BALKAN DİLLERİNDEKİ TÜRKÇE KELİMELERİN ...bulunan Türkçe kelimeleri, semantik, morfolojik...
Transcript of BALKAN DİLLERİNDEKİ TÜRKÇE KELİMELERİN ...bulunan Türkçe kelimeleri, semantik, morfolojik...
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/4 Fall 2011, p.621-632 , TURKEY
BALKAN DİLLERİNDEKİ TÜRKÇE KELİMELERİN
TANIMLANMASI PROBLEMİ ÜZERİNE TESPİTLER
Fatih İYİYOL* Ahmet M. KESMECİ*
ÖZET
Türklerin Balkan coğrafyasındaki varlıkları, Osmanlı fetihlerinden önceki yüzyıllara dayanmaktadır. Türk dili ve kültürünün bölgedeki asıl etkisi Osmanlı İmparatorluğu’nun fetih hareketleriyle başlamıştır. Osmanlıların bölgeyi fethiyle birlikte, Balkan topluluklarının yapısında büyük değişiklikler meydana gelmiştir. Bu kapsamlı ve büyük etki sonucunda, binlerce Türkçe kelime Balkan dillerine girmiştir. Türkçe kelimelerin niceliği, Balkan kültürleri ve dillerindeki etkisi, araştırmacıları bu kelimeleri incelemeye yönlendirmiştir. Balkan dillerindeki Türkçe kelimeleri inceleyen araştırmacılar, temel bir problemle karşılaşmışlardır. Araştırmacıların karşılaştığı temel problem, söz konusu kelimelerin adlandırılması sorunu olmuştur. Türkçe ile birlikte Arapça-Farsça kökenli kelimelerin bu dillerde görülmesinden dolayı bazı araştırmacılar söz konusu kelimeler için, “Oryantalizm” kavramını kullanmışlardır. Balkan dillerindeki kelimelerin büyük çoğunluğunun Türkçe olması, Arapça-Farsça kelimelerin Türkçe vasıtasıyla Balkan dillerine girmesini göz önünde bulunduran araştırmacılar ise bu kelimeler için, “Türkizm” kavramını tercih etmişlerdir. Araştırmacılar, gerek “Oryantalizm” gerek “Türkizm” üzerine detaylı bir değerlendirme yapmadan genel olarak tercihlerini belirtmişlerdir. Oysa, Balkan dillerine bu derece etki etmiş sayıları bazı dillerde on bine yaklaşmış Türkçe kelimelerin adlandırma probleminde bir kanaate varmak için detaylı analizlerin yapılması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı; söz konusu kelimeleri gramer, etno-linguistik, kültür ve tarihsel süreç açısından değerlendirip, Balkan dillerine Osmanlı müesseseleri ve toplum hayatı vasıtasıyla giren kelimelerin adlandırma problemine katkıda bulunmaktır. Çalışmanın kapsamı, tüm Balkan dilleri olmakla birlikte; Türkçe kelimelerin yoğun olarak görüldüğü Boşnakça-Sırpça-Hırvatça ile Arnavutçaya ağırlık verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Türkçe, Balkan dilleri, etno-linguistik, Oryantalizm, Türkizm, kültür.
Bu makale, 5-7 Mayıs 2011 tarihinde Bosna-Hersek’te International Burch University tarafından düzenlenen;
“1st International Conference on Foreign Language Teaching and Applied Linguistics” baĢlıklı sempozyumda, sunulmuĢ tebliğin düzenlenmiĢ ve geniĢletilmiĢ Ģeklidir.
* Yrd. Doç. Dr., Süleyman ġah Ü. Ġnsan ve Toplum Bil. Fak. Türk Dili ve Ed. Böl. El-mek: [email protected] * ArĢ. Gör., Süleyman ġah Ü. Ġnsan ve Toplum Bil. Fak. Türk Dili ve Ed. Böl. El-mek: [email protected]
622 F. İYİYOL – A. M. KESMECİ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
THE FINDINGS UPON THE DESIGNATION OF TURKISH WORDS AMONG BALKAN LANGUAGES
ABSTRACT
The presence of the Turks in the geography of Balkans can be track back to the centuries before Ottomans. The actual impact of the Turkish language and culture began with the start of Ottoman conquests. With the Ottoman conquest, there have been great changes on the structure of the Balkan communities. As a result of this comprehensive and large impact, thousands of Turkish words entered into the Balkanic Languages. The quantity of Turkish words, their effect of the Balkanic Cultures and Languages have directed the researchers to search these words. The researchers who investigated the Turkish words in the Balkanic Languages faced a fundamental problem. The main problem that the researchers faced was the issue of designation of these words in question. Due to the appearance of the words of Arabic and Persian origin along with Turkish, some researchers have applied the term “Orientalism” for these words in question. Since the vast majority of words in the Balkanic Languages are Turkish, the researchers, considering the fact that Arabic and Persian words entered into the Balkanic Languages through Turkish, have preferred the concept “Turkism” for these words. Researchers, without making a detailed evaluation on either “Orientalism” or “Turkism,” have stated their more general preferences. However, the designation issue of these words, which have such effect on the Balkanic Languages and their numbers getting closer to ten thousand in some languages, requires a detailed analysis in order to formulate an opinion. The purpose of this study is to evaluate the words in question in terms of grammatical, ethno-linguistics, cultural and historical process and to contribute to the issue of designating through Ottoman institutions and community life. Within the scope of this study, the emphasis is given, in addition to all the Balkanic Languages, on the Bosnian-Serbian-Croatian and Albanian Languages where Turkish words are dominantly present.
Key Words: Turkish, Balkanic Languages, Ethno-linguistics Orientalism, Turkism, culture.
Giriş
Balkanlarda Türk topluluklarının varlıkları ve bu toplulukların kültürel etkileri, Osmanlı Ġmparatorluğu’nun bölgede etkisini hissettirmesinden çok daha önceki dönemlere dayanmaktadır.
Avarlar, Kumanlar ve Peçeneklerin Balkanlarda belirli dönemlerde varlıklarını sürdürdükleri ve bu
coğrafyanın kültürel yapısına katkı yaptıkları bilinmektedir. VI. yüzyılda bölgeye yerleĢen Avarlar,
Balkan topluluklarını sosyo-kültürel açıdan etkilemiĢ bir Türk boyudur. BoĢnak ve Hırvatların yöneticilerine verdikleri “Ban” unvanı, Avar kökenli bir kelimedir. Balkanlardaki Slav dillerinde,
Avarlar için kullanılan “Obri” kelimesinden türemiĢ, Obrililerin yaĢadıkları yer anlamındaki
“Obrovac” toponiminin günümüzde dahi görülmesi, Avarların bölgede etkinliğini göstermesi açısından manidardır (Malcolm 2002, 6). Osmanlının bölgeyi fethinden önce BoĢnakça, Sırpça ve
Balkan Dillerindeki Türkçe Kelimelerin… 623
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
Hırvatçada görülen “Kaduna/Kadın” kelimesinin varlığı, Avar Türkçesinin Balkanlardaki Slav
dilleri üzerindeki etkisini gösteren bir diğer örnektir (ŠkaljiĤ1966, 12).
Balkanlarda, Osmanlı öncesi Türk topluluklarının etkisi Arnavutçada da görülmektedir.
Macar dilbilimci Ġstyan Schütz, Türkçenin X-XIV. yüzyıllar arasında Arnavutçayı etkileyen bir dil
olduğunu ifade etmektedir. Schütz göre; Arnavut erkekleri çobanlık yapıp köylerine kıĢ mevsiminde dönüyorlardı. Bu sebeple, yılın önemli bir diliminde, köylerde sadece kadın ve
çocuklar kalıyordu. Peçenek Türkleri, bu köylere baskın yaptıklarında kadın ve çocuklardan ibaret
kitleyi görünce Arnavut köyleri için,“Katun, kadın” ifadesini kullanmıĢ, bu kelime Arnavutçaya geçerek köylere, “Katund” denilmesine neden olmuĢtur (Bayraktar 2009, 1084).
Balkan topluluklarında Osmanlı öncesi Türk etkisi, ifade ettiğimiz örneklerle sınırlı değildir.
Proto Bulgarların Türk kökenli bir kavim olduğu tartıĢması, Kumanların Rumenlerle olan iliĢkisi,
Türk-Tatar topluluklarının Dobruca bölgesindeki mevcudiyetleri, Batı Hunların Doğu Avrupa’daki varlıkları; Balkanlarda Osmanlı öncesi Türk topluluklarının etkisi açısından ele alınabilir. Osmanlı
öncesi Balkan coğrafyasındaki Türk topluluklarının, birbirine benzemekle birlikte bir o kadar
karmaĢık olan Balkan topluluklarının kültürüne katkıda bulundukları görülmektedir. Bununla birlikte, Osmanlının Balkanlardaki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu
topluluklarının tesirleri, sınırlı ve zamanla yerli kültürlerin içerisinde erimiĢ olduğu görülmektedir.
I. Osmanlıların Balkan Kültürlerine Etkisi
Osmanlıların Balkan coğrafyasındaki siyasî ve askerî etkisiyle birlikte, Türk kültürü ile Balkan topluluklarının etkileĢimi de baĢlamıĢtır. Fetihlerden önce baĢlayan dolaylı iletiĢim,
fetihlerle birlikte doğrudan ve daha kapsamlı bir etkiye dönüĢmüĢtür. Fethedilen toprakların imarı,
kurulan Ģehirler ve bu Ģehirler etrafında oluĢan Türk-Ġslam kültür havzası Balkan topraklarında; kalıcı, derin ve sonuçları günümüze kadar gelen büyük bir etkinin ortaya çıkmasını sağlamıĢtır.
Balkan topluluklarını, Osmanlıların meydana getirdiği sosyo-kültürel etki açısından iki grupta
sınıflandırmak mümkündür. Birinci grup1, fetih hareketlerinden sonra büyük çoğunluğu Ġslamiyet’i
kabul eden, Boşnaklar ve Arnavutlar. İkinci grup ise, ĠslamlaĢmanın sınırlı kaldığı Ortodoks-
Katolik yapılarını koruyan; Sırplar, Hırvatlar, Makedonlar, Rumlar, Bulgarlar, Romenler. Bu iki
grubun Türk kültüründen etkileĢimi, dillerindeki Türkçe kelimelerin oranı farklı olmuĢtur. Yeni
dinle birlikte, BoĢnak ve Arnavut toplumundaki kültürel değiĢim daha derin ve kapsamlı olmuĢ; diğer Balkan toplulukları, bu halkları “Türkleşen kitleler
2” Ģeklinde değerlendirmiĢlerdir. Bununla
birlikte, “Reaya” olmayı tercih eden ikinci gruptaki Balkan toplulukları, ĠslamlaĢan topluluklar
kadar olmasa da Osmanlı-Türk kültürünün derin tesirini yaĢamıĢlardır.
Osmanlıların Balkan toplulukları üzerinde bıraktığı tesirin önemine vurgu yapan Bulgar
tarihçi Maria Todorova’ya göre, Balkanların tarihinde önemli iki aktör bulunmaktadır. Bunlardan
biri, siyasal, dinsel etki bırakan Bizans, diğeri ise yarımadaya kendi dilinden isim veren ve en uzun siyasal birliğini kuran Osmanlılardır. Todorova, bu tesire, “Balkanların Osmanlı mirası olduğu
sonucuna varmak abartma değildir.” ifadeleriyle, dikkat çekmiĢtir. Todorova’ya göre, “Demografi
1 Bu gruba, kökenleri tartıĢmalı olan Pomaklar ile TorbeĢler (Müslüman Makedonlar) da girebilir. Balkan
coğrafyasının hemen her bölgesinden görülen Çingeneler, daha çok Romanya’da yaĢayan Tatarlar bu çalıĢmanın kapsamına alınmamıĢtır. Tasnifte Türk olmayan topluluklar ele alındığı için Balkan Türkleri de bu sınıflamaya dâhil edilmemiĢtir.
2 Vatikan, Ortodoks kiliseleri ve Balkan toplulukları, Balkanlarda ĠslamlaĢan topluluklar için “Türkleşmiş Kitleler” olarak görmüĢtür. Kostantin Mihayloviç, XV. Yüzyılın sonlarına doğru ĠslamlaĢan Slavlar için, “…Her şeye rağmen her yıl kendi isteğiyle Türkleşen İnsanlarımızın sayısı artıyor…” Aynı topluluk için 1530’da Benedict Kurupesic, “…Türkler onlara din bıraktı, gençler Türkleşti…” ifadelerini kullanmıĢtır (Nurkiç 2007, 63). Bosnalı Müslümanlar için kullanılan “Potur” ifadesinin “Poturçiti/Türkleşmek” fiilinden türediği (Malcolm 2005, 60-61), fikri ağırlık kazanmıĢtır. Kaynaklarda ifade edilen “Türkleşme”, bir topluluğun dil ve entisite değiĢikliği için değil; söz konusu toplulukların ĠslamlaĢması için kullanılmıĢtır.
624 F. İYİYOL – A. M. KESMECİ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
ve halk kültürü alanında Osmanlı mirası kalıcı ve kesintisiz etkiler bırakmıştır” (Todorova 2006,
36). Bulgar tarihçinin vurguladığı bu etkiyi belirten bir diğer araĢtırmacı Vuk Karadziç’tir. Sırp dilbilimci Karadziç, yaĢadığı dönemin halk kültürüne değinirken, Ģehirde yaĢayan Sırpların
geleneksel yaĢantılarına değinmektedir. Karadziç, 1829 yılında Belgratlı kadınların Müslüman
kadınlar gibi çarĢaf giydikleri, Sırp erkeklerin ise sarık takıp, nargile içtikler ini ifade etmektedir (Castellan 1995, 148). Türk kültürünün Osmanlı dönemi Balkanlarındaki tesirini dil ve edebiyatta
da görmek mümkündür. Yazar Sofroniy Vraçanski (1739-1813), Ģehirlerde yaĢayan Bulgarların,
Türkçeyi Bulgarcadan daha iyi bilmelerinden dolayı, eserlerinde Türkçe kelimelere yoğunluk verdiğini ifade etmiĢtir (Yalçın 2009, 572). Türkçenin Bulgar Ģehirlerindeki tesirini belirten bir
diğer yazar, Ġvan Vazov’dur. XIX asrın ortalarında yaĢayan Vazov, Bulgar Ģehirlerinde konuĢulan
dil için “Şehirlerimizde konuşulan dil neredeyse yarı Türkçe idi” tespitinde bulunmuĢtur (Karaağaç
2009, 201).
Osmanlı dönemi Balkan topluluklarında “Alhamijado/Alhamiyado” denilen Osmanlı
alfabesiyle Türkçe, Arapça, Farsça ve yerli Balkan dillerinden teĢekkül etmiĢ bir edebiyat
doğmuĢtur. Bu edebiyatın temsilcileri kendi dillerine Osmanlı alfabesini uyarlamıĢlardır. Alhamijado Edebiyatı’nın temsilcilerinin bir kısmı, eserlerini Türkçe baĢta olmak üzere Arapça ve
Farsça yazmıĢlardır. Bu edebiyatın bazı temsilcileri ise, edebî ürünlerinde kendi dillerini tercih
etmiĢlerdir. Alhamijado Ģairleri, eserlerini Türk Ģiir geleneği ve tekke kültürü üzerine bina
etmiĢlerdir. Özellikle BoĢnak ve Arnavut kökenli Alhamijado Ģairleri, klasik Türk Ģiirinin ve tekke edebiyatının da önemli temsilcileri durumuna gelmiĢlerdir. Muhammed Karamusic, Ziyaî, Vahdetî,
DerviĢ-PaĢa, Mezakî, Hasan Kaimî, Sukkerî, Asım Yusuf Çelebi, Mehmed Meylî, Ahmed Hatem,
Fadıl-PaĢa ġerifovic, Arif Hikmet (Nametak, 1997), gibi birçok Ģair Türkçe ve Balkan dillerinde yazmıĢ devirlerinin önemli entelektüelleridir. Bu Ģairlerin kendi dillerinde yazdığı eserlerde derin
bir Türkçe etkisi görülmektedir. Bu etkiyi belirgin bir Ģekilde gördüğümüz Ģairlerden birisi BoĢnak
tekke Ģairi Hasan Kaimi’dir. BoĢnak Türkolog Fehim Nametak, Saraybosna Hacı Sinan Tekkesi’nin postniĢini olan Hasan Kaimî’nin meĢhur Ģiiri, “Ostante se tutuna
3” için “Türkçe
kelimeler mi daha çok, Boşnakça kelimeler mi emin değiliz” değerlendirmesini yapmıĢtır
(Nametak 1989, 121).
II. Balkan Dillerine Girmiş Türkçe Kelimeler
Osmanlı döneminde, Türkçe kelimeler Balkan dillerine farklı yollarla girmiĢtir. Balkan
kökenli Müslüman gençlerin özellikle dinî eğitimlerini Ġstanbul gibi, Osmanlı Ģehirlerinde
yapmaları temel sebeplerden biridir. BoĢnak, Arnavut, TorbeĢ vb. etnik kökene sahip gençler Ġstanbul, Bursa ve Osmanlının diğer ilim merkezlerinde klasik medrese-tekke eğitimi almıĢ ve
edebî Türkçeyi konuĢup yazacak seviyeyi yakalamıĢlardır. Osmanlı-Ġslam kültürüyle donanmıĢ bu
gençler memleketlerine döndüklerinde öğrendikleri dile ait kelime ve kavramları kendi yerel dilleriyle birlikte kullanmıĢ ve halk kitlesine Türkçe kelimeler bu Ģekilde geçmiĢtir (Metaj 2009,
10; ŠkaljiĤ 1966, 13). Türkçe kelimelerin Balkan dillerinde yaygın olarak kullanılmasının bir diğer
sebebi, Balkan yerlilerinin halk Ģairlerinin Türkçe yazmaları ya da yerel dilde çokça Türkçe kelime
kullanmalarıdır. Türkçe kelimelerin Sırpça, Hırvatça ve BoĢnakçada yaygın olarak kullanılmasını halk Ģairlerine ve ediplere bağlayan Grga MartiĤ, Bu duruma dikkat çeken ifadeleri Ģöyledir:“
Bundan dolayı, halk şiirlerimizde Türkçe kelimelerin sayısı artmış ve halk bu kelimeleri kullanmış
ve onlarsız şiir yazamamıştır. Bu kelimeler yemeğin tuzuna benzer, nasıl ki yemeğe tuz katmadan
3 Söz konusu Ģiirden örnek bir dörtlük: Frenkler buni satarlar Frenkler bunu satarlar Sudûk içre tutarlar Suduk içre tutarlar Ba ne zehir jutarlar Bak ne zehir yutarlar Ostante se tutuna Tütünden vazgeçin (Ġyiyol 2010a, 276).
Balkan Dillerindeki Türkçe Kelimelerin… 625
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
tat oluşmuyorsa bu kelimeler olmadan halk şiir yazamamıştır” (ŠkaljiĤ 1966, 13). Osmanlıların
Ģehircilik anlayıĢı ve kurduğu-geliĢtirdiği Balkan Ģehirlerindeki Türkçe etkisi, devletin dilinin Türkçe olması gibi çeĢitli nedenlerle Türkçe, Balkan dillerine önemli miktarda kelime vermiĢtir.
Türkçe kelimelerin Balkan dillerindeki niceliği ve halk kültüründeki etkisi topluluktan
topluluğa fark etmektedir. Balkan Slavcası diyebileceğimiz; BoĢnakça, Sırpça ve Hırvatçada bulunan Türkçe kelimeleri, semantik, morfolojik açıdan inceleyen ve bu kelimelerin söz konusu
dillerdeki değiĢimini ele alan en kapsamlı çalıĢma, Abdullah ŠkaljiĤ’in 1966 yılında yayınladığı
“Turcizmi u Srpsko-Hırvatskom Jeziku/ Sıpça ve Hırvatçada Bulunan Türkçe Kelimeler Sözlüğü” isimli çalıĢmadır. ŠkaljiĤ, bu dillerde 8.878 kelime ve 6.878 terim tespit ettiğini vurgulamaktadır
(ŠkaljiĤ 1966, 23). Arnavutçada bulunan Türkçe kelimeler üzerinde çeĢitli araĢtırmalar yapılmıĢtır,
Tahir Dizdari’nin araĢtırmalarında Arnavutçada tespit edilen Türkçe kelime sayısı 4406 adettir
(Kadiu-Abdiu, 2009: 1230). Ġlaz Metaj, 2009 yılında yayınladığı “Orientalizmat” isimli sözlükte 3600 kelime tespit etmiĢtir (Metaj 2009, 7). Son çalıĢmalar, Arnavutçadaki Türkçe kelimelerin
sayısının 5.000 civarında olduğunu göstermektedir (Bayraktar 2009, 1086). Diğer Balkan
dillerindeki Türkçe kelimelerin sayısı üzerine çeĢitli araĢtırmalar yapılmıĢ olmakla birlikte; Sırpça, Hırvatça, BoĢnakça ve Arnavutçadaki Türkçe kelimeler üzerine yapılan çalıĢmalar kadar kapsamlı
değildir. Bu sebeple Romence, Rumca ve Bulgarcadaki Türkçe söz varlığı hakkında gerçeğe yakın
bir rakam ifade etmek güçtür. Ġvan Gaberov, 1998 yılında yayınladığı “Reçnik na Çujdite Dumi v
Bilgarskiy/ Bulgarcadaki Yabancı Sözler Sözlüğü”nde Bulgarcada 3548 Türkçe kelimenin günümüzde kullanıldığını ifade etmektedir (Karadağ 2009, 201). Türkçenin Romence üzerindeki
etkisini araĢtıran en kapsamlı çalıĢma XX. yüzyılın baĢlarına dayanır. L. Šaineanu, Romencede
3900 Türkçe unsur tespit etmiĢtir. Günümüzde Romencedeki Türkçe söz varlığının XX. yüzyılın baĢlarına göre bir hayli azaldığı görülmektedir. 2002’de Muhummed Nurlu’nun “Romencede Türk
İzleri” çalıĢmasında 1200 Türkçe söz tespit edilmiĢtir. Yunancadaki Türkçe unsurlar üzerine
önemli çalıĢmalar yapan araĢtırmacılar, K. Kukkidis ve P. Georgias’dır. Kukdisis, Yunancadaki Türkçe söz varlığını 3000, Georgias ise 1968 olarak belirlemiĢtir
4 (Karadağ, 2009).
Balkan dillerinin herhangi birindeki Türkçe söz varlığının çalıĢmadan çalıĢmaya farklılık
gösterdiği görülmektedir. Bu farklılığın birçok sebebi olmakla birlikte söz konusu çalıĢmaların
kapsamı ve dönemi ile ilgilidir. AraĢtırmacıların bir kısmı sadece edebî dildeki Türkçe kelimeleri ele alırken, bir kısım araĢtırmacılar ise yazılı ve sözlü dili birlikte ele almaktadırlar. Kaynak tarama
ve derleme çalıĢmalarının niteliğine göre Balkan dillerindeki Türkçe kelime sayısı değiĢmektedir.
Türkçe kelimelerin sayısındaki değiĢikliğin bir diğer sebebi de çalıĢmanın yapıldığı zamanla ilgilidir. Balkan dillerindeki Türkçe kelimelerin sayısı Osmanlının bölgeyi terk etmesiyle birlikte
çeĢitli sebeplerden dolayı tedrici olarak azalmıĢtır. Bu sebeple XIX. yüzyılın sonlarında yapılan bir
çalıĢma ile günümüzde yapılan çalıĢmalarda kelime sayısında farklılıklar görülmektedir.
III. Balkan Dillerindeki Türkçe Kelimelerin Adlandırılması
Balkan dillerindeki Türkçe söz varlığının çokluğu, bu kelimelerin halk kültüründe, edebî
eserlerde sıkça kullanılması Türkçe ve Türkçe vasıtasıyla Balkan dillerine girmiĢ kelimeleri
adlandırma ihtiyacını ortaya çıkarmıĢtır. Balkan topluluklarının dil ve kültür araĢtırmacıları, dillerinde önemli miktarda bulunan bu kelimeleri; “Oryantalizm,” “Turcizmi-Turcizam/Türkizm”
“Arabizm”, “Balkanizm” gibi farklı kavramlarla adlandırmaya çalıĢmıĢlardır. AraĢtırmacıların
büyük çoğunluğunun “Türkizm” ya da “Oryantalizm” olarak kavramlaĢtırdığı bu kelimelerin adlandırma probleminin çeĢitli açılardan ele alınması gerekmektedir. Söz konusu kelimelerin Ģekil
4 Balkan dillerindeki Türkçe kelimelerle ilgili temel çalıĢmaları ifade etmeye çalıĢtık. Bununla birlikte Balkan
dillerindeki Türkçe kelimeler ve bu kelimelerin Balkan dillerindeki ses, yapı, anlam özellikleri ve Türkçe kelime, kelime gruplarının sosyal hayattaki yansıması üzerine birçok çalıĢma yapılmıĢtır. Bk. ŠkaljiĤ 1966; Metaj 2009; Karaağaç 2009).
626 F. İYİYOL – A. M. KESMECİ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
özellikleri, anlamları, hangi kültür havzasıyla geçiĢ yaptıkları, halk kültüründeki karĢılıkları ve
edebî dildeki konumları sorunun çözümüne yardımcı olacaktır.
Rus dilbilimci Agnia Desnitskaja, Balkan dillerindeki Türkçe kelimeleri Arnavutça
örnekleminden hareketle ele almıĢtır. Desnitskaja’ya göre; Osmanlı döneminde Arnavut gençler
Osmanlı eğitim kurumlarında gördükleri Arapça ve Farsçadan kelimeleri benimsemiĢlerdir. Desnitskaja, Osmanlının edebî dili Farsçanın ve din dili Arapçanın Arnavutları da etkilediği
dolayısıyla bu kelimelere, “Oryantalizm” denilmesi gerektiğini ifade etmiĢtir. Arnavut dilbilimci
Tahir Dizdari de, Osmanlı döneminde Arnavutçaya girmiĢ kelimelere “Oryantalizm” ifadesini kullanmayı tercih etmiĢtir. Dizdari, Bir baĢka makalesinde ise söz konusu kelimeleri “Türkizm”
kavramını ile adlandırmıĢtır. Tahir Dizdari’nin her iki kavramı da kullanması, yazarın iki kavram
arasında kesin bir tercih yapmadığı göstermektedir (Abazı-Egro 2002, 5).
Ilaz Metaj, Arnavutçadaki Türkçe kelimeleri bir araya getirdiği “Orientalizmat/Oryantalizmler” sözlüğünde, bu kelimeler için, “Oryantalizm” kavramanı tercih
etmiĢtir. Metaj, sözlük çalıĢmasında temel bir problemle karĢılaĢtığını, bu problemin söz konusu
kelimelerin adlandırılma sorunu olduğunu belirtmiĢtir. Metaj’a göre söz konusu kelimeler, üç oryantal dil olan Türkçe, Arapça ve Farsçadan gelmekteydi. Bu sebeple, söz konusu kelimeleri
adlandırmak için Oryantalizm kavramını tercih ettiğini ifade etmektedir. Ġlaz Metaj, bu kavramı
tercih etmesinde Arnavut Ģarkiyatçı Fethi Mehdiu’nun etkili olduğunu ifade etmiĢtir (Metaj 2009,
7).
Hanka VajzoviĤ, “Orijentalizmi u Knijiževnom Djelu-Lingvistička Analazia/ Edebî Dildeki
Oryantalizmlerin Linguistik Analizi” baĢlıklı çalıĢmasında; BoĢnakça, Sırpça, Hırvatçadaki; Türkçe
ve Türkçe vasıtasıyla geçen kelimeleri ele almıĢtır. VajzoviĤ, çalıĢmasının baĢında söz konusu kelimeler için, “Turcizmi” kavramının kullanıldığını ancak; son zamanlarda “Oryantalizmi”
kavramının yaygınlaĢmaya baĢladığını ifade etmiĢtir. VajzoviĤ’e göre; Sırpça-Hırvatça-
BoĢnakçadaki kelimelerin büyük çoğunluğu Türkçe olmakla birlikte Arapça ve Farsça kelimeler de bulunmaktadır. Bu sebeple söz konusu kelimeler için, “Oryantalizm” kavramın uygun olacağını
belirtmiĢtir (VajzoviĤ 1999, 11). ÇalıĢmasının baĢında Oryantalizm kavramını tercih eden VajzoviĤ,
özet kısmında “Türkizm” kavramını Oryantalizmin sinonimi olduğunu belirtmiĢtir.
Birçok dil bilimci Osmanlı döneminde Balkan dillerine geçmiĢ kelimeleri, “Türkizm” olarak adlandırmıĢtır. Abdullah ŠkaljiĤ, Turcizmi u Srpsko-Hırvatskom Jeziku isimli kapsamlı
çalıĢmasında bu konuyu ele almıĢtır. ŠkaljiĤ, sözlüğünün baĢında Balkan dillerindeki Türkçe
unsurları inceleyen çalıĢmalar hakkında bilgi vermiĢtir. ŠkaljiĤ’e göre bu konu ile ilgili yapılan çalıĢmalar, çeĢitli sebeplerden dolayı önemli yanlıĢlıklarla doludur. ŠkaljiĤ, belirgin yanlıĢlara Otto
Blau’nun “Eyvallah” kelimesinin BoĢnakçadaki “Eh! Hvala/ Eh! Teşekkür Ederim” ifadesinden
türediğini iddiasını örnek vermiĢtir (ŠkaljiĤ 1966, 17). ŠkaljiĤ; Osmanlı döneminde BoĢnakça, Sırpça, Hırvatçaya geçmiĢ kelimelerin büyük çoğunluğu Türkçe ya da Türkçenin anlam ve Ģekil
özelliklerine sahip olduklarını belirtmektedir. Ona göre; Türkçe vasıtası olmadan doğrudan
BoĢnakça, Sırpça ve Hırvatçaya giren Arapça-Farsça kelime sayısı çok sınırlıdır. Bu sebeple söz
konusu kelimelere, “Turcizmi/ Türkizim” denilmesi gerekir. (ŠkaljiĤ 1966, 24).
Osmanlı döneminde Balkan dillerinde girmiĢ kelimeleri, Arnavutça örneklemiyle adlandıran
Eqrem Çabej’e göre bu kelimeleri, “Türkizm” olarak adlandırmak gerekir. Çabej, Arnavutçadaki
Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçe vasıtasıyla girdiğini dolayısıyla bu kelimelerin “Türkizm” olarak adlandırılmasının daha doğru olacağını ifade etmektedir. Arnavutça örnekleminden
hareketle söz konusu kelimeleri kavramlaĢtırma yoluna giden bir diğer araĢtırmacı, Norbert
Borevsky’dir. Borevsky’e göre, bu kelimelere “Türkizm” denilmesi için üç ana sebep
bulunmaktadır. Birincisi, Arnavut toplumunda Arapça ve Farsça bilenlerin sayısı azdır. Arnavut kökenli olup Arapça ve Farsçaya vakıf kiĢiler Arnavutlukta yaĢamamıĢ ve Arnavut toplumuyla
Balkan Dillerindeki Türkçe Kelimelerin… 627
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
önemli bir iletiĢime girmemiĢlerdir. Bu entelektüeller daha çok Ġstanbul gibi Ġmparatorluğun
önemli Ģehirlerinde görevli almıĢlardır. Dolayısıyla, Arnavut toplumuyla Arapça-Farsça bilen bu yüksek zümrenin önemli bir iletiĢimi olmamıĢtır. Arapça ve Farsça kelimeler Arnavutçaya Türkçe
vasıtasıyla girdiği için bu kelimeler, “Türkizm” olarak adlandırılmalıdır. İkinci olarak, Arnavutçaya
geçen Arapça ve Farsça kelimelerinin doğrudan bu dillerden alındığını söylemek güçtür. Bu kelimeler, Türkçede de bulunmaktadır. Arnavutçada bulunup Türkçede bulunmayan Arapça ve
Farsça kelime olmadığı için bu kelimelere “Türkizm” denilmelidir. Üçüncüsü, Arnavutçadaki
Arapça-Farsça kelimelerde Türkçenin fonetik özellikleri görülmektedir. Osmanlı döneminden kalan bu kelimelere, “Oryantalizm” demek için söz konusu kelimelerin telaffuzları ve gramer
özelliklerinin Türkçede kullanılan Ģeklin dıĢında olması gerekirdi. Oysa Ģimdiye kadar böyle bir
kelime tespit edilmemiĢtir (Abazi-Egro 2002, 6)
Osmanlı döneminde Balkan dillerine girmiĢ kelimeleri “Türkizm” kavramıyla açıklayan araĢtırmacılar, Balkan dillerindeki bu kelimelerin büyük çoğunluğunun Türkçe kökenli olması
tespitini dayanak noktası olarak kabul etmektedirler. Balkan dillerinde Türkçenin dıĢındaki Arapça-
Farsça kelimeler, Türkçenin gramerine göre ĢekillenmiĢlerdir. Dolayısıyla bu kelimeler TürkçeleĢtiği için, “Türkizm” kavramını kullanmak daha uygundur. Oryantalizm kavramanı
savunan araĢtırmacıların temel iddiası; Balkan dillerindeki söz konusu kelimelerin büyük
çoğunluğu Türkçe olsa da Arapça ve Farsça kelimeler de bulunmaktadır. Dolayısıyla bu kelimeler
doğuya aittir. Bu sebeple söz konusu kelimelere, “Oryantalizm” demek daha uygundur.
Kanaatimizce, Türkçe ve Türkçe vasıtasıyla Balkan dillerine girmiĢ kelimelerin
adlandırılması çeĢitli açılardan ele alınmalıdır. Bu kelimelerin Balkan dillerindeki ve kültür
hayatındaki yeri, Balkan folklorundaki iĢlevleri, kelimelerin anlambilim, sentaks, morfolojik özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Oryantalizm ve Türkizm kavramlarının çağrıĢımları
ve bu kavramların söz konusu kelimeleri adlandırılmasında yeterli olup-olmayacakları
değerlendirildiğinde, bilimsel verilere dayanan bir sonuca varmak mümkün olacaktır.
Balkan dillerindeki Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelerin adlandırılmasında ele alınacak
temel unsurlardan birisi, bu kelimelerin söz konusu dillere geçiĢinin tarihsel- kültürel zeminini ele
almaktır. Osmanlı Ġmparatorluğu dönemindeki edebî dile,“Osmanlı Türkçesi” denilmektedir. Bu
dilde, Türkçe hâkim unsur olmakla birlikte Ġslam medeniyetinin iki önemli dili olan Arapça ve Farsçanın da tesiri bulunmaktadır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsça unsurları bünyesinde uygun
hale getirmiĢ ve kelime hazinesi geniĢ büyük bir dil teĢekkül etmiĢtir. Bu dilin bünyesinden büyük
Ģair ve yazarlar ve önemli manzum-mensur eserler ortaya çıkmıĢtır. Dolayısıyla Osmanlı ile birlikte Balkanlara hâkim olan dil, Osmanlı Türkçesidir. Osmanlı Türkçesi, Balkan dillerini etkilemiĢ ve
bünyesindeki Türkçe kelimelerin yanında Arapça ve Farsça kelimeler de Balkan dillerine geçmiĢtir.
Osmanlı Türkçesiyle yazan Klasik Türk Edebiyatı ve Türk Tekke Edebiyatı Ģairleri Balkan topluluklarında benzer edebî zeminin oluĢmasını sağlamıĢlardır. Bu edebî zeminden etkilenen
Balkan Ģair-yazarları Osmanlı Türkçesinden aldıkları kelimeleri eserlerinde kullanmaya
baĢlamıĢlardır. Osmanlı devlet sistemi, eğitim kurumları, tekkelerin etkisi gibi birçok unsur,
Osmanlı Türkçesindeki kelimeleri Balkan topluluklarının dillerini derinden etkilemiĢtir. Balkan dillerindeki Türkçe, Arapça ve Farsça kelimeler bu yönüyle ele alındığında, söz konusu kelimeler
için ġarka ait ya da Ģark dillerinin kelimeleri anlamındaki, “Oryantalizm” ifadesinin tarihsel-
kültürel zemin açısından uygun olmayacağı görülmektedir.
Osmanlı Türkçesinden Balkan dillerine geçmiĢ kelimelerin bir kısmı Türk devlet geleneğinin
kavramlarıdır. BoĢnakça, Sırpça ve Hırvatçadaki kelimelerin 453 adedi, devlet sistemi, yönetim ve
hukuk ile ilgilidir. Bu dillerdeki 166 kelime ise ordu ve askerî terimleridir (ŠkaljiĤ, 1966: 25). Türk
devlet sistemi ve ordu teĢkilatının terimlerinin bir kısmı Türkçe olmakla birlikte diğer bir kısmı Arapça ve Farsça kökenlidir. BoĢnakça Sırpça Hırvatçada; Bajraktar (Bayraktar), Beg (bey, beg),
628 F. İYİYOL – A. M. KESMECİ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
Beglerbeg (Beylerbeyi) gibi Türkçe kelimelerin yanında; Kadija (kadı), zabit (zabıt), vilajet
(vilayet) gibi Arapça kökenli devlet sistemine ait kavramlar bulunmaktadır. Türk devlet sisteminin kavramlarının bir kısmının kökeni Arapça-Farsça olmasından dolayı bu kelimeleri, “Oryantalizm”
kavramıyla tanımlamanın tutarlı olmadığı görülmektedir.
Osmanlı Türkçesine ait kelimelerle birlikte, Türkçe ekler de Balkan dillerine girmiĢtir.5
AĢağıda ifade edilen Türkçe ekler, Balkan dillerindeki iĢlevlerini günümüzde de sürdürmektedirler.
Örnekleriyle birlikte ifade ettiğimiz bu ekler, Türkçe kökenli olup Arapça ve Farsçada
kullanılmamaktadır. Bu sebeple Balkan dillerindeki Türkçe ekleri “Oryantalizm” kavramı içinde değerlendirmek dilbilim açısından zorlama olacaktır.
-cı, ci,-cu, cü, -çı,-çi,- çu,-çü; Arnavutça, BoĢnakça-Sırpça-Hırvatça, Makedonca Bulgarca
ve Yunancada kullanılmaktadır.
Boşnakça-Sırpça-Hırvatça; Kečedžija (Keçeci), kundurdžija (kunduracı), mejdanžija (Meydancı)
Arnavutça; Shakaxhi (Ģakacı), inatçi (inatçı), batakçi (batakçı), sherrxhi (kavgacı)
Makedonca; ilecija (hileci), kavgacija (kavgacı), abacija (abacı)
-lık,- lik, -luk, -lük; tüm Balkan dillerinde görülmektedir.
Boşnakça-Sırpça-Hırvatça; bajramluk (bayramlık), dunjaluk (dünyalık), čizmedžiluk
(çizmecilik), čobanluk (çobanlık)
Arnavutça; baballek (babalık), beqarllek (bekarlık), budalallek (budalalık), pazarllek (pazarlık)
Makedonca; pazarlak (pazarlık), rezilak (rezillik), samanlak (samanlık), terzilak (terzilik)
haremlak (haremlik), fukaralak (fukaralık)
-lı, -li, -lu, -lü; tüm Balkan dillerinde görülmektedir.
Boşnakça-Sırpça-Hırvatça;Sarajlija (Saraylı-Saraybosnalı), mekteplija (mektepli), yedeklija
(yedekli)
Arnavutça; nazeli (nazlı), sheherli (Ģehirli), vesveseli, borxli (borçlu)
Makedonca; tatlija (tatlı), sarajlija (saraylı), Ģerbetlija (Ģerbetli)
-ça,- çe,-ca, ce; Arnavutçada, BoĢnakça-Sırpça-Hırvatçada görülmektedir.
Boşnakça-Sırpça-Hırvatça; İlidža (Ilıca) daidža (dayı)
Arnavutça; hajdutçe (haydutluk), Turçe (Türkçe), çobançe (çabanlık) (ŠkaljiĤ 1966; Metaj
2009; Kadi Adiu 2009; Karaağaç 2009; Bayraktar 2009; Oktay 1999).
Osmanlı döneminde Balkan dillerine geçmiĢ kelimeler, o dilin ön ekleri ve son ekleriyle birlikte kullanılabilmektedir. Balkan dillerinin ekleriyle kullanılan bu kelimeler, Arnavutça
örneklemiyle ele alınabilir. Mesela; Pa-gejf (keyifsiz) pa-rehati (rahatsız), çoban-eri (çobanlık),
çam-ishte (çamlık), bayrak-as (bayrakçı), oda-tar (odacı), çay-tore (çaycı), azdi-sem (kızıyorum), bırakti-sem (bırakıyorum), çirak-i (çırak), jeshil-im (yeĢillik) vd. (Metaj, 2009). Örneklerden
hareketle Türkçe, Arapça ve Farsça kelimelerin Arnavutçanın ses ve gramer özelliklerine
uyumluluk gösterdiği görülmektedir. Dolayısıyla, Arnavutçadaki bu kelimeler Doğu’ya ait
5 AĢağıdaki eklerin dıĢında Balkan dillerine Osmanlı Türkçesinden geçmiĢ, –gâr (kar) eki de bulunmaktadır. Bu
ek tüm Balkan dillerinde kullanılmaktadır.
Balkan Dillerindeki Türkçe Kelimelerin… 629
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
kelimeler değil; Arnavutçaya mal olmuĢ kelimelerdir. Bu sebeple, söz konusu
kelimeleri,“Oryantalizm” kavramıyla değerlendirmek bu uyum ve değiĢimi gözden kaçırmak anlamına gelecektir.
Osmanlı Türkçesinden Balkan dillerine geçen kalıp sözler, fonksiyon ve anlam yönüyle Türk
folklorunun ve toplumsal hayatın izlerini taĢımaktadırlar. BoĢnakça-Sırpça-Hırvatçada görülen; akşam hajrola/akşam hayrola, Allah rahmetejle/ Allah rahmet eylesin, başun sagosum/başın sağ
olsun, bajram mubareč ola/bayramın mubarek olsun, dostlar sagosum/dostlar sağ olsun,
hoşgeldum/hoş geldin vb. kalıp sözlerin iĢlevi Türkçedeki iĢlevinden farklı değildir (ŠkaljiĤ, 1966; Ġyiyol, 2010b).
Osmanlı Türkçesinden Balkan dillerinde girmiĢ kelimelerin büyük çoğunluğunun Türkçe
olduğu araĢtırmaların ortak kanaatidir. Bunun yanında, Balkan dillerinde Türkçe kelimelerle
birlikte Arapça-Farsça kelimeler de bulunmaktadır. Balkan dillerinde görülen Arapça-Farsça kelimelerin ses ve Ģekil açısından Türkçenin ses ve Ģekil özelliklerine sahip oldukları
görülmektedir. BoĢnakça-Sırpça-Hırvatça ve Arnavutçada görülen aĢağıdaki kelimeler bu duruma
örnek olarak gösterilebilir.
BoĢ., Sır.,
Hır. Arnavutça Türkçe Farsça Arapça
Bardak Bardhak Bardak Bârdân
Çoban Çoban Çoban Şubân Cavbân
Patlijan6 Patellhan Patlıcan Bâdingan
Rakija Raki Rakı, arak Araq
Memur Memur Memur Ma’mur
Sejmen Seymen Sey(ğ)men Segbân Sûgmân
Kaynak: ŠkaljiĤ (1966); VajzoviĤ (1999); Karaağaç (2008).
Türkçe ve Türkçe vasıtasıyla Balkan dillerine girmiĢ kelimeleri adlandırırken; bu kelimelerin
anlamları, kapsamları ve çağrımları göz önünde bulundurulmalıdır. Batı Avrupa ve Amerikalı araĢtırmacıların kastettiği “Şark” temelde Arap, Fars ve Türk coğrafyası olmakla birlikte; geniĢ
manada Akdeniz’den Çin’e kadar olan bölge kastedilmektedir. Balkan dil bilimcilerin kastettiği
“ġark” ise Türkler, Araplar ve Ġranlılar; dolayısıyla Türkçe, Arapça ve Farsçadır. Bu yönüyle Balkan araĢtırmacıları ile Oryantalistlerin kastettiği coğrafya ve dillerde farklılıklar bulunmaktadır.
Ġkinci olarak, Silvestre de Sacy ve Ernest Renan gibi Oryantalist filologlar ve antropologlar
açısından Oryantalizmin temel dili Arapçadır (Said 2006, 134). Oryantalizm araĢtırmalarında,
merkeze oturtulan dil Arapça olmasına rağmen; Balkan dillerindeki kelimelerin büyük çoğunluğu Türkçedir. Türkçe olmayan kelimelerde de Türkçe ekler kullanılmakta, Türkçe kelimelerle bileĢik
kelimeler yapılmakta ve kalıp ifadelerin Türk kültüründeki iĢlevlerine sahip oldukları
görülmektedir. Dolayısıyla bu kelimeler için, Oryantalizm kavramını kullanmak Balkan dillerindeki söz konusu kelimelerin büyük çoğunluğunun Arapça olduğu ya da bu kelimelerin Arap
kültürü vasıtasıyla geçtiği düĢüncesini ortaya çıkaracaktır. Balkan dillerindeki söz konusu
6 BoĢnakça-Sırpça ve Hırvatçada –j ünsüzü Türkçedeki –y sesinin karĢılığıdır.
630 F. İYİYOL – A. M. KESMECİ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
kelimelerin büyük çoğunluğu Arapça kökenli olsaydı ya da bu kelimeler Arap dilinin Ģekil
özellikleri ve Arap toplumları vasıtasıyla Balkan dillerine girseydi bu kelimelere, “Oryantalizm” ya da “Arabizm” denilmesi mümkün olacaktı.
Balkan dillerindeki Türkçe kelimeler, Balkan halkları tarafından doğal bir Ģekilde
benimsenmiĢtir. Arapça ve Farsça kelimelerin Türk diline mal olması gibi, bu kelimeler de Balkan topluluklarının dillerinin bir parçası konumuna gelmiĢlerdir. Abdullah ŠkaljiĤ bu durumu, “
Türkizmler dilimize zorla girmemiş ve dilimizde olumsuz etki bırakmamış…” (ŠkaljiĤ 1966,13-14),
ifadeleriyle tasvir etmektedir. ŠkaljiĤ’in belirttiği bu doğal etkileĢim, Balkan dillerinin hazinelerine ve kültür yapılarına binlerce kelime kazandırmıĢtır. Balkan dillerinde varlıkları asırları aĢan bu
kelimelere için, “Oryantalizm” kavramını kullanmak bir anlamda bu kelimeleri, “Ötekileştirmek”
anlamına gelecektir.
Bir Balkan dilinden baĢka bir Balkan diline geçmelerinden dolayı, bu kelimeler için, “Balkanizm” kavramını kullanmak çeĢitli açılardan tutarlı değildir. Balkan coğrafyasında hemen
her dilde, günlük yaĢamın her alanında kullanılan; yorgan, yastık, döşek, kebap, başka, tüfek, ocak,
sedir, yaka, çakır vb. kelimelerin bir Balkan dilinden diğer Balkan diline geçmiĢ olmaları muhtemeldir. Bununla birlikte, Balkan dillerindeki Türkçe kelimelerin bir kısmı aynı kelimeler olsa
da, Balkan dillerindeki Türkçe kelime adedinin değiĢkenliği bu kavramı çürütmeye yeterlidir.
Balkan dillerindeki Türkçe kelime sayıları farklı olduğundan tüm kelimelerin Balkan dillerinin
genelinde görülmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, “Balkanizm” kavramının bu kelimeleri adlandırmak için yetkin bir kavram olmadığı görülmektedir.
Balkan dillerinde Osmanlı döneminde girmiĢ Osmanlı Türkçesine ait kelimeler için bir
kavram kullanılmasının gerekli olup olmadığı tartıĢılması gereken bir durumdur. Türkçede bulunan, zamanla TürkçeleĢen Arapça-Farsça kelimeler için herhangi bir kavram kullanılmamıĢ ya
da böyle bir kavrama ihtiyaç duyulmamıĢtır. Balkan dillerindeki Türkçe kelimeleri bir kavram
altında toplamak, bu kelimeleri ötekileĢtirmeye ve zaman zaman politik sebeplerden dolayı Balkan dillerinden atılmasını fikrini de birlikte getirecektir. Yugoslavya döneminde Osmanlı kültür
mirasının ortadan kaldırılması adına, önemli çalıĢmalar yapılmıĢtır7. Öte yandan, bu kelimeler
üzerinde bilimsel çalıĢmalar yapmak, kelime ve kelime gruplarının Balkan topluluklarının kültürü
ve dillerindeki etkilerini çeĢitli yönleriyle tahlil etmek için adlandırmanın bir ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Sonuç
Osmanlı döneminde Balkan dillerine giren ve günümüzde iĢlevlerini sürdüren kelimeleri “Oryantalizm”, “Balkanizm” gibi kavramlarla adlandırmak; dil, kültür ve tarihsel süreç açısından
tutarlı değildir. Oryantalizm kelimesinin dil ve kültür çalıĢmalarındaki anlam ve kapsamı ile
Balkan dillerindeki Türkçe-TürkçeleĢmiĢ kelimeler için kullanılan Oryantalizm kavramı arasında farklılıklar görülmektedir. Gerek dil ve kültür gerek kelimenin bilimsel çağrıĢımları ve kapsamı
açısından Balkan dillerindeki Türkçe kelimeleri “Oryantalizm” kavramıyla adlandırmasının doğru
bir tercih olmayacağı görülmektedir. Balkan dillerindeki Türkçe kelimeleri bir kavram altında
toplamak, söz konusu kelimeleri ötekileĢtirme ve zaman zaman dilden temizleme fikrini de birlikte getirecektir. Bununla birlikte, Balkan dillerindeki Türkçe-TürkçeleĢmiĢ kelimeleri bir kavram
altında toplamak bilimsel çalıĢmalar için gereklidir. Kanaatimizce, “Türkizm” söz konusu
kelimelerin adlandırılma ihtiyacını karĢılayacak en güçlü terimdir. Balkan dillerindeki kelimelerin büyük çoğunluğunun Türkçe oluĢu, bu kelimelerin Osmanlı döneminde Balkan dillerine geçmesi,
7 1946’da Yugoslavya’daki mektepler kapatıldı, çocukların camide Kur’an eğitimi alması yasaklandı, Müslüman
subayların çocuklarını sünnet ettirmemeleri için uyarıldı (Malcolm, 2002: 195). Yugoslavda’ki Müslümanların dini inançları üzerine yapılan bu baskının benzeri dildeki Türkçe kelimelere karĢı gerçekleĢmiĢtir (Korkmaz 2007, 253-256).
Balkan Dillerindeki Türkçe Kelimelerin… 631
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
kelimelerle birlikte Türkçe eklerin kullanılması, söz konusu kelimelerin ve kalıp sözlerin Türk
kültür hayatının iĢlevine sahip olması, Balkan dillerindeki Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçenin gramer özelliklerine sahip olması, gibi birçok unsur kanaatimizi desteklemektedir.
KAYNAKÇA
ABAZI-EGRO Genciana (2002), “Arnavutluk’taki Türkoloji ÇalıĢmaları”, Bilig, sayı 21, Bahar,
s.1-24.
AHMET Oktay (1999), Makedonca Sözlükte Türk Etkileri, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Seminer ÇalıĢması, Cyril and Methodius Univ. Faculty of philology.
AKSAN Doğan (2006), Anlambilim, Engin Yayınevi, IV. Baskı, Ankara.
BAYRAKTAR Fatma Sibel (2009), “Arnavutçaya ve Diğer Balkan Dillerine Geçen Türkçe
Kelimelerin KarĢılaĢtırılması”, Turkish Studies, Vol. 4/4 summer, pp. 1083-1090.
CASTELLAN Georges (1995), Balkanların Tarihi, 2. Baskı, Milliyet Yay., Ġstanbul.
ĠYĠYOL Fatih (2010a), Boşnak Halk Kültüründe Türk Tekke-Tasavvuf Geleneğinin İzleri,
BasılmamıĢ Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
ĠYĠYOL Fatih (2010b), “BoĢnak Folklorunda Türk Kalıp Sözlerin Etkisi”, Uluslararası IX. Dil
Yazın Deyişbilim Sempozyumu Bildirileri (15-17 Ekim 2009), Sakaya Üniversitesi Basımevi,
c. II, s. 2-10.
KADIU Spartak ve ABDIU Xhemile (2009), “Türkçe Yapım Eklerinin Arnavutça Yapım Eklerine Etkisi”, Turkish Studies, Vol. 4/3 Spring, Page. 1229-1241.
KARAAĞAÇ Günay (2009), Dil, Tarih ve İnsan, Kesit Yay., IV. Bas., Ġstanbul.
KARAAĞAÇ Günay (2008), Türkçe Verintiler Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yay., Ankara.
KORKMAZ Hüseyin (2007), Osmanlının Batı Yakası Bosna, 3F Yay., Ġstanbul.
MALCOLM Noel (2002), Bosnia a Short History, Pan Book, London.
METAJ Ilaz (2009), “Oriantalizmat Shtrirja Leksiko-Semantike Ne Gjuhen Shqipe”, Shtepia Botuese Drenusha, Prishtine.
NAMETAK Fehim (1989), Pregled Književnog Stvaranja Bosansko- Hecegovačkih Muslimana Na
Turskom Jeziku, El-Kalem, Sarajevo.
NAMETAK Fehim (1997), Divanska Književnost Bošnjaka, Orijentalni Institut u Sarajevu, Sarajevo.
NURKĠģ Kemal (2007), Bosna-Hersek'te İslamlaşma Süreci, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,
Ondokuz Mayıs Üniv., Sosyal Bilimler Enstitüsü.
ŠKALJĠģ Abdullah (1966), Turcizmi u SrpsoHrvatsom Jeziku, Svjetlost, Sarajevo
SAĠD Edward W. (2006), Orientalizm, çev. Belma Ülner, Metis Yay., III. Baskı, Ġstanbul.
TODOROVA Maria (2006), Balkanları Tahayyül Etmek, 2. Baskı, ĠletiĢim Yay., Ġstanbul.
VAJZOVĠģ Hanka (1999), Orijentalizmi u Knijiževnom Djelu-Lingvistička Analazia, Orientalni
Istitut, Sarajevo.
632 F. İYİYOL – A. M. KESMECİ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/4 Fall 2011
YALÇIN Emrullah (2009), “Türk-Bulgar Ortak Kültürü”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi
Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı. 43, Bahar, s. 555-576.