(bk. ZAMAN). · Bugün 76.156 km² lik bir alan ... muk almýþtýr. Ýpekçilik bugün de devam...

3
510 YEVM rülünce þehir Abbâsîler’in idaresi altýna girmiþ oldu. Uzun, karýþýk ve karanlýk bir dönemin ardýndan Kâkûyî hânedanýnýn ku- rucusu Alâüddevle Muhammed b. Rüstem Düþmenziyâr, Yezd’i ele geçirerek kendi adýna para bastýrdý (421/1030). Onun ölü- münden (1041) sonra yerine oðlu Ebû Mansûr Ferâmurz geçti. Tuðrul Bey bir yýl- lýk kuþatmanýn ardýndan Kâkûyîler’in baþ- þehri Ýsfahan’ý ele geçirince (Muharrem 443 / Mayýs-Haziran 1051). Yezd ve Eber- kûh þehirleri Ferâmurz’a iktâ edildi. Ferâ- murz þehrin kulelerinin de yer aldýðý ve dört büyük kumandanýn isminin yazýldýðý dört büyük demir kapýlý surla çevrilmesi- ni istedi. Ayrýca bir saray ve cuma mesci- di yaptýrdý. Ferâmurz’dan sonra oðlu Alâ- üddevle Ali hânedanýn baþýna geçti. Ali de babasý gibi Selçuklu sultanlarý tarafýndan himaye edildi ve Çaðrý Bey’in daha önce Ha- life Kaim-Biemrillâh ile evli olan kýzý Hatice Arslan Hatun ile evlendirildi (469/1076- 77). Ali’nin oðlu Ebû Tâlib Gerþâsb da Sel- çuklular’a baðlýlýðýný sürdürdü. Gerþâsb, Sultan Muhammed Tapar’ýn kýz kardeþi Sitâre Hatun ile evliydi. Bir ara Yezd’e Kir- man Selçuklularý sahip oldu. Gerþâsb, Sul- tan Sencer’in saflarýnda Karahýtaylar’a kar- þý yapýlan Katvân Savaþý’nda öldü (536/ 1141). Irak Selçuklu Sultaný Arslanþah b. Tuðrul zamanýnda (1161-1177) Yezd’i Ger- þâsb’ýn iki kýzý idare etmekteydi. Daha son- ra Rükneddin Sâm b. Lenger atabeg ta- yin edilip bu kýzlardan biriyle evlendi. Ar- dýndan burada Yezd Atabegleri adýyla ta- nýnan bir hânedan kuruldu. Yezd Atabeg- leri’ni Rükneddin Sâm’ýn kardeþi Ýzzeddin Ca‘fer’in yönettiði dönemde Kirman Sel- çuklularý ve Fars Atabegleri’yle iyi iliþkiler kuruldu. Yezd Atabegleri’nden Salgurþah, Hülâgû’ya elçi ve hediyeler göndererek ita- at arzetti. Hülâgû da hükümdarlýk men- þuru ve hil‘at yollayýp onu yerinde býraktý. Alâüddevle’nin atabegliðinin son yýlýnda Yezd’de büyük bir sel felâketi meydana geldi (673/1275). Bu duruma üzülen Alâ- üddevle hastalandý ve bir ay sonra öldü. Yerine kardeþi Yûsufþah b. Togan Þah geç- ti. Selden zarar gören þehir Atabeg Yûsuf- þah tarafýndan onarýldý. Daha sonra bazý ilâve surlar ve kapýlar yapýldý. Moðol isti- lâsýnýn ardýndan þehir Cibâl eyaletine, ar- dýndan Kirman eyaletine baðlandý. Ýlhan- lýlar, Yezd’den yýllýk 251.000 dinar vergi alý- yordu. Yezd Atabegleri hânedaný Hacý Þah döneminde 718’de (1318) Muzafferîler ta- rafýndan yýkýldý. Son Ýlhanlý hükümdarý Ebû Said Baha- dýr Han þehrin idaresini Muzafferîler’den Mübârizüddin Muhammed’e verdi. Mu- zafferîler, Timur tarafýndan ortadan kaldý- rýlýncaya kadar (795/1393) Yezd’i idare et- tiler. Ardýndan Timur’un büyük oðlu Ömer Þeyh, Yezd dahil Fars bölgesi valisi oldu. Þâhruh devrinde (1405-1447) Yezd’e tayin edilen valilerden Celâleddin Çakmak dö- neminde halk huzur içinde yaþadý. Valinin hanýmý Bîbî Fâtýma ve oðlu Þemseddin þe- hirde birçok imar faaliyetinde bulundular ve vakýflar tahsis ettiler. Emîr Çakmak ve hanýmý da Yezd’de birçok mescid, hankah, kervansaray, hamam, þeker imalâthanesi ve deðirmen yaptýrdýlar, kuyular açtýrdý- lar. Ayrýca daha önce Selçuklular zama- nýnda inþa edilen birçok cami, medrese, ribât, hankah, köprü, türbe ve hamam ta- mir edildi. Bunlarýn sayýsýnýn 1000’e ulaþ- YEVM ( א) Güneþin doðuþundan batýþýna kadar geçen süre; kýsa veya uzun süren zaman parçasý (bk. ZAMAN). ˜ YEZD ( ) Ýran’da tarihî bir þehir ve bu þehrin merkez olduðu eyalet. ˜ Ýran’ýn orta kesimlerinde Deþt-i Kevîr çö- lüne komþu ve bir bölümü kumlarla kaplý ova üzerinde bulunur, denizden yüksekli- ði 1230 metredir. Ýbn Havkal, Yezd’in eski adýnýn Kese ( ) olduðunu (Øûretü’l-ar², s. 283), Hamdullah el-Müstevfî, Fars eya- letinin Ýstahr bölgesinde yer aldýðýný, sur- larýnýn tuðladan yapýldýðýný, halkýn çoðun- luðunu Sünnîler ve onlarýn içinde de Þâfiî- ler’in teþkil ettiðini belirtir (Nüzhetü’l-šu- lûb, s. 9, 74, 84). Yâkut el-Hamevî de Nî- þâbur, Þîraz ve Ýsfahan arasýnda Þîraz’a 70 fersah (yaklaþýk 420 km.) mesafede bulun- duðunu söyler (Mu£cemü’l-büldân, V, 498). Þehrin bir kale ve hapishane olarak Ýsken- der tarafýndan kurulduðu rivayet edilir (Ah- med b. Hüseyin b. Ali Kâtib, s. 16). Yezd, Hz. Osman devrinde fethedilince halký Ýslâm dinini kabul etmeye baþladý; Benî Temîm kabilesinden bir grup þehre yerleþtirildi. Daha sonra Ömer b. Mugýre, Yezd valiliðine tayin edildi. Emevîler dev- rinde Fars’a baðlanan Yezd vilâyetindeki bütün Zerdüþtler cizye ödemeyi kabul et- miþlerdi. Emevîler’in son Yezd valisi Ebü’l- Alâ et-Tevký, Abbâsî ihtilâli sýrasýnda öldü- Yezd Câmi-i Kebîri – Ýran Yezd þehrinden bir görünüþ

Transcript of (bk. ZAMAN). · Bugün 76.156 km² lik bir alan ... muk almýþtýr. Ýpekçilik bugün de devam...

Page 1: (bk. ZAMAN). · Bugün 76.156 km² lik bir alan ... muk almýþtýr. Ýpekçilik bugün de devam eden iþ kollarýndan biridir. Ayrýca pamuk-lu ve yünlü dokumalarla halý üretimi

510

YEVM

rülünce þehir Abbâsîler’in idaresi altýnagirmiþ oldu. Uzun, karýþýk ve karanlýk birdönemin ardýndan Kâkûyî hânedanýnýn ku-rucusu Alâüddevle Muhammed b. RüstemDüþmenziyâr, Yezd’i ele geçirerek kendiadýna para bastýrdý (421/1030). Onun ölü-münden (1041) sonra yerine oðlu EbûMansûr Ferâmurz geçti. Tuðrul Bey bir yýl-lýk kuþatmanýn ardýndan Kâkûyîler’in baþ-þehri Ýsfahan’ý ele geçirince (Muharrem443 / Mayýs-Haziran 1051). Yezd ve Eber-kûh þehirleri Ferâmurz’a iktâ edildi. Ferâ-murz þehrin kulelerinin de yer aldýðý vedört büyük kumandanýn isminin yazýldýðýdört büyük demir kapýlý surla çevrilmesi-ni istedi. Ayrýca bir saray ve cuma mesci-di yaptýrdý. Ferâmurz’dan sonra oðlu Alâ-üddevle Ali hânedanýn baþýna geçti. Ali debabasý gibi Selçuklu sultanlarý tarafýndanhimaye edildi ve Çaðrý Bey’in daha önce Ha-life Kaim-Biemrillâh ile evli olan kýzý HaticeArslan Hatun ile evlendirildi (469/1076-77). Ali’nin oðlu Ebû Tâlib Gerþâsb da Sel-çuklular’a baðlýlýðýný sürdürdü. Gerþâsb,Sultan Muhammed Tapar’ýn kýz kardeþiSitâre Hatun ile evliydi. Bir ara Yezd’e Kir-man Selçuklularý sahip oldu. Gerþâsb, Sul-tan Sencer’in saflarýnda Karahýtaylar’a kar-þý yapýlan Katvân Savaþý’nda öldü (536/1141). Irak Selçuklu Sultaný Arslanþah b.Tuðrul zamanýnda (1161-1177) Yezd’i Ger-þâsb’ýn iki kýzý idare etmekteydi. Daha son-ra Rükneddin Sâm b. Lenger atabeg ta-yin edilip bu kýzlardan biriyle evlendi. Ar-dýndan burada Yezd Atabegleri adýyla ta-nýnan bir hânedan kuruldu. Yezd Atabeg-leri’ni Rükneddin Sâm’ýn kardeþi ÝzzeddinCa‘fer’in yönettiði dönemde Kirman Sel-çuklularý ve Fars Atabegleri’yle iyi iliþkilerkuruldu. Yezd Atabegleri’nden Salgurþah,Hülâgû’ya elçi ve hediyeler göndererek ita-at arzetti. Hülâgû da hükümdarlýk men-

þuru ve hil‘at yollayýp onu yerinde býraktý.Alâüddevle’nin atabegliðinin son yýlýndaYezd’de büyük bir sel felâketi meydanageldi (673/1275). Bu duruma üzülen Alâ-üddevle hastalandý ve bir ay sonra öldü.Yerine kardeþi Yûsufþah b. Togan Þah geç-ti. Selden zarar gören þehir Atabeg Yûsuf-þah tarafýndan onarýldý. Daha sonra bazýilâve surlar ve kapýlar yapýldý. Moðol isti-lâsýnýn ardýndan þehir Cibâl eyaletine, ar-dýndan Kirman eyaletine baðlandý. Ýlhan-lýlar, Yezd’den yýllýk 251.000 dinar vergi alý-yordu. Yezd Atabegleri hânedaný Hacý Þahdöneminde 718’de (1318) Muzafferîler ta-rafýndan yýkýldý.

Son Ýlhanlý hükümdarý Ebû Said Baha-dýr Han þehrin idaresini Muzafferîler’denMübârizüddin Muhammed’e verdi. Mu-zafferîler, Timur tarafýndan ortadan kaldý-rýlýncaya kadar (795/1393) Yezd’i idare et-tiler. Ardýndan Timur’un büyük oðlu ÖmerÞeyh, Yezd dahil Fars bölgesi valisi oldu.Þâhruh devrinde (1405-1447) Yezd’e tayinedilen valilerden Celâleddin Çakmak dö-neminde halk huzur içinde yaþadý. Valininhanýmý Bîbî Fâtýma ve oðlu Þemseddin þe-hirde birçok imar faaliyetinde bulundularve vakýflar tahsis ettiler. Emîr Çakmak vehanýmý da Yezd’de birçok mescid, hankah,kervansaray, hamam, þeker imalâthanesive deðirmen yaptýrdýlar, kuyular açtýrdý-lar. Ayrýca daha önce Selçuklular zama-nýnda inþa edilen birçok cami, medrese,ribât, hankah, köprü, türbe ve hamam ta-mir edildi. Bunlarýn sayýsýnýn 1000’e ulaþ-

– —YEVMא���� ) )

Güneþin doðuþundanbatýþýna kadar geçen süre;

kýsa veya uzun sürenzaman parçasý

(bk. ZAMAN).˜ ™

– —YEZD( ��� )

Ýran’da tarihî bir þehirve bu þehrin

merkez olduðu eyalet.˜ ™

Ýran’ýn orta kesimlerinde Deþt-i Kevîr çö-lüne komþu ve bir bölümü kumlarla kaplýova üzerinde bulunur, denizden yüksekli-ði 1230 metredir. Ýbn Havkal, Yezd’in eskiadýnýn Kese (���) olduðunu (Øûretü’l-ar²,s. 283), Hamdullah el-Müstevfî, Fars eya-letinin Ýstahr bölgesinde yer aldýðýný, sur-larýnýn tuðladan yapýldýðýný, halkýn çoðun-luðunu Sünnîler ve onlarýn içinde de Þâfiî-ler’in teþkil ettiðini belirtir (Nüzhetü’l-šu-lûb, s. 9, 74, 84). Yâkut el-Hamevî de Nî-þâbur, Þîraz ve Ýsfahan arasýnda Þîraz’a 70fersah (yaklaþýk 420 km.) mesafede bulun-duðunu söyler (Mu£cemü’l-büldân, V, 498).Þehrin bir kale ve hapishane olarak Ýsken-der tarafýndan kurulduðu rivayet edilir (Ah-med b. Hüseyin b. Ali Kâtib, s. 16).

Yezd, Hz. Osman devrinde fethedilincehalký Ýslâm dinini kabul etmeye baþladý;Benî Temîm kabilesinden bir grup þehreyerleþtirildi. Daha sonra Ömer b. Mugýre,Yezd valiliðine tayin edildi. Emevîler dev-rinde Fars’a baðlanan Yezd vilâyetindekibütün Zerdüþtler cizye ödemeyi kabul et-miþlerdi. Emevîler’in son Yezd valisi Ebü’l-Alâ et-Tevký, Abbâsî ihtilâli sýrasýnda öldü-

Yezd Câmi-i Kebîri – Ýran

Yezd þehrinden bir görünüþ

Page 2: (bk. ZAMAN). · Bugün 76.156 km² lik bir alan ... muk almýþtýr. Ýpekçilik bugün de devam eden iþ kollarýndan biridir. Ayrýca pamuk-lu ve yünlü dokumalarla halý üretimi

511

cak iki yýl sonra tekrar merkezî yönetimebaðlandý. Bugün 76.156 km²’lik bir alanýkapsayan eyalet Yezd, Erdekân, Bâfk, Taft,Eberkûh, Mihriz ve Meybüz adlý yedi þehris-tandan oluþmaktadýr ve Fars, Ýsfahan, Ho-rasan, Kirman eyaletleriyle çevrilidir. Þeh-rin nüfusu 2006 yýlý sayýmýna göre 432.194,eyaletin (üstân) nüfusu 990.818 idi.

Yezd Ortaçað’da önemli ticaret merkez-lerinden biriydi. Þîraz’dan yola çýkan tica-ret kafileleri Hârizm’e kadar gidip Ürgençve Saray þehirlerini dolaþtýktan sonra Ho-rasan ve Yezd üzerinden Þîraz’a geri dö-nüyordu. Þemseddin Muhammed adlý birtüccar Þîraz’da Mirza Abdullah’tan aldýðýpara ile (30.000 dinar) Cava ve Kamboç-ya’dan öd aðacý, ak ve kýzýl sandal aðacý,karabiber, zencefil, hindistan cevizi, karan-fil, abanoz aðacý ve çivit boyasý satýn ala-rak Saray þehrine kadar gitmiþ, Herat veÜrgenç’te mallarýn bir kýsmýný satmýþtý.Buradan Çin malý ibriþim, kemhâ, atlas,yarý ipekli kumaþlar, rus keteni ve yünlükumaþlar alýp 45.900 dinar harcamýþ, bun-larýn bir kýsmýný Herat’ta satarak Yezd’edönmüþtü (a.g.e., s. 131). Kirman Selçuk-lularý devrinde Ýran’ýn büyük ticaret yolla-rýndan biri Yezd’den geçmekteydi. Bu yolHürmüz Limaný’ndan baþlamakta, Cîruftve Berdesîr’den geçerek Yezd ve Horasanile çevredeki diðer ülkelere ulaþmaktay-dý. Hindistan ile ticaret Safevîler devrindeçok önem kazanmýþtý. XIX. yüzyýlýn baþla-rýnda Yezd büyük bir nüfusa sahipti ve tâ-cirler arasýnda güvenli oluþuyla meþhur-du. Ýpek, halý, keçe, þal ve kaba pamukluelbise ticareti geliþmiþti. Bu sayede Yezd,Ýran’ýn en zengin þehirlerinden biri oldu.Günümüzde de Ýsfahan’ý Kirman’a baðla-yan yol üzerinde önemli bir tarýmsal ti-caret merkezidir. Yezd çevresindeki alan-larda yetiþtirilen tarým ürünleri pamuk,hububat ve meyvedir. Hububat üretimiihtiyacý karþýlayacak miktarda deðildi; busebeple Ýsfahan’dan ve baþka yerlerden

hububat alýnýyordu. Meyvelerden en çoknar, elma, armut, kayýsý ve kiraz yetiþtiril-mektedir. Þehirde þeker kamýþýndan þe-ker üreten imalâthaneler vardýr. Hayvan-cýlýk fazla geliþmemiþ olup az miktarda ke-çi yetiþtirilmektedir. Yezd ipeðiyle meþ-hurdur. XIX. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda ipeküretimi azalmýþ, onun yerini afyon ve pa-muk almýþtýr. Ýpekçilik bugün de devameden iþ kollarýndan biridir. Ayrýca pamuk-lu ve yünlü dokumalarla halý üretimi önem-li sanayi kollarýdýr.

Yezd’de Ýslâm öncesine ve Ýslâmî döne-me ait birçok tarihî eser mevcuttur. Ýslâ-mî döneme ait en eski mimari yapýlardanbiri Mescid-i Cum‘a (Mescid-i Câmi‘) olup512 (1119) yýlýnda inþa edilmiþtir. Bunundýþýnda Buk‘a-i Düvâzde Ýmam, Bâð-ý Dev-letâbâd, Mescid-i Emîr Çakmak, Tekke-iEmîr Çakmak, Buk‘a-i Seyyid Rükneddin,Medrese-i Seyyid Þemseddin, Mescid-iRîg, Meydân-ý Han, Bâzâr-ý Han, Musallâ-yýAtîk, Mescid-i Molla Ýsmâil ve Âteþkede-iZerdüþtiyân sayýlabilir (geniþ bilgi için bk.Fihrist-i BinâÅâ-yý TârîÅî, s. 51-55; HüseyinMeserret, s. 40, 959-1057). Ortaçað’da Yez-dî nisbesiyle meþhur birçok âlim yetiþmiþolup bazýlarý þunlardýr: Ebü’l-Hasan Mu-hammed b. Ahmed b. Ca‘fer, Ebû Abdul-lah Muhammed b. Necmeddin b. Muham-med, Ebû Ca‘fer Ahmed b. Mihrân b. Hâ-lid, Ýshak b. Ahmed b. Zîrek, Ýbn Mencû-ye, Ýmam Ali b. Ahmed b. Hüseyin ve kar-deþi Ýmam Muhammed, TârîÅ-i Cedîd-iYezd müellifi Ahmed b. Hüseyin b. Ali Kâ-tib, el-£Urâ²a fi’l-¼ikâyeti’s-Selcûšýyyemüellifi Muhammed b. Muhammed el-Hüseynî, Kadî Mîr Meybüdî, MuhammedBâkýr Yezdî, Muînüddîn-i Yezdî, Þair Vah-þî-i Bâfký. Erdeþîr-i Yezdî SüÅanverân-ýYezd adlý bir eser yazmýþtýr.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Ýbn Havkal, Øûretü’l-ar² (nþr. H. J. Kramers),Leiden 1967, s. 283; Ýbnü’l-Belhî, Farsnâme (nþr.G. le Strange – R. A. Nicholson), London 1921, s.122; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), V, 689-691; Yâ-kut, Mu£cemü’l-büldân (Cündî), V, 498-499; Ca‘-fer b. Muhammed b. Hasan Ca‘ferî, TârîÅ-i Yezd(nþr. Îrec Efþâr), Tahran 1338 hþ., s. 15-19, 23,26, 36, 38, 41, 44, 81-83; Ahmed b. Hüseyin b.

týðý rivayet edilir. Yezd, Timurlular devrin-de en parlak dönemini yaþadý. Bu devre-de þehirde inþa edilen eserler Ýran mimarieserlerinden daha üstündür (Aka, Timurve Devleti, s. 122-123).

Yezd 857’de (1453) Ýran’ýn büyük bir kýs-mýný hâkimiyeti altýna alan Karakoyun-lular’ýn eline geçti. Ertesi yýl þehirde ve-ba salgýný çýktý ve büyük bir kýtlýk yaþandý.Ölenler arasýnda meþhur tarihçi Þerefed-din Ali Yezdî de vardý. 860 (1456) yýlýndakisel felâketinde de þehir büyük zarar gör-dü. Eserini Karakoyunlu Cihan Þah devrin-de yazan Ahmed b. Hüseyin Kâtib, Yezdahalisinin mesut ve müreffeh bir hayatsürdüðünü, refahýn çok yüksek bir seviye-ye ulaþtýðýný, halkýn idareden memnun ol-duðunu ve ipekli kumaþtan elbiseler giy-diðini, tahýl ve meyve üretimi yapýldýðýný,gençlerin içki içip eðlendiklerini ve bun-dan dolayý cezalandýrýlmadýklarýný kayde-der (a.g.e., s. 126). Karakoyunlu Devleti’-nin 873’te (1469) yýkýlmasý üzerine Yezd,Akkoyunlular’ýn hâkimiyeti altýna girmiþ ol-malýdýr. Þah Ýsmâil 28 Cemâziyelâhir 910(6 Aralýk 1504) tarihinde bir aylýk bir ku-þatmanýn ardýndan þehre girdi. Daha son-raki dönemde Yezd bir ara Afganlar’ýn eli-ne geçtiyse de 1142’de (1729) Yezd’in Af-gan valisi kaçtý ve Nâdir Þah Afþar þehrinyeni sahibi oldu. Þehre tayin edilen Afþarvalilerinden Muhammed Taký Han Afþar-lar, Zendler ve Kaçarlar devrinde elli iki yýlgörev yaptý.

Kaçarlar devrinde Yezd’de birçok isyançýktý. Kaçarlar’ýn þehre gönderdiði valile-rin çoðu Kaçar þehzadeleriydi. Bunlarýn endikkate deðerlerinden biri olan Muham-med Velî Mirza 1821’den 1828’e kadar bugörevde kaldý. Þehir bu dönemde Ýsfahaneyaletine baðlandý. Aða Han 1840’ta Kir-man ve Yezd’de isyana kalkýþtýysa da ye-nilerek Hindistan’a kaçtý. 1848’de Bahâîayaklanmasý meydana geldi. 1888’de eya-lette baðýmsýz bir yönetim kuruldu, an-

YEZD

Emîr Çakmak

Meydaný

ve yapý kompleksi

Seyyid

Rükneddin

Türbesi –

Yezd /

Ýran

Page 3: (bk. ZAMAN). · Bugün 76.156 km² lik bir alan ... muk almýþtýr. Ýpekçilik bugün de devam eden iþ kollarýndan biridir. Ayrýca pamuk-lu ve yünlü dokumalarla halý üretimi

512

YEZD

Mecûsî teolojisinde tapýnma fiiline ve Me-cûsî iman açýklamasýnda “Mazda’ya ta-pan, ibadet eden” anlamýna gelen mazda-yesna sözüne yer verilmiþtir (Yesna, 12.1).Ahura Mazda’nýn yazatalarýn en büyüðüolduðu belirtilirken (Yesna, 16.1) sraoþa,haoma ve ateþ gibi ilâhî varlýklar için debu kavram kullanýlmýþtýr (Yesna, 3. 20-21;7.20-23). Semavî ve dünyevî yazatalardanbahseden Avesta metinlerinde Ahura Maz-da’nýn en yakýnýndaki ilâhî varlýklar olarakbilinen “ameþa spenta”lar için de bu ni-teleme geçmektedir (Yesna, 1.19; 3.4; 6.3;23.02).

Avesta edebiyatýnda ilâhî varlýklarýn or-tak adý olan yazata kadîm Ýran’da var ol-duðu halde Zerdüþt’ün bahsetmediði Mit-ra gibi unsurlar için de kullanýlmýþtýr (MihrYeþt, 1.6). Ahura Mazda’nýn kendisine at-fedilen Ohrmazd Yeþt metninde (1.1-33)ilâhî varlýklardan söz etmesi ve bizzat ken-disinin yarattýðý varlýklarý, meselâ Mitra’yýtapýnýlmaya deðer olarak göstermesi Zer-düþt sonrasý teolojinin dönüþümünü or-taya koymaktadýr. Dolayýsýyla sonraki Me-cûsî teolojisinde yazata kavramý, Gatha’-da yaratýcýlýðýyla öne çýkan ve Zerdüþt’üntanrýsý olan Ahura Mazda’nýn yetkilerinive gücünü paylaþan bir unsur þeklinde su-nulmaktadýr. Ayný zamanda Mecûsî ilâhi-yatýndaki teolojik deðiþimi gösteren ya-zata kendilerinden inâyeti istenen, tapý-nýlan ve tanrýnýn yetkilerini paylaþan ilâhîfigürlerin sýfatý haline gelmiþtir. Avestaedebiyatý çerçevesinde ameþa spentalarve Yeþt metinlerinde zikredilen ilâhî unsur-lara eþlik eden bu tanýmlama Ýran coð-rafyasýnda geniþ yanký bulan bir diðer ge-leneðin, Maniheizm’in kaynaklarýnda dayer almýþtýr. Soðdlu Maniheistler’ce gü-neþle iliþkilendirilen Mitra, Mihryezd diyebilinmektedir (Gershevitch, I, 69). ÖzelliklePehlevî Maniheist metinlerinde tanrýlar içinbir sýfat olarak geçmekle birlikte tapýn-ma fiili olarak da bu kavram kullanýlmak-tadýr (Boyce, A Reader in Manichaean, s.8-10).

Yazata, Sâsânîler dönemi ruhban sýný-fý tarafýndan Pehlevîce kaleme alýnan veAvesta metinlerinin yorumu kabul edilenZend edebiyatýnda “yazd / izad, yezdân /izedân” þeklinde zikredilmiþtir. Avesta ede-biyatýnda semavî ve dünyevî yazatalar tas-nifi burada mânevî (menog) ve maddî (ge-tig) izedân þeklinde yapýlmaktadýr (Menoyi Hired). Pehlevî edebiyatýnda yazd, tanrýolarak Ohrmazd’a dönüþen Ahura Mazdaiçin kullanýlýrken diðer ilâhî varlýklar içinde bu kelimeye yer verilmektedir; yezdânise birden fazla tanrýyý tanýmlamaktadýr

(Dinkard, VI, a, 1a, 1c, 98; Menoy i Hired,30.5). Düalist bir yapýyý benimseyen Sâsâ-nî din anlayýþýnda yazd / izad kavramý, kö-tü karakterli varlýklarýn karþýsýndaki iyi ka-rakterli ilâhî unsurlarý ifade etmektedir.Ýnsanlarýn bunlara takdimde bulunma-sýndan ve yardým dilemesinden bahsedil-mektedir (Dinkard, VI, 28; Menoy i Hired,26.66). “Yaratýlýþ” anlamýna gelen Bunda-hiþn metninde ezelde Ohrmazd’ýn yezdândahil iyi varlýklarý yarattýðý ve buna karþýgelen Ehrimen’in kötü varlýklarý ihdas et-tiði nakledilmektedir. Bu açýdan yazd kav-ramýnýn Ohrmazd’dan daha alt seviyede-ki ilâhî varlýklarý tanýmladýðý da söylenebi-lir (Iranian Bundahishn, I. 35; V. 1-7).

Pehlevîce dinî metinlerde “tapýnýlmayadeðer varlýklar, tanrýlar” anlamýnda yaz-dân, izedân þeklinde geçmektedir. AyrýcaSâsânî Devleti’nin kurucusu I. Erdeþîr’inve diðer krallarýn sikkelerinde “tanrýlarýn /yezdânýn soyundan” ifadesine rastlanmak-tadýr (Daryaee, sy. 16 [1379], s. 28-29).Bununla birlikte Yeni Farsça’nýn oluþma-ya baþladýðý ilk dönemlerden itibaren yez-dân kavramý “tek ve yegâne tanrý” mâna-sýnda kullanýlmýþtýr. Özellikle Ýslâm fetih-lerinden sonra müslümanlarýn yönetimialtýna giren Mecûsîler’in Hürmüz (AhuraMazda) için tek tanrý baðlamýnda yezdânýkullandýðý görülmektedir. XV. yüzyýla ta-rihlenen ve Yeni Farsça ile yazýlan Ri-vâyât-ý Dereb Hürmüzyâr adlý eserdeOhrmazd’dan tek tanrý olarak yezdân þek-linde bahsedilmektedir (Dhabhar, s. 443).Fakat ayný metinde Ohrmazd için ized ke-limesine de yer verilmekte ve yazatalar-dan da söz edilmektedir (a.g.e., s. 445-448). Bu metnin yezdâný tek tanrý þeklin-de ele alan Ýslâmî kaynaklardan sonrayadayanmasý dikkat çekicidir.

Ýslâm öncesi kadîm Ýran’ýn dinleri hak-kýnda bilgi veren müslüman âlimler Me-cûsîler’i tanýmlarken onlarýn Ahura Maz-da için yezdân kelimesini kullandýklarýnýbelirtmektedir. Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî, Mecûsîler’in “hayr”ýn yaratýcýsý-nýn yezdân olduðunu iddia ettiklerini zik-reder (Mefâtî¼u’l-£ulûm, s. 26). Kadî Ab-dülcebbâr, Mecûsîler’i düalist bir grup sa-yarak onlarýn nuru yezdân yani tanrý say-dýklarýný söyler (Þer¼u’l-U½ûli’l-Åamse, s.275, 277). Ebü’l-Meâlî de Mecûsîler’in tan-rýya yezdân dediklerini nakleder (Beyâ-nü’l-edyân, s. 31). Þehristânî, Mecûsîler’innur ve zulmet ayýrýmýnda nurun Farsça’-sýnýn yezdân olduðunu ve onlardan Keyû-mersiyye grubunun tanrýya yezdân dedik-lerini aktarýr (el-Milel ve’n-ni¼al, s. 274).Murtazâ Râzî, Mecûsîler’in yezdâný tanrý

Ali Kâtib, TârîÅ-i Cedîd-i Yezd (nþr. Îrec Efþâr),Tahran 1345 hþ., tür.yer.; Müstevfî, Nüzhetü’l-šulûb (Strange), bk. Ýndeks; Nizâmeddîn-i Þâmî,Zafernâme (trc. Necati Lugal), Ankara 1949, s.202; Þerefeddin Ali Yezdî, æafernâme (nþr. Mu-hammed Abbâsî), Tahran 1336 hþ., I, 433-441,599; Hândmîr, ¥abîbü’s-siyer, Tahran 1333 hþ.,III, 572, 598; IV, 257, 478 vd.; Gaffârî, Cihânßârâ(nþr. Müctebâ Mînovî), Tahran 1343 hþ., s. 82-83, 269, 272; M. Müfîd Müstevfî-i Bâfký, Câmi£-iMüfîdî (nþr. Îrec Efþâr), Tahran 1340 hþ., III, 276,366, 645, 650-704, 738, 740, 742, 754; Ýsken-der Bey Münþî, TârîÅ, I, 30, 354, 421-425; ÎrecEfþâr, Yâdgârhâ-i Yezd, Tahran 1345 hþ., II, 671-672, 674-675; Fihrist-i Binâhâ-yý TârîÅî ve Emâ-kîn-i Bâstânî-yi Îrân, Tahran 1345 hþ., s. 51-55;Hüseyin Kulî Sütûde, TârîÅ-i Âl-i Mu¾affer, Tah-ran 1346 hþ., I, tür.yer.; Faruk Sümer, Karakoyun-lular, Ankara 1967, I, 71, 80, 94, 104, 106, 134;a.mlf., Safevî Devleti’nin Kuruluþu ve Geliþme-sinde Anadolu Türklerinin Rolü, Ankara 1976,s. 109, 146, 188; Erdoðan Merçil, Fars Atabeg-leri, Salgurlular, Ankara 1975, s. 16, 49, 51-52,54-55, 58, 100, 105, 141; a.mlf., Kirman Selçuk-lularý, Ankara 1989, tür.yer.; a.mlf., “Yezd Ata-begleri”, TED, sy. 12 (1982), s. 367-386; a.mlf.,“Yezd”, ÝA, XIII, 403-408; W. Barthold, An Histo-rical Geography of Iran (trc. S. Soucek), Prince-ton 1984, s. 136, 148, 153, 167-168, 173; ÝsmailAka, Timur ve Devleti, Ankara 1991, tür.yer.; a.mlf.,Mirza Þahruh ve Zamaný (1405-1447), Ankara1994, tür.yer.; Ali Sevim – Erdoðan Merçil, Selçuk-lu Devletleri Tarihi, Ankara 1995, s. 120, 205,311, 318-320, 322-323, 327, 414, 515; HüseyinMeserret, Yezd: Yâdgâr-ý TârîÅ, Tahran 1376 hþ.;A. K. S. Lambton, “Yezd”, Historic Cities of theIslamic World (ed. C. E. Bosworth), Leiden 2007,s. 557-566; a.mlf., “Yazd”, EI 2 (Ýng.), XI, 302-309; C. E. Bosworth, “Dailamýs in Central Iran:The Kakuyids of Jibal and Yazd”, Iran, VIII, Lon-don 1970, s. 73-95.

ÿErdoðan Merçil

– —YEZDÂN� �א� ) )

Mecûsîlik’te tanrýlara verilen unvan,Ýslâm sonrasý dönemde

tek tanrýyý ifade eden Farsça kelime.˜ ™

Kadîm Ýran’da Tanrý karþýlýðýnda kulla-nýlan yazata kelimesinin çoðulu olan yez-dân “tapýnmak, tâzim ve takdimde bulun-mak” anlamýndaki yaz- (yaj-) fiilinden tü-remiþtir. Avesta dilinde “tapýnýlmaya lâ-yýk varlýk” mânasýna gelen yazata Pehle-vîce’de (Orta Farsça) yazd, ýzad, Yeni Fars-ça’da ýzed, yezd þeklindedir. Yezdân, Me-cûsîliðin kurucusu Zerdüþt tarafýndan zik-redilmese de sonraki Avesta edebiyatýnýnilk metni olan ve ayný fiilden türeyen “iba-det” anlamýndaki Yesna kitabýnda yer al-mýþtýr. Zerdüþt’ün Gatha’da sadece Ahu-ra Mazda kavramý çerçevesinde bir tapýn-maya yer vermesine karþýlýk ilk defa Aves-ta edebiyatýnda geçen yazata kavramý bir-çok ilâhî varlýk için kullanýlmýþtýr. Ayrýca