BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ...

139
1 T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ ANA BİLİM DALI TÜRK DÜNYASI EDEBİYATLARI ANA BİLİM DALI BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ KİŞİLİĞİ) YÜKSEK LİSANS TEZİ HAZIRLAYAN Rozaliya DAVLETBAKOVA DANIŞMAN Yard. Doç. Dr. Mehmet TEMİZKAN İZMİR – 2006

Transcript of BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ...

Page 1: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

1

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ ANA BİLİM DALI

TÜRK DÜNYASI EDEBİYATLARI ANA BİLİM DALI

BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ

(HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ KİŞİLİĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

HAZIRLAYAN

Rozaliya DAVLETBAKOVA

DANIŞMAN

Yard. Doç. Dr. Mehmet TEMİZKAN

İZMİR – 2006

Page 2: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

2

Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Müdürlüğüne sunduğum Başkurt Milli Şairi Nazar

Necmi (Hayatı-Eserleri-Edebi Kişiliği) adlı yüksek lisans /doktora tezinin tarafımdan

bilimsel ahlak ve normlara uygun bir şekilde hazırlandığını, tezimde yararlandığım

kaynakları bibliyografyada ve dipnotlarda gösterdiğimi onurumla doğrularım.

Rozaliya Davletbakova

İmza

Page 3: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

3

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ..........................................................................................................................I-II GİRİŞ........................................................................................................................II-XV

A. Başkurt Tarihine Kısa Bir Bakış................................................................III-V

B. Başkurt Edebiyatına Genel Bir Bakış.....................................................VI-XV

BİRİNCİ BÖLÜM: NAZAR NECMİ......................................................................1-41

A. Hayatı.........................................................................................................1-10

B. Nazar Necmi’nin Edebi Kişiliği...............................................................10-22

C. Nazar Necmi’nin Dili ve Üslubu..............................................................22-29

D. Nazar Necmi’nin Mansum Hikaye ve Halk Şiiri Tarzında Yazılmış Şiirleri.......................................................................................................29-36

E. Hakkında Yapılmış Çalışmalar.................................................................37-39

F. Eserleri......................................................................................................39-41

İKİNCİ BÖLÜM: ESERLERİNDEN SEÇMELER...........................................42-112

A. Şiirlerinden Örnekler...............................................................................42-85

B. Bilimsel Çalışmalarından Bir Örnek........................................................86-93

C. Hikayelerinden Örnekler........................................................................94-112

D. Tiyatro Eserleri............................................................................................112

SONUÇ..................................................................................................................113-115

KAYNAKÇA........................................................................................................116-120

Page 4: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

I

ÖNSÖZ

Türk boylarından biri olan Başkurtlar, Kuzey Türkleri ve Başkutça da Kuzey

Türkçesi içinde yer almaktadır. Eskiden beri, zengin halk kültürü ürünlerine sahip olan

Başkurtlar, büyük bilim adamları ile şair ve yazarlar da yetiştirmiştir. Son yüzyılın

önemli şair ve yazarlarından biri de, tez konumuz olan Nazar Necmi’dir. Amacımız,

büyük ve pek çok alanda boy göstermiş Başkurt şair ve yazarı, aynı zamanda hayata

felsefi bakışlarıyla da tanınan bu şairi Türkiye’de tanıtmaktır.

Türkiye’de, Başkurtlar hakkında yapılmış çalışmalar az da olsa bulunmaktadır.

Aslen Başkurt olan ve Türkiye’ye gelip yerleşmiş bulunan Zeki Velidi Togan ve

Abdülkadir İnan’ın çalışmaları arasında, Başkurtlarla ilgili olanlar da vardır. Öncelikle

Zeki Velidi Togan’ın “Başkurtların Tarihi” ve “Hatıralar”ı, çok önemlidir. Geçtiğimiz

yıllarda, “Başkurt Halk Destanları” ismini taşıyan bir eser de yayınlanmıştır. Ayrıca,

Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi’nin 29. Ve 30. ciltleri de Başkurt

edebiyatına ayrılmıştır.

Bu eserlerin ortak özelliği, genel mahiyette çalışmalar olmalarıdır. Biyografi

tarzında herhangi bir çalışma, bildiğimiz kadarıyla, bulunmamaktadır. Genel

çalışmaların detaylı çalışmalarla desteklenmesinin faydalı olacağını düşünerek, Nazar

Necmi üzerinde bir biyografi çalışması yapmayı tercih ettik.

Çalışmamız, Önsöz, Giriş, N. Necmi’nin Eserlerden Örnekler, Sonuç ve

Bibliyografya bölümlerinden meydana gelmektedir.

“Önsöz”de, konuyu seçmekteki maksadımız ve çalışmamız tanıtılmaktadır.

“Giriş” ana başlığı altında, birkaç alt başlık bulunmaktadır. Önce Başkurt tarihi

hakkında kısa bir bilgi verilmiş, daha sonra Başkurt edebiyatı tarihi özet halinde

tanıtılmıştır. Üçüncü olarak sırasıyla Nazar Necmi’nin hayatı, edebî kişiliği, dili ve

üslubu, eserleri ile Nazar Necmi üzerine yapılan çalışmalar hakkında, ayrı ayrı başlıklar

altında bilgi verilmiştir.

Page 5: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

II

Birinci bölüm Nazar Necmi’nin hayatı, edebi kişiliği, dili ve üslubu, manzum

hikaye ve halk şiiri tarzında yazılmış eserleri hakkında bilgiler, hakkında yapılmış

çalışmalar ve eserlerinin listesinden oluşmaktadır.

İkinci bölüm, Nazar Necmi’nin eserlerinden yaptığımız seçmelerle bunların

Türkiye Türkçesine aktarılmasından meydana gelmektedir.

Çalışmamız Sonuç ve konuyla ilgili çalışmaların gösterildiği ”Kaynakça” ile

tamamlanmaktadır.

Gerek ders gerek tez aşamasında gördüğün anlayış ve yardımlarından dolayı,

Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü, hocam Prof. Dr. Fikret Türkmen’e;

ayrıca yardım ve rehberliği için de danışman hocam Yard. Doç. Dr. Mehmet

Temizkan’a teşekkürlerimi sunmayı bir borç biliyorum.

Rozaliya Davletbakova

Page 6: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

III

GİRİŞ

A. BAŞKURT TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ

Başkurt ülkesi Ural nehrinin ve Ural dağlarının güneyinde yer almaktadır.

Asırlardan beri burada yaşayan Başkurtların toplam nüfusu, 2002 sayımına göre,

yaklaşık 1.700. 000 civarındadır. Başkurt halkı, sadece Başkurdistan’da değil,

Rusya’nın içinde - Tataristan, Perm, Orenburg, Samar, Kurgan, Çelyabinsk ...

bölgelerinde, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve daha bir çok

ülkede de yaşamaktadır.

Başkurdistan’ın başkenti Ufa’dır. Yüzölçümü 143.600 kilometre karedir.

Toprakları, Güney Ural’dan batıda İşimbay (Belaya ) ve Kama nehirlerine kadar

uzanmaktadır. Cumhuriyet, idari yönden 21 şehirden oluşmaktadır. Başlıca şehirleri

Ufa, Sterliştamak, Oktyabrskiy, Beloret, İşimbay, Salavat, Sibay, Kümertay ve

Belebey’dir.1

“Başkurt” isminin kökeniyle ilgili olarak, bilim adamları arasında ortak bir görüş

yoktur. Konuyla ilgili görüşlerin çoğu, halk etimolojisine dayanmaktadır. Başkurt

etnonimin oluşumu hakkında kabul gören belli başlı görüşler şunlardır:

1. Baş (baş, önde olan) + kurt = başkurt. Başkurtlara bir kurdun yol göstermesini

anlatan rivayetlere dayanır.

2. Baş (baş, önde olan) + kurt (başkurt lehçelerinde “arı”) = baş arı. Başkurtların

balcılıkla uğraşmalarıyla ilgilidir.

3. Başgird - VIII yüzyılın sonunda- IX yüzyılın başında, başkurtların şimdiki

yerleşimlerin güney taraflarında yaşayan, 2000 atlı askerin başında olan gerçek

bir şahıs adına dayanır.2

1 http://www.bashedu.ru/encikl/bbb/bashkiry.htm 2 Geniş bilgi için bk: “Etnicheskaya istoriya Başkir s Kontsa I tıs. N.E. Do XIX v.”, Nauchnaya Sessiya Po Etnogenezu Başkir, Ufa 1969, s.104 (“Başkurtların I.yüzyıl Sonundan XIX yüzyılına Kadar Etnik Tarihi”, Başkurtların Etnogenezi Hakkında Konferans, Ufa 1969, s. 104; Proishojdenie Başkirskogo Naroda, Moskva, Nauka 1974, s. 447-449 (Başkurt Halkının Oluşumu, Moskova, Nauka Neşriatı, 1974, s. 447-449); R. G. Kuzeyev, Proishojdenie Başkirskogo Naroda. Etniçeskiy Sostav, İstoriya

Page 7: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

IV

Başkutlar, Türk milletinin bir boyu olarak, kökenleri çok eski asırlara inen bir

tarihe sahiptirler.

Türk Rivayetlerinin en eskisi olan Oğuz destanında Başkurtlar, Edil havzasına

yakın ve Bulgarlarla sınırdaş bir dağlık ülkede yaşayan, kuvvetli ve şekavetle tanınmış

(cebbar) kibir…dolayısıyla hiçbir cihangire baş eğmeyen bir kavim sıfatıyla

zikredilmektedir.3

Başkurtların bir boy haline gelmesinde, Türk göçebe kabileleri önemli rol

oynamışlardır. Dördüncü yüzyıldan itibaren, onlar, sürekli olarak Güney Ural

topraklarından geçmekte, burada yaşayan Fin-Ugor ve hayvancılıkla uğraşıp Farsça

konuşan kabilelerle karışarak, Başkurt etnosunun oluşumunda çok önemli bir rol

almışlardır. Daha sonra, 8.-10. asırlarda Güney Ural bölgesinde Peçenek-Oğuz

hareketleri de Başkurtların içinde ciddi izler bırakmıştır. Başkutların kendilerini

“Başkurd” adıyla anması da, bu devre aittir.4

Onlara ilk olarak “al-başgard” ismiyle Arap asıllı gezegen İbn-Fadlan’ın, 922

senesine ait seyahat notlarında tesadüf edilmektedir. İbn Fadlan’a göre, “ Ural

dağlarında yaşayan Başkurtlar, güneyde Mogacar dağlarında Oğuzlarla, Yayık’ta

Peçeneklerle ve Batıda Sokh ile Çerimşen’de Bulgarlarla komşu olmuşlardır.”5

Bir göçebe kabilesi olarak Başkurtlar o sıralarda hayvancılıkla uğraşmaktadırlar

(at, kuzu, deve, sığırlar ).Yazın sürülerini yaylalarda otlatıp çadırlarda yaşarlar, kışın ise

köylere dönerlerdi. Hayvancılıktan başka, Başkurtlar çok iyi avcılık, balıkçılık ve

balcılıkla uğraşırlar. Sonra da tarım işlemlerine geçerler; tarlalarında buğday, bulgur,

kenevir vs yetiştirirler. Tarımcılığın rolü 17 asra doğru artmaya başlar ve Başkurtlar

göçebeliği hemen hemen tamamen bırakırlar. Ama bazı yerlerde bu durum 20. yüzyılın

başlarına kadar devam eder.

Başkurtlar çok zengin bir kültür mirasına sahiptirler. “Ural Batır” destanı, sadece

Başkurtlar arasında değil, bütün dünyada tanınmış bir eserdir. Bunun yanı sıra, başka

Rasseleniya, Moskva, Nauka 1974 (R. G. Kuzeyev, Başkurt Milletinin Oluşumu. Etnik Yapısı, Yerleşim Tarihi, Moskova, Nauka Kitap Neşriyatı 1974) 3 Zeki Velidi Togan, Başkurtların Tarihi, TÜRKSOY Yayınları, Ankara 2003, s. 3. 4 http://www.hrono.ru/etnosy/bashkiry.html 5 Age, s. 6.

Page 8: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

V

destanları da bilinmektedir: “Akbuzat”, “İdukey ve Morazım”, “Kusyak Biy”,

“Alpamışa” , “Kuzey-Kurpyas menen Maynhılıw”, “Zayatulyak menen Hıuhılıw” ...

Geleneksel müzik aletleri “kuray” (flüid ), dombra ve kumızdır.

Başkurtların etnik oluşumu, 13. yüzyıl başlarında tamamlanmıştır. Başkurtlar

önce İdil Bulgarları Hanlığı’nda, sonra ise Altın Ordu ve Kazan devletleri içinde yer

almışlardır. 16. yüzyıl ortasında da ( 1552-1557 ) kendi istekleriyle Rus Çarlığı’na

katılmışlardır. “Fakat Rusya, 1558 yılından başlayarak Başkurt ve Nogay uluslarına

müdahale etmeye başladı.”6

Rusya’nın işgaline uğrayan Başkurdistan, yaklaşık üç yüz yıl boyunca çeşitli

aralıklarla isyan etmiş, bağımsızlık uğruna yüz binlerce Başkurt şehit olmuştur.

Toprakları zorla alınmış, Hristiyanlaştırılmaya çalışılmış, her türlü Rus vahşeti

üzerlerinde denenmiştir.

1905 İhtilâlinden sonra kültürel kalkınma atağı ve 1917 yılında Bolşeviklerle

yapılan iş birliği neticesinde, 23 Mart 1919 tarihinde Başkurdistan Muhtar Cumhuriyeti

kurulmuştur. Başkurtlar, mücadeleyi bırakmamış, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler

Birliği'nin (kısaca Rusya’nın) dağılmasıyla birlikte, 15 Ekim 1990 tarihinde

bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Rusya Federasyonu, Başkurtların bağımsızlığını kabul

etmemiş, Rus baskısı üzerine büyük bir mücadele başlamış, 1991 ekiminde Başkurt

gençleri parlamentodaki Rus bayrağını indirerek, yerine Başkurt bayrağını asmışlardır.

Bu gelişmeler üzerine, 14 Ekim 1991 tarihinde, Başkurtistan'a “özerk cumhuriyet”

statüsü tanınmıştır.

Bugün parlamentosu, anayasası, cumhurbaşkanı ve bayrağı bulunan

Başkurtistan'da, devlet başkanlığına, 3 Ağustos 1994 tarihinde yapılan seçimlerde

Başkurt Türkü ve bağımsızlık yanlısı Murtaza Ubeydullah RAHIM (Murtaza Rahimov)

seçilmiştir.

6 Age, s. 18.

Page 9: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

VI

B. BAŞKURT EDEBİYATINA GENEL BİR BAKIŞ

1. Ortak dönem: Başkurt edebiyatı, Türk dilinin ilk yazılı eserleri ile başlar.

Bunun sebebi, öncellikle, Türk dilinin ilk yazılı eserlerinin bütün Türk boyları için

ortak edebî miras olarak kabul edilmesidir. İkinci sebep ise, Başkurt edebiyatının büyük

kaynakları ve manzum geleneklerinin, muhafaza edilen bu ilk taş basma ve el yazması

yadigarlarda bulunmasıdır. Bulgar dönemi edebî-kültür mirası ise, daha çok Kul Ali’nin

meşhur “Kıssa-yı Yusuf” manzumesi ile Ural-Volga boyu Türk halklarından Başkurt

ve Tatarların ortak edebî eserleridir.

İlk ve orta asırlar Türk edebiyatları tarihine has ortaklıklar, Kıpçak dönemine

doğru 14. ve 15. asır Türk destanlarında da devam eder. Buna göre Kutb’un “Hüsrev ü

Şirin”, S. Sarayî’nin “Gülistan Tercümesi” ve “Süheyl ü Göldörsön”, Harazmi’nin

“Muhabbetname”, H. Katip’in “Cümcüme Sultan” destanları, Özbek, Kazak, Tatar,

Başkurt edebiyatları tarihinde ortak edebî miraslar olarak tanınır ve antolojilere de böyle

girer. Böyle bölgesel ve yerel ortak edebî görünüşler daha başka eserlerde ve yazarların

yazmalarında da görülür: “Kesikbaş Kitabı” Mahmud bin Ali’nin “Nehcü’l-Feradis”, N.

Rabguzi’nin “Kısasü’l-Enbiya”, Kadir Ali’nin “Camiü’t-Tevarih” Mevla Kulu’nun

hikmetleri gibi.

Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı tarihi, kendine has

şöyle bir görünüme sahiptir: Edebî eserler iki şekilde yazılır ve yaşar. Halkın söz

ustaları -türkücüler ve ozanlar- eserlerini yazılı olmadan doğaçlama olarak yaratır ve bu

miraslar kuşaktan kuşağa geçerek hafızalarda saklanır. Tarihte isimleri ve eserleri bu

şekilde muhafaza edilmiş farklı eserler, edebiyat ilminde sözlü ürünler olarak kabul

edilir ve bozkır kültürünün edebiyattaki önemli bir yansıması olarak görülür. Buna

göre; Kazak, Karakalpak, Kırgız, Nogay edebiyatları tarihinde âşıkların ve ozanların

eserleriyle oldukça önemli bir paya sahip olması gibi, isimleri belli Başkurt âşıkların ve

ozanların eserlerini de edebiyat tarihimizin sözlü edebiyat bölümünde yaşayan görünüşü

olarak kabul etmek durumundayız. Demek ki, edebî mirasımızın halkın konuşma diline

Page 10: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

VII

dayanan edebî dili ile Türk edebiyatının ortak dönemi; dolayısıyla ortak Türk diliyle

meydana getirilmiş iki ana kaynağı bulunmaktadır.

Başkurt edebiyatı tarihinde, Bulgar dönemi edebiyatının en büyük ve bilinen en

eski eserlerinden Kul Ali’nin “Kıssa-yı Yusuf” manzumesi önemli bir yer tutmaktadır.

Âlimler, “Kıssa-yı Yusuf” mesnevisinin kaynaklarını, Irak’ta iki üç bin yıl önce

yazılmış Assiro-Vavilon mitolojisinde bulurlar. Bu hikaye, tamamen “Tevrat”a, sonra

“Kuran”a farklı sureler olarak inmiştir. İlk Arap tarihçileri -meşhur Ebu Cafar Tabarî

gibi (838-923)- onunla ilgili çeşitli tefsir ve açıklamalarda bulunmuşlardır.

Kul Ali, bu geleneksel hikayeyi ana dilinde hikaye etmekle kalmamış, onu

geliştirmiş, yeni unsurlar ile zenginleştirmiş, kendi döneminin ve çağdaşlarının sanat

güzelliğine bağlamak için çalışmıştır. Onun eserinde hikaye, dinî-fantastik kudret ile

yoğunlaştırılmış, esere olayların ve kahramanların gerçekliği, düşünce ve fikirlerin

doğallığı yerleştirilmiştir. İnsanların mutluluk, güzellik ve iyilik içinde sunuluşu, çeşitli

zulüm ve kötülükleri geri itişi, sevgi hisleri, sabırları, düzenleme çalışmaları herkesi

cezp etmektedir.

Kul Ali’nin “Kıssa-yı Yusuf” eseri, Başkurt halkının gönlünün baş köşesine

yerleşmiştir. “Yosof menen Zöleyha (Yusuf ile Züleyha)” adlı seçme kısalar, ”Yosof

Kitabı hem Han Kızı (Yusuf Kitabı ve Han Kızı)” adlı efsaneler, onları anlatan türküler,

beyitler ve özlü sözler, kaynak olarak “Kıssa-yı Yusuf”u almış, bu eserden

beslenmiştir. Folklorcular, Başkurt halkı arasında “Kıssa-yı Yusuf”un onlarca varyantını

derlemişlerdir7.

2. Kıpçak dönemi edebiyatı. Orta çağ doğu edebiyatlarında peygamberler ve

din büyükleri hakkındaki eserler büyük bir yer kaplar. Onun ilk örnekleri, Arap

edebiyatında vücuda getirilmiştir. 10 -11. Asırlarda, Araplar arasında daha çok

Muhammed bin Cerirü’t-Tabarî’nin (838-923) “Tarihü’r-Resul ve’l-Mülûk”

(Peygamberler ve Padişahlar Tarihi) denilen kitabı ilgi görmüştür. İslam dininin

7Başlangıçtan Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi (Nesir-Nazım), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 2004, C. 29. (Başkurt Edebiyatı) s. 272-273. 2 Age, s. 279.

Page 11: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

VIII

yayılması ile böyle kitaplar bütün dillere olduğu gibi Türk diline de tercüme edilmiştir.

Daha sonra bu tercümelere dayanan yeni telif eserler vücuda getirilmiştir.

“Kısas-ı Enbiya”, kendinden önceki edebi geleneklere bağlı kalmamıştır.

Edebiyata ve folklora tesiri büyük olan bir eserdir. Bu eserdeki hikayeler ve motifler,

kendisinden sonra yazılan birçok eserde de yer almıştır. Bu unsurlar, 16. asırda

bilinmeyen bir müellif (Başkurt olduğu farz ediliyor) tarafından yazılmış “Cingizname”

kitabında da görülmektedir. Mesela, ” Cingizname’nin” Aksak Timur hakkındaki

kıssasının ilk kısmı, birçok yönden “Kıssa-yı İbrahim Aleyhisselam” kısmına

benzetilerek kurulmuştur.8

Başkurt edebiyatında Rusya Dönemi Edebiyatı’na dair şecereler de

bulunmaktadır. Başkurt şecereleri, çoğunlukla tarihî belgelerde değil, kıymetli edebî

miraslarda yer alır. Bu şecerelerde, halkın hayatındaki önemli durumlar, olaylar ve

önemli şahısların biyografileri, tasvirlerle ve canlı bir dil ile yansıtılmıştır. Metinlerde

efsaneler, rivayetler, atasözleri ve deyimlere rastlanır, tasvirli anlatımlar, mecazlar,

ünlemler ve kinayeli sözler, evrensel sezişler ve başka türlü edebî tasvir yolları

kullanılır. Yurmatı boyu şeceresi, bu günlere gelip ulaşan Başkurt soy ağacı (kütüğü)

yazmalarının en eskilerinden birini teşkil etmektedir. Metnin son kısmından

anlaşıldığına göre, şecerenin ilk varyantı 16. yüzyılın ikinci yarısında boy lideri Teteges

Bey’in emriyle yazılmıştır. Hicri 972 yılında (1564-1565) Teteges Bey vefat edince,

boyun ihtiyarları olan Aznay, İlsekey Timer ve Karamışk’a sunulmuştur.9

3. Yenileşme dönemi Başkurt edebiyatı. XIX. yüzyılda Başkurdistan’da kültür

ve edebiyatının teşekkülü Orta Çağ’ın eski geleneklerine, toplumsal durgunluğa ve dinî

hurafelere karşı başlatılan” Genel Yenilik Hareketi” ile çok yakından alakalıdır. Söz

konusu hareket, her ne kadar zorlanmış olsa da, millî birliktelik süreci ve bu süreçte asıl

demokratik görüşlerden birini teşkil eden maarifçilik akımı ile büyük ölçüde başarıya

ulaşmıştır.

İlk olarak önemli temsilcileri M. Ömötbayev ile M.Akmulla’nın ilmi ve edebi

önderliğinde olgunlaşan Başkurt yenileşme hareketleri, 1905-1907 yılları arasında

9 Age, s. 282.

Page 12: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

IX

burjuvazi-demokratik değişimine kadar olan sıkıntılı dönemlerde ve kısa tarihi aralıkta,

yavaş yavaş filizlenmeye başlamıştır. Başkurt yenilikçileri, halkın kaderini, mutlu bir

geleceğe bağlayıp onlara anlatmışlardır. Diğer problemleri eserlerinde dile getirmeye

çalışmışlardır. Onların gayretleriyle, çeşitli ders kitapları, öğrenci kıyafetleri, yazma

eserlerin edebi dildeki önemi gibi konular, eserlerinde geniş yer tutmuştur. Hatta sanat

eserlerinde dahi okuyucuya bilgi vermeye çalışmak, akıl göstermek, öğütler ve

nasihatler vermek önemli hale gelmiştir.

Son asırda sermaye ilişkilerinin güçlenip yerleşmesi ve buna bağlı olarak yerli

halk arasında millileşme sürecinin, milli bilincin gelişmesinin güçlenmesine bağlı

şartların oluşmasında, halkın tarihini onlara öğretmek daha da önemli hale gelmiştir.

(Bu durum, M. Ömötbayev, S. Yakşıgulov ve ayrıca Ş. Eminev’in şiirlerinde açıkça

görülmektedir.)

Aynı zamanda kitap basım işinin canlanması, basma eserlerin günden güne

artmasına ve kitap çevirmenlerinin ortaya çıkmasına da ön ayak olmuştur.

El yazmasına bağlı edebiyat, XIX. Yüzyıl Başkurt edebiyatını genel Ural-

Volga halkları edebiyatındaki değişim süreci ile farklı bir noktaya taşımıştır. Devrin E.

Kargali, H. Salihov, Ş. Zeki, G. Sokoroy gibi ünlü şairleri de genel, yöresel edebiyata

hizmet etmişlerdir10.

XIX. yüzyılın 60 ile 80’li yıllarında eski geleneksel şiir kendi şiir özelliklerini

sağlam bir şekilde korumuştur. Bu yıllarda orta çağlardan gelen dinî-sufistik

düşünceler, orta çağa has özetçilik, yerlilik akımları, kanunlaşan tür ve şekiller sistemi

yani geleneksel şiir anlayışı aynen kalmıştır.

Geleneksel orta çağcılık anlayışlarını barındıran bu eski yönelişin tipik

özellikleri, Nogman Nazımsi’nin eserlerinde açık bir şekilde görülmektedir.

Ömötbyev’in köyünde imanlık yapmış olan Nazımsı’nın el yazması eserinde, ayrıca

Hüsniyar adlı şairin münacat, mersiye, mehdiye ve nasihat türü eserlerinde de bu eski

şiir anlayışı, dinî ve sufî görüşler çok güçlü bir şekilde hissedilmektedir.11

10 Age, s. 381 11 Age, s. 381

Page 13: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

X

Başkurt şiirinde yeni akımın, yenilikçi gerçekçiliğin en güçlü ilk temsilcisi

Miftahetdin Akmulla’dır. O, gelenekten gelen şiir anlayışını yeni şiir akımı ile

birleştirebilmiş ve bunu eserlerine aksettirmiştir. Onun şiirlerinde eskinin yerini artık

yeni şiirin aldığı çok açık bir şekilde görülmektedir. Şiirde realist, demokratik, halkçı

akımların temellerini, yazmaların dilini ve ağızlardan gelen özellikleri gelenek ile ustaca

birleştirmiştir. Onun şiirinin kesinlikle bir poetikası vardır. Hatta bu hikmetli sözleri,

asla tekrarlanamayacak kadar orijinaldir. Eserleri, yaratılış, fikirler, ve estetik yönleri ile

tamamen farklı olduğunu hissettirir.

Akmulla, aynı zamanda halkın eğitimine de çok önem veren bir öğretmen

niteliğindedir. ”Başkutlarım, Okumak Lazım! ” şiirinde bu düşüncelerini açıkça dile

getirir ve yenileşmek için mutlaka eğitimin olmasının gerekliliğini savunur.

Başkurt yenilikçi edebiyatın ikinci en büyük ismi, Möhemmetselim

Ömötbayev’dir. “… Ömötbayev basit bir şair değildir. Çoğu şiirinde tam bir yenilikçi

olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu şiirlerini oluştururken bilimsel kaynaklardan,

tarihlerden, gerçek olaylardan yararlanmayı ihmal etmez. şiirleri içinde açıklamalarda

bulunur.”12

4. Sovyet dönemi Başkurt edebiyatı. Otuzlu yıllarda kültür gelişerek ve edebî

hareket de artarak canlandı. Bu sebepten sosyalist-politik ve materyalist kaynaklar da

oldukça azaldı. Cumhuriyet’te okulların iyi bir biçimde yayılması (1930 yılının

sonbaharında Başkurdistan Merkez Değişim Komitesi ve Halk Komiserleri Kurulu

Cumhuriyet’te halka zorunlu ilk eğitim vermeyi kararı kabul eder.), enstitüler, liseler ve

başka okulların çoğalarak açılması(1933 yılı başında Başkurdistan’da 5 yüksek okul,

kırktan fazla lise eğitim faaliyetinde bulunmaktadır.) millî hafızanın güçlenmesini

sağladı, bu da yaratıcı zekanın şekillenmesini çabuklaştırdı.

Başkurdistan yazarlarının ilk kongresi (15-18 Mart 1934) cumhuriyette

kültür yaşamının tantanalı hadisesine dönüştürüldü.

XX. yüzyılın otuzlu yıllarında Başkurt edebiyatı, bütün çağdaş edebiyatlar gibi,

kendisinin hızlı gelişimi, yaşamın yenilenmesi seyrini hızlandırmak, edebiyata zaman

12 Age, s. 382

Page 14: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

XI

tarafından yüklenmiş sorumluluğu yerine getirmek durumuyla karşı karşıya kaldı. Bu

görev de, Afzal Tahirov, Davut Yultıy, Seyfi Kudaş, İmay Nasırı, Töhvet Yenebi, Bulat

İşemgol gibi tanınmış edebiyatçılar kesimine düştü. Sosyalizmin zafer ruhunu,

memleketi ve köylüyü değiştirip yeniden kurma gücünü, insan düşüncesinin yenilenişini

söyleyerek edebiyat dünyasına girmiş olan Reşit Nigmeti, Bayazit Bikbayev, Segit

Agiş, Ekrem Veli, Segit Miftahov, Möhötdin Tajı, G. Selem (Selem Gelimov), M. Hey

(Hey Möhemmetiyerov), Müslüm Marat, Geynan Amiri, Ali Karnay, Nizam Kerip,

Kadir Dayan, Maksud Söndöklö ve diğerleri, otuzlu yıllarda Başkurt Sovyet

edebiyatının temelini sağlaştırmak için eserler vücuda getirmişlerdir.

1941 yılının 22 Haziran’ında Almanya’nın Sovyetler Birliği’ni işgal etmesi,

Sovyet halkının sakin yaşantısına büyük bir darbe indirdi. M. Hey, H. Kerim, S.

Miftahov, A. Karnay, N. Kerip, Bayezit Dim, Ekrem Veli, Kadir Dayan, Geynan Amiri,

Emir Ganiş, Kirey Mergen gibi tanınmış yazarlar, Timer Arslan, Mostay Kerim, Nazar

Necmi, Şakir Nasırov, Gilemdar Ramazanov, Hekim Gilejev, Gabdulla Ehmetşin gibi,

toplam elli civarında olan bu kalem sahibi genç edipler, savaş meydanına gitti ve pek

çok umut vadeden yazar ve şair bu meydanda kaldı.

1937 yılında çok tecrübeli yazarların haksız yere tutuklanarak edebî

faaliyetlerden men edilmesi; ayrıca edebiyatın güçlü temsilcileri olarak ortaya çıkan

etkili nesir yazarlarının, şairlerin, drama yazarlarının yok olması, edebî yaratıcılık

imkanının da, matbaa imkanının da kısıtlanması, tabiî olarak millî söz sanatını tam

olarak fakirleştirdi. 13

Ama, tabiî ki edebî gelişim durdurulamadı. Savaşın bitmesi ile birlikte, Başkurt

edebî nesrinde büyük canlanma başladı. Savaştan sağ olarak dönmeyi başaran E. Veli,

S. Kulibay, H. Mergen, M. Kerim, G. Emiri, K, Dayan, E. Bikçenteyev, N. Necmi gibi

yazarlar, edebiyat hayatına yeniden etkin olarak katıldılar. Savaş meydanında ilk yaşam

sınavını geçip olgunlaşan ve siperlerde ilk eserini vücuda getiren İ. Abdullin, Ş. Bikkol,

H. Gilejev, M. Geli, G. İbrahimov, G. Ramazanov, M. Heydrov, G. Ahmetşin gibi

gençler, ölen yazarlar ile birlikte çeşitli türlerde başarılı çalışmalara başladılar. On yıl

13 Age, s. 429

Page 15: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

XII

içinde edebiyat dünyasına N. Esenbayev, F. İsengolov, R. Garipov, R. Safin, A.

İgibayev gibi genç ve güçlü temsilciler gelip yerleşti.

Başkurt edebiyatının ellili yılların ortalarına kadar oluşmuş tecrübesi, onun daha

sonraki hızlı gelişimine sağlam bir zemin oluşturmuştur. 14

Moskova’da 1955 yılının mayıs ayında hayata geçirilen “Başkurt Edebiyatı ve

Sanatı Şenliği” zamanında, yeni dönemde takip edilecek şeyler de bütün olarak

belirlendi. S. Kudaş, S. Agiş, B. Bikbay, E. Bikçentyev, E. Veli, G. Emiri, K. Mergen,

D. İslamov’un farklı eserleri, yabancı ülkelerin matbaasında, “Başkurt Hikayeleri”

derlemesi Çin dilinde ve Pekin’de basıldı. Başkurt yazarları, yabancı ülkelere daha sık

seyahat etmeye başladılar.

Nesirde, özellikle roman türünde, ellili yıllarda daha az yer alarak gelişen çok

planlılığın özelliklerinin, “Gönül Diyalektikası”nın çeşitli yönlerini üstün tutarak

yaşamdan tasvir yapmaya ilginin artmasıyla, edebiyatta yeni bir estetik yükselişe zemin

hazırlanmış oldu.

Dönemin başında Başkurt draması, zamanın gereklerinden geride kalmış olması,

toplumdaki küçük meselelerle ve kişisel dünya sıkıntılarıyla ilgilenmesi gibi sebeplerle,

güçlü söyleyişten doğmuş konu değişimini eserin sonuna kadar geliştiremeden kabul

etmek zorunda kaldı.

Bu yıllarda sanatı şekillenip edebiyatın en önemli yükünü çekmek üzere yetişen

E. Mirzahitov, N. Musin, R. Garipov, E. Atnabayev, M. Kerimov, G. Bayburin gibi yeni

dönemin nitelikli genç yazarlarının ardından, edebiyata R. Bikbayev, Y. Soltanov, R.

Nazarov, M. Basirov, E. Vahitov gibi kabiliyetli şair ve yazarlar nesli, büyük bir

umutla gelip yerleşti.

Tarihî ve şimdiki durum, zaman temasını sanatla birleştirmenin güncel

meselelerini Z. Biyişiva’nın “Kemhetelgender”(Ezilmişler), E. Veli’nin “Gölyemeş

Seskehe” ( Küşburnu Çiçeği ), Dinis İslamov’un “Yomart Yer”(Cömert Yer), E.

Bikçenteyiv’in “Ojmah Vegeze İtmeyim” (Cennet Vaad Etmiyorum) romanları, S.

Kudaş’ın “Yeşlek Ezere Buylap” (Gençlik İzleri İzleyerek) isimli hatıraları ile

14 Age, s. 430

Page 16: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

XIII

aydınlattılar. Bu eserler yerleştiği zaman, edebiyatı yeni başarılara götürecek olan yol

da, belirlenmiş oldu.15

Bu dönem Başkurt edebiyatında, edebiyatın bütün türler için çeşitliliğe

yönelmesi, bu dönemin bir özelliği oldu. İnsanın yüksek ahlak ilkelerini karşılama

mücadelesi esasına dayalı olarak yazılmış “Akseske”(Ak çiçek - B. Bikbayev), “Seyer

Keşe”(İlginç İnsan - Z. Biişeva), “Altınbike”, “Akkoşom Minen”(Kuğum Benim - F.

İsengolov), “Ayılım Yolu”(Köyümün Yolu - N. Musin) gibi eserlerde, hayatın ve

çoğunlukla da insanın irdelenmesi, farklı üslup denemeleriyle tasvir edildi. Tüm bu

konular, M. Kerim’in “Kara Hıyzar” (Kara Sular), N. Necmi’nin “Kapkalar”(Kapılar),

G. Ramazanovun “Yeşlek Tandarı”(Gençlik Tanları), “Atay Yanında”(Baba Yanında),

M. Geli’nin “İyün Kistere”(Haziran Akşamları), T. Arsaln’ın “Ugey Ata”(Üvey Baba)

“Hököm” ... (Hüküm) gibi şiirlerinde başarıyla işlendi. Tarihî gelişimin, çoğunlukla

geçmiş dönemlerin insanların ve halkın kaderindeki, yani hayatındaki yansımalarını ,

içtimaî olayları, sosyal ve psikolojik zayıflıkları derin derin tahlil etmek, H.

Devletşina’nın “Irgız”, Z. Biişeva’nın “Kemhetelgender” (Zavallılar), Y. Hammatov’un

“Börtöklep Yıyıla Altın” (Başaklanıp Toplanır Altın) romanlarının ve M. Kerim’in “Ay

Totolgan Tönde”(Ay Tutulan Gecede) isimli trajedisinin başarısına katkıda bulundu.

Altmışlı ve doksanlı yıllarda, ülkemizin hayatında tarihin kopuş zamanını

belirler gibi büyük ve karşılıklı değişimler ortaya çıktı. Bu dönemde Başkurt

edebiyatının birdenbire gelişme göstermesi, tür ve üslup yönünden zenginleşmesi, her

şeyden önce, bu değişim hadisesiyle yakından ilgiliydi. Bu büyük değişim döneminde,

yani yetmişli ve ondan sonraki yıllarda Başkurt edebiyatına K. Aralbayev, E.

Ehmetkujin, İ. Kinyebulatov, T. Kilmöhametov, R. Şekür, B. Nogomanov, N.

Gayıtbayev, A. Bahumanov, S. Şeripov, T. Garipova, M. Yamaletdinov, M. İzelbayevi,

F. Bülekov gibi zamanla olgunlaşan kabiliyetli gençler geldi ve önemli çalışmalara imza

attı.

Başkurt edebiyatı, bu yıllarda bütün edebî türlerde; ancak daha çok da hikaye,

nesir gibi küçük şekillerde ilerleme gösterdi. Seksenli yıllar başında, onlarca, ağırlıkla-

hikaye antolojisi yayınlandı. Mesela, E. Gereyev’in “Dingezzegeler” (Denizdekiler)

15 Age. s, 430

Page 17: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

XIV

1980, “Borolmala” (Dönme) (1988), R. Gabdrahmanov’un “Monar” 1980, E.

Vahitov’un “Yaktı Künel”(Parlak Gönül (1981), R. Bayimov’un “Bikle Hazina”(Kilitli

Hazine) 1982 gibi…16 eserlerini örnek olarak verebiliriz.

Altmışlı ve seksenli yıllarda, Başkurt dramasının bu zamana kadar tarihinde

olmayan trajedi türünün şekillenmesini göstermesi bakımından M. Kerim’in “Ay

Totolgan Tönde” (Ay Tutulmuş Gecede), “Salavat”, “Taşlama Uttı, Prometey!” (Atma

Ateşi, Prometey) eserlerini ayrıca belirtmek yerinde olacaktır.

Savaş hakkındaki romanlar da, hissedilir derecede değişimler geçirdi. Yeni türler

meydana geldi. Bunlara D. İslamov’un “Meskev Yulı” (Moskova Yolu), İ. Abdullin’in

“Koyaş Bayımay da Bayımay” (Güneş Batmıyor da Batmıyor) gibi romanları, savaşın

Moskova ve Stalingrad şehirlerindeki trajik anlarını destansı bir düzlemde tasvir etmeye

yöneldi. Y. Hammatov’un “Tıvgan Kön” (Doğduğu Gün), İ. Abdullin “Koş Yulı”(Kuş

Yolu), V. İshakov’un “Behtizin” isimli eserleri de, bu türün tarihî-biyografik bir örneği

olarak ortaya çıktı.

Konusu kahramanlık olan edebî türler, tarihî şahıs ve olaylara yönelen edebî

eserler, bu düşünceden dolayı daha fazla rağbet görmeye başladı.

1970-1990’lı yıllarda birçok şair, eserlerinde fert ile halk, halk ile memleket,

dünya, insanlık ilişkileri hakkında cesur düşünceler ortaya atarak, dil ile milletin kaderi

arasındaki ilişki gibi meselelere değinerek kaygılarını bildirdiler. Mostay Kerim, Nazar

Necmi, Musa Geli, Remi Garipov ve Ravil Bikbayev’in şiirleri, bu endişeyi aksettiren

en iyi örnekler olarak kabul edilmektedir. 17

Şiirlerin 1970 ve 1980’li yıllardaki değişiminde, coşkulu anlatım güçlenir ve ön

plana çıkar. Bu durumum doğal bir sonucu olarak manzumelerin yapısı da değişim

geçirir. 18

Başkurt şiirinin XX. yüzyılın sonuna kadar olan ve uzun yıllar süren gelişme

çizgisi içinde, Nazar Necmi’nin şiirlerinin çok farklı bir konuma sahip olduğu açıkça

görülmektedir. Şiirde yalnızca boş bir retoriğin yerleşmesi zor olmuştur. Herhangi bir

16 Age, s. 431 17 Age, s. 432 18 Age, s. 433

Page 18: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

XV

şairin “hüneri”nden tat almak pek mümkün olmamıştır. İşte şiirlerinden tam anlamıyla

zevk alınan bir şair olan Nazar Necmi, hayatın bütün gerçekliğini, insan ruhunun

isteklerini bütün doğallıkları ile şiire yansıtmış ve bu şekilde şiirin havasını değiştirmeyi

başarmıştır. Herhangi birinin özlemlerini bile kendi özlemleriymiş gibi yorumlayan

Necmi, bu gerçekliği şiirlerine aksettirmiştir. Bu da şiirlerinde açıkça görülmektedir. 19

Modern Başkurt edebiyatının çok geniş kadrosu içinde, diğer şairlerden poetik

sesi ve lirik melodisi ile ayrılan şairlerden biri Nazar Necmi’dir.

Lirik şiirleri ve poemaları ile N. Necmi kendisini 50’lı yıllar başında şair olarak

tanıtır. “Karlar Yağıyor” adlı şiirler kitabı için ona 1972’de Salavat Yulayev adına

düzenlenen ödül verilir. Ufa’da ve Moskova’da Rusça basılmış kitapları ile de, o çok

milletli Sovyet poeziyasının ünlü bir şairi olarak da tanınır. Nazar Necmi, Rusya

Federasyonu’nun ‘’Maksım Gorkiy’’ adındaki devlet ödülüne layık görülür. 1993’te de

“Başkurdistan Milli Şairi” unvanı verilir.

N. Necmi tiyatro, tanıtıcı düzyazı eserler alanında da aktif çalışır. Onun

“İlkbahar Şarkısı” “Hoşça Kal, Hayrüş”, “Delikanlı Delikanlılığını Eder”, “Harmonici

Dost”, “Komşulara Misafir Gelmiş”, “Zilli Çan” adlı tiyatro eserleri, Başkurt Akademik

Tiyatro sahnesinde temsil edilir. Ama o hangi edebiyat türünde çalışırsa çalışsın,

yaratıcı özelliği ile, yani lirik özlü şair olarak tanınmakta ve yaşamaktadır.

19 Age, s. 437

Page 19: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

1

BİRİNCİ BÖLÜM: NAZAR NECMİ

A. Hayatı

Nazar Necmetdin oğlu Necmetdinov, 1918’de Başkurdistan’ın şimdiki Dürtöylü

bölgesinin Mineşte köyünde, fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir.

Seneler sonra onun doğumu hakkında yakın dostu, yazar Hekim Gilejev şöyle

yazacaktır: “Şiirlerinin sonunda “Kanı Başkurt’u” diye imza atan Şeyhzade Babiç’e20

ruh vermiş, onun izlerini saklamış Dürtöylü taraflarında şair-hane Ak İdil kıyılarında,

Mineşte adında bir köy vardır. Orada, Şubat’ın sert soğuk günlerinden birinde bir çocuk

doğar. Ona Habib-Nazar ismini koyarlar. Arapça’dan bizim dilimize çevirirsek, “balta

ustası” anlamına gelirmiş. Babası ise, Necmetdin. Necmi, “yıldız” demektir. Böylece,

Ak İdil kıyılarında Mineşte’de yıldızlar yapan balta ustası, halkımızın sevdiği şair,

Nazar Necmi dünyaya geldi…”21

Gerçekten de, Allah onun alnına usta olmayı yazmıştır. Ama balta ustası değil

de, bir şiir ustası olmayı yazmıştır.

Onun hayatı çok zor şartlarda başlar. İki yaşındayken, babası hastalanıp vefat

eder. Annesi dört çocuk ile tek başına kalır, beşincisi ise karnındadır. Bu zamanlarda

ülkede iç savaşlar devam etmekte, her yerde zorluk, fakirlik hüküm sürmektedir. 1921

yılı ise, tarihe korkunç açlık yılı olarak kaydedilecektir. Bu yıllar,

Çocukluğum - inkılabın

Yeri titretip durduğu çağ.

Eskiliği silip süpürüp

Yeni hayat kurulduğu çağ.

Çocukluğum-yeni patlama-

Patlama-vuruş, patlama-vuruş

Her şeyi karıştırma

20 Başkurt yazarı, XX yüzyılın başı. 21 H. Gilejev. “Bu Dünyada Sen Yaşıyormuşsun” Baba Evi, Başkent Kitap Neşriyatı, Ufa 1988, s. 3-5.

Page 20: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

2

Dilencilik, açlık karışık.

diye hafızasında unutulmayacak şekilde yer etmiştir.

Babası küçükken öldüğü ve onun yüzünü dahi hatırlayamadığı için, şair tüm

hayatı boyunca üzüntü çekmiştir. Evde fotoğrafları bulunmamaktadır; çünkü babası bir kere

öfkelendiğinde onları ateşe atmıştır. Büyüdükten sonra, Nazar Necmi babasının resimlerini

görmek amacıyla onun askerlik arkadaşını aramış, ama onlar çoktan Orta Asya’ya

taşınmıştır. Araştırdığı arşivlerde de babasına ait hiçbir bilgiye rastlayamamıştır.

Akrabaları babasına benzediğini her söylediklerinde, Nazar büyük bir acı

hissetmiştir. O, güzel sesi (zamanında Moskova konservatuarından teklif bile almış), iri yarı

kıyafeti ve boyu posu ile de babasını andırıyormuş. Bu sebeplerle babasını daha da çok

görmek istemiş. Hayatı boyunca ona şiirler yazmıştır. “Senin Nasıl Bir Oğlunum Ben…”,

“Baba Mezarı Yanında…” gibi. 1988’de çıkmış kitabını da “Baba Yurdu” olarak

adlandırmıştır.

Yetim olmanın tüm zorluklarını çekmiştir. Çocuklar oynarken toplanıp hep onu

döver, alay ederlermiş. Altı aylıkken, çiçek hastalığına yakalanmış ve neredeyse hayatından

dahi ümit kesilmiştir. Hastalık sonrası yüzü pütürlü kaldığından kendisiyle “şadra perey”

(pürüzlü şeytan) lakabıyla dalga geçmişlerdir.

Annesiyle yalnız kaldıklarında, geçinmenin tüm zorlukları çocukların

omuzlarına bindiğinde, Nazar’ın üstüne birçok iş düşmüştür. Ağabeyleri dikiş işiyle, tarla

çiftlik işleriyle uğraşırken, Nazar da, küçük olmasına rağmen onların yanında seyirci

kalmamış, onlara elinden geldiğince yardım etmiştir.

Köydeki diğer ailelere göre, ailesini aydın ve kültürlü sayabiliriz. Büyük ağabeyi

dikiş dikmiş, tüm çevreden giysi dikiş siparişi almıştır. İşlerinin yoğunluğundan ve

siparişlerin çokluğundan dolayı, ağabeyi gece gündüz çalışmak zorunda kalır. Eğer zamanı

olmadığından siparişi reddederse ona gelip yalvarırlarmış. Bu durum, Nazar’ın ağabeyi ile

gurur duymasını sağlamıştır. Yetim olmasına rağmen, Nazar’ın üstünde hep güzel, yeni

elbiseler olmuştur. Kazandığı paralarla yeni bir ev de inşa etmişlerdir. Abisi Karam, bir

öğretmene duyulan saygı kadar saygı duyulan bir kişi olmuştur.

Page 21: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

3

Küçük abisi Gilej ev işleri ve marangozluğa yetenekli biridir. Evin çatısını,

kapılarını yapabilir, hatta keman yapmak bile elinden gelirmiş. Keman yapmayı Nazar’a

da öğretir. Anneleri onlara hep kızarmış; çünkü atın kuyruğundan tel yapmak için kıllar

koparırlarmış.

Nazar’ın ailesi, bazı şeyleri ilk yapan ailelerden biridir. Bu ilklerden biri de

postadan gazete almaktır. Nazar bu gazeteleri okumuş ve bu onun zihninin gelişmesine

yardımcı olmuştur. Nazar, daha küçüklüğünden itibaren “gururlu”, öfkeli ve inatçı bir

çocuk olarak yetişmiştir. Dedikleri yapılmazsa, yemekten bile vazgeçermiş. Bu

“inatçılığı”, şair olduktan sonra da karakterinin bir parçası olarak kalmıştır. Bu sıfatının

faydasını o, daha sonra görecektir. İnat, mükemmel çalışma yeteneğine dönüşecektir.

Sabrederek kelimeleri “bilemeyi” öğrenecek, onların özünü çıkarmayı hedef alacak ve

her ne kadar güç ve enerji gerektirse de, o ideal mısraları elde edecektir.

Gaysa Hüseyinov22 Nazar Necmi ile bir edebî konuda tartıştıklarını; fakat fikir

birliğine varamadıklarını şöyle anlatır: “…Ama şair o yıllarda, inatçı Nazar Necmi

olarak kaldı… Elbette Nazar Necmi kuru talepleri ile değil, kendi edebiyatının üstün

niteliği, kendi şairlik yeteneği ile arkadaşlarına şiirin, poemanın nasıl olması gerektiğini

en güzel örnekleriyle gösterdi. Onun her zaman kendine göre söyleyecek şiirsel sözü

oldu. “Kendi Sözüm Var” şiirinde o şöyle ifade kullanır:

Var kendi sözüm! Ben inatçıyım

İyidir de, kötüdür de,

Kendi sözüm olduğundan

Belki bazen yanıyorumdur…23

Küçük abisi Gilej askere gittikten sonra, Nazar, sekiz yaşındayken okumaya

başlar. Okulda önde gelenlerden biri olur, okumayı yazmayı da herkesten önce öğrenir.

Böylece, ilkokul birden ikiye atlar. Hatta öğretmeni Fayaz Abdulkayev, köy

toplantısında, onun halkı bilgilendirmek için “Tüberküloz” hastalığı hakkında konuşma

yapmasını ister.

22 G. Hüseyinov, “Başkurt Halk Şiirleri, Nazar Necmi” Akidil, 2002, No: 11, s. 42-56. 23 N. Necmi, Eserler. Şiirler ve Poemalar, Başkurdistan Kitap Neşriyatı, Ufa 1978, C. 2, s. 80

Page 22: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

4

Gönlünde derin iz bırakanlardan biri de, öğretmeni Galina Abla Abramova’dır.

Şehirden köy okuluna staj yapmak için gelen 17 yaşındaki Rus kızı, güzelliği,

köylülerin daha önce görmedikleri elbiseleri, paltosu vs. farklı özellikleri ile çok büyük

ilgiyle karşılanır. Kendisi Başkurtça bir kelime dahi bilmeyen Rus kızı, iki sene zarfında

bu dili kavrar, aynı zamanda çocuklara Rusça’yı öğretir. Hayatı boyunca Nazar Necmi,

Galina Abla’ya, küçük ve uzak köylerine getirdiği aydınlık, çocuklara olan sevgisi ve

dürüstlüğü için şükran duymuştur.

Köyünde ilkokulu tamamladıktan sonra, 5. sınıfa Börö şehrinde başlar. O yıllar,

hafızasında çok ağır anılarla yer etmiştir. Annesini, doğduğu ve yetiştiği köyünü çok

özler; üstelik, o şehre iki abisi de taşınmalarına rağmen, Ekim’in soğuk zamanlarına

kadar, okula yalın ayak gider. Kıtlık seneleri geçmiştir; ama hala doyasıya yiyecek

yemek bulmak zordur. Annesi, köyden şehre, 50 kilometre kadar yolu yaya yürüyerek

15 günde bir, bir insanın kaldıramayacağı kadar ağır erzak çuvallarıyla gelir. Yengesi,

Nazar’ı herkesten ayrı, annesinin bıraktığı yemeklerle besler. Ama seneler geçince de

Nazar Necmi ona hiçbir kırgınlık duymamıştır. İyi notlar aldığı için, N. Necmi’ye devlet

bursu verilir. Bu geçinmesine yardımcı olur. 2 sene geçtikten sonra, o tekrar köye döner;

çünkü okul yurtlarını kapatırlar. Okulunu Mineşte’de tamamlar.

1935’te Ufa Madencilik Fakültesi’ni kazanır. Başkent Ufa’ya şair olmak

amacıyla gelmemiştir. “Vostokstal” ( Doğu Madeni) çalışma fakültesinde24 okula

başlar. Burada köyden tanıştığı bir tanıdıklarında kalır. Evin zaten çok kalabalık olması

nedeniyle, ilk zamanlarda Nazar Necmi, ahırda atlar yanında kalmak zorundadır. Ufa’ya

geldiğinde o şiir yazmaya uğraşır. Ama ilk şiirini kolhoz tarlalarında çalışırken kaleme

alır. Öğretmeni Hamit Bikmetov, onu “Yarış” ilçe gazetesine göndermesini tavsiye

eder. O günlerde gazetenin yazı bölümünde yangın çıkar ve şiiri kaybolur. Bundan

sonra onunla “Afzal Tahirov”25 takma adıyla dalga geçerler. İkinci şiirinin el yazması

ise uzun yıllar evinde unutulup kalmıştır. Bulduğunda, onu çok komik bulur,

yeteneksizliğini görüp yarı şaka, yarı ciddi “Nasıl olmuş da ben bir yazar olmuşum, bu

24 Hem çalışma hem okuma sağlayan fakülte. 25 Bir Başkurt şairidir.

Page 23: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

5

da yetmiyormuş gibi, ‘şair’ diyorlar bana.” der. 26 O zamanlarda şair olma hayali henüz

filizlenmemiştir, su gibi gönlünün derinliklerinde saklıdır. 27

Ufa’da okuduğu zaman hayatında ilk defa canlı bir şair ile karşılaşır. Sokakta az

olsun acayip, başkalarına benzemeyen bir insan görse “Acaba bu yazar mıdır? ” diye

düşünürmüş.

Bu yıllarda okullarındaki edebiyat derneğine kaydolur, toplantılara katılmaya

başlar. Burası, katılımcıların çeşitli eserlerini okuyup incelediği ve fikirlerini söylediği

bir yerdir.

1937’de fakültelerinde “En İyi Şiir” yarışması yapılır. Yarışmaya Rus, Tatar,

Başkurt dillerinde yazılan şiirler kabul edilir. Şiir gecesi yapılır, yarışmaya N. Necmi

“Halk Düşmanı Trotskiy’e” adlı şiiriyle katılır ve birinciliği kazanır. Bu başarı, kendi

şairlik yeteneğine olan güvenini artırır.

Cumhuriyet gazetelerine şiirlerini göndermeye başlar. Birinci şiiri “Kommuna”

(şimdiki “Kızıl Tan”) gazetesine gönderir. “Şiiriniz baskıya dahil edilemeyecek kadar

kötüdür.” cevabını alınca hiç üzülmez; tam tersine “Ne de olsa cevaptır.” diye sevinir.

Bu başarısızlık onu durdurmaz. O, yine Kommuna’ya şiirlerini göndermeye devam

eder. Aynı zamanda, öğretmeninin tavsiyesiyle, “Yazarlar Birliği”ne gider.

Nihayet, 11 Aralık 1937’de, adı geçen gazete şiirini yayınlar. Bundan sonra

ikincisini, üçüncüsünü… Ondan sonra daha da sıklaşır. Yazarlar Birliği’ne gitmeye

devam eder. Daha sonra şiir yazar ve şairlerle tanışır… Beyazıt Bikbayev, Reşit

Nigmeti, Galimov Selam, Mirheyder Hey, Geynan Emiri, Henif Kerim, Seleh Kulibay,

Ehnef Kirey (Kirey Mergen), Maksud Söndöklö…28 Kendisi gibilerden Kemal Habib,

İbrahim Abdullin, Katibe Kinyabulatova, Fevziye Rahigulova, Fatima Gabdrahmanova,

Necib Asanbayev, Reis Gabdrahmanov... tanıştığı şairlerden bazılarıdır. Bunlar, şair

olarak önemli isimlerdir.

26 N. Necmi, Kim Düşünebilirdi, Başkortostan Kitap Neşriyatı, Ufa 1983, s. 42. 27 Age, s. 43. 28 O dönem Başkurt şairleri.

Page 24: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

6

Artık gece gündüz şiir yazmakta, gazetelerde makaleleri basılmaktadır. Yazarlar

Birliğine gitmekte, toplantılara katılmaktadır. Seleh Kulibayev’in ihtiyarî teklifi ile “N.

Necmetdinov” N. Necmi takma adına dönüşür…”29

1938’de fakültesini tamamlayıp, Başkurt Devlet Pedagoji Enstitüsü Dil ve

Edebiyat bölümünü kazanır. Şiir ve hikayeleri, dergi ve gazetelerde daha sık

yayınlanmaya başlar. Enstitü’de oluşmuş dostluk duygularıyla “Hoşçakal Şimdilik”,

çocukluğunda gezmiş olduğu orman ve suların özlemiyle de “Merhaba, Köyüm! ”

şiirlerini kaleme alır. Merhum babasının izlerini bulma sevdası, “Baba Mezarı

Yanında” gibi şairliğinin ilk döneminde ağırlıklı olarak işlediği temalardan biri

olmuştur.

II. Dünya Savaşı başladığında, N. Necmi, Enstitü’nün üçüncü sınıfındayken

okulundan ayrılıp savaşa gider. 23 yaşında olan Nazar, ilk önce İç İşleri Halk

Başkanlığına (Komutanlığına) kurslara, hemen ardından da 1944’te cepheye gönderilir.

Moldova, Beyaz Rusya, Polonya’yı Alman hücumundan korumak için, Sovyet askerleri

arasında düşmana karşı savaşır. Soğuk siperlerde saklanırken evini, annesini özler,

geçmiş günleri hatırlar:

Üç gün durmadan sağanak yağmurlar -

Üstüm ıslak, bu da savaşın bir yüzü.

Gömleğimi bir kurutsaydım…

Sıcak bir odada, bir soba yanında.

Vücudum kaskatı kesildi; ama annem

Diyor sanki: “Kurur teninde”.

Savaş bittikten sonra, o, savaşta gösterdiği kahramanlıklar için birçok onur

nişanı ve madalyalara layık görülmüştür.

1946’da N. Necmi Ufa’ya döner ve okuluna devam eder. Sonra o, gazete ve

dergilerde çalışır. Başkurt Devlet Akademik Drama Tiyatrosu Müdürü olarak görev

yapar. Tiyatroyla tanışması, asıl ortaokul çağlarında başlamıştır. Okul sahnesinde her

zaman ana (baş) rollerde oynar. Gerçek tiyatroyla tanışması ise, 1934’te gerçekleşir.

29 N. Necmi. Kim Düşünebilirdi, s. 58.

Page 25: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

7

Köylerine Başkurt Devlet Akademik Tiyatrosu gelir. “Başkurt Düğünü” tiyatro oyunu

gösterilir. Aktörlerin geleceği haberi, köylü halk için büyük bir olay olur. Onları Ak

İdil’in bir kıyısından öbür kıyısına sal ile çıkıp karşılarlar. Karşılamaya gelen 4-5 atlı

arabacının arasında 17 yaşındaki N. Necmi de vardır. O arabasına 2 bayan aktör alır ve

köyüne götürür . Köyüne varana kadar çok utangaç olduğu için arkasına dönüp bakmaz;

bundan dolayı 17 sene sonra, aynı tiyatro müdürü olduktan sonra, neden onlarla

tanışmamışım diye pişmanlık duyar. 30

60’lı yılların ortalarında “Henek”(Yaba) adlı mizah dergisi müdürü olur.

1962-69’lu arasında Başkurt Yazarlar Vakfı idareliğinin müdürü seçilir. Onun

yönetiminde, 1937-1938’de baskı altında olan şairleri aklamak için bir Kurul

oluşturulur. Aklanan Davut Yultıy, Afzal Tahirov, Töhfet Yenebi, Bulat İşemgol,

Göbey Devleştin vs gibi Başkurt şairlerinin kitapları ve adlarınan yasak kaldırılır.

Bu, Nazar Necmi’nin büyük iradesinin sonucudur. “Bu kurulun toplantısından

sonra, ben Nazar Necmi’nin, namuslu, sadık bir insan olduğunu gördüm. Ona olan

saygım daha da arttı. Ondan sonra fikir dostları olduk.” diye hatırlar G. Hüseyinov. 31

Moskova’da 1965’te 3-7 Mart “Rusya Federasyonu Yazarları Toplantısı”na

katılır. Orada Başkurdistan vekilleri (yazarları) adına bir konuşma yapar.

1967’den itibaren, N. Necmi artık profesyonel bir yazardır. Başkurt edebiyatına

katkılarından dolayı iki defa “Emek Kızıl Bayraği” nişanıyla ödüllendirilmiştir.

Nazar Necmi, yaşadığı zamanın ve şartların bir sonucu olarak, soyalist

düşünceye ve dünya görüşüne bağlıdır (1944 yılından beri Kommunist Partisi üyesi).

Almanların ülkesini işgal etmesi sebiyle, işgal edilmiş bir ülkenin çocuğu olarak Alman

ve faşizm düşmalnığı duyguları gelişmiştir. Bu da, sosyalizme olan bağlılığını

güçlendiren bir faktör olarak kabul edilmelidir. Ancak N.Necmi, gerçek bir sanatkar

olarak herhangi bir ideolojinin dar çerçevesine sığmamıştır. 1968 yılında Hac ibadetini

yerine getirmiş; peygamberler hakkında, “Mekke Yolunda” , “Mekkeden Ben

Medine’ye”, “Cennet İmiş”32 gibi dini konuları işleyen şiirler yazmıştır.1995 yılında da

30 Age, s. 49-50. 31 G.Hüseyinov, “Başkurt Milli Şairleri. Nazar Necmi” Akidil, 2002, No: 11. 32 N. Necmi, Eserler. Şiirler ve Poemalar. Başkurdistan Kitap Neşriarı Ufa, 1978, C. 2, s. 8-10

Page 26: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

8

İstanbul’a gelmiş ve Zeki Velidi Togan’ın mezarını ziyaret etmiştir. Bu konuyla ilgili

şiirler de yazmıştır. Bunlar, şairin resmi ideoloji karşısındaki tavrını bütün açıklığıyla

ortaya koymaktadır.

N. Necmi, bir yerde duramaz. Kendi şarkısında “Yolda olanlar yolda olsun”

dediği gibi, o, hiç beklemeden bir yerlere gider. Fransa, Almanya, Hindistan, Viyetnam,

Arabistan ve Türkiye’yi dolaşır. Sovyetleri tamamen inceler. Sonra da Gezi kitabını

yayınlar. Hacca giderek, Müslümanlığın bir şartını yerine getirir. 33

1968’de Ufa’daki yazlığına, Türk yazarı Nevzat Üstün’ü, eşi Şükran Hanım ile

birlikte misafir eder.34

1995’te Türkiye’ye geldiğinde İstanbul’u, oradaki Başkurt bilim adamı Zeki

Velidi Togan’ın mezarını ziyaret eder. ”İstanbul” ve “Zeki Velidi Mezar Yanında” adlı

şiirleri, bu ziyaretle ilgilidir.

Nazar Necmi’nin “Her Şey Gecikip Geldi Bana…”adında acayip bir şiiri

bulunmaktadır. Resul Gamzatov’un “Ahvah Köyünde” şiirini Başkurtça’ya aktarır ve

onun Başkurtça çıkmış kitabına önsöz yazar. Şair, bu şiiri çok beğenip tahlil eder:

“Ömrüm boyunca ya acele ediyorum, ya da ben çok yavaş gidiyorum. Ya böylece çok

erken geliyorum, ya da ben çok geç ulaşıyorum.” Özellikle bu son mısralarından çok

etkilenir. Dağıstan şairinin mısralarına vurgu yaparak, N. Necmi “Her Şey Gecikip

Geldi Bana” şiirinde, sevgi ve mutlulukların hayatına geç gelmiş olmasından dolayı

biraz alınıyor gibidir. Gerçekten, gerçekten her şey çok geç gelmiştir şaire. Şöhreti gibi

(ilk şiir kitabı 32 yaşındayken basılır) aile mutluluğunu da geç bulmuştur.

N. Necmi evlendiğinde, olgunlaşmış, kırk yaşını çoktan geçmiş biriymiş. Ne

kadar geç gelse de, bu gerçek bir aşktır ve onu uzun zaman beklemesine değmiştir. Bu

kadın, yurtdışına gitmeyi reddedip tüm ömrünü şair ile geçiren, sevgi ve nefret, buluşlar,

talepler, ümit ve bıkkınlık, sevinç ve göz yaşı karışımından oluşan şair kalbini kendi

kalbiyle kıyaslayarak daha iyi anlayan, Nazar Efendi’nin 81 yaşına kadar yaşamasına

yardım eden inanılmayacak kadar güzel Flora Hanım’dır. Nazar Efendi bu dünyadan

33 H.Gilejev, “Biz Askerleriz Hala!” Başkortostan, 5 Şubat 1998. 34 F.Çanışeva, “Herşey Geçmişlerde Kaldı…”, Başkortostan, 6 Eylül 2000.

Page 27: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

9

göçtükten sonra, hayatın manası sanki onun için de kaybolur. Onsuz bir hayata sadece

bir yıl dayanabilir. Bu kadın, Voronej şehrindeki hayatını, 1961’de Çekoslovakiya’ya

gitmek için evraklarını hazırlamasını, akrabaları ile vedalaşma amacıyla Ufa’ya

gelmesini ve burada Nazar Bey’le tanışmasını kızına anlatmıştır.

Halk Şairi Reşit Nigmeti’lerle de çakışır onların hayat yolları. Flora Hanım,

Nigmati’nin kardeşidir. Mustakbel eşine Nazar Necmi ilk bakıştan itibaren ebediyyen

aşık olur ve hemen evlenmeyi teklif eder. Flora Hanımı ise Çekoslovakya’da

beklemektedirler. Kendisine, Ülke Komutanlığının birinci sekreteri aracılığıyle, yurtdışı

yolculuğundan vazgeçtiğine dair, bir telgraf gönderilir... “Sen çalışmak için yurtdışına

gidiyor musun, yoksa evleniyor musun? ”diye sorarlar. Flora “Ben evleniyorum”diye

cevaplar. İşte o dakikadan itibaren onun her adımı, her günü şaire adanmıştır.

“Babam ailede güneş gibi oldu ve biz onun etrafında dönen gezegenler idik”

diye anar onu kızı Alsu. Seneler geçtikten sonra, babasını çok seven onun vefatıyla

dünyasının alt üst olduğunu fark eden Alsu annesine “Anne, sen nasıl tüm geleceğini

böyle kurban edebildin? Neden?” diye hayran kalır.

Sanat adamının, yetmiyormuş gibi, tüm varlığı büyük ve biricik aşk ile

zehirlenen şahsın yanında yaşamak, onun her hareketini, her kelimesini kendisi için

yaşama kanunu olarak kabul ettiği annesinin omzuna düşmüş ağır deneme olduğunu

gönlü ile sezerek sorar o bu soruyu.

“Ben hiç de pişman değilim. Çünkü büyük insanla yaşadım.” der Flora hanım

hiç düşünmeden.

Çok geç evlenen Nazar Bey, kızının, Alsu’nun büyümesine yetişemem diye hep

korkarmış. Biricik kızın önce ilk adımlarını, ilk kelimesini, sonra okulunu sonra da

meslek sahibi olduğunu, aile kurmasını ömrünün her saatinde korkarak bekliyormuş.

Kızı dokuz yaşına geldikten sonra, ölüme hazırlanmaya başlarmış Nazar Bey.

Kendisinin genç olmadığını, eğer bir şey olursa onun ayakta kalmasını söylüyormuş. Bu

yüzden sonra kızı Alsu da, babasının hep aniden ölebileceğinden korkarmış.

Alsu, babası için sık sık danışman da, eleştirmen de oluyormuş. Nazar Bey

şiirlerini ilk önce kızına okurmuş. ”Sen benim acımasız eleştirmenimsin” diye

Page 28: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

10

takılırmış o zaman kızına. Alsu doğrusunu söylese, alınırmış üstelik tekrar yazar ve

tekrar okurmuş.”

Yazdıklarımızı “Başkurdistan Kızı”35 dergisinden, N. Necmi’nin kızı Alsu ile

konuşmalarına dayandırdık.

N. Necmi’nin biricik kızı Alsu, şimdi Ufa’da yaşıyor. Eşi de, kendisi gibi

doktor. Büyük oğulları Ansaf, Havayolları Enstitüsü öğrencisi; küçüğü ise, Aydar ve

lisede okumaktadır.

Dergi muhabiri vedalaşma sırasında Alsu’ya soru sorar:

-Sence, nasıl, Nazar Necmi daha çok baba mıydı, şair miydi?

-Evet, o beni çok ama çok sevdi. Sonra da torunlarını. Canının yarısını vermeye

hazır idi. Lakin ben hakikati düşündüm: Şahsî üretim kimseye, hatta ailesine de ait

olamıyor. Babam da her şeyden önce, her şeye rağmen şair oldu. Ondan sonra baba…

Nazar Necmi 1999’da, Eylül’de Ufa’da vefat eder. G. Hüseyinov günlüğünde

şöyle yazar: “Başkurt edebiyatının zarif, nazik ve ince bir teli koptu. Edebiyatımızın

korosunda onun eksik olması, artık çalmaması kendisini çabuk belli eder.

Bu milli şairimizin icadını, türlü üsluplardaki çalışmalarını daha da derinden

öğrenmek, onu yeniden keşfetmek henüz bizi bekliyor.”36

B. NAZAR NECMİ’NİN EDEBİ KİŞİLİĞİ

Gaysa Hüseyinov “Şairler” adlı kitabında N. Necmi’nin edebî kişiliği hakkında

şöyle yazmaktadır: “Nazar Necmi Başkurt edebiyatına gürültülü bir şekilde gelmedi,

onun şiirleri poezyamızın bahçesine, bereketli, ağır ağır yağmur damlacıkları gibi

serpilerek geldi. Onlar iyi şiire susamış kitap okurunun gönlünü henüz doyurmadılar.

Ama bir şey çok sevindiriyor: Onun şiir damlaları seneden seneye çoğalıyor, poetik

renkleri zenginleştikçe zenginleşiyor. Nazar Necmi’ye göre edebiyatı kendi

kelimeleriyle söylemek istersek “Yüreğinden sızmış düşünceler damlasıdır”. Şairin

birinci kitabının “Damlalar” diye adlandırılması da rasgele bir adlandırma değildir.

35 G.Fevzi, “Babam Bizi Çok Sevdi”, Başkurdistan Kızı, No: 1, 2004 36 G.Hüseyinov, “Başkurt Milli Şairleri.Nazar Necmi”, Akidil, No: 11, 2002.

Page 29: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

11

Böyle damla damla toplanmış şiirler, küçük olsa da, kendi poetik çeşmesini

oluşturmuştur. O çeşmenin kendi benliği, kendi müziği, kendi güzelliği vardır.”37

Bu sözler Nazar Necmi’nin 1950’de çıkmış “Damlalar” adlı ilk şiir kitabı için

söylenmiştir. Onun bundan sonra çıkmış ”Dalgalar”, ”Beklenmemiş Yağmur”, ”Yer ve

Şarkı”, ”Şiirler ve Poemalar”, ”Sonbahar Yolları” adlı şiir kitapları, şairin kalibiyetinin

yeniden açılmakta olmasıyla izah edilebilir. Nazar Necmi’nin icadı şarkı, mizahi

şiirler, peyzaj ve aşk lirikası, ballad, poemalar gibi hem üslup zenginliğine ve hem de

çeşitliğine sahiptir.

Şairler genellikle biraz tuhaf, farklı olurlar. Nazar Necmi’nin kendi şahsiyetinin,

kendi tabiatının şiirlerine yansımaması mümkün olamazdı. Onun bir çok eseri kendisini

bir türlü yamanlık, alçak gönüllülük ve içtenlik ile tanıtır. Şair dünyadaki türlü halleri,

insanların mutluluk ve üzüntülerini kendi kalbinden geçirir; düşüncelerini, duygularını

ilave edip şiir mısralarına koyar. Onun için poetik icat, gönül ve hayatın maksadı ile

birlikte imandandır. Bu fikri

Şiirlerim, siz benim yürek kanım,

Siz imanım, göz yaşlarım,

şeklindeki ifade, teyit etmektedir. . . ”

A. Tvardovskiy,38 “En iyi şiir hangi şiirdir? ”39 diye soranlara “Şiir sevmeyen

kimsenin sevdiği şiir, en iyi şiirdir. ”diye cevap vermiştir. Nazar Necmi de yeni yazılmış

şiiri hakkında “Ah, sana aşık olsalardı şiir sevmiyorum diyenler.”40 derken aynı düşünce

ve aynı arzudaydı. Onun pek çok şiiri, şiiri şiir sevmeyenlere de sevdirebilecek

durumdadır. Çünkü yazar, -hatırlarsak- kendi şiirini kendi sözleriyle “taş gibilere,

yanan ateş; ateş gibilere taş” şeklinde nitelendirmektedir. Onun eserlerin çekici tarafı,

fikir ve his zenginliğidir. Yani, sadece şiirle söylenebilecek şeyleri şiire konu

etmesindedir.41 Nazar Necmi’nin edebî kişiliğini birkaç dönemde incelemek daha doğru

olacaktır.

37 G.Hüseinov, Edebi Portretler, Başkent Kitap Neşriyatı, Ufa 1981, s. 88. 38 Ünlü Sovyet Şairi. 39 Age, s. 61. 40 N. Necmi, Eserler. Şiirler ve Poemalar, Başkurdistan Kitap Neşriyatı, Ufa 1978, C. 2, s. 72 41 Age, s. 89.

Page 30: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

12

1. II. Dünya savaşında yazdığı şiirleri. Nazar Necmi’nin II. Dünya Savaşı

senelerinde yazdığı şiirleri pek fazla değildir. Şair, savaşın ilk senelerinde yazmaya

fazla imkan bulamamıştır. Askerlerin sınırsız cesaretlerini göstermesi, memleketini, eski

dostlarını özlemesi şairi kalemi yeniden ele almaya mecbur eder. 1943-1944’te bir çok

şiir yazar.

Nazar Necmi’nin cephe lirikasının merkezinde asker vardır. Şair onun gönül

zenginliğini, zafer kazanma azmini, inancını yansıtmaya gayret eder. “Sovyet

Askerlerine” adlı şiirinde o, ateşi, suyu geçmiş savaşçıların ölümsüzlüğünü şöyle söyler:

Kuşun ulaşamadığı yerlere

Ateşlerden yürüdün sen.

Her adımın izi masal,

Sen neler görmedin, asker? !

Bombalar yağdı üstüne,

Bayılıp düştün bazen.

Kaç kere canlı canlı gömüldün…

Ve canını kaybetmedin, asker! . . .

Cephede yazılan “Okop’taki Düşünceler” şiirinde de Okop civarına ateş saçıldığı

zaman, askeri her dakika ölüm beklemesine rağmen, şair, insan hayatını, ölümsüzlüğü,

zaferi düşünüyor ve zafere inanıyor:

Doğduğum topraklara zaferle dönerim ben,

Geçip şu zor savaş senelerini

diye hitap ediyor o cephedeki dostlarına. Zafere inanmak savaştan sonra da yaşamayı

ümit etmek, şaire göre insanı cesur ve sabırlı kılar.

Hep bekliyorum….

Kişi için dünyada

Ümit ile yaşamak neşeli.

Ümidim büyük, ona inanıyorum,

Ve o güçlü ömür gibi.

Page 31: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

13

diyor bunun hakkında şair “Ömür ve Ümit” adlı eserinde. Dehşetli seneler, asker

ruhunun direncini de, gönlünün inceliğini de artırdı. N. Necmi, cephedeki askerin gönül

derinliğini, doğduğu memlekete, ailesine, dost ve arkadaşlarına olan aşırı özlemelerini

şarkı söyleme aracılığıyla, daha da başarılı bir şekilde gösterdi. Bu özlem, askerin

gönlünü yine de temizlenmeye sevk etti, güzel hatıralar hayatın değerini daha da fazla

hissettirmeye yardım etti, ümit ona ruhî bir güç verdi. “Hayatta Kalsam” adlı şiirinde

şair, asker gönlünün aydınlık duygularını yansıtmaktadır:

Doğduğum ülke hizmet beklediği için,

Uzun beklediği için güzelim,

Hayatta kalmamak benim için mümkün değil,

Mümkün değil-ben canlı dönerim!

diye iyi moral ile tamamlar o şiirini.

Şair, savaşa bir Alman işgali obrazında beddua ediyorsa, Goethe, Schiller

yüzünden sanat adamı kendi lirik “benini” aracılığıyle gövdelendirdi. (“Hoşçakal,

Veymar…”). Dünyada bu şekilde net poetik planda bakış “Yüreğime Yakın Her Şey”

başlıklı eserinde, asker-şairin memlekete adım atmaktan başka mutluluk aramamasında

gösterildi.

“Kotelok” şiirinde şair sadece bir objeye müracaat eder; ama onun farklı

taraflarını çizer, bunun için de nesne ile konu, içerik ile biçimi bütünleştirir. Asker

matarası, sadece bir poetik detay değildir, lirik “ben”in ayrılmayan parçası, ona can

verici nesnedir. Hatta o, savaşçıya birlikte sadece yolculuk etmez, sonradan da lirik

kahramanın barışın bekçiliğini yapan asker olarak göz önüne getirilmesini sağlar.42

Diyemeyiz ki, “Anne”, “Akağaçlar”, “Kapılar”, “Gömlek”, “İki Züleyha”,

“Canlı Kan” ve hemen hemen tüm büyük eserleri, hangi taraftan bakarsak bakalım

sadece savaş teması ile bağlantılıdır. Hepsinde şairin kendisi vardır.

42 Başkurt Edebiyat Tarihi, Kitap Neşriyatı, Ufa 1993, C.5, s. 349.

Page 32: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

14

“Akağaçlar” isimli poeması savaş alanından dönmemiş dostu hakkındaysa,

”Kapılar” adındaki lirik poeması da, kendisi ile birlikte türlü kapıları açan ve

Brandenburg kapılarına kadar yolculuk etmiş olan dostları hakkındadır.43

Onun “Okopta Düşünceler”, “Geçen Günlerin Güzelliğini Düşünüp” gibi şiirleri,

ıslak okoplarda kısa dinlenme dakikalarında hayat ve ölüm hakkındaki düşüncelerden,

“Gözlerine Bakıp Doyamadım”, “Hayatta Kalsam”, “Dışarıda Soğuk, Zemlyankada

Islak” şiirleri doğduğu taraflara, annesine ve sevdiğinin yanına “sıcak ilkbahar” gibi

dönmek için sabırsızlanmasından yaratılmış; fakat “Tankacı”, “Cephede Gece”, “Roza

Çiçeği” ise cephe günlüğünü farklı çizmiştir. “Gömlek”, “Zemlyankada”, “Çift Çamlar”

gibi eserlerde, korkunç koşullarda da hayattan soğumama, gelecek olan güne umut

notları kayıtlıdır.

N. Necmi, okop ve zamlyankalarda hayat tecrübesi edinme ile birlikte, kendi

poetik sesini de bulur. O, bu yıllarda yaygın olduğu gibi, seslenme(oran) ile hareket

etmemiş; tam tersine, onun “söyleyeceklerini söyleyemediği” zamanları daha çok

olmuştur. Bu halde yazmış olduğu şiirleri, yüksek sesli şiirlerinden hiç de eksik

olmamıştır.

1947-1949’da onun “Dilek”, “Hoşça kal, Veymar…”, “Yüreğime Yakın Her

Şey…” şiirleri birleşmesiyle “Dönüş” serisi; “Kotelok”, “Bende Ak Saç Tanelerini

Görüp…”, “Damlalar” gibi şiirleri ve “Anne” poeması gün yüzüne çıkmıştır. 44

1950’de N. Necmi’nin “Damlalar” isimli birinci kitabı basıldı. Onun bu ilk

eserini edebiyat severler, çok iyi karşılar ve edebî eleştiride poezyaya yetenekli bir

şairin geldiğini ilan ederler.

Angam Habirov (edebiyatçı) şöyle hatırlamaktadır: “Olabilir ki, biz o zamanlar

çoğunu anlamıştık; ama tam olarak değil, çünkü bu şiirler çok taze idiler, çok saf idiler,

bilinmiyorlardı. Duyulmaya onlar sonra başladı. Belki de, biz edebiyattan bir şey

anlamıyorduk o zaman. Poezyanın büyülü gücünün farkına varmamıştık henüz.

İnsanların akıl ve kalplerine şifalı bir etkide bulunduğunu bilmiyorduk ve istendiği gibi

kabul edemiyorduk. Ama o zamanlarda biliyorduk artık, Nazar necmi’nin bizim

43A. Habirov “Olgunluğa ve Şöhrete Yolculuk” ,Vatandaş, No: 2, 1998.

Page 33: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

15

köyümüzde, uzakta değil, bu köyde doğup büyüdüğünü. Onunla çok gurur

duyuyorduk.” 45

1955’te basılmış olan “Dalgalar” kitabı, şairın icadındaki damlaların dalgalara

dönüştüğünü göstermiyordu henüz: O, “Damlalar”’a girmiş şiirlerden oluşuyordu.

Şairin asıl “Beklenmeyen Yağmur” isimli ikinci kitabı, 1960’da çıktı. Geç kaldı, ama

yine de kaybolmadı. Bu kitapta artık yetişkinlik çağını karakterize eden çizgiler yok idi.

Savaştan döndükten sonra yazdığı ilk şiirlerin birisinde, bir ihtiyar gibi şöyle der:

“Hayat güzel bugünkü düğün gibi, lakin hayat hiç düğün değil.” “Olgunlaşmış” fikrinin

duyulması tesadüfi bir hal değildir. Şiirin gecikerek geldiğini N. Necmi kendisi de

gördü: “Artık gecikip anlamaya başladım ben hayatın sırrını, onun yollarını.” Bu

mısraları daha sonra böyle yorumladı: “Gençken her şey gelecekte…diyen his ile

yaşandığı için, pek çok iş zamanında yapılmıyormuş. Eğer geçmişe geri dönme imkanı

olsa, ömrümü, vaktimi boşuna harcamazdım, diyorum”. Farklı yönlere yöneldiği için,

yaşamaya susama hissi de istediği sonucu vermez ve bunu şair mertçe, cesaret ve

dürüstlük ile itiraf eder.

Nereye gittiysem her zaman acele ettim ben,

Ama kendim her zaman geciktim.

Böylece, ”Her Şey Gecikip Geldi Bana…” eserinde, kendi kendisi hakkında

sınırsız doğruluğu göstermekle birlikte, yaşamın manasına bağlı pek çok ahlakî ve

estetik meselelere de dikkat eder. Bununla da, insanda bir şaire karşı karşıya bulunduğu

-dürüstlük- hissini uyandırmaktadır.

2. Barış dönemi şiirleri. Mustay Kerim gibi Nazar Necmi ve savaştan sonra

yazdığı ilk lirik şiirlerini “Dönüş” diye adlandırdı. O, Sovyet askerlerinin zafer

mutluluğunu, doğduğu ve özlediği memleketine dönüş sevincini, hizmete başlama

isteklerini söylemiş şair idi. Şair için doğduğu memleketinin her tarafı gül çiçeğidir.

Hepsi de çok değerli ve hepsi de kalbine yakındır. Çiçeklere bakıp da yüreğinde

duyduğu özlem hisleri şarkı olup akıyor. Şair-asker, işi de çok özlemiş. “Tünel, doğacak

evlere temel kazacağım.”diyor. Yabancı yerlerde, yabancı ülkelerde saldırgan

44 Başkurt Edebiyat Tarihi, C.5, s. 352. 45A.Habirov, “Olgunluğa ve Şöhrete Yolculuk”, Vatandaş, No: 2, 1998.

Page 34: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

16

Almanlara karşı özgürlük savaşı veren ve bu savaşı kazanan asker, yeniden özgür

yaptığı memleketinin değerini, büyüklüğünü daha da iyi anlar. Bu düşünceler ve hisler,

memlekete olan sevgisi olarak gönlünden taşıyor şairin. Asker olup

Sadece seni düşünüp,

Ne yerleri aştım ben.

Tüm dünyayı hemen hemen dolaştım,

Yer görmedim sana benzeyen.

diyerek alevli mısralara döküyor şair düşüncelerini.

Memleketimizin özgürlüğü için savaş meydanında vefat etmiş askerleri saygıyla

hatırlamak, onların adlarını ve başarılarını ebedileştirme konusu, Nazar Necmi’nin

savaştan sonraki icadında kesintisiz gözükür.

“Dönmediniz Doğduğunuz Yerlere” şirinde, savaş meydanları çoktan kapansa

da, savaşın izleri yıllar boyunca silinse de, savaş meydanlarında kalmış kahramanların

halkın hafızasında unutulmayacağını ifade etmektedir. “Ölümsüz İle Ölümsüz zafer

olup döndü şöhretiniz” diyor şair. Eğer savaşta ölmüş askerlere her yerde heykel

yapılıyorsa, bilinmeyen askerlerin mezarı üstünde ebedî ateş yanıyorsa, bu, halkın

kahramanların ismini ve şöhretini ebedileştirme simgesidir:

Ateş yanıyor mezar üstünde

Ebedi ateş o

Yanıyor asker yüreğinin

Alevi olarak

Böylece şair ölümsüzlüğü işaret eder. ''Ebedî Ateş” şiirinde, ebedî ateşin

yakıldığı mezarda yatan ve bilinmeyen asker, belki şairin savaşta ölmüş abisi Gilej'dir,

belki de başka birinin akrabası, babasıdır. Ama o kim olursa olsun, herkese yakındır.

O, şimdiki insanların mutlu yaşaması için hayatını veren kahraman olmasıyla değerlidir

ve bilinmeyen adı sonsuza uzanacaktır. Askerlere yapılmış heykellere saygıyla bakmak,

onları temiz tutmak, mermer taşlar üstüne canlı çiçekler koymak da, aynı şekilde

yüceltme ve hatıralarını ebedileştirme simgesidir. Pek çok ailede, savaşta vefat etmiş

atalarının, oğullarının, akrabalarının hatırası, mektupları ve değerli eşyaları

Page 35: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

17

saklanmaktadır. Şair “Milaş” şiirinde, abisinin ektiği üvezin de onun hatırası, emaneti

olarak yaşamasını, insanı duygulandıracak kadar canlı gösterebilmiştir. 46

Tabiat, yaşadığımız çevreyi anlatmaya kalkışma, insan gönlündeki karışık

duyguları simgeler aracılığı ile, nesneler arasındaki ilişkilerden insan hislerini, tabiat

aracılığı ile mecazi fikirler çıkarma, N. Necmi’nin sanatını çözümleme devrimizin

büyük bir keşfine dönüştürdü. Bu özellikler onun “Mileş”, “Toprak ve Çiçek”, “Yaz!

Yaz! Diyorlar” şiirlerinde farklı taraflarda açıldı. İlkinde savaş konusu polifonik ses

olup, bu yerde doğmuş tüm motivler bir noktaya toplandı. Şair, savaşta ölmüş abisi

Gilej ile onun gayretinin bir sonucu olan ağaç arasındaki manevî ilişkiyi, ahenklilik

ilişkisini, yani kafiye yardımı ile pekiştirmeyi, şair “ben büyüdüm, büyüdü milaş”, “ben

gittim, gitti ağabeyim Gilej” şeklindeki paralelizm ile de güçlendirdi. Sonuçta üvez ile

hizmet, hizmet ile insan arasında iç yakınlığı ortaya çıktı. O simgelerin arasında var

olan harmoninin bozulması ise, Gilej’in savaş meydanından dönmediğini, Almanların

tek güç olmadığını, barış senelerinde de izlerinin kaybolmadığını gösterir.

Hayatı karşılıklı, insan gönlünü doğal olarak gösterme N. Necmi’nin savaştan

sonra icadında bir geleneğe dönüşür. O savaştan dönmemiş olan M. Hay, Malik Haris

gibi liriklerin adetlerini başarılı devam eder, ritorikayı döndürmeye katkıda bulunur. 47

Her şair doğduğu ülke, doyduğu memleket hakkında şiirler yazmadan edemez.

Sadece orada kalmaz, şairin tabiatı ya da köyü hakkında bir eser mi yazdığı; yoksa

kişileri mi anlattığı pek belli olmaz. O, her zaman, doğduğu köyüne ve köydeki kişilere

yurtseverlik duyguları ile sıkı sıkıya bağlanmıştır.

Nazar Necmi’nin lirik sanatında bu ruh her zaman hissedilir. Onun memleketine,

hemşehrilerine adanmış şiirleri çoktur. Cumhuriyetine, vatanına olan büyük sevgisini,

şair poetik veya publistik tonda değil, baştan beri lirik planda gelenek, olaylar, haller,

tabiat görüntüleri ile göstermiştir.

N. Necmi, kendisinin 1983’de dünya görmüş (yayınlanmış) “Kim

Düşünebilirdi?” adlı eserinde sözüne memleketinden başlar:

46G. Hüseyinov; R.Bayimov, Çağdaş Başkurt Edebiyatı:Orta Okulun XI sınıfı İçin Ders Kitabı, Başkortostan Kitap Neşriyatı, Ufa 2002, s. .45. 47 Başkurt Edebiyat Tarihi, C. 5, s. 254

Page 36: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

18

“Ben Mineşti’den ayrılamam, o benim hayatımın başı, demek ki tüm

kaynaklarımın kaynağı. Annemin bakışlarını, ot yeşilliğini, havanın mavi olduğunu,

orman kokularını, yel-rüzgarı, gök gürültüsünü, çiçekler rengini, su tadını, karın beyaz

olduğunu, kışların soğuk olduğunu, güneşin çıktığını, güneşin battığını-hepsini de ilk

defa bu köyde gördüm, işittim, duydum.”

Şair, tüm sanat hayatı boyunca Mineşte hakkında yazar ve memleketini över.

(“Mineşte”, “Krallar Köyüm”, “Dürtöylü Taraftarı” vs. ) Ama bu eserlerin içinde en

özel, en ilginç olanı “Kral Köyüm” şiiridir. Sadece adına bakıp bu eserin ne kadar özel

olduğunu kolaylıkla anlayabiliyoruz. O Puşkin’in şiiri ile aynı adı taşır, onu hatırlatır.

N. Necmi’nin “Kral köyüm” şiiri sadece adı ile değil, içeriği, fikir derinliği, düşünce

şekliyle de dikkati çekmektedir.

Eğer şairin kullanmayı çok iyi bildiği bir yöntem varsa, bu, yazılmış iki farklı

motivden, çizginin paralel büyümesi ile birlikte oluşur. Bu esnada, çizgilerin birisi bir

kişinin başlangıçlarının başlangıcı, yüreğine yakın olan memleketi olması düşüncesini

simgeler. Bu düşünce tüm eserde epigraf olarak kullanılır. İkinci çizgi, memleketine

olan hayranlığıdır. O, bir şair olarak inceliği ve zenginliği ile, Puşkin’in Tsarskoye

Selo’sundan hiç de eksik değildir. Burada “çarlar sarayları” yok; ama “yeri altın”,

“insanları altın” olan yerler var. Burada “altın tarlalarda altın buğday yetişir.” Her şey

burada çok güzeldir ve onu hayran bırakır; dağları da, bahçeleri de, ballı ıhlamurları

da, ormanları da. Onlar, şaire memleketi hakkında şöyle deme hakkını verir:

…Her şey burada ilahi!

Şair olarak doğmasan bile, burada

Şair olacaksın!

Biz okuduğumuz okul bizim Licey!48

N. Necmi icadında vatancılık konusunun gelişimi çok enteresandır. Kırklı

senelerde doğduğu memleket hakkındaki düşüncelerini ata yurdundan başlayarak halk

yaşamı, büyük vatana gibi kavramlarla ifade eden şair, şimdi de onu sıcak ilkbaharı, sert

kışı, sıcak yazı ve cömert güz görünüşlerini aracılığı ile veriyor. İnsan, sadece ülkesinin

güzellikleriyle kuru kuruya gurur duymamalıdır. N. Necmi’nin izinden gitmemeli, ilin

48 Büyük Rus Şairi A.S.Puşkin’in okuduğu okul.

Page 37: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

19

kışı gibi karlı-buzlu zorluklarını da kaldırmaya, sonbaharı gibi bolluğuna ve bereketine

de katkıda bulunmalıdır.

“İlim Hakkında Söz” şiirinde biz gidip görmüşüz gibi, doğduğu ilin poetik gövdesi

gözümüzün önüne konulmaktadır:

Enini-boyunu çıkamazsın senin,

Kar fırtınalı, aydın güneşli.

Gayretli ve güçlülerden daha güçlü,

Büyük adımlı ve geniş kucaklı.

Diğerlerine, o, hayır benzememiş.

Ve kendisine göre yükselir güneşi.

Yazları-yaz, kışları-kış onun,

Sonbaharları sonbahar ve ilkbaharları

Mevsimlerin ele alınması da, öylesine değil, memleketini sevme duygusunu

vermek bu duyguyu renklendirmek maksadı iledir:

O nazik sıcak ilkbaharları gibi,

Kışı gibi de sert, öfkeli

Gerektiği zaman yazı gibi kaynar,

Güzü gibi zengin ve cömert de.

Seviyorum onu böyle olduğu için,

Farklı olduğu için günleri.

Son mısra yurtseverlik duygusunu daha pekiştirmekte ve şiiri bir akkord olarak

şöyle tamamlanmaktadır:

Ben onunum canım, tenim ile,

Kanım da,nefesim de onun için

Seviyorum onu, ve çok farklı seviyorum,

Yazı, kışı, ilkbaharı olarak da.

“Vatan” şiirinde Nazar Necmi “Vatan” düşüncesini, ilk bakışta soyut gibi

görünen düşünceyi, kendince netleştirip, yeni tabiat görünüşlerini katıp, gönüllere

dokunacak şekilde yansıtır. ”Vatan nedir? ”sorusuna şu cevabı verir: “Vatan, diyorum,

annemin doğduğu yer; vatan diyorum, babamın doğduğu yer.” ve sıralamaya başlar.

Page 38: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

20

Vatan, -diyorum, -babamın ve annemin

Konuştuğu dil-anadilim o.

O dil aracılığıyla hayatın

Derinliğini açtığım yer o.

Vatan-diyorum, -orman sesleri

Orman sesleniyor bana o dilde.

Vatan-diyorum, -kuşlar ötmesi.

Kuşlar ötüyor bana o dilde.

Bu düşünceyi şair coğrafî adlandırmalar aracılığı ile de genişletmektedir:

Vatan, -diyorm-Ural, Akidil, 49

Buğday ekilmiş yerler, ovalar.

Onlar dünyam, lekin biliyorum.

Onlardan da başka dünya var.

Dünya gezdim Rusya’dan da

Baltiği gördüm, Baykalın. 50

Şiirin son mısrasında daha da geniş poetik neticelendirmeler yapar:

Küçük mü, büyük mü,Vatan bir,

Bir olarak yaşıyor gönülde,

Vatan, o yer, Vatan, insanlar,

O derinde, yürek dibinde.51

Nazar Necmi lirikasında doğduğu ülke, vatan ve yurtseverlik teması, farklı

taraflardaki böyle tabiat görünüşleri aracılığıyla verilir.

N. Necmi “Ben yerin oğlu!” diye haykırmamış; bunu ülke, hayat ve yer

hakkında söyledikleriyle ispatlamıştır.52

Bu sıfatı hakkına kalemdaşı Hekim Gilejev şöyle demektedir:

49 Başkurdistan’daki büyük nehirler. 50 Rusya’nın kuzeyinde bulunan dünyanın en büyük gölü 51 N. Necmi, Eserler. Şiirler ve Poemalar, Başkurdistan Kitap Neşriyatı, Ufa 1978, C. 2, s. 70 52 Başkurt Edebiyat Tarihi, C. 5, s. 350.

Page 39: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

21

“Yer derken…Nazar Necmi’nin şiirleinde çok sık rastlanan nasıl büyülü bir

kelimedir bu. Bazıları bu yerde yaşamakta olduğu halde yeri görmez; gözü

yükseklerdedir, yıldızları sayar. Yakalamıyorsa da…Nazar Necmi’de ise yer, onun

poetik araçlarında en belli boyadır, galiba. Bu boya, şairin icadında hayat kaynağımız

olan yerin sadece fizikî manasını değil, kişi ve onu saran sosyal muhit, tabiat ve toplum,

peyzaj ve insan gibi, kocaman filizofik düşüncelerini de içine alır. Şiirindeki fikir, yer

nefesi ile ısıtılıyor gibidir. Onun için de, şair, insanı, onun aslını anlamak için,

hepsinden önce, yere müracaat eder, onun diliyle düşünmeye çalışır. Yer tarafından

sevilmek ve yeri sevmek, insanın doğal hakkıdır. Yerin dilinden anlamadan, sadece

onun değerinden söz edenler, onu ayak altında bırakanlar, “Ben yer oğlu” sözleriyle

meydan okuyanlar az mı bizde! Ancak Nazar Necmi’nin

O, doğduğum yer, nasıl yaşardım,

Anlamasaydım senin dilini.

diye seslenmesine de derin bir mana vardır. Çünkü

Köy çocuğuyum ben, saban atı,

Yeri sürmüş, dikmiş, ekmiş,

Yolum başı-şiirsel yoldan değil,

Karık denen küçük yoldan.

… Tüm ömrümce, elimden geldiği kadar,

Dokundu o yer ve o şarkı ile.

Yere olan sevgisi, o yerin suyu gibi damarlarına yayılmış, o su ile dokunmuş icat

kaynağı meğerse burasıymış! Bu zamanda böyle demek herkesin elinden gelmez

herhalde”.53

Doğduğu yere olan sevgisi, suyu gibi damarlarını kaplamış. Şair adeta bu

sevgiyle dokunmuş. Meğer, ilham kaynağı da bu imiş! Herkesin böyle bu sevgiyle

söylemesi başaramaması, herhalde, onun kadar dolu olmamasındandır.

53 H. Gilejev” Bu Dünyada Sen Yaşıyormuşsun…” (Baba Evi kitabına Önsöz) Başkurdistan Kitap Neşriyatı, Ufa 1988, s. 8-9.

Page 40: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

22

C. NAZAR NECMİ’NİN DİLİ VE ÜSLUBU

Nazar Necmi’nin lirikası için, kendi sözleriyle söylersek, “kalbimden sızmış

düşünceler damlası” diyebiliriz. İlk kitabına “Damlalar” ismini koyması da boşuna

değildir.

N. Necmi’nin dili, ağırlıkla olarak, Başkurt halkının günlük konuşma dilidir.

Yabanci asıllı kelimeleri fazla kullanmamıştır. Kullandıkları da, halkın diline girmiş ve

yerleşmiş olanlardandır. Şairin büyüklüğü biraz da buradan gelmektedir. Halk diliyle

sanat değeri yüksek şiirler yazabileceğini göstermiştir. Halk dilinin içinde, mecazlar,

deyimler ve atasözlerine geniş yer vermiştir. Ayrıca, atasözü güzelliğine yakın veciz

ifadelerini de kullanmıştır.

N. Necmi’nin şiirleri konuları bakımından çok zengindir. Orada vatancılık,

yurtseverlik, doğa, aşk konularını işleyen şarkılara, mizahî şiirlere, felsefî şiir

örneklerine rastlıyoruz. İnsanın mutluluk ve üzüntüsünü, özlemlerini, gönül zenginliğini

daha dolu verebilmek için, imkanlarını başarılı bir şekilde kullanıyor.

N. Necmi’nin şiirleri, tabiata da sıkı sıkıya bağlıdır. Lakin o, kuru bir tabiat

görünüşünden ibaret değildir. Tabiat, şair için kendisine göre bir temizlik ve güzellik

dünyasıdır. O, tabiat manzaralarını çizmekle insanın gönlünü, düşüncelerini göstermeyi

hedeflemiş; tabiat onda dünya, insan ve hayat hakkında derin düşünceler uyandırmıştır.

Rus edebiyatının ünlü şairi Fedor Tütçev “Tabiatın canı var, dili var” demiştir.

N. Necmi için de kuşların ötmesi, nehirlerin şırıl şırıl akması, yağmur sesi, gök

gürültüsü, başakların rüzgarda hareket etmesi tabiatın dilidir. O, bu tabiat

manzaralarıyla, senenin türlü mevsimleri aracılığıyla insan iç dünyasının temizliğini ve

farklı hislerini aydınlatmaktadır. İlkbahar zamanlarını göstermekle, o sık sık canın

körlüğünü, dertli düşünceleri vermekte, sonbahar resimleriyle de yavaş yavaş ömrün

geçip gitmesini ve insanın buna üzülmesini anlatmaktadır (“Yaz! Yaz! Diyorlar”,

“Sonbahar Güneşi” vs. ). Dağ ve deniz sergileri de şairi sık sık hayat hakkında, yürek

sızlamaları hakkında düşünmeye sevk eder. (“Hayat ve Deniz”, “Dağların Şarkısı” vs)

54

54G. Hüseyinov; R. Bayimov, age, s 47.

Page 41: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

23

“Doğduğu yeri(yurdunu)” görebilmesi, onun ağaçlarının ve taşlarının,

nehirlerinin ve kuşlarının, yağmurlarının ve karlarının dilini anlayabilmesi, sanatkar için

büyük mutluluktur.” der Balkar şairi Kaysın Kuliev. Bu mutluluğa Nazar Necmi, bir

yandan, “Damlalar”, “Çift Çamlar”, “İki Nehir” şiirlerindeki gibi, tabiatı insanın

aşamalarına karşılık olarak düşünmüştür. Duygu, düşünce ve hayalleri ve heyecanlarını

ifade etmekte bir vasıta olarak kullanırken, onu bir sıraya koyarak birleştirir. Kısaca

söylemek istersek paralelizm yöntemini kullanır. Onun paralelizmleri de çok özeldir.

Mesele o, “Odur Galiba” şiirinde çok sıcak, son derece güzel sonbahar gününü tasvir

ederken okuyucuya ömrün sonbaharını hatırlatır. Ama o güz, alıştığımız güz gibi de

değildir. Bundan on sene sonra yazılmış “Sonbahar Güneşi” şiirinde renk ve sesler de

aniden değişir:

…Oh, ısıtıyor güneş, oh gülümsüyor…

Bir yerlerde ise yukarıda

Kaplamış her tarafı karlı yağmur,

Kaplamış her tarafı soğuklar.

… Sen diyorsun: Günler şimdilik sıcak.

Gençlerden, diyorsun, hiç farkımız yok

Isıtıyor güneş…Sonbahar güneşi…

Yerde ise ne yapsak da, yaz değil! . . .

Daha sonra yazılmış şiirinde paralel çizgiler daha da üzgündür:

Geldi daha bir güz…Daha bir güz

Yere serpti altın paralar

Kaz olmuşlar, uçuyorlar şimdi

Yazın doğmuş sarı yavrular.

Daha geldi güzler…Ve onların

Bensiz gelir biri bir zaman

Ve ondan sonra ise her zaman.

İkinci dörtlükte olması gereken üçüncü mısra kaldırılmıştır. Son mısradaki kesik

söylemesiyle bizi dikkatimizi bir noktaya yönlendirmeye mecbur ediyor. Güzün de sonu

Page 42: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

24

olduğu gibi, ömrün güzünün de farklı evreleri vardır. Bu tip paralelliklerin örnekleri ve

vardır:

Acı yel beni uyandırdı

Gece yarısında,

Acı dil beni, ağlattı

Gün ortasında.

Şair uzak simetrik paralelizme de birbirlerine başvurmuştur:

Acı diller…Yellerinse,

Acı sözü yok.

Yel esti ve durdu

Yelin izi yok.

Burada paralelizmin tümü, yarım yamalaktır. Böyle olsa bile, acı dilin yürekte

yara oluşturduğunu kolaylıkla anlayabiliyoruz.

N. Necmi’de bazı kavramaların sembolik anlamları vardır. Mesela, “Ömür ve

Deniz” eserinde, ömrün genişliğini ve derinliğini ifade eder. “Dağ ve Deniz” baladında

ise deniz, güya karşılıksız aşkın acısını anlatmaktadır. A. Puşkin’e adanmış “Şair ve

Deniz”de de, deniz, şairin gönlünün bir yansımasıdır. Deniz sakinlik nedir bilmez.

Ayrıca sakinlik, denizden mi şaire yoksa şairden mi denize bulaşmıştır? Bu,

bilinmemektedir.

Ama deniz ne kadar geniş ve küvetli olursa olsun, onun bir sonu vardır,

gürültüsünün de her zaman farklı. Şairin kalp dalgaları ise hayat denizinin sınırsız

genişliğine yayılmalıdır.

Deniz! Deniz! Hala üzüntülü

Geniş olsan bile, kenarın dar.

Bunun için sizlerden daha güçlüyüm.

Kıskanın, mavi dalgalar!

Böyle gururlu sözlerle, şair insanın büyülüğünü vurgulamak istemiştir.55

55 G.Hüseyinov. Şairler,Edebi Portreler, Başkurdistan Kitap Neşriyatı, Ufa 1981, s. 90-91.

Page 43: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

25

N. Necmi’nin poezyasında halk şarkılarındaki gibi, akağaç motiflerinin de

derinlik manası vardır. Mesela “Akağaç” şiirinde, akağaç ölmüş askerin hatırası

şeklinde göz önümüze getiriliyor. Onun “Akağaçlar” baladı “Akağaçlı ev-üzüntülü ev”

münasebeti üzerine inşa edilmiştir.

Etrafına aydınlık saçan penceresinin önünde çift ağaç büyüyen eve, bir zamanlar

üzüntülü haber gelir. Anne ve baba, oğullarının cephede vefat ettiğine dair bir kâğıt alır.

Bu haber üzerine “Akağaçlı ev, üzüntülü (uğursuz) evdir.” şeklinde batıl bir düşünceye

kapılıp, akaçları kesip atarlar. Bundan sonra da, evin bahtında olumlu bir gelişme söz

konusu olmaz. Şair, çok üzülerek şöyle söyler: “Dünyanın, hep neşeli olduğu zaman

var mı?”

“Bu soğukta, soğuk haber sadece dönüp ölürse eğer, ne olur idik?! ”, “Akağaçlar

gonca gonca olmuş, üzerlerine beyaz dantel konmuş sanki. Gece olana kadar, onlar

bembeyaz saçlı oldu!”, “evin arkasında akağaçlar yok, gölgesi yok perdelerde.

Kirpikleri yanmış göz gibi bakıyor şimdi pencereler de.” ... ve benzeri cümlelerde, çok

derin bir üzüntüyü ve hasreti anlatmaya çalışır.

N. Necmi’nin lirikası, büyük ölçüde Başkurt Halk edebiyatı gelenekleri ile

Klasik Rus Edebiyatı -mesela A. Puşkin, M. Lermontov, F. Tyutçev’in ebedilik

felsefesini hatırlatan- natural-filozofik lirika geleneklerini temel (esas) almıştır. Bunun

için onun edebî kişiliğinde insan ve tabiatı bir bütün halinde göstermek, oldukça önemli

yer tutar. 56

Nazar Necmi’nin edebî eserlerinde, aşk lirikası da büyük bir dünyadır.

Kalbinden taşıp çıkmış temiz sevgisini psikolojik incelik ile açmayı başaran bir dünya!

Orada alevlenen hasret ve üzüntüyü de, pişmanlık ve dilekleri de, gam ve kaygıyı da,

insanın sevgisine bağlama düşüncesi hakimdir.

Bu durum da, konusu aşk olan eserlerinde (şiirlerinde) karışık hislerini bulmayı

mümkün kılar. “Sen Benim En Güzel Şarkım”, “Sevgi”, “Göz Karası”, “Şimdi Ben

Eskisi Gibi Değil…”, “Sonbahar Yaprakları”, ”Her Şey Şimdi Çoktan Geçmiş…”

“Kızlara” gibi şiirleri, onun aşk lirikasının en güzel örneklerindendir. ”Adı Zifa’ymış”,

Page 44: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

26

“İlkbahar Ormanı”, “Akidil’den Geçerken” gibi aşk şarkıları da, samimiyetiyle

gönülleri etkiler.

Şairin şiirleri ile şarkılarının çoğu da bu tip özelliklere sahiptir. Onlar, genellikle

sadece hoş bir tebessümle bakabildiğimiz konular üzerine yazılmıştır. (“Ben Yaşıyorum

Nijgorod’ta”, “Leyla”, “Akidil”, “Tübetey Düştü”, “Bornoz” gibi.)

Nazar Necmi’nin mizah anlayışıyla ilgili olarak, şakalaşıp düşündüğünü

söylemesi de, yarı gerçek olması da ilginçtir.

“Merhaba, Bobik! ” şiirinde, mesela, sade bir olay üstüne ne kadar yarı gerçek,

yarı şaka mana yüklenmiştir. Şair burada hatırladığımız Esenin’e57 (XX. yy başlarında

yazmış Rus şairi) yaslansa da, onun meşhur “Köpek Hakkında Şarkı”sındaki oldukça

ciddi tonla değil, ”Kaçalov’un Köpeğine”sindeki gibi mizahî bir şekilde, hayat hakkında

ciddi bir konuya müracaat eder.

Nazar Necmi’nin hayat ve insanlar hakkında ciddi ve derin düşünceler ilave

edilmiş şiirleri, felsefî lirikanın güzel örneklerinden kabul edilmektedir. Bu tür şiirler,

sıklıkla hayatın manasına, namus, vicdan, edep, ahlak hakkındaki fikirlere

dönüşmektedir. Şair, çok sık yaptığı şeyleri, hayat ve icad tecrübelerini kendince bir

neticeye bağlıyor; sevinçlerini paylaşıyor, bazı şiirlerinde de üzüntü rüzgarı esiyor.

Özlem ve pişmanlıklar da çok sık tekrarlanıyor.

Hayat insana sadece bir kere verilir. Onu “insanım” diyerek, insanca değerini

bilerek, anlamlı geçirmek şarttır. Hayat “Bu hediye tüm varlığımızdır, kolay değil onu

kaldırmak. Nasıl kolay olabilsin ki? Zamanı kendi kalbinden geçirmek”? Şairlere ve

şiire adanmış şiirlerinde N. Necmi, şiirlerinde sorumluluk gibi meseleleri tüm zekasıyla

gösterir; yukarı düşünce-sanat-icad için savaşır. Şair için ”şiiriyet”, sır, güzellik, edebî

gençlik, edebî olgunlaşma ”dır. Bundan dolayı, edebiyatta da çok dikkatli, uyanık bir

zeka ve yanan yürek ile çalışmak şarttır. Bunlar olmadan şiirde gerçek güzellik, büyük

poetik keşifler olamaz. Dürüstlük, edep, ahlak ... gibi konuları ele aldığında, şairin

hisleri daha da incelmektedir.

56 G. Hüseyinov; R Bayimov, Çağdaş Başkurt Edebiyatı:Orta Okulun XI Sınıfı İçin Ders Kitabı, Başkortostan Kitap Neşriyatı, Ufa 2002, s. 47. 57 XX.yy başlarında icad etmiş ünlü Rus Şairi

Page 45: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

27

Hayat, dünya ve işi konu aldığında, şair, kendi adıyla söyleme, bir olayı ibret

olarak gösterme ya da olmazsa bir kişiye söyletme gibi türlü yöntemleri kullanır.

Mesela, “Şapıranma” şiirinde o, dünyanın “ömür boyunca çözülecek sırlarını” babasının

diliyle çözüyor. Baba sözleri, elbette reddedilmeyecek sözler mertebesindedir:

Erkek aklı savaşa çıkmaz,

Mergen okçu olmaz durup.

Ev yapıyorum diye balta almaz,

Ağaçla çalışmayı bilmiyorsa,

Usta ile beceriksizin

Yerleri olmaz ortak,

Savaş meydanı çabuk ayırır:

Kimler yiğit, kimler korkak.

Şiirde “Gayret edenin, biz biliyoruz taşa çivi çaktığını”, “Herkes görür hangi

zatın nasıl bir yükü kaldırdığını.”, “Kahraman doğmaz meydanlarda güçsüz ile

dövüşerek.”, “Ne aydınlığı var yüksek evin, eğer çorba olursa açık.”, “Oğlum, bunu

sana söylüyorum, sen de beni dinle, gelinim.” gibi atasözleri ve deyimleri sık

görebilmemiz de bu yüzden tesadüf değildir. Nazar Necmi, şiirlerinde atasözlerini çok

sık kullanarak, onlardaki hazırcevaplılıktan faydalanmak ister.

Nazar Necmi’nin şiir sanatında tekrarların rolü büyüktür. Bu mühim yöntemin

olgunlaşmasını ve edebiyatımıza kazandırılmasını ilk önce biz N. Necmi’ye borçluyuz.

“Heykel Hakkında Ballad”, “Gümüş Araba”, “İddia” “Akidil’de Ak Duman”,

“Duydum Beni Seviniyormuşsun ”, “Zor”, ”Her şey Gecikip Geldi Bana…”, “Koşma”,

“Korkarım” gibi kelime, kelime grubu veya mısra tekrarları, poetik eklemeler,

dikkatimizi çekmektedir. “Nasılsın”, “Anne Hakkında Şiirler” “Anlamıyor

Sanıyorsun…”, “Bu kaçıncı Şiir Mısram, Acaba…”, “Bugün Senin Doğum Günün

İdi…” gibi şiirlerde, çeşitli tekrarlarla, manevî ve duygusal anlamları canlandırmayı

başardı.

Hatta “Zor”, “Koşma”, “Şaşırdılar” gibi şiirlerinde tekrarlanan sözler,

kompozisyonun merkezi olam gibi bir görevi de yapar.

Page 46: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

28

Nazar Necmi, aslında hem şair, hem de filozoftur. Onun şiirlerinde kişi kılık ve

kıyafetlerinden, tabiattan, ictimaî görünüşlerden daha çok, iç duraksamalar, derin fikir

ve duygular ön plandadır. Demek, onların temelinde ahlak ve vicdan, namus gibi felsefi

kategoriler bulunmaktadır. Bu kategoriler ise, derin düşünceleri ve aklı ifade etmeyi, az

sözle derin anlamlar vermeyi mümkün kılar.

Bu yüzden, belki, onun icadını gürültüsüz, sakin, klasik edebiyat olarak görenler

de vardır. (“Diyecekler: Şair artık sakin, bize yabancı, durdurmak gerek! ”). Bu ifadede,

dışardan bakıp fikir yürütüldüğünde, bir haklılık payı vardır. Belki burada şair,

eserlerinde rastlanan tekrarların da sebeplerini açıklamaktadır. Ama sadece dışarıdan

baktığımızda öyledir. Çünkü onun şiirleri, sokak kavşağında meydan okuyan

kafiyelenmiş afişlerin anlamları değildir. Onlar, sadece sahnede okumak için

yazılmamış; aynı zamanda derinlik etkisi için yazılmış şiirlerdir, onlar, bilmece de

değildir.

Nazar Necmi’nin sanat dünyası, hayatı göstermekle yetinmemektedir. Belki de

bu hayatla, içinde olan kanunlarla tartışmaya girer, insanın özgürlüğünü gösterip hayatı

savaş meydanına benzetir:

…Olmuyor, maalesef, istediğin gibi,

Farklı taraflarını hayat gösterir.

Kırılmazsa kırk kanunu var

Yazılmış, yazılmamış olanı var,

Oğretip duruyor bunu sürekli

…Yollara çıksam, herkes yol gösteriyor-

Bunun için de, galiba, kayboluyorum yollarda.

Lakin:

Göbeğini halk kesmiş ise,

Ölümsüzlük oradan başlıyor.

N. Necmi’nin ömür, hayatın anlamı, namus, vicdan, edep ve ahlak hakkında

felsefî fikirler içeren şiirleri yıldan yıla artmıştır. Onları şair yaptığı işlerin,

tecrübelerinin sonucu olarak görür, sevinçleri ile paylaşır. Aynı zamanda onların içinde

hüzün, özlem ve pişmanlıklar da az değildir. Ukrayna’nın millî şairi, Şevçenko gibi

Page 47: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

29

“Vasiyet” şiirini de yazar. Böyle lirik şiirleri daha çok hayatın olgunluk, sabırlılık

devrine aittir:

Olgunlaştım sanki artık,

Sabırsızlıklar da yabancı geliyor.

Gönlüm ise hala eyerlerini

Çiğneyip kopararak koşan at gibi.58

diyor o kendisi hakkında.

Yazarın sonuç şeklindeki bir şiirine bakalım:

İnceliyor yürek eleği,

Akıl bilendiği sürüce,

Kepeğe(kürpeye) kalıyor iriler,

Vakit elediği sürece…

Kısalıyor eyerleri

Aynı renkte şimdi hayatın,

Gönlün mevsimleri.

N. Necmi’nin daha çok şairlere ve şair dünyasına adanmış eserlerinde, icat

görevini, yeteneğe, söze, fikre düşen sorumluluğu tüm hazırcevaplılığıyla yerine

getirmiştir.

Yapraklarını dökmüş, kışın çıplak kalmış ağaçlara bakıp da şair sızlanıyor; zira

şair, tüm varlığıyla tabiatla bütünleşmektedir.

Nazar Necmi’nin şiir biçimleri, dili ve üslubu oldukça zengindir. Orada dört

yolluklar, kafiye sistemlerinin çeşitliliği, stilistik yöntemlerinin genişliğini

görebiliyoruz. Onun şiirsel dünyasında tekrarların rolü de, söylediğimiz gibi, gayet

büyüktür.

Senfoninin notalarını icad eden müzisyen gibi, şairimiz kendi eserlerinde poetik

hayallerin, uslupların, gösterme yöntemlerinin çeşitli türlerini kolaylıkla

kullanabilmektedir. O isterse, aynı zamanda ince lirik, geniş kapsamlı epik ve tiyatro

58 N. Necmi, Eserler. Şiirler ve Poemalar, Başkurdistan Kitap Neşriyatı, Ufa 1978, C. 2, s. 83

Page 48: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

30

yazarı da olabilmektedir. Ona, geniş alanlı bir şaire ve yazara verilebilecek tüm

özellikler verilmiştir. Tabiat, ondan hiçbir hünerini esirgememiştir.59

D. ŞAİRİN MANZUM HİKAYE VE HALK ŞİİRİ TARZINDAKİ

ESERLERİ.

Başkurt edebiyatını büyük liro-epik biçimleri, değerli manzum hikaye ve halk

şiirleri tarzındaki eserleri ile bezeyen şair, Nazar Necmi’dir. Onların arasında en

güzelleri veya başarılıları ise, “Anne”, “Akağaçlar”, “Kapılar”, “Şarkı Hakkında

Ballad”, “Dost Hakkında On Bir Şarkı”, “Uyuyan Bebek Yanında Söz”, “Gömlek”,

“İblis” ve “Ural” poemalarıdır. Onların her biri lirik, dramatik ve trajik olaylardan

örülmüş derin fikrî poetik ile yaratılmıştır. Onlarda yazarın düşünceleri, üzüntüleri, son

devir insanlığı hakkındaki düşünceleri yansıtılmaktadır. Şair dünyanın iyiliği ve

insanların mutluluğu için, kendisini tüm kalbiyle sorumlu hissediyor. İnsan zekasına

inanmak, gönüllere ümit vermeyi gerektirir. Şair bir görevinin de bu olduğu

kanaatindedir.60

Savaşın son saatlerinde, Plenzee konzlageri kapılarındaki tutukluların serbest

bırakılmasına da katkısı olur.

Berlin’deki Brandenburg kapısı, giderek N. Necmi için iki dünya, iki zaman

sembolüne dönüşür. İki dünya, iki zaman, iki kapıyı kendisi için, nesillerin hayat

basamakları, gönlünün kapıları ile bağlı olarak gösterme “Kapılar” poemasının özünü

ve temasını oluşturur.

Bu manzum hikayesinde geniş sembolizm, karşılaştırmalar büyük bir yer

tutmaktadır. Ama orada” insanlık manzarası” belli bir noktaya ve şahsa, lirik “ben”e,

şairin hayat tecrübesine bağlı olarak açılır. Şair dikkatini başlıca bir şahsın yaşamından

zamanın akışına dönmüş anlarına odaklar. Eğer “Akağaçlar”da şair, kahramanlara

yandan bakıp izliyor gibiyse, “Kapılar”da, olayların içinde kaynar, eserin ana kahramanı

olmaktadır. “Akağaçlar”da karakter hareketli, keskin çatışma ile açılmakta, “Kapılar”da

59 G.Hüseyinov. Şairler.Edebi Portreler, s. 98-100. 60 Age, s. 100

Page 49: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

31

ise hayat, şairin fikir akınları aracılığı ile çizilmektedir. Sonuçta birbirinden manzum

hikayeler olma bakımından ayrılmaktadırlar.

Sonuncunun merkezinde tek ama dolu bir imge, kapı duruyor. ”Kapı” sürekli

olarak gösteriliyor her seferinde yeni içerik içinde... ve o kapılar önünde şair, geçmişini

hatırlar, bu gününü değerlendirir.

İlk defa gördüğümüz kapı, ev ile sokak arasındaki kapıdır. Kapı altından “kaz

yavrusu gibi” geçebilen bebeğinin dünya anlayışı da o kadardır. Seneler geçtikten sonra

ise, şairin önünde “tarla kapısı” açılır. Bu kapı ise, köyü tüm dünya ile birleştirmektedir.

Ev kapısı ile tarla kapısı çocukluğun sembollerindendir.

“Dağlar arasında da dünyanın olduğunu” düşünmeye başlayan yetişkin, şimdi de

“şehir kapılarını” açar. Bu kapının anlamı ve içeriği daha da geniştir. O, artık şahıs

olarak biçimlenmekte olan kahramanın zekasının gelişimini bildirir.

Ev, tarla, şehir kapıları-göz görebilen kapılardır ve onunla durum farklılaşır.

“İlm kapısı”, lirik kahramanın delikanlıya dönüşmesini anlatır. Delikanlılığı

geçip, erkek biçimine giren kuşak, “ateş-suları delip, Berlin’e varıp” “tarih” yazarak

Brandenburg isimli kapıyı” açtı. Demek ki, kapıların bir sonrakisi, hem tarihî olay hem

de semboldür. O, şiirin gerçek yerini reddedilemeyecek kadar belirlemiştir, insanlığın

özgürlük için savaşmasında da büyük bir dönem olduğunu ifade eder.

Eserini yazdığı senelerde “soğuk savaşın” güçlendiğini gören şair, Brandenburg

kapısını düşmanlığı kutuplaştırmak için değil, dostluğa hizmet etmek maksadı ile

açmaya çalışır. O, burada özgürlük destekçilerinden biri olarak da görülür. Şunu

genelleştirir şair:

İnsan gönlünün kapılarını

Ömrün boyunca vuruyorum,

Vuruyorum ben.61

61 N. Necmi, Eserler. Şiirler ve Poemalar, Başkurdistan Kitap Neşriyatı, Ufa 1978, C. 2, s. 155

Page 50: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

32

Böylece, ”Kapılar” manzum hikayesinde iki tabaka doğar. Şairin sadece kendi

özgeçmişi değil, tamamen bir devrin, bütün kuşağın hayatı gözden geçirilir. Buna insan

gönlünün kapılarını çalma, yani liriklilik meseleleri de katılır.62

“Şarkı Hakkında Ballad” manzum hikayesinden, hemen anlaşılıyor ki, Malik

Haris gibi savaş meydanında hayatını yitiren kişilerin hatırasını ebedileştiren bir eserdir.

Birinci bölümünün karşıtlık temeli üzerine bina edilmesiyle, hayat ile savaşın birbirine

tamamen zıt olduklarının altı çizilmektedir.

Sabantuydaki63 yarışmalara katılan atlı delikanlının elindeki kamçılar, barıştaki

hayatın bir sembolüdür. Ama şair bu imge-sembollerin kendi aralarındaki bağlantısıyla

yetinmiyor, yarışçı delikanlıyı kendi hayali ile de karşılaştırıyor. Varış noktalarına o,

birinci olarak ulaşır; ama orada kimseyi bulamaz. Öfkesini bastırmak amacıyla atını

kamçılamak isterken,

“Ama elinde…O da ne, görür!

Kamçı değil, kılıçtır.”

kılıç ise savaşın sembolüdür. Kamçının kılıca dönüşmesi gibi poetik bir yöntemi

kullanma, şaire uzun uzun anlatmalardan kurtulma imkanını verir. Esere dramatizm

ilave eder. Savaşın da, sabantuy şenliklerinin yapıldığı sırada başlaması, bu sembollerin

gerçek hayattan alınmış olmasının delillerinden biridir. Eserdeki:

Burada da o ikili olarak yaşıyor,

Asker olup, Şair olup da.

şeklindeki mısralar, ana kahraman olan atlı delikanlının prototipini,M. Haris’i gösterir.

Üçüncü bölümün sahneleri, büyük bir faciayla açılır. O mücadele, diyor,

yazar, yerde hayatın devam etmesi içindir.

Dördüncü bölüm, “Ballad İçinde Ballad”dır.64

Asker-şair M. Haris, “mücadeleden zaman çalarak”, sabantuydan direkt olarak

savaşın içine girmeye mecbur olan delikanlı hakkında manzum hikaye yazmıştır. Ama

62 Başkurt Edebiyat Tarihi, C.5, s. 353-354 63 Başkurtların nevruz gibi ilkbaharda yapılan, geleneksel bayramı. 64 K. Ahmetcanov,Nazar Necmi-Şiir Ustası, Başkurt Kitap Neşriyatı, Ufa 1974, s. 35.

Page 51: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

33

hücuma kalkma emrini alır. Güreşteki kahramanın gösterdiği cesareti kendince

tekrarlama zorunda kalır. Böylece, bu poemada da iki tabakalık doğa oluşur. Eserin

Uçuyor Vakit,

Uçuyor Şarkı,

Uçuyor Yer,

gibi felsefî mısralar ile tamamlanması, eserde ele alınan konunun pekişmesini ve bir

kere daha kesinlikle vurgulanmasını sağlamıştır.

Manzum hikaye savaşçı şairin karakterinin çizilmesiyle yetinilmemekte, asıl

yaşamına bağlı duygulara da yer verilmektedir. Şairin eseri ballad olarak adlandırılması

ise, onun mutluluğunu işlemesinden kaynaklanmaktadır.

“Şair ve Şah”, “İblis”, “Gömlek”, “Ural” manzum hikayelerinde, akıllılık ve

fikir genişliği, şöhret ve kötülük, aşk ve nefret, insanlık ve hainlik, fanatizm ve açık

fikirlilik, insaflılık ve acımasızlık arasındaki ilişki, diyalektik bir bağ halinde

gösterilmektedir.

Liro-epik bir eser olan “Şair ve Şah” eserindeki şairlik meselesi de, halkın icadı

geleneğine, aynı zamanda doğu edebiyatına has iki farklı zıtlığa dayanmaktadır.

Manzum hikayenin merkezinde iki şahıs bulunmaktadır. Birisi, doğu liriğinin temelinde

yer alan şahlar şahı Şah Civan’dır. Sarayında ömür süren, zenginliği, mücevherleri ile

herkesi hayran bırakan, güzelliği ve şöhreti ile hiçbir yerde dengi bulunamayan

hükümdardır. İkincisi, yerinde hiç duramayan usta bir şair ve akıl sahibi olan bir

insandır. Şair onlara isim bile vermez. Bununla o kahramanlarının genelleştirilmemiş

karakterler olduklarını hatırlatır.

Şah’ı kılık-hareketleri ile tasvir etmeden önce, Nazar Necmi onun kişisel

sıfatlarını kısa, ama renkli bir şekilde göz önüne getiriyor. “Şöhretiyle tüm etrafı titreten

şahlar şahı, öfkelilerden daha öfkeli, cesurlardan daha cesur, sertlerden daha sert”. Şahın

portresine ”sadece” bir hareket yardımı ile “sadece üstü başı ve boyu posu vermemiş

Hak ona” şeklinde renk katmakla, okurun dikkatini çekmektedir.

Page 52: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

34

Şah’ın tanıtımında daha çok övmek, abartarak övmek maksadında olan N.

Necmi, bu yolda da tabiatı kullanır. Kuşlar ötmeyi kesip Şah’ın sözlerini dinlenmişler,

akan sular, onu dinlemek için akmaz olmuşlardır.

Şah ile Şair karşı karşıya olsalar da, onlar arasındaki iç bağlantıyı temsil eden

vezir, göz boyama yolu ile bu zıtlığı yumuşatıcı, elinden gelince iki tarafı yatıştırıcı bir

kişiliğe ve fonksiyona sahiptir. Vezir: “Göz boyayarak, göz kamaştırarak mevki

kazanır insan”, der.

N. Necmi insanların farklı olmasına vurgu yapar. “İnsan, der, şeytan da, melek

de. Kendisi usta her işte, iyiliğe ve kötülüğe inanır o…Kendisi şarkı, kendisi Allah,

kendisi kul”. Bunun için içtimaî ilişkilerde de denge olması çok zordur. Şair vefat eder.

Şah’ın, hikaye süresinde Şair’in ağzını iki elle kapatması ve onu tam zindana atacağı

sırada, hükümdarın emriyle kendisinin asılsız şöhretini kübbetini yıkması olarak da

anlaşılır. Böylece, Şah’ın kindar güç; vezirin de boş güvence olduğu anlaşılır. Bu kötü

kalplilik arkasında asıl can, yani Şair yok olur.

“Şair ve Şah” insan mutluluğu, insan aklı ve onun ahlaki sıfatları hakkında o

zamana kadar yazılan tek poema olmuştur. Folklor ve doğu geleneklerine yer vermesi

neticesinde, N. Necmi, manzum hikayesinin felsefî içerikli liro-epik örneğini

oluşturmuştur.

Dinî mitolojiye dayanan “İblis” manzum hikayesi için şair, “hacmi bakımından

en büyük, söylenmek istenen fikir yöntemleri bakımından daha karışık, ismimi

duyurduğum uzun yıllardan beri yazılmış, icadımdaki en ciddi eserdir”der. 65

Gaysa Hüseyinov da haklıdır: Problematiği, gösterme alanı ve imge sistemi

bakımından o eser, gerçekten de, Gothe’nin “Mefistofel”, Lermontov’un “Demon”,

Tukay’ın “Şeytan”, Babiç’in “Gazrail”, Gafuri’nin Allahı şüphe altına almış lirik

“ben”’i aracılığıyla açılan edebi geleneği yeniden canlandırma, büyük olay oldu. O, her

şeyden önce, edebiyatın, insanın ve insanlığın ruhu olduğunu, sertleşip kalmış,

savaşçılık ve imansızlık gibi olaylara karşı hassas olmayı öğretmiştir. 66

65 G.Hüseyinov, “Zamana Eşit Poezya İçin” Akidil, 1983, No 12, s.117. 66 Age, s. 117.

Page 53: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

35

N. Necmi, eserinde, insanın kendi gönlünde var olan, ruhundaki iblislik ile

yakınlaşmasını, kıtalara dağılmış geniş gösterimler, yosunlaşmış kanunlar ve kapalı

olması yüzünden doğmuş trajik, dramatik gösteriler, vakit geçince lirik duygular

yardımıyla sağlar. Fikir genişliği, kompozisyon ve imgeler sistemi tarafından da çok

karışıktır bu eseri.

Yeşil Züye kenarlarından Mekke tarafına “hırsız gibi kaçmış” Ahmet günahtan

da kurtulmak niyetindedir, gerçekleri de bulmak istemektedir.

Memleketindeki camiyi yıkıp, Sovyetlerin yerleşmesini büyük günah kabul eden

imamı ana kahraman etmek, şaire büyük genellemeler yapma imkanını sağlamıştır.

”İblis” poeması sadece bir kişinin öyküsü değildir. O, vatandaşlık düşüncesinin -şartlar

ne olursa olsun - şahıs için en büyük iman olarak kalmak mecburiyetinde olması

hakkındadır. Ahmet’in imanını kaybetmesine, ayrıca Arap topraklarında doğmasına ve

orada şekilleşmesine rağmen, ata-babalar ülkesine dönme hayali ile yaşayan oğlu

Mahmud’u öldürmesi, hanımı Bibikamal’ın aklını yetirmesi, kendi umutlarının da

paramparça olması, vatanından kopmuş insanın trajik hallerini anlatır. Evvelki vatandaşı

önünde “edep ile nefret arasında” yanması, onun iblis asilliğine dikkat çeker.

Bu mansum hikaye iki bölümden oluşmaktadır. İlkinde Ahmet’in sonradan katil

olmasına zemin hazırlanır. Okur, Ahmet’in Mekke yolunda mezarlar bırakarak

geldiğine, bu sefer de iblis ile yüz yüze buluşmasına şahit olur. Tam o esnada

kahramanın ”yer yüzüne lanet” yağdırması, ondaki iç mücadelenin ne kadar kuvvetli

olduğunu gösterir. Tarihî şahıs Şamil örneğine yeniden müracaat etmesi ise, mücadeleyi

içindeki İblis’in kazandığını vurgulamaktadır. İblis, aslında, Ahmet’teki azgın nefsi,

yalancılık ile kötülüğü simgeleyen imgedir. İblis ile Ahmet’in diyalogu, kahramanın iç

mücadelesidir. İblisliği ise sosyal, tarihî şartlar ve kişinin güçsüzlüğü doğurur. Ahmet

çaresizlikten sefere çıkmamış, yolunu korktuğu için kendisi seçmiştir. Doğduğu yerde

yaşaması için ona sevgi lazımdır, der yazar. Ahmet’in kalbindeyse böyle bir duygu

yoktur. Nefret ise, onun yoldaşıdır. O da tıpkı cennetten kovulmuş iblis gibidir.

İkinci bölümde, bir kişinin tüm halka, anadilindeki şarkılarına zarar vermesi,

yada faydalı olması, ana motif olarak işlenir. Orada ifade edilen fikirlerin derinliğinden

Page 54: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

36

ve genişliliğinden hareketle, vakit, mesafe, halk; kısaca yeni kavramlar

oluşturulmaktadır.

Ahmet, Bibikamal, Mahmut. İblis’in üç canın, üç yüreğin hangisinde

sevindiğini göstermek maksadıyla, anne ile oğul, sonra baba ile oğul yüz yüze getirilir;

daha sonra da Mahmut babası tarafından öldürülür. Bu durum İblis’i bile düşündürür.

Gizli kalmak istediği için, İblis Zöye, Akidil kenarlarına gelir. Orada gördüğü

manzaralar, bir yandan İblis’in aslını, diğer yandan da, Mahmut’un hayalinin

güzelliğini, o taraflarda yaşayan halkın yüceliğini, ölmez ruhunu abartarak gösterme

imkanını verir:

Güzellikler cihan gibi sınırsız

Öyle geniş, öyle varlıklı,

Merhametli cana yaşamak kolay,

Kötülüğe yoktur güzellik.

Nazar Necmi, memleketini bırakmış, imanını (namusunu) kaybetmiş adamların

ülkelerinin de, halkının da, dilinin de, müziğinin de olmadığını anlatmak ister. (İblis için

örf, adetler, millet, dil ve müzik hiçbir şey değildir.). Bunun için poemada imgeler de,

onların hareket eden yerleri de psikolojik gerçeklik, dini-romantik şartlar ile sıkı sıkıya

ilişkilidir.

Kısacası, şairin 60-80’li senelerde yazılan eserlerinin çoğu fikirce ve akılca

zengin, yüksek hislerle aydınlaşmış lirik şiirlerden oluşur. Düşünce ve duygu

samimiyeti, doğallığı, Nazar Necmi lirikasının güzel sıfatlarındandır. Lirik duygular

monolog, diyalog, tabiatı gösterme, felsefî parça, şiir serisi vs. biçimlerini oluşturmuş,

hatta ana konusu ve ana fikri olan tüm bir kitaba toplanmış ve bir tarafta kriterlerine de

sahip olmuştur.

N. Necmi’nin manzum şiirleri, hayatın dramatik içeriğini, felsefi aslını, lirik

inceliğini toplayan epik ve liro-epik eserlerdir. Şair şiirini yeni biçim ve çağdaş

kahramanlarla yenileştirir; durmadan yeni renkler arar. Zamanın önde gelen

eğilimlerinden uzaklaşma, problematiği liriğin ana vazifesine dönüştürme, onun eserini

gerçek toplumsallığa oldukça yaklaşmıştır.

Page 55: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

37

Seksenli yıllarda N. Necmi arka arkaya “Akın”, “Ömürlük Şarkı”, “Kardeşler”,

“İki Züleyha (Dört Ömür)” manzum şiirlarını yazar.

Şair 60’lı yılların sonundan başlayarak, daha 70’li 80’li yıllarda ün kazanmış

şarkıları ve Rusça baskılarıyla, millî dillerde Başkurt poezyası antolojilerinde layık

olduğu yeri almış ve türlü halklar arasında da büyük şöhret yakalamıştır.

Nazar Necmi, Rusya Federasyonu’nun “Maksim Gorkiy ve Başkurdistan’ın

Devlet Salavat Yulayev ödüllerini almıştır. 1993’te de “Başkurdistan Halk Şairi”

unvanına layık görülmüştür.

E. NAZAR NECMİ HAKKINDA YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR

Edebiyat ufuklarında göründüğü andan itibaren, Nazar Necmi’nin şiirleri,

okuyucuların ve eleştirmenlerin dikkatini çekmiştir. Onlar, söz konusu şiirleri çok olumlu

değerlendirmişlerdir. İlk kitabı “Damlalar”ın çıkışı da yetenekli bir şairin doğduğunu ilan

eder. Bunun hakkında “Kızıl Başkurdistan” gazetesinde, ünlü yazar, tiyatro yazarı

Gaynan Amiri “Şair Doğdu” adlı bir makaleyi kaleme alır. Ondan sonra arka arkaya

eleştiri yazıları yayınlanır.

Başkurdistan yazarı Salah Kulibay “Damlalar” (Sovyet Bakurdistanı, 22 Kasım

1950.) adlı makalesinde de, Nazar Necmi şiirlerine yüksek not verir.

Eleştirmenlerin dikkatini Nazar Necmi sadece kabiliyetli bir şair olarak değil, çok

başarılı tiyatro yazarı olarak da çeker. Onun dramları, hemen üç dilde çıkan makalelerde

ciddiye alınır. 1951 Nisanında birkaç gün arayla, Tatarca, Rusça ve Başkurtça eleştiri

yazıları çıkar. Bunların künyesi şu şekildedir:

Hafizof N. “İlkbahar Şarkısı” Kızıl Tan, 21 Nisan 1951 (Tatarca)

Kirey E. “İlkbahar Şarkısı” Kızıl Başkurdistan, 22 Nisan 1951 ( Başkurtça)

Bikçenteyev E. “İlkbahar Şarkısı”, Kızıl Başkurdistan, 29 Nisan 1951 ( Rusça)

İlk kitabı çıktıktan beş yıl sonra, Nazar Necmi’nin şöhreti sadece Başkurdistan’ı

ve Tataristan’ı değil, tüm Rusya’yı kaplar. Adına ve eserleri üzerine yazılmış makaleler

Moskova’nın merkezî medya sayfalarında çok sık görülmeye başlar.

Page 56: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

38

Bunu, Maksimiv M. “Stihi Rovesnika”, Literaturnaya Gazeta, 26 Mayıs

1955’de çıkan makalede de görebiliriz.

Eserleri, Murat Rahimkulov, İbrahim Abdullin, Gilemdar Ramazanov gibi aynı

alanda çalıştığı kalemdaşları, yazarlar tarafından da beğenilir. Şiirleri ve ustalığı

hakkında, edebiyat tarihçileri Gaysa Hüseyinov ve Kim Ahmetcanov türlü dergilerde

eleştiri makalelerini yazarlar. Daha sonra bu çalışmalar derin bilimsel araştırmalara

dönüşecektir. Kim Ahmetcanov 1974’te “Nazar Necmi-Şiir Ustası” isimli bir kitap

çıkaracaktır. Bu araştırma, bugüne kadar şair hakkında yapılmış en büyük, en derin, ve

hemen hemen tüm sanatını kapsayan, kitap şeklinde çıkmış tek çalışmadır.

1967’den itibaren Nazar Necmi artık profesyonel bir yazardır. Şiirleri

Başkurdistan’ın, Tataristan’ın merkezî gazete ve dergi sayfalarında yer almakta.

Moskova’nın en büyük devlet basım evlerinde arka arkaya derlemeleri çıkmaktadır.

1967’de M. Gaynullin’in, G. Hüseyinov yönetiminde yapılmış “Başkurt Sovyet

Yazarları” kitabında da yer alır.

2002’de Edebiyat tarihçisi, yazar, Gaysa Hüseyinov, Nazar Necmi’nin ölümünden

3 yıl sonra “Başkurt Halk Şairleri. Nazar Necmi” makalesinde şunları söylemektedir:

“Büyük yetenek sahibi Nazar Necmi hakkında ben az yazdım. Edebi eleştirmen,

edebi alim olarak, hayattayken yazmadığım için şaire çok borçlu kaldım. O, hassas

gönüllü şahıs, bunu görüp üzülüyordu sanki…Yazmadım değil, Nazar Necmi hakkında,

sağlığında ara-sıra yazardım, elbette. Bir iki kitabı hakkında matbaada eleştirim çıktı.

Yazarlar toplantılarındaki sözlerimde, yıllık değerlendirme makalelerimde N. Necmi

liriği, diğer eserleri hakkında fikirler, yüksek notlar söyledim. Yıl dönümü bayramı

makalelerim, radyo ve televizyon konuşmalarım vardı. ”Şairler” isimli kitabımda Nazar

Necmi’ye “Lirik Damlalar” adında özel edebi portre adadım. Ama büyük şaire, elbette,

bunlar az idi. ”67

1963’te Kim Ahmetcanov’un “Yer ve Şarkı”, sonra da 1973’de“Edip Sözü-

Değerli Söz” (“Akidil”, 1973, No 10), 1974’te Nazar Necmi’nin sanatına adanmış temel

araştırmasını “Nazar Necmi-Şiir Ustası”nı çıkarır. Burada Necmi’nin yeteneğinin farklı

67 G.Hüseyinov, “Başkurdistan Halk Şairleri.Nazar Necmi”, Akidil, No 11 s.123

Page 57: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

39

yönlerine değinmeye çalışır. Bu çalışma, halen konusundaki en önemli rehberdir. Kim

Ahmetcanov’un “Nazar Necmi” adında edebî fenomeni, ona yakışır derece ve aydınlığa

sahiptir.

80’li senelerde “Başkurdistan” televizyonunda şair hakkında ”Nazar Necmi 70

yaşında” adlı bir film çekilir (Hazırlayan Rif Miftahov-ünlü yazar, yönetmen ve yapımcı-

Salavat İtbayev).

Ancak, her ne kadar lirik icadı öğrenilmiş ve incelenmiş gibi gözüküyorsa da,

dikkatlerden kaçmış yerler de vardır. Mesela, 80’li-90’lılarda yazılmış “Kardeşler”,

“Canlı Kan”, “İki Züleyha” gibi manzum şiirlerı, araştırmacıları beklemektedir.

Ölümünün birinci yılına adanmış gazete makalesinde, Fevziye Çanışeva, 68(ünlü

Başkurt yazarı Gilemdar Ramazanov’un eşi) böyle hatırlar: “Eşim G. Ramazanov vefat

ettikten sonra, onu bilen pek çok insan, bu arada kızımız Gülşat’ın hatıraları gün yüzüne

çıkmıştı. Bu konuda bahçede konuştuğumuzda, Nazar:

“Ben, mesela, biliyorum, benim hakkımda kimse yazmayacak”, dedi.

O zaman “Hayatta olursam, ben yazacağım.” diye düşündüğümü hatırlıyorum,

fakat nedense söyleyemedim, susup kaldım”. 69

Görüldüğü gibi, şair yanılmıştır. Hakkında yazılanlar az olmamıştır.

Nazar Necmi, çok geniş kapsamlı şair ve yazar olduğu için, günümüzde de icadı

üzerine çalışmalar devam etmektedir.

F. ESERLERİ

1. ŞİİR KİTAPLARI:

Tamsılar ( Damlalar ), Şiirler. Ufa 1950, 128 s.

Lirika. Moskova “Molodaya Gvardiya”, 1954, 103 s.

Tulqındar ( Dalgalar ), Şiirler ve Poema. Ufa 1955, 160 s.

Kötölmagan Yamğır ( Beklenmeyen Yağmur ), Şiirler. Ufa 1960, 96 s.

Yer Häm Yır ( Yer ve Şarkı ), Şiirler. Ufa 1962, 64 s.

68 Ünlü Başkurt şairi Gilemdar Ramazanov’un eşi, aynı zamanda da şaire. 69 F.Çanışeva. “Hepsi Geçenlerde Kaldı…” , Başkortostan, 6 Eylül 2002.

Page 58: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

40

Otkrıvayuşiy Vorota. (Kapıları Açan), Detgiz, Moskova 1963, 79 s. (Rusça)

Moi Zvezdı. Şiirler ve Poema (Benim Yıldızlarım. Şiirler ve Poema), Ufa 1963, 152

s. (Rusça)

Şiqırzar Häm Poemalar.( Şiirler ve Poemalar ), (Önsöz M. Kerim”Şair-Yolda”. ) Ufa

1964, 240 s.

Közgö Huqmaqtar ( Sonbahar Patikaları ) Şiirler. Ufa 1967, 94 s.

Haylanma Äsärzär ( Seçme Eserler ), Ufa 1968, 398 s.

Berezı. (Akağaçlar), Şiirler. Ufa 1969, 96 s. (Rusça),

Osenniye Tropı. Şiirler. Balladlar. Poema (Sonbahar Patikaları. Şiirler.

Balladlar. Poema), ”Sovetskiy Pisatel”, Moskova 1969, 119 s. (Rusça)

Qarzar Yawa ( Karlar Yağıyor ), Şiirler, Poemalar. Ufa 1971, 80 s.

Ut Kürşehe ( Ateş Komşusu ) Şiirler, Tatar kitap izdatelstvosı, Kazan 1972 (Tatarca)

Kötmägända. Şiğirzar, Poemalar (Beklemezken) Şiirler, Poemalar. Ufa 1973, 94 s.

Vsluşivayas v Tişinu. Stihi i Poemı (Sessizliği Dinlerken. Şiirler ve Poemalar),

”Sovettskaya Rossiya”, Moskova 1973, 159 s. (Rusca)

Spasibo Etomu Domu.Stihi i Poemı (Bu Eve Teşekkür Ederim. Şiirler ve

Poemalar), “Sovetskiy Pisatel”, Moskova 1974, 127 s. (Rusça)

Vsegda Pod Zvezdami. Şiirler ve Poemalar. (Daima Yıldızlar Altında. Şiirler ve

Poemalar), ”Sovremennik”, Moskova 1975, 111 s. (Rusça)

Dıhaniye. ( Nefes ), Lirika. Ufa 1976, 191 s.

Äsärzär ( Eserler )

Cilt. I. Şiğirzar ( Şiirler ), Ufa 1977, 304 s.

Cilt II. Şiğirzar, Poemalar ( Şiirler, Poemalar ), Ufa 1978, 240 s.

Cilt III. Pyesalar ( Tiyatrolar ), Ufa 1978, 384 s.

Taraftar ( Taraflar ), Şiirler ve Poemalar. Ufa 1980, 160 s.

Priglaşeniye Drugu. Şiirler ve Poemalar (Arkadaşıma Davet. Şiirler ve Poemalar),

“Sovetskaya Rossiya”, Moskova 1981, 160 s. (Rusça)

Storonı. (Taraflar) Şiirler, Poema. “Sovetskiy Pisatel”, Moskova 1982, 120 s.

(Rusça)

Yaqtı Küzzä. Şiğırzar,Poemalar (Aydın Gözlerde. Şiirler, Poemalar), Ufa 1984,

146 s.

Page 59: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

41

Sosed Po Ognü. (Ateş Komşusu), “Sovremennik”, Moskova 1985 (Rusça)

Atay Yorto. Şiğirzar,Poemalar ( Baba Evi. Şiirler, Poemalar ), Ufa 1988, 304 s.

Sina Kiläm. Şiğırlar Häm Poemalar ( Sana Geliyorum ), Şiirler ve

Poemalar. Tatarstan kitap neşriyatı, Kazan 1988. (Tatarca)

Yaqlaşıw. Şiğırzar, Poemalar (Yakınlaşma. Şiirler, Poemalar), “Kitap”, Ufa

1994.

Aq Şişmä.( Ak Çeşme ) Şiirler. Başkurdistan “Kitap” Neşriyatı, Ufa 1997.

2. BİLİMSEL KİTAPLARI

Yaqtılıq Yuğarınan Töşä. Äzäbi –Tänkit mäkälälär, istälektär, äzäbi

portrettar ( Aydınlık Yukardan İner. Edebi Eleştiri mekeleleri, Hatıralar,

edebi portreler), Ufa 1972, 171 s.

Küñel Säxifäläre ( Gönül Sehifeleri ), “Kitap”, Ufa, 1999.

3. HATIRA VE GEZİ KİTAPLARI.

Hindistan Saxifäläre. Yol Yazmaları (Hindistan Sahifeleri .Gezi Yazmaları),

Ufa 1960, 48 s.

Kem Uylağan. Äzäbi –Tänqit Mäkällälär. (Kim Düşünebilirdi. Edebi-Tenkit

makalleler), Ufa 1983, 293.

4. HİKAYE KİTAPLARI.

Kük Tomandar. Hikäyälär, Näserlär ( Mavi Dumanlar. Hikayeler, Nesirler),

Ufa 1969, 108 s.

5. TİYATRO KİTAPLARI.

Yaz Yırı.- Huş, Hayrüş.- Saqırılmağan Kunaq. Pyessalar. (İlkbahar Şarkısı.

Hoşça kal, Hayruş. Çağırılmayan Misafir ), Tiyatrolar, Başkortostan Kitap

Neşriyatı, Ufa 1966, 385 s.

Äsärzär. Pyessalar ( Eserler ) Cilt III. Tiyatrolar, Ufa 1978, 384 s.

Page 60: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

42

İKİNCİ BÖLÜM: ESERLERİNDEN ÖRNEKLER

A. Şiirlerinden Örnekler

1. Savaş Hakkındaki Şiirleri

Teläk.

Okoptarza awnap, tirgä batıp,

Sanglı, ayır hugış yuldarın

Ütep ungan gimnasterkam kewek,

Töshöz bulır, bälkı, yırzarım.

Küpte kürgän haldat zapas patron

Hala här sak toksay töbönä;

Toksayımda patron yörötkändä,

Tıyır yırzar yörönö küneldä.

Kaytam…Lekin hagınıp kına tügel

Tıygan erze, yakın dustarımdı,

Tıygan ilde özölöp hagınganday,

Hagınıp kaytam tıyır yırzarzı

İjad awır, ütken pohodtarzay,

Läkin käräk haldat bulırga.

Min teläyem, gimnasterka kewek

Hezmät itep unhın şigırzar.

Dilek

Siperlerde yatıp, tere batıp

Tozlu, zor savaş yıllarını

Geçirip solmuş gömleğim gibi

Renksiz olur belki şarkılarım.

Çok şey görmüş yedek kurşunu

Page 61: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

43

Her zaman koyar çanta dibine;

Torbamda kurşun taşırken,

Doğacak şarkılar durdu gönülde.

Dönüyorum…Ama sadece özlemiyle değil

Doğduğum memleketi, yakın dostları.

Doğduğum memleketi çok özlediğim gibi,

Dönüyorum özleyip doğacak şarkıları.

İcat ağır, geçtiğim yolculuklar gibi,

Ama gerekli asker olmak da.

Ben isterim ki gömleğim gibi de

Hizmet ederek bereket getirsin şiirler

İsän Qalham.

İsän qalham, hiñä genä qaytam,

Hiñä genä qaytam, Uralım.

Ütte yıldar, bigeräk hağındım şul,

Hağındım şul İzel buyzarın.

İsän kalham, hinä genä qaytam,

Minen Öföm-ğumerem hıyalı!

Här taşıñdı, hatta, kosor inem,

Tayıñdıñ mın menhäm yuğarı.

İsän qalham, alıs tıyğan awılım,

Qaytır inem hiñä kunaqqa.

Hezzän yırlap min ber üter inem,

Bala sakta yörögän huqmaqtar!

İsän qalham, äsäy, yanıña qaytam,

Minhez ütkän ğümereñ onotolor.

Hugiştarza nizär kürgänemde

Min höylärmen kistär ultırıp…

İsän qalham, min bizärgä qaytam

Page 62: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

44

Tıwğan qırzarımdı yañınan.

Kırzar kötä. . Häm şuga la bögön

Min ularzı özölöp hağınam.

İsän qalham, tuy yaharğa qaytam.

(Ahırı, irkäm, küberäk köttörzöm)

Dustar qaytır. . Ayırlığı bötör

Okoplarda geçmiş ömürün….

Tuwğan il häm hezmät kötkän ösön,

Ozaq kötkän ösön maturım,

İsän qalmay miñä mömkin tügel,

Mömkin tügel-min haw kaytırmın!

1944

Hayatta Kalırsam

Hayatta kalırsam, sadece sana döneceğim,

Sadece sana döneceğim, Uralım.

Geçti seneler, o kadar özledim ki

O kadar özledim İdil kıyılarını.

Hayatta kalırsam sadece sana döneceğim,

Benim Ufa’m, ömrümün hayali!

Her taşını hatta kucaklar idim

Dağlarının, ben çıksam yukarı.

Hayatta kalırsam, uzak doğduğum köyüm,

Gelir idim sana misafirliğe.

Şarkı söyleyip ben bir geçer idim,

Çocuklukta yürüdüğüm yollardan!

Hayatta kalırsam, anne, yanına döneceğim.

Bensiz geçen ömrün unutulur.

Savaşlarda neler gördüğümü

Anlatırım akşamları oturup…

Hayatta kalırsam süslemeye döneceğim

Page 63: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

45

Doğduğum kırlarımı yeniden.

Kırlar bekliyor…O yüzden de bugün

Ben onları o kadar özlüyorum.

Hayatta kalırsam düğün yapacağım.

(Galiba, güzelimi fazla beklettim.)

Okoplarda geçmiş ömrün….

Vatanım hizmet beklediği için,

Uzun beklediği için güzelim.

Hayatta kalmamak imkansızdır,

İmkansızdır ve ben sağ dönerim.

Miläş

- II. Dönya Huğışında ülgän ağayım istälegenä –

Bezzen yort işek aldında

Baqsala üsä miläş

Keskäy inem. . . ultırtqaynı

Minän ağayım Giläj.

Tıyğan tuprağımda aynap

Min üstem, üste miläş

İl sakırğas, yawga kittem

Kitte ağayım Giläj

Urap qayttım. Qarşı aldı

Baqsala üskän miläş

Min qayttım…Tik qayta almanı

Minen ağayım Giläj

Yazın seskägä törönä,

Ä közön beşä miläş

Miläşke qaray za äsäy

Qabatlay:”Giläj! Giläj! ”

Yäygä eselä miläşteñ

Page 64: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

46

Töböndä bula yeläs

Min ultırıp şiğır yazam:

“Rähmät, ağayım Giläj! ”

Qoşlar qunıp hairağanda

Talpınıp quya miläş

Qoştar zä äytä şikelle

“Ay, rähmät hinä, Giläj! ”

Awıldan kitkän saqtarza

Alıstan kürenä miläş

Hem qarap qala artımdan

Mineñ ağayım Giläj.

(1953)

Üvez

- II. Dünya savaşında vefat eden abimin hatırasına -

Bizim evimizin önünde

Bahçede yetişiyor üvez.

Küçük idim…dikti onu

Benim ağabeyim Gilej.

Doğduğum topraklarda oynayıp

Ben büyüdüm, büyüdü üvez.

Vatan çağırdı, savaşa gittim,

Gitti ağabeyim Gilej.

Döndüm geri, karşıladı

Bahçede beni üvez.

Ben döndüm…Ama dönmedi

Benim abim Gilej.

Baharda çiçeğe gömülür,

Güzlerin ise yetişir üvez.

Üveze bakar da annem

Tekrarlar: “Gilej! Gilej!”

Page 65: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

47

Yaz sıcaklarında üvezin

Altı olur koyu gölge.

Ben oturup şiir yazıyorum:

“Sağol abim Gilej”!

Kuşlar konup öttüğünde

Yerinden sarsılır üvez.

Kuşlar da diyor sanki

“Çok sağol sen, Gilej!”

Köyden gittiğim zamanlarda

Uzaktan görünür üvez.

Ve sanki bakar arkamdan

Benim abim Gilej.

1953

Frontta Tön

Görhöldäp yarıla mina

Yangırap kite orman

Tön qarangı…min yoqohoz

Küzzäremde basa toman…

Tırılday doşman yaqında

Pulyalar vıjlap osa

Raketalarzın yaqtıhı

Emeldäp yergä osa

Señgeldäp kitä kotelok

Hıwğa baramı haldat?

Bälki kemdender kuhnyahı

Qilgän mi şulay huñlap? . . .

Häm kemder qısqırıp yırlay

Yamanhıy, moñhoy köyze:

“Üz tuyıma tiklem yäşäp,

İrkäñde üphäñ ine …”

Page 66: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

48

Görhöldäp yarıla mina

Yañğırap kitä urman …

Ä irtägä bıl tirälä

Doşmandıñ eze bulmas!

1944.

Cephede Gece

Dehşet saçıp patlıyor bomba,

Ve yankı yapıyor orman.

Gece karanlık…Ben uykusuzum,

Gözlerimi kaplıyor duman…

Gürültü ediyor düşman yakında,

Kurşunlar uçuşuyor.

Roketlerin ışığı

Parlayarak yere konuyor.

Çınlayıp gidiyor kotelok,

Su almaya mı gidiyor asker?

Belki de, birilerinin mutfağı

Gelmiş mı o kadar gecikip? . . .

Ve kim bağırarak sanki söylüyor

Çok üzgün bir şarkıyı:

“Kendi düğününe kadar yaşayıp,

Sevgiliyi de bir öpseydin…”

Dehşet saçıp patlıyor bomba,

Yankısı yayılıyor ormana…

Yarın ise etrafta

Düşman izi kalmaz.

1944

Tamsılar

Qart Ural hırtınan harqıp

Page 67: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

49

Vaq-vaq tamsılar,

Kön-tön tuqmay, tıp ta tıp

Taşqa tamdılar.

Küpme tıumağandar tıwıp,

Üldelär yerzä,

Häm küpme qaya taştarın

Kimerze yeldär.

Dönyala şul vaqıt aqtı

Ni tiklem hıyzar,

Ä şul tamsılar tıp ta tıp

Haman tamdılar.

Tamdılar za…Taştın östö

Töştö uyılıp.

Häm sıqtı şunan ber vaqıt

Şişmä urğılıp

…Tay yırsıhı-kömöş şişmä

Şıltırap ağa.

Unıñ yırında tarala

Dan tamsılarğa.

Damlalar

İhtiyar Ural’ın sırtından

Küçük, ufak tefek damlalar

Gece gündüz tıp tıp döverek

Taşı taşa damladılar.

Ne çok damladılar; doğup

Öldüler yerde.

Ve ne kadar kayayı, taşları

Kemirdi yeller.

Dünyada o zaman aktı

Ne kadar sular.

Page 68: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

50

O damlalar ise dövdüler durdular

Sürekli damladılar.

Damladılar da…Taşın üstü

Düştü oyulup.

Ve çıktı oradan bir vakit

Çeşme gürleyip.

…Dağ şarkıcısı, gümüş çeşme

Şırıl şırıl akıyor.

Onun şarkısından yayılıyo,r

Övgüler damlalara.

1949

2. Aşk Hakkında Şiirleri * * *

Yaray äle hin höymäneñ mine,

(Hiñä käräk häzer yäşerew? ! )

Yäşlegemdän kalmas ine, bälki,

Tatlı hağış yä ber äseney.

Yöräktärzä hünä barğan hayın

Alıs yäşlek nurı, yalqındar,

Şul äsenew häm şul hağıştar za

Yaqın häzer, şunday yaqındar.

* * *

İyi ki sen bana aşk olmadın

( Ne gerek var şimdi saklamaya?!)

Gençliğimden kalmaz idi, belki

Tatlı özlem ya da bir acı.

Kalplerde söndüğü sürece

Uzak gençlik nuru, alevler,

O acılar ve o özlemler de

Page 69: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

51

Yakın şimdi, daha yakınlar.

Höyöw Yırın Yırla Höygäneñä

Höyöü yırın höylä höygäneñä

Küneldäreñ ihlas, saf ikän

Ul höymähä, äyzä, höymähen dä,

Höyöyzären äğär haq ikän

Höyöw yırın yırla höygäneñä

Höyöw yırın yırla höygäneñä

Höymähä lä yırzan yebärmä

Alıp kithen yırıñ küñeldärze

Güzäl yerzän güzäl yerzärgä

Höyöw yırın yırla höygäneñä

Höyöw yırın höylä höygäneñä

Min bähethez, timä, ber uylap,

Başqa beräw hiñe tapmay kalmas,

Bähet qilmäy qalmas yır buylap,

Höyöw yırın höylä höygäneñä.

1975

Sevda Şarkısını Söyle Sevdiğine.

Sevda şarkısını söyle sevdiğine,

Gönlün temiz ise, saf ise.

O sevmese, haydi, sevmesin,

Sevdaların eğer hak ediyorsa

Sevda şarkısını söyle sevdiğine.

Sevda şarkısını söyle sevdiğine,

Sevmese de, şarkısız bırakma.

Alsın gitsin şarkın gönülleri

Güzel yerden güzel yerlere

Sevda şarkısını söyle sevdiğine.

Page 70: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

52

Sevda şarkısını söyle sevdiğine,

Ben mutsuzum, deme, bir düşünüp.

Başka biri seni bulmadan edemez,

Mutluluk gelmeden edemez şarkı olup,

Sevda şarkısını söyle sevdiğine.

1975

* * *

Hin behethez…Bälki kirehensä

Bulır ine, äğär qayışhaq.

Ällä tagı…Bezen tormoş uze

Ayawhız ber yomaq-tabışmaq.

Niñe käräk ütkändärze yuraw

Kisägege yalğan bögöngö?!

Mineñ menän hin bähäthez bulhan,

Min bähetle bulır inemme?

* * *

Sen mutsuzsun…Belki de, tem tersi

Olurdu, eğer kavuşsaydık.

Ne bileyim ben…Hayat kendisi

Acımasız bir bulmaca, buluşma.

Ne gerek var geçenleri yorumlamaya,

Düne göre yalan bugünküler?!

Sen benimle mutsuz olsaydın

Mutlu olabilir miydim sanki ben?

* * *

Bez ütäbez közgö huqmqtarzan,

Yerzä-toman, küktä-bolottar.

Bähet mikän, bähethezlek mikän

Page 71: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

53

Hineñ menän ütkän minuttar

Hin yanımda-kuñelemdä meñ yaz,

Kölä bähet miñe här yaqtan.

Bähet bulğas, bähethezlek barzır-

Ular yöröy ber uq haqmaqtan.

1963

* * *

Biz geçiyoruz sonbahar yollarından

Yerde-duman, gökte-bulutlar.

Mutluluk mu, mutsuzluk mu acaba

Senin ile geçmiş dakikalar?

Sen yanımda-gönlümde bin bahar

Gülüyor mutluluk, bak, her taraftan-

Mutluluk varken, mutsuzluk ta vardır-

Onlar geçer aynı yollardan. 1963

* * *

S. V.

Hin mineñ iñ matur yırım,

Yırlawhı yırzarım hin

Maturlıqtı maturlarğa

Donyağa tıyğanhın hin.

Hin mineñ yöräk ölöşöm,

Sikhez bähetem kösö.

Min hine yulımda kurzem,

Yuldar ber bulgan ösön.

Yalqınhız qalha da yırım

Küzzeriñ nurzarında,

Ğümerzä hineñ tuya almay

Yırlarmın yırzarımda. 1948

Page 72: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

54

* * *

S. V.

Sen benim en güzel şarkım,

Söyleyeceğim şarkılarım-sensin.

Güzelliği güzelleştirmeye

Dünyaya gelmişsin sen.

Sen benim kalbimin parçası,

Sınırsız mutluluk gücü.

Ben seni yolumda gördüm.

Yollarımız bir olduğu için.

Ateşsiz de kalıyorsa da şarkım

Gözlerin nurlarında,

Hiçbir zaman senden doyamam ben

Söylerim şarkılarımda!

1948.

4. Doğduğu köyüne, memleketine yazılan şiirler

Tıyğan Awılıma Tağı Ber Hüz.

Min tügel me hineñ haqta küpme

Şiğır yazğan häm yır yırlağan?!

Läkin üzem ber yul şiğır za bit

Yazmağanmın hinde-bulmağan!

Hinä qaytham, kemlegemde onotop,

Keräm altın hıyal-harayğa,

Äylänäm dä kuyam älege şul

Qatık aşap üskän malayğa.

Page 73: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

55

Hin yäşägäs, min dä gümerlemen,

Hin bulğanda, kön dä şiğırlımın.

Doğduğum Köyüme Bir Söz Daha.

Ben değil miydim seni anlatan birçok

Şiir yazmış, şarkı söylemiş olan?

Ama kendim bir mısra dahi

Yazmamışım sende olmayan!

Sana dönsem şiirleri unutup,

Giriyorum altından hayal saraya.

Dönüşüveriyorum fark etmeden

Yoğurt yiyip büyüyen çocuğa.

Sen varken, ben de uzun ömürlüyüm,

Sen olduğunda, ben her gün şiirliyim.

Mineşte

“Bar bulganım hinä okşagan…”

Yortoñ, holqoñ, tabiğeteñ menän

Yämle yaq tip hin dan alganhıñ

Läkin qilğän kitkän keşelärgä

Tiskäre yaq bulıp qalğanhıñ

Tiskäre yaq…Olo yuldan yıraq…

(Yıraqtağın ayır kürergä).

Hin ber nindäy yul östöndä tügel,

Hine käräk borolop kerergä

Ye bulmaha töbäp kilergä.

Min dä Miñeştenän! Minñeştele!

Page 74: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

56

Bar bulğanım-hin ul, yer-hıyım!

Yortom, holqom, täbiğätem menän

Gäjäp tügel hindäy bulıyım.

Min dä, timäk, şul tıskäre yaqtan-

Bar donyamdı mineñ kürergä,

Ütep kenä kitey mömkin tügel,

Käräk minä borolop kerergä

Yä bulmaha töbäp kilergä.

MİNEŞTE

“Tüm varlığım sana benzemiş…”

Yurdun, huyun, tabiatın ile.

Güzellik şöhretini kazanmışsın

Lakin giden gelen kişilere.

Ters taraf olarak bilinmişsin.

Ters tarafta …Tüm yollardan uzak…

(Uzaktakini zor görmesi).

Sen hiç de yol kenarında değilsin,

Sana lazım dönüp girmeye.

Ve olmazsa tamamen dönüp gelmeye.

Ben de Mineşte’den! Mineşteli!

Tüm varlığım,sensin, yerim, toprağım!

Yurdum, huyum, tabiatım ile

Şaşırtıcı değil senin gibi olmam.

Ben de, demek, o ters taraflardan-

Tüm dünyamı benim görmeye,

Sadece yandan geçmek mümkün değil,

Lazım bana dönüp gelmeye

Ve hiç olmazsa tamamen gelmeye.

Page 75: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

57

Dürtöylö Taraftarı

Dürt taraf bar ütkän yuldarza,

Dürt taraf bar aqqan hıyzarza.

Dürtöylönöñ här dürt tarafı-

Yıldar menän yuldar arahı.

Yuldarğa yuldar bara,

Yuldarzı yuldar taba.

Altın bulha keşe quldarı,

Altın itä erze, kırzarza.

Dürtöylönöñ här dürt tarafı-

Hezmät menän yenew arahı.

Yırıbız yerhez tügel,

Yerebez yırhız tügel.

Kilğändärğä asık küneldär,

Kitkändärgä yabık tügeldär.

Dürtöylönöñ här dürt tarafı-

Yöräk menän yöräk arahı.

Aralar alıs tügel-

Kuñelgä yeneş tügel.

Dörtöylö Tarafları

Dört taraf var geçen yollarda,

Dört taraf var akan sularda.

Dörtöylü’nün dört tarafı da

Yıllar ile yollar arası.

Yollara yollar gider

Yolları yollar bulur.

Altın olsa insanı, elleri,

Altın ediyor yeri, kırları.

Dörtöylü’nün dört tarafı da,

Page 76: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

58

Hizmet ile zafer arası.

Şarkımız yersiz değil

Yerimiz şarkısız değil.

Gelenlere açık gönüller,

Gidenlere kapalı değiller.

Dörtöylü’nün dört tarafı da

Yürek ile yürek arası.

Aralar uzak değil

Gönle karşı gönül.

1976

4. Anne ve babasına yazılmış şiirleri

Atay Yorto

Täyge hulış, täyge ilay,

Äsäyemdeñ kükräk hötö,

Täpäş bir öy, halam tübä,

Usak utı, zängär tötön-

Atay yorto, atay yorto.

Täyge azım, täwge yuldar,

Esäyemdeñ qaraştarı…

Bar donyanı inlär-buylar

Kuñelemdeñ qanattarı-

Atay yorto, atay yorto.

Şatlıqta la, kayğıla la-

Äsäyemdeñ küz yäştäre.

Sit yerzärzen qaytır yaqqa

Yörägemde yetäkläne

Atay yorto, atay yorto.

Huñgı hulış-

Gümerzärzen

Page 77: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

59

Sitläp ütmäs bir minutı.

Mäñge qala kükräk hötö,

Yanıp qala usak utı-

Atay yorto, atay yorto.

Baba Evi.

İlk nefes, ilk ağlama,

Annemin göğüs sütü,

Alçak bir ev, samandan tavan,

Ocak ateşi, mavi duman.

İlk adım, ilk yollar,

Annemin bakışları…

Tüm dünyayı geçebilecek

Gönlümün kanatları

Baba evi, baba evi.

Sevinçte de, üzüntüde de

Annemin göz yaşları.

Yabancı yerlerden memleketime

Elimden tutup getirdi

Baba evi, baba evi.

Son nefesi

Ömürlerin

Yanında geçmeyen bir dakikası.

Ebediyyen kalıyor anne sütü,

Yanıp duruyor ocak, ateş

Baba evi, baba evi.

1977

Äsäy Küzzäre.

Min atahiz üstem…Küpme yulım

Äsäy menän ütkän yul ine.

Page 78: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

60

Balalığım yeget sağım minäñ,

Tuyğan yerem donyam ine ul

Küzzärenä küpme baqqanmındır

Bala saqta, üsep yetkäs tä.

Yağımlılıq! Äsä yaqınlığı

Ülmäy ikän üze ülgäs tä.

Ä ul,

Huñgı tapqır küzen asıp yomdo,

Huñgı tañı hızılıp atqanda.

Şul küzzärgä küpme baqqanmındır…

Huñğı minut! Hindä genä beldem

Ul kuzzären zängär ikänen.

1962

Anne Gözleri

Ben babasız yetiştim…Çok mu yolum

Annemle geçtiğim yol idi.

Çocukluğum, delikanlılığım benim,

Doğduğum yer, dünyam idi.

Gözlerine ne kadar bakmışımdır,

Çocukluğumda, büyüdüğümde.

Sevimlilik! Anne yakınlığı,

Ölmüyormuş kendisi ölse de.

Gözlerine ne kadar bakmışımdır…

O ise,

Ölüm döşeğinde yattığında,

Son defa gözün açıp yumdu,

Son şafağı geçtiğinde.

O gözlere ne kadar bakmışımdır…

Ben onların gördüm söndüğünü.

Page 79: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

61

Son dakikada ancak fark ettim!

O gözlerin mavi olduğunu.

1962

Yeldär

28 Sentyabr 1948

Bülmämdä tın…Tişta yarhıy yeldär,

Közgö yeldär tazrä artında

Üsläşkändäy ağas yapraqtarın

Öyörmäläp tuzzıra qarşımda

Mın ultıram…Uyzar…Äsäy yoqlay,

Yaş balalay yış-yış tın ala…

Hulıştarı yeldär göjläwändä,

Ber işetelä häm ber yuğala.

Asäy! Äsäy! Mıneñ bähetem ösön

Nindäy yeldärze ul ütmägan!

Bala ösön häm ul tormoş ösön

Küpme kös, tir yergä tükmägän!

Tuqtağızsı, yeldär, ağastarzı

Şaylatmağız! -Asäy yoqola…

A yapraktar hezzän başqa la bit,

Ber harğayğas, barıber qoyola…

Rüzgarlar

28 Eylül 1948

Odam sessiz…Dışarıda kızıyor rüzgarlar,

Sonbahar rüzgarları pencere arkasında.

Öç alırmış gibi, ağaç yapraklarını

Page 80: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

62

Yığıp dağıtıyorlar karşımda.

Ben oturuyorum…Düşünceler…Annem uyuyor,

Bebek gibi sık sık nefes alıyor…

Nefesleri, rüzgarlar seslendiğinde,

Bir duyuluyor bir kayboluyor.

Annem! Annem! Mutluluğum için

Nice rüzgarları geçmiş o!

Çocuk için ve o hayat için

Ne kadar ter dökmüş yere!

Durun rüzgarlar, ağaçlarla

Gürültü etmeyin! Annem uykuda…

Yapraklar siz olmasanız da

Sararıp nasıl olsa da dökülür…

5. İcat hakkındaki şiirleri

* * *

Här nämälä şiğır yata,

Ägär kürä, toya belhäñ,

Kürgäneñde yörägeñdä

Şiğır itep qoya belhän.

Yazmıştarzın yazmışına

Ägär zä inä almayhañ,

Yörägeñdä mineñ, unıñ

Yazmışın yır itä almayhañ,

Yazma! Hinän başka la yer

Höyölgän häm ul höyölör!

1974

Page 81: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

63

* * *

Her şeyde şiir var,

Eğer görmeyi, sezmeyi biliyorsan,

Gördüklerini yüreğinde

Şiirleştirip, dökebiliyorsan.

Ömürlerin yazılarına

Eğer giremiyorsan

Yüreğimde benim, onun

Ömrünü şarkı edemiyorsan,

Yazma! Sen sevmesen de yer,

Sevilmiş ve sevilir.

1974

İjad

Yer astınan taştar yarıp

Häm urğılıp sığa şişmä.

Aqqan yulı-gümer yulı

Kürenep tora kürer küzgä.

İşetelep tora yırı-

Tayışı bar, bar üz moño.

Läkin bar bit şul şişmäneñ .

Zur donyağa tıyır yulı.

Serle yulı, sığır yulı.

Nindäy yul ul? Tamırzarın

Kemder yullap tapqan unıñ?!

O, hin, İcad! Kayza hinen

Här ber nurıñ, tösöñ, moñon?

Ällä ser zä, tılsımdar za

Gäzätimä bıl donyala? . . .

Yergä yatıp hıyzar esäm-

Şişmä sığa… Şişmä ağa.

Page 82: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

64

İcat

Yer altından taşları yarıp

Ve atılıp çıkıyor dere.

Aktığı yol, ömür yolu

Görünüyor gören göze.

Duruluyor, duruyor şarkısı,

Sesi var, var kendi müziği.

Ama o derenin de var,

Büyük dünyaya yolu,

Sırlı yolu, çıkacak yolu.

Nasıl o yol? Köklerini

Kimler bulmuştur onun?

O, sensin icat! Nerede senin

Her bir ışığın, rengin, müziğin?

Yoksa sır da, sihir de

Sadeleşmiş mi bu dünyada? . . .

Yere yatıp sular içiyorum,

Dere çıkıyor…Dere akıyor.

1974.

Ber Kälämdäşkä.

Taqtaş yazmay torha, ”Hik yazmay? ”-tip

Kötkändär, hağınğandar.

Hağındırıp, köttöröpmö tıya

Hineñ de yazılğandar?

Ber mögjizä bulır ine, äğär

Şunday ber häl kürhäk:

“Niñä yaza? ”-tip äytkänse, hinä

“Niñä yazmay? ”-tihäk.

1976

Page 83: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

65

Bir Kalemdeşa

Taktaş yazmıyorsa. “Neden yazmıyor? ” diye

Beklemişler, özlemişler.

Özletip, bekletip doğuyor mu

Senin de yazdıkların?

Bir mucize olur idi, eğer

Böyle bir hal görsek:

“Neden yazıyor?”demektense, sana

“Neden yazımyor?”desek.

1976

Tabiat Hakkında

Tağı kilde ber köz… Tağı ber köz

Yergä hipte altın täñkälär.

Kazzar bulıp osa inde häzer

Yazın sıqqan harı bäpkälär.

Tağı kiler közzär…Ä şularzıñ

Minhez kiler berehe ber vaqıt,

Ä şunan huñ inde här vaqıt.

1983

Tabiat Hakkında.

Daha geldi bir güz…Daha bir güz

Yere serpti altın paralar

Kaz olmuşlar, uçuyorlar artık

Yazın doğmuş sarı yavrular.

Daha gelir güzler…Ve onların

Bensiz gelir birisi bir vakit

Ve ondan sonra ise her vakit.

1983

Page 84: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

66

Közgö Qoyaş

Ey kızzıra qoyaş, közgö qoyaş,

Äyterheñ dä sellä bötmägän.

Äyterhen dä köndär kıskalmagan,

Äyterheñ dä yäyzär ütmägän.

Äy kızıra qoyaş, ey yılmaya…

Ä kayzalır yeneş yaqında

Tiräläp bit yöröy qarlı yamğır,

Tiräläp bit yöröy halqındar.

…Hin äyterheñ:qandar qaynay äle,

Bez yäştärzän, tiheñ käm tügel

Ey yılmaya qoyaş…Közgö qoyaş…

Ä yerzärzä şul barıber, yäy tügel.

1966

Sonbahar Güneşi

Ah, yakıyor güneş, sonbahar güneşi,

Dersin ki, yaz bitmemiş,

Dersin ki, günler kısalmamış,

Dersin ki, yaz geçmemiş.

Ah, yakıyor güneş, ah, gülüyor…

Bir yerlerde, çok yakınımızda,

Bir yerlerde yağıyor karlı yağmur,

Etrafında sürüyor soğuklar.

…Sen dersin ki: Kanlar kaynıyor hala,

Gençlerden, diyorsun, hiç farkımız yok.

Ah, gülüyor güneş…Sonbahar güneşi…

Ama artık, ne yapsak da, yaz değil.

1966

Page 85: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

67

* * *

Äse yel mine uyattı

Tön urtahında.

Äse tel mine ilattı

Kön urtahında.

Ase teldär…Ä yeldärzeñ

Äse hüze yuq.

Yel iste lä tındı…

Yeldeñ eze yuq.

* * *

Acı yel beni uyandırdı

Gece yarısında.

Acı dil beni ağlattı

Gün ortasında

Acı diller…Yellerinse

Acı sözü yok

Yel esti ve durdu…

Yelin izi yok.

“Yaz! Yaz!” Tizär

Kayza barma-yerzä yaz hulışı…

“Yaz! Yaz! ”-tizär qarzar urmandar,

“Yaz! ”-tip, ular bögön maturlanıp,

Gel yäşeldän keyenep torğandar.

“Yaz! Yaz! ”-tizär bötä hayrar qoştar

Tabiğattıñ sihri telendä.

Qoştar! Qoştar! Hezze hayratırlıq

Yazgım kilmäy meni mineñ dä? !

“Yaz!Yaz!”-tizär, ä min“Yazam!”-timen,

Page 86: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

68

“Yazam”-! timen urman, qırzarga,

“Yazam!”-timen şiğir höygendärgä,

“Yazam!Yazam! “, -timen qoştarga.

Yazın kürke ikän nurzarza,

Kuñel kürke ikän yırzarza.

1958

“Yaz! Yaz! ”Diyorlar

Nereye gitme-yerde yaz70 nefesi

“Yaz! Yaz!”diyorlar kırlar, ormanlar.

“Yaz!” diye, onlar bugün süslenip,

Yeşil elbiseler giymişler.

“Yaz! Yaz!”diyorlar tüm öten kuşlar

Tabiatın sihirli dilinde.

Kuşlar! Kuşlar! Sizi öttürebilecek

Yazasım gelmez miydi benim de?

“Yaz!Yaz!” diyorlar, bense: “Yazarım!”diyorum,

“Yazarım!”diyorum ormana, kırlara.

“Yazarım!”diyorum şiir sevenlere,

“Yazarım! Yazarım!”diyorum kuşlara.

Yazın güzelliği parlaklığında imiş

Gönlün güzelliği şarkılarda imiş.

1958

6. Hayat hakkındaki şiirleri

* * *

Bötähe lä hunlap kilde minä

Yazmış yörönö gelän şayartıp, -

Hunlap kilde yäşlek, kilde şiğır,

70 Yaz, “Başkurtçada” İlkbahar demektir. (R.D.)

Page 87: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

69

Yäşlegendäy säsen ağartıp. .

Ällä kayzan ütte höyöw yulım,

Ul hıyali, borma yul ine.

Yän teträtep kilde ısın höyöw-

Kilde, läkin inde huñ ine.

Artık huñlap añlay başlanım min

Yeşäw seren, tormoş yuldarın.

Qayza barma-här sak aşıktım min,

Läkin üzem här sak hulanım.

İreştem dä keüek moratıma,

Häzer miñä başka ni käräk?

Tik bötehe huñlap kilde miñä,

Min tıyganmın, ahırı, irtäräk.

1963.

* * *

Her şey gecikip geldi bana

Kısmet yürüdü her zaman dolandırıp

Gecikip geldi gençlik, geldi şiir,

Gençliğimmiş gibi saçlarımı ağartıp.

Bilmem nereden geçti sevda yolum,

O hayali, kıvırma yol idi.

Canımı sarsarak geldi gerçek sevgi

Geldi, ama artık çok geç idi.

Artık gecikip anlamaya başladım ben

Yaşam sırrını, hayat yollarını

Nereye gitsem, hep acele ettim ben,

Ama kendim her zaman geciktim.

Erdim gibi muradıma da.

Page 88: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

70

Şimdi bana başka ne gerek?”

Ama her şey gecikip geldi bana,

Ben doğmuşum, galiba, biraz erken.

1963

* * *

Maqtalahıñ, tirgäläheñ dä ul-

Donya bulgas törlö sak bula.

Maqtalğanda yängä rähät tä huñ,

Tirgälewe ayır sak kına.

Ägär dörös ikän tirgeleyzär, -

Ul qurqınısmı ni, -bul tınıs.

Tik yañılış maqtalıyzan haqlan,

Yañlış maqtalıwı kurkınıs.

1963

* * *

Övülüyorsun da, azarlanıyorsun da

Dünya böyledir, farklı zamanlar oluyor.

Övülmek kulağa hoş gelir,

Azarlanmak biraz daha zor.

Eğer doğru olursa azarlama,

O korkunç olsa da, rahat ol.

Ama yanlış övülmekten sakın,

Yanlış övülmeler korkunç. 1963

Qara Käläm

Qoyaş bata. Bögön dä ber

Yaqtı könöm inde tamam.

Ğümergä miñä yuldaşhın,

Page 89: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

71

Ä üzeñ miñä oqşaşhın

Ey, hin, yabay qara käläm.

Hineñ dä ğümereñ qıska:

Kön hayın bit oslanahın,

Kağızğa ezeñ qaldırıp,

Yanğan yöräkte yandırıp,

Yazğan hayın qısqarahıñ.

Kara Kalem

Güneş batıyor. Bugün de bir

İlahi günüm, tamam.

Ömrüm boyunca bana eşsin,

Kendin ise bana benzemişsin,

Ah. sen, sade kara kalem.

Senin de ömrün kısa:

Her gün sen bileniyorsun,

Kağıda izini bırakıp,

Yanan yüreği yandırıp,

Yazdığın sürece kısalıyorsun

Hawmı, Bobik!

-Yaltalağı İcad yortonda bulğan yazıwsılarzıñ

Bötähenä lä ul et tanış.-

Hawmı, Bobik! Bulgas bula ikän

Osraşıyzar donya yözöndä.

Bobik! Bobik! Hin haman da isän-

Et ikänheñ, ay-hay üzen dä.

Et ikänheñ…Läkin bik ötäläp

Qunğan yıldar hineñ hırtıña.

Page 90: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

72

Nisek itep örä ineñ elek,

Huja bulıp İcad yortona.

Ul sak bez zä küp tügel inek,

Hiräk kilä inek Qırımğa.

Yort zurayğan…Hezzen ştat artqan:

İkäw örä hineñ utıñda.

Küpme şağır menän tanışhıñ hin,

Berehe hine kürmäy kalmağan.

Ä Esenin küptän hinä şiğır

Yazır ine…Bılar yazmağan.

Häzer bezzä et qaygıhımı hi,

Küz töbälgän möhim eştärgä.

Tik min, ahmaq, qarap toram bına

Hünep barğan hineñ küzzärgä.

Tanıyhıñ mı? Häterläyheñ mi huñ

Teğe saktıñ şul uq mizgelen?

Oşo yortta iñ küp şawlağan da,

Küp sapqan dä hin dä min inem.

Ettärzen dä yäşlek ütä ikän,

Donya şulay basa küräheñ.

Mine kürgäs, ällä ilayhıñ hin,

Añlamayım, ällä köleheñ?

1963

Merhaba, Bobik!71

- Yaltadaki İcad Evi’ndeki şairlerin hepsibu kopeği tanır. -

Mehaba, Bobik! Oluyorsa oluyor ya

Buluşmalar dünya yüzünde

71 Bobik, sıkça kullanan köpek adı.

Page 91: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

73

Bobik! Bobik! Sen hala hayattasın

Köpekmişsin, var ya, kendin de.

Köpekmişsin…Ama çok yıpratmış

Konup yıllar senin sırtına

Nasıl havlardın sen eskiden

Sahip olup icat evine.

O zamanlarda biz de kalabalık değildik

Nadir gelir idik Kırım’a.

Bina büyümüş…Sizin kadronuz çoğalmış:

Havlıyor iki tane senin yerine

Ne kadar şairi tanıyorsun sen

Kimse seni görmeden geçmemiş

Yesenin72 çoktan sana şiir

Yazar idi…Bunlar yazamamış

Şimdi biz bir köpeği mi düşüneceğiz

Gözümüz daha önemli yerlerde

Tek ben, budala, bakıp duruyorum

Sönmekte olan senin gözlere

Tanıyor musun? Hatırlıyor musun

Geçmişlerde aynı mevsimi?

Bu evde en çok seslendiğinde

Çok koşan da sen ve ben idik

Köpeklerin de gençliği geçiyormuş

Dünya hali öyle, galiba.

Beni görünce, yoksa ağlıyor musun,

Anlamıyorum, yoksa gülüyor musun?

1963

İstanbul

Böyök qala hin zur bazar keyek

Page 92: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

74

Ägär hiñe sittän qarahañ

Hin kük menän höyläşäheñ keyek

Azan äytkäneñde tınlahañ

Hin ileñden milli yözök qaşı

Halıq ğorurlığı baylığı

Añkıp tora hindä török ile

Zur möstaäkil ildeñ baylığı

Nisämä yıl urıs menän huğış

Ya eñä ul ya ul yeñelaä

Nişlär ine urıs basıp alıp

Qalhañ ägär Kazan hälenä

Nişlär ineñ Petr Berenseneñ

Hıyaldarı aşha tormoşqa73

Yäşär ineñme ine bögögöläy

Yaqtı ğorur irken huluşta

Toğroloğoñ hinen is kitmäle

Telgä diñgä ğöröf ğäzätkä

Hineñ menän ällä öyränergaä

Keşeleklekä häm äzäpkä

Keşeleklek yuqqa ğınamı ni

Hiñä yaqın başqort tatarzar

Ularzın bit böyöq uldarınınñ

Höyäktäre hindä yatalar74

Äyterheñ dä hozay uze hiñä

Haylap birgän oşo urındı

Balqıy balqıy hin östäyhen keyek

Hozay nurına üz nurıñdı

Bazarzarıñ azandarıñ menän

Hin qalahıñ istä İstanbul

72 Sergey Yesenin,Rus şair 73 Petr 1 üzeneñ yäşeren vasıyatında İstanbul qalahın Räsäyzeñ baş qalahı itergä quşa. (Nazar Necmi)

Page 93: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

75

Bıl donyala bezzeñ barlıqtı la

Onotmahañ ine İsän bul!!75

1997

İstanbul

Büyük şehir sen büyük pazar gibisin,

Eğer sana yandan bakarsan.

Sen gök ile konuşuyorsun sanki,

Ezan okunduğunu dinlersen,

Sen ülkenin millî yüzük kaşısın.

Halkın gururu onun zenginliği,

Hemen çarpıyor göze,

Sende Türk medeniyeti ve

Büyük, müstakil ilin zenginliği.

Kaç senedir Ruslar ile savaş,

Ya kazanıyor o, ya da kaybediyor.

Ne yapardın Ruslar işgal edip,

Düşseydin eğer Kazan durumuna.

Ne yapardın Birinci Petro’nun

Hayalleri geçse hayata76

Yaşar mıydın acaba bugünkü gibi

Aydınlık gurur ile özgür nefesle

Sadıklığın senin şaşırtıcı

Diline, dinine, örfüne, adetine.

Seninle yoksa öğrenmeli mi

İnsanlık insanlılığı ve edebi.

Boşuna mı yoksa?

Sana yakın Başkurt Tatarlar.

Onların büyük oğullarının

74 Zäki Välidi häm Taymas Battal turahında hüz bara ( Nazar Necmi ) 75 Başkurtça’da "hoşçakal" anlamında. (RD)

Page 94: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

76

Kemikleri sende yatıyor.77

Dersin ki Allah kendisi sana

Seçip vermiş bu toprakları.

Parlaya parlaya sen katıyorsun sanki

Allah nuruna kendi nurunu.

Pazarların, ezanların ile

Sen kalıyorsun hatırımda İstanbul

Bu dünyada bizim varlığımızı da

Unutmasa idin...İsan bul!78

1997

Kapkalar79

Qırzarımdıň zäňgär kiňlegendä

Min qanatlı,

Osqan qoş kewek.

Yörägemä ägär qıyın bulha,

Ägär küňelem bulha buş kewek,

Hıwhağanda halqın şişmälärgä

Hıw alırğa töşkän qız.kewek,

Yır alırğa qaytam awılıma,

Unan yomart yer zä yuq kewek.

Bälki, miňä, miňä genä, bälki,

Yaqındır ul oşo urındar:

Sätläüekle kukhel taw buyzarı,

Yäşel tuğay, yäşel bolondar,

Habantuyı, kiske uyındar.

76 Petro (Birinci) gizli vasiyetlerinde, İstanbul’un Rusya’nın başkenti olmasını emretmiştir. (N. Necmi) 77 Zeki Velidi ve Taymas Battal anılıyorlar. 78 Başkurtça’da “hoşça kal “ anlamına geliyor. 79 Poema, çok uzun bir çalışmadır. Tamamını alma imkanı bulunmadığından örnek olmak üzere, ilk ve son sayfaların metni ile Türkiye Türkçesi karşılıkları verilmiştir.

Page 95: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

77

Miňä genä, bälki, yaqıdır ul

Säskäläre, urman yestäre.

Ä ni tora aqqoş moňo menän

Biz äklängän yazğı kistäre!'

Şunda ğına kewek qoştarzın.

Hayrağanı meň-meň köyzärgä.

Yuq, min şağir bula almas inem,

Ägär tıwham başqa yerzärzä.

Üzem ülgäs yerzä qalırlıq.

Minän hun ber şağir tıwha ine

Şularğa tiň yırlay alırlıq.

Miňä genä, bälki, miňä genä

Yaqınhındır, tıwğan yaqtarım.

Qaz bäpkähe kewek, qapqa astınan

Sığıp yörögän bala saqtarım

Uramdarıň buylap sabıp ütte,

Yäyen — tuzan, qış — qar tuzzırıp,

Ballı käräz keuyek şazra malay

Üstem hindä garmun hızzırıp.

Ballı käräz... Şul bulğandır inde,

Şul bulğandır, aĥırı, bar yämem.

Asıl qoştarğa min ğaşiq buldım,

Qoştar beläme ni bal tämen!

Awır ikän ägär yörägemä,

Ägär kuňelem bulha buş kewek,

Hıwhağanda halqın şişmälärgä

Hıw alırğa töşkän qız kewek,

Yır alırğa qaytam awılıma,

Unan yomart yer zä yuk kewek,

Qantam bına... Tıwğan qırzarımda

Min qanatlı, osqan qoş kewek.

Page 96: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

78

Qayttım bına... Min kürenew menän

Asılıp kitte basıw qapqahı.

Bezzä ğäzät şulay,

Unda tora malay...

— Hin kem? Hawmı, keskäy yaqtaşım!

Hawmı, hawmı, minen, malay sağım,

Qara, nindäy, nindäy bez oqşaş.

Min dä bit tap hinen, kewek inem,

Yalanayaq inem, yalanbaş.

Mineň dä tanaw astıma

Qattı mikän ni tuzan?

Şulay hızılıp töştö mikän

Minde le ike ızan?

............................

Don’ya urap qayttım, ütep qayttım

Hindostandıň äle qapqahın

Min teläyem oşo qara malay

Urap sıqhın bötä don’yanı.

Bezzeň awıl, awıl aşa la bit

Bar don’yanıň utä yuldarı.

Ul tik ashın bäĥet qapqaların,

Hanhız bulhın yerzä dustarı.

Dustar küp bulğanda, ber ni tügel

Bulğanda la ägär doşman.

Nindäy ğäjäp tormoş, nindäy saflıq,

Nisek yäşäü mömkin moňayıp?

Ä ul malay nisek qarap tora,

Bala sağım bulıp, yılmayıp.

Ul qaraştar üze miňä ber yır,

Ä yörägem yanğan ut kewek.

Page 97: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

79

Hıwhağanda, halqın şişmälärgä

Hıw alırğa töşkän qız kewek,

Yır alırğa qaytam awılıma,

Unan yomart yer zä yuq kewek.

Yomarthın. da, yerem, tik, belmäyem

Nisek ikän minen, yırzarım.

Ällä inde yırsı isemen genä

Qırzarıňdan hineň urlanım.

Küpme qapqa astım..Ä yır, yır tip,

Nisä yıldar inde yanam min.

Keşe küňeleneň qapqaların

Ğümerem buyı qağam, qağam min.

Qağam, läkin asırmınmı, yuqmı,

Keşe küňele serle, saf bit ul!

Yırın, yanıp torha — ul tiz irey,

Yomşaq yırğa — yöräk taş bit ul.

Nik haylanım ikän şunday ĥezmät,

Min osmayım mikän qanathız.

Ä bit şağir qanathız qoş kewek,

Ägär zä ul bulha talanthız.

Ĥäyer, bezzä bötähe lä tigez,

Bötäbez zä ĥäzer ber sama.

Talant ta yuq kewek, talanthız za,

Bötäbezze höyräy ber sana.

Yazılğandar ul yalt itep tora,

Törlö yaqlap sikkän, qayığan.

Qay beräüzär şiğır yazıp bayıy,

Şağir bulıp kem huň bayığan?!

Äytäsäktär miňä: «Üz östöňä

Küp almayhıňmı ikän hin tağı?

Yır, yır, tiheň, haman ber ük yırıň,

Page 98: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

80

Üzeňden. bit bik tar huqmağık».

Yäşermäyem, minen. huqmağım tar,

Awır kilä şuğa şiğırzar.

Bar bit äle, olo yulda yöröp,

Yulın tabalmağan şağirzär.

Olo yulğa sığıp bulmas inde,

Tar huqmağım bulha, baram min.

Tıwğan yerem, barı qapqa asıwsı

Malay bulıp hindä qala"m min.

Dan tigäne miňä käräk tügel,

Küp äle, küp mineň yazahım.

Unı qaysaq şiğır yazıp tügel,

Telmär höyläp küberäk alahıň.

Tıwğan yağım, nindäy bulahm da min,

Min barıber hiňä burıslı.

Quldan kilgän tiklem hinen, yırsı,

Käräk saqta — haldat, huğışsı.

Er yözöndä hin ber nektä genä,

Kürzem ildär, awıl, qalalar.

Qayza barma, hineň küktä yanğan

Şul uq yondozzar bit yanalar.

Qayza barma, hineň kügeňdäge

Yondozzarzı kuräm, tabamın.

Min ğümergä qapqa asıwsy malay,

Häm şul malay bulıp qalamın.

İyun-İyul, 1960

Kapılar

Uzaklarımın mavi genişliğinde

Ben kanatlıyım,

Page 99: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

81

Uçan kuş gibi.

Yüreğim eğer üzülüyorsa,

Oluyor gönlüm sanki boş gibi.

Susadığımda serin çeşmelere,

Su almaya inmiş kız gibi,

Şarkı almya geliyorum köyüme,

Ondan daha cömert yok gibi.

Belki bana, sadece bana, belki,

Yakındır bu yerler:

Fıstıklı mavimsi dağ etekleri,

Yeşil vadi, yeşil kırlar,

Sabantuyu, akşam oyunları.

Bana sadece, belki, yakındır o

Çiçekler, orman kokuları.

Ve ne kadar değerli kuğu sesleri ile

Sabahladığımız yaz geceleri!

Ve sanki sadece orada kuşların

Ötmeleri binlerce şarkılara.

Hayır ben şair olamazdım,

Doğmuş olsaydım başka yerlerde.

Onları ben şarkılara dönüştüremem sanki,

Ölümümden sonra onlar kalabilecek.

Benden sonra bir şair doğsa idi

Onlara denk yazabilecek.

Bana, belki sadece banadır,

Yakınsın, doğduğum memleketim.

Kaz yavrusu gibi, kapı altından

Geçebildiğim çocukluk senelerim

Sokaklarında koşarak geçti,

Yazın tozları, kışın karları kaldırıp,

Bal peteği gibi pürüzlü çocuk .

Page 100: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

82

Büyüdüm sende garmon çalarak.

Ballı petek...O olmuştur herhalde,

O olmuştur, galiba, tüm güzelliğim.

Kuşlar ne bilsin bal tadını!

Ve eğer kalbim sıkışıyorsa,

Ve gönlüm sanki boş olduğunda,

Susadığımda serin çeşmelere

Su almaya inen kız gibi,

Şarkı almaya geliyorum köyüme,

Ondan cömert yok gibi.

Dönüyorum yine...Doğduğum topraklarıma

Ben kanatlıyım, uçan kuş gibi.

Döndüm yine...Ben görünür görünmez

Açıldı birden tarla kapısı.

Bizde adet öyle,

Orada duruyor çocuk...

-Kimsin? Selam, küçük kardeşim!

Merhaba, merhaba, benim çocukluğum,

Bir bak, ne kadar benziyoruz biz.

Ben de tıpkı senin gibi idim,

Yalın ayak, yalın baş idim.

Benim de burnumun altında

Yapışmış mu idi toz?

Sendeki gibi aşağıya iniyor muydu

Bende de iki iz?

............................

Dünyayı gezdim ben, uğradım ben

Hindistan’ın kapısına da.

Ben isterim bu esmer çocuk

Dolaşsın geçsin tüm dünyayı.

Page 101: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

83

Bizim köyden, bizim köyümüzden de

Tüm dünyanın geçer yolları.

O açsın sadece sevgi kapılarını,

Sayısız yerde olsun dostları.

Dostlar çok olduğunda bir şey olmaz,

Oluyorsa da eğer düşmanın.

Ne kadar hoş bir dünya, ne kadar saf

Nasıl mümkün yaşamak üzülerek?

O çocuk ise nasıl bakıp duruyor,

Çocukluğum olup, gülümseyip.

O bakışlar... Kendileri bir şarkı,

Kalbim ise yanan ateş gibi.

Susadığımda serin çeşmelere

Su almaya inen kız gibi,

Şarkı almaya dönüyorum köyüme

Ondan daha cömert yer de yok sanki.

Cömertsin de yerim, ama bilmiyorum

Nasıl acaba benim şarkılarım

Yoksa sadece şarkıcı adını mı

Vadilerinden senin çaldım.

Ne çok kapılar açtım... Şarkı, şarkı diyerek

Kaç senedir yanıyorum ben?

İnsan gönlünün kapılarını

Hayatım boyunca vuruyorum,

Vuruyorum ben.

Vuruyorum, ama açar mıyım?

İnsan gönlü sırlı, saftır o!

Şarkın sıcaksa, o çabuk eriyor

Yumuşak şarkıya, kalp taştır aslında.

Neden seçmişimdir böyle bir hizmet,

Ben uçmuyor muyum kanatsız

Page 102: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

84

Şair oysa kanatsız kuş gibi,

Eğer de o olsa yeteneksiz.

Hayır, bizde her şey yolunda,

Hepimiz de şimdi aynı ölçüde.

Yetenek de yok, yeteneksiz de,

Hepimizi sürüklüyor aynı araba.

Yazılanlar pırıl, pırıl duruyor,

Farklı tarafldan nakış yapmış, süslemiş.

Kimileri şiir yazıp zenginleşiyor,

Şair olup kim zengin olmuş ki!

Diyecekler bana:“Kendi üstüne

Fazla yük almıyor musun sen yine?

Şarkı, şarkı diyorsun, yok hala birtane

Kendinin çok darmış yolun.”

Saklamıyorum, benim yolum çok dar,

Ağır geliyor o yüzden şiirler.

Var hala da büyük yollardan geçip,

Yolunu kaybeden şairler

Büyük yollara çıkamam galiba,

Dar da olsa yolum, giderim ben.

Doğdugum memlektim, yine de kapı açan

Çocuk olarak burada kalıyorum ben.

Şöhret dediğin bana lazım değil,

Daha çok, daha çok yazasım var.

Onu bazen şiir yazarak değil,

Konuşma yapıp daha sık alıyorsun.

Doğduğum memleketim, nasıl olsam da ben,

Ben her zaman sana borçluyum

Elimden geldiği kadar senin şarkıcın,

Lazım olursa asker, savaşçı.

Yer yüzünde sen sadece bir noktasın,

Page 103: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

85

Gördüm iller, köyler, şehirler.

Nereye gitsem de,seningöğünde yanan

Yıldızalar her yerde parlıyor.

Nereyegitsem,senin göğünde olan

Yıldızaları görüyorum, buluyorum ben,

Ben sonsuza kapı açan çocuk,

Ve o çocuk olarak yaşıyorum.

Haziran - Temmuz, 1960

Page 104: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

86

B.Bilimsel çalışmalarından bir örnek

Şağir Büläktäre

Mostay Kärim

Ägär żä bezzeň yırlı häm moňlo yerebezzä «Şiğriyät qayzan başlana?» tip

horahalar, här awıl, — zurmı ul, bäläkäyme, — «Minän başlana! » tip äyter ine. Ulay

ğına la tügel, bezzeň tormoşobozzo, ilebezze maturlap torğan häm keşe tormoşona, keşe

küňelenä bäyle här nämä — här taw, här yılğa, här şişmä, ağastar, säskälär, üländär här

awaz — bötähe lä «Şiğriyät minän başlana! » tip äythä lä yazıq tügel. Läkin bötäheneň

arahınan ber awıl ayırım ber ixtiramğa xoquqlı. Ul: «Min — Keläş. Bögöngö başqort

poeziyahına min ike xalıq şağirı birzem. Şulay za şiğriyät minän başlanalır», — tip

öndäşä ala.

Keläş — Mostay Kärimdeň tıwğan awılı. Bıl awıl, ber qarawğa, başqa

awıldarzan ayırılıp ta tormay, ayırım ber nämähe menän dä küzgä taşlanmay, kirehensä,

keşe küzenä bik ük kürenep tormaŝ ösön taw itägendäräk ultırğan. Ber qarawğa bıl

urındar bik tä yabay töŝlö — şişmäläre lä, täpäş tawzarı la, urmandarı, bolondarı,

baŝıwzarı la...

Läkin ularğa şağir küze menän qarahaň, ul bötönläy başqa sifatta, başqa töŝtä.

Mäŝälän, unıň tuprağı «Buraznağa qoyaş töşhä, yaltırap, yanıp tora», «Tot ta ikmäkkä

hıla», ä tıwğan yort ihä keskäy dürt täzränän bar donyanı kürep tora», şunıň ösön dä,

mineň uyımsa, donyağa şağirzı tıwzırğan, büläk itkän här yer, ğäzäti yer bulıp qına

qalmay.

Sığa ir bala quraga,

İmgäkläp tupha aşa,

Page 105: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

87

Ergä teygäs tabandarı,

Tıp itep täpäy baŝa.

Bıl şiğri yuldar ««Şulay başlana yäşäü» tigän şiğırzan alındı. Ägär zä bala tabanı

ergä teyew menän «tıp itep täpäy baŝa» ikän, timäk, yer zä ğäzäti tügel, unda nindäyzer

tılsımlı kös barlığın toyahıň, bala la, nisekter, şul yerzän tamırlanıp üŝep sıqqan şikelle,

küz aldına baŝa. İkense ber «Yamğır» tigän şiğırı şulay başlana:

Yäyge yamğır kömöş bulıp hibelgän saqta,

«Üŝäm» tip malay vaqıt ul

Yalan baş saptı.

Yalan baş sapqan malayzan avtorzıň üzen dä kürew awır tügel. Üŝte ul! Atahı

menän buraznalarza yöröp, mäktäp, rabfak, institut işektären asa-asa üŝte, yaw

qırzarında qan qoya-qoya, şağir bulıp üŝte, xalıq şağirı yuğarılığına kütärelde. Bıl

osraqta küňelde hoqlandırğanı şul: yamğır aŝtında yalan baş yügergän malay, täbiğät

balahı bulıp, täbiğätteň üzenä barıp quşıla häm yerzä üŝkän bötä nämä menän ber

bötöngä äylänä, şunıň ösön dä lirik geroyğa ülän tele lä, yapraq häm göldär tele lä

aňlayışlı:

Göldär miňä; «Hawmı, hawmı! »—tizer,

Talgın yeldär iŝkän sagında

Baş eyälär...

Bıl yuldarzı yazğan sağında min äle Mostay Kärim ijadınıň başında, ijad

şişmäheneň sıqqan yerendä baŝıp torğanday toram, o unıň ijadi ğümere ürzärgä

ürläwzärzän tora. Unıň ijadındağı aqıllılıq, fälsäfi tärenlek, keşeleklelek şiğırzan şiğırğa,

şiğri asış bulıp küpme yaňğıramahın, ular xäzer xäqiqät kewek yabay toyolalar, üzzäre

xaqında ular üzzäre höyläyzär. Şunıň ösön dä şul xäqiqät xaqında tağı la ber xäqiqät

höyläwe yeňel tügel, sönki şağir ijadında küpme genä tılsımlı häm, şul uq vaqıtta,

küňelde arbay torğan kös bulmahın, ular üz küňele kewek yabay häm asıq.

Ĥalıq şağirınıň ijadi oŝtalığı ana şul küňele kewek yabay, ğäzäti nämälärzän zur

nämälär taba alıwza la kürenä, küňelde teträtkes uňıştarğa ireşä.

Page 106: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

88

Un dürt yäştä başkort qızı

Qasıp qına yawlıq sigä, —

Täw büläk bıl här kis hayın

Bik zarığıp kötöwsegä.

Un higezzä, äsirlenep

Möxäbbätteň ğämälenä,

Bar bulmışın räxätlänep

Büläk itä xälälenä.

Şunan alıp kükrägendä

Yörötä ul ildeň goton,

Büläk itä tupragına

Yanı keşe, yaňı toqom...

Ä altmışqa yetkäs indё,

Yıya başlay ülemtegen,

Läkin unı borsoldorğan

His kenä lä ülem tügel...

Şağir za bit bına oşo un higez yäşlek qız kewek «xälälenä» — uqıwsıhına

ğümer buyı büläk äzerläy. Läkin şağir büläge şunıň menän ayırıla — «xozay» birgän

talantı arqahında «bar bulmışın» şiğırğa äyländerä.

Bılarzıň betähen şağir qayzan ala huň? Isın şağır iň täwzä üze täbiğätteň

almaştırğıhız büläge, tıwğan yere häm tıwğan xalqı büläge, bötähen dä ul ularzan ala,

ularğa bulğan mexäbbätenän kilä, häm, şul uk vaqıtta, bötä alğanın xalqına qaytarıp

büläk itä. Şağir menän xalıq küňele arahında här vaqıt urtaqlıq bar, bıl urtaqlıq, berense

mexäbbät şikelle, ixlas häm möqäddäs. Mineň uyımsa, şiğriyättä, ijadta berense

mexäbbättän başqahı bulıwı mömkin tügel. Ul, berense möxäbbät, şağir ösön izgelärzän

izge, - ul berense asış, tabış, asış yahay almağan şağir — şağir tügel. Mostay Kärim här

vaqıt asıştar yahagan yaňığa yul başlawsı, yul asıwsı şağir häm şunday bulıp qala. Ul,

ısın şağir bularaq, huğıştan huňğı poezyyala, yerzeň häm xalıqtıň berense möxäbbätenä

äylände lä.

Page 107: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

89

Bezzeň köndärzä tege yäki bıl, bigeräk tä milli şağir turahında ıňğay hüz

äytergä telähälär, <<ul üz yere xaqında bik yılı yaza, üz yerenä toğro bulıp qala» tip

eytewsändär. Qoro möxäbbät kenä häm toğroloq qına poeziyala ber ni zä bildälämäy.

Bında şağirzıň nisek yaratıwı, nindäy yöräk qanı menän yırlawı, mimäne izge itep

tanıwı möhimeräk. Mostay Kärim şiğırzarında izgelek üz maqsat tügel, unıň şiğırzarı

aldan bildälängän uy-xistärgä qorolmay, ular yel, yapraq şawı, bolot ağışı kewek, yä

bulmaha qoyaş ıwrı kewek täbiği.

Mäŝälän, uğa şağir hüzen tıňlağandan huň , «tayanıp kilgän tayağın onotop

kitkän» -qarttıň şatlığı la, «däwlät baylığı» itep qarağan un altı yäşlek Ayhılıwzıň kuz

yäşe lä ber ük däräjälä qimmät häm qäzerle. Ägär «qağız bötähenä lä tüzä» tip ap-aq

qağızğa qara qäläm menän «huğış yäki solox ämerzäre» yazıla ikän, şağir ularzıň

bötähenä lä bitaraf tügel, läkin unıň şul uq ap-aq qağızğa qara qäläm menän «yaratam»

tigän ber genä hüzzeň yazılğanın teläwe küňelgä yaqtılıq öŝtäy.

Mostay Kärimdeň şiğriyät donyahı — ul matur toyğolar donyahı, unda yaqtı

kuňel

häm dramatizm, aqıllılıq häm tärän xis, tormoşsan yabaylıq menän bäxetle räweştä

bergä ürelä-ürelä yäşäy. Qasandır äsähe yırlağan yırzıň aqıllılığın ul bötä ğümere buyına

raŝlap kilä.

...Tamsılarğa tamsı tamha,

Bula diňgez,

Tamsı sitkä säsräp kithä,

Kibe bik tiz.

Şağirzıň poetik donyahı küpme kiň bulmahın, üze nindäy iddärzä, qayzarza ğına

yörömähen, nimä turahıida ğına yazmahın, Mostay Kärim, uz ileneň häm yereneň ulı

bularaq, donyağa ana şul äsä hötön tatıp üŝkän üz yereneň Küňёl küze menän qaray, üz

poetik donyahın ata-baba telendä tıwzıra, unıň poetik arsenalı ijadına milli kolorit

birgän obrazdarzan tora. Şağir ijadı üzensälegeneň asılı la häm maturlığı la şunda, häm

ular unıň poetik yözön bildäläyzär.

Isın şağir — üz xalqınıň, üz yereneň väkile, unıň nämıŝı häm küňel küze Başqort

xalıq şağirı Mostay Kärim — ana şunday beyeklektärgä kütärelgän şağirzarzıň.

Page 108: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

90

Şair Hediyeleri

Mustay Kerim

Eğer bizim kendi şarkıları olan her yerleşim birimimize “Şairlik nereden

başlıyor?” diye sorsalar, büyük veya küçük her köy, “benden başlıyor!” derdi. Sadece o

değil, bizim hayatımızı, vatanımızı süsleyen ve insan hayatına, insan gönlüne bağlı her

şey, dağ, nehir, çeşme, ağaç, çiçek, ot, sesin her yankısı...hepsi de “Şairlik benden

başlıyor!”dese de yanlış olmaz . Lakin hepsinin arasında bir köy, ayrı bir saygıyı hak

ediyor: Keleş. O, sanki şöyle diyor: Bugünkü Başkurt şairler dünyasına, ben iki halk

şairi verdim. Böylece şairlik benden başlar”.

Keleş, Mostay Kerim’in doğduğu köydür. Bu köy, her bakış açısıyla,

diğer köylerden sanki hiç bir farklı değildir. Farkı her şeyi ile göze de çarpmıyor; tam

tersine, insan gözüne fazla görünmediği için dağ altına yerleşmiş. İlk bakışta bu

topraklar çok sade renkli görünmekte. Çeşmeleri de, alçak dağları da, ormanları da,

vadileri de, tarlaları da...

Ama onlara şair gözüyle bakarsan, o tamamen farklı nitelikte, farklı renkte.

Mesela, onun toprağı “ Karıklara güneş yansıyorsa, o, parlayıp yanıyor”, al da ekmeğe

sür.” Doğduğu ev ise küçücük dört pencereden tüm dünyayı görüyor.” Onun için de

benim düşünceme göre, dünyaya şair doğuran, hediye eden her yer, sıradan yer olarak

kalmamakta...

Atılıyor erkek çocuk dünyaya,

Apalayarak eşikten,

Toprağa değdiği zaman ayakları,

Tıp diye yürüyüveriyor.

Bu şiir mısraları ” Hayat Başlıyor Böyle” adlı şiirden alındı. Eğer, çocuk

ayaklarının toprağa değmesiyle ile birlikte, çocuk, “tıp tıp diye yürüyeveriyorsa”, toprak

da sıradan değil demektir. Onda nasıl da sihirli bir güç olduğunu hissediyorsun. Çocuk

da bu topraktan beslendiği, bu toprağa kök saldığı için, gözümüzün önünde yürümeye

başlıyor... “ Yağmur ” adındaki şiiri de şöyle başlamaktadır:

Page 109: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

91

Yaz yağmuru, gümüş gibi döküldüğü zaman,

“Büyüyorum”diye oğlan

Şapkasız (Yalan baş) koştu.

Çıplak başla koşan oğlanda şairin kendisini görmek de zor değil. Büyüdü o!

Babası ile karıklarda yürüyerek, okul, rabfak80, enstitü kapılarını açarak büyüdü; savaş

meydanlarında kanını dökerek, şair olarak yetişti, “halk şairi” ünvanına kadar yükseldi.

Burada bizi hayran bırakan şey şudur: Yağmur altında çıplak başla koşan çocuk, tabiatın

çoçuğu olarak, tabiatın kendisi ile kaynaşıyor ve yerde yetişen her şey ile bütünleşiyor;

onun için lirik kahramanı otlar ile de, yaprak ve çiçekler ile de anlaşıyor:

Çiçekler bana:”Merhaba! Merhaba! ” diyorlar,

Yavaş rüzgarlar estiği zaman

Baş eğiyorlar…

Bu mısraları yazdığım zaman, ben, hâlâ Mustay Kerim’in icadının başında, icat

çeşmesinin çıktığı yerde olduğum gibi duruyorum; onun sanat hayatı ise yükseklere

varmış durumda. Onun icadındaki zeka, felsefî derinlik, insanlık, bir şairden diğer şaire

şiirsel keşif olarak nasıl duyulmasın? Onlar şimdi bir gerçek gibi sade görünüyor,

kendileri hakkında kendileri söylüyor. Bunun içindir ki, bu hakikate ilave olabilecek bir

şeyler söylemek kolay değil; çünkü şair, sanatında ne kadar sihirli ve aynı zamanda

gönül kazanıcı güce sahip olsa da, onlar kendi gönlü kadar sade ve açıktır. Halk şairinin

icad ustalığı da, kendi gönlü gibi sade, sıradan şeylerde büyük güzellikler bulabilecek

yeteneğe sahiptir, gönlü sarsan başarılara rahatlıkla ulaşmaktadır.

On dört yaşında Başkurt kızı,

Saklanarak nakış yapıyor.

İlk hediye bu, her akşam

Çok bekleyene.

On sekizde, esir olup

Aşkın gücüne,

80 Okumakla birlikte öğrencilerin çalışmasını sağlayan okullar

Page 110: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

92

Tüm varlığını rahat rahat

Hediye ediyor yârine.

Ondan sonra, kalbinde

Saklıyor o memleketin namusunu.

Hediye ediyor topraklarına

Yeni insan, yeni nesil....

Altmışa ulaştığında ise,

Toplamaya başlıyor ölüm eşyalarını.

Lakin onu düşündüren

Hiç de ölüm değil...

Şair de aynen bu on sekiz yaşındaki kız gibi “yarine”, yani okurlarına ömrü

boyunca hediye hazırlıyor ve sunuyor. Ama şairin hediyesi şöyle farklıdır: Allah’ın

verdiği yetenek sayesinde, tüm varlığını şiire çevirip milletine hediye ediyor şair.

Tüm bunları şair nereden buluyor acaba? Gerçek şairin öncelikle kendisi,

tabiatın paha biçilmez bir hediyesidir, doğduğu yerin, milletinin hediyesi; her şeyini de

o, onlardan almıştır. Her şey de, yine onlara olan sevgisinden kaynaklanıyor ve aynı

zamanda, tüm aldıklarınının bin katını geri vererek hediye ediyor. Şair ile halk gönlü

arasında her zaman bir ortaklık vardır. Bu ortaklık ilk aşk gibi, saf mükaddestir. Benim

düşündüğüme göre, şairde, icatta ilk aşktan başkası olması imkansızdır. O ilk aşk, şair

için en saf, en temiz şeydir. O ilk keşfi, buluşu, keşfetmeyi beceremeyen şair, şair

değildir. Mustay Kerim her zaman yeni keşifler yapan, yeniliğe yol açıcı bir şairdir ve

her zaman da bunu korumuştur. O, gerçek şair olarak, savaş sonrası icadında, vatanın ve

halkın ilk aşkına dönüşmüştür bile.

Bizim günlerimizde bu ya da diğer milli bir şair hakkında iyi söz etmek

isteseler, “kendi memleketi hakkında çok içten yazıyor, doğduğu topraklarına sadık

kalıyor.” diyeceklerdir. Sadece sevgi ve sadakat şiir için pek iş görmüyor. Burada şairin

neyi ne şekilde yarattığını, nasıl bir kalp ile şarkı söylediğini, temiz kalbi ile tanıtması

daha önemli. Mustay Kerim’in asıl maksadı, sadece saf ve temiz duygu ve düşüncelerini

şiirleştirmek değildir. Onun şiirleri, önce de söylediğimiz gibi, zaten sadece düşünce ve

Page 111: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

93

hislerden ibaret değildir; onlar rüzgar, yaprak sesleri, bulut akışı kadar, ya da hiç

olmazsa güneş ışıkları kadar doğaldır.

Mesela, ihtiyar birinin şairin şiirlerini dinledikten sonraki durumunu (sevincini)

“Bastonla gelmiş, bastonunu unutarak gitmiş.” cümlesi, çok iyi anlatır. “Devlet

zenginliği” olarak baktığı on altı yaşındaki Ayhılıw’ın göz yaşları da, aynı derecede ve

değerlidir. Eğer “kağıt herşeyi kaldırır” diyerek, bembeyaz kağıda kara kalem ile

“savaş ya da zulüm emirleri” yazılıyorsa, belki şair bu durumda fiilî olarak bir şey

yapamamaktadır; ama onun aynı bembeyaz kağıda kara kalem ile “seviyorum”

şeklindeki tek kelimeyi yazma isteği, halkın gönlüne bir sıcaklık katmakytadır.

Mustay Kerim’in güzellik dolu dünyası şiir dünyasında, temiz kalp ve

dramatizma, zeka ve derin hissler, yaşamın sadeliği ile mutlu şekilde, birlikte iç içe

yaşamaktadır .Bir zamandır annesinin söylediği şarkının verdiği mesajı, o, tüm ümrünce

yansıtmaktadır.

...Damlalar damlıyorsa,

Oluşur deniz.

Damla kenara sıçrıyorsa,

Kurur çok çabuk.

Şairin poetik dünyası ne kadar geniş olursa olsun, kendisi hangi memlekette,

nerelerde olursa olsun, ne hakkında yazarsa yazsın, Mustay Kerim kendi memleketinin,

kendi yerinin oğlu olarak, anne sütünü tadarak yetişmiş, dünyaya kendi yurdunun gönül

gözü ile bakmaktadır. Kendi poetik dilini anne babasının dilinde yaratıyordur. Onun

poetik araçları, icadına millî renkler vermiş simgelerden ibarettir. Şairin icat

özelliklerinin aslı ve cazibesi de buradan kaynaklanmaktadır ve onlar onun poetik

yüzünü belli etmektedir.

Gerçek şair, kendi milletinin, kendi yurdunun vekili, onun namusu ve gönül

gözüdür. Başkurt Halk Şairi Mustay Kerim,bu anlamda zirvelere yükselmiş şairlerden

biridir.

(Kaynak: N. Necmi, Kim Düşünebilirdi, Başkortostan Kitap Neşriati, Ufa

1983)

Page 112: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

94

C. Hikayelerinden örnekler

1. Bazar Xaqı

Öyzägelär bötähe lä yoqlap bötkäs, ber az uqıp ultırğandan huň, yatırğa ğına

äzerlänep yörögändä, işektä zvonok şıltıranı. Kemdeň şulay tön urtahında bik huňlap

yöröwe mömkin?! Telegramma kilterzelärme ällä, allä beräy yerzä ber-ber xäl buldımı

ikän?» tigän şomlo uyzar yäşen tizlege menän başımdan ütte. Qabalanğas, pijama

salbarın da tiz genä keyep bulmay. Min işek töbönä bara başlawğa, zvonok tağı şıltıranı.

Bıl yulı knopkağa bik ożak itep baŝtılar. Bıl inde «bik nıq yoqlayhığız, uyanığız» tigän

mäğänäläräk ine. «Xäzer, xäzer!» tip işekte barıp astım.

İşek töböndä qışqı palto öŝtönän kojan keyep alğan, palto yağahın torğozğan,

bürkeneň qolaqtarın töşöröp bäylägen ber ir keşe baŝıp tora. Mine kürgäs tä: «İptäş... (ul

mineň familiyamdı äytte) bında toramı?» — tip horanı.

— Bında tora, — tinem min.— Ul min bulam. Äyzä, räxim itegez.

— Min — awıldan. Hez mine belmeyhegez. Apayıň, bezzeň awılda keyäwzäge apayıň,

qustınıň kerep xälen belep sıq äle, tigäyne. Bına kerzem.

«Apayım bögön irtän genä awılğa qaytıp kitte. Mindä ber azna qunaq buldı» tip

äytergä awızımdı ğına asqaynım, äytmänem.

— Bik räxmät, bik räxmät. Eyzä, sisenegez.

— Sisenerbez zä ul, — tine kergän keşe, — min ber üzem tügel bit äle. İptäşem dä bar.

— Eyzä, iptäşegez ze räxim ithen.

Ul sığıp kitte. Min barıp qatındı uyattım. Qatın ihä eştän arığas, bik izeräp

yoqlap kitkän. Başta, niňä uyatahıň inde, tip ärläp tä aldı.

— Keşelär kilde bit.

— Kemdär? — Belmäyem — tanış tügeldär.

Page 113: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

95

Küp tä ütmäy, işek aldında yök maşinahınıň görläwe işetelde. Ul bezzeň

podyezğa kilep tuqtanı. Unan huň baŝqıstan menewselärzeň ayaq tawıştarı işetelde.

Öygä tağı bayağı keşenän başqa ber ir häm ber qatın kilep kerze. İkense ir, asıq yözlö

bulırğa tırışıp, qısqırıp uq höyläşä başlanı. Yoqlağan bala işek töböndäge şaw-şıwğa

uyanıp, bülmähenän sıqtı. Asıq yözlö keşe balağa iğtibar itep, bala yänle bulırğa tırışıp,

qızzı kütärep aldı. Bala, yathınıpmı, älle yat keşeneň halqın qulınan sirqanıpmı, ilap

yebärze. Kuxnyala säy quyıp yörögän qatın, atılıp sığıp: «Niňä balanı qaramayhıň?»

tigän şeltäle qaraş taşlanı la balanı qulına aldı.

— Niňä sisenmäyhegez? — tinem min kerewselärge. Bıl kötölmägän ığı-zığı

arqahında qunaqtarğa sisenergä täqdim itergä lä onotqanmın. Qatın keşe şunda uq

sisenä başlanı, ä irzär nisekter bik aşıqmayzar ine.

— Ä hez? — tinem min irzärgä.

— Bez — bez zä ul. Bezzeň maşinala it yata. Şunı tışqa beräy yergä quyırğa ine.

— Öyzän başqa quyır urın yuq şul bezzeň...

— Balkon barzır bit.

— Balkon da yuq şul.

— Bezgä tön sıqqansı ğına. İrtägä irtük bazarğa alıp kitäbez.

— Aňlayım da.

— Bälki, kurşelärzeň balkonı barzır?

— Bar... Läkin vaqıt... bik huň bit...

Keşelärze tön urtahında uyatıw uňayhız bit.

— Bına hiňä mäsälä, — tine ikense ir.— Bäy, hezzeň garaj! .. Hezzeň üzegezzeň

levkovoy bar tügelme huň?

— Bar... garaj bında tügel. Ul elekke kvartira yanında. Bınan baytaq alıŝta. — Bulha ni, maşina menen ä tigänse barıp kilep bula labaha.

— Äyzägez, — tinem min häm keyenä başlanım. İttären tiz genä iltep qaytırğa la, säy

esererge lä, yal itergä käräk.

...Bez garajdan urap qaytqanda, säğät töngö berze huğıp, ikegä kitkäyne inde.

Qaytıwğa mineň qatın ihä säy aldınan aşar ösön qunaqtarğa barınsa bulğan itte, aştı la

yılıtıp ölgörgän, ä qunaq xanım yanıp-beşep säy äsep ultıra ine inde.

İr qunaqtarzıň berehe öŝtäl yanına ultırğas ta ikensehenä:

Page 114: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

96

— Bezzeň küstänäs bar ine tügelme huň? — tip küzen qıŝıp quyzı. Yartı litr araqı

öŝtälgä kilep ultırzı. Min ike irgä ike ryumka quyzım.

— Ä üzegezgä?

— Min esmäyem. Ĥäzer bik huň da, irtägä irtük saf baş menän eşkä barahı bar.

Ular ikehenä ike stakan horap aldılar za yartını ikegä bülep yılt itterzelär. Min

esmähäm dä, aşamaham da, xörmät yözönän ular menän öŝtäl yanında ultırzım.

— Ey, itegez qatıraq ikän, heňlekäş, — tine öygä başta kergän ir häm itte tağı

qaptı la säynäy-säyney, — qartıraq şul, — tip öŝtäp quyzı.

— Bezzeň it şäp, yeş tä, himez zä, — tip hüzgä quşıldı ikensehe, — irtägä küpmenän

kiter. Bazar xaqı küpme, heňlekäş?

— Törlösä... İtenä qarap.

Bezzeň qunaqtarzıň teldäre tamam asılıp kitte. Minän donya xäldären horaştıra-

horaştıra ultırırğa, xatta, yırlabıraq ta yebärergä iŝäptere yuq tügel ine, min ularga

yaylap qına:

— İrtägä irtük bazarga sığahığız bar. İrtänge bazar hoybäteräk bula, — tinem.

Qatın keşe lä mineň hüzzäremä quşıldı. Ul arala mineň bisäkäy ösöhönä ös yergä:

karawatqa, divanğa, raskladuşkağa urın yäygäyne inde. Ular za, üzebez zä yoqlarğa

yattıq, lokin mineň dä, qatındıň da yoqoho osqaynı inde.

— Kemdär ular? — tine qatın, ber az yatqas.

— Ällä, — tinem min.— Ular miňä tanış tügel. Mineň apay xälde belep sıgırğa quşqas,

apayzıň kürşeläreler. Beräy ğillähe barzır äle. E hin xanımdan horamanıňmı ni? Bez

yuqta ikegez genä qaldığız bit.

— Nisek horayhıň inde, uňayhız zabaha, — tine mineň bisäkäy.

Min yoqlarğa tırışıp qaranım — yoqo almanı. Lekin öyzä ös urında almaş-tilmäş

ös törlö ğırıldaw awazdarı yaňğırap tora ine.

Bez gäzättän tış irtä torzoq. Qunaqtarzı la uyattıq. Torzolar, yıwgadılar. Asıq

yözlö ir öŝtäl artına ultırgas:

«Baş satnay, qähäreň. Berär yerzä bulha» tip qaranı, ä min işetmämeşkä halıştım

da horaw birzem:

Page 115: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

97

— Hez kemdär bulahıgız äle, tugandar? Apay xäl belergä quşqas, min horap ta

tormanım, ismaham, ber-berebezzeň isemdärze beleşäyek. Hez Käzäktänder inde...

Käzäk awılınan.

— Tügel, — tine başta kergän ir.— Bez Tartıştan. Apayıň menän ber kolxozdan bez.

Apayıň Käzäktä ber brigad, ä bez Tartış — ikense brigad. Min hezze bik yaqşı beläm,

döröŝöräge, malay belä. Ular hezzeň qäyneş menen armiyanan qaytışlay hezge inep

qunıp sıqqan. Adresegezze lä malay birze.

— İsemegez?

— Malay familiyahında inde.

— Malayığız familiyahın äytmägäyne şul, — tinem min.— Döröŝöräge, ul yegette

xäterlämäyem dä.

— Eytmäŝ tä ul, şuq malay, familiyahın da äytmäŝ. Selimullin min.

— Mineň familiyam Zinnätşin, — tine ikense ir, asıq yözlö bulıp kürenergä tırışqanı.—

Qara äle, ä min xujanıň familiyahın da belmäyem, — tip qısqırıp kölöp quyzı. Şul

arala bulmanı, işek aldında maşina göjlägän tawış işetelde. İrzärzeň ikehe lä: «Kilde!

» tip quyzılar za tiz-tiz genä säyzären esep bötöröp, tora başlanılar. Ozaq ta tormay,

zvonok şıltıranı, ä asıq yözlö Zinnätşin bötä öyzö yaňğıratıp, işek aşa:

— Ĥäzer, xäzer sığabız, — tip şoferğa yawap birze. Min işek astım, kistän qustıhına

qunırğa kitkän şofer za yeygä kerze.

— Davay, yegettär, ittäregezze garajdan bazarğa iltep taşlayım da — ısqınam. Tiz

bulığız, atu huňğa qalam, — tip tegelärze aşıqtırzı.

— Hin, xuja, bezzeň ittärze lä birep yebär inde. Garajıňdıň da qayza ikänen belmäybez.

Tönön ällä nisek borolop-borolop kerep yörönök. Ä bıl toqsayzarzı alıp kitmäybez.

Hezze torop torhondar, yäme.

— Hez qasan qaytırhığız?

— İt hatılıp bötöwge inde, tuğan. Ä hez?

— Eş säğäte bötkäs.

— Räxät qala xalqına. Fälän säğättä bara, felän säğättä qayta. Bezzeň ittär irtäräk

hatılıp böthä, bez ni eşlärbez iken huň?

— Qatın bögön eşkä barmay — yal itä torğan könö.

— Bik yaqşı, bılay bulğas.

Page 116: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

98

— Bez bötäbez zä öyzän sığıp kittek. Bez sığıp kiter aldınan ğına balalar baqsahına

barahı qızım uyanıp, kuxnyala hawıt-haba yıwıp yöröğön äsähen saqırıp qaldı.

Min eştän qaytqanda, qunaqtar öyzä ine inde. Tıştan kerges tä beşkän itle aş yeŝe

menän bergä tämäke yeŝe lä tanawğa kilep bärelde. Tämäke tartmağan keşegä genä ul

şulay hizel torğandır. Şunda uq qatın mineň yanğa kilde, ul miňä, sisenep tormayınsa,

qızzı balalar baqsahınan alıp qaytırğa quştı. Qatın ihä, qunaqtar irtä qaytqas, aş-mazar

halıp yöröp, ularzı taşlap kitä almayınsa, balalar baqsahına vaqıtında bara almağan. Min

eştän qaytışlay, qunaqtarğa tip alğan yartı litr araqını qatınğa birzem. Ul miňä genä

tanış, min genä aqlay alırlıq qaraş taşlanı la araqını alıp quyzı. Min sisenmäyensä genä

qunaqtar-itselär yanına bülmäge kerzem. Qatın bötä xästerlekte kürgän ikän: öŝtälgä

äskeltem - sösköltöm äyberzär quyğan. Öŝtäl aŝtında ber buşağan şeşä, ä öŝtäl öŝtöndä

inde, raketa şikelle kükkä taban qarap, ikensehe tora ine. Min kürenew menän,

qunaqtarzıň yözö tağı la asılıp kitkändäy buldı. Şunda uq: äyzä bezzen, küstänästän

räxim it, tigän hüzzeren işettem, läkin min un, un biş minuttan äylänep qaytırğa hüz

birep, ğäfü ütenep, qızzı alırğa kittem.

Qızımdı balalar baqsahınan alıp qaytıwğa, aş ta beşkäyne inde. Qunaqtarzıň da

mine kötkändäre hizelep tora, araqını asmağandar. Yıwınıp öŝtäl yanına ultırıw

menän, qatın bötäbezgä lä aş bülä başlanı, it kilterep quyzı. Bıl yulı la şeşäne asıq yözlö

Zinnätşin astı.

— Qayza hineň stakan, «Mineň küstänäste lä awız it äle, — tip, «mineň küstänäs»

tigän hüzgä baŝım yahabıraq, miňä möräjägät itte.

— Esmäyem tihäm barıber ışanmaŝhığız iide, — tip aldıma keskäy genä ryumka

kilterep quyzım, — mineň sırxabıraq, aşqazanım awırtıp yörögän vaqıtım. Awızğa

alırğa qurqam.

— Aşqazanına araqı üze darıw ul! — tip asıq yözlö iptäş mineň ryumkağa araqı haldı la

qalğanın stakandarğa buşattı.

— Yä, nisek bazar? — tinem min qunaqtarğa. Şunı ğına, şul horawzı ğına kötöp

ultırğan şikelle, ikehe ber yulı hüz başlanı, tik qatın keşe genä hüzgä bik qıŝılmanı.

— Bazarmı? Ĥört! Bik uňmağan yulğa sıqqanbız. Uzgan aznala ğına bezzeň

awıldan barıp qaytqaynılar. İt — ös yarım-dürt hum tigäynelär. Ä bögön ittän küp

Page 117: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

99

nämä yuq — ike yarım da ös. Yaňı bazar asqas, bötähe lä ağılğan, kilep tulğandar!

Uňmanıq! Uňmanıq! Bazar bik oshoz! Bäxet bulmanı.

Min ni äytergä lä belmänem. «Qızıq inde bıl donya — ber ük äyber kemgä

şatlıq, kemgä qayğı kiltere» tinem esemden genä.

— Äyzägez, küteräyek, — tine asıq yözlö keşe, stakandı qulşa alıp. — İŝänlekkä-

hawlıqqa bulhın, bıl mineň küstänäsem.— Ul ber ni bulmağanday, ber stakan araqını

buşattı la tozlo qıyar, it qaptı.

— Şulay za itegez qatıraq. Qartıraq mal huyğanhığız, — tine ul tağı itte säyney-

säynäy.— Huyğas, huyğas, haylabıraq alıp huyırğa keräk ine. Maqtanmayım —mineň it

şäp ine. Sirat torop alıp böttölär.

Şul saq mineň qatınım qapıl qısqırıp kölöp yebärze. Bez bötäbez zä aptırap uğa qaranıq.

— İt üzegezzeke bit, — tine minen, bisäkäy, kölöwenän tıyıla almay. Bögön hezzän

aldım bit.

— Hay ättägenähe! — tine asıq yözlö Zinnätşin, ber ni zä bulmağanday. — Ul hez

inegezme ni?! Qayza kürzem huň bıl heňlekäşte, tip uylap alğaynım da.

— Min dä şulay, qayza kürzem huň bıl ağayzı, tip uylap torzom. İtte alğas qına tanınım.

Şul arala bulmanı, işektä zvonok şıltıranı, astım — tışta miňä tanış şofyor baŝıp tora

ine.

— Qayttılarmı?

— Äyzä, öygä inegez. Sisenegez.

— Eş sisenep tororloq uq tügel. Bezzeň höyläşkände işetep ir-qunaqtarzıň ikehe lä bezzeň yanğa işek töbönä kildelär.

— Ni eşläyhegez, hez qaytahığızmı, yuqmı? — tine şofer qunaqtarga.

— Bäy, bez bit irtägä qaytırğa höyläşkäynek.

— Predsedatel bögön uk qaytırğa quşqan. İrtägä irtük maşinanı Neftekamskigä

yebäralär.

Qunaqtar ber-berehenä: «Ni eşlärgä?» tigän hımaq qaraştılar za irtägä irtänge

avtobus menän qaytmaqsı buldılar. Tik şul vaqıtta öŝtäl artında ultırğan qatın ğına irzär

yanına kilep qırt kiŝte:

Page 118: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

100

— Qaytahığız ğına! Başqanı belmäyem, ä hin qaytahıň! — tine ul irenä,

Sälimullingä.— Barlı-yuqlı aqsağızzı esep bötörörgä uylayhığızmı ni, — tine tağı irenä

häm miňä qarap.— Bazar xaqı nisek bulğanın onottoğozmo ni?

Bıl küreneştän huň ular bülgän aştı häm itte aşığıp-aşığıp aşap böttölär zä, tiz

genä yıyınıp, sığıp ta kittelär. Min ularzı ozatgp kergäs kenä, qatın miňä:

— Esmägän köyöňä, aqsa äräm itep yöröyhöň şunda, — tip ärläp, araqını üzeneň

quyğan yerenän alıp, servanttıň qara möyöşönä yaptı. Ä min bötönläy araqı turahında

onotqanmın da, qunaqtarğa qoyorğa iŝemä le kilmägän.

Tik azna-un köndär samahı ütkäs awıldan, apayımdan miňä xat kilep töşkän.

Ĥattıň azağında ğına ul: «Bezzeň kolxozdan ös keşe hizgä kergändär ikän. Niňä, şunda,

tuğanım, şularzı hıylar ösön, yartılıq ta räteň bulmanımı ni huň?» — tip yazıp quyğaynı.

Pazar Fyatları.

Tüm evdekiler uykuya daldığında, ben, biraz okuduktan sonra, tam yatmaya

hazırlık yaptığımda, kapının zili çaldı. Böyle gece yarısında kimin çok geç gelmesi

mümkün acaba? Telgraf getirdiler mi yoksa, yoksa birilerine bir şeyler olmuş mudur?”

gibi şüpheli düşünceler bir şimşek hızı ile aklımdan geçti. Acele ettiğin için, pijama

pantolonunu da çabuk giyemiyorsun. Ben kapı yanına yaklaştığımda, zil bir kere daha

çaldı. Bu sefer zile çok uzun bastılar. Bu ise “çok derin uyuyorsunuz, kalkın”

manasında gibi idi. “Geldim, geldim” diye kapıyı açtım.

Kapının yanında kış paltosu üzerine deriden kolsuz mont giymiş, paltonun

yakasını kaldırmış, şapkasının kulaklarını indirip bağlamış bir adam duruyor. Beni

görür görmez: “Arkadaş... -benim soyadımı söyleyerek- burada mı kalıyor?” diye

sordu..

—Burada kalıyor, dedim ben. O ben oluyorum. Buyrun, içeri girin.

— Ben köydenim. Siz beni bilmiyorsunuzdur. Ablan, bizim köyümüzde evli olan ablan,

kardeşimin nasıl olduğunu ziyaret edip oğrenir misin, dedi. İşte geldim...

Tam da: “Ablam bugün sabah köyüne gitti. Bende bir hafta misafir oldu.” demek için

ağzımı açmıştım, söylemedim.

— Çok teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Üstünüzü çıkarın.

Page 119: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

101

— Çıkarırımda...şey... dedi gelen adam, ben yanlız değilim. Arkadaşım da var.

— Hadi arkadaşınız da buyursun.

O çıktı gitti. Ben içeri geçip eşimi kaldırdım. Eşim ise işte yorulduğu için çok

derin bir uykuya dalmıştı. Önce niye uyandırıyorsun diye, azarladı bile.

— Çünkü birileri geldi.

— Kimler?

— Bilmiyorum, tanıdık değiller.

Çok da geçmedi, dışarıda kamyonun gürültüsü duyuldu. O, bizim apartmanın

kapısı önünde durdu. Ondan sonra merdivenlerden çıkan ayak sesleri duyuldu. Eve

deminki adamla birlikte bir erkek ve bir kadın geldiler. İkinci erkek güler yüzlü olmaya

çalışarak, yüksek sesle konuşmaya başladı bile. Uyuyan çocuk, kapının yanındaki

gürültüyle uyanıp odasınan çıktı. Güler yüzlü adam, çocuğa bakıp, çocuktan yana

görünmeye çalışarak, kızı kollarına alıp kaldırdı. Çocuk, yabancılık çekerek mi, yoksa

yabancı bir insanın soğuk ellerinden etkilenerek mi bilinmez, ağlamaya başladı.

Mutfakta çay hazırlamakta olan kadın, atılıp çıktı: “Neden çocuğa bakmıyorsun?” der

gibi, bana baktı ve çocuğu kollarına aldı.

Neden üstünüzü çıkarmıyorsunuz? dedim ben gelenlere. Bu beklenmeyen ıvır

zıvırlar arasında misafirlere üstlerini değiştirmeyi söylemeyi unutmuşum bile. Kadın

hemen üstünü çıkarmaya başladı, erkekler ise nedendir, acele etmiyorlardı..

— Siz, dedim ben erkeklere .

— Biz, biziz de. Bizim arabamızda et duruyor. Onu dışarıda bir yere yerleştirseydik.

— Evimizden başka yerimiz yok bizim maalesef....

— Balkon vardır ama.

— Balkon da yok maalesef.

—Bu gece için lazım sadece. Yarın erkenden pazara götüreceğiz.

— Anlıyorum da..

— Belki komşularınızın balkonu vardır?

—Var...Ama vakit...çok geç... İnsanları gece yarısında kaldırmanın iyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum. — Al sana mesele, dedi ikinci adam. Ha, sizin garaj! Sizin kendinizde araba var değil

mi?

Page 120: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

102

— Var...garaj burada değil. O eski apartmanımızın yanında. Burdan çok uzak bir

mesafede.

— Olsa da fark etmez; araba ile “a“ deyinceye kadar gidip gelebiliriz herhalde..

— Gidelim, dedim ben ve giyinmeye başladım. Etleri çabuk bırakıp, çay içip çabuk

uyumak lazım.

...Biz garajdan döndüğümüzde, saat gece biri geçip, ikiye yaklaşmıştı çoktan.

Döndüğümüzde, eşim, çaydan önce yemek için evdeki her şeyi; eti, çorbayı da ısıtmayı

başarmıştı. Misafir kadın ise, yeni demlenmiş çayı yanıp kızararak içip oturuyordu bile.

Erkek misafirlerden biri, masaya oturduktan hemen sonra diğerine:

— Bizim hediyemiz de vardı değil mi? diye göz kırparak bir hatırlatmada

bulundu.Yarım litre votka masaya yerleşiverdi. Ben, iki erkeğe iki kadeh çıkardım..

— Kendinize?

— Ben içmiyorum. Zaten çok geç, yarın erkenden ayık kafa ile işe gidesim var.

Onlar kendileri için iki bardak aldılar ve yarım litreyi ikiye bölerek şişedeki

votkayı affetmediler. Ben içmesem de, yemesem de, saygıdan dolayı onlarla masada

oturdum.

— Hey, etiniz çok da sertmiş, bacım diyerek, eve önce gelen adam eti bir daha ısırdı ve

çığneye çiğneye, biraz sertmiş, diye bir daha ekledi.

— Bizim etimiz harika, hem taze hem de yağlı, diyerek sözüne eşlik etti ikincisi, yarın

kaçtan gider. Pazar fiyatları nasıl acaba, bacım?

— Değişiyor... Ete bağlı.

Bizim misafirlerimizin dilleri tamamen çözüldü. Benden dünya hallerini sora

sora oturmaya, hatta şarkı söylemeye de razı gibi görünüyorlardı, ben onlara yavaşça:

— Yarın sabahın köründe pazara çıkmak zorundasınız. Sabahki pazar daha güzel

oluyor, dedim. Kadın misafir de benim sözlerime katıldı. O arada benim eşim üçüne üç

yerde; yatakta, kanepede, raskladuşkada81 yer hazırlamıştı çoktan. Onlar da, kendimiz

de yattık, ama benim de, eşimin de uykusu kaçmış idi.

— Kimdir onlar? dedi biraz sonra.

81 Açılıp katlanabilen küçük mobil yatak.

Page 121: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

103

— Ne bileyim, dedim ben. Onlar, tanıdıklarım değil. Ablam, benim nasıl olduğumu

sormalarını rica ettiğine göre, ablamın komşuları olmalılar. Bir bağlantısı vardır

herhalde. Sen, gelen hanımdan sormadın mı ki? Biz gittiğimizde ikiniz kalmıştınız ya.

— Nasıl sorarsın, utandırdı, dedi, benim karıcığım.

Ben uyumaya çalıştım, uyku tutmadı. Ama evde üç yerde türlü tonlarda karma

karışık horlama sesleri yankı yapıyor idi.

Biz alıştığımızdan daha erken kalktık. Misafirleri de kaldırdık. Kalktılar,

yıkandılar. Güler yüzlü adam, masaya oturduktan sonra “Kafam parçalanıyor, kahrolası.

Bir yerlerde olsaydı, demeye çalıştı, bense duymuyormuşum gibi davrandım ve sordum:

- Siz kim oluyor idiniz? Ablam beni sormanızı rica ettiği için, ben sormadım bile. Hiç

olmazsa birbirimizin adını öğrenelim. Siz Kezek’tendiniz değil mi... Kezek köyünden.

— Değil, dedi ilk gelen adam. “Biz Tartış’tan. “Ablan ile aynı kolhozdanız biz. Ablan

Kezek’te, orası birinci brigad; biz ise Tartış’tanız, ikinci brigad. Ben sizi çok iyi

tanıyorum, daha doğrusu delikanlı oğlum tanıyor. Onlar sizin kayınbirader ile askerden

dönerken, size gelip konaklamışlar. Adresinizi de oğlum verdi.

—Adınız?

— Oğlanın soyadı ile aynı.

— Oğlunuz soyadını söylememişti ama. Daha doğrusu, o delikanlıyı hatırlamıyorum

bile..

— Demez , o oğlan soyadını söylemez. Selimullin ben.

— Benim soyadım Zinnatşin, dedi ikinci adam, güler yüzlü olmaya çalışan. Bak sen,

ben ev sahibinin soyadını bile bilmiyorum, diye kahkaha attı. O anda , dışarıdan

arabanın çıkardığı sesler duyuldu. Adamların ikisi de: “Geldi!” diye dediler ve çabuk

çabuk çaylarını bitirip, kalkmaya hazırlandılar. Çok da geçmedi, kapının zili çaldı, güler

yüzlü Zinnatşin, evi sesle doldurup kapıdan dışarıya:

— Şimdi, şimdi geliyoruz, diye şoföre cevap verdi. Ben kapıyı açtım, gece kardeşine

konaklanmaya gitmiş şoför de eve girdi.

— Hadi, delikanlılar, etlerinizi pazara kadar bırakayım da kaçayım. Acele edin, yoksa

çok geç kalacağım, diyerek acele olmalarını istedi.

— Sen, bizim etlerimizi de verir misin? Garajının nerede olduğunu da bilmiyoruz.

Gece dolana dolana geldik. Bu torbalari ise almıyoruz. Sizde kalsın şimdilik, olur mu?

Page 122: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

104

— Siz ne zaman dönerseniz?

— Et satılıp bittikten sonra, kardeşim.Ya siz?

— İş saati bittiğinde.

— Çok rahat şehir insanları. Belli bir saatte gidiyor, belli bir saatte eve dönüyor. Bizim

etlerimiz erken satılsa, biz ne yaparız acaba?

— Kadın tüm gün evde. İşe gitmiyor tatil günü..

— Çok güzel, öyleyse.

— Biz hepimiz evden çıkıp gittik. Biz çıkmadan evvel ana okuluna gitmesi gereken

kızım uyanıp, mutfakta bulaşıkları yıkayan annesini çağırıyordu.

Ben işten döndüğümde misafirler eve gelmişlerdi bile. Dışarıdan içeri girer

girmez yeni pişmiş etli çorba kokusu ile birlikte sigara kokusu da burnuma çarptı.

Sigara içmeyen bir insana, o ancak böyle hissediliyordur. Hemen karım benim yanıma

geldi ve bana üstümü çıkarmadan, kızımı ana okulundan almamı söyledi. Karım ise

misafirler erken döndüğü, yemek felan hazırladığı, onları bırakıp gidemediği için, ana

okuluna zamanında gidememiş. Ben iş dönüşünde, misafirler için alınmış yarım litre

votkayı karıma verdim. O, sadece benim anlayacağım bir şekilde baktı ve votkayı

sakladı.

Ben üstümü çıkarmadan misafir etçilerin yanına, odaya geçtim. Karım tüm

zorlukları görmüştü bile: Masaya ekşi, turşu felan koymuş. Masa altında bir boşaltılmış

şişe, masa üstünde ise, göklere yönelmiş roket gibi, ikincisi duruyordu. Beni gördükten

sonra, misafirlerin yüzü sanki daha da açılır gibi oldu. Hemen: “Gel, bizim getirdiğimiz

hediyelere buyur” dediklerini duydum; ama ben on on beş dakik sonra geri geleceğime

dair söz vererek, aflarına sığındım ve kızımı almaya gittim.

Kızımı ana okulundan alıp döndüğümde, çorba da hazır idi. Misafirlerin de beni

bekledikleri hissediliyordu; zira votkayı açmamışlardı. Yıkanıp masaya oturmamla

birlikte, karım hepimize de çorba koymaya başladı, masaya eti koydu. Bu sefer de şişeyi

güler yüzlü Zinnetşin açtı.

— Nerede senin bardağın, “ Benim hediyemin de bir tadına baksana, diyerek “benim

hediyem” kelimelerini vurgulayarak, bana döndü.

— İçmiyorum desem, inanmazsınız, diyerek önüme küçük bir kadeh koydum. Benim

çok rahatsız olduğum, midemin hasta olduğu zaman. Tadına bakmaya bile korkuyorum.

Page 123: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

105

— Votka, midenin ilacının ta kendisidir! diye güler yüzlü arkadaş benim kadehime

votka koydu ve kalanı bardaklara boşalttı.

— Ee, pazar nasıl? dedim ben misafirlere. Sanki benim bu soruyu sorayacağımı

bekleyerek oturuyorlarmış gibi, ikisi birden söze başladılar. Sadece kadın pek söze

katılmadı.

— Pazar mı? Fena! Biz uğursuz bir yola çıkmışız. Yeni, geçtiğimiz hafta, bizim köyden

gelmişler idi. Et, üç büçük, dört ruble demişlerdi. Bu gün ise etten çok şey yok! İki

buçuk ile beş. Yeni pazar açtıkları için, hepsi akın etmiş, gelmiş doldurmuşlar etrafı!

Başaramadık! Başaramadık! Pazar çok ucuz! Şansımız olmadı” . Ben ne diyeceğimi

bilemedim. “Çok enteresan bu dünya, aynı şey kimine sevinç, kimine de üzüntü

getiriyor.” dedim içimden.

— Hadi, kaldıralım, dedi güler yüzlü adam, bardağı eline alıp. Sağlığa, mutluluğa olsun,

bu benim getirdiğim. O, sanki hiç bir şey yokmuş gibi, bir bardak votkayı ağzına

boşalttı ve salatalık turşusu ile eti ağzına gönderdi.

— Ama nasılsa etiniz biraz sert.Yaşlı mal kesmişsiniz, dedi o tekrar eti çiğneye çiğneye.

Hazır kesmişken, seçerek kesmeniz gerekiyordu. Övünmüyorum, benim getirdiğim et

çok güzel idi. Sıraya geçerek alıp bitirdiler.

O esnada eşim, birden kahkahayla gülmeye başladı. Biz hepimiz şaşırarak ona

bakakaldık.

— Bu et sizin etiniz, dedi benim kadıncağızım, gülmeden kendisini alamadan. Bugün

sizden aldım.

— Bak sen! dedi güler yüzlü Zinnatşin, sanki bir şey olmamış gibi. O siz miydiniz?

Nerede gördüm bu kardeşimi, diye düşünmüştüm de...

— Ben de öyle, nerede gördüm bu abiyi, diye düşünmüştüm. Eti satın aldıktan sonra

tanıdım ancak demesi ile birlikte, kapının zili çaldı; açtım, dışarıda tanıdığım şöför

duruyordu.

— Gittiler mi?

— Gel, eve geç. Üstünüzü çıkarınız.

— İşler üstümü çıkarmaya müsade etmiyor pek.

Bizim konuştuklarımızı duyan erkek misafirlerin ikisi de bizim yanımıza,

kapının yanına geldiler.

Page 124: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

106

— Ne yapıyorsunuz? Siz dönecek misiniz, dönmeyecek misiniz?dedi şöför misafirlere

— Hay Allah! Biz yarın dönmeye sözleşmiştik..

— Predsedatel82 bu gün dönmeyi emretmiş.Yarın erkenden arabayı Neftekamski’ye83

gönderecekler..

Misafirler birbirine sanki “Ne yapalım?“ der gibi bakıştılar ve yarın sabah

otobüsü ile dönmeye karar verdiler. Tam o sırada, masada oturan kadın erkeklerin

yanına geldi ve sanki kestirip attı:

— Derhal döneceksiniz! Başkasını bilmiyorum, sen de döneceksin! dedi eşine,

Salimullin’e. Zaten olmayan paralarınızı içip dağıtmak mı istiyorsunuz, dedi eşine

bana bakıp. “Pazar fiyatlarının nasıl olduğunu unuttunuz mu yoksa?”

Bu gösterişten sonra onlar var olan yemeği ve eti çabuk çabuk bitirdiler ve

hemen giyindiler, çıkıp gittiler. Ben onları yolcu ettikten sonra girdiğimde, karım beni:

— İçmediğin halde para harcayıp duruyorsun ya, diye azarlayarak, votkayı sakladığı

yerden alıp, servanttın84 en uzak köşesine kilitledi. Ben ise votkayı tamamen

unutmuştum bile, misafirlere ikram etmek aklımdan bile geçmemişti.

Böylece bir hafta, on gün kadar vakit geçtikten sonra, bana köyden, ablamdan

bir mektup geldi. Ancak mektubun sonunda o: “ Bizim kolhozumuzdan sana üç kişi

gelmiş. İşte o zaman, kardeşim, onları ağırlamak için bir yarım litrelik düzenin de mi

olmadı ya?” diye eklemişti.

2.ĞELİ ŞİŞMEHE (Ğeli ağa Mansurov iŝtelegene)

Ul tıvğan yerzären hağınıp kayttı. Bığa tiklem de kayta ine, tik hağınıp kayta la,

hanavlı köndär ütkäs, kite torğaynı. Tıvğan yerzären taşlap, tev kitkän sağında ul hölök

kevek yeget ine. Şunday hölök kevek sağında tormoş yegettärgä horo şinel keyzerä lä

şul. Uğa la keyzerze... Keyzerze lä... ozak-ozak yıldar haldırmanı. E ul kayttı, kayttı la

tağı kitte.

82 Kolhoz çiftliklerinin başkanı. 83 Başkurdistan’ın küzeyinde bir şehir 84 Salonda kullanılan süslü dolap.

Page 125: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

107

Tevge kaytıvında älege hölök kevek ĥerbi yeget ir buldı — uğa kız dimleneler.

İkense kaytıvında ul yeş ata ine. Ösönsö kaytıvında inde ul Ĥasan küle huğıştarınıň darı

yeŝen yeŝkägän haldat ine. Dürtense kaytıvında... Bişense... Unan huň inde ul ozak

yıldar kayta almanı. Unı ğına tügel, başkalarzı la huğış kaytarmanı, alıp kitte le küptärze

bötönläyge kaytarmay kaldırzı, e tere kalğandarğa doşmandı yeňgäs kene kaytıv

mömkin ine.

Ul tere kaldı. Kaytmahın tip, huğış unı ike tapkır ayaktan yıktı, ike tapkır bot

höyektären selpärämä kilterze — tere kaldı. Kaytmahın tip, huğış unı Leningrad

halkındarı hem uttarı arahında aska intekterze — ul tere kaldı.

Huğıştan huň inde ul ye Kirovtan, ye Ĥarkovtan, ye Taşkentten, unan huň

Voronejdän yä közön, yä yazın, yä kışın, yä yäyen kaytıp-kaytıp kitä ine. E ğümer

tigäneň ütä torzo — utız biş yaz, utız biş köz, utız biş yäy, utız biş kış ütkänlege

hizelmägän de kevek toyoldo. Yuk, hizelmäy bulamı huň? Torğan yer menän tıvğan yer

arahındağı yuldar ozon-ozon bulhalar za, ularzıň iň yakını, iň kıŝkahı yöräk aşa ütkäne

ine. Ana şul yul menän ul bötönläyge, kitmeŝkä kayttı.

Keşene hıv tarta, tizär. Hıv za, yer zä, şulay uk tuprak ta tarta torğandır. Ber kem

de donyağa meňgelekkä kilmägän. Min uğa tekelep karap ultıram. Bıl ak bözrä sästär,

tim, ber vakıt, bınan utız biş yıl elek, kara bözre bulğandarzır. Ütelgän yuldar, yıldar

bitke yıyırsıktar bulıp töşkän, ä küzzär doşmanğa pritsel aşa atkan saktarzan kıŝılıbırak

kalğan şikellelär. Berebbez zä donyağa mäňge yeş bulırğa kilmegänbez. Ul kaytkandan

birle hıv esep te tuya almay. Döröŝ, ul havanı la, ağastarzıň yäşellegen dä, yükä

säskäläreneň ĥuş yeŝen dä äse şikelle — ul bötähenä lä hoklanıp tuya almay. Ul torğan

yerendä lä bezzeň baksa artında üŝkän kayındar şikelle kayındarzı, bezzäge şikelle

yükälärze, şunday uk imändärze kürgäne bulğandır. Lekin uğa bötähe le torğan

yerzägege karağanda tıvğan yerzäge yakınırak — ul bit bötähen de hağınıp kayttı.

Eye, keşene hıv tarta, tizär. Min uğa bez yeşegän daça yanındağı Dim buyzarın,

bolondarzı, şişmälärze kürhätep yörönöm. Bezzeň yanda ike şişmä bar. Unıň berehe zur,

ikensehe bäläkäy genä. Zurıhına zavodtıň yal itevseläre ösön ütkän yılda uk, sıkkan

yeren betonlap, timer torbanan ulaktar kuyğandar, ä ikensehe, keskäye ihä, harı läm aşa

akrın ğına harkıy, ber tavışhız-nihez ağıp sığa la şulay uk ber tavışhız-nihez ülender

arahına inep yuğala. Ul oşo bäläkäy şişmägä barmağın tığıp karanı la, ozak kına unan

Page 126: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

108

küzen almay, uylanıp torzo. Ul nizer ĥeterleneme, kem belhen, bılay ğına uylandımı?..

Läkin ozon-ozon yuldar ütep äylänep kaytkan keşeneň ğümerende nimäler genä

bulmaŝka, nimälär genä ĥäterenä töşmäŝkä mömkin.

Bez, urman hukmağı menän öŝkä kütärelep, öygä kayttık. Bez kaytıvğa öŝtäl

öŝtöndä bötähe lä äzer ine. Ultıra torğas, kaytıv ĥörmätenä käyeflänep tä kittek. Ul kapıl

talyan aldı la miňä: «Eyzä äle!» — tine. Unıň «äyzä älehän» şunda uk aňlap aldım — ul

üzeneň yaratkan yırın yırlatkıhı kilä ine. Unıň hızzırıp yebäreve buldı, mineň garmunğa

kuşılıvım buldı:

Ağizelgä töşä yazzım, töşä yazzım,

Totmanıň belägemdän, Merfuğa.

Ay-li, Gölmärfuğa, barhaň hıvğa,

Höyläşerbez barhın da.

Halkın şişmä hıvın esheň,

Yanğan yöräk baŝıla.

Kis buldı. Kön de ütte, e irtägehen irtän mine haman şul yır uyattı. Ul inde üze

uynap, üze ekren genä yırlap, minä uyata ine.

Halkın şişmä hıvın eshäň,

Yanğan yöräk baŝıla.

— Eyzä, halkın hıv alıp meneyäk äle, — tine ul.

Bez töşöp kittek. Ni küzem menen küräyem, kise bez karağan, harkıp kına

yatkan bäläkäy şişmä lä sıltırap ağıp, yırlap ultıra ine. Ul tazartılğan, sıkkan yere

sokolop, vak taştar halınğan, keskäy genä ulak kuyılğan, ä ulaktan şunday tonok hıv

ağa. E hıvı! Şul ĥetlem lä tämle, şul ĥetle lä halkın bulır iken!

— Hin eşläneňme?

— Eye.

— Kasan?

— Taň atkanda.

— Ni ösön taň atkanda?

— Her nämäneň ĥikmäte bar.

Page 127: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

109

Ul serle itep yılmayıp kuyzı. Ul yılmayıvzıň serzäre, bälki, täräneräkter zä.

Läkin min de üzemsä genä: «Bıl da bit bötönläyge kitmäŝke kaytıvzıň berense taňı», —

tip uylap kuyzım.

Ul da başka ber hüz öndäşmäne.

Min, ul da ul, timen. Ul tigenem — kem huň ul? Ul — Ğäli ağay, Ğäli

Mansurov. Miňä yakın keşe. Mineň kızımdıň, olatahı.

Ğeli ağay ĥakında yazılğandar berehe le uylanıp sığarılmanı. Min uğa: «Bıl

şişmäne, äyzä, «Ğäli şişmähe» tip atayık», — tinem. Ul: «Käräkmäy», — tine.

Bulmaha, burahına: «Bıl şişmäneň hıvın eshäň, yanğan yöräk baŝıla, tip yazıp kuyayık»,

— tinem. Ul: «Yazayık», — tine.

Eye, «yanğan yöräk baŝıla...» Ğäli ağayzıň yöräge yana, buğay. Yanhın äyzä!

Yanmağan yöräk menän şişmäne yırlatıp bulamı ni? Ana ul nindäy yırlay, uğa yen

kergän bit, yen! Reĥmet hiňä, Ğäli ağay! E bit här kemdeň üzensä ber şişmähe bulırğa

teyeş. Bına hineň dä üz şişmäň bar. Ul şişmä tıvğan yerzärzen başlanıp, urav-urav

yuldar ütep, tıvğan yerzärge kilep koya. Hin de bit tıvğan yerzäreňe kitmäŝke kayttıň...

İyul, 1968.

GELİ PINARI

-Geli ağabey Mansurov’un hatırasına-

O, doğup büyüdüğü yerleri özleyip döndü. Bugüne kadar da dönüyordu; ama

özleyip dönse de, sayılı günler geçtikten sonra tekrar gidiyordu. Anavatanını bırakıp

ilk gittiği dönemde, o sülün gibi yakışıklı bir delikanlıydı. Öyle sülün çağında, hayat

erkeklere kahverengi asker kaputu giydiriyordu işte. Ona da giydirdi… Giydirdi de…

uzun yıllar çıkartmadı. O ise döndü, döndü ve yine gitti.

İlk dönüşünde, evvelki sülün gibi asker erkek adam oldu, ona kız istediler. İkinci

dönüşünde o artık genç bir babaydı. Üçüncü dönüşünde o, artık Hasan gölü savaşlarının

duman kokusunu koklamış bir askerdi. Dördüncü kez döndüğünde… Beşinci… Ondan

sonra o uzun yıllar dönemedi. Tek onu değil, diğerlerini de, savaş, evine göndermedi,

Page 128: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

110

alıp götürdü de, tamamen bırakmadı; hayatta kalanlara da ancak düşmanı yendikten

sonra dönme imkanı tanıdı.

O hayatta kaldı. Evine dönmesin diye, savaş onu iki defa ayaktan yıktı, iki kez

ayak kemiklerini paramparça hale getirdi. Buna rağmen hayatta kaldı. Dönemesin diye,

savaş ona Leningrad soğukları ve ateşleri arasında açlıkta işkence çektirdi; ama o

hayatta kaldı.

Savaştan sonra o ya Kirov’dan, ya Harkov’dan, ya Taşkent’ten, daha sonra da

Voronej’den ya güzün, ya kışın, ya baharda, ya da yazın evine dönüyor, sonra geri

gidiyordu. Hayat dediğin geçip gidiyordu, otuz beş bahar, otuz beş yaz, otuz beş güz ve

otuz beş kışın nasıl geçtiği fark edilmemiş gibiydi. Hayır, fark edilmeden de geçer mi

ki? Kaldığın yer ile doğduğun yer arasındaki yollar uzak mesafede olsalar da, onların en

yakını, en kısası yürekten geçenidir. İşte o yol ile, o temelli olarak gitmemek üzere

döndü.

İnsanı su çeker, derler. Su da, hava da, aynı şekilde toprak da çekiyor olmalı. Hiç

kimse de bu dünyaya ebediyen kalmak üzere gelmemiş. Ben ona dikkatli dikkatli

bakarak oturuyorum. Bu beyaz kıvırcık saçlar, diyorum, bir zamanlar, bundan otuz beş

sene önce siyah kıvırcıklardı. Kat edilen yollar ve yıllar yüzüne kırışıklıklar olarak

dizilmiş, gözler ise düşmana nişan alıp ateş ettiği zamanlardan biraz çekik kalmış

gibiler. Hiç birimiz bu dünyaya sonsuza dek genç olmaya gelmemişiz. O, döndüğünden

beri, su içip de kanamıyor. Doğru, o havayı da, ağaçların yeşilliğini de, ıhlamur ağacı

çiçeklerinin hoş kokusunu da içiyor sanki. O, bunların hepsine hayran kalıp

doyamıyordu. O, bulunduğu yerlerde de bizim bahçe arkasında yetişen kayınlar gibi

kayınları, bizdeki gibi ıhlamurları, aynı meşe ağaçlarını görmüştür. Ama onun için,

bulunduğu yerlerdekilerden doğduğu topraklardaki daha yakındır, o her şeyi özleyip

döndü.

Evet, insanı su çekiyor, derler. Ben ona bizim oturduğumuz yaz evinin yanındaki

Dim boylarını, yeşil sahraları, pınarları gösterip dolaştırdım. Bizim yanımızda iki pınar

var. Onların biri büyük, birisi ise, küçücük. Büyüğüne, fabrikanın tatil yapan işçileri için

kolaylık olsun diye, geçen sene kaynak yerini betonla kaplayıp demir borudan geçitler

yaptılar; ikincisi ise, küçüğü, sarı yosun arasından yavaşça süzülüyor, sessiz sedasız

akıp çıkıyor ve aynı şekilde sessizce otlar arasına girip kayboluyor. O, bu küçük pınara

Page 129: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

111

parmağını sokup çıkardı da, uzun süre ondan gözünü alamayarak oturdu. O, bir şey

hatırladı mı yoksa öylesine düşündü mü, kim bilir?... Ama uzun yollar geçtikten sonra

dönmüş bir insanın hayatında neler olmamış, anılarında neler canlanmamış olabilir ki?

Biz orman patikasıyla yukarı çıkarak eve döndük. Döndüğümüzde masada her şey

hazırdı. Sofrada otururken dönüş hürmetine çakır keyf de olduk. O birden talyan

garmunu eline aldı da bana: “haydi!” dedi. Onun “haydi”sini hemen o anda anlamıştım,

o sevdiği türküsünü söyletmek istiyordu. Onun çalmaya başlamasıyla benim garmuna

eşlik etmem bir oldu:

Agidel’e iniyordum, iniyordum,

Tutmadın bileğimden, Merfuga.

Ay-li, Gülmerfuga, gelirsen su almaya,

Konuşuruz hepsini de.

İçersen soğuk pınar sularını,

Yanan yürek diniyor.

Akşam oldu. Gün de geçti, ertesi sabah ise beni aynı şarkı uyandırdı. O, artık

kendisi çalıp, kendisi söyleyerek beni uyandırıyordu.

İçersen soğuk pınar sularını,

Yanan yürek diniyor.

– Haydi, soğuk su alıp getirelim, dedi o.

Biz aşağı indik. Ne göreyim, dün bizim baktığımız, süzülüp akan küçücük pınar

da çağıldayıp akıyor, şarkı söylüyordu. O, yosunlardan temizlenmiş, kaynak yeri

kazılmış ve küçük taşlar döşenmiş, küçücük geçit konulmuş, geçitten ise öyle bir berrak

su akıyor ki! Suyu ise! O kadar lezzetli, o kadar da soğuk olabilirmiş!

– Sen mi yaptın?

– Evet.

– Ne zaman?

– Tan ağarırken.

– Neden tan ağarırken?

– Her şeyin bir hikmeti var.

Page 130: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

112

O gizemli gizemli gülümsedi. O gülümsemenin sırları, belki, daha da derinlerdeydi.

Ama ben de kendimce: “Bu da temelli dönüşün birinci tanı”, diye düşündüm.

O da başka bir şey söylemedi.

Ben o, o, diye anlatıyorum. O dediğim kim ki ? O, Geli ağabey, Geli Mansurov.

Bana yakın bir insan. Benim kızımın dedesi.

Geli ağabey hakkında yazılanların hiçbiri uydurulmadı. Ben ona “Haydi, bu

pınara ‘Geli pınarı’ diyelim”, dedim. O ise “Gerekmez”, dedi. “Olmazsa, tahtasına ‘Bu

pınarın suyunu içersen, yanan yüreğin diner’ diye yazalım”. “Yazalım”, diye razı oldu.

Evet, “yanan yürek diniyor...”. Geli ağabeyin yüreği yanıyor galiba, yansın da!

Yanmayan yürekle bir pınara şarkı söyletmek mümkün mü? Bak, o nasıl şarkı söylüyor,

ona can girmiş, can! Teşekkürler sana Geli ağabey! Herkesin kendine göre bir pınarı

olması lazım. İşte senin de öz pınarın var. O pınar, doğup büyüdüğün yerlerden çıkıp,

dolaylı yollardan geçip, tekrar doğduğun topraklara gelip dökülüyor. Sen de ana

vatanına gitmemek üzere, ebediyen döndün.

Temmuz, 1968.

D.Tiyatro Eserleri.

Nazar Necmi’nin sekiz tiyatro eseri bulunmaktadır. Bu eserler, oldukça

hacimlidir. Buraya, bu eserlerden sadece birini Türkiye Türkçesi karşılığıyla almamız

bile, tezimizin sınırlarını zorlayacağından, eserler hakkında bilgi vermekle yetinilmiştir.

Page 131: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

113

SONUÇ

Maksadı meşhur Başkurt şair ve yazarı Nazar Necmi’yi tanıtmak olan bu tez

çalışmamız, “Önsöz”, “Sonuç” ve “Kaynaklar” dışında “Giriş”, “Nazar Necmi” ve

“Nazar Necmi’nin Eserlerinden Örnekler” başlıklı iki bölümden meydana gelmektedir.

“Önsöz”de, Nazar Necmi’yi seçme sebebimizle çalışmamızda takip ettiğimiz yol

hakkında kısaca bilgi verilmiş ve çalışmamız tanıtılmaya çalışılmıştır.

“Giriş” bölümünde, önce Başkurtların tarihi özet halinde sunulmuştur. Aslen

Başkurt olan Zeki Velidi Togan’ın “Başkurtların Tarihi” adlı çalışması, bu bölümü

yazarken kullandığımız ana kaynak olmuştur. Başka kaynaklardan da faydalanarak

Başkurtların tarihteki ve şimdiki durumunu ortaya koymaya çalıştık. Asıl tez konumuzla

doğrudan doğruya ilgili olmadığından, bu bölümü özet halinde vermeyi yeterli gördük.

Ancak, çalışmamızın ilerideki aşamalarında, - bir edebiyat eseri ile yazıldığı dönem

arasında kuvvetli bir bağ bulunması sebebiyle- özellikle yazarın sanat ve fikir dünyasına

etki eden olayların biraz daha detaylı olarak verilmenin daha faydalı olacağını fark

ettik. Bu bakımdan, İkinci Dünya Savaşı’nı öncesi ve sonrası ile birlikte hem bu

bölümde, hem de yazarın hayatı ve edebî kişiliği adlı başlıklar altında vermeye çalıştık.

Daha sonra ilk devirlerden başlayarak günümüze kadar devam eden zaman

içindeki Başkurt Edebiyatı hakkında bilgi sunmaya çalıştık. Nazar Necmi’nin yaşadığı

son dönem edebiyatı üzerinde biraz daha genişçe durmakta fayda gördük. Bu bölümü

de, konuyla ilgili belli başlı kaynaklarını kullanarak yazmaya çalıştık. Bu kaynakların

bir kısmı Başkurtça, bir kısmı da Türkiye Türkçesi ile yazılmıştır. Burada dikkatimizi

çeken en önemli nokta, bütün Türk boylarının edebiyatlarının ortak bir geçmişe sahip

olmaları idi. Aşağı yukarı 13.yüzyıla kadar devam eden bu ortak dönem, daha sonraki

asırların edebiyat eserlerini de derinden etkilemiştir. Türk dünyası edebiyatlarının ortak

dönemi olmamakla birlikte, 13.-14. ve hatta 15.yüzyıl edebiyatlarının arasındaki

ortakların fazla olduğunu da söyleyebiliriz. Bunları edebiyat eserleri, daha çok ta şiirler

üzerinde görmek, bizim için yeni olan bir durumdu. Klasik yazar ve şairlerimizle, klasik

tarzda yazan şairlerimizin eserlerini incelerken, bu noktanın göz önünde bulundurulması

gerektiğine inanıyoruz artık. Bu ortak dönemin tez konumuz olan Nazar Necmi üzerinde

Page 132: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

114

de etkisinin olduğunu; ama az olduğunu söyleyebiliriz. Nazar Necmi’nin şiirlerinin tek

tek incelenmesi, çalışma konumuzun dışındadır; ancak yüksek lisans veya doktora

tezlerinde ya da makale şeklindeki bilimsel çalışmalarda olsun, bu noktaların

vurgulanması gerektiğini düşünmekteyiz.

“Giriş”ten sonra gelen birinci bölümün başlığı “Nazar Necmi”dir. Bu ana başlık

altında “Hayatı”, “Edebî Kişiliği”, “Dili ve Üslubu”, “Eserleri” ve “Hakkında Yapılan

Çalışmalar” şeklinde alt başlıklar bulunmaktadır. Tezimiz bir biyografi çalışması

olduğu için, bu bölüm biraz geniş tutulmuştur. Daha önce de söylediğimiz gibi, yazarın

hem hayatında, hem de sanat hayatında önemli bir yer tutan İkinci Dünya Savaşıyla

ilgili bilgilerin bir kısmı, burada verilmiştir. Yine bu bölümde, Nazar Necmi’nin sanat

ve edebiyat hakkındaki düşüncelerinin bir kısmı da verilmektedir. Ayrıca, şairin

şiirlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilecek bazı kavramlar ve semboller

tanıtılmaktadır. Nazar Necmi veya çağdaşları üzerinde yapılacak çalışmalarda, bu

bilgilerin işe yarayacağını umut ediyoruz.

Bu bölümde Nazar Necmi’nin eserlerinin bir listesi de verilmektedir. Bu listenin

tam olduğu şeklinde bir iddiamız yoktur. Nazar Necmi çok yazan bir şair ve yazardır.

Başkurdistan’da ve Başkurdistan dışında, gazete ve dergilerde yazıları yayınlanmıştır.

Başkurdistan dışında basılan kitapları da bulunmaktadır. Yazarın ölümünün üzerinden

uzun bir zaman da geçmiş değildir. Bu bakımdan, tam bir liste hazırlamanın kolay

olmadığı meydandadır. Ancak kitap formatındaki bütün eserlerinin listede bulunduğunu

söyleyebiliriz.

Aynı şey ”Nazar Necmi Üzerine Yapılan Çalışmalar” başlığı için de söz

konusudur. Yazar üzerine yapılmış olan çalışmaların çok fazla olmadığı bilinmektedir.

Bununla birlikte; az da olsa, Nazar Necmi’yi veya eserlerinden her hangi birini konu

alan bütün çalışmalara ulaşabildiğimizi söyleyecek durumda değiliz. Bunda,

Başkurdistan dışında yaşıyor olmamızın da etkisi büyüktür. Bütün bunlara rağmen Naza

Necmi üzerine yapılmış önemli çalışmaların künyelerini verdiğimiz ve bazılarını da

tanıttığımız kanaatindeyiz. Sonuç olarak gerek eserleri, gerekse hakkında yapılan

çalışmalarla ilgili olarak eksiklerimizin bulunduğunu; ancak bu konuda çalışma yapmak

isteyenlere rehberlik yapabilecek nitelik ve niceliğe sahip listeleri oluşturduğumuzu

düşünmekteyiz.

Page 133: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

115

İkinci Bölüm “Nazar Necmi’nin Eserlerinden Seçmeler” başlığını taşımaktadır.

Nazar Necmi şiir, hikaye, edebî inceleme yazıları ve tiyatro eserleri kaleme almıştır. Bu

bölümde, önce şiirlerinden örnekler yer almaktadır. Alınan şiir örnekleri, rasgele

seçilmiş değildir. Şairin işlediği bütün temaları gösterebilecek örnekler alınmaya gayret

edilmiştir. N. Necmi, daha çok bir şair olarak tanındığı için, şiirlere daha fazla yer

verilmiştir. Şiirleri, önce aynı sayfada iki sütun halinde; bir sütunda orijinal (Başkurtça)

hali ile, diğer sütunda da Türkiye Türkçesi karşılıları ile vermeyi denedik Böyle

yapmaktaki amacımız, takibin kolay olmasını sağlamak idi; fakat bunda pek başarılı

olamadık. Önce orijinal metinleri, arkasından da Türkiye Türkçesi karşılıklarını

vermekte karar kıldık. Takip etmeyi kolaylaştırmak için de, farklı karakterler (normal-

italik)kullandık. Şiirler dışında, Mustay Kerim hakkındaki bir değerlendirme yazısı ile

iki hikayesini yine orijinal haliyle ve Türkiye Türkçesi karşılıklarıyla verdik. Tiyatro

eserlerinden örnek vermemiz imkansızdı; çünkü bir tiyatro eseri bile, - Başkurtça ve

Türkiye Türkçesi olarak - çalışmamızın hacmine sığamazdı . Bunu da ilgili yerde bir

cümle halinde belirttik. “Kaynaklar” bölümünde de konuyla ilgili kaynakların bir listesi

bulunaktadır. Kaynaklar, “Kitaplar” ve “Makaleler” şeklinde tasnif edilmiştir. Tez

çalışmamız bu bölümde tamamlanmaktadır.

Sonuç olarak, N. Necmi üzerinde başka çalışmaların yapılmasının faydalı olacağı,

hatta gerekli olduğu inancındayız. Mümkün olursa bütün eserlerinin, olmazsa seçilecek

eserlerin, başta Türkiye Türkçesi olmak üzere diğer Türk lehçelerine aktarılmasının

yararlı olacağı; çünkü N. Necmi’nin modern Başkurt edebiyatını temsil edebilecek

nitelikte olduğunu söylemenin yanlış olmayacağı kanaatindeyim.

Page 134: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

116

KAYNAKÇA

A. Kitaplar

Baimov R. N. İstoki i Ustya:Zametki O Başkirskoy Literature (Kökenler Ve

Kaynaklar. Başkurt Edebiyatı hakkında Notlar), Ufa :Kitap, 1993.

Baimov R. N. Poiskam Net Kontsa(Sonu Olmayan Arayışlar),

Sovremennik,Moskova 1980.

Baimov R. N. Sudba Janra: (Vzaimodeystvie i razvitie janrovıh form başkirskoy

prozı). (Türlerin Gelişimi:(Başkurt Edebitatı Türlerinin Etkileşimi ve Gelişimi. ),

Başkirskoe knijnoe izdatelstvo, Ufa 1984.

Başkirskaya Literatura i Literaturnıy Yazık Na Sovremennom Etape: (sbornik

statey) AN SSSR, Başkirsk. filial, İn-t istorii, yazıka i literaturı. (Bugünkü Başkurt

Edebiyatı Ve Edebi Dili: (Makaleler Derlemesi), BFAN SSSR, Ufa 1979

Başkort Ezebiyet Tarihı. Altı tomda (Başkurt Edebiyatı Tarihi. Altı Cilt), ”Kitap”,

Öfö 1993-T. V

Başlangıçtan Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi

(Nesir-nazır), Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara 2004, c. 29. Başkurt Edebiyatı

Bikbayev R. T. Evolutsiya Sovremennoy Başkirskoy Poezii (Çağdaş Başkurt

Şiirinin ) (AN SSSR, in-t istorii, yazıka i literaturı Başkirskogo nauçnogo tsentra Ur.

O. Nauka, Moskova 1991

Bikbayev R. T. Vremya. Poet. Narod. (Zaman. Şair. Halk.), Sovremennik, Moskova

1986

Bulyakov İ. K. Vozniknovenie i Stanovlenie Başkirskoy Dramaturgi (1917-1932)-

(Başkurt Dramının Oluşumu Ve Gelişimi (1917-1932), Ufa, 1975

Ehmetyenov K. Nazar Nejmi-Şigır Ostahı (Nazar Necmi-Şiir Ustası), Bakortostan

Kitap Neşriatı, Öfö 1974

Gaynullin M. F., Husainov G. B. Başkirskie Pisateli-Narodnıe Poetı Başkirii,

Laureatı Gosudarstvennıh Premiy SSSR, RSFSR, BASSR(SSSR, RSFSR, BASSR

Devlet Odüllerine Layık Görülmüş Başkurt Milli Şairleri), Başkirskoe knijn.

izdatelstvo, Ufa 1981

Page 135: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

117

Gaynullin M., Höseyinov G. Başqort Sovyet Yazıysıları (Başkurt Sovyet Yazarları),

Başkortostan kitap neşriatı, Öfö 1967

Gilejev H. Bıl Donyala Hin Yäşäyhen İkän…( N. Nejmizen ”Atay Yorto” kitabına

baş hüz) (Bu Dünyala Sen Yaşıyormuşsun…(N. Necm’nin “Baba Evi” kitabına

Önsöz), Başkortostan kitap neşriyatı, Öfö 1988

Gilejev H. G. Golosa Raznıh Let: Publistsistika, literaturno-kritiçeskie statyi,

tvorçeskie portretı (Farklı Zamanların Sesleri. Düz Yazılar, Edebi-Eleştiri

Makaleler, İcadi Portreler), Başkirskoe knijnoe izdatelstvo, Ufa 1988

Höseinov G. B., Bayimov R. N. Hezerge Başqort Äzebiyäte:urta mäktäpten XI

sinifi ösön därslek. (Modern Başkurt Edebiyatı:Orta Okul XI Sınıfları İçin Ders

Kitabı ),Başkortostan “Kitap” neşriyate, Öfö 2002

Husainov G. B. Başkirskaya Sovetskaya Poeziya, 1917-1980(Başkurt Sovyet Şiiri,

1917-1980), Nauka, Moskova 1983

Husainov G. Şagirzar. Ezebi Portrettar. (Şairler. Edebi Portreler), Başkortostan

Kitap neşriatı, Öfö 1981

İstoriya Başkirskoy Sovetskoy Literaturı. Oçerki. (Başkurt Sovyet Edbiyatının

Tarihi. Makaleler. ) Pod red. L. G. Baraga. ( i dr. ), Başknigoizdat, Ufa 1966

Kerim M. Şağir-Yulda. (N. Najmizen “Şigirzar, Poemalar” kitabına baş hüz) (Şair-

Yolda (N. Necmi’nin “Şiirler, Poemalar” kitabına Önsöz), Öfö, 1964

Kuzeyev R. G. Proishojdenie Başkirskogo Naroda. Etniçeskij Sostav, İstoriya

Rasseleniya, (Başkurt Halkının Oluşumu. Etnik Yapısı, Yerleşme Tarihi), Nauka

Kitap Neşriyatı, Moskova 1974

Nadergulov M. H. İstoriko-Funktsionalnıe Janrı Başkirskoy literaturı/M. H.

Nadergulov/ (Başkurt Edebiyatının Edebi-Funksyonel Türleri ), Kitap, Ufa 2002

Rahimkulov M. G. Pisateli o Voyne (Yazarlar Savaş Hakkında), Başkirs. Org. Obş-

va “Znanie”, Ufa 1985

Proishojdenie Başkirskogo Naroda (Başkurt Halkının Oluşumu), Nauka Kitap

Neşriyatı, Moskova 1974

Sozidateli. Spravoçnoe Posobie Dlya Uçaşihsya Obşeobrazovatelnıh Şkol

(Yaratıcılar. Okul Oğrencileri İçin Ders Kitabı), Ufa, poligrafkombinat, 2000

Page 136: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

118

B. Makaleler

Anninskiy L., ”Yaw Häm Tınıslıq Sigendä (Savaş Ve Bariş Sınırında”),”Literaturnaya

Gazeta”, 1971

Abdullin İ., “O Pyese i Spektakle “Nezvannıy Gost” (“Beklenmeyen Misafir“ tiyatro

oyunu Hakkında)”, “Sovetskaya Başkiriya”, 1954, 4 Aprel.

Bikçentaev A.,“Vesennyaya Pesnya”. (“İlkbahar Şarkısı”)-“Krasnaya Başkiriya”, 23

Aprel, 1951.

Baranov A., ”Şram Voynı. (Savaş Yarası)” -“Ural”, 1963, No 9

Çanışeva F., “Bötehe le Ütkenderze Kaldı…(Her Şey Geçmişlerde Kaldı…)”,

“Başkortostan”, 6 Eylül, 2000

Denisova İ., ” Kapka Asıvsı Malay.(Kapıları Açan Çocuk. )” -”Literaturnaya

Gazeta”, 1982

Elibay S., ” Şigir Tantanahı. (Şair Töreni)” -“Yeşlek”, 1958, 7 Şubat,

Ehmetyenov K., “Yeşev Hakikate (Nazar Nejmige-50 yeş) (Hayat Hakikatei (Nazar

Necmi’ye-50 yaş)”, Agızel, 1978, No 2

Ehmetyenov K., “Nazar Nejmi. (Nazar Necmi)“, “Sovet Başkortostanı”, 1963, 1 Mart

Fevzi G., “Atayım Beze Bik Nık Yarattı. (Babam Bizi Çok Sevdi)” “Başkortostan Kızı”

2004, No 1

Gafarov B., ”Nazar Nejmi-Şigir-Yırsı. (Nazar Necmi-Şair-Şarkıcı)” , “Başkortostan

ukıtıwsıhı”, 1993, No 10

Gafurov M., “O Stihah Nazara Nadjmi. (Nazar Necmi Şiirleri Hakkında)” ,

“Leninets”, 23 Kasım, 1954

Gilejev H., “Bez Haldattar Bit Äle. (Biz Askeriz Hala. )”, “Başkortostan”, 1998, 5

Şubat

Gilejev H., “Üz İmanı Mene. (Kendi Namusu İle)”, “Agizel”, 1993, No 2

Glezer A., “Tvorçestvo-Soldatskaya Doroga (İcad-Askeri Yol)”, “Znamya”, 1963, s. 6

Glin S., ” Yana Spektakl (“Çakırılmagan Kunak” pyesası turında) Yeni Tiyatro Oyunu

(“Beklenmeyen Misafir” Oyunu Hakkında)”, “Kızıl Tan”, 24 Şubat, 1954.

Hakimov R.” Jiznelyubiye. (Hayatseverlik)” , “Leninets”, 15 Şubat, 1963,

Hafizov N. ”Yazgı Jır”. (“İlkbahar Şarkısı”) “Kızıl Tang”, 21 Nissan, 1951

Page 137: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

119

Hebib K. ”Kötölmegen Yamgır” (“Beklenmeyen Yağmur”)“Agizel”, 1961, No 12,

Hebirov E. “ Nazar Nejmizeng “Agım” Poemahı. (Nazar Necmi’nin “Akıntı” Poeması”

) “Başkortostan Ukıtıwsıhı”, 2003, No 2,

Hebirov E. “ Nazar Nejmizeng “Ber Tugandar” Poemahı. (Nazar Necmi’nin

“Kardeşler” Poemahı )” -“Başkortostan Ukıtıwsıhı”, 2003, No 5

Hebirov E.” Nazar Nejmizeng “İke Zöleyhe” Poemahında Şehes, Geile hem Ehlek

Meseleleri. (Nazar Necmi’nin “İki Züleyha” Poemahında Şahıs, Aile ve Ehlek

Meseleleri)” “Başkortostan Ukıtıwsıhı”, 2002, No 3

Hebirov E. “ Poetik Beyeklekterze Yawlap. (Poetik Zirveleri Keşfedip)” -“Başkortostan

ukıtıwsıhı”, 1982, No 4

Hebirov A. “ Put K Zrelosti i Priznaniyu. (Olgunluğa Ve Şöhrete Yolculuk)” -

”Vatandaş”, 1998, No 2

Hekimov R. “ Dve Knigi Nazara Nedjmi. (Nazar Necmi’nin İki Kitabı)” -”Sovetskaya

Başkiriya”, 5 Haziran, 1963,

Höseyinov G. “ Zamanga Tin Poeziya Ösön. (Zamana Eşit Poezya İçin)” “Agizel”, No

12, 1983

Höseinov G. “ Şiğri Tamsılar. ( Şiir Damlaları )” -”Sovet Başkortostanı”, 27 Mayıs,

1961

Hujiyev G. “ Tormışka Möhebbet. (Yaşama Sevgi )” “Kızıl Tang”, 27 Ağustos, 1963,

İvanov N. “ Vzyato İz Jizni (O Poeme “Vorota”. ) (Hayattan Alınmış (“Kapılar”

Poeması Hakkında” )-”Sovetskaya Başkiriya”, 1963, 7 Nisan.

Kinyabayev Y. “ Mongol Yeren Yöröp Kayttık Bez. (Moğol Topraklarını Ziyaret Ettik

Biz)” “Başkortostan”, 5 Şubat, 1998

Kirey E. “Yazgı Yır”. (“İlkbahar Şarkısı”)”, “Kızıl Başkortostan”,1951, 22 Nisan.

Kulibay S. ”Tamsılar” (“Damlalar”)” -”Sovet Başkortostanı”, 1950, 22 Kasım.

Levşin İ. “ Sosed Po Ognyu. (Ateş Komşusu) “ -”Literaturnaya Rossiya”, M., 1982,

10 Aralık.

Levşin İ. “ Felsefevi Akıl Yemeşe. (Felsefi Akıl Meyvesi)” -“Literaturnaya Gazeta. ”-

1982

Mingnullin G. “ Söyu Süzlere. (Aşk Kelimeleri)” -”Kızıl Tan”, 1962, 3 Haziran,

Page 138: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

120

Moratov E. “ Osraşıyzar, Küreşevzer. (Buluşmalar, Karşılaşmalar) “ “Başkortostan”,

2000, 6 Eylül,

Nazar H.“Yangız Yelkän Kürenä Ağarıp. (Yalnız Yelken Görünüyör Uzaklarda)” -

“Başkortostan”, 1998, 5 Şubat,

Nasırov Ş. “ Leylenen Yazmışı. (“Çakırılmagan Kunak” pyesası turında. ) (Leyla’nın

Kaderi (“Beklenmeyen Misafir” Tiyatro Oyunu Hakkında)” -“Kızıl Tan”, 1954, 22

Mart,

Ramazanov G. “ Lirika Yunosti i Drujbı. (Dostluk ve Gençlik Şiirleri)” ”Sovetskaya

Başkiriya”, 1954, 25 Kasım,

Rehimkulov M. ”Yeget Yegetlegen İte” (“Delikanlı Delikanlığını Eder”)” “Leninse”,

1960, 28 Mayıs,

Rostovtseva İ. “ Zarurlık Sere. (Yeteneğin Sırrı)” -”Literaturnaya Gazeta”, 1976

Saitov S. “ Dvadtsat Pyat Let Stihov. (Yiğirmi Beş Senedir Şiir)” -”Sovetskaya

Başkiriya”, 1967, 30 Aralık,

Soltanova M. “ N. Najmi İjadı Buyınsa Deres-Seyehet. (N. Necmi İcadı Hakkında

Ders-Seyahat)” -“Başkortostan Ukıtıwsıhı”, 2001, No 4

“Etniçeskaya İstoriya Başkir s Kontsa I tıs. n. e. Do XIX v.”, Nauçnaya Sessiya Po

Etnogenezu Başkir, ( “I. yüzyılın sonundan XIX. yüzyıla kadar Başkurtların Etnik

Tarihi”, Başkurtların Etnik Oluşumu Üzerine Konferans) Ufa 1969

Page 139: BAŞKURT MİLLİ ŞAİRİ NAZAR NECMİ (HAYATI-ESERLERİ-EDEBÎ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Kıpçak ve Rus hakimiyeti dönemlerindeki Başkurt edebiyatı

121

ÖZGEÇMİŞ

Ben, Rozaliya Davletbakova, 1 Şubat 1980 yılında Başkortostan’ın Yeyensura

bölgesinin İdelbek köyünde doğdum. Annem anaokulu müdürü, babam veterinerdir.

1972 doğumlu evli ablam var, o da doktor.

1986-1990 yılları arasında İdelbek ilkokulunda okudum.

1990-1995 yıllarında aynı okulun ortaokulunu ve 1995-1997’de de lisesini

madalyayla (birincilik) tamamladım.

1997’de Orenburg Devlet Pedagoji Üniversitesi’ni (Rusya) kazandım ve 5 sene

devam eden lisans eğitimi sonunda, 2002’de, kırmızı diploma (birincilik) ile mezun

oldum.

Aynı senede Ufa’da Tarih, Dil ve Edebiyat Araştırma Enstitüsü’nü (Rusya

Bilimler Akademisi’nin Ufa Şübesi Araştırma Merkezi) kazandım ve Halk Bilim

Dalında bir konu üzerinde çalışmaya başladım. Bu sırada burslu olarak Türkiye’ye

gelme hakkını elde ettim. Bir sene Ankara Üniversitesi Samsun TÖMER Şubesinde

Türkçe eğitimi aldıktan sonra, Ege Üniversitesi’nin Türk Dünyası ve Araştırmaları

Enstitüsü’nün Türk Dünyası Edebiyatları Anabilim Dalınında yüksek lisansa

başladım.

Evliyim, bir kız annesiyim. İyi derecede Rusça, orta seviyede de Almanca

biliyorum.