Ayna toplu son film

12
‘Ö¤retmen miyiz tamirci mi?’ “Krizi az hasarla atlat›r›z” Türkiye’de arkeolojik kaz›lar›n pek ço¤unun yabanc›lar taraf›ndan yürütüldü¤ünü belirten Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ö¤retim üyesi Doç.Dr.Haluk Çetinkaya, Kültür Bakanl›¤›’n›n acilen önlem almas› gerekti¤ini söylüyor. arkeolojiden fiükran Çiftçi’nin haberi 6’da Merve Tekçam / Melisa Ayd›n 3’te ‹SMEK Gazetecilik ve ‹letiflim Kursu Uygulama Gazetesi. • Ücretsizdir Yaflas›n! GÖRÜYORUZ! GÖRÜYORUZ! GÖRÜYORUZ! Haberi, foto¤raf› en önemlisi görmeyi ö¤rendik. Gördükçe birbirimizi tan›d›k, tan›d›kça sevdik, sevdikçe güzel ifller yapt›k. fiimdi de gazetemizi ç›kar›yoruz. Nice güzel ifllere ‹smek… Türkler anlam›yor mu? Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti Siyasetçisinden sanatç›s›na, düflünce suçlusundan kapkaçç›s›na, Deniz Gezmifl’ten Do¤ufl’a kadar birçok farkl› meslekten ve suçtan kifliye ev sahipli¤i yapan Bayrampafla Cezaevi flimdi sessizli¤e ‘mahkûm’… Ümit Bulut’un haberi 10’da Selman fiiflman’›n haberi 4’de Kad›n gözüyle spor Kemal Yüksel’in haberi 12’de www.semt.com.tr 21. yüzy›l›n insanlar›: 80’li y›llarda ortaya ç›kan, 2000’li y›llarda ise yaflam tarz› olarak sokaklarda görmeye bafllad›¤›m›z bir ak›m. S›ra d›fl› saç, makyaj ve tav›rlar› kendilerini di¤er insanlardan bariz bir flekilde ay›r›yor. Onlar›n ad› Emo. Eray Karayel’in haberi 7’de ‹ki defa batm›fl kasap dükkan›- n› kriz sayesinde ucuza alan Mehmet Santor, iflletmeyi ‘düflük kar marj›, güleryüz ve hijyen’ stratejisiyle yeni- den faaliyete geçirerek ci- rosunu dörde katlad›. Haberi 4’te Krizde kâr›n› dörde katlad› ‹SMEK Gazetecilik Kursu’nda konu¤umuz olan Osman Tanburac›, futbola borcu olan kiflilerin yorumculuk yapmas›n› elefltirdi. Gazete- cilik ve yorumculu¤u herkesin yapamayaca¤›n› söyledi. Haberi 11’de Futbola borcu olan yorumcu olmas›n

Transcript of Ayna toplu son film

Page 1: Ayna toplu son film

‘Ö¤retmen miyiz tamirci mi?’“Krizi az hasarla atlat›r›z”

Türkiye’de arkeolojik kaz›lar›n pekço¤unun yabanc›lar taraf›ndan

yürütüldü¤ünü belirten Mimar SinanGüzel Sanatlar Üniversitesi ö¤retim

üyesi Doç.Dr.Haluk Çetinkaya, KültürBakanl›¤›’n›n acilen önlem almas›

gerekti¤ini söylüyor.

arkeolojiden

➛fiükran Çiftçi’nin haberi 6’da

➛Merve Tekçam / Melisa Ayd›n 3’te

‹SMEK Gazetecilik ve ‹letiflim Kursu Uygulama Gazetesi. • Ücretsizdir

Yaflas›n!GÖRÜYORUZ!GÖRÜYORUZ!GÖRÜYORUZ!

Haberi, foto¤raf› enönemlisi görmeyi

ö¤rendik. Gördükçebirbirimizi tan›d›k,

tan›d›kça sevdik, sevdikçegüzel ifller yapt›k. fiimdi

de gazetemizi ç›kar›yoruz.Nice güzel ifllere ‹smek…

Türkler

anlam›yor mu?

Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti

Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti

Siyasetçisinden sanatç›s›na, düflünce suçlusundan kapkaçç›s›na, Deniz Gezmifl’ten Do¤ufl’a kadar birçok farkl› meslekten ve suçtan kifliye

ev sahipli¤i yapan Bayrampafla Cezaevi flimdi sessizli¤e ‘mahkûm’…

➛Ümit Bulut’un haberi 10’da

➛Selman fiiflman’›n haberi 4’de

Kad›n gözüyle spor ➛Kemal Yüksel’in haberi 12’de

www.semt.com.tr

21. yüzy›l›n insanlar›:

80’li y›llarda ortaya ç›kan, 2000’li y›llarda ise yaflam tarz› olarak sokaklarda görmeye bafllad›¤›m›z bir ak›m.S›ra d›fl› saç, makyaj ve tav›rlar› kendilerini di¤er insanlardan bariz bir flekilde ay›r›yor. Onlar›n ad› Emo.

➛Eray Karayel’in haberi 7’de

‹ki defa batm›fl kasap dükkan›-n› kriz sayesinde ucuza alanMehmet Santor, iflletmeyi

‘düflük kar marj›, güleryüzve hijyen’ stratejisiyle yeni-den faaliyete geçirerek ci-

rosunu dördekatlad›.

HHaabbeerrii 44’’ttee

Krizde kâr›n›dörde katlad›

■ ‹SMEK Gazetecilik Kursu’nda konu¤umuz olan Osman Tanburac›,futbola borcu olan kiflilerin yorumculuk yapmas›n› elefltirdi. Gazete-cilik ve yorumculu¤u herkesin yapamayaca¤›n› söyledi.

• HHaabbeerrii 1111’’ddee

Futbola borcu olanyorumcu olmas›n

Page 2: Ayna toplu son film

Anadolu’yu Anadolu yapan ‘adam’la-r›n piridir Yunus. Hocas› Tap-duk’un kap›s›na üniversiteler bitir-

mifl halde vard›¤›nda ilk ödevi verilir eline.Binlerce kez ‘Bilmem’ diyecektir. O kadarçok der ki, bir gün gelir ve sorarlar art›k…“Ad›n ne? –Bilmem… Kaç yafl›ndas›n?Bilmem… Hocan kim? Bilmem.”

Ve böylece aç›l›r ‘bilgi’ye giden kap›lar.‘Hiçbir fley bilmeyen biri’ olarak s›n›fa ilk gir-di¤imde en iyi bildi¤imi sand›¤›m fleyi söyle-dim ilk olarak arkadafllar›ma… ‘Arkadafl-lar,gazetecilik ‘bilmiyorum’ diyebilmektir.’

Bugün elinizde tuttu¤unuz bu gazete, ifl-te bu arkadafllarla birlikte ‘Bilmiyorum’ di-yerek bafllad›¤›m›z bir yolculu¤un üzerinde-ki ilk durak. Bilinmeyenleri bildirsin, görül-meyenleri gördürsün diye ismi Ayna… Birinsan›n çevresinde olup biteni görmeyebafllamas› demek, gerçekten, hakk›n› vere-rek yaflamaya bafllamas› demek. Yaklafl›k50 arkadafl›m›z›n kendi ifadeleriyle ‘yafla-maya bafllamalar›’ndan daha önemli birhaber olmad›¤› için de manfletimiz: “Yafla-s›n Görüyoruz”

Gazetecilik okulda ö¤renilen bir meslekde¤il. Suyun içine düfltü¤ünüzde nefesini-zi tutman›z gerekti¤ini ö¤renir ö¤renmez,suya atlaman›z gerekiyor. Habercili¤i dehaberin içine girmeden ö¤renmek müm-kün de¤il. Dolay›s›yla bu gazete de eksikle-riyle hatalar›yla bir nevi ö¤renme çabas›…Bir gazetecinin ilk kez haberi yay›nland›¤›zaman, gazeteyi eline ald›¤›nda yaflad›¤›duyguyu anlatmak için kelimeler yeterli ol-maz. ‹flte elinizde tuttu¤unuz bu gazeteninher bir sayfas›nda bu duygunun izleri var.

Baflta ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ve‹SMEK yönetimi olmak üzere bu duyguyugenç gazeteci aday› arkadafllar›m›za yafla-tan herkese teflekkür ediyorum. ‹SMEKMecidiyeköy fiubesi yöneticileri FethiyeHan›m ve Mehmet Bey’e, Yeni Mahalleyöneticileri Hatice ve Nazl› Han›m’a, heriki flubede bizleri güleryüzle karfl›lay›p mo-tivasyonumuzu art›ran ve iflini severek ya-pan tüm arkadafllara da… Kurs süresincebeni k›rmay›p gelerek arkadafllara tecrübe-lerini aktaran gazeteci dostlar›ma da flük-ranlar›m› sunmak isterim. Tabi ki verdikle-ri reklamla genç gazeteci adaylar›na destekolan Semt Tekstil Marketleri’ne özel teflek-kürümüz var.

Deste¤ini esirgemeyen Zafer Tahmazkardeflime de teflekkür ediyorum.

‹SMEK’leri usta ö¤reticili¤e bafllamadanönce yak›ndan takip ediyordum ama nekadar önemli bir bofllu¤u doldurdu¤unu,verdi¤im e¤itim s›ras›nda daha iyi fark et-tim. ‹SMEK sadece meslek ya da sanat e¤i-timi vermiyor. Bir çok arkadafl›m da sade-ce meslek ve sanat e¤itimi almak için gel-medi bu kursa… Burada dostluk var, arka-dafll›k var, sevgi var, ‘hayat’ vard›.

Sadece kursiyer arkadafllar›m›z için de-¤il, benim için de çok fley ö¤renilen bir yeroldu ‹SMEK… S›n›fta beni dinleyen her birçift gözden neler ö¤rendi¤imi tahmin bileedemezsiniz.

Yaklafl›k 6 ay süren kursumuzun süresibitti. Bafllang›c› olan her fleyin bir sonu ol-du¤u gibi, bu kurs için de veda vakti geldi.Ama dostluklar, arkadafll›klar devamedecek.

Yani bu bir veda de¤il, ‘merhaba’yaz›s›… Bu yüzden de çok sevdi¤im NecipFaz›l’›n Veda isimli fliirindeki

“YYüürrüü,, ggööllggeenn sseennii uu¤¤uurrllaammaakkttaa,,KKüüççüüllüüpp kküüççüüllüüpp kkaayybbooll ››rraakkttaa,,

YYoolluu ttaamm ddöönneerrkkeenn aarrkkaannaa bbaakk ddaa,, KKööflfleeddee bbiirr llaahhzzaa kkaall››vveerr ggiittssiinn!!

m›sralar›yla de¤il, Naz›m’›n m›sralar›ylanokta koymak istiyorum…

GGüüzzeell ggüünnlleerr ggöörreeccee¤¤iizz ççooccuukkllaarr,, MMoottoorrllaarr›› mmaavviilliikklleerree ssüürreeccee¤¤iizz,, ÇÇooccuukkllaarr iinnaann››nn,, iinnaann››nn ççooccuukkllaarr,, GGüüzzeell ggüünnlleerr ggöörreeccee¤¤iizz,, ggüünneeflflllii ggüünnlleerr……””

Veda de¤il bafllang›ç…

2

Müzik dünyas›nda ad›n-dan söz ettirmeye ha-z›rlanan bir grup Feyz

Trio. Henüz albümleri olmasada yapt›klar› iflin kalitesi ne-deniyle flimdiden popülerlikkervan›nda yol almaya baflla-m›fllar bile… Feyz Trio gönlüsevgiyle dolu üç genç müzis-yen, neyzen Emre Tombul, kanuni Timur Sar›cave piyanist Emre Özbayraktar’dan olufluyor.2006 y›l›ndan bu yana birlikte çal›flan üçlü, FeyzTrio’nun bir gönül projesi oldu¤unu ve ticariamaç gütmediklerini söylüyor.

GEÇM‹fi‹N VE GELECE⁄‹N MÜZ‹⁄‹

Müzik anlay›fllar›n› ‘geçmiflin klasik müzi¤iüzerine gelece¤in müzi¤ini yapmaya çal›flmak’fleklinde aç›klayan grup üyeleri, bu zor ve de-nenmemifl yolda yapt›klar› fedakârl›¤›n sonucu-

nu alm›fllar. Özellik-le klasik bat› ve kla-sik Türk müzi¤i üs-tatlar›ndan çokolumlu tepkiler gel-mifl. Feyz Trio, biryandan da bir al-büm haz›rl›¤›nda.Hatta albümleri ha-

z›r. Sadece en ideal olan› yakalamak ad›na kü-çük rötufllar› devam ediyor. Albümün ad› iseflimdiden belli: Feyz Trio. Grup üyelerinin her bi-ri, aileden ‹stanbullu. Emre Özbayraktar ve Ti-mur Sar›ca Yeniköy’lü, Emre Tombul ise RumeliHisar’l›… Timur Bey ve Emre Özbayraktar’›n il-kokul ö¤retmenleri de ayn›ym›fl.

KÖR TAL‹H!

Emre Özbayraktar daha önce HiCazz projesikapsam›nda YANSIMALAR projesinde görev al-

d›¤›n›, Dede Efendi’den Mozart ve Bach’a par-çalar seslendirdiklerini belirtiyor.

Emre Tombul ve Emre Özbayraktar ilk olarak“Kör Talih” isimli bir grupla yapt›klar› rock albü-mü s›ras›nda tan›flm›fllar ancak bu toplulukuzun ömürlü olmam›fl. Rock müzik ile ney saz›n›anlam›n› bozmadan birlefltirmeye çal›flt›klar›n›,ancak bunun çok zor oldu¤unu belirten EmreÖzbayraktar, ney saz›n›n kendisini gitar sound-lar›n›n aras›nda saklayabilen bir enstrüman ol-du¤unu, kendilerinin bunu baflard›klar›na inan-d›klar›n› kaydediyor.

TOMBUL: C‹HAN ÜNAL SAYES‹NDE NEYZEN OLDUMNeyzen Emre Tombul ilko-kul 4. S›n›fa giderken tele-vizyonda Cihan Ünal’› neyüflerken izledi¤ini ve o an-dan itibaren vuruldu¤unusöylüyor. ‹lkokulu bitirir bi-tirmez konservatuara girenTombul, 10 y›l e¤itim alm›fl.Okula girdi¤i y›l ney bölü-müne baflka ö¤renci al›n-mad›¤›n› ifade eden Tom-bul, derslerin bir sene bo-yunca özel ders gibi ifllen-di¤ini anlat›yor. ‹stanbulTeknik Üniversitesi KlasikTürk Müzi¤i Bölümü mezu-nu olan Emre Tombul (Ney)haftan›n dört günü ‹SMEKMecidiyeköy’de ney dersleri veriyor.

TOMBUL: RAMAZANMÜZ‹SYEN‹ DE⁄‹L‹Z Timur Sar›ca ise çocukkenRamazan davulcusundançok etkilenmifl. Davulcununkendilerini kovalamas›nara¤men ›srarla peflindenayr›lmad›klar›n› anlatanSar›ca, sonunda davulcuylaarkadafl olmufl vemüzisyen olmaya kararvermifl. Medyakurulufllar›n›n kendilerinisadece Ramazan aylar›ndahat›rlad›¤›n› belirten vebuna karfl› ç›kan Sar›ca,“Biz dini musikiyapm›yoruz. Yapt›¤›m›zmüzikle “Dede efendi ileMozart arkadafl olsa acabaortaya nas›l bir fleyç›kard›?” sorusuna cevapar›yoruz.” diyor. TimurSar›ca müzik ö¤retmeniolarak bir devlet okulundamüzik dersleri veriyor. Ayn›zamanda Yeni Türkügrubuyla birlikte çal›fl›yor.

SSoonn yy››llllaarrddaa ggeettiirrddii¤¤iiggrruuppllaarr vvee ssaannaattçç››llaa--rr››nn mmüüzziikksseevveerrlleerrii

ppeekk mmeemmnnuunn eettmmeemmeessiinneeddeenniiyyllee eelleeflflttiirrii aalldd››¤¤›› iiççiinnttaammaammeenn ssoonn vveerriillmmeessiiddüüflflüünnüülleenn RRoocckk’’NN CCookkeeffeessttiivvaalliinniinn bbuu yy››llkkii kkoonnuukk--llaarr›› aayyllaarr öönncceessiinnddeenn hhee--yyeeccaann yyaarraattaaccaakk kkaaddaarr üünnllüü iissiimm--lleerr:: LLiinnkkiinn PPaarrkk,, KKaaiisseerr CChhiieeffss,,PPrrooddiiggyy,, NNiinnee IInncchh NNaaiillss,, JJaannee’’ssAAddddiiccttiioonn.. EEnn bbüüyyüükk ssüürrpprriizz flflüüpp--hheessiizz yy››llllaarrdd››rr TTüürrkkiiyyee’’yyee ggeellmmeessiibbeekklleenneenn aammaa ggeellmmeeyyeenn LLiinnkkiinnPPaarrkk’’››nn aannaa ggrruupp oollmmaass››.... FFeessttiivvaa--lliinn iinntteerrnneett ssiitteessiinnddee ggrruubbuunn eennöönnee çç››kkaann eelleemmaannllaarr››nnddaann MMiikkee

SShhiinnooddaa iillee yyaapp››--llaann bbiirr rrööppoorrttaajjaaddaa yyeerr vveerriilliiyyoorr..SShhiinnooddaa TTüürrkk mmüü--zziikksseevveerrlleerriinn iillggii--ssiinnddeenn ççookk mmeemm--nnuunn oolldduukkllaarr››nn››,, bbuuyyüüzzddeenn TTüürrkkiiyyee’’yyiittuurrnnee kkaappssaamm››nnaa

aalldd››kkllaarr››nn›› ssööyyllüüyyoorr.. DDii¤¤eerr ssüürrpprriizzkkoonnuukkllaarraa ggeelliinnccee,, aalltteerrnnaattiiff rroocckkppiiyyaassaass››nn››nn rreennkkllii ggrruuppllaarr››nnddaannoollaann vvee aadd››nn›› ddüünnyyaayyaa ““EEmmppllooyy--mmeenntt"" aallbbüümmüüyyllee dduuyyuurraann KKaaiisseerrCChhiieeffss,, eelleekkttrroonniikk mmüüzzii¤¤iinn dduuaayyee--nnii TThhee PPrrooddiiggyy,, eenn kköökkllüü mmeettaallggrruuppllaarr››nnddaann NNiinnee IInncchh NNaaiillss((NNIINN))..

SADECE MÜZ‹K YOK

DDaahhaa öönncceekkii yy››llllaarrddaa HHeezzaarr--ffeenn HHaavvaaaallaann››nnddaa yyaapp››llaann eettkkiinn--llii¤¤iinn yyeennii aaddrreessii FF11 GGrraanndd PPrriixxoorrggaanniizzaassyyoonnuunnuunn ddüüzzeennlleennddii¤¤ii‹‹ssttaannbbuull PPaarrkk.. OOlldduukkççaa ggeenniiflfl vveeffeerraahh bbiirr aarraazziissii oollaann ‹‹ssttaannbbuullPPaarrkk kkaammppçç››llaarraa kkuuccaakk aaçç››yyoorr..PPeekkii,, aannaa vvee aalltteerrnnaattiiff iikkii ssaahhnnee--ddee ggeerrççeekklleeflflttiirriilleecceekk kkoonnsseerrlleerrdd››flfl››nnddaa nnee ggiibbii eettkkiinnlliikklleerr vvee iimm--kkaannllaarr vvaarr?? LLuunnaa ppaarrkk,, hheeddiiyyeelliikkeeflflyyaa ssaatt››flfl›› vvee ttüürrllüü ee¤¤lleenncceelliiaakkttiivviitteelleerriinn yyaapp››lldd››¤¤›› ssttaannddllaarr,,aall››flflvveerriiflfl mmeerrkkeezzlleerrii,, ppoossttaannee,, iinn--tteerrnneett iissttaassyyoonnuu,, yyaarr››flflmmaallaarr,, ttaaiicchhii sseeaannssllaarr››……

22000033 yy››ll››nnddaann bbeerriiTTüürrkkiiyyee’’nniinn eenn ggeenniiflfl

kkaatt››ll››mmll›› vvee kkaappssaammll›› mmüüzziikkffeessttiivvaallii oollmmaa öözzeellllii¤¤iinnii

ttaaflfl››yyaann RRoocckk’’NN CCookkeevveerrddii¤¤ii bbiirr yy››llll››kk aarraaddaann

ssoonnrraa mmüüzziikksseevveerrlleerrii hhaayyaallkk››rr››kkll››¤¤››nnaa uu¤¤rraattmmaayyaaccaakk

ssaannaattçç››llaarr vvee ggrruuppllaarrllaa‹‹ssttaannbbuull PPaarrkk''ttaa yyaapp››llaaccaakk

Üç gönül insan› Emre Tombul, Timur Sar›ca ve EmreÖzbayraktar’dan oluflan Feyz Trio, ticari amaç

gütmeksizin müzik yapan bir grup. Grubun felsefesinineyzen Emre Tombul özetliyor: “Mozart ile Dede Efendi

arkadafl olsa ortaya acaba nas›l bir fley ç›kard›?”

“Dede Efendi ile Mozart’› sahnede buluflturuyoruz”

ÖZBAYRAKTAR: ÇOCUKLUK ÇOK ÖNEML‹Emre Özbayraktar, istedikleri fleyi

baflarabilmek ad›na bugüne kadar çok fedakarl›kyapt›klar›n› vurguluyor. Ailelerin çocuklar›nailgisinin önemli oldu¤unu, çocuklar›n›nyeteneklerine göre yönlendirilmesi gerekti¤ineiflaret eden Özbayraktar, “Ben de çocukkentelevizyonda gördü¤üm için piyano çalmayamerak sald›m. En büyük hayalim FreddyMercury ile birlikte çalmakt›. Ancak ölünce buf›rsat› kaç›rsam da bir parças›na cover yapt›m ve

bunu Freddy Mercury’nin annesine ulaflt›rd›m.Hala mektuplaflmaya devam ediyorum” diyor.Feyz Trio olarak ilk çal›flmaya bafllad›klar›ndaortaya nas›l bir fley ç›kaca¤›ndan kimsenin eminolmad›¤›n›, zamanla bu tarz› gelifltirdiklerinianlatan Emre Özbayraktar, daha önce 2006y›l›nda Onlar ve Di¤erleri isimli rock tarz›nda biralbüm haz›rlam›fl. Piyano bölümü mezunu olanÖzbayraktar, bir dönem mimariye de meraksalm›fl ancak müzisyenlikte karar k›lm›fl.

Rock’n Coke tam gaz!Rock’n Coke tam gaz!Rock’n Coke tam gaz!18 Temmuz 2009 Cumartesi:Ana SahneAylin Asl›m Howling Bells Emre Ayd›nJuliette Lewis Jane’s Addiction DumanNine Inch NailsThe ProdigyAlternatif Sahne Gece WufiAyyuka GrenÇilekeflSakin The TwelvesBadem Foma

19 Temmuz 2009 PazarAna SahneD2 Cold War KidsHayko CepkinRazorlightKaiser ChiefsLinkin ParkAlternatif Sahne SattasProudpilotFuatAsfalt DünyaPost DialWe Have BandFairuz Derin BulutMabbas & Style-IstSantigold

GÜNCEL

Önce çok hofl bir koku gelir burnunuza ve

kokuyu takip edersiniz. Bir ekmek f›r›n›na

götürür koku sizi. S›cak ekme¤in kokusudur sizi

cezbeden.. O s›cakl›¤a f›r›nc› da kendinden bir

fleyler katar ve size bir tebessüm sunar

ekme¤inizi poflete koyarken...

Foto

¤ra

f ve y

az›:

SELM

AN

fi‹fi

MA

N

görd

ükle

rim

iz

Bana bir ekmek

editörden...

rreecceeppyyeetteerr@@ggmmaaiill..ccoomm

Page 3: Ayna toplu son film

YAfiAM

BBirçok tan›nm›fl simay› misa-fir eden, isyanlar›, eylemleriile sembol haline gelen

Bayrampafla Cezaevi, Temmuz2008’de düzenlenen bir törenlekapat›lm›flt›. Hizmet verdi¤i süreboyunca son yar›m as›rl›k tarihi-mize tan›kl›k eden BayrampaflaCezaevi müze, kültür merkezi,üniversite veya yeflil alan olarakkullan›lacak. Bayrampafla’n›n neolaca¤› kamuoyu taraf›ndan me-rakla beklense de gönlümüz mü-zelik hayatlar›n geçti¤i cezaevi-nin en az›ndan bir bölümününbugünkü sessizli¤e mahkum ha-liyle korunmas›… Bayrampa-fla’n›n ak›betinden habersiz, tüm yaflanm›fl-l›klar›n› son bir daha görebilmek ve size ak-tarabilmek için bofl koridorlar›nda, ko¤uflla-r›nda ve havaland›rmalar›nda dolaflt›k.

YER YOKLU⁄UNDAN NÖBETLEfiEUYUYORLARDI

1968 y›l›nda 120 dönüm arazi üzerine ku-rulan cezaevi 1200 kiflilik mah-kûm kapasitesine sahipti.2008’de kapat›lmadan önceyaklafl›k 5500 tutuklu ve hü-kümlü bulunuyordu. Tuvalet-ler y›k›larak ranzalar kon-mufltu. 20-30 santim aral›k-larla dizilen üç katl› ranzalar›nbile yetersiz kald›¤› Bayram-pafla’da tutuklu ve hükümlü-ler nöbetlefle uyuyordu. Tu-tuklu ve hükümlüler daha iyiflartlar için Silivri Cezaevine nakledildi veBayrampafla sessizli¤e terk edildi. Boflalt›lan

cezaevinin bundan sonraki kullan›-m› hakk›nda, üniversite kurulmas›,kültür merkezi olmas› ve yeflil alanolarak halk›n hizmetine sunulmas›gibi farkl› görüfller gündeme geldi.Ancak kamuoyunun beklentisi tari-hi ve yaflanm›fll›¤› olan Bayrampa-fla’n›n en az›ndan bir bölümününmüze olmas› yönünde. Bu görüflüdile getirenler tarihi ve yaflanm›fll›¤›sat›n alarak bir müze kurman›n im-kans›z oldu¤unu hat›rlat›yor.

YAfiANMIfiLIKLARIN RUHUBAYRAMPAfiA’DA REFAKATÇ‹

Mekana ruhunu veren içindekiinsanlar de¤ilmifl, bofl duvarlar›nda ruhu varm›fl. Girifl kap›s›ndan

içeri girdi¤in an yakal›yor bu ruh ve tüm ziya-ret boyunca efllik ediyor; spor salonundabasketbol oynuyor, topun sesini duyuyor-sun, ko¤uflta yata¤›na k›vr›lm›fl radyosunudinliyor ve sen bunu hissediyorsun. Hava-land›rmada duvara yaslanm›fl bir mahkumun“Bir gün elbet kavuflaca¤›z sevgilim.” yazan

duvar yaz›s›na bakar-ken hüzünlendi¤ini gö-rüyorsun. Kaçmayaçal›fl›yorsun tüm bun-lardan, bu sefer deayaklar›n bast›¤›n ye-re yap›fl›yor. Anl›yor-sun buradaki yaflan-m›fll›klardan kaç›flyok. Takvim bir bafl-ka görünüyor bura-

da, kitaplar bir baflka. Baflka biralem buras›. ‹nsan gücüyle örtülmesi müm-kün olmayan ko¤ufl kap›lar›yla, demir par-

maklar›yla ve sadece duvar yaz›lar›yla bilesuçtan ve anl›k hatalardan al›koyma gücünesahip Bayrampafla müze olarak yaflamayadevam etmelidir.

HAP‹SHANE MÜZELER‹N EN GÜZELÖRNE⁄‹ OLUR

fiu anda müze olan kapat›lm›fl cezaevi ör-neklerini, Türkiye ve dünyada görmek müm-kün. 1997 y›l›nda kapat›lan Sinop Cezaevi,her y›l binlerce turistin ak›n›na u¤ruyor.ABD’nin kaçmas› en zor hapishanesi olarakgösterilen Alcatraz Hapishanesi her y›l 750bin ziyaretçinin gitti¤i Alcatraz Müzesi olarakkullan›l›yor. Malta’da bulunan cezaevi isetutsaklar›n kireç tafl› duvarlara çizdi¤i ya-flamdan kesitleri, oyunlar› ve kaç gün kald›k-lar›n› belirten çizik ve resimlerle ziyaretçilerindikkatini çekiyor. Bayrampafla müze olursaumudu, aflk›, özlemi anlatan duvar yaz›lar› veyaflanm›fll›klar›yla dikkatleri çekecek ve bumüzelerin en güçlü rakibi olacak.

BAYRAMPAfiA’NIN DUVARLARINDAN YAZILAR■ Bayrampafla senin idam›n verildibenim sevkim.■ Özgürlük yok!■ Yalan dünya!■ Hayat›n oldu¤u her yerde bir umut,umudun oldu¤u her yerde bir hayat vard›r.■ Bana yar›nlar›n iyi olaca¤›n› söyleme,bugünlerde dünlerin yar›nlar› de¤il mi?■ Bir gün elbet kavuflaca¤›z sevgilim.■ Sen gittin kokun kalm›fl duvarlarda,seni benden ald› Bayrampafla.■ Hayallerimin katili Bayrampafla…■ Kalem istedim silah verdiler…■ Geri dönmemek üzere elveda…

Siyasetçisinden sanatç›s›na, düflünce suçlusundan kapkaçç›s›na, Deniz Gezmifl’ten Do¤ufl’a kadar birçok farkl› meslekten ve suçtan kifliye ev sahipli¤i yapan Bayrampafla Cezaevi flimdi sessizli¤e ‘mahkûm’…

Kendisini do¤an›n

sahibi sanan

insano¤lu…

Her fleyi

keyfine göre

flekillendirmeye

devam ediyor.

Bunun daha ne

kadar devam

edece¤ine do¤a

karar verecek…

Topra¤a hasret!

Foto¤raf ve yaz›:

EBRU ÖZER

Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti

3

MEKTUPLAR…. TEK SI⁄INAKKo¤ufllardan birinde yast›k alt›nda unutulmufl,yaz›lm›fl ama gönderilmemifl bir mektup dikka-timizi çekiyor. Ne bir tarih ne de bir isim varmektupta, gördü¤ümüz sadece Bayrampa-fla’n›n ruhu…”Umutlar›n tükenip, hasretlerinyafland›¤›, seveni sevdiklerinden ac›mas›zcaalan, bu dört taraf› tel örgülerle çevrili, sevdas›yasaklanm›fl, özgürlü¤ü k›s›tlanm›fl ve de umut-lar› kurflunlanm›fl, kartallar›n bile üzerindengeçmeye cesaret edemedi¤i, isyankar aleminisyankar ufkundan kardeflime selam olsun.”

gördüklerimiz

S‹S REKLAM VE MATBAACILIKPAZ. T‹C. LTD. fiT‹ ADINA ‹MT‹YAZ SAH‹B‹

Ekrem KEFAL

Teknik Haz›rl›k ve Bask›: AKADEM‹ (0212) 493 24 67-68-69Güven San. Sit. C Blok. No: 230 Topkap› / ‹STANBUL

‹‹LLEETT‹‹fifi‹‹MM:: Küplüce Mh. fiemsibey Sk. No:67/3 Beylerbeyi / Üsküdar TEL: 0216 318 20 96

SSÜÜTTLLÜÜCCEE ‹‹RRTT‹‹BBAATT:: Sütlüce Mh. fiekerkuyusu Sk. No:18/BBeyo¤lu / ‹STANBUL TEL: 0212 320 15 26 / 0 533 692 41 00

www.altinboynuz.comSorumlu Müdür

Genel Yay›n Yönetmeni

Zafer TAHMAZ

Yerel süreli yay›nGazetemiz basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.Gazetemizde yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur

GGöörrsseell YYöönneettmmeenn:: Yusuf ULUFERRReeddaakkssiiyyoonn:: fiükran Ç‹FTÇ‹YYaazz›› ‹‹flfllleerrii KKoooorrddiinnaattöörrlleerrii::

Recep YETER, Eray KARAYEL, Selman fi‹fiMAN

‹SMEK Gazetecilik ve ‹letiflim Kursu Uygulama Gazetesi. Ücretsizdir

Haziran 2009

Ahmet GüneyAsuman AkgünBeyhan DemirciCanan BudakÇetin AslantaflEbru ÖzerElif Y›lmazEmre DünderEray Karayel Esen ErsoyErsin Kemal YükselFikret AkGül AkbabaGürsel Ayd›n

Hüseyin BilgenHüseyin SalurMehmet ÖzdenMelisa Ayd›nMerve TekçamMürsel DevrimMüzellef KurtOkan BaldilÖzge Erdo¤anÖzge TezelPelin BüyükgümüflPerihan Akdo¤anSaadet AytürkSaadet Üner

Seçkin TavusSelman fiiflmanSema Kömürcüo¤luSercan UzunSevim Gündo¤anSezen D.S. MadenSuzan Özdemirfiükran ÇiftçiUmut Erdo¤anÜmit BulutYusuf UluferZahide ÇavuflZeynep ‹flleyenZeynep Kara

YYAAZZII ‹‹fifiLLEERR‹‹

Page 4: Ayna toplu son film

2009’u 35 ma¤azayla kapatacak olanSemt Tekstil Marketleri2010 y›l› sonunda 100

ma¤azaya ulaflacak.Genel Müdür Y›lmazYaman’la konufltuk.

4 EKONOM‹

TT‹‹M Baflkan› MehmetBüyükekfli Türki-ye’nin 2001 krizi

sonras›nda bankac›l›¤›nyap›land›r›lmas›yla bu kri-zi geliflmifl ve geliflmekteolan ülkelere göre dahaaz hasarla atlataca¤›n›söyledi. MB’nin kurlaramüdahalesine de¤inen Büyükek-fli, geçmifl dönemlerde faizlerinyüksek tutularak kurlar›n düflürül-mesinin ihracatç›lara zarar verdi-¤ini dile getirdi. Ekonomik krizinülkemizdeki etkilerini T‹M Baflka-n› Mehmet Büyükekfli ile konufl-tuk.

DAR GEL‹RL‹ KRED‹Y‹ KALDIRAMADI

Ekonomik krizin sebebini dü-flük gelirli kiflilere verilen kredi-lerden kaynakland›¤›n› belirtenMehmet Büyükekfli, “Bu kredilertürev piyasalarda tekrar ifllemesokularak de¤erlerinin düflmesikrizi tetikledi” dedi. Bankalar›nsermaye ihtiyaçlar›n›n artmas›yla

reel sektöre ve bir-birlerine verdiklerikredileri durdur-duklar›n› belirtenBüyükekfli, krizekarfl› tedbir olarakyurtd›fl›ndaki ban-kalar›n ilk olaraksermaye yap›lar›-

n›n güçlendirilmesi yönünde ça-l›flma yapt›klar›n›, kurtar›lamaya-cak bankalar›n ise devletlefltirile-rek krize karfl› tedbir paketlerininoluflturuldu¤unu söyledi.

TECRÜBEL‹Y‹Z

‹hracat›m›zda geliflmifl ülkelerina¤›rl›¤›n›n yüksek olmas›n›n ihraca-t›m›z› olumsuz etkiledi¤ini söyleyenT‹M Baflkan›, 2001 ekonomik krizi-nin ard›ndan düzenleme yap›lanbankalar sayesinde Türkiye’ninekonomik krizi geliflmifl ve gelifl-mekte olan ülkelere göre daha azhasarla atlataca¤›n› bildirdi. Krizdönemlerinde önceli¤in flirketlerinayakta kalabilmesi oldu¤unu belir-ten Mehmet Büyükekfli, ard›ndan

d›fl piyasada yeni alternatiflerin de-¤erlendirilmesi amac›yla yeni yat›-r›mlar›n düflünülebilece¤ini dile ge-tirdi. Ayr›ca MB kura müdahaleleri-ni de¤erlendiren T‹M Baflkan›Mehmet Büyükekfli, kuru bask› al-t›na almayacak flekilde müdahale-lerin yerinde olaca¤›n› kaydetti.

LOB‹ GÜCÜMÜZ EKS‹K

T‹M Baflkan› Mehmet Büyü-kekfli yurtd›fl›nda yaflayan Türkgiriflimcileri için flunlar› söyledi;”Türk giriflimciler içinde bulunduk-lar› ülkelerin ekonomik gündeminiyak›ndan takip ederek oradaaç›klanacak olan tedbir paketleri-ne göre önlem almal›d›rlar.” Yurt-d›fl›ndaki vatandafllar›m›z›n biraraya gelmekte yaflanan zorluklar›dile getiren Büyükekfli;”D›flar›dayaflayan Türklerin bir araya gel-memeleri bizim için çok büyük birhandikap. Türklerin bir araya ge-lerek kendi ülkelerinde bask› gücüoluflturmas› ülkemizin tan›t›m› veülkemizin d›fl politika sorunlar›n›nçözülmesi aç›s›ndan çok önem-lidir” de¤erlendirmesini yapt›.

“Krizi az hasarla atlat›r›z”Türkiye ‹hracatç›lar Meclisi (T‹M) Baflkan› Mehmet Büyükekfli, Türkiye’nin krizi geliflmifl ve geliflmekte

olan ülkelere göre daha az zararla atlataca¤›n› dile getirdi. Büyükekfli, Merkez Bankas›’n›n (MB)kurlar› sürekli bask› alt›na almas›n›n ihracat› olumsuz etkileyece¤ini de söyledi.

Kriz karamsarl›¤a itiyorTürkiye ‹statistik Ku-

rumu (TÜ‹K) verileri-ne göre 2009 Nisanay›nda kurulan flirket vekooperatiflerin geçen y›-l›n ayn› ay›na göre%24.6 oran›nda azalmagörüldü. ‹stanbul Üni-versitesi ‹ktisat FakültesiMezun ve Mensuplar›Vakf›n›n yapm›fl oldu¤uaraflt›rmalara göre gü-ven bunal›m›n›n toplamtalep art›fl›n› engellerkenkrizin halk› karamsar birduruma soktu¤u göz-lemlendi. TÜ‹K Aral›k2008 ay› içerisinde gös-terdi¤i iflsizlik say›s› 5milyon 572 bin iken busay› ayn› ay›n 2007 dö-neminde 4 milyon 186bin olmas›, bir y›ldaki ifl-sizlik art›fl oran›n›n yüz-de 20’yi geçti¤i görüldü.

AHMET GÜNEY ‹STANBUL

Santor G›da’n›n sahibi MehmetSantor, Çeliktepe’de iki defabatm›fl ve halk aras›nda kötü

flöhrete sahip bir kasap dükkan› krizsayesinde ucuza ald›. Dükkan›n kö-tü flöhretinden sat›n ald›ktan sonrahaberi olan Santor, iflletmeyi ‘düflükkar marj›, güleryüz ve hijyen’ strateji-siyle yeniden faaliyete geçirdi. Birayda ciroyu dörde katlayan Santor,“‹nsanlar krizde risk almal›.” diyor.Sektörde 10 y›ll›k tecrübeye sahipolan ve dükkan›nda her kesimdenmüflterilere hitap eden Santor, krizinas›l f›rsata çevirdi¤ini anlatt›

H‹JYEN B‹Z‹M ‹Ç‹N ÇOK ÖNEML‹

Hem halka hem de lokantala-

ra sat›fl yapan Santor, dükkan›uygun bir fiyata sat›n ald›¤›n›söylüyor. Dükkan›n daha önceiki defa batt›¤›n› ald›ktan sonraö¤renen Santor, “Her gelenmüflteri flikayetçiydi. Daha önce-ki iflletmeciler müflterilere kötü etvermifl. Müflteriler aras›nda etikoklayanlar vard›. Ama biz deburada kal›c› olmay› düflünüyor-duk” diyor. Müflterileri yenidenkazanmak için ifle temizlik ve hij-yene önem vermekle bafllayanSantor, reklam strtaejisini iseflöyle aç›kl›yor: “Bir kifliyi kazan-mak on kifliyi kazanmakt›r. Sab›rve sebat flart. Bir süre sonra birçok müflterimiz biz flunun tavsi-yesi ile geldik demeye bafllad›.”

Krizde kâr›n›dörde katlad›

‹ki defa batm›fl kasapdükkan›n› kriz sayesinde

ucuza alan Mehmet Santor,iflletmeyi ‘düflük kar marj›,

güleryüz ve hijyen’ stratejisiyleyeniden faaliyete geçirerek

cirosunu dörde katlad›.

Kriz cesareti tetikliyorBBuu kkaaddaarr kkâârr›› rreekkllaamm ççaall››flflmmaass››

yyaapptt››nn››zz ddaa bbuu kkaaddaarr kkaarr eellddee eettttiinniizz??Biz reklam› görüntü baz›nda de¤il

de müflteriye çok iyi davranarak yap-t›k. Kalite, ucuzluk ve de tavsiyeedilmek esas reklam halk›n yapt›¤›reklamd›r.

PPeekkii ççeevvrreenniizzddeekkii eessnnaaffllaarrddaann ssiizziiaayy››rraann ffaarrkk nneeddiirr??

Hatta onlar bizden daha çok rek-lam yap›yorlar ama halk özellikle ettetemizli¤e çok önem veriyor. ‹nsanlareskisi gibi de¤il. Bir hizmete bir dekaliteye bak›yorlar. Elimizden geldi¤i

kadar müflteriyi k›rmamaya müflteri-nin isteklerine azami flekilde cevapvermeye çal›fl›yoruz.EEtt ffiirrmmaallaarr››nn››nn ssiizzee yyaakkllaaflfl››mm›› nnaass››ll??

‹lk zamanlarda hepsi tedirgindi budükkan mimli dükkan diyorlard›, heppeflin çal›fl›yoruz diyorlard›. Zamanlainsanlar›n güvenini sa¤lad›ktan sonradevam› geliyor. fiimdi ise paran›nönemi yok diyorlar. Çünkü buradaalaca¤›n› garanti gördü¤ü için bizimleçok rahat çal›fl›yorlar. Ve de di¤er fir-malar›nda birbirlerinden haberi olu-yor. Onlardan da ayn› talepler geli-yor.

KKrriizz ssiizzii eettkkiilleeddii mmii??Baflbakan›n dedi¤i gibi kriz bizi

te¤et geçti dersek yeridir. Et sektörüde etkilendi ama fiyat üstüne fiyatkoyuyorlar. Biz ise fluan yüzde 20olaca¤›na yüzde 13 kar marj› ile çal›-fl›yoruz. Millet te hem ucuzluk hemde temizlik , ilgi var diyorlar. Biz so-nuçta kötü flekilde kapanm›fl bir dük-kan› ald›k. Büyük bir risk ald›k. Hertürlü riski göze alarak yolumuza de-vam ediyoruz.

KKrriizz ddöönneemmiinnddee bbuu ddüükkkkaann›› aaçç--

mmaann››zz››nn ssiizzee aavvaannttaajj›› oolldduu mmuu??Kriz dönemi oldu¤undan dolay›

mesela dükkan› çok ucuza kapatt›m.Ama kriz olamasayd› insanlar›m›z da-ha rahat olurdu. Mal› peflin ald›¤›n-dan di¤er esnaflara nazaran dahaucuza alabiliyorsun. Uygun fiyata dasatabiliyorsun. Mesela lokantalarlagörüflüyorsun adam niye y›lard›r ça-l›flt›¤›m esnaf› de¤ifltireyim ki diyor.Sen de ona öyle bir fiyat vermelisin kiorada etkinli¤ini ortaya koymal› ve okifliye güven sa¤lamal›s›n. Krizcesareti tetikliyor ve insanlar risk al-mas›n› bilmeli. Devlet te özellikle krizdöneminde esnaf› biraz daha rahat-latmal›d›r.

KKrriizz ddeevvaamm eettssee bbiillee ‹‹lleerriikkiiddöönneemmddee ppeekkii nnee ddüüflflüünnüüyyoorrssuunnuuzz..ÖÖnnüünnüüzzüü nnaass››ll ggöörrüüyyoorrssuunnuuzz??

‹leriki dönemde çok iyi yerlerevaraca¤›m. Kriz de benim için bir f›r-sat oldu. Mesela kriz dönemindes›k›nt›ya giren çok firma var hem on-lar›n müflteri portföyünden istifadeediyoruz. Hem de gerekirse onlarladaha iyi ifl imkan› oluflturabiliriz.Önümü çok rahat görebiliyorum.

100. ma¤azayado¤ru ad›m ad›m

Tekstil perakendecili¤ipazar›nda f›rt›nalar esti-ren ve sektörün adeta

discountu olan Semt TekstilMarketleri’ne kriz yarad›.Tohum Holding bünyesindefaaliyetini sürdüren ve ilkma¤azay› Eylül 2007 tarihin-de açan Semt’e ilgi de ol-dukça fazla. Firman›n genç, dinamik ve bir o kadarda baflar›l› Genel Müdürü Y›lmaz Yaman, bizlereflunlar› söyledi: “Tohum Holding, Türkiye’nin en bü-yük kumaflç›lar›nda biri. Ayn› zamanda Ümraniyeve Zeytinburnu’nda da ‘Sarmafl›k’ ad›yla çok katl›ma¤azac›l›k yap›yor. Shanghay’da kumafl firmas›var ve Merter’de 20 y›ldan bu yana faaliyette bulu-nuyor. Türkiye’deki ulusal ve uluslar aras› zincirlerede küçük el aletler ve günlük ihtiyaç maddeleri te-darik ediyor.”

2 haneli büyüme‹lk günden itibaren flirketin bafl›nda oldu¤unu

söyleyen Yaman, “Eylül 2007 tarihinden itibaren 1haftada 4 ma¤aza açt›k. A¤ustos 2008 tarihinde ise25 ma¤azaya ulaflt›k. Daha sonra baz› ma¤azalar›birlefltirme karar› ald›k. Ka¤›thane’de küçük bir ma-¤azay› kapat›p k›sa sürede daha büyü¤ünü hizmeteaçarak 27 ma¤azaya ulaflt›k” dedi ve formatlar›n›ntekstil ma¤azac›l›¤›n›n discountu oldu¤unu ifade et-ti. Fiyat odakl› çal›flmad›klar›n›, görselli¤i ve kaliteyi

ön plana ç›-kard›klar›n›ve temel ih-tiyaç mad-delerineodakland›k-lar›n› söyle-yen Yaman,geçen 2008y›l› ile birlik-te 2009 y›l›-n› flöyle de-

¤erlendirdi: “2007 y›l›nda 3 ma¤aza açm›flt›k.2008y›l›n› 2007 y›l›n›n 3 ay›na göre de¤erlendirdi¤imizdeçok iyi sonuçlar ortaya ç›kt›. 2008 y›l›n›n son 4 ay›n-da da krizi yaflamad›k. 2009 y›l›n›n ilk 3 ay›nda hemkriz hem de seçim nedeniyle iyi geçirdi¤imiz söyle-nemez. Önlemler alarak kay›p vermemeye çal›flt›k.Ma¤aza, ürün ve personel dönüflümleriyle ciromu-zu yüzde 30 artt›rmay› baflard›k. Nisan, May›s veHaziran aylar›nda ise 2 haneli büyüdük. 2009 y›l›n›ngeri kalan aylar›nda da iyi sonuçlar almay› hedefli-yoruz.”

Hava paras› tarih oldu2009 y›l›n› piyasa verilerine ve tarz›na göre revize

ettiklerini ifade eden Yaman, “50 ma¤aza yerine 35ma¤azal›k bir hedef belirledik. Hedefledi¤imiz ciro-ya 35 ma¤azayla da ulaflabilece¤iz.” dedikten son-ra krizin olumlu ve olumsuz etkilerini flöyle s›ralad›:“Vatandafl para harcamaktan çekiniyor. Dolay›s›y-la yeterli cirolar yakalanm›yor. Operasyonlarda de-taylanmaya bafllad›. Ma¤aza görsellerini ço¤altt›k.Kriz bizleri bir anlamda disipline etti. Bize yarad›. Ma¤aza kiralar›nda gevfleme oldu. Kiralar düfl-

medi ama caddelerdeki hava paralar› kalkt›. Önce-leri kirac›lar hava paras›yla dükkan› terk ediyor, malsahibi ise kiras›na bak›yordu.”

Gelecek hedeflerine de de¤inen Yaman, “Busistem 100 ma¤azay› tafl›may› hedefliyor. Alt yap›-m›z buna müsait. 50 ma¤azal›k sistem kurulu. 2010y›l›ndan itibaren yeni planlanmayla 100 ma¤azayaulaflmay› hedefliyoruz. Müflterilerimiz B ve C sos-yo-ekonomik yap›dan. Bafllang›çta C a¤›rl›kl› idikama sonra B grubu ço¤ald›, müflteri portföyügençleflti.” dedi.

‹nternetten sat›fl‹nternetten sat›fl yapt›klar›n› ama genelde müfl-

terinin ürünü görüp be¤endikten sonra en yak›nma¤azadan mal› ald›¤›n› kaydeden Yaman, fiyatpolitikalar›n› ise flöyle aç›klad›: “Müflteri bafllang›çtama¤azalar›m›za ucuz ürünler var diye geliyordu.Sonra hem kaliteli hem de ucuz ürünlerin oldu¤unugördüler. Müflterilerimiz 10 günde 1 ma¤azalar›m›-za u¤ruyor. Ayl›k müflteri say›s› 85 bin civar›nda.Bayram öncesi bu say› 150 bini geçiyor.”

Anadolu için franchising verecek‹stanbul’da büyümeyi tamamlad›ktan sonra

Marmara bölgesinde büyümeyi hedeflediklerini,sonra da Anadolu’ya yay›lacaklar›n› kaydeden Ya-man, ‹stanbul’da de¤il ama Anadolu için franchi-sing verecekleri bilgisini de verdi. Bu operasyonla-r›n 2010 y›l›nda bafllayaca¤›na de¤inen Yaman,“400’e yak›n tedarikçiden mal al›yoruz. Hepsi aktifde¤il ama 200’e yak›n›yla devaml› çal›fl›yoruz.Tekstil iflinde yo¤unlaflaca¤›z. Sonra di¤er yanürünlere (ev tekstil, küçük ev aletler, aksesuar…gi-bi) yönelece¤iz. 2008 y›l›nda aksesuar ciromuz yüz-de 2 iken, bu say› 2009 y›l›n›n ilk 5 ay›nda yüzde8’e yükseldi” dedi.

Türkiye’nin son dö-nemde markalafl-

ma konusunda büyükad›mlar att›¤›n› belirtenMehmet Büyükekfli, ‹h-racat art›fl›n›n alt›ndada bu motivasyonunyatt›¤›n› söyledi. Türkiye’nin üretim kali-tesi anlam›nda zatençok baflar›l› oldu¤ununalt›n› çizen T‹M Baflka-n› Mehmet Büyükekfli art›k kalitenin tasar›mlave markayla bütünleflti¤ini bildirdi.

Kalitetasar›mla vemarkaylabütünleflmifltir

Page 5: Ayna toplu son film

Mesleki Bilgi ve ‹stihdam

5, 10 y›l geriye gidelim. Okullar tatiloldu mu babam›z al›r bir usta atölyesinegötürürdü. Ustaya “Eti senin kemi¤ibenim” der ve ilk ifl hayat› deneyimimiziorada edinirdik. Yaln›z bu yerlerin birönemi vard›. Bir alt›n bilezik takard›kkolumuza; Meslek.

Günümüzde baz› meslekler yokolmaya yüz tutmuflken, bu mesleklerinteknolojik geliflmelerle önemini dahaçok kaybetmesi flüphesiz ustalar›ngönlünde bir yara b›rakmakta sadece.‹leri teknolojinin sanayide uygulanmas›belirli bir miktarda geleneksel iflsizli¤eyol aç›yor. Ne kadar sanayide ileriteknoloji uygulamalar› kaliteyi, standard›ve verimlili¤i artt›rsa da el eme¤ikayboluyor ve hak etti¤i karfl›l›¤›alam›yor.

Baz› meslek ve meslek gruplar›tamamen yok olmadan sahiplenildi.‹stanbul Büyük fiehir Belediyesisayesinde. ‹stanbul Meslek EdindirmeKurslar› (‹SMEK) ad› alt›nda oluflturulankurum, birçok meslek grubunu elealarak eski günler gibi olmasa dainsanlar›n bir meslek sahibi olmalar›n›sa¤l›yor.

‹SMEK, ‹stanbul’un çeflitlibölgelerinde çal›flmalar›na vee¤itimlerine ücretsiz devam ederken,olas› ifl imkanlar›n› kursiyerleriylepaylaflarak istihdam› sa¤l›yor. Devletinkriz döneminde iflsizli¤i en az seviyelereindirmek için gelifltirdi¤i istihdampaketi, meslek edindirme kurslar›n›nihtiyaca göre yapm›fl oldu¤u çal›flmalar,‹SMEK’in kuruluflunun önemini tekrargözler önüne seriyor.

Bir ‹SMEK Kursiyeri olarak yeni birmeslek hakk›nda edinmifl oldu¤umbilgiler ve becerilerin yeni istihdamortamlar›nda karfl›ma ç›kmas› ne kadardo¤ru bir karar verdi¤imi de onaylarnitelikte.

GÜNCEL

GGGGrevin ne oldu¤unu bile bilmezkensordum sorular›. Neredenbilecektim ki? Binlere baflkald›ran

bir elim olmam›flt› ki hiç. Oysakarfl›mdaki dudaklardan s›z›yordu bir bir.Neden grevdeydiler, kimdiler? ‹syanlar›kimeydi, en çok kimdi k›zd›klar›, birkap›n›n d›fl›nda olmak onlar için nedemekti? Onlar söyledi, ben utand›m.Onlar söyledi, ben yazd›m.

SSaayy››nn UU¤¤uurr GGüüçç vvee ÇÇiilleemm DDaallkk››çç,, bbiizzlleerreeggrreevv ssöözzccüüssüü oollaarraakk ggöörreevvlleerriinniizzii ssööyylleerrmmiissiinniizz??

ÇÇ‹‹LLEEMM:: 4- 5 y›ld›r Turkuvaz dergi grubundaçal›fl›yorum. Foto muhabiriyim.

UU⁄⁄UURR:: Sinema Dergisi’nde görselyönetmendim. Daha önce MilliyetGazetesi’nde çal›flt›m, sonras›nda SabahGrubu’na geçtim. Para Dergisi’nde dokuz y›lçal›flt›m, on iki y›ld›r da Sabah’ta çal›fl›yorum.Ayn› zamanda 3 y›ld›r Sinema Dergisi’ndegörsel yönetmen olarak görev yap›yorum.

BBiirr ggüünn bbiirr iinntteerrnneett ssiitteessiinnddee iiflfltteennkkoovvuulldduu¤¤uummuuzzuu öö¤¤rreennddiinniizz.. NNaass››ll kkaarrflfl››llaadd››nn››zz,,nneelleerr yyaapptt››nn››zz??

UU⁄⁄UURR:: ‘Medyatava’ diye bir site var, ositeye aç›klamada bulunulmufl, biz de oradanö¤renmifl olduk. Geçerli bulmuyoruz.

HHeerr flfleeyy sseennddiikkaa iillee ttaann››flflmmaann››zzllaa bbaaflflllaadd››..SSeennddiikkaa nneeddiirr?? SSeennddiikkaa ffiikkrrii bbüünnyyeenniizzddee nnaass››lloolluuflflttuu??

ÇÇ‹‹LLEEMM:: Sendikaya nas›l bakt›¤›n›za ba¤l›d›r.Sendika hak arama arac›d›r. E¤er birgazetecinin sendikas› yoksa, haklar› gaspedilmifltir. Haberi çok de¤erli dahi olsa,editörün onaylamadan yay›na koyamazs›n.Sendika sana bu haklar›n› arama f›rsat› verir.Sabah’›n özel bir konumu var. TMSF’nin elkoydu¤u, büyük patronlar›n gelip gitti¤i ve buesnada çal›flanlar›n haklar›n› kaybetti¤i, sürekliel de¤ifltiren bir kurum. Bu el de¤ifltirmelerdeçal›flanlar, flöyle bir fley gördüler. Birileri gelippatron oluyor, kurum sürekli el de¤ifltiriyor,olan çal›flanlara oluyor. Çünkü aylarcamaafllar›n al›namad›¤› dönemler oldu.Çal›flanlar TMSF döneminde biz bu iflikendimiz ele almal›y›z, diye yola ç›kt›. Ve buyüzden çal›flanlar›n birço¤u sendikal› oldu.Sendikal› olabilmek için yüzde elli birço¤unlu¤a ulaflmak gereklidir. Biz bunubaflard›k. Grev karar› al›nd› ve pankart›m›z› as›pgreve ç›kt›k.

KKuurruummuunnuuzz eell ddee¤¤iiflflttiirrddii¤¤iinnddee ssiizzlleerree bbuu

nnaass››ll yyaannss››yyoorr kkii hhaakkllaarr››nn››zzaall››nnaamm››yyoorr??

UU⁄⁄UURR:: Gazetekapand›¤›nda bizlereikramiye ödemesigerekiyor. Çünkü herflirket, kar oran›n›n yüzdeikisini prim olarak

ödemek durumunda, bizlere ödeme yap›lmad›. SSeennddiikkaann››nn nnee oolldduu¤¤uunnuu bbiillmmeemmeenniinn

yyaann››nnddaa,, mmaaddddii kkaayygg›› ddaa oollaabbiilliirr mmii??UU⁄⁄UURR:: Greve ç›kmak bir cesaret; çünkü

gözünü karart›p yola haz›rlanman gerekiyor.Ç›kmaya karar veren birçok kifli ç›kmad›.Sonradan ise biz grevde iken içeride gerginortamda bunalanlar keflke bizde ç›ksayd›kdediler. Keflke ç›ksalard›; çünkü o zaman 100kifli olacakt›k. Greve ç›kmad›klar› için de dahaemniyette de¤iller. Aksine grevdeki bir iflçiiflten kovulamaz;ama onlar her an ifltenç›kar›labilirler.

PPeekkii eenn ççookk ddeessttee¤¤ii kkiimmddeenn aall››yyoorrssuunnuuzz??

ÇÇ‹‹LLEEMM:: En çok deste¤i gazetecilerden,muhalif medyadan al›yoruz. Gazetelerin hiçbiribunu yazm›yor inanmad›klar›ndan ya dadesteklemediklerinden de¤il. Patron bask›s›, iflkaybetme korkusu ve yay›n yasa¤› adeta rejimoluflturmufl durumda. Bas›n bizdenbahsedemiyor k›sacas›.

AAnnaa mmeeddyyaa ddaa ggrreevv hhaabbeerriinniinn

yyaapp››llmmaammaass››nn››nn nneeddeennii nneeddiirr??ÇÇ‹‹LLEEMM:: Medya gruplar›n› tek tek

inceledi¤inizde bakarsan›z e¤er, herkes birsiyasi bir tarafa yak›n ve onun görüflündeyay›nlar sunuyor. Oysa gazeteci tarafs›z olmal›.Peki nedir bizi tarafl› k›lan? Tabi ki büyükpatronlar›n bas›na hâkimiyeti. Grevhaberlerimiz gazetelerin internet sitesindezaman zaman yay›nlan›yor; ama yaz›l› bas›nageçmiyor.

Sendika istenmiyor, çünkü e¤er bizigörmezlikten gelmezlerse ve dediklerimiz kabuledilirse bir k›v›lc›m oluflturaca¤›m›z›düflünüyorlar. ‹flverenler sendikal› iflçidenkorktuklar› için sendikay› muhatap almakistemiyorlar. Ben buradan sizin arac›l›¤›n›zlasoruyorum. Acaba Recep Tayyip Erdo¤an'›nhaberi var m› bizden?

PPeekkii,, ssiizzlleerr ddee bbiirr ggaazzeetteecciissiinniizz,, bbuunnuu oonnaassoorrdduunnuuzz mmuu??

UU⁄⁄UURR:: Baflbakanla iletiflime geçmek çokzor, baflbakanl›k birimlerinin hepsine mail att›k.Ama dönüfl yap›lmad›.

RReecceepp TTaayyyyiipp EErrddoo¤¤aann sseennddiikkaayy››ddeesstteekklleemmiiflfl vvee hhaattttaa öörrggüüttlleenniinn ddiiyyee öö¤¤üütttteebbuulluunnmmaamm››flfl mm››yydd››??

UU⁄⁄UURR:: Türkiye AB uyum ilkelerine imza att›.O anlaflmada bütün ifl kollar›nda y›l içindesendika olmak zorunda. Recep TayyipErdo¤an’da onun için sendikalafl›n diyor; amabunu uygulam›yor ve sessiz kal›yor.

SSeeffaakkööyy’’ee ggrreevv iiççiinn 77 kkiiflfliilliikk bbiirr ggrruuppllaaggiiddiiyyoorrssuunnuuzz vvee ssiizzii 7700 kkiiflfliilliikk bbiirr ççeelliikk kkuuvvvveetteekkiibbii kkaarrflfl››ll››yyoorr.. BBuunnaa tteeppkkiinniizz nnee oolldduu??

ÇÇ‹‹LLEEMM:: Biz zaten greve ç›k›ncaya kadaryeterince bask›yla karfl›laflt›k. Bu bask›lar dahaçok aleni ve tehditkâr bir biçimde yap›ld›.Genel müdür, bizleri odas›na tek tek ça¤›rd›.Ya sendikadan istifa edersiniz ya da istifaedersiniz dedi. Ve biz de zaten bask›lar›nço¤unu atlatm›flt›k. Düflünsenize iki y›l›m›zbask› alt›nda geçti. Grev süreci boyunca ifltenat›lmaktan korktuk. ‹lk baflta befl yüz kifliliksendika isteyen insan say›s›, yüzün alt›na

düfltü; çünkü insanlar iflini kaybetmekistemiyorlard›. ‹nsanlara flu afl›land›: e¤erburadan ç›kar ya da ç›kar›l›rsan bir daha iflbulmazs›n;çünkü ad›n kara listeye geçer.

PPeekkii iillkk ggrreevv ggüünnüünnüüzz nnaass››lldd››??ÇÇ‹‹LLEEMM:: Kim ç›kacak, kim ç›kmayacak

biliyorduk. Bekledi¤imiz birçok kifli ç›kmad›,saatlerce bekleyen sendikal faaliyetler, ismi

önde olanlar vard›, gelmediler. Balmumcuyapankart›m›z› ast›k. Sefaköy'de alk›fllarlakarfl›land›k. Çok büyük bir coflkuylapankart›m›z as›ld›. Bu pankartlar as›l›rkenkendimizi kahraman gibi hissettik. Di¤ergazeteci arkadafllar›m›z›n da greve kat›lmas›gerekiyordu;çünkü maafl indirimleri yap›ld›,ücretsiz izinlere ç›kt›lar.Ortada bir kriz var;amabu krizi yaratanlar bizim haklar›m›z› gaspediyorsa bu önlenmeli. ‹nsanlar krizlekorkutulmamal›, bu yapt›klar› çal›flmayasalar›na ayk›r›d›r.

BBiizz,, bbuu rrööppoorrttaajjaa ggeellddii¤¤iimmiizzddee 1155 ddaakkiikkaa‹‹ççiinnddee ddoonndduukk.. SSiizz,, oo ssoo¤¤uu¤¤aa nnaass››llddaayyaann››yyoorrssuunnuuzz??

Üflüdük, üflüyoruz ve gerekirse daha çoküflüyece¤iz. Sa¤ olsun, Balmumcu’da bir cafevar, hemen kafl›m›zda. Onun çok çay›n› içtik.

PPeekkii,, mmaaaaflfl aallmm››yyoorrssuunnuuzz ggeeççiimmiinniizznneerreeddeenn ggeelliiyyoorr??

UU⁄⁄UURR:: Gazetede çal›flt›¤›m›zdan daha iyidurumumuz. Maafllar›m›z› sendikam›z ödüyor.

PPeekkii,, iiflfliinniizzii yyaappaamm››yyoorrssuunnuuzz,, mmaassaann››zzaaggiiddeemmiiyyoorrssuunnuuzz,, dd››flflaarr››ddaa oollmmaann››nn dduuyygguussuunnaass››ll??

ÇÇ‹‹LLEEMM:: Bir kap› var, y›llarca geçti¤iniz; amaart›k oradan giremiyorsunuz. Bu çok zor birduygu.(gözler nemlenir) Ama burada grevyapanlar aras›nda olmak, içeride olmaktan çokdaha huzur verici.

UU⁄⁄UURR:: Bu grev olumlu sonuç vermezse,art›k gazetecilik yapamay›z;çünkü Türkiye’debas›n öyle bir silah olmufl ki kontrolü niflanalmay› bilene de¤il, paras› olana verilmifl. Siznas›l hedef al›nabilece¤ini düflünün art›k. Birbas›n kuruluflunun karalad›¤› gazeteciyi hiçbirkurum kolay kolay ifle almaz.

BBiizz aarrtt››kk kkeennddii çç››kkaarrllaarr››mm››zz›› ddüüflflüünnmmüüyyoorruuzz,,bbuunnddaann ssoonnrraa bbuunnllaarr››nn yyaaflflaannmmaammaass››nn››iissttiiyyoorruuzz..

Umuyorum ki Taksim’de yakt›¤›n›zmeflaleleriniz sönmeden ›fl›¤› bulursunuz.Muvaffak olman›z dile¤iyle.

5

Bunlar› hiçbir gazeteyazamayacak çünkü bu bas›nda grev var

Bunlar› hiçbir gazeteyazamayacak çünkü bu bas›nda grev var

Ellerine meflale alm›fl yürüyen on çift ayak. Meflaleden daha ›fl›l ›fl›l bakan on çift göz ve

ya¤murda ›slanm›fl onlarca gün. Onlar gazeteci vebir pankart›n alt›nda 13 fiubat’tan beri grevdeler

Foto¤raf ve yaz›:

PEL‹N BÜYÜKGÜMÜfigördüklerimiz

BOYACI KED‹Sahibinin yan› bafl›nda sessiz sakin bir o kadar da sad›k bir canl› o boyac› kedi çünkü;

sahibinin olmad›¤› zamanlarda tezgah›n› her daim dolduran bir kedi o…

Üniversitelilerharçl›¤›n› el yap›m› defterler

ile ç›kar›yor

MMarmara Üniversitesi Gü-zel Sanatlar Fakültesimezunu Hakan Celayir

ile ‹stanbul Üniversitesi’ndeokuyan Yasemin ‹flcan’›n ha-z›rlad›klar› bu defterler, ö¤ren-cilerin oldu¤u kadar vatandafl-lar›n da hayli ilgisini çekiyor.

Hakan Bey ve Yasemin Han›m, defterlerin nas›l ya-p›ld›¤›yla ilgili,“Toptanc›dan ald›¤›m›z ka¤›tlar›, ta-sarlayarak defter haline getiriyor ve 3, 5, 8 TL. gibifiyatlarla ‹stanbul’un de¤iflik semtlerinde sat›yoruz.Böylece bütçemize de katk› sa¤l›yoruz” diyor.

Page 6: Ayna toplu son film

6 TAR‹H

DDünya tarihini de¤ifltiren birçok kaz›yaev sahipli¤i yapan Türkiye’de arke-olojik kaz›lar›n pek ço¤unun Türkler

de¤il, yabanc›lar taraf›ndan yürütülmesi,hem tarihi eserlerin yurt d›fl›na kaç›r›lma ris-kinini art›r›yor hem de mezun olan pek çokarkeolo¤umuzu iflsiz b›rak›yor. Mimar SinanGüzel Sanatlar Üniversitesi Ö¤retim ÜyesiDoç.Dr.Haluk Çetinkaya, kaz› hakk›n›n sa-dece üniversitelere verildi¤ini ancak yetkilikurumlar›n araflt›rma için mali destek sa¤la-

mad›klar›n› belirterek “Hâl böyle olunca ka-z›lar›n gerçekleflebilmesi için ya yurt d›fl› or-takl›¤› ya da yabanc› kaz› baflkanlar›n›n gö-zetimi gerekiyor.’ diyor.

PEK ÇOK KAZIDA YABANCI EL‹ VAR

Bugün yap›lan kaz›lara bakt›¤›m›zdakendi tarihimiz ve dünya uygarl›¤› içingerçekten önemli ve bol eserler verenpek çok kaz›da yabanc› isimlerle karfl›la-

fl›ld›¤›n› söyleyen Çetinkaya, buna örnekolarak flu kaz›lar› gösteriyor: Orta Anado-lu’da gerçeklefltirilen ve Japonlar taraf›n-dan yürütülen ‘’Kaman-Kalehöyük’’ kaz›-s›, kaz› baflkan› Japon arkeolog Dr. Sac-hihiro Omura’d›r. Höyükte, Hititler, Frigler,Asurlular, Persler, Romal›lar, Bizansl›lar,Selçuklular ve Osmanl› dönemine ait ya-flam kal›nt›lar› mevcuttur. Bir di¤er örnek,Neolitik Döneme verdi¤i eserlerle damga-s›n› vuran ‘’Çatalhöyük kaz›s›’’d›r ki bukaz› da ‹ngiliz baflkanl›¤›nda gerçekleflti-riliyor. Kaz› baflkan› ‹ngiliz arkeolog Prof.Lan Hodder’d›r. Kaz› sahas›nda bu iflinpiri say›lan Almanlar da büyük Troya ka-z›s›n› yapm›fllard›r. Bunlar›n d›fl›nda ‹tal-yan ve Amerikal› kaz› baflkanlar› da ülke-mizde kendi ekibiyle birlikte çal›flmalar›nadevam ediyor.

B‹Z‹M MEZUNLAR ‹fiS‹ZTürkiye’de 24 ayr› üniversitede kurulan ar-

keoloji bölümünden mezun olan arkeologlar,kolay kolay ifl bulam›yor; bu nedenle arkeolojialan›nda uzmanlaflmak oldukça güç oluyor.Ülkemizde yap›lan kaz›larda, yabanc›lar›n sö-zünün geçmesinde bizdeki uzman eksikli¤ininde büyük bir rolü oldu¤unu söyleyen Çetin-kaya: ‘‘Arkeoloji bölümünden mezun olanö¤rencilerimizin pek ço¤u iflsiz, ifl veren baz›kurumlar ise kendimizi besleyecek kadar paravermiyorlar; bu nedenle arkeoloji, Türkiye’deistenilerek, bilinçli olarak seçilen bir alan ol-muyor. Arkeoloji e¤itimini sürdüren arkadafl-lar›m›z›n ise neredeyse hepsi puan› buraya

yetti¤i için gelmifl. Oysa resmi kurumlarda,mezun olan ö¤rencilerimizin pek ço¤unun iflbulabilece¤i kadar arkeolog a盤› var. Meselakoskoca ‹stanbul’da resmi olarak Bizans uz-man› yok denecek kadar az. ‹stanbul için bubüyük bir eksikliktir. Kültür Bakanl›¤› buralaraarkeologlar tayin edebilir, arkeoloji mezunlar›için yeni ifl f›rsatlar› yaratabilir.’’ diyor.

KÜLTÜR POL‹T‹KAMIZ YOK!Her alanda oldu¤u gibi arkeoloji sahas›nda

yap›lan çal›flmalar›n da yöneticilerin ilgisinedayand›¤›n› söyleyen Çetinkaya, kifliye görede¤iflen bir politika ile de¤il, bu alanda geliflti-rilen ve herkes taraf›ndan kabul edilen birkültür politikas› ile çal›flmalar›n ilerleyebilece-¤ini vurguluyor. Ülkemizin pek çok eflsiz tarihieseri de yetkili kiflilerin ilgisizli¤i nedeniyle ya-banc›lar taraf›ndan kaç›r›lm›fl, hâlâ kaç›r›l›yorda.19. yy bafl›nda Anadolu’dan kaç›r›lan,dünya kültürünün en büyük parçalar›ndan biriolan Bergama Suna¤› bu örneklerden sadecebirisi. Bu konuda Osmanl› izniyle British Mu-seum’a götürülen Tanr› Athena’ya ait ParteonTap›na¤›’n› da hat›rlatan Çetinkaya, o gündenbugüne de¤iflmeyen çok büyük hatalar›n ya-p›ld›¤›n›, durumun Roma dönemine ait bir ke-merin üzerinden befl tonluk bir kamyon geçi-rilecek kadar içler ac›s› oldu¤unu söylüyor.Çetinkaya, arkeologlar›n en büyük düflman›olan definecilere sat›lan cihazlar›n ve yine de-fineciler taraf›ndan patlatmada kullan›lan si-lâhlar›n yasal olmas›n›, hattâ bu ürünlerin rek-lam›n›n yap›lmas›n› fliddetle elefltiriyor.

Türkler

Türkiye’dearkeolojik kaz›lar›n

pek ço¤ununyabanc›lartaraf›ndan

yürütüldü¤ünübelirten Mimar

Sinan GüzelSanatlar

Üniversitesiö¤retim üyesiDoç.Dr.Haluk

Çetinkaya, KültürBakanl›¤›’n›nacilen önlem

almas› gerekti¤inisöylüyor.

Haluk Çetinkaya

EserlerimizTescilsiz!

‘Türkiye‘de bugün kültürelzenginlikleriyle çok övündü¤ümüz gözde

flehirlerimizde bile kaç tane eser var,bilemiyoruz, eserlerimizin tescilleri yok.’’

diyen Çetinkaya, bu durumu de¤erlerimizekarfl› ilgisizli¤in büyük bir göstergesi olarak

yorumluyor. Haz›rlanan kaz› raporlar›n›nyetersizli¤inden de yak›nan Çetinkaya, bu

konuda Kültür Bakanl›¤›’n›n kaz›baflkanlar›na yapt›r›m uygulamas›

gerekti¤ini söylüyor ve s›rf bu eksiklikyüzünden akademik çal›flmalar›n da çok

yavafllad›¤›n› önemle vurguluyor. Tarih vetarihî eserler konusunda halk›m›z›n da biraz

ilgisiz oldu¤unu belirten Çetinkaya, bilgiyiartt›racak ve bilinci uyand›racak filmlerin,belgesellerin çekilebilece¤ini, böylece var

olan de¤erlerin hem dünyada hem detoplumda hak etti¤i de¤eri görece¤ini

söylüyor. arkeolojidenanlam›yor mu? Son y›llarda yap›lan en iyi uygulama-

n›n zamandan ve paradan tasarruf

ettiren müze kart› uygulamas› oldu-

¤unu belirten Çetinkaya, Kültür Ba-

kanl›¤›’n›n insanlara kolayl›k sa¤layan

bu projesini çok be¤endi¤ini söylüyor.

Camilerin standard› yok AAnkara’da 1987 Y›l›nda ibadete

aç›lan Kocatepe cami ve Bil-kent’te bulunan Do¤ramac›zade AliSami Pafla Cami ihtiyaçlara göre dü-zenlenmifl. Mesela rahat oturama-yanlar sandalyede oturuyor, ‹stan-bul’daki 27 adet camimizde de 24saat güvenlik görevlisinin bulunmas›ve temizlik hizmetinin belediyelerceyap›lmas› gibi uygulamalar›n oldu¤u-nu biliyoruz. Buna karfl›n baz› köy veflehirlerimizdeki camilerin durumuise içler ac›s›. Camilerimizin TSE’liolmas› ile ilgili Türk Standartlar› Ens-titüsünden ald›¤›m›z yaz›ya göre“Enstitümüz taraf›ndan yap›lan sis-tem belgelendirme faaliyetleri kap-sam›nda herhangi bir caminin ens-titümüz taraf›ndan düzenlenmifl biryönetim sistem belgesi bulun-mamaktad›r…” deniliyor.

Türkiye’de onbinlerce ifade edilebilecek say›da irili

ufakl› cami olmas›na ra¤men, hiçbirinin “TSE”li

olmad›¤› ortaya ç›kt›. Ancak baz› camiler ise sahip

olmas› istenen “TSE” standart›n›n çok ilerisinde

Foto¤raf ve yaz›:

fiÜKRAN Ç‹FTÇ‹gördüklerimiz

Vuslata az kald› sahip!

Vuslata az kald› sahip!

Bâki kalmak için b›rakt›¤›n ben, gün be

gün sana daha çok yaklafl›yorum…

Varl›¤›m›n bir anlam› kalmad› ki zaten,

art›k kimse çeflme olarak görmüyor beni,

hiç kimse aln›mda yazan yaz›y› anlam›yor,

sana rahmet okumuyor. Ben de susuyo-

rum…Yan› bafl›mda yang›nlar ç›k›yor, ac›lar

çekiyorum da yine de susuyorum….

Koflmaktan nefes nefese kalm›fl çocuklar,

art›k benden kana kana su içmiyor. As›rlar

var ki su yüzü görmüyorum.Zaten memle-

kette su mu kald› ki sahip?

Haaa… Nankörlük etmeyeyim sahip, su

yüzü görmüyorum dedim amma, akflamdan

akflama ziyaretime gelen tek dostlar›m, sar-

hofl gençlerin b›rakt›klar› küçük suyu bir an

için unutmuflum…

Bir de çöp kutusu koydular yan›ma, be-

nim eski ra¤bet onda art›k, mahallenin tüm

kad›nlar›, eskiden benim bafl›mda çekifltirir-

lerdi birbirlerini, art›k çöp dökerken yap›-

yorlar dedikodular›n›… Lay›k oldu¤um fley

bunlarm›fl me¤er…

Unutuldum, unutturuldum, utanç duydu-

¤um böylesi bir varl›ktan kaçmay› ar-

zuluyorum…

Vuslata az kald› sahip…

1328 Hüseyin A¤a Çeflmesi/Vezneciler…

Page 7: Ayna toplu son film

TOPLUM 7

80'li y›llarda ortaya ç›kanve 2000'li y›llarda yaflamtarz› olarak dünyaya ya-y›lan bir ak›m. Uzun, tek

gözü kapatacak flekilde taran-m›fl boyal› saçlar, dar ve da-mal› kot pantolon ve giysiler,ayaklarda converse. ‹ngilizce-deki "Emotional" kelimesinink›saltmas› olan emo, flimdilerde baz› genç ke-simin s›fat› hâline gelmifl durumda. Türkiye’ninher yan›nda görmeye art›k al›flt›¤›m›z bu s›rad›fl› kiflileri biraz daha yak›ndan tan›yaca¤›z.Rahats›z olduklar› ve rahats›z oldu¤umuz ko-nulara de¤inerek emolar› anlamaya çal›flaca-¤›z. Emolar› daha yak›ndan tan›mak amaçl›emolarla sohbet ettik. Bu sohbetimizin sonu-cunda kendilerini tan›tmak amaçl› flunlar› söy-leyebiliriz;

“KARAR VER‹NCE DEVAMI GEL‹R”Emolar özenerek bafll›yorlar. O günkü ruh

hâlleri bile e¤er “Emo olaca¤›m ben“ dedirti-yorsa muhakkak peflini b›rakmayarak emo ol-maya devam ediyorlar. Farkl› görünmek içinemo olanlar oldu¤u gibi istek üzerine emoolanlar da var. Mesela sevgilisinin ›srar›yla emo

olan 18 yafl›ndaki Emre, emolar›n s›cak kanl›olmas›ndan etkilenerek emo olmaya karar ver-mifl. Karar›n genelde uyguland›¤›n› belirtiyor.

“A‹LEMLE GEÇ‹NMESEM DEOLSUN, EMOYUM”

Aileleriyle birço¤unun aras› öyle ya da böy-le iyi de¤il. Aralar›nda baz› nedenlerden dolay›uçurumlar var. Yine Emre, ailesi ile aras›n›nemo olmaya karar verdikten sonra bozuldu¤u-nu belirtiyor. Ailesini çok sevse de, emo olma-s›na karfl› gelmelerini istemiyor. Ailesi sabahpara, akflam yemek veriyor, aralar›na mesafekoyuyorlar.

“B‹ZSEKSÜEL OLMASAKTA SANK‹ B‹SEKSÜEL‹Z”

Çevrelerinde sürekli alay konusuoluyorlar. Birço¤u biseksüel olmama-s›na ra¤men biseksüel muamelesigörüyor. Ancak Türkiye’deki emolarabak›lacak olursa birço¤unun böyle birsorunu yok. Normal olarak karfl› cin-se ilgi duyduklar› için bu tav›rlara kar-fl› ç›k›yorlar.

D‹N VE S‹YASETTENOFSAYT

Ço¤u din ile alakas›z büyüyor. Ço¤u Müs-lüman olsa da dinlerini fazla önemsemiyorlar.Dini ile ilgilenen bir emo bulmak da kendileri-nin belirtti¤ine göre çok zor ve neredeyse im-kâns›z bir olay. Siyaset ile de ilgilenmiyorlar.Hepsinin birer görüflü olsa da bu görüflü sade-ce kendilerine sakl›yor ve tart›flma ihtiyac› duy-muyorlar. Tart›flmad›klar› için siyaset hakk›ndabilgi ve ilgileri yok. Buna karfl›n 3 y›ld›r emoolan Duygu “Çakma sar›fl›nlar gibi baflbakan›tan›mayacak kadar da ilgisiz de¤iliz.” diyor.

“KEND‹M‹ HIRPALARDIM” Bayan emolar genelde mazoflist oluyorlar.

Çok büyük ac›larda, en az›ndan sevgililerindenayr›l›nca bile kendilerine zarar vermekten ka-ç›nm›yorlar. Farkl› yollardan kendilerine ac› ve-

riyorlar. Ama geneli kendini jiletlemekten ya dabir yerini kesmekten hofllan›yor. Ebru ise ba-fl›ndan geçen bir olay› flöyle anlat›yor: “Çoksevdi¤im bir kedim var. Gerçekten çok sevi-yorum ama birkeresinde kafam çok kötü bo-zulmufltu. Kendime zarar vermek istiyordum.Ama yapamad›m. O s›rada kedim geldi aya-kucuma. Bir anda ona zarar verirsem belki ba-na sald›r›r diye geçirdim içimden. Çok sevdi-¤im için asl›nda pek k›yamad›m ama birkaçkere göbe¤inden aya¤›mla kald›r›p yere b›rak-t›m. Kedime zarar vermedim ama zavall›, ben-den ilk defa öyle bir muamele gördü¤ü içiniçeri kaçt›. Sonra yapt›¤›m fley için acayip pifl-manl›k duymufltum. Çok üzüldüm hatta. Ya-n›mdan ayr›lmayan kediflim 3-4 gün boyunca

benden uzak durmufltu ama gönlünü ald›mkediflimin.”

“MAKYAJ YOKSA BEN YOKUM”Emolar›n hepsine yak›n› cinsiyet fark et-

meksizin makyaj yap›yor. Makyajda en çok özedikkat ediyorlar. Her tür makyajda siyah ve morrenkler hâkim. Saçlar› da ne kadar uç noktadaolabilirse o kadar “güzel” yak›flt›rmas› yap›yor-lar. Saç konusunda en gözde modelleri ise öntaraf› bas›k saçlar. E¤er saçlar müsaitse saç›narka taraflar›n› da kald›rarak daha dikkat çekicihâle getirebiliyorlar. Bir ço¤u ise makyaj ve saçflekillerinden hofllanarak emo oluyorlar. Yaniemo olmalar›n›n en büyük nedeni saçlar vemakyaj. “‹lk gördü¤ümde emolar› ben de sev-miyordum ama zaman içinde gözüme hofl gel-meye bafllad›lar. Ben de öyle yapmak istedim.Saçlar›m› uzatt›m, boyad›m… Derken emo ar-kadafllar›m oldu ve ben de art›k bir emoydum”diyor Salih.

“HAYKOYLA fiEBO EMOLARINGÖZDES‹”

A¤›rl›kl› olarak yabanc› müzik dinliyorlar.Tokio Hotel, Avril Lavigne, Good Charlotte,My Chemical, Skillet, Slipknot, Bullet for Va-lentine gibi grup ve flark›c›lar› dinliyorlar. Du-man, Hayko Cepkin ve fiebnem Ferah’taemolar taraf›ndan sevilen yerli sanatç›lard›r di-yebiliriz. Emolar›n bir k›sm› Good Charlottedinlerken My Chemical sevmeyip dinlemeye-biliyor ya da tam tersi. Kimin ruh hâline neuyarsa onu dinliyor. Madem emosun, bunlar›dinleyeceksin gibi bir durum yok. Ama flafl›la-cak bir durum belirtmek gerekirse son zaman-larda rap dinleyen emolar da görmek müm-kün. fiafl›r›lmas› gereken k›s›m ise emolar›nyap›s› ile rap’in birbirine taban tabana z›t gö-rünmesi. Tabiki bu duruma Sagopa Kajmer gi-bi melankolik rap yapan sanatç›lar›n etkisi tamolarak nedir bilemeyiz. Ancak rap dinleyenemolar›n ço¤u da melankolik rap dinliyor diye-bilmek mümkündür. E¤itim durumlar› ortala-mas› lise. Liseyi terk edenler de oldu¤u gibiüniversitede okuyan emolar da var. Liseyi terkedenler ise farkl› nedenlerle okulu b›rak›yor.Kimisi okuldaki arkadafllar› veya hocalar›ylaanlaflamad›¤› için okulu b›rak›yor, kimisi dee¤itim sistemini protesto etmek amaçl› oldu-¤unu belirtiyor.

NEW TRIEND “EMOCA”Türkçeyi çok iyi kulland›klar› söylenemez.

Bir k›sm› “Konuflma dilime çok özen gösteri-rim” dese de yaz› diline önem veren az. Nor-mal bir yaz› dili kullanan emo çok nadir bulu-nuyor. Emo forumlar›n›n birkaç›nda Türkçeyeönem verilmesi ve düzgün yaz› yaz›lmas› ko-nusunda kurallara yer verilirken birço¤undaise ak›fl›na b›rak›lm›fl durumda. Ak›fl›na b›rak›-lan forumlar›n ço¤unda da ne yaz›ld›¤›n› anla-mak çok güç bir hâl alabiliyor. Türkçenin ünlü-leri ç›kart›lm›fl, “é, w, q, x, $” ve daha farkl›harflerin kullan›m›yla gerçeklefltirilen bir dil gibiadeta. Hatta bu kulland›klar› yaz› diline “Emo-ca” diyenler bile var.

21. yüzy›l›n farkl› insanlar›:

80’li y›llarda beliren, 2000’li y›llarda ise yaflam tarz› olarak karfl›m›za ç›kanbir ak›m. S›ra d›fl› saç, makyaj ve tav›rlar› kendilerini di¤er insanlardan bariz

bir flekilde ay›r›yor. Onlar›n ad› Emo.

‹nsanlar neden emolaratepki gösteriyorlar?

Emolar› bir ço¤u gelecek kayg›s› tafl›yor amaduyduklar› en büyük kayg› bu de¤il. Çevredengelen tepkilere daha çok duyarl›lar. Gelen tepkileriumursamay›p özelefltiri yapmad›klar› için tepkininartmas›na neden oluyorlar beklki de Bakkal Os-man abi, kasap Hayri, caddenin sonundaki mus-lukçu Hüseyin usta ve akl›n›za gelen kim varsa buinsanlara tepki gösteriyor. Tepki göstermektekendilerine göre çok hakl›lar. Tek sorun birbirlerinianlayamamak. Lugat›nda fazla kelime olmayanlarhemen küfre baflvursa da asl›nda bir fleyler anlat-maya, belirtmeye çal›fl›yorlar. Bu nedenlerin

bütününü ele ald›¤›m›z zaman ise insanlar›n emo-lara karfl› duydu¤u endifleleri ortaya ç›k›yor veemolar›n anlams›z buldu¤u tepkiler anlamkazan›yor. Konufltu¤umuz kiflilerin emolara tepkigöstermesinin bafll›ca nedenleri flöyle s›ralan›yor.

AA‹‹LLEE UUMMUURRLLAARRIINNDDAA DDEE⁄⁄‹‹LL:: Ailelerin-den kopuk yetiflen bir gençlik istemiyorlar. Türkörf ve adetlerine göre tarihten beri ileri gelen ailekültürünü asimile ettikleri için k›zg›nlar.

CC‹‹NNSS‹‹YYEETT:: Emolar her ne kadar eflcinsel ol-masalar da eflcinselller gibi alg›lanmalar› tepkiçekiyor.

DD‹‹NN:: Dinsiz ya da dini yaflamamak insanlar›farkl› yön ve görüfllere çekebilece¤ini düflünüyor-lar. Onlar›n iyili¤i için tepkilerini koyuyorlar.

SS‹‹YYAASSEETT:: Siyaset ile ilgilenmeyen bir genç-li¤in bu ülke için en büyük sorunlardan biri oldu¤ugörüflündeler.

MMAAKKYYAAJJ YYAAPPAANN EERRKKEEKKLLEERR:: Dünyada top-lumlar geliflirken özünden kopmad›¤›, aksine öz-leriyle birlikte geliflti¤i apaç›k ortada. Makyajyapan erkeklerin kendilerini elefltirenlere “geri kal-m›fl” muamelesi yapt›¤› için do¤al olarak tep-kilerini dile getiriyorlar.

Onlar›nyazd›klar›n›

anaokulundayaz›yordum

Onlar›nyazd›klar›n›

anaokulundayaz›yordum

Mehmet Eyüpo¤lu:

1986 Erzurum do¤umlu. ‹zmir - Karfl›yaka’da yafl›yor. 2002 senesinden beri Rapcamias›n›n içinde. Birçok albüm ve konserleri oldu. Söyledi¤i “Duygusal Ergen” flark›s› ileçok farkl› kesimlere ulaflt›. fiimdide bu flark›s› hakk›ndaki sorular›m›zla bizim konu¤umuz.

--““DDuuyygguussaall EErrggeenn”” nnaass››ll çç››kktt››??-Volkan arkadafl›m›z›n evinde oturuyorduk.

Onun msn’inden bir k›zca¤›z bir fleyleryaz›yordu. Yazd›klar›ndan hiç bir fleyanlamad›m. O zaman da emonun ne demekoldu¤unu hiç bilmiyordum. Okuduk, yazd›klar›n›anlamaya çal›flt›k. Anlayamad›k. Sonragoogle’da bir arama yapt›k. Bunlar›n dilleriniTürkçeye çeviren bir site var. Yaz›yorsun böyleonlar›n yazd›klar› fleyi. Direkt Türkçeye çeviriyor.Bizde bakt›k falan araflt›rd›k. Sonra bu k›zasenin derdin ne falan dedik. O da emoyum yafalan yapt›. Biz de emo ne ya falan dedik. Sonrabaya küfür etmeye bafllad› size ne ya falangibilerinden. Zaten nickini öyle bir yazm›fl kiokunmuyor. Sonra ben de buna ayar oldum.Volkan bekle sen, engelle flu k›z› kals›n kenardadedim. Hemen eve gittim ve yaklafl›k 5–6 saattebu flark› ç›kt›. Sonra o k›za yollay›p silmifltik onu.

--EEmmoollaarr iissee ““DDuuyygguussaall EErrggeenniimm”” aadd››nnddaa bbiirrflflaarrkk›› iillee cceevvaapp vveerrmmiiflfllleerr.. BBuu flflaarrkk›› hhaakkkk››nnddaa nnee

ddüüflflüünnüüyyoorrssuunnuuzz?? Onlar›n bana att›¤› diss mi? (Diss: Bir

rapper’›n bir kifliye ya da gruba yapm›fl oldu¤ualayc› ve mizahi içerikli rap parças›na verilenisim) Öncelikle flunu söyleyeyim onlar›n att›¤›nadiss falan demek rap camias›na haks›zl›k olur.Çünkü emosun sen. Rap ile bana niye cevapveriyorsun ki? O zaman gel rapçi ol rapyapmaya çal›fl. Ona bir fley demem amaemosun ve rap yapmaya çal›fl›yorsun. fiu sözebak›n;

“Bilmiyorum hangi akla hizmet edersin?Biz emolarla dalga geçersin,Üstüne bir de küfür edersin,Sen kendini ne zannedersin?”Ben bunu anaokulunda da yazard›m. Bu

fal›mdan falan ç›kan manilere benziyor. Oyüzden ben buna rap falan demem. FuatRapstar’da y›rt›p atm›flt›. Karfl›mda olsa ben dey›rt›p önüne atard›m yani. Baflka bir fleyyapmazd›m.

Foto¤raf ve yaz›:

Dr. ASUMAN AKGÜNgördüklerimiz

“Do¤adan ö¤rendi¤im ne çok fley var”diye düflündü çocuk, yolun kenar›ndaki ge-linci¤e bakarken.

Gelincikleri çok seviyordu. Onlar›n k›p-k›rm›z› renkleriyle yeflil otlar›n aras›ndankendilerini göstermelerinden keyif al›yordu.“En olmad›k yol kenar›ndakarfl›ma ç›k›veren; alçak gö-nüllü bir zerafetle beni se-lamlayan bu masum, k›rm›z›gelincikleri kaç kifli farkedi-yordur acaba?” diye düflündü.

Bir kitapta okumufltu;“k›pk›rm›z› zarif yapraklar›y-la, genç yaflta evlendirilmiflAnadolu gelinleri gibidir ge-lincikler” diye. “Adlar› daoradan geliyor herhalde” diyedüflündü.

Gelinci¤e bakt› yeniden.Bafllar›n›n alçak gönüllü bir

flekildeki e¤ikli¤ine, incecik gövdesinindimdik ve onurlu durufluna bakt›. Ne degüzel görünüyordu.

Kuvvetli bir rüzgarda savruluverecek gi-bi gelen, ancak dimdik ayakta duran gelin-ci¤e bakt› yeniden. Sanki gülümsüyor, se-

lam veriyordu O’na.“O halde, dik durmak önemli”

dedi çocuk. “Dik durmak içinkal›n bir gövdeye sahip olmakgerekmiyor, gövde ince de olabi-lir ama esas olarak “öz” önemli.

Annem ve babam diyorlard›“insan köklerine sahip ç›kmal›,özü sa¤lam olmal›, duruflu dikolmal›” diye. “Özün iyiyse, kök-lerin sa¤lamsa her zaman dikdurabilirsin”.

“Seni seviyorum gelincik”dedi, “ben de her zaman dimdik duraca¤›m”.

Gelincik, Dik Duran Bir Zerafet

Page 8: Ayna toplu son film

Bireylerin bofl zamanlar›n›de¤erlendirmek için, pcoyunlar›na ay›rd›klar› bir-

kaç saat art›k günün büyük birk›sm›n› kaps›yor. E¤lendirmeninyan›s›ra aksiyon içerikli oyunla-r›yla kifliye verdi¤i hazz›n yan›n-da fliddete de yönlendiriyor.Özellikle liseli gençler, aksiyoniçerikli oyunlardan etkilenerekfliddete baflvuruyor. Bu konudaen önemli tehlikeyi ise ba¤›ml›-lar dile getiriyor: “Bu benim ha-yat›m. Onsuz olmaz! “

SANAL TUZAK PLAYSTAT‹ON

Yetiflkinlerin yan› s›ra bellibir olgunlu¤a eriflmemifl olançocuklar›n internetteki pcoyunlar›na karfl› kendilerinitutsak etmeleri çokdaha kolay; çünkügençler bilgisayar ba-fl›nda ne kadar zamanharcayacaklar›n› dü-flünmüyorlar. Kendile-rini pervas›zca pcoyunlar›na kapt›r›rlar-ken aile hayat›ndantamam›yla s›yr›l›p günün nere-deyse tamam›n› pc oyunlar›ylageçiriyorlar. Burada ebeveyn-lere büyük bir sorumluk düflü-yor. Çocuklar›n›n internet ba-fl›nda ne kadar zaman harca-d›¤›n› takip etmelidirler,internetüzerinde hangi sitelere girildi-¤inden oynad›¤› oyunlar›n içe-ri¤ine kadar bilgi sahibi olmal›-

d›rlar. Veliler ço-cuklar›n›n bilgi-sayar bafl›nda

gerekli olmad›¤› sürece ba¤l›kalmas›na izin vermemelidir.Playstation’un nas›l bir oyunçeflidi oldu¤unu kavramayaçal›fl›rken bir taraftan da buoyun türünün vazgeçilmezlerivard›r. Neden bu gibi oyunlarabu derece ba¤l› olduklar›n› ö¤-renmek için Playstation ba¤›m-l›s› olan Murat Apayd›n’la birröportaj gerçeklefltirdim.

8 YAfiAM

TTTTürkiye'deneredey-se tümma¤aza-larda ve

al›flverifl alanlar›n-da naylon pofletlertüketiciye ücretsizve s›n›rs›z olaraksunuluyor. Kimyasal maddeleriçeren naylon pofletler, sadecetopra¤a de¤il, havaya, içti¤imizsulara, deniz canl›lar›na, içinekoydu¤umuz sebze ve meyve-lere de zarar veriyor. Birçokcanl›n›n ölümüne yol açan nay-lon pofletler baflta kufllar ve ba-l›klar olmak üzere pek çok can-l›n›n ölümüne neden oluyor. Is›ve günefl ›fl›nlar›yla kimyasalçözünmelere u¤rayarak ve za-man içinde zehirli petro- poli-merlere bölünerek topra¤› vesuyu zehirli hale dönüfltürüyor.Sonuçta besin zincirimizi yavaflyavafl kirleten naylon pofletlerbunun yan› s›ra petrol ve do¤algaz gibi yenilenemeyen enerji-

nin git gide azalmas›-na da neden oluyor.

Dünyada her y›l üre-tilen naylon poflet say›-s› yaklafl›k 1 trilyon. Burakam Türkiye’de 260bin ton civar›nda. Kulla-n›lan pofletlerin sadece%1’i geri dönüfltürtür-

ken, yüzde 99’u do¤ada kal›yor.Petrolün yan ürünü plastiktenüretilen pofletler karada en az800 y›l, denizde kal›rsa 400 y›ldo¤aya zarar vermeye devamediyor.

800 YIL YOK OLMUYORFransa, ABD, ‹rlanda, Hindis-

tan, Tayvan, Kenya, Güney Afri-ka, Uganda, Ruanda gibi birçokülke naylon poflet kullan›m›nasavafl açt›. Yap›lan araflt›rmalaragöre, Türkiye’de her befl kiflidenbirinin yaflam› süresince bez tor-bay› tercih etmesi halinde 31 mil-yar 46 milyonun üzerinde naylonpoflet kullan›mdan kalkm›fl ola-cak. Naylon pofletlerin bez tor-

balara ve do¤ada çözünen po-fletlere oranla 10 kat daha ucuzolmas› nedeniyle de fazla kullan›-l›yor. Çevreci plastikler yenilene-bilir hammaddeler olan m›s›r vepatates niflastas›ndan yap›l›yor,bu da do¤ada kolayl›kla çürüme-sine ve at›k b›rakmadan yok ol-mas›n› sa¤l›yor. Biyolojik bozu-flan bu plastikler hem yenilene-meyen do¤al kaynaklar› (petrol,kömür, do¤algaz) hem de çev-reyi koruyor. Devlet bir an öncecayd›r›c› yasa ç›kartmal› ve siviltoplum örgütleri naylon pofletleresavafl açmal›.

Küresel ›s›nmaça¤›m›z›n en büyüksorunlar›ndan biri.Küresel ›s›nman›n enbüyük nedenlerindenbirisi naylon pofletler.Do¤aya bu kadar zararveren naylon pofletlere,ne ilgili bakanl›klarca birs›n›rland›rma getirildi nede sivil toplum örgütleribu konuda kayda de¤erbir çal›flma yapt›

Hayat okulu Hayat okulu öyle bir fleydir ki

ö¤rencilerini kendi seçer. Hayat›ngetirdi¤i büyük depremlerle kimi zamanduvarlar› y›k›lm›fl, kimi zaman dabulundu¤u yerden baflka yere kayaraksürüklenmifl bir bina gibidir… Amatemeli sa¤lam oldu¤u için asla tamanlam›yla y›k›lmayan, her zamanküllerinden do¤an bir kale gibi yap›s› davard›r.

Onlar› bu kadar sa¤lam yapan fleyiçlerindeki mücadele aflk›d›r, bitmeyensevgidir, ümittir… Yaflam bir maratongibidir. Durmadan koflman gerekir.‹nsanlar o kadar ac›mas›zd›r ki hepönüne bakarak daha h›zl› ilerlemekisteyen bir yar›fl at› gibi, tek amaçlar›sadece koflmak, di¤er rakiplerinigeçmeyi düflünmektir. Ama hiçarkas›nda kalanlara bakmazlar,önlerindekilerin düfltü¤ünü görerek, kimizaman ezer geçerek, onlar› farketmeyerek sona do¤ru doludizginkoflmak… Yar›fl bitti¤inde var olansadece geçici zevkler için tükenmifl birhayat vard›r… Bencil olmak, duyars›zolmak, sevgiden yoksun olmak, bazenmaddiyat peflinden onurlar›n›, hayatlar›n›bofl bir arzular peflinden sürüklemek nezavall›l›kt›r bilir misiniz! Hiç düflündünüzmü ellerimizin yap›s›n›? Hiç farkl› geldimi size flekli? Oluflma gayesi flefkatledokunmak olan o güzel varl›¤›m›z›…Hayvanlarda pençeler varken bizde,sadece insanlarda var olan sevgiyledonat›lm›fl mükemmel tasar›m mucizesieller… ‹flte hayat okulu ö¤rencileri buellerle ruhlar›na dokunarak, kendileriniözgürlefltirirler… Tek korktuklar› fley iseunutulmakt›r…

Çok çeflitli duygu beslerler: Kimisihayatlar›nda görmedi¤i sevgiye hasrettir,bir di¤eri; yitirdi¤i de¤erleri geriisteyerek fark edilmek ‘Ben de var›m…Duy beni… Gör beni…’ diyerek hayk›r›r.Sessiz bir 盤l›kt›r onlar›n sesi. Hiçduydunuz mu etraf›n›zdaki sessiz盤l›klar›..! Hiç düflündünüz mü nedenniçin böyle olmufl… Yarat›l›flta milyonhücre aras›ndan birinci olarak dünyayagelmeyle flereflenmifl insan›, insanoldu¤u için bakt›n›z m›...? Hiçdokundunuz mu kalbine…? Do¤ru yanerden bileceksiniz bunlar›… Çünkü sizde bir yoldas›n›z.. Kofl bakal›m, elbettebir gün sen de düfleceksin arkadafl, ozaman seni kaç kifli fark edecek…Umursama hayat›n renklerini. Her insanayr› bir renktir. Ama sen nerdenbileceksin ki renkleri, sen bencil olaninsan. Hiç gördün mü, renkleringüzelliklerini, hiç hissettin mi iflittin mionlar›n muhteflem seslerini…

fiayet bir gün görürsen gördüklerimi,duyarsan duyduklar›m› o zaman sanahofl geldin diyece¤im. Düfltü¤ün yerdensana ellerimi uzataca¤›m ve seni al›pyürüyece¤im, kaderin bana göstermifloldu¤u yolda devam edece¤iz birlikte. Buzor ama onurlu hayat okulunda hepbirlikte sevgiyle, kalplerinde sahtekarl›kolmayan, tek istedikleri fark edilmek,insanca de¤erlendirilmek olan onurluinsanlar›n aras›nda hep birlikte varolaca¤›z… Bu insanlar kimler mi? Bunlar‹nsan ama gerçek insanlar.. Korkma,çekinme sana uzatt›¤›m sevgi doluellerimi b›rakma, ruhuma dokunkorkmadan çekinmeden, sevgiyleyürümek varken savafl niye.. Hadi gel bekletme beni , bak bekliyorhayat okulu ö¤rencileri.. Haydi aç kalbini bak biz buraday›z.. Ya sen neredesin bekledi¤im aflk›m…

E¤lenerek ö¤renmeyi bu kursta ö¤rendim

E¤lenerek ö¤renmeyi, yirmi

üç yafl›nda bu kursta ö¤ren-

dim... Haberi, foto¤raf› en

önemlisi görmeyi ö¤rendik.

Gördükçe birbirimizi tan›d›k,

tan›d›kça sevdik, sevdikçe

güzel ifller yapt›k. fiimdi de

gazetemizi ç›kar›yoruz. Nice

güzel ifllere ‹SMEK…

•• MMeerrvvee TTeekkccaamm

Naylon pofletlere

PLAYSTATION ç›lg›nl›¤›PPllaayyssttaattiioonn kk››ssaa ttaabbiirrllee PPCC ooyyuunnllaarr›› ggüünnüümmüüzzüünn aarrtt››kk vvaazzggeeççiillmmeezzlleerrii aarraass››nnddaa yyeerriinnii aalldd››.. KKiittlleessii’’nniinnbbüüyyüükk ççoo¤¤uunnlluu¤¤uu ggeennççlleerrddeenn oolluuflflaann ppllaayyssttaattiioonnkkeennddii iiççiinnddee ppcc11 ppcc22 vvee ppcc33 oollaarraakk aayyrr››ll››yyoorr.. AAmmaaaass››ll öönneemmllii ttaarraaff›› bbüüyyüükk bbiirr bbaa¤¤››mmll››ll››kk yyaappmmaass››..

Gününüzün büyük bir vaktini playstation oynayarakgeçirmenizin bir nedeni var m›?

(Murat Apayd›n)Hay›r, yok. Sadece playstationla zaman›n nas›l geçti-

¤ini anlam›yorum. (P.B) Playstationla ilgilenirken aile ba¤lar›n›z›n zay›fla-

d›¤›n› düflünüyor musunuz?(M.A) Herkesin bir hayat› var, playstationda benim

hayat›m.(P.B) Playstation olmasayd› onun yerini doldurabili-

cek bir fley olur muydu hayat›n›zda?(M.A) Playstationla uzun süredir ilgiliyim, böyle bir ih-

timali düflünemiyorum(P.B) Gerçeklikten bu derece uzak bir oyunun esiri

olmak sizi üzmüyor mu?(M.A) Asl›nda ben onu esirlik olarak görmüyorum. O

kadar uzun zamand›r ilgiliyim ki playstation oyunlar›ylaailemden biriyle zaman geçirirmifl gibi zevk al›yorum.Esirlikten çok ba¤l›l›k diyebilirm.

(P.B) Sanal bir oyuna bu derece kenetlenmenin ilerikiyaflam›n›zda sorun yaratabilice¤ini düflünüyor musunuz?

(M.A) Hay›r düflünmüyorum; çünkü zarar görmüyo-rum ben. Aksine do¤ru zaman geçirdi¤imi düflünüyo-rum.

Playstation ailem gibi

Haber izlenim Bir playstation ba¤›ml›s› olan MuratApayd›nla gerçeklefltirmifl oldu¤umröportaj sonras›nda onun gibi niceba¤›ml›lar›n asl›nda bir çok fleyin far-k›nda olmad›klar›n› gördüm. Öncelik-le zamanlar›n›n ne kadar de¤erli ol-du¤unu bilmiyorlar,saatlerce sanalbir oyunun peflinden sürüklenirkenaile hayatlar›n› ihmal ediyorlar.Sankibu hayat›n bir parças› de¤il de sanalalemin bir parças› gibi sonu gelmezve her geçen gün bir yenisi ç›kanoyunlar›n peflinden sürükleniyor-lar.Bu gibi durumlara izin vermeyelimzaman›n su gibi ak›p geçti¤ini çare-siz gözlerle izlemeyelim.En önemliside ailemizi ikinci plana almaya-l›m.Onlar bizim her daim yan›m›zdaolan efli benzeri olmayan insanlard›r.

Foto¤raf ve yaz›:

ZAH‹DE K.ÇAVUfigördüklerimiz

ben Ali bir garip sokak

hikayesiyim. elimde bir yudum-

luk flarap ve flarab›n da sindi¤i

ter kokumu tafl›yan elbiselerim.

yorgun ayaklar›m, güçsüz

bedenim, sevgiye dokunmam›fl

ellerim

ben Ali 42 yafl›nda bir ayyafl

i¤renç kokumla bir serseriyim.

ama bu gece bu gece çok

baflka yorgunum, çoook bitkin-

im.

dün gece çok fley yaflad›m

kediler köpekler dile geldi

çimenler davet etti gitmedim.

dün gece do¤dum, dün gece

büyüdüm ve dün gece öldüm

bofluna bakma

gördü¤ün ben de¤ilim

flimdi usulca uzaklafl ve

gürültü yapma dinlenmek istiyo-

rum

susun kald›r›mlar susun uyu-

mak istiyorum...

savafl aç

Mehmet ÖzdenEbru Özer

Page 9: Ayna toplu son film

TOPLUM 9

Tek parti dö-nemindensonra partisay›s›n›n art-

mas› ile birlikte hal-k›n oylar› da kaba-ca sa¤ ve sol ol-mak üzere ayr›lma-ya bafllad›. Al›nanoy oranlar›n›n y›llara göre de¤erlendirilmesiyap›ld›¤›nda, sa¤ ve sol e¤ilimler hakk›ndabilgi edinilebiliyor. Rakamlar son 50 y›ldasa¤ oylar›n giderek artt›¤›n› söylüyor. Sa¤ vesol aras›ndaki fark 2007’de zirveye ulaflt›.Türkiye’de son 50 y›ldaki sa¤ ve sol oylar›nda¤›l›m›n› inceledik.

REKOR OY SA⁄ PART‹LERDE Yap›lan genel seçim sonuçlar›na bak›ld›-

¤›nda 1950 seçimlerinde al›nan sol oy oran›yüzde 40 iken 2007’de yüzde 25’e kadargerilemifl. Halk›n e¤ilimleri 57 y›l boyuncayüzde 60’lar›n üzerindeki oranlarla sa¤ oylarüzerine. Sa¤ oylar›n en düflük oldu¤u 1977seçim y›l›nda bile sa¤ partilerin ald›¤› oyoran› yüzde 54. Sa¤ oylar 2002 ve 2007 se-çimlerinde bugüne kadar görülen en yüksekoranlara ulaflarak yüzde 70 ve yüzde 75 ol-du. Rakamlar partilerin ald›¤› oy oranlar›nailiflkin olarak da ilginç fleyler söylüyor.

Bir partinin ald›¤› en yüksek oy oranlar›nabak›ld›¤›nda s›ralama flöyle:

1. S›rada 1954 seçimlerinde yüzde 57.50oy alan Demokrat Parti (DP),

2. S›rada 1965 seçimlerinde yüzde 52.87oy alan Adalet Partisi (AP),

3. S›rada 1957’de yüzde 47.91 ile tekrarDemokrat Parti yer al›yor.

4. S›ray› 1969’da yüzde 46.55 oy alanAdalet Partisi ve 2007’de yüzde 46.58 oy alan Adalet ve Kalk›nma Partisi (AKP) paylafl›yor.

5. S›ray› 1983 seçimlerini 1. Parti olarakkazanan Anavatan Partisi (ANAP) al›yor. Al-d›¤› oy oran›: yüzde 45.14

SOL 41’DE KALDI Sol oy oranlar›na bak›ld›¤›nda ise flimdiye

kadar en yüksek oran olan yüzde 41‘e 1957ve 1977 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Par-tisi (CHP) ulafl›yor. Yaklafl›k 52 y›l boyuncayüzde 30’lar›n alt›na düflmeyen, zaman za-man yüzde 40’lara ulaflan sol oylar, son iki

seçimde yani son 7 y›l içinde yaklafl›k yüzde25’lere kadar geriliyor.

Ba¤›ms›z oylar›n ulaflt›¤› oran 1969’dayüzde 5.62 ile 511 bin 023 iken 2007’deyüzde 5.32 ile 1 milyon 864 bin 971’e ulafl›-yor. Ba¤›ms›z milletvekili say›s› 1969’da 13,2007’de 26. Yani iki kat›.

KKaayynnaakkllaarr:: www.ansiklopedi.bibilgi.comwww.belgenet.net

www.egm.gov.tr www Haziran 2009

Y›l 1950 1954 1957 1961 1965 1969 1973 1977 1983 19871991 1995 1999 2002 2007Sa¤ 56 62,97 58,83 62,49 65,09 61,56 62,73 55,6 68,41 66,36 67,92 69,79 61,76 69,17 72,6Sol 40 35,29 41,12 36,74 31,72 32,85 34,43 41,92 30,46 33,27 31,94 29,74 37,37 29,89 22,2Ba¤›ms›z 1,74 0,05 0,81 3,19 5,62 2,8 2,49 1,13 0,37 0,13

0,48 0,87 0,96

50 y›ld›ryükseliyor

11995500’’lleerriinn bbaaflfl››nnddaann 22000077 sseeççiimmlleerriinnee kkaaddaarr oollaann 5577yy››llll››kk ssüürreeddee yyaapp››llaann ggeenneell sseeççiimmlleerriinn ssoonnuuççllaarr››

iinncceelleennddii¤¤iinnddee,, sseeççmmeenn ooyyllaarr››nn››nn ggiiddeerreekk ssaa¤¤aa ddoo¤¤rruukkaayydd››¤¤›› ggöözzlleenniiyyoorr.. SSooll 22000077’’ddee eenn ddüüflflüükk ooyyuunnuu aallmm››flfl

Sa¤ oylar

EEuurroovviissiioonn iillee aallaakkaall›› nneelleerrddüüflflüünnüüyyoorrssuunnuuzz??

Fena de¤ildi;ama birazHadise’nin sesi yorgundu.Oylanmay› biraz da politikgörüyorum, hadi ben sanaveriyorum, sen de banaveriyorsun. Böyle oldu¤u için debaz› ülkeler Hadise’ye oy vermedi .

PPeekkii,, ssiizzccee HHaaddiissee EEuurroovviissiioonniiççiinn iiyyii bbiirr iissiimm mmiiyyddii??

Eurovision’un getirisi senelerdirne oldu ki? Eurovision’dan bir fleybeklemiyorum, sadece Türklerin demüzi¤e ne denli yatk›n oldu¤unubilmelerini istiyorum.Hadise bu

anlamda sahneye yak›flan birk›z. Birinci veya ikinci olurgibime geliyordu. Bence ikinciolamamas›n›n nedeni, oypolitikas›, baflka bir fley de¤il.

GGeenneell oollaarraakk HHaaddiissee’’nniinnppeerrffoorrmmaannss››nn›› bbee¤¤eennddiinniizz mmii ??

Güzeldi; ama yorgunluktanherhalde sesi biraz zor ç›kt›, gür birses olmal›yd›.

KK››yyaaffeettiinnii bbee¤¤eennddiinniizz mmii??‹lk elemede birazc›k acayip

geldi; ama ikinci elemedehoflumuza gitti.

DDii¤¤eerr tteeyyzzee:: “Bana göreHadise’nin dekoltesi güzel de¤ildi,

blue jeansli Hadise çok dahaiyiydi.

SSaahhnneeddee ddiirreekk ggöözzüünnüüzzeeççaarrppaann nneeyyddii?? HHaaddiissee’’nniinndduurruuflfluu mmuu,, ssaahhnneeddeekkiikk››yyaaffeettii mmii,,ggüüzzeellllii¤¤ii mmii yyookkssaaflflaarrkk›› mm››??

fiark› güzel, hareketliydi.Hadise’nin dans›na gayetuygun bir parçayd›.

DDii¤¤eerr tteeyyzzee:: ‘Hadise,sahneye k›rm›z› kostümüyleç›km›flt›. Sahne çokk›rm›z›yd›. Önce bo¤du gibigeldi;ama sonra be¤endim.

KKaarreeooggrraaffiiyyii bbee¤¤eennddiinniizzmmii??

Güzeldi;ama yine de biryerlerde, bir eksik var. Sertap

Erener birinci oldu,demek kiistenirse oluyor.

SSeerrttaapp EErreenneerr’’llee HHaaddiissee’’yyiikk››yyaassllaadd››¤¤››nn››zz zzaammaann aarraaddaakkii ffaarrkkssiizzccee nneeddiirr??

Ses derim. Sertap Erener ‘in gürbir sesi var.

OO zzaammaann ggöörrsseelllliikktteenn zziiyyaaddeesseess öönneemmllii ddiiyyeebbiilliirr mmiiyyiizz??

Tabi, onu diyorum.Hadise’yi birayd›r çok yordular.Yar›flmada sesipek iyi de¤ildi. Sertap Erener, dahadeneyimli bir sanatç› ve ayn›zamanda iyi bir söz yazar›.Onunsanat deneyimi çok daha fazla. Oyüzden de daha baflar›l› oldu.

GGeenneell oollaarraakk ttüümm iizzlleeddiikklleerriinniizzaarraass››nnddaa eenn ççookk bbee¤¤eennddii¤¤iinniizzhhaannggiissiiyyddii??

Ben birinci olan› bafltanbe¤enmifltim. Norveç gayet iyiydi.Komflumuz diye söylemiyorum,Azerbaycan’›n da hakk›n›yememek laz›m.

EEsskkii yy››llllaarrddaann bbiirraazzcc››kkbbaahhsseettsseekk,, mmeesseellaa AAjjddaa PPeekkkkaann’’››nnddöönneemmii vvee flfliimmddiiyyii kk››yyaassllaarrmm››ss››nn››zz??

Eskiden flark›ya ve sese önemveriyorlard›, flimdi flov daha önplanda.

EEuurroovviissiioonn flflaarrkk››yyaarr››flflmmaass››nnddaa

TTüürrkkiiyyee’’yyii tteemmssiilleeddeenn HHaaddiissee’’ddeenn

ggeerriiyyee ‘‘BBiirrkkaaçç ggüünnllüükkbbiirr hhaaddiisseeyyddii,, ggeelliippggeeççttii..’’ rreeppllii¤¤ii kkaalldd››..

YYaarr››flflmmaann››nn eerrtteessiinnddeevvaattaannddaaflfl nnee

ddüüflflüünnüüyyoorr ddiiyyee bbiirraazzmmeerraakk eeddiipp

BBaakk››rrkkööyy’’ddee bbiirr ççaayybbaahhççeessiinnee ddaalldd››kk..

EEmmeekklliilliikklleerriinniinn ttaadd››nn››hheerr ggüünn ddoossttllaarr››yyllaabbuu ççaayy bbaahhççeessiinnddee

bbuulluupp mmuuhhaabbbbeetteeddeerreekk ggeeççiirreenntteeyyzzeelleerriimmiizziinn

oolldduu¤¤uu bbiirr mmaassaayyaakkuurruulldduukk vvee oonnllaarraa

tteeyybbiimmiizzii uuzzaatt››pp,,EEuurroovviissiioonn

hhaavvaaddiisslleerriinnddeennhhaabbeerrlleerrii oolluupp

oollmmaadd››¤¤››nn›› ssoorrdduukk..

Ekvatorun gizemi Bir tarafta Akdeniz, di¤er tarafta

Karadeniz, Ege, Marmara.Art›k b›km›flt›m dönüp

dolaflmaktan. Kolay de¤il sekiz y›l›geçmiflti bu azg›n dalgalar›n içinde.Bazen bir ejderha gibi kükrer deniz;flaha kald›r›r sonrada yere atard›gemimizi. Günlü¤ümü bu dalgalarlayazd›m, dilimin döndü¤ü kadar,kaderimiz buymufl diyerek.

Suda geçen bir ömrü yazsan neolacak derdi arkadafllar.Bendehasretimi, içime ak›tt›¤›m gözyafllar›m›, kopan feryad›m› yaz›yorumderdim.Bazen yazsan ne ç›kar, kimseduymaz ki, Bazen de ne vard› bukadar uzaklara gidecek bir lokmaekmek için,

Bu kadar m› zordu kazanmakkendi flehrimde.Bunun için kendimibu kadar kahredecek ne var diye

Yat kalk her taraf deniz.Hayat m› bu diye.Bazen de yemin bile ederdim ilk

f›rsatta b›rakaca¤›m bu denizi diye.Kader b›rakm›yordu yakam› bir

türlü. ‹zin sonras› 3. Kaptan olarakbafllam›flt›m yine çal›flmaya büyük birgemide. Art›k okyanuslarda yolalmaya bafllam›flt›k. ‹stanbul’dan birç›kt›m› 20 günde Amerika’y›bulurduk. Türkiye’ye geri döndük,Uzakdo¤u seferi derken, Brezilya’yagidece¤imiz belli olmufltu. ‹lk gitti¤imiçin oraya giderken yolda farkl›adetleri de yap›l›rm›fl. ‹stanbul’danBrezilya’ya do¤ru yola ç›km›fl 13-14gün sonra Atlas OkyanusundaGeminin birinci kaptan› anans ettibugün ö¤leden sonra tören yapaca¤›zdiye.

Hayret ettim do¤rusu, denizinortas›nda bu ne töreni diye.

Neyse her fley tam haz›rlanm›flvaziyette yenildi içildi derken Kaptankonuflmaya bafllad›.

Arkadafllar aram›zda daha yeniekvatoru geçmekte olan 3.Kaptan›m›za bir sertifika vermekistiyorum diyerek ‹ngilizce haz›rlanm›flsertifikay› bana uzatt›. Alk›fllareflli¤inde alarak önce okudum veteflekkür ettim.

Ekvatoru geçti¤imizin bir belgesiydibu. Sanki orda bir çizgi vard›da onugeçmifltik. Ama sa¤olsun 2. Kaptansatalayt de¤di¤imiz cihazdan konumutakip ederek en küçük saniye yi dahikaydetmiflti. Mizansen de olsa bu biran›d›r deyip kabul ettim.

HHüüsseeyyiinn SSaalluurr

53 y›l içinde (1954-2007) yap›lan genelseçimlere say›larla bir göz atacak olursak: Bu 53 y›l içinde toplam 14 genel seçimyap›lm›fl.Ülke nüfusu 21 milyondan 68 milyonaulaflm›fl.Toplam seçmen say›s› 10 milyon 262bin 063’den 42 milyon 799 bin 303’e ç›k-m›fl.Seçimlere kat›l›m oran› en az 1969 y›l›n-da yüzde 64.35, en çok 1987 y›l›nda yüzde93.28 olmufl.Seçimlere ortalama kat›l›m oran› yüzde80’lere yak›n.53 y›lda toplam geçersiz oy say›s› 9 mil-yon 515 bin 781 olmufl.1999’da en fazla oy ziyan› gerçeklefle-rek geçersiz oy say›s› 1 milyon 471 bin574‘e ulaflm›fl.En son yap›lan 2007 seçim-lerinde geçersiz oy say›s›: 1 milyon 006 bin602.

1954’de seçmen/nüfus oran› yüzde 49iken 2007’de yüzde 63’e ç›km›fl.Kad›n milletvekili say›s› 1954’de 4 iken,2007’de 50’ye kadar yükselmifl. 2002 seçimlerinde 24 olan kad›n millet-vekili say›s› 2007’de yüzde 100 den fazlaartm›fl. Yani 53 y›l içinde yüzde 1 bile ol-mayan oran yüzde 10’a kadar ç›km›fl.Ç›kar›lan milletvekili say›lar›n› inceleye-cek olursak,1954 y›l›nda 541 milletvekilinden 502’si-ni, 1957 seçimlerinde 610 milletvekilinden424’ünü alarak yine bir sa¤ parti olan De-mokrat Parti 1. ve 2. s›raya yerlefliyor.2002 seçimlerinde Adalet ve Kalk›nmaPartisi 550 milletvekili koltu¤undan 365’inialarak 3. s›raya yerleflerek en çok milletve-kili ç›karan 2. parti oluyor.

Sol parti olarak en fazla milletvekiliniCHP 1977 seçimlerinde ç›kar›yor. Al›nankoltuk say›s› 213.

SAYILARLA GENEL SEÇ‹MLER

“Nerede o eski yürovizyonlar”

“Nerede o eski yürovizyonlar”

Foto¤raf ve yaz›:

MEL‹SA AYDIN

Bakma gözlerime…

Gözümdeki yafllar bir derin-iz…

Aln›mdaki çizgiler, hayat›mdan

Derin-iz…

35’inde anneanne oldum

Kalbimde gençli¤imin yaras›,

Her bir fleyden daha derin… Bir iz…

Bizim ad›m›z m›?

Derin-iz

gördüklerimiz

Derin-iz…

KAPTANIN GÜNLÜ⁄Ü

Page 10: Ayna toplu son film

10 E⁄‹T‹M/TEKNOLOJ‹

YYeni görevleriyle birliktehaftal›k 6-10 saat aras›n-da derse girebilirler. Di-

¤er zamanlarda bilgi teknolojis›n›flar›nda bekleyecekler. Veri-len görevin zorla verilmesi tep-kilerin bafl›nda geliyor. Okulla-r›ndaki di¤er flube ö¤retmenle-rinden çok daha fazla çal›flma-lar›na (08:00 – 17:00) ra¤men onlardan da-ha az ücret ald›klar›n› söylüyorlar. BiliflimTeknolojileri ö¤retmenleri; 1992 y›l›ndan beriokullardaki Bilgi Teknoloji s›n›flar›n› ayaktatutmak ve okullar›n Biliflim teknolojilerineadapte etmek için çal›fl›yor. Fakat sürekliolarak görevlendirmelerle bu ifli sürdürmek-te olduklar›n› ifade ettiler.

BÜYÜK KAYNAK AKTARILDI AMA...Di¤er ö¤retmenlerin sürekli olarak siz ne

ifl yapars›n›z ithamlar›na maruz kald›klar›n›hatta ö¤rencilerin hocam siz ö¤retmen mi-siniz sorular›na muhatap oluyor, okullar›nBiliflim Teknolojileri ile bütünleflmesi yö-nünde emek vermeye çal›flt›klar›n› ifade et-tiler.MEB; e¤itim kurumlar›n›n Bilgi teknolo-jileri ile bütünleflmesi için az›msanmayacakkaynaklar aktarm›fl, çok büyük miktarda

paralar harcayarak Bilgi Teknolojis›n›flar› kurdu. Çeflitli firmalarlaanlaflmalar imzalayarak (Cisco, ‹n-tel, Adobe, Microsoft’un bulundu-¤u tüm bu yat›r›mlar› e¤itim saha-s›nda hayata geçirecek olan Bili-flim Teknoloji ö¤retmenleri görev-lerini tan›mlamaya, sorunlar›n›n gi-dermeye dair çal›flmalar›n yetersiz

kald›¤›n› unuttu.

Ö⁄RETMENLER ÇOK DERTL‹Konu ile ilgili olarak görüfllerini ald›¤›m›z

ö¤retmenler s›k›nt›lar›n› ve çözüm önerileriniflu flekilde ifade etti…

S.B (Kayseri); “Rehber ö¤retmenler gibihem sabahç› gruba, hem de ö¤lenci grubarehberlik edecek flekilde 09:00 – 15:00 sa-atleri aras›nda mesai yapmal›d›r.”

Ü.B (Sivas); ”.Bakanl›k. Dyned, Thinkqu-

est, Meb Vitamin projeleri ile internet üzerin-den çal›flmakta. Okullarda çal›flmakta kul-land›¤›m›z internet hatt› filtre kullan›ld›¤› içinçok yavafl çal›flmakta. Bakanl›¤›m›z›n Tele-kom’la da anlaflarak teknik alt yap›y› güç-lendirilmesi ve okullara sa¤lanan ba¤lant›h›z›n›n art›r›lmas› gereklidir”

M.‹(istanbul);”Dersimizin karneye geçme-mesi ve dersin seçmeli olmas› s›n›f disiplinikonusunda zorluk yaflamaktay›z…”

Ö¤retmenlerimiz dertlerini bir fliirle flu fle-kilde dillendirmifl….

‹Y‹ K‹ B‹LG‹SAYAR Ö⁄RETMEN‹Y‹MYoksa teneffüslerde can›m s›k›l›rd›,fiimdi ise bir oraya bir buraya kofluyo-

rum.. Çay m›? Ne çay› içmeye f›rsat bulam›-yorum.. Hem çay zaten zararl› diyorlar mut-lu oluyorum..

‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim..Ö¤rencilerimi tan›maya f›rsat›m da ol-

muyor, Haftada 40 dk görüyorum..Simalar› hafif tan›d›k gelse yetiyor..Ö¤renciler dersimi de ciddiye alm›-

yorlar..Çünkü ben not falan vermiyorum..Hem ciddiyet notla m› olur ne gere¤i

var diyorlar,susuyorum..‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim..

Bazen beni okuldan eve geldi¤imde deça¤›rd›klar› oluyor,

Hem ne yapaca¤›m evde gidip yine so-run çözüyorum.. ‹nternet ba¤lant›s›n›n ya-vafll›¤›n›n da sorumlusu benim ya,

Eyvallah deyip geçiyorum..‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim..Bu arada 10 parmak klavye kullan›yo-

rum, ‹darenin yaz›lar›n› yazd›kça klavyem demüthifl h›zland›..

Bir de öyle kendimi gelifltirdim ki,E¤itim fakültesinde ö¤renmedi¤im,Projeksiyon sökme takma ifllerini de bu

sayede ö¤rendim..‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim..Ço¤u bana selam bile vermeyen ö¤ret-

menleri, ‹flleri düfltü¤ünde tan›ma f›rsat›moluyor.. Yapt›klar›m için teflekkür almasamda, Yapamad›klar›m için ald›klar› surat ifa-desi hofluma gidiyor.. ‹yi ki Bilgisayar ö¤ret-meniyim..

Bazen okuldan saat akflam 5 gibi ç›ksamda, Çok flükür ek ders alm›yorum..

Maafl karfl›l›¤›n› müzik dersi ile dolduru-yorum.. Bir de ekders alsam ay›n bafl›ndagidip, Bankamatik s›ralar›nda beklemektenkorkuyorum.. ‹yi ki Bilgisayar ö¤ret-meniyim.. Hep foto¤rafç›l›kla u¤raflmak is-temiflimdir.

Törenlerde o ifl de bana kal›yor..En büyük hobim oluyor çekti¤im foto¤-

raflar.. Web sayfas›na koymak akflamlar›vaktimi al›yor ama;

Ben koskoca bilgisayar ö¤retmeniyim..Ço¤u zamanda dersim bölünüyor,Ezik bir ses; hocam bir bakar m›s›n›z

diye ça¤›r›yor.. Ne yapay›m bilgisayar ö¤ret-meniyim ya k›zam›yorum..

Ya yaz›c›ya ka¤›t s›k›flm›fl oluyor, ya kop-mufl bir internet ba¤lant›s›..

Bazense durumu abart›p cep telefonumniye çekmiyor diyen de oluyor..

Eee malum koskoca bilgisayar ö¤ret-meniyim ya, Olacak o kadar diyorumk›zam›yorum.. Yanl›fl anlafl›lmas›n, Bunlariçin egzersiz vs. ücret alm›yorum. Eee neolacak can›m, Koskoca bilgisayar ö¤ret-meniyim ben… ‹yi ki Bilgisayar ö¤ret-meniyim.. Sürçi lisan ettiysek ne mutlu..

(h.y)

‘Ö¤retmen miyiz tamirci mi?’Geçmiflten bugünebilgisayar ve ben

Geçmiflime döndü¤ümde bilgisayarla ilgiliilk hat›rlad›¤›m fley 1978’de

Pc8086 masaüstü donan›mlar ve kursdaald›¤›m basic, cobol, pascal dersleri

Beni o zamanlar heyecanland›ran konsoloyunlar›n› veya grafik unsurlarla yap›lm›fl

görsellefltirmelere ben de bir gün bunlar›yapabilecek miyim sorusuydu…

Babam köfteciydi, Bostanc›’da yazlar› okultatilinde yan›nda geçirdi¤im babamin köftele-rini yemek zevkli ve güzeldi ama meslek ola-rak kendimi bulamazd›m

Gelecekte onun için patent alsayd›m flimdidaha rahat bir yaflant›m olurdu ama öyle

olmad› maalesef insanlar›n en çok tükettik-leri fley yemek ve giyim ama ben

bunlar›n yan› s›ra o zamanlarda gelece¤inmesle¤i olarak öne sürülen ve hakl›

ç›k›lan bilgisayar destekli tasar›mla üretmeiste¤i babam›n yan›ndan beni uzaklaflt›rd› ..

Lise de baflar›s›z bir ö¤renciydim ve üniver-siteyi de bitiremedim. Meslek lisesinde gördü-¤üm stajlar çok iyiydi metalurji laboratuar›ndada bilgisayarlar

vardi ve beni heyecanland›r›yordu. Zamanaral›klar›nda bilgisa-yardan uzamlaflm›fl-t›m. Geliflmeleri takipedemiyordum. Birfleyler yapmal›yd›m.1990 y›l›nda Diji Bilgi-sayar’da Commodore64 ve Amiga sat›fllar›yapt›m bir y›l boyunca

sonra askerlik geldi çatt› ‹zmir Narl›dere ‹stih-kam Er E¤itim Alay› kurada ç›kt›. Büyük birflehir oldu¤u için sevinmifltim… ‹lk gün mes-lek ayr›mlar› bafllad› ve ben alayda bilgisayarc›olarak seçildim. Yaflar Paflal› arkadafl›m dabenimle beraber ayn› odada 14 ay geçirdik.

Cobol da personel program› yazd›k ve ala-y›n baflar›s› takdirname ile süslendi.

Ama ayn› zamanda nokta nöbetleri ile bizizorlayan geceler ve sabahlar da oldu

Askerden sonra yine alt› ay süreyle ba-bamla beraberdim köfteci olarak. Sonra içim-deki tasar›m aflk› yine depreflti ve Turgut Özaldönemiyle bafllayan televizyonun

özelleflmesi star televizyonun aç›lmas› veekranda gördü¤üm ola¤anüstü renkli

perspektifli animasyonlar beni mest etti vededim ki bu adamlarla çal›flman›n

bir yolu olmal› ve baflvuruda bulundum üçgün sonra haber geldi… Çok büyük bir heye-canla starda keyifli günler bafllam›flt› habermerkezi grafikleri ile

Birlikte spikerlerin eksiksiz okumalar›n›sa¤layan promter ile yaz› ak›tma iflini de

yap›yordum iki y›l sabah 9 gece 2 çal›fl›-yordum ayda 15 gün tatil 15 gün mesai yap›-yordum.

Bir gün Amiga da animasyonlar yaparkenmüdürümüz Zerrin Ero¤lu yapt›¤›n

çal›flmalar› tan›t›m bölümüne gösterelimdedi ve heyecandan dilim dama¤›m yap›flt›

Fanus içinde yüzen k›rm›z› bir Japon bal›¤›animasyonu hayat›m› de¤ifltirmiflti

1 milyon dolarl›k bir yat›r›m olan HarryHouse ile tan›flt›m ve Softimage 3D ile

4 y›l daha orda güzel ifller yapt›m programjenerikleri reklamlar packshotlar haz›rlad›m.

Hayattan ve sevdiklerimden en çok öv-güler sevinçler ald›¤›m y›llard›

1998 y›l›nda yollarimiz ayr›ld›… Kriz her-kesi vurmufltu asgari ücretin 5 kat›n› al›rken

6 y›l sonra askeri ücretin üzerineç›kamam›flt›k. 0 zamla 3 y›l çal›flt›m…

Yapt›¤›m ifller benim için referanst› ve boflbir adam olamad›¤›m› anlad›m.

fiu an freelence çal›fl›yorum ama dünyayine krizde baflar›m› yurt d›fl›na datafl›mal›y›m. Art›k bunu anlad›m.

Bilgi Teknoloji s›n›flar›n›n iflleyebilmesini ve okullar›n bilgi teknolojilerine e¤itim amaçl› adaptasyonunu sa¤lamak amaçl›olarak Biliflim teknoloji ö¤retmenlerine görevleri d›fl›nda her ifli yapt›r›yor. Okulda yaz›c›ya k⤛t s›k›flsa, müdürün interneti

kopsa kabak Biliflim Teknoloji ö¤retmenine patl›yor. Evin yolunu zor tutan ö¤retmenler düflük maafla talime diyor.

WiiSpray ileYasal Graffiti

Marmara ÜniversitesiAtatürk E¤itim FakültesiBilgisayar ve TeknolojiE¤itimi Bölümü’nden Ö¤-retim Görevlisi Cahit Cen-gizhan Uzaktan e¤itim ko-nusunda sorular›m›z› ce-vaplad›:

GGeenneell oollaarraakk bbiillggiissaayyaarrddeesstteekkllii EE¤¤iittiimm,, uuzzaakkttaann ee¤¤iittiimm,, iinntteerrnneettttaabbaannll›› ee¤¤iittiimm ee--öö¤¤rreennmmee kkaavvrraammllaarr››nn››aaçç››kkllaarr mm››ss››nn››zz??

Bilgisayar destekli ö¤retim,ö¤renen ki-flinin bilgisayar klavuzlu¤unda ö¤renmeiçeri¤inin bilgisayar arac›l›¤› ile sunulmas›-n›, al›flt›rma tekrar, test ve s›navlara girmegibi bir çok etkinlik için bilgisayar›n kulla-n›lmas›n› kapsamaktad›r. Uzaktan e¤itimise ö¤renen ile

ö¤retmenin ayn› yerde bulunmad›¤›,yap›l›fl tarz›na göre efl zamanl› ya da eflzamans›z, ö¤renme kaynaklar›n›n uzak-tan ö¤renene ulaflt›r›lmas›n› ifade etmek-

tedir. Uzaktan e¤itmin ilk uygulamalarimektupla ö¤retim ,radyo ile ö¤retim bualanda ilk uygulamalard›r.‹nternet tekno-lojilerinin geliflmesine dayal› olarak uzak-tan e¤itim genellikle bilgisayar›n

Üstün özellikleri iletim ortam› olarak da‹nternetin seçilmesiyle h›zla geliflmifl veinternet tabanl› e¤itim yayg›nlaflm›flt›r. So-nuç olarak ö¤renmeyi temel alan yakla-fl›m, Bireyin elektronik ö¤renme kaynak-lar›n› kullanarak gerçeklefltirdi¤i tüm fali-yetler için e-ö¤renme olarak adland›r›l-maktad›r.

ÜÜllkkeemmiizzddee yyüürrüüttüüllmmeekkttee oollaann uuzzaakkttaannee¤¤iittiimm pprrooggrraammllaarr›› hhaannggiilleerriiddiirr??

Ülkemizde uzaktan e¤itim, gerek res-mi ya da vak›f üniversitelerinde programya da Sertifika programlar› olarak , gereközel kurumlarda ya da kurumlar›n kendiakademi Leri üzerinden çal›flanlar›na ver-dikleri dersler fleklinde yürütülmektedir.fiuan itibariyle 19 farkl› üniversite’de 30 farkl›ön lisans ve yüksek lisans program›nayaklafl›k 25 bin üzerinde ö¤renci ile yürü-tülmektedir.

UUzzaakkttaann ee¤¤iittiimm pprrooggrraammllaarr››nn››nn öö¤¤rreenn--

cciilleerr aaçç››ss››nnddaann ssaa¤¤llaadd››¤¤›› ffaayyddaallaarr nneelleerrddiirr??‹nternet tabanl› programlar genellikle

her yerden , her zaman , herhangi biraraç ile herkese sunulmaktad›r. Bu fayda-lar›n yan› s›ra efl zamanl› sistemlerde,ö¤renciler canl› olarak sorular›n› sorarakhemen yan›t alabilmekte, görüntü ve sespaylafl›m› ile ö¤retmenlerini canl› olarakizleyebilir, ö¤retmen ekran› ve ö¤retimmateryallerini

paylaflarak ö¤rencilere gönderebilir butür canl› oturumlarda ö¤rencilerin yokla-ma al›nmas› kimin o anda derste oldu¤u-

nun belirlenmesi için kullan›labilen biryöntemdir.

Eflzamans›z e¤itimlerde ise ö¤renciö¤renme materyallerini kendisi çal›fl›r, an-cak sistem yine ö¤rencinin ne zaman gi-rifl yapt›¤›n› hangi etkinlikte ne kadar za-man kulland›¤›n› da ayr›ca takip edebil-mektedir.

BBuu kkoonnuuddaa TTüürrkkiiyyee’’ddee yyeetteerriinnccee ffaarr--kk››nnddaall››kk vvaarr mm›› ??

Türkiye’de geliflmeye befllayan uzak-tan e¤itim üniversitelerin yan› s›ra özelkurumlar›nda maliyetler aç›s›ndanüzerinde önemle durduklar› bir olguolmaya bafllam›flt›r.

BBrraannflflllaarraa ggöörree ee¤¤iittiimmii öö¤¤--rreenncciilleerr wweebb üüzzrriinnddee nneerreeddeennuullaaflflaabbiilliirr??

Üniversiteler ve ku-rumlar kendi portallar›üzerinden kullan›c›kontrolü olarak buhizmeti vermekte-

dirler. Ancak yak›n zaman önce AnadoluÜniversitesi Yunus Emre ö¤renme siste-mini genel kullanc›lara açm›flt›r. Bununyan›nda Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n Ö¤retimTeknolojileri Genel Müdürlü¤ü bünyesin-de de çal›flmalar yap›ld›¤› bilinmektedir.

UUzzaakkttaann ee¤¤iittiimmddee mmeezzuunn oollaannllaarr nneerree--ddee kkaarriiyyeerr yyaapp››yyoorrllaarr??

Üniversitelerden mezun olan uzaktane¤itim ö¤rencileri di¤er mezunlarla ayn›

hakka sahip olarak bir üst e¤itime ya daçal›flma hayat›na devam etmekte-dirler.Yüksek lisans programlar› isegenellikle çal›flan ya da mezuniyet

sonras› yeni bir alandakendisini yetifltirmek iste-yen adaylara yönelik ola-rak yap›lmaktad›r.Benzerolarak üniversite veözel kurumlarda birçok alanda sertifikaprogramlar› dayürütülmektedir.

-34 Ali burada m›? -Evdeyim ö¤retmenim

Bir çok ülkede suç olarak kabul edilen graffiti, art›k yasakolmaktan ç›k›yor. Nintendo’nun gelifltirmeye devam etti¤i oyun

konsolu olan wii geçti¤imiz aylarda WiiSpray’i sat›fla sundu

AAmerika Birleflik Devletlerinde y›lda 4 milyardolar, Avrupada ise 1 milyar dolar boyanan

yerleri temizlemekte kullan›l›yor. Türkiye’de isehenüz tam oturmayan bu sanatla mücadele içinkaç milyon liran›n çöpe gitti¤i bilinmiyor.

Duvar, köprü, tren istasyonlar›, park ve tele-fon kulübeleri gibi yerlerde görülmesi muhte-mel olan graffitiler Nintendo sayesinde salon-lara tafl›nacak gibi duruyor. 2006 y›l›nda klasikoyun oynama tarz›n›n çok d›fl›na ç›karak Wii’yigelifltiren Nintendo, geçti¤imiz aylarda WiiSp-ray’i sat›fla sunarak bu yasakl› sanat› sanal or-tamda yasal hâle getirmeyi baflard›. Wiispraysayesinde oyun ve gerçe¤in bir araya geldi¤ibir sanal ortam yarat›l›yor ve oyuncu elindekicihazla polis korkusu olmadan graffiti sanat›n›icra edebiliyor. Sprey boya üreticileri de du-rumdan pek rahats›z gibi görünmüyor. Flash

ve Wii Flash Server yard›m› ile oluflturulanproje sayesinde normal sprey boya kutusugibi tasarlanan konsolun kullan›m› ile normalsprey boya kullanmak aras›nda pek bir farkyok. Aksine WiiSpray ile çok daha fazla özel-li¤e sahip olabilmektesiniz. Yapman›z gere-ken tek fley, televizyon’un karfl›s›na geçip wi-ispray ile televizyonun üzerini boyamak. Bun-lar›n yan›nda en farkl› özelliklerinden biri deflüphesiz flablon ile boyama da yapabilmeimkân›. Yine konsol ile verilen flablon kuman-das›n› televizyonunuzun üzerine koydu¤unuzzaman flablonunuzdaki resim ekran›n›zda be-liriyor ve wiispray ile ekranda beliren flablonuboyayarak istedi¤iniz flekilleri de eldeedebiliyorsunuz. Tabi ki bu teknolojinin grafititutkunlar›n› ne kadar tatmin eder,bilemiyoruz.

yyuulluuffeerr@@ggmmaaiill..ccoomm

Page 11: Ayna toplu son film

TOPLUM 11

Mecidiyeköy ‹stanbul Meslek Edin-dirme Kurslar› Gazetecilik kursiyer-lerini ziyaret eden Spor Yazar› Os-man Tanburac›, 1970 senesindebafllad›¤› gazetecilikte zaman›n in-

san› dalgaland›ra dalgaland›ra bir yerlere götür-dü¤ünü söylüyor. Tanburac›, önceleri hakemya da futbolcu olan kiflilerin televizyonlarda vegazetelerde elefltiri yapmas›n›n do¤ru olmad›-¤›n› ifade ediyor.

■ FFuuttbbooll ssiizziinn iiççiinn nnee iiffaaddee eeddiiyyoorr??O.T.: Futbol sadece topun çimlerin üzerinde

yuvarlanmas› de¤ildir. Onun gizli bir dünyas›var. O hayat› alg›lama, bir yaflam biçimi, in-sanlar›n hayata bak›fl aç›s›;ama maalesef bizdevur, k›r, parçala, bu maç› kazana dönüflüyor.Futbol sadece kin, intikam ifli de¤il, skorbordayaz›l› olan sonuç da de¤il, beden ve ruh sa¤l›-¤›. Ama Türkiye’de maalesef ben seni nas›l

yendim olay› oldu.Türkiye’de ma¤lubi-yet insanlarda neyaz›k ki bir namusolgusuna varan ra-hats›zl›k yarat›-yor.Yurtd›fl›nda fut-bolun ve sporun al-g›lanmas› fevkaladegüzel; ama burada

istedi¤imiz düzeye gelemiyoruz. Aidiyet duygu-su çok önemli. Bir yerin gücünden istifade et-mek anlam›na gelir. Neden bir Galatasaray, Fe-nerbahçe, Befliktafl tutulur da, Antalya, Diyar-bak›r tutulmaz. Dünyan›n hiçbir yerinde bu yok.Liverpoollu Liverpool’u tutar, Barselonal› Bar-selona’y› tutar. Baban Fenerliyse Fenerli olu-yorsun, annene düflkünsen annen de Galata-sarayl›ysa, sen de Galatasarayl› oluyorsun.Kendi elinde olmadan bir yere aidiyet duygusubeslemeye bafll›yorsun. Ne zamanki bu kendinibilme dönemine giriyor, kiflilik oturmas›nda, ozaman çok büyük tiryaki oluyorsun. Galatasa-rayl›ysan, Galatasaray camias›nda olmak de-mek sana büyük bir kimlik kazand›r›yor. “BenGalatasarayl›y›m;çünkü Galatasaray baflar›l›,UEFA kupas›n› alm›fl. Benim üzerime kimseyitan›m›yorum.” diyorsun. Ne zaman ki Galatasa-ray yeniliyor, sen kendine kaçacak delik ar›yor-sun. Evden d›flar› ç›kam›yorsun. Niye? O çokbüyük fiyakan sars›ld›. Hâlbuki spor bu de¤il.Bunlardan neden bu derece etkileniyoruz, çö-zebilmifl de¤ilim.

■ BBiirr rrööppoorrttaajj››nn››zzddaa 2277 yyaaflfl››nnddaa ffuuttbboolluu bb››--rraakktt››¤¤››nn››zz›› ssööyylleemmiiflflttiinniizz.. GGaazzeetteecciillii¤¤ee hheemmeennbbaaflflllaammaassaayydd››mm ddiiyyee ppiiflflmmaannll››kk dduuyydduunnuuzz mmuu??

O.T.: Piflman de¤ilim. Bir tak›m hayat felse-felerim var. Keflke laf›n› hiç sevmem.

■ FFuuttbbooll ssoonnrraass›› yyoorruummllaarr›› vvee bbuu kkaaddaarr ççookk

yyoorruumm yyaapp››llmmaass››nn›› nnaass››ll ddee¤¤eerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz??KKeennddii yyoorruummllaarr››nn››zz›› iizzlleeddiikktteenn ssoonnrraa nnee ddüüflflüü--nnüüyyoorrssuunnuuzz??

O.T.: Çok müsterihim. fiimdiye kadar mah-kemeye verilmedim, taraf›ma tazminat davas›aç›lmad›. Kimseye hakaret etmem. Ama Türk-çeyi iyi kullan›yorum. Bazen de iyi vurgular ya-par›m. O benim mesle¤imin bir taraf›. Futboldaon tane flart var. Bu on tane flart›, televizyondaseyrederken sen de benim gibi görüyorsun.Onlar› tekrar etmenin hiçbir manas› yok. Onla-r›n üzerine ne katabilirim ki senin dikkatini cezp

edebilirim, ben bunun peflindeyim.■■ GGaazzeetteecciilliikk ee¤¤iittiimmii aallmmaamm››flfl kkiiflfliilleerriinn tteellee--

vviizzyyoonnddaa vvee ggaazzeetteelleerrddee yyoorruumm yyaappmmaass››nn›› nnaass››llddee¤¤eerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz??

O.T.:Bunu birilerini kötülemek için söylemi-yorum;ama benim mesle¤imin bir haysiyeti ol-mas› laz›m. Osman Tanburac› yaz›yor dendi-¤inde, bana güven duyulmas› laz›m. Ama neyaz›k ki medyan›n gidiflat› “‹pte bas›n, bunu dayaz›n” haline geldi. Kimsenin birbirine güvenikalmad›. Futbola borcu olanlar ahkâm kesipak›l sat›yorlar. Oynarken neredeydiler? Bunlar,

size ak›l sat›yor. Onlar›n böyle gazetecili¤i deyok. Allah yetenek vermifl, güzel top oynam›fl,vadesi dolmufl, flimdi gelmifl bir koltu¤a otur-mufl, size yorum yap›yor.

■ YYoorruummllaarr nneeddeenn bbiirr hhaaffttaa ssüürrüüyyoorr??O.T.: Futbol o kadar güzel bir spor ki, her-

kesin yorumuna aç›k. Hakem hakk›nda bir bil-gin var, taç hakk›nda, gol hakk›nda bir bilginvar. Çok kolay bir ifl futbol. Bir de toplumlar›sürükleyici bir fley. ‹nsanlar futbolla, kendinimutlu hissediyor. Futbol, herkesin ilgisini çekti-¤i için de güzel bir fley. Dünyayla k›yaslad›¤›-

m›zda öyle. Dünyada Ahmet Çakar,Erman To-ro¤lu gibisi yok. “Dur bakal›m al geri…” yokböyle bir fley. Herkes televizyonda bir kere ayn›h›zda geçiyor. Ondan sonra han›mefendiye so-ruyorlar, ne diyorsunuz diye. Han›mefendi:“Valla bir fley yok, buz gibi gol.” diyor. Al ileri,al geri hiç yok, yasak; çünkü hakem bir seferdegörüyor. Öyle al geri, dersen sabaha kadar ne-ler bulursun neler.

■ KKooppmmaa nnookkttaass››nnaa ggeellddii¤¤iinniizz aannllaarr oolldduummuu??

O.T.: Çok oldu. Öncelikle flunu itiraf edeyim,her meslekten daha güzel bir meslektir. Bir po-pülerli¤i var, sevgisi var. Ben bir kundurac› ol-sam, kimse beni fark etmeyecekti; ama flimdihakl› haks›z bafl tac› oluyorum, bu güzel birfley. Bütün dünyay› geziyorsun. Görmedi¤imyer yok. Böyle bir meslek sevilmez mi? Amabu meslekte de tak dedirten olaylar oluyor. Te-lefon aç›yorlar, küfrediyorlar. Yeme¤ini beraberyedi¤iniz insanlar bunlar. Çok keyifli bir ifl yap›-yorum;ama Türkiye do¤rular› içine sindiremi-yor. ‘’Bu adam sa¤ aç›k oynayamaz arkadafl,bundan daha iyisi varken bunu neden oynat›-yorsun.’’ diyorsunuz, ertesi gün de iflten kovu-luyorsunuz. Böyle bir ahlaks›zl›k olmaz.Bunara¤men, zorluklar›na katlan›nca dünyan›n engüzel ifli.

■ BBuu nnookkttaayyaa ggeellmmeekk iiççiinn nneelleerr yyaapptt››nn››zz??O.T.: Senin gördü¤ünün d›fl›nda bir fley

yazmad›m. Golse, gol dedim. Arkalardan dola-n›p bin bir dereden su getirmedim. Bir süresonra dendi ki: Tamburac› dili sivridir, haflin-dir;ama kambura yatmaz. Beni Befliktafll›s› dasever, Fenerbahçelisi de sever, Galatasarayl›s›da sever, herkes sever.

■ 4400 sseennee ssoonnrraa bbiirr OOssmmaann TTaannbbuurraacc›› ddaahhaaggeelliirr mmii??

O.T.: Bir Osman Tanburac› olur. Dilinizi iyikullan›n, mert olun, dürüst olun, ödüller, taktir-ler gelir sizi bulur. Ama yan yollara sapar, rey-ting u¤runa koflarsan, insanlar›n beklentilerini,umutlar›n› bofla ç›kar›rsan olamazs›n.

Futbola borcu olan‹‹SSMMEEKK GGaazzeetteecciilliikk KKuurrssuunnddaa kkoonnuu¤¤uummuuzz oollaann OOssmmaann TTaannbbuurraacc››,, ffuuttbboolluu bb››rraakkaann

kkiiflfliilleerriinn bboorrççlluu oolldduu¤¤uunnuu vvee bbuu bboorrccuu yyoorruummccuulluukk yyaappaarraakk ööddeeddiikklleerriinnii ssööyylleeddii.. GGaazzeetteecciilliikk vvee yyoorruummccuulluukk ee¤¤iittiimmii oollmmaayyaann bbuu kkiiflfliilleerriinn aakk››ll ssaattaammaayyaaccaa¤¤››nn›› bbeelliirrttttii..

KURS‹YERLER‹N GÖZÜNDE

‹SMEK hayat›ma çok fley katt›..

Hiç mecburiyetim olmad›¤›

halde, neredeyse hiç devams›zl›k

yapmadan gitti¤im kursta bir çok

fley ö¤rendim, gelifltim.. Belki ga-

zeteci olamayaca¤›m ama art›k

bir gazeteye bakarken çok daha

fazla fley düflünece-

¤im... Birbirinden

yafl, e¤itim, siyasi

görüfl olarak çok

farkl› insanlar kay-

naflt›k... ‹fl sonra-

s› günün en yor-

gun saatlerinde

bile can› gönül-

den isteyerek

devam ettik.. Her bak›mdan çok

kazançl› mutlu ayr›l›yorum ‹smek-

Mecidiyeköy'den... Ve bunun için

‹smek'e minnettar›m. Hüzünlü

de¤ilim... Çünkü ne arkadafllar›-

m› ne Recep hocay› ne de ‹smek'i

b›rakm›yorum..‹smek benim için

daha bitmedi... Devam edecek.

Ebru Özer

‹SMEK

"Bu kursta kendimi ve çevremi geliflirken vede¤iflirken farkl› aç›lardan gözlemleyerek tan›ma,de¤erli uzmanlar›n tecrübelerinden yararlanma veçok de¤erli arkadafllar edinme imkan› buldum."

Okan Baldil

Olmayan bir renkmifl ki hayatlarda, var

olufluyla flenlendirdi yaflam›, kimi iflten geldi

yorgun arg›n, kimi okuldan; b›kk›n, uykusuz yüzler

kap›dan girdi¤i anda baflka bir dünyaya akm›fl

gibiydi;çünkü sevgi vard› burada, bilgi vard›

ö¤renilmeyi bekleyen, her fleyden de önemlisi

hayat›n ta kendisi bir ucumuzda ete¤imizi

çekifltirirken, biz burada muhayyilemizin s›n›rlar›n›

zorlad›k ve mutlulu¤u yakalamay› baflard›k.

fiükran Çiftçi

DÜNYANIN EN BÜYÜK E⁄‹T‹M MERKEZ‹‹SMEK, ‹stanbul’da ücretsiz vermifl oldu¤u üst düzey sa-nat ve meslek e¤itimi kurslar› ile, Dünya’n›n en büyük e¤itimmerkezi haline gelmifl ve ö¤renmek isteyen herkese de f›r-

sat eflitli¤i sa¤lam›flt›r. Takdire flayan bu çal›flmalardan dola-y›, eme¤i geçen herkesi gönülden kutlar, sayg›lar›m›sunar›m. Hüseyin Salur

Dünyan›n en flansl› ö¤rencileriyiz biz. Kursa bafllarken teorik birgazetecilik e¤itimi bekliyorduk. Oysa bir hocam›z var ki tüm

çevresini seferber etti bizlere, kimi savafl muhabirli¤ini anlatt›, kimifoto¤rafç›l›¤›, kimi zaman gazete binalar›na gittik kimi zaman

sergileri arfl›nlatt›. ‹smek’e bize bu imkân› sundu¤u için sonsuzteflekkürlerimi sunuyorum. Ö¤renmeye âfl›k bir deliydim.Ö¤retmenin de aflk oldu¤unu ö¤rendim. Zahide Kocao¤lu Çavufl

yorumcu olmas›n

OOssmmaann TTaannbbuurraacc››:: “Beni

seviyorlar, benden bir fley

gizlemiyorlar. Trabzon’dan Sabri

fiener’i arayay›m. ‘Osmanc›m

nas›ls›n?’ der ve sorular›m›

cevaplar. Kimsenin bu zamana

kadar arkas›ndan söz etmedim.

Ne söylediysem yüzüne karfl›

söyledim. Bu duruma gelmek zor.

Karn›na kurflunu yemeyeceksin. ”

Tesadüfen aç›k oldu¤unu gördü¤üm kursabaflvurmakla ne kadar do¤ru bir karar

verdi¤imi flimdi anl›yorum. Belki gazeteciolamayaca¤›z. Ancak gazetecili¤in ne demekoldu¤unu art›k bilen kiflileriz. Ve her fleydenönemlisi, hayat›m›z boyunca sürecek olanmükemmel dostluklar san›r›m bu kurstan

geriye kalacak en de¤erli fleylerden sadecebiri… Eray Karayel

Page 12: Ayna toplu son film

BBuu iiflflii sseeççmmee nneeddeenniinniizz ffuuttbbooll sseevvggiissii mmiiyyddii ??Futbolu sevmezdim;ama kendi

yapt›¤›m ifl d›fl›nda baflka bir fleyleryapmak istedim.

Bu ifli denedim ve gerçekten çok dagüzel geldi.

■ HHaannggii ttaakk››mmll››ss››nn››zz ??Tak›m tutmuyorum; çünkü hepsi ay-

n› fley asl›nda. Mesela, bu sene Fener-bahçe flampiyon oluyor, seneye baflka birioluyor. Bunlar›n hepsinin biraz yalan oldu¤u-na inan›yorum. (Gülüflmeler)

■ MMaaçç eessnnaass››nnddaa ççeekkttii¤¤iinniizz vvee oo aann›› yyaakkaa--llaadd››mm ddeeddii¤¤iinniizz ffoottoo¤¤rraaff››nn››zz››nn ttaarrzz››nn›› öö¤¤rreenneebbii--lliirr mmiiyyiizz??

Kendinden geçmifl ve coflkuya kap›lm›flbir seyirci foto¤raf›m vard›, o çok güzeldi.Bundan öncesinde de bir kaleci foto¤raf› çek-mifltim.O, kalecinin kovulmadan önce yedi¤ien son goldü ve bir tek bende vard›.

■ SSaaddeeccee ffuuttbbooll mmaaççllaarr››nn›› mm›› iizzlliiyyoorrssuunnuuzz,,yyookkssaa aattlleettiizzmm mmüüssaabbaakkaallaarr››nn›› ddaa ttaakkiipp eeddiiyyoorrmmuussuunnuuzz ??

En çok futbol a¤›rl›kl›;ama futbol maçlar›genelde akflam vakitlerinde yap›ld›¤› için dahaerken saatlerde ve bofl oldu¤um zamanlarda

di¤erlerine de gitmeye çal›fl›-yorum.

■ MMaaççllaarr›› hhaannggii mmaarrkkaammaakkiinnee iillee iizzlliiyyoorrssuunnuuzz vveeoobbjjeekkttiiffllee bbiirrlliikkttee ttooppllaammddaannee kkaaddaarr aa¤¤››rrll››kk ttaaflfl››yyoorrssuu--nnuuzz??

Makine Canon Mark III veobjektif olarak da genelde

sabit dedi¤imiz 300’ile çekim yap›yoruz. A¤›r-l›¤› laptop ile birlikte 20 kg kadar oluyor.

■ NNeeddeenn bbuu oobbjjeekkttiiffllee ççeekkiimm yyaapp››yyoorrssuu--nnuuzz??

Futbol sahas› çok genifl ve oyuncular›kendinize yaklaflt›rabilme ad›na, ayn› zaman-da da kareyi doldurabilme ad›na 300 gereki-yor. Bu noktada, 400 benim için daha do¤-ru;ama hem daha pahal› hem de çok a¤›r.

200’lük objektifleri de yak›n› gösterdi¤i içinkullanm›yorum. fiayet onu kullan›rsan›z, ola-y›n çok yan›n›zda olmas› gerekir ve o ana ka-dar da maç bitmifl olabilir.

■ SSiizz kkaaçç kkiilloossuunnuuzz ?? 43 (Gülüflmeler)■ BBaayyaann ggaazzeetteeccii oollmmaann››nn aavvaannttaajjllaarr›› vvee

ddeezzaavvaannttaajjllaarr›› nneelleerrddiirr ?? Dezavantaj›n› flu ana kadar görmedim, di-

yebilirim;ama avantajlar›n› gördüm. Meselabenim yan›mda küfürlü konuflam›yorlar. Hattataraftar beni görünce bazen susuyor. Bu ger-çekten çok güzel. Öyle ki benim için birdeslogan kullan›yorlar. ‘Allah’›n bize gönderdi¤ibir cezas›n sen.’ diyorlar. Tabi ki küfür ede-medikleri için. (Gülüflmeler) Bunun yan› s›rafoto muhabirlerinin argo konuflmalar›na damüdahalede bulundu¤um oluyor.

■ ‹‹llkk mmeessllee¤¤ee bbaaflflllaadd››¤¤››nn››zzddaa aalldd››¤¤››nn››zz tteepp--kkiilleerr nnaass››lldd›› ??

‘Yok sen yapamazs›n, yok korkars›n, yokhava so¤uyunca gelemezsin.’ falan dedi-ler;ama 3 y›l oldu hala gidiyoruz. (Gülüflmeler)

■ SSiizziinn oo ssaahhaa kkeennaarr››nnddaa hheerrcc üü mmeerrcciiççeerriissiinnddee,, aayynn›› zzaammaannddaa ddaa 2200 kkiillooyyaa yyaakk››nnaa¤¤››rrll››kkllaa ââddeettaa ssaavvaaflflmmaann››zz iinnaann››ll››rr ggiibbii ddee--¤¤iill.. BBuunnuunn yyaann››nnddaa ffuuttbbooll ttooppuu ddaa tteehhlliikkee

yyaarraattaabbiilliiyyoorr mmuu??Çok fazla geliyor. Hatta bir defas›nda Lin-

coln’ün vurdu¤u bir top, objektifi gözüme ka-pak yap›yordu. (Gülüflmeler) Gözümün tamüstüne oturdu; ama Allah’tan fliflme veyadaha baflka bir fley olmad›.

■ SSüürraattllee ggeelleenn bbiirr flfleeyyii hhiiçç hhaarreekkeett eett--mmiiyyoorr ggiibbii dduurrdduurrmmaakk,, oo aann›› ddoonndduurrmmaakk nnaass››llbbiirr dduuyygguu??

Bu inan›lmaz e¤lenceli. Mesela Lincolnröveflataya kalkt› ve çeke bilen o an› çekti;ama daha sonra o an› yakalayamayan çev-redekiler aramaya bafll›yorlar. fiayet siz çek-miflseniz bundan inan›lmaz bir keyif al›yor-sunuz.

■ ‹‹ssttaannbbuull dd››flfl››nnddaa mmaaççllaarraa ggiiddiiyyoorrmmuussuunnuuzz ??

Bir kere ‹stanbul d›fl›na gittim;ama genel-de buralarday›z.

Y›ld›z Teknik Üniversitesi Foto¤rafç›l›kBölümü’nden mezun olan Ayten

Kaya’ya, foto muhabiri olarak çal›flt›¤› Zaman Gazetesi’nde yapt›¤› iflin

incelikleri, keyifli yanlar› ve zorluklar›ylailgili sorular›m›z› yönelttik.

Kad›n bak›fllar›ylasaha içiKad›n bak›fllar›ylasaha içi