BATI KARADENİZ BÖLÜMÜNDE DENİZİN EKONOMİK DEĞERİNİ...
Transcript of BATI KARADENİZ BÖLÜMÜNDE DENİZİN EKONOMİK DEĞERİNİ...
BATI KARADEN İZ BÖLÜM ÜNDE DENİZİN EK O N O M İK DEĞERİNİ KISITLAYAN
F A K TÖ R LE R
Doç. Dr. Mecdi E M ÎR O Ğ L U
Giriş
Nüfus artışı yüksek olan Türkiye’de, besin kaynaklarının da devamlı olarak artması gerekmektedir. Ülkenin üç yönden denizlerle çevrili bulunmasına, balık tür ve yoğunluğunun, kıyı uzunluğunun fazlalığına karşılık, üretimin, dolayısiyle tüketimin azlığı, durumla tezat teşkil etmektedir. Deniz kaynaklarının, besin türleri içindeki payı ve tüketime oranı pek önemsiz kalmaktadır.
Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında deniz ürünlerinin daha önemli bir mevkiinin bulunması gerektiği, son yıllarda sık sık tekrarlanan bir konu olmuştur. Denizden elde edilecek üretimin kolayca arttırılabileceği hususunda raporlar mevcuttur (i). Birinci ve ikinci kalkınma plânlarında su ürünleri için büyük bir gelişim öngörülmüştür. Su ürünlerinin, üretim potansiyelinin arttırılması ile ilgili temel konuların tesbit ve uygulaması yapılmadığından, denizlerimizin, ekonomimize etkileri yetersizdir.
Su ürünlerimizin değerlendirilmesi hususunda belirli bir plânın, politikanın bulunmayışı, üretim bölgeleri hakkındaki ön bilgilerin ve araştırmaların yetersizliği, tahminlerin ve projeksiyonların realiteden uzak kalmasına yol açmıştır.
1 Ja p o n H üküm eti Balıkçılık H eyetinin hazırladığı “ Türkiye Balıkçılığı H akkında R ap o r” A nkara 1968. B unların en önem lilerinden biridir. Eserin 2. sayfasında Türkiye balıkçılığı hakkında hazırlanan raporla rın önemlileri yer alm aktadır.
252 M e c d İ E m İ r o ğ l u
Türkiye’de tüketilen proteinin büyük bir kısmı (% 85) bitkiseldir. Beslenmede hayvani ürünlerin payları çok azdır. Bunun sebeplerinden en önemlisi, yıllık balık tüketiminin (nüfus başına iki kiloya yakın 1,9 Kg.) çok az olmasıdır. Buğdayın tüketimimizdeki payının devamlı olarak artmasına karşılık, balık üretim ve tüketimimizde önemli bir gelişim görülmemektedir.
Su ürünleri istihsalinin en yoğun bölgesini Karadeniz teşkil etmektedir. Bu durumda getirilecek yeniliklerin tatbikinde bu mıntıkaya öncelik verilmesi başarı için gereklidir (2).
Karadeniz, gerek üretim, gerekse işgücünün değerlendirilmesi bakımlarından, Türkiye balıkçılığının en önemli bölgesi durumundadır. Ancak bu bölgenin bölümleri arasında büyük üretim farkları izlenilmektedir. Bilhassa batı bölümde (kıyının uzunluğuyla kıyaslanırsa) balıkçılığın ekonomik değeri hemen hemen yok denilecek derecededir. Bölümde fert başına düşen yetersiz yıllık gelir, kıyı kesimi halkı için deniz ürünleri üretiminin arttırılmasiyle giderilebilir. Ayrıca balıkçılık, pazarlara bağlı bir ekonomik faaliyet kolu olması sebebiyle, küçük yerleşim merkezlerinin gelişmelerine, açılmalarına yardımcı olmaktadır.
Karadeniz bölgesi kıyılarında ortalama olarak Türkiye balık üretiminin % 55-60 kadarı elde edilmektedir. Batı Karadeniz bölümünde mevcut ekonomik faaliyetlerin içinde balıkçılık pek küçük bir değer taşımaktadır. Batı karadeniz, Türkiye yüzölçümünün % 7 ve nüfusunun % 8 ine sahip olmasına, kır nüfusunun % 83 gibi büyük bir oranda bulunmasına rağmen, denizin ekonomik değeri yok denecek ölçüde kalmıştır. Denizin ekonomik değerinin bugünkü durumu almasının birçok nedenleri bulunmaktadır.
Karadeniz kıyılarımızda akıntılar, denizaltı topografyası, balık yatakları ve hareketleri hakkında araştırma ve bilgi noksandır.
Batı Karadeniz bölümünde barınak ve sığınaklar azdır. Doğal barınaklar ve ırmak ağızları yetersiz ve güvensizdir. Bu şartlar altında balıkçılığın gelişmesi ve açık denize intikali çok zordur.
Batı Karadeniz bölümünde denizin ekonomik değerini kısıtlayan birçok faktör mevcuttur. Bunların bir kısmı fiziki olayların sonucunda meydana gelmektedir.
2 Koç, (F)- T ürkiye’de Balıkçılık D urum u ve Gelişim Çareleri. T . T . O . S. O ve T . B. Su Ü rünleri Semineri, S: 9. A nkara, 1965.
B a t i K a r a d e n İ z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r İ 253
K ır nüfusunun yoğunluğu, tarım topraklarının azlığı ve yetersizliği karşısında şehirlere göç olayının fazlalığı dikkati çekecek ölçüye yükselen bölümde, alınacak ekonomik tedbirlerin önemlilerinden birini de balıkçılık teşkil etmektedir.
Bu yazımızda, bölümdeki balık üretimi dengesizliğine yol açan faktörler üzerinde durulacaktır.
Batı Karadeniz Bölümünde Balık Üretim i
Ü ç tarafı denizlerle çevrili bulunan Türkiye’nin kıyı uzunluğu 8210 Km. dir. Bu kıyı uzunluğunun 1215 Km . si, yani % 14, 8’i Karadeniz coğrafi bölgesinde bulunmaktadır. Karadeniz çukurluğu Türkiye kıyıları önünde büyük derinlik göstermektedir. Buna karşılık Karadeniz’in kuzey kıyıları az derindir. Karadenizde su seviyesinin 200 m. alçalması halinde, başta kuzey ve kuzeybatı kıyıları olmak üzere denizin 1 /$ gibi önemli bir kısmının su üstüne çıkması mümkün olacaktır. Kuzeyde, Kırım yarımadasının doğusunda ve Azak denizi ile batısındaki Odesa körfezi sahalarında geniş bir şelf vardır. Fakat diğer kesimlerde şelf son derece dardır. Bütün Karadeniz çevresinde şelfin önünde birden bire 2000 m. derinliklere götüren dik bir şev mevcuttur. 2000 m. izobatı adeta bir polye tabanına benzeyen çok geniş bir düzlüğü çevirir (3).
Karadeniz, Akdeniz ve M armara’nın aksine olarak körfez itibariyle fakirdir. Büyük girintiler olarak havzanın batısında Odesa, Varna ve Burgaz körfezleri vardır. Anadolu kıyılarındaki girintiler irili ufaklı koylar olup, pek azı kuytu liman karakterine haizdir. Bunların başlıcaları, Ereğli, Sinop, Vona ve Polathane’dir (4). Reliefin yüksekliğiyle doğru orantılı olan derinlik doğu Karadeniz’de ve batı Karadeniz bölümü önünde fazladır. Şelf çok dardır. Anadolu kıyılarının büyük kısmı ile Kafkas ve Kırım kıyılarında yani, genç mültevi dağ sistemleri önünde yok denecek kadar daralmıştır (5). Morfolojik duruma uygun olarak Karadeniz kıyıları girinti ve çıkıntılardan mahrumdur. Orta bölüm dışında kıyılar diktir. Batı bölümde kıyıların % 75’i faal falezlerle son bulmaktadır.
1215 Km. lik kıyı uzunluğunun bölümler arasındaki dağılımı şöyledir: Batı bölüm 500 Km . ile bölge kıyı uzunluğunun % 40 ına, Orta bölüm 350 Km. ile %28,8ine, doğru bölüm ise 365 Km . ile % 3i,2
3 İnandık , (H .) - K ıyı Morfolojisi ve Denizaltı Reliefi, S. 130, İstanbul. 1960.4 Ardel, (A.)— K araden iz’in îdrolojisi, îst. Ü niv. Coğ. Enst. Dergisi, Cilt. I I , Sayı;
5-6, S: 23, İstanbul, 1953-54.5 Erinç, (S.) - K araden iz’in D enizaltı Morfolojisi, S: 103, İstanbul, 1958.
2 5 4 M e c d İ E m İ r o ğ l u
sine sahip bulunmaktadır. Görüldüğü gibi Karadeniz coğrafi bölgesinde en uzun kıyı batı bölümde bulunmaktadır.
Türkiye kıyılarının % 14,8’inin Karadeniz bölgesinde bulunmasına karşılık, elde edilen balık üretiminin yandan fazlası (ortalama olarak % 55-60) bu bölgeden sağlanmaktadır.
Karadeniz, 200 m. den derin kısımlarında balık yaşamasına elverişli bulunmayan bir deniz olmasına mukabil, az çeşitli, fakat yoğun bir faunaya sahip bulunmaktadır. Karadeniz’de kıyıları bulunan devletlerde deniz ekonomisinin gelişmiş olmasını, bu denizin üstün verim kabiliyetiyle izah etmek mümkündür (6). Bunda denizaltı topografyası kadar kıyı morfolojisinin de tesiri olmaktadır.
Karadeniz, bölgesi içinde yarıya yakın kıyı uzunluğuna sahip olan batı bölümün, balık üretimi çok azdır. K ıyı uzunluğu ile üretim arasında ters orantı mevcuttur.
T A B L O :I
Yıllar
(7)
TürkiyeBalıkÜ retim i
(Ton)
Genel O rta lam aya (100) oram
K ara Dz. Böl. Balık Ü retim i(Ton) (8)
Bölge üretim ortalam asına (100) oranı
Yıllık Genel üretim de K a ra Dz. bölgesinin Ü retim i (% )
1951 43 .824 43 32.142 57 73
1952 78 .487 77 59.197 106 76
1953 108.173 107 78 .948 142 731954 163 .323 161 101 .849 183 62
1955 120.076 118 79.298 143 661956 149.936 148 83 .534 150 55
1957 117 .829 111 54.568 99 46
1958 105 .508 104 74.246 133 731959 67.165 66 54.284 80 67
1960 80.412 80 32 .382 57 40
1961 74.439 73 14.279 25 20
1962 51 .407 50 26 .973 48 521963 122 .264 112 81 .272 146 66
1964 111 .037 109 85 .022 153 76
1965 126.995 125 83 .932 151 66
6 Arısoy, (S.) — G enel Deniz Ekonomisi A lanı O larak K aradeniz, Coğ. Araşt. Der.Sayı: 1, S: 121. A nkara, 1966.
7 Türkiye İstatistik Y ıllıklarından hesaplanm ıştır.8 a. g. İstatistiklerden (Rize, T rabzon , G iresun, O rdu , Sam sun Sinop, K astam onu ve
Zonguldak illeri üretim leri) hesaplanmıştır.
B a t i K a r a d e n í z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ ic F a k t ö r l e r İ 2 5 5
1951-1965 yılları arasında geçen 15 yıllık süre içerisinde T ürkiye’nin ortalama deniz balığı üretimi 101, 378 tondur (9). Aynı süre içerisinde Karadeniz coğrafî bölgesinde ortalama olarak 55, 528 Ton deniz balığı üretilmek suretiyle % 54, 7 gibi yüksek bir nisbet temîn edilmiştir. Son on yıl içerisinde bu oranın % 57, 7’ye; 1961-1965 arasındaki beş yılda da %60’a yükseldiği görülmektedir.
Karadeniz bölgesinde Türkiye ölçüsüne göre fazla sayılan üretim, kıyı bakımından uzun olan batı bölümde dikkati çekecek derecede azdır.
Son onbeş yıllık üretim ortalamalarına göre batı Karadeniz bölümü 4156 Tonla (10), Karadeniz coğrafi bölgesinde üretilen balık miktarının ancak % 7,5 kadarını verebilmiştir. 1956-1965 yılları arasında geçen süre içerisinde bu oranın daha da indiği (% 5,3) görülmektedir ( n ) .
Batı Karadeniz bölümü balık üretiminin azlığına yolaçan nedenler üzerinde durmadan, Batı Karadeniz’de kıyısı bulunan illerimizin yıllık balık üretimlerini gözden geçirelim.
TA B L O : II
Yıllar K astam onu Sinop Zonguldak T oplam = (Ton)1951 92 360 1 .120 1 .5721952 518 7.200 548 8 .266
1953 573 9 .690 723 10.9861954 546 2 .592 3.085 6.223
1955 1 .094 2 .020 1 .019 4.1331956 268 1 .646 1 .331 3.245
1957 147 1 .017 486 1 .6501958 2.015 692 1 .224 2 .131
1959 210 794 1 .373 2 .377
1960 222 1 .335 533 2 .090
1961 174 542 2 .411 3.127
1962 354 2 .278 1 .304 3 .936
1963 295 759 2 .327 3.3811964 489 469 4 .099 5.057
1965 1 .584 473 919 2 .976O rta lam a 452 2 .124 1 .500 4 .077
9 a. g. İstatistiklerden hesaplanm ıştır.10 a. g. istatistikler (Sinop, K astam onu ve Zonguldak illerinin 15 yıllık ü re tim orta la
m alarına Akçakoca’nın 79 tonluk o rtalam a yıllık üretim i eklenm ek suretiyle hesaplanm ıştır).11 1951—1955 yılları arasında o rtalam a olarak 4372 ton balık üretilen Sinop’ta, son
on yıldır üretim in o rtalam a olarak 995 tona düşüşü etkili olm uştur.
2 5 6 M e c d İ E m İ r o ğ l u
Batı Karadeniz bölümünde onbeş yıllık süre içerisinde ortalama balık üretimi 4,156 tondur (Akçakoca ilçesinin yıllık ortalama üretimi olan 79 ton toplama ilave edilmiştir). Bu üretimin yarısı ( % 51) Sinop’tan elde edilmektedir. 1/3 ü de Zonguldak kıyılarında üretilmektedir. Kastamonu’nun üretimi sadece % 11 kadardır. Görüldüğü gibi üretim bölümün batısında azalmakta, doğuya gidildikçe artmaktadır.
Türkiye balık üretiminin yarıdan fazlasının elde edildiği K aradeniz coğrafi bölgesinde en önemli üretim merkezi Trabzon’dur. Trabzon’da son onbeş yılın ortalama balık üretimi 31,965 T . dur. Bu miktar bölge üretim ortalamasının % 57 sini teşkil etmektedir. Son on yılda bu ortalama % 45,7 ye inmiştir. (1951-1955 üretim ortalaması 42,731 Tondu). Bunu Ordu’nun yıllık 17,327 Ton olan üretimi izlemektedir. İki ilin üretim toplamı bölge üretiminin % 81’ ini teşkil etmektedir.
Son on yıllık ortalamalara göre Karadeniz coğrafi bölgesinde balık üretimi 100 kabul edilecek olursa: 56,2 ile doğu bölüm başta gelmekte, bunu orta bölümün 38.5 üretimi izlemektedir. Batı bölümün üretimi ise sadece 5,3 ten ibarettir.
Üretim Dalgalanm aları
Türkiye’nin yıllık balık üretimi (Tablo: 1, Şekil: 1) gözden geçirilecek olursa, yıllık üretim miktarları arasında önemli farkların bulunduğu izlenilmektedir. Ortalama üretim miktarı (101, 378) 100 kabûl edilirse, minimum değerin (1951 yılı üretimi) 43’e indiği, maksimum değerin ise (1956 yılı üretimi) 148’e ulaştığı görülmektedir. Türkiye deniz balığı üretiminde yıllık dalgalanmaların miktar olarak 3,5 kata kadar yükselebildiği vâkidir. Dünyanın bellibaşlı balık üreticisi ülkelerinde yıllık dalgalanmalar hem çok önemsiz, hemde üretim değerleri yıldan yıla artış göstermektedir. ( i3)-
Türkiye üretiminde görülen bu oynaklıkların ve dalgalanmaların bir kısmının tesbit noksanlıklarından ve istatistik rakamlarındaki hatalardan meydana geldiği söylenilebilir. Karadeniz sahilleri balıkhanelerinden bazılarında yapılan inceleme, büyük miktar-
12 1959-1960-1965 T ürkiye İstatistik Yıllıkları.13 G arm er, (J . B.) - G am lın , (A.) - Delobez, (A.) Images Econom iques du M onde,
S: 47 48. Paris, 1966.
B a t i K a r a d e n i z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m i k F a k t ö r l e r i 257
da balık mahsullerinin kayıtlanmadan iç bölgelere nakledildiği kanısını vermiştir (14). En güvenilir resmî istatistik yıllıklarında bile farklı rakamlar mevcuttur (15).
Balıkçılık konusunda detaylı çalışmaların yapılabilmesi ve kalkınma ile ilgili plânların hazırlanabilmesi için mufassal olduğu kadar, sihhatli rakamlara ihtiyaç vardır. Yıllık üretimde farkın büyük olduğu kesin olarak bilinmekle beraber, muhtelif resmî dairelerin rakamlarının da birbirlerine uymadığı görülmektedir. M uhtelif vergi ve resimlerden kurtulma endişesinin de etkisi olduğu söylenilebilir. Sahil kasabaları ve şehirlerinde amatör olarak balıkçılık yapanların avladıkları balıklar, istatistik rakamları dışında kalmaktadır. Ayrıca karasularımızda avlanan balıklardan bir kısmının fiyat farkı sebebiyle kaçak olarak yurtdışına şevki de üretim rakamlarında dalgalanmalara sebep olmaktadır.
Son onbeş yıllık rakamlara göre, balık üretimindeki dalgalanmalar Karadeniz coğrafi bölgesinde daha fazladır. Bölgenin onbeş yıllık üretim ortalaması (55,528 Ton) yüz kabul edilecek olursa, maksimum üretimin sağlandığı 1954 yılındaki değerin 184’e yükseldiği, buna mukabil 1961 yılında 25’e indiği görülmektedir. İki üretim yılı arasında 7 mislini aşan bir fark mevcuttur.
Karadeniz bölgesi balıkçılığı genellikle kıyı avcılığı karakterin- dedir. Üretimdeki dalgalanmalarda bunun büyük payı bulunmaktadır. Orta, bilhassa doğu bölümde, denizin ekonomik faaliyetler içindeki yeri ve değeri batıya kıyasla çok yüksektir. Doğuda nüfus yoğunluğunun dar bir kıyı şeridinde toplanmış bulunuşu, tüketimde balığın önemini arttırmış, gemiciliğin meslek olarak devamını sağlamıştır. Ekonomik imkânların sınırlı olması, buna karşılık batıya oranla kısıtlayıcı faktörlerin azlığı, farkın artmasına sebep olmaktadır.
Kısıtlayıcı faktörlerin fazlalığı, batı Karadeniz balıkçılığının daha ilkel şartlarda kalmasına sebep olmuştur. Bu bölüm üretiminde uç noktalar arasındaki fark daha büyüktür.
Örneğin (Tablo. II), Sinop’un en düşük üretim yılı (1961) ile, üretimin yüksek olduğu (1963) yıl arasında 27 misli fark vardır. Bu farkın Kastamonu’da 17’ye, Zonguldak’ta ise 8’e indiği görül-
14 Koç, (F.) — T ürk iye’de Balıkçılık D urum u ve Gelişim Çareleri, T . T . O . S. O ve T . B. B. (Su ürün leri Sem ineri), S : 9, A nkara, 1965.
15 1959 ve 1963 T ürkiye İstatistik Y ıllıklarında ü retim rakam ları farklı bulunm aktadır.
2 5 8 M e c d i E m İ r o ğ l u
mektedir. Karadeniz bölgesinde uç noktalar arasındaki fark 7 mislidir. Batı Karadeniz bölümünde üretim azlığı, avcılığın muayyen kesimlerde yapılmakta oluşu ve bazı yıllar yok denilecek kadar az avlanılması ekonomik değerin düşük kalmasına etki yapmaktadır.
Üretim i K ısıtlıyan Faktörler
Batı Karadeniz bölümünde balıkçılığın ekonomik faaliyetler içindeki yeri çok önemsizdir. Bu sonucun belirmesine sebep olan çok çeşitli ve yerine göre değişik etkileri bulunan belli başlı faktörleri şu şekilde özetlemek mümkündür.
Batı Karadeniz bölümünde kıyılar genellikle dik ve faal falez- lidir. Kıyılar dağ sıralarının gidişine paraleldir. Kıyılar, Balkanlar üzerinden gelen gezici depresyonlara mâruzdur. Bölüm kıyılarında ani fırtınaların herzaman patlak vermesi mümkündür. Denizin güvensiz, kıyıların girinti ve çıkıntıdan, sığınaklardan mahrum, dik ve yüksek bulunması, balıkçılığın gelişmesini engellemiş ve ü- retimi kısıtlamıştır. Bu kıyılarda açık deniz avcılığına geçilemeyişini, iklim elemanlarının dağılışlarında meydana gelen farklılıklar da arttırmaktadır. Karadeniz’de büyük balık sürüleri mevsimden mevsime, kıyılar boyunda, herhalde plânktonu takip ederek yer değiştirirse de, bu göçler, her mevsim ve hatta her yıl aynı tempoda olmadığı için konu üzerinde bilimsel araştırmalar yapılması gerekmektedir (16).
Bazı yıllar çeşitli sebeplerle yunus balıkları kıyıya yakın bulunurlar. Böyle haller torik ve palamut türlerinin fazla miktarda avlanmalarını sağlamaktadır. Yunus balıklarının sahile yaklaşmayıp açıkta yaşadıkları veya derinde kaldıkları yıllarda -kıyı avcılığının yaygın bulunması, balıkçı filolarının açıkta, balık sürülerini izlememeleri nedeniyle- palamut avlanması imkânsız hale gelmektedir. Yunus balıklarının kıyılara çok yakın bulundukları yıllarda, örneğin 1960 yılında (Bartın’da) gırgırın birtek sarılmasında 12 Ton palamut yakaladığı görülmüştür (17). Balığın fazla tutulduğu yıllarda üretimin artışı, sevk ve pazarlama zorluğu sebebiyle maddi fayda sağlamamakta ve fiyatlar arza paralel olarak düşmektedir.
16 Balıkçılığımız, Su Ü rün leri Sem ineri sebebiyle E. B. K . tarafından hazırlanm ıştır. T . T . O . S. O . ve T . B. B. S.: 3, A nkara, 1965.
17 Em iroğlu, (M .) — B artın’da Nüfus ve Ekonomik Faaliyetler. D. T . C. F . Dergisi, C ilt: 23. Sayı: 3-4, 1965, S : 164-165 A nkara, 1968.
Buzhanelerin, konserve fabrikalarının azlığı, düşük kapasiteli olmaları, diğer muhafaza usullerinin (salamura, tuzlama, tütsüleme, lâ- kerde v. b.) makbûl addedilmemesi ürünün ziyanına sebep olmaktadır. Tüketim birkaç cinse (hamsi, torik, uskumru palamut, istavrit) inhisar etmekte, diğer türlerin pazarlanması çok zor, bazende imkânsız bulunmaktadır.
Karadeniz balıklarının, gezici sürüler dışında, hareketleri o- ı oo m. lik seviyelerde değişen yerel türleri de vardır. Bunların hareketleri, klimatik faktörler ve gezici türlerin hareket ve yoğunluk- lariyle değişebilmektedir. Şelf sahasının darlığı ve 200 m, den derinde hayatın bulunmayışı kıyı balıkçılığının dar bir şeritte kalmasına ve yerel bazı türlere inhisar etmesine sebep olmuştur (18).
Kıyılarda dinamitle balık avlanması yerli balık yuvalarını ve türlerini tahrip etmekte, balıkların daha derinlere veya başka kıyılara göç etmelerine sebep olmaktadır. Birkaç yıldan beri yerli balık türleri genellikle daha derine inmiş durumdadır. Örneğin, Amasra’ lı balıkçılar 25 kulaçlık gırgırlarını 50 kulaca çıkarmışlardır. K ıyının nisbeten alçak olduğu, yerleşme ve diğer ekonomik faaliyetler için düzlüğün fazlaca yer aldığı kesimlerde, şelf sahasının da çevreye kıyasla genişlediği görülmektedir. Böyle yerler genellikle çay ve ırmakların denize ulaştığı alanlardır. Küçük ve büyük yerleşim merkezlerinin yer aldığı bu sahalarda, mevcut balık yataklarının tahribi kıyı balıkçılığının önemini ve üretimini azaltmaktadır.
Batı Karadeniz bölümünde denizin ekonomik değerini arttıracak geniş deltalar, denize dökülen büyük ırmaklar mevcut değildir. Dere ve çayların ağızları genellikle kum bankları ve birikintilerle dolmuştur. Dere ve çayların akıntıları hızlıdır. Deniz balıklarının yumurta bırakmalarına elverişli değillerdir. Akarsuların getirdikleri organik madde ve mineraller şelfin darlığı sebebiyle derine, hayatın bulunmadığı kesimlere süratle çökelmektedir. Kıyılarda, ısı farkı sebebiyle balıkların yoğunlaşmasına yol açan akıntılar mevcut değildir. Bütün bu faktörler çeşitli ölçülerde denizin ekonomik değerinin düşmesini etkilemektedir.
Nüfus ve Yerleşm enin Etkileri
Karadeniz coğrafi bölgesinin en tenha bölümü batı bölümüdür. K ıyı şeridinin yerleşmeyi teşvik edici özelliklerden mahrum
B a t i K a r a d e n i z B ö l ü m ü n ü n E ic o n o m İ k F a k t ö r l e r i 2 5 9
18 Zonguldak Bölgesi Ö n Plânı, S: 50, A nkara, 1964.
2 6 0 M e c d İ E m İ r o ğ l u
bulunması, bu bölümde denizin ekonomik etkisinin azlamasına yol açmıştır. Genel yoğunluk farkından daha önemli olan husus, kıyıdaki nüfus durumudur. Batı Karadeniz bölümünde kıyı genellikle tenha ve az yerleşiktir. Bölümün batı kesimi, nisbeten yoğunlaşmakta ve Marmara bölgesi özelliklerine yaklaşmaktadır. Bunun dışında, bölümde esasen yüksek olan orman nisbeti yağış ve nem sebebiyle kıyılarda daha da sıklaşmaktadır. Eğim ve diklik yanında, kıyılar, dereler ve çaylar tarafından derince yarılıp parçalanmış durumdadır. Denize dik olarak inen yolların dağ sıraları tarafından kısıtlanması yanında, kıyıya paralel ulaşım, bölümün batısında ve yakın yıllarda imkân dahiline girmiştir. Bu özellikler denizle ekonomik ilişkinin kurulup gelişmesi için pek olumlu bulunmamaktadır. Ayrıca, bölümde nüfus kıyıya paralel dağ sıraları arasındaki depresyonlarda yoğunluk gösterdiğinden, arızalar sebebiyle denizle ilişkinin kurulmasında veya mevcut bağıntının ardülkeye intikalinde olumsuz bir durum yaratmaktadır. Bölümün üç dağ sırası ve aralarındaki depresyonlardan müteşekkil bulunuşu, kıyıyla irtibatı kısıtlayıcı bir faktör olarak görülmektedir. Batı Karadeniz nüfusunun büyük bir çoğunluğu (% 83,3) kır yerleşme merkezlerinde yaşadığından, deniz ürünlerinin tüketimi için yeterli pazarların teşekkülü mümkün olamamaktadır. Bölümün nisbeten tenha ve şehirli oranının az oluşu, ekonomik faaliyetlerde ve beslenmede denizin etkisini azaltıcı bir faktördür (19).
Karadeniz bölgesi kır yerleşim merkezlerinin (muhtarlıklar) nüfus ortalamaları 760 kişidir. Bölümler arasında mevcut yerleşme yerleri sayısı farkına ilâveten kır yerleşimlerindeki nüfus farkının da katılması gerekmektedir. Bölümler arasında, küçük yerleşme merkezlerinin nüfus ortalamaları farklılık göstermektedir. Batı bölüm köylerinin nüfüsları ortalama olarak 490 kişi iken, bu miktar orta bölümde 775 kişiye, doğuda ise 800 kişiye yükselmektedir (20). Örneğin Kastamonu köylerinde 343 kişiden ibaret bulunan nüfus, Bolu’da 490’a, Sinop’ta 545’e, Zonguldak’ta 651 kişiye yükselmektedir. Bu ortalamanın doğu bölümde (Rize’de 762, Giresun’da 718, Trabzon’da 824, Ordu’da 880) arttığı görülmektedir. Sahilde çay, fındık, turunçgil gibi kalabalık nüfusu dar topraklar üzerinde top-
19 Em iroğlu, (M .) — Şehir N üfusunun Artm ası K arşısında Su Ü rünlerim izin Önem i, 1. B. Dergisi, Sayı, 208, S: 65-70 A nkara, 1963.
20 M uhtarlıklar, Köyler İstatistiği; Yüz ölçüm ler, Türkiye İstatistik Yıllığı 1964/1965; N üfuslar; 1965 G enel Nüfus Sayımı (Telle A lınan Geçici Sonuçlar) B. D. 1. E. Yay. N o: 484, A nkara, 1965’ten hesaplanm ıştır.
B a t i K a r a d e n İ z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r İ 2 6 1
lıyabilen türlerin, tarım nüfusunu etkilemesi sonucunda, kıyı köyleri ortalamanın üstünde nüfusa sahiptir. Batı bölümde ise durum bunun tamamen aksi ve kıyı köyleri daha az nüfusludur. (Tablo :III)
Doğu Karadeniz illerinde nüfus yoğunluğu, eğim, yükselti ve tarım dışı toprakların fazla yer kaplamaları sebebiyle, kıyı şeridin- dinde toplanmış bulunmaktadır. Orta bölüm nisbeten düzlüklerden ve plâtolardan müteşekkildir. Iç Anadoluya geçiş kolaydır. Nüfus dağılışında büyük farklar görülmemektedir.
Batı Karadeniz bölümündeki şehir ve kasabaların, genellikle çerçevesi dar bir hinterlânda sahip olmalarında morfolojik yapının önemli etkileri olmuştur. Ayrıca, yeni kurulan endüstri şehirlerinin çevre ile ekonomik bağlarının henüz kurulamamış olması balıkçılığın yerel bir faaliyet olarak kalmasına sebep olmaktadır.
Batı Karadeniz bölümünde kıyıda bulunan şehir, kasaba ve kır yerleşim merkezlerinin azlığı, denizle temasın yetersiz kalmasına, ekonomik faaliyetteki yerinin kısıtlanmasına sebep olmuştur. Bölge kıyılarının % 40’ının bölümde bulunmasına karşılık, deniz kenarında yer alan muhtarlık sayısının % 34 kadarı (bölge kıyılarında yer alan 295 muhtarlığın ı o ı ’i) batı bölümde bulunmaktadır (21). M uhtarlıkların başlıca geçim kaynakları gözden geçirilecek olursa batı Karadeniz bölümünde sadece bir muhtarlığın ekonomik faaliyetinin esasını balıkçılığın teşkil ettiği görülecektir (22).
T A B L O : I I I (23)
iller M uhtarlıkSayısı
i lin yüzölçüm ü K m 2.
M uhtarlıkY üzölçüm ü
K m 2.O rta lam a köy
NüfusuRize 286 3920 13.7 762
T rabzon 591 4685 7 .9 824
G iresun 491 6934 14.2 718
O rd u 521 6000 11 .5 880
Samsun 822 9579 11 .6 677
Sinop 418 5862 14.0 545
K astam onu 1090 13110 12.0 343
Zonguldak 745 8627 11 .5 651
Yoplam : 4219 58717 13.9 K m ,ye b ir köy
21 a. g. K öyler istatistiği ve T ürkiye İstatistik Yıllıkları. (Bolu’nun 5, A rtv in’in 9 m uhtarlığı dahildir)
22 K öyler İstatistiği S : 22.23 a. g. K öyler istatistiği ve T ürkiye istatistik Yıllıkları.
2 6 2 M e c d İ E m İ r o ğ l u
Karadeniz bölgesinde kıyıda yer alan 7 il, 34 ilçe ve 15 bucaktan, batı bölümde bulunanlarının sayıları azdır (2 il, 10, ilçe, 7 bucak) .
Karadeniz balık üretiminin yarıya yakın kısmının üretildiği Trabzon’da köy yüzölçümünün ortalamadan yarı yarıya küçük bulunması dikkati çekmektedir.
Av Araçları ve Ulaşım
Batı Karadeniz bölümünde yapılmakta olan kıyı avcılığı, balıkların hareketlerine tabi olarak üretimde mevsimlik ve yıllık oynamalar, dalgalanmalar göstermektedir. Üretimin, günlük tüketimi ve talebi aşması halinde, balıkların muhafaza ve değerlendirilmeleri mümkün olamamaktadır. M evcut pazarların yetersizliği yanında, çevre kasaba ve şehirlere sevkiyat zorlukları fiyatların düşmesine, ziyânlara sebebiyet vermektedir. Balıkçılığın karlı bir meslek olmayışı, avlanma metodları yanında, araç ve gereçlerin de yetersiz ve geri durumda kalmalarına yol açmıştır. A v araçlarına, balıkçılığın gelişmesine yardım edecek yatırım yapılamamaktadır. A vcılık küçük, basit ve ucuz, genellikle ahşap teknelerle yapıldığından, kıyıya bağlılığın daha uzun süre giderilemiyeceği anlaşılmaktadır.
Küçük balıkçı gemilerinin açık denizde avcılık yapmalarının tehlikesi yanında, hızlarının ve gereçlerinin yetersizliği bunu ekonomik kılmamaktadır. Ürünün muhafazasını sağlıyacak soğuk tutucu tesislerden mahrum gemilerle uzun süre denizde ve açıklarda kalmayı gerektiren avcılık yapılması imkânsızdır. Esasen batı K a radeniz bölümü balıkçılarının av tekneleri, alet ve vasıtaları kıyı balıkçılığının icaplarına göre tertiplenmiştir. Bunların büyük çoğunluğu açık denizlerde, hatta derin sularda avlanma imkânından mahrumdur. A v araç ve gereçlerinin yetersiz bulunuşu kıyı avcılığında, -üretimle kıyaslanamayacak sayıda-fazla insan gücünden faydalanmaya sebep olmaktadır. Bu durum maliyeti arttırmakta ve kazancı bölmektedir. Üretimi arttıran ve maliyeti düşüren makinelerin ve balıkbulucu araçların azlığı sebebiyle, bölümde denizin ekonomik değerinden gereği gibi faydalanılamamaktadır.
Karadeniz bölgesinde kıyı avcılığından, açık deniz balıkçılığına geçişin eşiğinde bulunduğumuz dönemde, araç ve gereçlerin tesbiti ve ilerde uygulanacak programın yönünün tayininde yaban
B a t i K a r a d e n İ z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m i k F a k t ö r l e r i 2 6 3
cı ülkelerin geçirdikleri tecrübelerden yararlanmak lüzumludur. Karadenize komşu olan Bulgaristan, Romanya, S.S.C.B. gibi devletlerin araştırma ve deniz ekonomilerinde işletme ve teşebbüs bakımından zaruri gördükleri teknik, av istihsal usullerinde benzerlik veya aplikasyon üzerinde önemle durulması lazımdır (24).
Yerli endüstrinin korunması amaciyle naylon ağ, halat ve diğer lüzumlu araçların ithâl tahditleri darlık ve fiyat artışlarına yol açmakta, üretim masrafını, maliyeti yükselmektedir. Bunların pazar- lanışlarındaki düzensizlik kıyı şehirleri arasında fiyat farkını arttırmaktadır.
Balık üretimimizin yarıdan fazlası Karadeniz kıyılarından elde edilmekle beraber, bu bölge av araçları bakımından çok yetersiz ve geri durumda bulunmaktadır. Diğer kıyılarımızla, Karadeniz bölgemizde bulunanlarının kıyaslanması durumu aydınlatacaktır. Karadeniz bölgesinde 415 motörlü ve 1315 adette motörsüz av aracı bulunmaktadır. Bu rakamlar, Türkiye’de mevcut motörlü araçların (1783), % 23,3; motörsüz av araçlarının da (4462), % 3o’ ı inin Karadeniz’de toplandıklarını göstermektedir (25). Motörlü ve motörsüz av araçlarının tahminen 1 /4 kadarı batı bölümde bulunmaktadır. Görüldüğü gibi Karadeniz bölgesinde motörsüz av araçları oranı daha yüksektir. Batı bölümde, yaz, aylarında balık azlığı sebebiyle, üretim miktarının büyük bir kısmı (% 66, 4’ü) kış aylarında (Eylül-şubat) elde edilmektedir (26). Kış aylarında Ka- radenizde fırtınalı ve dalgalı gün sayısının fazlalığı araç yetersizliğinin etkisini arttırmakta, avlanılan gün sayısını azaltmaktadır. Bu da üretimi kısıtlamaktadır. K ivi kasaba ve şehirlerinde mevcut balıkçı gemileri açık deniz avcılığı yapmaktansa fazla üretim sebebiyle fiyatların çok düştüğü kesimlerden temin ettikleri ürünleri talebin, dolayısiyle fiyatların-bilhassa turizm lıareketleriyle-yüksek olduğu kıyı kasaba ve şehirlerine nakletmeyi daha kârlı bulmaktadırlar.
Iç ve dış ticarette önemli bir faktör olan ulaşımın, batı K aradeniz bölümünde gelişmediği söylenilebilir. Bugünkü şartlarda u- laşım, devrimiz için geri sayılacak usullerin tatbiki suretiyle yapılmaktadır. Şöyleki, tutulmayı müteakip doğrudan doğruya (hamsi
24 Arısoy, (S.) - G enel Deniz Ekonomisi A lanı O larak K aradeniz. Coğ. Araşt. Der. S: 121—158. A nkara, 1966.
25 A rtüz, (M . î.) - Beş Yıllık K alkınm a Plânı ve Balıkçılığımızın Bugünkü D urum u, S: 8, A nkara, 1965.
26 T . C. Z iraa t Bankası G . M d. kay ıtlarından hesaplanm ıştır.
2 6 4 M e c d İ E m İ r o ğ l u
şevki gibi) hiçbir muameleye tabi tutulmaksızın nakiller yapılmaktadır. Bu tarz üretimde uğranılan zarar ve gıda zayiinin çok olacağını söylemiye lüzum yoktur (27). Bölümde balığın avlanması kadar pazarlanması, boşaltma ve yükletilmesi, saklama ve nakil işleri çok ilkel şartlar altında yapılmaktadır. Süratli, frigorifik kara ve deniz araçlarının sayılarının çoğaltılarak geniş ölçüde kullanılması suretiyle iç tüketim merkezlerinde arzın, dolayısiyle talebin arttırılması mümkündür. Kısmen yapımları tamamlanan kıyı yolları yanında, bu yolların iç bölge ana yollarına bağlanması gerekmektedir.
Batı Karadeniz bölümünde, kara uluaşımının çok zor sağlandığı yelken devrinde, önemli sayıda gemi tezgahlarınına sahip kasaba ve şehirler bulunmaktaydı. Akçakoca, Alaplı, Ereğli, Bartın, Amasra ve Sinopta sivil ve askeri maksatlarda kullanılacak gemiler yapılmaktaydı. Orman varlığının zenginliği de gemi yapımını teşvik etmekteydi. Bugün mötörlü deniz araçlarının rekabetine da- yanamıyan ahşap imalât gerileyerek, yerel ihtiyaçları dahi kar- şılıyamaz duruma gelmiştir.
Olum lu Faktörler
Batı Karadeniz bölümünde denizin ekonomik değerini kısıtlı- yan faktörler yanında, olumlu ve gelişmeyi teşvik edebilecek bazı faktörlerin de yer aldıkları görülmektedir. Bölümde balıkçılığın ekonomik değerini arttırmada önemli rol oynayabilecek olumlu faktörleri şu şekilde özetlemek mümkündür:
Batı Karadeniz bölümünde yeni yapılan bazı limanların (A- masra, Bartın ve Ereğli) balıkçılığın gelişmesinde önemli etkileri görülmektedir. Örneğin, önemli bir üretim merkezi durumunda olan Bartın’da, limanın hizmete açılmasiyle balıkçı gemileri için emin sığınak temin edilmiş, balıkçılık daha kârlı ve devamlı bir meslek haline gelmiştir. İleride kurulacak soğuk hava tesislerinde çevre deniz ürünlerinin tüketim fazlasının muhafazaları ve yapımları tamamlanmakta olan devlet yollariyle (Bartın-Karabük, Akçakoca Düzce) büyük tüketim merkezlerine arzı mümkün olacaktır. Balık tüketimi bakımından, gittikçe artan nüfusu ile Ankara önemli bir merkez haline gelmiştir. Ankara’nın ihtiyacının kısmen, fakat en
27 Koç. (F.) - T ürk iye’de Balıkçılık D urum u ve Gelişim Çareleri S: 14, A nkara, 1965.
B a t i K a r a d e n İ z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r i 265
kısa yoldan karşılanması mümkün olacaktır. Devamlı olarak talebin artması, Bartın ve çevresi balıkçılığım teşvik etmektedir (28). Resim: 2
Balığın fazla miktarda üretildiği yıllarda, fiyatların aşırı düşüşlerini önlemede ulaşım sisteminin önemli rolü bulunmaktadır. Bu durum, ileride kurulacak liman, sığınak ve kara yolu tesisleriyle balıkçılığın gelişimine olan inancı arttırmaktadır.
Batı Karadeniz bölümünün yoğun nüfuslu M armara bölgesine komşu oluşunun da; para, üretim ve ulaşım ilişkileri bakımından teşvik edici olumlu bir faktör niteliğinde olduğu görülmektedir.
Kanaatimizce Türkiye balıkçılığının gelişmiş bir bölgesi durumunda olan M armara bölgesinin, taşma ve yayılma alanı halinde batı Karadeniz bölümü için bazı olumlu etkileri olacaktır. Bölümün batı kesimlerinde (Akçakoca, Alaplı, bilhassa Ereğli) mevcut fiziki şartlar, balıkçılığın gelişmesine elverişli bulunmaktadır. N itekim, ilk ve sonbahar mevsimlerinde turfanda tabir edilen ilk cinslerin avına bu kesimde başlanmaktadır. Bu gerçekler bölüm balıkçılığının batıdan gelişeceğini göstermektedir. Ticari yönü değerli, pahalı ve ender balık türlerinin bölümün batısında avlanılmakta oluşu, yerli balıkçılık için teşvik edici bir faktördür.
Türkiye’de göçmen, gezici balıkların ekonomik değerlerinin yüksek bulunduğu malûmdur. Bu balıklar genellikle ilk ve sonbaharda yağlı, dolayısiyle lezzetlidirler. Sonbahar mevsiminde yukarıdan aşağı (Katavaşe) doğru göç ederlerken, bütün Karadeniz göçmen balıkları boğaz ağzına birikip yığılırlar. Bu mevsimde bölümün batısında balık yoğunluğu artmaktadır. Bazen mevsimin gösterdiği özellikler sebebiyle hemen boğaza, M armara’ya girme- yip, durumun olumluluğu nisbetinde, boğaz çevresiyle, bölümün batısı arasında bir süre oyalanmaktadırlar. İlkbahar ve yazın, aşağıdan yukarı (Anavaşe) göç eden balıklar da boğazın kuzey ağzında ikiye ayrılarak bir kısmı Türkiye kıyılarını takiben doğuya, diğer kol ise Bulgaristan kıyılarını izliyerek kuzeye yönelmektedirler.
Batı Karadeniz bölümünde balıkçılığı teşvik edici faktörlerden birisi de, endüstri şehirlerinin mevcudiyetidir. Çevrenin çeşitli ekonomik faaliyetlerinin teşvikiyle kurulup gelişmemiş bulunan bu merkezlerin, organizasyonun tamlığı nisbetinde büyük birer pazar haline gelmeleri mümkündür.
28 Em iroğlu, (M .) — B artın’da Nüfus ve Ekonomik Faaliyetler. S: 164-166. A nkara, 1968.
2 6 6 M e c d i E m İ r o ğ l u
Batı Karadeniz bölümünde, turizm bakımından yaz aylarında kalabalıklaşarak önemli tüketim merkezi durumuna gelen kasaba ve şehirler mevcuttur. Bunların sayı ve etkilerinin yakın yıllarda daha da artacağı tabiidir. Bu özelliğin bölüm balıkçılığında olumlu etkiler yapacağı söylenebilir.
Alınm ası Gereken Tedbirler
Batı Karadeniz bölümü ekonomisinde balıkçılığın daha önemli yer tutmasını temin maksadiyle bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bilimsel araştırmaların, incelemelerin sonucunda tesbit edilecek plânlara dayalı tedbirler daha etkili olacaktır. Değişim imkânı bulunmayan kısıtlayıcı faktörler dışında, genellikle ekonomik etkilerle meydana gelmiş kısıtlayıcı faktörlerin, plânlı bir şekilde ortadan kaldırılmaları veya hafifletilmeleri mümkündür.
İstatistik rakamlarında sihhati sağlamak bilhassa vergi kaçakçılığına son verilmek amaciyle, balıkhanelerin etkili ve modern hale getirilmeleri, karasularımızda yabancı gemilerin avcılığının önlenmesi lâzımdır.
M er’i kanun ve nizamnamelerin realiteye ve günümüz şartlarına sokulması gerekmektedir. Açık deniz balıkçılığına geçişi sağ- lıyacak tedbirlerin (kredi, kooperatif, şirket, balıkçılık bankaları v.b), araç ve gerecin temini lazımdır. Açık deniz avı yapan gemilerin radarla donatılarak tesadüfi av yapmaları önlenmelidir. Bölümde sayıları çok az olan meteoroloji istasyonlarının arttırılarak, detaylı çalışmalarla avlanmanın daha emniyetli yapılmasının temini lüzumludur. Balık üretimine imkân vermiyen dalgalı ve fırtınalı havalarda, piyasanın canlılığım muhafaza amaciyle, spekülatif hareketleri önleyecek tedbirler alınmalıdır. Üretim fazlasının dondurulmuş şekilde muhafazasını temin maksadiyle, soğuk hava depolarının sayı ve mevcutlarının, kapasitelerinin arttırılmaları lâzımdır. Akaryakıt, buz ve depolama ücretlerinin, balıkçılığı teşvik edici duruma sokulmaları gerekmektedir. Limanlarda balıkçı rıhtımları ve gerekli tesisler kurulmalı, üretimin fazla olduğu kesimlerde sığınaklar, bakım ve onarım yerleri yapılmalıdır.
Balık yiyen ve tüketime elverişli olmıyan türlerin üremelerine manî olmak amaciyle geniş ölçüde avlanmaları teşvik edilmelidir. Dinamit ve trolle balık avlanılmasını önleyecek tedbir ve cezaların etkili şekle sokulması lâzımdır.
B a t i K a r a d e n İ z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r i 2 6 7
Balıkların değerlendirilmesi ve iç bölgelerde de tüketimlerinin sağlanması amaciyle konserve fabrikalarının kurulması, konserve ithaline son verilmesi; diğer muhafaza usullerinin (Tuzlama, kurutma, salamura, tütsüleme, lakerda, ançüvez v. b.) geliştirilmeleri lazımdır. Resmî, yarı resmî ve özel müesseselerde (Kışla, fabrika, kızılay, yatılı okul v.b.) balık tüketimi arttırılmalıdır. Balığın, beslenme, sağlık ve ekonomik bakımdan faydaları hakkında eğitici yayınlar yapılmalı, balıkçılıkla ilgilenenlerin bilgi ve görgülerinin arttırılması amaciyle kurslar açılmalıdır.
Ulaşım sisteminin geliştirilmesinde balıkçılığın dikkate alınması, üretim ve tüketim merkezlerinin ilişkilerini arttıracak şekilde düzenlenmesi lâzımdır.
Sonuç
Türkiye, nüfusun hızla arttığı ülkelerden olmasına rağmen, denizlerinin ekonomik değerlerinden çok az yararlanmaktadır. K a radeniz’e kıyısı olan ülkelere kıyasla Türkiye’nin balık üretimi çok azdır. Balık üretimimizin yarıdan fazlası bu denizden sağlanmaktadır. Batı Karadeniz kıyılarının uzunluğu, Karadeniz bölgesinin % 40’ına sahip olduğu halde, balık üretimindeki payı % 7,5 tir.
Su ürünleri üretimini gereken seviyeye yükseltebilmek için Karadeniz bölgesi sorunlarının incelenmesi ve çözümlenmesi gerekmektedir.
Karadeniz’de 200 m. derinlikte hayatın son bulmasına rağmen, az çeşitli, fakat yoğun bir fauna mevcuttur. K uzey ve kuzey batıda oldukça geniş bir şelf sahasına mukabil, Türkiye kıyılarında şelf son derece dardır. Reliyefin yüksekliği ile orantılı olarak derinlik, doğu ve batı Karadeniz’de fazladır. Anadolu kıyılarındaki girintilerin pek azı, kuytu liman karakterine haizdir.
Dünyanın belli başlı balık üreticisi memleketlerinde yıllık ü- retim dalgalanmaları pekaz olduğu halde, Türkiye’de bu nisbet yüksektir. Bu fark Karadeniz bölgesinin batı bölümünde daha fazladır. Bölümde balıkçılığın kıyı avcılığı karakterinde bulunması üretimi azalmakta, dalgalanma nisbetini yükseltmektedir. Ayrıca kıyılar, hakim rüzgârlara ve gezici depresyonlara açıktır. Üretimi kısıtlıyan önemli faktörlerden birisi de gezici balıkların her yıl kıyılara yaklaşmamasıdır. Balığın çok üretildiği yıllarda fiyatlar, sevk ve
2 6 8 M e c d İ E m İ r o ğ l u
pazarlama zorluğu sebebiyle düşmektedir. Dinamitle balık avlanması, yerel balık yataklarının tahribine ve kıyı balıkçılığında üretimin düşmesine sebep olmaktadır.
Batı Karadeniz bölümü nüfusu kıyıda tenha, depresyonlar boyunda yoğundur. Ayrıca kır nüfusu büyük bir çoğunlukta bulunmaktadır (% 83). Ulaşım, arızalar sebebiyle yetersizdir. Bu durum, deniz üretimini, tüketim için yeterli pazarların gelişimini engellemektedir. Batı bölüm şehirlerinin pek azı kıyıda bulunmaktadır. Hinterlândları dardır. Küçük yerleşmelerin nüfus ortalamaları orta ve doğu bölümlere kıyasla tenhadır (2/3).
Balıkçılığın kârlı bir meslek olmayışı, avlanma metodları yanında araç ve gereçlerin yetersiz ve geri durumda kalmalarına yol aşmıştır. Ahşap tekne yapımı, motörlü taşıtların rekabetine daya- namadığmdan gemicilik gerilemiştir. Bölümde liman ve barınak sayısı azdır.
Bütün kısıtlayıcı faktörlerin yanında, bazı şartların olumluluğu veya kısa zamanda, az gayretle yararlı hale sokulacak durumda olması, ilerisi için ümit vermektedir. Karadeniz bölgesine oranla, balıkçılıkta gelişmiş olan M armara bölgesi, devamlı ve istikrarlı bir pazar durumundadır.
İlk ve sonbahar mevsiminde turfanda sayılan türler, bu bölümün batısında yoğun olarak bulunur. Göçmen balıklar, boğazdan girip çıkışlarında, bu bölüm kıyılarında yoğunlaşmaktadır. Bölümde mevcut endüstri şehirleri, basit organizasyon ve kooperatif çalış- malariyle üretimi etkileyecek önemli birer pazar niteliğini kazanabilirler.
Bütün bu olumlu ve olumsuz faktörlerin, bilimsel açıdan incelenmeleri, değerlendirilmeleri ve bazı tedbirlerin alınması sonucunda batı Karadenizde denizin ekonomik değerini arttırmak mümkün olacaktır.
Résumé
La pêche dans le littoral de la M er Noir Occidentale
Malgré la démographie toujours accroissant, la Turquie semble ignorer les richesses des produits de mer et ses avantages. A la comparaison des autrçs pays limitrophe sur la M er Noir, la quan
B a t i K a r a d e n İ z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r İ 2 6 9
tité du poisson péché reste inférieure et la partie occidentale de la Mer Noir en produit seulement 7, 5 % de la totalité bien que ses rivages constituent 40 % du littoral.
A la M er Noir, la vie cesse d ’exister a partir de 200 mètres de profondeur; pourtant une faune peu varié mais abondant y régne entre les deux eaux. Sur ces rivages qui descendent a pic, la pèche est obligatoirement limité, faute d’équipement et de méthode moderne, a la pèche côtière et le manque de ports a l’abri des vents du nord y joue encore un grand rôle, D ’autre part, l ’irrégularité de passage des bandes de poissons constitue un autre facteure qui diminue d’une année à l’autre la quantité de la production.
La répartition de la population de cette région étant très disproportionnée, la majorité (83%) s’y homme dispercée dans les villages situés a l’intérieur du territoire, Ce qui fait que le problème de marketing exige une attention considérable, et l’insuffisance des moyens de communication agrave la situation.
Tous ces facteurs ont fait de la pèche une resource de revenu bien maigre et peu sûre, et par conséquent le nombre des familles pecheurs se baisse sensiblement.
Pourtant de tous points de vue, les conditions sont bien favorable pour l ’amélioration de la situation et pour le développement de cett industrie, dans la région. Il suffit de faire des recherchers scientifique sur les facteurs favorables et défavorables pour renverser la situation au profit des pêcheurs.
BİBLİYOGRAFYA
Ardel, A. : Şelfin Menşei Hakkında Ortaya Atılan Fikirler. İst. Univ. Coğ. Enst. Dergisi. Sayı, 3-4, İSTA N B U L , 1953.
Arısoy, S. : Karadeniz Bölgesi Deniz Ekonomisinin Meseleleri, İktisat Gazetesi, No. 642, A N K A R A , 19 Ağustos, 1965.
Arısoy, S. : Orta-Doğu Karadeniz Bölümleri ve Ordu Balık Ekonomisinin Durumu. T . T . O. S. O. ve T . B. Birliği Su Ürünleri Semineri, A N K A R A , 1965.
Arısoy, S. : Genel Deniz Ekonomisi Alanı Olarak Karadeniz. Ank. Ü- niv. Coğ. Araştırmaları Dergisi. Sayı. 1. S: 121-158. A N K A R A 1966.
Artüz, t. : Karadeniz (Hayat Sahası Olarak), Balık ve Balıkçılık, Cilt. III, No. 6 İST A N B U L , 1955.
Avralıoğlu, Z. : Türkiye'nin Beslenme Problemleri. D. î. E. Y a yın No. 454, A N K A R A , 1963.
Demir, M. : Deniz Balıkçılığımızın Potansiyeli ve Bundan Yararlanma İmkânları, T . T . O. S. O ve T . B. Birliği, Su Ürünleri Semineri Sayfa: 7. A N K A R A , 1965.
Erentöz, L. : La Sédimentation Actuel dans la Mer Noire. M. T . A. E. Yayını Seri. B. No. 19, A N K A R A , 1956.
Erinç, S. : Karadeniz'in Teşekkülü ve Fiziki Şartları. İst. Üniv. Yayın No: 699, İSTA N B U L , 1956.
Erinç, S. : Karadeniz'in Denizaltı Morfolojisi, İst. Üniv. Coğ. Enst. Dergisi Sayı: 9. İSTA N B U L , 1959.
Ermin, R. : Karadeniz ve Balıkları, Balık ve Balıkçılık. Cilt. IV , No. 1, İSTA N B U L . 1956.
Garier, J. B., Gamlin, A, Delobez, A. : Images Economiques du Monde. PAR IS. 1966.
İnandık, H. : Türkiye Kıyılarının Başlıca Meseleleri, İst. Üniv. Coğ. Enst. Dergisi, Sayı: 8, S: 67-77, İST A N B U L , 1957.
İnandık, H. : Türkiye Kıyılarına Genel Bakış, İst. Üniv. Coğ. Enst. Dergisi, Sayı: g, S: 50-72. İSTA N B U L , 1958.
İnandık, H. : Kıyı Morfolojisi ve Denizaltı Reliefi. İst. Üniv. Coğ. Enst. Yayın No: 732-20, ikinci baskı. İSTA N B U L , i960.
İnandık, H. : Deniz ve Kıyı Coğrafyası. İst. Üniv. Coğ. Enstitüsü, Yayın No. 1219-47, İSTA N B U L , 1967.
İlgaz, O. : Karadeniz'den İstanbul Boğazına Giren Sular Hakkında Bazı Notlar. T . Coğ. Der. No: V II -V II I , A N K A R A , 1945.
Koç, F. : Türkiye'de Balıkçılık Durumu ve Gelişim Çareleri. T . T . O. S. O ve T . B. B. Su ürünleri Semineri A N K A R A , 1965.
Öngör, S. : Deniz Coğrafyası. A N K A R A , 1948.
Slastenenko, E. : Karadeniz Havzası Balıkları. Çev. H. A L T A N , Et ve Balık Kurum u G. Md. Yayını, İSTA N B U L , 1956.
Trak, S. : Giresun-Ordu ve Ardülkesinde Avcılık. Ank. Üniv. D. T . C. F. Dergisi, Cilt II. Sayı, 5, (Ayrı basım) A N K A R A , 1944.
2 7 0 M e c d İ E m İ r o ğ l u
Trak, S. : İktaisadi ve Ticari Türkiye. Cilt II, İZ M ÎR , 1959.
Uzel, H. : Türk Balıkçılığının Bugünkü Hali ve Haiz Bulunduğu Fevkalade İnkişaf Kabiliyeti, A N K A R A , i960.
Vallaux. C. : Géographie Général des Mers. Felix Alcan, P A R İS, 1935.
------ Türkiye Balıkçılığı Hakkında Rapor. (Hazırlayan. Japon Balıkçılık Heyeti) A N K A R A , 1968.
------Ulaştırma (Deniz Ulaştırması). Başbakanlık D. P. T . Yardım cı çalışmalar, No. 27 A N K A R A , 1964.
B a t i K a r a d e n İ z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m i k F a k t ö r l e r i 2 7 1
Resim
1-
Kas
tam
onu
ilini
n ön
emli
balık
ür
etim
m
erke
zi
olan
İneb
olu’
dan
bir
görü
nüş.
B a t i K a r a d e n i z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r İ 2 7 3
Resim: 2- Y apılm akta olan Bartın m ansap lim anı. Çevre balıkçılığının gelişmesine etkisiolacağı beklenm ektedir.
I
Resim : 3- Ö nem li balık ü retim m erkezi olan S inop’tan bir görünüş,
2 7 4 M e c d İ E m İ r o g l u
Resim: 4- Am asra, büyüklim an da^balıkçı kayıkları.
R esim : 5- Batı K aradeniz bölüm ünde balıkçılık ilkel şa rtla r a ltında yapılm aktadır. Barınak tan yoksun bir kıyıda kayıkhaneler.
B a t i K a r a d e n İ z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r ! 2 7 5
R esim : 7- A vlanm akta olan b ir ta ra ta .
2 7 6 M e c d İ E m İROĞLU
Resim : 9- Ağ tam ir eden bir balıkçı.
B a t i K a r a d e n i z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r İ 2 7 7
Resim : 11- Yerel balıklar içerisinde istavrit önem li yer tu tm aktadır.
2 7 8 M e c d i E m î r o ğ l u
B a t i K a r a d e n i z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k 1* a k t ö r l e r İ 2 7 9
ŞE
KİL
:
280 M e c d İ E m İ r o ğ l u
_ j ır> < ı o cd 2?
M -ri — in 2 cr> LU — O <OL<
B a t i K a r a d e n i z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r İ 2 8 1
BATI «ARADENİZDE ÜRETİLEN BALIK TÜR. LERİ (M İNUM UM ÜRETİM )
% 3.2
K E FA L K A L K A N İSTAVRİT LÜ FE R
KAYNAK 1 9 5 9 /6 4 /6 5 TÜRKİYE İSTATİSTİK YILLIKLARI
S E K İ L . 4
2 8 2 M e c d í E m İ r o ğ l u
Ş E K İL •. 5
PALAMUT
USKUMRU
KALKAN
0I6E R B ALIK LA R
K /tfNA K 1959,196^ /65 TÜ R K İY E IS T A .T İS T İK Y IL L IK L A R I
b a ti KARADENIZDE ÜRETİLEN BALIK TÜRLER (MAKSİMUM ÜRETİM)
% 7.4
KEFAL
BATI
KARA
DENİ
Z KA
RASU
LARI
NDAK
İ ÖN
EMLİ
BA
LIK
HARE
KETL
ERİ
VE AV
LANM
A YE
RLER
İ
B a t i K a r a d e n i z B ö l ü m ü n ü n E k o n o m İ k F a k t ö r l e r İ 2 8 3
Kay
nak:
A
RISO
Y
(S.)-
N
ot
Der
gisi
N
o.
10 ve
Prej
ect
for
prod
uctio
n Pr
oces
sing
An
d C
omm
erce
of
Fish
in
Turk
ey
New
Ters
ey.
13 Se
pt,
1949
,