Bakış - · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon...

38
Sayı 8 Ekim 2017 kpmg.com.tr Bakış Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Makro Gelişmeler

Transcript of Bakış - · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon...

Page 1: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Sayı 8Ekim 2017

kpmg.com.tr

BakışTürkiye ve Dünya Ekonomisinde Makro Gelişmeler

Page 2: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda
Page 3: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

İçindekilerDünyaKüresel ekonomide genel görünüm 5

Fed bilanço küçültmeye başlama kararı aldı 6

Euro Bölgesi için beklentiler olumlu 7

Gelişmekte olan ülkelere sermaye girişleri canlı 8

Küresel ihracat ilk yarıda yüzde 8,6 arttı 9

TürkiyeTürkiye ekonomisinde genel görünüm 11

Güçlü büyüme ikinci çeyrekte de sürdü 12

Büyüme son çeyrekte yavaşlama eğilimine girebilir 13

İstihdam artışları daha ılımlı bir seyir izliyor 14

Kamu gelirlerindeki toparlanma bütçedeki bozulmayı sınırlıyor 15

OVP hedeflerine ulaşmak kolay değil 16

Yeni vergi paketi hane harcamalarını sınırlayabilir 17

Gelir dağılımında bölgesel farklar artıyor 18

Dış ticaret açığı ilk 8 ayda yüzde 21,1 genişledi 19

Turizm gelirlerinde artış zayıf kalıyor 20

Turizmdeki ılımlı toparlanmaya karşın cari açık genişliyor 21

Portföy yatırımlarında olumlu seyir 22

Dış borçtaki artış eğilimi devam ediyor 23

Bankacılık sektöründeki güçlü duruş sürüyor 24

ÜFE enflasyonu hala zirve seviyesinde 25

TCMB sıkı likidite duruşunu koruyor 26

TL’de değer kayıpları yeniden başladı 27

Yurtiçi finansal varlıklarda oynaklık artabilir 28

Bankacılık sektörü güçlü duruşunu koruyor 29

Mevduat faizinde düşüş sınırlı kaldı 30

Sonuç 31

2017 beklentileri 32

Bakış hakkında 33

1Bakış 8 - 2017

Page 4: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda
Page 5: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Genel değerlendirmeDünya ekonomisi, 2017 yılına jeopolitik gerilimler ve siyasal riskler ile dolu bir ajanda ile girmiş olsa da, 2016 yılından daha iyi bir performans sergileyeceğine dair beklentiler yüksekti. Yılın geride bıraktığımız döneminde küresel ticaret ve finans piyasalarında yaşanan gelişmeler, bu olumlu beklentileri haklı çıkaran bir nitelik taşıyor. Yalnızca ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler değil, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin ekonomik aktivitelerinde de olumlu seyir devam ediyor.

Küresel ihracatta yaşanan yüzde 8,6 oranında artış, Euro Bölgesi’nde ilk çeyrekte yüzde 2,0 olan büyüme hızının yüzde 2,3’e yükselmesi ve gelişmekte olan ekonomilerin yarattığı toplam katma değerin ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 5,2 büyümesi, dünya ekonomisinin ılıman bir iklimden geçtiğini gösteren önemli veriler.

Ancak son birkaç yıla oranla küresel ekonomide yaşanan bu pozitif tabloya bakarak, önümüzde duran belirsizlikleri görmezden gelmek doğru olmayacaktır.

Hızlı bir değerlendirme ile dünyaya baktığımızda; ABD-Kuzey Kore gerilimi, Almanya seçimleri sonrasında yeni koalisyon sancısı, İspanya’nın Katalonya özerk

bölgesindeki bağımsızlık adımları, Ortadoğu’daki hareketlilik ve sınır bölgesindeki gerilim, yakın gelecekte küresel tansiyonu daha da artırabilecek riskler olarak öne çıkıyor.

Şimdilik iyi bir seyir izleyen reel ekonomiden gelen verilerin, yukarıda saydığımız gelişmelerin etkisi ile zayıflama eğilimi göstermesi karşısında, finansal piyasalarda sert reaksiyonlar görülebileceği ihtimali akılda tutulmalı.

Türkiye ekonomisi ise 2017’nin ilk yarısını yüzde 5,1 gibi güçlü bir büyüme ile kapattı ve OECD ülkeleri içinde en çok büyüyen ülkelerden biri olmaya devam etti. Türkiye’nin 2017’yi yüzde 5’in üzerinde bir büyüme ile tamamlaması yüksek bir ihtimal. Öte yandan ekonomi yönetimi tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’ın (OVP) önümüzdeki 3 yıl için öngördüğü yüzde 5,5’lik büyüme için ise ekonomideki büyümenin kalitesi ve net dış talebin katkısı belirleyici olacak.

Özetle söylemek gerekirse, 2017’nin geride bıraktığımız 9 aylık döneminde küresel ekonomide yaşanan toparlanmanın, son çeyrekte de sürmesi bekleniyor. Ancak 2018’e girerken dünya siyasetindeki fay hatlarının daha da belirginleşmesi, gözlerden uzak tutulmaması gereken bir risk unsuru olarak öne çıkıyor.

İyi okumalar diliyorum,

Murat AlsanKPMG Türkiye Başkanı

3Bakış 8 - 2017

Page 6: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Dünya

Page 7: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Küresel ekonomide genel görünüm2017 yılına politik riskler ve jeopolitik gerilimlerin yol açtığı temkinli beklentilerle başlayan dünya ekonomisi, ilk yarıyı güçlü bir ekonomik aktivite ile sonlandırmıştı. Üçüncü çeyrekte yayımlanan veriler, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin büyüme görünümündeki olumlu seyrin sürdüğüne işaret ediyor.

Katar ve Kuzey Kore kaynaklı jeopolitik gerilimler başlangıçta finansal piyasalarda oynaklığı artırdı. Ancak reel ekonomi üzerindeki kısa vadeli etkileri sınırlı kaldı. Bu nedenle son günlerde artan jeopolitik gerilimlere yönelik haber akışına karşın, finansal piyasalar daha sınırlı tepkiler veriyor. Diğer taraftan orta vadede reel ekonomiden gelen verilerde zayıflıklar ortaya çıkmaya başlarsa, finansal piyasalarda sert reaksiyonlar görülebileceğinden endişe ediliyor.

Enflasyonu etkileyen faktörlerdeki gelişmeler ise büyümedeki olumlu seyri teyit ediyor. Emtia fiyatlarında son dönemde oluşan yükseliş eğilimi bazı ülkelerde orta vadede enflasyon üzerinde baskı oluşabileceğini gösteriyor.

Küresel piyasalar için Almanya’daki seçimlerden çıkacak sonuçlar önemliydi. Hristiyan Demokrat Parti seçimlerden dördüncü kez birinci parti olarak çıksa da büyük oy kaybetti. Öte yandan aşırı sağ ve popülist Almanya için Alternatif Partisi (AfD), 1953 sonrası ilk kez meclise girdi. Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Martin Schulz partisinin II. Dünya Savaşı sonrası en düşük oyu aldığı seçimin ardından yaptığı konuşmada muhalefette kalacaklarını belirtti. Almanya’daki seçim sonuçları diğer birçok ülkede olduğu gibi merkez partilerin oy kaybına karşın güçlenen aşırı sağ eğilimleri teyit ederken, bu kez koalisyon kurma süreci daha zorlu ve uzun sürebilir.

Küresel çapta büyümenin, reform ve büyüme dostu kapsamlı politikalar olmadan da toparlanıyor olması, iyimser beklentilerin korunmasını sağlıyor. Dünya genelinde imalat sanayisi satın alma yöneticileri üçüncü çeyrekte son altı yılın zirvesine çıkarken hizmet sektöründe de güçlü bir büyüme görülüyor. Fakat mevcut politik ve jeopolitik belirsizliklerin bu öncü verilerdeki olumlu tabloyu kesintiye uğratabileceği endişesi devam ediyor.

Küresel Satın Alma Yöneticileri Endeksleri (PMI)

Kaynak: Bloomberg

49

50

51

52

53

54

55

56

2014 2015 2016 2017

İmalat Sanayi Hizmet Sektörü

5Bakış 8 - 2017

Page 8: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Kaynak: investing.com, fred.stlouisfed.org

Fed bilanço küçültmeye başlama kararı aldıABD Merkez Bankası (Fed) beklentilere paralel olarak politika faizlerini sabit tutarken, daha önceden açıkladığı yol haritası ile uyumlu olarak bilanço küçültme sürecine Ekim’de başlayacağını açıkladı. Aynı zamanda Fed, ülkedeki kasırgaların olumsuz etkilerinin geçici olabileceğini belirtti ve ekonomik görünüm üzerinde orta vadeli risklerin büyük ölçüde dengeli olduğu görüşünü yineledi.

Fed üyeleri, 2018 sonu çekirdek enflasyon ve işsizlik öngörülerini hafif aşağı çekerken, büyüme tahminlerinde kayda değer bir güncelleme yapmadı. Üyeler bu yıl bitmeden bir faiz artırımı daha yapılabileceğini tahmin ederek, 2018’de üç kez daha 25’er baz puanlık faiz artırımı olabileceği beklentilerini korudu.

Ülkede Haziran ve Temmuz’da istihdam artışları, beklentilerin üzerinde gelse de Ağustos’ta belirgin olarak yavaşlama göstermişti. Bununla birlikte bir süredir işgücü ücretleri ve ülkedeki genel fiyat düzeyine yönelik veriler de tahminlerden zayıf kalıyor.

Bu karışık tabloya karşın Fed’in orta vadeli ekonomik görünüme ilişkin devam eden güveni, üyelerin faiz artırım patikasına ilişkin tahminleri ve Başkan Janet Yellen’ın konuşması dikkate alındığında, kısa vade için piyasaların beklendiğinden daha şahin bir duruş ortaya koyduğu söylenebilir. Önümüzdeki günlerde açıklanacak verilerde kayda değer bir bozulma olmaz ise Fed’in Aralık’ta faizleri yine artırabileceği öngörülüyor.

Dolar Endeksi

Fed’in Bilanço Büyüklüğü (Milyar Dolar)

75,00

80,00

85,00

90,00

95,00

100,00

105,00

2014 2015 2016 2017

0

500

1.000

1.500

2.000

2.500

3.000

3.500

4.000

4.500

5.000

2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

Page 9: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Euro Bölgesi için beklentiler olumlu

Euro Bölgesi GSYH Yıllık Büyüme Oranları (%)

Euro Bölgesi Yıllık Enflasyon Oranları (%)

Seçimler nedeniyle ekonomik zorluklarla karşılaşabileceğinden endişe edilen Avrupa ekonomileri, büyüme açısından pozitif sürprizler yapmaya devam etti. Almanya’daki seçim sonuçları bir miktar politik belirsizlikleri tetiklese de orta vadede Avrupa ekonomilerini olumsuz etkileyecek bir gelişme öngörülmüyor.

İkinci çeyrekte Euro Bölgesi’nde ekonomik aktivite bir önceki döneme göre yüzde 0,6 genişlerken, yıllık bazda büyüme hızı ilk çeyrekteki yüzde 2,0’dan yüzde 2,3’e yükseldi. Buna paralel bölgede işsizlik oranındaki kademeli düşüş de devam ediyor. Bölgede işsizlik geçen Temmuz itibarıyla yüzde 9,1 ile 2009 başlarından bugüne kadarki en düşük seviyesinde.

Büyümedeki toparlanmaya kıyasla Euro Bölgesi’nde enflasyon hala düşük seyrediyor. Sene başında enerji fiyatlarındaki artışın etkisi ile toparlanan enflasyon, ikinci çeyrekte dalgalı bir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon

göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda canlanmayı sınırlayan bir unsur olarak öne çıkıyor. Ağustos itibarıyla genel enflasyon yüzde 1,5 seviyesine toparlanırken, çekirdek enflasyon yüzde 1,2 seviyesinde seyrediyor.

Avrupa Merkez Bankası (AMB) Eylül ayındaki toplantısında beklentiler dahilinde para politikası faizlerini ve varlık alım programını sabit tuttu. AMB, ilk yarıdaki güçlü gerçekleşmelerin ardından 2017 büyüme tahminini yüzde 1,9’dan yüzde 2,2’ye yükseltti. 2018 ve 2019 beklentilerini ise sabit tuttu. Bununla birlikte, Euro’daki değerlenmenin etkisiyle genel enflasyon tahminleri 2018 ve 2019 yılları için sınırlı ölçüde aşağı çekildi. Öte yandan, AMB Başkanı Mario Draghi, Euro’nun seviyesinden çok, döviz kurlarındaki oynaklığın ekonomik aktivite ve enflasyon üzerinde belirsizlik kaynağı olduğuna dikkat çekti ve gelecek yıl varlık alım programının aşamalı olarak yavaşlatılmasına ilişkin sinyaller verdi.

Kaynak: Eurostat

-1

0

1

2

3

4

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

Genel Enflasyon Çekirdek Enflasyon

-8

-6

-4

-2

0

2

4

6

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

Euro Bölgesi Almanya Fransa İtalya İspanya

7Bakış 8 - 2017

Page 10: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Kaynak: IIF

GSYH Yıllık Büyüme Hızları (%)

Büyümenin toparlanarak devam ettiği gelişmekte olan ülkelere sermaye girişleri canlılığını koruyor. Hindistan’da yeni vergi sistemi ve parasal operasyon ile artan belirsizlikler, büyüme görünümünün de zayıflamasına yol açtı. Diğer gelişmekte olan ekonomilerde ise büyüme hız kazanmaya devam etti. Böylece gelişmekte olan ekonomilerin yarattığı toplam katma değer ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 5,2 büyüdü.

Brezilya ikinci çeyrekte yıllık bazda üç yıl sonra ilk kez pozitif büyüme kaydederken, Rusya ve Güney Afrika’da da benzer şekilde toparlanmalar dikkat çekti. Söz konusu ülkelerde politika yapıcılar, büyümedeki toparlanmayı güçlendirmeye ve kalitesini geliştirmeye dönük adımlar planlıyor.

2017’nin ilk yarısında yıllık bazda yüzde 6,9 büyüyen Çin’de tüketici enflasyonundaki ılımlı seyre karşın üretici fiyatları maliyet baskısı altında kalıyor. Bu durum önümüzdeki dönemde diğer gelişmekte olan ekonomilerde ve dünyada enflasyon dinamikleri açısından yukarı yönlü bir risk unsuru olarak görülebilir.

Diğer gelişmekte olan ekonomilerin birçoğunda ise enflasyon yılın geride kalan döneminde kontrol altında kaldı. Önümüzdeki dönemde ise maliyet baskısı ile enflasyonda yukarı yönlü ılımlı artışlar görülmeye başlanabilir.

Gelişmekte olan ülkelere sermaye girişleri canlı

-6

-4

-2

0

2

4

6

8

10

2013 2014 2015 2016 2017

Çin Brezilya Rusya Hindistan Güney Afrika

Page 11: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Küresel ihracat ilk yarıda yüzde 8,6 arttı

Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Küresel ticarette korumacı eğilimlere yönelik kaygılar bir miktar hafiflese de jeopolitik gerilimler ve ülkeler arasında ticari ilişkileri olumsuz etkileyen gelişmeler, dünya ticareti üzerindeki belirsizlikleri artırıyor. Ancak kısa vadedeki politik tartışmalarda, orta ve uzun vadede ekonomik önceliklerin dikkate alınması ile şu aşamada önemli bir gelişme yaşanmadı.

Dünya Ticaret Örgütü’nün verilerine göre ilk yarıda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,6 artan küresel ihracat, Temmuz ayında ılımlı bir şekilde hızlanarak yıllık bazda yüzde 9,6 artış kaydetti. AB öncülüğünde küresel ihracatta toparlanma olsa da diğer belli başlı ekonomilerde bir miktar yavaşlama dikkat çekiyor. Küresel ithalat hacmi ise aynı dönemde yüzde 10,5 arttı.

Büyüme ve makroekonomik istikrar, gelişmekte olan ekonomilere yönelik sermaye akımlarının jeopolitik gerilimlere rağmen güçlü seyretmesini sağlıyor. İlk yarıda olduğu gibi yılın ikinci yarısında da gelişmekte olan ekonomilere yönelik sermaye girişleri güçlü seyrediyor. Gelişmekte olan ekonomilere Ocak-Haziran dönemindeki toplam 169,4 milyar dolarlık portföy girişinin ardından Temmuz-Ağustos döneminde 35,7 milyar dolar yabancı portföy yatırımı oldu.

Gelişmiş ekonomilerdeki olumlu ekonomik gelişmeler ve merkez bankalarının başarılı iletişim politikaları, gelişmekte olan ekonomilere yönelik risk iştahını da pozitif seyirde tutuyor. Jeopolitik gerilimler geçici olmaya devam ettiği sürece, hem küresel mal ticaretinde hem de sermaye akımlarında ve buna bağlı olarak da gelişmekte olan ekonomilerin makroekonomik temellerinde benzer pozitif seyrin sürebileceği öngörülüyor.

İhracat İthalat

2017 İlk Yarı 2017 Temmuz 2017 İlk Yarı 2017 Temmuz

Dünya %8,6 %9,6 %9,7 %10,5

ABD %6,7 %5,5 %7,2 %5,8

Avrupa %4,9 %10,4 %5,1 %10,1

Çin %8,5 %7,2 %18,9 %11,0

Rusya %29,5 %10,2 %27,4 %28,1

9Bakış 8 - 2017

Page 12: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Türkiye

Page 13: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Türkiye ekonomisinde genel görünümTürkiye ekonomisi sene başındaki politik belirsizlikleri geride bıraktıktan sonra alınan tedbirlerin de desteği ile ilk yarıyı güçlü bir şekilde tamamladı. Bu süreci, küresel talep ve finansal koşullar da destekledi.

İlk yarıda yüzde 5,1 seviyesinde büyüyen Türkiye ekonomisinin, üçüncü çeyrekte geçen yılın düşük bazının da etkisi ile daha da yüksek bir büyüme oranı yakalaması bekleniyor. Ekonominin yıl genelinde yüzde 5’in üzerinde büyüyeceği hesaplanıyor. Büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliğine yönelik soru işaretleri devam ederken, net dış talebin büyümeye katkı yapmayı sürdürmesi pozitif taraftaki gelişme olarak değerlendiriliyor.

Vergi gelirlerindeki kademeli toparlanmaya rağmen, büyümeyi desteklemek üzere alınan tedbirler bütçe performansını olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Bütçe açığını finanse etmek üzere Hazine yıllık borçlanma tavanına henüz yıl bitmeden ulaştı. Yüklü borçlanma ihtiyacı ve enflasyondaki yüksek seviyeler faizler üzerinde baskı yapsa da küresel gelişmeler ve yabancıların Türk tahvillerine olan ilgisi faizlerdeki yükselişi sınırladı.

Küresel finansal piyasalardaki destekleyici eğilim ile birlikte ekonomideki güçlü performansla Türk finansal varlıklarına olan ilgi üçüncü çeyrekte de sürdü. Böylece Türk Lirası Amerikan Doları karşısında Haziran sonundan Eylül başına kadar değer kazansa da Euro

ve Dolar eşit ağırlıklı sepet karşısında dalgalı bir seyir izledi. Bu dönemde tahvil faizleri ise enflasyondaki yüksek seviyeler ve Hazine’nin yüklü borçlanmaları ile sepet kurdaki seyre paralel dalgalı bir seyir görünümü aldı. Bu dönemde hisse senetlerinde yüzde 10’u aşan yükseliş yaşandı.

Eylül ayının ikinci haftasından sonra gerek küresel eğilimler, gerekse Kuzey Irak’taki referandum nedeniyle artan belirsizlikler, Türk finansal varlıklarında satışları tetikledi. Hisse senetleri üçüncü çeyrek başındaki kazançlarını birkaç haftada büyük ölçüde geri verirken, TL, Amerikan Doları ve Euro karşısında değer kaybetti. Benzer şekilde faizler de tüm vadelerde yükselişe geçti.

Güçlü ilk yarı sonuçlarının ve küresel büyümedeki kademeli toparlanmanın verdiği destek ile hükümet yol haritasını ve ekonomik önceliklerini içeren 2018-2020 Dönemi Orta Vadeli Programı’nı (OVP) yayımladı. Programda hükümet büyümenin hızlandırılmasını, istihdamın artırılmasını ve gelir dağılımının iyileştirilmesini temel amaçlar olarak belirledi. Bu amaçlar ve makroekonomik büyüklüklerdeki hedeflere ulaşmak için de program döneminde çok sayıda yapısal reformun yapılacağı belirtiliyor. Karar alıcılara bir yol göstermesi açısından OVP’nin önemli bir metin olduğu düşünülse de makroekonomik hedeflerin tutarlılığına ve öncelik sırasına yönelik önemli eleştiriler bulunuyor.

Kaynak: TÜİK

Yıllık Büyümeye Katkılar

%-4

%0

%4

%8

%12

2014 2015 2016 2017

Özel Sektör Tüketimi Kamu Tüketim HarcamalarıSabit Sermaye Yatırım Harcamaları Stoklarİhracat İthalatToplam GSYH

11Bakış 8 - 2017

Page 14: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Güçlü büyüme ikinci çeyrekte de sürdüGSYH, 2017 ikinci çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,1 ile hemen hemen beklentilerle uyumlu büyüdü. Takvim etkisinden arındırılmış verilerde yıllık büyüme hızı yüzde 6,5 oldu. Mevsimsellikten arındırılmış veriler ise ekonomik aktivitenin bir önceki döneme göre yüzde 2,1 büyüdüğüne işaret etti. Böylece ilk yarıda Türkiye ekonomisi, 2016’nın aynı dönemine göre yüzde 5,1 oranında büyüdü. Bu sonuçlarla Türkiye, G20 ülkeleri içinde en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olmaya devam etti.

Özel sektör ve kamu tüketim harcamaları bir miktar yavaşlarken, toplam yatırım

harcamalarındaki canlanma dikkat çekiyor. Yatırım harcamaları içinde makine ve teçhizat yatırımlarında daralma devam ederken, inşaat yatırımlarındaki hızlı artış ön plana çıktı. Net dış talepten ise büyümeye 1,7 puanlık pozitif katkı geldi.

Sektörel bazda bakıldığında sanayi sektörünün yine aylık açıklanan verilerin oldukça üzerinde bir büyüme performansı sergilediği görülüyor. Bu doğrultuda tarımdan GSYH büyümesine yüzde 0,2 ile sınırlı bir katkı gelirken, sanayi ve hizmetlerin her ikisinden de yüzde 1,3’er puan katkı geldi. Söz konusu dönemde diğer sektörlerde ise genele yayılan ılımlı katkılar söz konusu oldu.

Kaynak: The Economist

2017 İkinci çeyrek GSYH Yıllık Büyümeleri (%)

1

2

3

4

5

6

7

8

Arja

ntin

Bre

zily

a

Rus

ya

Fran

sa

Japo

nya

Gün

ey A

frik

a

İtalya

AB

D

Avu

stra

lya

Alm

anya

İngilte

re AB

G20

Mek

sika

Gün

ey K

ore

Kan

ada

End

onez

ya

Türk

iye

Hin

dist

an Çin

Page 15: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Büyüme, son çeyrekte yavaşlama eğilimine girebilir

Geçen yılın zayıf bazı ile birlikte, turizm ve tarımdaki kademeli toparlanma eğilimi sayesinde üçüncü çeyrekte büyümenin daha da güçleneceği öngörülüyor. Ancak son çeyrek ile birlikte Türkiye ekonomisinde yavaşlama emareleri görülebileceğine ilişkin endişeler de var.

Takvim etkisinden arındırılmış verilere göre sanayi üretimi, Temmuz’da yıllık bazda yüzde 14,5 ile beklentilerin üzerinde büyüme kaydetti. Yıllık bazdaki hızlı artış kısmen geçen yılın zayıf baz etkisini yansıtırken, Mayıs ve Haziran’daki görece zayıf sonuçların ardından gelen bu toparlanma beklentilerle büyük ölçüde uyumlu bir tablo ortaya koyuyor. Benzer şekilde sanayi sektörü ciro endeksi Temmuz’da yıllık bazda nominal olarak yüzde 36, ÜFE ile arındırıldığında ise yüzde 17,8 artış kaydetti.

Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü veriler, geçen yılın düşük bazı nedeniyle yıllık bazda hızlı artışlara işaret ediyor. Ancak önümüzdeki aylarda iç ve dış ekonomik dinamiklerdeki gelişmelerden dolayı aynı hızın korunmasının zor olduğunu söylemek mümkün. Yurtiçi finansal koşullardaki sıkılık ve ekonomiyi destek tedbirlerinin azalan marjinal katkısı nedeniyle, son çeyrekte büyümenin hız keseceği öngörülüyor. Bu eğilimler ışığında üçüncü çeyrekte büyümenin yüzde 7’nin üzerinde gerçekleşebileceği tahmin edilse de, son çeyrekte yavaşlayacağı düşünülüyor. Yıl genelinde ise büyümenin yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bununla birlikte, esas olarak ekonomik büyüme açısından 2018’in daha zorlu geçeceği, büyümenin yüzde 5’in altına inebileceği tahminleri yapılıyor.

Kaynak: TÜİK

Sanayi Üretimi Yıllık Değişimler

%-15,0

%-10,0

%-5,0

%0,0

%5,0

%10,0

%15,0

%20,0

Üretim ÜFE ile Deflate Edilmiş Ciro

Oca

.12

Nis

.12

Tem

.12

Eki

.12

Oca

.13

Nis

.13

Tem

.13

Eki

.13

Oca

.14

Nis

.14

Tem

.14

Eki

.14

Oca

.15

Nis

.15

Tem

.15

Eki

.15

Oca

.16

Nis

.16

Tem

.16

Eki

.16

Oca

.17

Nis

.17

Tem

.17

13Bakış 8 - 2017

Page 16: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

İstihdam artışları daha ılımlı bir seyir izliyorİşgücü piyasasındaki kademeli iyileşme, ilk çeyrekteki kadar hızlı olmasa da istihdam seferberliği ve güçlü ekonomik aktivite sayesinde ikinci çeyrek genelinde de devam etti. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre, Mart döneminde yüzde 11,5 olan toplam işsizlik oranı Haziran’da yüzde 11,1’e geriledi. Tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 13,9’dan yüzde 13,7 seviyesine indi.

İkinci çeyrekte tarımda istihdam 30 bin kişi azalırken, hizmet sektörü öncülüğünde tarım dışı istihdam 250 bin kişi arttı. Bu artışta devam eden teşviklerin ve nispeten güçlü kalan büyümenin etkisi olduğu söylenebilir. Üçüncü çeyrekte istihdam artışlarının bir miktar yavaşlayarak da olsa devam edebileceği yapılan değerlendirmeler arasında.

Mevsimsellikten Arındırılmış Sektörel İstihdam Değişimleri (Aylık, Bin Kişi)

Mevsimsellikten Arındırılmış İşsizlik Oranları

Kaynak: TÜİK

-400

-300

-200

-100

0

100

200

300

Oca 16 Nis 16 Tem 16 Eki 16 Oca 17 Nis 17

Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler Toplam

%9,0

%10,0

%11,0

%12,0

%13,0

%14,0

%15,0

Oca.16 Nis.16 Tem.16 Eki.16 Oca.17 Nis.17

Toplam Tarım Dışı

Page 17: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Kamu gelirlerindeki toparlanma bütçedeki bozulmayı sınırlıyor

2016 ikinci yarıdan bu yana büyümeyi desteklemek üzere kamu harcamaları artırılırken, yeni yılda bazı ürünlerde yapılan KDV indirimleri ve istihdam seferberliği nedeniyle 2017 başında vergi gelirlerinde ciddi kayıplar yaşanmıştı. Bu nedenle ilk yarıda merkezi yönetim bütçe dengesi ciddi biçimde bozulmuştu. Geçen yıl ilk yarıda 1,15 milyar TL fazla veren bütçe dengesi 2017 ilk yarıda 25,2 milyar TL ile milli gelire oran olarak yüzde 1,8 seviyesinde açık verdi. Aynı dönemde faiz dışı fazla ise 27,5 milyar TL’den, 1,8 milyar TL’ye gerilemişti.

Temmuz ve Ağustos verileri ise bütçedeki bozulmanın gelirlerdeki iyileşmeye bağlı olarak bir miktar hız kestiğine işaret ediyor. Vergi gelirleri Temmuz - Ağustos döneminde

yıllık bazda yüzde 19,5 artarken, toplam gelirlerde yüzde 17,2’lik artış kaydedildi. Buna karşın harcamalarda yüksek artışlar devam etti. Faiz dışı harcamalar söz konusu dönemde yüzde 21,8 artarken, toplam harcamalar yüzde 22 genişledi. Gelirlerdeki kademeli iyileşme sayesinde bütçe açığı ve faiz dışı fazladaki bozulmanın ikinci yarının başında bir miktar yavaşladığı görülüyor.

Yılın kalan döneminde ise vergi gelirlerinin güçlü performansını koruyabileceği ve mali dengedeki bozulmayı bir miktar frenleyebileceği öngörülüyor. Bu sayede ilk yarıda 12 aylık toplamlara göre yüzde 2 olarak gerçekleşen bütçe açığının milli gelire oranının yıl sonunda da bu seviyelerde kalabileceği tahmin ediliyor.

Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri

Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı

Ocak - Haziran

2016

Ocak - Haziran

2017

Temmuz - Ağustos 2016

Temmuz - Ağustos 2017

Yıllık Değişim

Yıllık Değişim

Gelirler 275,0 299,2 %8,8 93,4 109,5 %17,2

Vergi Gelirleri 216,6 246,1 %13,6 81,5 97,4 %19,5

Harcamalar 273,9 324,4 %18,5 89,7 109,4 %22,0

Faiz Dışı Harcamalar 247,5 297,4 %20,2 80,6 98,2 %21,8

Faiz Giderleri 26,4 27,0 %2,3 9,0 11,2 %23,7

Bütçe Dengesi 1,1 -25,2 %-2294,3 3,7 0,1 %-98,6

Faiz Dışı Denge 27,5 1,8 %-93,6 12,8 11,2 %-12,0

15Bakış 8 - 2017

Page 18: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

OVP hedeflerine ulaşmak kolay değilOVP’deki rakamsal hedeflerin hiçbiri çok iddialı görünmese de bu hedeflerin birçoğuna ulaşmak kolay değil. Zira küresel ekonomideki orta vadedeki olumlu tabloya karşın, riskler önemini koruyor.

2017 için yüzde 5,5 olacağı hesaplanan GSYH büyüme oranının gelecek üç yılda da bu seviyede gerçekleşmesi hedefleniyor. 2012-2016 dönemindeki büyümenin de ortalama olarak bu seviyelerde gerçekleştiği dikkate alınırsa, programdaki büyüme hedefinin ulaşılabilir olduğu değerlendiriliyor. Ancak hedeflere ulaşılsa dahi bu programın temel amaçlarından ilki olan büyümenin hızlandırılması, gerçekleşmiş sayılmayacaktır.

Öte yandan bu seviyede bir büyüme ile işsizlik oranının 2017 sonunda olması öngörülen yüzde 10,8’den her yıl bir milyona yakın istihdam artışı kaydederek, program dönemi sonunda yüzde 9,6’ya ineceği tahmin ediliyor. Geçtiğimiz beş yıldaki yüzde 5,5’lik büyüme oranı ise mülteci akınının da olumsuz etkisi ile işsizlik oranını 2012’de yüzde 8,4’den 2016 sonunda yüzde 10,9’a çıkarmıştı. Dolayısıyla, gelecek üç

yılda işsizlikte iyileşme sağlayabilecek bir büyümenin istihdam artıran yatırımlar öncülüğünde olması gerekiyor. Diğer bir ifadeyle, işsizlikte düşüşü sağlamak için büyümenin niceliği değil, niteliği önem kazanıyor.

Benzer şekilde cari açıkta öngörülen iyileşme süreci, büyük ölçüde ham petrol fiyatlarının ve turizm gelirlerindeki toparlanmanın gücüne bağlı olacaktır. Ancak yine geçmiş yıllardaki deneyimler, bu dinamikte varsayılan süreç geçerli olsa bile cari açıkta iyileşmenin bu büyüme modeli ile zor olabileceğine işaret ediyor.

Bu gelişmelerin bir sonucu olarak enflasyonun beklenen iyileşmeyi sağlaması, döviz kurlarında ve gıda fiyatlarında oynaklığın düşük kalmasına bağlı olacaktır. OVP’deki nominal TL ve Dolar cinsi GSYH verilerinin oranlanmasıyla elde edilen Dolar/TL kuru varsayımları ise küresel belirsizlikler dikkate alındığında oldukça iyimser duruyor. Dolayısıyla oldukça sıkı bir para politikası uygulanmadıkça enflasyona ilişkin öngörülerin tutma olasılığının zayıf olduğu değerlendiriliyor.

Kaynak: Kalkınma Bakanlığı

Büyüme ve Enflasyon

2016 2017GT 2018P 2019P 2020P

GSYH Büyümesi (%) 3,2 5,5 5,5 5,5 5,5

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) 2,609 3,035 3,446 3,872 4,321

GSYH (Milyar Dolar, Cari Fiyatlarla) 863 847 923 988 1,074

Kişi Başına Gelir (GSYH, Dolar) 10,883 10,579 11,409 12,100 13,024

Kişi Başına Gelir (SAP, Dolar) 24,636 26,140 27,915 29,804 31,774

TÜFE (Yıl Sonu, % Değişim) 8,5 9,5 7,0 6,0 5,0

Page 19: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Yeni vergi paketi hane harcamalarını sınırlayabilir

OVP’de maliye politikasına ilişkin ortaya konulan hedefler gelecek yıl için yine büyüme dostu bir çerçeve sunuyor. Gelirlerin harcamalardan hızlı artışı öngörülse de bütçe açığının milli gelire oranının oldukça sınırlı bir iyileşme göstereceği öngörülüyor. Vergi dışı gelirlerde beklenen artışlar kaydedilemezse, Hazine’nin borçlanma programının 2018 yılında da yüklü olabileceği beklenebilir. Bu durumda faizlerde ve finansal koşullarda iyileşme enflasyondaki ve küresel faizlerdeki seyre bağlı olabilecektir.

Öte yandan vergi artışlarıyla ilgili çok tartışılan bir torba kanun ile bir takım değişikliklere gidilmesi planlanıyor. Bu kapsamda banka ve banka dışı finansal kuruluşlardan alınan kurumlar vergisi

oranı yüzden 20’den yüzde 22’ye yükseltilirken, kurumların dağıtılmayan karlarından yüzde 1 oranında vergi kesilmesi öngörülüyor.

Bununla birlikte hükümet gelir vergisi tarifesinin üçüncü dilimindeki gelirler için uygulanan yüzde 27 oranını yüzde 30’a çıkarmayı hedeflerken, motorlu taşıtlar vergisinde sistem değişikliğine gitti ve binek otomobillerin vergisinin yüzde 40 artırılmasına karar verdi. Söz konusu düzenlemelerin enflasyonist etkisinin olması beklenmese de vergi adaleti ve hane halkı harcanabilir geliri üzerinde sınırlayıcı etkisinin olması öngörülüyor (Son gelişmeler ışığında gelir vergisi tarifesi ve MTV oranlarının tekrar görüşülmesi gündemde)

Kaynak: Kalkınma Bakanlığı

Merkezi Yönetim Bütçesi (Milyar TL)

2016 2017GT 2018P 2019P 2020P

Harcamalar 584,1 673,7 762,8 838,5 912,9

Faiz Hariç Harcamalar 533,8 616,2 691,1 753,5 816,9

Faiz Giderleri 50,2 57,5 71,7 85 96

Gelirler 554,1 612 696,8 765,3 842,3

Vergi Gelirleri 459,0 520,5 599,4 663,9 730,5

Diğer Gelirler 95,1 91,6 97,4 101,4 111,8

Bütçe Dengesi -29,9 -61,7 -65,9 -73,2 -70,5

Faiz Dışı Denge 20,3 -4,2 5,8 11,8 25,5

17Bakış 8 - 2017

Page 20: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Gelir dağılımında bölgesel farklar artıyorTürkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2015 yılı gelirlerini esas alan 2016 yılı gelir ve yaşam koşulları araştırmasına göre, Türkiye’de gelir adaleti ve bölgesel gelir dağılımındaki olumsuz tablo devam ediyor. Söz konusu dönemde gelir dağılımının temel göstergesi olan Gini katsayısı 0,397’den 0,404’e çıkarken, en zengin yüzde 10’un geliri ile en yoksul yüzde 10’un geliri arasındaki uçurum da 1,77 puan artarak 38,52 kata yükseldi.

Araştırma sonuçlarına göre son iki yılda yüzde 5’lik gelir dilimlerine göre tüm gelir gruplarının payı azalırken, sadece en zengin yüzde 5’lik dilimin payının arttığı görülüyor. En zengin yüzde 5’in payı iki yılda 1,80 puan artarken, toplam gelirden aldığı pay ise nüfusun yüzde 45’inin gelirinden fazla. Ankara ortalama gelirde ilk sırada yer almasına karşın en zengin yüzde 10’un gelir düzeyinde İstanbul ilk sırada yer alıyor.

Gelir dağılımındaki bölgesel farklar da büyüyor. En yüksek ortalama gelirli bölge ile en düşük ortalama gelirli bölge arasındaki fark 2016 döneminde biraz daha arttı. 2015 döneminde 2,78 kat olan fark, 2016’da 3,05 kata çıktı. Zengin-yoksul uçurumu en yüksek bölgelerin başında ise Van, Muş, Bitlis ve Hakkari geliyor. Bu kentlerde en zengin yüzde 10’luk gelir dilimindeki eşdeğer fert başına gelir, en yoksul yüzde 10’luk gelir diliminin 14,82 katı olarak gerçekleşti.

Araştırmada eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,4 puanlık düşüş ile yüzde 14,3 olarak gerçekleşti. Bununla birlikte, 2015 yılında sürekli yoksulluk oranı yüzde 15,8 iken, 2016 yılında bu oran yüzde 14,6 idi.

Yıllık Ortalama Kullanılabilir Fert Gelirinin Dağılımı (2016)

Harcanabilir Fert Gelirinin

Dağılımı (%)Ortalama Fert Geliri (TL)

%20 En Fakir  6,2 5.880

%20 Az Fakir 10,2 10.174

%20 Orta Gelir 15,0 14.288

%20 Ortanın Üzeri 21,1 20.194

%20 En Zengin 47,2 45.173

Ortalama Fert Geliri Türkiye Ortalaması 19.139

İstanbul Ortalaması 26.041

Ankara Ortalaması 26.486

İzmir Bölgesi Ortalaması 23.612

Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt Ortalaması 8.679

Kaynak: TÜİK

Page 21: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Dış ticaret açığı ilk 8 ayda yüzde 21,1 genişledi

İhracat ve İthalat (12 Aylık Ortalama Yıllık Değişimler)

Dış Ticaret Fiyat Endeksleri (2010=100)

Kaynak: TÜİK

Geçtiğimiz iki yılda petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, dış ticaret açığında ciddi bir daralmayı beraberinde getirmişti. 2017 başından bu yana ise emtia fiyatlarındaki artışın yanı sıra yurtiçindeki güçlü altın talebi ile açık genişliyor. TÜİK verilerine göre Ağustos’ta geçen yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 12,3 artarak 13,3 milyar dolar oldu. Aynı dönemde ithalat ise yüzde 15,3 artışla 19,2 milyar doları buldu. Bu dönemde dış ticaret açığı yüzde 22,8 oranında arttı. Böylece, ilk sekiz ayda ihracat yüzde 10,8 artışla 103,3 milyar dolar oldu. İthalat da yüzde 13,8 artışla 149,0 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde dış ticaret açığı ise yüzde 21,1 genişleyerek 45,7 milyar dolara çıktı.

İlk yarıda ihracat ithalattan hızlı artarken, Temmuz - Ağustos döneminde bu gidiş terse döndü. İhracat tarafında genel olarak AB’ye yapılan ihracatın bir miktar yavaşlamakla birlikte hala güçlü olduğu görülüyor. İthalattaki hızlanmada ise küresel emtia fiyatlarının etkisi ve altın ithalatındaki hızlı artışlar dikkat çekiyor. Altın ithalatının geçici olabileceği değerlendirilirken, emtia fiyatları kaynaklı risklerin önümüzdeki dönemde bir miktar yavaşlayabileceği öngörülüyor.

2016’daki dip seviyelerinden toparlanan ithal malların fiyat endeksindeki yükseliş ise 2017’nin ilk yedi ayında da devam etti. İthal malların birim değer endeksi ilk yedi ayda yüzde 5,5 artarken, ihracat malları fiyat endeksi ise yılbaşından bu yana dalgalı bir seyirle sadece yüzde 2,5 toparlandı.

75

80

85

90

95

100

105

110

115

120

2012 2013 2014 2015 2016 2017

İhracat İthalat

%-10,0

%-5,0

%0,0

%5,0

%10,0

%15,0

%20,0

%25,0

1.01

.201

2

1.04

.201

2

1.07

.201

2

1.10

.201

2

1.01

.201

3

1.04

.201

3

1.07

.201

3

1.10

.201

3

1.01

.201

4

1.04

.201

4

1.07

.201

4

1.10

.201

4

1.01

.201

5

1.04

.201

5

1.07

.201

5

1.10

.201

5

1.01

.201

6

1.04

.201

6

1.07

.201

6

1.10

.201

6

1.01

.201

7

1.04

.201

7

1.07

.201

7

Enerji Hariç İhracat Enerji Hariç İthalat

19Bakış 8 - 2017

Page 22: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Turizm gelirlerinde artış zayıf kalıyorKültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı Ağustos’ta yüzde 46,35 artışla 4,66 milyon, Ocak-Ağustos döneminde ise yüzde 26,41 artışla 22,0 milyon kişi oldu. Rusya’dan Temmuz’da gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 670,8 artışla 805 bin 848 kişi olarak gerçekleşti. İlk altı ayda zayıf bir performans sergilese de Alman turistlerde de Ağustos ayında yüzde 3,9’luk bir iyileşme gözlendi.

Öte yandan yılbaşından bu yana turist sayısındaki toparlanmaya kıyasla turizm gelir artışları daha sınırlı kalıyor. TCMB verilerine göre, Temmuz’da turizm gelirleri geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 34,3 artarken,

ilk yedi ayda turizm gelirleri ise sadece yüzde 5,5 artış kaydetti.

İlk sekiz ayda turizm sektörü geçen yılın zayıf bazı ile toparlanırken, bu eğilimin yılsonuna kadar devam etmesi halinde turist sayısı açısından 2016’daki kayıplarını telafi edilebilmesi beklenebilir. Gelirler açısından ise ancak üçte birini telafi etmesi mümkün olabilecektir. OVP’deki turizm gelirleri beklentileri de bunu teyit ederken, turist sayısında ancak 2018’de 2015’teki seviyelerin yakalanabileceği öngörülüyor. Ancak turizm gelirlerinde 2015’teki seviyelerin en erken 2019’da yakalanabileceği ihtimali yüksek.

Gelen Turist Sayısı (Milyon Kişi)

Turizm Gelirleri (Milyon Dolar)

Kaynak: TCMB, Turizm Bakanlığı

1,3 1,4

1,9

2,4

3,84,1

5,55,1

4,3

3,3

1,71,5

1,2 1,21,7 1,8

2,5 2,4

3,53,2

2,92,4

1,4 1,31,1 1,2

1,6

2,1

2,9

3,5

5,1

4,7

0,0

1,0

2,0

3,0

4,0

5,0

6,0

Oca

k

Şub

at

Mart

Nis

an

Mayıs

Haz

iran

Temmuz

Ağu

stos

Eyl

ül

Eki

m

Kasım

Aralık

2015 2016 2017

1351

1188 15

17

1568

2297 26

65

3157

4069

3297

2845

1504

1158

1169

986 12

18

1142 15

61

1523 20

38

2647

2369

1983

1135

972

954

830 10

35 1161

1620 18

25

2738

0

500

1000

1500

2000

2500

3000

3500

4000

4500

Oca

k

Şub

at

Mart

Nis

an

Mayıs

Haz

iran

Temmuz

Ağu

stos

Eyl

ül

Eki

m

Kasım

Aralık

2015 2016 2017

Page 23: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Turizmdeki ılımlı toparlanmaya karşın cari açık genişliyor

Cari açıktaki iyileşme 2014 ve 2015’teki olumlu tablonun ardından, 2016’da turizmdeki sorunlarla duraksamıştı. Özellikle 2016 sonrası, enerji fiyatlarındaki olumlu katkı da ortadan kalkmaya başlayınca, cari açıkta dalgalı bir seyirle artışlar gözleniyordu. Son dönemde yurtiçi yerleşiklerin altın talebinin artmaya başlaması ile bu eğilim daha belirgin hale geldi.

En son açıklanan Temmuz ayı verilerine göre toplam cari işlemler açığı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 110,3 artışla 5,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece ilk yedi ayda 2016’nın aynı dönemine göre yüzde 20,8’lik genişleme yaşandı. 2016 sonunda 32,6 milyar dolar seviyesindeki 12 aylık cari açık toplamı, Temmuz itibarıyla 37,1 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Yılın ilk yedi ayında turizm gelirlerindeki kademeli toparlanmaya karşın enerji ve altın ithalatındaki artışlar ile dış ticaret açığındaki genişleme, cari açığın genişlemesinin nedenleri olarak öne çıkıyor. Enerji ve altın hariç verilere bakıldığında ise görece daha olumlu bir tablo görülüyor.

12 Aylık Toplamlar (Milyar Dolar)

Kaynak: TCMB

-120.000

-100.000

-80.000

-60.000

-40.000

-20.000

0.000

20.000

2012 2013 2014 2015 2016 2017

Dış Ticaret Dengesi Cari İşlemler DengesiEnerji Hariç Cari İşlemler Dengesi

21Bakış 8 - 2017

Page 24: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Portföy yatırımlarında olumlu seyir 2017’nin geride kalan döneminde, cari açığın finansmanı büyük ölçüde portföy yatırımları ile sağlandı. Yurtiçindeki banka ve reel sektör firmaları yurtdışı borçlanmalarını yavaşlatırken, küresel risk iştahındaki pozitif seyir sayesinde ilk yedi ayda nette 18 milyar dolar portföy yatırımı girişi meydana geldi. Doğrudan yabancı yatırım girişindeki 4,3 milyar dolarlık net tutar ile cari açığın yüzde 86’sı finanse edilmiş oldu.

Gelişmekte olan ekonomilere yönelik sermaye akımlarındaki olumlu trend ile finansman kalitesindeki iyileşmenin de süreceği düşünülüyor. Belirsizliklerin azalması ve döviz kurlarında istikrarın tesis edilmesi halinde yurtdışından borçlanma eğiliminin de yeniden canlanabileceği öngörülüyor. Büyüme ve emtia fiyatlarındaki toparlanmalar sonucu 2016 sonunda 32,6 milyar dolar olan cari açığın 2017 sonunda 39 milyar dolara, 2018 sonunda ise 42 milyar dolara yükseleceği tahmin ediliyor.

Cari Açık ve Finansman Kanalları (12 Aylık Toplamlar, Milyar Dolar)

Kaynak: TÜİK, TCMB

-40,0

-20,0

0,0

20,0

40,0

60,0

80,0

2015 2016 2017

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Portföy YatırımlarıUzun Vadeli Borçlanma Kısa Vadeli Borçlanma

Page 25: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Kredi Borcu (Milyon Dolar)

Dış borçtaki artış eğilimi devam ediyor2014 ikinci yarıda, Türkiye’de resmi otoriteler kısa vadeliden ziyade uzun vadeli dış borçlanmayı özendirici bir takım düzenlemeler yapmıştı. Bununla birlikte, küresel belirsizliklerin ve faiz hadlerinin yükselmesi ile Türk özel sektörü genel olarak dış borçlanmasını sınırlamaya yönelmiş ve 2016 ikinci yarıda nette dış borç ödeyici konuma geçmişti. Ayrıca döviz kurlarındaki yüksek oynaklık yurtiçindeki firmaları yabancı paradan daha çok yerli para cinsinden borç almaya sevk etmişti. Bu eğilimler, söz konusu dönemde genel olarak özel sektörün yurtdışından yaptığı kredi borçlanmasında da görüldü.

2017 ile birlikte Türk özel sektörünün yurtdışından sağladığı kredi borcu yeniden artmaya başladı. 2016 sonunda 202,2 milyar dolar olan özel sektörün yurtdışı uzun vadeli kredi borcu, Temmuz itibarıyla 213,6 milyar dolara çıktı. Kısa vadeli kredi borcu ise aynı dönemde 14,3 milyar dolardan 16,6 milyar dolara yükseldi. Önümüzdeki dönemde, döviz kurlarında oynaklık düşük kalmaya devam edebilirse yurtiçindeki firmaların borçlanma ve yurtdışındaki fon sağlayıcıların Türk firmalarına borç verme iştahları artabilir. Bu doğrultuda dış borç stokunda da kademeli artışların sürmesi beklenebilir.

Kaynak: TCMB

120.000

140.000

160.000

180.000

200.000

220.000

240.000

2013 2014 2015 2016 2017

Uzun Vadeli Kısa Vadeli

23Bakış 8 - 2017

Page 26: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Bankacılık sektöründeki güçlü duruş sürüyor

Kaynak: TÜİK

Döviz kurlarındaki oynaklık ve gıda fiyatlarındaki hızlı artışlarla Nisan’da yüzde 11,87’ye kadar çıkan genel tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) yıllık enflasyonu, ikinci çeyrekte bir miktar gerilemişti. Ancak gıda fiyatlarındaki düzeltme ve kurdaki oynaklığın azalması ile enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların gecikmeli etkileri ile yaşanan bu iyileşme kısa sürdü.

Temmuz’da yüzde 9,79’a inen TÜFE yıllık enflasyonu, Ağustos’ta yüzde 10,68’e çıktıktan sonra Eylül ayında yüzde 11,20 ile beklentileri aşan bir seyir izledi. Son iki aydaki hızlanmada döviz kurlarındaki gelişmeler, enerji fiyatlarındaki artışlar ve TÜİK’in bu yılbaşında yaptığı yöntem değişikliği etkili oldu. Bu

dinamikler ışığında Ekim ve Kasım aylarında enflasyonda yukarı yönlü baskının sürebileceği öngörülüyor.

Gıda ve enerji gibi oynaklığı yüksek kalemleri dışlayan çekirdek enflasyon da benzer şekilde Haziran’da yüzde 9,20 ile dip yaptıktan sonra Ağustos’ta yüzde 10,16 ve Eylül’de yüzde 10,98 ile 2005 sonrası en yüksek seviyeye çıktı. Özellikle Euro döviz kurundaki artışla birlikte hem genel TÜFE hem de çekirdek TÜFE’de yıllık enflasyonun yılın son ayına kadar yükseliş eğilimini devam ettirmesi bekleniyor. Yılın sonunda ise yeni bir vergi artışı veya ilave bir döviz kuru şoku gelmez ise tüketici enflasyonunda bir miktar iyileşme olabilir.

Yıllık Değişimler

%0,0

%2,0

%4,0

%6,0

%8,0

%10,0

%12,0

%14,0

%16,0

%18,0

Gıda Fiyatları Genel TÜFE

2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

Page 27: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

ÜFE enflasyonu hala zirve seviyesinde Üçüncü çeyrekte TÜFE’nin yeniden yükselişe geçmesine neden olan faktörlerden biri de maliyet unsurları oldu. Üretici fiyatları endeksi (ÜFE) yıllık enflasyonu da Mayıs-Haziran’daki geri çekilmenin ardından Temmuz ve Ağustos’ta yeniden arttı. ÜFE yıllık enflasyonu, küresel emtia fiyatlarında yükseliş yaşandığı ve döviz kurlarında yeterince iyileşme olmadığı için Haziran’daki yüzde 14,87’den Temmuz’da yüzde 15,45’e ve Ağustos’ta da yüzde 16,34’e çıktı. Eylül’de ise yüzde 16,28’e hafif gerileme yaşansa da hala 2008 sonrasındaki zirve seviyelerine yakın seyrediyor.

Maliyet unsurlarının yanında toplam talep koşulları geçtiğimiz dönemde enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı yaptı. Enflasyon dinamiklerinde kalıcı bir iyileşme için TL’nin yeniden değerlenme sürecine girmesi çok büyük önem taşıyor. Bunun yanında gıdadaki fiyat artışlarının geçmiş yıllar ortalamasına yakınsamasının katkıda bulunacağı düşünülüyor. Ayrıca petrol fiyatları gibi diğer maliyet unsurlarındaki baskının azalması da gerekiyor. Bu varsayımlar altında, TÜFE yıllık enflasyonunun yılın son ayıyla birlikte tek haneli seviyelere inebileceği öngörülüyor. 2018’de ise enflasyonda bir miktar iyileşme olabileceği tahmin ediliyor.

Yıllık Değişimler

Kaynak: TÜİK

%0,0

%2,0

%4,0

%6,0

%8,0

%10,0

%12,0

2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

Çekirdek TÜFE Genel TÜFE

25Bakış 8 - 2017

Page 28: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

TCMB Faizleri

Reel Efektif Döviz Kuru (2003=100)

Kaynak: TCMB

TCMB, sıkı likidite duruşunu koruyorTCMB sene başından bu yana finansal sistemin likidite ihtiyacının önemli bir kısmını geç likidite penceresinden sağlayarak sıkı likidite duruşunu koruyor. Bu sayede ortalama fonlama faizi yüzde 12 civarında oluşuyor. Bu çerçeve içinde Şubat ayı ile birlikte politik belirsizliklerin hafiflemesiyle de TL’nin hem nominal hem de reel olarak bir miktar toparlanması sağlandı.

Üçüncü çeyrekte ise TL, Amerikan Doları karşısında değerlense de Euro karşısında değer kaybederek enflasyonist riskleri artırdı. TCMB özellikle Euro’daki güçlenme ve bunun çekirdek enflasyon üzerindeki olumsuz etkisine daha çok dikkat çekmeye başladı. TCMB son toplantısında genel beklentiler dahilinde politika faizlerini sabit tutarken karar sonrası yayımladığı açıklamada, oldukça sınırlı değişikliklere giderek şahin duruşunu korudu. Bununla birlikte genel

enflasyondaki yüksek seviyelerin yanında çekirdek enflasyon göstergelerindeki artış eğiliminin de fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturduğuna dikkat çekti. Bu doğrultuda TCMB, enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar mevcut sıkı likidite duruşunu koruyacağını ve ortalama fonlama faizini bir süre daha yüksek seviyelerde tutacağını yineledi.

TCMB’nin mevcut para politikası duruşu orta vadede TL’yi desteklese de kısa vadede manevra alanının sınırlı olduğu yönündeki eleştiriler güncelliğini koruyor. Çünkü hala Merkez Bankası’nın ortalama fonlama faizi, enflasyonun bulunduğu seviye ile karşılaştırıldığında oldukça düşük bir reel faiz öneriyor. Bu da risk primi arttığında fon akımlarının Türkiye’ye ilgisini canlı tutamayabileceği endişelerine yol açıyor. Bu da TL’de reel toparlanmayı zorlaştırıyor.

7

9

11

13

Oca

.16

Şub

.16

Mar

.16

Nis

.16

May

.16

Haz

.16

Tem

.16

Ağu

.16

Eyl

.16

Eki

.16

Kas

.16

Ara

.16

Oca

.17

Şub

.17

Mar

.17

Nis

.17

May

.17

Haz

.17

Tem

.17

Ağu

.17

Eyl

.17

Gecelik Borçlanma Gecelik Borç VermeHaftalık Repo Ortalama Fonlama FaiziGeç Likidite Penceresi Borç Verme Faizi

85,00

90,00

95,00

100,00

105,00

110,00

115,00

120,00

125,00

2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

Page 29: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

TL’de değer kayıpları yeniden başladı2017 başında yurtiçi ve yurtdışı faktörlerin etkisi ile satış baskısı altında kalan Türk finansal varlıklar, hem TCMB’nin sıkı para politikası hem de azalan yurtiçi politik belirsizliklerle Şubat ayı ile birlikte toparlanmaya başlamıştı. Olumlu küresel konjonktür de bunu desteklemişti. Bu eğilim üçüncü çeyreğin büyük bölümünde yine devam etti. Ancak son zamanlarda hem küresel piyasalarda yükselişlerin duraksaması hem de artan jeopolitik gerilimlerle yeni bir satış dalgası başladı.

Üçüncü çeyrekte küresel bazda, ABD iç siyasetindeki tartışmalar ve Fed’in başarılı

iletişim politikası sayesinde parasal sıkılaştırma adımlarının tahribatının olmayacağı beklentileri ile Ameriken Doları zayıf bir görünüm çizdi. Bu nedenle Şubat ayından bu yana görülen TL’nin Dolar karşısındaki değerlenme süreci Eylül’ün ilk haftasına kadar sürdü. Ancak sonrasında Dolar’ın küresel bazda bir miktar toparlanması ve yurtiçi faktörlerle TL’de değer kayıpları başladı. 30 Haziran – 12 Eylül döneminde Dolar karşısında 3,2 değer kazanan TL sonraki günlerde yüzde 5,2 değer kaybetti. Euro karşısında ise üçüncü çeyrek boyunca zayıf bir görünüm sergileyen TL yüzde 5,0 geriledi.

Döviz kurları

Kaynak: TCMB

2,7

2,9

3,1

3,3

3,5

3,7

3,9

4,1

4,3

EURTRY USDTRY Sepet Kur

Oca

16

Şub

16

Mar

16

Nis

16

May

16

Haz

16

Tem

16

Ağu

16

Eyl

16

Eki

16

Kas

16

Ara

16

Oca

17

Şub

17

Mar

17

Nis

17

May

17

Haz

17

Tem

17

Ağu

17

Eyl

17

27Bakış 8 - 2017

Page 30: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Yurtiçi finansal varlıklarda oynaklık artabilir

Üçüncü çeyrekte Borsa İstanbul’un performansını iki ayrı bölümde ele almak gerekiyor. Borsa İstanbul’da fiyatlamalar erken yapıldı ve en yüksek seviyeler Ağustos ayı içinde görüldü. 30 Haziran – 29 Ağustos döneminde yüzde 9,9 yükselen Borsa İstanbul 100 endeksi, sonrasında yüzde 6,8 gerileyerek kazançlarını önemli ölçüde geri verdi. Bu yönüyle Türk hisse senetleri piyasasının gelişmekte olan ekonomilerin genelinden daha zayıf bir performans sergilediği söylenebilir.

Küresel makroekonomik görünüme ilişkin orta vadeli iyimserlik sürse de kısa vadede jeopolitik belirsizlikler ve yılsonundan önceki geleneksel pozisyon kapamaların küresel piyasalarda ve yurtiçi finansal varlıklarda oynaklığı artırabileceği düşünülüyor. Ayrıca Türkiye ekonomisinde büyüme ve enflasyon konusunda son çeyrekte karşılaşılabilecek zorluklar nedeniyle, benzeri gelişmekte olan ekonomilere kıyasla daha zayıf kalabileceğinden endişe ediliyor. Ancak özellikle enflasyonda yükselişlerin sınırlı kalması halinde, Türk finansal varlıklara olan talebin toparlanması beklenebilir.

Borsa İstanbul Gösterge Endeksleri (2016 Başı=100)

Kaynak: Borsa İstanbul

90

100

110

120

130

140

150

160

Oca

.16

Şub

.16

Mar

.16

Nis

.16

May

.16

Haz

.16

Tem

.16

Ağu

.16

Eyl

.16

Eki

.16

Kas

.16

Ara

.16

Oca

.17

Şub

.17

Mar

.17

Nis

.17

May

.17

Haz

.17

Tem

.17

Ağu

.17

Eyl

.17

Borsa Istanbul 100 Borsa Istanbul Bankacılık Endeksi

Page 31: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Bankacılık sektörü güçlü duruşunu koruyorİlk yarıda Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) desteği ile hızlı büyüyen bankacılık sektörü, üçüncü çeyrekte hız kesse de güçlü büyüme performansını sürdürüyor. İkinci çeyrek sonunda yüzde 27 olan ticari kredilerin yıllık büyüme hızı, 22 Eylül itibarıyla yüzde 27,2 seviyesinde. Tüketici kredilerinde ise toparlanma eğilimi devam ediyor. Bireysel kredi kartlarını içermeyen tüketici kredilerinde Haziran sonunda yüzde 13,8 olan yıllık kredi büyüme hızı 22 Eylül haftasında yüzde 17,5 seviyesini gördü. Tüketici kredilerinde daha çok konut kredileri kaynaklı bir canlılık gözlenirken, kredi kartı ve ihtiyaç kredileri daha sınırlı kaldı.

Bankacılık sektörünün aktif kalitesine ilişkin göstergelerde de kayda değer bir bozulma gözlenmiyor. Takipteki alacakların yıllık artış hızı Haziran sonundaki yüzde 14,5’ten eylül

ortalarında yüzde 16,7’ye çıktı. Takipteki alacakların toplam kredilere oranı ise oldukça sınırlı bir artışla yüzde 3,14’ten yüzde 3,15’e yükseldi.

Bununla birlikte, sektörün karlılık ve sermaye yeterliliğine ilişkin göstergeler güçlü seyirlerini koruyor. Özkaynak karlılığı 2016 sonundaki yüzde 14,28’den Temmuz’da yüzde 16,31’e çıktı. 2016 sonunda yüzde 15,57 olan sermaye yeterlilik oranı Temmuz sonu itibarıyla yüzde 16,95 seviyesinde gerçekleşti. Bu durumda, güçlü seyreden karlılığın yanında ekonomideki toparlanmayla birlikte takipteki alacakların yavaşlaması etkili oldu. Ancak sektörün reel ekonomiye destek vererek büyüyebilmesi için sermaye yeterliliğinin, dolayısıyla karlılığının yüksek kalmasının önemli olduğuna vurgu yapılıyor.

Yıllık Değişimler (%)

Tahsili Gecikmiş Alacakların Toplam Kredilere Oranı

Kaynak: BDDK

%0,0

%5,0

%10,0

%15,0

%20,0

%25,0

%30,0

%35,0

%40,0

%45,0

2013 2014 2015 2016 2017Tüketici Kredileri Ticari Krediler

%2,5

%2,6

%2,7

%2,8

%2,9

%3,0

%3,1

%3,2

%3,3

%3,4

%3,5

2012 2013 2014 2015 2016 2017

29Bakış 8 - 2017

Page 32: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Mevduat faizinde düşüş sınırlı kaldıHaziran sonunda yüzde 22,1 olan bankacılık sektörüne verilen krediler dahil toplam kredilerin büyüme hızı, 22 Eylül itibarıyla yüzde 24 seviyesine ulaştı. Bankalararası mevduatlar dahil tüm mevduatların toplamında yıllık büyüme hızı ise aynı seviyelerde dalgalı bir seyir izledi. Son dönemde kredi büyümesindeki hafif ivme kaybı ise mevduat faizleri üzerindeki baskıyı bir miktar hafifletti. Ancak enflasyondaki yüksek seviye ve hane halkının döviz talebinin devam etmesi, mevduat faizlerindeki geri çekilmeyi sınırlıyor.

2016 sonunda yüzde 9,64 olan TL mevduat ortalama faizi, 2017 Haziran sonunda yüzde 12,05’e yükselmişti. Üçüncü çeyreğin önemli bir kısmında bu yüksek seviyelerde seyrettikten sonra, TL mevduat ortalama faizi Eylül ayı ile birlikte çok sınırlı ölçüde gerileme ile 22 Eylül haftasında yüzde 11,97 seviyesini gördü. Fon talebindeki yavaşlamaya karşın makroekonomik dengelerdeki kırılganlıklar mevduat faizlerindeki düşüşü sınırlarken, önümüzdeki dönemde bankacılık sektörünün büyüme hızı ve karlılığı önünde ciddi bir zorluk olarak durmaya devam edebileceği düşünülüyor.

Kaynak: BDDK ve TCMB

%5,0

%10,0

%15,0

%20,0

%25,0

%30,0

%35,0

%40,0

2012 2013 2014 2015 2016 2017

Toplam Mevduat Bankacılık Sistemi Kredi Hacmi

Bankacılık Sektörü Faiz Oranları (%)

Yıllık Değişimler (%)

4,0

6,0

8,0

10,0

12,014,016,0

18,0

2012 2013 2014 2015 2016 2017

Page 33: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

SonuçBüyümede ilk yarı, güçlü şekilde geride kaldı. Üçüncü çeyrekte ise geçen yılın düşük bazı sayesinde daha da yüksek bir büyüme oranı beklentisi hakim. Ancak dördüncü çeyrekte aynı ivmenin sürmesi zor görünüyor.

Dördüncü çeyrekte büyümenin hız keseceğine dair ilk işaretler, Eylül ayı ile birlikte birçok sektörde görülmeye başladı. Reel sektör dışındaki güven endeksleri Eylül’de ciddi biçimde zayıflayarak sonbahara dönük karamsar bir başlangıcı işaret etti. Reel sektör güven endeksinde dış ticaretteki canlılığın etkisi ile yüzde 0,5’lik bir artış kaydedilse de tüketici güven endeksi yüzde 3,0 geriledi. Hizmet ve perakende sektörlerinde güven endeksleri sırasıyla yüzde 2,0 ve yüzde 2,3 gerilerken inşaat sektöründe güven kaybı yüzde 5,5 oldu.

Bu yıl turist sayısında 2016’da yaşanan kayıplar telafi edilecek gibi görünse de turizm gelirlerinde eski seviyelerin yakalanmasının daha uzun süreceği öngörülüyor.

Üçüncü çeyrekte bankacılık sektöründe kredi büyümesi hız kesse de makroekonomik zayıflıklardan dolayı faizlerde düşüş sağlanamıyor. Bu da kredi maliyetleri üzerinde yukarı yönlü baskı yaparken, büyümenin finansmanı ve sürdürülebilirliği açısından soru işaretleri oluşturuyor.

Endekslerdeki düşüşler kısmen jeopolitik belirsizlikler ve finansal piyasalardaki çalkantıyı yansıtsa da bu karamsarlığın derinleşmemesi için Türkiye ekonomisine olan güvenin kısa sürede güçlendirilmesi gerekiyor. Her ne kadar bazı eleştiriler ile karşılansa da OVP’deki düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve hükümet hedeflerinin geniş kesimlerce de benimsenmesi için çaba gösterilmesi gerekliliği öne çıkıyor.

31Bakış 8 - 2017

Page 34: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

2017 beklentileri

Piyasalar (yıl ortalaması)

İşsizlik Cari AçıkEnflasyon

2017 genelinde yüzde 5’in biraz üzerinde bir büyüme öngörülüyor. 2018’de ise büyümenin aynı hızda devam etmesine yönelik belirsizliklerden dolayı yüzde 4-5 aralığında bir büyüme tahmin ediliyor.

Enflasyonda dalgalı bir seyrin yaşanacağı öngörülüyor. Yıl sonuna kadar yükselecek enflasyonun yeni yılda bir miktar düşmesi bekleniyor. Yıl sonunda yüzde 9,5-10 aralığında gerçekleşmesi beklenen enflasyonun, 2018’de ise yüzde 8’in üzerinde seyredeceği öngörülüyor.

AB dışı pazarlardaki hızlı toparlanma ile toplam turizm gelirleri, bu yıl yüzde 10 civarında artışla 20 milyar doların bir miktar üzerine çıkabilir. Ancak önceki yıllardaki seviyelerin yakalanmasının zaman alacağı öngörülüyor.

İhracat: Yıl genelinde ihracatın yüzde 10’dan fazla artışla 160 milyar doları aşması bekleniyor.

İthalat: Yurtiçi yerleşiklerin devam eden altın talebi nedeniyle, ithalatın ihracata kıyasla biraz daha hızlı artışla 225 milyar doları aşabileceği tahmin ediliyor.

2017 büyüme beklentisi GSYH beklentisi 2017 dış ticaret beklentisi

İhracat 160 milyar dolar

İthalat 225 milyar dolar

Dolar / TL : 3,60Euro / TL : 3,96Euro / Dolar : 1,12Petrol : 52,5 $

%5,2 840milyar $

%11 (yıl ortalaması)

%9,8 (yıl ortalaması)

39 (milyar dolar)

Büyüme

Dış Ticaret

Enflasyon

Turizm

Page 35: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Bakış

Ocak 2016

kpmg.com.tr

2016’ya girerken Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Makro Gelişmeler

Bakış

Nisan 2016Sayı 2

kpmg.com.tr

Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Makro Gelişmeler

Bakış hakkında

KPMG Türkiye tarafından Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan ve her üç ayda bir okuyucularla buluşan KPMG Bakış, Türkiye ve dünya ekonomisindeki temel makroekonomik göstergelere ve bunların özet yorumlarına yer veriyor.

Bakış’ın dağıtım listesine üye olmak istiyorsanız iletişim bilgilerinizi [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Bakış 1 Bakış 2 Bakış 3

Bakış 5 Bakış 6 Bakış 7

Bakış 4Türkçe / İngilizce

Türkçe / İngilizce Türkçe / İngilizce Türkçe / İngilizce

Türkçe / İngilizce Türkçe / İngilizce Türkçe / İngilizce

33Bakış 8 - 2017

Page 36: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda
Page 37: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

kpmg.com.tr

KPMG Türkiye olarak hikayemize önemli bir dönüm noktasını eklemenin gururunu yaşıyoruz. Levent İş Kuleleri’ndeki yeni ofisimizde hizmet vermeye devam ediyoruz.

Hikayelerimizle büyüyoruz

Taşındık

Yeni Adresimiz: İş Kuleleri, Kule 3, Kat 2-9 34330 Levent İstanbul

KP

MG

Çal

ışan

ların

ın g

erçe

k hi

kaye

lerin

den

alın

tılar

yap

ılmış

tır.E

vli

lik

ler,

do

ğa

n b

eb

ek

ler,

he

p b

üy

üd

ük

çe

k,

da

ha

re

nk

li,

da

ha

ca

nlı

bir

ail

e o

ldu

k b

iz.

Hik

aye

miz

bit

me

di

da

ha

… B

ug

ün

de

n y

arı

na

ya

ptı

ğım

ız i

şle

rin

da

ha

ve

rim

li,d

ah

a b

arı

lı,

da

ha

ka

lite

li v

e e

n ö

ne

mli

si

he

r za

ma

n s

öy

led

iğim

iz g

ibi

“in

sa

n o

da

klı

” o

lma

için

hik

aye

miz

de

vam

ed

iyo

r! B

ura

da

ço

k g

üze

l in

sa

nla

r ta

nıd

ım v

e ç

ok

zel

do

stl

uk

lar

ku

rdu

m.A

yrı

ca

ge

ça

lış

an

say

ısın

ın y

ük

se

k o

lma

ken

dim

i g

en

ç h

iss

etm

em

i s

lıyo

r. K

PM

G a

ile

sin

de

za

ma

n ç

ab

uk

ge

çiy

or

ve b

en

he

r g

ün

iy

i k

i K

PM

G’l

iyi

diy

oru

m.

De

me

m o

ki

siz

ye

ter

ki

iste

yin

! B

ir d

ery

a d

en

iz s

un

ar

KP

MG

. Ye

ni

bir

nya

nın

ka

pıl

arı

ar

için

de

ki

tüm

re

nk

leri

ve

co

şk

us

uy

la…

İş

ye

rin

in “

iyi

ki”

diy

e b

laya

bil

diğ

in c

üm

lele

r h

ep

in

sa

n o

da

klı

dır

, ç

ev

ren

de

ki

ins

an

lar

o i

ş y

eri

nd

ek

i a

ile

n,

se

nin

in “

iyi

ki”

c

üm

lele

rin

in s

eb

ep

leri

dir

. B

u,

pro

jele

rde

he

r ş

ey

i ö

ğre

nd

iğin

kiş

ile

r d

e o

lab

ilir

, ay

ne

md

e i

şe

ba

şla

dığ

ınız

ve

to

pla

ntı

lard

a b

ir b

ak

ışla

bir

ço

k k

on

ud

a a

nla

şa

bil

diğ

iniz

de

vre

ark

ad

ları

nız

da

Ça

lış

tığ

ım y

eri

de

ğe

rli

kıl

an

zel

ins

an

lar

old

un

da

n “

iyi

ki

KP

MG

liy

im”

diy

eb

ilm

e ş

an

sın

a s

ah

ip o

ldu

ğu

m i

çin

he

r g

en

n e

kib

imi

da

ha

ço

k s

ev

iyo

rum

. K

PM

G b

en

i iş

e a

lma

k y

eri

ne

bir

ail

e o

ldu

ğu

nu

,

sa

mim

iye

tiy

le

st

er

ip

be

ni

de

b

u

ail

ey

e

ka

tıl

ma

m i

çin

dav

et

ett

iğin

de

ilk

de

fa a

sla

ya

pm

am

de

diğ

im b

ir k

ara

rı a

lıp

İs

tan

bu

l’a

ye

rle

şm

em

i s

lad

ı.M

utl

uyd

um

eli

mi

taşı

n a

ltın

a k

oym

uş,

züm

ü t

utm

uşt

um

. B

aşa

rmış

tık

ek

ipçe.

Am

a o

rad

ak

i se

yir

cil

ere

, b

an

a g

üven

en

ve i

nan

an

lara

“İş

te K

PM

G b

ura

da,

KP

MG

fa

rkı

bu

” d

em

işti

m.

KP

MG

’li

olm

ak

tan

bir

kez

dah

a g

uru

r d

uym

uşt

um

. B

u k

ad

ar

yo

rgu

nlu

k,

yo

ğu

n e

mek

, b

ir o

kad

ar

da s

tres

ve s

oru

mlu

luk

. A

ma k

arş

ılığ

ınd

a si

ze ş

irk

eti

niz

in g

üven

mesi

, in

isiy

ati

f verm

esi

, h

ed

efi

niz

e u

laşm

an

ıza o

lan

ak

sağ

lam

ası

. Ta

kd

ir e

tmesi

… Z

am

an

hiç

an

layam

ad

ığım

kad

ar

hız

ge

çt

i v

e b

en

bu

glo

ba

l m

av

i ç

at

ı a

ltın

da

“b

iz”

ola

bil

me

yi

de

ne

yim

led

im.

13

yıl

so

nra

diy

eb

ilir

im k

i: e

vet

ark

ad

aşl

ık d

evam

ett

i! H

em

de

ar

ta

ra

k,

ye

re

k,

ço

ğa

lar

ak

ve

sa

nk

i h

ep

in ü

st

ün

e ç

ıkara

k v

e a

yn

ı za

man

da i

şi k

en

di

için

e k

ata

rak

. B

era

ber

bir

ş

ey

ler y

ap

ma

nın

, b

irb

irin

e d

er k

atm

an

ın,

ge

ek

te

n s

ev

inç

ve ü

zün

tü p

ayla

şman

ın y

ara

ttığ

ı h

az

zam

an

la i

şi h

ob

i h

ali

ne

d

ön

üş

rk

en

, b

en

i d

e d

ah

a m

ut

lu

b

ir

b

ir

ey

y

ap

tı. H

ik

ay

ey

e d

ön

üş

me

si g

ere

ken

KP

MG

sih

ri b

elk

i d

e t

am

ola

rak

bu

y-

du

...

lüm

seye

n y

üzl

eri

olu

ştu

ran

KP

MG

a

ile

miz

e t

eşe

kk

ürl

er…

O g

ün

an

lad

ım

ki

KP

MG

ken

disi

ne s

unul

an il

e ye

tinm

ez, e

ğer

iste

rse

hede

fi he

r ne

ise

ve n

erey

e ul

aşm

ak

isti

yors

a et

rafı

nı d

eğiş

tiri

r, oy

unun

kur

al-

ları

bel

irle

r!b

en

he

r g

ün

iy

i k

i

KP

MG

’liy

im d

iyo

rum

.Hik

ayey

e dö

nüşm

-es

i ger

eken

KPM

G s

ihri

belk

i de

tam

ola

rak

buyd

u...

Bir

der

ya d

eniz

su

nar

KP

MG

. Ye

ni b

ir d

ün

yan

ın k

apıl

arın

ı aç

ar i

çin

-d

ek

i tü

m r

en

kle

ri v

e c

ku

su

yla

… Be

nim hik

ayem

de bu

rayı iki

nci ev

im gib

i yapan

tüm

arkada

şlarım

a gels

in...

Her-

ke

sin ön

ce in

sana

, so

nra

işine

sayg

ı du

yara

k ça

lıştığ

ı bu

ek

ibin

bir

par

çası

ol

duğu

m iç

in k

en-

dim

i şan

slı h

isse

di-

yoru

m. B

aşla

dığı

m

ilk g

ün k

endi

mi y

ıl-

dır

bu

rad

ay m

ışım

, za

ten

bura

ya a

itmiş

im g

ibi

hiss

ettim

. Öyl

e bi

r hik

aye

ki

yazı

lanl

ar s

adec

e bi

r baş

lang

ıçtı,

as

ıl hi

kaye

miz

yen

i baş

lıyor

…So

nrala

rda a

nladım

ki bo

şuna

dem

-iyo

rlar, K

PMG

ilkler

in ya

şand

ığı

yerdi

r diye

… Ve

şu an

da bu

rada

bir y

ılımı y

eni d

oldu

rdum

. Fa

kat

bura

daki

çal

ışm

a ar

kada

şlar

ımın

sam

imiy

eti v

e ve

rmiş

oldu

ğu e

nerji

ile s

anki

uz

un y

ıllard

ır bu

rada

ymışı

m

ve h

ep b

uray

a ai

tmiş

im

gibi h

issed

iyoru

m. Y

ıllar h

ızla

akıp

geç

erke

n KP

MG

’yi K

PMG

ya

pan

değe

rler

hem

ban

a he

m d

e ya

ptığı

m iş

e ya

nsım

aya

başla

dı.

Büyü

me,

gel

işme

ve

bire

y od

aklı

bir

şirk

ette

çalış

mak

bire

ysel

ve pr

ofes

yone

l ge

lişim

ime h

er gü

n yen

i bir k

atkı s

ağlad

ı. KP

MG’

nin en

önem

li değ

erleri

nden

biri ol

an

“insa

na g

üven

” be

ni işi

me

ve

KPM

G’ye

bağ

layan

en

öne

mli

değe

“iyi

ki K

PMG

liyim

” di

yebi

lme

şan-

na s

ahip

old

u-

ğu

m i

çin

he

r

geçe

n gü

n ek

ibim

i da

ha ço

k sev

iyoru

m.

İyi k

i bu

aile

nin

bir

parç

asıyı

m

“insa

ncıl”

bir a

nlayış

ın ha

kim

old

uğu

bir

or- t

amda

çalışa

bildiğ

im

için ço

k şan

slı hi

ssed

i-yo

rum

KPM

G in

sanc

ıldır,

a

nla

yış

lıd

ır;

kalit

eli k

işile

rle

ça

lış

ırs

ın

Bu

ras

ı “b

enim

hi

kaye

m”

oldu

, iy

i ki

ded

iğim

h

ika-

yem

. su

nduğ

u bu

güz

el

sam

imi

ort

am

la

gerç

ekte

n bu

mas

abaş

ı iş

leri

ni s

evdi

rebi

liyor

.

Dah

a ön

ce h

içbi

r m

ülak

atta

kar

şıla

şmad

ığım

tür

den

bu s

orul

ar, K

PMG

’de

insa

nlar

ın s

adec

e m

ezun

old

uğu

okul

ve

geçm

iş iş

den

eyim

ine

göre

değ

il ay

nı z

aman

da e

ntel

ektü

el b

iriki

mle

rine

göre

de

değe

rlend

i-ril

diği

ni a

nlam

amı v

e KP

MG

mar

kası

na c

iddi

anl

amda

say

gı d

uym

amı s

ağla

dı. “

KPM

G in

sanc

ıldır,

anl

ayış

lıdır;

kal

iteli

kişi

lerle

çal

ışırs

ın.”

efs

anes

inin

asl

ında

var

old

uğun

u gö

rdüm

. Has

ta

oldu

ğum

da; m

esaj

ata

n, a

raya

n m

üdür

lerim

, ban

a he

r se

ferin

de a

ilem

gib

i bak

an iş

ark

adaş

larım

old

uğu

için

, ve

gene

l ola

rak

“ins

ancı

l” b

ir an

layı

şın

haki

m o

lduğ

u bi

r or

tam

da ç

alış

abild

iğim

için

çok

şan

slı h

isse

diyo

rum

ken

dim

i. B

enim

hik

ayem

de

bura

yı ik

inci

evi

m g

ibi y

apan

tüm

ark

adaş

larım

a ge

lsin

...

KP

MG

’de

n ö

nc

e b

ka

bir

fir

ma

da

ça

lış

ıyo

rd

um

, b

öy

le i

nc

e v

e d

uy

arlı

bir

da

vra

nış

la k

arş

ıla

şm

am

ıştım

. Ç

alı

şa

na

de

ğe

r v

ere

n,

“B

ire

yle

re

sa

yg

ı d

uy

arız

” d

erk

en

, b

un

u g

erç

ek

te

n y

ap

an

bir

şir

ke

tte

ça

lış

tığ

ım i

çin

mu

tlu

yu

m.

Za

ma

n h

iç a

n-

lay

am

ad

ığım

ka

da

r h

ızlı

ge

çti

ve

be

n b

u g

lob

al

ma

vi

ça

alt

ınd

a “

biz

” o

lab

ilm

ey

i d

en

ey

imle

dim

.

“K

PM

G”

, m

esl

ek

hay

atın

ızın

he

r aş

amas

ınd

a fa

rklı

anla

mla

r if

ade

ed

er

insa

na…

Asi

stan

lık d

ön

em

ind

e;

arka

daş

lıkla

rın

ve

do

stlu

klar

ın t

em

el

taşl

arı

atılm

aya

baş

lar.

Me

sle

ki a

nla

md

a d

a ke

nd

iniz

e i

lk y

atır

ımla

rı y

apm

aya

baş

lars

ınız

far

kın

da

olm

adan

. M

üşt

eri

ye g

idip

ne

so

ru s

ora

cağ

ınız

ı b

ilem

ezs

iniz

, al

dığ

ınız

yan

ıtı

da

anla

maz

sın

ız.

Kıs

acas

ı, b

aze

n n

e y

aptı

ğın

ızı

bilm

ed

iğin

iz a

ma

fark

etm

ed

en

öğ

ren

diğ

iniz

bir

ne

md

ir. S

en

iorl

ık d

ön

em

ind

e;

ilk s

oru

mlu

luk

duy

gu

sun

u y

aşam

aya

baş

lars

ınız

. K

PM

G

be

nim

içi

n ç

ok

fark

lı an

lam

lar

ifad

e e

diy

or.

.. K

en

din

i g

erç

ekl

eşt

irm

ek,

far

klı

bir

be

n t

anım

ak..

. K

ısac

ası,

KP

MG

“K

işis

el

Pe

rfo

rman

sı M

aksi

mu

md

a G

erç

ekl

eşt

irm

ek”

an

lam

ına

ge

liyo

r...

Şir

kett

e t

anış

tığ

ım e

şim

le e

vle

nm

em

e d

e v

esi

le o

lan

KP

MG

’de

n a

yr

ıl

ma

de

ne

di

m.

E

ve

t

ay

ld

ım

v

e

8

n

so

nr

a

ge

ri

d

ön

m.

8 g

ün

de

ne

mi

anla

dım

? B

ir ç

alış

ma

ort

amın

ın,

çalış

tığ

ınız

in

san

ları

n (

ast-

üst

far

ketm

ez)

ve

ku

rum

un

ltü

rün

ün

ne

de

nli

ön

em

li o

ldu

ğu

nu

an

lad

ım.

Bu

n g

eri

ye d

ön

üp

10

yıl

ön

ceki

ke

nd

ime

ba

ktı

ğım

da

şu

nu

id

rak

ed

iyo

rum

ki

- iy

i k

i g

elm

işim

. G

eli

şim

ime

sa

ğla

dığ

ı k

atk

ıla

r v

e b

an

a k

az

an

dır

dığ

ı te

crü

be

ler

dış

ınd

a d

erl

i e

şim

ile

de

tan

ışm

ış o

lmam

be

nim

içi

n b

u k

arar

ımı

dah

a kı

yme

tli

hal

e g

eti

riyo

r. 2

010

yılı

nd

a A

nka

ra o

fisi

n a

çılm

ası

ile b

irlik

te

ba

şl

ay

an

y

ol

cu

lu

kt

a

KP

MG

m

ar

ka

A

nk

ar

a’

da

t

em

si

l

ed

en

ek

ibin

er

isin

e d

âh

il o

ldu

m.

Pe

k ç

ok

ar

ka

da

ş i

şe a

ldık

, e

ğit

tik,

ge

lişti

rdik

. B

izim

le d

evam

etm

eye

n a

rkad

aşla

rım

ız o

ldu

. B

ura

da

ed

ind

ikle

ri t

ecr

üb

ele

ri

ba

şk

a

fi

rm

al

ar

da

k

ul

la

na

ra

k

o

şi

rk

et

le

re

g

üç

k

at

la

r.

B

u

ba

ğl

am

da

K

PM

G’

ni

n

he

m e

kon

om

ik g

eliş

im h

em

de

kiş

ise

l g

eliş

imd

e k

öp

rü o

ldu

ğu

nu

şün

üyo

rum

. B

izim

işi

miz

sad

ece

say

ılar

ve r

apo

rlar

de

ğil,

biz

im i

şim

iz b

irb

irin

e s

ağla

m t

em

elle

r i

le

b

e

ki

p

il

e

ta

m

bi

r

ta

m

ça

şm

as

ı

ve

b

un

un

s

on

uc

un

da

ö

nc

e

şt

er

il

er

im

iz

e

son

ra d

a e

kon

om

iye

hu

zur

ve m

utl

ulu

k ve

rme

k, b

u b

aze

n b

ir r

apo

r o

lur,

baz

en

bir

bar

dak

çay

İş

in

ö

nd

e

ha

ya

n

be

lk

i

ya

ç

al

ış

ğı

z

ye

rl

er

de

v

e

ça

şt

ığ

ım

ız

i

ns

an

la

rl

a

ge

çi

yo

r.

B

ir

i

şi

s

ev

me

k

ön

em

li ta

bi

ki a

ma

rüst

çe s

oru

yoru

m m

asab

aşı

işle

r n

e k

adar

s

ev

il

eb

il

ir

?

Am

a

KP

MG

s

un

du

ğu

b

u

ze

l

sa

mi

mi

o

rt

am

la

g

er

çe

kt

en

b

u

ma

sa

ba

şı

işle

rin

i se

vdir

eb

iliyo

r. E

ğe

r b

ir i

şte

n g

üze

l b

ir s

on

al

ma

k

is

ti

yo

rs

an

ız

b

en

ce

k

es

in

li

kl

e

KP

MG

’n

in

b

u

st

ra

te

ji

si

ni

h

er

yerd

e k

ulla

nab

ilirs

iniz

.

Be

rab

er

ça

lış

tığ

ınız

in

sa

nla

rda

n b

ir ş

ey

ler

öğ

ren

me

k ç

alı

ştı

ğın

ız k

uru

ma

bir

şe

yle

r k

ata

bil

me

k ç

ok

ze

l b

ir d

uy

gu

, b

en

bu

nu

KP

MG

de

fa

zla

sıy

la g

üz

el

ya

şa

m.

Bu

ra

da

olm

akta

n g

erç

ek

ten

mu

tlu

yu

m,

ba

şla

dığ

ım g

ün

kiş

ise

l s

ay

fam

da

ya

zd

ığım

gib

i: “

Ev

imd

ey

im”

…“

Kim

ine

re 5

yıl

dız

lı b

ir o

teld

e t

ati

l y

ap

ma

k “

çü

k”

bir

şe

ys

e,

kim

ine

re k

üç

ük

bir

çik

ola

ta d

ün

ya

lara

be

de

ld

ir

.”

… O

ze

l in

sa

nla

rın

, m

üş

teri

leri

nd

e b

ıra

km

ış o

ldu

kla

rı g

üz

el

inti

ba

old

u i

ş g

örü

şm

ele

rim

i b

lata

n.

Te

kli

fi k

ab

ul

ed

erk

en

de

yle

diğ

im t

ek

bir

mle

va

rdı;

“H

er

n A

vru

pa

ya

ka

sın

da

n A

sy

a y

ak

as

ına

te

k b

ir ş

irk

et

için

g

eri

m;

o d

a K

PM

G.”

KP

MG

’li

olm

an

ın a

yrı

ca

lığ

ını

his

se

tme

k v

e h

iss

ett

irm

ek

ti b

en

im a

ma

cım

. B

u a

ma

çla

çık

tığ

ım y

old

a n

ice

ze

l h

ika

ye

ler

ya

zm

ak

ve

y

az

ıla

n h

ika

ye

lere

şa

hit

olm

ak

is

tiy

oru

m.

Bu

ne

ka

da

r y

az

ılm

ış h

ika

ye

leri

ok

ud

uk

ça

şu

nu

fa

rk e

diy

oru

m k

i; y

üz

lerc

e k

ah

ram

an

ı o

lan

bir

hik

ay

e b

izim

kis

i. Ö

yle

bir

hik

ay

e k

i y

az

ıla

nla

r s

ad

ec

e b

ir b

lan

gıç

tı,

as

ıl h

ika

ye

miz

ye

ni

ba

şlı

yo

r…

İşim

in;

ins

an

la,

ku

rum

ltü

rle

riy

le g

üç

lü i

leti

şim

ge

rek

tire

n d

ina

mik

ya

pıs

ını

tec

rüb

e e

tme

kte

old

um

ve

bu

ya

pıy

ı g

eli

şti

ren

KP

MG

gib

i g

lob

al

bir

ma

rka

nın

te

ms

ilc

isi

old

um

in m

ut-

luy

um

. D

aim

a k

ali

teli

ve

ku

su

rsu

z h

izm

et

su

nm

ay

a o

da

kla

nm

ış b

ir k

uru

m o

lara

k m

üş

teri

ön

ce

liğ

imiz

i tu

tku

yla

rdü

rere

k,

“G

üv

en

ya

ratı

p d

işim

e g

üç

ka

tma

ya

” d

ev

am

...

Ra

ka

mla

rın

dil

i il

e 4

se

ne

de

15

ka

t b

üy

üm

üş

bir

da

lın

ı y

ürü

tüy

oru

z a

rka

da

şla

rım

la.

Ye

ni

tak

ım a

rka

da

şla

rım

ızı

be

rab

er

se

çiy

oru

z,

ay

he

de

fle

rd

e

fa

rk

ta

tm

inle

ri

ve

a

ma

çla

ya

ka

lıy

or

uz

h

er

b

iri

he

r

bir

ey

i m

ut

lu

ed

en

.

En

iy

i iş

i e

n

iyil

er

le

çık

ar

ab

ile

ce

ğim

izi

bil

iyo

ru

z,

o n

ed

en

le k

en

dim

izi

iyi

ha

tta

en

iy

i h

iss

ed

iyo

ruz

. İş

te b

u y

üz

de

n “

işte

” m

utl

uy

uz

. S

izin

he

r g

ün

lüm

se

ye

rek

ge

ldiğ

iniz

bir

ye

ri v

ar

mı?

Ha

ya

tım

bo

yu

nc

a t

ek

ka

riy

er

he

de

fim

mu

tlu

luk

ile

ç

alı

şa

bil

ec

im

bir

ye

rin

de

,

ke

nd

imi

o

ail

en

in

bir

p

ar

ça

his

se

tm

ek

ti.

S

en

K

PM

G

ile

n

ey

i b

ar

dın

d

er

se

niz

;

bu

nu

b

ar

dım

!

20

05

yıl

ınd

a b

lay

an

Big

4 y

olc

ulu

ğu

mu

n s

on

du

ra

ğı

KP

MG

old

u…

Ön

de

ge

len

ra

kip

lerim

izd

en

bir

ind

e y

ılla

rc

a b

irli

kte

ça

lış

tığ

ım a

rk

ad

larım

ve

ne

tic

ile

rim

in y

ön

len

dir

me

si

ile

ba

şla

KP

MG

yo

lcu

luğ

um

ve

ke

sin

lik

le d

ru

bir

ka

ra

r v

erd

iğim

e i

na

nıy

oru

m.

Mu

tlu

yu

m,

hu

zu

rlu

yu

m,

so

n d

ere

ce

ke

yif

li

ça

lış

ıyo

ru

m v

e b

ura

da

ol

ma

s

ev

iy

or

um

.

er

y

et

en

in

iz

v

ar

sa

ve

ke

nd

iniz

e g

üv

en

iyo

rs

an

ız K

PM

G’d

e ı

şık

ların

he

p y

il y

an

dığ

ını

öğ

re

nd

im.

Te

dir

gin

am

a i

çim

ra

ha

t g

ird

im O

ca

k 2

01

3’t

e K

PM

G’n

in k

ap

ısın

da

n i

çe

ri.

Gir

iş o

gir

iş…

Şim

di,

art

ık t

üm

ce

va

pla

rım

a s

ah

ibim

; iy

i k

i b

u a

ile

nin

bir

p

arç

as

ıyım

diy

eb

iliy

oru

m t

üm

be

nli

ğim

le! K

PM

G i

le y

olu

mu

ke

siş

tire

n v

e b

u g

üze

l to

pra

kta

k s

alm

am

ı s

lay

an

lara

min

ne

tle

Siz

in h

er

n g

ülü

ms

ey

ere

k g

eld

iğin

iz b

ir i

ş y

eri

va

r m

ı? H

ay

atı

m b

oy

un

ca

te

k k

ari

ye

r h

ed

efi

m m

utl

ulu

k i

le ç

alı

şa

bil

ec

im b

ir

işy

eri

nd

e,

ke

nd

imi

o a

ile

nin

bir

pa

rça

his

se

tme

kti

. S

en

KP

MG

ile

ne

yi

ba

şa

rdın

de

rse

niz

; b

un

u b

ard

ım!

atöl

yem

arco

m

Page 38: Bakış -   · PDF filebir seyir izledi. 3. çeyrekte ise temel enflasyon göstergeleri bir miktar toparlanmaya başlasa da Euro’daki değer kazancı, enflasyonda

Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Doğru ve zamanında bilgi sağlamak için çalışmamıza rağmen, bilginin alındığı tarihte doğru olduğu veya gelecekte olmaya devam edeceği garantisi yoktur. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın, bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir.

© 2017 Akis Bağımsız Denetim ve SMMM A.Ş., KPMG International Cooperative’in üyesi bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. Türkiye’de basılmıştır.

KPMG adı ve KPMG logosu KPMG International Cooperative’in tescilli ticari markalarıdır.

İletişim:

İstanbulİş Kuleleri Kule 3 Kat 2-9 34330 Levent İstanbul T : +90 212 316 6000

AnkaraThe Paragon İş Merkezi Kızılırmak Mah. Ufuk Üniversitesi Cad. 1445 Sok. No:2 Kat:13 Çukurambar 06550 AnkaraT : +90 312 491 7231

İzmirHeris Tower, Akdeniz Mah. Şehit Fethi Bey Cad. No:55 Kat:21 Alsancak 35210 İzmirT : +90 232 464 2045

kpmg.com.trkpmgvergi.com

Detaylı bilgi için:KPMG TürkiyeKurumsal İletişim ve Pazarlama Bölümü [email protected]