, bizim beðenmediðimiz þekilde çýkabilir.Mecliste en son dakikada bir bakýlýr mahzurlarý var,eksikleri var, bunlar düzeltilebilir. Yasa çýkýyor diyeferyat etmenin de bir anlamý yok. Yasa mutlakaçýkarýlmalý. Haluk Bey'in çalýþmalarýný takdirlekarþýlýyorum, Bu toplantý ile bazý þeyleri öðrendim.Okumadým tabii ama buradaki anlatýmdan anladýðýmkadarýyla, Odanýn, gayet baþarýlý çalýþmalarý var. Bukonunun incelenmesinin, mimarlýk mesleði lehineolduðunu ve mimarlýk mesleðinin toplumdasaygýnlýðýný kazanmasý için çok önemli adýmlarolduðuna inanýyorum.Benin söyleyeceklerim bu kadar. Teþekkür ederim.

Teþekkürler. Buyurun.

Ben 4 yýllýk bir mimarlýk fakültesini bitirdim. Mimarlýkfakültesini bitirdiðimde, bana mimarlýkla ilgili birnosyon verdiler ve en önemlisi mesleðimi sevmeyiöðrettiler. Bugün büroda birini iþe alacaðým zaman,sorduðum soru, “Ne biliyorsun?” deðil, “Mesleðiniseviyor musun?” oluyor. Bize üniversitede binayapmayý deðil, konuya yaklaþmayý öðrettiler.Dolayýsýyla, bu artýk 4+2+4 mi olur, 4+3+3 müolur, o kadar önemli deðil. Ama mimarýn aldýðýyetkiler nedeni ile eðitim ve eðitim sonrasý içingereðinin yapýlmasý lazým.Bir baþka düzenlemenin daha yapýlmasý gerekiyor.Türkiye'de Mimarlýk Bölümleri'nde eðitim verenöðretim üyelerinin pratik yapma olanaklarý yasalolarak ellerinden alýnmýþ durumda. Ameliyat etmeyiöðreten bir operatör, hiç ameliyata girmemeli gibi biryasa var. Bu uygulama derhal deðiþmeli, büyüksakýncalarý var.Haluk Bey'in söylediklerine katýlýyorum, “Hedefmimarlýk yasasý” dedi. Ama þöyle bir durum var;yasa bir sonuçtur. Hedef; týr. “Mimarlýk mý,mimarlar mý?” diye bir kargaþa da olabilir. Hiç yok,hedef mimarlýktýr. Mimarlar mimarlýðýn en büyükdüþmanýdýr. Denetlenmemiþ, yetiþtirilmemiþ, uygunþartlara gelmemiþ mimarlar, mimarlýðýn en büyükdüþmanýdýrlar.Bu çerçevede mimarlýk mesleðinin Türkiye'de yasalbir tanýmý yok. Ortada mimarlýk diye bir kavram var,fakat mimarýn hiçbir tanýmý yok. Bu taným olmadan,bizim burada “Bu sözleþmelerle, þartnamelerle,þöyle bir yasa çýksýn” diye yaptýðýmýz her tartýþmahavada yüzüyor. Derhal bir mimarlýk yasasý çýkmalýve mimarýn yetki sorumluluk alanlarý ve mimarlýðýntanýmý yapýlmalý. Bu taným yapýldýktan sonra,mimarlýkla ilgili düzenlemeler gelebilir.Yine, böyle bir yasa yapýlacaðý zaman, buna sahipçýkacak ve yasayý hazýrlayacak bir Bakanlýk gerekir.Bu Bayýndýrlýk Bakanlýðý veya Kültür Bakanlýðý

H. ALÝ ULUSOY -

MURAT ARTU

mimarlýk

-Serbest Mimarlar Derneði

deðildir. Bayýndýrlýk Bakanlýðý ancak mühendislikdisiplinleri ile ilgili düzenlemeleri yapabilir.Olmasý gereken üçüncü þey, Mimarlar Odasý'nýnTMMOB'den ayrýlmasý, baðýmsýz bir kimliðekavuþmasý ve kendi içinde reorganizasyonyapmasýdýr. Bugün burada “meslek parçalanýyor”diye konuþuluyor. Parçalanacak, daha da fazlaparçalanacak, bunda o kadar yanlýþ bir taraf dagörmüyorum. Hýzla deðiþen bir çað içinde yaþýyoruz.Güvenlik çok önemli bir parametre olmaya baþladý,paralel olarak yangýn keza. Ayný zamanda, iþletmelerçok karýþýk hale gelmeye baþladý, malzemeseçenekleri arttý. Eskiden bir tesisat projesi pis su,temiz su, ýsýtma konularýný kapsardý. Oysa içindeyaþadýðýmýz þu ana bakýn. Ayný þey elektrikprojesinde de var. Bütün bu disiplinlerinorganizasyonu mimarýn elinden geçiyor. Örneðin;güvenlik mimarý diye bir ihtisas bir branþ olacak.Tesisatý, elektriði, malzemesi, fiyatlarý ve teknolojisiile hergün yeniden araþtýrýlmasý gereken bir ihtisasalaný ortaya çýkacak. Hergün öðrenmek gerekiyor veher diplomalý mimar bunu yapamaz. Sadece birkiþinin yapabileceði veya üniversitedeöðretilebilecek þeyler de deðil. Üniversite size, bubilgilere ulaþma yollarýný öðretmek üzere var.Öðrenmeyi öðrenmek adýna çýktýðýnýz bir noktada,bunlarý yapmaya baþlayabilirsiniz.Teþekkür ederim.

Çok teþekkürler. Buyurun.

Aslýnda eðitimin temelinde üniversite yatýyor, birazüniversite üzerinden bir þeyler söylemek istiyorum.Kendi pratiklerimi þu an aktarmanýn pek bir yararýyok. Nasýl bir kurumdan bahsediyoruz, tarihselolarak nerede duruyor bu kurum, aslýnda nereyegidiyor ve bu yasalar, bu AB süreci ve tartýþýlan budurum nereye tekabül ediyor, onun biraz altýnýçizmek istiyorum.Baþvuracaðým kaynak, Ýlhan Tekeli ve Yasin Aktay'ýnyazdýðý iki tane temel makale. Fikir açýcý bulduðumiçin, bu ortamla da paylaþmak istiyorum.Üniversitenin özelliðinden bahsederek baþlamakistiyorum. Üniversitenin otonomisi yüksek bir kurumolduðundan ve uluslararasý iliþkiler içindebulunmasýndan söz ediyor Ýlhan Tekeli. Genelde tekbir disiplinden deðil de, daha fazla, farklý disiplinleribir çatý altýnda toplayan bir kurum aslýnda üniversiteve her kurumun kendi içinde olacaðý gibi, büyükölçüde muhafazakâr, yani gündelik hayat nasýl böyleakýp gidiyorsa, onu bir þekilde donduran her kurumgibi bir baðlamda üniversite. Ancak tarihsel,ekonomik ve politik süreçte ortaya çýkan birtakýmgeliþmeler var; sanayi toplumundan bilgi toplumunageçiþ. Fordist birikimden esnek birikime geçiþ,bunlar hep üniversitenin etkilendiði durumlar. Ulusaldevlet yerine artýk küresel bir ekonomiden,küreselleþmeden bahsediyoruz. Aslýndamoderniteden de postmoderniteye bir geçiþ var veüniversiteler bundan çok fazla etkileniyor. Busüreçte üniversite üç farklý çatýda toplanýyor. Ýlkbaþta kilise merkezli bir üniversiteyken, ardýndanulus-devlet üniversitesine, Humbolt Üniversitesinetekabül ediyor. Ardýndan, Emel hocanýn da

H. ALÝ ULUSOY -

TONGUÇ AKIÞ -Erciyes Üniversitesi YozgatMühendislik Mimarlýk Fakültesi Araþtýrma Görevlisi

bahsettiði gibi, þu an kavram olarak bilgi toplumunukuracak multiversite, tartýþýlýyor. Akademik yaþambundan çok fazla ve derinden etkileniyor. Bu bilgitoplumuna geçiþ, “multiversite” kavramýyla beraber,akademisyene iþ güvencesi azalýyor, giriþimci ya da“yýldýz öðretim üyesi” çok daha fazla popüler olmayabaþlýyor. Yüksek lisans öðrencileri birtakým projelereangaje oluyorlar ve ucuz emekle bu projelerdeçalýþýyorlar. Akreditasyon, bahsettiðimiz buyoðunluk, çok fazla bir denetimin aracý oluyor veaslýnda akademisyen çok fazla kýsýtlanýyor. Yayýnlar,birtakým baþka aygýtlarla beraber, insanideðerlendirmeye býrakýlýyor. Kenan Bey'in yaþadýðýproblem de böyle bir problem aslýnda. O kiþininyaptýðý müthiþ katkýlar var akademik ortama, amabir þekilde bunlar deðerlendirilirken belki deýskalanýyor. Bilgi toplum üniversitesinde, “yayýnla yada yok ol” ilkesi çok fazla baskýn oluyor veüniversitelerde aþýrý yayýn yapýlýyor. Ýlhan Tekeli kötübilginin iyi bilgiyi kovduðunu söylüyor. Böyle birortamda olduktan sonra, yaþanan deðiþimlereeleþtirilerimizi kaybetmemek gerekiyor. ODTÜ'nün,Osmangazi'nin ya da Erciyes Üniversitesi YozgatMühendislik Mimarlýk Fakültesi'nin içinde bulunduðuduruma bir þekilde eleþtirilerimizi sürdürebilmek için,özgür bir ortama ihtiyacýmýz var.Bu “multiversite” denilen yerde, dönersermayesiyle, etrafýndaki kurumlarla, pazarekonomisinin içine çok fazla dahil olan birüniversitede, bir takým parazitler de doðuyor.Burada pek tartýþýlmadý aslýnda, ama üniversite bilgitoplumu üretirken, bir yandan da pazarýn bilgisiniüretmeye çalýþýyor ve böyle bir tehlikesi de var.Burada belki de bunun söylenmesi gerekiyor.Üniversite bir kominite olmaktan çýkýyor, kendiiçinde sohbetleri, muhabbetleri olanakademisyenlerden ziyade, Amerika'dan gelen, dilinibile bilmediðiniz - bunu muhafazakâr anlamdasöylemiyorum - çok fazla iletiþim kuramadýðýmýzakademisyenlerle birlikte oluyoruz. Derinlemesineiletiþimi kuramadýðýmýzý da düþünüyorum. Budoðrultuda profesyonel adanmýþlýk, yani mimariyeadanmýþlýk, belki biraz daha mesleðe kayýyor. Yaniakademiye olan adanmýþlýk ve bilgi üretmenin okutsallýðý biraz da çökmeye baþlýyor. Bourdieu'nunda söylediði gibi, artýk üniversite sosyal sermayeoluþturamýyor ve çeþitlik içinde performansbenzerliði doðuyor. Üniversiteler, taþra üniversiteleriböyle bir bakýþ açýsýyla tekrar deðerlendirilebilir,irrasyonel bir rasyonellik doðuyor. Belki, Anadolu'dabuna ihtiyaç var, hani bir þehre giden üniversite, oþehri etkisiyle çok daha geliþtirebilir bir pozisyondaolmasý gerekirken, tek bir katta iki bölümün olduðuçok garip ucubelere dönüyor.Temel olan þu, öðrenciler bir doyumsuzluk yaþýyor.Öðrenci arkadaþlar da buradalar, çok daha iyi ifadeedeceklerdir bunu. Tatmin olamama durumu ortayaçýkýyor. Bir araþtýrma görevlisinin yetkinliði elbette kitartýþýlýr, ama o derinliði hissetmeden alýnan bir ders,belki bu doyumsuzluðu etkileyen faktörler arasýndayer alýyor. Üniversite, ulus-devlet idealini kurarken,o idealini de yavaþ yavaþ yitiriyor. Üniversite biryandan da bir elek vazifesi de görüyor. Bourdieu,taþradan gelen öðrenciler, Ankara'ya gelenöðrenciler, bir þekilde “devþirme” diyor, Yasin Aktayda buna katýlýyor. IQ'leri yüksek olan kiþileri bir

2120

Page 12: Bülten 25

þekilde tutulup, diðerlerini, zayýf düþen IQ'lerleberaber, bambaþka bir öteki yaratýlýyor ve toplumsaluçurumlarý da belirleyen bir faktör olmaya baþlýyor.Bacasýz fabrika diye açýlan üniversiteler, Neil Smith'inde söylediði gibi, bir sosis fabrikasýna mý dönüþüyor?Öyle bir eleþtiri de söz konusu olabilir diyedüþünüyorum.Bunlarýn yanýnda, aslýnda tartýþýlmasý gereken,teknolojik geliþmelerle ve AB süreciyle oluþandeðiþiklikler ve rakamlar deðil de, eðitimin kendiiçeriðidir. Biraz önce bahsedildi, “sanal üniversitenasýl kurulacak, kaç tane bilgisayar gelecek, stüdyokaç kiþilik olacak, bunu YÖK mü belirleyecek?” gibi,çok farklý anlayýþlar doðacak. “Mimarlýk tarihinde neanlatýlacak? Birinci Cumhuriyet, Ýkinci Cumhuriyetgibi bir tarihsel perspektiften bakan bir anlayýþ mýolacak yoksa yeni anlayýþlar mý ortaya çýkacak?“Disiplinlerarasý” olma durumu nasýl saðlanacak?Mesela, biz Yozgat'ta þehircilik ve mimarlýk

bölümünde ilk iki sene ortak bir çalýþma yapýyoruz.“Nasýl olacak, bütün üniversitelerde bu nasýluygulanacak?” gibi çok fazla sorunun buradatartýþýlmasý gerekiyor. Tabii ki, sadece dillendirmeninbile, bunu okuyacaklar açýsýndan çok deðerliolduðunu düþünüyorum.Bir de, bu yasalarla beraber mimarlýðýn tanýmý birazdaha daralýyormuþ gibi geliyor bana. Bu tasarým alanýfikri çok daha cazip görünüyor ve bunun mimarlýkalanýnýn biraz daha geniþlemesine, mimarlýðýn yenibiçimlerde üretilmesine çok daha fazla katkýdabulunacaðýný düþünüyorum.Teþekkür ederim.

Teþekkür ederim.

Ben müsaadenizi isteyeceðim,ama bir iki þey söyleyebilir miyim?

Buyurun.

H. ALÝ ULUSOY -

HALUK PAMÝR -

H. ALÝ ULUSOY -

HALUK PAMÝR -

KENAN GÜVENÇ -

H. ALÝ ULUSOY -

RABÝA ÇÝÐDEM -

AB'deki mesleðin dolaþýmýaçýsýndan eðitimi tartýþacaðýz diye, ben bilgi aldýðýmiçin öyle geldim; ama bunun iki bacaðý daha var. Bueðitim, kendisiyle ilgili AB'de bir ortam var, Avrupaeðitim alaný, birisi araþtýrma alaný. Zaten buradaMehmet Bey de onlardan bahsetmiþ, onunla ilgili deMOBÝK'in bir þeyleri var.2005 yýlýnda mecburen Vergen Toplantýsýna Türkiye'ninbir doküman götürmesi lazým, yani 2005 yýlýndaVergen Toplantýsýna hem biz mimarlar olarak birdoküman hazýrlamak durumundayýz, çünkü artýkserbest çalýþma, en fazla týpla biz, saðlýk bilimleriylebiz yüz yüzeyiz, bu dokümaný hazýrlamamýz lazým.Ondan sonraki dönemde, iþte o 2010'a kadar olandönemde, bizlerin hep beraber bu sefer, Vergensürecine katýlan bütün ülkelerle beraber ortak birþeyler yapmamýz gerekiyor. Ama 2005 Vergen'e kadarulusal olarak, bizim bir programýmýz vardý,“toplandýðýmýz zaman her ay ne yapacaðýz?” diye. Otoplantýdakine göre, zaten bizim Ekim ayýnda birþeyler yapmamýz olmamýz lazýmdý, onu hazýrlamamýzlazým.Ýkincisi; UNESCO'nun 11-12 Ekimde OECD'yleberaber, bu eðitimin mesleki boyutlarýný ele alan birtoplantýsý olacak. YÖK buna Naric þeyine katýldýðýiçin, aslýnda Avrupa eðitim alanýndaki karþýlaþtýrmalýortama katýldýðý için, yine katýlýyor. Ama biz bunamimarlýk için de katýlabilirdik. Katýlmadýk, yani hazýrlýkyapmadýk.Bir þey daha söylemek istiyorum: En sonsöylediðimiz, mimarlýðýn … AB'de serbest dolaþanmimarlarýn þeyi lazýmdý. Onun dýþýnda mimarlar yinekuramsal çalýþabilecekler, o alanda eðitimyapabilecek, tarihle eðitim yapabilecek, yani onukonuþtunuz. Biz burada bir boyutu aldýk, tek birboyutla uðraþýyoruz, herhalde bu toplantýnýn amacý ogibi. Serbest dolaþým ve eðitim iliþkisi ve orada ABnormlarýna göre bizim 70 bin tane aktif mimarýmýzolmasý lazým. Þu anda bizim 9 ila 12 bin aktifmimarýmýz var, bizim hedefimiz bu 70 bin kiþiyi þeyyapabilmek, yani 70 milyona 70 bin kiþi gerekiyor.Ama bunun için de, iþte o kanun çýkarsa, mimarlarýntanýmý yapýlýrsa, mimarlarýn nerelerde çalýþacaðý,istihdam edileceði yerler de ortaya çýkacak. Bizim deeðitimimizi, bu boyutunu ona göre yönlendirmemizlazým. Ama öbür teorik þeyler, proje yönetimi…

Ama hocam, Tonguç Hocamýnbahsettiði böyle bir kaygý deðil. Esas kaygý, tartýþýlanbu merkez üniversitelerle, olmayanlar arasýnda çokaçýk bir þekilde üniversiteye, eðitime, mimarlýða,toplumsal hayata dair farklý bir yaklaþým var. Bu yasayasalaþtýðý zaman, merkez üniversitelerin bahsettiði,iktisada, piyasaya ve pazara referanslý, mesleklersosyolojisini öne çýkaran mimarlýk hâkim, baskýn unsurhaline gelecek. Hâlbuki ayný yükü, ÝTÜ'nün, ODTÜ'nüntaþýdýðý yükü, toplumsal hayatta bütün diðer eðitimbirimleri de taþýyor ve onlarýn çoðu en azýndan iktisadiolarak bir meslekler sosyolojisi konusuna bakmýyor.

Buyurun.

Benim söyleyeceklerim çok fazladeðil. Hocalarým konuþurken, Avrupa Birliði'ne katýlýmsürecinde nasýl bir yol izleneceði üzerine konuþtular.Kendi düþüncelerimi ve arkadaþlarýmýn düþüncelerini

dile getirmek istiyorum. Avrupa Birliði denildiðinde,gençlerin ilk düþünceleri ekonomik baðlamda oluyor.Orayý bir çýkýþ kapýsý ve meslekleri ne olursa olsun,bunu ekonomik bir özgürlük olarak görüyorlar.Öncelikle gençlerin, içinde bulunduklarý mesleðinbilincini idrak etmeleri, farkýna varmalarý gerekiyor diyedüþünüyorum. Çoðu öðrenci, nerede olduðunu bilmiyor,ne yapmakta olduðunu, neyle uðraþtýðýný bilmiyor.Sevmekten öte bunun farkýna varmalarý gerekiyor. Benfarklý bir üniversiteyi kazanmýþ ve daha sonra birþeylerin farkýna varýp okulu býrakarak, tekrar bir þeyleryapma gayretinde olmuþ bir insaným. Bu yüzdenmimarlýðý severek, isteyerek ve ne olduðunun farkýnavararak iþe baþladýðýmý düþünüyorum. Öðrencilere herþeyden önce, entelektüel bir bakýþýn verilmesigerektiðini düþünüyorum. Çoðu üniversitede ne yazýkki, öðrenciler bunun farkýna varamýyorlar. Sizlermimarlýðýn tanýmýný yapmamýz gerektiðini söylediniz;buna katýlýyorum. Öncelikle bu tanýmý yapmalýyýz. Çoðuarkadaþým, sadece meslek kazanmak için orayageliyorlar ve mimarlýðýn ne demek olduðunu bilmiyorlar.Gençlerin geleceðe güvenle bakmasý için ne yaptýklarýnýbiliyor olmalarý, son derece önemli bir þey.

Buyurun.

ODTÜ Mimarlýk Fakültesi ÖðrenciTemsilcisi)Arkadaþýmýn söylediklerine ve üniversiteye dair yaptýðýtariflere büyük oranda katýlýyorum.Þöyle bir þeyle baþlayacaðým: mimarlýk bölümünebaþladýðým ilk hafta, Feyyaz Erpi Hocamýz, bir sorusormuþtu; “siz buraya niçin geldiniz?” demiþti. Birisi de,“mesleðe hazýrlanmak için geldim” demiþti. Feyyaz Beyde, “hayýr, yanlýþ düþünüyorsun, üniversiteler meslekadamý yetiþtirmez, aydýn yetiþtirir, siz buraya aydýnolmaya geldiniz ve aydýn adayýsýnýz” demiþti. Butartýþmalara bir miktar oradan bakýyorum.Üniversitelerin gidiþatýyla ilgili bu tartýþmanýn bir miktarda bu nedenle olduðunu düþünüyorum. Sonzamanlarda, üniversitelerin piyasayla daha içli dýþlýolmaya baþladýðýný ve bunun da etkisiyle, üniversitenintoplumsal kaygýsýnýn ya da aydýn yetiþtirme kimliðinindaha geri planda olduðunu düþünüyorum.Bir diðer tartýþma da þu: Mimarlýk eðitimine ve meslekalanýna iliþkin yasal düzenlemelerde aslýnda iki konufazlaca iç içe geçti. Bence ayrý deðerlendirilmesigerekiyor. Bir ülkedeki üniversitelerin, o ülkenintoplumsal ihtiyaçlarý doðrultusunda þekillendirilmesigerektiðini, o ülkenin kendi nesnelliðiyle birliktedüzenlenmesi gerektiðini düþünüyorum. Ama elbette,Avrupa Birliði tartýþmasý bambaþka bir tartýþma, ya daTürkiye'nin Avrupa Birliði üyeliði konusu da baþka birtartýþma, devam eden bir süreç var. Dolayýsýyla, birmesleðin yurtdýþýndaki ayný meslekle iliþkiye geçmesive akredite olmasý baþka bir tartýþma. Yasa taslaðýndaher iki kavram iç içe geçmiþ durumda. Öncelikli olarakaslýnda Avrupa'yla ve Amerika'yla bir uyumu, eþgüdümüsaðlamayý düþünüyor. Ama Avrupa Birliðinde de henüzbu kesinleþmiþ bir durum yok. Bu da Türkiye'deki birdüzenleme için aslýnda çok daha esnek bir ortamsunuyor.Öngörülen düzenlemeye dönersek, mimarlýk eðitiminin3+2 ya da 4+2 þeklinde tarif edilmesi, birparçalanmýþlýðý anlatan durumdur. Üniversitenin dahateknik bir eleman ya da meslek elemaný yetiþtirmeye

H. ALÝ ULUSOY -

ALÝ ALPTEKÝN -

baþlamasýyla ilgili olduðunu düþünüyorum. Böylelikle,mimarlýkta tasarým kültürünün daha fazla geri planadüþeceðini zannediyorum. Selahattin Bey Avrupa'dakiokullardan örnekler verdi. Geçen dönem bizimfakültemize Belçika'dan bir öðrenci grubu geldi. Onlarýnsistemleri 3+2 þeklinde idi. Birkaç gün bizimstüdyolarýmýza katýldýlar. Kritiklerle tasarýmýn, projeninilerleyiþini gördüklerinde çok þaþýrdýlar. Gelen öðrencilerüçüncü sýnýf öðrencileriydi, mezun olacak öðrencilerdi veþunu söylediler: “Biz tasarým dersi almadýk, sizin buradatasarladýðýnýz þeyleri çok iyi çizebiliriz, sunumunu çok iyiyapabiliriz, ama biz bunu tasarlayamayýz” dediler. Yasataslaðýnýn böyle bir sýkýntý getireceðini ve mimarlararasýnda büyük bir eþitsizlik, farklýlýk doðuracaðýný ve demimarlýðý teknikleþtireceðini düþünüyorum. Lisanseðitiminin kesintisiz olmasý gerektiðini düþünüyorum. Birde Türkiye'de stajlar, ucuz emek sömürüsü olarakortaya çýkýyor. Mimarlýkta þu anda çok fazla görmüyoruzbelki ama, dershanelere ya da hukuk bürolarýnabakýldýðýnda, öngörülen zamanlar için bürolar ya da omeslek alanlarý stajyer çalýþtýrýyorlar. Çok düþük ücretle,hatta ücretsiz çalýþtýrýyorlar. Aslýnda bu durumun reelolarak da, mimarlarýn ücretlerinin düþmesi anlamýnageleceðini düþünüyorum. Dolayýsýyla, çok daha ayrýntýlý,çok daha tartýþarak ve de öðrencileri de gündeme dâhiledilerek, bu yasanýn hazýrlanmasý gerektiðini ve ortamýnbilinçlenmesi gerektiðini düþünüyorum.

Hepinize, katýldýðýnýz için çokteþekkür ediyoruz.H. ALÝ ULUSOY -

“ ”toplantýsýnýn tam metnineadresinden ulaþabilirsiniz.

Avrupa Birliði Sürecinde Mimarlýk Eðitiminin Dönüþümühttp://www.mimarlarodasiankara.org

i

ii

iii

Bkz. “Avrupa Birliði Müktesebatýnýn Üstlenilmesine Ýliþkin TürkiyeUlusal Programý”. Avrupa Birliði Genel Sekreterliði, 7 Aðustos 2004.

Bkz. “The future regime for professional recognition”. Europa, 7Aðustos 2004.

Bkz. “Council Directive 85/384/EEC of 10 June 1985 on the mutualrecognition of diplomas, certificates and other evidence of formalqualifications in architecture, including measures to facilitate theeffective exercise of the right of establishment and freedom toprovide services”.

<http://www.abgs.gov.tr/up2003/up.htm>

<http://europa.eu.int/comm/internal_market/qualifications/future_en.htm>

iv

v

vi

vii

viii

ix

Bkz. “Fundamental Rights within the European Union: The Charterof Fundamental Rights”. Europa, 7 Aðustos 2004.

Bkz. “Council Directive 85/384/EEC of 10 June 1985”.“UIA and Architectural Education: Reflections and

Recommendations. Document prepared by the UIA ArchitecturalEducation Commission” 16 Mart 2002, UIA, 7 Aðustos 2004

Bu belgeler için bkz. . “Main Documents of the Bologna Process”.Bologna-Bergen Summit 2005, 7 Aðustos 2004.

Bkz. Architects' Council of Europe, 7 Aðustos 2004

<http://europa.eu.int/scadplus/leg/en/s20000.htm>

<http://www.aij.or.jp/jpn/aijedu/EDUCATION_Recom.doc>

<http://www.bologna-bergen2005.no/>

<http://www.ace-cae.org/Public/fsPublicNetwork_EN.html>

Bastian Baumann, “7th European Students Convention:Qualifications Frameworks Dublin, 10th 13th February 2004, DublinCastleGeneral Report” 7 Aðustos 2004.<http://www.esib.org/7convention/documents/finalreport.pdf>

2322

Page 13: Bülten 25

varlýðýnýn olduðu gibi korunmasýnýn Ankara kentininbüyüyebileceði alanlar dikkate alýndýðýndairdelenmesi gerektiði görülmüþ, ancak arazilerinbaþka kullanýmlara ayrýlmasý sürecinin hem kent,hem de A.O.Ç. açýsýndan plansýz ve yanlýþ kararlaradayandýrýldýðý gözlenmiþtir.

Arazinin baþka kullanýmlara ayrýlmasý sýrasýndaA.O.Ç. mal varlýðý bütünlük ve sürekliliðini yitirmiþ,günümüzde 15 parçadan oluþan, iþletmesi giderekgüçleþen bir “ ”a dönüþmüþtür.

Yapýlan çalýþmada:1. A.O.Ç.'nin planlama sorunlarý tartýþýlmýþ2. Uygulama modelleri irdelenmiþ3. A.O.Ç.'nin arazilerinin özellikleri ve kent

içindeki konumlarý deðerlendirilmiþ ve herbir parçanýn problemleri ile geleceðe yönelikolarak üstlenebileceði iþlevler için önermelergeliþtirilmiþtir.

kayýp mekân

Þekil 1: Kamusal Alanlar- Ankara

Þekil 2: A.O.Ç. Sýnýrlarýnýn Deðiþimi

Þekil 3: A.O.Ç.'nin Ankara Kenti içindeki konumu

Aþaðýda sunulan önermeler ODTÜ MimarlýkFakültesi, Þehir ve Bölge Planlama Bölümü, KentselTasarým Yüksek Lisans Programý Stüdyosu'nungörüþlerini yansýtmaktadýr. Her bir konu hem A.O.Ç.yönetiminin, hem de kamuoyunun dikkatinesunulmaktadýr.

Planlama düþüncesi son 30 yýlda önemli deðiþimleresahne olmuþ ve Master Plan anlayýþý statik veuygulamaya yönelik bulunmadýðý için eleþtirilmiþtir.Buna karþý geliþtirilen Stratejik Planlama anlayýþý isetemelde ele alýnan planlama alanýnýn yapýsýnýbelirlemekte, bu yapý içinde problem alanlarýna, özeldikkat isteyen konulara ve proje üreterek

uygulamayý sürdürmeye yönelmektedir. Bu yaklaþýmbenimseniyor ise öncelikle A.O.Ç. arazilerine aitgenel hedeflerin belirlenmesi, daha sonra A.O.Ç.'ninalt bölgelerinin tanýmlanmasý, alt bölgelere aitpolitikalarýn kurgulanmasý ve bu süreci yürütecek birplanlama örgütünün kurulmasý gerekmektedir.

A.O.Ç.'nin Atatürk'ün baðýþ mektubundaki amaçlarýdoðrultusunda yeniden düzenlenmesi düþüncesiyeniden irdelenmelidir. Özellikle tarýmsal faaliyetinsürdürülmesinin, Metropoliten Alan içinde önemligüçlükleri olduðu bilinmektedir. Ancak temelde,kalan A.O.Ç. arazilerinin Ankara Çayý boyuncauzanan, ne kadar zedelenmiþ olursa olsun yeþilkuþaðýn açýk alan iþlevleri olarak düzenlenmesigerekir. Yeþil kuþak kentin diðer bir çok iþlevi ilebirlikte ele alýnmak zorundadýr. Ankara MetropolitenAlaný'nýn parçasý olan yeþil kuþak içinde yer alanA.O.Ç. arazileri bu baðlamda irdelenmekdurumundadýr. Bu nedenle Büyükþehir Belediyesi'ninplanlama çalýþmalarý ile eþgüdüm içinde elealýnmalýdýr.

Planlamanýn Hedefleri:

Bu yeþil kuþak Gençlik Parký ve eski HipodromAlanýndan baþlayarak A.O.Ç. arazileri ile devametmek üzere tasarlanmýþken günümüzde büyükölçüde zedelenmiþtir. Özellikle Hipodrom'unkaldýrýlarak yapýlaþmaya açýlmasý, uzantýsýndagetirilen toptancý iþlevleri yeþil kuþaðý zedelemiþtir.Daha sonra Traktör ve Çimento fabrikalarý bozulmayýsürdüren yapýlaþmalar olmuþtur. Buna karþýlýkGüvercinlik ve Etimesgut hava alanlarýnýn açýkkullaným ilkelerini südürdükleri için korunmalarýnýndoðru olacaðý düþünülmektedir.

A.O.Ç. arazileri kent içinde doðu batý yönündeuzanmaktadýr. Bu arazilerin güneyinde ODTÜ,

Bilkent ve Hacettepe üniversiteleri ile Balgat veÇayyolu konut bölgeleri bulunmaktadýr. Kuzeyindeise Yenimahalle, Demetevler Batýkent konutbölgeleri yer almaktadýr. A.O.Ç.'nin bugün kente dehizmet veren Söðütözü Demetevler kavþaðýarasýndaki kullanýmlarý (hayvanat bahçesi, meyvesuyu ve süt fabrikalarý, istasyon ve merkez,Marmara oteli söðütözü) kentin kuzey vegüneyindeki kent parçalarý arasýnda köprü görevigörmektedirler. Kentin batý koridorundaki geliþimidikkate alýndýðýnda benzer þekilde, yeþil kuþak içindeköprü görevi görecek sosyal, kültürel ve bilimselkullanýmlarý içeren iki geliþme koridoru dahaönerilmiþtir.

A.O.Ç.'nin Ýstanbul yoluna paralel olarak kuzeyeyönelen parçasý ise Batýkent ve Eryaman bölgeleriarasýnda bir yeþil kuþak oluþturmaktadýr. Kýsa erimdeüretim faaliyetinin sürmesi önerilen bu alanýn uzunerimde hayvanat bahçesi ve doða parký olarakdüzenlenmesi Baþkentin de uzun dönem geliþmesüreciyle örtüþecektir.

AOÇ TARÝHÇE ÖNERÝLER

Cansu Canaran

ODTÜ Mimarlýk Fakültesi, Þehir ve Bölge PlanlamaBölümü, Kentsel Tasarým Yüksek Lisans Programýstüdyosu kapsamýnda 1997-98 eðitim dönemindeAnkara kentinin en çok tartýþýlan konularýndanbirisini oluþturan Atatürk Orman Çiftliði (A.O.Ç.) elealýnmýþtýr.

Günümüzde A.O.Ç., bir döneme (Cumhuriyet'inkuruluþ yýllarý), bir kente (Baþkent Ankara), birideolojiye (yeni toplum), bir üretim tarzýna (tarýmdamodernleþme ve üretim) ve bir yaþam biçimine(kentsel dinlence) iliþkin özelliklerini yitirmiþtir. ArtýkA.O.Ç.'nin arazi bütünlüðünden söz etmek olasýdeðildir. Ayrýca, A.O.Ç.'nin mal varlýðýnýn baþkaamaçlar için kullanýlmasý ve bunun sonucundakurumun elindeki arazi miktarýnýn azalmasý diðer birönemli konu olarak hep tartýþýlmýþtýr.

A.O.Ç.'nin karþýlaþtýðý bu temel sorunlar, yanikuruluþ amaçlarýndan sapma ve mal varlýðýnýnyitirilmesi 1960'lý yýllardan baþlayarak kamuoyundatartýþýlmýþ, ancak kurumun geleceðine iliþkinamaçlarý, kent içindeki yeri, arazilerinin konum venitelikleri irdelenmemiþ, A.O.Ç. yalnýzca genel birgösterim ile, üretilen planlarda (Ankara 1990,Ankara 2015) ifade edilmiþtir.

Kentsel Tasarým Stüdyosu kapsamýnda yapýlançalýþma A.O.Ç.'nin bu sorunlarýný irdelemeyihedeflemiþ, bu hedefe baðlý olarak bilgi toplama,bilginin deðerlendirilmesi, amaçlarýn yenidenirdelenmesi ve A.O.Ç.'nin geleceðine iliþkinsenaryolarýn geliþtirilmesi yönünde çabagösterilmiþtir.

Bu çalýþmalarda Ankaralýlar için çeþitli anlamlar ifadeeden A.O.Ç.'nin, mal varlýðýný yitirmesinden dahaönemli olarak, kurumun Cumhuriyet dönemindekikuruluþ amaçlarýndan uzaklaþtýðý gözlenmiþtir.Kentin temel geliþme alanýnda yer alan Çiftliðin arazi

2524

Page 14: Bülten 25

2726

Batý ülkelerinin mekansal düzenlemeleri içinde yeþilalanlar, kent parklarý bu özellikleriyle varolurlar. Bualanlarda hiçbir þekilde yapýlaþmaya, ya daülkemizdeki gibi çevreyi ta rip eden türde yalnýzcayemek yemeye yönelik pasif piknik etkinliðine yerverilmez. Bu tür alanlarda kiþiye yürüme, bisikletebinme gibi doðayla baþbaþa kalma olanaklarýsunulur, yaban hayatý da bu doku içinde yerini alýr.Eðer A.O.Ç. arazileri kentin açýk alan gereksinimleriiçin yeniden düzenlenecek ise bu türden dahaincelmiþ etkinliklere olanak tanýyacak düzenlemelerhedeflenmelidir.

Yukarýda açýklanan hedeflere eriþmek kuþkusuz yenibir planlama anlayýþýný ve örgütlenmesinigerektirmektedir. Bu süreçte öncelikle bir MasterPlan yapýlabilir, çünkü A.O.Ç. arazilerinin 1. DereceDoðal ve Tarihi Sit olarak belirlenmesi bunu gereklikýlmaktadýr. Ancak uygulamayla, proje üretimi ile,merkezi ve yerel diðer kurumlarla iþbirliði yapmadan,hedeflere varmak için parasal kaynaklarý bulmadan,yani temel sorunlarýn üzerine eðilmeden yapýlacakyalnýzca iki boyutlu bir çizimden oluþan bir plan kýsaerimli olacak ve A.O.Ç.'nin sorunlarýnýçözemeyecektir. A.O.Ç.'nin statik bir Master Plan'adeðil dinamik bir planlama - uygulama sürecinegereksinimi vardýr. Bu amaçla A.O.Ç. ya kendinebaðlý bir planlama ekibi kurmak, ya da bu hizmetiuzman kuruluþlara yaptýrmak zorundadýr. Bu hizmetbaþka kurumlara da yaptýrýlsa A.O.Ç.'nin þehirplancýsý, mimar, mühendis,vb. uzmanlardan oluþanbir çekirdek kadroya, harita ve bilgi arþivinegereksinimi bulunmaktadýr.

h

Planlama Modeli:

Planlama Birimi bir yandan fiziksel biçimlenme, alt-bölgelerin tanýmlanmasý, proje üretimi ile ilgilenirken,diðer yandan ürettiði projeler ile mali kaynakarayacaktýr. Unutmamak gerekir ki, proje üretmedenyerel, ulusal ya da uluslararasý kurumlar mali olanaksaðlamamaktadýrlar. Bu baðlamda bu kurumlarlaaþaðýda tanýmlanan iliþkilerin kurulmasýgerekecektir:

ODTÜ Mimarlýk Fakültesi, Þehir ve Bölge PlanlamaBölümü, Kentsel Tasarým Yüksek Lisans Programýstüdyosu kapsamýnda 1997-98 eðitim dönemindeyapýlan bilgi toplama ve analiz çalýþmalarýna göreA.O.Ç.'nin alt bölgecikleri belirlenmiþ ve bubölgeciklere ait önermeler geliþtirilmiþtir. Aþaðýdakitabloda bu bölgeciklere ait temel politikalar,karþýlaþýlan problemler, bölgelerin sunduðu olanaklarve çalýþma grubunun önermeleri özetlenmiþtir.

A.O.Ç. Arazilerinin Deðerledirilmesine ÝliþkinÖnermeler:

A.O.Ç. Arazilerinin DeðerledirilmesindeBölgeciklerin Projelendirilmesinde ÝþbirliðiYapýlacak Kurumlara Ait Önermeler:

Sonuç:Atatürk Orman Çiftliði'nin Ankara kentinin tarihseloluþumu içinde önemli bir yeri bulunmaktadýr. Ancakbu kurum yalnýzca arazilerini yitirmekle kalmamýþ,ayný zamanda kimliðini yitirmiþtir. Baþkent Ankaraiçin A.O.Ç. bir yeni heyecanýn kaynaðýný oluþturacakheyecanlar taþýmaktadýr. A.O.Ç. yalnýzca sivil veaskeri kamu kurumlarýnýn arazi gereksinimininkarþýlandýðý bir yer olmamalýdýr. Bu nedenle ODTÜMimarlýk Fakültesi, Þehir ve Bölge PlanlamaBölümü, Kentsel Tasarým Yüksek Lisans ProgramýStüdyosu bu konunun üzerine eðilmiþ ve öðrenciçalýþmasýnýn ötesinde bir bilgi toplama,deðerlendirme ve düþünce geliþtirme süreciniyaþamýþtýr. Bunun ötesinde dinamik bir planlamauygulama süreci için ODTÜ, kendisinden istenenhizmetleri sunmaya devam edecektir.

Þekil 4: A.O.Ç. Arazi Kullanýmý Þekil 5: A.O.Ç. Alt Bölgeler

Yerel Yönetimler: Büyükþehir Belediyesive Ýlçe Belediyeleri

. Plan onayý ve ruhsat iþleri

. Ulaþým hatlarý

. Altyapý

. Yeþil alan üretimi

Merkezi Yönetim: Bakanlýklar, diðerkamu kurumlarý, Maliye Bakanlýðý, DPT

. Proje üretimi

. Mali kaynak yaratma

Özel Kurumlar: Yatýrýmcýlar, GönüllüKuruluþlar, Odalar

. Mali kaynak yaratma

. Ortak yatýrým

. Yeþil alan üretimi

Uluslararasý Kuruluþlar: Baþkentlik iþlevi,Diðer Ülke Temsilcileri, BirleþmiþMilletler ve diðer kurumlar

. Proje üretimi ve mali kaynak yaratma

. Örnek projeler: Hayvan Parký, DoðaParký, Golf Alaný, vb.

“...Günümüzde A.O.Ç., bir döneme(Cumhuriyet'in kuruluþ yýllarý),bir kente (Baþkent Ankara),bir ideolojiye (yeni toplum),bir üretim tarzýna(tarýmda modernleþme ve üretim)ve bir yaþam biçimine(kentsel dinlence) iliþkinözelliklerini yitirmiþtir...”

Page 15: Bülten 25

2928

Fatih Erduman Kongre Vad sile i i’ne dair...

6 Þubat 1974 tarihinde Burdur'da doðdu. 1997 yýlýnda Orta Doðu Teknik Üniversitesi MimarlýkBölümü'nden mezun olduktan sonra, yine ayný üniversitede “Dionysos'ca Iþýk: Iþýk ve Mimarlýk ÜzerineBir Araþtýrma” konulu tezi ile yüksek lisans eðitimini 2000 yýlýnda tamamladý. UIA Ýstanbul 2005 DünyaMimarlýk Vadisi Mimari Tasarým Yarýþmasý birinciliði dýþýnda, 1995 yýlýnda Thomas Godfrey “UnfinishedBuildings” ODTÜ Mimarlýk Fakültesi Öðrenci Yarýþmasý'nda Jüri Özel Ödülü, 1997 “Büyülü Fener”Sinema Merkezi Ýsim Yarýþmasý'nda ve 2002 T.C. Kara Kuvvetleri Komutanlýðý, “Güneþ EnerjisininKullanýmý” konulu ordular arasý proje yarýþmasýnda birincilik ödülleri kazandý. Fatih Erduman, meslekyaþamýna kendi bürosunu kurup serbest çalýþarak devam etmeyi hedefliyor.

UIA Ýstanbul 2005 Dünya Mimarlýk Kongre Vadisi Mimari Tasarým Yarýþmasý sonucunda birinci olan Ankara Þubesiüyemiz Fatih Erduman ile bir söyleþi yaptýk. Sadece tasarýmý ve önermeleri deðil, ayný zamanda kongrenin“katýlýmcý” yönünü sorgulayan söyleþi, Kongre hakkýnda daha fazla bilgilendirmeye ihtiyaç duyan üyelerimizi deaydýnlatacak bir çerçevede geliþti.

söyleþi

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

- UIA Ýstanbul2005 Kongre Vadisi Yarýþmasý sonucunda sizintasarýmýnýz, 99 proje arasýnda birincilik ödülü aldý.Bültenin Ekim sayýsý için sizinle bir söyleþi yapalýmistedik çünkü birçok insan projenizi ve UIA Ýstanbul2005 sürecini merak ediyor.

- Þu soru ilebaþlayalým: Aslýnda altý yýllýk bir süreç olmasýnaraðmen, UIA Ýstanbul 2005 son bir yýlda basýnda çokdaha fazla yer almaya baþladý. Bu yarýþmanýnilanýndan önce UIA Ýstanbul 2005 sürecindenhaberdar mýydýnýz?

Süreçten haberdardým, amakongreye hazýrlýk olarak yapýlan alt etkinliklerekatýlamamýþtým. Kongrenin 2005 yýlýnda yapýlacaðýnýve temasýnýn “Kentler: Mimarlýk(lar)ýn Pazaryeri”olduðunu biliyordum. Ayrýca logo yarýþmasýný vebunun üzerine yapýlan tartýþmalarý takip etmiþtim.

- Kongrealanýnýn düzenlenmesi için yapýlan bu yarýþma UIAKongreleri için bir ilk, daha önce hiçbir UIAKongresi'nde böyle bir yaklaþým olmadý. Bu konudane düþünüyorsunuz?

- Binalar arasýndaki boþluklarýndeðerlendirildiði, açýk alanlarýn düzenlendiði,“Pazaryeri” gibi bir temada kurgulanan özel birdüzenlemenin yapýldýðý bir kongre ilk defa olacak.Bunun yanýsýra, yarýþmanýn kendi kurgusu daoldukça özgün ve bu anlamda, diðer yarýþmalardan,Türkiye'deki bina odaklý yarýþmalardan da farklý tabii.

- Söz konusuolan açýk alanlarýn boþluðun tasarlanmasý ve buanlamda kendi içinde farklý bir dinamiði barýndýrýyor.

- Tasarýmý zorlayan girdileri vardýyarýþmanýn; bir yanda müdahale iznimizin olmadýðýkapalý mekânlarda bir takým etkinlikler yapýlacak,diðer yanda vadi kapalý ve açýk mekânlarý ile birbütün olarak ele alýnacaktý. Þartnamedeyarýþmacýlardan kongre etkinliklerinin yer alacaðýmekân düzenlemelerinin tasarýmý isteniyordu.Buradaki “mekân düzenlemeleri” ifadesinin deyarýþmacýlarýn önünde özgür bir alan açtýðýnýdüþünüyorum. Öyle ki, yapýlacak olan mekândüzenlemelerinin doðasýna dair sorgulamalarkafamda oluþtu. Ýlk sorgum þöyle oldu: bir mimarolarak bu mekân düzenlemelerini nasýl yapabilirim,

nereye kadar müdahale edebilirim ve bu mekânlarhangi öðeler ile düzenlenecek - tarifleyenecekti?Üstelik jüri, etkinlikler için ayrýlacak alanlarýnsayýsýný, büyüklüðünü, mekansal biçim ve kimlikleriniyarýþmacýlara býrakmýþtý ki, bu durum, kongre vadisiyarýþmasýný öncekilerden ayýran önemli bir özellikti.Tasarýmý zorlayan bir baþka durum da vadininmevcut düzeni ve kimliði idi. Kalýcý müdahaleyapýlmayacaktý, ama yapacaðýnýz mekândüzenlemeleri ile kongre vadisinin mevcutkarakterinin -ki son NATO toplantýsý ile yasaklýbölge ve Bush'un geldiði yer þeklinde bir imaj yayýldýkamuoyuna- ötesine geçerek pazaryeri temasýaltýnda yeni bir kimlik oluþturulacaktý. Özetle,yarýþma koþullarý evet mimarýn iþini zorlaþtýrýyordufakat bunlar ayný zamanda yarýþmayý heyecanlý kýlan,özgür alanlar oluþturan unsurlardý.

- Projenizianlatabilir misiniz?

- Yarýþmacýlardan beklenen açýkalandaki mekân düzenlemeleri ifadesini, ben vadiboþluðunun bir bütün olarak düzenlenmesi olarak elealdým. Vadide farklý zemin çeþitleri, binalar, þehirmobilyalarý, aðaçlar, yollar, vs… ve bütün bunlarýsarýp sarmalarken bir yandan da büyük ölçüdebunlarla tanýmlanan bir boþluk vardý. Benimyapacaðým müdahale bu boþluðu bir bütün olarakdüzenleyecek, geçici bir süreliðine de olsa yeni birkarakter verecek bir düzenleme olmalýydý. NATOtoplantýlarý sýrasýnda bu olayýn medyaya yansýmasýný,nasýl çekimler yapýldýðýný, bu alana ne gibimüdahaleler yapýldýðýný gözlemledim. Oradakimüdahaleler kongre vadisini mevcut kimliðindensýyýrma potansiyeli bulunmayan ve binalara asýlanpankartlar ya da çeþitli ihtiyaçlar için yapýlmýþçadýrlardan oluþan müdahalelerdi. Yasaklý alanlartanýmlamayý bir kenara býrakacak olursak bunlarmekânsal düzenlemeler olarak NATO toplantýlarýný,olup biteni bir önceki kongreden ayýran, vadiye farklýbir mekânsal karakter getiren müdahaleler deðildi.Zaten böyle bir amaçlarý da yoktu. Ama mademki“mimarlýk kongresi” için bir mimarlýk yarýþmasýaçýlmýþtý, mevcut kimliðin üstüne çýkabilecek vadidedaha önce deneyimlenmemiþ bir mekânsallýk içerenbir müdahale önerilmesi gerekiyordu. Bir de, dahaönce yine söylediðim gibi yarýþma þartnamesinetleþmiþ fonksiyonlarý ve hacimleri tarif etmiyordu.Zaten tarif etmesi de beklenemezdi. Çünkü kongrezaman içinde bir içerikle dolacak. Çalýþmalar bununiçin yapýlýyor zaten, mimarlar ve kentliler bu içeriði

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

FATÝH ERDUMAN

Hazýrlayan Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu

Page 16: Bülten 25

dolduracak. Ýçeriði henüz belli olmayan bir kongreiçin mekân düzenlemeleri yapýyordum. Bir stantyapacaksýnýz, ama standýn kimin için olacaðý bellideðil. Bir sergi alaný düzenleyeceksiniz ama sergininkaç metrekare olacaðý belli deðil. Bu alanda nekadar sergi, ne kadar stant alaný gerekecek bellideðil. Sanki herþeyi ben bilebilirmiþim gibi önerilergetirilebilirdim ama, bunu sorguladýðýmda doðru biryaklaþým olmayacaðýný düþündüm.

- Herþeytasarýmcýya býrakýlmýþ, sýnýr yok, taným yok.

- Tasarýmcýnýn özgürlüðünüoluþturan böylesine bir tanýmsýzlýk ortamýnda vemimarlýðý kente yaymak gibi büyük beklentileri vezorluklarý olan böylesine girift bir problemi nerdeysebir temel tasarým problemine dönüþtüren aslýnda çokda basit bir tasarým yöntemi ile çözdüðümüdüþünüyorum. Örneðin, 50x50x50 santimlik bir küpiçinde bir hacimde belli bir tema altýnda mekândüzenlemesi isteniyor olduðunu düþünelim. Buhacmi üç boyutlu olarak kurgulamanýn ve mekânlaroluþturmanýn bir yöntemi de yine üç boyutlu bir birimoluþturup bunu farklý yönlerde, farklý boyutlarda,farklý ölçeklerde, farklý konularda kullanmak olurdu.Ben de ayný yöntemi uyguladým. “Etkinlik omurgasý”

olarak isimlendirdiðim taþýnabilir, uyarlanabilir,pratik, hareketli, sökülüp takýlabilir, çok fonksiyonlubir birim oluþturdum ki, bu birim aslýnda bir kulevincin dönüþtürülmesinden ibaretti. Tabii, böylesinebir tasarým yönteminde kritik olan konulardan birioluþturduðunuz birimin bir potansiyel barýndýrýpbarýndýrmayacaðýdýr. Çünkü eðer kullanýlan birimyeteri kadar güçlü olmazsa ve kurguyu saðlayacakpotansiyeli taþýmazsa, baþarýsýz bir sonuçla karþýkarþýya kalýnabilir. Ýþte bu noktada kule vinçlerdenoluþan etkinlik omurgasý birimlerim çok güçlü bir

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

FATÝH ERDUMAN

potansiyel oluþturdu. Dönüþtürülmüþ haliyle, kulevincin strüktürel, iþlevsel, mekânsal, simgesel vedinamik özellikleri pazaryerindeki etkinlikler vebunlara ait mekânlar için düþeyde ve yatayda üçboyutlu bir omurga görevi üstlenecektir. Böylesinegüçlü bir birim, daha sonra vadide kendinitekrarlayarak ama tabi ki bir yandan da her yenikonumda farklý dönüþümlere uðrayarak vadininkapalý ve açýk mekânlarýnýn bir bütün olarak üzeriniörten bu üst strüktür oluþturdu. Birimlerin gerekbirbirleri gerekse de çevrelerindeki mevcutoluþumlarla olan iliþkileri vadide yeni akslar, sýnýrlar,odak noktalarý, kütle hacim iliþkileri ve yüzeyçeþitlemeleri oluþturmakta.Bu projenin kongre vadisinin tümünde nasýl birmekân oluþturduðunu görmek için aslýnda vinçlerinkendisinden çok yine onlarý ve beraberinde binalarý,aðaçlarý, zeminleri, vs… sarýp sarmalayan boþluðabakmamýz lazým. Japon kültürünün “noh” olarakbilinen geleneksel tiyatro oyunlarýnýn temel öðesioyuncularýn yaptýklarýndan çok yapmadýklarýdýr; ikisöz arasýnda kalýnan o sessiz an gibi. Vinçlerdenoluþturduðum etkinlik omurgalarýný farklýkatmanlarda okumak mümkün. Bu katmanlardanbirinde de vinçler; týpký atrium gibi, büyük birboþluðu-açýklýðý geçerek tanýmlayan strüktürelelemanlar gibi vadi boþluðunu tanýmlamaktalar. Bu

projede birbirinden farklý olgularmýþ gibi görünenmekân, zaman, madde ve ýþýðýn, aslýnda hepolageldiði gibi nasýl da birbirleriyle sürekli bir iliþkiiçinde bir ortaklýk oluþturduklarýný görmek olasý diyedüþünüyorum.Diðer yandan yüksek uyarlanabilme potansiyelinesahip vinçlerin yarýþma aþamasýnda tam da nereyeyerleþtirildikleri önemli deðildi. Proje ile “ben buvinçleri ihtiyaca göre ve yeni koþullara göre,kaydýrabilirim, farklý yerlere koyabilirim, artýrabilirim,azaltabilirim”i ifade etmek istedim.

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

FATÝH ERDUMAN

- Barselona'dayapýlan UIA Kongresi'ne katýlým, son anda yapýlankayýtlar ile çok fazla olmuþ. UIA Ýstanbul 2005 içinkullanýlacak kongre vadisinin önemli bir bölümü içinönerilecek fonksiyonlar da son dakikalardanetleþtirilebilecek gibi görünüyor. Sizin tasarýmýnýz,böylesi bir esnekliði içinde barýndýrýyor. Peki, þu angeliþmeler nasýl? Uygulama aþamasýna geçmek üzeregörüþmeler baþladý mý, sorunlar tariflendi mi?

- Görüþmeler baþladý. Yarýþmaþartnamesinde belli olmayan bazý içeriklertariflenmeye, kavramlar ya da beklentiler netleþmeyebaþladý. Ama tabii ki, yine de þu aþamada “evet,vadinin þurasýnda bu olacak, þu olacak” þeklinde birdurum yok. Bilgiler zaman içinde gelecek ve kongreninyapýlacaðý tarihe kadar sonlanmayacak gibi görünüyor.Vinçler, kongre içeriðini kendi üstüne almapotansiyelini oluþtururken, aslýnda bir yandan dabütün bu içerik haricinde de, bir üst kimlikoluþturabiliyorlar. Üst ölçekte bir omurga olduðu için,bu belirsizlikleri karþýlayabilecekler. Dolayýsýyla, projebir yandan incelecek ama ayný zamanda son sözünüde neredeyse söylemiþ durumda.

- Bu ürüne gidensüreci de anlatabilir misiniz?

- Kongre Vadisi'nin içindebulunduðu alaný günlerce takip ettim. Ýstanbul'dasadece bir gün bulundum. Ama orada yapýlan ÝslamÖrgütü toplantýsýný ve NATO toplantýsýný basýndantakip ettim. Kamuoyuna yansýmasýný, mekânlarýn nasýldönüþtürüldüðünü gözlemledim. Ýnsanlar neredengiriyorlar, nereden çýkýyorlar ya da tüm bunlarmedyaya nasýl yansýyor? Neredeyse tüm haberleri,tüm görüntüleri, takip ettim ve kaydettim. Ýstanbul'daiken de orasý nasýl kullanýlýyor, müzik festivalineinsanlar nasýl geliyorlar, mekân nasýl dönüþüyor diyetakip ettim. Vinçlerin dönüþtürülmesi suretiyletasarýmýn oluþturulmasý fikrine 1,5 aylýk bir gözlem,araþtýrma ve deneme yanýlma sürecinden sonraulaþtým. Vinçlerin dönüþtürülmesi fikrinden öncebeliren ve sonradan da son ana kadar koruduðumkentteki otobüs duraklarýný dönüþtürme fikrim vardý.Kente yayýlmasý açýsýndan çok büyük bir ölçeði vardý,tüm kente yayýlýyordu. Otobüs hatlarý ve duraklarkente ait bir strüktürü yansýtýyor. Belli frekanslarý vesaatleri var ve bu að o an için kentin bir fotoðrafýnýçekiyor. Fakat diðer yandan da insanlarýn birebirkullanýmýnda küçük bir ölçeði vardý duraklarýn. Vinçlekýyasladýðýnýzda, ayný birimi kullanarak bir boþluðu, birmekâný düzenlemek mümkün olmadý. Vadiyidüzenlerken, otobüs duraklarý pek etkili olmayacaktý,bir mekân düzenlemesi yapabilme potansiyeline sahipdeðillerdi. Farklý alternatifler düþünürken hareketlilikaklýma geldi. “Acaba buraya týrlar gelse, bir sürekalsalar da, gitseler” derken, inþaat, kamyon derken,vinç kullanýlabilir diye düþündüm. Vince bir þeylerasýlabilir, vinç binalarla ve yerle þöyle iliþki kurabilir,hacmi þu þekilde tanýmlar ve kendisi de hareketli diyedüþündüm. Bunu bir birim olarak korurum, ondansonra bunu tekrarlarým, bir düzen oluþtururum diye

kurguladým. Vinç tasarýmý devam ettirmepotansiyeline sahip olduðundan birden önüm açýldý.

- Aklýma 2002yýlýnda Berlin'de yapýlan UIA Kongre'si geldi. Kongreile baðlantýlý deðil ama inþa edilen bir baþkentigörüyorsunuz orada. Özellikle Postdamerplatzvinçlerle dolu idi. Önerdiðiniz vinçler, sanki bir öncekikongrenin kentinden fotoðraflanmýþ gibi hissettim.Bir de þunu merak ediyorum. Yarýþma henüz ilanedilmeden, “birinci olan projenin yaný sýra diðerprojeler de birinci olan proje ile birlikte uygulanabilir”gibi niyetler dile getiriliyordu. Sonrasýnda belkideðiþmiþtir ama ben bu fikri o an çok yanlýþbulmuþtum. Þimdi de söz konusu mu diye merakediyorum. Sizinle böyle bir þey paylaþýldý mý?

- Aslýnda, þu ana kadar resmikanallardan birinci projenin uygulanacaðýna dair birbeyan oluþmadý. Þartnamede, Mimarlar Odasýnýn buprojenin uygulanmasýna karar vermesi halinde,“uygulama projeleri ve mesleki kontrollük hizmetleribirincilik kazanan proje müellifine yaptýrýlacak”deniliyor.

- Uygulamasürecinde, maddi boyutun haricindekarþýlaþýlabilecek sorunlara iliþkin aktarýmlar yapýldýmý?

- Gerek uygulama projelerininhazýrlanmasý sürecinde gerekse de bizzat uygulamaaþamasýnda farklý kurum ve kiþiler arasýndakoordinasyon kurulmasý, eþgüdüm içinde çabasarfedilmesi gerekecek. Sponsorlar var, yüklenicilervar, organizasyon komiteleri var, Mimarlar Odasý var,yani çok fazla birim ve kurum var. Bu iþin birüstlenicisinin olmasý ve bu üstlenicinin bir yapý,organizasyonu kurup projeyi hayata geçirmesigerekiyor. Gerek kongrenin yapýsý ve ilgili taraflarýgerekse de projenin kendine özgün yaklaþýmýndandolayý bayaðý deðiþik bir süreç olacak diyedüþünüyorum.

- Bir ekipkuracak mýsýnýz?

- Mutlaka, ama öncelikle önümübiraz görebilmem lazým. Mimarlýk ve meslekikontrollük hizmetleri için sözleþmenin yapýlmasýgerekiyor. Þimdiden söyleyebilirim ki, benceböylesine büyük ve profesyonel organizasyon içindediðer disiplinlerin katkýsý da mutlaka gerekecek ki buþartnamede de var. Örneðin bir grafik danýþmaný yada aydýnlatma danýþmaný gibi.

- Þartnamedeokumuþtum galiba; “projenizde, bir obje veya biröneri kongreye iliþkin bir belleðin anýtý olarak kalýcýolabilir”. Yanlýþ hatýrlamýyorum, deðil mi?

- Evet, kalabileceði belirtiliyordu.Ama vinçler geçici olacak. Bir iz býrakmak açýsýndan

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

3130

Page 17: Bülten 25

düþündüðümüzde, bu önerinin baþka türlü bir kalýcýlýktaþýdýðýný düþünüyorum. Belli bir zaman diliminde birolay ve mekân deneyimi tüm coþkunluðuyla yaþanýp,sonrasýnda belleklerde bir kalýcýlýða dönüþebilir.Vinçler için ben etkinlik omurgasý terimini kullandým kibunu da çok önemsiyorum. Bu kongrenin bir içeriðiolacak ve yerli yabancý binlerce mimar, öðrenci vekentli vadiyi dolduracak. Her bir katýlýmcý oradaoluþan mekânýn, ambiyansýn bir parçasý ve vinçlerburada onlarýn etkinliklerine bir omurga oluþturmakiçin varlar. Dolayýsýyla, katýlýmcýlarýn ve kongreiçeriðinin olmayacaðý gelecekteki herhangi birzamanda, bu projeden de kalýcý bir öðenin varlýðýnýanýtsal bir þekilde sürdürmesini tercih etmedim.

- Yarýþmasürecinin dýþýnda neler yapýyorsunuz?

- Kendi iþimi kurma niyetim hepvardý. Kendi baþýma birþeyler yapabileyim diyeçalýþtýðým þirketten zaten ayrýlmýþtým. Büro kurmakistiyordum, fakat elimde büronun sürekliliðinisaðlayacak bir proje yoktu. Bu yarýþma bu anlamdabir fýrsat oldu.

- UIA Ýstanbul2005 Kongresi sürecine, bildiri, afiþ gibi baþkaürünlerle de katýlmayý düþünüyor musunuz? Kongre'yibu anlamda da takip ediyor musunuz?

- Projenin bundan sonrakiaþamalarýný ve uygulama sürecini aktarabileceðim birçalýþma ile kongreye katýlabilirim diye düþünüyorum.Zaten kongre süresince de mekân orada hâlâkurgulanmaya devam edecek. Süreci sunmak, kendidinamiðini içinde barýndýrýyor olacak.

- Aslýnda kongrenin,belki de en büyük katýlýmcýsý þu anda sizsiniz.Katýlýmcýlar açýsýndan, vadinin tasarlanma sürecinigörmek ilgi çekici olacaktýr. Kongre süresince busüreç üzerine bile bir gündem oluþturulabilir.

- Süreçlerin de sergilenmesininfaydalý olacaðý düþüncesindeyim. Buranýn son halinialmasýný birçok koþul belirleyecek. Bunlarýnyansýmasýný katýlýmcýlarla paylaþmak önemli olacaktýr.

- Projeniz bu açýkalanda alternatif akslar da oluþturacak gibigörünüyor.

- Buradaki mevcut açýk alandüzenlemelerinin kendi sýnýrlarý var. Bariyerler var vesanki kimse kimseye alanýný kaptýrmak istemiyor.Sadece askeriye demir parmaklýklar koymamýþ, sivilbinalarda sýnýrlar tanýmlamýþ. Mesela Darül BedaiCaddesi tamamen bir koridora dönüþmüþ.Ulaþabilirlik ve katýlýmcýlýðý teþvik eden çaðdaþ kamumekanlarýna ait özellikler burada maalesef yok.Yaptýðým öneride, bu bariyerleri daha doðrusuvadideki mevcut mekânsal unsurlarýn üzerine çýkan veonlardan baðýmsýz bir kurgu oluþturan bir yapý var.Bütün o bariyerlere ve kot farklarýna raðmen, oradahiç varolmayan akslarý vinçlerle tanýmlayarak geçicibir dönüþüm kurguladým.

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

FATÝH ERDUMAN

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

FATÝH ERDUMAN

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

FATÝH ERDUMAN

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

FATÝH ERDUMAN

TEZCAN KARAKUÞ CANDAN

FATÝH ERDUMAN

NURCÝHAN DOÐMUÞ KADIOÐLU

- UIA Ýstanbul 2005Kongresi ile ayný zamanda, mimarlýðýn toplumlabütünleþmesi ve halkýn o sürece dâhil edilmesihedefleniyor. NATO toplantýsýnda olduðu gibi sýnýrlarkonmuyor. Tasarýmýnýz, süreçleri toplumla paylaþmayanbütün yaklaþýmlara bir cevap anlamýna da geliyor.

- Mimarlar Derneði1927'nin desteði ile TMMOB Mimarlar Odasý AnkaraÞubesi olarak Berlin'e, kongre ortamýný gözlemlemek içingittik. Elimizdeki program kitapçýklarýyla, harita takipleriyleetkinliklerin ve sergilerin yerini bulmaya çalýþýyor ve kentinvarolan ulaþým akslarýný kullanýyorduk. Öneriniz olan üçüncüboyuttaki omurga, görsel olarak direkt mekâný takipetmenizi ve etkinlik alanlarýna ulaþmanýzý saðlayacak birkurguda düþünülmüþ.

- Vinçler farklý ölçeklerde, farklýsayýlarda deðiþik görevler üstleniyorlar. Çok uzaktanbakýldýðýnda, vinç bir yer tanýmlýyor. Yaklaþtýðýnýzda isefarklý bir etkisi var. Tek baþýna kullanýldýðýnda ya da çoklukullanýldýðýnda farklý tanýmlamalar getirecek. Üç, dört ya dabeþini bir arada görmeye baþladýðýnýzda, yine farklýfonksiyonlarý barýndýrmaya baþlýyor. Üçüncü boyuttavinçlerin kollarýnýn tanýmladýðý düzlemler, akslar olmayabaþlýyor. Bütün vinçler kent ölçeðinde bir imge oluþturmakiçin kullanýlmayacak. Bazý vinçler göz seviyenizde olacak,bazýlarý farklý perspektifleri tanýmlayacak ya da arazidekikotlar arasýnda baðlantýlar kurarak deðiþik kullanýmlarýtarifleyecek.

- UIA ile yapýlan antlaþmaçerçevesinde düzenlenecek mekânlarýn yaný sýra, ÝstanbulKongresi'nin önerdiði bir “pazaryeri” kurgusu var. MimarlarOdasýnýn ve Türkiye'deki mimarlýk ortamýnýn bu pazaryerinenasýl taþýnacaðýný da tartýþmamýz gerekir.

- UIA ile yapýlan antlaþmaçerçevesinde tanýmlanan her þey paralý. Dolayýsýyla,pazaryeri herkese açýk olmasý ve insanlarýn izleyebilecekleribir alan olmasý nedeniyle önem kazanýyor.

- Mimarlýk Kongresisürecine gelir düzeyi açýsýndan baktýðýmýzda, kongreyi gelirdüzeyi yüksek olan kesimler takip edebilecek. Üçüncüdünya ülkelerinden buraya katýlým olabilecek mi? Mimarlýkartýk belli bir kesime hitap eder duruma gelmiþ oluyor. Eðersiz maddi olanaklarý olana bir þey üretmeye baþlýyorsanýz,ticarileþen bir noktaya doðru gidiliyor. Bunun dýþýndayeralan çoðunluk için bir þey üretemiyorsunuz, onlar dagelip kendilerini bu ortamlarda ifade edemiyorlar. Benimeleþtirdiðim yanlardan biri de bu. O yere dair yaþanansorunlarý bu ortamlara kimler taþýyacak? Sorunlarýnmuhataplarý sürece katýlamýyor.

- Pazaryerindeki etkinlikler, ne kadarcanlý tutulur ve alternatif bir program olarak ortamasunulursa, yoðun bir katýlýma ulaþma olasýlýðý o kadar çokolur. Kongre kendi içeriði ile buluþmayý saðlayamaz. Bizhangi mekâný önerirsek önerelim, kaç kiþi buradaki birbildiriyi okuyup, anlayabilme ve dolayýsýyla etkileþimegirebilme þansýna sahip olacak diye eleþtirel yaklaþmaklazým. Sonuçta etkileþimi barýndýrabilecek ortamlar bupazaryerinde kurgulanacak.

- Zaman ayýrdýðýnýziçin, projenizi ve düþüncelerinizi ortama aktardýðýnýz içinçok teþekkür ederiz.

Türkiye Kongreleri'nin ikincisi, 26 27 28 Aðustos 2004 tarihlerinde Trabzon, Giresun, Ordu ve SamsunÞubeleri'nin ev sahipliðinde Trabzon'da gerçekleþti. Tema olarak önceden belirlenmiþ olan ve ortama sunulan“Kýyý Kentlerinde Mimarlýk ve Yaþam” konusu iþlendi. Daha önce Konya'da gerçekleþtirilen ve sonrasýnda Ýzmir,Diyarbakýr, Antakya, Kocaeli ve Ankara'da gerçekleþtirilecek Türkiye Kongreleri'nde de olacaðý gibi kurgu, 1. gün

ube ve Temsilciliklerin de katýlýmý ile Geniþletilmiþ Merkez Yönetim Kurulu, 2. gün kongre, 3. gün ise gezi vepanel þeklinde idi.

Olumlu yönleri vardý Kongre'nin…

Yerel yönetimlerle kurulan iliþkiler ya da daha önce kurulmuþ olan iliþkilerin güçlendirilmesi aþamasýnda kongreönemli bir rol oynadý. Ev sahibi kentlerin belediye baþkanlarý ve valileri, mimarlarýn düzenlediði bu kongreye vetartýþtýðý konulara yoðun ilgi gösterdi. Bunun da ötesinde sorunlarýný anlattýlar ve kendi açýlýmlarýný tariflediler.“Mimarlar” ile iþbirliði yapmak yönündeki isteklerini dile getirdiler.

Ulusal düzeyde düzenlenmiþ olan kongreye geniþ katýlýmýn saðlanmýþ olmasý da diðer bir önemli geliþme olarakvurgulanabilir. Kýyý kentlerinin sorunlarý üzerinde geliþen tartýþmalara ve konuþmacýlara ilgi çok oldu. Bu ilgideKültür ve Turizm Bakaný Erkan Mumcu'nun kongreye katýlýmý da etkili oldu.

Diðer taraftan çok ciddi sorunlar, eksikler ve tanýmlamalar da vardý bu “yerel” kongrede…

Teoride UIA Ýstanbul 2005'e dönük olarak kurgulanmasý ve bu kongreye katýlýmý nitelik ve nicelik olarakarttýrmasý, “bilinçli katýlýmý” hedeflemesi gereken Türkiye Kongreleri amaca ne kadar hizmet etti, tartýþýlýr. SühaÖzkan'ýn UIA Ýstanbul 2005'e iliþkin bilgilendirmeleri; Kongre'nin “ne” olduðunu anlatmasý, süreci tariflemesi,gelinen noktanýn ne olduðunu aktarmasý, doyurucu oldu. Ama UIA Ýstanbul 2005 Kongresi'ni ilk defa duyanlariçin, bu bilgilendirmeyi somutlaþtýracak, yazýlý doküman, broþür, kayýt standý kesinlikle vurgusuz, belirsiz ve“atýldý”. Kongre ile yeni “tanýþan” kiþiler için kongre orada gerçekleþmiþ ve bitmiþti.

Diðer bir sorun ise “MimarlýkLARýn Pazaryeri” temasý altýnda o pazaryerinde sergileri, etkinlikleri, bildirileri ileyer almayý hedefleyen þubelerin, o pazaryerinde varolamak için kiminle hangi þekilde muhatap olmasý gerektiðinitarifleyen bir birimin eksikliði idi.

UIA Ýstanbul 2005'e dönük hazýrlýklar hala UIA ile imzalanan çerçeve içerisinde yürüyor. Bu çerçevenin dýþýndayer alan ve ortamý zenginleþtirecek tariflerden biri olarak ortaya çýkan Türkiye Kongreleri ise içerik yeterincetartýþýlmadan ve amaca yönelik kurgusu netleþtirilmeden devam ediyor. Sadece mimarlarýn deðil, kentlilerin veyakýn disiplinlerin de katýlýmý ile kongre sonrasýnda elimizde kalacak olan ürünün daha anlamlý kýlýnabileceði birgerçek. Bu nedenle Türkiye Kongreleri'nin kurgusunda bu hedefe yönelik adýmlarýn geciktirilmeden atýlmasýgerekir.

- -

Þ

UIA ÝSTANBUL 2005'E DOÐRU

TÜRKÝYE KONGRELERÝTRABZON KONGRESÝ'NÝN ARDINDAN…

Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu

3332

Page 18: Bülten 25

3534

UIA nedir..? Yenir mi, içilir mi..?

Ahmet Sönmez, Mimar

D RTÖ

Nerede kalmýþtýk..?? Yaz geldi geçti filan...Son yazýyý ;“.......Bir ay sonra Temmuz ayý geliyor. Nasýl olsamimar milleti tatile filan gider, Ankara ÞubeBülteni'ni de kimse okumaz. Ben de oturup tekraryazarým, Chicago'da ne oldu, 'Aztek'ler ve 'Ýnka'largenel kurulda ne yaptý, Makedonya son saniyedenasýl üye oldu, oylamaya gelecek delegeler adresinasýl þaþýrdý, Semih banyo küvetinde uyurken ilkel'laptop' bilgisayarý neden bozuldu, Aydan'ý nasýl adaygösterdik, Aydan neden kaybetti... Azerbaycan,Kazakistan, Makedonya, Yunanistan Bosnia-Herzegovina... filan... Bekleyiniz görünüz. “þeklinde noktalamýþtýk.... “Netekim” Bülten'inTemmuz-Aðustos sayýsý birleþik olarak yayýmlandý.Görünen o ki, bizim “Chapter DÖRT” Eylül veyaEkim sayýsýnda yer bulacak.

*******Her neyse.... Soru cevap devam....SORU: Sayýn Ahmet Sönmez, son olarak UIAMontreal kongresini þeyettirmiþtiniz. Sonra neoldu..?CEVAP: Baktýk ki vaziyet kel, iþ ciddiye bindi,Montreal dönüþünde oturup çalýþmaya baþladýk.Artýk Yýldýz Sey UIA Konsey üyesiydi, Berrak Serende yedek üye olarak Yýldýz'a destek oluyordu.UIA'nýn ne kadar tüzük, yönetmelik, yönerge, önerge(pardon) önerge uymadý.. genel kurul kararlarý filanderken bunlarý Türkçeye çevirip millete okutmayabaþladýk. Genel kurullarda Ýngilizce, Fransýzca,Ýspanyolca, Rusca resmi dil olarak kullanýldýðý için vegenel kurul evraký her bir dilde ayrý ayrý yayýmlandýðýiçin elimizde mavi, penbe, yeþil... bir sürü ciltlenmiþdoküman vardý. Yýlda iki kez toplanan UIA Konseytoplantýlarýna...SORU: Konsey toplantýlarý nerede yapýlýyordu...?CEVAP: Önemli bir noktaya parmaðýnýzýþeyettirdiniz. UIA Konsey toplantýlarý dünyanýnçeþitli yerlerinde, “UIA Ulusal Kesimi” olarak bilinenüye ülkelerin mimarlýk örgütlerinin evsahipliðiteklifleri deðerlendirilerek karara baðlanýr. Diyelim ki1882 Yýlýnýn ilk UIA Konsey toplantýsý için Selanikönerilmiþ...SORU: Ahmet bey, 1882 Selanik..?CEVAP: Pardon aklým baþka yere gitti. Diyelim kiMacaristan UIA'da bölge baþkanlýðýna talip olacak.O zaman ne yapýyor..? Hadi bu yýl Konseytoplantýsýný Budapeþte'de yapalým diye teklifgötürüyor. Endonezya da baþka bir teklif getirmiþ...Arjantin mimarlýk örgütü de 'gelin bizde yapalým'diyor... UIA Konsey üyelerinin tuzu kuru. Otelbedava, yemek-içmek bedava, þehir içindeki

transferler bedava, çay içsen bedava, her akþam birkuruluþ kokteyl filan verir bunlar da bedava. Neyapýlacak..? Toplantý için en keyifli, en uygun yerseçilecek, gidilecek. Bu arada UIA merkez için kulisfilan yapýlacak...SORU: Þigako (pardon) Þikago öncesinde..?CEVAP: Oturduk bir sürü hazýrlýk yaptýk. Bu aradaSovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliði SSCB'rahmetli' olmuþ, Berlin Duvarý yýkýlmýþ BaðýmsýzDevletler Topluluðu adý altýnda yeni bir siyasi çözümyaþanýyor... Eskiden SSCB delegasyonlarý içindekendilerine zar zor yer bulan Azerbaycan,Kazakistan gibi ülkeler baðýmsýz olarak piyasayaçýkmýþ. Filan...SORU: Ahmet bey, Allah'ýn izniyle konuyadönersek..?!CEVAP: Walla (we Allahi) o dönemlerde çok çalýþtýk.Madem ki UIA içinde söz sahibi olacak ve UIAkongresini Ýstanbul'a getirecektik, bizim oydesteðine ihtiyacýmýz vardý. “Azerbaycan Me'marlarÝttifagý” ile iþe baþladýk, sonra “KazahstanSeyletçiler Odaðý” ile devam ettik. (Kod ismi olarakAztekler ve Ýnkalar olarak bilinir) Bu arada bir de“Akademi” giriþimimiz oldu. Avrasya MimarlýkAkademisi adý altýnda bir giriþim baþlattýk. O günleriEmin Mahir ve Semih iyi hatýrlar. Diyorduk ki; biz buülkelerin mimarlarýna serbest piyasa mekanizmasýnýnne gibi tuzaklarla dolu olduðunu Türk mimarlarýnýndeneyimlerine dayalý olarak anlatalým. Bazý þeyleriyeniden keþfetmek için uðraþmasýnlar. TürkiyeMimarlar Odasý bir çeþit enformasyon merkezihaline gelsin. Hatta günlerden birgün Aydan Erim'lebirlikte TÝKA'ya gittik. (Türk Ýktisadi KalkýnmaAjansý.. diye hatýrlýyorum... kendileri DýþiþleriBakanlýðýmýz bünyesinde “Türki Cumhuriyetler” ileiliþki kurmayý amaçlayan resmi ajans oluyor...) Dedikki biz Türkiye Mimarlar Odasý olarak bu iþin altýndangireriz, üstünden çýkarýz... Yeter ki bize destek olun.SORU: Peki yardým alabildiniz mi..?CEVAP: Chicago kongresi oncesinde sadece TurizmBakanlýðý'ndan bir çuval dolusu Ýstanbul þehirharitasý, Kapadokya'da peri bacalarýný gösterenFransýzca broþür, Anýt-Kabir fotograflý, ÝngilizceAnkara tanýtým broþürü... ve bunlara benzer birsürükaðýt-kürek yardýmý aldýk. Sonra baktýk ki devletinbize yardýmý olmayacak, sponsor aramaya baþladýk.Bu arada “Türki” cumhuriyetlerle telefon ve faksaracýlýðýyla sýcak iliþkiler kurmaya çalýþtýk. Türk asýllýcumhuriyetlerin vatandaþlarý ve örgütleri olarakaramýzdaki haberleþmeyi Ýngilizce veya Rusçayapmamýz gerekiyordu çünkü kimse birbirinianlamýyordu. Necip Türk Milleti Adriyatik'ten ÇinSeddi'ne kadar dünyanýn neresinde olursa olsun

prensip olarak “Türkçe” konuþuyordu ama milletinbirbirini anlamasý için Ýngilizce veya Rusça þartývardý. Her neyse... Ekledik, bükledik, milleti razý ettikve Chicago kongresi öncesinde Kazakistan'dan,Azerbaycan'dan gelecek resmi UIA delegasyonlarýnýAnkara'ya çaðýrdýk. Ankara'da yapýlacakhazýrlýklardan sonra hep birlikte Amerika'yagidilecekti ve acaip bir gövde gösterisi olacaktý.SORU: Oldu mu bari... Yani gövde filan..?CEVAP: Ýlk gövde gösterisini uçakta yaptýk. Çokörgütlü, kalabalýk bir delegasyon grubu olarakÝstanbul'dan uçaða bindik ama hayatýnda ilk kezyurtdýþýna çýkan “Türki” meslektaþlarýmýzla Türkçekonuþarak iletiþim kuramadýðýmýz için rezil olduk.Allahtan Azerbaycan delegesi Sinan SinanovAnadolu Türkçesi'ni oldukça iyi konuþuyordu vedelegasyonlarýn diðer üyelerine Rusça tercümeyaparak vaziyeti idare ediyordu. Uçak Amerika'yaindiðinde bendeniz kafayý yemiþ durumda ortalýktadolaþýyordum. Chicago'ya kýsa bir 'domestic' uçuþmesafesi kalmýþtý ama benim de pilim bitmiþti. Herneyse, sað salim Chicago'ya eriþtik, otellereyerleþtik, bavullarýmýzda taþýdýðýmýz tanýtýmmalzemelerini, video filmlerini, incik-boncukmalzemesini ve daha neler neler.....SORU: Ahmet bey, konu yine biraz karýþtý galiba.UIA Chicago kongresinde Türkiye MimarlarOdasý'nýn yaptýklarýný konuþuyoruz... Siz ise..?!CEVAP: Sevgili abilerim, ablalarým... My name isJames Brown... I am a book... I come from Alabamawith my banjo on my knee... Nerede LAN benimpapyon kravatým..?? Mc Cormics Place'dekikomisyon odasýnýn kapýsý niye kilitli..? Gidin açýn.Nerede bizim öðrenciler..? Her okuldan bir öðrenci

gelmiþti ya... Haber verin gençler yardým etsin bizimtanýtým çantalarýmýzý kongre delegelerine daðýtsýn.Seçime 2 gün kaldý, Aydan biraz daha ortalýktadolaþsýn, delegelere þirin görünsün. Salih..! Adamýillet etme git þu Fransýzlarla, Tunuslularla, Cezayirdelegasyonuyla görüþ. UIA bölge baþkanlýðýadaylýðýmýzý anlat... Tamam tamam... Toplantýyý bizimotelde, benim odada yapalým, “Türki”meslektaþlarýmýza votka filan... Bildirileri çoðalttýnýzmý..? NE..??? Kazakistan delegasyonu turistik geziyaptýðý için oylamaya katýlamýyor mu..? Makedonyamý..? Kim gelmiþ..? Hemen resmi delegasyon kaydýyapýlsýn, bir oy bir oydur... Giriþ formunu bizdolduralým, vakit kazanalým. NE..? Chicagokonsolosumuz toplantýya katýlamýyor mu..? Abifotokopiler tamam mý..? Yes sir.. Ýstanbul is NOT thecapital city of Turkey.. Ankara is.... No we do NOTwrite from right to left. Ancak taksiyle yetiþiriz xtiretparasýný cebimizden verelim. Oylama yarýn sabahyapýlacak millet hazýrlýklý olsun. Saat farkýný dagözeterek Konur Sokak 4 numaraya telefon açýnbilgi verin. Evet bütün delegelere teker tekerdaðýtýlsýn Ýngilizcesi kalmadýysa Fransýzca daðýtýn. Nedemek kalmadý..?? Ýstanbul rozetleri torbalarýn içindebenim odada duruyor gidin alýn milletin yakasýnatakýn. NE??? Chicago Bulls üçüncü kere NBAþampiyonu mu olmuþ..? Abi Mc Cormics Place'inaltýndaki bar neden geç açýlýyor..? Sabah sabah gidipbir çay içelim.... Olsun, sabaha karþý saat 04'teyatmýþ olabiliriz 06'da kalkarsak bugünkü raporuyazmak için vaktimiz olur. Ýstanbul Belediye Baþkanýimzalý yazýnýn aslý nerede..? Bakanlýk yazýsýnýn aslýhangi dosyada..? Çoraplarýmý bulamýyorum, papyonkravatým nerede..? Tamam tamam herife haber verin8 dakika içinde otelin lobisinde kendisini karþýlayýpÝstanbul hakkýnda nümerik bilgi verebilirim. Yes Ihereby confirm the facts that... Abla eteðininfermuarýný kontrol et çirkin görünüyor sen bizimadayýmýz olarak ince, zarif ve .....SORU: Ahmet bey iyi misiniz..? Ambulans filançaðýralým mý..?CEVAP: Ayaaakþamdan Iþýýýtýr... YaaAAaaylalaryaylalar..! Getirin lan UYYA'yý Ýstanbul'daþeyettirelim. Bugün olmazsa yarýn...!

*****

Yazarýmýz sayýn Ahmet Sönmez, (mimar 3745) kafayýhafifçe serinlettiði için UIA Chicago kongresinin gerikalan bölümlerini bir sonraki sayýda yayýmlanmaküzere þeyettirecektir. VEFA, Ýstanbul'da bir semtolup boza üretimiyle tanýnýr. Hayýrlýsý neyse oolsundur.

“Chapter”

Page 19: Bülten 25

Belgesel Sinemacýlar Birliði ve ODTÜ GÝSAM’a katkýlarý için teþekkür ederiz.

Page 20: Bülten 25

38

39. DÖNEM BÝRÝNCÝ MERKEZ DANIÞMA KURULU

11-12 EYLÜL 2004 TAÞUCU/MERSÝN

H. Ali Ulusoy

TMMOB MÝMARLAR ODASI Danýþma KuruluÜyeleri,

Serbest Mimarlýk Hizmetleri Uygulama ve MeslekiDenetim Yönetmeliði Taslaðý,Mesleki Bilimsel Çalýþma Kurullarý YönetmeliðiTaslaðý,Aday Üyelik

gündem maddelerini görüþmek üzere Mersin,Taþucu'nda bir araya geldi.

TMMOB Mimarlar Odasý Ankara ÞubesiDelegasyonu, Danýþma Kurulu öncesi bir dizi hazýrlýktoplantýsý gerçekleþtirdi. Bu toplantýlarýn ilki 28Temmuz 2004, ikincisi ise 6 Eylül 2004 tarihindeyapýldý. Yapýlan toplantýlarýn sonucunda, TMMOBMimarlar Odasý Mesleki Uygulama ve DenetimKomitesi'nin (MDUK) hazýrlamýþ olduðu taslaðýdeðerlendirmek ve Þube politikasýný belirlemeküzere, H. Ali Ulusoy, Semra Uygur, Osman SualpGüreþçioðlu, Ömer Faruk Atay ve ÝmranKaraman'dan oluþan bir çalýþma grubugörevlendirildi. Çalýþma grubu, hazýrlýktoplantýlarýnda belirtilen görüþ ve önerileri de dikkatealarak, yönetmelik taslaðý üzerindeki çalýþmalarýnýtamamladý ve “Ankara Þube Görüþü” MerkezYönetim Kurulu'na ve Þubelere gönderildi. (Þubegörüþü için: http://www.mimarlarodasiankara.orgadresine baþvurabilirsiniz.)

Ankara Þubesi Yönetim Kurulu üyelerinden, MeslekiDenetim Çalýþma Grubu üyelerinden ve mimarlýkbölümü öðrencilerinden oluþan 32 kiþilik bir grup ileMersin'e gidildi.

Merkez Danýþma Kurulu'nun birinci gününde, açýlýþve UIA 2005 Ýstanbul Kongresi bilgilendirmesininardýndan, gündemin birinci maddesi tartýþmayaaçýldý. “Serbest Mimarlýk Hizmetleri Uygulama veMesleki Denetim Yönetmeliði Taslaðý” üzerindegenel deðerlendirmeler yapýldý. Bu konuda MimarlarOdasý Ankara Þubesi delegeleri de görüþleriniDanýþma Kurulu üyelerine aktardý. Uzun süredirörgütün gündeminde olan ve oldukça yoðuntartýþmalara neden olan yönetmelik taslaðýnýn,Kasým 2004 tarihinde Olaðanüstü Genel Kurul'agötürülerek yeniden görüþülmesi kararý GenelKurul'da alýnmýþtý. Þubemiz tarafýndan, OlaðanüstüGenel Kurul öncesi, þubeler arasýnda bir mutabakatsaðlanmasýnýn önemi üzerine bir görüþ belirtildi.Böyle bir mutabakatýn saðlanmasý durumunda,Mimarlar Odasý Olaðanüstü Genel Kurulu 600700kiþi ile yapýlmak zorunda kalmayacak, kongreyeharcanacak emek, zaman ve parasal kaynak (2004yýlý Olaðan Genel Kurulu'nun maliyeti yaklaþýk 120milyar olmuþtur.) Genel Merkez'in kuracaðý,

-

-

-

Araþtýrma Geliþtirme Merkezi'nin kurulmasýna,hukuksal sürecin takibi için bir birim oluþturulmasýnaharcanabilir.(Bu öneri Olaðanüstü Genel Kurul'un yapýlmamasýanlamýný taþýmamaktadýr. )

Danýþma Kurulu'nda, yönetmelik taslaðýnýn geneliüzerinde çok fazla görüþ ayrýlýðý olmadýðý gözlendi veyönetmelik baþlýðýnýn “TMMOB MÝMARLAR ODASIMÝMARLIK HÝZMETLERÝNÝ UYGULAMA, TESCÝLVE MESLEKÝ DENETÝM YÖNETMELÝÐÝ TASLAÐI”olarak deðiþtirilmesinin daha doðru olacaðý ifadeedildi.

Ancak, yönetmeliðin 5. Maddesinde yer alan ve“Mimarlýk Hizmetleri” baþlýðý altýnda sýralanan imarplanlama çalýþmalarý, kentsel tasarým hizmetleri,çevre düzenlemesi hizmetleri, iç mekân düzenlemeve mobilya tasarýmý hizmetleri, alan olarak diðermeslek disiplinleri ile çakýþtýðýndan, öncekidönemlerde yapýlan tartýþmalar da dikkate alýnarak,bu konularda TMMOB düzeyinde bir uzlaþma zeminioluþturulmasýnýn gerektiði belirtildi. Bununsaðlanmamasý durumunda, yönetmeliðinyayýnlanmak üzere Resmi Gazete'yegönderilmesinde problem çýkacaðý tarafýmýzca ifadeedildi.

Yönetmeliðin 9. maddesinde yeralan (eskiyönetmelikte 06.03 maddesidir.) “mimar sermayeþirketi ortaðý olarak mimarlýk hizmeti yapýyorsa,mimarýn þirketteki hisse oraný %51 den az olamaz. “ibaresinin, günümüz koþullarýna uygun bir düzenlemeolmadýðý, þirket hisse oranlarýnýn nasýl olmasýgerektiði konusunun Ticaret Kanunu'nda belirlendiði,yapýlacak düzenlemenin mevcut yasa veyönetmeliklere uygun olarak yapýlmasý gerektiði,hem ulusal, hem de uluslararasý düzeyde yapýlanyeni hukuksal düzenlemelerin mesleðinuygulanmasýna iliþkin yeni kurallar getirdiðitarafýmýzca ifade edildi.

Gün boyunca yapýlan tartýþmalarda, Ankara ÞubesiDelegasyonu'nun, Danýþma Kurulu ortamýnasunduðu görüþ ve öneriler diðer þubelerce de olumlukarþýlandý. Ancak hisse oraný konusunda ortak birnoktaya gelinemedi. Mimarlar Odasý Genel BaþkanýOktay Ekinci %51 hisse oranýnýn “çok önemli”olduðu üzerine görüþ bildirdi ve bu oranýn,Olaðanüstü Genel Kurul'da mutlaka kabul edilmesigerektiðini ifade etti.

Mesleki Bilimsel Çalýþma Kurullarý YönetmelikTaslaðý, Danýþma Kurulu'nun ikinci günü görüþüldü,ancak çok fazla tartýþma olmadý.

Esas olarak Mimarlar Odasý'nýn, mimarlýköðrencileri ile iliþkilerini düzenleyen, Oda'yýtanýmalarýný öngören ve bu iliþkilerin kurumsal biryapýya kavuþturulmasýný amaçlayan “Aday ÜyelikMaddesi” görüþmelerine geçildiðinde, bazý yönetimkurulu üyeleri söz aldý. Ankaradaki mimarlýköðrencilerinin hazýrladýðý taslaðýn daha önce GenelMerkeze iletilmediði, “son dakika”da DanýþmaKurulu'nun gündemine getirildiði, yönetmeliktaslaðýnýn görüþülmeden önce lobide daðýtýlmasýnýnanlaþýlamadýðý ve bu nedenle Ankara Þubesi'ni“kýnadýklarý” ifade edildi. Merkez Yönetim Kuruluüyelerinin deðerlendirmeleri bununla da kalmadý.“Öðrencilerin Oda'da çalýþmalarýnýn önünde birengel mi var da böyle bir yönetmelikhazýrlýyorsunuz? Yedi bin öðrenci ile iliþkilenmeninsýkýntýlarý olabilir. Ýki sayfalýk yönetmelik sihirli birdeðnek mi olacak? Öðrencilere gönderilecekyayýnlarýn maliyetini düþündünüz mü?” þeklinde,Danýþma Kurulu Üyelerini ve bu çalýþmayý yapanöðrenci arkadaþlarý hayrete düþüren ve hayalkýrýklýðýna uðratan ifadeler, tam da 12 Eylüldarbesinin yýldönümüne rastlayan bir günde dilegetirildi. Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin buifadelerini “dersini iyi çalýþamamýþ öðrenci”psikolojisi içerisinde söylenmiþ sözler olarakdeðerlendirmek lazým.

Mimarlar Odasý Danýþma Kurullarý'nýn demokrasianlayýþý ile baðdaþmayan bu yaklaþýmlarýn, MerkezYönetim Kurulu üyeleri tarafýndan ortama ifadeedilmesi üzerine Þubemiz, bu gündem maddesininDanýþma Kurulu'nun gündemine önerilmesi ileamaçlananýn, genel çerçevenin tartýþýlmasýolduðunu belirtti ve Danýþma Kurulu'nagetirilmesinin arkasýnda “baþka bir niyet”in saklýolmadýðý vurgulandý. Ankara Þubesi, delegelerinDanýþma Kurulu'nda “danýþmak” üzere bir arayageldiðini, Ankara Þubesinin de gündem gereði,gerekli hazýrlýklarý yaparak ortama pozitif katkýsaðlamayý amaçladýðýný vurguladý. Mimarlýköðrencilerinin de kendilerini ilgilendiren birçokkonuda sorumluluk hissederek böyle bir taslakçalýþma yapýp ortamla paylaþmasýnýn önemli olduðuvurgulandý. Bunun, öðrenciler tarafýndan yapýlmýþbir “Toplu Kalkýþma” olmadýðý belirtildi. Bununaksine, Mimarlar Odasý'nýn demokrasi anlayýþýnauygun olarak, öðrencilere katkýlarýndan dolayýteþekkür edilmesi gerektiði ve ortada “kýnamayý”gerektirecek bir durumun olmadýðý anlatýldý.

Yapýlan bu tartýþmalar sonrasýnda, bu hazýrlýðýyapan öðrenci arkadaþlar, sýrayla söz alarak,heyecanlarýný, duygularýný, yönetmelik taslaðýnailiþkin neler düþündüklerini, ilk defa böyle birçalýþma içerisinde olduklarýný, eksikliklerininolabileceðini ve bu konuda Danýþma Kuruluüyelerinin katkýlarýna ihtiyaç duyduklarýný ifade etti.

Öðleden sonra saat 14.00'da Danýþma Kuruluçalýþmalarýný tamamladý. Bizler de, MersinDanýþma Kurulu'nda üyelere nasýl “danýþýldýðýný” veörgütümüzün gündemine iliþkin “demokratik”açýlýmlara nasýl yaklaþýlmasý gerektiðini bir kezdaha öðrenmiþ olduk.

Ankara'nýn ay ýþýðýyla aydýnlanan soðuk gecesiküçük bir sahil kasabasýnýn güneþine,mavi sonsuzluðuna býrakmýþtý yeriniulaþmýþtýk Taþucu'na

Mimarlar Odasý Danýþma Kurulu'nun içinde bulduk bir anda kendimizi…mimar büyüklerimiz yýllardýr konuþulan bir konuyu gündeme getirmiþ,“Mimar Adayý” olarak bizleri de davet etmiþlerdi...Biz “Mimarlýk Bölümü Öðrencileri”“Aday Üye” idik...

Danýþma Kurulu'nda neler olup bitecek diyebilgi almak için birilerini aradýk…ilk danýþma kurulumuz haliyle,heyecanlýydýk, ürkektik…

öðrendik kiaday üyelik son gündem maddesibir sonraki gün tartýþmaya açýlacakkendi aramýzda konuþmaya…daha fazla fýrsatýmýz olacak

kurulun olduðu ilk günün gecesiuyuya kaldýk hepimizsabah bir telaþla kalktýkbirbirimizi uyandýrdýk, kahvaltýda toplandýkgelecekteki meslektaþlarýmýzýn karþýsýndabir isteðimizi dile getirecektik ya,daha detaylý konuþtuk...

tahmin bile etmediðimiz bir þekildekonu gündeme getirildi.aday üyelik konusu tartýþýlmaya baþlandý...söz isteyenler konuþtukça farklý düþünceler ortaya çýktý

ortam biraz gerildi...bir mimar maddiyat derkenbir mimar öðrenci ruhundan, potansiyelinden bahsediyorkimisi çýkýp kendi yaptýklarýný överken,aday üyeliðe gerek olmadýðýný söylüyor

bir ara ortam sakinleþiyorhazýrladýðýmýz taslak için teþekkür ediliyor.

bitmesini istemediðimizkýsa zaman bize inat akýp gitmiþti...yolumuza rehber eþliðindeTaþucu gezisiyle devam ettikkýz kalesi,sonrasýnda yüksekliðiyle insaný ürperten cehennem çukuru,keçi boynuzu satan yaþlý amcakendine hayran býrakan cennet çöküðü,

türküler söyleyerek mesafeleri azalttýkulaþtýk Ankara'ya

sonuç ne olur bilinmez amagaliba “aday mimarlara” alýþmasý gerekiyor mimarlarýn...ki kazanan yine mimarlýk olsun…

MÝMARLAR ODASI’NA

“ADAY ÜYE” OLMAK

Ýhsan YýldýrýmGazi Üniversitesi Mimarlýk Bölümü 3. Sýnýf Öðrencisi

39

Page 21: Bülten 25

Felsefeci Hannah Arendt "Ýnsanlýk Durumu" () baþlýklý eserinde kamusal alaný,

çevresinde oturan insanlarý biraraya getiren, onlarýbirbirleriyle iliþkilendiren ve birbirlerinin üzerinedüþmelerine engel olan bir masaya benzetir; masayýortadan kaldýrdýðýnýzda çevresindeki insanlararasýndaki bu iliþki de ortadan kalkar. Arendt'e görekamusal alan ( ) insan yapýsýnesnelerden oluþan ve yine insanlar tarafýndanortaklaþa paylaþýlan dünyadýr. Bu dünya tümbireylerin ortak buluþma zeminidir, ancak her bireyinbu alanda farklý bir konumu vardýr. Kamusal alanbireylerin birbirlerini gördükleri, duyduklarý vebirbirleri tarafýndan görülüp duyulduklarý alan, birdiðer deyiþle bireylerin aktif olarak katýldýklarý biriletiþim ve eylem alanýdýr. Baþkalarý tarafýndangörülmek ve duyulmanýn, özetle kamusal alanda varolmanýn ve kamusal yaþamýn ( ) anlamý, herbireyin farklý bir konumdan görüyor ve duyuyorolmasýdýr. Paylaþýlan bu dünyanýn sürekliliði, onupaylaþan insanlarýn benzer ya da türdeþ olmasý iledeðil, konumlarýnýn farklýlýðý ve bundan doðan görüþaçýlarýnýn çeþitlilði içerisinde "ortak ilgi alaný" olarakpaylaþýlýyor olmasý ile saðlanabilir.

Ýnsanlarýn ortak etkinliðiyle var olan, biçimlenen veonlarýn paylaþarak birlikte yaþamlarýný sürdürdüklerikentler de bu anlamda kamusal alan tanýmlar. Kentyaþamý bir kamusal yaþam biçimi gerektirir. Tarihboyunca kentler farklýlýklarý barýndýrmýþ; düþünsel vetoplumsal geliþmeler, farklý kültürler ve farklýdüþüncelerin biraraya geldiði kentin kamusalalanýnda gerçekleþmiþtir. Kentin kamusal alanýkentlilerce paylaþ lan, ancak herkese açýk, buniteliðiyle anonim olan, kimsenin yabancýsayýlmadýðý, herkes tarafýndan eriþilebilen, farklýkonum ve bakýþ açýlarýnýn birlikte var olduðu birpaylaþým alanýdýr. Soyut bir felsefi kavram gibialgýlanabilecek olan kamusal alanýn kentin fizikselmekâný ile doðrudan bir iliþkisi bulunur. Kentin,kentlilerin kamusal yaþamý kent mekânýndagerçekleþir. Kentsel kamusal mekânlar, bireylerinbirarada olduklarý, birbirlerini gördükleri ve birbirleritarafýndan görüldükleri iletiþim ve eylem alanlarýd r.Giderek, kamusal mekânlarýn ortadan kalkmasý ilekamusal yaþamýn da var olma zemininin ortadankalkacaðý söylenebilir.

Arendt'e göre konformist davranýþýn egemen olduðukitle toplumlarýnda, kamusal alan özel alantarafýndan iþgal edilerek ortadan kalkar; bireyler

TheHuman Condition

public realm

public life

1

2

ý

ý

kendi öznellikleri dýþýnda farklýlýklarý görmez veduymazlar. Günümüzde kitle iletiþim araçlarýnýn özelalana girmesiyle birlikte kamusal alan ile özel alanarasýndaki sýnýr belirsizleþmektedir. Bu iki alanbirbiriyle yer deðiþtirirken, gerçekte bir iletiþim veeylem alaný olarak kamusal alan ortadan kalkmakta,kitle iletiþim araçlarýyla bir kitle kültürü yaratýlmaktave yaygýnlaþmaktadýr. Eylemsizleþmiþ, atomizeolmuþ toplum bireylerinin toplumun bütününe vekamusal alana karþý ilgileri giderek yok olmakta,bireylerin farklý konum, düþünce ve eylemleri ilebirbirleriyle iletiþim içerisine girdikleri kamusal alanýnyerini, bugün ironik bir biçimde "kamuoyu" olarakadlandýrýlan kitle görüþü almaktadýr. Günümüztoplumlarý bir yandan homojen kitlelere dönüþürken,öte yandan ekonomik gelir düzeyleri ve kültürelkimlikler temelinde ayrýþma eðilimi de artmaktadýr.Böylece ortak bir paylaþým ve ilgi alaný olarakkamusal alan giderek parçalanmakta ve ortadankalkmaktadýr.

Bugün kentlerde ya anan merkezkaç dinamikler busürecin hem nedenlerinden biri hem de sonucuolarak görülebilir. Oysa ki, merkez olma nitelikleriylekentler ve özellikle kent merkezleri kentin kamusalalanýný birarada tutacak çekim gücüne sahiptirler.Kentin kamusal mekânlarý toplanma, paylaþým veiletiþim mekânlarý olarak, kentlileri tüm farklýlýklarýylabiraraya getirebilecek alanlar olmayý sürdürebilirler.

Cumhuriyet'in modernite projesinin baþkenti olanAnkara'nýn bir model kent olarak inþa edilmesisürecinde, "modernite"nin gerektirdiði bir kamusalalanýn yaratýlmasýnýn amaçlanýp amaçlanmadýðý, yada bunun baþarýlýp baþarýlamadýðý bugüntartýþýlmaktadýr. Cumhuriyet yönetimi, bir uluskimliði yaratma ülküsü ile bir kollektif bilinç/kollektifbellek çevresinde "temsili bir kamusallýk" oluþturmayýamaçlamýþ, bunu kent meydanlarýnda anýt heykellerile somutlaþtýrmýþtýr. Ancak bunun yanýsýra,ulaþýlmak istenen çaðdaþ toplum yaþamýnýngeçeceði kent mekânlarý, bulvarlar, parklar, gezintialanlarý, spor alanlarý oluþturulmuþtur. Cumhuriyet'inilk yýllarýnda Ankara bu anlayýþla "planlanmýþ", kentmekâný önce Lörcher planý, ardýndan da sýnýrlýuluslararasý yarýþmayla elde edilen Jansen planýnagöre biçimlendirilmiþtir. Bu dönemde Ankara'datoplumun gündelik yaþamýnýn odaðýný oluþturankamusal mekânlar yaratýlabilmiþtir. Eski þehri

3

4

5

6

þ

Ankara'nýn kamusal alaný

Yeniþehir'e baðlayan ve kentin ana ekseninioluþturan Atatürk Bulvarý ulaþým iþlevinin ötesinde,kentlilerin bir gezinti ve buluþma alaný, "görme vegörülme" mekâný olmuþtur. Gençlik Parký kentlilerinbuluþup gezinti yaptýðý, yüzme yarýþlarýnýndüzenlendiði, nikâh törenlerinin yapýldýðý birmekândýr. Kurtuluþ Parký, Eski Ankara'da Eser Parkkentlilerce yoðun olarak kullanýlan rekreasyonalanlarýdýr. Hipodromda adýna uygun olarak atyarýþlarý, stadyumda spor karþýlaþmalarýdüzenlenmekte; Ankaralýlar gündelik yaþamlarýndabu mekânlarda düzenlenen çeþitli aktivitelerekat larak biraraya gelmektedirler. Jansen'in planýnagöre inþa edilen bu kent, birkaç onyýl planlandýðý gibikamusal mekânlarý ile yaþayabilmiþtir.

Bugün, sayýlan bu mekânlarýn önemli bir bölümüamacý dýþýnda kullanýmlarla yozlaþmýþ, ya tümüyle yada kentlilerin bir bölümü tarafýndan terkedilmiþdurumdadýr. Hipodromdan at yarýþlarý çok uzunsüredir kaldýrýlmýþ, yalnýzca resmi bayramlardakullanýlan bir tören alaný olarak kalmýþ, ulaþýlmasý zorbir Kültür Merkezi ve Müze'ye amacý dýþýnda tahsisedilmiþ, Gençlik Parký gecekondu görünüþlügazinolar ve çay bahçeleri tarafýndan parsellerebölünmüþ, Eser Park'ýn yerine Altýndað Belediyesiinþa edilmiþ bulunuyor. Atatürk Bulvarý yolgeniþletmeleriyle önce geniþ kaldýrýmlarýný ve bulvarkafelerini yitirmiþ, son olarak da kentin eksenindebir kamusal mekân iken, kenti boydan boya ikiyebölen bir hýz yoluna dönüþtürülmüþ durumda.Cumhuriyet'i temsil eden mekânlardan Güven Parkotobüs duraklarý tarafýndan iþgal edilmiþ, parkýn ve"Bakanlýklar Kartiyesi"nin ekseninden geçerekMeclis'e doðru uzanan yaya allesi güvenlikgerekçesiyle "Kamu" tarafýndan kamuya kapatýlmýþbulunuyor.

Kentin bir zamanlar toplumsal yaþamýnýn odaðý olankamusal mekânlarýnýn anlam ve nitelik yitirmesininsosyo-kültürel nedenleri uzun uzadýya tartýþýlabilir.300 bin nüfus için planlanmýþ bir kentin hazýrlýksýz birbiçimde 3,5 milyon nüfusa ulaþmýþ olmasýnýn budurumun temel nedeni olduðu savunulabilir; ancakyukarýda sýralanan bu dönüþümlerin hemen tümükamu kurumlarý tarafýndan kent bütününü ve kentyaþamýný dikkate almadan yapýlmýþ olanmüdahalelerle gerçekleþmiþtir. Bugün gelinennoktada, kentin mevcut kamusal mekânlarýnýn nitelikyitirmesiyle, kentlilerin birlikte paylaþtýklarý kamusalalanýn da -týpký Arendt'in masa metaforunda olduðu

ý

gibi- ortadan kalktýðýný söylemek yanlýþ olmaz.

Kentin demografik yapýsýný çözümlemeye yöneliksosyal statü araþtýrmalarý Ankara kent mekânýndakuzey/güney biçiminde özetlenen bir toplumsalayrýþmanýn varlýðýný çok açýk biçimde ortayakoymaktadýr. Kökeni, kentin demiryolu hattý ilebirbirinden ayrýlmýþ olan Eski Ankara / Yeniþehirayrýmýna uzanan bu ikili yapýlanma kentin toplumsalyapýsýnda güçlenerek varlýðýný sürdürüyor. Ancak,geçmiþten farklý olarak kentin güneyinde yaþayanvarlýklý gruplarýn bugün gerekmedikçe artýk Kýzýlay'ada "inmemeyi" tercih ettiðini izliyoruz.

Giderek bu gruplarýn azýmsanmayacak bir bölümüdaha iyi bir yaþam çevresi özlemiyle güneybatýyönünde kent dýþý uydu-kent alanlarýna yerleþmeyiseçiyorlar. Bunda, "suburbia" özlemleri yanýndamevcut kent mekânlarýndaki niteliksizleþme deönemli bir neden oluþturuyor. Sonuç olarakAnkara'da toplumsal gruplar kent mekânýndagiderek birbirlerinden uzaklaþarak ayrýþmakta, farklýgruplar ayný kent mekânlarýný kullanmamaktadýr.Kentin kamusal alanýnýn parçalanmasýnda buayrýþma önemli bir etken oluþturmaktadýr.

Üst gelir gruplarýnýn kent mekânýnda yerdeðiþtirmesine koþut olarak Ankara'da yeni kentmerkezleri oluþmuþtur. Jansen'in planladýðý kentintek ticaret ve iþ merkezi Ulus''tur. Bakanlýklarkartiyesi bir idari merkez olarak düþünülmüþ, Bulvarüzerinde sýnýrlý bir ticaret öngörülmüþtür. TuðrulAkçura'nýn kitabýnda çözümlemesini yaptýðý gibi,1950'ler sonrasýnda nüfus artýþýyla birlikte KýzýlayYeniþehir'in merkezi olarak geliþmiþ, böylece EskiAnkara - Yeniþehir ikili yapýlanmasý güçlenmiþtir.Ulus ve Kýzýlay merkezlerinin birleþmesindedemiryolunun bölücü bir eþik oluþturmasý vedemiryolu boyunca konumlanmýþ olan depolama veendüstri kullanýmlarýnýn ve kamu kurumlarýnýn önemlipayý olmuþ olmalýdýr.

Yeni kentin merkezi Kýzýlay -bir ulaþým odaðýolmasýna karþýlýk- göreli olarak çok kýsa sayýlabilecekbir süre içerisinde merkez iþlevlerinin bir bölümününyer deðiþtirmesiyle bugün büyük ölçüde nitelikkaybýna uðramýþ; depolama iþlevleri ve dersanelerle

Bölünmü toplumsal mekân

Merkezini arayan kent

þ

7

8

40 41

ANKARA'NIN PARÇALANAN KAMUSAL ALANI'NIYEN DEN ONARMAK OLASI MI?Ý

Cânâ BilselYrd. Doç. Dr., ODTÜ Mimarlýk Bölümü

Hip

odr o

m

Gen

çlik

Par

Page 22: Bülten 25

yapýlaþmaktalar. Eskiþehir yolu üzerinde merkeziþlevlerinin yoðunlaþtýðý ve bugün kentin yayýldýðýalanýn geometrik merkezinde konumlanan Söðütözübölgesi bu durumun belirgin bir örneðini oluþturuyor.Herhangi bir kentsel tasarým yaklaþýmý olmaksýzýnyapý parsellerine bölünmüþ olan bu alanda verilenyapýlaþma haklarýyla, birarada bir bütünoluþturamayan yapýlar birbiri ardý sýra yükseliyor.Yollar dýþýnda, yapý parselleri arasýnda kalan artýkalanlar, bu yeni kent parçasýnda hiçbir biçimde birkamusal mekân oluþturma düþüncesinin olmadýðýnýaçýkça ortaya koyuyor. Konut dýþý iþlevlerinyoðunlaþtýðý alanda tek bir yapýnýn içerisinekapatýlmýþ yoðun bir ticaret aktivitesi dýþýnda, kentmekânýnda bir kamusal yaþamýn yer bulmasýnýndüþünülmediði anlaþýlýyor.

Bugün Ankara kenti uydu yerleþimlerle hýzlaçeperlerine doðru geniþleyen, sermayenin keyfi yöndeðiþtirmeleri ile yeni kent merkezlerininoluþturulmaya çalýþýldýðý ve tüm bunlarýn sonucundamevcut kent merkezlerinin çöküntü alanlarýnadönüþmekle karþý karþýya olduðu, devleþmiþ ancakiçi boþalmakta olan bir kent. Daha da önemlisitoplumsal gruplarýn mekânda segregasyonu ilekamusal alaný giderek daha da parçalanan vemevcut kamusal mekânlarý niteliksizleþen bir kent.Yeni oluþan kentsel alanlarda ise, tasarým niteliði biryana kamusal mekânlarýn oluþturulmasý gereði bilegörülmüyor.

Oysa ki saðlýklý bir kentsel geliþimin olabilmesi vekentlilerin ortak deðerler çevresinde kentte birlikteyaþayabilmeleri, birbirlerini dýþlamadan birlikte varolabilmeleri, farklýlýklarý barýndýran bir kent toplumuoluþturabilmeleri için kentin kamusal alanýnýnonarýlarak sürdürülebilir kýlýnmasý yaþamsal önemtaþýyor. Bunun için öncelikle kamusal alan odaklýkentsel politikalarýn benimsenmesi gerekiyor.Kentsel tasarým -kenti güzelleþtirme pratiði olarakdeðil- ama kamusal alaný onarmayý / gözetmeyi etikilke edinen, kamusal mekân tasarýmýnýn bilgisiniüreten bir tasarým etkinliði olarak önem taþýyor.Planlama ile mimarlýk pratiklerinin arakesitinde, ikidisiplinin de sahiplenmemekle birliktepaylaþamadýðý, yeni yasal düzenlemelerde de yerinibulamayan bu tasarým alanýný anlamaya çalýþmanýnartýk zamaný gelmedi mi?

Kamusal alan odaklý kentsel politikalar gereði vekentsel tasarým

1

2

3

Hannah Arendt, , The University ofChicago Press, Chicago, Londra, 1969 (ilk basýmý 1958), s. 52-53H. Arendt, a.g.e., s. 57-58H. Arendt, a.g.e., s. 58

The Human Condition

4

5

6

7

8

9

10

11

12

M. Christine Boyer,, The MIT

Press, Cambridge, Massachussets, Londra, 1996, s. 1-11G. Sargýn (der.),

, letiþim Yayýnlarý, Ýstanbul, 2002A. Cengizkan, ,

Ankara Enstitüsü Vakfý, Arkadaþ Yayýncýlýk, Ankara, 2004bknz. M. Güvenç, "Ankara'da Statü/Köken Farklýlaþmasý: 1990

Sayým Örneklemleri Üzerinde 'Blokmodel' Çözümlemeleri",Yýldýrým Yavuz, T , ODTÜ MimarlÝk Fakültesi,Ankara 2001, s. 17-34T. Akçura, Ankara: Türkiye Cumhuriyeti'nin Baþkenti Hakkýnda

Monografik bir Araþtýrma, ODTÜ Mimarlýk Fakültesi, Ankara,1971Yazýnýn bu bölümünde bu alanýn planlanmasý ile ilgili özet olarak

aktardýðým bilgi için Mehmet Saner'in Ankara'nýn eski endüstrialanýnýn dönüþümünü konu alan yüksek lisans tez çalýþmasýndanyararlandým, kendisine araþtýrmasýný benimle paylaþtýðý içinteþekkür ederim.M. Saner,

, Y. Lisans tezi, ODTÜ, Ankara, Haziran 2004.Kentin merkezinden Anýtkabir'e ve Gazi Çiftliði'ne uzanacak bu

kültür merkezinin ayrýntýlý bir program önerisi de bu þartnamedeverilmiþtir. Bu alanda devlet operasý, bir devlet tiyatrosu, konsersalonu, konservatuar, Güzel Sanatlar Akademisi, Resim veHeykel Galerisi, Radyo ve Televizyon Stüdyolar , bir ulusal müze,teknoloji müzesi, açýk ve kapalý yüzme havuzu, spor alanlarý,parklar, bir hayvanat bahçesi, þehir gazinosu, fuar alaný vd.kullanýmlarýn yer alabileceði belirtilmektedir. Ankara Belediyesi,

,Doðuþ Matbaasý, Ankara, 1954'den alýntý yapan M. Saner, a.g.e.

AMANPB Raporlarý (01.04.1971: 4)'den alýntý yapan M. Saner,a.g.e., s. 59-63

Kadri Atabaþ, "Þehrin merkezini tanýmak biraz da þehrinkendisini tanýmak demektir.", , BoyutYayýncýlýk, Ýstanbul, 1994 (2. baský), s. 13-51'den alýntý yapan M.Saner, a.g.e., s. 65-68

The City of Collective Memory, ItsHistorical Imagery and Architectural Entertainments

Ankara'nýn Kamusal Yüzleri, Baþkent üzerineMekân-Politik Tezler

Ankara'nýn Ýlk Plan 1924-25 Lörcher Planý

arih Ýçinde Ankara II

The Transformation of Old Industrial District of Ankaraand Political Actors

Ankara Þehri Yeni Ýmar Planýna Ait Ýmar Komisyonu Raporu

Yerel Yönetimler ve Mimarlýk

Ý

ý

ý

iþgal edilmiþ bulunuyor. Merkez kullanýmlarýKavaklýdere'nin ardýndan Gaziosmanpaþa ve ensonunda Köroðlu'na güneye doðru kaymasýnýsürdürüyor. Ekonomik etkenlerin yanýsýra, toplumsaldavranýþ kalýplarý, ya da daha açýkça "ötekiAnkara"dan uzaklaþma dürtüsünün de etkili olduðubu süreçte kent merkezinin farklý toplum gruplarýnýnbuluþma alaný olma potansiyeli de ortadan kalkýyor.

Ankara'nýn önce eski þehir/Yeniþehir, ardýndan dakuzey ve güney biçiminde özetlenenmekânsal/toplumsal bölünmesine çözümarayýþlarýnýn odaklandýðý alanlardan birini Sýhhiye'dedemiryolu boyunca Atatürk Bulvarý'ndan Ýstasyon'a,oradan da daha batýya doðru uzanan alanoluþturuyor. Kentin iki yakasýný birarayagetirebileceði düþünülerek üzerinde 50 yýldan beriprojeler geliþtirilmiþ olmasýna karþýlýk, bu alanbugün kentin merkezinde büyük bir bo luk olarakdurmakta.

1950'lere gelindiðinde kent nüfusunun hýzla artmasýve Jansen planýnýn yetersiz kalmasý ile yeni biruluslararasý þehircilik yarýþmasý açýlmasýna kararverildiðinde, yarýþma öncesinde Ankara Belediyesitarafýndan hazýrlanan 1954 tarihli Ýmar KomisyonuRaporu'nda bu alanda yer alan demiryolu triyajalanlarý ve marþandiz depolarýnýn ve diðer depolamaiþlevlerinin artýk kentin merkezinde kalmýþ olan bualandan kaldýrýlmasý, onun yerine Ankara'nýndemiryolu ile bölünmüþ "mimari-estetik-ekonomik vekültürel bütünlüðünü" saðlamak amacýyla bir "kültürmerkezi" önerildiðini görüyoruz. Bu öneri 1970'liyýllarýn baþýnda Ankara Metropoliten Alan NazýmPlan Bürosu tarafýndan Atatürk Bulvarý'nýndoðusundaki Üniversite alanlarýnýn devamýnda Ulusve Kýzýlay merkezlerini birleþtirecek bir kültür ekseniolarak yeniden ele alýnýr. Ayný alan 1970'lerinsonlarýnda bu kez Ankara Belediyesi tarafýndan,AOÇ'den Atatürk Bulvarý'na Hipodrom, Stadyum veGençlik Parký'ný içine alarak uzanan "Ankara Tarih,Yeþil, Kültür ve Rekreasyon" ekseninin doðu ucunuoluþturur. Sonuçta bu alanýn bütünü Atatürk'ündoðumunun 100. yýlÝ kutlamalarý çerçevesinde KültürBakanlýðý'nca ele alýnacak ve 1980 askerimüdahalesi sonrasýnda alanýn planlamasý bu amaçlakurulan Milli Komite'ye devredilecektir. AtatürkKültür Merkezi için Hipodrom alanýnýn seçilmesinin

Kuzey ve güney Ankara'yý birleþtirecek bir kültürmerkezi

9

10

11

12

þ

ardýndan, bu alanda uzun tartýþmalar sonucuCumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý binasý içinyarýþma açýlmasýna karar verilir. Alanýn bir bölümüise önceden Adliye Sarayý için tahsis edilmiþdurumdadýr.

Ankara'nýn merkezinde, Ulus ve Kýzýlay merkezlerinibirleþtirecek bir kamusal mekân olma potansiyelitaþýyan bu alan üzerinde yaþanan bu süreç,baþkentte bir bütün olarak kentin geleceðinibiçimlendirecek bir kentsel politikanýn ya dauygulama araçlarýnýn bulunmadýðýný gösteriyor. Birkamu kurumundan (TCDD) bütün olarak devralýnanbu alanýn sonuçta parsellere bölünerek birbiriylebütünleþemeyecek -üstelik her ikisi de içe dönükiþlevleri olan- iki kamu kullanýmýna (Adliye Sarayý veSenfoni Orkestrasý) tahsis edilmiþ olmasý bu denliönemli bir kentsel alanýn planlamasýnda hiçbirbiçimde bütünsel bir kentsel tasarým yaklaþýmýnýnbulunmadýðýný gösteriyor. Sonuç olarak nitelikli birmimari proje elde edilmiþ olsa da, kent merkezindekonumlanan bu alanda kentin kuzeyi ile güneyinibirleþtirecek, kamusal yaþamýný destekleyecek biraktivite çeþitlilðinin tek iþlevli bir yapý kompleksi ilesaðlanabilmesi olanaklý görünmüyor. En sonaþamada Ankara Koruma Kurulu tarafýndankorunmasýna karar verilen Cer Atölyeleri'nin ÇaðdaþSanatlar Galerisi olmak üzere projeye dahil edilmeside yine ayný parçacý yaklaþýmýn sürdüðünügösteriyor.

Son yýllarda, artan otomobil kullanýmý ve yolaltyapýsýna (çevre yolu, katlý kavþaklar vd.) yapýlanyatýrýmlarla koþut olarak büyük sermaye gruplarýnýnkent merkezi dýþýnda ana ulaþým arterleri üzerindeyaptýklarý yatýrýmlarla kentin mevcut strüktürününhýzla dönüþmekte olduðuna tanýk olmaktayýz. Buyatýrýmlarýn etkisiyle kentin merkez iþlevleri hýzladesantralize olmakta. Ulaþým düðümleri üzerindekonumlandýrýlan büyük alýþveriþ merkezlerinin,bankalarýn, Ticaret ve Sanayi Odalarýnýn hattasendikalarýn merkez binalarýnýn kent dýþýnda yerseçmelerinin mevcut kent merkezleri üzerindeazýmsanmayacak olumsuz etkileri olmakta.

Merkez iþlevlerinin konumlandýðý yeni kent alanlarýise büyük ölçüde otomobil ulaþýmýna yönelik olarak,otopark alanlarý ile sarýlý içe dönük yapýlarý ile birkent dokusu oluþturmaktan uzak bir biçimde

Kent dýþýnda yeni kent merkezleri

42 43

Gen

çlik

Par

Esk

i Ank

ara

Ata

türk

Bul

varý

Güv

en P

ark

Fotoðraflar: Serdar Ataol ve Mimarlar Odasý Arþivi

Page 23: Bülten 25

44

15-25 Haziran 2004 günleri arasýnda,Ankara'da DAM Sanat Galerisi’ndeKoleksiyon Kulüp Ankara Grubu“Koleksiyonlarda Ankara” isimli bir sergiaçtý. Sergide, koleksiyon dünyasýnda“Ephemera” diye tanýmlanan “kýsaömürlüler” diye çevirebileceðimizmalzemelere dayalý bir sergi açýldý. Sergisüresince Süren Dinçer “Yeni Bir Baþkent,Yeni Bir Kültür, Yeni Bir Ulus”, Turan Tanyer“Ankara'da Edebiyat ve Edebiyatçýlar”söyleþisini yaptýlar. Oldukça ilgi görensergide, 19 koleksiyoncu, kartpostal,fotoðraf, hisse senedi, býçak, yataðan,edebiyat dergileri, sinema radyo dergileri,pullar, piyango biletleri, oyuncaklara dayalýkoleksiyonlardan örnekler sergilediler.Serginin katalogunu da çýkardýlar.

Serginin açýlmasýnda öncülük yapan “ZamanSanat ve Kültür Merkezi” sahibi KorkutErkan ve Turan Tanyer ile bir söyleþi yaptýk.

Soru

Cevap

S

C

: Bu sergiyi açan grup kimlerden oluþuyor?

: Her biri deðiþik alanlarda profesyonel olan,çalýþan insanlar. Özel konulara yoðunlaþmýþlar.Örneðin; sadece Ankara üstüne veya Ankara'nýnherhangi bir alanýna yoðunlaþmýþ olanlar var.Bizlerde bazýlarýný teþvik ediyoruz, örneðin; “Sende“Ankara” baþlýklý pul var mý?” diyoruz. “A, birdüþüneyim” deyip bu konuya eðiliyor.

: Hep merak edilir. Gazete haberlerinde çýkan“Müzayede”lerde öyle fiyatlar yazýlýyor ki“Koleksiyon” yapmak sanki para ve zengin olma ileilgili gibi gözüküyor, gerçekten öyle mi?

: Hiç de sanýldýðý gibi deðil. Öncelikle “Ephemera”türü koleksiyonlar çok mütevazý olanaklarla oluþur.Her meslek grubundan insan koleksiyon yapabilir.Bizim kulüpteki pek çok arkadaþýmýz böyledir.

Bu topluluðun önemli bir hedefi, normalde, günlükyaþamda önemsenmeyen belge ve objelerin,kültürümüzün bir parçasý olduðunu göstermek,belgelemek. Örneðin; gittiðiniz bir lokantanýnmenüsünü, belediye otobüs biletini, kibrit kutusunaatarýz. Oysa bu nesneler o toplumun günlük yaþamdeðerlerini gösterir. Dönemin yaþam anlayýþýna,

standartlarýna, teknolojisine, davranýþ biçimine örnekoluþturur. Saydýðýmýz bu nesnelerin koleksiyonu ise“çok para” gerektirmez.

: Peki koleksiyoncu olmak “biriktirmek midir,toplamak mýdýr” Nedir?

: Koleksiyonculuk sadece bir toplama iþi deðil.Sistematik bir çalýþma. Sadece toplamýyoruz,arkasýnda ne var araþtýrýyoruz. Posta pulu olsun,fotoðraf olsun, tarihini inceliyoruz. Daðýnýk belgeleribir araya getiriyoruz. Bir “bilmeceyi” tamamlýyoruz.Böylece “araþtýrmacý” bir kimliðe bürünüyoruz. Buyeni bir heyecan oluþturuyor.

Ankara'daki bu çalýþma Anadolu'da ilk oldu.Ýstanbul'da varolduðu düþünülen bir etkinliðin,Ýstanbul dýþýnda da yapýlabileceðini gösterdik. Bunu,belirttiðimiz “sistematik” çalýþma ve karþýlýklý güvenduygusu ile gerçekleþtirdik. Açýkçasý Korkut Bey'indükkâný da bir merkez iþlevi gördü. Yoksa Anadolu'dada, örneðin; Eskiþehir ve Konya'da da koleksiyoncuarkadaþlar var ama bir türlü bir araya gelemediler.

: “Ankara”da sergi fikri nasýl geliþti?

: Deðiþik konularda fikirler vardý. Ama “kente”olan vefa borcunu ödemek için bu temayý seçtik.“Ankara” denilince “Atatürk, Cumhuriyet, Devlet”kavramlarý akla geliyor. Oysa bunlar, ülke için deortak deðerler. “Ankara'lý Olmak”, bu deðerlere sahipçýkmanýn yanýnda yaþama biçimimiz, yeme / içme /davranýþ / eðlence biçimimiz. Arkadaþlýkkültürümüz… Ankara yaþayanlarý ruhen verici birhalk, Kurtuluþ Savaþý'na neyi varsa verdi. Biz de ilksergimiz “Ankara”da olsun istedik.

: Sergi masraflarýný nasýl karþýladýnýz?

: Aramýzda para katkýsý yaparak karþýladýk çünkü

S

C

S

C

S

C

sponsor bulmakta zorlandýk. Ama sergimiz çok yankýuyandýrdý. Çünkü arkasýnda sistematik bir çalýþma veçaba vardý.

: Sergide aðýrlýk hangi malzeme ve konulardatoplandý?

: Sergi görsel malzeme aðýrlýklý oldu. Kartpostal,belge, fotoðraf vb. gibi. Osmanlý'dan Cumhuriyet'euzanan Ankara'nýn kentsel geliþmesini gösteren,Ankara'nýn Kültür / Sanat yaþamýnýn tarihçesiniortaya koyan yazýlý, görsel belgeler ve objeler vardý.Örneðin; 1940 yýllarýnda Ankara Radyosu'nun yayýnsetini sergiledik.

Sergide yer alan arkadaþlarý ve konularýný belirtelim;

Cumhuriyetin Devraldýðý Ankara, Uðurlu TunalýKurtuluþ Savaþý'nda Ankara, Korkut ErkanAnkara 1924 - Bir Ankara Haritasýný Okumak,

Muzaffer KeleþAnkara'da Erken Cumhuriyet Yapýlarý,

Kadri AtabaþAnkara'da Büyük Millet Meclisi Binalarý,

Koray ÖzalpAnkara'nýn Ýlk Otelleri, Alaattin DurmuþPark ve Bahçeleri ile Ankara, Yalçýn D. MemlükAnkara'da Taþýt ve Ulaþým Araçlarý, Haluk GirayEski Görüntülerde Ankara Akarsularý,

Necati KazancýAnkara Keçisi ve Ankara Tiftik Dokumacýlýðý,

Erman TamurCumhuriyetin Ýlk yýllarýnda Ankara'da Ekonomi,

Cengiz AslantepeAnkara Býçakçýlýðý, Ýzzet AlkanAnkara'nýn Eski Sanat ve Edebiyat Dergileri,

Turan TanyerAnkara'nýn Eski Fotoðrafhaneleri,

Gülseren Mungan YavuztürkAnkara'dan Müzisyen Portreleri,

Mehmet Murat GöðüþRadyo ve Ankara, Süleyman DurdaðFilatelik Materyallerde Ankara, Ýrfan Can KýlýçPiyango Biletlerinde Ankara,

Ömer Cumhur YanmazAnkara Oyuncaklarý, Cumhur Sönmez

Bundan sonraki sergi ve çalýþmalarýnýzda sizlerebaþarýlar dileriz. Ayrýca, bu çabanýn diðer kentlere deöncülük etmesini dileriz.

S

C

Sergilenen Koleksiyonlar:

1.2.3.

4.

5.

6.7.8.9.

10.

11.

12.13.

14.

15.

16.17.18.

19.

“KOLEKSÝYONLARDA ANKARA”SERGÝSÝM. Kadri Atabaþ

KENT KÝMLÝÐÝNE SAHÝP ÇIKMANIN GÜZEL BÝR ÖRNEÐÝ

45

Page 24: Bülten 25

Cumhuriyet Gazetesi Ankara - 03.Eylül.2004

Cumhuriyet Gazetesi Ankara - 03.Eylül.2004S

abah

Gaz

etes

i -04

.Eyl

ül.2

004

Gaz

ete

Ank

ara

- 27

.Aðu

stos

- 2

Eyl

ül.2

004

Evr

ense

l Gaz

etes

i -26

. Eyl

ül.2

004

Sab

ah G

azet

esi -

06.E

ylül

.200

4H

ürriy

et G

azet

esi -

12 .

Eyl

ül.2

004

47

Cumhuriyet Gazetesi Ankara - 03.Eylül.2004 Yeni Mimar Gazetesi Ankara - 20-Eylül- 3 Ekim.2004

46

ba

sýn

da

ge

çe

na

yX

XI -

Eyl

ül 2

004

Cum

huriy

et G

azet

esi A

nkar

a -

17.E

ylül

.200

4G

azet

e A

nkar

a -

27.A

ðust

os -

2 E

ylül

.200

4

Cum

huriy

et G

azet

esi -

26. E

ylül

.200

4

Page 25: Bülten 25

EDEBÝ MEKANLAR

48

…Benim nirengi noktam her zaman Ursula H'x idi veonun dönerek gidiþi, düþüþümüzün biraz sýkýp, birazgevþeyen bit tür sarmalýn dolanmasý ya da çözülmesiþeklinde açýklanmasýný kolaylaþtýrýyordu. Ama UrsulaH'xin dikkatle bakýnca- bir þuraya bir buraya salýnýþýile çizdiðimiz görüntü daha da karmaþýktý. Evren,demek ki, oraya dikilmiþ bir turp gibi kocaman birþiþme yuvarlak deðil, ama dirsekler, çýkýntýlarla dolubir þekildi ve her girinti ve çýkýntý ve çokyüzlülüðünher bir boþluðu, her bir peteði ve diþi, bizim katettiðimiz yolun parçasýydý. Ama bu henüz þematik birgörüntüydü sanki düz yüzeyli çokgen bileþikli, birkristaller topluluðu görmüþtük þimdiye dek!Gerçekte içinde devindiðimiz uzay, dantelli, delikli,kuleli, piramiti bir yerdi ve bütün bu kubbeler,sütunlar, deðiþik kolonlar, ikili, üçlü pencereleri, gülpencereleri ile her yanda ýþýldýyordu ve biz kendimizidümdüz aþaðý düþer sanýrken, aslýnda görünmezkabartmalar, süsler üzerinde kayýyorduk, buhalimizle, bir kenti aþmak için çizilmiþ yollardan deðilde ev duvarlarýndan, tavanlardan, perde raylarýndanve avizelerden dolaþan karýncalara benziyorduk.Þimdi kent derken, zihinde dik açýlý, simetrik orantýlý,düzenli bir biçim olduðunu varsayýyoruz, oysa,uzayýn, her kiraz aðacý, her dalýn her yapraðýnýnrüzgarda kýmýldamasý ve her yapraðýn kenar çizgileriile nasýl kesildiðini; her yaprak nervürü üzerindeþekillendiðini, yapraðýn iç damarlarýnýn aðý ve ýþýðýn

oklarýnýn her an yarýldýðýný, her þeyin boþlukhamurunda negatif olarak basýldýðýný, iz býrakmayanhiçbir þey varolmadýðýný, her olasý þeyin, her olasýizinin ve izlerin an be an uðradýðý her deðiþimin,örneðin bir halifenin burnunda çýkan bir sivilceninbüyümesi ya da bir çamaþýrcý kadýnýn göðsüne konansabun köpüðünün uzayýn genel formunu, herboyutunda nasýl deðiþime uðrattýðýný hiç akýldançýkartmamamýz gerekir.

Uzayýn bu þekilde oluþtuðunu kavramamla, buradabazý yumuþak girintiler olduðunu fark ettim. Buhamaksý yerlerde Ursula H'x ile birleþebilir,birbirimizi baþtan ayaða ýsýrarak birliktesallanabilirdik. Uzayýn özellikleri öyleydi ki bir paralelbir yana götürüyordu, bir diðer paralel diðerine,sözgelimi ben kývrýmlý bir yerçukuruna düþerken,Ursula H'x, bir yer altý tüneli tarafýndan emiliyor veuzayaltý bir tür adada, yosun halýlar üzerindekarþýlaþýp, birlikte yuvarlanmaya, her türlü þekildebirbirimize dolanmaya, altüst olmaya baþlýyor,sonradan her ikimizin yörüngesi kendi yolunubuluyor ve sanki hiçbir þey olmamýþçasýna düzyolumuzu sürdürüyorduk.

Uzay kesiti, pürüzlü, yarýklar ve tepeciklerle dalgadalgaydý. Ýyice dikkat edersem, TeðmenFenimore'nin yolunun dar ve dolambaçlý birkanyonun dibinden geçtiðini fark edebilirdim, iþte ozaman bir tepenin üzerine denk geliyor ve tamzamanýnda onun üzerine atlýyordum, amacým bütünaðýrlýðýmla, onun beyinciðinin altýndaki omurgasýnýezmek istiyordum. Boþluðun bu uçurumlarýnýn dibikuru bir sel yataðý gibi taþlý olurdu, yukardan uçarakiki kaya çýkýntýsýnýn arasýna düþen TeðmenFenimore'nin baþý buraya sýkýþýyor ve ben bir dizimionun midesine bastýrýyordum, ama o daparmaklarýmý bir kaktüsün dikenlerine, -yoksa birkirpi miydi? (her neyse, uzayýn bilenmiþkasýlmalarýndan biriydi iþte) batýrýyor ve böylece birtekmeyle düþürdüðüm tabancasýna yetiþmemiengelliyordu. Nasýl oldu bilmem, birdenbire, baþýmýnuzayýn ufalanmasýyla kuma benzer bir katmanýnadönüþmüþ o boðucu pütürlerine boðulduðunu farkettim, tükürdüm, þok olmuþtum, gözlerimgörmüyordu.…

Hybrid Spaces (Melez Mekânlar), baðlamsalsýçramalar aracýlýðýyla, kentsel ölçekli tasarýmsüreçlerini deneyleyen ve hem yerel yönetimlerinhem de Üniversitenin kurumsal desteðiyle etkinlikkazanan akademik bir çalýþmanýn son ürünleriniiçeriyor. Bu anlamda kitap, fiziksel ve sosyalbaðlamýn yer deðiþtirmesi ve/veya yenidenkurulmasýný örgütleyen ve sözcük/tema/kavramsalgöndermeler aracýlýðýyla, mimarlýk düþün ve tasarýmortamlarýný baþkalaþmýþ, alýþýk olunmayan ortamlarataþýyan deneysel bir çalýþma. Güven Arif Sargýn,Ayþen Savaþ ve Kerem Yazgan'ýn yürütücülüðünüüstlendiði ve farklý kavramlar ve koþullar altýnda,mimari tasarýmýn “güncel” olmayanla tanýmlandýðý birstüdyo sürecinin, basýlý çizili bütün ürünleri, gerçekte,Hybrid Spaces'in kendisini oluþturuyor. Orta DoðuTeknik Üniversitesi Mimarlýk Bölümü Yüksek Lisansseviyesinde düzenli olarak sürdürülen bu tasarýmstüdyosunun (Arch 505 Advanced ArchitecturalDesign Studio), 2002-2003 ders yýlý kapsamýndakitemasý “Melez” ve “Melez Mekânlar”, baðlamsalsýçramasýna yardýmcý olan alt-mekân ise, Politik birdöngüyle “arada kalmýþlýðý” son 10 yýldýr yaþayanArnavutluk. Pogradeç kenti özelinde sürdürülen ve10 günlük bir araþtýrma gezisini de içeren sürecinsonunda, sorun alanlarýnýn betimlenmesi, kenteiliþkin programlarýn metne dönüþtürülmesi ve tasarýmüzerinden olasý mekânsal zenginliklerin aktarýmý,stüdyoya katýlan hem yüksek lisans öðrencilerinin,hem de stüdyo eleþtirmenlerinin ortak çalýþmasýylaelde edilmiþ. Devrim Çimen, Adelina Greca, ValbonaKoçi, Özlem Mutlu, Alper Öden, Ali Özer ve ÖznurPekeren'den oluþan yedi yüksek lisans öðrencisiningörsel öðelerle desteklenen yazýlarý ile ortayakoyduklarý mekânsal önerileri ve stüdyo sürecineeleþtirileri ile katkýda bulunan Baykan Günay, GüvenArif Sargýn, Ayþen Savaþ ve Kerem Yazgan'ýn kalemealmýþ olduðu metinleri içeren Hybrid Spaces'inderleyeni Güven Arif Sargýn, görsel derleyen vegrafik tasarýmcýsý ise Fatih C. Öz.

Derleyen Güven Arif Sargýn:

Hybrid Spaces

ODTÜ, Mimarlýk Fakültesi Yayýnlarý, Haziran 2004

KOZMOKOMÝK ÖYKÜLER Italo Calvino Can Yayýnlarý, 1999

49

Page 26: Bülten 25

50

“Ortak Kültür Mirasýmýz: Türkiye ve Yunanistan'daNüfus Mübadelesinden Kalan Mimari Miras ile ÝlgiliYerel Bilincin Geliþtirilmesi Projesi”nin iki anaetkinliklerinin ilki 18-24 Eylül 2004 tarihlerindeMustafapaþa'da gerçekleþtirildi. Lozan MübadillerVakfý'nýn öncülüðünde hazýrlanan, Türkiye'denKoruma ve Restorasyon Uzmanlarý Derneði(KORDER), TMMOB Mimarlar Odasý veMustafapaþa Belediyesi'nin, Yunanistan'dan iseICOMOS Yunanistan Milli Komisyonu'nun ortaklarýolduðu projenin amacý, mübadillerden kalan mirasýdeðerlendirmek ve bu mirasýn korunmasý için gerekliölçütleri, her iki ülkedeki ilgili sivil toplum örgütlerive yerel yönetim temsilcilerinin, yerel halkýn veuzmanlarýn birlikte tartýþabilmesini saðlamakþeklinde ifade edilmiþtir.

Etkinliðin içeriðine dair genel bir yorum yapmakgerekirse, konu hakkýnda hiçbir fikri olmayan birininsadece programý izleyerek dahi yeterli sayýlabilecekbir bilinç düzeyine eriþmesini saðlayacak ölçüdegenel ve özel bilgi ile donanabileceði bir etkinlikolduðu söylenebilir. Bir gün boyunca sürenkonferanslar, Türkiye ve Yunanistan arasýndagerçekleþen nüfus mübadelesinin sosyal ve kültürelboyutlarý, her iki ülke halkýnýn mübadele nedeniylegeride býraktýklarý yaþam çevrelerinin neden ortakkültür mirasý olarak ele alýnmasý gerektiði, bu ortakmirasýn neden ve nasýl korunmasý gerektiði vekorumanýn karar, tasarým ve uygulama aþamalarýkonularýnda aydýnlatýcý oldu. Ýlk gün sonunda açýlansergi de yalnýz bu konularda süzülmüþ bir bilgiyiaktarmasý nedeni ile deðil, ayný zamanda da konu ileilgili özgün ve deðerli görsel malzemeyi sergilemesinedeniyle de görülmeye deðerdi. Etkinliðin ikincigününde kalabalýk bir kafile ile gerçekleþtirilen geziise, bazýlarý Ortaçað'dan, bazýlarý daha geç dönemlerve özellikle 19. yüzyýldan miras kalan, mübadelesonrasý bir kýsmý dönüþtürülerek kullanýlan, bir kýsmýise hiç kullanýlmayan mimari örneklerin yerindeincelenerek deðerlendirilmesini saðladý. Etkinliðin ilkiki gündeki olumlu ve verimli ortamýn son üç günde

Mustafapaþa / Sinasos Etkinliði bu amaca nekadar hizmet edebildi?

gerçekleþtirilen atölye çalýþmalarýna da yansýmýþolduðu haber verildiðine göre, Mustafapaþaetkinliðinin, kýsa adý “Ortak Kültür Mirasýmýz” olanprojenin amaçlarý doðrultusunda baþarýylagerçekleþtirildiðini söylemek gerekir.

Etkinliðin sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimtemsilcilerinin, yerel halkýn ve uzmanlarýn birliktetartýþabilmesini saðlayýp saðlamadýðý sorusuna iseþöyle bir cevap vermek mümkün sanýrým: arzu edilenseviyede olmasa da farklý kesimlerden temsilciler veözellikle de yerel halkýn katýlýmý ortalamanýnüstündeydi. Genelde bu türden özelleþmiþ konularüzerine tartýþmalarýn uzmanlar arasý bilgi alýþveriþinedöndüðü düþünülürse, yerel halktan katýlan kiþilerinkonferans ve geziler sýrasýnda aktardýklarý kiþiselanýlar, mübadil ailelerinin sözlü tarihleri ve yöreselsöylenceler, Mustafapaþa etkinliðinin “birliktebilinçlenme” hedefinin gerçekleþmesine bir ölçüdekatkýda bulunmuþ sayýlabilir.

Mimarlar Odasý Ankara Þubesi'nin de etkinliðekatkýsýndan söz etmek gerektiði kanýsýndayým.Özellikle projenin büyük ortaklarýndan olan TMMOBMimarlar Odasý Genel Merkezi'nden temsilcilerinbulunmadýðý ortamda Ankara Þube'nin YönetimKurulu Baþkaný Ali Ulusoy ve Yönetim Kurulu ÜyesiMehmet Saner tarafýndan temsil edilmesi, hatta AliUlusoy'un Mimarlar Odasý'ný temsilen açýlýþkonuþmasýný yapmasý dikkat çekilmesi gereken birnoktaydý. Bunun yaný sýra Ankara Þube'nin, GaziÜniversitesi Mimarlýk Bölümü öðrencileri ve OrtaDoðu Teknik Üniversitesi Mimarlýk FakültesiRestorasyon Anabilim Dalý araþtýrma görevlilerindenoluþan bir grubun da etkinliðe katýlýmlarýnýsaðladýðýný ve ortamýn zenginleþmesine katkýdabulunduðunu da hatýrlatmak gerekir.

Projenin ana etkinliklerinin ikincisi ise 21 27 Ekim2004 tarihlerinde Yunanistan'ýn Resmo (Girit)yerleþmesinde gerçekleþtirilecek. Proje ve geleceketkinlik hakkýnda daha detaylý bilgiler için:

-

[email protected]://www.lozanmubadilleri.org

MUSTAFAPAÞA / SÝNASOS ETKÝNLÝÐÝNÝN ARDINDAN

Mustafapaþa / Sinasos Etkinliði, 18-24 Eylül 2004,Mustafapaþa-Nevþehir

Lozan Mübadilleri Vakfý

Prof. Dr. Filiz Yeniþehirlioðlu

Doç. Dr. Emre Madran, Dr. Nimet Özgönül,Doç. Dr. Sacit Pekak

Koruma ve Restorasyon Uzmanlarý Derneði

TMMOB Mimarlar Odasý

Mustafapaþa Belediyesi

Koruma ve Restorasyon Uzmanlarý Derneði

Buket Coþkuner

Yönetici Koordinatör

Bilimsel Koordinatör

Koordinatörlük Danýþmanlarý

Organizasyon Komitesi

(Ali Fuat Tek, Ege Yýldýrým, B. Nilgün Öz)

(Aydan Bulca Erim)

(Halkla Ýliþkiler ve Basýn Sorumlusu, Süreyya Aytaþ)

Sergi Küratörü

(Ege Yýldýrým, B. Nilgün Öz)

Bilimsel Sekreter

“Ortak Kültür Mirasýmýz: Türkiye ve Yunanistan'daNüfus Mübadelesinden KalanMimari Miras ile lgili Yerel BilincinGeliþtirilmesi Projesi”

Ý

Mehmet Saner

51

Page 27: Bülten 25

TMMOB Mimarlar OdasýAnkara Þubesinde

eðiþikliðine Ýtiraz.n Plan

D

Ankara Büyükþehir Belediye Meclisi 13.Aðustos2004 günü yaptýðý toplantýda aldýðý 557 sayýlý kararýile "TOBB Birlik Ýdare Tesis Alaný"nda halen 1,5 olanemsal'i on kat birden arttýrarak 5'e yükselmiþtir. Yani140 bin metrekare olan alanda yapýlabilecek inþaatalaný yaklaþýk 200 bin metrekare civarýnda ikenBelediye Meclisinin yaptýðý deðiþiklik ile bu miktar700 bin metrekareye yükseltilmiþtir. Böyle korkunçbir yoðunluk artýþýnýn kente yükleyeceði altyapý,üstyapý ve ulaþým vb. maliyetler tüm Ankaralýlarýnsýrtýna yüklenecektir. Bu yoðunluk artýþý Ankara dabir kent suçunun iþlenmesi anlamýna geleceðindenMimarlar Odasý Ankara Þubesi BüyükþehirBelediyesi'nin plan deðiþikliðine itiraz dabulunmuþtur.

Mimarlýk Haftasý Programý

Basýna Tanýtýldý

Mimarlýk Haftasý programýnýn basýna tanýtýmý için, 25Eylül 2004 tarihinde “ODA” lokalinde, ÇankayaBelediye Baþkaný Muzaffer Eryýlmaz ,BaþkanYardýmcýsý Metin Peker , Mimarlar Odasý AnkaraÞube Baþkaný H. Ali Ulusoy, Sekreter Üye TezcanKarakuþ Candan, Yönetim Kurulu Üyeleri KemalNalbant, Erdal Altun ve basýn mensuplarýnýn katýldýðý,sabah kahvaltýlý toplantý gerçekleþtirildi. Basýnýnyoðun katýlýmý ile gerçekleþen toplantýda, ÇankayaBelediye Baþkaný Muzaffer Eryýlmaz ve ÞubeBaþkaný H.Ali Ulusoy Mimarlýk Haftasý Programýna,Ankara Kentinin söküklerine Belediye-Oda iþbirliðiningeliþerek devam etmesine iliþkin basýna geniþ birsunuþ yaptýlar.

5352

KAMU HÝZMETÝNDEMIMARLIÐA TANIKLIK - 2

Söyleþi/Sergi/Kokteyl

“”

Nurten ÜrünayDLHÝ Emekli Genel Müdür Yardýmcýsý

TMMOB Mimarlar Odasý Ankara ÞubesiÝþyeri Temsilcileri Koordinasyon KomisyonuDLHÝ Genel Müdürlüðü Ýþyeri Temsilciliði

: 21.10.2004: 18.00

: Mimarlar Odasý 5.Kat Konur Sokak No: 4Yeniþehir - Ankara

Geçmiþten Günümüze, Demiryollarý, Limanlar,Hava Meydanlarý Ýnþaatlarý

TarihSaatYer

ÜYELERE e-posta HÝZMETÝMimarlar Odasý Genel Merkezi Oda'ya kayýtlý tümüyelere e-posta vermeye baþlamýþtýr. E-postasunucusundan 10 MB'lýk alanýn kullanýmýna olanaksaðlayan adreslerþeklinde verilecektir. E-posta adresi alabilmek içinÞubemize baþvurmanýz ve talep formu ile eklisözleþmeyi doldurmanýz gerekmektedir.

[email protected]

“MÝMARLIÐA SAYGIYÜRÜYÜÞÜ”

Odamýzýn 50. yýlý anýsýnagünü 'da saat

'de 'ndan baþlayacak yürüyüþ,'nde devam ederek, saat 12.30'da'nda son bulacak ve “

”okunacaktýr.

Bütün üyelerimizin katýlýmý dileði ile…

02 Ekim 2004 Cumartesi Ýstanbul11.00 Tünel MeydanýÝstiklal CaddesiTaksim Meydaný MimarlýðaSaygý için Türkiye Mimarlýk Bildirgesi

Avrupa Birliði Uyum YasalarýÇerçevesindeMimarlýk MesleðininDönüþümü

PANELGündem

Açýlýþ 10.00

1.Oturum 10.15

Avrupa Birliði Sürecinde Mimarlýk EðitimininDönüþümü

Oturum Baþkaný

Öðle Yemeði 12.30

2.Oturum 13.30-16.30

Avrupa Birliði Sürecinde Mimarlýk MesleðininDönüþümü

Sunuþ

Oturum Baþkaný

Çay arasý 16.30-17.00Forum 17.00-19.00Kokteyl 19.15

Yer

Tarih

“”

: H. Ali UlusoyProf. Dr. Haluk Pamir

Prof. Dr. Emre AysuTonguç Akýþ

Kenan Güvenç

Doç.Dr. Selahattin Önür

Ali Haydar Alptekin

Mehmet Bozkurt

“”

: Þükran Yazýcý

: Kaya GüvençBülent TunaUmut ÝnanYavuz ÖnenDoç.Dr. C.Abdi GüzerMetin AygünGülay Özdemir

: Çaðdaþ Sanatlar MerkeziKennedy Cad. No: 4 Ankara

: 14 Ekim 2004 Perþembe

ODTÜ Mimarlýk FakültesiDekaný

Y.Ü Mimarlýk Fakültesi DekanýODTÜ Mimarlýk Fakültesi Doktora

ÖðrencisiOsman Gazi Üniversitesi Mimarlýk

Bölümü Öðretim GörevlisiMimarlýk Bölüm Baþkaný-

ODTÜODTÜ Mimarlýk Fakültesi

Öðrenci TemsilcileriTMMOB Mimarlar Odasý

AB Genel Sekreter Yardýmcýsý

TMMOB Mimarlar Odasý II.BaþkanýÝstanbul Serbest Mimarlar Derneði Baþkaný

MimarODTÜ Mimarlýk Fakültesi

MimarÝnþaat Mühendisleri Odasý Genel

Sekreteri

Kültürler Mozaðine Yolculuk

Antakya-Ýskenderun -Suriye

28- 31 Ekim 2004(3 Gece 4 gün)Ýletiþim için: 0.312.417 86 65/2 Bilge Canan Duman

Uþak'ta bulunan Hitit Seramik Fabrikasý'na 16 Ekim

2004 tarihinde günübirlik bir gezi düzenlenecektir.

Fabrika gezisinin yaný sýra Hitit Seramik Showroom'u

ile Karun Hazineleri Müzesinin de gezileceði

programa katýlýmda herhangi bir ücret talep

edilmemektedir. Bir otobüs ile sýnýrlý tutulan katýlým

için 14 Ekim 2004 günü saat 18:00'a kadar ön kayýt

yaptýrmanýz gerekmektedir.

Ýletiþim için: Eylem EkinTMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi,Tel: (312) 417 86 65e-mail: [email protected]

UIA Ýstanbul 2005 SürecineDair

Geliþmeler,Geliþme(me)ler,Kurullar,Deðerlendirmeler,Eksikler,Kongre'ye Katýlým Koþullarýnýz,Ulusal Katýlým,Ankara Þubesi'nin Katýlýmý,...

:15 Ekim 2004 Cuma:18.30: TMMOB Mimarlar Odasý 5. Kat

Konur Sk. 4/5 Kýzýlay - ANKARA

UIA ÝSTANBUL 2005 KONGRESÝ

DANIÞMA KURULU

ToplantToplantToplant

’ne Ankara

Þubesi’nin katýlým sürecini birlikte tariflemek

istiyoruz.

ý Tarihiý Saatiý Yeri

UIA ÝSTANBUL 2005KONGRESÝ özet ve taslakteslim tarihi ertelenmiþtir.

Yeni takvim aþaðýdaki gibidir.

13 Kasým 2004

14 Ocak 2005

15 Nisan 2005

37 Temmuz 2005

Özet ve taslaklarýn teslimi için son gün (kýsa özgeçmiþsayfasý ile birlikte).

Kongre sunuþlarý için kabul edilen çalýþmalarýnaçýklanmasý.

Tam bildiri metinleri ve afiþlerin teslimi için son gün

Kongre Akademik Takvimi (hazýrlýklar ve Genel Kurultoplantýsý ile 210 Temmuz)

Detaylý bilgi için:Http://www.mimarlarodasi.org.tr

DEPREM SEMPOZYUMUKOCAELÝ 2005

23-25 Mart 2005 tarihleri arasýnda Kocaeli'nde

düzenlenecek olan Deprem Sempozyumu hakkýnda

ayrýntýlý bilgiye ulaþmak için:

Deprem Sempozyumu Kocaeli 2005Kocaeli Üniversitesi, Veziroðlu KampusuYer ve Uzay Bilimleri Araþtýrma Merkezi (YUBAM)41040-KOCAELÝ

;YUBAM (Yer ve Uzay Bilimler Araþtýrma Merkezi)Tel/Fax : (0262) 335 01 59

Yazýþma Adresi

Bilgi için

http://[email protected]

Ankara Kültür Sanat ile

Mimarlar Odasý Ýþbirliði

Ankara'da Arkadaþ Kitabevi tarafýndan ayda biryayýmlanan Ankara Kültür Sanat Etkinliklerirehberinin Yayýn Yönetmeni Timur Zeren ile SekreterÜye Tezcan Karakuþ Candan, mimar SemraSanýtürk'ün koordinasyonunda Mimarlar OdasýAnkara Þubesi'nde bir araya geldi.Bu görüþmede, kent, mekan ve insan sayfasýnayönelik yeni önermeler, etkinlikler ve Mimarlar Odasýprojelerinin, “ ”nin tanýtýmýnailiþkin önermeler görüþüldü. Mimarlar Odasý AnkaraÞubesi'nin Ankara ve kente dair organize ettiðikültürel etkinliklerin duyurusunun yayýnda yeralmasýna iliþkin olarak prensipte mutabakat saðlandý.

Bina Kimlikleri Sergisi

GEZÝ... GEZÝ... GEZÝ... GEZÝ...

DEVAM EDEN YARIÞMALAR

- Fotoðraf Yarýþmasý:

Son Katýlým Tarihi: 15 Ekim 2004http://www.mimarist.org

- Fotoðraf Yarýþmasý:

Son Katýlým Tarihi: 19 Kasým 2004

Proje Teslimi: 27 Ekim 2004

Katýlým: 1 30 Kasým 2004

“Yaþa(yan) Ýstanbul Yaþa(yan)Mimarlýk”

“Çatýlar, Bacalar ve Yaþam”

Ýstanbul Gaziosmanpaþa BelediyeHizmet Alaný Mimari KentselTasarým Proje Yarýþmasý

http://www.bursamimar.org.tr

-

http://www.gaziosmanpasa.bel.tr

- OSAKA 2004 Uluslararasý Tasarým Yarýþmasý

Http://www.jdf.or.jp/eng/compe/index.html

Page 28: Bülten 25

MÝMARLAR ODASI ANKARA ÞUBESÝ ÜYE ÖDENTÝ FORMUADI SOYADI :

ODA SÝCÝL NO :

DOÐUM TARÝHÝ :ADRES :

ÝL: POSTA KODU:TELEFON : FAX:E-MAIL : @

.........................................................................................................................................

......./......./...........................................................................................................................................................

..................................................... .............................................................................................................. .......................................................................

......................................................... ............................................................................

GEÇMÝÞ YILLARA AÝT ÜYE AÝDAT BORCUMUN (2004 YILI ÖNCESÝNE AÝT BORÇLAR)..........................................., AYINDAN ÝTÝBAREN............ TAKSÝTTE VE HER AYIN ............'ÝNDE KREDÝ KARTI HESABIMA BORÇ OLARAK KAYDEDÝLMESÝNÝ ÝSTÝYORUM VE BU ÝÞLEMLER ÝÇÝN TMMOBMÝMARLAR ODASI ANKARA ÞUBESÝ'NÝ YETKÝLÝ KILIYORUM.

2004 YILINA AÝT ÜYE AÝDAT BORCUMUN, 2004 YILI ARALIK AYI SONUNA KADAR, …………………..AYINDAN ÝTÝBAREN ................ TAKSÝTTE VEHER AYIN ........................'ÝNDE 'ÝNDE KREDÝ KARTI HESABIMA BORÇ OLARAK KAYDEDÝLMESÝNÝ ÝSTÝYORUM VE BU ÝÞLEMLER ÝÇÝN TMMOBMÝMARLAR ODASI ANKARA ÞUBESÝ'NÝ YETKÝLÝ KILIYORUM.

1 OCAK 2004 TARÝHÝNDEN ÝTÝBAREN, ÜYE AÝDAT BORÇLARIMIN, AÝT OLDUÐU YIL ÝÇÝNDE .......... AYINDAN ÝTÝBAREN ...................TAKSÝTTE VEHER AYIN ........................'ÝNDE 'ÝNDE KREDÝ KARTI HESABIMA BORÇ OLARAK KAYDEDÝLMESÝNÝ ÝSTÝYORUM VE BU ÝÞLEMLER ÝÇÝN TMMOBMÝMARLAR ODASI ANKARA ÞUBESÝ'NÝ YETKÝLÝ KILIYORUM.

KREDÝ KARTINA ÝLÝÞKÝN BÝLGÝLER

......./ 20......

........................

......../.........../..............

KART NO: SON KULLANMA TARÝHÝ:

VISA MASTERCARD DÝÐER:

TARÝH: ÝMZA:

TMMOB Mimarlar Odasý bünyesinde çalýþmalarýna devam eden Ýþyeri Temsilcileri Eþgüdüm Komitesi (ÝTEK) 39.Dönem komite üyeleriseçimle belirlendi. 18 Eylül 2004 tarihinde, Ankara'da gerçekleþen komite toplantýsýna, Ankara, Ýstanbul, Antalya, Konya ve GaziantepÞube'lerinden iþyeri temsilcileri katýldý.

“Kamu Personel Rejimi Reformu Yasa Tasarýsý”nýn, ilk gündem maddesi olarak tartýþýldýðý toplantýda ÝTEK üyeliklerine aþaðýdaki isimlerseçilmiþlerdir:

Dicle Sema Yýlmazkardeþler (Ankara),Hülya Akpoyraz (Ankara)A. Tuncay Gürpýnarlý (Ýstanbul),Erdinç Güner (Ýstanbul)Ýbrahim Bal (Konya),Ebru Candan (Gaziantep),Sibel Unay (Antalya)

Kubilay Önal (Ýstanbul),H.Ayþen Bayazýt (Ankara),Alev Uyar (Ankara),Yaþan Akýnbingöl (Ankara),Rahmi Ekiz (Ýstanbul)Muzaffer Kýrmacý (Konya),Hayal Uçar (Ýstanbul)

Dicle Sema Yýlmazkardeþler,Hülya Akpoyraz,Erdinç Güner

Asýl Üyeler

Yedek Üyeler

Yürütme Kurulu

5554

AYVALIK KENT TARÇALIÞMALARI

ÝHÝ

EGE'nin Ýki Yakasý-I:Sergi ve Konferans

[email protected]@arch.metu.edu.tr

[email protected]

28-30 Ekim 2004Bildiri / afiþ / ürünler için ilk çaðrý

Ege'nin iki yakasýndaki kültürleri kaynak olarakilgilendiren sosyal, fiziksel ve ekonomik tarihkonusunda araþtýrmalar yapmak; iki toplumunuzmanlarýný, bilim kiþilerini, akademisyenlerini,sanatçýlarýný, sivil toplum öncülerini ve yerelinisiyatifleri bir araya getirerek somut iletiþimkanallarý, araþtýrma kaynaklarý ve altyapý oluþturmak;her türlü yerel, sanal ve fiziksel ortamý yaratmak vesürdürmek üzere kurulmuþ olan EgeKültürleri Araþtýrma Grubu kuruluþ amacýna yönelikolarak geniþ katýlýmlý bir çalýþmayý baþlatmayýhedeflemektedir.

Bu doðrultuda kurgulanan ilk etkinlik olan “Ege'nin ikiyakasý -I: Ayvalýk Kent Tarihi Çalýþmalarý” temalýSergi ve Konferans, ODTÜ-Mimarlýk Fakültesi veAyvalýk Belediyesi'nin desteðinde 2830 Ekim 2004tarihleri arasýnda, Ayvalýk'ta gerçekleþtirilecektir.

Etkinlik temasý, katýlým koþullarý ve bilgi için iletiþimadresi:

Ege Kültürleri Araþtýrma GrubuODTÜ-MATPUM TemsilciliðiDoç. Dr. Neriman Þahin Güçhan

Tel: 312 210 22 02Fax: 312 210 11 08E-posta:

Adres: Orta Doðu Teknik Üniversitesi, MimarlýkFakültesi, 06531-Ankara

Ege Kültürleri Araþtýrma GrubuAyvalýk TemsilciliðiTulya Madra

Tel: 0532 7109269Fax: 0266 312 5676E-posta:Adres: Atatürk caddesi 2.sokak, No:17Ayvalýk-Balýkesir

baykuþ Ege Kültürleri Araþtýrma GrubuODTÜ-Mimarlýk FakültesiAyvalýk Belediyesi

Baykuþ

Baykuþ

Baykuþ

ESK ÞEH R TEPEBAÞBELED YES H ZMET B NAS

Ý Ý IÝ Ý Ý Ý I

Eskiþehir Tepebaþý Belediyesi Hizmet Binasý mimariprojelerinin elde edilmesi iþi, Tepebaþý BelediyeBaþkanlýðý tarafýndan

kurallarý içinde serbest,ulusal ve tek kademeli olarak yarýþmaya çýkarýlmýþtýr.Yarýþma þartnamesi ve ekleri 50.000.000.-TLkarþýlýðýnda raportörlük adresinden temin edilebilir.

, Ýnþaat Y. Müh.,Tepebaþý Belediye Baþkaný

, Y. Mimar, OsmangaziÜniversitesi Mimarlýk Bölüm Baþkaný

, Y. Mimar., Mimarlar Odasý EskiþehirÞubesi Baþkaný

, Y.Mimar, Eskiþehir KTVKBKMüdürü

, Y.Mimar (ADMMA ODTÜ), Mimar (ADMMA), Y.Mimar (YtÜ)

, Y.Mimar (ODTÜ), Y.Mimar (ADMMA-ODTÜ)

, Y. Mimar (ÝTÜ), Ýnþaat Y. Müh. (Münih Tek. Üni.)

, Y.Mimar (Gazi Ü.), Y.Mimar (ÝKÜ)

, Ýnþ. Y. Müh., Mimar (Gazi Ü.)

, Y. Mimar, Y. Þehir Plancýsý

1. ÖDÜL (Net): 22.500.000.000.-TL2. ÖDÜL (Net): 15.000.000.000.-TL3. ÖDÜL (Net): 10.000.000.000.-TL

1.MANSÝYON (Net) : 7.500.000.000.-TL2.MANSÝYON (Net) : 7.500.000.000.-TL3.MANSÝYON (Net) : 7.500.000.000.-TL

SATINALMA : 4 x 3.750.000.000.-TL(15.000.000.000.-TL)

Yarýþma takvimi ve detaylý bilgi içinTel : (222) 220 54 53/138 (Piraye CENGÝZ)(222) 220 54 53/148 (Saygýn Can OÐUZ)E-mail:Web adresi:

“Mimarlýk, Peyzaj Mimarlýðý,Mühendislik, Kentsel Tasarým Projeleri, Þehir veBölge Planlama ve Güzel Sanat EserleriYarýþmalarý Yönetmeliði”

DANIÞMAN JÜRÝ ÜYELERÝDr. M. Tacettin SARIOÐLU

Doç. Sadun ÖZEL

Halit HALAÇ

Hülya ÇOPUROÐLU

ASIL JÜRÝ ÜYELERÝHasan ÖZBAYM. Mürþit GÜNDAYBünyamin DERMANAbdi GÜZERYakup HAZANMehmet Þener KÜÇÜKDOÐUAlhan GEDÝK

YEDEK JÜRÝ ÜYELERÝMehmet SOYLUFýrat GÜLMEZProf. Dr. Hasan GÖNENÝpek ÖZTÜRK

RAPORTÖRLERPiraye CENGÝZSaygýn Can OÐUZ

ÖDÜLLER

[email protected]://www.tepebasi-bld.gov.tr

2. ULUSAL YAPI MALZEMESÝKONGRESÝVE SERGÝSÝ

TMMOB Mimarlar Odasý ÝstanbulBüyükkent ÞubesiYapý Malzemeleri Komitesi

Prof. Dr. Nihat Toydemir'in Anýsýna

6-8 Ekim 2004ÝTÜ Taþkýþla, salon 109

Yapý malzemesinin mimarlýk, tasarým ve uygulamadakirolü baðlamýnda yapýlacak olan 2.Ulusal YapýMalzemesi Kongresi ve Sergisi aþaðýdaki konularý elealacaktýr.

- Strüktür, Yapým ve Teknoloji- Fiziksel, Çevre ve Sürdürülebilirlik- Mimari Akýmlar, Yeni Eðilimler ve Estetik- Tarihi Çevre ve Mimari Miras- Kalite ve Ekonomi

Detaylý bilgi ve iletiþim için:

Fehiman Yurttaþ Eker

TMMOB Mimarlar Odasý Ýstanbul Büyükkent ÞubesiYýldýz Sarayý Dýþ Karakol Binasý Barbaros BulvarýBeþiktaþ 34349 ÝstanbulTel.: (0212) 227 69 10-11Faks: (0212) 236 85 28E-Posta:Web:

Kongre Sekreterliði

[email protected]://www.mimarist.org

DÜZELTME

Þube bülteninin 24. sayýsýnda yer alanÝhsan Duygulu'nun “…Ankara: Paris senikýskanýyor-…” baþlýklý yazýsýnýn dipnotunaIliþkin düzeltme aþaðýdaki gibidir.

Hitler, A: “Die Reden Hitler am Parteitag der Freiheit6

ÝÞYERÝ TEMSÝLCÝLERÝ EÞGÜDÜM KOMÝTESÝSEÇÝMLERÝ GERÇEKLEÞTÝ

Page 29: Bülten 25

56 arkikatür

Nurettin Kaya1 Nolu F Tipi Hapishane C-98 Tekirdað