Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca...

58
Âb-ı Hayât’ı Aramak Gönül Tekin’e Armağan

Transcript of Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca...

Page 1: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

Âb-ı Hayât’ı AramakGönül Tekin’e Armağan

Page 2: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

Âb-ı Hayât’ı Aramak Gönül Tekin’e Armağan

Genel Yayın YönetmeniMustafa Karagüllüoğlu

©Yeditepe YayıneviT.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı

Sertifika No: 16427

ISBN: 978-605-2070-??-??Yeditepe Yayınevi: ???

Armağan: 1

1. Baskı: Ağustos 2018

Yayıma HazırlayanlarOzan Kolbaş - Orçun Üçer

Sayfa Düzeni Çelebi Şenel

Kapak TasarımıSercan Arslan

Baskı-CiltŞenyıldız Yay. Matbaacılık Ltd.Şti.

Gümüşsuyu Cad. Işık Sanayi Sitesi C Blok No:102 - Topkapı / İstanbulTel: 0212 483 47 91-92 (Sertifika No: 11964)

YEDİTEPE YAYINEVİÇatalçeşme Sok. No: 52/1 34410 Cağaloğlu-İstanbul

Tel: (0212) 528 47 53 Faks: (0212) 512 33 78www.yeditepeyayinevi.com / [email protected]

Page 3: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

Gönül Tekin’e Armağan

Âb-ı Hayât’ı Aramak

Yayıma HazırlayanlarOzan Kolbaş - Orçun Üçer

Page 4: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

İÇİNDEKİLER

Ben İçmişem Âb-ı Hayât Ermez Bana Hergiz Memât .............................9Ozan Kolbaş & Orçun Üçer

Târîh Berây-ı Neşr-i Armağân-ı Hâce-i Hâcegân Vâkıf-ı Her Lisân-ı Dü Cihân Gönül Alpay-Tekin ..................15Ömür Ceylan

ANILARLA GÖNÜL TEKİN

Gönül Alpay-Tekin ....................................................................................19Günay Kut

Saçları Saman Sarısı .................................................................................49Ülker İnce

Gönüllerin Sultanı Gönül Tekin ...............................................................57Nurhan Atasoy

Bir Gönül İnsanı: Gönül Tekin .................................................................61Filiz Çağman

DİL VE EDEBİYAT YAZILARI

Sîmurg’un Kanadında Edebiyatın Sınırlarında ........................................67Selim S. Kuru

Edebiyat ve Felsefe ...................................................................................77İoanna Kuçuradi

Abdülbâki Bey’in Hayâlet Kitabı.............................................................95Konur Ertop

Page 5: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

Medh-i Kalem Zımnında Gönül Hocam’a Risâle-i Râtiyân ...............117İrvin Cemil Schick

“ΠΕΡΙ ΤΗΣ ΣΥΝΘΗΚΗΣ ΤΗΣ ΛΩΖΑΝΗΣ [ON THE TREATY OF LAUSANNE]” The Poetic Narrative By Papa-Neophytos Economos On The Population Exchange ............149Evangelia Balta & Gregory A. Key

Ahmed-i Dâ’î Dîvânı Üzerine Notlar ....................................................181Semih Tezcan

Semih Tezcan’ın Yerine: Bir Biliminsanı Semih Tezcan 1943-14.09.2017 ......................................................................................183Nuran Tezcan

Belgrad’ın Türk Edebiyat Tarihine Yansıması .....................................205Mustafa İsen

Âşık Çelebi’nin Meşâ’irü’ş-Şu’arâ’sında Yer Alan Üsküdarlı Şairler ..... 221Güven Kaya

Tanzimat’tan Günümüze Türk Şiirinde Övgü: Bir Arkeoloji Denemesi ..........................................................................235Mehmet Kalpaklı

Osmanlı Edebiyat Geleneğinde Tercüme Eserleri İncelemede Bir Yöntem Önerisi: Eyleme Odaklı Söylem Çözümlemesi ...............245Cemal Demircioğlu

Yavuz Sultan Selim’in Yeni Bulunan Türkçe Bir Şiiri .........................297Bedri Mermutlu

Bir Dîvan Şairi Olarak Manzum Tevârîh-i Âl-i Osmân Yazarı Hadîdî .............................................................................303Fatma Büyükkarcı Yılmaz

Şâhâne Bir Edebî ve Tarihî Müşâare: Sultan IV. Mehmed ve Afîfe Sultan Şiirleri Vesilesiyle ........................323Sadettin Eğri

The Fourth Wave: The Digital Future of Ottoman Manuscripts, Manuscript Transcription, Edition and Textual Studies ........................345Walter G. Andrews & Gülşah Taşkın

Page 6: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

Çağatay Türkçesinin İsmi ve Kapsamı Üzerine ....................................373Mesut Şen

Mehmed Sabrî ve Tuhfe-i Sabrî An Lisân-ı Bulgarî Adlı Manzum Bulgarca-Türkçe Sözlüğü ...............................................415Uğur Gürsu

Bir Hardy Eleştirmeni: Orhan Burian ....................................................439Azize Özgüven

Propaganda mı, Kültür Savaşı mı? Birinci Dünya Savaşı Dönemi Türk Edebiyatında Cihat, İslâm ve Milliyetçilik ...................................451Erol Köroğlu

Şinasi Tekin ve Omeljan Pritsak Yazışmaları -Kiev Pritsak Arşivine Göre- ..................................................................469Mehmet Ölmez

Rhetoric, Expression and the Poets of the Turkish Language: A Translation of a Hasb-ı Hâl in Tâcî-Zâde Ca’fer Çelebi’s Book of Passion ......................................................................................543Oscar Aguirre Mandujano

Sîmurg’un Gölgesinde ............................................................................555Sibel Kocaer

TARİH YAZILARI

On Yedinci Yüzyılda Boğaz’da Kesikbaşlı Bir Semâ: Evliya Çelebi’nin İsmâil Ma’şûkî Menkıbesi Üzerine Bir Deneme ....567Aslı Niyazioğlu

Some Further Remarks on the Turkish Captions of the Byzantine Alexander Romance in Venice (Istituto Ellenico, Codex Gr. 5) ..........587Dimitri J. Kastritsis

Şecereler ve Bireyin Evrendeki Yeri .....................................................609İsenbike Togan

The Rebuilding of Moschonisi Following its Devastation in 1821 .....621Evangelia Balta & Panagiotis Mihailaris

Page 7: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

Koca Olsun Bu Gece Olsun: Kırk İki Günde Üç Kez Âdet Gören Bursalı Fatma’nın Hikâyesini Kurgulamak (17. Yüzyıl) ..........689Nurcan Abacı

Osmanlı Devlet Düzeninde Sağlık Hizmetleri ......................................701Yusuf Oğuzoğlu

Osmanlı Döneminde Uygulanan Deniz Karantinasına İlişkin Bazı Bilgiler ........................................................737İsmail Yaşayanlar

Osman Gâzî’nin Kayıp İkinci Sikkesi ve Osmanlı Kuruluş Tartışmalarına Etkisi ..................................................763Hakan Yılmaz

SANAT TARİHİ YAZILARIRumlu İskendernâme’nin Alâmet-i Fârikası: Gülşah ve İskender Aşkının Sûretleri ....................................................791Serpil Bağcı

Osmanlı Ehl-i Vukûf Hattatları ve Saray Albümleri .............................819Lâle Uluç

Millet Yazma Eser Kütüphanesi’ndeki Bazı Nâdir Eserler Üzerine ....863Melek Gençboyacı

Gönül Alpay Tekin Bibliyografyası ....................................................893Fotoğraf Albümü ...................................................................................903

Page 8: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

245

OSMANLI EDEBİYAT GELENEĞİNDE TERCÜME ESERLERİ İNCELEMEDE

BİR YÖNTEM ÖNERİSİ: EYLEME ODAKLI SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESİ1*

Cemal Demircioğlu2**

GirişBu makale, Osmanlı edebiyat geleneğinde tercüme eserleri ince-

lemede verimli olabileceğini düşündüğüm yöntemsel bir bakış açısını tartışıyor ve bir model sunuyor. Temellendirmeye çalıştığım düşünce-ler Türkoloji ve Çeviribilim disiplinlerinin bilgi birikimini bir araya getirerek yerel malzemeye, özellikle de birincil kaynak verilerine da-yalı çeviri olgularını çeviribilimsel bakış açısıyla ele alıyor; olguları disiplinler arası bir çerçevede yorumluyor.

Türkiye odaklı edebiyat ve tarihsel çeviri araştırmalarında disip-linlerarası bakışın, geliştirici ve dönüştürücü işlevler gördüğü yadsı-namaz bir gerçeklik. Disiplinlerarasılık, kendi içine kapanan ve olgu-ları kendini tekrar eden görüşlerle değerlendiren alanlara yeni bakış

* Bu makale, 2016 yılında Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi tarafından yayımlanan Çeviri-bilimde Tarih ve Tarihyazımı, Doğu-Batı Ekseninde Bir Karşılaştırma isimli kitabımın farklı bölümlerinden hazırlanmıştır. Makalede, kitapta Osmanlı edebiyat geleneğinde tercüme eserleri değerlendirmede bir yöntem önerisinin sunulduğu bölümler bir araya getirilmiştir (Bkz. Cemal Demircioğlu, Çeviribilimde Tarih ve Tarihyazımı, Doğu-Batı Ekseninde Bir Karşılaştırma, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2016). Bu vesile ile postdoc dönemimde Harvard-Koç Üniversiteleri Osmanlıca Yaz Okulunda burs ve-rerek akademik gelişmeme katkı sağlayan değerli hocam Gönül Tekin’e şükranlarımı sunarım.

** Doç, Dr., Okan Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Çeviribilim Bölümü Öğretim Üyesi.

Page 9: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

246

ceMal DeMİrcİOğlu

açıları getirmekle kalmıyor; yeni araştırma paradigmalarının ve mo-dellerinin gelişmesine de zemin hazırlayarak yeni alanların, yöntem-lerin ve yorumlama pratiklerinin gelişmesine katkıda bulunuyor. Do-layısıyla makale, Osmanlı edebiyat geleneğine özgü tarihsel çeviri olgularını yöntem bağlamında tartışırken örtük bir şekilde disiplinle-rarasılığın ve karşılaştırmalı bakış açılarının önemine dikkat çekiyor.

Retrospektif Bakışta Tuzaklar ve “Kapılar”Acaba, Osmanlı kültüründe çeviriyi araştırırken, geçmişteki çe-

viri etkinlik ve uygulamalarına bugünkü çeviri kavramı ve tanım(lar)ından bakmak, yol açmaktan çok, sorun çıkartıyor olabilir mi; ya da geçmişteki çevirileri, üretildikleri zamanın çeviri kavram(lar)ı, anla-yışları ve beklentilerini yeniden kurgulayarak değerlendirmek, araş-tırmacıyı daha sağlıklı sonuçlara götürür mü?

Son yıllarda, Osmanlı kültüründe tercümeyle ilişkili çok çeşitli uy-gulamalar bulunduğuna işaret eden araştırma bulguları, Osmanlı’daki aktarım olgusunun Osmanlı edebiyatı uzmanlarından Agâh Sırrı Le-vend’in de belirttiği gibi, “bugünkü ‘çeviriyi’ aşan geniş bir anlam” taşıdığı iddiasını güçlendirmektedir.1 Bu yönden bakılırsa, Tanzimat sonrasında başlayıp Cumhuriyet’ten sonra giderek billurlaşan “tam çeviri” kavramını kullanarak, Osmanlıdaki çeviri etkinlik ve uygula-malarını değerlendirmek sorgulanmaya açık bir tavır. Sorgulama, Os-manlı odaklı tarihsel çeviri araştırmalarını verimli bir zeminde yürü-tebilmek açısından önemli görünmektedir.

Türkiye odaklı çeviri tarihi alanında yapılan öncül araştırmalar, Cum-huriyet sonrası edebiyat tarihyazımında çeviri tarihinin Arap-Fars ede-biyatı ve kültürüyle olan ilişkisinin yok sayıldığına işaret ediyor. Buna göre, Anadolu’da çeviri tarihinin 13. yüzyıla kadar dayandığı gerçeği tarihsel çalışma alanından silinmiş, tersine bu tür yeniden yazımlarda çeviri tarihinin Tanzimat döneminde Avrupa’dan yapılan çevirilerle baş-ladığı tezine dikkat çekilmiştir. Bu tezin kapsamı içine girecek unutul-muş veya yeniden yorumlanmış olgulara şüphesiz şunlar da eklenebilir:

1 Agâh Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 3. Baskı, Ankara [1973] 1988, s. 80.

Page 10: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

247

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Osmanlı kültüründe çeviriye dayalı çok çeşitli metin üretme pra-tikleri sonucunda ortaya çıkan ürünler günümüz araştırmacılarınca ge-nellikle “özgün” (telif) ve/veya “çeviri” (tercüme) gibi, sınırları bu-gün görece belirginleşmiş modern kavramlarla, hattâ bu kavramlara dayalı ikili karşıtlıklarla anlaşılmaya çalışılmaktadır; ancak Osmanlı kültüründe, özgün veya çeviri diye nitelenecek eserler arasındaki sı-nırların tayin edilmesi oldukça güç görünmektedir. Dolayısıyla 20. yüzyıla dek uzanan bu zengin edebiyat ve çeviri geleneğinde gerek araştırmacının bakışı gerek eserlerin dizgeye sunulma biçimleri açı-sından sorunsallaştırılması gereken karmaşık durumlar, metinlerarası ilişkiler karşımıza çıkar.

Bu bağlamda, çoğu modern çeviri tarihi anlatısında, Osmanlı kül-türündeki nakl, iktibas, taklid, tanzir, tefsir, şerh, tahvil, hülâsa gibi Arap-Fars-Türk geleneğine dayalı çok çeşitli metin üretme ve çevirme stratejilerinin 19. yüzyıl boyunca da devam ettiği, hattâ Cumhuriyet dönemine kadar uzandığı dikkatlerden kaçar. Osmanlı kültüründeki üretken imitatio2 anlayışının göstergeleri olan bu tür uygulamalar, üretim stratejileri bakımından “sadık-serbest” gibi ikili karşıtlıkların, “tam çeviri” gibi Osmanlı dizgesi için bütünüyle kuşatıcı ol(a)mayan günümüz çeviri kavrayışlarının dar kalıplarına sıkıştırılır. Bu durum, Osmanlı kültürüne özgü kültürel göstergelerin silinmesi, unutulmasıdır.

Bir başka unutuş ise, Tanzimat dönemindeki çeviri etkinliğinin “te-rakkî” (gelişme) ve “teceddüd” (yenilenme) gibi önemli bağlamları-nın, Cumhuriyet dönemi edebiyat tarihi yazımlarındaki yorumlanma biçiminde karşımıza çıkar. 1888-89 yılında yayımlanan ilk edebiyat tarihi kitabı olan Abdüllahim Memduh imzalı Târîh-i Edebiyât-ı Os-mâniye’den başlayarak Cumhuriyet dönemine kadar yayımlananlar incelendiğinde, bu eserlerde Avrupa’dan yapılan çevirilerin Osmanlı modernleşmesine katkıları bağlamında öne çıkarıldığı görülür. Cum-huriyet sonrasındaki edebiyat tarihi söyleminde bu bağlam “Osmanlı”-dan “Türk”e kaymış ve dönemin edebiyat tarihçileri Tanzimat’ın çeviri olgularını genellikle ulusçu bir sahiplenmeyle “Türk modernleşmesi”

2 Buradaki imitatio (taklid) kavramını yazarın gerçekliği taklit etmesi, mimesis veya temsiliyet kavramının karşılığı olarak değil, bir eserle ona model olan bir başka eser arasındaki aktarımsal ilişki anlamında kullanıyorum.

Page 11: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

248

ceMal DeMİrcİOğlu

bağlamına oturtmuşlardır. Bu nedenle söylemlerinde Batı’dan yapı-lan pek çok aktarımın Cumhuriyet’in genç kuşakları için Türk mo-dernleşmesinin gerekli ancak yetersiz kültürel ürünleri olarak betim-lendiği gözden kaçırılmamalıdır.

Osmanlı ile Cumhuriyet arasında, çeviri olgularının yorumlanma-sındaki farklılaşmaya rağmen çevirinin modernleştirme işlevi oldu-ğuna duyulan inanç bağlamında bir süreklilikten bahsedilebilir; an-cak, Osmanlı’nın imitatio ile ilişkili geleneksel çeviri stratejilerinin kabul görmesi bakımından bir süreksizlik karşımıza çıkar. Cumhuri-yet döneminde Batılı bir kaynak metne dayanan ve “tam çeviri” öl-çütünden uzaklaştığı düşünülen metinler “çeviri” tanımının dışına itil-miş, çeviri stratejileri bağlamında Osmanlı’nın kültürel göstergeleri silinmiş görünmektedir.

Çeviri kavramı ve anlayışlarındaki bu ayrışmanın 19. yüzyıl so-nunda başlayıp 1940’larda Hasan Âli Yücel’in “Tercüme Bürosu”nu açmasıyla billurlaştığı düşünülebilir. Bu yönüyle Tanzimat dönemi, Osmanlı çeviri kuramı açısından imitatio’dan, André Lefevere’in La-tin çeviri geleneğini incelerken işaret ettiği translatio’ya,3 yani “sa-dık çeviri ideali”ne geçişin; bir başka deyişle, geleneksel ve modern denebilecek çeviri kavramlarındaki ayrışmanın başladığı dönemdir. 1897 yılının ünlü “Klasikler Tartışması”nda ileri sürülen görüşler, bu ayrışmanın önemli ipuçlarını sunar.4 Necip Asım ve Şemseddin Sa-mi’nin gerek klasikler tartışmasında öne sürdükleri argümanlarında gerek kimi eserlerinin önsözlerinde çeviriyle ilgili dile getirdikleri gö-rüşlerinde, “tam çeviri” idealinin Osmanlının geleneksel imitatio an-layışına bir karşıtlık oluşturduğu açıkça görülür.

Cumhuriyet dönemi edebiyat tarihi söylemindeki kaydırmalar, Cum-huriyet’in Osmanlı’ya ideolojik bakışından kaynaklanmış olabilir; an-cak bunlar günümüzde tarihsel araştırmalar yapan çeviribilimcilerin söyleminde yerleşik yargılara ve araştırma paradigmalarına dönüşme

3 André Lefevere, “Translation: Its Genealogy in the West”, Translation History and Culture, edt. Bassnett ve Lefevere, Cassell, Londra 1990, s. 17-18.

4 Saliha Paker, “Ottoman Conceptions of Translation and its Practice: The 1897 ‘Classics Debate’ as a Focus for Examining Change”, Translating Others, II. c., edt. Theo Hermans, St. Jerome, Manchester, 2006.

Page 12: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

249

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

tehlikesini barındırır. Burada, Cumhuriyet’in kültür devrimlerinden, özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel uzaklık olgusu, Hans J. Vermeer’in ve André Lefevere’in çevirmeni ko-numlandırırken işaret ettikleri “uzman” kavramına benzer bir şekilde, Osmanlı geçmişimize yönelmek ve onu anlamak istediğimizde çeviri tarihçisini de bir “uzman”, bir aracı konumuna getirir.5 Cumhuriyet döneminde Osmanlı çeviri faaliyetine yer veren çoğu tarihyazımı ör-neği, seçimlerini Osmanlı’nın kanonlaşmış yazarlarından, onların Ba-tı’dan yaptıkları çevirilerden oluştururken; Osmanlı’nın yerleşik çe-viri fenomenlerini dışlama eğilimi güden, malzemesini tektipleştiren, çevirileri incelemekten çok “yanmetin”6 bilgilerine dayanan, olguları tarihçinin değil de tarihin hikâyesiymiş gibi sunan ve “sadakat”i ana çeviri sorunsalı olarak gören temsiller sunmuştur. Cumhuriyet sonra-sındaki bu tür çeviri tarihi yeniden yazımları, José Lambert’in deyi-miyle “olgusal ve birikimci” bir “geçmiş hikâyesi” oluşturmuşlardır.7 Bu bağlamda, örneğin Tanzimat dönemi çeviri etkinliğini ve uygula-malarını “tercümeyi telâkkî edişimiz” ve “sadakat” kavramı bakımın-dan eleştiren İsmail Habib Sevük; Şemseddin Sami’nin yaklaşımını vurgulayarak, çeviride sadakati öne çıkaran Mustafa Nihat Özön; Ah-med Midhat Efendi’yi stratejileri ve eser seçimi bakımından eleştiren Ahmet Hamdi Tanpınar; Tanzimat’taki çeviri etkinliğini tesir paradig-ması açısından değerlendiren Cevdet Perin gibi isimler öne çıkar. Bu noktada şu soru anlamlı görünmektedir: Cumhuriyet dönemi edebiyat tarih(çi)lerinin Osmanlı’daki çeviri etkinliğine ilişkin söylemlerinden

5 Hans J. Vermeer, “Translation Today: Old and New Problems”, Translation Studies An Interdiscipline, edt. Mary Snell Hornby, Franz Pöchhacker, Klaus Kaindl, John Benjamins, Amsterdam/Philadelphia 1992, s. 5-16; André Lefevere, “Translation: Its Genealogy in the West”, s. 14-28.

6 Gérard Genette, Paratexts: Thresholds of Interpretation, çev. Jane E. Lewin, Cambridge University Press 1997, s.1; Şehnaz Tahir-Gürçağlar, “What Texts Don’t Tell, The Uses of Paratexts in Translation Studies”, Crosscultural Transgressions, Research Models in Translation Studies II Historical and Ideological Issues, edt. Theo Hermans, Manchester, UK ve Northampton MA 2002, s. 44.

7 José Lambert, “History, Historiography and the Discipline. A Programme”, Translation and Knowledge SSOTT IV, 1993, s. 3-25.

Page 13: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

250

ceMal DeMİrcİOğlu

hareket etmek, Osmanlı çeviri etkinliği ve metin üretimindeki kültüre ve zamana bağlı uygulamaları anlamakta yol açıcı olabilir mi?

Bu soruya cevap verilirken dile getirilmesi gereken ilk olgu, Cum-huriyet dönemi edebiyat tarihlerinde ifade edilen görüşlerin, bizlere o dönemin çeviriye bakışıyla yorumlanmış bir Osmanlı çeviri etkin-liği temsilini sunduklarıdır. Anlatılarında hem Osmanlı’dan kopuşun hem de Batılılaşmayı model alan genç ulus-devletin ideolojik yönlen-dirmelerine özgü kavrayışlar bulunur. O hâlde, Osmanlı geçmişimize doğru hareket eden bir çeviri tarihi araştırmacısının uyması gereken belki de en önemli kurallardan biri, Saliha Paker ve Zehra Toska’nın çalışmalarında sıkça vurgulandığı üzere, çeviri etkinliği ve çevirmen-ler üzerine edebiyat tarihlerinde üretilen yargılara karşı eleştirel bir tutum takınmaktır. Eleştirel tutum, araştırmacıyı edebiyat tarihçisinin bakış açısına, kuramsal arka planına ve temsiline sıkışıp kalmaktan kurtaracak, söylemlerini olguların doğru temsilini sunuyormuşçasına kabullenmekten alıkoyacaktır.

Günümüzde Osmanlı kültüründe çeviri etkinliğine ilişkin birincil ve/veya ikincil kaynaklar üzerine yapılan çalışmalar, çeviri kavramı-nın kendisinin kültürel süreklilik/süreksizlik bağlamında sorunsallaş-tırılması gerektiğini gündeme getirmektedir. Yukarıda değinilen eleş-tirel yaklaşımın bir araştırma paradigması olarak benimsenmesi, çeviri kavramının ve bu kavramın işaret ettiği beklenti ve işlevlerin Osman-lı’dan Cumhuriyet’e uzanan bir eksende kültüre ve zamana bağlı ola-rak değiştiğini gözlemleme konusunda bir hareket noktasıdır. Bütün bunlar, çeviri tarihi araştırmacısını bugün “çeviri” denince ne anladı-ğımız, ondan ne beklediğimiz veya beklentilerimiz doğrultusunda üre-tilenleri “çeviri” olarak görüp görmediğimiz gibi alımlamaya ilişkin konuları, kültürün farklı dönemlerini dikkate alarak sorgulamaya sevk edecektir. Bu ihtiyaç özellikle bizim gibi kültür içinde siyasî ideolo-jik toplumsal kültürel dönüşümler yaşamış, medeniyet değişimlerine maruz kalmış toplumların çeviri tarihçileri için gerekli görünmekte-dir. Bu çerçeveden bakıldığında, Osmanlı’nın modern Türk toplumuna çevrilmesi de bir sorunsal olarak karşımıza çıkar. Burada değindiğim çevrilme metaforu, Theo Hermans’ın işaret ettiği şekilde, “çeviri ve

Page 14: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

251

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

kültürel öteki” veya “kültürel ötekinin çevirisi”8 gibi olguların araştı-rılmasında özgün açılımlar sağlayabilecek bir potansiyel taşımaktadır.

Sorumuza dönersek, birinci cevabımız “evet” olabilir; çünkü edebi-yat tarihleri gibi yeniden yazımlar, Osmanlı kültüründeki çeviri etkin-liğiyle ilgili “hangi metin, ne zaman, kim tarafından, kim için, nasıl” gibi José Lambert’in “who-for-whom”9 veya Anthony Pym’in “çe-viri arkeolojisi”10 şeklinde formüle ettiği sorulara cevap bulabilece-ğimiz önemli arkeolojik bilgiler sunabilir. Bu tür yazımlar bu yönden değerli çalışmalardır; ancak ikinci cevabımız “hayır” olacaktır; çünkü bu yeniden yazımlar geçmiş çeviri olgularına, örtük veya açık bir bi-çimde ifade edilmiş olsun veya olmasın, bir dönem normundan ya da belirli bir çeviri kavramı ve tanımından hareketle baktıklarından, yo-rumlarının tarihsel çeviri incelemelerinde sorunsallaştırılması gerekir.

Sonuç olarak, araştırmacının bir Osmanlı çeviri tarihi kurgularken verili bir döneme çok farklı yönlerden yaklaşması, yani (i) çoğul-yönlü (poly-directional) bir eksende hareket etmesi önemli görünüyor. Bir örnekle açıklayacak olursak; Tanzimat dönemindeki çeviri davranış ve etkinliklerine odaklanan bir araştırmacının incelenecek döneme hem bugünden geriye doğru giden, hem de daha eski geçmişten o döneme doğru yaklaşan bir yön izlemesi, yöntemsel hareket noktaları bakımın-dan çoğul-yönlü bir eksen kullanması demektir. Çoğul-yönlü bir ek-sen kullanılması, bugünün kavramlarını geçmiş döneme yansıtma ve onu güncel kavramlar bağlamında yorumlama tehlikesinden alıkoya-caktır. Çoğul-yönlü bir yaklaşımda amaç, geleneğimizde zamana-bağlı çeviri olgularındaki değişim düzenlerinin gözlemlenmesine yardımcı olacak hareket noktalarını oluşturabilmektir. Sadece zamansal hare-ket yönlerini içermeyen bu bakış açısı gerek çeviri metinlerin bizatihi kendilerinden gerek çeviri söylemlerinden elde edilebilecek her türlü malzeme ve veriyi bir arada ve etkileşimli kullanmayı öngörmektedir. Böylelikle araştırmacı, ilgili döneme, geleneğin süreklilik/süreksizlik ilişkileri içinde bakabilme olanağı elde etmektedir. Çoğul-yönlülük,

8 Theo Hermans, “Revisiting the Classics: Toury’s Empiricism Version One”, The Transla-tor, I. c., no 2, 1995, s. 221-222.

9 José Lambert, “History, Historiography and the Discipline. A Programme”, s. 11-12.10 Anthony Pym, Method in Translation History, St Jerome, Manchester 1998, s. 5-6.

Page 15: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

252

ceMal DeMİrcİOğlu

çeviri etrafındaki normları, kültürel ve edebî bağlamları kurgularken; araştırmacıyı her türlü metinsel ve metindışı öğeleri kullanmaya, kar-şılaştırmalı bir bakış açısı benimsemeye yönlendirmektedir. Böylece, verili bir döneme pek çok yönden ve malzemeden yaklaşılarak, farklı temsillerin birer tamamlayıcı unsur olarak söylem ve/veya kavram ha-ritasında yer bulabilmesi olanaklı hâle getirilmektedir.

Osmanlı odaklı tarihsel çeviri araştırmalarında çoğul-yönlü bir hat üzerinde hareket ederken, (ii) ikili karşıtlık ötesi (beyond binarist) bir bakışın da benimsenmesi gerekli görünmektedir. Bu yaklaşım, bir yan-dan çeviri olgularını ikili karşıtlıklara sıkıştırmayıp çok kutuplu ko-numlandırabilmeyi sağlarken, öte yandan karşımıza çıkabilecek kül-türe-bağlı çeviri olguları, tanımları, stratejileri ve metin türleri gibi kuramsal ve/veya uygulamaya ilişkin çeşitliliklerin ve özgün göster-gelerin silinmemesine, sınırlandırılmamasına zemin hazırlamaktadır. Şimdilik çoğul-yönlü ve ikili karşıtlık ötesi bir tutumu benimsemenin, Osmanlı kültüründe çeviri tarihini araştırırken araştırmacıyı “tuzağa” düşmekten koruyacağını, geçmişin daha “gerçekçi” bir temsilini oluş-turmada, Şehnaz Tahir Gürçağlar’ın deyimiyle ona yeni “kapılar”11 açacağını söyleyebiliriz.

Aşağıdaki bölüm, Arap-Fars-Türk kültür dizgeleri arasında yüz-yıllar boyunca seyahat eden ve yeniden yazılan anlatıların edebi türü olan mesnevîlere (romance narratives) odaklanacak ve aktarım olgusu açısından öne çıkan bazı olgulara dikkat çekecektir. Tartışmada, ak-tarım ilişkilerinin gözlemlenmesinde mesnevîlerin önemli disiplinle-rarası bir inceleme alanını oluşturduğu, Arap-Fars-Türk edebiyat diz-geleri arasında karşılaştırmalı bir çeviri tarihi yapmayı gerekli kıldığı savı ileri sürülecektir.

Teliften tercümeye her türlü formuyla mesnevîler, Osmanlı’daki çeviri olgusunu incelemek üzere edebiyat ve çeviri araştırmacılarınca ele alınan önemli metinsel kaynaklardandır. Mesnevîlerin aktarım ol-gusu açısından incelenmesine ilişkin model arayışları günümüzde de-vam ediyor olsa da, bütüncül bir modelden çok, bu metinlerdeki çeviri

11 Şehnaz Tahir-Gürçağlar, Kapılar: Çeviri Tarihine Yaklaşımlar, Scala Yayıncılık, İstanbul 2005, s. 7.

Page 16: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

253

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

olgusunu gözlemleyebilmek üzere değişik yaklaşım biçimlerinden söz edilebileceği unutulmamalıdır.

Çeviribilimsel Bir İnceleme Nesnesi Olarak MesnevîlerEski Türk edebiyatının önde gelen araştırmacılarından Ahmet Ateş,

İslâm Ansiklopedisi’ne yazdığı “Mesnevî” maddesinde mesnevîyi “her beyitinin mısrâları kendi aralarında kafiyeli, arûz bahirlerinin kısa şe-killerinden biri ile yazılmış bir nazım şekli” olarak tanımlar ve mes-nevînin “vezin” itibariyle Arap edebiyatına, “şekil” itibariyle de Fars edebiyatına ait olduğunu belirtir.12 Arap ve Fars dizgelerinde farklı adlarla tanımlanan bu anlatı türü, Ateş’e göre Arap şiir geleneğine pek uygun olmasa da, Fars edebiyat dizgesinde yaygın olarak kullanılmış-tır. Aslen İran kaynaklı olan ve Farsça’dan Arap edebiyatına giren mes-nevîler, burada “kaside” ya da “müzdevice” terimleriyle karşılanmıştır.

Yaygın kanıya göre Fars edebiyatında önceleri destansı konuları anlatmakta kullanılan mesnevîlerin en başarılı örneği Gazneliler döne-minde (10.-11. yüzyıl) Firdevsî’nin kaleme aldığı Şehnâme’dir. Son-raki dönemlerde aşk ve macera anlatıları da bu biçim kullanılarak şi-irleştirilmiştir. Dolayısıyla mesnevînin Arap edebiyatına kıyasla Fars dizgesinde anlatı özellikleriyle öne çıktığı görülmektedir. Firdevsî’nin Şehnâme’si manzum veya mensur olarak çok defa Türkçeye aktarıl-mış, Fahir İz’e göre de “İran edebiyatından sonra Türk dîvan şiiri-nin ana kaynaklarından biri olmuştur.”13 Selçuklular döneminde ise ünlü Fars şairi Genceli Nizâmî, Penc Genc’i ile mesnevînin sistem-leşmesini sağlamıştır. Nizâmî’nin mesnevîleri kanon niteliği kazana-rak Türk edebiyatı gibi genç dizgelerde şiir üreten şairler için birer model olmuştur.14

Çeviribilimsel açıdan önemli görünen olgu, şiir yazma veya gele-neksel anlatıları şiirleştirme biçimi olan mesnevînin, Fars edebiyatın-dan Türk edebiyatına tercüme, nazîre veya taklit gibi -ortak- kültüre

12 Ahmet Ateş, “Mesnevî”, İslam Ansiklopedisi, 8, 1993, s. 127.13 Fahir İz, “Giriş: Divan Şiiri”, Eski Türk Edebiyatında Nazım, II. c., Küçükaydın Matbaa-

sı, İstanbul 1966, s. XL.14 Ahmet Ateş, “Mesnevî”, s. 130; İsmail Ünver, “Mesnevî”, Türk Dili, Türk Şiiri Özel

Sayısı II (Divan Şiiri), Temmuz-Ağustos 1986, s. 430.

Page 17: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

254

ceMal DeMİrcİOğlu

özgü çeşitli aktarım yollarıyla girmiş olmasıdır.15 Dolayısıyla mesnevî-nin, Arap-Fars-Türk gibi aynı medeniyet dairesini paylaşan kültürler arasında anlatıların seyahat ettiği yaygın bir şekil ve tür olduğu söy-lenebilir. Mesnevî bu bakımdan hem edebî bir tür hem de aktarım ve yeniden yazım olguları bakımından karşılaştırmalı ve disiplinlerarası bir bakışla incelenebilecek bir alandır. Telif, tercüme, nazire, taklit ve bunun gibi aktarıma dayalı çeşitli yollarla Arap, Fars ve Türk edebi-yatları arasında seyahat eden ve çoğu kez yeniden yazım örnekleriyle karşımıza çıktığı görülen bu türün sorunsallaştırılması, ortak kültürün öteki üyeleriyle iletişimimizi anlayabilmek bakımından gerekli görü-nüyor.16 Ancak mesnevîlerin aktarım olgusu bağlamında değerlendi-rilmesinde nasıl bir yöntem izlenebilir? Bu konuda henüz sistemli bir yöntem oluşturulabilmiş değildir.

Genel olarak bir mesnevînin çözümlenmesinde araştırmacılar,(i) yapıya ve biçime ilişkin olgular(ii) kültürlerarası etkileşim ve aktarımla ilgili olgularolmak üzere en az iki temel araştırma alanıyla karşılaşır. Yapıya

ve biçime ilişkin olgular bağlamında şairin eserini nasıl betimlediği, eserin nasıl bir plan ve kurguya sahip olduğu, mesnevînin tema-motif yapısı, tasvir ve sanatsal anlatım özellikleri, karakter ve masal unsur-ları gibi ilk planda yapısal çözümlemeler için önemli olabilecek yön-ler ele alınabilir. Görüldüğü üzere söz konusu olgular hem biçemle hem de eserin edebî yapısı ve kurgusuyla ilişkili unsurları içeriyor.

15 Konuyla ilgili daha geniş bilgiler için şu kaynaklara bakılabilir: Ahmet Ateş, “Mesnevî”; İsmail Ünver, “Mesnevî”; Günay Kut, “Anadolu’da Türk Edebiyatı”, Osmanlı Medeni-yeti ve Tarihi, II. c., haz. Ekmeleddin İhsanoğlu, IRCICA, İstanbul 1998, s. 21-68; Saliha Paker ve Zehra Toska, “A Call for Descriptive Translation Studies on the Turkish Tradi-tion of Rewrites”, Translation as Intercultural Communication, edt. Mary Snell-Hornby, Zuzana Jettmarová ve Klaus Kaindl, Amsterdam/Philadelphia 1997, s. 79-88; Zehra Tos-ka, “İleriye Yönelik Araştırmalarla İlgili Olarak Eski Türk Edebiyatı Sahasında Yazıl-mış Olan Tercüme Metinleri Değerlendirmelerde İzlenecek Yöntem/ler ne Olmalıdır?” Türklük Bilgisi Araştırmaları (Journal of Turkish Studies) Agâh Sırrı Levend Hâtıra Sa-yısı, XXIV/I. c., Harvard University, Mass 2000, s. 291-306.; Walter Andrews, “Starting Over Again: Some Suggestions for Rethinking Ottoman Dîvan Poetry in the Context of Translation and Transmission”, Translations: (Re)shaping of Literature and Culture, der. Saliha Paker, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul 2000, s. 15-40.

16 Bu bağlamda “yeniden yazım” kavramının “yeniden çeviri” kavramıyla ilişkisi üzerine de düşünmek gerekir.

Page 18: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

255

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

İsmail Ünver’in mesnevîlerin yapı ve plan ilişkilerinin çözüm-lenmesi konusundaki yaklaşımı bu bağlamda dikkat çeker. Ünver’e göre bir mesnevî “giriş”, “konunun işlenmesi” ve “bitiş” olmak üzere üç bölümden oluşur ve plan incelemesi de karşılaştırmalı bir şekilde yapılmalıdır. Ünver, karşılaştırmalı bir çalışma ile hem mesnevîlerin yazılış amaçlarının hem de planları arasındaki ilişkilerin daha iyi gö-rüleceğini düşünür.17 Bu nedenle, mesnevîlerde konunun işlendiği bö-lümün genellikle yapıldığı gibi konuya göre değil, yazılış amacı ve plan ilişkisine göre incelenmesini önermektedir.

İsmail Ünver’in (aktarım olgusuna değil, edebiyat araştırmaları alanına odaklansa da) bir mesnevîde yazılış amacı ve plan arasında sıkı bir ilişki olduğunu vurgulaması, mesnevîleri kültürlerarası etki-leşim ve aktarım ilişkileri bağlamında düşünmemize de kapı aralar. Ünver’in yaklaşımı, metinsel olguları biçimsel özellikler içinde sıkış-tırmadan, biçimi amaçla, amacı da kültürel bağlamla ilişkilendirme gereğini düşündürür. Bu bakış, çeviribilimsel olguların çözümlenebil-mesi için önemli görünmektedir.

O hâlde mesnevîlerin kültürlerarası alışveriş bağlamında “telif” veya “tercüme” olup olmadığı, bu tarzlar arasındaki ilişkiler ya da bunların ne tür bir aktarım sonucunda oluştukları gibi konular, mes-nevîlerin yazılma amaçlarıyla ilişkili düşünülmelidir. Gerek metin dü-zeyinde yapı ve biçime ilişkin olguların gerek mesnevîlerin nasıl ye-niden-yapılandırıldığının, yani alıcı kültürlerde ne şekilde temellük edildiğinin araştırılması yazılma amaçlarıyla birlikte ele alındığında, eser ve toplumsal bağlam ilişkisini görebilmemize yardımcı olabilir. Bu ise mesnevî çözümlemelerinde işlevsel ve erek kültür odaklı bir bakışın benimsenmesi anlamına gelir. Bu bağlamda, aktarım olgusu açısından bir mesnevînin çözümlemesinde, eserin yazılış amaçlarıyla ilgili bilgilerin sunulduğu bölümler hem edebî araştırmalar hem de çeviri sosyolojisi bakımından önem kazanır.

Bir mesnevîde pek çok edebî olgunun araştırılmasında ilk planda başvurulacak bölümler, şair önsözü veya sonsözü niteliğindeki “dîbâce”

17 İsmail Ünver, “Mesnevî”, s. 438.

Page 19: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

256

ceMal DeMİrcİOğlu

(giriş) ve “hâtime” (sonuç) bölümleridir. Bu bölümler Zehra Toska’ya göre şu konularda kayda değer bilgiler sunar:18

(i) şair-eser ilişkisi (ii) eser-işlev ilişkisi (iii) eser-edebiyat/belagat/estetik ilişkileri (iv) telif-tercüme ilişkisi(v) şair-okur ilişkisi(vi) eser-biyografi/dönem ilişkisi (vii) eser-himâye kurumu ilişkileri(viii) eser-kültürel/coğrafî/dînî/tasavvufî/edebî merkez ilişkileri 13. yüzyıldan 19. yüzyıl sonuna kadar Türkçede telif-tercüme ka-

rışık eserlerden derlediği sebeb-i telifler üzerinde çalışan Hasan Kav-ruk da, mesnevîleri yazılma sebeplerine göre on ana gruba ayırır.19 Son grupta “Türkçe eser yazmanın önemini vurgulamak için yazılanlar” başlığı altında çeviri mesnevîlere de yer veren Kavruk’a göre, klasik edebiyatta Fars ve Arap edebiyatlarından “çeviri yapmak” ya da “fay-dalanmak” amacıyla Türkçeye “kazandırılmış” mesnevîler bulunur.20 Kavruk, çevirileri daha çok etki veya model alma işlevi açısından de-ğerlendirir; ancak sınıflandırmasında telif veya tercüme olarak nitele-diği mesnevîleri, metin üretimi ya da Arap-Fars dizgeleri arasındaki iletişim ve etkileşim açısından sorunsallaştırmaz. Ayrıca sınıflandır-manın diğer bölümlerinde aktarımsal nitelikleri olduğu görülen kimi mesnevîler, telif eser şeklinde nitelenerek değerlendirilir. Bu nedenle, gelenekteki tercüme davranışlarının çözümlenmesinde önemli olabi-lecek kimi kültürel göstergeler, terim ve kavramlar silikleşir; ancak çalışma yine de ele aldığı korpusa dayalı bulgular açısından dikkat

18 Buradaki bilgiler, Zehra Toska’nın 2000-2001 güz döneminde Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü yüksek lisans programında “TKL 581.01 Special Topics in Old Turkish Literature” başlığıyla verdiği dersin notlarından derlenmiştir. “Osmanlı Edebiyat Modellerinin Oluşumunda Beylikler Döneminde Yapılan Tercümelerin İşlevle-ri” başlıklı araştırma projesi kapsamında Toska tarafından açılan bu derste kimi mesnevî-lerden oluşan bir seçki; yapı, işlev, anlatım, kurgu, edebiyat gelenekleri ve kültürlerarası etkileşim bağlamında ele alınmıştır.

19 Hasan Kavruk, Türkçe Mesnevîlerde Sebeb-i Telif (Eser Yazma Sebebi), Özserhat Yayıncılık, Malatya 2003, s. 414.

20 Hasan Kavruk, Türkçe Mesnevîlerde Sebeb-i Telif (Eser Yazma Sebebi), s. 16.

Page 20: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

257

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

çeker. Geniş bir yelpazede ve telif-tercüme karışık bir şekilde ele alı-nan sebeb-i teliflerde, istek üzerine yazılan mesnevîlerin sayısal ola-rak çoğunlukta oldukları görülür. Ayrıca Anadolu Beyleri ile sonraki dönemde Osmanlı devlet adamlarının telif veya tercüme eser üretimini teşvik ve himâye ettikleri de birincil kaynaklarla ortaya konmaktadır.

Şüphesiz yukarıda bahsi geçen bilimcilerin işaret ettikleri işlev ve bilgi alanları, Gideon Toury’nin çeviri normlarını incelerken başvu-rulabileceğini belirttiği iki ana kaynaktan biri olan “metindışı” (ext-ratextual)21 kaynaklardan sağlanan bilgileri sunmaktadır. Bu bilgi-lere dayanılarak verili bir dönemde söz konusu kültürde aktarıma dayalı metin üretimini biçimlendiren baskın normlar, poetika ile ede-biyat ve çeviri etkinliğini himâye eden kişi veya kurumlar izlenebi-lir. Bu bağlamda, sebeb-i telifler, Osmanlı kültüründe çeviri sosyo-lojisi araştırmaları için önemli kaynaklar arasında sayılabilir; ancak bir mesnevîde dîbâce, sebeb-i telîf, sebeb-i tercüme veya hâtime gibi isimleri olan ve ana metni çevreleyen bu tür metinler, Toury’nin işa-ret ettiği şekilde normatif nitelikli olduklarından bilgileri kısmî ve ta-raflıdır. Bu nedenle, uygulamaya dayalı gerçek çeviri davranışlarını yansıtmayabilirler; fakat kimi çekincelere rağmen, bu tür kaynaklar Toury için çeviri davranışlarının incelenmesinde anahtar niteliğinde ve yarar sağlayan metinlerdir.

Yukarıda, özellikle Zehra Toska’nın değindiği bilgi alanları, mes-nevîlerde aktarım olgusunu ve bunun etrafında oluşan söylem(leri) in-celemek üzere geliştirilecek çeviribilimsel bir model için kayda de-ğer bir hareket noktası sağlıyor. Şüphesiz bu bilgi alanları Toska’nın yaklaşımında -telif-tercüme ilişkisine yapılan vurgu dışında- daha çok edebî çözümlemelere yönelik bir çerçeve sunuyor; ancak bu alanlar, şair söyleminin olanakları çerçevesinde, aktarımın sosyo-kültürel ve iletişimsel bir bağlama oturtulması için de veri sağlayacağından, çevi-ribilimde geliştirilecek Türkiye odaklı çeviri tarihi araştırma modelleri açısından önem taşıyor. Çünkü her bir bilgi alanı, geleneğimizde yeni-den yazımlarda ve/veya aktarıma dayalı metinlerde karşımıza çıkacak

21 Gideon Toury, Descriptive Translation Studies and Beyond, John Benjamins, Amsterdam and Philadelphia 1995, s. 65.

Page 21: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

258

ceMal DeMİrcİOğlu

farklılıkları saptayabilmek ve bunların nedenlerini açıklayabilmek için en azından soru sormamızı sağlayacak çözümleme noktaları sunuyor.

Bir Yöntem ÖnerisiÇeviribilimde gerek tarihsel gerek güncel çevirilerin incelenme-

sinde çeviri metnin oluşumunu biçimlendiren normlara odaklanan betimleyici bir yönteme sıkça başvurulur. Gideon Toury tarafından 1980’lerden itibaren geliştirilen betimleyici yöntemde, esas olarak, verili kültürde çevirileri biçimlendiren süreç öncesi ve süreç norm-ları kurgulanmaya, böylelikle çeviriyi oluşturan kararlar açıklanmaya ve yorumlanmaya çalışılır. Toury’nin yönteminde, çeviri süreci önce-sinde ve sırasında gözlemlenen her türlü çeviri olgusu ve davranışı, bir yandan kaynak metinle kurulan ilişkinin türünü ve derecesini, öte taraftan, çevirinin içine doğduğu toplumsal-kültürel normlarla ilişki-sini anlamak üzere ele alınır.

Toury’nin betimleyici yöntemi hem tarihsel hem de güncel çeviri metinlerin incelenmesinde bir yöntem önerisi sunmaktadır; ancak bu yöntemde normların incelenmesinde “metindışı kaynaklar”ın önemine dikkat çekilse de çeviri metinlerin dışında veya yanında yer alan söy-lemlerin incelenmesi konusunda yöntemsel bir öneri sunulmamakta-dır. Bu nedenle çeviribilimciler, günümüzde, çeviri söylemlerinin dil-sel, metinsel, kültürel ve toplumsal yapılarla ilişkili incelenmesinde “Eleştirel Söylem Çözümlemesi” (ESÇ - Critical Discourse Analysis, CDA) adı verilen bir yöntemden sıkça yararlanmaktadır.

Bu bölümde, mesnevîlerdeki aktarım olgusunu incelemek üzere öncül çalışmaların düşünce ve önerilerinden hareket ederek, çeviribi-limsel bir yaklaşımla tasarladığım ve eyleme odaklı söylem çözümle-mesi adını verdiğim bir mikro-söylem çözümleme modeli sunacağım. Bu model, yukarıda Osmanlı’da çeviriyi çalışmak bağlamında ifade edilen görüşler doğrultusunda çoğul-yönlü ve ikili karşıtlık ötesi bir bakış açısından besleniyor; ama önce, modelin yararlandığı ve dil ile buna bağlı etkinlikleri birer “toplumsal pratik” olarak gören22 eleşti-

22 Norman Fairclough, Ruth Wodak, “Critical Discourse Analysis”, Discourse Studies: A Multidisciplinary Introduction, edt. T. van Dijk, II. c., Sage, Londra 1997.

Page 22: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

259

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

rel söylem çözümlemesi (Critical Discourse Analysis, CDA) yaklaşı-mından kısaca bahsedeceğiz.

Eleştirel Söylem ÇözümlemesiEleştirel Dilbilim veya yaygın adıyla Eleştirel Söylem Çözümle-

mesi (ESÇ) olarak bilinen alan, 1970’lerde dil, dilin kullanımı ile ik-tidar ve ideoloji arasındaki ilişkilere dikkat çeken çalışmaların bir de-vamı olarak, 1980’lerin sonlarında Teun van Dijk, Norman Fairclough, Gunter Kress, Theo van Leeuwen, Ruth Wodak gibi bilimcilerin ça-lışmalarıyla gelişen ve özünde dili toplumsal bir pratik olarak gören dilbilim odaklı bir araştırma alanıdır.23

Düşünsel kökenleri açısından Frankfurt Okulu’ndan, özellikle Jurgen Habermas’ın yaklaşımlarından esinlenen bu çözümleme yön-temi; egemenlik, ayrımcılık, güç, iktidar ve kontrol gibi toplumsal ol-guların dildeki yansımalarını çözümlemeye çalışır. Başka bir deyişle; dilde veya söylemlerde ifade edilen, gönderme yapılan, kurgulanan veya meşrulaştırılan her tür toplumsal eşitliksizlik, güç ve iktidarın görünme biçimlerini eleştirel bir bakış açısıyla ele alır. Dolayısıyla Eleştirel Söylem Çözümlemesi’nde dil, toplumdaki baskın ideolojile-rin, güç ve iktidar ilişkilerinin, toplumsal cinsiyet, kimlik ve benzeri olgular etrafında oluşan söylemlerin anlaşılmasına yarayan bir çözüm-leme aracıdır. Böylece toplumsal olarak yapılandırıldığı varsayılan bir metnin açıklanması ve yorumlanmasında, retorik, metindilbilim, sosyo-linguistik ve edimbilim (pragmatik) gibi dilbilimsel inceleme alanları, sosyo-politik bağlamlar, güç ve iktidar olgularıyla ilişkili hâle gelir.

ESÇ’de dilin toplumsal bir pratik olarak görülmesi aynı zamanda söylemlerin ve bunlardaki düzenlerin yöntemsel olarak incelenmesini gerektirir. Bu çerçevede ESÇ, yazılı veya sözlü her tür metne odak-lanırken, metinsel söylemlerin eleştirel çözümlenmesiyle özel olarak ilgilenir. Böylece söylem, dilin bireysel ve toplumsal kullanımlarının özel bir biçimi olarak belirginleşir. Her tür yazılı veya sözlü metin,

23 Ruth Wodak, “What CDA is About a Summary of Its History, Important Concepts and Its Developments”, Methods of Critical Discourse Analysis, edt. Ruth Wodak ve Michael Meyer, Sage Publications, Londra 2001, s. 1-3.

Page 23: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

260

ceMal DeMİrcİOğlu

belirli bir toplumsal bağlamda, belirli bir bakış açısına göre oluşturu-lan ve yorumlanan bir ürün ve süreç olarak ele alınır.

Metinler, bir taraftan dilin kullanımı, iletişim ve etkileşim gibi dilsel yönlerden ele alınırken, öte taraftan inançlar, ideolojiler, siyasî görüşler, kimlikler, güç ve iktidar ilişkileri gibi toplumsal ve kültürel bağlamların çözümlenmesi açısından da incelenir.24 Bu yönlerden ES-Ç’de, birey veya grupların tarihsel özneler olarak içinde yer aldıkları ve bir metni üreten toplumsal süreç ve yapıların hem tanımlanması hem de kavramsallaştırılması vurgulanmış olur; ancak çözümlemelerde metin ve toplum arasında deterministik bir ilişki varsayma hatasına düşülmemesine de özel dikkat gösterilir. Dolayısıyla ESÇ’de söylem, egemen olan kişi/kurumlarca yapılandırılan, tarihsel olarak üretilen ve yorumlanan ve egemen ideolojilerce meşrulaştırılan bir temsil olarak görülür. Bu nedenle, söylemlerin ideolojik olduğu ve hiçbir söylem-sel göstergenin keyfî bir biçimde yapıda yer alamayacağı kabul edilir.

1980’lerden itibaren ESÇ’ye kuramsal çerçeve kazandıran ilk bi-limcilerden Norman Fairclough’a göre dil kullanımı, çeşitli toplumsal anlamlar arasından yapılan seçim ve tercihleri içerir. Fairclough ES-Ç’de toplumsal iktidar, ideoloji ve dil arasındaki ilişkileri vurgulaya-rak dilin toplumsal işlevlerine dikkat çeken ilk araştırmacılardandır.25 Benzer şekilde dil ve ideoloji arasındaki ilişkileri vurgulayan eleştirel dilbilimcilerden Gunter Kress ve Robert Hodge da, dilin ideolojik et-kilerini gösteren ve kategoriler temelinde düzenlenmiş sistematik bir dil betimleme modeli geliştirmeye çalışmış, modellerinde eylemsel ve ilişkisel dizim yapılarına dikkat çekmişlerdir.26

Görülen o ki, ESÇ hem dizge hem de işlevsellik konularını önem-semekte, toplumsal koşullara göre yapılan seçimlerden oluşan dil

24 Teun A. Van Dijk, “The Study of Discourse”, Discourse as Structure and Process (Discourse Studies: A Multidisciplinary Introduction), edt. Teun A. Van Dijk, I. c., Sage Publication, Londra 1997; Norman Fairclough, Critical Discourse Analysis: The Critical Study of Language, Routledge, 2. Baskı, New York 2010.

25 Norman Fairclough, Critical Discourse Analysis: The Critical Study of Language, Routledge, 2. baskı, New York 2010.

26 Gunter Kress, Robert Hodge, Language as Ideology, Routledge ve Kegan Paul Books, Londra 1979.

Page 24: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

261

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

kullanımına, sözdizimsel tercihlerdeki örtük temsil ve simgeleme-lere, cümle çözümlemelerindeki anlamsal rollere dikkat çekmektedir.

Eyleme Odaklı Söylem ÇözümlemesiEyleme odaklı söylem çözümlemesi adıyla betimleyeceğimiz yön-

tem, geleneğimizde aktarıma dayalı olduğu varsayılan metinlerin me-tindışı öğelerini çeviribilimsel bir bakış açısıyla çözümlemek üzere geliştirdiğim bir mikro-söylem çözümlemesi yöntemidir. Burada mes-nevîler gibi edebî bir türe uygulanacak olan yöntem, edebî olmayan ancak gelenekte çeviriyle ilişkili bilgiler barındıran manzum veya men-sur başka metinlerin söylem çözümlemesinde de kullanılabilir. Bu bağ-lamda, geleneğimizde örneğin şair biyografilerini sunan ve ilk örnek-lerini 16. yüzyılda gördüğümüz tezkîreler ile tarih, teoloji, coğrafya, tıp ve bunun gibi edebiyat dışı alanlara ait pek çok tarihsel yanmetin de bu yöntemle incelenebilir. Dolayısıyla modelimiz, çeviribilim dı-şında çalışan ve tarihsel metinlerde çeviri/aktarım olgusuyla ve dilde bunun görünme biçimleriyle karşılaşan bilimcilerin hem çeviribilim-sel bir farkındalık geliştirmelerine hem de yaptıkları eleştirel çözüm-lemelere katkıda bulunabilir.

Eyleme odaklı söylem çözümlemesi esas olarak Betimleyici Çeviri Araştırmalarında (BÇA) yeri olan ve Gideon Toury’nin “metindışı” kaynaklar şeklinde tanımladığı malzemeyi kullanır.27 Çözümlemedeki ana amaç, çeviri ve çevirmen davranışlarının kültüre ve zamana bağlı terim, kavram ve sözcük öbeklerine (collocations) bakılarak keşfedil-mesi ve yeniden kurgulanmasıdır.

Yöntemde, geçmişte verili bir dönemin Türkçesiyle üretilmiş bir eserde, çeviri edimi ile bu edimin somut göstergeleri olan “eylemler” arasında nedenselliğe dayalı bir ilişki varsayılır. Bu bağlamda dil, şair söyleminin bir parçası, eylemler de varsayılan çeviri stratejilerinin bi-rer simgesi olarak kabul edilir. Böylelikle, şair söyleminde dile getiri-len “eylemler” hem bireysel hem de verili döneme ait simgeler veya temsil biçimleri olarak öne çıkar.

27 Gideon Toury, “metindışı” kaynaklar olarak şunlardan bahseder: Çeviri üzerine eleştiriler, kuralcı yaklaşımlar sergileyen yazılar, çevirmenlerin/yayıncıların önsözleri…

Page 25: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

262

ceMal DeMİrcİOğlu

Eyleme odaklı söylem çözümlemesinde, eyleyen olarak nitelen-direbileceğimiz şair/yazar/mütercim ile eyleyenin kendi söyleminde betimlediği eylemler arasında bir tür Saussure’cü gösteren-gösterilen ilişkisi varsayılır; ancak eylemlerin, kültüre ve zamana bağlı nitelik-leriyle bir bağlam içinde karşımıza çıkabileceği de göz önünde tutu-lur. Bu nedenle modelde, şairin/yazarın/mütercimin söyleminde çeviri edimi etrafında bilinçli ya da bilinçsiz bir araya getirilmiş her türlü “eylem” yani bunların gramatik sınıfı olan “fiil”ler ile söz konusu ey-lemler etrafında öbeklenmiş her türlü ilişkili ifade, terim ve metafor incelenmek üzere saptanır. Böylece inceleme hem mikro düzeyde ey-leyenin betimlediği çeviri söyleminin ve algısının hem de makro dü-zeyde kültürün söyleminin haritalanmasına hizmet edecek verilerin keşfine yönelen bir süreci içerir.

Eyleme odaklı söylem çözümlemesi ile elde edilecek veriler, Tür-kiye geleneğinde çeviri kavramlarının soykütüğünü (genealogy) ele alacak çalışmalara da katkı sağlar. Arap-Fars-Türk dizgelerinde çeviri kavram, terim ve metaforları arasındaki yakınlık/benzerlik ilişkilerinin izini sürmek, söz konusu kültürlerle yüzyıllar boyunca sınırları belir-sizleşebilen alma biçimlerini ve metin üretimini deneyimlemiş Türk geleneğinde çeviri algısının (conception) verili bir zamanda yeniden kurgulanmasına yardımcı olur.

Şüphesiz, geçmiş çeviri uygulamalarını belli bir bağlama ve kar-şılaştırmalı bir perspektife oturtarak açıklama ve yorumlama çabası, verili bir kültür ve dönemde çeviri kavramının ne olduğunu yeniden kurgulamayı gerektirir. İşte bu noktada, bir şairin söyleminde çeviriyle ilişkili ifade edilen “eylemler” gerek şairin gerek -bir anlamda- top-lumun dilinde çevirinin somut göstergeleri olarak bu kurgunun oluş-turulmasına yardımcı olur. Böylece, çeviri etrafında dizge içi veya dizgeler arasındaki çeşitlilikler, kaymalar da soykütüğü bağlamında izlenebilir hâle gelir. Bundan dolayı, eylemlerin ve kültüre-özgü ifade biçimlerinin, söz öbeklerinin saptanması hem şair-mütercimlerin çevi-riyle ilişkili söylemlerinin hem de makro düzeyde verili kültüre özgü algıların haritalanmasında işlev görecek gözlemlenebilir somut araç-lar olarak öne çıkar.

Page 26: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

263

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Eski Anadolu Türkçesi (EAT), Beylikler dönemi ve sonrasında Osmanlı kültüründe çeviriler üzerine son yıllarda yapılan küçük öl-çekli incelemeler, çeviri etkinliğinin kavramsal açıdan heterojen bir yapıya sahip olduğunu, aktarım etkinliklerinin adlandırılmasında da terimsel bir çeşitliliğin bulunduğunu göstermektedir. Şüphesiz bunlar, çeviri uygulamalarındaki çeşitliliğin de göstergesidir. Bu olgu, özel-likle çeviri stratejilerinin ikili karşıtlıklara bakılarak hem kavranma-sını hem de kavramsallaştırılmasını sorunlu hâle getirir. Bu nedenle, modelde, çeviri incelemelerinde ikili karşıtlığa dayanan formülas-yonları sorunlu gören ve bunun tersine hareket ederek “ikili karşıt-lık ötesi” (beyondbinarist) bir tutum benimseyen bir mantıksal temel (rationale) bulunur. Bu bağlamda ele alınacak “telif-tercüme” ilişkisi de modelde karşıt kavramlar ya da pratikler olarak değil, bunlar ara-sındaki pek çok metinsel ara formları da içerecek hipotetik bir ilişki-lendirme olarak düşünülmelidir.

Modelde, söylemlere bakılarak en az iki düzeye ilişkin bulgula-rın elde edilmesi olanaklı görünmektedir. Model, çeviri olduğu var-sayılan bir metnin hem (i) bağlamsal düzeyine hem de (ii) eylemsel düzeyine ilişkin bilgiler sunmaktadır. Bağlamsal düzeyden elde edi-lecek veriler, çeviri sosyolojisi, çeviri felsefesi, çeviri eleştirisi gibi alanlara ve çeviri metnin içine doğduğu toplumsal-kültürel ortamın anlaşılmasına kapı açarken; eylemsel düzey dönemin diline, söz var-lığına, dil kullanımındaki ifade biçimlerine, çeviri metaforlarına, çe-viri etrafındaki terim ve kavramlara ilişkin veri sağlar.

Modelde her iki düzeye ilişkin çözümlemeler, Zehra Toska’nın işaret ettiği kategoriler temelinde, geliştirilmeye açık ve sınırlandırıl-mamış öncül sorularla çerçevelendirilmiştir. Aşağıda sunulan bu so-rular, bir taraftan çeviri tarihi araştırmacısına Türkçede verili bir dö-nemde aktarım olgusunu yorumlamakta bir bağlam oluştururken, öte taraftan yeni soru ve araştırma alanlarının oluşturulmasında tetikle-yici işlevi de görebilmektedir.

Şair-eser ilişkisi: Bu grupta araştırmanın odak noktası, şairin ye-niden yazıma, yeniden çeviriye veya aktarımsal metne28 hangi ismi

28 Burada, gerek yeniden yazım gerek çeviri veya yeniden çeviri gibi kavramları, geniş anlamda tüm aktarımsal etkinliklere gönderme yapacak şekilde kullanıyorum. Ayrıca,

Page 27: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

264

ceMal DeMİrcİOğlu

verdiği, kaynağı/kaynakları ile aynı ismi kullanıp kullanmadığı, ese-rini nasıl ve hangi terimlerle tanımladığı, eseri [yeniden] yazmaktaki/çevirmekteki amacını/amaçlarını nasıl sunduğu, eserin yeniden yazıl-masına/çevrilmesine neyin vesile olduğu, bunun için okura hangi ne-den(ler)in sunulduğu, eserin (varsa) erek dizgede öne çıkarılan nite-liğiyle ilgili ne tür ön-bilgilerin verildiği gibi sorulardır. Burada daha çok yeniden yazım/yeniden çeviri veya aktarımsal metin için sunulan amaç, tanım ve betimlemelere yoğunlaşılır.

Eser-işlev ilişkisi: Bu grupta odak noktası, bir önceki başlıkla ilişkili olarak, yanmetinlerde şairin ve/veya eserin işlevlerine ilişkin bilgilerdir.

Eser-edebiyat/belagat/estetik ilişkileri: Burada, erek dizgede o dönemdeki edebî ölçütlere ilişkin ne tür bilgilerin verildiği, bu bağ-lamda hangi şair ve/veya eserlerin yararlanılan/esinlenilen kaynak(-lar) olarak zikredildiği, iyi bir eserin nasıl tanımlandığı, genelde erek dizgedeki şiir sanatına ilişkin bilgilerin verilip verilmediği, teliften tercümeye uzanan bir skalada eserin değerlendirilmesinde nasıl bir terminolojinin hangi anlamda kullanıldığı ve yazma faaliyetiyle ilgili hangi sözcüklere yer verildiği gibi sorulara odaklanılır.

Telif-tercüme ilişkisi: Bu grupta, telif-tercüme ilişkisi bağlamında şu sorulara cevap aranır: Şair eserini nasıl tanımlıyor, şairin kavram/ter-minoloji dünyasında telif-tercüme eser yazmakla/vermekle ilgili hangi sözcükler öne çıkıyor, bunlar hangi anlamlarda kullanılıyor; bu ad-landırmalar telif-tercüme ilişkisinin anlaşılmasında işlevsel görünüyor mu; şair belirgin kaynak metin(ler)den veya kaynak şair(ler)den bah-sediyor mu; eğer bahsediyorsa bu ilişki nasıl ve hangi terimlerle be-timleniyor; şair kaynak metin(ler) ve kaynak dil(ler) ile eseri arasında bir karşılaştırma yapıyor mu; özellikle Beylikler dönemindeki yeniden yazımlara/çevirilere veya aktarımsal metinlere bakılıyorsa bu metin-lerde Türkçe eser yazmanın önemine ilişkin bir değerlendirme yapı-lıyor mu; varsa nasıl yapılıyor; Arap ve Fars dizgelerindeki eserlerle

kategori başlıklarındaki “eser” terimini de gelenekte aktarımsal metinlerin adlandırıl-masındaki çeşitliliğin farkında olarak, aktarımsal süreçler sonunda oluşan “erek metne” gönderme yapacak şekilde kullanıyorum. Bu bağlamda “şair” nitelemesi de hem yaratıcı yazar hem de çevirmen kimliklerine gönderme yapıyor.

Page 28: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

265

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

ya da bu dillerle ilgili bir karşılaştırma yapılıyor mu; Türkçe eser yaz-mayla ilgili değerlendirmeler yapılmış mı? Şair eserini oluştururken ne tür metin üretme veya aktarma stratejilerinden bahsediyor? Bu ko-nuda yolundan gittiği veya yaklaşımlarını benimsediği başka şairler-den ve onların stratejilerinden bahsediyor mu?

Şair-okur ilişkisi: Bu grupta odaklanılacak sorular şunlardır: Şa-irin betimlediği bir okur kitlesi var mı; varsa okur tanımı nasıl; şairin bir eleştirmen kaygısı var mı; şaire göre iyi bir eser nasıl olmalı ve okurda nasıl bir izlenim uyandırmalı; şairin aktardığı kadarıyla okura ilişkin iyi bir eser tanımı veriliyor mu; şair okura eserden faydalana-bilmesine yönelik bir tavsiyede bulunuyor ve okuru yönlendiriyor mu?

Eser-biyografi/dönem ilişkisi: Burada şairin hayatıyla, geçmişi, gelir durumu, varsa öteki faaliyetleri veya dönemiyle ilgili verdiği bil-gilere odaklanılır. Bu bölümdeki sorular, metinde bir eyleyen (agent) olarak insan öğesini, bir başka deyişle şair-çevirmeni öne çıkaran olası diğer sorularla geliştirilir.

Eser-himâye kurumu ilişkileri: Bu grupta çeviri etkinliğini himâye eden kişi veya kurumların gözlemlenmesi amaçlanır ve şu sorulara odaklanılır: Eser kim(ler)e veya kim(ler) için yazılıyor; hâmînin eserin yeniden yazılmasından/çevrilmesinden beklentileri neler; himâye eden kişi(ler)in edebiyatla ilişkisine yönelik bilgiler veriliyor mu; yeniden yazılması veya çevrilmesi istenen eser hâmî tarafından nasıl değer-lendiriliyor; hâmînin kaynak metinlerle ilgili değerlendirmeleri neler?

Eser-kültürel/coğrafî/dînî/tasavvufî/edebî merkez ilişkileri: Bu-rada, yeniden yazımın/çevirinin hangi coğrafî bölgeye âit olduğu, hangi kültür merkezleri ve hangi ekollerle ilişkili olduğu anlaşılmaya çalışı-lır. Bu bölüm özellikle, çevirilerin yığıldığı bölgelerin, çeviri söylem ve yaklaşımlarının belirlenmesindeki etkileri açısından önem taşıyor. Henüz şu âna kadar geçmiş çeviri geleneğimizde, çeviriler ile coğrafî bölgeler arasındaki ilişkiler sistematik bir şekilde incelenebilmiş de-ğildir. Bu bağlamda, çevirilerin hangi bölgelerde veya kültürel mer-kezlerde yoğunlaştığı veya tersine hangisinde yoğunlaşmadığı şüphe-siz ilginç veriler sunacaktır.

Page 29: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

266

ceMal DeMİrcİOğlu

Aşağıdaki diyagram, buraya kadar betimlenen kategoriler ile bun-lar arasındaki ilişkileri şair-mütercimi (eyleyen, aktör; agent) merkeze alarak göstermektedir:

Diyagram 1: Eyleme odaklı söylem haritası

İlerleyen bölümde, eyleme odaklı söylem çözümlemesi modeli bağ-lamında geçmişteki aktarım olgusunun yeniden yazım, yeniden çeviri veya aktarımsal metinlerle ilişkili farklı yönlerini görebilmek amacıyla örnek çözümlemeler sunulacaktır. İncelemede ilk olarak, 15. yüzyılın başında yazılmış ancak kendisini doğrudan “tercüme” olarak niteleme-yen bir mesnevî ele alınacak; bu çerçevede, Germiyanlı Ahmedî ’nin Cemşîd ü Hurşîd isimli mesnevîsi bir “yeniden yazım” örneği olarak çözümlenecektir. Ayrıca eser, gelenekte bu seriye giren öteki Cemşîd ü Hurşîd versiyonlarıyla da kısmen karşılaştırılarak, yeniden yazım-ların “tercüme” olgusuyla olan ilişkileri eyleme odaklı söylem çözüm-lemesine bakılarak anlaşılmaya çalışılacaktır. Daha sonra farklı yüz-yıllardan seçilmiş, fakat bu kez kendisini doğrudan “tercüme” olarak niteleyen bazı mesnevîlerin yanmetinleri ele alınacaktır.

Çözümlemelerin ana amacı; Osmanlı’daki yaratıcı aktarım etkinlik-lerinin bir taraftan kültüre ve zamana bağlı yönlerini görebilmek, öte taraftan yeniden yazımlar gibi kendisini genellikle doğrudan “tercüme”

Page 30: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

267

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

olarak nitelemeyen metinlerin “tercüme” uygulamalarıyla ilişkili me-tinler olduklarına/olabileceklerine dikkat çekmektir.

Örnek Çözümleme I: “Yeniden Yazım” Olarak Cemşîd ü Hurşîd MesnevîleriGermiyan Beyliği’nin önemli şairlerinden Ahmedî’nin 1403 yılında

yeniden yazdığı Çemşîd ü Hurşîd isimli mesnevî, kendisini “varsa-yımsal çeviri”29 olarak düşündürecek pek çok olgu içeren bir eserdir. Anadolu’da gelişen edebiyat geleneğinde bu isimli seriye giren dört mesnevîden biri olan eser,30 yeniden yazım olgusu ile çeviri arasın-daki ilişkileri düşünmemiz bağlamında iyi bir örnektir. Yukarıda “te-lif-tercüme ilişkisi” başlığı altında sunduğum sorulara aşağıda cevap vermeye çalışacağım.

Çin Fağfuru’nun oğlu Cemşîd’in Rum Kayseri’nin kızı Hurşîd’e olan aşkını konu alan Cemşîd ü Hurşîd isimli mesnevî, Ahmedî tara-fından 1403 yılında “mefâîlün / mefâîlün / feûlün” vezniyle “yazıl-mış” ve eser 1444 tarihinde istinsah edilmiştir.31 Ahmedî eseri, Ger-miyan Beyi Emir Süleyman’nın isteği üzerine kaleme almıştır. Burada “sebeb-i telîf” ve “hâtime” bölümleri incelenecek versiyon, Mehmet Akalın’ın 1975 yılında yayımladığı yazma nüshaya dayanır. Akalın incelemesinde, eseri 1939 yılında bilim dünyasına tanıtan Nihad Sami Banarlı’nın tavsif ettiği nüshayı esas aldığını belirtir.32

Ahmedî’nin, tamamı 4.798 beyitlik Cemşîd ü Hurşîd mesnevî-sinde eserin yazılış amacının sunulduğu “Der-Sebeb-i Te’lîf ve Nazm-ı Kitâb-ı Cemşîd ü Hurşîd” [Cemşîd ü Hurşîd kitabının nazmedilmesi ve yazılış amacı üzerine] başlığıyla verilen sebeb-i telif bölümü 38 be-yitten oluşur; 378. beyit ile başlayıp 415. beyitte son bulur. Fakat bu

29 Gideon Toury, Descriptive Translation Studies and Beyond, John Benjamins, Amsterdam and Philadelphia 1995.

30 Hasan Kavruk, gelenekte bu seriye giren dört mesnevîden söz ediyor: Şeyhoğlu Mustafa’nın Hurşîd-nâme’si (1387), Ahmedî’nin Cemşîd ü Hurşîd’i (1403), Cem Sultan’ın Cemşîd ü Hurşîd’i (1478) ve Abdî’nin Cemşîd ü Hurşîd’i (1558). Nedense sonraki yüzyıllarda bu anlatının yeniden yazılmadığı görülmektedir. Bkz. Hasan Kavruk, Türkçe Mesnevîlerde Sebeb-i Telif (Eser Yazma Sebebi).

31 Mehmet Akalın, Ahmedî Cemşîd ü Hurşîd [İnceleme-Metin], Sevinç Matbaası, Ankara 1975, Önsöz.

32 Mehmet Akalın, Ahmedî Cemşîd ü Hurşîd [İnceleme-Metin], s. 7; 15. dipnot.

Page 31: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

268

ceMal DeMİrcİOğlu

bölümü izleyen “Âgâz-ı Dâsitân-ı Cemşîd ü Hurşîd” [Cemşîd ü Hur-şîd destanının başlangıcı] bölümünden “Matla’-ı Dâsitân”a [Hikâye-nin başlangıcı] kadar olan 9 beyit de sebeb-i telif bölümüyle ilişkili bilgi vermektedir. “Hâtime-i Kitâb” [Kitabın sonu] bölümü ise 4.756. beyitle başlar ve 43 beyit devam ederek 4.798. beyitle son bulur. Bu bölümde Arapça ve Türkçe kıt’alar bulunmaktadır.

Akalın’ın yanı sıra, Banarlı ve Köprülü gibi güvenilir kimi eski edebiyat araştırmacıları, eserin 14. yüzyıl Fars edebiyatının önemli şairlerinden olan Selmân-ı Sâvecî’nin (ö.1376) aynı isimli eserinden hareketle yazıldığını belirtir.33 Eski edebiyat araştırmacılarından Ha-san Kavruk da, Süleyman Şah’ın Ahmedî’yi teşvik ederek bu eserin “dilimize çevrilmesini” [metinde böyle] sağladığını, Ahmedî’nin de Sâvecî’nin aynı adlı eserinden “faydalandığını” belirtir.34 Gerek ese-rin transkripsiyonlu metnini hazırlayan Akalın’ın bu eserin “sadece basit bir tercüme olmadığını, Ahmedî’nin esere parçalar ekleyerek aşağı yukarı iki misline çıkardığını” ifade etmesi,35 gerek diğer araş-tırmacıların mesnevîyi çeviriyle ilişkilendirmesi eserin “tercüme” ol-gusu kapsamında ele alınmasına dayanak oluşturur.36 Her iki metnin de aynı vezinde yazıldığı hatırlanırsa, eserler arasında biçimsel bir ilişkinin bulunduğu da görülür. Bu nedenle eser, Gideon Toury’nin “varsayılan çeviri” kavramı çerçevesinde aktarımsal nitelikleri açı-sından incelenebilir bir metin sayılabilir; ancak, Sâvecî’nin metni yaklaşık 2.700 beyit iken, Ahmedî’nin versiyonu 4.798 beyit içe-rir. Dolayısıyla Ahmedî’nin versiyonunda beyit sayısında bir artış ve genişleme göze çarpar.

Aşağıdaki bölümlerde, eserin metindışı öğeleri (sebeb-i telîf, hâtime), yukarıda değinilen ve verilerin mümkün kıldığı başlıklar al-tında, eyleme odaklı söylem çözümlemesi ile ele alınacaktır.

33 Nihad Sami Banarlı, “Ahmedî ve Dâsitan-ı Tevârih-i Mülûk-i Âl-i Osman-Cemşid ve Hurşîdi”, Türkiyat Mecmuası, VI, 1939; Nihad Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, I. c., Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1987; M. Fuad Köprülü, “Ahmedî”, İslam Ansiklopedisi, 1, 1993.

34 Hasan Kavruk, Türkçe Mesnevîlerde Sebeb-i Telif (Eser Yazma Sebebi), s. 30.35 Mehmet Akalın, Ahmedî Cemşîd ü Hurşîd [İnceleme-Metin], s. 8.36 GideonToury’nin bir eseri çeviri nitelikleri bağlamında incelemek üzere ileri sürdüğü

önermeler için bkz. Gideon Toury, Descriptive Translation Studies and Beyond, s. 33.

Page 32: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

269

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

i. Şair-eser ilişkisi39037 Bizim çün düzesin38 bir hûb defter Ki ola ma’ni vü lafzı şîr ü şekker

[Bizim için güzel bir kitap yazasın / ki anlamı ve sözleri şe-ker gibi tatlı olsun]39

391 Kitabî ki adıdur Cemşîd ü Hurşîd Bu dilce eyidesin (anı) Cemşîd

[Adı Cemşîd ü Hurşîd olan bir kitaptır / Ona bu dilde Cem-şid diyesin]

392 İdesin ‘ışk hâlın eyle rûşen Kim ola cân u dil anunla gül-şen

[Âşıklık hâlini öyle açık et ki / Gönül bununla gül bahçesine dönsün]

383 Didi kim ‘ışk sözinden sühan-ver İdiben nazm düzdi dürr ü güher

[Dedi ki aşktan konuşmasını bilen kişi / [sözleri] nazm ede-rek inci ve cevher düzdü]

396 Köhün efsânedür Destân-ı HüsrevAdıma taze itgil sikke-i nev[Hüsrev Destanı eski bir efsanedir / Adım için yeni bir sik-keyi taze hâle getir]

405 İd anda ‘ışkdan nazük işâretKi ire ‘âşıklara andan beşâret [Bu esere aşktan güzel işaretler koy / Ki âşıklara bundan müjde ulaşsın]

37 Beyit başlarındaki numaralar, Akalın’ın nüshasındaki beyit numaralarını göstermektedir.38 Beyitlerde koyu (bold) hale getirilen sözcükler, yöntemimiz açısından öne çıkarılacak

“eylem” (fiil) ve/veya ifadeleri göstermektedir.39 Aksi belirtilmedikçe, köşeli parantez içinde [ ] italik verilen diliçi çeviriler bana aittir.

Page 33: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

270

ceMal DeMİrcİOğlu

409 Nizâmî birle Selmân tarzına uşBu defter nazm oldı dürr-ile hoş[Nizâmî ile Selmân’ın tarzına yakın / Bu kitap inci gibi güzel bir şekilde nazm oldu]

422 Sözin Selmân işitdün temâmî Anı dahı ki nazm itdi Nizâmî [Âgâz-ı Dâsitân][Selmân’ın sözlerinin hepsini işittin / Onu da Nizâmî nazm etmişti]

4791 Çü nazma ibtidâ’ oldı bu defterKi olur andan dimâg-ı cân mu’attar[Çünkü bu kitap nazm edilmeye başladı / Öyle ki insanın dimağı bundan beslenir]

Beyitler, şair Ahmedî’ye Cemşîd ü Hurşîd isimli Farsça bir eser-den (KM) bahseden bir padişah motifi (hâmî öğesi) bulunduğunu gös-teriyor. Padişah, Cemşîd ü Hurşîd isimli bir eseri överek Ahmedî’den buna benzer bir eseri Türkçede yazmasını (krş. “bu dilce eyitmek”) ve ona Cemşîd adını vermesini istemektedir.

Veriler, Ahmedî’nin eserini “yazmak”taki amacının, padişah öğesi-nin isteği ve yönlendirmesiyle başladığını gösterir. Hâmî olarak Padi-şah, kalıcı olmak arzusuyla şairden adına bir aşk hikâyesi nazmetmesini isteyen, dolayısıyla yazma eylemini başlatan kişidir. Bir aşk anlatısı yo-luyla eser vererek kalıcı olmak istenmesi geçmişte eser üretiminde kar-şımıza çıkan işlev ve beklentilere ışık tutar; ancak, padişahın arzusunun yanı sıra şairin de söz sahasında kendisini göstermek istediği görülür. Bu bağlamda Ahmedî de, bu türde eserler vermiş olan Nizâmî, Sâvecî ve Kemâl-i Hocend gibi Fars şairlerine atıf yaparak, özellikle bu şair-lerin tarzlarını izleyeceğini belirtir. Eserindeki ibâre, teşbih ve istiârele-rin güzel olduğuna, sanat ve estetiği bir arada kullandığına değinerek, okurlarının terkip ve kompozisyona dikkat etmelerini ister.

Aşk teması bağlamında şair, Cemşîd ü Hurşîd, Vâmık u ‘Azrâ, Leylî vü Mecnûn, Destân-ı Hüsrev gibi eserlere değinir. Bu eserlerin ortak özellikleri genel anlamda hepsinin aşkla ilgili anlatılar olmasıdır.

Page 34: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

271

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Ayrıca dîvan şiirinin coğrafyası içinde sıkça kullanılan Rûm, Mısr (krş. şeker ilişkisi), Hıta, Irak, Isfahan (krş. güzellik ve mâmurluk, müzik ilişkisi) gibi coğrafyalara da gönderme yapılır.

Aktarım ilişkileri ve yeniden yazım olgusu bağlamında önemli gö-rünen olgu, Fars edebî dizgesine âit şairlerin yolundan giderek ve on-ların eserlerinden yararlanarak, Türkçede bir eser oluşturmak istenme-sidir. Bu yönelim, metinler arasında farklı tür ve düzeylerde aktarımsal ilişkilerin kurulabileceğine işaret eden ve değerlendirilmesi gereken bir durumdur; ancak, aktarım olgusunun sadece metinler arasında dil düzlemindeki bir mütekabiliyet (correspondance) ilişkisi olarak dü-şünülmemesi gerekir.40 Öyle ki söylem çözümlemesindeki veriler, belirli anlatı öğelerinin ve motif kalıplarının bir gelenekten diğerine aktarılabileceği, bir metne dayalı başka metinlerin oluşturulabileceği bir davranışa işaret etmektedir. Şüphesiz, şair söyleminde karşımıza çıkan bu olguların metinsel karşılaştırmalarla da sınanması gerekir.

Veriler ışığında, eyleme dayalı söylem çözümlemesi bağlamında şu ifadeler karşımıza çıkıyor:

i. Defter düzmek [kitap derlemek]ii. Defter nazm olmak [kitabı şiir hâlinde hazırlamak]iii. Nazm etmek [şiirleştirmek]iv. Dürr ü güher düzmek [inci ve cevher dizmek]v. Bu dilce eyitmek [Türkçe söylemek]vi. Adı[na] taze itmek [birisi için yenileştirmek]

ii. Eser-işlev ilişkileri[Padişah konuşuyor]

390 /Ki ola ma’nî vü lafzı şîr ü şeker [Anlamı ve sözleri şeker gibi tatlı olsun]

40 Geleneğimizde çeviri varsayılan metinleri kural koyucu paradigma çerçevesinde ele alan yaklaşımlar, mütekabiliyet ilişkisini dil düzleminde aradıklarından bu tür metinleri sadakat normundan uzaklaşma veya sapma olarak değerlendirme eğilimindedirler. O nedenle çeviri metinlerin değerlendirilmesinde betimleyici bir bakış açısının izlenmesi, çevirmen ve erek kültürün çeviri davranışlarının anlaşılabilmesi bakımından son derece önemli görünüyor.

Page 35: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

272

ceMal DeMİrcİOğlu

392 /Kim ola cân u dil anunla gül-şen [Gönül bununla gül bahçesine dönsün]

393 /Ki ide âb-ı ruh ‘Azrâ vü Vâmık [Can suyu [onu] Azra ve Vamık etsin]

394 /Ki Hüsrev anı işitse ola Ferhâd [Hüsrev onu duyunca Ferhad olsun]

395 /Ki ola Leylî anun ‘ışkında Mecnûn [Leyla onun aşkında Mecnun olsun]

397 /Kim andan nûr ala necm-i Şi’râ [Şi’ra Yıldızı ondan ışık alsın]

398 /Münevver ola anunla Şem’-i Hurşîd [Hurşid’in mumu onunla aydınlansın]

399 /Ki işiden diye kim zî senâyi’ [Dinleyenler ne sanatlı desinler]

401 /Ki işidenün sevine cism ü cânı [ki dinleyenlerin ruhu ve bedeni mutlu olsun]

404 /Ki ola ehl-i kemâl ol söze bende [ki kemal ehli o söze kul olsunlar]

405 /Ki ire ‘âşıklara andan beşâret [Ki âşıklara bundan müjde ulaşsın]

[Şair konuşuyor]417 /Ki sözüm işiden gişi ola şâd [ki beni dinleyenlerin ruhu ve bedeni mutlu olsun]

Bu bölümde eserin işlevlerine ilişkin bilgiler hem padişah hem de şair tarafından “...ki ola”, “…ki ire” gibi ifadelerle verilmektedir. İşleve ilişkin bilgilerin, eserden ne beklendiği ve eserin okurda oluş-turacağı etki etrafında ele alındığı görülmektedir. Eserden, anlam ve sözü iyi işlemesi, okuru da duygusal bakımdan etkilemesi ve mutlu kılması beklenmektedir.

Page 36: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

273

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Veriler ışığında, eyleme dayalı söylem çözümlemesi bağlamında şu ifadeler karşımıza çıkıyor:

i. şîr ü şekker ola [tatlı olmak]ii. gül-şen ola [gül bahçesi olmak]iii. münevver ola [aydınlanmak]iv. zî senâyi’ diye [ne sanatlı denilsin]v. cism ü cânı sevine [ruhu ve bedeni mutlu olmak]vi. söze bende ola [söze kul olmak]vii. beşâret ire [müjde vermek]viii. şâd ola [mutlu olmak]

iii. Eser-edebiyat/belâgat/estetik ilişkileri

384 Kaşı tutağı resm idüp be-âyîn Getürdi ma’nayi bârîk ü şîrîn [Kaşı dudağı açıkça betimleyip / Anlamı tatlı ve hoş söyledi]

390 Bizim çün düzesin bir hûb defter Ki ola ma’ni vü lafzı şîr ü şeker

[Bizim için güzel bir kitap oluşturun / Anlamı ve sözleri şeker gibi tatlı olsun]

394 Sözi anda eyle şîrîn idesin yâd [Sözü burada güzel hatırlatasın]

395 Düzesin anı eyle hûb u mevzûn [Onu böyle vezni güzel biçimde söyleyesin]

399 Me’âni eyle idesin bedâyi’ Ki işiden diye kim zî senâyi’

[Anlamları öyle güzel bir şekilde söyleyesin / ki dinleyenler ne sanatlı desinler]

Page 37: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

274

ceMal DeMİrcİOğlu

400 Getürgil anda çok elfâz-ı rengîn Me’âni-y-ile ola cümle şîrîn [Bu eserde sözü renkli söyle / her türlü anlam güzel olsun]

401 Gazellerle müretteb eyle anı [Gazeller diz ona]

Hâtime’den4787 Kamu rengîn me’ânî vü ‘ibârât Kamu teşbîh u hûb u isti’ârât

[Hepsi renkli anlam ve deyişlerle dolu / hepsi güzel teşbih ve istiârelerle dolu]

4788 Bu resme kimsene söz söylemedi ‘İbâret levhine nakş eylemedi

[Bu tertibe kimse söz söylemedi / Deyiş levhasına nakş eylemedi]

4789 Zi defter kim tolu durur sanâyi’ Garâyıbla ‘acâyıb hem bedâyi’

[Öyle bir defter ki sanatla dolu / Tuhaf ve acayip olanlar da güzel]

Estetik bağlamında iyi bir eserin mânâyı güzel ve ince bir şekilde ifade etmesi vurgulanıyor. Sözler inci gibi hoş, renkli ve vezinli, an-lam da tatlı ve ince olmalı ve anlatım sanatlı bir şekilde verilmelidir. Anlamın sözle ifadesi, estetik bir anlatımı gerektiren uğraş olarak be-timlenir. İyi bir eser, anlamı ve deyişleri renkli, benzetmeleri de hoş bir şekilde sunmalıdır. Bu nokta, Nizâmî ve Selmân’ın tarzına, anla-tılarının bu nitelikleri taşıması nedeniyle atıf yapıldığını gösteriyor.

Veriler ışığında, eyleme dayalı söylem çözümlemesi bağlamında şu ifadeler karşımıza çıkıyor:

i. ma’nayi bârîk ü şîrîn getürmek [anlamı güzel ifade etmek]ii. bir hûb defter düzmek [güzel bir kitap derlemek]

Page 38: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

275

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

iii. ma’ni vü lafzı şîr ü şeker olmak [anlam ve sözleri tatlı söylemek]iv. Sözi şîrîn itmek [sözleri güzel kılmak]v. hûb u mevzûn düzmek [hoş ve vezinli söylemek]vi. Me’âni bedâyi’ itmek [anlamı güzel kılmak]vii. elfâz-ı rengîn getürmek [sözleri renkli söylemek]İyi bir eserin nitelikleri tanımlanırken ayrıca, dürr ve güher (inci

ve cevher), şekker (şeker), hûb (güzel), hoş, şirin, elfâz-ı rengin (söz-leri renkli), bârik ve şirin (tatlı), şir, bedâyi, sanayi, teşbih, istiarat gibi sözcükler kullanılması hem iyi bir eserden beklentilere hem de döne-min eleştiri söyleminde kullanılan ifadelere işaret ediyor.

Veriler, yazmak eylemiyle ilişkili olarak da “nazm düzmek”, “def-ter düzmek”, “bu dilce eyitmek”, “sözi şirin etmek”, “hûb ve mev-zûn düzmek”, “elfâz getirmek”, “söz eylemek”, “silke nazm kılmak”, “defter nazm olmak”, “nazm itmek” (Nizâmî’den bahsederken) gibi fiillerin kullanıldığını gösteriyor.

iv. Telif-tercüme ilişkisi383 Didi kim ‘ışk sözinden sühân-ver İdiben nazm düzdi dürr ü güher

[Dedi ki aşktan konuşmasını bilen kişi / [sözleri] nazm ederek inci ve cevher düzdü]

422 Sözin Selmân işitdün temâmî Anı dahı ki nazm itdi Nizâmî [Âgâz-ı Dâsitân]

[Selmân’ın sözlerinin hepsini işittin / Onu da Nizâmî nazm etmişti]

4761 Çün ol şîrîn ü hûb-ıdı vü-rengîn Getürdüm anı burada be-tazmîn [Hâtime] [O, tatlı hoş ve renkli idi / onu burada tazmin ederek aldım]

Telif-tercüme ilişkisi bakımından ilk dikkat çeken olgu, Ahme-dî’nin Selmân’dan bahsederken “nazm düzmek”, Nizâmî’den bahse-derken de “nazm itmek” fiilini kullanmasıdır. Şair, neden iki ayrı fiil kullanmış olabilir? Öte taraftan kendi eylemini betimlerken de her iki

Page 39: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

276

ceMal DeMİrcİOğlu

fiili birlikte kullanmaktadır. Acaba Ahmedî’nin, ilk kez şiirleştirilen bir anlatı için “nazm itmek”, bir anlatının sonraki yeniden yazımları için de “nazm düzmek”, “söz eylemek”, “söz eyitmek”, “be-tazmin getürmek” gibi eylemleri kullandığını düşünebilir miyiz? Öyle ise, bu ne anlama geliyor olabilir?

Sebeb-i telif ve hâtime bölümlerindeki beyitler, Ahmedî’nin “düz-mek” fiilini, özgün bir eser vermeye giden yolda anlatının yeniden yazılmasıyla ilişkili bir bağlamda kullandığını düşündürüyor. Sürece bakılırsa, daha önce Fars dizgesinde telif edilen (ve/veya Farsçada yeniden yazılan) Cemşîd ü Hurşîd anlatısı, kaynak dizgeden alınıyor ve aynı medeniyet dairesinin üyesi olan ancak kaynağıyla rekabet hâlinde, henüz edebî kanonlaşma sürecini tamamlamamış bir başka genç dizgeye taşınıyor; burada bir başka dilde, padişahın arzusu üze-rine yeniden “düzülüyor”.

Bu yeniden düzme/düzenleme olgusunun, şairin uygulamasında iki yönde ilerlediğini düşünebiliriz. Şair, bir yandan anlatıyı belirgin kay-naklara atfen Türkçede hem yeniden yazıyor (krş. “nazm düzmek”), hem de kaynağına kıyasla genişlettiği, eklediği beyitlerle de şairlik yeteneğini gösterecek yeni metin birimleri oluşturuyor (krş. “nazm it-mek”). Bu yeni oluşan metin birimlerinin, kaynak metinle olan müte-kabiliyet ilişkisi de ayrıca incelenmelidir. Ancak şairin kendi eylemini betimlerken “nazm itmek” ve “nazm düzmek” şeklinde iki farklı fiil kullanması, metin üretiminde iki farklı tutumu benimsediğinin gös-tergesi olarak düşünülebilir. Aşağıdaki beyitler de bu durumu örnek-ler nitelikte:

Hâtime4792 Saferden nısfa geçmişdi tamâmî Ki bu şîveyle nazm itdük kelâmı

[Tamamı Safer ayının ortasını bulmuştu / Ki sözleri bu ta-vırla nazm ettik]

Sebeb-i telîf390 Bizim çün düzesin bir hûb defter Ki ola ma’ni vü lafzı şîr ü şekker

[Bizim için güzel bir kitap oluşturun / Anlamı ve sözleri şeker gibi tatlı olsun]

Page 40: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

277

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

395 Düzesin anı eyle hûb u mevzûn Ki ola Leylî anun ‘ışkında Mecnûn

[Onu böyle vezni güzel biçimde söyleyesin / Ki Leyla onun aşkında Mecnun olsun]

407 Ne gevher kim gönül küncinde buldum Delüp anı bu silke nazm kıldum

[Ne cevher ki gönül hazinesinde buldum / Onu bu [şairlik] yolunda nazm kıldım]

409 Nizâmî birle Selmân tarzına uş Bu defter nazm oldı dürr-ile hoş

[Nizâmî ile Selmân’ın tarzına yakın / Bu kitap inci gibi güzel bir şekilde nazm oldu]

Telif-tercüme ilişkisi bakımından dikkat çeken diğer bir olgu ise bu eser etrafında ileri sürülen görüşlerdir. Nihat Sami Banarlı (1939 ve 1987), M. Fuad Köprülü (1993), Mehmet Akalın (1975) ve Ha-san Kavruk (2003) Ahmedî’nin bu eserini tercümeyle ilişkili bir bağ-lamda ele alırken, İskender Pala, eserin “tercüme” veya “adaptasyon” yoluyla alınmadığına, kaynağı ile aralarında sadece konu bakımından benzerlik olduğuna işaret ederek, eserin özgün olduğunu belirtir.41

Şüphesiz eser üzerindeki bu farklı betimlemeler, araştırmacıların ne tür bir çeviri tanımından hareket ettikleriyle ilgili bir durumdur; ancak araştırmacıların betimlemeleri bir tarafa; veriler, eseri aktarım olgusu çerçevesinde ele almamızı zorunlu kılar. Aşağıdaki beyitlerde görüle-ceği üzere Ahmedî’nin; Nizâmî, Selmân-ı Sâvecî, Kemâl-i Hocend gibi şairlerin yolundan giderek Fars şairleri gibi “söz söylemek”, “nazm düzmek” istemesi, yanısıra Süleyman Şah’ın Ahmedî’den Cemşîd ü Hurşîd isimli Farsça bir eseri Türkçede “söylemesini” istemesi, kül-türe ve zamana bağlı bir aktarım etkinliğinin gerçekleştiğini gösteriyor.

391 Kitabî ki adıdur Cemşîd ü Hurşîd Bu dilce eyidesin (anı) Cemşîd

[Cemşîd ü Hurşîd adında bir kitaptır / Bunu bu dilde söyleyesin]

41 İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Akçağ Yayınları, Ankara 1995.

Page 41: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

278

ceMal DeMİrcİOğlu

409 Nizâmî birle Selmân tarzına uş Bu defter nazm oldı dürr-ile hoş

[Nizâmî ile Selmân’ın tarzına yakın / Bu kitap inci gibi güzel bir şekilde nazm oldu]

Bu beyitlerde öne çıkan “tarz” meselesi de yeniden yazımları tercüme etkinliğiyle ilişkili düşünmek gereğine işaret ediyor. Şairin “dürr-ile hoş” ifadesiyle Türkçede, kaynağına eşdeğer kıymette bir eser vermek istediğini hatırlatması, “tarzına uş” ifadesiyle de Nizâmî ve Selmân’ın yolunu takip ettiğini belirtmesi, Fars şairleriyle etkile-şim ve rekabet içindeki bir şairi resmediyor. Özellikle “bu dilce eyi-desin” ifadesi, bu anlatıyı Türkçe söylemenin önemine yani tercü-meyle ilişkili bir sürece işaret eden bir gösterge olarak belirginleşiyor.

Veriler ışığında, eyleme dayalı söylem çözümlemesi bağlamında şu ifadeler karşımıza çıkıyor:

i. nazm düzmek [şiir söylemek]ii. nazm itmek [şiirleştirmek]iii. nazm kılmak [şiir hâline getirmek]iv. be-tazmîn getürmek [tazmin ederek almak]v. kelâmı bu şîveyle nazm itmek [sözü bu tavırla bir dilde şiirleştirmek]vi. düzmek [oluşturmak, derlemek]vii. bir defter düzmek [bir kitap oluşturmak, derlemek]viii. tarzına uş defter nazm olmak [kitabı o üslupta şiir haline ge-

tirmek]ix. Bu dilce eyitmek [bu dilde söylemek]

v. Şair-okur ilişkisi

399 Me’âni eyle idesin bedâyi’ Ki işiden diye kim zî senâyi’

[Anlamları öyle güzel bir şekilde söyleyesin / Ki dinleyenler ne sanatlı desinler]

Page 42: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

279

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

401 Gazellerle müretteb eyle anı Ki işidenün sevine cism ü cânı [Gazeller diz ona / ki dinleyenlerin ruhu ve bedeni mutlu olsun]

Âgâz-ı Dâsitân417 Hakun adıyla dâyim söze bünyâd Ki sözüm işiden gişi ola şâd

[Daima Tanrının adıyla söze başla / Ki beni dinleyenlerin ruhu ve bedeni mutlu olsun]

Sebeb-i telif404 Söz eyle tuhfe it mülk-i Hucend’e Ki ola ehl-i kemâl ol söze bende

[Söz söyleyip Hucend’in ülkesine hediye et / Ki kemâl ehli o söze kul olsunlar]

405 İd anda ‘ışkdan nâzük işâret Ki ire ‘âşıklara andan beşâret

[Bu esere aşktan güzel işaretler koy / Ki âşıklara bundan müjde ulaşsın]

412 Ümîdüm ol ki lutf eyleye Allah Ki bulmaya hatâ bu deftere râh [Ümidim o ki Allah lütf eylesin / Ki bu eserde hatâ olmasın]

413 Eger bunda hatâ bulınsa yâ sehv Savâb oldur kim ideler anı ‘afv [Eğer bunda bir hatâ bulunursa / doğru olan onu affetmek olur]

414 Eger micmerden ire bûy-ı lâden Koya lutf ehli anun üstine dâmen

[Eğer buhurdandan laden kokusu gelirse / lütf ehli onun üs-tüne eteğini koysun]

415 Hatâya ‘afv lâzımdur hatâsuz Ne iş vardur cihânda vü ne hôd söz [Hatâyı affetmek gerekir / cihanda hatâsız ne iş ne de söz vardır]

Page 43: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

280

ceMal DeMİrcİOğlu

Buradaki beyitler, o dönemdeki eserlerin okunma biçimlerine ve beklentilere ilişkin ipuçları sunuyor. Okumanın, “dinleme” odaklı bir etkinlik olarak icrâ edildiği görülüyor. Eserde “ehl-i kemâl” sözüyle de edebî ve estetik zevki yüksek okurlara işaret ediliyor.

Âşıklara seslenen ve dinleyenlerin haz almalarının amaçlandığı bir eser olarak niteleniyor; bu bağlamda hem aşkı anlatan (ışk-nâme) hem de âşıklara aşkı gösteren bir eser niteliğinde. Uzman okurdan (“ehl-i kemâl”) hatâ bulmamasını bekleyen, ancak hatâsız bir işin de olama-yacağını ifade eden bir şair sesi duyuluyor.

Veriler ışığında, eyleme dayalı söylem çözümlemesi bağlamında şu ifadeler karşımıza çıkıyor:

i. işiden diye kim zî senâyi’[dinleyenler ne sanatlı desinler]

ii. işidenün sevine cism ü cânı[dinleyenlerin ruhu ve bedeni mutlu olsun]

iii. sözüm işiden gişi ola şâd[beni dinleyenlerin ruhu ve bedeni mutlu olsun]

iv. bulmaya hatâ bu deftere râh[ki bu eserde hatâ olmasın]

Çözümlemede buraya kadar Ahmedî’nin versiyonu ele alındı. Aşa-ğıdaki bölümde bu versiyon, Şeyhoğlu Mustafa’nın (ŞM) (14. yüzyıl sonu) ve Cem Sultan’ın (CS) (15. yüzyıl sonu) versiyonlarında öne çıkan öğelerle karşılaştırılacaktır. Bir tablo halinde sunulacak karşı-laştırmada sadece “yazma eylemi” ve “telif-tercüme” ilişkisi bağla-mında öne çıkan eylemler kısaca sunulacak ve deyişlerdeki benzer-liklere/farklılıklara dikkat çekilecektir.42

42 Şeyhoğlu Mustafa versiyonu için Hüseyin Ayan’ın 1979 tarihli, Cem Sultan versiyonu için de Adnan İnce’nin 2000 tarihli metin transkripsiyonlarından yararlanıldı.

Page 44: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

281

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Şeyhoğlu Mustafa Versiyonu:(Bölüm başlığı: Der sıfat-ı nazm-ı kitâb ve ahvâl-i nazm)

347 Ki Türkî nazm idem bir hôş hikâyet [Ki Türkçe hoş bir hikâye nazm edeyim]

369 Hak adıyle bu nazmı eyledüm nakl [Tanrı’nın adıyla bu şiiri nakl ettim]

371 Uzatdum bu kitâbı düzmege el [Bu kitabı yazmaya/derlemeye el uzattım]

384 Kitâbun yarusın yazınca bârî [Kitabın yarısını yazınca]

471 Gelün i söz bilenler söz düzenler [Sözden anlayanlar, söz düzenler gelin]

7769 Hikâyet kim bu gün ben bunda düzdüm [Hikâyeyi bugün bu kitapta yazdım/derledim]

7807 Kitâbı düzmege âgâz kıldum [Kitabı yazmaya/derlemeye başladım]

7810 Ser-â-ser nazma geldi bu hikâyet [Baştan sona bu hikâye şiirleşti]

Cem Sultan Versiyonu:(Bölüm başlığı: Der sebeb-i nazm-ı kitâb)

1063 Düzetgil ‘ışk içinde bir risâle [Aşktan bahseden bir kitap yaz/derle]

1082 Dil uzatdum dimege bu kitâbı [Bu kitabı yazmaya soyundum]

Page 45: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

282

ceMal DeMİrcİOğlu

1086 Libâs-ı nazm birle bu kitâbı Düzetdüm kim safâ vire hitâbı [Nazm elbisesiyle bu kitabı safâ versin diye yazdım/derledim]

1087 İdüp Selmân kitâbından mütercem [Selmân’ın kitabından tercüme edip]

5333 İdüben terceme Selmân sözinden [Selmân’ın sözünden tercüme edip]5324 Geyüp Rûmî libâsı oldı mahbûb [Türk elbisesini giyip güzel oldu ]

Karşılaştırmalı Tablo 1:Şeyhoğlu Mustafa

1387(14.yy)

Ahmedî1403

(15. yy)

Cem Sultan1478

(15.yy)

Söz düzmeknazm düzmek, nazm itmek, nazm kılmak

Kitap düzmek, Hikâyet düzmek, Hikâyet nazma

gelmek

bir defter düzmek

Kitap dimek, Libâs-ı nazm birle kitap

düzetmek, Risâle düzetmek

Nazmı nakl eylemek, Türkî nazm itmek

tarzına uş defter nazm olmak,

kelâmı bu şîveyle nazm itmek,

be-tazmîn getürmek

Selmân sözünden terceme itmek, Selmân kitabından

mütercem itmek

Tablodan görüleceği üzere, yazma edimiyle ilgili eylemlere bakıl-dığında, şair söylemlerinde yeniden yazımlar “tercüme”yle ilişkili bir etkinlik olarak niteleniyor. Bu durum, yeniden yazımları gerek kav-ramsal gerek yöntemsel açıdan “varsayılan çeviri” kavramı etrafında ele almamız gerektiğini ve bu eserlerin belirgin bir kaynakla metin-sel-dilsel düzeylerde aktarım ilişkisi içerebileceklerini gösteriyor. Şüp-hesiz söylemlerde gözlemlenen bu çeviri ilişkilerinin metinsel karşı-laştırmalarla da sınanması gerekiyor.

Page 46: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

283

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Örnek Çözümleme II: Farklı Yüzyıllardan “Tercüme” MesnevîlerÖnceki bölümde yeniden yazımlarla çeviri olgusu arasındaki iliş-

kileri görebilmek amacıyla örnek söylem çözümlemeleri sunuldu. Bu bölümde ise, benzer bir yaklaşımla, farklı yüzyıllardan seçilmiş ancak bu kez yanmetinlerinde kendilerini doğrudan “tercüme” olarak nite-leyen mesnevîlere yer verilecek,43 buradaki bulgular ile incelediği-miz yeniden yazımlar arasındaki kavramsal/terimsel benzeşme veya farklılaşmalar gözlemlenmeye çalışılacak; ancak çözümlemede odak noktası sadece çevirme eylemi ve onun etrafında oluşan terim ve kav-ramların keşfi ile sınırlı tutulacaktır.

14. yüzyıldan Hoca Mes’ûd’un Süheyl ü Nevbahâr’ı Süheyl ü Nevbahar, Germiyan mı yoksa Aydınoğulları Beyli-

ği’nde mi yaşadığı konusu tartışmalı olan Hoca Mes’ûd’un (ya da Kul Mes’ûd) 1350 yılında yeğeni İzzeddin Ahmed ile birlikte oluşturduğu bir mesnevîdir. Eserin yanmetni, “Sebeb-i nazm-ı tercemân-ı in-kitâb” [bu kitabın tercümanının nazm sebebi] başlığını taşır. Bölüm başlı-ğında “şair”in “tercüman” nitelemesiyle sunulması dikkat çekmekte-dir; ancak, yanmetindeki bağlam incelendiğinde “tercüman” nitele-mesinin “şerh” edimiyle ilişkili kullanıldığı görülür. Hoca Mes’ûd, bir gün yeğeni İzzeddin Ahmed’in kendisine Farsça yazılmış bir ki-tapla geldiğini belirterek; kitabı beğendiğini, eserin “Türkçe olma-sını” [bkz. “türkçe oladı”] arzu ettiğini ve böyle olursa kitabın her-kese fayda sağlayacağını ifade eder.44

Ki nitesi hoş düzmiş anı düzenSöz içinde key beklemişdür düzen[Öyle ki onu düzen hoş düzmüş / Sözlerini dikkatlice düzmüştür]

Ve lîkin eger Türkçe oladıKamu yirde meşhur olup kaladı[Ancak Türkçe olsaydı / Her yerde meşhur olurdu]

43 Bu bölümdeki yan metinler için ayrıca bkz. Hasan Kavruk, Türkçe Mesnevîlerde Sebeb-i Telif (Eser Yazma Sebebi).

44 Hasan Kavruk, Türkçe Mesnevîlerde Sebeb-i Telif (Eser Yazma Sebebi), s. 210-212.

Page 47: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

284

ceMal DeMİrcİOğlu

Bir arada işün yogiken oturDürişigör ü Türkî’ye hoş getür[Bir ara işin yokken otur / Çalış, hoş bir şekilde Türkçeye çevir]

Yanmetinde ayrıca İzzeddin Ahmed’in tercüme düşüncesine ya-naşmaması da ilginç görünmektedir. Bunun arkasında tercüme ile “hü-ner satıl[mayacağı]”nı düşünmesi yatar (orj. “sebeb ol ki gördi satıl-maz hüner / Dahı vardugınca bahâdan iner”).

Bu durum, o dönemde tercüme eserlerin işlev ve beklentilerine şair söyleminden hareketle ışık tutması bakımından önemlidir; ancak eserin bin beyitlik kısmını İzzeddin Ahmed çevirerek gerisini Hoca Mes’ûd’un tamamlamasını istemiştir. Hoca Mes’ûd, Farsça yazılmış (orj. “düzilmiş”) eseri, okuyanların faydalanmasını sağlamak ve du-alarını almak üzere “türkçe şerh eyle[diğini]” belirtir. Anlatıyı Türk-çede “şerh” etme amacı, çeviri matriksinde olası genişleme ve ilâve-leri açıklayabileceğimiz bir strateji olarak karşımıza çıkıyor.

Didigüm kitâb aşnugı PârsîDilince düzilmiş Hak’un yârîsı[Bahsettiğim kitap Fars dilinde yazılmış]

Şunun bigi şerh eyleyem TürkîceKi Tât u Mogol ide şâbâş u ça[Şunun gibi Türkçe şerh edeyim / Ki Acem ve Mogol mutlu olsun]

Veriler ışığında şu eylemler karşımıza çıkar.i. hoş düzmiş [hoş düzmek]ii. Türkçe oladı [Türkçeleştirmek]iii. Türkî’ye hoş getür [güzelce Türkçeye çevirmek]iv. şerh eyleyem Türkîce [Türkçe açımlamak]

15. yüzyıldan Âşık Ahmedî’nin Câmiü’l-ahbâr’ıEski Türk edebiyatı araştırmacılarından Âmil Çelebioğlu’na göre

1430 yılında yazılmış olan Câmiü’l-ahbâr, dînî-tasavvufî nitelikte bir

Page 48: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

285

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

eserdir ve Âşık Ahmedî “Sebeb-i telif-i kitâb” [kitabın yazılma sebebi] başlıklı yanmetinde, Deşt (Kıpçak) dilinde gördüğü bu kaynak eseri, kalıcı bir eser bırakmak amacıyla Türkçeye çevirdiğini belirtir. Yan-metin bilgilerinden anlaşıldığına göre, Âşık Ahmedî mensur olan kay-nak metni şiir formunda çevirmiş ve çevirisine kaynak metnin adın-dan farklı bir isim vermiştir.45

Bu Mokal dilince şöyle yazludurŞöyle sankim bir güherdir gizlüdür[Bu kitap Mokal dilinde yazılıdır / Sanki içinde şöyle bir cevher

gizlidir]

Deşt dilini zîrâ ben bilür idümFikrin anun şöyle bil kılur idüm[Öyle ki Deşt dilini ben bilirim / Ondaki fikirleri bilinir kıldım]

Türkîye döndüreben nazm eyledümKalb içinde sözlerin hazm eyledüm[Türkçeye çevirerek nazm eyledim / Sözlerini kalben benimsedim]

Nesr iken nazm eyledüm bunda bunıYâdigâr kalsun diyü bunda bunı[Yâdigâr kalsın diye bunu, nesirden nazma aktardım]

Veriler ışığında şu eylemler karşımıza çıkar.

i. Türkîye döndüreben nazm eyledüm [Türkçeye çevirerek nazm eylemek]

ii. Türkîye döndür[mek] [Türkçeye çevirmek]iii. nazm eyledüm [şiir hâline getirmek]

45 Hasan Kavruk, Türkçe Mesnevîlerde Sebeb-i Telif (Eser Yazma Sebebi), s. 216-217.

Page 49: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

286

ceMal DeMİrcİOğlu

16. yüzyıldan Nazmî’nin Pendnâme-i Attâr’ı13. yüzyılın ünlü Fars mutasavvıf ve şairlerinden Feridüddin At-

tar’ın Pendnâme isimli nasihatnâme türündeki eseri, 16. yüzyılda Kanûnî döneminde yaşamış Edirneli asker şairlerden ve “Türkî-i Ba-sit” akımının ilk temsilcilerinden Nazmî tarafından, aynı adla geniş-leterek Türkçeye yapılan tercümedir. Kaynağı 900 beyit içeren metin, Nazmî tarafından 3.000 beyte genişletilmiş ve esere o dönemin Türk âdet ve görenekleriyle ilgili beyitler ilâve edilmiştir.46

Edirneli Nazmî, “sebeb-i nazm-ı kitâb” [kitabı yazma/şiirleştirme amacı] başlıklı bölümde, amacının Farsça bilmeyenlerin kaynak me-tindeki düşüncelerden faydalanmalarını sağlamak olduğunu belirtir. Nazmî, sadece kaynak eserdeki nasihatleri aktarmadığını, “nazm in-cisi” olarak ifade ettiği kendi ifadelerini de eklediğini şöyle belirtiyor:

Gördüm el-kıssa gereklü pendlerTercüme itdim pes anı ser-be-ser[Sonuçta nasihatlerin gerekli olduğunu gördüm / Öyle ki onu baş-

tan başa tercüme ettim]

Dürc-i nazmımda o pür dür dercümeKatdım anı dahı k’itdüm tercüme[Nazm incimde nasihatler inci gibidir / Onları da tercüme ede-

rek kattım]

Nazmî, halk tarafından hayırla anılmak istediğini, Attâr’ın yo-lunu izlediğini, bu amaçla da Pendnâme’yi çevirmeye karar verdi-ğini dile getirir.

Ben dahı oldum hemin pey-rev anaTa ki adum halk hayr ile ana[Ben de onun yolunu izledim / Ki halk adımı hayırla ansın]

46 Ziya Avşar, Edirneli Nazmî Hayatı Edebî Kişiliği Eserleri Türkî-i Basît ve Gazeller Dışındaki Nazım Şekilleri ve Türleri, [Yayımlanmamış] Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 1998, s. 68.

Page 50: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

287

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Destime alup kitabet hamesinŞeyhün itdim terceme Pendname’sin[Elime kitâbet kalemini alıp / Şeyhin Pendnâme’sini tercüme ettim]

Nazmî’nin söylemi, genişletilerek yapılan aktarımların -eşleşme-yen metin matriksleri olası olsa dahi- tercüme olarak nitelenmesi ve çevirinin de bu yönde kabul görmesi konusunda bir sakınca oluştur-madığına işaret ediyor.

Veriler ışığında şu eylemler karşımıza çıkar.i. ser-be-ser tercüme itmek [baştan başa tercüme etmek]ii. peyrev olmak [yolundan gitmek]

17. Yüzyıl Sonu 18. Yüzyıl Başından Sâbir Pârsâ’nın Gül ü Nevrûz’u17. ve 18. yüzyılların geçiş döneminde yaşayan ama çoğu kay-

nakta 17. yüzyıl Mevlevî şairlerinden biri olarak gösterilen Sâbir Pâr-sâ’nın Gül ü Nevrûz isimli mesnevîsi de, İranlı şair Celâl Tabîb’in aynı adlı Farsça mesnevîsinin Türkçeye yapılan mevcut dört çevi-risinden biridir.47 Eserin “der sebeb-i telîf” [yazma sebebi] başlıklı bölümünde Sâbir, gönlünün yönlendirmesi üzerine, padişaha sunul-mak üzere Farsça yazılmış Gül ü Nevrûz’u Türk dilinde “yazmak” istediğini ve böylece padişah nazarında yüksek derecelere ulaşabi-leceğini belirtir.

Gül ü Nevrûz dirler bir hikâyetKi itmişdür Celâl anı rivâyet[Gül ü Nevrûz denilen bir hikâye var / Bunu Celâl anlatmıştır]

Gül-i rûyına el-hak zîb virmişAna bir Fârisî kaftan giyürmiş[Gül yüzüne tam gerçekten süs vermiş / Ona Farsça bir kaftan

giydirmiş]

47 Adnan İnce, “Gül ü Nevruz Mesnevîleri ve Sabir’in Eserinden Seçme Beyitler”, Türklük Bilgisi Araştırmaları (Journal of Turkish Studies) Hasibe Mazıoğlu Armağanı, XXII/II. c., Harvard University, Mass 1998, s. 119.

Page 51: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

288

ceMal DeMİrcİOğlu

Ol mahbûba giyür dîba-yı RûmîKi ziynet-yâb idüp bu merzübumı[O güzele Türkçe elbise giydir/Ki ülkemi süslesin]

Beyitler, bir taraftan mesnevîlerdeki anlatıların sözlü gelenekle yakın ilişkisine dikkat çekmekte; öte taraftan, 17. yüzyıl sonu itiba-riyle bile, Batı’da ağırlıklı olarak ortaçağ döneminde çeviride gördü-ğümüz bir “elbise” metaforunun bizim geleneğimizde de yaşamaya devam ettiğini göstermektedir. Aynı zamanda, Farsçadan Türkçeye ya-pılan mesnevî çevirilerinin Türkçeyi süsleyeceğine dair bir beklenti olduğu da gözlemlenir.

Veriler ışığında şu eylemler karşımıza çıkar.

i. Hikâyet dimek [anlatılaştırmak]ii. Rivâyet itmek [anlatılaştırmak]iii. Fârisî kaftan giyürmek [Farsça elbise giydirmek]iv. dibâ-yı Rûmî giyürmek [Türkçe elbise giydirmek]

Şüphesiz, buradaki örnekler çoğaltılabilir. Aşağıdaki tablo, burada ele alınan ve kendisini doğrudan “tercüme” olarak niteleyen eserler-deki eyleme odaklı ifadeleri toplu olarak sunmaktadır.

Karşılaştırmalı Tablo 2:14.yy 15.yy 16.yy 17.yy

Türkî’ye hoş getürmekTürkîye döndüreben nazm eylemek,Türkîye döndürmek

ser-be-ser tercüme itmek

dîbâ-yı Rûmî giyürmek

Türkîce şerh eylemek

hoş düzmek nazm eylemek

peyrev olmak

hikâyet dimek,rivâyet itmek

Page 52: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

289

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Aşağıdaki tablo ise, Tablo 1 ve Tablo 2’deki verileri kıyaslamalı bir şekilde sunmaktadır.

Karşılaştırmalı Tablo 3:

“Yeniden yazım”lar “Tercüme”ler

Aktarımla ilgili eylemler

(A)

Türkî nazm itmek, kelâmı bu şîveyle nazm itmek, nazmı nakl eylemek, …kitâbından mütercem itmek, sözünden terceme itmek

Türkîye döndüreben nazm eylemek, Türkîye döndürmek, Türkî’ye hoş getürmek, ser-be-ser tercüme itmek, dîbâ-yı Rûmî giyürmek

(A1) be-tazmîn getürmek Türkîce şerh eylemek

Kitap oluşturmayla ilgili eylemler (B)

Hikâyet düzmek, hikâyet nazma gelmek, kitâb düzmek, kitâb dimek, risâle düzetmek, bir defter düzmek, libâs-ı nazm birle kitâb düzetmek

hikâyet dimek, rivâyet itmek

Şiir yazmayla ilgili eylemler (C)

nazm düzmek, nazm itmek, nazm kılmak, söz düzmek, nazm eylemek, hoş düzmek

Model almayla ilgili eylemler (D) tarzına uş defter nazm olmak peyrev olmak

Page 53: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

290

ceMal DeMİrcİOğlu

Sonuç Gözlemleri:Burada incelenen sınırlı sayıdaki örneğe bakılarak hazırlanan Tablo

3 ve eylemlerin kategorik frekans tablosu, 14. yüzyıldan 18. yüzyıl ba-şına kadarki dönemde, kendisini doğrudan “tercüme” olarak niteleyen veya bu yönünü gizleyen, ancak belli bir aktarıma dayalı metinlerde (krş. “yeniden yazımlar”) ortak bir söz varlığının, temsil biçiminin ve söylemin bulunduğuna işaret ediyor. “Telif-tercüme” sorunsalı açısın-dan bakıldığında, kendilerini farklı terimlerle nitelendirseler de, verili dönemler itibariyle eser üretiminde modern anlamda bir mülkiyet, öz-günlük veya telîf düşüncesinin belirginleşmemiş olduğu görülür. Ken-disini gerek “telîf” gerek “tercüme” veya diğer aktarımsal formlarla niteleyen eserlerin “sebeb-i telîf” bölümlerinde, özellikle bölüm baş-lıklarında karşımıza benzer ifadelerin çıkması, “telif”ten “tercüme”ye uzanan bir yelpazede metin üretimini ve adlandırmasını çerçeveleyen ortak bir poetikanın ve epistemolojinin bulunduğunu düşündürüyor.

Eylemlerin kategorik frekans grafiği de, yeniden yazımların ve tercümelerin aktarımla ilgili eylemler açısından örtüştüklerini göste-riyor. Bu bulgu, verili dönemler itibariyle, kanımca iki önemli dav-ranışa dikkatimizi çekiyor: Birincisi, tercüme nitelikleri gizlense de gizlenmese de veya kültüre özgü farklı terimlerle adlandırılsa da diz-gedeki metin üretimi ve repertuar oluşumu görece aktarıma dayalı. Bu bağlamda yeniden yazımları ve tercümeleri, sınırları ayrışmamış, benzer stratejileri kullanan ve iç içe geçen etkinlikler olarak düşün-mek ve incelemek yararlı görünüyor. İkinci olarak da, yeniden yazım-lar, ortak anlatıları Türkçede yazma isteğinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Türkçede hoş bir hikâye (krş. ŞM), risâle, kitap yazmak (krş. CS) veya defter nazm etmek, düzmek (krş. A) gibi amaçlar öne çıkı-yor. Ayrıca, kültürler arasında seyahat eden ortak kültürün saygın şa-irlerine ve anlatılarına kuvvetli göndermeler var. Bu olgular, şairlerin ortak kültürdeki sözlü ya da yazılı anlatıları hem Türkçede tekrar şiir-leştirme hem de şairliklerini gösterme isteklerinin bir göstergesi olmalı.

Bu bağlamda Şeyhoğlu Mustafa, Türkçe söylemenin zorluğuna işaret ederken anlamı aktarmakta zorlandığını, biçimi uydurduğunda ise anlamın bozulduğunu belirtiyor. Cem Sultan ise eserinin “Rûmî li-bâsı” giymesiyle (Türkçeleşmesiyle) daha da güzelleştiğini vurguluyor.

Page 54: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

291

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Söylemleri, ortak kültürün öteki dillerinde yazılmış metinlerin “türkî-leştirilmesi” ve bir repertuvar oluşturulması sürecine dikkatimizi çe-kiyor. Özellikle “Arab’dan rivâyet” (krş. ŞM), “köhün efsane” (krş. A), “tevârihten rivâyet” (krş. CS) gibi ifadeler de, şairlerin ortak an-latıları Türkçede yeniden yazarak onlara can ve hayat vermeye çalış-tıklarını; bu yolda hem tercümeden yararlandıklarını hem de yerli bir repertuvar oluşturmak istediklerini gösteriyor.

Şairlerin “Türkî nazm edilmiş” yerli bir repertuvar oluşturmak ve saygın eserler vermek istemeleri, yeniden yazımların kaynaklarına kı-yasla hangi tür ve derecede farklılaştıklarını etkileyecek bir amaç ola-rak belirginleşiyor. Bu durum, yeniden yazımların çeviribilimsel çö-zümlemesinde motif, tema, plan bakımından oluşacak biçimsel veya semantik benzerlik ve özellikle farklılıkların söz konusu amaçla iliş-kili düşünülmesini gerekli kılıyor.

Tercüme olgusu bakımından önemli görünen diğer bir durum da kültürel ve dînî ortaklığın yanısıra, bir dil ve kültür hiyerarşisinin ken-dini hissettirmesidir. Acaba bu durum, Arap, Fars ve Türk kültür diz-geleri arasındaki metinsel aktarımı ne yönde etkilemiştir? Dönemin edebiyat ve sanat dili Farsça ile Kur’ân dili olan ve bilim dili olarak kabul gören Arapça, Şeyhoğlu Mustafa’nın “nâ-ma’lûm, kuru, sulb, serd, göbit, sovuk, tadsız, tuzsuz, yavan, lezzetsiz, özsüz, nâ-çâr” ola-rak betimlediği Türkçe karşısında açıkça bir hiyerarşiye işaret ediyor. Türkçenin dönemin şair-mütercimlerince “kuru”, “serd” bir dil olarak görülmesi şüphesiz; Türklerin Anadolu’ya taşıdıkları şiir geleneğine “yabancı” bir şiir geleneğinin biçimleriyle yazmaktan, Türkçe kelime ve ibareleri aruza uydurmaktan kaynaklanıyor. O hâlde Türkçenin du-rumuna, dönemin metin üretimini etkileyen erek dil normları açısın-dan da dikkat etmek gerekiyor.

Selçuklu İmparatorluğu’nun dağılması sonrasında Anadolu’da ortaya çıkan Beylikler döneminde özellikle Karamanoğlu Mehmed Bey’in buyruğu (m.1278) ile Türkçenin resmî dil yapıldığı ve saray çevresindeki şairlerin Türkçe yazmaya teşvik edildikleri bilinir.48 Far-sça ve Arapça konuşan ve bu dillerde eser veren Selçuklu saray ve

48 Günay Kut, “Anadolu’da Türk Edebiyatı”, s. 21-68.

Page 55: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

292

ceMal DeMİrcİOğlu

medrese elitinin karşısında, Karamanoğlu Mehmed Bey’in Türkçe ko-nuşan sultanları ve halkı yanına çekmek isteği, Türkçenin resmî dil olarak kabul edilmesinde bir etken olabilir. Bu yaklaşım, eser üretimi-nin arkasındaki siyasi bir duruma, “Türkîleştirme” olgusuna ışık tut-maktadır. Cemşîd ü Hurşîd mesnevîsinin üç versiyonunda da şairlerin Türkçe eser verme arzuları (Şeyhoğlu Mustafa’nın belirttiği gibi zor olsa da) kaynak dizgelerin şairleriyle rekabet etme ve eserlerini kay-nak mesnevîleri aşan “özgün” eserler olarak görme eğilimleri, döne-min bu tür beklentilerini yansıtıyor olabilir. Şüphesiz eserlerdeki ekle-melerin, sayıca artan beyitlerin, plan, motif ve tema değişikliklerinin arkasında rekabet ve repertuvar oluşturma isteklerinin de etkili olabi-leceği düşünülmelidir.

Fakat bu noktada, “dîbâce” ve “hâtime” bölümlerinde ifade edil-diği gibi, dil ve anlam arasında beliren karşıtlık dikkat çeker. Türkî-leştirme, şairlerce daha çok bir “libâs” sorunu olarak değerlendiril-miş gibi görünüyor. Söylemlerdeki “Türkî nazm etmek”, “nazm nakl eylemek” (ŞM), “Türkîce eyitmek” (A) ve “libâs-ı nazm ile düzet-mek”, “Rûmî libâsı giymek” (CS) gibi ifadeler, Türkçe yazma strate-jilerinin birer göstergesidir ve dil açısından bir “yabancılığın” işareti olarak okunabilir. Ancak şairler, anlamın aktarılmasını da önemse-mektedir ve onların mânâyı “bârîk, şîrîn, şîr, bedâyi‘, sanâyi‘, hûb” sıfatlarıyla betimlemeleri, ortak kültürün şiir estetiğine ve poetikasına bağlı olduklarına işaret eder. Bu ise, gerek anlam gerek bir anlatının yapısal unsurları bakımından ortak epistemik bir dünyanın paylaşıl-dığının göstergesi olmalıdır.

Sonuç olarak Cemşîd ü Hurşîd mesnevîlerinin yanmetinlerinde te-lif-tercüme ilişkisi bakımından eyleme odaklı yaptığımız çözümleme, geleneğin “yeniden yazım” etkinliğini “tercüme” olgusuyla birlikte ve tercüme kapsamında düşünmemiz gerektiğini açıkça gösteriyor. Telif-tercüme ilişkisini değerlendirirken, ortak bir epistemolojiyi, bu epistemolojide önemli görülen ve dinî temelleri olan “ma’nâ”nın öne-mini, tıpkı Kur’ân’ın anlamının öteki dillerde ifade edilmesinde ol-duğu gibi, “ma’nâ”nın kültürler arasında (cf. “elsine-i selâse”: Arapça, Farsça, Türkçe üç önemli dil) aktarılması ve yeniden kurulması olgu-sunu göz önünde tutmamız gerekiyor.

Page 56: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

293

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Belirli bir dil ve kültür hiyerarşisi bulunsa da Arap-Fars ile etki-leşim ve rekabet halindeki Türk geleneğinde tercüme davranışlarının açıklığa kavuşturulması, çağdaş edebiyat ve çeviri araştırmalarına önemli katkılar sağlayacak; gerek disiplinler arası gerekse karşılaş-tırmalı bakış açılarıyla ortak kültürlerde çevirinin durumunu göste-ren kavramsallaştırmalara zemin hazırlayacaktır.

KAYNAKÇAAKALIN, Mehmet, Ahmedî Cemşîd ü Hurşîd [İnceleme-Metin], Sevinç Mat-

baası, Ankara 1995. ANDREWS, Walter, “Starting Over Again: Some Suggestions for Rethinking

Ottoman Divan Poetry in the Context of Translation and Transmission”, Translations: (Re)shaping of Literature and Culture, der. Saliha Paker, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul 2000, s. 15-40.

ATEŞ, Ahmet, “Mesnevî”, İslâm Ansiklopedisi, 8, 1993, s. 127-133.AVŞAR, Ziya, Edirneli Nazmî Hayatı Edebî Kişiliği Eserleri Türkî-i Basît

ve Gazeller Dışındaki Nazım Şekilleri ve Türleri, [Yayımlanmamış] Dok-tora Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 1998.

AYAN, Hüseyin, Şeyhoğlu Mustafa Hurşîd-Nâme (Hurşîd ü Ferahşâd). İn-celeme - Metin-Sözlük-Konu Dizini, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Er-zurum 1979.

BANARLI, N. Sami, “Ahmedî ve Dâsitan-ı Tevârih-i Mülûk-i Âl-i Os-man-Cemşid ve Hurşîdi”, Türkiyat Mecmuası VI, 1939.

BANARLI, N. Sami, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, I. c., Milli Eğitim Ba-kanlığı Yayınları, İstanbul 1987.

CEM SULTAN, Cemşîd ü Hurşîd [İnceleme-Metin], haz. Adnan İnce, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2000.

DEMİRCİOĞLU, Cemal, Çeviribilimde Tarih ve Tarihyazımı, Doğu-Batı Ek-seninde Bir Karşılaştırma, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul 2016.

FAIRCLOUGH, Norman, Critical Discourse Analysis: The Critical Study of Language, Routledge, 2. Baskı, New York 2010.

FAIRCLOUGH, Norman, Ruth Wodak, “Critical Discourse Analysis”, edt. T. van Dijk, Discourse Studies: A Multidisciplinary Introduction, II. c., Sage, Londra 1997, s. 258-284.

GENETTE, Gérard, Paratexts: Thresholds of Interpretation, çev. Jane E. Lewin, Cambridge University Press 1997.

Page 57: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

294

ceMal DeMİrcİOğlu

HERMANS, Theo, “Revisiting the Classics: Toury’s Empiricism Version One”, The Translator, I. c., no 2, 1995, s. 215-223.

İNCE, Adnan, “Gül ü Nevruz Mesnevîleri ve Sabir’in Eserinden Seçme Be-yitler”, Türklük Bilgisi Araştırmaları (Journal of Turkish Studies) Ha-sibe Mazıoğlu Armağanı, XXII/II. c., Harvard University, Mass 1998, s. 103-131.

İZ, Fahir, “Giriş: Dîvan Şiiri”, Eski Türk Edebiyatında Nazım, II. c., Küçü-kaydın Matbaası, İstanbul 1966.

KAVRUK, Hasan, Türkçe Mesnevîlerde Sebeb-i Telif (Eser Yazma Sebebi), Özserhat Yayıncılık, Malatya 2003.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad, “Ahmedî”, İslam Ansiklopedisi, 1, 1993.KRESS, Gunter, Robert Hodge, Language as Ideology, Routledge and Ke-

gan Paul Books, Londra 1979.KUT, Günay, “Anadolu’da Türk Edebiyatı”, Osmanlı Medeniyeti ve Tarihi,

II. c., haz. Ekmeleddin İhsanoğlu, IRCICA, İstanbul 1998, s. 21-68. LAMBERT, José, “History, Historiography and The Discipline. A Prog-

ramme”, Translation and Knowledge SSOTT IV, 1993, s. 3-25.LEFEVERE, André, “Translation: Its Genealogy in the West”, Translation

History and Culture, edt. Bassnett ve Lefevere, Cassell, Londra 1990, s. 14-28.

LEVEND, Agâh Sırrı, Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Tarih Kurumu, 3. Baskı, Ankara [1973] 1988.

PAKER, Saliha ve Zehra Toska, “A Call for Descriptive Translation Ttu-dies on the Turkish Tradition of Rewrites”, Translation as Intercultural Communication, edt. Mary Snell-Hornby, Zuzana Jettmarová ve Klaus Kaindl, Amsterdam/Philadelphia 1997, s. 79-88.

PAKER, Saliha, “Ottoman Conceptions of Translation and its Practice: The 1897 ‘Classics Debate’ as a Focus for Examining Change”, Translating Others, II. c., edt. Theo Hermans, St. Jerome, Manchester 2006, s. 325-348.

PALA, İskender, Ansiklopedik Dîvan Şiiri Sözlüğü, Akçağ Yayınları, An-kara 1995.

PYM, Anthony, Method in Translation History, St Jerome, Manchester 1998.TAHİR-GÜRÇAĞLAR , Şehnaz, Kapılar: Çeviri Tarihine Yaklaşımlar, Scala

Yayıncılık, İstanbul 2005.TAHİR-GÜRÇAĞLAR, Şehnaz, “What Texts Don’t Tell, The Uses of Pa-

ratexts in Translation Studies”, Crosscultural Transgressions, Research

Page 58: Âb-ı Hayât’ı Aramak...2018/07/10  · özellikle de harf devriminden kaynaklanan ve Osmanlıca birincil kay-naklara olan dilsel mesafenin etkisinden söz edilebilir. Ancak kültürel

295

OSManlI eDebİYaT GeleneğİnDe TercÜMe eSerlerİ İnceleMeDe bİr YÖnTeM ÖnerİSİ

Models in Translation Studies II Historical and Ideological Issues, edt. Theo Hermans, Manchester, UK ve Northampton MA 2002, s. 44-60.

TOSKA, Zehra, “İleriye Yönelik Araştırmalarla İlgili Olarak Eski Türk Ede-biyatı Sahasında Yazılmış Olan Tercüme Metinleri Değerlendirmelerde İzlenecek Yöntem/ler ne Olmalıdır?”, Türklük Bilgisi Araştırmaları (Journal of Turkish Studies) Agâh Sırrı Levend Hâtıra Sayısı, XXIV/I. c., Harvard University, Mass 2000, s. 291-306.

TOURY, Gideon, Descriptive Translation Studies and Beyond, John Benja-mins, Amsterdam and Philadelphia 1995.

ÜNVER, İsmail, “Mesnevî”, Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı II (Dîvan Şi-iri), Temmuz-Ağustos 1986, s. 430-563.

VAN DIJK, Teun A., “The Study of Discourse”, Discourse as Structure and Process (Discourse Studies: A Multidisciplinary Introduction), I. c., edt. Teun A Van Dijk, Sage Publications, Londra 1997, s. 1-34.

VERMEER, Hans J., “Translation Today: Old and New Problems” Transla-tion Studies an Interdiscipline, edt. Mary Snell Hornby, Franz Pöchhacker, Klaus Kaindl, John Benjamins, Amsterdam/Philadelphia 1992 s. 5-16.

WODAK, Ruth, “What CDA is About- a Summary of Its History, Impor-tant Concepts and Its Developments”, Methods of Critical Discourse Analysis, edt. Ruth Wodak, Michael Meyer, Sage Publications, Londra 2001, s. 1-13.