Bahadır uyğur tez
-
Upload
osman-guener -
Category
Education
-
view
655 -
download
25
Transcript of Bahadır uyğur tez
AÇIK OCAKLARDA PATLATMA KAYNAKLI
SARSINTILARIN TAGUCHĠ YÖNTEMĠ KULLANILARAK
PARAMETRE OPTĠMĠZASYONU ĠLE AZALTILMASI
Bahadır UYĞUR
Yüksek Lisans Tezi
Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
Aralık - 2009
AÇIK OCAKLARDA PATLATMA KAYNAKLI SARSINTILARIN
TAGUCHĠ YÖNTEMĠ KULLANILARAK PARAMETRE OPTĠMĠZASYONU ĠLE
AZALTILMASI
Bahadır UYĞUR
Dumlupınar Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Lisansüstü Yönetmeliği Uyarınca
Maden Mühendisliği Anabilim Dalında
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Olarak HazırlanmıĢtır.
DanıĢman : Yrd. Doç. Dr. Hakan AYKUL
Aralık - 2009
iii
KABUL ve ONAY SAYFASI
Bahadır UYĞUR‟un YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak hazırladığı “Açık Ocaklarda
Patlatma Kaynaklı Sarsıntıların Taguchi Yöntemi Kullanılarak Parametre Optimizasyonu Ġle
Azaltılması” baĢlıklı bu çalıĢma, jürimizce lisansüstü yönetmeliğin ilgili maddeleri uyarınca
değerlendirilerek kabul edilmiĢtir.
…. / …. / …..
Üye :. Yrd. Doç. Dr. Özden ÜSTÜN
Üye : Yrd.Doç. Dr. Hakan AYKUL
Üye : Yrd. Doç. Dr. Önder UYSAL
Fen Bilimleri Enstitüsünün Yönetim Kurulu‟nun ....../...../..... gün ve ............. sayılı
kararıyla onaylanmıĢtır.
Prof. Dr. Atalay KÜÇÜKBURSA
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü
iv
AÇIK OCAKLARDA PATLATMA KAYNAKLI SARSINTILARIN
TAGUCHİ YÖNTEMİ KULLANILARAK PARAMETRE OPTİMİZASYONU İLE
AZALTILMASI
Bahadır UYĞUR
Maden Mühendisliği, Yüksek Lisans Tezi, 2009
Tez DanıĢmanı: Yrd. Doç. Dr. Hakan AYKUL
ÖZET
Açık ve yeraltı maden iĢletmeciliğinde, ekonomik bir çözüm olması sebebiyle, halen
yaygın olarak cevherin veya cevherin üstündeki örtü tabakasının kazılması ve gevĢetilmesinde
tercih edilen delme patlatma kazı yöntemi bazı çevresel olumsuzluklarında temel kaynağıdır.
Son yıllarda bu çevresel olumsuzluklardan en dikkat çekeni yerleĢim alanlarında oluĢturduğu
fiziki hasarlar, halk tepkileri ve bu tepkilerin iĢletmelere olan olumsuz teknik ve ekonomik
yansımaları sebebiyle yersarsıntılarıdır. Günümüzde, iĢletmeler açısından bu çevresel problemin
minimize edilmesi, patlatmanın emniyetinin sağlanması, maliyetinin düĢürülmesi ve ideal
(istenen) gevĢemenin veya parça boyutunun sağlanması kadar önemli bir amaçtır.
Patlatma kaynaklı bu teknik ve çevresel problemlerin çözümünde; patlatma parçalanma
mekanizmasında rol olan faktörleri amaca göre optimize eden bir patlatma tasarımının önemi
tartıĢılmazdır. Bu yüzden sağlıklı bir patlatma tasarımı için bu mekanizmada rol olan pek çok
faktörün dikkate alınması ve incelenmesi gerekmektedir.
Sağlıklı bir tasarımın patlatma kaynaklı problemlerin çözümünde kritik bir konu olması
tasarım tekniklerinin bu alanda kullanımının öneminide arttırmaktadır. Bu tekniklerden biride
istatistiksel deney tasarımıdır. Deneysel tasarım metotlarının bir iĢletmede kullanımı ile, üretime
baĢlamadan süreç parametrelerinin en doğru Ģekilde dizaynı sağlanmakta böylece süreçte oluĢan
problemlere tasarım aĢamasında etkin çözümler geliĢtirilebilmektedir. Bu ise iĢletmelere ciddi
maliyet ve zaman avantajı sağlamakta, verimliliği arttırmaktadır. Endüstrinin pek çok dalında
baĢarıyla uygulanıyor olanı Ġstatistiksek Deney tasarımı (ĠDT) metodolojik yaklaĢımı itibariyle
tasarımın söz konusu olduğu tüm mühendislik faaliyetlerinde olduğu gibi delme patlatma
tasarımında da kullanılabilir özelliktedir.
ĠDT yöntemlerinin içinden ise son yıllarda üretim endüstrisinin pek çok kolunda
uygulanarak baĢarılı sonuçlar veren Taguchi deneysel tasarımı yöntemi delme patlatma ve diğer
madencilik süreçlerindeki problemlerin çözümünde kullanılabilecek en akılcı yöntem olarak
v
gözükmektedir. Çünkü bu metot diğer deneysel tasarım yöntemlerine göre aynı sonuçları
verirken çok daha az deneye ihtiyaç duymaktadır. Bu durum madencilik gibi saha çalıĢmasının
kaçınılmaz olduğu alanlarda yapılan araĢtırmalarda, deney yapma zorlukları ve kısıtlamalar
dikkate alınacak olursa daha düĢük maliyette, daha kısa zamanda ve daha kolaylıklı olarak
çözüm sağlayacaktır. Bu yüzden çok daha az deney yaparak çok yüksek doğruluk veren Taguchi
deneysel tasarımı, madencilik problemlerinin kısa sürede ve daha az maliyetle çözümünde etkin
olarak kullanılabilecek yöntemdir.
Bu araĢtırmanın çalıĢma alanı olan Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesinde (SLĠ), patlatma
kaynaklı yersarsıntılarının etkisiyle yakın çevredeki yerleĢim birimlerinde yaĢayan halkın haklı
veya haksız tepki ve Ģikâyetlerinden kaynaklanan problemler yaĢanmaktadır. Bu problemlerin
ve çevreye verilen rahatsızlığın engellenmesi açısından patlatma kaynaklı bu sarsıntıların
azaltılması iĢletme açısından büyük önem taĢımaktadır.
Bu çalıĢmada bir deney tasarım yöntemi olan Taguchi deneysel tasarım yöntemi
kullanılarak SLĠ Ģartlarında kontrol edilebilir olan bazı delik geometrisi faktörlerinin
(parametrelerinin) patlatma kaynaklı sarsıntılara olan etkilerinin incelenmesi ve bu patlatma
kayaklı sarsıntıların faktör optimizasyonu ile azaltılması amaçlanmıĢtır.
Bu amaçla SLĠ Ģartlarında kontrol edilebilir olan 4 faktör (Delikler arası mesafe (A),
Toplam patlayıcı madde miktarı (B), Ölçüm uzaklığı (C) ve Gecikme süresi (D)) 2 seviyeli
olarak ve L8(2)7 Ortogonal dizini kullanılarak 3 tekrarlı 8 deney kombinasyonuna tabi
tutulmuĢtur. Kontrol edilebilen bu faktörlerin seviyeleri; Delikler arası mesafe için 8-12m,
toplam patlayıcı miktarı için 450-600 kg, ölçüm uzaklığı için 75-150 m, gecikme aralığı için ise
0-42 ms olarak alınmıĢtır. Deneyler sonucunda oluĢan sarsıntı değerleri parçacık hızı (mm/sn)
olarak sarsıntı ölçüm cihazında okunup kayıt altına alınmıĢ, bu deney sonuçları hem ortalama
hem de S/N istatistiğine göre analiz edilmiĢtir. Tüm deney patlatmaları iĢletmede Aslanlı
bölgesi Dragline panosunun bir diliminde kömür üstündeki 22 m lik marn formasyonun da 90
açıyla, 9 ınc çapında, delikler oluĢturarak ve üçerli guruplar halinde seri olarak patlatılarak
yapılmıĢtır.
Analiz aĢamasında ilk olarak temel etkiler ve etkileĢimler belirlenmiĢtir. Sonraki
aĢamada her iki istatistik için faktör ve etkileĢimlerin etkilerinin anlamlılığını ve etki oranını
belirlemek amacı ile varyans analizi yapılmıĢtır. Varyans analizlerinde çıkan sonuçlara göre
nihai optimum Ģartlar belirlenmiĢ ve doğrulama deneyleri yapılarak bu optimum Ģartların
güvenilirliği tespit edilmiĢtir.
vi
Yapılan çalıĢmalar sonucunda; SLĠ Ģartlarında patlatma kaynaklı sarsıntıların
azaltılmasında etkin birincil faktörlerin büyüklük sırasına göre patlama noktasına olan uzaklık
ve patlatmadaki gecikme süresi; Etkin ikincil faktörün delikler arası mesafe-patlayıcı madde
miktarı etkileĢimi olduğu, minimum sarsıntıyı veren optimum Ģartların ise A1B2 , C2, D2. olarak,
yani 8 m delikler arası mesafe 600 kg toplam patlayıcı miktarı, 150m ölçüm uzaklığı, 42 ms
gecikme süresi olarak ortaya çıktığı tespit edilmiĢtir. Bununla beraber tasarım çalıĢmasından
önce 62 mm/sn olarak gerçekleĢen sarsıntı miktarının tasarım çalıĢmasından sonra 34.56 mm/sn
düĢtüğü görülmüĢtür. Yapılan doğrulama deneyleri ile de tasarımın güvenilir olduğu
anlaĢılmıĢtır.
Anahtar Kelimeler: Delme, Deney Tasarımı, Patlatma, Taguchi Yöntemi, Yer Sarsıntısı.
vii
REDUCING EXPLOSION BASED SHOCKS IN OPEN MINES
THROUGH PARAMETER OPTIMIZATION USING TAGUCHI METHODS
Bahadır UYĞUR
Mine Engineering, M.S.Thesis, 2009
Thesis Supervizor: Assist. Prof. Hakan AYKUL
SUMMARY
In open and underground mine establishment, since it is an economical solution, drilling
and exploding excavation methods that are still commonly used in excavating and relaxation of
ore and the cover of ore, is the main source of environmental negativeness. The most attractive
of the environmental negativeness recently, are the earthquakes because of the physical
damages to the residential areas, people‟s reactions and the negative technical and economical
affects of these reactions on the enterprises. Nowadays, minimizing these environmental
problems from the view of enterprises is as important an aim as the securing of the explosion,
reducing the cost and the providing of the ideal (required) relaxation or particle size.
In the solutions of the explosion based technical and environmental problems; the
importance of a explosion design that optimizes the factors that takes role in the disintegration
mechanism according to the aim, is indisputable. That is why, for a healthy explosion design, it
is necessary to considerate and investigate many factors taking role in this mechanism.
That a healthy design is a critical subject in the solution of the explosion based
problems increases the importance of using the design techniques in this area. One of these
techniques is statistical experiment design. By using the experimental design methods in an
enterprise, designing of the process parameters perfectly are done before starting the production,
and by this way affective solutions can be developed during design period against the problems
seen during the process. And this provides serious cost and time advantage in the enterprises
and increases the productivity. From the point of its methodological approach, Statistical
Experiment Design (SED) that is used in many areas of the industry has a feature that is
possible to be used in drill exploding design as well as in all engineering activities that needs
design.
Among SED methods, Taguchi experimental design that gives successful results by
using it in many branches of production industry is seen to be the most rational method that can
be used in solving the problems in drilling, explosion and other mining processes. Because this
viii
method when compared with other experimental design methods, gives the same result whereas
need less experiment. When the difficulties and restrictions in making experiments are taken
into consideration this case will provide easier solution with less cost and time in researches
made in the areas where the site work is inevitable as in mining.
That is why, Taguchi experimental design that gives more accuracy by doing less
experiment, is a method that can be used affectively in solving mining problems in a short time
with less cost.
In (SLĠ) Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesi (Seyitömer Lignite Coal Enterprise) that is the
area of this work, experiences problems caused by the right or wrong effects and complaints of
the people living there because of the results of the earthquakes caused by explosions. The
reduction of shocks caused by these explosions has much importance from the point of
preventing the disturbance of these problems and their bad affects.
In this research it is aimed to reduce the explosion based shocks through factor
optimization by using Taguchi experimental design method that is experimental design method
and investigating the affects of some hole geometry factors‟ (parameters) that can be controlled
Under SLĠ conditions on the explosion based shocks.
With this aim, 4 factor (distance between the holes (A), total amount of explosives (B),
measure distance (C) and Delay time (D)) that can be controlled under SLĠ conditions are
applied to 3 times repeated 8 experiment combination in 2 stages and by using L8(2)7 orthogonal
series. The levels of these controllable factors are taken as; 8-12 m for the distance between the
holes, 450-600 kg for the total amount of explosives, 75-150 m for the measure distance, 0-42
ms for the delay period. The shock values obtained after the experiments are read to the
measurement device as particular speed (mm/sn) and recorded, and these experimental results
are analyzed according to both average and S/N statistics. All experimental explosions are done
on 22 m marn formation on the coal by preparing holes with 900
angle, 9 inc diameter, and by
exploding them in series in triple groups in one part of Aslanlı area Dragline panel.
In analyzing stage, essential effects and interactions are determined. In the other stage,
variance analysis is done to determine the meaningfulness and effect rate of the effects of factor
and interaction for both statistics. According to the variance analysis, final optimum conditions
are determined and the reliability of this optimum conditions are found out by doing approving
experiments.
ix
After the works, under SLĠ conditions it is found out that according to their bigness
sequence, distance from the explosion point and the delay time in explosion are the primary
factors that are effective in reducing the explosion based shocks; the secondary factor is the in
between holes distance-explosives transaction, the minimum shocking optimum conditions are
A1B2, C2, D2, this is 8 m between the holes and 600 kg total explosive, 150 m measure
distance, 42 ms delay time. Besides this, it is seen that the shock amount of 62 mm/sn before the
design work has been reduced to 34.56 mm/sn after the design work. With the approving
experiments it has been understood that the design is reliable.
Key words: Drilling, Earth Quake, Experimental Design, Explosion, Taguchi Method.
x
TEŞEKKÜR
Bu çalıĢmada bana her konuda yardımcı olan tez danıĢmanım Sayın Yrd. Doç. Dr.
Hakan AYKUL‟a öncelikle teĢekkür ederim.
Arazi çalıĢmaları sırasında gösterdikleri ilgi ve destek nedeniyle SLĠ Hazırlık ĠĢleri BaĢ
Mühendisi Sayın Erçin AÇIKEL‟e ve emeği geçen herkese teĢekkür ederim.
Deneyler de yararlandığımız yer sarsıntı ölçme cihazını kullanımımıza sunan
Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Cem ġENSÖĞÜT‟e ve
Dumlupınar Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü‟ne teĢekkür ederim.
Değerli katkılarından dolayı tez jürisi üyelerine de teĢekkür ederim.
Ayrıca bugünlere gelmemde büyük pay sahibi olan aileme teĢekkürü bir borç bilirim.
xi
İÇİNDEKİLER DİZİNİ
Sayfa
ÖZET .................................................................................................................................... iv
SUMMARY .......................................................................................................................... vii
TEġEKKÜR .......................................................................................................................... x
ġEKĠLLER DĠZĠNĠ ............................................................................................................... xiv
ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ ......................................................................................................... xvi
SĠMGELER VE KISALTMALAR ....................................................................................... xviii
1. GĠRĠġ ................................................................................................................................ 1
2. LĠTERATÜR BĠLGĠ ......................................................................................................... 4
2.1 Delme ve Patlatma Süreci‟nin Amacı ve Önemi ........................................................ 4
2.1.1 Delme patlatmanın iĢletme ekonomisine etkileri ................................................. 7
2.2 Patlatma Ġle Parçalanma Mekanizması ....................................................................... 9
2.2.1 Detonasyon .......................................................................................................... 10 2.2.2 ġok ya da birim detonasyon dalgalarının yayılması ............................................ 10 2.2.3 Gaz basıncının yayılımı ....................................................................................... 11 2.2.4 Kütle taĢınması .................................................................................................... 12
2.3 Patlatma Tasarımı ve Parametreleri ........................................................................... 12
2.3.1 Kaya birimlerinin malzeme ve kütle özellikleri .................................................. 14 2.3.2 Patlayıcı maddenin cinsi, özellikleri ve dağılımı ................................................. 14 2.3.3 Patlatma geometrisi ............................................................................................. 17 2.3.4 Tasarım yaklaĢımı ................................................................................................ 20
2.3.4.1 Dilim kalınlığının belirlenmesine yönelik yaklaĢımlar............................. 20 2.3.4.2 Özgül Ģarjın tahminine yönelik iliĢkiler................................................... 22 2.3.4.3 Patlatma sonuçlarının değerlendirilmesi ................................................... 22
2.4 Patlatmadan Kaynaklanan Çevresel Etkiler ................................................................ 24
2.4.1 Genel .................................................................................................................... 24 2.4.2 Yer sarsıntısı ........................................................................................................ 28
2.4.2.1 Yersarsıntısı teorisi ve yer sarsıntılarının genel karakteristikleri ............. 28 2.4.2.2 Patlatma titreĢim kayıtları ......................................................................... 34 2.4.2.3 Frekansın önemi, rezonans ve büyütme faktörü ....................................... 35 2.4.2.4 Ölçekli mesafe kavramı ............................................................................ 36 2.4.2.5 Maksimum parçacık hızı tahmini ............................................................. 37 2.4.2.6 Patlatma hasar kriterleri ............................................................................ 38 2.4.2.6 Yer sarsıntısı ve hava Ģoku etkilerini azaltma yöntemleri ........................ 46 2.4.2.7 Önceki bazı deneysel çalıĢmalar ............................................................... 47 2.4.2.8 Ġnsanların patlatma kaynaklı yer sarsıntılarına tepkileri ........................... 51
xii
İÇİNDEKİLER (devam)
Sayfa
2.5 Ġstatistiksel Deney Tasarımı ........................................................................................ 53
2.5.1 Ġstatistiksel deney tasarımının tanımı, amacı ve önemi ...................................... 54 2.5.2 Deney tasarımının tarihçesi ................................................................................. 55 2.5.3 Deney tasarımı ilkeleri ......................................................................................... 57 2.5.4 Deney tasarımının kullanım alanları. ................................................................... 58 2.5.5 Deney tasarımının uygulama aĢamaları ............................................................... 59
2.5.5.1 Problemin belirlenmesi ............................................................................. 59 2.5.5.2 Faktör ve seviyelerinin belirlenmesi ......................................................... 59 2.5.5.3 Cevap değiĢkenin seçimi .......................................................................... 60 2.5.5.4 Deney tasarımının seçimi ......................................................................... 60 2.5.5.5 Deneylerin yapılması ................................................................................ 60 2.5.5.6 Verilerin analizi ........................................................................................ 60 2.5.5.7 Sonuç ........................................................................................................ 60
2.5.6 Deney tasarımı türleri .......................................................................................... 61
2.6 Taguchi Tasarımı ........................................................................................................ 66
2.6.1 Taguchi metodunun geliĢimi ............................................................................... 67 2.6.2 Taguchi metodunun felsefesi ............................................................................... 68 2.6.3 Taguchi yönteminde kalite kontrol ...................................................................... 70
2.6.3.1 Sistem tasarımı ......................................................................................... 73 2.6.3.2 Parametre tasarımı .................................................................................... 74 2.6.3.3 Tolerans tasarımı ...................................................................................... 74 2.6.3.4 Taguchi‟ nin dönüĢtürme süreci modeli ................................................... 75
2.6.4 Kayıp fonksiyonu ................................................................................................ 76 2.6.5 Performans karakteristiği ..................................................................................... 79 2.6.6 Performans istatistiği ........................................................................................... 80 2.6.7 Ortogonal dizinler ................................................................................................ 81
2.6.7.1 Lineer grafikler ......................................................................................... 84 2.6.7.2 Üçgensel tablolar ...................................................................................... 86
2.6.8 Taguchi parametre (robust) tasarımının uygulama adımları ................................ 87 2.6.8.1 Problemin belirlenmesi ............................................................................. 89 2.6.8.2 Performans (kalite) karakteristiğinin ve ölçüm sistemlerinin belirlenmesi 89 2.6.8.3 Performans karakteristiğini etkileyen faktörlerin ve seviyelerinin
belirlenmesi ............................................................................................... 90 2.6.8.4 Faktörlerin kontrol edilebilen ve kontrol edilemeyen faktörler olarak
ayrılması .................................................................................................... 90 2.6.8.5 EtkileĢimlerin belirlenmesi ....................................................................... 91 2.6.8.6 Uygun ortogonal dizinin seçilmesi ve faktörlerin bu dizinlere atanması . 92 2.6.8.7 Performans istatistiklerinin belirlenmesi .................................................. 94 2.6.8.8 Deneylerin yapılması ve sonuçların kaydedilmesi ................................... 94 2.6.8.9 Deney sonuçlarının analizi ....................................................................... 95
2.7 Taguchi Yöntemi Ġle Diğer Deney Tasarımı Türleri Arasındaki Farklar .................... 105
xiii
İÇİNDEKİLER (devam)
Sayfa
3. METERYAL VE METOD .............................................................................................. 107
3.1 Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesinin Genel Tanıtımı ...................................................... 107
3.2 ĠĢletmede Uygulanan Patlatma Tekniği ...................................................................... 112
3.2.1 Kullanılan delici makineler ve teknik özellikleri ................................................. 113 3.2.2 Kullanılan patlayıcı maddeler ve teknik özellikleri ............................................. 114 3.2.3 ĠĢletmede uygulanan ateĢleme yöntemi ............................................................... 116 3.2.4 ĠĢletmede uygulanan delik geometrisi ................................................................. 119
4. SLĠ DE PATLATMA KAYNAKLI SARSINTILARIN AZALTILMASI ĠÇĠN TAGUCHĠ
DENEY TASARIM UYGULAMASI .................................................................................. 124
4.1 Problemin belirlenmesi ............................................................................................... 124
4.2 Performans (Kalite) Karekteristiği ve Ölçüm Sisteminin Belirlenmesi ...................... 125
4.2.1 Yer sarsıntısı ve hava Ģoku izleme sistemleri ...................................................... 125 4.2.1.1 Instantel Mini Mate Plus ölçüm cihazının tanıtımı ................................... 125 4.2.1.2 Sarsıntı ölçer cihazların kurulumu ............................................................ 127
4.3 Performans Karakteristiğini Etkileyen Faktörlerin ve Seviyelerin Belirlenmesi ........ 128
4.4 Faktörlerin Kontrol Edilebilen ve Kontrol Edilemeyen Olarak Sınıflanması ............ 129
4.5 Tahmini EtkileĢimlerin Belirlenmesi .......................................................................... 130
4.6 Uygun Ortogonal Dizinin Seçilmesi ve Faktörlerin Bu Dizinlere Atanması .............. 131
4.7 Performans Ġstatistiğinin Belirlenmesi ........................................................................ 133
4.8 Deneylerin Yapılması ve Sonuçların Kaydedilmesi ................................................... 133
4.8.1 Deney Ģartları ....................................................................................................... 133 4.8.2 Uygulama ve sonuçlar ......................................................................................... 136
4.9 Verilerin Analizi ......................................................................................................... 140
4.9.1 Temel etkilerin belirlenmesi ................................................................................ 140 4.9.2 EtkileĢim analizi .................................................................................................. 146 4.9.3 Varyans Analizi ................................................................................................... 150 4.9.4 Sürecin optimum Ģartlardaki performansının tahmini ve Güvenilirlik ................ 168
5. SONUÇ ............................................................................................................................. 174
KAYNAKLAR DĠZĠNĠ ........................................................................................................ 178
EKLER .................................................................................................................................. 183
1. ÇeĢitli güven seviyesi için F tablo değerleri
2. Üçgensel tablolar lineer grafikler
xiv
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil Sayfa
2.1. Parçalanma derecesi ve maliyet iliĢkisi. ...................................................................... 5
2.2. Delme ve patlatmanın üretim sürecindeki yeri ve önemi. ........................................... 7
2.3. Toplam maliyet ve optimum nokta. ............................................................................ 9
2.4. Detonasyonun ardından birim deformasyon dalgalarının yayılması ........................... 10
2.5. Gaz basıncı ile çatlak oluĢumu .................................................................................... 11
2.6. Parçalanma mekanizması ............................................................................................ 12
2.7. Kütle taĢınmaları (S: Sıkılama, E: Patlayıcı, D: Delik taban payı) ............................. 13
2.8. Basamak patlatması terimleri ...................................................................................... 18
2.9. Patlatmanın çevresel etki alanları ................................................................................ 25
2.10. Günlük olaylardaki ses düzeyleri ve ses basınç değerleri ........................................... 27
2.11. Kaya yapısı içindeki elastik deformasyonun elemanları ............................................. 30
2.12. Uzaklığa ve zamana bağlı olarak patlatma titreĢimlerinin genel formu ...................... 32
2.13. Dalga tiplerine bağlı olarak parçacık hareketlerinin değiĢimi..................................... 33
2.14. Ġki izleme noktasında patlatma titreĢimlerinin izlenmesi ............................................ 34
2.15. Tipik bir kömür patlatmasında parçacık hızlarının zamana bağlı değiĢimi ................ 34
2.16. USBM‟nin alternatif kriter analizi .............................................................................. 42
2.17. OSM‟nin alternatif kriter analizi ................................................................................. 44
2.18. Sarsıntı süresine göre insanların değiĢik seviyelerde algıladıkları parçacık hızı
değerleri ...................................................................................................................... 52
2.19. Sarsıntı süresi ve frekansına göre insanların değiĢik seviyelerde algıladıkları sarsıntı
düzeyleri ..................................................................................................................... 53
2.20. 1950-1990 yılları arasında üç temel yöntemin kalite yönetimine katkısı ................... 57
2.21. Tesadüf blokları deney tasarımı örneği ....................................................................... 62
2.22. Taguchi‟nin üretim-kalite çemberi .............................................................................. 72
2.23. Taguchi dönüĢtürme süreci modeli ............................................................................. 76
2.24. Geleneksel kayıp fonksiyonu ...................................................................................... 77
2.25. Taguchi‟nin kayıp fonksiyonu .................................................................................... 78
2.26. En küçük en iyi kayıp fonksiyonunun grafiksel gösterimi .......................................... 79
2.27. En Büyük en iyi kayıp fonksiyonun grafiksel gösterimi ............................................. 79
2.28. Lineer grafiklerde kullanılan faktör simgeleri ............................................................ 85
2.29. L4(23) Ortogonal dizini ve lineer grafiğinin gösterimi ................................................ 85
2.30. L8(27) Ortogonal dizini için lineer grafikler ................................................................ 85
2.31. L4(23) ve L8(2
7) Ortogonal dizinlerinin üçgensel grafikleri ........................................ 86
xv
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Şekil Sayfa
2.32. Taguchi yöntemlerinin uygulanmasında izlenecek sistematik yaklaĢımın akım Ģeması 88
2.33. Ġki faktörün etkileĢimsiz olduğunu gösteren durum grafiği. ....................................... 91
2.34. Ġki faktör arasında zayıf bir etkileĢim olduğunu gösteren durum grafiği .................... 92
2.35. Ġki faktör arasında kuvvetli bir etkileĢim olduğunu gösteren durum grafiği. .............. 92
3.1. SLĠ yer bulduru haritası .............................................................................................. 107
3.2. Seyitömer kömür havzası stratigrafik sütun kesiti ...................................................... 108
3.3. Ing.Rand DM50/XL900 delik makinesi görünümü .................................................... 113
3.4. ĠĢletmede genel olarak uygulanan delik geometrisi .................................................... 120
3.5. Patlatma Geometrisi .................................................................................................... 121
3.6. Tekli Ģarj kesiti. ........................................................................................................... 122
3.7. Ġkili Ģarj kesiti. ............................................................................................................. 123
4.1. Instantel Mini Mate Plus cihazının görünümü. ........................................................... 126
4.2. L8(27) Ortogonal dizini için kullanılan lineer grafik gösterimi ................................... 132
4.3. SLĠ A-16 Pano dragline dilimi ve yerleĢim yerlerinin uydu görünümü ...................... 134
4.4. ÇalıĢmanın yapıldığı dragline panosu. ........................................................................ 134
4.5. Seyitömer Linyit IĢletmesi A-16 Dragline panosunun karakteristik kesiti ................. 135
4.6. ÇalıĢma bölgesi faylanma durumu .............................................................................. 136
4.7. Deney atımları yandan kesiti ....................................................................................... 137
4.8. Gecikmeli atım deney planı ........................................................................................ 138
4.9. Ortalama istatistiğine göre faktör ve etkileĢimlerin temel etkileri grafiksel gösterimi 142
4.10. S/N istatistiğine göre faktör ve etkileĢimlerin temel etkilerinin grafiksel gösterimi ... 145
4.11. Ortalama değerlere göre faktörlerin etkileĢim grafiği ................................................. 147
4.12. S/N istatistiğine göre etkileĢim grafikleri.................................................................... 149
xvi
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge Sayfa
2.1. Patlayıcı madde yoğunluk ve detonasyon iliĢkisi ....................................................... 10
2.2. Cihazın frekans bandına uygun olarak izin verilen en yüksek gürültü düzeyleri........ 28
2.3. TitreĢim parametrelerinin aralığı ................................................................................. 35
2.4. Crandell‟in enerji oranına bağlı hasar kriteri .............................................................. 39
2.5. Langefors ve arkadaĢlarının parçacık hızını esas alan hasar kriteri ............................ 40
2.6. Edwards ve Northwood‟un parçacık hızını esas alan yaklaĢımı ................................. 40
2.7. USBM‟nin yaklaĢımı .................................................................................................. 40
2.8. Bauer ve Calder‟in hasar kriteri .................................................................................. 41
2.9. Uzaklığa bağlı müsaade edilen ölçekli mesafe faktörleri ............................................ 43
2.10. Uzaklığa bağlı müsaade edilen maksimum parçacık hızları ....................................... 43
2.11. Alman standartlarına göre (DĠN 4150) yapı tipi, hız-frekans iliĢkisi .......................... 45
2.12. Patlama nedeniyle oluĢacak titreĢimlerin en yakın yapının dıĢında yaratacağı zemin
titreĢimlerinin izin verilen en yüksek değerleri .......................................................... 46
2.13. Yer sarsıntısı ve hava Ģoku düzeylerini azaltmak için dikkate alınması gereken
parametreler ................................................................................................................ 47
2.14. Normal Bir Patlatmada Beklenen BED Değerleri ....................................................... 50
2.15. Tesadüf blokları deney tasarımı örneği ....................................................................... 62
2.16. Latin keresi deney tasarımı örneği .............................................................................. 63
2.17. Ġmalat endüstrisi için Latin karesi deney tasarımı örneği............................................ 64
2.18. Tam Faktoriyel tasarım örneği .................................................................................... 65
2.19. Geleneksel kalite anlayıĢı ve Taguchi‟nin kalite anlayıĢı arasındaki farklar .............. 68
2.20. Tam Faktoriyel tasarım ve L8 Ortogonal dizini için deney yapısı............................... 82
2.21. Aynı faktör ve seviyeler için Faktoriyel tasarım ve Taguchi tasarımının öngördüğü
deney sayıları .............................................................................................................. 83
3.1. ANFO‟nun delik çapına bağlı olarak patlatma hızı ve metre baĢına Ģarj miktarı ....... 115
3.2. ĠĢletmede uygulanan delik geometrisi ......................................................................... 119
4.1. TitreĢim Ölçer Instantel Mini Mate Plus cihazının bazı teknik Özellikleri................. 127
4.2. ĠĢletme koĢullarında yer sarsıntısını etkileyen faktörler ve seviye değerleri .............. 128
4.3. Kontrol edilebilen faktörler ve seviyeleri.................................................................... 130
4.4. Toplam serbestlik derecesi .......................................................................................... 131
4.5. L8(27) Ortogonal dizinin sütunlarına faktörlerin atanması ve deney kombinasyonları 132
4.6. ÇalıĢılan formasyonun bazı mekanik özellikleri ......................................................... 135
xvii
ÇİZELGELER DİZİNİ (devam)
Çizelge Sayfa
4.7. L8(27) ortogonal dizini kullanılarak sütunlara atanan faktörler, deney
kombinasyonları,deney sonucu elde edilen parçacık hız değerleri ............................. 139
4.8. Ortalama istatistiğine göre temel etkilerin tablo olarak hesaplanıĢı ............................ 141
4.9. Ortalama istatistiğine göre faktörlerin temel etkileri .................................................. 141
4.10. Bulunan S/N değerleri ile düzeltilen deney sonuçları çizelgesi .................................. 144
4.11. S/N oranına göre temel etkilerin belirlenmesi............................................................. 144
4.12. Elde edilen bu veriler ile oluĢturulan varyans analizi tablosu ..................................... 155
4.13. Faktör birleĢtirme iĢlemi sonucu oluĢan varyans analizi tablosu ................................ 158
4.14. S/N istatistiğine oluĢturulan deney sonuçları çizelgesi ............................................... 160
4.15. S/N değerlerine göre elde edilen veriler ile oluĢturulan varyans analizi çizelgesi ..... 165
4.16. Pooling uygulanan S/N değerleri varyans analizi çizelgesi ........................................ 168
4.17. Doğrulama deneyleri sonuçları ................................................................................... 170
xviii
SİMGELER VE KISALTMALAR
Simgeler Açıklama
AxB A ve B faktörünün etkileĢimi
Kısaltmalar Açıklama
D.T. Deney Tasarımı
GLĠ Garp Linyitleri ĠĢletmesi
ĠDT Ġstatistiksel Deney Tasarımı
OSM ABD Açık Ocak Madencilik Bürosu
SLĠ Seyitömer Linyit ĠĢletmeleri
S/N Signal / Noise
USBM BirleĢik Devletler Maden Bürosu
1
1. GİRİŞ
SanayileĢen Dünyamız da enerji ve hammadde‟ye olan gereksinim gün geçtikçe
artmaktadır. Buna paralel olarak artan madencilik faaliyetleri, maden sahalarının yerleĢim
alanlarına daha da yaklaĢmasına ve bu yerleĢim alanlarında bir takım olumsuz çevresel etkilerin
oluĢmasına sebep olmaktadır.
Bu çevresel etkilerin büyük bir bölümü maden iĢletmelerindeki delme-patlatma
faaliyetleri neticesinde oluĢmaktadır. Patlatma kaynaklı bu etkiler taĢ savrulması, toz emisyonu,
yer sarsıntısı ve hava Ģoku olarak gerçekleĢmektedir.
Bu çevresel olumsuzlukların temel kaynağı olan delme patlatma kazı yöntemi, açık ve
yeraltı maden iĢletmeciliğinde cevherin veya cevherin üstündeki örtü tabakasının kazılması ve
gevĢetilmesinde daha ekonomik bir çözüm olması sebebiyle hala çok yaygın olarak tercih
edilmektedir. Bununla beraber, Maden arama faaliyetleri, taĢ ocağı iĢletmeciliği, kuyu ve galeri
açma, jeofizik araĢtırmalar, sismik patlatmalar gibi diğer madencililik faaliyetlerinde ve inĢaat,
petrol, tarım, ormancılık, askeriye gibi madencilik dıĢı sektörlerde de gene yaygın olarak
uygulanmaktadır [1].
Son yıllarda patlatma kaynaklı çevresel etkilerden en dikkat çekeni yerleĢim alanlarında
oluĢturduğu ciddi problemler sebebiyle yersarsıntılarıdır. Bu sarsıntılar bazen iĢletme
çevresindeki evlerde ve binalarda ciddi yapısal hasara sebep olmakta bazen de hasar
olmamasına rağmen insanlarda titreĢim sebebiyle mental rahatsızlıklara neden olmaktadır.
Hasar meydana gelmesi durumunda, bu hasarlar ya layıkıyla yapılmıĢ evlerde kontrolsüz
patlatmadan yada kontrollü patlatma yapılmasına rağmen layıkıyla yapılmamıĢ binalardan
kaynaklanmaktadır. Her iki durum için yerleĢim yerindeki halkın haklı veya haksız, resmi ve
gayri resmi Ģikayetleri olmaktadır. Bu durum iĢletmelerle yerleĢim yerindeki halkı karĢı karĢıya
getirmekte ve açılan mahkemeler sonucunda iĢletmeler (yasal müeyyide ve sınırlamalar
sebebiyle) ciddi miktarda tazminatlar ödemek zorunda kalmaktadır. Bununla beraber anlatılan
sorunlardan dolayı zaman zaman üretim faaliyetleri de aksamaktadır. Bu problemler patlatma
kaynaklı yer sarsıntılarının azaltılmasının önemle üzerinde durulması gereken bir konu
olduğunu ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla, Patlatma verimliliğiyle beraber patlatma sonucu oluĢan çevresel etkilerinde
titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Artık maden mühendisliği açısından ideal bir delme
patlatma; iĢ güvenliğinden ödün vermeden en az tüm süreç maliyetiyle ideal (istenen) gevĢeme
ve parça boyutunu sağlayan ve bununla beraber minimum çevresel probleme sebep olan bir
2
faaliyet olarak algılanmalıdır. Bunu baĢarabilmek ise ancak bu kısıtları optimize eden bir delme
patlatma tasarımının yapılması (modelleme) ile mümkündür. Gerçekçi bir patlatma tasarımı
yapmak için ise patlatma da parçalanma mekanizmasının ve bu mekanizmada rol olan
parametrelerin iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu parametreler kaya birimlerinin malzeme ve kütle
özellikleri, patlayıcı maddenin cinsi, özellikleri, dağılımı ve patlatma geometrisi baĢlıkları adı
altında incelenmektedir [2].
ĠĢletmeler ve iĢletmelere yakın yerleĢim yerlerinde ciddi problemlere sebep olan yer
sarsıntılarının etkin faktörlerini bulup tahminini yapmak ve azaltılmasını sağlamak amacıyla da
bugüne dek pek çok çalıĢma yapılmıĢ olup bu çalıĢmalar sonucunda kabul gören çeĢitli modeller
ortaya konmuĢtur. Bu modellerin tamamı basit veya çoklu regrasyon ve korelasyon yöntemiyle
geliĢtirilen ampirik formüllere dayanmaktadır. Ancak Bu yaklaĢımların hiçbiri her saha için
uygulanabilir nitelikte değildir. Yani genel anlamda kabul gören bir model bulunmamakta,
iĢletmeler kendi sahalarına uyum gösteren modeli uygulamaktadır. Bunun sebebi modellerde
kaya birimlerinin malzeme özellikleriyle ilgili kontrol edilemeyen pek çok faktörün
bulunmasıdır.
Sağlıklı bir patlatma tasarımının ideal bir patlatma ve minumum yer sarsıntısını
sağlamak için kritik bir konu olması tasarım tekniklerinin delme patlatma tasarımında
kullanılabilirliğinin veya kullanımının önemini arttırmaktadır. Bu bağlamda son yıllarda tasarım
konusunda endüstrinin pek çok dalında baĢarıyla uygulanıyor olması bakımından en dikkat
çeken yöntem Ġstatistiksek Deney tasarımı (ĠDT) yöntemidir. Bu yöntem metodolojik yaklaĢımı
itibariyle tasarımın söz konusu olduğu tüm mühendislik faaliyetlerinde olduğu gibi delme
patlatma tasarımında da kullanılabilir niteliktedir. Temelde bu yaklaĢım bir süreçteki kalite
karakteristiğinin (çıktının) iyileĢtirilmesi için bu kalite karakteristiğini etkileyen parametrelerin
(faktörlerin) en uygun yani optimal değerlerini (seviyelerini) sistematik deneyler yaparak ortaya
koyan bir yöntemdir [3]. Deney tasarımının birçok uygulama yöntemi vardır ancak bunların
içinden 1990‟lardan sonra en çok dikkat çekeni Taguchi yöntemi olarak bilinen Dr.Genichi
Taguchi‟nin geliĢtirdiği yöntemdir. Bu yöntemin diğer deney tasarım yöntemlerine göre en
önemli avantajı daha az denemeyle aynı baĢarılı sonuçları vermesidir [4]. ĠDT ile bir patlatma
tasarımı yapılması fikri dikkate alınırsa, delme patlatma faaliyetlerindeki deney yapma
zorlukları, üretimindeki aksamalar, zaman, maliyet ve riskler göz önüne alındığında Taguchi
metodu delme patlatma tasarımı için diğer tasarım yöntemlerine göre uygulanabilecek en uygun
teknik olarak gözükmektedir.
3
Bu araĢtırmanın çalıĢma alanı olan Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesinde, patlatma kaynaklı
yersarsıntılarının etkisiyle yakın çevredeki yerleĢim birimlerinde yaĢayan halkın haklı veya
haksız tepki ve Ģikayetlerinden kaynaklanan problemler yaĢanmaktadır. Bu problemlerin ve
çevreye verilen rahatsızlığın engellenmesi açısından patlatma kaynaklı bu sarsıntıların
azaltılması iĢletme açısından büyük önem taĢımaktadır. Bu ise sarsıntıyı etkileyen faktörlerin ve
bu faktörlerin etki derecelerinin belirlenmesiyle mümkün olacaktır.
Bu çalıĢmada, SLĠ‟de patlatma faaliyetlerinde oluĢan yersarsıntısı etkisinin minimize
edilmesi için Taguchi deneysel tasarım yöntemi kullanılarak iĢletme Ģartlarında kontrol
edilebiliyor olan delme patlatma geometrisi parametrelerinin optimizasyonu amaçlanmıĢtır. Bu
optmisazyon yapılırken sarsıntıyı etkilediği düĢünülen kontrol edilemeyen faktörlerin etkisi
mümkün olduğunca minimize edilmiĢtir.
4
2. LİTERATÜR BİLGİ
2.1 Delme ve Patlatma Süreci’nin Amacı ve Önemi
Patlatma mühendisliğinin temel amaçlarından biri, konforlu bir yaĢam için gerekli alt
yapı kazılarıyla birlikte; insanoğlunun gereksinim duyduğu endüstri hammaddesini içinde
bulunduğu ana kütleden faydalanabilir bir büyüklükte, ekonomik olarak, minimum bir zaman
diliminde ve emniyetli bir biçimde ayırmaktır. Bu amaca ulaĢmak için genel olarak aĢağıdaki
metotlar uygulanmaktadır.
Ġnsan gücü
Mekanik makineler
GazlaĢtırma kimyası
Çözelti kimyası
Hidrolik teknolojisi
Delme-patlatma teknolojisi
Bu seçeneklerden delme-patlatma teknolojisi, özellikle, diğer proseslerin
uygulanmaması veya uygulandığında ekonomik sonuç vermemesi durumlarında yaygın bir
kullanım bulmaktadır. Bu teknolojinin kullanıldığı faaliyetlerde, gerek planlama gerekse
uygulama iĢlemleri, diğer kazı iĢlemlerine göre farklı bir boyut almaktadır. Bu planlara yönelik
uygulama faaliyetleri ise aĢağıda belirtilen teknolojileri içermektedir.
Delik yerlerinin belirlenmesi
Deliklerin delinmesi
ġarj ve patlatma
Yükleme
TaĢıma
Kırma-öğütme
Bu faaliyetlere paralel olarak yürütülen diğer tüm iĢlemler ise, yardımcı prosesler olarak
genel planlama kapsamında yer almaktadır [5].
Delme ve patlatma faaliyetleri gerek madencilik, ve inĢaat sektörlerinde, gerekse kazı
gerektiren diğer altyapı çalıĢmalarında kaçınılmaz olarak geniĢ bir uygulama alanına sahiptir.
Bunun yanında delme patlatmanın, üretim maliyeti içindeki payı da küçümsenmeyecek
düzeydedir. Bu nedenle patlatma sonuçlarının istenilen düzeyde gerçekleĢtirilebilmesi için kaya
5
özelliklerini, patlayıcı madde özelliklerini ve patlatma geometrisi konfigürasyonlarını uygun bir
modelde değerlendiren tasarımlara gerek vardır [6].
Sadece delme–patlatma iĢlemlerinde hedeflenecek minimum maliyet düĢüncesi,
birbirini izleyen teknolojik iĢlemlerin maliyetinde önemli artıĢlar olmasını görmezlikten
gelecektir. Patlatma iĢlemlerinin maliyeti genel olarak parçalanma derecesinin bir
fonksiyonudur (ġekil 2.1).
Mal
iyet
ParçalanmaKüçük İri
Toplam maliyet
Yükleme taşıma vekırma maliyetleri
Delme-patlatma maliyetleri
Şekil 2.1 Parçalanma derecesi ve maliyet iliĢkisi [6].
Yersarsıntısı ,hava Ģoku,fırlayan kaya ve toz gibi olumsuzlukların yanında yetersiz
parçalanma sonucu madenciliğin diğer aĢamaları olan yükleme ,taĢıma, boĢaltma ,cevher
hazırlama ve zenginleĢtirme adımlarını da olumsuz yönde etkilenmektedir.Patlayan kaya
kütlesinin gerisinde oluĢan çatlak,tırnak gibi olumsuzluklar da maden ocağının Ģeklini etkiler ve
daha sonraki delme patlatma iĢlemlerini zorlaĢtırır.
Maden ve taĢ ocağı faaliyetlerinde temel ve en önemli prosesi oluĢturan kazı
iĢlemlerinin, makine ve yukarıda değinilen diğer yöntemlerle gerçekleĢtirilmesi, kayaçların
madde/kütle özellikleriyle ve kullanılmakta olan teknoloji ile sınırlı olduğu bilinmektedir. Bu
nedenle bu sınırı aĢan delme ve patlatma teknolojisi doğrudan kazı veya gevĢetme kazısı olarak
büyük bir önem arz etmekte ve ekonomik ölçüleri içinde yaygın bir Ģekilde kullanılmaktadır.Bu
kullanım önemini, bir yandan iĢletme faaliyetlerinin göstergesini oluĢturan maliyet
analizlerinde, öte yandan söz konusu faaliyetlerin hızlı bir Ģekilde yapılabilmesinde görmek
6
mümkündür. Ancak iĢletmelerdeki maliyet analizlerinde, delme ve patlatma maliyetlerinin tek
baĢına değerlendirilmesi; elde edilen baĢarının açık bir Ģekilde gösterilmesine yetmemektedir.
Faaliyetler ardıĢık olarak gerçekleĢtiğinden dolayı; delme ve patlatma etkisinin diğer iĢlemlerde
de analiz edilmesi zorunludur. Bu husus ise; ancak her teknolojik iĢlemde görev alan makine ve
ekipmanlara ait performansların ayrı ayrı değiĢik durumlar için analiz edilmesiyle mümkün
olmaktadır [7].
Sadece delme ve patlatma faaliyetlerinde hedeflenecek maliyet minimizasyonu
düĢüncesi, birbirini izleyen teknolojik iĢlemlerin maliyetinde önemli artıĢların olmasını
görmezlikten gelecektir. Bu hususu ġekil 2.1‟ de açık bir Ģekilde izlemek mümkündür. ġekil
2.1‟de ifade edildiği gibi, patlatma sonrası iĢlemlerin maliyeti, genel olarak parçalanma
derecesinin bir fonksiyonudur. Toplam maliyetin değerlendirilmesi her haliyle, söz konusu
unsurlara yönelik sonuçların göz önüne alınmasıyla mümkün olabilecektir. Bu vesileyle, en
uygun sonucun ne olacağının belirlenmesi, hem patlatma ve hem de ardıĢık iĢlemlerin birlikte
ele alınmasıyla mümkündür. Delme ve patlatma faaliyetleri optimal koĢullarda gerçekleĢtiğinde;
yükleme, taĢıma, kırma-öğütme ve hatta reklamasyon iĢlemlerinde maliyetlerin azalmasına,
dolayısıyla iĢletmenin toplam sonucunun pozitif bir geliĢim göstermesine neden olmaktadır.
Yukarıda belirtilen öneme bir yandan delme teknolojisiyle ilgili gerçek yeni
araĢtırmalar yaparak çözülememiĢ sorunlara yanıt aramaya ve tüm operasyonlar için uygun
makine tip ve kapasite optimizasyonuna gereksinim vardır. Burada özellikle primer kırıcıların
devreden kaldırılmasını ve kütle ötelenmesini hedefleyebilmek mühendisler için nihai bir ideal
olmalıdır. Yukarıda değinilen hususların ıĢığı altında,delme ve patlatmanın önemi aĢağıdaki
detaylarla ortaya çıkmaktadır [7].
Ekonomik sonuçların sağlanması
Teknik verimliliğin arttırılması
Zaman kullanımında etkinlik
ĠĢ makineleri performanslarında iyileĢtirme
Kapasite artıĢı
ArdıĢık faaliyetlerin organizasyonunda kolaylık
Uygun niteliklerde malzeme temini
Güç kullanımında konsantrasyon
Ekipman seçiminde optimizasyon
7
Kayaç
Özellikleri
ArdıĢık Teknolojik ĠĢlemlerin
Planlanması
Kazı Yükleme Nakliyat Kırma Sonuçlar
ĠĢletme
KoĢulları
Performans
Delme
Patlatma
●Ekonomik Sonuçlar
●Teknik Verimlilik
● Zaman Kullanımı
● ĠĢ Makinaları Optimizasyonu
● Güç Kullanımında Konsantrasyon
● Faaliyetlerin Organizasyonunda
Kolaylık
● Kapasite ArtıĢı
Patlayıcı
Madde
KoĢulları
●Emniyet Sonuçları
Şekil 2.2 Delme ve patlatmanın üretim sürecindeki yeri ve önemi [7].
Ekonomik bir patlatma tasarımıyla birlikte çevresel emniyet de ihmal edilmemelidir.
Yapılacak patlatmalarda parçacık hızı ve frekans ölçümleri yapılmalı ve bunları kontrol
edilebilir sınırlarda tutarak, tasarımlar gerçekleĢtirmek suretiyle çevresel hassasiyet de göz
önünde bulundurulmalıdır [6].
Patlatma yapılacak formasyonda özgül Ģarj ve uygun dilim kalınlığını önceden
belirleme olanağı çok zorsa da, kesin tasarıma ulaĢabilmek için deneme yanılmayı esas alan ön
tasarımlar ile gerçeğe çok yakın bir değerle baĢlamak iĢin maliyeti açısından önem
taĢımaktadır[8].
2.1.1 Delme patlatmanın işletme ekonomisine etkileri
Delme patlatma iĢlemleri açık maden iĢletmelerinin en önemli adımlarından biridir.
Üretime geçilmeden hazırlık aĢamasında uygulanması sebebiyle ilerde yapılacak üretimin
birçok aĢamasını etkilemektedir. Açık iĢletmelerin bir çoğunda delme ve patlatmanın üretim
maliyeti içindeki payı %30-35‟lere kadar çıkabilmektedir. Ancak uygun patlatma tasarımlarının
uygulanması sonucunda bu oran %10‟lara kadar çekilebilmektedir [2].
Bilindiği gibi delme-patlatma kolay kazılabilir olmayan kaya kütlelerini kontrollü bir
Ģekilde tahrip ederek ana kaya kütlesinden ayırma iĢlemidir. Bu iĢlem sırasında belirlenmiĢ
büyük kapasiteler için iyi patlatılmıĢ kaya kütleleri elde edilirken, arka Ģevde kalan kayaya en az
zarar verilmelidir. Bu iki zıt isteğin Ģartlarını yerine getirmesi gereken delme-patlatma üretim
kapasitesinden, son ürünün maliyetinden patlatma sonrası iĢlemlerin randımanından emniyetli
bir çalıĢma ortamına kadar her Ģeyi doğrudan etkileyen üretimin ilk ve en önemli
aĢamasıdır.Örneğin kötü bir patlatma sonucunda yükleyici makineler zor koĢullarda çalıĢır,
8
ikinci delme patlatma ihtiyacı doğar ve kaba oranı artar. Yükleyici makineler zor koĢullarda
çalıĢınca kapasiteleri düĢer, arıza oranları yükselir. Ġkinci patlatma nedeniyle, fazladan maliyetin
yanı sıra vardiyadaki iĢ kayıpları artar. Makinelerin yürüyüĢ sistemleri zarar görür. Patar
oranının yüksek olması yükleme, taĢıma emniyetinin azalmasına,kırıcıların kapasitelerinin
düĢmesine ve ton basınç kırma maliyetinin artmasına neden olur [9].
Ayrıca uygun tasarlanmayan atımlar sonucu yerleĢim bölgelerine yakın olan bölgelerde
yer sarsıntısı ve hava Ģokunun yarattığı sıkıntılar nedeniyle insanlar evlerinin hasar gördüğünü
veya hasar göreceğini öne sürerek iĢletmeler aleyhine davalar açmakta ,tazminat talep etmekte
hatta bazen iĢletme faaliyetlerinin durdurulmasına neden olmaktadırlar.
Ġyi bir patlatma sonrası ise, tüm olumsuzluklar kalkacak iĢletmeler çevreleriyle barıĢık
bir Ģekilde üretimlerine devam edeceklerdir. Ġyi bir patlatma için basamak yüksekliklerine göre
amaca uygun delik çapı ve delme düzeninin, patlayıcının ve ateĢleme sisteminin seçilerek
sadece gerektiği kadar doğru biçimde kullanılması gereklidir. Daha önce belirttiğimiz gibi
sadece delme patlatma sonrası iĢlemlerin maliyetinden ayrı ele almak gerçekçi olmaz. Bunun
için delme patlatma maliyeti, yükleme, taĢıma ve kırma maliyetleriyle birlikte kırma sonrası
stok maliyetinin bir unsuru veya toplam dekapaj maliyetinin bir unsuru olarak ele
alınmalıdır.Tek baĢına delme-patlatma maliyeti, daha az patlayıcı kullanılarak düĢürülebilir.
Fakat yükleme taĢıma ve kırma maliyetleri yükseleceğinden iĢletme ekonomisine olumsuz
yansır. Buna karĢın ġekil 2.3‟de görüldüğü gibi genelde tercih edilen seçenek delme-patlatma
maliyetini yüksek tutarak toplam kırma sonrası stok maliyetini düĢürmektir.Fakat bunu
yaparken de dikkat edilmesi gereken önemli nokta toplam kırma sonrası stok maliyetinin en
düĢük olduğu seçeneğin tercih edilmesidir.
Delme patlatma maliyetlerini belirli bir noktadan sonra ne kadar arttırırsak arttıralım
patlatma sonrası maliyetleri fazla etkilemeyeceği için gereksiz bir maliyet fazlalığı oluĢturur.
9
Şekil 2.3 Toplam maliyet ve optimum nokta [7].
ġekil 2.3‟de görüldüğü gibi toplam maliyetin en düĢük olduğu A noktasındaki delme
patlatma harcama değerlerinin arttırılması da azaltılması da sonuçta toplam maliyetin
yükselmesine de neden olacaktır. Sonuç olarak diyebiliriz ki patlatmanın performansının
patlatma sonrası iĢlemlerin maliyetlerini, kapasitelerini, randımanlarını ve emniyetini belirleyen
en önemli unsur olduğunun bilinerek delme patlatmaya bu açıdan bakılması iĢletme
ekonomilerinin daha sağlıklı değerlendirilmesini sağlayacaktır [7].
2.2 Patlatma İle Parçalanma Mekanizması
Patlayıcı madde ateĢlendiğinde saniyenin binde biri gibi çok kısa bir sürede oluĢan
hidrodinamik reaksiyon sonucu patlayıcı enerjisi, çok yüksek basınç ve sıcaklıktaki gaz Ģeklinde
ortaya çıkmakta böylece deliği çevreleyen kayaya uygulanan çok büyük basınçlar kayanın
kırılıp parçalanmasına yol açmaktadır [10].
Deliğe konulan ve sıkılaması yapılan patlayıcı maddenin parçalanma ve ötelenmeye
kadar geçen zaman 4 aĢamaya ayrılabilir;
1. Detonasyon
2. ġok ya da birim deformasyon dalgalarının yayılması
3. Gaz basıncının yayılımı
4. Kütle taĢınması
10
2.2.1 Detonasyon
Detonasyon patlayıcı maddelerin yanma hızıdır. Kırılma iĢlemi detonasyonla baĢlar.
Delik içerisindeki patlayıcı karıĢım, detonasyondan hemen sonra yüksek basınç ve sıcaklıktaki
gazlara dönüĢmektedir. Detonasyondaki sıcaklık aralığı yaklaĢık olarak 1650-3875°C ve
basınçlar ise 9–275 kbar arasındadır. Çizelge 2.1‟de bazı patlayıcıların detonasyon basınçları
verilmiĢtir [6].
Çizelge 2.1 Patlayıcı madde yoğunluk ve detonasyon iliĢkisi [6].
Patlayıcı
Madde
Yoğunluk
(gr/cm3)
Detenasyon Hızı
(m/s)
Detenasyon Basıncı
(kbar) (psı)
ANFO 0,81 3657,6 27 3.969.000
Powermax 420 1,19 5791,2 100 1.470.000
Hi-Prime 1,40 6096 130 1.911.000
“G” Booster 1,60 7924,8 251 3.689.700
2.2.2 Şok ya da birim detonasyon dalgalarının yayılması
Detonasyonun hemen ardından Ģok yada birim deformasyon dalgaları kaya kütlesi
içerisinde yayılır. Ortaya çıkan yüksek basınçlı gazlar delik cidarına çarparak basınç
dalgalarının oluĢmasına neden olur. Bu durum ġekil 2.4‟de gösterilmiĢtir.
Şekil 2.4 Detonasyonun ardından birim deformasyon dalgalarının yayılması [6].
11
Patlayıcı madde ateĢlendikten sonra delik cidarındaki basınç anlık olarak tepe değerine
ulaĢacak ve daha sonra exponansiyel olarak bozulacaktır. Bu hızlı bozulma sonucu delik
geniĢleyecek ve gaz soğuyacaktır. Delik cidarının geniĢlemesi malzemede çatlamalar ve/veya
malzemenin yer değiĢtirmesine neden olmaktadır [6].
2.2.3 Gaz basıncının yayılımı
Arazi gerilmeleri haline dönüĢen yüksek sıcaklıktaki gazların basıncı süreksizlikler
içerisine girerek radyal çatlakların ilerlemesine ve orijinal deliğin bozulmasına neden
olmaktadır. Bu durum ġekil 2.5‟de verilmiĢtir [6].
Şekil 2.5 Gaz basıncı ile çatlak oluĢumu [6]
Bu yüksek gaz basınçları sayesinde parçalanmıĢ malzeme yer değiĢtirmektedir. Gazlar,
direncin en düĢük olduğu yöne doğru (çatlaklar, eklemler, faylar, süreksizlikler, düĢük
kohezyonlu tabakalar) hareket edeceklerdir [10].
Eğer bu süreksizlikler yüzeye kadar devam ediyorsa gaz basıncı atmosfere çıkacak,
basınç düĢecek, malzemenin parçalanması ve kırılmıĢ malzemenin yer değiĢtirmesi
azalacaktır[6]. Delik doldurulup ateĢlendikten sonra basamak ve kaya ortamında oluĢan
parçalanma olayları kesit ve plan görünüĢ olarak ġekil 2.6‟da görülmektedir.
12
Şekil 2.6 Parçalanma mekanizması [6].
2.2.4 Kütle taşınması
Malzemenin hareketi parçalanma iĢlemindeki son aĢamadır. Temel parçalanma gaz
basıncı ya da basınç ve çekme dalgaları sonucu oluĢmaktadır. Parçalanan malzeme etki hızına
bağlı olarak basamak tabanına düĢmektedir. Kütle taĢınmasındaki en önemli faktör delik yükü,
delik boyu ve delik önündeki malzeme miktarı olmaktadır. DeğiĢik durumlara göre malzeme
taĢınmaları ġekil 2.7‟de gösterilmiĢtir [6].
2.3 Patlatma Tasarımı ve Parametreleri
Maden iĢletme sürecinde patlatmanın önemi bilindiğinden, konuyla ilgili değiĢik
çalıĢmalar çeĢitli araĢtırmacılar tarafından uzun süreden beri yoğun bir biçimde
sürdürülmektedir. Ancak konunun karmaĢıklığı ve koĢulların zorluğu nedeniyle hala
yanıtlanması gereken pek çok soru mevcuttur. Teknik, ekonomik ve emniyet açısından iyi ve
güvenilir bir patlatma tasarımı üzerinde etkili olan pek çok parametre söz konusudur. Bu
parametreleri kaya birimlerinin malzeme ve kütle özellikleri, patlayıcı maddenin cinsi,
özellikleri ve dağılımı ve patlatma geometrisi olarak 3 ana baĢlıkta özetlemek mümkündür [2].
13
Şekil 2.7 Kütle taĢınmaları (S: Sıkılama, E: Patlayıcı, D: Delik taban payı) [11].
14
2.3.1 Kaya birimlerinin malzeme ve kütle özellikleri
Uygun bir patlatma tasarımı için kaya birimlerinin malzeme ve kütle özellikleri mutlaka
incelenmeli ve aĢağıda belirtilen özellikler dikkate alınarak patlatma tasarımı yapılmalıdır.
Yoğunluk
Basınç, çekme, darbe dayanımları
Sismik dalga hızı
Empedans
Süreksizlik durumu ve kütlesel olarak sağlamlık derecesi
Su durumu
Elastik modülü
Poisson oranı
DeğiĢkenlik durumu (homojenlik, anizotropi ve izotropiklik).
Sertlik
Topoğrafya
Kaya özellikleri atım sonucunu önemli ölçüde etkiler. Örneğin kil gibi plastik davranıĢ
gösteren formasyonlarda kovan yapma ihtimali fazladır. Bu durumda yıkma enerjisi fazla olan,
özgül gaz hacmi büyük olan patlayıcılar tercih edilmelidir.
Bununla birlikte dilim kalınlığı ve buna bağımlı olan bazı parametreleri dikkatli seçmek
gerekecektir. Kaya kırılgan ve masif ise kayanın kırılmasında birincil parçalanma
mekanizmaları etkili olacağından seçilecek patlayıcı maddelerin daha kudretli ve daha yüksek
ateĢleme hızlı olması gerekir. Çok eklemli ve çatlaklı zayıf kayalarda, formasyon zaten
parçalanmıĢ olduğundan; düĢük yoğunluklu, düĢük patlama hızlı ve fazla gaz veren patlayıcı
maddeler seçilmelidir.
Keza formasyonun su durumu da önemlidir. Sulu kaya ortamlarında kullanılacak
patlayıcı maddelerin sudan etkilenmeyen ve çözülmeyen cinslerin olmasına dikkat
edilmelidir[12].
2.3.2 Patlayıcı maddenin cinsi, özellikleri ve dağılımı
Patlayıcı maddenin doğru olarak seçebilmesi için incelenmesi gereken bazı özellikler
vardır. Patlayıcı maddeler önceleri daha çok Nitrogliserin esaslı oldukları için özellikleri buna
bağlı olarak ele alınmıĢtır. BaĢlangıçta kurĢun blok testi, detonasyon hızı, duman karakteri gibi
15
özellikler üzerinde durulurken yeni nesil patlayıcılar ile birlikte birçok değiĢik özellik ortaya
çıkmıĢtır. Bunların belli baĢlıları aĢağıda sıralanmıĢtır [1].
-Detonasyon hızı
Detonasyon hızı , detonasyonun patlayıcı kolon içerisindeki hareket hızını gösterir.
Ticari patlayıcılarda bu değer 5.000 ile 26.000 ft/sn (1.500-7.900 m/sn) arasında değiĢmektedir.
Pratikte patlayıcının kuvvetinin bir göstergesidir. Genel olarak detonasyon hızı yüksek
patlayıcıların kuvvetli olduğu kabul edilir [13].
-Kuvvet
Patlayıcı maddenin kuvveti ağırlık kuvveti ve hacim kuvveti olmak üzere iki değiĢik
Ģekilde incelenir. Ağırlık kuvveti patlayıcı maddenin birim ağırlığının iĢ yapabilme yeteneğidir.
Hacim kuvveti ise patlayıcının birim hacminin iĢ yapabilme yeteneğidir [13].
Patlayıcı maddelerin kuvvetlerini ölçmek için değiĢik yöntemler uygulanır.
KurĢun blok testi
Balistik testi
Nitrodyn
Balon enerjisi testi
-Yoğunluk
Patlayıcı maddenin yoğunluğu birim hacminin ağırlığıdır. Detonasyon sürecinde birim
zamanda devreye giren kütleyi gösterir. Ayrıca patlayıcının duyarlığının ve detonasyon
basıncının oluĢmasında da önemli rol oynar. Patlayıcı maddenin yoğunluğu dizaynda ve
patlayıcının kuvvetinin belirlenmesinde kullanılan bir parametredir. Genel olarak yüksek
yoğunluk daha fazla enerji üretimini gösterir [13].
-Detonasyon Basıncı
Detonasyon basıncı patlayıcı madde içinde yayılan Ģok dalgasından kaynaklanan ani bir
basınçtır. Bir patlayıcı madde için ilk ateĢleyici (yemleme) seçimi açısından çok önemlidir.
-Suya dayanım
Patlayıcı maddenin su bulunan deliklerde kullanılıp kullanılmayacağını gösteren
parametredir. Su bazlı patlayıcı maddelerin bileĢimindeki tuzları çözerek yapısını bozar veya su
basıncı nedeniyle hava kabarcıklarının büyüklüğü ve miktarı azalarak patlayıcı maddenin
16
hassasiyeti zayıflar. Bunların neticesinde patlatma verimi düĢer. AteĢleme sonrası delikten pas
rengi ve sarı renkte bir duman yayılması verimsiz bir patlatmayı gösterir ve genelde bunun
sebebi ortamdaki sudur. Su ortama oksijen vererek oksijen balansını bozmakta ve verimi
düĢürmektedir [13].
-Duman ve Gaz Karakteri
Özellikle yer altı iĢletmeleri ile derin açık ocaklar için çok önemli olan bir özelliktir.
Patlatma sonucu ortaya çıkan ve zehirleyici özelliği olan karbonmonoksit ve azot oksitlerin
miktarına göre bir sınıflama yapılır [13].
-Duyarlılık
Duyarlılık patlayıcı maddenin detonasyona girebilmesi için gerekli olan fiziksel etkiyi
gösterir. Ticari patlayıcılar kapsüle duyarlı olanlar ve yemleme Ģarjına duyarlı olanlar olarak iki
temel gruba ayrılır.
Patlayıcı maddenin duyarlılığını etkileyen baz faktörler vardır. Örneğin delik dibindeki
su, uygun olmayan Ģarj çapı , aĢırı sıcaklık değiĢimleri gibi faktörler patlayıcı maddenin
duyarlılığını azaltır [13].
-Detonasyon Stabilizesi
Detonasyon‟ un, patlatma kolonu boyunca sabit bir Ģekilde devam edebilmesidir. Bu
özellik, patlayıcı maddelerin detonasyona kesintiye uğramadan devam edebildiği minimum
çaplar ile ifade edilir. Bu minimum çaplar kritik çap olarak adlandırılır [13].
-Çevre Sıcaklığına Tolerans
Patlayıcı karıĢımları aĢırı sıcak ve aĢırı soğuk koĢullarda depolandığı veya
kullanıldığından verimlerinde düĢme görülmektedir [1].
-Raf ömrü
Patlayıcı maddenin stoklana bilme ömrüdür.DeğiĢik kimyasal maddelerin bileĢimi olan
patlayıcı maddeler zamanla bozulmaya baĢlar ve patlama karakteri değiĢir. Bunlarla yapılan
patlatmalar verimsiz olur. BozulmuĢ bu patlayıcıların saklanması ve imhası iĢletmeler için
büyük bir sorun olmaktadır. Bu yüzden raf ömrünün bilinmesi ve stokların ona göre
ayarlanması gerekir [1].
17
-Su Basıncına Dayanım
Bu özellik patlayıcı maddenin etkilenmeden kaldığı statik basıncı ifade eder. Bazı
patlayıcı maddeler derin deliklerde ortaya çıkan hidrostatik basınçlar altında yoğunlaĢır ve
duyarlılığını yitirir. Bu sorun en çok slurry ve slurry-ANFO karıĢımlarında görülmektedir [1].
-Ambalaj ve Kullanma Kolaylığı
Patlayıcı madde ambalajlanması iĢletme maliyetinde zaman zaman artmalara, zaman
zamanda düĢmelere yol açar [1].
-Emniyet
Patlayıcı madde personel için tehlike oluĢturmadan taĢınabilmesi ve patlatma deliğine
yerleĢtirilebilmelidir. Bunu belirlemek amacıyla kullanılan bazı testler vardır [1].
Çekiç Testi
Sürtünme Testi
Statik Elektrik Testi
Isı Testi
Hız Testi
-Oksijen Balansı
Oksijen balansı özellikle yer altı patlatmaları için oldukça önemlidir. Oksijen fazlalığı
azot oksitlerin oluĢmasına, oksijen azlığı ise CO oluĢmasına sebep olur. Bu gazlar zehirlidir ve
ölüme sebebiyet verir. Açık iĢletmelerde patlatma sonucu açığa çıkan gaz hızla dağıldığı için
çok nadir olarak sorun yaratmaktadır [14].
2.3.3 Patlatma geometrisi
Patlatma geometrisi parametrelerini aĢağıda baĢlıklar altında sıralayabiliriz.
Delik çapı, yeri, eğimi ve boyu delik düzeni
Dilim kalınlığı, delikler arası mesafe
Basamak aynasının Ģekli, durumu, yüksekliği, eğimi
Sıkılama payı
Delik taban payı
ġarj Ģekli, delik içi dağılımı
Atım grubu boyutları
18
Yemleme, ateĢleme Ģekli ve düzeni
Gecikme tipi ve süresi
Patlatma geometrisi gerçekleĢtirilirken kullanılan terimler ġekil 2.8‟de gösterilmiĢtir.
Şekil 2.8 Basamak patlatması terimleri [12].
Delik çapı, delme ve patlatma kapasitesinden, delici makine tipine kadar, kullanılan
patlayıcı madde miktarından elde edilecek tane boyu dağılımına kadar hemen tüm patlatma
özelliklerini etkileyen en önemli parametrelerin baĢında gelmektedir.Delik çapı seçimi ile ilgili
olarak bir çok çalıĢma yapılmıĢ ve bir takım iliĢki ile seçime kolaylık sağlayacak abaklara
ulaĢılmıĢtır. Bunlardan önce Dupond ardından benzeri Tamrock tarafından yayınlanan
19
çalıĢmada; delik çapı, kullanılan patlayıcı madde türüne bağlı olarak değiĢen detonasyon hızı ile
iliĢkilendirmiĢlerdir (Dupond, 1980; Tamrock, 1984). Delik çapı seçimi için kullanılan kazı
makinesi kapasitesi ile kayaç özellikleri arasında bir iliĢki kurulmaya çalıĢan çalıĢmalar da
vardır [15].
Basamak yüksekliği, doğrudan doğruya isletme çalıĢma koĢullarını etkileyen bir
değiĢkendir. Genellikle kazıcı-yükleyici olarak kullanılacak iĢ makinesinin bom yüksekliğine
bağlı olarak seçilir. Pratikte 4-10 m. arasında basamak yüksekliği seçimine sık rastlanmaktadır.
Özellikle delici makine standardı olarak 3 m ujlerin kullanıldığı iĢletmelerde basamak
yüksekliği de 3 m‟nin katları Ģeklinde uygulanır. Delik dibi tabancası kullanılıyor ise bu
durumda 1 m de bu tabanca boyu eklenir ve delik boyu 6 ise 7 ye 9 ise 10 a yükselmiĢ olur.
Buna bağlı olarak da basamak yüksekliği 8-12 m aralığında değiĢecektir. Basamak yüksekliği,
maden ocağının görüntüsünü de belirleyen etmendir. Basamakların yüksek olması, birim sürede
delinen delik sayısını azaltırken, bir patlatmada daha fazla malzeme alınması ihtimalini
artırmaktadır. Yüksek basamaklarda Ģev duraylılığı sorunları ile emniyet açısından sorunlar
oluĢabilmektedir. Patlatma hesaplamalarında basamak yüksekliği gerek patlayıcı madde miktarı
ve gerekse elde edilecek tüvenan hacminin hesaplamaları açısından önemli bir değiĢkendir.
Tane boyu parametresi, patlatma sonrası elde edilecek olan tüvenanın en büyük tane boyu
olarak tanımlanacak olursa patlatma sonrası oluĢacak malzemenin tane boyunu kontrol etmek
için en önemli parametreler delik çapı, delikler arası mesafe ve diğer delik geometrisi
özellikleridir. Bu nedenle delik çapı ile, delikler arası mesafeler ile oynayarak elde edilecek
malzemenin tane boyu kontrol edilebilir. Aynı Ģekilde sonuçta oluĢan tane boyu dağılımına
bakılarak da yapılan patlatma hakkında bilgi almak mümkündür.
Yük mesafesi yada diğer adıyla dilim kalınlığı, patlatma tasarımının en önemli ve en
kritik parametresidir. Dilim kalınlığı patlatma deliği ekseni ile en yakın mesafedeki basamak
yüzeyi arasındaki uzaklıktır [16]. Yük mesafesi patlatma deliğinin kırmak zorunda olduğu
yüzeye dik mesafe olduğu için mesafenin küçük seçilmesi durumunda farklı büyük seçilmesi
durumunda farklı sonuçlar meydana gelmektedir. Küçük yük mesafesi sonucunda hava Ģoku,
ses dalgası, gereğinden fazla parçalanma, gaz ve enerji kaçıĢı gibi sonuçlar doğururken; dilim
kalınlığının büyük seçilmesi durumunda kaya fırlaması, yer sarsıntısı, iri blok oluĢumu,
basamak tabanında tırnak kalması gibi sonuçlar doğurmaktadır [17].
Patlatma uygulamaları açısından bir baĢka parametre ise delikler arası mesafedir.
KomĢu patlatma delikleri arasındaki mesafe olarak tanımlanabilecek olan delikler arası mesafe
de dilim kalınlığına benzer sonuçlar doğuran önemli bir parametredir. Patlatma enerjisinin
20
doğru kullanılması ve sonuçta elde edilecek tane boyu dağılımını etkileyecek olan delikler arası
mesafe değiĢkeni genelde tek sıra atımlarda dilim kalınlığına eĢit alınmaktadır ancak gecikmeli
atımlarda dilim kalınlığından biraz büyük olması daha iyi sonuçlar vermektedir [16].
AteĢleme sistemi, basamak patlatmalarında önemli kontrol parametrelerinden birisidir.
AteĢleme sistemi ile aynı anda patlayacak patlayıcı madde miktarını kontrol imkanı
doğmaktadır ki bu da patlatmanın önemli çevresel etkilerinden birisi olan titreĢim üzerinde
etkili olan bir değiĢkendir. Farklı kayaç yapılarında isletilen farklı patlayıcı maddelerin
kullanıldığı uygulamaları kıyaslayabilmek için genellikle özgül Ģarj ve özgül delik kavramları
kullanılmaktadır.
2.3.4 Tasarım yaklaşımı
Yukarıda ayrı ayrı değinilen bu üç temel unsurun aralarındaki iliĢkilerin ortaya
konulması sonucunda tasarım için uygun yaklaĢımlarda bulunmak mümkün olabilmektedir.
Ancak, birçok araĢtırmacının kabul ettiği ve yanıt aradığı iki anahtar parametre öne çıkmaktadır.
Bu iki parametre; özgül Ģarj ve en uygun dilim kalınlığıdır. Bu iki parametreye (herhangi bir
kaya birimi için) makul bir yanıt verildiği taktirde; kabul edilebilir yaklaĢımlara dayalı olarak
diğer tasarım parametreleri bunlara bağlı olarak hesaplanabilmekte ve tasarım
tamamlanabilmektedir. Deneme-yanılma yoluyla yapılacak dilim kalınlığı ve özgül Ģarj miktarı
belirleme çalıĢmalarında, maliyeti göz önüne almak gerekmektedir. Bu nedenle, ilk tasarım
açısından makul bir değerdeki özgül Ģarj ve dilim kalınlığı değerlerinden baĢlamak çok olumlu
sonuçlar verebilmektedir. Bu da ancak yukarıda ifade edilen üç ayrı temel parametre arasındaki
iliĢkilerin yorumlanması ile mümkün olabilmektedir [12]. Bu konu ile ilgili çeĢitli
araĢtırmacıların geliĢtirdiği belirli ampirik iliĢkilerden yararlanarak ve kaya koĢullarını dikkate
alarak, bir baĢlangıç dilim kalınlığı ve özgül Ģarj değeri belirlenmekte ve ön tasarım
yapılabilmektedir. Uygulama sonunda gerekli gözlemler, verimlilik ve maliyet analizleri
yapılarak elde edilen sonuçlar değerlendirilebilmektedir. En uygun değerlere ulaĢmak için
iterasyonlar yapılmakta ve iĢletme koĢullarını da dikkate alan bu çalıĢmalar sonucu bulunan
değerler, uygun değerler olarak kabul edildiğinde tasarım kesinleĢtirilebilmektedir [18].
2.3.4.1 Dilim kalınlığının belirlenmesine yönelik yaklaşımlar
Patlatma geometrisi tasarımı konusunda yapılan çalıĢmalar göstermiĢtir ki dilim
kalınlığı, diğer tüm tasarım parametreleri üzerinde etkilidir.Bir baĢka ifade ile, delikler arası
mesafe, sıkılama boyu, delik taban payı, gecikme aralığı, dip Ģarjı boyu, kolon Ģarjı boyu gibi
diğer tasarım büyüklüklerinin, dilim kalınlığının fonksiyonu olarak ifade edilebildiği ve bu
21
Ģekilde anlamlı tasarımlar yapılabileceği konusu çoğu araĢtırmacılarca vurgulanmıĢtır:
Gustafson, 1973; Tamrock (Puckila), 1984; Bilgin ve ark., 1986; Arıoğlu, 1988; Olofsson,
1988; Ashby, 1990; Konya ve Walter, 19901991; Zeigler, 1991; Rustan, 1993; Singh, 1993;
Kahriman, 1995; Jimeno, 1995.
Dilim kalınlığı kritik bir tasarım unsuru özelliğindedir. Bu kritiklik hem delme
patlatmanın ekonomisi yönünden, hem de fırlayan kaya, yersarsıntısı gibi ocak ve çevre
emniyetini etkilenmesi bakımından önem arz etmektedir.
AraĢtırmacılar, iĢletme koĢullarına uygun dilim kalınlığını belirlemek amacıyla uzun
süreden beri çeĢitli çalıĢmalar yapmıĢlar ve ampirik yaklaĢımlarda bulunmuĢlardır. Bununla
beraber dilim kalınlığı her iĢletme ve her kaya birimi için deneme-yanılma yoluyla belirleme
yaklaĢımı güncelliğini korumaktadır. ÇeĢitli araĢtırmacıların dilim kalınlığı için önerdikleri
bağıntılar, Arıoğlu (1988) tarafından ayrıntılı olarak bir Ģekilde sınıflandırılmaktadır. Bunlardan
bir kısmı sadece basamak ve delik geometrisiyle pratik iliĢkiler geliĢtirmiĢlerdir.Diğer bir kısım
ise, bu büyüklüklerle birlikte, kaya koĢullarını ve patlayıcı madde özelliklerini de dikkate alan
yaklaĢımlarda bulunmuĢlardır.
Uygun dilim kalınlığının belirlenmesi için Rustan (1990), Bilgin (1986),
PaĢamehmetoğlu vd. (1986) her bir iĢletmede tek delik düzeninin uygulanmasının daha olumlu
sonuçlar vereceğini ifade etmektedirler. Tüm bu çalıĢmalar genel bir değerlendirmeye tabi
tutulduğunda; dilim kalınlığını, delik çapının fonksiyonu olarak ifade eden yaklaĢımların pratik
kolaylıklar sağladığı ve hemen hemen tümünün birbirine oldukça yakın değerler verdiği
(minimum ve maksimum aralıklar içinde) görülmektedir.
Patlatma geometrisi unsurlarıyla birlikte çalıĢılan kayaların madde ve kütle özelliklerini
belirli ölçüde kullanmanın yanında, kullanılan patlayıcı madde özelliklerini de göz önünde tutan
yaklaĢımlardan; pratikte daha olumlu sonuçlar elde edilenler aĢağıdaki Ģekilde özetlenebilir.
Konya yaklaĢımın yoğunluk dıĢında diğer kaya özelliklerini dikkate almaması nedeniyle;
kullanımının sınırlı olacağı çeĢitli araĢtırmacılarca ifade edilmektedir.Bununla birlikte bu
yaklaĢımın zayıf formasyonlar için iyi sonuçlar verdiği de belirtilmektedir. Pearse formülünün
kayaların çekme dayanımını esas alması dolayısıyla ön tasarımlarda olumlu sonuçlar verdiği
çeĢitli araĢtırmacılarca ifade edilmektedir (Arıoğlu, 1988). Bu yaklaĢımın özellikle kalker
formasyonu için baĢarılı sonuçlar verdiği belirtilmektedir. Ancak diğer kaya özelliklerini
dikkate almaması, uygulama Ģansını sınırlamaktadır. Keza Arıoğlu‟nun (1988) özgül Ģarj,
patlatma geometrisi büyüklüklerini ve patlayıcı madde özelliklerini kapsar Ģekilde önerdiği
bağıntı ile belirli sonuçlar alınabilmesi söz konusu olabilir. Bu yaklaĢımda; birim patlayıcı
22
tüketimi, kayan diğer madde ve kütle özelliklerini dikkate alacak Ģekilde belirlendiğinde
yaklaĢımın baĢarı Ģansı artabilecektir. Nova ve Zanietti tarafından değiĢtirilen Pearse
yaklaĢımının, süreksizlik yönelimini dikkate almıĢ olması nedeniyle oldukça olumlu sonuçlar
verdiği Özkahraman (1994) tarafından ifade edilmektedir. Rustan tarafından önerilen tek delik
düzeni ile dilim kalınlığı belirleme yaklaĢımının, bir takım deneme zorlukları ve ek maliyet
unsurları oluĢturma gibi hususlar bir tarafa bırakıldığında, oldukça iyi sonuçlar verdiği çeĢitli
araĢtırmacılar tarafından belirtilmektedir (Bilgin ve Özkahraman, 1994). Kou ve Rustan (1992)
tarafından önerilen yaklaĢımın; kayaların dinamik elastik modülün~, basma dayanımı , patlayıcı
madde özelliklerini, delik çap ve diğer geometrik büyüklükleri dikkate alması nedeniyle olumlu
sonuçlar verebileceği, ancak süreksizlikleri ve yönelimlerini dikkate almadığından tahminlerde
yanılmalar olabileceği bazı araĢtırmacılarca belirtilmektedir [19].
Langefors ve Kihlstrom tarafından verilen formülün; (özellikle sağlam kayalarda) kaya
özelliklerini (kaya patlatma katsayısı Ģeklinde), delik çap ile diğer delik geometrisi unsurlarını
ve patlayıcı madde özelliklerini (yoğunluk ve kudretini) dikkate alması nedeniyle pratikte çok
baĢarılı sonuçlar verdiği birçok araĢtırmacı ve uygulamacı tarafından pek çok yayında ifade
edilmektedir [1].
2.3.4.2 Özgül şarjın tahminine yönelik ilişkiler
Belirli teorik yaklaĢımlar olmasına rağmen günümüzde kullanılacak özgül Ģarj
çoğunlukla, her bir kaya birimi için deneme ve yanılma yöntemi ile belirlenmek durumundadır.
Bu yüzden kayanın malzeme ve kütle özellikleriyle, optimum özgül Ģarj arasında güvenilir bir
iliĢki geliĢtirmek önemini korumaktadır [2].
Bugüne kadar birçok araĢtırmacı patlayıcı madde ve kaya malzeme/kütle özelliklerini
dikkate alarak özgül Ģarjın belirlenmesine yönelik çeĢitli ampirik formüller geliĢtirmiĢtir.
Özgül Ģarjın önceden belirlenmesi için geliĢtirilen yaklaĢımlarda yer sarsıntısı ve hava
Ģoku ile ilgili herhangi bir parametre dikkate alınmamıĢtır [2].
2.3.4.3 Patlatma sonuçlarının değerlendirilmesi
Delme patlatma sonuçlarını ġekil 2.2‟de ifade edildiği gibi iki ana baĢlık altında
incelemek mümkündür.
Ekonomik sonuçlar
Emniyet sonuçları
23
Ancak herhangi bir patlatma tasarımında emniyet sonuçları dikkate alınmadan arzu
edilen ekonomik sonuçlara ulaĢılsa da bu tasarımı uygulamak çevresel etkiler nedeniyle
mümkün olmayabilir. BaĢka bir deyiĢle en uygun patlatma koĢulları araĢtırılırken
değerlendirmelerde yalnızca ekonomik analizi değil aynı zamanda yer sarsıntısı ve hava Ģoku
gibi çevresel etkilerde titizlikle ele alınmalıdır. En uygun patlatma koĢulları, genellikle denenen
farklı atım sonuçlarının birbirleriyle karĢılaĢtırılması sonucunda belirlenmektedir.
Patlatma sonuçlarının değerlendirmesinde genel olarak aĢağıdaki hususların göz önüne
alınması gerekmektedir [2].
a. ParçalanmıĢ malzeme eĢit olarak ileri yığılmalı ve aĢırı fırlatılmıĢ münferit bloklar
görülmemelidir.
b. Parçalanma mevcut kazıcılara uygun olmalıdır.
c. Parçalanma homojen olmalı ve patar atımı gerektiren büyük parçaların sayısı
minimum olmalıdır.
d. Yığın, gevĢek ve kolay kazılabilir olmalı, yani ekskavatör kazı iĢinden çok yükleme
iĢi yapmalıdır.
e. Yığın yüksekliği; ekskavatörün kepçesini kaldırabileceği yüksekliğe kadar
kaldırmasına ve bir kerede doldurmasına imkan vermelidir.Bununla birlikte, etek
ve arka bölümlerde bir miktar düĢük yükleme bölgesi kaçınılmaz olup, bunlar en az
düzeyde olmalıdır.
f. ParçalanmıĢ yığın eĢit olarak kabarmıĢ görünmelidir.
g. Yığın üzerinde ağızdan püskürmenin göstergesi olan kraterler,patlamamıĢ lağımın
iĢareti olan düz ve bozulmamıĢ yüzeyler ile tepecikler görülmemelidir.
h. Yığının arka tarafında parçalanmıĢ malzemenin yeterince ileri atıldığının göstergesi
olan muntazam bir çukurluk gözlenmelidir.
i. Önünde genellikle gerilme çatlakları görülen son kazı hattı net ve belirgin
olmalıdır.
j. Son kazı hattının gerisindeki basamakta asgari hasar ve en az sayıda çatlak
gözlenmelidir.
k. Tabanda kazı iĢini güçleĢtiren tırnaklar (parçalanmamıĢ kısımlar) kalmamalıdır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaĢılacağı gibi, patlatma verimliliğinin en önemli
göstergesi, parçalanma derecesi (ortalama blok boyutu ve yüzdesi) ve kazı-yüklemedeki makine
performansıdır. Maksimum ve ortalama blok boyutları kazı yükleme verimliliğini doğrudan
24
etkilemektedir. Bu nedenle,yükleyici makinenin ve/veya kırıcının performansı; patlatma
verimliliğinin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılmalıdır [2].
Diğer yandan günümüzde patlatma sonuçları çevresel etkiler yönünden de çeĢitli
yönetmelikler ve yasalar hükümler gereği değerlendirilmektedir.Bu değerlendirme; yalnızca
patlatmadan kaynaklanan yer sarsıntısı ve hava Ģoku düzeylerinin hasar oluĢturmayacak
değerlere çekilmesi için değil, aynı zamanda patlatma sonucu ortaya çıkan enerjinin maksimum
miktarının parçalama ve öteleme iĢlemlerinde kullanılmasını (yer sarsıntısı, hava Ģoku ve
fırlayan kaya gibi çevresel problemleri yaratan enerjinin minimuma çekilmesi, bu enerji
%40‟lara kadar çıkabilmektedir.) sağlamak amacıyla da yapılabilir [2].
2.4 Patlatmadan Kaynaklanan Çevresel Etkiler
2.4.1 Genel
Bilindiği gibi patlayıcı madde kullanımı barutun icadıyla baĢlamıĢ olup günümüzde de
geliĢen teknolojiye bağlı olarak giderek artan bir oranda devam etmektedir. Ġnsanlar ilk
bulunuĢundan beri patlayıcı maddenin korkunç gücünü kontrol altına almaya çabalamıĢtır. Son
bir kaç yüzyıldan beri de patlayıcı maddeler ağırlıklı olarak askeri amaçların dıĢında maden ve
inĢaat sektörlerinde verimli ve ekonomik olarak hammadde sağlamada kullanılmaya
baĢlanmıĢtır. Ekonomik ve teknik yönden uygun patlatma tasarımları yapılırken çevreye
verilmesi muhtemel olumsuz etkiler de göz ardı edilmemelidir [20].
Kaya yapılarını kırma amacı ile kullanılan patlayıcı maddelerin çevreye verebilecekleri
baĢlıca dört değiĢik olumsuzluk bulunmaktadır. Bunlar;
TaĢ savrulması
Toz emisyonu
Yer sarsıntısı
Hava Ģoku‟dur.
Patlatmanın çevresel etki alanları ġekil 2.9‟da gösterilmektedir. Patlatmayla ilgili
problemler geliĢmiĢ ülkelerde, ülkemize göre çok daha önceleri yaĢandığından, patlatmadan
kaynaklanan çevresel etkilerin tanımlanması, oluĢabilecek hasarların önceden tahmini ve
çözümüne yönelik standart ve kriterlerin oluĢturulması çalıĢmaları çok öncelerden beri
sürdürülmektedir [2].
25
Şekil 2.9 Patlatmanın çevresel etki alanları [21].
TaĢ Savrulması: Patlayıcı maddeler kaya yapılarını kırmak amacı ile kullanıldığında
temel olarak öncelikle, ses üstü hızda geliĢen kimyasal reaksiyonun yarattığı Ģok enerjisi etkin
olur. Ġkinci olarak da reaksiyon sonucu oluĢan gaz ürünlerinin çok büyük basınçlar ile
çatlaklara doluĢması parçalama iĢlemini tamamlar ve parçalanmıĢ kütleyi gevĢeterek öteler.
Delik içinde patlayıcı maddenin iyi bir Ģekilde sıkılanmadığı durumlarda, reaksiyon
sonucu oluĢan yüksek basınçlı gaz ürünler bulabildikleri çatlaklardan atmosfere boĢalırlar. Çok
yüksek hızla oluĢan gaz boĢalımı nedeniyle kaya kütlesinde bir kısım yırtılmalar olur ve
beraberinde kaya parçalarını da hareketlendirir. Böylece savrulan kaya parçaları çevrede tehlike
yaratırlar.
TaĢ savrulmasını denetleyebilmek için Ģu önlemler alınır [22];
1. Yüksek miktarlarda patlayıcı kullanılan ve kaya yapısının kontrol edilemediği
“galeri patlatması” uygulanmaz
2. Patlayıcı madde uygun çap ve boyutta delikler kullanılarak kaya yapısı içinde
olabildiğince dengeli (homojen) dağıtılır ve hapsedilir.
3. Patlatma delikleri kullanıldığında uygun delik geometrisi hesaplanarak bulunur,
böylelikle deliklere uygun yükler verilmiĢ olur.
4. En az, delik-ayna (yük) mesafesi boyutunda sıkılama boyu bırakılır ve uygun bir
malzeme kullanılarak ağız sıkılaması yapılır.
5. Gecikmeli kapsüller kullanılır.
26
Toz Yayılımı (Emisyonu): Patlatma sonucu, büyük miktarlarda kaya kütlesi harekete
geçirilmekte ve bu hareket sırasında da bir kısım iç öğütmeler meydana gelmektedir. Bu
nedenler ile belirli bir miktar tozun çevreye yayılması kaçınılmazdır. Ancak patlatma ile
çevreye verilen toz, diğer madencilik faaliyetlerinde açığa çıkan tozlara kıyasla ihmal
edilebilecek kadar az miktarlarda ve kısa süreli olmaktadır. Basamak patlatması sırasında toz
oluĢumuna karĢı alınabilecek teknik bir önlem bulunmamakla beraber patlatma sahasının,
atımdan önce sulanması bir miktar faydalı olabilmektedir [8].
Hava Ģoku ve gürültü: Gerekli önlemler alınmadığı durumlarda kaya çatlaklarından dıĢ
atmosfere hızla boĢalan reaksiyon ürünü gazlar önemli düzeyde gürültü oluĢtururlar ve bu
gürültü düzeyi yüksek boyutlara ulaĢtığında hava Ģoku dalgalarına dönüĢür. Ayrıca Ģok
dalgalarının oluĢmasında diğer bir etkende hızla harekete geçen kaya kütlesidir. Harekete geçen
kaya kütlesi bir piston görevi görerek Ģok dalgaları yaratmaktadır [20].
ġok dalgaları ortamın elastisitesi ve kütle özelliklerine bağlı olarak meydana
gelmektedir. Gaz molekülleri havada oldukça düzenli bir Ģekilde dağılmakta ve rasgele hareket
halinde bulunmaktadırlar. Normal atmosferik koĢullarda hava 1 atmosfer basınç ve 1,2 kg/m3
yoğunluktadır. Ses dalgalarının yayılım mekanizması, bir molekülden diğer bir moleküle
moleküler yer değiĢtirme sırasında momentum transferi Ģeklinde açıklanmaktadır. Kötü
patlatma uygulamalarında ve değiĢik hava koĢulları altında hava Ģokları oldukça yüksek
mesafelere ulaĢabilmektedir [2].
Hava Ģoku, basınç yada ses ölçerler kullanılarak ölçülebilmektedir. Ġnsan kulağıyla
duyulabilen yaygın aralıklı genlikler ve frekanslardan dolayı akustik mühendisleri sesi desibel
terimi ile ifade etmektedir. Ses basıncı aĢağıdaki eĢitlik kullanılarak desibele
çevrilebilmektedir[2].
0
PdB 20.Log
P
Burada;
P = Ölçülen tepe ses basıncı
P0= Referans ses basıncı (20x10-6 Pa veya 2.9x 10-
9 lb/inç
2)
Sıcaklık, rüzgar ve yükseklik gibi atmosferik ve topoğrafik koĢullar hava Ģoku
dalgasının yayılmasını etkilemektedir. Belirli bir uzaklıktaki bulut kapalılığı bile bazen basınç
dalgasının yere yeniden yansımasına neden olur [23].
27
Normal insan hayatındaki ses düzeyleri ve ses basınç değerleri ġekil 2.10‟da verilmiĢtir.
Patlatmaların duyulabilen bölümlerinin Ģiddeti, havalı kırıcılar ile uçağın yere inmesi sırasında
çıkardığı gürültü arasında yer almaktadır.
ABD‟de (USBM ve OSM kuralları) yapılan yasal düzenlemelerle 140 desibele karĢılık
gelen hava Ģoku düzeyi hasar baĢlangıcı ve gürültü üst sınırı olarak belirlenmiĢtir [24].
Şekil 2.10 Günlük olaylardaki ses düzeyleri ve ses basınç değerleri [24].
ġok dalgaları insanlarda yoğunlukla psikolojik rahatsızlıklara neden olmakta,
patlamanın kendilerine zarar vereceğinden endiĢe etmektedirler. Atmosferde yol alarak binalara
ulaĢan Ģok dalgaları uzun ve gevĢek çerçevelerin titreĢimine (Ģangırdamasına) yol açmakta,
insanlarda patlamanın çok Ģiddetli olduğu ve bu nedenle evlerinin baĢlarına yıkılacağı kanısını
uyandırmaktadır. ġok dalgaları zaman zaman da Ģiddetli olabilmekte ve yapılarda hasara yol
28
açabilmektedir. En belirgin hasar cam kırılmasıdır. Bununla beraber cam kırılmalarında,
camların iyi tespit edilmemiĢ olması, çerçeve ve kasaların gevĢek olması gibi bina sahiplerinin
de kusurları bulunmaktadır. ġok dalgalarının daha yüksek Ģiddetlerinde ise bacalarda hasar ve
duvarlarda sıva çatlakları gözlendiği de görülebilmektedir [20].
Hava Ģokunun iki bileĢeni bulunur. Bunlardan birincisi insanların duyma frekansı
aralığı içindedir. Diğer bir deyiĢle bu bileĢenin frekansı orta-yüksek sınıfında olduğundan,
kiĢiler bu bileĢeni iĢitebilirler. Ġkinci bileĢen ise düĢük frekanslıdır ve insanların duyamayacağı
gürültü bileĢenini oluĢturur, ama bu bileĢen yapılarda pencere camlarının kırılması, dıĢ cephede
sıva çatlakları oluĢması gibi hasarlar yaratabilir [20].
Dowding [18] L (lineer-doğrusal) tip algılayıcı ile ölçüldüğünde, çoğunlukla pencere
camlarının kırıldığı gürültü değerlerinin, 136-140 dB aralığında değiĢtiğinin tespit edildiğini
belirtmektedir. A.B.D. Federal Tüzüğünde (30 CFR, Parts 816.67) aĢağıdaki Çizelge2.2.‟de
verilen azami değerlerin aĢılmaması Ģartı getirilmiĢ bulunmaktadır [25].
Çizelge 2.2 Cihazın frekans bandına uygun olarak izin verilen en yüksek gürültü düzeyleri [8].
Ölçüm sisteminin düĢük frekans limiti (Hz) L Cetveli Azami gürültü seviyesi (dB)
2 Hz veya daha düĢük En yüksek 133
6 Hz veya daha düĢük En yüksek 129
2.4.2 Yer sarsıntısı
Yer sarsıntısı patlatma ile çevreye verilen rahatsızlıkların en önemlisidir. TaĢ
savrulması ve hava Ģoku genellikle patlatma noktasına yakın bölgelerde etkin olabilirken, yer
sarsıntısı daha uzak mesafelerde (örneğin 2-5 km) hissedilebilmekte ve insanların tepkisine veya
binalarda hasara yol açabilmektedir [8].
Genel olarak sarsıntı nedeni ile yapılan Ģikayetler üç ana grupta toplanmaktadır;
1. Gerçek hasara bağlı Ģikayetler
2. EndiĢe, korku ve bilgisizlikten kaynaklanan Ģikayetler
3. Çıkar sağlamaya yönelik kötü niyetli Ģikayetler.
2.4.2.1 Yersarsıntısı teorisi ve yer sarsıntılarının genel karakteristikleri
Kayaç içerisinde patlama sonucu oluĢan sismik dalgalar; kaya ortamında bir noktadan
diğer bir noktaya ulaĢan enerji transferini temsil etmektedir.Ġlk baĢta ortama yeni giren enerji,
29
ortamdaki denge konumunu bozarak yer değiĢtirmeye neden olmaktadır. Eğer, ortam yeni gelen
enerjiye elastik özellik göstermezse, enerji sönümlenmekte ve sadece titreĢimi azalmıĢ dalgalar
yansımaktadır. Elastik özellik gösterdiğinde ise bozulan ortamın sonucu olarak komĢu ortamlar
denge konumundan ayrılarak yay-ağırlık mekanizmasına benzer bir Ģekilde salınım meydana
getirmektedir. Böylece bozulan ortamın her elementi, salınımın özelliklerini diğer elementlere
de geçirerek ortamda dalga hareketi oluĢmaktadır [2].
Dalga hareketi sırasında toplu bir hareket söz konusu olmamaktadır. Ortamı oluĢturan
parçacıklar denge pozisyonlarında salınım ve dönme hareketi yapmakta ve ortam boyunca
herhangi bir yer değiĢtirme olmamaktadır. Bu özellikleri taĢıyan olayda iki hız bulunmaktadır.
Birincisi bozulan ortamın yoğunluğuna bağlı olarak dalga veya faz hızı. ikincisi ise dalga
enerjisini etkileyerek denge durumunun bozulması ile parçacığın küçük salınımları olarak
tanımlanan parçacık hızı olmaktadır. Parçacık hızı her zaman dalga hızından daha küçük
olmakta ve patlatmadan kaynaklanan titreĢimlerin analizinde, dalga hızına göre daha yaygın bir
Ģekilde kullanılmaktadır. Kaya kütlesi sürekli ve homojen bir ortam olmadığından sismik
dalgaların yayılımı sönümlenerek devam etmektedir. Bu sönümlenmenin baĢlıca iki nedeni
bulunmaktadır. Bunlardan biri, kaya yapısının malzeme ve kütle özelliklerine bağlı olarak
gösterdiği direnç, diğeri ise dalganın kaynağından uzaklaĢtıkça geometrik olarak daha geniĢ bir
alana yayılması olmaktadır [2].
Patlatma ile oluĢan sarsıntılar taĢıdıkları enerji düzeyinde hasara neden olmakla beraber,
binaların yapım tekniği, boyutları ve üzerine oturdukları zemin özellikleri de hasar oluĢumunda
etkili olmaktadır [26]. Bu nedenlerle sarsıntıya bağlı hasar etütlerinde çok kapsamlı çalıĢmak
gerekmektedir.
Bir kaya yapısı içerisinde patlatma yapıldığı zaman, patlatma noktasının hemen yanı
baĢındaki bölgede kırılma ve kalıcı deformasyonlar oluĢur. Patlatma Ģoku çevreye yayıldıkça
enerjisini kaybeder ve kaya yapısı içerisinde sadece elastik deformasyonlara neden olabilir. Söz
konusu elastik deformasyonlarda kaya yapısının fiziksel özelliklerine bağlı olarak sönümlenerek
yol alır. Deformasyon genlikleri patlatma noktasına yakın olan bölgelerde yüksek, uzak olan
bölgelerde ise düĢük olmaktadır [27].
Deformasyon genliklerinin yeterli değerde olduğu mesafelerde bulunan bir binada hasar
meydana gelmesi kaçınılmaz olmaktadır. Elastik deformasyonun basit bir sinüsoidal dalga
olduğu kabul edilirse, ġekil 2.11‟deki gibi çizilebilir. Kaya yapısının herhangi bir noktasının;
30
0 (sıfır) noktasından PI noktasına gelmesi yer değiĢtirme olarak tanımlanır, mm ile
ölçülür.
PI noktasına geliĢ hızı, parçacık hızı olarak tanımlanır, mm/s ile ölçülür.
PI noktasına geliĢ ivmesi, kütle ivmesi olarak tanımlanır, mm/s2 ile ölçülür.
0 noktası ile P4 noktası arasındaki uzaklık, zaman göstergesinde devir olarak
tanımlanır, s ile ölçülür.
1/devir, frekans olarak tanımlanır, Hertz ile ölçülür.
0 noktası ile P4 noktası arasındaki mesafe, uzaklık gösterge çizelgesinde dalga boyu
olarak tanımlanır, m ile ölçülür.
Şekil 2.11 Kaya yapısı içindeki elastik deformasyonun elemanları [28].
Yer sarsıntısının özellikleri ve niteliği, patlatma yerine yakın kesimlerde daha çok
patlatma parametreleri, özellikle gecikme baĢına patlayıcı miktarı, gecikme süresi ve bir yere
kadar da ateĢleme yönünden etkilenir [26]. Diğer bir deyiĢle bu etmenlere bağlı olarak oluĢan
parçacık hızı önemli bir hasar göstergesidir. Ancak patlatma noktasından uzak mesafelerde,
sarsıntının özellikleri ve niteliği daha çok sarsıntı dalgasının iletildiği kaya veya zemin
ortamının özelliklerinden etkilenir [22,26].
Patlatma sonucu oluĢan yer sarsıntısı dalgaları ġekil 2.12.‟de gösterildiği gibi, basınç,
makaslama ve yüzey olmak üzere üç temel kategoriye ayrılmaktadır. Hareket tam olarak üç
bileĢeni (boyuna(L), enine(T) ve düĢey(V)) ile tanımlanmaktadır (ġekil 2.12). Boyuna bileĢen
31
(L) genellikle patlatmanın yatay iletimi boyunca ilerlerken diğer iki dik bileĢen radyal yönde
enine (T) ve düĢey (V) yönde hareket etmektedir.
Bu üç temel kategori kendi arasında yüzey dalgaları ve gövde dalgaları olmak üzere
ikiye ayrılmaktadır. Gövde dalgaları, kaya yada toprağın içerisinde hareket ederken, yüzey
dalgaları yüzey boyunca hareket etmektedir [2]. Yüzey dalgaları da kendi arasında Rayleigh ve
Love olarak ikiye ayrılır. ġekil 2.13.‟de R ile gösterilen Rayleigh dalgası en bilinen ve etkin
olan bir dalga formudur. Tanımlanması gerekirse; boyuna ve düĢey eksende elemanları olan,
ters dönüĢlü eliptik hareketlere neden olan bir dalga formudur. Love (L) dalgaları ise boyuna ve
yanal eksende elemanları bulunan dalga formudur [26,22]. Yüzey dalga formlarının temel
benzerlikleri, kaya yapısında bulunan yüzeylerde polarizasyon ile oluĢmaları, düĢük frekanslı
olmaları, düĢük yayılma hızı nedeni ile ölçüm noktalarına P ve S dalgalarından sonra
ulaĢmalarına rağmen genlikleri büyük olduğundan ve yavaĢ sönümlendiklerinden hasar riskini
artırmalarıdır. Gövde dalgaları ise yine kendi arasında basınç (çekme ve basma) dalgası (P) ve
bükülme veya makaslama dalgası (S) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Patlayıcılar kısa
mesafelerde öncelikli olarak gövde dalgalarını oluĢturmaktadır. Gövde dalgaları küresel
hareketlerle baĢka bir kaya tabakası, toprak veya yüzey tabakasına rastlayıncaya kadar
ilerlemektedir. Bu kesiĢmede ise makaslama ve yüzey dalgaları oluĢmaktadır [2].
Kısa mesafelere bu üç dalga tipide aynı anda gelmekte ve dalga tanımlaması
zorlaĢmaktadır. Uzun mesafelerde ise makaslama ve yüzey dalgaları daha yavaĢ olduklarından,
basınç dalgalarından rahatlıkla ayırt edilebilmektedir. Fakat birçok patlatma farklı ilerleme
yönlerinde ve milisaniyelerle geciktirilmiĢ küçük patlatmaların bir serisi Ģeklinde olması
nedeniyle dalgalar üst üste binmekte ve bu ayrım zor olmaktadır.
32
Şekil 2.12 Uzaklığa ve zamana bağlı olarak patlatma titreĢimlerinin genel formu [24].
Bu üç dalga tipi içinden geçtikleri formasyona göre değiĢik özellikler gösterdikleri için,
yüzeydeki yapılar yada kaya her dalga tipine göre farklı bir Ģekilde deforme olmaktadır. Her
asal dalga tipi için değiĢik parçacık hareketlerinin yapılar üzerinde yarattığı deformasyon ġekil
2.13.‟te verilmektedir. Boyuna dalgalar, yayıldıkları doğrultuyla aynı yönde parçacık hareketi
meydana getirirken makaslama dalgaları yayılım yönüne dik yönde hareket oluĢturmaktadır. En
karmaĢık yapıyı gösteren Rayleigh dalgaları ise yayılma yönüne boyuna ve düĢey yönde
hareketler oluĢturmaktadır.
33
Şekil 2.13 Dalga tiplerine bağlı olarak parçacık hareketlerinin değiĢimi [24].
Örnek bir patlatmada iki izleme noktasına dalgaların eriĢimi ve bu dalgalara ait parçacık
hızı-zaman grafikleri ġekil 2.14.‟de verilmiĢtir. Burada A noktasına dalgalar direkt gelirken, B
noktasına dalgalar direkt ve yansımıĢ olarak ulaĢmaktadır.
34
Şekil 2.14 Ġki izleme noktasında patlatma titreĢimlerinin izlenmesi [24].
2.4.2.2 Patlatma titreşim kayıtları
Bir kömür açık iĢletmesinde yapılan patlatmaya ait zamana bağlı tipik parçacı hızı
grafiği ġekil 2.15‟de verilmiĢtir. Patlatmalarda zaman geliĢimini tanımlamakta en önemli
parametreler; asal frekans, tepe genlik ve titreĢimin durumudur. Bu parametreler, ortamın
geçirimliliği ve patlatma ardıĢıklığı ile iliĢkilidir [8].
Şekil 2.15 Tipik bir kömür patlatmasında parçacık hızlarının zamana bağlı değiĢimi [24].
35
Tünel, açık iĢletme ve inĢaat gibi normal patlatma iĢlemlerinde, bu parametrelerin
değiĢim aralığı Çizelge 2.3‟de verilmektedir [2].
Çizelge 2.3 TitreĢim parametrelerinin aralığı [24].
Parametre DeğiĢim aralığı
Yer değiĢtirme 10-4
-10 mm
Parçacık hızı 10-4
-103 mm/s
Parçacık ivmesi 10-105 mm/s
2
Atım sürekliliği 0.5-2 s
Dalga boyu 30-1500 m
Frekans 0.5-200 Hz
Birim deformasyon 3.0-5000 (inç/inç)
2.4.2.3 Frekansın önemi, rezonans ve büyütme faktörü
Yer sarsıntılarında, jeoloji (kaya türleri) ve gecikmeli ateĢlemelerde gecikme aralığı
frekans özelliklerini etkileyen baĢlıca iki unsurdur [24]. Yer sarsıntılarıyla ilgili yapılan bir
çalıĢmada Ģikayetlerin çoğunda, parçacık hızı 12.7 mm/s değerinin çok altında olduğu tespit
edilmiĢtir. Hiçbir hasarın meydana gelmediği durumlarda dahi ciddi titreĢim hissedildiği
yönündeki his ve endiĢeler tamamen düĢük frekans özelliklerinden kaynaklanmaktadır [22].
Çünkü düĢük frekanslı dalgalar insanlar tarafından kolayca hissedebilirler, yüksek frekansların
algılaması çok zordur ve bu nedenle insanlar fazla endiĢeye kapılmazlar. Ayrıca 10 Hz
değerinin altındaki frekanslar zeminde büyük yer değiĢimler ve yüksek düzeyli birim
deformasyonlar yarattığı için hasar olasılığını da artırır [26].
Binalarda hasar olasılığı, zeminde patlatmanın oluĢturduğu uyarıcı dalganın frekansı ile
söz konusu binanın doğal (özyapısal) frekansının birbirleri ile olan iliĢkisine bağlıdır.
Patlatmalarda en kritik durum zemindeki uyarıcı dalganın frekansının, bir veya iki katlı
binalarda genellikle 5-10 Hz arasında değiĢen bina özyapısal frekansına eĢit veya buna yakın
değerde olduğunda oluĢur. Bu durumda bina rezonansa girer ve zemindeki uyarıcı dalga geçtiği
halde bina sarsılmaya devam eder. Bina rezonans halindeyken, parçacık hızı, sınır değerlerin
oldukça altında ise binada hasar oluĢmaz ama kiĢiler rahatsız olur. Fakat bina rezonans
halindeyken parçacık hızı da yeterli büyüklükte (genlikte) ise binada hasar oluĢur. Bir baĢka
durumda ise zemindeki uyarıcı dalganın genliği tam yeterli düzeyde olmasa bile rezonans
halindeki binanın bu genliği birkaç kat artırması sonucu bina yine de hasar görebilir. Zemindeki
uyarıcı dalganın binaya iletilmesi sonucu binada ölçülen genlikte, zemindeki genliğe göre artıĢ
olmasına büyütme, binadaki genliğin zemindeki genliğe oranına da büyütme faktörü denir [20].
36
2.4.2.4 Ölçekli mesafe kavramı
Tipik patlatmaların, geometrik ve jeolojik Ģartlardaki değiĢimler nedeniyle, en iyi yer
sarsıntısının tahmin Ģeklinin, gerçek atımların gözlenmesi sonucu elde edilebileceği, Ladegaard,
Pedersen ve Dally tarafından, yapmıĢ oldukları literatür çalıĢmalarında belirtilmiĢtir [23]. Öne
sürülen çeĢitli ampirik iliĢkilerden en çok ölçekli mesafe ve sarsıntı hızını esas alanlara
güvenilmektedir. Ölçekli mesafe, yer hareketlerinin değiĢik uzaklıklardaki patlatma
seviyelerinin miktarları ile iliĢkilidir. Ölçek, uzaklığa bağlı olarak kullanılan birimsiz bir
faktördür [29,21]. Ölçekli mesafe, uzaklık ve sismik dalgaların temelini etkileyen veya hava
Ģoklarındaki enerjiyi yaratan patlayıcı madde miktarı kullanılarak ortaya konulmuĢ bir
kavramdır. Kayada meydana gelen dalga hareketlerini yaratan toplam enerji bir seferde
ateĢlenen patlayıcı madde miktarına bağlı olarak değiĢmektedir. Patlatma kaynağından itibaren
oluĢan dalgalar ileriye doğru yayılırken, basınç dalgası etkisinde kalan kaya hacmi
artmaktadır[29]. Ölçekli mesafe, sismik geliĢimi ve hava Ģoku enerjisini etkileyen gecikme
baĢına Ģarj miktarı ve patlatma ile ölçüm noktası arasındaki mesafenin kombinasyonlarından
türetilmektedir.
Yer sarsıntısı ölçüm aletlerinin geliĢmesiyle parçacık hızını, ölçekli mesafeye bağlı
olarak tahmin etmeyi esas alan yaklaĢımlar, ortaya atılmıĢtır. Literatürde ölçekli mesafenin
belirlenmesinde en sık kullanılan formül aĢağıda verilmektedir [2].
RSD
W
Burada;
SD: Ölçekli mesafe
R: Patlatma noktasından uzaklık (m)
W: Gecikme baĢına maksimum patlayıcı madde miktarı (kg)
Açık ocak çalıĢmalarında kullanılan Ģarj Ģeklinin genel olarak silindirik olması
nedeniyle (Ģarj boyu-delik çapı oranı >6 ise silindirik, <6 ise küresel Ģarj olarak kabul
edilmektedir), kolon Ģarjından oluĢan dalgalar bu silindirin geniĢleyen biçimiyle ilerler. Bu
basınç silindirinin hacminin, yarıçapının karesiyle değiĢtiği kabul görmüĢ bir yaklaĢımdır.
Buradan hareketle ve yapılan araĢtırmalar sonucu ölçekli mesafe için; SD = R / W0,.5
Ģeklindeki
ampirik iliĢki geniĢ bir kabul görmüĢtür. SD = R / W0,.333
iliĢkisi de yine birçok araĢtırmacının
kullandığı bir formüldür [21,23,30,31,32].
37
2.4.2.5 Maksimum parçacık hızı tahmini
Yer sarsıntılarının önlenmesinde patlatmadan kaynaklanan yer sarsıntılarının önceden
tahmin edilmesi, büyük önem taĢımaktadır. Birçok kiĢi ve kuruluĢ bu amaçla çeĢitli araĢtırmalar
yapmıĢ ve ölçekli mesafeye bağlı maksimum parçacık hızının tahmininin en iyi olduğu
sonucuna varmıĢlardır [2]. Bu çalıĢmalar kronolojik olarak aĢağıda verilmektedir.
i. Ambraseys ve Hendron (1968) [33].
3
RPPV K
W
ii. Nicholls, Johnson ve Duvall(1971) [34].
RPPV K
W
iii. Langefors ve Kihlström(1973) [35].
3
2R
WPPV K
iv. Davies ve Ark., (1964), Attewel ve Ark., (1965), Shoop ve Daemen(1983)Birch ve
Chaffer(1983) [36,37,38,39].
PPV=K.R .W
v. Ghosh ve Daemen (1983) [40].
RPPV K
We
R
vi. Gupta ve ArkadaĢları (1987) [41].
3
2R
WPPV K e
R
vii. CMSR(Roy,1991) [42].
1
RPPV n K
W
38
viii. Bilgin ve ArkadaĢları(1998) [22].
RPPV K
W.B
Burada;
PPV : Maksimum parçacık hızı (mm/s)
B : Dilim kalınlığı (m)
R : Patlatma noktasından uzaklık (m)
W : Gecikme baĢına maksimum patlayıcı madde miktarı (kg)
K, , , n : Saha sabitleri
eR
: Inelastik seyrelme faktörü
ÇalıĢma sahasının sabitleri, ölçülen maksimum parçacık hızı ve ölçekli mesafe
değerlerinin (en az 30 nokta yada atım) iliĢkilendirilmesi sonucunda belirlenmektedir. Bulunan
bu değerler, kontrollü patlatma tasarım ve uygulamalarında, titreĢim ölçüm aletinin olmadığı
durumlarda; bazı pratik çizelgelerin hazırlanması suretiyle uygulayıcılara büyük kolaylıklar
sağlamaktadır [2].
2.4.2.6 Patlatma hasar kriterleri
YaklaĢık 60 yıldan beri, çeĢitli araĢtırmacılar tarafından geliĢtirilen patlatma hasar
kriterleri değiĢik baĢarı dereceleriyle uygulana gelmiĢtir. Bu kriterler kronolojik olarak aĢağıda
özetlenmektedir.
i. Rockwell’in Enerji Formülü
1934 yılında Rockwell patlatma sonucu meydana gelen titreĢim enerjisinin f2.A
2 ile
orantılı olduğunu belirtmiĢtir. Burada f: frekans. A: Genliği ifade etmektedir [43].
ii. USBM’nin Formülü
BirleĢik Devletler Maden Bürosu (USBM) 1942 yılında, Ģarj miktarını, zemin
karakteristiklerini ve uzaklığın etkilerini birlikte ele alarak aĢağıdaki formülü geliĢtirmiĢtir [44].
A=
2
3C
100 (0,07e
-0,0143d + 0,001)
Burada;
39
A : Yer sarsıntısının genliği (inç)
C : ġarj miktarı (libre)
d : Uzaklık (feet)
Bu formülün kullanılabilmesi için beklenen yer sarsıntısına uygun frekansın ve örtü
tabakalarının derinliğine bağlı bir zemin faktörünün tahmin edilmesi gerekmektedir. Genlik
formülü yaklaĢık bir formül olduğundan, kompleks patlatma tasarımları için uygun
görülmemiĢtir. Buna karĢılık, ivme, zamanla yapısal hasar kriteri olarak öne çıkarılmıĢtır. Bu
çalıĢmaya göre; ölçülen ivmenin 0,1 g‟den daha düĢük olması binalar için emniyetin söz
konusu olduğunu, 0,1-1 g arasında dikkatli olunması gerektiğini ve 1 g‟den büyük olan ivmeler
de ise binalarda hasar meydana geleceği kabul görmüĢtür (g : yerçekimi ivmesi) [2].
iii. Crandell’in Enerji Oranı Formülü
1949 yılında Crandell “Enerji Oranı” yaklaĢımını geliĢtirmiĢtir. Enerji oranına bağlı
olarak hasar kriterleri Çizelge 2.4‟de verilmiĢtir [45].
ER=a2/f
2
ER: Enerji oranı
a: Ġvme
f: Frekans
Çizelge 2.4 Crandell‟in enerji oranına bağlı hasar kriteri.
Enerji Oranı Hasar Tahmini
<3.0 Hasar yok
3.0-6.0 Uyarı
> 6..0 Hasar var
1949-1960 yılları arasında hasar kriterleri, deplasman, ivme ve parçacık hızı
parametreleriyle iliĢkilendirilmeye baĢlanmıĢtır.
iv. Langefors, Kihistrom ve Westerberg’in Yaklaşımı
Langefors ve arkadaĢlarının (1957) parçacık hızı ve yapı hasar gözlemine dayalı kriteri
Çizelge 2.5‟te verilmiĢtir [46].
40
Çizelge 2.5 Langefors ve arkadaĢlarının parçacık hızını esas alan hasar kriteri.
Parçacık Hızı (mm/s) Hasar Tahmini
<71,12 Hasar yok
109,22 Ġnce çatlaklar, sıva dökülmesi
160,02 TaĢ duvarlarda ve sıvalarda çatlamalar
>231,14 Ciddi boyutlu çatlamalar
v. Edwards ve Northwood’un parçacık hızı yaklaşımı
1959 yılının baĢlarında Edwards ve Northwood‟‟un Kanada‟da titreĢim incelemelerini
anlatan bir makale yayınlamıĢlardır. Bu makaleye göre parçacık hızına bağlı hasar tahminleri
Çizelge 2.6‟da verilmiĢtir [47].
Çizelge 2.6 Edwards ve Northwood‟un parçacık hızını esas alan yaklaĢımı [27].
Parçacık Hızı (mm/s) Hasar Tahmini
<50,8 Hasar yok
50,8-101,6 Uyarı düzeyinde
>101,6 Hasar çok
vi. USBM’nin yaklaşımı
1971‟de BirleĢik Devletler Maden Bürosu‟nun yaptığı daha kapsamlı araĢtırmalar
sonucu parçacık hızına bağlı hasar tahmini Çizelge 2.7‟de verilmiĢtir [34].
Çizelge 2.7 USBM‟nin yaklaĢımı.
Parçacık Hızı (inç/s) Hasar Tahmini
<2 Hasar yok
2-4 Sıvada çatlaklar
4-7 Hasar baĢlangıcı
>7 Yapıda aĢırı hasarlar
vii. Bauer ve Calder’in Yaklaşımı
Bauer ve Calder‟in (1977) çeĢitli ekipman ve muhtelif yapı türleri için parçacık hızına
bağlı hasar tahmini Çizelge 2.8‟de verilmiĢtir [48].
41
Çizelge 2.8 Bauer ve Calder‟in hasar kriteri.
Yapı Türü Hasar Tanımı Hasarın Başladığı
Parçacık Hızı (inç/sn)
Evler Sıvada Çatlaklar 2
Yeni bir binadaki beton bloklar Blokta Çatlaklar 8
Muhafaza borulu sondaj delikleri Yatay bükülmeler 15
Mekanik ekipman; pompalar,
kompresörler ġaft eğilmeleri 40
Beton temel üzerine inĢa edilmiĢ
prefabrik metal binalar
Temel çatlakları, binada
bükülme ve çatlaklar 60
ix. USBM’nin son patlatma hasar tahmini
ABD Madencilik Bürosu, açık ocak patlatmalarından kaynaklanan yer sarsıntısının
yapılara olan etkisi ve zararlarıyla ilgili 1980‟de Siskind ve arkadaĢlarına [26]. 219 üretim
atımının 79 evdeki etkisini belirlemeye yönelik bir çalıĢma yaptırarak sonuçlarını yayınlamıĢtır.
Bu çalıĢmada, sadece parçacık hızlarının değil, frekansların da hasar oluĢumunda etkili olduğu
vurgulanmaktadır. USBM RI 8507 olarak adlandırılan raporda belirtilen sonuçlar aĢağıda
verilmektedir.
1. Parçacık hızı hala en iyi yer titreĢimini tanımlama ve titreĢime karĢı tepki özellikleri
iyi bilinen bir yapı grubu için tahribat potansiyelini açıklayabilecek en pratik kontrol aracıdır.
2. Patlatmacı, bütün atımları titreĢim cihazı ile izleme yükümlülüğünü almamak için,
muhafazakar bir yaklaĢımla, ölçekli uzaklığın kareköklü uygulamasını seçer ( R/ W ). Bu tip
ölçekli uzaklıkta titreĢim seviyeleri 2-3.8 mm/s civarında olmaktadır.
3. DüĢük frekanslı ( 40 Hz) patlatmalarda hasar verme potansiyeli yüksek frekanslı
( 40 Hz) patlatmalardan daha fazladır.
5. Bina inĢaat tipleri, minimum beklenen zarar seviyesine etki eden bir faktördür. Alçı
panellerden oluĢan (kuru duvar) iç duvarlar, eski tahta kalas üzeri sıva kaplamalı duvarlara göre
titreĢim zararına karĢı daha dayanıklıdır.
6. Pratik olarak düĢük frekanslı yer titreĢimleri yaratan patlatmalar için emniyet sınırı;
modern alçı pano duvarlı evler için 19 mm/sn, tahta kalas üzeri sıva duvarlı evler için 12.7
mm/s‟dir. 40 Hz üzeri frekanslarda tüm evler için emniyetli parçacık hızı, maksimum 51 mm/s
olarak tavsiye edilir.
42
7. Bütün evlerde; zamanla çeĢitli çevresel basınçlardan, havadaki sıcaklık ve nem
değiĢmelerinden, taban yerleĢimlerinden doğan oturmalardan, yerdeki nem değiĢimlerinden,
rüzgardan ve hatta ağaç köklerinin su emmesinden dolayı çatlaklar oluĢur. Bunların sonucu
olarak çatlak meydana geldiği (herhangi bir nedenden dolayı, örneğin kapıyı hızlı çarpmak)
durumlarda; mutlak bir minimum titreĢim limit değeri olmayabilir [2].
8. RI 8507 raporuna, daha sonradan “Alternatif Patlatma Hasar Kriteri” adı altında ek
bir rapor ilave edilmiĢtir. Bu alternatif patlatma hasar kriteri, frekans oranlan üzerine denk gelen
yer değiĢtirme ve hız parametrelerini göz önüne almaktadır [30]. Birden fazla ölçüm yapılması
gerekliliği bu raporda önemle belirtilmiĢtir. Bu hasar kriteri ġekil 2.16‟da gösterilmiĢtir. ġekil
2.16‟daki grafik çizgisinin herhangi bir yerinde; altında kalan belirli bir baskın frekansa karĢılık
gelen herhangi bir parçacık hızı emniyetli kabul edilmektedir. Grafik çizgisinin herhangi bir
kesiminin yukarısında kalan değerler, bina tahribatı ve insanlara zarar verme riskini
arttırmaktadır. Grafiğin yorumundan da anlaĢılabileceği gibi, titreĢim frekansı arttıkça belirli
değerdeki bir parçacık hızının hasar riski önemli ölçüde azalmaktadır [27].
Şekil 2.16 USBM‟nin alternatif kriter analizi [8].
x. ABD Açık Ocak Madencilik Bürosu(OSM) Hasar Tahmini
ABD Açık Ocak Madencilik Bürosu(OSM), yer sarsıntısı ve hava Ģokunu kontrol altına
almak için patlayıcı maddelerin nasıl kullanılması gerektiği konusundaki en önemli raporunu 8
43
Mart 1983 tarihinde yayınlamıĢtır. Bu kurallar patlatma etkinliklerinin kontrolü konusundaki
yegane kurallardır ve açık ocak kömür madenciliğinde uygulanmaktadır [49].
OSM kuralları; patlatma sorumlusuna, aĢağıdaki üç yöntemden birini kullanmasını
tavsiye etmektedir.
Yöntem 1: Patlatmalı kazıda herhangi bir titreĢim ölçer cihazının kullanılmadığı
durumlarda parçacık hızının sınırlandırılması kriteri:
Patlatma sorumlusu; atımı, Çizelge 2.9‟da gösterilen patlatma noktası ile ölçüm noktası
arasındaki uzaklığa bağlı ölçekli mesafe tasarım faktörlerine uygun düzenlenmelidir. Bu
yöntemde, Çizelge 2.9‟daki OSM ölçekli mesafe faktörleri uygulandığı sürece, sismik kayıt
almaya ihtiyaç duyulmamaktadır [2].
Çizelge 2.9 Uzaklığa bağlı müsaade edilen ölçekli mesafe faktörleri [50].
Patlatma noktasından
Uzaklık
Sismik Ġzleme Yapılmadan Kullanılacak
Ölçekli Mesafe Faktörü
Ft M (SD)
0-300 0-90 50
301 -5000 91 – 1500 55
>5001 >1500 65
Yöntem 2: TitreĢim ölçer cihazının kullanılması durumunda ölçekli mesafe eĢitliği
kriteri:
Her patlatmanın, en büyük parçacık hızını izleyebilecek kapasitede bir sismograf
tarafından izlenmesi gerekmektedir. En büyük parçacık hızı Çizelge 2.10‟da gösterilen
seviyelerin altında kaldığı müddetçe operatör kurallara uymaktadır. Patlatma noktasının en
yakın yapıya mesafesi arttıkça, izin verilen hız artmaktadır. Bu durum uzak mesafelerde
parçacık hızından daha çok baskın olan düĢük frekansların zarar verme potansiyeline sahip
olmasından kaynaklanmaktadır [27].
Çizelge 2.10 Uzaklığa bağlı müsaade edilen maksimum parçacık hızları [50].
Uzaklık Maksimum Parçacık Hızı
ft m Ġnç/sn Mm/sn
0-300 0-90 1.25 31.75
301-5000 91-1500 1.00 25.40
>5001 >1500 0.75 19.05
44
Yöntem 3: Frekans esaslı patlatma seviyesi grafiği kriteri
Patlatma sorumlusunun frekansla birlikte değiĢen parçacık hızı seviyelerinin (ġekil
2.17) kullanmasına izin verilir. Bu metotta, patlatmadan kaynaklanan yer titreĢimi dalga
frekanslarının analizinin ve her atımın parçacık hızı ölçümlerinin yapılması gerekmektedir.
Şekil 2.17 OSM‟nin alternatif kriter analizi [50].
Baskın frekansları bulmak için, dalga Ģekli analiz edilmekte ve bu frekanslara gelen
parçacık hızları belirlenmektedir. Bir çok durumda, her bir frekansın Ģiddetini analiz etmek için
elektronik cihazlara ve yetenekli bir sismolog tarafından yapılması gereken sayısal analizlere
ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yöntem, patlatmalardan dolayı kaynaklanan binalara ve insanlara
yönelik potansiyel zararları değerlendirmede en iyi yöntemi temsil etmektedir.
OSM kurallarındaki bu yöntem, USBM tarafından tavsiye edilen hasar kriterinden
farklıdır. USBM hasar kriterinde maksimum izin verilen parçacık hızı 50,8 mm/s‟nin baĢlangıç
frekansı 40 Hz olurken (ġekil 2.16), OSM hasar kriterinde baĢlangıç değeri 30 Hz‟dir [27].
45
xı. Alman DIN 4150 Hasar Kriteri
Hasar kriterleri içinde parçacık hızı, frekans ve yapı türünü esas alan ve günümüzde
yaygın kullanıma sahip olan normlardan biride Alman 4150 DIN Standart‟ıdır. Alman
standardına göre (DIN 4150) yapı tipi, hız-frekans iliĢkisi Çizelge 2.11‟de gösterilmiĢtir [51].
Çizelge 2.11 Alman standartlarına göre (DĠN 4150) yapı tipi, hız-frekans iliĢkisi [52].
Yapı tipi
Frekansa (f:frekans,Hz) bağlı maksimum
parçacık hızı,mm/s
f=10 f=10-50 f=50-100
Betonarme , çelik yapı 20 20-40 40-50
Yığma tuğla veya beton yapı 5 5-15 15-20
Eski veya tarihi yapılar 3 3-8 8-10
100 devir/s büyük frekanslar için, büyük sarsıntı seviyesine izin verilebilir.
Birden fazla katlı binalar için, ölçümlerin hem binaların temelinde hem de en
üst katın tabanında alınması gerekir
xii. Ülkemizde Geçerli Olan Yönetmelik
Ülkemizde; patlatma sonucu hasar oluĢmaması için zeminde izin verilen titreĢim
(sarsıntı) hızı sınır değerlerini düzenleyen yönetmelik “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi
ve Yönetimi Yönetmeliği” (ÇGDYY) baslığını taĢımakta olup, ülkemizde ilk kez titreĢim
konusunda bir düzenleme içermektedir. Bu yönetmelik Avrupa Birliği tarafından yayımlanmıĢ
bulunan, 25/6/2002 tarih, 2002/49/EC sayılı Çevresel Gürültünün Yönetimi ve
Değerlendirilmesi Direktifine paralel olarak hazırlanmıĢtır. 01 Temmuz 2005 tarihinde 25862
sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan bu yönetmelik aĢağıdaki gibidir [53].
Yerleşim alanlarında çevresel kaynaklar için titreşim kriterleri:
ÇeĢitli titreĢim kaynaklarının neden olacağı çevresel titreĢimin kontrol altına alınmasına
iliĢkin esaslar aĢağıda belirtilmiĢtir:
Maden ve taĢ ocakları ile benzeri faaliyette bulunulan alanlardaki patlamaların
çevredeki yapılara zarar vermemesi için, en yakındaki yapının dıĢında, zeminde ölçülecek
titreĢim düzeyi Çizelge 2.12‟de verilen değerleri geçemez. Ölçümler üç yönde yapılır ve
bunlardan en yüksek olanı alınır. TitreĢimler 1/3 oktav bantlarında tepe değeri olarak ölçülür [8]
46
Çizelge 2.12 Patlama nedeniyle oluĢacak titreĢimlerin en yakın yapının dıĢında yaratacağı
zemin titreĢimlerinin izin verilen en yüksek değerleri [53].
TitreĢim Frekansı (Hz) Ġzin Verilen En Yüksek TitreĢim Hızı
(Tepe Değeri-mm/s)
1 5
4-10 19
30-100 50
2.4.2.6 Yer sarsıntısı ve hava şoku etkilerini azaltma yöntemleri
Günümüzde patlatmadan kaynaklanan çevresel etkilere olan duyarlılığın artması, bu
etkileri azaltma yönünde yapılan çalıĢmaların da artmasını sağlamıĢtır. Yapılan çalıĢmalar yer
sarsıntısı ve hava Ģokunun oluĢumunu ve geliĢimini bir çok faktörün etkilediğini
göstermiĢtir[54]. Bu nedenle, yer sarsıntısının asgariye indirilebilmesi için özellikle kontrol
edilebilir parametrelere bağlı olarak en az sarsıntıyı veren patlatma tasarımının belirlenmesi ve
uygulanması gerekmektedir.
Genellikle patlatmadan kaynaklanan yer sarsıntılarının azaltılması için; gecikme baĢına
düĢen patlayıcı madde miktarını azaltarak parçacık hızının genliğini düĢürmek olumlu sonuçlar
vermektedir. Ayrıca delik çapının, dilim kalınlığının, delikler arası mesafenin ve basamak
yüksekliğinin küçültülmesi, kademeli Ģarj uygulaması gibi önlemlerinde yer sarsıntısının
azaltılmasındaki etkili olduğu tartıĢılmaktadır (Çizelge 2.13) [2].
Hava Ģokunun önlenmesi için alınması gereken önlemler ise aĢağıdaki gibi
sıralanabilir[22];
1. Basamak patlatma tekniği kullanılarak, patlayıcı madde kaya yapısı içinde
olabildiğince dengeli (homojen) dağıtılır ve hapsedilir.
2. Galeri patlatması uygulanmaz.
3. Uygun delik geometrisi kullanılır.
4. Uygun sıkılama boyu ve malzemesi kullanılır.
5. Gecikmeli elektrikli veya Ģok tüplü ateĢleme sistemi kullanılır.
6. Delme öncesi patlatma aynası incelenerek gaz deĢarjına yol açabilecek bir jeolojik
olgu olup olmadığı incelenir. Böylesine bir jeolojik olgunun varlığında o bölgeye az
patlayıcı madde yerleĢtirilir.
7. Gerek patar gerekse basamak patlatmalarında infilaklı fitil kullanılmaz.
47
Çizelge 2.13 Yer sarsıntısı ve hava Ģoku düzeylerini azaltmak için dikkate alınması gereken
parametreler [2].
Parametreler Yer Sarsıntısı Hava Ģoku
Değ
iĢti
rile
bil
en
1. Gecikme basma patlayıcı madde miktarı Etkili Etkili
2. Gecikme suresi Etkili Etkili
3. Dilim kalınlığı Etkili Orta etkili
4. Delikler arası mesafe Orta etkili Orta etkili
5. Delik çapı Orta etkili Az etkili
6. Delik taban payı Orta etkili Az etkili
7. Delik boyu Orta etkili Orta etkili
8. AteĢleme yönü Etkili Orta etkili
9. Delik eğimi Orta etkili Orta etkili
10. Sıkılama boyu ve malzemesi Orta etkili Etkili
11. Atım grubu boyutları ve Ģekli Etkili Etkili
12. ġarj Ģekli Orta etkili Az etkili
13. AteĢleme yöntemi Etkili Etkili
14. Atımdaki toplam patlayıcı madde miktarı Az etkili Az etkili
Değ
iĢti
rile
mey
en
15. Örtü tabakasının özellikleri ve derinliği Etkili Orta etkili
16. Jeolojik faktörler Etkili Orta etkili
17. Yapının konumu Etkili Orta etkili
18. Yeraltı suyu durumu Etkili Az etkili
19. Atmosferik koĢullar Az etkili Etkili
2.4.2.7 Önceki bazı deneysel çalışmalar
Karpuz ve arkadaĢları (1987). G.L.I Tunçbilek kömür açık ocaklarında yapılan patlatma
nedeniyle cevre köylerden gelen Ģikayetlerin haklılığını yada haksızlığını ortaya koymak
amacıyla 36. panoda deneme atımları yaparak sismik ölçümler (açık kanallı bir sismograf
kullanarak) yapmıĢlardır. Bu ölçümler sonucunda, yapılan patlatmaların bölgedeki yapılara
hasar verecek derecede etkili olmadığını ve binalarda görülen çatlakların, binaların yönetmelik
hükümlerine uyulmadan inĢa edilmelerinden meydana geldiğini belirtmiĢlerdir.
Konya (1990) yer sarsıntılarının tahmin ve kontrolünün düĢünüldüğünden (çok
karmaĢık olduğunu ve gecikmedeki patlayıcı madde miktarının azaltılması ve 8 ms gecikme
aralığının kullanılmasıyla yer sarsıntılarının kontrol altına alınması modasının geçtiğini ifade
etmektedir. Bu nedenle, patlatma tasarım parametrelerinin yer sarsıntıları üzerindeki
etkilerinin de araĢtırılarak yer sarsıntılarının kontrol altına alınması gerektiğini belirtmektedir.
Richards ve arkadaĢları (1994) patlatmadan kaynaklanan sismik dalgaların delik düzeni
boyunca geliĢimini incelemiĢler ve ateĢleme sonrası gecikme sistemine bağlı olarak delikler ve
sıralar boyunca dalganın kuvvetlenerek ilerlediğini ifade etmiĢlerdir.
48
Rao (1994) patlatmadan kaynaklanan yer sarsıntılarının patlatma verimliliğinin
belirlenmesinde kullanılabilirliği konusunda yaptığı çalıĢmada; patlatma verimliliğinin, dalga
formlarının FFT analizi ile belirlenebileceğini vurgulayarak aĢağıdaki sonuçlan vermiĢtir.
Dalga formlarının FFT analizinde tipik frekans aralığı 4-40 Hz arasında ise iyi
parçalanma oluĢmaktadır.
FFT grafiğinin toplam alanının % 80‟i veya üzeri baskın frekans aralığının alanına
eĢitse iyi parçalanma oluĢmaktadır.
Gürültü düzeyi 110 dBL‟i aĢarsa yüksek özgül Ģarj veya zayıf parçalanma söz
konusudur.
Erkoç (1995), Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi ĠSKĠ Genel Müdürlüğünce inĢaası
yaptırılan, Baltalimanı ön arıtma tesislerinde iki adet geniĢ çaplı ve 40 m derinliğindeki kuyu
kazısı sırasında yapılan patlatmaların yaklaĢık 40 m uzaklıkta bulunan binalara olan etkilerinin
belirlenmesi üzerine yaptığı çalıĢmada, gecikme baĢına değiĢik Ģarj miktarları (5, 10, 15 ve 23
kg) kullanarak deneme atımları gerçekleĢtirmiĢtir. Bu atımların oluĢturduğu parçacık hızlarını
binaların yakınında oluĢmuĢ ve en yüksek parçacık hızının gecikme baĢına Ģarj miktar 23 kg
olan atımda oluĢtuğunu, bu değerinde hasar limitlerinin çok altında olduğunu belirtmiĢtir.
Kaya ve arkadaĢlarının (1996) Türkiye Kömür ĠĢletmeleri Kurumu Garp Linyitleri
ĠĢletmesi (GLĠ) açık ocaklarında makine randımanları ve çevre yönünden yaptıkları çalıĢmada,
özellikle dragline dilimlerinde Nonel ateĢleme sistemleri kullanılarak her delikte gecikme
uygulanmasıyla hem sarsıntı probleminin büyük ölçüde önüne geçildiği, hem de çalıĢılan
makinelere verilen hasarın en aza indirildiği belirtilmektedir. Nonel sistemle yaptıkları bir
patlatmada, yaklaĢık 2 sn süren atımda 150 ayrı patlama gerçekleĢtirildiği, buna karĢı
vibrometre ölçümlerinde kayda değer bir vibrasyon çıkmadığı vurgulanarak patlatma
verimliliğinin, gerek makine gerekse çevresel etkileri dikkate alarak yapılan patlatma
tasarımlarıyla arttırılabileceği söylenmektedir.
Kahriman ve arkadaĢları (1996) tarafından Barit Maden Türk A.ġ.‟ne ait Sivas-UlaĢ
solestit sahasında gerçekleĢtirilen parçacık hızı unsurları ve ölçekli mesafe veri çiftlerinden
oluĢan yer sarsıntısı ölçümlerinin (47 atım) sonuçları, regresyon analizine tabi tutularak,
kontrollü patlatma tasarımlarında gerekli olacak saha sabitleri belirlenmiĢtir. Ayrıca hava Ģoku
düzeyinin önceden tahmini için de uzaklık ve Ģarj miktarına bağlı bir iliĢki elde edilmiĢtir.
Kahriman ve arkadaĢları elde ettikleri bu ampirik formüller kullanılarak değiĢik Ģarj miktarları
ve uzaklıklar için pratik abaklar oluĢturulmasıyla atımların kontrol altına alınması gerektiğini
belirtmiĢlerdir.
49
Yağanoğlu ve arkadaĢları (1996) patlatmadan kaynaklanan yer sarsıntılarının üst üste
binme riskinin azaltılması için bütün dünyada yaygın kabul gören “8 ms gecikme yeterlidir”
prensibinin geçerliliği konusunda yaptıkları deneysel çalıĢmalar sonrasında, 8 ms gecikme
kullanıldığı durumlarda üst üste binme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu ve 25-30 ms
gecikme aralığında üst üste binme riskinin azaltılması için gecikme aralıklarının 20-40 ms
arasında seçilmesinin daha uygun olacağını ifade etmiĢlerdir.
Bilgin ve arkadaĢları (1998) TKĠ Çan Linyitleri isletmesi‟nde patlatmaların yol açtığı
çevre sorunlarının giderilmesi amacıyla yaptıkları çalıĢmada, saha sabitlerini belirleyerek hasar
oluĢmaması için gecikme baĢına kullanılacak maksimum patlayıcı madde miktarını
hesaplamıĢlardır. Saha sabitlerini belirleme çalıĢmaları sonrasında maksimum parçacık hızının
dilim kalınlığı ile değiĢip değiĢmediğini araĢtırmıĢlar ve parçacık hızı tahminine dilim kalınlığı
parametresini de ekleyerek (PPV = K*(SD)‟1 *B
(•
t) oldukça yüksek korelasyonlu bir iliĢki elde
etmiĢlerdir.
Erkoç ve Esen (1998) sarsıntı ölçer cihazların çıktılarındaki her parametrenin doğru
olarak verilmediğini deneylerle tespit etmiĢler ve karmaĢık durumlarda deplasman ve ivme gibi
parametreleri ölçmek gerektiğinde bunları doğrudan ölçen sensörlerin kullanılmasını
önermiĢlerdir. Ayıca, TKĠ AfĢin- Elbistan kömür açık ocaklarında yaptıkları çalıĢmalardan yola
çıkarak saha sabitlerinin belirlenmesinde güvenilirliğin arttırılması için istenmeyen dalgaların
filtre edilmesi gerektiğini ifade etmiĢlerdir.
Barutsan A.ġ. Delme Patlatma Mühendisliği Grubu (1999) Mardin çimento A.ġ.‟ne ait
tas ocaklarında yaptıkları yer sarsıntısı ölçümlerinde kaya sabitlerini belirleyerek çevredeki
binalara hasar vermeyecek gecikme baĢına maksimum patlayıcı madde miktarını 50 kg olarak
bulmuĢlardır. Aynı grubun Kangal Demir-Export A.ġ. Kömür Açık Ġsletmesi‟nde yaptıkları
ölçümler sonrasında saha sabitlerinin daha güvenilir bir Ģekilde belirlenebilmesi için dalga
formlarının filtre edilmesi gerektiğini savunmuĢlardır.
Jannoulakis (1999) yaptığı çalıĢmada, patlatma kaynaklı yer sarsıntılarının patlatma
verimliliğinin belirlenmesinde kullanılabileceğini söyleyerek patlatma verimliliği belirteci
olarak aĢağıdaki eĢitliği önermektedir. Normal bir patlatmada beklenen patlatma verimliliği
belirteci değerlerinin ölçüm mesafesi ve özgül Ģarja bağlı olarak Çizelge 2.14‟de verildiği gibi
değiĢeceğini belirtmektedir.
BED = PPV * ( R/W
0,5)
Burada,
50
BED : Patlatma verimliliği belirteci (Blast-Eftlciency Determinator)
PPV : Maksimum parçacık hızı (inç/sn)
R : Ölçüm mesafesi (ft)
W : Gecikme baĢına maksimum patlayıcı madde miktarı (Ib)
Çizelge 2.14 Normal Bir Patlatmada Beklenen BED Değerleri [8].
Özgül Ģarj
Ölçüm mesafesi (ft)
50 - 200
260-900
> 1000
Yüksek
20-15*
15-10
10-5.2
Orta
30-25
25-20
15-10
DüĢük
45-40
35-30
25-15.2
* BED değerleri 11.5 ile çarpılarak metrik birime çevrilebilir.
Kahriman ve Tuncer (1999) Ġstanbul‟daki bazı kireçtaĢı ocaklarında yaptıkları
çalıĢmada, 73 atımın sonuçlarını incelemiĢler ve oldukça yüksek korelasyon katsayılı iliĢki elde
ederek (PPV= 340*(SD)-1,79
; r = 0.93) atımları kontrol altına aldıklarını belirtmiĢlerdir.
Patlatmadan kaynaklanan yersarsıntısının azaltılmasına yönelik olarak akla gelen ilk
yöntem, patlayıcı madde miktarının azaltılmasıdır. Ancak bu çözüm pratik olmasına rağmen
baĢka problemlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Zira patlayıcı madde miktarının
azaltılması, istenen parça boyutunun elde edilmesini ve planlanan üretime ulaĢılmasını
engellemektedir. Bunun dıĢında, yersarsıntısının azaltılmasına yönelik pek çok çalıĢma
yapılmıĢtır ve bu yöndeki çalıĢmalar halen devam etmektedir. Ancak bu çalıĢmaların yararları
ve uygulanabilirlikleri henüz kanıtlanmıĢ değildir. Sonuçları konusunda, araĢtırmacılar arasında
fikir birliği mevcut değildir.
Devine ve arkadaĢları üç farklı bölgede yaptıkları araĢtırmalarda patlatma bölgesi ile
ölçüm noktası arasında oluĢturmuĢ oldukları ön kesmenin sarsıntı seviyelerini düĢürmediğini
iddia etmiĢlerdir [55].
Bazı araĢtırmacılar ise, karayolu, demiryolu ve inĢaat iĢlerinde meydana gelen
yersarsıntılarının azaltılmasına yönelik olarak hendek çalıĢmasını denemiĢ ve olumlu sonuçlar
almıĢlardır [8]. Bu araĢtırmacılar yaptıkları çalıĢmalarda, hendeğin, yersarsıntısını %80‟e varan
oranlarda azalttığını belirtmiĢlerdir.
Madencilik alanında ise çok fazla çalıĢmaya rastlanmamıĢtır. Prakash ve
arkadaĢları[54], yaptıkları çalıĢmada, önkesme patlatmaları ve değiĢik derinliklerdeki
51
hendeklerin yersarsıntısı üzerindeki etkisini araĢtırmıĢlardır. Yazarlar, bu çalıĢma sonucunda,
yersarsıntısının, %16.6 ile %65 oranında azaltılabildiği belirtmiĢlerdir.
Eraslan,Uysal ve Çebi (2007) yaptıkları araĢtırmada SLĠ açık ocaklarında patlatmadan
kaynaklanan yer sarsıntılarının, yapay süreksizliklerin ardındaki değiĢimini incelemiĢ. 25m
kalınlığında bir dragline panosunda gerçekleĢtirilen deneylerde yapay olarak oluĢturulan iki
farklı süreksizlik yapısı ele alınmıĢtır. Birinci yapay süreksizlik, sıralar halinde ardı ardına
açılmıĢ bariyer delikleriyle oluĢturulmuĢ. Patlatma bölgesi ve ölçüm istasyonu arasında 1m
aralıklı, her sırada 25m derinlikte 10 adet olmak üzere 3 sıra halinde toplam 30 adet delik
delinmiĢtir. Bu yolla deliklerden oluĢan bir bariyer meydana getirilerek, bir yapay süreksizlik
bölgesi oluĢturulmuĢ. Delik sıraları panoyu ikiye bölerek, iki zıt yönde ve ayrı bölgede ölçümler
yapılmıĢtır. Deneylerde, deliklerin bazıları boĢ bırakılmıĢ, bazıları ise su ile doldurulmuĢtur.
Yersarsıntılarının ölçülmesinde iki adet titreĢim ölçüm cihazı kullanılmıĢtır. Bariyer deliklerin
önünde, boĢ deliklerin arkasında ve su dolu deliklerin arkasında olmak üzere toplam 119 adet
ölçüm yapılmıĢ. Bu ölçümlerin değerlendirilmesi neticesinde, deliklerin arkasındaki maksimum
parçacık hızı (PPV) değerlerinin %14.30 ile %18.54 oranında azaldığını belirtmiĢlerdir. Sulu
deliklerin arkasında ölçülen değerlerde ise boĢ deliklere göre önemli bir farklılık
gözlemlenmediği belirtilmiĢtir. Ġkinci yapay süreksizlik ise patlatma bölgesi ile ölçüm noktası
arasında 8 m derinliğinde bir hendek açılarak oluĢturulmuĢ, çalıĢma süresince 77 adet
patlatmaya ait toplam 149 adet yersarsıntısı ölçümü yapılmıĢtır. Her patlatma için hendek
önünde ve hendek arkasında olmak üzere iki noktadan ölçüm alınmıĢ, bu sayede,
yersarsıntısının hendek arkasındaki değiĢiminin ortaya konulması amaçlanmıĢtır. Ölçüm
sonuçları değerlendirildiğinde, ölçüm yapılan mesafe aralıklarında (38-299 m) PPV
değerlerinde %27.76 ile %58.12 oranında bir azalma kaydedildiği belirtilmiĢtir.
2.4.2.8 İnsanların patlatma kaynaklı yer sarsıntılarına tepkileri
Ġnsanların patlatma kaynaklı yer sarsıntılarına olan tepkileri yer sarsıntısının
denetlenmesi aĢamasında bazen en belirleyici etmen olabilir. Ġnsanlar yer sarsıntılarına karĢı çok
duyarlıdır ve duyarlı oldukları sarsıntı değerleri yapılarda eĢik hasar yaratmayacak emniyetli
sarsıntı düzeylerinin çok altındadır. Ġnsan tarafından algılanabilen parçacık hızı 1,5 mm/s
civarında olup, bazı koĢullarda bu değer 0,5 mm/s gibi çok düĢük değerler olabilir. Ġnsanların
sarsıntıya tepkisi yer sarsıntısının genliğinin yanı sıra frekansına ve süresine de bağlıdır [55].
ġekil 2.18‟de sarsıntı suresine bağlı olarak insanların değiĢik seviyelerde algıladıkları parçacık
hızı değerleri görülmektedir [26].
52
Şekil 2.18 Sarsıntı süresine göre insanların değiĢik seviyelerde algıladıkları parçacık hızı
değerleri [26].
ġekil 2.19‟da ise sarsıntı süresine (0,1-5,0 saniye) ve frekans aralığına (4-25 Hz) bağlı
olarak insanların “ancak algıladıkları”, “kesinlikle algıladıkları” ve “Ģiddetle algıladıkları”
düzeyler gösterilmiĢtir.
53
Şekil 2.19 Sarsıntı süresi ve frekansına göre insanların değiĢik seviyelerde algıladıkları sarsıntı
düzeyleri [26].
2.5 İstatistiksel Deney Tasarımı
ÇalıĢmanın bu bölümüne kadar; patlatma sürecinin amacı ve önemi, patlatma
parçalanma mekanizması, patlatma tasarımı ve parametreleri ve patlatmanın yersarsıntısı
kaynaklı çevresel etkileri konuları incelenmiĢ ve ayrıntılı açıklanmıĢtır. ÇalıĢmanın amacı ve
kapsamı dikkate alınacak olunursa istatistiksel deney tasarımı ve Taguchi metodunun ayrıntılı
olarak açıklanması faydalı olacaktır.
Ġstatistiksel deney tasarımı yaklaĢımı ile teorik olarak en uygun patlatma parametreleri
kombinasyonunu belirlemek mümkün gözükmektedir. Bununla beraber bir istatistiksel deney
tasarım yöntemi olan Taguchi yöntemi ile, delme patlatma çalıĢmalarında çok daha az sayıda
deney yaparak yani çok daha az maliyetle ve daha az zaman harcayarak bu patlatma
parametrelerinin tespit edilmesi mümkün olacaktır.
54
2.5.1 İstatistiksel deney tasarımının tanımı, amacı ve önemi
Ürün ve ona bağlı olarak süreç kalitesinin önem kazandığı günümüz rekabet
koĢullarında; Ģirketlerin, ürünlerin kalite düzeyini artırmak için yaptığı yoğun çalıĢmalar yeni
kalite tekniklerinin ortaya çıkmasına ya da yıllardır teoride kalan yöntemlerin tekrar
uygulanmaya konmasına neden olmuĢtur. Bunlardan biri de son yıllarda ürün ve süreç
kalitesinin geliĢtirilmesinde çok baĢarılı sonuçlar vermiĢ olan istatistiksel deney tasarımıdır [3].
Ġstatistikte deney, yeni gerçekler elde etmek, önceki sonuçları doğrulamak veya
reddetmek için planlanmıĢ bir iĢ olarak algılanmaktadır. GerçekleĢtirilen deney belirli bir
sürecin devamı veya değiĢtirilmesinin önerilmesi konusunda bir karara ulaĢılmasında yardımcı
olacaktır. Deneyler bir veya birkaç soruya yanıt bulmak için gerçekleĢtirilebilir.
Deneyler, kesin ve karĢılaĢtırmalı deneyler ile tek ve çok etmenli deneyler olarak iki
farklı türde yapılır. Kesin ve karĢılaĢtırmalı deneyler, bilinmeyen bir ilke veya etkiyi ortaya
çıkarmak için yapıldığı gibi, aynı zamanda bilinen veya ileri sürülen bir tezi onaylamak için de
yapılan deneylerdir [3].
Tek ve çok etmenin deneyler ise, bir veya birden çok etmenin bir durum veya proses
üzerindeki etkisini belirlemek için sadece o an için tasarlanan Ģartlarda yapılan deneylerdir. Bu
deneyler aynı zamanda çalıĢmanın konusu olan deney tasarımları için yapılan deney türleridir.
TasarlanmıĢ deney terimi ise; bir sistem veya prosese ait girdi değiĢkenlerinin amaçlı bir takım
değiĢikliklere tabi tutulması ve bu değiĢiklikler sonucu oluĢan çıktı üzerindeki değiĢme
sebeplerinin belirlenmeye çalıĢılması için denemeler yapılması demektir [3].
Deney tasarımı kavramı ile ilgili farklı tanımlarda yapmak mümkündür. Deney tasarımı;
bağımlı değiĢkendeki değiĢikliğin nedeni olarak ele alınan bağımsız değiĢkenin etkilerinin
belirlenmesi için kullanılan tekniktir [58]. Deney tasarımı (DT), bir prosesteki girdi değiĢkenleri
üzerine istenilen değiĢikliklerin sistematik bir Ģekilde yapılmasıyla cevap değiĢkeni üzerindeki
değiĢkenliğin gözlenmesi ve yorumlanması olarak da tanımlanabilir [3].
Deney tasarımı teknikleri, yeni bir proses geliĢtirmede ve performans arttırma amacıyla
mevcut prosesi düzeltme çalıĢmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Deney tasarımının
tasarımcıya sağladığı avantajlar kısaca aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir.
Cevap değiĢkeni üzerinde en etkin girdi değiĢkenlerini belirlemek.
Cevap değiĢkenini hedef değere en yakın sonuca ulaĢtıracak girdi değiĢkenlerinin
seviyelerini belirlemek.
55
Kontrol edilemeyen girdi değiĢkenlerinin çıktı üzerindeki etkisinin en az olacağı
kontrol edilebilen girdi değiĢkenleri kombinasyonunu oluĢturmak.
D.T.‟nin tasarımcıya kazandırdığı en büyük faydalardan bir tanesi de prosesteki
değiĢkenliğin azaltılarak kalitenin geliĢtirilmesidir. Bilindiği gibi kalite mühendisliğinin temel
noktası varyasyona neden olan değiĢkenlerin tespit edilip giderilmesi ile prosesteki varyasyonun
minimize edilmesi veya baĢka bir ifade ile kararlılığının arttırılmasıdır [3].
Deney tasarımı yöntemleri, incelenen sistemde; değiĢimlerin nedenlerini araĢtırmayı, bu
değiĢimleri en aza indirmeyi ve değiĢimlere karĢı güçlü (değiĢimlerden etkilenmeyen) bir sistem
oluĢturmayı hedefler. Deney tasarımında sistemi etkileyen tüm faktörler ele alındığından birkaç
faktörde küçük değiĢiklikler yapılarak toplamda çok fayda sağlanabilir Deney tasarımı, “kalite
ürünle birlikte tasarlanmalı” anlayıĢının bir uygulamasıdır. Bu Ģekilde yeni ürün ve proses
tasarımlarında daha üretime geçmeden oluĢabilecek tüm kritik hatalardan kurtulabilmek
mümkün olabilecektir [3].
2.5.2 Deney tasarımının tarihçesi
Üretim yönetiminde, yakın tarih boyunca kalite ve kalite kontrole bakıĢ açısı ve
yaklaĢımı deney tasarım tekniklerinin geliĢiminde de belirleyici olmuĢtur. Klasik anlayıĢta,
kontrol edilmesi gereken bir özellik olarak algılanan kalite kavramı, günümüz anlayıĢında
üretilmesi gereken bir özellik olarak ele alınmaya baĢlamıĢtır. Bu yaklaĢım değiĢiminin temel
sebebi; herhangi bir süreçte kalitesizlikleri (hataları) tasarım aĢamasında elimine etme
maliyetinin, üretim aĢamasında veya süreç sonunda elimine etmeye göre çok daha düĢük
olduğunun belirlenmesidir. Deney tasarımı tekniklerini günümüzde önemli ve etkin yapanda; bu
tekniklerin kullanımıyla bunun baĢarılması yani proseste istenmeyen faktörlerin etkilerinin
tasarım aĢamasında minimize edilebilmesidir. Dolayısıyla deney tasarım yöntemlerini
kullanılarak kaliteyi tasarım aĢamasında sağlamak mümkün olmaktadır [3].
Bu bağlamda, kalite günümüzde „kullanım amaçlarına uygunluk‟ olarak
tanımlanmaktadır. Bu durumda amaç tüketicinin ihtiyaçlarına göre ve daha önemlisi ödeme
olanaklarına göre bir ürün geliĢtirmek olmalıdır. 0 halde bir ürünün kalitesinden söz
edilebilmesi için kullanım amacının ve maliyetinin göz önüne alınması gerekir [3].
Bir ürünün kalitesi ise iki baĢlıkta açıklanmaktadır.Bunlar tasarım kalitesi ve uygunluk
kalitesidir Burada tasarım kalitesi bir ürünün tüketicilerin isteklerini karĢılama derecesi,
uygunluk kalitesi ise bir ürünün üretime çıktıktan sonra kendisi için tasarlanan kalite
standartlarına uyması olarak tanımlanır [3].
56
Ġlk olarak Amerika‟da uygulanan Deney tasarımı yöntemlerinin geliĢmesine Japonya da
kalite konusunda yapılan baĢarılı çalıĢmalar temel oluĢturmuĢtur. Bu teknikler daha sonrasında
geliĢmiĢ ülkelerde de kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Ancak ülkemizde halen üretim endüstrisinde
bu yöntemler önemli derecede yer bulamamaktadır [3].
Deney tasarımı ilk olarak 1920‟lerde istatistik biliminin en önemli isimlerinden Ġngiliz
istatistikçi Sir A. Ronald Fisher tarafından tarım ürünlerinin üretimindeki verimini arttırmak
amacıyla geliĢtirilmiĢtir. Fisher ürünlerin verimine en yüksek katkıyı sağlayan gübre çeĢidini
bulmak amacıyla yaptığı çalıĢmada, ilk olarak ürün yetiĢtirilecek olan toprağı, verimliliği aynı
olacak Ģekilde bloklara ayırdı. Daha sonra ayırdığı bloklara ürün çeĢitlerini ve gübreleri rasgele
olarak dağıtarak bu bloklarda ürünlerini yetiĢtirdi. Fisher‟in yaptığı bu denemeler aynı zamanda
deney tasarımının temellerini teĢkil etmiĢtir [59].
Fisher aynı zamanda deney verilerinin analizi için bugün klasik sayılan “varyans
analizi” (ANOVA) yöntemini de geliĢtirmiĢtir. DT ve anova kısa sürede Amerika‟da tarım
sektöründe üretimin geliĢtirilmesi için yoğun olarak uygulanmıĢ ve Amerika‟nın bu alanda
Dünyada lider konuma gelmesine büyük katkıda bulunmuĢtur.
D.T. 1950‟li yıllara kadar, tarım kimya ve ilaç sanayinde kullanılmasına rağmen diğer
sektörlerde çok yaygın olarak kullanılmamıĢtır. W. Edwards Deming‟in bu yıllarda Japonya da
toplam kalite yönetimi ile ilgili yaptığı çalıĢma ve konferanslar ve özellikle bazı Japon
firmalarında uygulama alanı bulan kısmi Faktoriyel tasarım yöntemlerinin güvenilir, etkili
sonuçlar vermesi ve daha düĢük maliyetle gerekleĢtirilmesi D.T. tekniklerinin kullanımını
Japonya da yaygınlaĢtırmıĢtır [59]. Japon endüstrisinin her kolunda 1950-70 yılları arasında
yaygın olarak kullanılan DT ve diğer istatistiksel kalite teknikleri 1970‟li yıllarda Japonya‟da
yaĢanan sanayi hamlesinin de temel sebebi olmuĢlardır. ABD de ise bu süreçte yalnızca tarım
sektöründe yoğun olarak kullanılan DT teknikleri 1980‟li yıllarda üretim sektörünün pek çok
kolunda uygulanmaya baĢlanmıĢtır [60].
Motorla firmasının kalite grubundan K.Bhote, “World Class Quality” adlı kitabında
amaçları kalite sağlamak olan 119 yöntem uygulamasının kalite geliĢtirmeye olan katkısını
1950-1990 yılları arasında Amerika ve Japonya için karĢılaĢtırmıĢtır. Bu 119 uygulamada,
geleneksel muayene (kalite kontrol), istatistiksel proses kontrol ve deney tasarımı yöntemleri
uygulanmıĢtır. ġekil 2.20‟de görüldüğü gibi kalite ilerlemesine en büyük katkıyı Japonya‟da
1970‟den Amerika da ise 1980‟lerden sonra uygulanan deney tasarım yöntemleri yapmıĢtır [4].
57
Şekil 2.20 1950-1990 yılları arasında üç temel yöntemin kalite yönetimine katkısı [60].
Bugün Dünyanın hemen hemen her ülkesinde deney tasarımı eğitimleri verilmekte ve
yöntem üretim sektöründe uygulanmaya çalıĢılmaktadır. Günümüzde Japonya da yılda bir
milyondan fazla istatistiksel olarak tasarlanmıĢ deney uygulanmaktadır [60].
2.5.3 Deney tasarımı ilkeleri
Deney tasarımı sırasında kullanılan 3 önemli ilke vardır. Bunlar RassallaĢtırma,
Tekrarlama ve Bloklama ilkeleridir [3].
Rassallaştırma: Rassallık; çevresel geliĢmelerin belli bir kurala ve düzene bağlı
olmadan tesadüfi olarak oluĢmasıdır. Deney tasarımına rassallık kavramını getiren ve
rassallaĢtırmanın deney tasarımı için ne kadar önemli olduğunu anlatan kiĢi aynı zamanda deney
tasarımının kurucusu olarak da kabul edebilen Ronald A. Fischer olmuĢtur. D.T. için
rassallaĢtırmanın en önemli yolu bağımsız değiĢkenlerin seviyelerinin her bir deney için rassal
olarak atanmasıdır. Deneylerin çok sayıda bağımsız değiĢken seviyelerine atanması durumunda,
atanma sırası rassal olarak seçilmelidir. RassallaĢtırma aynı zamanda deneysel verilerin
toplanması sırasında da uygulanmalıdır. RassallaĢtırma, deney sonuçlarını analiz etmede
kullanılacak istatistiksel metotlar içinde gereklidir ve önyargının giderilmesine yardımcı olur.
Bunlardan da anlaĢılacağı gibi rassallaĢtırma deney tasarımında istatistiğin kullanılması için
gerekli temellerden birisidir [3].
58
Tekrarlama: Deneylerin birden fazla kere yapılması demektir. Tekrarlama deney
hatasını ölçümünü sağlamak için gereklidir. Hata, tesadüfler ve değiĢkenliğe katkıda bulunan
diğer değiĢkenler nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu değiĢkenler denemeye dahil edilmeyen
kontrol edilemeyen değiĢkenlerdir. Ġki veya daha fazla deney parçası aynı teste tabi tutulduğu
zaman o deney tekrarlanmıĢtır. Tekrarlama hata sonuçlarında olası dıĢ etmenlerin etkisinin fark
edilmesi için gereklidir. Tekrarlama olmadan yapılan deneyler için her Ģeyden önce
değiĢkenliğin belirlenmesi söz konusu olamaz [61].
Tekrarlamanın iki önemli özelliğinden birincisi, araĢtırmacıya deneysel hatalara
giderilmesi fırsatını vermesidir. Ġkincisi ise, eğer örnek kümenin ortalaması, deneydeki herhangi
bir faktörün etkisini tahmin için kullanılıyorsa, gözlemciye daha kesin sonuçlar sunmasıdır [61].
Belirli bir anlamlılık düzeyinde gerçekleĢtirilen istatistiksel anlamlılık testinin kesinliği
arttırılmak isteniyorsa deneydeki tekrarlama sayısının arttırılması gerekir. Bir deneysel
araĢtırmanın uygun kesinlik derecesine sahip olunması önemlidir. Ġki deney arasıdaki farkın
istatistiksel olarak anlamlı olmasını sağlayan tekrarlama sayısından fazlasını gerçekleĢtirmek
maliyeti arttıracağından gereksizdir. Diğer taraftan istatistiksel olarak anlamlılık derecesini
sağlamayacak kadar deney yapmak da yanlıĢtır. Bu yüzden en uygun tekrarlama sayısını
bulmak Ģarttır.
Bloklama: Bloklama bir deneyin hassasiyetini arttırmak için kullanılan bir teknik olup
deney alanının bölümlere ayrılması demektir. Her bir bölüm homojen olarak veya farklı etkileri
test edebilmek için belirli farklı özelliklerine göre bölünmüĢ olabilir [3].
Bloklama da temel düĢünce, benzer deneysel birimlerin gruplara bölünmesidir. Bu
Ģekilde yapılmıĢ olan deneylerin sonuçlarındaki değiĢkenlik, her bir blok içindeki faktör ve
seviyelerinin etkilerinin farklılığını ortaya koymaktadır. Çünkü kontrol edilemeyen diğer
değiĢkenlerin etkisi minimize edilmiĢtir. Faktör ve seviyeleri her bloktaki birimlere rassal olarak
atanır. Bloklar arasıdaki değiĢkenlik deneysel hatadan arındırılarak deneyin hassasiyeti arttırılır.
Bloklar aynı birimleri içerdiğinden, aynı koĢullar altındaki faktör ve seviyelerinin
karĢılaĢtırılmasını sağlar [3].
2.5.4 Deney tasarımının kullanım alanları.
Son 50 yılda üretim yönetiminde kaliteli ürün ve süreç üretebilmek yoğunluklu olarak
üzerinde durulan bir konu olmuĢtur. Bugün gelinen noktada bunu baĢarabilmenin en sağlıklı ve
ekonomik yolu etkin ve güçlü tasarımdan geçmektedir. Bu durum üretimin fonksiyonel
birimlerinden biri olan tasarım fonksiyonunun ve tasarım tekniklerinin önemini arttırmıĢtır. Bu
59
anlamda deney tasarımı her türlü üretimde kullanılabilir bir araçtır ve sektörel olarak
kullanımını sınırlamak imkansızdır. Yani Deney Tasarımı bir süreç çerçevesinde üretim yapılan
her türlü alanda kullanılabilir özelliktedir. Bu noktada DT nin temel iĢlevi, tasarım aĢamasında
ürün veya proses ile ilgili kritik kalite problemlerinin çözülmesini sağlaması ve bu Ģekilde yeni
veya var olan bir süreç için iyileĢme sağlamasıdır.
Yaygın olarak daha çok mühendislik alanında kullanılan Deney tasarımının kullanım
Ģekillerine aĢağıdaki gibi örnekler verilebilir;
Temel dizayn kombinasyonlarının değerlendirilmesi ve karĢılaĢtırılması
Malzeme alternatiflerinin değerlendirilmesi.
DeğiĢik çalıĢma koĢullan altında ürünün iyi çalıĢabilmesi için dizayn
parametrelerinin seçimi,
Ürün performansını etkileyen önemli parametrelerinin belirlenmesi [4].
2.5.5 Deney tasarımının uygulama aşamaları
2.5.5.1 Problemin belirlenmesi
Problemin tanımlanması kolay bir nokta gibi görünse de tasarımının en önemli
adımlarından birisidir. Yapılacak her iĢte olduğu gibi, deney tasarımından da en iyi sonucu
alabilmek için yapılacak deneylere konu olan sorunun tam olarak bilinmesi Ģarttır. Ġlk bakıĢta
konu ile ilgili bir çok problem olabilir ancak bunların içinden temel sorunu bulmak gerekir.
Bunun için beyin fırtınası, balık kılçığı, pareto analizi vb. gibi kalite araçlarından
faydalanılabilir [60].
Deneyin amacı ile ilgili tüm fikirler problemin belirlenmesi aĢamasında ortaya
konulmalıdır. Konu ile ilgili birimlerden (üretim planlama, pazarlama, kalite güvence) gerekli
verilerin toplanması gerekir.
2.5.5.2 Faktör ve seviyelerinin belirlenmesi
Deney tasarımında, süreci etkileyen her türlü etken “faktör” olarak adlandırılır.
Faktörlerin çeĢitli kategorileri, dereceleri ve yoğunlukları ise “seviye” olarak adlandırılır. Bir
deney tasarımı sırasında birden fazla faktör ve seviye grupları bulunabilir.
Deney tasarımcısı, problemi belirledikten sonra ilk olarak oluĢturacağı tasarımın
sonucunu (cevap değiĢkeni) belirleyen süreci etkileyen faktörleri (bağımsız değiĢken) ve bu
faktörlerin seviyelerini (derece) belirlemelidir. Tasarımcı belirlediği faktörleri ve bu faktörlerin
seviyelerini tespit ederken daha önce bu konuda yapılan çalıĢmalar ile bu konudaki kendi
60
bilgisini göz önünde tutmalıdır. Seviyeler sonuç üzerindeki etkisine göre ve uygun aralıklarda
seçilmelidir [59].
2.5.5.3 Cevap değişkenin seçimi
Cevap (bağımlı) değiĢkeninin seçimi sırasında deney tasarımcısı cevap değiĢkeni olarak
seçtiği değiĢkenin, deneyin amacı hakkında kesin bilgiler verdiğine emin olması gerekir. Cevap
değiĢkenin nasıl ölçüleceği ve bu ölçümlerin kesinlik derecelerinin güvenilirliği konusunda
dikkatli olunmalıdır. Cevap değiĢkeni olarak genellikle ölçülen karakteristiğin ortalaması veya
standart sapması seçilir [4].
2.5.5.4 Deney tasarımının seçimi
Ġlk üç aĢamayı doğru olarak yapan deney tasarımcısı ihtiyaç duyduğu bilginin çeĢidine
ve uygulamayı yapacağı koĢullara göre deney tasarımı tekniğini seçer. Bu aĢamada ilk olarak
dikkat edilecek konu örnek büyüklüğü, deneylerin yapılıĢ sırası ve tekrarlama sayısına bağlı
olarak deneylerin maliyetini de hesaba katmaktır [63].
2.5.5.5 Deneylerin yapılması
Asıl verilerin toplanacağı aĢamadır. Rassallık, tekrarlama ve bloklama gibi deney
tasarımı ilkelerine dikkat edilmelidir. Bu aĢamada yapılacak deney hataları deney geçerliliğinin
bozulmasına sebep olur [4].
2.5.5.6 Verilerin analizi
Yapılan deneylerden elde edilen veriler çeĢitli istatistiksel metotlarla bu aĢamada analiz
edilir. En çok kullanılan analiz yöntemleri grafiksel yöntem ve varyans analizi
yöntemleridir[61].
2.5.5.7 Sonuç
Yapılan veri analizinden çıkan sonuçlar bu aĢamada değerlendirilir. Bulunan
istatistiksel sonuçlar fiziksel olarak da yorumlanabilir olmalıdır. Sonuçların güvenirliliği için
bulunan sonuçlara bir deneme testi yapılmalıdır [62].
Bütün bu aĢamalardan sonra tasarlanan deneyin sonuçları proses veya sistem hakkında
bize önemli bilgiler sunar.
61
2.5.6 Deney tasarımı türleri
Literatürde pek çok deney tasarım yöntemi bulunmakla beraber, bu yöntemleri
aĢağıdaki temel baĢlıklar altında sınıflamak uygun olacaktır [64].
1.Tek etmenli deneyler
a. Tesadüf parselleri deney tasarımı (Rassal bölüntüler tasarımı)
b. Tesadüf blokları deney tasarımı (Rassal bölükler tasarımı)
c. Latin karesi deney tasarımı
2.Çok Etmenli Deneyler
a.Faktoriyel Deneyler
1.Tam faktoriyel deney tasarımı
-2k faktoriyel tasarım
-3k faktoriyel tasarımı
2.Kesirli (Kısmi) faktoriyel deney tasarımı
-Ġç içe deneyler
-Taguchi tasarımı
Tesadüf parselleri deney tasarımı: En basit deney tasarımı türüdür. Deney birimlerine
faktörler tamamen tesadüfi olarak dağıtılır. Bu tür deney tasarımlarının uygulanabilmesi için
deney materyalinin tamamen homojen olması gerekir. Örneğin hayvanlarda deneme yapılıyorsa
aynı ırk, aynı yaĢ, aynı cinsiyet olan hayvanlar ele alınmalıdır. Diğer bir ifade ile deneme
materyalinin bu gibi özellikleri belli bir grupta diğerlerine göre üstün veya düĢük bir etki
meydana getirmemelidir [65]. Çok sayıda deneyin uygulanacağı durumlarda böyle bir homojen
materyalin bulunması çok zordur. Bu nedenle bu tip deney tasarımları, imalat alanlarından çok
bazı laboratuar veya sera çalıĢmalarında kullanılır.
Tesadüf parselleri deney tasarımında, belirlenen faktörler deneylere atanması sırasında
rassallık (tesadüflük) önemlidir. Bu yüzden yapılacak deneylerin sırası, hangi tasarımın hangi
denek üzerinde uygulanacağı gibi durumlar rassal sayılar yardımıyla belirlenebilir. Deneylerin
homojen denekler üzerinde uygulanacağından tekrarlama sayısının düĢük tutulabilmesini sağlar.
Bu sayede yapılacak deney sayısının düĢük olması sağlanır.
Örnek olarak; tamamen aynı özelliklere sahip olduğu kabul edilen bir tarla üzerinde
tohumların verimliliği üzerine yapılacak bir çalıĢmada, seçilecek en uygun deney tasarımı
çeĢidi, tesadüf parselleri deney tasarımıdır. Çizelge 2.15‟de görüldüğü gibi A, B, C ve D gibi
62
dört farklı tohumun verimliliğinin araĢtırılacağı bir deney tasarımı için, tarla 4 eĢit bölüme
ayrılır. Bu bölümler yapılacak 3 tekrarlama için 3 eĢit parsele ayılır.
Çizelge 2.15 Tesadüf blokları deney tasarımı örneği [64].
A B C D
A1 B1 C1 D1
A2 B2 C2 D2
A3 B3 C3 D3
A4 B4 C4 D4
A5 B5 C5 D5
Çizelge 2.15‟de Xn olarak gösterilen değerler her bir tohum çeĢidi için yapılan 5 farklı
tekrarlamanın deney sonuçlarıdır. Tesadüf parselleri deney tasarımında, elde edilen veriler,
varyans analizi kullanılarak kolaylıkla analiz edilebilmektedir.
Tesadüf blokları deney tasarımı: Bu deney tasarımı yöntemi, deney materyallerinin
hepsinin homojen olmadığı durumlarda kullanılır. Üzerinde deney tasarımı uygulanacak olan
materyal aynı büyüklük ve Ģekilde bloklara ayrılır veya mümkün olduğunca homojen
özelliklerine göre gruplandırılır. Bu blokların veya grupların sayısı yapılacak tekrarlama sayısı
kadardır. Bu bloklar veya gruplar etkisi araĢtırılacak faktör sayısı kadar parsellere ayrılır. Eğer t
faktör sayısı ve r tekrarlama sayısı var ise toplam “r.t” kadar parsel olacaktır. Bu deney tasarımı
yöntemi heterojen deney materyalleri üzerinde homojen bloklar oluĢturarak, deney
materyallerinin bloklar içerisinde homojen kalmasını sağlar. OluĢturulan blokların homojen
olduğu kabul edilir [64]. Örnek olarak, etkisi araĢtırılan A,B,C,D,E gibi 5 faktör olsun, 3 tekrarlı
bir tesadüf blokları deney tasarımı kurmak için, ġekil 2.21‟deki gibi 5‟er parsele bölünmüĢ 3
blok oluĢturulur ve her blok içindeki parsellere bu 5 faktör rassal olarak atanır [66].
A B C D E I.Blok
Deney
metaryelindeki
hetorojenliğin
yönü
B A E C D II.Blok
C D B A E III.Blok
Şekil 2.21 Tesadüf blokları deney tasarımı örneği [66].
Latin karesi deney tasarımı: Deneyde kullanılacak materyaller değiĢik konularda
farklılık gösteriyorsa, faktörlerin deney materyali üzerindeki etkisinin bu farklılıkların
etkilerinden arındırılması için Latin karesi deney tasarımları uygulanır. Bu iki farklı özelliği sıra
63
ve sütunlara dağıtarak her bir özellik için diğer özellikten kaynaklanan varyasyonu kontrol
altına almak mümkün olacaktır. Böylece hata olasılığı azalır ve buna bağlı olarak hata karesi
ortalaması azalacaktır. Bu da faktörlerin etkilerinin daha hassas olarak değerlendirilmesini
sağlayacaktır.
Latin karesi deney tasarımında sıra ve sütun sayısı, etkisi araĢtırılacak faktör sayısına ve
birbirlerine eĢittir. Buna göre Latin karesi deney tasarımında faktör sayısının karesi kadar deney
yapılacaktır. Deney tasarımının ismindeki kare ifadesi buradan gelmektedir. Deney tasarımında
genellikle faktör sayısının 5 ile 12 arasında olduğu deney tasarımları için tercih edilir. 4x4 veya
daha büyük Latin karesi deney tasarımlarında hata serbestlik derecesi küçük olduğundan, 12x12
ve daha büyük Latin karesi deney tasarımları için ise deney sayısının çok olması nedeniyle
tavsiye edilmez [64].
Diğer deney tasarımlarında olduğu gibi burada da sıra ve sütunlara atanacak faktörler
rassal olarak seçilmelidir. Ancak bu yapılırken her bir sıra ve sütunda faktörlerin yalnız birer
kez olması gerekmektedir. Bu yüzden bloklar içinde rassallaĢtırma uygulanır.
Örnek olarak; A, B, C ve D gibi dört farklı gübre çeĢidinin (faktör) bir tarla üzerindeki
verimliliğe etkisinin araĢtırılacağı bir deney tasarımında, tarlanın sağdan sola gidildikçe
sulanmasından dolayı ve yukarıdan aĢağı geldikçe alacağı rüzgar sebebiyle her bölümünün aynı
özelliklere sahip olmadığı farz ediliyor. Bu durumda gübrelerin tarla üzerindeki etkisinin en
doğru Ģekilde belirlenebilmesi için tarlaya Çizelge 2.16‟daki gibi 4x4 Latin karesi deney
tasarımı uygulanır.
Çizelge 2.16 Latin keresi deney tasarımı örneği [64].
1 2 3 4
I C D A B
II D A B C
III B C D A
IV A B C D
Latin karesi deney tasarımı genellikle ziraat ile ilgili deneylerde kullanılmaktadır.
Ancak bu imalat endüstrisinde kullanılmadığı anlamına gelmez. Ġmalat endüstrisinde Latin
karesi deney tasarımının kullanımına örnek olarak; aynı malı üretmek için geliĢtirilen A,B ve C
gibi 3 makinenin performansları karĢılaĢtırılmak istenmektedir. Ancak makinelerin
operatörlerinin farklılığı ve operatörlerin sabah, öğle ve akĢamki çalıĢma verimliliğinin
farklarından dolayı kaynaklanan kontrol edilemeyen etmenler vardır. Böyle bir durumda
64
uygulanacak en iyi deney tasarımı yöntemi 3x3 Latin karesi deney tasarımı olacaktır. Çizelge
2.17‟‟deki gibi düzenlenen 3x3‟lük deney tasarımı sayesinde makinelerin operatör farklılıkları
ve zaman farklılıklarından dolayı kaynaklanan performans farklılıkları hesaba katılarak en iyi
performansa sahip makine seçilebilecektir.
Çizelge 2.17 Ġmalat endüstrisi için Latin karesi deney tasarımı örneği [66].
Çal
ıĢm
a S
aatl
eri
Operatörler
I II III
Sabah A B C
Öğle C A B
AkĢam B C A
Tam faktöriyel deney tasarımı: Faktoriyel deney tasarımının seviye sayısı birden çok
olan, birden fazla sayıdaki faktörlerin etkilerinin deney materyali üzerindeki etkilerinin ele
alındığı deney tasarımı yöntemleridir. Faktoriyel tasarımı, deneydeki her bir faktörün tüm
seviyelerinin diğer faktörlerin her bir seviyesini içeren, mümkün olan bütün kombinasyonlarının
yapılması ile oluĢur.
Örnek olarak 2 seviyeli 7 faktörü olan bir deneyde gerçekleĢtirilmesi gereken deney
sayısı bütün faktör seviyelerinin çarpımına eĢittir. Çizelge 2.18‟de görüldüğü gibi 27
= 128
deney yapılması gerekir.
Çizelge 2.18‟de her biri 2 seviyeli A, B, C, D, E, F ve G gibi 7 faktörün etkisinin
araĢtırılacağı bir Faktoriyel deney tasarımı örneği gösterilmiĢtir. Burada, çizelge içerisinde
yaralan her bir kare bu 7 faktörün her birinin bir seviyesini içeren bir deney kombinasyonudur.
Örnek olarak Xi ile olarak gösterilen deney kombinasyonu, A‟nın 2., B‟nin 1., C‟nin 1., D‟nin
1., E‟nin 2., F‟nin 2. ve G‟nin 1. seviyelerinin kombinasyonunun etkisini gösteren deneyi ifade
etmektedir.
Faktöriyel deney tasarımların en önemli avantajı, tüm faktörlerin performans
karakteristiği üzerindeki etkisi ve faktörlerin birbirleriyle olan etkileĢimleri en kolay ölçülebilen
deney tasarımı yöntemi olmasıdır. Faktoriyel deney tasarımları deneyde mümkün olan bütün
kombinasyonları denediği için diğer tasarım türlerine göre zaman ve maliyet kaybına neden olan
bir yöntemdir.
65
Çizelge 2.18 Tam Faktoriyel tasarım örneği [67].
A1
A2
B1
B2
B1
B2
C1
C2
C1
C2
C1
C2
C1
C2
D1
E1
F1 G1
G2
F2
G1
G2
E2
F1 G1
G2
F2
G1
G2
D2
E3
F1 G1
G2
F2
G1
G2
E1
F1 G1
G2
F2
G1
G2
Kısmi faktoriyel tasarım: Kısmi Faktoriyel tasarım tam Faktoriyel tasarımındaki
zaman ve maliyet kaybını azaltmaya yönelik olan bir deney tasarımı yöntemidir. Bu tür
tasarımlarda Ortogonal dizinler kullanılır. Her bir deneyde birden fazla sayıda faktörün seviyesi
değiĢtirilerek az sayıda deney ile bütün faktörlerin seviyelerinin denenmesi mümkün
olmaktadır. Kısmi Faktoriyel deneylerde amaç deney sayısını azaltmaktır. Ancak bunu yaparken
incelenen faktörlerde değil faktörler arasındaki etkileĢimlerin sayısında bir azaltma yapmak
daha uygun olacaktır. Performans karakteristiği üzerindeki etkisinin az olacağı kabul edilen ve
serbestlik derecesi yüksek olan etkileĢimlerin sayısında bir azaltma yapılabilir [68].
Kısmi Faktoriyel tasarımında deney sayılarının azaltılmasının diğer önemli bir yolu da
faktör seviyelerinin mümkün olduğunca „yüksek değer‟ ve „düĢük değer‟ olarak 2 seviyeli
seçilmesidir. Bu Ģekilde deneylerin tüm kombinasyonlarının yapılması yerine sadece sonucu
etkileyeceğini düĢündüğümüz faktör ve seviyelerin performans karakteristiği üzerine olan
etkisini araĢtırabiliriz. örnek olarak her biri 2 seviyeli bir deney tasarımı için kısmi Faktoriyel
deney tasarımı kullanılarak 2k sayıda deney yapmak yerine 2
k-p kadar deney yapılır. Aynı
zamanda bu deney tasarımı 1/2P kısmi Faktöriyel deney tasarımı olarak adlandırılır. Kısmi
Faktoriyel deney tasarımlarının en büyük dezavantajı tüm deneylerin yapılmamasından dolayı
66
bazı etkileĢimlerin etkilerinin tam olarak anlaĢılamamasıdır. ÇalıĢmanın uygulama bölümünde
kullanılan taguchi deney tasarımı da kısmi Faktöriyel deney tasarım türüdür [4].
2.6 Taguchi Tasarımı
DüĢük maliyetli, yüksek kalitede ve güvenilir ürünler üretmek veya hizmet sunmak
bugünün global ekonomisinde hayatta kalabilmenin anahtarıdır. Bir çok kalite uzmanı bunu
sağlamanın en iyi yolunun, ürün tasarımına odaklanmak olduğunu belirtmektedir. Bu da aslında
kaliteyi ayıklama ile sağlamak yerine tasarım aĢamasında sağlamanın daha kolay olacağını
göstermektedir [59]. Kaliteyi tasarlamak, üretilmiĢ ürünü muayene ile iyi veya kötü olarak
ayırmaktan ve kötü olarak ayrılmıĢ ürünleri yeniden iyileĢtirip iyi ürün haline getirmekten çok
daha ucuzdur. Bundan dolayı yeni felsefe; düĢük maliyetli ve yüksek kaliteli ürünleri
üretebilmek için teknolojiyi ve istatistik metotları henüz tasarım aĢamasında etkin bir Ģekilde
kullanmayı öngörmektedir [4].
Modern off-line kalite kontrol teknikleri olarak da isimlendirilen ve üretim
endüstrisinde kalite kontrolde önemli geliĢmeler sağlayan bu tasarım tekniklerinin çoğunun
temel düĢünce tohumları Ronald Fisher ve Dr. W.E. Deming tarafından atılmıĢtır [4].
Önceki bölümde de açıklandığı gibi pek çok istatistiksel deney tasarım yöntemi
bulunmaktadır. Ancak bunların içinden özellikle 1990‟lardan sonra en çok dikkat çekeni
Taguchi yöntemi olarak bilinen ve temeli deney tasarımına dayanan Dr.Genichi Taguchi‟nin
geliĢtirdiği yöntemdir. Taguchi yönteminin felsefesi bu kalite teknikleri üzerine kurulmuĢtur.
Yönteminin temel amacı; kalite parametresinin hedef değeri etrafındaki değiĢkenliği
azaltmaktır. Bunu sağlamak için ise yapılması gereken, bu değiĢkenliğe sebep olan kontrol
edilebilir faktörler tanımlanması ve ayarlanması bununla beraber kontrol edilemeyen faktörlerin
etkisinin en az olacağı ürün ve proses geliĢtirme sürecinin tasarlanmasıdır [67]. Yani
Taguchi‟ye göre kalitenin sağlanabileceği en önemli nokta, üretim öncesinde yapılan tasarım
faaliyetleridir [69].
Taguchi yöntemi bir kısmi (kesirli) Faktoriyel deney tasarımı türü olarak görülse de
bazı kendine has yenilik ve özellikler taĢımaktadır. Bu yöntem, kısmi Faktoriyel tasarımı
yöntemine, robust (sağlam) tasarım ve Ortogonal dizinler gibi kavramların dahil edilmesiyle
oluĢturulmuĢtur. Taguchi‟nin deney tasarımına kattığı bu yeni fikirler ve buna bağlı olarak son
yıllarda taguchi metodunun sanayi uygulamalarında elde edilen baĢarılı sonuçlar metodun hem
kesirli Faktoriyel deney tasarımına hem de diğer deney tasarımı yöntemlerine göre belirgin
olarak öne çıkmasına sebep olmuĢtur [4].
67
Taguchinin deney tasarımına kattığı en önemli yenilik ve araçlardan biri ortogonal
dizinlerdir. Taguchi uzun yıllar yaptığı çalıĢmalar sonucunda çok az deneme ile çok iyi neticeler
alınabilmesi için Ortogonal dizinleri geliĢtirmiĢtir. Ortogonal dizinler, yapılacak deney tasarımı
çalıĢmalarında her bir deneyde faktör seviyelerini teker teker değiĢtirmek yerine bu seviyeleri eĢ
zamanlı olarak değiĢtirilebilmesini sağlamakta, bu sayede bir deneyde birden fazla faktörün ve
seviyesinin etkisi ölçülebilmektedir. Böylelikle çok daha az deney yaparak aynı sonuçlara
ulaĢılabilmektedir [4].
2.6.1 Taguchi metodunun gelişimi
Japonya‟nın kalite konusunda yaptığı büyük atılımlarda katkısı olan kiĢilerden bir tanesi
de, özellikle 1940‟lardan bugüne kadar kalite konusunda bir çok çalıĢma yapan Dr. Genichi
Taguchi‟dir. Dr. Taguchi Japonya‟da endüstriyel ürün ve proses geliĢtirmesinde Deney tasarımı
ile ilgili önemli çalıĢmalar yapmıĢ olan bir mühendistir. Taguchi, Ronald Fisher‟in geliĢtirdiği
deney tasarımı yöntemine kattığı yeniliklerle, Ġkinci Dünya Savası sonrasında Japonya‟daki en
önemli projelerden birisi olan Japon telefon sisteminin geliĢtirilmesi projesinde yaptığı
çalıĢmalardaki baĢarısıyla adını Dünyaya duyurmuĢtur. Projenin amacı ABD‟deki AT&T Bell
telefon Ģirketinin labratuarlarında kullanılan iletiĢim sistemin aynısının Japonya‟da
kurulmasıydı. Ancak Nippon telefon ve telgraf araĢtırma merkezinin büyüklüğü AT&T‟nin
%2‟si kadar olduğundan projenin bitirilmesinin yaklaĢık 20 yıl kadar süreceği tahmin
ediliyordu. Dr. Taguchi robust tasarım ve kesirli Faktoriyel tasarım yöntemlerinin
kullanılmasını önererek projenin sadece 4 yılda bitirilmesini sağlamıĢtır. Robust tasarımı
geliĢtiren ve birçok ürünün geliĢtirilmesinde kullanan Taguchi, 1962‟de kalite alanındaki en
önemli ödüllerden biri olarak kabul edilen Deming ödülüne layık görülmüĢtür [60].
1970‟li yıllarda ABD‟de çalıĢmalar yapan Taguchi‟nin fikirleri ABD‟de ki deney
tasarımı çalıĢmalarının baĢlangıcı olmuĢtur. Son zamanlarda Genichi Taguchi ismi Deming,
Juran gibi kalitenin en önde gelen isimleri ile beraber anılmaktadır [62]. Dr. Taguchi geleneksel
hata denetleme yaklaĢımlarında ciddi eksikler olduğunu tespit etmiĢ ve deney tasarımı
yöntemlerinde baĢarılı olarak kullanılan, belirli bir sistematiğe sahip ve temeli istatistik
yöntemlerine dayanan yeni bir yöntem geliĢtirmiĢtir. Taguchi‟nin geliĢtirdiği yöntem, kalite ile
uğraĢan bilim adamlarının süregelen çalıĢmalarından farklı bir yöntemdir. Taguchi‟ye göre
kalite, ürün ve prosesteki değiĢkenliğin azaltılarak hedef değere yaklaĢtırılması ve buna bağlı
olarak tüketici gereksinimlerinin optimum düzeyde karĢılanmasıdır [59].
Taguchi‟nin kalite anlayıĢı ile geleneksel kalite anlayıĢı arasıdaki en önemli farklılıklar
Çizelge 2.19‟daki Ģekilde sıralanabilir.
68
Çizelge 2.19 Geleneksel kalite anlayıĢı ve Taguchi‟nin kalite anlayıĢı arasındaki farklar [67].
Geleneksel kalite anlayışı Taguchi’nin kalite anlayışı
• Kalite, maliyeti artırır • Kalite maliyeti düĢürür
• Kalite, kontrolle sağlanır. • Kalite tasarım aĢamasında sağlanır.
2.6.2 Taguchi metodunun felsefesi
Kalite birçok kiĢi tarafından toleransları sağlamak, sıfır hata veya yalnızca müĢteri
tatmini olarak tanımlanmıĢtır. Fakat bu tanımlar kalite ve bu kaliteyi sağlamak için gerekli
maliyet arasındaki iliĢkiye bir açıklık getirmemiĢtir. Ancak Taguchi‟nin kalite anlayıĢı, kalite ile
maliyet arasıdaki iliĢkiyi en iyi Ģekilde tanımlamaktadır. Bu iliĢki sadece üreticiyi ilgilendiren
bir iliĢki değil aynı zamanda müĢteriyi hatta toplumu ilgilendiren bir iliĢkidir. Taguchi kaliteyi,
“Ürünün, müĢteriye ulaĢtıktan sonra toplumda meydana getirdiği kayıptır” Ģeklinde
tanımlamıĢtır [62]. Bir ürününün kalitesi söz konusu ürünün farklı performanslarının
geliĢtirilmesi ile oluĢur. Üründen beklenen özellikler, ürünün kalitesinde etkin rol
oynayacağından tasarım aĢamasında ortaya konmalıdır.
Taguchi metodunu anlamak için, ilk olarak Taguchi‟nin oluĢturduğu kalite anlayıĢının
temellerini oluĢturan yedi temel fikri anlamak gerekmektedir. Bu fikirler, aĢağıdaki Ģekilde
sıralanabilir [70].
• Üretilen bir ürünün kalitesi o ürünün kullanımı sırasında toplumda meydana getirdiği
kayıpla ölçülür.
Taguchi‟ye göre bir ürünün fabrikadan çıkıp müĢteriye ulaĢmasından sonra meydana
gelen olumsuzluklar toplumsal kayıp olarak adlandırılır. Ve bu kayıp ürünün talebini etkileyen
önemli bir faktördür. Toplumsal kayıp ne kadar küçük olursa talep o kadar artacaktır. Burada
sözü edilen toplumsal kayıp, ürünün kullanım amacına ve dolayısıyla tüketici gereksinimlerine
uygunsuzluğu ve kullanımı sırasında ortaya çıkan zararlarından kaynaklanmaktadır. Bu
nedenlerle meydana gelen tüm kayıplar, ürünün kalite düzeyini belirlemektedir.
Toplumsal kayıp kavramı kalite geliĢtirme projelerine yapılan yatırımlar hakkında yeni
düĢünceler oluĢturmuĢtur. Tüketicinin kazançlarında meydana gelecek artıĢlar, kalite geliĢtirme
projelerine yapılan yatırımlardan büyük olduğu sürece yapılan kalite geliĢtirme faaliyetleri
yararlı olarak kabul edilir [70].
• Rekabetçi bir ekonomide iĢletmelerin yaĢamını sürdürebilmesi için kalite geliĢtirme ve
maliyet azaltma çalıĢmalarının sürekli olması gerekir.
69
ÇalıĢmaları sonucunda gereken oranda kar elde edemeyen firmalar varlığını
sürdüremeyeceklerdir. Serbest piyasada satıĢ fiyatının oluĢmasında rakip firmaların benzer
ürünlerinin satıĢ fiyatı ile piyasa koĢulları etkili olmaktadır. Bu nedenle bir iĢletmenin karını
belirleyen en önemli faktörler iĢletmenin pazar payı ile üretim sürecidir. Pazar payını
arttırmasında en önemli yolu pazara, uygun fiyatta ve kaliteli ürünler sunabilmektir. Bu yüzden
kalite önemlidir. Varlığını devam ettirebilen iĢletmeler, hiçbir zaman kalitesini yeteri kadar
fazla, üretim maliyetini de yeteri kadar az olarak görmeyen iĢletmelerdir. Çünkü pazar
koĢulların dinamizmi içinde müĢteri beklentileri sürekli olarak değiĢmektedir. Bu nedenle
iĢletmelerin kalite geliĢtirme ve maliyetlerin minimizasyonu çalıĢmaları sürekli olmalıdır [70].
• Bir kalite geliĢtirme programı, ürünün performans karakteristiklerinin hedef değerden
olan sapmasının azaltılması için kritik öneme sahiptir.
Bir ürün için, performans karakteristikleri belirlenip ölçülmediği sürece o ürünün
kalitesinin iyileĢtirilmesi zordur. Performans karakteristikleri değiĢkenlik gösterebilen
büyüklüklerdir. Bir ürünün kalitesinin iyileĢtirilmesi sürecinde bütün kalite karakteristiklerinin
ayrı ayrı iyileĢtirmeye çalıĢılması pratik bir yaklaĢım değildir. Yapılması gereken ürünün
birincil kalite karakteristiklerinin iyileĢtirilmesidir. Performans karakteristiği, ürünün temel
fonksiyonlarını yerine getirmesi için gerekli ve belirleyici olan özelliklerdir. Performans
karakteristiğinin ideal değerine „hedef değer‟, performans karakteristiğinin bu ideal değerden
sapmasına da „performans sapması‟ denilmektedir [70]. Bu sapma küçüldükçe ürünün kalitesi
artar. Ürün performans karakteristiğinin ölçümlerinin anlamlı ve kullanılabilir olması için bu
ölçümlerin sürekli olarak yapılması gerekir. Ancak bu Ģekilde kalitedeki değiĢikliklerin
saptanması mümkün olur.
• Bir ürünün performansındaki sapmanın, tüketici üzerinde meydana getirdiği kayıp, söz
konusu performans karakteristiğinin hedef değerden sapma miktarının karesi ile doğru
orantılıdır.
Bu iliĢki Taguchi tarafından geliĢtirilen kayıp fonksiyonu olarak tanımlanmakta olup
2.1 no‟lu eĢitlikte verilmektedir.
L(Y)=k(Y-m)2 (2.1)
L(Y) =Ürünün kullanım ömrü içinde kalite karakteristiğinin hedef değerden sapmasının
neden olduğu parasal kayıptır.
k = Maliyet katsayısı
Y = Ölçülen kalite karakteristiğinin değeri
70
m = Hedef değer
Kayıp fonksiyonu ile ilgili daha detaylı bilgiler ilgili konuda tekrar ayrıntılı olarak ele
alınacaktır [4].
• Bir ürünün kalitesi ve üretim maliyeti, ürünün ve bu ürünün üretildiği prosesin
tasarlanması sırasında belirlenir.
Ürün geliĢtirme süreci birbirini izleyen üç aĢamadan oluĢmaktadır. Bunlar ürün
tasarımı, süreç tasarımı ve imalat aĢamasıdır. Bu aĢamalar birinin çıktısı diğerinin girdisi olan
bir çok basamaktan oluĢmaktadır. Bu nedenle kaliteyi arttırmanın ve ürün maliyetini azaltmanın
en etkili yolu ilk aĢama olan tasarım aĢamasının iyi etüt edilerek, sonraki aĢamalara daha
verimli bir girdi vermektir [4].
• Bir ürünün performansındaki sapmayı azaltmak için, ürünün performans
karakteristiğinin üzerinde etkili olan parametrelerin etkilerini kontrol altına almak gerekir.
Taguchi‟ye göre kalite kontrol çalıĢmaları iki ayrı kısımda yapılır. Bunlar, off-line
(çevrimdıĢı) ve on-line (çevrimiçi) kalite kontrolüdür. Özellikle off-line kalite kontrol
çalıĢmalarıyla, yani üretime geçmeden önce yapılacak kalite geliĢtirme çalıĢmalarıyla ürün veya
süreç üzerinde etkili olan parametrelerin performans karakteristiği üzerindeki negatif etkilerini
kontrol altına almak mümkündür [70].
• Ġstatistiksel deney tasarımları, ürünün performansındaki değiĢkenliğe etki eden
parametrelerin etkilerini azaltmada kullanılabilir. Taguchi ürün ve sürece iliĢkin performans
karakteristiklerini etkileyen değiĢkenleri iki grupta toplamıĢtır. Bunlar, kontrol edilebilen
faktörler (değiĢkenler) ve kontrol edilemeyen (gürültü) faktörlerdir. Taguchi tasarımın amacı
kontrol edilemeyen faktörlerden en az etkilenen, kontrol edilebilen faktörler kombinasyonunu
oluĢturmaktır [71].
2.6.3 Taguchi yönteminde kalite kontrol
Bir üretim sisteminde kalitenin sağlanması için o sistemin değiĢkenlik açısından kontrol
altında olması gerekmektedir. Sistem kontrol altında olduğu zaman değiĢkenlik sadece
önlenemeyen değiĢkenlikler olarak tanımlanan çok küçük değerlerde kalır ve standart üretim
kalite açıĢından en iyi sonuçların alındığı sistemleri ifade eder . Kaliteyi sağlamak için yapılan
çalıĢmalar Taguchi tarafından ġekil 2.22‟de görüldüğü gibi on-line kalite kontrol ve off-line
kalite kontrol olmak üzere ikiye ayrılmıĢtır [4].
71
On-line (çevrim içi) kalite kontrol: Üretimine baĢlanan ürünün, muayene yöntemleri
ile kalitesinin sağlanmaya çalıĢılması aĢamasıdır. Bu kontrol çalıĢmaları sırasında istenilen
spesifikasyon değerleri dıĢında kalan ürünlerin ayıklanarak, ıskartaya ayrılması veya düzeltme
iĢlemlerine tabi tutulması aĢamasıdır. Aynı zamanda müĢteriye iletildikten sonra kusurlu olarak
geri gelen ürünün servis ve bakım aĢamasıdır.
Ürünün imalatına geçilmesinden sonra on-line kalite kontrol baĢlar. On-line kalite
kontrol, Ürünün imalatı sırasındaki ve imalatı sonrasındaki kalite geliĢtirme faaliyetleridir.
ÇeĢitli muayeneler ve Ġstatistiksel proses kontrol ve bu kalite kontrol faaliyetleri
içerisindedir[60].
Ġstatistiksel proses kontrol de; Sistemi en iyi ve en doğru biçimde ifade edebilecek bir
veya birkaç değiĢken seçilerek bu değiĢkenlerin üretim süreci boyunca aldıkları değerler, belirli
aralıklar ile önceden belirlenen standartlar ile kıyaslanarak değerlendirilir. Bu değerlendirme
süreç kararlılık ve yeterlilik analizleriyle yapılır.Bu değerlendirme sonucunda üretim sistemini
karakterize eden parametrelerdeki değiĢim, sistemdeki kontrol dıĢılık hemen anında
gözlemlenerek kontrol ve müdahale imkanı elde edilmiĢ olur. Bu kontrol ve müdahale
yapılırken; kontrol dıĢılığın sebepleri belirlenir, en etkin sebep dikkate alınarak çözüm planı
yapılır ve hayata geçirilir. Sonrasında süreç tekrar kararlılık ve yeterlilik analizleriyle takip
edilerek geliĢtirilen çözümün baĢarılı olup olmadığı izlenir [73].
Off-line (cevrim dışı) kalite kontrol: Yeni geliĢtirilen bir ürün için; pazar araĢtırması
ile ürün veya üretim prosesinin geliĢtirilmesi, var olan bir kalite probleminin çözümü için ise
problemin tespiti ve problemin ortadan kaldırılması sırasında gerçekleĢtirilen kalite
faaliyetlerini içermektedir. Bu faaliyetler ürüne doğrudan müdahaleler yerine, üretim
baĢlamadan önce gerçekleĢtirilen tasarım faaliyetleridir [60].
72
ON-LINE KALITE KONTROL OFF-LINE KALITE KONTROL
Şekil 2.22 Taguchi‟nin üretim-kalite çemberi [60].
Off-line kalite kontrol aĢaması müĢteri istek ve beklentilerinin belirlenmesi, bu
beklentileri karĢılayacak ürün tasarımı ve üretim için gerekli spesifikasyonların, prosedürlerin
ve ekipmanın geliĢtirilmesi konularını kapsamaktadır. Taguchi‟nin kalite sisteminde deney
tasarımı, off-line kalite kontrol aĢamasında yer almaktadır. Taguchi off-line kalite kontrolü ürün
tasarımı ve proses tasarımı olmak üzere 2 aĢamaya ayırıyor. Ürün tasarımı aĢamasında, yeni bir
ürün geliĢtirilir veya mevcut ürünün tasarımı üzerinde iyileĢtirme çalıĢmaları yapılır. Buradaki
amaç müĢteri isteklerini karĢılayacak ürünü tasarlamaktır. Proses tasarımı aĢamasında ise, ürün
tasarımı aĢamasındaki gereksinimleri karĢılayacak üretim prosesleri geliĢtirilir [67].
Taguchi hem ürün tasarımı hem de proses tasarımı aĢamalarında kalite geliĢtirmeyi
sağlamaya yönelik olarak aĢağıdaki gibi alt aĢamaları da olan 3 aĢamalı bir yaklaĢım
geliĢtirmiĢtir.
1) Sistem tasarımı
•Pazarın tanımlanması
•Teknolojinin değerlendirilmesi
•Gerekli bilgiler
•Muhasebe
73
•Pazarlama
•Mühendislik
•Bazı tercihlerin yapılması
•Malzeme cinsi
•Yarı mamül cinsi
•Ölçüm sistemlerinin seçimi
•Üretim ekipmanlarının seçimi
2) Parametre tasarımı
• Deney tasarımının kullanılması
• En iyi faktör kombinasyonun seçimi
• Maliyeti yükseltmeden kaliteyi arttırma
3) Tolerans tasarımı
• Toleransların daraltılması
• Cevap değiĢkenini etkileyen faktörlerin belirlenmesi
• Toleransların düĢürülerek toplumsal kaybın azaltılması [4].
2.6.3.1 Sistem tasarımı
Sistem tasarımı, prosesin ilk aĢamasıdır. Bu aĢamada tasarımcı tarafından ürünün
istenen fonksiyonlarının sağlanabilmesi için teknolojiler tasarlama ve ürün için en uygun olan
bir tanesi seçilir [71].
Üretilmesi düĢünülen ürün ile ilgili pazarın tanımlanması, konu ile ilgili yapılan yeni
buluĢların değerlendirilmesi, mühendislik bilgilerinin toplanması, malzeme ve ekipmanla ilgili
gerekli tercihlerin yapılması bu aĢamanın konusunu oluĢturur. Sistem tasarımında hem tüketici
gereksinimlerinin hem de imalat süreci gereksinimlerinin anlaĢılmıĢ olması gerekir. Bir ürün,
tüketici gereksinimlerine göre tasarlanmamıĢsa pazarlama aĢaması zor olacaktır. Benzer Ģekilde
imalat gereksinimlerini karĢılayamıyorsa ürünün üretilmesi mümkün olmaz [68].
Sistem tasarımı daha çok kavramsal yönlü bir aĢama olduğu için mühendislik deneyimi
gerektirir ve istatistiksel yöntemlerin bu aĢamadaki rolü azdır. Kalitenin tasarımı ve
geliĢtirilmesi çalıĢmalarına yatırıma hazırlık aĢaması da denilebilir. Burada temel amaç üretim
aĢamasında spesifik limitler ve toleranslar dahilinde en küçük maliyetle mamul üretimini
gerçekleĢtirmektir. Bunun için pazar araĢtırması, teknolojik geliĢmeler ve bilimsel buluĢlardan
faydalanılabilir [71].
74
2.6.3.2 Parametre tasarımı
Taguchi‟ye göre ürün kalitesini iyileĢtirmede en belirleyici çalıĢmaların yapılacağı
aĢama hem ürün hem de proses tasarımı için parametre tasarımı aĢamasıdır. Parametre tasarımı,
ürün parametreleri, malzeme formülasyon değerleri, boyutlar, yüzey örnekleri gibi optimal
değerlerin belirlenmesi anlamına gelmektedir.
Parametre tasarımının gerçekleĢtirilmesindeki asıl amaç, üründe ve proseste varyasyon
(hedef değerden olan farklılık) meydana getiren kontrol edilemeyen faktörlere karĢı, kontrol
edilebilen faktörlerin seviyelerinin optimum seçilerek ürün ve prosesteki varyasyonları en aza
indirgemektir [71]. Taguchi bu amaçla yapılan ürün ve proses tasarımına robust (sağlam)
tasarım demektedir. Parametre tasarımı Taguchi yönteminin temel adımı olarak yorumlanabilir.
Bu yüzden parametre tasarımı ilerideki bölümlerde ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
2.6.3.3 Tolerans tasarımı
Tolerans tasarımı aĢamasında, parametre tasarımı aĢamasında oluĢturulan kalite
karakteristiğinin, toleranslarının ölçümü ve iyileĢtirilmesi yapılır. Parametre tasarımı
aĢamasında imalat maliyetlerini düĢürebilmek için toleranslar oldukça geniĢ tutulur. Eğer
parametre tasarımında değiĢkenlik istenen seviyeye düĢürülmemiĢse tolerans tasarımına
baĢvurulur [67]. Tolerans tasarımı, daha yüksek bir ürün kalitesi ve daha güvenilir bir ürün
fonksiyonu için toleransları daraltırken aynı zamanda maliyetlerinde artmasına neden olur. Bu
yüzden tolerans tasarımı aĢaması parametre tasarımı aĢamasından sonra gelir. Böylece sadece
gerekli olduğu durumlarda ve gerekli olduğu kadar tolerans tasarımı yapılarak ürün tasarımının
maliyetinin artmaması istenir. Kalitenin parametre tasarımında sağlanması istenir. Çünkü
parametre tasarımında kaliteyi sağlamak, tolerans tasarımına göre daha az maliyetlidir.
Tolerans tasarımında değiĢkenlik, performans karakteristiği üzerinde önemli etkiye
sahip olan değiĢkenlerin toleransları ve maliyetleri dikkate alınarak hesaplanır. Toleransın dar
olması imalat maliyetlerini, geniĢ olması da performans değiĢkenliğini arttırır. Parametre
tasarımında düĢük maliyetli, geniĢ ölçüde toleransa sahip bileĢenler veya faktörler kullanılabilir.
Varyasyonu istenilen değere düĢürmek için bu bileĢenlerin kalitesinin geliĢtirilmesi halen
gerekiyorsa tolerans tasarımı gündeme gelir [72].
Tolerans tasarımında üründeki değiĢkenliğe katkısı en fazla olan değiĢkenler belirlenir.
Böylece bütün performans değiĢkenlerinin toleranslarının sıkı olması yerine önemli bileĢenlerin
performans değiĢkenlerinin toleransları küçük, diğerlerinin ki ise normal bırakılması sağlanır.
Böylece tolerans tasarımı için maliyeti düĢürülür. Tolerans tasarımı aĢamasında toplam ürün
75
varyansı üzerinden yapılacak olan tasarımlar hem maliyeti azaltır hem de kayıp fonksiyonu gibi
bir çok alanda verilerin rahatlıkla kullanılmasına olanak sağlar. Tolerans tasarımı, değiĢken
varyansı ile ilgilenilen performans karakteristiği varyansı arasındaki iliĢki üzerine kuruludur.
Bir miktar ilave harcama yapılarak değiĢkenin varyansı azaltılırsa (kalitesi geliĢtirilirse)
performans varyansı da azalacaktır. Sonuçta birim baĢına olan toplumsal kayıp ta
azalacaktır[72].
Bir ürün veya prosesin kalite karakteristiğini belirleyen iki temel özelliği vardır.
Bunlardan birincisi ürünün hammaddesinin kalitesi, diğeri ise imalatı sırasında kullanılan metot
ve bileĢen parçalarıdır. Tolerans tasarımı aĢamasında kullanılacak ölçüm aletlerinin seçimi ve
kalibrasyonu da önemlidir.
2.6.3.4 Taguchi’ nin dönüştürme süreci modeli
Ürün proses performansında temel çerçeve dönüĢtürme süreci modeli ile belirlenir.
DönüĢtürme süreci bir üretim sisteminde girdilerden çıktıların elde edildiği iĢlemler bütünü
olarak tanımlanabilir. DönüĢtürme süreci bu anlamda matematiksel açıdan da girdi ile çıktı
arasındaki iliĢkiyi belirleyen bir fonksiyon olarakta kabul edilmektedir. Taguchi‟nin yaklaĢımı
ve katkıları bu modeli daha sağlıklı bir hale getirmiĢtir. Taguchi, mühendislik tasarım
problemlerinin formülasyonun da; ürün proses performansını yani çıktıyı (y) etkileyen faktörleri
4 ana kategoride incelemiĢtir.
Sinyal faktörler (m): Hedef performansı baĢarmak için kullanıcı veya operatör
tarafından direk olarak ayarlanabilen faktörlerdir.
Kontrol faktörler (x): Kontrol faktörleri, değerleri proses dizaynı aĢamasında
belirlenen Ürün/proses dizayn parametreleridir. Bu faktörler ürünü veya süreci direkt olarak
etkileyen deney sırasında kontrol edilebilen değiĢkenlerdir. Burada kontrol edilebilirlik faktörün
deney yapılabilir olmasını ifade eder. Dizayn çalıĢmasının amacı bu kontrol faktörlerinin uygun
dizayn kriterlerine göre en iyi (optimum) seviyelerini seçmektir. Kontrol edilebilen
değiĢkenlerden her biri birden fazla değer alabilir bu değerlere seviye denir.
Gürültü (Kontrol edilemeyen) faktörler (n): Kontrol edilebilir bir faktör olarak kabul
edilmesine rağmen, uygulama yapılan süreçte kontrolleri çok zor ve mümkün olmayan veya çok
fazla çaba/maliyetle kontrol edilebilir olan faktörlerdir. Robust tasarımın amacı, ürün ve proses
performansındaki değiĢkenliğin azaltılması ile kalitenin artırılmasıdır. Bu da ürün de ve proseste
değiĢkenlik meydana getiren ve kontrol edilemeyen faktörlere karĢı kontrol edilebilen
faktörlerin değerlerinin optimum değerlerinin seçmek suretiyle ürün ve prosesteki değiĢkenliğin
76
en aza indirilmesi ile sağlanır [69]. Yani Robust tasarım, performans karakteristiğinin, kontrol
edilemeyen faktörlerdeki değiĢikliklerden etkilenmemesini sağlar. Robust tasarımla kontrol
edilemeyen bir faktörün etkisi kontrol edilebilen baĢka bir faktörün ayarlanması ile
azaltılmaktadır.
Ölçek/Seviyelendirme faktörleri (r): Kontrol edilebilir faktörlerin özel durumlarını
ifade eder. Bu faktörler sinyal faktörleri ile çıktı arasındaki arzu edilen fonksiyonel iliĢkiyi
sağlamak için kolaylıkla ayarlanabilen faktörlerdir. Bu faktörlerin Taguchi ye göre dönüĢtürme
süreci içindeki etkileĢimleri ise ġekil 2.23‟deki gibidir [73].
Şekil 2.23 Taguchi dönüĢtürme süreci modeli [73].
2.6.4 Kayıp fonksiyonu
Taguchi‟nin kalite felsefesinin dayandığı temel nokta kayıp fonksiyonudur. Kayıp
fonksiyonu üründeki kalitesizlikten dolayı meydana gelen tüketici memnuniyetsizliğinin
derecesini belirleyen sürekli bir fonksiyondur [69] . Kayıp fonksiyonu, kalitenin parasal açıdan
değerlendirilmesini sağlar, buna göre dağılımın orta değeri en az, uç değerleri ise en fazla kayba
neden olmaktadır. Kayıp tüketici memnuniyetsizliği olabileceği gibi üreticiye gelen ilave iĢçilik,
malzeme, enerji ve garanti giderleri de olabilir. Bunların yanı sıra firma adının kötü bir Ģöhret
kazanması ve uzun dönemdeki pazar payındaki azalmalarda kayıp olarak değerlendirilebilir.
Ġstenen kalite düzeyinden (Hedeften) uzaklaĢtıkça kalitesizlikten meydana gelen maliyet
artacaktır. Ürün performansın güvenilirliği ve sürekliliği azalmasından dolayı en büyük zararı
tüketici dolayısıyla toplum görmektedir [4].
DüĢük kalite, tüketiciyi beklentilerini karĢılayacak baĢka ürünler aramaya yöneltecektir
Bu durumda toplumda meydana gelen kayıp aynı zamanda iĢletmeyi de etkileyecektir. Bu
77
yüzden kalite önemlidir. ĠĢte bundan dolayı ürünler kaliteli veya kalitesiz olarak iki grupta ele
alınan bir basamak fonksiyonu değil, sürekli bir fonksiyon ile değerlendirilmelidir.
Performans karakteristiğinin (kalite değiĢkeni) değeri „Y‟ ile, Y‟nin hedef değeri de „m‟
ile gösterilsin. Y‟nin m‟den sapması istenmeyen bir durumdur. ∆ gibi bir tolerans olduğu kabul
edilirse ve IY – mI > ∆ olan ürünler tüketici tarafından kabul edilmiyorsa, ∆ tüketici
toleransını, „m-∆‟ ve „m+∆‟ ise tüketici spesifıkasyon sınırını gösterir [68].
Performans karakteristiği Y olan bir ürünün herhangi bir tüketiciye vermiĢ olduğu
kayıpların parasal değeri L(Y) ile gösterilir ve Y‟nin kayıp fonksiyonu olarak adlandırılır.
Geleneksel yaklaĢımda kayıp fonksiyonun eĢitliğinde olduğu gibi bir basamak
fonksiyonu olduğu kabul edilir [68].
{ 0 , m-∆ ≤ Y ≤ m+∆
L(Y) =
A , Diğer durumlarda
Burada A, tüketicinin eline geçmiĢ hatalı bir ürünü onarma veya değiĢtirme maliyetidir.
Geleneksel kayıp fonksiyonu ġekil 2.24‟deki gibi bir grafikle ifade edilebilir.
Şekil 2.24 Geleneksel kayıp fonksiyonu [68].
Taguchi‟ye göre ise kayıp fonksiyonu 2.3 eĢitliğindeki gibi sürekli bir fonksiyon
olmalıdır.
L(Y) = k(Y-m)2
(2.3)
(2.2)
78
Taguchi‟nin kayıp fonksiyonu ġekil 2.25‟deki grafikte gösterilmiĢtir.
Şekil 2.25 Taguchi‟nin kayıp fonksiyonu [72].
Burada k, hedeften sapan bir birim ürünü tekrar hedef değerine getirebilmek için
üreticinin alacağı önlemlerin birim maliyetini gösterir. Hedeflerin her iki yönde olacak
uzaklaĢmaların aynı anlamı taĢıdığını dikkate aldığımızda eĢitlik 2.4 yazılabilir.
2
2
L(m Δ) k[(m- ) - m]
A k.Δ (2.4)
Buradan,
2
Ak
Δ olarak bulunur. (2.5)
Kayıp fonksiyonunun biçimi, performans karakteristiği (Y)‟nin özelliğine göre
belirlenir. Y‟nin özelliğine göre kullanılan kayıp fonksiyonları bazı durumlarda simetrik, bazı
durumlarda simetrik olmayan bir yapı gösterir. Taguchi‟nin geliĢtirdiği kayıp fonksiyonlarından
en çok kullanılanları Ģu Ģekilde sıralanabilir [74].
Hedef değer en iyi: EĢitlik 2.3‟te ifade edilen ve ġekil 2.25‟te gösterilen temel kayıp
fonksiyonudur.
En küçük en iyi: Simetrik olmayan bir kayıp fonksiyonu türüdür. Hedef değer m‟nin
en küçük değer olan „0‟ değerini aldığı kabul edilirse kayıp fonksiyonu EĢitlik 2.6‟daki gibi
yazılabilir [68]. Bu durumda fonksiyonun grafiği ġekil 2.26‟daki gibi olacaktır.
79
2L(Y) k.Y (2.6)
Şekil 2.26 En küçük en iyi kayıp fonksiyonunun grafiksel gösterimi [4].
En büyük en iyi: Bu da simetrik olmayan bir kayıp fonksiyonu türüdür. Burada amaç
hedef değerin maksimum (sonsuz) olmasıdır. Burada hedef değerin sonsuz değerini aldığı kabul
edilirse, kayıp fonksiyonu eĢitlik 2.7‟de gösterildiği gibi yazılabilir [68]. Bu durumda en büyük
en iyi kayıp fonksiyonu ġekil 2.27 de görüldüğü gibi olacaktır.
2
1L(Y) k.
Y , (2.7)
Şekil 2.27 En Büyük en iyi kayıp fonksiyonun grafiksel gösterimi [4].
2.6.5 Performans karakteristiği
Performans karakteristiği, bir ürün veya prosesin kalitesini belirleyen özellikleridir.
Taguchi yönteminin amacı, bu karakteristiklerin hedef değer etrafındaki değiĢkenliğini
azaltmaktır. Bir ürünün birden fazla performans karakteristiği olabilir. Bu karakteristiklerin her
biri ürünün ayrı bir özelliğini temsil eder. Bu özelliklerin içinden tüketici gereksinimlerine göre
80
ve ürünün kullanım amaçlarına göre en uygun olan özellik performans karakteristiği olarak
seçilmelidir TV‟deki görüntünün netliği performans karakteristiğine bir örnek olarak verilebilir.
Performans karakteristiğinin ideal değeri hedef değer olarak adlandırılır. Yüksek kaliteli bir
ürün, ekonomik ömrü boyunca farklı çalıĢma koĢulları altında fonksiyonunu daima hedef değer
civarında yerine getirir [4].
Performans karakteristiğinin hedef değer civarındaki değiĢkenliği performans
değiĢkenliği olarak adlandırılır. Hedef değer civarında daha küçük performans değiĢkenliği
daha iyi kalite anlamına gelmektedir [69]. Performans karakteristiğinin etkin olarak
değerlendirilmesi için sürekli olarak ölçülmesi gereklidir. Çünkü ancak bu Ģekilde kalitedeki
çok küçük değiĢiklikler belirlenebilecektir. Bazı durumlarda performans karakteristiğinin
ölçümleri sürekli olarak yapılamayabilir. Böyle durumlarda yaklaĢık bir sürekli dağılım elde
edebilmek için, ölçüm değerlerinin sayısı mümkün olduğunca yüksek tutulmalıdır [4].
ĠyileĢtirme veya tasarım yapılacak süreçte performans karakteristiği belirlendikten
sonra, bu performans karakteristiğinin kayıp fonksiyonu (optimizasyon tipi) modeli belirlenir.
Bu modeller belirtildiği gibi “hedef değer en iyi”, “en büyük en iyi” veya “en küçük en iyi”
karakteristikleridir.
2.6.6 Performans istatistiği
Performans istatistiği, kontrol edilebilen faktörlerin farklı seviyelerinin karĢılaĢtırılıp en
uygun faktör-seviye kombinasyonunun seçilmesini sağlayan bir değerlendirme metodudur.
Taguchi kontrol edilebilen değiĢkenlerin ve kontrol edilemeyen değiĢkenlerin
performans karakteristiği üzerindeki etkisini ölçmek için ortalama ve standart sapma ile birlikte
kullandığı performans istatistiklerinden bir tanesi de S/N (Signal/Noise) olarak adlandırılan
performans istatistiğidir [4].
Verilerin anlaĢılabilirliğini kolaylaĢtırmak ve toplanabilirliğini sağlamak için genellikle
performans istatistiği olarak ortalama yerine S/N oranını kullanılır. Böylece, ortalama ile
standart sapma, aynı analiz tekniği ile analiz edilmiĢ olur. S/N oranı en basit ifade ile
ortalamanın standart sapmaya oranı olarak kabul edilir [71]. Bu oranın kullanılması, performans
karakteristiğinin ölçülmesinde ortalama veya standart sapmanın tek tek kullanılmasına göre
daha dengeli ve güvenilir sonuçlar elde edilmesini sağlar [75].
S/N oranı ile hem ortalama hem de ortalamanın etrafındaki değiĢkenlik (varyans)
kontrol edilebilmektedir. Ortalama dikkate alınmadığında varyans tek baĢına bir anlam
81
taĢımayacağından S/N oranı bulunurken dikkat edilmesi gereken nokta, ortalama ve varyansın
aynı anda kontrol edilmesidir [68].
Kontrol edilemeyen değiĢkenleri tam olarak ölçmek çok zor veya imkansız olduğundan
Taguchi S/N oranı hesaplarken, kayıp fonksiyonda da olduğu gibi yaklaĢık fonksiyonlar
kullanılmaktadır S/N oranının yapısına (sürekli veya kesikli oluĢuna ve statik veya dinamik
oluĢuna) göre farklı S/N oranları vardır [69]. S/N oranı eĢitlik 2.8‟de verildiği gibi
tanımlanabilir.
10S/ N 10Log (MSD) (2.8)
MSD değeri Performans karakteristiğinin geliĢim yönüne bağlı olarak farklı
formülasyonlar ile ifade edilir. MSD değeri Performans karakteristiğinin “en büyük en iyi”
durumu için 2.9 no‟lu eĢitlikle, en küçük en iyi durumu için 2.10 no‟lu eĢitlikle, hedef değer en
iyi durumu için ise 2.11.no‟lu eĢitlikle hesaplanır [77]
2 2 2 2
1 2 3 NMSD 1/ y 1/ y 1/ y ........... 1/ y / N (2.9)
2 2 2 2
1 2 3 NMSD y y y ........... y / N (2.10)
2 2 2 2
1 0 2 o 3 0 N 0MSD (y y ) (y y ) (y y ) ........... (y y ) / N (2.11)
2.6.7 Ortogonal dizinler
Tam Faktoriyel deney tasarımında faktörlerin seviyelerinin tüm kombinasyonları
dikkate alınarak deneyler yapılmaktadır. Ancak çok sayıda faktör ve seviye bulunması
durumunda deneylerin gerçekleĢtirilmesi çok fazla zaman almakta ve maliyet artmaktadır.
Taguchi bu sıkıntıyı gidermek için yani tam Faktoriyel tasarımda elde edilen sonuçlara daha az
deneyle yani daha az zaman kaybı ve maliyetle ulaĢabilmek için yoğun çalıĢmalar yapmıĢ ve
Ortogonal dizinleri geliĢtirmiĢtir. Ortogonal dizinler farklı faktör sayıları ve seviyeleri için
yapılması gereken deney sayısını ve her bir deney için seçilmesi gereken faktör seviyelerini
gösteren çizelgelerdir. Ortogonal dizinler kullanarak, deneylerin tüm kombinasyonları
denenmeden, bu deneylerin sadece bir kısmı yapılmakta ve en iyi performans karakteristiği
değerini veren faktör seviyelerinin kombinasyonu belirlenebilmektedir. Ortogonal dizinlerde bu
deney azaltma iĢlemi, Faktoriyel tasarımdan farklı olarak, faktör seviyelerini teker teker
değiĢtirmek yerine eĢ zamanlı olarak değiĢtirerek baĢarılmaktadır [67].
82
Örnek olarak 2 seviyeli 7 faktörün performans karakteristiği üzerindeki etkisinin
araĢtırıldığı bir tasarımda, Faktoriyel deney tasarımından yararlanılarak 27=128 deney
yapılmalıdır. Ancak Taguchi yönteminde Ortogonal dizinler kullanarak 2 seviyeli 7 faktörlü bir
tasarım için faktörlerin performans karakteristiği üzerindeki etkisini yalnızca 8 deney
gerçekleĢtirerek bulunabilmektedir. Her biri 2 seviyeli 7 faktörlü bir deney tasarımı için,
Faktoriyel deney tasarımının gerçekleĢtirileceği 128 deney aĢağıda çizelge halinde verilmiĢtir.
Burada her bir faktör A, B, C, D, E, F ve G harfleriyle temsil edilmektedir. Yanlarındaki
indisler ise seviyeleri göstermektedir. Çizelge 2.20‟de iĢaretlenmiĢ hücreler Ortogonal dizinler
kullanıldığında, Taguchi deney tasarımı için öngörülen deneyleri göstermektedir [4].
Çizelge 2.20 Tam Faktoriyel tasarım ve L8 Ortogonal dizini için deney yapısı [67].
A1
A2
B1
B2
B1
B2
C1
C2
C1
C2
C1
C2
C1
C2
D1
E1
F1 G1
1
G2
F2
G1
G2
3
E2
F1 G1
G2
5
F2
G1
7
G2
D2
E3
F1 G1
G2
8
F2
G1
6
G2
E1
F1 G1
4
G2
F2
G1
G2
2
DeğiĢik faktör ve seviye sayıları için Faktoriyel tasarımı ve Taguchi tasarımının
öngördüğü deney sayıları aĢağıdaki gibidir [67]
83
Çizelge 2.21 Aynı faktör ve seviyeler için Faktoriyel tasarım ve Taguchi tasarımının öngördüğü
deney sayıları [67].
Faktör Seviye
Deney Sayıları
Faktoriyel tasarımı Taguchi tasarımı
2 2 4(22) 4
3 2 8(23) 4
4 2 16(24) 8
7 2 128(27) 8
15 2 32768(215
) 16
4 3 81(34) 9
Deney sayıları arasındaki büyük faklılığın sebebi Ortogonal dizinlerin sadece her bir
faktörün ana etkisini araĢtırmasıdır. Ancak varlığı bilinen bileĢik etkilerin deneye dahil edilmesi
mümkündür. Ortogonal dizinlerde sütunlar birbirinden bağımsız olduğundan değiĢkenlerin
bireysel etkileri kolaylıkla anlaĢılabilir [71].
Ortogonal dizinler kullanılarak, diğer yöntemlerle mümkün olmayacak kadar çok sayıda
değiĢkenin etkisi aynı anda incelenebilir. Ortogonal dizinler kullanılarak yapılan bir deney
tasarımı Faktoriyel deney tasarımı kullanılarak yapılan bir deney tasarımının %90‟ı kadar etkili
olduğu bilinmektedir. Yani Ortogonal dizinler, etkisi araĢtırılan temel faktörler arasında
oluĢabilecek bazı etkileĢim faktörlerinin performans karakteristiği üzerine olan etkisini yok
saydığı için tam Faktoriyel deney tasarımına göre az da olsa bir hata olasılığına sahiptir. Ancak
bu hata olasılığı deney maliyetlerinde yapılan tasarrufa göre önemsiz bir kayıp olarak
değerlendirilmektedir [68].
Taguchi, deney tasarımlarını seviye sayılarına göre tek seviyeli tasarımlar ve karıĢık
seviyeli tasarımlar olarak ikiye ayırmıĢtır. Tek seviyeli tasarımlar, tüm faktörlerin aynı seviye
sayısına sahip olduğu tasarımlardır. KarıĢık seviyeli tasımlar ise faktörlerin seviye sayılarının
farklı olduğu tasarımlardır.
Ortogonal dizinler bir sayı matrisi olarak ifade edilir. Her satır seçilen faktörlerin
seviyelerini, her sütun ise dikkate alınan faktörleri ifade eder. Ortogonal dizinlerin temel özelliği
deneye tüm faktörler eĢit deneme sayılan ile katılmaktadır. Ortogonal dizinlerin herhangi iki
sütunu, iki faktörlü Faktoriyel tasarım oluĢturur [4].
Ortogonal dizinler La(b)c Ģeklinde gösterilir Burada Ortogonal dizinler Latin kare
tasarımından türetildiği için L Latin kare tasarımını temsil eder. “a” deneylerin sayısını, “b” her
84
kolondaki seviye sayısını, “c” ise faktör sayısını ifade etmektedir. Ġki seviyeden 5 seviyeye
kadar değiĢen seviyelerde Ortogonal dizinler bulunmaktadır. Yapılan deney tasarımına ve
amaca göre genellikle 2 ve 3 seviyeli Ortogonal dizinler kullanılmaktadır. En çok kullanılan 2
seviyeli Ortogonal dizinler L4, L8, L12 ve L32‟dir. En çok kullanılan 3 seviyeli dizinleri ise L9.
L18‟dir. Tabi ki her iki seviyenin karıĢık olarak kullanıldığı L18, L36, L54 gibi Ortogonal dizinler
de vardır [4].
Bir deneyde kullanılacak Ortogonal dizinler, deneyde yer alacak faktörlerin serbestlik
derecelerine bağlı olarak seçilir. Yapılacak deneylerde Ortogonal dizinlerle ilgili en önemli
konu hangi faktörlerin hangi sütunlara atanacağıdır. Faktörler sütunlara atanırken ilk olarak,
faktörler arasında seviyelerinin değiĢimi çok pahalı veya zor olan bir faktör varsa 1. sütuna
atanması doğru olacaktır. Çünkü deneylerin yapılması sırasında seviyelerinin en az değiĢtiği
faktörler birinci sütundaki faktörlerdir [4]. Uygulamalar da en çok kullanılan Ortogonal
dizinlerden bazıları Ek 2 de verilmiĢtir.
Sütunlara atanacak olan faktörlerin temel faktörler mi yoksa bu faktörlerin etkileĢimleri
mi olduğu önemlidir. Taguchi faktörler sütunlara atanırken kullanılmak üzere Lineer grafikler
ve Üçgensel tablolar gibi metotlar geliĢtirmiĢtir.
2.6.7.1 Lineer grafikler
Faktörler arasındaki etkileĢimlerin Ortogonal dizinlere rasgele yerleĢtirilmesi doğru
olmayan analizlere ve hatalı sonuçlara yol açabilir. Taguchi bu tip hataları önlemek için
faktörleri ve faktörler arasındaki etkileĢim faktörlerini Ortogonal dizinlerin uygun sütunlarına
yerleĢtirilmesi için grafikler tasarlamıĢ ve faktörlerin sistematik bir Ģekilde sütunlara atanmasını
sağlamıĢtır. Bu grafiklere lineer grafikler denir. Lineer grafikler birbirine bağlı çemberlerden
oluĢur. Her çember Ortogonal dizindeki temel faktörleri, bu çemberleri birbirine bağlayan
çizgiler ise iki faktör arasındaki etkileĢim faktörünü ifade eder [75].
Lineer grafiklerde faktörler ġekil 2.28‟deki gibi semboller ile gösterilmektedir Bu
semboller faktör seviyelerinin zorluklarını ifade etmek için kullanılır.
85
Şekil 2.28 Lineer grafiklerde kullanılan faktör simgeleri [71].
ġekil 2.29‟da L4(23) Ortogonal dizini için temel faktörlerin ve bu faktörler arasındaki
etkileĢimlerin Ortogonal dizinlerde hangi sütunlara atanması gerektiği görülmektedir.
Şekil 2.29 L4(23) Ortogonal dizini ve lineer grafiğinin gösterimi [76].
Burada çemberlerin altındaki harfler faktörlerin isimleri, üzerindeki numaralar ise
Ortogonal dizinde atanması gereken sütunları ifade ediyor. Yani birinci sütundaki faktör ve
ikinci sütundaki faktör arasındaki etkileĢim faktörü üçüncü sütuna atanmalıdır. Benzer Ģekilde
L8(27) Ortogonal dizini için faktörlerin ve bu faktörler arasındaki etkileĢimlerin Ortogonal
dizinde hangi sütuna atanacağını gösteren lineer grafikler ġekil 2. 30‟da görülmektedir.
Şekil 2.30 L8(27) Ortogonal dizini için lineer grafikler [76].
86
2.6.7.2 Üçgensel tablolar
EtkileĢim faktörlerinin ortogonal dizinlere atanmasında kullanılan diğer bir yöntem de
üçgensel tablolardır. Üçgensel tablolar lineer grafiklerle eĢdeğerdir. L4(23) ve L8(2
7) Ortogonal
dizinleri için geliĢtirilen üçgensel tablolar ġekil 2.31‟de gösterilmiĢtir.
Örnek olarak L8(27) Ortogonal dizininde 3. ve 5. kolonlardaki temel faktörlerin
etkileĢimleri olan faktör Ortogonal dizinin 6. kolonuna atanmalıdır.
Şekil 2.31 L4(23) ve L8(2
7) Ortogonal dizinlerinin üçgensel grafikleri [71].
Tek seviyeli deney tasarımları için Ortogonal dizinlerin seçimi ve faktörlerin sütunlara
atanması belirtilen yöntemler gerçekleĢtirerek yapılabilir. Ancak karĢılaĢılan deney tasarımları
her zaman tek seviyeli tasarımlar olmayabilir. Deney tasarımlarının karıĢık seviyeli olduğu
durumlarda bazı metotlar kullanılarak yapılacak dönüĢüm iĢlemleri ile standart Ortogonal
dizinleri değiĢtirmek mümkündür.
KarıĢık seviyeli faktörler için de standart Ortogonal dizinler vardı. Fakat bunlar en
ekonomik yada ihtiyaçlara en uygun dizinler olmayabilirler. Taguchi karıĢık seviyeli
uygulamalarda genellikle standart dizinlerde mevcut Ģartlarda en uygun dizini elde etmek için
bazı dönüĢümler yapmıĢtır. Buna göre 2 seviyeli bir sütun, 4 yada 8 seviyeli bir sütuna veya 4
seviyeli bir sütun 8 seviyeli bir sütuna dönüĢtürülebilir. Aynı Ģekilde yüksek seviyeli sütunların
seviye sayıları da daha düĢük seviyeli sütunlara dönüĢtürülebilir [67]. Uygulamalarda kullanılan
üçgensel tablolar ve lineer grafikler Ek 2 de verilmiĢtir.
87
2.6.8 Taguchi parametre (robust) tasarımının uygulama adımları
Taguchi‟nin Parametre tasarımı, üretim ve proses tasarımı sırasında varyasyon ve
kontrol edilemeyen faktörlere karĢı olan duyarlılığın azaltılması için kullanılan bir mühendislik
metodudur. Parametre tasarımında temel amaç, performans karakteristiğinin hedef değerini
korurken varyasyonu mimimize edecek faktör seviyelerini belirlemektir. Varyasyona etki eden
faktörleri belirledikten sonra kontrol edilebilir faktörlerin seviyeleri üzerinde ayarlamalar
yapılabilir. Kontrol edilemeyen faktörler ise değiĢikliklere karĢı duyarsız hale getirilmeye
çalıĢılır [71].
Parametre tasarımı Taguchi yönteminin en önemli aĢamasıdır. Parametre tasarımında
dikkat edilmesi gereken en önemli iki nokta robust tasarım ve Ortogonal dizinler kavramlarıdır.
Parametre tasarımı ile aĢağıdaki gibi hedeflere ulaĢılması sağlanabilir [72].
Kaliteli tasarım
Maliyetlerde azalma
Daha kısa ürün geliĢtirme çevrimi
Verimlilik artıĢı
Parametre tasarımını bir ürün veya süreçte baĢarılı bir Ģekilde uygulayabilmek için
sistematik bir yaklaĢım izlemek, hem deneysel tasarımın anlaĢılabilirliği, hem de en doğru
sonuçların daha kolay bir Ģekilde alınabilmesi için gereklidir. Bu amaçla geliĢtirilen sistematik
yaklaĢımın akıĢ Ģeması ġekil 2.32‟de görülmektedir.
ġekil 2.32‟deki akıĢ Ģemasına bakarak, Taguchi parametre tasarım yönteminde
yapılacak iĢlemler aĢağıdaki Ģekilde 10 baĢlık altında toplanabilir.
1. Problemin belirlenmesi.
2. Performans karakteristiğinin ve ölçüm sistemlerinin belirlenmesi.
3. Performans karakteristiğini etkileyen faktörlerin ve seviyelerinin belirlenmesi.
4. Faktörlerin kontrol edilebilen ve kontrol edilemeyen faktörler olarak ayrılması.
5. EtkileĢimlerin belirlenmesi.
6. Uygun Ortogonal dizinin seçilmesi ve faktörlerin bu dizinlere atanması.
7. Performans istatistiklerinin belirlenmesi.
8. Deneylerin yapılması ve sonuçların kaydedilmesi.
9. Verilerin analizi.
10. Doğrulama deneyinin yapılması.
88
evet
hayır
hayır
hayır
Problemin belirlenmesi
ve ekibin oluĢturulması
Performans karakteristiği ve
ölçüm sistemlerinin
belirlenmesi
Gerekli ölçüm
sistemleri var mı?
Perf. karakteristiğini
etkileyen kontrol edilebilen
ve kontrol edilemeyen
değiĢkenlerin belirlenmesi
Kontrol değiĢkenleri çok
fazla mı?
EtkileĢimlerin belirlenmesi
Ortogonal dizinlerin
belirlenmesi ve faktörlerin
yerleĢtirilmesi
2
evet
hayır
K.D. ve K.E.D. seviyelerinin
belirlenmesi
evet
1
Hazırlık
deneylerinin
yapılması ve
önmeli K.D.
seçilmesi
evet
hayır
Faktör ve
seviye
sayısında
azaltma yap
Deney maliyeti makul
mü?
1
Kayıp fonksiyonu ve performans
istatistiğinin seçimi
Deneylerin yapılması ve
sonuçların kaydedilmesi
Verilerin analizi ve en iyi
faktör seviyelerin belirlenmesi
Sonuçların test edilmesi
Tolerans tasarımının
yapılması ve değiĢkenliğin
azaltılması
GeliĢme yeterli mi?
Sonuçların değerlendirilip
yürütmeye koyulması
Nedenlerin
araĢtırılması
ve uygun
önlemin
alınması
2
evet
Perf. istatis. değeri
güven aralığında
mı?
hayır
Sonuçlar yeterli mi?
evet
Şekil 2.32 Taguchi yöntemlerinin uygulanmasında izlenecek sistematik yaklaĢımın akım
Ģeması[68].
89
2.6.8.1 Problemin belirlenmesi
Yapılacak her bilimsel çalıĢmada olduğu gibi, çalıĢmaya konu olan problemin tam
olarak belirlenmesi ve tanımlanması, bundan sonra gelecek olan adımlarda tasarımcıya çok
büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Problemin belirlenmesi, ilk olarak basit gibi görünse de çok
önemli ve dikkat edilmesi gereken bir aĢamadır. Problemin tam olarak belirlenememesi
durumunda çalıĢmanın amacının da doğru bir biçimde belirlenmesi imkansız olacaktır.
Yapılacak çalıĢmaya konu olan problem, yeni bir ürün veya proses geliĢtirme
çalıĢmaları olabilir. Böyle durumlarda tasarımcı konu ile ilgili gerekli bilgileri, pazarlama
departmanından ve mühendislerden temin ederek, konu ile ilgili teknolojik geliĢmeleri de göz
önünde tutarak ürün veya prosesin tasarlanmasına baĢlanılmalıdır. Eğer yapılacak çalıĢmanın
konusu, var olan bir ürünün veya prosesin kalitesinin geliĢtirilmesi ise, problem ürün veya
prosesin aksayan yönlerinin tespit edilmesi ve müĢteri beklentilerine göre ürün veya prosesin
yeniden tasarlanması olacaktır. Problemin belirlenmesi aĢamasında ve yöntemin bundan sonraki
her aĢamasında çalıĢmayı yürütecek belirli bir ekibin oluĢturulması çalıĢmanın verimliliği
açısından önemlidir [4].
2.6.8.2 Performans (kalite) karakteristiğinin ve ölçüm sistemlerinin belirlenmesi
Performans karakteristiği ürünün kalitesinin ölçüldüğü özelliğidir. BaĢka bir ifade ile
ürünün müĢteri tarafından istenilen fonksiyonlarını yerine getirmesinde kalitesini belirleyen
özellikleridir. Genellikle y ile gösterilir. Performans karakteristiği belirlenip ölçülmedikçe, ürün
kalitesi geliĢtirilemeyeceğinden performans karakteristiğinin seçilmesi çok önemlidir. Amaçları
yansıtmayan performans karakteristiklerinin seçilmesi, yapılan çalıĢmanın baĢarısını
etkileyecektir [71].
Bu aĢamada ilk olarak, ilgilenilen ürünün tüketici açısından önemli olan performans
karakteristiği belirlenir. Bir ürünün veya sürecin birden fazla performans karakteristiği olabilir.
Bunların içinden çalıĢmanın amacı olarak belirlenecek performans karakteristikleri
belirlenmelidir.
Performans karakteristiği ürünün kullanım amaçlarına uygun olarak seçilmelidir. Bütün
performans karakteristiklerinin hepsinin birden geliĢtirilmesi ne ekonomik, ne de gereklidir. Bu
yüzden ürünün kullanım amaçlarına en uygun olan özelliklerini performans karakteristikleri
olarak belirlemek gerekir [67].
90
ĠyileĢtirme veya tasarım yapılacak süreçte performans karakteristiği belirlendikten
sonra, bu performans karakteristiğinin kayıp fonksiyonu (optimizasyon tipi) modeli belirlenir.
Bu modeller “hedef değer en iyi”, “en büyük en iyi” veya “en küçük en iyi” karakteristikleridir.
Sonrasında ise bütün çalıĢma boyunca gerekli olacak ölçüm sistemlerinin seçimi
yapılmalıdır. Mühendislik iĢlemleri için ölçü birimleri ve ölçüm aletleri önemlidir. Farklı
karakteristikler için farklı ölçüm sistemleri ve faklı ölçüm aletleri gerekecektir.
2.6.8.3 Performans karakteristiğini etkileyen faktörlerin ve seviyelerinin belirlenmesi
Bu aĢamada, meydana gelen hedef değerden sapmaların kaynakları araĢtırılır.
Sapmalara neden olan bu kaynaklara faktör denir. Faktörler sonuç değiĢkeni üzerinde belli
etkilere sahip olan herhangi bir değiĢken olabilir.
Ürün performansına etki eden bu faktörler belirlenirken, deney tasarımcısı daha
önceden bu konu ile ilgili yapılan çalıĢmalara ve kendi bilgi birikimine dayanarak hedef
değerden sapmalara neden olabileceğini düĢündüğü belirli faktörleri seçer. Bu faktörleri
belirlerken beyin fırtınası, sebep-sonuç diyagramı gibi kalite araçları kullanılabilir.
Faktörler belirlendikten sonra bu faktörlerin seviye sayıları da belirlenmelidir. Seviye
sayılarının mümkün olduğunca 2 veya 3 olarak seçilmesi gerektiğini belirtmektedir. Çünkü
seviye sayıları yapılacak deney sayısını doğrudan etkilemektedir.
Eğer ilk aĢamada yapılacak deneylerin maliyeti de göz önüne alınarak, belirlenen faktör
ve seviye sayılarının çok olduğu düĢünülürse, bazı hazırlık deneyleri yapılmalıdır. Bu
deneylerde genellikle seviye sayısından çok faktör sayılarının azaltılması öngörülür. Hazırlık
deneyleri sırasında seviye sayıları genellikle 2 olarak seçilir. Deneyler sonucunda elde edilen
verilerle faktörlerin, performans karakteristiği üzerine etkisinin önemli veya önemsiz olduğu
anlaĢılabilir [4].
2.6.8.4 Faktörlerin kontrol edilebilen ve kontrol edilemeyen faktörler olarak ayrılması
Bu aĢamada seçilen faktörler kontrol edilebilen faktörler ve kontrol edilemeyen
faktörler olarak ayrılırlar. Yöntemin kontrol edilebilen faktörleri kullanarak kontrol edilemeyen
faktörlerin etkisini azaltmaya çalıĢacaktır.
Seçilen faktörler en az iki seviyeli olmalıdır. Seviye sayıları ölçülebilen ve seviyelerinin
ayarlanması kolay olan faktörler kontrol edilebilir faktörler, seviyesi olmayan veya kontrolü zor
olan faktörler ise kontrol edilemeyen (hata) faktörleri olarak ayrılır [4].
91
2.6.8.5 Etkileşimlerin belirlenmesi
EtkileĢim, bir faktörün (A), performans karakteristiği üzerindeki etkisinin diğer bir
faktöre (B) bağlı olduğu durumlardır. (A faktörünün etkisinin B Faktörünün durumuna bağlı
olarak değiĢmesi gibi.) Bu durum A x B Ģeklinde gösterilir.
Deneyler yapılmadan önce faktörler arasında bir etkileĢim olup olmadığı o zamana
kadar yapılmıĢ olan çalıĢmalardan elde edilen veriler yardımıyla anlaĢılabilir. Ancak böyle
durumlarda çok dikkatli olmak gerekmektedir. Çünkü hesaba katılmayan önemli bir etkileĢim
deney sonuçlarını olumsuz yönde etkileyecektir. Performans karakteristiği üzerinde etkisinin
olabileceği düĢünülen etkileĢim faktörleri deneylerde göz önünde tutulmalıdır.
Ġki faktör arasında bir etkileĢim olup olmadığı, bu iki faktörle yapılacak bir deneyle
anlamak mümkündür. Ġki faktör arasındaki etkileĢimi en açık olarak grafiksel gösterim metodu
ile anlaĢılabilir. Deneyler sonucu elde edilen grafiklere bakıldığında;
Ġki faktör çizgisi arasında paralellik varsa bu iki faktör arasında bir etkileĢim yoktur.
Ort
A1
A2
B1 B2 B faktörü
Şekil 2.33 Ġki faktörün etkileĢimsiz olduğunu gösteren durum grafiği [72].
Ġki faktör çizgisi arasında paralellik yok fakat kesiĢmiyorlarsa, belirlenen değerler
civarında zayıf bir etkileĢim vardır.
92
Ort
A1
A2
B1 B2 B faktörü
Şekil 2.34 Ġki faktör arasında zayıf bir etkileĢim olduğunu gösteren durum grafiği [72].
Ġki faktör çizgisi belirlenen değerler içerisinde birbiri ile kesiĢiyorsa bu iki faktör
arasında kuvvetli bir etkileĢim vardır.
Ort A1
A2
B1 B2 B faktörü
Şekil 2.35 Ġki faktör arasında kuvvetli bir etkileĢim olduğunu gösteren durum grafiği [72].
Faktörler arasında belirlenen etkileĢimler deney tasarımı çalıĢmaları boyunca etkisi
araĢtırılacak ana faktörler gibi iĢlem görecektir. Hazırlanacak Ortogonal dizinlerde de
etkileĢimler için ayrılan kolonlara yerleĢtirilecektir [4].
2.6.8.6 Uygun ortogonal dizinin seçilmesi ve faktörlerin bu dizinlere atanması
Deney tasarımında kullanılacak Ortogonal dizinin seçimi her bir faktörün serbestlik
derecelerinin toplamı ile bulunur. 2.12 no‟lu eĢitlikte görüldüğü gibi her bir faktörün serbestlik
derecesi ise seviye sayısının bir eksiğidir.
93
A Af k 1 (2.12)
fA = A faktörünün serbestlik derecesi
kA = A faktörünün seviye sayısı ise
Ortogonal dizinlerin kolonlarına yerleĢtirilecek olan etkileĢim faktörlerinin seviye
sayıları ise temel faktörlerin serbestlik sayılarının çarpımına eĢittir.
AXB A B A Bf (f ).(f ) (k 1).(k 1) (2.13)
fA= A faktörünün serbestlik derecesi
fB = B faktörünün serbestlik derecesi
fAxB = AXB faktörünün serbestlik derecesi
Faktör grubunun serbestlik derecesi ise her bir faktörün serbestlik derecelerinin
toplamına eĢittir.
T A Bf f f (2.14)
Faktör grubunun serbestlik derecesi belirlendikten sonra, serbestlik sayısının uygun
düĢtüğü deneme sayısına sahip olan dizayn seçilir. Serbestlik sayısı en fazla, seçilecek olan
Ortogonal dizinin deneme sayısından bir eksik olabilir. Ortogonal dizinlerin gösterildiği La(bc)
standart ifadesinde a deney tasarımında kullanılacak deney sayısını ifade ettiğinden faktör
grubunun serbestlik derecesi ve a arasındaki iliĢki eĢitlik 2.15‟de verildiği gibi olacaktır.
Tf a 1 (2.15)
Örnek olarak 2 seviyeli 3 faktörün olduğu bir deney tasarımı uygulamasında toplam
serbestlik derecesi 1+1+1=3 olacaktır. Bu durumda yapılacak deney sayısı en az 4 olmalıdır.
Buna karĢılık gelen Ortogonal dizin ise L4(23) ortogonal dizini olacaktır.
Ortogonal dizinler seçilirken dikkat edilecek diğer bir nokta ise sütun seviye sayılarıdır.
Örnek olarak 3 seviyeli bir faktör 2 seviyeli bir sütuna atanamaz. Bu yüzden serbestlik
dereceleri bulunduktan sonra Ortogonal dizinlerin deney sayılarına ve seviye sayılarına dikkat
etmek gerekir.
KarıĢık seviyeli tasarımlar için gerekli görüldüğü durumlarda kullanılan standart
Ortogonal dizinin sütun seviye sayıları arttırılabilir veya azaltılabilir [70].
94
2.6.8.7 Performans istatistiklerinin belirlenmesi
Ġlgilenilen problemin geliĢtirilmesi sırasında birden fazla performans karakteristiği
olabilir. Seçilecek olan performans istatistiği performans karakteristiklerinin özelliklerine (hedef
değerine ve sürekli veya kesikli oluĢu) uygun olarak seçilmelidir.
Deneyler yapıldıktan sonra elde edilecek verilerin analizi seçilen performans
istatistiklerine göre yani ya ortalamaya göre yada S/N göre yapılacaktır. Performans
istatistiklerinin hatalı seçilmesi seçilecek faktör-seviye kombinasyonun hatalı belirlenmesine ve
analizin baĢarısız olmasına neden olacaktır.
En çok kullanılan performans istatistiği S/N oranıdır. S/N oranı en iyi robust tasarım
performansını ölçmek için kullanılır. Ancak bu aĢamada seçilecek olan S/N oranının kullanılıp
kullanılmaması değil, S/N oranının performans karakteristiklerinin hedef değerine ve yapısına
göre belirlenen farklı tipleridir [4].
2.6.8.8 Deneylerin yapılması ve sonuçların kaydedilmesi
Deneyler, seçilen Ortogonal dizinlerin sütunlarına yerleĢtirilen faktör
kombinasyonlarına göre yapılır. Deneylerin yapılıĢ sırası belirlenirken rassallığın sağlanması
gerekir. RassallaĢtırmalar çeĢitli Ģekillerde gerçekleĢtirilebilir [63].
Tamamen rassalaĢtırma
Basit tekrar
Bloklar içinde tamamen rassallaĢtırma
Tamamen rassallaĢtırma yönteminde, tüm deneyler ilk olarak seçilmek için eĢit Ģansa
sahiptir. Ġlk olarak bütün deneyler rassal sayılar yardımıyla tamamlanır. Eğer tekrarlama
yapılacaksa ilk deneyler bittikten sonra ikinci deneyler tekrar rassal sayılarla belirlenen sıra
doğrultusunda yapılır.
Basit tekrarda da bütün deneyler ilk deney olarak seçilmek için eĢit Ģansa sahiptir.
tamamen rassallaĢtırmadan farkı, tekrarlama söz konusu olduğunda seçilen deney için gerekli
olan bütün tekrarlar arka arkaya yapılır. Bu yöntem deneylerin hazırlanıĢı zor, zaman alıcı ve
pahalı olduğu durumlarda geçerlidir.
Bloklar arasında tamamen rassallaĢtırma yöntemi ise, sadece bir faktör için deneylerin
kurulması ve değiĢtirilmesi zor veya pahalı olduğunda uygulanmaktadır. Eğer A faktörünün
değiĢtirilmesi zor ise deney iki blokta tasarlanabilir. A1 faktörünü içeren deneylerin tümü
tamamlandıktan sonra, A2 faktörünü içeren deneyler yapılır [63].
95
Deneyler yapılırken seçilen her bir deney tasarımının birden fazla sayıda test edilmesi
istatistiksel olarak deneyin güvenilirliğini arttıracaktır. Tekrarlamalar yapılarak hata payının
azaltılmasının sağlanacağı gibi kontrol edilemeyen değiĢkenlerin deney sonuçları üzerindeki
etkisinin azaltılması ve bu etkilerin daha kolay ölçülmesi sağlanır [63].
Her bir deney için elde edilen sonuç(lar) ortogonal dizinin sağ tarafına kaydedilir.
Sonrasında ortalama veya S/N istatistiğine göre belirlenen performans karakteristiği (kalite
karakteristiği) değerleri (ortalamaları) belirlenip aynı bölüme yazılır.
2.6.8.9 Deney sonuçlarının analizi
Bu aĢamada yapılan deneylerden elde edilen veriler çeĢitli değerlendirme yöntemleri ile
analiz edilerek uygun faktör-seviye kombinasyonunu belirlenecektir. Taguchi deneysel
tasarımında, deney sonuçlarının analizi (etkileĢim olsun veya olmasın) aĢağıdaki 3 soruya
cevap arar;
1. Optimum Ģart nedir? Yani iyileĢtirilmiĢ çıktıyı sağlayan faktör seviyeleri nelerdir?
2. Hangi faktörler sonuca ne miktarda (ne oranda) etki eder?
3. Optimum Ģartlar için tahmin edilen sonuç nedir?
Bu sorulara cevap bulmak için yapılan analiz ise 3 aĢamada gerçekleĢtirilir. Bunlar;
1. Temel Etkilerin belirlenmesi
2. EtkileĢim analizi,
3. ANOVA analizi,
4. Sürecin optimum Ģartlardaki performansının tahmini ve Güvenilirlik [77].
i. Temel etkilerin belirlenmesi
Analiz çalıĢması faktörlerin temel etkilerinin belirlenmesi ile baĢlar. Bu çalıĢmada her
bir faktörün her seviye için ortalama etkisi yani ortalama performansı bulunur. Bir A faktörünün
i. seviyesi için toplam etkisi (Ġ
A ) ve ortalama etkisi (Ġ
A ) aĢağıdaki formülasyonlarla
belirlenir[77].
1 2 NĠA Y Y ...........Y (2.16)
_1 2 N
Ġ
Y Y ......YA
N (2.17)
96
Yani, Örneğin A faktörünün 1. seviyedeki ortalama etkisini belirlemek için, A faktörünün
ortogonal dizin sütunundaki 1. seviye değerlerine karĢılık gelen çıktı değerleri (y) toplanarak
ortalaması alınır. Bu hesaplama her bir faktör ve etkileĢimin farklı seviyeleri için yapılır [77].
Her bir faktörün veya sözde etkileĢimin seviye performansları arasındaki farklar
faktörün veya etkileĢimin göreceli çıktı üzerine etkisini gösterir ve “faktöriyel etki” olarak
isimlendirilir. Bu etki yapılan optimizasyonun tipine (maksimizasyon veya minimizasyon) göre
doğal olarak farklı Ģekillerde yorumlanır. Etki farkı arttıkça etkinin gücüde artar. Temel etkiler
grafiklerde gösterilebilmektedir. Bu grafikte yatay eksen faktörleri ve faktörlerin seviyelerini,
düĢey eksen ise faktöriyel etkileri (y) göstermektedir [77].
ii. Etkileşim analizi
EtkileĢim; bir faktörün etkisinin baĢka bir faktöre bağlı olarak oluĢması durumunu ifade
eder. Önceki çalıĢmalara dayanarak veya yapılan beyin fırtınalarıyla var olduğu düĢünülen
etkileĢimlerin gerçek anlamda varlığının analizi temel etkiler belirlendikten sona önceki
bölümde açıklanan grafik metodu kullanılarak ve sonrasında yapılan varyans analiziyle yapılır.
Bu grafikler deney sonuçları kullanılarak çizilebildiği için etkileĢimlerin gerçek anlamda varlığı
ancak yapılan deneylerden sonra ortaya çıkar. Dolayısıyla deneylerden önce var olduğu
düĢünülerek Ortogonal dizine yerleĢtirilen etkileĢimler tahmin niteliğindedir. Bu tahminler
önceki çalıĢmalara ve tecrübelere göre yapılır [77].
Ġki faktör arasında etkileĢim analiz edilirken, Ortogonal dizinde faktörlerin etkileĢtiği
kolon dikkate alınmadan sadece faktörlerin kolonları incelenir. Örnekle açıklayacak olursak; A
ve B gibi iki faktörün iki seviyeli etkileĢimi inceleniyorsa, etkileĢim grafiklerini oluĢturmak için
öncelikle A1B1, A1B2, A2B1, A2B2 değerleri yani faktör etkileri bulunmalıdır. Burada A1B1
değeri; AB etkileĢim kolonuna bakmadan, A ve B kolonları dikkate alınarak, A ve B
faktörlerinin 1. seviye değerlerine karĢılık gelen çıktı (y) değerlerinin ortalamasının
bulunmasıyla belirlenir. Aynı Ģekilde A1B2 değeri ise A faktörünün 1. seviye, B faktörünün ise
2. seviye değerlerine karĢılık gelen y değerlerinin ortalaması alınarak bulunur [77].
iii. Varyans analizi
Varyans analizi metodu, test edilen parça gruplarının ortalama performansları
arasındaki farklılığı ortaya koymak için kullanılan istatistiksel bir metottur. Varyans analizi
toplam varyasyonu bileĢenlerine ayıran matematiksel bir tekniktir ve serbestlik derecesi, kareler
toplamı ve varyans gibi değerlerin hesaplanmasıyla bulunur.
Toplam varyasyonu etkileyen üç temel bileĢeni vardır.
97
Performans karakteristiğini etkileyen faktörlere göre varyasyon
Faktör etkileĢimlerine göre varyasyon
Hataya göre varyasyon.
A ve B gibi iki faktör ve bunların aralarında bir etkileĢim olduğu kabul edildiğinde, varyans
analizi yapılırken aĢağıdaki adımlardaki belirlemeler yapılır [77].
1.adım: Deney Sonuçlarının Toplamı (T)
Deney sonuçlarının toplamı her deney için elde edilen sonuçların (Yi ) toplanmasıyla
eĢitlik 2.18‟deki gibi belirlenir.
1 2 3 nT Y Y Y ......... Y (2.18)
Tekrarlamalı deneylerde performans istatistiği S/N göre buluyorsa deney sayısı
ortogonal dizinin deney sayısı kadardır. Ortalamaya göre bulunuyor ise deney sayısı
belirlenirken tüm tekrarlar dikkate alınır [77].
2.Adım: Düzeltme Faktörü (C.F)
Düzeltme faktörü eĢitlik 2.19 kullanılarak hesaplanır. Burada N yapılan deneylerin
veya gözlemlerin toplam sayısıdır [77].
2C.F T / N (2.19)
3.Adım:Toplam Kareler Toplamı (Toplam Varyasyon)(ST)
Toplam varyasyon belirlenirken eĢitlik 2.20 kullanılır.
22 2 2 2
T 1 2 3 n 1 2 3 nS Y Y Y .......... Y Y Y Y .......... Y / N (2.20)
Bir baĢka ifadeyle de ST optimizasyonun da dikkate alınan tüm faktörlerin ve hatanın
kareler toplamına eĢittir (eĢitlik 2.21 ) [77].
T A B AXB eS S S S S (2.21)
4.Adım: Faktörlerin ve Hatanın Kareler Toplamı (Sx)
Faktörlerin ve hataların kareler toplamı aĢağıdaki eĢitlikler kullanılarak hesaplanır.
2 2
A 1 A1 2 A2S A /n A /n C.F (2.22)
2 2
B 1 B1 2 B2S B /n B /n C.F (2.23)
98
2 2
AXB 1 (AXB)1 2 (AXB)2S (AXB) /n (AXB) /n C.F (2.24)
e T A B AXBS S (S S S ) (2.25)
Burada;
SA = A faktörüne ait kareler toplamı
SB = B faktörüne ait kareler toplamı
SAXB = A ve B faktörlerinin etkileĢim faktörüne ait kareler toplamı
Se = Hata kareler toplamı
ST = Toplam kareler toplamı
Ai= A faktörünün i. seviyedeki deney sonuçlarının toplamı
Bi= B faktörünün i. seviyedeki deney sonuçlarının toplamı
(AxB)i= A ve B etkileĢim faktörünün i. seviyedeki deney sonuçlarının toplamı
nAi = A faktörünün i. seviyedeki gözlemlerinin (deneylerinin) sayısı
nBi = B faktörünün i. seviyedeki (deneylerinin) sayısı
n(AxB)i = AxB etkileĢim faktörünün i. seviyedeki deneylerinin sayısı dır [77].
5.Adım: Toplam ve Faktör Serbestlik Derecesi (fT, fx)
Varyans analizi hesaplarını yapabilmek için gerekli diğer bir değer de serbestlik
dereceleridir. Serbestlik derecesi, bir sonuca varabilmek için yapılması gereken bağımsız
karĢılaĢtırmaların sayısıdır [77].
Toplam serbestlik derecesi (fT ) toplam deneme sayısının bir eksiğidir ve eĢitlik 2.26 ile
belirlenir. Burada n, deneme sayısı, r, Tekrar sayısını ifade eder.
Tf nxr 1 (2.26)
Aynı zamanda fT eĢitlik 2.27‟deki gibide ifade edilebilir.
eAXBBAT fffff (2.27)
Burada;
fT = Toplam serbestlik derecesi
fA = A faktörünün serbestlik derecesi
fB = B faktörünün serbestlik derecesi
fAxB = AxB faktörünün serbestlik derecesi
fe = Hata serbestlik derecesidir.
99
Bir faktör yada sütunun serbestlik derecesi de seviye sayısının bir eksiğidir. Örneğin A
ve B faktörlerinin serbestlik derecesi eĢitlik 2.28. ve 2.29‟daki gibi belirlenir. Burada kA ve kB
sırasıyla A ve B faktörlerinin seviye sayılarıdır [77].
A Af k 1 (2.28)
B Bf k 1 (2.29)
EtkileĢimin serbestlik derecesi ise etkileĢim faktörlerinin serbestlik derecelerinin
çarpımına eĢittir.Örneğin A ve B etkileĢiminin serbestlik derecesi eĢitlik 2.30‟daki gibi
belirlenir.
AXB A Bf (f ).(f ) (2.30)
Hata serbestlik derecesi ise toplam serbestlik derecesinden tüm faktör ve
etkileĢimlerinin serbestlik derecelerinden çıkartılması ile eĢitlik 2.31‟deki.gibi bulunur [77].
e T A B AXBf f f f f (2.31)
6.Adım: Varyans (Vx)
Faktör varyansları (Vx), faktör kareler toplamının (Sx) faktörün serbestlik derecesine (fx)
bölümü ile bulunur. Aynı Ģekilde hata varyansı da (Ve) hata kareler toplamının (Se), hata
serbestlik derecesine (fe) bölümü ile bulunur. Hata varyansı hata (kontrol edilemeyen)
faktörlerden kaynaklanan değiĢimin ölçüsüdür ve deneylerdeki ölçüm hatalarını da
kapsamaktadır. Faktörlerin ve hataların varyansı aĢağıdaki eĢitlikler kullanılarak hesaplanır[77].
A A AV S /f (2.32)
BB
B
SV
f (2.33)
AXBAXB
AXB
SV
f (2.34)
ee
e
SV
f (2.35)
Ortogonal dizinde atama yapılmamıĢ olan sütunların toplam kareler toplamı, Ģayet satır
sayısı deney sayısına eĢitse hata kareler toplamını vermektedir. Deneyler yönlendirilmeden önce
performans karakteristiğini etkileyeceği düĢünülen ancak varyans analizi sonucunda etkisinin
100
göz ardı edilebilecek kadar küçük olduğu düĢünülen bazı faktörler olabilir. Bu faktörlerin
varyansları da hata varyansına eklenebilir. Bu konuya faktör(ler)in birleĢtirilmesi (pooling)
baĢlığı adı altında ayrıntılı değinilecektir [77] .
Hata varyansı, hata kareler toplamının ve serbestlik derecesinin 0 bulunması durumunda
belirsiz olarak hesaplanır. Bu yüzden faktör varyans oranları (F oranları) ve faktör düzeltilmiĢ
kareler toplamı ve faktör katkı yüzdeleri hesaplanamaz. Bu durumda hata varyansı ve
düzeltilmiĢ kareler toplamı (S‟x); faktörlerin Sx kullanılarak katkı yüzdelerinin bulunması ve
katkı yüzdesi düĢük olan faktörlerin faktör birleĢtirme (pooling) iĢlemine tabi tutulması suretiyle
elde edilecek Ve ye göre hesaplanır [77].
7.Adım: Varyans oranı (Fx) – F testi
Varyans oranı (Fx), faktör varyansının (Vx) hata varyansına (Ve) bölünmesiyle bulunur.
Bu oran, hata terimi dahil tüm faktörlerin ayrı ayrı etkilerinin anlamlılığını belirlemede
kullanılır. Faktörlerin ve hatanın varyans oranı (Fx) yani F değeri aĢağıdaki eĢitlikler
kullanılarak hesaplanır.
AA
e
VF
V (2.36)
BB
e
VF
V (2.37)
AXBAXB
e
VF
V (2.38)
ee
e
VF
V (2.39)
Herhangi faktörün etkisinin anlamlılığını görmek için yani F testi yapmak için; o
faktöre ait varyans oranının yani F değerinin, belirli bir güven seviyesindeki standart F tablo
değerleriyle karĢılaĢtırılması gerekmektedir. Tablo değerinden büyük F değerine sahip olan
faktörlerin performans karakteristiği üzerine etkisinin anlamlı, küçük olanların ise anlamsız
olduğu kabul edilir.
F tablo değeri ise aĢağıdaki Ģekilde açıklanır;
1 2tablo a ,V ,VF f
Burada;
101
a = Anlamlılık düzeyi
vı = Faktörün serbestlik derecesi
v2 = Hata serbestlik derecesidir.
EĢitlikte bu üç değere karĢılık gelen değer Ftablo değeridir.
Standart F testi uygulamalarında hataların eĢit sapmalarla normal dağıldığı ve bağımsız
olduğu varsayılmaktadır. F testi varsayımları yerine getirilmediği takdirde önem derecesi
hesaplan doğru sonuçları yansıtmayabilir.
Varyans oranlarının, Ve nin 0 çıkması sebebiyle hesaplanamadığı durumlarda, Sx e göre
katkı yüzdelerinin belirlenip en küçük varyanslı faktörün veya faktörlerin faktör birleĢtirme
iĢlemine tabi tutulması gerekir. Böylece yeni Ve hesaplanarak varyans oranları, düzeltilmiĢ
kareler toplamı ve -S‟x e göre- yüzde katkılar belirlenir.
8.Adım: Düzeltilmiş (Beklenen) Kareler Toplamı (S’x , S’e)
Bir faktörün veya hatanın düzeltilmiĢ kareler toplamı (S‟x, S‟e), o faktörün veya hatanın
kareler toplamının beklenen değeridir. Faktörler ve hatanın düzeltilmiĢ kareler toplamı
aĢağıdaki eĢitliklerle açıklanır.
'
A A e AS S (V ).(f ) (2.40)
'
B B e BS S (V ).(f ) (2.41)
'
AXB AXB e AXBS S (V ).(f ) (2.42)
'
e e e A B AxBS S V .(f f f ) (2.43)
9.Adım:Faktörlerin Katkı Yüzdeleri (P)
Deneyde gözlenen her bir önemli faktör ve etkileĢime yüklenen toplam varyasyon oranı
katkı yüzdesi ile yansıtılmaktadır. Katkı yüzdesi önemli faktörlerin karelerinin toplamının bir
fonksiyonudur ve varyasyonu azaltabilmek için faktör yada etkileĢimin gücünü göstermektedir.
Eğer faktör ve etkileĢim seviyeleri tam olarak kontrol edilebilirse toplam varyasyon katkı
yüzdesi ile belirlenen miktarda azaltılabilir.
Faktörlerin ve hatanın katkı yüzdeleri aĢağıdaki eĢitlikler yardımıyla belirlenir
'
AA
T
SP x100
S (2.44)
102
'
BB
T
SP x100
S (2.45)
'
AXBAXB
T
SP x100
S (2.46)
'
ee
T
SP x100
S (2.47)
Hatanın katkı yüzdesi (Pe), deneyin yeterliliği ile ilgili bir tahmin değerinin bulunmasını
sağlamaktadır. Eğer hata katkı yüzdesi düĢükse, bu deney tasarımında hiçbir önemli faktörün
etkisinin gözden kaçırılmadığı görülür. Hata katkı yüzdesinin yüksek çıkması ise bazı önemli
faktörlerin etkisinin deneylere dahil edilmediğini gösterir.
Hata varyansının 0 çıkması durumunda önce düzeltilmemiĢ kareler toplamlarına (Sx)
göre belirlenen katkı yüzdelerinin belirlenmesi sonrasında ise faktör birleĢtirme iĢlemi yapılarak
hata varyansının ve düzeltilmiĢ kareler toplamlarına (S‟x) göre belirlenen gerçek katkı
yüzdelerinin belirlenmesi gerekir.
10.Adım :Faktör Birleştirme (Pooling) ve Düzeltilmiş Katkı Yüzdeleri
Eğer bir (veya birkaç) faktörün katkı yüzdesi çok düĢükse o faktörün kareler toplamı
hatanın kareler toplamına (Se) dahil edilebilir. Bazı düĢük katkılı faktörlerin bu Ģekilde
etkilerinin ihmal edilerek diğer katkısı yüksek faktörlerin katkı düzeylerinin daha sağlıklı bir
Ģeklide belirlenme iĢine faktör birleĢtirme (pooling) denir. Faktör birleĢtirme iĢlemi hata
varyansının 0 çıkması durumunda zorunlu olarak kullanılan, hata varyansının 0 olmaması
durumunda ise tercihen kullanılan ve etkin faktörlerin katkılarının daha gerçeğe yakın bir
Ģekilde belirlenmesini sağlayan bir araçtır.
Yine A, B ve AxB faktörleri dikkate alınacak olursa ve B faktörünün faktör birleĢtirme
iĢlemi uygulanacak olursa Ģu adımlar izlenir.
i.B faktörünün serbestlik derecesi hata serbestlik derecesine yeni hata serbestlik
derecesi eĢitlik 2.48 kullanılarak bulunur.
fe p=fe + fB (2.48)
ii.B faktörünün kareler toplamı B satırından silinerek hata kareler toplamına
eklenir.(eĢitlik2.49)
Se p= Se + SB (2.49)
103
iii. Faktör birleĢtirmeye tabi tutulmayan faktörlerin varyansları ve eĢitlik 2.50
kullanılarak yeni hata kareler toplamına göre (Se p) yeni hata varyansı (Ve p) bulunur.
Ve p=Se p/(fe + fB) (2.50)
iv. Son aĢamada ise faktörler ve hatanın; yeni varyans oranları (F), yeni düzeltilmiĢ
kareler toplamları ve yeni katkı yüzdeleri önceki adımlarda anlatılan süreç aynen takip edilerek
belirlenir ve faktör birleĢtirme iĢlemi tamamlanır. Hatanın katkı yüzdesi (Pe), deneyin yeterliliği
ile ilgili bir tahmin değerinin bulunmasını sağlamaktadır. Eğer hata katkı yüzdesi düĢükse, bu
deney tasarımında hiçbir önemli faktörün etkisinin gözden kaçırılmadığı görülür. Hata katkı
yüzdesinin yüksek çıkması ise bazı önemli faktörlerin etkisinin deneylere dahil edilmediğini
gösterir [4].
Faktör birleĢtirme belirli bir güven seviyesinde yapılan anlamlılık testi sonucunda
anlamsız çıkan faktörler olması durumunda uygulanması tavsiye edilen bir prosedür olup, küçük
karaler toplamına (temel etkiye) sahip faktörden baĢlayarak sırasıyla daha yüksek kareler
toplamına sahip faktörlere uygulanarak devam eder. Bununla beraber Taguchi faktör
birleĢtirme iĢlemine, hata serbestlik derecesinin toplam serbestlik derecesinin yarısı olana kadar
devam edilebileceğini belirtmektedir. Güven seviyesinin ise %90 ile %99 arasında seçilmesi
tavsiye edilmektedir. Yani faktör birleĢtirme iĢlemine %90 güven seviyesinden baĢlanması
sağlıklı olmaktadır.
iv)Sürecin Optimum şartlardaki performans tahmini ve Güvenilirlik
Bu aĢamada, performans karakteristiğinin geliĢim yönüne göre belirlenen en iyi faktör-
seviye kombinasyonu için performans karakteristiğinin beklenen değeri hesaplanır. Bu faktör
seviye kombinasyonu doğal olarak performans karakteristiği değerini minimize, maksimize
veya nominize eden değerdir. Bir süreç, örneğin etkileĢimler dikkate alınmadan A,B,C gibi üç
faktör ve 2 seviyeli olarak değerlendirilir ve optimum Ģartların A2,B1,C2 Ģeklinde oluĢtuğu
kabul edilirse, sürecin performans karakteristiği tahmini, eĢitlik 2.51 yardımıyla hesaplanır.
opt. 2 1 2Y T (A T) (B T) (C T) (2.51)
Burada;
T = T/N dir, ve
T= Tüm ölçüm değerlerinin toplamı,
104
T = Seçilen faktör-seviye kombinasyonundaki tüm faktörlerin tüm seviyelerinin ölçüm
değerlerinin ortalaması,
Yopt= Sürecin optimum Ģartlardaki performansı (Optimum performans karakteristiği)
dır.
Bu hesaplama yapılırken, etkileĢimlerin, faktör seviyelerini ve dolayısıyla performans
karakteristiği değerini değiĢtirebileceği gözden kaçırılmamalıdır.
Performans karakteristiği tahmini , deneyden elde edilen sonuçların ortalamalarına
dayandırılan bir nokta tahminidir. Bu nokta tahminin istatistiksel anlamda geçerli olabilmesi
için bu noktanın belirli bir güven düzeyinde güven aralığının içinde olması gerekir. Bir baĢka
deyiĢle güven aralığı istatistiksel anlamda hata payının bırakılması anlamına gelmektedir.
Taguchi tasarımında 2 tip güven aralığı tespiti söz konusu olup bunlar; faktör etkisi için
güven aralığı ve optimum Ģartlar için güven aralığıdır. Optimum Ģartlar için güven aralığı tespiti
için doğrulama deneyleri olarak isimlendirilen deneylerin yapılması gerekir. Sağlıklı güven
aralığı tespiti için doğrulama deneyleri olarak isimlendirilen deneylerin yapılması gerekir. Bu
deneyler seçilen (en uygun) faktör-seviye kombinasyon Ģartlarının prosesin performans
karakteristiği üzerindeki teorik beklenen sonuçlarını doğrulamak için yapılır. Seçilen sayıda
deney belirlenen koĢullarda yapılır ve gözlemlerin ortalamasının güven aralığı içinde olması
beklenir. Optimum Ģartlar için güven aralığı eĢitlik 2.52‟de ki formülasyon ile hesaplanır [77].
1 2 e e r e rC.I F(n ,n )xV x(N N ) /N xN (2.52)
burada;
F(n1,n2) = F tablo değerlerinde n1 faktör serbestlik derecesini, n2 ise hatanın serbestlik
derecesini ifade eder.
Ve =Hatanın varyansı,
Ne=Toplam deney sayısı / (1+hesaplamada dikkate alınan faktörlerin serbestlik
derecelerinin toplamı),
NT=Doğrulama deneyi sayısı dır.
Bu doğrulama deneyleri sonucunda elde edilen değerler beklenen güven aralığının
içinde ise bulduğumuz faktör-seviye kombinasyonu en iyi performans karakteristiği değerini
veren kombinasyondur ve deney tasarımı amacına ulaĢmıĢtır.
Ancak doğrulama deneyi sonuçları belirlenen güven aralığı değerleri içerisinde değilse
o zaman yapılan deney tasarımında bir baĢarısızlık vardır. Bu durumda proses tekrar incelenir
105
ve hatalar tespit edilmeye çalıĢılır. Hataların bulunması ile deney tasarımı tekrar baĢlatılarak en
iyi faktör-seviye kombinasyonu bulunmaya çalıĢılır [77].
2.7 Taguchi Yöntemi İle Diğer Deney Tasarımı Türleri Arasındaki Farklar
Bu çalıĢmanın uygulama bölümünde patlatma kaynaklı yer sarsıntısın da etkili
parametreleri belirlemek amacıyla Taguchi yöntemi tercih edilmiĢ olup tercih etme sebepleri
aĢağıda açıklanmıĢtır.
Klasik deney tasarımı yöntemlerinde vurgu istatistik metotların uygulanması
üzerindendir. Taguchi yönteminde ise kaliteyi müĢteri gibi algılayarak geliĢtirme amacına
yönelik kullanılan istatistiksel ve istatistiksel olmayan yöntemler bütündür. Taguchi yönteminin
vurgu yaptığı en önemli nokta ise, geliĢmeyi mümkün olduğunca etkin ve verimli olarak
baĢarmaktır [68].
Taguchi yöntemi ve diğer deney tasarımı yöntemleri arasındaki diğer farklılıklar
aĢağıdaki gibi özetlenebilir.
Klasik yöntemlerde sadece performans karakteristiğinin ortalaması eniyilenirken,
Taguchi yönteminde hem performans karakteristiği hem de değiĢkenlik
eniyilenmektedir.
Klasik yöntemlerde performans karakteristiğinin sadece sürekli biçimi
incelenebilirken, Taguchi yönteminde hem sürekli hem de kesikli biçimleri
incelenebilmektedir.
Klasik yöntemlerde daha fazla deney yapmak gerekirken, Taguchi yönteminde çok
daha az sayıda deney yaparak aynı sonuçlara ulaĢmak mümkündür. Taguchi
yönteminde bazı etkileĢim faktörlerin etkisi göz ardı edildiğinden bir takım bilgilere
ulaĢılmamaktadır. Ancak deney maliyetlerinde elde edilen tasarruf sonuçlardan elde
edilemeyen bilgiler ile karĢılaĢtırıldığında Taguchi yönteminin verimliliğinin
yüksek olduğu gözlenmektedir [68].
Kontrol edilebilen faktörler arasında performans karakteristiği üzerinde etkili olan
etkileĢim faktörlerinin deneye dahil edilmemesi, Taguchi yönteminin baĢarısını etkileyecektir.
Ancak Taguchi yönteminin etkileĢim faktörlerini tamamen göz ardı ettiği düĢüncesi yanlıĢtır.
Çünkü performans karakteristiği üzerindeki etkisi bilinen etkileĢim faktörlerinin gerektiğinde
bir temel faktör gibi deneylere katılabilmektedir. Bununla birlikte diğer bütün etkileĢim
faktörlerinin deneylere dahil edilmesi gerekli değildir [17].
106
Taguchi yöntemi ile bulunan sonuçlar her zaman tam doğru sonuçlar olmayabilir.
Ancak zaman ve maliyet kazanımları nedeniyle, göz ardı edilen bilgi kaybının hatalı
çıkarsamalara yol açmaması için doğrulama deneyleri yapılır. Bu tür olumsuz etkilere rağmen
Taguchi yöntemi, endüstride deneysel çalıĢmaların yapılabilirliğini arttırmıĢ ve bu sayede
çözülemeyen veya teĢhis konulamayan bir çok problemin çözümüne de olanak sağlanmıĢtır [4].
107
3. METERYAL VE METOD
3.1 Seyitömer Linyitleri İşletmesinin Genel Tanıtımı
Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesi (Müessesesi) Kütahya il merkezinin kuzeybatısında olup,
Kütahya-TavĢanlı asfaltının 17. kilometresinden 11 km‟lik asfalt bir yol ile bağlanmıĢtır.(ġekil
3.1). Genellikle çıplak ve sakin bir morfolojiye sahip olan Seyitömer havzasının deniz
seviyesinden yüksekliği +1000 m ile 1300 m arasında değiĢmektedir [78].
Seyitömer kömür havzası, Seyitömer, Aslanlı ve Ayvalı bölümlerinden meydana
gelmektedir. Seyitömer bölgesinin içinde yer alan Aslanlı bölümü ise Aslanlı 1 ve Aslanlı 2
olarak iki ayrı sahadan ibarettir. Ayrıca bölgenin kuzeydoğusunda Ayvalı bölümü yer almakta
olup, bu sahanın üç ayrı yerinde kömür oluĢumları tespit edilmiĢtir [78].
Şekil 3.1 SLĠ yer bulduru haritası.
108
Seyitömer havzası kontinental neojen formasyonunun geniĢ yataklarından birini teĢkil
etmektedir. Kömür içeren neojen birimler gölsel ortamda çökelmiĢtir. Havza paleontolojik
bulgulara göre Geç Miyosen-Erken Pliosen olarak yaĢlandırılmıĢtır. Neojen öncesi temel
kayalar önceki çalıĢmalara göre Kretase yaĢlı olarak kabul edilmiĢtir . Kretase yaĢlı kayaçları,
uyumsuz olarak Miyosen yaĢlı beĢ üyeli Seyitömer Formasyonu, Seyitömer formasyonunu‟da
uyumsuz olarak Kocayatak Tepe Formasyonu üstlenmektedir . Bu formasyonların oluĢumundan
sonra meydana gelen volkanik hareketler, tabakaların horizontal durumlarını değiĢtirmiĢ,
bazense sahanın Güneyinde olduğu gibi fazla yatımlarına neden olmuĢtur. Bu arada atımları
onlarca metreyi bulan eğim atımlı faylarda teĢekkül etmiĢtir . Havza sedimantasyon açısından
sakin bir göl ortamı olmasına karĢın Tektonik açıdan hareketli bir sahadır. Sahanın
genelleĢtirilmiĢ stratigrafik sütun kesiti ġekil 3.2 de sunulmuĢtur [78].
Şekil 3.2 Seyitömer kömür havzası stratigrafik sütun kesiti [78].
109
ÇalıĢma alanının temel kayalarını, ofiyolitik karmaĢıktan oluĢan serpantinitler
oluĢturmaktadır. Bu birimi uyumsuz bir Ģekilde, akarsu ve gölsel tortulardan meydana gelen ve
iki ayrı kömür damarına sahip olan Miyosen yaĢlı Seyitömer formasyonu üstlemektedir [78].
Seyitömer formasyonu alttan üste doğru sırasıyla KumtaĢı-ÇakıltaĢı Üyesi (100 m),
ÇamurtaĢı-KiltaĢı Üyesi (15-20 m), Laminalı ġeyl Üyesi (20-25 m), Silisli KireçtaĢı Üyesi (5
m) ve Tüfit Seviyeli Killi KireçtaĢı (8-11 m) birimlerinden oluĢmaktadır [78].
ÇalıĢma sahasının batısında görülen Kocayacak Tepe Formasyonu az sertleĢmiĢ çakıl
taĢlarıyla kumtaĢlarından oluĢmaktadır. Kalınlığı 82 metreyi aĢmayan ve yayılımı boyunca ani
kalınlık değiĢimleri sunan söz konusu formasyonun engebeli bir paleocoğrafik ortamda
çökeldiği söylenebilir [78].
Seyitömer bölgesi linyit havzasında linyit damarları Doğu-Batı yayılımı daha geniĢ
olan ve A ve B damarı olarak adlandırılan yatay (0-7 G) iki seviyeden oluĢmuĢtur. Bu
damarlardan, A damarı Laminalı ġeyl Üyesi içinde, B damarı ise çamurtraĢı kiltaĢı üyesi içinde
yer almaktadır. Her iki damar birbirinden 10-50 metre kalınlığındaki steril tabakalarla (Bitümlü
Marn) ayrılmakla beraber bu iki damar havzada kömür oluĢumunun saptandığı üç bölgede
(Seyitömer,Aslanlı,Ayvalı) oluĢum bakımından farklılık gösterebilmektedirler. Saha genelinde
ara tabakalar kömürlü seviyelerle tekrarlanmaktadır. Her iki damar, kalınlığı 10 cm ile 2 metre
arasında değiĢen ara tabakalarla Ģeritlere ayrılmaktadır. Bu ara tabakaların yoğunluğu B
damarının tabanına doğru artmakla birlikte, kömür-kil ardalanmasına bağlı tabaka sayısı da bu
kısımda fazlalaĢmaktadır.
Üstte yer alan A damarının kalınlığı 5-25 metre arasında değiĢmektedir . Ortalama
kalınlığı 10 metre olan A damarı ortalama 1820 kcal/kg alt ısıl değere sahiptir. Söz konusu
damar bol ara kesme içermektedir. Seyitömer bölümünde nadiren görülen bu damarın
morfolojik karakteristiği Aslanlı ve Ayvalı bölümlerinin her yerinde görülen kömürün
morfolojik karakteristiğine uyduğundan, Aslanlı ve Ayvalı kömürleri A damarı olarak
tanımlanmaktadır. Bununla beraber B3 seviyesi ile A damarının morfolojik yapısı da birbirine
çok benzerdir [78] .
A damarının 30 metre altında B damarı bulunmaktadır. B damarının kalınlığı 2-30
metre arasında değiĢmekte olup ortalama kalınlığı 20 metredir. B damarı özellikle Seyitömer
bölümünün orta ve güneyinde teĢekkül etmekte, batıya doğru bozulma eğilimi göstermektedir.
B damarı, kalınlığı 10-200 cm arasında değiĢen ara tabakalarla Ģeritlere ayrılmıĢtır. Bu yapı
110
havzada genelde hakim olmasına rağmen B damarının taban kısmında ve özellikle Aslanlı
bölümünün Güneydoğusu ile Seyitömer bölümünün güneyinde çok yoğun görülmektedir [78] .
Seyitömer Aslanlı ve Ayvalı kısımlarını birbirinden, içinde A veya B damar izlerine
rastlanmayan steril kanallar ayırmaktadır. Buralarda formasyon içi bir aĢınma (Erozyon) olması
muhtemeldir. Bölgede ara tabaka olarak hakim olan killer genelde gri-bej renkte alt seviyelere
doğru daha koyu ve çoğunlukla yeĢilimsi ve siyah renklerdedir [78].
Bölgede yapılan önceki çalıĢmalar incelendiğinde, havza sakin bir göl ortamı olarak
tanımlanmakta ve havzanın büyük çapta tektonik hareketlere maruz kalmadığı belirtilmektedir.
Ancak, Havzanın mevcut durumu ve gözlemler dikkate alınırsa, havzanın yapısal jeolojisi ile
ilgili aĢağıdaki sonuçlar elde edilmiĢtir.
ÇalıĢma alanında genellikle Kuzey-Güney doğrultusunda uzanan ve atımları 10-60
metre arasında değiĢen eğim atımlı normal faylar, linyit yatağını bloklara bölmüĢtür. Bu fayların
en önemlisi, Aslanlı-Ağızören köyleri doğrultusunda uzanan 20-60 atımlı faydır. Bu fay linyit
havzasını Aslanlı ve Seyitömer linyit havzaları olmak üzere iki bölüme ayırmaktadır. Havzanın
en büyük atımlı fayı ise (150 metre atımlı) Bozcahöyük köyü üzerinden geçerek Kuzey-Güney
doğrultusunda uzanan faydır. Bunun haricinde kömür havzasında birbirini kesen atımları 5-15
metre arasında değiĢen sayısız eğim atımlı normal faya rastlanmaktadır. (ġekiller Fay ve fay
haritası) Beder‟in(1996) havzadaki etkin kuvvetlerin hakim yönünü bulmak için yaptığı çalıĢma
neticesinde, 1. Derecedeki fay doğrultu ve eğimleri N35-70 E/75-80 SE, 2. derece fay doğrultu
ve eğimleri N45-75W / 70-80 SW olarak bulunmuĢtur. Yani fayların oluĢumunu sağlayan etkin
kuvvetlerin NE-SW doğrultusunda geliĢtiği söylenebilir [78].
Seyitömer sahasında yer alan formasyonlar Miyosen zaman aralığında NE-SW,
Pliyosen de ise E-W yönlü kuvvetlerin etkisi altında kalmıĢtır [78].
Seyitömer Kömür Havzası‟nda yer alan killerin incelenmesi üç aĢamada
tamamlanmıĢtır. Saha genelinde kömürlü seviyelerin birden fazla tekrarlanması halinde killi
zonlarda tekrarlanmakta, daha fazla seviye ve kalınlıklara ulaĢmaktadır. Kil değiĢken olarak gri-
bej renklerde ancak alt seviyelerde daha koyu çoğunlukla siyah ve yeĢilimsi renklerdedir.
Havzada, 2009 yılı itibariyle yaklaĢık olarak toplam 290 milyon ton kömür rezervi
tespit edilmiĢ olup, bu rezervin 2.846.850 tonu hazır, 152.408.660 tonu ise görünür konumdadır.
Bu rezervin ortalama ısıl değeri 1690 kcal/kg olup, bölgelere göre 1400 ile 2000 kcal/kg
arasında değiĢmektedir [78].
111
Seyitömer Linyit havzasında üretilen kömürler %33-39 arasında nem oranları ile Alman
sınıflamasına (DIN) göre mat linyitlerle yumuĢak linyitler arasında bir sınıfta, Amerikan
sınıflamasına göre ise (ASTM) Linyit B sınıfındadır. Seyitömer kömürlerinde olduğu gibi
yüksek oranda nem içeren linyitler açık havada stoklandıklarında nem kaybederek ufalanırlar.
Ayrıca bu tip kömürleri yıkama teknikleri ile yan kayaçlarından ayırmak, suya karĢı
dayanımlarının azlığı nedeniyle mümkün olamamaktadır . Bölge kömürlerinin kimyasal
özellikleri Çizelge 3.1‟de verilmiĢtir [78].
Havzada A ve B damarı sadece Seyitömer Bölümünde çok nadir gözükmekle beraber,
Aslanlı ve Ayvalı bölümlerindeki kömür oluĢumları A damarı olarak tanımlanmıĢtır. Bu
kömürlerin büyük bir bölümü yoğun kömür arakesme ardalanması içermektedir. B damarı ise
damar tavanından tabanına doğru B1, B2, B3 olmak üzere 3 ayrı alt damardan oluĢmakta ve
bunların kalori değerleri tabana doğru artan yoğun kömür arakesme ardalanması nedeniyle
düĢmektedir. Kalori değeri yüksek olan ve krible edilebilir nitelikte üretimi mümkün olan
kömürler (+100 mm) (B1,B2 ve Aslanlı bölümünün üst seviyeleri) piyasaya verilirken, düĢük
kaliteli kömürler ile kriblaj tesislerinden gelen toz kömürler (-200) Termik santrala
verilmektedir.
Müessese de Açık ĠĢletme yöntemi ile üretim yapılmaktadır. Dekapaj faaliyetleri;
delme, patlatma, kazı ve yükleme, taĢıma, dökme ve serme iĢlemlerini içermektedir. Delme
iĢlemi 9 inç çaplı delici makineleri ile yapılmakta, açılan deliklere genellikle ANFO bazende
emulite doldurularak patlatılmaktadır. Kömür üzerinde 35-60 m kalınlıktaki örtü tabakası bu
Ģekilde gevĢedikten sonra 10 ar metrelik dilimler halinde 10 yd3 lük ekskavatörlerle kazılıp, 85
short tonluk kaya kamyonları ile kömürü alınmıĢ veya kömürsüz alanlara taĢınarak
dökülmektedir. 1988 yılı haziran ayından itibaren Seyitömer Bölümü Gülbektepe Mevkiinde
Dragline ile dekapaj sisteminin uygulanmasına geçilmiĢ, 2007 yılında bu bölgedeki üretim
faaliyetlerinin bitmesiyle dragline, arslanlı bölümündeki dekapaj faaliyetlerinde kullanılmaya
baĢlanmıĢtır.
Dekapaj sonucu üzeri tamamen açılan kömür ekskavatör-kamyon ve yükleyici-kamyon
yöntemleri ile kömür hazırlama tesislerine taĢınmaktadır. Kömür taĢımada da 85 short tonluk
damperli kömür kamyonları kullanılmaktadır [78]. Bölgede, müĢteri talebini karĢılamak için
üretim bugüne kadar değiĢik sahalardan ve seviyelerden yapılmıĢtır. Bölgede halen Seyitömer,
aslanlıdaki draglayn panolarından üretim yapılmaktadır.
Seyitömer kömür havzasında Seyitömer ve Aslanlıdaki Draglayn panolarından üretilen
kömürler iĢletme sahası içindeki Termik ve Kriblaj tesislerine verilmektedir. ĠĢletmede iki
112
termik, dört kriblaj ve bir yıkama tesisi bulunmaktadır. (Termiğin ve kriblajın tüm kömürleri ve
lavvar tesisinin +18 -100 boyutundaki ürünü termik santrale; lavvar tesisinde zenginleĢtirlen
+50 boyutundaki ürün ise torbalanarak piyasaya verilmektedir.) Ayıklama yapılabilen 4 kriblaj
tesisinden bir tanesi Aslanlı-Kızık mevkiinde bulunup diğer üç tanesi Seyitömer bölümündedir.
Bu tesislerde hazırlanan kömürler termik santrale beslenmektedir. SLĠ de 2007 yılında hem
termik santrale hem teshine uygun kalitede kömür verebilmek için 300 t/h kapasiteli bir yıkama
tesisi kurulmuĢtur. Zaten uygulanmakta olan seçimli madencilik-kriblaj sistemine bu tesisinde
eklenmesiyle termik santrale uygun özelliklerde kömür beslemede baĢarı sağlanmıĢ, teshine ise
%20 kül ve 3000 kcal/kg da kömür verilmeye baĢlanmıĢtır.
ĠĢletmede dekapaj kazısında halatlı ekskavatörler, kömür üretimindede ise hidrolik
ekskavatörler ile ripper dozer ve yükleyiciler kullanılmaktadır. Bunun en büyük sebebi B3
seviyesindeki kömürlerin yoğun arakesmeli yapısı nedeniyle, halatlı ekskavatörlerle tüvenan
üretim kalitesinin çok düĢük olması ve bu yüzdende kesme derinliği düĢük olan kazıcı
makinaların kullanılma zorunluluğudur. B3 seviyesinde bu tip makine ekipmanların
kullanımıyla son 2 yılda Termik santral talep ortalamalarına uygun değerlerde kömür beslemede
baĢarı sağlanmıĢtır. ĠĢletmede kazı ve yüklemede kullanılan ekipman filosu ise 11 adet halatlı
ekskavatör, 4 adet hidrolik ekskavatör ve 5 adet yükleyiciden oluĢmaktadır [78].
Seyitömer kömür havzasında Seyitömer, Aslanlı, Ayvalı ve Draglayn panolarından
üretilen kömürler iĢletme sahası içindeki kriblaj, Kömür hazırlama ve kömür yıkama tesislerine
verilerek, parça kısımları piyasaya (+50,-100), toz kısımları (-200) ise Termik santrale
beslenmektedir . ĠĢletmede yaklaĢık 5.8 milyon ton kömür üretilmekte bunun % 10 u (580.000
ton) piyasaya, %90‟ı (5.220.000 ton) termiğe beslenmektedir. ĠĢletmede üretim kapasitesi
kurulduğundan bu yana gittikçe artan bir trend izlemiĢtir. Bununla beraber termik ve piyasaya
verilen kömür miktarları bu sektörlerdeki talep dalgalanmalarından dolayı çeĢitli zamanlarda
büyük farklılıklar göstermiĢtir. Son yıllarda da enerji tüketiminde doğalgaz kullanımının
yaygınlaĢması Termik Santral enerji üretimini ve buna paralel olarak da kömür üretimi
düĢürmüĢtür. Ancak genel trende bakıldığında termik santrale verilen kömürlerde bir artıĢ
gözlenmektedir.
3.2 İşletmede Uygulanan Patlatma Tekniği
SLĠ‟de de orta sertlikte dekapaj malzemesinin ekskavatörler tarafından daha kolay ve
ekonomik kazılabilmesi için delme-patlatmayla dekapaj formasyonlarının gevĢetilmesine
kaçınılmaz olarak ihtiyaç duyulmaktadır.
113
3.2.1 Kullanılan delici makineler ve teknik özellikleri
Seyitömer de bulunan 5 adet delik makinesinden 1 tanesi ING.RAND T4BH/XL750
marka olup lastik tekerleklidir. Diğer 4 tanesi ise ING.RAND DM50 / XL900 marka olup
paletlidir. ĠĢletmede delik delme iĢlemi ING.RAND DM50 / XL900 paletli delme makineleri ile
yapılmaktadır. Her bir palet yağlama gerektirmeyen tipte yataklanmıĢ ve 10 adet alt makara
bulundurmaktadır. YürüyüĢ paletleri 610 mm eninde değiĢtirilebilir üç çubuklu palet
çubuklardan oluĢmaktadır. Palet sistemi her türlü engebede rahatça hareket edebilir. Her bir
palet 125 HP gücündeki hidrolik motorlarla birbirinden bağımsız hareket ettirilebilir. Delme
hızı kayacın sertliğine ve basınç mukavemetine bağlıdır.
Şekil 3.3 Ing.Rand DM50/XL900 delik makinesi görünümü.
Ing.Rand DM50 / XL900 delik makinesinin teknik bilgileri
Tij sayısı : 4 adet
Tij boyu : 7.62 m
Tij çapı : 7 inç
Max delik boyu : 30.48 m
Gücü : 400 HP
Rotary hızı : 0-162 RPM
Delik çapı : 9 inç
Kule boyu :11 m
Matkap devir sayısı :120-130 devir/dak
114
Dizel motorla yarı hidrolik olarak çalıĢır. Hava ile delme iĢlemi yapar. Delme sırasında
zeminle 90º açı oluĢturur. Maksimum yürüme eğimi %25‟tir. Sert zeminlerde elmas
uçla,yumuĢak zeminde ise karpitli uç kullanılır. Makinenin çalıĢacağı zemin dozerle yada pay
dozerle önceden tesviye edilmelidir.
3.2.2 Kullanılan patlayıcı maddeler ve teknik özellikleri
SLĠ‟de gerçekleĢtirilen patlatmalarda patlayıcı madde olarak, değiĢik firmalardan temin
edilen amonyum nitrat esaslı patlayıcı maddeler (ANFO) kullanılmaktadır.ANFO doğrudan
kapsülle patlatılamayacak kadar düĢük duyarlılığa sahip olduğu için patlatma iĢleminin
gerçekleĢmesi amacıyla, içine kapsül konulan yemleyici olarakta adlandırılan 1kg lık ambalajlı
dinamitler kullanılır. Su amonyum nitratı çözdüğü için ANFO‟yu duyarsızlaĢtırır.Bu açıdan su
problemi olan deliklerde suya dayanıklı amonyum nitrat essalı emülsiyon patlayıcılar
kullanılmaktadır.
Açık ocaklarda esas delik Ģarjı olarak kullanılan baĢlıca iki tür patlayabilir karıĢım
vardır. Bunlar;
Kuru Patlayıcı KarıĢımlar (ANFO)
Sulu Patlayıcı KarıĢımlar (Slurry, Water gel, Emülsiyon) [1]
Patlayıcı karıĢımlar adından da anlaĢılabileceği gibi kendi baĢlarına patlayabilir
özellikte olmayan iki veya daha fazla maddenin karıĢtırılmasıyla oluĢturulur. Bu iki maddeden
biri yakıt (fuel) diğeri oksitleyicidir. Kuru patlayıcı karıĢımlar, yapımında su kullanılmayan ve 8
nolu kapsülle patlatılmayan her karıĢım kuru patlayıcı karıĢım olarak adlandırılacaktır. En
bilinen örneği ANFO olarak adlandırılan amonyum nitrat (AN) ve fuel oil (veya mazot)
karıĢımıdır. Amonyum nitrat toz (kristalize) veya hap Ģeklinde olabilir. Her Ģekildeki AN çok
aĢamalı bir iĢlemden sonra elde edilen AN çözeltisinin 30-60 m yükseklikteki bir kuleden
fıskiye ile püskürtülme sonucu damlacıkların aĢağı düĢene kadar katılaĢmaları ile elde edilir. Bu
haplar soğutulur, kurutulur ve yüzeyleri diatomit ile kaplanarak yapıĢmaları önlenir. Hapların en
büyük avantajı gözenekli olmalarıdır. Gözenekler;
a) AN‟ın mazotu daha iyi emme ve tutmasını
b) Daha hassas olmasını sağlarlar [1].
Yoğunluğu 0,8-0,85 gr/cm3 olan toz AN‟a karĢın hap AN yoğunluğu 1,4-1,5 gr/cm
3
olabilmektedir. ANFO en basit biçimde ağırlıkça %94,3 oranında AN ve %5,7 oranında mazot
karıĢtırılarak yapılır. Yakıt oranı %5,5 ile %6 arasında ANFO en yüksek enerji verimine ve
115
patlatma hızına ulaĢır. ANFO patlatıldığında açık sarı duman vermesi iyidir. Portakal rengi-
açık kahverengi duman ise yetersiz yakıt durumunu gösterir ki bu iyi karıĢtırılmamaktan veya
ANFO bekleyince mazotu süzülerek ayrıldığından veya AN suda çözüldüğünden olabilir.
ANFO‟dan iyi verim almak için nitratı iyice ezerek topraksız ve toz halinde olmasını sağlamak
ve doğru oranda mazot ile iyice karıĢtırmak gereklidir. ANFO‟nun baĢarılı kullanılması baĢka
bazı faktörlere de bağlıdır. Bunların baĢında Ģarj çapı gelir (Çizelge 3.2 ). ANFO deliklere
dökülerek konuyorsa Ģarj çapı delik çapına eĢit olur [1].
Çizelge 3.1 ANFO‟nun delik çapına bağlı olarak patlatma hızı ve metre baĢına Ģarj miktarı [1].
Delik çapı Patlama Hızı ANFO Miktarı
mm ınç m/sn Kg/m Lb/ft
38 11/2 2100-2700 0,9-1 0,6-0,7
51 2 2600-3000 1,6-1,9 1,1-1,3
76 6 3000-3300 3,7-4,5 2,5-3,0
102 4 3300-3600 6,5-7,7 4,4-5,2
127 5 3500-3800 10,3-12,2 6,9-8,2
152 6 3700-3900 19,8-23,5 13,2-15,8
203 8 3800-4000 26,2-31 17,6-20,8
230 9 3900-4100 29,8-39,9 20-26,8
ANFO‟nun verimli patlamasında önemli bir diğer husus Ģarj yoğunluğudur. Delik
dıĢında yoğunluğu 0,8-0,85 gr/cm3 olan ANFO deliğe basınçlı hava ile püskürtülerek delik içi
(Ģarj) yoğunluğu 1,2 gr/cm3 kadar arttırılabilir. Bu durumda ANFO en yüksek verimle patlar.
ANFO doğrudan 8 nolu kapsülle ateĢlenemez. Bu nedenle bir yem kullanmak gereklidir.
Yemler her çeĢit dinamit olabilir. Türkiye‟deki uygulamalarda ANFO miktarının %3-5 oranında
dinamit kullanıldığı görülmektedir. ANFO fiyatı nitrogliserin esaslı dinamit fiyatının en az
dörtte biri, en çok yarısı kadar olabilmektedir. Bu ucuzluğu ile açık ocak madenciliğinde en çok
kullanılan patlayıcı maddedir. ANFO‟nun hassasiyeti daha düĢük olduğundan taĢıması ve
kullanılması daha emniyetlidir. Yukarıda sayılan yararları yanı sıra ANFO‟nun sakıncaları da
vardır. Bunlar suya dirençsiz oluĢu, düĢük patlatma hızı, düĢük yoğunluğu delik doldurma
süresinin uzunluğu, iyi ezilmez ve karıĢtırılmaz ise verim düĢüklüğüdür. Sulu patlayıcı
karıĢımlar, sulu deliklerde patlamayan ANFO‟ya bir seçenek olarak geliĢtirilmiĢlerdir [1].
BaĢlıca türleri;
Çamurumsu karıĢımlar (slurry), Yarı akıĢkan karıĢımlar (Water-gel), Krema tipi
karıĢımlar. çamurumsu karıĢımlarda su oranı %5 ile %40 arasında değiĢir. Diğer katkı
116
maddeleri de örneğin AN %40-%70, TNT %20-%35 oranlarında konulabilir. Diğer bir deyiĢle
sonsuz çeĢitte çamursu patlayıcı karıĢım yapmak mümkündür [1].
Sulu patlayıcılar karıĢımların su direnci jelatin dinamitlerinkine eĢit veya daha fazla
olup çok iyi olarak tanımlanabilir. Sulu patlayıcıların yoğunlukları suyun yoğunluğundan fazla
olduğundan sulu deliklerde kolayca dibe çökerek suyu delikten dıĢarı atar ve suda erimediği ve
su ile karıĢmadığı için yüksek verimle patlar. Yoğunlukların fazla olmasının bir yararı da belirli
çaptaki (hacimdeki) deliğe daha fazla patlayıcı enerjisi yerleĢtirmeyi mümkün kılmasıdır.
Böylece kaya iyi parçalanabilecek veya aynı deliğe daha fazla enerji yerleĢtirilebildiği için
delikler arası mesafeler büyütülebilecek ve daha randımanlı madencilik yapılabilecektir [1].
Ancak burada Çamursu patlayıcılar ANFO‟ya göre çok daha pahalı olduğunu belirtmek
yararlı olacaktır. Sulu patlayıcı karıĢımlar teknolojisi çok yeni ve henüz geliĢme safhasındadır.
O bakımdan bu tür patlayıcı madde kullanmak isteniyorsa uzmanlara danıĢmak, literatürü takip
etmek ve çok değiĢik firmalardan teklif istemek akıllıca bir yoldur. Çamursu patlayıcı
karıĢımların yararları suya dirençli oluĢları, delik doldurma iĢleminin hızlı olması, deliği
tamamen doldurması ve sudan ağır olması olarak sayılabilir. Sakıncaları ise ANFO‟dan pahalı
olması ve çok çatlaklı boĢluklu kayalarda formasyona sızarak maliyeti arttırmasıdır [1].
3.2.3 İşletmede uygulanan ateşleme yöntemi
SLĠ‟de yapılan ateĢlemelerde emniyetli olması sebebiyle Nonel (elektiriksiz kapsül)
gecikmeli ateĢleme sistemi kullanılmaktadır. Çok nadirende olsa bazı durumlarda infilaklı fitil
kullanılmaktadır.Kullanılan Nonel kapsüller delik içlerinde 25 milisaniye , yüzey bağlantıların
da genellikle 17 ms, 25 ms veya 42 ms gecikmeli kapsüller kullanılmaktadır. Sistemin
ateĢlenmesinde manyetodan gelen akım elektrikli kapsülü ateĢlemekte, elektirli kapsülde
elektriksiz olan ateĢleme sistemi için gerekli olan ilk Ģoku sağlamıĢ olmaktadır. Açık ocaklarda,
basamak patlatmaları ve derin dragline deliklerinin patlatılmasın da kullanılan Nonel kapsül ve
bağlantı elemanları, uygun delik için ve yüzey gecikmeleri sayesinde patlayıcı yükünü dağıtarak
patlayıcı enerjisinin daha çok kırma ve parçalanmada harcanmasını kolaylaĢtırmaktadır.
AteĢleme yöntemleri hakkında bazı bilgiler vermek faydalı olacaktır. Patlatma iĢlemlerinde iyi
sonuçlara ancak ve ancak delikteki patlayıcı maddeyi ateĢleyecek gereçler dikkatle seçildiğinde
ve kullanıldığında ulaĢılabilir. Bugün Dünyada kullanılan ateĢleme yöntemlerini baĢlıca iki
gruba ayırmak mümkündür: Elektrikli ateĢleme, Elektriksiz ateĢleme.
Halen kullanılan ateĢleme yöntemlerini Ģöyle sıralayabiliriz:
Emniyetli fitil-adi kapsül
117
Elektrikli kapsüller
Ġnfilaklı fitil ve gecikmeli röleleri
Patlayıcı sıvanmıĢ Ģok tüpü (NONEL)
Gaz patlamalı Ģok tüpü (HERCVDET) [1].
i. Emniyetli Fitil-Adi Kapsül
Bu yöntem ilk bulunan ateĢleme yöntemidir. Ancak günümüzde çok az
kullanılmaktadır. Az sayıda delikten oluĢan küçük gruplarda elektrikle ateĢlemenin tehlikeli
olduğu metal madenlerinde küçük taĢ ocakları ve madenlerde kullanımı yaygındır [1].
ii. Elektrikli Kapsüller
Elektrikli ateĢlemenin en büyük yararı yeterli güçte bir enerji kaynağı olmak koĢulu ile
ve gecikme kullanılarak diğer hiçbir ateĢleme yöntemiyle atılamayacak kadar çok sayıda deliğin
birlikte patlatılmasına olanak tanımasıdır. Elektrikli ateĢlemede baĢarı aĢağıdaki dört genel
koĢula bağlıdır [1].
Patlatma devresinin doğru Ģekilde seçimi ve uygulanması.
Patlatma devresinin gerektirdiği kuvvette bir enerji kaynağı.
Elektrikli ateĢlemede kaza sebeplerinin bilinmesi ve önlenmesi.
Ġyi kablo bağlantıları ve devrenin atım öncesi kontrolü.
Adi kapsüllerde olduğu gibi hem gecikmesiz hem de gecikmeli elektrikli kapsüller 6 no.
ve 8 no. olmak üzere iki ayrı kuvvette imal edilirler. Elektrikli kapsüller baĢlıca üç çeĢittir:
Gecikmesiz elektrikli kapsüller
Yarım-saniye gecikmeli elektrikli kapsüller
Mili-saniye gecikmeli elektrikli kapsüller
Gecikmesiz elektrikli kapsül bir bakır veya alüminyum yüksük dibine konulmuĢ esas
patlayıcı ve onun üzerindeki yem patlayıcıdan oluĢur. Yem patlayıcı plastik kaplı telden gelen
elektriğin filamanı ısıtması ile ateĢlenerek esas patlayıcı patlatır. Böylece kapsül delik içindeki
yemi (dinamiti) patlatır [1].
iii. İnfilaklı Fitil ve Gecikme Röleleri
Ġnfilaklı fitil, ortasında kapsülle patlatılabilen, ortalama 11 gr/m miktarında yüksek hızlı
bir patlayıcı madde bulunan esnek bir plastik tüptür. Yüksek kudretli infilaklı fitiller 40 gr/m
patlayıcı madde içerir. Ancak bunlar çok fazla hava Ģoku yaratırlar. Tüpün çevresi suya karĢı
118
dirençli maddeler emdirilmiĢ bir dokuma kılıfla kaplanmıĢtır. Ġnfilaklı fitil delikteki yemi
doğrudan ateĢler, infilaklı fitilin kendisi ise fitile bağlanmıĢ bir kapsülle ateĢlenir. Ġnfilaklı fitil
kullanıldığında gecikmeli patlama dıĢında kalın gecikme röleleri ile sağlanır. Röleler 5-400 ms
arasında değiĢen sürelerde gecikme sağlayabilir. Gecikme rölesi adeta iki ucu açık bir
alüminyum boru içinde dip tarafları birbirine temas edecek Ģekilde yerleĢtirilmiĢ iki kapsülden
oluĢur. Ġnfilaklı fitilin tek sakıncası gürültü ve hava Ģoku yaratılmasıdır [1].
iv. Patlayıcı Sıvanmış Şok Tüpü (NONEL)
Elektriksiz ateĢleme yöntemleri arayıĢına ikinci çözüm Nitro Nobel firması tarafından
geliĢtirilen NONEL ateĢleme yöntemiyle gelmiĢtir. Yöntemde 2 mm iç, 3 mm dıĢ çapında ince,
saydam plastik tüp kullanılır. Bu tüpün iç yüzeyine 0,02 gr/mm miktarında hassas bir patlayıcı
madde tozu sıvanmıĢtır. Tüp bir kapsül veya infilaklı fitille ateĢlendiğinden ateĢlenen uçtan
diğer uca 2000 m/sn gibi düĢük bir hızla giden Ģok dalgası oluĢur. Bu Ģok dalgası zayıf olup,
tüpe zarar verecek yeterli enerjisi yoktur. O nedenle dinamiti ateĢleyemez. Dinamiti ateĢlemesi
için diğer ucuna söz konusu Ģokla patlayabilecek hassasiyette bir kapsül koymak gerekir. Bu
kapsüllerin içi tıpkı gecikmeli elektrikli kapsüllere benzer. Onlardan tek farkı kapsül ağzından
iki tel çıkmayıĢı ve bunun yerine kapsül ağzına tüp takılmasıdır [1] .
Nonel Yönteminin baĢlıca yararları;
a) Kaçak elektrik ve radyo vericileri gibi nedenlerle olabilecek kazaen patlamalara
karĢı emniyetlidir.
b) Serbestken veya sıkıĢtırılmıĢken ısı ve darbelere duyarsızdır, patlamaz.
c) Nitrogliserin dinamiti gibi yüksek hassasiyetli patlayıcıları bile kendiliğinden
ateĢleyemez. Diğer bir deyiĢle dinamitlerle birlikte emniyetle taĢınır [1].
v. Gaz Patlamalı Şok Tüpü (HERCVDET)
Bu yöntem içinde bir gaz patlaması sürüp giden bir tüpün, Ģokla bir kapsülü patlatması
sonucu yemin ateĢlenmesinden ibarettir. Bu yöntemde yemi (dinamiti) ateĢlemede kullanılan
gecikmeli kapsüller gecikmeli elektrikli kapsüllerden daha güçlüdür. Hem mili saniye, hem de
yarım saniye gecikmeli kapsüllerin gecikmeli elektrikli kapsüllerden tek farkı kapsül ağzından
iki adet tel yerine iki adet ince tüp çıkmasıdır. HERCUDET kapsülleri ya delik içinde doğrudan
yemi ateĢleme veya delik ağzında delik içindeki patlayıcıyı ateĢleyecek olan infilaklı fitili
ateĢleme Ģeklinde kullanılabilir. HERCUDET sistemi hava Ģoku, elektriksel kazalar
yaratmaması, Ģarjın patlamasında kesinti olmaması ve gecikme imkanı vermesi nedenleriyle
yararlıdır. Gaz karıĢımı patlatılıncaya kadar çok emniyetlidir. Tek sakıncası elektrikli kapsülle
119
ve infilaklı fitille ateĢlemeye göre çok farklı olduğundan imalatçıların bir uzmanın yöntemi
uygulayacak ekibi eğitmesinin gerekli olmasıdır [1].
3.2.4 İşletmede uygulanan delik geometrisi
ĠĢletmede genel olarak uygulanan delik geometrisi Çizelge 3.2‟de ve ġekil 3.4‟de
sunulmuĢtur.
Çizelge 3.2 ĠĢletmede uygulanan delik geometrisi.
Delik Geometrisi Parametreleri
Basamak yüksekliği 10-12 m
Basamak geniĢliği 12 m
Delik boyu 7-25 m
Delik çapı 9 inç
Delikler arası mesafe 8-12 m
Dilim Kalınlığı 8-10 m
Delik eğimi 90º
Delik taban payı 2 m
Genel eğim açısı 30º
Basamak açısı 45º
Basamak yüksekliği kullanılan kazıcı boyutuna ve kazılacak formasyonun minerolojik
yapısına bağlı olarak değiĢir. Basamak yüksekliği fazla olursa verim artar. Basamak yüksekliği
25 m yi geçmemelidir. Bu sınır aĢılırsa basamak eğimini düĢürmek gerekir. SLĠ de basamak
yükseklikleri kullanılan elektrikli ekskavatörlerin bum mesafesi olan 10-12 m arasındadır.
Basamak geniĢliği ilk planda ilk etapta kullanılacak iĢ makinesinin cinsi, iĢlenecek olan
formasyonların niteliklerine, kapasitesi ise iĢletme kapasitesine göre ayarlanır. Basamak
geniĢliği iĢ makinelerinin ve taĢıma makinelerinin emniyetli bir biçimde hareket edebileceği
biçimde ayarlanmalıdır. Seyitömer bölgesinde basamak geniĢliği 12 m civarındadır. Genel eğim
açısı yaklaĢık 30º, basamak açısı ise 45º olarak tespit edilmiĢtir.
120
Şekil 3.4 ĠĢletmede genel olarak uygulanan delik geometrisi.
Delme iĢlemine baĢlamadan önce dozerler ile bitki örtüsü tabakalarının alınması iĢlemi
gerçekleĢtirilir. Daha sonra basamak yüksekliği, basamak geniĢliği, ayna geniĢliği, aynanın Ģev
açısı, iĢletmenin genel eğim açısı vs. göz önüne alınarak panoya uygun bir baĢlama yeri seçilir.
Bu Ģekilde ilk çalıĢmaları yapılan panoda artık delme-patlatma iĢleminin yerine
getirilmesi gerekir. Paletli delik makinesiyle 90 açıyla kare veya bazen ĢeĢ beĢ düzeniyle
delinen patlatma delikleri 7-25 m uzunluğunda ve 228.6 mm (9 inç) çapındadır (ġekil 3.5).
Dilim kalınlığı 8-10 m, delikler arası mesafe 8-12 m olarak uygulanmaktadır.
121
Şekil 3.5 Patlatma Geometrisi.
ĠĢletmede patlatma iĢlemi Ģartlara göre kuru deliklerde, anfo (Amonyum Nitrat-Fueloil)
su probleminin olduğu deliklerde, bu sorunu aĢmak için, emulite (powergel super 600)
kullanılmaktadır. Su geçildikten sonra daha ucuz olan Anfo kullanılmaktadır. Patlayıcılarda
yem olarak % 1 oranında yem dinamit kullanılmaktadır. Deliklere ġekil 3.7 de görüldüğü gibi
kademeli Ģarj yapılmaktadır. AteĢlemede nonel gecikmeli ateĢleme sistemi kullanılmaktadır.
Delikler arasında 25 veya 42 ms, delik içerisindeki Ģarjlar arasında ise 25 ms gecikme
uygulanmaktadır.
Patlayıcıların deliklere Ģarjı delik boyuna göre tekli, çiftli ve üçlü olmak üzere 3 Ģekilde
yapılmaktadır.
Tekli şarj
Tek sıkılama 8-10 m lik deliklere uygulanır. Altta 25 kg anfo konur daha sonra nonel
eleman dinamite bağlanır ve anfonun üzerine yerleĢtirilir. Üstüne 25 kg daha anfo dökülür ve
sıkılama yapılır. 450 ms gecikmeli nonel kullanılır. Bir ucu dinamitte olan nonel eleman
manyetoya bağlanır ve ateĢleme yapılır.
122
Şekil 3.6 Tekli Ģarj kesiti.
İkili şarj
Delik boyunun 22-24 m olduğu Dragline panosu hazırlığında gevĢetme iĢlemleri ikili
Ģarj ile yapılır. 2‟li Ģarjda alt Ģarjda 100 kg anfo üst Ģarjda 50 kg anfo kullanılır. Anfo‟nun tam
ortasına dinamit yerleĢtirilir. Alttaki dinamitin gecikmesi 500 ms, üstteki gecikme ise 475 ms
dir. Ara sıkılamalar ve üst sıkılamalar yapıldıktan sonra patlatma iĢlemi gerçekleĢtirilir. 26 m ve
üzerindeki delik boylarında ise üçlü Ģarj gerçekleĢtirilir. Anfo dip Ģarjda 90, orta Ģarjda 90, üst
Ģarj 70 olacak Ģekilde dağıtılır. Ara sıkılamalar yapıldıktan sonra ikili Ģarja ek olarak üst Ģarjda
450 ms gecikme elemanı kullanılarak patlatma iĢlemi gerçekleĢtirilir.
123
Şekil 3.7 Ġkili Ģarj kesiti.
124
4. SLİ DE PATLATMA KAYNAKLI SARSINTILARIN AZALTILMASI İÇİN
TAGUCHİ DENEY TASARIM UYGULAMASI
4.1 Problemin belirlenmesi
SLĠ‟de süregelen üretim faaliyetleri, çalıĢma alanlarının gün geçtikçe geniĢlemesine ve
bu üretim aktivitelerinin yerleĢim bölgelerine (köylere) yaklaĢmasına sebep olmaktadır. Bu
durum iĢletmenin üretimi için kaçınılmaz bir faaliyet olan patlatma faaliyetlerinin bu köyler
üzerindeki olumsuz çevresel etkilerini arttırmaktadır. Bu köylerde oluĢan bu çevresel
problemlerin büyük bölümü ise patlatma kaynaklı sarsıntılardan kaynaklanmaktadır.
Bu etkilerden en önemlisi yerleĢim yerlerindeki evlerde meydana gelen fiziki
hasarlardır. Bu hasarlar bazen haklı bazende haksız sebeplere dayandırılarak iĢletmeye mal
edilmekte, bu nedenle yerleĢim yerindeki halkta; iĢletmeye karĢı tepkisel ve olumsuz bir
yaklaĢım oluĢmaktadır. Hatta ses ve zararsız titreĢim bile bu tepkisel yaklaĢımın oluĢmasına
sebep olabilmektedir. Çünkü halkta yıkılma ve benzeri endiĢeler sebebiyle panik meydana
gelmektedir.
Tüm bu problemlerin iĢletmeye yansıyan olumsuz yanlarıda söz konusudur. Bunları Ģu
Ģekilde sıralayabiliriz
1. ĠĢletme, yapılan Ģikayetler ve tepkiler sonrasında yerleĢim yerindeki halkla karĢı
karĢıya gelmemek için üretim yapılan yerdeki faaliyetleri ertelemekte veya
değiĢtirmekte buda üretim planının iĢleyiĢini bozmaktadır.
2. Yapılan Ģikayetler sonrasında iĢletme sarsıntıyı azaltmak için delik goemetrsini
değiĢtirme yoluna gitmekte, buda çoğu zaman patlatma veriminin düĢmesine ve
maliyetlerin artmasına sebep olmaktadır.
3. Bu güne kadar yapılan resmi Ģikayetler, zaman zaman tazminat davası konusu
haline de gelmektedir. Bu duruma önlem alınmasa gelecekte de iĢletme bu tip
problemlerle karĢı karĢıya kalacaktır.
ĠĢletmedeki patlatma kayıtlarından edinilen bilgiler çerçevesinde 150 m mesafeden
yapılan sarsıntı ölçümleri sonucunda ortalama olarak 62 mm/sn parçacık hızı tespit edilmiĢtir.
Yukarıda bahsi geçen tüm bu sebeplerden dolayı bölgede patlatma kayaklı sarsıntıların
azalatılması iĢletme açısından büyük önem taĢımaktadır.
125
4.2 Performans (Kalite) Karekteristiği ve Ölçüm Sisteminin Belirlenmesi
Yapılan beyin fırtınası çalıĢmaları sonucunda elde edilen bilgilere göre Performans
karekteristiği, probleme de konu olan patlatma faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yer sarsıntısı
olarak belirlenmiĢtir. Yersantısı miktarının literatürdeki teknik ifadesi maksimumu parçacık hızı
(Vmax) dır. Ölçüm birimi ise mm/sn dir. Sarsıntı miktarını ölçmede Instantel Mini Mate Plus
sarsıntı ölçüm cihazı kullanılacaktır.
Belirlenen bu performans karakteristiği için kayıp fonksiyonu Ģekli yani optimizasyon
tipi ise “en küçük en iyi” karakteristiğidir. Çünkü çalıĢmanın temel amacı patlatma sonucu
oluĢan sarsıntıların mümkün olduğunca azaltılması yani minimize edilmesidir. Yani çalıĢmada
dikkate alınacak performans karakterisitiği modeli;
2L(Y) k.Y dir.
4.2.1 Yer sarsıntısı ve hava şoku izleme sistemleri
Patlatmadan kaynaklanan çevresel problemlerin baĢında gelen yer sarsıntısı ve hava
Ģokunun hassas bir Ģekilde ölçülmesi gerekmektedir.
Ġdeal bir yer sarsıntısı ve hava Ģoku izleme sistemi aĢağıdaki 5 temel bileĢeni
içermelidir [8].
1. Jeofon: Parçacık hızı bileĢenlerini (boyuna, enine, düĢey) zamana bağlı olarak
elektrik sinyalleri Ģeklinde almak için.
2. Mikrofon: Hava Ģoku ve gürültü değerlerini zamana bağlı olarak elektrik sinyalleri
Ģeklinde almak için.
3. Bağlantı kabloları: Mikrofon ve jeofondan gelen elektrik sinyallerini yükselticiye
iletmek için.
4. Yükseltici ve sinyal düzenleyici: Mikrofon ve jeofondan gelen elektrik sinyallerini
yükseltmek ve analog verileri sayısal verilere çevirmek için.
5. Disk: Sayısal verileri kaydetmek için.
4.2.1.1 Instantel Mini Mate Plus ölçüm cihazının tanıtımı
Yapılan tez çalıĢmasında kullanılan Instantel Mini Mate Plus yer sarsıntısı ve hava
Ģoku izleme cihazı 3 adet algılayıcı (boyuna, enine ve düĢey), mikrofon, Ģarj, kontrol ve hafıza,
bilgisayar bağlantı sistemi, muhafaza ve taĢıma ünitelerinden oluĢmaktadır (ġekil 4.1)
126
Şekil 4.1 Instantel Mini Mate Plus cihazının görünümü.
Cihazın kayıtları; zaman esaslı olarak her bir olay için hava Ģoku, genlik, frekans, ivme
ve parçacık hızı bileĢenlerini (boyuna, enine, düĢey, bileĢke ve maksimum) içermektedir. Cihaz
tek olay veya sürekli kayıt yapabilmektedir. Her bir olayın süresine (1-10 s arasında uzaklığa
bağlı olarak) bağlı olarak 150-200 arasında olayı geniĢ yada özet bilgiler halinde koruma
yeteneğine sahiptir. Cihazın ölçüm limitleri parçacık hızı için 0,127-253,97 mm/sn ve gürültü
için 100-142 desibel aralıkları düzeyindedir. Bu limitler içerisinde istenilen aralıklar
ayarlanabilmektedir. Kaydedilecek olay süresi, kayıt biçimi (tek veya sürekli), istenilen
birimler, çalıĢma sahası, kullanıcıya ait bilgiler önceden arzu edilen Ģekilde
programlanabilmektedir. Cihazın teknik özellikleri Çizelge 4.1 de verilmiĢtir.
127
Çizelge 4.1 TitreĢim Ölçer Instantel Mini Mate Plus cihazının bazı teknik Özellikleri [8].
Sismik
ölçüm aralığı 0.125 - 254 mm/s
Hassasiyet 0.0159 mm/s
Tetik düzeyi 0.1 mm/s
Tepe ivme 0.01-30g(hesapla)
Tepe yer değiĢtirme 0.0001 - 1.5inc(hesapla)
Frekans analizi Tepe değerdeki frekansa ek olarak USBM/OSM
ve DIN 4150 arazi frekans analizleri
Doğruluk 15 Hz‟lik ivme ölçer baz alındığında % 1
Hava Ģoku
Lineer ve C”
Ağırlıklı
Ölçüm aralığı 88-142 dB. 0.03625 psi, 250 Pa (tepe)
Hassasiyet 0.0000725 psi (0.5 Pa)
Tetik düzeyi 1 dB. 0.0000725 psi. 0.5 Pa
Frekans analizleri Hava Ģoku standardında frekans
“A” Ağırlıklı
Ses
Ölçüm aralığı 55-110 dB
Hassasiyet 0.2 dB
Tetik düzeyi 0.2 dB
Frekans tepkisi 0.5-8 kHz
Frekans Örnekleme hızı 1024-4096 örnek/s
Frekans tepkisi Sismik ve lineer hava Ģokunda 1.5- 250 Hz
Tam Dalga
Formu Kayıtları
Kayıt modları El ile. Tek atım, Sürekli, Otomatik
Sabit kayıt suresi 1 - 10 s
Otomatik kayıt suresi 1 - 60 s
Uzun Grafik
Kayıtları
Kayıt metodu Diske
Aralıklar 5 s, 15 s, 1 dak, 5 dak
Analizler Tepe, tepe frekansı, tepe vektör toplamı
Maksimum kayıt
suresi Hafızaya 5 dakika aralıklarla 110 gün sürekli
4.2.1.2 Sarsıntı ölçer cihazların kurulumu
Cihazların titreĢim algılayıcısı, zemin ile sıkı sıkı temas edecek Ģekilde tesis edilmelidir.
Sismografın algılayıcısının yerleĢtirildiği yer çok önemlidir. GevĢek olmayan zeminlere
yerleĢtirilmelidir. GevĢek toprak, herhangi yumuĢak malzeme ana kütleden bağımsız bir kayaç
veya malzeme üzerine yerleĢtirilmemelidir. Eğer algılayıcı cihaz gevĢek toprağa kurulursa,
titreĢim hareketi ile birlikte algılayıcı zeminden ayrılabilir ve titreĢim kayıtları bu durumda
doğru yer hareketini temsil etmeyebilir. Algılayıcının yerleĢtirildiği yer, bağımsız bir kütle değil
zeminin tümüyle birlikte hareket edeceği bir yer olmalıdır [8].
Algılayıcıyı zemine gömmek için öncelikle altına üç ayaklı parçası bağlanır ve vida ile
sıkıca tutturulur. Daha sonra, en az 15 cm derinliğinde bir çukur kazılır. Taban mümkün
olduğunca düzgün ve pürüzsüz olmalıdır. Algılayıcının ok iĢaretinin yönü, patlatma yönüne
bakacak Ģekilde deliğin dibine bastırılarak yerleĢtirilir. Üzeri dikkatlice toprak malzeme ile
128
örtülür ve zemine iyice tutunması için sıkıĢtırılır. Daha sonra sarsıntı algılayıcının kablosu kayıt
cihazına bağlanır ve cihaz aktif hale getirilir.
4.3 Performans Karakteristiğini Etkileyen Faktörlerin ve Seviyelerin Belirlenmesi
Yapılan litaratür araĢtırmaları sonucunda patlatma tasarımlarında yersarsıntısına etkisi
olduğu düĢünülen faktörler Çizelge 4.2 de belirtilmiĢtir. Yine aynı çizelge de bu faktörlerin her
biri için iĢletme koĢulları dikkate alınarak belirlenen faktör seviye değerleri görülmektedir.
ÇalıĢmada 2 seviyeli tasarım yapılması öngürülmüĢtür.
Çizelge 4.2 ĠĢletme koĢullarında yer sarsıntısını etkileyen faktörler ve seviye değerleri.
FAKTÖRLER 1.Seviye 2.Seviye 3.Seviye
1. Gecikme baĢına patlayıcı madde miktarı - - -
2. Gecikme süresi gecikmesiz Gecikmeli
(42ms)
-
3. Dilim kalınlığı 8m 10m 12m
4. Delikler arası mesafe 8m 12m -
5. Delik çapı 6 ınc 9ınc -
6. Delik taban payı 1m 2m 3m
7. Delik boyu 10m 16m 22m
8. AteĢleme yönü Serbest
yüzey önü
Serbest
yüzey arkası
-
9. Delik eğimi 90 75
10. Sıkılama boyu 10m 12m 14m
11.Sıkılama malzemesi marn Bitkisel
malzeme
12.Delik sayısı 3 delik 4 delik 5 delik
13.Atım Ģekli ġeĢbeĢ kare -
14. ġarj Ģekli Tekli Ģarj Ġkili Ģarj Üçlü Ģarj
15. AteĢleme yöntemi Elektiriksiz Elektrikli
16. Atımdaki toplam patlayıcı madde miktarı 450 600 -
17. Jeolojik faktörler (Süreksizlik durumu) açık kapalı çimentolu
18. Jeolojik faktörler (Süreksizlik arası uzaklık) >2 m 2 m -6cm >6 cm
19. Jeolojik faktörler (eklem sıklığı) <1 masif 1-10 10<
20. Jeolojik faktörler (süreksizlik aralığı) 20 cm< 6-20 6>
21. Jeolojik faktörler (Dolgu malzemesi) Kum kil BreĢ
22. Jeolojik faktörler (Pürüzlülük) kaygan pürüzlü Basamaklı
23. Jeolojik faktörler(atıma göre fayın eğim yönü) Patlatma
titreĢimi
yönünde
Patlatma
titreĢimine
ters yönde
Patlatma
titreĢimine
açılı
24.Jeolojik faktörler (Devamlılık) < 1 m 1m -10m 10 m<
25.Jeolojik faktörler Kayacın mekanik dayanımı 1-25 25-100 100<
26.Jeolojik faktörler (geçirgenlik) Yükesek orta düĢük
27. Yapının konumu (Patlatma yerine uzaklık) 75m 150m -
28. Yeraltı suyu durumu var yok -
29. Atmosferik koĢullar Yaz KıĢ -
129
4.4 Faktörlerin Kontrol Edilebilen ve Kontrol Edilemeyen Olarak Sınıflanması
Çizelge 4.2‟de belirtilen faktörlerden bazılarının değiĢtirilmesi mümkün olmadığından
dolayı bu faktörler kontrol edilemeyen faktörler olarak ayrılacaktır. Bu faktörler aĢağıda
nedenleri ile birlikte açıklanmıĢtır.
Gecikme baĢına patlayıcı madde miktarı kontrol edilebilen bir faktör olmasına karĢın
yapılan çalıĢmada toplam patlayıcı madde miktarı ve uzaklığın etkileri farklı faktörler olarak
iĢleme tabi tutulduğundan dikkate alınmamıĢtır.
Yapılan atımlarda kare düzeni uygulandığından dilim kalınlığı delikler arası mesafeye
eĢit olduğundan dilim kalınlığı bir faktör olarak değerlendirilmemiĢtir.
ÇalıĢma esnasında 6 inç çapındaki delik makinesinin arızalı olması ve yedeğinin
bulunmaması nedeniyle ileride deney bütünlüğünü bozacağı düĢüncesiyle dikkate alınmamıĢtır.
ĠĢletmede atımlara hazırlık iĢlerinde 9 inç çapında delik makinesi kullanıldığından delik çapı
kontrol edilemeyen faktör olarak değerlendirilmiĢtir.
Delik boyu dragline panosu olarak hazırlanan bölge için, kömür üzeri örtü tabakası
kalınlığı ve delik taban boyu toplamından ibaret olup yaklaĢık olarak 22 m dir. Sabit olması
sebebiyle yapılacak çalıĢmada kontrol edilemeyen faktörler gurubunda yer almaktadır.
AteĢleme yönü patlatılan bölgeyi serbest yüzey olarak kabul ederek gerçekleĢtirilmiĢ.
Bu Ģekilde hem süregelen atımlarda hem de yapılacak deneysel çalıĢmada çevreye en az sarsıntı
vermek hedeflenmektedir.
Delikler yüzeye 900 açıyla kare düzeninde delinmekte, eğimli delik kullanılmamaktadır.
Bu nedenle delik eğimi de kontrol edilemeyen faktörler gurubunda yer almaktadır.
Sıkılama boyu kullanılan patlayıcı miktarına göre değiĢmekte olup sıkılama malzemesi
olarak delikler delinirken çıkan malzeme kullanılmaktadır.
Atım üçerli deliklerin seri olarak bağlanması Ģeklinde gerçekleĢtiğinden atım gurupları
,boyutları ve Ģekli değiĢmemektedir.
22 m lik dragline diliminde ikili Ģarj uygulanmakta ateĢleme yöntemi delik içi ve
yüzeyde elektriksiz gecikmeli kapsüller kullanılmaktadır.
Örtü tabakası genellikle 2m kalınlığında bitkisel malzemeden oluĢmaktadır.
130
Süreksizliklerin deney ölçüm sonuçlarını etkileyeceği düĢüncesiyle çalıĢma bölgesinin
faylanma haritası dikkate alınarak (ġekil 4.7) deneyler en az düzeyde faylanmanın olduğu
bölgede gerçekleĢtirilmiĢtir.
Yapılan çalıĢmada deliklerde su problemiyle karĢılaĢılmamıĢtır.
Sarsıntı iletim katsayısı ve sönümleme katsayı değerleri sahanın jeolojisiyle ilgili
faktörler oldukları için mevcut çalıĢma koĢullarında kontrol edilebilir değillerdir. Bu faktörlerin
kontrol edilebilir olması havzada ayrıntılı jeolojik etüd ve deneysel çalıĢmaların yapılmasına ve
bununla beraber iĢletme çalıĢma Ģartlarının uygunluğuna bağlı bir konudur.
Bu durumda performans karakteristiğini etkileyen kontrol edilebilen faktörler
1. Toplam Patlayıcı madde miktarı (kg ANFO)
2. Gecikme aralığı (ms)
3. Ölçüm uzaklığı (m)
4. Delikler arası mesafe (m) olarak belirlenmiĢtir.
Bu değerlendirmeye göre; kontrol edilebilir faktörler, harf tanımları ve seviyeleri
Çizelge 4.3‟de verilmiĢtir.
Çizelge 4.3 Kontrol edilebilen faktörler ve seviyeleri.
Faktörler Harf
Tanımları Seviye I Seviye II
Delikler arası mesafe (A) 8 m 12 m
Toplam Patlayıcı Madde
Miktarı (B) 450 kg ANFO 600 kg ANFO
Ölçüm uzaklığı (C) 75 m 150 m
Gecikme aralığı (D) 0 ms
(infilaklı fitil)
Yüzeyde 42 ms, Delik
içlerinde 25 ms
elektriksiz gecikmeli
kapsül
4.5 Tahmini Etkileşimlerin Belirlenmesi
Yapılan ön çalıĢmalar sonucunda kontrol edilebilen faktörler arasında, performans
karakteristiğini etkileyeceği düĢünülen herhangi bir etkileĢim faktörünün olmadığına karar
verilmiĢtir. Gerçekte faktörler arasında var olan etkileĢimler ise ancak deneyler yapıldıktan
sonra analiz aĢamasında belirlenebilecektir
131
4.6 Uygun Ortogonal Dizinin Seçilmesi ve Faktörlerin Bu Dizinlere Atanması
Belirlenen probleme uygun ortogonal dizinler, kontrol edilebilen faktörlerin serbestlik
derecelerinin toplamına göre seçilecektir.
Her faktörün serbestlik derecesi, faktör seviye sayısının bir eksiğidir. Bu durumda
toplam serbestlik derecesi Çizelge 4.4 de gösterildiği gibi bulunacaktır.
Çizelge 4.4 Toplam serbestlik derecesi.
Faktörler Serbestlik derecesi
Delikler arası mesafe (m)(A) 2-1=1
Toplam Patlayıcı madde miktarı (kgAnfo)(B) 2-1=1
Ölçüm uzaklığı (m) (C) 2-1=1
Gecikme aralığı (ms) (D) 2-1=1
Toplam serbestlik derecesi 1+1+1+1 = 4
Toplam serbestlik derecesi maksimum seçilecek ortogonal dizinin deneme sayısından
(a) 1 eksik olacaktır.
Bu durumda “fT ≤ a – 1” eĢitliğinden deneme sayısı 5 veya 5 den büyük en küçük
değere sahip olan Ortogonal dizin seçilecektir. Bütün seviyeleri 2 olan ve deneme sayısı 5 den
büyük, en küçük Ortogonal dizin L8(27)dir. Probleme uygun Ortogonal dizin seçildikten sonra,
faktörler arasında herhangi bir etkileĢim olmadığından dolayı bütün faktörler herhangi bir
sütuna atanabilir. Herhangi bir etkileĢim olmadığı durumlarda faktörlerin sütunlara
atanmasından meydana gelebilecek hata oranı çok düĢük olacaktır. Ancak bu çalıĢmada;
faktörler sütunlara faktörler arasında etkileĢim olabileceği öngürülerek atama yapılmıĢtır.
Faktörleri sütunlara atamada ise lineer grafik metodu kullanılmıĢ, yapılan atamalar aynı
zamanda üçgensel tablolarla da kontrol edilmiĢtir.
ÇalıĢmada L8(27) ortagonal dizini için seçilen lineer grafik ve sütun atamaları ġekil 4.2
de görülmektedir.
132
Şekil 4.2 L8(27) Ortogonal dizini için kullanılan lineer grafik gösterimi [4].
Çizelge 4.5‟de görüldüğü gibi, ilk olarak A faktörü ve B faktörü sırasıyla, etkileĢim
içermeyen 1. ve 2 kolonlara atanır. Sıradan gidilirse C faktörünün üçüncü kolona atanması
gerekecektir. Ancak üçüncü kolon AxB etkileĢiminin etkisini içerdiğinden, AxB etkileĢimi
3.kolona, C faktörü ise herhangi bir etkileĢim içermeyen 4. kolona atanır. D faktörü için ise
atama yapılabilecek geri kalan kolonlar incelendiğinde; 5. kolonun AxC etkileĢiminin etkisini,
altıncı kolonun BxC etkileĢiminin etkisini içerdiği, 7 kolunda ise sadece faktör etkisinin var
olduğu ve etkileĢim içermediği görülecektir. Dolayısıyla D faktörünün atanacağı en uygun
kolon yedinci kolon olacaktır. Bu durumda, L8(27) Ortogonal dizinin sütunlarına atanan
faktörler ve faktörlerin seviyelerine göre deney kombinasyonları Çizelge 4.5‟deki gibi
oluĢacaktır.
Çizelge 4.5 L8(27) Ortogonal dizinin sütunlarına faktörlerin atanması ve deney kombinasyonları
1 2 3 4 5 6 7
A B AXB C AXC BXC D
1 1 1 1 1 1 1 1
2 1 1 1 2 2 2 2
3 1 2 2 1 1 2 2
4 1 2 2 2 2 1 1
5 2 1 2 1 2 1 2
6 2 1 2 2 1 2 1
7 2 2 1 1 2 2 1
8 2 2 1 2 1 1 2
133
EtkileĢim içeren 3,5 ve 6. kolonlar, deneyler sonrası analizde, faktörler arasında
etkileĢim olabileceği düĢüncesiyle Ģimdilik etkileĢim varmıĢ gibi dikkate alınmıĢtır. Deneyler
sonrası yapılacak gerçek etkileĢim analizi sonuçlarına göre dikkate alınması gereken ve boĢ
bırakılacak etkileĢim kolonları belirlenecektir.
4.7 Performans İstatistiğinin Belirlenmesi
ÇalıĢma da, deneyler yapıldıktan sonra elde edilecek verilerin analizi hem ortalama
hemde S/N istatisiğine göre yapılacaktır.
4.8 Deneylerin Yapılması ve Sonuçların Kaydedilmesi
4.8.1 Deney şartları
GevĢetme çalıĢmalarının sürdüğü ve patlatma deneylerin yapıldığı Aslanlı Bölgesinin
uydu görüntüsü ġekil 4.3‟de görülmektedir. Patlatma deneyleri, 22/04/2008 ve 13/05/2008
tarihleri arasında, Dragline‟ın önümüzdeki 10 yıl boyunca çalıĢacağı dragline panolarının
üçüncü diliminde gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu bölgenin deney alanı olarak seçilmesinin sebebi,
iĢletmedeki gevĢetme ve dekapaj faaliyetlerinin bu bölgede sürdürülüyor olmasıdır. Söz konusu
dragline panosu, her biri yaklaĢık 1000 m uzunluğunda ve 100 m geniĢliğinde olan 10 adet
dilimden oluĢmaktadır. Patlatma iĢlemleri kömürün üzerindeki 22 m‟lik örtü tabakasını
gevĢetmek amacıyla yapılmaktadır. (ġekil 4.4)
134
Çalışma
Bölgesi
N
KÖYLER
Şekil 4.3 SLĠ A-16 Pano dragline dilimi ve yerleĢim yerlerinin uydu görünümü [8].
Şekil 4.4 ÇalıĢmanın yapıldığı dragline panosu.
135
Patlatma deneylerinin yapıldığı dragline panosunun temsili jeolojik kesiti ġekil 4.5
deki gibidir.
Bitkisel örtü
Marn
Kömür
1190
1188
1166
Taban kili(yeþil)1150
1125
Şekil 4.5 Seyitömer Linyit IĢletmesi A-16 Dragline panosunun karakteristik kesiti [8].
ġekil 4.5‟te görüldüğü gibi çalıĢma bölgesi olan A-16 dragline panosunda yüzeyde
1190-1188 kotlarında 2 m‟lik bitkisel örtü tabakası bulunmakta bunun altında ise 1188-1166
kotlarında yaklaĢık 22 m kalınlığında marn tabakası bulunmaktadır. 1166 kotundan sonra kömür
damarının baĢlaması sebebiyle delme iĢlemi bu kotta sonlandırılır.
Kömürün üzerini kaplayan ve yaklaĢık 22 m kalınlığındaki marn tabakasının bazı
mekanik özellikleri Çizelge 4.6‟da verilmiĢtir.
Çizelge 4.6 ÇalıĢılan formasyonun bazı mekanik özellikleri [8].
Yoğunluk(g/cm3) 2,17
Tek Eksenli Basma Dayanımı (mpa) 6,63
Endirekt Çekme Dayanımı (mpa) 1,6
Schmidt Sertliği Ġndeksi 29,37
Nokta Yük Dayanımı (mpa) 1,74
Ġçsel Sürtünme Açısı (o) 9
Kohezyon (mpa) 3,4
Yapılan çalıĢmada ölçülecek yer sarsıntısı değerlerinin süreksizlik önü ve arkasında
farklı neticeler doğuracağı düĢüncesiyle deney planına göre delinecek delikler ve ölçüm
noktamız mümkün olduğunca en az faylanmaların gözlemlendiği bir bölgede seçilmiĢtir.
136
Şekil 4.6 ÇalıĢma bölgesi faylanma durumu.
ġekil 4.6‟da görüldüğü gibi çalıĢma alanı dragline 3.dilim L kısmındadır. Bu Ģekilde
koyu turuncu renk ile belirlenen çizgiler ana fayları göstermekte aradaki ince çizgiler ise kömür
kesme noktalarının eĢyükselti eğrilerini ifade etmektedir.
4.8.2 Uygulama ve sonuçlar
Yapılan arazi çalıĢmalarında homojen, faysız, sabit dilim kalınlığında atım yapılan
sahada delik uzunluğu 22 m, delik çapı 9 ınçtir. Her atımda 3 delik seri olarak bağlanmıĢ,
patlatma bölgesinin önünden değerler okunmuĢtur. 150 kg Ģarj edilen deliklerde; dip Ģarj 90, üst
Ģarj 60, 200 kg Ģarj edilen deliklerde; dip Ģarj 12O kg, üst Ģarjda 80 kg ANFO kullanılmıĢtır.
Yemleyici olarak dinamit kullanılmıĢtır. Gecikmeli atımlarda yüzey gecikmeleri 42 ms, delik içi
gecikmeler 25 ms dir. Gecikmesiz atımlarda 0 ms (infilaklı fitil) kullanılmıĢtır
137
Şekil 4.7 Deney atımları yandan kesiti.
Deney planına uygun olarak delinen delikler Ģarjlamaya geçilmeden önce su durumu ve
delik uzunluğu açısından kontrol edilir. Bir problem gözlenmediği taktirde Ģarjlama iĢlemine
baĢlanır. 9 ınc (22,9 cm) delik çapında 0,8 yoğunluktaki anfo 1m de 33 kg Ģarjlanabilimektedir.
Toplam patlayıcı miktarının 450 kg olarak belirlendiği deney planında 3 delik patlatıldığı için
delik baĢına 150 kg anfo kullanılmıĢtır. 150 kg anfo kullanılan deliklerde dip Ģarj (90kg) 3m, üst
Ģarj (60kg) 2m‟dir. 600kg anfo kullanılan atım planında ise delik baĢına 200kg anfo
kulanılmıĢtır. Bu atım planında ise dip Ģarj (120kg) 4m, üst Ģarj (80kg) 2,5m‟dir. Ara sıkılama
ve üst sıkılamaları yapılan deliklerden gelen delik içi gecikme kapsülleri (dipte 500ms, üstte
475 ms gecikmeli elektriksiz kapsül) yüzeyde 42 ms gecikmeli elektriksiz kapsüllerle birbirine
bağlanır. Sisteme manyetodan gelen enerji atımda bir adet kulanılan elektrikli kapsülü ateĢler,
bu kapsülde elektriksiz olan ateĢleme sistemi için gerekli olan ilk Ģoku sağlar ve patlatma iĢlemi
gerçekleĢtirilmiĢ olur. Ġnfilaklı fitil kullanılan deney atımlarında delik içinde ve yüzeyde sadece
infilaklı fitil kulanılmıĢtır.
138
Şekil 4.8 Gecikmeli atım deney planı.
Deneyler yapılırken deney tasarımı ilkeleri olan rassallık, bloklama ve tekrarlama gibi
ilkelerin yerine getirilmesine özen gösterilmiĢtir. L8(27) ortogonal dizinine göre belirlenen
Ģartlarda atımlar yapıldıktan sonra yer sarsıntısını ölçmek için Instantel Mini Mate Plus cihazı
kullanılmıĢtır. Her bir deney 3‟er kez tekrarlanmıĢtır deneyler sonucu elde edilen değerler ile
bu değerlerin normal ortalama ve S/N istatitiğine göre temsili değerleri Çizelge 4.7‟de
görülmektedir.
139
Çizelge 4.7 L8(27) ortogonal dizini kullanılarak sütunlara atanan faktörler, deney kombinasyonları,deney sonucu elde edilen parçacık hız değerleri
A B AXB C AXC BXC D Paçacık hızı (mm/sn)
1 2 3 4 5 6 7
Ölçüm1 Ölçüm 2 Ölçüm 3
Ortalama
PPV
(mm/sn)
(Y)
S/N Deney
NO
Delikler
arası
mesafe
(m)
Toplam
Patlayıcı
madde
Miktarı
(kg ANFO)
Ölçüm
Uzaklığı
(m)
Gecikme
aralığı
(ms)
1 8 450 1 75 1 1 0 228,1 244,6 217,3 230,0 -47,24
2 8 450 1 150 2 2 42 46,1 31,2 27,6 34,96 -31,09
3 8 600 2 75 1 2 42 119,5 90,4 75,7 95,20 -39,72
4 8 600 2 150 2 1 0 50,7 70,7 64 61,80 -35,89
5 12 450 2 75 2 1 42 112,5 77 108,6 99,4 -40,05
6 12 450 2 150 1 2 0 72,9 93,1 63,1 76,36 -37,77
7 12 600 1 75 2 2 0 235,3 252,1 248,9 245,4 -47,80
8 12 600 1 150 1 1 42 36,2 46,7 56,6 46,50 -33,48
140
4.9 Verilerin Analizi
Deney sonuçlarının elde edilen verilerin analizi hem ortalamal hemde S/N istatistiğine
göre ayrı ayrı yapılmıĢtır. Bu analiz 4 aĢamada tamamlanmıĢtır. Bu aĢamalar;
Temel etkilerin belirlenmesi
EtkileĢim analizi,
ANOVA analizi ,
Sürecin optimum Ģartlardaki performansının tahmini ve güvenilirlik olarak
tanımlanır.
4.9.1 Temel etkilerin belirlenmesi
Ortalama istatistiğine göre faktörlerin ve etkileĢimlerin temel etkileri aĢağıdaki gibi
hesaplanmıĢ, bu hesaplamaların tablo gösterimi ve hesaplama sonuçları sırasıyla Çizelge 4.8 ve
Çizelge 4.9 da verilmiĢtir. EtkileĢim grafikleri ise ġekil 4.9‟daki gibidir.
1 1 2 3 4A (Y Y Y Y ) / 4 = (230+34,96+95,2+61,8)/4 = 421,96/4 =105,49
2 5 6 7 8A (Y Y Y Y )/ 4 116,9
1 1 2 5 6B (Y Y Y Y )/ 4 110,2
2 3 42 7 8B (Y Y Y Y ) / 4 112,2
1 1 2 5 6(AXB) (Y Y Y Y ) / 4 139,21
2 3 4 5 6(AXB) (Y Y Y Y ) / 4 83,185
1 1 3 5 7C (Y Y Y Y ) / 4 167,5
2 2 4 6 8C (Y Y Y Y ) / 4 54,9
1 1 3 6 8(AXC) (Y Y Y Y ) / 4 112,015
2 2 4 5 7(AXC) (Y Y Y Y ) / 4 110,4
109,416)/4YYY(Y)BXC( 85411
2 2 3 6 7(BXC) (Y Y Y Y ) / 4 112,991
1 1 4 6 7D (Y Y Y Y )/ 4 153,4
2 2 3 5 8D (Y Y Y Y )/ 4 69,02
141
Çizelge 4.8 Ortalama istatistiğine göre temel etkilerin tablo olarak hesaplanıĢı.
Rassal
sıra
Standart
sıra
1 2 3 4 5 6 7
A B AXB C AXC BXC D
A1 A2 B1 B2 C1 C2 D1 D2
2 1 230 230 230 230 230 230 230
1 2 34,96 34,96 34,96 34,96 34,96 34,96 34,96
3 3 95,2 95,2 95,2 95,2 95,2 95,2 95,2
4 4 61,8 61,8 61,8 61,8 61,8 61,8 61,8
7 5 99,4 99,4 99,4 99,4 99,4 99,4 99,4
5 6 76,36 76,36 76,36 76,36 76,36 76,36 76,36
8 7 245,43 245,43 245,43 245,43 245,43 245,43 245,43
6 8 46,5 46,5 46,5 46,5 46,5 46,5 46,5
TOPLAM 421,96 467,69 440,72 448,93 556,89 332,76 670,03 219,62 448,06 441,59 437,7 451,95 613,59 276,06
Deney Sayısı 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4
Ortalama 105,49 116,9 110,2 112,2 139,21 83,185 167,5 54,9 112,015 110,4 109,416 112,991 153,4 69,02
Çizelge 4.9 Ortalama istatistiğine göre faktörlerin temel etkileri.
KOLON FAKTÖR SEVĠYE 1 SEVĠYE 2 FARK
1 A 105,49 116,9 11,4
2 B 110,2 112,2 2
3 AXB 139,21 83,185 -56,025
4 C 167,5 54,9 -112,6
5 AXC 112,015 110,4 -1,62
6 BXC 109,416 112,991 3,6
7 D 153,4 69,02 -84,3
142
Şekil 4.9 Ortalama istatistiğine göre faktör ve etkileĢimlerin temel etkileri grafiksel gösterimi.
Ortalamaya göre temel etkiler incelendiğinde faktörler ve etkileĢim faktörlerinin herbir
seviyesinin performans karakteristiğine olan etkileri 2 seviyeli olarak Çizelge 4.9 da
görülmektedir. Çizelge incelendiğinde seviyeler arasındaki farklılığın büyümesi o faktörün
farklı seviyelerinde performans karakteristiğine olan etki derecesinin fazla olduğunu küçük
olması ise o faktörün performans karakteristiğine olan etkisinin az olduğunu belirtir.
ġekil 4.9 da görüldüğü gibi C (Ölçüm uzaklığı) ve D (Gecikme aralığı) faktörlerinin
farklı seviyelerine göre yer sarsuntısı değerini önemli ölçüde etkilediği gözlenmektedir. Ayrıca
A (Delikler arası mesafe ) ve B (Toplam patlayıcı miktarı) faktörlerinin tek baĢına fazla etkili
olmadığı ancak aralarındaki etkileĢimin (AxB) performans karakteristiği üzerinde etkili olduğu
gözlenmektedir.
Ayrıca aynı çizelgede faktörlerin hangi seviyelerinin performans karakteristiğini
optimun seviyelerde tutacağıda görülmektedir. Yapılan çalıĢmada yer sarsıntısının minimum
seviyelere çekilmesi hedeflendiğinden faktörlerin düĢük seviye değerlerinin dikkate alınması
gerekmektedir.
Ortalama istatistiğine göre temel etkiler etkileĢimler dikkate alınmadan
değerlendirildiğinde; patlatma havzası için parçacık hızı değerlerini yani yer sarsıntısını
minimize eden otimum Ģartlar A1, B1, C2, D2 konfigirasyonudur. Bu Ģartlarda sürecin
performanası aĢağıdaki gibi belirlenir.
143
Yopt = 111.20 + 105.49-111.2+110.2-111.2+54.9-111.2+69.02-111.2=
Yopt = 6.01 mm/sn
Ancak doğal olarak bu Ģartın değiĢmesi muhtemeldir. Çünkü gerçekçi ve kabul gören
Ģart ancak etkileĢim analizi ve varynas analizi neticesinde ortaya çıkacaktır.
S/N istatistiğine göre faktörlerin ve etkileĢimlerin temel etkileri aĢağıdaki gibi
hesaplanmıĢ, bu hesaplamaların tablo gösterimi ve hesaplama sonuçları sırasıyla Çizelge 4.10
ve Çizelge 4.11 de verilmiĢtir. EtkileĢim grafikleri ise ġekil 4.10 daki gibidir.
1 1 2 3 4A (Y Y Y Y ) / 4 = [(-47,244)+(-31,095)+(-39,728)+(-35,897)]/4 = -38,491
39,779)/4YYY(YA 87652
39,0325)/4YYY(YB 65211
39,22)/4YYY(YB 87432
39,906)/4YYY(Y)AXB( 65211
38,364)/4YYY(Y)AXB( 65432
43,702)/4YYY(YC 75311
34,555)/4YYY(YC 86422
39,55)/4YYY(Y)AXC( 86311
38,70)/4YYY(Y)AXC( 75422
39,170)/4YYY(Y)BXC( 85411
39,099)/4YYY(Y)BXC( 76322
42,172)/4YYY(YD 76411
2 2 3 5 8D (Y Y Y Y )/4 36,085 olarak hesaplanır.
144
Çizelge 4.10 Bulunan S/N değerleri ile düzeltilen deney sonuçları çizelgesi.
Standart
sıra
1 2 3 4 5 6 7
A B C D
A1 A2 B1 B2 C1 C2 D1 D2
2 1 -47,244 -47,244 -47,244 -47,244 -47,244 -47,244 -47,244
1 2 -31,095 -31,095 -31,095 -31,095 -31,095 -31,095 -31,095
3 3 -39,728 -39,728 -39,728 -39,728 -39,728 -39,728 -39,728
4 4 -35,897 -35,897 -35,897 -35,897 -35,897 -35,897 -35,897
7 5 -40,054 -40,054 -40,054 -40,054 -40,054 -40,054 -40,054
5 6 -37,772 -37,772 -37,772 -37,772 -37,772 -37,772 -37,772
8 7 -47,802 -47,802 -47,802 -47,802 -47,802 -47,802 -47,802
6 8 -33,486 -33,486 -33,486 -33,486 -33,486 -33,486 -33,486
TOPLAM 153,964 159,114 156,165 156,913 159,627 153,451 174,828 138,25 158,23 154,848 156,681 156,397 168,715 144,363
Deney Sayısı 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4
Ortalama -38,491 -39,779 -39,0325 -39,22 -39,906 -38,364 -43,702 -34,565 -39,55 -38,70 -39,170 -39,099 -42,172 -36,085
Çizelge 4.11 S/N oranına göre temel etkilerin belirlenmesi.
COLON FAKTÖR SEVĠYE 1 SEVĠYE 2 L2-L1
1 A -38,491 -39,779 -1,288
2 B -39,0325 -39,22 -0,1925
3 AXB -39,906 -38,364 1,542
4 C -43,702 -34,555 9,147
5 AXC -39,55 -38,70 0,85
6 BXC -39,17092 -39,099 0,071
7 D -42,172 -36,085 6,087
145
Şekil 4.10 S/N istatistiğine göre faktör ve etkileĢimlerin temel etkilerinin grafiksel gösterimi.
ġekil 4.10‟da görüldüğü gibi C (ölçüm uzaklığı) ve D (gecikme aralığı) faktörlerinin
farklı seviyelerine göre yer sarsuntısı değerini önemli ölçüde etkilediği gözlenmektedir.
Ayrıca aynı çizelgede faktörlerin hangi seviyelerinin performans karakteristiğini
optimun seviyelerde tutacağıda görülmektedir. Yapılan çalıĢmada yer sarsıntısının minimum
seviyelere çekilmesi hedeflendiğinden faktörlerin düĢük seviye değerlerinin dikkate alınması
gerekmektedir.
S/N istatistiğine göre temel etkiler, etkileĢimler dikkate alınmadan değerlendirildiğinde;
patlatma havzası için parçacık hızı değerlerini yani yer sarsıntısını minimize eden otimum
Ģartlar yine ortalama istatistiğinde olduğu gibi A1, B1, C2, D2 konfigirasyonu olarak
belirlenmiĢtir.
Bu Ģartlarda sürecin performanası aĢağıdaki gibi bulunur.
Yopt = -39.13+(-38.491-(-39.13))+(-39.032-(-39.13))+( -34.555 - (-39.13))+( -36.085- (-39.13))
Yopt = 30.773 log mm/sn
Bu değer normal değere dönüĢtürüldüğünde ise 34.56 mm/sn değeri bulunur
Ancak doğal olarak bu Ģartın değiĢmesi muhtemeldir. Çünkü gerçekçi ve kabul gören
Ģart ancak etkileĢim analizi ve varyans analizi neticesinde ortaya çıkacaktır.
146
4.9.2 Etkileşim analizi
EtkileĢim analizleri hem ortalama hem de S/N istatistiğine göre yapılmıĢtır. Ortalama
istatistiğine göre faktörler arası etkileĢim hesapları aĢağıda yapılmıĢtır.
1 1A B = (228.1+244.6+217.3+46.1+31.2+27.6)/6 =132.5
1 2A B = (119.5+ 90.4+75.7+50.7+70.7+64)/6=78.5
2 1A B = (112.5+77+108.6+72.9+93.1+63.1)/6=87,9
2 2A B = (235.3+252.1+248.9+36.2+46.7+56.6)/6 = 145,95
1 1A C = (228,1+244,6+217,3+119,5+90,4+75,7)/6 = 162,6
2 1A C = (112,5+77+108,6+235,3+252,1+248,9)/6 = 172,4
1 2A C = (46,1+31,2+27,6+50,5+70,7+64)/6 = 48,38
2 2A C = (72,9+93,1+63,1+36,2+46,7+56,6)/6 = 61,43
1 1A D = (228,1+244,6+217,3+50,7+70,7+64)/6 = 145,9
2 1A D =(72,9+93,1+63,1+235,3+252,1+248,9)/6 = 160,9
1 2A D = (46,1+31,2+27,6+119,5+90,4+75,7)/6 = 65,08
2 2A D = (112,5+77+108,6+36,2+46,7+56,6)/6 = 72,93
1 1B C = (228,1+244,6+217,3+112,5+77+108,6)/6 = 164,68
2 1B C = (119,5+90,4+75,7+235,3+252,1+248,9)/6 = 170,31
1 2B C = (46,1+31,2+27,6+72,9+93,1+63,1)/6 = 55,66
2 2B C = (50,7+70,7+64+36,2+46,7+56,6)/6 = 54,15
1 1B D = (228,1+244,6+217,3+50,7+70,7+64)/6 = 145,9
2 1B D = (50,7+70,7+64+235,3+252,1+248,9)/6 = 153,61
1 2B D = (46,1+31,2+27,6+112,5+77+108,6)/6 = 67
2 2B D = (119,5+90,4+75,7+36,2+46,7+56,6)/6 = 70,85
147
1 1C D = (228,1+244,6+217,3+235,3+252,1+248,9)/6 = 237,71
2 1C D = (50,7+70,7+64+72,9+93,1+63,1)/6 = 69,08
1 2C D = (119,5+90,4+75,7+112,5+77+108,6)/6 = 97,28
2 2C D = (46,1+31,2+27,6+36,2+46,7+56,6)/6 = 40,73
Bu hesaplamalara göre oluĢturulan etkileĢim grafikleri ise ġekil 4.11 de sunulmuĢtur.
Şekil 4.11 Ortalama değerlere göre faktörlerin etkileĢim grafiği
Hesaplamalar ve etkileĢim grafiklerin den de görüldüğü üzere; A (delikler arası mesafe)
ve B (Toplam patlayıcı miktarı) arasında güçlü, B (Toplam patlayıcı miktarı) ve C (Ölçüm
uzaklığı) ile C (Ölçüm uzaklığı) ve D (Gecikme aralığı) arasında zayıf bir etkileĢim tespit
148
edilmiĢtir. Diğer faktörler arasında ise bir etkileĢim tespit edilmemiĢtir. Zayıf etkileĢimler
ortogonal dizinde ve varyans hesabında dikkate alınmayabilmektedir. Ancak bu çalıĢma için
oluĢturulan ortogonal dizinde boĢ sütunlara denk gelen zayıf etkileĢimler ortogonalliği
bozmamak Ģartıyla dikkate alınmıĢtır. Dolayısıyla BC ve CD zayıf etkileĢimlerinden
ortagonalliği bozmayan BC bir faktör olarak dikkate alınmıĢtır. AC sütunu ise etkileĢim
olmadığından boĢ bırakılmıĢtır. Sonuç olarak, ortoganal dizinde ve varyans hesabında göz
önünde bulundurulacak etkileĢim sütunları AB ve BC olarak belirlenmiĢtir.
S/N istatistiğine göre faktörler arası etkileĢim hesapları aĢağıda yapılmıĢtır.
1 1A B = (47,244 + 31,095)/2 = 39,169
2 1A B = (40,054 + 37,772)/2 = 38,913
1 2A B = (39,728 + 35,897)/2 = 37,812
2 2A B = (47,802 + 33,486)/2 = 40,644
1 1A C = (47,244 + 39,728)/2 = 43,486
2 1A C = (40,054 + 47,802)/2 = 43,928
1 2A C = (31,095 + 35,897)/2 = 33,496
2 2A C = (37,772 + 33,486)/2 = 35,631
1 1A D = (47,244 + 35,897)/2 = 41,570
2 1A D =(37,777 + 47,802)/2 = 42,789
1 2A D = (31,095 + 39,728)/2 = 35,411
2 2A D = (40,054 + 33,486)/2 = 36,77
1 1B C = (47,244 + 40,054)/2 = 43,649
2 1B C = (39,728 + 47,802)/2 = 43,765
1 2B C = (31,095 + 37,777)/2 = 34,436
2 2B C = (35,897 + 33,486)/2 = 34,691
149
1 1B D = (47,244 + 37,777)/2 = 42,510
2 1B D = (35,897 + 47,802)/2 = 41,849
1 2B D = (31,095 + 40,054)/2 = 35,574
2 2B D = (39,728 + 33,486)/2 = 36,607
1 1C D = (47,244 + 47,802)/2 = 47,523
2 1C D = (35,897 + 37,777)/2 = 36,837
1 2C D = (39,728 + 40,054)/2 = 39,891
2 2C D = (31,095 + 33,486)/2 = 32,290
Bu hesaplamalara göre oluĢturulan etkileĢim grafikleri ise ġekil 4.12‟de sunulmuĢtur.
Şekil 4.12 S/N istatistiğine göre etkileĢim grafikleri.
Hesaplamalar ve etkileĢim grafiklerinden de görüldüğü üzere; A(delikler arası mesafe)
ve B (Toplam patlayıcı miktarı) arasında güçlü, A (delikler arası mesafe) ve C (Ölçüm uzaklığı)
150
ile B (Toplam patlayıcı miktarı) ve D (Gecikme aralığı) arasında zayıf bir etkileĢim tespit
edilmiĢtir. Diğer faktörler arasında ise bir etkileĢim tespit edilmemeĢtir. Zayıf etkileĢimler
ortogonal dizinde ve varyans hesabında dikkate alınmayabilmektedir. Ancak bu çalıĢma için
oluĢturulan ortogonal dizinde boĢ sütunlara denk gelen zayıf etkileĢimler ortogonalliği
bozmamak Ģartıyla dikkate alınmıĢtır. Dolayısıyla AC ve BD zayıf etkileĢimlerinden
ortagonalliği bozmayan AC bir faktör olarak dikkate alınmıĢtır. Sonuç olarak, ortoganal dizinde
ve varyans hesabında göz önünde bulundurulacak etkileĢim sütunları AB ve AC olarak
belirlenmiĢtir.
4.9.3 Varyans Analizi
Varyans analizi literatür bölümünde analtılan adımlara göre hem ortalama istatistiğine
hemde S/N istatistiğine göre ayrı ayrı yapılmıĢtır.
i) Ortalama istatitiğine göre varyans analizi
1.Deney sonuçlarının toplamı
1 2 3 nT Y Y Y ......... Y
T=228,1+244,6+217,3+46,1+31,2+27,6+119,5+90,4+75,7+50,7+70,7+64+112,5+77+1
08,6+72,9+93,1+63,1+235,3+252,1+248,9+36,2+46,7+56,6
T = 2.668,9
T = T/N
T = 2.668/24=111,20
2.Düzeltme faktörü
n2
T i
i 1
S y C.F
2C.F T / N
3.Toplam kareler toplamı
22 2 2 2
T 1 2 3 n 1 2 3 nS Y Y Y .......... Y Y Y Y .......... Y / N
ST=[(228,1)2+(244,6)
2+(217,3)
2+(46,1)
2+(31,2)
2+(27,6)
2+(119,5)
2+(90,4)
2+(75,7)
2+(50,
7)2+(70,7)
2+(64)
2+(112,5)
2+(77)
2+(108,6)
2+(72,9)
2+(93,1)
2+(63,1)
2+(235,3)
2+(252,1)
2+(248,9)
2
+(36,2)2+(46,7)
2+(56,6)
2] – T
2 / N
ST= 438695,79 – (2668,9)2 /24
151
ST=438695,79 – 296792,80
ST =141902,99
4. Faktörler ve hatanın kareler toplamı
2 2
A 1 A1 2 A2S A /n A /n C.F
SA=[(228,1+244,6+217,3+46,1+31,2+27,6+119,5+90,4+75,7+50,7+70,7+64)2/12+(112,
5+77+108,6+72,9+93,1+63,1+235,3+252,1+248,9+36,2+46,7+56,6)2 / 12 –(2668,9)
2 /24]
SA = (1265,9)2 / 12 + (1403)
2 / 12 –(2668,9)
2 /24]
SA = (1602502,81/12)+(1968409/12)-(7123027,21/24)
SA = 133541,90+164034,08-296792,8
SA = 783,18
2 2
B 1 B1 2 B2S B /n B /n C.F
SB=[(228,1+244,6+217,3+46,1+31,2+27,6+112,5+77+108,6+72,9+93,1+63,1)2/12+(11
9,5+90,4+75,7+50,7+70,7+64+235,3+252,1+248,9+36,2+46,7+56,6)2 / 12 –(2668,9)
2 /24]
SB =[(1322,1)2/12+(1346,8)
2/12–(2668,9)
2 /24]
SB =[(1747948,41/12)+(1813870,24/12)-(712327,21/24)]
SB =[ 145662,36+151155,85-296792,8]
SB =25,42
2 2
AXB 1 (AXB)1 2 (AXB)2S (AXB) /n (AXB) /n C.F
SAXB=[(228,1+244,6+217,3+46,1+31,2+27,6+235,3+252,1+248,9+36,2+46,7+56,6)2/12
+(119,5+90,4+75,7+50,7+70,7+64+112,5+77+108,6+72,9+93,1+63,1)2/12–(2668,9)
2/24]
SAXB =[(1670,7)2/12+(998,2)
2/12–(2668,9)
2 /24]
SAXB =[(2791238,49/12)+(996403,24/12)-(712327,21/24)]
SAXB =[ 232603,20+83033,60-296792,8]
SAXB =18844,01
2 2
C 1 C1 2 C2S C /n C /n C.F
SC=[(228,1+244,6+217,3+119,5+90,4+75,7+112,5+77+108,6+235,3+252,1+248,9)2/12
+(46,1+31,2+27,6+50,7+70,7+64+72,9+93,1+63,1+36,2+46,7+56,6)–(2668,9)2 /24]
SC =[(2010)2/12+(658,9)
2/12–(2668,9)
2 /24]
SC =[(4040100/12)+(434149,21/12)-(712327,21/24)]
152
SC =[ 336675+36179,10-296792,8]
SC=76061,32
2 2
D 1 D1 2 D2S D /n D /n C.F
SD=[(228,1+244,6+217,3+50,7+70,7+64+72,9+93,1+63,1+235,3+252,1+248,9)2/12+
(46,1+31,2+27,6+119,5+90,4+75,7+112,5+77+108,6+36,2+46,7+56,6)–(2668,9)2 /24]
SD =[(1840,8)2/12+(828,1)
2/12–(2668,9)
2 /24]
SD =[(3388544,64/12)+(685749,61/12)-(712327,21/24)]
SD=[282378,72+57145,8-296792,8]
SD=42731,72
2 2
BXC 1 (BXC)1 2 (BXC)2S (BXC) /n (BXC) /n C.F
SBXC=[(228,1+244,6+217,3+50,7+70,7+64+112,5+77+108,6+36,2+46,7+56,6)2/ 12+
(46,1+31,2+27,6+119,5+90,4+75,7+72,9+93,1+63,1+235,3+252,1+248,9)2/12–(2668,9)
2/24]
SBXC =[(1313)2/12+(1355,9)
2/12–(2668,9)
2 /24]
SBXC =[(1723969/12)+(1838464,81/12)-(712327,21/24)]
SBXC =[ 143664,08+153205,4-296792,8]
SBXC =76,68
2 2 2
5 1 (5)1 2 (5)2S 5 / n (5 ) / n (T / N)
S5=[(228,1+244,6+217,3+119,5+90,4+75,7+72,9+93,1+63,1+36,2+46,7+56,6)2/12
+(46,1+31,2+27,6+50,7+70,7+64+112,5+77+108,6+235,3+252,1+248,9)–(2668,9)2 /24]
S5 =[(1344,2)2/12+(1324,7)
2/12–(2668,9)
2 /24]
S5 =[(1806873,64/12)+(1754830,09/12)-(712327,21/24)]
S5=[150572,80+146235,84-296792,8]
S5=15,84
eBXCAXBDCBAT SSSSSSSS
141902,99 = 783,18+25,42+76061,3+42731,72+18844,01+76,68+Se
141902,99= 138522,28+ Se
Se = 3380,71
153
5. Serbestlik Dereceleri
Her faktörün serbestlik derecesi seviye sayısının bir eksiğidir. Toplam serbestlik
derecesi ise yapılan deney sayısının bir eksiğidir.
fT = Toplam serbestlik derecesi
fT = fA + fB + fC + fD+ fAxB + fBxC+ fAxC+ fe
fT=N-l
fT = (Deneme sayısı) . (Tekrar sayısı) – 1
Tf nxr 1
fT = (8x3)-1 = 24-1 = 23
A Af k 1= 2-1 = 1
B Bf k 1 = 2-1 = 1
C Cf k 1= 2-1 = 1
D Df k 1 = 2-1 = 1
AXB A Bf (f ).(f ) = 1.1 =1
BXC B Cf (f ).(f ) = 1.1 =1
e T A B C D AXB BXCf f f f f f f f
fe = Hata serbestlik derecesi = 23-6 = 17
6. Varyans
Faktörler ve hatanın varyansları aĢağıdaki gibi bulunur.
A A AV S /f
VA = 783,18 / 1 = 783,18
VB = 25,42 / 1 = 25,42
VC = 76061,3 / 1 = 76061,3
VD = 42731,72 / 1 = 42731,72
VAXB = 18844,01 / 1 = 18844,01
VBXC = 76,68 / 1 = 76,68
Ve = 3380,71 / 17 = 198,86
154
7. Varyans oranı (F)
Varyans oranları aĢağıdaki gibi bulunur.
AA
e
VF
V
FA = 783,18 / 198,86 = 3,938
FB = 25,42 / 198,86 = 0,127
FC = 76061,3 / 198,86 = 382,48
FD = 42731,72 / 198,86 = 214,88
FAXB = 18844,01 / 198,86 = 94,76
FBXC = 76,68 / 198,86 = 0,385
Fe = Ve / Ve =198,86 / 198,86 = 1
8. Düzeltilmiş kareler toplamı (S’)
Faktörler ve hatanın düzeltilmiĢ kareler toplamı aĢağıdaki gibi bulunur.
'
A A e AS S (V ).(f )
'
AS =783,18-(198,86).(1) = 584,32
'
BS =25,42-(198,86).(1) = -173,44
'
CS =76060,3-(198,86).(1) = 75862,44
'
DS =42731,72-(198,86).(1) = 42532,86
'
AXBS =18844,01-(198,86).(1) = 18645,15
'
BXCS =76,68-(198,86).(1) = -122,18
'
e e e A B C D AXB BXCS S V (f f f f f f )
'
eS =3380,71+(198,86).(6) = 4573,87
9. Katkı yüzdeleri
'
AA
T
SP x100
S
PA= 783,18
141902,99x100 = 0,411
B
173,44P x100
141902,99 = -0,122
155
C
75862,44P x100
141902,99 = 53,46
D
42532,86P x100
141902,99 = 29,98
AXB
18645,15P x100
141902,99 = 13,139
BXC
122,18P x100
141902,99 = -0,087
e
4573,87P x100
141902,99 = 3,223
Yapılan varyans analizi sonucunda elde edilen veriler toplu olarak Çizelge 4.12‟de
verilmiĢtir. Çizelgedeki bu veriler yardımıyla sarsıntının oluĢumunda hangi faktörlerin ve bu
etkilerin yüzde olarak hangi miktarda olduğu belirlenecektir. Etkili faktörler F testiyle, bu faktör
etkilerinin yüzde miktarı ise Çizelge 4.12„deki katkı yüzdesi sütunundan ortaya konacaktır.
Çizelge 4.12 Elde edilen bu veriler ile oluĢturulan varyans analizi tablosu.
KOLON FAKTÖR
SERBESTLĠK
DERECESĠ
(f)
KARELER
TOPLAMI
(S)
VARYANS
(V)
HESAPLANAN
F DEĞERLERĠ
DÜZ.
KARELER
TOPLAMI
('S )
KATKI
YÜZDESĠ
(P)
1 A 1 783,18 783,18 3,938 584,32 0,411
2 B 1 25,42 25,42 0,127 -173,44 -0,122
3 AXB 1 18844,01 18844,01 94,76 18645,15 13,139
4 C 1 76061,3 76061,3 382,48 75862,44 53,46
5 - - - - - - -
6 BXC 1 76,68 76,68 0,385 -122,18 -0,087
7 D 1 42731,72 42731,72 214,88 42532,86 29,98
Diğer / e 17 3380,71 198,86 1 4573,87 3,223
Toplam 23 141902,99 100
F testi, hesaplanan F değerlerinin tablodan okunan F değerleriyle karĢılaĢtırılması
suretiyle yapılmaktadır. Bir faktör için hesaplanan F değerinin tablodan okunan F değerinden
büyük olması sıfır hipotezinin reddildiğinin yani faktör etkisinin anlamlı olduğunun ifadesidir.
Bütün faktörler için hesaplanan F değerleri, F tablo değerleri ile % 90, %95, %97.5 ve %99
güven seviyesinde karĢılaĢtırıldığında anlamlı olan faktörler aĢağıdaki gibi belirlenmiĢtir.
F(1,17) için %90 güven seviyesinde 3,0262 değeri için A, AXB, C, D faktörleri anlamlı,
F(1,17) için %95 güven seviyesinde 4,4513 değeri için AXB, C, D faktörleri anlamlı,
F(1,17) için %97.5 güven seviyesinde 6,042 değeri için AXB, C, D faktörleri anlamlı,
156
F(1,17) için %99 güven seviyesinde 8,3997 değeri için AXB, C, D faktörleri anlamlı
olarak tespit edilmiĢtir.
ÇeĢitli güven seviyelerinde anlamlı bulunan A, AXB, C, D faktörlerinin katkı yüzdeleri
ise sırasıyla %0.41, %13.13, %53.46, %29.98 olarak belirlenmiĢtir. Kontrol edilemeyen
faktörlerden kaynaklanan hata ise %3, 22 dir.
10. Faktör birleştirme (Pooling)
Anlamlı faktörleri daha sağlıklı ve doğru bir Ģekilde belirlemek amacıyla faktör
birleĢtirme iĢlemi yapılmıĢtır. Bu amaçla katkı yüzdesi en düĢük olan ve etkileri anlamsız
bulunan iki faktör yani B (Toplam patlayıcı miktarı) ve BXC (Toplam patlayıcı miktarı x
Ölçüm uzaklığı) bu iĢleme tabi tutulmuĢtur.
Bu amaçla; aĢağıdaki prosedür uygulanır.
i.B ve BxC faktörlerinin serbestlik dereceleri kendi satırlarından silinerek hata
serbestlik derecesine eklenir ve yeni hata serbestlik derecesi 19 olarak bulunur.
fe p=fe + fB +fBxC
fep = 17 +1 +1=19
Diğer faktörlerin ve toplamın serbestlik derecesi değiĢmeyecektir.
ii.B ve BxC faktörlerinin kareler toplamı kendi satırlarından silinerek hata kareler
toplamına eklenir ve yeni hata kareler toplamı 3482.76 olarak bulunur.
Se p= Se + SB +SBxC
Se p=3380,71 + 25,42 + 76,68 =3482.76
Diğer faktörlerin ve toplamın hata kareler toplamı değiĢmeyecektir.
iii.Son aĢamada ise faktörler ve hatanın; varyansları, varyans oranları (F), düzeltilmiĢ
kareler toplamları ve katkı yüzdeleri önceki adımlarda anlatılan süreç aynen takip edilerek
tekrar belirlenir ve faktör birleĢtirme iĢlemi tamamlanır. Hesaplamalar aĢağıda yapılmıĢtır.
VA = 783,18 / 1 = 783,18
VC = 76061,3 / 1 = 76061,3
VD = 42731,72 / 1 = 42731,72
VAXB = 18844,01 / 1 = 18844,01
Ve = 3482,81 / 19 = 183,30
157
FA = 783,18 / 183,30 = 4,27
FC = 76061,3 / 183,30 = 414,95
FD = 42731,72 / 183,30 = 233,12
FAXB = 18844,01 / 183,30 = 102,80
Fe = Ve / Ve =183,30 / 183,30 = 1
'
A A e AS S (V ).(f )
'
AS =783,18-(183,30).(1) = 599,88
'
CS =76060,3-(183,30).(1) = 75878
'
DS =42731,72-(183,30).(1) = 42548,42
'
AXBS =18844,01-(183,30).(1) = 18660,21
'
e e e A C D AXBS S V (f f f f )
'
eS =3482,81+(183,30).(4) = 4573,87
'
AA
T
SP x100
S
PA= 599,88
141902,99x100 = 0,422
C
75878P x100
141902,99 = 53,471
D
42548,42P x100
141902,99 = 29,984
AXB
18660,71P x100
141902,99 = 13,150
e
4216,01P x100
141902,99 = 2,971
Bu hesaplamalar sonucu oluĢan yeni varyans analiz tablosu Çizelge 4.13‟de
sunulmuĢtur. %90, %95, %97.5 ve %99 güven seviyesinde anlamlı olan faktörler aĢağıdaki gibi
belirlenmiĢtir.
158
F (1,19) %90 da 2,989 için A, AXB, C, D faktörleri anlamlı
%95 de 4,3808 için AXB, C, D faktörleri anlamlı
%97,5 de 5,9216 için AXB, C, D faktörleri anlamlı
%99 de 8,1850 için AXB, C, D faktörleri anlamlı bulunmuĢtur.
Çizelge 4.13 Faktör birleĢtirme iĢlemi sonucu oluĢan varyans analizi tablosu.
KOLON FAKTÖR
SERBESTLĠK
DERECESĠ
(f)
KARELER
TOPLAMI
(S)
VARYANS
(V)
HESAPLANAN
F DEĞERLERĠ
DÜZ.
KARELER
TOPLAMI
('S )
KATKI
YÜZDESĠ
(P)
1 A 1 783,18 783,18 4,27 599,88 0,422
2 B - - - - - -
3 AXB 1 18844,01 18844,01 102,80 18660,71 13,150
4 C 1 76061,3 76061,3 414,95 75878 53,471
5 - - - - - - -
6 BXC - - - - - -
7 D 1 42731,72 42731,72 233,12 42548,42 29,984
Diğer / e 19 3482,81 183,30 1 4216,01 2,971
Toplam 23 141902,99 100
ÇeĢitli güven seviyelerinde anlamlı bulunan A, AXB, C, D faktörlerinin katkı yüzdeleri
ise sırasıyla %0.42, %13.15, %53.47, %29.98 olarak belirlenmiĢtir. Kontrol edilemeyen
faktörlerden kaynaklanan hata ise %2.97 dir.
ii) S/N istatistiğine göre göre varyans analizi
Yukarıda ortalama istatistiğine göre yapılan varyans analizi aynı iĢlem prosedürü takip
edilerek S/N istatistiği içinde yapılmıĢtır. Ancak bu analiz için, Çizelge 4.7 de verilmiĢ ve
Çizelge 4.8 de tekrar verilen sarsıntı ölçüm değerlerinin S/N istatistiğine göre temsili bir değere
dönüĢtürülmesi gerekmektedir. Bu dönüĢüm literatür bölümünde de verilen
10S/ N 10Log (MSD) eĢitliği kullanılarak gerçekleĢtirilir. MSD terimi yerine, -çalıĢmada
sarsıntı değerlerinin azaltılması amaçlandığından- “en küçük en iyi” yaklaĢımı için kullanılan;
2 2 2 2
1 2 3 NMSD y y y ........... y / N formülasyonu kullanılır. Bu formülasyona göre
hesaplanan performans karakteristiği değerleri (Yi) Çizelge 4.14‟de görülmektedir.
Y1= -10 log10[(228,1)2+(244,6)
2+(217,3)
2]/3
Y1= -47,244
Y2= -10 log10[(46,1)2+(31,2)
2+(27,6)
2]/3
Y2= -31,095
159
Y3= -10 log10 [(119,5)2+(90,4)
2+(75,7)
2]/3
Y3= -39,728
Y4 = -10 log10 [(50,7)2+(70,7)
2+(64)
2]/3
Y4 = -35,897
Y5= -10 log 10[(112,5)2+(77)
2+(108,6)
2]/3
Y5= -40,054
Y6= -10 log10 [(72,9)2+(93,1)
2+(63,1)
2]/3
Y6=-37,772
Y7= -10 log10[(235,3)2+(252,1)
2+(248,9)
2]/3
Y7= -47,802
Y8= -10 log10 [(36,2)2+(46,7)
2+(56,6)
2]/3
Y8= -33,486
160
Çizelge 4.14 S/N istatistiğine oluĢturulan deney sonuçları çizelgesi.
A B AXB C AXC BXC D Paçacık hızı (mm/sn)
1 2 3 4 5 6 7
Ölçüm 1 Ölçüm 2 Ölçüm 3 S/N
(Y) Deney
No
Delikler arası
mesafe (m)
Toplam Patlayıcı
madde miktarı
(kg ANFO)
Ölçüm
Uzaklığı
(m)
Gecikme
aralığı
(ms)
1 8 450 1 75 1 1 0 228,1 244,6 217,3 -47,24
2 8 450 1 150 2 2 42 46,1 31,2 27,6 -31,09
3 8 600 2 75 1 2 42 119,5 90,4 75,7 -39,72
4 8 600 2 150 2 1 0 50,7 70,7 64 -35,89
5 12 450 2 75 2 1 42 112,5 77 108,6 -40,05
6 12 450 2 150 1 2 0 72,9 93,1 63,1 -37,77
7 12 600 1 75 2 2 0 235,3 252,1 248,9 -47,80
8 12 600 1 150 1 1 42 36,2 46,7 56,6 -33,48
161
i) S/N istatistiğine göre varyans analizi
1.Deney sonuçlarının toplamı
1 2 3 nT Y Y Y ......... Y
T=[(-47,244)+(-31,095)+(-39,728)+(-35,897)+(-40,054)+(-37,772)+(-47,802)+
(-33,486)]
T=-313,083
T = T/N
T = -313.8/8
T = -39,13
2.Düzeltme faktörü
2C.F T / N
C.F = -313.82/8 = 12252,62
3.Toplam kareler toplamı (ST)
n2
T i
i 1
S y C.F
22 2 2 2
T 1 2 3 n 1 2 3 nS Y Y Y .......... Y Y Y Y .......... Y / N
ST=[(-47,244)2+(-31,095)
2+(-39,728)
2+(-35,897)
2+(-40,054)
2+(-37,772)
2+(-47,802)
2+(-
33,486)2]-T
2/8
ST=(2231,995+966,899+1578,313+1288,594+1604,322+1426,723+2285,031+
1121,312)-(-313,083)2/8
ST=12503,5712-98020,964/8=12503,5712-12252,6205
ST=250,9377
4. Faktörler ve hatanın kareler toplamı
2 2
A 1 A1 2 A2S A /n A /n C.F
2 2
A 1 A1 2 A2S A /n A /n CF
SA =[(-153,96)2/4+(-159,11)
2/4] –(-313,083)
2 /8 = (5926,228+6329,714)-12252,229
SA=12255,942-12252,62
SA=3,322
162
2 2
B 1 B1 2 B2S B /n B /n C.F
SB =[ (-156,16)2/4+ (-156,91)
2/4] –(-313,083)
2 /8 = (6097,267+6155,422)-12252,62
SB=12252,689-12252,62
SB=0,0693
2 2
AXB 1 (AXB)1 2 (AXB)2S (AXB) /n (AXB) /n C.F
SAXB =[(-159,62)2/4+(-153,45)
2/4] –(-313,083)
2 /8 = (6370,195+5887,185)-12252,62
SAXB=12257,38-12252,62
SAXB=4,760
2 2
C 1 C1 2 C2S C /n C /n C.F
SC =[(-174,82)2/4+(- 138,25)
2/4] –(-313,083)
2 /8 = (7641,207+4778,611)-12252,62
SC=12419,818-12252,62
SC=167,198
2 2
D 1 D1 2 D2S D /n D /n C.F
SD =[ (168,715)2/4+ (-144,363)
2/4] –(-313,083)
2 /8 = (7116,609+5210,168)-12252,62
SD=12326,777-12252,62
SD=74,157
(C.F)/n(AXC)/n(AXC)S (AXC)2
2
2(AXC)1
2
1(AXC)
SAxC=[(-158,23)2/4+(-154,84)
2/4] –(-313,083)
2 /8 = (6259,57+5994,475)-12252,62
SAxC =12254,045-12252,62
SAxC =1,425
SAxC=1,425
Se =ST – SA-SB-SAxB-Sc-SAxC-SD
Se=0,0064
S6 değerinide Se yi kontrol amaçlı hesaplayacak olursak,
C.F/n(6)/n(6)S (6)2
2
2(6)1
2
1(6)
S6 = [(-156,68)2/4+4(-156,39)
2/4] –(-313,083)
2 /8 = (6137,2364+6115,39)-12252,62
S6 = 12252,6264-12252,62
163
S6 = 0,0064 değeri bulunur.
Yani S6=Se olduğundan yapılan hesaplamalar doğrudur.
5. Serbestlik Dereceleri
Her faktörün serbestlik derecesi seviye sayısının bir eksiğidir. Toplam serbestlik
derecesi ise yapılan deney sayısının bir eksiğidir.
fT = Toplam serbestlik derecesi
fT=N-l
fT = (Deneme sayısı) – 1
fT= 8-1 = 7
A Af k 1= 2-1 = 1
B Bf k 1 = 2-1 = 1
C Cf k 1= 2-1 = 1
D Df k 1 = 2-1 = 1
AXB A Bf (f ).(f ) = 1.1 =1
AXC A Cf (f ).(f ) 1.1 1
AXCAXBDCBATe ffffffff
fe = 7-6 = 1
6. Varyans
Faktörler ve hatanın varyansları aĢağıdaki gibi bulunur.
A A AV S /f
VA = 3,322 / 1 = 3,322
VB = 0,0693 / 1 = 0,0693
VC = 167,198 / 1 = 167,198
VD = 74,157 / 1 = 74,157
VAXB = 4,760 / 1 = 4,760
VAXC = 1.425 / 1 = 1.425
Ve = 0.0064 / 1 = 0.0064
164
7. Varyans oranı (F)
Varyans oranları aĢağıdaki gibi bulunur.
AA
e
VF
V
FA = 3,322 / 0.0064 = 519.06
FB= 0,0693/ 0.0064= 10.82
FC=167,198 / 0.0064 = 26124.68
FAXB=4,760 / 0.0064 = 743.75
FAXC=1.425 / 0.0064=222.65
FD=74,157 / 0.0064 = 11587.03
Fe=0.0064 / 0.0064 = 1
8.Düzeltilmiş kareler toplamı (SI)
Faktörler ve hatanın düzeltilmiĢ kareler tplamı aĢağıdaki gibi bulunur.
'
A A e AS S (V ).(f )
'
AS =3,322-0.0064x1=3.3156
'
BS =0,0693-0.0064x1=0.0629
'
CS =167,198-0.0064x1=167.191
'
DS =74,157-0.0064x1=74.150
'
AXBS =4,760-0.0064x1=4.7536
I
AXCS =1.425-0.0064x1=1.4186
I
e e e A B C D AXB AXCS S V (f f f f f f )
'
eS =0.0064+0.0064 x 6=0.0448
9.Katkı yüzdeleri
'
AA
T
SP x100
S
PA= (3.3156/250.9377) x 100 = 1.321
PB= (0.0629/250.9377) x 100 =0.0250
PC= (167.191/250.9377) x 100=66.626
165
PD= (74.150/250.9377) x 100=29.549
PAXB= (4.7536/250.9377) x 100=1.894
PAxC= (1.4186/250.9377) x 100=0.565
Pe = (0.0448 / 250,9377) x 100= 0.0178
Yapılan varyans analizi sonucunda elde edilen veriler toplu olarak Çizelge 4.15‟de
verilmiĢtir. Çizelgedeki bu veriler yardımıyla sarsıntının oluĢumunda hangi faktörlerin ve bu
faktör etkilerinin yüzde olarak hangi miktarda olduğu belirlenecektir. Etkili faktörler F testiyle,
bu faktör etkilerinin yüzde miktarı ise Çizelge 4.15‟deki katkı yüzdesi sütunundan ortaya
konacaktır.
Çizelge 4.15 S/N değerlerine göre elde edilen veriler ile oluĢturulan varyans analizi çizelgesi.
COLON FAKTÖR SERBESTLĠK
DERECESĠ
KARELER
TOPLAMI
(S)
VARYANS
(V)
F TABLO
DEĞERLERĠ
DÜZ.
KARELER
TOLAMI
('S )
KATKI
YÜZDESĠ
(P)%
1 A 1 3,322 3,322 519.06 3.3156 1.321
2 B 1 0,0693 0,0693 10.82 0.0629 0.0250
3 AXB 1 4,760 4,760 743.75 4.7536 1.894
4 C 1 167,198 167,198 26124.68 167.191 66.626
5 AXC - 1,4250 1,4250 222.65 1.4186 0.565
6 - - - - - - -
7 D 1 74,157 74,157 11587.03 74.150 29.549
Diğer / e 1 0,0064 0,0064 1 0.0448 0.0178
Toplam 7 250,9377 100
F testi, hesaplanan F değerlerinin çizelgeden okunan F değerleriyle karĢılaĢtırılması
suretiyle yapılmaktadır. Bir faktör için hesaplanan F değerinin çizelgeden okunan F değerinden
büyük olması sıfır hipotezinin reddildiğinin yani faktör etkisinin anlamlı olduğunun ifadesidir.
Bütün faktörler için hesaplanan F değerleri, F tablo değerleri ile %90, %95, %97.5 ve %99
güven seviyesinde karĢılaĢtırıldığında anlamlı olan faktörler aĢağıdaki gibi belirlenmiĢtir.
F(1,1) için %90 güven seviyesinde 39,864 değeri için A, AXB, AXC, C, D faktörleri
anlamlı,
F(1,1) için %95 güven seviyesinde 161,45 değeri için A, AXB, AXC, C, D faktörleri
anlamlı,
F(1,1) için %97.5 güven seviyesinde 647,79 değeri için AXB, C, D faktörleri anlamlı,
F(1,1) için %99 güven seviyesinde 4052.2 değeri için C, D faktörleri anlamlı olarak tespit
edilmiĢtir.
166
ÇeĢitli güven seviyelerinde anlamlı bulunan A, AXB, AXC, C, D faktörlerinin katkı
yüzdeleri ise sırasıyla %1.32, %1.89, %0.56, %66.62, %29.54 olarak belirlenmiĢtir. Kontrol
edilemeyen faktörlerden kaynaklanan hata ise %0.017 dir.
10. Faktör birleştirme (Pooling)
Anlamlı faktörleri daha sağlıklı ve doğru bir Ģekilde belirlemek amacıyla faktör
birleĢtirme iĢlemi yapılmıĢtır. Bu amaçla katkı yüzdesi en düĢük olan ve etkisi anlamsız bulunan
faktör yani B (Toplam patlayıcı miktarı) faktörü bu iĢleme tabi tutulmuĢtur.
Bu amaçla; aĢağıdaki prosedür uygulanır.
i.B faktörlerinin serbestlik dereceleri kendi satırlarından silinerek hata serbestlik
derecesine eklenir ve yeni hata serbestlik derecesi 2 olarak bulunur.
fe p=fe + fB
fep = 1 +1=2
Diğer faktörlerin ve toplamın serbestlik derecesi değiĢmeyecektir.
ii.B ve faktörünün kareler toplamı kendi satırlarından silinerek hata kareler toplamına
eklenir ve yeni hata kareler toplamı 0.0757 olarak bulunur.
Se p= Se + SB
Se p= 0,0064+0,0693=0.0757
Diğer faktörlerin ve toplamın hata kareler toplamı değiĢmeyecektir.
iii.Son aĢamada ise faktörler ve hatanın; varyansları, varyans oranları (F), düzeltilmiĢ
kareler toplamları ve katkı yüzdeleri önceki adımlarda anlatılan süreç aynen takip edilerek
tekrar belirlenir ve faktör birleĢtirme iĢlemi tamamlanır. Hesaplamalar aĢağıda yapılmıĢtır.
VA = 3.322 / 1 = 3.322
VC = 167.198/1 =167.198
VD = 74.157 / 1=74.157
VAXB = 4.760/1=4.760
VAxC=1.4250/1=1.425
Ve = 0.0757/2 =0.0378
FA = 3.322/0.0378=87.88
FC = 167.198/0.0378=4423.22
167
FD = 74.157/0.0378=1961.82
FAXB = 4.760/0.0378=125.92
FAxC=1.425/0.0378=37.69
Fe = Ve / Ve =0.0378/0.0378=1
'
A A e AS S (V ).(f )
'
AS =3.322-(0.0378).(1) = 3.2842
'
CS =167.198-(0.0378).(1) = 167.1602
'
DS =74.157-(0.0378).(1) = 74.1192
'
AXBS =4.76-(0.0378).(1) = 4.7222
S‟AxC =1.425-(0.0378).(1) =1.3872
'
eS =Se+ Ve (fA+fC+fD+fAxB+fAXC)
'
eS =0.0757 + 0.0378 (1+1+1+1+1)=0.2647
'
AA
T
SP x100
S
A
3,2842P x100
250,9377 = 1.30
C
167,16P x100
250,9377 = 66.61
D
74,119P x100
250,9377 = 29.53
AXB
4,722P x100
250,9377= 1.88
AXC
1,387P x100
250,9377= 0.552
e
0,2647P x100
250,9377= 0.105
Bu hesaplamalar sonucu oluĢan yeni varyans analiz tablosu Çizelge 4.16‟da
sunulmuĢtur. %90, %95, %97.5 ve %99 güven seviyesinde anlamlı olan faktörler aĢağıdaki gibi
belirlenmiĢtir.
168
Çizelge 4.16 Pooling uygulanan S/N değerleri varyans analizi çizelgesi.
COLON FAKTÖR SERBESTLĠK
DERECESĠ
KARELER
TOPLAMI
(S)
VARYANS
(V)
HESAPLANAN
F DEĞERLERĠ
DÜZ.
KARELER
TOPLAMI '(S )
KATKI
YÜZDESĠ
(P)%
1 A 1 3,322 3,322 87.88 3.2842 1.3087
2 B Faktör birleĢtirme
3 AXB 1 4,760 4,760 125.92 4.7222 1.8818
4 C 1 167,198 167,198 4423.22 167.1602 66.6142
5 AXC - 1,4250 1,4250 37.69 1.3872 0.5528
6 - - - - - - -
7 D 1 74,157 74,157 1961.82 74.1192 29.5368
Diğer/e 2 0.0757 0,0378 1 0.2647 0.105
Toplam 7 250,9377 100
F (1,2) % 90 da 8.5263 için A, AXB, AXC, C, D faktörleri anlamlı
% 95 de 18.563 için A, AXB, AXC, C, D faktörleri anlamlı
% 97,5 de 38.506 için A, AXB, C, D faktörleri anlamlı
% 99 de 98.503 için AXB, C, D faktörleri anlamlı bulunmuĢtur,
ÇeĢitli güven seviyelerinde anlamlı bulunan A,AXB, C, AXC, D faktörlerinin katkı
yüzdeleri ise sırasıyla %1.30, %1.88, %66.61, %0.55, %29.53 olarak belirlenmiĢtir. Kontrol
edilemeyen faktörlerden kaynaklanan hata ise %0.1 dir.
4.9.4 Sürecin optimum şartlardaki performansının tahmini ve Güvenilirlik
Sürecin optimum Ģartlardaki performası her iki performans istatistiği için incelenmiĢ
olup, her ikisi içinde faktör birleĢtirme sonrası her bir güven seviyesi için anlamlı çıkan
faktörler ve etkileĢimler dikkate alınmıĢtır.
i. Ortalama istatistiğine göre
Ortalama istatistiği için anlamlı bulunan C (Ölçüm uzaklığı) ve D (Gecikme aralığı)
faktörleri ile, AxB (Delikler arası mesafe x Toplam patlayıcı miktarı) etkileĢimi optimum
performansı belirlemede dikkate alınmalıdır.
C ve D faktörleri incelenecek olursak, bu faktörlerin sarsıntıyı minimum yapan
seviyeleri C2 yani 150 m ölçüm uzaklığı ve D2 yani 42 ms gecikme aralığı seviyeleridir. AxB
etkileĢimi iki faktörün bir arada etkili olduğunu ifade ettiğinden, A ve B nin seviyeleri artık
AxB etkileĢim kombinasyonlarına göre belirlenecekir. Bunun için AB arasındaki etkileĢimin
seviye kombinasyonlarının çıktı sonuçlarına bakmak gerekmektedir. Bu etkileĢim seviye
kombinasyonları;
169
1 1A B = 132.5
1 2A B = 78.5
2 1A B = 87,9
2 2A B = 145,95 Ģeklindedir.
Görüldüğü gibi AB etkileĢimi dikkate alındığında minumum sarsıntı değerini veren
kombinasyon 78.5 değeriyle A1B2 kombinasyonudur. Ortalama istatistiğine göre etkileĢimler
dikkate alınmadan yersarsıntısını minimize eden optimum Ģartların A1, B1, C2, D2
konfigirasyonu olduğu hatırlanırsa, bu kombinasyondaki A1B1 değerine göre A1B2 değeri daha
küçüktür yani daha düĢük bir sarsıntı yapmaktadır. Dolayısıyla AB etkileĢimi dikkate
alındıktan sonra minimum sarsıntıyı sağlayacak optimum Ģartlar A1B2,, C2,D2 kombinasyonu
olarak ortaya çıkar. Bu tasarım 8 m delikler arası mesafe, 600 kg toplam patlayıcı miktarı, 150
m ölçüm uzaklığı ve 42 ms gecikme aralığının kullanıldığı patlatma tasarımını tanımlar. Bu
Ģartlarda sürecin performansı (yani patlatma sarsıntısı) aĢağıdaki gibi bulunmuĢtur.
opt. 1 2 2 2Y T (A XB T) (C T) (D T)
Yopt = 111,2 + (78,5-111,2) + (54,9-111,2) + (69,02-111,2)
Yopt = 111,2 – 32,7 -56,3 -42,18
Yopt = -19,98 =0
TitreĢim değeri eksi bir değer olamayacağından Yopt= 0 olarak alınır.
Elde edilen bu sonucun anlamlı olabilmesi için; tahmini performans değeri dikkate
alınarak güven aralığı sınırlarının belirlenmesi ve A1B2,, C2, D2 optimum patlatma
konfigirasyonuna göre yapılan 4 deneme patlatmasının (doğrulama deneyleri) sarsıntı
ortalamasının bu belirlenen aralık içinde olması gerekir. Buna göre %90 güven seviyesi için
tolerans;
1 2 e e r e rC.I F(n ,n ) x V x (N N ) / N xN
1,64)8/(1Ne
C.I F ( 1,19 ) x 183,30 x ( 1,6 4 ) / 1,6 x 4
C.I F (2,990) x 183,30 x ( 1,6 4 ) / 1,6x 4
C.I 479,558
C.I 21,89 olarak, güven aralığı ise;
170
0 -21.89 < y < 0+21.89
-21.89< y < 21.89 olarak bulunur.
Yine yukarıdaki güven aralığı formülü kullanılarak %95, %97.5 ve %99 güven
seviyelerinde belirlenen toleranslar ve güven aralıkları aĢağıdaki gibidir.
% 95 güven seviyesi için CI= 34.7 , güven aralığı -34.7 < y < 34.7
% 97.5 güven seviyesi için CI= 40.3, güven aralığı -40.3 < y < 40.3
% 99 güven seviyesi için CI=47.46 , güven aralığı -47.46 < y < 47.46
Tahmini performansın doğruluğunu istatistiksel olarak ortaya koymak için yapılan
doğrulama deneyleri sonucunda ise Çizelge 4.17‟deki sarsıntı değerleri gibi elde edilmiĢtir.
Çizelge 4.17 Doğrulama deneyleri sonuçları.
Doğrulama
Deney No 1 2 3 4 Ortalama
Sarsıntı değeri
(mm/sn) 36.8 32.7 34.6 32.1 34.05
Görüldüğü gibi doğrulama deney ortalaması, %90 güven seviyesi için, güven sınırları
içinde kalmazken, %95, %97.5 ve %99 için güven sınırları içindedir. Bu durum doğrulama
deneylerinin, geniĢ bir aralıkta belirlenen performansı anlamlı ve geçerli yaptığını ortaya koyar.
Ancak daha kesin ve sağlıklı sonuç için doğrulama deneylerinin sayısının arttırılması faydalı
olacaktır.
ii)S/N İstatisitiğine göre
F (1,2) %90 da 8.5263 için A, AXB, AXC, C, D faktörleri anlamlı
%95 de 18.563 için A, AXB, AXC, C, D faktörleri anlamlı
%97,5 de 38.506 için A, AXB, C, D faktörleri anlamlı
%99 de 98.503 için AXB, C, D faktörleri anlamlı bulunmuĢtur,
EtkileĢimsiz Ģartlarda temel etkilere göre belirlenen optimum Ģartlar A1, B1, C2, D2
olarak belirlenmiĢti. Ancak varyans analizi sonrası anlamlı bulunan faktörlere ve etkileĢimlere
göre bu Ģartların revize edilmesi gerekmektedir.
S/N istatistiğine için %90 ve %95 güven seviyesinde anlamlı bulunan faktörler A,
(Delikler arası mesafe) AXB (Delikler arası mesafe x Toplam patlayıcı miktarı), AxC (Delikler
arası mesafe x Ölçüm uzaklığı), C (Ölçüm uzaklığı), D (Gecikme aralığı) faktörleridir.
171
Dolayısıyla bu faktörler optimum performansı belirlemede dikkate alınacaktır. Burada öncelikle
etkileĢimlerin incelenmesi gerekmektedir. AB etkileĢimin kombinasyonlarına bakılacak olursa;
Bunlar
1 1A B = (47,244 + 31,095)/2 = 39,169
2 1A B = (40,054 + 37,772)/2 = 38,913
1 2A B = (39,728 + 35,897)/2 = 37,812
2 2A B = (47,802 + 33,486)/2 = 40,644 Ģeklindedir.
Görüldüğü gibi minimum sarsıntı değerini veren kombinasyon 1 2A B kombinasyonudur
ve bu değer etkileĢimsiz optimum Ģartlar için belirlenen 1 1A B in sarsıntı değerinden düĢüktür.
Dolayısıyla A1 B1, A1 B2 olarak düzeltilerek yeni Ģartlar A1, B2, C2, D2 olarak belirlenir.
EtkileĢimdeki A1 ise zaten konfigirasyonda içerildiğinden A faktörü için bir çeliĢki söz konusu
değildir. Dolayısıyla AB etkileĢimi dikkate alındıktan sonra minimum sarsıntıyı sağlayacak
optimum Ģartlar A1B2,, C2, D2 kombinasyonu olarak ortaya çıkar ve sürecin optimum Ģartlardaki
performansı (yani patlatma sarsıntısı) aĢağıdaki gibi bulunur.
T = -313,083
T = -313,083 / 8 = -39,135
Yopt = -39,135 + ((-37,812-(-39,135)) + ((-34,555-(-39,135)) + ((-36,085-(-39,135))
Yopt =-39,135 +1,323 + 4,58 + 3,05
Yopt = -30,182
Bu logoritmik değeri normal değere dönüĢtürürsek 32.29 mm/sn değeri elde edilir.
Diğer etkileĢim olan AC nin etkisini belirlemek için yine kombinasyonları incelenir.Bu
kombinasyonlar;
1 1A C = (47,244 + 39,728)/2 = 43,486
2 1A C = (40,054 + 47,802)/2 = 43,928
1 2A C = (31,095 + 35,897)/2 = 33,496
2 2A C = (37,772 + 33,486)/2 = 35,631 Ģeklindedir.
172
Burada ise minimum sarsıntı değerini veren kombinasyon 1 2A C kombinasyonudur. Bu
kombinasyon A1 ,B2 ,C2 ,D2 olarak belirlenen optimum Ģartlarla zaten uyumlu olduğu için yani
zaten içerildiği için AC etkileĢimi için optimum Ģartlarda bir revizyona ihtiyaç duyulmaz.
Sonuç olarak S/N istatistiği için, %90 ve %95 güven seviyesinde yersarsıntısını
minimize eden optimum Ģartlar A1, B2, C2, D2 konfigirasyonudur. Bu tasarım 8 m delikler arası
mesafe, 600 kg toplam patlayıcı miktarı, 150 m ölçüm uzaklığı ve 42 ms gecikme aralığının
kullanıldığı patlatma tasarımını tanımlar.
%97.5 ve %99 güven seviyeleri için ise faktör sayıları değiĢmesi ve azalmasına rağmen
optimum Ģartlarda ve performans değerinde bir değiĢim söz konusu değildir.
Elde edilen bu sonuçların anlamlı olabilmesi için; tahmini performans değeri dikkate
alınarak güven aralığı sınırlarının belirlenmesi ve A1B2,, C2,D2 optimum patlatma
konfigirasyonuna göre yapılan 4 deneme patlatmasının (doğrulama deneyleri) sarsıntı
ortalamasının bu belirlenen aralık içinde olması gerekir. Buna göre %90 güven seviyesi için
tolerans;
reree21 Nx N / )N(Nx V x )n,nF(C.I
Ne= N
1 c =8/(1+3) = 2
4 x 2 / ) 42 ( x 0,0378 x ) 1,2 ( FC.I
4 x 2 / ) 42 ( x 0,0378 x ) (8,526C.I
C.I 0,491bulunur.
Güven aralığı ise;
-30.182 -0.491 < y < -30.182 +0.491
-29.691< y <30.673 olarak bulunur.
Bu logoritmik sınır değerler gerçek değerlere antilogaritması alınarak çevrilir. Bu
dönüĢüm förmülü ve hesaplama aĢağıda yapılmıĢtır.
S/N= -10 log10 (MSD)
(S/N)/-10=log10 (MSD)
MSD = 10-(-S/N)/10
MSD = 10-(-29,691)/10
=931.3
Yexp=(MSD)1/2 = (931.3)
1/2 =30.51
173
MSD = 10-(-30,673)/10
= 1167.6
Yexpected=(MSD)1/2 = (1167.6)
1/2 =34.17 bulunur.
Güven sınırlarıda 30.51 ≤ y ≤ 34.17 Ģeklinde oluĢur.
Görüldüğü gibi doğrulama deney ortalaması (34.05), %90 güven seviyesi için, güven
sınırları içinde kalmaktadır. Bu doğrulama deney ortalaması %95, %97.5 ve %99 güven
seviyeleri için ise daha geniĢ aralıklar söz konusu olacağından yine sınırlar içinde kalacaktır.
Sonuç olarak S/N istatistiğine göre, patlatma kaynaklı sarsıntıları azaltmak için kontrol
edilebilen delik geometrisi parametreleri dikkate alınarak yapılan deney tasarımı baĢarıyla
uygulanabilir niteliktedir.
174
5. SONUÇ
Bu çalıĢmada bir deney tasarım yöntemi olan Taguchi deneysel tasarım yöntemi
kullanılarak SLĠ Ģartlarında kontrol edilebilir olan bazı delik geometrisi faktörlerinin
(parametrelerinin) patlatma kaynaklı sarsıntılara olan etkilerinin incelenmesi ve bu patlatma
kayaklı sarsıntıların faktör optimizasyonu ile azaltılması amaçlanmıĢtır.
Bu amaçla SLĠ Ģartlarında kontrol edilebilir olan 4 faktör (Delikler arası mesafe (A),
Toplam patlayıcı madde miktarı (B), Ölçüm uzaklığı (C) ve Gecikme süresi (D)) 2 seviyeli
olarak ve L8(2)7 Ortogonal dizini kullanılarak 3 tekrarlı 8 deney kombinasyonuna tabi tutulmuĢ,
her bir deney sonucunda oluĢan sarsıntı değerleri parçacık hızı (mm/sn) olarak sarsıntı ölçüm
cihazında okunup kayıt altına alınarak, bu deney sonuçları hem ortalama hem de S/N
istatistiğine göre analiz edilmiĢtir. Tüm deney patlatmaları iĢletmede Aslanlı bölgesi Dragline
panosunun bir diliminde kömür üstündeki 22 m lik marn formasyonunda 90 açıyla, 9 ınc
çapında, delikler oluĢturarak ve üçerli guruplar halinde seri olarak patlatılarak yapılmıĢtır.
Analiz aĢamasında ilk olarak temel etkiler ve etkileĢimler belirlenmiĢtir. Temel etkiler
değerlendirildiğinde; her iki istatistik için etkileĢimsiz durumda, sarsıntı miktarını minimize
eden optimum Ģart kombinasyonu (yani faktörlerin seviyeleri) A1B1C2D2 olarak belirlenmiĢtir.
Yani bu kombinasyon 8 m delikler arası mesafe, 450 kg toplam patlayıcı miktarı, 150m ölçüm
uzaklığı, 42 ms gecikme süresini ifade etmektedir. Her iki istatistik için; ölçüm uzaklığı (C) ve
gecikme süresi (D) en yüksek temel etkiye sahip faktörler olmuĢtur. Bu Ģartlarda sürecin
performansı ortalama istatistiği için 6.01 mm/sn, S/N istatistiği için 34.56 mm/sn olarak
bulunmuĢtur.
Yine her iki istatistik için etkileĢimler değerlendirildiğinde; Ortalama istatistiği için
Delikler arası mesafe (A) ile Toplam patlayıcı madde miktarı (B) arasında güçlü, Toplam
patlayıcı madde miktarı (B) ile Ölçüm uzaklığı (C ) arasında zayıf etkileĢim; S/N istatistiği için
ise; Delikler arası mesafe (A) ile Toplam patlayıcı madde miktarı (B) arasında güçlü, Delikler
arası mesafe (A) ile Ölçüm uzaklığı (C ) arasında zayıf etkileĢim belirlenmiĢtir.
Sonraki aĢamada her iki istatistik için faktör ve etkileĢimlerin etkilerinin anlamlılığını
ve etki oranını belirlemek amacı ile varyans analizi yapılmıĢtır. Varyans analizlerinde çıkan
sonuçlara göre nihai optimum Ģartlar belirlenmiĢ ve doğrulama deneyleri yapılarak bu optimum
Ģartların güvenilirliği tespit edilmiĢtir.
Ortalama istatistiğine göre yapılan varyans analizi sonucunda %90 güven seviyesinde
A, AXB, C, D faktörleri, %95 %97,5 ve %99 güven seviyelerinde ise AXB, C, D faktörleri
175
anlamlı bulunmuĢtur. Bu faktörlerin seviyeleri yani optimum Ģartlar ise etkileĢimler de dikkate
alındıktan sonra tüm güven seviyeleri için A1B2, C2, D2, olarak, yani 8 m delikler arası mesafe
600 kg toplam patlayıcı miktarı, 150 m ölçüm uzaklığı, 42 ms gecikme süresi olarak ortaya
çıkmıĢtır (%90 da anlamlı bulunan A faktörü etkileĢim halinde daha yüksek bir azaltıcı etkiye
sahip olduğundan süreç performansına katkısı etkileĢim olarak dahil edilmiĢtir). Dolayısıyla tüm
güven seviyeleri için anlamlı bulunan ve süreç performans tahmininde hesaba katılan faktörler
AXB,C,D faktörleri olarak belirlenmiĢ olup bunların katkı yüzdeleri ise sırasıyla %13.15,
%53.47, %29.98 olarak belirlenmiĢtir. Kontrol edilemeyen faktörlerden kaynaklanan hata ise
%2.97 dir. Yani tüm güven seviyelerinde parametrelerin sarsıntı oluĢumunda etkinlik
sıralaması büyükten küçüğe ölçüm mesafesi, gecikme süresi, delikler arası mesafe-toplam
patlayıcı miktarı etkileĢimi Ģeklindedir. Her bir güven seviyesi için tahmini performans hesabına
katılan anlamlı faktörler aynı olduğu için sürecin optimum Ģartlardaki nihai performansı da her
bir güven seviyesi için aynıdır ve 0 mm/sn olarak bulunmuĢtur. Bu değer görüldüğü gibi daha
önce etkileĢimsiz Ģartlar için 6.01 mm/sn olarak bulunan performans değerinden düĢüktür.
Tahmin edilen bu süreç performansının yani tasarımın güvenilirliğini belirlemek için 4
doğrulama deneyi uygulanarak yapılan güven aralığı testinde ise tasarım % 90 güven seviyesi
için güvenilir çıkmazken, %95, %97.5 ve %99 için güvenilir çıkmıĢtır.
S/N istatistiğine göre yapılan varyans analizi sonucunda %90 ve %95 güven
seviyesinde A, AXB, AXC, C, D faktörleri, %97,5 güven seviyesinde A, AXB, C, D faktörleri
ve %99 güven seviyesinde AXB, C, D faktörleri anlamlı bulunmuĢtur. Bu faktörlerin seviyeleri
yani optimum Ģartlar ise etkileĢimlerde dikkate alındıktan sonra tüm güven seviyeleri için A1B2 ,
C2, D2, olarak, yani 8 m delikler arası mesafe 600 kg toplam patlayıcı miktarı, 150 m ölçüm
uzaklığı, 42 ms gecikme süresi olarak ortaya çıkmıĢtır.
Tüm güven seviyeleri için anlamlı bulunan ve süreç performans tahmininde hesaba
katılan faktörler AXB, C, D faktörleri olarak belirlenmiĢ olup bunların katkı yüzdeleri ise
sırasıyla %1.88, %66.61, %29.53 olarak belirlenmiĢtir. Kontrol edilemeyen faktörlerden
kaynaklanan hata ise %0.1 dir. Yani tüm güven seviyelerinde parametrelerin sarsıntı
oluĢumunda etkinlik sıralaması büyükten küçüğe ölçüm mesafesi, gecikme süresi, delikler arası
mesafe-toplam patlayıcı miktarı etkileĢimi Ģeklindedir. Her bir güven seviyesi için tahmini
performans hesabına katılan anlamlı faktörler aynı olduğu için sürecin optimum Ģartlardaki
nihai performansı da her bir güven seviyesi için 32.29 mm/sn (30.182 log mm/sn) olarak
bulunmuĢtur.Bu değer görüldüğü gibi daha önce etkileĢimsiz Ģartlar için bulunan 34.56 mm/sn
(30.773 log mm/sn) olarak bulunan performans değerinden düĢüktür.
176
Tahmin edilen bu süreç performansının yani tasarımın güvenilirliğini belirlemek için 4
doğrulama deneyi uygulanarak yapılan güven aralığı testinde ise tasarım tüm güven seviyeleri
için güvenilir çıkmıĢtır.
Bu sonuçlar genel bir bakıĢ açısıyla değerlendirilecek olursa; SLĠ Ģartlarında patlatma
kaynaklı sarsıntıların azaltılmasında etkin birincil faktörler büyüklük sırasına göre patlama
noktasına olan uzaklık ve patlatmadaki gecikme süresidir. Ġki faktöründe artması sarsıntı
miktarını azaltmaktadır. Bu sonuçlar literatürde bu konuyla ilgili yapılan çalıĢmalarda elde
edilen sonuçlara paralel olup, desteklemektedir. Sarsıntı oluĢumunda etkin ikincil faktör ise
birincil faktörlere göre etkisi çok daha az olmasına rağmen delikler arası mesafe-patlayıcı
madde miktarı etkileĢimidir. Bu etkileĢimde düĢük delikler arası mesafe ve nispeten daha
yüksek patlayıcı madde miktarı birincil faktörlere göre çok daha az olsa da sarsıntı oluĢumunda
etken bir faktördür. Bununla beraber delikler arası mesafe faktörü ise tek baĢına en düĢük
oranda etkin faktör olarak belirlenmiĢtir.
GeliĢtirilen tasarım sayesinde 62 mm/sn olan titreĢim miktarı 34,56 mm/sn
düĢürülmüĢtür.
Üretimde zaman ve maliyet açısından bilimsel metotların kullanılması bir
zorunluluktur. Deneysel tasarım metotları, iĢletmelerin artan rekabet Ģartlarında pazar paylarını
arttırabilmeleri ve etkin çalıĢabilmeleri için önemli baĢarı aracıdır. ĠDT yönetmelerinin
kullanımı, yani ürüne doğrudan müdahale yerine, üretime baĢlamadan süreç parametrelerinin en
doğru Ģekilde dizaynı iĢletmelerin sistemlerini, daha az zaman ve maliyet kaybıyla etkin ve
verimli bir Ģekilde iĢletebilmesini sağlamaktadır.
Dünya da son yıllarda üretim endüstrisinin pek çok kolunda uygulanan ve baĢarılı
sonuçlar veren Taguchi deneysel tasarım yöntemi madencilikteki problemlerin ve özellikle de
patlatma kaynaklı problemlerin çözümünde kullanabilir niteliktedir. Bu metodun diğer deneysel
tasarım yöntemlerine göre aynı sonuçları verirken çok daha az deneye ihtiyaç duyması,
madencilik gibi saha çalıĢmasının kaçınılmaz olduğu alanlarda yapılan araĢtırmalarda ciddi
zaman, maliyet ve kolaylık avantajı sağlamaktadır.
Patlatma kaynaklı problemlerin çözümünde sağlıklı bir patlatma tasarımının önemi
tartıĢılmazdır. Sağlıklı bir patlatma tasarımı için ise patlatma tasarımında etkin pek çok faktörün
dikkate alınması ve incelenmesi gerekmektedir. Bu çalıĢma kapsamında iĢletme Ģartlarının
elverdiği 4 faktör kontrol edilebilmiĢtir. Ancak kontrol edilebilir faktör sayısının daha yüksek ve
kapsamlı olduğu iĢletme ve deney Ģartlarının yaratıldığı koĢullarda, ĠDT veya özellikle Taguchi
177
deney tasarımı kullanılarak yapılacak patlatma tasarımı, hem lokal hem de genel anlamda çok
daha anlamlı ve gerçekçi sonuçlar verecektir.
178
KAYNAKLAR DİZİNİ
[1] Dağçimen, A., 2006, Patlatma tasarımı için geliĢtirilen bir bilgisayar programı, Çukurova
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü yüksek lisans tezi, Adana.
[2] Arpaz, E., 2000, Türkiye‟deki bazı açık iĢletmelerde patlatmadan kaynaklanan
titreĢimlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi, Cumhuriyet Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü doktora tezi, Sivas.
[3] Çömlekçi, N., 2003, Deney tasarımı ilke ve teknikleri, Alfa Yayınları, Ġstanbul.
[4] ġanyılmaz, M., 2006, Deney tasarımı ve kalite geliĢtirme faaliyetlerinde Taguchi yöntemi
ile bir uygulama, Dumlupınar Üniversitesi yüksek lisans tezi, Kütahya.
[5] Kahriman, A., 2004, Patlatma mühendisliği semineri, Ġstanbul, 8-14 s.
[6] Onargan, T., Yayla, N., Gönen, A., Kaya, E., Germen, M., 2003, Açık ocak tasarımı ve
planlaması, delik delme patlayıcı maddeler ve kullanımı, eğitim semineri, Yurt
Madenciliğini GeliĢtirme Vakfı, Ġstanbul.
[7] Kahriman, A., 2003, Maden ve taĢocaklarında kaya patlatma tekniği semineri, Ġstanbul.
[8] Çebi, A., 2007, SLĠ „de yapay süreksizliklerin patlatma kaynaklı yer sarsıntılarına
etkisinin incelenmesi, Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü yüksek lisans tezi.
[9] Bilgin, H. ve PaĢamehmetoğlı, A. G., 1986, Kayaların delinebilirlikleri ve
patlatabilirlikleri üzerine bir çalıĢma, 1. Ulusal Kaya Mekaniği Sempozyumu, Editörler:
M.A. HĠNDĠSTAN ve H.AKSOY, Ankara, 113-125 s.
[10] Ünal, D., 2005, Açık iĢletmelerde kullanılan patlayıcılar ve patlamalardaki yeni
teknolojiler ve uygulamaları, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü yüksek
lisans tezi.
[11] Anonim, 1986, Handbook of explosives and rock blasting, Atlas Powder Company, Texas,
U.S.A..
[12] Kahriman, A., 1999, Açık maden ve taĢ ocaklarında kaya patlatma teknolojisi eğitim
semineri, 20-38 s.
[13] ġeran, O. ve Akay, T., 1999, Açık ocaklarda delme patlatma tasarımı ve Türkiye Kömür
ĠĢletmeleri Çan Linyitleri ĠĢletmesinin delme patlatma etüdü, Ġ..Ü. Mühendislik Fakültesi
Maden Mühendisliği Bölümü bitirme projesi, Ġstanbul.
[14] CoĢkun, O., 2001, Patlayıcı maddelerle kazı tasarım parametrelerinin incelenmesi ve patas
uzman sisteminin denenmesi, Ġ.T.Ü. Maden Fakültesi yüksek lisans tezi, Ġstanbul.
[15] Tamrock, 1984, Handbook on surface drilling and blasting, PainoFactirit Filland 310 p.
[16] Özer, Ü., 2001, Patlatma kinematiğinin araĢtırılması ve patlatma simulasyonu, Doktora
Tezi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana.
[17] Konya, J., A.,. Walter, E., J., 1990, Surface blasting dewign, Prentice-Hall, New Jersy,
292 p.
[18] Kahriman, A., Ceylanoğlu, A., Demirci, A., 1996, Sivas UlaĢ yöresi sölestit açık iĢletmesi
kaya birimleri için optimum patlatma koĢullarının belirlenmesi, 2. Delme ve Patlatma
Sempozyumu, Ankara, 117-127 s.
179
KAYNAKLAR DİZİNİ (devam)
[19] Özkahraman, H. T., 1994, Critical evaluation of blast design parameters for discontinuous
rocks by blasting, Ph. D. Thesis METU, Ankara.
[20] Bilgin, H. A., 2006, Delme patlatma eğitim semineri, TMMOB Maden Mühendisleri
Odası Sürekli Eğitim Merkezi, Ankara, 108-118 s.
[21] Dick, R. A., Fletcher, L. R., D‟andrea, D. V., 1983, Explosives and blasting procedures
manual, USBM, IC 8560, USA, 44 p.
[22] Bilgin, H. A., Esen, S. ve Kılıç, M., 1998, TKĠ Çan Linyit ĠĢletmesinde patlamaların yol
açtığı çevre sorunlarının giderilmesi için araĢtırma, Proje Kod No:97-03-05-01-08,ODTÜ,
Ankara 100 sayfa.
[23] Hoek, E., Bray, J. W., (1991), Kaya Ģev stabilitesi, TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yayını, (Çevirenler: PaĢamehmetoğlu, A. G., Özgenoğlu, A., Karpuz, C.), Ankara.
[24] Dowding, C. H., (1985), Blast vibration monitoring and control, Prentice-Hall, 297 p.
[25] Us, Osmre, 1983, Federal Register, Vol. 48, No. 46, Rules and regulations (30 CFR Parts
715, 780, 816, 817).
[26] Siskind, D. E., Stagg, M. S., Koop, J. W., Dowding, C. H., 1980, Structure response and
damage Produced by Ground vibration from surface mine blasting, RI8507, Bureau of
Mines , 74 p.
[27] Ak, H., 2006, Patlatma kaynaklı yer sarsıntılarının yönsel değiĢiminin araĢtırılması,
Doktora Tezi, EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, EskiĢehir.
[28] ĠĢçen, H. Ġ., 1995, Demirbilek köyüne verilen sarsıntının denetlenmesi, MKEK Barutsan
A:ġ:Genel Müdürlüğü, Haksa ĠnĢaat Ve Ticaret A.ġ.K-3f Panosu Dekapaj ĠĢi, Elmadağ,
Ankara.
[29] Yağanoğlu, A., Altan ,A., 1993, Patlatma sonucu oluĢan titreĢimlerin izlenmesi ve analizi,
1. Delme ve Patlatma Sempozyumu, Ankara, 99-119 s.
[30] Konya, C.J., 1990, Design blasts with uncertainty and tolerance, Proceedings of the 16th
Annual Conference on Explosives and Blasting Technique, Feb. 4-9, Orlando-Florida,
USA.
[31] Gustafsson, R., 1973; Swedish blasting technique, Gothenburg, Sweden.
[32] Olofsson, S. O., 1988; Applied explosives technology for construction and mining,
Sweden.
[33] Ambraeys, N. R., Hendron, A. J., 1968; Dynamic behaviour of rock masses, ın: rock
mechanics in engineering practice, Editors: Stagg, K.G., Zienkiewicz, O.C., John Wiley
and Sons, London, 203-207 p.
[34] Nicholls, H.R, Johnson, C.F., Duvall, W.I., 1971, Blasting vibrations and their effects on
structures, United States Department of Interior, USBM, Bulletin 656.
[35] Langefors, U., Khılstrom, B., 1973, Rock blasting, John Wiley And Sons, New York.
[36] Davıes, B., Farmer, I.W., Attewell, P.B., 1964, Ground vibration from shallow sub-
surface blasts, The Engineer, Vol. 217, London, 553-559 p.
180
KAYNAKLAR DİZİNİ (devam)
[37] Attewell, P.B, Farmer, I.W., Haslam, D., 1965, Prediction of ground vibration parameters
from major quarry blasts, Mining And Minerals Eng., December, 621-626 p.
[38] Shoop, S.A., Daemen, J.J.K., 1983, Sire-specific predictions of ground vibrations ınduced
by blasting, Aime Spring Meeting, March, Atlanta.
[39] Bırch, W.J, Chaffer, R, 1983, Prediction of ground vibration from blasting on opencast
sites, Trans. Inst. Min. Metall. (Sec. A: Mining Industry), April.
[40] Ghosh, A., Daemen, J.J.K., 1983, A simple new blast vibration predictor (Based on wave
propagation laws), 24th U.S. Symp. On Rock Mechanics, June, 151-161 p.
[41] Gupta, R.N, Roy, P.P., Sıngh, B., 1988, On a blast ınduced blast vibration predictor for
efficient blasting, Proceedings Of The 22nd
International Conference On Safety Ġn Mines,
1015-1021.Beijing, China.
[42] Roy, P.P., 1991, Vibration control in an opencast mine based on ımproved blast vibration
predictors, Mining Science And Technology, 12.
[43] Rockwell, E.K, 1934, Vibrations caused by blasting and their effect on structures,
Wilmington, De: Hercules Powder Co.
[44] Thoenen, J.R., Windes, S.L., 1942, Seismic effects on quarry blasting, U.S. Bureu Of
Mines Bulletin, 442.
[45] Crandell, F.J., 1949, Ground vibration due to blasting and ıts effect upon structures,
Reprinted from Journal of Boston Society of Civil Engineers.
[46] Langefors, U., Khılstrom, B., Westerberg, K, 1948, Ground vibrations in blasting, Water
Power.
[47] Edwards, At., Northwood, T.D., 1959, Experimental blasting studies, National Resarch
Council, Ottawa, Kanada.
[48] Bauer, A., Calder , P.N., 1977, Pit slope manual, Chapter 7, Canmet Report, 77-14.
[49] Foster, G.A., 1983, OSM‟s new blasting regulations: a more reasonable interpretation,
Stone News.
[50] OSM, 1983; “Rules and Regulations”, Office of Surface Mining Reclamation and
Enforcement, Vol 46, 8 March, USA.
[51] Kahrıman, A., Karadoğan, A.K., Görgün, S., Tuncer, G., 1999, TaĢ ocaklarında
patlatmadan kaynaklanan yer sarsıntısının ölçülmesi ve analizi, 2. Ulusal Kırma TaĢ
Sempozyumu, Ġstanbul.
[52] Basu, D.,Sen, M., 2005, Blast Induced Ground Vivration Norms-A Critical Review,
National Seminar On Policies, Statutes& Legislation Ġn Mines, Postale.
[53] 01.07.2005 Tarih Ve 25862 Sayılı Resmi Gazete, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi
ve Yönetimi Yönetmeliği.
[54] Konya, C.J., Walter, E.J., 1991, Rock blasting and overbreak control, NHI Course No:
13211, US Department of Transportation, Virginia, USA.
181
KAYNAKLAR DİZİNİ (devam)
[55] Devine, J.F., Beck, R.H., Meyer, A.V.C., 1965, Vibration levels transmitted across a
presplit fracture plane. RI 6695, US Bureau of Mines, 29 p.
[56] Prakash, A. J., Palroy, P., Mısra, D. D., 2004, Analysis of blast vibration characteristics
across a trench and a pre-split plane. Fragblast, Vol.8, No.1, 51-60 p.
[57] Bilgin, H. A., Esen, S., Kılıç, M. ve AldaĢ, G. G. U., 2000, Yeniköy Linyit Ġsletmesi‟nde
patlatma kaynaklı yer sarsıntılarının incelenmesi, 4. Delme ve Patlatma Sempozyumu,
Ankara, 147-158 s.
[58] Soylak, M., 2000, Kalite geliĢtirmede deneysel tasarımve taguchi yöntemi, Erciyes
Üniversitesi yüksek lisans tezi, Kayseri.
[59] Hamzaçebi, Ç., 2000, Kalite yönetiminde taguchi felsefesi, Gazi Üniversitesi yüksek
lisans tezi, Ankara.
[60] ġirvancı, M., 1997, Kalite için deney tasarımı Taguchi yaklaĢımı, Literatür Yayınları,
Ġstanbul.
[61] Çömlekçi,N., 1998, Deney tasarımı ve çözümlemesi, Anadolu Üniversitesi yayınları,
EskiĢehir.
[62] Okutan, E. G., 2001, Deneysel tasarımın taguchi yöntemiyle karĢılaĢtırılması ve
uygulamalar, Ġstanbul üniversitesi yüksek lisans tezi, Ġstanbul.
[63] Açar, Ö., 2001, Production of a saple automotivepart by integration of rapid prototyping
and apresicion casting process, Boğaziçi Üniversitesi yüksek lisans tezi, Ġstanbul.
[64] DüzgüneĢ, O., Kesici, T., Kavuncu, O., Gürbüz, F., 1987, AraĢtırma ve denem metodları,
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi yayınları, Ankara.
[65] Özdamar, K., 1997, Paket programlar ile istatistiksel veri analizi, Anadolu Üniversitesi
yayınları, EskiĢehir.
[66] Bek, Y., Efe, E., 1995, AraĢtırma ve denem metotları, Çukurova Üniversitesi Ziraat
Fakültesi ofset atölyesi, Adana.
[67] Canıyılmaz, E., 2001, Kalite geliĢtirmede taguchi metodu ve bir uygulama, Gazi
Üniversitesi yüksek lisans tezi, Ankara.
[68] Çelik, C., 1993, Kalite geliĢtirmede tasarım eniyileme problemine taguchi yöntemlerinin
uygulanmasında sistematik bir yaklaĢım, Anadolu Üniversitesi doktora tezi, EskiĢehir.
[69] Bayrak, Z., 1996, Taguchi yönteminin kalite kontrolüne uygulanması, Kocaeli üniversitesi
yüksek lisans tezi, Kocaeli.
[70] Altınbilek, Y., 2001, ġanzıman giriĢ mili imalatındaki proses parametrelerine Taguchi
metodunun uygulanması, Ġstanbul.
182
KAYNAKLAR DİZİNİ (devam)
[71] Taguchi, G., Chowdhury, S., Wu, Y., 2005, Taguchi‟s Quality engineering handbook,
John Willey & sons inc. New Jersey.
[72] Phillip J. Ross, 1989, Taguchi techniques for quality engineering, McGraw-Hill, New
York.
[73] Devor,R.E.,Chang,T.and Sutherland,J.W.,1992, Statistical quality desing and control,
Contemporary concepts and methods.
[74] Saat, M., 2000, Kalite denetiminde taguchi yaklaĢımı,Gazi Üniversitesi Ġktisadi Ġdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, cilt:2, sayı:3, Ankara.
[75] Taguchi,G., Wu, Y., 1989, Taguchi methods case studies from the US and Europe,
Ameriken supplier institute inc., Michigan.
[76] Baynal,K.,Çok yanıtlı problemlerin taguchi yöntemi ile eniyilemesi ve bir uygulama,
Makine mühendisleri odası endüstri mühendisliği dergisi,cilt 16,sayı 2,2003
[77] Roy,K.R.,1990, A prımer on the taguchı method,Society of manufacturing engineers
dearbon, Michigan
[78] Aykul,H.,2000, Selection of selective mining methods and eguipment at coal seams
containing ınterburden, Dokuz Eylül University,Graduate school of natural and applied
scıenes,mining engineering program.
183
EKLER
Ek 1. ÇeĢitli güven seviyesi için F tablo değerleri.
%90 güven seviyesi için F tablo değerleri.
df2/df1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12 15 20 24 30 40 60 120 INF
1 39,863 49,500 53,593 55,833 57,240 58,204 58,906 59,439 59,858 60,195 60,705 61,220 61,740 62,002 62,265 62,529 62,794 63,061 63,328
2 8,526 9,000 9,162 9,243 9,293 9,326 9,349 9,367 9,381 9,392 9,408 9,425 9,441 9,450 9,458 9,466 9,475 9,483 9,491
3 5,538 5,462 5,391 5,343 5,309 5,285 5,266 5,252 5,240 5,230 5,216 5,200 5,184 5,176 5,168 5,160 5,151 5,143 5,134
4 4,545 4,325 4,191 4,107 4,051 4,010 3,979 3,955 3,936 3,920 3,896 3,870 3,844 3,831 3,817 3,804 3,790 3,775 3,761
5 4,060 3,780 3,619 3,520 3,453 3,405 3,368 3,339 3,316 3,297 3,268 3,238 3,207 3,191 3,174 3,157 3,140 3,123 3,105
6 3,776 3,463 3,289 3,181 3,108 3,055 3,014 2,983 2,958 2,937 2,905 2,871 2,836 2,818 2,800 2,781 2,762 2,742 2,722
7 3,589 3,257 3,074 2,961 2,883 2,827 2,785 2,752 2,725 2,703 2,668 2,632 2,595 2,575 2,555 2,535 2,514 2,493 2,471
8 3,458 3,113 2,924 2,806 2,726 2,668 2,624 2,589 2,561 2,538 2,502 2,464 2,425 2,404 2,383 2,361 2,339 2,316 2,293
9 3,360 3,006 2,813 2,693 2,611 2,551 2,505 2,469 2,440 2,416 2,379 2,340 2,298 2,277 2,255 2,232 2,208 2,184 2,159
10 3,285 2,924 2,728 2,605 2,522 2,461 2,414 2,377 2,347 2,323 2,284 2,244 2,201 2,178 2,155 2,132 2,107 2,082 2,055
11 3,225 2,860 2,660 2,536 2,451 2,389 2,342 2,304 2,274 2,248 2,209 2,167 2,123 2,100 2,076 2,052 2,026 2,000 1,972
12 3,177 2,807 2,606 2,480 2,394 2,331 2,283 2,245 2,214 2,188 2,147 2,105 2,060 2,036 2,011 1,986 1,960 1,932 1,904
13 3,136 2,763 2,560 2,434 2,347 2,283 2,234 2,195 2,164 2,138 2,097 2,053 2,007 1,983 1,958 1,931 1,904 1,876 1,846
14 3,102 2,726 2,522 2,395 2,307 2,243 2,193 2,154 2,122 2,095 2,054 2,010 1,962 1,938 1,912 1,885 1,857 1,828 1,797
15 3,073 2,695 2,490 2,361 2,273 2,208 2,158 2,119 2,086 2,059 2,017 1,972 1,924 1,899 1,873 1,845 1,817 1,787 1,755
184
%90 güven seviyesi için F tablo değerleri (devam).
16 3,048 2,668 2,462 2,333 2,244 2,178 2,128 2,088 2,055 2,028 1,985 1,940 1,891 1,866 1,839 1,811 1,782 1,751 1,718
17 3,026 2,645 2,437 2,308 2,218 2,152 2,102 2,061 2,028 2,001 1,958 1,912 1,862 1,836 1,809 1,781 1,751 1,719 1,686
18 3,007 2,624 2,416 2,286 2,196 2,130 2,079 2,038 2,005 1,977 1,933 1,887 1,837 1,810 1,783 1,754 1,723 1,691 1,657
19 2,990 2,606 2,397 2,266 2,176 2,109 2,058 2,017 1,984 1,956 1,912 1,865 1,814 1,787 1,759 1,730 1,699 1,666 1,631
20 2,975 2,589 2,380 2,249 2,158 2,091 2,040 1,999 1,965 1,937 1,892 1,845 1,794 1,767 1,738 1,708 1,677 1,643 1,607
21 2,961 2,575 2,365 2,233 2,142 2,075 2,023 1,982 1,948 1,920 1,875 1,827 1,776 1,748 1,719 1,689 1,657 1,623 1,586
22 2,949 2,561 2,351 2,219 2,128 2,061 2,008 1,967 1,933 1,904 1,859 1,811 1,759 1,731 1,702 1,671 1,639 1,604 1,567
23 2,937 2,549 2,339 2,207 2,115 2,047 1,995 1,953 1,919 1,890 1,845 1,796 1,744 1,716 1,686 1,655 1,622 1,587 1,549
24 2,927 2,538 2,327 2,195 2,103 2,035 1,983 1,941 1,906 1,877 1,832 1,783 1,730 1,702 1,672 1,641 1,607 1,571 1,533
25 2,918 2,528 2,317 2,184 2,092 2,024 1,971 1,929 1,895 1,866 1,820 1,771 1,718 1,689 1,659 1,627 1,593 1,557 1,518
26 2,909 2,519 2,307 2,174 2,082 2,014 1,961 1,919 1,884 1,855 1,809 1,760 1,706 1,677 1,647 1,615 1,581 1,544 1,504
27 2,901 2,511 2,299 2,165 2,073 2,005 1,952 1,909 1,874 1,845 1,799 1,749 1,695 1,666 1,636 1,603 1,569 1,531 1,491
28 2,894 2,503 2,291 2,157 2,064 1,996 1,943 1,900 1,865 1,836 1,790 1,740 1,685 1,656 1,625 1,593 1,558 1,520 1,478
29 2,887 2,495 2,283 2,149 2,057 1,988 1,935 1,892 1,857 1,827 1,781 1,731 1,676 1,647 1,616 1,583 1,547 1,509 1,467
30 2,881 2,489 2,276 2,142 2,049 1,980 1,927 1,884 1,849 1,819 1,773 1,722 1,667 1,638 1,606 1,573 1,538 1,499 1,456
40 2,835 2,440 2,226 2,091 1,997 1,927 1,873 1,829 1,793 1,763 1,715 1,662 1,605 1,574 1,541 1,506 1,467 1,425 1,377
60 2,791 2,393 2,177 2,041 1,946 1,875 1,819 1,775 1,738 1,707 1,657 1,603 1,543 1,511 1,476 1,437 1,395 1,348 1,291
120 2,748 2,347 2,130 1,992 1,896 1,824 1,767 1,722 1,684 1,652 1,601 1,545 1,482 1,447 1,409 1,368 1,320 1,265 1,193
inf 2,706 2,303 2,084 1,945 1,847 1,774 1,717 1,670 1,632 1,599 1,546 1,487 1,421 1,383 1,342 1,295 1,240 1,169 1,000
185
%95 güvenseviyesi için F tablo değerleri.
df2/df1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12 15 20 24 30 40 60 120 INF
1 161,448 199,500 215,707 224,583 230,162 233,986 236,768 238,883 240,543 241,882 243,906 245,950 248,013 249,052 250,095 251,143 252,196 253,253 254,314
2 18,513 19,000 19,164 19,247 19,296 19,330 19,353 19,371 19,385 19,396 19,413 19,429 19,446 19,454 19,462 19,471 19,479 19,487 19,496
3 10,128 9,552 9,277 9,117 9,014 8,941 8,887 8,845 8,812 8,786 8,745 8,703 8,660 8,639 8,617 8,594 8,572 8,549 8,526
4 7,709 6,944 6,591 6,388 6,256 6,163 6,094 6,041 5,999 5,964 5,912 5,858 5,803 5,774 5,746 5,717 5,688 5,658 5,628
5 6,608 5,786 5,410 5,192 5,050 4,950 4,876 4,818 4,773 4,735 4,678 4,619 4,558 4,527 4,496 4,464 4,431 4,399 4,365
6 5,987 5,143 4,757 4,534 4,387 4,284 4,207 4,147 4,099 4,060 4,000 3,938 3,874 3,842 3,808 3,774 3,740 3,705 3,669
7 5,591 4,737 4,347 4,120 3,972 3,866 3,787 3,726 3,677 3,637 3,575 3,511 3,445 3,411 3,376 3,340 3,304 3,267 3,230
8 5,318 4,459 4,066 3,838 3,688 3,581 3,501 3,438 3,388 3,347 3,284 3,218 3,150 3,115 3,079 3,043 3,005 2,967 2,928
9 5,117 4,257 3,863 3,633 3,482 3,374 3,293 3,230 3,179 3,137 3,073 3,006 2,937 2,901 2,864 2,826 2,787 2,748 2,707
10 4,965 4,103 3,708 3,478 3,326 3,217 3,136 3,072 3,020 2,978 2,913 2,845 2,774 2,737 2,700 2,661 2,621 2,580 2,538
11 4,844 3,982 3,587 3,357 3,204 3,095 3,012 2,948 2,896 2,854 2,788 2,719 2,646 2,609 2,571 2,531 2,490 2,448 2,405
12 4,747 3,885 3,490 3,259 3,106 2,996 2,913 2,849 2,796 2,753 2,687 2,617 2,544 2,506 2,466 2,426 2,384 2,341 2,296
13 4,667 3,806 3,411 3,179 3,025 2,915 2,832 2,767 2,714 2,671 2,604 2,533 2,459 2,420 2,380 2,339 2,297 2,252 2,206
14 4,600 3,739 3,344 3,112 2,958 2,848 2,764 2,699 2,646 2,602 2,534 2,463 2,388 2,349 2,308 2,266 2,223 2,178 2,131
15 4,543 3,682 3,287 3,056 2,901 2,791 2,707 2,641 2,588 2,544 2,475 2,403 2,328 2,288 2,247 2,204 2,160 2,114 2,066
16 4,494 3,634 3,239 3,007 2,852 2,741 2,657 2,591 2,538 2,494 2,425 2,352 2,276 2,235 2,194 2,151 2,106 2,059 2,010
17 4,451 3,592 3,197 2,965 2,810 2,699 2,614 2,548 2,494 2,450 2,381 2,308 2,230 2,190 2,148 2,104 2,058 2,011 1,960
18 4,414 3,555 3,160 2,928 2,773 2,661 2,577 2,510 2,456 2,412 2,342 2,269 2,191 2,150 2,107 2,063 2,017 1,968 1,917
19 4,381 3,522 3,127 2,895 2,740 2,628 2,544 2,477 2,423 2,378 2,308 2,234 2,156 2,114 2,071 2,026 1,980 1,930 1,878
20 4,351 3,493 3,098 2,866 2,711 2,599 2,514 2,447 2,393 2,348 2,278 2,203 2,124 2,083 2,039 1,994 1,946 1,896 1,843
186
%95 güvenseviyesi için F tablo değerleri (devam).
21 4,325 3,467 3,073 2,840 2,685 2,573 2,488 2,421 2,366 2,321 2,250 2,176 2,096 2,054 2,010 1,965 1,917 1,866 1,812
22 4,301 3,443 3,049 2,817 2,661 2,549 2,464 2,397 2,342 2,297 2,226 2,151 2,071 2,028 1,984 1,938 1,889 1,838 1,783
23 4,279 3,422 3,028 2,796 2,640 2,528 2,442 2,375 2,320 2,275 2,204 2,128 2,048 2,005 1,961 1,914 1,865 1,813 1,757
24 4,260 3,403 3,009 2,776 2,621 2,508 2,423 2,355 2,300 2,255 2,183 2,108 2,027 1,984 1,939 1,892 1,842 1,790 1,733
25 4,242 3,385 2,991 2,759 2,603 2,490 2,405 2,337 2,282 2,237 2,165 2,089 2,008 1,964 1,919 1,872 1,822 1,768 1,711
26 4,225 3,369 2,975 2,743 2,587 2,474 2,388 2,321 2,266 2,220 2,148 2,072 1,990 1,946 1,901 1,853 1,803 1,749 1,691
27 4,210 3,354 2,960 2,728 2,572 2,459 2,373 2,305 2,250 2,204 2,132 2,056 1,974 1,930 1,884 1,836 1,785 1,731 1,672
28 4,196 3,340 2,947 2,714 2,558 2,445 2,359 2,291 2,236 2,190 2,118 2,041 1,959 1,915 1,869 1,820 1,769 1,714 1,654
29 4,183 3,328 2,934 2,701 2,545 2,432 2,346 2,278 2,223 2,177 2,105 2,028 1,945 1,901 1,854 1,806 1,754 1,698 1,638
30 4,171 3,316 2,922 2,690 2,534 2,421 2,334 2,266 2,211 2,165 2,092 2,015 1,932 1,887 1,841 1,792 1,740 1,684 1,622
40 4,085 3,232 2,839 2,606 2,450 2,336 2,249 2,180 2,124 2,077 2,004 1,925 1,839 1,793 1,744 1,693 1,637 1,577 1,509
60 4,001 3,150 2,758 2,525 2,368 2,254 2,167 2,097 2,040 1,993 1,917 1,836 1,748 1,700 1,649 1,594 1,534 1,467 1,389
120 3,920 3,072 2,680 2,447 2,290 2,175 2,087 2,016 1,959 1,911 1,834 1,751 1,659 1,608 1,554 1,495 1,429 1,352 1,254
inf 3,842 2,996 2,605 2,372 2,214 2,099 2,010 1,938 1,880 1,831 1,752 1,666 1,571 1,517 1,459 1,394 1,318 1,221 1,000
187
%97.5 güven seviyesi için F tablo değerleri.
df2/df1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12 15 20 24 30 40 60 120 INF
1 647,789 799,500 864,163 899,583 921,848 937,111 948,217 956,656 963,285 968,627 976,708 984,867 993,103 997,249 100,141 100,560 100,980 101,402 101,826
2 38,506 39,000 39,166 39,248 39,298 39,332 39,355 39,373 39,387 39,398 39,415 39,431 39,448 39,456 3,947 3,947 3,948 3,949 3,950
3 17,443 16,044 15,439 15,101 14,885 14,735 14,624 14,540 14,473 14,419 14,337 14,253 14,167 14,124 1,408 1,404 1,399 1,395 1,390
4 12,218 10,649 9,979 9,605 9,365 9,197 9,074 8,980 8,905 8,844 8,751 8,657 8,560 8,511 0,846 0,841 0,836 0,831 0,826
5 10,007 8,434 7,764 7,388 7,146 6,978 6,853 6,757 6,681 6,619 6,525 6,428 6,329 6,278 0,623 0,618 0,612 0,607 0,602
6 8,813 7,260 6,599 6,227 5,988 5,820 5,696 5,600 5,523 5,461 5,366 5,269 5,168 5,117 0,507 0,501 0,496 0,490 0,485
7 8,073 6,542 5,890 5,523 5,285 5,119 4,995 4,899 4,823 4,761 4,666 4,568 4,467 4,415 0,436 0,431 0,425 0,420 0,414
8 7,571 6,060 5,416 5,053 4,817 4,652 4,529 4,433 4,357 4,295 4,200 4,101 4,000 3,947 0,389 0,384 0,378 0,373 0,367
9 7,209 5,715 5,078 4,718 4,484 4,320 4,197 4,102 4,026 3,964 3,868 3,769 3,667 3,614 0,356 0,351 0,345 0,339 0,333
10 6,937 5,456 4,826 4,468 4,236 4,072 3,950 3,855 3,779 3,717 3,621 3,522 3,419 3,365 0,331 0,326 0,320 0,314 0,308
11 6,724 5,256 4,630 4,275 4,044 3,881 3,759 3,664 3,588 3,526 3,430 3,330 3,226 3,173 0,312 0,306 0,300 0,294 0,288
12 6,554 5,096 4,474 4,121 3,891 3,728 3,607 3,512 3,436 3,374 3,277 3,177 3,073 3,019 0,296 0,291 0,285 0,279 0,273
13 6,414 4,965 4,347 3,996 3,767 3,604 3,483 3,388 3,312 3,250 3,153 3,053 2,948 2,893 0,284 0,278 0,272 0,266 0,260
14 6,298 4,857 4,242 3,892 3,663 3,501 3,380 3,285 3,209 3,147 3,050 2,949 2,844 2,789 0,273 0,267 0,261 0,255 0,249
15 6,200 4,765 4,153 3,804 3,576 3,415 3,293 3,199 3,123 3,060 2,963 2,862 2,756 2,701 0,264 0,259 0,252 0,246 0,240
16 6,115 4,687 4,077 3,729 3,502 3,341 3,219 3,125 3,049 2,986 2,889 2,788 2,681 2,625 0,257 0,251 0,245 0,238 0,232
17 6,042 4,619 4,011 3,665 3,438 3,277 3,156 3,061 2,985 2,922 2,825 2,723 2,616 2,560 0,250 0,244 0,238 0,232 0,225
18 5,978 4,560 3,954 3,608 3,382 3,221 3,100 3,005 2,929 2,866 2,769 2,667 2,559 2,503 0,245 0,238 0,232 0,226 0,219
19 5,922 4,508 3,903 3,559 3,333 3,172 3,051 2,956 2,880 2,817 2,720 2,617 2,509 2,452 0,239 0,233 0,227 0,220 0,213
20 5,872 4,461 3,859 3,515 3,289 3,128 3,007 2,913 2,837 2,774 2,676 2,573 2,465 2,408 0,235 0,229 0,222 0,216 0,209
188
%97.5 güven seviyesi için F tablo değerleri (devam).
21 5,827 4,420 3,819 3,475 3,250 3,090 2,969 2,874 2,798 2,735 2,637 2,534 2,425 2,368 0,231 0,225 0,218 0,211 0,204
22 5,786 4,383 3,783 3,440 3,215 3,055 2,934 2,839 2,763 2,700 2,602 2,498 2,389 2,332 0,227 0,221 0,215 0,208 0,200
23 5,750 4,349 3,751 3,408 3,184 3,023 2,902 2,808 2,731 2,668 2,570 2,467 2,357 2,299 0,224 0,218 0,211 0,204 0,197
24 5,717 4,319 3,721 3,379 3,155 2,995 2,874 2,779 2,703 2,640 2,541 2,437 2,327 2,269 0,221 0,215 0,208 0,201 0,194
25 5,686 4,291 3,694 3,353 3,129 2,969 2,848 2,753 2,677 2,614 2,515 2,411 2,301 2,242 0,218 0,212 0,205 0,198 0,191
26 5,659 4,266 3,670 3,329 3,105 2,945 2,824 2,729 2,653 2,590 2,491 2,387 2,276 2,217 0,216 0,209 0,203 0,195 0,188
27 5,633 4,242 3,647 3,307 3,083 2,923 2,802 2,707 2,631 2,568 2,469 2,364 2,253 2,195 0,213 0,207 0,200 0,193 0,185
28 5,610 4,221 3,626 3,286 3,063 2,903 2,782 2,687 2,611 2,547 2,448 2,344 2,232 2,174 0,211 0,205 0,198 0,191 0,183
29 5,588 4,201 3,607 3,267 3,044 2,884 2,763 2,669 2,592 2,529 2,430 2,325 2,213 2,154 0,209 0,203 0,196 0,189 0,181
30 5,568 4,182 3,589 3,250 3,027 2,867 2,746 2,651 2,575 2,511 2,412 2,307 2,195 2,136 0,207 0,201 0,194 0,187 0,179
40 5,424 4,051 3,463 3,126 2,904 2,744 2,624 2,529 2,452 2,388 2,288 2,182 2,068 2,007 0,194 0,188 0,180 0,172 0,164
60 5,286 3,925 3,343 3,008 2,786 2,627 2,507 2,412 2,334 2,270 2,169 2,061 1,945 1,882 0,182 0,174 0,167 0,158 0,148
120 5,152 3,805 3,227 2,894 2,674 2,515 2,395 2,299 2,222 2,157 2,055 1,945 1,825 1,760 0,169 0,161 0,153 0,143 0,131
inf 5,024 3,689 3,116 2,786 2,567 2,408 2,288 2,192 2,114 2,048 1,945 1,833 1,709 1,640 0,157 0,148 0,139 0,127 0,100
189
%99 güven seviyesi için F tablo değerleri.
df2/df1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12 15 20 24 30 40 60 120 INF
1 4.052,181 4.999,500 5.403,352 5.624,583 5.763,650 5.858,986 5.928,356 5.981,070 6.022,473 6.055,847 6.106,321 6.157,285 6.208,730 6.234,631 6.260,649 6.286,782 6.313,030 6.339,391 6.365,864
2 98,503 99,000 99,166 99,249 99,299 99,333 99,356 99,374 99,388 99,399 99,416 99,433 99,449 99,458 99,466 99,474 99,482 99,491 99,499
3 34,116 30,817 29,457 28,710 28,237 27,911 27,672 27,489 27,345 27,229 27,052 26,872 26,690 26,598 26,505 26,411 26,316 26,221 26,125
4 21,198 18,000 16,694 15,977 15,522 15,207 14,976 14,799 14,659 14,546 14,374 14,198 14,020 13,929 13,838 13,745 13,652 13,558 13,463
5 16,258 13,274 12,060 11,392 10,967 10,672 10,456 10,289 10,158 10,051 9,888 9,722 9,553 9,466 9,379 9,291 9,202 9,112 9,020
6 13,745 10,925 9,780 9,148 8,746 8,466 8,260 8,102 7,976 7,874 7,718 7,559 7,396 7,313 7,229 7,143 7,057 6,969 6,880
7 12,246 9,547 8,451 7,847 7,460 7,191 6,993 6,840 6,719 6,620 6,469 6,314 6,155 6,074 5,992 5,908 5,824 5,737 5,650
8 11,259 8,649 7,591 7,006 6,632 6,371 6,178 6,029 5,911 5,814 5,667 5,515 5,359 5,279 5,198 5,116 5,032 4,946 4,859
9 10,561 8,022 6,992 6,422 6,057 5,802 5,613 5,467 5,351 5,257 5,111 4,962 4,808 4,729 4,649 4,567 4,483 4,398 4,311
10 10,044 7,559 6,552 5,994 5,636 5,386 5,200 5,057 4,942 4,849 4,706 4,558 4,405 4,327 4,247 4,165 4,082 3,996 3,909
11 9,646 7,206 6,217 5,668 5,316 5,069 4,886 4,744 4,632 4,539 4,397 4,251 4,099 4,021 3,941 3,860 3,776 3,690 3,602
12 9,330 6,927 5,953 5,412 5,064 4,821 4,640 4,499 4,388 4,296 4,155 4,010 3,858 3,780 3,701 3,619 3,535 3,449 3,361
13 9,074 6,701 5,739 5,205 4,862 4,620 4,441 4,302 4,191 4,100 3,960 3,815 3,665 3,587 3,507 3,425 3,341 3,255 3,165
14 8,862 6,515 5,564 5,035 4,695 4,456 4,278 4,140 4,030 3,939 3,800 3,656 3,505 3,427 3,348 3,266 3,181 3,094 3,004
15 8,683 6,359 5,417 4,893 4,556 4,318 4,142 4,004 3,895 3,805 3,666 3,522 3,372 3,294 3,214 3,132 3,047 2,959 2,868
16 8,531 6,226 5,292 4,773 4,437 4,202 4,026 3,890 3,780 3,691 3,553 3,409 3,259 3,181 3,101 3,018 2,933 2,845 2,753
17 8,400 6,112 5,185 4,669 4,336 4,102 3,927 3,791 3,682 3,593 3,455 3,312 3,162 3,084 3,003 2,920 2,835 2,746 2,653
18 8,285 6,013 5,092 4,579 4,248 4,015 3,841 3,705 3,597 3,508 3,371 3,227 3,077 2,999 2,919 2,835 2,749 2,660 2,566
19 8,185 5,926 5,010 4,500 4,171 3,939 3,765 3,631 3,523 3,434 3,297 3,153 3,003 2,925 2,844 2,761 2,674 2,584 2,489
20 8,096 5,849 4,938 4,431 4,103 3,871 3,699 3,564 3,457 3,368 3,231 3,088 2,938 2,859 2,778 2,695 2,608 2,517 2,421
190
%99 güven seviyesi için F tablo değerleri (devam).
21 8,017 5,780 4,874 4,369 4,042 3,812 3,640 3,506 3,398 3,310 3,173 3,030 2,880 2,801 2,720 2,636 2,548 2,457 2,360
22 7,945 5,719 4,817 4,313 3,988 3,758 3,587 3,453 3,346 3,258 3,121 2,978 2,827 2,749 2,667 2,583 2,495 2,403 2,305
23 7,881 5,664 4,765 4,264 3,939 3,710 3,539 3,406 3,299 3,211 3,074 2,931 2,781 2,702 2,620 2,535 2,447 2,354 2,256
24 7,823 5,614 4,718 4,218 3,895 3,667 3,496 3,363 3,256 3,168 3,032 2,889 2,738 2,659 2,577 2,492 2,403 2,310 2,211
25 7,770 5,568 4,675 4,177 3,855 3,627 3,457 3,324 3,217 3,129 2,993 2,850 2,699 2,620 2,538 2,453 2,364 2,270 2,169
26 7,721 5,526 4,637 4,140 3,818 3,591 3,421 3,288 3,182 3,094 2,958 2,815 2,664 2,585 2,503 2,417 2,327 2,233 2,131
27 7,677 5,488 4,601 4,106 3,785 3,558 3,388 3,256 3,149 3,062 2,926 2,783 2,632 2,552 2,470 2,384 2,294 2,198 2,097
28 7,636 5,453 4,568 4,074 3,754 3,528 3,358 3,226 3,120 3,032 2,896 2,753 2,602 2,522 2,440 2,354 2,263 2,167 2,064
29 7,598 5,420 4,538 4,045 3,725 3,499 3,330 3,198 3,092 3,005 2,868 2,726 2,574 2,495 2,412 2,325 2,234 2,138 2,034
30 7,562 5,390 4,510 4,018 3,699 3,473 3,304 3,173 3,067 2,979 2,843 2,700 2,549 2,469 2,386 2,299 2,208 2,111 2,006
40 7,314 5,179 4,313 3,828 3,514 3,291 3,124 2,993 2,888 2,801 2,665 2,522 2,369 2,288 2,203 2,114 2,019 1,917 1,805
60 7,077 4,977 4,126 3,649 3,339 3,119 2,953 2,823 2,718 2,632 2,496 2,352 2,198 2,115 2,028 1,936 1,836 1,726 1,601
120 6,851 4,787 3,949 3,480 3,174 2,956 2,792 2,663 2,559 2,472 2,336 2,192 2,035 1,950 1,860 1,763 1,656 1,533 1,381
inf 6,635 4,605 3,782 3,319 3,017 2,802 2,639 2,511 2,407 2,321 2,185 2,039 1,878 1,791 1,696 1,592 1,473 1,325 1,000
191
1
2 4
3 5
6
Ek 2. Üçgensel tablolar lineer grafikler.
Orthogonal Arrays L4 and L8 (2-Level)*
(a)
COLUMN L4(23)
CONDITION 1 2 3
I 1 1 1
2 1 2 2
3 2 1 2
4 2 2 1
(b)
COLUMN L8(27)
CONDITION 1 2 3 4 5 6 7
1 1 1 1 1 1 1 1
2 1 1 1 2 2 2 2
3 1 2 2 1 1 2 2
4 1 2 2 2 2 1 1
5 2 1 2 1 2 1 2
6 2 1 2 2 1 2 1
7 2 2 1 1 2 2 1
8 2 2 1 2 1 1 2
*Reprinted with permission of the American Supplier Institute. Inc.
Linear graph for L4
Linear graph for L4
192
Orthogonal Arrays L12 and L16 (2 Level)*
L12(211
)
NO. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1
2 1 1 1 1 1 2 2 2 2 2 2
3 1 1 2 2 2 1 1 1 2 2 2
4 1 2 1 2 2 1 2 2 1 1 2
5 1 2 2 1 2 2 1 2 1 2 1
6 1 2 2 2 1 2 2 1 2 1 1
7 2 1 2 2 1 1 2 2 1 2 1
8 2 1 2 1 2 2 2 1 1 1 2
9 2 1 1 2 2 2 1 2 2 1 1
10 2 2 2 1 1 1 1 2 2 1 2
11 2 2 1 2 1 2 1 1 1 2 2
12 2 2 1 1 2 1 1 2 2 2 1
The L12(211
) is a specially designed arrav. in that interactions are distributed more or less
uniforrnly to ali columns.
There is no linear graph for this array. If should not be used to analyze interactions.
The advanlage of this design is its capability to investigate 11 main effects. making it a highly
recommended array.
L16(215
)
NO. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15
1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1
2 1 1 1 1 1 1 1 2 2 2 2 2 2 2 2
3 1 1 1 2 2 2 2 1 1 1 1 2 2 2 2
4 1 1 1 2 2 2 2 2 2 2 2 1 1 1 1
5 1 2 2 1 1 2 2 1 1 2 2 1 1 2 2
6 1 2 2 1 1 2 2 2 2 1 1 2 2 1 1
7 1 2 2 2 2 1 1 1 1 2 2 2 2 1 1
8 1 2 2 2 2 1 1 2 2 1 1 1 1 2 2
9 2 1 2 1 2 1 2 1 2 1 2 1 2 1 2
10 2 1 2 1 2 1 2 2 1 2 1 2 1 2 1
11 2 1 2 2 1 2 1 1 2 1 2 2 1 2 1
12 2 1 2 2 1 2 1 2 1 2 1 1 2 1 2
13 2 2 1 1 2 2 1 1 2 2 1 1 2 2 1
14 2 2 1 1 2 2 1 2 1 1 2 2 1 1 2
15 2 2 1 2 1 1 2 1 2 2 1 2 1 1 2
16 2 2 1 2 1 1 2 2 1 1 2 1 2 2 1
*Reprinted vvith permission of the American Supplier Institute. Inc.
193
Linear graphs for 2 level orthogonal arrays.
194
L32(231
)
L32(231
)
195
Table A-5-1. Orthogonal Arrays L64 (2-Level)( Continued).
196
Table A-5-2. Orthogonal Arrays L64 ( Continues Table A-5-1)) (2-Level).
197
Triangular Table for 2 Level Orthogonal Arrays.
198
Orthogonal Arrays (3 Level, L9 and L18)*
199
Ortogonal arrays (3 level,L9 and L18)*
200
Orthogonal Arrays (3 Level L27)*
201
Triangular Table for 3 Level Orthogonal Arrays*
202
Orthogonal Arrays (2 Level and 4 Level)*
203
Triangular Table for 4 Level Orthogonal Arrays*