1

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU

01.11.2019

AYLIK VELİ BÜLTENİ

4 YAŞ

2

EGEBERK Anaokulu Misyonu

Misyonumuz, yaşam boyu öğrenen, duyarlı, dengeli ve bağımsız bireyler

yetiştirmek için yeniliklere ve evrensel değerlere açık, yerel değerlere

bağlı, adaletli ve farklılaştırılmış bir eğitim sunmaktır.

EGEBERK Anaokulu Vizyonu

Biz Egeberk Anaokulu olarak, geleceğine güvenen, geçmişine bağlı ve

değişime açığız. Yaratıcı ve özgür düşünceyle geniş bakış açısına sahip bir

öğrenen topluluğu ile hakkaniyet ve Atatürkçülük değerlerini benimseyen

bir kurum olmayı hedefliyoruz.

IB Misyon Beyanı

Uluslar arası Bakalorya, kültürler arası anlayış ve saygı ile daha iyi ve

daha barışçıl bir dünya oluşturulmasına yardımcı olacak araştıran-

sorgulayan, bilgili ve duyarlı genç insanlar yetiştirmeyi amaçlar.

Bu amaca yönelik olarak kuruluş, yeni ufuklar açıcı uluslar arası eğitim

programları ve titiz değerlendirme yöntemleri geliştirmek amacıyla

okullar, devletler ve uluslar arası kuruluşlarla çalışmaktadır.

Bu programlar, dünya genelinde öğrencileri, diğer insanlarında

farklılıklarıyla haklı olabileceğini anlayan, etkin, şefkatli ve yaşam boyu

öğrenmeye inanan bireyler olmaya teşvik eder.

3

Sevgili Velilerim,

Türkiye Cumhuriyeti’nin 96. kuruluş yıldönümüne erişmenin mutluluğu, onuru ve sevinci

içerisindeyiz. Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta olduğu gibi okulumuz Egeberk Anaokulu’nda da

büyük bir coşku ve mutlulukla kutlandı. Şüphesiz ki cumhuriyet, bizlerin yarınlara bırakabileceği en

güzel mirastır.

Özel Egeberk Anaokulu olarak cumhuriyet tarihimizin ulusumuza kazandırdığı değerlere ve

ülkemizin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkacak bilinçli, sorumluluk sahibi, milli ve manevi

değerlerimizi benimseyen öğrenciler yetiştirmek en büyük idealimizdir. Mustafa Kemal Atatürk,

“Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yüceltecek ve yaşatacak

sizlersiniz!” sözleriyle gençlere olan güvenini göstermiştir, bizde gençlerimize güveniyoruz.

Cumhuriyet Bayramı coşkusunu fazlasıyla yaşadığımız okulumuzda, düzenlemiş olduğumuz

etkinliklerde Atatürk ve Cumhuriyet Bayramı vurgusu yapılmış, okulumuz bayraklarla süslenmiş,

Atatürk ve Cumhuriyet konulu resim sergimiz okulumuzda siz değerli velilerimiz için sergilendi.

Çocuklarımız günün anlam ve önemine uygun şiir ve şarkılar söyleyerek coşkulu bir şekilde

Cumhuriyet Bayramı’nı kutladık.

Cumhuriyetimizin, korumamız ve ödün vermeden yaşatmamız gereken en değerli varlığımız olduğu

bilinciyle, bizlere çağdaş ve ulusal bir devlet armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk

olmak üzere, geçmişte ve bugün vatan topraklarının korunması için destanlar yazan tüm

şehitlerimize sonsuz minnet duyuyor, saygı ve rahmetle anıyoruz. Hepimizin Cumhuriyet Bayramı

kutlu olsun!

Nesrin CİVAN

Okul Müdürü

“Küçük hanımlar, küçük beyler;

Sizin hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız.

Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.

Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey

bekliyoruz.”

4

DİSLEKSİ

Özel öğrenme güçlüğü olarak da tanımlanan disleksinin beynin sol

tarafındaki fonksiyon bozukluklarından kaynaklandığı belirtilmektedir.

Beyindeki hatalı protein üretimi sonucunda bazı fonksiyonların tam

olarak gerçekleştirilememesi söz konusudur. Ayrıca, kalıtsal faktörlerin

yanı sıra gebelikteki beslenme bozuklukları, kullanılan yanlış ilaçlar,

geçirilen enfeksiyonlar, ateşli hastalıklar ve doğum travmaları da bir

etken olarak görülmektedir.

Zihinsel yönden normal olduğu halde, okuma-yazma, aritmetik ve diğer

akademik işlevlerde, şekilleri algılama ve yorumlamada ortaya çıkan,

yapısal ve gelişimsel bir sorundur.

Okul çağındaki çocuklarda rastlanma oranı %10-20 civarındadır.

Erkek çocuklarda kızlardan 4 kat fazla rastlanmaktadır. Düzeltilebilir bir problemdir. Tanılanıp

yardım edilmezse; depresyon ve kaygı bozuklukları, özgüvenin sarsılması, benlik saygısının

zedelenmesi gibi ikincil sorunlar yaşanan güçlükleri arttırmaktadır.

Çocuğun yaşı ilerleyip sorunlar biriktiğinde geri dönülmez noktalara gelinebilmektedir.

Disleksili Olanlarda Görülen Sorunlar

Geç konuşurlar, konuşmaları yetersizdir.

Görsel işlemleme ve algılamada sorun yaşarlar.

Okuma yazmayı geç sökerler, yazıları çirkindir.

Okurken kelime, satır, paragraf atlayabilirler.

Okuduklarını anlamada sorun yaşarlar.

İşitsel işlemleme/algı sorunları yaşarlar.

Bellek sorunları yaşarlar.

Telaffuz bozuklukları olabilir.

Heceleme yanlışlıkları olabilir. Heceleri tersine çevirebilirler.

Eksik okuyabilirler, bazen de harf ya da hece ekleyebilirler.

Aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağı, çapraz ya da tersten yazıp okuyabilirler.

Yön tayininde (sağ-sol ayrımında) sorunları olabilir.

Sayıları, çarpım tablosunu, haftanın günlerini, ayları… vb. sıralı şeyleri öğrenmede

zorlanırlar.

Bazı şekilleri eksik algılar ya da detay ekleyebilir.

b-d, p-q, 6-9,2-5

baş-beş

taş-kaş

baş-bağ

incir-zincir vb. karıştırılabilir.

Yaşıtlarına göre performansları daha düşük olur.

5

EEG ve tomografide genellikle bulgu vermez.

Fonksiyonel EMAR’la sol frontal, sağ ve sol temporal bölgede işlev bozukluğu bulguları

saptanabilmektedir.

Tanımlamada tarama testleri ve ayırıcı tanıya yönelik test kullanılmaktadır.

Tedavisinde çeşitli programlar kullanılmaktadır.

1. Sesbilgisel işlemlere yönelik çalışmalar

2. Okuma becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar.

3. Dikkat geliştirmeye yönelik çalışmalar.

4. Nörolojik uyarım programları uygulanmaktadır.

Evde yapılabilecek en iyi şey, bol bol kitap okuyup çocuğa anlattırmak ya da okuma bilen

çocuklara okutup anlattırmak olabilir. Bu şekilde beynin ilgili bölgeleri daha çok

çalıştırılmış olur. Çocuğun bilgisayar başında fazla zaman geçirmesini engellemek de

faydalı olabilir.

Dislekside temel tedavi yöntemi özel eğitimdir, ama aile içi iletişimin iyileştirilmesi,

çocuktan beklentilerin çocuğun kapasitesine göre düzenlemesi de önemli yer tutmaktadır.

Disleksi tam olarak ortadan kalkmasa da çocuk kendi hatalarının farkına varmaya başlayınca

kendisi için bir öğrenme tarzı geliştirmektedir.

Tedavi süresi 1-2 aydan 6 aya kadar uzayabilmekte, daha da artabilmektedir.

Tarihte Ünlü Dislektikler

George Washington

Winston Churcill

Graham Bell

Leonardo Da Vinci

Thomas Edison

Albert Einstein

Agatha Cristie

George Bush

Walt Disney vb.

Süheyla KIRLI

Okul Pedagogu

6

İNFLUENZA (GRİP) TEDAVİ VE KORUNMA

İnfluenza, Kış mevsiminde solunum problemine yol açan en sık

hasalıktır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her yıl çocukların %20-30’u

ve erişkinlerde %5-10’u influenza ile enfekte olmaktadır.

Gribal enfeksiyonların her mevsimde görülebildiği gibi, genellikle

mevsim geçişlerinde, havaların soğuduğu ve nem miktarının düştüğü

dönemlerde görülme sıklığı artar. Hastalık toplumda genellikle

sonbahar mevsiminin sonlarında başlayıp ilkbahar aylarına kadar

yaygın olarak devam eder. Hastalığın zamana göre değişim

göstermesinde çevresel faktörler ve yaşam tarzı önemli rol oynar.

Özellikle havaların soğuduğu dönemlerde kalabalık ve havalandırmanın

iyi olmadığı kapalı alanların kullanımının artması, hastalığın mevsimsel

olma özelliğini artıran önemli çevresel etkenlerdir.

Influenza, diğer enfeksiyon hastalıkları gibi virüsü taşıyan hasta kişilerinden direkt temas veya

solunum yolu sekresyonları ile bulaşmış eşyaların ortak kullanımı durumunda hızla yayılmaktadır.

Özellikle kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli faktörlerdir. Bu

nedenle çocukların kreş ve okullarda toplu bir şekilde bulunması hastalığın atak hızının

yükselmesine kolaylık sağlamaktadır. Bir ile üç gün arasında değişen bir inkübasyon döneminden

sonra semptomlar ortaya çıkar. Semptomlar başlamadan 24 saat önce ve semptomların bulunduğu

süre boyunca (5-7 gün) bulaşıcıdır.

KLİNİK BULGULAR

İnfluenza, virüsü bulaştıktan 1-3 gün sonra ani başlayan üşüme, titreme, ateş, halsizlik, kırgınlık,

iştahsızlık, miyalji (yaygın kas ağrısı), artralji (yaygın eklem ağrısı), baş ve boğaz ağrısı, genizde

dolgunluk ve akıntı, burun akıntısı (rinit), öksürük, çocuklarda daha az sıklıkla da gözlerde yanma-

kızarıklık (konjuktivit), bulantı kusma, karın ağrısı ve ishalin görüldüğü, 1-3 hafta süren bir

enfeksiyon hastalığıdır. Ateş genellikle 3-5 gün sürer ve akşamları daha yüksektir. Öksürük önce

kuru vasıfta iken, 3-4 gün sonra balgamlı karakter alıp, 2 hafta kadar sürebilir.

Olguların çoğunluğu kendiliğinden iyileşir. En önemli komplikasyonu ölüme neden olabilen

influenza sırasında veya takiben grup A streptokok, metisilin dirençli staphylococcusaureus ve

streptoccoccuspneumoniae gibi patojenlerle oluşan sekonder bakteriyel l

pnömonidir.Ayrıcaotitismedia , sinüzit gibi diğer bakteriyel solunum yolu enfeksiyonları da

influenzadan sonra sık görülür. Küçük yaş grubu çocuklarında sepsis-benzeri tablo oluşabilir ve

krup, bronşiyolit gibi solunum yolu tutulumu gelişebilir. İnfluenza enfeksiyonlarında febril

konvilasyondan, ağır ensefalopati, bilinç değişikliği hatta ölümle sonuçlanan ensefalite kadar

değişen nörolojik komplikasyonlar görülebilir. Reye sendromuinfluenza enfeksiyonuyla

ilişkilendirilmiştir. İnfluenza-ilişkili miyokardit ölüme sebep olabilir.

TANI

7

Tanı genellikle klinik olarak konulur, laboratuar testi gerektirmez. Şüpheli durumlarda boğaz

sürüntüsünde (ayrıca aspirat veya yıkama örnekleri de) antijen testi ve viral hücre kültürü

yapılabilirse de, bu testlerin klinik uygulamadaki yeri sınırlıdır.

TEDAVİ

Grip sırasında istirahat, bol sıvı alımı, iyi beslenme, ağız-burun temizliği önemlidir. Antibiyotik

kullanmanın hiçbir faydası bulunmamaktadır, ayrıca gereksiz antibiyotik kullanımı bağırsaktaki

faydalı mikroorganizmaları ortadan kaldırarak, bağışıklık sistemini zayıflatır. Antiviral ilaçlar ilk 48

saat içerisinde başlandığında özellikle risk grubundaki hastalarda önemli yararlar sağlamaktadır.

Her hastalıkta olduğu gibi tedavide beslenme ve uygun d vitamini düzeyinin sağlanması önemlidir.

Çocuklarda gribal belirtiler varsa okuldaki arkadaşlarına bulaştırmaması için evde kalması uygun

olacaktır.

Melek GÜNEL

Uzman Doktor

TÜRKÇE DİL ETKİNLİKLERİMİZDE NELER

ÖĞRENDİK?

Türkçe Dil etkinliğimizde yaşam

alanlarımız aile bireylerimiz hakkında

sohbet ettik. Çekirdek ve geniş aile

nedir? Kimlere denir? Sorusuna cevap bularak aile

resimlerimizi okula getirerek aile bireylerimizi

arkadaşlarımıza tanıttık.. Her arkadaşımızın bir

ailesi olduğunu hatta hayvanların canlıların bile bir

ailesi olduğunu sine vizyon izleyerek öğrendik. Boy

aynasında kendimizi inceledik. Aile ağaçlarımızı

oluşturduk ve ailelerimiz hakkında sohbet ettik.

Çeşitli tekerlemeler, şarkılar, parmak oyunları öğrendik.

ÖĞRENDİĞİMİZ PARMAK OYUNU, TEKERLEME VE ŞARKILAR TEKERLEME: Benim Adım Çocuk Ağzım minnacık Burnum hokkacık Yanaklarım elmacık Gözlerim boncuk Benim adım çocuk PARMAK OYUNU: Evimiz Burası bizim evimiz (İki elin işaret parmağı ile ev çizilir.) Annem, babam (Sol elin parmakları açılır. Başparmak ve işaret parmak gösterilir Kardeşim, ablam ve ben (Orta, yüzük ve serçe parmak.) Tam beş kişiyiz. (Sağ elin parmakları açılır.) Çok mutluyuz, neşeliyiz. (Kollar sarılır.)

8

ŞARKI: ‘’Cumhuriyet ‘’ şarkısını öğrendik. ŞİİR: ‘’Cumhuriyet Bayramı’’ şiirini öğrendik. SANAT ETKİNLİĞİMİZ: Dünya çocuk günü ile ilgili kuklalar yaptık. Sanat etkinliğimizde kağıt yırtma, kopartma ve makas tutma,kesme çalışmaları yaptık. Ailelerimiz ile olan fotoğrafları okula getirerek arkadaşlarımıza tanıttık ve Aile ağacımızı oluşturduk.Serbest resimler yaptık. 1 sayısını öğrendik. OYUN: Spor salonumuzda ‘’PARAŞÜT’’ ile renkleri tanıma oyunu oynadık. Spor salonunda serbest oyun saati yaptık. DRAMA: “Ailemiz” adlı drama etkinliğimizi yapıp, evimizde yaşayan bireyleri ve” Sonbahar Mevsimini” canlandırdık. BU AY NELER YAPTIK!!!

Ailemizi tanıyarak aramızdaki benzerlik ve farklılıkları öğrendik.

‘’Renk Cümbüşü’’ adlı deneyimizi yaparak, ana renklerimizi öğrendik.

Okulumuzun spor salonunda “KIRMIZI RENK PARTİSİ” yaptık.

29 Ekim Cumhuriyet balomuzda en şık kıyafetlerimizi giyerek, dans ettik. Şiirler okuduk. Şarkılar söyledik. Büyük bir coşku ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Sihirbaz gösterimizi izledik ve çok eğlendik. Atatürk çerçevemizi oluşturduk.

MÜZİK ORFF...

Merhaba,

Orff-Schulwerk anlayışı ile yaptığımız müzik çalışmalarının bir kolu danstır.

Bu ay daha çok işitsel mekansal ve bedensel farkındalık üzerine yoğunlaştık.

Sonbahar mevsimi üzerine konuştuk.

Farklı müziklerle sonbaharda yaşanan değişiklikler üzerine doğaçlama danslar da bulunduk.

Vivaldi’nin Dört Mevsim konçertosundan sonbahar bölümünün müziğini dinleyerek canlandırmalarda bulunduk.

Kalın ve ince sesler üzerine konuştuk. Değişik tonlamalarda sesler çıkardık.

Metalafonla tanıştık.

Deflerle tanıştık. Şarkılara eşlik ettik deflerle.

Tüllerle tanıştık bu ay. Rengarenk tüller.

Tüllerin renkleri ile ritim çalışması yaptık.

Tüllerle nefes çalışması yaptık.

Tülleri havaya atıp yakaladık bedenimizi çalıştırdık.

Ve sizler geldiniz. Ritim tuttuk, yılan olduk…..

En güzeli çok mutlu olduk.

Gün geçtikçe yaptığımız çalışmalar daha anlam kazanmaya başladı.Keyifle, eğlenerek

öğrenmeye devam ederek içimizdeki ritmi yakalamaya çalışıyoruz. İçinizdeki ritim hiç susmasın…

Nilay BECEREN

Müzik ve Orff Eğitimi Öğretmeni

9

RESİM – HEYKEL…

Atölyemizden herkese merhaba, bu ay atölyemizde yeni teknikler öğrenmeye

devam ettik. Pastel boyaların büyülü dünyasına adım attık. Kağıdımızı

rengarenk boyayıp üzerine siyah ekleyerek kazıma tekniği öğrendik. Gerek

kalemle gerek tırnaklarımızı işin içine sokup kazıyarak rengarenk balıklar çizdik. Sonrasında kolaj

tekniğini çözümlemeye başladık kağıtları yırtıp yapıştırarak çeşitli hayvanlar betimledik.

Cumhuriyetimizin 96.yılını hep beraber bayrağımızın rengini konsept alarak aktiviteler hazırladık.

Aktivitelerimizi panolara asıp sizin huzurunuza sunduk. Bu ay yoğun bir o kadar da eğlenceli bir ay

geçirdik. Size sevgiler ve güzel günler dilerim.

Özde KÜÇÜK

Resim-Heykel Öğretmeni

Beden Eğitimi!

Merhaba, derslerimizde ısınma hareketlerinin ve beslenmenin önemi üzerine

konuştuk.

Isınma hareketlerinin spor yapmadan önce yapılmasını alışkanlık haline getirerek

kaslarımızı açma-germe hareketleriyle sakatlıkları önlediğini öğrendik.

Aykut İŞGÖREN

Beden Eğitimi Öğretmeni

YÜZME

Yüzme sporu çok fazla kuvvet gerektirmeyen ancak tamamen doğru teknik

gerektiren bir spordur. Teknik ile enerji arasında direkt bir ilişki vardır. Yani

tekniğiniz geliştikçe yüzerken harcadığınız enerji de azalır. Tekniğiniz kötü ise

harcadığınız enerji de artar. Harcadığımız enerjiyi minimuma indirmek istiyorsak doğru ayak

vuruşu tekniği öğrenmemiz şarttır. Öncelikle bunun için kalça ve bel kaslarının potansiyel gücüne

ihtiyacımız olduğunu bilmeliyiz. Serbest stil yüzmede ayak vuruşu hareketi kalçadan başlar.

Kalçayı ihmal edip bacak hareketlerini dizden başlatmak; doğru teknikten uzaklaşmamıza ve daha

fazla enerji harcamamıza sebep olur.

Ekim Ayı içerisinde;

Yengeç yürüyüşü ile havuzun derinliğini keşfettik.

‘Su da kayma’ hareketi ile suyun kaldırma kuvvetinden yararlandık.

Yüzme tahtası ve makarna materyalleri kullanarak ayak vuruşu çalıştık.

Çeşitli oyunlarla keyifli saatler geçirdik.

Oğuz IŞIKLAR

Yüzme Öğretmeni

10

İYİ Kİ

DOĞDUNUZ

...

EKİM

AYINDA DOĞANLAR

* Almina BEŞİKKAYA-

ŞİMŞEK

Deniz DÜZEL –BULUT

Buse Naz OSANMAZ-

BULUT