Bülent Akyürekdat.net.tr/FileUpload/op488361/File/icinizdeki_okuze_oha...Bülent Akyürek...
Transcript of Bülent Akyürekdat.net.tr/FileUpload/op488361/File/icinizdeki_okuze_oha...Bülent Akyürek...
1
B ülent Akyürek
İçinizdeki Ö küze “O ha" D eyin
Fincan Yayınları: 1
Fincan Yayınları, O cak 2010
T üm Hakları Saklıdır.
ISBN: 978-605-5653-00-2
Baskı N otlan :
1-18. Baskılar: KentKitap, 2008-2009
19-23. Baskılar: F incan Yayınları, Tem m uz 2009
24-26. Baskılar: Ekim 2009
27-29. Baskılar: O cak 2010
30-33. Baskılar: M art 2010
© Fincan Yayınları
H er hakkı saklıdır, yazıh izin olm adan hiçbir fo rm atta çoğaltılamaz.
Sanat Y önetm eni: Muhsin Doğan
Sayfa D üzeni: İbrahim N. Ayytldız
Baskı: Cantekin Matbaası
Fincan Yayınları
G M K Bulvarı N o: 108 /16
06570 M altepe - Ankara
Telefon: (312) 230 87 03
Faks: (3 1 2 )2 3 0 80 03
Web: www.fincanyayinlari.com
E-m ail: fıncan(3)liberte.com.tr
Bülent Akyürek
Ankara’da yaşıyor ve ulusa buradan sesleniyor. Çok genç yaşlarda çıkardığı ilk romanından beri benzersiz üslûbu, yaşayışı, sert tavırları ve bağımsız yazarlığıyla, attığı her adımda tartışmalar yarattı. Cafcaf, Anadolu Gençlik, Haber Ajanda, Genç ve Yolcu dergilerinde yazıyor.
Onu, Türkiye’nin en önemli yeraltı yazarı ve mo- dernizm eleştirmeni yapan başlıca eserleri şunlardır: Ve Tanrı Ağladı, Cinnetim Cennetimdir, İtin Biri, Yağmur Getiren Fırtına, Çöldeki Penguen, Zamanın Efendisi, Kadınlar Üstüne, Ahmet Ahi’nin Gözünden Kaçanlar, Boş Laflar Antolojisi, Yılgın Tiirkler, Seviyordum Söyle- yemedim vs...
İçi/77c/ekiler
Kişisel G elişim D in ine Hayır! H uzur Kişisel G erileyiştedir. 13
Şeytan A yetleri...........................................................................................37
İçindeki D evi U yand ır E m i B enim C ü c ü ğ ü m !............................. 39
İleri... H ep İleri... Z ık ım V a r ! ...............................................................63
Belini İn c itm ed en A yaküstü D o lan d ırm a SanatındaKişisel D elta S tratejisi............................................................................ 95
B a tın ın Kişisel G elişim ini T am am lam ış Yeni Ü rü n üBüro E rk e k le r i ........................................................................................102
Kişisel G elişim ini Tam am lam ış, K endi A yaklan Ü stüne D urab ilen M o d e rn K ad ın ın Yeri N e re s id ir? ................................105
Kişisel G elişim ini T am am layam am ış A ğustos B öceği ile Kişisel G elişim ini T am am lam ış K arınca H ikâyesi.....................110
Z ü ğürt A ğ a la r ve M o d e rn D ünyada B eyliklerin Ç ö k ü şü 118
B a tın ın A rka C ep leri K işisel G elişim i E tk iliyor m u? ................ 124
H ep E n Ö n d e O lm ak Z o ru n d a D eğiliz.........................................126
M esih Bizi K urtarm aya Gelecek! Size N e O lu y o r? ................... 134
Ç ok K o n u şm an ın Kişisel G elişim e Faydaları............................. 140
Kişisel G eliş im den G eçm ed ik B izim İçim iz T em iz A b i...........149
Kişisel G elişim ci B a tın ın İn tikam D uygusu veD o ğ u n u n Toza T oprağa K arışm ış A d am ları................................155
D o ğ u n u n T abureleri veB a tın ın Kişisel O larak G elişm iş D ö n e r K o ltuk ları....................161
Allah Y irm ilik D işleri N iç in Yarattı?............................................... 171
D inde Z orlam a Y oktur A m a
Kişisel G elişim D in in in K uralları V ardır!......................................1 7 6
Bir Taş O radaysa O radad ır..................................................................1 7 9
A slında K ilolu O ld u ğ u m Söylenem ez,Kişisel O larak B irazcık İri K em ikliy im ...........................................184
K uan tum S ıçram a Yapmış B a tın ın Yağlanm a veO b ezite S o ru n u n d a Z e n ...................................................................... 1 8 7
A sla P işm an O lm a K ararla rından G eri D ö n m e ..........................193
Sen Yaparsın, Sen E dersin ,Sen Şusun, Sen B usun, Sen N e G üzel Şeysin...............................1 9 9
Sevm ek Tensel Tem astır! Sevm enin P ivot N ok tası..................... 2 0 1
N L P ve Yaralı Kuş T eorisi..................................................................205
G ökteki R ızkını Yerde A ram a, K efen in C eb i Yok!.................... 207
Ü stün lük N L P d e D eğil, İstikbâl T akvadadır!............................. 215
Sen Ö n em lisin A dam ım , Al C o şk u y u ............................................228
H ayırlısı O lsun , Başka Z am ana İnşa llah ....................................... 238
Bikini ve N ük leer................................................................................... 250
N L P ’ye K arşı İnek ler Panzeh ir m i? ................................................260
G adasın ı A ldığ ım ın Pozitif E lek triğ i!..............................................262
K rallığın B abadan O ğula G eçm esin inKişisel G elişim e Faydaları...................................................................267
İçim izdeki N L P ’ci Ç o cu k !.................................................... 274
Kişisel G elişim de K arizm a Eksikliği K om pleksi........................280
E ğer İste rsek Biz de Y aparm ışız....................................... 288
B üyük Sır! E vrene K ıpreşim G ö n d e r..............................................293
P o z itif O lu n E şek Sıpaları...................................................................321
M ış G ibi, M uş Gibi, C e h en n em in D ib i........................................ 312
T ırm ala Başar ya da“Ç ırp ın m an ın P ivot N o k ta sı”n d a B uşido S tra te jisi.................. 317
Başarı “B ışırıcığım ” ya da
“Ç ekilin D ah a İleri G id ic iim !” D iyeb ilen ind ir............................322
İçim ize A tıp Verem m i O lalım ?....................................................... 327
H er G ün Balık V ereceğinize Balık T u tm asın ı Ö ğre tipSonra da İyilik Y aptım D iye H ava A tm ay ın !.............................. 330
O labilitesi Yüksek Ö rn ek Bir Kişisel G elişim K oçaklam ası 333
H er Şeye B akanın K ederi Ç ok O lu r................................................334
K eşkecilik ..................................................................................................^40
Ç o k Az Ç alışm ak veya H iç Ç alışm am ak İb ad ettir!................... 342
G üce T apm an İnsan lık için Parfüm Ö n eris i............................... 350
N e O lu rsan O l Yine G el!.....................................................................351
Kişisel G elişim Fıtığ ı............................................................................ 354
Bizce Z engin liğ in Faydalan N e lerd ir? ........................................... 357
E şekler için G enel T ekrarya da Kişisel G erileyiş M an ifes to su ................................................361
İçimizdeki Öküzlere...
Kişisel Gelişim Dinine Hayır! Huzur Kişise! Gerileyiştedir...
Peygamberleri ve kutsal kitapları dışlayan m odern dünya, kendi paralel dinlerini yaratmakta gecikmiyor. "Her zaman bir yol vardır; en iyisine lâyıksın, ikinci adam olarak kalmak sana yakışmaz..." diyerek; bizlere yetinmemeyi, sabırsızlığı, hep kazanmayı, acımamayı, dünya nim etlerinden faydalanmayı, pişm an olmamayı, düşene tekme vurmayı, hırsı öğütleyen Kişisel Gelişim kitapları, Batı üzerinden büyük kapitalistlerin yardımlarıyla “Bir şeytanî paralel din" olarak hayatımıza girdi.
Kuran-ı Kerim’in tüm ayetlerini tersten okuyarak kendi dinini kuran bu "Modern çağın kapitalist papazları" şeytanın sözlerini tüm insanlığa ezberletinceye kadar çalışmaya devam edecek görünüyorlar.
Plastik cerrahlarıyla Allah’ın kendilerine verdiği fizikî yapılarına m üdahalede bulunan Batı, şimdi de "Kişisel Gelişim Rahipleri "yle el ele vererek iyi niyetli m âsum insanların maneviyatlarıyla oynuyorlar.
Kişisel Gelişim kitaplarının bulunduğu raflar günden güne büyüyor, genişliyor ve insanları başarmaya; kazanmaya, zengin olmaya m ecbur bırakarak hayvanlaştıran bu papazlara kimse “Oha!" diyemiyor!
İçin
izde
ki Ö
küze
"O
ha"
Dey
in!
Büle
nt
Aky
ürek
Kaderine m eydan okuyan; kararlı, gururlu, kaybet- meyisevmeyen, düşük karakterli insana"M odem İnsan deniyor. Şeytanın dervişleri, Kişisel Gelişim kitaplarında kananma hırsıyla yanıp tutuşan üç kuruşluk adamların, önüne geleni kazıklayarak tırmandıkları zirve yollarını gençlerimize iyi bir haltmış gibi anlatarak binlerce başarı öyküsü ürettiler, kötü örnek oldular. Sektöı, aldı başını gidiyor. Kişisel Gelişim kursları, konferans ve seminerlerine inanılmaz talep olduğundan dolayı korkunç paralarla bilet kesiliyor. Bu yeni dinin ayetleri, peygamberleri, hadisleri, kutsal kitapları, evliyaları türbeleri, ritüelleri var. Bu yeni "Kişisel Gelişim Dini” sayesinde dünyada "huzur içinde çorbasını içebilen" mutlu, küçük adam kalmadı.
Artık okum a yazma bilm eyen sıradan, iddiasız bir adam bile; İçindeki D ev’i çıkardığında, bilim sel buluş yapabileceğine, M ars’tan taş getirebileceğine ve başbakan olabileceğine inanıyor...
"Düşün başar, Tut Kopar, Kendini Fişekle, Kuantum Düşünce, Senin Neyin Eksik, İstersen Yaparsın, Her şey Elinde, Kim Tutar Seni, Yürü Koçum Yollar Senin..." kitaplarıyla aydınlanan sıradan insanlar b irer kibir abidesi olarak aram ızda dolaşıyorlar.
Kimse kaderine râzı olmuyor, kimse haddini b ilmiyor. Herkes; İnşikak Suresin in 6. ayetini görm ezden gelerek kısa zamanda köşeyi dönm ek istiyor: ‘Ey insan! Hakikaten sen, Rabb’ine kavuşuncaya kadar çalışıp didineceksin. Nihayet sen O ha kavuşacaksın”
sa insan, ihtiyaçlarını karşılam ak zorunda olduğu ıddetçe yeryüzünde zahm et ve acılara sabrederek
ahirete kadar helâlinden çalışmak m ecburiyetindedir. Cüm leyi okuyanlar bu kadar kolay mı diyecekler?
Evet kul olmak kolay değil ama "İnsanı Anlama ve Kullanma Kılavuzu Mübarek Kuran-ı Kerim” Beled Suresi 4. ayette şu özelliğimizden bahsediliyor: "And olsun ki biz insanoğlunu zorluklara katlanacak şekilde yarattık..."
B eden dili ilmiyle kol kola veren Kişisel Gelişim canavarları, huzur içinde çorbasını içerek nam usuyla yaşamaya çalışan fukara insanlara; jestlerini, m im iklerini, bedenlerini kullanmayı öğreterek profesyonel dolandırıcılara çeviriyorlar... Bugün b ir iki hafta Kişisel Gelişim K ursundan geçip sertifika almış her insan ın peygam ber olm a şansı var görünüyor...
A isopos’un şu ibret verici masalını anlatm ak için vakit kaybetm em ek gerekiyor sanırım: Katırın biri arpa yem ekten şişmanlamış. Başlamış: "Ben, at dayıma benziyorum, her şeyim ona çekmiş..." diye hava atmaya am a bir gün katırı koşturmuşlar. Koşu bitince suratını asmış ve eşek babası aklına gelmiş...
Evet, masalın dediği gibi aslımızı, yeteneklerimizi, kim olduğum uzu unutursak b ir gün bize hatırlatırlar, o zam an var olan kıym etim iz de gider.
Yabancı dillerden çevrilen Kişisel Gelişim kitaplarının, bizim kültürüm üze ve insanım ıza uygunluğuna bakılm adan bolca reklamı yapılarak okutturuluyor. Çevrilen kitapları okuyup özüm seyenlerin, bizim ülkem izde sevilen değil nefret edilecek adamlar olacaklarını bilm iyorlar mı? "İçindeki Devi Uyandır; İçindeki Tüccarı Fişekle vs..." kitaplarının binlerce benzeriyle içimizin şeytanlarını serbest bırakanlara inat,
için
izde
ki Ö
küze
"O
ha"
Dey
in!
Büle
nt
Aky
ürek
bir Allah’ın kulu da çıkıp; "İçinizdeki mümini, dervişi uyandırın!’’ diyemedi!
Kendi m übarek kitabımızdan faydalanarak "Millî K işisel Gelişim Kitapları” yazamaz ve sektörüm üzü büyütüp olgunlaştıramazsak, çeyrek imanlı öz evlatlarımız önce kapitalist sonra da Budist ya da Hıristiyan olacaklar! Yılda üç beş kez G üneydoğuyu bom balam adan uyuyamayan, m üslüman kom şu ülkelerden bile paranoyaya kapılıp pirelenen devletlu büyüklerimiz bu erozyonun farkında değiller mi?
Prof. Dr. D em ir A. Uğur, “înguinal ve Femoral Fıtıkların Cerrahi Tedavisi” kitabının “İndirekt înguinal Fıtıkların Cerrahi Tedavisi” bölüm ünde diyor ki:
"Fıtık ameliyatlarında başarılı bir lokal anestezi temin edebilmek için, bölgenin sinir anatomisini iyice bilmek gereklidir. Bölgede dağılan sinirlerin değişik yollar takip etmeleri, başarılı bir anestezi temin edememenin en önde gelen sebebini teşkil etmektedir"
Sabahları uyanır uyanmaz tüm dünyaya av hayvanı gibi bakan, kazanmaya kilitlenm iş para avcısı insanlar topluluğuyla nasıl birlikte yaşayacağız? Bunlara nasıl “Çüş!" diyeceğiz, kim diyecek?
Yaşadıkları dünyada her şeyi isteyen, bü tün değer ve nesnelerle çiftleşmeye çabalayan kapitalizm çapkını adam lar "İyi ve güzel olan her şeyi hak ediyorum!” kandırm acasıyla barbarlıklarına ahlâk eklemeyi de unutm uyorlar. A m entülerinde; giyim, kuşam, dil, yetenek, etkileyici ses tonu, özenle seçilmiş önceden düşünülm üş cümleleri, güç kullanımı ve tükenm ez imkânlarıyla "Maddeyi ayarla, hâllet!" yazıyor.
"Millî Çüş H areketı’ni başlatm akta ne kadar gecikm işim yeni anlıyorum ve bin dö rt yüz yıl öncesine gidip kaldığımız yerden devam edersek kaybettiğimiz yüzyılları geri kazanacağımızı sanıyorum...
A hiret imkânları için dünyayı ayakları altında ezmeye gönül vermiş her insan "Millî Çüş Hareketi”ne davetlidir ve M illî Çüş H areketinin onursal üyesidir!
Kapitalizm ile birlikte hareket eden Kişisel Geli- şim cilerin iş toplantıları; iş yemekleri, kullandıkları mekânlar, tasarlanm ış eşyaları erotik b ir dilin şaheser paragrafları gibidir.
Barbarların sertliklerine karşılık bu yeni caniler kafayı taktıkları insanları yum uşak bir dil ve dekor üstünde hâlletm eyi salık verirler.
Kişisel Gelişim, insanı ü rün hâline getiriyor, onlara bir tüketim nesnesi olarak bakıyor, hepim ize kendi kendim izi pazarlayan adam lar olmamızı öğretiyorlar.
Bizi eşrefi m ahlûkat m akam ından alıp pazarlana- cak mal konum una getiren şey Kişisel Gelişim dinini kuran, şeytan olmasın? M üslüm anlar olarak bu dili biliyoruz, bu isteklerin kim in istekleri olduğunu anımsıyoruz, öldürm eye çalıştığımız nefsimizi ayağa kaldırmaya çalışanın kim olabileceğini bulm ak zor değildir sanırım?
İnsanlara ilk aşama olarak dünyayı; yani doğal olarak evi, arabayı, makamı, kadını, erkeği, parayı, gücü, kariyeri sevdirip ardından da bunlara ulaşabilm enin binlerce sapık yolunu öğretiyorlar.
içinizdeki Öküze "Oha"
Deyin!
Bülent A
kyürek
İçin
izde
ki Ö
küze
"O
ha"
Dey
in!
Büle
nt A
kyür
ek
Şeytanın kurduğu Kişisel Gelişim dininin bir şeriati yok! İnsanın kişisel mutlulukları ve arzularının do yurulm asına yönelik bir anlayışta kendim izden başka hiçbir şeyin hukuku kalmaz ki zaten! M enfaatler uğruna başarılan kişisel dönüşüm ün nasıl canavarlar yarattığını izlerken panik olmamak, eve kapanm amak, korkudan dışarı çıkamamak, insanlıktan üm idi kesm em ek m üm kün değil!
A hir zam anda ve ürkütücü kıyam et alâm etlerinin burnum uzun ucunda olduğunu, herhangi bir Kişisel Gelişim kitabı okuduğum uzda anlayabiliriz. Yarı aydın, kasabalı, nefsi kabarıp donundan taşmış b ir insanı bu kitaplar avcı yapabilir. Ç ünkü açlık, her hayvanı usta bir avcı yapar...
M odem dünya kim senin pısırık ve tem bel olmasını istem iyor oysa; tem bel ve pısırık kişi Allah’ın kaderine râzı olmuş m übarek bir adamdır.
Tem bel insan, kendi güçlerini kullanarak suyun alaşım değiştireceğine inanmaz. B atın ın yarattığı yeni toplum larda ise herkesin b ir gün Süperm en, Napol- yon, Einstein olabilme potansiyeli mevcuttur.
İnanışa göre; kanepesinde yellenerek portakal soyan herhangi b ir pijamalı adam ayağa kalkıp M ars’ta fabrika kurabilir! Üstelik bunu piyasada satılan üç kuruşluk Kişisel Gelişim kitaplarından iki tane okuyarak yapacaktır!
Onları bu tarz konuşm alarla eleştirdiğimiz vakit bize hem en şunu diyorlar: "Peygamberler de yalnız başlarına yola çıkıp dünyayı değiştirmediler mi?" Psiko
lojiye bakar mısınız? D em ek ki ruhlarında peygam berlik iddiası da taşıyorlar. Ayrıca bu Kişisel Gelişim İguanaları, peygam berlerin yalnız olm adıklarının da farkında değiller. Sırtını yalnızca Allah’a dayayan bir peygam berin gücünü anlayamayacak kadar câhiller.
Kişisel Gelişim Şeytanları, K uran ı tersten okuyup yorum layarak m odern dünyanın yeni dini olmaya çalışıyor. Kuran "Yalnızca A llah’a güvenin, kibre kapılmayın , hiçbir şey elinizde değildir, kader değişmez..." diyor. Kişiliksiz Gelişimciler ise “Kendinize, yeteneklerinize, güzelliğinize, içinizdeki deve inanın...'’ diyerek K uranı tersten yorum layıp para kazanıyorlar. Kuran-ı Kerim ayetlerinin mükem m elliğini yıkam ayınca tersten yollara başvurarak gayelerine erişmeye çalışıyorlar.
Şimdi bazıları diyecek ki: "Efendim, madem Kuran Allah kelamıdır, tersten okunmasının da önlemini alsaydı!" D üz akıl bize bu soruyu her an yöneltebilir ama konu basit: Kuran-ı Kerim’i düz okuyup düz anlayınca ve onun kurallarına uyunca cennete, ters okuyup ters anlayınca da cehennem e gidersiniz.
H er doğru yolun tersi şeytanîdir. Bazı tasvirlerde şeytanın ayakları resm edilirken ters çizilir. Şeytan da kendine ters bir yöne gidiyor olsaydı hidayete ererdi!
Kasas Suresi 68. ayet diyor ki: “Rabbin dilediğini ya ratır ve seçer” Kişisel Gelişim ciler bize, her şeyin hakkımız olduğunu ve uzanıp almamızı öğütlüyorlar.
însan, kendisi hakkında yanlış bilgiye kapıldığı an hakkettikleri çoğalıyor. Oysa insanın yaradılış gayele
İçinizdeki Öküze "Oha"
Deyin!
Bülent A
kyürek
İçin
izde
ki Ö
küze
"O
ha"
Dey
in!
Büle
nt
Aky
ürek
riyle yaptıkları incelendiği vakit b ir dam la suyu bile hak etm ediği çabucak gözlemlenecektir.
Kimse evini ahşaptan yapm ıyor artık. Taş, beton ve demirle yüzyıllar boyu kalıcı olm ak istiyor. İnsan, kelim elerle belini doğrultup iki ayak üstüne kalkmayı sürdürüyor. O nunla komplekslerini, çirkinliklerini, pis huylarını, başarısızlıklarını örtüyor, ruhuna makyaj yapıyor, kendisini pazarlıyor. Ruhlar âlem inde ismini, ölüm yaşını, mesleğini, ana-babasmı, ırkını, dinini seçtiği hâlde dünyaya geliyor ve yaşantısını beğenmiyor, kazandıklarını azımsıyor, kaderini karalamaya başlıyor. Bir gün meşe ağaçları, Zeus’a: "Bizim kadar balta yiyen ağaç yo k” diye yakarmışlar. Zeus da onlara: "Başınıza belayı siz getiriyorsunuz. Keresteniz çok iyi ve bu yüzden bütün baltaların sapı sizden yapılıyor!”demiş...
İdeolojiler ve inançlarım ızın çoğu duygusallıklarımızın kurbanı oldu. İnsan yalnızca günahları için gözyaşı dökm üyorsa, dünyevî istekleri var demektir. Siz duygusal b ir peygam ber tanıyor m usunuz? Hayır, ama üm m etinin gidişatına üzülerek ağlayanlar olm uştur elbet. Allah ile bir ticaret söz konusu olacağı zaman cenneti talep etm eli ve onun için gözyaşı dök- meliyiz. M üm inin zirvesi cennettir. C ennetin peşine düşm üş b ir m üm inin herhangi b ir nesne için ağlaması doğru olmaz.
Dünyevî istekleriniz yoksa eğer, suratsız b ir müs- lüm an olm anızda sakınca yoktur. Çünkü piyasaya gülücük dağıtm ak da çirkin, duygusal b ir rüşvettir. M üslüm an diyalogcu, uzlaşmacı tavırlar takındığı an
/karanlık yolların yolcusu olabilir.
İslâm, sorum luluktur. M üm in sorum luluk sahibidir.Bir kez kelime-i şahadet getirdikten sonra düşen her yapraktan sen de sorgulanırsın...
Ben, otuz altı yılını ateist olarak geçirmiş akılsız biri olarak H uzur îslâmda” sanarak hidayete erdim fakat gördüm ki huzurun bulunacağı son yer İslâmmış.B ütün gün; kendinize, üm m ete, başkalarına kızarak yaşıyor ve öfkenizin kurbanı oluyorsunuz. Aşkını ilân edem em iş veya ilân etmiş ama karşılık alamamış bir adam ın m utsuzluğu nefsinin isteklerini doyurama- makla açıklanır ama aşktan karşılığını alanlara bakınız, sırıtarak gezerler.
M utluluk, şımartılmış nefislerimizin fotoğrafıdır. M utluluk; dünyevî zaferlerin müziği, kayıp cennetim izin cenaze törenidir. M utluluk, dünyada bulunm ayan tek elementtir.
Duygusallık çocuksu, gelişmemiş yanlarımızdan beslenir. Ulusalcıları da zayıflatan şey duygusal tö renler, söylem ler değil midir? M eydanlara çıkıp bayrak sallamak, iki gazete m anşetiyle balkona bayrak asm ak en kolay vatandaşlık görevi oldu. İlim yok, irfan yok, elde bayrakla dolaşarak kendim izi kandırıyoruz.Uzun saçlı ulusalcılar, m übarek bayrağımızın dibindetim sah gözyaşları döküp duruyorlar... g
S-M odern insan sabah evden çıkınca gördüğü her şe- |
yin sahibi olmak istiyor. Kadın, araba, mevki, güç... O, § sT) Ö
her şeyin sahibi olabilecek kapasitededir çünkü. O n- | şrlara ulaşm ak için bü tün yolları deniyor, tüm günah- 11.lara giriyor. M odern insanı hayvanlaştıran bu duygulardan kurtulm anın tek yolu aldığı her soluğa şükret
İçin
izde
ki Ö
küze
"O
ha"
Dey
in!
Büle
nt
Aky
ürek
mekle olacaktır. “Aldığım bu soluk hakkım değildir ama Rabbimin rahmetinden faydalandım ’’ diyebildiğimiz an isteklerimiz söner, avcı kişiliğimiz törpülenir ve nefsimize bentler kurarız.
“Atın Hâline imrenen Eşek’’ m asalında “Aisopos" diyor ki: "At bol bol yiyip geziyor, ben ise çalışıp aç kalıyorum!" diyen eşek, atın hâline imreniyormuş... Bir gün savaş çıkmış ve çiftlik sahibiyle at savaşta ölmüş. Eşek, olanlara tanık olunca hâline şükredip, bir daha ağzını açm adan hep çalışmış...
Siyasî partilerim iz, edebiyatımız, dinimiz, sinem amız, spor karşılaşmalarımız, ucuz duygusallıklara kurban olup gitti. İşte edebî nam usum uzu burada kaybediyoruz. Gözyaşları ya da isyan içinde yazdığımız kitaplar Allah’a yazılmış şikâyet dilekçelerine d ö nüşüyor. Saçlarımız ağardıktan sonra bile, bir ergenlik alışkanlığı olan aşk m etinlerini sürdürürken komik olduğum uz aklımıza gelmiyor. İçinde fikir olmayan m ilyonlarca paragraftan şehvetimiz, isteklerimiz fışkırıyor. Eğer, edebiyat istek dem ekse hepim iz çok iyi biliyoruz ki bu dua ile m üm kündür ve duanın kâğıt kaleme ihtiyacı yoktur!
Kelimeler önemlidir. Kelimeler bıçaktır. H er kelime bir iklimde ipek, diğer iklimde testere olabilir. Bunu Nobel almamış yazarlar da (Fazlasıyla!) bilir. Gerçek âlim fazlasıyla değil eksiğiyle bilendir. Aslında her şeyi fazlasıyla bilen D oğulu âlim niyeyse hep eksiğiyle bildiğini idrak eder.
"îbn Kayyım El- Cevziyye'nin “Medaricu’s Salikin” (Kuran i Tasavvufun Esasları) adlı iki b in sayfalık eseri Fatiha Suresi’nin b ir ayetini açıklar: ‘‘Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz" Açıklar dediğime bakmayın, kendisi "Allah’ın bir ayetini gücüm yettiğince, cüzî irademle, yetersiz olacağını şimdiden bilerek açıklamaya çalışacağım" der. Önce espri gibi gelen sonra da olayın gerçek mânâsını düşününce bizleri utanca sürükleyen başka bir cümlesi de şudur: ‘‘Bu küçük risaleyi..." Bakar mısınız "Küçük bir risale" diyor, hiç havaya girmiyor, işin dibini buldum , artık ötesi yok diye hava atmıyor.
M uhittin Arabi, Gazali ve nice D oğu âlimi de böy- ledir. Kitaplarının başında bir kitap yazmaya cüret e ttikleri için bin b ir özürle başlar, kitap bitince de "Ben faninin, ben câhilin bildiği şimdilik bu kadar Allah eksiklerimizi tamamlasın, Allah cehaletimizi affetsin” derler. Gerçek eksik yaşam duygusu budur.
Eksiklik Allah’a karşı kulluğu yeterince yapam am ak ve takva noksanlıklarındadır. Burada âlimi cehennem korkusu sarar. Çünkü Allah onu âlim olarak seçmiş ve âlim yeterince çalışamamıştır. O nların nefsi bir kere olsun iki ekmek, bir çarık istemedi.
D o ğ u n u n erkek âlimlerine göre “İstemek” kadınsı duygulardır. İstemek, eksiklik duygusundan kaynaklanır. İnsan b ir şeyi hak ettiğine inanm adan isteyemez. M odern insanın m utsuzluğu buradan kaynaklanır. O, her şeyi hak ettiğini ama tanrın ın ve insanların ona karşı haksızlık ettiğini sanır.
İçinizdeki Öküze "Oha"
Deyin!
Bülent A
kyürek
İçin
izde
ki Ö
küze
"O
ha"
Dey
in!
Büle
nt
Aky
ürek
Yüzüne bakılm ayan erkekler güzel kadın istiyor, kör câhiller paranın kendisine yakışacağını sanıyor, kalem korkunç insanların elinde... Bir odacıya Genel M üdürlük teklif edin vallahi yok demez! "Benim neyim eksik?" duygusu bü tün toplum u aşağılık m ahlûklar hâline getirdi. Para, bir zam anlar yeryüzünde Allah’ın gölgesiydi. O nun aracılığıyla adalet dağıtılırdı, iyilik yapılırdı, insanlar kurtarılır, güzellikler yeşertilir, m azlum lar zâlim efendilerin kanlı ellerinden kurtulurdu.
“Tilki bir gün boyuna poşuna hayran olduğu aslanın yanm a uyurken uzanıp kendini onunla ölçmeye çalışıyormuş ki, aslan b irden uyanm ış ve tilkiyi yemiş...”
Aslında böyle bir hikâye yok ben uydurdum, eğer bunu uydurmasaydım kaz gibi yumurtlamaya çalışan tavuğun acıklı hikâyesini anlatacaktım, Ne bileyim, utandım işte...
Hz. Bilal kayanın altında işkence görürken karşı ta rafa göre pis b ir köle gibi görünen Bilal için, Peygamberim izin elçileri büyük m iktarda para ödeyip kölelikten kurtardı. Verilen paraya bakıp akıl erdireme- mişlerdi. Bu parayla köleliğin kalktığını, m üslümanla- rm en büyük ibadeti olan namaza ilk çağrı olan ezanı Bilal’e okutulacağını nereden bileceklerdi? Günlerce taşın altında "Ehed” diye çığlıklar atan, "La ilâhe illallah" diye sözünden dönm eyen Bilal’in sesi günlerce m üslüm anların kulaklarını tırm alayıp uyutm adı. Biz- ler o gün bugündür her ezanda Bilal’in çığlıklarını ve kurtuluşunu işitip namaza koşuyoruz.
İnsanoğlunun cennette benliği yoktu. Nefsi Allah’ın avuçlarmdaydı ama insan dünyaya sürgün edilince üstünün tozlarını silkeleyip kırılan onurunu onar
m ak için kendi yaralarının kanını diliyle yalayıp ayağa kalktı. Tek başına zorluklarla m ücadele ederek hayatını idam e ettirecekti, artık cennette olduğu gibi sigorta prim leri yatmıyordu.
Cennetteki teslimiyeti ve kulluğundan dolayı Allah’ın ellerinde olan aklı da o zaman başına geldi ama aldın diğer ortağı nefsi, yani şeytandı! "Sen!" diyordu şeytan, "Ayağa kalk, dünyaya hükümdar ol ve nasıl bir varlığı aşağıladığım görsün..." Allah; filânca ağacın meyvesini yasaklayarak Adem’in imanını, teslimiyetini sınarken, şeytan dünyadaki insanoğlunun kişiliğini geliştiriyordu!
M odern insan; kendisine yönelen her sözü, her fikri, her davranışı, hakaret ve küçültücü b ir eylem olarak algılıyor, çünkü onun "Kişilik, gurur..." gibi takıntıları var. G urur ki m üm ini dinden çıkaran tek şeydir. M üm in, ahir zam anda bir köpekten daha fazla değer gördüğü gün kendisini sil baştan gözden geçirm edikçe b ir ayağı cehennem de değil midir? Kibir şeytanın sıfatıdır, m üm inde kibrin ve gururun zerresine rastlam ak hoş olmaz...
Yamyam B atının, şeytanla iş birliği yaparak kurduğu m odern dünyada tecavüz edilm eden öldürülm ek, üçüncü dünya insanları için büyük nim ettir! Ahlâkî, kültürel ve Kişisel Gelişimlerini tam am ladıkları için Afrikalıların malları açıktadır. Çıplak b ir yamyamla karşılaştığımızda bizi öldüreceği aklımıza gelir. H içbir zam an elinde mızrağıyla saldıran çıplak yamyam tarafından tecavüze uğrayacağımızı aklımızdan geçirmeyiz. Bu açıdan güvenlikte sayarız kendim izi ama
İçinizdeki Öküze "Oha"
Deyin!
Bülent A
kyürek
İçin
izde
ki Ö
küze
"O
ha"
Dey
in!
Büle
nt A
kyür
ek
bir Batılıyla b u run buruna gelince önce nam usum uzu kollarız. Batılılar, binlerce dolar kira vererek Avustralya ve Afrika’nın yamyam (!) kabileleriyle iç içe, onlarla birlikte avlanarak ve kulübelerinde yaşayarak tatil yapmaya başladılar. En tehlikeli yam yam ların içinde kafa dinleyip huzur bulabilen Batılının varın ruh kirliliklerini siz tahm in edin. Onları kendilerinden daha tehlikeli bulm uş olsalardı bu tatil şeklini yaratam azlardı. Batıkların, yam yam ların içinde huzur içinde uyu- yabilm eleri ve buna tatil diyebilmeleri biz D oğulular için büyük tehlike arz etmelidir. Mesaj açık. Aranızda onlara karşı hâlen sempatiyle yaklaşan varsa uyansın! Kimlerle karşı karşıyayız görün artık!
Batıyı, kurbanlarını inceleyerek de anlayabilmek mümkün. Kutsalların şifresi kurban taleplerinden çözülür. Bir ku tsal; kurbanının şekli, biçimi, türü ve malzemesiyle karakterini belirler. Kurban, bir m illetin toksinlerini simgeler. Koç gibi imanı olan bir İbrahim’in kurbanı tabi ki göksel bir koç olacaktı.
Toplumlar, ırklar, inanç ve kültürler kurban vererek arınır. K urban vermeyen cem aatlerin kirli kanları dam arlarına sızar ve kangrene sebep verir. K urbanın ilk aşaması olan törenler de anlam yüklüdür. Törenler cem aatin daha m âsum günahlarını arındırır.
M odern dünyada ve dinsiz, inançsız toplum larda da "Kurban” varlığını sürdürm ekte. Kurban geleneği hiç ölm edi. Uzay, medya, bilgisayar, bilgi, iletişim çağı denen bu çağda kurban sayıları artm akla birlikte, tö renler m odernize olup gizlendiği için onları entelektüel olmayan kafalar göremiyorlar.