AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik...

224
1 AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ŞUBAT-TEMMUZ 2020 KARARLARI İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanmıştır. ŞUBAT 2020 Başvuru Adı : Marilena-Carmen Popa / Romanya Başvuru No : 1814/11 Başvuru Tarihi : 15 Aralık 2010 Karar Tarihi : 18 Şubat 2020 Konu : Son derece mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin verdiği beraat kararını bozmasının; Yargıtay’ın, dosyada kapsamı nda alınan adli raporun isnat edilen suçun oluştuğunu belirleyici bir şekilde ortaya koyduğuna kanaat getirme yetkisine sahip olması sebebiyle, adil yargılanma hakkının ihlali olmadığı. Olaylar : Başvurucu Marilena-Carmen Popa, 1960 yılında doğmuş ve Bükreş’te (Romanya) yaşayan bir Romanya vatandaşıdır. Başvurucu, Eylül 2010’a kadar noterlik yapmıştır. Başvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satışı için biri E.C. tarafından temsil edilmiş olan iki şirket arasında yapılan bir sözleşmeyi tasdik etmiştir. Savcılık, 2005 yılında başvurucuyu birçok sözleşmeyi tahrif etmek ve bazı sözleşmeleri, Kasım 2003’te yapılan sözleşme dahil, sözleşmeyi imzalayacak tarafların yokluğunda tasdik etmek suretiyle mütemadi sahtecilik ile suçlamıştır. İstinaf Mahkemesi, E.C. de dahil olmak üzere tanık beyanlarını dinledikten ve Kasım 2003’te imzalanan sözleşmenin imzalarına ilişkin adli tıp raporunu da inceledikten sonra, başvurucuyu beraat ettirmiştir. Mahkeme, raporun sözleşmedeki imzanın E.C.’ye ait olmadığını doğrulamasına rağmen, davalının imza esnasında E.C.’nin huzurda olduğuna ilişkin beyanını çürütecek başka bir kanıt olmadığını belirtmiştir.

Transcript of AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik...

Page 1: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından

1

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ŞUBAT-TEMMUZ 2020 KARARLARI

İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanmıştır

ŞUBAT 2020

Başvuru Adı Marilena-Carmen Popa Romanya

Başvuru No 181411

Başvuru Tarihi 15 Aralık 2010

Karar Tarihi 18 Şubat 2020

Konu Son derece mahkemesinin ilk derece mahkemesinin verdiği

beraat kararını bozmasının Yargıtayrsquoın dosyada kapsamında alınan adli raporun isnat edilen

succedilun oluştuğunu belirleyici bir şekilde ortaya koyduğuna kanaat getirme yetkisine sahip

olması sebebiyle adil yargılanma hakkının ihlali olmadığı

Olaylar Başvurucu Marilena-Carmen Popa 1960 yılında doğmuş ve

Buumlkreşrsquote (Romanya) yaşayan bir Romanya vatandaşıdır

Başvurucu Eyluumll 2010rsquoa kadar noterlik yapmıştır

Başvurucu Kasım 2003rsquote bir arazinin satışı iccedilin biri EC tarafından temsil edilmiş

olan iki şirket arasında yapılan bir soumlzleşmeyi tasdik etmiştir Savcılık 2005 yılında

başvurucuyu birccedilok soumlzleşmeyi tahrif etmek ve bazı soumlzleşmeleri Kasım 2003rsquote yapılan

soumlzleşme dahil soumlzleşmeyi imzalayacak tarafların yokluğunda tasdik etmek suretiyle

muumltemadi sahtecilik ile succedillamıştır

İstinaf Mahkemesi EC de dahil olmak uumlzere tanık beyanlarını dinledikten ve Kasım

2003rsquote imzalanan soumlzleşmenin imzalarına ilişkin adli tıp raporunu da inceledikten sonra

başvurucuyu beraat ettirmiştir Mahkeme raporun soumlzleşmedeki imzanın ECrsquoye ait

olmadığını doğrulamasına rağmen davalının imza esnasında ECrsquonin huzurda olduğuna ilişkin

beyanını ccediluumlruumltecek başka bir kanıt olmadığını belirtmiştir

2

Savcılık makamı kararı temyiz etmiştir ve Yargıtay 2010 yılında muumltemadi succedillamayı

Kasım 2003 soumlzleşmesiyle ilgili olarak tek bir sahtecilik succediluyla değiştirerek başvurucuyu bu

succediltan mahkum etmiştir Başvurucu tuumlm soumlzleşmelerin kendisinin huzurunda taraflarca

imzalandığına ilişkin savunmasını devam ettirmiştir ancak Mahkeme bu soumlzleşmeye oumlzguuml

olan ECrsquonin ifadesini doğrulayan adli raporun belirleyici bir delil olduğunu belirtmiştir

Başvurucu 3 yıllık bir denetimli serbestlik suumlresi şartı ile 6 ay hapis cezasına

ccedilarptırılmıştır Kesin huumlkuumlm accedilık yanlışları duumlzeltilecek şekilde değiştirilse de mahkeme

kanuni uumlst sınır olan 2 sene 6 ayı aşmakta olan denetimli serbestlik suumlresini değiştirmemiştir

Başvurucu kesin huumlkmuumln iptali iccedilin olağanuumlstuuml kanun yoluna başvuruda bulunmuştur

Başvurucu Yargıtayrsquoın bu konudaki goumlruumlşlerini ifade etme veya doğrudan beyanda bulunma

şansı verilmeden kendisine youmlneltilen succedillamanın yasal sınıflandırmasının değiştirdiğini oumlne

suumlrmuumlştuumlr Ayrıca başvurucu kanunda izin verilenden daha uzun bir denetim suumlresine tabi

tutulmuştur

Kasım 2010rsquoda farklı bir Yargıtay heyeti başvurucunun yapmış olduğu olağanuumlstuuml

başvurunun kabul edilmez olduğunu belirterek başvuruyu reddetmiştir Yargıtay

başvurucunun denetim suumlresine ilişkin iddialarını incelememiştir Başvurucu Eyluumll 2010rsquode

mahkumiyet kararına istinaden noterlik sicilinden silinmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 6 (adıl yargılanma hakkı) ve Madde 7rsquoye

(kanunsuz ceza olmaz) dayanarak aleyhindeki yargılamaların adil olmadığından ve kendisine

verilen cezanın kanunun izin verdiğinden daha ağır olduğundan şikacircyetccedili olmuştur

Karar Madde 6

Mahkeme 2019 tarihli Juacuteliacuteus THORNoacuter Sigurthornoacutersson v İzlanda kararında bir alt

mahkemenin beraat kararını takiben son derece mahkemesinin sanık veya tanıkları doğrudan

yeniden dinlemeksizin mahkumiyet kararı verdiği durumlar iccedilin ortaya koyduğu prensipleri

tekrarlamıştır

Daha sonra Mahkeme Yargıtayrsquoın deliller hakkında doğrudan ECrsquoyi dinlemeksizin

Bay Poparsquonın davası iccedilin adil bir yargılama yuumlruumltuumlp yuumlruumltemediğini incelemiştir

İlk derece mahkemesinin kararı ile Yargıtay kararı arasındaki temel farklılık

Yargıtayrsquoın adli raporun başvurucunun succedilluluğu hakkında var olan şuumlpheleri ortadan

3

kaldırmaya yeterli olduğuna kanaat getirmiş olmasıdır Bu farklılık iccedilin oumlngoumlruumllen gerekccedileler

kısa ve oumlz olmalarına rağmen soumlz konusu uzman delilinin tartışılmaz bir bilimsel gerccedileklik

olması nedeniyle keyfi veya accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnmemektedir

Bay Popa ayrıca soumlz konusu raporun tarafsızlığına ilişkin şuumlphelerini dile getirmiştir

zira rapor İccedilişleri Bakanlığı iccedilin ccedilalışan bir adli uzman tarafından hazırlanmıştır Ancak

başvurucu hiyerarşik veya diğer anlamda uzman ve kendi davasını inceleyen hakimler ve

savcılar veya yargılamaya dahil olan diğer kişiler arasında herhangi bir bağlantı olduğunu

ortaya koyamamıştır Mahkeme atanmış uzmanların bağımsızlığını veya goumlruumlşlerinin

guumlvenilirliğini sorgulamaya sebep olacak herhangi bir unsur goumlrmemiştir

Mahkeme adil yargılanma gerekliliklerinin ECrsquonin tekrar dinlenmesini gerektirdiğine

veya Yargıtayrsquoın başvurucu tanığın tekrar dinlenmesini talep etmemiş olsa bile pozitif tedbir

almakla yuumlkuumlmluuml olduğuna ikna olmamıştır

Bu bağlamda Mahkeme ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının bir sorun olarak

değerlendirilemeyeceğini ve ifadesine ilişkin kayıtların Yargıtay hakimlerinin erişimine accedilık

olduğunu değerlendirmiştir Başvurucu ilave delillerin dava dosyasına eklenmesini talep

etmemiştir ve Yargıtay dosyayı esastan incelemiştir

İki mahkeme arasındaki uyuşmazlığın ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının değil

de bilirkişi raporunun delil olarak değerine atfedilebilecek oumlneme ilişkin olduğu goumlz oumlnuumlne

alındığında Mahkeme başvurucunun davasının son derece yerel mahkemelerinin daha

oumlnceden succedilsuz bulunan sanıkları kendilerini doğrudan deliller hakkında dinlemeden veya

mahkumiyetler ile ilgili olduğu kabul edilen ifadeler goumlzden geccedilirilmeden mahkucircm ettiği

kararlardan ayrı tutulabileceği goumlruumlşuumlndedir

Son olarak başvurucu kendisine konuya ilişkin goumlruumlşuumlnuuml ifade etme fırsatı

vermeksizin Yargıtayrsquoın aleyhindeki succedillamanın yasal kategorisini değiştirdiğinden şikacircyet

etmesinden dolayı Mahkeme tek bir sahtecilik eyleminin ilk baştaki muumltemadi sahtecilik

eylemlerinin bir parccedilası olduğunu belirtmiştir Başvurucu iddia edilen her eyleme ilişkin

yorum ve kanıt sunma imkanına sahip olduğundan bu tuumlr tek bir succediltan oumltuumlruuml succedillu

bulunabileceğini bilmesi gerekirdi

Mahkeme 6 maddenin ihlal edilmediği sonucuna varmıştır

4

Madde 7

Her iki taraf da Yargıtayrsquoın başvurucunun denetim suumlresinin uzunluğuna ilişkin

hesaplamada hata yaptığını kabul etmektedir

Ancak başvurucu tarafından başvurulan kanun yolu yani iptal iccedilin yapılan olağanuumlstuuml

başvuru boumlyle bir durumda etkili bir kanun yolu teşkil etmemektedir Bilakis başvurucunun

mahkemenin kendi iccediltihatlarında da tanımlandığı uumlzere accedilık bir maddi hata nedeniyle kararı

duumlzeltilmesi iccedilin Yargıtayrsquoa başvurmuş olması gerekirdi Soumlz konusu talep Ceza Muhakemesi

Kanunursquonun 195 maddesi uyarınca yapılabilecek olmasına rağmen dava dosyasında

başvurucunun boumlyle bir adım attığına ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır

Mahkeme başvurucunun mevcut tuumlm iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine ve bu madde

kapsamındaki şikayetinin kabul edilemez olduğuna oy ccedilokluğuyla karar vermiştir

5

Başvuru Adı ND ve NT İspanya

Başvuru No 867515 ve 869715

Başvuru Tarihi 12 Şubat 2015 (Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderme talebi 14 Aralık

2017)

Karar Tarihi 13 Şubat 2020

Konu Uumllkeye hukuka uygun yollarla giriş imkanı olmasına rağmen

bu imkanları değerlendirmeyerek uumllkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin durumlarının

bireysel olarak değerlendirilmeksizin sınır dışı edilmelerinin 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln

(yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) ihlali olmadığı

Olaylar Başvurucular ND ve NT sırasıyla Mali ve Fildişi Sahili

vatandaşı olup 1986 ve 1985 yılında doğmuştur Birinci başvurucu silahlı ccedilatışma sebebiyle

2012 yılında Malirsquoden ayrıldığını soumlylemiştir Moritanya ve Cezayir uumlzerinden seyahat ederek

Mart 2013rsquote Fasrsquoa varmıştır ve anlaşıldığı kadarıyla Melilla sınırına yakın Gurugu

Tepesindeki goumlccedilmen kampında kalmıştır İkinci başvurucu Fasrsquoa 2012rsquonin sonunda varmış

olup o da goumlccedilmen kampında kalmıştır

Oumlzerk bir şehir olan Melilla Fas tarafından ccedilevrelenmiş Kuzey Afrika kıyısında yer

alan 12 kilometrekarelik bir İspanyol toprağıdır İspanyol yetkilileri 13 kilometrelik sınır

boyunca 2014rsquoten beri paralel uumlccedil ccedilitten oluşan bir bariyer inşa etmişlerdir Uumlccedilluuml ccedilit boyunca

doumlrt adet sınır geccediliş noktası yerleştirilmiştir Bu noktalar arasında Guardia Civil goumlrevlileri

yasa dışı girişleri oumlnlemek amacıyla kara sınırında ve kıyıda devriye gezmektedir Sahra Altı

Afrika dacirchil diğer yerlerden gelen yabancılar sıkccedila ccedilitleri aşma teşebbuumlsuumlnde bulunmaktadır

13 Ağustos 2014 sabahının erken vakitlerinde ilk giriş teşebbuumlsuuml yaşanmıştır

Huumlkuumlmetrsquoe goumlre Fas polisi yaklaşık 500 goumlccedilmenin dış ccediliti tırmalamalarını engellemiş ancak

yaklaşık 100 goumlccedilmen ccediliti aşmayı başarmıştır 75 goumlccedilmen iccedil ccedilitin tepesine ulaşmış ancak

yalnızca birkaccedilı diğer tarafa inerek İspanya topraklarına ayak basmış ve orada Guardia Civil

mensuplarıyla karşılaşmıştır Diğerleri iccedil ccedilitin tepesinde oturmaya devam etmiştir Guardia

Civil goumlrevlileri onların aşağı inmesine yardım etmiş ardından ccedilitler arasındaki kapılardan

sınırın diğer tarafındaki Fas topraklarına geri doumlnmeleri iccedilin onlara eşlik etmişlerdir

6

Anlatıldığına goumlre ND ve NT iccedil ccedilitin tepesine ulaşmayı başarmışlar ve birkaccedil saat

orada kalmışlardır Sırasıyla saat 15 ve 14 civarında kendilerine merdiven temin eden İspanyol

kolluk kuvvetlerinin yardımıyla ccedilitlerden aşağı inmişlerdir Yere ulaşır ulaşmaz onları

kelepccedileledikleri Fasrsquoa geri goumltuumlrduumlkleri ve Fas yetkililerine teslim ettikleri soumlylenen Guardia

Civil goumlrevlileri tarafından tutuklanmışlardır İddia edildiğine goumlre başvurucular hiccedilbir kimlik

tespiti işleminden geccedilmemiş goumlrevlilere kişisel durumlarını accedilıklama ya da avukat veya

ccedilevirmen desteği alma şansı bulamamışlardır Anlatıldığına goumlre Melillarsquonın birkaccedil kilometre

guumlneyindeki Nador polis merkezine transfer edilmişlerdir İddia edildiğine goumlre 300 kilometre

uzaklıktaki Fezrsquoe goumltuumlruumllmeden ve kendi başlarının ccedilaresine bakmaya terk edilmeden oumlnce

tıbbi yardım talep etmişseler de talepleri reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquoe (yabancıların

topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) dayanarak durumlarının bireysel değerlendirilmesi

yapılmaksızın ve herhangi bir usul veya adli yardıma tabi olmaksızın topluca sınır dışı

edilmeye maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir Başvurucular goumlccedilmenlerin kimlik tespiti

yapılmaksızın sistematik olarak goumlnderilme politikasından şikayet etmiştir onlara goumlre bu

ilgili doumlnemde hukuki dayanaktan yoksundur 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak

Madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak Fasrsquoa derhal doumlnuumlşlerinin yasal olmadığını

savunabilecekleri askıya alma etkisine sahip etkili bir başvuru yolunun yokluğundan şikayetccedili

olmuşlardır

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 12 Şubat 2015 tarihinde başvurulmuştur 03 Ekim

2017 tarihli Daire kararında Mahkeme 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln ve 4 Norsquolu Protokol

Madde 4 ile bağlantılı olarak ele alındığında Madde 13rsquouumln (etkili başvuru hakkı) ihlal

edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir

14 Aralık 2017 tarihinde Huumlkuumlmet Soumlzleşmersquonin 43 maddesi kapsamında davanın

Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderilmesini talep etmiştir ve 29 Ocak 2018 tarihinde Buumlyuumlk Dairersquonin

kurulu bu talebi kabul etmiştir 26 Eyluumll 2018 tarihinde bir duruşma yapılmıştır

Yazılı usule katılmalarına izin verilen Belccedilika Fransız ve İtalyan Huumlkuumlmetleri uumlccediluumlncuuml

taraf goumlruumlşuuml sunmuşlardır Ayrıca Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Birleşmiş

Milletler Muumllteciler Yuumlksek Komiserliği (UNHCR) İspanya Muumllteciler Komisyonu (CEAR)

ve muumlşterek hareket eden Avrupa Kişisel Haklar Tavsiye Merkezi (the AIRE Centre)

Uluslararası Af Oumlrguumltuuml Avrupa Muumllteciler ve Suumlrguumlnler Konseyi (ECRE) ve Uluslararası

7

Hukukccedilular Komisyonu tarafından Hollandalı Muumllteci Konseyinin katılımı ile goumlruumlş

sunulmuştur Daire yargılamasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yuumlksek Komiserliği

tarafından sunulan yazılı goumlruumlşler de dosyaya dahil edilmiştir 01042018 tarihinden beri

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olan Dunja Mijatović Soumlzleşmersquonin 36sect3 maddesi

uyarınca duruşmada soumlz almıştır UNHCR de duruşmaya katılmıştır

Karar 4 Norsquolu Protokol Madde 4

Mahkeme başvurucuların sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve oumlnceden

planlanmış bir operasyon kapsamında yetkisiz bir şekilde kara sınırını geccedilerek İspanyol

boumllgesine girme teşebbuumlsuumlnde bulunan ccedilok sayıda kişiden oluşan bir grubun uumlyesi olduklarını

not etmiştir Başvurucuların Madde 3 kapsamındaki başvuruları Daire tarafından kabul

edilemez bulunmuştur Başvurucuların kimlikleri tespit edilmemiş ve bireysel durumlarını

incelemek iccedilin herhangi bir yazılı usul uygulanmamıştır Dolayısıyla Fasrsquoa geri doumlnuumlşleri

bilfiil bireysel ancak acele bir goumlnderme olmuş ve İspanya sınır guumlvenliği tarafından

gerccedilekleştirilmiştir

İspanya gibi sınırları Schengen boumllgesinin dış sınırları ile oumlrtuumlşen Soumlzleşmeci

Devletlere ilişkin olarak Soumlzleşme haklarının etkililiği bu Devletlerin hukuka uygun giriş

youmlntemlerine samimi ve etkili erişimi oumlzellikle sınıra ulaşmış olanlar iccedilin sınır işlemlerini

erişilir kılmalarını gerektirmektedir Bu youmlntemler zulme maruz kalan herkesin Soumlzleşmersquonin

oumlzellikle 3 maddesine (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) istinaden

yapılacak başvurunun Mahkemersquoninkiler dahil uluslararası normlar ile uyumlu şekilde işleme

alınacağını temin eden şartlar altında koruma başvurusunda bulunmasına olanak sağlamalıdır

Soumlzleşme ve oumlzellikle Madde 3 kapsamında koruma talep etme hakkını guumlvence altına alan

samimi ve etkili duumlzenlemelerin varlığı halinde Soumlzleşme Devletlerin sınırları denetleme

yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirirken boumlyle bir koruma başvurusunun mevcut sınır geccediliş

noktalarında yapılmasını gerekli kılmalarını engellemez Dolayısıyla Devletler haklı bir sebep

olmaksızın bu gerekliliklere uymayan ve sınırı başka bir konumdan oumlzellikle eldeki davada

olduğu gibi sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve guumlccedil kullanarak geccedilmeye ccedilalışan

yabancıların muhtemel sığınmacılar dahil topraklarına girme taleplerini reddedebilir

Mahkeme İspanyol hukukunun başvuruculara ulusal boumllgeye giriş iccedilin ccedileşitli

muhtemel youmlntemler tanıdığını not etmiştir Başvurucular oumlzellikle sınır geccediliş noktasında

8

ayrıca menşe veya transit uumllkelerindeki İspanya diplomatik temsilcilik veya konsolosluklarında

ya da Fasrsquota vize veya uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirlerdi

1 Eyluumll 2014rsquote İspanyol yetkililer sığınma taleplerini kaydetmek iccedilin Beni Enzar

uluslararası sınır geccediliş noktasına 24 saat accedilık bir ofis kurmuşlardır Bu tarihten de oumlnce

122009 Sayılı Kanunun 21 Boumlluumlmuuml kapsamında bu etkiye sahip bir kanun yolu

oluşturulmuştur Huumlkuumlmet Melillarsquoda 1 Ocak ve 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında 21 sığınma

başvurusu yapıldığını bunların 6 tanesinin Beni Enzar sınır geccediliş noktasında yapıldığını ve

resmi bir başvuruda bulunmaları iccedilin daha sonra sığınmacılara Melilla polis merkezine kadar

eşlik edildiğini soumlylemiştir Soumlz konusu kişiler Cezayir Burkina Faso Kamerun Kongo Fildişi

Sahili ve Somalirsquoden gelmişlerdir

Bu sebeple Mahkeme 1 Eyluumll 2014rsquote Beni Enzarrsquodaki hususi uluslararası koruma

ofisinin kurulmasından da oumlnce bu sınır geccediliş noktasında sığınma başvurusu alma konusunda

hukuki bir yuumlkuumlmluumlluumlk olduğundan ve ayrıca bu başvuruları yapmanın gerccedilekten muumlmkuumln

olduğundan şuumlphe etmek iccedilin hiccedilbir sebep goumlrmemiştir 1 Eyluumll 2014 tarihinden oumlnce Beni

Enzarrsquoda ccedilok az sayıda sığınma talebinde bulunulmuş olması ndashHuumlkuumlmet aksini ileri

suumlrmemiştirndash tek başına muhatap Devletin bu sınır geccediliş noktasına samimi ve etkili erişimi

sağlamadığı sonucuna ulaşmak iccedilin yeterli değildir

Buumlyuumlk Daire nezdindeki yazılı usulde başvurucular İspanyol boumllgesine yasal yollardan

giriş yapmaya ccedilalışmış olduklarına ilişkin bir iddia ileri suumlrmemişlerdir Yalnızca Buumlyuumlk Daire

duruşmasında Beni Enzarrsquoa ulaşmaya ccedilalıştıklarını ancak ldquoFas yetkilileri tarafından

kovalandıklarınırdquo soumlylemişlerdir Oldukccedila geccedil bir aşamada ileri suumlruumllmuumlş olması sebebiyle bu

iddiayı kuşatan şuumlphelerin haricinde Mahkeme başvurucuların hiccedilbir aşamada karşılaşılan

engellerin İspanyol yetkililerin sorumluluğunda olduğunu iddia etmediklerini not etmiştir

Dolayısıyla Mahkeme soumlz konusu zamanda başvurucuların sınır dışı edilmelerine

karşı sebeplerini duumlzguumln ve hukuka uygun bir şekilde iletmek amacıyla Beni Enzar sınır geccediliş

noktasını kullanmamak iccedilin gerekli olan haklı bir sebepleri olduğuna ikna olmamıştır

4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi Soumlzleşmeci Devletler iccedilin başka bir Devletin yetki

alanındaki kişileri kendi yetki alanına getirmesine ilişkin genel bir yuumlkuumlmluumlluumlk

iccedilermemektedir Fas tarafından fiziksel olarak Beni Enzar sınır geccediliş noktasına ulaşırken bazı

zorlukların mevcut olduğu varsayılsa dahi muhatap Huumlkuumlmetrsquoin bu duruma ilişkin olarak

9

oumlngoumlruumllen bir sorumluluğu yoktur Bu tespit Mahkemersquonin huzurdaki olayda 4 Norsquolu

Protokolrsquouumln 4 maddesinin ihlal edilmediğine kanaat getirmesi iccedilin yeterli olmuştur

Mahkeme İspanyol Huumlkuumlmetinin bahsettiği uluslararası koruma başvurusunun

yapılabileceği İspanyol elccedililikleri ve konsolosluklarına erişim ile ilgili ihtimalleri incelerken

Nadorrsquodaki İspanyol konsolosluğunun Beni Enzarrsquodan ndashyani 13 Ağustos 2014 tarihinde

ccedilitlerden geccedililen yerdenndash sadece 135 km uzaklıkta olduğunu goumlzlemlemiştir Gurugu

kampında 2 sene (başvurucu ND) ve 1 sene 9 ay (başvurucu NT) kaldıklarını soumlyleyen

başvurucular uluslararası korumaya başvurmak istemeleri halinde kolaylıkla buraya seyahat

edebilirlerdi Başvurucular ne bu yolu seccedilmeme sebepleri ile ilgili Mahkemersquoye bir accedilıklama

yapmışlardır ne de bu seccedileneği kullanmalarının engellendiğini iddia etmişlerdir Son olarak

başvurucular diğer ndashmenşe uumllkelerindeki ya da 2012 yılından beri seyahat ettikleri uumllkelerden

birindekindash İspanyol elccedililiklerinde vize başvurusu yapmaya ilişkin samimi ve etkili bir imkanın

varlığına karşı ccedilıkmamışlardır NDrsquonin durumunda İspanya ve Mali arasında NDrsquoye oumlzel

bir ccedilalışma vizesi alma imkanı tanıyan oumlzel bir anlaşma dahi mevcuttur

Mahkeme başvurucuların 13 Ağustos 2014 tarihinde grubun sayının ccedilokluğundan

faydalanarak ve guumlccedil kullanarak Melilla sınırındaki ccedilitlerden zorla girme teşebbuumlsuumlne dahil

olarak aslında kendilerini tehlikeye soktuklarını değerlendirmiştir Başvurucular Schengen

boumllgesinin dış sınırlarından geccedilmeye ilişkin Schengen Sınırlar Kanunu uyarınca İspanyol

topraklarına hukuka uygun giriş iccedilin mevcut olan hukuki proseduumlrleri kullanmamışlardır

Dolayısıyla Mahkeme bireysel nitelikte bir ihraccedil kararı olmamasının başvurucuların bu amaccedil

iccedilin var olan mevcut resmi giriş proseduumlrlerini kullanmamış olmasına atfedilebileceği

dolayısıyla bunun kendi davranışlarının bir sonucu olduğu kanaatindedir

Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi ihlal edilmemiştir

4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme İspanyol hukukunun sınırda ihraccedil kararlarına itiraz edilmesine olanak

sağladığını ancak ihraccedillarına karşı boumlyle bir itirazda bulunabilmek iccedilin başvurucuların

kendilerinin de kurallara uyması gerektiğini not etmiştir

Mahkeme başvurucuların ihraccedilları iccedilin bireyselleştirişmiş bir proseduumlruumln yokluğunun

13 Ağustos 2014 tarihinde buumlyuumlk bir grubun parccedilası olarak ve izin verilmeyen bir yerden

Mellilla sınır koruma yapılarını geccedilerek kendilerini hukuka aykırı bir durum iccediline sokan

10

hareketlerinin sonucu olduğunu dolayısıyla Melillarsquoda başvurucuların ihraccedillarına itiraz

edebilecekleri bir kanun yolu olmamasından muhatap Devleti sorumlu tutamayacağını ortaya

koymuştur

Başvurucuların varış uumllkesi olan Fasrsquota maruz kalma ihtimalleri olan risklere ilişkin

şikayetlerinin proseduumlruumln başında Madde 3 kapsamında yapılan başvurunun kabul edilemez

bulunmasıyla reddedilmesi sebebiyle boumlyle bir ccedilarenin yokluğu tek başına Madde 13rsquouumln

ihlalini teşkil etmemiştir

Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13 ihlal

edilmemiştir

11

Başvuru Adı Oumlzer Tuumlrkiye

Başvuru No 6927012

Başvuru Tarihi 22 Haziran 2012

Karar Tarihi 11 Şubat 2020

Konu Yerel mahkemelerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin

iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme

yapmamış olmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlali olduğu

Olaylar Başvurucu Aziz Oumlzer İstanbulrsquoda (Tuumlrkiye) yaşayan 1964

doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır

Dava Yeni Duumlnya İccedilin Ccedilağrı dergisinin sahibi ve editoumlruuml olan Bay Oumlzerrsquoe karşı teroumlr

oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilu nedeniyle yuumlruumltuumllen cezai işlemler ile ilgilidir

2007 yılında İstanbul savcılığının Bay Oumlzerrsquoi dergisinin Ocak 2007 sayısında

yayımlanan bir yazı sebebiyle teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yaymak succedilu ile itham etmiştir

Takip eden yıl İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvurucuyu atılı succediltan succedillu bulmuş

ve hakkında 15 ay hapis cezasına huumlkmetmiştir Ağır Ceza Mahkemesi oumlzellikle ldquoKuumlrt sorunu

ccediloumlzuumlm arayışları ve goumlrevlerimizrdquo başlıklı yazının belirli boumlluumlmlerinin PKK (Kuumlrdistan İşccedili

Partisi yasa dışı bir silahlı oumlrguumlt) propagandası teşkil ettiğini ve ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

kullanımına değil bu oumlzguumlrluumlğuumln hatalı kullanımına karşılık geldiğini değerlendirmiştir

2012 yılında Yargıtay soumlz konusu kararı onamıştır Aynı yıl 6352 Sayılı Kanunrsquoun

yuumlruumlrluumlğe girmesini takiben başvurucu hakkında verilen huumlkmuumln infazı 3 sene ertelenmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak hakkında

yuumlruumltuumllen ceza yargılaması sebebiyle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar Madde 10

3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai yargılamaya

ilişkin olarak Mahkeme iccediltihadında ortaya konulmuş ilkelerin oumlzeti

12

1 Kanunun niteliğine ilişkin prensipler (3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesi)

Mahkeme iccediltihadında 2013rsquoe kadar yuumlruumlrluumlkte olan halleriyle 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2)

maddesinin accedilıklık ve oumlngoumlruumllebilirlikten yoksun olduğunu not etmiştir

Mahkeme oumlzellikle madde 7(2)rsquonin ndash2003 ve 2013 tarihleri arasında art arda yuumlruumlrluumlkte

olan iki versiyondakindash lafzını ve yerel mahkemelerin bu huumlkmuuml başvurucuları mahkum etmek

iccedilin ne şekilde yorumladığını dikkate alarak bu huumlkmuumln tatbikinin oumlngoumlruumllebilirliği hakkında

ciddi şuumlphelerin olduğunu değerlendirmiştir Mahkeme ayrıca Belge v Tuumlrkiye kararında ne

teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilunun ndash7(2) maddenin 2006 ve 2013 tarihleri arasında

yuumlruumlrluumlkte olan haliylendash ne de bu huumlkmuumln yerel mahkemeler tarafından yorumlanmasının

tamamen accedilık olduğunu belirtmiştir

2 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai işlemlerden

doğan bir muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliğine ilişkin prensipler Mahkeme

iccediltihadında Madde 10 ihlallerini iki farklı değerlendirme ile dikkate almıştır

İlk olarak Mahkeme şuumlphe edilen belge ve beyanlar ile başvurucular tarafından

işlendiği iddia edilen fiilleri kendisi incelemiştir Soumlz konusu davalarda Mahkeme belgeler

beyanlar ve iddia edilen fiiller kimi zaman saldırgan nitelikte olsa ve Devlet yetkililerine

youmlnelik ciddi eleştiriler iccedilerse veya sorumlu olunan goumlruumlşlerin belirli yasa dışı oumlrguumltlerin ya da

bunların lider veya uumlyelerinin lehine olduğu varsayılsa bile bunların aslında ne şiddete

direnişe veya isyana teşvik iccedilerdiği ne nefret soumlylemi anlamına geldiği ne de belirtilen kişilere

karşı koumlkleşmiş ve irrasyonel nefret aşılayarak şiddete sebep olmalarının muhtemel olduğu

kanaatine varmıştır

İkinci olarak bazı davalarda Mahkeme değerlendirmesini yerel mahkemelerin nihai

mahkumiyet kararlarında accedilıkladıkları gerekccedilelere dayandırmıştır Mahkeme oumlzellikle şuumlphe

edilen belge beyan veya fiillerin şiddet kullanımına silahlı direnişe veya isyana teşvik

iccedilerdiğinin ya da nefret soumlylemi oluşturduğunun accedilıkccedila belli olmadığı olaylarda izlenen analitik

youmlnteme muumlracaat etmiştir Mahkeme bu davalarda ulusal yetkililerin ne başvurucuların

mahkumiyetlerini meşru kılmak iccedilin yerinde ve yeterli gerekccedile goumlsterdiğini ne de yeterli

accedilıklama ndashoumlzellikle şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin iccedilerikleri bağlamları ve zararlı

sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığında şiddet kullanımına silahlı direnişe veya

isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediğine ilişkinndash yaptığını

belirtmiştir Mahkeme ayrıca ulusal yetkililerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin

13

iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm kriterleri dikkate alarak gerektiği gibi bir

inceleme yapmadıklarını ya da başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ile ulaşılmak istenen meşru

amaccedil arasında Mahkeme iccediltihadında ortaya konulan kriterlere uygun olacak şekilde yeterli bir

dengeleme faaliyeti yuumlruumltmediklerini değerlendirmiştir

Mahkeme Hatice Ccediloban v Tuumlrkiye davasında yerel mahkemelerin mahkumiyet

kararını temellendirmek iccedilin kullandığı kanıtların guumlvenilirliği ve doğruluğuna itiraz eden

başvurucunun ileri suumlrduumlğuuml iddialara cevap vermeyerek Soumlzleşmenin 10 maddesi accedilısından

ccedilatışan menfaatlerin dengelenmesi yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediği sonucuna varmıştır

Son olarak diğer davalarda Mahkeme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin şiddeti

nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlklediklerini veya bunlara goumlz yumduklarını kaydederek ihlal

olmadığına karar vermiş ya da başvuruları accedilıkccedila dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle kabul

edilemez bulmuştur

Huzurdaki davaya ilişkin olarak ise Mahkeme 4 sene 11 ay suumlren ceza

yargılamasının başvurucu uumlzerinde yaratabileceği caydırıcı etki sebebiyle başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahaleyi başvurucunun 1 sene 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiş

olmasını ve başvurucunun cezasının infazını uumlccedil sene erteleme kararını not etmiştir Bu

muumldahale 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesinde duumlzenlenmiştir ve meşru amaccedillara (ulusal

guumlvenliğin ve kamu guumlvenliğinin korunması ile kamu duumlzeninin sağlanması ve succedil

işlenmesinin oumlnlenmesi) youmlneliktir

Muumldahalenin gerekliliği ile ilgili olarak Mahkeme Tuumlrk mahkemelerinin

başvurucunun mahkumiyetini destekler gerekccedilelerini incelemeye karar vermiştir Mahkeme

yerel mahkemelerin yaptıkları değerlendirmelerde Mahkemersquonin Madde 10 kapsamında

şiddeti nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlkleyici veya bunlara goumlz yumucu olarak sunulan

soumlzluuml veya yazılı soumlylemler ile ilgili olarak ortaya koyduğu tuumlm ilkeleri dikkate almadığını not

etmiştir zira yapılan değerlendirme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin ndashiccedilerikleri

bağlamları ve zararlı sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığındandash şiddet kullanımına

silahlı direnişe veya isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediği

sorusunu yanıtsız bırakmıştır

Sonuccedil olarak yerel mahkemeler Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin iccediltihadında

ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme

yapmamıştır ve Huumlkuumlmet uygulanan tedbirin baskın bir toplumsal ihtiyaccediltan kaynaklandığını

14

ulaşılmak istenen amaccedillar ile orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu

goumlsterememiştir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

15

Başvuru Adı Alexandru-Marian IancuRomanya

Başvuru No 6085815

Başvuru Tarihi 04122015

Karar Tarihi 04022020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200729

Konu Başvuru Alexandru-Marian Iancu hakkında birbirleriyle

bağlantılı olarak yuumlruumltuumllen iki ceza kovuşturmasında mahkumiyet kararı veren heyetlerin

ikisinde de aynı hakimin goumlrev alması ve bu hususun hakimin tarafsız kalmasına engel olacağı

iddiası hakkındadır

Olaylar Romanya uyruklu başvurucu Alexandru-Marian Iancu 1965

yılında duumlnyaya gelmiştir 2014 ve 2015 yıllarında işlediği ekonomik succedillar nedeniyle hapis

cezasına ccedilarptırılan başvurucu an itibariyle Rahova Cezaevirsquonde tutulmaktadır

Başvurucu hakkında iki ayrı ceza kovuşturması yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Kovuşturmalar

başvurucunun 2000 ila 2003 yılları arasında youmlneticisi veya işletmecisi olduğu birkaccedil ticari

şirket aracılığıyla işlediği iddia edilen ekonomik succedillara dayanmaktadır İlk başlatılan

kovuşturma suumlrecindeki dosya ile ikinci kovuşturma dosyası ortak deliller bulunması

nedeniyle birleştirilmiştir

Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmalar sonucunda mahkumiyet kararları

verilmiştir bahse konu kararlar iki hakimden oluşan heyetler tarafından alınmıştır MAM

isimli hakim her iki heyette de goumlrev almıştır

Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen ikinci kovuşturmanın istinaf aşamasında MAM

tarafsızlığına ilişkin herhangi bir şuumlphe duyulmaması adına hakimlikten ccedilekilmeyi talep

etmiştir Ccedilekilme talebi iki hakimden oluşan bir heyet tarafından reddedilmiştir MAMrsquonin

ilk derece yargılamasında goumlrev almış olmasının tarafsızlığını kaybettiğinden endişe edilmesini

gerektirecek makul şuumlphe oluşturmadığını ve ilk derece mahkemesince goumlruumllen dava suumlrecinde

başvurucunun succedillu olduğuna dair bir kanaat geliştirdiğine ilişkin bir kanıtın olmadığı

belirtilmiştir MAMrsquonin tarafsızlığını kaybettiğine ilişkin farklı itirazlar da sunulmuştur soumlz

konusu itirazlar reddedilmiştir

16

Hakim MAMrsquoin tarafsızlığını kaybettiğine dair şikayetler Yargıtay ve Hakimler

Yuumlksek Kurulu nezdinde de ileri suumlruumllmuumlş ve reddedilmiştir oumlzellikle başvurucu tarafından

yargılama suumlrecinde ileri suumlruumllen hakimin reddi taleplerine verilen ret kararlarının ve hakkında

2015 yılında verilen mahkumiyet kararının yeterli derecede gerekccedilelendirildiği belirtilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu MAMrsquonin birbirleriyle bağlantılı olan iiki

yargılama suumlrecinde de goumlrev almış olması nedeniyle tarafsızlığını korumasının muumlmkuumln

olmadığını bu nedenle AİHS m 61 uyarınca korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini

iddia etmektedir

Karar Mahkeme AİHS m 61 uyarınca mahkemelerin tarafsız

kalmasının gerekliliğini vurgulayarak tarafsızlığa ilişkin iddiaların ccediloumlzuumlmlenmesi adına oumlznel

ve nesnel bir sınamaya tabi tutulacağı belirtilmektedir Oumlznel sınama esnasında hakimin kişisel

bir kanaatinin bulunup bulunmadığına başvurucuya karşı tutumlarına odaklanılırken nesnel

sınamada mahkemenin tarafsızlığına goumllge duumlşuumlrebilecek nitelikle unsurların tespit edilip

edilemediği değerlendirilecektir

Oumlznel sınama sonucunda Mahkeme MAMrsquonin yargılama suumlrecinde taraflı bir tutum

sergilediğine ilişkin iddiaları inandırıcı bulmamıştır

Bunun yanı sıra başvurucunun hakimin tarafsızlığını kaybettiği youmlnuumlndeki endişelerini

temellendiren nesnel sebepler de bulunmamaktadır MAMrsquonin ccedilekilmeyi talep etmesinin

esasen tedbir amaccedillı olduğu tarafsızlığını kaybettiğine dair bir şuumlphe oluşması nedeniyle bahse

konu talepte bulunmadığı belirtilmektedir Ayrıca ccedilekilme talebi oldukccedila detaylı olarak

gerekccedilelendirilmiş bir biccedilimde reddedilmiştir

Her ne kadar MAM ile birlikte ilk kovuşturma aşamasında goumlrev alan diğer hakimin

ikinci kovuşturma suumlrecinde heyette bulunmaması youmlnuumlnde karar verilmiş olsa da işbu ret

kararının - hakimin goumlruumlşuumlnuuml belirtmesi gibi - birden fazla sebebi bulunmaktadır

Ayrıca iki kovuşturma arasındaki oumlne suumlruumllen benzerlik dışında MAMrsquonin

tutumunda başvurucunun tarafsızlık hususunda kuşkuya duumlşmesini meşru kılacak bir durum

bulunmamaktadır

Sonuccedil olarak AİHS m 6 sect 1 ihlali oluşmamıştır

17

Başvuru Adı AtamanchukRusya

Başvuru No 449311

Başvuru Tarihi 18012011

Karar Tarihi 11022020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200839

Konu Bir iş insanının Rus koumlkenli olmayanlar hakkında yaptığı

accedilıklamaları iccedileren ve yerel bir gazetede yayımlanan bir makale nedeniyle kin ve duumlşmanlığa

tahrik succedilundan mahkum edilmesi hakkındadır

Mahkeme oumlzellikle başvurucunun accedilıklamalarının kamusal tartışmaya herhangi bir

katkısının bulunmadığını belirtmektedir Ulusal mahkemelerin ccedilıkarımlarına katılarak bahse

konu accedilıklamaların Rus etnik koumlkenini haiz olmayan yerel nuumlfus hakkında oumlnyargıya yol

accediltığını veya galeyana gelinmesine sebep olacağını iletmektedir

Ayrıca nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler bağlamında ulusal mahkemelerin

başvurucuya para cezası vermekte ve gazetecilikyayıncılık faaliyetlerinden iki yıl suumlreyle men

etmekte haklı olduklarını belirtmektedir Başvurucunun gazetecilik mesleğini icra etmekten

daha ccedilok iş insanı sıfatıyla faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda hakkında alınan

kararların başvurucu uumlzerinde dikkate alınması gereken bir etki yaratmadığı duumlşuumlnuumllmektedir

Olaylar 1951 doğumlu başvurucu Vladimir Atamanchuk Rusya

vatandaşıdır ve Soccedilirsquode (Rusya) ikamet etmektedir Başvurucu iş insanı ve yerel siyasetccedilidir

Ayrıca 8000 tiraja sahip yerel bir gazetenin sahibidir

Başvuru başvurucunun 2008 başkanlık seccediliminden bir guumln oumlnce başka bir yerel

gazetede yayımlanan makalesi hakkındadır

Mart 2008rsquode yayımlanan ldquoNeden bu seccedilimlerde oy kullanmayacağımrdquo başlıklı

makalesinde başvurucu ldquohalkrdquo kavramı uumlzerine goumlruumlşlerini paylaşmış ve Rus koumlkenli olmayan

grupların etnik oumlzellikleri hakkında accedilıklamalarda bulunmuştur Bahse konu grupların succedil

işlemeye yatkın olduklarını ldquobarbar duumlşuumlncelerine uygun olarak katliam tecavuumlz hırsızlık

koumlleleştirmerdquo gibi eylemlerde bulunacaklarını ldquouumllkenin yıkımına katkıda bulunduklarınırdquo

ifade etmiştir

18

Başvurucu 2010 yılının Temmuz ayında bir kişiyi veya bir grubu etnik koumlkeni dili

uyruğu veya dini inancı nedeniyle aşağılama ve kin ve duumlşmanlığa tahrik succedilundan mahkum

edilmiştir Ulusal mahkemenin değerlendirmeleri başvurucunun makalesini analiz eden

psikoloji ve dilbilimi alanındaki uzmanlarca hazırlanan raporlara dayanmaktadır ve sonuccedil

olarak başvurucunun makalesinin okuyucularda nefret uyandırdığına ancak onları şiddete

youmlnlendirmediğine karar verilmiştir

Başvurucu Mart 2018 tarihli makale nedeniyle 200000 Rus rublesi (o tarihte 5086

euroya tekabuumll etmektedir) para cezasına ccedilarptırılmıştır Hakkında kovuşturma başlatıldığında

soumlz konusu makaleyi gazetesinde yeniden yayımladığı iccedilin bir kez daha 200000 Rus rublesi

para cezasına huumlkmedilmiştir Ayrıca iki yıl suumlreyle gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerinden

men edilmiştir

Başvurucu delil listesinde adı bulunan bir dilbilim uzmanının dinlenmesi talebinin

reddedildiğini ileri suumlrerek hakkında verilen kararı temyiz etmiştir Karar 2010 yılının Eyluumll

ayında onanmıştır

İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararı ve cezanın

AİHS m 10 uyarınca korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmektedir Ayrıca

dilbilimi uzmanına soru sorma imkanını bulamadığı iccedilin AİHS m 6 uyarınca korunan adil

yargılanma hakkı ve tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkının ihlal edildiğini oumlne

suumlrmektedir

Karar

Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml)

Mahkeme Rus Ceza Kanunursquondaki nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler dikkate

alındığında başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmanın ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllduumlğuumlnuumlrdquo

belirtmektedir Ayrıca kovuşturmanın ve mahkumiyet kararının ldquobaşkalarının hakkırdquonı

koruma oumlzellikle Rusyarsquonın Krasnodar boumllgesinde yaşayan Rus koumlkenli olmayan bireylerin

onurunu koruma amacını taşıdığını ifade etmektedir

Mahkeme ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln demokratik bir toplumun temellerinden birini

oluşturduğunu oumlzguumlrluumlğuumln koruma kapsamında ndash başvurucunun makalesi oumlrneğinde de olduğu

gibi - ldquoincitici şok edici veya rahatsız edicirdquo biccedilimde kullanılan dilin de bulunduğunu

19

belirtmektedir İfade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilecek kısıtlamaların gerekliliği birccedilok faktoumlruumln

birbirlerine etkileri goumlz oumlnuumlnde tutularak ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır oumlrneğin

soumlz konusu accedilıklamaların hangi bağlamda yapıldığı niteliği dile getiriliş biccedilimleri ve doğrudan

veya dolaylı olarak hoşgoumlruumlsuumlzluumlk nefret veya şiddete youmlnlendiren bir etki yaratıp yaratmadığı

hususları dikkate alınmalıdır

Başvurucunun makalesi seccedilim kampanyaları bağlamında yayımlanmıştır ve seccedilimde

oy kullanmama kararına ilişkin goumlruumlşlerini sunmak amacıyla kaleme alınmıştır Ancak

Mahkeme başvurucunun soumlylemlerinin Rus koumlkenli olmayan gruplar hakkındaki

accedilıklamalarının makalenin konusu accedilısından bir mantığa oturduğu veya kamusal tartışmaya bir

katkı sunduğu hususlarının tartışmalı olduğunu ifade etmektedir

Ayrıca Mahkeme ulusal mahkemelerin değerlendirmelerini makul bularak oumlzellikle

makalenin farklı etnik koumlkenlerden oluşan bir boumllgede 8000 ve 10000 dağıtımı olan

gazetelerde yayımladığı goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel

nuumlfus hakkında yaptığı bazı accedilıklamalarında kullandığı dilin okuyucularda oumlnyargı

yaratabilecek veya onları galeyana getirebilecek nitelikte sayılabileceklerini belirtmektedir

Her ne kadar makalede kişileri accedilıkccedila şiddete veya succedil teşkil eden diğer eylemlere

youmlnlendiren ifadeler bulunmasa da soumlz konusu makaleye bir şekilde tepki goumlstermek

makamların takdirindedir (ldquotakdir marjırdquo)

Son olarak Mahkeme başvurunun koşulları ele alındığında makamların tepkisinin

orantısız olmadığını ifade etmektedir Mahkeme başvurucu hakkındaki cezaların nefret

soumlylemi ile muumlcadele etme amacını taşıyan duumlzenlemelere dayanılarak verilmesinin oumlnemine

dikkat ccedilekmektedir Ayrıca başvurucunun iş insanı olarak mesleki faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml ve

nadiren kendisine ait olmayan yerel gazetelerde makaleler kaleme aldığı goumlz oumlnuumlnde

bulundurulduğunda hakkında verilen gazetecilik ve yayıncılıktan men etme kararının

başvurucu uumlzerinde dikkate değer bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır

Sonuccedil olarak ulusal mahkemelerce başvurucunun yargılanması ve mahkum edilmesi

ilgili ve yeterli duumlzeyde gerekccedilelendirilmiştir ayrıca olaydaki istisnai koşullar başvurucuya

verilen cezaları haklı kılmaktadır Sonuccedil olarak AİHS m 10 ihlali bulunmamaktadır

Madde 17 (hakların koumltuumlye kullanımı yasağı)

20

Huumlkuumlmet başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel nuumlfus hakkında yaptığı kabul

edilemez accedilıklamaların 10 maddenin koruma kapsamında bulunmadığını ve bu nedenle

hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı 10 maddeyi dayanarak ileri suumlrduumlğuuml

başvurusunun 17 madde ışığında reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır

Yukarıda belirtildiği uumlzere Mahkeme başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararın

ve cezaların 10 madde ışığında ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlş olanrdquo ldquomeşru bir amaccedil taşıyanrdquo

ve bilhassa ldquodemokratik bir toplumda gerekli olanrdquo bir muumldahale sayılıp sayılmayacağı

konusunda değerlendirmede bulunmuştur 10 maddenin ihlal edildiği youmlnuumlnde bir karar

verildiğinden başvurunun ayruca 17 madde youmlnuumlnden incelenmesine gerek duyulmamaktadır

Madde 6 (Tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkı)

Mahkeme ulusal mahkemelerce başvurucunun dilbilimi uzmanı tanığa soru sorma

talebinin reddedilmesine ilişkin gerekccedile sunulmamış olsa da başvurucu hakkındaki yargılama

suumlrecinin bir buumltuumln olarak adil yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml ifade etmektedir

Dilbilimi uzmanının bulguları başvurucunun aleyhinedir ve succedilluluğunu destekleyici

delillerin arasında sunulmuştur diğer dilbilimi ve psikoloji uzmanlarının raporları ile

uyumludur Hem ilk derece mahkemesi hem de temyiz mahkemesince karara temel alınan

uzman raporlarına itiraz etme konusunda başvurucunun kısıtlandığına dair herhangi bir iddia

bulunmamaktadır Ayrıca ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi nezdinde soumlz konusu

tanığa hangi soruların sorulmasının duumlşuumlnuumllduumlğuuml de paylaşılmamıştır

Sonuccedil olarak işbu koşullar ışığında AİHS m 6 ihlali gerccedilekleşmemiştir

Mutabık Oy Goumlruumlşuuml Yargıccedil Lemmens

Karşı Oy Yargıccedil Serghides

21

Başvuru Adı Felloni İtalya

Başvuru No 4422114

Başvuru Tarihi 17072014

Karar Tarihi 06022020

Konu Alkolluuml bir şekilde araba kullanma succediluna mahkumiyet kararı

verilirken daha ağır ceza kanunun geriye doumlnuumlk olmama ilkesine uyulması fakat Yargıtay

kararı gerekccedilesinin dayanaktan yoksun olması hakkında

Olaylar 2007 yılında Başvurucursquoya karşı alkolluuml araba kullanma

succedilundan ceza davası accedilılmıştır 2011rsquode yerel mahkeme Başvurucursquoyu 1 ay şartlı hapis cezası

ve 900 avro para cezasına mahkum etmiştir Ayrıca mahkeme Başvurucursquonun suumlruumlcuuml

belgesinin askıya alınmasına karar vermiştir Bu karar Başvurucu tarafından istinaf edilmiştir

Başvurucu masum olduğunu iddia ederken sabıkasının olmamasından bahisle ceza kanunursquonun

62 maddesi uyarınca hafifletici sebeplerin tanınmasını talep etmiştir 2012 yılında istinaf

mahkemesi Başvurucursquonun başvurusunu reddederek sabıka kaydının olmamasının hafifletici

sebep olarak tanınmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme suumlrecinde pişmanlık belirtisi dahi

goumlstermediği davranışları dahil hiccedilbir unsurun Başvurucursquonun lehine olamayacağını

belirtmiştir Ayrıca mahkeme Fellonirsquonin soumlz konusu succedilun işlenmesinden sonra da alkolluuml

araccedil kullanma succedilunu tekrar işlediğinin altını ccedilizmiştir Başvurucu istinaf mahkemesinin bu

kararını Yargıtay mahkemesine taşıyarak succedilun işlenmesinden sonra ceza kanunu madde

62rsquonin 2008 yılında yani succedilun işlendiği tarihten sonra yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanun ile

yeniden duumlzenlendiğini ve yeni kanunun kararda uygulanmasını talep etmiştir 2014 yılında

Yargıtay Fellonirsquonin soumlz konusu talebini kabul edilemez bularak davayı reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu oumlncelikle Yargıtayrsquoın kararının gerekccedileden yoksun

olduğundan bahisle Soumlzleşmersquonin 6 Maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğini ileri

suumlrmuumlştuumlr İkinci olarak Soumlzleşmersquonin 7 Maddesini (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ileri suumlrerek

daha ağır cezanın kendisine uygulandığını iddia etmiştir Oumlzellikle yuumlruumlrluumlkte olan ve

uygulanan fakat sonradan duumlzenlenen kanundan yararlanamadığından şikayet etmiştir

Karar

Madde 6 sect 1 youmlnuumlnden

22

Mahkeme Başvurucursquonun 2008rsquode yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanunun kendi olayına

uygulanması talebine cevap vermemiş ve yararlanmasını engellediklerini belirlemiştir Yuumlksek

yargı yetkisi duruşma hakimleri tarafından kabul edilen gerccedilekler uumlzerinden karar vererek

Felloni tarafından ileri suumlruumllen temyiz iddialarını hepsinin kabul edilemez olduğunu ilan

etmekle yetinmişlerdir Mahkeme Başvurucursquonun iddiasının Yuumlksek Mahkemenin yargı

yetkisinin oumltesinde bir olgu olduğuna ikna olmamıştır Fellonirsquonin hafifletici unsurlar

bakımından mevzuatın geriye doumlnuumlk olarak uygulanması gerektiği iddiası Başvurucu

tarafından ortaya atılan ana arguumlmanlardan biriydi Bu nedenle belirli ve accedilık bir gerekccedile

sunulması gerekmektedir

Bu nedenle Başvurucu ne arguumlmanlarının etkili bir incelemeden geccediltiğinin garantisini

veren bir proseduumlre tabi tutulmuş ne de red sebeplerini iccedileren bir yanıt almıştır Sonuccedil olarak

Yargıtay kararlarını gerekccedilelendirme yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediğinde Soumlzleşmersquonin 6 sect

1 Maddesi ihlal edilmiştir

Madde 7 youmlnuumlnden

Mahkeme Bolonya İstinaf Mahkemesi Başvurucunun dosyasını Ceza Kanunursquonun 62

Maddesinin succedilun işlendiği tarihten sonra 2008 yılında 125 sayılı kanun ile değiştirilen yeni

metni ışığında yorumladığını belirtmiştir

Mahkeme bu davada yerel mahkemelerin sanığın lehine olan huumlkuumlmleri uygulayıp

uygulamadığının araştırılması gerektiğini varsaymaktadır Succedilun işlendiği doumlnemde yuumlruumlrluumlkte

olan ceza kanunu sanığın sabıka kaydının bulunmamasını otomatik olarak hafifletici sebep

olarak oumlngoumlrmemektedir Oumlte yandan ceza kanununun 133 Maddesi uyarınca sabıka kaydının

olmayışının hafifletici sebep olarak uygulanması ancak hakimin takdir yetkisine bağlanmıştır

2008 tarihli 125 sayılı kanun ile duumlzeltilen CK madde 62 yeni haliyle hakimin hafifletici

sebeplerin uygulanmasında kullandığı takdir yetkisini sınırlamış olduğu gibi hafifletici

sebeplerin sistematiğini Başvurucunun lehine olan yasal kriterleri etkisiz hale getirecek şekilde

olarak değiştirmemektedir

Bu durumda Bolonya İstinaf Mahkemesi CK madde 133rsquouuml ve sanığın davranışlarını da

detaylı bir şekilde inceledikten sonra Başvurucunun hafifletici sebep talebini reddetmiştir

Ayrıca Mahkeme sanığın cezasını hafifletecek duruşmalardaki davranışları ve succedil işlendikten

sonra araba kullanmaya devam etmesi de dahil hiccedilbir sebebin olmadığını varsaymaktadır

23

Başvurucu yargılama boyunca herhangi bir pişmanlık belirtisi goumlstermemiş ve aynı succedilu

tekrar işlemiştir

Sonuccedil olarak Mahkeme Başvurucuya karşı huumlkmedilen cezanın eldeki tuumlm verilerin

uygun bir şekilde tartılarak elde edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Bu bağlamda Başvurucunun

değiştirilen kanun huumlkmuuml ışığında yargılamasının yapılmamış olması hafifletici sebeplerin

uygulanabilir olduğuna dair bir izlenim vermemektedir Bu nedenle Soumlzleşme Madde 7 ihlal

edilmemiştir

24

Başvuru Adı Vovk and Bogdanov v Rusya

Başvuru No 1561310

Başvuru Tarihi 11022020

Karar Tarihi 15022010

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

20083822]

Olaylar

Sergey Vovk ve Artem Bogdanov ( Başvurucular ) 1995 ve 2000 doğumlu Rusya

vatandaşlarıdır Başvurucular Chitada yaşamaktadır

Başvurcular olay esnasında 13 ve 7 yaşlarındadır Chita boumllgesinde yerde buldukları el

bombası ellerindeyken patlamış ve Sergey Vovk bacağından Artem Bogdanov ise mide ve

goumlğsuumlnden yaralanmıştır Polis Artem Bogdanovun el bombasını okuluna yakın bir yerde

bulduğunu belirtmiştir

Olaydan sonra soruşturma ilk olarak Ceza Kanununun 2221 maddesindeki (Patlayıcı

cihazların yasa dışı edinimi taşınması ve depolanması) succediluna dayanarak accedilılmıştır Succedillama

daha sonra Ceza Kanununun 2251 maddesi (Patlayıcı cihazların uygun olmayan şekilde

korunması ) ve 348 maddesi (Askeri mal kaybı) uyarınca kamu guumlvenliği ve askerlik

hizmetlerine karşı işlenen succedillar olarak değişmiştir El bombası ateş almış ama patlamamış bir

halde askeri boumllgeden olayın yaşandığı boumllgeye getirilen bir kamyon kumun iccedilinden ccedilıkmıştır

Sivil soruşturma makamları konuyu askeri makamlara youmlnlendirmişlerdir Askeri soruşturma

9 guumln suumlrmuumlş ve herhangi bir askerin olayla bağlantısı olmadığı soumlylenerek soruşturma sivil

makamlara youmlnlendirilmiştir 2008-2011 yıllarında arasında birccedilok soruşturma yapılmış ama

herhangi bir fail tanımlanamadığı iccedilin soruşturmalar sonuccedilsuz kalmıştır Kasım 2013 tarihinde

2251 maddedeki succedil zamanaşımına uğramıştır Başvurucuların anneleri Rusya Ekonomi

Bakanlığına karşı accediltığı tazminat davasında idarenin bu tarz patlayıcı maddelerin sivillerin

eline geccedilmemesinde sorumlu olduğu iddia etmiştir Chita Tsentralniy Boumllge Mahkemesi

soruşturma makamlarının kararlarına dayanarak failin tespit edilmediğine dikkat ccedilekmiştir

Temyiz aşamasında ise Zabaykalskiy Boumllge Mahkemesi el bombasının devlet malı olduğuna

veya uygun şekilde depolanmadığına dair hiccedilbir kanıt bulunmadığına belirtmiştir

25

İhlal İddiaları

Başvurucular patlamadan dolayı accedilmış oldukları tazminat talepli davalarının

soruşturmanın duumlzguumln şekilde yapılmamasından dolayı reddedilmiş olması sebebiyle Adil

Yargılanma ( İHAS 6 ) ve Etkili Başvuru ( İHAS 13 ) haklarının ihlal edildiğini iddia

etmişlerdir

Karar

İHAS 2

Mahkeme başvuruyu yaşam hakkı youmlnuumlnden incelemiştir Yaşam hakkı devletlere

sadece kişileri kasıtlı şekilde oumllduumlrmeme sorumluluğunu değil aynı zamanda kişilerin hayatını

korumak iccedilin hukuk iccedilerisinde uygun adımlar atılması sorumluluğunu da yuumlkler Bunların yanı

sıra yaşam hakkı devletlere bağımsız bir yargı tarafından efektif bir yargılama yapma

yuumlkuumlmluumlluumlğuuml de yuumlklemiştir

Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmalara dayanarak kimliği belirlenemeyen bir kişi

tarafından taşınan kumlarla birlikte el bombasının yerleşim yerine duumlştuumlğuumlnuuml ve başvurucuların

bu el bombasından dolayı yaralandığını belirtmiştir Mahkeme el bombalarının sadece uumllkenin

yasal guumlvenlik guumlccedilleri tarafından kullanılabileceğini ve soruşturmada guumlvenlik guumlccedillerinin

incelenip kaybolan veya hasara uğrayan envanterin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir

Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmada ortaya konulmuş olan guumlvenlik guumlccedillerinin ihmali sonucu

el bombasının ateşlenmiş şekilde kaybedildiğine dair bilgileri yargılama esnasında goumlz oumlnuumlnde

bulundurmaktadır Ne askeri soruşturmada ne de envanter kaybının kazaya neden olduğunu

kabul eden sivil soruşturmada herhangi askeri personel kayıptan dolayı sorumlu

goumlsterilmemiştir Askeriyenin ihmali sonucu kaza meydan gelmiş olmasına rağmen

soruşturma makamları yaşam hakkının idareye yuumlklemiş olduğu usuli sorumluluğa uygun

olarak yeterli ccedilabayı goumlstermemiş kanıtları toplamamış ve tatmin edici bir gerekccedile ortaya

koymamıştır Ayrıca soruşturma esnasında idarenin yaşam hakkı kapsamındaki kişilerin

oumllmemesini ve yaşamlarının risk altına girmemesini sağlama şeklinde duumlzenlenen

yuumlkuumlmluumlğuumlne dair bir inceleme yapılmamıştır

Sonuccedil olarak iccedil hukukta yuumlruumltuumllen soruşturmada el bombasının guumlvenlik guumlccedillerine ait

olup olmadığı ya da guumlvenlik guumlccedillerinin olaydaki el bombasının kaybından sorumlu olup

olmadığına dair bir kanıt ortaya koyulmamıştır Bu sebeplerle Mahkeme iccedil hukukta etkili bir

26

yargılama suumlreci olmadığını belirtmiş ve başvurucuların yaşam haklarının ihlal edildiğine karar

vermiştir

İHAS 41

Mahkeme Rusyanın başvurucuların her birine 40000 euro manevi tazminat masraf

ve giderler iccedilin ise 1400 euro oumldenmesi gerektiğine huumlkmetmiştir

27

Başvuru Adı YI v Rusya

Başvuru No 6886814

Başvuru Tarihi 14102014

Karar Tarihi 25022020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201326]

Olaylar

Başvurucu 1980 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve Moskovada yaşamaktadır

Başvurucunun farklı kişilerden olmak uumlzere 1999 2011 ve 2012 doğum tarihli uumlccedil ccedilocuğu

vardır Başvurucu 8102013 tarihinde uyuşturucu transferi yaptığı gerekccedilesiyle evine yapılan

baskında goumlzaltına alınmıştır Polis merkezindeki sorgusunda 2004 yılında uyuşturucu

kullanmaya başladığını ama 2010 yılında son iki ccedilocuğunu doğurmadan oumlnce bıraktığını ancak

geccedilen ay eroin atağı geccedilirdiği iccedilin bir miktar kullandığını ifade etmiştir Bu ifade uumlzerine

ccedilocuklar annelerinden alınıp sosyal hizmetler goumlzetimine verilmiştir Sonrasında en buumlyuumlk

ccedilocuk babası ( başvurucunun ilk eşi ) ile kalmaya başlamıştır Başvurucunun 2011 ve 2012

doğumlu son iki ccedilocuğu da babaları ( başvurucunun ikinci eşi ) başvurucuyla aynı succediltan dolayı

ceza almış olduğu iccedilin yetiştirme yurduna goumlnderilmiştir Yetiştirme yurdundan sonra ise

bakıcı aileye verilmişlerdir Nisan 2014 tarihinde başvurucu uyuşturucu ticaretinden dolayı

succedillu bulunup 6 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Bu esnada ilk derece mahkemesi uyuşturucu

bağımlısı ve işsiz olduğu iccedilin başvurucunun ccedilocukları uumlzerindeki ebeveynlik hakkını elinden

almıştır Başvurucu uyuşturucu iccedilin rehabilitasyona başladığını ve iş bulduğunu soumlyleyerek

ccedilocukların yanına almak istediğini belirtmiştir ancak ilk derece mahkemesi bu talebi

reddetmiştir Temyiz mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır

İhlal İddiaları

Başvurucu hafif bir tedbir alınmadan ebeveynlik hakkından tamamen mahrum

bırakıldığını ve hakkındaki davada otomatik bir şekilde yeterli inceleme yapılmadan temyiz

yapıldığını belirtmiştir Ayrıca ccedilocuklarıyla tuumlm bağlantısının koptuğunu soumlyleyip alınan

tedbirin orantısız olduğunu bu sebeple Oumlzel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkının ( İHAS 8

) ihlal edilmiş olduğunu iddia etmiştir

28

Karar

İHAS 8

İHAM ( Mahkeme ) aile uumlyelerinin birbirinden ayrılmasının Oumlzel ve Aile Yaşamına

Saygı Hakkına youmlnelik ağır bir muumldahale olduğunu tekrarlamıştır Bu sebeple yapılan

muumldahale gerekccedileli olarak istisnai şartlarda ve ccedilocuğun yararı iccedilin gerekli olacak şekilde

yapılmalıdır Mahkeme iccedil hukuk yolunda verilmiş olan kararın gerekccedilesi olan uyuşturucu

bağımlılığı ve işsizlik sebeplerinin bu kadar ağır bir muumldahale iccedilin yeterli olmadığını

belirtmiştir

Mahkeme ilk olarak başvuranın uyuşturucu bağımlılığını bırakmaya ccedilalışmasıyla ilgili

terapiye gitmesinin ebeveynlik bağlarının kopmasında esas sebebin uyuşturucu bağımlığı

olduğu bir davada dikkate alınmamış olmasını ccedilarpıcı bulmuştur İkinci olarak işsizliğin

ebeveyn ve ccedilocuk arasındaki bağın koparılması iccedilin yeterli bir sebep olmadığını ve annenin

işsiz olmasının ccedilocukların hayatına ne şekilde olumsuz etkilediğinin accedilıklanmamış olduğunu

belirtmiştir Buna ek olarak tutuklanmadan aylar sonra ailenin evine yapılan denetimde evin

durumuna dair herhangi bir sorun goumlruumllmemiştir hatta son raporlar aile evinin durumunda

iyileşmeler olduğunu goumlstermektedir

Mahkeme iccedil hukuk yollarında başvuranın ayrılmadan oumlnce ccedilocuklarına bakıyor

olduğunun tuumlm yasal suumlreccedil boyunca ve sonrasında ccedilocuklarıyla iletişim kurmaya ccedilalıştığının

goumlz oumlnuumlnde bulundurulmadığını belirtmiştir Ayrıca aileden ayrılmanın ccedilocuklar uumlzerindeki

etkisinin de tam olarak hesaplanmadığını belirtmiştir Mahkeme bu zamana kadar ccedilocuklarının

bakımında herhangi bir ihmali olmayan anneye karşı daha hafif bir muumldahale yapılmamış

olmasını şaşkınlıkla karşılamaktadır

Sonuccedil olarak iccedil hukukta ccedilocuk ve ailenin ayrılmasının ccedilocuk iccedilin en yararlı yol

olduğunu uygun şekilde ortaya koyulmamıştır Bu sebeple başvurucunun Oumlzel ve Aile

Yaşamına Saygı Hakkı ( İHAS 8 ) ihlal edilmiştir

İHAS 41

Mahkeme Rusyanın başvurucuya 20000 euro manevi tazminat oumldemesi gerektiğine

huumlkmetmiştir

29

Başvuru Adı Gaughran v Birleşik Krallık

Başvuru No 4524515

Başvuru Tarihi 20 Ekim 2015

Karar Tarihi 13 Şubat 2020

Karar Linki Gaughran v Birleşik Krallık

Konu Mahkeme oybirliğiyle Kuzey İrlandarsquoda alkolluuml araccedil

kullandığı iccedilin huumlkuumlm giyen ve Birleşik Krallık hukuku uyarınca bu huumlkmuuml zamanaşımına

uğramış olan (spent conviction) kişinin kişisel verilerinin (DNA parmak izi ve fotoğraflar)

belirsiz suumlreli şekilde saklanmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı

hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucu Fergus Gaughran 1972 doğumlu bir İngiliz

vatandaşı olup Newryrsquode (Kuzey İrlanda Birleşik Krallık) yaşamaktadır

Gaughran Ekim 2008rsquode alkolluuml araccedil kullandığı1 iccedilin goumlzaltına alınmıştır Başvurucu

polis merkezine goumltuumlruumllmuumlş ve merkezde alkolmetre ile yapılan oumllccediluumlmde başvurucunun alkolluuml

olduğu tespit edilmiştir Polis ayrıca başvurucunun fotoğrafını ccedilekmiş parmak izini ve DNA

oumlrneğini almıştır Sonrasında başvurucu da succedilunu kabul etmiş para cezasına ccedilarptırılmış ve

12 ay suumlreyle ehliyetine el konulmuştur Huumlkuumlm 2013 yılında zamanaşımına uğramıştır

Başvurucunun DNA oumlrneği kendisinin talebi uumlzerine 2015 yılında imha edilmiştir

Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı (ldquoKİPTrdquo) başvurucunun DNA oumlrneğinden elde edilen DNA

profilini (dijital veri) parmak izlerini ve fotoğrafını belirsiz suumlreli olarak saklamaya devam

etmektedir

Başvurucunun KİPT tarafından kişisel verilerinin saklanmasına karşı yaptığı yerel

mahkemeler nezdindeki başvurular sonuccedilsuz kalmıştır

İhlal İddiaları Gaughran polisin kendisine ait DNA profili parmak izi ve

fotoğrafı belirsiz bir suumlre iccedilin saklamasının ve buna karşı işletilebilecek bir değerlendirme

1 Alkolluuml araccedil kullanmak İngiliz Hukukursquonda ldquokayıtlı succedilrdquo olarak bilinen ve cezası hapis olabilen bir succediltur

30

mekanizması olmamasının 8 maddeyi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal ettiğini iddia

etmiş ve 20 Ekim 2015rsquote AİHMrsquoe başvuruda bulunmuştur

Karar Mahkeme başvurucunun DNA profilinin parmak izinin ve

fotoğraflarının saklanmasının oumlzel hayata muumldahale teşkil ettiğini bu muumldahalenin succedilun

oumlnlenmesi amacıyla yani meşru bir amaccedilla gerccedilekleştirildiğini belirtmiştir

Mahkeme devletin sahip olduğu guumlcuumln belirsiz olması ve teknolojinin gittikccedile daha

komplike bir hal alması dolayısıyla mahremiyet haklarının değerlendirilmesinin oumlnemini

vurgulamıştır Oumlrneğin fotoğraf ve yuumlz haritalaması teknolojisi olayın yerel mahkemelerin

oumlnuumlnde incelendiği tarihten beri ccedilok ilerlemiştir

Mahkeme başvurucunun mahremiyet hakkına muumldahalenin meşru olup olmadığını

ulusal makamlara takdir yetkisi tanınması gerektiğini belirterek değerlendirmiştir Uumlye

devletlerin bir succediltan mahkucircm olanların kişisel verilerinin saklanması hususundaki yaygın

goumlruumlş birliği bu takdir yetkisini daraltacaktır

Mahkeme uumlye devletlerin ccediloğunun huumlkuumlmluumllerin biyometrik verilerinin yani parmak

izi ve DNA profilinin saklanması hususunda zaman sınırı koyan duumlzenlemelere sahip

olduğunu belirtmiştir Birleşik Krallık DNA profillerinin belirsiz bir suumlre iccedilin saklanmasına

izin veren sayılı Avrupa Konseyi uumllkesinden biridir2 Dolayısıyla takdir yetkisi oumlzellikle de

DNA profilleri accedilısından daraltılmalıdır

Bununla birlikte mahkeme saklama suumlresinin bir devletin veri saklamaya ilişkin

duumlzenlemesinin kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının

değerlendirilmesinde kesin bir yargıya ulaşmaya imkacircn vermediğini belirtmiştir Somut olayda

S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusu ile aynı seviyede damgalama (stigmatization) riski

bulunmamaktadır zira S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusunda başvurucular sanıktır

huumlkuumlmluuml değildir

Ccedileşitli oumlnlemlerin varlığı ve işleyişi bir devletin veri saklamaya ilişkin duumlzenlemesinin

kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının değerlendirilmesinde kesin bir

yargıya varmaya imkacircn verecektir Belirli suumlreli olmayan saklamaya ilişkin en geniş yetkileri

2 İncelenen 31 Avrupa Konseyi uumllkesinden 4rsquouuml (Kıbrıs İrlanda Kuzey Makedonya ve Karadağ) daha az cezayı

gerektiren succedillardan mahkum olunmasının akabinde DNA profillerinin belirsiz suumlreli olarak saklanmasına izin

veren duumlzenlemelere sahiptir

31

tanıyan duumlzenlemeleri uygulamaya koymak devletin kendisini takdir yetkisinin sınırına

sokması demektir Bu nedenle devlet başvurucu iccedilin belirli oumlnlemlerin mevcudiyetini ve

etkililiğini temin etmelidir

Ancak başvurucunun biyometrik verisi ve fotoğrafları işlediği succedilun ağırlığı

goumlzetilmeksizin ve saklamanın belirsiz bir suumlre iccedilin devam etmesinin gerekliliğine ilişkin bir

değerlendirme yapılmaksızın saklanmıştır Ayrıca Kuzey İrlandarsquodaki polis sadece belirli

şartlar altında biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir Dolayısıyla

başvurucu verinin saklanmasının kişinin succedilu yaşı kişiliği ve geccedilen zaman dikkate alınarak

gerekli olmadığının tespiti halinde silinmesine izin veren bir yol olmadığından verilerinin

saklanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılması talebinde bulunamamıştır

Mahkeme bu yetkinin birbiriyle yarışan kamusal ve bireysel ccedilıkarlar arasında adil bir

denge kurmada başarısız olduğunu tespit etmiştir

Devlet dolayısıyla kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşmış ve somut olaydaki

saklama başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına demokratik bir toplumda gerekli

goumlruumllemeyecek nitelikte orantısız bir muumldahale teşkil etmiştir

Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşmersquonin 8 maddesi ihlal edilmiştir

Mahkeme başvurucunun uğradığı manevi zararın tazmini bakımından ihlal tespitinin

adil tazmini sağladığını belirtmiştir

32

Başvuru Adı İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan

Başvuru No 6357116 289017 3954117 7414316 288317 3952717

Başvuru Tarihi 25 Ekim 2016

Karar Tarihi 11 Şubat 2020

Karar Linki İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan

Konu Mahkeme oybirliğiyle uyuşturucu ticareti yapma succedilu

isnadıyla tutuklanan ve yargılanan iki başvurucunun polis tarafından aşağılayıcı muameleye

maruz bırakılmaları ve soruşturma aşamasındaki delil yetersizliği nedeniyle Soumlzleşme madde

3 (insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) başvurucuların succedil işlediklerine ilişkin

makul bir şuumlphe olmaksızın tutuklanmaları nedeniyle madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik

hakkı) yerel mahkemelerin başvurucuları keyfi tutuklamaya ve yargılama oumlncesi uzun suumlreli

tutukluluğa karşı korumada başarısız olması nedeniyle madde 5 sect 4 (yasaya aykırı tutulma)

başvurucuların tutuklanmasında ve goumlzaltına alınmasında esas sebebin başvurucuların siyasi

bir grafiti ccedilizmeleri olmaları nedeniyle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18

(Soumlzleşmersquodeki kısıtlamaların uygunsuz kullanımı) ve madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında

korunan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucular Giyas Hasan oğlu İbrahimov ve Bayram Farman

oğlu Mammadov sırasıyla 1994 ve 1995 doğumlu Azerbaycan vatandaşlarıdır ve Bakuumlrsquode

yaşamaktalardır

Başvurucuların ikisi de bir sivil toplum hareketi olan NIDArsquonın uumlyesidir ve

Azerbaycanrsquoın oumlnceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyevrsquoin heykeli uumlzerine ccedilizdikleri grafiti ve bu

grafitiyi sosyal medyada paylaşmaları sonrasında Mayıs 2016rsquoda tutuklanmışlardır Grafitide

ldquoFck the systemrdquo (Tr sistemi shellipm) ve cumhurbaşkanının oumlnceki doğum guumlnuuml kutlamaları

iccedilin kullanılan ldquoHappy flower dayrdquo (Tr Nice guumll bayramlarına) ifadesinin goumlndermeli ve

ironik bir versiyonu olan ldquoHappy slave dayrdquo (Tr Nice koumlle bayramlarına) ibareleri

geccedilmektedir

Başvurucular sokakta uumlniformasız kişilerce tutuklandıklarını bu kişilerin kendilerine

yumruk attığını ve kendilerini heykel uumlzerine ccedilizdikleri grafiti hakkında sorguladıklarını iddia

etmiştir Başvurucular Bakuuml Ana Polis Merkezirsquone goumltuumlruumllmuumlş burada polis memurlarınca

33

uumlzerlerine kasti olarak uyuşturucu madde yerleştirilmiş ve uyuşturucu ticaretine ilişkin

succedillamaları kabul etmeleri iccedilin koumltuuml muameleye maruz bırakılmışlardır Başvurucular oumlnce her

ne kadar iddiaları reddetseler de maruz bırakıldıkları koumltuuml muamele ve polisin tehdit etmesi

sonucu iddiaları kabul etmişlerdir

Başvurucular akabinde evlerine goumltuumlruumllmuumlş ve polis başvurucuların evinde

başvurucuların iddiasına goumlre polis tarafından yerleştirilen uyuşturucu madde bulmuştur

Başvurucuların ikisi de Narimanov Boumllge Polis Merkezirsquonde geccedilici olarak nezarethaneye

koyulmuş başvurucular burada bahccedileyi temizlemeye zorlanmış ve dahası doumlvuumllmuumlşlerdir

Avukatları başvurucuların maruz kaldıklarını iddia ettikleri koumltuuml muameleye ve bahccedileyi

temizlemelerine şahit olmuştur

Başvurucuların ikisi de yargılamaları sırasında uygulanacak olan oumlnleyici tedbirlere

ilişkin karar verecek olan Khatai Boumllge Mahkemesirsquone goumltuumlruumllmuumlş ve mahkemeye koumltuuml

muameleye maruz kaldıkları ve itiraflarını baskı altında yaptıklarını belirterek şikayetccedili

olmuşlardır Mahkeme soruşturma makamlarınca koumltuuml muameleye ilişkin iddiaların

incelenmesi iccedilin talimat vermiştir Başvurucular nezarethaneye doumlnduumlkleri sırada tekrardan

koumltuuml muameleye maruz kaldıklarını iddia etmiştir

Mayıs 2016rsquoda Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubu Azerbaycanrsquoı

ziyaret etmiş ve koumltuuml muamelenin ldquofiziksel izlerinirdquo taşıdıklarını belirttikleri başvurucularla

goumlruumlşmuumlştuumlr

Huumlkuumlmet her iki başvurucunun da polisin başvurucuların uyuşturucu ticareti yaptığına

ilişkin bilgi edinmesinden sonra tutuklandığını iddia etmiştir Başvuruculara devlet tarafından

avukat atanmıştır ve başvuruculara kanıtlar elde edildikten sonra succedil isnat edilmiştir

Başvurucular ayrıca goumlzaltı merkezinde sağlık muayenesinden geccedilirilmiş ve uumlzerlerinde yara

izine rastlanmamıştır Başvurucuların polisin koumltuuml muamelede bulunduğuna ilişkin iddiaları

sonucu yuumlruumltuumllen soruşturma sonucunda bu iddiaların dayanaksız olduğu ortaya ccedilıkmıştır

Mahkemeler başvurucuların tutuklarına son verilmesi ve salıverilme taleplerini

reddetmiş başvurucular tutuklu yargılanmaya devam etmiştir 2016rsquoda başvurucular

uyuşturucu ticareti succedilundan huumlkuumlm giymiş ve 10 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır

Başvurucular Mart 2019rsquoda cumhurbaşkanlığı affı neticesinde serbest bırakılmışlardır

34

İhlal İddiaları Başvurucular tutuklulukları sırasında ve polis nezaretinde koumltuuml

muameleye maruz kaldıkları ve yetkili mercilerin bu hususta etkili bir soruşturma yuumlruumltmediği

iddiasıyla madde 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında

şikayetccedili olmuştur

Başvurucular goumlz altına alınmalarının makul bir şuumlpheye dayanmadığını belirterek

madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı) kapsamında mahkemelerin yargılama oumlncesi

tutukluluğun meşruiyetine ilişkin bağlantılı ve yeterli gerekccedile sunmadığını ve goumlzaltında

tutulmalarına ilişkin değerlendirmenin etkili olmadığını belirterek madde 5 ve 6 (adil

yargılanma hakkı) kapsamında şikayetccedili olmuştur

Başvurucular oumlzguumlrluumlk haklarının Soumlzleşmersquode oumlngoumlruumllen kısıtlama sebeplerinden

başka bir sebeple siyasi soumlylemler iccedileren grafiti ccedilizmelerinden oumltuumlruuml cezalandırılmak

amacıyla sınırlandığını belirterek madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 (haklara getirilecek

kısıtlanmaların sınırlanması) kapsamında şikayetccedili olmuşlardır

Son olarak başvurucular ayrı ayrı ve madde 18 ile bağlantılı olarak madde 10 (ifade

oumlzguumlrluumlğuuml) ve madde 8 (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamında şikayetccedili

olmuşlardır

Başvurucular 25 Ekim 2016 tarihinde AİHMrsquoe başvurmuştur

Karar

Madde 3

Polisin Koumltuuml Muamelesi

Mahkeme huumlkuumlmetin başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldıklarına ilişin tuumlm

iddialarına karşı ccedilıktığını belirterek taraflar arasında bu konuda goumlruumlş ayrılığı olduğunu

belirtmiştir Huumlkuumlmetin beyanları sağlık raporunda ve adli tıp incelemesinde yaralanmaya ilişin

bir bulguya yer verilmediğine dayalıdır

Ancak Mahkeme ortada başvurucular lehine accedilık bir delil başlangıcı olduğunu tespit

etmiştir

Başvurucuların iddiaları başvurucuların bedeninde koumltuuml muameleye ilişkin izler tespit

eden Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubunun bulguları ile paraleldir

35

başvurucuların avukatı da bu iddiaları destekler nitelikte beyanda bulunmuş ve koumltuuml

muameleye tanık olmuştur ve Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele

ve Cezayı Oumlnleme Komitesirsquonin (CPT) goumlzlemleri mevcuttur

Huumlkuumlmet başvurucuların dayandığı delillere ilişkin yorum yapmamış veya bunlara bir

accedilıklama getirmemiştir ve huumlkuumlmetin dayanmış olduğu tıbbi kayıtlar da başvurucuların

iddialarının reddedilmesi iccedilin sağlam bir temel oluşturmamaktadır Oumlrneğin tıbbi raporlardan

birinde ilk başvurucunun boynunda ldquoyuumlzeysel kızarıklıkrdquo olduğu yer almış ancak bu

kızarıklığın nasıl meydana geldiği accedilıklanmamıştır Ayrıca başvurucuların goumlzaltı merkezine

geliş kaydının yapıldığı saatler arasında bariz ccedilelişki mevcuttur

Mahkeme ayrıca CPTrsquonin goumlzaltındaki kişilerin kendi avukatlarına erişimde

yaşadıkları sistematik gecikme sonucunda succedillamaları devlet tarafından atanan avukatlar

nezdinde kabul ettiğine ilişkin tespitine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme başvurucuların sadece

devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiklerinde kendilerini succedillayıcı

beyanlarda bulunmasının koumltuuml muamele iddialarını desteklediğini ifade etmiştir

Mahkeme polisin başvuruculara ciddi succedil iddialarını kabul ettirmek iccedilin ki

başvurucular bu iddiaların mesnetsiz olduğunu iddia etmektedir koumltuuml muamele uyguladığının

makul şuumlphenin oumltesinde sabit olduğunu tespit etmiştir

Mahkeme elindeki kanıtları goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda başvurucuların polis

tarafından insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını ve madde 3rsquouumln esas

youmlnuumlnden ihlal edildiğini tespit etmiştir

Başvurucuların Koumltuuml Muamele İddialarının Soruşturulması

Mahkeme devletin ve devlet makamlarının koumltuuml muamelede bulunduğu iddiaları

hakkında madde 3 kapsamındaki usuli yuumlkuumlmluumlluumlk uyarınca etkili bir soruşturma yuumlruumltuumllmesi

gerektiğine ilişkin iccediltihadına atıfta bulunmuştur Mahkeme daha oumlnce de oumlnuumlne başvurucuların

yaşadığı tarzda problemler sonucu sağlıklı bir şekilde yuumlruumltuumllmeyen soruşturmalara ilişkin

Azerbaycanrsquoa karşı yapılan başvuruların geldiğini belirtmiştir

Oumlzellikle başvurucuların olayında sağlık muayenesi başvurucuların koumltuuml muameleye

ilişkin şikayette bulunmalarından ancak iki hafta sonra yapılmıştır Yetkili merciler ayrıca

36

polis merkezindeki ve nezarethanedeki kapalı devre kamera kayıtlarını kayıtların geccedilici olarak

saklandığı yedi guumlnluumlk suumlre iccedilinde arşivleyebilecekken bunda başarısız olmuştur

Bunların yanında başvurucuların koumltuuml muamele iddialarını araştıran soruşturma

makamı da polis merkezini araştırmak ve kanıt toplamak yolunda bir adım atmamıştır Aksine

başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldığı polis merkezine soruları goumlndermiş ve buradan

yazılı cevapları almıştır

Mahkeme yetkili mercilerin hayli muhtemel koumltuuml muamele iddialarına youmlnelik etkili

bir soruşturma yuumlruumltmede başarısız olduğunu belirtmiştir Gerccedilekten de CPT bu tarz

soruşturmaların etkisizliğine ilişkin durumu ldquoAzerbaycanrsquodaki durum Avrupa Konseyi

uumllkelerinin tamamının arasında istisnai nitelik taşımaktadırrdquo şeklinde ifade etmiştir Buumltuumln

bunlar ışığında Mahkeme Madde 3rsquouumln usul youmlnuumlnden ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır

Madde 5 sect 1

Başvurucular tutuklanmaları ve goumlzaltına alınmalarının bir succedila ilişkin makul bir

şuumlpheye dayanmadığını zira uumlzerlerinde ve evlerinde bulunan uyuşturucuların heykel uumlzerine

ccedilizdikleri grafitiler dolayısıyla cezalandırılmaları amacıyla polis tarafından yerleştirildiğini

iddia etmiştir Huumlkuumlmet bu iddiaları reddetmiştir

Mahkeme her iki başvurucunun da huumlkuumlmet karşıtı goumlsteriler tertip eden bir genccedillik

hareketi olan NIDA uumlyesi olduğunu belirtmiştir Mahkeme ayrıca oumlnuumlndeki diğer davalarda

yetkili makamların NIDArsquoyı ve ldquoradikal bozguncu guumlccedillerrdquo olarak nitelendirdiği uumlyelerini

hedef goumlsterdiğini ifade etmiştir

Huumlkuumlmet başvurucuların yakalanmalarının operasyonel bir bilgiye ve soruşturma

makamlarınca toplanan delillere dayandığını belirtmiş ve Mahkeme başvuruculara karşı

uyuşturucu ticareti yapma succedilu isnadıyla accedilılan ceza davasını incelemeye geccedilmiştir

Mahkeme oumlncelikle her ne kadar resmiyette davalar arasında ilişki olmasa da

başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen suumlrecin benzer koşullar altında İranlılardan uyuşturucu temin

etmeye youmlnelik iddialar da dahil olmak uumlzere aslında aynı aşamaları izlediğini belirtmiştir

Yetkili merciler ayrıca aynı soruşturma faaliyetlerini yuumlruumltmuumlş ve hatta soruşturma

kapsamındaki raporlar yazılırken kopyala yapıştır yapılmıştır

37

Mahkeme ayrıca zamanlamaya dikkat ccedilekmiştir Başvurucuların uyuşturucu ticareti

yaptığına ilişkin bilginin alınması ve yakalanmaları aynı guumlnde gerccedilekleşmiştir ve yine goumlzaltı

merkezine ve mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmaları da yaklaşık olarak aynı zamanda gerccedilekleşmiştir

Mahkeme başvurucuların uyuşturucu ticareti succedilunu işlediklerine youmlnelik operasyonel

bilgi ve soruşturma tedbirleri hakkında daha kapsamlı bir inceleme yapmıştır

İlk olarak edinilen operasyonel bilgide uyuşturucu ticareti şuumlphelileri doğrudan

başvurucular işaret edilmeksizin sadece ldquoGiyasrdquo ve ldquoBayramrdquo olarak ifade edilmiştir

Mahkeme bu bilginin alınması ve başvurucuların yakalanması arasında ldquodelil boşluğurdquo

olduğunu tespit etmiştir Dosyada soruşturma makamlarının başvurucularla uyuşturucu

ticaretine ilişkin operasyonel bilgi arasında nasıl bağ kurduğuna ilişkin bir belge veya kanıt

yoktur

Başvurucular yakalandıktan sonraki soruşturma tedbirleri temel olarak başvurucuların

kendisinin ve evlerinin aranmasından ibarettir Ancak polis merkezinde başvurucuların

vuumlcudunda yapılan arama polisin ldquoolasırdquo delil yerleştirmeye ilişkin olası endişelere yer

vermeksizin tutuklamadan hemen sonra arama yapmada başarısız olduğu diğer davalara benzer

nitelik taşımaktadır

Başvurucular ayrıca polisin koumltuuml muamelesi altında aranmıştır Dahası başvurucuların

tutuklanma gerekccedilesi uyuşturucu ticareti yapmalarıyken polis bu faaliyetlere ilişkin nakit para

olası tedarikccedili veya alıcılara ilişkin bilgiler ve tartı ve paketleme malzemeleri gibi deliller ele

geccedilirme konusunda ccedilaba goumlstermemiştir

Tuumlm bunlar ve diğer hususlar dikkate alındığında Mahkeme somut olaydaki verilerin

Soumlzleşmersquonin bireylerin tutuklanması iccedilin gereken makul şuumlpheye ilişkin koyduğu minimum

standardı sağlayamadığı sonucuna varmıştır Başvurucular dolayısıyla ldquomakul bir şuumlpherdquo

olmaksızın oumlzguumlrluumlklerinden mahrum bırakılmış ve Madde 5 sect 1 ihlal edilmiştir

Madde 5 sect sect 3 ve 4

Başvurucular yerel mahkemelerin kararlarına ilişkin madde 5 ve 6 kapsamında

şikacircyette bulunmuştur Mahkeme bu iddiaları Madde 5 sect sect 3 ve 4 kapsamında değerlendirmeye

karar vermiş ancak madde 5 sect 1 kapsamındaki bulguları sebebiyle Madde 5 sect sect 3 kapsamında

değerlendirme yapmaya gerek kalmadığını tespit etmiştir

38

Mahkeme Aliyev v Azerbaycan kararında yerel mahkemelerin keyfi tutuklama ve

yargılama oumlncesi uzun suumlreli tutuklulukta sistemsel olarak başarısız olduğunu tespit etmiştir

Huumlkuumlmet başvurucuların davasında aksi bir kanaate ulaşmaya olanak veren bir olgu veya

arguumlman ileri suumlrebilmiş değildir ve Mahkeme madde 5 sect 4 kapsamında başvurucuların

haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18

Başvurucular tutuklanmalarının ve goumlzaltına alınmalarının asıl nedeninin oumlnceki

cumhurbaşkanının heykeline ccedilizdikleri grafiti iccedilin kendilerini cezalandırmak amacıyla

yerleştirilen delil olduğunu iddia etmiştir Bu eylem ile aynı zamanda diğer kişilere de bu tarz

faaliyetlere kalkışmamaları iccedilin bir uyarıda bulunulmuştur Huumlkuumlmet bu iddiaların spekuumllatif

olduğunu ve başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen hiccedilbir eylemin politik bir amaccedil taşımadığını iddia

etmiştir

Mahkeme başvurucuların olayının daha oumlnceden Mahkeme tarafından goumlruumllen ve

madde 18 anlamında ihlal teşkil eden muhaliflere sivil toplum aktivistlerine ve insan hakları

savunucularına karşı misilleme amacıyla yuumlruumltuumllen kovuşturma ve bu kişilerin ceza hukukunun

koumltuumlye kullanımı yoluyla keyfi tutuklanması ve goumlzaltına alınmasına ilişkin davalarla benzer

oumlzellikler taşıdığını tespit etmiştir

Oumlncelikle oumlnceki cumhurbaşkanının heykelinin uumlzerine grafiti ccedilizen ve hemen akabinde

yakalanıp tutuklanan başvurucular muhalif NIDA kuruluşunun uumlyesidir ikinci olarak

başvurucular makul bir şuumlphe olmaksızın ciddi bir şekilde uyuşturucu ticareti yapmakla

succedillanmıştır uumlccediluumlncuuml olarak mahkeme iccediltihadı NIDArsquonın ve uumlyelerinin hedeflendiğini ispat

etmektedir doumlrduumlncuuml olarak başvurucuların durumu muhaliflerin ve diğer aktivistlerin keyfi

tutuklanması ve goumlzaltına alınması zeminde incelenmelidir

Mahkeme başvurucuların oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme madde 5 sect 1 (c)rsquode yer alan amaccedillar

dışında bir amaccedilla kısıtlandığını ve esas amacın başvurucuları oumlnceki cumhurbaşkanının

heykeli uumlzerine grafiti ccedilizmeleri ve huumlkuumlmet aleyhine siyasi soumlylemde bulunmaları dolayısıyla

cezalandırmak olduğunu belirtmiştir Bu nedenle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 ihlal

edilmiştir

Bu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkeme başvurucuların madde 8 ve madde 8 ile

bağlantılı olarak madde 18 kapsamındaki şikayetlerini inceleme gereği duymamıştır

39

Madde 10

Mahkeme başvurucuların eyleminin Soumlzleşme kapsamında korunan politik soumlylem

olarak değerlendirileceğini belirtmiştir Başvurucuların tutuklanması ve soruşturulması ifade

oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale niteliğindedir ve bu muumldahale sadece belirli haller altında meşru kabul

edilebilir

Ancak yetkili makamlar hukuk sınırları iccedilinde hareket etmek yerine başvurucuları

eylemlerine misilleme olarak uyuşturucu ticareti yapmak succedilundan yargılama yolunu

seccedilmişlerdir Başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan bu tarz bir muumldahale sadece hukuka

aykırı olmakla kalmamakla aynı zamanda buumlyuumlk oumllccediluumlde keyfilik taşımakta ve Soumlzleşmersquonin

Oumlnsoumlzuumlrsquonde accedilıkccedila ifade edilen ve Soumlzleşme maddelerine iccedilkin olan hukukun uumlstuumlnluumlğuuml

ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir

Mahkeme Soumlzleşmersquonin 10 Maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Azerbaycanrsquoın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 30000 Euro ve

masraflar ve harcamalar iccedilin 6000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

40

Başvuru Adı Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz

Başvuru No 7810814

Başvuru Tarihi 5 Aralık 2014

Karar Tarihi 25 Ocak 2020

Karar Linki Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz

Konu Mahkeme oybirliğiyle bir iş insanının akdetmek istediği

soumlzleşmeye karşı ccedilıkan Lizbon Şehir Meclisi uumlyesi ve başvurucunun erkek kardeşinin bu işleme

karşı ccedilıkmamasını temin etmek uumlzere başvurucuya para teklif etmesi ve başvurucunun bunun

ses kaydını alması dolayısıyla succedillu bulunmasının Soumlzleşmersquonin 6 maddesini (adil yargılanma

hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucu Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes 1954 doğumlu bir

Portekiz vatandaşı olup Lizbonrsquoda yaşamaktadır Başvurucu avukattır

Ocak 2006rsquoda taşınmaz yatırım şirketi youmlneticisi bir iş insanı tarafların ikisini de

ilgilendiren bir hususta goumlruumlşmek uumlzere başvurucu ile iletişime geccedilmiştir Taraflar birkaccedil guumln

sonra buluşmuş ve goumlruumlşme sırasında iş insanı başvurucuya Şehir Meclisi ile iş insanı arasında

imzalanmış olan soumlzleşmeye muhalefetinden vazgeccedilmesi iccedilin başvurucunun Lizbon Şehir

Meclisi uumlyesi olan erkek kardeşini ikna etmesi iccedilin para teklif etmiştir Başvurucu bu

konuşmanın gizlice ses kaydını almış ve ses kaydını bu iş insanı ile ilgili yuumlruumltuumllen bir

soruşturmada gizli ajan olarak iş birliği yapacak olduğu polise vermiştir İki adam sonrasında

başvurucunun erkek kardeşinin tartışmalı soumlzleşmeye muhalefetini sona erdirmek iccedilin

ayarlamaları yapmak amacıyla tekrardan birkaccedil kez daha buluşmuş sonrasında goumlruumlşmeler

sona ermiştir

Şubat 2006rsquoda iş insanı ruumlşvet soruşturmasına dahil edilmiştir 2012rsquode Temyiz

Mahkemesi iş insanına 5 aylık hapis cezası vermiş Devlet Hazinesirsquone 200000 Euro oumldemesi

karşılığında iş insanının cezası ertelenmiştir

Aynı zamanda iş insanı başvurucuya karşı başvurucunun ilk goumlruumlşmelerinin ses

kaydını hukuka aykırı bir şekilde alması dolayısıyla şikacircyette bulunmuştur 2011 yılında

Lizbon savcılığı soruşturma başlatmış ve akabinde başvurucu hakkında hukuka aykırı bir

41

şekilde ses kaydı alması dolayısıyla iddianame duumlzenlemiştir İlk derece mahkemesi olan

Lizbon Mahkemesi başvurucunun beraatine karar vermiştir Ancak 26 Nisan 2012rsquode

başvurucu uumlccedil kişilik temyiz mahkemesi heyeti tarafından mahkucircm edilmiştir Dosya Lizbon

Mahkemesirsquone huumlkuumlm kurulması iccedilin geri goumlnderilmiştir Başvurucursquonun 1200 Euro

oumldemesine huumlkmedilmiştir Başvurucu kararı temyiz etmiştir

Haziran 2014rsquote 26 Nisan 2012 tarihli kararı veren aynı temyiz mahkemesi heyeti

başvurucunun temyiz başvurusunu reddetmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen

cezadan daha ağır bir cezaya huumlkmetmiştir Başvurucunun hukuka aykırı kayıt dolayısıyla

4800 Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkı) atıfla

duruşmalarının adil bir şekilde goumlruumllmediğini iddia etmiştir Başvurucu oumlzellikle Lizbon

Temyiz Mahkemesi kendisini veya tanıklarını dinlemeksizin ve ilk derece mahkemesi

hakkında beraat kararı vermesine rağmen ikinci derece yargılaması sonucu succedillu

bulunmasından şikayetccedili olmuştur Başvurucu ayrıca temyiz mahkemesinin tarafsız olmadığını

iddia etmiş ve hukuka aykırı kaydının iş insanının yolsuzluktan huumlkuumlm giymesine katkıda

bulunduğunu iddia etmiştir

Başvurucu 5 Aralık 2014rsquote AİHMrsquoe başvurmuştur

Karar

Madde 6sect1 (Adil Yargılanma Hakkı)

Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuyu delilleri doğrudan değerlendirmeksizin

ikinci derece yargılamasında ilk seferde mahkum ettiğini belirtmiştir

İlk derece yargılamasında Lizbon Mahkemesi başvurucunun ve birccedilok tanığın

dinlendiği bir duruşma yapmıştır Akabinde başvurucu hakkında beraat kararı verilmiş ve

Lizbon Mahkemesi başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunun farkında

olduğunun kanıtlanamadığını ve ayrıca başvurucunun eyleminin kaydın hukuka aykırı

niteliğini ortadan kaldıran zorunluluk kapsamında (Ceza Kanunu madde 34) değerlendirilmesi

gerektiğini tespit etmiştir

Temyiz mahkemesi ikinci derece yargılamasında olayları ve uygulanan hukuku yeniden

değerlendirmiştir Mahkeme akabinde başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunu

42

bilerek hareket ettiğini belirterek olaya ilişkin bulgulardan uzaklaşmıştır Ancak temyiz

mahkemesi hiccedilbir tanığı ve hatta başvurucuyu dahi sorgulamamıştır Bunun sonucunda

başvurucu zorunluluk hali kapsamında hareket edip etmediğine ve davranışının hukuka aykırı

olduğunu bilip bilmediğine ilişkin savunma yapma şansı bulamamıştır

Mahkeme temyiz mahkemesinin Lizbon Mahkemesinin başvuran hakkında beraat

kararı vermesine yol accedilan tuumlm delilleri doğrudan değerlendirmiş olması veya başvurucuyu

şahsen sorgulaması gerektiği kanaatindedir Bu nedenle başvurucu temyiz mahkemesi oumlnuumlnde

adil bir şekilde yargılanmamıştır ve dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir

1 Mahkeme temyiz mahkemesinin başvuranın succediluna ilişkin kararındaki

gerekccedilelendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir

Oumlncelikle temyiz mahkemesi başvurucunun hareketinin hukuka aykırı olduğunu bilerek

hareket ettiği sonucuna varmıştır Ancak mahkeme bu hususu doğrudan delillendirmede

başarısız olmuştur

İkinci olarak temyiz mahkemesi başvurucunun zorunluluk hali kapsamında hareket

etmediği sonucuna varmıştır Ancak temyiz mahkemesi başvurucunun iş insanının yolsuzluk

succedilundan huumlkuumlm giymesindeki katkısını veya bu sorunla baş etmedeki genel menfaati

değerlendirmemiştir Ayrıca temyiz mahkemesi iş insanının menfur davranışı hakkında da

yorumda bulunmamıştır

Oysaki bu hususlar Lizbon Mahkemesirsquonin zorunluluk hali neticesinde meşruiyetin var

olup olmadığına ilişkin yaptığı analizde dikkate alınmıştır Lizbon Mahkemesi diğer hususların

yanında iş insanının davranışının etik kurallara ve hukuk kurallarına aykırılığı bir buumltuumln olarak

duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde kendi haklarının başvurucunun haklarına goumlre oumlncelik taşıdığını iddia

edemeyeceğini belirtmiştir Bu nedenle temyiz mahkemesinin hukuka aykırılığı ortadan

kaldıran durumları oumlzellikle de sahip olunan meşru amacı yani yolsuzlukla muumlcadeleyi goumlz

oumlnuumlnde bulundurması gerekirdi Temyiz mahkemesi bunu yapmayı ihlal ederek başvurucunun

yargılama suumlrecinde ileri suumlrduumlğuuml oumlnemli arguumlmanlardan birine cevap vermemiştir

Ayrıca soumlz konusu kayıtlar iş insanına karşı başlatılan ceza soruşturmasında

kullanılmış ve olayların değerlendirilmesinde dikkate alınmıştır Bu durum temyiz

mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde tamamen goumlz ardı edilmiştir dolayısıyla temyiz

mahkemesi hukuki durumu buumltuumlncuumll olarak inceleyememiştir

43

Mahkeme dolayısıyla temyiz mahkemesinin gerekccedilelendirilmesinde yanlışlığa yol accedilan

ihmallerin soumlz konusu olduğunu belirtmiştir Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşme madde 6

sect 1 ihlal edilmiştir

Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuya ikinci derece mahkemesi olarak cezası

(para cezası) verirken tarafsız olmadığını belirtmiştir

Mahkeme başvurucunun kendisi hakkında huumlkuumlm veren iki yargıcın tarafsızlığına

ilişkin endişesinin tamamen meşru olduğu sonucuna varmıştır

Mahkeme diğer hususların yanında başvurucunun succedillu olduğuna huumlkmeden 26 Nisan

2012 tarihli karara ilişkin başvurucu tarafından yapılan ve basında veya temyiz suumlrecinde yer

alan eleştirilerin belirli bir seviyede duumlşmanlık yaratmış olabileceğini belirtmiştir Gerccedilekten

de her iki yargıccedil da başvurucunun kendilerine youmlnelttiği succedillamalar dolayısıyla başvurucu

aleyhine disiplin suumlreci yuumlruumltuumllebileceğini dile getirmiştir

Ayrıca başvurucu kendisine verilen para cezasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun

ilk derece yargılamasında işin esası hakkında karar veren aynı heyete intikal ettiği hususunda

bilgilendirilmemiştir Dolayısıyla başvurucu bu kişilerin reddine ilişkin talebini dile getirme

şansından mahrum kalmıştır Bu nedenle Soumlzleşme madde 6 sect 1 ihlal edilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Portekizrsquoin başvurucuya manevi tazminat olarak 3000 Euro ve yapılan

masraflar ve harcamalar iccedilin 1632 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

44

MART 2020

Başvuru Adı CegoleaRomanya

Başvuru No 2556013

Başvuru Tarihi 8042013

Karar Tarihi 24032020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201868

Konu İtalyan azınlığa mensup başvurucunun seccedilimlerde aday

olmasını engelleyen kuralların ve yaptığı itirazlarda yeterli usucirclicirc guumlvencelerden

faydalandırılmamasının Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3 (Serbest seccedilim hakkı)

ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesini (ayrımcılık yasağı) ihlali

Olaylar Başvurucu Gabriela Cegolea Romanya ve İtalya vatandaşıdır

1948 yılında doğmuştur ve Cernicarsquoda (Romanya) ikamet etmektedir

2012 yılında Cagolearsquonın başkanı olduğu Vox Mentis Vakfı hayır kurumu statuumlsuumlne

sahip olmak iccedilin başvurmuştur Bu 352008 sayılı Seccedilim Kanunu uyarınca Cegolearsquonın İtalyan

azınlığı temsil eden kurum olarak vakıf adına 9 Aralık 2012 tarihli parlamento seccedilimlerinde

aday olabilmesi iccedilin bir zorunluluktu

Mayıs 2012rsquode Huumlkuumlmet Sekreteri başvuruyu kaydetmiş ve Etnik Gruplararası İlişkiler

Departmanı (DRI) ile Kuumlltuumlr ve Ulusal Miras Bakanlığına (Bakanlık) goumlruumlş almak uumlzere

youmlnlendirmiştir Bir sonraki ay DRI vakfın hayır kurumu olma başvurusunu reddetmiştir

Cegolea bu karara karşı itiraz etmiş ancak başvurusu reddedilmiştir

Temmuz 2012de dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını

değiştiren 1452012 sayılı Kanun yuumlruumlrluumlğe girmiştir Değişiklikler esas olarak hayır kurumu

statuumlsuumlnuuml sağlamaya youmlnelik huumlkuumlmler ile ilgilidir

45

Ekim 2012rsquode Cagolea parlamento seccedilimlerine vakıf adayı olarak kaydolmaya

ccedilalışmıştır İki guumln sonra Merkezi Seccedilim Buumlrosu tarafından vakfın hayır kurumu olmaması

sebebiyle adaylığının kabul edilmediğine dair bilgilendirilmiştir Bu karara karşı mahkemeye

başvuran Cegolea başka şeylerin yanı sıra kendisine ayrımcılık yapıldığını ve mevzuatın

anayasaya aykırı olduğunu oumlne suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkeme itirazı vakfın hayır kurumu

statuumlsuumlnuuml haiz olmaması sebebiyle reddetmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone

başvurmuş ancak anayasaya aykırılık iddiası kabul edilemez bulunmuştur Birkaccedil guumln sonra 9

Aralık 2012 parlamento seccedilimlerinde aday olmak iccedilin son kayıt tarihi geccedilmiştir

Ocak 2013rsquote Cegolea Bakanlıktan cevap almıştır Buna goumlre başvuru yapıldığında ve

incelendiğinde vakfın hayır kurumu statuumlsuuml iccedilin gerekli kriterleri karşıladığı anlaşılmıştır

Bununla birlikte dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını değiştiren

1452012 sayılı Kanunun yuumlruumlrluumlğe girmesiyle vakfın sağlayamadığı yeni kriterler mevcuttur

İhlal İddiaları Bayan Cegolea Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3

(Serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak AİHS m14rsquoe (ayrımcılık yasağı) binaen kendi

adaylığı iccedilin Romanya Parlamentosunda halihazırda İtalyan azınlığı temsil eden ve Aralık

2012 seccedilimlerine adaylığını yenilemek iccedilin ayrıca bir şart sağlamasına gerek olmayan adaydan

farklı olarak sağlaması gereken ek şartlar olduğunu ve bu nedenle dezavantajlı konuma

duumlştuumlğuumlnuuml iddia etmiştir

Karar

1 Numaralı Ek Protokol m3 (serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak m14 (ayrımcılık

yasağı)

Mahkemersquoye goumlre Cegolea seccedilim haklarının uygulanmasında farklı muameleye maruz

kalmıştır ccediluumlnkuuml Parlamentoda halihazırda temsil edilen kurumlardan farklı olarak

Cegolearsquonın aday olabilmesi iccedilin uumlyesi olduğu ve temsil etmek istediği vakfın hayır kurumu

statuumlsuumlne sahip olması gerekiyordu Muameledeki farklılığın amacı kurumların doğru temsilini

sağlamak ve yalnızca ciddi adayların bulunmasını teşvik etmektir Dayatılan yeni şart

Cegolearsquoyı hazırlıksız yakalamamış Cegolea 9 Aralık 2012 seccedilimleri oumlncesinde hayır kurumu

statuumlsuuml başvurusu iccedilin vakfın etkinliklerini organize edebilmiştir

Buna karşın Mahkeme aşağıdaki goumlzlemlerde bulunmuştur

46

Hayır kurumu niteliği iccedilin başvuru kriterleri 9 Aralık 2012 seccedilimlerine 5 aydan daha

kısa bir suumlre kalmışken ve vakıf başvurusunu yaptıktan sonra değiştirilmiştir 262000 sayılı

duumlzenlemenin ulusal mevzuat uumlzerinde doğrudan etkisi olmuştur

Cegolearsquonın başvurusu DRI ve Bakanlık olmak uumlzere iki farklı merciye iletilmiş ve ikisi

tarafından da farklı sonuccedillandırılmıştır

262000 sayılı duumlzenleme hayır kurumu statuumlsuuml başvurularını sonuccedillandırmaları iccedilin

yetkili idari makam ve Bakanlığa sırasıyla 60 ve 90 guumlnluumlk suumlreler tanımıştır Huumlkuumlmet bu

suumlrelerin bağlayıcı olup olmadığı konusunda accedilık değildir Bununla birlikte adaylık başvuru

suumlresi sona ermeden Cegolearsquonın bu statuumlyuuml alması gerektiği iccedilin bu oumlnemli bir sorundur

Dahası DRI suumlre sona ermeden cevap vermişken Bakanlık seccedilimlerden sonra cevap vermiştir

Cegolearsquonın başvurduğu merciler vakfın gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı

konusunda farklı tutum sergilemiştir DRI reddinin sebebi olarak vakfın etkinliklerinin etnik

gruplararası ilişkileri iccedilermemesini ve Cegolearsquonın kanuni şartları sağlamamasını goumlstermiştir

Bakanlık başvurunun yapıldığı ve incelendiği tarihte vakfın kanuni şartları sağladığını ancak

1452012 sayılı kanunla getirilen yeni şartlar sebebiyle artık sağlamadığını dikkate almıştır

İdari mercilerin Cegolearsquoya verdikleri cevaplar kanun huumlkuumlmlerinin ve uygulanmaları

iccedilin zaman diliminin yorumlanması accedilısından farklılaşmaktadır Ayrıca bu cevapların hukuki

niteliği ulusal mevzuat ve uygulama accedilısından accedilık değildir

3 Ekim 2007 tarihli Romanya Yuumlksek Mahkemesi kanuni şartları sağlamasına karşın

yuumlruumltmenin hayır kurumu statuumlsuuml vermemesi kararına karşı bir derneğin accediltığı davayı

reddetmiştir Yuumlksek Mahkeme talepte bulunan dernek veya vakfın kanuni şartları sağlasa bile

bu niteliğin tanınmasının yuumlruumltmenin takdirine bağlı olduğunu tespit etmiştir Mahkeme

Cegolearsquonın seccedilimde yer almak iccedilin vakfın hayır kurumu statuumlsuumlnuuml kanıtlamak zorunda olduğu

bir seccedilim bağlamında yuumlruumltmenin boumlyle bir takdir yetkisinin bulunmasının sorgulamaya accedilık

olduğu kanaatindedir Dahası vakfa bu statuumlnuumln tanınmasının reddine ilişkin yuumlruumltme kararına

itiraz proseduumlruuml yerel mahkemelerde esas inceleme yetkisini iccedilermemekte ve bu sebeple

keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamamaktadır

Sonuccedil olarak tuumlm bu hususlar ve oumlzellikle keyfiliğe karşı koruma sağlamadaki yargısal

incelemedeki boşluk ile Devletin bu bağlamda sahip olduğu geniş takdir yetkisi dikkate

alındığında Mahkeme Cegolearsquoya Parlamentoda halihazırda bulunan ulusal azınlık

kuruluşlarına kıyasla yapılan farklı muamelenin guumlduumllen meşru amaccedilla yeterli şekilde

47

gerekccedilelendirilemediğine karar vermiştir Bu sebeple Soumlzleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol m3

ile bağlantılı olarak AİHS md14 ihlal edilmiştir

Adil Tazmin ( m41)

Mahkeme ihlal tespitinin Cegolearsquonın manevi zararı iccedilin yeterli olduğuna

huumlkmetmiştir

48

Başvuru Adı PelekiYunanistan

Başvuru No 6929112

Başvuru Tarihi 22102012

Karar Tarihi 05032020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201527

Konu Devlet muumllkuumlnuumln bir manastıra devredilmesinde aracı olan

notere (başvurucu) karşı disiplin suumlrecinin AİHS m61rsquoi (adil yargılanma hakkını) ihlal

etmemesi

Olaylar Başvurucu Bayan Ekaterini Peleki 1965 yılında doğmuş olup

Yunanistan vatandaşıdır ve Atinarsquoda ikamet etmektedir

2007 Mayıs ve Aralık aylarında Bayan Peleki bir noter olarak Hellenic Emlak ve

Vatopedi Manastırı arasında halihazırda manastırın sahip olduğu Vistonida Goumlluumlnuumln bir kısmı

karşılığında Yunanistanrsquoa ait gayrimenkullere sahip olabilmesini sağlayan 2 soumlzleşme

duumlzenlemiştir

Soumlzleşme oumlzellikle manastırın Halkidikirsquodeki Ouranoupolirsquode bulunan 8608 hektarlık

alanın muumllkiyetini kazanabilmesini sağlamaktadır Eyluumll 2008rsquode gazete manşetleri bu işlemin

manastır lehine yapıldığını iddia etmiştir Soruşturma akabinde Atina İlk Derece Mahkemesi

Cumhuriyet Başsavcı Vekili noterler iccedilin disiplin kurulu Atina İlk Derece Mahkemesine

bağlanmadan oumlnce Bayan Peleki aleyhine Noterlik Kanununu ihlal ettiği gerekccedilesiyle disiplin

soruşturması başlatmıştır 19 Şubat 2009rsquoda Disiplin Kurulu başvurucunun noterlik

mesleğinden kalıcı olarak men edilmesinin talep edildiği Atina İstinaf Mahkemesi dosyasına

atıfta bulunarak karara varmıştır Buna goumlre soumlz konusu arazi devrin konusu olamaz

İstinaf Mahkemesi 19 Nisan 2011rsquode arazinin koruma alanı iccedilinde yer aldığını ve tarihi

eser olarak sınıflandırıldığını tespit etmiştir Kamu orta malı olarak geccedilen bu alan herhangi bir

nakil veya devir işleminin konusu olamayacaktır İstinaf Mahkemesi başvurucuyu iki ihlalden

dolayı succedillu bulmuştur Tarihi eser olarak sınıflandırılan bu arazinin iccedilinde bulunan ve nakli

muumlmkuumln olmayan iki Bizans doumlnemi tarihi eserinin işlemin dışında tutulmadan devredilmesi

ve ayrıca limited şirket kurulması Başvurucunun ilk ihlal iccedilin 4 ay ikinci ihlal iccedilin 2 ay suumlreyle

noterlik goumlrevinden geccedilici olarak uzaklaştırılmasına karar verilmiştir

49

İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen cezaların AİHS m6 (adil

yargılanma hakkı) huumlkmuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme ldquomedeni hak ve yuumlkuumlmluumlluumlklerrdquo başlığı altında

Soumlzleşmenin 6maddesini uygulayabileceğini kabul etmiştir

İlk derece organı ile ilgili olarak Mahkeme noterlik disiplin kurulu toplantı tutanağında

başvurucunun avukatının savunma yapma talebinin reddedildiğine dair bir emare

bulunmamaktadır Mahkeme yerleşik iccediltihat uyarınca dava daha sonra tam yargı yetkisine

sahip yargılama organı tarafından incelendiği takdirde idari otoritenin tuumlm talepleri

karşılamamasının Soumlzleşme m6 ihlali doğurmadığına işaret etmiştir

Mahkeme İstinaf Mahkemesinin goumlrguuml tanıklarını sorguladığını ve ek kanıtların

toplanması iccedilin davayı ertelediğini goumlrmuumlştuumlr Başvurucuya savunmasına uygun olduğunu

duumlşuumlnduumlğuuml iddiaları sunma fırsatı sağlanmıştır Bu iddialar onları cevaplama yetkisini

reddetme veya soruşturma bulgularını veya disiplin kurulunun yerleşik iccediltihadını doğrulama

zorunluluğu olmayan İstinaf Mahkemesi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmiştir Dahası

Mahkeme başvurucunun dava İstinaf Mahkemesine dair bir şikayette bulunmadığını

kaydetmiştir

Mahkeme Atina Yerel Mahkemesine bağlı noter disiplin kurulundan oumlnceki iddia

edilen yargılama kusurlarını telafi eden İstinaf Mahkemesinin yeterli hukuki incelemede

bulunduğunu tespit etmiştir

Başvurucu aleyhine dava accedilılan ihlallerin sınıflandırılması ile ilgili olarak Mahkeme

yerel yetkililerin soumlz konusu arazinin iki sebeple 30282002 sayılı kanunla korunduğunu

dikkate aldıklarını kaydetmiştir İlk olarak tuumlm alan 1965 yılı bakanlık kararıyla tarihi eser

olarak sınıflandırılmıştır ikincisi bu alanda 1981 ve 1984 tarihli bakanlık kararlarıyla

sınıflandırılmış ve listelenmiş iki tarihi eser bulunmaktadır Mahkeme soumlz konusu arazinin

statuumlsuumlnuumln accedilık olmadığını ve yerel yetkililerin suumlreccedil boyunca farklı terminoloji kullandıklarını

tespit etmiştir Ayrıca İstinaf Mahkemesi arazinin sınıflandırılmasına ilişkin yetkili makamın

goumlruumlşuumlnuuml almak uumlzere davanın esası hakkındaki incelemesini ertelemiştir

Her haluumlkarda Mahkeme iccedilin İstinaf Mahkemesi oumlnuumlndeki dava nihai oumlnem arz

etmektedir ccediluumlnkuuml hem usul hem maddi hukuk accedilısından başvurucunun dosyası kapsamlı bir

incelemeye tabi tutulmuştur Ayrıca İstinaf Mahkemesi nihai karar da vermeyen ilk derece

organı dosyasını ve başvurucunun ifadelerini inceledikten sonra savunma avukatlarının halka

50

accedilık duruşmalardaki goumlzlemlerini dinlemiştir Succedilun tekrar sınıflandırıldığı goumlz oumlnuumlne

alınarak İstinaf Mahkemesi oumlnuumlnde başvurucuya kendini savunma fırsatı sağlanmıştır Dahası

başvurucuya atfedilen succedilların tekrar sınıflandırılması daha oumlnce ne istinaf ne de temyiz konusu

olmuştur

Son olarak temyiz mahkemesindeki dava ile ilgili olarak Mahkeme başvurucunun

savcılık iddianamesi sonrasında disiplin kurulunun avukatlarına savunma hakkı tanınmadığını

iddia ettiğini kaydetmiştir 5 Haziran 2012 tarihli kararında temyiz mahkemesi başvurucunun

avukatlarının konuşma taleplerinin disiplin kurulunca reddedilmesi iddiasını sunmadığını ve

bu iddianın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmiştir Bununla ilgili olarak

Mahkeme bu sonucun 82010 sayılı istinaf mahkemesi kararına goumltuumlren duruşma kayıtlarında

yer alan bu iddianın etraflıca gelişim kanıtı ile ccedileliştiğini goumlzlemlemiştir

Ayrıca Mahkeme daha oumlnce aynı iddianın ileri suumlruumllduumlğuumlnuuml ve istinaf mahkemesince -

noter disiplin kurulu oumlnuumlndeki dosyaya ilişkin kusurlar kurulca savunma hakkı tanınmadığı

iddia edilen avukata bu hakkı da tanınarak telafi edilmiş- yeterli hukuki inceleme yapılarak

sonuccedillandırıldığını tespit etmiştir

Mahkeme bu sebeplerle madde 61 ihlali olmadığı sonucuna varmıştır

51

Başvuru Adı Dyagilev Rusya

Başvuru No 4997216

Başvuru Tarihi 12 Ağustos 2016

Karar Tarihi 10 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201649

Konu Rusyarsquoda Vicdani Ret Statuumlsuuml Edinme Proseduumlruumlnuumln Avrupa

Soumlzleşmesirsquone Uygun Oluğu

Olaylar Başvurucu 1990 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve St

Petersburgrsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2014 yılında uumlniversiteden mezun olduğunda askerlik

hizmeti iccedilin ccedilağırılabilecek konuma geldiğinden bunun yerine sivil hizmet gerccedilekleştirme

talebinde bulunmuştur Ancak Askeriye Alım Komisyonu başvurucu tarafından sunulan

oumlzgeccedilmişin ve işvereninden alınan tavsiye mektubunun başvurucunun gerccedilek bir pasifist

olduğu youmlnuumlnde ikna edici olmadığını belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir

Başvurucu Komisyonun kararına karşı yargı yoluna başvurmuşsa da yerel mahkeme

başvurucunun askeri yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden gelinmez

bir durum olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir Yuumlksek mahkeme de soumlz konusu kararı

onaylamıştır

İhlal İddiaları Başvurucu askeri hizmet yerine sivil hizmette bulunma

talebinin reddedilmesinin duumlşuumlnce oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini ve Askeriye Alım Komisyonunun

askeri otoritelerden bağımsız olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Sivil toplum oumlrguumltuuml olan Vicdani Retccedililerin Hareketirsquonin yargılamaya uumlccediluumlncuuml bir taraf

olarak katılmasına izin verilmiştir

Karar Mahkeme bir kişinin vicdanıyla veya derin ve dini veya diğer

inanccedillarla ciddi ve uumlstesinden gelinmez bir şekilde motive olması durumunda askeri hizmete

muhalefetin madde 9 kapsamında guumlvence altına alındığını belirtmiştir Ancak soumlz askeri

hizmetten muafiyetlerin istismar edilmemesi iccedilin devletlerin bireyin inancının ciddiyetini

değerlendirmek iccedilin birtakım proseduumlrler oluşturmalarına izin verilmiştir Soumlz konusu

proseduumlrler etkili ve ulaşılabilir olmalıdır

52

Mahkeme Rus otoritelerin bireyin vicdani retccedili olup olmadığının tespiti iccedilin etkili ve

ulaşılabilir bir proseduumlr oluşturduğunu ve uluslararası standartlar ve Avrupa Mahkemesi

iccediltihatları uyarınca adil bir proseduumlr iccedilin gerekli garantiyi sağladığını belirtmiştir

Komisyonun yedi uumlyesinin askeri otoritelerden bağımsız kamu otoriteleri ve diğer uumlccedil

uumlyenin Savunma Bakanlığı tarafından seccedilildiğini belirtmiştir Bu durumda komisyonun karine

olarak bağımsız oluğu sonucuna varılmaktadır ve uumlyelerin Savunma Bakanlığırsquondan herhangi

bir talimat almadıkları belirtilmiştir

Ayrıca mahkemelerin soumlz konusu kararı incelediğini ve herhangi bir hata olması

durumunda duumlzeltebileceğini Savunma Bakanlığı tarafından atanmayan ve bağımsız olduğu

kabul edilen Komisyon başkanının da Başvurucu aleyhine karar verdiğini ve yerel

mahkemelerin Başvurucunun inanccedillarını kanıtlaması iccedilin şans verdiğini belirtmiştir Bu

sebeple Mahkeme Başvurucunun askeri hizmeti yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden

gelinmez bir durum olduğunu kanıtlayamadığına ve madde 9rsquoun ihlal edilmediğine karar

vermiştir

53

Başvuru Adı Platiniİsviccedilre

Başvuru No 52618

Başvuru Tarihi 22 Aralık 2017

Karar Tarihi 5 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201734

Konu Mesleki Faaliyetlerden Men Cezasının Soumlz Konusu Olay

Accedilısından İhlale Sebebiyet Vermediğine İlişkin

Olaylar 2015 yılında oumln incelemeden sonra FIFA yetkilileri tarafından

2011 yılında Başvurucuya 2 milyon İsviccedilre frangı maaş takviyesi verildiği iddiası ile ilgili

disiplin soruşturması başlatmıştır Başvurucuya başta futbol ile ilgili ulusal ve uluslararası tuumlm

faaliyetlerden 8 yıl men cezası verilmiş ve FIFA Etik Komitesi tarafından 80000 İsviccedilre

frangına mahkum edilmiştir FIFA Uumlst Komitesine yapılan itiraz ile men cezası 6 yıla

indirilmiştir Başvurucu verilen cezaya karşı Spor Tahkim Heyetine başvurmuş ve FIFA Etik

kurallarının soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştirildiği tarihte mevcut olmadığını ve yaptırımın

aşırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Spor Tahkim Heyeti başvuruyu reddetmiş ancak men cezasını

4 yıla ve para cezasını 60000 İsviccedilre frangına duumlşuumlrmuumlştuumlr

Başvurucu tahkim kararına karşı İsviccedilre Federal Mahkemesirsquonde dava accedilmıştır ve

mahkeme Başvurucunun 2015 yılında 61 yaşında olduğu goumlz oumlnuumlne alındığında verilen

cezasının aşırı olmadığına karar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu disiplin soruşturmasının ve tahkim heyeti proseduumlrlerinin

madde 6 ile uyumlu olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştiği

2007 ile 2011 yılları arasındaki yuumlruumlrluumlkteki kuralların uygulanmaması sebebiyle madde 7rsquonin

ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak Başvurucu 4 yıl men cezası ile mesleki aktivitelerini

yerine getiremeyeceği sebebiyle madde 8rsquoin de ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 6

Mahkeme madde 35 uyarınca hak ihlali iddialarının oumlncelikle yerel mahkemeler

oumlnuumlnde ileri suumlruumllmesi gerektiğini yinelemiştir Başvurucunun sadece Federal Mahkeme

54

oumlnuumlnde tahkim kararının keyfi ve adil olmadığını ileri suumlrduumlğuumlnuuml İsviccedilre yerel mahkemesi

oumlnuumlnde ise tahkim kurulu tarafından kullanılan kanıtların hukuki olmadığı savunma hakkına

saygı goumlsterilmemesi gibi iddialarını ileri suumlrmediğini belirtmiştir Bu sebeple Mahkeme

Başvurucunun iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği dikkate alınarak madde 6 youmlnuumlnde başvuruyu

kabul edilemez bulmuştur

Madde 7

Mahkeme Başvurucuya uygulanan yaptırımın cezai nitelikle olup olmadığını

incelemiştir Mahkeme kendi iccediltihatlarında mesleki yaptırım ile disiplin cezaları ile diğer cezai

yaptırımların farklılık yaratabileceğini belirtmiştir ldquoOumlzel bir statuumlye sahip kuumlccediluumlk bir grup

kişiyerdquo uygulanan yaptırımların bu ceza kapsamına girmediğini yinelemiştir Başvurucunun

FIFArsquonın etik ve disiplin kuralları ccedilerccedilevesinde yaptırıma tabi tutulduğunu kaydetmiştir

Yaptırım FIFArsquonın yargılama usulleri ile ilgilidir Bu sebeple kuumlccediluumlk bir grubun bir uumlyesine

ilişkin oumlzel bir statuumlye dayanan bir yaptırımdır dolayısıyla madde 7 youmlnuumlnden başvuru kabul

edilemez bulunmuştur

Madde 8

Mahkeme oumlzel yaşam kavramının geniş ancak sonsuz bir kavram olmadığını

yinelemiştir Soumlz konusu yaptırım Başvurucunun mesleki yaşamı ile ilgili olmakla birlikte oumlzel

yaşamı ile ilgili değildir Ancak Mahkeme soumlz konusu durumun olumsuz etkilerinin

Başvurucunun oumlzel hayatını etkilediğini kabul etmiş ve Başvurucunun tuumlm kariyerini futbol ile

geccedilirdiğini ve tek gelir kaynağı olduğunu ve bundan mahrum kaldığını tespit etmiştir

Mahkeme Başvurucunun zorunlu tahkim şartlarını imzalayarak bazı haklarından kendi

iradesiyle feragat ettiğini kaydetmiştir Yine de Başvurucu FIFArsquonın tahkim kararından oumlnce

aldığı tedbirlere itiraz edebilmiş ve soumlz konusu karara karşı hukuk davası da accedilabilmiştir Sonuccedil

olarak Başvurucuya yeterli kurumsal ve usuli guumlvenceler sağlandığından madde 8rsquoin ihlal

edilmediğine karar vermiştir

55

Başvuru Adı Asady ve Diğerleri Slovakya

Başvuru No 2491715

Başvuru Tarihi 17052015

Karar Tarihi 24032020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201870

Konu Polis karakolunda başvurucularla yapılan kısa goumlruumlşmelere

rağmen Slovakyarsquoda kalmalarını sağlayabilecek ve statuumllerini etkileyebilecek durumlara ilişkin

ulusal makamların dikkatini ccedilekme imkanlarının başvuruculara verilmiş olması ve bireysel

inceleme yapılarak uzaklaştırılmış olmaları sebebiyle 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin

(yabancıların toplu sınır dışı yasağı) ihlal edilmediği

Olaylar Başvurucular 1980-1999 yılları arasında ccedileşitli tarihlerde

doğmuş olan 19 Afgan vatandaşıdır Kasım 2014rsquote başvurucular Slovak Sınır ve Yabancılar

Polisi tarafından Ukrayna sınırında bir kamyon iccedilinde saklı halde bulunmuştur Akabinde 32

kişilik bir grubun iccedilinde kimlikleri tespit ettirilmek uumlzere Petrovcersquodeki polis merkezine

goumltuumlruumllmuumlşlerdir Polis her başvurucuya 3 yıllık uumllkeye giriş yasağı ile idari sınır dışı kararı

duumlzenlemiştir Aynı guumlnuumln geccedil akşam saatlerinde Ukraynarsquoya goumltuumlruumllmuumlş ve tutuklanarak

Chop kentinde geccedilici olarak goumlz altına alınmışlardır Sığınma talep eden başvuranlarla aynı

anda tutuklanan 12 kişi de sığınmacılar kabul merkezine transfer edilmiştir

İlk doumlrt başvurucu Soumlzleşmersquonin 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı) 3 maddeyle

(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) bağlantılı olarak ihlalini ve

Soumlzleşmeye Ek 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin (yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı)

ihlalini ileri suumlrerek Slovak idari sınırdışı kararına itiraz etmişlerdir Slovak sınır polisi youmlnetim

kurulu başvurucuların itirazını Ocak 2015rsquote reddetmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucular aleyhlerine verilen sınır dışı edilme kararının Soumlzleşmersquonin 13 maddesi

ve 4 Norsquolu Protokol 4 maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme ilk olarak oybirliğiyle başvuruculardan 12 tanesini

listeden silmeye ve 4rsquoten 8rsquoe kadar olan başvurucular ile 10 ve 12 numaralı başvurucuları

listede tutmaya karar vermiştir Soumlz konusu başvurucular Facebook uumlzerinden kanuni yasal

56

temsilcileri ile iletişim kurmak dahil olmak uumlzere davaya devam etmek istediklerini belirtmeye

yeterli bilgi sağlamışlardır Başvurucular sırasıyla Avusturyarsquoda sığınmacı olarak bulunan Sher

Badov Shinwari Danimarkarsquoda sığınmacı olarak yaşayan Abdul Hamid Nasri Kabilrsquode

yaşayan Mohammad Azam ve Fransarsquoda sığınmacı olarak bulunan Samiuddin Faizy

Odessarsquoda bulunan Mohammad Shakib Mezar-ı Şerifrsquote (Afganistan) yaşayan Zabiullah Zazai

ve Afganistanrsquoda yaşayan Abobaker Jamilrsquodir

4 Norsquolu Protokol Madde 4

Mahkeme başvurucuların uzaklaştırılmasının Soumlzleşme bağlamında sınır dışı edilme

olduğunu tespit etmiştir İncelenmesi gereken husus ise bunun doğası gereği toplu bir sınır dışı

olup olmadığını tespit etmek olduğundan uzaklaştırılmalarına karşı layiha vermelerine imkan

verilip verilmediğine ve iccedilinde bulundukları koşulların bireysel olarak ve hakikaten dikkate

alınıp alınmadığını incelemek gereklidir Mahkeme tarafların kurallara uygun goumlruumlşme

yapıldığı veya başvurucuların sığınma talebinde bulundukları konularında uyuşmadıklarını

tespit etmiştir

Resmi kayıtlara goumlre her başvurucunun goumlruumlşmesi on dakika suumlrmuumlş ve tercuumlman

eşliğinde iki polis memuru tarafından gerccedilekleştirilmiştir Goumlruumlşmelerin bazı kısımları

ccedilakışmış olsa da bu başvurucularla teker teker goumlruumlşme yapılmadığını tespit etmek iccedilin yeterli

değildir Her surette Soumlzleşme bireysel goumlruumlşme yapılması hakkı sağlamamıştır Mahkeme

oumlnemli olanın başvurucuların etkili bir şekilde sınır dışı edilmeye karşı layihalarını sunmuş

olabilmesinin olduğunu tekrarlamıştır

Mahkeme başvuruculara standartlaştırılmış soruların sorulduğunu ve benzer cevapların

verildiğini kabul etmiştir ancak bu muhtemelen başvurucuların deneyimlerinin benzerliğinden

kaynaklanmaktadır Bununla birlikte bahsedilen sahip oldukları paranın toplamının farklı

olması bireyselleştirilmiş youmlnteme işaret etmektedir Dahası goumlruumlşmelerin kısa suumlrmesi daha

kapsamlı bir incelemeyi gerektiren unsurlar belirtmemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir

Başvurucular da Afganistanrsquoda zulme uğradıklarını veya oumlluumlm cezasıyla karşı karşıya

oldukları ifadelerinin aksini ispatlamak iccedilin herhangi bir iddiada bulunmamışlar daha ziyade

uumllkeyi ekonomik sebeplerden oumltuumlruuml terk ettiklerini ve Almanyarsquoya Slovakyarsquodan sığınma talep

ettiklerini soumlylemeden seyahat etmek istemişlerdir

Mahkeme kayıtların gerccedileğe uygun olmadıklarına yanlış ccedilevrildiğine veya

başvurucuların sığınma taleplerinin goumlrmezden gelindiğine dair herhangi bir kanıta

57

ulaşamamıştır Ukrayna uyruklu avukatlarıyla olan konuşmalarında veya sınır dışı kararına

itirazlarında da sığınma taleplerine ilişkin kişisel sebeplere de rastlanılmamış olmasının da

dikkate alınması gerekir Ayrıca başvurucularla aynı anda Slovakyarsquoda goumlz altına alınmış on

iki kişinin sığınma taleplerini ifade etmeleri ve boumlylece Ukraynarsquoya geri doumlnmemiş olmaları

de oumlnemli bir husustur

Son olarak başvurucular en azından kendileriyle goumlruumlşme yapıldıkları sırada tercuumlman

bulunduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamıştır Mahkeme ayrıca kendilerinin ve tercuumlmanın

imzaladığı belgelerden de anlaşılacağı uumlzere adli yardım alma dava dosyası hakkında yorum

yapma ve delil toplama hakları konusunda bilgilendirildiklerinden şuumlphe etmemiştir

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucuların statuumllerini etkileyebilecek ve Slovakyada

kalma hakkına sahip olabilecek herhangi bir duruma ulusal makamların dikkatini ccedilekme

imkanından mahrum bırakılmadığını ve bireysel durumlarının herhangi bir incelemesi olmadan

Ukraynaya uzaklaştırılmadıklarını tespit etmiştir

Mahkeme oy ccediloğunluğuyla 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin ihlal edilmediğine

huumlkmetmiştir

Diğer maddeler

Mahkeme başvurucuların sınır dışı edilmelerinin toplu şekilde gerccedilekleştirildiğine ikna

olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Soumlzleşmersquonin 2 maddesi (yaşam hakkı) veya 3 maddesi

(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) kapsamında herhangi bir ayrı

şikayette bulunmamışlardır Mahkeme boumlylelikle başvuranların 13 madde uyarınca tartışmalı

bir iddiası bulunmadığına karar vermiştir Bu nedenle bu huumlkuumlm kapsamındaki şikayet

ccediloğunluk tarafından accedilıkccedila dayanaktan yoksun ve boumlylelikle kabul edilemez olması sebebiyle

reddedilmiştir

Karşı Oy Yargıccedil Keller karşı oy bildirmiştir Yargıccedil Lemmens Keller ve Schembri

Orland ortak karşı oy bildirmiştir

58

Başvuru Adı Hudorovič ve Diğerleri Slovenya

Başvuru No 2481614 ve 2514014

Başvuru Tarihi 26032014

Karar Tarihi 10032020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201646

Konu Roman koumlkenli Slovenya vatandaşlarının yaşam tarzları ve

azınlık olmaları sebebiyle iddia edilen guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerinin

olmamasının devletin pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini bu imkanı sağlamak iccedilin yerine getirmiş

olmasından oumltuumlruuml 3 ve 8 maddelerinin ihlal edilmemesi

Olaylar 2481614 numaralı başvurunun başvurucuları 1959 doğumlu

Ribnica Belediyesirsquondeki gayrıresmi Roman koumlyuuml Goriča vasrsquota yaşayan Branko Hudorovič ve

2007 doğumlu Aleks Kastelicrsquotir

Başvuranların yerleşim yeri esas olarak sıhhi tessisat ve kanalizasyon bulunmayan

ahşap kuluumlbelerden oluşmaktadır 1999rsquoda ilk başvurucu ve Ribnica belediye başkanı dizel

jeneratoumlr ve 2000-3000 litrelik bir su deposunun satın alınması ve yerleşime yerleştirilmesi

konusunda anlaşmışlardır İtfaiye tarafından su sağlanacak ve boumllge sakinleri de yeterli sıhhi

tesisat (kimyasal tuvaletler) iccedilin oumldeme yapacak ve ccedilevrenin temizliğini ayarlayacaktır Su

deposu sonunda satın alınarak yerine konulmuş ancak taraflar daha fazla geliştirme konusunda

anlaşamamıştır Huumlkuumlmet itfaiyenin mukimlerin isteği uumlzerine buumlyuumlk bir tank dolusu ve

konteynerler iccedilinde su sağladığını bildirmiştir Ardından dizel jeneratoumlr ve su deposu

satılmıştır Başvurucular tankın kuumlfluuml ve kullanılamaz hale gelmesinden oumltuumlruuml mukimlerin

tankı değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir

2514014 sayılı başvurunun başvurucuları on doumlrt kişilik bir ailedir İlk başvurucu Bay

Ljubo Novak ve ikinci başvurucu Bayan Dunja Kočevar ccedilocuklarıyla beraber Škocjan

Belediyesindeki gayriresmi Roman yerleşkesi olan Dobruška vas 41 koumlyuumlnde yaşamaktadırlar

2011 yılında yetkililer belediye arazisinin yanındaki yerleşim yerinde bir gruba su

bağlantısı sağlamış 2015 yılına kadar su tedarik edilen hane sayısı yediye ccedilıkmıştır

Başvurucular komşularının kendilerine su tedarik edilmesine karşı ccedilıkmasından oumltuumlruuml bu

sistemin iccedilinde yer almadıklarını belirtmişlerdir Su ihtiyaccedillarını koumly iccedilindeki bir ccedileşmeden

59

karşılamaktadır Başvurunun yapıldığı tarihte Škocjan Belediyesirsquonin kentsel atık sularının

boşaltılması ve arıtılması iccedilin bir tesisi bulunmamaktadır Boumllgenin sakinleri belediyenin

kamu hizmet kuruluşunun boşalttığı foseptik tankı veya kuumlccediluumlk atık su tesislerini

kullanmaktadır

İhlal İddiaları Başvurucular oumlzellikle iccedilme suyu ve temizlik işleri gibi kamu

hizmetlerine erişimlerinin olmamasının Soumlzleşmersquonin 3 maddesi (insanlık dışı ve kuumlccediluumlk

duumlşuumlruumlcuuml muamele yasağı) 8 maddesi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 3 ve 8 maddeler

ile bağlantılı olarak 14 maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlalini oluşturduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca yerel yetkililer tarafından olumsuz ve ayrımcı davranışlara maruz bırakıldıklarını

savunmuşlardır

Karar

8 Madde ve 14 Madde

Mahkeme guumlvenli iccedilme suyuna erişimin 8 madde kapsamında korunmadığını ancak

suyun insanın hayatta kalabilmesi iccedilin gerekli olduğunu ve buna suumlrekli ve uzun suumlreli olarak

erişim eksikliğinin sağlık ve insan onuru accedilısından olumsuz sonuccedillara yol accedilabileceğini bilfiil

oumlzel hayatın ve konut hakkından faydalanmanın oumlzuumlnuuml aşındıracağını tespit etmiştir Boumlylelikle

Mahkeme bu tuumlr katı koşulların ikna edici bir şekilde iddia edilmesinin devletin 8 madde

kapsamında pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml harekete geccedilireceğini goumlz ardı edememiştir

Mahkeme soumlz konusu yuumlkuumlmluumlluumlklerin varlığının ve kapsamının 8 madde youmlnuumlnden

uygulanabilirliğinin yanı sıra davanın somut oumlzelliklerine goumlre ve bunların ciddilik seviyesiyle

yakından ilintili olduğundan oy ccediloğunluğuyla 8 madde youmlnuumlnden uygulanabilirliğini hem ayrı

olarak hem de 14 maddeyle bağlantılı olarak esasa girerek incelemeye karar vermiştir

Mahkeme 8 maddeyle ilgili sorunlara ilişkin iccediltihadını yineledikten sonra

başvurucuların şikayetlerinin devletin oumlzellikle sosyal accedilıdan dezavantajlı gruplara kamu

hizmetleri erişim sağlama pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuuml kapsamına girdiğini ev sağlama gibi sosyo-

ekonomik meselelerde devletin geniş takdir yetkisinin (ldquogeniş takdir marjırdquo) olduğunu goumlz

oumlnuumlnde bulundurmuştur

Mahkeme yetkililer tarafından Slovenyarsquodaki Roman topluluğunun tehlikeli yaşam

koşullarının iyileştirilmesi iccedilin atılmış genel adımları dikkate almasına rağmen başvurucuların

daha sağlam altyapılı yerleşim yerlerine yerleşme imkanından yararlanıp yararlanamayacakları

60

net değildir Nihayetinde Mahkeme başvurucuların kendi yerleşim yerlerinde kendi

tercihleriyle kaldığı sonucuna ulaşmıştır

Başvurucular aynı zamanda sosyal yardımdan yararlanmakta olup aşırı yoksulluk

aşamasında değillerdir Gerccedilekten de ilk başvurudaki başvurucular su tankının alımının bir

kısmını finanse etmişler ve su dağıtımı ile kimyasal tuvaletlerin giderlerini karşılamayı kabul

etmişken ikinci başvurudaki başvurucular yerleşim yerlerine yakın bir arazi satın almış ve

yargılama devam ederken taşındıkları bir ahşap kuluumlbe inşa etmişlerdir

Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların durumlarını incelediğini sosyal

yardım sistemleri aracılığıyla diğer şeylerin yanında yaşam koşullarını geliştirilmesini

sağlamaları iccedilin kullanılmış veya kullanılabilecek seviyede temel harcırah temin ettiğini

kanaatine varmıştır Dahası belediye yetkilileri başvurucuların guumlvenli iccedilme suyuna erişimi

olduklarını temin etmek iccedilin somut adımlar atmıştır

Mahkeme bir veya daha fazla su tankının ilk başvurucuların yerleşim yerinde 1999 ve

2016 yılları arasında kurulmuş olduğunu ve istekleri uumlzerine su tedarik edildiğini kabul

etmiştir Tarafların ortak finansmanlı su tankına ne olduğuna ilişkin accedilıklamalarındaki

farklılıklar ve başvurucuların suyun kalitesi ve teslimatların duumlzenliliği ile ilgili asılsız iddiaları

dikkat ccedileken Mahkeme duumlzenlemenin başvuruculara Goriča vas koumlyuumlnden guumlvenli iccedilme

suyuna erişim imkanı sağladığı sonucuna varmıştır

Aynı şekilde ikinci başvurudakilerin koumlyuuml belediyenin bireysel hane sakinleri iccedilin de

bağlantıların kurulabileceği bir grup su dağıtım bağlantısı kurduğu ve finanse ettiği Dobruška

vas iccedilin bulunan ccediloumlzuumlm hakkında da aynı sonuca varmıştır Başvurcuların bağlantıya erişimde

yaşadıkları zorluklar hakkındaki yorumlarını dikkate alan Mahkeme aynı zamanda

başvurucuların aslında her iki evde de bağlantı kurulması iccedilin talepte bulunmadıklarını

goumlzlemlemiştir

Soumlz konusu tedbirler kalıcı olmaktansa geccedilici ccediloumlzuumlmler olarak değerlendirilebilirken

Mahkeme bu pozitif tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyuna erişim imkanı sağladığını

ve aksini ispatlayan delillerin yokluğunda yetkililerin iyiniyetli bir şekilde tedbirleri

gerccedilekleştirdiğini tespit etmiştir Başvurucular belediye makamlarının yerleşim yerlerinin

duumlzenlenmesi ve guumlvenli iccedilme suyuna erişim konusundaki menfaatlerine ccediloğunluk nuumlfusunun

altyapısını iyileştirmeyi amaccedillayan daha az acil tedbirlere kıyasla daha az oumlncelik verdiklerini

61

goumlstermemiştir Aslında hem belediyelerde hem de Slovenyanın diğer uzak boumllgelerindeki

genel su dağıtım sisteminden guumlvenli iccedilme suyuna erişim sınırlıdır

Mahkeme belediyelerin aldıkları tedbirlerin sıhhi temizliğe dair adımları iccedilermediğiniı

kaydetmiştir Ancak kamu kanalizasyon sistemi eksikliğinin Slovenyarsquoda genel bir sorundur

ve sıhhi temizliğe erişimin her iki belediye de de sınırlıdır Buna ek olarak kamusal altyapıyı

geliştirmenin yapısı gereği aşamalı bir işlem olduğu ve devletin şehir planlama kaynaklarını

oumlnceliklendirme konusunda geniş takdir yetkisi goumlz oumlnuumlne alınarak Mahkeme yalnızca sağlık

iccedilin ciddi bir risk olması gibi ikna edici sebeplerin başvurucuların ilgili durumlarına ilişkin

adımlar atılmasının devlete sorumluluk yuumlklemeyi haklı kılabileceğini belirtmiştir

Bununla birlikte başvurucular bu konuda destekleyici herhangi bir iddiada

bulunmamışlar veya foseptik tank kurmalarına veya kamu kanalizasyonuna başka alternatifler

bulmalarına engel olunduğunu ileri suumlrmemiştir Mahkeme başvurucuların yaşam koşullarının

gelişmesine katkı sağlayacak sosyal yardım aldıklarını ve devletlerin ev sağlama konusunda

geniş takdir yetkisine sahip olduklarını yinelemiştir Başvurucular aynı zamanda devletin

guumlvenli iccedilme suyu sağlamadaki soumlzde başarısızlığını ve bunun 8 madde temelindeki haklarının

oumlzuumlnuuml aşındıracak biccedilimde sağlık ve insan onuru uumlzerinde yol accediltığı olumsuz sonuccedilları ikna

edici şekilde ortaya koymamıştır

Mahkeme boumlylelikle devletin guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerini temin

ederken aldığı oumlnlemlerin başvurucuların kolayca zedelenebilir pozisyonlarını hesaba katarak

aldığını ve Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin gerekliliklerini karşıladığını tespit etmiştir 8

Maddenin olaya uygulanabilir olduğu varsayılsa bile huumlkmuumln ihlali soumlz konusu olmamıştır

Boumlylece Mahkeme beşe iki oyla 8 maddenin uygulanabilirliğine karar vermenin gerekli

olmadığına karar vermiştir

3 Madde

Mahkeme başvurucunun tamamıyla devletin desteğine bağlı olduğu koşullarda

kendisini ciddi yoksunluk veya insan onuruyla bağdaşmayan talepler durumunda resmi

kayıtsızlıkla yuumlz yuumlze geldiğinde devletin ldquomuamelerdquoden oumltuumlruuml sorumluluğunun doğabileceği

ihtimali goumlz ardı edememiştir Her nasılsa Mahkeme yerel makamlar tarafından alınan pozitif

tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyu sağlama imkanı verdiğini saptamıştır Bu sebepten

oumltuumlruuml iddia edilen ıstırabın asgari eşiğe ulaştığı 3 maddenin uygulanabilirliği varsayılsa bile

maddenin ne tek başına ne de 14 maddeyle bağlantılı olarak ihlali mevcuttur

62

Başvuru Adı BaşTuumlrkiye

Başvuru No 6644817

Başvuru Tarihi 30 Ocak 2017

Karar Tarihi 3 Mart 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201761]

Konu FETOumlPDY bağlantısı olduğu iddiasıyla hakimlik goumlrevinden

alınan başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun kanuna aykırı olması başvurucunun bir

succedil işlediği konusunda makul şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin oumlzguumlrluumlk ve

guumlvenlik hakkını duumlzenleyen 5 maddesinin 1 fıkrasının ihlali başvurucunun bizzat hakim

huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen suumlre nedeniyle tutulma işleminin yasaya uygunluğu

hakkında kısa bir suumlre iccedilinde karar verilmesini duumlzenleyen Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4

fıkrasının ihlali

Olaylar Başvurucu Hakan Baş 1978 doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır ve

Kocaelirsquode yaşamaktadır

15 Temmuzu 16 Temmuz 2016rsquoya bağlayan gece Tuumlrk ordusunun bir grup uumlyesi

TBMMrsquoye huumlkuumlmete ve cumhurbaşkanına karşı askeri bir darbe girişiminde bulunmuşlardır

Askeri darbe girişiminden sonraki guumln yetkililer Amerika Birleşik Devletlerirsquonde yaşayan bir

Tuumlrk vatandaşı olan ve FETOumlPDY lsquonin(Fetullahccedilı Teroumlr OumlrguumltuumlParalel Devlet Yapılanması)

lideri olarak bilinen Fetullah Guumllenrsquole bağlantılı olan şebekeyi succedillamıştır

20 Temmuz 2016rsquoda huumlkuumlmet daha sonra uzatılacak olan 3 aylık bir olağanuumlstuuml hal

ilan etmiştir 21 Temmuz 2016rsquoda Tuumlrk yetkilileri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine

Soumlzleşmersquonin 15 maddesi kapsamında Soumlzleşme yuumlkuumlmluumlluumlklerini askıya aldığını bildirmiştir

Olağanuumlstuuml hal sırasında Bakanlar Kurulu birkaccedil kanun huumlkmuumlnde kararname kabul

etmiştir 667 Sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 maddesi Hakimler ve Savcılar

Kurulursquona(HSK) Milli Guumlvenlik Kurulu tarafından ulusal guumlvenliğe zararlı faaliyetlerde

bulunduğu tespit edilen teroumlr oumlrguumltlerine veya yapılarına ya da gruplarına mensup olduğu veya

bağlı olduğu duumlşuumlnuumllen hacirckimleri ve savcıları goumlrevden alma yetkisi vermiştir Olağanuumlstuuml hal

18 Temmuz 2018rsquoda sona ermiştir

63

16 Temmuz 2016rsquoda HSK başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hacirckim ve savcıyı 2802

Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunursquonun 77 (1) ve 81 (1) maddeleri uyarınca hacirckimler ve

savcılar hakkında darbe girişimini kışkırtan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyesi olduklarına goumlrev yerlerinde

tutmanın soruşturmanın ilerlemesine engel olacağına ve devletin itibarını zayıflatacağına dair

guumlccedilluuml bir şuumlphe olduğu gerekccedilesiyle uumlccedil ay suumlreyle goumlrevlerinden uzaklaştırmıştır

Yine 16 Temmuz 2016rsquoda Kocaeli Cumhuriyet Savcısı başvurucu da dahil olmak uumlzere

FETOuml PDY uumlyesi olduğundan şuumlphelenilen Kocaelide goumlrev yapan hacirckimler hakkında ceza

soruşturması başlatmıştır 18 Temmuz 2016rsquoda başvurucu goumlzaltına alınmıştır 19 Temmuz

2016rsquoda HSKnın 16 Temmuz 2016 tarihli kararının sonucu olarak FETOuml PDY uumlyeliği

nedeniyle goumlrevinden uzaklaştırıldığını bildiren Kocaeli Cumhuriyet Savcısına ifade vermiştir

Başvurucu soumlz konusu kuruluşa uumlye olduğunu veya bu kuruluşla herhangi bir bağlantısı

olduğunu reddetmiştir O guumlnuumln ilerleyen saatlerinde Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği huzuruna

ccedilıkarılmıştır 20 Temmuz 2016da sulh ceza hakimi teroumlr oumlrguumltuuml uumlyeliği şuumlphesiyle

başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucunun tutukluluk emrine itirazı

reddedilmiştir

24 Ağustos 2016rsquoda 667 sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 Maddesi uyarınca

HSK FETOuml PDY uumlyesi olduğu ya da bağlı olduğu gerekccedilesiyle başvurucunun da dahil

olduğu 2847 hakim ve savcıyı goumlrevden almıştır

27 Aralık 2016rsquoda Anayasa Mahkemesi başvurucunun şikayetlerinin accedilıkccedila

dayanaktan yoksun olduğunu belirterek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir

19 Mart 2018de 29 Ağır Ceza Mahkemesi Başı silahlı bir teroumlr oumlrguumltuumlne uumlyelikten

succedillu bulmuş yedi yıl altı ay hapis cezasına ccedilarptırmış ve halihazırda tutuklu geccedilirilen suumlreyi

dikkate alarak serbest bırakılmasına karar vermiştir Başrsquoın mahkumiyeti temyizde onanmıştır

Dava halen Yargıtayda goumlruumllmektedir

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquonin 5 Maddesinin 1 3 ve 4 fıkralarına

dayanarak (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı derhal hakim oumlnuumlne ccedilıkarılma hakkı tutulmanın

yasallığının hızlı bir şekilde goumlzden geccedilirilmesi hakkı) tutuklu yargılanmaktan şikayetccedili

olmuştur Başvurucu succediluumlstuuml bir dava olduğunu tartışmıştır İddia edilen succedilu işlediğine ve

dolayısıyla mahkeme oumlncesi tutukluluğunu gerektirdiğine dair makul bir şuumlpheye yol accedilan oumlzel

bir kanıt olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkemelerin tutukluluk kararları iccedilin yetersiz

gerekccedileler sunduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu ayrıca goumlzaltına alınmasının goumlzden

64

geccedilirilmesi sırasında herhangi bir duruşma yapılmadığından Cumhuriyet Savcısının

goumlruumlşuumlnuumln bir oumlrneğinin kendisine verilmediğinden ve soruşturma dosyasına erişimin

kısıtlandığından şikayetccedili olmuştur Son olarak yargılama oumlncesi tutukluluğuna karar veren

sulh ceza hakimlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığının eksik olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 5 Fıkra 1 ve 3

Başvurucunun tutukluluğunun kanuna uygunluğu

Başrsquoın tutukluluğuna tutukluluk halini duumlzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 100

Maddesi uyarınca karar verilmiştir

Mahkeme mevcut davadakine benzer koşullarda ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml

(flagrante delicto) kavramının kapsamını genişletmesinin ve iccedil hukuk uygulamalarının accedilıkccedila

mantıksız goumlruumlnduumlğuumlne dikkat ccedilekmiş ve hukuki belirlilik ilkesi accedilısından sorunlu olduğunu

belirtmiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817 16 Nisan 2019) Mahkeme bu davada

mahkemelerin succediluumlstuuml kavramını yorumlamalarına ve mevcut dava koşullarında 2801 Sayılı

Kanunun 94 maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak farklı bir sonuca varmak iccedilin hiccedilbir

neden goumlrememiştir

Mahkeme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının anayasal duumlzeni devirmeye teşebbuumls

succedilundan bahsetmesine rağmen başvurucunun darbe teşebbuumlsuumlyle ilgili bir succedil işlediği esnada

yakalanıp tutuklandığının iddia edilmediğini goumlzlemlemiştir Bu succedil başvurucunun

tutuklanması kararını veren Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından dikkate alınmamıştır

Başvuru sahibi FETOumlPDY uumlyeliği şuumlphesiyle oumlzguumlrluumlğuumlnden yoksun bırakılmıştır Kocaeli

Sulh Ceza Hakimliği goumlre 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesi kapsamındaki bir succediluumlstuuml halinin

ortaya ccedilıktığı bir dava soumlz konusudur fakat sulh ceza hakimliği bu bulgu iccedilin yasal bir dayanak

oluşturmamıştır

Mahkeme 26 Eyluumll 2017rsquode kabul edilen oumlnde gelen kararında Yargıtayın silahlı bir

oumlrguumlt uumlyeliği succedilundan şuumlphelenilen hakimlerin yakalanması sırasında succediluumlstuuml halinin soumlz

konusu olduğunu belirtmiştir İccediltihat bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma succediluyla ilgili davalarda bir

yargı mensubunun succediluumlstuuml hali gerekccedilesiyle tutuklanabilmesi iccedilin CMKrsquonın 100 maddesinde

belirtilen koşulların gerccedilekleşmesinin yeterli olduğunu belirtmiştir

65

Mahkeme mahkemelerin iccediltihatlarında yuumlruumlrluumlkteki yasal huumlkuumlmlere aykırı istisnalar

getirmesi durumunda hukuki belirlilik ilkesinden taviz verilmiş olacağını vurgulamıştır

CMKnin 2 maddesi bir succedilun işlenmesi sırasında veya hemen sonrasında ortaya ccedilıkmasına

ilişkin olarak succediluumlstuuml kavramının geleneksel bir tanımını sağlamıştır Bununla birlikte

Yargıtay iccediltihadına goumlre bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma şuumlphesi mevcut herhangi bir olgusal unsur

veya devam eden bir succedil eyleminin başka bir goumlstergesi olmaksızın succediluumlstuuml unsurunu

karakterize etmek iccedilin yeterli olacaktır Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre bu succediluumlstuuml kavramının

geniş yorumlanması anlamına gelmekte olup bu kavramın kapsamını genişleterek bir succedil

oumlrguumltuumlne uumlye olduğundan şuumlphelenilen hakimlerin Tuumlrk hukukunun yargı uumlyelerine sağladığı

adli korumadan mahrum edilebilmelerine neden olmuştur Ayrıca Mahkeme Yargıtayın

ldquoişlenmekte olan bir succedilrdquo kavramına ilişkin yerleşik iccediltihadının CMKrsquonin mevcut bir succedil

fiilinin varlığına ilişkin 2 maddesi ccedilerccedilevesinde succediluumlstuuml kavramının kapsamını genişletmeyi

nasıl haklı goumlsterebileceğini anlayamamıştır

Mahkeme ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml kavramının kapsamının genişletilmesinin ve

iccedil hukukun uygulanmasının yani 2802 Sayılı Kanunun 94 maddesinin mevcut davada sadece

hukuki belirlilik accedilısından sorunlu olmadığını aynı zamanda accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnduumlğuumlnuuml

tespit etmiştir

Mahkemece succediluumlstuuml kavramının tek başına uygulanması ve başvurucunun

tutukluluğuna ilişkin 20 Temmuz 2016 tarihli kararla 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesine

atıfta bulunulmasının Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrasının gereklerini yerine getirmediği

duumlşuumlnuumllmektedir

Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre succediluumlstuuml kavramının geişletici bir yorumu accedilıkccedila

olağanuumlstuuml hal durumuna uygun bir cevap olarak goumlruumllemez Ayrıca olağanuumlstuuml halin

zorunluluklarına yanıt olarak kabul edilmeyen bu tuumlr bir yorum yalnızca hukuki belirlilik ilkesi

accedilısından sorunlu değil aynı zamanda yargı mensuplarını yuumlruumltme organının muumldahalesine

karşı korumayı sağlayan usuli guumlvenceleri de ortadan kaldırmıştır Olağanuumlstuuml halin yasal

ccedilerccedilevesinin ccedilok oumltesine geccedilen hukuki sonuccedilları vardır Bu durum hiccedilbir şekilde olağanuumlstuuml

hal durumunun oumlzel koşulları tarafından haklı goumlsterilemez Mahkeme başvurucunun

ldquokanunen oumlngoumlruumllen bir usule uygun olarak alınmamış olan tutukluluk kararının durumun

kesin olarak gerektirdiği oumllccediluumlde olduğunun soumlylenemeyeceği sonucuna varmıştır

Dolayısıyla başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun yasadışı olması nedeniyle

Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrası ihlal edilmiştir

66

Başvurucunun succedil işlemiş olduğuna dair makul şuumlphenin bulunmadığı iddiası

Mahkeme Anayasa Mahkemesinin Başrsquoın ByLock mesajlaşma uygulamasını

kullanmasından bahsettiğini goumlzlemlemiştir İlgili kanıtların başvurucunun ilk

tutukluluğundan uzun suumlre sonraya kadar dosyaya eklenmediğine dikkat edilmelidir Anayasa

Mahkemesi Başın yargılama oumlncesi tutukluluğundan birkaccedil ay sonra elde edilen delillerin

atılı succedilu işlediği konusunda makul bir şuumlphe iccedilin nasıl bir temel oluşturabileceğini

accedilıklamamıştır

Bu davada Mahkeme başvurucunun tutuklama kararından anlaşıldığı kadarıyla

Kocaeli sulh ceza hakimliğinin başvurucunun iddia edilen succedilları işlediğine dair makul şuumlphe

bulgusunu başvurucu hakkında 16 Temmuz 2016rsquoda HSK tarafından alınan karar ve Ankara

Cumhuriyet Başsavcılığının kendisi hakkında soruşturma başlatma kararına dayandırdığını

goumlzlemlemiştir HSK kararında başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hakim ve savcıyı darbe

girişimini başlatan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyeleri olduğuna dair guumlccedilluuml şuumlphelerin olduğu gerekccedilesiyle

accedilığa almıştır HSK darbe girişimi oumlncesinde ccedilok sayıda hakim ve savcı hakkında başlatılan

disiplin soruşturmasına ve cezai soruşturmalara atıfta bulunmuştur Ancak karar başvurucuyla

ilgili şahsi herhangi bir bilgi veya belge iccedilermemektedir Başvurucu kararda yer verilen disiplin

ve ceza soruşturmasına tabi tutulmuş kişiler arasında da yer almamıştır Dolayısıyla HSK

kararında belirtilen disiplin ve ceza soruşturmaları başvurucunun tutukluluk kararına neden

olan şuumlphenin temelini oluşturamaz Mahkeme ayrıca HSK kararında iccedileriğini accedilıklamadan

veya başvurucu ve durumuyla nasıl ilişkili olduğunu accedilıklamadan istihbarat servislerinden

gelen bilgilere genel bir atıfta bulunulduğunu belirtmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetin HSKnin mevcut davadaki kararı iccedilin yeterli olgusal bir dayanak

sağlamadığı goumlruumlşuumlne varmıştır Mahkeme Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından HSK

kararına yapılan atfın başvurucunun tutukluluğunu haklılaştıran makul bir şuumlphenin var olduğu

sonucunu desteklemek iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Sulh ceza mahkemesi CMKnin

100 maddesine ve dosyadaki delillere başvurarak kararını haklı ccedilıkarmaya ccedilalışmıştır ancak

soumlz konusu maddenin ifadesine atıfta bulunmuştur CMKnin 100 maddesine ve dosyadaki

delillere ilişkin belirsiz ve genel atıflar dosyadaki kanıtların muumlnferit değerlendirmesinin veya

başvurucuya karşı şuumlpheyi haklı ccedilıkarabilecek herhangi bir bilginin veya başka tuumlrluuml

doğrulanabilir materyal veya gerccedileklerin bulunmaması başvurucunun tutukluluğunda temel

alınan şuumlphenin ldquomakul olup olmadığınırdquo gerekccedilelendirmek iccedilin yeterli goumlruumllmemiştir

67

Mahkeme ayrıca başvurucunun 15 Temmuz 2016 olaylarına karıştığından

şuumlphelenilmediğini goumlzlemlemiştir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Temmuz 2016rsquoda

başvurucuyu FETOumlPDY uumlyesi olarak nitelemiş ve tutuklanmasını talep etmiştir Ancak

Huumlkuumlmet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen bu talimatlar iccedilin olgusal bir

temel oluşturabilecek herhangi bir bilgi goumlstermemiştir 19 ve 20 Temmuz 2016 tarihlerinde

Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasadışı bir oumlrguumlt uumlyeliği succediluyla ilgili olarak

sorgulanmış olması yetkililerin başvurucunun en fazla bu succedilu işlediğinden şuumlphelendiğini

ortaya koymuştur Tek başına bu gerccedilek başvurucunun soumlz konusu succedilu işlemiş olabileceği

objektif bir goumlzlemciyi tatmin etmeyecektir

Mahkeme oumlnceki delillerin ilk tutuklandığı sırada başvurucu hakkında makul bir

şuumlphe olduğu sonucuna varmadığı sonucuna varmıştır Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1

fıkrasının tutuklanmasını haklı kılan bir şuumlphenin makul olup olmadığına ilişkin şartlarının

yerine getirilmediğini değerlendirmiştir

Mahkeme başvurucunun tutukluluk halindeyken bir succedil işlediği konusunda makul

şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1 fıkrasının ihlal edildiğine

karar vermiştir

Madde 5 Fıkra 4

Baş Kocaeli sulh ceza hakimliği tarafından dinlendikten sonra 20 Temmuz 2016

tarihinde tutuklu yargılanmış ardından 19 Eyluumll 2017 tarihinde ilk duruşmada mahkeme

huzuruna ccedilıkmıştır Yaklaşık bir yıl ve iki aylık bu suumlre boyunca tutukluluğuna karar veren

hiccedilbir mahkemenin huzuruna ccedilıkmamıştır Tahliye başvuruları ve itirazları mahkemeler

tarafından dinlenmeden incelenmiştir Başvurucu tarafından yapılan son itiraz 15 Ağustos

2017 tarihinde mahkeme tarafından duruşmasız olarak reddedilmiştir Huumlkuumlmet başvurucunun

şikayet ettiği durumun Tuumlrk makamlarının 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel

Sekreterine sundukları 15 madde uyarınca istisna bildirimi kapsamında olduğunu

savunmuştur

Mahkeme 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrasında Tuumlrkiyenin karşı karşıya

kaldığı zorlukların 15 Maddenin yorumlanması ve uygulanmasında tamamen dikkate alınması

gereken bağlamsal bir faktoumlr olduğunu yinelemiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817

16 Nisan 2019) Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve Diğerlerinin davasında verdiği

kararın darbe girişimi ardından uygulanan tedbirler ve başvurucuların hakimler haklarında

68

tutuklama kararı vermeden oumlnceki sekiz ay on sekiz guumlnluumlk zaman diliminde ortaya ccedilıkmaması

sebebiyle kamu guumlvenliği iccedilin son derece gerekli olduğu soumlylenebilir Ancak Mahkeme

mevcut davada Başın yaklaşık bir yıl iki aydır hakim karşısına ccedilıkmadığını Anayasa

Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğer kararlarında değerlendirilenden ccedilok daha uzun bir suumlre

olduğunu goumlzlemlemiştir

Bu nedenle Mahkeme başvurucunun bizzat hakim huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen

suumlre nedeniyle Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Ayrıca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının şikayeti ile ilgili olarak

Mahkeme incelemenin gereksiz olduğuna karar vermiştir Cumhuriyet savcısının goumlruumlşuumlnuumln

accedilıklanmamasına ilişkin olarak bu şikayetin accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine

karar vermiştir Son olarak Mahkeme sulh ceza mahkemelerine tanınan anayasal ve yasal

guumlvenceler goumlz oumlnuumlnde bulundurularak ve başvurucunun davasında bağımsızlık ve

tarafsızlıklarından şuumlphe duyulmasına neden olan herhangi bir iddia bulunmadığı iccedilin

bağımsızlık eksikliğini iddia eden şikayet dayanaktan yoksun olduğu iccedilin reddedilmiştir

Mahkeme Tuumlrkiyenin başvurucuya manevi tazminat olarak 6000 Euro ve mahkeme

masrafları iccedilin 4000 Euro oumldemesine karar vermiştir

69

Başvuru Adı JeantyBelccedilika

Başvuru No 8228417

Başvuru Tarihi 20 Kasım 2017

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-202125

Konu Yetkililerce alınan oumlnlemler sonucu başvurucunun intihar

etmesinin engellenmesi nedeniyle Soumlzleşmenin yaşam hakkını duumlzenleyen 2 maddesinin ihlal

edilmemesi başvurucunun tutulduğu suumlre boyunca maruz kaldığı muamelenin aşağılayıcı

olarak nitelendirilmesi ve Soumlzleşmersquonin işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele

yasağını duumlzenleyen 3 maddesinin ihlali

Olaylar Başvurucu Philippe Başvurucu 1969 doğumlu bir Belccedilika

vatandaşıdır ve Arlonrsquoda yaşamaktadır

26 Haziran - 12 Ağustos 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci

Haziran 2011rsquode başvurucu eşine karşı sakatlanma ile sonuccedillanan tehdit ve şiddetin

eşlik ettiği uygunsuz saldırılara ilişkin şuumlphe nedeniyle polis tarafından yakalanmıştır Polis

sorgulaması sırasında başvurucu psikolojik sorunları olduğunu bildirmiş ve kendi hayatını

sonlandırmayı duumlşuumlnduumlğuumlnuuml soumlyleyerek kısıtlanmak istemiştir

Ertesi guumln soruşturma hakimi başvurucunun tutuklanmasına karar vermiş ve Arlon

cezaevine intihar eğilimlerini bildirmiştir Cezaeviye geldikten sonra başvurucu uumlccedil defa intihar

girişiminde bulunmuştur Cezaevi personeli tuumlm nesneleri ve kişisel eşyalarını kaldırmıştır

Guumlvenli bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmiş ve bir doktor kendisine sakinleştirici vermiştir

Başvurucu birkaccedil guumln oumlzel goumlzetim altında tutulmuştur 12 Ağustos 2011 tarihinde kefaletle

serbest bırakılmıştır

21 Ekim-2 Aralık 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci

Ekim 2011de kefalet koşullarına uymadığı iccedilin başvurucu hakkında ikinci bir

tutuklama emri ccedilıkarılmıştır Bu nedenle başvurucu huumlcre arkadaşlarına karşı şikayette

bulunduğu ve farklı bir huumlcreye geccedilmek iccedilin ccedileşitli taleplerde bulunduğu Arlon cezaevine geri

alınmıştır

70

Kasım 2011de cezaevi muumlduumlruumlnuumln tekrar huumlcre değiştirmesine izin vermeyi

reddetmesinin ardından Başvurucu intihar etmekle tehdit etmiştir Oumlzel goumlzetim altında bir

izolasyon huumlcresine yerleştirilmiştir Bir kontrol sırasında bir gardiyan başvurucuyu kapının

parmaklıklarında pantolonunu bağladığı esnada bulmuştur Başvurucu kendini atmadan oumlnce

durdurulmuştur Doktorun emriyle personel ona bir kask takmış ve kafasını duvara ccedilarpmasını

ve kendini yaralamasını oumlnlemek iccedilin kelepccedilelenmiştir Ertesi guumlne kadar bu şekilde

kısıtlanmış halde kalmıştır

İki guumln sonra Başvurucu izolasyondan ccedilıkarılmış ve başvurucunun huumlcre değiştirmesine

izin verilmesi iccedilin intihar tehditleri ile cezaevi personeline baskı yapmayı amaccedilladığı

duumlşuumlncesiyle uumlccedil guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesini emreden cezaevi

muumlduumlruuml ile goumlruumlşme yapmıştır Başvurucu 2 Aralık 2011rsquode kefaletle serbest bırakılmıştır

Sonraki olaylar

Nisan 2014rsquote Başvurucu bir ya da birden fazla kimliği bilinmeyen kişiye karşı tutuklu

kaldığı iki doumlnem boyunca insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığını ve sağlık

durumuna rağmen psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu kastederek sıradan cezaevi

huumlcrelerine yerleştirildiğini iddia ederek şikayette bulunmuştur Şikayet reddedilmiştir ve bu

karar temyizde onanmıştır

Ayrıca Nisan 2014te Başvurucu ilk etapta şiddet veya tehditlerin eşlik ettiği uygunsuz

saldırı succedilları ve eşine karşı işlenen sakatlıkla sonuccedillanan saldırı nedeniyle yarısı askıya alınan

doumlrt yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Nisan 2019da Temyiz Mahkemesi bu kararı bir kenara

bırakmış ve Başvurucunun eylemlerinden cezai olarak sorumlu olmadığını tespit etmiştir

Zorunlu olarak hapsedilmesine ve derhal yakalanmasına karar vermiştir

İhlal İddiaları Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak Başvurucu

yetkililerin intihar girişiminin kesin ve acil riskini oumlnlemek iccedilin kendi durumunda uygun

oumlnlemleri alma konusunda başarısız olduklarını iddia etmiştir

Soumlzleşmenin 3 maddesi uyarınca (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele

yasağı) tutulduğu sırada uygun tıbbi bakım eksikliğinden şikayetccedili olmuştur Ayrıca izolasyon

halindeyken maruz kaldığı muameleden ve etkili bir soruşturma yapılmamasından şikayetccedili

olmuştur

Karar

71

Madde 2 (yaşam hakkı)

Madde 2rsquonin uygulanabilir olup olmadığı

Başvurucu intihar girişimlerinden kurtulmuştur Bununla birlikte bu gerccedilek kendi

iccedilinde Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin uygulanabilirliğini engellememiştir Doğası gereği

faaliyetin tehlikeli olduğu ve bir kişinin hayatını gerccedilek ve yakın bir riske soktuğu durumlarda

yaşamı tehdit eden şiddet durumunda olduğu gibi devam eden yaralanmaların seviyesi

belirleyici olmayabilir ve yaralanmaların yokluğunda bile bu gibi durumlarda bir şikayet 2

madde kapsamında incelenebilir

Mevcut davada Başvurucu tutukluyken kendi yaşamını sonlandırmak iccedilin ccedileşitli

girişimlerde bulunmuş ve başarısızlığı cezaevi personelinin muumldahalesinden kaynaklanmıştır

Başvurucunun yaşamı tehdit eden yaralanmalara veya goumlruumlnuumlşte ciddi bir fiziksel yaralanmaya

maruz kalmamış olması bu durumda başvurucunun eylemlerinin doğası hayatını gerccedilek ve

yakın bir riske soktuğu iccedilin belirleyici değildir Dolayısıyla mevcut davada 2 madde

uygulanmıştır

Ulusal makamların başvurucunun hayatını korumak iccedilin gerekli oumlnlemleri alıp

almadığı

Mahkeme genel olarak yetkililerin başvurucunun hayatına youmlnelik riskin

gerccedilekleşmesini engellemek iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yaptıklarını soumlz konusu

riskin kesin ve yakın doğası hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir Ayrıca alınan

oumlnlemler başvurucunun intihar etmesini engellemiştir Sonuccedil olarak Soumlzleşmenin 2 maddesi

ihlal edilmemiştir

Madde 3 (insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı)

Başvurucunin madde 3rsquoe aykırı bir muameleye tabi olup olmadığı

Mahkeme Başvurucunin zihinsel durumu goumlz oumlnuumlne alındığında iki tutukluluk

doumlneminde tıbbi goumlzetim ve tedavi eksikliğinin tekrarlanan intihar girişimlerine rağmen uumlccedil

guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesiyle birlikte oumlzellikle ağır sıkıntıya tutulma

suumlresince kaccedilınılmaz acı duumlzeyini aşan bir yoğunluğa neden olduğu kanaatindedir Mahkeme

bu muamelenin başvurucuda aşağılanma kuumlccediluumlk duumlşme ve ıstırap duygularını uyandırdığından

şuumlphe duymamıştır Başvurucuyu aşağılamak ya da kuumlccediluumlk duumlşuumlrmek iccedilin yapılmamış olması

bunun aşağılayıcı olarak nitelendirilmesini ve boumlylece 3 maddede belirtilen yasak kapsamına

72

girmesini engellememiştir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin oumlnemli bir youmlnuumlnuuml ihlal

etmiştir

Başvurucunun succedil duyurusuyla ilgili soruşturmanın etkililiği

Mahkeme iddianamenin gerekccedilesiyle soruşturma hakiminin yetkisi altında yuumlruumltuumllen

soruşturmanın cezaevinde meydana gelen olayları bir dereceye kadar doğru tespit ettiğini

belirtmiştir Yine de cumhuriyet savcısının soruşturma yapılmasını oumlneren yazıları (Temmuz

2014) ile soruşturma hakiminin dosyayı aldığı tarih (Mart 2015) arasında sekiz aydan fazla bir

suumlre geccedilmiştir Soruşturmanın başlamasından oumlnce geccedilen suumlre huumlkuumlmet tarafından

accedilıklanmamıştır

Ayrıca soruşturma Mart 2015te başladığında soruşturma hakimi muumlfettişlerden

başvurucunun cezaevi ve tıbbi kayıtlarını almasını ve incelemesini istemiştir Başka bir tedbir

alınmamıştır İlgili kişilerden hiccedilbiri cezaevi personeli başvurucuya bakan doktorlar veya

başvurucunun kendisi sorgulanmamıştır Dava soruşturma hakimi tarafından alındıktan sonra

uumlccedil aydan daha kısa bir suumlre iccedilinde cumhuriyet savcısı davanın sonlandırılmasını tavsiye

etmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlyle bir soruşturmanın etkili olduğu duumlşuumlnuumllemez Dolayısıyla

Soumlzleşmenin 3 Maddesi usul youmlnuumlnden ihlal edilmiştir

Mahkeme Belccedilikanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 Euro ve masraf ve

giderler iccedilin 8000 Euro oumldemesine karar vermiştir

73

Başvuru Adı Dos Santos Calado ve Diğerleri Portekiz

Başvuru No 5599714 6814316 7884116 ve 370617

Başvuru Tarihi 6 Ağustos 2014 2 Kasım 2016 7 Aralık 2016 12 Aralık 2016

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202123

Konu Anayasa Mahkemesirsquonin aşırı şekilci davranarak başvuruları

kabul edilemez bulması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği

Olaylar

İlk başvuruda başvurucu emekli maaşı miktarına itiraz konulu bir idari dava accedilmış

ancak iddiaları reddedilmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak

başvurusu kabul edilmez bulunmuştur Ardından Anayasa Mahkemesinin uumlccedil hacirckimli

komitesine itiraz etmiş ancak bu itirazı da reddedilmiştir

İkinci başvuruda başvurucular muumlfettiş olarak goumlrev yapan Yollar Dairesi

yetkilileridir Mesleklerini duumlzenleyen youmlnetmeliklerin eksikliğinden şikacircyetccedili olmuşlardır

Şikayetleri Merkez İdare Mahkemesi ve Yuumlksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir

Başvurucular Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar ancak bu başvuruları da

reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır

Uumlccediluumlncuuml başvuruda nitelikli dolandırıcılık succedilundan huumlkuumlm giymiş başvurucu ne bis in

idem ilkesinin ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuş ancak şikayeti birinci ve ikinci derece

mahkemeler tarafından reddedilmiştir Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak bu

başvurusu da reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır

Doumlrduumlncuuml başvuruda aile iccedili şiddet nedeniyle uumlccedil yıl ve iki ay hapis cezasına ccedilarptırılmış

olan başvurucu diğer şeylerin yanı sıra mahkumiyetine yol accedilan olayların tesisine ve kanunun

yorumlanışına itiraz etmiştir Ayrıca aile iccedili şiddete ilişkin kovuşturmasının zamanaşımına

uğradığını ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak mahkucircmiyetinin ceza hukukunun geriye yuumlruumlme

yasağını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini iddia etmiştir Birinci ve ikinci derece

mahkemeleri şikacircyetlerini reddetmiştir Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurusu da kabul

edilemez bulunmuş ve ayrıca uumlccedil hacirckimli komiteye itirazda bulunmamıştır

74

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine dayanarak mahkemeye

erişim haklarının 5599714 ve 6814316 numaralı başvurular da ayrıca adil yargılanma

haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir

Karar Madde 6 sect 1 (Mahkemeye erişim)

Başvuru no 5599714 (Dos Santos Calado Portekiz)

Başvurucu bir hukuk kuralının anayasaya aykırı olması ve soumlz konusu kuralın hukuka

aykırılığı olmak uumlzere Anayasa Mahkemesirsquone iki ayrı konuda başvuruda bulunmuştur

Başvurucu her iki davada da Anayasa Mahkemesirsquonin başvuruları inceleme yetkisinin temelini

oluşturan ilgili kanun maddesine dayanmıştır Mahkeme Anayasa Mahkemesi tarafından

başvurucunun kanun maddesinin yanlış fıkrasına dayandığı gerekccedilesiyle başvurusunun kabul

edilemez olduğuna karar verdiğini dikkate almış ve hangi fıkraya dayanıldığını belirleme

gerekliliğini aynı kanunda oumlngoumlruumllmuumlş olması gerekccedilesiyle yasalara uygun bulmuştur Ayrıca

bu kural hukukun uumlstuumlnluumlğuumlne saygı goumlsterilmesi ve anayasal adaletin uygun şekilde

youmlnetilmesi meşru amacına youmlneliktir Bu nedenle Mahkeme tarafından mevcut davada

kısıtlamanın orantılı olup olmadığını tespitine gidilmek zorunda kalınmış Anayasa

Mahkemesirsquonin iki başvuru gerekccedilesini de tespit edebildiği başvuru gerekccedilesinin

başvurucunun dilekccedilesinden anlaşılabildiği ve hacirckimler tarafından da tespit edilebildiği iccedilin

yalnızca bir yazım hatasına dayanarak kabul edilemezlik kararı verildiğini belirtmiştir Sonuccedil

olarak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin yaklaşımını aşırı şekilci bularak başvurucuyu iccedil

hukuk tarafından sağlanan bir kanun yolundan mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır

Mahkeme alternatif olarak Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucudan hatasını duumlzeltmesini talep

edebileceğini belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edildiğine karar vermiştir

Başvuru no 6814316 (Amador de Faria e Silva ve Diğerleri Portekiz)

Mahkeme oumlncelikle Anayasa Mahkemesirsquonin soumlz konusu kabul edilemezlik kararının

gerekccedilesinin başvurucuların Merkez İdare Mahkemesi oumlnuumlndeki yargılama sırasında

anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmamaları olduğunu kaydetmiştir Mahkeme bu

zorunluluğun Anayasa Mahkemesirsquonin yalnızca son derece mahkemesi olduğu hususunu

yansıttığını kabul etmekle birlikte yine de başvurucuların Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk

boumllgelerindeki yetkililer ile Portekizrsquodeki yetkililer arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle

Bakanlıklara cevaben yaptıkları başvurularda anayasaya aykırılık meselesini guumlndeme

getirdiklerini goumlzlemlemiştir Merkez İdare Mahkemesi bu hususu dikkate almamış ve

75

başvurucuların Portekizrsquodeki yetkililer ile Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk boumllgelerindeki

yetkililer arasında ortaya ccedilıkan uygulama farklılığını ele almak yerine farklı goumlrevli kategorileri

arasında bir ayrıma gitmiştir Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucular

tarafından guumlndeme getirilen anayasaya aykırılık iddiasının yakın tarihte bir Yargıtay kararına

konu olmasından dolayı Merkez İdare Mahkemesirsquonin kararını tahmin edebilmeleri gerektiğine

karar verdiğini goumlzlemlemiştir Ancak Mahkeme bu davanın başvurucularla ilgili olmadığını

ve onların lehine olan ve farklı kategorilerdeki yetkililer arasında ayrım yapmamış olan ilk

karardan birkaccedil ay oumlnce verilmiş olduğunu belirtmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Anayasa

Mahkemesi tarafından aşırı şekilci davranıldığı gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesinin

ihlal edildiğine karar vermiştir

Başvuru no 7884116 (Antunes Cardoso)

Mahkeme başvurucunun bir hukuk kuralın yorumlanmasına dayanan bir anayasaya

aykırılık iddiası dile getirmediğini ve bu nedenle başvurusunun Anayasa Mahkemesirsquonin

yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin oumlzellikleri goumlz oumlnuumlne

alındığında daha katı kabul edilebilirlik şartlarının uygulanabileceğini ve dolayısıyla bir

kuralın yorumunun anayasal incelemeye accedilık olabilmesi iccedilin oldukccedila genel ve soyut terimlerle

formuumlle edilmesi gerektiğini belirtmiştir Mevcut davada başvurucu tarafından iddia edilen ne

bis in idem ilkesinin ihlali bu ilkenin birinci ve ikinci derece mahkemeleri tarafından

succedillandığı fiillere uygulanmasına ilişkindir Sonuccedil olarak Anayasa Mahkemesi iccediltihadı

anlamında kural temelli bir kıstas soumlz konusu olmadığını belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1

maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 6 sect 1 (Anayasa Mahkemesirsquonin uumlccedil hakimli komitesinin tarafsız olmaması)

Başvurucular (5599714 ve 6814316) itiraz edilen kabul edilemezlik kararını veren

hakimin aynı zamanda komitede raportoumlr hakim olarak goumlrev alması nedeniyle anayasal

başvurularının kabul edilebilirliğini inceleyen uumlccedil hakimli komitenin tarafsızlığını

sorgulamışlardır Mahkeme bu komitenin anayasal başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin

son karar mercii olduğunu ve raportoumlr hakimin kararının proseduumlrde sadece bir aşama olduğunu

goumlzlemlemiştir Mahkeme komitenin karar vermesi iccedilin başvurulan tam yetkili oumlzerk bir

mercii olmadığı gerekccedilesiyle uumlccedil hacirckimli komitenin tarafsızlığına ilişkin şikacircyetlerin kabul

edilemez olduğuna karar vermiştir

76

Başvuru Adı Andreea Marusi DumitruRomanya

Başvuru No 963716

Başvuru Tarihi 11 Şubat 2016

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202124

Konu Ateşli silahların kullanımına ilişkin yerel mevzuatın yokluğu

polis operasyonlarının planlanmasındaki eksiklik ve goumlrevli polis memurunun insan yaşamını

korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almaması sebebiyle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi ve usuli

youmlnlerinin ihlal edildiği

Olaylar Romanya vatandaşı olan başvurucu Andreea Marusi Dumitru

1990 doğumlu olup Bujorursquoda yaşamaktadır

8 Kasım 2005rsquote o sıralarda on beş yaşında olan başvurucu Dumitru annesi ile birlikte

bir yuumlk treni vasıtasıyla eve doumlnmekteyken bir platform vagonun uumlzerine ccedilıkarken başvurucu

darbe almış ve yaralanmıştır Huumlkuumlmete goumlre polis bir yuumlk treninde muhafaza edilen bazı hurda

metalleri ccedilalmaya hazırlanan yaklaşık 90 kişilik Roman koumlkenli bir grubu dağıtmak iccedilin

ccedilağrılmıştır Huumlkuumlmet başvurucu Dumitru ve annesinin grubun bir parccedilası olduklarını iddia

etmiştir

Başvurucu Dumitrursquonun aile uumlyeleri onu karaciğerinin bir parccedilasının ccedilıkarılması iccedilin

ameliyat edildiği bir kaza ve acil departmanına goumltuumlrmuumlştuumlr 2006 ve 2007 yıllarında

yaralarının etkisinin tedavi edilmesi iccedilin birccedilok kez hastaneye yatırılmıştır

8 Aralık 2005rsquote ulaştırma polisi başvurucuya hurda metali hırsızlığına karıştığı

iddiasıyla soruşturma accedilmıştır 3 Temmuz 2012 tarihinde cumhuriyet savcısı dava dosyasında

iddiaları kanıtlayan delil olmadığı gerekccedilesiyle iddianameyi kaldırmıştır 1 Ağustos 2006rsquoda

başvurucu insan oumllduumlrmeye teşebbuumlsten succedil duyurusunda bulunmuştur 4 Ağustos 2009

tarihinde Buumlkreş Yerel Mahkeme Savcısı soumlz konusu polis memurunun meşru savunma

kapsamında hareket ettiği tespitiyle dosyayı kapatmıştır 28 Haziran 2010 tarihinde Buumlkreş

İstinaf Mahkemesi başvurucunun itirazını kabul etmiş ve soruşturmanın yeniden accedilılmasına

karar vermiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 31 Temmuz 2014 tarihli bir kararla

soruşturmayı sonlandırmış ve şikayeti reddetmiştir Savcı soumlz konusu polis memurunun kamu

77

duumlzeninin sağlanması amacıyla bir operasyon kapsamında kendini korumak iccedilin ateşli silah

kullandığını goumlzoumlnuumlnde bulundurdu 25 Şubat 2015rsquote Buumlkreş Boumllge Mahkemesi cumhuriyet

savcısının kararına karşı başvurucu tarafından yapılan itirazı reddetti

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak polis

memuru tarafından yaralandığından şikayetccedilidir Başvurucu soruşturmada bu konuda davalı

Devletin usuli yuumlkuumlmluumlluumlklerine uymadığını iddia etmiştir Soumlzleşmenin 6 maddesine goumlre

(adil yargılanma hakkı) soruşturma suumlresinin ccedilok fazla olduğundan şikayetccedilidir

Karar

İHAS m2

Maddi Youmlnuuml

İhtilaf soumlzkonusu polis memurunun başvurucunun hayatını tehdit eden yaralanmayla

neticelenen bir ateşli silah kullanımı değildi Mahkeme bir yuumlk trenindeki hırsızlık

teşebbuumlsuumlnuumln uumlstesinden gelmeleri iccedilin ccedilağrılan polis memuru ve onun meslektaşlarının

davranışı oumlnceden kestirilmeyen bir grup bireye karşı koyduğunu kabul etmiştir Mahkeme

başvurucunun olay yerindeki mevcudiyetinin sebeplerinin irdelenmesinin gerekli olmadığını

dikkate almıştır Soumlzleşmenin 2 maddesinin bakış accedilısından ateşli silah kullanımının

değerlendirilmesi amacıyla başvurucunun hayatını tehdit eden bir yaralanmaya maruz

kaldığının belirtilmesi yeterliydi

Mahkeme daha oumlncesinde Romanyarsquodaki ateşli silah ve muumlhimmatın kullanımıyla ilgili

yasal ccedilerccedilevenin Avruparsquoda buguumlnkuuml demokratik toplumlarda gerekli olan yaşam hakkının

korunmasını sağlayacak yeterlikte olmadığını tespit ettiğini (Soare ve Diğerleri 22 Şubat 2011

ve Gheorghe Cobzaru 25 Haziran 2013) goumlzlemlemiştir Mahkeme Romanyarsquonın iccedil hukuk

huumlkuumlmlerinin somut olayda vakanın gerccedilekleştiği sırada yuumlruumlrluumlkte olduğunu ve kolluk

kuvvetinin teşkilatına ve tatbikatına ve ateşli silahların ve muumlhimmatın kullanımına dair

uygulanan kanunların mevcut yasal ccedilerccedilevesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını

belirtmiştir Bu nedenle Mahkeme ilgili tarihte yerel mevzuatın bir uyarı verilmesiihtarda

bulunulması zorunluluğu dışında polis operasyonları kapsamında ateşli silah kullanımını

duumlzenleyen herhangi bir kanun huumlkmuumlnuuml iccedilermediği ve soumlz konusu operasyonların

denetlenmesi ve planlanmasına ilişkin herhangi bir tavsiyeyi iccedilermediği sonucuna ulaşmıştır

78

Buna goumlre 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonunun planlanması hususunda

Mahkeme bir yuumlk deposundaki durumun en uumlst duumlzeydeki kıdemli polis tarafından bilindiğini

belirtmiştir Hırsızlık bazı davalarda ccedilocuklar iccedilin guumlnluumlk bir olaydan ibarettir Mahkeme

kolluk yetkililerinin sorunun uumlstesinden gelmek iccedilin gerekli adımların atılması amacıyla yeterli

zamana sahip olduklarını değerlendirmiştir Dolayısıyla Mahkeme Romen yetkililerin oumlluumlmcuumll

guumlccedil kullanımını ve olası can kaybını en aza indirgemek iccedilin onlardan beklenebilecek her şeyi

yapmadıklarını kabul etmiştir

Ayrıca başvurucu aleyhinde accedilılan davalar haricinde bu olaya başkaca bir soruşturma

accedilılmamıştır Belirli delil parccedilalarının toplanmasını ve korunmasını sağlamak iccedilin hiccedilbir tedbir

alınmamıştır Teknik ve tıbbi uzman raporları olaylardan sonra birkaccedil yıla kadar

hazırlanmamış boumlylece soruşturma makamlarının kesin bulgular elde etmesi engellenmiştir

Bu nedenle Mahkeme yetkililerin 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonu sırasında tam

olarak ne olduğunu tespit etmek iccedilin gerccedilek ccedilabalar goumlsterdiklerinin soumlylenemeyeceğini

değerlendirmiştir Yetkililerin ihmalleri goumlzoumlnuumlnde tutulduğunda Mahkeme Huumlkuumlmetin

başvurucunun yaralanmalarına meşru savunma kapsamında hareket eden soumlzkonusu polis

memuru tarafından kazarayanlışlıkla sebep olunduğu şeklindeki itirazını reddetmiştir

Bu değerlendirmeler ışığında Mahkeme emniyet teşkilatının ateşli silahların

kullanımına ilişkin ayrıntılı mevzuatın yokluğu ve polis operasyonlarının planlanmasındaki

eksiklik bağlamında polis memurunun insan yaşamını korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almadığını

tespit etmiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar

verilmiştir

Usuli Youmlnuuml

Mahkeme soruşturmanın başvurucunun şikayetine karşılık olarak accedilıldığını fakat

başlangıccediltan beri ccedilok sayıda eksiklikle karşılaştığını goumlzlemlemiştir Buumlkreş İstinaf

Mahkemesirsquonin 28 Haziran 2010 tarihli kararında bu eksikliklerin bazılarını dikkate almıştır

İlk adli tıp raporu olaylardan uumlccedil yıl ve uumlccedil ay sonra 3 Mart 2009 tarihine kadar hazırlanmamış

ve ateş edilen atışın koşulları ve oumlzellikleriyle bağlantılı youmlnleri ele alınmamıştır Delillerin ele

geccedilirilmesindeki eksiklikler delilin temel parccedilalarının kaybolmasıyla teyit edildiği gibi

soruşturmanın yeterliliğine zarar vermiştir

Soruşturmacıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ise Mahkeme soruşturmanın

başlangıccedilta soumlzkonusu memurun bağlı olduğu polis yetkililerine emanet edildiğini dikkate

79

almıştır Buna rağmen bu yetkililer tarafından hiccedilbir adım atılmamıştır Soruşturmanın

tarafsızlığı adına Başsavcı davayı Temyiz Mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına

goumlndermeye karar vermiştir Bu makam ccedilok sayıda uzman raporu almış olayların yeniden

kurgulanmasını organize etmiş ve ana karakterlerin ve tanıkların yeniden sorgularını yapmıştır

Bundan dolayı Temyiz Mahkemesirsquonin cumhuriyet başsavcılığı himayesinde gerccedilekleştirilen

soruşturmalar gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık hususunda Soumlzleşmeyle uyumluluk konusunu

guumlndeme getirmemiştir

Ancak Mahkeme 8 Kasım 2005 tarihli olaylar ile Buumlkreş Boumllge Mahkemesirsquonin 28

Şubat 2015 tarihli nihai kararı arasında 9 yıl 3 aydan fazla zaman geccediltiğini goumlzlemlemiştir

8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonuyla ilgili işlemler bağlamında soruşturma hızlı

ve etkili olarak değerlendirilemeyecektir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli

youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar verilmiştir

İHAS m61

Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli youmlnuumlnuumln ihlal edilmesinin sebeplerini goumlzoumlnuumlnde

tutarak Mahkeme Soumlzleşmenin 61 maddesine goumlre ayrı sorun ortaya ccedilıkmadığı kanaatine

varmıştır

Mahkeme Romanyarsquonın başvurucuya 2500000-Avro manevi tazminat ve yargılama

masrafları iccedilin 327000-Avro oumldemesine karar vermiştir

80

NİSAN 2020

Başvuru Adı Keaneyİrlanda

Başvuru No 7206017

Başvuru Tarihi 2 Ekim 2017

Karar Tarihi 30 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202411

Konu Başvurucunun gecikmeye accedilıkccedila katkıda bulunan davranışına

rağmen başvurucunun davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul

olmaması sebebiyle Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesinin (makul suumlrede yargılanma hakkı) ve Soumlzleşmersquonin

6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı)ihlal edildiği

Olaylar Başvurucu Vincent Keaney 1955 doğumlu bir İrlanda vatandaşıdır ve Cobhrsquoda

(İrlanda) yaşamaktadır

Bay Keaney 1996rsquoda milli piyangoyu kazanmış ve Titanik Bar ve Restoran isimli bir tema bar

olarak işletme amacıyla Cobh limanında bir bina satın almıştır Bu ticari girişim başarısız olmuş ve

başvurucu 2000-2003 yılları arasında gerccedilekleşen işlemlerden dolayı 18 davalıya karşı yargı yoluna

başvurmuştur Başvurucu hile dolandırıcılık yalan beyan ve nuumlfuzu koumltuumlye kullanma da dacirchil olmak

uumlzere ccedileşitli iddialarda bulunmuştur

Bay Keaneyrsquoin sonucunda başarısız olduğu yargılama iki yargı seviyesi sonrasında 11 yıl iki

ay sonra huumlkme bağlanmıştır

Başvurucu İstinaf Mahkemesi aşamasında Temmuz 2008rsquode yerel gereklilikler uyarınca

uygun bir şekilde temyize başvurmadan oumlnce ccedileşitli durumlarda dava dilekccedilesini değiştirmek zorunda

bırakılmıştır 5 ay sonra İstinaf Mahkemesi iddialarını kanıtlayamadığına karar vererek başvurucunun

accediltığı davaları reddetmiştir

Bay Keaney 2007 ve 2009 yılları arasında İstinaf Mahkemsie kararlarına karşı temyiz yoluna

başvurmuştur Davalıların başvurucunun gerekli belgeleri sağlayamadığı gerekccedilesiyle temyiz

başvurularının reddi talepleri 2014rsquote goumlruumllmuumlştuumlr ve başvurucudan sırasıyla Nisan 2015 ve Mart

2016rsquota beyanlarını sunması istenmiştir Temyiz Mahkemesi sonunda Temmuz 2015 ve Nisan 2017

yıllarında kararlarını accedilıklamış ve İstinaf Mahkemesinin kararlarını bozmaya yer olmadığını karar

vermiştir

81

İstinaf Mahkemesince iddialarının ccediloğu ldquokazanma şansı olmadığı bilinerek ve sırf karşı tarafa

zarar vermek amacıyla accedilılmışrdquo olarak goumlruumllduuml ve Temyiz Mahkemesi de yazılı beyanlarındaki

temellendirilmemiş iddiaların eklenmesinin ldquotamamen suumlrecin koumltuumlye kullanılmasırdquo olduğunu

belirtmiştir

İhlal İddiaları Bay Keaney Madde 6sect1rsquoe (makul suumlrede adil yargılanma hakkı) istinaden

davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

ve davasındaki gecikmelerin İrlanda hukuk sisteminin oumlrguumltlenmesinden kaynaklandığını belirtmiştir

Ayrıca İrlanda hukukunda Madde 13 (etkili ccediloumlzuumlm hakkı) kapsamında ne aşırı uzun

yargılamalar iccedilin etkili bir ccediloumlzuumlm bulunduğunu ne de bu tuumlr gecikmeleri gidermek iccedilin bir mekanizma

olduğu iddia etmiştir

Karar

Madde 6sect1 (makul suumlrede yargılanma hakkı)

Mahkeme başvurucunun davasını gerektiği gibi savunmaksızın birden fazla sanık aleyhine

dava accedilmasını iccedileren davranışları goumlz oumlnuumlne alındığında İstinaf Mahkeme yargılamalarının makul bir

suumlre iccedilinde ccediloumlzuumllduumlğuumlnuuml tespit etmiştir

Bu nedenle İstinaf Mahkemesinin 2006 ve 2007deki ilk ccedilalışmalarının ccediloğu birccedilok iddiadan

hangisinin reddedilmesi gerektiğine karar vermeye ayrılmıştır Vekili bulunmasına rağmen

başvurucunun davasını gerektiği gibi savunup ilerletememiş olması bu seviyedeki yargılamanın

gecikmesine kesin bir şekilde ve ilaveten katkıda bulunmuştur Nitekim iccedil hukuktaki usullere uygun

olarak davasını savunduktan sonra İstinaf Mahkemesi yargılamayı beş ay iccedilinde sonuccedillanmıştır

Temyiz Mahkemesi seviyesinde başvurucunun temyiz başvurusunu savunma tarzına ilişkin

sorunlar devam etmiştir Başvurucu gerekli temyiz belgelerini sunmamış ve yasal sunumlarını

zamanında yapmamıştır

Ancak başvurucunun bu davranışının tek başına temyiz yargılamasının tuumlm uzunluğunu haklı

goumlstermesi muumlmkuumln değildir Bu yargılamanın bazı aşamaları makul olmayan bir şekilde uzamıştır ve

başvurucunun Temyiz Mahkemesi oumlnuumlndeki başvurularını kovuşturmadaki eylemsizliği goumlruumlnuumlşe

goumlre sanıkların bu temyiz başvurularını reddettirmek iccedilin harekete geccedilmesine kadar herhangi bir

yansıma olmaksızın devam etmiştir

Başvurucunun Temyiz Mahkemesine başvurması ile ikinci temyiz başvurusunun reddedilmesi

arasında sekiz yıl geccedilmiştir Temyizlerin beş ila yedi yıl arasında uykuda kalmasına izin verilmesi

konusunda yeterli accedilıklama yapılmamıştır

82

Sonuccedil olarak Mahkeme hem İstinaf hem de Temyiz Mahkemelerinde gecikmeye accedilıkccedila

katkıda bulunan başvurucunun davranışına rağmen yargılama suumlresinin aşırı uzun olduğunu belirterek

6sect1 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 13 (etkili başvuru hakkı)

Mahkeme 2010 tarihli McFarlane v İrlanda (no 3133306) Buumlyuumlk Daire kararında Huumlkuumlmet

tarafından oumlnerilen yerel ccediloumlzuumlmlerden hiccedilbirisinin oumlzellikle de zamanında yargılanmaya dair anayasal

hakkın ihlali iccedilin tazminat davasının etkili olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini belirterek ceza yargılamasında

makul olmayan gecikme sebebiyle Madde 6sect1rsquoin ve Madde 6 ile bağlantılı olarak Madde 13rsquouumln ihlal

edildiğine huumlkmedildiğini vurgulamıştır

Mevcut dosyada Huumlkuumlmet tarafında oumlnerilen temel ccediloumlzuumlm zamanında yargılanmaya dair

anayasal hakkının ihlali iccedilin tazminat davasındaki ile aynı kalmaya devam etmiştir

Huumlkuumlmet McFarlanersquoden sonra huumlkme bağlanan bir yerel kararın Nash v DPP [2017] 3 IR

320 hangi koşullar altında ceza yargılamalarında gecikme durumunda anayasal tazminata

huumlkmedileceği konusunda Temyiz Mahkemesi tarafından yapılan oumlnemli bir accedilıklama teşkil ettiğini

beyan etmiştir Bu karar oumlzellikle zamanında yargılanmaya dair anayasal hakkın İrlanda Hukukursquonda

yerleşmiş olduğunu teyit etmiş ve uygun durumlarda İrlanda Mahkemelerirsquonin tazminata

huumlkmedileceğini belirtmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin cevabı aşağıdaki sıkıntıları iccedilerdiğini belirlemiştir

İlk olarak Nash kararında Temyiz Mahkemesi Devlet tarafında kusurlu gecikme olmadığına

dair verdiği karara ilişkin temel aldığı koşullara dair parametreleri tanımlamaktan sakınmıştır

Mahkeme bir Anglosakson hukuku mahkemesinin gerekli parametreleri uygun somut bir dava

bağlamında değil soyut olarak geliştirme konusundaki suskunluğunun anlaşılabilir olduğunu

belirtmiştir Mahkeme ayrıca hukuk yollarının anayasal bir sistemde ve daha da oumlnemlisi İrlanda gibi

yazılı bir Anayasaya sahip bir Anglosakson hukuku sisteminin oumlzel durumunda gelişmesine izin

vermenin oumlnemini kabul etmiştir

Bununla birlikte makul olmayan gecikmeler iccedilin etkili bir hukuk yolunun varlığına ilişkin

sorunlar 2003 yılından bu yana işaretlenmiş ve o zamandan beri hukuk ve ceza yargılamalarını iccedileren

davalarda yinelenmiştir

İkinci endişe ise haksızlığı telafi iccedilin kullanılan ccediloumlzuumlmuumln hızına ilişkindir Olağan hukuk

davaları temyizleri dacirchil olmak uumlzere Temyiz Mahkemesinde uzun bekleme suumlreleri mevcuttur

Mahkeme Hizmetleri Yıllık Raporursquonda 2018 yılında olağan hukuk davalarına ilişkin başvuruların

İstinaf Mahkemesinde bekleme suumlresinin 20 ay olduğu belirtilmiştir Aynı rapor Temyiz Mahkemesine

83

ilişkin olarak mahkemeye temyize başvurma izni vermeye dair bildirim ile izne dair kararın ccedilıkması

arasında altı hafta bekleme suumlresi olduğu belirtilmiştir dolayısıyla her ne kadar Temyiz Mahkemesinin

en son raporu dramatik bir duumlşuumlşe işaret etse de izin tarihinden kararın verilmesine kadar geccedilen

bekleme suumlresi 68 hafta suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Nash davasında makul olmayan gecikme talebiyle ilgili

tazminat davalarının altı buccediluk yıldan fazla suumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir

Mahkeme ayrıca bilgisi dahilinde olduğu oumllccediluumlde yasama oumlncesi aşamada kalan ve

ilerletilmeden oumlnce Huumlkuumlmet duumlzeyinde ilave değerlendirme gerektiren tazminat ccediloumlzuumlmuuml sağlamayı

amaccedillayan taslak Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Genel Şema (Mahkeme Yargılamalarında Gecikme

Halinde Tazminat) 2018 tasarısına da dikkat ccedilekmiştir

Nihayet bir başka ccediloumlzuumlm 2003 tarihli Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Kanunu kapsamındaki

bir tazminat başvurusu ancak tazminat iccedilin başka bir dava imkanı mevcut olmadığında muumlmkuumlnduuml

Nash kararında Temyiz Mahkemersquonin sunduğu accedilıklamaya rağmen dosyanın hızlı işlem goumlrmesi

hakkına saygı duyulmamasının uygulamada ccediloumlzuumlme kavuşturulması hala hem potansiyel

başvurucuların hem de Devletrsquoin oumlnemli oumllccediluumlde ccedilaba zaman ve hatta masrafını gerektirmektedir

Huumlkuumlmet ayrıca AİHS Kanunu kapsamında tazminat davasının tali olasılığına ve makul olmayan

gecikme halinde boumlyle bir ccediloumlzuumlmuumln muumlmkuumln olup olmadığına dair soruya dair de bir bilgi

sağlamamıştır

Dolayısıyla Mahkeme bu koşullarda Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13

maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun dosyasını suumlrduumlrmedeki tavrının neredeyse

suumlrecin koumltuumlye kullanılması olduğunu belirttiğine dikkat ccedilekmiştir Huzurdaki dosyada Mahkemersquonin

Madde 6 ve Madde 13rsquouumln birlikte ihlaline karar verirken niyeti başvuruculara sadece Avrupa

Soumlzleşmesirsquonin ihlalini elde etmeyi amaccedillayarak yerel duumlzeyde koumltuumlye kullanır bir şekilde dava accedilma

youmlnuumlnde ters bir teşvik vermek değildir

Dolayısıyla Mahkeme Soumlzleşmersquonin amaccedilları bakımında Soumlzleşme Madde 6sect1 ile Madde

13rsquouumln ihlaline karar vermenin başlı başına adil tazmin olduğuna karar vermiştir

84

Başvuru Adı Dragan PetrovićSırbistan

Başvuru No 7522910

Başvuru Tarihi 6 Aralık 2010

Karar Tarihi 14 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202345

Konu Polisin cinayet soruşturması sırasında başvurucunun evinde

DNA oumlrneği almak iccedilin arama yapmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel hayata saygı hakkı) ihlali

olmaması (oybirliği) ve başvurucudan DNA iccedilin tuumlkuumlruumlk alınmasının Soumlzleşme madde 8 ihlali

olması (oyccedilokluğu)

Olaylar Başvurucu Dragan Petrović Suboticarsquoda (Sırbistan) yaşayan

1985 doğumlu bir Sırbistan vatandaşıdır

Temmuz 2008rsquode polis başvurucunun yaşlı bir adamın şiddetli darbe sonucu oumllmesine

karışmış olabileceğine ilişkin bilgi almıştır Bu bilgiye dayanarak soruşturma hakimi ayrı iki

kararla başvurucunun dairesinin aranmasına ve DNA incelemesi iccedilin başvurucudan tuumlkuumlruumlk

oumlrneği alınmasına karar vermiştir

Arama cinayetin ardından alınan nesnelere odaklanmıştır oumlzellikle de succedil ile bağlantılı

olabilecek ldquosiyah deri ceketrdquo ve ldquoayakkabılar ile diğer eşyalarrdquo Polis dairede iki tabanca

bulmuştur başvurucu tabancalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir

DNA tuumlkuumlruumlk testi cinayet mahallinde bulunan DNA ile karşılaştırma yapılması iccedilin

gerekli goumlruumllmuumlş ve hakim polise tıp uzmanları ile gerektiği takdirde zor kullanarak

başvurucudan oumlrnek veya kan oumlrneği alınması iccedilin izin vermiştir Avukatı hazırken başvurucu

goumlrevlilere tuumlkuumlruumlk oumlrneği vermeyi kabul etmiştir Bununla birlikte kararın nasıl

gerccedilekleştirildiğine dair polis tarafından tutulan resmi bir kaydın olmadığı anlaşılmaktadır

Ağustos 2008rsquode polis başvurucuya yasa dışı ateşli silah bulundurmak succedilunun isnat

edileceğini soruşturma hakimine bildirmiştir Yetkililer başvurucunun DNA oumlrneği ve cinayet

mahallinde bulunan biyolojik izler arasında bir eşleşme bulamamıştır

85

Ağustos 2008rsquode başvurucu Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve Soumlzleşme madde 8

ve Anayasa madde 25 ve 40 kapsamında konuta ve oumlzel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini

ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Ekim 2010rsquoda başvuruyu esastan reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yapılan aramanın ve DNA oumlrneği alımının

Soumlzleşme madde 8 kapsamında korunan haklarını (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı)

ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme oumlncelikle başvurucunun altı aylık suumlreden sonra başvuru yaptığına ve iccedil

hukuk yollarını tuumlketmediğine ilişkin Huumlkuumlmet itirazlarını başvurucunun başvurduğu Anayasa

Mahkemesinin etkili bir iccedil hukuk yolu olduğunu goumlz oumlnuumlnde bulundurarak reddetmiştir

Davayı esastan incelerken Mahkeme ilk olarak başvurucunun evinde yapılan aramayı

inceleme konusu yapmıştır Mahkemenin kararına goumlre konuta saygı hakkına muumldahale

oluşturan bu arama kanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve meşru bir amaca hizmet etmektedir

Dolayısıyla asıl sorun bunun orantılı olup olmadığı ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup

olmadığıdır

Mahkeme izin verilen aramanın cinayet soruşturması bağlamında olduğunu ve polisin

araştırdığı şeylerin belirli olduğunu (siyah deri ceket ayakkabılar ve cinayetle ilişkili diğer

nesneler) kaydetmiştir Bu sebeple Mahkeme arama emrinin belirsiz olduğunu ileri suumlren

başvurucu iddiasına katılmamaktadır

Mahkeme ayrıca arama esnasında başvurucunun avukatının ve ev sahibinin hazır

bulunması sebebiyle herhangi bir koumltuumlye kullanma durumuna elverişli ve etkili bir şekilde karşı

koyabileceğini kaydetmiştir Dahası avukat elkoyma tutanağı ve arama-elkoyma işleminin

resmi kaydını imzalamış izin sebebi dışında arama işlemine şerh duumlşmemiştir

Bu sebeple Mahkeme soumlz konusu muumldahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna

ve polisin dairede yaptığı aramanın Madde 8 ihlali olmadığına huumlkmetmiştir

DNA oumlrneği alınması meselesini ele alırken Mahkeme bu hareketin başvurucunun oumlzel

hayata saygı hakkına muumldahale anlamına geldiğini tespit etmiştir İşleme verdiği onay aksi

86

takdirde tuumlkuumlruumlk veya kan oumlrneğinin zorla alınması tehdidi altında gerccedilekleştiği iccedilin eyleme

geccedilerlilik kazandırmaz

Mahkeme DNA oumlrneği kararının herhangi bir huumlkuumlmde geccedilmediğini ilgili Ceza

Muhakemesi Kanunu maddesinin mahkemeye yalnızca kan oumlrneği alımı ya da ceza

soruşturmasında ldquooumlnemlirdquo olguları tespit etmek iccedilin tıbben gerekli goumlruumllmesi halinde ldquodiğer

tıbbi işlemlerrdquo iccedilin karar yetkisi oumlngoumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir Bunlara ek olarak dava dosyasına

goumlre işlemlerle ilgili resmi kayıt tutmamışlar Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili huumlkmuumlne

riayet etmemişlerdir

Mahkeme ayrıca ilgili huumlkmuumln DNA oumlrneği alma konusunda 2011rsquode değiştirilen

Ceza Muhakemeleri Kanunda sonradan yer alan ccedileşitli yeni guumlvencelerden yoksun olduğunu

kaydetmiştir Bu yeni guumlvenceler ağız ccedilubuğuyla oumlrnek alınmasına işlemin uzman eşliğinde

gerccedilekleşmesine ve rıza olmaksızın ağzından oumlrnek alınabilecek insanların sınırlandırılmasına

oumlzel atıf iccedilermektedir

Mahkeme boumlylelikle davalı Devletin 2011 tarihli kanunda daha ayrıntılı huumlkuumlmler

koyarak bu alanda daha sıkı duumlzenleme yapılmasına ihtiyaccedil duyduğunu zımnen kabullendiğine

karar vermiştir

Mahkeme DNA oumlrneği alınarak başvurucunun oumlzel hayatına muumldahale edilmesinin

kanuni olmadığına ve madde 8 ihlali olduğuna huumlkmetmiştir

Madde 6

Başvurucu aynı zamanda Soumlzleşme madde 63(a)ya aykırı olarak belirli bir succedilun

şuumlphelisi olduğuna dair yetkililerin kendisini derhal ve ayrıntılı olarak bilgilendirmemesinin

haberdar edilme hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir

Mahkeme başvurucunun bu iddialarının madde 8 kapsamındaki iddialarına ek

olmaktan ziyade ayrı bir şikayet noktası olduğunu ve bu iddiaların iccedil hukukta ileri

suumlruumllmediğini tespit etmiştir Bu sebeple başvurunun bu kısmı iccedil hukuk yollarının

tuumlketilmemesi sebebiyle reddedilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41) Mahkeme altıya karşı bir oyla Sırbistanrsquoın başvurucursquoya

1500 euro manevi tazminat ve yargılama giderleri iccedilin 1200 euro oumldemesine huumlkmetmiştir

87

Başvuru Adı Shmelev ve diğerleriRusya

Başvuru No 4174117 ve diğer 16 dava

Başvuru Tarihi 2017 ve 2018rsquode ccedileşitli tarihler

Karar Tarihi 09 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202347

Konu Mahkemersquonin Rusya aleyhine verdiği uygunsuz tutulma

koşullarına youmlnelik kararlara karşı 2019rsquoun sonunda yuumlruumlrluumlğe giren yeni yasanın tutuklulara

tutukluluk koşullarının elverişsizliğinin tazminat hakkı vermesi 17 başvurunun altısının

tutukluluklar sona erdiği iccedilin kabul edilemez bulunması yeni tazminat hukuk yolunun oumlzellikle

tutukluluk veya yerel kuralların ihlali sebebiyle olan mahpusluğun bazı hallerindeki gibi diğer

hukuk yolları aranmadığı takdirde etkili olması

Olaylar Başvurucular Rusya vatandaşıdır ve Rusyarsquoda ccedileşitli

merkezlerde ceza yargılamalarındaki mahkumiyetlerinden oumlnce ya da sonra tutulmaktadırlar

veya tutulmuşlardır

Başvuruculardan yedisi tutukevlerinde tutuklu olarak tutulmakta veya tutulmuştur

Kalan on başvurucu ise ıslah edici kolonilerde huumlkuumlmluuml olarak tutulmuş veya tutulmaktadır

Başvurucuların tamamı oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı elverişsiz olan tutulma

koşullarından şikayet etmiştir Bazı başvurucuların tutuklulukları dosya AİHM oumlnuumlnde taraf

goumlruumlşleri alınma aşamasındayken sona ermiştir diğerlerinin ise devam etmiştir

Mart 2020 itibariyle Rusya aleyhine tutulma koşulları ile ilgili 1450 benzer başvuru

mahpusluk koşulları ile ilgili 3600 başvuru incelenmeyi beklemektedir

Aralık 2019rsquoda Federal Kanun no494-FZ (Tazminat Kanunu) kabul edilmiş ve 27

Ocak 2020rsquode yuumlruumlrluumlğe girmiştir Buna goumlre herhangi bir tutuklu ulusal veya uluslararası

standartların tutulma suumlresinde ihlal edilmesi halinde mahkemede maddi tazminat talebinde

bulunabilecektir

88

Tazminat Kanunu AİHMrsquoin sırasıyla tutukevlerindeki ve cezaevlerindeki yetersiz

koşullara değinen 2012 tarihli Ananyev ve DiğerleriRusya (BN 4252507 ve 6080008) ile

2013 tarihli Sergey BabushkinRusya (BN 599308) kararları sonucu kabul edilmiştir

Rusya Huumlkuumlmeti yeni kanun ve uygunsuz tutulma koşullarını hafifletme amacını

taşıyan diğer ulusal gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmede bulunmuştur Tazminat Kanunun

tutulma koşulları ile ilgili şikayetler accedilısından yeni bir kanun yolu olarak ele alınmasını

Mahkemeden istemiştir Başvurucular bu goumlruumlşe katılmamış veya yorumsuz kalmıştır

İhlal İddiaları Başvurucular madde 3rsquoe (insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) dayanarak oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı tutulma koşullarının elverişsiz

olmasını şikayet etmiştir Bazı başvurucular madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak

tutulma koşullarıyla ilgili etkili başvuru olmamasını şikayet etmiştir

Karar

Madde 3 ve 13 (uygunsuz tutulma koşulları)

Oumlncelikle Mahkeme elverişsiz tutulma koşullarına youmlnelik kanun yollarıyla ilgili

olarak bazı uumlye Devletlerce yapılan yenilikleri hatırlatmıştır Muumlmkuumln olan 2 yolu

vurgulamıştır Bunlar mevcut tutukluluğun şartlarını geliştirme (oumlnleyici) ve sebep olunan

herhangi bir zarar iccedilin tazminattır (telafi edici) Mahkeme oumlnleyici ve telafi edici yolların

birbirleriyle ilişkili olduklarını ve etkili olmaları iccedilin birlikte ele alınmalarının gerekliliğini

vurgulamıştır

Bununla beraber iki yol da ayrı ayrı incelenmelidir Boumlylelikle Mahkeme oumlnleyici

yolun etkililiğinin hala değerlendirilmesi gerektiğine karar verirken Tazminat Kanununa ilişkin

vardığı sonucun kapsamını yalnızca geccedilmiş tutulmalar ile sınırlamıştır

Mahkeme Tazminat Kanununun prensipte geccedilmişteki tutukluluk ve bazı mahpusluk

hallerinin -ki sonuncusu iddia edilene goumlre yerel huumlkuumlmleri ihlal etmektedir- geliştirilmesiyle

ilgili davalarda elverişli ve etkili bir tazmin yolu olduğunu tespit etmiştir

Bu yol ccedilelişmeli yargılamaya uygun ve gerekli usuli guumlvencelere sahiptir ilgili kişilerin

erişimine doğrudan accedilıktır ve onlara makul derecede başarı umudu sunmaktadır Dahası bu

tarz iddiaların makul suumlre iccedilinde işleme alınmayacağına huumlkmedilen tazminatın Soumlzleşme

89

standartlarına uygun olmayacağına ya da derhal oumldenmeyeceğine inanmamak iccedilin bir sebep

yoktur

Ayrıca Tazminat Kanununa Yuumlksek Mahkemenin accedilıklayıcı ve youmlnlendirici rehberliği

eşlik etmiştir Ayrıca bu Kanun elverişsiz tutulma koşullarını hafifletmeyi amaccedillayan

uygulamalar ve ulusal mevzuata [2015rsquote yuumlruumlrluumlğe giren İdare Usul Kanunu ve Ceza

Kanunundaki birccedilok mahkumiyette tutukluluk suumlresinin mahpusluk suumlresinden duumlşuumllmesi

gibi değişiklikler] dayanmaktadır

Mahkeme yeni tazminat yolunun Rusya mevzuatının tutulan kişi iccedilin koyduğu kişisel

alan standardının Soumlzleşme madde 3 kapsamındaki insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye dair

minimum ağırlık eşiğine uygun olduğu durumlarda (733413 başvuru numaralı

MuršićHırvatistan Buumlyuumlk Daire kararında her tutuklu iccedilin 3 metrekarelik kişisel alan

oumlnerilmiştir) veya tutulmanın ulusal standartların altına duumlştuumlğuuml durumda geccedilmiş tutulmalar

iccedilin kullanılabilecek etkin bir yol olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir

Mahkeme altı başvurucu iccedilin bu durumu tespit etmiştir Mahpusluk veya tutukluluk

doumlnemindeki elverişsiz koşullar sonucu haklarının ihlal edildiğine youmlnelik iyi temellendirilmiş

şikayetlerde bulunan bu başvurucular Mahkemeye başvurmadan oumlnce tazminat almak iccedilin

Tazminat Kanununu kullanabilirlerdi Bu yeni ulusal kanun yolunu tuumlketmemeleri sebebiyle

madde 3 ve 13 kapsamında yaptıkları başvuru kabul edilemez bulunmuştur

Tazminat Kanunundaki geccediliş huumlkuumlmleri uyarınca Kanun yuumlruumlrluumlğe girdiğinde

şikayetleri Mahkeme oumlnuumlnde bekleyen veya kanun yolu tuumlketilmediği sebebiyle kabul

edilemez olanlar 180 guumln iccedilinde mevzubahis yoldan yararlanabilir Bunu goumlz oumlnuumlnde

bulunduran Mahkeme bu yaklaşımı tuumlm benzer başvurulara (oumlrneğin ulusal standartların

tutulma sırasında ihlal edildiği ileri suumlruumllen başvurular) yayma kararı vermiştir

Bununla birlikte ulusal mevzuatın Soumlzleşme gerekliliklerine accedilıkccedila uygunsuz olduğu

goumlruumllen bir standart -mahpus başına 225 metrekarelik kişisel alan- belirlediği durumlarda yeni

tazminat yolunun etkililiği geccedilmiş tutulmalarda bile kesin değildir Başvurulardan uumlccediluumlnde

durum budur

Mahkeme bu sebeple başvuruları sonraya bırakmaya karar vermiş ve taraflardan

geccedilmiş tutulmalar iccedilin tazminat yollarının etkililiğini accedilıkladıkları yazılı goumlruumlşlerini

bildirmelerini istemiştir

90

Mahkeme tutulma suumlrelerinin devam ettiğini goumlz oumlnuumlnde bulundurarak diğer sekiz

başvuruyu da aynı şekilde ertelemeye karar vermiştir Ccediluumlnkuuml mevcut oumlnleyici hukuk yollarının

etkililiğini tespit iccedilin elinde yeterli materyal yoktur Şuumlphesiz İdare Usul Kanunu tarafından

sağlanan yargı yollarının etkililiği oumlzellikle ceza kurumlarındaki aşırı kalabalığın yaygınlığı

bakımından değerlendirilmeyi beklemektedir Bunun iccedilin de taraflardan yazılı goumlruumlş

istenmiştir

Ulusal kanun yollarının etkililiğinin daha ileri değerlendirmesi yapılana kadar aynı

konu ile ilgili yapılan tuumlm başvuruların incelemesi beklemeye alınacaktır Mahkeme dostane

ccediloumlzuumlm oumlnerilerini veya tek taraflı beyanları işleme alarak ya da başka bir şekilde tarafların

halihazırda bilgilendirildiği (ldquotebliğ edilmişrdquo) davaları inceleyebilir

91

Başvuru Adı CastellaniFransa

Başvuru No 4320716

Başvuru Tarihi 26082009

Karar Tarihi 30 Nisan 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

19688722]

Konu

Başvurucunun evinde eşi ve kızıyla beraberken oumlzel silahlı polis birimi tarafından

tutuklanması esnasında maruz kaldığı şiddete ilişkin olarak polis operasyonun nihai amaccedil olan

şuumlphelinin yakalanması iccedilin gerekli olan şekilde gerccedilekleştirilmediği ve başvurucunun

yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların oumllccediluumlsuumlz olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin

ihlal edilmesi

Olaylar

Başvurucu Joseph Castellani 1956 doğumlu ve Conteste (Fransa) yaşayan bir Fransız

vatandaşıdır

Mayıs 2002de kimliği bilinmeyen kişilere karşı tanıkların korkutulması ve oumlluumlm

tehditleri nedeniyle polise youmlnelik şiddet olaylarına ilişkin EHnin uumlccedil aile uumlyesinin mahkum

edildiği bir davada ifade veren avukatın şikayeti uumlzerine adli tahkikat başlatılmıştır

Soruşturmadaki başlıca şuumlpheliler başvurucunun arkadaşı ve komşusu olan EH

ailesinin uumlyeleridir

18 Haziran 2002de Nice şehrinin polis ekibi EHnin aile uumlyelerini yakalamak iccedilin

GIPNden (ulusal polisin oumlzel silahlı muumldahale birimi) destek talep etmiş ve bu talep kabul

edilmiştir Polis şefi Rnin talebi uumlzerine GIPN biriminin başkanı aynı davaya dahil olan Bay

Castellaniyi yakalamak iccedilin muumldahale etmeyi kabul etmiştir Polis operasyonunun

gerccedilekleştiği koşullar taraflarca ihtilaflıdır 13 Kasım 2002 tarihinde soruşturmanın hakimi

tarafından Bay Castellanirsquonin yakalanmasına neden olan tanıkları korkutma ve oumlluumlm tehdidi

succedillamalarını duumlşuumlren kararla soruşturmaya son verilmiştir

92

13 Ocak 2009 tarihinde Ceza Mahkemesi Bay Castellaniyi ruhsatsız bir silaha sahip

olmaktan succedillu bulmuş ve kendisine para cezası vererek cezayı ertelemiştir Mahkeme evinde

saldırıya uğradığını duumlşuumlnmesinin makul olduğu gerekccedilesiyle meşru muumldafaa amacıyla hareket

ettiğini kabul ederek kamu goumlrevlisine youmlnelik kasten saldırı succedilundan beraatine karar

vermiştir

18 Kasım 2002 tarihinde Bay Castellani polis memurlarının kasti şiddet ve barbarca

fiil tehdidi altındaki bir kişiye yardım etmedikleri iddiasıyla ceza davasına muumldahil olarak

katılma başvurusunu iccedileren bir şikayette bulunmuştur 2 Temmuz 2004 tarihinde soruşturma

hakimi Nice Ceza Mahkemesi oumlnuumlnde yargılanacak polis memurlarına karşı tehlikedeki bir

kişiye yardım etmeme succedillamasını suumlrduumlrerek bazı succedillamaları duumlşuumlrmeye karar vermiştir

Başvurucunun itirazını takiben İstinaf Mahkemesi soruşturmanın kısmen sonlandırılması

kararını iptal etmiş ve soruşturmanın asıl succedillamalara dayanılarak devam ettirilmesine karar

vermiştir

27 Ocak 2006 tarihinde kamu goumlrevlilerinin kasıtlı şiddet uyguladıkları succedillamalarını

reddeden soruşturmanın kısmen sonlandırılması kararı verilmiştir Başvurucu temyize

gitmiştir 15 Haziran 2006 tarihli bir kararla İstinaf Mahkemesi barbarca fiil succedillamasının sona

erdirilmesini onamıştır 25 Ekim 2007 tarihli bir kararda aynı zamanda kamu goumlrevlileri

tarafından kasten şiddet uygulanması succedillamasının sona erdirilmesi onanmıştır

26 Haziran 2009 tarihinde Bay Castellani kendisine verilen zararın tazmini iccedilin

Devlete dava accedilmıştır Mahkeme 5 Nisan 2011 tarihli bir kararla Devletin başvurucuyu

yakalaması iccedilin GIPNyi goumlndermesine istinaden sorumluluğunu iccedileren ciddi bir ihmal eylemi

gerccedilekleştirdiğine karar vermiştir Devletin başvurucuya tazminat olarak 59000 Euro (EUR)

ve masraf olarak 3500 Euro(EUR) oumldemesine karar verilmiştir 12 Nisan 2012 tarihinde Aix-

en-Provence İstinaf Mahkemesi Bay Castellanirsquonin davasının kabul edilebilirliğini onamış

ancak kararın geri kalanını bozmuş ve başvurucunun iddialarını reddetmiştir Bay

Castellaninin masraflara ek olarak Hukuk Usuluuml Kanununun 700 maddesi uyarınca 1700

Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir

Temyiz Mahkemesi kararı bozarak davayı Montpellier İstinaf Mahkemesirsquone geri

goumlnderdi 27 Ocak 2015 tarihindeki bir kararla Montpellier İstinaf Mahkemesi GIPNrsquonin

muumldahalesinin Devletrsquoin sorumluluğunu yol accedilan bir durum olduğunun kanıtlanamadığına

karar vermiştir Mahkeme bu muumldahalenin yalnızca başvurucunun kendisini savunmak iccedilin

93

işlediği eylemler accedilısından değil aynı zamanda yakalama işlemine direnme konusundaki ısrarı

accedilısından da isabetsiz veya orantısız olmadığına karar vermiştir Ancak İstinaf Mahkemesi

başvurucuya polis goumlzetimindeyken tıbbi bakım sağlanmaması nedeniyle Devletrsquoin ciddi

ihmali bulunduğuna karar vermiştir Devletrsquoin başvurucuya tıbbi bakım eksikliğinden dolayı

tazminat olarak 5000 EUR ve Medeni Usul Kanununun 700 maddesi uyarınca 2000 EUR

oumldemesine karar verilmiştir

Temyiz Mahkemesi 10 Şubat 2016 tarihinde başvurucunun temyiz başvurusunu

hukuki accedilıdan reddetmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesinin 3 maddesine (insanlık dışı veya

aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak polis tarafından tutuklanmasıyla birlikte GIPNnin

muumldahalesinin ve guumlccedil kullanımının ne gerekli ne de orantılı olduğunu ekleyerek şiddet

eylemlerinden şikayetccedili olmuştur

Karar

3 Madde

Mahkeme dosyadaki tuumlm sağlık raporlarının başvurucunun ciddi şekilde yaralandığını

kaydettiğini belirtmiştir Başvurucu fiziksel acıya ek olarak ruhsal zorluklara da katlanmak

zorunda kalmıştır

Bay Castellani ccedilok sayıda teccedilhizatlı ve silahlı memur tarafından ailesinin goumlzleri

oumlnuumlnde kapı ve oumln kapı zorla accedilıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde evinde goumlzaltına

alındığından oumltuumlruuml ailesinin karşısında kuumlccediluumlk duumlşme ve aşağılanma hissi ile guumlccedilluuml korku ve

endişe yaşamıştır

Mahkeme operasyonun planlanmasına ilişkin ilke olarak ceza soruşturmasında

sorgulanacak bir bireyin tutuklanması iccedilin belirli bir birimin seccedililmesine ilişkin huumlkuumlm

vermenin kendi goumlrevi olmadığını belirtmiştir Bununla birlikte genellikle aşırı şiddet

durumlarında veya oumlzellikle hızlıkesin tepki gerektiren tehlikeli durumlarda devreye giren oumlzel

birimlerin muumldahalesinin otoritenin koumltuumlye kullanılması ve insan onurunun ihlali gibi belirli

riskler doğurabileceği youmlnuumlndeki yaklaşımını tekrar vurgulamıştır Bu nedenle bu tuumlr

94

birimlerin muumldahalesinin guumlvencelerle ccedilevrelenmesi gerekmektedir (Bkz Kučera Slovakya

no 4866699 sect 122 17 Temmuz 2007)

GIPNnin yardımıyla polis muumldahalesinin amacı başlangıccedilta EH ailesini yakalamaktır

Komutan soruşturma yargıcından GIPNnin muumldahalesini istemiştir bu muumldahale daha sonra

Kamu Guumlvenliği Muumlduumlruuml tarafından başvurucuyu değil bir polis memurunun şiddet ve

kaccedilırılma succedilundan mahkum edilmiş olan EH ailesinin uumlyelerini yakalamak iccedilin kabul

etmiştir Polis şefi R ancak bu ailenin bazı uumlyeleri tutuklandıktan sonra GIPNnin varlığının

sağladığı fırsattan yararlanarak soruşturma yargıcına bilgi vermeden veya Kamu Guumlvenliği

Muumlduumlruuml ile mutabakat sağlamadan aynı davaya karıştığından şuumlphelenilen başvurucunun

yakalanması iccedilin yardım talebinde bulunmuştur Mahkeme bu nedenle operasyona normalde

bu tuumlr bir oumlzel birimin muumldahalesini ccedilevreleyen mevcut iccedil guumlvencelerin eşlik etmediğini

kaydetmiştir

Başvurucunun karakteri ile ilgili olarak yerel mahkemeler GIPNnin muumldahalesini

haklı kılmak iccedilin kullanılan başvurucunun tehlikeli olduğu iddiasının yalnızca muumldahaleyi

talep eden polis memurlarının ifadelerinden kaynaklandığını ve bu iddianın herhangi bir kanıtla

desteklemediği kanaatindedir

Dahası bazı yerel mahkemeler somut olayın koşulları ccedilerccedilevesinde GIPNnin

muumldahalesinin orantılılığını sorgulamışlardır Ceza Mahkemesi 13 Ocak 2009 tarihinde GIPN

gibi oumlzel bir birimin tehditlere youmlnelik bir oumln soruşturmaya muumldahalesinin alışılmadık olduğuna

ve başvurucunun uygunsuz bir şekilde goumlzaltına alınmasının ardından hiccedilbir zaman adli

soruşturmaya tabi tutulmadığını ve hatta polis muumldahalesine yol accedilan kararı veren hakim

tarafından sorgulanmadığını belirtmiştir

Mahkeme ayrıca İstinaf Mahkemesirsquonin bu tercihin Bay Castellanirsquonin arz ettiği

tehlike karşısında orantısız olabileceği goumlruumlşuumlnuuml benimsediğini goumlzlemlemiştir

Mahkeme son olarak başvurucunun goumlzaltına alındığı sırada yalnız olup olmayacağına

dair bir sonuca ulaşmak iccedilin herhangi bir oumln araştırma yapıldığını goumlsteren bir bulgunun

dosyada yer almadığını belirtmiştir Mahkeme bu tuumlr bir polis operasyonunun planlanmasında

ve yuumlruumltuumllmesinde şuumlphelinin aile uumlyelerinin yakalama yerinde bulunmasının dikkate alınması

gerektiğine karar vermiştir Mevcut davada bu tuumlr bir değerlendirme eksiktir ve polis

başvurucunun aile evindeki operasyonu buna goumlre planlamamıştır

95

Mahkeme davanın tuumlm oumlzel koşullarını dikkate alarak başvurucunun evindeki polis

operasyonunun kesinlikle gerekli olmasını sağlayacak şekilde planlanmadığı veya

gerccedilekleştirilmediğine başka bir deyişle bir succedil işlediğinden şuumlphelenilen bir kişinin

yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların nihai amacına ulaşmak iccedilin kesinlikle gerekli olmadığına

karar vermiştir

Mahkemersquoye goumlre polis memurları tarafından guumlccedil kullanımına ilişkin ilk olarak

başvurucunun kaydedilen yaralanmalarının kendisini yakalayan polis memurlarından

kaynaklandığı ikinci olarak Bay Castellaninin polis memurlarından birine demir ccedilubukla

vurduğu hususları tartışmasızdır Ancak başvurucu ve Huumlkuumlmet olayların aynı versiyonunu

anlatmamışlardır

Mahkeme Ceza Mahkemesirsquonin kesinleşen bir kararla başvurucunun meşru olarak

evinde saldırıya uğradığına ikna olduğunu ve meşru muumldafaaya uygun davrandığına karar

verdiğini kaydetmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin başvurucunun polis memurlarına

kasten saldırdığına ilişkin beyanını kabul edememiştir bu yalnızca yakalamaya karışan ve

sonradan hakkında dava accedilılmış olan polis memurlarının iddialarından dosyada bu iddiayı

destekleyecek herhangi başka bir kanıt olmamasına rağmen tuumlretilmiştir

Bununla birlikte Mahkeme ilk olarak başvurucunun yakalamaya direnmekle

succedillanmadığını ve ikinci olarak kask takan ve kalkanla korunan bir dizi polis memurunun

eylemlerinin oumlzellikle şiddetli olduğunu goumlzlemlemiştir

Mahkeme bu nedenle başvurucunun yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların kesinlikle

gerekli olmadığına ve kendisinin davranışlarının kullanılan fiziksel guumlcuuml gerekli kılmadığına

karar vermiştir

Bu nedenle Soumlzleşmenin 3 maddesi ihlal edilmiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme Fransanın başvurucuya maddi tazminat olarak 2803 Euro (EUR) ve manevi

tazminat olarak 20000 Euro(EUR) oumldemesine karar vermiştir

96

MAYIS 2020

Başvuru Adı Kostov ve DiğerleriBulgaristan

Başvuru No 6658112 ve 2505415

Başvuru Tarihi 3 Ekim 2012

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202440

Konu Kamulaştırmanın gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat

gereklilikleri arasında oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak arazi sahipleri uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve

aşırı bir yuumlk yuumlklemesinin 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesinin (muumllkiyetin korunması) ihlali olduğu

Olaylar Başvurucular Nedyalko Kostov Severina Popova ve Boris Velichkov isimli uumlccedil

Bulgar vatandaşıdır Başvurucular sırasıyla 1971 1951 ve 1944 yılında doğmuş olup Sofyarsquoda

yaşamaktadırlar

İlk başvurucunun arazisi Sofya-Varna otoyolu uumlzerinde kavşak inşa etmek uumlzere 2011 yılında

kamulaştırılmıştır İkinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların arazileri ise Sofya etrafında ccedilevre yolu inşa etmek

uumlzere kamulaştırılmıştır İlk başvurucuya arazisi karşılığında metrekare başına ortalama 022 Bulgar

Levası (BGN 011 Avroya (EUR) tekabuumll etmektedir) kamulaştırma bedeli verilmişken ikinci ve

uumlccediluumlncuuml başvuruculara metrekare başına 084 BGN (043 EUR) kamulaştırma bedeli verilmiştir

Başvurucular kamulaştırma bedelinin ccedilok duumlşuumlk olduğunu ve bu bedelin kamulaştırma

durumunda oumldenecek bedelin karşılaştırılabilir gayrimenkullerin piyasa değerine eşdeğer olması

gerektiğini oumlngoumlren iccedil hukuka aykırı olduğunu ileri suumlrerek yargı yoluna başvurmuşlardır

Yargılama sırasında ilk başvurucunun gayrimenkuluuml iccedilin metrekare başına 225 BGNrsquoye (115

EUR) satılmış bir arazi karşılaştırılabilir olarak belirlenmişken ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların

gayrimenkuluuml iccedilin ise metrekare başına 25 BGNrsquoye (13 EUR) satılmış bir arazı karşılaştırılabilir olarak

belirlenmiştir

2012 ve 2014 yılında verilen kararlarda Yuumlksek İdari Mahkeme bir tane karşılaştırılabilir

gayrimenkuluumln kamulaştırılmış arazinin piyasa değerini tespit etmede yeterli olmayacağına karar

vermiştir Bu itibarla kamulaştırma bedelinin iccedil hukuktaki Youmlnetmelikrsquote yer alan Huumlkuumlmet formuumllleri

uyarınca hesaplanması gerekmekteydi ve bu da kamulaştırma esnasında oumldenmesine karar verilen

tutarların oluşmasına yol accedilmıştır

97

Anayasa Mahkemesi Temmuz 2006rsquoda kamulaştırma bedelinin hesaplanma youmlntemine ilişkin

yasal değişiklikleri 12 yargıcın doumlrduumlnuumln karşıt goumlruumlş beyan etmelerine karşın onamıştır Karşıt

goumlruumlşteki yargıccedillar diğer itirazlarının yanında yeni sistemin adil kamulaştırma bedelleri oumldenmesine

engel olacağı youmlnuumlndeki endişelerini beyan etmişlerdir

İhlal İddiaları Başvurucular 1 Norsquolu Protokol Madde 1rsquoe (muumllkiyetin korunması) istinaden

kendilerine oumldenen bedelinin arazilerinin piyasa değeri ile herhangi bir ilgi kurulmadan belirlendiğini

ileri suumlrmuumlşlerdir ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular oumlzellikle aynı boumllgede diğer kamulaştırılmış

arazilerinin maliklerinin daha yuumlksek kamulaştırma bedeli aldığına dikkat ccedilekmişlerdir

Karar

1 Norsquolu Protokol Madde 1

Mahkeme iccedilin en oumlnemli soru soumlz konusu muumldahalenin oumllccediluumlluuml olup olmadığı bir başka

ifadeyle yetkililerin toplumun genel menfaatinin gereksinimleriyle başvurucuların haklarının

korunmasının gerekliliği arasında adil bir denge kurup kuramadığı olmuştur

Bu itibarla başvuruculara Soumlzleşmersquonin de gerektirdiği uumlzere kamulaştırılan arazilerinin

kamulaştırma tarihindeki değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenip

oumldenmediğinin tespiti gerekmiştir

İccedil hukukta kamulaştırılan gayrimenkuluumln maliklerinin ldquoeşdeğerrdquo kamulaştırma bedeli almaları

gerekmekteydi ve bu da ulusal Anayasa Mahkemesirsquone goumlre ldquogayrimenkul serbest piyasada satıldığı

zaman malikin elde edeceği piyasa değerirdquo anlamına gelmekteydi Karşılaştırılabilir gayrimenkul

eksikliği nedeniyle başvuruculara oumldenecek kamulaştırma bedeli ise Youmlnetmelik kapsamında

belirlenmiştir

Mahkeme başvurucuların kamulaştırılmış arazileri ile aynı boumllgede yer alan diğer

kamulaştırılmış arazilerin maliklerine oumldenen farklı değerlemeleri not etmiştir Bu tutarlar

başvurucuların arazilerinin piyasa değerinin kesin olarak belirlenmesini sağlayamazken en azından

piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınabilirdi

İlaveten piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınan değerler ndash ilk başvurucu iccedilin 6 BGN (3

EUR) ile 225 BGN (115 EUR) arasında değişen ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin 2005 BGN (10

EUR) ile 25 BGN (13 EUR) arasında değişen ndash ile oumldenen kamulaştırma bedelleri ndash ilk başvurucu iccedilin

metrekare başına ortalama 022 BGN (011 EUR) ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin metrekare

başına ortalama 084 BGN (043 EUR) ndash arasında oumlnemli tutarsızlıklar bulunmaktaydı

Yuumlksek İdari Mahkeme soumlz konusu tutarsızlıkları başvurucuların gayrimenkullerinin muumlnferit

oumlzellikleri bakımından değerlendirmemiştir Ancak bu tutarsızlıklar Anayasa Mahkemesirsquonin

98

Temmuz 2006rsquodaki kararında karşıt goumlruumlş beyan eden yargıccedilların kamulaştırılan bir arazinin değerinin

hesaplanması durumuna ilişkin olarak ifade ettikleri endişeleri tam olarak haklı goumlstermiştir

Huumlkuumlmet arazilerinin duumlşuumlk vergilendirilebilir değerine atıf yaparak başvuruculara oumldenen

kamulaştırma bedellerinin yeterli olduğunu iddia etmiş ve ayrıca Sofya boumllgesindeki tarım arazilerinin

fiyatlarına dair istatistiksel verilere dikkat ccedilekmiştir

Ancak Mahkeme ulusal duumlzeyde hesaplanan vergilendirme amaccedillı değerinin gayrimenkuluumln

adil piyasa değerine tekabuumll ettiğinin iddia edilmediğini not etmiştir Ayrıca iccedil hukukta da ldquoeşdeğerrdquo

kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bu tuumlr bir tekabuumll etme durumu soumlz konusu değildir

Ayrıca istatistiksel verinin nasıl toplandığı veya bu verilerin tarım arazilerine ilişkin

işlemlerdeki gerccedilek değerlere mi yoksa taraflarca beyan edilen değerlere mi dayandığı da asla

accedilıklanmamıştır

Mahkeme ayrıca Huumlkuumlmetrsquoin dayandığı alakasız iki vakıa daha tespit etmiştir ilk

başvurucunun 2008rsquode arazisi iccedilin oumldediği goumlrece duumlşuumlk fiyat ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların

kamulaştırılmadan oumlnce arazilerinden elde ettikleri duumlşuumlk gelirler Mahkeme iccedil hukukta ldquoeşdeğerrdquo

kamulaştırma bedelinin hesaplanması iccedilin gerekli kuralların bu tuumlr faktoumlrlere atıfta bulunmadığını tespit

etmiştir

Mahkeme Youmlnetmelikrsquote yer alan kuralların uygulanmasının başvurucularının arazilerinin

değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenmesini sağlamadığına karar

vermiştir Kamulaştırma gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat gereklilikleri arasında

oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak başvurucular uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve aşırı bir yuumlk yuumlklemiştir

Dolayısıyla 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesi ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme 1 Norsquolu Protokolrsquouumln Madde 1 kapsamındaki tespitlerine ilişkin olarak Madde 6sect1

kapsamında ayrı bir husus doğmadığını tespit etmiştir

99

Başvuru Adı KoumlvesiRomanya

Başvuru No 359419

Başvuru Tarihi 28 Aralık 2018

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202415

Konu Başvurucunun vaktinden oumlnce goumlrevinden uzaklaştırılmasının yargı

bağımsızlığını koruma amacını engellemesi ve bunun yargı ve yargı bağımsızlığını etkileyen yasama

reformlarına ilişkin kamuoyu tartışmalarına katılmada kendisi ve diğer savcılar ve yargıccedillar uumlzerinde

caydırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle madde 6sect1 ve madde 10rsquoun ihlal edildiği

Olaylar Başvurucu Laura-Codruta Koumlvesi 1973 yılında doğmuş Buumlkreşrsquote

(Romanya) yaşamakta olan bir Romanya vatandaşıdır

Koumlvesi ilk olarak Mayıs 2013rsquote Ulusal Yolsuzlukla Muumlcadele Muumlduumlrluumlğuumlne (ldquoUYMMrdquo)

başsavcı olarak uumlccedil yıllık bir doumlnem iccedilin atanmıştır Adalet Bakanı ve Yuumlksek Yargı Konseyinin

(ldquoYYKrdquo) savcılar biriminin olumlu değerlendirmelerinin akabinde Romanya Cumhurbaşkanı kendisini

Mayıs 2016rsquodan Mayıs 2019rsquoa kadar olmak uumlzere ikinci bir doumlnem iccedilin yeniden atamıştır

Aralık 2016daki parlamento seccedilimleri diğer reformların yanı sıra yasaları onaylarken veya

geccedilirirken işlenen goumlrevi koumltuumlye kullanmanın succedil olmaktan ccedilıkarılması da dahil olmak uumlzere adalet

sisteminde birkaccedil yasal reform oumlnermekte olan yeni bir huumlkuumlmetin kurulmasına neden olmuştur

2017rsquode kabul edilen yasal oumlnlemler goumlsterilere ve uluslararası duumlzeyde endişelere yol accedilmasının yanı

sıra UYMMrsquonin bazı mevzuat boumlluumlmlerinin kabul edilme youmlntemine ilişkin de soruşturma başlatmasına

yol accedilmıştır

Şubat 2018rsquode Adalet Bakanı diğer hususların yanında UYMMrsquonin faaliyeti ile bağlantılı

olarak uumlccedil Anayasa Mahkemesi kararına ve başvurucunun yaptığı basın accedilıklamalarına atıfta bulunarak

başvurucunun goumlrevden alınmasını teklif etmiştir YYKrsquonın savcılar birimi ccediloğunlukla Bakanrsquoın

başvurucuya youmlnelik eleştirilerini kabul etmeyerek ve başvurucunun idaresinin yetersiz olduğuna dair

hiccedilbir kanıt olmadığı gerekccedilesi ile ccediloğunluk oyla başvurucunun goumlrevden alınması teklifini

reddetmiştir Nisan 2018rsquode Romanya Cumhurbaşkanı goumlrevden alma kararını imzalamayı

reddetmiştir ve bu da Başbakanın Anayasa Mahkemesirsquone başvuruda bulunmasına neden olmuştur

Mayıs 2018rsquode Anayasa Mahkemesi gerek Cumhurbaşkanının gerekse de Anayasa

Mahkemesirsquonin Adalet Bakanı tarafından oumlne suumlruumllen nedenleri değerlendirme yetkisine sahip

100

olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının goumlrevden alma kararını imzalaması gerektiğini huumlkmetmiştir

Anayasa Mahkemesi ayrıca idare mahkemelerinin sadece davada verilen idari kararın goumlruumlnuumlşte hukuka

uygunluğunu daha belirgin olarak usule uygunluğunu inceleyebileceğini fakat amaca uygunluk

accedilısından bir inceleme yapamayacağına da accedilıklık getirmiştir

Başvurucu Temmuz 2018rsquode goumlrevden alınmıştır

İhlal İddiaları Bayan Koumlvesi Soumlzleşmenin 6sect1 maddesine (adil yargılanma hakkı)

dayanarak disiplin cezası uyarınca UYMM başsavcılık goumlrevinden alınmasına ilişkin haklarını

savunmak iccedilin mahkemeye erişiminin reddedildiğinden bahisle şikayetccedili olmuştur

Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca başvurucu yargıyı etkileyen yasal reformlara ilişkin

mesleki sıfatıyla goumlruumlşlerini kamuoyuna accedilıkladıktan sonra goumlrevinin sona erdiğini iddia etmiştir

Başvurucu ayrıca Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi ve 10 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde

(etkili başvuru hakkı) uyarınca da şikacircyette bulunmuştur

Karar

Madde 6sect1

Mahkeme Vilho Eskelinen ve Diğerleri kararında da belirtildiği gibi kural olarak iki şart

yerine getirilmediği suumlrece devlet memurları ile Devlet arasındaki anlaşmazlıkların 6 maddenin

kapsamına girdiğini tekrar etmiştir Bu şartlar yasal duumlzenlemenin uyuşmazlığın ccediloumlzuumlmuuml iccedilin

mahkemeye erişiminin accedilıkccedila engellenmiş olması ve bu engellemenin Devletrsquoin menfaati ccedilerccedilevesinde

objektif nedenlerle gerekccedilelendirilmiş olmasıdır

Huumlkuumlmetin davasını bir idare mahkemesine taşımayarak iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği

youmlnuumlndeki ifadesiyle de teyit edildiği uumlzere Bayan Koumlvesinin olayında boumlyle bir accedilıkccedila mahkemeye

erişimi engelleme durumu mevcut değildir

Ayrıca bu davadaki herhangi bir erişimi engelleme objektif olarak gerekccedilelendirilemeyecektir

UYMM başsavcısının goumlrevden alınma suumlrecinin yargı denetimine tabi olmaması Devletrsquoin menfaatine

olamayacak ve yalnızca bağımsız bir yargı organının yapacağı denetim yargının kıdemli uumlyelerini

yuumlruumltme erkinin keyfiliğinden koruyabilecektir

Mahkeme Koumlvesirsquonin olayına 6 maddenin medeni hukuk youmlnuumlnuumln uygulanacağına karar

vermiştir

Esasa ilişkin olarak Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin başvurucunun olayında herhangi bir yargı denetimi

olmadığı olgusuna itiraz etmediğini belirtmiştir Aksine Huumlkuumlmet başvurucunun goumlrevden alınmasının

101

gerekccedilelerini belirten Adalet Bakanırsquonın raporu YYKrsquonın kararına veya Devlet Başkanırsquonın kararına

karşı idare mahkemesine başvurmayarak mevcut olan ccedileşitli iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğini ileri

suumlrmuumlştuumlr

Ancak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin Bakanın raporunun tek başına hiccedilbir etki

yaratmayan bir oumln işlem olarak goumlrduumlğuumlnuuml tespit ettiğini belirtmiştir Ayrıca Huumlkuumlmet tarafından

sunulan belgeler sivil toplum kuruluşlarının Bakanın raporuna mahkemede itiraz etmeyi denediklerini

ve başarısız olduklarını goumlstermiştir YYK kararına ilişkin olarak ise başvurucunun kendi lehine bir

karar olması hasebiyle herhangi bir karşı işlemde bulunmamıştır

İlaveten Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı kararına karşı olarak herhangi bir idare

mahkemesi talebinin yalnızca kararın kabul edilmesine ilişkin olarak usuli formaliteler nezdinde bir

değerlendirmeye yol accedilabileceğini belirtmiştir ancak başvurucunun şikacircyeti ise kararın esastan

incelenmesi ve kararın esasının hukukiliğinin denetimi yapılmasını gerektirmiştir

Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerccedilekte itiraz etmeyi amaccedilladığı hususa yani UYMM

başsavcılığından alınması nedenlerine mahkemede etkili bir şekilde itiraz etmek iccedilin mevcut bir iccedil

hukuk yoluna sahip olduğuna ikna olmamıştır

Mahkeme bir bireyin medeni haklarına yapılan muumldahalenin hukuka uygunluğuna ilişkin

herhangi bir ciddi ve hakiki ihtilafın o kişiye ldquobu iccedil hukuk sorununu bir mahkeme tarafından karara

bağlanmasırdquo hakkı verdiğinin altını ccedilizmiştir Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği mevzuatları yuumlruumltme

ve yasama organından bağımsız bir makamın muumldahalesi de dahil olmak uumlzere savcıların ihraccedil veya

goumlrevden alınmasında usul adaletinin goumlzetilmesine buumlyuumlk oumlnem vermiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetin iccedil hukuk yollarının tuumlketilmemesine ilişkin olan itirazını reddetmiş ve

davalı Devletin Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş olan olayın incelenmesi hususundaki

sınırlar nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının oumlzuumlne zarar verdiği sonucuna varmıştır

Bu nedenle Koumlvesirsquonin mahkemeye erişim hakkı engellenmiştir

Madde 10

Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması ile goumlrevinin sona ermesi

arasında nedensel bir bağlantı olduğuna dair ilk bakışta haklı deliller bulunduğunu tespit etmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin diğer gerekccedileleri de

ikna edici bulmamıştır Dolayısıyla başvurucunun goumlrevinin sona ermesi başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuuml hakkına bir muumldahale teşkil etmiştir

102

Mahkeme daha sonra incelemesinde Huumlkuumlmetin başvurucu goumlrevinden alması eyleminin

Madde 10sect2 Madde kapsamındaki muumldahale iccedilin mazeretler olan meşru bir amaccedil goumlzetip

goumlzetmediğine veya ldquobaskın toplumsal ihtiyaccedilrdquo olup olmadığının uumlzerinde durmuştur

Meşru Amaccedil

Mahkeme Adalet Bakanının başvurucunun Bakanın yasa tekliflerini eleştirdikten ve Bakanın

dahil olduğu ikincil derecedeki mevzuatlarla bağlantılı cezai soruşturmalar başlattıktan sonra başlamış

olan goumlrevden alınması suumlrecinin bir nedeni olarak hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma ihtiyacını zikrettiğini

belirtmiştir Bakan ayrıca başvurucunun bu davranışının Romanyarsquoyı ulusal Avrupa ve uluslararası

duumlzeyde endişe konusu haline getiren bir kriz yarattığını iddia etmiştir

Mahkeme tam aksine bu endişenin başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin olduğunu ifade

etmiştir

Ayrıca Mahkeme bu tedbirin hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma veya başkaca herhangi bir meşru

amaca hizmet ettiğini goumlsteren herhangi bir delil sunulmadığını belirtmiştir Soumlz konusu goumlrevden alma

başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanmasının bir sonucu olarak ortaya ccedilıkmıştır Huumlkuumlmet soumlz

konusu muumldahale iccedilin herhangi bir meşru amaccedil ortaya koymamıştır

Mahkeme bu nedenle bu muumldahalenin meşru bir amaccedil taşıdığını kabul edemeyecektir

Boumlylesi bir sonuccedil genellikle Mahkemenin 10 madde kapsamındaki şikayetleri incelemesini

sona erdirirken Mahkeme yine de muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını

değerlendirmeye karar vermiştir

Demokratik Bir Toplumda Gerekli Olma

Mahkeme başvurucunun UYMM başsavcısı olarak mesleki sıfatıyla soumlz konusu yorumları

yapmış olduğunu belirtmiştir Başvurucu ayrıca oldukccedila tartışmalı mevzuat boumlluumlmleriyle bağlantılı

olarak Huumlkuumlmet uumlyeleri tarafından işlenen yolsuzluk succedilları şuumlphelerine youmlnelik soruşturmaları

başlatmak ve bu soruşturmalar hakkında halkı bilgilendirmek iccedilin yasal guumlcuumlnuuml kullanmıştır

Başvurucu goumlruumlşlerini doğrudan meday uumlzerinden veya mesleki toplantılarda ifade etmiştir

Mahkeme başvurucunun ulusal yolsuzlukla muumlcadele savcılığının başsavcısı olarak

bulunduğu işlevleri ve goumlrevleri arasında yargı ve yargı bağımsızlığı uumlzerinde etkisi olması muhtemel

olan yasal reformlar ve daha fazlası uumlzerinde fikirlerini ifade etmek bulunan kuruma ve bilhassa da

başvurucunun kurumu tarafından yuumlruumltuumllen yolsuzlukla muumlcadeleye oumlzel bir oumlnem atfetmektedir

103

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi savcıların hukuk yargı idaresi ve insan haklarının

geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamuya accedilık tartışmalara katılma hakkına sahip olmaları

gerektiğini ve savcıların kamu goumlrevlilerini oumlzellikle yolsuzluk gibi succedillar nedeniyle herhangi bir

engelle karşılaşmaksızın kovuşturabilecek bir pozisyonda olmaları gerektiğini kabul etmiştir

Ayrıca başvurucunun accedilıkccedila yuumlksek kamu yararına ilişkin konulardaki bir tartışma bağlamına

giren konumu ve ifadeleri ifade oumlzguumlrluumlğuuml iccedilin yuumlksek derecede koruma ve davalı Devlet tarafından

yapılacak herhangi bir muumldahalenin sıkı bir şekilde incelenmesini gerektirmiştir Buna karşılık Devletin

ise bu tuumlr muumldahalelere ilişkin olarak sadece sınırlı bir takdir yetkisi (ldquokısıtlı bir takdir payırdquo)

bulunmaktadır

Mahkeme başvurucunun goumlrevden alınmasının ve bu goumlrevden alınmayı meşrulaştıran

gerekccedilelerin Devlet guumlcuumlnuumln bağımsız bir kolu olarak yargı işlevinin niteliğine ve -Avrupa Konseyi ve

diğer uluslararası belgeler uyarınca- yargı bağımsızlığının korunması iccedilin kilit bir oumlneme sahip olan

savcıların bağımsızlığı ilkesine verilecek oumlzel oumlnemle bağdaştırılamayacağını belirtmiştir Bu nedenle

başvurucunun goumlrev suumlresinin bitiminden oumlnce goumlrevden alınması yargı bağımsızlığını koruma amacını

ortadan kaldırmaktadır

Tedbirin şiddeti yalnızca başvurucuyu değil aynı zamanda diğer savcı ve hakimleri de yargıyı

etkileyen yasama reformları ve daha genel olarak yargı bağımsızlığına ilişkin konularda kamu oumlnuumlndeki

tartışmalara katılmaktan caydırmak suretiyle bir ldquocaydırıcı etkirdquo (chilling effect) de yaratmış olmalıdır

Mahkeme 6 madde kapsamındaki değerlendirmelerine atıfta bulunarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlne

getirilen kısıtlamalara karşın etkili ve yeterli tedbirlerin mevcut bulunmadığına karar vermiştir

Bu nedenle başvurucunun UYMM başsavcılığı goumlrevinden alınmasıyla 10sect2 maddede

sıralanmış olan meşru amaccedilların hiccedilbiri goumlzetilmemiş ve ldquodemokratik bir toplumda gerekli olmardquo

olgusu gerccedilekleşmemiştir Bu nedenle 10 madde ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme 6 madde kapsamındaki huumlkuumlmleri nedeniyle 13 madde youmlnuumlnden farklı bir sorun

teşkil etmediğini belirtmiştir

104

Başvuru Adı Maacutendli ve DiğerleriMacaristan

Başvuru No 6316416

Başvuru Tarihi 26 Ekim 2016

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202540

Konu Gazetecilerin akreditasyonlarının Meclisin izin verilmeyen bir

alanında milletvekillerine soru sormaları sebebiyle askıya alınmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Ivaacuten Szabolcs Maacutendli Ferenc Bakro-Nagy Tamaacutes Fabiaacuten

Norbert Fekete Balaacutezs Kaufmann ve Klaacutera Anikoacute Kovaacutecs sırasıyla 1975 1967 1987 1976 1987 ve

1978 doğumlu Macaristan vatandaşı olup Dunaharasztirsquode yaşayan Bay Maacutendli ve Nyiacuteregyhaacutezarsquoda

yaşayan Bay Fabiaacuten dışında (her ikisi de Macaristanrsquodadır) Budapeştersquode yaşamaktadırlar

2016 yılının Nisan ayında indexhu 24hu hvghu dahil olmak uumlzere ccedileşitli basın kuruluşlarında

ccedilalışan başvurucular meclisin genel kurul toplantısında raporlama yapmak iccedilin akreditasyon

almışlardır

Başvurucular Macaristan Merkez Bankasırsquona ilişkin oumldemeler konusunda yorumlar almak

niyetiyle Parlamento soumlzcuumlsuuml ve Başbakan dahil ccedileşitli Parlamento uumlyelerine soru sormayı

denemişlerdir Meclis binasının kayıt iccedilin belirlenmeyen bir boumlluumlmuumlnde onlara oumln bildirimsiz soru

youmlneltmişlerdir Parlamenterlerin birccediloğu cevaplamayı reddetmiştir

Başvurucular izin verilen bir usulde veya belirlenmiş alanlarda ccedilekim yapılmayacağı hususunda

Başbakanın basın soumlzcuumlsuuml ve Meclisin personelleri tarafından uyarılmıştır Takip eden guumln Meclis

Başkanı ldquoizinsiz kayda alma ve kuralları accedilık ve kasten ihlal etmerdquo hususuna istinaden başvurucuların

Meclis akreditasyonunu askıya almıştır

Başvurucular Macaristan Anayasasırsquonda yapılacak bir değişikliğinin goumlruumlşuumllmesinin

planlandığı Haziran ayının genel kurul toplantısını haberleştirmek iccedilin Meclise erişim talep etmişlerdir

fakat cevap alamamışlardır

Meclis Başkanı 2016 yılının Eyluumll ayında askıya alma kararını geri ccedilekmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Meclise giriş yapmak iccedilin kullandıkları akreditasyonun askıya

alınmasının Soumlzleşmenin 10 maddesini (ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml) ihlal ettiğinden şikayetccedilidir

105

Başvurucular Soumlzleşmenin 61 maddesi (mahkemeye erişim hakkı) ve 13 maddesi (etkili

başvuru hakkı) uyarınca uygulanan yaptırıma karşı koymak iccedilin iccedil hukukta başvuru yolu

bulunmadığını oumlzellikle Meclis Başkanının kararına mahkemede itiraz edilemediğini ileri suumlrmuumlşlerdir

Karar

Madde 10

Mahkeme iccedilin temel mesele başvurucuların muumldahalenin ldquodemokratik toplumda gereklilikrdquo

hususunda şikayetccedili olup olmadıklarıdır

Mahkeme gazeteciler iccedilin Soumlzleşmenin 10 maddesi uyarınca oumlngoumlruumllen korumanın sorumlu

gazetecilik ilkesi gereğince doğru ve guumlvenilir bilginin sağlanması amacıyla iyi niyetle hareket etme

şartına bağlı olduğuna dair iccediltihadını tekrarlamaktadır

Mahkemersquoye goumlre sorumlu gazetecilik kavramı sadece haber iccedileriğiyle ilgili bir kavram

olmayıp gazetecilerin davranışının yetkili makamlar ile etkileşimleri de dahil olmak uumlzere hukuka

uygunluğunu da kapsamaktadır

Mahkeme başvurucuların milletvekillerinden bilgi talep ederken Mecliste belirli alanlarda

ccedilekim yapılmayacağına dair davranış kurallarını ihlal ettiğini dikkate almıştır Mahkeme başvurucuların

siyasetle ilgili konularda bilgi aktardıkları iccedilin değil daha ziyade bunu yaptıkları yer ve usul sebebiyle

cezalandırıldıklarına ikna olmuştur Ancak tedbir yine de daha sonraki gazetecilik faaliyetlerini yani

parlamento hakkında doğrudan habercilik yapılmasını kısıtlamaktadır

Mahkemersquoye goumlre başvurucular kamu yararını ilgilendiren oumlnemli bir meselede yani Merkez

Bankası ile bağlantılı yasadışı oumldemelere ilişkin iddialar hakkında milletvekillerinin goumlruumlşlerini almayı

amaccedillamışlardır

Mahkeme hali hazırda basın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln siyasi liderlerin fikirleri ve davranışları hakkında

halk nezdinde bir goumlruumlşuumln oluşması ve şekillenmesinin en iyi yollarından biri olduğunu belirtmiştir

Oumlzellikle siyasilere kamuoyunun endişelerini yansıtma ve yorumlama fırsatı vermekte boumlylece herkese

demokratik toplum kavramının ccedilok merkezinde olan serbest kamusal tartışmalara katılma olanağı

sağlamaktadır

Ne Mahkeme ne de yerel mahkemeler haberciliğin gerekli teknikleri konusunda basının

goumlruumlşleri yerine kendi goumlruumlşlerini koyamazlar Mahkeme boumlylece bahsi geccedilen davanın konusunun kamu

yararı olduğunu kabul etmiş ve başvurucuların daha fazla habercilik iccedilin Meclise girişlerine izin

verilmesindeki menfaatlerinin kamunun haberdar edilen konuda haklı bir yararının olduğu hususlarıyla

bağlantılı olduğunu değerlendirmiştir

106

Mahkeme ayrıca Meclis işlerinin duumlzenli yuumlruumltuumllmesinin yanı sıra milletvekillerinin haklarının

korunması hususunu da incelemiştir Mahkeme ilke olarak parlamento işlerinde aksamanın oumlnlenmesi

amacıyla Meclislerin binaların iccedilerisinde kayıt yapılan alanların belirlenerek youmlnetilmesini

duumlzenlediklerini ve Mahkemersquonin bu tuumlr duumlzenlemeleri incelemesinin sınırlı olması gerektiğini kabul

etmiştir

Mahkeme boumlylece başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı uumlzerindeki sınırlamanın koumltuumlye

kullanımına karşı etkili ve yeterli teminatları beraberinde getirip getirmediğine dair incelemesine

odaklanmıştır Mahkeme Meclis Başkanırsquonın başvurucular aleyhindeki kararının yaptırımın olası

etkilerine veya kısıtlamalar iccedilin goumlsterilen sebeplerin gazetecilik faaliyetine uygunluğuna dair herhangi

bir değerlendirmeyi iccedilermediğini dikkate almıştır

Ayrıca karar başvurucuların genel yayın muumlduumlruumlne askıya alındıklarını bildiren bir mektup

goumlnderilmesinden ibaret olan karar verme usuluumlne hakkında yaptırım uygulanan kişilerin dahil edilmesi

imkanını sağlamamıştır Kararda kısıtlamanın periyodu belirlenmemiş ve başvurucuların Meclise girme

yetkisine ilişkin sonraki talepleri cevapsız bırakılmıştır Son olarak Meclis Başkanının kararı

başvurucuların karara karşı koyabilmek iccedilin arguumlmanlarını sunabilecekleri herhangi bir etkili bir araccedil

sunmamıştır

Daha sonra Temmuz 2017rsquode bu usulde yapılan değişiklikler akreditasyonun geccedilici olarak

askıya alınmasına ilişkin kararlara bir zaman sınırı getirmekte yaptırımların değerlendirilmesine dair

unsurlar ve gazetecilere hak arama olanağı sağlamıştır

Mahkeme başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahalenin yeterli usuli guumlvencelerin

sağlanmaması sebebiyle izlenen meşru amaccedilla orantılı olmadığı sonucuna varmıştır Muumldahale

ldquodemokratik toplumda gereklirdquo olmayıp Soumlzleşmenin 10 maddesi ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme Soumlzleşmenin 10 maddesi kapsamındaki bulguları goumlz oumlnuumlne alarak Soumlzleşmenin 6

ve 13 maddelerine ilişkin şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esasını ayrıca incelemenin gerekli olmadığı

sonucuna ulaşmıştır

Adil Tazmin (41 Madde)

Mahkeme ihlal tespitinin başvurucuların uğradığı manevi zarar iccedilin yeterli adil tazmin

oluşturduğuna karar vermiştir Mahkeme Macaristanrsquoın yargılama masraf ve giderleri iccedilin 457500-

Euro oumldenmesine karar vermiştir

107

Başvuru Adı PT v Moldova Cumhuriyeti

Başvuru No 112212

Başvuru Tarihi 02112011

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202520

Konu Başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair verilerin gerekli ve

ilgili olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel yaşama saygı hakkını ihlal ettiği

Olaylar PT ( ldquoBaşvurucurdquo ) 1978 doğumlu Moldova vatandaşıdır ve

Moldovarsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2011 yılının haziran ayında askeriye tarafından yapılan

test sonucu HIV+ ccedilıkmış ve bu sebeple askerlikten muaf tutulmuştur Başvurucu 2011 yılının

ağustos ayında kimlik yenilemeye gittiğinde askerlikten muaf tutulmasına sebep olan HIV+

raporunu yetkililere goumlstermek zorunda bırakılmıştır

İhlal İddiaları Başvurucu askerlikten muaf tutulmuş olmasına sebep olan

HIV+ raporunun uumlccediluumlncuuml kişilerle paylaşılması sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının

ihlal edildiğini iddia etmiştir Başvurucu benzer durumdaki Brsquonin iccedil hukukta yapmış olduğu

başvurulardan herhangi bir sonuccedil alamamış olmasını gerekccedile goumlstererek iccedil hukuk yollarını

tuumlketmeden mahkemeye başvurmuştur

Karar

Madde 8

Mahkeme iccedil hukuk yollarının soumlz konusu olayda sadece teoride var olduğunu fakat

aynı yasal dayanaktan ( 864 numaralı huumlkuumlmet kararı ) dolayı mağdur olan Brsquonin yargılama

suumlrecinden de anlaşılacağı uumlzere gerccedilek bir ccediloumlzuumlm sunmadığını belirtmiş ve huumlkuumlmetin iccedil

hukuk yollarının tuumlketilmediği gerekccedilesiyle başvurunun kabul edilemezliğine dair yapmış

olduğu itirazı reddetmiştir Mahkeme başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair bilgilerin

gerekli veya alakalı olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkına

orantısız bir muumldahale oluşturduğuna ve soumlz konusu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir

Soumlzleşmersquonin 41 maddesi kapsamında Mahkeme başvurucuya manevi tazminat olarak 4000

euro ve yargılama giderleri olarak 1500 euro oumldenmesine karar vermiştir

108

Başvuru Adı Mraović v Hırvatistan

Başvuru No 3037313

Başvuru Tarihi 10042013

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202119

Olaylar Josip Mraović ( ldquoBaşvuranrdquo ) 1948 doğumlu bir Hirvatistan

vatandaşıdır ve Hırvatistanrsquoda yaşamaktadır 2005 yılında bir yerel basketbol oyuncusu

başvuran hakkında kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayette bulunmuştur

Bunun uumlzerine yapılan yargılama başvurucunun talebi uumlzerine kapalı şekilde yuumlruumltuumllmuumlş

ve kovuşturma sonucunda başvuran beraat etmiştir Yargılama oumlncesi yuumlruumltuumllen soruşturma

suumlrecinde cinsel saldırıya uğradığını iddia eden kişinin kimliği polis tarafından kamuoyu ile

paylaşılmıştır Bahse konu olay yeniden yargıya konu olmuş ve bu sefer başvuran tecavuumlz

succedilundan huumlkuumlm giymiş ve uumlccedil yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir Başvuran tekrar

yargılandığı esnada kovuşturma suumlrecinin accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesini iki kez talep etmiş ancak

mahkeme mağdurun oumlzel hayatını gerekccedile goumlstererek bu talepleri reddetmiştir Ayrıca

başvuran mağdurun basına roumlportaj vererek kendisinin itibarını lekelediğini belirtmiştir

Başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru kabul edilemezlik

gerekccedilesiyle reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvuran ikinci kez yapılan yargılama suumlrecinin kapalı şekilde

yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml belirtmiş ve bu sebeple adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 6

Mahkeme cinsel saldırı mağdurunun haklarının korunması gerektiğini ve adalet

sisteminin halihazırda cinsel saldırı mağduru olan kişinin acılarını arttırmayacak şekilde

işlemesi gerektiğini belirtmiştir Mahkeme iccedil hukuktaki yargılama devam ederken mağdurun

basınla olaya dair bilgileri paylaşmış olmasıyla tuumlm yargılamanın accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesinin

aynı şey olmadığını mağdurun bilgi paylaşırken sınır ccedilizebileceğini ama yargılama accedilık

yapıldığı takdirde her şeyin kamuoyu tarafından oumlğrenileceğini belirtmiştir Ayrıca mahkeme

109

soruşturma ilk başladığında mağdurla ilgili bilgilerin polisler tarafından hukuka aykırı şekilde

kamuoyu ile paylaşılmasından dolayı mevcut davada idarenin mağdurun hakkı konusunda daha

hassas davranma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir Bu sebeplerle mahkeme iccedil hukukta

yargılama suumlrecinin kapalı şekilde yuumlruumltuumllmesi iccedilin belirtilen mağdurunun haklarının

korunması gerekccedilesini tatmin edici bulmuştur Mahkeme bu tarz bir davada yargılamanın

kapalı yuumlruumltuumllmesi tedbirinin Avrupa Konseyirsquonin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş

ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir

110

Başvuru Adı Csiszer ve CsibiRomanya

Başvuru No 7131413 ve 6802814

Başvuru Tarihi 06112013 ve 06082014

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki

httpshudocechrcoeinttur22itemid22[22001-20245622]

Konu

Romanya Ulusal Bayramırsquonın yapıldığı 1 Aralık 2010 tarihinde Szeacutekely taburunun

kuruluşunu3 anmak iccedilin bir toplantı duumlzenledikleri iccedilin başvuruculara idari para cezası

verilmesinin başvurucuların iccedil hukukta belirtilen kurallara uymayı kasıtlı olarak reddetmesi

ulusal makamların başvurucuların toplanma oumlzguumlrluumlğuuml haklarını kullanmalarını engellemesini

haklı goumlsterebilecek ilgili ve yeterli gerekccedileler sunması nedenleriyle Soumlzleşmersquonin 11

maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Loacuteraacutent Csiszer ve Barna Csibi sırasıyla 1978 ve 1979 doğumlu ve

Miercurea Ciucda (Romanya) yaşayan Romanya vatandaşlarıdır Macarca konuşan bir etnik-

dil grubu olan Szekler (Szeacutekely) etnik grubuna ait olduklarını ve Macar halkıyla tarihi bağları

olduğunu belirtmektedir 1 Aralık 2010da Cluj-Napoca belediye meclisi Romanyanın ulusal

bayramını kutlamak iccedilin şehir merkezinde bir askeri geccedilit ve bir dizi accedilık hava konseri de dahil

olmak uumlzere ccedileşitli etkinlikler duumlzenlemiştir

12 Ekim 2010 tarihinde Bay Csibi Cluj-Napoca belediye başkanına 1 Aralık 2010

tarihinde saat 17 00den 18 00e kadar kentin Union Meydanında yapılacak bir anma

toplantısının organize edilmesinde yardım talep eden bir mektup yazmıştır Toplantının amacı

Szeacutekely taburunun kuruluşunu ve faaliyetini anmaktır

3 1 Aralık 1918de Cluj-Napocada Macar askeri birlikleri Transilvanyaya giren Romanya ordusuyla savaşmak iccedilin Szeacutekely taburunu oluşturmak uumlzere birleşmiştir Nisan 1919da tabur Romanya ordusuna teslim olmuştur

111

19 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi Bay Csibiye talebini reddettiğini ccediluumlnkuuml daha

oumlnce onaylanmış olan başka bir olayın aynı yerde gerccedilekleşeceğini bildirmiştir Konsey ayrıca

şehir merkezindeki başka herhangi bir yerde toplanmaya izin vermeyi de reddetmiştir Bay

Csibi Cluj-Napoca Mahkemesirsquonde yerel konsey aleyhine idari dava accedilmış olmasına rağmen

dava reddedilmiştir

1 Aralık 2010 tarihinde saat 1630 sularında bir dizi polis memuru mobil bir jandarma

birimiyle birlikte Bay Csiszer Bay Csibiyi ve diğer altı kişiyi Union Meydanına dik bir

sokakta bir otelden ve restorandan ayrılırken durdurmuştur

Jandarmalar aynı guumln bir idari para cezası tutanağı hazırlayarak Bay Csiszere 10000

Romanya leyi (RON) (yaklaşık 2200 Euro (EUR)) para cezası vermiştir Başvurucu Cluj-

Napoca Boumllge Mahkemesinde para cezasına itiraz etmiştir Mahkeme davayı reddetmiş ve Bay

Csiszer istinaf yoluna başvurmuştur 5 Haziran 2013 tarihli nihai kararında Cluj Mahkemesi

istinaf başvurusunu temelsiz olduğu gerekccedilesiyle reddetmiştir

Aynı guumln 5000 RON (yaklaşık 1100 Euro) para cezası oumldemesine karar verilen Bay

Csibi ile ilgili bir idari para cezası tutanağı duumlzenlenmiştir Başvurucu boumllge mahkemesinde

bu işleme karşı idari dava accedilmıştır Mahkeme para cezası tutanağının hukuka uygun ve haklı

olduğuna huumlkmederek davayı reddetmiş Mahkeme başlangıccedilta Albert Wass adıyla da anılan

Szeacutekely taburunun komuta merkezi Macaristanda Győrde bulunan ve faşist bir ideolojiye

sahip olan Macar Muhafızlarının bir parccedilası olduğunu kaydetmiştir Mahkeme başvurucular

durdurulduğunda grup uumlyelerinden birinin uumlzerinde Szekler amblemi bulunan bir bayrak

taşıdığını ikinci bir kişinin uumlzerinde Wass Albert szov yazan siyah bir ceket giydiğini ve

arkasında Wass Albert Szovetseg semboluuml var olduğunu tespit etmiştir Son olarak

mahkeme Bay Csibinin durdurulduğu sırada 601991 sayılı Kanunrsquoun 9 (a) Maddesi uyarınca

yasaklanan bir toplantı planladığını ve organize ettiğini kaydetmiştir Bay Csibi karara itiraz

etmiş Boumllge Mahkemesi istinaf talebini reddederek ilk derece mahkemesinin kararını

onamıştır

İhlal İddiaları

Başvurucular 11 maddeye (toplanma oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak kendilerine verilen

cezaların toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğinden şikayetccedili olmuşlardır Birinci başvurucu

ayrıca 10 madde uyarınca ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir14 maddeye

(ayrımcılık yasağı) dayanarak ikinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu

112

iccedilin toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia

etmiştir

Karar

Madde 11

Mahkeme başvurucuların yasaklanmış bir toplantı duumlzenlemeleri nedeniyle 601991

sayılı Kanunrsquoun 26 sect 1 (a) maddesince ilan edilmemiş kayıtsız veya halka accedilık olması yasak

toplantıların duumlzenlenmesi ve yuumlruumltuumllmesi şeklindeki bir kabahate dayanılarak

cezalandırıldığını kaydetmiştir Yerel mahkemeler de toplantının 601991 sayılı Kanunun

faşist veveya şovenist fikirleri yaymayı uumllkeyi ve milleti karalamayı ve diğerlerini ulusal

nefrete teşvik etmeyi amaccedillayan toplantılara dair 9 maddesi kapsamında yasaklandığını

belirtmiştir Ulusal makamlar verilen cezaların gerekccedilesi olarak idari succedil raporlarında

başvurucuların aynı yerde başka bir halka accedilık toplantı yapıldığı iccedilin izin verilmemiş olmasına

rağmen bir toplantı duumlzenlediklerinden de bahsetmişlerdir

Bu neden daha sonra yerel mahkemeler tarafından belirtilmiştir Mahkeme demokratik

suumlrecin aktoumlrleri olarak goumlsterileri organize eden ve bunlara katılan kişilerin yuumlruumlrluumlkteki

duumlzenlemelere uyarak bu suumlrecin youmlnetilmesinin oumlnemli olduğunu belirtmiştir

Mahkeme ulusal makamların bir toplantıda karışıklıkları oumlnlemek iccedilin hangi

oumlnlemlerin uygun olduğuna karar verme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu

yinelemiştir Bununla birlikte hukuka aykırı bir durumun toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlalini haklı

ccedilıkarmadığını goumlzlemlemiştir Ancak yasadışı bir toplantıya resmi hoşgoumlruumlnuumln sınırları somut

olayın oumlzel koşullarına bağlıdır

Mahkeme ulusal mahkemelerin 601991 sayılı Kanunrsquoun 52maddesi uyarınca aynı

yerde iki ayrı toplantının eşzamanlı olarak yapılmasının yasakladığını ve başvurucuların ulusal

makamlar tarafından bu yasal huumlkmuumln uygulanması konusunda uyarılmış olduklarını

belirtmiştir Başvurucular herhangi bir şiddet eylemiyle succedillanmamalarına rağmen Mahkeme

yetkililerin durumun hızla koumltuumlleşmesinden endişe ettiklerinin anlaşılacağını da belirtmiştir

Yasal olarak planlanan etkinliklerin boyutu goumlz oumlnuumlne alındığında ulusal makamların şehrin

aynı boumlluumlmuumlnde aynı anda duumlzenlenen iki halka accedilık toplantının guumlvenliğini sağlaması kolay

olmayacaktır

113

Ulusal mahkemeler soumlz konusu anma toplantısını ldquoyasaklanmışrdquo bir toplantı olarak

nitelendirerek ve boumlylece ilgili kişilere ceza verilmesi gerekliliğini pekiştirirken anma konusu

bakımından 601991 Kanunrsquoun 9 (a) maddesine atıfta bulunmuşlardır Mahkemeler Szeacutekely

taburunun tarihsel oumlnemini ve başvurucuların Szekler uumlyeleri olduğu gerccedileğini dikkate almıştır

Yerel mahkemeler oumlzellikle anma toplantısına katılanlardan birinin Albert Wass adına atıfta

bulunan amblemler taşımasına odaklanmıştır Ulusal mahkemeler Albert Wassa ve onun

Romanyada temsil ettiği şeye atıfta bulunulmasının anma toplantısının amacı konusunda

şuumlpheler uyandırmaya yeterli olduğu ve bu amacı accedilıklığa kavuşturmayı gerekli kıldığı ve hatta

faşist fikirlerin propagandasının amaccedillandığı gerekccedilesiyle toplanmayı yasadışı hale

getirebileceğini kabul etmiştir

Mahkeme daha oumlnce sırf toplum kesimlerinde huzursuzluk duygusu yarattığı veya

saygısızlık olarak goumlruumllduumlğuuml gerekccedilesiyle fikirlerin veya davranışların Soumlzleşme tarafından

sağlanan korumanın dışında bırakılamayacağına karar verdiğini hatırlatmıştır Bununla

birlikte Romanya ulusal bayramının kutlanması bağlamında başvurucuların anma toumlrenlerinin

gerccedilek amacı hakkında şuumlphe uyandıran semboller kullanarak soumlz konusu anma toplantısının

duumlzenlenmesi halihazırda sahnelenmekte olan kamusal olayların altında yatanların aksine

olarak algılanabilecek fikirlerine ilişkin kamuoyunun oumlzel hassasiyeti goumlz oumlnuumlne alındığında

Mahkemersquoye goumlre şiddete yol accedilan toplumsal bir gerilim uumlretme eğilimindeydi Bu nedenle

Mahkeme Romanya mahkemelerinin başvuruculara uygulanan cezaların 601991 sayılı

Kanunrsquoun 9 (a) maddesine aykırı olduğu sonucuna varmasını mantıksız veya keyfi

bulmamıştır

Son olarak Mahkeme soumlz konusu fiillerin cezai succedillar olarak sınıflandırılmamasının

soumlz konusu eylemlerin kamu duumlzenini daha az tehdit ettiği anlamına gelmediğini kaydetmiştir

Gezici jandarma birimi başvuruculara idari para cezası vermiştir Miktarlar her başvurucu iccedilin

farklı olsa da 601991 sayılı Kanunun 26 sect 2 maddesinde belirtilen sınırlar iccedilindedir Ayrıca

başvurucuların ulusal mahkemelerde para cezalarının hukuka uygunluğuna gerekccedilesine ve

miktarlarına itiraz etme hakları da vardır Sonuccedil olarak başvurucular meşru olmayan cezaların

uygulanmasına karşı usuli guumlvencelerden de yararlanmıştır

Mahkeme ulusal makamların takdir yetkilerini aşmadıklarını ve şikayet edilen

cezaların demokratik bir toplumda gerekli ve izlenen amaccedilla orantılı olarak goumlruumllebileceği

kanaatindedir Bu nedenle Soumlzleşmenin 11 maddesi ihlal edilmemiştir

114

Madde 11 ile bağlantılı olarak Madde 14 (Başvuru No 6802814)

İkinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu iccedilin Soumlzleşmenin 11

maddesi uyarınca toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık

yapıldığını iddia etmiştir

Mahkeme Soumlzleşmenin 14 maddesi uyarınca bir sorunun ortaya ccedilıkması iccedilin benzer

veya karşılaştırılabilir durumlardaki kişiler arasında muamelede bir farklılık olması gerektiğini

yinelemiştir İlk olarak Mahkeme ikinci başvurucunun yargılamalarda kendisiyle aynı

durumda olan yani 601991 sayılı Kanunun 5 sect 2 maddesine aykırı olarak anma toplantıları

duumlzenlemeye ccedilalışan ve cezalandırılmayan kişilerin bulunduğunu goumlsterememiştir İkinci

olarak başvurucunun ait olduğu grubun uumlyelerinden birinin soumlz konusu yaptırıma yol accedilan bir

bayrak taşımasının değil yukarıda anılan 5 sect 2 maddeye aykırı bir anma toplantısı

duumlzenlemesinin olgusu olduğunu goumlzlemlemiştir

Son olarak yerel mahkemeler tarafından cezayı onaylama gerekccedilelerine ilişkin olarak

Mahkeme kararlarını ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandırmadıklarını kaydetmiştir

Mahkeme mevcut davadaki muamelede bir farklılık olduğunu varsaysa dahi bu

farklılığın ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandığının goumlsterilmediğine karar vermiştir

Bu nedenle bu şikayet accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğu iccedilin kabul edilemez bulunmuştur

115

Başvuru Adı Farzaliyev Azerbaycan

Başvuru No 2962007

Başvuru Tarihi 8 Mayıs 2007

Karar Tarihi 28 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202532

Konu Azerbaycanda guumlveni koumltuumlye kullanma succedilu ile yargılanan bir

oumlnceki oumlzerk boumllge Başbakanı aleyhine olan tazminat davasında Soumlzleşmenin adil yargılanma

(md 6 sect 1) ve masumiyet karinesi (md 6sect1) maddelerini ihlal etmesi

Olaylar Bay Farzaliyev 1990ların başında Azerbaycan

Cumhuriyetirsquonin oumlzerk bir boumllgesi olan NARrsquoın başbakanı olduğu doumlnemde kamu fonlarını

zimmetine geccedilirme ve goumlrevi koumltuumlye kullanma succedilundan başlatılan ceza yargılamasında asıl

şuumlphelidir Devlet tarafından birccedilok helikopterin satın alınması iccedilin fon tahsis edildiği fakat

helikopterlerin hiccedilbir zaman temin edilmediği iddia edilmiştir Bir soruşturmanın sonucunda

Nakşivan savcılık makamı Bay Farzaliyevrsquoin sorumlu tutulması gerektiğini belirtmiştir Oumlte

yandan succedil zamanaşımına uğradığı iccedilin Ocak 2006da herhangi bir resmi succedillama olmaksızın

ceza yargılaması sona erdirilmiştir

Savcılık makamı daha sonra Nasimi Boumllge Mahkemesirsquonden başvurucunun ve diğer

iki şuumlphelinin isnat edilen zimmet succedilu nedeniyle Devlete tazminat oumldemesine karar verilmesi

talebiyle dava accedilmıştır Başvurucu tazminat davasına ilişkin hukuk yargılaması esnasında

kendisine karşı bir ceza soruşturması yapıldığını fark etmiştir Mayıs 2006rsquoda yerel mahkeme

başvurucunun zimmetine geccedilirdiği yaklaşık 2025000 avroyu tazminat huumlkuumlmleri uyarınca

oumldemesine karar vermiştir Yerel mahkemeye goumlre ceza yargılamasının zamanaşımı nedeniyle

sonlanmış ve davalıların cezai sorumlulukları ortadan kalkmış olsa da succedil nedeniyle verilen

oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir

Bunun uumlzerine Bay Farzaliyev bir uumlst mahkemeye başvurmuş ve ortada herhangi bir

mahkumiyet kararı olmadan hukuk mahkemesinin savcılığın iddianamesini delil olarak kabul

ederek kendisinin zimmet succedilunu işlediğine ve bu nedenle zararı tazmin etmesi gerektiğine

karar verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca Medeni Kanunrsquoun ilgili huumlkuumlmleri yerine Ceza

Muhakemesi Kanunursquonun oumlngoumlrduumlğuuml proseduumlrler ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası yargılaması

yapıldığını ve bunun hukuka aykırı olduğu iddia etmiştir Oumlzellikle başvurucu eğer yargılama

116

Medeni Kanun huumlkuumlmlerine goumlre yapılmış olsaydı zaman aşımı suumlrelerinin dolmasından dolayı

davanın reddedilmesi gerekeceğini de belirtmiştir Aralık 2006da Yuumlksek Mahkeme

Başvurucunun temyiz başvurularındaki iddialarına yanıt vermeden boumllge mahkemesinin

kararını onaylamıştır Yuumlksek Mahkeme Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi de

başvurucunun taleplerini reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu aleyhine yapılan hukuk yargılamasının hukuka

aykırı olduğunu mahkemenin gerekccedilesinin yetersiz olduğunu ve uumlst mahkemelerin iddialarını

incelemediğinden bahisle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 (adil yargılanma hakkı) ve işlemediği bir succediltan

dolayı tazminat oumldemek zorunda bırakıldığından bahisle 6 sect 2 (masumiyet karinesi) ve 1 Norsquolu

Protokolrsquouumln 1 Maddesinin (muumllkiyet hakkı) ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 6sect1 (adil yargılanma)

Mahkeme mahkemelerin ve yuumlksek mahkemelerin kararlarının dayandığı gerekccedilelerin

yeterli bir şekilde accedilıklanması gerektiğini yinelemiştir

Mahkeme Başvurucunun hukuk mahkemesinin kendisi aleyhindeki iddiayı kabul

etmesi iccedilin yasal bir dayanak bulunmadığına ilişkin goumlruumlşuumlnuumln davanın sonucu iccedilin potansiyel

olarak belirleyici olduğunu kaydetmiştir Zira iccedil hukukta Ceza Muhakemesi Kanunursquona goumlre

ceza yargılamasıyla bağlantılı bir tazminat talebi ancak soumlz konusu ceza davasıyla beraber ve

ceza mahkemesi tarafından goumlruumllebilir

Ancak yerel mahkemeler kararlarında başvurucunun iddialarına herhangi bir yanıt

vermemişlerdir Bu nedenle mahkemelerin başvurucunun beyanlarını hiccedil inceleyip

incelemediklerini inceleyerek reddettilerse gerekccedilelerinin ne olduğunu tespit etmek

imkansızdır

Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerekccedileli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna

varmıştır Buna goumlre Soumlzleşmenin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir

Madde 6sect2 (masumiyet karinesi)

Mahkeme sanık daha oumlnceki ceza yargılamalarında mahkum edilmediği halde

kendisiyle ilgili bir yargı kararı kendisinin succedillu olduğu goumlruumlşuumlnuuml yansıtırsa masumiyet

karinesinin ihlal edileceğini yinelemiştir Madde 6 sect 2nin uygulanabilir olması iccedilin bir

117

başvurucunun cezai bir succedilla itham edilmiş olması veya oumlnemli oumllccediluumlde etkilenmiş olması

gerekir

Başvurucu durdurulan ceza yargılamalarında hiccedilbir zaman resmen cezai bir succedilla

itham edilmemiş ve ancak hukuk yargılaması sırasında kendisine youmlneltilen iddialardan

haberdar olmuş olsa da yetkililerin kendisine youmlneltilen şuumlphe sonucunda yuumlruumlttuumlğuuml işlemler

olaydaki oumlzel koşullar ccedilerccedilevesinde kendisini buumlyuumlk oumllccediluumlde etkilemiştir Oumlzellikle yetkililer

diğer şeylerin yanı sıra kendisi hakkında birincil şuumlpheli olarak ceza davası accedilmış ve daha

sonra ceza yargılaması ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası accedilmıştır

Bu eylemler ve birbiriyle yakından bağlantılı olayların davaya oumlzguuml sıralaması dikkate

alındığında bu nedenle başvurucunun 6 sect 2 maddesi anlamında cezai bir succedilla itham edilen

bir kişi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir

Ayrıca davada yerel makamlar ve mahkemeler tarafından uygulanan ilgili mevzuat ve

uygulama uyarınca hukuk davası cezai soruşturmanın ldquodoğrudan sonucurdquo olmuştur Ayrıca

hukuk yargılamaları sırasında başvurucuya cezai sorumluluk yuumlkleyen ifadeler de ceza

yargılamaları ile bir bağlantı oluşturmuştur Bu nedenlerle Mahkeme 6 sect 2 maddesinin mevcut

davaya uygulanabilir olduğuna karar vermiştir

Başvurucunun şikayetinin esasına gelince Mahkeme Nasimi Boumllge Mahkemesinin

Mayıs 2006 tarihli hukuk davasına ilişkin kararının 2327059 AZNnin (para birimi) zimmete

geccedilirildiğine huumlkmettiğini fakat sanıkların beraat edip ldquocezai succedil nedeniyle oluşan zararrdquo

tazmin edilmediğini belirtmiştir Mahkeme başvurucu ceza davasında savunma haklarını

hiccedilbir zaman kullanma fırsatı bulamamış ve bu succediltan dolayı mahkum edilmemiş olmasına

rağmen bu ifadenin bir succedilun işlendiğine ve başvurucunun succedillu olduğuna dair kesin bir

goumlruumlşuuml yansıttığını belirlemiştir

Mahkeme masumiyet karinesi ilkesinin Soumlzleşmenin 6 sect 2 maddesine aykırı olarak

ihlal edildiği sonucuna varmıştır

1 Norsquolu Protokol Madde 1 (muumllkiyet hakkı)

Yukarıdaki bulgular goumlz oumlnuumlne alındığında Mahkeme başvurucunun 1 Nolu

Protokoluumln 1 maddesi uyarınca yaptığı şikayetin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrı bir

karar verilmesine gerek olmadığını değerlendirmiştir

118

Başvuru Adı Hirtu ve diğerleri Fransa

Başvuru No 2472013

Başvuru Tarihi 11042013

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202442

Konu Otoriteler tarafından Roman kampının temizlenmesinin

sonuccedillarını veya Başvurucuların oumlzel koşullarını tam olarak hesaba katmamanın Soumlzleşmersquoyi

ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Laurentiu Constantin Hirtu Stanica Caldaras

Dorina and Paulina Cirpaci Imbrea and Virginia Istfan ve Angelica Latcu uzun yıllar

Fransada yaşamakta ve bir istisna dışında hepsinin Avrupa Birliği vatandaşı olarak on yıllık

oturma izni almış olduklarını belirtmişlerdir Olayların olduğu sırada okul ccedilağındaki ccedilocukların

tamamı okula gitmektedir 1 Ekim 2012rsquode oumlnceki bir kampın dağıtılmasının ardından 50si

ccedilocuk olmak uumlzere 141 kişilik bir grubun parccedilası olan başvurucular 43 karavanla Paris

banliyoumllerinden biri olan La Courneuvedeki bir arsaya taşınmışlardır La Courneuve belediye

başkanının talebi uumlzerine Seine Saint-Denis valisi 29 Mart 2013rsquote gezginlerin La Courneuve

Belediyesine bağlı la Preacutevocircteacute sokağı ve Politzer sokağındaki alana yasa dışı bir şekilde

yerleştiklerinden bahisle 48 saat iccedilerisinde alanı boşaltmalarını emrederek aksi takdirde zorla

tahliye edileceklerini bildirmiştir Bay Hirtu Montreuil İdare Mahkemesinde dava accedilabilen

tek başvurucu olup mahkeme başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir Versailles

İstinaf İdare Mahkemesirsquone temyiz başvurusunda bulunmuş ancak bu başvuru da

reddedilmiştir

5 Nisan 2013te Virginia Istfan Dorina Cirpaci Stanica Calderas ve sitenin başka bir

sakini temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine acil bir başvuruda bulunarak

tahliyenin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar ertelenmesini ve konaklayacakları bir yer

bulmalarına izin verilmesi talep ettiler Bu başvuru 10 Nisan 2013 tarihli kararında kabul

edilemez bulunmuştur

11 Nisan 2013rsquote başvurucular Mahkemeden İccediltuumlzuumlğuumln 39 maddesi uyarınca ve

Soumlzleşmenin 3 (işkence yasağı) ve 8 maddelerine (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1

119

Nolu Protokoluumln 2 maddesine (eğitim hakkı) dayanarak geccedilici tedbir talebinde bulunmuş ve

valinin kararının askıya alınmasını talep etmişlerdir 12 Nisan 2013rsquote temsilcileri Avrupa

Roman Hakları Merkezi (ERRC) Mahkemeye Başvurucuların 11 Nisan gecesi kendi rızaları

ile ayrıldığını ve birkaccedil sokak oumltede Bobignyde kaldıklarını bildirmiştir Başvuruculara hiccedilbir

konaklama teklifi sunulmadığı iccedilin Bobignyde Coquetiers olarak bilinen yerleşim birimine

taşınmadan oumlnce dışarıda ya da arabalarında uyumuşlardır ve orada da başka ailelerle karavanı

paylaşmak ya da yeni bir tane almak zorunda kalmışlardır 19 Ağustos 2014 tarihinde belediye

Coquetiers kampı sakinlerinin 48 saat iccedilinde orayı boşaltmalarını gerektiren bir emir

yayımlamıştır Sakinlerin birccediloğu temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine

acil başvuruda bulunmuştur fakat mahkeme bu başvuruları 25 Ağustos 2014rsquote reddetmiştir

Aynı guumln Başvuruculardan uumlccediluuml belediye kararının askıya alınması iccedilin Mahkemeden

Mahkeme İccedil Tuumlzuumlğuumlnuumln 39 maddesini uygulamasını talep etmişlerdir Goumlrevli yargıccedil 1 Eyluumll

2014 tarihinde Huumlkuumlmet tarafından herhangi bir tahliye oumlncesinde valinin iccedil hukukta

oumlngoumlruumllen tuumlm savunmasız kişilere acil barınma imkacircnı sağlayacağına dair verdiği guumlvenceler

olduğundan bahisle 39 maddeyi uygulamamaya karar vermiştir 16 Nisan 2015 tarihinde

Mahkeme başvuruyu (no 5855314) kabul edilemez bulmuştur

İhlal İddiaları Başvurucular 3 maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) dayanarak zorla tahliyelerinin koşullarının ve muumlteakip yaşam koşullarının

insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini iddia etmişlerdir 8 madde (oumlzel hayata aile

hayatına ve eve saygı hakkı) uyarınca oumlzel hayatlarına aile hayatlarına ve evlerine saygı

haklarının ihlalinden şikayetccedili olmuşlardır 13 maddeye (etkili başvuru hakkı) dayanarak

zorla tahliyelerine itiraz edecek etkili bir hukuk yoluna sahip olmadıklarını iddia etmişlerdir

Karar

Madde 3

Mahkeme başvurucuların oumlncelikle tahliyelerinin koşulları hakkında şikayette

bulunduklarını goumlzlemlemiştir Bununla birlikte vali tarafından boumllgeden ayrılmaları yasal

olarak emredilmiş olsa da başvurucular oumlnce davranıp ve kampı kendi rızalarıyla terk

etmişlerdir Bu nedenle de valinin emri uygulamada aslında gerccedilekleşmemiştir Başvurucular

karavanlarının ccediloğunun ele geccedilirildiğini iddia ederken bu tespit edilmemiş ve bu olayda başka

herhangi bir şiddete maruz kaldıklarını iddia etmemişlerdir

120

Başvurucuların ikinci şikayeti tahliyeden sonraki yaşam koşulları ile ilgilidir Bu

bağlamda Mahkeme kamp temizlendikten sonra başvurucuların birccediloğunun Romanyaya

doumlnduumlğuumlnuuml ve Stanica Caldaras ve ailesine sosyal konut sağlandığını goumlzlemlemiştir

Diğerlerine gelince Coquetiersrsquodeki konaklama şartlarına ilişkin geccedilici tedbir talepleri

Huumlkuumlmet tarafından sağlanan guumlvenceler ışığında reddedilmiş ve AİHMrsquoe yapılacak daha

sonraki başvuruları kabul edilemez olarak beyan edilmiştir Buna goumlre Fransız yetkililerin bu

duruma kayıtsız kaldığı soumlylenemez

Mahkeme madde 3 ihlalinin olmadığına karar vermiştir

Madde 8

Mahkeme başlangıccedilta yaşadıkları yerle başvurucuların yeterli ve suumlrekli bir bağlarının

olmaması nedeniyle başvurucuların konuta saygı haklarına muumldahale iddiasında

bulunmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte daha oumlnceki birkaccedil davada olduğu gibi

Mahkeme bir kampın temizlenmesinin kaccedilınılmaz olarak oumlzel hayat ve aile bağları uumlzerinde

etkileri olduğu kanaatindedir Bu nedenle başvurucuların oumlzel ve aile hayatlarına saygı hakkına

muumldahale edilmiştir

Mevcut davada İstinaf İdare Mahkemesi kendisine sunulan bir polis raporuna goumlre

şantiyedeki karavanların tekerlekler uumlzerinde olduğunu ve onları ccedilekebilecek araccedilların yanına

park ettiklerini goumlzlemlemiştir Mahkeme bundan yukarıda atıfta bulunulan 5 Temmuz 2000

tarihli Kanunun başvurucuların davasına uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır Bu nedenle

muumldahale yasaya uygun olmuştur

Mahkeme valinin kararının hem halk sağlığı risklerine hem de yerel halkın rahatsız

edilmesine dayandığını kaydetmiştir Polis raporunda izinsiz girişler bıccedilak taşıyan insanların

varlığı kavgalar ccedilalılıklarda ccediloumlp ve dışkı da dahil olmak uumlzere yerel işletmelerin maruz kaldığı

bir dizi sorundan bahsedilmektedir Bu nedenle Mahkeme muumldahalenin sağlık ve kamu

guumlvenliğini ve başkalarının hak ve oumlzguumlrluumlklerini koruma anlamında meşru amaccedillarını

izlediğini değerlendirmiştir

Mahkeme tahliyenin kendisi ile tahliyenin gerccedilekleştirilme şekli arasında bir ayrım

yapmıştır Oumlnceki hususla ilgili olarak yetkililer ilke olarak belediye arazisini yasadışı bir

şekilde işgal eden ve orada kalmaya ilişkin meşru bir beklentisi olduğunu iddia edemeyen

başvurucuları tahliye etme hakkına sahiptir

121

Tahliyenin gerccedilekleştirilme şekline gelince Mahkeme tedbirin bir adli karara

dayanmadığını ancak 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca resmi tebligat

proseduumlruumlne uygun olarak gerccedilekleştirildiğini goumlzlemlemiştir Bu proseduumlruuml kullanma

kararının birtakım sonuccedilları doğmuştur

Birincisi valinin emrinin gerccedilekleştirilmesinde tebliğ ve tahliyenin arasındaki kısa

suumlre goumlz oumlnuumlne alındığında 2012 genelgesinde savunulan oumlnlemlerin hiccedilbiri uygulanmamıştır

Huumlkuumlmet karavanlara sahip oldukları iccedilin başvurucuların yeniden yerleştirilmesi

zorunluluğunun olmadığını iddia ederken Mahkeme ilk olarak başvurucuların

karavanlarından biri hariccedil hepsine el konulduğunu ve ikinci olarak genelgenin (ilgili ailelerin

ve bireylerin durumunun değerlendirilmesi ile eğitim sağlık ve barınma yardımı) ilgili kişilerin

karavanı olsun ya da olmasın uygulanması gerekmekteydi Dolayısıyla tahliyenin etkileri veya

Başvurucuların oumlzel koşulları dikkate alınmamıştır

İkinci olarak resmi bildirim usuluuml uygulandığı iccedilin iccedil hukukta oumlngoumlruumllen hukuk yolu

kararın idari makamlarca alınmasından sonra devreye girmişken diğer durumlarda

mahkemeler kararlarını almadan oumlnce tedbirin orantılılığını değerlendirmiştir Başvurucular

tarafından kullanılan hukuk yollardan hiccedilbiri daha sonra iddialarını bir yargı organına

sunmalarına imkan vermemiştir

Sonuccedil olarak muumldahalenin orantılılığına karar verecek ilk yargı organı kamptan

tahliyeden 18 ay sonra Ekim 2014te İstinaf İdare Mahkemesi olmuştur

Mahkeme başvurucuların dezavantajlı bir sosyal gruba ait oldukları gerccedileğini ve bu

nedenle onların oumlzel ihtiyaccedillarının ulusal makamların orantılılık değerlendirmesinde

uumlstlenmekle goumlrevli olduklarını belirtmiştir Bu goumlrevi sadece yasa dışı ccediloumlzuumlmle başa ccedilıkma

yaklaşımlarını değerlendirirken değil aynı zamanda tahliye durumunda tahliyenin

zamanlamasına ve şekline ve muumlmkuumlnse alternatif barınma duumlzenlemelerini de uumlstlenerek

gerccedilekleştirmeleri gerekmektedir 8 maddenin usule ilişkin guumlvencelerinin bir parccedilası olarak

bu huumlkuumlm kapsamındaki haklarına muumldahaleye maruz kalan herhangi bir kişi tedbirin

orantılılığını 8 madde kapsamındaki ilgili ilkeler ışığında bağımsız bir mahkeme tarafından

incelenmesini talep edebilmelidir

Mevcut davada durum boumlyle olmadığından Mahkeme başvurucuların tahliye şeklinin

Soumlzleşmenin 8 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir

122

Madde 3 ve 8 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme iccedil hukukun 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca askıya alma

etkisine sahip oumlzel bir hukuk yolu sağladığını kaydetmiştir

Bu hukuk yolu etkili goumlruumlnmekle birlikte Mahkeme başvurucuların davasında yargıcın

davayı esasa ilişkin olarak incelemediğini ancak Bay Hirtunun boumllgede ikamet ettiğini

kanıtlamadığı gerekccedilesiyle kabul edilemez bulduğunu goumlzlemlemiştir Mahkeme ayrıca diğer

uumlccedil başvuran tarafından yapılan acil bir temel oumlzguumlrluumlğuumln korunması başvurusunun 5 Temmuz

2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuumlnde oumlngoumlruumllen oumlzel hukuk yolunun kullanılmadığı gerekccedilesiyle

kabul edilemez olarak ilan edildiğini goumlzlemlemiştir

Buna goumlre Mahkeme Başvurucuların Soumlzleşmenin 3 ve 8 maddeleri kapsamındaki

iddialarının ilk aşamada gerek esasa ilişkin yargılamalarda gerekse acil proseduumlr kapsamındaki

yargısal incelemenin 13 maddenin gereklerine aykırı yapıldığını tespit etmiştir

Bu nedenle 13 madde ihlal edilmiştir

123

Başvuru Adı Koulias v Kıbrıs

Başvuru No 4878112

Başvuru Tarihi 23 Temmuz 2012

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202521

Konu Başvurucunun tarafı olduğu davaya bakan Yuumlksek Mahkeme

dairesindeki hakimin oğlunun hukuk buumlrosunun aynı zamanda karşı tarafın vekilliğini

yuumlruumltmesinin tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi

Olaylar

Başvurucu Zacharias Koulias 1950 doğumlu bir Kıbrıs vatandaşı olup Larnakarsquoda

yaşamakta ve milletvekilliği yapmaktadır

Başvurucu 2006 yılının mayıs ayında katıldığı bir radyo programında aynı zamanda

eski bir bakan ve bir siyasi partinin uumlst duumlzey bir ismi olan başka bir politikacı C Th hakkında

bazı beyanlarda bulunmuştur Bunun uumlzerine C Th başvurucu hakkında iftira iddiasıyla dava

accedilmıştır

C Th başvurucunun radyo programında ileri suumlrduumlğuuml iki iddiayı dava konusu

yapmıştır Bunlardan birincisi C Thrsquonin bir Tuumlrk şirketinden para aldığı iddiasıdır İkinci

iddia ise Kuzey Kıbrıs Tuumlrk Cumhuriyetirsquoni kastederek Kıbrısrsquoın kuzeyindeki devletin bir

ldquosoumlzde devletrdquo olmadığını soumlylediği iddiasıdır

İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş temyiz aşamasında 24 Ocak 2012

tarihinde Yuumlksek Mahkemersquonin uumlccedil hakimli bir dairesi başvurucunun beyanlarının iftira

niteliğinde olduğuna karar vermiştir Daha sonra başvurucu soumlz konusu Yuumlksek Mahkeme

dairesindeki bir hakimin (GC) oğlunun C Thrsquonin davasını uumlstlenen hukuk buumlrosunun kurucu

ortağı olduğunu oumlğrenmiştir

Bu konudaki bir gazete haberinin uumlzerine 14 Şubat 2012 yılında Yuumlksek Mahkeme bir

basın accedilıklaması yapmış ve soumlz konusu hakimin yargılamada yer almasının yıllardır suumlren

yargısal uygulama ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmiştir

124

İhlal İddiaları Başvurucu dava dosyası hakkında karar veren Yuumlksek

Mahkeme dairesindeki hakimlerden birinin davacının avukatının hukuk buumlrosuyla olan ilişkisi

nedeniyle Soumlzleşmersquonin 61 huumlkmuuml kapsamındaki tarafsızlık ilkesinin hem suumlbjektif hem de

objektif youmlnleriyle ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

6 Madde

Mahkeme Soumlzleşmersquonin 6 maddesi kapsamında yaptığı incelemede oumlncelikle suumlbjektif

tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele almıştır Buna goumlre Mahkeme aksi youmlnde bir delil

olmadığı suumlrece bir hakimin kişisel tarafsızlığının ilkesel olarak varsayılacağını belirtmiştir

Somut olayda Mahkeme hakim GCrsquonin başvurucuya karşı bireysel olarak oumln yargılı veya

taraflı olduğunu goumlsteren herhangi bir bulgu olmadığını goumlzlemlemiştir

İkinci olarak objektif tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele alan Mahkeme

başvurucunun şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilip gerekccedilelendirilmediğini

incelemiştir

Mahkeme Nicholas v Kıbrıs davasında ortaya koyduğu ilkelere atıf yapmış ve bir

yargıcın davadaki bir tarafı temsil eden hukuk buumlrosunun bir ccedilalışanıyla kan bağının

bulunmasının hakimin ccedilekilmesi iccedilin tek başına bir neden olmadığını fakat bu durumun

hakimin tarafsızlığına dair şuumlphelerin oluşmasına neden olabileceğini belirtmiştir

Mahkemersquoye goumlre soumlz konusu şuumlphelerin objektif olarak gerekccedilelendirilip

gerekccedilelendirilmediği her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır İncelemede dikkate

alınması gereken etkenler hakimin yakınının soumlz konusu davada rol alıp almadığı yakınının

hukuk buumlrosundaki konumu buumlronun buumlyuumlkluumlğuuml organizasyonel iccedil yapısı davanın hukuk

buumlrosu iccedilin mali accedilıdan ne derece oumlnemli olduğu ve hakimin yakınının davadaki muhtemel

mali ccedilıkarı ya da potansiyel menfaatidir

Mahkeme diğer uumllkelere oranla kuumlccediluumlk bir uumllke olan Kıbrısrsquota aynı oranda daha kuumlccediluumlk

hukuk buumlroları olduğuna ve az sayıda hakimin olduğunu dikkate alarak bu tuumlr durumların daha

sık yaşanabileceğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme genel olarak bu tuumlr tarafsızlık ihlali

şikayetlerinin bir davalı devletin yargı sistemini felce uğratacak duumlzeye gelmemesi gerektiğini

125

ve kuumlccediluumlk yargı ccedilevrelerine sahip uumllkelerde bu iddialara ilişkin aşırı katı standartların olmasının

yargının idaresini gereğinden fazla aksatabileceğini vurgulamıştır

Bununla birlikte Mahkeme goumlruumlnuumlşuumln oumlnemi dikkate alındığında taraflı goumlruumlnuumlme yol

accedilabilecek herhangi bir durumun yargılamanın başında accedilıklanması gerektiği ve ccedilekilmenin

gerekli olup olmadığının tespiti iccedilin bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir

Mahkemersquoye goumlre objektif ve suumlbjektif tarafsızlık iccedilin uygun teminatların sağlanması iccedilin bu

oumlnemli bir guumlvencedir

Başvurucunun davasında boumlyle bir accedilıklama yapılmamış olup başvurucu soumlz konusu

ilişkiyi davasının temyiz incelemesi yapıldıktan sonra oumlğrenebilmiştir Boumlylelikle başvurucu

hakim GCrsquonin oğlunun hukuk buumlrosunun karşı tarafın davasını yuumlruumlttuumlğuuml ve temyiz

duruşmasında yer aldığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır Başvurucu yargılama sırasında

hakimin oğlunun davada yer alıp almadığı ve davanın sonucuna bağlı olarak mali ccedilıkarı olup

olmadığı konusunda bilgi sahibi olmamıştır Mahkemersquoye goumlre bu nedenle yargılamada soumlz

konusu hakim youmlnuumlnden taraflı bir goumlruumlntuuml oluşmuştur Boumlylelikle Mahkeme başvurucunun

hakim GCrsquonin tarafsızlığına dair şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilmiş olduğunu

ulusal hukukun ve uygulamasının başvurucuya yeterli usucirclicirc guumlvenceleri sağlamadığını

belirlemiştir

Mahkeme yargı usul kanununun daha sonradan değiştirildiğine ve artık boumlyle bir iş

ilişkisinin hakim iccedilin ccedilekilme nedeni teşkil ettiğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme sonuccedil olarak

Soumlzleşmersquonin 6 maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir

10 Madde

Mahkeme Yuumlksek Mahkeme aşamasında davanın kapsamının başvurucunun

beyanlarının iftira niteliğinde olup olmadığı hususuyla sınırlanmasına başvurucunun avukatı

tarafından rıza goumlsterildiğine dikkat ccedilekmiştir Başvurucunun avukatı aynı zamanda radyo

yayınında yapılan yorumun eleştiri sınırları iccedilerisinde olduğu youmlnuumlndeki savunmasını da

Yuumlksek Mahkeme aşamasında geri ccedilekmiştir

Mahkemersquoye goumlre bu kararla başvurucu Yuumlksek Mahkemersquonin incelemesini accedilık bir

şekilde daraltmış ve Yuumlksek Mahkeme aşamasında ileri suumlrmediği ifade oumlzguumlrluumlğuuml

arguumlmanlarını mevcut bireysel başvuru aşamasında ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucunun ilk derece

126

mahkemesi oumlnuumlnde ifade oumlzguumlrluumlğuuml savunmasını ileri suumlrebilmiş olduğu dikkate alındığında

Yuumlksek Mahkemersquonin başvurucu iccedilin başarı şansı sunmadığı soumlylenemez

Mahkeme bu gerekccedilelerle Huumlkuumlmetin iccedil hukuku yollarının tuumlketilmediği youmlnuumlndeki

itirazını kabul ederek Soumlzleşmersquonin 10 maddesine ilişkin şikayet hakkında kabul edilemezlik

kararı vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Kıbrıs devletinin başvurucuya 9600 euro manevi tazminat ve 19 euro masraf

ve gider oumldemesine karar vermiştir

127

Başvuru Adı Uzbyakov v Rusya

Başvuru No 7116013

Başvuru Tarihi 9 Ekim 2013

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202416

Konu Başvurucunun ccedilocuğu iccedilin accediltığı babalık davası ile evlat

edindirme kararının iptali talebinin eksik inceleme yapılarak reddedilmesinin aile yaşamına

saygı hakkını ihlal ettiği

Olaylar

Bşavurucu Sergey Stanislavovich Uzbyakov 1976 doğumlu bir Rus vatandaşı olup

Kurganovkarsquoda (Rusya) yaşamaktadır

Başvurucu anneleri OM adındaki bir kadın olan 5 ccedilocuğun babasıdır Ccedilocuklarının

ek kuumlccediluumlğuuml 2009 doğumludur Başvurucu Rusyarsquoda OM ve ccedilocuklarla beraber yaşadığı halde

Rusyarsquoda yasa dışı ikamet ettiğinden ccedilocukların doğum belgelerine baba olarak ismini

yazdıramamıştır

Başvurucu Ocak 2011rsquode yakalanmış ve aynı yılın Nisan ayına kadar tutuklu kalmıştır

Bu suumlreccedilte Şubat ayında OM hayatını kaybetmiş ve Mart ayında ccedilocuklar bakıma alınmıştır

Buumlyuumlk olan 4 ccedilocuk yetimler iccedilin hizmet veren yatılı bir okula yerleştirilmiş ancak 14 aylık

olan D isimli ccedilocuk bakım iccedilin bir ccedilocuk evine alınmıştır

Başvurucu partnerinin oumlluumlmuumlnuuml Mart 2011rsquode oumlğrenmiş ve resmi belgelerde

ccedilocukların babası olarak tanınmak iccedilin kanuni usullere başvurmaya başlamıştır Aynı ay D

evlat edinmek amacıyla bir ailenin korumasına verilmiş ve Tambov boumllgesindeki Morshansk

şehrine goumltuumlruumllmuumlştuumlr Diğer ccedilocuklar ise OMrsquonin kız kardeşi tarafından alınmıştır

Eyluumll 2011rsquode Tambov boumllgesindeki Morshanskiy Boumllge Mahkemesi Drsquonin kendisini

teslim alan aile tarafından evlat edinilmesine onay vermiştir Mahkeme kararın gerekccedilesinde

Drsquonin annesinin hayatını kaybettiğini babasının adının doğum belgelerinde yer almadığını

128

Drsquonin ebeveyn bakımından yoksun kalmış olduğunu ve bir suumlre ccedilocuk evinde kalmış olduğunu

belirtmiştir

Başvurucu babalık davasını kendisi hala tutukluyken accedilmış ve diğer doumlrt ccedilocuğun

babası olarak kaydedilmesine karar verilmiştir Başvurucu D hakkındaki davayı ise evlat

edindirme kararının kaldırılması talebini de ekleyerek ayrı bir dava olarak accedilmıştır

Başvurucu D iccedilin accediltığı davada Drsquonin evlat edinilmesinin hukuka ve ccedilocuğun

menfaatlerine aykırı olduğunu kanuna goumlre kardeşlerin ayrılmasının yasak olduğunu bu

konuda ebeveynin izninin aranması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Kamensky Boumllgesi goumlzetim ve

koruma makamı ve Rusya Federasyonu İnsan Hakları Temsilciliğirsquonden bir temsilci de

başvurucunun talebine destek vermiştir

Bununla birlikte Ekim 2012rsquode mahkeme başvurucunun davasını reddetmiştir

Mahkemeye goumlre başvurucu Drsquonin babasıdır fakat evlat edindirme kararının ortadan

kaldırılması iccedilin herhangi bir neden yokken başvurucunun babalığının tanınmasının bir

mantığı yoktur Mahkeme ayrıca evlat edinen kişilerin kanuni şartları sağladığını ccediliftin Drsquoyi

buumlyuumltebilmek iccedilin gerekli mali guumlce sahip olduğunu suumlrekli işe ve uygun yaşam koşullarına

sahip olduğunu belirtmiştir Başvurucu karara karşı kanun yollarına başvurmuşsa da

başvuruları reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu kızının kendi bilgisi dışında evlat edinilmesinin ve

accediltığı davanın reddedilmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesine aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun 17 yıl boyunca OM ile birlikte yaşadığını beş ccedilocuğun da

biyolojik babası olduğunu ve onlara baktığını dolayısıyla başvurucu ve D isimli ccedilocuğu

arasında Soumlzleşme anlamında bir aile bağı bulunduğunu tespit etmiştir

Mahkeme dava iccedilin belirleyici olan sorunun yerel makamların Drsquonin doğal babası ve

kardeşleriyle normal bir aile yaşamına sahip olması iccedilin kendilerinden beklenen gerekli ve

uygun buumltuumln adımları atıp atmadığı olduğunu belirtmiştir

129

Evlat Edindirme Suumlreci Accedilısından

Mahkemersquoye goumlre her ne kadar ccedilocuğun bakıma verilmesinin soumlz konusu doumlnemdeki

koşullar ccedilerccedilevesinde gerekli olduğu soumlylenebilecek olsa da yerel makamlar evlat edindirmeye

bir alternatifin olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilmesi iccedilin yeterli bir suumlre sağlayıp

sağlamadığı ya da Drsquonin beraber yaşayabileceği bir yakınının bulunup bulunmadığının uygun

bir şekilde tespit edilip edilmediği hususları şuumlphelidir

Oumlrneğin evlat edindirme kararını veren mahkemenin Drsquonin kardeşleriyle ilgili

bilgilerden haberdar olduğunu fakat bu bulguları dikkate almadığını başvurucu baba ile ilgili

de bilgi edinebilecekken bu araştırmayı yapmadığını belirtmiştir Mahkeme başvurucunun

OMrsquonin oumlluumlmuumlnuuml takiben kanuni usullere başvurmaya başladığını Mart 2011rsquode dava accediltığını

ve ccedilocuklarının ismini mahkemeye bildirdiğini buna rağmen aynı mahkemenin Drsquonin evlat

edinilmesine onay verdiğini vurgulamıştır Mahkemersquoye goumlre yerel mahkeme ccedilok şekilci bir

yaklaşım goumlstermiş yalnızca şekli şartların varlığına odaklanmış dava hakkında başvurucuyu

ne bilgilendirmiş ne de başvurucuyu dinlemiştir

Mahkeme boumlylelikle yerel makamların evlat edindirme suumlrecindeki incelemelerinde

ciddi eksikliklerin olduğunu evlat edindirmenin Drsquonin yuumlksek menfaatlerine uygun olup

olmadığının belirsiz olduğunu bu usuluumln kendisinin ccedilok kuumlccediluumlk yaşta kardeşlerinden ve

babasından ayrılmasına yol accediltığını belirtmiştir

Evlat Edinmenin İptali Talebi ve Babalık Davası

Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemenin başvurucunun davasını reddederken tek

gerekccedilesi Drsquonin artık evlat edinilmiş olması ve evlat edinme işlemini ortadan kaldırmak iccedilin

gereken şartların oluşmamış olmasıdır

Mahkeme ccedilocuğun yuumlksek yararının genel kanuni varsayımlarla belirlenemeyeceğini

bireylerin haklarının adil bir şekilde dengelenmesinin her bir somut davanın oumlzel koşullarını

incelemeyi gerekli kıldığını belirtmiştir Mahkemersquoye goumlre başvurucunun karşı karşıya kaldığı

durum yerel makamlar tarafından ciddi inceleme eksikliği iccedileren suumlreccediller sonucu yaratılmıştır

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun davasını reddederken oumlne suumlrduumlkleri

gerekccedilelerin yeterli olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Drsquonin koruyucu aileyle evlat edinme

aşamasına kadar geccedilirdiği 18 aylık suumlrenin de yetersiz olduğunu belirtmiştir Mahkeme yerel

130

mahkemelerin Drsquonin ileride yakınlarıyla kişisel ilişki kurması halinde ortaya ccedilıkabilecek

olumsuz etkileri de dikkate almadığını belirlemiştir Boumlylelikle Mahkeme yerel makamların

soumlz konusu suumlreccedilte pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmediğine adil bir menfaat dengesi

kurmadığına ve bu nedenle başvurucunun Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamındaki aile

yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Rusyarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 euro masraf ve

giderler iccedilin toplam 1972 euro oumldemesine karar vermiştir

131

HAZİRAN 2020

Başvuru Adı VujnovićHırvatistan

Başvuru No 3234916

Başvuru Tarihi 2 Haziran 2016

Karar Tarihi 11 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202757

Konu Şikayetin yasal suumlresi iccedilerisinde yapılmaması sebebiyle yapılan

soruşturmanın etkisiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı başvurucunun dayanmış olduğu kararlardaki

olguların somut olaydaki olgulardan farklılık goumlstermesi sebebiyle başvurucunun dayandığı

kararlardan farklı youmlnde verilen kararın hukuki kesinlik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği

başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesinin ve bilgi iccedilin yetkililere başvurmasın beklenmesinin makul

olduğu ve bunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama olarak kabul edilemeyeceği

Olaylar

Başvurucu Dušan Vujnović 1963 yılında doğmuş ve Zagrebrsquode yaşamakta olan bir Hırvat

vatandaşıdır

Başvurucunun ailesi 1993 yılındaki savaş doumlneminde ldquoMedak Cebirdquo olarak bilinen alanda

Hırvat ordusunun Sırp guumlccedillerinden kontroluuml geri almak iccedilin askeri bir operasyon duumlzenlerken

oumllduumlruumllmuumlşlerdir

Birkaccedil yıl sonra 51 kişinin oumllduumlruumllduumlğuuml Hırvat ordusu generallerinin Medak Cebi askeri

operasyonundaki roluuml hakkında soruşturmalar başlatılmıştır Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza

Mahkemesi (ldquoEYUCMrdquo ndash İngilizce ICTY) ccedilok sayıda general aleyhine soruşturma başlatmış ve

kovuşturma amacıyla davaları Hırvat makamlarına iletmiştir

Oumlzellikle bir Hırvat generali olan RA 2001 yılında EYUCM tarafından ve daha sonra da 2006

yılında Hırvat makamlarınca ldquoCep Operasyonu-93rdquo sırasında insanlığa karşı succedil işlemek ve savaş

hukuku ve geleneklerini ihlal etmekle ve bilhassa Sırp etnik koumlkenine ait sivillerin katledilmesini

oumlnleyememesi nedeniyle succedillanmıştır Her iki iddianamede de başvurucunun ebeveynleri mağdurlar

arasında yer almıştır Hırvat mahkemeleri 2008 yılında General RArsquonın succedilsuz olduğuna huumlkmetmiş

ve bu karar 2009 yılında kesinleşmiştir

Başvurucu 2008 yılında ailesinin Hırvat askerlerince oumllduumlruumllmesi nedeniyle Devlet aleyhine

tazminat davası accedilmıştır Mahkeme ise 2015 yılında başvurucu aleyhine karar vermiştir Oumlzellikle

132

Yuumlksek Mahkeme başvurucunun EYUCMrsquonin General RA aleyhindeki iddianamesinde her iki

ebeveynini de mağdurlar arasında listelediği 2001 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi

noktasında objektif olarak bir ihtimal olduğunu ve bu nedenle beş yıllık yasal zamanaşımı suumlresinin de

bu andan itibaren başlaması gerektiğini belirtmiştir Dolayısıyla başvurucu talebini 2008 yılında oumlne

suumlrduumlğuumlnde talebi zamanaşımına uğramıştır

Başvurucu 2011 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuumln ilan edilmesi iccedilin mahkemelere

başvurularda bulunmuş ve ilgili mahkemeler de bu doğrultuda 2012 ve 2013 yılında kesinleşmiş

kararlar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 2rsquoye (yaşam hakkı) dayanarak ebeveynlerinin

oumlluumlmuumlne ilişkin yuumlruumltuumllen soruşturmaların sorumluların bulunamaması nedeniyle etkisiz olduğunu ileri

suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca Başvurucu Madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkımahkemeye erişim hakkı) de

dayanarak Yuumlksek Mahkemenin yasal zamanaşımı suumlresinin hesaplanması konusundaki uygulamasının

tutarsız olduğunu ve bu yaklaşımın tazminat davalarında uygulanmış olması nedeniyle başvurucuyu

mahkemeye erişim hakkından mahrum bıraktığını iddia etmektedir

Karar

Madde 2 (yaşam hakkısoruşturma)

Devlet her ne kadar Savcılık makamının General RArsquonın 2008 yılında beraat etmesinden

sonra da Cep Operasyonu-93 esnasında işlenen succedilları soruşturmaya devam etse de ilgili tarih itibarıyla

başvurucunun ebeveynlerinin bir succedilun mağduru olarak değerlendirilmediklerini ifade etmiştir Ayrıca

her ne kadar 2015 yılının Eyluumll ayında uumlccedil kişi (başvurucu bu uumlccedil kişi arasında yer almamaktadır) bir succedil

duyurusunda bulunmuş olsa da buguumlne kadar bu durumun aksini işaret eden herhangi bir bilgiye

erişilememiştir

Mahkeme yakın akrabaları oumllduumlruumllen başvurucuların gerekli oumlzeni goumlstermelerinin ve ilgili

soruşturmadaki gelişmeler hakkında bilgi edinmek iccedilin gerektiği kadar inisiyatif kullanmalarının

beklenebileceğini tekrar ifade etmiştir

Ancak başvurucu 2009 yılının Kasım ayında General RA aleyhindeki ceza yargılamasının

sona ermesinden sonra bilgi isteme girişiminde bulunmamış ve sadece 2016 yılının Haziran ayında

yani altı aylık yasal başvuru suumlresinin sona ermesinden ccedilok sonra mahkemeye şikayeti iccedilin

başvurmuştur

Mahkeme bu nedenle başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlmuumlne ilişkin soruşturmanın

etkisizliğine ilişkin yapmış olduğu şikacircyeti soumlz konusu şikacircyet yasal suumlresi iccedilinde yapılmadığı iccedilin

133

kabul edilemez olduğundan reddetmiştir

Madde 6 sect 1

Hukuki Kesinlik

Başvurucu tazminat davası accedilılmasına ilişkin yasal zamanaşımı suumlresinin Yuumlksek

Mahkemenin aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlne ilişkin vermiş olduğu diğer birccedilok tazminat kararındakine benzer

şekilde ebeveynlerinin oumllduumlğuumlnuuml belirten kararların kesinleştiği tarihten başlayarak hesaplanması

gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme daha oumlnce iki uyuşmazlığın farklı şekilde ele alınmasının farklı olgular soumlz konusu

olduğunda iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacağını kabul ettiğini tekrar ifade etmiştir

Mahkeme başvurucunun akıbeti belli olmayan davacıların aile uumlyelerinin kaybolmasına ilişkin

Yuumlksek Mahkeme kararlarına dayandığını ancak başvurucunun ebeveynlerini akıbetinin bilindiğini

belirtmiştir Başvurucunun ebeveynlerinin 1993 yılının Eyluumll ayında oumllduumlruumllduumlğuuml 2008 yılındaki

tazminat davası ve ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarına ilişkin alınan 2011 yılındaki kararlardan oumlnce de

bilinmekteydi Nitekim başvurucu ebeveynlerinin akıbetini General RA aleyhindeki iddianame

Hırvat ceza mahkemelerine geldiği tarih olan 2006 yılında oumlğrendiğini kabul etmiştir

Bu nedenle başvurucunun dayanmış olduğu kararlar başvurucunun ebeveynlerinden farklı

olgular iccedilermektedir Yerel mahkemenin tazminat davası accedilılması hususundaki zamanaşımı suumlresini

başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarının kesinleşmesi tarihinden itibaren hesaplanmamış olması

hususu iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacaktır ve hukuki kesinlik ilkesi ihlal edilmemiştir Bu nedenle

Madde 6 sect 1 uyarınca bir ihlal soumlz konusu değildir

Mahkemeye Erişim

Başvurucu Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun talepte bulunması iccedilin geccedilerli yasal

zamanaşımı suumlresini başvurucunun ailesinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi iccedilin objektif olarak bir ihtimale sahip

olduğunu değerlendirdiği 2001 yılından itibaren hesaplamanın kendisini mahkemeye erişimden

mahrum bıraktığını ileri suumlrmuumlştuumlr

İlk olarak Mahkeme davacıların aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlnuuml tam olarak oumlğrendikleri guumlnuumln tespit

edilemediği durumlarda yerel mahkemelerin davacıların bunu oumlğrenmek iccedilin objektif bir fırsata sahip

oldukları ana dayanmalarını mantıksız bulmamıştır

Mahkeme ayrıca Eyluumll 1993te Medak Cebinde işlenen succedillardan dolayı EYUCM nezdinde

Hırvat ordusu generalleri aleyhine accedilılan iddianamelerin Hırvatistan medyasında geniş yer bulduğunu

da not etmiştir Başvurucunun 1993 askeri harekatı sırasında kaybolan kişilerin oğlu olarak bu

134

yayımlardan habersiz kalmış olması muumlmkuumln değildir Başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesini ve

bilgi almak iccedilin Hırvat yetkililerine başvurmasını beklemek de mantıksız olmamıştır

Ancak Başvurucu 2007deki tazminat davası bağlamı dışında ebeveynlerinin akıbetiyle ilgili

olarak polisle veya Eyalet Savcılığı ile iletişime geccedilmemiştir Başvurucu 2011 yılına kadar

(kaybolmalarından yaklaşık 18 sene sonra) ebeveynlerinin oumlluuml ilan edilmesi amacıyla dava accedilmamıştır

Başvurucu General RA aleyhine EYUCM iddianamesinin duumlzenlendiği Kasım 2001den

sonra herhangi bir noktada ebeveynlerinin akıbeti hakkında bilgi almak iccedilin Devlet yetkililerine

başvurmuş olsaydı onların Hırvat askerleri tarafından oumllduumlruumllduumlğuumlnuuml oumlğrenebilecek ve dolayısıyla

Devletrsquoten tazminat talep etmek iccedilin gerekli tuumlm bilgileri elde edilebilecekti

Bu nedenle Mahkeme Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun tazminat talebinde bulunması iccedilin

yasal zamanaşımı suumlresini hesaplama şeklinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama teşkil

etmediği sonucuna varmıştır

Dolayısıyla Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi bu bakımdan da ihlal edilmemiştir

135

Başvuru Adı Vladimir KharitonoRusya OOO Flavus ve DiğerleriRusya

BulgakovRusya EngelsRusya

Başvuru No 1079514 1246815 2348915 ve 1907416 2015915 6191916

Başvuru Tarihi 2013 - 2015

Karar Tarihi 23 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203177

Konu Soumlzleşmersquoye uygun bir incelemenin ve keyfi muumldahaleye karşı

guumlvencelerin yokluğunda internet sitelerinin tamamının erişime engellenmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

ihlali başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbirinin etkili olmamış olmasının ifade

oumlzguumlrluumlğuuml ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali olduğu

Olaylar

Vladimir KharitonoRusya

Başvurucu 2012rsquonin sonlarında internet sitesinin ndash Elektronik Yayımcılık Haberleri

(Electronic Publishing News) (wwwdigital-booksru) ndash IP adresinin telekom duumlzenleyici

Roskomnadzor tarafından engellendiğini fark etmiştir Tedbir başvurunun internet sitesiyle aynı yer

sağlayıcı şirket ve IP adrese sahip başka bir internet sitesine rastamantalesru ndash kenevir temalı halk

hikayelerinin koleksiyonu ndash erişimi engellemek isteyen Federal Uyuşturucu Kontrol Servisinin

(Federal Drug Control Service) kararından sonra alınmıştır

Başvurucu IP adresinin engellenmesinin yasadışı bilgi iccedilermeyen kendi internert sitesine

erişimi de engellediğini ileri suumlrerek bir mahkemeye başvurmuştur Mahkemeler Roskomnadzorun

eyleminin başvurucunun internet sitesi uumlzerindeki etkisini değerlendirmeksizin hukuka uygun

olduğunu onamıştır

OOO Flavus ve DiğerleriRusya

Başvucurular muhalefet medya kuruluşlarının sahibidir birinci başvurucu OOO Flavus

granirunun sahibidir ikinci başvurucu Garry Kasparov bağımsız bir web yayını olan

wwwkasparovrunun kurucusudur ve uumlccediluumlncuuml başvurucu OOO Mediafokus ejru adresindeki Daily

Newspaperın (Ezhednevnyy Zhurnal) sahibidir ve Rusya Huumlkuumlmeti hakkında eleştirel araştırma ve

analizler yayımlamaktadır

Mart 2014te Roskomnadzor kitlesel duumlzensizlik veya aşırılık yanlısı soumlylemleri teşvik ettiği

136

iddia edilen iccedileriklere istinaden Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca hareket eden

Başsavcının talebi uumlzerine başvurucuların internet sitelerine erişimi engellemiştir Herhangi bir

mahkeme kararı aranmamıştır

Başvurucular engelleme tedbirinin yargı denetiminden geccedilmesi iccedilin sonucunda başarılı

olamadıkları bir başvuruda bulunmuş internet sitelerine erişimin toptan engellenmesinden ve ilgili succedil

teşkil eden materyalin kendilerine bildirilmemesinden (ki bu durum tekrar erişim sağlamak iccedilin

materyalin kaldırılamamasına sebep olmuştur) şikayetccedili olmuşlardır

BulgakovRusya

Kasım 2013te başvurucu yerel internet hizmet sağlayıcısının haberdar olmadığı Nisan 2012

tarihli bir mahkeme kararına dayanarak internet sitesine ndash Worldview of the Russian Civilization

(wwwrazumeiru) ndash erişimi engellediğini oumlğrenmiştir Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml

kapsamında verilen bu karar internet sitesinin dosyalar boumlluumlmuumlnde yer alan ve daha oumlnce aşırılık yanlısı

bir yayım olarak kategorize edilen elektronik bir kitabı hedef almıştır Mahkeme engellemenin

başvurucunun internet sitesinin IP adresine sağlayıcı duumlzeyinde erişimi engelleyerek uygulanmasına

karar vermiştir

Başvurucu mahkemenin kararından haberdar olur olmaz e-kitabı silmiştir Ancak mahkemeler

mahkemenin başlangıccedilta sadece succedil teşkil eden materyale değil IP adresinden tuumlm web sitesine

erişimin engellenmesine karar verdiği gerekccedilesiyle engelleme tedbirini kaldırmayı reddetmiştir

EngelsRusya

Nisan 2015te bir mahkeme yerel internet hizmet sağlayıcısının bir savcının şikayetine

dayanarak başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ve gizlilik konularına ilişkin internet sitesine ndash

RosKomSvoboda (rublacklistnet) ndash erişimi engellemesine karar vermiştir Savcı iccedilerik filtrelerinin

atlanmasına ilişkin bilgilerin ndash bu bilgilere başvurucunun internet sitesinden erişilebilirdi ndash

kullanıcıların başka alakasız bir internet sitesindeki aşırılık yanlısı materyallere erişmesine olanak

sağlaması nedeniyle Rusyada yayılmasının yasaklanması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu

yargılama hakkında bilgilendirilmemiştir

Mahkeme kararından sonra Roskomnadzor başvurucudan succedil teşkil eden iccedileriği kaldırmasını

istemiştir kaldırmadığı takdirde internet sitesi engellenecektir Başvurucu talebe uymuştur

Mahkemeler başvurucunun gezinmenin gizliliğinin korunması iccedilin araccedillar ve yazılımlar hakkında bilgi

sağlamanın herhangi bir Rus yasasına aykırı olmadığı youmlnuumlndeki temel iddiasına değinmeksizin

başvurucunun şikayetini reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucuların tuumlmuuml Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca internet

137

sitelerine erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve orantısız olduğundan ve doğrudan veya oumlzuumlnde

Madde 13 kapsamında (etkili başvuru) Rus mahkemelerinin şikayetlerinin esasını dikkate almadığından

şikayetccedili olmuşlardır

Karar

Madde 10

Mahkeme doumlrt davanın hepsinde de 10 maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir

Mahkeme genel olarak internetin ifade ve bilgi oumlzguumlrluumlğuuml hakkını dışa vurmaktaki oumlnemini

vurgulayarak internet sitelerine erişimi engelleyen tedbirlerin başvurucuların bilgi verme hakkına ve

halkın bilgi alma hakkına muumldahale teşkil ettiğini tespit etmiştir

Soumlzleşme bu tuumlr bir muumldahalenin ldquokanunda oumlngoumlruumllmerdquo de dahil olmak uumlzere koşulları

karşılamasını gerektirmektedir Soumlz konusu kanun diğer şeylerin yanı sıra accedilık ve oumlngoumlruumllebilir olmalı

yetkililere izin verilen takdir yetkisini sınırlamalı ve keyfi muumldahalelere karşı koruma sağlamalıydı

Ancak Mahkemenin 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermesine buumlyuumlk oumllccediluumlde yol accedilan tam olarak

huumlkuumlmlerdeki eksiklikler olmuştur

Bay Kharitonovrsquoun internet sitesi Bilgilendirme Kanunursquonun yasa dışı internet iccedileriği

kategorilerini listeleyen 151 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir Ancak başvurucunun internet sitesinin

kendisinde herhangi bir yasa dışı materyal bulunmama olup bu site yalnızca boumlyle bir materyal

bulunduran bir internet sitesiyle aynı IP adresine sahip olduğu iccedilin engellenmiştir Bu nedenle Bay

Kharitonovun olayındaki muumldahale herhangi bir kanuna dayanmamaktadır Mahkeme ayrıca davaya

muumldahil olan uumlccediluumlncuuml şahısların Rusyada milyonlarca internet sitesinin yalnızca yasa dışı iccedilerik

barındıran başka internet siteleriyle aynı IP adresini paylaşmaları sebebiyle engellenmiş olduğuna işaret

ettiklerini kaydetmiştir

OOO Flavus ve Diğerlerindeki internet siteleri Başsavcılığın kitlesel duumlzensizlik ccedilağrıları

veya izinsiz halka accedilık etkinliklere katılmak dahil olmak uumlzere ccedileşitli iccedilerik tuumlrlerinin engellenmesini

talep etmesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir

Roskomnadzorrsquoun ağ yer sağlayıcılığı hizmetine youmlnelik bildirimlerinin belirli internet

sayfalarından ziyade tuumlm internet sitelerine atıfta bulunmasından dolayı yasanın usul gereklilikleri

sağlanmamıştır Yetkililer URLleri belirtemeyerek başvurucuların iccedileriği kaldırmalarını ya da belirli

internet sayfalarına atıfta bulunarak Başsavcının talebine itiraz etmelerini engellemişlerdir

Ayrıca Başsavcının soumlz konusu materyalin izinsiz kamuya accedilık etkinliklere katılma ccedilağrıları

teşkil ettiği youmlnuumlndeki bulgusu bu materyalin iccedileriğinin gerccedilekte hiccedilbir dayanağı olmayan keyfi ve

accedilıkccedila mantıksız bir yorumudur

138

Ayrıca wwwkasparovru aleyhindeki kararda Kırımdaki insanları yasa dışı eylemlerde

bulunmaya teşvik ettiği iddia edilen bir broşuumlruumln goumlruumlntuumlsuumlnuumln yeniden uumlretilmesi iccedilin yasal bir

dayanak bulunmamaktadır Başsavcı Rus yargı yetkisi dışında neyin hukuka aykırı olduğu ve neyin

hukuka aykırı olmadığı konusunda yasal yetkiye sahip değildir Her haluumlkarda yasa dışı eylemler

kavramı boumlluumlm 153teki engellemeye accedilık iccedilerik kategorilerinin dışında kalmıştır

Mahkeme ayrıca bu uumlccedil başvurucunun davasında internet sitelerinin tuumlmuumlne erişimin

engellenmesinin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığını incelemiştir Mahkeme boumlylesine

kapsamlı bir engellemenin bir gazete veya televizyon kanalını engellemekle kıyaslandığında aşırı bir

oumlnlem olduğunu ve ayrı gerekccedilelendirme gerektirdiğini vurgulamıştır Yalnızca yasa dışı iccedileriğe

youmlnelik bir oumlnlemin yan etkisi olarak yasal iccedileriğe veya internet sitelerine herhangi bir ayrım

goumlzetmeksizin muumldahale eden engelleme bu tuumlr internet sitelerinin sahiplerinin haklarına keyfi bir

muumldahale teşkil etmiştir

Bununla birlikte Huumlkuumlmet toptan engelleme kararı iccedilin herhangi bir gerekccedile sunmamış veya

herhangi bir meşru amaccedil veya baskın toplumsal ihtiyacı detaylandırmamıştır Ayrıca başvurucuların

asıl amacın muhalif medyaya erişimi engellemek olduğu iddiası ciddi endişelere yol accedilmıştır

Başvurucuların internet sitelerine youmlnelik engelleme tedbirleri herhangi bir gerekccedileden yoksundur ve

Mahkeme bu tedbirlerin herhangi bir meşru amaccedil guumltmediklerine karar vermiştir

Bay Bulgakovun olayındaki soumlz konusu yasal huumlkuumlm yetkililerin internet sitesindeki e-kitap

da dahil olmak uumlzere belirli iccedilerikleri engellemesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6)

boumlluumlmuumlduumlr E-kitabın aşırılık yanlısı bir materyal olduğu ise tartışmalı değildir ve Bay Bulgakov bu e-

kitabı hemen kaldırmıştır

Ancak yerel mahkemenin kararı bu tuumlr bir youmlntem herhangi bir birincil mevzuatta veya

uygulama kurallarında yer almasa da yalnızca yasa dışı iccedileriğin değil internet sitesinin bir buumltuumln olarak

engellenmesine yol accedilmıştır İlaveten engelleme başvurucu succedil teşkil eden dolayısıyla hukuka aykırı

olan iccedileriği kaldırdıktan sonra bile korunmuştur

Mahkeme Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml kapsamındaki proseduumlruumln

uygulanmasından kaynaklanan muumldahalenin aşırı ve keyfi sonuccedillar doğurduğu sonucuna varmıştır

Son olarak Almanyadan gelen bir ccedilevrimiccedili oumlzguumlrluumlk aktivisti olan Bay Engelsrsquoin davasında

yapılan muumldahale Bilgilendirme Kanunursquonun 151 maddesine oumlzellikle de internet sitelerinin ldquobelirli

internet iccedileriğini Rusyada yayılması yasaklanması gereken bilgiler olarak tanımlayan yargı kararınardquo

dayanarak engellenmesine cevaz veren 5 alt boumlluumlmuumln ikinci boumlluumlmuumlne dayanmaktaydı

Mahkeme ilgili huumlkmuumln engellenmeye accedilık iccedilerik kategorilerini listelememesinden oumltuumlruuml aşırı

derecede belirsiz ve aşırı kapsamlı olduğunu ve Soumlzleşmenin oumlngoumlruumllebilirlik şartını karşılamadığını

139

tespit etmiştir Oumlzellikle Engels gibi internet sitesi sahipleri hangi iccedileriğin yasaklanabileceğini ve bir

internet sitesi engellenmesine yol accedilabileceğini bilemedikleri iccedilin bu kişilerin davranışlarını uygun

şekilde duumlzenlemeleri muumlmkuumln olmamıştır

Nitekim Bay Engelsin olayı huumlkmuumln nasıl keyfi etkiler yaratabileceğini goumlstermiştir

mahkeme filtre atlama araccedillarının ve bu tuumlr diğer yazılımların ya da bunlar hakkında bilgi sağlamanın

yasa dışı olduğunu tespit etmemiş olmasına rağmen Bay Engelsrsquoin internet sitesi engellenmiştir

Mahkeme başvurucunun internet sayfasında aşırılık yanlısı bir konuşma veya başka yasaklanmış iccedilerik

bulmamış ancak teknolojinin başka yerlerde aşırılık yanlısı iccedileriğe erişmek iccedilin kullanılabileceği

olasılığına atıfta bulunmuştur

Mahkeme tesaduumlfen aşırılık yanlısı materyallere erişime yardımcı olabileceği iccedilin ccedilevrimiccedili

bilgiye erişim teknolojisi hakkındaki bilgileri gizlemenin bu tuumlr materyalleri ccediloğaltmak iccedilin

kullanılabilecekleri gerekccedilesiyle yazıcılara ve fotokopi makinelerine erişimi kısıtlamaya ccedilalışmaktan

farklı olmadığını tespit etmiştir Dar bir şekilde tanımlanmış ve spesifik bir yasal dayanağın

yokluğunda Mahkeme bu tuumlr kapsamlı bir tedbirin keyfi olduğuna huumlkmetmiştir

Kanundaki guumlvenceler

Mahkemenin başvurucuların davalarında 10 maddenin ihlal edildiğine dair bulgusu keyfi

muumldahaleye karşı guumlvencelerin olmamasına da dayanmaktadır

Tuumlm olaylarda engelleme tedbirine ilişkin oumlnceden bildirimde bulunulmamış ve Bilgilendirme

Kanunu internet sitesi sahiplerinin engellenme yargılamalarına herhangi bir şekilde katılmasını

gerektirmemiştir Kharitonov ve OOO Flavus ve Diğerlerinde engelleyici tedbirler ilgili tarafların

dinlenebileceği bir alan sağlayan bir mahkeme veya başka bir bağımsız yargılama organı tarafından

uygulanmamıştır

Engelleme tedbiri ayrıca şeffaflıktan yoksundur Engelleme kararlarını ve engellenen internet

sitelerini kontrol etmek iccedilin duumlzenleyicinin internet sitesine başvurmak muumlmkuumln olsa da boumlyle bir

oumlnlemin nedenlerine veya nasıl itiraz edileceğine ilişkin bilgilere erişim sağlanmamıştır

Engelleme tedbirini incelemeye youmlnelik yargılamalarda mahkemeler yalnızca duumlzenleyicinin

yasaya uyup uymadığını incelemiştir Ancak tedbirin etkisine ilişkin Soumlzleşmeye uygun bir

değerlendirme yapmamışlardır

Kanun ilgili taraflara yasa dışı iccedileriği kaldırma veya yargı denetimi başvurusunda bulunma

fırsatı vermeden yetkililerin engelleme tedbirlerinin uygulanmasından oumlnce bir etki değerlendirmesi

yapmasını veya derhal uygulanmalarının acilliğini gerekccedilelendirmesini gerektirmemiştir

Mahkeme başvurucuların şikayetlerini değerlendiren hakimlerin oumlzellikle internet sitelerinin

140

tuumlmuumlnuumln erişime engellenmesine youmlnuumlndeki gerekliliği değerlendirerek eldeki ccedileşitli menfaatleri

tartmaya ccedilalıştıklarına dair hiccedilbir belirti bulamamıştır

Soumlzleşmeye uygun bir goumlzden geccedilirme diğer unsurların yanı sıra bu tuumlr bir engelleme

tedbirinin buumlyuumlk miktarlarda bilgiyi erişilemez hale getirerek internet kullanıcılarının haklarını buumlyuumlk

oumllccediluumlde kısıtladığı ve oumlnemli bir yan etkiye sahip olduğu gerccedileğini dikkate almış olmalıdır

Mahkeme oumlzellikle doumlrt davanın hiccedilbirinde mahkemelerin Yuumlksek Mahkeme Genel

Kurulunun 27 Haziran 2013 tarih ve 21 sayılı kararında belirlenen mahkemeler tarafından Soumlzleşmenin

yorumlanmasında dikkate alınması gereken kriterleri uygulamadığını not etmiştir

Mahkeme ayrıca Bulgakov ve Engels davalarında yerel bir internet servis sağlayıcının davalı

olarak belirlenmesinin bu tuumlr yargılamalara muhalif bir karakter vermek iccedilin yetersiz olduğunu

kaydetmiştir

Madde 10 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme başvurucuların olaylarında mahkemelerden hiccedilbirinin başvurucuların haklarının

ihlaline ilişkin tartışmalı şikayetlerin esasına ilişkin inceleme yapmadığını tespit etmiştir

Kharitonov davasında engelleme kararının başvurucunun internet sitesindeki etkilerinin

hukuka uygunluğunu veya orantılılığını incelenmemiştir OOO Flavus ve Diğerleri davasında ise

yetkililerin internet sayfalarının belirtilmesine ve engelleme tedbirlerinin gerekliliğinin ve

orantılılığının veya bunların aşırı kapsamının incelenmesine youmlnelik yasal gerekliliğe uymamış

olduklarına bakılmamıştır

Bulgakov davasında yuumlksek mahkeme bir internet sayfası ile bir internet sitesi arasındaki

hukuki ayrımı ele almamış veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve orantılılığını ve uygulanmasında

seccedililen youmlntemin aşırı etkilerini incelememiştir Engels davasında yuumlksek mahkeme belirli teknolojiler

hakkındaki bilgilerin oumlzguumll doğası ile ilgilenmemiş veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve

orantılılığını incelememiştir

Başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbiri bu koşullar altında etkili olmamıştır

ve davaların tuumlmuumlnde 10 madde ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal edilmiştir

141

Başvuru Adı Moustahi v Fransa

Başvuru No 934714

Başvuru Tarihi 20 Ocak 2014

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Link httphudocechrcoeintengi=001-203163

Konu Comorosrsquotan Fransız boumllgesi olan Mayottersquoa yasa dışı yolla

geccedilen iki ccedilocuk ve bir babanın idari goumlzetime alınarak hızlı bir şekilde geri goumlnderilmesinin

Soumlzleşmersquonin 3 5 8 ve 13maddeleri ile Ek Protokol 4rsquouumln 4 maddesini ihlal ettiği

Olaylar Uumlccedil başvurucu Mohamed Moustahi ve onun ccedilocukları Nadjima

Moustahi ve Nofili Moustahi 1982 2008 ve 2010 doğumludur Başvurucular Afrikarsquonın

doğusundaki Fransız boumllgesi olan Mayottersquota yaşamaktadır Mohamed Moustahi 1994

yılından beri Mayottersquota yaşamaktadır ancak Mohamedrsquoin eşi (ldquoannerdquo) Mayottersquota kaccedilak

yaşayan bir Comoros vatandaşıdır Anne kaccedilak yaşadığı iccedilin 2011 yılında Comorosrsquoa geri

goumlnderilmiştir Comorosrsquoa goumlnderilen anne ccedilocuklarını anneanne ve dedesine emanet edip

eşinin yanına Mayottersquoa geri doumlnmuumlştuumlr 13 Kasım 2013 guumlnuuml ccedilocuklar (Nadjima Moustahi

ve Nofili Moustahi) Mayottersquoa giden bir botta 17 kişiyle birlikte Fransız yetkililer tarafından

yakalanmıştır 14 Kasım 2013 sabah saat 9rsquoda botta yakalanan kişilerin oumlnce sahilde kimlik

kontroluuml yapılmış sonrasında ise hastanede sağlık kontrolleri yapılmıştır Yine aynı guumln geri

goumlnderme işlemlere başlatılmıştır Ccedilocuklar geri goumlnderme işleminden oumlnce yaklaşık 1 saat 45

dakika MA isimli goumlccedilmenin goumlzetimine verilerek jandarma merkezinde tutulmuştur Fakat

ccedilocukların jandarma merkezinde tutulmuş olduklarına dair herhangi bir kayıt sisteme

girilmemiştir Bu esnada Mohamed Moustahi jandarma merkeziyle iletişim kurmuş fakat

ccedilocuklarıyla konuşmasına izin verilmemiştir Aynı guumln Mohamed Moustahi Mayotte İdare

Mahkemesirsquone ccedilocukları iccedilin başvuruda bulunmuş ancak ccedilocuklar yine aynı guumln Comorosrsquoa

geri goumlnderilmiştir 18 Kasım 2103 tarihinde İdare Mahkemesi Mohamed Moustahirsquonin

yapmış olduğu başvuruyu reddetmiştir 3 Aralık 2013rsquote Fransız Danıştayrsquoına yapılan temyiz

başvurusu da reddedilmiştir Mohamed Moustahi 2014 yılında ailesini tekrar birleştirmek

adına ccedilocukları iccedilin vize başvurusu yapmış ve başvurusu kabul edilmiştir O doumlnemden beri

tuumlm aile birlikte yaşamaktadır

142

İhlal İddiaları Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi hukuksuz şekilde

tutuldukları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini tutulduktan sonra

mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmadıkları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini

hukuksuz şekilde tanımadıkları bir goumlccedilmene emanet edilerek tutulduklarını geri goumlnderme

sırasında ccedilocuk olmalarına rağmen herhangi bir oumlzel tedbirin alınmadığı sebebiyle insanlık dışı

ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mohamed Moustahi ise ccedilocuklarına yapılanlardan dolayı bir baba olarak korku endişe

ve ccedilaresizlik hissettiğini ve bu sebeple insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal

edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca tuumlm başvurucular yaşananlardan dolayı oumlzel ve aile yaşamına saygı haklarının

ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 3

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların ( Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi )

yetkililer tarafından herhangi bir bağları olamayan MArsquonın goumlzetimine verilmesi tuumlm goumlzaltı

suumlresince ccedilocukların yararının değil en hızlı şekilde geri goumlndermenin oumlncelendiği ccedilocukların

goumlzaltında tutulan yetişkinlerden farklı bir muamele goumlrmediğini belirtmiş ve sebeplerden

dolayı başvurucu ccedilocuklar accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal

edildiğine karar vermiştir

Mahkeme ilk başvurucunun ( Mohamed Mooustahi ) yaşadığı uumlzuumlntuuml ve endişeyi

anlamakla birlikte ccedilocukların kısa suumlre tutulması yasadışı yollarla gelmiş oldukları uumllkeden

yasal yollarla goumlnderilmiş olmaları ve gittikleri yer olan Comorosrsquota anneleri tarafından

karşılanacak olmaları sebebiyle ilk başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

yasağının ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 51

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların herhangi bir akraba ile birlikte tutulmadıklarına

aksine kanunda yasak olmasına rağmen bir bağları bulunmayan kişiye emanet edildiklerine

143

vurgu yapmış ve bu durumun başvurucular accedilısından kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkını ihlal

ettiğine karar vermiştir

Madde 54

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların yasal temsilcisi olamayacak birinin goumlzetimine

verildiği iccedilin yasal haklarını kullanamadıklarını ve mahkemeye başvuramadıklarını belirterek

bu sebeple tutulan kişinin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkı kapsamındaki hakim oumlnuumlne

ccedilıkarılma hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir

Madde 8

Mahkeme ccedilocukların hukuksuz ve ailelerinden ayrı şekilde goumlzaltında tutulmasının

dahi oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edilmiş olması iccedilin yeterli olduğunu belirtmiştir

Mahkeme yetkililerin ccedilocukları hukuksuz şekilde tutmanın yanı sıra herhangi bağı olmayan

bir kişiye emanet etmiş olmasının ve ccedilocukların yararı goumlzetilmeden bir an oumlnce geri

goumlndermeye ccedilalışılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir

4 Ek Protokol 4 Madde

Mahkeme olay esnasında uumlccedil ve beş yaşlarında olan ccedilocukların akraba olan bir yetişkin

eşlik etmeden uumllkeden geri goumlnderilmesinin geri goumlnderme yasağını ihlal ettiğine karar

vermiştir

Madde 13

Mahkeme ivedi başvuru usullerinin teorik olarak var olduğunu ve bu usullerde gerekli

goumlruumllduumlğuuml takdirde geri goumlndermenin durdurulacağının duumlzenlenmiş olduğunu belirtmiştir

Ancak olayda yaşananlar ccedilok kısa suumlrede gerccedilekleştiği iccedilin ivedi başvuru usulleri

uygulanamamıştır Bu sebeple mahkeme etkili başvuru hakkının oumlzel ve aile yaşamına saygı

hakkı ve geri goumlnderme yasağı bağlamında ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir

Mahkeme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı accedilısından olayda etkili bir

başvuru yolu olmadığına dair herhangi bir kanıt olmadığına karar vermiştir

Madde 41

Mahkeme Mohamed Moustahirsquoye 2500 euro Nadjima Moustahirsquoye 10000 euro ve

Nofili Moustahirsquoye de 10000 euro manevi tazminat verilmesine karar vermiştir

144

Başvuru Adı CimbersekSlovenya

Başvuru No 5851216

Başvuru Tarihi 29072015

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki CimbersekSlovenya

Konu

Başvurucunun yerel mahkemede bilirkişi olma başvurusunun reddedilmesiyle ilgili

davada başvurucunun tanık beyanları sunmak amacıyla yaptığı soumlzluuml duruşma talebinin accedilık

nedenlerle gerekccedilelendirilmeksizin reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği blog

ve e-posta yorumlarının başvurucunun bilirkişilik başvurusunun reddedilmesine dayanak

goumlsterilmesinin Soumlzleşmersquonin 10 maddesini ihlal ettiği

Olaylar

Başvurucu Jernej Cimperšek 1960 doğumlu ve Ptujda (Slovenya) yaşayan bir

Slovenya vatandaşıdır

İnşaat alanında yuumlksek lisans derecesine sahip olan başvurucu 2013 yılında doğal

afetler ile diğer afetlerin etkilerinin değerlendirilmesi iccedilin mahkeme bilirkişisi unvanına

başvurmuştur

2014 yılında sınavı geccedilip goumlreve başlamayı beklediği suumlreccedilte Adalet Bakanı Mahkeme

Kanunu uyarınca bilirkişi olmak iccedilin gerekli kişisel niteliklere sahip olmadığı iccedilin başvurusunu

reddetmiştir Bakan başvurucunun sosyal ve siyasi konularla ilgili bloğunda bulunan yazıları

ve yemin toumlrenindeki gecikmelerle ilgili diğer adaylara goumlnderilen e-postaların saldırgan ve bir

mahkeme bilirkişisinin ccedilalışmasıyla uyumsuz olduğunu tespit etmiştir

Bay Cimperšek ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia ederek bu karara karşı dava

accedilmıştır Ayrıca kişisel niteliklerinin değerlendirilmesinin e-postaları ve bloguyla sınırlı

kalmaması gerektiğini savunarak mahkemeden ahlaki karakteri ve sadece arkadaşları

tarafından okunan blog hakkında tanık dinlemesini talep etmiştir

145

İdare Mahkemesi 2015 yılında Bakanın mahkeme bilirkişisi olmaya uygunluğuna

ilişkin Bakanlık kararını onaylayarak başvurucunun talebini reddetmiştir Başvurucunun

temyiz başvurusu ve bireysel başvurusu da reddedilmiştir

İhlal İddiaları

Bay Cimperšek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine (adil yargılanma hakkı) dayanarak

davasında soumlzluuml duruşma yapılmamasından şikayetccedili olmuştur Soumlzleşmersquonin 10 maddesi

(ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında bloğunda eleştirel bir goumlruumlş ifade ettiği ve Bakanlığın

ccedilalışmaları hakkında şikayette bulunduğu iccedilin cezalandırıldığını iddia etmiştir

Karar

6Madde

Mahkeme Soumlzleşmenin 6 maddesinin Bay Cimperšekrsquoin şikayetine uygulanabilir

olduğunu ve dolayısıyla kabul edilebilir olduğunu tespit etmiştir Slovenyarsquonın hukuk

sisteminde mahkemede bilirkişi unvanını alma hakkı gibi bir hak bulunmamakla birlikte

Cimperšek bu goumlrev iccedilin yaptığı başvurunun incelenmesi iccedilin yasal bir usule tabi olma hakkına

ve yargı oumlnuumlnde Bakanlığın kararına itiraz etme hakkına sahiptir Dahası unvanı almış olsaydı

uumlcretli bir kamu goumlrevini yerine getirebilecekti

Mahkeme esasa ilişkin olarak ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin soumlz

konusu olayları ve hukuku değerlendirme yetkisine sahip tek mercii olduğuna karar vermiştir

Ancak Mahkeme atıfta bulunulan tek delilin Bakanlığırsquonın kararı olduğuna ve başvurucunun

duruşma talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir

Bu talep başvurucunun tanıkların ifadeleri aracılığıyla bir mahkeme bilirkişisi olmak

iccedilin gerekli nitelikleri taşıdığına dair olgusal bilgiler sunmak istemesi nedeniyle yapılmıştır

Ayrıca blogda yazdığı yazı ile mahkeme bilirkişisi olarak yaptığı işin kalitesi arasındaki

nedensel bağlantıya da itiraz etmiştir Mahkemersquoye goumlre idare mahkemesinin oumlnuumlndeki bu

sorunlar yargılamanın sonucuyla ve tarafların tartıştığı olaylarla ilgilidir

İdare mahkemesinin başvurucunun talebini reddetmesi İdari Anlaşmazlıklar Yasasına

dayanmaktadır Bununla birlikte mahkeme başvurucunun oumlne suumlrmek istediği hangi delil veya

olguları dikkate aldığını ve bunların neden ilgisiz bulduğunu belirtmemiştir Mahkemersquonin

146

idare mahkemesinin talebi reddetme gerekccedilelerinin davanın olgusal geccedilmişine goumlre nasıl

yorumlandığını tespit etmesi bu nedenle zor olmuştur

Mahkeme idare mahkemesinin yargılamasında soumlzluuml duruşma yapılmaması nedeniyle

6 maddenin 1 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

10 Madde

Mahkeme başvurucunun Soumlzleşmenin bu maddesi ile korunan haklarına muumldahale

edildiğine karar vermiştir Başvurucunun talebinin bakan tarafından reddinden oumlnce

başvurucunun bir mahkeme bilirkişisi olmak iccedilin girdiği incelemede başarılı olması ve yemine

davet edilmiş olmasına rağmen bakanın kararında blog ve e-postalara değinilmesinin soumlz

konusu kararın esas olarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln kullanılmasıyla ilgili olduğunu ve kamu

hizmetlerine erişimle ilgili olmadığını goumlsterdiğini belirtmiştir

Mahkeme muumldahaleye ilişkin Soumlzleşmeye uygun herhangi bir gerekccedile olup olmadığını

incelerken Bakanın herhangi bir blog yazısına veya e-posta pasajına atıfta bulunmadığını veya

saldırgan olduğunu duumlşuumlnduumlğuuml yazılarda başvurucunun kullandığı dili oumlzel olarak

belirtmediğini kaydetmiştir

Mahkemersquoye goumlre başvurucunun bilirkişi olması oumlnuumlnde herhangi bir engel olmadığına

oumlnceden karar verilmiş olması goumlz oumlnuumlne alındığında Bakanrsquoın bu tuumlr bir gerekccedilesinin de

bulunmaması oumlzellikle dikkate değerdir Bakan ayrıca başvurunun reddedilmesinin ifade

oumlzguumlrluumlğuuml hakkını sınırlamadığını duumlşuumlnmuumlştuumlr

Mahkeme idare mahkemesinin de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkında sessiz

kaldığını ve bu konudaki iddialarına değinmediğini belirtmiştir Bakanın kararıyla iddia edilen

kamu menfaatine karşı bu hak hiccedilbir şekilde dengelenmemiştir ve bu nedenle soumlz konusu

muumldahaleye ilişkin etkili ve yeterli bir adli inceleme yapılmamıştır

Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin Bakanrsquoın kararının ahlaki değerleri ve mahkeme bilirkişilerinin

itibarını guumlvence altına almak iccedilin gerekli olduğuna dair iddiasını da reddetmiştir Buna goumlre

Bakanrsquoın kararında veya idare mahkemesinin kararında başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml

kullanmasının saldırganlığı ve bu tutumun bilirkişinin ccedilalışmasına aykırı olduğuna dair

ayrıntılı bir neden bulunmamıştır

147

Mahkemersquoye goumlre ne Bakan ne de idare mahkemesi soumlz konusu ccedilatışan menfaatler

arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığına dair bir değerlendirme yapmıştır Bu nedenle

Mahkemenin yerel makamların bu tuumlr ccedilıkarların dengelenmesine ilişkin iccediltihadı da

kullanılamamıştır

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik muumldahalenin

demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme Slovenyanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15600 Euro (EUR) ve

masraf ve giderler iccedilin 2812 Euro oumldemesine karar vermiştir

148

Başvuru Adı NT v Rusya

Başvuru No 1472711

Başvuru Tarihi 09022011

Karar Tarihi 2 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202633

Olaylar N T ( ldquoBaşvurucurdquo ) oumlmuumlr boyu hapis cezasına ccedilarptırılmış

bir Rusya vatandaşıdır Başvuran hapis cezasına Aralık 2010 tarihinde ldquoIK 56rdquo numaralı oumlzel

guumlvenlik rejimine tabi olan bir cezaevinde başlamıştır Başvuran cezasını ccedilekmeye başlar

başlamaz Rusyarsquoda 10 yıl uumlzeri hapis cezası alan herkes gibi katı bir cezaevi rejimine tabi

tutulmuştur Bu sıkı rejim ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilene kadar ki 7 yıl boyunca devam

etmiştir Bu suumlre boyunca ya tek başına ya da başka bir mahkumla huumlcrede kalmıştır Cezaevine

ilk girdiği guumlnden Aralık 2015rsquoe kadar huumlcresinden her dışarı ccedilıktığında bileğine kelepccedile

takılmıştır Cezaevinin kanalizasyon sistemi olmadığı iccedilin 30 litrelik lavabo kovalarını

mahkumlar taşımaktadır Bu kovaları taşırken dahi başvurucunun kelepccedilesi ccedilıkarılmamıştır

Başvuran Mart 2018rsquode ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilmiştir Ancak orada da gardiyanlar

yeniden kelepccedile takma uygulamasına başlamışlardır Ayrıca başvurucunun IK6rsquodaki huumlcre

arkadaşları cezaevi kaccedilakları rehine kaccedilırmış kişiler ve kendine zarar verenler gibi tehlikeli

mahkumlardan oluşmaktadır

İhlal İddiaları Başvuran bahse konu olan cezaevi rejiminden dolayı insanlık

dışı ve aşğılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 3

Mahkeme başvurucunun oumlmuumlr boyu hapis cezasından dolayı diğer mahkumlardan

ayrılıp guumlnuumln 22 buccediluk saatini tek başına ya da iki kişilik huumlcrede herhangi bir aktivite

yapmadan kendini geliştirmek iccedilin herhangi bir eğitim almadan geccedilirmesinin ve huumlcreden

dışarı her ccedilıktığında kendisine kelepccedile takılmış olmasının insan onurunu zedelediğini

belirtmiştir Mahkeme başvurucuya uygulanan kısıtlamaların muumlebbet hapis cezasının

149

doğasında olan ıstıraptan daha ağır bir acıya yol accediltığını ifade etmiş insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 46

Mahkeme yaşanan ihlalin yapısal bir sorun olduğunu ve iccedil hukuktaki Ceza İnfaz

Kanunursquondan kaynaklandığını belirtmiştir İnfaz Kanunursquona goumlre muumlebbet hapis cezası alan

her kişiye bireysel değerlendirme yapılmaksızın olaydaki kısıtlamalar uygulanmaktadır

Mahkeme İnfaz Kanunursquonun soumlzleşmeye uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir

Madde 41

Mahkeme başvurucuya 3000 euro manevi tazminat ve 1000 euro masraf ve gider

uumlcreti oumldenmesine karar vermiştir

150

Başvuru Adı Omorefe v İspanya

Başvuru No 6933916

Başvuru Tarihi 16112016

Karar Tarihi 23 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203179

Konu Ccedilocuğunu bakılması iccedilin bıraktığı bakım merkezinin

başvurucunun ccedilocukla yeterli kişisel ilişki kurmadığı gerekccedilesiyle ccedilocuğu oumlnce koruyucu

aileye vermesi sonra da evlat edindirmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal ettiği

Olaylar Başvurucu 1976 doğumlu bir Nijerya vatandaşıdır

Pamplonaİspanyarsquoda yaşamaktadır Dava konusu olay yaşandığı sırada İspanyarsquoda kaccedilak

şekilde ikamet etmektedir Başvuran ekonomik ve sosyal koşulları yeterli olmadığı iccedilin iki

aylık olan ccedilocuğunun bakım merkezi tarafından bakılmasını talep etmiş ve ccedilocuğu yetkililer

tarafından koruyucu bakım merkezine alınmıştır Daha sonrasında ccedilocuk yetkililer tarafından

bakım merkezinden alınıp koruyucu aileye verilmek iccedilin kabul merkezine alınmıştır Mart

2009rsquoda kabul merkezindeki değerlendirme kurulu başvurucunun her ziyarete gelmediğini ve

ccedilocukla istikrarsız bir ilişkisinin olduğunu ve ccedilocuğun koruyucu aileye verilmesini gerektiğini

belirtmiştir Başvuran ccedilocuğunun koruyucu aileye verilmesine karşı değildir ama koruyucu

aileye verilse dahi ccedilocuğuyla iletişiminin kopmamasını istemektedir Mayıs 2009rsquoda Ccedilocuk ve

Aile Genel Direktoumlrluumlğuuml ziyaretlere duumlzguumln gelmediği ve ccedilocukla sağlıklı bir duygusal bağ

kuramadığı gerekccedileleriyle başvurucunun ccedilocuğuyla olan ilişkisini kesmiştir ve ccedilocuğu

koruyucu ailenin yanına vermiştir Haziran 2009rsquoda başvuran bu karara karşı itirazda

bulunmuş fakat itirazı reddedilmiştir Daha sonrasında başvuran Navarra İl Mahkemesirsquone

başvurmuş ve mahkeme ccedilocukla ilgili verilecek kararın biyolojik annenin izni olmadan

alınamayacağını belirterek itirazı kabul etmiş ve başvuran ile ccedilocuğunun ayda bir saat

yetkililerin kontroluumlnde goumlruumlşebileceğine karar vermiştir Bunun uumlzerine yetkililer mahkeme

kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur

Bu esnada yetkiler tarafından duumlzenlenen rapora goumlre yargılama suumlrecindeki geccedilen 5

sene boyunca ccedilocuk koruyucu aileyle kalmış ve bu suumlreccedilte tatmin edici derecede olumlu

gelişme goumlstermiştir Ayrıca yetkilerin ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapmış

151

oldukları temyiz başvurusu kabul edilmiş ve Boumllge Mahkemesi ccedilocuğun yararı olan

durumlarda biyolojik ailenin izni bulunmasa dahi kuumlccediluumlğuumln koruyucu aileye verilebileceğini

belirtmiştir Boumllge Mahkemesi kararına karşı başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone başvurmuş

fakat başvurusu kabul edilemez bulunmuştur

İhlal İddiaları Başvurucu ccedilocuğuyla iletişimin idare tarafından korunmaması

sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun koruyucu aile yanına verilmiş olmasının oumlzel ve

aile yaşamına saygı hakkına youmlnelik yasal dayanağı ve meşru amacı olan bir muumldahale

olduğunu belirtmiştir Mahkeme ccedilocuğun vesayet altına alınmasının annesi tarafından talep

edilmiş olduğu iccedilin anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir Oumlte yandan vesayet altındaki

ccedilocuğunun biyolojik ailesiyle kurulacak ilişkinin ciddi şekilde irdelenerek duumlzenlenmesi

gerektiğini ve buna uygun olan gerekli oumlnlemlerin ccedilocuğun yaşı ve yararı goumlz oumlnuumlnde tutularak

alınması gerektiğini belirtmiştir Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun evlat edinilmesine

kadarki tuumlm suumlreci dikkate almış evlat edinme gibi ciddi bir proseduumlruumln biyolojik aileyle

iletişim kurma gibi yeterli guumlvenceleri sağlamadan yapıldığına evlat edinmeden daha hafif

tedbirlerin de alınabileceğine dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Mahkeme zaten kişisel ve ailevi

zorluklar yaşamakta olduğu iccedilin ccedilocuğunu kuruma teslim eden annenin goumlruumlşleri dikkate

alınmadan evlat edindirme usuluumlnuumln uygulandığını belirtmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme

başvurucunun oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 46

Mahkeme vermiş olduğunu kararın ışığında ccedilocuğun yararı goumlzetilerek anne ve ccedilocuk

arasında iletişimin kurulması iccedilin yerel yetkililere ccedilağrıda bulunmuştur Son olarak Mahkeme

benzer durumdaki olaylarda ccedilocuğun yetkililer tarafından koruyucu aileye verilme suumlrecinde

biyolojik aile ile ccedilocuğun iletişiminin oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal etmeyecek

şekilde duumlzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir

Madde 41 Başvuran herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı iccedilin tazminata

huumlkmedilmemiştir

152

Başvuru Adı SMHırvatistan (Buumlyuumlk Daire)

Başvuru No 6056114

Başvuru Tarihi 27 Ağustos 2014

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203503

Konu Hırvatistan vatandaşı bir kadının insan ticareti ve zorla fuhuş

şikayeti sonucu Soumlzleşme madde 4rsquouumln (koumllelik ve zorla ccedilalıştırma yasağı) ihlali

Olaylar Başvurucu SM 1990 doğumlu ve Zrsquode yaşayan bir Hırvatistan

vatandaşıdır

Başvurucu Eyluumll 2012rsquode TM adlı erkeğin kendisini 2011rsquoin ortalarından itibaren

birkaccedil ay fuhşa zorladığına ilişkin succedil duyurusunda bulunmuştur İddialarına goumlre polis

memuru olan TM kendisiyle oumlnce ailesinin arkadaşı olarak Facebook aracılığıyla iletişime

geccedilmiş ve SMrsquoye iş bulmasında yardımcı olacağına dair soumlz vermiştir Bununla birlikte ilk

buluşmalarında başvurucuyu para karşılığı cinsel ilişkide bulunması iccedilin birinin evine

goumltuumlrmuumlş ve bunun yalnızca iş buluncaya kadar olacağını soumlylemiştir Bu durum TMrsquonin

onlara yaşamak iccedilin apartman dairesi ayarlaması ya da SMrsquoyi onlarla buluşmaya zorlaması ile

duumlzenli muumlşterilerinin olmasına sebep olmuştur SM TMrsquonin kontroluuml altında olduğunu bu

hizmet karşılığında kazandığı paranın yarısına TM tarafından el konulduğunu ve eğer

isteklerine uymazsa tehdit edildiğini ve cezalandırıldığını iddia etmiştir SM arkadaşına

telefon etmiş ve arkadaşının erkek arkadaşı SMrsquoye kaccedilmasında yardım etmiştir Sonrasında

SM sonraki altı ay boyunca arkadaşı ve arkadaşının annesiyle kalmıştır TMrsquonin Facebook

uumlzerinden tehdit mesajları atmaya başlaması uumlzerine polise başvurmaya karar vermiştir

Polisin hazırlık soruşturmasında TMrsquonin daha oumlnce zorla fuhuş yaptırma ve tecavuumlzden

succedillu olduğu saptanmıştır TMrsquonin muumllkleri ve arabası aranmış kondomlar iki otomatik tuumlfek

bir el bombası ve birkaccedil cep telefonu bulunmuştur

2012 sonunda TM aleyhine dava accedilılmış başvurucuya resmi olarak insan ticareti

mağduru sıfatı verilmiştir

153

Soruşturma sonrasında TM 2013rsquote mahkemeye ccedilıkarılmıştır Bununla birlikte

başvurucuyu fuhşa zorlama succedilundan beraat etmiştir Mahkeme başvurucunun beyanını

kaccedilmasına yardım eden arkadaşının ileri suumlrduumlğuuml deliller ile ccedilelişmesi sebebiyle tutarsız ve

guumlvenilmez bulmuştur Bu sebeple mahkeme succedil iccedilin yeterli delil sağlanamadığına ve

başvurucunun cinsel hizmetleri goumlnuumllluuml olarak sağladığına karar vermiştir

Yapılan savcılık itirazı Ocak 2014rsquote reddedilmiş yine aynı yılın Haziran ayında

başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvurusu da kabul edilemez bulunmuştur

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşme madde 4 (koumllelik yasağı zorla ccedilalıştırma

yasağı) kapsamında iddialar hakkında yuumlruumltuumllen soruşturmanın yetersiz olduğunu ileri

suumlrmuumlştuumlr

Karar Oumlncelikle Mahkeme başvurucunun davası aracılığıyla cinsel

soumlmuumlruuml (fuhuş) amacıyla insan ticareti hakkındaki iccediltihadının daha iyi anlaşılmasını sağlama

fırsatını elde etmiştir

Mahkeme insan ticaretinin Soumlzleşme madde 4 kapsamında olduğunu vurgulamıştır

Bununla birlikte Mahkeme bu maddede ticaret kavramının veya koumllelik kulluk ya da zorla

ccedilalıştırma kavramlarının tanımlanmadığını belirtmiştir

Bu sebeple Mahkeme bu kavramları oumlncelikle uluslararası hukukun rehberliğinde ele

alacaktır Uluslararası hukuk ticaret succedilunu tanımlarken oumlzellikle uumlccedil unsuru birlikte arar fiil

(işe alma ulaştırma aktarma barındırma ya da kişilerin seccedilimialımı vb) araccedillar (tehdit veya

guumlccedil kullanımına başvurma ya da diğer cebir yolları kaccedilırma hile yanıltma kırılgan durumdan

istifade ya da guumlccedilten istifade bir kimse uumlzerinde kontrol kazanmak iccedilin para veya başka kazanccedil

alıp verme) ve amaccedil (başkalarını fuhşa zorlama veya cinsel soumlmuumlruumlnuumln farklı şekilleri vb)

Bu uluslararası tanımın uumlccedil unsuru mevcut olmadığı takdirde Mahkeme bir hareket veya

durumun Soumlzleşme madde 4rsquote duumlzenlenen insan ticareti succedilunun oumlzelliklerinden olduğunu

kabul etmenin muumlmkuumln olmadığına huumlkmetmiştir

Mahkeme daha sonra insan ticareti kavramının oumlrguumltluuml bir succedilla bağlantılı olup

olmamasına bakılmaksızın hem ulusal hem de sınıraşan insan ticaretini kapsadığını

accedilıklamıştır Ayrıca Madde 4rsquote duumlzenlenen ldquocebren ve zorunlu ccedilalıştırma (zorla ccedilalıştırma)rdquo

154

kavramının amacı bir davanın oumlzel şartlarının insan ticareti bağlamı oumlzelinde oluşup

oluşmadığına bakılmaksızın zorla fuhuş gibi ciddi soumlmuumlruuml olaylarına karşı korumaktır

Belirli bir durumun ldquoinsan ticaretininrdquo tuumlm unsurlarını iccedilerip iccedilermediği veveya ayrı

bir zorla fuhuş konusu olup olmadığı davayla alakalı tuumlm hususlar ışığında incelenmesi

gereken olgusal bir sorundur

Huumlkuumlmet savunmasında SMrsquonin tehdit edilmediğini zor kullanımına veya farklı bir

cebre maruz kalmadığını yani uluslararası tanımdaki ldquoaraccedilrdquo unsurunun olmadığını bu sebeple

başvurucunun davasında insan ticareti bulunmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca diğer unsurların

da eksik olduğunu eklemiştir Şoumlyle ki TM başvurucunun belgelerine el koymamıştır onu

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakmamıştır başvurucunun cep telefonu yanındadır ve başkalarıyla

iletişime geccedilme imkanı hep vardır kazancını TM ile paylaştığına goumlre bir geliri vardır Bu

sebeplerle Huumlkuumlmet başvurucunun davasına madde 4rsquouumln uygulanamayacağını savunmuştur

Diğer yandan Mahkeme TMrsquonin iddiaya goumlre başvurucuyla ilk olarak Facebook

aracılığıyla iletişim kurduğunu ki bunun da insan tacirlerinin mağdur toplarken kullandığı

bilinen ldquoaraccedillardanrdquo biri olduğunu kaydetmiştir Bu durum başvurucunun kaygılanması iccedilin

bir neden olmadığı inancıyla beraber iş vaadi iddiası iccedilin de geccedilerlidir Ayrıca başvurucunun

TMrsquonin ona cinsel hizmet sağlayabilmesi iccedilin yer ayarladığı iddiası barındırma unsurunu

yerine getirir ki bu da insan ticaretinin ldquofiillerindenrdquo birini oluşturur Dahası başvurucunun

kişisel durumu şuumlphesiz onun kırılgan bir gruptan olduğu izlenimi verirken TMrsquonin konumu

ve geccedilmişi başvurucu uumlzerinde baskın bir pozisyonda olduğu ve onun kırılganlığını suistimal

edebileceği anlamına gelmektedir

Oumlzetle başvurucu tartışılabilir bir iddiada bulunmuştur ve Soumlzleşme madde 4rsquoe aykırı

bir muamelenin (insan ticareti veveya zorla fuhuş) mağduru olduğuna youmlnelik prima facie (ilk

bakışta) deliller mevcuttur Bu sebeple Mahkeme Huumlkuumlmetin madde 4rsquouumln uygulanabilirliğine

youmlnelik savını reddetmiştir

Mahkeme Soumlzleşme sebebiyle yerel makamların başvurucunun iddialarını soruşturma

yuumlkuumlmluumlluumlklerinin olduğu kanaatindedir Mahkeme iccediltihadında accedilıklandığı uumlzere bu olayların

tespiti ve kimliğin saptanması ile -şartlar oluşmuşsa- sorumlunun cezalandırılması iccedilin etkili

bir soruşturma accedilılması ve yuumlruumltuumllmesi anlamına gelmektedir Bunu gerccedilekleştirmek iccedilin

yetkili merciler delillere ulaşmalarını sağlayacak her tuumlrluuml makul adımı atmak zorundadır

155

Soruşturma mercileri (polis ve ilgili Savcılık) başvurucunun TM aleyhindeki

iddialarıyla gecikmeden harekete geccedilmişse de soruşturmaları esnasında bazı bariz soruşturma

yollarını izlememiştir

Facebook uumlzerinden iletişim şekli insan tacirlerinin mağdurları seccedilerken başvurduğu

youmlntemlerden biri olarak bilinse de soruşturma mercileri başvurucu ve TMrsquonin Facebook

iletişimlerini soruşturmak uumlzere ccedilaba sarf etmemiştir Başvurucunun ailesine oumlzellikle de daha

oumlnce TM ile iletişime geccedilip sorun yaşamış annesine başvurulmamıştır Başvurucu ve TMrsquonin

yaşadığı apartman dairesinin sahibinin veya komşularının kimliğini tespit etmek veya

sorgulamak denenmemiştir Başvurucu ve arkadaşının beyanları arasındaki tutarsızlıkları

aydınlatmak uumlzere ne başvurucunun yardım iccedilin aradığı arkadaşının annesi ne de erkek

arkadaşı sorgulanmıştır

Boumlylelikle soruşturma mercileri bariz soruşturma yollarını izlemektense buumlyuumlk oumllccediluumlde

başvurucunun beyanına dayanmış ve takip eden yargılamalarda aslında TMrsquonin inkarına

karşılık basitccedile başvurucunun iddialarının karşılaştığı daha fazla delil sunulmayan bir durum

yaratılmıştır

GRETA ve diğer uluslararası kurumlar insan ticareti succedilunun etkili soruşturulmasının

gereklerinden birinin de yalnızca mağdurun ifadesine aşırı dayanılmaması gerektiği bunun

başka delillerle de aydınlatılması ve desteklenmesi olduğunu vurgulamaktadır Ayrıca bir

mağdurun yaşadığı psikolojik travma ve yetkililerle işbirliği yapmadaki isteksizliğinin

sebepleri de dikkate alınmalıdır

Mahkeme soruşturma mercilerinin dosyayı yuumlruumltmedeki eksikliklerinin ilgili

mahkemeler dahil yerel mercilerin başvurucu ile TM arasındaki ilişkinin doğasını ve

başvurucunun iddia ettiği gibi TM tarafından soumlmuumlruumlluumlp soumlmuumlruumllmediğini tespit etmesini

zorlaştırdığına huumlkmetmiştir

Dolayısıyla ceza hukuku sisteminin davaya uygulanış şekli bozuktur Huumlkuumlmet

Soumlzleşme madde 4rsquoteki soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml ihlal etmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Hırvatistanrsquoın başvurucuya 5000 euro manevi tazminat oumldemesine

huumlkmetmiştir

156

Karşı Oy Yargıccedil Turkovic Pastor Vilanova ve Serghides her biri farklı

gerekccedileler sunarken Yargıccedil OrsquoLeary ve Ravarani ortak bir farklı gerekccedile sunmuşlardır Bu

goumlruumlşler karara eklenmiştir

157

Başvuru Adı Baldassi ve DiğerleriFransa

Başvuru No 1527116

Başvuru Tarihi 16032016-18032016-21032016

Karar Tarihi 11 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202756

Konu Filistin aktivistlerinin ldquoBoykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar

(Boycott Divestment and Sanctions)rdquo kampanyasının bir parccedilası olarak İsrailrsquoden ithal edilen

uumlruumlnlerin boykot edilmesini amaccedillayan eylemlere katılmaları nedeniyle ekonomik ayrımcılığa

teşvik gerekccedilesiyle cezalandırılmalarının Soumlzleşme md 7rsquoyi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal

etmediği ancak Soumlzleşme md 10rsquoun (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlal edilmiş olduğu

Olaylar On bir başvurucu Jean-Michel Baldassi Henri Eichholtzer

Aline Parmentier Sylviane Mure Nohammad Akbar Maxime Roll Laila Assakali Yahya

Assakali Jacques Ballouey Habiba El Jarroudi ve Farida Sarr-Trichinersquodir Nohammad Akbar

(Afganistan vatandaşı) ve Habiba Al Jarroudi (Fas vatandaşı) hariccedil tuumlm başvurucular Fransa

vatandaşıdır Eichholtzer Habsheimrsquode Parmentier Zillisheimrsquode ikamet etmektedir Jacques

Ballouey diğer başvurucular gibi Mullhousersquoda ikamet etmektedir

Başvurucular uluslararası BDS (Boykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar) kampanyasını

yerel olarak aktaran ldquoFilistin Kolektifi 68rdquo uumlyesidir Bu kampanya 9 Temmuz 2005 tarihinde

Filistin sivil toplum oumlrguumltlerinin ccedilağrısıyla başlatılmış bir yıl sonra Uluslararası Adalet Divanı

şu goumlruumlşuuml yayımlamıştır ldquoİşgalci guumlccedil İsrail tarafından işgal edilen Filistin topraklarında Doğu

Kuduumls ve ccedilevresi dahil olmak uumlzere inşa edilmekte olan duvar uluslararası hukuka aykırıdırrdquo

26 Eyluumll 2009 tarihinde başvuruculardan beşi Illzachrsquotaki C marketi iccedilinde Filistin

Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve İsrail uumlruumlnlerini boykota davet eden bir eyleme

katılmışlardır Uumlccedil sepete İsrail menşeli olduğunu tahmin ettikleri uumlruumlnleri muumlşterilerin

goumlrebileceği şekilde koymuş ve boykota davet eden bildiri dağıtmışlardır

22 Mayıs 2010 tarihinde aynı markette Filistin Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve

başvuruculardan sekizinin katıldığı bir eylem daha olmuştur Ayrıca marketi İsrailrsquoden ithal

158

edilen uumlruumlnleri satmamaya davet eden bir dilekccedileyi market muumlşterilerinin imzasına

sunmuşlardır

Colmar savcısı 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24 (8)rsquode oumlngoumlruumllen ayrımcılığa

teşvik succedilu nedeniyle başvurucuları Mullhouse Ceza Mahkemesine davet etmiştir

15 Aralık 2011 tarihindeki 2 yargılama sonucunda Mullhouse Ceza Mahkemesi

başvurucuları succedilsuz bulmuştur 27 Kasım 2013 tarihinde 2 yargılama sonucunda Colmar

İstinaf Mahkemesi başvurucuların beraat ettiği oumlnceki mahkeme kararını bozmuş ve

başvurucuların ayrımcılığa teşvik sebebiyle succedillu bulmuştur

Bu sebeple 26 Eyluumll 2009 tarihli olay iccedilin İstinaf Mahkemesi beş sanığın her biri iccedilin

1000 Euro para cezasını ertelemiş ve sanıkların davacı Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası

Muumlcadele Birliği Sınır tanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği ve

BNVCArsquoya manevi tazminat olarak 1000 Euro oumldemesine ve Ceza Muhakemeleri Kanunu

madde 475-1 kapsamında devlet tarafından karşılanmayan davacı masrafları iccedilin 3000 euro

oumldemesine karar vermiştir

22 Mayıs 2010 tarihli olayları incelerken İstinaf Mahkemesi dokuz sanığın 1000

euroluk para cezalarını ertelemiş ve uumlccedil davacının [Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası

Muumlcadele Birliği Sınırtanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği] her birine

1000 euro manevi tazminat ve Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 475-1 [Devlet tarafından

karşılanmayan davacı masrafları] uyarınca 3000 euro oumldenmesine karar vermiştir

20 Ekim 2015 tarihli iki yargılamada Yargıtay Ceza Dairesi başvurucuların oumlzellikle

Soumlzleşmenin 7 ve 10 maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetlerini reddetmiştir Oumlzellikle

İstinaf Mahkemesinin 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24(8)rsquode belirtilen succedil unsurlarını

belirterek kararını gerekccedilelendirdiğine ve Soumlzleşme madde 102rsquode ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

kısıtlama veya yaptırımların konusu olabileceğine ve mevcut olayda da muumldahalenin

başkalarının haklarını koruma ve kamu duumlzeni sebebiyle demokratik toplumda gerekli

olduğuna huumlkmetmiştir

İhlal İddiaları Soumlzleşme madde 7rsquoye (Kanunsuz ceza olmaz) dayanarak

başvurucular basın oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) temelinde

ekonomik ayrımcılığa teşvik nedeniyle succedillandıklarını oysa metnin ekonomik ayrımcılığı

kapsamadığını ileri suumlrmuumlşlerdir Soumlzleşme madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak BDS

159

kampanyası bağlamında İsrailrsquode uumlretilen uumlruumlnlerin boykotuna ccedilağrı yapan eylemlere

katıldıkları gerekccedilesiyle succedillandıklarını ileri suumlrmuumlşlerdir

Karar

Madde 7

Mevcut davada Mahkeme başvurucuların lsquo9 Temmuz 1881 tarihli Kanun md 24 (8)

uyarınca succedillu bulunduklarını goumlrmuumlştuumlr İlgili maddeye goumlre ldquoher kim madde 23rsquote

duumlzenlenen anlamlardan herhangi biriyle koumlkenleri etnik bir gruba mensubiyeti ulusu ırkı

veya dini sebebiyle bir kişi veya bir grup insana karşı ayrımcılık nefret veya şiddete teşvik

ederse bir yıl hapis veveya 45000 euro para cezası ile cezalandırılırrdquo

İlk derece mahkemesinde oumlzellikle eylemlerin muumlşterileri yalnızca İsrail uumlruumlnlerini

almaktan vazgeccedilirmeyi hedeflediği ve madde 24(8)rsquode ldquoekonomikrdquo ayrımcılık yer almadığı

son olarak ekonomik ayrımcılık succediluna oumlzellikle aynı madde (9)rsquoda oumlngoumlruumllduumlğuumlne ve

ekonomik ayrımcılık succedilunu oluşturan eylemlerin oumlngoumlruumllduumlğuuml ve tanımlandığı Ceza Kanunu

md225-2rsquoye atıf yaptığı sebepleriyle başvurucuları succedilsuz bulmuştur Buna karşılık Colmar

İstinaf Mahkemesi uumlreticiler belirli bir ldquoulusardquo [İsrail] mensup ldquobir grup insandırrdquo şeklinde bir

değerlendirme yapmış başvurucuların muumlşterileri İsrailrsquode uumlretilmiş uumlruumlnleri almaktan

vazgeccedilirmesini ldquoİsrailrsquoden gelen uumlruumlnlere karşı halkı ayrımcılığa teşvik olarak dikkate almış ve

ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur

Mahkeme 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquode ekonomik ayrımcılığa teşvik

ibaresinin accedilıkccedila yer almadığını goumlrmuumlştuumlr Madde 24 (9) accedilıkccedila bu tip ayrımcılığa teşvike

değinmiş ancak muumlnhasıran kasten oumllduumlrme cinsel youmlnelim ve engellilik accedilısından duumlzenlemiş

ve koumlken ya da ulusa değinmemiştir

Buna karşılık Mahkeme İsrailrsquoden ithal edilen uumlruumlnlere boykot ccedilağrılarına ilişkin

davalarda Yargıtayrsquoın 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquoi mevcut davadan oumlnce de

uyguladığı youmlnuumlnde Huumlkuumlmetle hemfikirdir

Bu nedenle zamanın yerleşik iccediltihadı uyarınca başvurucular İsrailrsquoden ithal edilen

uumlruumlnleri boykot ccedilağrısının 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) uyarınca succedil

oluşturacağını bilmelidirler

Soumlzleşme madde 7 ihlal edilmemiştir [Oyccedilokluğu]

160

Madde 10

Mahkeme boykot ccedilağrısı ile farklı muameleye teşvike youmlnelik protestonun birleştiğini

goumlzlemlemiştir mevcut durumun koşullarına bağlı olarak boumlylesi bir ccedilağrı başkalarına karşı

ayrımcılığı teşvik anlamına gelebilir Ayrımcılığa teşvik hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe teşvikin bir şeklidir

ki bu da ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml gerccedilekleştirirken aşılmaması gereken şiddet ve nefret soumlylemi

dışındaki bir diğer sınırdır Bununla birlikte farklı muameleye teşvik ayrımcılığa teşvikle aynı

şey olmayabilir

Mahkeme mevcut dava ile WillemFransa davası arasındaki farklılık konusunda

başvurucular ve uumlccediluumlncuuml taraf olan muumldahillerle hemfikirdir Bay Willem belediyeye ait yiyecek

iccedilecek hizmetlerinde İsrail uumlruumlnlerinin boykot edilmesi kararını accedilıkladığında başkan sıfatıyla

bundan aldığı guumlcuuml kullanarak ve bunun gerektirdiği tarafsızlık ve takdir yetkisine dikkat

etmeksizin hareket etmiştir belediye konseyinde bu konuyu oumlnce tartışmadan veya oylamaya

sunmadan accedilıklamayı yapmıştır bu sebeple kamu yararına olan bir konunun tartışılmasını

desteklediğini iddia edememiştir Son davadan farklı olarak buradaki başvurucular belediye

başkanına ait yetkilerden doğan sorumluluk ve goumlrevler ile kısıtlanmamış ve muumlşteriler

uumlzerindeki etkileri belediye başkanının belediye hizmetlerindeki etkisi ile

karşılaştırılamayacak olan sıradan vatandaşlardır Dahası başvurucuların yaptıkları ceza

yargılamasına sebep olan boykot ccedilağrıları suumlpermarket muumlşterileri arasında bir tartışma ortamı

yaratma amacıyladır

Mahkeme başvurucuların ırkccedilılık veya antisemitik goumlruumlşleri ya da nefret veya şiddete

teşvik sebebiyle succedillanmadığını goumlrmuumlştuumlr Aynı şekilde kendilerine zarar vermemiş veya 26

Eyluumll 2009rsquoda ve 22 Mayıs 2010rsquoda gerccedilekleşen eylemler suumlresince bir zarara sebep

olmamışlardır Dava dosyasından anlaşılmaktadır ki ortada sebep olunan bir şiddet ve zarar

yoktur Başvurucuların eylemlerini gerccedilekleştirdiği market yerel mahkemelerde davacı olarak

zarar iddiasında bulunmamıştır

Başvurucular İsrailrsquoden gelen uumlruumlnleri boykot ccedilağrıları ile ldquoayrımcılığa teşvikrdquo ettikleri

gerekccedilesiyle 29 Temmuz 1881 basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md 24(8) uyarınca succedillu

bulunmuştur

Colmar İstinaf Mahkemesi market muumlşterilerini İsrail uumlruumlnlerini almamaya davet

ederek başvurucuların muumlşterileri uumlreticilerin veya tedarikccedililerin koumlkenlerine goumlre ayrımcılık

yapmaya ittiğine huumlkmetmiştir Devamında ayrımcılığa teşvikin duumlşuumlnce ve ifade oumlzguumlrluumlğuuml

161

kapsamında olmadığı ccediluumlnkuuml bu hareketin farklı muamele etmeye teşvik şeklinde gerccedilekleşerek

bir grup insan bakımından olumlu bir reddetme eylemi iccedilerdiği sonucuna varmıştır İstinaf

mahkemesine goumlre uumlreticiler veya tedarikccedililer arasında İsrailli olanları reddetmeye youmlnelik

ayrımcılığı teşvik 29 Temmuz 1881 tarihli basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md24(8)rsquode

oumlngoumlruumllen ayrımcılığı şiddeti ya da nefreti teşvik etme succedilunun maddi unsurlarını yeterince

iccedilermektedir Ayrıca İstinaf Mahkemesi ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln hak kullanıcısına kanunen

cezalandırılabilir bir succedil işleme izni vermediğini eklemiştir

Mahkeme mahkumiyet kararına sebep olan kanun maddesini yorumlamadığını bunu

yapacak olan makamların yerel kanunları uygulamak ve yorumlamakla yuumlkuumlmluuml olan yerel

mahkemeler olduğunu belirtmiştir Buna karşılık Mahkeme başvurucuların mahkumiyetinin

demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleyecektir Bununla birlikte Mahkeme

Fransa hukukunda mevcut davada yorumlandığı ve uygulandığı uumlzere ccedilağrının cereyanı

koşulları ve sebepleri ne olursa olsun uumlruumlnlerin menşelerine youmlnelik boykot ccedilağrılarının

yasaklandığını goumlrmuumlştuumlr

Ayrıca Mahkeme Colmar İstinaf Mahkemesinin bu hukuki temele dayanarak

kovuşturulan eylemleri ve amacı bu faktoumlrler ışığında analiz etmediği kaydetmiştir İstinaf

Mahkemesi boykot ccedilağrısını genel olarak başvurucuların kovuşturulduğu zemin olan 29

Temmuz 1881 Kanun md24(8) anlamında ayrımcılığa teşvik olarak kabul etmiş ve bu ccedilağrının

ldquoifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı altında korunamayacağınardquo karar vermiştir

Başka bir deyişle yerel mahkeme başvurucuların Soumlzleşme md102 anlamında

başkasının haklarını korumak meşru amacı doğrultusunda demokratik bir toplumda zorunlu

olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir boykot ccedilağrısında bulunmalarının succedil olduğuna huumlkmederken

durumun koşullarına goumlre karar vermemiştir

Yerel mahkeme oumlzellikle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme md10rsquoda yuumlksek koruma

gerektirmesi ve mevcut durumun bu madde ile ilgili olması sebebiyle kararını detaylandırmakla

yuumlkuumlmluumlduumlr Aslında başvurucuların eylemleri ve soumlzleri bir youmlnuumlyle kamu yararı konusunu

oluştururken bir youmlnuumlyle de siyasi veya saldırgan alanda değerlendirilebilir

Mahkeme birccedilok durumda 10 Maddenin 2 Fıkrası kapsamında siyasi soumlylemlerde

veya kamuyu ilgilendiren konularda ifade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilen kısıtlamaların kapsamının dar

olduğunu vurgulamıştır

162

Mahkemenin Perinccedilek kararında (Perinccedilekİsviccedilre 15102015) da işaret edildiği uumlzere

siyasi soumlylemlerin tartışma yaratması ve sıklıkla duumlşmanca olması doğası gereğidir Şiddete

nefrete veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe ccedilağrı haline doumlnuumlşmediği suumlrece bu durum soumlylemin kamu

yararını azaltmaz

Mahkeme başvurucuların cezasının uygun ve yeterli bir temeli bulunmadığı

kanaatindedir Yerel mahkemenin madde 10rsquoda belirtilen ilkelere uygun kuralları uyguladığına

ya da olayların uygun bir şekilde değerlendirildiğine ikna olmamıştır

Soumlzleşme madde 10 ihlal edilmiştir (Oybirliği)

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Fransarsquonın her bir başvurucuya maddi tazminat olarak 380 euro manevi

tazminat olarak 7000 euro ve masrafları iccedilin toplamda 20000 euro oumldemesine karar vermiştir

Karşı Oy Yargıccedil OrsquoLeary Soumlzleşme madde 7 (Kanunsuz ceza olmaz)

incelemesinde muhalefet şerhi koymuştur

Başvurucular Mahkeme oumlnuumlnde yerel mahkemelerde de yaptıkları uumlzere Mahkeme

iccediltihadı anlamında goumlstericilere uygulanan ve yorumlanan fransız mevzuatı ccedilerccedilevesinde ciddi

oumlngoumlruumllebilirlik sorunları ileri suumlrmuumlşlerdir Bu sorular madde 7 veyahut madde 102rsquode ortaya

konan ldquokanunilikrdquo altında incelenebilirdi

163

Başvuru Adı Ghoumid ve diğerleri Fransa

Başvuru No 5227316 5228516 5229016 5229416 ve 5230216

Başvuru Tarihi 02092016

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203164

Konu Başvurucuların teroumlrle ilgili succedillar nedeniyle vatandaşlıktan

ccedilıkarılmalarının oumllccediluumlluuml olması ve usuluuml guumlvencelerin bulunması nedeniyle Soumlzleşmersquonin ihlal

edilmediği

Olaylar Fransız vatandaşlığının yanı sıra biri Tuumlrkiye diğer doumlrduuml ise

Fas vatandaşlığına sahip olan beş başvurucu Bachir Ghoumid Fouad Charouali Attila Tuumlrk

Redouane Aberbri ve Rachid Ait El Haj Paris Ceza Mahkemesinin 11 Temmuz 2007 tarihli

kararıyla 1995 ile 2004 yılları arasında teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin gizli bir succedil planına

katılmaktan mahkum edilmişlerdir Bay Tuumlrk ve Bay Aberbri istinaf başvurusunda

bulunmuşlardır fakat 1 Temmuz 2008 tarihinde Paris İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararını

onamıştır Nisan 2015rsquote 11 Temmuz 2007 tarihli karar sonucunda teroumlr eylemi teşkil eden bir

succediltan dolayı mahkum edilen Başvurucuların Fransız vatandaşlıklarının iptali amacıyla İccedilişleri

Bakanı Medeni Kanunrsquoun 25 ve 25-1 maddelerindeki usuluuml başlatmaya karar vermiştir 1

Eyluumll 2015rsquote Danıştay Bakanlığı bu usuluumln uygulanmasını onaylamıştır 7 Ekim 2015rsquote

Başbakanlık kararnameleri ile beş Başvurucu Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmışlardır

Başvurucular 7 Ekim 2015 tarihli kararnamelerin geccedilici tedbir olarak uygulanmasının

durdurulması ve yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle iptal edilmesi iccedilin Danıştaya

başvurmuşlardır Danıştay başvuruları reddetmiştir Polis tarafından 26 Ekim 2016da ccedilağrılan

başvuruculara herhangi bir sınır dışı edilme emri tebliğ edilmemiştir

İhlal İddiaları Başvurucular vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel hayatlarına

saygı haklarının yani Soumlzleşmersquonin 8 Maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ihlal ettiğini

ileri suumlrmuumlşlerdir Ayrıca Paris mahkemeleri tarafından 2007rsquode mahkum edilmiş olmalarına

rağmen vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının da ldquogizli cezardquo goumlruumlnuumlmuumlnde uygulanmış olduğunu

iddia etmiş ve Soumlzleşmersquonin 7 Norsquolu Protokoluumlnuumln 4 (aynı succediltan iki kez yargılanmama ve

cezalandırılmama hakkı) Maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir

164

Karar

Madde 8

Mahkeme bir yabancının akrabalarının yaşadığı bir uumllkeden ccedilıkarılmasının aile

hayatına saygı hakkına muumldahale oluşturabileceğini belirtmiştir Ancak başvurucuların

Fransız vatandaşlığından mahrum bırakılmasının Fransız topraklarında bulunmalarına hiccedilbir

etkisi olmamıştır Başvurucular oumlzel hayat ve aile hayatı iccedilin oturma iznine başvurmuş ve

Başvurucuların başvuruları kabul ederek Fransada yaşamalarına izin verilmiştir Eğer

başvuruları reddedilseydi muumlteakip sınır dışı edilme tedbirlerine idare mahkemelerinde itiraz

edebileceklerdi Başvurucuların vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının aile yaşamlarına saygı

haklarına muumldahale oluşturmadığının sonucuna varılmıştır

Bununla birlikte Mahkemersquoye goumlre keyfi olarak vatandaşlıktan ccedilıkarılma ilgili kişinin

oumlzel hayatı uumlzerindeki etkisi nedeniyle Soumlzleşmenin 8 maddesini ilgilendirebilir Mahkeme de

davayı bu accedilıdan değerlendirmiş ve iki noktada incelemiştir 1- Başvuruculara karşı alınan

tedbirlerin keyfi olup olmadığını (tedbirlerin hukuka uygun olup olmadıklarını Başvuruculara

yerinde adli incelemeye erişim dahil olmak uumlzere usul guumlvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını

ve yetkililerin oumlzenle ve derhal hareket edip etmediklerini) 2- vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın

Başvurucuların oumlzel hayatı uumlzerindeki sonuccedillarını incelemiştir

Mahkeme idari makamların Başvurucuların mahkumiyetlerinden sonra vatandaşlıktan

ccedilıkarılma davasını derhal başlatmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte bu tuumlr olaylarla karşı

karşıya kaldığında bir Devletin teroumlr eylemi teşkil eden bir succediltan mahkum edilmiş kişilerin

hala Devlete olan sadakat ve dayanışma bağını suumlrduumlruumlp suumlrduumlrmediğini yeniden

değerlendirebileceğini kabul etmiştir Bu nedenle Devletlerin katı bir orantılılık testi ile

başlangıccedilta almadığı oumlnlemleri almaya karar verebileceklerini belirtmiştir Buna goumlre

Mahkeme davanın oumlzel koşullarında başvurucuların mahkumiyet kararları arasında geccedilen

suumlrenin Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan ccedilıkarma proseduumlruumlnuumln başlatılmasına olanak

tanıdığı ve Başvuruculara karşı uygulanmış olan proseduumlruumln nihai olarak başlatıldığı tarihin bu

mahrumiyeti (vatandaşlıktan ccedilıkarılmayı) keyfi kılmak iccedilin kendi başına yeterli olmadığı

goumlruumlşuumlne varmıştır

Tedbirin hukuka uygunluğuna ilişkin olarak Mahkeme olayların meydana geldiği

tarihte Medeni Kanunrsquoun 25-1 maddesinin vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın ancak ceza kanunu

165

uyarınca succedil olarak kabul edilen eylemlerin işlenmesinden itibaren 10 yıl iccedilinde

verilebileceğini belirtmiştir

Ancak başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararlar 2015

yılında alınmışken en son olaylar 2004 yılında gerccedilekleşmiştir Mahkeme Yasama Meclisinde

bu suumlrenin Ocak 2006da 15 yıla uzatılmasına ve Danıştayrsquoın iccediltihatlarına uygun olarak usul

kapsamındaki idari ve duumlzenleyici huumlkuumlmlerinin derhal yuumlruumlrluumlğe girmesine karar verilmiştir

Mahkeme bu nedenle Başvuruculara karşı alınan tedbirlerin hukuka uygun olduğuna karar

vermiştir

Mahkeme Başvurucuların oumlnemli usuli guumlvencelerden yararlandıkları sonucuna

varmıştır 30 Aralık 1993 tarihli ve 93-1362 sayılı Kararnamenin 61 maddesi uyarınca ulusal

makamlar kendilerini Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma niyetlerini Başvuruculara oumlnceden

bildirmiş ve bu tedbirin dayandırılacağı hukuki ve gerccedileklere dayalı nedenleri onlara

accedilıklamışlardır Daha sonra Başvuruculara savunmalarını yapmaları iccedilin bir ay suumlre

verilmiştir

Konu daha sonra vatandaşlıktan ccedilıkarılma konusunda onay ve goumlruumlş vermesi iccedilin

Danıştayrsquoa havale edilmiştir Bu onayı dikkate alarak Başvurucuların vatandaşlıktan

ccedilıkarılmalarına youmlnelik emirler gerccedileklere dayalı ve hukuki gerekccedileler iccedilerecek şekilde

duumlzenlenmiştir Ve başvuruculara -kullanmış oldukları- acil başvuru hacirckimine başvurma ve

yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle tedbirin iptalini istemek iccedilin Danıştayrsquoa başvurma

fırsatı verilmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlylelikle başvurucular Soumlzleşme haklarını

savunabilmişler ve iptal istemlerine karşılık Danıştay orantılılık incelemesi yapmış ve

gerekccedileli bir karar vermiştir

Mahkeme Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararların

bu nedenle keyfi olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır

Bu kararların Başvurucuların oumlzel hayatları uumlzerindeki sonuccedillarına gelince sonuccedil

olarak Fransada kalma olasılıklarının Fransız topraklarındaki yabancılar olarak artık sınır dışı

edildikleri iccedilin daha belirsiz hale geldiği doğrudur Bu tuumlr bir oumlnlemin iş kaybına aileden

ayrılmaya ve Fransada kurdukları herhangi bir sosyal bağın bozulmasına neden

olabileceğinden oumlzel hayatları uumlzerinde bir etkisi olması muhtemeldir Bununla birlikte sınır

dışı etme emri ccedilıkmadığından Mahkeme vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel yaşamları

uumlzerindeki sonuccedillardan birinin de kimliklerinin kaybına yol accedilacağı goumlruumlşuumlndedir

166

Bununla birlikte Mahkeme Huumlkuumlmetin iddialarını kabul etmiştir Oumlnceki davalarda da

defalarca vurgulandığı gibi teroumlr şiddeti başlı başına insan haklarına ciddi bir tehdit

oluşturmaktadır Bu nedenle Fransız makamlarının 2015 yılında Fransada meydana gelen

saldırıların ardından bir teroumlr succedilundan mahkum olan kişilere daha katı karar vermeleri

anlaşılabilir olmaktadır Başvurucuların ayrıca teroumlr eylemi gerccedilekleştirmeye youmlnelik bir succedil

oumlrguumltuumlne katılmaları arka arkaya 10 yıl boyunca devam etmiştir

Mahkeme ayrıca Başvuruculardan bazılarının soumlz konusu succedilu işledikleri sırada

Fransız vatandaşlığını yeni kazandıklarını ve diğerlerinin de succedilu işledikleri doumlnemde

vatandaşlıklarını kazandıklarını kaydetmiştir Ayrıca tuumlm Başvurucuların halihazırda başka bir

vatandaşlığa sahip olduklarını goumlzlemlemiştir bu nedenle onları Fransız vatandaşlığından

ccedilıkarma kararı onları vatansız kılma sonucunu doğurmamıştır

Buna ek olarak Fransız vatandaşlığının kaybı otomatik olarak Fransadan sınır dışı

edilmeyi gerektirmiyordu ancak eğer onlara karşı boumlyle bir tedbir kararlaştırılırsa yine yargı

yolu accedilıktır

Mahkeme buna goumlre Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma kararının oumlzel

hayatları iccedilin orantısız sonuccedillara yol accedilmadığına karar vermiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 8

maddesi ihlal edilmemiştir

7 Norsquolu Protokol Madde 4

7 Nolu Protokoluumln 4 maddesinin devreye girebilmesi iccedilin oumlzellikle Başvurucunun

halihazırda işlediği bir succedil nedeniyle yargılanması veya cezalandırılması gerekmektedir

Mahkemersquoye goumlre başvurucuların teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin oumlrguumlt kurmak

succedilundan huumlkuumlm giyip cezalandırıldıkları iccedilin 7 Numaralı Protokoluumln 4 maddesi anlamında

ldquohuumlkuumlm giydiklerirdquo accedilıktır 2007 tarihli bu mahkumiyet aslında 2015te Fransız

vatandaşlığından ccedilıkarıldıklarında kesinleşmişti

Medeni Kanunun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarma tedbirinin doğası gereği

ldquocezairdquo olup olmadığına gelince Mahkeme ilk olarak Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan

ccedilıkarmanın cezai kapsamda sınıflandırılmadığını kaydetmiştir Bu uygulama Ceza

Kanunursquonda değil Medeni Kanunda oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve ceza mahkemeleri yerine idare

167

mahkemelerinin yetki alanına girmiştir Ve Danıştay bunu bir ldquoidari yaptırımrdquo olarak

nitelendirmiştir

İkinci olarak Mahkeme cezai incelemenin oumltesine geccedilerek Medeni Kanunun 25

maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın Fransız vatandaşlığı verilen bir bireyin

sonradan ciddi bir succedil işleyerek Fransarsquoya olan sadakat bağını bozduğu iccedilin belirli bir amaca

hizmet ettiğini tespit etmiştir Bu nedenle oumlnlem birey ile Fransa arasındaki bağın koptuğunun

ciddi bir teyidi olmuştur

Uumlccediluumlncuuml olarak Mahkeme Devletin bu nedenle ilgililere youmlnelttiği mesajın ciddiyetini

veya bunların kimlikleri uumlzerindeki olası etkisini kuumlccediluumlmsememiştir Bununla birlikte tedbirin

ciddiyet derecesi Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın

demokrasiye bir saldırı teşkil eden teroumlrizme karşılık olduğu gerccedileğiyle bağlantılı olarak

goumlruumllmelidir Ayrıca bu tedbir kendi başına ilgililerin Fransadan sınır dışı edilmesini

gerektirmiyordu

Sonuccedil olarak Mahkemersquoye goumlre Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca

vatandaşlıktan ccedilıkarma 7 Nolu Protokoluumln 4 maddesi anlamında cezai bir yaptırım değildir

ve soumlz konusu madde ihlal edilmemiştir

168

Başvuru Adı Petro Carbo Chem SE v Romanya

Başvuru No 2176812

Başvuru Tarihi 9 Nisan 2012

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203312

Konu Oltchim şirketinde azınlık pay sahibi olan başvurucunun

CEOrsquoyu basın oumlnuumlnde eleştirmesi nedeniyle tazminat oumldemesine karar verilmesinin ifade

oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi

Olaylar

Başvurucu şirket 2007 yılında kurulmuş olup merkezi Duisburgrsquodur Şirket Avruparsquoda

ccedilok sayıda enduumlstriyel siteye sahiptir

2007 yılında başvurucu şirket ccediloğunluk hisseleri devlete ait olan Oltchim SA

Ramnicu Valcea isimli Romanyalı şirketinin ana hissedarı olmuştur

Dava 2008 ve 2009 yıllarında medyaya yansıyan accedilıklamalarla başlayan husumet

ccedilerccedilevesinde başvurucu şirket tarafından Oltchimrsquoin CEOrsquosuna karşı ldquoşeref ve itibara zarar

vermerdquo iddiasıyla accedilılan hukuk davasıyla ilgilidir

2009 yılında medyaya yansıyan karşılıklı accedilıklamaları takiben başvurucu şirket

Romanya mahkemeleri nezdinde Oltchim şirketinin CEOrsquosu hakkında tazminat davası

accedilmıştır Başvurucu şirket CEOrsquonun yerel ve ulusal basına yaptığı accedilıklamalarda şirketin

tehlikeli durumundan başvurucu şirketin sorumlu olduğunu başvurucu şirketin borccedilların devlet

hissesine doumlnuumlştuumlruumllmesini engellemeye ccedilalıştığını ve şirketin faaliyetlerini koumltuumllemeye

ccedilalıştığını soumlylediğini iddia ermiştir Başvurucu şirket CEOrsquonun iddialarının yalan ve iftira

olduğunu şirketin imajına ve itibarına zarar verdiğini iddia etmiştir

CEO başvurucu şirketin temsilcilerinin bazı beyanlarının kendisinin şeref ve

saygınlığına zarar verdiği iddiasıyla başvurucu şirkete karşı dava accedilmıştır 2010 yılında boumllge

mahkemesi başvurucu şirketin davasını reddetmiş buna karşın CEOrsquonun davasını kabul

etmiştir Mahkeme başvurucu şirketin CEOrsquoya manevi tazminat olarak sembolik 1 Romanya

169

leursquosu oumldemesine karar vermiştir Mahkeme aynı zamanda kararın ulusal bir gazetede iki guumln

yayımlanmasına karar vermiştir

Yerel mahkemeye goumlre başvurucu şirket iş duumlnyasında bilinen bir isim olan CEOrsquosunu

zımnen hedef alarak Oltchim şirketinin menfaatlerine karşı bir medya savaşı yuumlruumltmuumlştuumlr

Mahkeme aynı zamanda başvurucu şirketin faaliyetlerinin sadakate aykırı olduğuna ve şirketin

haksız rekabet niyeti taşıdığına karar vermiştir Mahkeme başvurucu şirketin temsilcilerinin

beyanlarının kamuoyunda Oltchim ve CEOrsquosu hakkında negatif bir imaj yarattığına dahası

şirketin iş ortakları arasında tedirginliğe neden olduğuna karar vermiştir Son olarak mahkeme

CEOrsquonun accedilıklamalarının iş ortaklarını yatıştırıcı ve rahatlatıcı nitelikte onların guumlvenini

yeniden tesis etmeye youmlnelik olduğunu belirtmiştir

Daha sonra başvurucu şirket bu karara karşı kanun yollarına başvurmuş ancak

başvurular reddedilmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu şirket Soumlzleşmersquonin 10 maddesi kapsamında CEO hakkındaki accedilıklamalar

nedeniyle tazminat oumldemesine huumlkmedilmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Şirket Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamında Romanya mahkemelerinin kendisinin

itibarını korumadığını iddia etmiştir

Karar

Madde 10

Mahkeme hukuk mahkemesinin başvuru şirketin Oltchim CEOrsquosunun şeref ve

itibarına zarar verdiği youmlnuumlndeki kararının başvurucu şirketin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik bir

muumldahale oluşturduğunu belirlemiştir Mahkemersquoye goumlre muumldahale hukuken oumlngoumlruumllmuumlş ve

CEOrsquonun itibarını koruma amacını guumltmuumlştuumlr

Muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliği accedilısından Mahkeme başvurucu şirketin

yorumlarının CEOrsquonun Oltchim şirketinin faaliyetlerini youmlnetme şekliyle ilgili olduğunu oumlzel

hayatıyla ilgili olmadığını goumlzlemlemiştir Bu bağlamda Romanya devletinin ccediloğunluk

hissesine sahip olduğu Romanyarsquodaki oumlnde gelen şirketin geleceği hakkında azınlık hissedar

tarafından yapılan yorumlara ilişkin olarak Mahkeme soumlz konusu accedilıklamaların guumlccedilluuml

170

şirketlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi ve fikirlerin oumlzguumlrce dolaşması şirket youmlneticilerinin

sorumluluklarını uumlstlenmesini sağlama ve şirketin uzun vadedeki ccedilıkarlarını dikkate alması iccedilin

youmlneticileri teşvik etme hususlarındaki kamu yararıyla ilişkilendirilmesi gerektiğini

belirlemiştir Bu ise ifade oumlzguumlrluumlğuumlne dair koruma duumlzeyinin yuumlkselmesini ve dolayısıyla

devletin takdir marjının daralmasını gerektirir

Mahkeme CEOrsquonun soumlz konusu doumlnemde Romanyarsquonın en oumlnde gelen şirketlerinden

birini youmlnettiğini hareketlerinin yakından incelenmesinin olağan olduğunu ve kabul edilebilir

eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirtmiştir

Mahkeme aynı zamanda Romanya mahkemelerinin başvurucu şirketin

accedilıklamalarının kamusal tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını dikkate almadığına karar

vermiştir Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemeler CEOrsquonun tartışmalara aktif olarak katılıp

katılmadığını onun accedilıklamalarının doğru olup olmadığını ve accedilıklamaların şeklini yeterince

incelememiştir Dahası konuşulan bilgilerin ccediloğu başvurucu şirketin varlıkları uumlzerinde etkisi

olabilecek mali konulardır ve başvurucu şirketin asıl amacı kendisinin hisse sahibi olduğu

şirketin youmlnetimi hakkında bir tartışma başlatmaktır

Accedilıklamaların biccedilimi accedilısından yaptığı incelemede Mahkeme başvurucu şirketin

yorumlarının hem gazetecilerin yaptıkları haberler hem de başvurucu şirketin duumlzenlediği basın

toplantıları aracılığıyla yayıldığını belirlemiştir Accedilıklamalarda kullanılan ifadeler ne CEOrsquonun

oumlzel hayatını hedef almıştır ne de aşağılayıcı ifadeler veya olgusal temelden yoksun succedillamalar

iccedilermektedir Başvurucu şirketin accedilıklamaları CEOrsquonun Oltchimrsquoin faaliyetlerini youmlnetme

şekliyle ilgili goumlruumlşler iccedilermektedir

Her ne kadar tazminatın miktarı sembolik olsa da Mahkeme tazminata

huumlkmedilmesinin caydırıcı bir etki yaratacağı goumlruumlşuumlndedir

Sonuccedil olarak yerel mahkemeler CEOrsquonun itibarını koruma gerekliliği ile Soumlzleşmersquoye

utumu sağlama gerekliliği arasında uygun bir denge kurmamıştır Zira buumlyuumlk bir şirkete dair

kamusal menfaatleri ilgilendiren sorunların tartışılması kapsamındaki ifadelerin sınırlanması

iccedilin ccedilok guumlccedilluuml gerekccedileler gerekmektedir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

171

Madde 8

Başvurucu şirket CEOrsquonun başvurucu şirket ile ilgili ifadelerinin şirketin itibarına zarar

verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme bu şikayeti accedilıkccedila dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez

bulmuştur Oumlncelikle Mahkeme CEOrsquonun yorumlarının guumlccedilluuml şirketlerin faaliyetlerine dair

bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımı konusunda bir kamusal yararla ilgili olduğuna dikkat

ccedilekmiştir

Dahası başvurucu şirket Avruparsquoda birccedilok yerde enduumlstriyel sitelere sahip buumlyuumlk bir

şirket olup Oltchimrsquoin hissedarıdır Bu nedenle başvurucu şirkete youmlnelik kabul edilebilir

eleştiri sınırları geniş olmalıdır İkinci olarak Oltchim CEOrsquosunun yorumları Oltchim ve

başvurucu şirket arasındaki muhtemel bir rekabet karşılaşmasıyla bağlantılı konulara ilişkindir

Boumlylelikle CEOrsquonun ifadeleri bir derecede abartı iccedilermiş olsa da bu ifadeler değer yargısıdır

Son olarak yorumların etkisini kanıtlayacak somut bir zarar bulgusunun olmaması nedeniyle

Mahkeme muhtemel bir zararın varlığı konusunda bir spekuumllasyonda da bulunamayacağını

belirtmiştir Bu doğrultuda Mahkeme yerel makamların takdir marjlarını aşmadığını belirterek

başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme ihlal kararının yeterli bir giderim sağladığı gerekccedilesiyle tazminata

huumlkmetmemiştir

172

Başvuru Adı Popovic ve diğerleri v Sırbistan

Başvuru No 2694413 1461616 1461916 and 2223316

Başvuru Tarihi 1 Nisan 2013 ve 9 Mart 2013

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203314

Konu Omurilik felccedillileri iccedilin engellilik desteği hakkındaki mevzuatın

ayrımcılık yasağını ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Dejan Popovic Josip Vicek Miroslav Homa ve Zvonko Nikolic 1983

1947 1959 ve 1977 doğumlu Sırp vatandaşlarıdır Başvurucular omurilik felccedillisi olup

tekerlekli sandalye kullanmaktadır

Başvurucular bir kaza sonrası omurilik felci geccedilirmiştir Başvurucular yuumlzde yuumlz

engelli tanısına sahip olup oumlzellikle başka bir kişiden yardım almaları iccedilin sağlanan oumldenekler

gibi bazı desteklerden faydalanmaktadır

Başvurucular kendileri gibi omurilik felccedillisi kişilerin aynı engele sahip savaş gazisi

statuumlsuumlndeki kişilerden daha az sosyal destek aldıkları ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla

Ccedilalışma Bakanlığırsquona karşı dava accedilmıştır Bay Popovic davasını 2008 yılında diğer

başvurucular ise 2007 yılında accedilmıştır

Başvurucuların davaları yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir Mahkemeler

devletin sosyal politikaları belirlemede takdir yetkisinin olduğunu aynı tuumlr engelliliğe sahip

farklı kategorideki bireylere farklı desteklerin sunulmasının ayrımcılık anlamına

gelmeyeceğini belirtmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 1

maddesiyle bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir

173

Karar

Mahkeme başvurucuların engelli sivil bireyler olarak engelli savaş gazileriyle

kıyaslanabilir veya goumlrece benzer durumda olup olmadıklarını inceleyeceğini ancak somut

olayda bu incelemenin gerekmediğin belirtmiştir Zira her durumda iki grup arasındaki farklı

muamele objektif ve makul bir gerekccedileye sahiptir

İlk olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin her iki grubu engelli hale getiren şartların farklılığı

konusundaki gerekccedilelendirmesini kabul etmiştir Savaş gazileri yuumlksek riskli kamu goumlrevleri

sırasında engelli hale gelmişken diğer başvurucular kaza veya hastalık yoluyla engelli hale

gelmiştir Mevzuattaki sosyal desteklerin farklılaşmasının nedeni de başvurucuların bu farklı

durumlarıdır Dahası ulusal makamlar kamu yararının neyi gerektirdiği konusunda daha iyi bir

konumda olduğundan Mahkeme makul bir temelden accedilıkccedila yoksun olmadığı suumlrece Sırbistan

yasama organının sosyal politika seccedilimlerine genel olarak saygı duyacağını belirtmiştir

Bu nedenle Mahkeme oyccedilokluğuyla Soumlzleşmersquonin ihlal edilmediğine karar vermiştir

174

Başvuru Adı Stravopooulos ve diğerleri v Yunanistan

Başvuru No 5248418

Başvuru Tarihi 31 Ekim 2018

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203165

Konu Doğum belgesinde yer alan ve ccedilocuğun isminin vaftiz yoluyla

verilmediğini goumlsteren ibarenin Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki inancını accedilıklamaya

zorlanmama hakkını ihlal ettiği

Olaylar

Başvurucular Nikolaos Stavropoulos Ioanna Kravari ve kız ccedilocukları Stavroula-

Dorothea Yunan vatandaşı olup Birleşik Krallıkrsquota ikamet etmektedir Başvurucu ccediliftin kızları

2007 yılında doğmuş ve doğum belgesi Amarousio kayıt merkezinde kaydettirilmiştir Kayıt

belgesinde ccedilocuğun adı yanında parantez iccedilinde ldquoisim koymardquo şeklindeki el yazısıyla yazılmış

bir notla beraber kaydedilmiştir

Ekim 2007rsquode başvurucular kaydın soumlz konusu notu iccedilermesi nedeniyle iptal edilmesi

iccedilin Yuumlksek İdare Mahkemesirsquone dava accedilmıştır Başvurucular bu kaydın ccedilocuğun vaftiz

edilmediğini goumlsterdiğini ve bu şekilde dini inanccedillarını accedilıkladığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Başvurucuların davaları soumlz konusu notun ilgili kanundaki (3441976 sayılı Kanunun

25 maddesi) ibarenin tekrarından ibaret olduğu bu huumlkme goumlre ldquoisim koymardquo işleminin bir

isme sahip olmanın tek kanuni yolu olduğu gerekccedileleriyle reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki dini

inanccedillarını accedilıklamama haklarının ihlal edildiğini ayrıca Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin de ihlal

edildiğini iddia etmiştir Başvurucular ldquoisim koymardquo (naming) ibaresinin vaftiz edilen

ccedilocuklarının belgelerine yazılmadığını ancak kendi ccedilocuklarının bebeğinin vaftiz edilmediğini

goumlstermek amacıyla bu ibarenin koyulduğunu belirtmiştir

175

Karar

Madde 9

Mahkeme oumlncelikle tarafların belgeye el yazısıyla işlenen ibarenin başvurucuların

Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki haklarına bir muumldahale oluşturup oluşturmadığı

konusunda ayrıştıklarını tespit etmiştir Başvurucular ibarenin ccedilocuklarının vaftiz edilmediğini

ifade ettiğini ileri suumlrerken Huumlkuumlmet ibarenin hatayla eklendiğini belirtmiştir

Mahkeme notun tek başına bir dini anlam iccedileren atıf olarak değerlendirilemeyecek

olmasına karşın somut olayın bağlamı uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun vaftiz edilmediğini

goumlsterdiğini belirtmiştir

Uumlccediluumlncuuml taraf olarak Yunan Ombudsmanı tarafından Mahkemersquoye sunulan goumlruumlşte

Yunan makamlarının suumlregelen uygulaması ve yaklaşımına goumlre ccedilocuğun bir isme sahip

olmasının ldquovaftizrdquo ve ldquoisim koymardquo şeklinde iki yolu vardır ve vaftiz edilmemiş ccedilocuklar isim

koyma yoluyla kaydedilir

Huumlkuumlmet her ne kadar aksini iddia etse de Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan

savunmaya ekli resmi belgelerin birccediloğunda resmi kayıt ofisinin bu ibareyi kullandığını

goumlzlemlemiştir Dahası Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun doğum belgesinin sağ

boumlluumlmuumlnde vaftiz edilmeyle ilgili ayrı bir boumlluumlmuumln olduğunu ve başvurucunun belgesinde bu

boumlluumlmuumln boş bırakıldığını tespit etmiştir Boumlylelikle Mahkeme başvurucuların arguumlmanını

haklı bulmuş ve Amarousio kayıt ofisinin eklediği ibarenin hatayla yazılmadığına uumlccediluumlncuuml

başvurucunun isminin nasıl verildiğini goumlsteren bir ibare olarak belgeye eklendiğine karar

vermiştir

Mahkeme başvurucunun soumlz konusu kaydı iccedileren resmi doğum belgesini yaşamı

boyunca oumlrneğin okul kayıtlarında sıklıkla kullanmak durumunda kalacağını bunun da 9

maddenin koruması altındaki inancını accedilıklamaya zorlanmama hakkına muumldahale

oluşturacağını ve dahası idari makamlar nezdinde ayrımcılıkla karşılaşma riski taşıyacağını

vurgulamıştır Mahkeme ayrıca muumldahalenin hukuken oumlngoumlruumllebilir olmadığına 3441976

sayılı kanunun 25 maddesinin kayıt ofislerine bu tuumlr bir ibare ekleme yuumlkuumlmluumlluumlğuuml

getirmediğine ve doğum belgelerine bu ibarenin işlenmesinin kayıt ofislerinin yaygın

176

pratiğinden kaynaklandığına dikkat ccedilekmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme Soumlzleşmersquonin 9

maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Mahkeme başvurucuların 8 madde kapsamındaki şikayetlerinin ayrıca incelenmesine

gerek olmadığına karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Yunanistanrsquoın başvuruculara manevi tazminat olarak muumlştereken 10000

euro masraf ve giderler iccedilin de 1800 euro oumldemesine karar vermiştir

177

Başvuru Adı A ve B Romanya

Başvuru No 4844216

Başvuru Tarihi 11 Ağustos 2016

Karar Tarihi 2 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=002-12842

Konu Tanık koruma programı kapsamında gerccedilekleştirilen

yuumlkuumlmluumlluumlklerin yerine getirilmesinde birtakım gecikmeler ve ihlaller yaşanmış olsa da

yetkililer pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmiş olduğundan Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin

(yaşam hakkı) ihlalinin gerccedilekleşmemesi

Olaylar Başvurucular Bayan A ve Bay B sırasıyla 1981 ve 1978

doğumlu Romanya vatandaşlarıdır ve ccedilift olarak Rrsquode yaşamaktadırlar

Ağustos 2015rsquote Yargıtayrsquoa bağlı yolsuzlukla muumlcadele savcılığı başvurucuları ldquotehdit

altındaki tanıklarrdquo olarak ilan etti başvurucular başka bir uumlst duumlzey yetkili D ile beraber

yolsuzluk eylemleri iddiasıyla soruşturulan C iccedilin ccedilalışmışlardı Başvurucuların C ve D

arasındaki şuumlpheli işlemlere tanık olduklarına inanılıyordu

Acil koruma Brsquodeki Emniyet Genel Muumlduumlrluumlğuuml tarafından Oumlzel Harekat Servisi ve

yerel polis karakolu aracılığıyla sağlandı Oumlzel Harekat Servisi ivedilikle işe koyulmuş Şubat

2016rsquodan itibaren ikinci bir ekip başvurucuları korumak iccedilin goumlrevlendirilmiştir Ulusal Tanık

Koruma Ofisi başvurucularla goumlruumlşerek Aralık 2015rsquote katılmayı kabul ettikleri program iccedilin

koşullar ve gereklilikleri accedilıklamıştır

Akabinde polis memurlarının goumlrevlerini ve başvurucularının yuumlkuumlmluumlluumlklerini

belirleyen ve başvurucuların imzalamayı reddettiği koruma protokoluumlnuumln EGM tarafından

kullanılması uumlzerine tartışmalar yaşanmıştır Haziran 2016rsquoda Savcılık Yargıtayrsquodan koruma

oumlnlemlerinin kaldırılması ve başvurucuların artık tehlike altında bulunmaması gerekccedilesiyle

tanık koruma programından ccedilıkarılmaları talebinde bulunmuş ancak Yargıtay talebi Ağustos

ayında reddetmiştir

Başvurucular nihayetinde Ulusal Tanık Koruma Ofisi tarafından yuumlruumltuumllen tanık

koruma programına polis tarafından sağlanan koruma ile Ocak 2017rsquode resmen dahil

edilmişlerdir Aynı ay iccedilerisinde koruma protokoluumlnuuml imzalamışlar ve Ulusal Tanık Koruma

178

Ofisinden kimlik bilgilerini değiştirmelerini yurtdışına taşındırılmayı ve kendilerine maddi

yardım sağlanmasını istemiştir Mart 2017rsquode Yargıtay başvurucuların taleplerini reddetmiştir

Başvuruculara goumlre korunmaları iccedilin alınan polis tedbirleri etkisizdir Oumlrneğin polis

memurları tuumlruumlnuumln ilk oumlrneği olduğunu soumlyledikleri goumlrevleri iccedilin herhangi bir talimat

almadıklarını itiraf etmişlerdi Bay B polislerle koruma goumlrevini icra etme youmlntemlerinden

memnun olmadığı iccedilin tartışmalar yaşamış ve bu tartışmalar uumlzerinden birccedilok kez ceza almıştır

Koruma suumlrecinde başvurucular aynı zamanda tehditlerle karşı karşıya kalmıştır

Oumlrneğin iki mermi kapı oumlnlerine bırakılmış ve araba lastikleri yarılmıştır Başvurucular

korumayla ilgili şikayette bulunmuş ancak bu şikayetler ccediloğunlukla reddedilmiştir

Başvurucular 2017rsquode Romanyarsquoyı terk etmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmenin ccedileşitli maddelerine dayanarak

verimsiz olduğunu iddia ederek tanık koruma programının duumlzenlenmesi konusunda şikayette

bulunmuşlardır

Karar

Madde 2

Mahkeme başvurucuların şikayetlerini yalnızca 2 madde (yaşam hakkı) uumlzerinden

değerlendirmeye karar vermiştir İccediltihadını yineleyerek (oumlzellikle Osman Birleşik Krallık ve

RR ve diğerleri Macaristan) Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin yaşam hakkı ihlal edildiği iddia

edilen kişi hayatını kaybetmemiş olsa bile guumlndeme gelebileceğini belirtmiştir

Başvurucular tehdit altındaki tanıklar olarak sınıflandırılmış ve savcılık onların

tehlikede olduğu kanısına varmıştır Tanık koruma kurallarını uygularken yetkililer

başvurucular iccedilin hukukun anlamı dahilinde bir risk olduğunu kabul etmişlerdir Bu nedenle

yetkililer başvurucuların hayatına youmlnelik gerccedilek ve yakın bir risk olduğunu biliyordu veya

bilmesi gerekiyordu İncelenmesi gereken husus yetkililerin kendilerinden bu riskten

kaccedilınmaları iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yapıp yapmadıklarıydı

Mahkeme yetkililerin risk tespit edilir edilmez başvurucuları koruma altına aldığını

ancak devamındaki suumlreccedilte birtakım gecikmeler olduğunu belirlemiştir yetkililerin koruma

protokoluumlnuuml hazırlaması ve başvuruculara sunması altı ay başvurucuların programda yer

almaları konusundaki onaylarını temin altına alması uumlccedil aydan fazla savcılığın ilgili kanun

179

kapsamında başvurucuları tanık koruma programı kapsamına almak iccedilin uygun proseduumlruuml

başlatması ise iki ay suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme boumlylelikle riskin ilk tespit edildiği Ağustos 2015rsquoten başvurucuların resmi

olarak tanık koruma programına alındığı Ocak 2017rsquoye kadar bir yıl doumlrt aydan fazla zaman

geccedilirildiği konusundaki endişesini ifade etmiştir

Bununla birlikte bu zaman zarfı iccedilerisinde her ne kadar en azından başlangıccedilta ancak

Temmuz 2016rsquoda geccedilerli hale gelen eksik duumlzenlemeler sebebiyle doğaccedillamaya dayalı olsa

bile korunmasız bırakılmamışlardır Ortaya ccedilıkan eksiklikler yetkililer tarafından giderilmiş ve

başvuruculara doğrudan saldırı vuku bulmamıştır

Başvurucuların polis memurlarının deneyim eksikliğini ileri suumlrmuumlş olsa da Mahkeme

buna geccedilmişte benzer yuumlksek riskli goumlrevlendirmelerde yer aldıklarına dikkat ccedilekerek

katılmamıştır Mahkemersquoye goumlre yine de boumlylesi bir deneyim accedilık talimatların eksikliğini ve

yeterli hazırlıkların yapılmasını telafi etmez Polis memurlarının bazen silahsız ve uumlniformasız

oldukları ve yerlerini diğer ekip gelmeden bıraktığı belirlenmiştir Bahsi geccedilen ihmaller

soruşturma yapan ve gerektiğinde kınama cezası veren yetkililer tarafından ciddiye alınmasına

rağmen başvurucuların korunmasından taviz verme riski taşımaktadır

Mahkeme boumlyle bir durumun başvurucularla polis arasındaki uyuşmazlığın ve

guumlvensizliğin artmasına katkıda bulunduğunu kabul ederken bunun başvurucuların kışkırtıcı

davranışlarını ve korunmalarına youmlnelik sorumluluklarını goumlz ardı etmelerini haklı

goumlstermeyeceğini belirtmiştir

Başvurucular yasalar tarafından duumlzenlenmiş ve nihayetinde imzaladıkları koruma

protokollerine de dahil edilen yetkililerle işbirliği yapmaya youmlnelik yuumlkuumlmluumlluumlklerinin

tamamıyla farkındaydılar Uygulamada ise yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmede defalarca

başarısız olmuş ve protokolleri ihlal etmişlerdir

Diğer hususların yanı sıra işbirliği sağlamamışlar ve polis memurlarına uygunsuz hal

ve hareketlerde bulunmuşlardır Koruma tedbirlerinden kaccedilınmaya ccedilalışmış polis

memurlarının işlerini yapmalarını zorlaştırmış ve iddiaya goumlre kendilerine yeni iş bulma

yuumlkuumlmluumlluumlğuuml ile ilgili olarak yetkililere ulaşılamaz taleplerde bulunmuş ve uzlaşmayı

reddetmişlerdir

180

Dahası başvurucular koruma altındaki tanık statuumllerini riske atacak şekilde sosyal

medya ve televizyonda mevcudiyet goumlstermişlerdir Başvurucular ayrıca Romanya iccedilinde

başka bir yere yerleştirilme teklifini reddetmiş Yargıtay ise dikkatli bir inceleme yaptıktan ve

gerekccedileler sunduktan kimliklerinin değiştirilmesi ve yurtdışına taşınma taleplerini

reddetmiştir

Başvurucular Yargıtayrsquoın kararını ve koruma protokollerine uyma yuumlkuumlmluumlluumlklerini

goumlrmezden gelerek yurtdışına taşınmaya karar vererek uygulamada koruma statuumllerini

sonlandırmış ve potansiyel olarak kendilerini ciddi risk altına sokmuşlardır Bu durumda bile

yetkililer korumayı geri ccedilekmemiş ve hatta iletişimi suumlrduumlruumlp maddi yardım sunmaya devam

etmişlerdir

Mahkeme yasanın oumlngoumlrduumlğuuml bir seccedilenek olan tanık koruma programından geri ccedilekme

yerine başvurucuların işbirliğine yanaşmamalarına rağmen korumayı suumlrduumlrme ccedilabalarından

dolayı yetkililere takdirini sunmuştur Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların

hayatlarına youmlnelik iddia edilen riskten kendilerinden makul surette beklenebilecek şekilde

korumak iccedilin gerekeni yaptığını hesaba katarak Soumlzleşmersquonin 2 maddesindeki gerekliliklere

uyulduğuna ve huumlkmuumln ihlal edilmediğine karar vermiştir

181

Başvuru Adı Boljević Sırbistan

Başvuru No 4744314

Başvuru Tarihi 20062014

Karar Tarihi 16 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203052

Konu Başvurucunun zamanaşımına uğramış soybağı davasıyla ilgili

modern DNA testi youmlntemlerini kullanmasına izin verilmeden koumlkenini kanıtlama hakkından

mahrum bırakılmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal

ettiği

Olaylar Başvurucu Peđa Boljević 1969 doğumlu bir Sırp vatandaşıdır

ve Ečkarsquoda (Sırbistan) yaşamaktadır 20112012 yılına kadar başvurucu Bay Arsquonın tartışmasız

şekilde biyolojik babası olduğunu duumlşuumlnmektedir Bununla birlikte Bay Arsquonın oumlluumlmuumlnuuml

izleyen miras davasında 1970 yılında verilen Bay Arsquonın biyolojik babası olamayacağına dair

kesinleşmiş mahkeme kararından haberdar olmuştur Mahkeme bu sonuca temelde

başvurucunun annesi ve Bay Arsquonın tanışmasıyla ilgili tanık ifadesine dayanarak ulaşmıştır

Ocak 2012rsquode başvurucu ve annesi soybağı davasının yeniden accedilılmasını talep

etmişlerdir Başvurucunun 1970 yılında verilen karardan daha yeni haberdar olduğunu kararın

verildiği doumlnemde DNA testi yaptırmanın muumlmkuumln olmadığını ancak guumlnuumlmuumlzde testin

mahkeme kararıyla yaptırılabileceğini savunmuşlardır Dahası Bay A resmi doğum

kayıtlarında her zaman başvurucunun babası olarak geccedilmiştir

İlk ve ikinci derece mahkemeleri zamanaşımı gerekccedilesiyle başvurucunun talebini

reddetmiştir Bilhassa yeni olgu ve delillere dayanan davanın yeniden accedilılması başvurusunun

nihai karar verildikten sonraki 5 yıl iccedilinde mevcut olayda 1977 yılında yapılması gerekiyordu

Temyiz Mahkemesi ayrıca başvurucunun 1970 kararlarından yeni haberdar olduğu iddiasını

ise geccedilmişteki dava suumlrecinde başvurucunun hakları yasal vasisi tarafından teminat altına

alındığı gerekccedilesi ile yersiz bulmuştur

Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında başvurucunun bireysel başvurusunu reddetmiştir

182

İhlal İddiaları Bay Boljević Bay Arsquonın biyolojik babası olduğunu

kanıtlayabilmek iccedilin DNA testi yaptırma fırsatından mahrum bırakıldığından hareketle

Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar Mahkeme Sırp yargı makamlarının 1970rsquode tamamlanmış

hukuk yargılamasının yenilenme talebini reddetmesinin hukuka uygun olduğunu tespit

etmiştir İlk ve ikinci derece mahkemelerinin muhakemesinde keyfiliğe dair hiccedilbir kanıt

goumlruumllmemektedir

Buna ek olarak ret kararı hukuki guumlvenlik ve başkalarının haklarının korunması meşru

amaccedillarına youmlnelik olarak verilmiştir Oumlzellikle soybağı ile ilgili yargılamalarda konulan

zaman sınırlaması baba olarak goumlruumlnen kişileri eskimiş iddialardan korumak ve mahkemelerin

uzun yıllar oumlncesine dayanan esasa ilişkin tespitler yapması gerektiğinde olası adaletsizliği

oumlnlemeyi amaccedillamaktaydı

Ancak başvurucunun davasıyla ilgili oumlzel koşullar ve şahsi kimliğinin oumlnemli bir

kısmını keşfetmesinin mevzubahis olduğu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkemeye goumlre

hukuki guumlvenliğin sağlanması tek başına başvurucuyu koumlklerini oumlğrenme hakkından mahrum

etmek iccedilin yeterli bir gerekccedile değildir

Nitekim Huumlkuumlmetin de kabul ettiği uumlzere başvurucunun yargılamanın yenilenmesi iccedilin

son başvuru tarihini uzatmasının yasal bir yolu bulunmamaktadır Bu nedenle onun oumlzel

durumu dikkate alınarak ilgili menfaatler arasında herhangi bir denge sağlanamamıştır

Mahkeme oumlzellikle başvurucunun bildiği kadarıyla 20112012rsquode miras davasının

accedilılmasına kadar Bay Arsquonın başvurucunun biyolojik babası olduğunu kaydetmiştir Dahası

Bay A 2014 ve 2019rsquoda ccedilıkarılan doğum sertifikalarında da hala başvurucunun babası olarak

geccedilmektedir

Her haluumlkarda oumllen bir kişinin olayda Bay Arsquonın oumlzel hayatının DNA oumlrneği talebi

sebebiyle koumltuuml youmlnde etkilenemez Ayrıca dava dosyasında merhumun ailesinin DNA testine

nasıl tepki verecekleri yer almamıştır

Mahkemenin taraf devletlere başvurucunun davasında olduğu gibi hassas konularda

tanıdığı takdir marjına bakılmaksızın buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme Sırp yetkili

makamlarının başvurucunun Soumlzleşme ile korunan oumlzel hayata saygı hakkını teminat

almadığını tespit etmiştir

183

Dolayısıyla somut olayın tuumlm oumlzellikleri dikkate alındığında Soumlzleşmersquonin 8 maddesi

ihlal edilmiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme ihlal tespitinin başvurucunun uğradığı herhangi bir manevi zarar iccedilin kendi

başına yeterli adil tazmin olduğuna karar vermiştir

184

Başvuru Adı Association Innocence en Danger ve Association Enfance et

Partage Fransa

Başvuru No 1534315 ve 1680615

Başvuru Tarihi 26032015 ve 07042015

Karar Tarihi 04 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202716

Konu Okul muumlduumlruuml tarafından bir ccedilocuğa youmlnelik hazırlanan koumltuuml

muamele raporu devletin soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml etkin hale getirmişken yetkili

makamların gerekli oumlnlemleri almayarak ccedilocuğun oumlluumlmuumlne engel olamamasının Soumlzleşmersquonin

3 maddesini (işkence yasağı) ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Paris merkezli iki Fransız ccedilocuk koruma

derneğidir 2001 doğumlu M başta isminin bilinmesini istemeyen ve bebeğini terk eden annesi

tarafından bir ay sonrasında geri alınmıştır Sonrasında iki ebeveyni ve kardeşleriyle birlikte

yaşamış ve okula ilk kez 6 yaşında Nisan 2007rsquode gitmiştir Ailesi her taşındığında

kaydettirildiği ccedileşitli okullarda pek ccedilok guumln devamsızlık yapmıştır İlk okul doumlnemi olan 2007-

2008 doumlneminden itibaren Mrsquonin oumlğretmenleri ccedilocuğun vuumlcudunda duumlzenli olarak ccedileşitli yara

izleri olduğunu kaydetmiştir

Haziran 2008rsquode okul muumlduumlruuml Le Mans savcılığına ve boumllge konseyi başkanına (yetkili

yerel makam) ldquoccedilocuk koruma raporurdquo goumlndermiştir Taşındıktan sonra Mrsquonin kız kardeşi ve

erkek kardeşlerinin aksine yeni okuluna gelmemesi muumlduumlruuml kaygılandırmıştır Muumlduumlr oumlnceki

okul muumlduumlruumlnuumln kendisini şuumlpheli koumltuuml muamele hakkında bilgilendirmesi ve yine aynı okulun

oumlğretmenlerinin Mrsquonin vuumlcudunda fark edilen yaralardan bahseden okul dosyasını teslim

almasından sonra ccedilocuğun okuldaki yokluğundan endişe duymuştur

Aynı guumln savcılık jandarmadan olayı soruşturmasını istemiştir Temmuz 2008rsquode

sosyal hizmetler son zamanlarda oluşan morarmalarla ilgili savcılığı bilgilendirmesinin

uumlzerine adli tabip goumlrevlendirilmiştir Birkaccedil guumln sonrasında M babasının goumlzuuml oumlnuumlnde

muayene edilmiştir Doktor daha oumlnceden oluşan lezyonları tespit etmiş ve şiddet veya koumltuuml

muamele seccedileneklerini tespit edemediğini belirtmiştir Ertesi hafta M ccedilocuk succedillarını oumlnleme

birimi binasında sorgulanmıştır ve sorgu kayda alınmıştır

185

Eyluumll 2008rsquode goumlrevli kıdemli polis memuru Mrsquonin istismar mağduru olduğunu

goumlsteren herhangi bir kanıt olmadığı sonucuna vardığı bir rapor hazırlamıştır 2008rsquoin ekim

ayının başlarında savcılık succedil iddiasının yetersiz şekilde dile getirilmesi sebebiyle dosyayı

kapatmıştır

Nisan 2009rsquoda o zamanın okul muumlduumlruuml ve okul doktoru Mrsquonin babasının ccedilocuğu ccedilocuk

acil servisine goumltuumlrmesini istemişler ve Ms bir ay hastanede yatmıştır Bu sırada okul muumlduumlruuml

Mrsquonin oumlğrenim yılının başından beri 33 guumln okula gelmediğini ve okula sıklıkla bariz

accedilıklaması olmayan ufak yaralanmalar ile geldiğini belirterek endişelerini boumllge konseyi

başkanına bildirmiştir Haziran 2009rsquoda iki sosyal hizmetler ccedilalışanı farklı tarihlerde ccedilocuğun

evini ziyaret etmiştir Oumlzel olarak endişelenmeyi gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını

belirtmişlerdir

Eyluumll 2009rsquoda Mrsquonin babası kızının bir fast-food restoranının otoparkında

kaybolduğunu polise bildirmiştir Ccedilocuğun bulunması iccedilin buumlyuumlk bir arama ekibi

oluşturulmuştur Ertesi guumln baba nihayetinde soruşturmacıları ccedilocuğun cansız bedeninin

bulunduğu noktaya youmlnlendirmiştir Oumlluumlm tahmini olarak 6 Ağustosrsquou 7 Ağustosrsquoa bağlayan

gece gerccedilekleşmiştir

Haziran 2012rsquode ebeveynler Sarthe Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oumlluumlme yol accedilan

işkence ve vahşice eylemlerin ebeveyn tarafından kuumlccediluumlğe işlenmesi succedilundan 30 yıl hapis

cezasına ccedilarptırılmıştır İki başvurucu dernek kovuşturma aşamasına muumldahil olmuşlardır ve

ebeveynlerin başvuruculara tazminat olarak sembolik bir miktar Euro oumldemesine karar

verilmiştir

Ekim 2012rsquode başvurucu dernekler oumlzellikle Haziran-Ekim 2008 tarihlerinde

soruşturma ekiplerinin ve savcılığın ihmalkacircr hatalarından dolayı ağır kusurlu oldukları

iddiasıyla adalet sistemindeki hatalı işleyişten oumltuumlruuml devletin hukuki sorumluluğuna gidilmesi

iccedilin dava accedilmışlardır Başvurucuların tuumlm iddiaları reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu dernekler oumlzellikle Soumlzleşmersquonin 2 maddesi

(yaşam hakkı) ile 3 maddesine (işkence yasağı) dayanarak Fransız yetkililerinin Mrsquoyi

ebeveyn istismarından koruyamadıklarından şikayetccedili olmuşlardır

Innocence en Danger Derneği 13 madde (etkili başvuru hakkı) uyarınca devletin

adalet sisteminin hatalı işleyişinden doğan sorumluluğunu uumlstlenmesi iccedilin ağır ihmalin

varlığını iddia etmiştir

186

Karar

Başvurucu derneklerin taraf ehliyeti

Huumlkuumlmet başvurucu derneklerin Mrsquoyi temsilen Mahkeme oumlnuumlnde dava accedilma

ehliyetlerinin olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Ancak Mahkeme istisnai koşullar ccedilerccedilevesinde asıl amacı ccedilocukların korunması olan

ve yerel dava suumlrecinde de usuli bir statuumlye sahip bir şekilde aktif rol almış başvurucu

derneklerin Mrsquonin fiili temsilcileri olarak değerlendirilebileceği goumlruumlşuumlndedir

Mahkeme uyuşmazlığın yerel makamların koumltuuml muameleyi fark edip bu eylemlerin

ccedilocuğun nihayetinde oumlluumlmuumlne sebebiyet vermesinden koruyup koruyamayacağı sorusuyla ilgili

olduğunu tespit ederek dava dilekccedilesini yalnızca 3 madde kapsamında incelemeye karar

vermiştir

Madde 3 (İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)

Mahkeme okul muumlduumlruumlnuumln 19 Haziran 2008 tarihli raporu ile yetkililerin Mrsquonin koumltuuml

muamele ve daha ileri duumlzeyde istismar ile karşı karşıya olabileceği riskinden haberdar

edildiğini kaydetmiştir Rapor devletin olayı araştırma pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml gerekli

kılmıştır

Mahkeme yerel makamların tehlikeyi goumlz ardı etmemek ile aile hayatına saygı duyma

arasında adil denge kurmak gibi hassas bir konuda yaşadığı zorlukların farkındadır Mahkeme

ayrıca raporun ulaştığı guumln savcılığın jandarmaya soruşturma başlatması talimatını verme

konusunda duyarlı olduğunu da kaydetmiştir Dahası ccedilocuğun ifadesinin kayıt altına alınması

ve adli tabip tarafından muayene edilmesi gibi faydalı tedbirler de alınmıştır Ancak Mahkeme

bazı diğer unsurların bu bulguların oumlnemini zayıflattığı goumlruumlşuumlndedir

İlk olarak savcılığın derhal harekete geccedilmesine cevaben durum 13 guumln geccedilene kadar

polise soruşturulması iccedilin bildirilmemiştir İkinci olarak ccedileşitli işaretler ve belirtiler rapor 19

Haziran 2008rsquode goumlnderilir goumlnderilmez yetkililerin ilgisine sunulmuştur Ccedilocuğun

vuumlcudundaki yaralar ortaya ccedilıktığında goumlsterdiği tepkiler ve olayın perde arkasında geccedilenlerle

ilgili bilgi toplamak uumlzere oumlğretmenlerle goumlruumlşmek faydalı olabilirdi Oumlğretmenler ccedilocukları

guumlnluumlk olarak yakından goumlzlemledikleri ve bazen ccedilocuğun guumlvendiği yegane insanlar oldukları

iccedilin ccedilocuk istismarını oumlnlemede oumlnemli rol oynamaktadırlar

187

Oumlzellikle aile pek ccedilok kez taşındığından Mrsquonin aile ccedilevresini accedilıklığa kavuşturmak

iccedilin araştırma yapılması faydalı olabilirdi Soruşturmanın başındaki polis memuru tarafından

anne polis karakolunda değil kendi evinde kısa ve oumlz bir şekilde sorgulanmıştır Dahası Mrsquonin

adli tıp muayenesi esnasında babasının orada olması sebebiyle bu goumlruumlşme hedefle youmlnelik

sorular sormayı iccedileren bir soruşturma bağlamında ccedilocukla gerccedilek bir goumlruumlşme olarak kabul

edilemez

M ile goumlruumlşme sırasında her ne kadar bir şikayette bulunmamış olsa da goumlruumlşme bir

psikolog olmadan gerccedilekleştirilmiştir Boumlyle bir koşul zorunlu olmasa da boumlyle bir uzmanın

varlığı rapor ve adli tıp muayenesinden sonra doğan kaygıları accedilıklığa kovuşturmak iccedilin uygun

olabilirdi

Soruşturmanın takipsizlikle sonuccedillanmasını sorgulamak Mahkemersquoye duumlşmemekte

ancak diğer taraftan yetkililerin takipsizlik kararından sonra olayı tamamen guumlndemden

ccedilıkarmak yerine belirli tedbirleri alması gerekmekte idi Eğer savcılık kendi kararını sosyal

hizmetlere bildirerek sosyal hizmetler tarafından yapılacak bir araştırmanın ya da ccedilocuğun

goumlzetim altına alınmasının gerekliliğini vurgulasaydı soruşturmanın sonlandırılmasından

sonra sosyal hizmetlerin uygun bir eylemde bulunma ihtimalini arttırmış olurdu

Ek olarak olayların geccediltiği doumlnemde ilgili boumllgede bilgilerin merkezileştirilebileceği

bir mekanizma (oumlrneğin ldquoCRIPrdquo bilgi toplama birimi) bulunmamaktadır Buumltuumln bu unsurların

bir araya gelmesi sonucunda ccedilocuğun goumlzlem altında tutulması ve yargı mensupları ile sosyal

hizmetler yetkililerin arasında herhangi bir etkili bilgi alışverişinin gerccedilekleşmesi ihtimalini

azalmıştır

Takipsizlik kararından nihayetinde haberdar olan sosyal hizmetler iddiaya goumlre 27

Nisan 2009 tarihli endişe verici rapordan sonra ev ziyaretleri dahil olmak uumlzere harekete

geccedilmiştir Bununla birlikte raporla aynı tarihlerde Mrsquonin hastanede bir ay yattığı ve bunun

sonucunda ccedilocuk sağlığı biriminin sosyal hizmetlerle iletişime geccediltiği goumlruumllduumlğuumlnde sosyal

hizmetlerin ccedilocuğun durumu konusunda daha tedbirli davranmasının gerektiği ortaya

ccedilıkmaktadır Ancak takipsizlik kararının ardından ccedilocuğun iccedilinde bulunduğu asıl durumu

tespit edebilecek etkin eylemlerde bulunulmamıştır

Buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme mevcut sistemin Mrsquoyi kendisinin oumlluumlmuumlne yol

accedilan ailesinin istismarından koruyamadığı sonucuna ulaşmıştır Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3

maddesi ihlal edilmiştir

188

13 Madde (Etkili başvuru hakkı)

Mahkeme Fransız kanun koyucunun devletin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi

iccedilin adalet sisteminin hatalı işleyişine sebebiyet veren ihmali davranışların ardı ardına

meydana gelmesi gibi ağır ihmalin varlığının ortaya konmasını aramasını mantıklı bulmuştur

Ayrıca bu kuralların sınırlı bir bağlamda uygulanmasının adalet sisteminin karmaşıklığını

dikkate alan ve soruşturma ile yargı guumlccedillerinin sistemli bir şekilde işlemesini teminat altına

almaya ccedilalışan bir yasama tercihine karşılık geldiğini de kabul etmiştir

Mahkeme mevcut davada Innocence en Danger derneğinin polis ve savcılığın

hizmetlerine atfettiği eksikliklerle ilgili şikayetlerini incelettirmek uumlzere adli mahkemelerde

dava accedilma yetkisi olduğunu kaydetmiştir İlgili mahkeme bu şikayetler hakkında karar verme

yetkisine sahiptir ve gerccedilekten de başvurucu derneğin tuumlm iddialarını ve gerekccedilelerini

sunabildiği yargılamada kendisini yalnızca ciddi ihmal eylemleriyle sınırlamaksızın davayı

incelemiştir

Mahkemersquonin goumlruumlşuumlne goumlre başvurucu derneğin iddialarının reddedilmesi kanun

yolunun etkili olup olmadığına karar verilebilmesi iccedilin tek başına yeterli değildir Soumlzleşmersquonin

13 maddesi kapsamındaki etkililik yargılamanın başvurucu lehine sonuccedillanmasına bağlı

değildir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal

edilmemiştir

Madde 41 (Adil tazmin)

Mahkeme Fransarsquonın başvurucu Innocence en Danger Derneğirsquone manevi tazminat

iccedilin 1 Euro tutarında sembolik tazminat ve masraf ve giderler iccedilin 15000 Euro oumldemesine

huumlkmetmiştir Diğer başvurucu derneğin adil tazmin kapsamında herhangi bir talep ve iddiası

bulunmamaktadır

189

Başvuru Adı Draskovic Karadağ

Başvuru No 4059717

Başvuru Tarihi 31052017

Karar Tarihi 09 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202763

Konu Otoritelerin dul bir kadının kocasının cenazesinin yerini

değiştirme hakkını ihlal etmesi

Olaylar Başvurucunun eşi 1995 yılında Belgradrsquoda vefat etmiştir Eski

Yugoslavyarsquodaki savaş nedeniyle eşinin cenazesi Karadağrsquoda yeğenine ait bir aile arsasına

goumlmuumllmuumlştuumlr Haziran 2014rsquote başvurucu eşinin cesedini Trebinjersquode sahibi olduğu bir mezara

taşımak istemiş fakat yeğeni reddetmiştir Başvurucu Şubat 2015 yılında Herceg Novi ilk

derece mahkemesine bu talebini sunmuş mahkeme tarafından reddedilmiştir Mahkeme eşinin

cenazesi uumlzerine veya goumlmuumllduumlğuuml yerden doğan herhangi bir hakkı olmadığı gibi yasal bir

menfaatinin de bulunmadığına karar vermiştir Daha sonra Nisan 2015rsquote Yuumlksek Mahkeme

ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır Haziran 2015rsquote başvurucu Anayasa

Mahkemesirsquone başvurarak yeğeninin rızası olmadan cenazenin mezarını accedilmak veya nakil

etmek iccedilin resmi bir izin alamamasının anayasal haklarına aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Yerel mahkemelerin de başvurucunun talebini reddedip ccediloumlzuumlmuuml davalı tarafın iradesine

bırakmış olmakla başvurucunun adil yargılanma ve aile hayatı hakkının ihlal edildiği iddia

edilmiştir Şubat 2017rsquode Anayasa Mahkemesi başvurucunun itirazını reddetmiştir Ağustos

2019da sıhhi muumlfettişlik başvurucuya sıhhi muumlfettişin mezar accedilma ve nakil izinlerini

vermekle sorumlu olduğunu mektupla bildirmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı

vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil

yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 8

190

Mahkeme ilk olarak Huumlkuumlmetin başvurucunun etkili iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine

ilişkin itirazını reddetmiştir Oumlzellikle Başvurucunun sıhhi muumlfettişliğe veya belediye cenaze

şirketine kocasının cenazesinin kazılarak nakledilmesi iccedilin hiccedilbir zaman talepte bulunmamıştır

Mahkeme bir mezarlık arsası sahibinin mezar accedilmak iccedilin izin vermeyi reddetmesi

uumlzerine accedilılabilecek davalarda hiccedilbir usul bulunmadığını kaydetmiştir Nitekim sağlık

muumlfettişliği başvurucuya bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisi olmadığını bildirmiştir Bu

nedenle soumlz konusu hukuk yolunun varlığı teoride ve pratikte yeterince kesin olmayıp bu

nedenle erişilebilirlik ve etkililikten yoksun olmaktaydı

Mahkeme yeni bir defin yerine nakledilmek uumlzere bir akrabanın mezarının ortaya

ccedilıkarılması talebinin 8 madde kapsamına girip girmediğine dair daha oumlnce accedilık bir tutum

benimsemediğini kaydetmiştir Oumlte yandan Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo İsveccedil davasında

eşinin cenaze kuumlllerinin yeni bir mezar yerine goumltuumlruumllmesine izin verilmemesinin dul eşin oumlzel

hayatına bir muumldahale olduğu varsayımında bulunmuştur

Mahkeme şimdi başvurucunun olayında olduğu gibi yakın bir akrabanın mezar accedilma

ve nakil talebinin aslında ilke olarak oumlzel ve aile hayatı huumlkmuumlnuumln her iki youmlnuuml altında

incelenebileceğini tespit etmiştir Hakkın niteliği ve kapsamı ile devletin yuumlkuumlmluumlluumlklerinin

kapsamı olayın oumlzel koşullarına ve gerccedileklerine bağlıdır

Elli Poluhas Doumldsbonun aksine başvurucunun şikayetinin kilit youmlnuuml mahkemelerin

uumlccediluumlncuuml bir taraf aleyhindeki iddiasına ilişkin esaslı bir inceleme yapmamış olmasıdır

Dolayısıyla başvurucunun olayı Devletler ldquooumlzel ya da aile hayatına saygırdquo hakkını

nasıl guumlvence altına alacaklarını seccedilerken bireyler arasındaki ilişkiler kapsamındaki

goumlrevleriyle ilgili bir miktar takdir yetkisine (ldquotakdir payırdquo) sahip olmaktadırlar Devletin

yuumlkuumlmluumlluumlkleri soumlz konusu olduğunda bireyin ve toplumun birbiriyle ccedilatışan ccedilıkarları arasında

adil bir denge kurulmasına oumlzen goumlsterilmelidir

Bayan Draškovićin davasında tartılması gereken şey mezarların kutsallığını

sağlamada toplumun roluuml ve yeğenin haklarına karşı kocasının kalıntılarını ccedilıkarmak ve

nakletmekle ilgilidir Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo davasında ulusal makamların bu tuumlr

konularda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisi dahilinde hareket ettiklerini tespit ettiğini

kaydetmiştir Şoumlyle ki ulusal makamlar ilgili tuumlm koşulları dikkate almış ve yerel mahkeme

kararları iccedilin ilgili ve yeterli gerekccedileler sunmuşlardır

191

Oumlte yandan Bayan Draškovićin olayında mahkemeler mezar accedilma ve kaldırmanın

pratik accedilıdan muumlmkuumln veya kolay olup olmadığını ve herhangi bir halk sağlığı ccedilıkarının soumlz

konusu olup olmadığını değerlendirmekte başarısız olmakla kalmamış aynı zamanda diğer

konuları da accedilıklığa kavuşturmamıştır Oumlrneğin kocanın Karadağda goumlmuumllmek isteyip

istemediği araştırılmamış Bosna Hersekte mi ya da Belgradrsquota mı yaşadığı incelenmemesinin

yanında kendisi ile Bayan Draškovićin Bosna Hersekteki arsayı birlikte goumlmuumllmek iccedilin alıp

almadıkları da dikkate alınmamıştır

Mahkeme ayrıca Devletin herhangi bir menfaat ccedilatışmasını dengelemek iccedilin uygun bir

yasal ccedilerccedileve oluşturup oluşturmadığını ve bu menfaatleri belirleyip uygun şekilde dengeleyip

dengelemediğini incelemiştir

İlk olarak yerel mevzuatın başvurucununki gibi olayları duumlzenlemekte goumlruumlnmediğini

dolayısıyla başvurucunun 8 madde haklarına getirilen kısıtlamaların orantılılığını goumlzden

geccedilirmek iccedilin bir mekanizma sağlamadığını kaydetmiştir Nitekim aile uumlyeleri arasında

mezardan ccedilıkarma veya bir akrabanın son mezar yeri ile ilgili bir anlaşmazlığı ccediloumlzecek

mekanizmalar iccedilin herhangi bir mevzuat oumlngoumlruumllmemiştir

Kazılardan sorumlu idari makam da bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisine sahip

değildi Aksine taraflara meseleyi ccediloumlzduumlkten sonra mezar accedilma talebinde bulunma talimatı

verdi Bu tuumlr menfaat ccedilatışmalarının dengeleme beceresinin olmadığı davalarda ccedilekişmeli

yargı yolu başarılı olabilirdi

Ancak hukuk mahkemeleri başvurucunun ldquomuumllkiyetle ilgili statuumlyle ilgili ve

iddiasında başka herhangi bir menfaatirdquo bulunmadığına huumlkmetmiştir

Dolayısıyla yerel mahkemeler Başvurucu iccedilin 8 madde kapsamında herhangi bir

hakkın varlığını tanımamış veya bunları kocasının yeğeninin menfaat ccedilatışmalarında dengeyi

sağlayamamışlardır Mahkeme Soumlzleşmenin bu huumlkmuumlnuumln ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Diğer maddeler iccedilin Mahkeme inceleme gerekliliğinin olmadığına karar vermiştir

192

Başvuru Adı Erlich ve Kastro Romanya

Başvuru No 2373516 ve 2374016

Başvuru Tarihi 20042016

Karar Tarihi 09 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203114

Konu Romanya Cezaevindeki iki Yahudi mahpusun koşer yemekleri

ihtiyaccedillarının karşılanması iccedilin ulusal makamların yeterli imkanı sağladığı gerekccedilesiyle

Soumlzleşmersquonin 9 maddesinin ihlal edilmediği

Olaylar Rahova Cezaevirsquonde mahpus olan iki İsrail vatandaşı

tutuklulukları suumlrecinde meydana gelen olaylar uumlzerine şikayette bulunmuşlardır Her iki

Başvurucu da belirtilmemiş tarihlerde Rahova Cezaevirsquonde dini gerekliliklerine uygun olarak

koşer yemeklerinin bulunmadığından şikayet etmiştir Temmuz 2015rsquote hapis cezalarının

denetiminden sorumlu yargıccedil başvurucuların şikayetlerini reddetmiştir Kararın gerekccedilesine

goumlre başvurucular kendi ailelerinden gelen gıda maddelerini alabilir veya cezaevi

duumlkkanından koşer uumlruumlnlerini satın alabilirlerdi fakat bunu yapmak istememişlerdir

Başvurucular ise bu karara itiraz etmişlerdir Ekim 2015te Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi

Rahova Cezaevirsquonin koşer yemek hazırlamak iccedilin gerekli tesislerden yoksun olduğunu ve bu

tuumlr yemeklerin dışarıdan bir tedarikccediliden satın alınmasının gerektiğini ve bu tedarik iccedilin belirli

bir buumltccedile ve satın alma proseduumlruuml gerektiğini belirterek itirazları kabul etmiştir Mahkeme bu

tuumlr yeni tedbirlerin uygulanmasının zaman alacağını oumlngoumlrerek Rahova Cezaevirsquonin

Başvurucular iccedilin kişisel ihtiyaccedillarını karşılamaya yetecek miktarda ve bir oumldeme karşılığında

guumlnluumlk koşer yemek almalarına izin vermesine huumlkmetmiştir Mahkeme ayrıca Cezaevinin

diğer mahpuslarla aynı koşullarda yemek dağıtımını sağlamasını ve tedarik edemeyecekleri

guumlnlerde yemeklerin depolanmasının kolaylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir Yemeklerin

maliyeti ile ilgili olarak mahkeme başvurucuların bu tuumlr konularda yetkili olan olağan hukuk

mahkemelerine başvurarak mahkumlara uygulanan yemek yeme kurallarında belirtilen sınırlar

dahilinde tazminat talep edebileceklerini belirtmiştir Dava dosyasından başvurucuların hukuk

mahkemelerinden tazminat talep etmedikleri anlaşılmaktadır

193

İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı

vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil

yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 9

Mahkeme Romanya devletinin din oumlzguumlrluumlğuuml hakkını hem Anayasa hem de mevzuatta

accedilıkccedila koruduğunu ve resmi olarak tanınan inanccedillar arasında Yahudi dininin olduğunu

goumlzlemlemiştir Ayrıca bir mevzuatın (2542013 sayılı Kanun ve uygulama youmlnetmelikleri)

cezaevinde din oumlzguumlrluumlğuuml hakkının kullanılması konusunda yeterince oumlngoumlruumllebilir ve ayrıntılı

bir genel kural ccedilerccedilevesi oluşturduğunu kaydetmiştir

Mahkeme ayrıca belirli bir dinin cezaevinde pratikte uygulanmasına ilişkin ayrıntılı

yerel durumlara ve ihtiyaccedillara goumlre en iyi şekilde ifade edilebilecek duumlzenlemeler oluşturmanın

devlet makamlarının takdir yetkisi dahilinde olduğunu değerlendirmiştir Bu bağlamda

başvuruculara goumlre soumlz konusu tarihte Romanya cezaevlerinde Yahudi inancına sahip yalnızca

sekiz kişinin tutuklandığı kaydedilmiştir

Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi başvurucuların oumlzel ihtiyaccedillarına goumlre oumlzelleştirilmiş bir

ccediloumlzuumlmden yana olmuştur Boumlylelikle Yahudi inancına sahip tutuklular iccedilin belirli bir yasal

ccedilerccedilevenin eksikliğini telafi edilmiş ve hemen uygulanabilecek bir ccediloumlzuumlm sağlanmıştır

Mahkeme Rahova Cezaevi yetkililerinin bunu hemen uygulayabilme avantajına sahip olan

pratik bir ccediloumlzuumlmuuml benimsediği suumlrece boumlyle bir yaklaşım yetki ikamesi ilkesine uygun

olmaktadır Bu yetkililer koşer yemeklerini pişirmek iccedilin ayrı bir mutfak tesis etmişlerdir bu

mutfağın hazırlanması suumlreccedil sırasında danışılan ve başvuruculara oumlzel yiyecekler sağlayan bir

Yahudi dini vakıf tarafından da onaylanmıştır

İlk Derece Mahkemesi ayrıca başvurucuların uygulanabilen kurallara istisna olarak

yerinde pişirilebilen ve hazırlanabilen uumlruumlnleri temin etmelerine izin vermiştir Mahkeme

başvurucuların bu uumlruumlnleri kendi imkanlarıyla edindiklerini dikkate almıştır Bir mahpusun

kendi imkacircnlarıyla dininin huumlkuumlmlerine uygun yiyecekleri almasına izin veren bir

duumlzenlemenin kişiye objektif olarak kabul edilemez bir mali yuumlk getirmemesi gerektiğini

belirtmiştir

194

Bu bağlamda Mahkeme İlk Derece Mahkemesinin başvuruculara yaptıkları her tuumlrluuml

yargılama masrafının geri oumldenmesi iccedilin başvurabilecekleri konusunda bilgi verdiğini

kaydetmiştir Ancak ne yetkili mahkemelere başvurmuşlar ne de bu tuumlr bir dava accedilmaktan

kendilerini alıkoyan nesnel gerekccedileler olduğunu Mahkemersquode iddia etmişlerdir Ayrıca

cezaevi yetkililerine kendi imkanlarıyla temin ettikleri ve taleplerinin reddedildiği yiyecek

masraflarının geri oumldenmesi iccedilin oumlzel ayrıntılı bir talep sunduklarını hiccedilbir aşamada iddia

etmemişlerdir Mahkeme yetki ikamesi ilkesine saygı goumlsterme konusunda her zaman dikkatli

olmuştur ve bu nedenle Mahkemersquonin yerel makamların ilgili bir kararı olmadan koşer gıda

temin etmek iccedilin başvurucular tarafından fiilen harcanan miktar hakkında tahminde bulunma

olanağı olmamıştır

Tuumlm bu etkenlerin ışığında ve davalı Devletin bu alanda sahip olduğu takdir yetkisini

goumlz oumlnuumlnde bulundurarak Mahkeme mevcut davada yerel makamların Soumlzleşmenin 9 maddesi

kapsamındaki pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini makul oumllccediluumlde yerine getirdiklerine karar vermiştir Bu

nedenle Soumlzleşmenin 9 maddesi ihlal edilmemiştir

195

TEMMUZ 2020

Başvuru Adı Chong CoronadoAndorra

Başvuru No 3736815

Başvuru Tarihi 29072015

Karar Tarihi 23 Temmuz 2020

Karar Linki Chong Coronado v Andorra

Konu

Başvurucunun gıyabında mahkum edilmesi ve yeniden yargılama başvurusunda

bulunamamasının mahkeme kararlarının uygulanması ve mahkemeye erişim hakkı arasında

adil bir denge kurulmuş olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucu Ernesto Emilio Chong Coronado 1978 doğumlu Panama vatandaşıdır

Panamada yaşamaktadır

2014 yılının Nisan ayında Tribunal de Corts başvurucuyu organize bir succedil oumlrguumltuumlnuumln

parccedilası olarak kara para aklamaktan gıyaben mahkum ederek beş yıl hapis (bunlar askıya

alınmıştır) ve 600000 Euro para cezasına ccedilarptırmıştır Mahkeme ayrıca başvurucunun

Andorrarsquodan sınır dışı edilmesine ve uumllkeye yeniden girişinin 20 yıl suumlreyle yasaklanmasına

karar vermiştir

Başvurucunun temyiz talebi Yuumlksek Adalet Mahkemesi tarafından bu aşamada

başvuruyu değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekccedilesiyle reddedilmiştir Başvurucu ilk

derece mahkemesinde gıyaben mahkum edildiğinden Yuumlksek Adalet Mahkemesi ilk olarak

kendisini mahkum eden Tribunal de Cortsa yeniden yargılama başvurusu yapması gerektiğine

karar vermiştir Başvurucu daha sonra Tribunal de Corts huzuruna şahsen ccedilıkması halinde

oumlzguumlrluumlğuumlnden derhal mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ederek bu kararın

kaldırılması iccedilin başvurmuştur Bu başvuru reddedilmiştir

Son olarak başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvuruda bulunarak temel

haklarının ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuştur Ocak 2015te Anayasa Mahkemesi Yuumlksek

196

Adalet Mahkemesirsquonin daha oumlnce yeniden yargılama başvurusu yapılmadığı gerekccedilesiyle

temyizi kabul edilemez ilan ederek kanunu doğru uyguladığını tespit etmiş ve başvuruyu

reddetmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkması durumunda

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılma riskinin yalnızca potansiyel bir risk olduğuna karar

vermiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu Soumlzleşmenin 6 Maddesirsquone (Adil Yargılanma Hakkı) dayanarak

mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr ve mahkumiyetine itiraz etmek iccedilin

ilk olarak kendisinin aynı mahkemeye şahsen ccedilıkmak zorunda olduğunu belirtmiştir Bu

nedenle kendisini savunma hakkının ve temyiz hakkının Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkmış

olsaydı oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum kalacağı oumllccediluumlde ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ona goumlre

yerel mahkemenin şahsen ccedilıkmasını talep etmemesi veya goumlzaltına alınmayacağına dair garanti

vermesi gerekirdi

Karar

Madde 6 (Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye Erişim Hakkı)

Andorra mevzuatı ilk derece mahkemesinde gıyaben huumlkuumlm giymiş herhangi bir

kişiye aynı mahkeme tarafından hem fiilen hem de hukuken kişinin savunmasını duyduktan

sonra davanın esasına ilişkin yeni bir karar verme imkanı sağlamıştır Bu yol gıyaben huumlkuumlm

giymiş şahıs ortaya ccedilıkma ve savunma yapma hakkından feragat etmiş veya isteyerek kaccedilmış

olsa bile accedilıktır İlgili kişinin mahkeme huzuruna ccedilıkması boumlyle bir yeniden yargılama iccedilin tek

şarttır Recurs daudiegravencia (ldquodinlenilme talebirdquo) olarak bilinen başvuruyu yaptıktan sonra esasa

ilişkin yeni bir inceleme yaptırmak iccedilin kişinin yetkili yargı organı (Tribunal de Corts)

huzuruna ccedilıkması veya Andorrada kalması gerekiyordu

Mahkeme gıyaben mahkum edilen bir kişiye getirilen şahsen ortaya ccedilıkma

yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln adil yargılanma hakkı accedilısından orantısız bir yuumlk oluşturup oluşturmadığını

belirlemesi gerektiği goumlruumlşuumlndedir

Başvurucu oumlzguumlrluumlğuuml risk altında olduğu iccedilin Andorraya seyahat etmediğini iddia

etmesine rağmen Mahkeme Devletrsquoin sanıkların duruşmalarında fiziksel olarak bulunmalarını

197

sağlamadaki ccedilıkarının bu olayda tutuklanma korkularından daha ağır basabileceğini tespit

etmiştir

Ayrıca bir recurs daudiegravencia bağlamında mahkum mahkeme dava hakkında karar

verene kadar herhangi bir goumlzaltı tedbirinin yuumlruumltuumllmesinin durdurulmasını talep etme hakkına

sahiptir Bu tuumlr talepler birccedilok durumda ulusal makamlar tarafından kabul edilmiştir (yaklaşık

80 oranında) Bu uygulama başvurucunun gıyaben mahkumiyetini takiben hem gerccedilekte

hem de hukuken yeniden incelenmesi iccedilin başvurucunun muhakkak goumlzaltına alınacağını

goumlstermemektedir Ancak gıyaben mahkumiyetin bir kenara bırakılması ve davanın tamamen

yeniden incelenmesi iccedilin huumlkuumlmluumlnuumln bizzat ccedilıkması gerekmektedir Ayrıca huumlkuumlmluuml kişinin

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılmasına youmlnelik ancak mahkeme (Tribunal de Corts) tarafından

alınabilen bir karar Yuumlksek Adalet Mahkemesi oumlnuumlnde temyiz edilebilir

Ayrıca soruşturma yargıcı başvurucunun ceza yargılamasının başlangıcında kaccediltıktan

sonra tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucu temyiz edilebilir olmasına rağmen bu karara

itiraz etmemiştir

Başvurucu ulusal yargı makamları huzuruna ccedilıkmayı sistematik olarak reddetmiştir Bu

nedenle adalet sisteminden kendi isteğiyle kaccedilmıştır Andorralı bir soruşturma yargıcı

tarafından verilen uluslararası talep mektubunun ardından Panamalı bir yargıccedil huzurunda ifade

vermeyi dahi reddetmiştir Mahkemersquoye goumlre bu durumu kendisi aleyhindeki ceza

yargılamasında mahkemelerle tam iş birliği yapma iddiasıyla bağdaştırmak zordur Kendisine

karşı uluslararası yakalama emri ccedilıkarılmadığı goumlz oumlnuumlne alındığında (Andorra ile Panama

arasında uluslararası iade anlaşması yoktur) Mahkeme başvurucunun Panama adli

makamlarının huzuruna ccedilıkmaması iccedilin herhangi bir zorlayıcı sebep goumlremedi

Mahkeme başvurucunun Andora mahkemelerinde tabiri caizse goumlruumlnme veya işbirliği

yapma niyetinde olmadığı ve sonuccedil olarak adalet sisteminden kaccediltığı goumlruumlşuumlne varmıştır Bu

nedenle davranışı goumlz oumlnuumlne alındığında kendisi iccedilin yasal sonuccedilları oumlzellikle de ilk

duruşmada kasıtlı yokluğu nedeniyle davasının yeniden goumlruumllmesi iccedilin Andoraya seyahat etme

yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml tıpkı basiretli bir insan gibi makul bir şekilde oumlngoumlrebilirdi

Ayrıca başvurucu temyiz iccedilin hukuki hususları değil yalnızca maddi koşullar ve

delillerin ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesiyle ilgili bir savunma sunmayı

amaccedillamıştır Doğrudanlık ilkesiyle guumlccedilluuml bir şekilde bağlantılı olan bu tuumlr bir savunma temyiz

edenin fiziksel varlığı olmaksızın buumlyuumlk ihtimalle boşuna olacaktır

198

Son olarak Mahkemersquoye goumlre başvurucu ilk derece mahkemesi kararını tebliğ almak

iccedilin hala şahsen Andorraya seyahat etmediğinden davanın yeniden incelenmesi hacirclacirc

muumlmkuumlnduuml

Sonuccedil olarak ve bu tuumlr konularda ulusal makamlara tanınan takdir yetkisini goumlz oumlnuumlnde

bulundurarak Mahkeme başvurucunun mahkeme huzuruna ccedilıkma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln recurs

daudiegravencia ile bağlantılı olarak yargı kararların uygulanmasını sağlamaya youmlnelik meşru amaccedil

ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozabilecek orantısız bir yuumlk olmadığına

karar vermiştir Boumlyle bir sistem soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurmaya

ccedilalışmakta olup adaletten yoksun olarak değerlendirilmesi de muumlmkuumln değildir

Bu nedenle Soumlzleşmenin 6 maddesi ihlal edilmemiştir

199

Başvuru Adı Veljkovic-Jukicİsviccedilre

Başvuru No 5953414

Başvuru Tarihi 26 Ağustos 2014

Karar Tarihi 21 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203805

Konu İsviccedilrersquode on doumlrt yaşından beri yaşayan Sırbistan vatandaşının

uyuşturucu ticareti succedilu sebebiyle oturma izninin iptal edilmesinin ve İsviccedilrersquoden sınırdışı

edilme ihtimalinin Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) ihlali olmaması (oyccedilokluğu)

Olaylar Başvurucu Renata Veljkovic-Jukic 1980 doğumlu bir Sırbistan

vatandaşıdır Sırbistan vatandaşı kocası ve uumlccedil ccedilocuğu (2007 2008 ve 2012 doğumlu) ile

Gerlafingen İsviccedilrersquode yaşamaktadır İsviccedilrersquode oturma izni Veljkovic-Jukicrsquoe 14 yaşındayken

(1995) kocasına ise 8 yaşındayken (1991) verilmiştir

Haziran 2012rsquode Zuumlrih Kantonu Yuumlksek Mahkemesi istinaf aşamasında uyuşturucu

ile ilgili kanunları ihlalden ve ehliyetsiz araccedil kullanmaktan başvurucu aleyhine 30 ayı

ertelenmiş olmak uumlzere 3 yıl hapis cezasına huumlkmetmiştir Oumlzellikle Nisan 2010rsquoda 6000

İsviccedilre Frangı kendisi iccedilin olmak uumlzere toplamda 126000 İsviccedilre Frangı değerinde yaklaşık 1

kg eroin ve 56 kg kokain ticareti yapmaktan ve kokain kullandıktan sonra araccedil kullanmaktan

dolayı succedillu bulunmuştur Cezasını yarı accedilık cezaevinde ccedilekmiş ve Temmuz 2013rsquote serbest

bırakılmıştır

Eyluumll 2013rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu başvurucunun succediluna ve uzun

doumlnem hapis cezasına dayanarak daimi oturma iznini iptal etmiş ve İsviccedilrersquoden ccedilıkmasını

emretmiştir Başvurucu buna itiraz etmiş ancak talebi ilk derece mahkemesinde ve istinafta

reddedilmiştir Federal Yuumlksek Mahkeme oumlzellikle sınır dışı konusunda başvurucunun kişisel

menfaatindense kamu guumlvenliğini oumlncelemiş ve bu yaklaşımın başvurucu gibi 15 yıldan

fazladır hukuka uygun olarak devamlı İsviccedilrersquode ikamet eden kişiler iccedilin de geccedilerli olduğunu

belirtmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Bosna Hersekrsquoe (14 yaşına kadar burada

yaşamıştır) Sırbistanrsquoa ya da Hırvatistanrsquoa doumlnmesinin herhangi bir sebeple

olanıksızlaşmadığına karar vermiştir Mahkeme daha sonra kocanın veya ccedilocukların

başvurucuyu takip edebilecekleri ya da eğer aile İsviccedilrersquode kalacaksa iletişimin ziyaretlerle ve

200

ccedileşitli uygun iletişim araccedillarıyla suumlrduumlruumllebileceğini dikkate almıştır Ayrıca Mahkeme

başvurucunun yeni bir oturma izni başvurusunda bulunma imkanına da dikkat ccedilekmiştir

Ağustos 2014rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu 31 Ağustos 2014-30 Ağustos

2021 suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koyarak başvurucuya sınır dışı emri vermiştir Bununla

birlikte başvurucuya karşı sınır dışı emri AİHM oumlnuumlndeki suumlreccedil tamamlanana kadar

uygulanmamıştır

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 8rsquoe (oumlzel ve aile hayatına saygı) dayanarak

aldığı ceza sebebiyle daimi oturma izninin iptal edilmesini şikayet etmiştir

Karar Madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı)

Mahkeme başvurucunun daimi oturma izninin iptali ve İsviccedilrersquoyi terk etmesine youmlnelik

emrin oumlzellikle uzun suumlredir İsviccedilrersquode ikamet ettiği ve ailesiyle birlikte burada yaşadığı

hesaba katıldığında başvurucunun ldquooumlzelrdquo ve ldquoailerdquo hayatına muumldahale anlamına geldiği

kanaatindedir Bu muumldahale Federal Yabancılar Kanunu ile ilişkili ve meşru bir amaccedil

doğrultusundadır kamu duumlzeninin korunması veya succedilun oumlnlenmesi Bu tedbirin demokratik

toplumda gerekli olup olmadığı konusunda Mahkeme aşağıdakileri kaydetmiştir

Bu tedbir başvurucunun uyuşturucu ticareti sebebiyle ceza almasını takiben

uygulamaya konmuştur Mahkeme incelemesinde mahkumiyetin ağır olduğunu belirtmiştir

uyuşturucunun insanların hayatları uumlzerindeki yıkıcı etkisini goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda

Mahkeme yetkililerin bu belanın yayılmasına aktif olarak katkı sağlayanlara neden sertlik

goumlsterdiğini her zaman anlamaktadır

Federal Yuumlksek Mahkeme kararının alındığı tarihte başvurucu 19 yıldır İsviccedilrersquode

ikamet etmektedir ve serbest bırakıldıktan sonraki tutumu hatasızdır Bu olumlu gelişme

oumlzellikle cezasının bir kısmını ccedilektikten sonra şartlı tahliye edilmesi soumlz konusu menfaatlerin

tartılmasında dikkate alınabilir

Menşe uumllkesi ile olan bağları dikkate alındığında başvurucunun genccedilliğinin bir kısmını

Bosna Hersekrsquote geccedilirdiği ve annesinin hala orada yaşadığı goumlruumllmektedir 1991rsquoden beri

İsviccedilrersquode yerleşik olan kocası Sırbistan vatandaşıdır Boumlylelikle ailenin entegrasyonu iccedilin

Bosna Hersek Hırvatistan veya Sırbistan zor olmasına rağmen imkansız goumlruumlnmeyen olası

hedef uumllkelerdir Ccedilocuklar (7 11 ve 13) hala yeni bir ccedilevreye adapte olabilecekleri yaştadırlar

201

Yerel yetkililer olguların incelemesini elverişli ve inandırıcı bir şekilde gerccedilekleştirmiş

ve başvurucunun kişisel ccedilıkarları ile genel kamu yararını dengelemeye ccedilalışarak uygun

goumlzlemlerde bulunmuştur Federal Yuumlksek Mahkeme kuşkusuz başvurucu tarafından işlenen

uyuşturucu ticareti succedilunun ciddiyetini belirtmiş fakat buna ek olarak Uumlner kararında konulan

kriterleri de dikkate almıştır Oumlzellikle başvurucunun kişisel durumunu onun İsviccedilre hayatına

uyumunun kapsamını ve menşe uumllkesine doumlnduumlğuumlnde onun ve ailesinin karşılaşacağı

potansiyel zorlukları Boumlylelikle Federal Yuumlksek Mahkeme başvurucunun 18 yıl İsviccedilrersquode

yaşadıktan sonra burayı terk etmesinin sert bir tedbir olduğunu kabullenmiştir bununla birlikte

tuumlm ccedilocukluğunu ve genccedilliğinin bir kısmını Bosna Hersekrsquote geccedilirdikten sonra İsviccedilrersquoye 15

yaşında gelmesi ve genccedil yaşı arasında az bir fark vardır Bu sebeple Bosna Hersekrsquoe

Hırvatistanrsquoa ya da Sırbistanrsquoa doumlnmesi oumlnuumlnde engel yoktur Federal Yuumlksek Mahkeme

ccedilocukların durumunu da incelemiş ve anneden ayrılmanın aile yaşamına ciddi muumldahale

anlamına geleceğini tespit etmiştir Buna karşılık Sırbistan vatandaşı olan kocanın

başvurucuya menşe uumllkesine doumlnerken eşlik edebileceğini ccedilocukların uyum sağlamada sorun

yaşamayacağını ccediluumlnkuuml yaşlarının bunun iccedilin yeterince kuumlccediluumlk olduğunu belirtmiştir

Boumlylelikle Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle de Federal Yuumlksek Mahkemenin

olguları yeterli incelemesi uygun goumlruumlşler sunması ve menfaatleri tartması konusunda tatmin

olmuştur Ayrıca başvurucunun İsviccedilre topraklarına girişi yedi yıl suumlreyle yasaklandığı (30

Ağustos 2021rsquoe kadar) ve Federal Yabancılar Kanununun başvurucuya bu emrin

uygulanmasının geccedilici olarak ertelenmesini talep etme imkanı sağladığı boumlylece ailesini

İsviccedilrersquode ziyaret edebildiği kaydedilmiştir

Sonuccedil olarak oumlzellikle başvurucunun uyuşturucuya ilişkin succediltan mahkumiyetinin

ciddiyeti ve başvurucu ile ailesinin Federal Yuumlksek Mahkeme tarafından oumlnerilen uumllkelere

uyum sağlarken buumlyuumlk zorluklarla karşılaşmayacakları dikkate alındığında Mahkeme

İsviccedilrersquonin takdir yetkisini aşmadığına karar vermiştir

Soumlzleşme madde 8 ihlali bulunmamaktadır

Bununla birlikte Mahkeme yerel makamların tedbirleri uygulayıp uygulamamaya

karar vermeden oumlnce başvurucunun durumunu Federal Yuumlksek Mahkemenin kararından

itibaren oumlzellikle başvurucunun yargılamalar sırasındaki tutumunu ve yeni bir ikamet iznine

başvurma imkanını goumlz oumlnuumlnde bulundurarak yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmesini

arzu etmektedir

202

Karşı Oy Yargıccedil Felici ve Yargıccedil Guerra Martins ortak bir karşı oy yazısı

yayınlamıştır Buna goumlre 2 nokta yargıccedilları ayrık duumlşuumlnmeye itmiştir

1- Yerel mahkemede Uumlner kriterlerine goumlre olayların somut olarak ele alınması hem

fazla şekilcidir hem de ilk kritere fazla odaklanmıştır (başvurucu tarafından işlenen succedilun

ağırlığı ve doğası)

2- Kararın 61paragrafının sonunda obiter dictum (yeri gelmişken) olarak Mahkeme

ulusal makamları 2014 tarihli Federal Mahkeme kararından sonra gerccedilekleşen gelişmeler

ışığında durumu yeniden değerlendirmeye davet etmiştir Bu durum Yargıccedillara goumlre

başvurucunun aile yaşamının korunmasını guumlvence altına almamakta ayrıca ulusal

makamların buna saygı duyacağına ilişkin Mahkemenin de bir garantisi yoktur

203

Başvuru Adı KAİsviccedilre

Başvuru No 6213015

Başvuru Tarihi 14122015

Karar Tarihi 07072020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203487

Konu Başvurucunun oturma izni suumlresini uzatma talebinin

reddedilmesi ve uyuşturucu ile ilgili bir succediltan dolayı ceza almasını takiben İsviccedilrersquoye giriş ve

ccedilıkışlarının geccedilici suumlre yasaklanması ile karısı ve ccedilocuğunun yaşadığı İsviccedilrersquoden sınırdışı

edilmesinin işlediği succedillar ve ailesiyle olan bağlarının zayıflığı nedeniyle Soumlzleşme md8rsquoi

(oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal etmediği (oybirliği)

Olaylar Başvurucu KA 1976 doğumlu bir Kosova vatandaşıdır bundan

oumlnce Luumltzelfluumlhrsquote (İsviccedilre) yaşamaktadır

KA İsviccedilrersquoye taşınmadan ve Eyluumll 1996rsquoda sığınma başvurusunda bulunmadan oumlnce

Kosovarsquoda yaşamış ve eğitim almıştır Sığınma talebi 20 Aralık 1996rsquoda reddedilmiştir

Yasadışı ikametini takiben 30 Nisan 1999rsquoda İsviccedilrersquode ikamet izni olan bir Bangladeş

vatandaşı ile evlenmiştir Bu evlilik sayesinde KA aile birleşimi yoluyla oturma izni almıştır

2002rsquode ccediliftin bir oğlu olmuştur Ccedilocuk 2010rsquodan beri koruyucu aile bakımındadır

19 Kasım 2010rsquoda KA Tehlikeli Uyuşturucu Federal Yasasını ağır ihlalden succedillu

bulunmuş altı ayı hemen yirmi ayı iki yıl ertelemeli olmak uumlzere yirmi altı ay hapis cezasına

ccedilarptırılmıştır Ayrıca aleyhine 1999-2012 arasında on sekiz ayrı ceza kararı verilmiş oumlzel

hukuk borccedilları oluşmuştur

6 Ekim 2008rsquode KA oturma izninin uzatılması iccedilin başvurmuştur Halihazırda iznin

suumlresi dolduğu iccedilin kanton idaresi bu başvuruyu yeni bir ikamet talebi olarak ele almış 31 Ekim

2012rsquode de reddetmiştir Bu sebeple KA aleyhine sınırdışı emri verilmiştir

22 Haziran 2015rsquote Federal Yuumlksek Mahkemesi KArsquonın Soumlzleşme madde 8rsquoin dikkate

alınmasını isteyen dava talebini reddetmiştir Başvurucunun ikisi de hasta olan karısı ve

oğlundan oluşan ailenin işlerini yuumlruumlten kişi ve bu sebeple ccedilok oumlnemli olduğunun ayırdında

204

olarak KArsquonın onlara gerekli bakımı sağlayan kişi olmadığını kaydetmiştir Uzun hapis cezası

oturma izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmiştir

22 Haziran 2015rsquote kanton idaresi 31 Aralık 2012rsquodeki karar ve buna itirazların

reddedilmesi sonucu KArsquoyı İsviccedilrersquoyi 22 Temmuz 2015rsquoe kadar terk etmesi gerektiği

konusunda bilgilendirmiştir

8 Temmuz 2015rsquote KArsquonın İsviccedilrersquoye girişi yedi yıl suumlreyle yasaklanmıştır Kararın

sebebi işlediği succedilların sonucu olarak oluşturduğu tehdittir

29 Temmuz 2015rsquote başvurucu İsviccedilrersquoye giriş yasağına karşı Federal İdare

Mahkemesine itirazda bulunmuştur

13 Ekim 2015rsquote Federal İdare Mahkemesi bu itirazı nihai olarak reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu mahkumiyetini takiben sınırdışı kararı verilmesinin ve

İsviccedilrersquoye giriş yasağı konulmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) oumlzel

hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun İsviccedilrersquoden sınırdışı edildiğini ve adı belirtilmeyen bir

uumllkedeki erkek kardeşinin yanına gittiğini kaydetmiştir Karısı ve oğlundan ayrılması sebebiyle

aile hayatına saygı hakkına bir muumldahalede bulunulmuştur

Mahkeme başvurucuya uygulanan sınırdışı kararının ve ulusal sınırlara giriş yasağının

Yabancıların Entegrasyonu Kanunursquondaki ilgili huumlkuumlmlere dayandırıldığını kaydetmiştir

Oumlzellikle ldquokamu duumlzeninin bozulmasını oumlnlemerdquo ve ldquosuccedilu oumlnlemerdquo gibi meşru amaccedillar iccedilin

yapılan bu muumldahalenin Soumlzleşmeye tamamen uygun olduğu konusunda Mahkemenin şuumlphesi

bulunmamaktadır

22 Haziran 2015rsquoteki Federal Yuumlksek Mahkeme kararı esnasında başvurucu İsviccedilrersquode

yaklaşık on dokuz yıldır ikamet etmekte ve on altı yıldır evli bulunmaktadır Bununla birlikte

başvurucu iş yaşamına uyum sağlayamamıştır Ayrıca sadece kesintili olarak karısıyla birlikte

yaşamakta 2010rsquoda koruyucu aileye verildiğinden beri ise oğluyla hiccedil yaşamamaktadır

205

Mahkeme başvurucunun şizofreni hastası olan karısı ve otizmli oğlu iccedilin yanlarında

bulunmasının oumlnemli olduğunun ve aile işlerini yuumlruumlttuumlğuumlnuumln farkındadır Buna karşılık KA

onların guumlnluumlk bakımına katkıda bulunmamış ve mahpus olduğu suumlre boyunca hiccedil kuşkusuz

onlarla seyrek olarak iletişime geccedilmiştir Bununla birlikte başvurucunun oğluyla ilişkisini

modern iletişim yollarıyla ya da İsviccedilre ziyaretleriyle suumlrduumlrebilmesi muumlmkuumlnduumlr

Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle Federal Yuumlksek Mahkemenin menfaatler

dengesini goumlzeterek ilgili olayların yeterli ve ikna edici incelemesini yaptığını goumlzlemlemiştir

Bunun iccedilin başvurucunun İsviccedilre ile olan kişisel bağlarının kuvvetine rağmen İsviccedilre idaresi

başvurucunun tutumunu ve soumlz konusu succedilların ciddiyetini de goumlz oumlnuumlnde bulundurarak kamu

duumlzenini korumak ve succedilun oumlnlenmesi amacıyla oturma izni suumlresini uzatmamak ve yedi yıl

suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koymanın gerekli olduğunu meşru bir şekilde goumlstermiştir

Bu sebeplerle Mahkeme itiraz edilen tedbirlerin meşru amaca uygun ve orantılı

olduğuna huumlkmetmiştir

206

Başvuru Adı NH ve Diğerleri v Fransa

Başvuru No 2282013 7554713 ve 1311415

Başvuru Tarihi 16012014 27052015

Karar Tarihi 02 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203295

Konu Asgari geccedilim şartlarından yoksun evsiz sığınmacılara

youmlnelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin Soumlzleşmersquonin 3 maddesini ihlal etmesi

Olaylar Başvuran NH 1993 doğumlu Afganistan vatandaşıdır

ve Parisrsquote yaşamaktadır Mart 2013rsquote Fransarsquoya gelmiş ve Fransa Sığınma Merkezi

aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur Sonrasında sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve

geccedilici oturma izni verilmesi talebiyle Paris İdare Mahkemesirsquone ve Paris Boumllge Polis

Muumlduumlrluumlğuumlne başvurmuştur Başvurucunun İdare Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru

reddedilmiş bunun uumlzerine NH Fransız Danıştayırsquona temyiz başvurusunda bulunmuş ancak

temyiz talebi de reddedilmiştir 03102013 tarihinde ise NHrsquonin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone

yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi tarafından incelenmiş

ve NHrsquonin Danimarkarsquoda da sığınmacı statuumlsuuml talebi olduğu gerekccedilesiyle başvuru

reddedilmiştir Aynı guumln başvuran geccedilici oumldenek iccedilin meslek edindirme merkezine başvurmuş

fakat başvurucunun sığınmacı talebi Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi

tarafından kabul edilmemiş olduğu iccedilin geccedilici oumldenek başvurusu da reddedilmiştir NH

başvurularının reddedilmesi uumlzerine herhangi bir geliri ve guumlvencesi olmadan sokaklarda

yaşamaya başlamıştır Kasım 2013 tarihinde Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi

başvurucunun sığınmacı statuumlsuuml talebini reddetmiş olmasına rağmen başvurucunun idare

tarafından desteklenen bir yan kuruluşta konaklamasını sağlamıştır

SG 1987 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve 15072013 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve

ertesi guumln sığınma başvurusunda bulunmuştur Sığınmacıların kabul merkezinde kalması iccedilin

başvurucuya teklif yapılmış ancak merkezde boş yer olmadığı iccedilin başvuran ccediladırda yaşamak

zorunda kalmıştır Başvurucunun sığınma yeri iccedilin yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve

Vatansızları Koruma Dairesi tarafından 02082013 tarihinde kaydedilmiştir Başvuran

07102013 tarihinde sığınmacı olarak kendisine kalacak yer bulunması iccedilin Montpellier İdare

207

Mahkemesirsquone ivedi başvuruda bulunmuş ancak başvurusu reddedilmiştir Kalacak yer

bulunması iccedilin Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesirsquone yapmış olduğu başvuru da

reddedilmiştir Başvurucuya uumllkeden ayrılması iccedilin yetkililer tarafından uumlccedil kere tebligat

yapılmış ve başvuran uumllkeden ayrılma emrini kaldırmak iccedilin mahkemeye başvurmuştur

Diğer başvurucular KT ve GI da SG ile tamamen aynı suumlreccedilleri yaşamışlardır GI

sığınma başvurusunu geri ccedilekmiş ve uumllkesine geri doumlnmek iccedilin yardım istemiştir

Başvurucu AJ 1974 doğumlu İran vatandaşı bir gazetecidir ve ParisFransarsquoda

yaşamaktadır 09092014 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve 14102014 tarihinde Fransa Sığınma

Merkezi aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur 23102014 tarihinde AJ sığınmacı

statuumlsuuml iccedilin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone başvurmuş ancak başvurusu kaydedilmemiştir ve

kendisine 07012015 tarihi iccedilin randevu verilmiştir AJrsquonin 04112014 tarihinde konaklama

iccedilin yapmış olduğu başvuru boumllge valiliği tarafında sığınmacılar iccedilin olan konaklama merkezi

dolu olduğu gerekccedilesiyle reddedilmiştir 13112014 tarihinde başvurucu Paris İdare

mahkemesine sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve konaklama yeri ayarlanması iccedilin

başvurmuş ancak başvurusu mahkeme tarafından reddedilmiştir Bu karara karşı Fransız

Danıştayrsquoına yapmış olduğu temyiz talebi de reddedilmiştir 07012015 tarihli randevusunda

başvurucuya sığınmacı statuumlsuumlne başvurması iccedilin form verilmiş ve başvuran bu formu

22012015 tarihinde yani kendisine geccedilici oturma izninin ccedilıkmış olduğu guumln teslim etmiştir

28012015 tarihinde AJ geccedilici oumldenek almak iccedilin başvurmuş fakat sığınma talebinin kabul

edildiğine dair bir belgeyi sunmadığı iccedilin talebi reddedilmiştir 05022015 tarihinde Fransız

Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi AJrsquonin sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapmış olduğu

başvuruyu kabul etmiş ve 12022015 tarihinde AJrsquoye geccedilici oumldenek verilmeye başlanmıştır

1204215 tarihinde başvuran otele yerleştirilmiş ve 2304215 tarihinde Fransız Muumllteci ve

Vatansızları Koruma Dairesi başvurucuya muumllteci statuumlsuuml vermiştir Ayrıca başvuran gazeteci

olduğu iccedilin Parisrsquoteki ldquogazeteci evinerdquo yerleştirilmiş kendisine tek kişilik oda verilmiştir

Bunun yanı sıra başvurucuya guumlnluumlk yemek ve ulaşım bileti verilmektedir

İhlal İddiaları Tuumlm başvurucular insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

yasağını ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr NH ve AJ 3 maddeyle bağlantılı olarak etkili

başvuru haklarının da ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

NH ayrıca oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ve bu hak bağlamında etkili başvuru

hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

208

Karar

3 Madde

GIrsquonın avukatı tuumlm girişimlerine rağmen muumlvekkili ile iletişime geccedilemediğini

GIrsquonın başvurusunu suumlrduumlrme niyetinde olmadığını ve dava listesinde ccedilıkarılması gerektiğini

Mahkemersquoye ifade etmiştir

Başvurucular Fransarsquoya geldiklerinde kendilerini maddi yoksunluk iccedilinde

bulmuşlardır Temel ihtiyaccedillarını karşılamak iccedilin Fransarsquoda sığınmacılar iccedilin yasal olarak

duumlzenlenmiş olan yardımlara muhtaccedillardır Yabancıların Giriş ve İkamet ve İltica Hakkı

Kanununun R 742-1 maddesine goumlre uumllkeye kaccedilak giren kişiler 15 guumln iccedilinde sığınma

talebiyle valiliğe başvurmak zorundadır Yetkililerin başvuruları karara bağlamaları 3-5 ay

arası vakit almaktadır NH KT ve AJ bu değerlendirme suumlrecinde kendilerine sığınmacı

statuumlsuuml verilmediği iccedilin kalacak yer ve geccedilici oumldenek talep edemediklerini belirtmişlerdir

Mahkeme sığınmacı başvurularının kabul edilmesinden oumlnce başvurucuların sığınmacı

statuumllerini kanıtlayamadıklarını ifade etmiştir Mahkeme NH KT ve AJrsquonin sığınmacı

statuumllerini kanıtlayamadıkları iccedilin tutuklanma ve uumllkeden goumlnderilme korkusuyla 100 guumln

civarı sokaklarda yaşadığını belirtmiştir Mahkeme sığınmacı statuumlsuumlnuumln değerlendirildiği

suumlre boyunca başvurucuların sokaklarda banklarda ve koumlpruuml altlarında yaşadığına dikkat

ccedilekmiştir Mahkeme 2007 yılından beri sığınmacı statuumlsuuml iccedilin taleplerin arttığını ve yetkili

makamların yoğun olduğunu farkında olduğunu belirtmiştir Ayrıca yetkili makamların

sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapılan değerlendirmenin suumlresini azaltmak iccedilin ccedilabaladığını ve bu

kişilerin konaklamaları iccedilin yeni yerler inşaa ettiğini vurgulamış ama bu olumlu gelişmelerin

insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edilmeyeceğini anlamına gelmediğini ifade

etmiştir

Mahkeme NH KT ve AJrsquonin aylarca sokaklarda saldırı ve soyulma korkusu iccedilinde

hijyenik olmayan koşullarda yaşadığını bunlara ek olarak Fransız makamlarının da sistematik

şekilde bu başvurucuların taleplerini reddettiğini belirtmiş ve bu durumun insanlık dışı ve

aşağılayıc muamele yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir

Mahkeme SGrsquonin ilk başvurusundan 28 guumln sonra kabul aldığını ve 63 guumln sonra ise

geccedilici oumldenek almaya başladığını bu sebeple başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağı iccedilin gerekli olan eşiğin aşılmadığına karar vermiştir

209

8 Madde

Mahkeme yapılan muumldahalelerin insanlık ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal

ettiğine karar verdiği iccedilin bu muumldahaleler hakkında oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkı

bağlamında bir değerlendirme yapmayacağını belirtmiştir

41 Madde

Mahkeme NH ve KTrsquoye 10000 euro AJrsquoye 12000 euro manevi tazminat bunun

yanı sıra NHrsquoye 2396 euro maddi tazminat verilmesine karar vermiştir

210

Başvuru Adı Macovei Romanya

Başvuru No 5302814

Başvuru Tarihi 11072014

Karar Tarihi 28072020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-203837

Konu Bir politikacının başka politikacılarla ilgili olarak aynı anda

hem avukat hem de parlamento uumlyesi olarak ccedilalışmayı bir yolsuzluk oumlrneği olarak

değerlendirmesinin uumlzerine tazminat oumldemeye mahkum edilmesinin Soumlzleşmersquonin 10

maddesinin (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlalini oluşturması

Olaylar Başvurucu Monica Luisa Macovei 1959 doğumlu bir Romanya

vatandaşı olup Buumlkreşrsquote yaşamaktadır 7 Eyluumll 2009rsquoda iki gazete Bayan Macovei tarafından

biri eski adalet bakanı diğeri ise Avrupa Parlamentosu uumlyesi iki politikacı hakkında yapılan

yorumları yayımlamıştır

Başvurucu uumlyesi olduğu Demokratik Liberal Partirsquonin bir yaz kampında konuşurken

iki Sosyal Demokrat politikacının Temsilciler Meclisi uumlyesi VP ile Senatoumlr DŞrsquonin avukat

olarak yaptıkları goumlrevde tipik bir politik etki altında yolsuzluk eylemi olarak nitelendirdiği

seccedilim boumllgelerindeki kamu şirketleri ile milyonlarca Euro değerinde soumlzleşmeler

imzaladıklarını belirtmiştir

Bir makalesinde aynı anda hem avukat olarak ccedilalışmanın hem de meclis uumlyesi olmanın

muumlmkuumln olamayacağını ve bu youmlnde bir yasa ccedilıkarılması gerektiğini belirtmiştir Aynı yılın

Ekim ayında DŞ başvurucunun yorumlarının kendisini kamuoyu ile profesyonel ve siyasal

ortaklarının goumlzuumlndeki itibarını sarstığını ileri suumlrerek haksız fiile dayanan hukuki suumlreci

başlatmıştır

Ekim 2010rsquoda ilk derece mahkemesi DŞrsquonin iddialarını başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuumlnden faydalandığını tespit ederek reddetmiştir İstinaf aşamasında Buumlkreş İstinaf

Mahkemesi hakaret iddiasını haklı bularak başvurucunun 2300 Euro civarındaki tazminatı

oumldemesine ve kendisinin masrafları karşılayarak huumlkmuumln ulusal gazetelerde yayımlanmasına

huumlkmetmiştir 2013 Kasım ayında Yargıtay başvurucu ve DŞrsquonin hukuki hususlara ilişkin

itirazlarını reddetmiştir

211

Diğer hususlarının yanı sıra mahkeme başvurucunun DŞrsquoyi avukat ve parlamento

uumlyesi olarak yolsuzlukla ilgili doğru olmayan iddialar ile succedilladığında DŞrsquonin itibarının zarar

goumlrduumlğuumlnuuml politikacılar yuumlksek seviyede eleştirilere katlanma kuumllfeti altında olsa bile

başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırını aştığını tespit etmiştir Ayrıca mahkeme

başvurucuya yuumlklenen tazminatın başvurucuyu benzer eylemlerden caydırmayacağı fakat

huumlkmuuml gazetede yayımlanmasının caydırıcı etkisi olduğuna karar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Yargıtayrsquoın huumlkmuumlnuumln Soumlzleşmersquonin 10 maddesi

ile korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme başvurucuya youmlnelik huumlkmuumln onun 10 madde

kapsamındaki haklarına muumldahale iccedilerdiğine ve ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup

olmadığı hususunda kanıya varabilmek iccedilin incelemeye devam etmeye karar vermiştir

Mahkeme iccediltihadını yineleyerek diğer hususların yanı sıra ifadelerin ya kanıtlanması

beklenemeyecek değer yargılarının ifadesi ya da maddi olguların ifadesi olarak iki şekilde

nitelendirilebileceğini belirtmiştir Başvurucunun ifadeleri DŞrsquonin kişisel yaşamındansa

politik kapasitesi iccedilindeki eyleme youmlnelik olduğundan Mahkeme yetkili otoritelerin

muumldahaleye gerek olup olmadığını incelerken sınırlı takdir yetkisi olduğunu tespit etmiştir

Mahkeme ulusal mahkemelerin farklı sonuccedillara vardığını goumlzlemlemiştir ilk derece

mahkemesi başvurucunun yorumlarını uumlstuuml kapalı soumlzler olarak değerlendirmişken temyiz

mahkemeleri DŞrsquonin meclis uumlyesi ve bir avukat olarak yolsuz eylemlere karışmasını gerccedilek

dışı beyan olarak nitelendirmiştir

Bununla birlikte Mahkeme temyiz mahkemelerinin sınırlı gerekccedilelendirmelerine atıfta

bulunarak onların vardığı sonuca varamayacağını başvurucunun ifadelerinin değer yargısı ve

maddi olgu karışımı olduğunu belirtmiştir Başvurucu iki politikacının davranışını daha geniş

bir ccedilıkar ccedilatışması bağlamında meclis uumlyesi ve avukat rollerini kombine etmeyi oumlnleyen bir

yasa oumlnerdiği bir fikri desteklerken ldquosiyasal etki altındaki tipik bir yolsuzluk eylemirdquo oumlrneği

olarak değerlendirmiştir

Buradaki asıl soru başvurucunun ifadelerinin ve iddialarının niteliği ve derecesiyle

orantılı yeterince doğru ve guumlvenilir bir olgusal dayanağın olup olmadığıdır Bu noktada

Mahkeme başvurucunun ifadelerinin bir kısmının oumlrneğin DŞrsquonin avukat ve meclis uumlyesi

olarak kendi seccedilim boumllgesindeki kamu şirketleriyle buumlyuumlk soumlzleşmelere imza atması veya

bahsedilen soumlzleşmeleri hukuki işleme koyması gibi olgusal temelden yoksun olduğunu tespit

212

etmiştir Aslında başvurucunun sunduğu belgelerde soumlzuuml geccedilen olayla ilgili herhangi bir

bilgiye rastlanmamıştır

Ancak başvurucunun ifadeleri kolektif nitelikli olup DŞ ile VPrsquoyi birlikte

ilgilendirmekte ve politik bir yolsuzluk oumlrneği tasvir etmektedir İki politikacıyı gerccedilek bir

yolsuzluk ile succedillama niyeti taşımamaktadır Dahası mevcut bilgiler ışığında VPrsquonin aynı

anda hem meclis uumlyesi hem de kendi seccedilim boumllgesindeki devlete ait şirketlerle karlı hukuki

danışmanlık soumlzleşmeleri imzalandığında DŞrsquonin hukuki ortağı olduğu goumlruumllmektedir

Boumlylelikle Mahkeme iddiaların ve oumlzellikle kullanılan ifadelerin belki de uygunsuz bir

şekilde sert olsa da polemik ve bir miktar abartılı olarak goumlruumllebileceği goumlruumlşuumlne varmıştır

Koşullar goumlz oumlnuumlne alındığında ifadelerin DŞrsquoye karşılıksız kişisel saldırı boyutuna

varmadığını tespit etmiştir Gerccedilekten siyasi tahkir ccediloklukla kişisel alana taşsa da bu

demokratik toplumun guumlvenceleri olan politika ve oumlzguumlr fikir tartışmasının rizikolarındandır

Tazminatın boyutu ve nihai kararın yayınlanması iccedilin belli bir tutarın oumldenmesine

huumlkmedilmesi de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması uumlzerinde caydırıcı bir

etkiye sahip olmuştur

Mahkeme temyiz mahkemelerinin gerekccedilelerindeki eksiklikleri başvurucunun

ifadelerini ifade edildiği genel bağlam accedilısından doğası gereği kolektif olarak sınıflandırmanın

olası sonuccedillarını ve cezanın caydırıcı etkisini dikkate alma hususundaki belirgin

başarısızlıklarını belirterek sonuca ulaşmıştır

Yerel mahkemeler soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kuramamış ve

DŞnin haklarını başvurucunun haklarından uumlstuumln tutabilmek iccedilin ldquobaskın bir sosyal ihtiyaccedilrdquo

olduğunu kanıtlayamamıştır Başvurucunun haklarına yapılan muumldahale demokratik bir

toplumda gerekli değildir ve Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme beşe iki oyla Romanyarsquonın başvurucuya 4505 Euro maddi tazminat 2000

Euro manevi tazminat ile masraf ve giderler iccedilin 3000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

213

Başvuru Adı Mugemangango v Belccedilika

Başvuru No 31015

Başvuru Tarihi 22 Aralık 2014

Karar Tarihi 10 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203885

Konu Mayıs 2014 seccedilim sonuccedilları hakkındaki bir şikayetin incelenme

usuluumlnuumln Soumlzleşmersquonin gerektirdiği etkililik şartlarını sağlamadığı

Olaylar

Başvurucu Germain Mugemangango 1973 doğumlu bir Belccedilika vatandaşı olup

Charleroirsquoda (Belccedilika) yaşamaktadır

25 Mayıs 2014 tarihinde başvurucu Walloon Boumllge Parlamentosu seccedilimlerinde 16554

oy alan ve Charleroirsquodaki seccedilim ccedilevresindeki 5 barajı aşan PTG-GO listesinin ilk sırasından

aday olmuştur Başvurucu Walloon Parlamentosursquona seccedililememiştir

6 Haziran 2014 tarihinde başvurucu boş geccedilersiz veya tartışmalı olarak ilan edilen

21385 oyun tekrar incelenmesi iccedilin Walloon Parlamentosursquona başvurmuştur Talebini

desteklemesi iccedilin oy sayımı işlemleri sırasında birccedilok sorunun ortaya ccedilıktığını belirtmiştir

Walloon Parlamentosu Danışma Komitesi başvurucunun talebini kabul etmiş ve soumlz konusu

seccedilim ccedilevresinde (Hainaut şehri) seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmamasını ve boş

geccedilersiz veya tartışmalı oyların tekrar sayılmasını Parlamentorsquoya oumlnermiştir

13 Haziran 2014 tarihinde 28 oya karşı 43 oyla Walloon Parlamentosu oy sayımında

sorun duumlzensizliklerin olduğunu goumlsteren ikna edici bir delilin olmadığı gerekccedilesiyle

başvurucunun talebini dayanaktan yoksun bulmuştur Aynı tarihte Walloon Parlamentosu

oyları yeniden saymaksızın seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmasına karar vemiştir

Karar başvurucuya 24 Haziran 2014 tarihinde tebliğ edilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 3 maddesi (Ek

Protokol madde 3) kapsamında Walloon Parlamentosursquonun itiraz suumlrecinde hem bir taraf olarak

214

hem de yargılama makamı olarak yer almasının ve başvurusunu reddetmesinin seccedilimlerde aday

olma hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Başvurucu Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 13 maddesi

kapsamında Walloon Parlamentosursquona başvuru yolunun etkili bir hukuk yolu olmadığını ileri

suumlrmuumlştuumlr

Karar

11 Haziran 2019 tarihinde başvurunun sunulduğu AİHM dairesi başvuruyu Buumlyuumlk

Dairersquoye tevdi etmiştir Başvuru Buumlyuumlk Daire tarafından karara bağlanmıştır

Ek Protokol Madde 3

Mahkeme başvurucunun iddialarının yeterince ciddi ve tartışılabilir olduğunu

goumlzlemlemiştir Zira soumlz konusu iddialar Charleroi ve Hainaut şehri seccedilim ccedilevresindeki

parlamento sandalye dağılımını etkileyebilecektir Dolayısıyla soumlz konusu itiraz etkili bir

incelemeye tabi tutulmalıdır

Boumlylelikle Mahkeme somut olayda ulusal hukukta keyfiliğe yol accedilmayacak şekilde

yeterli ve uygun usucirclicirc guumlvenceleri iccedileren bir itiraz mekanizmasının olup olmadığını

incelemiştir

Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun başvurucunun itirazıyla ilgili karar vermeye

yetkili tek mercii olduğunu goumlzlemlemiştir Seccedilim belgelerinin incelenmesi sırasında yeni

seccedililen ve seccedilim belgeleri onaylanacak uumlyelerin hepsi başvurucuyla aynı seccedilim ccedilevresindekiler

dahil itiraza ilişkin oylamada yer almıştır Boumlylelikle Venedik Komisyonursquonun tavsiyelerine

(Seccedilimsel Konularda İyi Uygulamalar Kodu) aykırı olarak başvurucunun doğrudan rakibi olan

ve oyların yeniden sayılıp başvurucunun haklı bulunduğu varsayımında sandalyelerini

kazanamama olasılığı bulunan kişiler Walloon Parlamentosursquondaki oylamaya katılmıştır

Dahası itirazın oylanmasın basit ccediloğunluğun yeterli olması başvurucuyu partizan bir kararla

karşılaşma riskiyle karşı karşıya bırakmıştır Dolayısıyla başvurucunun itirazı yeterli tarafsızlık

teminatlarından yoksun bir makam tarafından incelenmiştir

Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun sahip olduğu takdir yetkisinin iccedil hukuk

tarafından yeterli belirliliklerle ccedilerccedilevelenmediğine dikkat ccedilekmiştir Ne kanun ne de

Parlamento iccediltuumlzuumlğuuml bu tuumlr itirazların inceleneceği bir usucirclicirc duumlzenleme iccedilermektedir Bu

215

nedenle Mahkeme Walloon Parlamentosu tarafından itiraz karara bağlanırken hangi kriterlerin

uygulandığının belirsiz olduğunu vurgulamıştır

Mahkeme aynı zamanda seccedilimsel uyuşmazlıkların incelenme usuluumlnuumln adil objektif

ve yeterli gerekccedileye sahip bir kararı sağlaması gerektiğini belirtmiştir İtiraz eden kişiler

goumlruumlşlerini beyan etme ve gerekli goumlrduumlkleri buumltuumln arguumlmanları soumlzluuml veya yazılı olarak sunma

imkanlarına sahip olmalıdır Ek olarak karar veren organ tarafından beyan edilen

gerekccedilelerden itiraz eden kişinin arguumlmanlarının uygun bir şekilde incelendiği ve cevaplandığı

anlaşılmalıdır Mahkeme bu davada ne Anayasa ne kanun ne de parlamento iccediltuumlzuumlğuuml seccedilim

belgelerinin incelenmesinde bu tuumlr guumlvenceler getirmektedir Başvurucu yine de Danışma

Komitesi nezdinde belli usucirclicirc guumlvencelerden faydalanmıştır Walloon Parlamentosursquonun kararı

da aynı şekilde gerekccedile iccedilermiş ve tebliğ edilmiştir

Bununla birlikte Mahkeme başvurucuya itiraz suumlrecinde sağlanan guumlvencelerin yeterli

olmadığını belirtmiştir İccedil hukuktaki duumlzenlemelerde itiraz mekanizmasına ilişkin bir usuluumln

yer almaması karşısında bu guumlvenceler Danışma Kurulu ve Walloon Parlamentosu genel

kurulu tarafından ad hoc olarak takdiren alınan kararların bir sonucudur Aynı zamanda bu

guumlvenceler uygulamada ulaşılabilir ve oumlngoumlruumllebilir değildir

Mahkeme ayrıca usucirclicirc guumlvencelerin ccediloğunun başvurucuya bağlayıcı karar verme

yetkisi olmayan Danışma Komitesi nezdinde sunulduğuna dikkat ccedilekmiştir Walloon

Parlamentosursquonun kararında gerekccedilelere yer verdiğini kabul eden Mahkeme bununla birlikte

Parlamentorsquonun Danışma Komitesirsquonin ulaştığı sonuccedilla neden ayrıştığını ortaya koymadığını

vurgulamıştır

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun itirazının tarafsızlık guumlvencesine sahip olmayan

ve takdir yetkisi herhangi bir duumlzenlemeyle belirli bir şekilde ccedilerccedilevelenmemiş olan bir organ

tarafından incelenmiş olduğunu başvurucuya sağlanan sınırlı sayıdaki guumlvencenin de takdiren

ad hoc şekilde sağlandığı iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Mahkeme bu nedenle Ek

Protokol madde 3rsquouumln ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 13

Mahkeme ilk olarak başvurucunun şikayetlerini Walloon Parlamentosursquona sunabilme

imkanını bulduğunu goumlzlemlemiştir Belccedilika hukukuna goumlre Parlamento kararına karşı yargısal

veya başka bir tuumlrden herhangi bir başvuru yolu bulunmamaktadır Mahkeme Walloon

216

Parlamentosursquondaki usuldeki guumlvence eksikliklerinin Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak

Soumlzleşmersquonin 13 maddesini de ihlal ettiğine karar vermiştir Mahkeme bu konuda taraf

devletlerde yer alan mekanizmaların ccedileşitliliğini ve ikincillik ilkesini dikkate alarak herhangi

bir spesifik mekanizma belirleme yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatmış yine de ndashldquoilk

derece merciirdquo şeklinde veya ldquoyargısal olmayan bir organın kararına karşı başvurulabilecek

itiraz merciirdquo şeklinde- yargısal bir başvuru yolunun Ek Protokol madde 3rsquouumln gerekliliklerini

ilkesel olarak sağlayacağını belirtmiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Belccedilikarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 2000 euro masraf ve

giderler iccedilin toplam 1291514 euro oumldemesine karar vermiştir

217

Başvuru Adı D v Fransa

Başvuru No 1128818

Başvuru Tarihi 2 Mart 2018

Karar Tarihi 16 Temmuz 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

20356522]

Konu Yurt dışında taşıyıcı annelik yoluyla doğan ccedilocuğun doğum

ayrıntılarının resmi kayda geccedilirilmesinin ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi evlat edinme yoluyla da

kurulabileceği iccedilin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Bayan D Bay D ve Ccedilocuk D sırasıyla 1972 1957 ve 2012 doğumludur

ve Canet en Roussillonda yaşamaktadır Uumlccediluumlncuuml başvurucu bir taşıyıcı annelik anlaşmasıyla

Ukraynada doğmuştur 3 Ekim 2012 tarihinde Kievde verilen doğum belgesi birinci

başvurucunun anne ikincisinin baba olduğunu belirtmektedir

Bay ve Bayan D 2008 yılında Fransada evlenmiştir Ccedilocuk 2012 yılının Eyluumll ayında

Ukraynada taşıyıcı annenin ccedilocuğu olarak duumlnyaya gelmiştir Kievde verilen doğum belgesi

ccedilocuğu doğuran kadından bahsetmeden birinci başvurucuyu anne ikinci başvurucuyu da baba

olarak belirtmektedir

20 Eyluumll 2014 tarihinde ilk iki başvurucuya doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız

doğum evlilik ve oumlluumlm siciline kaydedilmesi iccedilin Kievdeki Fransız buumlyuumlkelccedililiğine

başvurmuştur Konsolos yardımcısı durumun oumlzel niteliği nedeniyle ayrıntıları kaydetmeyi ve

aile kayıt defterini (livret de famille) duumlzenlemeyi ertelemeye ve konuyu Nantesdaki savcılığa

havale etmeye karar verdiğini soumlylemiştir Sonrasında ccedilifte Adalet Bakanlığırsquondan

Mahkemenin Mennesson Fransa ve Labassee Fransa davasındaki kararlarının takibiyle ilgili

bekleyen talimatlarının taşıyıcı annelik duumlzenlemelerine ilişkin tuumlm başvuruların askıya

alındığını bildirmiştir

27 Ocak 2016da Bay ve Bayan D ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız

siciline kaydedilmesi iccedilin Nantes savcılığı aleyhine dava accedilmıştır

218

12 Ocak 2017de Nantes Mahkemesi başvuruyu kabul etmiştir Diğer hususların yanı

sıra doğum belgesinin birinci başvurucuyu doğum yapmamış olmasına rağmen anne olarak

belirlemesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenen ccedilocuğun yuumlksek yararı

goumlz oumlnuumlnde bulundurularak yapılamayacağını vurgulamıştır Doğum hakkı ldquodoğduğu uumllkede

yasal olarak kurulan tek ilişkirdquo olan ve bu nedenle yasal gerccedilekliğe karşılık gelen yasal anne-

ccedilocuk ilişkisinin tanınmasının reddedilmesini haklı kılmaktadır

18 Aralık 2017de Rennes İstinaf Mahkemesi 12 Ocak 2017 tarihli kararı doğum

belgesinin baba-ccedilocuk ilişkisine ilişkin ayrıntılarını kaydetme youmlnuumlnden onamış ancak anne-

ccedilocuk ilişkisi ile ilgili olarak bozma kararı vermiştir Kararda oumlzellikle ldquo doğum belgesinde

annenin atanması ile ilgili olarak Medeni Kanunun 47 maddesinin aradığı şart doğum yapma

gerccedileğidir Yalnızca Medeni Kanun md 3561 istisnai olarak ldquoevlat edinen doğum yapmamış

annenin usuluumlne uygun olarak anne olarak kaydedilmesi şeklinde buna ccedilok sınırlı istisnalar

getirmiştir Başvurucular Yargıtaya itiraz etmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire

Başkanının bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik annesi

olduğunu bildirmişlerdir

Başvurucular Yargıtaya gitmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire Başkanının

bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik anne olduğunu

bildirmişlerdir

İhlal İddiaları

Başvurucular hem 14 madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı hem de bağımsız olarak

8 maddeye (aile hayatına saygı hakkı) dayanarak ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkının ihlal

edildiğinden ve doğum temelinde ayrımcılıktan şikayet etmiştir

Karar

Madde 8

Mahkeme Rennes İstinaf Mahkemesirsquonin uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum

belgesinin ayrıntılarının ikinci başvurucunun baba olarak Fransız doğum kayıt defterine

kaydedilme talebini kabul edildiğine ve biyolojik kişi olan ilk başvurucunun anne olarak

Fransız doğum kayıt defterine kaydedilme talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir Ancak

219

İstinaf Mahkemesi anne-ccedilocuk ilişkisinin yasal olarak evlat edinme yoluyla kurulabileceğini

vurgulamıştır

Mahkeme başvurucuların esasen uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukraynarsquodaki doğum

belgesinde genetik anne olan birinci başvurucunun ldquoannerdquo olarak kaydedilmesi taleplerinin

reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına orantısız bir muumldahale olduğunu iddia ettiklerini

goumlzlemlemiştir

Mahkeme daha oumlnce ccedilocuğun biyolojik baba olduğu durumlarda baba ile ccedilocuk

arasındaki yasal ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi konusunda kararlar vermiştir (bkz Mennesson Fransa

ve Labassee Fransa) İccediltihatlara goumlre genetik bağ yabancı uumllkedeki doğum belgesinde baba

olarak kaydedilmeyi gerekli kılmamaktadır Mahkeme mevcut davanın koşullarında aynı

zamanda genetik anne olan muumlstakbel anne ile yasal ilişkinin tanınmasına ilişkin olarak farklı

bir karara varmak iccedilin hiccedilbir neden goumlrmemiştir

Bu kapsamda Mahkeme yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin başka yollarla da kurulabileceği

gerekccedilesiyle sırf birinci başvurucunun kendisinin genetik anne olması nedeniyle uumlccediluumlncuuml

başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarının birinci başvurucuyla ilgili bir kayıt

yazılması talebinin reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkına orantısız bir

muumldahale teşkil etmediğini belirtmiştir

Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına yapılan muumldahalenin orantılılığına

ilişkin olarak Mahkeme Ukrayna doğum belgesi detaylarının tescil talebinin birinci

başvurucuya yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin kurulmasını engellemediği şekilde reddedilmesinin

belirleyici olduğu kanaatine varmıştır Nitekim Rennes İstinaf Mahkemesi Yargıtay

iccediltihadıyla da teyit edilen bir goumlruumlş olarak evlat edinme olasılığının mevcut olduğunu

vurgulama konusunda dikkatli davranmıştır

Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkı soumlz konusu olduğunda birinci

başvurucu olan hukuki ilişkisinin tanınmasını sağlayacak etkili ve yeterince hızlı bir

mekanizmaya erişmesi gerekiyordu

Huumlkuumlmetin vurguladığı gibi birinci ve ikinci başvurucular evli olduğundan ve Ukrayna

doğum belgesinde ccedilocuğu duumlnyaya getiren kadından soumlz edilmediğinden eşinin ccedilocuğunu

evlat edinme şeklinde almak iccedilin mahkemelere başvurma yolu accedilıktır

220

Mahkemenin tavsiye kararı no P16-2018-001rsquodeki gibi evlat edinme ccedilocuk ile

muumlstakbel anne arasındaki yasal ilişkinin tanınması soumlz konusu olduğunda yabancı doğum

ayrıntılarının kaydedilmesi benzer etkiler yaratacaktır

Mahkeme tam evlat edinme kararının alınması iccedilin geccedilen ortalama suumlrenin yalnızca

41 ay olduğu Huumlkuumlmet tarafından verilen bilgilerden kaynaklandığını goumlzlemlemiştir

Dolayısıyla Rennes İstinaf Mahkemesinin 18 Aralık 2017 tarihli kararını takiben evlat

edinme proseduumlruuml başlatılmış olsaydı uumlccediluumlncuuml başvurucunun yasal anne-ccedilocuk ilişkisine ilişkin

durumu buumlyuumlk olasılıkla altı yaşına gelmeden yani başvurucuların da Mahkemeye

başvurdukları tarihlerde ccediloumlzuumllmuumlş olacaktı

Bu nedenle Mahkeme mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesinin birinci ve

ikinci kişi arasındaki yasal ilişkiyi muumlmkuumln kılan etkili ve yeterince hızlı bir mekanizma

oluşturduğu sonucuna varmıştır

Buna goumlre uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarını birinci

başvurucuyu ccedilocuğun annesi olarak belirlediği oumllccediluumlde Fransız doğum kayıt defterine

kaydetmeyi reddederek davalı devlet başvurucunun somut olayında takdir yetkisini

aşmamıştır

Bu nedenle Mahkeme Soumlzleşmenin 8 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 8 ile bağlantılı olarak Madde 14

Başvurucular 11 Şubat 2020 tarihli diğer beyanlarında yurtdışında taşıyıcı annelik

yoluyla doğan bir ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarında ccedilocuğun biyolojik babası olan

muumlstakbel babaya ilişkin ayrıntıları kaydederken muumlstakbel anneye karşı belgede genetik

anne başka olduğundan kaydetmeyi reddettikleri iccedilin ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri

suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme başvurucuların iddiasının birinci başvurucu accedilısından Soumlzleşmenin 14

maddesi anlamında bir ayrımcılık şikayeti olduğunu kaydetmiştir Bu şikayetin 2 Mart 2018

tarihinde başlatıldığı ve 12 Eyluumll 2019 tarihinde accedilıklandığı yalnızca uumlccediluumlncuuml başvurucunun

haklarını ilgilendiren diğer şikayetlerden ayrı olduğunu ve başvurucuların bahsetmeyi ihmal

ettiği bir olguyu - ilk başvurucunun ccedilocuğun genetik annesi olması şartına - dayandığını

goumlzlemlemiştir Başvurucular benzer şekilde yerel makamlara ve mahkemelere bu gerccedileği

221

bildirmeyi ihmal etmişlerdir bu nedenle yerel yargılamalarda incelenmemiştir Mahkeme bu

yeni şikayetin Soumlzleşmenin 35 sect 1 maddesi kapsamındaki altı aylık suumlre sınırına uymadığına

karar vermiş ve bu nedenle Soumlzleşmenin 35 sectsect 1 ve 4 maddeleri uyarınca reddetmiştir

Bununla birlikte Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkından

yararlanarak Soumlzleşmenin35maddesine dayanarak maruz kaldığı iddia edilen ayrımcılığa

ilişkin şikayetin accedilıkccedila temelsiz olmadığını belirtmiştir Bu nedenle kabul edilebilir olduğunu

beyan etmiştir

Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre taşıyıcı annelikle yurtdışında doğan Fransız ccedilocukları ile

uumllke dışında doğan diğer Fransız ccedilocukları arasında muamele farklılığı ilkinin -ikincisinden

farklı olarak - yabancı doğum belgesinde adı geccedilen kişi ile yasal bir anne-ccedilocuk ilişkisinin iccedil

hukukta tanınmasının muumlmkuumln olmadığıdır Daha ziyade soumlz konusu olayda doğum belgesinin

tuumlm ayrıntılarının kayıt defterine girememesi ve ccedilocuğa sahip olmak iccedilin yasal olarak kurulmuş

ccedilocuk ilişkisiyle evlat edinme başvurusunda bulunulması gerekmesinden oluşuyordu

Mahkemenin daha oumlnce vurguladığı gibi mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesi

birinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular arasındaki hukuki ilişkinin tanınması iccedilin etkili bir mekanizma

oluşturmuştur

Huumlkuumlmet yasal anne-ccedilocuk ilişkisini kurmanın yollarına ilişkin bu muameledeki

farklılığın her vakanın oumlzel koşullarında boumlyle bir ilişki iccedilin taşıyıcı annelik yoluyla doğan

ccedilocuğun yuumlksek yararını sağlamak iccedilin tasarlandığını accedilıklamıştır Mahkeme bu nedenle

başvurucuların bu tuumlr ccedilocuklar ile genetik anneleri arasındaki yasal ilişkinin tanınmasının

yollarına ilişkin olarak şikayet ettikleri muamele farklılığının nesnel ve makul bir gerekccedileye

sahip olduğunu beyan ederek ayrımcılık yasağına aykırı bir husus saptamamıştır

Dolayısıyla Mahkeme 8 madde ile bağlantılı olarak 14 maddenin ihlal edilmediğine

karar vermiştir

222

Başvuru Adı Adana TAYAD Tuumlrkiye

Başvuru No 5983510

Başvuru Tarihi 20092010

Karar Tarihi 21 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-204123

Konu Adana TAYADrsquoın youmlneticilerinin ve bazı uumlyelerinin yasadışı

eylemlerde bulunduğu iddiasıyla henuumlz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen

yetkililer tarafından kapatılması ile Soumlzleşmersquonin 11 maddesinde duumlzenlenen oumlrguumltlenme ve

oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edilmesi

Olaylar Başvurucu Adana Tutuklu ve Huumlkuumlmluuml Aileleriyle

Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD) Tuumlrk kanunlarına goumlre kurulmuş bir dernektir

Derneğin kurucularının beyan ettiği kurulma amacı tutuklu ve huumlkuumlmluumllere yardım ve destek

sağlamaktır 18 Ocak 2008rsquode Adana İl Emniyet Muumlduumlrluumlğuuml uumlccedil veya doumlrt guumln boyunca

Abdullah Oumlcalanrsquoı desteklemek amacıyla şehrin bir ilccedilesinde imza toplandığı ve imzalı

dilekccedilelerin Adana TAYADrsquoa teslim edildiği konusunda gizli bilgi edinmiştir Bu bilgileri

doğrulayabilmek iccedilin yetkililer dernek binasında arama yapmıştır

21 Nisan ve 13 Mayıs 2008 tarihleri arasında 31 Ocak 2008rsquode Adana valisinin onayı

ile kurulmuş bir komisyon dernekle ilgili teftiş gerccedilekleştirmiştir Derneğin gelirinin aslını

veya bir kopyasını ibraz edemediği ve 24 Aralık 2006 tarihli genel kurul katılımcılar listesi ile

8 Temmuz 2007 tarihli genel kurul katılımcılar listesinin karşılaştırılması sonucu imzalarda

farklılık olduğu ortaya ccedilıkmıştır

Bundan oumlnce 7 Nisan 2006rsquoda Dernekler Kanunursquonun ihlali dolayısıyla dernek

youmlneticilerine youmlnelik Adana Asliye Ceza Mahkemesirsquonde ceza davası başlatılmıştır 10 Nisan

2006rsquoda Asliye Ceza Mahkemesi sanığı devamında para cezasına ccedilevrilen 6 aylık hapis

cezasına ccedilarptırmıştır Yargıtay bu kararı 27 Mart 2012rsquode onamıştır

Arama sonucunda dernek youmlneticilerinden bazıları hakkında teroumlr oumlrguumltuuml lehine

propaganda yaptıkları gerekccedilesiyle Adana Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası accedilılmıştır

31 Mart 2009rsquoda Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları iki yıl hapis cezasına ccedilarptırmıştır

223

19 Kasım 2012rsquode ise Yargıtay soumlz konusu succedilun 5 Temmuz 2012 tarihinde yuumlruumlrluumlğe

giren 6352 sayılı Kanun kapsamına girdiğini ve ilgili ldquosoruşturma aşamasında kovuşturma

askıya alınırrdquo maddesini belirtmiş ve huumlkmuuml bozarak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine yeniden

değerlendirilmesi iccedilin iade etmiştir 24 Ekim 2013 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı

geri almış ve ardından kamu davasının accedilılmasını erteleyerek Yargıtayın bozma kararına

uymuştur

12 Ağustos 2008rsquode Adana savcılığı derneğin kapatılması iccedilin iddianame sunmuştur

17 Eyluumll 2009rsquoda mahkemece savcılığın talebi kabul edilerek derneğin kapatılmasına karar

verilmiştir Mahkeme derneğin artık tuumlzuumlğuumlnde tanımlanan amaccedillara uygun faaliyetlerde

bulunmadığını yasadışı teroumlr oumlrguumltlerinin propagandasını yaptıklarını ve bunun bir sonucu

olarak amaccedillarının ve varlığının Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi uyarınca ldquokanuna ve ahlaka

aykırı hale geldiğinirdquo belirtmiştir

Derneğin 7 Ekim 2009 tarihli Yargıtayrsquoa temyiz başvurusu 3 Aralık 2009 tarihinde

reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yetkililer tarafından derneğin kapatılmasının

Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlali (oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuuml) olduğunu iddia etmiştir

Karar

11 Madde

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucu derneğin kapatılmasına huumlkmedip bir dernek

olarak herhangi bir faaliyet suumlrduumlrmesini engelleyerek varlığını sona erdirdiğini belirtmiştir

Bu tedbir derneğin Soumlzleşmersquonin 11 maddesi ile korunan oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale

boyutuna ulaşmıştır Muumldahale Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi ccedilerccedilevesinde ldquokanun ile

oumlngoumlruumllmekterdquo ve duumlzenin bozulmaması meşru amacını taşımaktadır Mahkemeye kalan ise

muumldahalenin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığına karar vermektir

Derneğin kapatılması suumlreci Adana savcılığının talebi uumlzerine başlatılmıştır Yerel

mahkeme savcılığın talebini kabul ederek derneğin kapatılmasına huumlkmetmiştir

Mahkeme yerel mahkemenin kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesirsquonin 31 Mart 2009

tarihli kesinleşmeyen kararına dayandığını feshe huumlkmedilmesinde dava dosyasında bulunan

bilgiye ve derneğin bazı youmlneticilerine para cezası verildiği ceza mahkemesi kararına atıf

yapıldığını goumlzlemlemiştir

224

Mahkeme Adana savcılığı tarafından bazı dernek uumlyeleri ve youmlneticilerine isnat edilen

succedilların ciddiyetinin farkında olmasına rağmen hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri

tarafından başvurucunun bağımsız uumlyelerine youmlnelik verilen ve kesinleşmeyen huumlkmuuml yeniden

uumlretmek yerine bağımsız bir değerlendirme yapması gerektiği goumlruumlşuumlndedir

Mahkeme bir derneğin buumltuumlnuumlyle kapatılmasının uumlyeleri uumlzerinde oumlnemli sonuccedillara yol

accedilan ccedilok ağır bir tedbir olduğunu ve sadece ccedilok ciddi bir durumda boumlyle bir tedbire

başvurulması gerektiğini vurgulamıştır Soumlzleşmersquonin 11 maddesi uyarınca devletler boumlyle bir

tedbire neden başvurduklarını goumlsteren meşru sebeplerini ortaya koyma yuumlkuumlmluumlluumlğuuml

altındadır

Mahkemersquonin kanaatine goumlre yerel mahkemenin huumlkmuumlnuuml dayandırdığı bazı bulgular

kendi başlarına teroumlrizme teşvik anlamına gelmemektedir Davadaki oumlrguumlt propagandası yapma

boyutuna ulaşabilecek tek eylem Sope Roje gazetesinin dağıtımıdır ki kararda gazetenin

iccedileriğinin nasıl teroumlrizme teşvik ettiğini ikna edici şekilde accedilıklanmamıştır

Boumlylelikle Mahkeme yerel mahkemenin fesih kararını kabul edilebilir ve ikna edici

gerekccedilelere dayanmadığı sonucuna varmıştır Bu başvurucu dernek ve uumlyeleri uumlzerinde ve

ayrıca genel olarak insan hakları oumlrguumltleri uumlzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır

Son olarak iddiaların kanıtlandığı varsayımında bile Mahkeme yerel mahkemelerin

daha az katı tedbirlere başvurmayı duumlşuumlnmediklerini ve Huumlkuumlmetin derneğin feshinin

yetkililerin amaccedillarını gerccedilekleştirmek iccedilin tek ccedilare olduğunu kanıtlamak iccedilin yeterli delil

goumlstermediğini goumlzlemlemiştir

Yerel makamlar derneğin feshi kararını ikna edici gerekccedilelere dayandıramadığı iccedilin

alınan tedbiri meşrulaştıramamış ve bu da oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln oumlzuumlnuuml zedelemiştir

Dolayısıyla Mahkeme muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve bu dava

oumlzelinde Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Page 2: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından

2

Savcılık makamı kararı temyiz etmiştir ve Yargıtay 2010 yılında muumltemadi succedillamayı

Kasım 2003 soumlzleşmesiyle ilgili olarak tek bir sahtecilik succediluyla değiştirerek başvurucuyu bu

succediltan mahkum etmiştir Başvurucu tuumlm soumlzleşmelerin kendisinin huzurunda taraflarca

imzalandığına ilişkin savunmasını devam ettirmiştir ancak Mahkeme bu soumlzleşmeye oumlzguuml

olan ECrsquonin ifadesini doğrulayan adli raporun belirleyici bir delil olduğunu belirtmiştir

Başvurucu 3 yıllık bir denetimli serbestlik suumlresi şartı ile 6 ay hapis cezasına

ccedilarptırılmıştır Kesin huumlkuumlm accedilık yanlışları duumlzeltilecek şekilde değiştirilse de mahkeme

kanuni uumlst sınır olan 2 sene 6 ayı aşmakta olan denetimli serbestlik suumlresini değiştirmemiştir

Başvurucu kesin huumlkmuumln iptali iccedilin olağanuumlstuuml kanun yoluna başvuruda bulunmuştur

Başvurucu Yargıtayrsquoın bu konudaki goumlruumlşlerini ifade etme veya doğrudan beyanda bulunma

şansı verilmeden kendisine youmlneltilen succedillamanın yasal sınıflandırmasının değiştirdiğini oumlne

suumlrmuumlştuumlr Ayrıca başvurucu kanunda izin verilenden daha uzun bir denetim suumlresine tabi

tutulmuştur

Kasım 2010rsquoda farklı bir Yargıtay heyeti başvurucunun yapmış olduğu olağanuumlstuuml

başvurunun kabul edilmez olduğunu belirterek başvuruyu reddetmiştir Yargıtay

başvurucunun denetim suumlresine ilişkin iddialarını incelememiştir Başvurucu Eyluumll 2010rsquode

mahkumiyet kararına istinaden noterlik sicilinden silinmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 6 (adıl yargılanma hakkı) ve Madde 7rsquoye

(kanunsuz ceza olmaz) dayanarak aleyhindeki yargılamaların adil olmadığından ve kendisine

verilen cezanın kanunun izin verdiğinden daha ağır olduğundan şikacircyetccedili olmuştur

Karar Madde 6

Mahkeme 2019 tarihli Juacuteliacuteus THORNoacuter Sigurthornoacutersson v İzlanda kararında bir alt

mahkemenin beraat kararını takiben son derece mahkemesinin sanık veya tanıkları doğrudan

yeniden dinlemeksizin mahkumiyet kararı verdiği durumlar iccedilin ortaya koyduğu prensipleri

tekrarlamıştır

Daha sonra Mahkeme Yargıtayrsquoın deliller hakkında doğrudan ECrsquoyi dinlemeksizin

Bay Poparsquonın davası iccedilin adil bir yargılama yuumlruumltuumlp yuumlruumltemediğini incelemiştir

İlk derece mahkemesinin kararı ile Yargıtay kararı arasındaki temel farklılık

Yargıtayrsquoın adli raporun başvurucunun succedilluluğu hakkında var olan şuumlpheleri ortadan

3

kaldırmaya yeterli olduğuna kanaat getirmiş olmasıdır Bu farklılık iccedilin oumlngoumlruumllen gerekccedileler

kısa ve oumlz olmalarına rağmen soumlz konusu uzman delilinin tartışılmaz bir bilimsel gerccedileklik

olması nedeniyle keyfi veya accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnmemektedir

Bay Popa ayrıca soumlz konusu raporun tarafsızlığına ilişkin şuumlphelerini dile getirmiştir

zira rapor İccedilişleri Bakanlığı iccedilin ccedilalışan bir adli uzman tarafından hazırlanmıştır Ancak

başvurucu hiyerarşik veya diğer anlamda uzman ve kendi davasını inceleyen hakimler ve

savcılar veya yargılamaya dahil olan diğer kişiler arasında herhangi bir bağlantı olduğunu

ortaya koyamamıştır Mahkeme atanmış uzmanların bağımsızlığını veya goumlruumlşlerinin

guumlvenilirliğini sorgulamaya sebep olacak herhangi bir unsur goumlrmemiştir

Mahkeme adil yargılanma gerekliliklerinin ECrsquonin tekrar dinlenmesini gerektirdiğine

veya Yargıtayrsquoın başvurucu tanığın tekrar dinlenmesini talep etmemiş olsa bile pozitif tedbir

almakla yuumlkuumlmluuml olduğuna ikna olmamıştır

Bu bağlamda Mahkeme ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının bir sorun olarak

değerlendirilemeyeceğini ve ifadesine ilişkin kayıtların Yargıtay hakimlerinin erişimine accedilık

olduğunu değerlendirmiştir Başvurucu ilave delillerin dava dosyasına eklenmesini talep

etmemiştir ve Yargıtay dosyayı esastan incelemiştir

İki mahkeme arasındaki uyuşmazlığın ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının değil

de bilirkişi raporunun delil olarak değerine atfedilebilecek oumlneme ilişkin olduğu goumlz oumlnuumlne

alındığında Mahkeme başvurucunun davasının son derece yerel mahkemelerinin daha

oumlnceden succedilsuz bulunan sanıkları kendilerini doğrudan deliller hakkında dinlemeden veya

mahkumiyetler ile ilgili olduğu kabul edilen ifadeler goumlzden geccedilirilmeden mahkucircm ettiği

kararlardan ayrı tutulabileceği goumlruumlşuumlndedir

Son olarak başvurucu kendisine konuya ilişkin goumlruumlşuumlnuuml ifade etme fırsatı

vermeksizin Yargıtayrsquoın aleyhindeki succedillamanın yasal kategorisini değiştirdiğinden şikacircyet

etmesinden dolayı Mahkeme tek bir sahtecilik eyleminin ilk baştaki muumltemadi sahtecilik

eylemlerinin bir parccedilası olduğunu belirtmiştir Başvurucu iddia edilen her eyleme ilişkin

yorum ve kanıt sunma imkanına sahip olduğundan bu tuumlr tek bir succediltan oumltuumlruuml succedillu

bulunabileceğini bilmesi gerekirdi

Mahkeme 6 maddenin ihlal edilmediği sonucuna varmıştır

4

Madde 7

Her iki taraf da Yargıtayrsquoın başvurucunun denetim suumlresinin uzunluğuna ilişkin

hesaplamada hata yaptığını kabul etmektedir

Ancak başvurucu tarafından başvurulan kanun yolu yani iptal iccedilin yapılan olağanuumlstuuml

başvuru boumlyle bir durumda etkili bir kanun yolu teşkil etmemektedir Bilakis başvurucunun

mahkemenin kendi iccediltihatlarında da tanımlandığı uumlzere accedilık bir maddi hata nedeniyle kararı

duumlzeltilmesi iccedilin Yargıtayrsquoa başvurmuş olması gerekirdi Soumlz konusu talep Ceza Muhakemesi

Kanunursquonun 195 maddesi uyarınca yapılabilecek olmasına rağmen dava dosyasında

başvurucunun boumlyle bir adım attığına ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır

Mahkeme başvurucunun mevcut tuumlm iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine ve bu madde

kapsamındaki şikayetinin kabul edilemez olduğuna oy ccedilokluğuyla karar vermiştir

5

Başvuru Adı ND ve NT İspanya

Başvuru No 867515 ve 869715

Başvuru Tarihi 12 Şubat 2015 (Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderme talebi 14 Aralık

2017)

Karar Tarihi 13 Şubat 2020

Konu Uumllkeye hukuka uygun yollarla giriş imkanı olmasına rağmen

bu imkanları değerlendirmeyerek uumllkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin durumlarının

bireysel olarak değerlendirilmeksizin sınır dışı edilmelerinin 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln

(yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) ihlali olmadığı

Olaylar Başvurucular ND ve NT sırasıyla Mali ve Fildişi Sahili

vatandaşı olup 1986 ve 1985 yılında doğmuştur Birinci başvurucu silahlı ccedilatışma sebebiyle

2012 yılında Malirsquoden ayrıldığını soumlylemiştir Moritanya ve Cezayir uumlzerinden seyahat ederek

Mart 2013rsquote Fasrsquoa varmıştır ve anlaşıldığı kadarıyla Melilla sınırına yakın Gurugu

Tepesindeki goumlccedilmen kampında kalmıştır İkinci başvurucu Fasrsquoa 2012rsquonin sonunda varmış

olup o da goumlccedilmen kampında kalmıştır

Oumlzerk bir şehir olan Melilla Fas tarafından ccedilevrelenmiş Kuzey Afrika kıyısında yer

alan 12 kilometrekarelik bir İspanyol toprağıdır İspanyol yetkilileri 13 kilometrelik sınır

boyunca 2014rsquoten beri paralel uumlccedil ccedilitten oluşan bir bariyer inşa etmişlerdir Uumlccedilluuml ccedilit boyunca

doumlrt adet sınır geccediliş noktası yerleştirilmiştir Bu noktalar arasında Guardia Civil goumlrevlileri

yasa dışı girişleri oumlnlemek amacıyla kara sınırında ve kıyıda devriye gezmektedir Sahra Altı

Afrika dacirchil diğer yerlerden gelen yabancılar sıkccedila ccedilitleri aşma teşebbuumlsuumlnde bulunmaktadır

13 Ağustos 2014 sabahının erken vakitlerinde ilk giriş teşebbuumlsuuml yaşanmıştır

Huumlkuumlmetrsquoe goumlre Fas polisi yaklaşık 500 goumlccedilmenin dış ccediliti tırmalamalarını engellemiş ancak

yaklaşık 100 goumlccedilmen ccediliti aşmayı başarmıştır 75 goumlccedilmen iccedil ccedilitin tepesine ulaşmış ancak

yalnızca birkaccedilı diğer tarafa inerek İspanya topraklarına ayak basmış ve orada Guardia Civil

mensuplarıyla karşılaşmıştır Diğerleri iccedil ccedilitin tepesinde oturmaya devam etmiştir Guardia

Civil goumlrevlileri onların aşağı inmesine yardım etmiş ardından ccedilitler arasındaki kapılardan

sınırın diğer tarafındaki Fas topraklarına geri doumlnmeleri iccedilin onlara eşlik etmişlerdir

6

Anlatıldığına goumlre ND ve NT iccedil ccedilitin tepesine ulaşmayı başarmışlar ve birkaccedil saat

orada kalmışlardır Sırasıyla saat 15 ve 14 civarında kendilerine merdiven temin eden İspanyol

kolluk kuvvetlerinin yardımıyla ccedilitlerden aşağı inmişlerdir Yere ulaşır ulaşmaz onları

kelepccedileledikleri Fasrsquoa geri goumltuumlrduumlkleri ve Fas yetkililerine teslim ettikleri soumlylenen Guardia

Civil goumlrevlileri tarafından tutuklanmışlardır İddia edildiğine goumlre başvurucular hiccedilbir kimlik

tespiti işleminden geccedilmemiş goumlrevlilere kişisel durumlarını accedilıklama ya da avukat veya

ccedilevirmen desteği alma şansı bulamamışlardır Anlatıldığına goumlre Melillarsquonın birkaccedil kilometre

guumlneyindeki Nador polis merkezine transfer edilmişlerdir İddia edildiğine goumlre 300 kilometre

uzaklıktaki Fezrsquoe goumltuumlruumllmeden ve kendi başlarının ccedilaresine bakmaya terk edilmeden oumlnce

tıbbi yardım talep etmişseler de talepleri reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquoe (yabancıların

topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) dayanarak durumlarının bireysel değerlendirilmesi

yapılmaksızın ve herhangi bir usul veya adli yardıma tabi olmaksızın topluca sınır dışı

edilmeye maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir Başvurucular goumlccedilmenlerin kimlik tespiti

yapılmaksızın sistematik olarak goumlnderilme politikasından şikayet etmiştir onlara goumlre bu

ilgili doumlnemde hukuki dayanaktan yoksundur 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak

Madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak Fasrsquoa derhal doumlnuumlşlerinin yasal olmadığını

savunabilecekleri askıya alma etkisine sahip etkili bir başvuru yolunun yokluğundan şikayetccedili

olmuşlardır

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 12 Şubat 2015 tarihinde başvurulmuştur 03 Ekim

2017 tarihli Daire kararında Mahkeme 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln ve 4 Norsquolu Protokol

Madde 4 ile bağlantılı olarak ele alındığında Madde 13rsquouumln (etkili başvuru hakkı) ihlal

edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir

14 Aralık 2017 tarihinde Huumlkuumlmet Soumlzleşmersquonin 43 maddesi kapsamında davanın

Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderilmesini talep etmiştir ve 29 Ocak 2018 tarihinde Buumlyuumlk Dairersquonin

kurulu bu talebi kabul etmiştir 26 Eyluumll 2018 tarihinde bir duruşma yapılmıştır

Yazılı usule katılmalarına izin verilen Belccedilika Fransız ve İtalyan Huumlkuumlmetleri uumlccediluumlncuuml

taraf goumlruumlşuuml sunmuşlardır Ayrıca Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Birleşmiş

Milletler Muumllteciler Yuumlksek Komiserliği (UNHCR) İspanya Muumllteciler Komisyonu (CEAR)

ve muumlşterek hareket eden Avrupa Kişisel Haklar Tavsiye Merkezi (the AIRE Centre)

Uluslararası Af Oumlrguumltuuml Avrupa Muumllteciler ve Suumlrguumlnler Konseyi (ECRE) ve Uluslararası

7

Hukukccedilular Komisyonu tarafından Hollandalı Muumllteci Konseyinin katılımı ile goumlruumlş

sunulmuştur Daire yargılamasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yuumlksek Komiserliği

tarafından sunulan yazılı goumlruumlşler de dosyaya dahil edilmiştir 01042018 tarihinden beri

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olan Dunja Mijatović Soumlzleşmersquonin 36sect3 maddesi

uyarınca duruşmada soumlz almıştır UNHCR de duruşmaya katılmıştır

Karar 4 Norsquolu Protokol Madde 4

Mahkeme başvurucuların sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve oumlnceden

planlanmış bir operasyon kapsamında yetkisiz bir şekilde kara sınırını geccedilerek İspanyol

boumllgesine girme teşebbuumlsuumlnde bulunan ccedilok sayıda kişiden oluşan bir grubun uumlyesi olduklarını

not etmiştir Başvurucuların Madde 3 kapsamındaki başvuruları Daire tarafından kabul

edilemez bulunmuştur Başvurucuların kimlikleri tespit edilmemiş ve bireysel durumlarını

incelemek iccedilin herhangi bir yazılı usul uygulanmamıştır Dolayısıyla Fasrsquoa geri doumlnuumlşleri

bilfiil bireysel ancak acele bir goumlnderme olmuş ve İspanya sınır guumlvenliği tarafından

gerccedilekleştirilmiştir

İspanya gibi sınırları Schengen boumllgesinin dış sınırları ile oumlrtuumlşen Soumlzleşmeci

Devletlere ilişkin olarak Soumlzleşme haklarının etkililiği bu Devletlerin hukuka uygun giriş

youmlntemlerine samimi ve etkili erişimi oumlzellikle sınıra ulaşmış olanlar iccedilin sınır işlemlerini

erişilir kılmalarını gerektirmektedir Bu youmlntemler zulme maruz kalan herkesin Soumlzleşmersquonin

oumlzellikle 3 maddesine (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) istinaden

yapılacak başvurunun Mahkemersquoninkiler dahil uluslararası normlar ile uyumlu şekilde işleme

alınacağını temin eden şartlar altında koruma başvurusunda bulunmasına olanak sağlamalıdır

Soumlzleşme ve oumlzellikle Madde 3 kapsamında koruma talep etme hakkını guumlvence altına alan

samimi ve etkili duumlzenlemelerin varlığı halinde Soumlzleşme Devletlerin sınırları denetleme

yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirirken boumlyle bir koruma başvurusunun mevcut sınır geccediliş

noktalarında yapılmasını gerekli kılmalarını engellemez Dolayısıyla Devletler haklı bir sebep

olmaksızın bu gerekliliklere uymayan ve sınırı başka bir konumdan oumlzellikle eldeki davada

olduğu gibi sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve guumlccedil kullanarak geccedilmeye ccedilalışan

yabancıların muhtemel sığınmacılar dahil topraklarına girme taleplerini reddedebilir

Mahkeme İspanyol hukukunun başvuruculara ulusal boumllgeye giriş iccedilin ccedileşitli

muhtemel youmlntemler tanıdığını not etmiştir Başvurucular oumlzellikle sınır geccediliş noktasında

8

ayrıca menşe veya transit uumllkelerindeki İspanya diplomatik temsilcilik veya konsolosluklarında

ya da Fasrsquota vize veya uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirlerdi

1 Eyluumll 2014rsquote İspanyol yetkililer sığınma taleplerini kaydetmek iccedilin Beni Enzar

uluslararası sınır geccediliş noktasına 24 saat accedilık bir ofis kurmuşlardır Bu tarihten de oumlnce

122009 Sayılı Kanunun 21 Boumlluumlmuuml kapsamında bu etkiye sahip bir kanun yolu

oluşturulmuştur Huumlkuumlmet Melillarsquoda 1 Ocak ve 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında 21 sığınma

başvurusu yapıldığını bunların 6 tanesinin Beni Enzar sınır geccediliş noktasında yapıldığını ve

resmi bir başvuruda bulunmaları iccedilin daha sonra sığınmacılara Melilla polis merkezine kadar

eşlik edildiğini soumlylemiştir Soumlz konusu kişiler Cezayir Burkina Faso Kamerun Kongo Fildişi

Sahili ve Somalirsquoden gelmişlerdir

Bu sebeple Mahkeme 1 Eyluumll 2014rsquote Beni Enzarrsquodaki hususi uluslararası koruma

ofisinin kurulmasından da oumlnce bu sınır geccediliş noktasında sığınma başvurusu alma konusunda

hukuki bir yuumlkuumlmluumlluumlk olduğundan ve ayrıca bu başvuruları yapmanın gerccedilekten muumlmkuumln

olduğundan şuumlphe etmek iccedilin hiccedilbir sebep goumlrmemiştir 1 Eyluumll 2014 tarihinden oumlnce Beni

Enzarrsquoda ccedilok az sayıda sığınma talebinde bulunulmuş olması ndashHuumlkuumlmet aksini ileri

suumlrmemiştirndash tek başına muhatap Devletin bu sınır geccediliş noktasına samimi ve etkili erişimi

sağlamadığı sonucuna ulaşmak iccedilin yeterli değildir

Buumlyuumlk Daire nezdindeki yazılı usulde başvurucular İspanyol boumllgesine yasal yollardan

giriş yapmaya ccedilalışmış olduklarına ilişkin bir iddia ileri suumlrmemişlerdir Yalnızca Buumlyuumlk Daire

duruşmasında Beni Enzarrsquoa ulaşmaya ccedilalıştıklarını ancak ldquoFas yetkilileri tarafından

kovalandıklarınırdquo soumlylemişlerdir Oldukccedila geccedil bir aşamada ileri suumlruumllmuumlş olması sebebiyle bu

iddiayı kuşatan şuumlphelerin haricinde Mahkeme başvurucuların hiccedilbir aşamada karşılaşılan

engellerin İspanyol yetkililerin sorumluluğunda olduğunu iddia etmediklerini not etmiştir

Dolayısıyla Mahkeme soumlz konusu zamanda başvurucuların sınır dışı edilmelerine

karşı sebeplerini duumlzguumln ve hukuka uygun bir şekilde iletmek amacıyla Beni Enzar sınır geccediliş

noktasını kullanmamak iccedilin gerekli olan haklı bir sebepleri olduğuna ikna olmamıştır

4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi Soumlzleşmeci Devletler iccedilin başka bir Devletin yetki

alanındaki kişileri kendi yetki alanına getirmesine ilişkin genel bir yuumlkuumlmluumlluumlk

iccedilermemektedir Fas tarafından fiziksel olarak Beni Enzar sınır geccediliş noktasına ulaşırken bazı

zorlukların mevcut olduğu varsayılsa dahi muhatap Huumlkuumlmetrsquoin bu duruma ilişkin olarak

9

oumlngoumlruumllen bir sorumluluğu yoktur Bu tespit Mahkemersquonin huzurdaki olayda 4 Norsquolu

Protokolrsquouumln 4 maddesinin ihlal edilmediğine kanaat getirmesi iccedilin yeterli olmuştur

Mahkeme İspanyol Huumlkuumlmetinin bahsettiği uluslararası koruma başvurusunun

yapılabileceği İspanyol elccedililikleri ve konsolosluklarına erişim ile ilgili ihtimalleri incelerken

Nadorrsquodaki İspanyol konsolosluğunun Beni Enzarrsquodan ndashyani 13 Ağustos 2014 tarihinde

ccedilitlerden geccedililen yerdenndash sadece 135 km uzaklıkta olduğunu goumlzlemlemiştir Gurugu

kampında 2 sene (başvurucu ND) ve 1 sene 9 ay (başvurucu NT) kaldıklarını soumlyleyen

başvurucular uluslararası korumaya başvurmak istemeleri halinde kolaylıkla buraya seyahat

edebilirlerdi Başvurucular ne bu yolu seccedilmeme sebepleri ile ilgili Mahkemersquoye bir accedilıklama

yapmışlardır ne de bu seccedileneği kullanmalarının engellendiğini iddia etmişlerdir Son olarak

başvurucular diğer ndashmenşe uumllkelerindeki ya da 2012 yılından beri seyahat ettikleri uumllkelerden

birindekindash İspanyol elccedililiklerinde vize başvurusu yapmaya ilişkin samimi ve etkili bir imkanın

varlığına karşı ccedilıkmamışlardır NDrsquonin durumunda İspanya ve Mali arasında NDrsquoye oumlzel

bir ccedilalışma vizesi alma imkanı tanıyan oumlzel bir anlaşma dahi mevcuttur

Mahkeme başvurucuların 13 Ağustos 2014 tarihinde grubun sayının ccedilokluğundan

faydalanarak ve guumlccedil kullanarak Melilla sınırındaki ccedilitlerden zorla girme teşebbuumlsuumlne dahil

olarak aslında kendilerini tehlikeye soktuklarını değerlendirmiştir Başvurucular Schengen

boumllgesinin dış sınırlarından geccedilmeye ilişkin Schengen Sınırlar Kanunu uyarınca İspanyol

topraklarına hukuka uygun giriş iccedilin mevcut olan hukuki proseduumlrleri kullanmamışlardır

Dolayısıyla Mahkeme bireysel nitelikte bir ihraccedil kararı olmamasının başvurucuların bu amaccedil

iccedilin var olan mevcut resmi giriş proseduumlrlerini kullanmamış olmasına atfedilebileceği

dolayısıyla bunun kendi davranışlarının bir sonucu olduğu kanaatindedir

Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi ihlal edilmemiştir

4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme İspanyol hukukunun sınırda ihraccedil kararlarına itiraz edilmesine olanak

sağladığını ancak ihraccedillarına karşı boumlyle bir itirazda bulunabilmek iccedilin başvurucuların

kendilerinin de kurallara uyması gerektiğini not etmiştir

Mahkeme başvurucuların ihraccedilları iccedilin bireyselleştirişmiş bir proseduumlruumln yokluğunun

13 Ağustos 2014 tarihinde buumlyuumlk bir grubun parccedilası olarak ve izin verilmeyen bir yerden

Mellilla sınır koruma yapılarını geccedilerek kendilerini hukuka aykırı bir durum iccediline sokan

10

hareketlerinin sonucu olduğunu dolayısıyla Melillarsquoda başvurucuların ihraccedillarına itiraz

edebilecekleri bir kanun yolu olmamasından muhatap Devleti sorumlu tutamayacağını ortaya

koymuştur

Başvurucuların varış uumllkesi olan Fasrsquota maruz kalma ihtimalleri olan risklere ilişkin

şikayetlerinin proseduumlruumln başında Madde 3 kapsamında yapılan başvurunun kabul edilemez

bulunmasıyla reddedilmesi sebebiyle boumlyle bir ccedilarenin yokluğu tek başına Madde 13rsquouumln

ihlalini teşkil etmemiştir

Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13 ihlal

edilmemiştir

11

Başvuru Adı Oumlzer Tuumlrkiye

Başvuru No 6927012

Başvuru Tarihi 22 Haziran 2012

Karar Tarihi 11 Şubat 2020

Konu Yerel mahkemelerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin

iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme

yapmamış olmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlali olduğu

Olaylar Başvurucu Aziz Oumlzer İstanbulrsquoda (Tuumlrkiye) yaşayan 1964

doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır

Dava Yeni Duumlnya İccedilin Ccedilağrı dergisinin sahibi ve editoumlruuml olan Bay Oumlzerrsquoe karşı teroumlr

oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilu nedeniyle yuumlruumltuumllen cezai işlemler ile ilgilidir

2007 yılında İstanbul savcılığının Bay Oumlzerrsquoi dergisinin Ocak 2007 sayısında

yayımlanan bir yazı sebebiyle teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yaymak succedilu ile itham etmiştir

Takip eden yıl İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvurucuyu atılı succediltan succedillu bulmuş

ve hakkında 15 ay hapis cezasına huumlkmetmiştir Ağır Ceza Mahkemesi oumlzellikle ldquoKuumlrt sorunu

ccediloumlzuumlm arayışları ve goumlrevlerimizrdquo başlıklı yazının belirli boumlluumlmlerinin PKK (Kuumlrdistan İşccedili

Partisi yasa dışı bir silahlı oumlrguumlt) propagandası teşkil ettiğini ve ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

kullanımına değil bu oumlzguumlrluumlğuumln hatalı kullanımına karşılık geldiğini değerlendirmiştir

2012 yılında Yargıtay soumlz konusu kararı onamıştır Aynı yıl 6352 Sayılı Kanunrsquoun

yuumlruumlrluumlğe girmesini takiben başvurucu hakkında verilen huumlkmuumln infazı 3 sene ertelenmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak hakkında

yuumlruumltuumllen ceza yargılaması sebebiyle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar Madde 10

3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai yargılamaya

ilişkin olarak Mahkeme iccediltihadında ortaya konulmuş ilkelerin oumlzeti

12

1 Kanunun niteliğine ilişkin prensipler (3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesi)

Mahkeme iccediltihadında 2013rsquoe kadar yuumlruumlrluumlkte olan halleriyle 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2)

maddesinin accedilıklık ve oumlngoumlruumllebilirlikten yoksun olduğunu not etmiştir

Mahkeme oumlzellikle madde 7(2)rsquonin ndash2003 ve 2013 tarihleri arasında art arda yuumlruumlrluumlkte

olan iki versiyondakindash lafzını ve yerel mahkemelerin bu huumlkmuuml başvurucuları mahkum etmek

iccedilin ne şekilde yorumladığını dikkate alarak bu huumlkmuumln tatbikinin oumlngoumlruumllebilirliği hakkında

ciddi şuumlphelerin olduğunu değerlendirmiştir Mahkeme ayrıca Belge v Tuumlrkiye kararında ne

teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilunun ndash7(2) maddenin 2006 ve 2013 tarihleri arasında

yuumlruumlrluumlkte olan haliylendash ne de bu huumlkmuumln yerel mahkemeler tarafından yorumlanmasının

tamamen accedilık olduğunu belirtmiştir

2 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai işlemlerden

doğan bir muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliğine ilişkin prensipler Mahkeme

iccediltihadında Madde 10 ihlallerini iki farklı değerlendirme ile dikkate almıştır

İlk olarak Mahkeme şuumlphe edilen belge ve beyanlar ile başvurucular tarafından

işlendiği iddia edilen fiilleri kendisi incelemiştir Soumlz konusu davalarda Mahkeme belgeler

beyanlar ve iddia edilen fiiller kimi zaman saldırgan nitelikte olsa ve Devlet yetkililerine

youmlnelik ciddi eleştiriler iccedilerse veya sorumlu olunan goumlruumlşlerin belirli yasa dışı oumlrguumltlerin ya da

bunların lider veya uumlyelerinin lehine olduğu varsayılsa bile bunların aslında ne şiddete

direnişe veya isyana teşvik iccedilerdiği ne nefret soumlylemi anlamına geldiği ne de belirtilen kişilere

karşı koumlkleşmiş ve irrasyonel nefret aşılayarak şiddete sebep olmalarının muhtemel olduğu

kanaatine varmıştır

İkinci olarak bazı davalarda Mahkeme değerlendirmesini yerel mahkemelerin nihai

mahkumiyet kararlarında accedilıkladıkları gerekccedilelere dayandırmıştır Mahkeme oumlzellikle şuumlphe

edilen belge beyan veya fiillerin şiddet kullanımına silahlı direnişe veya isyana teşvik

iccedilerdiğinin ya da nefret soumlylemi oluşturduğunun accedilıkccedila belli olmadığı olaylarda izlenen analitik

youmlnteme muumlracaat etmiştir Mahkeme bu davalarda ulusal yetkililerin ne başvurucuların

mahkumiyetlerini meşru kılmak iccedilin yerinde ve yeterli gerekccedile goumlsterdiğini ne de yeterli

accedilıklama ndashoumlzellikle şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin iccedilerikleri bağlamları ve zararlı

sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığında şiddet kullanımına silahlı direnişe veya

isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediğine ilişkinndash yaptığını

belirtmiştir Mahkeme ayrıca ulusal yetkililerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin

13

iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm kriterleri dikkate alarak gerektiği gibi bir

inceleme yapmadıklarını ya da başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ile ulaşılmak istenen meşru

amaccedil arasında Mahkeme iccediltihadında ortaya konulan kriterlere uygun olacak şekilde yeterli bir

dengeleme faaliyeti yuumlruumltmediklerini değerlendirmiştir

Mahkeme Hatice Ccediloban v Tuumlrkiye davasında yerel mahkemelerin mahkumiyet

kararını temellendirmek iccedilin kullandığı kanıtların guumlvenilirliği ve doğruluğuna itiraz eden

başvurucunun ileri suumlrduumlğuuml iddialara cevap vermeyerek Soumlzleşmenin 10 maddesi accedilısından

ccedilatışan menfaatlerin dengelenmesi yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediği sonucuna varmıştır

Son olarak diğer davalarda Mahkeme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin şiddeti

nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlklediklerini veya bunlara goumlz yumduklarını kaydederek ihlal

olmadığına karar vermiş ya da başvuruları accedilıkccedila dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle kabul

edilemez bulmuştur

Huzurdaki davaya ilişkin olarak ise Mahkeme 4 sene 11 ay suumlren ceza

yargılamasının başvurucu uumlzerinde yaratabileceği caydırıcı etki sebebiyle başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahaleyi başvurucunun 1 sene 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiş

olmasını ve başvurucunun cezasının infazını uumlccedil sene erteleme kararını not etmiştir Bu

muumldahale 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesinde duumlzenlenmiştir ve meşru amaccedillara (ulusal

guumlvenliğin ve kamu guumlvenliğinin korunması ile kamu duumlzeninin sağlanması ve succedil

işlenmesinin oumlnlenmesi) youmlneliktir

Muumldahalenin gerekliliği ile ilgili olarak Mahkeme Tuumlrk mahkemelerinin

başvurucunun mahkumiyetini destekler gerekccedilelerini incelemeye karar vermiştir Mahkeme

yerel mahkemelerin yaptıkları değerlendirmelerde Mahkemersquonin Madde 10 kapsamında

şiddeti nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlkleyici veya bunlara goumlz yumucu olarak sunulan

soumlzluuml veya yazılı soumlylemler ile ilgili olarak ortaya koyduğu tuumlm ilkeleri dikkate almadığını not

etmiştir zira yapılan değerlendirme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin ndashiccedilerikleri

bağlamları ve zararlı sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığındandash şiddet kullanımına

silahlı direnişe veya isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediği

sorusunu yanıtsız bırakmıştır

Sonuccedil olarak yerel mahkemeler Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin iccediltihadında

ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme

yapmamıştır ve Huumlkuumlmet uygulanan tedbirin baskın bir toplumsal ihtiyaccediltan kaynaklandığını

14

ulaşılmak istenen amaccedillar ile orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu

goumlsterememiştir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

15

Başvuru Adı Alexandru-Marian IancuRomanya

Başvuru No 6085815

Başvuru Tarihi 04122015

Karar Tarihi 04022020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200729

Konu Başvuru Alexandru-Marian Iancu hakkında birbirleriyle

bağlantılı olarak yuumlruumltuumllen iki ceza kovuşturmasında mahkumiyet kararı veren heyetlerin

ikisinde de aynı hakimin goumlrev alması ve bu hususun hakimin tarafsız kalmasına engel olacağı

iddiası hakkındadır

Olaylar Romanya uyruklu başvurucu Alexandru-Marian Iancu 1965

yılında duumlnyaya gelmiştir 2014 ve 2015 yıllarında işlediği ekonomik succedillar nedeniyle hapis

cezasına ccedilarptırılan başvurucu an itibariyle Rahova Cezaevirsquonde tutulmaktadır

Başvurucu hakkında iki ayrı ceza kovuşturması yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Kovuşturmalar

başvurucunun 2000 ila 2003 yılları arasında youmlneticisi veya işletmecisi olduğu birkaccedil ticari

şirket aracılığıyla işlediği iddia edilen ekonomik succedillara dayanmaktadır İlk başlatılan

kovuşturma suumlrecindeki dosya ile ikinci kovuşturma dosyası ortak deliller bulunması

nedeniyle birleştirilmiştir

Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmalar sonucunda mahkumiyet kararları

verilmiştir bahse konu kararlar iki hakimden oluşan heyetler tarafından alınmıştır MAM

isimli hakim her iki heyette de goumlrev almıştır

Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen ikinci kovuşturmanın istinaf aşamasında MAM

tarafsızlığına ilişkin herhangi bir şuumlphe duyulmaması adına hakimlikten ccedilekilmeyi talep

etmiştir Ccedilekilme talebi iki hakimden oluşan bir heyet tarafından reddedilmiştir MAMrsquonin

ilk derece yargılamasında goumlrev almış olmasının tarafsızlığını kaybettiğinden endişe edilmesini

gerektirecek makul şuumlphe oluşturmadığını ve ilk derece mahkemesince goumlruumllen dava suumlrecinde

başvurucunun succedillu olduğuna dair bir kanaat geliştirdiğine ilişkin bir kanıtın olmadığı

belirtilmiştir MAMrsquonin tarafsızlığını kaybettiğine ilişkin farklı itirazlar da sunulmuştur soumlz

konusu itirazlar reddedilmiştir

16

Hakim MAMrsquoin tarafsızlığını kaybettiğine dair şikayetler Yargıtay ve Hakimler

Yuumlksek Kurulu nezdinde de ileri suumlruumllmuumlş ve reddedilmiştir oumlzellikle başvurucu tarafından

yargılama suumlrecinde ileri suumlruumllen hakimin reddi taleplerine verilen ret kararlarının ve hakkında

2015 yılında verilen mahkumiyet kararının yeterli derecede gerekccedilelendirildiği belirtilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu MAMrsquonin birbirleriyle bağlantılı olan iiki

yargılama suumlrecinde de goumlrev almış olması nedeniyle tarafsızlığını korumasının muumlmkuumln

olmadığını bu nedenle AİHS m 61 uyarınca korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini

iddia etmektedir

Karar Mahkeme AİHS m 61 uyarınca mahkemelerin tarafsız

kalmasının gerekliliğini vurgulayarak tarafsızlığa ilişkin iddiaların ccediloumlzuumlmlenmesi adına oumlznel

ve nesnel bir sınamaya tabi tutulacağı belirtilmektedir Oumlznel sınama esnasında hakimin kişisel

bir kanaatinin bulunup bulunmadığına başvurucuya karşı tutumlarına odaklanılırken nesnel

sınamada mahkemenin tarafsızlığına goumllge duumlşuumlrebilecek nitelikle unsurların tespit edilip

edilemediği değerlendirilecektir

Oumlznel sınama sonucunda Mahkeme MAMrsquonin yargılama suumlrecinde taraflı bir tutum

sergilediğine ilişkin iddiaları inandırıcı bulmamıştır

Bunun yanı sıra başvurucunun hakimin tarafsızlığını kaybettiği youmlnuumlndeki endişelerini

temellendiren nesnel sebepler de bulunmamaktadır MAMrsquonin ccedilekilmeyi talep etmesinin

esasen tedbir amaccedillı olduğu tarafsızlığını kaybettiğine dair bir şuumlphe oluşması nedeniyle bahse

konu talepte bulunmadığı belirtilmektedir Ayrıca ccedilekilme talebi oldukccedila detaylı olarak

gerekccedilelendirilmiş bir biccedilimde reddedilmiştir

Her ne kadar MAM ile birlikte ilk kovuşturma aşamasında goumlrev alan diğer hakimin

ikinci kovuşturma suumlrecinde heyette bulunmaması youmlnuumlnde karar verilmiş olsa da işbu ret

kararının - hakimin goumlruumlşuumlnuuml belirtmesi gibi - birden fazla sebebi bulunmaktadır

Ayrıca iki kovuşturma arasındaki oumlne suumlruumllen benzerlik dışında MAMrsquonin

tutumunda başvurucunun tarafsızlık hususunda kuşkuya duumlşmesini meşru kılacak bir durum

bulunmamaktadır

Sonuccedil olarak AİHS m 6 sect 1 ihlali oluşmamıştır

17

Başvuru Adı AtamanchukRusya

Başvuru No 449311

Başvuru Tarihi 18012011

Karar Tarihi 11022020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200839

Konu Bir iş insanının Rus koumlkenli olmayanlar hakkında yaptığı

accedilıklamaları iccedileren ve yerel bir gazetede yayımlanan bir makale nedeniyle kin ve duumlşmanlığa

tahrik succedilundan mahkum edilmesi hakkındadır

Mahkeme oumlzellikle başvurucunun accedilıklamalarının kamusal tartışmaya herhangi bir

katkısının bulunmadığını belirtmektedir Ulusal mahkemelerin ccedilıkarımlarına katılarak bahse

konu accedilıklamaların Rus etnik koumlkenini haiz olmayan yerel nuumlfus hakkında oumlnyargıya yol

accediltığını veya galeyana gelinmesine sebep olacağını iletmektedir

Ayrıca nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler bağlamında ulusal mahkemelerin

başvurucuya para cezası vermekte ve gazetecilikyayıncılık faaliyetlerinden iki yıl suumlreyle men

etmekte haklı olduklarını belirtmektedir Başvurucunun gazetecilik mesleğini icra etmekten

daha ccedilok iş insanı sıfatıyla faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda hakkında alınan

kararların başvurucu uumlzerinde dikkate alınması gereken bir etki yaratmadığı duumlşuumlnuumllmektedir

Olaylar 1951 doğumlu başvurucu Vladimir Atamanchuk Rusya

vatandaşıdır ve Soccedilirsquode (Rusya) ikamet etmektedir Başvurucu iş insanı ve yerel siyasetccedilidir

Ayrıca 8000 tiraja sahip yerel bir gazetenin sahibidir

Başvuru başvurucunun 2008 başkanlık seccediliminden bir guumln oumlnce başka bir yerel

gazetede yayımlanan makalesi hakkındadır

Mart 2008rsquode yayımlanan ldquoNeden bu seccedilimlerde oy kullanmayacağımrdquo başlıklı

makalesinde başvurucu ldquohalkrdquo kavramı uumlzerine goumlruumlşlerini paylaşmış ve Rus koumlkenli olmayan

grupların etnik oumlzellikleri hakkında accedilıklamalarda bulunmuştur Bahse konu grupların succedil

işlemeye yatkın olduklarını ldquobarbar duumlşuumlncelerine uygun olarak katliam tecavuumlz hırsızlık

koumlleleştirmerdquo gibi eylemlerde bulunacaklarını ldquouumllkenin yıkımına katkıda bulunduklarınırdquo

ifade etmiştir

18

Başvurucu 2010 yılının Temmuz ayında bir kişiyi veya bir grubu etnik koumlkeni dili

uyruğu veya dini inancı nedeniyle aşağılama ve kin ve duumlşmanlığa tahrik succedilundan mahkum

edilmiştir Ulusal mahkemenin değerlendirmeleri başvurucunun makalesini analiz eden

psikoloji ve dilbilimi alanındaki uzmanlarca hazırlanan raporlara dayanmaktadır ve sonuccedil

olarak başvurucunun makalesinin okuyucularda nefret uyandırdığına ancak onları şiddete

youmlnlendirmediğine karar verilmiştir

Başvurucu Mart 2018 tarihli makale nedeniyle 200000 Rus rublesi (o tarihte 5086

euroya tekabuumll etmektedir) para cezasına ccedilarptırılmıştır Hakkında kovuşturma başlatıldığında

soumlz konusu makaleyi gazetesinde yeniden yayımladığı iccedilin bir kez daha 200000 Rus rublesi

para cezasına huumlkmedilmiştir Ayrıca iki yıl suumlreyle gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerinden

men edilmiştir

Başvurucu delil listesinde adı bulunan bir dilbilim uzmanının dinlenmesi talebinin

reddedildiğini ileri suumlrerek hakkında verilen kararı temyiz etmiştir Karar 2010 yılının Eyluumll

ayında onanmıştır

İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararı ve cezanın

AİHS m 10 uyarınca korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmektedir Ayrıca

dilbilimi uzmanına soru sorma imkanını bulamadığı iccedilin AİHS m 6 uyarınca korunan adil

yargılanma hakkı ve tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkının ihlal edildiğini oumlne

suumlrmektedir

Karar

Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml)

Mahkeme Rus Ceza Kanunursquondaki nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler dikkate

alındığında başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmanın ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllduumlğuumlnuumlrdquo

belirtmektedir Ayrıca kovuşturmanın ve mahkumiyet kararının ldquobaşkalarının hakkırdquonı

koruma oumlzellikle Rusyarsquonın Krasnodar boumllgesinde yaşayan Rus koumlkenli olmayan bireylerin

onurunu koruma amacını taşıdığını ifade etmektedir

Mahkeme ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln demokratik bir toplumun temellerinden birini

oluşturduğunu oumlzguumlrluumlğuumln koruma kapsamında ndash başvurucunun makalesi oumlrneğinde de olduğu

gibi - ldquoincitici şok edici veya rahatsız edicirdquo biccedilimde kullanılan dilin de bulunduğunu

19

belirtmektedir İfade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilecek kısıtlamaların gerekliliği birccedilok faktoumlruumln

birbirlerine etkileri goumlz oumlnuumlnde tutularak ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır oumlrneğin

soumlz konusu accedilıklamaların hangi bağlamda yapıldığı niteliği dile getiriliş biccedilimleri ve doğrudan

veya dolaylı olarak hoşgoumlruumlsuumlzluumlk nefret veya şiddete youmlnlendiren bir etki yaratıp yaratmadığı

hususları dikkate alınmalıdır

Başvurucunun makalesi seccedilim kampanyaları bağlamında yayımlanmıştır ve seccedilimde

oy kullanmama kararına ilişkin goumlruumlşlerini sunmak amacıyla kaleme alınmıştır Ancak

Mahkeme başvurucunun soumlylemlerinin Rus koumlkenli olmayan gruplar hakkındaki

accedilıklamalarının makalenin konusu accedilısından bir mantığa oturduğu veya kamusal tartışmaya bir

katkı sunduğu hususlarının tartışmalı olduğunu ifade etmektedir

Ayrıca Mahkeme ulusal mahkemelerin değerlendirmelerini makul bularak oumlzellikle

makalenin farklı etnik koumlkenlerden oluşan bir boumllgede 8000 ve 10000 dağıtımı olan

gazetelerde yayımladığı goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel

nuumlfus hakkında yaptığı bazı accedilıklamalarında kullandığı dilin okuyucularda oumlnyargı

yaratabilecek veya onları galeyana getirebilecek nitelikte sayılabileceklerini belirtmektedir

Her ne kadar makalede kişileri accedilıkccedila şiddete veya succedil teşkil eden diğer eylemlere

youmlnlendiren ifadeler bulunmasa da soumlz konusu makaleye bir şekilde tepki goumlstermek

makamların takdirindedir (ldquotakdir marjırdquo)

Son olarak Mahkeme başvurunun koşulları ele alındığında makamların tepkisinin

orantısız olmadığını ifade etmektedir Mahkeme başvurucu hakkındaki cezaların nefret

soumlylemi ile muumlcadele etme amacını taşıyan duumlzenlemelere dayanılarak verilmesinin oumlnemine

dikkat ccedilekmektedir Ayrıca başvurucunun iş insanı olarak mesleki faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml ve

nadiren kendisine ait olmayan yerel gazetelerde makaleler kaleme aldığı goumlz oumlnuumlnde

bulundurulduğunda hakkında verilen gazetecilik ve yayıncılıktan men etme kararının

başvurucu uumlzerinde dikkate değer bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır

Sonuccedil olarak ulusal mahkemelerce başvurucunun yargılanması ve mahkum edilmesi

ilgili ve yeterli duumlzeyde gerekccedilelendirilmiştir ayrıca olaydaki istisnai koşullar başvurucuya

verilen cezaları haklı kılmaktadır Sonuccedil olarak AİHS m 10 ihlali bulunmamaktadır

Madde 17 (hakların koumltuumlye kullanımı yasağı)

20

Huumlkuumlmet başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel nuumlfus hakkında yaptığı kabul

edilemez accedilıklamaların 10 maddenin koruma kapsamında bulunmadığını ve bu nedenle

hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı 10 maddeyi dayanarak ileri suumlrduumlğuuml

başvurusunun 17 madde ışığında reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır

Yukarıda belirtildiği uumlzere Mahkeme başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararın

ve cezaların 10 madde ışığında ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlş olanrdquo ldquomeşru bir amaccedil taşıyanrdquo

ve bilhassa ldquodemokratik bir toplumda gerekli olanrdquo bir muumldahale sayılıp sayılmayacağı

konusunda değerlendirmede bulunmuştur 10 maddenin ihlal edildiği youmlnuumlnde bir karar

verildiğinden başvurunun ayruca 17 madde youmlnuumlnden incelenmesine gerek duyulmamaktadır

Madde 6 (Tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkı)

Mahkeme ulusal mahkemelerce başvurucunun dilbilimi uzmanı tanığa soru sorma

talebinin reddedilmesine ilişkin gerekccedile sunulmamış olsa da başvurucu hakkındaki yargılama

suumlrecinin bir buumltuumln olarak adil yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml ifade etmektedir

Dilbilimi uzmanının bulguları başvurucunun aleyhinedir ve succedilluluğunu destekleyici

delillerin arasında sunulmuştur diğer dilbilimi ve psikoloji uzmanlarının raporları ile

uyumludur Hem ilk derece mahkemesi hem de temyiz mahkemesince karara temel alınan

uzman raporlarına itiraz etme konusunda başvurucunun kısıtlandığına dair herhangi bir iddia

bulunmamaktadır Ayrıca ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi nezdinde soumlz konusu

tanığa hangi soruların sorulmasının duumlşuumlnuumllduumlğuuml de paylaşılmamıştır

Sonuccedil olarak işbu koşullar ışığında AİHS m 6 ihlali gerccedilekleşmemiştir

Mutabık Oy Goumlruumlşuuml Yargıccedil Lemmens

Karşı Oy Yargıccedil Serghides

21

Başvuru Adı Felloni İtalya

Başvuru No 4422114

Başvuru Tarihi 17072014

Karar Tarihi 06022020

Konu Alkolluuml bir şekilde araba kullanma succediluna mahkumiyet kararı

verilirken daha ağır ceza kanunun geriye doumlnuumlk olmama ilkesine uyulması fakat Yargıtay

kararı gerekccedilesinin dayanaktan yoksun olması hakkında

Olaylar 2007 yılında Başvurucursquoya karşı alkolluuml araba kullanma

succedilundan ceza davası accedilılmıştır 2011rsquode yerel mahkeme Başvurucursquoyu 1 ay şartlı hapis cezası

ve 900 avro para cezasına mahkum etmiştir Ayrıca mahkeme Başvurucursquonun suumlruumlcuuml

belgesinin askıya alınmasına karar vermiştir Bu karar Başvurucu tarafından istinaf edilmiştir

Başvurucu masum olduğunu iddia ederken sabıkasının olmamasından bahisle ceza kanunursquonun

62 maddesi uyarınca hafifletici sebeplerin tanınmasını talep etmiştir 2012 yılında istinaf

mahkemesi Başvurucursquonun başvurusunu reddederek sabıka kaydının olmamasının hafifletici

sebep olarak tanınmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme suumlrecinde pişmanlık belirtisi dahi

goumlstermediği davranışları dahil hiccedilbir unsurun Başvurucursquonun lehine olamayacağını

belirtmiştir Ayrıca mahkeme Fellonirsquonin soumlz konusu succedilun işlenmesinden sonra da alkolluuml

araccedil kullanma succedilunu tekrar işlediğinin altını ccedilizmiştir Başvurucu istinaf mahkemesinin bu

kararını Yargıtay mahkemesine taşıyarak succedilun işlenmesinden sonra ceza kanunu madde

62rsquonin 2008 yılında yani succedilun işlendiği tarihten sonra yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanun ile

yeniden duumlzenlendiğini ve yeni kanunun kararda uygulanmasını talep etmiştir 2014 yılında

Yargıtay Fellonirsquonin soumlz konusu talebini kabul edilemez bularak davayı reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu oumlncelikle Yargıtayrsquoın kararının gerekccedileden yoksun

olduğundan bahisle Soumlzleşmersquonin 6 Maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğini ileri

suumlrmuumlştuumlr İkinci olarak Soumlzleşmersquonin 7 Maddesini (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ileri suumlrerek

daha ağır cezanın kendisine uygulandığını iddia etmiştir Oumlzellikle yuumlruumlrluumlkte olan ve

uygulanan fakat sonradan duumlzenlenen kanundan yararlanamadığından şikayet etmiştir

Karar

Madde 6 sect 1 youmlnuumlnden

22

Mahkeme Başvurucursquonun 2008rsquode yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanunun kendi olayına

uygulanması talebine cevap vermemiş ve yararlanmasını engellediklerini belirlemiştir Yuumlksek

yargı yetkisi duruşma hakimleri tarafından kabul edilen gerccedilekler uumlzerinden karar vererek

Felloni tarafından ileri suumlruumllen temyiz iddialarını hepsinin kabul edilemez olduğunu ilan

etmekle yetinmişlerdir Mahkeme Başvurucursquonun iddiasının Yuumlksek Mahkemenin yargı

yetkisinin oumltesinde bir olgu olduğuna ikna olmamıştır Fellonirsquonin hafifletici unsurlar

bakımından mevzuatın geriye doumlnuumlk olarak uygulanması gerektiği iddiası Başvurucu

tarafından ortaya atılan ana arguumlmanlardan biriydi Bu nedenle belirli ve accedilık bir gerekccedile

sunulması gerekmektedir

Bu nedenle Başvurucu ne arguumlmanlarının etkili bir incelemeden geccediltiğinin garantisini

veren bir proseduumlre tabi tutulmuş ne de red sebeplerini iccedileren bir yanıt almıştır Sonuccedil olarak

Yargıtay kararlarını gerekccedilelendirme yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediğinde Soumlzleşmersquonin 6 sect

1 Maddesi ihlal edilmiştir

Madde 7 youmlnuumlnden

Mahkeme Bolonya İstinaf Mahkemesi Başvurucunun dosyasını Ceza Kanunursquonun 62

Maddesinin succedilun işlendiği tarihten sonra 2008 yılında 125 sayılı kanun ile değiştirilen yeni

metni ışığında yorumladığını belirtmiştir

Mahkeme bu davada yerel mahkemelerin sanığın lehine olan huumlkuumlmleri uygulayıp

uygulamadığının araştırılması gerektiğini varsaymaktadır Succedilun işlendiği doumlnemde yuumlruumlrluumlkte

olan ceza kanunu sanığın sabıka kaydının bulunmamasını otomatik olarak hafifletici sebep

olarak oumlngoumlrmemektedir Oumlte yandan ceza kanununun 133 Maddesi uyarınca sabıka kaydının

olmayışının hafifletici sebep olarak uygulanması ancak hakimin takdir yetkisine bağlanmıştır

2008 tarihli 125 sayılı kanun ile duumlzeltilen CK madde 62 yeni haliyle hakimin hafifletici

sebeplerin uygulanmasında kullandığı takdir yetkisini sınırlamış olduğu gibi hafifletici

sebeplerin sistematiğini Başvurucunun lehine olan yasal kriterleri etkisiz hale getirecek şekilde

olarak değiştirmemektedir

Bu durumda Bolonya İstinaf Mahkemesi CK madde 133rsquouuml ve sanığın davranışlarını da

detaylı bir şekilde inceledikten sonra Başvurucunun hafifletici sebep talebini reddetmiştir

Ayrıca Mahkeme sanığın cezasını hafifletecek duruşmalardaki davranışları ve succedil işlendikten

sonra araba kullanmaya devam etmesi de dahil hiccedilbir sebebin olmadığını varsaymaktadır

23

Başvurucu yargılama boyunca herhangi bir pişmanlık belirtisi goumlstermemiş ve aynı succedilu

tekrar işlemiştir

Sonuccedil olarak Mahkeme Başvurucuya karşı huumlkmedilen cezanın eldeki tuumlm verilerin

uygun bir şekilde tartılarak elde edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Bu bağlamda Başvurucunun

değiştirilen kanun huumlkmuuml ışığında yargılamasının yapılmamış olması hafifletici sebeplerin

uygulanabilir olduğuna dair bir izlenim vermemektedir Bu nedenle Soumlzleşme Madde 7 ihlal

edilmemiştir

24

Başvuru Adı Vovk and Bogdanov v Rusya

Başvuru No 1561310

Başvuru Tarihi 11022020

Karar Tarihi 15022010

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

20083822]

Olaylar

Sergey Vovk ve Artem Bogdanov ( Başvurucular ) 1995 ve 2000 doğumlu Rusya

vatandaşlarıdır Başvurucular Chitada yaşamaktadır

Başvurcular olay esnasında 13 ve 7 yaşlarındadır Chita boumllgesinde yerde buldukları el

bombası ellerindeyken patlamış ve Sergey Vovk bacağından Artem Bogdanov ise mide ve

goumlğsuumlnden yaralanmıştır Polis Artem Bogdanovun el bombasını okuluna yakın bir yerde

bulduğunu belirtmiştir

Olaydan sonra soruşturma ilk olarak Ceza Kanununun 2221 maddesindeki (Patlayıcı

cihazların yasa dışı edinimi taşınması ve depolanması) succediluna dayanarak accedilılmıştır Succedillama

daha sonra Ceza Kanununun 2251 maddesi (Patlayıcı cihazların uygun olmayan şekilde

korunması ) ve 348 maddesi (Askeri mal kaybı) uyarınca kamu guumlvenliği ve askerlik

hizmetlerine karşı işlenen succedillar olarak değişmiştir El bombası ateş almış ama patlamamış bir

halde askeri boumllgeden olayın yaşandığı boumllgeye getirilen bir kamyon kumun iccedilinden ccedilıkmıştır

Sivil soruşturma makamları konuyu askeri makamlara youmlnlendirmişlerdir Askeri soruşturma

9 guumln suumlrmuumlş ve herhangi bir askerin olayla bağlantısı olmadığı soumlylenerek soruşturma sivil

makamlara youmlnlendirilmiştir 2008-2011 yıllarında arasında birccedilok soruşturma yapılmış ama

herhangi bir fail tanımlanamadığı iccedilin soruşturmalar sonuccedilsuz kalmıştır Kasım 2013 tarihinde

2251 maddedeki succedil zamanaşımına uğramıştır Başvurucuların anneleri Rusya Ekonomi

Bakanlığına karşı accediltığı tazminat davasında idarenin bu tarz patlayıcı maddelerin sivillerin

eline geccedilmemesinde sorumlu olduğu iddia etmiştir Chita Tsentralniy Boumllge Mahkemesi

soruşturma makamlarının kararlarına dayanarak failin tespit edilmediğine dikkat ccedilekmiştir

Temyiz aşamasında ise Zabaykalskiy Boumllge Mahkemesi el bombasının devlet malı olduğuna

veya uygun şekilde depolanmadığına dair hiccedilbir kanıt bulunmadığına belirtmiştir

25

İhlal İddiaları

Başvurucular patlamadan dolayı accedilmış oldukları tazminat talepli davalarının

soruşturmanın duumlzguumln şekilde yapılmamasından dolayı reddedilmiş olması sebebiyle Adil

Yargılanma ( İHAS 6 ) ve Etkili Başvuru ( İHAS 13 ) haklarının ihlal edildiğini iddia

etmişlerdir

Karar

İHAS 2

Mahkeme başvuruyu yaşam hakkı youmlnuumlnden incelemiştir Yaşam hakkı devletlere

sadece kişileri kasıtlı şekilde oumllduumlrmeme sorumluluğunu değil aynı zamanda kişilerin hayatını

korumak iccedilin hukuk iccedilerisinde uygun adımlar atılması sorumluluğunu da yuumlkler Bunların yanı

sıra yaşam hakkı devletlere bağımsız bir yargı tarafından efektif bir yargılama yapma

yuumlkuumlmluumlluumlğuuml de yuumlklemiştir

Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmalara dayanarak kimliği belirlenemeyen bir kişi

tarafından taşınan kumlarla birlikte el bombasının yerleşim yerine duumlştuumlğuumlnuuml ve başvurucuların

bu el bombasından dolayı yaralandığını belirtmiştir Mahkeme el bombalarının sadece uumllkenin

yasal guumlvenlik guumlccedilleri tarafından kullanılabileceğini ve soruşturmada guumlvenlik guumlccedillerinin

incelenip kaybolan veya hasara uğrayan envanterin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir

Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmada ortaya konulmuş olan guumlvenlik guumlccedillerinin ihmali sonucu

el bombasının ateşlenmiş şekilde kaybedildiğine dair bilgileri yargılama esnasında goumlz oumlnuumlnde

bulundurmaktadır Ne askeri soruşturmada ne de envanter kaybının kazaya neden olduğunu

kabul eden sivil soruşturmada herhangi askeri personel kayıptan dolayı sorumlu

goumlsterilmemiştir Askeriyenin ihmali sonucu kaza meydan gelmiş olmasına rağmen

soruşturma makamları yaşam hakkının idareye yuumlklemiş olduğu usuli sorumluluğa uygun

olarak yeterli ccedilabayı goumlstermemiş kanıtları toplamamış ve tatmin edici bir gerekccedile ortaya

koymamıştır Ayrıca soruşturma esnasında idarenin yaşam hakkı kapsamındaki kişilerin

oumllmemesini ve yaşamlarının risk altına girmemesini sağlama şeklinde duumlzenlenen

yuumlkuumlmluumlğuumlne dair bir inceleme yapılmamıştır

Sonuccedil olarak iccedil hukukta yuumlruumltuumllen soruşturmada el bombasının guumlvenlik guumlccedillerine ait

olup olmadığı ya da guumlvenlik guumlccedillerinin olaydaki el bombasının kaybından sorumlu olup

olmadığına dair bir kanıt ortaya koyulmamıştır Bu sebeplerle Mahkeme iccedil hukukta etkili bir

26

yargılama suumlreci olmadığını belirtmiş ve başvurucuların yaşam haklarının ihlal edildiğine karar

vermiştir

İHAS 41

Mahkeme Rusyanın başvurucuların her birine 40000 euro manevi tazminat masraf

ve giderler iccedilin ise 1400 euro oumldenmesi gerektiğine huumlkmetmiştir

27

Başvuru Adı YI v Rusya

Başvuru No 6886814

Başvuru Tarihi 14102014

Karar Tarihi 25022020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201326]

Olaylar

Başvurucu 1980 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve Moskovada yaşamaktadır

Başvurucunun farklı kişilerden olmak uumlzere 1999 2011 ve 2012 doğum tarihli uumlccedil ccedilocuğu

vardır Başvurucu 8102013 tarihinde uyuşturucu transferi yaptığı gerekccedilesiyle evine yapılan

baskında goumlzaltına alınmıştır Polis merkezindeki sorgusunda 2004 yılında uyuşturucu

kullanmaya başladığını ama 2010 yılında son iki ccedilocuğunu doğurmadan oumlnce bıraktığını ancak

geccedilen ay eroin atağı geccedilirdiği iccedilin bir miktar kullandığını ifade etmiştir Bu ifade uumlzerine

ccedilocuklar annelerinden alınıp sosyal hizmetler goumlzetimine verilmiştir Sonrasında en buumlyuumlk

ccedilocuk babası ( başvurucunun ilk eşi ) ile kalmaya başlamıştır Başvurucunun 2011 ve 2012

doğumlu son iki ccedilocuğu da babaları ( başvurucunun ikinci eşi ) başvurucuyla aynı succediltan dolayı

ceza almış olduğu iccedilin yetiştirme yurduna goumlnderilmiştir Yetiştirme yurdundan sonra ise

bakıcı aileye verilmişlerdir Nisan 2014 tarihinde başvurucu uyuşturucu ticaretinden dolayı

succedillu bulunup 6 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Bu esnada ilk derece mahkemesi uyuşturucu

bağımlısı ve işsiz olduğu iccedilin başvurucunun ccedilocukları uumlzerindeki ebeveynlik hakkını elinden

almıştır Başvurucu uyuşturucu iccedilin rehabilitasyona başladığını ve iş bulduğunu soumlyleyerek

ccedilocukların yanına almak istediğini belirtmiştir ancak ilk derece mahkemesi bu talebi

reddetmiştir Temyiz mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır

İhlal İddiaları

Başvurucu hafif bir tedbir alınmadan ebeveynlik hakkından tamamen mahrum

bırakıldığını ve hakkındaki davada otomatik bir şekilde yeterli inceleme yapılmadan temyiz

yapıldığını belirtmiştir Ayrıca ccedilocuklarıyla tuumlm bağlantısının koptuğunu soumlyleyip alınan

tedbirin orantısız olduğunu bu sebeple Oumlzel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkının ( İHAS 8

) ihlal edilmiş olduğunu iddia etmiştir

28

Karar

İHAS 8

İHAM ( Mahkeme ) aile uumlyelerinin birbirinden ayrılmasının Oumlzel ve Aile Yaşamına

Saygı Hakkına youmlnelik ağır bir muumldahale olduğunu tekrarlamıştır Bu sebeple yapılan

muumldahale gerekccedileli olarak istisnai şartlarda ve ccedilocuğun yararı iccedilin gerekli olacak şekilde

yapılmalıdır Mahkeme iccedil hukuk yolunda verilmiş olan kararın gerekccedilesi olan uyuşturucu

bağımlılığı ve işsizlik sebeplerinin bu kadar ağır bir muumldahale iccedilin yeterli olmadığını

belirtmiştir

Mahkeme ilk olarak başvuranın uyuşturucu bağımlılığını bırakmaya ccedilalışmasıyla ilgili

terapiye gitmesinin ebeveynlik bağlarının kopmasında esas sebebin uyuşturucu bağımlığı

olduğu bir davada dikkate alınmamış olmasını ccedilarpıcı bulmuştur İkinci olarak işsizliğin

ebeveyn ve ccedilocuk arasındaki bağın koparılması iccedilin yeterli bir sebep olmadığını ve annenin

işsiz olmasının ccedilocukların hayatına ne şekilde olumsuz etkilediğinin accedilıklanmamış olduğunu

belirtmiştir Buna ek olarak tutuklanmadan aylar sonra ailenin evine yapılan denetimde evin

durumuna dair herhangi bir sorun goumlruumllmemiştir hatta son raporlar aile evinin durumunda

iyileşmeler olduğunu goumlstermektedir

Mahkeme iccedil hukuk yollarında başvuranın ayrılmadan oumlnce ccedilocuklarına bakıyor

olduğunun tuumlm yasal suumlreccedil boyunca ve sonrasında ccedilocuklarıyla iletişim kurmaya ccedilalıştığının

goumlz oumlnuumlnde bulundurulmadığını belirtmiştir Ayrıca aileden ayrılmanın ccedilocuklar uumlzerindeki

etkisinin de tam olarak hesaplanmadığını belirtmiştir Mahkeme bu zamana kadar ccedilocuklarının

bakımında herhangi bir ihmali olmayan anneye karşı daha hafif bir muumldahale yapılmamış

olmasını şaşkınlıkla karşılamaktadır

Sonuccedil olarak iccedil hukukta ccedilocuk ve ailenin ayrılmasının ccedilocuk iccedilin en yararlı yol

olduğunu uygun şekilde ortaya koyulmamıştır Bu sebeple başvurucunun Oumlzel ve Aile

Yaşamına Saygı Hakkı ( İHAS 8 ) ihlal edilmiştir

İHAS 41

Mahkeme Rusyanın başvurucuya 20000 euro manevi tazminat oumldemesi gerektiğine

huumlkmetmiştir

29

Başvuru Adı Gaughran v Birleşik Krallık

Başvuru No 4524515

Başvuru Tarihi 20 Ekim 2015

Karar Tarihi 13 Şubat 2020

Karar Linki Gaughran v Birleşik Krallık

Konu Mahkeme oybirliğiyle Kuzey İrlandarsquoda alkolluuml araccedil

kullandığı iccedilin huumlkuumlm giyen ve Birleşik Krallık hukuku uyarınca bu huumlkmuuml zamanaşımına

uğramış olan (spent conviction) kişinin kişisel verilerinin (DNA parmak izi ve fotoğraflar)

belirsiz suumlreli şekilde saklanmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı

hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucu Fergus Gaughran 1972 doğumlu bir İngiliz

vatandaşı olup Newryrsquode (Kuzey İrlanda Birleşik Krallık) yaşamaktadır

Gaughran Ekim 2008rsquode alkolluuml araccedil kullandığı1 iccedilin goumlzaltına alınmıştır Başvurucu

polis merkezine goumltuumlruumllmuumlş ve merkezde alkolmetre ile yapılan oumllccediluumlmde başvurucunun alkolluuml

olduğu tespit edilmiştir Polis ayrıca başvurucunun fotoğrafını ccedilekmiş parmak izini ve DNA

oumlrneğini almıştır Sonrasında başvurucu da succedilunu kabul etmiş para cezasına ccedilarptırılmış ve

12 ay suumlreyle ehliyetine el konulmuştur Huumlkuumlm 2013 yılında zamanaşımına uğramıştır

Başvurucunun DNA oumlrneği kendisinin talebi uumlzerine 2015 yılında imha edilmiştir

Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı (ldquoKİPTrdquo) başvurucunun DNA oumlrneğinden elde edilen DNA

profilini (dijital veri) parmak izlerini ve fotoğrafını belirsiz suumlreli olarak saklamaya devam

etmektedir

Başvurucunun KİPT tarafından kişisel verilerinin saklanmasına karşı yaptığı yerel

mahkemeler nezdindeki başvurular sonuccedilsuz kalmıştır

İhlal İddiaları Gaughran polisin kendisine ait DNA profili parmak izi ve

fotoğrafı belirsiz bir suumlre iccedilin saklamasının ve buna karşı işletilebilecek bir değerlendirme

1 Alkolluuml araccedil kullanmak İngiliz Hukukursquonda ldquokayıtlı succedilrdquo olarak bilinen ve cezası hapis olabilen bir succediltur

30

mekanizması olmamasının 8 maddeyi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal ettiğini iddia

etmiş ve 20 Ekim 2015rsquote AİHMrsquoe başvuruda bulunmuştur

Karar Mahkeme başvurucunun DNA profilinin parmak izinin ve

fotoğraflarının saklanmasının oumlzel hayata muumldahale teşkil ettiğini bu muumldahalenin succedilun

oumlnlenmesi amacıyla yani meşru bir amaccedilla gerccedilekleştirildiğini belirtmiştir

Mahkeme devletin sahip olduğu guumlcuumln belirsiz olması ve teknolojinin gittikccedile daha

komplike bir hal alması dolayısıyla mahremiyet haklarının değerlendirilmesinin oumlnemini

vurgulamıştır Oumlrneğin fotoğraf ve yuumlz haritalaması teknolojisi olayın yerel mahkemelerin

oumlnuumlnde incelendiği tarihten beri ccedilok ilerlemiştir

Mahkeme başvurucunun mahremiyet hakkına muumldahalenin meşru olup olmadığını

ulusal makamlara takdir yetkisi tanınması gerektiğini belirterek değerlendirmiştir Uumlye

devletlerin bir succediltan mahkucircm olanların kişisel verilerinin saklanması hususundaki yaygın

goumlruumlş birliği bu takdir yetkisini daraltacaktır

Mahkeme uumlye devletlerin ccediloğunun huumlkuumlmluumllerin biyometrik verilerinin yani parmak

izi ve DNA profilinin saklanması hususunda zaman sınırı koyan duumlzenlemelere sahip

olduğunu belirtmiştir Birleşik Krallık DNA profillerinin belirsiz bir suumlre iccedilin saklanmasına

izin veren sayılı Avrupa Konseyi uumllkesinden biridir2 Dolayısıyla takdir yetkisi oumlzellikle de

DNA profilleri accedilısından daraltılmalıdır

Bununla birlikte mahkeme saklama suumlresinin bir devletin veri saklamaya ilişkin

duumlzenlemesinin kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının

değerlendirilmesinde kesin bir yargıya ulaşmaya imkacircn vermediğini belirtmiştir Somut olayda

S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusu ile aynı seviyede damgalama (stigmatization) riski

bulunmamaktadır zira S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusunda başvurucular sanıktır

huumlkuumlmluuml değildir

Ccedileşitli oumlnlemlerin varlığı ve işleyişi bir devletin veri saklamaya ilişkin duumlzenlemesinin

kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının değerlendirilmesinde kesin bir

yargıya varmaya imkacircn verecektir Belirli suumlreli olmayan saklamaya ilişkin en geniş yetkileri

2 İncelenen 31 Avrupa Konseyi uumllkesinden 4rsquouuml (Kıbrıs İrlanda Kuzey Makedonya ve Karadağ) daha az cezayı

gerektiren succedillardan mahkum olunmasının akabinde DNA profillerinin belirsiz suumlreli olarak saklanmasına izin

veren duumlzenlemelere sahiptir

31

tanıyan duumlzenlemeleri uygulamaya koymak devletin kendisini takdir yetkisinin sınırına

sokması demektir Bu nedenle devlet başvurucu iccedilin belirli oumlnlemlerin mevcudiyetini ve

etkililiğini temin etmelidir

Ancak başvurucunun biyometrik verisi ve fotoğrafları işlediği succedilun ağırlığı

goumlzetilmeksizin ve saklamanın belirsiz bir suumlre iccedilin devam etmesinin gerekliliğine ilişkin bir

değerlendirme yapılmaksızın saklanmıştır Ayrıca Kuzey İrlandarsquodaki polis sadece belirli

şartlar altında biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir Dolayısıyla

başvurucu verinin saklanmasının kişinin succedilu yaşı kişiliği ve geccedilen zaman dikkate alınarak

gerekli olmadığının tespiti halinde silinmesine izin veren bir yol olmadığından verilerinin

saklanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılması talebinde bulunamamıştır

Mahkeme bu yetkinin birbiriyle yarışan kamusal ve bireysel ccedilıkarlar arasında adil bir

denge kurmada başarısız olduğunu tespit etmiştir

Devlet dolayısıyla kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşmış ve somut olaydaki

saklama başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına demokratik bir toplumda gerekli

goumlruumllemeyecek nitelikte orantısız bir muumldahale teşkil etmiştir

Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşmersquonin 8 maddesi ihlal edilmiştir

Mahkeme başvurucunun uğradığı manevi zararın tazmini bakımından ihlal tespitinin

adil tazmini sağladığını belirtmiştir

32

Başvuru Adı İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan

Başvuru No 6357116 289017 3954117 7414316 288317 3952717

Başvuru Tarihi 25 Ekim 2016

Karar Tarihi 11 Şubat 2020

Karar Linki İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan

Konu Mahkeme oybirliğiyle uyuşturucu ticareti yapma succedilu

isnadıyla tutuklanan ve yargılanan iki başvurucunun polis tarafından aşağılayıcı muameleye

maruz bırakılmaları ve soruşturma aşamasındaki delil yetersizliği nedeniyle Soumlzleşme madde

3 (insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) başvurucuların succedil işlediklerine ilişkin

makul bir şuumlphe olmaksızın tutuklanmaları nedeniyle madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik

hakkı) yerel mahkemelerin başvurucuları keyfi tutuklamaya ve yargılama oumlncesi uzun suumlreli

tutukluluğa karşı korumada başarısız olması nedeniyle madde 5 sect 4 (yasaya aykırı tutulma)

başvurucuların tutuklanmasında ve goumlzaltına alınmasında esas sebebin başvurucuların siyasi

bir grafiti ccedilizmeleri olmaları nedeniyle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18

(Soumlzleşmersquodeki kısıtlamaların uygunsuz kullanımı) ve madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında

korunan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucular Giyas Hasan oğlu İbrahimov ve Bayram Farman

oğlu Mammadov sırasıyla 1994 ve 1995 doğumlu Azerbaycan vatandaşlarıdır ve Bakuumlrsquode

yaşamaktalardır

Başvurucuların ikisi de bir sivil toplum hareketi olan NIDArsquonın uumlyesidir ve

Azerbaycanrsquoın oumlnceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyevrsquoin heykeli uumlzerine ccedilizdikleri grafiti ve bu

grafitiyi sosyal medyada paylaşmaları sonrasında Mayıs 2016rsquoda tutuklanmışlardır Grafitide

ldquoFck the systemrdquo (Tr sistemi shellipm) ve cumhurbaşkanının oumlnceki doğum guumlnuuml kutlamaları

iccedilin kullanılan ldquoHappy flower dayrdquo (Tr Nice guumll bayramlarına) ifadesinin goumlndermeli ve

ironik bir versiyonu olan ldquoHappy slave dayrdquo (Tr Nice koumlle bayramlarına) ibareleri

geccedilmektedir

Başvurucular sokakta uumlniformasız kişilerce tutuklandıklarını bu kişilerin kendilerine

yumruk attığını ve kendilerini heykel uumlzerine ccedilizdikleri grafiti hakkında sorguladıklarını iddia

etmiştir Başvurucular Bakuuml Ana Polis Merkezirsquone goumltuumlruumllmuumlş burada polis memurlarınca

33

uumlzerlerine kasti olarak uyuşturucu madde yerleştirilmiş ve uyuşturucu ticaretine ilişkin

succedillamaları kabul etmeleri iccedilin koumltuuml muameleye maruz bırakılmışlardır Başvurucular oumlnce her

ne kadar iddiaları reddetseler de maruz bırakıldıkları koumltuuml muamele ve polisin tehdit etmesi

sonucu iddiaları kabul etmişlerdir

Başvurucular akabinde evlerine goumltuumlruumllmuumlş ve polis başvurucuların evinde

başvurucuların iddiasına goumlre polis tarafından yerleştirilen uyuşturucu madde bulmuştur

Başvurucuların ikisi de Narimanov Boumllge Polis Merkezirsquonde geccedilici olarak nezarethaneye

koyulmuş başvurucular burada bahccedileyi temizlemeye zorlanmış ve dahası doumlvuumllmuumlşlerdir

Avukatları başvurucuların maruz kaldıklarını iddia ettikleri koumltuuml muameleye ve bahccedileyi

temizlemelerine şahit olmuştur

Başvurucuların ikisi de yargılamaları sırasında uygulanacak olan oumlnleyici tedbirlere

ilişkin karar verecek olan Khatai Boumllge Mahkemesirsquone goumltuumlruumllmuumlş ve mahkemeye koumltuuml

muameleye maruz kaldıkları ve itiraflarını baskı altında yaptıklarını belirterek şikayetccedili

olmuşlardır Mahkeme soruşturma makamlarınca koumltuuml muameleye ilişkin iddiaların

incelenmesi iccedilin talimat vermiştir Başvurucular nezarethaneye doumlnduumlkleri sırada tekrardan

koumltuuml muameleye maruz kaldıklarını iddia etmiştir

Mayıs 2016rsquoda Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubu Azerbaycanrsquoı

ziyaret etmiş ve koumltuuml muamelenin ldquofiziksel izlerinirdquo taşıdıklarını belirttikleri başvurucularla

goumlruumlşmuumlştuumlr

Huumlkuumlmet her iki başvurucunun da polisin başvurucuların uyuşturucu ticareti yaptığına

ilişkin bilgi edinmesinden sonra tutuklandığını iddia etmiştir Başvuruculara devlet tarafından

avukat atanmıştır ve başvuruculara kanıtlar elde edildikten sonra succedil isnat edilmiştir

Başvurucular ayrıca goumlzaltı merkezinde sağlık muayenesinden geccedilirilmiş ve uumlzerlerinde yara

izine rastlanmamıştır Başvurucuların polisin koumltuuml muamelede bulunduğuna ilişkin iddiaları

sonucu yuumlruumltuumllen soruşturma sonucunda bu iddiaların dayanaksız olduğu ortaya ccedilıkmıştır

Mahkemeler başvurucuların tutuklarına son verilmesi ve salıverilme taleplerini

reddetmiş başvurucular tutuklu yargılanmaya devam etmiştir 2016rsquoda başvurucular

uyuşturucu ticareti succedilundan huumlkuumlm giymiş ve 10 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır

Başvurucular Mart 2019rsquoda cumhurbaşkanlığı affı neticesinde serbest bırakılmışlardır

34

İhlal İddiaları Başvurucular tutuklulukları sırasında ve polis nezaretinde koumltuuml

muameleye maruz kaldıkları ve yetkili mercilerin bu hususta etkili bir soruşturma yuumlruumltmediği

iddiasıyla madde 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında

şikayetccedili olmuştur

Başvurucular goumlz altına alınmalarının makul bir şuumlpheye dayanmadığını belirterek

madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı) kapsamında mahkemelerin yargılama oumlncesi

tutukluluğun meşruiyetine ilişkin bağlantılı ve yeterli gerekccedile sunmadığını ve goumlzaltında

tutulmalarına ilişkin değerlendirmenin etkili olmadığını belirterek madde 5 ve 6 (adil

yargılanma hakkı) kapsamında şikayetccedili olmuştur

Başvurucular oumlzguumlrluumlk haklarının Soumlzleşmersquode oumlngoumlruumllen kısıtlama sebeplerinden

başka bir sebeple siyasi soumlylemler iccedileren grafiti ccedilizmelerinden oumltuumlruuml cezalandırılmak

amacıyla sınırlandığını belirterek madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 (haklara getirilecek

kısıtlanmaların sınırlanması) kapsamında şikayetccedili olmuşlardır

Son olarak başvurucular ayrı ayrı ve madde 18 ile bağlantılı olarak madde 10 (ifade

oumlzguumlrluumlğuuml) ve madde 8 (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamında şikayetccedili

olmuşlardır

Başvurucular 25 Ekim 2016 tarihinde AİHMrsquoe başvurmuştur

Karar

Madde 3

Polisin Koumltuuml Muamelesi

Mahkeme huumlkuumlmetin başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldıklarına ilişin tuumlm

iddialarına karşı ccedilıktığını belirterek taraflar arasında bu konuda goumlruumlş ayrılığı olduğunu

belirtmiştir Huumlkuumlmetin beyanları sağlık raporunda ve adli tıp incelemesinde yaralanmaya ilişin

bir bulguya yer verilmediğine dayalıdır

Ancak Mahkeme ortada başvurucular lehine accedilık bir delil başlangıcı olduğunu tespit

etmiştir

Başvurucuların iddiaları başvurucuların bedeninde koumltuuml muameleye ilişkin izler tespit

eden Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubunun bulguları ile paraleldir

35

başvurucuların avukatı da bu iddiaları destekler nitelikte beyanda bulunmuş ve koumltuuml

muameleye tanık olmuştur ve Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele

ve Cezayı Oumlnleme Komitesirsquonin (CPT) goumlzlemleri mevcuttur

Huumlkuumlmet başvurucuların dayandığı delillere ilişkin yorum yapmamış veya bunlara bir

accedilıklama getirmemiştir ve huumlkuumlmetin dayanmış olduğu tıbbi kayıtlar da başvurucuların

iddialarının reddedilmesi iccedilin sağlam bir temel oluşturmamaktadır Oumlrneğin tıbbi raporlardan

birinde ilk başvurucunun boynunda ldquoyuumlzeysel kızarıklıkrdquo olduğu yer almış ancak bu

kızarıklığın nasıl meydana geldiği accedilıklanmamıştır Ayrıca başvurucuların goumlzaltı merkezine

geliş kaydının yapıldığı saatler arasında bariz ccedilelişki mevcuttur

Mahkeme ayrıca CPTrsquonin goumlzaltındaki kişilerin kendi avukatlarına erişimde

yaşadıkları sistematik gecikme sonucunda succedillamaları devlet tarafından atanan avukatlar

nezdinde kabul ettiğine ilişkin tespitine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme başvurucuların sadece

devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiklerinde kendilerini succedillayıcı

beyanlarda bulunmasının koumltuuml muamele iddialarını desteklediğini ifade etmiştir

Mahkeme polisin başvuruculara ciddi succedil iddialarını kabul ettirmek iccedilin ki

başvurucular bu iddiaların mesnetsiz olduğunu iddia etmektedir koumltuuml muamele uyguladığının

makul şuumlphenin oumltesinde sabit olduğunu tespit etmiştir

Mahkeme elindeki kanıtları goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda başvurucuların polis

tarafından insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını ve madde 3rsquouumln esas

youmlnuumlnden ihlal edildiğini tespit etmiştir

Başvurucuların Koumltuuml Muamele İddialarının Soruşturulması

Mahkeme devletin ve devlet makamlarının koumltuuml muamelede bulunduğu iddiaları

hakkında madde 3 kapsamındaki usuli yuumlkuumlmluumlluumlk uyarınca etkili bir soruşturma yuumlruumltuumllmesi

gerektiğine ilişkin iccediltihadına atıfta bulunmuştur Mahkeme daha oumlnce de oumlnuumlne başvurucuların

yaşadığı tarzda problemler sonucu sağlıklı bir şekilde yuumlruumltuumllmeyen soruşturmalara ilişkin

Azerbaycanrsquoa karşı yapılan başvuruların geldiğini belirtmiştir

Oumlzellikle başvurucuların olayında sağlık muayenesi başvurucuların koumltuuml muameleye

ilişkin şikayette bulunmalarından ancak iki hafta sonra yapılmıştır Yetkili merciler ayrıca

36

polis merkezindeki ve nezarethanedeki kapalı devre kamera kayıtlarını kayıtların geccedilici olarak

saklandığı yedi guumlnluumlk suumlre iccedilinde arşivleyebilecekken bunda başarısız olmuştur

Bunların yanında başvurucuların koumltuuml muamele iddialarını araştıran soruşturma

makamı da polis merkezini araştırmak ve kanıt toplamak yolunda bir adım atmamıştır Aksine

başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldığı polis merkezine soruları goumlndermiş ve buradan

yazılı cevapları almıştır

Mahkeme yetkili mercilerin hayli muhtemel koumltuuml muamele iddialarına youmlnelik etkili

bir soruşturma yuumlruumltmede başarısız olduğunu belirtmiştir Gerccedilekten de CPT bu tarz

soruşturmaların etkisizliğine ilişkin durumu ldquoAzerbaycanrsquodaki durum Avrupa Konseyi

uumllkelerinin tamamının arasında istisnai nitelik taşımaktadırrdquo şeklinde ifade etmiştir Buumltuumln

bunlar ışığında Mahkeme Madde 3rsquouumln usul youmlnuumlnden ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır

Madde 5 sect 1

Başvurucular tutuklanmaları ve goumlzaltına alınmalarının bir succedila ilişkin makul bir

şuumlpheye dayanmadığını zira uumlzerlerinde ve evlerinde bulunan uyuşturucuların heykel uumlzerine

ccedilizdikleri grafitiler dolayısıyla cezalandırılmaları amacıyla polis tarafından yerleştirildiğini

iddia etmiştir Huumlkuumlmet bu iddiaları reddetmiştir

Mahkeme her iki başvurucunun da huumlkuumlmet karşıtı goumlsteriler tertip eden bir genccedillik

hareketi olan NIDA uumlyesi olduğunu belirtmiştir Mahkeme ayrıca oumlnuumlndeki diğer davalarda

yetkili makamların NIDArsquoyı ve ldquoradikal bozguncu guumlccedillerrdquo olarak nitelendirdiği uumlyelerini

hedef goumlsterdiğini ifade etmiştir

Huumlkuumlmet başvurucuların yakalanmalarının operasyonel bir bilgiye ve soruşturma

makamlarınca toplanan delillere dayandığını belirtmiş ve Mahkeme başvuruculara karşı

uyuşturucu ticareti yapma succedilu isnadıyla accedilılan ceza davasını incelemeye geccedilmiştir

Mahkeme oumlncelikle her ne kadar resmiyette davalar arasında ilişki olmasa da

başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen suumlrecin benzer koşullar altında İranlılardan uyuşturucu temin

etmeye youmlnelik iddialar da dahil olmak uumlzere aslında aynı aşamaları izlediğini belirtmiştir

Yetkili merciler ayrıca aynı soruşturma faaliyetlerini yuumlruumltmuumlş ve hatta soruşturma

kapsamındaki raporlar yazılırken kopyala yapıştır yapılmıştır

37

Mahkeme ayrıca zamanlamaya dikkat ccedilekmiştir Başvurucuların uyuşturucu ticareti

yaptığına ilişkin bilginin alınması ve yakalanmaları aynı guumlnde gerccedilekleşmiştir ve yine goumlzaltı

merkezine ve mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmaları da yaklaşık olarak aynı zamanda gerccedilekleşmiştir

Mahkeme başvurucuların uyuşturucu ticareti succedilunu işlediklerine youmlnelik operasyonel

bilgi ve soruşturma tedbirleri hakkında daha kapsamlı bir inceleme yapmıştır

İlk olarak edinilen operasyonel bilgide uyuşturucu ticareti şuumlphelileri doğrudan

başvurucular işaret edilmeksizin sadece ldquoGiyasrdquo ve ldquoBayramrdquo olarak ifade edilmiştir

Mahkeme bu bilginin alınması ve başvurucuların yakalanması arasında ldquodelil boşluğurdquo

olduğunu tespit etmiştir Dosyada soruşturma makamlarının başvurucularla uyuşturucu

ticaretine ilişkin operasyonel bilgi arasında nasıl bağ kurduğuna ilişkin bir belge veya kanıt

yoktur

Başvurucular yakalandıktan sonraki soruşturma tedbirleri temel olarak başvurucuların

kendisinin ve evlerinin aranmasından ibarettir Ancak polis merkezinde başvurucuların

vuumlcudunda yapılan arama polisin ldquoolasırdquo delil yerleştirmeye ilişkin olası endişelere yer

vermeksizin tutuklamadan hemen sonra arama yapmada başarısız olduğu diğer davalara benzer

nitelik taşımaktadır

Başvurucular ayrıca polisin koumltuuml muamelesi altında aranmıştır Dahası başvurucuların

tutuklanma gerekccedilesi uyuşturucu ticareti yapmalarıyken polis bu faaliyetlere ilişkin nakit para

olası tedarikccedili veya alıcılara ilişkin bilgiler ve tartı ve paketleme malzemeleri gibi deliller ele

geccedilirme konusunda ccedilaba goumlstermemiştir

Tuumlm bunlar ve diğer hususlar dikkate alındığında Mahkeme somut olaydaki verilerin

Soumlzleşmersquonin bireylerin tutuklanması iccedilin gereken makul şuumlpheye ilişkin koyduğu minimum

standardı sağlayamadığı sonucuna varmıştır Başvurucular dolayısıyla ldquomakul bir şuumlpherdquo

olmaksızın oumlzguumlrluumlklerinden mahrum bırakılmış ve Madde 5 sect 1 ihlal edilmiştir

Madde 5 sect sect 3 ve 4

Başvurucular yerel mahkemelerin kararlarına ilişkin madde 5 ve 6 kapsamında

şikacircyette bulunmuştur Mahkeme bu iddiaları Madde 5 sect sect 3 ve 4 kapsamında değerlendirmeye

karar vermiş ancak madde 5 sect 1 kapsamındaki bulguları sebebiyle Madde 5 sect sect 3 kapsamında

değerlendirme yapmaya gerek kalmadığını tespit etmiştir

38

Mahkeme Aliyev v Azerbaycan kararında yerel mahkemelerin keyfi tutuklama ve

yargılama oumlncesi uzun suumlreli tutuklulukta sistemsel olarak başarısız olduğunu tespit etmiştir

Huumlkuumlmet başvurucuların davasında aksi bir kanaate ulaşmaya olanak veren bir olgu veya

arguumlman ileri suumlrebilmiş değildir ve Mahkeme madde 5 sect 4 kapsamında başvurucuların

haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18

Başvurucular tutuklanmalarının ve goumlzaltına alınmalarının asıl nedeninin oumlnceki

cumhurbaşkanının heykeline ccedilizdikleri grafiti iccedilin kendilerini cezalandırmak amacıyla

yerleştirilen delil olduğunu iddia etmiştir Bu eylem ile aynı zamanda diğer kişilere de bu tarz

faaliyetlere kalkışmamaları iccedilin bir uyarıda bulunulmuştur Huumlkuumlmet bu iddiaların spekuumllatif

olduğunu ve başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen hiccedilbir eylemin politik bir amaccedil taşımadığını iddia

etmiştir

Mahkeme başvurucuların olayının daha oumlnceden Mahkeme tarafından goumlruumllen ve

madde 18 anlamında ihlal teşkil eden muhaliflere sivil toplum aktivistlerine ve insan hakları

savunucularına karşı misilleme amacıyla yuumlruumltuumllen kovuşturma ve bu kişilerin ceza hukukunun

koumltuumlye kullanımı yoluyla keyfi tutuklanması ve goumlzaltına alınmasına ilişkin davalarla benzer

oumlzellikler taşıdığını tespit etmiştir

Oumlncelikle oumlnceki cumhurbaşkanının heykelinin uumlzerine grafiti ccedilizen ve hemen akabinde

yakalanıp tutuklanan başvurucular muhalif NIDA kuruluşunun uumlyesidir ikinci olarak

başvurucular makul bir şuumlphe olmaksızın ciddi bir şekilde uyuşturucu ticareti yapmakla

succedillanmıştır uumlccediluumlncuuml olarak mahkeme iccediltihadı NIDArsquonın ve uumlyelerinin hedeflendiğini ispat

etmektedir doumlrduumlncuuml olarak başvurucuların durumu muhaliflerin ve diğer aktivistlerin keyfi

tutuklanması ve goumlzaltına alınması zeminde incelenmelidir

Mahkeme başvurucuların oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme madde 5 sect 1 (c)rsquode yer alan amaccedillar

dışında bir amaccedilla kısıtlandığını ve esas amacın başvurucuları oumlnceki cumhurbaşkanının

heykeli uumlzerine grafiti ccedilizmeleri ve huumlkuumlmet aleyhine siyasi soumlylemde bulunmaları dolayısıyla

cezalandırmak olduğunu belirtmiştir Bu nedenle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 ihlal

edilmiştir

Bu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkeme başvurucuların madde 8 ve madde 8 ile

bağlantılı olarak madde 18 kapsamındaki şikayetlerini inceleme gereği duymamıştır

39

Madde 10

Mahkeme başvurucuların eyleminin Soumlzleşme kapsamında korunan politik soumlylem

olarak değerlendirileceğini belirtmiştir Başvurucuların tutuklanması ve soruşturulması ifade

oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale niteliğindedir ve bu muumldahale sadece belirli haller altında meşru kabul

edilebilir

Ancak yetkili makamlar hukuk sınırları iccedilinde hareket etmek yerine başvurucuları

eylemlerine misilleme olarak uyuşturucu ticareti yapmak succedilundan yargılama yolunu

seccedilmişlerdir Başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan bu tarz bir muumldahale sadece hukuka

aykırı olmakla kalmamakla aynı zamanda buumlyuumlk oumllccediluumlde keyfilik taşımakta ve Soumlzleşmersquonin

Oumlnsoumlzuumlrsquonde accedilıkccedila ifade edilen ve Soumlzleşme maddelerine iccedilkin olan hukukun uumlstuumlnluumlğuuml

ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir

Mahkeme Soumlzleşmersquonin 10 Maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Azerbaycanrsquoın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 30000 Euro ve

masraflar ve harcamalar iccedilin 6000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

40

Başvuru Adı Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz

Başvuru No 7810814

Başvuru Tarihi 5 Aralık 2014

Karar Tarihi 25 Ocak 2020

Karar Linki Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz

Konu Mahkeme oybirliğiyle bir iş insanının akdetmek istediği

soumlzleşmeye karşı ccedilıkan Lizbon Şehir Meclisi uumlyesi ve başvurucunun erkek kardeşinin bu işleme

karşı ccedilıkmamasını temin etmek uumlzere başvurucuya para teklif etmesi ve başvurucunun bunun

ses kaydını alması dolayısıyla succedillu bulunmasının Soumlzleşmersquonin 6 maddesini (adil yargılanma

hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucu Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes 1954 doğumlu bir

Portekiz vatandaşı olup Lizbonrsquoda yaşamaktadır Başvurucu avukattır

Ocak 2006rsquoda taşınmaz yatırım şirketi youmlneticisi bir iş insanı tarafların ikisini de

ilgilendiren bir hususta goumlruumlşmek uumlzere başvurucu ile iletişime geccedilmiştir Taraflar birkaccedil guumln

sonra buluşmuş ve goumlruumlşme sırasında iş insanı başvurucuya Şehir Meclisi ile iş insanı arasında

imzalanmış olan soumlzleşmeye muhalefetinden vazgeccedilmesi iccedilin başvurucunun Lizbon Şehir

Meclisi uumlyesi olan erkek kardeşini ikna etmesi iccedilin para teklif etmiştir Başvurucu bu

konuşmanın gizlice ses kaydını almış ve ses kaydını bu iş insanı ile ilgili yuumlruumltuumllen bir

soruşturmada gizli ajan olarak iş birliği yapacak olduğu polise vermiştir İki adam sonrasında

başvurucunun erkek kardeşinin tartışmalı soumlzleşmeye muhalefetini sona erdirmek iccedilin

ayarlamaları yapmak amacıyla tekrardan birkaccedil kez daha buluşmuş sonrasında goumlruumlşmeler

sona ermiştir

Şubat 2006rsquoda iş insanı ruumlşvet soruşturmasına dahil edilmiştir 2012rsquode Temyiz

Mahkemesi iş insanına 5 aylık hapis cezası vermiş Devlet Hazinesirsquone 200000 Euro oumldemesi

karşılığında iş insanının cezası ertelenmiştir

Aynı zamanda iş insanı başvurucuya karşı başvurucunun ilk goumlruumlşmelerinin ses

kaydını hukuka aykırı bir şekilde alması dolayısıyla şikacircyette bulunmuştur 2011 yılında

Lizbon savcılığı soruşturma başlatmış ve akabinde başvurucu hakkında hukuka aykırı bir

41

şekilde ses kaydı alması dolayısıyla iddianame duumlzenlemiştir İlk derece mahkemesi olan

Lizbon Mahkemesi başvurucunun beraatine karar vermiştir Ancak 26 Nisan 2012rsquode

başvurucu uumlccedil kişilik temyiz mahkemesi heyeti tarafından mahkucircm edilmiştir Dosya Lizbon

Mahkemesirsquone huumlkuumlm kurulması iccedilin geri goumlnderilmiştir Başvurucursquonun 1200 Euro

oumldemesine huumlkmedilmiştir Başvurucu kararı temyiz etmiştir

Haziran 2014rsquote 26 Nisan 2012 tarihli kararı veren aynı temyiz mahkemesi heyeti

başvurucunun temyiz başvurusunu reddetmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen

cezadan daha ağır bir cezaya huumlkmetmiştir Başvurucunun hukuka aykırı kayıt dolayısıyla

4800 Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkı) atıfla

duruşmalarının adil bir şekilde goumlruumllmediğini iddia etmiştir Başvurucu oumlzellikle Lizbon

Temyiz Mahkemesi kendisini veya tanıklarını dinlemeksizin ve ilk derece mahkemesi

hakkında beraat kararı vermesine rağmen ikinci derece yargılaması sonucu succedillu

bulunmasından şikayetccedili olmuştur Başvurucu ayrıca temyiz mahkemesinin tarafsız olmadığını

iddia etmiş ve hukuka aykırı kaydının iş insanının yolsuzluktan huumlkuumlm giymesine katkıda

bulunduğunu iddia etmiştir

Başvurucu 5 Aralık 2014rsquote AİHMrsquoe başvurmuştur

Karar

Madde 6sect1 (Adil Yargılanma Hakkı)

Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuyu delilleri doğrudan değerlendirmeksizin

ikinci derece yargılamasında ilk seferde mahkum ettiğini belirtmiştir

İlk derece yargılamasında Lizbon Mahkemesi başvurucunun ve birccedilok tanığın

dinlendiği bir duruşma yapmıştır Akabinde başvurucu hakkında beraat kararı verilmiş ve

Lizbon Mahkemesi başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunun farkında

olduğunun kanıtlanamadığını ve ayrıca başvurucunun eyleminin kaydın hukuka aykırı

niteliğini ortadan kaldıran zorunluluk kapsamında (Ceza Kanunu madde 34) değerlendirilmesi

gerektiğini tespit etmiştir

Temyiz mahkemesi ikinci derece yargılamasında olayları ve uygulanan hukuku yeniden

değerlendirmiştir Mahkeme akabinde başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunu

42

bilerek hareket ettiğini belirterek olaya ilişkin bulgulardan uzaklaşmıştır Ancak temyiz

mahkemesi hiccedilbir tanığı ve hatta başvurucuyu dahi sorgulamamıştır Bunun sonucunda

başvurucu zorunluluk hali kapsamında hareket edip etmediğine ve davranışının hukuka aykırı

olduğunu bilip bilmediğine ilişkin savunma yapma şansı bulamamıştır

Mahkeme temyiz mahkemesinin Lizbon Mahkemesinin başvuran hakkında beraat

kararı vermesine yol accedilan tuumlm delilleri doğrudan değerlendirmiş olması veya başvurucuyu

şahsen sorgulaması gerektiği kanaatindedir Bu nedenle başvurucu temyiz mahkemesi oumlnuumlnde

adil bir şekilde yargılanmamıştır ve dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir

1 Mahkeme temyiz mahkemesinin başvuranın succediluna ilişkin kararındaki

gerekccedilelendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir

Oumlncelikle temyiz mahkemesi başvurucunun hareketinin hukuka aykırı olduğunu bilerek

hareket ettiği sonucuna varmıştır Ancak mahkeme bu hususu doğrudan delillendirmede

başarısız olmuştur

İkinci olarak temyiz mahkemesi başvurucunun zorunluluk hali kapsamında hareket

etmediği sonucuna varmıştır Ancak temyiz mahkemesi başvurucunun iş insanının yolsuzluk

succedilundan huumlkuumlm giymesindeki katkısını veya bu sorunla baş etmedeki genel menfaati

değerlendirmemiştir Ayrıca temyiz mahkemesi iş insanının menfur davranışı hakkında da

yorumda bulunmamıştır

Oysaki bu hususlar Lizbon Mahkemesirsquonin zorunluluk hali neticesinde meşruiyetin var

olup olmadığına ilişkin yaptığı analizde dikkate alınmıştır Lizbon Mahkemesi diğer hususların

yanında iş insanının davranışının etik kurallara ve hukuk kurallarına aykırılığı bir buumltuumln olarak

duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde kendi haklarının başvurucunun haklarına goumlre oumlncelik taşıdığını iddia

edemeyeceğini belirtmiştir Bu nedenle temyiz mahkemesinin hukuka aykırılığı ortadan

kaldıran durumları oumlzellikle de sahip olunan meşru amacı yani yolsuzlukla muumlcadeleyi goumlz

oumlnuumlnde bulundurması gerekirdi Temyiz mahkemesi bunu yapmayı ihlal ederek başvurucunun

yargılama suumlrecinde ileri suumlrduumlğuuml oumlnemli arguumlmanlardan birine cevap vermemiştir

Ayrıca soumlz konusu kayıtlar iş insanına karşı başlatılan ceza soruşturmasında

kullanılmış ve olayların değerlendirilmesinde dikkate alınmıştır Bu durum temyiz

mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde tamamen goumlz ardı edilmiştir dolayısıyla temyiz

mahkemesi hukuki durumu buumltuumlncuumll olarak inceleyememiştir

43

Mahkeme dolayısıyla temyiz mahkemesinin gerekccedilelendirilmesinde yanlışlığa yol accedilan

ihmallerin soumlz konusu olduğunu belirtmiştir Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşme madde 6

sect 1 ihlal edilmiştir

Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuya ikinci derece mahkemesi olarak cezası

(para cezası) verirken tarafsız olmadığını belirtmiştir

Mahkeme başvurucunun kendisi hakkında huumlkuumlm veren iki yargıcın tarafsızlığına

ilişkin endişesinin tamamen meşru olduğu sonucuna varmıştır

Mahkeme diğer hususların yanında başvurucunun succedillu olduğuna huumlkmeden 26 Nisan

2012 tarihli karara ilişkin başvurucu tarafından yapılan ve basında veya temyiz suumlrecinde yer

alan eleştirilerin belirli bir seviyede duumlşmanlık yaratmış olabileceğini belirtmiştir Gerccedilekten

de her iki yargıccedil da başvurucunun kendilerine youmlnelttiği succedillamalar dolayısıyla başvurucu

aleyhine disiplin suumlreci yuumlruumltuumllebileceğini dile getirmiştir

Ayrıca başvurucu kendisine verilen para cezasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun

ilk derece yargılamasında işin esası hakkında karar veren aynı heyete intikal ettiği hususunda

bilgilendirilmemiştir Dolayısıyla başvurucu bu kişilerin reddine ilişkin talebini dile getirme

şansından mahrum kalmıştır Bu nedenle Soumlzleşme madde 6 sect 1 ihlal edilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Portekizrsquoin başvurucuya manevi tazminat olarak 3000 Euro ve yapılan

masraflar ve harcamalar iccedilin 1632 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

44

MART 2020

Başvuru Adı CegoleaRomanya

Başvuru No 2556013

Başvuru Tarihi 8042013

Karar Tarihi 24032020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201868

Konu İtalyan azınlığa mensup başvurucunun seccedilimlerde aday

olmasını engelleyen kuralların ve yaptığı itirazlarda yeterli usucirclicirc guumlvencelerden

faydalandırılmamasının Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3 (Serbest seccedilim hakkı)

ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesini (ayrımcılık yasağı) ihlali

Olaylar Başvurucu Gabriela Cegolea Romanya ve İtalya vatandaşıdır

1948 yılında doğmuştur ve Cernicarsquoda (Romanya) ikamet etmektedir

2012 yılında Cagolearsquonın başkanı olduğu Vox Mentis Vakfı hayır kurumu statuumlsuumlne

sahip olmak iccedilin başvurmuştur Bu 352008 sayılı Seccedilim Kanunu uyarınca Cegolearsquonın İtalyan

azınlığı temsil eden kurum olarak vakıf adına 9 Aralık 2012 tarihli parlamento seccedilimlerinde

aday olabilmesi iccedilin bir zorunluluktu

Mayıs 2012rsquode Huumlkuumlmet Sekreteri başvuruyu kaydetmiş ve Etnik Gruplararası İlişkiler

Departmanı (DRI) ile Kuumlltuumlr ve Ulusal Miras Bakanlığına (Bakanlık) goumlruumlş almak uumlzere

youmlnlendirmiştir Bir sonraki ay DRI vakfın hayır kurumu olma başvurusunu reddetmiştir

Cegolea bu karara karşı itiraz etmiş ancak başvurusu reddedilmiştir

Temmuz 2012de dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını

değiştiren 1452012 sayılı Kanun yuumlruumlrluumlğe girmiştir Değişiklikler esas olarak hayır kurumu

statuumlsuumlnuuml sağlamaya youmlnelik huumlkuumlmler ile ilgilidir

45

Ekim 2012rsquode Cagolea parlamento seccedilimlerine vakıf adayı olarak kaydolmaya

ccedilalışmıştır İki guumln sonra Merkezi Seccedilim Buumlrosu tarafından vakfın hayır kurumu olmaması

sebebiyle adaylığının kabul edilmediğine dair bilgilendirilmiştir Bu karara karşı mahkemeye

başvuran Cegolea başka şeylerin yanı sıra kendisine ayrımcılık yapıldığını ve mevzuatın

anayasaya aykırı olduğunu oumlne suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkeme itirazı vakfın hayır kurumu

statuumlsuumlnuuml haiz olmaması sebebiyle reddetmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone

başvurmuş ancak anayasaya aykırılık iddiası kabul edilemez bulunmuştur Birkaccedil guumln sonra 9

Aralık 2012 parlamento seccedilimlerinde aday olmak iccedilin son kayıt tarihi geccedilmiştir

Ocak 2013rsquote Cegolea Bakanlıktan cevap almıştır Buna goumlre başvuru yapıldığında ve

incelendiğinde vakfın hayır kurumu statuumlsuuml iccedilin gerekli kriterleri karşıladığı anlaşılmıştır

Bununla birlikte dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını değiştiren

1452012 sayılı Kanunun yuumlruumlrluumlğe girmesiyle vakfın sağlayamadığı yeni kriterler mevcuttur

İhlal İddiaları Bayan Cegolea Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3

(Serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak AİHS m14rsquoe (ayrımcılık yasağı) binaen kendi

adaylığı iccedilin Romanya Parlamentosunda halihazırda İtalyan azınlığı temsil eden ve Aralık

2012 seccedilimlerine adaylığını yenilemek iccedilin ayrıca bir şart sağlamasına gerek olmayan adaydan

farklı olarak sağlaması gereken ek şartlar olduğunu ve bu nedenle dezavantajlı konuma

duumlştuumlğuumlnuuml iddia etmiştir

Karar

1 Numaralı Ek Protokol m3 (serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak m14 (ayrımcılık

yasağı)

Mahkemersquoye goumlre Cegolea seccedilim haklarının uygulanmasında farklı muameleye maruz

kalmıştır ccediluumlnkuuml Parlamentoda halihazırda temsil edilen kurumlardan farklı olarak

Cegolearsquonın aday olabilmesi iccedilin uumlyesi olduğu ve temsil etmek istediği vakfın hayır kurumu

statuumlsuumlne sahip olması gerekiyordu Muameledeki farklılığın amacı kurumların doğru temsilini

sağlamak ve yalnızca ciddi adayların bulunmasını teşvik etmektir Dayatılan yeni şart

Cegolearsquoyı hazırlıksız yakalamamış Cegolea 9 Aralık 2012 seccedilimleri oumlncesinde hayır kurumu

statuumlsuuml başvurusu iccedilin vakfın etkinliklerini organize edebilmiştir

Buna karşın Mahkeme aşağıdaki goumlzlemlerde bulunmuştur

46

Hayır kurumu niteliği iccedilin başvuru kriterleri 9 Aralık 2012 seccedilimlerine 5 aydan daha

kısa bir suumlre kalmışken ve vakıf başvurusunu yaptıktan sonra değiştirilmiştir 262000 sayılı

duumlzenlemenin ulusal mevzuat uumlzerinde doğrudan etkisi olmuştur

Cegolearsquonın başvurusu DRI ve Bakanlık olmak uumlzere iki farklı merciye iletilmiş ve ikisi

tarafından da farklı sonuccedillandırılmıştır

262000 sayılı duumlzenleme hayır kurumu statuumlsuuml başvurularını sonuccedillandırmaları iccedilin

yetkili idari makam ve Bakanlığa sırasıyla 60 ve 90 guumlnluumlk suumlreler tanımıştır Huumlkuumlmet bu

suumlrelerin bağlayıcı olup olmadığı konusunda accedilık değildir Bununla birlikte adaylık başvuru

suumlresi sona ermeden Cegolearsquonın bu statuumlyuuml alması gerektiği iccedilin bu oumlnemli bir sorundur

Dahası DRI suumlre sona ermeden cevap vermişken Bakanlık seccedilimlerden sonra cevap vermiştir

Cegolearsquonın başvurduğu merciler vakfın gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı

konusunda farklı tutum sergilemiştir DRI reddinin sebebi olarak vakfın etkinliklerinin etnik

gruplararası ilişkileri iccedilermemesini ve Cegolearsquonın kanuni şartları sağlamamasını goumlstermiştir

Bakanlık başvurunun yapıldığı ve incelendiği tarihte vakfın kanuni şartları sağladığını ancak

1452012 sayılı kanunla getirilen yeni şartlar sebebiyle artık sağlamadığını dikkate almıştır

İdari mercilerin Cegolearsquoya verdikleri cevaplar kanun huumlkuumlmlerinin ve uygulanmaları

iccedilin zaman diliminin yorumlanması accedilısından farklılaşmaktadır Ayrıca bu cevapların hukuki

niteliği ulusal mevzuat ve uygulama accedilısından accedilık değildir

3 Ekim 2007 tarihli Romanya Yuumlksek Mahkemesi kanuni şartları sağlamasına karşın

yuumlruumltmenin hayır kurumu statuumlsuuml vermemesi kararına karşı bir derneğin accediltığı davayı

reddetmiştir Yuumlksek Mahkeme talepte bulunan dernek veya vakfın kanuni şartları sağlasa bile

bu niteliğin tanınmasının yuumlruumltmenin takdirine bağlı olduğunu tespit etmiştir Mahkeme

Cegolearsquonın seccedilimde yer almak iccedilin vakfın hayır kurumu statuumlsuumlnuuml kanıtlamak zorunda olduğu

bir seccedilim bağlamında yuumlruumltmenin boumlyle bir takdir yetkisinin bulunmasının sorgulamaya accedilık

olduğu kanaatindedir Dahası vakfa bu statuumlnuumln tanınmasının reddine ilişkin yuumlruumltme kararına

itiraz proseduumlruuml yerel mahkemelerde esas inceleme yetkisini iccedilermemekte ve bu sebeple

keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamamaktadır

Sonuccedil olarak tuumlm bu hususlar ve oumlzellikle keyfiliğe karşı koruma sağlamadaki yargısal

incelemedeki boşluk ile Devletin bu bağlamda sahip olduğu geniş takdir yetkisi dikkate

alındığında Mahkeme Cegolearsquoya Parlamentoda halihazırda bulunan ulusal azınlık

kuruluşlarına kıyasla yapılan farklı muamelenin guumlduumllen meşru amaccedilla yeterli şekilde

47

gerekccedilelendirilemediğine karar vermiştir Bu sebeple Soumlzleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol m3

ile bağlantılı olarak AİHS md14 ihlal edilmiştir

Adil Tazmin ( m41)

Mahkeme ihlal tespitinin Cegolearsquonın manevi zararı iccedilin yeterli olduğuna

huumlkmetmiştir

48

Başvuru Adı PelekiYunanistan

Başvuru No 6929112

Başvuru Tarihi 22102012

Karar Tarihi 05032020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201527

Konu Devlet muumllkuumlnuumln bir manastıra devredilmesinde aracı olan

notere (başvurucu) karşı disiplin suumlrecinin AİHS m61rsquoi (adil yargılanma hakkını) ihlal

etmemesi

Olaylar Başvurucu Bayan Ekaterini Peleki 1965 yılında doğmuş olup

Yunanistan vatandaşıdır ve Atinarsquoda ikamet etmektedir

2007 Mayıs ve Aralık aylarında Bayan Peleki bir noter olarak Hellenic Emlak ve

Vatopedi Manastırı arasında halihazırda manastırın sahip olduğu Vistonida Goumlluumlnuumln bir kısmı

karşılığında Yunanistanrsquoa ait gayrimenkullere sahip olabilmesini sağlayan 2 soumlzleşme

duumlzenlemiştir

Soumlzleşme oumlzellikle manastırın Halkidikirsquodeki Ouranoupolirsquode bulunan 8608 hektarlık

alanın muumllkiyetini kazanabilmesini sağlamaktadır Eyluumll 2008rsquode gazete manşetleri bu işlemin

manastır lehine yapıldığını iddia etmiştir Soruşturma akabinde Atina İlk Derece Mahkemesi

Cumhuriyet Başsavcı Vekili noterler iccedilin disiplin kurulu Atina İlk Derece Mahkemesine

bağlanmadan oumlnce Bayan Peleki aleyhine Noterlik Kanununu ihlal ettiği gerekccedilesiyle disiplin

soruşturması başlatmıştır 19 Şubat 2009rsquoda Disiplin Kurulu başvurucunun noterlik

mesleğinden kalıcı olarak men edilmesinin talep edildiği Atina İstinaf Mahkemesi dosyasına

atıfta bulunarak karara varmıştır Buna goumlre soumlz konusu arazi devrin konusu olamaz

İstinaf Mahkemesi 19 Nisan 2011rsquode arazinin koruma alanı iccedilinde yer aldığını ve tarihi

eser olarak sınıflandırıldığını tespit etmiştir Kamu orta malı olarak geccedilen bu alan herhangi bir

nakil veya devir işleminin konusu olamayacaktır İstinaf Mahkemesi başvurucuyu iki ihlalden

dolayı succedillu bulmuştur Tarihi eser olarak sınıflandırılan bu arazinin iccedilinde bulunan ve nakli

muumlmkuumln olmayan iki Bizans doumlnemi tarihi eserinin işlemin dışında tutulmadan devredilmesi

ve ayrıca limited şirket kurulması Başvurucunun ilk ihlal iccedilin 4 ay ikinci ihlal iccedilin 2 ay suumlreyle

noterlik goumlrevinden geccedilici olarak uzaklaştırılmasına karar verilmiştir

49

İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen cezaların AİHS m6 (adil

yargılanma hakkı) huumlkmuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme ldquomedeni hak ve yuumlkuumlmluumlluumlklerrdquo başlığı altında

Soumlzleşmenin 6maddesini uygulayabileceğini kabul etmiştir

İlk derece organı ile ilgili olarak Mahkeme noterlik disiplin kurulu toplantı tutanağında

başvurucunun avukatının savunma yapma talebinin reddedildiğine dair bir emare

bulunmamaktadır Mahkeme yerleşik iccediltihat uyarınca dava daha sonra tam yargı yetkisine

sahip yargılama organı tarafından incelendiği takdirde idari otoritenin tuumlm talepleri

karşılamamasının Soumlzleşme m6 ihlali doğurmadığına işaret etmiştir

Mahkeme İstinaf Mahkemesinin goumlrguuml tanıklarını sorguladığını ve ek kanıtların

toplanması iccedilin davayı ertelediğini goumlrmuumlştuumlr Başvurucuya savunmasına uygun olduğunu

duumlşuumlnduumlğuuml iddiaları sunma fırsatı sağlanmıştır Bu iddialar onları cevaplama yetkisini

reddetme veya soruşturma bulgularını veya disiplin kurulunun yerleşik iccediltihadını doğrulama

zorunluluğu olmayan İstinaf Mahkemesi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmiştir Dahası

Mahkeme başvurucunun dava İstinaf Mahkemesine dair bir şikayette bulunmadığını

kaydetmiştir

Mahkeme Atina Yerel Mahkemesine bağlı noter disiplin kurulundan oumlnceki iddia

edilen yargılama kusurlarını telafi eden İstinaf Mahkemesinin yeterli hukuki incelemede

bulunduğunu tespit etmiştir

Başvurucu aleyhine dava accedilılan ihlallerin sınıflandırılması ile ilgili olarak Mahkeme

yerel yetkililerin soumlz konusu arazinin iki sebeple 30282002 sayılı kanunla korunduğunu

dikkate aldıklarını kaydetmiştir İlk olarak tuumlm alan 1965 yılı bakanlık kararıyla tarihi eser

olarak sınıflandırılmıştır ikincisi bu alanda 1981 ve 1984 tarihli bakanlık kararlarıyla

sınıflandırılmış ve listelenmiş iki tarihi eser bulunmaktadır Mahkeme soumlz konusu arazinin

statuumlsuumlnuumln accedilık olmadığını ve yerel yetkililerin suumlreccedil boyunca farklı terminoloji kullandıklarını

tespit etmiştir Ayrıca İstinaf Mahkemesi arazinin sınıflandırılmasına ilişkin yetkili makamın

goumlruumlşuumlnuuml almak uumlzere davanın esası hakkındaki incelemesini ertelemiştir

Her haluumlkarda Mahkeme iccedilin İstinaf Mahkemesi oumlnuumlndeki dava nihai oumlnem arz

etmektedir ccediluumlnkuuml hem usul hem maddi hukuk accedilısından başvurucunun dosyası kapsamlı bir

incelemeye tabi tutulmuştur Ayrıca İstinaf Mahkemesi nihai karar da vermeyen ilk derece

organı dosyasını ve başvurucunun ifadelerini inceledikten sonra savunma avukatlarının halka

50

accedilık duruşmalardaki goumlzlemlerini dinlemiştir Succedilun tekrar sınıflandırıldığı goumlz oumlnuumlne

alınarak İstinaf Mahkemesi oumlnuumlnde başvurucuya kendini savunma fırsatı sağlanmıştır Dahası

başvurucuya atfedilen succedilların tekrar sınıflandırılması daha oumlnce ne istinaf ne de temyiz konusu

olmuştur

Son olarak temyiz mahkemesindeki dava ile ilgili olarak Mahkeme başvurucunun

savcılık iddianamesi sonrasında disiplin kurulunun avukatlarına savunma hakkı tanınmadığını

iddia ettiğini kaydetmiştir 5 Haziran 2012 tarihli kararında temyiz mahkemesi başvurucunun

avukatlarının konuşma taleplerinin disiplin kurulunca reddedilmesi iddiasını sunmadığını ve

bu iddianın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmiştir Bununla ilgili olarak

Mahkeme bu sonucun 82010 sayılı istinaf mahkemesi kararına goumltuumlren duruşma kayıtlarında

yer alan bu iddianın etraflıca gelişim kanıtı ile ccedileliştiğini goumlzlemlemiştir

Ayrıca Mahkeme daha oumlnce aynı iddianın ileri suumlruumllduumlğuumlnuuml ve istinaf mahkemesince -

noter disiplin kurulu oumlnuumlndeki dosyaya ilişkin kusurlar kurulca savunma hakkı tanınmadığı

iddia edilen avukata bu hakkı da tanınarak telafi edilmiş- yeterli hukuki inceleme yapılarak

sonuccedillandırıldığını tespit etmiştir

Mahkeme bu sebeplerle madde 61 ihlali olmadığı sonucuna varmıştır

51

Başvuru Adı Dyagilev Rusya

Başvuru No 4997216

Başvuru Tarihi 12 Ağustos 2016

Karar Tarihi 10 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201649

Konu Rusyarsquoda Vicdani Ret Statuumlsuuml Edinme Proseduumlruumlnuumln Avrupa

Soumlzleşmesirsquone Uygun Oluğu

Olaylar Başvurucu 1990 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve St

Petersburgrsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2014 yılında uumlniversiteden mezun olduğunda askerlik

hizmeti iccedilin ccedilağırılabilecek konuma geldiğinden bunun yerine sivil hizmet gerccedilekleştirme

talebinde bulunmuştur Ancak Askeriye Alım Komisyonu başvurucu tarafından sunulan

oumlzgeccedilmişin ve işvereninden alınan tavsiye mektubunun başvurucunun gerccedilek bir pasifist

olduğu youmlnuumlnde ikna edici olmadığını belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir

Başvurucu Komisyonun kararına karşı yargı yoluna başvurmuşsa da yerel mahkeme

başvurucunun askeri yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden gelinmez

bir durum olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir Yuumlksek mahkeme de soumlz konusu kararı

onaylamıştır

İhlal İddiaları Başvurucu askeri hizmet yerine sivil hizmette bulunma

talebinin reddedilmesinin duumlşuumlnce oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini ve Askeriye Alım Komisyonunun

askeri otoritelerden bağımsız olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Sivil toplum oumlrguumltuuml olan Vicdani Retccedililerin Hareketirsquonin yargılamaya uumlccediluumlncuuml bir taraf

olarak katılmasına izin verilmiştir

Karar Mahkeme bir kişinin vicdanıyla veya derin ve dini veya diğer

inanccedillarla ciddi ve uumlstesinden gelinmez bir şekilde motive olması durumunda askeri hizmete

muhalefetin madde 9 kapsamında guumlvence altına alındığını belirtmiştir Ancak soumlz askeri

hizmetten muafiyetlerin istismar edilmemesi iccedilin devletlerin bireyin inancının ciddiyetini

değerlendirmek iccedilin birtakım proseduumlrler oluşturmalarına izin verilmiştir Soumlz konusu

proseduumlrler etkili ve ulaşılabilir olmalıdır

52

Mahkeme Rus otoritelerin bireyin vicdani retccedili olup olmadığının tespiti iccedilin etkili ve

ulaşılabilir bir proseduumlr oluşturduğunu ve uluslararası standartlar ve Avrupa Mahkemesi

iccediltihatları uyarınca adil bir proseduumlr iccedilin gerekli garantiyi sağladığını belirtmiştir

Komisyonun yedi uumlyesinin askeri otoritelerden bağımsız kamu otoriteleri ve diğer uumlccedil

uumlyenin Savunma Bakanlığı tarafından seccedilildiğini belirtmiştir Bu durumda komisyonun karine

olarak bağımsız oluğu sonucuna varılmaktadır ve uumlyelerin Savunma Bakanlığırsquondan herhangi

bir talimat almadıkları belirtilmiştir

Ayrıca mahkemelerin soumlz konusu kararı incelediğini ve herhangi bir hata olması

durumunda duumlzeltebileceğini Savunma Bakanlığı tarafından atanmayan ve bağımsız olduğu

kabul edilen Komisyon başkanının da Başvurucu aleyhine karar verdiğini ve yerel

mahkemelerin Başvurucunun inanccedillarını kanıtlaması iccedilin şans verdiğini belirtmiştir Bu

sebeple Mahkeme Başvurucunun askeri hizmeti yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden

gelinmez bir durum olduğunu kanıtlayamadığına ve madde 9rsquoun ihlal edilmediğine karar

vermiştir

53

Başvuru Adı Platiniİsviccedilre

Başvuru No 52618

Başvuru Tarihi 22 Aralık 2017

Karar Tarihi 5 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201734

Konu Mesleki Faaliyetlerden Men Cezasının Soumlz Konusu Olay

Accedilısından İhlale Sebebiyet Vermediğine İlişkin

Olaylar 2015 yılında oumln incelemeden sonra FIFA yetkilileri tarafından

2011 yılında Başvurucuya 2 milyon İsviccedilre frangı maaş takviyesi verildiği iddiası ile ilgili

disiplin soruşturması başlatmıştır Başvurucuya başta futbol ile ilgili ulusal ve uluslararası tuumlm

faaliyetlerden 8 yıl men cezası verilmiş ve FIFA Etik Komitesi tarafından 80000 İsviccedilre

frangına mahkum edilmiştir FIFA Uumlst Komitesine yapılan itiraz ile men cezası 6 yıla

indirilmiştir Başvurucu verilen cezaya karşı Spor Tahkim Heyetine başvurmuş ve FIFA Etik

kurallarının soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştirildiği tarihte mevcut olmadığını ve yaptırımın

aşırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Spor Tahkim Heyeti başvuruyu reddetmiş ancak men cezasını

4 yıla ve para cezasını 60000 İsviccedilre frangına duumlşuumlrmuumlştuumlr

Başvurucu tahkim kararına karşı İsviccedilre Federal Mahkemesirsquonde dava accedilmıştır ve

mahkeme Başvurucunun 2015 yılında 61 yaşında olduğu goumlz oumlnuumlne alındığında verilen

cezasının aşırı olmadığına karar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu disiplin soruşturmasının ve tahkim heyeti proseduumlrlerinin

madde 6 ile uyumlu olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştiği

2007 ile 2011 yılları arasındaki yuumlruumlrluumlkteki kuralların uygulanmaması sebebiyle madde 7rsquonin

ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak Başvurucu 4 yıl men cezası ile mesleki aktivitelerini

yerine getiremeyeceği sebebiyle madde 8rsquoin de ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 6

Mahkeme madde 35 uyarınca hak ihlali iddialarının oumlncelikle yerel mahkemeler

oumlnuumlnde ileri suumlruumllmesi gerektiğini yinelemiştir Başvurucunun sadece Federal Mahkeme

54

oumlnuumlnde tahkim kararının keyfi ve adil olmadığını ileri suumlrduumlğuumlnuuml İsviccedilre yerel mahkemesi

oumlnuumlnde ise tahkim kurulu tarafından kullanılan kanıtların hukuki olmadığı savunma hakkına

saygı goumlsterilmemesi gibi iddialarını ileri suumlrmediğini belirtmiştir Bu sebeple Mahkeme

Başvurucunun iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği dikkate alınarak madde 6 youmlnuumlnde başvuruyu

kabul edilemez bulmuştur

Madde 7

Mahkeme Başvurucuya uygulanan yaptırımın cezai nitelikle olup olmadığını

incelemiştir Mahkeme kendi iccediltihatlarında mesleki yaptırım ile disiplin cezaları ile diğer cezai

yaptırımların farklılık yaratabileceğini belirtmiştir ldquoOumlzel bir statuumlye sahip kuumlccediluumlk bir grup

kişiyerdquo uygulanan yaptırımların bu ceza kapsamına girmediğini yinelemiştir Başvurucunun

FIFArsquonın etik ve disiplin kuralları ccedilerccedilevesinde yaptırıma tabi tutulduğunu kaydetmiştir

Yaptırım FIFArsquonın yargılama usulleri ile ilgilidir Bu sebeple kuumlccediluumlk bir grubun bir uumlyesine

ilişkin oumlzel bir statuumlye dayanan bir yaptırımdır dolayısıyla madde 7 youmlnuumlnden başvuru kabul

edilemez bulunmuştur

Madde 8

Mahkeme oumlzel yaşam kavramının geniş ancak sonsuz bir kavram olmadığını

yinelemiştir Soumlz konusu yaptırım Başvurucunun mesleki yaşamı ile ilgili olmakla birlikte oumlzel

yaşamı ile ilgili değildir Ancak Mahkeme soumlz konusu durumun olumsuz etkilerinin

Başvurucunun oumlzel hayatını etkilediğini kabul etmiş ve Başvurucunun tuumlm kariyerini futbol ile

geccedilirdiğini ve tek gelir kaynağı olduğunu ve bundan mahrum kaldığını tespit etmiştir

Mahkeme Başvurucunun zorunlu tahkim şartlarını imzalayarak bazı haklarından kendi

iradesiyle feragat ettiğini kaydetmiştir Yine de Başvurucu FIFArsquonın tahkim kararından oumlnce

aldığı tedbirlere itiraz edebilmiş ve soumlz konusu karara karşı hukuk davası da accedilabilmiştir Sonuccedil

olarak Başvurucuya yeterli kurumsal ve usuli guumlvenceler sağlandığından madde 8rsquoin ihlal

edilmediğine karar vermiştir

55

Başvuru Adı Asady ve Diğerleri Slovakya

Başvuru No 2491715

Başvuru Tarihi 17052015

Karar Tarihi 24032020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201870

Konu Polis karakolunda başvurucularla yapılan kısa goumlruumlşmelere

rağmen Slovakyarsquoda kalmalarını sağlayabilecek ve statuumllerini etkileyebilecek durumlara ilişkin

ulusal makamların dikkatini ccedilekme imkanlarının başvuruculara verilmiş olması ve bireysel

inceleme yapılarak uzaklaştırılmış olmaları sebebiyle 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin

(yabancıların toplu sınır dışı yasağı) ihlal edilmediği

Olaylar Başvurucular 1980-1999 yılları arasında ccedileşitli tarihlerde

doğmuş olan 19 Afgan vatandaşıdır Kasım 2014rsquote başvurucular Slovak Sınır ve Yabancılar

Polisi tarafından Ukrayna sınırında bir kamyon iccedilinde saklı halde bulunmuştur Akabinde 32

kişilik bir grubun iccedilinde kimlikleri tespit ettirilmek uumlzere Petrovcersquodeki polis merkezine

goumltuumlruumllmuumlşlerdir Polis her başvurucuya 3 yıllık uumllkeye giriş yasağı ile idari sınır dışı kararı

duumlzenlemiştir Aynı guumlnuumln geccedil akşam saatlerinde Ukraynarsquoya goumltuumlruumllmuumlş ve tutuklanarak

Chop kentinde geccedilici olarak goumlz altına alınmışlardır Sığınma talep eden başvuranlarla aynı

anda tutuklanan 12 kişi de sığınmacılar kabul merkezine transfer edilmiştir

İlk doumlrt başvurucu Soumlzleşmersquonin 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı) 3 maddeyle

(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) bağlantılı olarak ihlalini ve

Soumlzleşmeye Ek 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin (yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı)

ihlalini ileri suumlrerek Slovak idari sınırdışı kararına itiraz etmişlerdir Slovak sınır polisi youmlnetim

kurulu başvurucuların itirazını Ocak 2015rsquote reddetmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucular aleyhlerine verilen sınır dışı edilme kararının Soumlzleşmersquonin 13 maddesi

ve 4 Norsquolu Protokol 4 maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme ilk olarak oybirliğiyle başvuruculardan 12 tanesini

listeden silmeye ve 4rsquoten 8rsquoe kadar olan başvurucular ile 10 ve 12 numaralı başvurucuları

listede tutmaya karar vermiştir Soumlz konusu başvurucular Facebook uumlzerinden kanuni yasal

56

temsilcileri ile iletişim kurmak dahil olmak uumlzere davaya devam etmek istediklerini belirtmeye

yeterli bilgi sağlamışlardır Başvurucular sırasıyla Avusturyarsquoda sığınmacı olarak bulunan Sher

Badov Shinwari Danimarkarsquoda sığınmacı olarak yaşayan Abdul Hamid Nasri Kabilrsquode

yaşayan Mohammad Azam ve Fransarsquoda sığınmacı olarak bulunan Samiuddin Faizy

Odessarsquoda bulunan Mohammad Shakib Mezar-ı Şerifrsquote (Afganistan) yaşayan Zabiullah Zazai

ve Afganistanrsquoda yaşayan Abobaker Jamilrsquodir

4 Norsquolu Protokol Madde 4

Mahkeme başvurucuların uzaklaştırılmasının Soumlzleşme bağlamında sınır dışı edilme

olduğunu tespit etmiştir İncelenmesi gereken husus ise bunun doğası gereği toplu bir sınır dışı

olup olmadığını tespit etmek olduğundan uzaklaştırılmalarına karşı layiha vermelerine imkan

verilip verilmediğine ve iccedilinde bulundukları koşulların bireysel olarak ve hakikaten dikkate

alınıp alınmadığını incelemek gereklidir Mahkeme tarafların kurallara uygun goumlruumlşme

yapıldığı veya başvurucuların sığınma talebinde bulundukları konularında uyuşmadıklarını

tespit etmiştir

Resmi kayıtlara goumlre her başvurucunun goumlruumlşmesi on dakika suumlrmuumlş ve tercuumlman

eşliğinde iki polis memuru tarafından gerccedilekleştirilmiştir Goumlruumlşmelerin bazı kısımları

ccedilakışmış olsa da bu başvurucularla teker teker goumlruumlşme yapılmadığını tespit etmek iccedilin yeterli

değildir Her surette Soumlzleşme bireysel goumlruumlşme yapılması hakkı sağlamamıştır Mahkeme

oumlnemli olanın başvurucuların etkili bir şekilde sınır dışı edilmeye karşı layihalarını sunmuş

olabilmesinin olduğunu tekrarlamıştır

Mahkeme başvuruculara standartlaştırılmış soruların sorulduğunu ve benzer cevapların

verildiğini kabul etmiştir ancak bu muhtemelen başvurucuların deneyimlerinin benzerliğinden

kaynaklanmaktadır Bununla birlikte bahsedilen sahip oldukları paranın toplamının farklı

olması bireyselleştirilmiş youmlnteme işaret etmektedir Dahası goumlruumlşmelerin kısa suumlrmesi daha

kapsamlı bir incelemeyi gerektiren unsurlar belirtmemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir

Başvurucular da Afganistanrsquoda zulme uğradıklarını veya oumlluumlm cezasıyla karşı karşıya

oldukları ifadelerinin aksini ispatlamak iccedilin herhangi bir iddiada bulunmamışlar daha ziyade

uumllkeyi ekonomik sebeplerden oumltuumlruuml terk ettiklerini ve Almanyarsquoya Slovakyarsquodan sığınma talep

ettiklerini soumlylemeden seyahat etmek istemişlerdir

Mahkeme kayıtların gerccedileğe uygun olmadıklarına yanlış ccedilevrildiğine veya

başvurucuların sığınma taleplerinin goumlrmezden gelindiğine dair herhangi bir kanıta

57

ulaşamamıştır Ukrayna uyruklu avukatlarıyla olan konuşmalarında veya sınır dışı kararına

itirazlarında da sığınma taleplerine ilişkin kişisel sebeplere de rastlanılmamış olmasının da

dikkate alınması gerekir Ayrıca başvurucularla aynı anda Slovakyarsquoda goumlz altına alınmış on

iki kişinin sığınma taleplerini ifade etmeleri ve boumlylece Ukraynarsquoya geri doumlnmemiş olmaları

de oumlnemli bir husustur

Son olarak başvurucular en azından kendileriyle goumlruumlşme yapıldıkları sırada tercuumlman

bulunduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamıştır Mahkeme ayrıca kendilerinin ve tercuumlmanın

imzaladığı belgelerden de anlaşılacağı uumlzere adli yardım alma dava dosyası hakkında yorum

yapma ve delil toplama hakları konusunda bilgilendirildiklerinden şuumlphe etmemiştir

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucuların statuumllerini etkileyebilecek ve Slovakyada

kalma hakkına sahip olabilecek herhangi bir duruma ulusal makamların dikkatini ccedilekme

imkanından mahrum bırakılmadığını ve bireysel durumlarının herhangi bir incelemesi olmadan

Ukraynaya uzaklaştırılmadıklarını tespit etmiştir

Mahkeme oy ccediloğunluğuyla 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin ihlal edilmediğine

huumlkmetmiştir

Diğer maddeler

Mahkeme başvurucuların sınır dışı edilmelerinin toplu şekilde gerccedilekleştirildiğine ikna

olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Soumlzleşmersquonin 2 maddesi (yaşam hakkı) veya 3 maddesi

(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) kapsamında herhangi bir ayrı

şikayette bulunmamışlardır Mahkeme boumlylelikle başvuranların 13 madde uyarınca tartışmalı

bir iddiası bulunmadığına karar vermiştir Bu nedenle bu huumlkuumlm kapsamındaki şikayet

ccediloğunluk tarafından accedilıkccedila dayanaktan yoksun ve boumlylelikle kabul edilemez olması sebebiyle

reddedilmiştir

Karşı Oy Yargıccedil Keller karşı oy bildirmiştir Yargıccedil Lemmens Keller ve Schembri

Orland ortak karşı oy bildirmiştir

58

Başvuru Adı Hudorovič ve Diğerleri Slovenya

Başvuru No 2481614 ve 2514014

Başvuru Tarihi 26032014

Karar Tarihi 10032020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201646

Konu Roman koumlkenli Slovenya vatandaşlarının yaşam tarzları ve

azınlık olmaları sebebiyle iddia edilen guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerinin

olmamasının devletin pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini bu imkanı sağlamak iccedilin yerine getirmiş

olmasından oumltuumlruuml 3 ve 8 maddelerinin ihlal edilmemesi

Olaylar 2481614 numaralı başvurunun başvurucuları 1959 doğumlu

Ribnica Belediyesirsquondeki gayrıresmi Roman koumlyuuml Goriča vasrsquota yaşayan Branko Hudorovič ve

2007 doğumlu Aleks Kastelicrsquotir

Başvuranların yerleşim yeri esas olarak sıhhi tessisat ve kanalizasyon bulunmayan

ahşap kuluumlbelerden oluşmaktadır 1999rsquoda ilk başvurucu ve Ribnica belediye başkanı dizel

jeneratoumlr ve 2000-3000 litrelik bir su deposunun satın alınması ve yerleşime yerleştirilmesi

konusunda anlaşmışlardır İtfaiye tarafından su sağlanacak ve boumllge sakinleri de yeterli sıhhi

tesisat (kimyasal tuvaletler) iccedilin oumldeme yapacak ve ccedilevrenin temizliğini ayarlayacaktır Su

deposu sonunda satın alınarak yerine konulmuş ancak taraflar daha fazla geliştirme konusunda

anlaşamamıştır Huumlkuumlmet itfaiyenin mukimlerin isteği uumlzerine buumlyuumlk bir tank dolusu ve

konteynerler iccedilinde su sağladığını bildirmiştir Ardından dizel jeneratoumlr ve su deposu

satılmıştır Başvurucular tankın kuumlfluuml ve kullanılamaz hale gelmesinden oumltuumlruuml mukimlerin

tankı değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir

2514014 sayılı başvurunun başvurucuları on doumlrt kişilik bir ailedir İlk başvurucu Bay

Ljubo Novak ve ikinci başvurucu Bayan Dunja Kočevar ccedilocuklarıyla beraber Škocjan

Belediyesindeki gayriresmi Roman yerleşkesi olan Dobruška vas 41 koumlyuumlnde yaşamaktadırlar

2011 yılında yetkililer belediye arazisinin yanındaki yerleşim yerinde bir gruba su

bağlantısı sağlamış 2015 yılına kadar su tedarik edilen hane sayısı yediye ccedilıkmıştır

Başvurucular komşularının kendilerine su tedarik edilmesine karşı ccedilıkmasından oumltuumlruuml bu

sistemin iccedilinde yer almadıklarını belirtmişlerdir Su ihtiyaccedillarını koumly iccedilindeki bir ccedileşmeden

59

karşılamaktadır Başvurunun yapıldığı tarihte Škocjan Belediyesirsquonin kentsel atık sularının

boşaltılması ve arıtılması iccedilin bir tesisi bulunmamaktadır Boumllgenin sakinleri belediyenin

kamu hizmet kuruluşunun boşalttığı foseptik tankı veya kuumlccediluumlk atık su tesislerini

kullanmaktadır

İhlal İddiaları Başvurucular oumlzellikle iccedilme suyu ve temizlik işleri gibi kamu

hizmetlerine erişimlerinin olmamasının Soumlzleşmersquonin 3 maddesi (insanlık dışı ve kuumlccediluumlk

duumlşuumlruumlcuuml muamele yasağı) 8 maddesi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 3 ve 8 maddeler

ile bağlantılı olarak 14 maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlalini oluşturduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca yerel yetkililer tarafından olumsuz ve ayrımcı davranışlara maruz bırakıldıklarını

savunmuşlardır

Karar

8 Madde ve 14 Madde

Mahkeme guumlvenli iccedilme suyuna erişimin 8 madde kapsamında korunmadığını ancak

suyun insanın hayatta kalabilmesi iccedilin gerekli olduğunu ve buna suumlrekli ve uzun suumlreli olarak

erişim eksikliğinin sağlık ve insan onuru accedilısından olumsuz sonuccedillara yol accedilabileceğini bilfiil

oumlzel hayatın ve konut hakkından faydalanmanın oumlzuumlnuuml aşındıracağını tespit etmiştir Boumlylelikle

Mahkeme bu tuumlr katı koşulların ikna edici bir şekilde iddia edilmesinin devletin 8 madde

kapsamında pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml harekete geccedilireceğini goumlz ardı edememiştir

Mahkeme soumlz konusu yuumlkuumlmluumlluumlklerin varlığının ve kapsamının 8 madde youmlnuumlnden

uygulanabilirliğinin yanı sıra davanın somut oumlzelliklerine goumlre ve bunların ciddilik seviyesiyle

yakından ilintili olduğundan oy ccediloğunluğuyla 8 madde youmlnuumlnden uygulanabilirliğini hem ayrı

olarak hem de 14 maddeyle bağlantılı olarak esasa girerek incelemeye karar vermiştir

Mahkeme 8 maddeyle ilgili sorunlara ilişkin iccediltihadını yineledikten sonra

başvurucuların şikayetlerinin devletin oumlzellikle sosyal accedilıdan dezavantajlı gruplara kamu

hizmetleri erişim sağlama pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuuml kapsamına girdiğini ev sağlama gibi sosyo-

ekonomik meselelerde devletin geniş takdir yetkisinin (ldquogeniş takdir marjırdquo) olduğunu goumlz

oumlnuumlnde bulundurmuştur

Mahkeme yetkililer tarafından Slovenyarsquodaki Roman topluluğunun tehlikeli yaşam

koşullarının iyileştirilmesi iccedilin atılmış genel adımları dikkate almasına rağmen başvurucuların

daha sağlam altyapılı yerleşim yerlerine yerleşme imkanından yararlanıp yararlanamayacakları

60

net değildir Nihayetinde Mahkeme başvurucuların kendi yerleşim yerlerinde kendi

tercihleriyle kaldığı sonucuna ulaşmıştır

Başvurucular aynı zamanda sosyal yardımdan yararlanmakta olup aşırı yoksulluk

aşamasında değillerdir Gerccedilekten de ilk başvurudaki başvurucular su tankının alımının bir

kısmını finanse etmişler ve su dağıtımı ile kimyasal tuvaletlerin giderlerini karşılamayı kabul

etmişken ikinci başvurudaki başvurucular yerleşim yerlerine yakın bir arazi satın almış ve

yargılama devam ederken taşındıkları bir ahşap kuluumlbe inşa etmişlerdir

Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların durumlarını incelediğini sosyal

yardım sistemleri aracılığıyla diğer şeylerin yanında yaşam koşullarını geliştirilmesini

sağlamaları iccedilin kullanılmış veya kullanılabilecek seviyede temel harcırah temin ettiğini

kanaatine varmıştır Dahası belediye yetkilileri başvurucuların guumlvenli iccedilme suyuna erişimi

olduklarını temin etmek iccedilin somut adımlar atmıştır

Mahkeme bir veya daha fazla su tankının ilk başvurucuların yerleşim yerinde 1999 ve

2016 yılları arasında kurulmuş olduğunu ve istekleri uumlzerine su tedarik edildiğini kabul

etmiştir Tarafların ortak finansmanlı su tankına ne olduğuna ilişkin accedilıklamalarındaki

farklılıklar ve başvurucuların suyun kalitesi ve teslimatların duumlzenliliği ile ilgili asılsız iddiaları

dikkat ccedileken Mahkeme duumlzenlemenin başvuruculara Goriča vas koumlyuumlnden guumlvenli iccedilme

suyuna erişim imkanı sağladığı sonucuna varmıştır

Aynı şekilde ikinci başvurudakilerin koumlyuuml belediyenin bireysel hane sakinleri iccedilin de

bağlantıların kurulabileceği bir grup su dağıtım bağlantısı kurduğu ve finanse ettiği Dobruška

vas iccedilin bulunan ccediloumlzuumlm hakkında da aynı sonuca varmıştır Başvurcuların bağlantıya erişimde

yaşadıkları zorluklar hakkındaki yorumlarını dikkate alan Mahkeme aynı zamanda

başvurucuların aslında her iki evde de bağlantı kurulması iccedilin talepte bulunmadıklarını

goumlzlemlemiştir

Soumlz konusu tedbirler kalıcı olmaktansa geccedilici ccediloumlzuumlmler olarak değerlendirilebilirken

Mahkeme bu pozitif tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyuna erişim imkanı sağladığını

ve aksini ispatlayan delillerin yokluğunda yetkililerin iyiniyetli bir şekilde tedbirleri

gerccedilekleştirdiğini tespit etmiştir Başvurucular belediye makamlarının yerleşim yerlerinin

duumlzenlenmesi ve guumlvenli iccedilme suyuna erişim konusundaki menfaatlerine ccediloğunluk nuumlfusunun

altyapısını iyileştirmeyi amaccedillayan daha az acil tedbirlere kıyasla daha az oumlncelik verdiklerini

61

goumlstermemiştir Aslında hem belediyelerde hem de Slovenyanın diğer uzak boumllgelerindeki

genel su dağıtım sisteminden guumlvenli iccedilme suyuna erişim sınırlıdır

Mahkeme belediyelerin aldıkları tedbirlerin sıhhi temizliğe dair adımları iccedilermediğiniı

kaydetmiştir Ancak kamu kanalizasyon sistemi eksikliğinin Slovenyarsquoda genel bir sorundur

ve sıhhi temizliğe erişimin her iki belediye de de sınırlıdır Buna ek olarak kamusal altyapıyı

geliştirmenin yapısı gereği aşamalı bir işlem olduğu ve devletin şehir planlama kaynaklarını

oumlnceliklendirme konusunda geniş takdir yetkisi goumlz oumlnuumlne alınarak Mahkeme yalnızca sağlık

iccedilin ciddi bir risk olması gibi ikna edici sebeplerin başvurucuların ilgili durumlarına ilişkin

adımlar atılmasının devlete sorumluluk yuumlklemeyi haklı kılabileceğini belirtmiştir

Bununla birlikte başvurucular bu konuda destekleyici herhangi bir iddiada

bulunmamışlar veya foseptik tank kurmalarına veya kamu kanalizasyonuna başka alternatifler

bulmalarına engel olunduğunu ileri suumlrmemiştir Mahkeme başvurucuların yaşam koşullarının

gelişmesine katkı sağlayacak sosyal yardım aldıklarını ve devletlerin ev sağlama konusunda

geniş takdir yetkisine sahip olduklarını yinelemiştir Başvurucular aynı zamanda devletin

guumlvenli iccedilme suyu sağlamadaki soumlzde başarısızlığını ve bunun 8 madde temelindeki haklarının

oumlzuumlnuuml aşındıracak biccedilimde sağlık ve insan onuru uumlzerinde yol accediltığı olumsuz sonuccedilları ikna

edici şekilde ortaya koymamıştır

Mahkeme boumlylelikle devletin guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerini temin

ederken aldığı oumlnlemlerin başvurucuların kolayca zedelenebilir pozisyonlarını hesaba katarak

aldığını ve Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin gerekliliklerini karşıladığını tespit etmiştir 8

Maddenin olaya uygulanabilir olduğu varsayılsa bile huumlkmuumln ihlali soumlz konusu olmamıştır

Boumlylece Mahkeme beşe iki oyla 8 maddenin uygulanabilirliğine karar vermenin gerekli

olmadığına karar vermiştir

3 Madde

Mahkeme başvurucunun tamamıyla devletin desteğine bağlı olduğu koşullarda

kendisini ciddi yoksunluk veya insan onuruyla bağdaşmayan talepler durumunda resmi

kayıtsızlıkla yuumlz yuumlze geldiğinde devletin ldquomuamelerdquoden oumltuumlruuml sorumluluğunun doğabileceği

ihtimali goumlz ardı edememiştir Her nasılsa Mahkeme yerel makamlar tarafından alınan pozitif

tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyu sağlama imkanı verdiğini saptamıştır Bu sebepten

oumltuumlruuml iddia edilen ıstırabın asgari eşiğe ulaştığı 3 maddenin uygulanabilirliği varsayılsa bile

maddenin ne tek başına ne de 14 maddeyle bağlantılı olarak ihlali mevcuttur

62

Başvuru Adı BaşTuumlrkiye

Başvuru No 6644817

Başvuru Tarihi 30 Ocak 2017

Karar Tarihi 3 Mart 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201761]

Konu FETOumlPDY bağlantısı olduğu iddiasıyla hakimlik goumlrevinden

alınan başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun kanuna aykırı olması başvurucunun bir

succedil işlediği konusunda makul şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin oumlzguumlrluumlk ve

guumlvenlik hakkını duumlzenleyen 5 maddesinin 1 fıkrasının ihlali başvurucunun bizzat hakim

huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen suumlre nedeniyle tutulma işleminin yasaya uygunluğu

hakkında kısa bir suumlre iccedilinde karar verilmesini duumlzenleyen Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4

fıkrasının ihlali

Olaylar Başvurucu Hakan Baş 1978 doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır ve

Kocaelirsquode yaşamaktadır

15 Temmuzu 16 Temmuz 2016rsquoya bağlayan gece Tuumlrk ordusunun bir grup uumlyesi

TBMMrsquoye huumlkuumlmete ve cumhurbaşkanına karşı askeri bir darbe girişiminde bulunmuşlardır

Askeri darbe girişiminden sonraki guumln yetkililer Amerika Birleşik Devletlerirsquonde yaşayan bir

Tuumlrk vatandaşı olan ve FETOumlPDY lsquonin(Fetullahccedilı Teroumlr OumlrguumltuumlParalel Devlet Yapılanması)

lideri olarak bilinen Fetullah Guumllenrsquole bağlantılı olan şebekeyi succedillamıştır

20 Temmuz 2016rsquoda huumlkuumlmet daha sonra uzatılacak olan 3 aylık bir olağanuumlstuuml hal

ilan etmiştir 21 Temmuz 2016rsquoda Tuumlrk yetkilileri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine

Soumlzleşmersquonin 15 maddesi kapsamında Soumlzleşme yuumlkuumlmluumlluumlklerini askıya aldığını bildirmiştir

Olağanuumlstuuml hal sırasında Bakanlar Kurulu birkaccedil kanun huumlkmuumlnde kararname kabul

etmiştir 667 Sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 maddesi Hakimler ve Savcılar

Kurulursquona(HSK) Milli Guumlvenlik Kurulu tarafından ulusal guumlvenliğe zararlı faaliyetlerde

bulunduğu tespit edilen teroumlr oumlrguumltlerine veya yapılarına ya da gruplarına mensup olduğu veya

bağlı olduğu duumlşuumlnuumllen hacirckimleri ve savcıları goumlrevden alma yetkisi vermiştir Olağanuumlstuuml hal

18 Temmuz 2018rsquoda sona ermiştir

63

16 Temmuz 2016rsquoda HSK başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hacirckim ve savcıyı 2802

Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunursquonun 77 (1) ve 81 (1) maddeleri uyarınca hacirckimler ve

savcılar hakkında darbe girişimini kışkırtan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyesi olduklarına goumlrev yerlerinde

tutmanın soruşturmanın ilerlemesine engel olacağına ve devletin itibarını zayıflatacağına dair

guumlccedilluuml bir şuumlphe olduğu gerekccedilesiyle uumlccedil ay suumlreyle goumlrevlerinden uzaklaştırmıştır

Yine 16 Temmuz 2016rsquoda Kocaeli Cumhuriyet Savcısı başvurucu da dahil olmak uumlzere

FETOuml PDY uumlyesi olduğundan şuumlphelenilen Kocaelide goumlrev yapan hacirckimler hakkında ceza

soruşturması başlatmıştır 18 Temmuz 2016rsquoda başvurucu goumlzaltına alınmıştır 19 Temmuz

2016rsquoda HSKnın 16 Temmuz 2016 tarihli kararının sonucu olarak FETOuml PDY uumlyeliği

nedeniyle goumlrevinden uzaklaştırıldığını bildiren Kocaeli Cumhuriyet Savcısına ifade vermiştir

Başvurucu soumlz konusu kuruluşa uumlye olduğunu veya bu kuruluşla herhangi bir bağlantısı

olduğunu reddetmiştir O guumlnuumln ilerleyen saatlerinde Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği huzuruna

ccedilıkarılmıştır 20 Temmuz 2016da sulh ceza hakimi teroumlr oumlrguumltuuml uumlyeliği şuumlphesiyle

başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucunun tutukluluk emrine itirazı

reddedilmiştir

24 Ağustos 2016rsquoda 667 sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 Maddesi uyarınca

HSK FETOuml PDY uumlyesi olduğu ya da bağlı olduğu gerekccedilesiyle başvurucunun da dahil

olduğu 2847 hakim ve savcıyı goumlrevden almıştır

27 Aralık 2016rsquoda Anayasa Mahkemesi başvurucunun şikayetlerinin accedilıkccedila

dayanaktan yoksun olduğunu belirterek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir

19 Mart 2018de 29 Ağır Ceza Mahkemesi Başı silahlı bir teroumlr oumlrguumltuumlne uumlyelikten

succedillu bulmuş yedi yıl altı ay hapis cezasına ccedilarptırmış ve halihazırda tutuklu geccedilirilen suumlreyi

dikkate alarak serbest bırakılmasına karar vermiştir Başrsquoın mahkumiyeti temyizde onanmıştır

Dava halen Yargıtayda goumlruumllmektedir

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquonin 5 Maddesinin 1 3 ve 4 fıkralarına

dayanarak (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı derhal hakim oumlnuumlne ccedilıkarılma hakkı tutulmanın

yasallığının hızlı bir şekilde goumlzden geccedilirilmesi hakkı) tutuklu yargılanmaktan şikayetccedili

olmuştur Başvurucu succediluumlstuuml bir dava olduğunu tartışmıştır İddia edilen succedilu işlediğine ve

dolayısıyla mahkeme oumlncesi tutukluluğunu gerektirdiğine dair makul bir şuumlpheye yol accedilan oumlzel

bir kanıt olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkemelerin tutukluluk kararları iccedilin yetersiz

gerekccedileler sunduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu ayrıca goumlzaltına alınmasının goumlzden

64

geccedilirilmesi sırasında herhangi bir duruşma yapılmadığından Cumhuriyet Savcısının

goumlruumlşuumlnuumln bir oumlrneğinin kendisine verilmediğinden ve soruşturma dosyasına erişimin

kısıtlandığından şikayetccedili olmuştur Son olarak yargılama oumlncesi tutukluluğuna karar veren

sulh ceza hakimlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığının eksik olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 5 Fıkra 1 ve 3

Başvurucunun tutukluluğunun kanuna uygunluğu

Başrsquoın tutukluluğuna tutukluluk halini duumlzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 100

Maddesi uyarınca karar verilmiştir

Mahkeme mevcut davadakine benzer koşullarda ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml

(flagrante delicto) kavramının kapsamını genişletmesinin ve iccedil hukuk uygulamalarının accedilıkccedila

mantıksız goumlruumlnduumlğuumlne dikkat ccedilekmiş ve hukuki belirlilik ilkesi accedilısından sorunlu olduğunu

belirtmiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817 16 Nisan 2019) Mahkeme bu davada

mahkemelerin succediluumlstuuml kavramını yorumlamalarına ve mevcut dava koşullarında 2801 Sayılı

Kanunun 94 maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak farklı bir sonuca varmak iccedilin hiccedilbir

neden goumlrememiştir

Mahkeme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının anayasal duumlzeni devirmeye teşebbuumls

succedilundan bahsetmesine rağmen başvurucunun darbe teşebbuumlsuumlyle ilgili bir succedil işlediği esnada

yakalanıp tutuklandığının iddia edilmediğini goumlzlemlemiştir Bu succedil başvurucunun

tutuklanması kararını veren Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından dikkate alınmamıştır

Başvuru sahibi FETOumlPDY uumlyeliği şuumlphesiyle oumlzguumlrluumlğuumlnden yoksun bırakılmıştır Kocaeli

Sulh Ceza Hakimliği goumlre 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesi kapsamındaki bir succediluumlstuuml halinin

ortaya ccedilıktığı bir dava soumlz konusudur fakat sulh ceza hakimliği bu bulgu iccedilin yasal bir dayanak

oluşturmamıştır

Mahkeme 26 Eyluumll 2017rsquode kabul edilen oumlnde gelen kararında Yargıtayın silahlı bir

oumlrguumlt uumlyeliği succedilundan şuumlphelenilen hakimlerin yakalanması sırasında succediluumlstuuml halinin soumlz

konusu olduğunu belirtmiştir İccediltihat bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma succediluyla ilgili davalarda bir

yargı mensubunun succediluumlstuuml hali gerekccedilesiyle tutuklanabilmesi iccedilin CMKrsquonın 100 maddesinde

belirtilen koşulların gerccedilekleşmesinin yeterli olduğunu belirtmiştir

65

Mahkeme mahkemelerin iccediltihatlarında yuumlruumlrluumlkteki yasal huumlkuumlmlere aykırı istisnalar

getirmesi durumunda hukuki belirlilik ilkesinden taviz verilmiş olacağını vurgulamıştır

CMKnin 2 maddesi bir succedilun işlenmesi sırasında veya hemen sonrasında ortaya ccedilıkmasına

ilişkin olarak succediluumlstuuml kavramının geleneksel bir tanımını sağlamıştır Bununla birlikte

Yargıtay iccediltihadına goumlre bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma şuumlphesi mevcut herhangi bir olgusal unsur

veya devam eden bir succedil eyleminin başka bir goumlstergesi olmaksızın succediluumlstuuml unsurunu

karakterize etmek iccedilin yeterli olacaktır Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre bu succediluumlstuuml kavramının

geniş yorumlanması anlamına gelmekte olup bu kavramın kapsamını genişleterek bir succedil

oumlrguumltuumlne uumlye olduğundan şuumlphelenilen hakimlerin Tuumlrk hukukunun yargı uumlyelerine sağladığı

adli korumadan mahrum edilebilmelerine neden olmuştur Ayrıca Mahkeme Yargıtayın

ldquoişlenmekte olan bir succedilrdquo kavramına ilişkin yerleşik iccediltihadının CMKrsquonin mevcut bir succedil

fiilinin varlığına ilişkin 2 maddesi ccedilerccedilevesinde succediluumlstuuml kavramının kapsamını genişletmeyi

nasıl haklı goumlsterebileceğini anlayamamıştır

Mahkeme ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml kavramının kapsamının genişletilmesinin ve

iccedil hukukun uygulanmasının yani 2802 Sayılı Kanunun 94 maddesinin mevcut davada sadece

hukuki belirlilik accedilısından sorunlu olmadığını aynı zamanda accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnduumlğuumlnuuml

tespit etmiştir

Mahkemece succediluumlstuuml kavramının tek başına uygulanması ve başvurucunun

tutukluluğuna ilişkin 20 Temmuz 2016 tarihli kararla 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesine

atıfta bulunulmasının Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrasının gereklerini yerine getirmediği

duumlşuumlnuumllmektedir

Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre succediluumlstuuml kavramının geişletici bir yorumu accedilıkccedila

olağanuumlstuuml hal durumuna uygun bir cevap olarak goumlruumllemez Ayrıca olağanuumlstuuml halin

zorunluluklarına yanıt olarak kabul edilmeyen bu tuumlr bir yorum yalnızca hukuki belirlilik ilkesi

accedilısından sorunlu değil aynı zamanda yargı mensuplarını yuumlruumltme organının muumldahalesine

karşı korumayı sağlayan usuli guumlvenceleri de ortadan kaldırmıştır Olağanuumlstuuml halin yasal

ccedilerccedilevesinin ccedilok oumltesine geccedilen hukuki sonuccedilları vardır Bu durum hiccedilbir şekilde olağanuumlstuuml

hal durumunun oumlzel koşulları tarafından haklı goumlsterilemez Mahkeme başvurucunun

ldquokanunen oumlngoumlruumllen bir usule uygun olarak alınmamış olan tutukluluk kararının durumun

kesin olarak gerektirdiği oumllccediluumlde olduğunun soumlylenemeyeceği sonucuna varmıştır

Dolayısıyla başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun yasadışı olması nedeniyle

Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrası ihlal edilmiştir

66

Başvurucunun succedil işlemiş olduğuna dair makul şuumlphenin bulunmadığı iddiası

Mahkeme Anayasa Mahkemesinin Başrsquoın ByLock mesajlaşma uygulamasını

kullanmasından bahsettiğini goumlzlemlemiştir İlgili kanıtların başvurucunun ilk

tutukluluğundan uzun suumlre sonraya kadar dosyaya eklenmediğine dikkat edilmelidir Anayasa

Mahkemesi Başın yargılama oumlncesi tutukluluğundan birkaccedil ay sonra elde edilen delillerin

atılı succedilu işlediği konusunda makul bir şuumlphe iccedilin nasıl bir temel oluşturabileceğini

accedilıklamamıştır

Bu davada Mahkeme başvurucunun tutuklama kararından anlaşıldığı kadarıyla

Kocaeli sulh ceza hakimliğinin başvurucunun iddia edilen succedilları işlediğine dair makul şuumlphe

bulgusunu başvurucu hakkında 16 Temmuz 2016rsquoda HSK tarafından alınan karar ve Ankara

Cumhuriyet Başsavcılığının kendisi hakkında soruşturma başlatma kararına dayandırdığını

goumlzlemlemiştir HSK kararında başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hakim ve savcıyı darbe

girişimini başlatan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyeleri olduğuna dair guumlccedilluuml şuumlphelerin olduğu gerekccedilesiyle

accedilığa almıştır HSK darbe girişimi oumlncesinde ccedilok sayıda hakim ve savcı hakkında başlatılan

disiplin soruşturmasına ve cezai soruşturmalara atıfta bulunmuştur Ancak karar başvurucuyla

ilgili şahsi herhangi bir bilgi veya belge iccedilermemektedir Başvurucu kararda yer verilen disiplin

ve ceza soruşturmasına tabi tutulmuş kişiler arasında da yer almamıştır Dolayısıyla HSK

kararında belirtilen disiplin ve ceza soruşturmaları başvurucunun tutukluluk kararına neden

olan şuumlphenin temelini oluşturamaz Mahkeme ayrıca HSK kararında iccedileriğini accedilıklamadan

veya başvurucu ve durumuyla nasıl ilişkili olduğunu accedilıklamadan istihbarat servislerinden

gelen bilgilere genel bir atıfta bulunulduğunu belirtmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetin HSKnin mevcut davadaki kararı iccedilin yeterli olgusal bir dayanak

sağlamadığı goumlruumlşuumlne varmıştır Mahkeme Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından HSK

kararına yapılan atfın başvurucunun tutukluluğunu haklılaştıran makul bir şuumlphenin var olduğu

sonucunu desteklemek iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Sulh ceza mahkemesi CMKnin

100 maddesine ve dosyadaki delillere başvurarak kararını haklı ccedilıkarmaya ccedilalışmıştır ancak

soumlz konusu maddenin ifadesine atıfta bulunmuştur CMKnin 100 maddesine ve dosyadaki

delillere ilişkin belirsiz ve genel atıflar dosyadaki kanıtların muumlnferit değerlendirmesinin veya

başvurucuya karşı şuumlpheyi haklı ccedilıkarabilecek herhangi bir bilginin veya başka tuumlrluuml

doğrulanabilir materyal veya gerccedileklerin bulunmaması başvurucunun tutukluluğunda temel

alınan şuumlphenin ldquomakul olup olmadığınırdquo gerekccedilelendirmek iccedilin yeterli goumlruumllmemiştir

67

Mahkeme ayrıca başvurucunun 15 Temmuz 2016 olaylarına karıştığından

şuumlphelenilmediğini goumlzlemlemiştir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Temmuz 2016rsquoda

başvurucuyu FETOumlPDY uumlyesi olarak nitelemiş ve tutuklanmasını talep etmiştir Ancak

Huumlkuumlmet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen bu talimatlar iccedilin olgusal bir

temel oluşturabilecek herhangi bir bilgi goumlstermemiştir 19 ve 20 Temmuz 2016 tarihlerinde

Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasadışı bir oumlrguumlt uumlyeliği succediluyla ilgili olarak

sorgulanmış olması yetkililerin başvurucunun en fazla bu succedilu işlediğinden şuumlphelendiğini

ortaya koymuştur Tek başına bu gerccedilek başvurucunun soumlz konusu succedilu işlemiş olabileceği

objektif bir goumlzlemciyi tatmin etmeyecektir

Mahkeme oumlnceki delillerin ilk tutuklandığı sırada başvurucu hakkında makul bir

şuumlphe olduğu sonucuna varmadığı sonucuna varmıştır Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1

fıkrasının tutuklanmasını haklı kılan bir şuumlphenin makul olup olmadığına ilişkin şartlarının

yerine getirilmediğini değerlendirmiştir

Mahkeme başvurucunun tutukluluk halindeyken bir succedil işlediği konusunda makul

şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1 fıkrasının ihlal edildiğine

karar vermiştir

Madde 5 Fıkra 4

Baş Kocaeli sulh ceza hakimliği tarafından dinlendikten sonra 20 Temmuz 2016

tarihinde tutuklu yargılanmış ardından 19 Eyluumll 2017 tarihinde ilk duruşmada mahkeme

huzuruna ccedilıkmıştır Yaklaşık bir yıl ve iki aylık bu suumlre boyunca tutukluluğuna karar veren

hiccedilbir mahkemenin huzuruna ccedilıkmamıştır Tahliye başvuruları ve itirazları mahkemeler

tarafından dinlenmeden incelenmiştir Başvurucu tarafından yapılan son itiraz 15 Ağustos

2017 tarihinde mahkeme tarafından duruşmasız olarak reddedilmiştir Huumlkuumlmet başvurucunun

şikayet ettiği durumun Tuumlrk makamlarının 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel

Sekreterine sundukları 15 madde uyarınca istisna bildirimi kapsamında olduğunu

savunmuştur

Mahkeme 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrasında Tuumlrkiyenin karşı karşıya

kaldığı zorlukların 15 Maddenin yorumlanması ve uygulanmasında tamamen dikkate alınması

gereken bağlamsal bir faktoumlr olduğunu yinelemiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817

16 Nisan 2019) Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve Diğerlerinin davasında verdiği

kararın darbe girişimi ardından uygulanan tedbirler ve başvurucuların hakimler haklarında

68

tutuklama kararı vermeden oumlnceki sekiz ay on sekiz guumlnluumlk zaman diliminde ortaya ccedilıkmaması

sebebiyle kamu guumlvenliği iccedilin son derece gerekli olduğu soumlylenebilir Ancak Mahkeme

mevcut davada Başın yaklaşık bir yıl iki aydır hakim karşısına ccedilıkmadığını Anayasa

Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğer kararlarında değerlendirilenden ccedilok daha uzun bir suumlre

olduğunu goumlzlemlemiştir

Bu nedenle Mahkeme başvurucunun bizzat hakim huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen

suumlre nedeniyle Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Ayrıca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının şikayeti ile ilgili olarak

Mahkeme incelemenin gereksiz olduğuna karar vermiştir Cumhuriyet savcısının goumlruumlşuumlnuumln

accedilıklanmamasına ilişkin olarak bu şikayetin accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine

karar vermiştir Son olarak Mahkeme sulh ceza mahkemelerine tanınan anayasal ve yasal

guumlvenceler goumlz oumlnuumlnde bulundurularak ve başvurucunun davasında bağımsızlık ve

tarafsızlıklarından şuumlphe duyulmasına neden olan herhangi bir iddia bulunmadığı iccedilin

bağımsızlık eksikliğini iddia eden şikayet dayanaktan yoksun olduğu iccedilin reddedilmiştir

Mahkeme Tuumlrkiyenin başvurucuya manevi tazminat olarak 6000 Euro ve mahkeme

masrafları iccedilin 4000 Euro oumldemesine karar vermiştir

69

Başvuru Adı JeantyBelccedilika

Başvuru No 8228417

Başvuru Tarihi 20 Kasım 2017

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-202125

Konu Yetkililerce alınan oumlnlemler sonucu başvurucunun intihar

etmesinin engellenmesi nedeniyle Soumlzleşmenin yaşam hakkını duumlzenleyen 2 maddesinin ihlal

edilmemesi başvurucunun tutulduğu suumlre boyunca maruz kaldığı muamelenin aşağılayıcı

olarak nitelendirilmesi ve Soumlzleşmersquonin işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele

yasağını duumlzenleyen 3 maddesinin ihlali

Olaylar Başvurucu Philippe Başvurucu 1969 doğumlu bir Belccedilika

vatandaşıdır ve Arlonrsquoda yaşamaktadır

26 Haziran - 12 Ağustos 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci

Haziran 2011rsquode başvurucu eşine karşı sakatlanma ile sonuccedillanan tehdit ve şiddetin

eşlik ettiği uygunsuz saldırılara ilişkin şuumlphe nedeniyle polis tarafından yakalanmıştır Polis

sorgulaması sırasında başvurucu psikolojik sorunları olduğunu bildirmiş ve kendi hayatını

sonlandırmayı duumlşuumlnduumlğuumlnuuml soumlyleyerek kısıtlanmak istemiştir

Ertesi guumln soruşturma hakimi başvurucunun tutuklanmasına karar vermiş ve Arlon

cezaevine intihar eğilimlerini bildirmiştir Cezaeviye geldikten sonra başvurucu uumlccedil defa intihar

girişiminde bulunmuştur Cezaevi personeli tuumlm nesneleri ve kişisel eşyalarını kaldırmıştır

Guumlvenli bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmiş ve bir doktor kendisine sakinleştirici vermiştir

Başvurucu birkaccedil guumln oumlzel goumlzetim altında tutulmuştur 12 Ağustos 2011 tarihinde kefaletle

serbest bırakılmıştır

21 Ekim-2 Aralık 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci

Ekim 2011de kefalet koşullarına uymadığı iccedilin başvurucu hakkında ikinci bir

tutuklama emri ccedilıkarılmıştır Bu nedenle başvurucu huumlcre arkadaşlarına karşı şikayette

bulunduğu ve farklı bir huumlcreye geccedilmek iccedilin ccedileşitli taleplerde bulunduğu Arlon cezaevine geri

alınmıştır

70

Kasım 2011de cezaevi muumlduumlruumlnuumln tekrar huumlcre değiştirmesine izin vermeyi

reddetmesinin ardından Başvurucu intihar etmekle tehdit etmiştir Oumlzel goumlzetim altında bir

izolasyon huumlcresine yerleştirilmiştir Bir kontrol sırasında bir gardiyan başvurucuyu kapının

parmaklıklarında pantolonunu bağladığı esnada bulmuştur Başvurucu kendini atmadan oumlnce

durdurulmuştur Doktorun emriyle personel ona bir kask takmış ve kafasını duvara ccedilarpmasını

ve kendini yaralamasını oumlnlemek iccedilin kelepccedilelenmiştir Ertesi guumlne kadar bu şekilde

kısıtlanmış halde kalmıştır

İki guumln sonra Başvurucu izolasyondan ccedilıkarılmış ve başvurucunun huumlcre değiştirmesine

izin verilmesi iccedilin intihar tehditleri ile cezaevi personeline baskı yapmayı amaccedilladığı

duumlşuumlncesiyle uumlccedil guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesini emreden cezaevi

muumlduumlruuml ile goumlruumlşme yapmıştır Başvurucu 2 Aralık 2011rsquode kefaletle serbest bırakılmıştır

Sonraki olaylar

Nisan 2014rsquote Başvurucu bir ya da birden fazla kimliği bilinmeyen kişiye karşı tutuklu

kaldığı iki doumlnem boyunca insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığını ve sağlık

durumuna rağmen psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu kastederek sıradan cezaevi

huumlcrelerine yerleştirildiğini iddia ederek şikayette bulunmuştur Şikayet reddedilmiştir ve bu

karar temyizde onanmıştır

Ayrıca Nisan 2014te Başvurucu ilk etapta şiddet veya tehditlerin eşlik ettiği uygunsuz

saldırı succedilları ve eşine karşı işlenen sakatlıkla sonuccedillanan saldırı nedeniyle yarısı askıya alınan

doumlrt yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Nisan 2019da Temyiz Mahkemesi bu kararı bir kenara

bırakmış ve Başvurucunun eylemlerinden cezai olarak sorumlu olmadığını tespit etmiştir

Zorunlu olarak hapsedilmesine ve derhal yakalanmasına karar vermiştir

İhlal İddiaları Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak Başvurucu

yetkililerin intihar girişiminin kesin ve acil riskini oumlnlemek iccedilin kendi durumunda uygun

oumlnlemleri alma konusunda başarısız olduklarını iddia etmiştir

Soumlzleşmenin 3 maddesi uyarınca (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele

yasağı) tutulduğu sırada uygun tıbbi bakım eksikliğinden şikayetccedili olmuştur Ayrıca izolasyon

halindeyken maruz kaldığı muameleden ve etkili bir soruşturma yapılmamasından şikayetccedili

olmuştur

Karar

71

Madde 2 (yaşam hakkı)

Madde 2rsquonin uygulanabilir olup olmadığı

Başvurucu intihar girişimlerinden kurtulmuştur Bununla birlikte bu gerccedilek kendi

iccedilinde Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin uygulanabilirliğini engellememiştir Doğası gereği

faaliyetin tehlikeli olduğu ve bir kişinin hayatını gerccedilek ve yakın bir riske soktuğu durumlarda

yaşamı tehdit eden şiddet durumunda olduğu gibi devam eden yaralanmaların seviyesi

belirleyici olmayabilir ve yaralanmaların yokluğunda bile bu gibi durumlarda bir şikayet 2

madde kapsamında incelenebilir

Mevcut davada Başvurucu tutukluyken kendi yaşamını sonlandırmak iccedilin ccedileşitli

girişimlerde bulunmuş ve başarısızlığı cezaevi personelinin muumldahalesinden kaynaklanmıştır

Başvurucunun yaşamı tehdit eden yaralanmalara veya goumlruumlnuumlşte ciddi bir fiziksel yaralanmaya

maruz kalmamış olması bu durumda başvurucunun eylemlerinin doğası hayatını gerccedilek ve

yakın bir riske soktuğu iccedilin belirleyici değildir Dolayısıyla mevcut davada 2 madde

uygulanmıştır

Ulusal makamların başvurucunun hayatını korumak iccedilin gerekli oumlnlemleri alıp

almadığı

Mahkeme genel olarak yetkililerin başvurucunun hayatına youmlnelik riskin

gerccedilekleşmesini engellemek iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yaptıklarını soumlz konusu

riskin kesin ve yakın doğası hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir Ayrıca alınan

oumlnlemler başvurucunun intihar etmesini engellemiştir Sonuccedil olarak Soumlzleşmenin 2 maddesi

ihlal edilmemiştir

Madde 3 (insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı)

Başvurucunin madde 3rsquoe aykırı bir muameleye tabi olup olmadığı

Mahkeme Başvurucunin zihinsel durumu goumlz oumlnuumlne alındığında iki tutukluluk

doumlneminde tıbbi goumlzetim ve tedavi eksikliğinin tekrarlanan intihar girişimlerine rağmen uumlccedil

guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesiyle birlikte oumlzellikle ağır sıkıntıya tutulma

suumlresince kaccedilınılmaz acı duumlzeyini aşan bir yoğunluğa neden olduğu kanaatindedir Mahkeme

bu muamelenin başvurucuda aşağılanma kuumlccediluumlk duumlşme ve ıstırap duygularını uyandırdığından

şuumlphe duymamıştır Başvurucuyu aşağılamak ya da kuumlccediluumlk duumlşuumlrmek iccedilin yapılmamış olması

bunun aşağılayıcı olarak nitelendirilmesini ve boumlylece 3 maddede belirtilen yasak kapsamına

72

girmesini engellememiştir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin oumlnemli bir youmlnuumlnuuml ihlal

etmiştir

Başvurucunun succedil duyurusuyla ilgili soruşturmanın etkililiği

Mahkeme iddianamenin gerekccedilesiyle soruşturma hakiminin yetkisi altında yuumlruumltuumllen

soruşturmanın cezaevinde meydana gelen olayları bir dereceye kadar doğru tespit ettiğini

belirtmiştir Yine de cumhuriyet savcısının soruşturma yapılmasını oumlneren yazıları (Temmuz

2014) ile soruşturma hakiminin dosyayı aldığı tarih (Mart 2015) arasında sekiz aydan fazla bir

suumlre geccedilmiştir Soruşturmanın başlamasından oumlnce geccedilen suumlre huumlkuumlmet tarafından

accedilıklanmamıştır

Ayrıca soruşturma Mart 2015te başladığında soruşturma hakimi muumlfettişlerden

başvurucunun cezaevi ve tıbbi kayıtlarını almasını ve incelemesini istemiştir Başka bir tedbir

alınmamıştır İlgili kişilerden hiccedilbiri cezaevi personeli başvurucuya bakan doktorlar veya

başvurucunun kendisi sorgulanmamıştır Dava soruşturma hakimi tarafından alındıktan sonra

uumlccedil aydan daha kısa bir suumlre iccedilinde cumhuriyet savcısı davanın sonlandırılmasını tavsiye

etmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlyle bir soruşturmanın etkili olduğu duumlşuumlnuumllemez Dolayısıyla

Soumlzleşmenin 3 Maddesi usul youmlnuumlnden ihlal edilmiştir

Mahkeme Belccedilikanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 Euro ve masraf ve

giderler iccedilin 8000 Euro oumldemesine karar vermiştir

73

Başvuru Adı Dos Santos Calado ve Diğerleri Portekiz

Başvuru No 5599714 6814316 7884116 ve 370617

Başvuru Tarihi 6 Ağustos 2014 2 Kasım 2016 7 Aralık 2016 12 Aralık 2016

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202123

Konu Anayasa Mahkemesirsquonin aşırı şekilci davranarak başvuruları

kabul edilemez bulması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği

Olaylar

İlk başvuruda başvurucu emekli maaşı miktarına itiraz konulu bir idari dava accedilmış

ancak iddiaları reddedilmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak

başvurusu kabul edilmez bulunmuştur Ardından Anayasa Mahkemesinin uumlccedil hacirckimli

komitesine itiraz etmiş ancak bu itirazı da reddedilmiştir

İkinci başvuruda başvurucular muumlfettiş olarak goumlrev yapan Yollar Dairesi

yetkilileridir Mesleklerini duumlzenleyen youmlnetmeliklerin eksikliğinden şikacircyetccedili olmuşlardır

Şikayetleri Merkez İdare Mahkemesi ve Yuumlksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir

Başvurucular Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar ancak bu başvuruları da

reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır

Uumlccediluumlncuuml başvuruda nitelikli dolandırıcılık succedilundan huumlkuumlm giymiş başvurucu ne bis in

idem ilkesinin ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuş ancak şikayeti birinci ve ikinci derece

mahkemeler tarafından reddedilmiştir Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak bu

başvurusu da reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır

Doumlrduumlncuuml başvuruda aile iccedili şiddet nedeniyle uumlccedil yıl ve iki ay hapis cezasına ccedilarptırılmış

olan başvurucu diğer şeylerin yanı sıra mahkumiyetine yol accedilan olayların tesisine ve kanunun

yorumlanışına itiraz etmiştir Ayrıca aile iccedili şiddete ilişkin kovuşturmasının zamanaşımına

uğradığını ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak mahkucircmiyetinin ceza hukukunun geriye yuumlruumlme

yasağını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini iddia etmiştir Birinci ve ikinci derece

mahkemeleri şikacircyetlerini reddetmiştir Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurusu da kabul

edilemez bulunmuş ve ayrıca uumlccedil hacirckimli komiteye itirazda bulunmamıştır

74

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine dayanarak mahkemeye

erişim haklarının 5599714 ve 6814316 numaralı başvurular da ayrıca adil yargılanma

haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir

Karar Madde 6 sect 1 (Mahkemeye erişim)

Başvuru no 5599714 (Dos Santos Calado Portekiz)

Başvurucu bir hukuk kuralının anayasaya aykırı olması ve soumlz konusu kuralın hukuka

aykırılığı olmak uumlzere Anayasa Mahkemesirsquone iki ayrı konuda başvuruda bulunmuştur

Başvurucu her iki davada da Anayasa Mahkemesirsquonin başvuruları inceleme yetkisinin temelini

oluşturan ilgili kanun maddesine dayanmıştır Mahkeme Anayasa Mahkemesi tarafından

başvurucunun kanun maddesinin yanlış fıkrasına dayandığı gerekccedilesiyle başvurusunun kabul

edilemez olduğuna karar verdiğini dikkate almış ve hangi fıkraya dayanıldığını belirleme

gerekliliğini aynı kanunda oumlngoumlruumllmuumlş olması gerekccedilesiyle yasalara uygun bulmuştur Ayrıca

bu kural hukukun uumlstuumlnluumlğuumlne saygı goumlsterilmesi ve anayasal adaletin uygun şekilde

youmlnetilmesi meşru amacına youmlneliktir Bu nedenle Mahkeme tarafından mevcut davada

kısıtlamanın orantılı olup olmadığını tespitine gidilmek zorunda kalınmış Anayasa

Mahkemesirsquonin iki başvuru gerekccedilesini de tespit edebildiği başvuru gerekccedilesinin

başvurucunun dilekccedilesinden anlaşılabildiği ve hacirckimler tarafından da tespit edilebildiği iccedilin

yalnızca bir yazım hatasına dayanarak kabul edilemezlik kararı verildiğini belirtmiştir Sonuccedil

olarak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin yaklaşımını aşırı şekilci bularak başvurucuyu iccedil

hukuk tarafından sağlanan bir kanun yolundan mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır

Mahkeme alternatif olarak Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucudan hatasını duumlzeltmesini talep

edebileceğini belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edildiğine karar vermiştir

Başvuru no 6814316 (Amador de Faria e Silva ve Diğerleri Portekiz)

Mahkeme oumlncelikle Anayasa Mahkemesirsquonin soumlz konusu kabul edilemezlik kararının

gerekccedilesinin başvurucuların Merkez İdare Mahkemesi oumlnuumlndeki yargılama sırasında

anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmamaları olduğunu kaydetmiştir Mahkeme bu

zorunluluğun Anayasa Mahkemesirsquonin yalnızca son derece mahkemesi olduğu hususunu

yansıttığını kabul etmekle birlikte yine de başvurucuların Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk

boumllgelerindeki yetkililer ile Portekizrsquodeki yetkililer arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle

Bakanlıklara cevaben yaptıkları başvurularda anayasaya aykırılık meselesini guumlndeme

getirdiklerini goumlzlemlemiştir Merkez İdare Mahkemesi bu hususu dikkate almamış ve

75

başvurucuların Portekizrsquodeki yetkililer ile Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk boumllgelerindeki

yetkililer arasında ortaya ccedilıkan uygulama farklılığını ele almak yerine farklı goumlrevli kategorileri

arasında bir ayrıma gitmiştir Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucular

tarafından guumlndeme getirilen anayasaya aykırılık iddiasının yakın tarihte bir Yargıtay kararına

konu olmasından dolayı Merkez İdare Mahkemesirsquonin kararını tahmin edebilmeleri gerektiğine

karar verdiğini goumlzlemlemiştir Ancak Mahkeme bu davanın başvurucularla ilgili olmadığını

ve onların lehine olan ve farklı kategorilerdeki yetkililer arasında ayrım yapmamış olan ilk

karardan birkaccedil ay oumlnce verilmiş olduğunu belirtmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Anayasa

Mahkemesi tarafından aşırı şekilci davranıldığı gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesinin

ihlal edildiğine karar vermiştir

Başvuru no 7884116 (Antunes Cardoso)

Mahkeme başvurucunun bir hukuk kuralın yorumlanmasına dayanan bir anayasaya

aykırılık iddiası dile getirmediğini ve bu nedenle başvurusunun Anayasa Mahkemesirsquonin

yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin oumlzellikleri goumlz oumlnuumlne

alındığında daha katı kabul edilebilirlik şartlarının uygulanabileceğini ve dolayısıyla bir

kuralın yorumunun anayasal incelemeye accedilık olabilmesi iccedilin oldukccedila genel ve soyut terimlerle

formuumlle edilmesi gerektiğini belirtmiştir Mevcut davada başvurucu tarafından iddia edilen ne

bis in idem ilkesinin ihlali bu ilkenin birinci ve ikinci derece mahkemeleri tarafından

succedillandığı fiillere uygulanmasına ilişkindir Sonuccedil olarak Anayasa Mahkemesi iccediltihadı

anlamında kural temelli bir kıstas soumlz konusu olmadığını belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1

maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 6 sect 1 (Anayasa Mahkemesirsquonin uumlccedil hakimli komitesinin tarafsız olmaması)

Başvurucular (5599714 ve 6814316) itiraz edilen kabul edilemezlik kararını veren

hakimin aynı zamanda komitede raportoumlr hakim olarak goumlrev alması nedeniyle anayasal

başvurularının kabul edilebilirliğini inceleyen uumlccedil hakimli komitenin tarafsızlığını

sorgulamışlardır Mahkeme bu komitenin anayasal başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin

son karar mercii olduğunu ve raportoumlr hakimin kararının proseduumlrde sadece bir aşama olduğunu

goumlzlemlemiştir Mahkeme komitenin karar vermesi iccedilin başvurulan tam yetkili oumlzerk bir

mercii olmadığı gerekccedilesiyle uumlccedil hacirckimli komitenin tarafsızlığına ilişkin şikacircyetlerin kabul

edilemez olduğuna karar vermiştir

76

Başvuru Adı Andreea Marusi DumitruRomanya

Başvuru No 963716

Başvuru Tarihi 11 Şubat 2016

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202124

Konu Ateşli silahların kullanımına ilişkin yerel mevzuatın yokluğu

polis operasyonlarının planlanmasındaki eksiklik ve goumlrevli polis memurunun insan yaşamını

korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almaması sebebiyle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi ve usuli

youmlnlerinin ihlal edildiği

Olaylar Romanya vatandaşı olan başvurucu Andreea Marusi Dumitru

1990 doğumlu olup Bujorursquoda yaşamaktadır

8 Kasım 2005rsquote o sıralarda on beş yaşında olan başvurucu Dumitru annesi ile birlikte

bir yuumlk treni vasıtasıyla eve doumlnmekteyken bir platform vagonun uumlzerine ccedilıkarken başvurucu

darbe almış ve yaralanmıştır Huumlkuumlmete goumlre polis bir yuumlk treninde muhafaza edilen bazı hurda

metalleri ccedilalmaya hazırlanan yaklaşık 90 kişilik Roman koumlkenli bir grubu dağıtmak iccedilin

ccedilağrılmıştır Huumlkuumlmet başvurucu Dumitru ve annesinin grubun bir parccedilası olduklarını iddia

etmiştir

Başvurucu Dumitrursquonun aile uumlyeleri onu karaciğerinin bir parccedilasının ccedilıkarılması iccedilin

ameliyat edildiği bir kaza ve acil departmanına goumltuumlrmuumlştuumlr 2006 ve 2007 yıllarında

yaralarının etkisinin tedavi edilmesi iccedilin birccedilok kez hastaneye yatırılmıştır

8 Aralık 2005rsquote ulaştırma polisi başvurucuya hurda metali hırsızlığına karıştığı

iddiasıyla soruşturma accedilmıştır 3 Temmuz 2012 tarihinde cumhuriyet savcısı dava dosyasında

iddiaları kanıtlayan delil olmadığı gerekccedilesiyle iddianameyi kaldırmıştır 1 Ağustos 2006rsquoda

başvurucu insan oumllduumlrmeye teşebbuumlsten succedil duyurusunda bulunmuştur 4 Ağustos 2009

tarihinde Buumlkreş Yerel Mahkeme Savcısı soumlz konusu polis memurunun meşru savunma

kapsamında hareket ettiği tespitiyle dosyayı kapatmıştır 28 Haziran 2010 tarihinde Buumlkreş

İstinaf Mahkemesi başvurucunun itirazını kabul etmiş ve soruşturmanın yeniden accedilılmasına

karar vermiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 31 Temmuz 2014 tarihli bir kararla

soruşturmayı sonlandırmış ve şikayeti reddetmiştir Savcı soumlz konusu polis memurunun kamu

77

duumlzeninin sağlanması amacıyla bir operasyon kapsamında kendini korumak iccedilin ateşli silah

kullandığını goumlzoumlnuumlnde bulundurdu 25 Şubat 2015rsquote Buumlkreş Boumllge Mahkemesi cumhuriyet

savcısının kararına karşı başvurucu tarafından yapılan itirazı reddetti

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak polis

memuru tarafından yaralandığından şikayetccedilidir Başvurucu soruşturmada bu konuda davalı

Devletin usuli yuumlkuumlmluumlluumlklerine uymadığını iddia etmiştir Soumlzleşmenin 6 maddesine goumlre

(adil yargılanma hakkı) soruşturma suumlresinin ccedilok fazla olduğundan şikayetccedilidir

Karar

İHAS m2

Maddi Youmlnuuml

İhtilaf soumlzkonusu polis memurunun başvurucunun hayatını tehdit eden yaralanmayla

neticelenen bir ateşli silah kullanımı değildi Mahkeme bir yuumlk trenindeki hırsızlık

teşebbuumlsuumlnuumln uumlstesinden gelmeleri iccedilin ccedilağrılan polis memuru ve onun meslektaşlarının

davranışı oumlnceden kestirilmeyen bir grup bireye karşı koyduğunu kabul etmiştir Mahkeme

başvurucunun olay yerindeki mevcudiyetinin sebeplerinin irdelenmesinin gerekli olmadığını

dikkate almıştır Soumlzleşmenin 2 maddesinin bakış accedilısından ateşli silah kullanımının

değerlendirilmesi amacıyla başvurucunun hayatını tehdit eden bir yaralanmaya maruz

kaldığının belirtilmesi yeterliydi

Mahkeme daha oumlncesinde Romanyarsquodaki ateşli silah ve muumlhimmatın kullanımıyla ilgili

yasal ccedilerccedilevenin Avruparsquoda buguumlnkuuml demokratik toplumlarda gerekli olan yaşam hakkının

korunmasını sağlayacak yeterlikte olmadığını tespit ettiğini (Soare ve Diğerleri 22 Şubat 2011

ve Gheorghe Cobzaru 25 Haziran 2013) goumlzlemlemiştir Mahkeme Romanyarsquonın iccedil hukuk

huumlkuumlmlerinin somut olayda vakanın gerccedilekleştiği sırada yuumlruumlrluumlkte olduğunu ve kolluk

kuvvetinin teşkilatına ve tatbikatına ve ateşli silahların ve muumlhimmatın kullanımına dair

uygulanan kanunların mevcut yasal ccedilerccedilevesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını

belirtmiştir Bu nedenle Mahkeme ilgili tarihte yerel mevzuatın bir uyarı verilmesiihtarda

bulunulması zorunluluğu dışında polis operasyonları kapsamında ateşli silah kullanımını

duumlzenleyen herhangi bir kanun huumlkmuumlnuuml iccedilermediği ve soumlz konusu operasyonların

denetlenmesi ve planlanmasına ilişkin herhangi bir tavsiyeyi iccedilermediği sonucuna ulaşmıştır

78

Buna goumlre 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonunun planlanması hususunda

Mahkeme bir yuumlk deposundaki durumun en uumlst duumlzeydeki kıdemli polis tarafından bilindiğini

belirtmiştir Hırsızlık bazı davalarda ccedilocuklar iccedilin guumlnluumlk bir olaydan ibarettir Mahkeme

kolluk yetkililerinin sorunun uumlstesinden gelmek iccedilin gerekli adımların atılması amacıyla yeterli

zamana sahip olduklarını değerlendirmiştir Dolayısıyla Mahkeme Romen yetkililerin oumlluumlmcuumll

guumlccedil kullanımını ve olası can kaybını en aza indirgemek iccedilin onlardan beklenebilecek her şeyi

yapmadıklarını kabul etmiştir

Ayrıca başvurucu aleyhinde accedilılan davalar haricinde bu olaya başkaca bir soruşturma

accedilılmamıştır Belirli delil parccedilalarının toplanmasını ve korunmasını sağlamak iccedilin hiccedilbir tedbir

alınmamıştır Teknik ve tıbbi uzman raporları olaylardan sonra birkaccedil yıla kadar

hazırlanmamış boumlylece soruşturma makamlarının kesin bulgular elde etmesi engellenmiştir

Bu nedenle Mahkeme yetkililerin 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonu sırasında tam

olarak ne olduğunu tespit etmek iccedilin gerccedilek ccedilabalar goumlsterdiklerinin soumlylenemeyeceğini

değerlendirmiştir Yetkililerin ihmalleri goumlzoumlnuumlnde tutulduğunda Mahkeme Huumlkuumlmetin

başvurucunun yaralanmalarına meşru savunma kapsamında hareket eden soumlzkonusu polis

memuru tarafından kazarayanlışlıkla sebep olunduğu şeklindeki itirazını reddetmiştir

Bu değerlendirmeler ışığında Mahkeme emniyet teşkilatının ateşli silahların

kullanımına ilişkin ayrıntılı mevzuatın yokluğu ve polis operasyonlarının planlanmasındaki

eksiklik bağlamında polis memurunun insan yaşamını korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almadığını

tespit etmiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar

verilmiştir

Usuli Youmlnuuml

Mahkeme soruşturmanın başvurucunun şikayetine karşılık olarak accedilıldığını fakat

başlangıccediltan beri ccedilok sayıda eksiklikle karşılaştığını goumlzlemlemiştir Buumlkreş İstinaf

Mahkemesirsquonin 28 Haziran 2010 tarihli kararında bu eksikliklerin bazılarını dikkate almıştır

İlk adli tıp raporu olaylardan uumlccedil yıl ve uumlccedil ay sonra 3 Mart 2009 tarihine kadar hazırlanmamış

ve ateş edilen atışın koşulları ve oumlzellikleriyle bağlantılı youmlnleri ele alınmamıştır Delillerin ele

geccedilirilmesindeki eksiklikler delilin temel parccedilalarının kaybolmasıyla teyit edildiği gibi

soruşturmanın yeterliliğine zarar vermiştir

Soruşturmacıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ise Mahkeme soruşturmanın

başlangıccedilta soumlzkonusu memurun bağlı olduğu polis yetkililerine emanet edildiğini dikkate

79

almıştır Buna rağmen bu yetkililer tarafından hiccedilbir adım atılmamıştır Soruşturmanın

tarafsızlığı adına Başsavcı davayı Temyiz Mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına

goumlndermeye karar vermiştir Bu makam ccedilok sayıda uzman raporu almış olayların yeniden

kurgulanmasını organize etmiş ve ana karakterlerin ve tanıkların yeniden sorgularını yapmıştır

Bundan dolayı Temyiz Mahkemesirsquonin cumhuriyet başsavcılığı himayesinde gerccedilekleştirilen

soruşturmalar gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık hususunda Soumlzleşmeyle uyumluluk konusunu

guumlndeme getirmemiştir

Ancak Mahkeme 8 Kasım 2005 tarihli olaylar ile Buumlkreş Boumllge Mahkemesirsquonin 28

Şubat 2015 tarihli nihai kararı arasında 9 yıl 3 aydan fazla zaman geccediltiğini goumlzlemlemiştir

8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonuyla ilgili işlemler bağlamında soruşturma hızlı

ve etkili olarak değerlendirilemeyecektir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli

youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar verilmiştir

İHAS m61

Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli youmlnuumlnuumln ihlal edilmesinin sebeplerini goumlzoumlnuumlnde

tutarak Mahkeme Soumlzleşmenin 61 maddesine goumlre ayrı sorun ortaya ccedilıkmadığı kanaatine

varmıştır

Mahkeme Romanyarsquonın başvurucuya 2500000-Avro manevi tazminat ve yargılama

masrafları iccedilin 327000-Avro oumldemesine karar vermiştir

80

NİSAN 2020

Başvuru Adı Keaneyİrlanda

Başvuru No 7206017

Başvuru Tarihi 2 Ekim 2017

Karar Tarihi 30 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202411

Konu Başvurucunun gecikmeye accedilıkccedila katkıda bulunan davranışına

rağmen başvurucunun davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul

olmaması sebebiyle Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesinin (makul suumlrede yargılanma hakkı) ve Soumlzleşmersquonin

6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı)ihlal edildiği

Olaylar Başvurucu Vincent Keaney 1955 doğumlu bir İrlanda vatandaşıdır ve Cobhrsquoda

(İrlanda) yaşamaktadır

Bay Keaney 1996rsquoda milli piyangoyu kazanmış ve Titanik Bar ve Restoran isimli bir tema bar

olarak işletme amacıyla Cobh limanında bir bina satın almıştır Bu ticari girişim başarısız olmuş ve

başvurucu 2000-2003 yılları arasında gerccedilekleşen işlemlerden dolayı 18 davalıya karşı yargı yoluna

başvurmuştur Başvurucu hile dolandırıcılık yalan beyan ve nuumlfuzu koumltuumlye kullanma da dacirchil olmak

uumlzere ccedileşitli iddialarda bulunmuştur

Bay Keaneyrsquoin sonucunda başarısız olduğu yargılama iki yargı seviyesi sonrasında 11 yıl iki

ay sonra huumlkme bağlanmıştır

Başvurucu İstinaf Mahkemesi aşamasında Temmuz 2008rsquode yerel gereklilikler uyarınca

uygun bir şekilde temyize başvurmadan oumlnce ccedileşitli durumlarda dava dilekccedilesini değiştirmek zorunda

bırakılmıştır 5 ay sonra İstinaf Mahkemesi iddialarını kanıtlayamadığına karar vererek başvurucunun

accediltığı davaları reddetmiştir

Bay Keaney 2007 ve 2009 yılları arasında İstinaf Mahkemsie kararlarına karşı temyiz yoluna

başvurmuştur Davalıların başvurucunun gerekli belgeleri sağlayamadığı gerekccedilesiyle temyiz

başvurularının reddi talepleri 2014rsquote goumlruumllmuumlştuumlr ve başvurucudan sırasıyla Nisan 2015 ve Mart

2016rsquota beyanlarını sunması istenmiştir Temyiz Mahkemesi sonunda Temmuz 2015 ve Nisan 2017

yıllarında kararlarını accedilıklamış ve İstinaf Mahkemesinin kararlarını bozmaya yer olmadığını karar

vermiştir

81

İstinaf Mahkemesince iddialarının ccediloğu ldquokazanma şansı olmadığı bilinerek ve sırf karşı tarafa

zarar vermek amacıyla accedilılmışrdquo olarak goumlruumllduuml ve Temyiz Mahkemesi de yazılı beyanlarındaki

temellendirilmemiş iddiaların eklenmesinin ldquotamamen suumlrecin koumltuumlye kullanılmasırdquo olduğunu

belirtmiştir

İhlal İddiaları Bay Keaney Madde 6sect1rsquoe (makul suumlrede adil yargılanma hakkı) istinaden

davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

ve davasındaki gecikmelerin İrlanda hukuk sisteminin oumlrguumltlenmesinden kaynaklandığını belirtmiştir

Ayrıca İrlanda hukukunda Madde 13 (etkili ccediloumlzuumlm hakkı) kapsamında ne aşırı uzun

yargılamalar iccedilin etkili bir ccediloumlzuumlm bulunduğunu ne de bu tuumlr gecikmeleri gidermek iccedilin bir mekanizma

olduğu iddia etmiştir

Karar

Madde 6sect1 (makul suumlrede yargılanma hakkı)

Mahkeme başvurucunun davasını gerektiği gibi savunmaksızın birden fazla sanık aleyhine

dava accedilmasını iccedileren davranışları goumlz oumlnuumlne alındığında İstinaf Mahkeme yargılamalarının makul bir

suumlre iccedilinde ccediloumlzuumllduumlğuumlnuuml tespit etmiştir

Bu nedenle İstinaf Mahkemesinin 2006 ve 2007deki ilk ccedilalışmalarının ccediloğu birccedilok iddiadan

hangisinin reddedilmesi gerektiğine karar vermeye ayrılmıştır Vekili bulunmasına rağmen

başvurucunun davasını gerektiği gibi savunup ilerletememiş olması bu seviyedeki yargılamanın

gecikmesine kesin bir şekilde ve ilaveten katkıda bulunmuştur Nitekim iccedil hukuktaki usullere uygun

olarak davasını savunduktan sonra İstinaf Mahkemesi yargılamayı beş ay iccedilinde sonuccedillanmıştır

Temyiz Mahkemesi seviyesinde başvurucunun temyiz başvurusunu savunma tarzına ilişkin

sorunlar devam etmiştir Başvurucu gerekli temyiz belgelerini sunmamış ve yasal sunumlarını

zamanında yapmamıştır

Ancak başvurucunun bu davranışının tek başına temyiz yargılamasının tuumlm uzunluğunu haklı

goumlstermesi muumlmkuumln değildir Bu yargılamanın bazı aşamaları makul olmayan bir şekilde uzamıştır ve

başvurucunun Temyiz Mahkemesi oumlnuumlndeki başvurularını kovuşturmadaki eylemsizliği goumlruumlnuumlşe

goumlre sanıkların bu temyiz başvurularını reddettirmek iccedilin harekete geccedilmesine kadar herhangi bir

yansıma olmaksızın devam etmiştir

Başvurucunun Temyiz Mahkemesine başvurması ile ikinci temyiz başvurusunun reddedilmesi

arasında sekiz yıl geccedilmiştir Temyizlerin beş ila yedi yıl arasında uykuda kalmasına izin verilmesi

konusunda yeterli accedilıklama yapılmamıştır

82

Sonuccedil olarak Mahkeme hem İstinaf hem de Temyiz Mahkemelerinde gecikmeye accedilıkccedila

katkıda bulunan başvurucunun davranışına rağmen yargılama suumlresinin aşırı uzun olduğunu belirterek

6sect1 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 13 (etkili başvuru hakkı)

Mahkeme 2010 tarihli McFarlane v İrlanda (no 3133306) Buumlyuumlk Daire kararında Huumlkuumlmet

tarafından oumlnerilen yerel ccediloumlzuumlmlerden hiccedilbirisinin oumlzellikle de zamanında yargılanmaya dair anayasal

hakkın ihlali iccedilin tazminat davasının etkili olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini belirterek ceza yargılamasında

makul olmayan gecikme sebebiyle Madde 6sect1rsquoin ve Madde 6 ile bağlantılı olarak Madde 13rsquouumln ihlal

edildiğine huumlkmedildiğini vurgulamıştır

Mevcut dosyada Huumlkuumlmet tarafında oumlnerilen temel ccediloumlzuumlm zamanında yargılanmaya dair

anayasal hakkının ihlali iccedilin tazminat davasındaki ile aynı kalmaya devam etmiştir

Huumlkuumlmet McFarlanersquoden sonra huumlkme bağlanan bir yerel kararın Nash v DPP [2017] 3 IR

320 hangi koşullar altında ceza yargılamalarında gecikme durumunda anayasal tazminata

huumlkmedileceği konusunda Temyiz Mahkemesi tarafından yapılan oumlnemli bir accedilıklama teşkil ettiğini

beyan etmiştir Bu karar oumlzellikle zamanında yargılanmaya dair anayasal hakkın İrlanda Hukukursquonda

yerleşmiş olduğunu teyit etmiş ve uygun durumlarda İrlanda Mahkemelerirsquonin tazminata

huumlkmedileceğini belirtmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin cevabı aşağıdaki sıkıntıları iccedilerdiğini belirlemiştir

İlk olarak Nash kararında Temyiz Mahkemesi Devlet tarafında kusurlu gecikme olmadığına

dair verdiği karara ilişkin temel aldığı koşullara dair parametreleri tanımlamaktan sakınmıştır

Mahkeme bir Anglosakson hukuku mahkemesinin gerekli parametreleri uygun somut bir dava

bağlamında değil soyut olarak geliştirme konusundaki suskunluğunun anlaşılabilir olduğunu

belirtmiştir Mahkeme ayrıca hukuk yollarının anayasal bir sistemde ve daha da oumlnemlisi İrlanda gibi

yazılı bir Anayasaya sahip bir Anglosakson hukuku sisteminin oumlzel durumunda gelişmesine izin

vermenin oumlnemini kabul etmiştir

Bununla birlikte makul olmayan gecikmeler iccedilin etkili bir hukuk yolunun varlığına ilişkin

sorunlar 2003 yılından bu yana işaretlenmiş ve o zamandan beri hukuk ve ceza yargılamalarını iccedileren

davalarda yinelenmiştir

İkinci endişe ise haksızlığı telafi iccedilin kullanılan ccediloumlzuumlmuumln hızına ilişkindir Olağan hukuk

davaları temyizleri dacirchil olmak uumlzere Temyiz Mahkemesinde uzun bekleme suumlreleri mevcuttur

Mahkeme Hizmetleri Yıllık Raporursquonda 2018 yılında olağan hukuk davalarına ilişkin başvuruların

İstinaf Mahkemesinde bekleme suumlresinin 20 ay olduğu belirtilmiştir Aynı rapor Temyiz Mahkemesine

83

ilişkin olarak mahkemeye temyize başvurma izni vermeye dair bildirim ile izne dair kararın ccedilıkması

arasında altı hafta bekleme suumlresi olduğu belirtilmiştir dolayısıyla her ne kadar Temyiz Mahkemesinin

en son raporu dramatik bir duumlşuumlşe işaret etse de izin tarihinden kararın verilmesine kadar geccedilen

bekleme suumlresi 68 hafta suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Nash davasında makul olmayan gecikme talebiyle ilgili

tazminat davalarının altı buccediluk yıldan fazla suumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir

Mahkeme ayrıca bilgisi dahilinde olduğu oumllccediluumlde yasama oumlncesi aşamada kalan ve

ilerletilmeden oumlnce Huumlkuumlmet duumlzeyinde ilave değerlendirme gerektiren tazminat ccediloumlzuumlmuuml sağlamayı

amaccedillayan taslak Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Genel Şema (Mahkeme Yargılamalarında Gecikme

Halinde Tazminat) 2018 tasarısına da dikkat ccedilekmiştir

Nihayet bir başka ccediloumlzuumlm 2003 tarihli Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Kanunu kapsamındaki

bir tazminat başvurusu ancak tazminat iccedilin başka bir dava imkanı mevcut olmadığında muumlmkuumlnduuml

Nash kararında Temyiz Mahkemersquonin sunduğu accedilıklamaya rağmen dosyanın hızlı işlem goumlrmesi

hakkına saygı duyulmamasının uygulamada ccediloumlzuumlme kavuşturulması hala hem potansiyel

başvurucuların hem de Devletrsquoin oumlnemli oumllccediluumlde ccedilaba zaman ve hatta masrafını gerektirmektedir

Huumlkuumlmet ayrıca AİHS Kanunu kapsamında tazminat davasının tali olasılığına ve makul olmayan

gecikme halinde boumlyle bir ccediloumlzuumlmuumln muumlmkuumln olup olmadığına dair soruya dair de bir bilgi

sağlamamıştır

Dolayısıyla Mahkeme bu koşullarda Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13

maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun dosyasını suumlrduumlrmedeki tavrının neredeyse

suumlrecin koumltuumlye kullanılması olduğunu belirttiğine dikkat ccedilekmiştir Huzurdaki dosyada Mahkemersquonin

Madde 6 ve Madde 13rsquouumln birlikte ihlaline karar verirken niyeti başvuruculara sadece Avrupa

Soumlzleşmesirsquonin ihlalini elde etmeyi amaccedillayarak yerel duumlzeyde koumltuumlye kullanır bir şekilde dava accedilma

youmlnuumlnde ters bir teşvik vermek değildir

Dolayısıyla Mahkeme Soumlzleşmersquonin amaccedilları bakımında Soumlzleşme Madde 6sect1 ile Madde

13rsquouumln ihlaline karar vermenin başlı başına adil tazmin olduğuna karar vermiştir

84

Başvuru Adı Dragan PetrovićSırbistan

Başvuru No 7522910

Başvuru Tarihi 6 Aralık 2010

Karar Tarihi 14 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202345

Konu Polisin cinayet soruşturması sırasında başvurucunun evinde

DNA oumlrneği almak iccedilin arama yapmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel hayata saygı hakkı) ihlali

olmaması (oybirliği) ve başvurucudan DNA iccedilin tuumlkuumlruumlk alınmasının Soumlzleşme madde 8 ihlali

olması (oyccedilokluğu)

Olaylar Başvurucu Dragan Petrović Suboticarsquoda (Sırbistan) yaşayan

1985 doğumlu bir Sırbistan vatandaşıdır

Temmuz 2008rsquode polis başvurucunun yaşlı bir adamın şiddetli darbe sonucu oumllmesine

karışmış olabileceğine ilişkin bilgi almıştır Bu bilgiye dayanarak soruşturma hakimi ayrı iki

kararla başvurucunun dairesinin aranmasına ve DNA incelemesi iccedilin başvurucudan tuumlkuumlruumlk

oumlrneği alınmasına karar vermiştir

Arama cinayetin ardından alınan nesnelere odaklanmıştır oumlzellikle de succedil ile bağlantılı

olabilecek ldquosiyah deri ceketrdquo ve ldquoayakkabılar ile diğer eşyalarrdquo Polis dairede iki tabanca

bulmuştur başvurucu tabancalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir

DNA tuumlkuumlruumlk testi cinayet mahallinde bulunan DNA ile karşılaştırma yapılması iccedilin

gerekli goumlruumllmuumlş ve hakim polise tıp uzmanları ile gerektiği takdirde zor kullanarak

başvurucudan oumlrnek veya kan oumlrneği alınması iccedilin izin vermiştir Avukatı hazırken başvurucu

goumlrevlilere tuumlkuumlruumlk oumlrneği vermeyi kabul etmiştir Bununla birlikte kararın nasıl

gerccedilekleştirildiğine dair polis tarafından tutulan resmi bir kaydın olmadığı anlaşılmaktadır

Ağustos 2008rsquode polis başvurucuya yasa dışı ateşli silah bulundurmak succedilunun isnat

edileceğini soruşturma hakimine bildirmiştir Yetkililer başvurucunun DNA oumlrneği ve cinayet

mahallinde bulunan biyolojik izler arasında bir eşleşme bulamamıştır

85

Ağustos 2008rsquode başvurucu Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve Soumlzleşme madde 8

ve Anayasa madde 25 ve 40 kapsamında konuta ve oumlzel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini

ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Ekim 2010rsquoda başvuruyu esastan reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yapılan aramanın ve DNA oumlrneği alımının

Soumlzleşme madde 8 kapsamında korunan haklarını (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı)

ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme oumlncelikle başvurucunun altı aylık suumlreden sonra başvuru yaptığına ve iccedil

hukuk yollarını tuumlketmediğine ilişkin Huumlkuumlmet itirazlarını başvurucunun başvurduğu Anayasa

Mahkemesinin etkili bir iccedil hukuk yolu olduğunu goumlz oumlnuumlnde bulundurarak reddetmiştir

Davayı esastan incelerken Mahkeme ilk olarak başvurucunun evinde yapılan aramayı

inceleme konusu yapmıştır Mahkemenin kararına goumlre konuta saygı hakkına muumldahale

oluşturan bu arama kanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve meşru bir amaca hizmet etmektedir

Dolayısıyla asıl sorun bunun orantılı olup olmadığı ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup

olmadığıdır

Mahkeme izin verilen aramanın cinayet soruşturması bağlamında olduğunu ve polisin

araştırdığı şeylerin belirli olduğunu (siyah deri ceket ayakkabılar ve cinayetle ilişkili diğer

nesneler) kaydetmiştir Bu sebeple Mahkeme arama emrinin belirsiz olduğunu ileri suumlren

başvurucu iddiasına katılmamaktadır

Mahkeme ayrıca arama esnasında başvurucunun avukatının ve ev sahibinin hazır

bulunması sebebiyle herhangi bir koumltuumlye kullanma durumuna elverişli ve etkili bir şekilde karşı

koyabileceğini kaydetmiştir Dahası avukat elkoyma tutanağı ve arama-elkoyma işleminin

resmi kaydını imzalamış izin sebebi dışında arama işlemine şerh duumlşmemiştir

Bu sebeple Mahkeme soumlz konusu muumldahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna

ve polisin dairede yaptığı aramanın Madde 8 ihlali olmadığına huumlkmetmiştir

DNA oumlrneği alınması meselesini ele alırken Mahkeme bu hareketin başvurucunun oumlzel

hayata saygı hakkına muumldahale anlamına geldiğini tespit etmiştir İşleme verdiği onay aksi

86

takdirde tuumlkuumlruumlk veya kan oumlrneğinin zorla alınması tehdidi altında gerccedilekleştiği iccedilin eyleme

geccedilerlilik kazandırmaz

Mahkeme DNA oumlrneği kararının herhangi bir huumlkuumlmde geccedilmediğini ilgili Ceza

Muhakemesi Kanunu maddesinin mahkemeye yalnızca kan oumlrneği alımı ya da ceza

soruşturmasında ldquooumlnemlirdquo olguları tespit etmek iccedilin tıbben gerekli goumlruumllmesi halinde ldquodiğer

tıbbi işlemlerrdquo iccedilin karar yetkisi oumlngoumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir Bunlara ek olarak dava dosyasına

goumlre işlemlerle ilgili resmi kayıt tutmamışlar Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili huumlkmuumlne

riayet etmemişlerdir

Mahkeme ayrıca ilgili huumlkmuumln DNA oumlrneği alma konusunda 2011rsquode değiştirilen

Ceza Muhakemeleri Kanunda sonradan yer alan ccedileşitli yeni guumlvencelerden yoksun olduğunu

kaydetmiştir Bu yeni guumlvenceler ağız ccedilubuğuyla oumlrnek alınmasına işlemin uzman eşliğinde

gerccedilekleşmesine ve rıza olmaksızın ağzından oumlrnek alınabilecek insanların sınırlandırılmasına

oumlzel atıf iccedilermektedir

Mahkeme boumlylelikle davalı Devletin 2011 tarihli kanunda daha ayrıntılı huumlkuumlmler

koyarak bu alanda daha sıkı duumlzenleme yapılmasına ihtiyaccedil duyduğunu zımnen kabullendiğine

karar vermiştir

Mahkeme DNA oumlrneği alınarak başvurucunun oumlzel hayatına muumldahale edilmesinin

kanuni olmadığına ve madde 8 ihlali olduğuna huumlkmetmiştir

Madde 6

Başvurucu aynı zamanda Soumlzleşme madde 63(a)ya aykırı olarak belirli bir succedilun

şuumlphelisi olduğuna dair yetkililerin kendisini derhal ve ayrıntılı olarak bilgilendirmemesinin

haberdar edilme hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir

Mahkeme başvurucunun bu iddialarının madde 8 kapsamındaki iddialarına ek

olmaktan ziyade ayrı bir şikayet noktası olduğunu ve bu iddiaların iccedil hukukta ileri

suumlruumllmediğini tespit etmiştir Bu sebeple başvurunun bu kısmı iccedil hukuk yollarının

tuumlketilmemesi sebebiyle reddedilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41) Mahkeme altıya karşı bir oyla Sırbistanrsquoın başvurucursquoya

1500 euro manevi tazminat ve yargılama giderleri iccedilin 1200 euro oumldemesine huumlkmetmiştir

87

Başvuru Adı Shmelev ve diğerleriRusya

Başvuru No 4174117 ve diğer 16 dava

Başvuru Tarihi 2017 ve 2018rsquode ccedileşitli tarihler

Karar Tarihi 09 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202347

Konu Mahkemersquonin Rusya aleyhine verdiği uygunsuz tutulma

koşullarına youmlnelik kararlara karşı 2019rsquoun sonunda yuumlruumlrluumlğe giren yeni yasanın tutuklulara

tutukluluk koşullarının elverişsizliğinin tazminat hakkı vermesi 17 başvurunun altısının

tutukluluklar sona erdiği iccedilin kabul edilemez bulunması yeni tazminat hukuk yolunun oumlzellikle

tutukluluk veya yerel kuralların ihlali sebebiyle olan mahpusluğun bazı hallerindeki gibi diğer

hukuk yolları aranmadığı takdirde etkili olması

Olaylar Başvurucular Rusya vatandaşıdır ve Rusyarsquoda ccedileşitli

merkezlerde ceza yargılamalarındaki mahkumiyetlerinden oumlnce ya da sonra tutulmaktadırlar

veya tutulmuşlardır

Başvuruculardan yedisi tutukevlerinde tutuklu olarak tutulmakta veya tutulmuştur

Kalan on başvurucu ise ıslah edici kolonilerde huumlkuumlmluuml olarak tutulmuş veya tutulmaktadır

Başvurucuların tamamı oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı elverişsiz olan tutulma

koşullarından şikayet etmiştir Bazı başvurucuların tutuklulukları dosya AİHM oumlnuumlnde taraf

goumlruumlşleri alınma aşamasındayken sona ermiştir diğerlerinin ise devam etmiştir

Mart 2020 itibariyle Rusya aleyhine tutulma koşulları ile ilgili 1450 benzer başvuru

mahpusluk koşulları ile ilgili 3600 başvuru incelenmeyi beklemektedir

Aralık 2019rsquoda Federal Kanun no494-FZ (Tazminat Kanunu) kabul edilmiş ve 27

Ocak 2020rsquode yuumlruumlrluumlğe girmiştir Buna goumlre herhangi bir tutuklu ulusal veya uluslararası

standartların tutulma suumlresinde ihlal edilmesi halinde mahkemede maddi tazminat talebinde

bulunabilecektir

88

Tazminat Kanunu AİHMrsquoin sırasıyla tutukevlerindeki ve cezaevlerindeki yetersiz

koşullara değinen 2012 tarihli Ananyev ve DiğerleriRusya (BN 4252507 ve 6080008) ile

2013 tarihli Sergey BabushkinRusya (BN 599308) kararları sonucu kabul edilmiştir

Rusya Huumlkuumlmeti yeni kanun ve uygunsuz tutulma koşullarını hafifletme amacını

taşıyan diğer ulusal gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmede bulunmuştur Tazminat Kanunun

tutulma koşulları ile ilgili şikayetler accedilısından yeni bir kanun yolu olarak ele alınmasını

Mahkemeden istemiştir Başvurucular bu goumlruumlşe katılmamış veya yorumsuz kalmıştır

İhlal İddiaları Başvurucular madde 3rsquoe (insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) dayanarak oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı tutulma koşullarının elverişsiz

olmasını şikayet etmiştir Bazı başvurucular madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak

tutulma koşullarıyla ilgili etkili başvuru olmamasını şikayet etmiştir

Karar

Madde 3 ve 13 (uygunsuz tutulma koşulları)

Oumlncelikle Mahkeme elverişsiz tutulma koşullarına youmlnelik kanun yollarıyla ilgili

olarak bazı uumlye Devletlerce yapılan yenilikleri hatırlatmıştır Muumlmkuumln olan 2 yolu

vurgulamıştır Bunlar mevcut tutukluluğun şartlarını geliştirme (oumlnleyici) ve sebep olunan

herhangi bir zarar iccedilin tazminattır (telafi edici) Mahkeme oumlnleyici ve telafi edici yolların

birbirleriyle ilişkili olduklarını ve etkili olmaları iccedilin birlikte ele alınmalarının gerekliliğini

vurgulamıştır

Bununla beraber iki yol da ayrı ayrı incelenmelidir Boumlylelikle Mahkeme oumlnleyici

yolun etkililiğinin hala değerlendirilmesi gerektiğine karar verirken Tazminat Kanununa ilişkin

vardığı sonucun kapsamını yalnızca geccedilmiş tutulmalar ile sınırlamıştır

Mahkeme Tazminat Kanununun prensipte geccedilmişteki tutukluluk ve bazı mahpusluk

hallerinin -ki sonuncusu iddia edilene goumlre yerel huumlkuumlmleri ihlal etmektedir- geliştirilmesiyle

ilgili davalarda elverişli ve etkili bir tazmin yolu olduğunu tespit etmiştir

Bu yol ccedilelişmeli yargılamaya uygun ve gerekli usuli guumlvencelere sahiptir ilgili kişilerin

erişimine doğrudan accedilıktır ve onlara makul derecede başarı umudu sunmaktadır Dahası bu

tarz iddiaların makul suumlre iccedilinde işleme alınmayacağına huumlkmedilen tazminatın Soumlzleşme

89

standartlarına uygun olmayacağına ya da derhal oumldenmeyeceğine inanmamak iccedilin bir sebep

yoktur

Ayrıca Tazminat Kanununa Yuumlksek Mahkemenin accedilıklayıcı ve youmlnlendirici rehberliği

eşlik etmiştir Ayrıca bu Kanun elverişsiz tutulma koşullarını hafifletmeyi amaccedillayan

uygulamalar ve ulusal mevzuata [2015rsquote yuumlruumlrluumlğe giren İdare Usul Kanunu ve Ceza

Kanunundaki birccedilok mahkumiyette tutukluluk suumlresinin mahpusluk suumlresinden duumlşuumllmesi

gibi değişiklikler] dayanmaktadır

Mahkeme yeni tazminat yolunun Rusya mevzuatının tutulan kişi iccedilin koyduğu kişisel

alan standardının Soumlzleşme madde 3 kapsamındaki insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye dair

minimum ağırlık eşiğine uygun olduğu durumlarda (733413 başvuru numaralı

MuršićHırvatistan Buumlyuumlk Daire kararında her tutuklu iccedilin 3 metrekarelik kişisel alan

oumlnerilmiştir) veya tutulmanın ulusal standartların altına duumlştuumlğuuml durumda geccedilmiş tutulmalar

iccedilin kullanılabilecek etkin bir yol olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir

Mahkeme altı başvurucu iccedilin bu durumu tespit etmiştir Mahpusluk veya tutukluluk

doumlnemindeki elverişsiz koşullar sonucu haklarının ihlal edildiğine youmlnelik iyi temellendirilmiş

şikayetlerde bulunan bu başvurucular Mahkemeye başvurmadan oumlnce tazminat almak iccedilin

Tazminat Kanununu kullanabilirlerdi Bu yeni ulusal kanun yolunu tuumlketmemeleri sebebiyle

madde 3 ve 13 kapsamında yaptıkları başvuru kabul edilemez bulunmuştur

Tazminat Kanunundaki geccediliş huumlkuumlmleri uyarınca Kanun yuumlruumlrluumlğe girdiğinde

şikayetleri Mahkeme oumlnuumlnde bekleyen veya kanun yolu tuumlketilmediği sebebiyle kabul

edilemez olanlar 180 guumln iccedilinde mevzubahis yoldan yararlanabilir Bunu goumlz oumlnuumlnde

bulunduran Mahkeme bu yaklaşımı tuumlm benzer başvurulara (oumlrneğin ulusal standartların

tutulma sırasında ihlal edildiği ileri suumlruumllen başvurular) yayma kararı vermiştir

Bununla birlikte ulusal mevzuatın Soumlzleşme gerekliliklerine accedilıkccedila uygunsuz olduğu

goumlruumllen bir standart -mahpus başına 225 metrekarelik kişisel alan- belirlediği durumlarda yeni

tazminat yolunun etkililiği geccedilmiş tutulmalarda bile kesin değildir Başvurulardan uumlccediluumlnde

durum budur

Mahkeme bu sebeple başvuruları sonraya bırakmaya karar vermiş ve taraflardan

geccedilmiş tutulmalar iccedilin tazminat yollarının etkililiğini accedilıkladıkları yazılı goumlruumlşlerini

bildirmelerini istemiştir

90

Mahkeme tutulma suumlrelerinin devam ettiğini goumlz oumlnuumlnde bulundurarak diğer sekiz

başvuruyu da aynı şekilde ertelemeye karar vermiştir Ccediluumlnkuuml mevcut oumlnleyici hukuk yollarının

etkililiğini tespit iccedilin elinde yeterli materyal yoktur Şuumlphesiz İdare Usul Kanunu tarafından

sağlanan yargı yollarının etkililiği oumlzellikle ceza kurumlarındaki aşırı kalabalığın yaygınlığı

bakımından değerlendirilmeyi beklemektedir Bunun iccedilin de taraflardan yazılı goumlruumlş

istenmiştir

Ulusal kanun yollarının etkililiğinin daha ileri değerlendirmesi yapılana kadar aynı

konu ile ilgili yapılan tuumlm başvuruların incelemesi beklemeye alınacaktır Mahkeme dostane

ccediloumlzuumlm oumlnerilerini veya tek taraflı beyanları işleme alarak ya da başka bir şekilde tarafların

halihazırda bilgilendirildiği (ldquotebliğ edilmişrdquo) davaları inceleyebilir

91

Başvuru Adı CastellaniFransa

Başvuru No 4320716

Başvuru Tarihi 26082009

Karar Tarihi 30 Nisan 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

19688722]

Konu

Başvurucunun evinde eşi ve kızıyla beraberken oumlzel silahlı polis birimi tarafından

tutuklanması esnasında maruz kaldığı şiddete ilişkin olarak polis operasyonun nihai amaccedil olan

şuumlphelinin yakalanması iccedilin gerekli olan şekilde gerccedilekleştirilmediği ve başvurucunun

yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların oumllccediluumlsuumlz olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin

ihlal edilmesi

Olaylar

Başvurucu Joseph Castellani 1956 doğumlu ve Conteste (Fransa) yaşayan bir Fransız

vatandaşıdır

Mayıs 2002de kimliği bilinmeyen kişilere karşı tanıkların korkutulması ve oumlluumlm

tehditleri nedeniyle polise youmlnelik şiddet olaylarına ilişkin EHnin uumlccedil aile uumlyesinin mahkum

edildiği bir davada ifade veren avukatın şikayeti uumlzerine adli tahkikat başlatılmıştır

Soruşturmadaki başlıca şuumlpheliler başvurucunun arkadaşı ve komşusu olan EH

ailesinin uumlyeleridir

18 Haziran 2002de Nice şehrinin polis ekibi EHnin aile uumlyelerini yakalamak iccedilin

GIPNden (ulusal polisin oumlzel silahlı muumldahale birimi) destek talep etmiş ve bu talep kabul

edilmiştir Polis şefi Rnin talebi uumlzerine GIPN biriminin başkanı aynı davaya dahil olan Bay

Castellaniyi yakalamak iccedilin muumldahale etmeyi kabul etmiştir Polis operasyonunun

gerccedilekleştiği koşullar taraflarca ihtilaflıdır 13 Kasım 2002 tarihinde soruşturmanın hakimi

tarafından Bay Castellanirsquonin yakalanmasına neden olan tanıkları korkutma ve oumlluumlm tehdidi

succedillamalarını duumlşuumlren kararla soruşturmaya son verilmiştir

92

13 Ocak 2009 tarihinde Ceza Mahkemesi Bay Castellaniyi ruhsatsız bir silaha sahip

olmaktan succedillu bulmuş ve kendisine para cezası vererek cezayı ertelemiştir Mahkeme evinde

saldırıya uğradığını duumlşuumlnmesinin makul olduğu gerekccedilesiyle meşru muumldafaa amacıyla hareket

ettiğini kabul ederek kamu goumlrevlisine youmlnelik kasten saldırı succedilundan beraatine karar

vermiştir

18 Kasım 2002 tarihinde Bay Castellani polis memurlarının kasti şiddet ve barbarca

fiil tehdidi altındaki bir kişiye yardım etmedikleri iddiasıyla ceza davasına muumldahil olarak

katılma başvurusunu iccedileren bir şikayette bulunmuştur 2 Temmuz 2004 tarihinde soruşturma

hakimi Nice Ceza Mahkemesi oumlnuumlnde yargılanacak polis memurlarına karşı tehlikedeki bir

kişiye yardım etmeme succedillamasını suumlrduumlrerek bazı succedillamaları duumlşuumlrmeye karar vermiştir

Başvurucunun itirazını takiben İstinaf Mahkemesi soruşturmanın kısmen sonlandırılması

kararını iptal etmiş ve soruşturmanın asıl succedillamalara dayanılarak devam ettirilmesine karar

vermiştir

27 Ocak 2006 tarihinde kamu goumlrevlilerinin kasıtlı şiddet uyguladıkları succedillamalarını

reddeden soruşturmanın kısmen sonlandırılması kararı verilmiştir Başvurucu temyize

gitmiştir 15 Haziran 2006 tarihli bir kararla İstinaf Mahkemesi barbarca fiil succedillamasının sona

erdirilmesini onamıştır 25 Ekim 2007 tarihli bir kararda aynı zamanda kamu goumlrevlileri

tarafından kasten şiddet uygulanması succedillamasının sona erdirilmesi onanmıştır

26 Haziran 2009 tarihinde Bay Castellani kendisine verilen zararın tazmini iccedilin

Devlete dava accedilmıştır Mahkeme 5 Nisan 2011 tarihli bir kararla Devletin başvurucuyu

yakalaması iccedilin GIPNyi goumlndermesine istinaden sorumluluğunu iccedileren ciddi bir ihmal eylemi

gerccedilekleştirdiğine karar vermiştir Devletin başvurucuya tazminat olarak 59000 Euro (EUR)

ve masraf olarak 3500 Euro(EUR) oumldemesine karar verilmiştir 12 Nisan 2012 tarihinde Aix-

en-Provence İstinaf Mahkemesi Bay Castellanirsquonin davasının kabul edilebilirliğini onamış

ancak kararın geri kalanını bozmuş ve başvurucunun iddialarını reddetmiştir Bay

Castellaninin masraflara ek olarak Hukuk Usuluuml Kanununun 700 maddesi uyarınca 1700

Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir

Temyiz Mahkemesi kararı bozarak davayı Montpellier İstinaf Mahkemesirsquone geri

goumlnderdi 27 Ocak 2015 tarihindeki bir kararla Montpellier İstinaf Mahkemesi GIPNrsquonin

muumldahalesinin Devletrsquoin sorumluluğunu yol accedilan bir durum olduğunun kanıtlanamadığına

karar vermiştir Mahkeme bu muumldahalenin yalnızca başvurucunun kendisini savunmak iccedilin

93

işlediği eylemler accedilısından değil aynı zamanda yakalama işlemine direnme konusundaki ısrarı

accedilısından da isabetsiz veya orantısız olmadığına karar vermiştir Ancak İstinaf Mahkemesi

başvurucuya polis goumlzetimindeyken tıbbi bakım sağlanmaması nedeniyle Devletrsquoin ciddi

ihmali bulunduğuna karar vermiştir Devletrsquoin başvurucuya tıbbi bakım eksikliğinden dolayı

tazminat olarak 5000 EUR ve Medeni Usul Kanununun 700 maddesi uyarınca 2000 EUR

oumldemesine karar verilmiştir

Temyiz Mahkemesi 10 Şubat 2016 tarihinde başvurucunun temyiz başvurusunu

hukuki accedilıdan reddetmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesinin 3 maddesine (insanlık dışı veya

aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak polis tarafından tutuklanmasıyla birlikte GIPNnin

muumldahalesinin ve guumlccedil kullanımının ne gerekli ne de orantılı olduğunu ekleyerek şiddet

eylemlerinden şikayetccedili olmuştur

Karar

3 Madde

Mahkeme dosyadaki tuumlm sağlık raporlarının başvurucunun ciddi şekilde yaralandığını

kaydettiğini belirtmiştir Başvurucu fiziksel acıya ek olarak ruhsal zorluklara da katlanmak

zorunda kalmıştır

Bay Castellani ccedilok sayıda teccedilhizatlı ve silahlı memur tarafından ailesinin goumlzleri

oumlnuumlnde kapı ve oumln kapı zorla accedilıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde evinde goumlzaltına

alındığından oumltuumlruuml ailesinin karşısında kuumlccediluumlk duumlşme ve aşağılanma hissi ile guumlccedilluuml korku ve

endişe yaşamıştır

Mahkeme operasyonun planlanmasına ilişkin ilke olarak ceza soruşturmasında

sorgulanacak bir bireyin tutuklanması iccedilin belirli bir birimin seccedililmesine ilişkin huumlkuumlm

vermenin kendi goumlrevi olmadığını belirtmiştir Bununla birlikte genellikle aşırı şiddet

durumlarında veya oumlzellikle hızlıkesin tepki gerektiren tehlikeli durumlarda devreye giren oumlzel

birimlerin muumldahalesinin otoritenin koumltuumlye kullanılması ve insan onurunun ihlali gibi belirli

riskler doğurabileceği youmlnuumlndeki yaklaşımını tekrar vurgulamıştır Bu nedenle bu tuumlr

94

birimlerin muumldahalesinin guumlvencelerle ccedilevrelenmesi gerekmektedir (Bkz Kučera Slovakya

no 4866699 sect 122 17 Temmuz 2007)

GIPNnin yardımıyla polis muumldahalesinin amacı başlangıccedilta EH ailesini yakalamaktır

Komutan soruşturma yargıcından GIPNnin muumldahalesini istemiştir bu muumldahale daha sonra

Kamu Guumlvenliği Muumlduumlruuml tarafından başvurucuyu değil bir polis memurunun şiddet ve

kaccedilırılma succedilundan mahkum edilmiş olan EH ailesinin uumlyelerini yakalamak iccedilin kabul

etmiştir Polis şefi R ancak bu ailenin bazı uumlyeleri tutuklandıktan sonra GIPNnin varlığının

sağladığı fırsattan yararlanarak soruşturma yargıcına bilgi vermeden veya Kamu Guumlvenliği

Muumlduumlruuml ile mutabakat sağlamadan aynı davaya karıştığından şuumlphelenilen başvurucunun

yakalanması iccedilin yardım talebinde bulunmuştur Mahkeme bu nedenle operasyona normalde

bu tuumlr bir oumlzel birimin muumldahalesini ccedilevreleyen mevcut iccedil guumlvencelerin eşlik etmediğini

kaydetmiştir

Başvurucunun karakteri ile ilgili olarak yerel mahkemeler GIPNnin muumldahalesini

haklı kılmak iccedilin kullanılan başvurucunun tehlikeli olduğu iddiasının yalnızca muumldahaleyi

talep eden polis memurlarının ifadelerinden kaynaklandığını ve bu iddianın herhangi bir kanıtla

desteklemediği kanaatindedir

Dahası bazı yerel mahkemeler somut olayın koşulları ccedilerccedilevesinde GIPNnin

muumldahalesinin orantılılığını sorgulamışlardır Ceza Mahkemesi 13 Ocak 2009 tarihinde GIPN

gibi oumlzel bir birimin tehditlere youmlnelik bir oumln soruşturmaya muumldahalesinin alışılmadık olduğuna

ve başvurucunun uygunsuz bir şekilde goumlzaltına alınmasının ardından hiccedilbir zaman adli

soruşturmaya tabi tutulmadığını ve hatta polis muumldahalesine yol accedilan kararı veren hakim

tarafından sorgulanmadığını belirtmiştir

Mahkeme ayrıca İstinaf Mahkemesirsquonin bu tercihin Bay Castellanirsquonin arz ettiği

tehlike karşısında orantısız olabileceği goumlruumlşuumlnuuml benimsediğini goumlzlemlemiştir

Mahkeme son olarak başvurucunun goumlzaltına alındığı sırada yalnız olup olmayacağına

dair bir sonuca ulaşmak iccedilin herhangi bir oumln araştırma yapıldığını goumlsteren bir bulgunun

dosyada yer almadığını belirtmiştir Mahkeme bu tuumlr bir polis operasyonunun planlanmasında

ve yuumlruumltuumllmesinde şuumlphelinin aile uumlyelerinin yakalama yerinde bulunmasının dikkate alınması

gerektiğine karar vermiştir Mevcut davada bu tuumlr bir değerlendirme eksiktir ve polis

başvurucunun aile evindeki operasyonu buna goumlre planlamamıştır

95

Mahkeme davanın tuumlm oumlzel koşullarını dikkate alarak başvurucunun evindeki polis

operasyonunun kesinlikle gerekli olmasını sağlayacak şekilde planlanmadığı veya

gerccedilekleştirilmediğine başka bir deyişle bir succedil işlediğinden şuumlphelenilen bir kişinin

yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların nihai amacına ulaşmak iccedilin kesinlikle gerekli olmadığına

karar vermiştir

Mahkemersquoye goumlre polis memurları tarafından guumlccedil kullanımına ilişkin ilk olarak

başvurucunun kaydedilen yaralanmalarının kendisini yakalayan polis memurlarından

kaynaklandığı ikinci olarak Bay Castellaninin polis memurlarından birine demir ccedilubukla

vurduğu hususları tartışmasızdır Ancak başvurucu ve Huumlkuumlmet olayların aynı versiyonunu

anlatmamışlardır

Mahkeme Ceza Mahkemesirsquonin kesinleşen bir kararla başvurucunun meşru olarak

evinde saldırıya uğradığına ikna olduğunu ve meşru muumldafaaya uygun davrandığına karar

verdiğini kaydetmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin başvurucunun polis memurlarına

kasten saldırdığına ilişkin beyanını kabul edememiştir bu yalnızca yakalamaya karışan ve

sonradan hakkında dava accedilılmış olan polis memurlarının iddialarından dosyada bu iddiayı

destekleyecek herhangi başka bir kanıt olmamasına rağmen tuumlretilmiştir

Bununla birlikte Mahkeme ilk olarak başvurucunun yakalamaya direnmekle

succedillanmadığını ve ikinci olarak kask takan ve kalkanla korunan bir dizi polis memurunun

eylemlerinin oumlzellikle şiddetli olduğunu goumlzlemlemiştir

Mahkeme bu nedenle başvurucunun yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların kesinlikle

gerekli olmadığına ve kendisinin davranışlarının kullanılan fiziksel guumlcuuml gerekli kılmadığına

karar vermiştir

Bu nedenle Soumlzleşmenin 3 maddesi ihlal edilmiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme Fransanın başvurucuya maddi tazminat olarak 2803 Euro (EUR) ve manevi

tazminat olarak 20000 Euro(EUR) oumldemesine karar vermiştir

96

MAYIS 2020

Başvuru Adı Kostov ve DiğerleriBulgaristan

Başvuru No 6658112 ve 2505415

Başvuru Tarihi 3 Ekim 2012

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202440

Konu Kamulaştırmanın gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat

gereklilikleri arasında oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak arazi sahipleri uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve

aşırı bir yuumlk yuumlklemesinin 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesinin (muumllkiyetin korunması) ihlali olduğu

Olaylar Başvurucular Nedyalko Kostov Severina Popova ve Boris Velichkov isimli uumlccedil

Bulgar vatandaşıdır Başvurucular sırasıyla 1971 1951 ve 1944 yılında doğmuş olup Sofyarsquoda

yaşamaktadırlar

İlk başvurucunun arazisi Sofya-Varna otoyolu uumlzerinde kavşak inşa etmek uumlzere 2011 yılında

kamulaştırılmıştır İkinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların arazileri ise Sofya etrafında ccedilevre yolu inşa etmek

uumlzere kamulaştırılmıştır İlk başvurucuya arazisi karşılığında metrekare başına ortalama 022 Bulgar

Levası (BGN 011 Avroya (EUR) tekabuumll etmektedir) kamulaştırma bedeli verilmişken ikinci ve

uumlccediluumlncuuml başvuruculara metrekare başına 084 BGN (043 EUR) kamulaştırma bedeli verilmiştir

Başvurucular kamulaştırma bedelinin ccedilok duumlşuumlk olduğunu ve bu bedelin kamulaştırma

durumunda oumldenecek bedelin karşılaştırılabilir gayrimenkullerin piyasa değerine eşdeğer olması

gerektiğini oumlngoumlren iccedil hukuka aykırı olduğunu ileri suumlrerek yargı yoluna başvurmuşlardır

Yargılama sırasında ilk başvurucunun gayrimenkuluuml iccedilin metrekare başına 225 BGNrsquoye (115

EUR) satılmış bir arazi karşılaştırılabilir olarak belirlenmişken ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların

gayrimenkuluuml iccedilin ise metrekare başına 25 BGNrsquoye (13 EUR) satılmış bir arazı karşılaştırılabilir olarak

belirlenmiştir

2012 ve 2014 yılında verilen kararlarda Yuumlksek İdari Mahkeme bir tane karşılaştırılabilir

gayrimenkuluumln kamulaştırılmış arazinin piyasa değerini tespit etmede yeterli olmayacağına karar

vermiştir Bu itibarla kamulaştırma bedelinin iccedil hukuktaki Youmlnetmelikrsquote yer alan Huumlkuumlmet formuumllleri

uyarınca hesaplanması gerekmekteydi ve bu da kamulaştırma esnasında oumldenmesine karar verilen

tutarların oluşmasına yol accedilmıştır

97

Anayasa Mahkemesi Temmuz 2006rsquoda kamulaştırma bedelinin hesaplanma youmlntemine ilişkin

yasal değişiklikleri 12 yargıcın doumlrduumlnuumln karşıt goumlruumlş beyan etmelerine karşın onamıştır Karşıt

goumlruumlşteki yargıccedillar diğer itirazlarının yanında yeni sistemin adil kamulaştırma bedelleri oumldenmesine

engel olacağı youmlnuumlndeki endişelerini beyan etmişlerdir

İhlal İddiaları Başvurucular 1 Norsquolu Protokol Madde 1rsquoe (muumllkiyetin korunması) istinaden

kendilerine oumldenen bedelinin arazilerinin piyasa değeri ile herhangi bir ilgi kurulmadan belirlendiğini

ileri suumlrmuumlşlerdir ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular oumlzellikle aynı boumllgede diğer kamulaştırılmış

arazilerinin maliklerinin daha yuumlksek kamulaştırma bedeli aldığına dikkat ccedilekmişlerdir

Karar

1 Norsquolu Protokol Madde 1

Mahkeme iccedilin en oumlnemli soru soumlz konusu muumldahalenin oumllccediluumlluuml olup olmadığı bir başka

ifadeyle yetkililerin toplumun genel menfaatinin gereksinimleriyle başvurucuların haklarının

korunmasının gerekliliği arasında adil bir denge kurup kuramadığı olmuştur

Bu itibarla başvuruculara Soumlzleşmersquonin de gerektirdiği uumlzere kamulaştırılan arazilerinin

kamulaştırma tarihindeki değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenip

oumldenmediğinin tespiti gerekmiştir

İccedil hukukta kamulaştırılan gayrimenkuluumln maliklerinin ldquoeşdeğerrdquo kamulaştırma bedeli almaları

gerekmekteydi ve bu da ulusal Anayasa Mahkemesirsquone goumlre ldquogayrimenkul serbest piyasada satıldığı

zaman malikin elde edeceği piyasa değerirdquo anlamına gelmekteydi Karşılaştırılabilir gayrimenkul

eksikliği nedeniyle başvuruculara oumldenecek kamulaştırma bedeli ise Youmlnetmelik kapsamında

belirlenmiştir

Mahkeme başvurucuların kamulaştırılmış arazileri ile aynı boumllgede yer alan diğer

kamulaştırılmış arazilerin maliklerine oumldenen farklı değerlemeleri not etmiştir Bu tutarlar

başvurucuların arazilerinin piyasa değerinin kesin olarak belirlenmesini sağlayamazken en azından

piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınabilirdi

İlaveten piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınan değerler ndash ilk başvurucu iccedilin 6 BGN (3

EUR) ile 225 BGN (115 EUR) arasında değişen ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin 2005 BGN (10

EUR) ile 25 BGN (13 EUR) arasında değişen ndash ile oumldenen kamulaştırma bedelleri ndash ilk başvurucu iccedilin

metrekare başına ortalama 022 BGN (011 EUR) ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin metrekare

başına ortalama 084 BGN (043 EUR) ndash arasında oumlnemli tutarsızlıklar bulunmaktaydı

Yuumlksek İdari Mahkeme soumlz konusu tutarsızlıkları başvurucuların gayrimenkullerinin muumlnferit

oumlzellikleri bakımından değerlendirmemiştir Ancak bu tutarsızlıklar Anayasa Mahkemesirsquonin

98

Temmuz 2006rsquodaki kararında karşıt goumlruumlş beyan eden yargıccedilların kamulaştırılan bir arazinin değerinin

hesaplanması durumuna ilişkin olarak ifade ettikleri endişeleri tam olarak haklı goumlstermiştir

Huumlkuumlmet arazilerinin duumlşuumlk vergilendirilebilir değerine atıf yaparak başvuruculara oumldenen

kamulaştırma bedellerinin yeterli olduğunu iddia etmiş ve ayrıca Sofya boumllgesindeki tarım arazilerinin

fiyatlarına dair istatistiksel verilere dikkat ccedilekmiştir

Ancak Mahkeme ulusal duumlzeyde hesaplanan vergilendirme amaccedillı değerinin gayrimenkuluumln

adil piyasa değerine tekabuumll ettiğinin iddia edilmediğini not etmiştir Ayrıca iccedil hukukta da ldquoeşdeğerrdquo

kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bu tuumlr bir tekabuumll etme durumu soumlz konusu değildir

Ayrıca istatistiksel verinin nasıl toplandığı veya bu verilerin tarım arazilerine ilişkin

işlemlerdeki gerccedilek değerlere mi yoksa taraflarca beyan edilen değerlere mi dayandığı da asla

accedilıklanmamıştır

Mahkeme ayrıca Huumlkuumlmetrsquoin dayandığı alakasız iki vakıa daha tespit etmiştir ilk

başvurucunun 2008rsquode arazisi iccedilin oumldediği goumlrece duumlşuumlk fiyat ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların

kamulaştırılmadan oumlnce arazilerinden elde ettikleri duumlşuumlk gelirler Mahkeme iccedil hukukta ldquoeşdeğerrdquo

kamulaştırma bedelinin hesaplanması iccedilin gerekli kuralların bu tuumlr faktoumlrlere atıfta bulunmadığını tespit

etmiştir

Mahkeme Youmlnetmelikrsquote yer alan kuralların uygulanmasının başvurucularının arazilerinin

değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenmesini sağlamadığına karar

vermiştir Kamulaştırma gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat gereklilikleri arasında

oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak başvurucular uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve aşırı bir yuumlk yuumlklemiştir

Dolayısıyla 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesi ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme 1 Norsquolu Protokolrsquouumln Madde 1 kapsamındaki tespitlerine ilişkin olarak Madde 6sect1

kapsamında ayrı bir husus doğmadığını tespit etmiştir

99

Başvuru Adı KoumlvesiRomanya

Başvuru No 359419

Başvuru Tarihi 28 Aralık 2018

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202415

Konu Başvurucunun vaktinden oumlnce goumlrevinden uzaklaştırılmasının yargı

bağımsızlığını koruma amacını engellemesi ve bunun yargı ve yargı bağımsızlığını etkileyen yasama

reformlarına ilişkin kamuoyu tartışmalarına katılmada kendisi ve diğer savcılar ve yargıccedillar uumlzerinde

caydırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle madde 6sect1 ve madde 10rsquoun ihlal edildiği

Olaylar Başvurucu Laura-Codruta Koumlvesi 1973 yılında doğmuş Buumlkreşrsquote

(Romanya) yaşamakta olan bir Romanya vatandaşıdır

Koumlvesi ilk olarak Mayıs 2013rsquote Ulusal Yolsuzlukla Muumlcadele Muumlduumlrluumlğuumlne (ldquoUYMMrdquo)

başsavcı olarak uumlccedil yıllık bir doumlnem iccedilin atanmıştır Adalet Bakanı ve Yuumlksek Yargı Konseyinin

(ldquoYYKrdquo) savcılar biriminin olumlu değerlendirmelerinin akabinde Romanya Cumhurbaşkanı kendisini

Mayıs 2016rsquodan Mayıs 2019rsquoa kadar olmak uumlzere ikinci bir doumlnem iccedilin yeniden atamıştır

Aralık 2016daki parlamento seccedilimleri diğer reformların yanı sıra yasaları onaylarken veya

geccedilirirken işlenen goumlrevi koumltuumlye kullanmanın succedil olmaktan ccedilıkarılması da dahil olmak uumlzere adalet

sisteminde birkaccedil yasal reform oumlnermekte olan yeni bir huumlkuumlmetin kurulmasına neden olmuştur

2017rsquode kabul edilen yasal oumlnlemler goumlsterilere ve uluslararası duumlzeyde endişelere yol accedilmasının yanı

sıra UYMMrsquonin bazı mevzuat boumlluumlmlerinin kabul edilme youmlntemine ilişkin de soruşturma başlatmasına

yol accedilmıştır

Şubat 2018rsquode Adalet Bakanı diğer hususların yanında UYMMrsquonin faaliyeti ile bağlantılı

olarak uumlccedil Anayasa Mahkemesi kararına ve başvurucunun yaptığı basın accedilıklamalarına atıfta bulunarak

başvurucunun goumlrevden alınmasını teklif etmiştir YYKrsquonın savcılar birimi ccediloğunlukla Bakanrsquoın

başvurucuya youmlnelik eleştirilerini kabul etmeyerek ve başvurucunun idaresinin yetersiz olduğuna dair

hiccedilbir kanıt olmadığı gerekccedilesi ile ccediloğunluk oyla başvurucunun goumlrevden alınması teklifini

reddetmiştir Nisan 2018rsquode Romanya Cumhurbaşkanı goumlrevden alma kararını imzalamayı

reddetmiştir ve bu da Başbakanın Anayasa Mahkemesirsquone başvuruda bulunmasına neden olmuştur

Mayıs 2018rsquode Anayasa Mahkemesi gerek Cumhurbaşkanının gerekse de Anayasa

Mahkemesirsquonin Adalet Bakanı tarafından oumlne suumlruumllen nedenleri değerlendirme yetkisine sahip

100

olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının goumlrevden alma kararını imzalaması gerektiğini huumlkmetmiştir

Anayasa Mahkemesi ayrıca idare mahkemelerinin sadece davada verilen idari kararın goumlruumlnuumlşte hukuka

uygunluğunu daha belirgin olarak usule uygunluğunu inceleyebileceğini fakat amaca uygunluk

accedilısından bir inceleme yapamayacağına da accedilıklık getirmiştir

Başvurucu Temmuz 2018rsquode goumlrevden alınmıştır

İhlal İddiaları Bayan Koumlvesi Soumlzleşmenin 6sect1 maddesine (adil yargılanma hakkı)

dayanarak disiplin cezası uyarınca UYMM başsavcılık goumlrevinden alınmasına ilişkin haklarını

savunmak iccedilin mahkemeye erişiminin reddedildiğinden bahisle şikayetccedili olmuştur

Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca başvurucu yargıyı etkileyen yasal reformlara ilişkin

mesleki sıfatıyla goumlruumlşlerini kamuoyuna accedilıkladıktan sonra goumlrevinin sona erdiğini iddia etmiştir

Başvurucu ayrıca Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi ve 10 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde

(etkili başvuru hakkı) uyarınca da şikacircyette bulunmuştur

Karar

Madde 6sect1

Mahkeme Vilho Eskelinen ve Diğerleri kararında da belirtildiği gibi kural olarak iki şart

yerine getirilmediği suumlrece devlet memurları ile Devlet arasındaki anlaşmazlıkların 6 maddenin

kapsamına girdiğini tekrar etmiştir Bu şartlar yasal duumlzenlemenin uyuşmazlığın ccediloumlzuumlmuuml iccedilin

mahkemeye erişiminin accedilıkccedila engellenmiş olması ve bu engellemenin Devletrsquoin menfaati ccedilerccedilevesinde

objektif nedenlerle gerekccedilelendirilmiş olmasıdır

Huumlkuumlmetin davasını bir idare mahkemesine taşımayarak iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği

youmlnuumlndeki ifadesiyle de teyit edildiği uumlzere Bayan Koumlvesinin olayında boumlyle bir accedilıkccedila mahkemeye

erişimi engelleme durumu mevcut değildir

Ayrıca bu davadaki herhangi bir erişimi engelleme objektif olarak gerekccedilelendirilemeyecektir

UYMM başsavcısının goumlrevden alınma suumlrecinin yargı denetimine tabi olmaması Devletrsquoin menfaatine

olamayacak ve yalnızca bağımsız bir yargı organının yapacağı denetim yargının kıdemli uumlyelerini

yuumlruumltme erkinin keyfiliğinden koruyabilecektir

Mahkeme Koumlvesirsquonin olayına 6 maddenin medeni hukuk youmlnuumlnuumln uygulanacağına karar

vermiştir

Esasa ilişkin olarak Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin başvurucunun olayında herhangi bir yargı denetimi

olmadığı olgusuna itiraz etmediğini belirtmiştir Aksine Huumlkuumlmet başvurucunun goumlrevden alınmasının

101

gerekccedilelerini belirten Adalet Bakanırsquonın raporu YYKrsquonın kararına veya Devlet Başkanırsquonın kararına

karşı idare mahkemesine başvurmayarak mevcut olan ccedileşitli iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğini ileri

suumlrmuumlştuumlr

Ancak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin Bakanın raporunun tek başına hiccedilbir etki

yaratmayan bir oumln işlem olarak goumlrduumlğuumlnuuml tespit ettiğini belirtmiştir Ayrıca Huumlkuumlmet tarafından

sunulan belgeler sivil toplum kuruluşlarının Bakanın raporuna mahkemede itiraz etmeyi denediklerini

ve başarısız olduklarını goumlstermiştir YYK kararına ilişkin olarak ise başvurucunun kendi lehine bir

karar olması hasebiyle herhangi bir karşı işlemde bulunmamıştır

İlaveten Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı kararına karşı olarak herhangi bir idare

mahkemesi talebinin yalnızca kararın kabul edilmesine ilişkin olarak usuli formaliteler nezdinde bir

değerlendirmeye yol accedilabileceğini belirtmiştir ancak başvurucunun şikacircyeti ise kararın esastan

incelenmesi ve kararın esasının hukukiliğinin denetimi yapılmasını gerektirmiştir

Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerccedilekte itiraz etmeyi amaccedilladığı hususa yani UYMM

başsavcılığından alınması nedenlerine mahkemede etkili bir şekilde itiraz etmek iccedilin mevcut bir iccedil

hukuk yoluna sahip olduğuna ikna olmamıştır

Mahkeme bir bireyin medeni haklarına yapılan muumldahalenin hukuka uygunluğuna ilişkin

herhangi bir ciddi ve hakiki ihtilafın o kişiye ldquobu iccedil hukuk sorununu bir mahkeme tarafından karara

bağlanmasırdquo hakkı verdiğinin altını ccedilizmiştir Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği mevzuatları yuumlruumltme

ve yasama organından bağımsız bir makamın muumldahalesi de dahil olmak uumlzere savcıların ihraccedil veya

goumlrevden alınmasında usul adaletinin goumlzetilmesine buumlyuumlk oumlnem vermiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetin iccedil hukuk yollarının tuumlketilmemesine ilişkin olan itirazını reddetmiş ve

davalı Devletin Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş olan olayın incelenmesi hususundaki

sınırlar nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının oumlzuumlne zarar verdiği sonucuna varmıştır

Bu nedenle Koumlvesirsquonin mahkemeye erişim hakkı engellenmiştir

Madde 10

Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması ile goumlrevinin sona ermesi

arasında nedensel bir bağlantı olduğuna dair ilk bakışta haklı deliller bulunduğunu tespit etmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin diğer gerekccedileleri de

ikna edici bulmamıştır Dolayısıyla başvurucunun goumlrevinin sona ermesi başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuuml hakkına bir muumldahale teşkil etmiştir

102

Mahkeme daha sonra incelemesinde Huumlkuumlmetin başvurucu goumlrevinden alması eyleminin

Madde 10sect2 Madde kapsamındaki muumldahale iccedilin mazeretler olan meşru bir amaccedil goumlzetip

goumlzetmediğine veya ldquobaskın toplumsal ihtiyaccedilrdquo olup olmadığının uumlzerinde durmuştur

Meşru Amaccedil

Mahkeme Adalet Bakanının başvurucunun Bakanın yasa tekliflerini eleştirdikten ve Bakanın

dahil olduğu ikincil derecedeki mevzuatlarla bağlantılı cezai soruşturmalar başlattıktan sonra başlamış

olan goumlrevden alınması suumlrecinin bir nedeni olarak hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma ihtiyacını zikrettiğini

belirtmiştir Bakan ayrıca başvurucunun bu davranışının Romanyarsquoyı ulusal Avrupa ve uluslararası

duumlzeyde endişe konusu haline getiren bir kriz yarattığını iddia etmiştir

Mahkeme tam aksine bu endişenin başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin olduğunu ifade

etmiştir

Ayrıca Mahkeme bu tedbirin hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma veya başkaca herhangi bir meşru

amaca hizmet ettiğini goumlsteren herhangi bir delil sunulmadığını belirtmiştir Soumlz konusu goumlrevden alma

başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanmasının bir sonucu olarak ortaya ccedilıkmıştır Huumlkuumlmet soumlz

konusu muumldahale iccedilin herhangi bir meşru amaccedil ortaya koymamıştır

Mahkeme bu nedenle bu muumldahalenin meşru bir amaccedil taşıdığını kabul edemeyecektir

Boumlylesi bir sonuccedil genellikle Mahkemenin 10 madde kapsamındaki şikayetleri incelemesini

sona erdirirken Mahkeme yine de muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını

değerlendirmeye karar vermiştir

Demokratik Bir Toplumda Gerekli Olma

Mahkeme başvurucunun UYMM başsavcısı olarak mesleki sıfatıyla soumlz konusu yorumları

yapmış olduğunu belirtmiştir Başvurucu ayrıca oldukccedila tartışmalı mevzuat boumlluumlmleriyle bağlantılı

olarak Huumlkuumlmet uumlyeleri tarafından işlenen yolsuzluk succedilları şuumlphelerine youmlnelik soruşturmaları

başlatmak ve bu soruşturmalar hakkında halkı bilgilendirmek iccedilin yasal guumlcuumlnuuml kullanmıştır

Başvurucu goumlruumlşlerini doğrudan meday uumlzerinden veya mesleki toplantılarda ifade etmiştir

Mahkeme başvurucunun ulusal yolsuzlukla muumlcadele savcılığının başsavcısı olarak

bulunduğu işlevleri ve goumlrevleri arasında yargı ve yargı bağımsızlığı uumlzerinde etkisi olması muhtemel

olan yasal reformlar ve daha fazlası uumlzerinde fikirlerini ifade etmek bulunan kuruma ve bilhassa da

başvurucunun kurumu tarafından yuumlruumltuumllen yolsuzlukla muumlcadeleye oumlzel bir oumlnem atfetmektedir

103

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi savcıların hukuk yargı idaresi ve insan haklarının

geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamuya accedilık tartışmalara katılma hakkına sahip olmaları

gerektiğini ve savcıların kamu goumlrevlilerini oumlzellikle yolsuzluk gibi succedillar nedeniyle herhangi bir

engelle karşılaşmaksızın kovuşturabilecek bir pozisyonda olmaları gerektiğini kabul etmiştir

Ayrıca başvurucunun accedilıkccedila yuumlksek kamu yararına ilişkin konulardaki bir tartışma bağlamına

giren konumu ve ifadeleri ifade oumlzguumlrluumlğuuml iccedilin yuumlksek derecede koruma ve davalı Devlet tarafından

yapılacak herhangi bir muumldahalenin sıkı bir şekilde incelenmesini gerektirmiştir Buna karşılık Devletin

ise bu tuumlr muumldahalelere ilişkin olarak sadece sınırlı bir takdir yetkisi (ldquokısıtlı bir takdir payırdquo)

bulunmaktadır

Mahkeme başvurucunun goumlrevden alınmasının ve bu goumlrevden alınmayı meşrulaştıran

gerekccedilelerin Devlet guumlcuumlnuumln bağımsız bir kolu olarak yargı işlevinin niteliğine ve -Avrupa Konseyi ve

diğer uluslararası belgeler uyarınca- yargı bağımsızlığının korunması iccedilin kilit bir oumlneme sahip olan

savcıların bağımsızlığı ilkesine verilecek oumlzel oumlnemle bağdaştırılamayacağını belirtmiştir Bu nedenle

başvurucunun goumlrev suumlresinin bitiminden oumlnce goumlrevden alınması yargı bağımsızlığını koruma amacını

ortadan kaldırmaktadır

Tedbirin şiddeti yalnızca başvurucuyu değil aynı zamanda diğer savcı ve hakimleri de yargıyı

etkileyen yasama reformları ve daha genel olarak yargı bağımsızlığına ilişkin konularda kamu oumlnuumlndeki

tartışmalara katılmaktan caydırmak suretiyle bir ldquocaydırıcı etkirdquo (chilling effect) de yaratmış olmalıdır

Mahkeme 6 madde kapsamındaki değerlendirmelerine atıfta bulunarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlne

getirilen kısıtlamalara karşın etkili ve yeterli tedbirlerin mevcut bulunmadığına karar vermiştir

Bu nedenle başvurucunun UYMM başsavcılığı goumlrevinden alınmasıyla 10sect2 maddede

sıralanmış olan meşru amaccedilların hiccedilbiri goumlzetilmemiş ve ldquodemokratik bir toplumda gerekli olmardquo

olgusu gerccedilekleşmemiştir Bu nedenle 10 madde ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme 6 madde kapsamındaki huumlkuumlmleri nedeniyle 13 madde youmlnuumlnden farklı bir sorun

teşkil etmediğini belirtmiştir

104

Başvuru Adı Maacutendli ve DiğerleriMacaristan

Başvuru No 6316416

Başvuru Tarihi 26 Ekim 2016

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202540

Konu Gazetecilerin akreditasyonlarının Meclisin izin verilmeyen bir

alanında milletvekillerine soru sormaları sebebiyle askıya alınmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Ivaacuten Szabolcs Maacutendli Ferenc Bakro-Nagy Tamaacutes Fabiaacuten

Norbert Fekete Balaacutezs Kaufmann ve Klaacutera Anikoacute Kovaacutecs sırasıyla 1975 1967 1987 1976 1987 ve

1978 doğumlu Macaristan vatandaşı olup Dunaharasztirsquode yaşayan Bay Maacutendli ve Nyiacuteregyhaacutezarsquoda

yaşayan Bay Fabiaacuten dışında (her ikisi de Macaristanrsquodadır) Budapeştersquode yaşamaktadırlar

2016 yılının Nisan ayında indexhu 24hu hvghu dahil olmak uumlzere ccedileşitli basın kuruluşlarında

ccedilalışan başvurucular meclisin genel kurul toplantısında raporlama yapmak iccedilin akreditasyon

almışlardır

Başvurucular Macaristan Merkez Bankasırsquona ilişkin oumldemeler konusunda yorumlar almak

niyetiyle Parlamento soumlzcuumlsuuml ve Başbakan dahil ccedileşitli Parlamento uumlyelerine soru sormayı

denemişlerdir Meclis binasının kayıt iccedilin belirlenmeyen bir boumlluumlmuumlnde onlara oumln bildirimsiz soru

youmlneltmişlerdir Parlamenterlerin birccediloğu cevaplamayı reddetmiştir

Başvurucular izin verilen bir usulde veya belirlenmiş alanlarda ccedilekim yapılmayacağı hususunda

Başbakanın basın soumlzcuumlsuuml ve Meclisin personelleri tarafından uyarılmıştır Takip eden guumln Meclis

Başkanı ldquoizinsiz kayda alma ve kuralları accedilık ve kasten ihlal etmerdquo hususuna istinaden başvurucuların

Meclis akreditasyonunu askıya almıştır

Başvurucular Macaristan Anayasasırsquonda yapılacak bir değişikliğinin goumlruumlşuumllmesinin

planlandığı Haziran ayının genel kurul toplantısını haberleştirmek iccedilin Meclise erişim talep etmişlerdir

fakat cevap alamamışlardır

Meclis Başkanı 2016 yılının Eyluumll ayında askıya alma kararını geri ccedilekmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Meclise giriş yapmak iccedilin kullandıkları akreditasyonun askıya

alınmasının Soumlzleşmenin 10 maddesini (ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml) ihlal ettiğinden şikayetccedilidir

105

Başvurucular Soumlzleşmenin 61 maddesi (mahkemeye erişim hakkı) ve 13 maddesi (etkili

başvuru hakkı) uyarınca uygulanan yaptırıma karşı koymak iccedilin iccedil hukukta başvuru yolu

bulunmadığını oumlzellikle Meclis Başkanının kararına mahkemede itiraz edilemediğini ileri suumlrmuumlşlerdir

Karar

Madde 10

Mahkeme iccedilin temel mesele başvurucuların muumldahalenin ldquodemokratik toplumda gereklilikrdquo

hususunda şikayetccedili olup olmadıklarıdır

Mahkeme gazeteciler iccedilin Soumlzleşmenin 10 maddesi uyarınca oumlngoumlruumllen korumanın sorumlu

gazetecilik ilkesi gereğince doğru ve guumlvenilir bilginin sağlanması amacıyla iyi niyetle hareket etme

şartına bağlı olduğuna dair iccediltihadını tekrarlamaktadır

Mahkemersquoye goumlre sorumlu gazetecilik kavramı sadece haber iccedileriğiyle ilgili bir kavram

olmayıp gazetecilerin davranışının yetkili makamlar ile etkileşimleri de dahil olmak uumlzere hukuka

uygunluğunu da kapsamaktadır

Mahkeme başvurucuların milletvekillerinden bilgi talep ederken Mecliste belirli alanlarda

ccedilekim yapılmayacağına dair davranış kurallarını ihlal ettiğini dikkate almıştır Mahkeme başvurucuların

siyasetle ilgili konularda bilgi aktardıkları iccedilin değil daha ziyade bunu yaptıkları yer ve usul sebebiyle

cezalandırıldıklarına ikna olmuştur Ancak tedbir yine de daha sonraki gazetecilik faaliyetlerini yani

parlamento hakkında doğrudan habercilik yapılmasını kısıtlamaktadır

Mahkemersquoye goumlre başvurucular kamu yararını ilgilendiren oumlnemli bir meselede yani Merkez

Bankası ile bağlantılı yasadışı oumldemelere ilişkin iddialar hakkında milletvekillerinin goumlruumlşlerini almayı

amaccedillamışlardır

Mahkeme hali hazırda basın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln siyasi liderlerin fikirleri ve davranışları hakkında

halk nezdinde bir goumlruumlşuumln oluşması ve şekillenmesinin en iyi yollarından biri olduğunu belirtmiştir

Oumlzellikle siyasilere kamuoyunun endişelerini yansıtma ve yorumlama fırsatı vermekte boumlylece herkese

demokratik toplum kavramının ccedilok merkezinde olan serbest kamusal tartışmalara katılma olanağı

sağlamaktadır

Ne Mahkeme ne de yerel mahkemeler haberciliğin gerekli teknikleri konusunda basının

goumlruumlşleri yerine kendi goumlruumlşlerini koyamazlar Mahkeme boumlylece bahsi geccedilen davanın konusunun kamu

yararı olduğunu kabul etmiş ve başvurucuların daha fazla habercilik iccedilin Meclise girişlerine izin

verilmesindeki menfaatlerinin kamunun haberdar edilen konuda haklı bir yararının olduğu hususlarıyla

bağlantılı olduğunu değerlendirmiştir

106

Mahkeme ayrıca Meclis işlerinin duumlzenli yuumlruumltuumllmesinin yanı sıra milletvekillerinin haklarının

korunması hususunu da incelemiştir Mahkeme ilke olarak parlamento işlerinde aksamanın oumlnlenmesi

amacıyla Meclislerin binaların iccedilerisinde kayıt yapılan alanların belirlenerek youmlnetilmesini

duumlzenlediklerini ve Mahkemersquonin bu tuumlr duumlzenlemeleri incelemesinin sınırlı olması gerektiğini kabul

etmiştir

Mahkeme boumlylece başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı uumlzerindeki sınırlamanın koumltuumlye

kullanımına karşı etkili ve yeterli teminatları beraberinde getirip getirmediğine dair incelemesine

odaklanmıştır Mahkeme Meclis Başkanırsquonın başvurucular aleyhindeki kararının yaptırımın olası

etkilerine veya kısıtlamalar iccedilin goumlsterilen sebeplerin gazetecilik faaliyetine uygunluğuna dair herhangi

bir değerlendirmeyi iccedilermediğini dikkate almıştır

Ayrıca karar başvurucuların genel yayın muumlduumlruumlne askıya alındıklarını bildiren bir mektup

goumlnderilmesinden ibaret olan karar verme usuluumlne hakkında yaptırım uygulanan kişilerin dahil edilmesi

imkanını sağlamamıştır Kararda kısıtlamanın periyodu belirlenmemiş ve başvurucuların Meclise girme

yetkisine ilişkin sonraki talepleri cevapsız bırakılmıştır Son olarak Meclis Başkanının kararı

başvurucuların karara karşı koyabilmek iccedilin arguumlmanlarını sunabilecekleri herhangi bir etkili bir araccedil

sunmamıştır

Daha sonra Temmuz 2017rsquode bu usulde yapılan değişiklikler akreditasyonun geccedilici olarak

askıya alınmasına ilişkin kararlara bir zaman sınırı getirmekte yaptırımların değerlendirilmesine dair

unsurlar ve gazetecilere hak arama olanağı sağlamıştır

Mahkeme başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahalenin yeterli usuli guumlvencelerin

sağlanmaması sebebiyle izlenen meşru amaccedilla orantılı olmadığı sonucuna varmıştır Muumldahale

ldquodemokratik toplumda gereklirdquo olmayıp Soumlzleşmenin 10 maddesi ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme Soumlzleşmenin 10 maddesi kapsamındaki bulguları goumlz oumlnuumlne alarak Soumlzleşmenin 6

ve 13 maddelerine ilişkin şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esasını ayrıca incelemenin gerekli olmadığı

sonucuna ulaşmıştır

Adil Tazmin (41 Madde)

Mahkeme ihlal tespitinin başvurucuların uğradığı manevi zarar iccedilin yeterli adil tazmin

oluşturduğuna karar vermiştir Mahkeme Macaristanrsquoın yargılama masraf ve giderleri iccedilin 457500-

Euro oumldenmesine karar vermiştir

107

Başvuru Adı PT v Moldova Cumhuriyeti

Başvuru No 112212

Başvuru Tarihi 02112011

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202520

Konu Başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair verilerin gerekli ve

ilgili olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel yaşama saygı hakkını ihlal ettiği

Olaylar PT ( ldquoBaşvurucurdquo ) 1978 doğumlu Moldova vatandaşıdır ve

Moldovarsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2011 yılının haziran ayında askeriye tarafından yapılan

test sonucu HIV+ ccedilıkmış ve bu sebeple askerlikten muaf tutulmuştur Başvurucu 2011 yılının

ağustos ayında kimlik yenilemeye gittiğinde askerlikten muaf tutulmasına sebep olan HIV+

raporunu yetkililere goumlstermek zorunda bırakılmıştır

İhlal İddiaları Başvurucu askerlikten muaf tutulmuş olmasına sebep olan

HIV+ raporunun uumlccediluumlncuuml kişilerle paylaşılması sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının

ihlal edildiğini iddia etmiştir Başvurucu benzer durumdaki Brsquonin iccedil hukukta yapmış olduğu

başvurulardan herhangi bir sonuccedil alamamış olmasını gerekccedile goumlstererek iccedil hukuk yollarını

tuumlketmeden mahkemeye başvurmuştur

Karar

Madde 8

Mahkeme iccedil hukuk yollarının soumlz konusu olayda sadece teoride var olduğunu fakat

aynı yasal dayanaktan ( 864 numaralı huumlkuumlmet kararı ) dolayı mağdur olan Brsquonin yargılama

suumlrecinden de anlaşılacağı uumlzere gerccedilek bir ccediloumlzuumlm sunmadığını belirtmiş ve huumlkuumlmetin iccedil

hukuk yollarının tuumlketilmediği gerekccedilesiyle başvurunun kabul edilemezliğine dair yapmış

olduğu itirazı reddetmiştir Mahkeme başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair bilgilerin

gerekli veya alakalı olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkına

orantısız bir muumldahale oluşturduğuna ve soumlz konusu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir

Soumlzleşmersquonin 41 maddesi kapsamında Mahkeme başvurucuya manevi tazminat olarak 4000

euro ve yargılama giderleri olarak 1500 euro oumldenmesine karar vermiştir

108

Başvuru Adı Mraović v Hırvatistan

Başvuru No 3037313

Başvuru Tarihi 10042013

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202119

Olaylar Josip Mraović ( ldquoBaşvuranrdquo ) 1948 doğumlu bir Hirvatistan

vatandaşıdır ve Hırvatistanrsquoda yaşamaktadır 2005 yılında bir yerel basketbol oyuncusu

başvuran hakkında kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayette bulunmuştur

Bunun uumlzerine yapılan yargılama başvurucunun talebi uumlzerine kapalı şekilde yuumlruumltuumllmuumlş

ve kovuşturma sonucunda başvuran beraat etmiştir Yargılama oumlncesi yuumlruumltuumllen soruşturma

suumlrecinde cinsel saldırıya uğradığını iddia eden kişinin kimliği polis tarafından kamuoyu ile

paylaşılmıştır Bahse konu olay yeniden yargıya konu olmuş ve bu sefer başvuran tecavuumlz

succedilundan huumlkuumlm giymiş ve uumlccedil yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir Başvuran tekrar

yargılandığı esnada kovuşturma suumlrecinin accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesini iki kez talep etmiş ancak

mahkeme mağdurun oumlzel hayatını gerekccedile goumlstererek bu talepleri reddetmiştir Ayrıca

başvuran mağdurun basına roumlportaj vererek kendisinin itibarını lekelediğini belirtmiştir

Başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru kabul edilemezlik

gerekccedilesiyle reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvuran ikinci kez yapılan yargılama suumlrecinin kapalı şekilde

yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml belirtmiş ve bu sebeple adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 6

Mahkeme cinsel saldırı mağdurunun haklarının korunması gerektiğini ve adalet

sisteminin halihazırda cinsel saldırı mağduru olan kişinin acılarını arttırmayacak şekilde

işlemesi gerektiğini belirtmiştir Mahkeme iccedil hukuktaki yargılama devam ederken mağdurun

basınla olaya dair bilgileri paylaşmış olmasıyla tuumlm yargılamanın accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesinin

aynı şey olmadığını mağdurun bilgi paylaşırken sınır ccedilizebileceğini ama yargılama accedilık

yapıldığı takdirde her şeyin kamuoyu tarafından oumlğrenileceğini belirtmiştir Ayrıca mahkeme

109

soruşturma ilk başladığında mağdurla ilgili bilgilerin polisler tarafından hukuka aykırı şekilde

kamuoyu ile paylaşılmasından dolayı mevcut davada idarenin mağdurun hakkı konusunda daha

hassas davranma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir Bu sebeplerle mahkeme iccedil hukukta

yargılama suumlrecinin kapalı şekilde yuumlruumltuumllmesi iccedilin belirtilen mağdurunun haklarının

korunması gerekccedilesini tatmin edici bulmuştur Mahkeme bu tarz bir davada yargılamanın

kapalı yuumlruumltuumllmesi tedbirinin Avrupa Konseyirsquonin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş

ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir

110

Başvuru Adı Csiszer ve CsibiRomanya

Başvuru No 7131413 ve 6802814

Başvuru Tarihi 06112013 ve 06082014

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki

httpshudocechrcoeinttur22itemid22[22001-20245622]

Konu

Romanya Ulusal Bayramırsquonın yapıldığı 1 Aralık 2010 tarihinde Szeacutekely taburunun

kuruluşunu3 anmak iccedilin bir toplantı duumlzenledikleri iccedilin başvuruculara idari para cezası

verilmesinin başvurucuların iccedil hukukta belirtilen kurallara uymayı kasıtlı olarak reddetmesi

ulusal makamların başvurucuların toplanma oumlzguumlrluumlğuuml haklarını kullanmalarını engellemesini

haklı goumlsterebilecek ilgili ve yeterli gerekccedileler sunması nedenleriyle Soumlzleşmersquonin 11

maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Loacuteraacutent Csiszer ve Barna Csibi sırasıyla 1978 ve 1979 doğumlu ve

Miercurea Ciucda (Romanya) yaşayan Romanya vatandaşlarıdır Macarca konuşan bir etnik-

dil grubu olan Szekler (Szeacutekely) etnik grubuna ait olduklarını ve Macar halkıyla tarihi bağları

olduğunu belirtmektedir 1 Aralık 2010da Cluj-Napoca belediye meclisi Romanyanın ulusal

bayramını kutlamak iccedilin şehir merkezinde bir askeri geccedilit ve bir dizi accedilık hava konseri de dahil

olmak uumlzere ccedileşitli etkinlikler duumlzenlemiştir

12 Ekim 2010 tarihinde Bay Csibi Cluj-Napoca belediye başkanına 1 Aralık 2010

tarihinde saat 17 00den 18 00e kadar kentin Union Meydanında yapılacak bir anma

toplantısının organize edilmesinde yardım talep eden bir mektup yazmıştır Toplantının amacı

Szeacutekely taburunun kuruluşunu ve faaliyetini anmaktır

3 1 Aralık 1918de Cluj-Napocada Macar askeri birlikleri Transilvanyaya giren Romanya ordusuyla savaşmak iccedilin Szeacutekely taburunu oluşturmak uumlzere birleşmiştir Nisan 1919da tabur Romanya ordusuna teslim olmuştur

111

19 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi Bay Csibiye talebini reddettiğini ccediluumlnkuuml daha

oumlnce onaylanmış olan başka bir olayın aynı yerde gerccedilekleşeceğini bildirmiştir Konsey ayrıca

şehir merkezindeki başka herhangi bir yerde toplanmaya izin vermeyi de reddetmiştir Bay

Csibi Cluj-Napoca Mahkemesirsquonde yerel konsey aleyhine idari dava accedilmış olmasına rağmen

dava reddedilmiştir

1 Aralık 2010 tarihinde saat 1630 sularında bir dizi polis memuru mobil bir jandarma

birimiyle birlikte Bay Csiszer Bay Csibiyi ve diğer altı kişiyi Union Meydanına dik bir

sokakta bir otelden ve restorandan ayrılırken durdurmuştur

Jandarmalar aynı guumln bir idari para cezası tutanağı hazırlayarak Bay Csiszere 10000

Romanya leyi (RON) (yaklaşık 2200 Euro (EUR)) para cezası vermiştir Başvurucu Cluj-

Napoca Boumllge Mahkemesinde para cezasına itiraz etmiştir Mahkeme davayı reddetmiş ve Bay

Csiszer istinaf yoluna başvurmuştur 5 Haziran 2013 tarihli nihai kararında Cluj Mahkemesi

istinaf başvurusunu temelsiz olduğu gerekccedilesiyle reddetmiştir

Aynı guumln 5000 RON (yaklaşık 1100 Euro) para cezası oumldemesine karar verilen Bay

Csibi ile ilgili bir idari para cezası tutanağı duumlzenlenmiştir Başvurucu boumllge mahkemesinde

bu işleme karşı idari dava accedilmıştır Mahkeme para cezası tutanağının hukuka uygun ve haklı

olduğuna huumlkmederek davayı reddetmiş Mahkeme başlangıccedilta Albert Wass adıyla da anılan

Szeacutekely taburunun komuta merkezi Macaristanda Győrde bulunan ve faşist bir ideolojiye

sahip olan Macar Muhafızlarının bir parccedilası olduğunu kaydetmiştir Mahkeme başvurucular

durdurulduğunda grup uumlyelerinden birinin uumlzerinde Szekler amblemi bulunan bir bayrak

taşıdığını ikinci bir kişinin uumlzerinde Wass Albert szov yazan siyah bir ceket giydiğini ve

arkasında Wass Albert Szovetseg semboluuml var olduğunu tespit etmiştir Son olarak

mahkeme Bay Csibinin durdurulduğu sırada 601991 sayılı Kanunrsquoun 9 (a) Maddesi uyarınca

yasaklanan bir toplantı planladığını ve organize ettiğini kaydetmiştir Bay Csibi karara itiraz

etmiş Boumllge Mahkemesi istinaf talebini reddederek ilk derece mahkemesinin kararını

onamıştır

İhlal İddiaları

Başvurucular 11 maddeye (toplanma oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak kendilerine verilen

cezaların toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğinden şikayetccedili olmuşlardır Birinci başvurucu

ayrıca 10 madde uyarınca ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir14 maddeye

(ayrımcılık yasağı) dayanarak ikinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu

112

iccedilin toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia

etmiştir

Karar

Madde 11

Mahkeme başvurucuların yasaklanmış bir toplantı duumlzenlemeleri nedeniyle 601991

sayılı Kanunrsquoun 26 sect 1 (a) maddesince ilan edilmemiş kayıtsız veya halka accedilık olması yasak

toplantıların duumlzenlenmesi ve yuumlruumltuumllmesi şeklindeki bir kabahate dayanılarak

cezalandırıldığını kaydetmiştir Yerel mahkemeler de toplantının 601991 sayılı Kanunun

faşist veveya şovenist fikirleri yaymayı uumllkeyi ve milleti karalamayı ve diğerlerini ulusal

nefrete teşvik etmeyi amaccedillayan toplantılara dair 9 maddesi kapsamında yasaklandığını

belirtmiştir Ulusal makamlar verilen cezaların gerekccedilesi olarak idari succedil raporlarında

başvurucuların aynı yerde başka bir halka accedilık toplantı yapıldığı iccedilin izin verilmemiş olmasına

rağmen bir toplantı duumlzenlediklerinden de bahsetmişlerdir

Bu neden daha sonra yerel mahkemeler tarafından belirtilmiştir Mahkeme demokratik

suumlrecin aktoumlrleri olarak goumlsterileri organize eden ve bunlara katılan kişilerin yuumlruumlrluumlkteki

duumlzenlemelere uyarak bu suumlrecin youmlnetilmesinin oumlnemli olduğunu belirtmiştir

Mahkeme ulusal makamların bir toplantıda karışıklıkları oumlnlemek iccedilin hangi

oumlnlemlerin uygun olduğuna karar verme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu

yinelemiştir Bununla birlikte hukuka aykırı bir durumun toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlalini haklı

ccedilıkarmadığını goumlzlemlemiştir Ancak yasadışı bir toplantıya resmi hoşgoumlruumlnuumln sınırları somut

olayın oumlzel koşullarına bağlıdır

Mahkeme ulusal mahkemelerin 601991 sayılı Kanunrsquoun 52maddesi uyarınca aynı

yerde iki ayrı toplantının eşzamanlı olarak yapılmasının yasakladığını ve başvurucuların ulusal

makamlar tarafından bu yasal huumlkmuumln uygulanması konusunda uyarılmış olduklarını

belirtmiştir Başvurucular herhangi bir şiddet eylemiyle succedillanmamalarına rağmen Mahkeme

yetkililerin durumun hızla koumltuumlleşmesinden endişe ettiklerinin anlaşılacağını da belirtmiştir

Yasal olarak planlanan etkinliklerin boyutu goumlz oumlnuumlne alındığında ulusal makamların şehrin

aynı boumlluumlmuumlnde aynı anda duumlzenlenen iki halka accedilık toplantının guumlvenliğini sağlaması kolay

olmayacaktır

113

Ulusal mahkemeler soumlz konusu anma toplantısını ldquoyasaklanmışrdquo bir toplantı olarak

nitelendirerek ve boumlylece ilgili kişilere ceza verilmesi gerekliliğini pekiştirirken anma konusu

bakımından 601991 Kanunrsquoun 9 (a) maddesine atıfta bulunmuşlardır Mahkemeler Szeacutekely

taburunun tarihsel oumlnemini ve başvurucuların Szekler uumlyeleri olduğu gerccedileğini dikkate almıştır

Yerel mahkemeler oumlzellikle anma toplantısına katılanlardan birinin Albert Wass adına atıfta

bulunan amblemler taşımasına odaklanmıştır Ulusal mahkemeler Albert Wassa ve onun

Romanyada temsil ettiği şeye atıfta bulunulmasının anma toplantısının amacı konusunda

şuumlpheler uyandırmaya yeterli olduğu ve bu amacı accedilıklığa kavuşturmayı gerekli kıldığı ve hatta

faşist fikirlerin propagandasının amaccedillandığı gerekccedilesiyle toplanmayı yasadışı hale

getirebileceğini kabul etmiştir

Mahkeme daha oumlnce sırf toplum kesimlerinde huzursuzluk duygusu yarattığı veya

saygısızlık olarak goumlruumllduumlğuuml gerekccedilesiyle fikirlerin veya davranışların Soumlzleşme tarafından

sağlanan korumanın dışında bırakılamayacağına karar verdiğini hatırlatmıştır Bununla

birlikte Romanya ulusal bayramının kutlanması bağlamında başvurucuların anma toumlrenlerinin

gerccedilek amacı hakkında şuumlphe uyandıran semboller kullanarak soumlz konusu anma toplantısının

duumlzenlenmesi halihazırda sahnelenmekte olan kamusal olayların altında yatanların aksine

olarak algılanabilecek fikirlerine ilişkin kamuoyunun oumlzel hassasiyeti goumlz oumlnuumlne alındığında

Mahkemersquoye goumlre şiddete yol accedilan toplumsal bir gerilim uumlretme eğilimindeydi Bu nedenle

Mahkeme Romanya mahkemelerinin başvuruculara uygulanan cezaların 601991 sayılı

Kanunrsquoun 9 (a) maddesine aykırı olduğu sonucuna varmasını mantıksız veya keyfi

bulmamıştır

Son olarak Mahkeme soumlz konusu fiillerin cezai succedillar olarak sınıflandırılmamasının

soumlz konusu eylemlerin kamu duumlzenini daha az tehdit ettiği anlamına gelmediğini kaydetmiştir

Gezici jandarma birimi başvuruculara idari para cezası vermiştir Miktarlar her başvurucu iccedilin

farklı olsa da 601991 sayılı Kanunun 26 sect 2 maddesinde belirtilen sınırlar iccedilindedir Ayrıca

başvurucuların ulusal mahkemelerde para cezalarının hukuka uygunluğuna gerekccedilesine ve

miktarlarına itiraz etme hakları da vardır Sonuccedil olarak başvurucular meşru olmayan cezaların

uygulanmasına karşı usuli guumlvencelerden de yararlanmıştır

Mahkeme ulusal makamların takdir yetkilerini aşmadıklarını ve şikayet edilen

cezaların demokratik bir toplumda gerekli ve izlenen amaccedilla orantılı olarak goumlruumllebileceği

kanaatindedir Bu nedenle Soumlzleşmenin 11 maddesi ihlal edilmemiştir

114

Madde 11 ile bağlantılı olarak Madde 14 (Başvuru No 6802814)

İkinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu iccedilin Soumlzleşmenin 11

maddesi uyarınca toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık

yapıldığını iddia etmiştir

Mahkeme Soumlzleşmenin 14 maddesi uyarınca bir sorunun ortaya ccedilıkması iccedilin benzer

veya karşılaştırılabilir durumlardaki kişiler arasında muamelede bir farklılık olması gerektiğini

yinelemiştir İlk olarak Mahkeme ikinci başvurucunun yargılamalarda kendisiyle aynı

durumda olan yani 601991 sayılı Kanunun 5 sect 2 maddesine aykırı olarak anma toplantıları

duumlzenlemeye ccedilalışan ve cezalandırılmayan kişilerin bulunduğunu goumlsterememiştir İkinci

olarak başvurucunun ait olduğu grubun uumlyelerinden birinin soumlz konusu yaptırıma yol accedilan bir

bayrak taşımasının değil yukarıda anılan 5 sect 2 maddeye aykırı bir anma toplantısı

duumlzenlemesinin olgusu olduğunu goumlzlemlemiştir

Son olarak yerel mahkemeler tarafından cezayı onaylama gerekccedilelerine ilişkin olarak

Mahkeme kararlarını ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandırmadıklarını kaydetmiştir

Mahkeme mevcut davadaki muamelede bir farklılık olduğunu varsaysa dahi bu

farklılığın ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandığının goumlsterilmediğine karar vermiştir

Bu nedenle bu şikayet accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğu iccedilin kabul edilemez bulunmuştur

115

Başvuru Adı Farzaliyev Azerbaycan

Başvuru No 2962007

Başvuru Tarihi 8 Mayıs 2007

Karar Tarihi 28 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202532

Konu Azerbaycanda guumlveni koumltuumlye kullanma succedilu ile yargılanan bir

oumlnceki oumlzerk boumllge Başbakanı aleyhine olan tazminat davasında Soumlzleşmenin adil yargılanma

(md 6 sect 1) ve masumiyet karinesi (md 6sect1) maddelerini ihlal etmesi

Olaylar Bay Farzaliyev 1990ların başında Azerbaycan

Cumhuriyetirsquonin oumlzerk bir boumllgesi olan NARrsquoın başbakanı olduğu doumlnemde kamu fonlarını

zimmetine geccedilirme ve goumlrevi koumltuumlye kullanma succedilundan başlatılan ceza yargılamasında asıl

şuumlphelidir Devlet tarafından birccedilok helikopterin satın alınması iccedilin fon tahsis edildiği fakat

helikopterlerin hiccedilbir zaman temin edilmediği iddia edilmiştir Bir soruşturmanın sonucunda

Nakşivan savcılık makamı Bay Farzaliyevrsquoin sorumlu tutulması gerektiğini belirtmiştir Oumlte

yandan succedil zamanaşımına uğradığı iccedilin Ocak 2006da herhangi bir resmi succedillama olmaksızın

ceza yargılaması sona erdirilmiştir

Savcılık makamı daha sonra Nasimi Boumllge Mahkemesirsquonden başvurucunun ve diğer

iki şuumlphelinin isnat edilen zimmet succedilu nedeniyle Devlete tazminat oumldemesine karar verilmesi

talebiyle dava accedilmıştır Başvurucu tazminat davasına ilişkin hukuk yargılaması esnasında

kendisine karşı bir ceza soruşturması yapıldığını fark etmiştir Mayıs 2006rsquoda yerel mahkeme

başvurucunun zimmetine geccedilirdiği yaklaşık 2025000 avroyu tazminat huumlkuumlmleri uyarınca

oumldemesine karar vermiştir Yerel mahkemeye goumlre ceza yargılamasının zamanaşımı nedeniyle

sonlanmış ve davalıların cezai sorumlulukları ortadan kalkmış olsa da succedil nedeniyle verilen

oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir

Bunun uumlzerine Bay Farzaliyev bir uumlst mahkemeye başvurmuş ve ortada herhangi bir

mahkumiyet kararı olmadan hukuk mahkemesinin savcılığın iddianamesini delil olarak kabul

ederek kendisinin zimmet succedilunu işlediğine ve bu nedenle zararı tazmin etmesi gerektiğine

karar verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca Medeni Kanunrsquoun ilgili huumlkuumlmleri yerine Ceza

Muhakemesi Kanunursquonun oumlngoumlrduumlğuuml proseduumlrler ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası yargılaması

yapıldığını ve bunun hukuka aykırı olduğu iddia etmiştir Oumlzellikle başvurucu eğer yargılama

116

Medeni Kanun huumlkuumlmlerine goumlre yapılmış olsaydı zaman aşımı suumlrelerinin dolmasından dolayı

davanın reddedilmesi gerekeceğini de belirtmiştir Aralık 2006da Yuumlksek Mahkeme

Başvurucunun temyiz başvurularındaki iddialarına yanıt vermeden boumllge mahkemesinin

kararını onaylamıştır Yuumlksek Mahkeme Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi de

başvurucunun taleplerini reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu aleyhine yapılan hukuk yargılamasının hukuka

aykırı olduğunu mahkemenin gerekccedilesinin yetersiz olduğunu ve uumlst mahkemelerin iddialarını

incelemediğinden bahisle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 (adil yargılanma hakkı) ve işlemediği bir succediltan

dolayı tazminat oumldemek zorunda bırakıldığından bahisle 6 sect 2 (masumiyet karinesi) ve 1 Norsquolu

Protokolrsquouumln 1 Maddesinin (muumllkiyet hakkı) ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 6sect1 (adil yargılanma)

Mahkeme mahkemelerin ve yuumlksek mahkemelerin kararlarının dayandığı gerekccedilelerin

yeterli bir şekilde accedilıklanması gerektiğini yinelemiştir

Mahkeme Başvurucunun hukuk mahkemesinin kendisi aleyhindeki iddiayı kabul

etmesi iccedilin yasal bir dayanak bulunmadığına ilişkin goumlruumlşuumlnuumln davanın sonucu iccedilin potansiyel

olarak belirleyici olduğunu kaydetmiştir Zira iccedil hukukta Ceza Muhakemesi Kanunursquona goumlre

ceza yargılamasıyla bağlantılı bir tazminat talebi ancak soumlz konusu ceza davasıyla beraber ve

ceza mahkemesi tarafından goumlruumllebilir

Ancak yerel mahkemeler kararlarında başvurucunun iddialarına herhangi bir yanıt

vermemişlerdir Bu nedenle mahkemelerin başvurucunun beyanlarını hiccedil inceleyip

incelemediklerini inceleyerek reddettilerse gerekccedilelerinin ne olduğunu tespit etmek

imkansızdır

Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerekccedileli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna

varmıştır Buna goumlre Soumlzleşmenin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir

Madde 6sect2 (masumiyet karinesi)

Mahkeme sanık daha oumlnceki ceza yargılamalarında mahkum edilmediği halde

kendisiyle ilgili bir yargı kararı kendisinin succedillu olduğu goumlruumlşuumlnuuml yansıtırsa masumiyet

karinesinin ihlal edileceğini yinelemiştir Madde 6 sect 2nin uygulanabilir olması iccedilin bir

117

başvurucunun cezai bir succedilla itham edilmiş olması veya oumlnemli oumllccediluumlde etkilenmiş olması

gerekir

Başvurucu durdurulan ceza yargılamalarında hiccedilbir zaman resmen cezai bir succedilla

itham edilmemiş ve ancak hukuk yargılaması sırasında kendisine youmlneltilen iddialardan

haberdar olmuş olsa da yetkililerin kendisine youmlneltilen şuumlphe sonucunda yuumlruumlttuumlğuuml işlemler

olaydaki oumlzel koşullar ccedilerccedilevesinde kendisini buumlyuumlk oumllccediluumlde etkilemiştir Oumlzellikle yetkililer

diğer şeylerin yanı sıra kendisi hakkında birincil şuumlpheli olarak ceza davası accedilmış ve daha

sonra ceza yargılaması ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası accedilmıştır

Bu eylemler ve birbiriyle yakından bağlantılı olayların davaya oumlzguuml sıralaması dikkate

alındığında bu nedenle başvurucunun 6 sect 2 maddesi anlamında cezai bir succedilla itham edilen

bir kişi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir

Ayrıca davada yerel makamlar ve mahkemeler tarafından uygulanan ilgili mevzuat ve

uygulama uyarınca hukuk davası cezai soruşturmanın ldquodoğrudan sonucurdquo olmuştur Ayrıca

hukuk yargılamaları sırasında başvurucuya cezai sorumluluk yuumlkleyen ifadeler de ceza

yargılamaları ile bir bağlantı oluşturmuştur Bu nedenlerle Mahkeme 6 sect 2 maddesinin mevcut

davaya uygulanabilir olduğuna karar vermiştir

Başvurucunun şikayetinin esasına gelince Mahkeme Nasimi Boumllge Mahkemesinin

Mayıs 2006 tarihli hukuk davasına ilişkin kararının 2327059 AZNnin (para birimi) zimmete

geccedilirildiğine huumlkmettiğini fakat sanıkların beraat edip ldquocezai succedil nedeniyle oluşan zararrdquo

tazmin edilmediğini belirtmiştir Mahkeme başvurucu ceza davasında savunma haklarını

hiccedilbir zaman kullanma fırsatı bulamamış ve bu succediltan dolayı mahkum edilmemiş olmasına

rağmen bu ifadenin bir succedilun işlendiğine ve başvurucunun succedillu olduğuna dair kesin bir

goumlruumlşuuml yansıttığını belirlemiştir

Mahkeme masumiyet karinesi ilkesinin Soumlzleşmenin 6 sect 2 maddesine aykırı olarak

ihlal edildiği sonucuna varmıştır

1 Norsquolu Protokol Madde 1 (muumllkiyet hakkı)

Yukarıdaki bulgular goumlz oumlnuumlne alındığında Mahkeme başvurucunun 1 Nolu

Protokoluumln 1 maddesi uyarınca yaptığı şikayetin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrı bir

karar verilmesine gerek olmadığını değerlendirmiştir

118

Başvuru Adı Hirtu ve diğerleri Fransa

Başvuru No 2472013

Başvuru Tarihi 11042013

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202442

Konu Otoriteler tarafından Roman kampının temizlenmesinin

sonuccedillarını veya Başvurucuların oumlzel koşullarını tam olarak hesaba katmamanın Soumlzleşmersquoyi

ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Laurentiu Constantin Hirtu Stanica Caldaras

Dorina and Paulina Cirpaci Imbrea and Virginia Istfan ve Angelica Latcu uzun yıllar

Fransada yaşamakta ve bir istisna dışında hepsinin Avrupa Birliği vatandaşı olarak on yıllık

oturma izni almış olduklarını belirtmişlerdir Olayların olduğu sırada okul ccedilağındaki ccedilocukların

tamamı okula gitmektedir 1 Ekim 2012rsquode oumlnceki bir kampın dağıtılmasının ardından 50si

ccedilocuk olmak uumlzere 141 kişilik bir grubun parccedilası olan başvurucular 43 karavanla Paris

banliyoumllerinden biri olan La Courneuvedeki bir arsaya taşınmışlardır La Courneuve belediye

başkanının talebi uumlzerine Seine Saint-Denis valisi 29 Mart 2013rsquote gezginlerin La Courneuve

Belediyesine bağlı la Preacutevocircteacute sokağı ve Politzer sokağındaki alana yasa dışı bir şekilde

yerleştiklerinden bahisle 48 saat iccedilerisinde alanı boşaltmalarını emrederek aksi takdirde zorla

tahliye edileceklerini bildirmiştir Bay Hirtu Montreuil İdare Mahkemesinde dava accedilabilen

tek başvurucu olup mahkeme başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir Versailles

İstinaf İdare Mahkemesirsquone temyiz başvurusunda bulunmuş ancak bu başvuru da

reddedilmiştir

5 Nisan 2013te Virginia Istfan Dorina Cirpaci Stanica Calderas ve sitenin başka bir

sakini temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine acil bir başvuruda bulunarak

tahliyenin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar ertelenmesini ve konaklayacakları bir yer

bulmalarına izin verilmesi talep ettiler Bu başvuru 10 Nisan 2013 tarihli kararında kabul

edilemez bulunmuştur

11 Nisan 2013rsquote başvurucular Mahkemeden İccediltuumlzuumlğuumln 39 maddesi uyarınca ve

Soumlzleşmenin 3 (işkence yasağı) ve 8 maddelerine (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1

119

Nolu Protokoluumln 2 maddesine (eğitim hakkı) dayanarak geccedilici tedbir talebinde bulunmuş ve

valinin kararının askıya alınmasını talep etmişlerdir 12 Nisan 2013rsquote temsilcileri Avrupa

Roman Hakları Merkezi (ERRC) Mahkemeye Başvurucuların 11 Nisan gecesi kendi rızaları

ile ayrıldığını ve birkaccedil sokak oumltede Bobignyde kaldıklarını bildirmiştir Başvuruculara hiccedilbir

konaklama teklifi sunulmadığı iccedilin Bobignyde Coquetiers olarak bilinen yerleşim birimine

taşınmadan oumlnce dışarıda ya da arabalarında uyumuşlardır ve orada da başka ailelerle karavanı

paylaşmak ya da yeni bir tane almak zorunda kalmışlardır 19 Ağustos 2014 tarihinde belediye

Coquetiers kampı sakinlerinin 48 saat iccedilinde orayı boşaltmalarını gerektiren bir emir

yayımlamıştır Sakinlerin birccediloğu temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine

acil başvuruda bulunmuştur fakat mahkeme bu başvuruları 25 Ağustos 2014rsquote reddetmiştir

Aynı guumln Başvuruculardan uumlccediluuml belediye kararının askıya alınması iccedilin Mahkemeden

Mahkeme İccedil Tuumlzuumlğuumlnuumln 39 maddesini uygulamasını talep etmişlerdir Goumlrevli yargıccedil 1 Eyluumll

2014 tarihinde Huumlkuumlmet tarafından herhangi bir tahliye oumlncesinde valinin iccedil hukukta

oumlngoumlruumllen tuumlm savunmasız kişilere acil barınma imkacircnı sağlayacağına dair verdiği guumlvenceler

olduğundan bahisle 39 maddeyi uygulamamaya karar vermiştir 16 Nisan 2015 tarihinde

Mahkeme başvuruyu (no 5855314) kabul edilemez bulmuştur

İhlal İddiaları Başvurucular 3 maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) dayanarak zorla tahliyelerinin koşullarının ve muumlteakip yaşam koşullarının

insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini iddia etmişlerdir 8 madde (oumlzel hayata aile

hayatına ve eve saygı hakkı) uyarınca oumlzel hayatlarına aile hayatlarına ve evlerine saygı

haklarının ihlalinden şikayetccedili olmuşlardır 13 maddeye (etkili başvuru hakkı) dayanarak

zorla tahliyelerine itiraz edecek etkili bir hukuk yoluna sahip olmadıklarını iddia etmişlerdir

Karar

Madde 3

Mahkeme başvurucuların oumlncelikle tahliyelerinin koşulları hakkında şikayette

bulunduklarını goumlzlemlemiştir Bununla birlikte vali tarafından boumllgeden ayrılmaları yasal

olarak emredilmiş olsa da başvurucular oumlnce davranıp ve kampı kendi rızalarıyla terk

etmişlerdir Bu nedenle de valinin emri uygulamada aslında gerccedilekleşmemiştir Başvurucular

karavanlarının ccediloğunun ele geccedilirildiğini iddia ederken bu tespit edilmemiş ve bu olayda başka

herhangi bir şiddete maruz kaldıklarını iddia etmemişlerdir

120

Başvurucuların ikinci şikayeti tahliyeden sonraki yaşam koşulları ile ilgilidir Bu

bağlamda Mahkeme kamp temizlendikten sonra başvurucuların birccediloğunun Romanyaya

doumlnduumlğuumlnuuml ve Stanica Caldaras ve ailesine sosyal konut sağlandığını goumlzlemlemiştir

Diğerlerine gelince Coquetiersrsquodeki konaklama şartlarına ilişkin geccedilici tedbir talepleri

Huumlkuumlmet tarafından sağlanan guumlvenceler ışığında reddedilmiş ve AİHMrsquoe yapılacak daha

sonraki başvuruları kabul edilemez olarak beyan edilmiştir Buna goumlre Fransız yetkililerin bu

duruma kayıtsız kaldığı soumlylenemez

Mahkeme madde 3 ihlalinin olmadığına karar vermiştir

Madde 8

Mahkeme başlangıccedilta yaşadıkları yerle başvurucuların yeterli ve suumlrekli bir bağlarının

olmaması nedeniyle başvurucuların konuta saygı haklarına muumldahale iddiasında

bulunmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte daha oumlnceki birkaccedil davada olduğu gibi

Mahkeme bir kampın temizlenmesinin kaccedilınılmaz olarak oumlzel hayat ve aile bağları uumlzerinde

etkileri olduğu kanaatindedir Bu nedenle başvurucuların oumlzel ve aile hayatlarına saygı hakkına

muumldahale edilmiştir

Mevcut davada İstinaf İdare Mahkemesi kendisine sunulan bir polis raporuna goumlre

şantiyedeki karavanların tekerlekler uumlzerinde olduğunu ve onları ccedilekebilecek araccedilların yanına

park ettiklerini goumlzlemlemiştir Mahkeme bundan yukarıda atıfta bulunulan 5 Temmuz 2000

tarihli Kanunun başvurucuların davasına uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır Bu nedenle

muumldahale yasaya uygun olmuştur

Mahkeme valinin kararının hem halk sağlığı risklerine hem de yerel halkın rahatsız

edilmesine dayandığını kaydetmiştir Polis raporunda izinsiz girişler bıccedilak taşıyan insanların

varlığı kavgalar ccedilalılıklarda ccediloumlp ve dışkı da dahil olmak uumlzere yerel işletmelerin maruz kaldığı

bir dizi sorundan bahsedilmektedir Bu nedenle Mahkeme muumldahalenin sağlık ve kamu

guumlvenliğini ve başkalarının hak ve oumlzguumlrluumlklerini koruma anlamında meşru amaccedillarını

izlediğini değerlendirmiştir

Mahkeme tahliyenin kendisi ile tahliyenin gerccedilekleştirilme şekli arasında bir ayrım

yapmıştır Oumlnceki hususla ilgili olarak yetkililer ilke olarak belediye arazisini yasadışı bir

şekilde işgal eden ve orada kalmaya ilişkin meşru bir beklentisi olduğunu iddia edemeyen

başvurucuları tahliye etme hakkına sahiptir

121

Tahliyenin gerccedilekleştirilme şekline gelince Mahkeme tedbirin bir adli karara

dayanmadığını ancak 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca resmi tebligat

proseduumlruumlne uygun olarak gerccedilekleştirildiğini goumlzlemlemiştir Bu proseduumlruuml kullanma

kararının birtakım sonuccedilları doğmuştur

Birincisi valinin emrinin gerccedilekleştirilmesinde tebliğ ve tahliyenin arasındaki kısa

suumlre goumlz oumlnuumlne alındığında 2012 genelgesinde savunulan oumlnlemlerin hiccedilbiri uygulanmamıştır

Huumlkuumlmet karavanlara sahip oldukları iccedilin başvurucuların yeniden yerleştirilmesi

zorunluluğunun olmadığını iddia ederken Mahkeme ilk olarak başvurucuların

karavanlarından biri hariccedil hepsine el konulduğunu ve ikinci olarak genelgenin (ilgili ailelerin

ve bireylerin durumunun değerlendirilmesi ile eğitim sağlık ve barınma yardımı) ilgili kişilerin

karavanı olsun ya da olmasın uygulanması gerekmekteydi Dolayısıyla tahliyenin etkileri veya

Başvurucuların oumlzel koşulları dikkate alınmamıştır

İkinci olarak resmi bildirim usuluuml uygulandığı iccedilin iccedil hukukta oumlngoumlruumllen hukuk yolu

kararın idari makamlarca alınmasından sonra devreye girmişken diğer durumlarda

mahkemeler kararlarını almadan oumlnce tedbirin orantılılığını değerlendirmiştir Başvurucular

tarafından kullanılan hukuk yollardan hiccedilbiri daha sonra iddialarını bir yargı organına

sunmalarına imkan vermemiştir

Sonuccedil olarak muumldahalenin orantılılığına karar verecek ilk yargı organı kamptan

tahliyeden 18 ay sonra Ekim 2014te İstinaf İdare Mahkemesi olmuştur

Mahkeme başvurucuların dezavantajlı bir sosyal gruba ait oldukları gerccedileğini ve bu

nedenle onların oumlzel ihtiyaccedillarının ulusal makamların orantılılık değerlendirmesinde

uumlstlenmekle goumlrevli olduklarını belirtmiştir Bu goumlrevi sadece yasa dışı ccediloumlzuumlmle başa ccedilıkma

yaklaşımlarını değerlendirirken değil aynı zamanda tahliye durumunda tahliyenin

zamanlamasına ve şekline ve muumlmkuumlnse alternatif barınma duumlzenlemelerini de uumlstlenerek

gerccedilekleştirmeleri gerekmektedir 8 maddenin usule ilişkin guumlvencelerinin bir parccedilası olarak

bu huumlkuumlm kapsamındaki haklarına muumldahaleye maruz kalan herhangi bir kişi tedbirin

orantılılığını 8 madde kapsamındaki ilgili ilkeler ışığında bağımsız bir mahkeme tarafından

incelenmesini talep edebilmelidir

Mevcut davada durum boumlyle olmadığından Mahkeme başvurucuların tahliye şeklinin

Soumlzleşmenin 8 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir

122

Madde 3 ve 8 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme iccedil hukukun 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca askıya alma

etkisine sahip oumlzel bir hukuk yolu sağladığını kaydetmiştir

Bu hukuk yolu etkili goumlruumlnmekle birlikte Mahkeme başvurucuların davasında yargıcın

davayı esasa ilişkin olarak incelemediğini ancak Bay Hirtunun boumllgede ikamet ettiğini

kanıtlamadığı gerekccedilesiyle kabul edilemez bulduğunu goumlzlemlemiştir Mahkeme ayrıca diğer

uumlccedil başvuran tarafından yapılan acil bir temel oumlzguumlrluumlğuumln korunması başvurusunun 5 Temmuz

2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuumlnde oumlngoumlruumllen oumlzel hukuk yolunun kullanılmadığı gerekccedilesiyle

kabul edilemez olarak ilan edildiğini goumlzlemlemiştir

Buna goumlre Mahkeme Başvurucuların Soumlzleşmenin 3 ve 8 maddeleri kapsamındaki

iddialarının ilk aşamada gerek esasa ilişkin yargılamalarda gerekse acil proseduumlr kapsamındaki

yargısal incelemenin 13 maddenin gereklerine aykırı yapıldığını tespit etmiştir

Bu nedenle 13 madde ihlal edilmiştir

123

Başvuru Adı Koulias v Kıbrıs

Başvuru No 4878112

Başvuru Tarihi 23 Temmuz 2012

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202521

Konu Başvurucunun tarafı olduğu davaya bakan Yuumlksek Mahkeme

dairesindeki hakimin oğlunun hukuk buumlrosunun aynı zamanda karşı tarafın vekilliğini

yuumlruumltmesinin tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi

Olaylar

Başvurucu Zacharias Koulias 1950 doğumlu bir Kıbrıs vatandaşı olup Larnakarsquoda

yaşamakta ve milletvekilliği yapmaktadır

Başvurucu 2006 yılının mayıs ayında katıldığı bir radyo programında aynı zamanda

eski bir bakan ve bir siyasi partinin uumlst duumlzey bir ismi olan başka bir politikacı C Th hakkında

bazı beyanlarda bulunmuştur Bunun uumlzerine C Th başvurucu hakkında iftira iddiasıyla dava

accedilmıştır

C Th başvurucunun radyo programında ileri suumlrduumlğuuml iki iddiayı dava konusu

yapmıştır Bunlardan birincisi C Thrsquonin bir Tuumlrk şirketinden para aldığı iddiasıdır İkinci

iddia ise Kuzey Kıbrıs Tuumlrk Cumhuriyetirsquoni kastederek Kıbrısrsquoın kuzeyindeki devletin bir

ldquosoumlzde devletrdquo olmadığını soumlylediği iddiasıdır

İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş temyiz aşamasında 24 Ocak 2012

tarihinde Yuumlksek Mahkemersquonin uumlccedil hakimli bir dairesi başvurucunun beyanlarının iftira

niteliğinde olduğuna karar vermiştir Daha sonra başvurucu soumlz konusu Yuumlksek Mahkeme

dairesindeki bir hakimin (GC) oğlunun C Thrsquonin davasını uumlstlenen hukuk buumlrosunun kurucu

ortağı olduğunu oumlğrenmiştir

Bu konudaki bir gazete haberinin uumlzerine 14 Şubat 2012 yılında Yuumlksek Mahkeme bir

basın accedilıklaması yapmış ve soumlz konusu hakimin yargılamada yer almasının yıllardır suumlren

yargısal uygulama ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmiştir

124

İhlal İddiaları Başvurucu dava dosyası hakkında karar veren Yuumlksek

Mahkeme dairesindeki hakimlerden birinin davacının avukatının hukuk buumlrosuyla olan ilişkisi

nedeniyle Soumlzleşmersquonin 61 huumlkmuuml kapsamındaki tarafsızlık ilkesinin hem suumlbjektif hem de

objektif youmlnleriyle ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

6 Madde

Mahkeme Soumlzleşmersquonin 6 maddesi kapsamında yaptığı incelemede oumlncelikle suumlbjektif

tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele almıştır Buna goumlre Mahkeme aksi youmlnde bir delil

olmadığı suumlrece bir hakimin kişisel tarafsızlığının ilkesel olarak varsayılacağını belirtmiştir

Somut olayda Mahkeme hakim GCrsquonin başvurucuya karşı bireysel olarak oumln yargılı veya

taraflı olduğunu goumlsteren herhangi bir bulgu olmadığını goumlzlemlemiştir

İkinci olarak objektif tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele alan Mahkeme

başvurucunun şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilip gerekccedilelendirilmediğini

incelemiştir

Mahkeme Nicholas v Kıbrıs davasında ortaya koyduğu ilkelere atıf yapmış ve bir

yargıcın davadaki bir tarafı temsil eden hukuk buumlrosunun bir ccedilalışanıyla kan bağının

bulunmasının hakimin ccedilekilmesi iccedilin tek başına bir neden olmadığını fakat bu durumun

hakimin tarafsızlığına dair şuumlphelerin oluşmasına neden olabileceğini belirtmiştir

Mahkemersquoye goumlre soumlz konusu şuumlphelerin objektif olarak gerekccedilelendirilip

gerekccedilelendirilmediği her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır İncelemede dikkate

alınması gereken etkenler hakimin yakınının soumlz konusu davada rol alıp almadığı yakınının

hukuk buumlrosundaki konumu buumlronun buumlyuumlkluumlğuuml organizasyonel iccedil yapısı davanın hukuk

buumlrosu iccedilin mali accedilıdan ne derece oumlnemli olduğu ve hakimin yakınının davadaki muhtemel

mali ccedilıkarı ya da potansiyel menfaatidir

Mahkeme diğer uumllkelere oranla kuumlccediluumlk bir uumllke olan Kıbrısrsquota aynı oranda daha kuumlccediluumlk

hukuk buumlroları olduğuna ve az sayıda hakimin olduğunu dikkate alarak bu tuumlr durumların daha

sık yaşanabileceğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme genel olarak bu tuumlr tarafsızlık ihlali

şikayetlerinin bir davalı devletin yargı sistemini felce uğratacak duumlzeye gelmemesi gerektiğini

125

ve kuumlccediluumlk yargı ccedilevrelerine sahip uumllkelerde bu iddialara ilişkin aşırı katı standartların olmasının

yargının idaresini gereğinden fazla aksatabileceğini vurgulamıştır

Bununla birlikte Mahkeme goumlruumlnuumlşuumln oumlnemi dikkate alındığında taraflı goumlruumlnuumlme yol

accedilabilecek herhangi bir durumun yargılamanın başında accedilıklanması gerektiği ve ccedilekilmenin

gerekli olup olmadığının tespiti iccedilin bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir

Mahkemersquoye goumlre objektif ve suumlbjektif tarafsızlık iccedilin uygun teminatların sağlanması iccedilin bu

oumlnemli bir guumlvencedir

Başvurucunun davasında boumlyle bir accedilıklama yapılmamış olup başvurucu soumlz konusu

ilişkiyi davasının temyiz incelemesi yapıldıktan sonra oumlğrenebilmiştir Boumlylelikle başvurucu

hakim GCrsquonin oğlunun hukuk buumlrosunun karşı tarafın davasını yuumlruumlttuumlğuuml ve temyiz

duruşmasında yer aldığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır Başvurucu yargılama sırasında

hakimin oğlunun davada yer alıp almadığı ve davanın sonucuna bağlı olarak mali ccedilıkarı olup

olmadığı konusunda bilgi sahibi olmamıştır Mahkemersquoye goumlre bu nedenle yargılamada soumlz

konusu hakim youmlnuumlnden taraflı bir goumlruumlntuuml oluşmuştur Boumlylelikle Mahkeme başvurucunun

hakim GCrsquonin tarafsızlığına dair şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilmiş olduğunu

ulusal hukukun ve uygulamasının başvurucuya yeterli usucirclicirc guumlvenceleri sağlamadığını

belirlemiştir

Mahkeme yargı usul kanununun daha sonradan değiştirildiğine ve artık boumlyle bir iş

ilişkisinin hakim iccedilin ccedilekilme nedeni teşkil ettiğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme sonuccedil olarak

Soumlzleşmersquonin 6 maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir

10 Madde

Mahkeme Yuumlksek Mahkeme aşamasında davanın kapsamının başvurucunun

beyanlarının iftira niteliğinde olup olmadığı hususuyla sınırlanmasına başvurucunun avukatı

tarafından rıza goumlsterildiğine dikkat ccedilekmiştir Başvurucunun avukatı aynı zamanda radyo

yayınında yapılan yorumun eleştiri sınırları iccedilerisinde olduğu youmlnuumlndeki savunmasını da

Yuumlksek Mahkeme aşamasında geri ccedilekmiştir

Mahkemersquoye goumlre bu kararla başvurucu Yuumlksek Mahkemersquonin incelemesini accedilık bir

şekilde daraltmış ve Yuumlksek Mahkeme aşamasında ileri suumlrmediği ifade oumlzguumlrluumlğuuml

arguumlmanlarını mevcut bireysel başvuru aşamasında ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucunun ilk derece

126

mahkemesi oumlnuumlnde ifade oumlzguumlrluumlğuuml savunmasını ileri suumlrebilmiş olduğu dikkate alındığında

Yuumlksek Mahkemersquonin başvurucu iccedilin başarı şansı sunmadığı soumlylenemez

Mahkeme bu gerekccedilelerle Huumlkuumlmetin iccedil hukuku yollarının tuumlketilmediği youmlnuumlndeki

itirazını kabul ederek Soumlzleşmersquonin 10 maddesine ilişkin şikayet hakkında kabul edilemezlik

kararı vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Kıbrıs devletinin başvurucuya 9600 euro manevi tazminat ve 19 euro masraf

ve gider oumldemesine karar vermiştir

127

Başvuru Adı Uzbyakov v Rusya

Başvuru No 7116013

Başvuru Tarihi 9 Ekim 2013

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202416

Konu Başvurucunun ccedilocuğu iccedilin accediltığı babalık davası ile evlat

edindirme kararının iptali talebinin eksik inceleme yapılarak reddedilmesinin aile yaşamına

saygı hakkını ihlal ettiği

Olaylar

Bşavurucu Sergey Stanislavovich Uzbyakov 1976 doğumlu bir Rus vatandaşı olup

Kurganovkarsquoda (Rusya) yaşamaktadır

Başvurucu anneleri OM adındaki bir kadın olan 5 ccedilocuğun babasıdır Ccedilocuklarının

ek kuumlccediluumlğuuml 2009 doğumludur Başvurucu Rusyarsquoda OM ve ccedilocuklarla beraber yaşadığı halde

Rusyarsquoda yasa dışı ikamet ettiğinden ccedilocukların doğum belgelerine baba olarak ismini

yazdıramamıştır

Başvurucu Ocak 2011rsquode yakalanmış ve aynı yılın Nisan ayına kadar tutuklu kalmıştır

Bu suumlreccedilte Şubat ayında OM hayatını kaybetmiş ve Mart ayında ccedilocuklar bakıma alınmıştır

Buumlyuumlk olan 4 ccedilocuk yetimler iccedilin hizmet veren yatılı bir okula yerleştirilmiş ancak 14 aylık

olan D isimli ccedilocuk bakım iccedilin bir ccedilocuk evine alınmıştır

Başvurucu partnerinin oumlluumlmuumlnuuml Mart 2011rsquode oumlğrenmiş ve resmi belgelerde

ccedilocukların babası olarak tanınmak iccedilin kanuni usullere başvurmaya başlamıştır Aynı ay D

evlat edinmek amacıyla bir ailenin korumasına verilmiş ve Tambov boumllgesindeki Morshansk

şehrine goumltuumlruumllmuumlştuumlr Diğer ccedilocuklar ise OMrsquonin kız kardeşi tarafından alınmıştır

Eyluumll 2011rsquode Tambov boumllgesindeki Morshanskiy Boumllge Mahkemesi Drsquonin kendisini

teslim alan aile tarafından evlat edinilmesine onay vermiştir Mahkeme kararın gerekccedilesinde

Drsquonin annesinin hayatını kaybettiğini babasının adının doğum belgelerinde yer almadığını

128

Drsquonin ebeveyn bakımından yoksun kalmış olduğunu ve bir suumlre ccedilocuk evinde kalmış olduğunu

belirtmiştir

Başvurucu babalık davasını kendisi hala tutukluyken accedilmış ve diğer doumlrt ccedilocuğun

babası olarak kaydedilmesine karar verilmiştir Başvurucu D hakkındaki davayı ise evlat

edindirme kararının kaldırılması talebini de ekleyerek ayrı bir dava olarak accedilmıştır

Başvurucu D iccedilin accediltığı davada Drsquonin evlat edinilmesinin hukuka ve ccedilocuğun

menfaatlerine aykırı olduğunu kanuna goumlre kardeşlerin ayrılmasının yasak olduğunu bu

konuda ebeveynin izninin aranması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Kamensky Boumllgesi goumlzetim ve

koruma makamı ve Rusya Federasyonu İnsan Hakları Temsilciliğirsquonden bir temsilci de

başvurucunun talebine destek vermiştir

Bununla birlikte Ekim 2012rsquode mahkeme başvurucunun davasını reddetmiştir

Mahkemeye goumlre başvurucu Drsquonin babasıdır fakat evlat edindirme kararının ortadan

kaldırılması iccedilin herhangi bir neden yokken başvurucunun babalığının tanınmasının bir

mantığı yoktur Mahkeme ayrıca evlat edinen kişilerin kanuni şartları sağladığını ccediliftin Drsquoyi

buumlyuumltebilmek iccedilin gerekli mali guumlce sahip olduğunu suumlrekli işe ve uygun yaşam koşullarına

sahip olduğunu belirtmiştir Başvurucu karara karşı kanun yollarına başvurmuşsa da

başvuruları reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu kızının kendi bilgisi dışında evlat edinilmesinin ve

accediltığı davanın reddedilmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesine aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun 17 yıl boyunca OM ile birlikte yaşadığını beş ccedilocuğun da

biyolojik babası olduğunu ve onlara baktığını dolayısıyla başvurucu ve D isimli ccedilocuğu

arasında Soumlzleşme anlamında bir aile bağı bulunduğunu tespit etmiştir

Mahkeme dava iccedilin belirleyici olan sorunun yerel makamların Drsquonin doğal babası ve

kardeşleriyle normal bir aile yaşamına sahip olması iccedilin kendilerinden beklenen gerekli ve

uygun buumltuumln adımları atıp atmadığı olduğunu belirtmiştir

129

Evlat Edindirme Suumlreci Accedilısından

Mahkemersquoye goumlre her ne kadar ccedilocuğun bakıma verilmesinin soumlz konusu doumlnemdeki

koşullar ccedilerccedilevesinde gerekli olduğu soumlylenebilecek olsa da yerel makamlar evlat edindirmeye

bir alternatifin olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilmesi iccedilin yeterli bir suumlre sağlayıp

sağlamadığı ya da Drsquonin beraber yaşayabileceği bir yakınının bulunup bulunmadığının uygun

bir şekilde tespit edilip edilmediği hususları şuumlphelidir

Oumlrneğin evlat edindirme kararını veren mahkemenin Drsquonin kardeşleriyle ilgili

bilgilerden haberdar olduğunu fakat bu bulguları dikkate almadığını başvurucu baba ile ilgili

de bilgi edinebilecekken bu araştırmayı yapmadığını belirtmiştir Mahkeme başvurucunun

OMrsquonin oumlluumlmuumlnuuml takiben kanuni usullere başvurmaya başladığını Mart 2011rsquode dava accediltığını

ve ccedilocuklarının ismini mahkemeye bildirdiğini buna rağmen aynı mahkemenin Drsquonin evlat

edinilmesine onay verdiğini vurgulamıştır Mahkemersquoye goumlre yerel mahkeme ccedilok şekilci bir

yaklaşım goumlstermiş yalnızca şekli şartların varlığına odaklanmış dava hakkında başvurucuyu

ne bilgilendirmiş ne de başvurucuyu dinlemiştir

Mahkeme boumlylelikle yerel makamların evlat edindirme suumlrecindeki incelemelerinde

ciddi eksikliklerin olduğunu evlat edindirmenin Drsquonin yuumlksek menfaatlerine uygun olup

olmadığının belirsiz olduğunu bu usuluumln kendisinin ccedilok kuumlccediluumlk yaşta kardeşlerinden ve

babasından ayrılmasına yol accediltığını belirtmiştir

Evlat Edinmenin İptali Talebi ve Babalık Davası

Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemenin başvurucunun davasını reddederken tek

gerekccedilesi Drsquonin artık evlat edinilmiş olması ve evlat edinme işlemini ortadan kaldırmak iccedilin

gereken şartların oluşmamış olmasıdır

Mahkeme ccedilocuğun yuumlksek yararının genel kanuni varsayımlarla belirlenemeyeceğini

bireylerin haklarının adil bir şekilde dengelenmesinin her bir somut davanın oumlzel koşullarını

incelemeyi gerekli kıldığını belirtmiştir Mahkemersquoye goumlre başvurucunun karşı karşıya kaldığı

durum yerel makamlar tarafından ciddi inceleme eksikliği iccedileren suumlreccediller sonucu yaratılmıştır

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun davasını reddederken oumlne suumlrduumlkleri

gerekccedilelerin yeterli olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Drsquonin koruyucu aileyle evlat edinme

aşamasına kadar geccedilirdiği 18 aylık suumlrenin de yetersiz olduğunu belirtmiştir Mahkeme yerel

130

mahkemelerin Drsquonin ileride yakınlarıyla kişisel ilişki kurması halinde ortaya ccedilıkabilecek

olumsuz etkileri de dikkate almadığını belirlemiştir Boumlylelikle Mahkeme yerel makamların

soumlz konusu suumlreccedilte pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmediğine adil bir menfaat dengesi

kurmadığına ve bu nedenle başvurucunun Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamındaki aile

yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Rusyarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 euro masraf ve

giderler iccedilin toplam 1972 euro oumldemesine karar vermiştir

131

HAZİRAN 2020

Başvuru Adı VujnovićHırvatistan

Başvuru No 3234916

Başvuru Tarihi 2 Haziran 2016

Karar Tarihi 11 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202757

Konu Şikayetin yasal suumlresi iccedilerisinde yapılmaması sebebiyle yapılan

soruşturmanın etkisiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı başvurucunun dayanmış olduğu kararlardaki

olguların somut olaydaki olgulardan farklılık goumlstermesi sebebiyle başvurucunun dayandığı

kararlardan farklı youmlnde verilen kararın hukuki kesinlik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği

başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesinin ve bilgi iccedilin yetkililere başvurmasın beklenmesinin makul

olduğu ve bunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama olarak kabul edilemeyeceği

Olaylar

Başvurucu Dušan Vujnović 1963 yılında doğmuş ve Zagrebrsquode yaşamakta olan bir Hırvat

vatandaşıdır

Başvurucunun ailesi 1993 yılındaki savaş doumlneminde ldquoMedak Cebirdquo olarak bilinen alanda

Hırvat ordusunun Sırp guumlccedillerinden kontroluuml geri almak iccedilin askeri bir operasyon duumlzenlerken

oumllduumlruumllmuumlşlerdir

Birkaccedil yıl sonra 51 kişinin oumllduumlruumllduumlğuuml Hırvat ordusu generallerinin Medak Cebi askeri

operasyonundaki roluuml hakkında soruşturmalar başlatılmıştır Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza

Mahkemesi (ldquoEYUCMrdquo ndash İngilizce ICTY) ccedilok sayıda general aleyhine soruşturma başlatmış ve

kovuşturma amacıyla davaları Hırvat makamlarına iletmiştir

Oumlzellikle bir Hırvat generali olan RA 2001 yılında EYUCM tarafından ve daha sonra da 2006

yılında Hırvat makamlarınca ldquoCep Operasyonu-93rdquo sırasında insanlığa karşı succedil işlemek ve savaş

hukuku ve geleneklerini ihlal etmekle ve bilhassa Sırp etnik koumlkenine ait sivillerin katledilmesini

oumlnleyememesi nedeniyle succedillanmıştır Her iki iddianamede de başvurucunun ebeveynleri mağdurlar

arasında yer almıştır Hırvat mahkemeleri 2008 yılında General RArsquonın succedilsuz olduğuna huumlkmetmiş

ve bu karar 2009 yılında kesinleşmiştir

Başvurucu 2008 yılında ailesinin Hırvat askerlerince oumllduumlruumllmesi nedeniyle Devlet aleyhine

tazminat davası accedilmıştır Mahkeme ise 2015 yılında başvurucu aleyhine karar vermiştir Oumlzellikle

132

Yuumlksek Mahkeme başvurucunun EYUCMrsquonin General RA aleyhindeki iddianamesinde her iki

ebeveynini de mağdurlar arasında listelediği 2001 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi

noktasında objektif olarak bir ihtimal olduğunu ve bu nedenle beş yıllık yasal zamanaşımı suumlresinin de

bu andan itibaren başlaması gerektiğini belirtmiştir Dolayısıyla başvurucu talebini 2008 yılında oumlne

suumlrduumlğuumlnde talebi zamanaşımına uğramıştır

Başvurucu 2011 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuumln ilan edilmesi iccedilin mahkemelere

başvurularda bulunmuş ve ilgili mahkemeler de bu doğrultuda 2012 ve 2013 yılında kesinleşmiş

kararlar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 2rsquoye (yaşam hakkı) dayanarak ebeveynlerinin

oumlluumlmuumlne ilişkin yuumlruumltuumllen soruşturmaların sorumluların bulunamaması nedeniyle etkisiz olduğunu ileri

suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca Başvurucu Madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkımahkemeye erişim hakkı) de

dayanarak Yuumlksek Mahkemenin yasal zamanaşımı suumlresinin hesaplanması konusundaki uygulamasının

tutarsız olduğunu ve bu yaklaşımın tazminat davalarında uygulanmış olması nedeniyle başvurucuyu

mahkemeye erişim hakkından mahrum bıraktığını iddia etmektedir

Karar

Madde 2 (yaşam hakkısoruşturma)

Devlet her ne kadar Savcılık makamının General RArsquonın 2008 yılında beraat etmesinden

sonra da Cep Operasyonu-93 esnasında işlenen succedilları soruşturmaya devam etse de ilgili tarih itibarıyla

başvurucunun ebeveynlerinin bir succedilun mağduru olarak değerlendirilmediklerini ifade etmiştir Ayrıca

her ne kadar 2015 yılının Eyluumll ayında uumlccedil kişi (başvurucu bu uumlccedil kişi arasında yer almamaktadır) bir succedil

duyurusunda bulunmuş olsa da buguumlne kadar bu durumun aksini işaret eden herhangi bir bilgiye

erişilememiştir

Mahkeme yakın akrabaları oumllduumlruumllen başvurucuların gerekli oumlzeni goumlstermelerinin ve ilgili

soruşturmadaki gelişmeler hakkında bilgi edinmek iccedilin gerektiği kadar inisiyatif kullanmalarının

beklenebileceğini tekrar ifade etmiştir

Ancak başvurucu 2009 yılının Kasım ayında General RA aleyhindeki ceza yargılamasının

sona ermesinden sonra bilgi isteme girişiminde bulunmamış ve sadece 2016 yılının Haziran ayında

yani altı aylık yasal başvuru suumlresinin sona ermesinden ccedilok sonra mahkemeye şikayeti iccedilin

başvurmuştur

Mahkeme bu nedenle başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlmuumlne ilişkin soruşturmanın

etkisizliğine ilişkin yapmış olduğu şikacircyeti soumlz konusu şikacircyet yasal suumlresi iccedilinde yapılmadığı iccedilin

133

kabul edilemez olduğundan reddetmiştir

Madde 6 sect 1

Hukuki Kesinlik

Başvurucu tazminat davası accedilılmasına ilişkin yasal zamanaşımı suumlresinin Yuumlksek

Mahkemenin aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlne ilişkin vermiş olduğu diğer birccedilok tazminat kararındakine benzer

şekilde ebeveynlerinin oumllduumlğuumlnuuml belirten kararların kesinleştiği tarihten başlayarak hesaplanması

gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme daha oumlnce iki uyuşmazlığın farklı şekilde ele alınmasının farklı olgular soumlz konusu

olduğunda iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacağını kabul ettiğini tekrar ifade etmiştir

Mahkeme başvurucunun akıbeti belli olmayan davacıların aile uumlyelerinin kaybolmasına ilişkin

Yuumlksek Mahkeme kararlarına dayandığını ancak başvurucunun ebeveynlerini akıbetinin bilindiğini

belirtmiştir Başvurucunun ebeveynlerinin 1993 yılının Eyluumll ayında oumllduumlruumllduumlğuuml 2008 yılındaki

tazminat davası ve ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarına ilişkin alınan 2011 yılındaki kararlardan oumlnce de

bilinmekteydi Nitekim başvurucu ebeveynlerinin akıbetini General RA aleyhindeki iddianame

Hırvat ceza mahkemelerine geldiği tarih olan 2006 yılında oumlğrendiğini kabul etmiştir

Bu nedenle başvurucunun dayanmış olduğu kararlar başvurucunun ebeveynlerinden farklı

olgular iccedilermektedir Yerel mahkemenin tazminat davası accedilılması hususundaki zamanaşımı suumlresini

başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarının kesinleşmesi tarihinden itibaren hesaplanmamış olması

hususu iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacaktır ve hukuki kesinlik ilkesi ihlal edilmemiştir Bu nedenle

Madde 6 sect 1 uyarınca bir ihlal soumlz konusu değildir

Mahkemeye Erişim

Başvurucu Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun talepte bulunması iccedilin geccedilerli yasal

zamanaşımı suumlresini başvurucunun ailesinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi iccedilin objektif olarak bir ihtimale sahip

olduğunu değerlendirdiği 2001 yılından itibaren hesaplamanın kendisini mahkemeye erişimden

mahrum bıraktığını ileri suumlrmuumlştuumlr

İlk olarak Mahkeme davacıların aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlnuuml tam olarak oumlğrendikleri guumlnuumln tespit

edilemediği durumlarda yerel mahkemelerin davacıların bunu oumlğrenmek iccedilin objektif bir fırsata sahip

oldukları ana dayanmalarını mantıksız bulmamıştır

Mahkeme ayrıca Eyluumll 1993te Medak Cebinde işlenen succedillardan dolayı EYUCM nezdinde

Hırvat ordusu generalleri aleyhine accedilılan iddianamelerin Hırvatistan medyasında geniş yer bulduğunu

da not etmiştir Başvurucunun 1993 askeri harekatı sırasında kaybolan kişilerin oğlu olarak bu

134

yayımlardan habersiz kalmış olması muumlmkuumln değildir Başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesini ve

bilgi almak iccedilin Hırvat yetkililerine başvurmasını beklemek de mantıksız olmamıştır

Ancak Başvurucu 2007deki tazminat davası bağlamı dışında ebeveynlerinin akıbetiyle ilgili

olarak polisle veya Eyalet Savcılığı ile iletişime geccedilmemiştir Başvurucu 2011 yılına kadar

(kaybolmalarından yaklaşık 18 sene sonra) ebeveynlerinin oumlluuml ilan edilmesi amacıyla dava accedilmamıştır

Başvurucu General RA aleyhine EYUCM iddianamesinin duumlzenlendiği Kasım 2001den

sonra herhangi bir noktada ebeveynlerinin akıbeti hakkında bilgi almak iccedilin Devlet yetkililerine

başvurmuş olsaydı onların Hırvat askerleri tarafından oumllduumlruumllduumlğuumlnuuml oumlğrenebilecek ve dolayısıyla

Devletrsquoten tazminat talep etmek iccedilin gerekli tuumlm bilgileri elde edilebilecekti

Bu nedenle Mahkeme Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun tazminat talebinde bulunması iccedilin

yasal zamanaşımı suumlresini hesaplama şeklinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama teşkil

etmediği sonucuna varmıştır

Dolayısıyla Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi bu bakımdan da ihlal edilmemiştir

135

Başvuru Adı Vladimir KharitonoRusya OOO Flavus ve DiğerleriRusya

BulgakovRusya EngelsRusya

Başvuru No 1079514 1246815 2348915 ve 1907416 2015915 6191916

Başvuru Tarihi 2013 - 2015

Karar Tarihi 23 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203177

Konu Soumlzleşmersquoye uygun bir incelemenin ve keyfi muumldahaleye karşı

guumlvencelerin yokluğunda internet sitelerinin tamamının erişime engellenmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

ihlali başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbirinin etkili olmamış olmasının ifade

oumlzguumlrluumlğuuml ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali olduğu

Olaylar

Vladimir KharitonoRusya

Başvurucu 2012rsquonin sonlarında internet sitesinin ndash Elektronik Yayımcılık Haberleri

(Electronic Publishing News) (wwwdigital-booksru) ndash IP adresinin telekom duumlzenleyici

Roskomnadzor tarafından engellendiğini fark etmiştir Tedbir başvurunun internet sitesiyle aynı yer

sağlayıcı şirket ve IP adrese sahip başka bir internet sitesine rastamantalesru ndash kenevir temalı halk

hikayelerinin koleksiyonu ndash erişimi engellemek isteyen Federal Uyuşturucu Kontrol Servisinin

(Federal Drug Control Service) kararından sonra alınmıştır

Başvurucu IP adresinin engellenmesinin yasadışı bilgi iccedilermeyen kendi internert sitesine

erişimi de engellediğini ileri suumlrerek bir mahkemeye başvurmuştur Mahkemeler Roskomnadzorun

eyleminin başvurucunun internet sitesi uumlzerindeki etkisini değerlendirmeksizin hukuka uygun

olduğunu onamıştır

OOO Flavus ve DiğerleriRusya

Başvucurular muhalefet medya kuruluşlarının sahibidir birinci başvurucu OOO Flavus

granirunun sahibidir ikinci başvurucu Garry Kasparov bağımsız bir web yayını olan

wwwkasparovrunun kurucusudur ve uumlccediluumlncuuml başvurucu OOO Mediafokus ejru adresindeki Daily

Newspaperın (Ezhednevnyy Zhurnal) sahibidir ve Rusya Huumlkuumlmeti hakkında eleştirel araştırma ve

analizler yayımlamaktadır

Mart 2014te Roskomnadzor kitlesel duumlzensizlik veya aşırılık yanlısı soumlylemleri teşvik ettiği

136

iddia edilen iccedileriklere istinaden Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca hareket eden

Başsavcının talebi uumlzerine başvurucuların internet sitelerine erişimi engellemiştir Herhangi bir

mahkeme kararı aranmamıştır

Başvurucular engelleme tedbirinin yargı denetiminden geccedilmesi iccedilin sonucunda başarılı

olamadıkları bir başvuruda bulunmuş internet sitelerine erişimin toptan engellenmesinden ve ilgili succedil

teşkil eden materyalin kendilerine bildirilmemesinden (ki bu durum tekrar erişim sağlamak iccedilin

materyalin kaldırılamamasına sebep olmuştur) şikayetccedili olmuşlardır

BulgakovRusya

Kasım 2013te başvurucu yerel internet hizmet sağlayıcısının haberdar olmadığı Nisan 2012

tarihli bir mahkeme kararına dayanarak internet sitesine ndash Worldview of the Russian Civilization

(wwwrazumeiru) ndash erişimi engellediğini oumlğrenmiştir Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml

kapsamında verilen bu karar internet sitesinin dosyalar boumlluumlmuumlnde yer alan ve daha oumlnce aşırılık yanlısı

bir yayım olarak kategorize edilen elektronik bir kitabı hedef almıştır Mahkeme engellemenin

başvurucunun internet sitesinin IP adresine sağlayıcı duumlzeyinde erişimi engelleyerek uygulanmasına

karar vermiştir

Başvurucu mahkemenin kararından haberdar olur olmaz e-kitabı silmiştir Ancak mahkemeler

mahkemenin başlangıccedilta sadece succedil teşkil eden materyale değil IP adresinden tuumlm web sitesine

erişimin engellenmesine karar verdiği gerekccedilesiyle engelleme tedbirini kaldırmayı reddetmiştir

EngelsRusya

Nisan 2015te bir mahkeme yerel internet hizmet sağlayıcısının bir savcının şikayetine

dayanarak başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ve gizlilik konularına ilişkin internet sitesine ndash

RosKomSvoboda (rublacklistnet) ndash erişimi engellemesine karar vermiştir Savcı iccedilerik filtrelerinin

atlanmasına ilişkin bilgilerin ndash bu bilgilere başvurucunun internet sitesinden erişilebilirdi ndash

kullanıcıların başka alakasız bir internet sitesindeki aşırılık yanlısı materyallere erişmesine olanak

sağlaması nedeniyle Rusyada yayılmasının yasaklanması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu

yargılama hakkında bilgilendirilmemiştir

Mahkeme kararından sonra Roskomnadzor başvurucudan succedil teşkil eden iccedileriği kaldırmasını

istemiştir kaldırmadığı takdirde internet sitesi engellenecektir Başvurucu talebe uymuştur

Mahkemeler başvurucunun gezinmenin gizliliğinin korunması iccedilin araccedillar ve yazılımlar hakkında bilgi

sağlamanın herhangi bir Rus yasasına aykırı olmadığı youmlnuumlndeki temel iddiasına değinmeksizin

başvurucunun şikayetini reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucuların tuumlmuuml Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca internet

137

sitelerine erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve orantısız olduğundan ve doğrudan veya oumlzuumlnde

Madde 13 kapsamında (etkili başvuru) Rus mahkemelerinin şikayetlerinin esasını dikkate almadığından

şikayetccedili olmuşlardır

Karar

Madde 10

Mahkeme doumlrt davanın hepsinde de 10 maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir

Mahkeme genel olarak internetin ifade ve bilgi oumlzguumlrluumlğuuml hakkını dışa vurmaktaki oumlnemini

vurgulayarak internet sitelerine erişimi engelleyen tedbirlerin başvurucuların bilgi verme hakkına ve

halkın bilgi alma hakkına muumldahale teşkil ettiğini tespit etmiştir

Soumlzleşme bu tuumlr bir muumldahalenin ldquokanunda oumlngoumlruumllmerdquo de dahil olmak uumlzere koşulları

karşılamasını gerektirmektedir Soumlz konusu kanun diğer şeylerin yanı sıra accedilık ve oumlngoumlruumllebilir olmalı

yetkililere izin verilen takdir yetkisini sınırlamalı ve keyfi muumldahalelere karşı koruma sağlamalıydı

Ancak Mahkemenin 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermesine buumlyuumlk oumllccediluumlde yol accedilan tam olarak

huumlkuumlmlerdeki eksiklikler olmuştur

Bay Kharitonovrsquoun internet sitesi Bilgilendirme Kanunursquonun yasa dışı internet iccedileriği

kategorilerini listeleyen 151 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir Ancak başvurucunun internet sitesinin

kendisinde herhangi bir yasa dışı materyal bulunmama olup bu site yalnızca boumlyle bir materyal

bulunduran bir internet sitesiyle aynı IP adresine sahip olduğu iccedilin engellenmiştir Bu nedenle Bay

Kharitonovun olayındaki muumldahale herhangi bir kanuna dayanmamaktadır Mahkeme ayrıca davaya

muumldahil olan uumlccediluumlncuuml şahısların Rusyada milyonlarca internet sitesinin yalnızca yasa dışı iccedilerik

barındıran başka internet siteleriyle aynı IP adresini paylaşmaları sebebiyle engellenmiş olduğuna işaret

ettiklerini kaydetmiştir

OOO Flavus ve Diğerlerindeki internet siteleri Başsavcılığın kitlesel duumlzensizlik ccedilağrıları

veya izinsiz halka accedilık etkinliklere katılmak dahil olmak uumlzere ccedileşitli iccedilerik tuumlrlerinin engellenmesini

talep etmesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir

Roskomnadzorrsquoun ağ yer sağlayıcılığı hizmetine youmlnelik bildirimlerinin belirli internet

sayfalarından ziyade tuumlm internet sitelerine atıfta bulunmasından dolayı yasanın usul gereklilikleri

sağlanmamıştır Yetkililer URLleri belirtemeyerek başvurucuların iccedileriği kaldırmalarını ya da belirli

internet sayfalarına atıfta bulunarak Başsavcının talebine itiraz etmelerini engellemişlerdir

Ayrıca Başsavcının soumlz konusu materyalin izinsiz kamuya accedilık etkinliklere katılma ccedilağrıları

teşkil ettiği youmlnuumlndeki bulgusu bu materyalin iccedileriğinin gerccedilekte hiccedilbir dayanağı olmayan keyfi ve

accedilıkccedila mantıksız bir yorumudur

138

Ayrıca wwwkasparovru aleyhindeki kararda Kırımdaki insanları yasa dışı eylemlerde

bulunmaya teşvik ettiği iddia edilen bir broşuumlruumln goumlruumlntuumlsuumlnuumln yeniden uumlretilmesi iccedilin yasal bir

dayanak bulunmamaktadır Başsavcı Rus yargı yetkisi dışında neyin hukuka aykırı olduğu ve neyin

hukuka aykırı olmadığı konusunda yasal yetkiye sahip değildir Her haluumlkarda yasa dışı eylemler

kavramı boumlluumlm 153teki engellemeye accedilık iccedilerik kategorilerinin dışında kalmıştır

Mahkeme ayrıca bu uumlccedil başvurucunun davasında internet sitelerinin tuumlmuumlne erişimin

engellenmesinin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığını incelemiştir Mahkeme boumlylesine

kapsamlı bir engellemenin bir gazete veya televizyon kanalını engellemekle kıyaslandığında aşırı bir

oumlnlem olduğunu ve ayrı gerekccedilelendirme gerektirdiğini vurgulamıştır Yalnızca yasa dışı iccedileriğe

youmlnelik bir oumlnlemin yan etkisi olarak yasal iccedileriğe veya internet sitelerine herhangi bir ayrım

goumlzetmeksizin muumldahale eden engelleme bu tuumlr internet sitelerinin sahiplerinin haklarına keyfi bir

muumldahale teşkil etmiştir

Bununla birlikte Huumlkuumlmet toptan engelleme kararı iccedilin herhangi bir gerekccedile sunmamış veya

herhangi bir meşru amaccedil veya baskın toplumsal ihtiyacı detaylandırmamıştır Ayrıca başvurucuların

asıl amacın muhalif medyaya erişimi engellemek olduğu iddiası ciddi endişelere yol accedilmıştır

Başvurucuların internet sitelerine youmlnelik engelleme tedbirleri herhangi bir gerekccedileden yoksundur ve

Mahkeme bu tedbirlerin herhangi bir meşru amaccedil guumltmediklerine karar vermiştir

Bay Bulgakovun olayındaki soumlz konusu yasal huumlkuumlm yetkililerin internet sitesindeki e-kitap

da dahil olmak uumlzere belirli iccedilerikleri engellemesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6)

boumlluumlmuumlduumlr E-kitabın aşırılık yanlısı bir materyal olduğu ise tartışmalı değildir ve Bay Bulgakov bu e-

kitabı hemen kaldırmıştır

Ancak yerel mahkemenin kararı bu tuumlr bir youmlntem herhangi bir birincil mevzuatta veya

uygulama kurallarında yer almasa da yalnızca yasa dışı iccedileriğin değil internet sitesinin bir buumltuumln olarak

engellenmesine yol accedilmıştır İlaveten engelleme başvurucu succedil teşkil eden dolayısıyla hukuka aykırı

olan iccedileriği kaldırdıktan sonra bile korunmuştur

Mahkeme Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml kapsamındaki proseduumlruumln

uygulanmasından kaynaklanan muumldahalenin aşırı ve keyfi sonuccedillar doğurduğu sonucuna varmıştır

Son olarak Almanyadan gelen bir ccedilevrimiccedili oumlzguumlrluumlk aktivisti olan Bay Engelsrsquoin davasında

yapılan muumldahale Bilgilendirme Kanunursquonun 151 maddesine oumlzellikle de internet sitelerinin ldquobelirli

internet iccedileriğini Rusyada yayılması yasaklanması gereken bilgiler olarak tanımlayan yargı kararınardquo

dayanarak engellenmesine cevaz veren 5 alt boumlluumlmuumln ikinci boumlluumlmuumlne dayanmaktaydı

Mahkeme ilgili huumlkmuumln engellenmeye accedilık iccedilerik kategorilerini listelememesinden oumltuumlruuml aşırı

derecede belirsiz ve aşırı kapsamlı olduğunu ve Soumlzleşmenin oumlngoumlruumllebilirlik şartını karşılamadığını

139

tespit etmiştir Oumlzellikle Engels gibi internet sitesi sahipleri hangi iccedileriğin yasaklanabileceğini ve bir

internet sitesi engellenmesine yol accedilabileceğini bilemedikleri iccedilin bu kişilerin davranışlarını uygun

şekilde duumlzenlemeleri muumlmkuumln olmamıştır

Nitekim Bay Engelsin olayı huumlkmuumln nasıl keyfi etkiler yaratabileceğini goumlstermiştir

mahkeme filtre atlama araccedillarının ve bu tuumlr diğer yazılımların ya da bunlar hakkında bilgi sağlamanın

yasa dışı olduğunu tespit etmemiş olmasına rağmen Bay Engelsrsquoin internet sitesi engellenmiştir

Mahkeme başvurucunun internet sayfasında aşırılık yanlısı bir konuşma veya başka yasaklanmış iccedilerik

bulmamış ancak teknolojinin başka yerlerde aşırılık yanlısı iccedileriğe erişmek iccedilin kullanılabileceği

olasılığına atıfta bulunmuştur

Mahkeme tesaduumlfen aşırılık yanlısı materyallere erişime yardımcı olabileceği iccedilin ccedilevrimiccedili

bilgiye erişim teknolojisi hakkındaki bilgileri gizlemenin bu tuumlr materyalleri ccediloğaltmak iccedilin

kullanılabilecekleri gerekccedilesiyle yazıcılara ve fotokopi makinelerine erişimi kısıtlamaya ccedilalışmaktan

farklı olmadığını tespit etmiştir Dar bir şekilde tanımlanmış ve spesifik bir yasal dayanağın

yokluğunda Mahkeme bu tuumlr kapsamlı bir tedbirin keyfi olduğuna huumlkmetmiştir

Kanundaki guumlvenceler

Mahkemenin başvurucuların davalarında 10 maddenin ihlal edildiğine dair bulgusu keyfi

muumldahaleye karşı guumlvencelerin olmamasına da dayanmaktadır

Tuumlm olaylarda engelleme tedbirine ilişkin oumlnceden bildirimde bulunulmamış ve Bilgilendirme

Kanunu internet sitesi sahiplerinin engellenme yargılamalarına herhangi bir şekilde katılmasını

gerektirmemiştir Kharitonov ve OOO Flavus ve Diğerlerinde engelleyici tedbirler ilgili tarafların

dinlenebileceği bir alan sağlayan bir mahkeme veya başka bir bağımsız yargılama organı tarafından

uygulanmamıştır

Engelleme tedbiri ayrıca şeffaflıktan yoksundur Engelleme kararlarını ve engellenen internet

sitelerini kontrol etmek iccedilin duumlzenleyicinin internet sitesine başvurmak muumlmkuumln olsa da boumlyle bir

oumlnlemin nedenlerine veya nasıl itiraz edileceğine ilişkin bilgilere erişim sağlanmamıştır

Engelleme tedbirini incelemeye youmlnelik yargılamalarda mahkemeler yalnızca duumlzenleyicinin

yasaya uyup uymadığını incelemiştir Ancak tedbirin etkisine ilişkin Soumlzleşmeye uygun bir

değerlendirme yapmamışlardır

Kanun ilgili taraflara yasa dışı iccedileriği kaldırma veya yargı denetimi başvurusunda bulunma

fırsatı vermeden yetkililerin engelleme tedbirlerinin uygulanmasından oumlnce bir etki değerlendirmesi

yapmasını veya derhal uygulanmalarının acilliğini gerekccedilelendirmesini gerektirmemiştir

Mahkeme başvurucuların şikayetlerini değerlendiren hakimlerin oumlzellikle internet sitelerinin

140

tuumlmuumlnuumln erişime engellenmesine youmlnuumlndeki gerekliliği değerlendirerek eldeki ccedileşitli menfaatleri

tartmaya ccedilalıştıklarına dair hiccedilbir belirti bulamamıştır

Soumlzleşmeye uygun bir goumlzden geccedilirme diğer unsurların yanı sıra bu tuumlr bir engelleme

tedbirinin buumlyuumlk miktarlarda bilgiyi erişilemez hale getirerek internet kullanıcılarının haklarını buumlyuumlk

oumllccediluumlde kısıtladığı ve oumlnemli bir yan etkiye sahip olduğu gerccedileğini dikkate almış olmalıdır

Mahkeme oumlzellikle doumlrt davanın hiccedilbirinde mahkemelerin Yuumlksek Mahkeme Genel

Kurulunun 27 Haziran 2013 tarih ve 21 sayılı kararında belirlenen mahkemeler tarafından Soumlzleşmenin

yorumlanmasında dikkate alınması gereken kriterleri uygulamadığını not etmiştir

Mahkeme ayrıca Bulgakov ve Engels davalarında yerel bir internet servis sağlayıcının davalı

olarak belirlenmesinin bu tuumlr yargılamalara muhalif bir karakter vermek iccedilin yetersiz olduğunu

kaydetmiştir

Madde 10 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme başvurucuların olaylarında mahkemelerden hiccedilbirinin başvurucuların haklarının

ihlaline ilişkin tartışmalı şikayetlerin esasına ilişkin inceleme yapmadığını tespit etmiştir

Kharitonov davasında engelleme kararının başvurucunun internet sitesindeki etkilerinin

hukuka uygunluğunu veya orantılılığını incelenmemiştir OOO Flavus ve Diğerleri davasında ise

yetkililerin internet sayfalarının belirtilmesine ve engelleme tedbirlerinin gerekliliğinin ve

orantılılığının veya bunların aşırı kapsamının incelenmesine youmlnelik yasal gerekliliğe uymamış

olduklarına bakılmamıştır

Bulgakov davasında yuumlksek mahkeme bir internet sayfası ile bir internet sitesi arasındaki

hukuki ayrımı ele almamış veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve orantılılığını ve uygulanmasında

seccedililen youmlntemin aşırı etkilerini incelememiştir Engels davasında yuumlksek mahkeme belirli teknolojiler

hakkındaki bilgilerin oumlzguumll doğası ile ilgilenmemiş veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve

orantılılığını incelememiştir

Başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbiri bu koşullar altında etkili olmamıştır

ve davaların tuumlmuumlnde 10 madde ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal edilmiştir

141

Başvuru Adı Moustahi v Fransa

Başvuru No 934714

Başvuru Tarihi 20 Ocak 2014

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Link httphudocechrcoeintengi=001-203163

Konu Comorosrsquotan Fransız boumllgesi olan Mayottersquoa yasa dışı yolla

geccedilen iki ccedilocuk ve bir babanın idari goumlzetime alınarak hızlı bir şekilde geri goumlnderilmesinin

Soumlzleşmersquonin 3 5 8 ve 13maddeleri ile Ek Protokol 4rsquouumln 4 maddesini ihlal ettiği

Olaylar Uumlccedil başvurucu Mohamed Moustahi ve onun ccedilocukları Nadjima

Moustahi ve Nofili Moustahi 1982 2008 ve 2010 doğumludur Başvurucular Afrikarsquonın

doğusundaki Fransız boumllgesi olan Mayottersquota yaşamaktadır Mohamed Moustahi 1994

yılından beri Mayottersquota yaşamaktadır ancak Mohamedrsquoin eşi (ldquoannerdquo) Mayottersquota kaccedilak

yaşayan bir Comoros vatandaşıdır Anne kaccedilak yaşadığı iccedilin 2011 yılında Comorosrsquoa geri

goumlnderilmiştir Comorosrsquoa goumlnderilen anne ccedilocuklarını anneanne ve dedesine emanet edip

eşinin yanına Mayottersquoa geri doumlnmuumlştuumlr 13 Kasım 2013 guumlnuuml ccedilocuklar (Nadjima Moustahi

ve Nofili Moustahi) Mayottersquoa giden bir botta 17 kişiyle birlikte Fransız yetkililer tarafından

yakalanmıştır 14 Kasım 2013 sabah saat 9rsquoda botta yakalanan kişilerin oumlnce sahilde kimlik

kontroluuml yapılmış sonrasında ise hastanede sağlık kontrolleri yapılmıştır Yine aynı guumln geri

goumlnderme işlemlere başlatılmıştır Ccedilocuklar geri goumlnderme işleminden oumlnce yaklaşık 1 saat 45

dakika MA isimli goumlccedilmenin goumlzetimine verilerek jandarma merkezinde tutulmuştur Fakat

ccedilocukların jandarma merkezinde tutulmuş olduklarına dair herhangi bir kayıt sisteme

girilmemiştir Bu esnada Mohamed Moustahi jandarma merkeziyle iletişim kurmuş fakat

ccedilocuklarıyla konuşmasına izin verilmemiştir Aynı guumln Mohamed Moustahi Mayotte İdare

Mahkemesirsquone ccedilocukları iccedilin başvuruda bulunmuş ancak ccedilocuklar yine aynı guumln Comorosrsquoa

geri goumlnderilmiştir 18 Kasım 2103 tarihinde İdare Mahkemesi Mohamed Moustahirsquonin

yapmış olduğu başvuruyu reddetmiştir 3 Aralık 2013rsquote Fransız Danıştayrsquoına yapılan temyiz

başvurusu da reddedilmiştir Mohamed Moustahi 2014 yılında ailesini tekrar birleştirmek

adına ccedilocukları iccedilin vize başvurusu yapmış ve başvurusu kabul edilmiştir O doumlnemden beri

tuumlm aile birlikte yaşamaktadır

142

İhlal İddiaları Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi hukuksuz şekilde

tutuldukları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini tutulduktan sonra

mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmadıkları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini

hukuksuz şekilde tanımadıkları bir goumlccedilmene emanet edilerek tutulduklarını geri goumlnderme

sırasında ccedilocuk olmalarına rağmen herhangi bir oumlzel tedbirin alınmadığı sebebiyle insanlık dışı

ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mohamed Moustahi ise ccedilocuklarına yapılanlardan dolayı bir baba olarak korku endişe

ve ccedilaresizlik hissettiğini ve bu sebeple insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal

edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca tuumlm başvurucular yaşananlardan dolayı oumlzel ve aile yaşamına saygı haklarının

ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 3

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların ( Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi )

yetkililer tarafından herhangi bir bağları olamayan MArsquonın goumlzetimine verilmesi tuumlm goumlzaltı

suumlresince ccedilocukların yararının değil en hızlı şekilde geri goumlndermenin oumlncelendiği ccedilocukların

goumlzaltında tutulan yetişkinlerden farklı bir muamele goumlrmediğini belirtmiş ve sebeplerden

dolayı başvurucu ccedilocuklar accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal

edildiğine karar vermiştir

Mahkeme ilk başvurucunun ( Mohamed Mooustahi ) yaşadığı uumlzuumlntuuml ve endişeyi

anlamakla birlikte ccedilocukların kısa suumlre tutulması yasadışı yollarla gelmiş oldukları uumllkeden

yasal yollarla goumlnderilmiş olmaları ve gittikleri yer olan Comorosrsquota anneleri tarafından

karşılanacak olmaları sebebiyle ilk başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

yasağının ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 51

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların herhangi bir akraba ile birlikte tutulmadıklarına

aksine kanunda yasak olmasına rağmen bir bağları bulunmayan kişiye emanet edildiklerine

143

vurgu yapmış ve bu durumun başvurucular accedilısından kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkını ihlal

ettiğine karar vermiştir

Madde 54

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların yasal temsilcisi olamayacak birinin goumlzetimine

verildiği iccedilin yasal haklarını kullanamadıklarını ve mahkemeye başvuramadıklarını belirterek

bu sebeple tutulan kişinin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkı kapsamındaki hakim oumlnuumlne

ccedilıkarılma hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir

Madde 8

Mahkeme ccedilocukların hukuksuz ve ailelerinden ayrı şekilde goumlzaltında tutulmasının

dahi oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edilmiş olması iccedilin yeterli olduğunu belirtmiştir

Mahkeme yetkililerin ccedilocukları hukuksuz şekilde tutmanın yanı sıra herhangi bağı olmayan

bir kişiye emanet etmiş olmasının ve ccedilocukların yararı goumlzetilmeden bir an oumlnce geri

goumlndermeye ccedilalışılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir

4 Ek Protokol 4 Madde

Mahkeme olay esnasında uumlccedil ve beş yaşlarında olan ccedilocukların akraba olan bir yetişkin

eşlik etmeden uumllkeden geri goumlnderilmesinin geri goumlnderme yasağını ihlal ettiğine karar

vermiştir

Madde 13

Mahkeme ivedi başvuru usullerinin teorik olarak var olduğunu ve bu usullerde gerekli

goumlruumllduumlğuuml takdirde geri goumlndermenin durdurulacağının duumlzenlenmiş olduğunu belirtmiştir

Ancak olayda yaşananlar ccedilok kısa suumlrede gerccedilekleştiği iccedilin ivedi başvuru usulleri

uygulanamamıştır Bu sebeple mahkeme etkili başvuru hakkının oumlzel ve aile yaşamına saygı

hakkı ve geri goumlnderme yasağı bağlamında ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir

Mahkeme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı accedilısından olayda etkili bir

başvuru yolu olmadığına dair herhangi bir kanıt olmadığına karar vermiştir

Madde 41

Mahkeme Mohamed Moustahirsquoye 2500 euro Nadjima Moustahirsquoye 10000 euro ve

Nofili Moustahirsquoye de 10000 euro manevi tazminat verilmesine karar vermiştir

144

Başvuru Adı CimbersekSlovenya

Başvuru No 5851216

Başvuru Tarihi 29072015

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki CimbersekSlovenya

Konu

Başvurucunun yerel mahkemede bilirkişi olma başvurusunun reddedilmesiyle ilgili

davada başvurucunun tanık beyanları sunmak amacıyla yaptığı soumlzluuml duruşma talebinin accedilık

nedenlerle gerekccedilelendirilmeksizin reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği blog

ve e-posta yorumlarının başvurucunun bilirkişilik başvurusunun reddedilmesine dayanak

goumlsterilmesinin Soumlzleşmersquonin 10 maddesini ihlal ettiği

Olaylar

Başvurucu Jernej Cimperšek 1960 doğumlu ve Ptujda (Slovenya) yaşayan bir

Slovenya vatandaşıdır

İnşaat alanında yuumlksek lisans derecesine sahip olan başvurucu 2013 yılında doğal

afetler ile diğer afetlerin etkilerinin değerlendirilmesi iccedilin mahkeme bilirkişisi unvanına

başvurmuştur

2014 yılında sınavı geccedilip goumlreve başlamayı beklediği suumlreccedilte Adalet Bakanı Mahkeme

Kanunu uyarınca bilirkişi olmak iccedilin gerekli kişisel niteliklere sahip olmadığı iccedilin başvurusunu

reddetmiştir Bakan başvurucunun sosyal ve siyasi konularla ilgili bloğunda bulunan yazıları

ve yemin toumlrenindeki gecikmelerle ilgili diğer adaylara goumlnderilen e-postaların saldırgan ve bir

mahkeme bilirkişisinin ccedilalışmasıyla uyumsuz olduğunu tespit etmiştir

Bay Cimperšek ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia ederek bu karara karşı dava

accedilmıştır Ayrıca kişisel niteliklerinin değerlendirilmesinin e-postaları ve bloguyla sınırlı

kalmaması gerektiğini savunarak mahkemeden ahlaki karakteri ve sadece arkadaşları

tarafından okunan blog hakkında tanık dinlemesini talep etmiştir

145

İdare Mahkemesi 2015 yılında Bakanın mahkeme bilirkişisi olmaya uygunluğuna

ilişkin Bakanlık kararını onaylayarak başvurucunun talebini reddetmiştir Başvurucunun

temyiz başvurusu ve bireysel başvurusu da reddedilmiştir

İhlal İddiaları

Bay Cimperšek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine (adil yargılanma hakkı) dayanarak

davasında soumlzluuml duruşma yapılmamasından şikayetccedili olmuştur Soumlzleşmersquonin 10 maddesi

(ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında bloğunda eleştirel bir goumlruumlş ifade ettiği ve Bakanlığın

ccedilalışmaları hakkında şikayette bulunduğu iccedilin cezalandırıldığını iddia etmiştir

Karar

6Madde

Mahkeme Soumlzleşmenin 6 maddesinin Bay Cimperšekrsquoin şikayetine uygulanabilir

olduğunu ve dolayısıyla kabul edilebilir olduğunu tespit etmiştir Slovenyarsquonın hukuk

sisteminde mahkemede bilirkişi unvanını alma hakkı gibi bir hak bulunmamakla birlikte

Cimperšek bu goumlrev iccedilin yaptığı başvurunun incelenmesi iccedilin yasal bir usule tabi olma hakkına

ve yargı oumlnuumlnde Bakanlığın kararına itiraz etme hakkına sahiptir Dahası unvanı almış olsaydı

uumlcretli bir kamu goumlrevini yerine getirebilecekti

Mahkeme esasa ilişkin olarak ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin soumlz

konusu olayları ve hukuku değerlendirme yetkisine sahip tek mercii olduğuna karar vermiştir

Ancak Mahkeme atıfta bulunulan tek delilin Bakanlığırsquonın kararı olduğuna ve başvurucunun

duruşma talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir

Bu talep başvurucunun tanıkların ifadeleri aracılığıyla bir mahkeme bilirkişisi olmak

iccedilin gerekli nitelikleri taşıdığına dair olgusal bilgiler sunmak istemesi nedeniyle yapılmıştır

Ayrıca blogda yazdığı yazı ile mahkeme bilirkişisi olarak yaptığı işin kalitesi arasındaki

nedensel bağlantıya da itiraz etmiştir Mahkemersquoye goumlre idare mahkemesinin oumlnuumlndeki bu

sorunlar yargılamanın sonucuyla ve tarafların tartıştığı olaylarla ilgilidir

İdare mahkemesinin başvurucunun talebini reddetmesi İdari Anlaşmazlıklar Yasasına

dayanmaktadır Bununla birlikte mahkeme başvurucunun oumlne suumlrmek istediği hangi delil veya

olguları dikkate aldığını ve bunların neden ilgisiz bulduğunu belirtmemiştir Mahkemersquonin

146

idare mahkemesinin talebi reddetme gerekccedilelerinin davanın olgusal geccedilmişine goumlre nasıl

yorumlandığını tespit etmesi bu nedenle zor olmuştur

Mahkeme idare mahkemesinin yargılamasında soumlzluuml duruşma yapılmaması nedeniyle

6 maddenin 1 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

10 Madde

Mahkeme başvurucunun Soumlzleşmenin bu maddesi ile korunan haklarına muumldahale

edildiğine karar vermiştir Başvurucunun talebinin bakan tarafından reddinden oumlnce

başvurucunun bir mahkeme bilirkişisi olmak iccedilin girdiği incelemede başarılı olması ve yemine

davet edilmiş olmasına rağmen bakanın kararında blog ve e-postalara değinilmesinin soumlz

konusu kararın esas olarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln kullanılmasıyla ilgili olduğunu ve kamu

hizmetlerine erişimle ilgili olmadığını goumlsterdiğini belirtmiştir

Mahkeme muumldahaleye ilişkin Soumlzleşmeye uygun herhangi bir gerekccedile olup olmadığını

incelerken Bakanın herhangi bir blog yazısına veya e-posta pasajına atıfta bulunmadığını veya

saldırgan olduğunu duumlşuumlnduumlğuuml yazılarda başvurucunun kullandığı dili oumlzel olarak

belirtmediğini kaydetmiştir

Mahkemersquoye goumlre başvurucunun bilirkişi olması oumlnuumlnde herhangi bir engel olmadığına

oumlnceden karar verilmiş olması goumlz oumlnuumlne alındığında Bakanrsquoın bu tuumlr bir gerekccedilesinin de

bulunmaması oumlzellikle dikkate değerdir Bakan ayrıca başvurunun reddedilmesinin ifade

oumlzguumlrluumlğuuml hakkını sınırlamadığını duumlşuumlnmuumlştuumlr

Mahkeme idare mahkemesinin de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkında sessiz

kaldığını ve bu konudaki iddialarına değinmediğini belirtmiştir Bakanın kararıyla iddia edilen

kamu menfaatine karşı bu hak hiccedilbir şekilde dengelenmemiştir ve bu nedenle soumlz konusu

muumldahaleye ilişkin etkili ve yeterli bir adli inceleme yapılmamıştır

Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin Bakanrsquoın kararının ahlaki değerleri ve mahkeme bilirkişilerinin

itibarını guumlvence altına almak iccedilin gerekli olduğuna dair iddiasını da reddetmiştir Buna goumlre

Bakanrsquoın kararında veya idare mahkemesinin kararında başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml

kullanmasının saldırganlığı ve bu tutumun bilirkişinin ccedilalışmasına aykırı olduğuna dair

ayrıntılı bir neden bulunmamıştır

147

Mahkemersquoye goumlre ne Bakan ne de idare mahkemesi soumlz konusu ccedilatışan menfaatler

arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığına dair bir değerlendirme yapmıştır Bu nedenle

Mahkemenin yerel makamların bu tuumlr ccedilıkarların dengelenmesine ilişkin iccediltihadı da

kullanılamamıştır

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik muumldahalenin

demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme Slovenyanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15600 Euro (EUR) ve

masraf ve giderler iccedilin 2812 Euro oumldemesine karar vermiştir

148

Başvuru Adı NT v Rusya

Başvuru No 1472711

Başvuru Tarihi 09022011

Karar Tarihi 2 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202633

Olaylar N T ( ldquoBaşvurucurdquo ) oumlmuumlr boyu hapis cezasına ccedilarptırılmış

bir Rusya vatandaşıdır Başvuran hapis cezasına Aralık 2010 tarihinde ldquoIK 56rdquo numaralı oumlzel

guumlvenlik rejimine tabi olan bir cezaevinde başlamıştır Başvuran cezasını ccedilekmeye başlar

başlamaz Rusyarsquoda 10 yıl uumlzeri hapis cezası alan herkes gibi katı bir cezaevi rejimine tabi

tutulmuştur Bu sıkı rejim ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilene kadar ki 7 yıl boyunca devam

etmiştir Bu suumlre boyunca ya tek başına ya da başka bir mahkumla huumlcrede kalmıştır Cezaevine

ilk girdiği guumlnden Aralık 2015rsquoe kadar huumlcresinden her dışarı ccedilıktığında bileğine kelepccedile

takılmıştır Cezaevinin kanalizasyon sistemi olmadığı iccedilin 30 litrelik lavabo kovalarını

mahkumlar taşımaktadır Bu kovaları taşırken dahi başvurucunun kelepccedilesi ccedilıkarılmamıştır

Başvuran Mart 2018rsquode ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilmiştir Ancak orada da gardiyanlar

yeniden kelepccedile takma uygulamasına başlamışlardır Ayrıca başvurucunun IK6rsquodaki huumlcre

arkadaşları cezaevi kaccedilakları rehine kaccedilırmış kişiler ve kendine zarar verenler gibi tehlikeli

mahkumlardan oluşmaktadır

İhlal İddiaları Başvuran bahse konu olan cezaevi rejiminden dolayı insanlık

dışı ve aşğılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 3

Mahkeme başvurucunun oumlmuumlr boyu hapis cezasından dolayı diğer mahkumlardan

ayrılıp guumlnuumln 22 buccediluk saatini tek başına ya da iki kişilik huumlcrede herhangi bir aktivite

yapmadan kendini geliştirmek iccedilin herhangi bir eğitim almadan geccedilirmesinin ve huumlcreden

dışarı her ccedilıktığında kendisine kelepccedile takılmış olmasının insan onurunu zedelediğini

belirtmiştir Mahkeme başvurucuya uygulanan kısıtlamaların muumlebbet hapis cezasının

149

doğasında olan ıstıraptan daha ağır bir acıya yol accediltığını ifade etmiş insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 46

Mahkeme yaşanan ihlalin yapısal bir sorun olduğunu ve iccedil hukuktaki Ceza İnfaz

Kanunursquondan kaynaklandığını belirtmiştir İnfaz Kanunursquona goumlre muumlebbet hapis cezası alan

her kişiye bireysel değerlendirme yapılmaksızın olaydaki kısıtlamalar uygulanmaktadır

Mahkeme İnfaz Kanunursquonun soumlzleşmeye uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir

Madde 41

Mahkeme başvurucuya 3000 euro manevi tazminat ve 1000 euro masraf ve gider

uumlcreti oumldenmesine karar vermiştir

150

Başvuru Adı Omorefe v İspanya

Başvuru No 6933916

Başvuru Tarihi 16112016

Karar Tarihi 23 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203179

Konu Ccedilocuğunu bakılması iccedilin bıraktığı bakım merkezinin

başvurucunun ccedilocukla yeterli kişisel ilişki kurmadığı gerekccedilesiyle ccedilocuğu oumlnce koruyucu

aileye vermesi sonra da evlat edindirmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal ettiği

Olaylar Başvurucu 1976 doğumlu bir Nijerya vatandaşıdır

Pamplonaİspanyarsquoda yaşamaktadır Dava konusu olay yaşandığı sırada İspanyarsquoda kaccedilak

şekilde ikamet etmektedir Başvuran ekonomik ve sosyal koşulları yeterli olmadığı iccedilin iki

aylık olan ccedilocuğunun bakım merkezi tarafından bakılmasını talep etmiş ve ccedilocuğu yetkililer

tarafından koruyucu bakım merkezine alınmıştır Daha sonrasında ccedilocuk yetkililer tarafından

bakım merkezinden alınıp koruyucu aileye verilmek iccedilin kabul merkezine alınmıştır Mart

2009rsquoda kabul merkezindeki değerlendirme kurulu başvurucunun her ziyarete gelmediğini ve

ccedilocukla istikrarsız bir ilişkisinin olduğunu ve ccedilocuğun koruyucu aileye verilmesini gerektiğini

belirtmiştir Başvuran ccedilocuğunun koruyucu aileye verilmesine karşı değildir ama koruyucu

aileye verilse dahi ccedilocuğuyla iletişiminin kopmamasını istemektedir Mayıs 2009rsquoda Ccedilocuk ve

Aile Genel Direktoumlrluumlğuuml ziyaretlere duumlzguumln gelmediği ve ccedilocukla sağlıklı bir duygusal bağ

kuramadığı gerekccedileleriyle başvurucunun ccedilocuğuyla olan ilişkisini kesmiştir ve ccedilocuğu

koruyucu ailenin yanına vermiştir Haziran 2009rsquoda başvuran bu karara karşı itirazda

bulunmuş fakat itirazı reddedilmiştir Daha sonrasında başvuran Navarra İl Mahkemesirsquone

başvurmuş ve mahkeme ccedilocukla ilgili verilecek kararın biyolojik annenin izni olmadan

alınamayacağını belirterek itirazı kabul etmiş ve başvuran ile ccedilocuğunun ayda bir saat

yetkililerin kontroluumlnde goumlruumlşebileceğine karar vermiştir Bunun uumlzerine yetkililer mahkeme

kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur

Bu esnada yetkiler tarafından duumlzenlenen rapora goumlre yargılama suumlrecindeki geccedilen 5

sene boyunca ccedilocuk koruyucu aileyle kalmış ve bu suumlreccedilte tatmin edici derecede olumlu

gelişme goumlstermiştir Ayrıca yetkilerin ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapmış

151

oldukları temyiz başvurusu kabul edilmiş ve Boumllge Mahkemesi ccedilocuğun yararı olan

durumlarda biyolojik ailenin izni bulunmasa dahi kuumlccediluumlğuumln koruyucu aileye verilebileceğini

belirtmiştir Boumllge Mahkemesi kararına karşı başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone başvurmuş

fakat başvurusu kabul edilemez bulunmuştur

İhlal İddiaları Başvurucu ccedilocuğuyla iletişimin idare tarafından korunmaması

sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun koruyucu aile yanına verilmiş olmasının oumlzel ve

aile yaşamına saygı hakkına youmlnelik yasal dayanağı ve meşru amacı olan bir muumldahale

olduğunu belirtmiştir Mahkeme ccedilocuğun vesayet altına alınmasının annesi tarafından talep

edilmiş olduğu iccedilin anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir Oumlte yandan vesayet altındaki

ccedilocuğunun biyolojik ailesiyle kurulacak ilişkinin ciddi şekilde irdelenerek duumlzenlenmesi

gerektiğini ve buna uygun olan gerekli oumlnlemlerin ccedilocuğun yaşı ve yararı goumlz oumlnuumlnde tutularak

alınması gerektiğini belirtmiştir Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun evlat edinilmesine

kadarki tuumlm suumlreci dikkate almış evlat edinme gibi ciddi bir proseduumlruumln biyolojik aileyle

iletişim kurma gibi yeterli guumlvenceleri sağlamadan yapıldığına evlat edinmeden daha hafif

tedbirlerin de alınabileceğine dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Mahkeme zaten kişisel ve ailevi

zorluklar yaşamakta olduğu iccedilin ccedilocuğunu kuruma teslim eden annenin goumlruumlşleri dikkate

alınmadan evlat edindirme usuluumlnuumln uygulandığını belirtmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme

başvurucunun oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 46

Mahkeme vermiş olduğunu kararın ışığında ccedilocuğun yararı goumlzetilerek anne ve ccedilocuk

arasında iletişimin kurulması iccedilin yerel yetkililere ccedilağrıda bulunmuştur Son olarak Mahkeme

benzer durumdaki olaylarda ccedilocuğun yetkililer tarafından koruyucu aileye verilme suumlrecinde

biyolojik aile ile ccedilocuğun iletişiminin oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal etmeyecek

şekilde duumlzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir

Madde 41 Başvuran herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı iccedilin tazminata

huumlkmedilmemiştir

152

Başvuru Adı SMHırvatistan (Buumlyuumlk Daire)

Başvuru No 6056114

Başvuru Tarihi 27 Ağustos 2014

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203503

Konu Hırvatistan vatandaşı bir kadının insan ticareti ve zorla fuhuş

şikayeti sonucu Soumlzleşme madde 4rsquouumln (koumllelik ve zorla ccedilalıştırma yasağı) ihlali

Olaylar Başvurucu SM 1990 doğumlu ve Zrsquode yaşayan bir Hırvatistan

vatandaşıdır

Başvurucu Eyluumll 2012rsquode TM adlı erkeğin kendisini 2011rsquoin ortalarından itibaren

birkaccedil ay fuhşa zorladığına ilişkin succedil duyurusunda bulunmuştur İddialarına goumlre polis

memuru olan TM kendisiyle oumlnce ailesinin arkadaşı olarak Facebook aracılığıyla iletişime

geccedilmiş ve SMrsquoye iş bulmasında yardımcı olacağına dair soumlz vermiştir Bununla birlikte ilk

buluşmalarında başvurucuyu para karşılığı cinsel ilişkide bulunması iccedilin birinin evine

goumltuumlrmuumlş ve bunun yalnızca iş buluncaya kadar olacağını soumlylemiştir Bu durum TMrsquonin

onlara yaşamak iccedilin apartman dairesi ayarlaması ya da SMrsquoyi onlarla buluşmaya zorlaması ile

duumlzenli muumlşterilerinin olmasına sebep olmuştur SM TMrsquonin kontroluuml altında olduğunu bu

hizmet karşılığında kazandığı paranın yarısına TM tarafından el konulduğunu ve eğer

isteklerine uymazsa tehdit edildiğini ve cezalandırıldığını iddia etmiştir SM arkadaşına

telefon etmiş ve arkadaşının erkek arkadaşı SMrsquoye kaccedilmasında yardım etmiştir Sonrasında

SM sonraki altı ay boyunca arkadaşı ve arkadaşının annesiyle kalmıştır TMrsquonin Facebook

uumlzerinden tehdit mesajları atmaya başlaması uumlzerine polise başvurmaya karar vermiştir

Polisin hazırlık soruşturmasında TMrsquonin daha oumlnce zorla fuhuş yaptırma ve tecavuumlzden

succedillu olduğu saptanmıştır TMrsquonin muumllkleri ve arabası aranmış kondomlar iki otomatik tuumlfek

bir el bombası ve birkaccedil cep telefonu bulunmuştur

2012 sonunda TM aleyhine dava accedilılmış başvurucuya resmi olarak insan ticareti

mağduru sıfatı verilmiştir

153

Soruşturma sonrasında TM 2013rsquote mahkemeye ccedilıkarılmıştır Bununla birlikte

başvurucuyu fuhşa zorlama succedilundan beraat etmiştir Mahkeme başvurucunun beyanını

kaccedilmasına yardım eden arkadaşının ileri suumlrduumlğuuml deliller ile ccedilelişmesi sebebiyle tutarsız ve

guumlvenilmez bulmuştur Bu sebeple mahkeme succedil iccedilin yeterli delil sağlanamadığına ve

başvurucunun cinsel hizmetleri goumlnuumllluuml olarak sağladığına karar vermiştir

Yapılan savcılık itirazı Ocak 2014rsquote reddedilmiş yine aynı yılın Haziran ayında

başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvurusu da kabul edilemez bulunmuştur

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşme madde 4 (koumllelik yasağı zorla ccedilalıştırma

yasağı) kapsamında iddialar hakkında yuumlruumltuumllen soruşturmanın yetersiz olduğunu ileri

suumlrmuumlştuumlr

Karar Oumlncelikle Mahkeme başvurucunun davası aracılığıyla cinsel

soumlmuumlruuml (fuhuş) amacıyla insan ticareti hakkındaki iccediltihadının daha iyi anlaşılmasını sağlama

fırsatını elde etmiştir

Mahkeme insan ticaretinin Soumlzleşme madde 4 kapsamında olduğunu vurgulamıştır

Bununla birlikte Mahkeme bu maddede ticaret kavramının veya koumllelik kulluk ya da zorla

ccedilalıştırma kavramlarının tanımlanmadığını belirtmiştir

Bu sebeple Mahkeme bu kavramları oumlncelikle uluslararası hukukun rehberliğinde ele

alacaktır Uluslararası hukuk ticaret succedilunu tanımlarken oumlzellikle uumlccedil unsuru birlikte arar fiil

(işe alma ulaştırma aktarma barındırma ya da kişilerin seccedilimialımı vb) araccedillar (tehdit veya

guumlccedil kullanımına başvurma ya da diğer cebir yolları kaccedilırma hile yanıltma kırılgan durumdan

istifade ya da guumlccedilten istifade bir kimse uumlzerinde kontrol kazanmak iccedilin para veya başka kazanccedil

alıp verme) ve amaccedil (başkalarını fuhşa zorlama veya cinsel soumlmuumlruumlnuumln farklı şekilleri vb)

Bu uluslararası tanımın uumlccedil unsuru mevcut olmadığı takdirde Mahkeme bir hareket veya

durumun Soumlzleşme madde 4rsquote duumlzenlenen insan ticareti succedilunun oumlzelliklerinden olduğunu

kabul etmenin muumlmkuumln olmadığına huumlkmetmiştir

Mahkeme daha sonra insan ticareti kavramının oumlrguumltluuml bir succedilla bağlantılı olup

olmamasına bakılmaksızın hem ulusal hem de sınıraşan insan ticaretini kapsadığını

accedilıklamıştır Ayrıca Madde 4rsquote duumlzenlenen ldquocebren ve zorunlu ccedilalıştırma (zorla ccedilalıştırma)rdquo

154

kavramının amacı bir davanın oumlzel şartlarının insan ticareti bağlamı oumlzelinde oluşup

oluşmadığına bakılmaksızın zorla fuhuş gibi ciddi soumlmuumlruuml olaylarına karşı korumaktır

Belirli bir durumun ldquoinsan ticaretininrdquo tuumlm unsurlarını iccedilerip iccedilermediği veveya ayrı

bir zorla fuhuş konusu olup olmadığı davayla alakalı tuumlm hususlar ışığında incelenmesi

gereken olgusal bir sorundur

Huumlkuumlmet savunmasında SMrsquonin tehdit edilmediğini zor kullanımına veya farklı bir

cebre maruz kalmadığını yani uluslararası tanımdaki ldquoaraccedilrdquo unsurunun olmadığını bu sebeple

başvurucunun davasında insan ticareti bulunmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca diğer unsurların

da eksik olduğunu eklemiştir Şoumlyle ki TM başvurucunun belgelerine el koymamıştır onu

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakmamıştır başvurucunun cep telefonu yanındadır ve başkalarıyla

iletişime geccedilme imkanı hep vardır kazancını TM ile paylaştığına goumlre bir geliri vardır Bu

sebeplerle Huumlkuumlmet başvurucunun davasına madde 4rsquouumln uygulanamayacağını savunmuştur

Diğer yandan Mahkeme TMrsquonin iddiaya goumlre başvurucuyla ilk olarak Facebook

aracılığıyla iletişim kurduğunu ki bunun da insan tacirlerinin mağdur toplarken kullandığı

bilinen ldquoaraccedillardanrdquo biri olduğunu kaydetmiştir Bu durum başvurucunun kaygılanması iccedilin

bir neden olmadığı inancıyla beraber iş vaadi iddiası iccedilin de geccedilerlidir Ayrıca başvurucunun

TMrsquonin ona cinsel hizmet sağlayabilmesi iccedilin yer ayarladığı iddiası barındırma unsurunu

yerine getirir ki bu da insan ticaretinin ldquofiillerindenrdquo birini oluşturur Dahası başvurucunun

kişisel durumu şuumlphesiz onun kırılgan bir gruptan olduğu izlenimi verirken TMrsquonin konumu

ve geccedilmişi başvurucu uumlzerinde baskın bir pozisyonda olduğu ve onun kırılganlığını suistimal

edebileceği anlamına gelmektedir

Oumlzetle başvurucu tartışılabilir bir iddiada bulunmuştur ve Soumlzleşme madde 4rsquoe aykırı

bir muamelenin (insan ticareti veveya zorla fuhuş) mağduru olduğuna youmlnelik prima facie (ilk

bakışta) deliller mevcuttur Bu sebeple Mahkeme Huumlkuumlmetin madde 4rsquouumln uygulanabilirliğine

youmlnelik savını reddetmiştir

Mahkeme Soumlzleşme sebebiyle yerel makamların başvurucunun iddialarını soruşturma

yuumlkuumlmluumlluumlklerinin olduğu kanaatindedir Mahkeme iccediltihadında accedilıklandığı uumlzere bu olayların

tespiti ve kimliğin saptanması ile -şartlar oluşmuşsa- sorumlunun cezalandırılması iccedilin etkili

bir soruşturma accedilılması ve yuumlruumltuumllmesi anlamına gelmektedir Bunu gerccedilekleştirmek iccedilin

yetkili merciler delillere ulaşmalarını sağlayacak her tuumlrluuml makul adımı atmak zorundadır

155

Soruşturma mercileri (polis ve ilgili Savcılık) başvurucunun TM aleyhindeki

iddialarıyla gecikmeden harekete geccedilmişse de soruşturmaları esnasında bazı bariz soruşturma

yollarını izlememiştir

Facebook uumlzerinden iletişim şekli insan tacirlerinin mağdurları seccedilerken başvurduğu

youmlntemlerden biri olarak bilinse de soruşturma mercileri başvurucu ve TMrsquonin Facebook

iletişimlerini soruşturmak uumlzere ccedilaba sarf etmemiştir Başvurucunun ailesine oumlzellikle de daha

oumlnce TM ile iletişime geccedilip sorun yaşamış annesine başvurulmamıştır Başvurucu ve TMrsquonin

yaşadığı apartman dairesinin sahibinin veya komşularının kimliğini tespit etmek veya

sorgulamak denenmemiştir Başvurucu ve arkadaşının beyanları arasındaki tutarsızlıkları

aydınlatmak uumlzere ne başvurucunun yardım iccedilin aradığı arkadaşının annesi ne de erkek

arkadaşı sorgulanmıştır

Boumlylelikle soruşturma mercileri bariz soruşturma yollarını izlemektense buumlyuumlk oumllccediluumlde

başvurucunun beyanına dayanmış ve takip eden yargılamalarda aslında TMrsquonin inkarına

karşılık basitccedile başvurucunun iddialarının karşılaştığı daha fazla delil sunulmayan bir durum

yaratılmıştır

GRETA ve diğer uluslararası kurumlar insan ticareti succedilunun etkili soruşturulmasının

gereklerinden birinin de yalnızca mağdurun ifadesine aşırı dayanılmaması gerektiği bunun

başka delillerle de aydınlatılması ve desteklenmesi olduğunu vurgulamaktadır Ayrıca bir

mağdurun yaşadığı psikolojik travma ve yetkililerle işbirliği yapmadaki isteksizliğinin

sebepleri de dikkate alınmalıdır

Mahkeme soruşturma mercilerinin dosyayı yuumlruumltmedeki eksikliklerinin ilgili

mahkemeler dahil yerel mercilerin başvurucu ile TM arasındaki ilişkinin doğasını ve

başvurucunun iddia ettiği gibi TM tarafından soumlmuumlruumlluumlp soumlmuumlruumllmediğini tespit etmesini

zorlaştırdığına huumlkmetmiştir

Dolayısıyla ceza hukuku sisteminin davaya uygulanış şekli bozuktur Huumlkuumlmet

Soumlzleşme madde 4rsquoteki soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml ihlal etmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Hırvatistanrsquoın başvurucuya 5000 euro manevi tazminat oumldemesine

huumlkmetmiştir

156

Karşı Oy Yargıccedil Turkovic Pastor Vilanova ve Serghides her biri farklı

gerekccedileler sunarken Yargıccedil OrsquoLeary ve Ravarani ortak bir farklı gerekccedile sunmuşlardır Bu

goumlruumlşler karara eklenmiştir

157

Başvuru Adı Baldassi ve DiğerleriFransa

Başvuru No 1527116

Başvuru Tarihi 16032016-18032016-21032016

Karar Tarihi 11 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202756

Konu Filistin aktivistlerinin ldquoBoykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar

(Boycott Divestment and Sanctions)rdquo kampanyasının bir parccedilası olarak İsrailrsquoden ithal edilen

uumlruumlnlerin boykot edilmesini amaccedillayan eylemlere katılmaları nedeniyle ekonomik ayrımcılığa

teşvik gerekccedilesiyle cezalandırılmalarının Soumlzleşme md 7rsquoyi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal

etmediği ancak Soumlzleşme md 10rsquoun (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlal edilmiş olduğu

Olaylar On bir başvurucu Jean-Michel Baldassi Henri Eichholtzer

Aline Parmentier Sylviane Mure Nohammad Akbar Maxime Roll Laila Assakali Yahya

Assakali Jacques Ballouey Habiba El Jarroudi ve Farida Sarr-Trichinersquodir Nohammad Akbar

(Afganistan vatandaşı) ve Habiba Al Jarroudi (Fas vatandaşı) hariccedil tuumlm başvurucular Fransa

vatandaşıdır Eichholtzer Habsheimrsquode Parmentier Zillisheimrsquode ikamet etmektedir Jacques

Ballouey diğer başvurucular gibi Mullhousersquoda ikamet etmektedir

Başvurucular uluslararası BDS (Boykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar) kampanyasını

yerel olarak aktaran ldquoFilistin Kolektifi 68rdquo uumlyesidir Bu kampanya 9 Temmuz 2005 tarihinde

Filistin sivil toplum oumlrguumltlerinin ccedilağrısıyla başlatılmış bir yıl sonra Uluslararası Adalet Divanı

şu goumlruumlşuuml yayımlamıştır ldquoİşgalci guumlccedil İsrail tarafından işgal edilen Filistin topraklarında Doğu

Kuduumls ve ccedilevresi dahil olmak uumlzere inşa edilmekte olan duvar uluslararası hukuka aykırıdırrdquo

26 Eyluumll 2009 tarihinde başvuruculardan beşi Illzachrsquotaki C marketi iccedilinde Filistin

Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve İsrail uumlruumlnlerini boykota davet eden bir eyleme

katılmışlardır Uumlccedil sepete İsrail menşeli olduğunu tahmin ettikleri uumlruumlnleri muumlşterilerin

goumlrebileceği şekilde koymuş ve boykota davet eden bildiri dağıtmışlardır

22 Mayıs 2010 tarihinde aynı markette Filistin Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve

başvuruculardan sekizinin katıldığı bir eylem daha olmuştur Ayrıca marketi İsrailrsquoden ithal

158

edilen uumlruumlnleri satmamaya davet eden bir dilekccedileyi market muumlşterilerinin imzasına

sunmuşlardır

Colmar savcısı 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24 (8)rsquode oumlngoumlruumllen ayrımcılığa

teşvik succedilu nedeniyle başvurucuları Mullhouse Ceza Mahkemesine davet etmiştir

15 Aralık 2011 tarihindeki 2 yargılama sonucunda Mullhouse Ceza Mahkemesi

başvurucuları succedilsuz bulmuştur 27 Kasım 2013 tarihinde 2 yargılama sonucunda Colmar

İstinaf Mahkemesi başvurucuların beraat ettiği oumlnceki mahkeme kararını bozmuş ve

başvurucuların ayrımcılığa teşvik sebebiyle succedillu bulmuştur

Bu sebeple 26 Eyluumll 2009 tarihli olay iccedilin İstinaf Mahkemesi beş sanığın her biri iccedilin

1000 Euro para cezasını ertelemiş ve sanıkların davacı Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası

Muumlcadele Birliği Sınır tanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği ve

BNVCArsquoya manevi tazminat olarak 1000 Euro oumldemesine ve Ceza Muhakemeleri Kanunu

madde 475-1 kapsamında devlet tarafından karşılanmayan davacı masrafları iccedilin 3000 euro

oumldemesine karar vermiştir

22 Mayıs 2010 tarihli olayları incelerken İstinaf Mahkemesi dokuz sanığın 1000

euroluk para cezalarını ertelemiş ve uumlccedil davacının [Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası

Muumlcadele Birliği Sınırtanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği] her birine

1000 euro manevi tazminat ve Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 475-1 [Devlet tarafından

karşılanmayan davacı masrafları] uyarınca 3000 euro oumldenmesine karar vermiştir

20 Ekim 2015 tarihli iki yargılamada Yargıtay Ceza Dairesi başvurucuların oumlzellikle

Soumlzleşmenin 7 ve 10 maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetlerini reddetmiştir Oumlzellikle

İstinaf Mahkemesinin 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24(8)rsquode belirtilen succedil unsurlarını

belirterek kararını gerekccedilelendirdiğine ve Soumlzleşme madde 102rsquode ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

kısıtlama veya yaptırımların konusu olabileceğine ve mevcut olayda da muumldahalenin

başkalarının haklarını koruma ve kamu duumlzeni sebebiyle demokratik toplumda gerekli

olduğuna huumlkmetmiştir

İhlal İddiaları Soumlzleşme madde 7rsquoye (Kanunsuz ceza olmaz) dayanarak

başvurucular basın oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) temelinde

ekonomik ayrımcılığa teşvik nedeniyle succedillandıklarını oysa metnin ekonomik ayrımcılığı

kapsamadığını ileri suumlrmuumlşlerdir Soumlzleşme madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak BDS

159

kampanyası bağlamında İsrailrsquode uumlretilen uumlruumlnlerin boykotuna ccedilağrı yapan eylemlere

katıldıkları gerekccedilesiyle succedillandıklarını ileri suumlrmuumlşlerdir

Karar

Madde 7

Mevcut davada Mahkeme başvurucuların lsquo9 Temmuz 1881 tarihli Kanun md 24 (8)

uyarınca succedillu bulunduklarını goumlrmuumlştuumlr İlgili maddeye goumlre ldquoher kim madde 23rsquote

duumlzenlenen anlamlardan herhangi biriyle koumlkenleri etnik bir gruba mensubiyeti ulusu ırkı

veya dini sebebiyle bir kişi veya bir grup insana karşı ayrımcılık nefret veya şiddete teşvik

ederse bir yıl hapis veveya 45000 euro para cezası ile cezalandırılırrdquo

İlk derece mahkemesinde oumlzellikle eylemlerin muumlşterileri yalnızca İsrail uumlruumlnlerini

almaktan vazgeccedilirmeyi hedeflediği ve madde 24(8)rsquode ldquoekonomikrdquo ayrımcılık yer almadığı

son olarak ekonomik ayrımcılık succediluna oumlzellikle aynı madde (9)rsquoda oumlngoumlruumllduumlğuumlne ve

ekonomik ayrımcılık succedilunu oluşturan eylemlerin oumlngoumlruumllduumlğuuml ve tanımlandığı Ceza Kanunu

md225-2rsquoye atıf yaptığı sebepleriyle başvurucuları succedilsuz bulmuştur Buna karşılık Colmar

İstinaf Mahkemesi uumlreticiler belirli bir ldquoulusardquo [İsrail] mensup ldquobir grup insandırrdquo şeklinde bir

değerlendirme yapmış başvurucuların muumlşterileri İsrailrsquode uumlretilmiş uumlruumlnleri almaktan

vazgeccedilirmesini ldquoİsrailrsquoden gelen uumlruumlnlere karşı halkı ayrımcılığa teşvik olarak dikkate almış ve

ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur

Mahkeme 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquode ekonomik ayrımcılığa teşvik

ibaresinin accedilıkccedila yer almadığını goumlrmuumlştuumlr Madde 24 (9) accedilıkccedila bu tip ayrımcılığa teşvike

değinmiş ancak muumlnhasıran kasten oumllduumlrme cinsel youmlnelim ve engellilik accedilısından duumlzenlemiş

ve koumlken ya da ulusa değinmemiştir

Buna karşılık Mahkeme İsrailrsquoden ithal edilen uumlruumlnlere boykot ccedilağrılarına ilişkin

davalarda Yargıtayrsquoın 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquoi mevcut davadan oumlnce de

uyguladığı youmlnuumlnde Huumlkuumlmetle hemfikirdir

Bu nedenle zamanın yerleşik iccediltihadı uyarınca başvurucular İsrailrsquoden ithal edilen

uumlruumlnleri boykot ccedilağrısının 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) uyarınca succedil

oluşturacağını bilmelidirler

Soumlzleşme madde 7 ihlal edilmemiştir [Oyccedilokluğu]

160

Madde 10

Mahkeme boykot ccedilağrısı ile farklı muameleye teşvike youmlnelik protestonun birleştiğini

goumlzlemlemiştir mevcut durumun koşullarına bağlı olarak boumlylesi bir ccedilağrı başkalarına karşı

ayrımcılığı teşvik anlamına gelebilir Ayrımcılığa teşvik hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe teşvikin bir şeklidir

ki bu da ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml gerccedilekleştirirken aşılmaması gereken şiddet ve nefret soumlylemi

dışındaki bir diğer sınırdır Bununla birlikte farklı muameleye teşvik ayrımcılığa teşvikle aynı

şey olmayabilir

Mahkeme mevcut dava ile WillemFransa davası arasındaki farklılık konusunda

başvurucular ve uumlccediluumlncuuml taraf olan muumldahillerle hemfikirdir Bay Willem belediyeye ait yiyecek

iccedilecek hizmetlerinde İsrail uumlruumlnlerinin boykot edilmesi kararını accedilıkladığında başkan sıfatıyla

bundan aldığı guumlcuuml kullanarak ve bunun gerektirdiği tarafsızlık ve takdir yetkisine dikkat

etmeksizin hareket etmiştir belediye konseyinde bu konuyu oumlnce tartışmadan veya oylamaya

sunmadan accedilıklamayı yapmıştır bu sebeple kamu yararına olan bir konunun tartışılmasını

desteklediğini iddia edememiştir Son davadan farklı olarak buradaki başvurucular belediye

başkanına ait yetkilerden doğan sorumluluk ve goumlrevler ile kısıtlanmamış ve muumlşteriler

uumlzerindeki etkileri belediye başkanının belediye hizmetlerindeki etkisi ile

karşılaştırılamayacak olan sıradan vatandaşlardır Dahası başvurucuların yaptıkları ceza

yargılamasına sebep olan boykot ccedilağrıları suumlpermarket muumlşterileri arasında bir tartışma ortamı

yaratma amacıyladır

Mahkeme başvurucuların ırkccedilılık veya antisemitik goumlruumlşleri ya da nefret veya şiddete

teşvik sebebiyle succedillanmadığını goumlrmuumlştuumlr Aynı şekilde kendilerine zarar vermemiş veya 26

Eyluumll 2009rsquoda ve 22 Mayıs 2010rsquoda gerccedilekleşen eylemler suumlresince bir zarara sebep

olmamışlardır Dava dosyasından anlaşılmaktadır ki ortada sebep olunan bir şiddet ve zarar

yoktur Başvurucuların eylemlerini gerccedilekleştirdiği market yerel mahkemelerde davacı olarak

zarar iddiasında bulunmamıştır

Başvurucular İsrailrsquoden gelen uumlruumlnleri boykot ccedilağrıları ile ldquoayrımcılığa teşvikrdquo ettikleri

gerekccedilesiyle 29 Temmuz 1881 basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md 24(8) uyarınca succedillu

bulunmuştur

Colmar İstinaf Mahkemesi market muumlşterilerini İsrail uumlruumlnlerini almamaya davet

ederek başvurucuların muumlşterileri uumlreticilerin veya tedarikccedililerin koumlkenlerine goumlre ayrımcılık

yapmaya ittiğine huumlkmetmiştir Devamında ayrımcılığa teşvikin duumlşuumlnce ve ifade oumlzguumlrluumlğuuml

161

kapsamında olmadığı ccediluumlnkuuml bu hareketin farklı muamele etmeye teşvik şeklinde gerccedilekleşerek

bir grup insan bakımından olumlu bir reddetme eylemi iccedilerdiği sonucuna varmıştır İstinaf

mahkemesine goumlre uumlreticiler veya tedarikccedililer arasında İsrailli olanları reddetmeye youmlnelik

ayrımcılığı teşvik 29 Temmuz 1881 tarihli basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md24(8)rsquode

oumlngoumlruumllen ayrımcılığı şiddeti ya da nefreti teşvik etme succedilunun maddi unsurlarını yeterince

iccedilermektedir Ayrıca İstinaf Mahkemesi ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln hak kullanıcısına kanunen

cezalandırılabilir bir succedil işleme izni vermediğini eklemiştir

Mahkeme mahkumiyet kararına sebep olan kanun maddesini yorumlamadığını bunu

yapacak olan makamların yerel kanunları uygulamak ve yorumlamakla yuumlkuumlmluuml olan yerel

mahkemeler olduğunu belirtmiştir Buna karşılık Mahkeme başvurucuların mahkumiyetinin

demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleyecektir Bununla birlikte Mahkeme

Fransa hukukunda mevcut davada yorumlandığı ve uygulandığı uumlzere ccedilağrının cereyanı

koşulları ve sebepleri ne olursa olsun uumlruumlnlerin menşelerine youmlnelik boykot ccedilağrılarının

yasaklandığını goumlrmuumlştuumlr

Ayrıca Mahkeme Colmar İstinaf Mahkemesinin bu hukuki temele dayanarak

kovuşturulan eylemleri ve amacı bu faktoumlrler ışığında analiz etmediği kaydetmiştir İstinaf

Mahkemesi boykot ccedilağrısını genel olarak başvurucuların kovuşturulduğu zemin olan 29

Temmuz 1881 Kanun md24(8) anlamında ayrımcılığa teşvik olarak kabul etmiş ve bu ccedilağrının

ldquoifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı altında korunamayacağınardquo karar vermiştir

Başka bir deyişle yerel mahkeme başvurucuların Soumlzleşme md102 anlamında

başkasının haklarını korumak meşru amacı doğrultusunda demokratik bir toplumda zorunlu

olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir boykot ccedilağrısında bulunmalarının succedil olduğuna huumlkmederken

durumun koşullarına goumlre karar vermemiştir

Yerel mahkeme oumlzellikle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme md10rsquoda yuumlksek koruma

gerektirmesi ve mevcut durumun bu madde ile ilgili olması sebebiyle kararını detaylandırmakla

yuumlkuumlmluumlduumlr Aslında başvurucuların eylemleri ve soumlzleri bir youmlnuumlyle kamu yararı konusunu

oluştururken bir youmlnuumlyle de siyasi veya saldırgan alanda değerlendirilebilir

Mahkeme birccedilok durumda 10 Maddenin 2 Fıkrası kapsamında siyasi soumlylemlerde

veya kamuyu ilgilendiren konularda ifade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilen kısıtlamaların kapsamının dar

olduğunu vurgulamıştır

162

Mahkemenin Perinccedilek kararında (Perinccedilekİsviccedilre 15102015) da işaret edildiği uumlzere

siyasi soumlylemlerin tartışma yaratması ve sıklıkla duumlşmanca olması doğası gereğidir Şiddete

nefrete veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe ccedilağrı haline doumlnuumlşmediği suumlrece bu durum soumlylemin kamu

yararını azaltmaz

Mahkeme başvurucuların cezasının uygun ve yeterli bir temeli bulunmadığı

kanaatindedir Yerel mahkemenin madde 10rsquoda belirtilen ilkelere uygun kuralları uyguladığına

ya da olayların uygun bir şekilde değerlendirildiğine ikna olmamıştır

Soumlzleşme madde 10 ihlal edilmiştir (Oybirliği)

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Fransarsquonın her bir başvurucuya maddi tazminat olarak 380 euro manevi

tazminat olarak 7000 euro ve masrafları iccedilin toplamda 20000 euro oumldemesine karar vermiştir

Karşı Oy Yargıccedil OrsquoLeary Soumlzleşme madde 7 (Kanunsuz ceza olmaz)

incelemesinde muhalefet şerhi koymuştur

Başvurucular Mahkeme oumlnuumlnde yerel mahkemelerde de yaptıkları uumlzere Mahkeme

iccediltihadı anlamında goumlstericilere uygulanan ve yorumlanan fransız mevzuatı ccedilerccedilevesinde ciddi

oumlngoumlruumllebilirlik sorunları ileri suumlrmuumlşlerdir Bu sorular madde 7 veyahut madde 102rsquode ortaya

konan ldquokanunilikrdquo altında incelenebilirdi

163

Başvuru Adı Ghoumid ve diğerleri Fransa

Başvuru No 5227316 5228516 5229016 5229416 ve 5230216

Başvuru Tarihi 02092016

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203164

Konu Başvurucuların teroumlrle ilgili succedillar nedeniyle vatandaşlıktan

ccedilıkarılmalarının oumllccediluumlluuml olması ve usuluuml guumlvencelerin bulunması nedeniyle Soumlzleşmersquonin ihlal

edilmediği

Olaylar Fransız vatandaşlığının yanı sıra biri Tuumlrkiye diğer doumlrduuml ise

Fas vatandaşlığına sahip olan beş başvurucu Bachir Ghoumid Fouad Charouali Attila Tuumlrk

Redouane Aberbri ve Rachid Ait El Haj Paris Ceza Mahkemesinin 11 Temmuz 2007 tarihli

kararıyla 1995 ile 2004 yılları arasında teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin gizli bir succedil planına

katılmaktan mahkum edilmişlerdir Bay Tuumlrk ve Bay Aberbri istinaf başvurusunda

bulunmuşlardır fakat 1 Temmuz 2008 tarihinde Paris İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararını

onamıştır Nisan 2015rsquote 11 Temmuz 2007 tarihli karar sonucunda teroumlr eylemi teşkil eden bir

succediltan dolayı mahkum edilen Başvurucuların Fransız vatandaşlıklarının iptali amacıyla İccedilişleri

Bakanı Medeni Kanunrsquoun 25 ve 25-1 maddelerindeki usuluuml başlatmaya karar vermiştir 1

Eyluumll 2015rsquote Danıştay Bakanlığı bu usuluumln uygulanmasını onaylamıştır 7 Ekim 2015rsquote

Başbakanlık kararnameleri ile beş Başvurucu Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmışlardır

Başvurucular 7 Ekim 2015 tarihli kararnamelerin geccedilici tedbir olarak uygulanmasının

durdurulması ve yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle iptal edilmesi iccedilin Danıştaya

başvurmuşlardır Danıştay başvuruları reddetmiştir Polis tarafından 26 Ekim 2016da ccedilağrılan

başvuruculara herhangi bir sınır dışı edilme emri tebliğ edilmemiştir

İhlal İddiaları Başvurucular vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel hayatlarına

saygı haklarının yani Soumlzleşmersquonin 8 Maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ihlal ettiğini

ileri suumlrmuumlşlerdir Ayrıca Paris mahkemeleri tarafından 2007rsquode mahkum edilmiş olmalarına

rağmen vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının da ldquogizli cezardquo goumlruumlnuumlmuumlnde uygulanmış olduğunu

iddia etmiş ve Soumlzleşmersquonin 7 Norsquolu Protokoluumlnuumln 4 (aynı succediltan iki kez yargılanmama ve

cezalandırılmama hakkı) Maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir

164

Karar

Madde 8

Mahkeme bir yabancının akrabalarının yaşadığı bir uumllkeden ccedilıkarılmasının aile

hayatına saygı hakkına muumldahale oluşturabileceğini belirtmiştir Ancak başvurucuların

Fransız vatandaşlığından mahrum bırakılmasının Fransız topraklarında bulunmalarına hiccedilbir

etkisi olmamıştır Başvurucular oumlzel hayat ve aile hayatı iccedilin oturma iznine başvurmuş ve

Başvurucuların başvuruları kabul ederek Fransada yaşamalarına izin verilmiştir Eğer

başvuruları reddedilseydi muumlteakip sınır dışı edilme tedbirlerine idare mahkemelerinde itiraz

edebileceklerdi Başvurucuların vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının aile yaşamlarına saygı

haklarına muumldahale oluşturmadığının sonucuna varılmıştır

Bununla birlikte Mahkemersquoye goumlre keyfi olarak vatandaşlıktan ccedilıkarılma ilgili kişinin

oumlzel hayatı uumlzerindeki etkisi nedeniyle Soumlzleşmenin 8 maddesini ilgilendirebilir Mahkeme de

davayı bu accedilıdan değerlendirmiş ve iki noktada incelemiştir 1- Başvuruculara karşı alınan

tedbirlerin keyfi olup olmadığını (tedbirlerin hukuka uygun olup olmadıklarını Başvuruculara

yerinde adli incelemeye erişim dahil olmak uumlzere usul guumlvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını

ve yetkililerin oumlzenle ve derhal hareket edip etmediklerini) 2- vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın

Başvurucuların oumlzel hayatı uumlzerindeki sonuccedillarını incelemiştir

Mahkeme idari makamların Başvurucuların mahkumiyetlerinden sonra vatandaşlıktan

ccedilıkarılma davasını derhal başlatmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte bu tuumlr olaylarla karşı

karşıya kaldığında bir Devletin teroumlr eylemi teşkil eden bir succediltan mahkum edilmiş kişilerin

hala Devlete olan sadakat ve dayanışma bağını suumlrduumlruumlp suumlrduumlrmediğini yeniden

değerlendirebileceğini kabul etmiştir Bu nedenle Devletlerin katı bir orantılılık testi ile

başlangıccedilta almadığı oumlnlemleri almaya karar verebileceklerini belirtmiştir Buna goumlre

Mahkeme davanın oumlzel koşullarında başvurucuların mahkumiyet kararları arasında geccedilen

suumlrenin Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan ccedilıkarma proseduumlruumlnuumln başlatılmasına olanak

tanıdığı ve Başvuruculara karşı uygulanmış olan proseduumlruumln nihai olarak başlatıldığı tarihin bu

mahrumiyeti (vatandaşlıktan ccedilıkarılmayı) keyfi kılmak iccedilin kendi başına yeterli olmadığı

goumlruumlşuumlne varmıştır

Tedbirin hukuka uygunluğuna ilişkin olarak Mahkeme olayların meydana geldiği

tarihte Medeni Kanunrsquoun 25-1 maddesinin vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın ancak ceza kanunu

165

uyarınca succedil olarak kabul edilen eylemlerin işlenmesinden itibaren 10 yıl iccedilinde

verilebileceğini belirtmiştir

Ancak başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararlar 2015

yılında alınmışken en son olaylar 2004 yılında gerccedilekleşmiştir Mahkeme Yasama Meclisinde

bu suumlrenin Ocak 2006da 15 yıla uzatılmasına ve Danıştayrsquoın iccediltihatlarına uygun olarak usul

kapsamındaki idari ve duumlzenleyici huumlkuumlmlerinin derhal yuumlruumlrluumlğe girmesine karar verilmiştir

Mahkeme bu nedenle Başvuruculara karşı alınan tedbirlerin hukuka uygun olduğuna karar

vermiştir

Mahkeme Başvurucuların oumlnemli usuli guumlvencelerden yararlandıkları sonucuna

varmıştır 30 Aralık 1993 tarihli ve 93-1362 sayılı Kararnamenin 61 maddesi uyarınca ulusal

makamlar kendilerini Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma niyetlerini Başvuruculara oumlnceden

bildirmiş ve bu tedbirin dayandırılacağı hukuki ve gerccedileklere dayalı nedenleri onlara

accedilıklamışlardır Daha sonra Başvuruculara savunmalarını yapmaları iccedilin bir ay suumlre

verilmiştir

Konu daha sonra vatandaşlıktan ccedilıkarılma konusunda onay ve goumlruumlş vermesi iccedilin

Danıştayrsquoa havale edilmiştir Bu onayı dikkate alarak Başvurucuların vatandaşlıktan

ccedilıkarılmalarına youmlnelik emirler gerccedileklere dayalı ve hukuki gerekccedileler iccedilerecek şekilde

duumlzenlenmiştir Ve başvuruculara -kullanmış oldukları- acil başvuru hacirckimine başvurma ve

yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle tedbirin iptalini istemek iccedilin Danıştayrsquoa başvurma

fırsatı verilmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlylelikle başvurucular Soumlzleşme haklarını

savunabilmişler ve iptal istemlerine karşılık Danıştay orantılılık incelemesi yapmış ve

gerekccedileli bir karar vermiştir

Mahkeme Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararların

bu nedenle keyfi olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır

Bu kararların Başvurucuların oumlzel hayatları uumlzerindeki sonuccedillarına gelince sonuccedil

olarak Fransada kalma olasılıklarının Fransız topraklarındaki yabancılar olarak artık sınır dışı

edildikleri iccedilin daha belirsiz hale geldiği doğrudur Bu tuumlr bir oumlnlemin iş kaybına aileden

ayrılmaya ve Fransada kurdukları herhangi bir sosyal bağın bozulmasına neden

olabileceğinden oumlzel hayatları uumlzerinde bir etkisi olması muhtemeldir Bununla birlikte sınır

dışı etme emri ccedilıkmadığından Mahkeme vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel yaşamları

uumlzerindeki sonuccedillardan birinin de kimliklerinin kaybına yol accedilacağı goumlruumlşuumlndedir

166

Bununla birlikte Mahkeme Huumlkuumlmetin iddialarını kabul etmiştir Oumlnceki davalarda da

defalarca vurgulandığı gibi teroumlr şiddeti başlı başına insan haklarına ciddi bir tehdit

oluşturmaktadır Bu nedenle Fransız makamlarının 2015 yılında Fransada meydana gelen

saldırıların ardından bir teroumlr succedilundan mahkum olan kişilere daha katı karar vermeleri

anlaşılabilir olmaktadır Başvurucuların ayrıca teroumlr eylemi gerccedilekleştirmeye youmlnelik bir succedil

oumlrguumltuumlne katılmaları arka arkaya 10 yıl boyunca devam etmiştir

Mahkeme ayrıca Başvuruculardan bazılarının soumlz konusu succedilu işledikleri sırada

Fransız vatandaşlığını yeni kazandıklarını ve diğerlerinin de succedilu işledikleri doumlnemde

vatandaşlıklarını kazandıklarını kaydetmiştir Ayrıca tuumlm Başvurucuların halihazırda başka bir

vatandaşlığa sahip olduklarını goumlzlemlemiştir bu nedenle onları Fransız vatandaşlığından

ccedilıkarma kararı onları vatansız kılma sonucunu doğurmamıştır

Buna ek olarak Fransız vatandaşlığının kaybı otomatik olarak Fransadan sınır dışı

edilmeyi gerektirmiyordu ancak eğer onlara karşı boumlyle bir tedbir kararlaştırılırsa yine yargı

yolu accedilıktır

Mahkeme buna goumlre Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma kararının oumlzel

hayatları iccedilin orantısız sonuccedillara yol accedilmadığına karar vermiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 8

maddesi ihlal edilmemiştir

7 Norsquolu Protokol Madde 4

7 Nolu Protokoluumln 4 maddesinin devreye girebilmesi iccedilin oumlzellikle Başvurucunun

halihazırda işlediği bir succedil nedeniyle yargılanması veya cezalandırılması gerekmektedir

Mahkemersquoye goumlre başvurucuların teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin oumlrguumlt kurmak

succedilundan huumlkuumlm giyip cezalandırıldıkları iccedilin 7 Numaralı Protokoluumln 4 maddesi anlamında

ldquohuumlkuumlm giydiklerirdquo accedilıktır 2007 tarihli bu mahkumiyet aslında 2015te Fransız

vatandaşlığından ccedilıkarıldıklarında kesinleşmişti

Medeni Kanunun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarma tedbirinin doğası gereği

ldquocezairdquo olup olmadığına gelince Mahkeme ilk olarak Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan

ccedilıkarmanın cezai kapsamda sınıflandırılmadığını kaydetmiştir Bu uygulama Ceza

Kanunursquonda değil Medeni Kanunda oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve ceza mahkemeleri yerine idare

167

mahkemelerinin yetki alanına girmiştir Ve Danıştay bunu bir ldquoidari yaptırımrdquo olarak

nitelendirmiştir

İkinci olarak Mahkeme cezai incelemenin oumltesine geccedilerek Medeni Kanunun 25

maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın Fransız vatandaşlığı verilen bir bireyin

sonradan ciddi bir succedil işleyerek Fransarsquoya olan sadakat bağını bozduğu iccedilin belirli bir amaca

hizmet ettiğini tespit etmiştir Bu nedenle oumlnlem birey ile Fransa arasındaki bağın koptuğunun

ciddi bir teyidi olmuştur

Uumlccediluumlncuuml olarak Mahkeme Devletin bu nedenle ilgililere youmlnelttiği mesajın ciddiyetini

veya bunların kimlikleri uumlzerindeki olası etkisini kuumlccediluumlmsememiştir Bununla birlikte tedbirin

ciddiyet derecesi Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın

demokrasiye bir saldırı teşkil eden teroumlrizme karşılık olduğu gerccedileğiyle bağlantılı olarak

goumlruumllmelidir Ayrıca bu tedbir kendi başına ilgililerin Fransadan sınır dışı edilmesini

gerektirmiyordu

Sonuccedil olarak Mahkemersquoye goumlre Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca

vatandaşlıktan ccedilıkarma 7 Nolu Protokoluumln 4 maddesi anlamında cezai bir yaptırım değildir

ve soumlz konusu madde ihlal edilmemiştir

168

Başvuru Adı Petro Carbo Chem SE v Romanya

Başvuru No 2176812

Başvuru Tarihi 9 Nisan 2012

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203312

Konu Oltchim şirketinde azınlık pay sahibi olan başvurucunun

CEOrsquoyu basın oumlnuumlnde eleştirmesi nedeniyle tazminat oumldemesine karar verilmesinin ifade

oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi

Olaylar

Başvurucu şirket 2007 yılında kurulmuş olup merkezi Duisburgrsquodur Şirket Avruparsquoda

ccedilok sayıda enduumlstriyel siteye sahiptir

2007 yılında başvurucu şirket ccediloğunluk hisseleri devlete ait olan Oltchim SA

Ramnicu Valcea isimli Romanyalı şirketinin ana hissedarı olmuştur

Dava 2008 ve 2009 yıllarında medyaya yansıyan accedilıklamalarla başlayan husumet

ccedilerccedilevesinde başvurucu şirket tarafından Oltchimrsquoin CEOrsquosuna karşı ldquoşeref ve itibara zarar

vermerdquo iddiasıyla accedilılan hukuk davasıyla ilgilidir

2009 yılında medyaya yansıyan karşılıklı accedilıklamaları takiben başvurucu şirket

Romanya mahkemeleri nezdinde Oltchim şirketinin CEOrsquosu hakkında tazminat davası

accedilmıştır Başvurucu şirket CEOrsquonun yerel ve ulusal basına yaptığı accedilıklamalarda şirketin

tehlikeli durumundan başvurucu şirketin sorumlu olduğunu başvurucu şirketin borccedilların devlet

hissesine doumlnuumlştuumlruumllmesini engellemeye ccedilalıştığını ve şirketin faaliyetlerini koumltuumllemeye

ccedilalıştığını soumlylediğini iddia ermiştir Başvurucu şirket CEOrsquonun iddialarının yalan ve iftira

olduğunu şirketin imajına ve itibarına zarar verdiğini iddia etmiştir

CEO başvurucu şirketin temsilcilerinin bazı beyanlarının kendisinin şeref ve

saygınlığına zarar verdiği iddiasıyla başvurucu şirkete karşı dava accedilmıştır 2010 yılında boumllge

mahkemesi başvurucu şirketin davasını reddetmiş buna karşın CEOrsquonun davasını kabul

etmiştir Mahkeme başvurucu şirketin CEOrsquoya manevi tazminat olarak sembolik 1 Romanya

169

leursquosu oumldemesine karar vermiştir Mahkeme aynı zamanda kararın ulusal bir gazetede iki guumln

yayımlanmasına karar vermiştir

Yerel mahkemeye goumlre başvurucu şirket iş duumlnyasında bilinen bir isim olan CEOrsquosunu

zımnen hedef alarak Oltchim şirketinin menfaatlerine karşı bir medya savaşı yuumlruumltmuumlştuumlr

Mahkeme aynı zamanda başvurucu şirketin faaliyetlerinin sadakate aykırı olduğuna ve şirketin

haksız rekabet niyeti taşıdığına karar vermiştir Mahkeme başvurucu şirketin temsilcilerinin

beyanlarının kamuoyunda Oltchim ve CEOrsquosu hakkında negatif bir imaj yarattığına dahası

şirketin iş ortakları arasında tedirginliğe neden olduğuna karar vermiştir Son olarak mahkeme

CEOrsquonun accedilıklamalarının iş ortaklarını yatıştırıcı ve rahatlatıcı nitelikte onların guumlvenini

yeniden tesis etmeye youmlnelik olduğunu belirtmiştir

Daha sonra başvurucu şirket bu karara karşı kanun yollarına başvurmuş ancak

başvurular reddedilmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu şirket Soumlzleşmersquonin 10 maddesi kapsamında CEO hakkındaki accedilıklamalar

nedeniyle tazminat oumldemesine huumlkmedilmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Şirket Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamında Romanya mahkemelerinin kendisinin

itibarını korumadığını iddia etmiştir

Karar

Madde 10

Mahkeme hukuk mahkemesinin başvuru şirketin Oltchim CEOrsquosunun şeref ve

itibarına zarar verdiği youmlnuumlndeki kararının başvurucu şirketin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik bir

muumldahale oluşturduğunu belirlemiştir Mahkemersquoye goumlre muumldahale hukuken oumlngoumlruumllmuumlş ve

CEOrsquonun itibarını koruma amacını guumltmuumlştuumlr

Muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliği accedilısından Mahkeme başvurucu şirketin

yorumlarının CEOrsquonun Oltchim şirketinin faaliyetlerini youmlnetme şekliyle ilgili olduğunu oumlzel

hayatıyla ilgili olmadığını goumlzlemlemiştir Bu bağlamda Romanya devletinin ccediloğunluk

hissesine sahip olduğu Romanyarsquodaki oumlnde gelen şirketin geleceği hakkında azınlık hissedar

tarafından yapılan yorumlara ilişkin olarak Mahkeme soumlz konusu accedilıklamaların guumlccedilluuml

170

şirketlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi ve fikirlerin oumlzguumlrce dolaşması şirket youmlneticilerinin

sorumluluklarını uumlstlenmesini sağlama ve şirketin uzun vadedeki ccedilıkarlarını dikkate alması iccedilin

youmlneticileri teşvik etme hususlarındaki kamu yararıyla ilişkilendirilmesi gerektiğini

belirlemiştir Bu ise ifade oumlzguumlrluumlğuumlne dair koruma duumlzeyinin yuumlkselmesini ve dolayısıyla

devletin takdir marjının daralmasını gerektirir

Mahkeme CEOrsquonun soumlz konusu doumlnemde Romanyarsquonın en oumlnde gelen şirketlerinden

birini youmlnettiğini hareketlerinin yakından incelenmesinin olağan olduğunu ve kabul edilebilir

eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirtmiştir

Mahkeme aynı zamanda Romanya mahkemelerinin başvurucu şirketin

accedilıklamalarının kamusal tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını dikkate almadığına karar

vermiştir Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemeler CEOrsquonun tartışmalara aktif olarak katılıp

katılmadığını onun accedilıklamalarının doğru olup olmadığını ve accedilıklamaların şeklini yeterince

incelememiştir Dahası konuşulan bilgilerin ccediloğu başvurucu şirketin varlıkları uumlzerinde etkisi

olabilecek mali konulardır ve başvurucu şirketin asıl amacı kendisinin hisse sahibi olduğu

şirketin youmlnetimi hakkında bir tartışma başlatmaktır

Accedilıklamaların biccedilimi accedilısından yaptığı incelemede Mahkeme başvurucu şirketin

yorumlarının hem gazetecilerin yaptıkları haberler hem de başvurucu şirketin duumlzenlediği basın

toplantıları aracılığıyla yayıldığını belirlemiştir Accedilıklamalarda kullanılan ifadeler ne CEOrsquonun

oumlzel hayatını hedef almıştır ne de aşağılayıcı ifadeler veya olgusal temelden yoksun succedillamalar

iccedilermektedir Başvurucu şirketin accedilıklamaları CEOrsquonun Oltchimrsquoin faaliyetlerini youmlnetme

şekliyle ilgili goumlruumlşler iccedilermektedir

Her ne kadar tazminatın miktarı sembolik olsa da Mahkeme tazminata

huumlkmedilmesinin caydırıcı bir etki yaratacağı goumlruumlşuumlndedir

Sonuccedil olarak yerel mahkemeler CEOrsquonun itibarını koruma gerekliliği ile Soumlzleşmersquoye

utumu sağlama gerekliliği arasında uygun bir denge kurmamıştır Zira buumlyuumlk bir şirkete dair

kamusal menfaatleri ilgilendiren sorunların tartışılması kapsamındaki ifadelerin sınırlanması

iccedilin ccedilok guumlccedilluuml gerekccedileler gerekmektedir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

171

Madde 8

Başvurucu şirket CEOrsquonun başvurucu şirket ile ilgili ifadelerinin şirketin itibarına zarar

verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme bu şikayeti accedilıkccedila dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez

bulmuştur Oumlncelikle Mahkeme CEOrsquonun yorumlarının guumlccedilluuml şirketlerin faaliyetlerine dair

bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımı konusunda bir kamusal yararla ilgili olduğuna dikkat

ccedilekmiştir

Dahası başvurucu şirket Avruparsquoda birccedilok yerde enduumlstriyel sitelere sahip buumlyuumlk bir

şirket olup Oltchimrsquoin hissedarıdır Bu nedenle başvurucu şirkete youmlnelik kabul edilebilir

eleştiri sınırları geniş olmalıdır İkinci olarak Oltchim CEOrsquosunun yorumları Oltchim ve

başvurucu şirket arasındaki muhtemel bir rekabet karşılaşmasıyla bağlantılı konulara ilişkindir

Boumlylelikle CEOrsquonun ifadeleri bir derecede abartı iccedilermiş olsa da bu ifadeler değer yargısıdır

Son olarak yorumların etkisini kanıtlayacak somut bir zarar bulgusunun olmaması nedeniyle

Mahkeme muhtemel bir zararın varlığı konusunda bir spekuumllasyonda da bulunamayacağını

belirtmiştir Bu doğrultuda Mahkeme yerel makamların takdir marjlarını aşmadığını belirterek

başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme ihlal kararının yeterli bir giderim sağladığı gerekccedilesiyle tazminata

huumlkmetmemiştir

172

Başvuru Adı Popovic ve diğerleri v Sırbistan

Başvuru No 2694413 1461616 1461916 and 2223316

Başvuru Tarihi 1 Nisan 2013 ve 9 Mart 2013

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203314

Konu Omurilik felccedillileri iccedilin engellilik desteği hakkındaki mevzuatın

ayrımcılık yasağını ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Dejan Popovic Josip Vicek Miroslav Homa ve Zvonko Nikolic 1983

1947 1959 ve 1977 doğumlu Sırp vatandaşlarıdır Başvurucular omurilik felccedillisi olup

tekerlekli sandalye kullanmaktadır

Başvurucular bir kaza sonrası omurilik felci geccedilirmiştir Başvurucular yuumlzde yuumlz

engelli tanısına sahip olup oumlzellikle başka bir kişiden yardım almaları iccedilin sağlanan oumldenekler

gibi bazı desteklerden faydalanmaktadır

Başvurucular kendileri gibi omurilik felccedillisi kişilerin aynı engele sahip savaş gazisi

statuumlsuumlndeki kişilerden daha az sosyal destek aldıkları ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla

Ccedilalışma Bakanlığırsquona karşı dava accedilmıştır Bay Popovic davasını 2008 yılında diğer

başvurucular ise 2007 yılında accedilmıştır

Başvurucuların davaları yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir Mahkemeler

devletin sosyal politikaları belirlemede takdir yetkisinin olduğunu aynı tuumlr engelliliğe sahip

farklı kategorideki bireylere farklı desteklerin sunulmasının ayrımcılık anlamına

gelmeyeceğini belirtmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 1

maddesiyle bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir

173

Karar

Mahkeme başvurucuların engelli sivil bireyler olarak engelli savaş gazileriyle

kıyaslanabilir veya goumlrece benzer durumda olup olmadıklarını inceleyeceğini ancak somut

olayda bu incelemenin gerekmediğin belirtmiştir Zira her durumda iki grup arasındaki farklı

muamele objektif ve makul bir gerekccedileye sahiptir

İlk olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin her iki grubu engelli hale getiren şartların farklılığı

konusundaki gerekccedilelendirmesini kabul etmiştir Savaş gazileri yuumlksek riskli kamu goumlrevleri

sırasında engelli hale gelmişken diğer başvurucular kaza veya hastalık yoluyla engelli hale

gelmiştir Mevzuattaki sosyal desteklerin farklılaşmasının nedeni de başvurucuların bu farklı

durumlarıdır Dahası ulusal makamlar kamu yararının neyi gerektirdiği konusunda daha iyi bir

konumda olduğundan Mahkeme makul bir temelden accedilıkccedila yoksun olmadığı suumlrece Sırbistan

yasama organının sosyal politika seccedilimlerine genel olarak saygı duyacağını belirtmiştir

Bu nedenle Mahkeme oyccedilokluğuyla Soumlzleşmersquonin ihlal edilmediğine karar vermiştir

174

Başvuru Adı Stravopooulos ve diğerleri v Yunanistan

Başvuru No 5248418

Başvuru Tarihi 31 Ekim 2018

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203165

Konu Doğum belgesinde yer alan ve ccedilocuğun isminin vaftiz yoluyla

verilmediğini goumlsteren ibarenin Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki inancını accedilıklamaya

zorlanmama hakkını ihlal ettiği

Olaylar

Başvurucular Nikolaos Stavropoulos Ioanna Kravari ve kız ccedilocukları Stavroula-

Dorothea Yunan vatandaşı olup Birleşik Krallıkrsquota ikamet etmektedir Başvurucu ccediliftin kızları

2007 yılında doğmuş ve doğum belgesi Amarousio kayıt merkezinde kaydettirilmiştir Kayıt

belgesinde ccedilocuğun adı yanında parantez iccedilinde ldquoisim koymardquo şeklindeki el yazısıyla yazılmış

bir notla beraber kaydedilmiştir

Ekim 2007rsquode başvurucular kaydın soumlz konusu notu iccedilermesi nedeniyle iptal edilmesi

iccedilin Yuumlksek İdare Mahkemesirsquone dava accedilmıştır Başvurucular bu kaydın ccedilocuğun vaftiz

edilmediğini goumlsterdiğini ve bu şekilde dini inanccedillarını accedilıkladığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Başvurucuların davaları soumlz konusu notun ilgili kanundaki (3441976 sayılı Kanunun

25 maddesi) ibarenin tekrarından ibaret olduğu bu huumlkme goumlre ldquoisim koymardquo işleminin bir

isme sahip olmanın tek kanuni yolu olduğu gerekccedileleriyle reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki dini

inanccedillarını accedilıklamama haklarının ihlal edildiğini ayrıca Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin de ihlal

edildiğini iddia etmiştir Başvurucular ldquoisim koymardquo (naming) ibaresinin vaftiz edilen

ccedilocuklarının belgelerine yazılmadığını ancak kendi ccedilocuklarının bebeğinin vaftiz edilmediğini

goumlstermek amacıyla bu ibarenin koyulduğunu belirtmiştir

175

Karar

Madde 9

Mahkeme oumlncelikle tarafların belgeye el yazısıyla işlenen ibarenin başvurucuların

Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki haklarına bir muumldahale oluşturup oluşturmadığı

konusunda ayrıştıklarını tespit etmiştir Başvurucular ibarenin ccedilocuklarının vaftiz edilmediğini

ifade ettiğini ileri suumlrerken Huumlkuumlmet ibarenin hatayla eklendiğini belirtmiştir

Mahkeme notun tek başına bir dini anlam iccedileren atıf olarak değerlendirilemeyecek

olmasına karşın somut olayın bağlamı uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun vaftiz edilmediğini

goumlsterdiğini belirtmiştir

Uumlccediluumlncuuml taraf olarak Yunan Ombudsmanı tarafından Mahkemersquoye sunulan goumlruumlşte

Yunan makamlarının suumlregelen uygulaması ve yaklaşımına goumlre ccedilocuğun bir isme sahip

olmasının ldquovaftizrdquo ve ldquoisim koymardquo şeklinde iki yolu vardır ve vaftiz edilmemiş ccedilocuklar isim

koyma yoluyla kaydedilir

Huumlkuumlmet her ne kadar aksini iddia etse de Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan

savunmaya ekli resmi belgelerin birccediloğunda resmi kayıt ofisinin bu ibareyi kullandığını

goumlzlemlemiştir Dahası Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun doğum belgesinin sağ

boumlluumlmuumlnde vaftiz edilmeyle ilgili ayrı bir boumlluumlmuumln olduğunu ve başvurucunun belgesinde bu

boumlluumlmuumln boş bırakıldığını tespit etmiştir Boumlylelikle Mahkeme başvurucuların arguumlmanını

haklı bulmuş ve Amarousio kayıt ofisinin eklediği ibarenin hatayla yazılmadığına uumlccediluumlncuuml

başvurucunun isminin nasıl verildiğini goumlsteren bir ibare olarak belgeye eklendiğine karar

vermiştir

Mahkeme başvurucunun soumlz konusu kaydı iccedileren resmi doğum belgesini yaşamı

boyunca oumlrneğin okul kayıtlarında sıklıkla kullanmak durumunda kalacağını bunun da 9

maddenin koruması altındaki inancını accedilıklamaya zorlanmama hakkına muumldahale

oluşturacağını ve dahası idari makamlar nezdinde ayrımcılıkla karşılaşma riski taşıyacağını

vurgulamıştır Mahkeme ayrıca muumldahalenin hukuken oumlngoumlruumllebilir olmadığına 3441976

sayılı kanunun 25 maddesinin kayıt ofislerine bu tuumlr bir ibare ekleme yuumlkuumlmluumlluumlğuuml

getirmediğine ve doğum belgelerine bu ibarenin işlenmesinin kayıt ofislerinin yaygın

176

pratiğinden kaynaklandığına dikkat ccedilekmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme Soumlzleşmersquonin 9

maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Mahkeme başvurucuların 8 madde kapsamındaki şikayetlerinin ayrıca incelenmesine

gerek olmadığına karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Yunanistanrsquoın başvuruculara manevi tazminat olarak muumlştereken 10000

euro masraf ve giderler iccedilin de 1800 euro oumldemesine karar vermiştir

177

Başvuru Adı A ve B Romanya

Başvuru No 4844216

Başvuru Tarihi 11 Ağustos 2016

Karar Tarihi 2 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=002-12842

Konu Tanık koruma programı kapsamında gerccedilekleştirilen

yuumlkuumlmluumlluumlklerin yerine getirilmesinde birtakım gecikmeler ve ihlaller yaşanmış olsa da

yetkililer pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmiş olduğundan Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin

(yaşam hakkı) ihlalinin gerccedilekleşmemesi

Olaylar Başvurucular Bayan A ve Bay B sırasıyla 1981 ve 1978

doğumlu Romanya vatandaşlarıdır ve ccedilift olarak Rrsquode yaşamaktadırlar

Ağustos 2015rsquote Yargıtayrsquoa bağlı yolsuzlukla muumlcadele savcılığı başvurucuları ldquotehdit

altındaki tanıklarrdquo olarak ilan etti başvurucular başka bir uumlst duumlzey yetkili D ile beraber

yolsuzluk eylemleri iddiasıyla soruşturulan C iccedilin ccedilalışmışlardı Başvurucuların C ve D

arasındaki şuumlpheli işlemlere tanık olduklarına inanılıyordu

Acil koruma Brsquodeki Emniyet Genel Muumlduumlrluumlğuuml tarafından Oumlzel Harekat Servisi ve

yerel polis karakolu aracılığıyla sağlandı Oumlzel Harekat Servisi ivedilikle işe koyulmuş Şubat

2016rsquodan itibaren ikinci bir ekip başvurucuları korumak iccedilin goumlrevlendirilmiştir Ulusal Tanık

Koruma Ofisi başvurucularla goumlruumlşerek Aralık 2015rsquote katılmayı kabul ettikleri program iccedilin

koşullar ve gereklilikleri accedilıklamıştır

Akabinde polis memurlarının goumlrevlerini ve başvurucularının yuumlkuumlmluumlluumlklerini

belirleyen ve başvurucuların imzalamayı reddettiği koruma protokoluumlnuumln EGM tarafından

kullanılması uumlzerine tartışmalar yaşanmıştır Haziran 2016rsquoda Savcılık Yargıtayrsquodan koruma

oumlnlemlerinin kaldırılması ve başvurucuların artık tehlike altında bulunmaması gerekccedilesiyle

tanık koruma programından ccedilıkarılmaları talebinde bulunmuş ancak Yargıtay talebi Ağustos

ayında reddetmiştir

Başvurucular nihayetinde Ulusal Tanık Koruma Ofisi tarafından yuumlruumltuumllen tanık

koruma programına polis tarafından sağlanan koruma ile Ocak 2017rsquode resmen dahil

edilmişlerdir Aynı ay iccedilerisinde koruma protokoluumlnuuml imzalamışlar ve Ulusal Tanık Koruma

178

Ofisinden kimlik bilgilerini değiştirmelerini yurtdışına taşındırılmayı ve kendilerine maddi

yardım sağlanmasını istemiştir Mart 2017rsquode Yargıtay başvurucuların taleplerini reddetmiştir

Başvuruculara goumlre korunmaları iccedilin alınan polis tedbirleri etkisizdir Oumlrneğin polis

memurları tuumlruumlnuumln ilk oumlrneği olduğunu soumlyledikleri goumlrevleri iccedilin herhangi bir talimat

almadıklarını itiraf etmişlerdi Bay B polislerle koruma goumlrevini icra etme youmlntemlerinden

memnun olmadığı iccedilin tartışmalar yaşamış ve bu tartışmalar uumlzerinden birccedilok kez ceza almıştır

Koruma suumlrecinde başvurucular aynı zamanda tehditlerle karşı karşıya kalmıştır

Oumlrneğin iki mermi kapı oumlnlerine bırakılmış ve araba lastikleri yarılmıştır Başvurucular

korumayla ilgili şikayette bulunmuş ancak bu şikayetler ccediloğunlukla reddedilmiştir

Başvurucular 2017rsquode Romanyarsquoyı terk etmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmenin ccedileşitli maddelerine dayanarak

verimsiz olduğunu iddia ederek tanık koruma programının duumlzenlenmesi konusunda şikayette

bulunmuşlardır

Karar

Madde 2

Mahkeme başvurucuların şikayetlerini yalnızca 2 madde (yaşam hakkı) uumlzerinden

değerlendirmeye karar vermiştir İccediltihadını yineleyerek (oumlzellikle Osman Birleşik Krallık ve

RR ve diğerleri Macaristan) Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin yaşam hakkı ihlal edildiği iddia

edilen kişi hayatını kaybetmemiş olsa bile guumlndeme gelebileceğini belirtmiştir

Başvurucular tehdit altındaki tanıklar olarak sınıflandırılmış ve savcılık onların

tehlikede olduğu kanısına varmıştır Tanık koruma kurallarını uygularken yetkililer

başvurucular iccedilin hukukun anlamı dahilinde bir risk olduğunu kabul etmişlerdir Bu nedenle

yetkililer başvurucuların hayatına youmlnelik gerccedilek ve yakın bir risk olduğunu biliyordu veya

bilmesi gerekiyordu İncelenmesi gereken husus yetkililerin kendilerinden bu riskten

kaccedilınmaları iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yapıp yapmadıklarıydı

Mahkeme yetkililerin risk tespit edilir edilmez başvurucuları koruma altına aldığını

ancak devamındaki suumlreccedilte birtakım gecikmeler olduğunu belirlemiştir yetkililerin koruma

protokoluumlnuuml hazırlaması ve başvuruculara sunması altı ay başvurucuların programda yer

almaları konusundaki onaylarını temin altına alması uumlccedil aydan fazla savcılığın ilgili kanun

179

kapsamında başvurucuları tanık koruma programı kapsamına almak iccedilin uygun proseduumlruuml

başlatması ise iki ay suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme boumlylelikle riskin ilk tespit edildiği Ağustos 2015rsquoten başvurucuların resmi

olarak tanık koruma programına alındığı Ocak 2017rsquoye kadar bir yıl doumlrt aydan fazla zaman

geccedilirildiği konusundaki endişesini ifade etmiştir

Bununla birlikte bu zaman zarfı iccedilerisinde her ne kadar en azından başlangıccedilta ancak

Temmuz 2016rsquoda geccedilerli hale gelen eksik duumlzenlemeler sebebiyle doğaccedillamaya dayalı olsa

bile korunmasız bırakılmamışlardır Ortaya ccedilıkan eksiklikler yetkililer tarafından giderilmiş ve

başvuruculara doğrudan saldırı vuku bulmamıştır

Başvurucuların polis memurlarının deneyim eksikliğini ileri suumlrmuumlş olsa da Mahkeme

buna geccedilmişte benzer yuumlksek riskli goumlrevlendirmelerde yer aldıklarına dikkat ccedilekerek

katılmamıştır Mahkemersquoye goumlre yine de boumlylesi bir deneyim accedilık talimatların eksikliğini ve

yeterli hazırlıkların yapılmasını telafi etmez Polis memurlarının bazen silahsız ve uumlniformasız

oldukları ve yerlerini diğer ekip gelmeden bıraktığı belirlenmiştir Bahsi geccedilen ihmaller

soruşturma yapan ve gerektiğinde kınama cezası veren yetkililer tarafından ciddiye alınmasına

rağmen başvurucuların korunmasından taviz verme riski taşımaktadır

Mahkeme boumlyle bir durumun başvurucularla polis arasındaki uyuşmazlığın ve

guumlvensizliğin artmasına katkıda bulunduğunu kabul ederken bunun başvurucuların kışkırtıcı

davranışlarını ve korunmalarına youmlnelik sorumluluklarını goumlz ardı etmelerini haklı

goumlstermeyeceğini belirtmiştir

Başvurucular yasalar tarafından duumlzenlenmiş ve nihayetinde imzaladıkları koruma

protokollerine de dahil edilen yetkililerle işbirliği yapmaya youmlnelik yuumlkuumlmluumlluumlklerinin

tamamıyla farkındaydılar Uygulamada ise yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmede defalarca

başarısız olmuş ve protokolleri ihlal etmişlerdir

Diğer hususların yanı sıra işbirliği sağlamamışlar ve polis memurlarına uygunsuz hal

ve hareketlerde bulunmuşlardır Koruma tedbirlerinden kaccedilınmaya ccedilalışmış polis

memurlarının işlerini yapmalarını zorlaştırmış ve iddiaya goumlre kendilerine yeni iş bulma

yuumlkuumlmluumlluumlğuuml ile ilgili olarak yetkililere ulaşılamaz taleplerde bulunmuş ve uzlaşmayı

reddetmişlerdir

180

Dahası başvurucular koruma altındaki tanık statuumllerini riske atacak şekilde sosyal

medya ve televizyonda mevcudiyet goumlstermişlerdir Başvurucular ayrıca Romanya iccedilinde

başka bir yere yerleştirilme teklifini reddetmiş Yargıtay ise dikkatli bir inceleme yaptıktan ve

gerekccedileler sunduktan kimliklerinin değiştirilmesi ve yurtdışına taşınma taleplerini

reddetmiştir

Başvurucular Yargıtayrsquoın kararını ve koruma protokollerine uyma yuumlkuumlmluumlluumlklerini

goumlrmezden gelerek yurtdışına taşınmaya karar vererek uygulamada koruma statuumllerini

sonlandırmış ve potansiyel olarak kendilerini ciddi risk altına sokmuşlardır Bu durumda bile

yetkililer korumayı geri ccedilekmemiş ve hatta iletişimi suumlrduumlruumlp maddi yardım sunmaya devam

etmişlerdir

Mahkeme yasanın oumlngoumlrduumlğuuml bir seccedilenek olan tanık koruma programından geri ccedilekme

yerine başvurucuların işbirliğine yanaşmamalarına rağmen korumayı suumlrduumlrme ccedilabalarından

dolayı yetkililere takdirini sunmuştur Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların

hayatlarına youmlnelik iddia edilen riskten kendilerinden makul surette beklenebilecek şekilde

korumak iccedilin gerekeni yaptığını hesaba katarak Soumlzleşmersquonin 2 maddesindeki gerekliliklere

uyulduğuna ve huumlkmuumln ihlal edilmediğine karar vermiştir

181

Başvuru Adı Boljević Sırbistan

Başvuru No 4744314

Başvuru Tarihi 20062014

Karar Tarihi 16 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203052

Konu Başvurucunun zamanaşımına uğramış soybağı davasıyla ilgili

modern DNA testi youmlntemlerini kullanmasına izin verilmeden koumlkenini kanıtlama hakkından

mahrum bırakılmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal

ettiği

Olaylar Başvurucu Peđa Boljević 1969 doğumlu bir Sırp vatandaşıdır

ve Ečkarsquoda (Sırbistan) yaşamaktadır 20112012 yılına kadar başvurucu Bay Arsquonın tartışmasız

şekilde biyolojik babası olduğunu duumlşuumlnmektedir Bununla birlikte Bay Arsquonın oumlluumlmuumlnuuml

izleyen miras davasında 1970 yılında verilen Bay Arsquonın biyolojik babası olamayacağına dair

kesinleşmiş mahkeme kararından haberdar olmuştur Mahkeme bu sonuca temelde

başvurucunun annesi ve Bay Arsquonın tanışmasıyla ilgili tanık ifadesine dayanarak ulaşmıştır

Ocak 2012rsquode başvurucu ve annesi soybağı davasının yeniden accedilılmasını talep

etmişlerdir Başvurucunun 1970 yılında verilen karardan daha yeni haberdar olduğunu kararın

verildiği doumlnemde DNA testi yaptırmanın muumlmkuumln olmadığını ancak guumlnuumlmuumlzde testin

mahkeme kararıyla yaptırılabileceğini savunmuşlardır Dahası Bay A resmi doğum

kayıtlarında her zaman başvurucunun babası olarak geccedilmiştir

İlk ve ikinci derece mahkemeleri zamanaşımı gerekccedilesiyle başvurucunun talebini

reddetmiştir Bilhassa yeni olgu ve delillere dayanan davanın yeniden accedilılması başvurusunun

nihai karar verildikten sonraki 5 yıl iccedilinde mevcut olayda 1977 yılında yapılması gerekiyordu

Temyiz Mahkemesi ayrıca başvurucunun 1970 kararlarından yeni haberdar olduğu iddiasını

ise geccedilmişteki dava suumlrecinde başvurucunun hakları yasal vasisi tarafından teminat altına

alındığı gerekccedilesi ile yersiz bulmuştur

Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında başvurucunun bireysel başvurusunu reddetmiştir

182

İhlal İddiaları Bay Boljević Bay Arsquonın biyolojik babası olduğunu

kanıtlayabilmek iccedilin DNA testi yaptırma fırsatından mahrum bırakıldığından hareketle

Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar Mahkeme Sırp yargı makamlarının 1970rsquode tamamlanmış

hukuk yargılamasının yenilenme talebini reddetmesinin hukuka uygun olduğunu tespit

etmiştir İlk ve ikinci derece mahkemelerinin muhakemesinde keyfiliğe dair hiccedilbir kanıt

goumlruumllmemektedir

Buna ek olarak ret kararı hukuki guumlvenlik ve başkalarının haklarının korunması meşru

amaccedillarına youmlnelik olarak verilmiştir Oumlzellikle soybağı ile ilgili yargılamalarda konulan

zaman sınırlaması baba olarak goumlruumlnen kişileri eskimiş iddialardan korumak ve mahkemelerin

uzun yıllar oumlncesine dayanan esasa ilişkin tespitler yapması gerektiğinde olası adaletsizliği

oumlnlemeyi amaccedillamaktaydı

Ancak başvurucunun davasıyla ilgili oumlzel koşullar ve şahsi kimliğinin oumlnemli bir

kısmını keşfetmesinin mevzubahis olduğu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkemeye goumlre

hukuki guumlvenliğin sağlanması tek başına başvurucuyu koumlklerini oumlğrenme hakkından mahrum

etmek iccedilin yeterli bir gerekccedile değildir

Nitekim Huumlkuumlmetin de kabul ettiği uumlzere başvurucunun yargılamanın yenilenmesi iccedilin

son başvuru tarihini uzatmasının yasal bir yolu bulunmamaktadır Bu nedenle onun oumlzel

durumu dikkate alınarak ilgili menfaatler arasında herhangi bir denge sağlanamamıştır

Mahkeme oumlzellikle başvurucunun bildiği kadarıyla 20112012rsquode miras davasının

accedilılmasına kadar Bay Arsquonın başvurucunun biyolojik babası olduğunu kaydetmiştir Dahası

Bay A 2014 ve 2019rsquoda ccedilıkarılan doğum sertifikalarında da hala başvurucunun babası olarak

geccedilmektedir

Her haluumlkarda oumllen bir kişinin olayda Bay Arsquonın oumlzel hayatının DNA oumlrneği talebi

sebebiyle koumltuuml youmlnde etkilenemez Ayrıca dava dosyasında merhumun ailesinin DNA testine

nasıl tepki verecekleri yer almamıştır

Mahkemenin taraf devletlere başvurucunun davasında olduğu gibi hassas konularda

tanıdığı takdir marjına bakılmaksızın buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme Sırp yetkili

makamlarının başvurucunun Soumlzleşme ile korunan oumlzel hayata saygı hakkını teminat

almadığını tespit etmiştir

183

Dolayısıyla somut olayın tuumlm oumlzellikleri dikkate alındığında Soumlzleşmersquonin 8 maddesi

ihlal edilmiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme ihlal tespitinin başvurucunun uğradığı herhangi bir manevi zarar iccedilin kendi

başına yeterli adil tazmin olduğuna karar vermiştir

184

Başvuru Adı Association Innocence en Danger ve Association Enfance et

Partage Fransa

Başvuru No 1534315 ve 1680615

Başvuru Tarihi 26032015 ve 07042015

Karar Tarihi 04 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202716

Konu Okul muumlduumlruuml tarafından bir ccedilocuğa youmlnelik hazırlanan koumltuuml

muamele raporu devletin soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml etkin hale getirmişken yetkili

makamların gerekli oumlnlemleri almayarak ccedilocuğun oumlluumlmuumlne engel olamamasının Soumlzleşmersquonin

3 maddesini (işkence yasağı) ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Paris merkezli iki Fransız ccedilocuk koruma

derneğidir 2001 doğumlu M başta isminin bilinmesini istemeyen ve bebeğini terk eden annesi

tarafından bir ay sonrasında geri alınmıştır Sonrasında iki ebeveyni ve kardeşleriyle birlikte

yaşamış ve okula ilk kez 6 yaşında Nisan 2007rsquode gitmiştir Ailesi her taşındığında

kaydettirildiği ccedileşitli okullarda pek ccedilok guumln devamsızlık yapmıştır İlk okul doumlnemi olan 2007-

2008 doumlneminden itibaren Mrsquonin oumlğretmenleri ccedilocuğun vuumlcudunda duumlzenli olarak ccedileşitli yara

izleri olduğunu kaydetmiştir

Haziran 2008rsquode okul muumlduumlruuml Le Mans savcılığına ve boumllge konseyi başkanına (yetkili

yerel makam) ldquoccedilocuk koruma raporurdquo goumlndermiştir Taşındıktan sonra Mrsquonin kız kardeşi ve

erkek kardeşlerinin aksine yeni okuluna gelmemesi muumlduumlruuml kaygılandırmıştır Muumlduumlr oumlnceki

okul muumlduumlruumlnuumln kendisini şuumlpheli koumltuuml muamele hakkında bilgilendirmesi ve yine aynı okulun

oumlğretmenlerinin Mrsquonin vuumlcudunda fark edilen yaralardan bahseden okul dosyasını teslim

almasından sonra ccedilocuğun okuldaki yokluğundan endişe duymuştur

Aynı guumln savcılık jandarmadan olayı soruşturmasını istemiştir Temmuz 2008rsquode

sosyal hizmetler son zamanlarda oluşan morarmalarla ilgili savcılığı bilgilendirmesinin

uumlzerine adli tabip goumlrevlendirilmiştir Birkaccedil guumln sonrasında M babasının goumlzuuml oumlnuumlnde

muayene edilmiştir Doktor daha oumlnceden oluşan lezyonları tespit etmiş ve şiddet veya koumltuuml

muamele seccedileneklerini tespit edemediğini belirtmiştir Ertesi hafta M ccedilocuk succedillarını oumlnleme

birimi binasında sorgulanmıştır ve sorgu kayda alınmıştır

185

Eyluumll 2008rsquode goumlrevli kıdemli polis memuru Mrsquonin istismar mağduru olduğunu

goumlsteren herhangi bir kanıt olmadığı sonucuna vardığı bir rapor hazırlamıştır 2008rsquoin ekim

ayının başlarında savcılık succedil iddiasının yetersiz şekilde dile getirilmesi sebebiyle dosyayı

kapatmıştır

Nisan 2009rsquoda o zamanın okul muumlduumlruuml ve okul doktoru Mrsquonin babasının ccedilocuğu ccedilocuk

acil servisine goumltuumlrmesini istemişler ve Ms bir ay hastanede yatmıştır Bu sırada okul muumlduumlruuml

Mrsquonin oumlğrenim yılının başından beri 33 guumln okula gelmediğini ve okula sıklıkla bariz

accedilıklaması olmayan ufak yaralanmalar ile geldiğini belirterek endişelerini boumllge konseyi

başkanına bildirmiştir Haziran 2009rsquoda iki sosyal hizmetler ccedilalışanı farklı tarihlerde ccedilocuğun

evini ziyaret etmiştir Oumlzel olarak endişelenmeyi gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını

belirtmişlerdir

Eyluumll 2009rsquoda Mrsquonin babası kızının bir fast-food restoranının otoparkında

kaybolduğunu polise bildirmiştir Ccedilocuğun bulunması iccedilin buumlyuumlk bir arama ekibi

oluşturulmuştur Ertesi guumln baba nihayetinde soruşturmacıları ccedilocuğun cansız bedeninin

bulunduğu noktaya youmlnlendirmiştir Oumlluumlm tahmini olarak 6 Ağustosrsquou 7 Ağustosrsquoa bağlayan

gece gerccedilekleşmiştir

Haziran 2012rsquode ebeveynler Sarthe Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oumlluumlme yol accedilan

işkence ve vahşice eylemlerin ebeveyn tarafından kuumlccediluumlğe işlenmesi succedilundan 30 yıl hapis

cezasına ccedilarptırılmıştır İki başvurucu dernek kovuşturma aşamasına muumldahil olmuşlardır ve

ebeveynlerin başvuruculara tazminat olarak sembolik bir miktar Euro oumldemesine karar

verilmiştir

Ekim 2012rsquode başvurucu dernekler oumlzellikle Haziran-Ekim 2008 tarihlerinde

soruşturma ekiplerinin ve savcılığın ihmalkacircr hatalarından dolayı ağır kusurlu oldukları

iddiasıyla adalet sistemindeki hatalı işleyişten oumltuumlruuml devletin hukuki sorumluluğuna gidilmesi

iccedilin dava accedilmışlardır Başvurucuların tuumlm iddiaları reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu dernekler oumlzellikle Soumlzleşmersquonin 2 maddesi

(yaşam hakkı) ile 3 maddesine (işkence yasağı) dayanarak Fransız yetkililerinin Mrsquoyi

ebeveyn istismarından koruyamadıklarından şikayetccedili olmuşlardır

Innocence en Danger Derneği 13 madde (etkili başvuru hakkı) uyarınca devletin

adalet sisteminin hatalı işleyişinden doğan sorumluluğunu uumlstlenmesi iccedilin ağır ihmalin

varlığını iddia etmiştir

186

Karar

Başvurucu derneklerin taraf ehliyeti

Huumlkuumlmet başvurucu derneklerin Mrsquoyi temsilen Mahkeme oumlnuumlnde dava accedilma

ehliyetlerinin olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Ancak Mahkeme istisnai koşullar ccedilerccedilevesinde asıl amacı ccedilocukların korunması olan

ve yerel dava suumlrecinde de usuli bir statuumlye sahip bir şekilde aktif rol almış başvurucu

derneklerin Mrsquonin fiili temsilcileri olarak değerlendirilebileceği goumlruumlşuumlndedir

Mahkeme uyuşmazlığın yerel makamların koumltuuml muameleyi fark edip bu eylemlerin

ccedilocuğun nihayetinde oumlluumlmuumlne sebebiyet vermesinden koruyup koruyamayacağı sorusuyla ilgili

olduğunu tespit ederek dava dilekccedilesini yalnızca 3 madde kapsamında incelemeye karar

vermiştir

Madde 3 (İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)

Mahkeme okul muumlduumlruumlnuumln 19 Haziran 2008 tarihli raporu ile yetkililerin Mrsquonin koumltuuml

muamele ve daha ileri duumlzeyde istismar ile karşı karşıya olabileceği riskinden haberdar

edildiğini kaydetmiştir Rapor devletin olayı araştırma pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml gerekli

kılmıştır

Mahkeme yerel makamların tehlikeyi goumlz ardı etmemek ile aile hayatına saygı duyma

arasında adil denge kurmak gibi hassas bir konuda yaşadığı zorlukların farkındadır Mahkeme

ayrıca raporun ulaştığı guumln savcılığın jandarmaya soruşturma başlatması talimatını verme

konusunda duyarlı olduğunu da kaydetmiştir Dahası ccedilocuğun ifadesinin kayıt altına alınması

ve adli tabip tarafından muayene edilmesi gibi faydalı tedbirler de alınmıştır Ancak Mahkeme

bazı diğer unsurların bu bulguların oumlnemini zayıflattığı goumlruumlşuumlndedir

İlk olarak savcılığın derhal harekete geccedilmesine cevaben durum 13 guumln geccedilene kadar

polise soruşturulması iccedilin bildirilmemiştir İkinci olarak ccedileşitli işaretler ve belirtiler rapor 19

Haziran 2008rsquode goumlnderilir goumlnderilmez yetkililerin ilgisine sunulmuştur Ccedilocuğun

vuumlcudundaki yaralar ortaya ccedilıktığında goumlsterdiği tepkiler ve olayın perde arkasında geccedilenlerle

ilgili bilgi toplamak uumlzere oumlğretmenlerle goumlruumlşmek faydalı olabilirdi Oumlğretmenler ccedilocukları

guumlnluumlk olarak yakından goumlzlemledikleri ve bazen ccedilocuğun guumlvendiği yegane insanlar oldukları

iccedilin ccedilocuk istismarını oumlnlemede oumlnemli rol oynamaktadırlar

187

Oumlzellikle aile pek ccedilok kez taşındığından Mrsquonin aile ccedilevresini accedilıklığa kavuşturmak

iccedilin araştırma yapılması faydalı olabilirdi Soruşturmanın başındaki polis memuru tarafından

anne polis karakolunda değil kendi evinde kısa ve oumlz bir şekilde sorgulanmıştır Dahası Mrsquonin

adli tıp muayenesi esnasında babasının orada olması sebebiyle bu goumlruumlşme hedefle youmlnelik

sorular sormayı iccedileren bir soruşturma bağlamında ccedilocukla gerccedilek bir goumlruumlşme olarak kabul

edilemez

M ile goumlruumlşme sırasında her ne kadar bir şikayette bulunmamış olsa da goumlruumlşme bir

psikolog olmadan gerccedilekleştirilmiştir Boumlyle bir koşul zorunlu olmasa da boumlyle bir uzmanın

varlığı rapor ve adli tıp muayenesinden sonra doğan kaygıları accedilıklığa kovuşturmak iccedilin uygun

olabilirdi

Soruşturmanın takipsizlikle sonuccedillanmasını sorgulamak Mahkemersquoye duumlşmemekte

ancak diğer taraftan yetkililerin takipsizlik kararından sonra olayı tamamen guumlndemden

ccedilıkarmak yerine belirli tedbirleri alması gerekmekte idi Eğer savcılık kendi kararını sosyal

hizmetlere bildirerek sosyal hizmetler tarafından yapılacak bir araştırmanın ya da ccedilocuğun

goumlzetim altına alınmasının gerekliliğini vurgulasaydı soruşturmanın sonlandırılmasından

sonra sosyal hizmetlerin uygun bir eylemde bulunma ihtimalini arttırmış olurdu

Ek olarak olayların geccediltiği doumlnemde ilgili boumllgede bilgilerin merkezileştirilebileceği

bir mekanizma (oumlrneğin ldquoCRIPrdquo bilgi toplama birimi) bulunmamaktadır Buumltuumln bu unsurların

bir araya gelmesi sonucunda ccedilocuğun goumlzlem altında tutulması ve yargı mensupları ile sosyal

hizmetler yetkililerin arasında herhangi bir etkili bilgi alışverişinin gerccedilekleşmesi ihtimalini

azalmıştır

Takipsizlik kararından nihayetinde haberdar olan sosyal hizmetler iddiaya goumlre 27

Nisan 2009 tarihli endişe verici rapordan sonra ev ziyaretleri dahil olmak uumlzere harekete

geccedilmiştir Bununla birlikte raporla aynı tarihlerde Mrsquonin hastanede bir ay yattığı ve bunun

sonucunda ccedilocuk sağlığı biriminin sosyal hizmetlerle iletişime geccediltiği goumlruumllduumlğuumlnde sosyal

hizmetlerin ccedilocuğun durumu konusunda daha tedbirli davranmasının gerektiği ortaya

ccedilıkmaktadır Ancak takipsizlik kararının ardından ccedilocuğun iccedilinde bulunduğu asıl durumu

tespit edebilecek etkin eylemlerde bulunulmamıştır

Buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme mevcut sistemin Mrsquoyi kendisinin oumlluumlmuumlne yol

accedilan ailesinin istismarından koruyamadığı sonucuna ulaşmıştır Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3

maddesi ihlal edilmiştir

188

13 Madde (Etkili başvuru hakkı)

Mahkeme Fransız kanun koyucunun devletin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi

iccedilin adalet sisteminin hatalı işleyişine sebebiyet veren ihmali davranışların ardı ardına

meydana gelmesi gibi ağır ihmalin varlığının ortaya konmasını aramasını mantıklı bulmuştur

Ayrıca bu kuralların sınırlı bir bağlamda uygulanmasının adalet sisteminin karmaşıklığını

dikkate alan ve soruşturma ile yargı guumlccedillerinin sistemli bir şekilde işlemesini teminat altına

almaya ccedilalışan bir yasama tercihine karşılık geldiğini de kabul etmiştir

Mahkeme mevcut davada Innocence en Danger derneğinin polis ve savcılığın

hizmetlerine atfettiği eksikliklerle ilgili şikayetlerini incelettirmek uumlzere adli mahkemelerde

dava accedilma yetkisi olduğunu kaydetmiştir İlgili mahkeme bu şikayetler hakkında karar verme

yetkisine sahiptir ve gerccedilekten de başvurucu derneğin tuumlm iddialarını ve gerekccedilelerini

sunabildiği yargılamada kendisini yalnızca ciddi ihmal eylemleriyle sınırlamaksızın davayı

incelemiştir

Mahkemersquonin goumlruumlşuumlne goumlre başvurucu derneğin iddialarının reddedilmesi kanun

yolunun etkili olup olmadığına karar verilebilmesi iccedilin tek başına yeterli değildir Soumlzleşmersquonin

13 maddesi kapsamındaki etkililik yargılamanın başvurucu lehine sonuccedillanmasına bağlı

değildir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal

edilmemiştir

Madde 41 (Adil tazmin)

Mahkeme Fransarsquonın başvurucu Innocence en Danger Derneğirsquone manevi tazminat

iccedilin 1 Euro tutarında sembolik tazminat ve masraf ve giderler iccedilin 15000 Euro oumldemesine

huumlkmetmiştir Diğer başvurucu derneğin adil tazmin kapsamında herhangi bir talep ve iddiası

bulunmamaktadır

189

Başvuru Adı Draskovic Karadağ

Başvuru No 4059717

Başvuru Tarihi 31052017

Karar Tarihi 09 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202763

Konu Otoritelerin dul bir kadının kocasının cenazesinin yerini

değiştirme hakkını ihlal etmesi

Olaylar Başvurucunun eşi 1995 yılında Belgradrsquoda vefat etmiştir Eski

Yugoslavyarsquodaki savaş nedeniyle eşinin cenazesi Karadağrsquoda yeğenine ait bir aile arsasına

goumlmuumllmuumlştuumlr Haziran 2014rsquote başvurucu eşinin cesedini Trebinjersquode sahibi olduğu bir mezara

taşımak istemiş fakat yeğeni reddetmiştir Başvurucu Şubat 2015 yılında Herceg Novi ilk

derece mahkemesine bu talebini sunmuş mahkeme tarafından reddedilmiştir Mahkeme eşinin

cenazesi uumlzerine veya goumlmuumllduumlğuuml yerden doğan herhangi bir hakkı olmadığı gibi yasal bir

menfaatinin de bulunmadığına karar vermiştir Daha sonra Nisan 2015rsquote Yuumlksek Mahkeme

ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır Haziran 2015rsquote başvurucu Anayasa

Mahkemesirsquone başvurarak yeğeninin rızası olmadan cenazenin mezarını accedilmak veya nakil

etmek iccedilin resmi bir izin alamamasının anayasal haklarına aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Yerel mahkemelerin de başvurucunun talebini reddedip ccediloumlzuumlmuuml davalı tarafın iradesine

bırakmış olmakla başvurucunun adil yargılanma ve aile hayatı hakkının ihlal edildiği iddia

edilmiştir Şubat 2017rsquode Anayasa Mahkemesi başvurucunun itirazını reddetmiştir Ağustos

2019da sıhhi muumlfettişlik başvurucuya sıhhi muumlfettişin mezar accedilma ve nakil izinlerini

vermekle sorumlu olduğunu mektupla bildirmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı

vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil

yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 8

190

Mahkeme ilk olarak Huumlkuumlmetin başvurucunun etkili iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine

ilişkin itirazını reddetmiştir Oumlzellikle Başvurucunun sıhhi muumlfettişliğe veya belediye cenaze

şirketine kocasının cenazesinin kazılarak nakledilmesi iccedilin hiccedilbir zaman talepte bulunmamıştır

Mahkeme bir mezarlık arsası sahibinin mezar accedilmak iccedilin izin vermeyi reddetmesi

uumlzerine accedilılabilecek davalarda hiccedilbir usul bulunmadığını kaydetmiştir Nitekim sağlık

muumlfettişliği başvurucuya bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisi olmadığını bildirmiştir Bu

nedenle soumlz konusu hukuk yolunun varlığı teoride ve pratikte yeterince kesin olmayıp bu

nedenle erişilebilirlik ve etkililikten yoksun olmaktaydı

Mahkeme yeni bir defin yerine nakledilmek uumlzere bir akrabanın mezarının ortaya

ccedilıkarılması talebinin 8 madde kapsamına girip girmediğine dair daha oumlnce accedilık bir tutum

benimsemediğini kaydetmiştir Oumlte yandan Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo İsveccedil davasında

eşinin cenaze kuumlllerinin yeni bir mezar yerine goumltuumlruumllmesine izin verilmemesinin dul eşin oumlzel

hayatına bir muumldahale olduğu varsayımında bulunmuştur

Mahkeme şimdi başvurucunun olayında olduğu gibi yakın bir akrabanın mezar accedilma

ve nakil talebinin aslında ilke olarak oumlzel ve aile hayatı huumlkmuumlnuumln her iki youmlnuuml altında

incelenebileceğini tespit etmiştir Hakkın niteliği ve kapsamı ile devletin yuumlkuumlmluumlluumlklerinin

kapsamı olayın oumlzel koşullarına ve gerccedileklerine bağlıdır

Elli Poluhas Doumldsbonun aksine başvurucunun şikayetinin kilit youmlnuuml mahkemelerin

uumlccediluumlncuuml bir taraf aleyhindeki iddiasına ilişkin esaslı bir inceleme yapmamış olmasıdır

Dolayısıyla başvurucunun olayı Devletler ldquooumlzel ya da aile hayatına saygırdquo hakkını

nasıl guumlvence altına alacaklarını seccedilerken bireyler arasındaki ilişkiler kapsamındaki

goumlrevleriyle ilgili bir miktar takdir yetkisine (ldquotakdir payırdquo) sahip olmaktadırlar Devletin

yuumlkuumlmluumlluumlkleri soumlz konusu olduğunda bireyin ve toplumun birbiriyle ccedilatışan ccedilıkarları arasında

adil bir denge kurulmasına oumlzen goumlsterilmelidir

Bayan Draškovićin davasında tartılması gereken şey mezarların kutsallığını

sağlamada toplumun roluuml ve yeğenin haklarına karşı kocasının kalıntılarını ccedilıkarmak ve

nakletmekle ilgilidir Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo davasında ulusal makamların bu tuumlr

konularda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisi dahilinde hareket ettiklerini tespit ettiğini

kaydetmiştir Şoumlyle ki ulusal makamlar ilgili tuumlm koşulları dikkate almış ve yerel mahkeme

kararları iccedilin ilgili ve yeterli gerekccedileler sunmuşlardır

191

Oumlte yandan Bayan Draškovićin olayında mahkemeler mezar accedilma ve kaldırmanın

pratik accedilıdan muumlmkuumln veya kolay olup olmadığını ve herhangi bir halk sağlığı ccedilıkarının soumlz

konusu olup olmadığını değerlendirmekte başarısız olmakla kalmamış aynı zamanda diğer

konuları da accedilıklığa kavuşturmamıştır Oumlrneğin kocanın Karadağda goumlmuumllmek isteyip

istemediği araştırılmamış Bosna Hersekte mi ya da Belgradrsquota mı yaşadığı incelenmemesinin

yanında kendisi ile Bayan Draškovićin Bosna Hersekteki arsayı birlikte goumlmuumllmek iccedilin alıp

almadıkları da dikkate alınmamıştır

Mahkeme ayrıca Devletin herhangi bir menfaat ccedilatışmasını dengelemek iccedilin uygun bir

yasal ccedilerccedileve oluşturup oluşturmadığını ve bu menfaatleri belirleyip uygun şekilde dengeleyip

dengelemediğini incelemiştir

İlk olarak yerel mevzuatın başvurucununki gibi olayları duumlzenlemekte goumlruumlnmediğini

dolayısıyla başvurucunun 8 madde haklarına getirilen kısıtlamaların orantılılığını goumlzden

geccedilirmek iccedilin bir mekanizma sağlamadığını kaydetmiştir Nitekim aile uumlyeleri arasında

mezardan ccedilıkarma veya bir akrabanın son mezar yeri ile ilgili bir anlaşmazlığı ccediloumlzecek

mekanizmalar iccedilin herhangi bir mevzuat oumlngoumlruumllmemiştir

Kazılardan sorumlu idari makam da bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisine sahip

değildi Aksine taraflara meseleyi ccediloumlzduumlkten sonra mezar accedilma talebinde bulunma talimatı

verdi Bu tuumlr menfaat ccedilatışmalarının dengeleme beceresinin olmadığı davalarda ccedilekişmeli

yargı yolu başarılı olabilirdi

Ancak hukuk mahkemeleri başvurucunun ldquomuumllkiyetle ilgili statuumlyle ilgili ve

iddiasında başka herhangi bir menfaatirdquo bulunmadığına huumlkmetmiştir

Dolayısıyla yerel mahkemeler Başvurucu iccedilin 8 madde kapsamında herhangi bir

hakkın varlığını tanımamış veya bunları kocasının yeğeninin menfaat ccedilatışmalarında dengeyi

sağlayamamışlardır Mahkeme Soumlzleşmenin bu huumlkmuumlnuumln ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Diğer maddeler iccedilin Mahkeme inceleme gerekliliğinin olmadığına karar vermiştir

192

Başvuru Adı Erlich ve Kastro Romanya

Başvuru No 2373516 ve 2374016

Başvuru Tarihi 20042016

Karar Tarihi 09 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203114

Konu Romanya Cezaevindeki iki Yahudi mahpusun koşer yemekleri

ihtiyaccedillarının karşılanması iccedilin ulusal makamların yeterli imkanı sağladığı gerekccedilesiyle

Soumlzleşmersquonin 9 maddesinin ihlal edilmediği

Olaylar Rahova Cezaevirsquonde mahpus olan iki İsrail vatandaşı

tutuklulukları suumlrecinde meydana gelen olaylar uumlzerine şikayette bulunmuşlardır Her iki

Başvurucu da belirtilmemiş tarihlerde Rahova Cezaevirsquonde dini gerekliliklerine uygun olarak

koşer yemeklerinin bulunmadığından şikayet etmiştir Temmuz 2015rsquote hapis cezalarının

denetiminden sorumlu yargıccedil başvurucuların şikayetlerini reddetmiştir Kararın gerekccedilesine

goumlre başvurucular kendi ailelerinden gelen gıda maddelerini alabilir veya cezaevi

duumlkkanından koşer uumlruumlnlerini satın alabilirlerdi fakat bunu yapmak istememişlerdir

Başvurucular ise bu karara itiraz etmişlerdir Ekim 2015te Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi

Rahova Cezaevirsquonin koşer yemek hazırlamak iccedilin gerekli tesislerden yoksun olduğunu ve bu

tuumlr yemeklerin dışarıdan bir tedarikccediliden satın alınmasının gerektiğini ve bu tedarik iccedilin belirli

bir buumltccedile ve satın alma proseduumlruuml gerektiğini belirterek itirazları kabul etmiştir Mahkeme bu

tuumlr yeni tedbirlerin uygulanmasının zaman alacağını oumlngoumlrerek Rahova Cezaevirsquonin

Başvurucular iccedilin kişisel ihtiyaccedillarını karşılamaya yetecek miktarda ve bir oumldeme karşılığında

guumlnluumlk koşer yemek almalarına izin vermesine huumlkmetmiştir Mahkeme ayrıca Cezaevinin

diğer mahpuslarla aynı koşullarda yemek dağıtımını sağlamasını ve tedarik edemeyecekleri

guumlnlerde yemeklerin depolanmasının kolaylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir Yemeklerin

maliyeti ile ilgili olarak mahkeme başvurucuların bu tuumlr konularda yetkili olan olağan hukuk

mahkemelerine başvurarak mahkumlara uygulanan yemek yeme kurallarında belirtilen sınırlar

dahilinde tazminat talep edebileceklerini belirtmiştir Dava dosyasından başvurucuların hukuk

mahkemelerinden tazminat talep etmedikleri anlaşılmaktadır

193

İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı

vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil

yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 9

Mahkeme Romanya devletinin din oumlzguumlrluumlğuuml hakkını hem Anayasa hem de mevzuatta

accedilıkccedila koruduğunu ve resmi olarak tanınan inanccedillar arasında Yahudi dininin olduğunu

goumlzlemlemiştir Ayrıca bir mevzuatın (2542013 sayılı Kanun ve uygulama youmlnetmelikleri)

cezaevinde din oumlzguumlrluumlğuuml hakkının kullanılması konusunda yeterince oumlngoumlruumllebilir ve ayrıntılı

bir genel kural ccedilerccedilevesi oluşturduğunu kaydetmiştir

Mahkeme ayrıca belirli bir dinin cezaevinde pratikte uygulanmasına ilişkin ayrıntılı

yerel durumlara ve ihtiyaccedillara goumlre en iyi şekilde ifade edilebilecek duumlzenlemeler oluşturmanın

devlet makamlarının takdir yetkisi dahilinde olduğunu değerlendirmiştir Bu bağlamda

başvuruculara goumlre soumlz konusu tarihte Romanya cezaevlerinde Yahudi inancına sahip yalnızca

sekiz kişinin tutuklandığı kaydedilmiştir

Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi başvurucuların oumlzel ihtiyaccedillarına goumlre oumlzelleştirilmiş bir

ccediloumlzuumlmden yana olmuştur Boumlylelikle Yahudi inancına sahip tutuklular iccedilin belirli bir yasal

ccedilerccedilevenin eksikliğini telafi edilmiş ve hemen uygulanabilecek bir ccediloumlzuumlm sağlanmıştır

Mahkeme Rahova Cezaevi yetkililerinin bunu hemen uygulayabilme avantajına sahip olan

pratik bir ccediloumlzuumlmuuml benimsediği suumlrece boumlyle bir yaklaşım yetki ikamesi ilkesine uygun

olmaktadır Bu yetkililer koşer yemeklerini pişirmek iccedilin ayrı bir mutfak tesis etmişlerdir bu

mutfağın hazırlanması suumlreccedil sırasında danışılan ve başvuruculara oumlzel yiyecekler sağlayan bir

Yahudi dini vakıf tarafından da onaylanmıştır

İlk Derece Mahkemesi ayrıca başvurucuların uygulanabilen kurallara istisna olarak

yerinde pişirilebilen ve hazırlanabilen uumlruumlnleri temin etmelerine izin vermiştir Mahkeme

başvurucuların bu uumlruumlnleri kendi imkanlarıyla edindiklerini dikkate almıştır Bir mahpusun

kendi imkacircnlarıyla dininin huumlkuumlmlerine uygun yiyecekleri almasına izin veren bir

duumlzenlemenin kişiye objektif olarak kabul edilemez bir mali yuumlk getirmemesi gerektiğini

belirtmiştir

194

Bu bağlamda Mahkeme İlk Derece Mahkemesinin başvuruculara yaptıkları her tuumlrluuml

yargılama masrafının geri oumldenmesi iccedilin başvurabilecekleri konusunda bilgi verdiğini

kaydetmiştir Ancak ne yetkili mahkemelere başvurmuşlar ne de bu tuumlr bir dava accedilmaktan

kendilerini alıkoyan nesnel gerekccedileler olduğunu Mahkemersquode iddia etmişlerdir Ayrıca

cezaevi yetkililerine kendi imkanlarıyla temin ettikleri ve taleplerinin reddedildiği yiyecek

masraflarının geri oumldenmesi iccedilin oumlzel ayrıntılı bir talep sunduklarını hiccedilbir aşamada iddia

etmemişlerdir Mahkeme yetki ikamesi ilkesine saygı goumlsterme konusunda her zaman dikkatli

olmuştur ve bu nedenle Mahkemersquonin yerel makamların ilgili bir kararı olmadan koşer gıda

temin etmek iccedilin başvurucular tarafından fiilen harcanan miktar hakkında tahminde bulunma

olanağı olmamıştır

Tuumlm bu etkenlerin ışığında ve davalı Devletin bu alanda sahip olduğu takdir yetkisini

goumlz oumlnuumlnde bulundurarak Mahkeme mevcut davada yerel makamların Soumlzleşmenin 9 maddesi

kapsamındaki pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini makul oumllccediluumlde yerine getirdiklerine karar vermiştir Bu

nedenle Soumlzleşmenin 9 maddesi ihlal edilmemiştir

195

TEMMUZ 2020

Başvuru Adı Chong CoronadoAndorra

Başvuru No 3736815

Başvuru Tarihi 29072015

Karar Tarihi 23 Temmuz 2020

Karar Linki Chong Coronado v Andorra

Konu

Başvurucunun gıyabında mahkum edilmesi ve yeniden yargılama başvurusunda

bulunamamasının mahkeme kararlarının uygulanması ve mahkemeye erişim hakkı arasında

adil bir denge kurulmuş olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucu Ernesto Emilio Chong Coronado 1978 doğumlu Panama vatandaşıdır

Panamada yaşamaktadır

2014 yılının Nisan ayında Tribunal de Corts başvurucuyu organize bir succedil oumlrguumltuumlnuumln

parccedilası olarak kara para aklamaktan gıyaben mahkum ederek beş yıl hapis (bunlar askıya

alınmıştır) ve 600000 Euro para cezasına ccedilarptırmıştır Mahkeme ayrıca başvurucunun

Andorrarsquodan sınır dışı edilmesine ve uumllkeye yeniden girişinin 20 yıl suumlreyle yasaklanmasına

karar vermiştir

Başvurucunun temyiz talebi Yuumlksek Adalet Mahkemesi tarafından bu aşamada

başvuruyu değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekccedilesiyle reddedilmiştir Başvurucu ilk

derece mahkemesinde gıyaben mahkum edildiğinden Yuumlksek Adalet Mahkemesi ilk olarak

kendisini mahkum eden Tribunal de Cortsa yeniden yargılama başvurusu yapması gerektiğine

karar vermiştir Başvurucu daha sonra Tribunal de Corts huzuruna şahsen ccedilıkması halinde

oumlzguumlrluumlğuumlnden derhal mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ederek bu kararın

kaldırılması iccedilin başvurmuştur Bu başvuru reddedilmiştir

Son olarak başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvuruda bulunarak temel

haklarının ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuştur Ocak 2015te Anayasa Mahkemesi Yuumlksek

196

Adalet Mahkemesirsquonin daha oumlnce yeniden yargılama başvurusu yapılmadığı gerekccedilesiyle

temyizi kabul edilemez ilan ederek kanunu doğru uyguladığını tespit etmiş ve başvuruyu

reddetmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkması durumunda

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılma riskinin yalnızca potansiyel bir risk olduğuna karar

vermiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu Soumlzleşmenin 6 Maddesirsquone (Adil Yargılanma Hakkı) dayanarak

mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr ve mahkumiyetine itiraz etmek iccedilin

ilk olarak kendisinin aynı mahkemeye şahsen ccedilıkmak zorunda olduğunu belirtmiştir Bu

nedenle kendisini savunma hakkının ve temyiz hakkının Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkmış

olsaydı oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum kalacağı oumllccediluumlde ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ona goumlre

yerel mahkemenin şahsen ccedilıkmasını talep etmemesi veya goumlzaltına alınmayacağına dair garanti

vermesi gerekirdi

Karar

Madde 6 (Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye Erişim Hakkı)

Andorra mevzuatı ilk derece mahkemesinde gıyaben huumlkuumlm giymiş herhangi bir

kişiye aynı mahkeme tarafından hem fiilen hem de hukuken kişinin savunmasını duyduktan

sonra davanın esasına ilişkin yeni bir karar verme imkanı sağlamıştır Bu yol gıyaben huumlkuumlm

giymiş şahıs ortaya ccedilıkma ve savunma yapma hakkından feragat etmiş veya isteyerek kaccedilmış

olsa bile accedilıktır İlgili kişinin mahkeme huzuruna ccedilıkması boumlyle bir yeniden yargılama iccedilin tek

şarttır Recurs daudiegravencia (ldquodinlenilme talebirdquo) olarak bilinen başvuruyu yaptıktan sonra esasa

ilişkin yeni bir inceleme yaptırmak iccedilin kişinin yetkili yargı organı (Tribunal de Corts)

huzuruna ccedilıkması veya Andorrada kalması gerekiyordu

Mahkeme gıyaben mahkum edilen bir kişiye getirilen şahsen ortaya ccedilıkma

yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln adil yargılanma hakkı accedilısından orantısız bir yuumlk oluşturup oluşturmadığını

belirlemesi gerektiği goumlruumlşuumlndedir

Başvurucu oumlzguumlrluumlğuuml risk altında olduğu iccedilin Andorraya seyahat etmediğini iddia

etmesine rağmen Mahkeme Devletrsquoin sanıkların duruşmalarında fiziksel olarak bulunmalarını

197

sağlamadaki ccedilıkarının bu olayda tutuklanma korkularından daha ağır basabileceğini tespit

etmiştir

Ayrıca bir recurs daudiegravencia bağlamında mahkum mahkeme dava hakkında karar

verene kadar herhangi bir goumlzaltı tedbirinin yuumlruumltuumllmesinin durdurulmasını talep etme hakkına

sahiptir Bu tuumlr talepler birccedilok durumda ulusal makamlar tarafından kabul edilmiştir (yaklaşık

80 oranında) Bu uygulama başvurucunun gıyaben mahkumiyetini takiben hem gerccedilekte

hem de hukuken yeniden incelenmesi iccedilin başvurucunun muhakkak goumlzaltına alınacağını

goumlstermemektedir Ancak gıyaben mahkumiyetin bir kenara bırakılması ve davanın tamamen

yeniden incelenmesi iccedilin huumlkuumlmluumlnuumln bizzat ccedilıkması gerekmektedir Ayrıca huumlkuumlmluuml kişinin

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılmasına youmlnelik ancak mahkeme (Tribunal de Corts) tarafından

alınabilen bir karar Yuumlksek Adalet Mahkemesi oumlnuumlnde temyiz edilebilir

Ayrıca soruşturma yargıcı başvurucunun ceza yargılamasının başlangıcında kaccediltıktan

sonra tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucu temyiz edilebilir olmasına rağmen bu karara

itiraz etmemiştir

Başvurucu ulusal yargı makamları huzuruna ccedilıkmayı sistematik olarak reddetmiştir Bu

nedenle adalet sisteminden kendi isteğiyle kaccedilmıştır Andorralı bir soruşturma yargıcı

tarafından verilen uluslararası talep mektubunun ardından Panamalı bir yargıccedil huzurunda ifade

vermeyi dahi reddetmiştir Mahkemersquoye goumlre bu durumu kendisi aleyhindeki ceza

yargılamasında mahkemelerle tam iş birliği yapma iddiasıyla bağdaştırmak zordur Kendisine

karşı uluslararası yakalama emri ccedilıkarılmadığı goumlz oumlnuumlne alındığında (Andorra ile Panama

arasında uluslararası iade anlaşması yoktur) Mahkeme başvurucunun Panama adli

makamlarının huzuruna ccedilıkmaması iccedilin herhangi bir zorlayıcı sebep goumlremedi

Mahkeme başvurucunun Andora mahkemelerinde tabiri caizse goumlruumlnme veya işbirliği

yapma niyetinde olmadığı ve sonuccedil olarak adalet sisteminden kaccediltığı goumlruumlşuumlne varmıştır Bu

nedenle davranışı goumlz oumlnuumlne alındığında kendisi iccedilin yasal sonuccedilları oumlzellikle de ilk

duruşmada kasıtlı yokluğu nedeniyle davasının yeniden goumlruumllmesi iccedilin Andoraya seyahat etme

yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml tıpkı basiretli bir insan gibi makul bir şekilde oumlngoumlrebilirdi

Ayrıca başvurucu temyiz iccedilin hukuki hususları değil yalnızca maddi koşullar ve

delillerin ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesiyle ilgili bir savunma sunmayı

amaccedillamıştır Doğrudanlık ilkesiyle guumlccedilluuml bir şekilde bağlantılı olan bu tuumlr bir savunma temyiz

edenin fiziksel varlığı olmaksızın buumlyuumlk ihtimalle boşuna olacaktır

198

Son olarak Mahkemersquoye goumlre başvurucu ilk derece mahkemesi kararını tebliğ almak

iccedilin hala şahsen Andorraya seyahat etmediğinden davanın yeniden incelenmesi hacirclacirc

muumlmkuumlnduuml

Sonuccedil olarak ve bu tuumlr konularda ulusal makamlara tanınan takdir yetkisini goumlz oumlnuumlnde

bulundurarak Mahkeme başvurucunun mahkeme huzuruna ccedilıkma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln recurs

daudiegravencia ile bağlantılı olarak yargı kararların uygulanmasını sağlamaya youmlnelik meşru amaccedil

ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozabilecek orantısız bir yuumlk olmadığına

karar vermiştir Boumlyle bir sistem soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurmaya

ccedilalışmakta olup adaletten yoksun olarak değerlendirilmesi de muumlmkuumln değildir

Bu nedenle Soumlzleşmenin 6 maddesi ihlal edilmemiştir

199

Başvuru Adı Veljkovic-Jukicİsviccedilre

Başvuru No 5953414

Başvuru Tarihi 26 Ağustos 2014

Karar Tarihi 21 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203805

Konu İsviccedilrersquode on doumlrt yaşından beri yaşayan Sırbistan vatandaşının

uyuşturucu ticareti succedilu sebebiyle oturma izninin iptal edilmesinin ve İsviccedilrersquoden sınırdışı

edilme ihtimalinin Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) ihlali olmaması (oyccedilokluğu)

Olaylar Başvurucu Renata Veljkovic-Jukic 1980 doğumlu bir Sırbistan

vatandaşıdır Sırbistan vatandaşı kocası ve uumlccedil ccedilocuğu (2007 2008 ve 2012 doğumlu) ile

Gerlafingen İsviccedilrersquode yaşamaktadır İsviccedilrersquode oturma izni Veljkovic-Jukicrsquoe 14 yaşındayken

(1995) kocasına ise 8 yaşındayken (1991) verilmiştir

Haziran 2012rsquode Zuumlrih Kantonu Yuumlksek Mahkemesi istinaf aşamasında uyuşturucu

ile ilgili kanunları ihlalden ve ehliyetsiz araccedil kullanmaktan başvurucu aleyhine 30 ayı

ertelenmiş olmak uumlzere 3 yıl hapis cezasına huumlkmetmiştir Oumlzellikle Nisan 2010rsquoda 6000

İsviccedilre Frangı kendisi iccedilin olmak uumlzere toplamda 126000 İsviccedilre Frangı değerinde yaklaşık 1

kg eroin ve 56 kg kokain ticareti yapmaktan ve kokain kullandıktan sonra araccedil kullanmaktan

dolayı succedillu bulunmuştur Cezasını yarı accedilık cezaevinde ccedilekmiş ve Temmuz 2013rsquote serbest

bırakılmıştır

Eyluumll 2013rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu başvurucunun succediluna ve uzun

doumlnem hapis cezasına dayanarak daimi oturma iznini iptal etmiş ve İsviccedilrersquoden ccedilıkmasını

emretmiştir Başvurucu buna itiraz etmiş ancak talebi ilk derece mahkemesinde ve istinafta

reddedilmiştir Federal Yuumlksek Mahkeme oumlzellikle sınır dışı konusunda başvurucunun kişisel

menfaatindense kamu guumlvenliğini oumlncelemiş ve bu yaklaşımın başvurucu gibi 15 yıldan

fazladır hukuka uygun olarak devamlı İsviccedilrersquode ikamet eden kişiler iccedilin de geccedilerli olduğunu

belirtmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Bosna Hersekrsquoe (14 yaşına kadar burada

yaşamıştır) Sırbistanrsquoa ya da Hırvatistanrsquoa doumlnmesinin herhangi bir sebeple

olanıksızlaşmadığına karar vermiştir Mahkeme daha sonra kocanın veya ccedilocukların

başvurucuyu takip edebilecekleri ya da eğer aile İsviccedilrersquode kalacaksa iletişimin ziyaretlerle ve

200

ccedileşitli uygun iletişim araccedillarıyla suumlrduumlruumllebileceğini dikkate almıştır Ayrıca Mahkeme

başvurucunun yeni bir oturma izni başvurusunda bulunma imkanına da dikkat ccedilekmiştir

Ağustos 2014rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu 31 Ağustos 2014-30 Ağustos

2021 suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koyarak başvurucuya sınır dışı emri vermiştir Bununla

birlikte başvurucuya karşı sınır dışı emri AİHM oumlnuumlndeki suumlreccedil tamamlanana kadar

uygulanmamıştır

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 8rsquoe (oumlzel ve aile hayatına saygı) dayanarak

aldığı ceza sebebiyle daimi oturma izninin iptal edilmesini şikayet etmiştir

Karar Madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı)

Mahkeme başvurucunun daimi oturma izninin iptali ve İsviccedilrersquoyi terk etmesine youmlnelik

emrin oumlzellikle uzun suumlredir İsviccedilrersquode ikamet ettiği ve ailesiyle birlikte burada yaşadığı

hesaba katıldığında başvurucunun ldquooumlzelrdquo ve ldquoailerdquo hayatına muumldahale anlamına geldiği

kanaatindedir Bu muumldahale Federal Yabancılar Kanunu ile ilişkili ve meşru bir amaccedil

doğrultusundadır kamu duumlzeninin korunması veya succedilun oumlnlenmesi Bu tedbirin demokratik

toplumda gerekli olup olmadığı konusunda Mahkeme aşağıdakileri kaydetmiştir

Bu tedbir başvurucunun uyuşturucu ticareti sebebiyle ceza almasını takiben

uygulamaya konmuştur Mahkeme incelemesinde mahkumiyetin ağır olduğunu belirtmiştir

uyuşturucunun insanların hayatları uumlzerindeki yıkıcı etkisini goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda

Mahkeme yetkililerin bu belanın yayılmasına aktif olarak katkı sağlayanlara neden sertlik

goumlsterdiğini her zaman anlamaktadır

Federal Yuumlksek Mahkeme kararının alındığı tarihte başvurucu 19 yıldır İsviccedilrersquode

ikamet etmektedir ve serbest bırakıldıktan sonraki tutumu hatasızdır Bu olumlu gelişme

oumlzellikle cezasının bir kısmını ccedilektikten sonra şartlı tahliye edilmesi soumlz konusu menfaatlerin

tartılmasında dikkate alınabilir

Menşe uumllkesi ile olan bağları dikkate alındığında başvurucunun genccedilliğinin bir kısmını

Bosna Hersekrsquote geccedilirdiği ve annesinin hala orada yaşadığı goumlruumllmektedir 1991rsquoden beri

İsviccedilrersquode yerleşik olan kocası Sırbistan vatandaşıdır Boumlylelikle ailenin entegrasyonu iccedilin

Bosna Hersek Hırvatistan veya Sırbistan zor olmasına rağmen imkansız goumlruumlnmeyen olası

hedef uumllkelerdir Ccedilocuklar (7 11 ve 13) hala yeni bir ccedilevreye adapte olabilecekleri yaştadırlar

201

Yerel yetkililer olguların incelemesini elverişli ve inandırıcı bir şekilde gerccedilekleştirmiş

ve başvurucunun kişisel ccedilıkarları ile genel kamu yararını dengelemeye ccedilalışarak uygun

goumlzlemlerde bulunmuştur Federal Yuumlksek Mahkeme kuşkusuz başvurucu tarafından işlenen

uyuşturucu ticareti succedilunun ciddiyetini belirtmiş fakat buna ek olarak Uumlner kararında konulan

kriterleri de dikkate almıştır Oumlzellikle başvurucunun kişisel durumunu onun İsviccedilre hayatına

uyumunun kapsamını ve menşe uumllkesine doumlnduumlğuumlnde onun ve ailesinin karşılaşacağı

potansiyel zorlukları Boumlylelikle Federal Yuumlksek Mahkeme başvurucunun 18 yıl İsviccedilrersquode

yaşadıktan sonra burayı terk etmesinin sert bir tedbir olduğunu kabullenmiştir bununla birlikte

tuumlm ccedilocukluğunu ve genccedilliğinin bir kısmını Bosna Hersekrsquote geccedilirdikten sonra İsviccedilrersquoye 15

yaşında gelmesi ve genccedil yaşı arasında az bir fark vardır Bu sebeple Bosna Hersekrsquoe

Hırvatistanrsquoa ya da Sırbistanrsquoa doumlnmesi oumlnuumlnde engel yoktur Federal Yuumlksek Mahkeme

ccedilocukların durumunu da incelemiş ve anneden ayrılmanın aile yaşamına ciddi muumldahale

anlamına geleceğini tespit etmiştir Buna karşılık Sırbistan vatandaşı olan kocanın

başvurucuya menşe uumllkesine doumlnerken eşlik edebileceğini ccedilocukların uyum sağlamada sorun

yaşamayacağını ccediluumlnkuuml yaşlarının bunun iccedilin yeterince kuumlccediluumlk olduğunu belirtmiştir

Boumlylelikle Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle de Federal Yuumlksek Mahkemenin

olguları yeterli incelemesi uygun goumlruumlşler sunması ve menfaatleri tartması konusunda tatmin

olmuştur Ayrıca başvurucunun İsviccedilre topraklarına girişi yedi yıl suumlreyle yasaklandığı (30

Ağustos 2021rsquoe kadar) ve Federal Yabancılar Kanununun başvurucuya bu emrin

uygulanmasının geccedilici olarak ertelenmesini talep etme imkanı sağladığı boumlylece ailesini

İsviccedilrersquode ziyaret edebildiği kaydedilmiştir

Sonuccedil olarak oumlzellikle başvurucunun uyuşturucuya ilişkin succediltan mahkumiyetinin

ciddiyeti ve başvurucu ile ailesinin Federal Yuumlksek Mahkeme tarafından oumlnerilen uumllkelere

uyum sağlarken buumlyuumlk zorluklarla karşılaşmayacakları dikkate alındığında Mahkeme

İsviccedilrersquonin takdir yetkisini aşmadığına karar vermiştir

Soumlzleşme madde 8 ihlali bulunmamaktadır

Bununla birlikte Mahkeme yerel makamların tedbirleri uygulayıp uygulamamaya

karar vermeden oumlnce başvurucunun durumunu Federal Yuumlksek Mahkemenin kararından

itibaren oumlzellikle başvurucunun yargılamalar sırasındaki tutumunu ve yeni bir ikamet iznine

başvurma imkanını goumlz oumlnuumlnde bulundurarak yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmesini

arzu etmektedir

202

Karşı Oy Yargıccedil Felici ve Yargıccedil Guerra Martins ortak bir karşı oy yazısı

yayınlamıştır Buna goumlre 2 nokta yargıccedilları ayrık duumlşuumlnmeye itmiştir

1- Yerel mahkemede Uumlner kriterlerine goumlre olayların somut olarak ele alınması hem

fazla şekilcidir hem de ilk kritere fazla odaklanmıştır (başvurucu tarafından işlenen succedilun

ağırlığı ve doğası)

2- Kararın 61paragrafının sonunda obiter dictum (yeri gelmişken) olarak Mahkeme

ulusal makamları 2014 tarihli Federal Mahkeme kararından sonra gerccedilekleşen gelişmeler

ışığında durumu yeniden değerlendirmeye davet etmiştir Bu durum Yargıccedillara goumlre

başvurucunun aile yaşamının korunmasını guumlvence altına almamakta ayrıca ulusal

makamların buna saygı duyacağına ilişkin Mahkemenin de bir garantisi yoktur

203

Başvuru Adı KAİsviccedilre

Başvuru No 6213015

Başvuru Tarihi 14122015

Karar Tarihi 07072020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203487

Konu Başvurucunun oturma izni suumlresini uzatma talebinin

reddedilmesi ve uyuşturucu ile ilgili bir succediltan dolayı ceza almasını takiben İsviccedilrersquoye giriş ve

ccedilıkışlarının geccedilici suumlre yasaklanması ile karısı ve ccedilocuğunun yaşadığı İsviccedilrersquoden sınırdışı

edilmesinin işlediği succedillar ve ailesiyle olan bağlarının zayıflığı nedeniyle Soumlzleşme md8rsquoi

(oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal etmediği (oybirliği)

Olaylar Başvurucu KA 1976 doğumlu bir Kosova vatandaşıdır bundan

oumlnce Luumltzelfluumlhrsquote (İsviccedilre) yaşamaktadır

KA İsviccedilrersquoye taşınmadan ve Eyluumll 1996rsquoda sığınma başvurusunda bulunmadan oumlnce

Kosovarsquoda yaşamış ve eğitim almıştır Sığınma talebi 20 Aralık 1996rsquoda reddedilmiştir

Yasadışı ikametini takiben 30 Nisan 1999rsquoda İsviccedilrersquode ikamet izni olan bir Bangladeş

vatandaşı ile evlenmiştir Bu evlilik sayesinde KA aile birleşimi yoluyla oturma izni almıştır

2002rsquode ccediliftin bir oğlu olmuştur Ccedilocuk 2010rsquodan beri koruyucu aile bakımındadır

19 Kasım 2010rsquoda KA Tehlikeli Uyuşturucu Federal Yasasını ağır ihlalden succedillu

bulunmuş altı ayı hemen yirmi ayı iki yıl ertelemeli olmak uumlzere yirmi altı ay hapis cezasına

ccedilarptırılmıştır Ayrıca aleyhine 1999-2012 arasında on sekiz ayrı ceza kararı verilmiş oumlzel

hukuk borccedilları oluşmuştur

6 Ekim 2008rsquode KA oturma izninin uzatılması iccedilin başvurmuştur Halihazırda iznin

suumlresi dolduğu iccedilin kanton idaresi bu başvuruyu yeni bir ikamet talebi olarak ele almış 31 Ekim

2012rsquode de reddetmiştir Bu sebeple KA aleyhine sınırdışı emri verilmiştir

22 Haziran 2015rsquote Federal Yuumlksek Mahkemesi KArsquonın Soumlzleşme madde 8rsquoin dikkate

alınmasını isteyen dava talebini reddetmiştir Başvurucunun ikisi de hasta olan karısı ve

oğlundan oluşan ailenin işlerini yuumlruumlten kişi ve bu sebeple ccedilok oumlnemli olduğunun ayırdında

204

olarak KArsquonın onlara gerekli bakımı sağlayan kişi olmadığını kaydetmiştir Uzun hapis cezası

oturma izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmiştir

22 Haziran 2015rsquote kanton idaresi 31 Aralık 2012rsquodeki karar ve buna itirazların

reddedilmesi sonucu KArsquoyı İsviccedilrersquoyi 22 Temmuz 2015rsquoe kadar terk etmesi gerektiği

konusunda bilgilendirmiştir

8 Temmuz 2015rsquote KArsquonın İsviccedilrersquoye girişi yedi yıl suumlreyle yasaklanmıştır Kararın

sebebi işlediği succedilların sonucu olarak oluşturduğu tehdittir

29 Temmuz 2015rsquote başvurucu İsviccedilrersquoye giriş yasağına karşı Federal İdare

Mahkemesine itirazda bulunmuştur

13 Ekim 2015rsquote Federal İdare Mahkemesi bu itirazı nihai olarak reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu mahkumiyetini takiben sınırdışı kararı verilmesinin ve

İsviccedilrersquoye giriş yasağı konulmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) oumlzel

hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun İsviccedilrersquoden sınırdışı edildiğini ve adı belirtilmeyen bir

uumllkedeki erkek kardeşinin yanına gittiğini kaydetmiştir Karısı ve oğlundan ayrılması sebebiyle

aile hayatına saygı hakkına bir muumldahalede bulunulmuştur

Mahkeme başvurucuya uygulanan sınırdışı kararının ve ulusal sınırlara giriş yasağının

Yabancıların Entegrasyonu Kanunursquondaki ilgili huumlkuumlmlere dayandırıldığını kaydetmiştir

Oumlzellikle ldquokamu duumlzeninin bozulmasını oumlnlemerdquo ve ldquosuccedilu oumlnlemerdquo gibi meşru amaccedillar iccedilin

yapılan bu muumldahalenin Soumlzleşmeye tamamen uygun olduğu konusunda Mahkemenin şuumlphesi

bulunmamaktadır

22 Haziran 2015rsquoteki Federal Yuumlksek Mahkeme kararı esnasında başvurucu İsviccedilrersquode

yaklaşık on dokuz yıldır ikamet etmekte ve on altı yıldır evli bulunmaktadır Bununla birlikte

başvurucu iş yaşamına uyum sağlayamamıştır Ayrıca sadece kesintili olarak karısıyla birlikte

yaşamakta 2010rsquoda koruyucu aileye verildiğinden beri ise oğluyla hiccedil yaşamamaktadır

205

Mahkeme başvurucunun şizofreni hastası olan karısı ve otizmli oğlu iccedilin yanlarında

bulunmasının oumlnemli olduğunun ve aile işlerini yuumlruumlttuumlğuumlnuumln farkındadır Buna karşılık KA

onların guumlnluumlk bakımına katkıda bulunmamış ve mahpus olduğu suumlre boyunca hiccedil kuşkusuz

onlarla seyrek olarak iletişime geccedilmiştir Bununla birlikte başvurucunun oğluyla ilişkisini

modern iletişim yollarıyla ya da İsviccedilre ziyaretleriyle suumlrduumlrebilmesi muumlmkuumlnduumlr

Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle Federal Yuumlksek Mahkemenin menfaatler

dengesini goumlzeterek ilgili olayların yeterli ve ikna edici incelemesini yaptığını goumlzlemlemiştir

Bunun iccedilin başvurucunun İsviccedilre ile olan kişisel bağlarının kuvvetine rağmen İsviccedilre idaresi

başvurucunun tutumunu ve soumlz konusu succedilların ciddiyetini de goumlz oumlnuumlnde bulundurarak kamu

duumlzenini korumak ve succedilun oumlnlenmesi amacıyla oturma izni suumlresini uzatmamak ve yedi yıl

suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koymanın gerekli olduğunu meşru bir şekilde goumlstermiştir

Bu sebeplerle Mahkeme itiraz edilen tedbirlerin meşru amaca uygun ve orantılı

olduğuna huumlkmetmiştir

206

Başvuru Adı NH ve Diğerleri v Fransa

Başvuru No 2282013 7554713 ve 1311415

Başvuru Tarihi 16012014 27052015

Karar Tarihi 02 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203295

Konu Asgari geccedilim şartlarından yoksun evsiz sığınmacılara

youmlnelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin Soumlzleşmersquonin 3 maddesini ihlal etmesi

Olaylar Başvuran NH 1993 doğumlu Afganistan vatandaşıdır

ve Parisrsquote yaşamaktadır Mart 2013rsquote Fransarsquoya gelmiş ve Fransa Sığınma Merkezi

aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur Sonrasında sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve

geccedilici oturma izni verilmesi talebiyle Paris İdare Mahkemesirsquone ve Paris Boumllge Polis

Muumlduumlrluumlğuumlne başvurmuştur Başvurucunun İdare Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru

reddedilmiş bunun uumlzerine NH Fransız Danıştayırsquona temyiz başvurusunda bulunmuş ancak

temyiz talebi de reddedilmiştir 03102013 tarihinde ise NHrsquonin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone

yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi tarafından incelenmiş

ve NHrsquonin Danimarkarsquoda da sığınmacı statuumlsuuml talebi olduğu gerekccedilesiyle başvuru

reddedilmiştir Aynı guumln başvuran geccedilici oumldenek iccedilin meslek edindirme merkezine başvurmuş

fakat başvurucunun sığınmacı talebi Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi

tarafından kabul edilmemiş olduğu iccedilin geccedilici oumldenek başvurusu da reddedilmiştir NH

başvurularının reddedilmesi uumlzerine herhangi bir geliri ve guumlvencesi olmadan sokaklarda

yaşamaya başlamıştır Kasım 2013 tarihinde Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi

başvurucunun sığınmacı statuumlsuuml talebini reddetmiş olmasına rağmen başvurucunun idare

tarafından desteklenen bir yan kuruluşta konaklamasını sağlamıştır

SG 1987 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve 15072013 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve

ertesi guumln sığınma başvurusunda bulunmuştur Sığınmacıların kabul merkezinde kalması iccedilin

başvurucuya teklif yapılmış ancak merkezde boş yer olmadığı iccedilin başvuran ccediladırda yaşamak

zorunda kalmıştır Başvurucunun sığınma yeri iccedilin yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve

Vatansızları Koruma Dairesi tarafından 02082013 tarihinde kaydedilmiştir Başvuran

07102013 tarihinde sığınmacı olarak kendisine kalacak yer bulunması iccedilin Montpellier İdare

207

Mahkemesirsquone ivedi başvuruda bulunmuş ancak başvurusu reddedilmiştir Kalacak yer

bulunması iccedilin Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesirsquone yapmış olduğu başvuru da

reddedilmiştir Başvurucuya uumllkeden ayrılması iccedilin yetkililer tarafından uumlccedil kere tebligat

yapılmış ve başvuran uumllkeden ayrılma emrini kaldırmak iccedilin mahkemeye başvurmuştur

Diğer başvurucular KT ve GI da SG ile tamamen aynı suumlreccedilleri yaşamışlardır GI

sığınma başvurusunu geri ccedilekmiş ve uumllkesine geri doumlnmek iccedilin yardım istemiştir

Başvurucu AJ 1974 doğumlu İran vatandaşı bir gazetecidir ve ParisFransarsquoda

yaşamaktadır 09092014 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve 14102014 tarihinde Fransa Sığınma

Merkezi aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur 23102014 tarihinde AJ sığınmacı

statuumlsuuml iccedilin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone başvurmuş ancak başvurusu kaydedilmemiştir ve

kendisine 07012015 tarihi iccedilin randevu verilmiştir AJrsquonin 04112014 tarihinde konaklama

iccedilin yapmış olduğu başvuru boumllge valiliği tarafında sığınmacılar iccedilin olan konaklama merkezi

dolu olduğu gerekccedilesiyle reddedilmiştir 13112014 tarihinde başvurucu Paris İdare

mahkemesine sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve konaklama yeri ayarlanması iccedilin

başvurmuş ancak başvurusu mahkeme tarafından reddedilmiştir Bu karara karşı Fransız

Danıştayrsquoına yapmış olduğu temyiz talebi de reddedilmiştir 07012015 tarihli randevusunda

başvurucuya sığınmacı statuumlsuumlne başvurması iccedilin form verilmiş ve başvuran bu formu

22012015 tarihinde yani kendisine geccedilici oturma izninin ccedilıkmış olduğu guumln teslim etmiştir

28012015 tarihinde AJ geccedilici oumldenek almak iccedilin başvurmuş fakat sığınma talebinin kabul

edildiğine dair bir belgeyi sunmadığı iccedilin talebi reddedilmiştir 05022015 tarihinde Fransız

Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi AJrsquonin sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapmış olduğu

başvuruyu kabul etmiş ve 12022015 tarihinde AJrsquoye geccedilici oumldenek verilmeye başlanmıştır

1204215 tarihinde başvuran otele yerleştirilmiş ve 2304215 tarihinde Fransız Muumllteci ve

Vatansızları Koruma Dairesi başvurucuya muumllteci statuumlsuuml vermiştir Ayrıca başvuran gazeteci

olduğu iccedilin Parisrsquoteki ldquogazeteci evinerdquo yerleştirilmiş kendisine tek kişilik oda verilmiştir

Bunun yanı sıra başvurucuya guumlnluumlk yemek ve ulaşım bileti verilmektedir

İhlal İddiaları Tuumlm başvurucular insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

yasağını ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr NH ve AJ 3 maddeyle bağlantılı olarak etkili

başvuru haklarının da ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

NH ayrıca oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ve bu hak bağlamında etkili başvuru

hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

208

Karar

3 Madde

GIrsquonın avukatı tuumlm girişimlerine rağmen muumlvekkili ile iletişime geccedilemediğini

GIrsquonın başvurusunu suumlrduumlrme niyetinde olmadığını ve dava listesinde ccedilıkarılması gerektiğini

Mahkemersquoye ifade etmiştir

Başvurucular Fransarsquoya geldiklerinde kendilerini maddi yoksunluk iccedilinde

bulmuşlardır Temel ihtiyaccedillarını karşılamak iccedilin Fransarsquoda sığınmacılar iccedilin yasal olarak

duumlzenlenmiş olan yardımlara muhtaccedillardır Yabancıların Giriş ve İkamet ve İltica Hakkı

Kanununun R 742-1 maddesine goumlre uumllkeye kaccedilak giren kişiler 15 guumln iccedilinde sığınma

talebiyle valiliğe başvurmak zorundadır Yetkililerin başvuruları karara bağlamaları 3-5 ay

arası vakit almaktadır NH KT ve AJ bu değerlendirme suumlrecinde kendilerine sığınmacı

statuumlsuuml verilmediği iccedilin kalacak yer ve geccedilici oumldenek talep edemediklerini belirtmişlerdir

Mahkeme sığınmacı başvurularının kabul edilmesinden oumlnce başvurucuların sığınmacı

statuumllerini kanıtlayamadıklarını ifade etmiştir Mahkeme NH KT ve AJrsquonin sığınmacı

statuumllerini kanıtlayamadıkları iccedilin tutuklanma ve uumllkeden goumlnderilme korkusuyla 100 guumln

civarı sokaklarda yaşadığını belirtmiştir Mahkeme sığınmacı statuumlsuumlnuumln değerlendirildiği

suumlre boyunca başvurucuların sokaklarda banklarda ve koumlpruuml altlarında yaşadığına dikkat

ccedilekmiştir Mahkeme 2007 yılından beri sığınmacı statuumlsuuml iccedilin taleplerin arttığını ve yetkili

makamların yoğun olduğunu farkında olduğunu belirtmiştir Ayrıca yetkili makamların

sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapılan değerlendirmenin suumlresini azaltmak iccedilin ccedilabaladığını ve bu

kişilerin konaklamaları iccedilin yeni yerler inşaa ettiğini vurgulamış ama bu olumlu gelişmelerin

insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edilmeyeceğini anlamına gelmediğini ifade

etmiştir

Mahkeme NH KT ve AJrsquonin aylarca sokaklarda saldırı ve soyulma korkusu iccedilinde

hijyenik olmayan koşullarda yaşadığını bunlara ek olarak Fransız makamlarının da sistematik

şekilde bu başvurucuların taleplerini reddettiğini belirtmiş ve bu durumun insanlık dışı ve

aşağılayıc muamele yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir

Mahkeme SGrsquonin ilk başvurusundan 28 guumln sonra kabul aldığını ve 63 guumln sonra ise

geccedilici oumldenek almaya başladığını bu sebeple başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağı iccedilin gerekli olan eşiğin aşılmadığına karar vermiştir

209

8 Madde

Mahkeme yapılan muumldahalelerin insanlık ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal

ettiğine karar verdiği iccedilin bu muumldahaleler hakkında oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkı

bağlamında bir değerlendirme yapmayacağını belirtmiştir

41 Madde

Mahkeme NH ve KTrsquoye 10000 euro AJrsquoye 12000 euro manevi tazminat bunun

yanı sıra NHrsquoye 2396 euro maddi tazminat verilmesine karar vermiştir

210

Başvuru Adı Macovei Romanya

Başvuru No 5302814

Başvuru Tarihi 11072014

Karar Tarihi 28072020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-203837

Konu Bir politikacının başka politikacılarla ilgili olarak aynı anda

hem avukat hem de parlamento uumlyesi olarak ccedilalışmayı bir yolsuzluk oumlrneği olarak

değerlendirmesinin uumlzerine tazminat oumldemeye mahkum edilmesinin Soumlzleşmersquonin 10

maddesinin (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlalini oluşturması

Olaylar Başvurucu Monica Luisa Macovei 1959 doğumlu bir Romanya

vatandaşı olup Buumlkreşrsquote yaşamaktadır 7 Eyluumll 2009rsquoda iki gazete Bayan Macovei tarafından

biri eski adalet bakanı diğeri ise Avrupa Parlamentosu uumlyesi iki politikacı hakkında yapılan

yorumları yayımlamıştır

Başvurucu uumlyesi olduğu Demokratik Liberal Partirsquonin bir yaz kampında konuşurken

iki Sosyal Demokrat politikacının Temsilciler Meclisi uumlyesi VP ile Senatoumlr DŞrsquonin avukat

olarak yaptıkları goumlrevde tipik bir politik etki altında yolsuzluk eylemi olarak nitelendirdiği

seccedilim boumllgelerindeki kamu şirketleri ile milyonlarca Euro değerinde soumlzleşmeler

imzaladıklarını belirtmiştir

Bir makalesinde aynı anda hem avukat olarak ccedilalışmanın hem de meclis uumlyesi olmanın

muumlmkuumln olamayacağını ve bu youmlnde bir yasa ccedilıkarılması gerektiğini belirtmiştir Aynı yılın

Ekim ayında DŞ başvurucunun yorumlarının kendisini kamuoyu ile profesyonel ve siyasal

ortaklarının goumlzuumlndeki itibarını sarstığını ileri suumlrerek haksız fiile dayanan hukuki suumlreci

başlatmıştır

Ekim 2010rsquoda ilk derece mahkemesi DŞrsquonin iddialarını başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuumlnden faydalandığını tespit ederek reddetmiştir İstinaf aşamasında Buumlkreş İstinaf

Mahkemesi hakaret iddiasını haklı bularak başvurucunun 2300 Euro civarındaki tazminatı

oumldemesine ve kendisinin masrafları karşılayarak huumlkmuumln ulusal gazetelerde yayımlanmasına

huumlkmetmiştir 2013 Kasım ayında Yargıtay başvurucu ve DŞrsquonin hukuki hususlara ilişkin

itirazlarını reddetmiştir

211

Diğer hususlarının yanı sıra mahkeme başvurucunun DŞrsquoyi avukat ve parlamento

uumlyesi olarak yolsuzlukla ilgili doğru olmayan iddialar ile succedilladığında DŞrsquonin itibarının zarar

goumlrduumlğuumlnuuml politikacılar yuumlksek seviyede eleştirilere katlanma kuumllfeti altında olsa bile

başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırını aştığını tespit etmiştir Ayrıca mahkeme

başvurucuya yuumlklenen tazminatın başvurucuyu benzer eylemlerden caydırmayacağı fakat

huumlkmuuml gazetede yayımlanmasının caydırıcı etkisi olduğuna karar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Yargıtayrsquoın huumlkmuumlnuumln Soumlzleşmersquonin 10 maddesi

ile korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme başvurucuya youmlnelik huumlkmuumln onun 10 madde

kapsamındaki haklarına muumldahale iccedilerdiğine ve ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup

olmadığı hususunda kanıya varabilmek iccedilin incelemeye devam etmeye karar vermiştir

Mahkeme iccediltihadını yineleyerek diğer hususların yanı sıra ifadelerin ya kanıtlanması

beklenemeyecek değer yargılarının ifadesi ya da maddi olguların ifadesi olarak iki şekilde

nitelendirilebileceğini belirtmiştir Başvurucunun ifadeleri DŞrsquonin kişisel yaşamındansa

politik kapasitesi iccedilindeki eyleme youmlnelik olduğundan Mahkeme yetkili otoritelerin

muumldahaleye gerek olup olmadığını incelerken sınırlı takdir yetkisi olduğunu tespit etmiştir

Mahkeme ulusal mahkemelerin farklı sonuccedillara vardığını goumlzlemlemiştir ilk derece

mahkemesi başvurucunun yorumlarını uumlstuuml kapalı soumlzler olarak değerlendirmişken temyiz

mahkemeleri DŞrsquonin meclis uumlyesi ve bir avukat olarak yolsuz eylemlere karışmasını gerccedilek

dışı beyan olarak nitelendirmiştir

Bununla birlikte Mahkeme temyiz mahkemelerinin sınırlı gerekccedilelendirmelerine atıfta

bulunarak onların vardığı sonuca varamayacağını başvurucunun ifadelerinin değer yargısı ve

maddi olgu karışımı olduğunu belirtmiştir Başvurucu iki politikacının davranışını daha geniş

bir ccedilıkar ccedilatışması bağlamında meclis uumlyesi ve avukat rollerini kombine etmeyi oumlnleyen bir

yasa oumlnerdiği bir fikri desteklerken ldquosiyasal etki altındaki tipik bir yolsuzluk eylemirdquo oumlrneği

olarak değerlendirmiştir

Buradaki asıl soru başvurucunun ifadelerinin ve iddialarının niteliği ve derecesiyle

orantılı yeterince doğru ve guumlvenilir bir olgusal dayanağın olup olmadığıdır Bu noktada

Mahkeme başvurucunun ifadelerinin bir kısmının oumlrneğin DŞrsquonin avukat ve meclis uumlyesi

olarak kendi seccedilim boumllgesindeki kamu şirketleriyle buumlyuumlk soumlzleşmelere imza atması veya

bahsedilen soumlzleşmeleri hukuki işleme koyması gibi olgusal temelden yoksun olduğunu tespit

212

etmiştir Aslında başvurucunun sunduğu belgelerde soumlzuuml geccedilen olayla ilgili herhangi bir

bilgiye rastlanmamıştır

Ancak başvurucunun ifadeleri kolektif nitelikli olup DŞ ile VPrsquoyi birlikte

ilgilendirmekte ve politik bir yolsuzluk oumlrneği tasvir etmektedir İki politikacıyı gerccedilek bir

yolsuzluk ile succedillama niyeti taşımamaktadır Dahası mevcut bilgiler ışığında VPrsquonin aynı

anda hem meclis uumlyesi hem de kendi seccedilim boumllgesindeki devlete ait şirketlerle karlı hukuki

danışmanlık soumlzleşmeleri imzalandığında DŞrsquonin hukuki ortağı olduğu goumlruumllmektedir

Boumlylelikle Mahkeme iddiaların ve oumlzellikle kullanılan ifadelerin belki de uygunsuz bir

şekilde sert olsa da polemik ve bir miktar abartılı olarak goumlruumllebileceği goumlruumlşuumlne varmıştır

Koşullar goumlz oumlnuumlne alındığında ifadelerin DŞrsquoye karşılıksız kişisel saldırı boyutuna

varmadığını tespit etmiştir Gerccedilekten siyasi tahkir ccediloklukla kişisel alana taşsa da bu

demokratik toplumun guumlvenceleri olan politika ve oumlzguumlr fikir tartışmasının rizikolarındandır

Tazminatın boyutu ve nihai kararın yayınlanması iccedilin belli bir tutarın oumldenmesine

huumlkmedilmesi de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması uumlzerinde caydırıcı bir

etkiye sahip olmuştur

Mahkeme temyiz mahkemelerinin gerekccedilelerindeki eksiklikleri başvurucunun

ifadelerini ifade edildiği genel bağlam accedilısından doğası gereği kolektif olarak sınıflandırmanın

olası sonuccedillarını ve cezanın caydırıcı etkisini dikkate alma hususundaki belirgin

başarısızlıklarını belirterek sonuca ulaşmıştır

Yerel mahkemeler soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kuramamış ve

DŞnin haklarını başvurucunun haklarından uumlstuumln tutabilmek iccedilin ldquobaskın bir sosyal ihtiyaccedilrdquo

olduğunu kanıtlayamamıştır Başvurucunun haklarına yapılan muumldahale demokratik bir

toplumda gerekli değildir ve Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme beşe iki oyla Romanyarsquonın başvurucuya 4505 Euro maddi tazminat 2000

Euro manevi tazminat ile masraf ve giderler iccedilin 3000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

213

Başvuru Adı Mugemangango v Belccedilika

Başvuru No 31015

Başvuru Tarihi 22 Aralık 2014

Karar Tarihi 10 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203885

Konu Mayıs 2014 seccedilim sonuccedilları hakkındaki bir şikayetin incelenme

usuluumlnuumln Soumlzleşmersquonin gerektirdiği etkililik şartlarını sağlamadığı

Olaylar

Başvurucu Germain Mugemangango 1973 doğumlu bir Belccedilika vatandaşı olup

Charleroirsquoda (Belccedilika) yaşamaktadır

25 Mayıs 2014 tarihinde başvurucu Walloon Boumllge Parlamentosu seccedilimlerinde 16554

oy alan ve Charleroirsquodaki seccedilim ccedilevresindeki 5 barajı aşan PTG-GO listesinin ilk sırasından

aday olmuştur Başvurucu Walloon Parlamentosursquona seccedililememiştir

6 Haziran 2014 tarihinde başvurucu boş geccedilersiz veya tartışmalı olarak ilan edilen

21385 oyun tekrar incelenmesi iccedilin Walloon Parlamentosursquona başvurmuştur Talebini

desteklemesi iccedilin oy sayımı işlemleri sırasında birccedilok sorunun ortaya ccedilıktığını belirtmiştir

Walloon Parlamentosu Danışma Komitesi başvurucunun talebini kabul etmiş ve soumlz konusu

seccedilim ccedilevresinde (Hainaut şehri) seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmamasını ve boş

geccedilersiz veya tartışmalı oyların tekrar sayılmasını Parlamentorsquoya oumlnermiştir

13 Haziran 2014 tarihinde 28 oya karşı 43 oyla Walloon Parlamentosu oy sayımında

sorun duumlzensizliklerin olduğunu goumlsteren ikna edici bir delilin olmadığı gerekccedilesiyle

başvurucunun talebini dayanaktan yoksun bulmuştur Aynı tarihte Walloon Parlamentosu

oyları yeniden saymaksızın seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmasına karar vemiştir

Karar başvurucuya 24 Haziran 2014 tarihinde tebliğ edilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 3 maddesi (Ek

Protokol madde 3) kapsamında Walloon Parlamentosursquonun itiraz suumlrecinde hem bir taraf olarak

214

hem de yargılama makamı olarak yer almasının ve başvurusunu reddetmesinin seccedilimlerde aday

olma hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Başvurucu Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 13 maddesi

kapsamında Walloon Parlamentosursquona başvuru yolunun etkili bir hukuk yolu olmadığını ileri

suumlrmuumlştuumlr

Karar

11 Haziran 2019 tarihinde başvurunun sunulduğu AİHM dairesi başvuruyu Buumlyuumlk

Dairersquoye tevdi etmiştir Başvuru Buumlyuumlk Daire tarafından karara bağlanmıştır

Ek Protokol Madde 3

Mahkeme başvurucunun iddialarının yeterince ciddi ve tartışılabilir olduğunu

goumlzlemlemiştir Zira soumlz konusu iddialar Charleroi ve Hainaut şehri seccedilim ccedilevresindeki

parlamento sandalye dağılımını etkileyebilecektir Dolayısıyla soumlz konusu itiraz etkili bir

incelemeye tabi tutulmalıdır

Boumlylelikle Mahkeme somut olayda ulusal hukukta keyfiliğe yol accedilmayacak şekilde

yeterli ve uygun usucirclicirc guumlvenceleri iccedileren bir itiraz mekanizmasının olup olmadığını

incelemiştir

Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun başvurucunun itirazıyla ilgili karar vermeye

yetkili tek mercii olduğunu goumlzlemlemiştir Seccedilim belgelerinin incelenmesi sırasında yeni

seccedililen ve seccedilim belgeleri onaylanacak uumlyelerin hepsi başvurucuyla aynı seccedilim ccedilevresindekiler

dahil itiraza ilişkin oylamada yer almıştır Boumlylelikle Venedik Komisyonursquonun tavsiyelerine

(Seccedilimsel Konularda İyi Uygulamalar Kodu) aykırı olarak başvurucunun doğrudan rakibi olan

ve oyların yeniden sayılıp başvurucunun haklı bulunduğu varsayımında sandalyelerini

kazanamama olasılığı bulunan kişiler Walloon Parlamentosursquondaki oylamaya katılmıştır

Dahası itirazın oylanmasın basit ccediloğunluğun yeterli olması başvurucuyu partizan bir kararla

karşılaşma riskiyle karşı karşıya bırakmıştır Dolayısıyla başvurucunun itirazı yeterli tarafsızlık

teminatlarından yoksun bir makam tarafından incelenmiştir

Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun sahip olduğu takdir yetkisinin iccedil hukuk

tarafından yeterli belirliliklerle ccedilerccedilevelenmediğine dikkat ccedilekmiştir Ne kanun ne de

Parlamento iccediltuumlzuumlğuuml bu tuumlr itirazların inceleneceği bir usucirclicirc duumlzenleme iccedilermektedir Bu

215

nedenle Mahkeme Walloon Parlamentosu tarafından itiraz karara bağlanırken hangi kriterlerin

uygulandığının belirsiz olduğunu vurgulamıştır

Mahkeme aynı zamanda seccedilimsel uyuşmazlıkların incelenme usuluumlnuumln adil objektif

ve yeterli gerekccedileye sahip bir kararı sağlaması gerektiğini belirtmiştir İtiraz eden kişiler

goumlruumlşlerini beyan etme ve gerekli goumlrduumlkleri buumltuumln arguumlmanları soumlzluuml veya yazılı olarak sunma

imkanlarına sahip olmalıdır Ek olarak karar veren organ tarafından beyan edilen

gerekccedilelerden itiraz eden kişinin arguumlmanlarının uygun bir şekilde incelendiği ve cevaplandığı

anlaşılmalıdır Mahkeme bu davada ne Anayasa ne kanun ne de parlamento iccediltuumlzuumlğuuml seccedilim

belgelerinin incelenmesinde bu tuumlr guumlvenceler getirmektedir Başvurucu yine de Danışma

Komitesi nezdinde belli usucirclicirc guumlvencelerden faydalanmıştır Walloon Parlamentosursquonun kararı

da aynı şekilde gerekccedile iccedilermiş ve tebliğ edilmiştir

Bununla birlikte Mahkeme başvurucuya itiraz suumlrecinde sağlanan guumlvencelerin yeterli

olmadığını belirtmiştir İccedil hukuktaki duumlzenlemelerde itiraz mekanizmasına ilişkin bir usuluumln

yer almaması karşısında bu guumlvenceler Danışma Kurulu ve Walloon Parlamentosu genel

kurulu tarafından ad hoc olarak takdiren alınan kararların bir sonucudur Aynı zamanda bu

guumlvenceler uygulamada ulaşılabilir ve oumlngoumlruumllebilir değildir

Mahkeme ayrıca usucirclicirc guumlvencelerin ccediloğunun başvurucuya bağlayıcı karar verme

yetkisi olmayan Danışma Komitesi nezdinde sunulduğuna dikkat ccedilekmiştir Walloon

Parlamentosursquonun kararında gerekccedilelere yer verdiğini kabul eden Mahkeme bununla birlikte

Parlamentorsquonun Danışma Komitesirsquonin ulaştığı sonuccedilla neden ayrıştığını ortaya koymadığını

vurgulamıştır

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun itirazının tarafsızlık guumlvencesine sahip olmayan

ve takdir yetkisi herhangi bir duumlzenlemeyle belirli bir şekilde ccedilerccedilevelenmemiş olan bir organ

tarafından incelenmiş olduğunu başvurucuya sağlanan sınırlı sayıdaki guumlvencenin de takdiren

ad hoc şekilde sağlandığı iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Mahkeme bu nedenle Ek

Protokol madde 3rsquouumln ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 13

Mahkeme ilk olarak başvurucunun şikayetlerini Walloon Parlamentosursquona sunabilme

imkanını bulduğunu goumlzlemlemiştir Belccedilika hukukuna goumlre Parlamento kararına karşı yargısal

veya başka bir tuumlrden herhangi bir başvuru yolu bulunmamaktadır Mahkeme Walloon

216

Parlamentosursquondaki usuldeki guumlvence eksikliklerinin Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak

Soumlzleşmersquonin 13 maddesini de ihlal ettiğine karar vermiştir Mahkeme bu konuda taraf

devletlerde yer alan mekanizmaların ccedileşitliliğini ve ikincillik ilkesini dikkate alarak herhangi

bir spesifik mekanizma belirleme yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatmış yine de ndashldquoilk

derece merciirdquo şeklinde veya ldquoyargısal olmayan bir organın kararına karşı başvurulabilecek

itiraz merciirdquo şeklinde- yargısal bir başvuru yolunun Ek Protokol madde 3rsquouumln gerekliliklerini

ilkesel olarak sağlayacağını belirtmiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Belccedilikarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 2000 euro masraf ve

giderler iccedilin toplam 1291514 euro oumldemesine karar vermiştir

217

Başvuru Adı D v Fransa

Başvuru No 1128818

Başvuru Tarihi 2 Mart 2018

Karar Tarihi 16 Temmuz 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

20356522]

Konu Yurt dışında taşıyıcı annelik yoluyla doğan ccedilocuğun doğum

ayrıntılarının resmi kayda geccedilirilmesinin ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi evlat edinme yoluyla da

kurulabileceği iccedilin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Bayan D Bay D ve Ccedilocuk D sırasıyla 1972 1957 ve 2012 doğumludur

ve Canet en Roussillonda yaşamaktadır Uumlccediluumlncuuml başvurucu bir taşıyıcı annelik anlaşmasıyla

Ukraynada doğmuştur 3 Ekim 2012 tarihinde Kievde verilen doğum belgesi birinci

başvurucunun anne ikincisinin baba olduğunu belirtmektedir

Bay ve Bayan D 2008 yılında Fransada evlenmiştir Ccedilocuk 2012 yılının Eyluumll ayında

Ukraynada taşıyıcı annenin ccedilocuğu olarak duumlnyaya gelmiştir Kievde verilen doğum belgesi

ccedilocuğu doğuran kadından bahsetmeden birinci başvurucuyu anne ikinci başvurucuyu da baba

olarak belirtmektedir

20 Eyluumll 2014 tarihinde ilk iki başvurucuya doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız

doğum evlilik ve oumlluumlm siciline kaydedilmesi iccedilin Kievdeki Fransız buumlyuumlkelccedililiğine

başvurmuştur Konsolos yardımcısı durumun oumlzel niteliği nedeniyle ayrıntıları kaydetmeyi ve

aile kayıt defterini (livret de famille) duumlzenlemeyi ertelemeye ve konuyu Nantesdaki savcılığa

havale etmeye karar verdiğini soumlylemiştir Sonrasında ccedilifte Adalet Bakanlığırsquondan

Mahkemenin Mennesson Fransa ve Labassee Fransa davasındaki kararlarının takibiyle ilgili

bekleyen talimatlarının taşıyıcı annelik duumlzenlemelerine ilişkin tuumlm başvuruların askıya

alındığını bildirmiştir

27 Ocak 2016da Bay ve Bayan D ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız

siciline kaydedilmesi iccedilin Nantes savcılığı aleyhine dava accedilmıştır

218

12 Ocak 2017de Nantes Mahkemesi başvuruyu kabul etmiştir Diğer hususların yanı

sıra doğum belgesinin birinci başvurucuyu doğum yapmamış olmasına rağmen anne olarak

belirlemesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenen ccedilocuğun yuumlksek yararı

goumlz oumlnuumlnde bulundurularak yapılamayacağını vurgulamıştır Doğum hakkı ldquodoğduğu uumllkede

yasal olarak kurulan tek ilişkirdquo olan ve bu nedenle yasal gerccedilekliğe karşılık gelen yasal anne-

ccedilocuk ilişkisinin tanınmasının reddedilmesini haklı kılmaktadır

18 Aralık 2017de Rennes İstinaf Mahkemesi 12 Ocak 2017 tarihli kararı doğum

belgesinin baba-ccedilocuk ilişkisine ilişkin ayrıntılarını kaydetme youmlnuumlnden onamış ancak anne-

ccedilocuk ilişkisi ile ilgili olarak bozma kararı vermiştir Kararda oumlzellikle ldquo doğum belgesinde

annenin atanması ile ilgili olarak Medeni Kanunun 47 maddesinin aradığı şart doğum yapma

gerccedileğidir Yalnızca Medeni Kanun md 3561 istisnai olarak ldquoevlat edinen doğum yapmamış

annenin usuluumlne uygun olarak anne olarak kaydedilmesi şeklinde buna ccedilok sınırlı istisnalar

getirmiştir Başvurucular Yargıtaya itiraz etmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire

Başkanının bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik annesi

olduğunu bildirmişlerdir

Başvurucular Yargıtaya gitmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire Başkanının

bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik anne olduğunu

bildirmişlerdir

İhlal İddiaları

Başvurucular hem 14 madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı hem de bağımsız olarak

8 maddeye (aile hayatına saygı hakkı) dayanarak ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkının ihlal

edildiğinden ve doğum temelinde ayrımcılıktan şikayet etmiştir

Karar

Madde 8

Mahkeme Rennes İstinaf Mahkemesirsquonin uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum

belgesinin ayrıntılarının ikinci başvurucunun baba olarak Fransız doğum kayıt defterine

kaydedilme talebini kabul edildiğine ve biyolojik kişi olan ilk başvurucunun anne olarak

Fransız doğum kayıt defterine kaydedilme talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir Ancak

219

İstinaf Mahkemesi anne-ccedilocuk ilişkisinin yasal olarak evlat edinme yoluyla kurulabileceğini

vurgulamıştır

Mahkeme başvurucuların esasen uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukraynarsquodaki doğum

belgesinde genetik anne olan birinci başvurucunun ldquoannerdquo olarak kaydedilmesi taleplerinin

reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına orantısız bir muumldahale olduğunu iddia ettiklerini

goumlzlemlemiştir

Mahkeme daha oumlnce ccedilocuğun biyolojik baba olduğu durumlarda baba ile ccedilocuk

arasındaki yasal ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi konusunda kararlar vermiştir (bkz Mennesson Fransa

ve Labassee Fransa) İccediltihatlara goumlre genetik bağ yabancı uumllkedeki doğum belgesinde baba

olarak kaydedilmeyi gerekli kılmamaktadır Mahkeme mevcut davanın koşullarında aynı

zamanda genetik anne olan muumlstakbel anne ile yasal ilişkinin tanınmasına ilişkin olarak farklı

bir karara varmak iccedilin hiccedilbir neden goumlrmemiştir

Bu kapsamda Mahkeme yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin başka yollarla da kurulabileceği

gerekccedilesiyle sırf birinci başvurucunun kendisinin genetik anne olması nedeniyle uumlccediluumlncuuml

başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarının birinci başvurucuyla ilgili bir kayıt

yazılması talebinin reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkına orantısız bir

muumldahale teşkil etmediğini belirtmiştir

Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına yapılan muumldahalenin orantılılığına

ilişkin olarak Mahkeme Ukrayna doğum belgesi detaylarının tescil talebinin birinci

başvurucuya yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin kurulmasını engellemediği şekilde reddedilmesinin

belirleyici olduğu kanaatine varmıştır Nitekim Rennes İstinaf Mahkemesi Yargıtay

iccediltihadıyla da teyit edilen bir goumlruumlş olarak evlat edinme olasılığının mevcut olduğunu

vurgulama konusunda dikkatli davranmıştır

Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkı soumlz konusu olduğunda birinci

başvurucu olan hukuki ilişkisinin tanınmasını sağlayacak etkili ve yeterince hızlı bir

mekanizmaya erişmesi gerekiyordu

Huumlkuumlmetin vurguladığı gibi birinci ve ikinci başvurucular evli olduğundan ve Ukrayna

doğum belgesinde ccedilocuğu duumlnyaya getiren kadından soumlz edilmediğinden eşinin ccedilocuğunu

evlat edinme şeklinde almak iccedilin mahkemelere başvurma yolu accedilıktır

220

Mahkemenin tavsiye kararı no P16-2018-001rsquodeki gibi evlat edinme ccedilocuk ile

muumlstakbel anne arasındaki yasal ilişkinin tanınması soumlz konusu olduğunda yabancı doğum

ayrıntılarının kaydedilmesi benzer etkiler yaratacaktır

Mahkeme tam evlat edinme kararının alınması iccedilin geccedilen ortalama suumlrenin yalnızca

41 ay olduğu Huumlkuumlmet tarafından verilen bilgilerden kaynaklandığını goumlzlemlemiştir

Dolayısıyla Rennes İstinaf Mahkemesinin 18 Aralık 2017 tarihli kararını takiben evlat

edinme proseduumlruuml başlatılmış olsaydı uumlccediluumlncuuml başvurucunun yasal anne-ccedilocuk ilişkisine ilişkin

durumu buumlyuumlk olasılıkla altı yaşına gelmeden yani başvurucuların da Mahkemeye

başvurdukları tarihlerde ccediloumlzuumllmuumlş olacaktı

Bu nedenle Mahkeme mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesinin birinci ve

ikinci kişi arasındaki yasal ilişkiyi muumlmkuumln kılan etkili ve yeterince hızlı bir mekanizma

oluşturduğu sonucuna varmıştır

Buna goumlre uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarını birinci

başvurucuyu ccedilocuğun annesi olarak belirlediği oumllccediluumlde Fransız doğum kayıt defterine

kaydetmeyi reddederek davalı devlet başvurucunun somut olayında takdir yetkisini

aşmamıştır

Bu nedenle Mahkeme Soumlzleşmenin 8 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 8 ile bağlantılı olarak Madde 14

Başvurucular 11 Şubat 2020 tarihli diğer beyanlarında yurtdışında taşıyıcı annelik

yoluyla doğan bir ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarında ccedilocuğun biyolojik babası olan

muumlstakbel babaya ilişkin ayrıntıları kaydederken muumlstakbel anneye karşı belgede genetik

anne başka olduğundan kaydetmeyi reddettikleri iccedilin ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri

suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme başvurucuların iddiasının birinci başvurucu accedilısından Soumlzleşmenin 14

maddesi anlamında bir ayrımcılık şikayeti olduğunu kaydetmiştir Bu şikayetin 2 Mart 2018

tarihinde başlatıldığı ve 12 Eyluumll 2019 tarihinde accedilıklandığı yalnızca uumlccediluumlncuuml başvurucunun

haklarını ilgilendiren diğer şikayetlerden ayrı olduğunu ve başvurucuların bahsetmeyi ihmal

ettiği bir olguyu - ilk başvurucunun ccedilocuğun genetik annesi olması şartına - dayandığını

goumlzlemlemiştir Başvurucular benzer şekilde yerel makamlara ve mahkemelere bu gerccedileği

221

bildirmeyi ihmal etmişlerdir bu nedenle yerel yargılamalarda incelenmemiştir Mahkeme bu

yeni şikayetin Soumlzleşmenin 35 sect 1 maddesi kapsamındaki altı aylık suumlre sınırına uymadığına

karar vermiş ve bu nedenle Soumlzleşmenin 35 sectsect 1 ve 4 maddeleri uyarınca reddetmiştir

Bununla birlikte Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkından

yararlanarak Soumlzleşmenin35maddesine dayanarak maruz kaldığı iddia edilen ayrımcılığa

ilişkin şikayetin accedilıkccedila temelsiz olmadığını belirtmiştir Bu nedenle kabul edilebilir olduğunu

beyan etmiştir

Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre taşıyıcı annelikle yurtdışında doğan Fransız ccedilocukları ile

uumllke dışında doğan diğer Fransız ccedilocukları arasında muamele farklılığı ilkinin -ikincisinden

farklı olarak - yabancı doğum belgesinde adı geccedilen kişi ile yasal bir anne-ccedilocuk ilişkisinin iccedil

hukukta tanınmasının muumlmkuumln olmadığıdır Daha ziyade soumlz konusu olayda doğum belgesinin

tuumlm ayrıntılarının kayıt defterine girememesi ve ccedilocuğa sahip olmak iccedilin yasal olarak kurulmuş

ccedilocuk ilişkisiyle evlat edinme başvurusunda bulunulması gerekmesinden oluşuyordu

Mahkemenin daha oumlnce vurguladığı gibi mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesi

birinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular arasındaki hukuki ilişkinin tanınması iccedilin etkili bir mekanizma

oluşturmuştur

Huumlkuumlmet yasal anne-ccedilocuk ilişkisini kurmanın yollarına ilişkin bu muameledeki

farklılığın her vakanın oumlzel koşullarında boumlyle bir ilişki iccedilin taşıyıcı annelik yoluyla doğan

ccedilocuğun yuumlksek yararını sağlamak iccedilin tasarlandığını accedilıklamıştır Mahkeme bu nedenle

başvurucuların bu tuumlr ccedilocuklar ile genetik anneleri arasındaki yasal ilişkinin tanınmasının

yollarına ilişkin olarak şikayet ettikleri muamele farklılığının nesnel ve makul bir gerekccedileye

sahip olduğunu beyan ederek ayrımcılık yasağına aykırı bir husus saptamamıştır

Dolayısıyla Mahkeme 8 madde ile bağlantılı olarak 14 maddenin ihlal edilmediğine

karar vermiştir

222

Başvuru Adı Adana TAYAD Tuumlrkiye

Başvuru No 5983510

Başvuru Tarihi 20092010

Karar Tarihi 21 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-204123

Konu Adana TAYADrsquoın youmlneticilerinin ve bazı uumlyelerinin yasadışı

eylemlerde bulunduğu iddiasıyla henuumlz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen

yetkililer tarafından kapatılması ile Soumlzleşmersquonin 11 maddesinde duumlzenlenen oumlrguumltlenme ve

oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edilmesi

Olaylar Başvurucu Adana Tutuklu ve Huumlkuumlmluuml Aileleriyle

Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD) Tuumlrk kanunlarına goumlre kurulmuş bir dernektir

Derneğin kurucularının beyan ettiği kurulma amacı tutuklu ve huumlkuumlmluumllere yardım ve destek

sağlamaktır 18 Ocak 2008rsquode Adana İl Emniyet Muumlduumlrluumlğuuml uumlccedil veya doumlrt guumln boyunca

Abdullah Oumlcalanrsquoı desteklemek amacıyla şehrin bir ilccedilesinde imza toplandığı ve imzalı

dilekccedilelerin Adana TAYADrsquoa teslim edildiği konusunda gizli bilgi edinmiştir Bu bilgileri

doğrulayabilmek iccedilin yetkililer dernek binasında arama yapmıştır

21 Nisan ve 13 Mayıs 2008 tarihleri arasında 31 Ocak 2008rsquode Adana valisinin onayı

ile kurulmuş bir komisyon dernekle ilgili teftiş gerccedilekleştirmiştir Derneğin gelirinin aslını

veya bir kopyasını ibraz edemediği ve 24 Aralık 2006 tarihli genel kurul katılımcılar listesi ile

8 Temmuz 2007 tarihli genel kurul katılımcılar listesinin karşılaştırılması sonucu imzalarda

farklılık olduğu ortaya ccedilıkmıştır

Bundan oumlnce 7 Nisan 2006rsquoda Dernekler Kanunursquonun ihlali dolayısıyla dernek

youmlneticilerine youmlnelik Adana Asliye Ceza Mahkemesirsquonde ceza davası başlatılmıştır 10 Nisan

2006rsquoda Asliye Ceza Mahkemesi sanığı devamında para cezasına ccedilevrilen 6 aylık hapis

cezasına ccedilarptırmıştır Yargıtay bu kararı 27 Mart 2012rsquode onamıştır

Arama sonucunda dernek youmlneticilerinden bazıları hakkında teroumlr oumlrguumltuuml lehine

propaganda yaptıkları gerekccedilesiyle Adana Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası accedilılmıştır

31 Mart 2009rsquoda Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları iki yıl hapis cezasına ccedilarptırmıştır

223

19 Kasım 2012rsquode ise Yargıtay soumlz konusu succedilun 5 Temmuz 2012 tarihinde yuumlruumlrluumlğe

giren 6352 sayılı Kanun kapsamına girdiğini ve ilgili ldquosoruşturma aşamasında kovuşturma

askıya alınırrdquo maddesini belirtmiş ve huumlkmuuml bozarak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine yeniden

değerlendirilmesi iccedilin iade etmiştir 24 Ekim 2013 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı

geri almış ve ardından kamu davasının accedilılmasını erteleyerek Yargıtayın bozma kararına

uymuştur

12 Ağustos 2008rsquode Adana savcılığı derneğin kapatılması iccedilin iddianame sunmuştur

17 Eyluumll 2009rsquoda mahkemece savcılığın talebi kabul edilerek derneğin kapatılmasına karar

verilmiştir Mahkeme derneğin artık tuumlzuumlğuumlnde tanımlanan amaccedillara uygun faaliyetlerde

bulunmadığını yasadışı teroumlr oumlrguumltlerinin propagandasını yaptıklarını ve bunun bir sonucu

olarak amaccedillarının ve varlığının Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi uyarınca ldquokanuna ve ahlaka

aykırı hale geldiğinirdquo belirtmiştir

Derneğin 7 Ekim 2009 tarihli Yargıtayrsquoa temyiz başvurusu 3 Aralık 2009 tarihinde

reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yetkililer tarafından derneğin kapatılmasının

Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlali (oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuuml) olduğunu iddia etmiştir

Karar

11 Madde

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucu derneğin kapatılmasına huumlkmedip bir dernek

olarak herhangi bir faaliyet suumlrduumlrmesini engelleyerek varlığını sona erdirdiğini belirtmiştir

Bu tedbir derneğin Soumlzleşmersquonin 11 maddesi ile korunan oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale

boyutuna ulaşmıştır Muumldahale Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi ccedilerccedilevesinde ldquokanun ile

oumlngoumlruumllmekterdquo ve duumlzenin bozulmaması meşru amacını taşımaktadır Mahkemeye kalan ise

muumldahalenin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığına karar vermektir

Derneğin kapatılması suumlreci Adana savcılığının talebi uumlzerine başlatılmıştır Yerel

mahkeme savcılığın talebini kabul ederek derneğin kapatılmasına huumlkmetmiştir

Mahkeme yerel mahkemenin kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesirsquonin 31 Mart 2009

tarihli kesinleşmeyen kararına dayandığını feshe huumlkmedilmesinde dava dosyasında bulunan

bilgiye ve derneğin bazı youmlneticilerine para cezası verildiği ceza mahkemesi kararına atıf

yapıldığını goumlzlemlemiştir

224

Mahkeme Adana savcılığı tarafından bazı dernek uumlyeleri ve youmlneticilerine isnat edilen

succedilların ciddiyetinin farkında olmasına rağmen hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri

tarafından başvurucunun bağımsız uumlyelerine youmlnelik verilen ve kesinleşmeyen huumlkmuuml yeniden

uumlretmek yerine bağımsız bir değerlendirme yapması gerektiği goumlruumlşuumlndedir

Mahkeme bir derneğin buumltuumlnuumlyle kapatılmasının uumlyeleri uumlzerinde oumlnemli sonuccedillara yol

accedilan ccedilok ağır bir tedbir olduğunu ve sadece ccedilok ciddi bir durumda boumlyle bir tedbire

başvurulması gerektiğini vurgulamıştır Soumlzleşmersquonin 11 maddesi uyarınca devletler boumlyle bir

tedbire neden başvurduklarını goumlsteren meşru sebeplerini ortaya koyma yuumlkuumlmluumlluumlğuuml

altındadır

Mahkemersquonin kanaatine goumlre yerel mahkemenin huumlkmuumlnuuml dayandırdığı bazı bulgular

kendi başlarına teroumlrizme teşvik anlamına gelmemektedir Davadaki oumlrguumlt propagandası yapma

boyutuna ulaşabilecek tek eylem Sope Roje gazetesinin dağıtımıdır ki kararda gazetenin

iccedileriğinin nasıl teroumlrizme teşvik ettiğini ikna edici şekilde accedilıklanmamıştır

Boumlylelikle Mahkeme yerel mahkemenin fesih kararını kabul edilebilir ve ikna edici

gerekccedilelere dayanmadığı sonucuna varmıştır Bu başvurucu dernek ve uumlyeleri uumlzerinde ve

ayrıca genel olarak insan hakları oumlrguumltleri uumlzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır

Son olarak iddiaların kanıtlandığı varsayımında bile Mahkeme yerel mahkemelerin

daha az katı tedbirlere başvurmayı duumlşuumlnmediklerini ve Huumlkuumlmetin derneğin feshinin

yetkililerin amaccedillarını gerccedilekleştirmek iccedilin tek ccedilare olduğunu kanıtlamak iccedilin yeterli delil

goumlstermediğini goumlzlemlemiştir

Yerel makamlar derneğin feshi kararını ikna edici gerekccedilelere dayandıramadığı iccedilin

alınan tedbiri meşrulaştıramamış ve bu da oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln oumlzuumlnuuml zedelemiştir

Dolayısıyla Mahkeme muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve bu dava

oumlzelinde Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Page 3: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından

3

kaldırmaya yeterli olduğuna kanaat getirmiş olmasıdır Bu farklılık iccedilin oumlngoumlruumllen gerekccedileler

kısa ve oumlz olmalarına rağmen soumlz konusu uzman delilinin tartışılmaz bir bilimsel gerccedileklik

olması nedeniyle keyfi veya accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnmemektedir

Bay Popa ayrıca soumlz konusu raporun tarafsızlığına ilişkin şuumlphelerini dile getirmiştir

zira rapor İccedilişleri Bakanlığı iccedilin ccedilalışan bir adli uzman tarafından hazırlanmıştır Ancak

başvurucu hiyerarşik veya diğer anlamda uzman ve kendi davasını inceleyen hakimler ve

savcılar veya yargılamaya dahil olan diğer kişiler arasında herhangi bir bağlantı olduğunu

ortaya koyamamıştır Mahkeme atanmış uzmanların bağımsızlığını veya goumlruumlşlerinin

guumlvenilirliğini sorgulamaya sebep olacak herhangi bir unsur goumlrmemiştir

Mahkeme adil yargılanma gerekliliklerinin ECrsquonin tekrar dinlenmesini gerektirdiğine

veya Yargıtayrsquoın başvurucu tanığın tekrar dinlenmesini talep etmemiş olsa bile pozitif tedbir

almakla yuumlkuumlmluuml olduğuna ikna olmamıştır

Bu bağlamda Mahkeme ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının bir sorun olarak

değerlendirilemeyeceğini ve ifadesine ilişkin kayıtların Yargıtay hakimlerinin erişimine accedilık

olduğunu değerlendirmiştir Başvurucu ilave delillerin dava dosyasına eklenmesini talep

etmemiştir ve Yargıtay dosyayı esastan incelemiştir

İki mahkeme arasındaki uyuşmazlığın ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının değil

de bilirkişi raporunun delil olarak değerine atfedilebilecek oumlneme ilişkin olduğu goumlz oumlnuumlne

alındığında Mahkeme başvurucunun davasının son derece yerel mahkemelerinin daha

oumlnceden succedilsuz bulunan sanıkları kendilerini doğrudan deliller hakkında dinlemeden veya

mahkumiyetler ile ilgili olduğu kabul edilen ifadeler goumlzden geccedilirilmeden mahkucircm ettiği

kararlardan ayrı tutulabileceği goumlruumlşuumlndedir

Son olarak başvurucu kendisine konuya ilişkin goumlruumlşuumlnuuml ifade etme fırsatı

vermeksizin Yargıtayrsquoın aleyhindeki succedillamanın yasal kategorisini değiştirdiğinden şikacircyet

etmesinden dolayı Mahkeme tek bir sahtecilik eyleminin ilk baştaki muumltemadi sahtecilik

eylemlerinin bir parccedilası olduğunu belirtmiştir Başvurucu iddia edilen her eyleme ilişkin

yorum ve kanıt sunma imkanına sahip olduğundan bu tuumlr tek bir succediltan oumltuumlruuml succedillu

bulunabileceğini bilmesi gerekirdi

Mahkeme 6 maddenin ihlal edilmediği sonucuna varmıştır

4

Madde 7

Her iki taraf da Yargıtayrsquoın başvurucunun denetim suumlresinin uzunluğuna ilişkin

hesaplamada hata yaptığını kabul etmektedir

Ancak başvurucu tarafından başvurulan kanun yolu yani iptal iccedilin yapılan olağanuumlstuuml

başvuru boumlyle bir durumda etkili bir kanun yolu teşkil etmemektedir Bilakis başvurucunun

mahkemenin kendi iccediltihatlarında da tanımlandığı uumlzere accedilık bir maddi hata nedeniyle kararı

duumlzeltilmesi iccedilin Yargıtayrsquoa başvurmuş olması gerekirdi Soumlz konusu talep Ceza Muhakemesi

Kanunursquonun 195 maddesi uyarınca yapılabilecek olmasına rağmen dava dosyasında

başvurucunun boumlyle bir adım attığına ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır

Mahkeme başvurucunun mevcut tuumlm iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine ve bu madde

kapsamındaki şikayetinin kabul edilemez olduğuna oy ccedilokluğuyla karar vermiştir

5

Başvuru Adı ND ve NT İspanya

Başvuru No 867515 ve 869715

Başvuru Tarihi 12 Şubat 2015 (Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderme talebi 14 Aralık

2017)

Karar Tarihi 13 Şubat 2020

Konu Uumllkeye hukuka uygun yollarla giriş imkanı olmasına rağmen

bu imkanları değerlendirmeyerek uumllkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin durumlarının

bireysel olarak değerlendirilmeksizin sınır dışı edilmelerinin 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln

(yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) ihlali olmadığı

Olaylar Başvurucular ND ve NT sırasıyla Mali ve Fildişi Sahili

vatandaşı olup 1986 ve 1985 yılında doğmuştur Birinci başvurucu silahlı ccedilatışma sebebiyle

2012 yılında Malirsquoden ayrıldığını soumlylemiştir Moritanya ve Cezayir uumlzerinden seyahat ederek

Mart 2013rsquote Fasrsquoa varmıştır ve anlaşıldığı kadarıyla Melilla sınırına yakın Gurugu

Tepesindeki goumlccedilmen kampında kalmıştır İkinci başvurucu Fasrsquoa 2012rsquonin sonunda varmış

olup o da goumlccedilmen kampında kalmıştır

Oumlzerk bir şehir olan Melilla Fas tarafından ccedilevrelenmiş Kuzey Afrika kıyısında yer

alan 12 kilometrekarelik bir İspanyol toprağıdır İspanyol yetkilileri 13 kilometrelik sınır

boyunca 2014rsquoten beri paralel uumlccedil ccedilitten oluşan bir bariyer inşa etmişlerdir Uumlccedilluuml ccedilit boyunca

doumlrt adet sınır geccediliş noktası yerleştirilmiştir Bu noktalar arasında Guardia Civil goumlrevlileri

yasa dışı girişleri oumlnlemek amacıyla kara sınırında ve kıyıda devriye gezmektedir Sahra Altı

Afrika dacirchil diğer yerlerden gelen yabancılar sıkccedila ccedilitleri aşma teşebbuumlsuumlnde bulunmaktadır

13 Ağustos 2014 sabahının erken vakitlerinde ilk giriş teşebbuumlsuuml yaşanmıştır

Huumlkuumlmetrsquoe goumlre Fas polisi yaklaşık 500 goumlccedilmenin dış ccediliti tırmalamalarını engellemiş ancak

yaklaşık 100 goumlccedilmen ccediliti aşmayı başarmıştır 75 goumlccedilmen iccedil ccedilitin tepesine ulaşmış ancak

yalnızca birkaccedilı diğer tarafa inerek İspanya topraklarına ayak basmış ve orada Guardia Civil

mensuplarıyla karşılaşmıştır Diğerleri iccedil ccedilitin tepesinde oturmaya devam etmiştir Guardia

Civil goumlrevlileri onların aşağı inmesine yardım etmiş ardından ccedilitler arasındaki kapılardan

sınırın diğer tarafındaki Fas topraklarına geri doumlnmeleri iccedilin onlara eşlik etmişlerdir

6

Anlatıldığına goumlre ND ve NT iccedil ccedilitin tepesine ulaşmayı başarmışlar ve birkaccedil saat

orada kalmışlardır Sırasıyla saat 15 ve 14 civarında kendilerine merdiven temin eden İspanyol

kolluk kuvvetlerinin yardımıyla ccedilitlerden aşağı inmişlerdir Yere ulaşır ulaşmaz onları

kelepccedileledikleri Fasrsquoa geri goumltuumlrduumlkleri ve Fas yetkililerine teslim ettikleri soumlylenen Guardia

Civil goumlrevlileri tarafından tutuklanmışlardır İddia edildiğine goumlre başvurucular hiccedilbir kimlik

tespiti işleminden geccedilmemiş goumlrevlilere kişisel durumlarını accedilıklama ya da avukat veya

ccedilevirmen desteği alma şansı bulamamışlardır Anlatıldığına goumlre Melillarsquonın birkaccedil kilometre

guumlneyindeki Nador polis merkezine transfer edilmişlerdir İddia edildiğine goumlre 300 kilometre

uzaklıktaki Fezrsquoe goumltuumlruumllmeden ve kendi başlarının ccedilaresine bakmaya terk edilmeden oumlnce

tıbbi yardım talep etmişseler de talepleri reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquoe (yabancıların

topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) dayanarak durumlarının bireysel değerlendirilmesi

yapılmaksızın ve herhangi bir usul veya adli yardıma tabi olmaksızın topluca sınır dışı

edilmeye maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir Başvurucular goumlccedilmenlerin kimlik tespiti

yapılmaksızın sistematik olarak goumlnderilme politikasından şikayet etmiştir onlara goumlre bu

ilgili doumlnemde hukuki dayanaktan yoksundur 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak

Madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak Fasrsquoa derhal doumlnuumlşlerinin yasal olmadığını

savunabilecekleri askıya alma etkisine sahip etkili bir başvuru yolunun yokluğundan şikayetccedili

olmuşlardır

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 12 Şubat 2015 tarihinde başvurulmuştur 03 Ekim

2017 tarihli Daire kararında Mahkeme 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln ve 4 Norsquolu Protokol

Madde 4 ile bağlantılı olarak ele alındığında Madde 13rsquouumln (etkili başvuru hakkı) ihlal

edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir

14 Aralık 2017 tarihinde Huumlkuumlmet Soumlzleşmersquonin 43 maddesi kapsamında davanın

Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderilmesini talep etmiştir ve 29 Ocak 2018 tarihinde Buumlyuumlk Dairersquonin

kurulu bu talebi kabul etmiştir 26 Eyluumll 2018 tarihinde bir duruşma yapılmıştır

Yazılı usule katılmalarına izin verilen Belccedilika Fransız ve İtalyan Huumlkuumlmetleri uumlccediluumlncuuml

taraf goumlruumlşuuml sunmuşlardır Ayrıca Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Birleşmiş

Milletler Muumllteciler Yuumlksek Komiserliği (UNHCR) İspanya Muumllteciler Komisyonu (CEAR)

ve muumlşterek hareket eden Avrupa Kişisel Haklar Tavsiye Merkezi (the AIRE Centre)

Uluslararası Af Oumlrguumltuuml Avrupa Muumllteciler ve Suumlrguumlnler Konseyi (ECRE) ve Uluslararası

7

Hukukccedilular Komisyonu tarafından Hollandalı Muumllteci Konseyinin katılımı ile goumlruumlş

sunulmuştur Daire yargılamasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yuumlksek Komiserliği

tarafından sunulan yazılı goumlruumlşler de dosyaya dahil edilmiştir 01042018 tarihinden beri

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olan Dunja Mijatović Soumlzleşmersquonin 36sect3 maddesi

uyarınca duruşmada soumlz almıştır UNHCR de duruşmaya katılmıştır

Karar 4 Norsquolu Protokol Madde 4

Mahkeme başvurucuların sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve oumlnceden

planlanmış bir operasyon kapsamında yetkisiz bir şekilde kara sınırını geccedilerek İspanyol

boumllgesine girme teşebbuumlsuumlnde bulunan ccedilok sayıda kişiden oluşan bir grubun uumlyesi olduklarını

not etmiştir Başvurucuların Madde 3 kapsamındaki başvuruları Daire tarafından kabul

edilemez bulunmuştur Başvurucuların kimlikleri tespit edilmemiş ve bireysel durumlarını

incelemek iccedilin herhangi bir yazılı usul uygulanmamıştır Dolayısıyla Fasrsquoa geri doumlnuumlşleri

bilfiil bireysel ancak acele bir goumlnderme olmuş ve İspanya sınır guumlvenliği tarafından

gerccedilekleştirilmiştir

İspanya gibi sınırları Schengen boumllgesinin dış sınırları ile oumlrtuumlşen Soumlzleşmeci

Devletlere ilişkin olarak Soumlzleşme haklarının etkililiği bu Devletlerin hukuka uygun giriş

youmlntemlerine samimi ve etkili erişimi oumlzellikle sınıra ulaşmış olanlar iccedilin sınır işlemlerini

erişilir kılmalarını gerektirmektedir Bu youmlntemler zulme maruz kalan herkesin Soumlzleşmersquonin

oumlzellikle 3 maddesine (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) istinaden

yapılacak başvurunun Mahkemersquoninkiler dahil uluslararası normlar ile uyumlu şekilde işleme

alınacağını temin eden şartlar altında koruma başvurusunda bulunmasına olanak sağlamalıdır

Soumlzleşme ve oumlzellikle Madde 3 kapsamında koruma talep etme hakkını guumlvence altına alan

samimi ve etkili duumlzenlemelerin varlığı halinde Soumlzleşme Devletlerin sınırları denetleme

yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirirken boumlyle bir koruma başvurusunun mevcut sınır geccediliş

noktalarında yapılmasını gerekli kılmalarını engellemez Dolayısıyla Devletler haklı bir sebep

olmaksızın bu gerekliliklere uymayan ve sınırı başka bir konumdan oumlzellikle eldeki davada

olduğu gibi sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve guumlccedil kullanarak geccedilmeye ccedilalışan

yabancıların muhtemel sığınmacılar dahil topraklarına girme taleplerini reddedebilir

Mahkeme İspanyol hukukunun başvuruculara ulusal boumllgeye giriş iccedilin ccedileşitli

muhtemel youmlntemler tanıdığını not etmiştir Başvurucular oumlzellikle sınır geccediliş noktasında

8

ayrıca menşe veya transit uumllkelerindeki İspanya diplomatik temsilcilik veya konsolosluklarında

ya da Fasrsquota vize veya uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirlerdi

1 Eyluumll 2014rsquote İspanyol yetkililer sığınma taleplerini kaydetmek iccedilin Beni Enzar

uluslararası sınır geccediliş noktasına 24 saat accedilık bir ofis kurmuşlardır Bu tarihten de oumlnce

122009 Sayılı Kanunun 21 Boumlluumlmuuml kapsamında bu etkiye sahip bir kanun yolu

oluşturulmuştur Huumlkuumlmet Melillarsquoda 1 Ocak ve 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında 21 sığınma

başvurusu yapıldığını bunların 6 tanesinin Beni Enzar sınır geccediliş noktasında yapıldığını ve

resmi bir başvuruda bulunmaları iccedilin daha sonra sığınmacılara Melilla polis merkezine kadar

eşlik edildiğini soumlylemiştir Soumlz konusu kişiler Cezayir Burkina Faso Kamerun Kongo Fildişi

Sahili ve Somalirsquoden gelmişlerdir

Bu sebeple Mahkeme 1 Eyluumll 2014rsquote Beni Enzarrsquodaki hususi uluslararası koruma

ofisinin kurulmasından da oumlnce bu sınır geccediliş noktasında sığınma başvurusu alma konusunda

hukuki bir yuumlkuumlmluumlluumlk olduğundan ve ayrıca bu başvuruları yapmanın gerccedilekten muumlmkuumln

olduğundan şuumlphe etmek iccedilin hiccedilbir sebep goumlrmemiştir 1 Eyluumll 2014 tarihinden oumlnce Beni

Enzarrsquoda ccedilok az sayıda sığınma talebinde bulunulmuş olması ndashHuumlkuumlmet aksini ileri

suumlrmemiştirndash tek başına muhatap Devletin bu sınır geccediliş noktasına samimi ve etkili erişimi

sağlamadığı sonucuna ulaşmak iccedilin yeterli değildir

Buumlyuumlk Daire nezdindeki yazılı usulde başvurucular İspanyol boumllgesine yasal yollardan

giriş yapmaya ccedilalışmış olduklarına ilişkin bir iddia ileri suumlrmemişlerdir Yalnızca Buumlyuumlk Daire

duruşmasında Beni Enzarrsquoa ulaşmaya ccedilalıştıklarını ancak ldquoFas yetkilileri tarafından

kovalandıklarınırdquo soumlylemişlerdir Oldukccedila geccedil bir aşamada ileri suumlruumllmuumlş olması sebebiyle bu

iddiayı kuşatan şuumlphelerin haricinde Mahkeme başvurucuların hiccedilbir aşamada karşılaşılan

engellerin İspanyol yetkililerin sorumluluğunda olduğunu iddia etmediklerini not etmiştir

Dolayısıyla Mahkeme soumlz konusu zamanda başvurucuların sınır dışı edilmelerine

karşı sebeplerini duumlzguumln ve hukuka uygun bir şekilde iletmek amacıyla Beni Enzar sınır geccediliş

noktasını kullanmamak iccedilin gerekli olan haklı bir sebepleri olduğuna ikna olmamıştır

4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi Soumlzleşmeci Devletler iccedilin başka bir Devletin yetki

alanındaki kişileri kendi yetki alanına getirmesine ilişkin genel bir yuumlkuumlmluumlluumlk

iccedilermemektedir Fas tarafından fiziksel olarak Beni Enzar sınır geccediliş noktasına ulaşırken bazı

zorlukların mevcut olduğu varsayılsa dahi muhatap Huumlkuumlmetrsquoin bu duruma ilişkin olarak

9

oumlngoumlruumllen bir sorumluluğu yoktur Bu tespit Mahkemersquonin huzurdaki olayda 4 Norsquolu

Protokolrsquouumln 4 maddesinin ihlal edilmediğine kanaat getirmesi iccedilin yeterli olmuştur

Mahkeme İspanyol Huumlkuumlmetinin bahsettiği uluslararası koruma başvurusunun

yapılabileceği İspanyol elccedililikleri ve konsolosluklarına erişim ile ilgili ihtimalleri incelerken

Nadorrsquodaki İspanyol konsolosluğunun Beni Enzarrsquodan ndashyani 13 Ağustos 2014 tarihinde

ccedilitlerden geccedililen yerdenndash sadece 135 km uzaklıkta olduğunu goumlzlemlemiştir Gurugu

kampında 2 sene (başvurucu ND) ve 1 sene 9 ay (başvurucu NT) kaldıklarını soumlyleyen

başvurucular uluslararası korumaya başvurmak istemeleri halinde kolaylıkla buraya seyahat

edebilirlerdi Başvurucular ne bu yolu seccedilmeme sebepleri ile ilgili Mahkemersquoye bir accedilıklama

yapmışlardır ne de bu seccedileneği kullanmalarının engellendiğini iddia etmişlerdir Son olarak

başvurucular diğer ndashmenşe uumllkelerindeki ya da 2012 yılından beri seyahat ettikleri uumllkelerden

birindekindash İspanyol elccedililiklerinde vize başvurusu yapmaya ilişkin samimi ve etkili bir imkanın

varlığına karşı ccedilıkmamışlardır NDrsquonin durumunda İspanya ve Mali arasında NDrsquoye oumlzel

bir ccedilalışma vizesi alma imkanı tanıyan oumlzel bir anlaşma dahi mevcuttur

Mahkeme başvurucuların 13 Ağustos 2014 tarihinde grubun sayının ccedilokluğundan

faydalanarak ve guumlccedil kullanarak Melilla sınırındaki ccedilitlerden zorla girme teşebbuumlsuumlne dahil

olarak aslında kendilerini tehlikeye soktuklarını değerlendirmiştir Başvurucular Schengen

boumllgesinin dış sınırlarından geccedilmeye ilişkin Schengen Sınırlar Kanunu uyarınca İspanyol

topraklarına hukuka uygun giriş iccedilin mevcut olan hukuki proseduumlrleri kullanmamışlardır

Dolayısıyla Mahkeme bireysel nitelikte bir ihraccedil kararı olmamasının başvurucuların bu amaccedil

iccedilin var olan mevcut resmi giriş proseduumlrlerini kullanmamış olmasına atfedilebileceği

dolayısıyla bunun kendi davranışlarının bir sonucu olduğu kanaatindedir

Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi ihlal edilmemiştir

4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme İspanyol hukukunun sınırda ihraccedil kararlarına itiraz edilmesine olanak

sağladığını ancak ihraccedillarına karşı boumlyle bir itirazda bulunabilmek iccedilin başvurucuların

kendilerinin de kurallara uyması gerektiğini not etmiştir

Mahkeme başvurucuların ihraccedilları iccedilin bireyselleştirişmiş bir proseduumlruumln yokluğunun

13 Ağustos 2014 tarihinde buumlyuumlk bir grubun parccedilası olarak ve izin verilmeyen bir yerden

Mellilla sınır koruma yapılarını geccedilerek kendilerini hukuka aykırı bir durum iccediline sokan

10

hareketlerinin sonucu olduğunu dolayısıyla Melillarsquoda başvurucuların ihraccedillarına itiraz

edebilecekleri bir kanun yolu olmamasından muhatap Devleti sorumlu tutamayacağını ortaya

koymuştur

Başvurucuların varış uumllkesi olan Fasrsquota maruz kalma ihtimalleri olan risklere ilişkin

şikayetlerinin proseduumlruumln başında Madde 3 kapsamında yapılan başvurunun kabul edilemez

bulunmasıyla reddedilmesi sebebiyle boumlyle bir ccedilarenin yokluğu tek başına Madde 13rsquouumln

ihlalini teşkil etmemiştir

Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13 ihlal

edilmemiştir

11

Başvuru Adı Oumlzer Tuumlrkiye

Başvuru No 6927012

Başvuru Tarihi 22 Haziran 2012

Karar Tarihi 11 Şubat 2020

Konu Yerel mahkemelerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin

iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme

yapmamış olmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlali olduğu

Olaylar Başvurucu Aziz Oumlzer İstanbulrsquoda (Tuumlrkiye) yaşayan 1964

doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır

Dava Yeni Duumlnya İccedilin Ccedilağrı dergisinin sahibi ve editoumlruuml olan Bay Oumlzerrsquoe karşı teroumlr

oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilu nedeniyle yuumlruumltuumllen cezai işlemler ile ilgilidir

2007 yılında İstanbul savcılığının Bay Oumlzerrsquoi dergisinin Ocak 2007 sayısında

yayımlanan bir yazı sebebiyle teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yaymak succedilu ile itham etmiştir

Takip eden yıl İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvurucuyu atılı succediltan succedillu bulmuş

ve hakkında 15 ay hapis cezasına huumlkmetmiştir Ağır Ceza Mahkemesi oumlzellikle ldquoKuumlrt sorunu

ccediloumlzuumlm arayışları ve goumlrevlerimizrdquo başlıklı yazının belirli boumlluumlmlerinin PKK (Kuumlrdistan İşccedili

Partisi yasa dışı bir silahlı oumlrguumlt) propagandası teşkil ettiğini ve ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

kullanımına değil bu oumlzguumlrluumlğuumln hatalı kullanımına karşılık geldiğini değerlendirmiştir

2012 yılında Yargıtay soumlz konusu kararı onamıştır Aynı yıl 6352 Sayılı Kanunrsquoun

yuumlruumlrluumlğe girmesini takiben başvurucu hakkında verilen huumlkmuumln infazı 3 sene ertelenmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak hakkında

yuumlruumltuumllen ceza yargılaması sebebiyle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar Madde 10

3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai yargılamaya

ilişkin olarak Mahkeme iccediltihadında ortaya konulmuş ilkelerin oumlzeti

12

1 Kanunun niteliğine ilişkin prensipler (3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesi)

Mahkeme iccediltihadında 2013rsquoe kadar yuumlruumlrluumlkte olan halleriyle 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2)

maddesinin accedilıklık ve oumlngoumlruumllebilirlikten yoksun olduğunu not etmiştir

Mahkeme oumlzellikle madde 7(2)rsquonin ndash2003 ve 2013 tarihleri arasında art arda yuumlruumlrluumlkte

olan iki versiyondakindash lafzını ve yerel mahkemelerin bu huumlkmuuml başvurucuları mahkum etmek

iccedilin ne şekilde yorumladığını dikkate alarak bu huumlkmuumln tatbikinin oumlngoumlruumllebilirliği hakkında

ciddi şuumlphelerin olduğunu değerlendirmiştir Mahkeme ayrıca Belge v Tuumlrkiye kararında ne

teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilunun ndash7(2) maddenin 2006 ve 2013 tarihleri arasında

yuumlruumlrluumlkte olan haliylendash ne de bu huumlkmuumln yerel mahkemeler tarafından yorumlanmasının

tamamen accedilık olduğunu belirtmiştir

2 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai işlemlerden

doğan bir muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliğine ilişkin prensipler Mahkeme

iccediltihadında Madde 10 ihlallerini iki farklı değerlendirme ile dikkate almıştır

İlk olarak Mahkeme şuumlphe edilen belge ve beyanlar ile başvurucular tarafından

işlendiği iddia edilen fiilleri kendisi incelemiştir Soumlz konusu davalarda Mahkeme belgeler

beyanlar ve iddia edilen fiiller kimi zaman saldırgan nitelikte olsa ve Devlet yetkililerine

youmlnelik ciddi eleştiriler iccedilerse veya sorumlu olunan goumlruumlşlerin belirli yasa dışı oumlrguumltlerin ya da

bunların lider veya uumlyelerinin lehine olduğu varsayılsa bile bunların aslında ne şiddete

direnişe veya isyana teşvik iccedilerdiği ne nefret soumlylemi anlamına geldiği ne de belirtilen kişilere

karşı koumlkleşmiş ve irrasyonel nefret aşılayarak şiddete sebep olmalarının muhtemel olduğu

kanaatine varmıştır

İkinci olarak bazı davalarda Mahkeme değerlendirmesini yerel mahkemelerin nihai

mahkumiyet kararlarında accedilıkladıkları gerekccedilelere dayandırmıştır Mahkeme oumlzellikle şuumlphe

edilen belge beyan veya fiillerin şiddet kullanımına silahlı direnişe veya isyana teşvik

iccedilerdiğinin ya da nefret soumlylemi oluşturduğunun accedilıkccedila belli olmadığı olaylarda izlenen analitik

youmlnteme muumlracaat etmiştir Mahkeme bu davalarda ulusal yetkililerin ne başvurucuların

mahkumiyetlerini meşru kılmak iccedilin yerinde ve yeterli gerekccedile goumlsterdiğini ne de yeterli

accedilıklama ndashoumlzellikle şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin iccedilerikleri bağlamları ve zararlı

sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığında şiddet kullanımına silahlı direnişe veya

isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediğine ilişkinndash yaptığını

belirtmiştir Mahkeme ayrıca ulusal yetkililerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin

13

iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm kriterleri dikkate alarak gerektiği gibi bir

inceleme yapmadıklarını ya da başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ile ulaşılmak istenen meşru

amaccedil arasında Mahkeme iccediltihadında ortaya konulan kriterlere uygun olacak şekilde yeterli bir

dengeleme faaliyeti yuumlruumltmediklerini değerlendirmiştir

Mahkeme Hatice Ccediloban v Tuumlrkiye davasında yerel mahkemelerin mahkumiyet

kararını temellendirmek iccedilin kullandığı kanıtların guumlvenilirliği ve doğruluğuna itiraz eden

başvurucunun ileri suumlrduumlğuuml iddialara cevap vermeyerek Soumlzleşmenin 10 maddesi accedilısından

ccedilatışan menfaatlerin dengelenmesi yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediği sonucuna varmıştır

Son olarak diğer davalarda Mahkeme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin şiddeti

nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlklediklerini veya bunlara goumlz yumduklarını kaydederek ihlal

olmadığına karar vermiş ya da başvuruları accedilıkccedila dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle kabul

edilemez bulmuştur

Huzurdaki davaya ilişkin olarak ise Mahkeme 4 sene 11 ay suumlren ceza

yargılamasının başvurucu uumlzerinde yaratabileceği caydırıcı etki sebebiyle başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahaleyi başvurucunun 1 sene 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiş

olmasını ve başvurucunun cezasının infazını uumlccedil sene erteleme kararını not etmiştir Bu

muumldahale 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesinde duumlzenlenmiştir ve meşru amaccedillara (ulusal

guumlvenliğin ve kamu guumlvenliğinin korunması ile kamu duumlzeninin sağlanması ve succedil

işlenmesinin oumlnlenmesi) youmlneliktir

Muumldahalenin gerekliliği ile ilgili olarak Mahkeme Tuumlrk mahkemelerinin

başvurucunun mahkumiyetini destekler gerekccedilelerini incelemeye karar vermiştir Mahkeme

yerel mahkemelerin yaptıkları değerlendirmelerde Mahkemersquonin Madde 10 kapsamında

şiddeti nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlkleyici veya bunlara goumlz yumucu olarak sunulan

soumlzluuml veya yazılı soumlylemler ile ilgili olarak ortaya koyduğu tuumlm ilkeleri dikkate almadığını not

etmiştir zira yapılan değerlendirme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin ndashiccedilerikleri

bağlamları ve zararlı sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığındandash şiddet kullanımına

silahlı direnişe veya isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediği

sorusunu yanıtsız bırakmıştır

Sonuccedil olarak yerel mahkemeler Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin iccediltihadında

ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme

yapmamıştır ve Huumlkuumlmet uygulanan tedbirin baskın bir toplumsal ihtiyaccediltan kaynaklandığını

14

ulaşılmak istenen amaccedillar ile orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu

goumlsterememiştir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

15

Başvuru Adı Alexandru-Marian IancuRomanya

Başvuru No 6085815

Başvuru Tarihi 04122015

Karar Tarihi 04022020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200729

Konu Başvuru Alexandru-Marian Iancu hakkında birbirleriyle

bağlantılı olarak yuumlruumltuumllen iki ceza kovuşturmasında mahkumiyet kararı veren heyetlerin

ikisinde de aynı hakimin goumlrev alması ve bu hususun hakimin tarafsız kalmasına engel olacağı

iddiası hakkındadır

Olaylar Romanya uyruklu başvurucu Alexandru-Marian Iancu 1965

yılında duumlnyaya gelmiştir 2014 ve 2015 yıllarında işlediği ekonomik succedillar nedeniyle hapis

cezasına ccedilarptırılan başvurucu an itibariyle Rahova Cezaevirsquonde tutulmaktadır

Başvurucu hakkında iki ayrı ceza kovuşturması yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Kovuşturmalar

başvurucunun 2000 ila 2003 yılları arasında youmlneticisi veya işletmecisi olduğu birkaccedil ticari

şirket aracılığıyla işlediği iddia edilen ekonomik succedillara dayanmaktadır İlk başlatılan

kovuşturma suumlrecindeki dosya ile ikinci kovuşturma dosyası ortak deliller bulunması

nedeniyle birleştirilmiştir

Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmalar sonucunda mahkumiyet kararları

verilmiştir bahse konu kararlar iki hakimden oluşan heyetler tarafından alınmıştır MAM

isimli hakim her iki heyette de goumlrev almıştır

Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen ikinci kovuşturmanın istinaf aşamasında MAM

tarafsızlığına ilişkin herhangi bir şuumlphe duyulmaması adına hakimlikten ccedilekilmeyi talep

etmiştir Ccedilekilme talebi iki hakimden oluşan bir heyet tarafından reddedilmiştir MAMrsquonin

ilk derece yargılamasında goumlrev almış olmasının tarafsızlığını kaybettiğinden endişe edilmesini

gerektirecek makul şuumlphe oluşturmadığını ve ilk derece mahkemesince goumlruumllen dava suumlrecinde

başvurucunun succedillu olduğuna dair bir kanaat geliştirdiğine ilişkin bir kanıtın olmadığı

belirtilmiştir MAMrsquonin tarafsızlığını kaybettiğine ilişkin farklı itirazlar da sunulmuştur soumlz

konusu itirazlar reddedilmiştir

16

Hakim MAMrsquoin tarafsızlığını kaybettiğine dair şikayetler Yargıtay ve Hakimler

Yuumlksek Kurulu nezdinde de ileri suumlruumllmuumlş ve reddedilmiştir oumlzellikle başvurucu tarafından

yargılama suumlrecinde ileri suumlruumllen hakimin reddi taleplerine verilen ret kararlarının ve hakkında

2015 yılında verilen mahkumiyet kararının yeterli derecede gerekccedilelendirildiği belirtilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu MAMrsquonin birbirleriyle bağlantılı olan iiki

yargılama suumlrecinde de goumlrev almış olması nedeniyle tarafsızlığını korumasının muumlmkuumln

olmadığını bu nedenle AİHS m 61 uyarınca korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini

iddia etmektedir

Karar Mahkeme AİHS m 61 uyarınca mahkemelerin tarafsız

kalmasının gerekliliğini vurgulayarak tarafsızlığa ilişkin iddiaların ccediloumlzuumlmlenmesi adına oumlznel

ve nesnel bir sınamaya tabi tutulacağı belirtilmektedir Oumlznel sınama esnasında hakimin kişisel

bir kanaatinin bulunup bulunmadığına başvurucuya karşı tutumlarına odaklanılırken nesnel

sınamada mahkemenin tarafsızlığına goumllge duumlşuumlrebilecek nitelikle unsurların tespit edilip

edilemediği değerlendirilecektir

Oumlznel sınama sonucunda Mahkeme MAMrsquonin yargılama suumlrecinde taraflı bir tutum

sergilediğine ilişkin iddiaları inandırıcı bulmamıştır

Bunun yanı sıra başvurucunun hakimin tarafsızlığını kaybettiği youmlnuumlndeki endişelerini

temellendiren nesnel sebepler de bulunmamaktadır MAMrsquonin ccedilekilmeyi talep etmesinin

esasen tedbir amaccedillı olduğu tarafsızlığını kaybettiğine dair bir şuumlphe oluşması nedeniyle bahse

konu talepte bulunmadığı belirtilmektedir Ayrıca ccedilekilme talebi oldukccedila detaylı olarak

gerekccedilelendirilmiş bir biccedilimde reddedilmiştir

Her ne kadar MAM ile birlikte ilk kovuşturma aşamasında goumlrev alan diğer hakimin

ikinci kovuşturma suumlrecinde heyette bulunmaması youmlnuumlnde karar verilmiş olsa da işbu ret

kararının - hakimin goumlruumlşuumlnuuml belirtmesi gibi - birden fazla sebebi bulunmaktadır

Ayrıca iki kovuşturma arasındaki oumlne suumlruumllen benzerlik dışında MAMrsquonin

tutumunda başvurucunun tarafsızlık hususunda kuşkuya duumlşmesini meşru kılacak bir durum

bulunmamaktadır

Sonuccedil olarak AİHS m 6 sect 1 ihlali oluşmamıştır

17

Başvuru Adı AtamanchukRusya

Başvuru No 449311

Başvuru Tarihi 18012011

Karar Tarihi 11022020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200839

Konu Bir iş insanının Rus koumlkenli olmayanlar hakkında yaptığı

accedilıklamaları iccedileren ve yerel bir gazetede yayımlanan bir makale nedeniyle kin ve duumlşmanlığa

tahrik succedilundan mahkum edilmesi hakkındadır

Mahkeme oumlzellikle başvurucunun accedilıklamalarının kamusal tartışmaya herhangi bir

katkısının bulunmadığını belirtmektedir Ulusal mahkemelerin ccedilıkarımlarına katılarak bahse

konu accedilıklamaların Rus etnik koumlkenini haiz olmayan yerel nuumlfus hakkında oumlnyargıya yol

accediltığını veya galeyana gelinmesine sebep olacağını iletmektedir

Ayrıca nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler bağlamında ulusal mahkemelerin

başvurucuya para cezası vermekte ve gazetecilikyayıncılık faaliyetlerinden iki yıl suumlreyle men

etmekte haklı olduklarını belirtmektedir Başvurucunun gazetecilik mesleğini icra etmekten

daha ccedilok iş insanı sıfatıyla faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda hakkında alınan

kararların başvurucu uumlzerinde dikkate alınması gereken bir etki yaratmadığı duumlşuumlnuumllmektedir

Olaylar 1951 doğumlu başvurucu Vladimir Atamanchuk Rusya

vatandaşıdır ve Soccedilirsquode (Rusya) ikamet etmektedir Başvurucu iş insanı ve yerel siyasetccedilidir

Ayrıca 8000 tiraja sahip yerel bir gazetenin sahibidir

Başvuru başvurucunun 2008 başkanlık seccediliminden bir guumln oumlnce başka bir yerel

gazetede yayımlanan makalesi hakkındadır

Mart 2008rsquode yayımlanan ldquoNeden bu seccedilimlerde oy kullanmayacağımrdquo başlıklı

makalesinde başvurucu ldquohalkrdquo kavramı uumlzerine goumlruumlşlerini paylaşmış ve Rus koumlkenli olmayan

grupların etnik oumlzellikleri hakkında accedilıklamalarda bulunmuştur Bahse konu grupların succedil

işlemeye yatkın olduklarını ldquobarbar duumlşuumlncelerine uygun olarak katliam tecavuumlz hırsızlık

koumlleleştirmerdquo gibi eylemlerde bulunacaklarını ldquouumllkenin yıkımına katkıda bulunduklarınırdquo

ifade etmiştir

18

Başvurucu 2010 yılının Temmuz ayında bir kişiyi veya bir grubu etnik koumlkeni dili

uyruğu veya dini inancı nedeniyle aşağılama ve kin ve duumlşmanlığa tahrik succedilundan mahkum

edilmiştir Ulusal mahkemenin değerlendirmeleri başvurucunun makalesini analiz eden

psikoloji ve dilbilimi alanındaki uzmanlarca hazırlanan raporlara dayanmaktadır ve sonuccedil

olarak başvurucunun makalesinin okuyucularda nefret uyandırdığına ancak onları şiddete

youmlnlendirmediğine karar verilmiştir

Başvurucu Mart 2018 tarihli makale nedeniyle 200000 Rus rublesi (o tarihte 5086

euroya tekabuumll etmektedir) para cezasına ccedilarptırılmıştır Hakkında kovuşturma başlatıldığında

soumlz konusu makaleyi gazetesinde yeniden yayımladığı iccedilin bir kez daha 200000 Rus rublesi

para cezasına huumlkmedilmiştir Ayrıca iki yıl suumlreyle gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerinden

men edilmiştir

Başvurucu delil listesinde adı bulunan bir dilbilim uzmanının dinlenmesi talebinin

reddedildiğini ileri suumlrerek hakkında verilen kararı temyiz etmiştir Karar 2010 yılının Eyluumll

ayında onanmıştır

İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararı ve cezanın

AİHS m 10 uyarınca korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmektedir Ayrıca

dilbilimi uzmanına soru sorma imkanını bulamadığı iccedilin AİHS m 6 uyarınca korunan adil

yargılanma hakkı ve tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkının ihlal edildiğini oumlne

suumlrmektedir

Karar

Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml)

Mahkeme Rus Ceza Kanunursquondaki nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler dikkate

alındığında başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmanın ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllduumlğuumlnuumlrdquo

belirtmektedir Ayrıca kovuşturmanın ve mahkumiyet kararının ldquobaşkalarının hakkırdquonı

koruma oumlzellikle Rusyarsquonın Krasnodar boumllgesinde yaşayan Rus koumlkenli olmayan bireylerin

onurunu koruma amacını taşıdığını ifade etmektedir

Mahkeme ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln demokratik bir toplumun temellerinden birini

oluşturduğunu oumlzguumlrluumlğuumln koruma kapsamında ndash başvurucunun makalesi oumlrneğinde de olduğu

gibi - ldquoincitici şok edici veya rahatsız edicirdquo biccedilimde kullanılan dilin de bulunduğunu

19

belirtmektedir İfade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilecek kısıtlamaların gerekliliği birccedilok faktoumlruumln

birbirlerine etkileri goumlz oumlnuumlnde tutularak ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır oumlrneğin

soumlz konusu accedilıklamaların hangi bağlamda yapıldığı niteliği dile getiriliş biccedilimleri ve doğrudan

veya dolaylı olarak hoşgoumlruumlsuumlzluumlk nefret veya şiddete youmlnlendiren bir etki yaratıp yaratmadığı

hususları dikkate alınmalıdır

Başvurucunun makalesi seccedilim kampanyaları bağlamında yayımlanmıştır ve seccedilimde

oy kullanmama kararına ilişkin goumlruumlşlerini sunmak amacıyla kaleme alınmıştır Ancak

Mahkeme başvurucunun soumlylemlerinin Rus koumlkenli olmayan gruplar hakkındaki

accedilıklamalarının makalenin konusu accedilısından bir mantığa oturduğu veya kamusal tartışmaya bir

katkı sunduğu hususlarının tartışmalı olduğunu ifade etmektedir

Ayrıca Mahkeme ulusal mahkemelerin değerlendirmelerini makul bularak oumlzellikle

makalenin farklı etnik koumlkenlerden oluşan bir boumllgede 8000 ve 10000 dağıtımı olan

gazetelerde yayımladığı goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel

nuumlfus hakkında yaptığı bazı accedilıklamalarında kullandığı dilin okuyucularda oumlnyargı

yaratabilecek veya onları galeyana getirebilecek nitelikte sayılabileceklerini belirtmektedir

Her ne kadar makalede kişileri accedilıkccedila şiddete veya succedil teşkil eden diğer eylemlere

youmlnlendiren ifadeler bulunmasa da soumlz konusu makaleye bir şekilde tepki goumlstermek

makamların takdirindedir (ldquotakdir marjırdquo)

Son olarak Mahkeme başvurunun koşulları ele alındığında makamların tepkisinin

orantısız olmadığını ifade etmektedir Mahkeme başvurucu hakkındaki cezaların nefret

soumlylemi ile muumlcadele etme amacını taşıyan duumlzenlemelere dayanılarak verilmesinin oumlnemine

dikkat ccedilekmektedir Ayrıca başvurucunun iş insanı olarak mesleki faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml ve

nadiren kendisine ait olmayan yerel gazetelerde makaleler kaleme aldığı goumlz oumlnuumlnde

bulundurulduğunda hakkında verilen gazetecilik ve yayıncılıktan men etme kararının

başvurucu uumlzerinde dikkate değer bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır

Sonuccedil olarak ulusal mahkemelerce başvurucunun yargılanması ve mahkum edilmesi

ilgili ve yeterli duumlzeyde gerekccedilelendirilmiştir ayrıca olaydaki istisnai koşullar başvurucuya

verilen cezaları haklı kılmaktadır Sonuccedil olarak AİHS m 10 ihlali bulunmamaktadır

Madde 17 (hakların koumltuumlye kullanımı yasağı)

20

Huumlkuumlmet başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel nuumlfus hakkında yaptığı kabul

edilemez accedilıklamaların 10 maddenin koruma kapsamında bulunmadığını ve bu nedenle

hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı 10 maddeyi dayanarak ileri suumlrduumlğuuml

başvurusunun 17 madde ışığında reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır

Yukarıda belirtildiği uumlzere Mahkeme başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararın

ve cezaların 10 madde ışığında ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlş olanrdquo ldquomeşru bir amaccedil taşıyanrdquo

ve bilhassa ldquodemokratik bir toplumda gerekli olanrdquo bir muumldahale sayılıp sayılmayacağı

konusunda değerlendirmede bulunmuştur 10 maddenin ihlal edildiği youmlnuumlnde bir karar

verildiğinden başvurunun ayruca 17 madde youmlnuumlnden incelenmesine gerek duyulmamaktadır

Madde 6 (Tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkı)

Mahkeme ulusal mahkemelerce başvurucunun dilbilimi uzmanı tanığa soru sorma

talebinin reddedilmesine ilişkin gerekccedile sunulmamış olsa da başvurucu hakkındaki yargılama

suumlrecinin bir buumltuumln olarak adil yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml ifade etmektedir

Dilbilimi uzmanının bulguları başvurucunun aleyhinedir ve succedilluluğunu destekleyici

delillerin arasında sunulmuştur diğer dilbilimi ve psikoloji uzmanlarının raporları ile

uyumludur Hem ilk derece mahkemesi hem de temyiz mahkemesince karara temel alınan

uzman raporlarına itiraz etme konusunda başvurucunun kısıtlandığına dair herhangi bir iddia

bulunmamaktadır Ayrıca ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi nezdinde soumlz konusu

tanığa hangi soruların sorulmasının duumlşuumlnuumllduumlğuuml de paylaşılmamıştır

Sonuccedil olarak işbu koşullar ışığında AİHS m 6 ihlali gerccedilekleşmemiştir

Mutabık Oy Goumlruumlşuuml Yargıccedil Lemmens

Karşı Oy Yargıccedil Serghides

21

Başvuru Adı Felloni İtalya

Başvuru No 4422114

Başvuru Tarihi 17072014

Karar Tarihi 06022020

Konu Alkolluuml bir şekilde araba kullanma succediluna mahkumiyet kararı

verilirken daha ağır ceza kanunun geriye doumlnuumlk olmama ilkesine uyulması fakat Yargıtay

kararı gerekccedilesinin dayanaktan yoksun olması hakkında

Olaylar 2007 yılında Başvurucursquoya karşı alkolluuml araba kullanma

succedilundan ceza davası accedilılmıştır 2011rsquode yerel mahkeme Başvurucursquoyu 1 ay şartlı hapis cezası

ve 900 avro para cezasına mahkum etmiştir Ayrıca mahkeme Başvurucursquonun suumlruumlcuuml

belgesinin askıya alınmasına karar vermiştir Bu karar Başvurucu tarafından istinaf edilmiştir

Başvurucu masum olduğunu iddia ederken sabıkasının olmamasından bahisle ceza kanunursquonun

62 maddesi uyarınca hafifletici sebeplerin tanınmasını talep etmiştir 2012 yılında istinaf

mahkemesi Başvurucursquonun başvurusunu reddederek sabıka kaydının olmamasının hafifletici

sebep olarak tanınmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme suumlrecinde pişmanlık belirtisi dahi

goumlstermediği davranışları dahil hiccedilbir unsurun Başvurucursquonun lehine olamayacağını

belirtmiştir Ayrıca mahkeme Fellonirsquonin soumlz konusu succedilun işlenmesinden sonra da alkolluuml

araccedil kullanma succedilunu tekrar işlediğinin altını ccedilizmiştir Başvurucu istinaf mahkemesinin bu

kararını Yargıtay mahkemesine taşıyarak succedilun işlenmesinden sonra ceza kanunu madde

62rsquonin 2008 yılında yani succedilun işlendiği tarihten sonra yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanun ile

yeniden duumlzenlendiğini ve yeni kanunun kararda uygulanmasını talep etmiştir 2014 yılında

Yargıtay Fellonirsquonin soumlz konusu talebini kabul edilemez bularak davayı reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu oumlncelikle Yargıtayrsquoın kararının gerekccedileden yoksun

olduğundan bahisle Soumlzleşmersquonin 6 Maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğini ileri

suumlrmuumlştuumlr İkinci olarak Soumlzleşmersquonin 7 Maddesini (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ileri suumlrerek

daha ağır cezanın kendisine uygulandığını iddia etmiştir Oumlzellikle yuumlruumlrluumlkte olan ve

uygulanan fakat sonradan duumlzenlenen kanundan yararlanamadığından şikayet etmiştir

Karar

Madde 6 sect 1 youmlnuumlnden

22

Mahkeme Başvurucursquonun 2008rsquode yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanunun kendi olayına

uygulanması talebine cevap vermemiş ve yararlanmasını engellediklerini belirlemiştir Yuumlksek

yargı yetkisi duruşma hakimleri tarafından kabul edilen gerccedilekler uumlzerinden karar vererek

Felloni tarafından ileri suumlruumllen temyiz iddialarını hepsinin kabul edilemez olduğunu ilan

etmekle yetinmişlerdir Mahkeme Başvurucursquonun iddiasının Yuumlksek Mahkemenin yargı

yetkisinin oumltesinde bir olgu olduğuna ikna olmamıştır Fellonirsquonin hafifletici unsurlar

bakımından mevzuatın geriye doumlnuumlk olarak uygulanması gerektiği iddiası Başvurucu

tarafından ortaya atılan ana arguumlmanlardan biriydi Bu nedenle belirli ve accedilık bir gerekccedile

sunulması gerekmektedir

Bu nedenle Başvurucu ne arguumlmanlarının etkili bir incelemeden geccediltiğinin garantisini

veren bir proseduumlre tabi tutulmuş ne de red sebeplerini iccedileren bir yanıt almıştır Sonuccedil olarak

Yargıtay kararlarını gerekccedilelendirme yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediğinde Soumlzleşmersquonin 6 sect

1 Maddesi ihlal edilmiştir

Madde 7 youmlnuumlnden

Mahkeme Bolonya İstinaf Mahkemesi Başvurucunun dosyasını Ceza Kanunursquonun 62

Maddesinin succedilun işlendiği tarihten sonra 2008 yılında 125 sayılı kanun ile değiştirilen yeni

metni ışığında yorumladığını belirtmiştir

Mahkeme bu davada yerel mahkemelerin sanığın lehine olan huumlkuumlmleri uygulayıp

uygulamadığının araştırılması gerektiğini varsaymaktadır Succedilun işlendiği doumlnemde yuumlruumlrluumlkte

olan ceza kanunu sanığın sabıka kaydının bulunmamasını otomatik olarak hafifletici sebep

olarak oumlngoumlrmemektedir Oumlte yandan ceza kanununun 133 Maddesi uyarınca sabıka kaydının

olmayışının hafifletici sebep olarak uygulanması ancak hakimin takdir yetkisine bağlanmıştır

2008 tarihli 125 sayılı kanun ile duumlzeltilen CK madde 62 yeni haliyle hakimin hafifletici

sebeplerin uygulanmasında kullandığı takdir yetkisini sınırlamış olduğu gibi hafifletici

sebeplerin sistematiğini Başvurucunun lehine olan yasal kriterleri etkisiz hale getirecek şekilde

olarak değiştirmemektedir

Bu durumda Bolonya İstinaf Mahkemesi CK madde 133rsquouuml ve sanığın davranışlarını da

detaylı bir şekilde inceledikten sonra Başvurucunun hafifletici sebep talebini reddetmiştir

Ayrıca Mahkeme sanığın cezasını hafifletecek duruşmalardaki davranışları ve succedil işlendikten

sonra araba kullanmaya devam etmesi de dahil hiccedilbir sebebin olmadığını varsaymaktadır

23

Başvurucu yargılama boyunca herhangi bir pişmanlık belirtisi goumlstermemiş ve aynı succedilu

tekrar işlemiştir

Sonuccedil olarak Mahkeme Başvurucuya karşı huumlkmedilen cezanın eldeki tuumlm verilerin

uygun bir şekilde tartılarak elde edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Bu bağlamda Başvurucunun

değiştirilen kanun huumlkmuuml ışığında yargılamasının yapılmamış olması hafifletici sebeplerin

uygulanabilir olduğuna dair bir izlenim vermemektedir Bu nedenle Soumlzleşme Madde 7 ihlal

edilmemiştir

24

Başvuru Adı Vovk and Bogdanov v Rusya

Başvuru No 1561310

Başvuru Tarihi 11022020

Karar Tarihi 15022010

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

20083822]

Olaylar

Sergey Vovk ve Artem Bogdanov ( Başvurucular ) 1995 ve 2000 doğumlu Rusya

vatandaşlarıdır Başvurucular Chitada yaşamaktadır

Başvurcular olay esnasında 13 ve 7 yaşlarındadır Chita boumllgesinde yerde buldukları el

bombası ellerindeyken patlamış ve Sergey Vovk bacağından Artem Bogdanov ise mide ve

goumlğsuumlnden yaralanmıştır Polis Artem Bogdanovun el bombasını okuluna yakın bir yerde

bulduğunu belirtmiştir

Olaydan sonra soruşturma ilk olarak Ceza Kanununun 2221 maddesindeki (Patlayıcı

cihazların yasa dışı edinimi taşınması ve depolanması) succediluna dayanarak accedilılmıştır Succedillama

daha sonra Ceza Kanununun 2251 maddesi (Patlayıcı cihazların uygun olmayan şekilde

korunması ) ve 348 maddesi (Askeri mal kaybı) uyarınca kamu guumlvenliği ve askerlik

hizmetlerine karşı işlenen succedillar olarak değişmiştir El bombası ateş almış ama patlamamış bir

halde askeri boumllgeden olayın yaşandığı boumllgeye getirilen bir kamyon kumun iccedilinden ccedilıkmıştır

Sivil soruşturma makamları konuyu askeri makamlara youmlnlendirmişlerdir Askeri soruşturma

9 guumln suumlrmuumlş ve herhangi bir askerin olayla bağlantısı olmadığı soumlylenerek soruşturma sivil

makamlara youmlnlendirilmiştir 2008-2011 yıllarında arasında birccedilok soruşturma yapılmış ama

herhangi bir fail tanımlanamadığı iccedilin soruşturmalar sonuccedilsuz kalmıştır Kasım 2013 tarihinde

2251 maddedeki succedil zamanaşımına uğramıştır Başvurucuların anneleri Rusya Ekonomi

Bakanlığına karşı accediltığı tazminat davasında idarenin bu tarz patlayıcı maddelerin sivillerin

eline geccedilmemesinde sorumlu olduğu iddia etmiştir Chita Tsentralniy Boumllge Mahkemesi

soruşturma makamlarının kararlarına dayanarak failin tespit edilmediğine dikkat ccedilekmiştir

Temyiz aşamasında ise Zabaykalskiy Boumllge Mahkemesi el bombasının devlet malı olduğuna

veya uygun şekilde depolanmadığına dair hiccedilbir kanıt bulunmadığına belirtmiştir

25

İhlal İddiaları

Başvurucular patlamadan dolayı accedilmış oldukları tazminat talepli davalarının

soruşturmanın duumlzguumln şekilde yapılmamasından dolayı reddedilmiş olması sebebiyle Adil

Yargılanma ( İHAS 6 ) ve Etkili Başvuru ( İHAS 13 ) haklarının ihlal edildiğini iddia

etmişlerdir

Karar

İHAS 2

Mahkeme başvuruyu yaşam hakkı youmlnuumlnden incelemiştir Yaşam hakkı devletlere

sadece kişileri kasıtlı şekilde oumllduumlrmeme sorumluluğunu değil aynı zamanda kişilerin hayatını

korumak iccedilin hukuk iccedilerisinde uygun adımlar atılması sorumluluğunu da yuumlkler Bunların yanı

sıra yaşam hakkı devletlere bağımsız bir yargı tarafından efektif bir yargılama yapma

yuumlkuumlmluumlluumlğuuml de yuumlklemiştir

Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmalara dayanarak kimliği belirlenemeyen bir kişi

tarafından taşınan kumlarla birlikte el bombasının yerleşim yerine duumlştuumlğuumlnuuml ve başvurucuların

bu el bombasından dolayı yaralandığını belirtmiştir Mahkeme el bombalarının sadece uumllkenin

yasal guumlvenlik guumlccedilleri tarafından kullanılabileceğini ve soruşturmada guumlvenlik guumlccedillerinin

incelenip kaybolan veya hasara uğrayan envanterin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir

Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmada ortaya konulmuş olan guumlvenlik guumlccedillerinin ihmali sonucu

el bombasının ateşlenmiş şekilde kaybedildiğine dair bilgileri yargılama esnasında goumlz oumlnuumlnde

bulundurmaktadır Ne askeri soruşturmada ne de envanter kaybının kazaya neden olduğunu

kabul eden sivil soruşturmada herhangi askeri personel kayıptan dolayı sorumlu

goumlsterilmemiştir Askeriyenin ihmali sonucu kaza meydan gelmiş olmasına rağmen

soruşturma makamları yaşam hakkının idareye yuumlklemiş olduğu usuli sorumluluğa uygun

olarak yeterli ccedilabayı goumlstermemiş kanıtları toplamamış ve tatmin edici bir gerekccedile ortaya

koymamıştır Ayrıca soruşturma esnasında idarenin yaşam hakkı kapsamındaki kişilerin

oumllmemesini ve yaşamlarının risk altına girmemesini sağlama şeklinde duumlzenlenen

yuumlkuumlmluumlğuumlne dair bir inceleme yapılmamıştır

Sonuccedil olarak iccedil hukukta yuumlruumltuumllen soruşturmada el bombasının guumlvenlik guumlccedillerine ait

olup olmadığı ya da guumlvenlik guumlccedillerinin olaydaki el bombasının kaybından sorumlu olup

olmadığına dair bir kanıt ortaya koyulmamıştır Bu sebeplerle Mahkeme iccedil hukukta etkili bir

26

yargılama suumlreci olmadığını belirtmiş ve başvurucuların yaşam haklarının ihlal edildiğine karar

vermiştir

İHAS 41

Mahkeme Rusyanın başvurucuların her birine 40000 euro manevi tazminat masraf

ve giderler iccedilin ise 1400 euro oumldenmesi gerektiğine huumlkmetmiştir

27

Başvuru Adı YI v Rusya

Başvuru No 6886814

Başvuru Tarihi 14102014

Karar Tarihi 25022020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201326]

Olaylar

Başvurucu 1980 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve Moskovada yaşamaktadır

Başvurucunun farklı kişilerden olmak uumlzere 1999 2011 ve 2012 doğum tarihli uumlccedil ccedilocuğu

vardır Başvurucu 8102013 tarihinde uyuşturucu transferi yaptığı gerekccedilesiyle evine yapılan

baskında goumlzaltına alınmıştır Polis merkezindeki sorgusunda 2004 yılında uyuşturucu

kullanmaya başladığını ama 2010 yılında son iki ccedilocuğunu doğurmadan oumlnce bıraktığını ancak

geccedilen ay eroin atağı geccedilirdiği iccedilin bir miktar kullandığını ifade etmiştir Bu ifade uumlzerine

ccedilocuklar annelerinden alınıp sosyal hizmetler goumlzetimine verilmiştir Sonrasında en buumlyuumlk

ccedilocuk babası ( başvurucunun ilk eşi ) ile kalmaya başlamıştır Başvurucunun 2011 ve 2012

doğumlu son iki ccedilocuğu da babaları ( başvurucunun ikinci eşi ) başvurucuyla aynı succediltan dolayı

ceza almış olduğu iccedilin yetiştirme yurduna goumlnderilmiştir Yetiştirme yurdundan sonra ise

bakıcı aileye verilmişlerdir Nisan 2014 tarihinde başvurucu uyuşturucu ticaretinden dolayı

succedillu bulunup 6 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Bu esnada ilk derece mahkemesi uyuşturucu

bağımlısı ve işsiz olduğu iccedilin başvurucunun ccedilocukları uumlzerindeki ebeveynlik hakkını elinden

almıştır Başvurucu uyuşturucu iccedilin rehabilitasyona başladığını ve iş bulduğunu soumlyleyerek

ccedilocukların yanına almak istediğini belirtmiştir ancak ilk derece mahkemesi bu talebi

reddetmiştir Temyiz mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır

İhlal İddiaları

Başvurucu hafif bir tedbir alınmadan ebeveynlik hakkından tamamen mahrum

bırakıldığını ve hakkındaki davada otomatik bir şekilde yeterli inceleme yapılmadan temyiz

yapıldığını belirtmiştir Ayrıca ccedilocuklarıyla tuumlm bağlantısının koptuğunu soumlyleyip alınan

tedbirin orantısız olduğunu bu sebeple Oumlzel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkının ( İHAS 8

) ihlal edilmiş olduğunu iddia etmiştir

28

Karar

İHAS 8

İHAM ( Mahkeme ) aile uumlyelerinin birbirinden ayrılmasının Oumlzel ve Aile Yaşamına

Saygı Hakkına youmlnelik ağır bir muumldahale olduğunu tekrarlamıştır Bu sebeple yapılan

muumldahale gerekccedileli olarak istisnai şartlarda ve ccedilocuğun yararı iccedilin gerekli olacak şekilde

yapılmalıdır Mahkeme iccedil hukuk yolunda verilmiş olan kararın gerekccedilesi olan uyuşturucu

bağımlılığı ve işsizlik sebeplerinin bu kadar ağır bir muumldahale iccedilin yeterli olmadığını

belirtmiştir

Mahkeme ilk olarak başvuranın uyuşturucu bağımlılığını bırakmaya ccedilalışmasıyla ilgili

terapiye gitmesinin ebeveynlik bağlarının kopmasında esas sebebin uyuşturucu bağımlığı

olduğu bir davada dikkate alınmamış olmasını ccedilarpıcı bulmuştur İkinci olarak işsizliğin

ebeveyn ve ccedilocuk arasındaki bağın koparılması iccedilin yeterli bir sebep olmadığını ve annenin

işsiz olmasının ccedilocukların hayatına ne şekilde olumsuz etkilediğinin accedilıklanmamış olduğunu

belirtmiştir Buna ek olarak tutuklanmadan aylar sonra ailenin evine yapılan denetimde evin

durumuna dair herhangi bir sorun goumlruumllmemiştir hatta son raporlar aile evinin durumunda

iyileşmeler olduğunu goumlstermektedir

Mahkeme iccedil hukuk yollarında başvuranın ayrılmadan oumlnce ccedilocuklarına bakıyor

olduğunun tuumlm yasal suumlreccedil boyunca ve sonrasında ccedilocuklarıyla iletişim kurmaya ccedilalıştığının

goumlz oumlnuumlnde bulundurulmadığını belirtmiştir Ayrıca aileden ayrılmanın ccedilocuklar uumlzerindeki

etkisinin de tam olarak hesaplanmadığını belirtmiştir Mahkeme bu zamana kadar ccedilocuklarının

bakımında herhangi bir ihmali olmayan anneye karşı daha hafif bir muumldahale yapılmamış

olmasını şaşkınlıkla karşılamaktadır

Sonuccedil olarak iccedil hukukta ccedilocuk ve ailenin ayrılmasının ccedilocuk iccedilin en yararlı yol

olduğunu uygun şekilde ortaya koyulmamıştır Bu sebeple başvurucunun Oumlzel ve Aile

Yaşamına Saygı Hakkı ( İHAS 8 ) ihlal edilmiştir

İHAS 41

Mahkeme Rusyanın başvurucuya 20000 euro manevi tazminat oumldemesi gerektiğine

huumlkmetmiştir

29

Başvuru Adı Gaughran v Birleşik Krallık

Başvuru No 4524515

Başvuru Tarihi 20 Ekim 2015

Karar Tarihi 13 Şubat 2020

Karar Linki Gaughran v Birleşik Krallık

Konu Mahkeme oybirliğiyle Kuzey İrlandarsquoda alkolluuml araccedil

kullandığı iccedilin huumlkuumlm giyen ve Birleşik Krallık hukuku uyarınca bu huumlkmuuml zamanaşımına

uğramış olan (spent conviction) kişinin kişisel verilerinin (DNA parmak izi ve fotoğraflar)

belirsiz suumlreli şekilde saklanmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı

hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucu Fergus Gaughran 1972 doğumlu bir İngiliz

vatandaşı olup Newryrsquode (Kuzey İrlanda Birleşik Krallık) yaşamaktadır

Gaughran Ekim 2008rsquode alkolluuml araccedil kullandığı1 iccedilin goumlzaltına alınmıştır Başvurucu

polis merkezine goumltuumlruumllmuumlş ve merkezde alkolmetre ile yapılan oumllccediluumlmde başvurucunun alkolluuml

olduğu tespit edilmiştir Polis ayrıca başvurucunun fotoğrafını ccedilekmiş parmak izini ve DNA

oumlrneğini almıştır Sonrasında başvurucu da succedilunu kabul etmiş para cezasına ccedilarptırılmış ve

12 ay suumlreyle ehliyetine el konulmuştur Huumlkuumlm 2013 yılında zamanaşımına uğramıştır

Başvurucunun DNA oumlrneği kendisinin talebi uumlzerine 2015 yılında imha edilmiştir

Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı (ldquoKİPTrdquo) başvurucunun DNA oumlrneğinden elde edilen DNA

profilini (dijital veri) parmak izlerini ve fotoğrafını belirsiz suumlreli olarak saklamaya devam

etmektedir

Başvurucunun KİPT tarafından kişisel verilerinin saklanmasına karşı yaptığı yerel

mahkemeler nezdindeki başvurular sonuccedilsuz kalmıştır

İhlal İddiaları Gaughran polisin kendisine ait DNA profili parmak izi ve

fotoğrafı belirsiz bir suumlre iccedilin saklamasının ve buna karşı işletilebilecek bir değerlendirme

1 Alkolluuml araccedil kullanmak İngiliz Hukukursquonda ldquokayıtlı succedilrdquo olarak bilinen ve cezası hapis olabilen bir succediltur

30

mekanizması olmamasının 8 maddeyi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal ettiğini iddia

etmiş ve 20 Ekim 2015rsquote AİHMrsquoe başvuruda bulunmuştur

Karar Mahkeme başvurucunun DNA profilinin parmak izinin ve

fotoğraflarının saklanmasının oumlzel hayata muumldahale teşkil ettiğini bu muumldahalenin succedilun

oumlnlenmesi amacıyla yani meşru bir amaccedilla gerccedilekleştirildiğini belirtmiştir

Mahkeme devletin sahip olduğu guumlcuumln belirsiz olması ve teknolojinin gittikccedile daha

komplike bir hal alması dolayısıyla mahremiyet haklarının değerlendirilmesinin oumlnemini

vurgulamıştır Oumlrneğin fotoğraf ve yuumlz haritalaması teknolojisi olayın yerel mahkemelerin

oumlnuumlnde incelendiği tarihten beri ccedilok ilerlemiştir

Mahkeme başvurucunun mahremiyet hakkına muumldahalenin meşru olup olmadığını

ulusal makamlara takdir yetkisi tanınması gerektiğini belirterek değerlendirmiştir Uumlye

devletlerin bir succediltan mahkucircm olanların kişisel verilerinin saklanması hususundaki yaygın

goumlruumlş birliği bu takdir yetkisini daraltacaktır

Mahkeme uumlye devletlerin ccediloğunun huumlkuumlmluumllerin biyometrik verilerinin yani parmak

izi ve DNA profilinin saklanması hususunda zaman sınırı koyan duumlzenlemelere sahip

olduğunu belirtmiştir Birleşik Krallık DNA profillerinin belirsiz bir suumlre iccedilin saklanmasına

izin veren sayılı Avrupa Konseyi uumllkesinden biridir2 Dolayısıyla takdir yetkisi oumlzellikle de

DNA profilleri accedilısından daraltılmalıdır

Bununla birlikte mahkeme saklama suumlresinin bir devletin veri saklamaya ilişkin

duumlzenlemesinin kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının

değerlendirilmesinde kesin bir yargıya ulaşmaya imkacircn vermediğini belirtmiştir Somut olayda

S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusu ile aynı seviyede damgalama (stigmatization) riski

bulunmamaktadır zira S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusunda başvurucular sanıktır

huumlkuumlmluuml değildir

Ccedileşitli oumlnlemlerin varlığı ve işleyişi bir devletin veri saklamaya ilişkin duumlzenlemesinin

kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının değerlendirilmesinde kesin bir

yargıya varmaya imkacircn verecektir Belirli suumlreli olmayan saklamaya ilişkin en geniş yetkileri

2 İncelenen 31 Avrupa Konseyi uumllkesinden 4rsquouuml (Kıbrıs İrlanda Kuzey Makedonya ve Karadağ) daha az cezayı

gerektiren succedillardan mahkum olunmasının akabinde DNA profillerinin belirsiz suumlreli olarak saklanmasına izin

veren duumlzenlemelere sahiptir

31

tanıyan duumlzenlemeleri uygulamaya koymak devletin kendisini takdir yetkisinin sınırına

sokması demektir Bu nedenle devlet başvurucu iccedilin belirli oumlnlemlerin mevcudiyetini ve

etkililiğini temin etmelidir

Ancak başvurucunun biyometrik verisi ve fotoğrafları işlediği succedilun ağırlığı

goumlzetilmeksizin ve saklamanın belirsiz bir suumlre iccedilin devam etmesinin gerekliliğine ilişkin bir

değerlendirme yapılmaksızın saklanmıştır Ayrıca Kuzey İrlandarsquodaki polis sadece belirli

şartlar altında biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir Dolayısıyla

başvurucu verinin saklanmasının kişinin succedilu yaşı kişiliği ve geccedilen zaman dikkate alınarak

gerekli olmadığının tespiti halinde silinmesine izin veren bir yol olmadığından verilerinin

saklanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılması talebinde bulunamamıştır

Mahkeme bu yetkinin birbiriyle yarışan kamusal ve bireysel ccedilıkarlar arasında adil bir

denge kurmada başarısız olduğunu tespit etmiştir

Devlet dolayısıyla kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşmış ve somut olaydaki

saklama başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına demokratik bir toplumda gerekli

goumlruumllemeyecek nitelikte orantısız bir muumldahale teşkil etmiştir

Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşmersquonin 8 maddesi ihlal edilmiştir

Mahkeme başvurucunun uğradığı manevi zararın tazmini bakımından ihlal tespitinin

adil tazmini sağladığını belirtmiştir

32

Başvuru Adı İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan

Başvuru No 6357116 289017 3954117 7414316 288317 3952717

Başvuru Tarihi 25 Ekim 2016

Karar Tarihi 11 Şubat 2020

Karar Linki İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan

Konu Mahkeme oybirliğiyle uyuşturucu ticareti yapma succedilu

isnadıyla tutuklanan ve yargılanan iki başvurucunun polis tarafından aşağılayıcı muameleye

maruz bırakılmaları ve soruşturma aşamasındaki delil yetersizliği nedeniyle Soumlzleşme madde

3 (insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) başvurucuların succedil işlediklerine ilişkin

makul bir şuumlphe olmaksızın tutuklanmaları nedeniyle madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik

hakkı) yerel mahkemelerin başvurucuları keyfi tutuklamaya ve yargılama oumlncesi uzun suumlreli

tutukluluğa karşı korumada başarısız olması nedeniyle madde 5 sect 4 (yasaya aykırı tutulma)

başvurucuların tutuklanmasında ve goumlzaltına alınmasında esas sebebin başvurucuların siyasi

bir grafiti ccedilizmeleri olmaları nedeniyle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18

(Soumlzleşmersquodeki kısıtlamaların uygunsuz kullanımı) ve madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında

korunan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucular Giyas Hasan oğlu İbrahimov ve Bayram Farman

oğlu Mammadov sırasıyla 1994 ve 1995 doğumlu Azerbaycan vatandaşlarıdır ve Bakuumlrsquode

yaşamaktalardır

Başvurucuların ikisi de bir sivil toplum hareketi olan NIDArsquonın uumlyesidir ve

Azerbaycanrsquoın oumlnceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyevrsquoin heykeli uumlzerine ccedilizdikleri grafiti ve bu

grafitiyi sosyal medyada paylaşmaları sonrasında Mayıs 2016rsquoda tutuklanmışlardır Grafitide

ldquoFck the systemrdquo (Tr sistemi shellipm) ve cumhurbaşkanının oumlnceki doğum guumlnuuml kutlamaları

iccedilin kullanılan ldquoHappy flower dayrdquo (Tr Nice guumll bayramlarına) ifadesinin goumlndermeli ve

ironik bir versiyonu olan ldquoHappy slave dayrdquo (Tr Nice koumlle bayramlarına) ibareleri

geccedilmektedir

Başvurucular sokakta uumlniformasız kişilerce tutuklandıklarını bu kişilerin kendilerine

yumruk attığını ve kendilerini heykel uumlzerine ccedilizdikleri grafiti hakkında sorguladıklarını iddia

etmiştir Başvurucular Bakuuml Ana Polis Merkezirsquone goumltuumlruumllmuumlş burada polis memurlarınca

33

uumlzerlerine kasti olarak uyuşturucu madde yerleştirilmiş ve uyuşturucu ticaretine ilişkin

succedillamaları kabul etmeleri iccedilin koumltuuml muameleye maruz bırakılmışlardır Başvurucular oumlnce her

ne kadar iddiaları reddetseler de maruz bırakıldıkları koumltuuml muamele ve polisin tehdit etmesi

sonucu iddiaları kabul etmişlerdir

Başvurucular akabinde evlerine goumltuumlruumllmuumlş ve polis başvurucuların evinde

başvurucuların iddiasına goumlre polis tarafından yerleştirilen uyuşturucu madde bulmuştur

Başvurucuların ikisi de Narimanov Boumllge Polis Merkezirsquonde geccedilici olarak nezarethaneye

koyulmuş başvurucular burada bahccedileyi temizlemeye zorlanmış ve dahası doumlvuumllmuumlşlerdir

Avukatları başvurucuların maruz kaldıklarını iddia ettikleri koumltuuml muameleye ve bahccedileyi

temizlemelerine şahit olmuştur

Başvurucuların ikisi de yargılamaları sırasında uygulanacak olan oumlnleyici tedbirlere

ilişkin karar verecek olan Khatai Boumllge Mahkemesirsquone goumltuumlruumllmuumlş ve mahkemeye koumltuuml

muameleye maruz kaldıkları ve itiraflarını baskı altında yaptıklarını belirterek şikayetccedili

olmuşlardır Mahkeme soruşturma makamlarınca koumltuuml muameleye ilişkin iddiaların

incelenmesi iccedilin talimat vermiştir Başvurucular nezarethaneye doumlnduumlkleri sırada tekrardan

koumltuuml muameleye maruz kaldıklarını iddia etmiştir

Mayıs 2016rsquoda Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubu Azerbaycanrsquoı

ziyaret etmiş ve koumltuuml muamelenin ldquofiziksel izlerinirdquo taşıdıklarını belirttikleri başvurucularla

goumlruumlşmuumlştuumlr

Huumlkuumlmet her iki başvurucunun da polisin başvurucuların uyuşturucu ticareti yaptığına

ilişkin bilgi edinmesinden sonra tutuklandığını iddia etmiştir Başvuruculara devlet tarafından

avukat atanmıştır ve başvuruculara kanıtlar elde edildikten sonra succedil isnat edilmiştir

Başvurucular ayrıca goumlzaltı merkezinde sağlık muayenesinden geccedilirilmiş ve uumlzerlerinde yara

izine rastlanmamıştır Başvurucuların polisin koumltuuml muamelede bulunduğuna ilişkin iddiaları

sonucu yuumlruumltuumllen soruşturma sonucunda bu iddiaların dayanaksız olduğu ortaya ccedilıkmıştır

Mahkemeler başvurucuların tutuklarına son verilmesi ve salıverilme taleplerini

reddetmiş başvurucular tutuklu yargılanmaya devam etmiştir 2016rsquoda başvurucular

uyuşturucu ticareti succedilundan huumlkuumlm giymiş ve 10 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır

Başvurucular Mart 2019rsquoda cumhurbaşkanlığı affı neticesinde serbest bırakılmışlardır

34

İhlal İddiaları Başvurucular tutuklulukları sırasında ve polis nezaretinde koumltuuml

muameleye maruz kaldıkları ve yetkili mercilerin bu hususta etkili bir soruşturma yuumlruumltmediği

iddiasıyla madde 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında

şikayetccedili olmuştur

Başvurucular goumlz altına alınmalarının makul bir şuumlpheye dayanmadığını belirterek

madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı) kapsamında mahkemelerin yargılama oumlncesi

tutukluluğun meşruiyetine ilişkin bağlantılı ve yeterli gerekccedile sunmadığını ve goumlzaltında

tutulmalarına ilişkin değerlendirmenin etkili olmadığını belirterek madde 5 ve 6 (adil

yargılanma hakkı) kapsamında şikayetccedili olmuştur

Başvurucular oumlzguumlrluumlk haklarının Soumlzleşmersquode oumlngoumlruumllen kısıtlama sebeplerinden

başka bir sebeple siyasi soumlylemler iccedileren grafiti ccedilizmelerinden oumltuumlruuml cezalandırılmak

amacıyla sınırlandığını belirterek madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 (haklara getirilecek

kısıtlanmaların sınırlanması) kapsamında şikayetccedili olmuşlardır

Son olarak başvurucular ayrı ayrı ve madde 18 ile bağlantılı olarak madde 10 (ifade

oumlzguumlrluumlğuuml) ve madde 8 (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamında şikayetccedili

olmuşlardır

Başvurucular 25 Ekim 2016 tarihinde AİHMrsquoe başvurmuştur

Karar

Madde 3

Polisin Koumltuuml Muamelesi

Mahkeme huumlkuumlmetin başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldıklarına ilişin tuumlm

iddialarına karşı ccedilıktığını belirterek taraflar arasında bu konuda goumlruumlş ayrılığı olduğunu

belirtmiştir Huumlkuumlmetin beyanları sağlık raporunda ve adli tıp incelemesinde yaralanmaya ilişin

bir bulguya yer verilmediğine dayalıdır

Ancak Mahkeme ortada başvurucular lehine accedilık bir delil başlangıcı olduğunu tespit

etmiştir

Başvurucuların iddiaları başvurucuların bedeninde koumltuuml muameleye ilişkin izler tespit

eden Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubunun bulguları ile paraleldir

35

başvurucuların avukatı da bu iddiaları destekler nitelikte beyanda bulunmuş ve koumltuuml

muameleye tanık olmuştur ve Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele

ve Cezayı Oumlnleme Komitesirsquonin (CPT) goumlzlemleri mevcuttur

Huumlkuumlmet başvurucuların dayandığı delillere ilişkin yorum yapmamış veya bunlara bir

accedilıklama getirmemiştir ve huumlkuumlmetin dayanmış olduğu tıbbi kayıtlar da başvurucuların

iddialarının reddedilmesi iccedilin sağlam bir temel oluşturmamaktadır Oumlrneğin tıbbi raporlardan

birinde ilk başvurucunun boynunda ldquoyuumlzeysel kızarıklıkrdquo olduğu yer almış ancak bu

kızarıklığın nasıl meydana geldiği accedilıklanmamıştır Ayrıca başvurucuların goumlzaltı merkezine

geliş kaydının yapıldığı saatler arasında bariz ccedilelişki mevcuttur

Mahkeme ayrıca CPTrsquonin goumlzaltındaki kişilerin kendi avukatlarına erişimde

yaşadıkları sistematik gecikme sonucunda succedillamaları devlet tarafından atanan avukatlar

nezdinde kabul ettiğine ilişkin tespitine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme başvurucuların sadece

devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiklerinde kendilerini succedillayıcı

beyanlarda bulunmasının koumltuuml muamele iddialarını desteklediğini ifade etmiştir

Mahkeme polisin başvuruculara ciddi succedil iddialarını kabul ettirmek iccedilin ki

başvurucular bu iddiaların mesnetsiz olduğunu iddia etmektedir koumltuuml muamele uyguladığının

makul şuumlphenin oumltesinde sabit olduğunu tespit etmiştir

Mahkeme elindeki kanıtları goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda başvurucuların polis

tarafından insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını ve madde 3rsquouumln esas

youmlnuumlnden ihlal edildiğini tespit etmiştir

Başvurucuların Koumltuuml Muamele İddialarının Soruşturulması

Mahkeme devletin ve devlet makamlarının koumltuuml muamelede bulunduğu iddiaları

hakkında madde 3 kapsamındaki usuli yuumlkuumlmluumlluumlk uyarınca etkili bir soruşturma yuumlruumltuumllmesi

gerektiğine ilişkin iccediltihadına atıfta bulunmuştur Mahkeme daha oumlnce de oumlnuumlne başvurucuların

yaşadığı tarzda problemler sonucu sağlıklı bir şekilde yuumlruumltuumllmeyen soruşturmalara ilişkin

Azerbaycanrsquoa karşı yapılan başvuruların geldiğini belirtmiştir

Oumlzellikle başvurucuların olayında sağlık muayenesi başvurucuların koumltuuml muameleye

ilişkin şikayette bulunmalarından ancak iki hafta sonra yapılmıştır Yetkili merciler ayrıca

36

polis merkezindeki ve nezarethanedeki kapalı devre kamera kayıtlarını kayıtların geccedilici olarak

saklandığı yedi guumlnluumlk suumlre iccedilinde arşivleyebilecekken bunda başarısız olmuştur

Bunların yanında başvurucuların koumltuuml muamele iddialarını araştıran soruşturma

makamı da polis merkezini araştırmak ve kanıt toplamak yolunda bir adım atmamıştır Aksine

başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldığı polis merkezine soruları goumlndermiş ve buradan

yazılı cevapları almıştır

Mahkeme yetkili mercilerin hayli muhtemel koumltuuml muamele iddialarına youmlnelik etkili

bir soruşturma yuumlruumltmede başarısız olduğunu belirtmiştir Gerccedilekten de CPT bu tarz

soruşturmaların etkisizliğine ilişkin durumu ldquoAzerbaycanrsquodaki durum Avrupa Konseyi

uumllkelerinin tamamının arasında istisnai nitelik taşımaktadırrdquo şeklinde ifade etmiştir Buumltuumln

bunlar ışığında Mahkeme Madde 3rsquouumln usul youmlnuumlnden ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır

Madde 5 sect 1

Başvurucular tutuklanmaları ve goumlzaltına alınmalarının bir succedila ilişkin makul bir

şuumlpheye dayanmadığını zira uumlzerlerinde ve evlerinde bulunan uyuşturucuların heykel uumlzerine

ccedilizdikleri grafitiler dolayısıyla cezalandırılmaları amacıyla polis tarafından yerleştirildiğini

iddia etmiştir Huumlkuumlmet bu iddiaları reddetmiştir

Mahkeme her iki başvurucunun da huumlkuumlmet karşıtı goumlsteriler tertip eden bir genccedillik

hareketi olan NIDA uumlyesi olduğunu belirtmiştir Mahkeme ayrıca oumlnuumlndeki diğer davalarda

yetkili makamların NIDArsquoyı ve ldquoradikal bozguncu guumlccedillerrdquo olarak nitelendirdiği uumlyelerini

hedef goumlsterdiğini ifade etmiştir

Huumlkuumlmet başvurucuların yakalanmalarının operasyonel bir bilgiye ve soruşturma

makamlarınca toplanan delillere dayandığını belirtmiş ve Mahkeme başvuruculara karşı

uyuşturucu ticareti yapma succedilu isnadıyla accedilılan ceza davasını incelemeye geccedilmiştir

Mahkeme oumlncelikle her ne kadar resmiyette davalar arasında ilişki olmasa da

başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen suumlrecin benzer koşullar altında İranlılardan uyuşturucu temin

etmeye youmlnelik iddialar da dahil olmak uumlzere aslında aynı aşamaları izlediğini belirtmiştir

Yetkili merciler ayrıca aynı soruşturma faaliyetlerini yuumlruumltmuumlş ve hatta soruşturma

kapsamındaki raporlar yazılırken kopyala yapıştır yapılmıştır

37

Mahkeme ayrıca zamanlamaya dikkat ccedilekmiştir Başvurucuların uyuşturucu ticareti

yaptığına ilişkin bilginin alınması ve yakalanmaları aynı guumlnde gerccedilekleşmiştir ve yine goumlzaltı

merkezine ve mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmaları da yaklaşık olarak aynı zamanda gerccedilekleşmiştir

Mahkeme başvurucuların uyuşturucu ticareti succedilunu işlediklerine youmlnelik operasyonel

bilgi ve soruşturma tedbirleri hakkında daha kapsamlı bir inceleme yapmıştır

İlk olarak edinilen operasyonel bilgide uyuşturucu ticareti şuumlphelileri doğrudan

başvurucular işaret edilmeksizin sadece ldquoGiyasrdquo ve ldquoBayramrdquo olarak ifade edilmiştir

Mahkeme bu bilginin alınması ve başvurucuların yakalanması arasında ldquodelil boşluğurdquo

olduğunu tespit etmiştir Dosyada soruşturma makamlarının başvurucularla uyuşturucu

ticaretine ilişkin operasyonel bilgi arasında nasıl bağ kurduğuna ilişkin bir belge veya kanıt

yoktur

Başvurucular yakalandıktan sonraki soruşturma tedbirleri temel olarak başvurucuların

kendisinin ve evlerinin aranmasından ibarettir Ancak polis merkezinde başvurucuların

vuumlcudunda yapılan arama polisin ldquoolasırdquo delil yerleştirmeye ilişkin olası endişelere yer

vermeksizin tutuklamadan hemen sonra arama yapmada başarısız olduğu diğer davalara benzer

nitelik taşımaktadır

Başvurucular ayrıca polisin koumltuuml muamelesi altında aranmıştır Dahası başvurucuların

tutuklanma gerekccedilesi uyuşturucu ticareti yapmalarıyken polis bu faaliyetlere ilişkin nakit para

olası tedarikccedili veya alıcılara ilişkin bilgiler ve tartı ve paketleme malzemeleri gibi deliller ele

geccedilirme konusunda ccedilaba goumlstermemiştir

Tuumlm bunlar ve diğer hususlar dikkate alındığında Mahkeme somut olaydaki verilerin

Soumlzleşmersquonin bireylerin tutuklanması iccedilin gereken makul şuumlpheye ilişkin koyduğu minimum

standardı sağlayamadığı sonucuna varmıştır Başvurucular dolayısıyla ldquomakul bir şuumlpherdquo

olmaksızın oumlzguumlrluumlklerinden mahrum bırakılmış ve Madde 5 sect 1 ihlal edilmiştir

Madde 5 sect sect 3 ve 4

Başvurucular yerel mahkemelerin kararlarına ilişkin madde 5 ve 6 kapsamında

şikacircyette bulunmuştur Mahkeme bu iddiaları Madde 5 sect sect 3 ve 4 kapsamında değerlendirmeye

karar vermiş ancak madde 5 sect 1 kapsamındaki bulguları sebebiyle Madde 5 sect sect 3 kapsamında

değerlendirme yapmaya gerek kalmadığını tespit etmiştir

38

Mahkeme Aliyev v Azerbaycan kararında yerel mahkemelerin keyfi tutuklama ve

yargılama oumlncesi uzun suumlreli tutuklulukta sistemsel olarak başarısız olduğunu tespit etmiştir

Huumlkuumlmet başvurucuların davasında aksi bir kanaate ulaşmaya olanak veren bir olgu veya

arguumlman ileri suumlrebilmiş değildir ve Mahkeme madde 5 sect 4 kapsamında başvurucuların

haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18

Başvurucular tutuklanmalarının ve goumlzaltına alınmalarının asıl nedeninin oumlnceki

cumhurbaşkanının heykeline ccedilizdikleri grafiti iccedilin kendilerini cezalandırmak amacıyla

yerleştirilen delil olduğunu iddia etmiştir Bu eylem ile aynı zamanda diğer kişilere de bu tarz

faaliyetlere kalkışmamaları iccedilin bir uyarıda bulunulmuştur Huumlkuumlmet bu iddiaların spekuumllatif

olduğunu ve başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen hiccedilbir eylemin politik bir amaccedil taşımadığını iddia

etmiştir

Mahkeme başvurucuların olayının daha oumlnceden Mahkeme tarafından goumlruumllen ve

madde 18 anlamında ihlal teşkil eden muhaliflere sivil toplum aktivistlerine ve insan hakları

savunucularına karşı misilleme amacıyla yuumlruumltuumllen kovuşturma ve bu kişilerin ceza hukukunun

koumltuumlye kullanımı yoluyla keyfi tutuklanması ve goumlzaltına alınmasına ilişkin davalarla benzer

oumlzellikler taşıdığını tespit etmiştir

Oumlncelikle oumlnceki cumhurbaşkanının heykelinin uumlzerine grafiti ccedilizen ve hemen akabinde

yakalanıp tutuklanan başvurucular muhalif NIDA kuruluşunun uumlyesidir ikinci olarak

başvurucular makul bir şuumlphe olmaksızın ciddi bir şekilde uyuşturucu ticareti yapmakla

succedillanmıştır uumlccediluumlncuuml olarak mahkeme iccediltihadı NIDArsquonın ve uumlyelerinin hedeflendiğini ispat

etmektedir doumlrduumlncuuml olarak başvurucuların durumu muhaliflerin ve diğer aktivistlerin keyfi

tutuklanması ve goumlzaltına alınması zeminde incelenmelidir

Mahkeme başvurucuların oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme madde 5 sect 1 (c)rsquode yer alan amaccedillar

dışında bir amaccedilla kısıtlandığını ve esas amacın başvurucuları oumlnceki cumhurbaşkanının

heykeli uumlzerine grafiti ccedilizmeleri ve huumlkuumlmet aleyhine siyasi soumlylemde bulunmaları dolayısıyla

cezalandırmak olduğunu belirtmiştir Bu nedenle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 ihlal

edilmiştir

Bu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkeme başvurucuların madde 8 ve madde 8 ile

bağlantılı olarak madde 18 kapsamındaki şikayetlerini inceleme gereği duymamıştır

39

Madde 10

Mahkeme başvurucuların eyleminin Soumlzleşme kapsamında korunan politik soumlylem

olarak değerlendirileceğini belirtmiştir Başvurucuların tutuklanması ve soruşturulması ifade

oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale niteliğindedir ve bu muumldahale sadece belirli haller altında meşru kabul

edilebilir

Ancak yetkili makamlar hukuk sınırları iccedilinde hareket etmek yerine başvurucuları

eylemlerine misilleme olarak uyuşturucu ticareti yapmak succedilundan yargılama yolunu

seccedilmişlerdir Başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan bu tarz bir muumldahale sadece hukuka

aykırı olmakla kalmamakla aynı zamanda buumlyuumlk oumllccediluumlde keyfilik taşımakta ve Soumlzleşmersquonin

Oumlnsoumlzuumlrsquonde accedilıkccedila ifade edilen ve Soumlzleşme maddelerine iccedilkin olan hukukun uumlstuumlnluumlğuuml

ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir

Mahkeme Soumlzleşmersquonin 10 Maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Azerbaycanrsquoın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 30000 Euro ve

masraflar ve harcamalar iccedilin 6000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

40

Başvuru Adı Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz

Başvuru No 7810814

Başvuru Tarihi 5 Aralık 2014

Karar Tarihi 25 Ocak 2020

Karar Linki Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz

Konu Mahkeme oybirliğiyle bir iş insanının akdetmek istediği

soumlzleşmeye karşı ccedilıkan Lizbon Şehir Meclisi uumlyesi ve başvurucunun erkek kardeşinin bu işleme

karşı ccedilıkmamasını temin etmek uumlzere başvurucuya para teklif etmesi ve başvurucunun bunun

ses kaydını alması dolayısıyla succedillu bulunmasının Soumlzleşmersquonin 6 maddesini (adil yargılanma

hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucu Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes 1954 doğumlu bir

Portekiz vatandaşı olup Lizbonrsquoda yaşamaktadır Başvurucu avukattır

Ocak 2006rsquoda taşınmaz yatırım şirketi youmlneticisi bir iş insanı tarafların ikisini de

ilgilendiren bir hususta goumlruumlşmek uumlzere başvurucu ile iletişime geccedilmiştir Taraflar birkaccedil guumln

sonra buluşmuş ve goumlruumlşme sırasında iş insanı başvurucuya Şehir Meclisi ile iş insanı arasında

imzalanmış olan soumlzleşmeye muhalefetinden vazgeccedilmesi iccedilin başvurucunun Lizbon Şehir

Meclisi uumlyesi olan erkek kardeşini ikna etmesi iccedilin para teklif etmiştir Başvurucu bu

konuşmanın gizlice ses kaydını almış ve ses kaydını bu iş insanı ile ilgili yuumlruumltuumllen bir

soruşturmada gizli ajan olarak iş birliği yapacak olduğu polise vermiştir İki adam sonrasında

başvurucunun erkek kardeşinin tartışmalı soumlzleşmeye muhalefetini sona erdirmek iccedilin

ayarlamaları yapmak amacıyla tekrardan birkaccedil kez daha buluşmuş sonrasında goumlruumlşmeler

sona ermiştir

Şubat 2006rsquoda iş insanı ruumlşvet soruşturmasına dahil edilmiştir 2012rsquode Temyiz

Mahkemesi iş insanına 5 aylık hapis cezası vermiş Devlet Hazinesirsquone 200000 Euro oumldemesi

karşılığında iş insanının cezası ertelenmiştir

Aynı zamanda iş insanı başvurucuya karşı başvurucunun ilk goumlruumlşmelerinin ses

kaydını hukuka aykırı bir şekilde alması dolayısıyla şikacircyette bulunmuştur 2011 yılında

Lizbon savcılığı soruşturma başlatmış ve akabinde başvurucu hakkında hukuka aykırı bir

41

şekilde ses kaydı alması dolayısıyla iddianame duumlzenlemiştir İlk derece mahkemesi olan

Lizbon Mahkemesi başvurucunun beraatine karar vermiştir Ancak 26 Nisan 2012rsquode

başvurucu uumlccedil kişilik temyiz mahkemesi heyeti tarafından mahkucircm edilmiştir Dosya Lizbon

Mahkemesirsquone huumlkuumlm kurulması iccedilin geri goumlnderilmiştir Başvurucursquonun 1200 Euro

oumldemesine huumlkmedilmiştir Başvurucu kararı temyiz etmiştir

Haziran 2014rsquote 26 Nisan 2012 tarihli kararı veren aynı temyiz mahkemesi heyeti

başvurucunun temyiz başvurusunu reddetmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen

cezadan daha ağır bir cezaya huumlkmetmiştir Başvurucunun hukuka aykırı kayıt dolayısıyla

4800 Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkı) atıfla

duruşmalarının adil bir şekilde goumlruumllmediğini iddia etmiştir Başvurucu oumlzellikle Lizbon

Temyiz Mahkemesi kendisini veya tanıklarını dinlemeksizin ve ilk derece mahkemesi

hakkında beraat kararı vermesine rağmen ikinci derece yargılaması sonucu succedillu

bulunmasından şikayetccedili olmuştur Başvurucu ayrıca temyiz mahkemesinin tarafsız olmadığını

iddia etmiş ve hukuka aykırı kaydının iş insanının yolsuzluktan huumlkuumlm giymesine katkıda

bulunduğunu iddia etmiştir

Başvurucu 5 Aralık 2014rsquote AİHMrsquoe başvurmuştur

Karar

Madde 6sect1 (Adil Yargılanma Hakkı)

Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuyu delilleri doğrudan değerlendirmeksizin

ikinci derece yargılamasında ilk seferde mahkum ettiğini belirtmiştir

İlk derece yargılamasında Lizbon Mahkemesi başvurucunun ve birccedilok tanığın

dinlendiği bir duruşma yapmıştır Akabinde başvurucu hakkında beraat kararı verilmiş ve

Lizbon Mahkemesi başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunun farkında

olduğunun kanıtlanamadığını ve ayrıca başvurucunun eyleminin kaydın hukuka aykırı

niteliğini ortadan kaldıran zorunluluk kapsamında (Ceza Kanunu madde 34) değerlendirilmesi

gerektiğini tespit etmiştir

Temyiz mahkemesi ikinci derece yargılamasında olayları ve uygulanan hukuku yeniden

değerlendirmiştir Mahkeme akabinde başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunu

42

bilerek hareket ettiğini belirterek olaya ilişkin bulgulardan uzaklaşmıştır Ancak temyiz

mahkemesi hiccedilbir tanığı ve hatta başvurucuyu dahi sorgulamamıştır Bunun sonucunda

başvurucu zorunluluk hali kapsamında hareket edip etmediğine ve davranışının hukuka aykırı

olduğunu bilip bilmediğine ilişkin savunma yapma şansı bulamamıştır

Mahkeme temyiz mahkemesinin Lizbon Mahkemesinin başvuran hakkında beraat

kararı vermesine yol accedilan tuumlm delilleri doğrudan değerlendirmiş olması veya başvurucuyu

şahsen sorgulaması gerektiği kanaatindedir Bu nedenle başvurucu temyiz mahkemesi oumlnuumlnde

adil bir şekilde yargılanmamıştır ve dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir

1 Mahkeme temyiz mahkemesinin başvuranın succediluna ilişkin kararındaki

gerekccedilelendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir

Oumlncelikle temyiz mahkemesi başvurucunun hareketinin hukuka aykırı olduğunu bilerek

hareket ettiği sonucuna varmıştır Ancak mahkeme bu hususu doğrudan delillendirmede

başarısız olmuştur

İkinci olarak temyiz mahkemesi başvurucunun zorunluluk hali kapsamında hareket

etmediği sonucuna varmıştır Ancak temyiz mahkemesi başvurucunun iş insanının yolsuzluk

succedilundan huumlkuumlm giymesindeki katkısını veya bu sorunla baş etmedeki genel menfaati

değerlendirmemiştir Ayrıca temyiz mahkemesi iş insanının menfur davranışı hakkında da

yorumda bulunmamıştır

Oysaki bu hususlar Lizbon Mahkemesirsquonin zorunluluk hali neticesinde meşruiyetin var

olup olmadığına ilişkin yaptığı analizde dikkate alınmıştır Lizbon Mahkemesi diğer hususların

yanında iş insanının davranışının etik kurallara ve hukuk kurallarına aykırılığı bir buumltuumln olarak

duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde kendi haklarının başvurucunun haklarına goumlre oumlncelik taşıdığını iddia

edemeyeceğini belirtmiştir Bu nedenle temyiz mahkemesinin hukuka aykırılığı ortadan

kaldıran durumları oumlzellikle de sahip olunan meşru amacı yani yolsuzlukla muumlcadeleyi goumlz

oumlnuumlnde bulundurması gerekirdi Temyiz mahkemesi bunu yapmayı ihlal ederek başvurucunun

yargılama suumlrecinde ileri suumlrduumlğuuml oumlnemli arguumlmanlardan birine cevap vermemiştir

Ayrıca soumlz konusu kayıtlar iş insanına karşı başlatılan ceza soruşturmasında

kullanılmış ve olayların değerlendirilmesinde dikkate alınmıştır Bu durum temyiz

mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde tamamen goumlz ardı edilmiştir dolayısıyla temyiz

mahkemesi hukuki durumu buumltuumlncuumll olarak inceleyememiştir

43

Mahkeme dolayısıyla temyiz mahkemesinin gerekccedilelendirilmesinde yanlışlığa yol accedilan

ihmallerin soumlz konusu olduğunu belirtmiştir Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşme madde 6

sect 1 ihlal edilmiştir

Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuya ikinci derece mahkemesi olarak cezası

(para cezası) verirken tarafsız olmadığını belirtmiştir

Mahkeme başvurucunun kendisi hakkında huumlkuumlm veren iki yargıcın tarafsızlığına

ilişkin endişesinin tamamen meşru olduğu sonucuna varmıştır

Mahkeme diğer hususların yanında başvurucunun succedillu olduğuna huumlkmeden 26 Nisan

2012 tarihli karara ilişkin başvurucu tarafından yapılan ve basında veya temyiz suumlrecinde yer

alan eleştirilerin belirli bir seviyede duumlşmanlık yaratmış olabileceğini belirtmiştir Gerccedilekten

de her iki yargıccedil da başvurucunun kendilerine youmlnelttiği succedillamalar dolayısıyla başvurucu

aleyhine disiplin suumlreci yuumlruumltuumllebileceğini dile getirmiştir

Ayrıca başvurucu kendisine verilen para cezasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun

ilk derece yargılamasında işin esası hakkında karar veren aynı heyete intikal ettiği hususunda

bilgilendirilmemiştir Dolayısıyla başvurucu bu kişilerin reddine ilişkin talebini dile getirme

şansından mahrum kalmıştır Bu nedenle Soumlzleşme madde 6 sect 1 ihlal edilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Portekizrsquoin başvurucuya manevi tazminat olarak 3000 Euro ve yapılan

masraflar ve harcamalar iccedilin 1632 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

44

MART 2020

Başvuru Adı CegoleaRomanya

Başvuru No 2556013

Başvuru Tarihi 8042013

Karar Tarihi 24032020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201868

Konu İtalyan azınlığa mensup başvurucunun seccedilimlerde aday

olmasını engelleyen kuralların ve yaptığı itirazlarda yeterli usucirclicirc guumlvencelerden

faydalandırılmamasının Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3 (Serbest seccedilim hakkı)

ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesini (ayrımcılık yasağı) ihlali

Olaylar Başvurucu Gabriela Cegolea Romanya ve İtalya vatandaşıdır

1948 yılında doğmuştur ve Cernicarsquoda (Romanya) ikamet etmektedir

2012 yılında Cagolearsquonın başkanı olduğu Vox Mentis Vakfı hayır kurumu statuumlsuumlne

sahip olmak iccedilin başvurmuştur Bu 352008 sayılı Seccedilim Kanunu uyarınca Cegolearsquonın İtalyan

azınlığı temsil eden kurum olarak vakıf adına 9 Aralık 2012 tarihli parlamento seccedilimlerinde

aday olabilmesi iccedilin bir zorunluluktu

Mayıs 2012rsquode Huumlkuumlmet Sekreteri başvuruyu kaydetmiş ve Etnik Gruplararası İlişkiler

Departmanı (DRI) ile Kuumlltuumlr ve Ulusal Miras Bakanlığına (Bakanlık) goumlruumlş almak uumlzere

youmlnlendirmiştir Bir sonraki ay DRI vakfın hayır kurumu olma başvurusunu reddetmiştir

Cegolea bu karara karşı itiraz etmiş ancak başvurusu reddedilmiştir

Temmuz 2012de dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını

değiştiren 1452012 sayılı Kanun yuumlruumlrluumlğe girmiştir Değişiklikler esas olarak hayır kurumu

statuumlsuumlnuuml sağlamaya youmlnelik huumlkuumlmler ile ilgilidir

45

Ekim 2012rsquode Cagolea parlamento seccedilimlerine vakıf adayı olarak kaydolmaya

ccedilalışmıştır İki guumln sonra Merkezi Seccedilim Buumlrosu tarafından vakfın hayır kurumu olmaması

sebebiyle adaylığının kabul edilmediğine dair bilgilendirilmiştir Bu karara karşı mahkemeye

başvuran Cegolea başka şeylerin yanı sıra kendisine ayrımcılık yapıldığını ve mevzuatın

anayasaya aykırı olduğunu oumlne suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkeme itirazı vakfın hayır kurumu

statuumlsuumlnuuml haiz olmaması sebebiyle reddetmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone

başvurmuş ancak anayasaya aykırılık iddiası kabul edilemez bulunmuştur Birkaccedil guumln sonra 9

Aralık 2012 parlamento seccedilimlerinde aday olmak iccedilin son kayıt tarihi geccedilmiştir

Ocak 2013rsquote Cegolea Bakanlıktan cevap almıştır Buna goumlre başvuru yapıldığında ve

incelendiğinde vakfın hayır kurumu statuumlsuuml iccedilin gerekli kriterleri karşıladığı anlaşılmıştır

Bununla birlikte dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını değiştiren

1452012 sayılı Kanunun yuumlruumlrluumlğe girmesiyle vakfın sağlayamadığı yeni kriterler mevcuttur

İhlal İddiaları Bayan Cegolea Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3

(Serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak AİHS m14rsquoe (ayrımcılık yasağı) binaen kendi

adaylığı iccedilin Romanya Parlamentosunda halihazırda İtalyan azınlığı temsil eden ve Aralık

2012 seccedilimlerine adaylığını yenilemek iccedilin ayrıca bir şart sağlamasına gerek olmayan adaydan

farklı olarak sağlaması gereken ek şartlar olduğunu ve bu nedenle dezavantajlı konuma

duumlştuumlğuumlnuuml iddia etmiştir

Karar

1 Numaralı Ek Protokol m3 (serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak m14 (ayrımcılık

yasağı)

Mahkemersquoye goumlre Cegolea seccedilim haklarının uygulanmasında farklı muameleye maruz

kalmıştır ccediluumlnkuuml Parlamentoda halihazırda temsil edilen kurumlardan farklı olarak

Cegolearsquonın aday olabilmesi iccedilin uumlyesi olduğu ve temsil etmek istediği vakfın hayır kurumu

statuumlsuumlne sahip olması gerekiyordu Muameledeki farklılığın amacı kurumların doğru temsilini

sağlamak ve yalnızca ciddi adayların bulunmasını teşvik etmektir Dayatılan yeni şart

Cegolearsquoyı hazırlıksız yakalamamış Cegolea 9 Aralık 2012 seccedilimleri oumlncesinde hayır kurumu

statuumlsuuml başvurusu iccedilin vakfın etkinliklerini organize edebilmiştir

Buna karşın Mahkeme aşağıdaki goumlzlemlerde bulunmuştur

46

Hayır kurumu niteliği iccedilin başvuru kriterleri 9 Aralık 2012 seccedilimlerine 5 aydan daha

kısa bir suumlre kalmışken ve vakıf başvurusunu yaptıktan sonra değiştirilmiştir 262000 sayılı

duumlzenlemenin ulusal mevzuat uumlzerinde doğrudan etkisi olmuştur

Cegolearsquonın başvurusu DRI ve Bakanlık olmak uumlzere iki farklı merciye iletilmiş ve ikisi

tarafından da farklı sonuccedillandırılmıştır

262000 sayılı duumlzenleme hayır kurumu statuumlsuuml başvurularını sonuccedillandırmaları iccedilin

yetkili idari makam ve Bakanlığa sırasıyla 60 ve 90 guumlnluumlk suumlreler tanımıştır Huumlkuumlmet bu

suumlrelerin bağlayıcı olup olmadığı konusunda accedilık değildir Bununla birlikte adaylık başvuru

suumlresi sona ermeden Cegolearsquonın bu statuumlyuuml alması gerektiği iccedilin bu oumlnemli bir sorundur

Dahası DRI suumlre sona ermeden cevap vermişken Bakanlık seccedilimlerden sonra cevap vermiştir

Cegolearsquonın başvurduğu merciler vakfın gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı

konusunda farklı tutum sergilemiştir DRI reddinin sebebi olarak vakfın etkinliklerinin etnik

gruplararası ilişkileri iccedilermemesini ve Cegolearsquonın kanuni şartları sağlamamasını goumlstermiştir

Bakanlık başvurunun yapıldığı ve incelendiği tarihte vakfın kanuni şartları sağladığını ancak

1452012 sayılı kanunla getirilen yeni şartlar sebebiyle artık sağlamadığını dikkate almıştır

İdari mercilerin Cegolearsquoya verdikleri cevaplar kanun huumlkuumlmlerinin ve uygulanmaları

iccedilin zaman diliminin yorumlanması accedilısından farklılaşmaktadır Ayrıca bu cevapların hukuki

niteliği ulusal mevzuat ve uygulama accedilısından accedilık değildir

3 Ekim 2007 tarihli Romanya Yuumlksek Mahkemesi kanuni şartları sağlamasına karşın

yuumlruumltmenin hayır kurumu statuumlsuuml vermemesi kararına karşı bir derneğin accediltığı davayı

reddetmiştir Yuumlksek Mahkeme talepte bulunan dernek veya vakfın kanuni şartları sağlasa bile

bu niteliğin tanınmasının yuumlruumltmenin takdirine bağlı olduğunu tespit etmiştir Mahkeme

Cegolearsquonın seccedilimde yer almak iccedilin vakfın hayır kurumu statuumlsuumlnuuml kanıtlamak zorunda olduğu

bir seccedilim bağlamında yuumlruumltmenin boumlyle bir takdir yetkisinin bulunmasının sorgulamaya accedilık

olduğu kanaatindedir Dahası vakfa bu statuumlnuumln tanınmasının reddine ilişkin yuumlruumltme kararına

itiraz proseduumlruuml yerel mahkemelerde esas inceleme yetkisini iccedilermemekte ve bu sebeple

keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamamaktadır

Sonuccedil olarak tuumlm bu hususlar ve oumlzellikle keyfiliğe karşı koruma sağlamadaki yargısal

incelemedeki boşluk ile Devletin bu bağlamda sahip olduğu geniş takdir yetkisi dikkate

alındığında Mahkeme Cegolearsquoya Parlamentoda halihazırda bulunan ulusal azınlık

kuruluşlarına kıyasla yapılan farklı muamelenin guumlduumllen meşru amaccedilla yeterli şekilde

47

gerekccedilelendirilemediğine karar vermiştir Bu sebeple Soumlzleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol m3

ile bağlantılı olarak AİHS md14 ihlal edilmiştir

Adil Tazmin ( m41)

Mahkeme ihlal tespitinin Cegolearsquonın manevi zararı iccedilin yeterli olduğuna

huumlkmetmiştir

48

Başvuru Adı PelekiYunanistan

Başvuru No 6929112

Başvuru Tarihi 22102012

Karar Tarihi 05032020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201527

Konu Devlet muumllkuumlnuumln bir manastıra devredilmesinde aracı olan

notere (başvurucu) karşı disiplin suumlrecinin AİHS m61rsquoi (adil yargılanma hakkını) ihlal

etmemesi

Olaylar Başvurucu Bayan Ekaterini Peleki 1965 yılında doğmuş olup

Yunanistan vatandaşıdır ve Atinarsquoda ikamet etmektedir

2007 Mayıs ve Aralık aylarında Bayan Peleki bir noter olarak Hellenic Emlak ve

Vatopedi Manastırı arasında halihazırda manastırın sahip olduğu Vistonida Goumlluumlnuumln bir kısmı

karşılığında Yunanistanrsquoa ait gayrimenkullere sahip olabilmesini sağlayan 2 soumlzleşme

duumlzenlemiştir

Soumlzleşme oumlzellikle manastırın Halkidikirsquodeki Ouranoupolirsquode bulunan 8608 hektarlık

alanın muumllkiyetini kazanabilmesini sağlamaktadır Eyluumll 2008rsquode gazete manşetleri bu işlemin

manastır lehine yapıldığını iddia etmiştir Soruşturma akabinde Atina İlk Derece Mahkemesi

Cumhuriyet Başsavcı Vekili noterler iccedilin disiplin kurulu Atina İlk Derece Mahkemesine

bağlanmadan oumlnce Bayan Peleki aleyhine Noterlik Kanununu ihlal ettiği gerekccedilesiyle disiplin

soruşturması başlatmıştır 19 Şubat 2009rsquoda Disiplin Kurulu başvurucunun noterlik

mesleğinden kalıcı olarak men edilmesinin talep edildiği Atina İstinaf Mahkemesi dosyasına

atıfta bulunarak karara varmıştır Buna goumlre soumlz konusu arazi devrin konusu olamaz

İstinaf Mahkemesi 19 Nisan 2011rsquode arazinin koruma alanı iccedilinde yer aldığını ve tarihi

eser olarak sınıflandırıldığını tespit etmiştir Kamu orta malı olarak geccedilen bu alan herhangi bir

nakil veya devir işleminin konusu olamayacaktır İstinaf Mahkemesi başvurucuyu iki ihlalden

dolayı succedillu bulmuştur Tarihi eser olarak sınıflandırılan bu arazinin iccedilinde bulunan ve nakli

muumlmkuumln olmayan iki Bizans doumlnemi tarihi eserinin işlemin dışında tutulmadan devredilmesi

ve ayrıca limited şirket kurulması Başvurucunun ilk ihlal iccedilin 4 ay ikinci ihlal iccedilin 2 ay suumlreyle

noterlik goumlrevinden geccedilici olarak uzaklaştırılmasına karar verilmiştir

49

İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen cezaların AİHS m6 (adil

yargılanma hakkı) huumlkmuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme ldquomedeni hak ve yuumlkuumlmluumlluumlklerrdquo başlığı altında

Soumlzleşmenin 6maddesini uygulayabileceğini kabul etmiştir

İlk derece organı ile ilgili olarak Mahkeme noterlik disiplin kurulu toplantı tutanağında

başvurucunun avukatının savunma yapma talebinin reddedildiğine dair bir emare

bulunmamaktadır Mahkeme yerleşik iccediltihat uyarınca dava daha sonra tam yargı yetkisine

sahip yargılama organı tarafından incelendiği takdirde idari otoritenin tuumlm talepleri

karşılamamasının Soumlzleşme m6 ihlali doğurmadığına işaret etmiştir

Mahkeme İstinaf Mahkemesinin goumlrguuml tanıklarını sorguladığını ve ek kanıtların

toplanması iccedilin davayı ertelediğini goumlrmuumlştuumlr Başvurucuya savunmasına uygun olduğunu

duumlşuumlnduumlğuuml iddiaları sunma fırsatı sağlanmıştır Bu iddialar onları cevaplama yetkisini

reddetme veya soruşturma bulgularını veya disiplin kurulunun yerleşik iccediltihadını doğrulama

zorunluluğu olmayan İstinaf Mahkemesi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmiştir Dahası

Mahkeme başvurucunun dava İstinaf Mahkemesine dair bir şikayette bulunmadığını

kaydetmiştir

Mahkeme Atina Yerel Mahkemesine bağlı noter disiplin kurulundan oumlnceki iddia

edilen yargılama kusurlarını telafi eden İstinaf Mahkemesinin yeterli hukuki incelemede

bulunduğunu tespit etmiştir

Başvurucu aleyhine dava accedilılan ihlallerin sınıflandırılması ile ilgili olarak Mahkeme

yerel yetkililerin soumlz konusu arazinin iki sebeple 30282002 sayılı kanunla korunduğunu

dikkate aldıklarını kaydetmiştir İlk olarak tuumlm alan 1965 yılı bakanlık kararıyla tarihi eser

olarak sınıflandırılmıştır ikincisi bu alanda 1981 ve 1984 tarihli bakanlık kararlarıyla

sınıflandırılmış ve listelenmiş iki tarihi eser bulunmaktadır Mahkeme soumlz konusu arazinin

statuumlsuumlnuumln accedilık olmadığını ve yerel yetkililerin suumlreccedil boyunca farklı terminoloji kullandıklarını

tespit etmiştir Ayrıca İstinaf Mahkemesi arazinin sınıflandırılmasına ilişkin yetkili makamın

goumlruumlşuumlnuuml almak uumlzere davanın esası hakkındaki incelemesini ertelemiştir

Her haluumlkarda Mahkeme iccedilin İstinaf Mahkemesi oumlnuumlndeki dava nihai oumlnem arz

etmektedir ccediluumlnkuuml hem usul hem maddi hukuk accedilısından başvurucunun dosyası kapsamlı bir

incelemeye tabi tutulmuştur Ayrıca İstinaf Mahkemesi nihai karar da vermeyen ilk derece

organı dosyasını ve başvurucunun ifadelerini inceledikten sonra savunma avukatlarının halka

50

accedilık duruşmalardaki goumlzlemlerini dinlemiştir Succedilun tekrar sınıflandırıldığı goumlz oumlnuumlne

alınarak İstinaf Mahkemesi oumlnuumlnde başvurucuya kendini savunma fırsatı sağlanmıştır Dahası

başvurucuya atfedilen succedilların tekrar sınıflandırılması daha oumlnce ne istinaf ne de temyiz konusu

olmuştur

Son olarak temyiz mahkemesindeki dava ile ilgili olarak Mahkeme başvurucunun

savcılık iddianamesi sonrasında disiplin kurulunun avukatlarına savunma hakkı tanınmadığını

iddia ettiğini kaydetmiştir 5 Haziran 2012 tarihli kararında temyiz mahkemesi başvurucunun

avukatlarının konuşma taleplerinin disiplin kurulunca reddedilmesi iddiasını sunmadığını ve

bu iddianın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmiştir Bununla ilgili olarak

Mahkeme bu sonucun 82010 sayılı istinaf mahkemesi kararına goumltuumlren duruşma kayıtlarında

yer alan bu iddianın etraflıca gelişim kanıtı ile ccedileliştiğini goumlzlemlemiştir

Ayrıca Mahkeme daha oumlnce aynı iddianın ileri suumlruumllduumlğuumlnuuml ve istinaf mahkemesince -

noter disiplin kurulu oumlnuumlndeki dosyaya ilişkin kusurlar kurulca savunma hakkı tanınmadığı

iddia edilen avukata bu hakkı da tanınarak telafi edilmiş- yeterli hukuki inceleme yapılarak

sonuccedillandırıldığını tespit etmiştir

Mahkeme bu sebeplerle madde 61 ihlali olmadığı sonucuna varmıştır

51

Başvuru Adı Dyagilev Rusya

Başvuru No 4997216

Başvuru Tarihi 12 Ağustos 2016

Karar Tarihi 10 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201649

Konu Rusyarsquoda Vicdani Ret Statuumlsuuml Edinme Proseduumlruumlnuumln Avrupa

Soumlzleşmesirsquone Uygun Oluğu

Olaylar Başvurucu 1990 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve St

Petersburgrsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2014 yılında uumlniversiteden mezun olduğunda askerlik

hizmeti iccedilin ccedilağırılabilecek konuma geldiğinden bunun yerine sivil hizmet gerccedilekleştirme

talebinde bulunmuştur Ancak Askeriye Alım Komisyonu başvurucu tarafından sunulan

oumlzgeccedilmişin ve işvereninden alınan tavsiye mektubunun başvurucunun gerccedilek bir pasifist

olduğu youmlnuumlnde ikna edici olmadığını belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir

Başvurucu Komisyonun kararına karşı yargı yoluna başvurmuşsa da yerel mahkeme

başvurucunun askeri yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden gelinmez

bir durum olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir Yuumlksek mahkeme de soumlz konusu kararı

onaylamıştır

İhlal İddiaları Başvurucu askeri hizmet yerine sivil hizmette bulunma

talebinin reddedilmesinin duumlşuumlnce oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini ve Askeriye Alım Komisyonunun

askeri otoritelerden bağımsız olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Sivil toplum oumlrguumltuuml olan Vicdani Retccedililerin Hareketirsquonin yargılamaya uumlccediluumlncuuml bir taraf

olarak katılmasına izin verilmiştir

Karar Mahkeme bir kişinin vicdanıyla veya derin ve dini veya diğer

inanccedillarla ciddi ve uumlstesinden gelinmez bir şekilde motive olması durumunda askeri hizmete

muhalefetin madde 9 kapsamında guumlvence altına alındığını belirtmiştir Ancak soumlz askeri

hizmetten muafiyetlerin istismar edilmemesi iccedilin devletlerin bireyin inancının ciddiyetini

değerlendirmek iccedilin birtakım proseduumlrler oluşturmalarına izin verilmiştir Soumlz konusu

proseduumlrler etkili ve ulaşılabilir olmalıdır

52

Mahkeme Rus otoritelerin bireyin vicdani retccedili olup olmadığının tespiti iccedilin etkili ve

ulaşılabilir bir proseduumlr oluşturduğunu ve uluslararası standartlar ve Avrupa Mahkemesi

iccediltihatları uyarınca adil bir proseduumlr iccedilin gerekli garantiyi sağladığını belirtmiştir

Komisyonun yedi uumlyesinin askeri otoritelerden bağımsız kamu otoriteleri ve diğer uumlccedil

uumlyenin Savunma Bakanlığı tarafından seccedilildiğini belirtmiştir Bu durumda komisyonun karine

olarak bağımsız oluğu sonucuna varılmaktadır ve uumlyelerin Savunma Bakanlığırsquondan herhangi

bir talimat almadıkları belirtilmiştir

Ayrıca mahkemelerin soumlz konusu kararı incelediğini ve herhangi bir hata olması

durumunda duumlzeltebileceğini Savunma Bakanlığı tarafından atanmayan ve bağımsız olduğu

kabul edilen Komisyon başkanının da Başvurucu aleyhine karar verdiğini ve yerel

mahkemelerin Başvurucunun inanccedillarını kanıtlaması iccedilin şans verdiğini belirtmiştir Bu

sebeple Mahkeme Başvurucunun askeri hizmeti yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden

gelinmez bir durum olduğunu kanıtlayamadığına ve madde 9rsquoun ihlal edilmediğine karar

vermiştir

53

Başvuru Adı Platiniİsviccedilre

Başvuru No 52618

Başvuru Tarihi 22 Aralık 2017

Karar Tarihi 5 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201734

Konu Mesleki Faaliyetlerden Men Cezasının Soumlz Konusu Olay

Accedilısından İhlale Sebebiyet Vermediğine İlişkin

Olaylar 2015 yılında oumln incelemeden sonra FIFA yetkilileri tarafından

2011 yılında Başvurucuya 2 milyon İsviccedilre frangı maaş takviyesi verildiği iddiası ile ilgili

disiplin soruşturması başlatmıştır Başvurucuya başta futbol ile ilgili ulusal ve uluslararası tuumlm

faaliyetlerden 8 yıl men cezası verilmiş ve FIFA Etik Komitesi tarafından 80000 İsviccedilre

frangına mahkum edilmiştir FIFA Uumlst Komitesine yapılan itiraz ile men cezası 6 yıla

indirilmiştir Başvurucu verilen cezaya karşı Spor Tahkim Heyetine başvurmuş ve FIFA Etik

kurallarının soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştirildiği tarihte mevcut olmadığını ve yaptırımın

aşırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Spor Tahkim Heyeti başvuruyu reddetmiş ancak men cezasını

4 yıla ve para cezasını 60000 İsviccedilre frangına duumlşuumlrmuumlştuumlr

Başvurucu tahkim kararına karşı İsviccedilre Federal Mahkemesirsquonde dava accedilmıştır ve

mahkeme Başvurucunun 2015 yılında 61 yaşında olduğu goumlz oumlnuumlne alındığında verilen

cezasının aşırı olmadığına karar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu disiplin soruşturmasının ve tahkim heyeti proseduumlrlerinin

madde 6 ile uyumlu olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştiği

2007 ile 2011 yılları arasındaki yuumlruumlrluumlkteki kuralların uygulanmaması sebebiyle madde 7rsquonin

ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak Başvurucu 4 yıl men cezası ile mesleki aktivitelerini

yerine getiremeyeceği sebebiyle madde 8rsquoin de ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 6

Mahkeme madde 35 uyarınca hak ihlali iddialarının oumlncelikle yerel mahkemeler

oumlnuumlnde ileri suumlruumllmesi gerektiğini yinelemiştir Başvurucunun sadece Federal Mahkeme

54

oumlnuumlnde tahkim kararının keyfi ve adil olmadığını ileri suumlrduumlğuumlnuuml İsviccedilre yerel mahkemesi

oumlnuumlnde ise tahkim kurulu tarafından kullanılan kanıtların hukuki olmadığı savunma hakkına

saygı goumlsterilmemesi gibi iddialarını ileri suumlrmediğini belirtmiştir Bu sebeple Mahkeme

Başvurucunun iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği dikkate alınarak madde 6 youmlnuumlnde başvuruyu

kabul edilemez bulmuştur

Madde 7

Mahkeme Başvurucuya uygulanan yaptırımın cezai nitelikle olup olmadığını

incelemiştir Mahkeme kendi iccediltihatlarında mesleki yaptırım ile disiplin cezaları ile diğer cezai

yaptırımların farklılık yaratabileceğini belirtmiştir ldquoOumlzel bir statuumlye sahip kuumlccediluumlk bir grup

kişiyerdquo uygulanan yaptırımların bu ceza kapsamına girmediğini yinelemiştir Başvurucunun

FIFArsquonın etik ve disiplin kuralları ccedilerccedilevesinde yaptırıma tabi tutulduğunu kaydetmiştir

Yaptırım FIFArsquonın yargılama usulleri ile ilgilidir Bu sebeple kuumlccediluumlk bir grubun bir uumlyesine

ilişkin oumlzel bir statuumlye dayanan bir yaptırımdır dolayısıyla madde 7 youmlnuumlnden başvuru kabul

edilemez bulunmuştur

Madde 8

Mahkeme oumlzel yaşam kavramının geniş ancak sonsuz bir kavram olmadığını

yinelemiştir Soumlz konusu yaptırım Başvurucunun mesleki yaşamı ile ilgili olmakla birlikte oumlzel

yaşamı ile ilgili değildir Ancak Mahkeme soumlz konusu durumun olumsuz etkilerinin

Başvurucunun oumlzel hayatını etkilediğini kabul etmiş ve Başvurucunun tuumlm kariyerini futbol ile

geccedilirdiğini ve tek gelir kaynağı olduğunu ve bundan mahrum kaldığını tespit etmiştir

Mahkeme Başvurucunun zorunlu tahkim şartlarını imzalayarak bazı haklarından kendi

iradesiyle feragat ettiğini kaydetmiştir Yine de Başvurucu FIFArsquonın tahkim kararından oumlnce

aldığı tedbirlere itiraz edebilmiş ve soumlz konusu karara karşı hukuk davası da accedilabilmiştir Sonuccedil

olarak Başvurucuya yeterli kurumsal ve usuli guumlvenceler sağlandığından madde 8rsquoin ihlal

edilmediğine karar vermiştir

55

Başvuru Adı Asady ve Diğerleri Slovakya

Başvuru No 2491715

Başvuru Tarihi 17052015

Karar Tarihi 24032020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201870

Konu Polis karakolunda başvurucularla yapılan kısa goumlruumlşmelere

rağmen Slovakyarsquoda kalmalarını sağlayabilecek ve statuumllerini etkileyebilecek durumlara ilişkin

ulusal makamların dikkatini ccedilekme imkanlarının başvuruculara verilmiş olması ve bireysel

inceleme yapılarak uzaklaştırılmış olmaları sebebiyle 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin

(yabancıların toplu sınır dışı yasağı) ihlal edilmediği

Olaylar Başvurucular 1980-1999 yılları arasında ccedileşitli tarihlerde

doğmuş olan 19 Afgan vatandaşıdır Kasım 2014rsquote başvurucular Slovak Sınır ve Yabancılar

Polisi tarafından Ukrayna sınırında bir kamyon iccedilinde saklı halde bulunmuştur Akabinde 32

kişilik bir grubun iccedilinde kimlikleri tespit ettirilmek uumlzere Petrovcersquodeki polis merkezine

goumltuumlruumllmuumlşlerdir Polis her başvurucuya 3 yıllık uumllkeye giriş yasağı ile idari sınır dışı kararı

duumlzenlemiştir Aynı guumlnuumln geccedil akşam saatlerinde Ukraynarsquoya goumltuumlruumllmuumlş ve tutuklanarak

Chop kentinde geccedilici olarak goumlz altına alınmışlardır Sığınma talep eden başvuranlarla aynı

anda tutuklanan 12 kişi de sığınmacılar kabul merkezine transfer edilmiştir

İlk doumlrt başvurucu Soumlzleşmersquonin 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı) 3 maddeyle

(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) bağlantılı olarak ihlalini ve

Soumlzleşmeye Ek 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin (yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı)

ihlalini ileri suumlrerek Slovak idari sınırdışı kararına itiraz etmişlerdir Slovak sınır polisi youmlnetim

kurulu başvurucuların itirazını Ocak 2015rsquote reddetmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucular aleyhlerine verilen sınır dışı edilme kararının Soumlzleşmersquonin 13 maddesi

ve 4 Norsquolu Protokol 4 maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme ilk olarak oybirliğiyle başvuruculardan 12 tanesini

listeden silmeye ve 4rsquoten 8rsquoe kadar olan başvurucular ile 10 ve 12 numaralı başvurucuları

listede tutmaya karar vermiştir Soumlz konusu başvurucular Facebook uumlzerinden kanuni yasal

56

temsilcileri ile iletişim kurmak dahil olmak uumlzere davaya devam etmek istediklerini belirtmeye

yeterli bilgi sağlamışlardır Başvurucular sırasıyla Avusturyarsquoda sığınmacı olarak bulunan Sher

Badov Shinwari Danimarkarsquoda sığınmacı olarak yaşayan Abdul Hamid Nasri Kabilrsquode

yaşayan Mohammad Azam ve Fransarsquoda sığınmacı olarak bulunan Samiuddin Faizy

Odessarsquoda bulunan Mohammad Shakib Mezar-ı Şerifrsquote (Afganistan) yaşayan Zabiullah Zazai

ve Afganistanrsquoda yaşayan Abobaker Jamilrsquodir

4 Norsquolu Protokol Madde 4

Mahkeme başvurucuların uzaklaştırılmasının Soumlzleşme bağlamında sınır dışı edilme

olduğunu tespit etmiştir İncelenmesi gereken husus ise bunun doğası gereği toplu bir sınır dışı

olup olmadığını tespit etmek olduğundan uzaklaştırılmalarına karşı layiha vermelerine imkan

verilip verilmediğine ve iccedilinde bulundukları koşulların bireysel olarak ve hakikaten dikkate

alınıp alınmadığını incelemek gereklidir Mahkeme tarafların kurallara uygun goumlruumlşme

yapıldığı veya başvurucuların sığınma talebinde bulundukları konularında uyuşmadıklarını

tespit etmiştir

Resmi kayıtlara goumlre her başvurucunun goumlruumlşmesi on dakika suumlrmuumlş ve tercuumlman

eşliğinde iki polis memuru tarafından gerccedilekleştirilmiştir Goumlruumlşmelerin bazı kısımları

ccedilakışmış olsa da bu başvurucularla teker teker goumlruumlşme yapılmadığını tespit etmek iccedilin yeterli

değildir Her surette Soumlzleşme bireysel goumlruumlşme yapılması hakkı sağlamamıştır Mahkeme

oumlnemli olanın başvurucuların etkili bir şekilde sınır dışı edilmeye karşı layihalarını sunmuş

olabilmesinin olduğunu tekrarlamıştır

Mahkeme başvuruculara standartlaştırılmış soruların sorulduğunu ve benzer cevapların

verildiğini kabul etmiştir ancak bu muhtemelen başvurucuların deneyimlerinin benzerliğinden

kaynaklanmaktadır Bununla birlikte bahsedilen sahip oldukları paranın toplamının farklı

olması bireyselleştirilmiş youmlnteme işaret etmektedir Dahası goumlruumlşmelerin kısa suumlrmesi daha

kapsamlı bir incelemeyi gerektiren unsurlar belirtmemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir

Başvurucular da Afganistanrsquoda zulme uğradıklarını veya oumlluumlm cezasıyla karşı karşıya

oldukları ifadelerinin aksini ispatlamak iccedilin herhangi bir iddiada bulunmamışlar daha ziyade

uumllkeyi ekonomik sebeplerden oumltuumlruuml terk ettiklerini ve Almanyarsquoya Slovakyarsquodan sığınma talep

ettiklerini soumlylemeden seyahat etmek istemişlerdir

Mahkeme kayıtların gerccedileğe uygun olmadıklarına yanlış ccedilevrildiğine veya

başvurucuların sığınma taleplerinin goumlrmezden gelindiğine dair herhangi bir kanıta

57

ulaşamamıştır Ukrayna uyruklu avukatlarıyla olan konuşmalarında veya sınır dışı kararına

itirazlarında da sığınma taleplerine ilişkin kişisel sebeplere de rastlanılmamış olmasının da

dikkate alınması gerekir Ayrıca başvurucularla aynı anda Slovakyarsquoda goumlz altına alınmış on

iki kişinin sığınma taleplerini ifade etmeleri ve boumlylece Ukraynarsquoya geri doumlnmemiş olmaları

de oumlnemli bir husustur

Son olarak başvurucular en azından kendileriyle goumlruumlşme yapıldıkları sırada tercuumlman

bulunduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamıştır Mahkeme ayrıca kendilerinin ve tercuumlmanın

imzaladığı belgelerden de anlaşılacağı uumlzere adli yardım alma dava dosyası hakkında yorum

yapma ve delil toplama hakları konusunda bilgilendirildiklerinden şuumlphe etmemiştir

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucuların statuumllerini etkileyebilecek ve Slovakyada

kalma hakkına sahip olabilecek herhangi bir duruma ulusal makamların dikkatini ccedilekme

imkanından mahrum bırakılmadığını ve bireysel durumlarının herhangi bir incelemesi olmadan

Ukraynaya uzaklaştırılmadıklarını tespit etmiştir

Mahkeme oy ccediloğunluğuyla 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin ihlal edilmediğine

huumlkmetmiştir

Diğer maddeler

Mahkeme başvurucuların sınır dışı edilmelerinin toplu şekilde gerccedilekleştirildiğine ikna

olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Soumlzleşmersquonin 2 maddesi (yaşam hakkı) veya 3 maddesi

(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) kapsamında herhangi bir ayrı

şikayette bulunmamışlardır Mahkeme boumlylelikle başvuranların 13 madde uyarınca tartışmalı

bir iddiası bulunmadığına karar vermiştir Bu nedenle bu huumlkuumlm kapsamındaki şikayet

ccediloğunluk tarafından accedilıkccedila dayanaktan yoksun ve boumlylelikle kabul edilemez olması sebebiyle

reddedilmiştir

Karşı Oy Yargıccedil Keller karşı oy bildirmiştir Yargıccedil Lemmens Keller ve Schembri

Orland ortak karşı oy bildirmiştir

58

Başvuru Adı Hudorovič ve Diğerleri Slovenya

Başvuru No 2481614 ve 2514014

Başvuru Tarihi 26032014

Karar Tarihi 10032020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201646

Konu Roman koumlkenli Slovenya vatandaşlarının yaşam tarzları ve

azınlık olmaları sebebiyle iddia edilen guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerinin

olmamasının devletin pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini bu imkanı sağlamak iccedilin yerine getirmiş

olmasından oumltuumlruuml 3 ve 8 maddelerinin ihlal edilmemesi

Olaylar 2481614 numaralı başvurunun başvurucuları 1959 doğumlu

Ribnica Belediyesirsquondeki gayrıresmi Roman koumlyuuml Goriča vasrsquota yaşayan Branko Hudorovič ve

2007 doğumlu Aleks Kastelicrsquotir

Başvuranların yerleşim yeri esas olarak sıhhi tessisat ve kanalizasyon bulunmayan

ahşap kuluumlbelerden oluşmaktadır 1999rsquoda ilk başvurucu ve Ribnica belediye başkanı dizel

jeneratoumlr ve 2000-3000 litrelik bir su deposunun satın alınması ve yerleşime yerleştirilmesi

konusunda anlaşmışlardır İtfaiye tarafından su sağlanacak ve boumllge sakinleri de yeterli sıhhi

tesisat (kimyasal tuvaletler) iccedilin oumldeme yapacak ve ccedilevrenin temizliğini ayarlayacaktır Su

deposu sonunda satın alınarak yerine konulmuş ancak taraflar daha fazla geliştirme konusunda

anlaşamamıştır Huumlkuumlmet itfaiyenin mukimlerin isteği uumlzerine buumlyuumlk bir tank dolusu ve

konteynerler iccedilinde su sağladığını bildirmiştir Ardından dizel jeneratoumlr ve su deposu

satılmıştır Başvurucular tankın kuumlfluuml ve kullanılamaz hale gelmesinden oumltuumlruuml mukimlerin

tankı değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir

2514014 sayılı başvurunun başvurucuları on doumlrt kişilik bir ailedir İlk başvurucu Bay

Ljubo Novak ve ikinci başvurucu Bayan Dunja Kočevar ccedilocuklarıyla beraber Škocjan

Belediyesindeki gayriresmi Roman yerleşkesi olan Dobruška vas 41 koumlyuumlnde yaşamaktadırlar

2011 yılında yetkililer belediye arazisinin yanındaki yerleşim yerinde bir gruba su

bağlantısı sağlamış 2015 yılına kadar su tedarik edilen hane sayısı yediye ccedilıkmıştır

Başvurucular komşularının kendilerine su tedarik edilmesine karşı ccedilıkmasından oumltuumlruuml bu

sistemin iccedilinde yer almadıklarını belirtmişlerdir Su ihtiyaccedillarını koumly iccedilindeki bir ccedileşmeden

59

karşılamaktadır Başvurunun yapıldığı tarihte Škocjan Belediyesirsquonin kentsel atık sularının

boşaltılması ve arıtılması iccedilin bir tesisi bulunmamaktadır Boumllgenin sakinleri belediyenin

kamu hizmet kuruluşunun boşalttığı foseptik tankı veya kuumlccediluumlk atık su tesislerini

kullanmaktadır

İhlal İddiaları Başvurucular oumlzellikle iccedilme suyu ve temizlik işleri gibi kamu

hizmetlerine erişimlerinin olmamasının Soumlzleşmersquonin 3 maddesi (insanlık dışı ve kuumlccediluumlk

duumlşuumlruumlcuuml muamele yasağı) 8 maddesi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 3 ve 8 maddeler

ile bağlantılı olarak 14 maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlalini oluşturduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca yerel yetkililer tarafından olumsuz ve ayrımcı davranışlara maruz bırakıldıklarını

savunmuşlardır

Karar

8 Madde ve 14 Madde

Mahkeme guumlvenli iccedilme suyuna erişimin 8 madde kapsamında korunmadığını ancak

suyun insanın hayatta kalabilmesi iccedilin gerekli olduğunu ve buna suumlrekli ve uzun suumlreli olarak

erişim eksikliğinin sağlık ve insan onuru accedilısından olumsuz sonuccedillara yol accedilabileceğini bilfiil

oumlzel hayatın ve konut hakkından faydalanmanın oumlzuumlnuuml aşındıracağını tespit etmiştir Boumlylelikle

Mahkeme bu tuumlr katı koşulların ikna edici bir şekilde iddia edilmesinin devletin 8 madde

kapsamında pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml harekete geccedilireceğini goumlz ardı edememiştir

Mahkeme soumlz konusu yuumlkuumlmluumlluumlklerin varlığının ve kapsamının 8 madde youmlnuumlnden

uygulanabilirliğinin yanı sıra davanın somut oumlzelliklerine goumlre ve bunların ciddilik seviyesiyle

yakından ilintili olduğundan oy ccediloğunluğuyla 8 madde youmlnuumlnden uygulanabilirliğini hem ayrı

olarak hem de 14 maddeyle bağlantılı olarak esasa girerek incelemeye karar vermiştir

Mahkeme 8 maddeyle ilgili sorunlara ilişkin iccediltihadını yineledikten sonra

başvurucuların şikayetlerinin devletin oumlzellikle sosyal accedilıdan dezavantajlı gruplara kamu

hizmetleri erişim sağlama pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuuml kapsamına girdiğini ev sağlama gibi sosyo-

ekonomik meselelerde devletin geniş takdir yetkisinin (ldquogeniş takdir marjırdquo) olduğunu goumlz

oumlnuumlnde bulundurmuştur

Mahkeme yetkililer tarafından Slovenyarsquodaki Roman topluluğunun tehlikeli yaşam

koşullarının iyileştirilmesi iccedilin atılmış genel adımları dikkate almasına rağmen başvurucuların

daha sağlam altyapılı yerleşim yerlerine yerleşme imkanından yararlanıp yararlanamayacakları

60

net değildir Nihayetinde Mahkeme başvurucuların kendi yerleşim yerlerinde kendi

tercihleriyle kaldığı sonucuna ulaşmıştır

Başvurucular aynı zamanda sosyal yardımdan yararlanmakta olup aşırı yoksulluk

aşamasında değillerdir Gerccedilekten de ilk başvurudaki başvurucular su tankının alımının bir

kısmını finanse etmişler ve su dağıtımı ile kimyasal tuvaletlerin giderlerini karşılamayı kabul

etmişken ikinci başvurudaki başvurucular yerleşim yerlerine yakın bir arazi satın almış ve

yargılama devam ederken taşındıkları bir ahşap kuluumlbe inşa etmişlerdir

Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların durumlarını incelediğini sosyal

yardım sistemleri aracılığıyla diğer şeylerin yanında yaşam koşullarını geliştirilmesini

sağlamaları iccedilin kullanılmış veya kullanılabilecek seviyede temel harcırah temin ettiğini

kanaatine varmıştır Dahası belediye yetkilileri başvurucuların guumlvenli iccedilme suyuna erişimi

olduklarını temin etmek iccedilin somut adımlar atmıştır

Mahkeme bir veya daha fazla su tankının ilk başvurucuların yerleşim yerinde 1999 ve

2016 yılları arasında kurulmuş olduğunu ve istekleri uumlzerine su tedarik edildiğini kabul

etmiştir Tarafların ortak finansmanlı su tankına ne olduğuna ilişkin accedilıklamalarındaki

farklılıklar ve başvurucuların suyun kalitesi ve teslimatların duumlzenliliği ile ilgili asılsız iddiaları

dikkat ccedileken Mahkeme duumlzenlemenin başvuruculara Goriča vas koumlyuumlnden guumlvenli iccedilme

suyuna erişim imkanı sağladığı sonucuna varmıştır

Aynı şekilde ikinci başvurudakilerin koumlyuuml belediyenin bireysel hane sakinleri iccedilin de

bağlantıların kurulabileceği bir grup su dağıtım bağlantısı kurduğu ve finanse ettiği Dobruška

vas iccedilin bulunan ccediloumlzuumlm hakkında da aynı sonuca varmıştır Başvurcuların bağlantıya erişimde

yaşadıkları zorluklar hakkındaki yorumlarını dikkate alan Mahkeme aynı zamanda

başvurucuların aslında her iki evde de bağlantı kurulması iccedilin talepte bulunmadıklarını

goumlzlemlemiştir

Soumlz konusu tedbirler kalıcı olmaktansa geccedilici ccediloumlzuumlmler olarak değerlendirilebilirken

Mahkeme bu pozitif tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyuna erişim imkanı sağladığını

ve aksini ispatlayan delillerin yokluğunda yetkililerin iyiniyetli bir şekilde tedbirleri

gerccedilekleştirdiğini tespit etmiştir Başvurucular belediye makamlarının yerleşim yerlerinin

duumlzenlenmesi ve guumlvenli iccedilme suyuna erişim konusundaki menfaatlerine ccediloğunluk nuumlfusunun

altyapısını iyileştirmeyi amaccedillayan daha az acil tedbirlere kıyasla daha az oumlncelik verdiklerini

61

goumlstermemiştir Aslında hem belediyelerde hem de Slovenyanın diğer uzak boumllgelerindeki

genel su dağıtım sisteminden guumlvenli iccedilme suyuna erişim sınırlıdır

Mahkeme belediyelerin aldıkları tedbirlerin sıhhi temizliğe dair adımları iccedilermediğiniı

kaydetmiştir Ancak kamu kanalizasyon sistemi eksikliğinin Slovenyarsquoda genel bir sorundur

ve sıhhi temizliğe erişimin her iki belediye de de sınırlıdır Buna ek olarak kamusal altyapıyı

geliştirmenin yapısı gereği aşamalı bir işlem olduğu ve devletin şehir planlama kaynaklarını

oumlnceliklendirme konusunda geniş takdir yetkisi goumlz oumlnuumlne alınarak Mahkeme yalnızca sağlık

iccedilin ciddi bir risk olması gibi ikna edici sebeplerin başvurucuların ilgili durumlarına ilişkin

adımlar atılmasının devlete sorumluluk yuumlklemeyi haklı kılabileceğini belirtmiştir

Bununla birlikte başvurucular bu konuda destekleyici herhangi bir iddiada

bulunmamışlar veya foseptik tank kurmalarına veya kamu kanalizasyonuna başka alternatifler

bulmalarına engel olunduğunu ileri suumlrmemiştir Mahkeme başvurucuların yaşam koşullarının

gelişmesine katkı sağlayacak sosyal yardım aldıklarını ve devletlerin ev sağlama konusunda

geniş takdir yetkisine sahip olduklarını yinelemiştir Başvurucular aynı zamanda devletin

guumlvenli iccedilme suyu sağlamadaki soumlzde başarısızlığını ve bunun 8 madde temelindeki haklarının

oumlzuumlnuuml aşındıracak biccedilimde sağlık ve insan onuru uumlzerinde yol accediltığı olumsuz sonuccedilları ikna

edici şekilde ortaya koymamıştır

Mahkeme boumlylelikle devletin guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerini temin

ederken aldığı oumlnlemlerin başvurucuların kolayca zedelenebilir pozisyonlarını hesaba katarak

aldığını ve Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin gerekliliklerini karşıladığını tespit etmiştir 8

Maddenin olaya uygulanabilir olduğu varsayılsa bile huumlkmuumln ihlali soumlz konusu olmamıştır

Boumlylece Mahkeme beşe iki oyla 8 maddenin uygulanabilirliğine karar vermenin gerekli

olmadığına karar vermiştir

3 Madde

Mahkeme başvurucunun tamamıyla devletin desteğine bağlı olduğu koşullarda

kendisini ciddi yoksunluk veya insan onuruyla bağdaşmayan talepler durumunda resmi

kayıtsızlıkla yuumlz yuumlze geldiğinde devletin ldquomuamelerdquoden oumltuumlruuml sorumluluğunun doğabileceği

ihtimali goumlz ardı edememiştir Her nasılsa Mahkeme yerel makamlar tarafından alınan pozitif

tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyu sağlama imkanı verdiğini saptamıştır Bu sebepten

oumltuumlruuml iddia edilen ıstırabın asgari eşiğe ulaştığı 3 maddenin uygulanabilirliği varsayılsa bile

maddenin ne tek başına ne de 14 maddeyle bağlantılı olarak ihlali mevcuttur

62

Başvuru Adı BaşTuumlrkiye

Başvuru No 6644817

Başvuru Tarihi 30 Ocak 2017

Karar Tarihi 3 Mart 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201761]

Konu FETOumlPDY bağlantısı olduğu iddiasıyla hakimlik goumlrevinden

alınan başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun kanuna aykırı olması başvurucunun bir

succedil işlediği konusunda makul şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin oumlzguumlrluumlk ve

guumlvenlik hakkını duumlzenleyen 5 maddesinin 1 fıkrasının ihlali başvurucunun bizzat hakim

huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen suumlre nedeniyle tutulma işleminin yasaya uygunluğu

hakkında kısa bir suumlre iccedilinde karar verilmesini duumlzenleyen Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4

fıkrasının ihlali

Olaylar Başvurucu Hakan Baş 1978 doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır ve

Kocaelirsquode yaşamaktadır

15 Temmuzu 16 Temmuz 2016rsquoya bağlayan gece Tuumlrk ordusunun bir grup uumlyesi

TBMMrsquoye huumlkuumlmete ve cumhurbaşkanına karşı askeri bir darbe girişiminde bulunmuşlardır

Askeri darbe girişiminden sonraki guumln yetkililer Amerika Birleşik Devletlerirsquonde yaşayan bir

Tuumlrk vatandaşı olan ve FETOumlPDY lsquonin(Fetullahccedilı Teroumlr OumlrguumltuumlParalel Devlet Yapılanması)

lideri olarak bilinen Fetullah Guumllenrsquole bağlantılı olan şebekeyi succedillamıştır

20 Temmuz 2016rsquoda huumlkuumlmet daha sonra uzatılacak olan 3 aylık bir olağanuumlstuuml hal

ilan etmiştir 21 Temmuz 2016rsquoda Tuumlrk yetkilileri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine

Soumlzleşmersquonin 15 maddesi kapsamında Soumlzleşme yuumlkuumlmluumlluumlklerini askıya aldığını bildirmiştir

Olağanuumlstuuml hal sırasında Bakanlar Kurulu birkaccedil kanun huumlkmuumlnde kararname kabul

etmiştir 667 Sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 maddesi Hakimler ve Savcılar

Kurulursquona(HSK) Milli Guumlvenlik Kurulu tarafından ulusal guumlvenliğe zararlı faaliyetlerde

bulunduğu tespit edilen teroumlr oumlrguumltlerine veya yapılarına ya da gruplarına mensup olduğu veya

bağlı olduğu duumlşuumlnuumllen hacirckimleri ve savcıları goumlrevden alma yetkisi vermiştir Olağanuumlstuuml hal

18 Temmuz 2018rsquoda sona ermiştir

63

16 Temmuz 2016rsquoda HSK başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hacirckim ve savcıyı 2802

Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunursquonun 77 (1) ve 81 (1) maddeleri uyarınca hacirckimler ve

savcılar hakkında darbe girişimini kışkırtan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyesi olduklarına goumlrev yerlerinde

tutmanın soruşturmanın ilerlemesine engel olacağına ve devletin itibarını zayıflatacağına dair

guumlccedilluuml bir şuumlphe olduğu gerekccedilesiyle uumlccedil ay suumlreyle goumlrevlerinden uzaklaştırmıştır

Yine 16 Temmuz 2016rsquoda Kocaeli Cumhuriyet Savcısı başvurucu da dahil olmak uumlzere

FETOuml PDY uumlyesi olduğundan şuumlphelenilen Kocaelide goumlrev yapan hacirckimler hakkında ceza

soruşturması başlatmıştır 18 Temmuz 2016rsquoda başvurucu goumlzaltına alınmıştır 19 Temmuz

2016rsquoda HSKnın 16 Temmuz 2016 tarihli kararının sonucu olarak FETOuml PDY uumlyeliği

nedeniyle goumlrevinden uzaklaştırıldığını bildiren Kocaeli Cumhuriyet Savcısına ifade vermiştir

Başvurucu soumlz konusu kuruluşa uumlye olduğunu veya bu kuruluşla herhangi bir bağlantısı

olduğunu reddetmiştir O guumlnuumln ilerleyen saatlerinde Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği huzuruna

ccedilıkarılmıştır 20 Temmuz 2016da sulh ceza hakimi teroumlr oumlrguumltuuml uumlyeliği şuumlphesiyle

başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucunun tutukluluk emrine itirazı

reddedilmiştir

24 Ağustos 2016rsquoda 667 sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 Maddesi uyarınca

HSK FETOuml PDY uumlyesi olduğu ya da bağlı olduğu gerekccedilesiyle başvurucunun da dahil

olduğu 2847 hakim ve savcıyı goumlrevden almıştır

27 Aralık 2016rsquoda Anayasa Mahkemesi başvurucunun şikayetlerinin accedilıkccedila

dayanaktan yoksun olduğunu belirterek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir

19 Mart 2018de 29 Ağır Ceza Mahkemesi Başı silahlı bir teroumlr oumlrguumltuumlne uumlyelikten

succedillu bulmuş yedi yıl altı ay hapis cezasına ccedilarptırmış ve halihazırda tutuklu geccedilirilen suumlreyi

dikkate alarak serbest bırakılmasına karar vermiştir Başrsquoın mahkumiyeti temyizde onanmıştır

Dava halen Yargıtayda goumlruumllmektedir

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquonin 5 Maddesinin 1 3 ve 4 fıkralarına

dayanarak (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı derhal hakim oumlnuumlne ccedilıkarılma hakkı tutulmanın

yasallığının hızlı bir şekilde goumlzden geccedilirilmesi hakkı) tutuklu yargılanmaktan şikayetccedili

olmuştur Başvurucu succediluumlstuuml bir dava olduğunu tartışmıştır İddia edilen succedilu işlediğine ve

dolayısıyla mahkeme oumlncesi tutukluluğunu gerektirdiğine dair makul bir şuumlpheye yol accedilan oumlzel

bir kanıt olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkemelerin tutukluluk kararları iccedilin yetersiz

gerekccedileler sunduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu ayrıca goumlzaltına alınmasının goumlzden

64

geccedilirilmesi sırasında herhangi bir duruşma yapılmadığından Cumhuriyet Savcısının

goumlruumlşuumlnuumln bir oumlrneğinin kendisine verilmediğinden ve soruşturma dosyasına erişimin

kısıtlandığından şikayetccedili olmuştur Son olarak yargılama oumlncesi tutukluluğuna karar veren

sulh ceza hakimlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığının eksik olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 5 Fıkra 1 ve 3

Başvurucunun tutukluluğunun kanuna uygunluğu

Başrsquoın tutukluluğuna tutukluluk halini duumlzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 100

Maddesi uyarınca karar verilmiştir

Mahkeme mevcut davadakine benzer koşullarda ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml

(flagrante delicto) kavramının kapsamını genişletmesinin ve iccedil hukuk uygulamalarının accedilıkccedila

mantıksız goumlruumlnduumlğuumlne dikkat ccedilekmiş ve hukuki belirlilik ilkesi accedilısından sorunlu olduğunu

belirtmiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817 16 Nisan 2019) Mahkeme bu davada

mahkemelerin succediluumlstuuml kavramını yorumlamalarına ve mevcut dava koşullarında 2801 Sayılı

Kanunun 94 maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak farklı bir sonuca varmak iccedilin hiccedilbir

neden goumlrememiştir

Mahkeme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının anayasal duumlzeni devirmeye teşebbuumls

succedilundan bahsetmesine rağmen başvurucunun darbe teşebbuumlsuumlyle ilgili bir succedil işlediği esnada

yakalanıp tutuklandığının iddia edilmediğini goumlzlemlemiştir Bu succedil başvurucunun

tutuklanması kararını veren Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından dikkate alınmamıştır

Başvuru sahibi FETOumlPDY uumlyeliği şuumlphesiyle oumlzguumlrluumlğuumlnden yoksun bırakılmıştır Kocaeli

Sulh Ceza Hakimliği goumlre 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesi kapsamındaki bir succediluumlstuuml halinin

ortaya ccedilıktığı bir dava soumlz konusudur fakat sulh ceza hakimliği bu bulgu iccedilin yasal bir dayanak

oluşturmamıştır

Mahkeme 26 Eyluumll 2017rsquode kabul edilen oumlnde gelen kararında Yargıtayın silahlı bir

oumlrguumlt uumlyeliği succedilundan şuumlphelenilen hakimlerin yakalanması sırasında succediluumlstuuml halinin soumlz

konusu olduğunu belirtmiştir İccediltihat bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma succediluyla ilgili davalarda bir

yargı mensubunun succediluumlstuuml hali gerekccedilesiyle tutuklanabilmesi iccedilin CMKrsquonın 100 maddesinde

belirtilen koşulların gerccedilekleşmesinin yeterli olduğunu belirtmiştir

65

Mahkeme mahkemelerin iccediltihatlarında yuumlruumlrluumlkteki yasal huumlkuumlmlere aykırı istisnalar

getirmesi durumunda hukuki belirlilik ilkesinden taviz verilmiş olacağını vurgulamıştır

CMKnin 2 maddesi bir succedilun işlenmesi sırasında veya hemen sonrasında ortaya ccedilıkmasına

ilişkin olarak succediluumlstuuml kavramının geleneksel bir tanımını sağlamıştır Bununla birlikte

Yargıtay iccediltihadına goumlre bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma şuumlphesi mevcut herhangi bir olgusal unsur

veya devam eden bir succedil eyleminin başka bir goumlstergesi olmaksızın succediluumlstuuml unsurunu

karakterize etmek iccedilin yeterli olacaktır Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre bu succediluumlstuuml kavramının

geniş yorumlanması anlamına gelmekte olup bu kavramın kapsamını genişleterek bir succedil

oumlrguumltuumlne uumlye olduğundan şuumlphelenilen hakimlerin Tuumlrk hukukunun yargı uumlyelerine sağladığı

adli korumadan mahrum edilebilmelerine neden olmuştur Ayrıca Mahkeme Yargıtayın

ldquoişlenmekte olan bir succedilrdquo kavramına ilişkin yerleşik iccediltihadının CMKrsquonin mevcut bir succedil

fiilinin varlığına ilişkin 2 maddesi ccedilerccedilevesinde succediluumlstuuml kavramının kapsamını genişletmeyi

nasıl haklı goumlsterebileceğini anlayamamıştır

Mahkeme ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml kavramının kapsamının genişletilmesinin ve

iccedil hukukun uygulanmasının yani 2802 Sayılı Kanunun 94 maddesinin mevcut davada sadece

hukuki belirlilik accedilısından sorunlu olmadığını aynı zamanda accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnduumlğuumlnuuml

tespit etmiştir

Mahkemece succediluumlstuuml kavramının tek başına uygulanması ve başvurucunun

tutukluluğuna ilişkin 20 Temmuz 2016 tarihli kararla 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesine

atıfta bulunulmasının Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrasının gereklerini yerine getirmediği

duumlşuumlnuumllmektedir

Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre succediluumlstuuml kavramının geişletici bir yorumu accedilıkccedila

olağanuumlstuuml hal durumuna uygun bir cevap olarak goumlruumllemez Ayrıca olağanuumlstuuml halin

zorunluluklarına yanıt olarak kabul edilmeyen bu tuumlr bir yorum yalnızca hukuki belirlilik ilkesi

accedilısından sorunlu değil aynı zamanda yargı mensuplarını yuumlruumltme organının muumldahalesine

karşı korumayı sağlayan usuli guumlvenceleri de ortadan kaldırmıştır Olağanuumlstuuml halin yasal

ccedilerccedilevesinin ccedilok oumltesine geccedilen hukuki sonuccedilları vardır Bu durum hiccedilbir şekilde olağanuumlstuuml

hal durumunun oumlzel koşulları tarafından haklı goumlsterilemez Mahkeme başvurucunun

ldquokanunen oumlngoumlruumllen bir usule uygun olarak alınmamış olan tutukluluk kararının durumun

kesin olarak gerektirdiği oumllccediluumlde olduğunun soumlylenemeyeceği sonucuna varmıştır

Dolayısıyla başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun yasadışı olması nedeniyle

Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrası ihlal edilmiştir

66

Başvurucunun succedil işlemiş olduğuna dair makul şuumlphenin bulunmadığı iddiası

Mahkeme Anayasa Mahkemesinin Başrsquoın ByLock mesajlaşma uygulamasını

kullanmasından bahsettiğini goumlzlemlemiştir İlgili kanıtların başvurucunun ilk

tutukluluğundan uzun suumlre sonraya kadar dosyaya eklenmediğine dikkat edilmelidir Anayasa

Mahkemesi Başın yargılama oumlncesi tutukluluğundan birkaccedil ay sonra elde edilen delillerin

atılı succedilu işlediği konusunda makul bir şuumlphe iccedilin nasıl bir temel oluşturabileceğini

accedilıklamamıştır

Bu davada Mahkeme başvurucunun tutuklama kararından anlaşıldığı kadarıyla

Kocaeli sulh ceza hakimliğinin başvurucunun iddia edilen succedilları işlediğine dair makul şuumlphe

bulgusunu başvurucu hakkında 16 Temmuz 2016rsquoda HSK tarafından alınan karar ve Ankara

Cumhuriyet Başsavcılığının kendisi hakkında soruşturma başlatma kararına dayandırdığını

goumlzlemlemiştir HSK kararında başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hakim ve savcıyı darbe

girişimini başlatan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyeleri olduğuna dair guumlccedilluuml şuumlphelerin olduğu gerekccedilesiyle

accedilığa almıştır HSK darbe girişimi oumlncesinde ccedilok sayıda hakim ve savcı hakkında başlatılan

disiplin soruşturmasına ve cezai soruşturmalara atıfta bulunmuştur Ancak karar başvurucuyla

ilgili şahsi herhangi bir bilgi veya belge iccedilermemektedir Başvurucu kararda yer verilen disiplin

ve ceza soruşturmasına tabi tutulmuş kişiler arasında da yer almamıştır Dolayısıyla HSK

kararında belirtilen disiplin ve ceza soruşturmaları başvurucunun tutukluluk kararına neden

olan şuumlphenin temelini oluşturamaz Mahkeme ayrıca HSK kararında iccedileriğini accedilıklamadan

veya başvurucu ve durumuyla nasıl ilişkili olduğunu accedilıklamadan istihbarat servislerinden

gelen bilgilere genel bir atıfta bulunulduğunu belirtmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetin HSKnin mevcut davadaki kararı iccedilin yeterli olgusal bir dayanak

sağlamadığı goumlruumlşuumlne varmıştır Mahkeme Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından HSK

kararına yapılan atfın başvurucunun tutukluluğunu haklılaştıran makul bir şuumlphenin var olduğu

sonucunu desteklemek iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Sulh ceza mahkemesi CMKnin

100 maddesine ve dosyadaki delillere başvurarak kararını haklı ccedilıkarmaya ccedilalışmıştır ancak

soumlz konusu maddenin ifadesine atıfta bulunmuştur CMKnin 100 maddesine ve dosyadaki

delillere ilişkin belirsiz ve genel atıflar dosyadaki kanıtların muumlnferit değerlendirmesinin veya

başvurucuya karşı şuumlpheyi haklı ccedilıkarabilecek herhangi bir bilginin veya başka tuumlrluuml

doğrulanabilir materyal veya gerccedileklerin bulunmaması başvurucunun tutukluluğunda temel

alınan şuumlphenin ldquomakul olup olmadığınırdquo gerekccedilelendirmek iccedilin yeterli goumlruumllmemiştir

67

Mahkeme ayrıca başvurucunun 15 Temmuz 2016 olaylarına karıştığından

şuumlphelenilmediğini goumlzlemlemiştir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Temmuz 2016rsquoda

başvurucuyu FETOumlPDY uumlyesi olarak nitelemiş ve tutuklanmasını talep etmiştir Ancak

Huumlkuumlmet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen bu talimatlar iccedilin olgusal bir

temel oluşturabilecek herhangi bir bilgi goumlstermemiştir 19 ve 20 Temmuz 2016 tarihlerinde

Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasadışı bir oumlrguumlt uumlyeliği succediluyla ilgili olarak

sorgulanmış olması yetkililerin başvurucunun en fazla bu succedilu işlediğinden şuumlphelendiğini

ortaya koymuştur Tek başına bu gerccedilek başvurucunun soumlz konusu succedilu işlemiş olabileceği

objektif bir goumlzlemciyi tatmin etmeyecektir

Mahkeme oumlnceki delillerin ilk tutuklandığı sırada başvurucu hakkında makul bir

şuumlphe olduğu sonucuna varmadığı sonucuna varmıştır Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1

fıkrasının tutuklanmasını haklı kılan bir şuumlphenin makul olup olmadığına ilişkin şartlarının

yerine getirilmediğini değerlendirmiştir

Mahkeme başvurucunun tutukluluk halindeyken bir succedil işlediği konusunda makul

şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1 fıkrasının ihlal edildiğine

karar vermiştir

Madde 5 Fıkra 4

Baş Kocaeli sulh ceza hakimliği tarafından dinlendikten sonra 20 Temmuz 2016

tarihinde tutuklu yargılanmış ardından 19 Eyluumll 2017 tarihinde ilk duruşmada mahkeme

huzuruna ccedilıkmıştır Yaklaşık bir yıl ve iki aylık bu suumlre boyunca tutukluluğuna karar veren

hiccedilbir mahkemenin huzuruna ccedilıkmamıştır Tahliye başvuruları ve itirazları mahkemeler

tarafından dinlenmeden incelenmiştir Başvurucu tarafından yapılan son itiraz 15 Ağustos

2017 tarihinde mahkeme tarafından duruşmasız olarak reddedilmiştir Huumlkuumlmet başvurucunun

şikayet ettiği durumun Tuumlrk makamlarının 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel

Sekreterine sundukları 15 madde uyarınca istisna bildirimi kapsamında olduğunu

savunmuştur

Mahkeme 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrasında Tuumlrkiyenin karşı karşıya

kaldığı zorlukların 15 Maddenin yorumlanması ve uygulanmasında tamamen dikkate alınması

gereken bağlamsal bir faktoumlr olduğunu yinelemiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817

16 Nisan 2019) Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve Diğerlerinin davasında verdiği

kararın darbe girişimi ardından uygulanan tedbirler ve başvurucuların hakimler haklarında

68

tutuklama kararı vermeden oumlnceki sekiz ay on sekiz guumlnluumlk zaman diliminde ortaya ccedilıkmaması

sebebiyle kamu guumlvenliği iccedilin son derece gerekli olduğu soumlylenebilir Ancak Mahkeme

mevcut davada Başın yaklaşık bir yıl iki aydır hakim karşısına ccedilıkmadığını Anayasa

Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğer kararlarında değerlendirilenden ccedilok daha uzun bir suumlre

olduğunu goumlzlemlemiştir

Bu nedenle Mahkeme başvurucunun bizzat hakim huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen

suumlre nedeniyle Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Ayrıca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının şikayeti ile ilgili olarak

Mahkeme incelemenin gereksiz olduğuna karar vermiştir Cumhuriyet savcısının goumlruumlşuumlnuumln

accedilıklanmamasına ilişkin olarak bu şikayetin accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine

karar vermiştir Son olarak Mahkeme sulh ceza mahkemelerine tanınan anayasal ve yasal

guumlvenceler goumlz oumlnuumlnde bulundurularak ve başvurucunun davasında bağımsızlık ve

tarafsızlıklarından şuumlphe duyulmasına neden olan herhangi bir iddia bulunmadığı iccedilin

bağımsızlık eksikliğini iddia eden şikayet dayanaktan yoksun olduğu iccedilin reddedilmiştir

Mahkeme Tuumlrkiyenin başvurucuya manevi tazminat olarak 6000 Euro ve mahkeme

masrafları iccedilin 4000 Euro oumldemesine karar vermiştir

69

Başvuru Adı JeantyBelccedilika

Başvuru No 8228417

Başvuru Tarihi 20 Kasım 2017

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-202125

Konu Yetkililerce alınan oumlnlemler sonucu başvurucunun intihar

etmesinin engellenmesi nedeniyle Soumlzleşmenin yaşam hakkını duumlzenleyen 2 maddesinin ihlal

edilmemesi başvurucunun tutulduğu suumlre boyunca maruz kaldığı muamelenin aşağılayıcı

olarak nitelendirilmesi ve Soumlzleşmersquonin işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele

yasağını duumlzenleyen 3 maddesinin ihlali

Olaylar Başvurucu Philippe Başvurucu 1969 doğumlu bir Belccedilika

vatandaşıdır ve Arlonrsquoda yaşamaktadır

26 Haziran - 12 Ağustos 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci

Haziran 2011rsquode başvurucu eşine karşı sakatlanma ile sonuccedillanan tehdit ve şiddetin

eşlik ettiği uygunsuz saldırılara ilişkin şuumlphe nedeniyle polis tarafından yakalanmıştır Polis

sorgulaması sırasında başvurucu psikolojik sorunları olduğunu bildirmiş ve kendi hayatını

sonlandırmayı duumlşuumlnduumlğuumlnuuml soumlyleyerek kısıtlanmak istemiştir

Ertesi guumln soruşturma hakimi başvurucunun tutuklanmasına karar vermiş ve Arlon

cezaevine intihar eğilimlerini bildirmiştir Cezaeviye geldikten sonra başvurucu uumlccedil defa intihar

girişiminde bulunmuştur Cezaevi personeli tuumlm nesneleri ve kişisel eşyalarını kaldırmıştır

Guumlvenli bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmiş ve bir doktor kendisine sakinleştirici vermiştir

Başvurucu birkaccedil guumln oumlzel goumlzetim altında tutulmuştur 12 Ağustos 2011 tarihinde kefaletle

serbest bırakılmıştır

21 Ekim-2 Aralık 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci

Ekim 2011de kefalet koşullarına uymadığı iccedilin başvurucu hakkında ikinci bir

tutuklama emri ccedilıkarılmıştır Bu nedenle başvurucu huumlcre arkadaşlarına karşı şikayette

bulunduğu ve farklı bir huumlcreye geccedilmek iccedilin ccedileşitli taleplerde bulunduğu Arlon cezaevine geri

alınmıştır

70

Kasım 2011de cezaevi muumlduumlruumlnuumln tekrar huumlcre değiştirmesine izin vermeyi

reddetmesinin ardından Başvurucu intihar etmekle tehdit etmiştir Oumlzel goumlzetim altında bir

izolasyon huumlcresine yerleştirilmiştir Bir kontrol sırasında bir gardiyan başvurucuyu kapının

parmaklıklarında pantolonunu bağladığı esnada bulmuştur Başvurucu kendini atmadan oumlnce

durdurulmuştur Doktorun emriyle personel ona bir kask takmış ve kafasını duvara ccedilarpmasını

ve kendini yaralamasını oumlnlemek iccedilin kelepccedilelenmiştir Ertesi guumlne kadar bu şekilde

kısıtlanmış halde kalmıştır

İki guumln sonra Başvurucu izolasyondan ccedilıkarılmış ve başvurucunun huumlcre değiştirmesine

izin verilmesi iccedilin intihar tehditleri ile cezaevi personeline baskı yapmayı amaccedilladığı

duumlşuumlncesiyle uumlccedil guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesini emreden cezaevi

muumlduumlruuml ile goumlruumlşme yapmıştır Başvurucu 2 Aralık 2011rsquode kefaletle serbest bırakılmıştır

Sonraki olaylar

Nisan 2014rsquote Başvurucu bir ya da birden fazla kimliği bilinmeyen kişiye karşı tutuklu

kaldığı iki doumlnem boyunca insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığını ve sağlık

durumuna rağmen psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu kastederek sıradan cezaevi

huumlcrelerine yerleştirildiğini iddia ederek şikayette bulunmuştur Şikayet reddedilmiştir ve bu

karar temyizde onanmıştır

Ayrıca Nisan 2014te Başvurucu ilk etapta şiddet veya tehditlerin eşlik ettiği uygunsuz

saldırı succedilları ve eşine karşı işlenen sakatlıkla sonuccedillanan saldırı nedeniyle yarısı askıya alınan

doumlrt yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Nisan 2019da Temyiz Mahkemesi bu kararı bir kenara

bırakmış ve Başvurucunun eylemlerinden cezai olarak sorumlu olmadığını tespit etmiştir

Zorunlu olarak hapsedilmesine ve derhal yakalanmasına karar vermiştir

İhlal İddiaları Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak Başvurucu

yetkililerin intihar girişiminin kesin ve acil riskini oumlnlemek iccedilin kendi durumunda uygun

oumlnlemleri alma konusunda başarısız olduklarını iddia etmiştir

Soumlzleşmenin 3 maddesi uyarınca (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele

yasağı) tutulduğu sırada uygun tıbbi bakım eksikliğinden şikayetccedili olmuştur Ayrıca izolasyon

halindeyken maruz kaldığı muameleden ve etkili bir soruşturma yapılmamasından şikayetccedili

olmuştur

Karar

71

Madde 2 (yaşam hakkı)

Madde 2rsquonin uygulanabilir olup olmadığı

Başvurucu intihar girişimlerinden kurtulmuştur Bununla birlikte bu gerccedilek kendi

iccedilinde Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin uygulanabilirliğini engellememiştir Doğası gereği

faaliyetin tehlikeli olduğu ve bir kişinin hayatını gerccedilek ve yakın bir riske soktuğu durumlarda

yaşamı tehdit eden şiddet durumunda olduğu gibi devam eden yaralanmaların seviyesi

belirleyici olmayabilir ve yaralanmaların yokluğunda bile bu gibi durumlarda bir şikayet 2

madde kapsamında incelenebilir

Mevcut davada Başvurucu tutukluyken kendi yaşamını sonlandırmak iccedilin ccedileşitli

girişimlerde bulunmuş ve başarısızlığı cezaevi personelinin muumldahalesinden kaynaklanmıştır

Başvurucunun yaşamı tehdit eden yaralanmalara veya goumlruumlnuumlşte ciddi bir fiziksel yaralanmaya

maruz kalmamış olması bu durumda başvurucunun eylemlerinin doğası hayatını gerccedilek ve

yakın bir riske soktuğu iccedilin belirleyici değildir Dolayısıyla mevcut davada 2 madde

uygulanmıştır

Ulusal makamların başvurucunun hayatını korumak iccedilin gerekli oumlnlemleri alıp

almadığı

Mahkeme genel olarak yetkililerin başvurucunun hayatına youmlnelik riskin

gerccedilekleşmesini engellemek iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yaptıklarını soumlz konusu

riskin kesin ve yakın doğası hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir Ayrıca alınan

oumlnlemler başvurucunun intihar etmesini engellemiştir Sonuccedil olarak Soumlzleşmenin 2 maddesi

ihlal edilmemiştir

Madde 3 (insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı)

Başvurucunin madde 3rsquoe aykırı bir muameleye tabi olup olmadığı

Mahkeme Başvurucunin zihinsel durumu goumlz oumlnuumlne alındığında iki tutukluluk

doumlneminde tıbbi goumlzetim ve tedavi eksikliğinin tekrarlanan intihar girişimlerine rağmen uumlccedil

guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesiyle birlikte oumlzellikle ağır sıkıntıya tutulma

suumlresince kaccedilınılmaz acı duumlzeyini aşan bir yoğunluğa neden olduğu kanaatindedir Mahkeme

bu muamelenin başvurucuda aşağılanma kuumlccediluumlk duumlşme ve ıstırap duygularını uyandırdığından

şuumlphe duymamıştır Başvurucuyu aşağılamak ya da kuumlccediluumlk duumlşuumlrmek iccedilin yapılmamış olması

bunun aşağılayıcı olarak nitelendirilmesini ve boumlylece 3 maddede belirtilen yasak kapsamına

72

girmesini engellememiştir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin oumlnemli bir youmlnuumlnuuml ihlal

etmiştir

Başvurucunun succedil duyurusuyla ilgili soruşturmanın etkililiği

Mahkeme iddianamenin gerekccedilesiyle soruşturma hakiminin yetkisi altında yuumlruumltuumllen

soruşturmanın cezaevinde meydana gelen olayları bir dereceye kadar doğru tespit ettiğini

belirtmiştir Yine de cumhuriyet savcısının soruşturma yapılmasını oumlneren yazıları (Temmuz

2014) ile soruşturma hakiminin dosyayı aldığı tarih (Mart 2015) arasında sekiz aydan fazla bir

suumlre geccedilmiştir Soruşturmanın başlamasından oumlnce geccedilen suumlre huumlkuumlmet tarafından

accedilıklanmamıştır

Ayrıca soruşturma Mart 2015te başladığında soruşturma hakimi muumlfettişlerden

başvurucunun cezaevi ve tıbbi kayıtlarını almasını ve incelemesini istemiştir Başka bir tedbir

alınmamıştır İlgili kişilerden hiccedilbiri cezaevi personeli başvurucuya bakan doktorlar veya

başvurucunun kendisi sorgulanmamıştır Dava soruşturma hakimi tarafından alındıktan sonra

uumlccedil aydan daha kısa bir suumlre iccedilinde cumhuriyet savcısı davanın sonlandırılmasını tavsiye

etmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlyle bir soruşturmanın etkili olduğu duumlşuumlnuumllemez Dolayısıyla

Soumlzleşmenin 3 Maddesi usul youmlnuumlnden ihlal edilmiştir

Mahkeme Belccedilikanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 Euro ve masraf ve

giderler iccedilin 8000 Euro oumldemesine karar vermiştir

73

Başvuru Adı Dos Santos Calado ve Diğerleri Portekiz

Başvuru No 5599714 6814316 7884116 ve 370617

Başvuru Tarihi 6 Ağustos 2014 2 Kasım 2016 7 Aralık 2016 12 Aralık 2016

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202123

Konu Anayasa Mahkemesirsquonin aşırı şekilci davranarak başvuruları

kabul edilemez bulması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği

Olaylar

İlk başvuruda başvurucu emekli maaşı miktarına itiraz konulu bir idari dava accedilmış

ancak iddiaları reddedilmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak

başvurusu kabul edilmez bulunmuştur Ardından Anayasa Mahkemesinin uumlccedil hacirckimli

komitesine itiraz etmiş ancak bu itirazı da reddedilmiştir

İkinci başvuruda başvurucular muumlfettiş olarak goumlrev yapan Yollar Dairesi

yetkilileridir Mesleklerini duumlzenleyen youmlnetmeliklerin eksikliğinden şikacircyetccedili olmuşlardır

Şikayetleri Merkez İdare Mahkemesi ve Yuumlksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir

Başvurucular Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar ancak bu başvuruları da

reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır

Uumlccediluumlncuuml başvuruda nitelikli dolandırıcılık succedilundan huumlkuumlm giymiş başvurucu ne bis in

idem ilkesinin ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuş ancak şikayeti birinci ve ikinci derece

mahkemeler tarafından reddedilmiştir Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak bu

başvurusu da reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır

Doumlrduumlncuuml başvuruda aile iccedili şiddet nedeniyle uumlccedil yıl ve iki ay hapis cezasına ccedilarptırılmış

olan başvurucu diğer şeylerin yanı sıra mahkumiyetine yol accedilan olayların tesisine ve kanunun

yorumlanışına itiraz etmiştir Ayrıca aile iccedili şiddete ilişkin kovuşturmasının zamanaşımına

uğradığını ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak mahkucircmiyetinin ceza hukukunun geriye yuumlruumlme

yasağını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini iddia etmiştir Birinci ve ikinci derece

mahkemeleri şikacircyetlerini reddetmiştir Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurusu da kabul

edilemez bulunmuş ve ayrıca uumlccedil hacirckimli komiteye itirazda bulunmamıştır

74

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine dayanarak mahkemeye

erişim haklarının 5599714 ve 6814316 numaralı başvurular da ayrıca adil yargılanma

haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir

Karar Madde 6 sect 1 (Mahkemeye erişim)

Başvuru no 5599714 (Dos Santos Calado Portekiz)

Başvurucu bir hukuk kuralının anayasaya aykırı olması ve soumlz konusu kuralın hukuka

aykırılığı olmak uumlzere Anayasa Mahkemesirsquone iki ayrı konuda başvuruda bulunmuştur

Başvurucu her iki davada da Anayasa Mahkemesirsquonin başvuruları inceleme yetkisinin temelini

oluşturan ilgili kanun maddesine dayanmıştır Mahkeme Anayasa Mahkemesi tarafından

başvurucunun kanun maddesinin yanlış fıkrasına dayandığı gerekccedilesiyle başvurusunun kabul

edilemez olduğuna karar verdiğini dikkate almış ve hangi fıkraya dayanıldığını belirleme

gerekliliğini aynı kanunda oumlngoumlruumllmuumlş olması gerekccedilesiyle yasalara uygun bulmuştur Ayrıca

bu kural hukukun uumlstuumlnluumlğuumlne saygı goumlsterilmesi ve anayasal adaletin uygun şekilde

youmlnetilmesi meşru amacına youmlneliktir Bu nedenle Mahkeme tarafından mevcut davada

kısıtlamanın orantılı olup olmadığını tespitine gidilmek zorunda kalınmış Anayasa

Mahkemesirsquonin iki başvuru gerekccedilesini de tespit edebildiği başvuru gerekccedilesinin

başvurucunun dilekccedilesinden anlaşılabildiği ve hacirckimler tarafından da tespit edilebildiği iccedilin

yalnızca bir yazım hatasına dayanarak kabul edilemezlik kararı verildiğini belirtmiştir Sonuccedil

olarak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin yaklaşımını aşırı şekilci bularak başvurucuyu iccedil

hukuk tarafından sağlanan bir kanun yolundan mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır

Mahkeme alternatif olarak Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucudan hatasını duumlzeltmesini talep

edebileceğini belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edildiğine karar vermiştir

Başvuru no 6814316 (Amador de Faria e Silva ve Diğerleri Portekiz)

Mahkeme oumlncelikle Anayasa Mahkemesirsquonin soumlz konusu kabul edilemezlik kararının

gerekccedilesinin başvurucuların Merkez İdare Mahkemesi oumlnuumlndeki yargılama sırasında

anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmamaları olduğunu kaydetmiştir Mahkeme bu

zorunluluğun Anayasa Mahkemesirsquonin yalnızca son derece mahkemesi olduğu hususunu

yansıttığını kabul etmekle birlikte yine de başvurucuların Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk

boumllgelerindeki yetkililer ile Portekizrsquodeki yetkililer arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle

Bakanlıklara cevaben yaptıkları başvurularda anayasaya aykırılık meselesini guumlndeme

getirdiklerini goumlzlemlemiştir Merkez İdare Mahkemesi bu hususu dikkate almamış ve

75

başvurucuların Portekizrsquodeki yetkililer ile Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk boumllgelerindeki

yetkililer arasında ortaya ccedilıkan uygulama farklılığını ele almak yerine farklı goumlrevli kategorileri

arasında bir ayrıma gitmiştir Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucular

tarafından guumlndeme getirilen anayasaya aykırılık iddiasının yakın tarihte bir Yargıtay kararına

konu olmasından dolayı Merkez İdare Mahkemesirsquonin kararını tahmin edebilmeleri gerektiğine

karar verdiğini goumlzlemlemiştir Ancak Mahkeme bu davanın başvurucularla ilgili olmadığını

ve onların lehine olan ve farklı kategorilerdeki yetkililer arasında ayrım yapmamış olan ilk

karardan birkaccedil ay oumlnce verilmiş olduğunu belirtmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Anayasa

Mahkemesi tarafından aşırı şekilci davranıldığı gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesinin

ihlal edildiğine karar vermiştir

Başvuru no 7884116 (Antunes Cardoso)

Mahkeme başvurucunun bir hukuk kuralın yorumlanmasına dayanan bir anayasaya

aykırılık iddiası dile getirmediğini ve bu nedenle başvurusunun Anayasa Mahkemesirsquonin

yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin oumlzellikleri goumlz oumlnuumlne

alındığında daha katı kabul edilebilirlik şartlarının uygulanabileceğini ve dolayısıyla bir

kuralın yorumunun anayasal incelemeye accedilık olabilmesi iccedilin oldukccedila genel ve soyut terimlerle

formuumlle edilmesi gerektiğini belirtmiştir Mevcut davada başvurucu tarafından iddia edilen ne

bis in idem ilkesinin ihlali bu ilkenin birinci ve ikinci derece mahkemeleri tarafından

succedillandığı fiillere uygulanmasına ilişkindir Sonuccedil olarak Anayasa Mahkemesi iccediltihadı

anlamında kural temelli bir kıstas soumlz konusu olmadığını belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1

maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 6 sect 1 (Anayasa Mahkemesirsquonin uumlccedil hakimli komitesinin tarafsız olmaması)

Başvurucular (5599714 ve 6814316) itiraz edilen kabul edilemezlik kararını veren

hakimin aynı zamanda komitede raportoumlr hakim olarak goumlrev alması nedeniyle anayasal

başvurularının kabul edilebilirliğini inceleyen uumlccedil hakimli komitenin tarafsızlığını

sorgulamışlardır Mahkeme bu komitenin anayasal başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin

son karar mercii olduğunu ve raportoumlr hakimin kararının proseduumlrde sadece bir aşama olduğunu

goumlzlemlemiştir Mahkeme komitenin karar vermesi iccedilin başvurulan tam yetkili oumlzerk bir

mercii olmadığı gerekccedilesiyle uumlccedil hacirckimli komitenin tarafsızlığına ilişkin şikacircyetlerin kabul

edilemez olduğuna karar vermiştir

76

Başvuru Adı Andreea Marusi DumitruRomanya

Başvuru No 963716

Başvuru Tarihi 11 Şubat 2016

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202124

Konu Ateşli silahların kullanımına ilişkin yerel mevzuatın yokluğu

polis operasyonlarının planlanmasındaki eksiklik ve goumlrevli polis memurunun insan yaşamını

korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almaması sebebiyle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi ve usuli

youmlnlerinin ihlal edildiği

Olaylar Romanya vatandaşı olan başvurucu Andreea Marusi Dumitru

1990 doğumlu olup Bujorursquoda yaşamaktadır

8 Kasım 2005rsquote o sıralarda on beş yaşında olan başvurucu Dumitru annesi ile birlikte

bir yuumlk treni vasıtasıyla eve doumlnmekteyken bir platform vagonun uumlzerine ccedilıkarken başvurucu

darbe almış ve yaralanmıştır Huumlkuumlmete goumlre polis bir yuumlk treninde muhafaza edilen bazı hurda

metalleri ccedilalmaya hazırlanan yaklaşık 90 kişilik Roman koumlkenli bir grubu dağıtmak iccedilin

ccedilağrılmıştır Huumlkuumlmet başvurucu Dumitru ve annesinin grubun bir parccedilası olduklarını iddia

etmiştir

Başvurucu Dumitrursquonun aile uumlyeleri onu karaciğerinin bir parccedilasının ccedilıkarılması iccedilin

ameliyat edildiği bir kaza ve acil departmanına goumltuumlrmuumlştuumlr 2006 ve 2007 yıllarında

yaralarının etkisinin tedavi edilmesi iccedilin birccedilok kez hastaneye yatırılmıştır

8 Aralık 2005rsquote ulaştırma polisi başvurucuya hurda metali hırsızlığına karıştığı

iddiasıyla soruşturma accedilmıştır 3 Temmuz 2012 tarihinde cumhuriyet savcısı dava dosyasında

iddiaları kanıtlayan delil olmadığı gerekccedilesiyle iddianameyi kaldırmıştır 1 Ağustos 2006rsquoda

başvurucu insan oumllduumlrmeye teşebbuumlsten succedil duyurusunda bulunmuştur 4 Ağustos 2009

tarihinde Buumlkreş Yerel Mahkeme Savcısı soumlz konusu polis memurunun meşru savunma

kapsamında hareket ettiği tespitiyle dosyayı kapatmıştır 28 Haziran 2010 tarihinde Buumlkreş

İstinaf Mahkemesi başvurucunun itirazını kabul etmiş ve soruşturmanın yeniden accedilılmasına

karar vermiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 31 Temmuz 2014 tarihli bir kararla

soruşturmayı sonlandırmış ve şikayeti reddetmiştir Savcı soumlz konusu polis memurunun kamu

77

duumlzeninin sağlanması amacıyla bir operasyon kapsamında kendini korumak iccedilin ateşli silah

kullandığını goumlzoumlnuumlnde bulundurdu 25 Şubat 2015rsquote Buumlkreş Boumllge Mahkemesi cumhuriyet

savcısının kararına karşı başvurucu tarafından yapılan itirazı reddetti

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak polis

memuru tarafından yaralandığından şikayetccedilidir Başvurucu soruşturmada bu konuda davalı

Devletin usuli yuumlkuumlmluumlluumlklerine uymadığını iddia etmiştir Soumlzleşmenin 6 maddesine goumlre

(adil yargılanma hakkı) soruşturma suumlresinin ccedilok fazla olduğundan şikayetccedilidir

Karar

İHAS m2

Maddi Youmlnuuml

İhtilaf soumlzkonusu polis memurunun başvurucunun hayatını tehdit eden yaralanmayla

neticelenen bir ateşli silah kullanımı değildi Mahkeme bir yuumlk trenindeki hırsızlık

teşebbuumlsuumlnuumln uumlstesinden gelmeleri iccedilin ccedilağrılan polis memuru ve onun meslektaşlarının

davranışı oumlnceden kestirilmeyen bir grup bireye karşı koyduğunu kabul etmiştir Mahkeme

başvurucunun olay yerindeki mevcudiyetinin sebeplerinin irdelenmesinin gerekli olmadığını

dikkate almıştır Soumlzleşmenin 2 maddesinin bakış accedilısından ateşli silah kullanımının

değerlendirilmesi amacıyla başvurucunun hayatını tehdit eden bir yaralanmaya maruz

kaldığının belirtilmesi yeterliydi

Mahkeme daha oumlncesinde Romanyarsquodaki ateşli silah ve muumlhimmatın kullanımıyla ilgili

yasal ccedilerccedilevenin Avruparsquoda buguumlnkuuml demokratik toplumlarda gerekli olan yaşam hakkının

korunmasını sağlayacak yeterlikte olmadığını tespit ettiğini (Soare ve Diğerleri 22 Şubat 2011

ve Gheorghe Cobzaru 25 Haziran 2013) goumlzlemlemiştir Mahkeme Romanyarsquonın iccedil hukuk

huumlkuumlmlerinin somut olayda vakanın gerccedilekleştiği sırada yuumlruumlrluumlkte olduğunu ve kolluk

kuvvetinin teşkilatına ve tatbikatına ve ateşli silahların ve muumlhimmatın kullanımına dair

uygulanan kanunların mevcut yasal ccedilerccedilevesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını

belirtmiştir Bu nedenle Mahkeme ilgili tarihte yerel mevzuatın bir uyarı verilmesiihtarda

bulunulması zorunluluğu dışında polis operasyonları kapsamında ateşli silah kullanımını

duumlzenleyen herhangi bir kanun huumlkmuumlnuuml iccedilermediği ve soumlz konusu operasyonların

denetlenmesi ve planlanmasına ilişkin herhangi bir tavsiyeyi iccedilermediği sonucuna ulaşmıştır

78

Buna goumlre 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonunun planlanması hususunda

Mahkeme bir yuumlk deposundaki durumun en uumlst duumlzeydeki kıdemli polis tarafından bilindiğini

belirtmiştir Hırsızlık bazı davalarda ccedilocuklar iccedilin guumlnluumlk bir olaydan ibarettir Mahkeme

kolluk yetkililerinin sorunun uumlstesinden gelmek iccedilin gerekli adımların atılması amacıyla yeterli

zamana sahip olduklarını değerlendirmiştir Dolayısıyla Mahkeme Romen yetkililerin oumlluumlmcuumll

guumlccedil kullanımını ve olası can kaybını en aza indirgemek iccedilin onlardan beklenebilecek her şeyi

yapmadıklarını kabul etmiştir

Ayrıca başvurucu aleyhinde accedilılan davalar haricinde bu olaya başkaca bir soruşturma

accedilılmamıştır Belirli delil parccedilalarının toplanmasını ve korunmasını sağlamak iccedilin hiccedilbir tedbir

alınmamıştır Teknik ve tıbbi uzman raporları olaylardan sonra birkaccedil yıla kadar

hazırlanmamış boumlylece soruşturma makamlarının kesin bulgular elde etmesi engellenmiştir

Bu nedenle Mahkeme yetkililerin 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonu sırasında tam

olarak ne olduğunu tespit etmek iccedilin gerccedilek ccedilabalar goumlsterdiklerinin soumlylenemeyeceğini

değerlendirmiştir Yetkililerin ihmalleri goumlzoumlnuumlnde tutulduğunda Mahkeme Huumlkuumlmetin

başvurucunun yaralanmalarına meşru savunma kapsamında hareket eden soumlzkonusu polis

memuru tarafından kazarayanlışlıkla sebep olunduğu şeklindeki itirazını reddetmiştir

Bu değerlendirmeler ışığında Mahkeme emniyet teşkilatının ateşli silahların

kullanımına ilişkin ayrıntılı mevzuatın yokluğu ve polis operasyonlarının planlanmasındaki

eksiklik bağlamında polis memurunun insan yaşamını korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almadığını

tespit etmiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar

verilmiştir

Usuli Youmlnuuml

Mahkeme soruşturmanın başvurucunun şikayetine karşılık olarak accedilıldığını fakat

başlangıccediltan beri ccedilok sayıda eksiklikle karşılaştığını goumlzlemlemiştir Buumlkreş İstinaf

Mahkemesirsquonin 28 Haziran 2010 tarihli kararında bu eksikliklerin bazılarını dikkate almıştır

İlk adli tıp raporu olaylardan uumlccedil yıl ve uumlccedil ay sonra 3 Mart 2009 tarihine kadar hazırlanmamış

ve ateş edilen atışın koşulları ve oumlzellikleriyle bağlantılı youmlnleri ele alınmamıştır Delillerin ele

geccedilirilmesindeki eksiklikler delilin temel parccedilalarının kaybolmasıyla teyit edildiği gibi

soruşturmanın yeterliliğine zarar vermiştir

Soruşturmacıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ise Mahkeme soruşturmanın

başlangıccedilta soumlzkonusu memurun bağlı olduğu polis yetkililerine emanet edildiğini dikkate

79

almıştır Buna rağmen bu yetkililer tarafından hiccedilbir adım atılmamıştır Soruşturmanın

tarafsızlığı adına Başsavcı davayı Temyiz Mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına

goumlndermeye karar vermiştir Bu makam ccedilok sayıda uzman raporu almış olayların yeniden

kurgulanmasını organize etmiş ve ana karakterlerin ve tanıkların yeniden sorgularını yapmıştır

Bundan dolayı Temyiz Mahkemesirsquonin cumhuriyet başsavcılığı himayesinde gerccedilekleştirilen

soruşturmalar gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık hususunda Soumlzleşmeyle uyumluluk konusunu

guumlndeme getirmemiştir

Ancak Mahkeme 8 Kasım 2005 tarihli olaylar ile Buumlkreş Boumllge Mahkemesirsquonin 28

Şubat 2015 tarihli nihai kararı arasında 9 yıl 3 aydan fazla zaman geccediltiğini goumlzlemlemiştir

8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonuyla ilgili işlemler bağlamında soruşturma hızlı

ve etkili olarak değerlendirilemeyecektir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli

youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar verilmiştir

İHAS m61

Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli youmlnuumlnuumln ihlal edilmesinin sebeplerini goumlzoumlnuumlnde

tutarak Mahkeme Soumlzleşmenin 61 maddesine goumlre ayrı sorun ortaya ccedilıkmadığı kanaatine

varmıştır

Mahkeme Romanyarsquonın başvurucuya 2500000-Avro manevi tazminat ve yargılama

masrafları iccedilin 327000-Avro oumldemesine karar vermiştir

80

NİSAN 2020

Başvuru Adı Keaneyİrlanda

Başvuru No 7206017

Başvuru Tarihi 2 Ekim 2017

Karar Tarihi 30 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202411

Konu Başvurucunun gecikmeye accedilıkccedila katkıda bulunan davranışına

rağmen başvurucunun davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul

olmaması sebebiyle Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesinin (makul suumlrede yargılanma hakkı) ve Soumlzleşmersquonin

6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı)ihlal edildiği

Olaylar Başvurucu Vincent Keaney 1955 doğumlu bir İrlanda vatandaşıdır ve Cobhrsquoda

(İrlanda) yaşamaktadır

Bay Keaney 1996rsquoda milli piyangoyu kazanmış ve Titanik Bar ve Restoran isimli bir tema bar

olarak işletme amacıyla Cobh limanında bir bina satın almıştır Bu ticari girişim başarısız olmuş ve

başvurucu 2000-2003 yılları arasında gerccedilekleşen işlemlerden dolayı 18 davalıya karşı yargı yoluna

başvurmuştur Başvurucu hile dolandırıcılık yalan beyan ve nuumlfuzu koumltuumlye kullanma da dacirchil olmak

uumlzere ccedileşitli iddialarda bulunmuştur

Bay Keaneyrsquoin sonucunda başarısız olduğu yargılama iki yargı seviyesi sonrasında 11 yıl iki

ay sonra huumlkme bağlanmıştır

Başvurucu İstinaf Mahkemesi aşamasında Temmuz 2008rsquode yerel gereklilikler uyarınca

uygun bir şekilde temyize başvurmadan oumlnce ccedileşitli durumlarda dava dilekccedilesini değiştirmek zorunda

bırakılmıştır 5 ay sonra İstinaf Mahkemesi iddialarını kanıtlayamadığına karar vererek başvurucunun

accediltığı davaları reddetmiştir

Bay Keaney 2007 ve 2009 yılları arasında İstinaf Mahkemsie kararlarına karşı temyiz yoluna

başvurmuştur Davalıların başvurucunun gerekli belgeleri sağlayamadığı gerekccedilesiyle temyiz

başvurularının reddi talepleri 2014rsquote goumlruumllmuumlştuumlr ve başvurucudan sırasıyla Nisan 2015 ve Mart

2016rsquota beyanlarını sunması istenmiştir Temyiz Mahkemesi sonunda Temmuz 2015 ve Nisan 2017

yıllarında kararlarını accedilıklamış ve İstinaf Mahkemesinin kararlarını bozmaya yer olmadığını karar

vermiştir

81

İstinaf Mahkemesince iddialarının ccediloğu ldquokazanma şansı olmadığı bilinerek ve sırf karşı tarafa

zarar vermek amacıyla accedilılmışrdquo olarak goumlruumllduuml ve Temyiz Mahkemesi de yazılı beyanlarındaki

temellendirilmemiş iddiaların eklenmesinin ldquotamamen suumlrecin koumltuumlye kullanılmasırdquo olduğunu

belirtmiştir

İhlal İddiaları Bay Keaney Madde 6sect1rsquoe (makul suumlrede adil yargılanma hakkı) istinaden

davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

ve davasındaki gecikmelerin İrlanda hukuk sisteminin oumlrguumltlenmesinden kaynaklandığını belirtmiştir

Ayrıca İrlanda hukukunda Madde 13 (etkili ccediloumlzuumlm hakkı) kapsamında ne aşırı uzun

yargılamalar iccedilin etkili bir ccediloumlzuumlm bulunduğunu ne de bu tuumlr gecikmeleri gidermek iccedilin bir mekanizma

olduğu iddia etmiştir

Karar

Madde 6sect1 (makul suumlrede yargılanma hakkı)

Mahkeme başvurucunun davasını gerektiği gibi savunmaksızın birden fazla sanık aleyhine

dava accedilmasını iccedileren davranışları goumlz oumlnuumlne alındığında İstinaf Mahkeme yargılamalarının makul bir

suumlre iccedilinde ccediloumlzuumllduumlğuumlnuuml tespit etmiştir

Bu nedenle İstinaf Mahkemesinin 2006 ve 2007deki ilk ccedilalışmalarının ccediloğu birccedilok iddiadan

hangisinin reddedilmesi gerektiğine karar vermeye ayrılmıştır Vekili bulunmasına rağmen

başvurucunun davasını gerektiği gibi savunup ilerletememiş olması bu seviyedeki yargılamanın

gecikmesine kesin bir şekilde ve ilaveten katkıda bulunmuştur Nitekim iccedil hukuktaki usullere uygun

olarak davasını savunduktan sonra İstinaf Mahkemesi yargılamayı beş ay iccedilinde sonuccedillanmıştır

Temyiz Mahkemesi seviyesinde başvurucunun temyiz başvurusunu savunma tarzına ilişkin

sorunlar devam etmiştir Başvurucu gerekli temyiz belgelerini sunmamış ve yasal sunumlarını

zamanında yapmamıştır

Ancak başvurucunun bu davranışının tek başına temyiz yargılamasının tuumlm uzunluğunu haklı

goumlstermesi muumlmkuumln değildir Bu yargılamanın bazı aşamaları makul olmayan bir şekilde uzamıştır ve

başvurucunun Temyiz Mahkemesi oumlnuumlndeki başvurularını kovuşturmadaki eylemsizliği goumlruumlnuumlşe

goumlre sanıkların bu temyiz başvurularını reddettirmek iccedilin harekete geccedilmesine kadar herhangi bir

yansıma olmaksızın devam etmiştir

Başvurucunun Temyiz Mahkemesine başvurması ile ikinci temyiz başvurusunun reddedilmesi

arasında sekiz yıl geccedilmiştir Temyizlerin beş ila yedi yıl arasında uykuda kalmasına izin verilmesi

konusunda yeterli accedilıklama yapılmamıştır

82

Sonuccedil olarak Mahkeme hem İstinaf hem de Temyiz Mahkemelerinde gecikmeye accedilıkccedila

katkıda bulunan başvurucunun davranışına rağmen yargılama suumlresinin aşırı uzun olduğunu belirterek

6sect1 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 13 (etkili başvuru hakkı)

Mahkeme 2010 tarihli McFarlane v İrlanda (no 3133306) Buumlyuumlk Daire kararında Huumlkuumlmet

tarafından oumlnerilen yerel ccediloumlzuumlmlerden hiccedilbirisinin oumlzellikle de zamanında yargılanmaya dair anayasal

hakkın ihlali iccedilin tazminat davasının etkili olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini belirterek ceza yargılamasında

makul olmayan gecikme sebebiyle Madde 6sect1rsquoin ve Madde 6 ile bağlantılı olarak Madde 13rsquouumln ihlal

edildiğine huumlkmedildiğini vurgulamıştır

Mevcut dosyada Huumlkuumlmet tarafında oumlnerilen temel ccediloumlzuumlm zamanında yargılanmaya dair

anayasal hakkının ihlali iccedilin tazminat davasındaki ile aynı kalmaya devam etmiştir

Huumlkuumlmet McFarlanersquoden sonra huumlkme bağlanan bir yerel kararın Nash v DPP [2017] 3 IR

320 hangi koşullar altında ceza yargılamalarında gecikme durumunda anayasal tazminata

huumlkmedileceği konusunda Temyiz Mahkemesi tarafından yapılan oumlnemli bir accedilıklama teşkil ettiğini

beyan etmiştir Bu karar oumlzellikle zamanında yargılanmaya dair anayasal hakkın İrlanda Hukukursquonda

yerleşmiş olduğunu teyit etmiş ve uygun durumlarda İrlanda Mahkemelerirsquonin tazminata

huumlkmedileceğini belirtmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin cevabı aşağıdaki sıkıntıları iccedilerdiğini belirlemiştir

İlk olarak Nash kararında Temyiz Mahkemesi Devlet tarafında kusurlu gecikme olmadığına

dair verdiği karara ilişkin temel aldığı koşullara dair parametreleri tanımlamaktan sakınmıştır

Mahkeme bir Anglosakson hukuku mahkemesinin gerekli parametreleri uygun somut bir dava

bağlamında değil soyut olarak geliştirme konusundaki suskunluğunun anlaşılabilir olduğunu

belirtmiştir Mahkeme ayrıca hukuk yollarının anayasal bir sistemde ve daha da oumlnemlisi İrlanda gibi

yazılı bir Anayasaya sahip bir Anglosakson hukuku sisteminin oumlzel durumunda gelişmesine izin

vermenin oumlnemini kabul etmiştir

Bununla birlikte makul olmayan gecikmeler iccedilin etkili bir hukuk yolunun varlığına ilişkin

sorunlar 2003 yılından bu yana işaretlenmiş ve o zamandan beri hukuk ve ceza yargılamalarını iccedileren

davalarda yinelenmiştir

İkinci endişe ise haksızlığı telafi iccedilin kullanılan ccediloumlzuumlmuumln hızına ilişkindir Olağan hukuk

davaları temyizleri dacirchil olmak uumlzere Temyiz Mahkemesinde uzun bekleme suumlreleri mevcuttur

Mahkeme Hizmetleri Yıllık Raporursquonda 2018 yılında olağan hukuk davalarına ilişkin başvuruların

İstinaf Mahkemesinde bekleme suumlresinin 20 ay olduğu belirtilmiştir Aynı rapor Temyiz Mahkemesine

83

ilişkin olarak mahkemeye temyize başvurma izni vermeye dair bildirim ile izne dair kararın ccedilıkması

arasında altı hafta bekleme suumlresi olduğu belirtilmiştir dolayısıyla her ne kadar Temyiz Mahkemesinin

en son raporu dramatik bir duumlşuumlşe işaret etse de izin tarihinden kararın verilmesine kadar geccedilen

bekleme suumlresi 68 hafta suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Nash davasında makul olmayan gecikme talebiyle ilgili

tazminat davalarının altı buccediluk yıldan fazla suumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir

Mahkeme ayrıca bilgisi dahilinde olduğu oumllccediluumlde yasama oumlncesi aşamada kalan ve

ilerletilmeden oumlnce Huumlkuumlmet duumlzeyinde ilave değerlendirme gerektiren tazminat ccediloumlzuumlmuuml sağlamayı

amaccedillayan taslak Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Genel Şema (Mahkeme Yargılamalarında Gecikme

Halinde Tazminat) 2018 tasarısına da dikkat ccedilekmiştir

Nihayet bir başka ccediloumlzuumlm 2003 tarihli Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Kanunu kapsamındaki

bir tazminat başvurusu ancak tazminat iccedilin başka bir dava imkanı mevcut olmadığında muumlmkuumlnduuml

Nash kararında Temyiz Mahkemersquonin sunduğu accedilıklamaya rağmen dosyanın hızlı işlem goumlrmesi

hakkına saygı duyulmamasının uygulamada ccediloumlzuumlme kavuşturulması hala hem potansiyel

başvurucuların hem de Devletrsquoin oumlnemli oumllccediluumlde ccedilaba zaman ve hatta masrafını gerektirmektedir

Huumlkuumlmet ayrıca AİHS Kanunu kapsamında tazminat davasının tali olasılığına ve makul olmayan

gecikme halinde boumlyle bir ccediloumlzuumlmuumln muumlmkuumln olup olmadığına dair soruya dair de bir bilgi

sağlamamıştır

Dolayısıyla Mahkeme bu koşullarda Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13

maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun dosyasını suumlrduumlrmedeki tavrının neredeyse

suumlrecin koumltuumlye kullanılması olduğunu belirttiğine dikkat ccedilekmiştir Huzurdaki dosyada Mahkemersquonin

Madde 6 ve Madde 13rsquouumln birlikte ihlaline karar verirken niyeti başvuruculara sadece Avrupa

Soumlzleşmesirsquonin ihlalini elde etmeyi amaccedillayarak yerel duumlzeyde koumltuumlye kullanır bir şekilde dava accedilma

youmlnuumlnde ters bir teşvik vermek değildir

Dolayısıyla Mahkeme Soumlzleşmersquonin amaccedilları bakımında Soumlzleşme Madde 6sect1 ile Madde

13rsquouumln ihlaline karar vermenin başlı başına adil tazmin olduğuna karar vermiştir

84

Başvuru Adı Dragan PetrovićSırbistan

Başvuru No 7522910

Başvuru Tarihi 6 Aralık 2010

Karar Tarihi 14 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202345

Konu Polisin cinayet soruşturması sırasında başvurucunun evinde

DNA oumlrneği almak iccedilin arama yapmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel hayata saygı hakkı) ihlali

olmaması (oybirliği) ve başvurucudan DNA iccedilin tuumlkuumlruumlk alınmasının Soumlzleşme madde 8 ihlali

olması (oyccedilokluğu)

Olaylar Başvurucu Dragan Petrović Suboticarsquoda (Sırbistan) yaşayan

1985 doğumlu bir Sırbistan vatandaşıdır

Temmuz 2008rsquode polis başvurucunun yaşlı bir adamın şiddetli darbe sonucu oumllmesine

karışmış olabileceğine ilişkin bilgi almıştır Bu bilgiye dayanarak soruşturma hakimi ayrı iki

kararla başvurucunun dairesinin aranmasına ve DNA incelemesi iccedilin başvurucudan tuumlkuumlruumlk

oumlrneği alınmasına karar vermiştir

Arama cinayetin ardından alınan nesnelere odaklanmıştır oumlzellikle de succedil ile bağlantılı

olabilecek ldquosiyah deri ceketrdquo ve ldquoayakkabılar ile diğer eşyalarrdquo Polis dairede iki tabanca

bulmuştur başvurucu tabancalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir

DNA tuumlkuumlruumlk testi cinayet mahallinde bulunan DNA ile karşılaştırma yapılması iccedilin

gerekli goumlruumllmuumlş ve hakim polise tıp uzmanları ile gerektiği takdirde zor kullanarak

başvurucudan oumlrnek veya kan oumlrneği alınması iccedilin izin vermiştir Avukatı hazırken başvurucu

goumlrevlilere tuumlkuumlruumlk oumlrneği vermeyi kabul etmiştir Bununla birlikte kararın nasıl

gerccedilekleştirildiğine dair polis tarafından tutulan resmi bir kaydın olmadığı anlaşılmaktadır

Ağustos 2008rsquode polis başvurucuya yasa dışı ateşli silah bulundurmak succedilunun isnat

edileceğini soruşturma hakimine bildirmiştir Yetkililer başvurucunun DNA oumlrneği ve cinayet

mahallinde bulunan biyolojik izler arasında bir eşleşme bulamamıştır

85

Ağustos 2008rsquode başvurucu Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve Soumlzleşme madde 8

ve Anayasa madde 25 ve 40 kapsamında konuta ve oumlzel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini

ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Ekim 2010rsquoda başvuruyu esastan reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yapılan aramanın ve DNA oumlrneği alımının

Soumlzleşme madde 8 kapsamında korunan haklarını (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı)

ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme oumlncelikle başvurucunun altı aylık suumlreden sonra başvuru yaptığına ve iccedil

hukuk yollarını tuumlketmediğine ilişkin Huumlkuumlmet itirazlarını başvurucunun başvurduğu Anayasa

Mahkemesinin etkili bir iccedil hukuk yolu olduğunu goumlz oumlnuumlnde bulundurarak reddetmiştir

Davayı esastan incelerken Mahkeme ilk olarak başvurucunun evinde yapılan aramayı

inceleme konusu yapmıştır Mahkemenin kararına goumlre konuta saygı hakkına muumldahale

oluşturan bu arama kanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve meşru bir amaca hizmet etmektedir

Dolayısıyla asıl sorun bunun orantılı olup olmadığı ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup

olmadığıdır

Mahkeme izin verilen aramanın cinayet soruşturması bağlamında olduğunu ve polisin

araştırdığı şeylerin belirli olduğunu (siyah deri ceket ayakkabılar ve cinayetle ilişkili diğer

nesneler) kaydetmiştir Bu sebeple Mahkeme arama emrinin belirsiz olduğunu ileri suumlren

başvurucu iddiasına katılmamaktadır

Mahkeme ayrıca arama esnasında başvurucunun avukatının ve ev sahibinin hazır

bulunması sebebiyle herhangi bir koumltuumlye kullanma durumuna elverişli ve etkili bir şekilde karşı

koyabileceğini kaydetmiştir Dahası avukat elkoyma tutanağı ve arama-elkoyma işleminin

resmi kaydını imzalamış izin sebebi dışında arama işlemine şerh duumlşmemiştir

Bu sebeple Mahkeme soumlz konusu muumldahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna

ve polisin dairede yaptığı aramanın Madde 8 ihlali olmadığına huumlkmetmiştir

DNA oumlrneği alınması meselesini ele alırken Mahkeme bu hareketin başvurucunun oumlzel

hayata saygı hakkına muumldahale anlamına geldiğini tespit etmiştir İşleme verdiği onay aksi

86

takdirde tuumlkuumlruumlk veya kan oumlrneğinin zorla alınması tehdidi altında gerccedilekleştiği iccedilin eyleme

geccedilerlilik kazandırmaz

Mahkeme DNA oumlrneği kararının herhangi bir huumlkuumlmde geccedilmediğini ilgili Ceza

Muhakemesi Kanunu maddesinin mahkemeye yalnızca kan oumlrneği alımı ya da ceza

soruşturmasında ldquooumlnemlirdquo olguları tespit etmek iccedilin tıbben gerekli goumlruumllmesi halinde ldquodiğer

tıbbi işlemlerrdquo iccedilin karar yetkisi oumlngoumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir Bunlara ek olarak dava dosyasına

goumlre işlemlerle ilgili resmi kayıt tutmamışlar Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili huumlkmuumlne

riayet etmemişlerdir

Mahkeme ayrıca ilgili huumlkmuumln DNA oumlrneği alma konusunda 2011rsquode değiştirilen

Ceza Muhakemeleri Kanunda sonradan yer alan ccedileşitli yeni guumlvencelerden yoksun olduğunu

kaydetmiştir Bu yeni guumlvenceler ağız ccedilubuğuyla oumlrnek alınmasına işlemin uzman eşliğinde

gerccedilekleşmesine ve rıza olmaksızın ağzından oumlrnek alınabilecek insanların sınırlandırılmasına

oumlzel atıf iccedilermektedir

Mahkeme boumlylelikle davalı Devletin 2011 tarihli kanunda daha ayrıntılı huumlkuumlmler

koyarak bu alanda daha sıkı duumlzenleme yapılmasına ihtiyaccedil duyduğunu zımnen kabullendiğine

karar vermiştir

Mahkeme DNA oumlrneği alınarak başvurucunun oumlzel hayatına muumldahale edilmesinin

kanuni olmadığına ve madde 8 ihlali olduğuna huumlkmetmiştir

Madde 6

Başvurucu aynı zamanda Soumlzleşme madde 63(a)ya aykırı olarak belirli bir succedilun

şuumlphelisi olduğuna dair yetkililerin kendisini derhal ve ayrıntılı olarak bilgilendirmemesinin

haberdar edilme hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir

Mahkeme başvurucunun bu iddialarının madde 8 kapsamındaki iddialarına ek

olmaktan ziyade ayrı bir şikayet noktası olduğunu ve bu iddiaların iccedil hukukta ileri

suumlruumllmediğini tespit etmiştir Bu sebeple başvurunun bu kısmı iccedil hukuk yollarının

tuumlketilmemesi sebebiyle reddedilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41) Mahkeme altıya karşı bir oyla Sırbistanrsquoın başvurucursquoya

1500 euro manevi tazminat ve yargılama giderleri iccedilin 1200 euro oumldemesine huumlkmetmiştir

87

Başvuru Adı Shmelev ve diğerleriRusya

Başvuru No 4174117 ve diğer 16 dava

Başvuru Tarihi 2017 ve 2018rsquode ccedileşitli tarihler

Karar Tarihi 09 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202347

Konu Mahkemersquonin Rusya aleyhine verdiği uygunsuz tutulma

koşullarına youmlnelik kararlara karşı 2019rsquoun sonunda yuumlruumlrluumlğe giren yeni yasanın tutuklulara

tutukluluk koşullarının elverişsizliğinin tazminat hakkı vermesi 17 başvurunun altısının

tutukluluklar sona erdiği iccedilin kabul edilemez bulunması yeni tazminat hukuk yolunun oumlzellikle

tutukluluk veya yerel kuralların ihlali sebebiyle olan mahpusluğun bazı hallerindeki gibi diğer

hukuk yolları aranmadığı takdirde etkili olması

Olaylar Başvurucular Rusya vatandaşıdır ve Rusyarsquoda ccedileşitli

merkezlerde ceza yargılamalarındaki mahkumiyetlerinden oumlnce ya da sonra tutulmaktadırlar

veya tutulmuşlardır

Başvuruculardan yedisi tutukevlerinde tutuklu olarak tutulmakta veya tutulmuştur

Kalan on başvurucu ise ıslah edici kolonilerde huumlkuumlmluuml olarak tutulmuş veya tutulmaktadır

Başvurucuların tamamı oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı elverişsiz olan tutulma

koşullarından şikayet etmiştir Bazı başvurucuların tutuklulukları dosya AİHM oumlnuumlnde taraf

goumlruumlşleri alınma aşamasındayken sona ermiştir diğerlerinin ise devam etmiştir

Mart 2020 itibariyle Rusya aleyhine tutulma koşulları ile ilgili 1450 benzer başvuru

mahpusluk koşulları ile ilgili 3600 başvuru incelenmeyi beklemektedir

Aralık 2019rsquoda Federal Kanun no494-FZ (Tazminat Kanunu) kabul edilmiş ve 27

Ocak 2020rsquode yuumlruumlrluumlğe girmiştir Buna goumlre herhangi bir tutuklu ulusal veya uluslararası

standartların tutulma suumlresinde ihlal edilmesi halinde mahkemede maddi tazminat talebinde

bulunabilecektir

88

Tazminat Kanunu AİHMrsquoin sırasıyla tutukevlerindeki ve cezaevlerindeki yetersiz

koşullara değinen 2012 tarihli Ananyev ve DiğerleriRusya (BN 4252507 ve 6080008) ile

2013 tarihli Sergey BabushkinRusya (BN 599308) kararları sonucu kabul edilmiştir

Rusya Huumlkuumlmeti yeni kanun ve uygunsuz tutulma koşullarını hafifletme amacını

taşıyan diğer ulusal gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmede bulunmuştur Tazminat Kanunun

tutulma koşulları ile ilgili şikayetler accedilısından yeni bir kanun yolu olarak ele alınmasını

Mahkemeden istemiştir Başvurucular bu goumlruumlşe katılmamış veya yorumsuz kalmıştır

İhlal İddiaları Başvurucular madde 3rsquoe (insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) dayanarak oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı tutulma koşullarının elverişsiz

olmasını şikayet etmiştir Bazı başvurucular madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak

tutulma koşullarıyla ilgili etkili başvuru olmamasını şikayet etmiştir

Karar

Madde 3 ve 13 (uygunsuz tutulma koşulları)

Oumlncelikle Mahkeme elverişsiz tutulma koşullarına youmlnelik kanun yollarıyla ilgili

olarak bazı uumlye Devletlerce yapılan yenilikleri hatırlatmıştır Muumlmkuumln olan 2 yolu

vurgulamıştır Bunlar mevcut tutukluluğun şartlarını geliştirme (oumlnleyici) ve sebep olunan

herhangi bir zarar iccedilin tazminattır (telafi edici) Mahkeme oumlnleyici ve telafi edici yolların

birbirleriyle ilişkili olduklarını ve etkili olmaları iccedilin birlikte ele alınmalarının gerekliliğini

vurgulamıştır

Bununla beraber iki yol da ayrı ayrı incelenmelidir Boumlylelikle Mahkeme oumlnleyici

yolun etkililiğinin hala değerlendirilmesi gerektiğine karar verirken Tazminat Kanununa ilişkin

vardığı sonucun kapsamını yalnızca geccedilmiş tutulmalar ile sınırlamıştır

Mahkeme Tazminat Kanununun prensipte geccedilmişteki tutukluluk ve bazı mahpusluk

hallerinin -ki sonuncusu iddia edilene goumlre yerel huumlkuumlmleri ihlal etmektedir- geliştirilmesiyle

ilgili davalarda elverişli ve etkili bir tazmin yolu olduğunu tespit etmiştir

Bu yol ccedilelişmeli yargılamaya uygun ve gerekli usuli guumlvencelere sahiptir ilgili kişilerin

erişimine doğrudan accedilıktır ve onlara makul derecede başarı umudu sunmaktadır Dahası bu

tarz iddiaların makul suumlre iccedilinde işleme alınmayacağına huumlkmedilen tazminatın Soumlzleşme

89

standartlarına uygun olmayacağına ya da derhal oumldenmeyeceğine inanmamak iccedilin bir sebep

yoktur

Ayrıca Tazminat Kanununa Yuumlksek Mahkemenin accedilıklayıcı ve youmlnlendirici rehberliği

eşlik etmiştir Ayrıca bu Kanun elverişsiz tutulma koşullarını hafifletmeyi amaccedillayan

uygulamalar ve ulusal mevzuata [2015rsquote yuumlruumlrluumlğe giren İdare Usul Kanunu ve Ceza

Kanunundaki birccedilok mahkumiyette tutukluluk suumlresinin mahpusluk suumlresinden duumlşuumllmesi

gibi değişiklikler] dayanmaktadır

Mahkeme yeni tazminat yolunun Rusya mevzuatının tutulan kişi iccedilin koyduğu kişisel

alan standardının Soumlzleşme madde 3 kapsamındaki insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye dair

minimum ağırlık eşiğine uygun olduğu durumlarda (733413 başvuru numaralı

MuršićHırvatistan Buumlyuumlk Daire kararında her tutuklu iccedilin 3 metrekarelik kişisel alan

oumlnerilmiştir) veya tutulmanın ulusal standartların altına duumlştuumlğuuml durumda geccedilmiş tutulmalar

iccedilin kullanılabilecek etkin bir yol olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir

Mahkeme altı başvurucu iccedilin bu durumu tespit etmiştir Mahpusluk veya tutukluluk

doumlnemindeki elverişsiz koşullar sonucu haklarının ihlal edildiğine youmlnelik iyi temellendirilmiş

şikayetlerde bulunan bu başvurucular Mahkemeye başvurmadan oumlnce tazminat almak iccedilin

Tazminat Kanununu kullanabilirlerdi Bu yeni ulusal kanun yolunu tuumlketmemeleri sebebiyle

madde 3 ve 13 kapsamında yaptıkları başvuru kabul edilemez bulunmuştur

Tazminat Kanunundaki geccediliş huumlkuumlmleri uyarınca Kanun yuumlruumlrluumlğe girdiğinde

şikayetleri Mahkeme oumlnuumlnde bekleyen veya kanun yolu tuumlketilmediği sebebiyle kabul

edilemez olanlar 180 guumln iccedilinde mevzubahis yoldan yararlanabilir Bunu goumlz oumlnuumlnde

bulunduran Mahkeme bu yaklaşımı tuumlm benzer başvurulara (oumlrneğin ulusal standartların

tutulma sırasında ihlal edildiği ileri suumlruumllen başvurular) yayma kararı vermiştir

Bununla birlikte ulusal mevzuatın Soumlzleşme gerekliliklerine accedilıkccedila uygunsuz olduğu

goumlruumllen bir standart -mahpus başına 225 metrekarelik kişisel alan- belirlediği durumlarda yeni

tazminat yolunun etkililiği geccedilmiş tutulmalarda bile kesin değildir Başvurulardan uumlccediluumlnde

durum budur

Mahkeme bu sebeple başvuruları sonraya bırakmaya karar vermiş ve taraflardan

geccedilmiş tutulmalar iccedilin tazminat yollarının etkililiğini accedilıkladıkları yazılı goumlruumlşlerini

bildirmelerini istemiştir

90

Mahkeme tutulma suumlrelerinin devam ettiğini goumlz oumlnuumlnde bulundurarak diğer sekiz

başvuruyu da aynı şekilde ertelemeye karar vermiştir Ccediluumlnkuuml mevcut oumlnleyici hukuk yollarının

etkililiğini tespit iccedilin elinde yeterli materyal yoktur Şuumlphesiz İdare Usul Kanunu tarafından

sağlanan yargı yollarının etkililiği oumlzellikle ceza kurumlarındaki aşırı kalabalığın yaygınlığı

bakımından değerlendirilmeyi beklemektedir Bunun iccedilin de taraflardan yazılı goumlruumlş

istenmiştir

Ulusal kanun yollarının etkililiğinin daha ileri değerlendirmesi yapılana kadar aynı

konu ile ilgili yapılan tuumlm başvuruların incelemesi beklemeye alınacaktır Mahkeme dostane

ccediloumlzuumlm oumlnerilerini veya tek taraflı beyanları işleme alarak ya da başka bir şekilde tarafların

halihazırda bilgilendirildiği (ldquotebliğ edilmişrdquo) davaları inceleyebilir

91

Başvuru Adı CastellaniFransa

Başvuru No 4320716

Başvuru Tarihi 26082009

Karar Tarihi 30 Nisan 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

19688722]

Konu

Başvurucunun evinde eşi ve kızıyla beraberken oumlzel silahlı polis birimi tarafından

tutuklanması esnasında maruz kaldığı şiddete ilişkin olarak polis operasyonun nihai amaccedil olan

şuumlphelinin yakalanması iccedilin gerekli olan şekilde gerccedilekleştirilmediği ve başvurucunun

yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların oumllccediluumlsuumlz olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin

ihlal edilmesi

Olaylar

Başvurucu Joseph Castellani 1956 doğumlu ve Conteste (Fransa) yaşayan bir Fransız

vatandaşıdır

Mayıs 2002de kimliği bilinmeyen kişilere karşı tanıkların korkutulması ve oumlluumlm

tehditleri nedeniyle polise youmlnelik şiddet olaylarına ilişkin EHnin uumlccedil aile uumlyesinin mahkum

edildiği bir davada ifade veren avukatın şikayeti uumlzerine adli tahkikat başlatılmıştır

Soruşturmadaki başlıca şuumlpheliler başvurucunun arkadaşı ve komşusu olan EH

ailesinin uumlyeleridir

18 Haziran 2002de Nice şehrinin polis ekibi EHnin aile uumlyelerini yakalamak iccedilin

GIPNden (ulusal polisin oumlzel silahlı muumldahale birimi) destek talep etmiş ve bu talep kabul

edilmiştir Polis şefi Rnin talebi uumlzerine GIPN biriminin başkanı aynı davaya dahil olan Bay

Castellaniyi yakalamak iccedilin muumldahale etmeyi kabul etmiştir Polis operasyonunun

gerccedilekleştiği koşullar taraflarca ihtilaflıdır 13 Kasım 2002 tarihinde soruşturmanın hakimi

tarafından Bay Castellanirsquonin yakalanmasına neden olan tanıkları korkutma ve oumlluumlm tehdidi

succedillamalarını duumlşuumlren kararla soruşturmaya son verilmiştir

92

13 Ocak 2009 tarihinde Ceza Mahkemesi Bay Castellaniyi ruhsatsız bir silaha sahip

olmaktan succedillu bulmuş ve kendisine para cezası vererek cezayı ertelemiştir Mahkeme evinde

saldırıya uğradığını duumlşuumlnmesinin makul olduğu gerekccedilesiyle meşru muumldafaa amacıyla hareket

ettiğini kabul ederek kamu goumlrevlisine youmlnelik kasten saldırı succedilundan beraatine karar

vermiştir

18 Kasım 2002 tarihinde Bay Castellani polis memurlarının kasti şiddet ve barbarca

fiil tehdidi altındaki bir kişiye yardım etmedikleri iddiasıyla ceza davasına muumldahil olarak

katılma başvurusunu iccedileren bir şikayette bulunmuştur 2 Temmuz 2004 tarihinde soruşturma

hakimi Nice Ceza Mahkemesi oumlnuumlnde yargılanacak polis memurlarına karşı tehlikedeki bir

kişiye yardım etmeme succedillamasını suumlrduumlrerek bazı succedillamaları duumlşuumlrmeye karar vermiştir

Başvurucunun itirazını takiben İstinaf Mahkemesi soruşturmanın kısmen sonlandırılması

kararını iptal etmiş ve soruşturmanın asıl succedillamalara dayanılarak devam ettirilmesine karar

vermiştir

27 Ocak 2006 tarihinde kamu goumlrevlilerinin kasıtlı şiddet uyguladıkları succedillamalarını

reddeden soruşturmanın kısmen sonlandırılması kararı verilmiştir Başvurucu temyize

gitmiştir 15 Haziran 2006 tarihli bir kararla İstinaf Mahkemesi barbarca fiil succedillamasının sona

erdirilmesini onamıştır 25 Ekim 2007 tarihli bir kararda aynı zamanda kamu goumlrevlileri

tarafından kasten şiddet uygulanması succedillamasının sona erdirilmesi onanmıştır

26 Haziran 2009 tarihinde Bay Castellani kendisine verilen zararın tazmini iccedilin

Devlete dava accedilmıştır Mahkeme 5 Nisan 2011 tarihli bir kararla Devletin başvurucuyu

yakalaması iccedilin GIPNyi goumlndermesine istinaden sorumluluğunu iccedileren ciddi bir ihmal eylemi

gerccedilekleştirdiğine karar vermiştir Devletin başvurucuya tazminat olarak 59000 Euro (EUR)

ve masraf olarak 3500 Euro(EUR) oumldemesine karar verilmiştir 12 Nisan 2012 tarihinde Aix-

en-Provence İstinaf Mahkemesi Bay Castellanirsquonin davasının kabul edilebilirliğini onamış

ancak kararın geri kalanını bozmuş ve başvurucunun iddialarını reddetmiştir Bay

Castellaninin masraflara ek olarak Hukuk Usuluuml Kanununun 700 maddesi uyarınca 1700

Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir

Temyiz Mahkemesi kararı bozarak davayı Montpellier İstinaf Mahkemesirsquone geri

goumlnderdi 27 Ocak 2015 tarihindeki bir kararla Montpellier İstinaf Mahkemesi GIPNrsquonin

muumldahalesinin Devletrsquoin sorumluluğunu yol accedilan bir durum olduğunun kanıtlanamadığına

karar vermiştir Mahkeme bu muumldahalenin yalnızca başvurucunun kendisini savunmak iccedilin

93

işlediği eylemler accedilısından değil aynı zamanda yakalama işlemine direnme konusundaki ısrarı

accedilısından da isabetsiz veya orantısız olmadığına karar vermiştir Ancak İstinaf Mahkemesi

başvurucuya polis goumlzetimindeyken tıbbi bakım sağlanmaması nedeniyle Devletrsquoin ciddi

ihmali bulunduğuna karar vermiştir Devletrsquoin başvurucuya tıbbi bakım eksikliğinden dolayı

tazminat olarak 5000 EUR ve Medeni Usul Kanununun 700 maddesi uyarınca 2000 EUR

oumldemesine karar verilmiştir

Temyiz Mahkemesi 10 Şubat 2016 tarihinde başvurucunun temyiz başvurusunu

hukuki accedilıdan reddetmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesinin 3 maddesine (insanlık dışı veya

aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak polis tarafından tutuklanmasıyla birlikte GIPNnin

muumldahalesinin ve guumlccedil kullanımının ne gerekli ne de orantılı olduğunu ekleyerek şiddet

eylemlerinden şikayetccedili olmuştur

Karar

3 Madde

Mahkeme dosyadaki tuumlm sağlık raporlarının başvurucunun ciddi şekilde yaralandığını

kaydettiğini belirtmiştir Başvurucu fiziksel acıya ek olarak ruhsal zorluklara da katlanmak

zorunda kalmıştır

Bay Castellani ccedilok sayıda teccedilhizatlı ve silahlı memur tarafından ailesinin goumlzleri

oumlnuumlnde kapı ve oumln kapı zorla accedilıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde evinde goumlzaltına

alındığından oumltuumlruuml ailesinin karşısında kuumlccediluumlk duumlşme ve aşağılanma hissi ile guumlccedilluuml korku ve

endişe yaşamıştır

Mahkeme operasyonun planlanmasına ilişkin ilke olarak ceza soruşturmasında

sorgulanacak bir bireyin tutuklanması iccedilin belirli bir birimin seccedililmesine ilişkin huumlkuumlm

vermenin kendi goumlrevi olmadığını belirtmiştir Bununla birlikte genellikle aşırı şiddet

durumlarında veya oumlzellikle hızlıkesin tepki gerektiren tehlikeli durumlarda devreye giren oumlzel

birimlerin muumldahalesinin otoritenin koumltuumlye kullanılması ve insan onurunun ihlali gibi belirli

riskler doğurabileceği youmlnuumlndeki yaklaşımını tekrar vurgulamıştır Bu nedenle bu tuumlr

94

birimlerin muumldahalesinin guumlvencelerle ccedilevrelenmesi gerekmektedir (Bkz Kučera Slovakya

no 4866699 sect 122 17 Temmuz 2007)

GIPNnin yardımıyla polis muumldahalesinin amacı başlangıccedilta EH ailesini yakalamaktır

Komutan soruşturma yargıcından GIPNnin muumldahalesini istemiştir bu muumldahale daha sonra

Kamu Guumlvenliği Muumlduumlruuml tarafından başvurucuyu değil bir polis memurunun şiddet ve

kaccedilırılma succedilundan mahkum edilmiş olan EH ailesinin uumlyelerini yakalamak iccedilin kabul

etmiştir Polis şefi R ancak bu ailenin bazı uumlyeleri tutuklandıktan sonra GIPNnin varlığının

sağladığı fırsattan yararlanarak soruşturma yargıcına bilgi vermeden veya Kamu Guumlvenliği

Muumlduumlruuml ile mutabakat sağlamadan aynı davaya karıştığından şuumlphelenilen başvurucunun

yakalanması iccedilin yardım talebinde bulunmuştur Mahkeme bu nedenle operasyona normalde

bu tuumlr bir oumlzel birimin muumldahalesini ccedilevreleyen mevcut iccedil guumlvencelerin eşlik etmediğini

kaydetmiştir

Başvurucunun karakteri ile ilgili olarak yerel mahkemeler GIPNnin muumldahalesini

haklı kılmak iccedilin kullanılan başvurucunun tehlikeli olduğu iddiasının yalnızca muumldahaleyi

talep eden polis memurlarının ifadelerinden kaynaklandığını ve bu iddianın herhangi bir kanıtla

desteklemediği kanaatindedir

Dahası bazı yerel mahkemeler somut olayın koşulları ccedilerccedilevesinde GIPNnin

muumldahalesinin orantılılığını sorgulamışlardır Ceza Mahkemesi 13 Ocak 2009 tarihinde GIPN

gibi oumlzel bir birimin tehditlere youmlnelik bir oumln soruşturmaya muumldahalesinin alışılmadık olduğuna

ve başvurucunun uygunsuz bir şekilde goumlzaltına alınmasının ardından hiccedilbir zaman adli

soruşturmaya tabi tutulmadığını ve hatta polis muumldahalesine yol accedilan kararı veren hakim

tarafından sorgulanmadığını belirtmiştir

Mahkeme ayrıca İstinaf Mahkemesirsquonin bu tercihin Bay Castellanirsquonin arz ettiği

tehlike karşısında orantısız olabileceği goumlruumlşuumlnuuml benimsediğini goumlzlemlemiştir

Mahkeme son olarak başvurucunun goumlzaltına alındığı sırada yalnız olup olmayacağına

dair bir sonuca ulaşmak iccedilin herhangi bir oumln araştırma yapıldığını goumlsteren bir bulgunun

dosyada yer almadığını belirtmiştir Mahkeme bu tuumlr bir polis operasyonunun planlanmasında

ve yuumlruumltuumllmesinde şuumlphelinin aile uumlyelerinin yakalama yerinde bulunmasının dikkate alınması

gerektiğine karar vermiştir Mevcut davada bu tuumlr bir değerlendirme eksiktir ve polis

başvurucunun aile evindeki operasyonu buna goumlre planlamamıştır

95

Mahkeme davanın tuumlm oumlzel koşullarını dikkate alarak başvurucunun evindeki polis

operasyonunun kesinlikle gerekli olmasını sağlayacak şekilde planlanmadığı veya

gerccedilekleştirilmediğine başka bir deyişle bir succedil işlediğinden şuumlphelenilen bir kişinin

yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların nihai amacına ulaşmak iccedilin kesinlikle gerekli olmadığına

karar vermiştir

Mahkemersquoye goumlre polis memurları tarafından guumlccedil kullanımına ilişkin ilk olarak

başvurucunun kaydedilen yaralanmalarının kendisini yakalayan polis memurlarından

kaynaklandığı ikinci olarak Bay Castellaninin polis memurlarından birine demir ccedilubukla

vurduğu hususları tartışmasızdır Ancak başvurucu ve Huumlkuumlmet olayların aynı versiyonunu

anlatmamışlardır

Mahkeme Ceza Mahkemesirsquonin kesinleşen bir kararla başvurucunun meşru olarak

evinde saldırıya uğradığına ikna olduğunu ve meşru muumldafaaya uygun davrandığına karar

verdiğini kaydetmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin başvurucunun polis memurlarına

kasten saldırdığına ilişkin beyanını kabul edememiştir bu yalnızca yakalamaya karışan ve

sonradan hakkında dava accedilılmış olan polis memurlarının iddialarından dosyada bu iddiayı

destekleyecek herhangi başka bir kanıt olmamasına rağmen tuumlretilmiştir

Bununla birlikte Mahkeme ilk olarak başvurucunun yakalamaya direnmekle

succedillanmadığını ve ikinci olarak kask takan ve kalkanla korunan bir dizi polis memurunun

eylemlerinin oumlzellikle şiddetli olduğunu goumlzlemlemiştir

Mahkeme bu nedenle başvurucunun yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların kesinlikle

gerekli olmadığına ve kendisinin davranışlarının kullanılan fiziksel guumlcuuml gerekli kılmadığına

karar vermiştir

Bu nedenle Soumlzleşmenin 3 maddesi ihlal edilmiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme Fransanın başvurucuya maddi tazminat olarak 2803 Euro (EUR) ve manevi

tazminat olarak 20000 Euro(EUR) oumldemesine karar vermiştir

96

MAYIS 2020

Başvuru Adı Kostov ve DiğerleriBulgaristan

Başvuru No 6658112 ve 2505415

Başvuru Tarihi 3 Ekim 2012

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202440

Konu Kamulaştırmanın gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat

gereklilikleri arasında oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak arazi sahipleri uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve

aşırı bir yuumlk yuumlklemesinin 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesinin (muumllkiyetin korunması) ihlali olduğu

Olaylar Başvurucular Nedyalko Kostov Severina Popova ve Boris Velichkov isimli uumlccedil

Bulgar vatandaşıdır Başvurucular sırasıyla 1971 1951 ve 1944 yılında doğmuş olup Sofyarsquoda

yaşamaktadırlar

İlk başvurucunun arazisi Sofya-Varna otoyolu uumlzerinde kavşak inşa etmek uumlzere 2011 yılında

kamulaştırılmıştır İkinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların arazileri ise Sofya etrafında ccedilevre yolu inşa etmek

uumlzere kamulaştırılmıştır İlk başvurucuya arazisi karşılığında metrekare başına ortalama 022 Bulgar

Levası (BGN 011 Avroya (EUR) tekabuumll etmektedir) kamulaştırma bedeli verilmişken ikinci ve

uumlccediluumlncuuml başvuruculara metrekare başına 084 BGN (043 EUR) kamulaştırma bedeli verilmiştir

Başvurucular kamulaştırma bedelinin ccedilok duumlşuumlk olduğunu ve bu bedelin kamulaştırma

durumunda oumldenecek bedelin karşılaştırılabilir gayrimenkullerin piyasa değerine eşdeğer olması

gerektiğini oumlngoumlren iccedil hukuka aykırı olduğunu ileri suumlrerek yargı yoluna başvurmuşlardır

Yargılama sırasında ilk başvurucunun gayrimenkuluuml iccedilin metrekare başına 225 BGNrsquoye (115

EUR) satılmış bir arazi karşılaştırılabilir olarak belirlenmişken ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların

gayrimenkuluuml iccedilin ise metrekare başına 25 BGNrsquoye (13 EUR) satılmış bir arazı karşılaştırılabilir olarak

belirlenmiştir

2012 ve 2014 yılında verilen kararlarda Yuumlksek İdari Mahkeme bir tane karşılaştırılabilir

gayrimenkuluumln kamulaştırılmış arazinin piyasa değerini tespit etmede yeterli olmayacağına karar

vermiştir Bu itibarla kamulaştırma bedelinin iccedil hukuktaki Youmlnetmelikrsquote yer alan Huumlkuumlmet formuumllleri

uyarınca hesaplanması gerekmekteydi ve bu da kamulaştırma esnasında oumldenmesine karar verilen

tutarların oluşmasına yol accedilmıştır

97

Anayasa Mahkemesi Temmuz 2006rsquoda kamulaştırma bedelinin hesaplanma youmlntemine ilişkin

yasal değişiklikleri 12 yargıcın doumlrduumlnuumln karşıt goumlruumlş beyan etmelerine karşın onamıştır Karşıt

goumlruumlşteki yargıccedillar diğer itirazlarının yanında yeni sistemin adil kamulaştırma bedelleri oumldenmesine

engel olacağı youmlnuumlndeki endişelerini beyan etmişlerdir

İhlal İddiaları Başvurucular 1 Norsquolu Protokol Madde 1rsquoe (muumllkiyetin korunması) istinaden

kendilerine oumldenen bedelinin arazilerinin piyasa değeri ile herhangi bir ilgi kurulmadan belirlendiğini

ileri suumlrmuumlşlerdir ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular oumlzellikle aynı boumllgede diğer kamulaştırılmış

arazilerinin maliklerinin daha yuumlksek kamulaştırma bedeli aldığına dikkat ccedilekmişlerdir

Karar

1 Norsquolu Protokol Madde 1

Mahkeme iccedilin en oumlnemli soru soumlz konusu muumldahalenin oumllccediluumlluuml olup olmadığı bir başka

ifadeyle yetkililerin toplumun genel menfaatinin gereksinimleriyle başvurucuların haklarının

korunmasının gerekliliği arasında adil bir denge kurup kuramadığı olmuştur

Bu itibarla başvuruculara Soumlzleşmersquonin de gerektirdiği uumlzere kamulaştırılan arazilerinin

kamulaştırma tarihindeki değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenip

oumldenmediğinin tespiti gerekmiştir

İccedil hukukta kamulaştırılan gayrimenkuluumln maliklerinin ldquoeşdeğerrdquo kamulaştırma bedeli almaları

gerekmekteydi ve bu da ulusal Anayasa Mahkemesirsquone goumlre ldquogayrimenkul serbest piyasada satıldığı

zaman malikin elde edeceği piyasa değerirdquo anlamına gelmekteydi Karşılaştırılabilir gayrimenkul

eksikliği nedeniyle başvuruculara oumldenecek kamulaştırma bedeli ise Youmlnetmelik kapsamında

belirlenmiştir

Mahkeme başvurucuların kamulaştırılmış arazileri ile aynı boumllgede yer alan diğer

kamulaştırılmış arazilerin maliklerine oumldenen farklı değerlemeleri not etmiştir Bu tutarlar

başvurucuların arazilerinin piyasa değerinin kesin olarak belirlenmesini sağlayamazken en azından

piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınabilirdi

İlaveten piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınan değerler ndash ilk başvurucu iccedilin 6 BGN (3

EUR) ile 225 BGN (115 EUR) arasında değişen ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin 2005 BGN (10

EUR) ile 25 BGN (13 EUR) arasında değişen ndash ile oumldenen kamulaştırma bedelleri ndash ilk başvurucu iccedilin

metrekare başına ortalama 022 BGN (011 EUR) ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin metrekare

başına ortalama 084 BGN (043 EUR) ndash arasında oumlnemli tutarsızlıklar bulunmaktaydı

Yuumlksek İdari Mahkeme soumlz konusu tutarsızlıkları başvurucuların gayrimenkullerinin muumlnferit

oumlzellikleri bakımından değerlendirmemiştir Ancak bu tutarsızlıklar Anayasa Mahkemesirsquonin

98

Temmuz 2006rsquodaki kararında karşıt goumlruumlş beyan eden yargıccedilların kamulaştırılan bir arazinin değerinin

hesaplanması durumuna ilişkin olarak ifade ettikleri endişeleri tam olarak haklı goumlstermiştir

Huumlkuumlmet arazilerinin duumlşuumlk vergilendirilebilir değerine atıf yaparak başvuruculara oumldenen

kamulaştırma bedellerinin yeterli olduğunu iddia etmiş ve ayrıca Sofya boumllgesindeki tarım arazilerinin

fiyatlarına dair istatistiksel verilere dikkat ccedilekmiştir

Ancak Mahkeme ulusal duumlzeyde hesaplanan vergilendirme amaccedillı değerinin gayrimenkuluumln

adil piyasa değerine tekabuumll ettiğinin iddia edilmediğini not etmiştir Ayrıca iccedil hukukta da ldquoeşdeğerrdquo

kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bu tuumlr bir tekabuumll etme durumu soumlz konusu değildir

Ayrıca istatistiksel verinin nasıl toplandığı veya bu verilerin tarım arazilerine ilişkin

işlemlerdeki gerccedilek değerlere mi yoksa taraflarca beyan edilen değerlere mi dayandığı da asla

accedilıklanmamıştır

Mahkeme ayrıca Huumlkuumlmetrsquoin dayandığı alakasız iki vakıa daha tespit etmiştir ilk

başvurucunun 2008rsquode arazisi iccedilin oumldediği goumlrece duumlşuumlk fiyat ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların

kamulaştırılmadan oumlnce arazilerinden elde ettikleri duumlşuumlk gelirler Mahkeme iccedil hukukta ldquoeşdeğerrdquo

kamulaştırma bedelinin hesaplanması iccedilin gerekli kuralların bu tuumlr faktoumlrlere atıfta bulunmadığını tespit

etmiştir

Mahkeme Youmlnetmelikrsquote yer alan kuralların uygulanmasının başvurucularının arazilerinin

değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenmesini sağlamadığına karar

vermiştir Kamulaştırma gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat gereklilikleri arasında

oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak başvurucular uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve aşırı bir yuumlk yuumlklemiştir

Dolayısıyla 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesi ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme 1 Norsquolu Protokolrsquouumln Madde 1 kapsamındaki tespitlerine ilişkin olarak Madde 6sect1

kapsamında ayrı bir husus doğmadığını tespit etmiştir

99

Başvuru Adı KoumlvesiRomanya

Başvuru No 359419

Başvuru Tarihi 28 Aralık 2018

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202415

Konu Başvurucunun vaktinden oumlnce goumlrevinden uzaklaştırılmasının yargı

bağımsızlığını koruma amacını engellemesi ve bunun yargı ve yargı bağımsızlığını etkileyen yasama

reformlarına ilişkin kamuoyu tartışmalarına katılmada kendisi ve diğer savcılar ve yargıccedillar uumlzerinde

caydırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle madde 6sect1 ve madde 10rsquoun ihlal edildiği

Olaylar Başvurucu Laura-Codruta Koumlvesi 1973 yılında doğmuş Buumlkreşrsquote

(Romanya) yaşamakta olan bir Romanya vatandaşıdır

Koumlvesi ilk olarak Mayıs 2013rsquote Ulusal Yolsuzlukla Muumlcadele Muumlduumlrluumlğuumlne (ldquoUYMMrdquo)

başsavcı olarak uumlccedil yıllık bir doumlnem iccedilin atanmıştır Adalet Bakanı ve Yuumlksek Yargı Konseyinin

(ldquoYYKrdquo) savcılar biriminin olumlu değerlendirmelerinin akabinde Romanya Cumhurbaşkanı kendisini

Mayıs 2016rsquodan Mayıs 2019rsquoa kadar olmak uumlzere ikinci bir doumlnem iccedilin yeniden atamıştır

Aralık 2016daki parlamento seccedilimleri diğer reformların yanı sıra yasaları onaylarken veya

geccedilirirken işlenen goumlrevi koumltuumlye kullanmanın succedil olmaktan ccedilıkarılması da dahil olmak uumlzere adalet

sisteminde birkaccedil yasal reform oumlnermekte olan yeni bir huumlkuumlmetin kurulmasına neden olmuştur

2017rsquode kabul edilen yasal oumlnlemler goumlsterilere ve uluslararası duumlzeyde endişelere yol accedilmasının yanı

sıra UYMMrsquonin bazı mevzuat boumlluumlmlerinin kabul edilme youmlntemine ilişkin de soruşturma başlatmasına

yol accedilmıştır

Şubat 2018rsquode Adalet Bakanı diğer hususların yanında UYMMrsquonin faaliyeti ile bağlantılı

olarak uumlccedil Anayasa Mahkemesi kararına ve başvurucunun yaptığı basın accedilıklamalarına atıfta bulunarak

başvurucunun goumlrevden alınmasını teklif etmiştir YYKrsquonın savcılar birimi ccediloğunlukla Bakanrsquoın

başvurucuya youmlnelik eleştirilerini kabul etmeyerek ve başvurucunun idaresinin yetersiz olduğuna dair

hiccedilbir kanıt olmadığı gerekccedilesi ile ccediloğunluk oyla başvurucunun goumlrevden alınması teklifini

reddetmiştir Nisan 2018rsquode Romanya Cumhurbaşkanı goumlrevden alma kararını imzalamayı

reddetmiştir ve bu da Başbakanın Anayasa Mahkemesirsquone başvuruda bulunmasına neden olmuştur

Mayıs 2018rsquode Anayasa Mahkemesi gerek Cumhurbaşkanının gerekse de Anayasa

Mahkemesirsquonin Adalet Bakanı tarafından oumlne suumlruumllen nedenleri değerlendirme yetkisine sahip

100

olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının goumlrevden alma kararını imzalaması gerektiğini huumlkmetmiştir

Anayasa Mahkemesi ayrıca idare mahkemelerinin sadece davada verilen idari kararın goumlruumlnuumlşte hukuka

uygunluğunu daha belirgin olarak usule uygunluğunu inceleyebileceğini fakat amaca uygunluk

accedilısından bir inceleme yapamayacağına da accedilıklık getirmiştir

Başvurucu Temmuz 2018rsquode goumlrevden alınmıştır

İhlal İddiaları Bayan Koumlvesi Soumlzleşmenin 6sect1 maddesine (adil yargılanma hakkı)

dayanarak disiplin cezası uyarınca UYMM başsavcılık goumlrevinden alınmasına ilişkin haklarını

savunmak iccedilin mahkemeye erişiminin reddedildiğinden bahisle şikayetccedili olmuştur

Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca başvurucu yargıyı etkileyen yasal reformlara ilişkin

mesleki sıfatıyla goumlruumlşlerini kamuoyuna accedilıkladıktan sonra goumlrevinin sona erdiğini iddia etmiştir

Başvurucu ayrıca Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi ve 10 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde

(etkili başvuru hakkı) uyarınca da şikacircyette bulunmuştur

Karar

Madde 6sect1

Mahkeme Vilho Eskelinen ve Diğerleri kararında da belirtildiği gibi kural olarak iki şart

yerine getirilmediği suumlrece devlet memurları ile Devlet arasındaki anlaşmazlıkların 6 maddenin

kapsamına girdiğini tekrar etmiştir Bu şartlar yasal duumlzenlemenin uyuşmazlığın ccediloumlzuumlmuuml iccedilin

mahkemeye erişiminin accedilıkccedila engellenmiş olması ve bu engellemenin Devletrsquoin menfaati ccedilerccedilevesinde

objektif nedenlerle gerekccedilelendirilmiş olmasıdır

Huumlkuumlmetin davasını bir idare mahkemesine taşımayarak iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği

youmlnuumlndeki ifadesiyle de teyit edildiği uumlzere Bayan Koumlvesinin olayında boumlyle bir accedilıkccedila mahkemeye

erişimi engelleme durumu mevcut değildir

Ayrıca bu davadaki herhangi bir erişimi engelleme objektif olarak gerekccedilelendirilemeyecektir

UYMM başsavcısının goumlrevden alınma suumlrecinin yargı denetimine tabi olmaması Devletrsquoin menfaatine

olamayacak ve yalnızca bağımsız bir yargı organının yapacağı denetim yargının kıdemli uumlyelerini

yuumlruumltme erkinin keyfiliğinden koruyabilecektir

Mahkeme Koumlvesirsquonin olayına 6 maddenin medeni hukuk youmlnuumlnuumln uygulanacağına karar

vermiştir

Esasa ilişkin olarak Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin başvurucunun olayında herhangi bir yargı denetimi

olmadığı olgusuna itiraz etmediğini belirtmiştir Aksine Huumlkuumlmet başvurucunun goumlrevden alınmasının

101

gerekccedilelerini belirten Adalet Bakanırsquonın raporu YYKrsquonın kararına veya Devlet Başkanırsquonın kararına

karşı idare mahkemesine başvurmayarak mevcut olan ccedileşitli iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğini ileri

suumlrmuumlştuumlr

Ancak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin Bakanın raporunun tek başına hiccedilbir etki

yaratmayan bir oumln işlem olarak goumlrduumlğuumlnuuml tespit ettiğini belirtmiştir Ayrıca Huumlkuumlmet tarafından

sunulan belgeler sivil toplum kuruluşlarının Bakanın raporuna mahkemede itiraz etmeyi denediklerini

ve başarısız olduklarını goumlstermiştir YYK kararına ilişkin olarak ise başvurucunun kendi lehine bir

karar olması hasebiyle herhangi bir karşı işlemde bulunmamıştır

İlaveten Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı kararına karşı olarak herhangi bir idare

mahkemesi talebinin yalnızca kararın kabul edilmesine ilişkin olarak usuli formaliteler nezdinde bir

değerlendirmeye yol accedilabileceğini belirtmiştir ancak başvurucunun şikacircyeti ise kararın esastan

incelenmesi ve kararın esasının hukukiliğinin denetimi yapılmasını gerektirmiştir

Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerccedilekte itiraz etmeyi amaccedilladığı hususa yani UYMM

başsavcılığından alınması nedenlerine mahkemede etkili bir şekilde itiraz etmek iccedilin mevcut bir iccedil

hukuk yoluna sahip olduğuna ikna olmamıştır

Mahkeme bir bireyin medeni haklarına yapılan muumldahalenin hukuka uygunluğuna ilişkin

herhangi bir ciddi ve hakiki ihtilafın o kişiye ldquobu iccedil hukuk sorununu bir mahkeme tarafından karara

bağlanmasırdquo hakkı verdiğinin altını ccedilizmiştir Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği mevzuatları yuumlruumltme

ve yasama organından bağımsız bir makamın muumldahalesi de dahil olmak uumlzere savcıların ihraccedil veya

goumlrevden alınmasında usul adaletinin goumlzetilmesine buumlyuumlk oumlnem vermiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetin iccedil hukuk yollarının tuumlketilmemesine ilişkin olan itirazını reddetmiş ve

davalı Devletin Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş olan olayın incelenmesi hususundaki

sınırlar nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının oumlzuumlne zarar verdiği sonucuna varmıştır

Bu nedenle Koumlvesirsquonin mahkemeye erişim hakkı engellenmiştir

Madde 10

Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması ile goumlrevinin sona ermesi

arasında nedensel bir bağlantı olduğuna dair ilk bakışta haklı deliller bulunduğunu tespit etmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin diğer gerekccedileleri de

ikna edici bulmamıştır Dolayısıyla başvurucunun goumlrevinin sona ermesi başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuuml hakkına bir muumldahale teşkil etmiştir

102

Mahkeme daha sonra incelemesinde Huumlkuumlmetin başvurucu goumlrevinden alması eyleminin

Madde 10sect2 Madde kapsamındaki muumldahale iccedilin mazeretler olan meşru bir amaccedil goumlzetip

goumlzetmediğine veya ldquobaskın toplumsal ihtiyaccedilrdquo olup olmadığının uumlzerinde durmuştur

Meşru Amaccedil

Mahkeme Adalet Bakanının başvurucunun Bakanın yasa tekliflerini eleştirdikten ve Bakanın

dahil olduğu ikincil derecedeki mevzuatlarla bağlantılı cezai soruşturmalar başlattıktan sonra başlamış

olan goumlrevden alınması suumlrecinin bir nedeni olarak hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma ihtiyacını zikrettiğini

belirtmiştir Bakan ayrıca başvurucunun bu davranışının Romanyarsquoyı ulusal Avrupa ve uluslararası

duumlzeyde endişe konusu haline getiren bir kriz yarattığını iddia etmiştir

Mahkeme tam aksine bu endişenin başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin olduğunu ifade

etmiştir

Ayrıca Mahkeme bu tedbirin hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma veya başkaca herhangi bir meşru

amaca hizmet ettiğini goumlsteren herhangi bir delil sunulmadığını belirtmiştir Soumlz konusu goumlrevden alma

başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanmasının bir sonucu olarak ortaya ccedilıkmıştır Huumlkuumlmet soumlz

konusu muumldahale iccedilin herhangi bir meşru amaccedil ortaya koymamıştır

Mahkeme bu nedenle bu muumldahalenin meşru bir amaccedil taşıdığını kabul edemeyecektir

Boumlylesi bir sonuccedil genellikle Mahkemenin 10 madde kapsamındaki şikayetleri incelemesini

sona erdirirken Mahkeme yine de muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını

değerlendirmeye karar vermiştir

Demokratik Bir Toplumda Gerekli Olma

Mahkeme başvurucunun UYMM başsavcısı olarak mesleki sıfatıyla soumlz konusu yorumları

yapmış olduğunu belirtmiştir Başvurucu ayrıca oldukccedila tartışmalı mevzuat boumlluumlmleriyle bağlantılı

olarak Huumlkuumlmet uumlyeleri tarafından işlenen yolsuzluk succedilları şuumlphelerine youmlnelik soruşturmaları

başlatmak ve bu soruşturmalar hakkında halkı bilgilendirmek iccedilin yasal guumlcuumlnuuml kullanmıştır

Başvurucu goumlruumlşlerini doğrudan meday uumlzerinden veya mesleki toplantılarda ifade etmiştir

Mahkeme başvurucunun ulusal yolsuzlukla muumlcadele savcılığının başsavcısı olarak

bulunduğu işlevleri ve goumlrevleri arasında yargı ve yargı bağımsızlığı uumlzerinde etkisi olması muhtemel

olan yasal reformlar ve daha fazlası uumlzerinde fikirlerini ifade etmek bulunan kuruma ve bilhassa da

başvurucunun kurumu tarafından yuumlruumltuumllen yolsuzlukla muumlcadeleye oumlzel bir oumlnem atfetmektedir

103

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi savcıların hukuk yargı idaresi ve insan haklarının

geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamuya accedilık tartışmalara katılma hakkına sahip olmaları

gerektiğini ve savcıların kamu goumlrevlilerini oumlzellikle yolsuzluk gibi succedillar nedeniyle herhangi bir

engelle karşılaşmaksızın kovuşturabilecek bir pozisyonda olmaları gerektiğini kabul etmiştir

Ayrıca başvurucunun accedilıkccedila yuumlksek kamu yararına ilişkin konulardaki bir tartışma bağlamına

giren konumu ve ifadeleri ifade oumlzguumlrluumlğuuml iccedilin yuumlksek derecede koruma ve davalı Devlet tarafından

yapılacak herhangi bir muumldahalenin sıkı bir şekilde incelenmesini gerektirmiştir Buna karşılık Devletin

ise bu tuumlr muumldahalelere ilişkin olarak sadece sınırlı bir takdir yetkisi (ldquokısıtlı bir takdir payırdquo)

bulunmaktadır

Mahkeme başvurucunun goumlrevden alınmasının ve bu goumlrevden alınmayı meşrulaştıran

gerekccedilelerin Devlet guumlcuumlnuumln bağımsız bir kolu olarak yargı işlevinin niteliğine ve -Avrupa Konseyi ve

diğer uluslararası belgeler uyarınca- yargı bağımsızlığının korunması iccedilin kilit bir oumlneme sahip olan

savcıların bağımsızlığı ilkesine verilecek oumlzel oumlnemle bağdaştırılamayacağını belirtmiştir Bu nedenle

başvurucunun goumlrev suumlresinin bitiminden oumlnce goumlrevden alınması yargı bağımsızlığını koruma amacını

ortadan kaldırmaktadır

Tedbirin şiddeti yalnızca başvurucuyu değil aynı zamanda diğer savcı ve hakimleri de yargıyı

etkileyen yasama reformları ve daha genel olarak yargı bağımsızlığına ilişkin konularda kamu oumlnuumlndeki

tartışmalara katılmaktan caydırmak suretiyle bir ldquocaydırıcı etkirdquo (chilling effect) de yaratmış olmalıdır

Mahkeme 6 madde kapsamındaki değerlendirmelerine atıfta bulunarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlne

getirilen kısıtlamalara karşın etkili ve yeterli tedbirlerin mevcut bulunmadığına karar vermiştir

Bu nedenle başvurucunun UYMM başsavcılığı goumlrevinden alınmasıyla 10sect2 maddede

sıralanmış olan meşru amaccedilların hiccedilbiri goumlzetilmemiş ve ldquodemokratik bir toplumda gerekli olmardquo

olgusu gerccedilekleşmemiştir Bu nedenle 10 madde ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme 6 madde kapsamındaki huumlkuumlmleri nedeniyle 13 madde youmlnuumlnden farklı bir sorun

teşkil etmediğini belirtmiştir

104

Başvuru Adı Maacutendli ve DiğerleriMacaristan

Başvuru No 6316416

Başvuru Tarihi 26 Ekim 2016

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202540

Konu Gazetecilerin akreditasyonlarının Meclisin izin verilmeyen bir

alanında milletvekillerine soru sormaları sebebiyle askıya alınmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Ivaacuten Szabolcs Maacutendli Ferenc Bakro-Nagy Tamaacutes Fabiaacuten

Norbert Fekete Balaacutezs Kaufmann ve Klaacutera Anikoacute Kovaacutecs sırasıyla 1975 1967 1987 1976 1987 ve

1978 doğumlu Macaristan vatandaşı olup Dunaharasztirsquode yaşayan Bay Maacutendli ve Nyiacuteregyhaacutezarsquoda

yaşayan Bay Fabiaacuten dışında (her ikisi de Macaristanrsquodadır) Budapeştersquode yaşamaktadırlar

2016 yılının Nisan ayında indexhu 24hu hvghu dahil olmak uumlzere ccedileşitli basın kuruluşlarında

ccedilalışan başvurucular meclisin genel kurul toplantısında raporlama yapmak iccedilin akreditasyon

almışlardır

Başvurucular Macaristan Merkez Bankasırsquona ilişkin oumldemeler konusunda yorumlar almak

niyetiyle Parlamento soumlzcuumlsuuml ve Başbakan dahil ccedileşitli Parlamento uumlyelerine soru sormayı

denemişlerdir Meclis binasının kayıt iccedilin belirlenmeyen bir boumlluumlmuumlnde onlara oumln bildirimsiz soru

youmlneltmişlerdir Parlamenterlerin birccediloğu cevaplamayı reddetmiştir

Başvurucular izin verilen bir usulde veya belirlenmiş alanlarda ccedilekim yapılmayacağı hususunda

Başbakanın basın soumlzcuumlsuuml ve Meclisin personelleri tarafından uyarılmıştır Takip eden guumln Meclis

Başkanı ldquoizinsiz kayda alma ve kuralları accedilık ve kasten ihlal etmerdquo hususuna istinaden başvurucuların

Meclis akreditasyonunu askıya almıştır

Başvurucular Macaristan Anayasasırsquonda yapılacak bir değişikliğinin goumlruumlşuumllmesinin

planlandığı Haziran ayının genel kurul toplantısını haberleştirmek iccedilin Meclise erişim talep etmişlerdir

fakat cevap alamamışlardır

Meclis Başkanı 2016 yılının Eyluumll ayında askıya alma kararını geri ccedilekmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Meclise giriş yapmak iccedilin kullandıkları akreditasyonun askıya

alınmasının Soumlzleşmenin 10 maddesini (ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml) ihlal ettiğinden şikayetccedilidir

105

Başvurucular Soumlzleşmenin 61 maddesi (mahkemeye erişim hakkı) ve 13 maddesi (etkili

başvuru hakkı) uyarınca uygulanan yaptırıma karşı koymak iccedilin iccedil hukukta başvuru yolu

bulunmadığını oumlzellikle Meclis Başkanının kararına mahkemede itiraz edilemediğini ileri suumlrmuumlşlerdir

Karar

Madde 10

Mahkeme iccedilin temel mesele başvurucuların muumldahalenin ldquodemokratik toplumda gereklilikrdquo

hususunda şikayetccedili olup olmadıklarıdır

Mahkeme gazeteciler iccedilin Soumlzleşmenin 10 maddesi uyarınca oumlngoumlruumllen korumanın sorumlu

gazetecilik ilkesi gereğince doğru ve guumlvenilir bilginin sağlanması amacıyla iyi niyetle hareket etme

şartına bağlı olduğuna dair iccediltihadını tekrarlamaktadır

Mahkemersquoye goumlre sorumlu gazetecilik kavramı sadece haber iccedileriğiyle ilgili bir kavram

olmayıp gazetecilerin davranışının yetkili makamlar ile etkileşimleri de dahil olmak uumlzere hukuka

uygunluğunu da kapsamaktadır

Mahkeme başvurucuların milletvekillerinden bilgi talep ederken Mecliste belirli alanlarda

ccedilekim yapılmayacağına dair davranış kurallarını ihlal ettiğini dikkate almıştır Mahkeme başvurucuların

siyasetle ilgili konularda bilgi aktardıkları iccedilin değil daha ziyade bunu yaptıkları yer ve usul sebebiyle

cezalandırıldıklarına ikna olmuştur Ancak tedbir yine de daha sonraki gazetecilik faaliyetlerini yani

parlamento hakkında doğrudan habercilik yapılmasını kısıtlamaktadır

Mahkemersquoye goumlre başvurucular kamu yararını ilgilendiren oumlnemli bir meselede yani Merkez

Bankası ile bağlantılı yasadışı oumldemelere ilişkin iddialar hakkında milletvekillerinin goumlruumlşlerini almayı

amaccedillamışlardır

Mahkeme hali hazırda basın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln siyasi liderlerin fikirleri ve davranışları hakkında

halk nezdinde bir goumlruumlşuumln oluşması ve şekillenmesinin en iyi yollarından biri olduğunu belirtmiştir

Oumlzellikle siyasilere kamuoyunun endişelerini yansıtma ve yorumlama fırsatı vermekte boumlylece herkese

demokratik toplum kavramının ccedilok merkezinde olan serbest kamusal tartışmalara katılma olanağı

sağlamaktadır

Ne Mahkeme ne de yerel mahkemeler haberciliğin gerekli teknikleri konusunda basının

goumlruumlşleri yerine kendi goumlruumlşlerini koyamazlar Mahkeme boumlylece bahsi geccedilen davanın konusunun kamu

yararı olduğunu kabul etmiş ve başvurucuların daha fazla habercilik iccedilin Meclise girişlerine izin

verilmesindeki menfaatlerinin kamunun haberdar edilen konuda haklı bir yararının olduğu hususlarıyla

bağlantılı olduğunu değerlendirmiştir

106

Mahkeme ayrıca Meclis işlerinin duumlzenli yuumlruumltuumllmesinin yanı sıra milletvekillerinin haklarının

korunması hususunu da incelemiştir Mahkeme ilke olarak parlamento işlerinde aksamanın oumlnlenmesi

amacıyla Meclislerin binaların iccedilerisinde kayıt yapılan alanların belirlenerek youmlnetilmesini

duumlzenlediklerini ve Mahkemersquonin bu tuumlr duumlzenlemeleri incelemesinin sınırlı olması gerektiğini kabul

etmiştir

Mahkeme boumlylece başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı uumlzerindeki sınırlamanın koumltuumlye

kullanımına karşı etkili ve yeterli teminatları beraberinde getirip getirmediğine dair incelemesine

odaklanmıştır Mahkeme Meclis Başkanırsquonın başvurucular aleyhindeki kararının yaptırımın olası

etkilerine veya kısıtlamalar iccedilin goumlsterilen sebeplerin gazetecilik faaliyetine uygunluğuna dair herhangi

bir değerlendirmeyi iccedilermediğini dikkate almıştır

Ayrıca karar başvurucuların genel yayın muumlduumlruumlne askıya alındıklarını bildiren bir mektup

goumlnderilmesinden ibaret olan karar verme usuluumlne hakkında yaptırım uygulanan kişilerin dahil edilmesi

imkanını sağlamamıştır Kararda kısıtlamanın periyodu belirlenmemiş ve başvurucuların Meclise girme

yetkisine ilişkin sonraki talepleri cevapsız bırakılmıştır Son olarak Meclis Başkanının kararı

başvurucuların karara karşı koyabilmek iccedilin arguumlmanlarını sunabilecekleri herhangi bir etkili bir araccedil

sunmamıştır

Daha sonra Temmuz 2017rsquode bu usulde yapılan değişiklikler akreditasyonun geccedilici olarak

askıya alınmasına ilişkin kararlara bir zaman sınırı getirmekte yaptırımların değerlendirilmesine dair

unsurlar ve gazetecilere hak arama olanağı sağlamıştır

Mahkeme başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahalenin yeterli usuli guumlvencelerin

sağlanmaması sebebiyle izlenen meşru amaccedilla orantılı olmadığı sonucuna varmıştır Muumldahale

ldquodemokratik toplumda gereklirdquo olmayıp Soumlzleşmenin 10 maddesi ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme Soumlzleşmenin 10 maddesi kapsamındaki bulguları goumlz oumlnuumlne alarak Soumlzleşmenin 6

ve 13 maddelerine ilişkin şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esasını ayrıca incelemenin gerekli olmadığı

sonucuna ulaşmıştır

Adil Tazmin (41 Madde)

Mahkeme ihlal tespitinin başvurucuların uğradığı manevi zarar iccedilin yeterli adil tazmin

oluşturduğuna karar vermiştir Mahkeme Macaristanrsquoın yargılama masraf ve giderleri iccedilin 457500-

Euro oumldenmesine karar vermiştir

107

Başvuru Adı PT v Moldova Cumhuriyeti

Başvuru No 112212

Başvuru Tarihi 02112011

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202520

Konu Başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair verilerin gerekli ve

ilgili olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel yaşama saygı hakkını ihlal ettiği

Olaylar PT ( ldquoBaşvurucurdquo ) 1978 doğumlu Moldova vatandaşıdır ve

Moldovarsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2011 yılının haziran ayında askeriye tarafından yapılan

test sonucu HIV+ ccedilıkmış ve bu sebeple askerlikten muaf tutulmuştur Başvurucu 2011 yılının

ağustos ayında kimlik yenilemeye gittiğinde askerlikten muaf tutulmasına sebep olan HIV+

raporunu yetkililere goumlstermek zorunda bırakılmıştır

İhlal İddiaları Başvurucu askerlikten muaf tutulmuş olmasına sebep olan

HIV+ raporunun uumlccediluumlncuuml kişilerle paylaşılması sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının

ihlal edildiğini iddia etmiştir Başvurucu benzer durumdaki Brsquonin iccedil hukukta yapmış olduğu

başvurulardan herhangi bir sonuccedil alamamış olmasını gerekccedile goumlstererek iccedil hukuk yollarını

tuumlketmeden mahkemeye başvurmuştur

Karar

Madde 8

Mahkeme iccedil hukuk yollarının soumlz konusu olayda sadece teoride var olduğunu fakat

aynı yasal dayanaktan ( 864 numaralı huumlkuumlmet kararı ) dolayı mağdur olan Brsquonin yargılama

suumlrecinden de anlaşılacağı uumlzere gerccedilek bir ccediloumlzuumlm sunmadığını belirtmiş ve huumlkuumlmetin iccedil

hukuk yollarının tuumlketilmediği gerekccedilesiyle başvurunun kabul edilemezliğine dair yapmış

olduğu itirazı reddetmiştir Mahkeme başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair bilgilerin

gerekli veya alakalı olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkına

orantısız bir muumldahale oluşturduğuna ve soumlz konusu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir

Soumlzleşmersquonin 41 maddesi kapsamında Mahkeme başvurucuya manevi tazminat olarak 4000

euro ve yargılama giderleri olarak 1500 euro oumldenmesine karar vermiştir

108

Başvuru Adı Mraović v Hırvatistan

Başvuru No 3037313

Başvuru Tarihi 10042013

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202119

Olaylar Josip Mraović ( ldquoBaşvuranrdquo ) 1948 doğumlu bir Hirvatistan

vatandaşıdır ve Hırvatistanrsquoda yaşamaktadır 2005 yılında bir yerel basketbol oyuncusu

başvuran hakkında kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayette bulunmuştur

Bunun uumlzerine yapılan yargılama başvurucunun talebi uumlzerine kapalı şekilde yuumlruumltuumllmuumlş

ve kovuşturma sonucunda başvuran beraat etmiştir Yargılama oumlncesi yuumlruumltuumllen soruşturma

suumlrecinde cinsel saldırıya uğradığını iddia eden kişinin kimliği polis tarafından kamuoyu ile

paylaşılmıştır Bahse konu olay yeniden yargıya konu olmuş ve bu sefer başvuran tecavuumlz

succedilundan huumlkuumlm giymiş ve uumlccedil yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir Başvuran tekrar

yargılandığı esnada kovuşturma suumlrecinin accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesini iki kez talep etmiş ancak

mahkeme mağdurun oumlzel hayatını gerekccedile goumlstererek bu talepleri reddetmiştir Ayrıca

başvuran mağdurun basına roumlportaj vererek kendisinin itibarını lekelediğini belirtmiştir

Başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru kabul edilemezlik

gerekccedilesiyle reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvuran ikinci kez yapılan yargılama suumlrecinin kapalı şekilde

yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml belirtmiş ve bu sebeple adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 6

Mahkeme cinsel saldırı mağdurunun haklarının korunması gerektiğini ve adalet

sisteminin halihazırda cinsel saldırı mağduru olan kişinin acılarını arttırmayacak şekilde

işlemesi gerektiğini belirtmiştir Mahkeme iccedil hukuktaki yargılama devam ederken mağdurun

basınla olaya dair bilgileri paylaşmış olmasıyla tuumlm yargılamanın accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesinin

aynı şey olmadığını mağdurun bilgi paylaşırken sınır ccedilizebileceğini ama yargılama accedilık

yapıldığı takdirde her şeyin kamuoyu tarafından oumlğrenileceğini belirtmiştir Ayrıca mahkeme

109

soruşturma ilk başladığında mağdurla ilgili bilgilerin polisler tarafından hukuka aykırı şekilde

kamuoyu ile paylaşılmasından dolayı mevcut davada idarenin mağdurun hakkı konusunda daha

hassas davranma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir Bu sebeplerle mahkeme iccedil hukukta

yargılama suumlrecinin kapalı şekilde yuumlruumltuumllmesi iccedilin belirtilen mağdurunun haklarının

korunması gerekccedilesini tatmin edici bulmuştur Mahkeme bu tarz bir davada yargılamanın

kapalı yuumlruumltuumllmesi tedbirinin Avrupa Konseyirsquonin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş

ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir

110

Başvuru Adı Csiszer ve CsibiRomanya

Başvuru No 7131413 ve 6802814

Başvuru Tarihi 06112013 ve 06082014

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki

httpshudocechrcoeinttur22itemid22[22001-20245622]

Konu

Romanya Ulusal Bayramırsquonın yapıldığı 1 Aralık 2010 tarihinde Szeacutekely taburunun

kuruluşunu3 anmak iccedilin bir toplantı duumlzenledikleri iccedilin başvuruculara idari para cezası

verilmesinin başvurucuların iccedil hukukta belirtilen kurallara uymayı kasıtlı olarak reddetmesi

ulusal makamların başvurucuların toplanma oumlzguumlrluumlğuuml haklarını kullanmalarını engellemesini

haklı goumlsterebilecek ilgili ve yeterli gerekccedileler sunması nedenleriyle Soumlzleşmersquonin 11

maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Loacuteraacutent Csiszer ve Barna Csibi sırasıyla 1978 ve 1979 doğumlu ve

Miercurea Ciucda (Romanya) yaşayan Romanya vatandaşlarıdır Macarca konuşan bir etnik-

dil grubu olan Szekler (Szeacutekely) etnik grubuna ait olduklarını ve Macar halkıyla tarihi bağları

olduğunu belirtmektedir 1 Aralık 2010da Cluj-Napoca belediye meclisi Romanyanın ulusal

bayramını kutlamak iccedilin şehir merkezinde bir askeri geccedilit ve bir dizi accedilık hava konseri de dahil

olmak uumlzere ccedileşitli etkinlikler duumlzenlemiştir

12 Ekim 2010 tarihinde Bay Csibi Cluj-Napoca belediye başkanına 1 Aralık 2010

tarihinde saat 17 00den 18 00e kadar kentin Union Meydanında yapılacak bir anma

toplantısının organize edilmesinde yardım talep eden bir mektup yazmıştır Toplantının amacı

Szeacutekely taburunun kuruluşunu ve faaliyetini anmaktır

3 1 Aralık 1918de Cluj-Napocada Macar askeri birlikleri Transilvanyaya giren Romanya ordusuyla savaşmak iccedilin Szeacutekely taburunu oluşturmak uumlzere birleşmiştir Nisan 1919da tabur Romanya ordusuna teslim olmuştur

111

19 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi Bay Csibiye talebini reddettiğini ccediluumlnkuuml daha

oumlnce onaylanmış olan başka bir olayın aynı yerde gerccedilekleşeceğini bildirmiştir Konsey ayrıca

şehir merkezindeki başka herhangi bir yerde toplanmaya izin vermeyi de reddetmiştir Bay

Csibi Cluj-Napoca Mahkemesirsquonde yerel konsey aleyhine idari dava accedilmış olmasına rağmen

dava reddedilmiştir

1 Aralık 2010 tarihinde saat 1630 sularında bir dizi polis memuru mobil bir jandarma

birimiyle birlikte Bay Csiszer Bay Csibiyi ve diğer altı kişiyi Union Meydanına dik bir

sokakta bir otelden ve restorandan ayrılırken durdurmuştur

Jandarmalar aynı guumln bir idari para cezası tutanağı hazırlayarak Bay Csiszere 10000

Romanya leyi (RON) (yaklaşık 2200 Euro (EUR)) para cezası vermiştir Başvurucu Cluj-

Napoca Boumllge Mahkemesinde para cezasına itiraz etmiştir Mahkeme davayı reddetmiş ve Bay

Csiszer istinaf yoluna başvurmuştur 5 Haziran 2013 tarihli nihai kararında Cluj Mahkemesi

istinaf başvurusunu temelsiz olduğu gerekccedilesiyle reddetmiştir

Aynı guumln 5000 RON (yaklaşık 1100 Euro) para cezası oumldemesine karar verilen Bay

Csibi ile ilgili bir idari para cezası tutanağı duumlzenlenmiştir Başvurucu boumllge mahkemesinde

bu işleme karşı idari dava accedilmıştır Mahkeme para cezası tutanağının hukuka uygun ve haklı

olduğuna huumlkmederek davayı reddetmiş Mahkeme başlangıccedilta Albert Wass adıyla da anılan

Szeacutekely taburunun komuta merkezi Macaristanda Győrde bulunan ve faşist bir ideolojiye

sahip olan Macar Muhafızlarının bir parccedilası olduğunu kaydetmiştir Mahkeme başvurucular

durdurulduğunda grup uumlyelerinden birinin uumlzerinde Szekler amblemi bulunan bir bayrak

taşıdığını ikinci bir kişinin uumlzerinde Wass Albert szov yazan siyah bir ceket giydiğini ve

arkasında Wass Albert Szovetseg semboluuml var olduğunu tespit etmiştir Son olarak

mahkeme Bay Csibinin durdurulduğu sırada 601991 sayılı Kanunrsquoun 9 (a) Maddesi uyarınca

yasaklanan bir toplantı planladığını ve organize ettiğini kaydetmiştir Bay Csibi karara itiraz

etmiş Boumllge Mahkemesi istinaf talebini reddederek ilk derece mahkemesinin kararını

onamıştır

İhlal İddiaları

Başvurucular 11 maddeye (toplanma oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak kendilerine verilen

cezaların toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğinden şikayetccedili olmuşlardır Birinci başvurucu

ayrıca 10 madde uyarınca ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir14 maddeye

(ayrımcılık yasağı) dayanarak ikinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu

112

iccedilin toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia

etmiştir

Karar

Madde 11

Mahkeme başvurucuların yasaklanmış bir toplantı duumlzenlemeleri nedeniyle 601991

sayılı Kanunrsquoun 26 sect 1 (a) maddesince ilan edilmemiş kayıtsız veya halka accedilık olması yasak

toplantıların duumlzenlenmesi ve yuumlruumltuumllmesi şeklindeki bir kabahate dayanılarak

cezalandırıldığını kaydetmiştir Yerel mahkemeler de toplantının 601991 sayılı Kanunun

faşist veveya şovenist fikirleri yaymayı uumllkeyi ve milleti karalamayı ve diğerlerini ulusal

nefrete teşvik etmeyi amaccedillayan toplantılara dair 9 maddesi kapsamında yasaklandığını

belirtmiştir Ulusal makamlar verilen cezaların gerekccedilesi olarak idari succedil raporlarında

başvurucuların aynı yerde başka bir halka accedilık toplantı yapıldığı iccedilin izin verilmemiş olmasına

rağmen bir toplantı duumlzenlediklerinden de bahsetmişlerdir

Bu neden daha sonra yerel mahkemeler tarafından belirtilmiştir Mahkeme demokratik

suumlrecin aktoumlrleri olarak goumlsterileri organize eden ve bunlara katılan kişilerin yuumlruumlrluumlkteki

duumlzenlemelere uyarak bu suumlrecin youmlnetilmesinin oumlnemli olduğunu belirtmiştir

Mahkeme ulusal makamların bir toplantıda karışıklıkları oumlnlemek iccedilin hangi

oumlnlemlerin uygun olduğuna karar verme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu

yinelemiştir Bununla birlikte hukuka aykırı bir durumun toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlalini haklı

ccedilıkarmadığını goumlzlemlemiştir Ancak yasadışı bir toplantıya resmi hoşgoumlruumlnuumln sınırları somut

olayın oumlzel koşullarına bağlıdır

Mahkeme ulusal mahkemelerin 601991 sayılı Kanunrsquoun 52maddesi uyarınca aynı

yerde iki ayrı toplantının eşzamanlı olarak yapılmasının yasakladığını ve başvurucuların ulusal

makamlar tarafından bu yasal huumlkmuumln uygulanması konusunda uyarılmış olduklarını

belirtmiştir Başvurucular herhangi bir şiddet eylemiyle succedillanmamalarına rağmen Mahkeme

yetkililerin durumun hızla koumltuumlleşmesinden endişe ettiklerinin anlaşılacağını da belirtmiştir

Yasal olarak planlanan etkinliklerin boyutu goumlz oumlnuumlne alındığında ulusal makamların şehrin

aynı boumlluumlmuumlnde aynı anda duumlzenlenen iki halka accedilık toplantının guumlvenliğini sağlaması kolay

olmayacaktır

113

Ulusal mahkemeler soumlz konusu anma toplantısını ldquoyasaklanmışrdquo bir toplantı olarak

nitelendirerek ve boumlylece ilgili kişilere ceza verilmesi gerekliliğini pekiştirirken anma konusu

bakımından 601991 Kanunrsquoun 9 (a) maddesine atıfta bulunmuşlardır Mahkemeler Szeacutekely

taburunun tarihsel oumlnemini ve başvurucuların Szekler uumlyeleri olduğu gerccedileğini dikkate almıştır

Yerel mahkemeler oumlzellikle anma toplantısına katılanlardan birinin Albert Wass adına atıfta

bulunan amblemler taşımasına odaklanmıştır Ulusal mahkemeler Albert Wassa ve onun

Romanyada temsil ettiği şeye atıfta bulunulmasının anma toplantısının amacı konusunda

şuumlpheler uyandırmaya yeterli olduğu ve bu amacı accedilıklığa kavuşturmayı gerekli kıldığı ve hatta

faşist fikirlerin propagandasının amaccedillandığı gerekccedilesiyle toplanmayı yasadışı hale

getirebileceğini kabul etmiştir

Mahkeme daha oumlnce sırf toplum kesimlerinde huzursuzluk duygusu yarattığı veya

saygısızlık olarak goumlruumllduumlğuuml gerekccedilesiyle fikirlerin veya davranışların Soumlzleşme tarafından

sağlanan korumanın dışında bırakılamayacağına karar verdiğini hatırlatmıştır Bununla

birlikte Romanya ulusal bayramının kutlanması bağlamında başvurucuların anma toumlrenlerinin

gerccedilek amacı hakkında şuumlphe uyandıran semboller kullanarak soumlz konusu anma toplantısının

duumlzenlenmesi halihazırda sahnelenmekte olan kamusal olayların altında yatanların aksine

olarak algılanabilecek fikirlerine ilişkin kamuoyunun oumlzel hassasiyeti goumlz oumlnuumlne alındığında

Mahkemersquoye goumlre şiddete yol accedilan toplumsal bir gerilim uumlretme eğilimindeydi Bu nedenle

Mahkeme Romanya mahkemelerinin başvuruculara uygulanan cezaların 601991 sayılı

Kanunrsquoun 9 (a) maddesine aykırı olduğu sonucuna varmasını mantıksız veya keyfi

bulmamıştır

Son olarak Mahkeme soumlz konusu fiillerin cezai succedillar olarak sınıflandırılmamasının

soumlz konusu eylemlerin kamu duumlzenini daha az tehdit ettiği anlamına gelmediğini kaydetmiştir

Gezici jandarma birimi başvuruculara idari para cezası vermiştir Miktarlar her başvurucu iccedilin

farklı olsa da 601991 sayılı Kanunun 26 sect 2 maddesinde belirtilen sınırlar iccedilindedir Ayrıca

başvurucuların ulusal mahkemelerde para cezalarının hukuka uygunluğuna gerekccedilesine ve

miktarlarına itiraz etme hakları da vardır Sonuccedil olarak başvurucular meşru olmayan cezaların

uygulanmasına karşı usuli guumlvencelerden de yararlanmıştır

Mahkeme ulusal makamların takdir yetkilerini aşmadıklarını ve şikayet edilen

cezaların demokratik bir toplumda gerekli ve izlenen amaccedilla orantılı olarak goumlruumllebileceği

kanaatindedir Bu nedenle Soumlzleşmenin 11 maddesi ihlal edilmemiştir

114

Madde 11 ile bağlantılı olarak Madde 14 (Başvuru No 6802814)

İkinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu iccedilin Soumlzleşmenin 11

maddesi uyarınca toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık

yapıldığını iddia etmiştir

Mahkeme Soumlzleşmenin 14 maddesi uyarınca bir sorunun ortaya ccedilıkması iccedilin benzer

veya karşılaştırılabilir durumlardaki kişiler arasında muamelede bir farklılık olması gerektiğini

yinelemiştir İlk olarak Mahkeme ikinci başvurucunun yargılamalarda kendisiyle aynı

durumda olan yani 601991 sayılı Kanunun 5 sect 2 maddesine aykırı olarak anma toplantıları

duumlzenlemeye ccedilalışan ve cezalandırılmayan kişilerin bulunduğunu goumlsterememiştir İkinci

olarak başvurucunun ait olduğu grubun uumlyelerinden birinin soumlz konusu yaptırıma yol accedilan bir

bayrak taşımasının değil yukarıda anılan 5 sect 2 maddeye aykırı bir anma toplantısı

duumlzenlemesinin olgusu olduğunu goumlzlemlemiştir

Son olarak yerel mahkemeler tarafından cezayı onaylama gerekccedilelerine ilişkin olarak

Mahkeme kararlarını ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandırmadıklarını kaydetmiştir

Mahkeme mevcut davadaki muamelede bir farklılık olduğunu varsaysa dahi bu

farklılığın ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandığının goumlsterilmediğine karar vermiştir

Bu nedenle bu şikayet accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğu iccedilin kabul edilemez bulunmuştur

115

Başvuru Adı Farzaliyev Azerbaycan

Başvuru No 2962007

Başvuru Tarihi 8 Mayıs 2007

Karar Tarihi 28 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202532

Konu Azerbaycanda guumlveni koumltuumlye kullanma succedilu ile yargılanan bir

oumlnceki oumlzerk boumllge Başbakanı aleyhine olan tazminat davasında Soumlzleşmenin adil yargılanma

(md 6 sect 1) ve masumiyet karinesi (md 6sect1) maddelerini ihlal etmesi

Olaylar Bay Farzaliyev 1990ların başında Azerbaycan

Cumhuriyetirsquonin oumlzerk bir boumllgesi olan NARrsquoın başbakanı olduğu doumlnemde kamu fonlarını

zimmetine geccedilirme ve goumlrevi koumltuumlye kullanma succedilundan başlatılan ceza yargılamasında asıl

şuumlphelidir Devlet tarafından birccedilok helikopterin satın alınması iccedilin fon tahsis edildiği fakat

helikopterlerin hiccedilbir zaman temin edilmediği iddia edilmiştir Bir soruşturmanın sonucunda

Nakşivan savcılık makamı Bay Farzaliyevrsquoin sorumlu tutulması gerektiğini belirtmiştir Oumlte

yandan succedil zamanaşımına uğradığı iccedilin Ocak 2006da herhangi bir resmi succedillama olmaksızın

ceza yargılaması sona erdirilmiştir

Savcılık makamı daha sonra Nasimi Boumllge Mahkemesirsquonden başvurucunun ve diğer

iki şuumlphelinin isnat edilen zimmet succedilu nedeniyle Devlete tazminat oumldemesine karar verilmesi

talebiyle dava accedilmıştır Başvurucu tazminat davasına ilişkin hukuk yargılaması esnasında

kendisine karşı bir ceza soruşturması yapıldığını fark etmiştir Mayıs 2006rsquoda yerel mahkeme

başvurucunun zimmetine geccedilirdiği yaklaşık 2025000 avroyu tazminat huumlkuumlmleri uyarınca

oumldemesine karar vermiştir Yerel mahkemeye goumlre ceza yargılamasının zamanaşımı nedeniyle

sonlanmış ve davalıların cezai sorumlulukları ortadan kalkmış olsa da succedil nedeniyle verilen

oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir

Bunun uumlzerine Bay Farzaliyev bir uumlst mahkemeye başvurmuş ve ortada herhangi bir

mahkumiyet kararı olmadan hukuk mahkemesinin savcılığın iddianamesini delil olarak kabul

ederek kendisinin zimmet succedilunu işlediğine ve bu nedenle zararı tazmin etmesi gerektiğine

karar verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca Medeni Kanunrsquoun ilgili huumlkuumlmleri yerine Ceza

Muhakemesi Kanunursquonun oumlngoumlrduumlğuuml proseduumlrler ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası yargılaması

yapıldığını ve bunun hukuka aykırı olduğu iddia etmiştir Oumlzellikle başvurucu eğer yargılama

116

Medeni Kanun huumlkuumlmlerine goumlre yapılmış olsaydı zaman aşımı suumlrelerinin dolmasından dolayı

davanın reddedilmesi gerekeceğini de belirtmiştir Aralık 2006da Yuumlksek Mahkeme

Başvurucunun temyiz başvurularındaki iddialarına yanıt vermeden boumllge mahkemesinin

kararını onaylamıştır Yuumlksek Mahkeme Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi de

başvurucunun taleplerini reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu aleyhine yapılan hukuk yargılamasının hukuka

aykırı olduğunu mahkemenin gerekccedilesinin yetersiz olduğunu ve uumlst mahkemelerin iddialarını

incelemediğinden bahisle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 (adil yargılanma hakkı) ve işlemediği bir succediltan

dolayı tazminat oumldemek zorunda bırakıldığından bahisle 6 sect 2 (masumiyet karinesi) ve 1 Norsquolu

Protokolrsquouumln 1 Maddesinin (muumllkiyet hakkı) ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 6sect1 (adil yargılanma)

Mahkeme mahkemelerin ve yuumlksek mahkemelerin kararlarının dayandığı gerekccedilelerin

yeterli bir şekilde accedilıklanması gerektiğini yinelemiştir

Mahkeme Başvurucunun hukuk mahkemesinin kendisi aleyhindeki iddiayı kabul

etmesi iccedilin yasal bir dayanak bulunmadığına ilişkin goumlruumlşuumlnuumln davanın sonucu iccedilin potansiyel

olarak belirleyici olduğunu kaydetmiştir Zira iccedil hukukta Ceza Muhakemesi Kanunursquona goumlre

ceza yargılamasıyla bağlantılı bir tazminat talebi ancak soumlz konusu ceza davasıyla beraber ve

ceza mahkemesi tarafından goumlruumllebilir

Ancak yerel mahkemeler kararlarında başvurucunun iddialarına herhangi bir yanıt

vermemişlerdir Bu nedenle mahkemelerin başvurucunun beyanlarını hiccedil inceleyip

incelemediklerini inceleyerek reddettilerse gerekccedilelerinin ne olduğunu tespit etmek

imkansızdır

Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerekccedileli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna

varmıştır Buna goumlre Soumlzleşmenin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir

Madde 6sect2 (masumiyet karinesi)

Mahkeme sanık daha oumlnceki ceza yargılamalarında mahkum edilmediği halde

kendisiyle ilgili bir yargı kararı kendisinin succedillu olduğu goumlruumlşuumlnuuml yansıtırsa masumiyet

karinesinin ihlal edileceğini yinelemiştir Madde 6 sect 2nin uygulanabilir olması iccedilin bir

117

başvurucunun cezai bir succedilla itham edilmiş olması veya oumlnemli oumllccediluumlde etkilenmiş olması

gerekir

Başvurucu durdurulan ceza yargılamalarında hiccedilbir zaman resmen cezai bir succedilla

itham edilmemiş ve ancak hukuk yargılaması sırasında kendisine youmlneltilen iddialardan

haberdar olmuş olsa da yetkililerin kendisine youmlneltilen şuumlphe sonucunda yuumlruumlttuumlğuuml işlemler

olaydaki oumlzel koşullar ccedilerccedilevesinde kendisini buumlyuumlk oumllccediluumlde etkilemiştir Oumlzellikle yetkililer

diğer şeylerin yanı sıra kendisi hakkında birincil şuumlpheli olarak ceza davası accedilmış ve daha

sonra ceza yargılaması ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası accedilmıştır

Bu eylemler ve birbiriyle yakından bağlantılı olayların davaya oumlzguuml sıralaması dikkate

alındığında bu nedenle başvurucunun 6 sect 2 maddesi anlamında cezai bir succedilla itham edilen

bir kişi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir

Ayrıca davada yerel makamlar ve mahkemeler tarafından uygulanan ilgili mevzuat ve

uygulama uyarınca hukuk davası cezai soruşturmanın ldquodoğrudan sonucurdquo olmuştur Ayrıca

hukuk yargılamaları sırasında başvurucuya cezai sorumluluk yuumlkleyen ifadeler de ceza

yargılamaları ile bir bağlantı oluşturmuştur Bu nedenlerle Mahkeme 6 sect 2 maddesinin mevcut

davaya uygulanabilir olduğuna karar vermiştir

Başvurucunun şikayetinin esasına gelince Mahkeme Nasimi Boumllge Mahkemesinin

Mayıs 2006 tarihli hukuk davasına ilişkin kararının 2327059 AZNnin (para birimi) zimmete

geccedilirildiğine huumlkmettiğini fakat sanıkların beraat edip ldquocezai succedil nedeniyle oluşan zararrdquo

tazmin edilmediğini belirtmiştir Mahkeme başvurucu ceza davasında savunma haklarını

hiccedilbir zaman kullanma fırsatı bulamamış ve bu succediltan dolayı mahkum edilmemiş olmasına

rağmen bu ifadenin bir succedilun işlendiğine ve başvurucunun succedillu olduğuna dair kesin bir

goumlruumlşuuml yansıttığını belirlemiştir

Mahkeme masumiyet karinesi ilkesinin Soumlzleşmenin 6 sect 2 maddesine aykırı olarak

ihlal edildiği sonucuna varmıştır

1 Norsquolu Protokol Madde 1 (muumllkiyet hakkı)

Yukarıdaki bulgular goumlz oumlnuumlne alındığında Mahkeme başvurucunun 1 Nolu

Protokoluumln 1 maddesi uyarınca yaptığı şikayetin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrı bir

karar verilmesine gerek olmadığını değerlendirmiştir

118

Başvuru Adı Hirtu ve diğerleri Fransa

Başvuru No 2472013

Başvuru Tarihi 11042013

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202442

Konu Otoriteler tarafından Roman kampının temizlenmesinin

sonuccedillarını veya Başvurucuların oumlzel koşullarını tam olarak hesaba katmamanın Soumlzleşmersquoyi

ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Laurentiu Constantin Hirtu Stanica Caldaras

Dorina and Paulina Cirpaci Imbrea and Virginia Istfan ve Angelica Latcu uzun yıllar

Fransada yaşamakta ve bir istisna dışında hepsinin Avrupa Birliği vatandaşı olarak on yıllık

oturma izni almış olduklarını belirtmişlerdir Olayların olduğu sırada okul ccedilağındaki ccedilocukların

tamamı okula gitmektedir 1 Ekim 2012rsquode oumlnceki bir kampın dağıtılmasının ardından 50si

ccedilocuk olmak uumlzere 141 kişilik bir grubun parccedilası olan başvurucular 43 karavanla Paris

banliyoumllerinden biri olan La Courneuvedeki bir arsaya taşınmışlardır La Courneuve belediye

başkanının talebi uumlzerine Seine Saint-Denis valisi 29 Mart 2013rsquote gezginlerin La Courneuve

Belediyesine bağlı la Preacutevocircteacute sokağı ve Politzer sokağındaki alana yasa dışı bir şekilde

yerleştiklerinden bahisle 48 saat iccedilerisinde alanı boşaltmalarını emrederek aksi takdirde zorla

tahliye edileceklerini bildirmiştir Bay Hirtu Montreuil İdare Mahkemesinde dava accedilabilen

tek başvurucu olup mahkeme başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir Versailles

İstinaf İdare Mahkemesirsquone temyiz başvurusunda bulunmuş ancak bu başvuru da

reddedilmiştir

5 Nisan 2013te Virginia Istfan Dorina Cirpaci Stanica Calderas ve sitenin başka bir

sakini temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine acil bir başvuruda bulunarak

tahliyenin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar ertelenmesini ve konaklayacakları bir yer

bulmalarına izin verilmesi talep ettiler Bu başvuru 10 Nisan 2013 tarihli kararında kabul

edilemez bulunmuştur

11 Nisan 2013rsquote başvurucular Mahkemeden İccediltuumlzuumlğuumln 39 maddesi uyarınca ve

Soumlzleşmenin 3 (işkence yasağı) ve 8 maddelerine (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1

119

Nolu Protokoluumln 2 maddesine (eğitim hakkı) dayanarak geccedilici tedbir talebinde bulunmuş ve

valinin kararının askıya alınmasını talep etmişlerdir 12 Nisan 2013rsquote temsilcileri Avrupa

Roman Hakları Merkezi (ERRC) Mahkemeye Başvurucuların 11 Nisan gecesi kendi rızaları

ile ayrıldığını ve birkaccedil sokak oumltede Bobignyde kaldıklarını bildirmiştir Başvuruculara hiccedilbir

konaklama teklifi sunulmadığı iccedilin Bobignyde Coquetiers olarak bilinen yerleşim birimine

taşınmadan oumlnce dışarıda ya da arabalarında uyumuşlardır ve orada da başka ailelerle karavanı

paylaşmak ya da yeni bir tane almak zorunda kalmışlardır 19 Ağustos 2014 tarihinde belediye

Coquetiers kampı sakinlerinin 48 saat iccedilinde orayı boşaltmalarını gerektiren bir emir

yayımlamıştır Sakinlerin birccediloğu temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine

acil başvuruda bulunmuştur fakat mahkeme bu başvuruları 25 Ağustos 2014rsquote reddetmiştir

Aynı guumln Başvuruculardan uumlccediluuml belediye kararının askıya alınması iccedilin Mahkemeden

Mahkeme İccedil Tuumlzuumlğuumlnuumln 39 maddesini uygulamasını talep etmişlerdir Goumlrevli yargıccedil 1 Eyluumll

2014 tarihinde Huumlkuumlmet tarafından herhangi bir tahliye oumlncesinde valinin iccedil hukukta

oumlngoumlruumllen tuumlm savunmasız kişilere acil barınma imkacircnı sağlayacağına dair verdiği guumlvenceler

olduğundan bahisle 39 maddeyi uygulamamaya karar vermiştir 16 Nisan 2015 tarihinde

Mahkeme başvuruyu (no 5855314) kabul edilemez bulmuştur

İhlal İddiaları Başvurucular 3 maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) dayanarak zorla tahliyelerinin koşullarının ve muumlteakip yaşam koşullarının

insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini iddia etmişlerdir 8 madde (oumlzel hayata aile

hayatına ve eve saygı hakkı) uyarınca oumlzel hayatlarına aile hayatlarına ve evlerine saygı

haklarının ihlalinden şikayetccedili olmuşlardır 13 maddeye (etkili başvuru hakkı) dayanarak

zorla tahliyelerine itiraz edecek etkili bir hukuk yoluna sahip olmadıklarını iddia etmişlerdir

Karar

Madde 3

Mahkeme başvurucuların oumlncelikle tahliyelerinin koşulları hakkında şikayette

bulunduklarını goumlzlemlemiştir Bununla birlikte vali tarafından boumllgeden ayrılmaları yasal

olarak emredilmiş olsa da başvurucular oumlnce davranıp ve kampı kendi rızalarıyla terk

etmişlerdir Bu nedenle de valinin emri uygulamada aslında gerccedilekleşmemiştir Başvurucular

karavanlarının ccediloğunun ele geccedilirildiğini iddia ederken bu tespit edilmemiş ve bu olayda başka

herhangi bir şiddete maruz kaldıklarını iddia etmemişlerdir

120

Başvurucuların ikinci şikayeti tahliyeden sonraki yaşam koşulları ile ilgilidir Bu

bağlamda Mahkeme kamp temizlendikten sonra başvurucuların birccediloğunun Romanyaya

doumlnduumlğuumlnuuml ve Stanica Caldaras ve ailesine sosyal konut sağlandığını goumlzlemlemiştir

Diğerlerine gelince Coquetiersrsquodeki konaklama şartlarına ilişkin geccedilici tedbir talepleri

Huumlkuumlmet tarafından sağlanan guumlvenceler ışığında reddedilmiş ve AİHMrsquoe yapılacak daha

sonraki başvuruları kabul edilemez olarak beyan edilmiştir Buna goumlre Fransız yetkililerin bu

duruma kayıtsız kaldığı soumlylenemez

Mahkeme madde 3 ihlalinin olmadığına karar vermiştir

Madde 8

Mahkeme başlangıccedilta yaşadıkları yerle başvurucuların yeterli ve suumlrekli bir bağlarının

olmaması nedeniyle başvurucuların konuta saygı haklarına muumldahale iddiasında

bulunmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte daha oumlnceki birkaccedil davada olduğu gibi

Mahkeme bir kampın temizlenmesinin kaccedilınılmaz olarak oumlzel hayat ve aile bağları uumlzerinde

etkileri olduğu kanaatindedir Bu nedenle başvurucuların oumlzel ve aile hayatlarına saygı hakkına

muumldahale edilmiştir

Mevcut davada İstinaf İdare Mahkemesi kendisine sunulan bir polis raporuna goumlre

şantiyedeki karavanların tekerlekler uumlzerinde olduğunu ve onları ccedilekebilecek araccedilların yanına

park ettiklerini goumlzlemlemiştir Mahkeme bundan yukarıda atıfta bulunulan 5 Temmuz 2000

tarihli Kanunun başvurucuların davasına uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır Bu nedenle

muumldahale yasaya uygun olmuştur

Mahkeme valinin kararının hem halk sağlığı risklerine hem de yerel halkın rahatsız

edilmesine dayandığını kaydetmiştir Polis raporunda izinsiz girişler bıccedilak taşıyan insanların

varlığı kavgalar ccedilalılıklarda ccediloumlp ve dışkı da dahil olmak uumlzere yerel işletmelerin maruz kaldığı

bir dizi sorundan bahsedilmektedir Bu nedenle Mahkeme muumldahalenin sağlık ve kamu

guumlvenliğini ve başkalarının hak ve oumlzguumlrluumlklerini koruma anlamında meşru amaccedillarını

izlediğini değerlendirmiştir

Mahkeme tahliyenin kendisi ile tahliyenin gerccedilekleştirilme şekli arasında bir ayrım

yapmıştır Oumlnceki hususla ilgili olarak yetkililer ilke olarak belediye arazisini yasadışı bir

şekilde işgal eden ve orada kalmaya ilişkin meşru bir beklentisi olduğunu iddia edemeyen

başvurucuları tahliye etme hakkına sahiptir

121

Tahliyenin gerccedilekleştirilme şekline gelince Mahkeme tedbirin bir adli karara

dayanmadığını ancak 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca resmi tebligat

proseduumlruumlne uygun olarak gerccedilekleştirildiğini goumlzlemlemiştir Bu proseduumlruuml kullanma

kararının birtakım sonuccedilları doğmuştur

Birincisi valinin emrinin gerccedilekleştirilmesinde tebliğ ve tahliyenin arasındaki kısa

suumlre goumlz oumlnuumlne alındığında 2012 genelgesinde savunulan oumlnlemlerin hiccedilbiri uygulanmamıştır

Huumlkuumlmet karavanlara sahip oldukları iccedilin başvurucuların yeniden yerleştirilmesi

zorunluluğunun olmadığını iddia ederken Mahkeme ilk olarak başvurucuların

karavanlarından biri hariccedil hepsine el konulduğunu ve ikinci olarak genelgenin (ilgili ailelerin

ve bireylerin durumunun değerlendirilmesi ile eğitim sağlık ve barınma yardımı) ilgili kişilerin

karavanı olsun ya da olmasın uygulanması gerekmekteydi Dolayısıyla tahliyenin etkileri veya

Başvurucuların oumlzel koşulları dikkate alınmamıştır

İkinci olarak resmi bildirim usuluuml uygulandığı iccedilin iccedil hukukta oumlngoumlruumllen hukuk yolu

kararın idari makamlarca alınmasından sonra devreye girmişken diğer durumlarda

mahkemeler kararlarını almadan oumlnce tedbirin orantılılığını değerlendirmiştir Başvurucular

tarafından kullanılan hukuk yollardan hiccedilbiri daha sonra iddialarını bir yargı organına

sunmalarına imkan vermemiştir

Sonuccedil olarak muumldahalenin orantılılığına karar verecek ilk yargı organı kamptan

tahliyeden 18 ay sonra Ekim 2014te İstinaf İdare Mahkemesi olmuştur

Mahkeme başvurucuların dezavantajlı bir sosyal gruba ait oldukları gerccedileğini ve bu

nedenle onların oumlzel ihtiyaccedillarının ulusal makamların orantılılık değerlendirmesinde

uumlstlenmekle goumlrevli olduklarını belirtmiştir Bu goumlrevi sadece yasa dışı ccediloumlzuumlmle başa ccedilıkma

yaklaşımlarını değerlendirirken değil aynı zamanda tahliye durumunda tahliyenin

zamanlamasına ve şekline ve muumlmkuumlnse alternatif barınma duumlzenlemelerini de uumlstlenerek

gerccedilekleştirmeleri gerekmektedir 8 maddenin usule ilişkin guumlvencelerinin bir parccedilası olarak

bu huumlkuumlm kapsamındaki haklarına muumldahaleye maruz kalan herhangi bir kişi tedbirin

orantılılığını 8 madde kapsamındaki ilgili ilkeler ışığında bağımsız bir mahkeme tarafından

incelenmesini talep edebilmelidir

Mevcut davada durum boumlyle olmadığından Mahkeme başvurucuların tahliye şeklinin

Soumlzleşmenin 8 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir

122

Madde 3 ve 8 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme iccedil hukukun 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca askıya alma

etkisine sahip oumlzel bir hukuk yolu sağladığını kaydetmiştir

Bu hukuk yolu etkili goumlruumlnmekle birlikte Mahkeme başvurucuların davasında yargıcın

davayı esasa ilişkin olarak incelemediğini ancak Bay Hirtunun boumllgede ikamet ettiğini

kanıtlamadığı gerekccedilesiyle kabul edilemez bulduğunu goumlzlemlemiştir Mahkeme ayrıca diğer

uumlccedil başvuran tarafından yapılan acil bir temel oumlzguumlrluumlğuumln korunması başvurusunun 5 Temmuz

2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuumlnde oumlngoumlruumllen oumlzel hukuk yolunun kullanılmadığı gerekccedilesiyle

kabul edilemez olarak ilan edildiğini goumlzlemlemiştir

Buna goumlre Mahkeme Başvurucuların Soumlzleşmenin 3 ve 8 maddeleri kapsamındaki

iddialarının ilk aşamada gerek esasa ilişkin yargılamalarda gerekse acil proseduumlr kapsamındaki

yargısal incelemenin 13 maddenin gereklerine aykırı yapıldığını tespit etmiştir

Bu nedenle 13 madde ihlal edilmiştir

123

Başvuru Adı Koulias v Kıbrıs

Başvuru No 4878112

Başvuru Tarihi 23 Temmuz 2012

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202521

Konu Başvurucunun tarafı olduğu davaya bakan Yuumlksek Mahkeme

dairesindeki hakimin oğlunun hukuk buumlrosunun aynı zamanda karşı tarafın vekilliğini

yuumlruumltmesinin tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi

Olaylar

Başvurucu Zacharias Koulias 1950 doğumlu bir Kıbrıs vatandaşı olup Larnakarsquoda

yaşamakta ve milletvekilliği yapmaktadır

Başvurucu 2006 yılının mayıs ayında katıldığı bir radyo programında aynı zamanda

eski bir bakan ve bir siyasi partinin uumlst duumlzey bir ismi olan başka bir politikacı C Th hakkında

bazı beyanlarda bulunmuştur Bunun uumlzerine C Th başvurucu hakkında iftira iddiasıyla dava

accedilmıştır

C Th başvurucunun radyo programında ileri suumlrduumlğuuml iki iddiayı dava konusu

yapmıştır Bunlardan birincisi C Thrsquonin bir Tuumlrk şirketinden para aldığı iddiasıdır İkinci

iddia ise Kuzey Kıbrıs Tuumlrk Cumhuriyetirsquoni kastederek Kıbrısrsquoın kuzeyindeki devletin bir

ldquosoumlzde devletrdquo olmadığını soumlylediği iddiasıdır

İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş temyiz aşamasında 24 Ocak 2012

tarihinde Yuumlksek Mahkemersquonin uumlccedil hakimli bir dairesi başvurucunun beyanlarının iftira

niteliğinde olduğuna karar vermiştir Daha sonra başvurucu soumlz konusu Yuumlksek Mahkeme

dairesindeki bir hakimin (GC) oğlunun C Thrsquonin davasını uumlstlenen hukuk buumlrosunun kurucu

ortağı olduğunu oumlğrenmiştir

Bu konudaki bir gazete haberinin uumlzerine 14 Şubat 2012 yılında Yuumlksek Mahkeme bir

basın accedilıklaması yapmış ve soumlz konusu hakimin yargılamada yer almasının yıllardır suumlren

yargısal uygulama ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmiştir

124

İhlal İddiaları Başvurucu dava dosyası hakkında karar veren Yuumlksek

Mahkeme dairesindeki hakimlerden birinin davacının avukatının hukuk buumlrosuyla olan ilişkisi

nedeniyle Soumlzleşmersquonin 61 huumlkmuuml kapsamındaki tarafsızlık ilkesinin hem suumlbjektif hem de

objektif youmlnleriyle ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

6 Madde

Mahkeme Soumlzleşmersquonin 6 maddesi kapsamında yaptığı incelemede oumlncelikle suumlbjektif

tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele almıştır Buna goumlre Mahkeme aksi youmlnde bir delil

olmadığı suumlrece bir hakimin kişisel tarafsızlığının ilkesel olarak varsayılacağını belirtmiştir

Somut olayda Mahkeme hakim GCrsquonin başvurucuya karşı bireysel olarak oumln yargılı veya

taraflı olduğunu goumlsteren herhangi bir bulgu olmadığını goumlzlemlemiştir

İkinci olarak objektif tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele alan Mahkeme

başvurucunun şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilip gerekccedilelendirilmediğini

incelemiştir

Mahkeme Nicholas v Kıbrıs davasında ortaya koyduğu ilkelere atıf yapmış ve bir

yargıcın davadaki bir tarafı temsil eden hukuk buumlrosunun bir ccedilalışanıyla kan bağının

bulunmasının hakimin ccedilekilmesi iccedilin tek başına bir neden olmadığını fakat bu durumun

hakimin tarafsızlığına dair şuumlphelerin oluşmasına neden olabileceğini belirtmiştir

Mahkemersquoye goumlre soumlz konusu şuumlphelerin objektif olarak gerekccedilelendirilip

gerekccedilelendirilmediği her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır İncelemede dikkate

alınması gereken etkenler hakimin yakınının soumlz konusu davada rol alıp almadığı yakınının

hukuk buumlrosundaki konumu buumlronun buumlyuumlkluumlğuuml organizasyonel iccedil yapısı davanın hukuk

buumlrosu iccedilin mali accedilıdan ne derece oumlnemli olduğu ve hakimin yakınının davadaki muhtemel

mali ccedilıkarı ya da potansiyel menfaatidir

Mahkeme diğer uumllkelere oranla kuumlccediluumlk bir uumllke olan Kıbrısrsquota aynı oranda daha kuumlccediluumlk

hukuk buumlroları olduğuna ve az sayıda hakimin olduğunu dikkate alarak bu tuumlr durumların daha

sık yaşanabileceğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme genel olarak bu tuumlr tarafsızlık ihlali

şikayetlerinin bir davalı devletin yargı sistemini felce uğratacak duumlzeye gelmemesi gerektiğini

125

ve kuumlccediluumlk yargı ccedilevrelerine sahip uumllkelerde bu iddialara ilişkin aşırı katı standartların olmasının

yargının idaresini gereğinden fazla aksatabileceğini vurgulamıştır

Bununla birlikte Mahkeme goumlruumlnuumlşuumln oumlnemi dikkate alındığında taraflı goumlruumlnuumlme yol

accedilabilecek herhangi bir durumun yargılamanın başında accedilıklanması gerektiği ve ccedilekilmenin

gerekli olup olmadığının tespiti iccedilin bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir

Mahkemersquoye goumlre objektif ve suumlbjektif tarafsızlık iccedilin uygun teminatların sağlanması iccedilin bu

oumlnemli bir guumlvencedir

Başvurucunun davasında boumlyle bir accedilıklama yapılmamış olup başvurucu soumlz konusu

ilişkiyi davasının temyiz incelemesi yapıldıktan sonra oumlğrenebilmiştir Boumlylelikle başvurucu

hakim GCrsquonin oğlunun hukuk buumlrosunun karşı tarafın davasını yuumlruumlttuumlğuuml ve temyiz

duruşmasında yer aldığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır Başvurucu yargılama sırasında

hakimin oğlunun davada yer alıp almadığı ve davanın sonucuna bağlı olarak mali ccedilıkarı olup

olmadığı konusunda bilgi sahibi olmamıştır Mahkemersquoye goumlre bu nedenle yargılamada soumlz

konusu hakim youmlnuumlnden taraflı bir goumlruumlntuuml oluşmuştur Boumlylelikle Mahkeme başvurucunun

hakim GCrsquonin tarafsızlığına dair şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilmiş olduğunu

ulusal hukukun ve uygulamasının başvurucuya yeterli usucirclicirc guumlvenceleri sağlamadığını

belirlemiştir

Mahkeme yargı usul kanununun daha sonradan değiştirildiğine ve artık boumlyle bir iş

ilişkisinin hakim iccedilin ccedilekilme nedeni teşkil ettiğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme sonuccedil olarak

Soumlzleşmersquonin 6 maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir

10 Madde

Mahkeme Yuumlksek Mahkeme aşamasında davanın kapsamının başvurucunun

beyanlarının iftira niteliğinde olup olmadığı hususuyla sınırlanmasına başvurucunun avukatı

tarafından rıza goumlsterildiğine dikkat ccedilekmiştir Başvurucunun avukatı aynı zamanda radyo

yayınında yapılan yorumun eleştiri sınırları iccedilerisinde olduğu youmlnuumlndeki savunmasını da

Yuumlksek Mahkeme aşamasında geri ccedilekmiştir

Mahkemersquoye goumlre bu kararla başvurucu Yuumlksek Mahkemersquonin incelemesini accedilık bir

şekilde daraltmış ve Yuumlksek Mahkeme aşamasında ileri suumlrmediği ifade oumlzguumlrluumlğuuml

arguumlmanlarını mevcut bireysel başvuru aşamasında ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucunun ilk derece

126

mahkemesi oumlnuumlnde ifade oumlzguumlrluumlğuuml savunmasını ileri suumlrebilmiş olduğu dikkate alındığında

Yuumlksek Mahkemersquonin başvurucu iccedilin başarı şansı sunmadığı soumlylenemez

Mahkeme bu gerekccedilelerle Huumlkuumlmetin iccedil hukuku yollarının tuumlketilmediği youmlnuumlndeki

itirazını kabul ederek Soumlzleşmersquonin 10 maddesine ilişkin şikayet hakkında kabul edilemezlik

kararı vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Kıbrıs devletinin başvurucuya 9600 euro manevi tazminat ve 19 euro masraf

ve gider oumldemesine karar vermiştir

127

Başvuru Adı Uzbyakov v Rusya

Başvuru No 7116013

Başvuru Tarihi 9 Ekim 2013

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202416

Konu Başvurucunun ccedilocuğu iccedilin accediltığı babalık davası ile evlat

edindirme kararının iptali talebinin eksik inceleme yapılarak reddedilmesinin aile yaşamına

saygı hakkını ihlal ettiği

Olaylar

Bşavurucu Sergey Stanislavovich Uzbyakov 1976 doğumlu bir Rus vatandaşı olup

Kurganovkarsquoda (Rusya) yaşamaktadır

Başvurucu anneleri OM adındaki bir kadın olan 5 ccedilocuğun babasıdır Ccedilocuklarının

ek kuumlccediluumlğuuml 2009 doğumludur Başvurucu Rusyarsquoda OM ve ccedilocuklarla beraber yaşadığı halde

Rusyarsquoda yasa dışı ikamet ettiğinden ccedilocukların doğum belgelerine baba olarak ismini

yazdıramamıştır

Başvurucu Ocak 2011rsquode yakalanmış ve aynı yılın Nisan ayına kadar tutuklu kalmıştır

Bu suumlreccedilte Şubat ayında OM hayatını kaybetmiş ve Mart ayında ccedilocuklar bakıma alınmıştır

Buumlyuumlk olan 4 ccedilocuk yetimler iccedilin hizmet veren yatılı bir okula yerleştirilmiş ancak 14 aylık

olan D isimli ccedilocuk bakım iccedilin bir ccedilocuk evine alınmıştır

Başvurucu partnerinin oumlluumlmuumlnuuml Mart 2011rsquode oumlğrenmiş ve resmi belgelerde

ccedilocukların babası olarak tanınmak iccedilin kanuni usullere başvurmaya başlamıştır Aynı ay D

evlat edinmek amacıyla bir ailenin korumasına verilmiş ve Tambov boumllgesindeki Morshansk

şehrine goumltuumlruumllmuumlştuumlr Diğer ccedilocuklar ise OMrsquonin kız kardeşi tarafından alınmıştır

Eyluumll 2011rsquode Tambov boumllgesindeki Morshanskiy Boumllge Mahkemesi Drsquonin kendisini

teslim alan aile tarafından evlat edinilmesine onay vermiştir Mahkeme kararın gerekccedilesinde

Drsquonin annesinin hayatını kaybettiğini babasının adının doğum belgelerinde yer almadığını

128

Drsquonin ebeveyn bakımından yoksun kalmış olduğunu ve bir suumlre ccedilocuk evinde kalmış olduğunu

belirtmiştir

Başvurucu babalık davasını kendisi hala tutukluyken accedilmış ve diğer doumlrt ccedilocuğun

babası olarak kaydedilmesine karar verilmiştir Başvurucu D hakkındaki davayı ise evlat

edindirme kararının kaldırılması talebini de ekleyerek ayrı bir dava olarak accedilmıştır

Başvurucu D iccedilin accediltığı davada Drsquonin evlat edinilmesinin hukuka ve ccedilocuğun

menfaatlerine aykırı olduğunu kanuna goumlre kardeşlerin ayrılmasının yasak olduğunu bu

konuda ebeveynin izninin aranması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Kamensky Boumllgesi goumlzetim ve

koruma makamı ve Rusya Federasyonu İnsan Hakları Temsilciliğirsquonden bir temsilci de

başvurucunun talebine destek vermiştir

Bununla birlikte Ekim 2012rsquode mahkeme başvurucunun davasını reddetmiştir

Mahkemeye goumlre başvurucu Drsquonin babasıdır fakat evlat edindirme kararının ortadan

kaldırılması iccedilin herhangi bir neden yokken başvurucunun babalığının tanınmasının bir

mantığı yoktur Mahkeme ayrıca evlat edinen kişilerin kanuni şartları sağladığını ccediliftin Drsquoyi

buumlyuumltebilmek iccedilin gerekli mali guumlce sahip olduğunu suumlrekli işe ve uygun yaşam koşullarına

sahip olduğunu belirtmiştir Başvurucu karara karşı kanun yollarına başvurmuşsa da

başvuruları reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu kızının kendi bilgisi dışında evlat edinilmesinin ve

accediltığı davanın reddedilmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesine aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun 17 yıl boyunca OM ile birlikte yaşadığını beş ccedilocuğun da

biyolojik babası olduğunu ve onlara baktığını dolayısıyla başvurucu ve D isimli ccedilocuğu

arasında Soumlzleşme anlamında bir aile bağı bulunduğunu tespit etmiştir

Mahkeme dava iccedilin belirleyici olan sorunun yerel makamların Drsquonin doğal babası ve

kardeşleriyle normal bir aile yaşamına sahip olması iccedilin kendilerinden beklenen gerekli ve

uygun buumltuumln adımları atıp atmadığı olduğunu belirtmiştir

129

Evlat Edindirme Suumlreci Accedilısından

Mahkemersquoye goumlre her ne kadar ccedilocuğun bakıma verilmesinin soumlz konusu doumlnemdeki

koşullar ccedilerccedilevesinde gerekli olduğu soumlylenebilecek olsa da yerel makamlar evlat edindirmeye

bir alternatifin olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilmesi iccedilin yeterli bir suumlre sağlayıp

sağlamadığı ya da Drsquonin beraber yaşayabileceği bir yakınının bulunup bulunmadığının uygun

bir şekilde tespit edilip edilmediği hususları şuumlphelidir

Oumlrneğin evlat edindirme kararını veren mahkemenin Drsquonin kardeşleriyle ilgili

bilgilerden haberdar olduğunu fakat bu bulguları dikkate almadığını başvurucu baba ile ilgili

de bilgi edinebilecekken bu araştırmayı yapmadığını belirtmiştir Mahkeme başvurucunun

OMrsquonin oumlluumlmuumlnuuml takiben kanuni usullere başvurmaya başladığını Mart 2011rsquode dava accediltığını

ve ccedilocuklarının ismini mahkemeye bildirdiğini buna rağmen aynı mahkemenin Drsquonin evlat

edinilmesine onay verdiğini vurgulamıştır Mahkemersquoye goumlre yerel mahkeme ccedilok şekilci bir

yaklaşım goumlstermiş yalnızca şekli şartların varlığına odaklanmış dava hakkında başvurucuyu

ne bilgilendirmiş ne de başvurucuyu dinlemiştir

Mahkeme boumlylelikle yerel makamların evlat edindirme suumlrecindeki incelemelerinde

ciddi eksikliklerin olduğunu evlat edindirmenin Drsquonin yuumlksek menfaatlerine uygun olup

olmadığının belirsiz olduğunu bu usuluumln kendisinin ccedilok kuumlccediluumlk yaşta kardeşlerinden ve

babasından ayrılmasına yol accediltığını belirtmiştir

Evlat Edinmenin İptali Talebi ve Babalık Davası

Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemenin başvurucunun davasını reddederken tek

gerekccedilesi Drsquonin artık evlat edinilmiş olması ve evlat edinme işlemini ortadan kaldırmak iccedilin

gereken şartların oluşmamış olmasıdır

Mahkeme ccedilocuğun yuumlksek yararının genel kanuni varsayımlarla belirlenemeyeceğini

bireylerin haklarının adil bir şekilde dengelenmesinin her bir somut davanın oumlzel koşullarını

incelemeyi gerekli kıldığını belirtmiştir Mahkemersquoye goumlre başvurucunun karşı karşıya kaldığı

durum yerel makamlar tarafından ciddi inceleme eksikliği iccedileren suumlreccediller sonucu yaratılmıştır

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun davasını reddederken oumlne suumlrduumlkleri

gerekccedilelerin yeterli olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Drsquonin koruyucu aileyle evlat edinme

aşamasına kadar geccedilirdiği 18 aylık suumlrenin de yetersiz olduğunu belirtmiştir Mahkeme yerel

130

mahkemelerin Drsquonin ileride yakınlarıyla kişisel ilişki kurması halinde ortaya ccedilıkabilecek

olumsuz etkileri de dikkate almadığını belirlemiştir Boumlylelikle Mahkeme yerel makamların

soumlz konusu suumlreccedilte pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmediğine adil bir menfaat dengesi

kurmadığına ve bu nedenle başvurucunun Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamındaki aile

yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Rusyarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 euro masraf ve

giderler iccedilin toplam 1972 euro oumldemesine karar vermiştir

131

HAZİRAN 2020

Başvuru Adı VujnovićHırvatistan

Başvuru No 3234916

Başvuru Tarihi 2 Haziran 2016

Karar Tarihi 11 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202757

Konu Şikayetin yasal suumlresi iccedilerisinde yapılmaması sebebiyle yapılan

soruşturmanın etkisiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı başvurucunun dayanmış olduğu kararlardaki

olguların somut olaydaki olgulardan farklılık goumlstermesi sebebiyle başvurucunun dayandığı

kararlardan farklı youmlnde verilen kararın hukuki kesinlik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği

başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesinin ve bilgi iccedilin yetkililere başvurmasın beklenmesinin makul

olduğu ve bunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama olarak kabul edilemeyeceği

Olaylar

Başvurucu Dušan Vujnović 1963 yılında doğmuş ve Zagrebrsquode yaşamakta olan bir Hırvat

vatandaşıdır

Başvurucunun ailesi 1993 yılındaki savaş doumlneminde ldquoMedak Cebirdquo olarak bilinen alanda

Hırvat ordusunun Sırp guumlccedillerinden kontroluuml geri almak iccedilin askeri bir operasyon duumlzenlerken

oumllduumlruumllmuumlşlerdir

Birkaccedil yıl sonra 51 kişinin oumllduumlruumllduumlğuuml Hırvat ordusu generallerinin Medak Cebi askeri

operasyonundaki roluuml hakkında soruşturmalar başlatılmıştır Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza

Mahkemesi (ldquoEYUCMrdquo ndash İngilizce ICTY) ccedilok sayıda general aleyhine soruşturma başlatmış ve

kovuşturma amacıyla davaları Hırvat makamlarına iletmiştir

Oumlzellikle bir Hırvat generali olan RA 2001 yılında EYUCM tarafından ve daha sonra da 2006

yılında Hırvat makamlarınca ldquoCep Operasyonu-93rdquo sırasında insanlığa karşı succedil işlemek ve savaş

hukuku ve geleneklerini ihlal etmekle ve bilhassa Sırp etnik koumlkenine ait sivillerin katledilmesini

oumlnleyememesi nedeniyle succedillanmıştır Her iki iddianamede de başvurucunun ebeveynleri mağdurlar

arasında yer almıştır Hırvat mahkemeleri 2008 yılında General RArsquonın succedilsuz olduğuna huumlkmetmiş

ve bu karar 2009 yılında kesinleşmiştir

Başvurucu 2008 yılında ailesinin Hırvat askerlerince oumllduumlruumllmesi nedeniyle Devlet aleyhine

tazminat davası accedilmıştır Mahkeme ise 2015 yılında başvurucu aleyhine karar vermiştir Oumlzellikle

132

Yuumlksek Mahkeme başvurucunun EYUCMrsquonin General RA aleyhindeki iddianamesinde her iki

ebeveynini de mağdurlar arasında listelediği 2001 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi

noktasında objektif olarak bir ihtimal olduğunu ve bu nedenle beş yıllık yasal zamanaşımı suumlresinin de

bu andan itibaren başlaması gerektiğini belirtmiştir Dolayısıyla başvurucu talebini 2008 yılında oumlne

suumlrduumlğuumlnde talebi zamanaşımına uğramıştır

Başvurucu 2011 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuumln ilan edilmesi iccedilin mahkemelere

başvurularda bulunmuş ve ilgili mahkemeler de bu doğrultuda 2012 ve 2013 yılında kesinleşmiş

kararlar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 2rsquoye (yaşam hakkı) dayanarak ebeveynlerinin

oumlluumlmuumlne ilişkin yuumlruumltuumllen soruşturmaların sorumluların bulunamaması nedeniyle etkisiz olduğunu ileri

suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca Başvurucu Madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkımahkemeye erişim hakkı) de

dayanarak Yuumlksek Mahkemenin yasal zamanaşımı suumlresinin hesaplanması konusundaki uygulamasının

tutarsız olduğunu ve bu yaklaşımın tazminat davalarında uygulanmış olması nedeniyle başvurucuyu

mahkemeye erişim hakkından mahrum bıraktığını iddia etmektedir

Karar

Madde 2 (yaşam hakkısoruşturma)

Devlet her ne kadar Savcılık makamının General RArsquonın 2008 yılında beraat etmesinden

sonra da Cep Operasyonu-93 esnasında işlenen succedilları soruşturmaya devam etse de ilgili tarih itibarıyla

başvurucunun ebeveynlerinin bir succedilun mağduru olarak değerlendirilmediklerini ifade etmiştir Ayrıca

her ne kadar 2015 yılının Eyluumll ayında uumlccedil kişi (başvurucu bu uumlccedil kişi arasında yer almamaktadır) bir succedil

duyurusunda bulunmuş olsa da buguumlne kadar bu durumun aksini işaret eden herhangi bir bilgiye

erişilememiştir

Mahkeme yakın akrabaları oumllduumlruumllen başvurucuların gerekli oumlzeni goumlstermelerinin ve ilgili

soruşturmadaki gelişmeler hakkında bilgi edinmek iccedilin gerektiği kadar inisiyatif kullanmalarının

beklenebileceğini tekrar ifade etmiştir

Ancak başvurucu 2009 yılının Kasım ayında General RA aleyhindeki ceza yargılamasının

sona ermesinden sonra bilgi isteme girişiminde bulunmamış ve sadece 2016 yılının Haziran ayında

yani altı aylık yasal başvuru suumlresinin sona ermesinden ccedilok sonra mahkemeye şikayeti iccedilin

başvurmuştur

Mahkeme bu nedenle başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlmuumlne ilişkin soruşturmanın

etkisizliğine ilişkin yapmış olduğu şikacircyeti soumlz konusu şikacircyet yasal suumlresi iccedilinde yapılmadığı iccedilin

133

kabul edilemez olduğundan reddetmiştir

Madde 6 sect 1

Hukuki Kesinlik

Başvurucu tazminat davası accedilılmasına ilişkin yasal zamanaşımı suumlresinin Yuumlksek

Mahkemenin aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlne ilişkin vermiş olduğu diğer birccedilok tazminat kararındakine benzer

şekilde ebeveynlerinin oumllduumlğuumlnuuml belirten kararların kesinleştiği tarihten başlayarak hesaplanması

gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme daha oumlnce iki uyuşmazlığın farklı şekilde ele alınmasının farklı olgular soumlz konusu

olduğunda iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacağını kabul ettiğini tekrar ifade etmiştir

Mahkeme başvurucunun akıbeti belli olmayan davacıların aile uumlyelerinin kaybolmasına ilişkin

Yuumlksek Mahkeme kararlarına dayandığını ancak başvurucunun ebeveynlerini akıbetinin bilindiğini

belirtmiştir Başvurucunun ebeveynlerinin 1993 yılının Eyluumll ayında oumllduumlruumllduumlğuuml 2008 yılındaki

tazminat davası ve ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarına ilişkin alınan 2011 yılındaki kararlardan oumlnce de

bilinmekteydi Nitekim başvurucu ebeveynlerinin akıbetini General RA aleyhindeki iddianame

Hırvat ceza mahkemelerine geldiği tarih olan 2006 yılında oumlğrendiğini kabul etmiştir

Bu nedenle başvurucunun dayanmış olduğu kararlar başvurucunun ebeveynlerinden farklı

olgular iccedilermektedir Yerel mahkemenin tazminat davası accedilılması hususundaki zamanaşımı suumlresini

başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarının kesinleşmesi tarihinden itibaren hesaplanmamış olması

hususu iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacaktır ve hukuki kesinlik ilkesi ihlal edilmemiştir Bu nedenle

Madde 6 sect 1 uyarınca bir ihlal soumlz konusu değildir

Mahkemeye Erişim

Başvurucu Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun talepte bulunması iccedilin geccedilerli yasal

zamanaşımı suumlresini başvurucunun ailesinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi iccedilin objektif olarak bir ihtimale sahip

olduğunu değerlendirdiği 2001 yılından itibaren hesaplamanın kendisini mahkemeye erişimden

mahrum bıraktığını ileri suumlrmuumlştuumlr

İlk olarak Mahkeme davacıların aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlnuuml tam olarak oumlğrendikleri guumlnuumln tespit

edilemediği durumlarda yerel mahkemelerin davacıların bunu oumlğrenmek iccedilin objektif bir fırsata sahip

oldukları ana dayanmalarını mantıksız bulmamıştır

Mahkeme ayrıca Eyluumll 1993te Medak Cebinde işlenen succedillardan dolayı EYUCM nezdinde

Hırvat ordusu generalleri aleyhine accedilılan iddianamelerin Hırvatistan medyasında geniş yer bulduğunu

da not etmiştir Başvurucunun 1993 askeri harekatı sırasında kaybolan kişilerin oğlu olarak bu

134

yayımlardan habersiz kalmış olması muumlmkuumln değildir Başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesini ve

bilgi almak iccedilin Hırvat yetkililerine başvurmasını beklemek de mantıksız olmamıştır

Ancak Başvurucu 2007deki tazminat davası bağlamı dışında ebeveynlerinin akıbetiyle ilgili

olarak polisle veya Eyalet Savcılığı ile iletişime geccedilmemiştir Başvurucu 2011 yılına kadar

(kaybolmalarından yaklaşık 18 sene sonra) ebeveynlerinin oumlluuml ilan edilmesi amacıyla dava accedilmamıştır

Başvurucu General RA aleyhine EYUCM iddianamesinin duumlzenlendiği Kasım 2001den

sonra herhangi bir noktada ebeveynlerinin akıbeti hakkında bilgi almak iccedilin Devlet yetkililerine

başvurmuş olsaydı onların Hırvat askerleri tarafından oumllduumlruumllduumlğuumlnuuml oumlğrenebilecek ve dolayısıyla

Devletrsquoten tazminat talep etmek iccedilin gerekli tuumlm bilgileri elde edilebilecekti

Bu nedenle Mahkeme Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun tazminat talebinde bulunması iccedilin

yasal zamanaşımı suumlresini hesaplama şeklinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama teşkil

etmediği sonucuna varmıştır

Dolayısıyla Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi bu bakımdan da ihlal edilmemiştir

135

Başvuru Adı Vladimir KharitonoRusya OOO Flavus ve DiğerleriRusya

BulgakovRusya EngelsRusya

Başvuru No 1079514 1246815 2348915 ve 1907416 2015915 6191916

Başvuru Tarihi 2013 - 2015

Karar Tarihi 23 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203177

Konu Soumlzleşmersquoye uygun bir incelemenin ve keyfi muumldahaleye karşı

guumlvencelerin yokluğunda internet sitelerinin tamamının erişime engellenmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

ihlali başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbirinin etkili olmamış olmasının ifade

oumlzguumlrluumlğuuml ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali olduğu

Olaylar

Vladimir KharitonoRusya

Başvurucu 2012rsquonin sonlarında internet sitesinin ndash Elektronik Yayımcılık Haberleri

(Electronic Publishing News) (wwwdigital-booksru) ndash IP adresinin telekom duumlzenleyici

Roskomnadzor tarafından engellendiğini fark etmiştir Tedbir başvurunun internet sitesiyle aynı yer

sağlayıcı şirket ve IP adrese sahip başka bir internet sitesine rastamantalesru ndash kenevir temalı halk

hikayelerinin koleksiyonu ndash erişimi engellemek isteyen Federal Uyuşturucu Kontrol Servisinin

(Federal Drug Control Service) kararından sonra alınmıştır

Başvurucu IP adresinin engellenmesinin yasadışı bilgi iccedilermeyen kendi internert sitesine

erişimi de engellediğini ileri suumlrerek bir mahkemeye başvurmuştur Mahkemeler Roskomnadzorun

eyleminin başvurucunun internet sitesi uumlzerindeki etkisini değerlendirmeksizin hukuka uygun

olduğunu onamıştır

OOO Flavus ve DiğerleriRusya

Başvucurular muhalefet medya kuruluşlarının sahibidir birinci başvurucu OOO Flavus

granirunun sahibidir ikinci başvurucu Garry Kasparov bağımsız bir web yayını olan

wwwkasparovrunun kurucusudur ve uumlccediluumlncuuml başvurucu OOO Mediafokus ejru adresindeki Daily

Newspaperın (Ezhednevnyy Zhurnal) sahibidir ve Rusya Huumlkuumlmeti hakkında eleştirel araştırma ve

analizler yayımlamaktadır

Mart 2014te Roskomnadzor kitlesel duumlzensizlik veya aşırılık yanlısı soumlylemleri teşvik ettiği

136

iddia edilen iccedileriklere istinaden Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca hareket eden

Başsavcının talebi uumlzerine başvurucuların internet sitelerine erişimi engellemiştir Herhangi bir

mahkeme kararı aranmamıştır

Başvurucular engelleme tedbirinin yargı denetiminden geccedilmesi iccedilin sonucunda başarılı

olamadıkları bir başvuruda bulunmuş internet sitelerine erişimin toptan engellenmesinden ve ilgili succedil

teşkil eden materyalin kendilerine bildirilmemesinden (ki bu durum tekrar erişim sağlamak iccedilin

materyalin kaldırılamamasına sebep olmuştur) şikayetccedili olmuşlardır

BulgakovRusya

Kasım 2013te başvurucu yerel internet hizmet sağlayıcısının haberdar olmadığı Nisan 2012

tarihli bir mahkeme kararına dayanarak internet sitesine ndash Worldview of the Russian Civilization

(wwwrazumeiru) ndash erişimi engellediğini oumlğrenmiştir Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml

kapsamında verilen bu karar internet sitesinin dosyalar boumlluumlmuumlnde yer alan ve daha oumlnce aşırılık yanlısı

bir yayım olarak kategorize edilen elektronik bir kitabı hedef almıştır Mahkeme engellemenin

başvurucunun internet sitesinin IP adresine sağlayıcı duumlzeyinde erişimi engelleyerek uygulanmasına

karar vermiştir

Başvurucu mahkemenin kararından haberdar olur olmaz e-kitabı silmiştir Ancak mahkemeler

mahkemenin başlangıccedilta sadece succedil teşkil eden materyale değil IP adresinden tuumlm web sitesine

erişimin engellenmesine karar verdiği gerekccedilesiyle engelleme tedbirini kaldırmayı reddetmiştir

EngelsRusya

Nisan 2015te bir mahkeme yerel internet hizmet sağlayıcısının bir savcının şikayetine

dayanarak başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ve gizlilik konularına ilişkin internet sitesine ndash

RosKomSvoboda (rublacklistnet) ndash erişimi engellemesine karar vermiştir Savcı iccedilerik filtrelerinin

atlanmasına ilişkin bilgilerin ndash bu bilgilere başvurucunun internet sitesinden erişilebilirdi ndash

kullanıcıların başka alakasız bir internet sitesindeki aşırılık yanlısı materyallere erişmesine olanak

sağlaması nedeniyle Rusyada yayılmasının yasaklanması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu

yargılama hakkında bilgilendirilmemiştir

Mahkeme kararından sonra Roskomnadzor başvurucudan succedil teşkil eden iccedileriği kaldırmasını

istemiştir kaldırmadığı takdirde internet sitesi engellenecektir Başvurucu talebe uymuştur

Mahkemeler başvurucunun gezinmenin gizliliğinin korunması iccedilin araccedillar ve yazılımlar hakkında bilgi

sağlamanın herhangi bir Rus yasasına aykırı olmadığı youmlnuumlndeki temel iddiasına değinmeksizin

başvurucunun şikayetini reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucuların tuumlmuuml Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca internet

137

sitelerine erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve orantısız olduğundan ve doğrudan veya oumlzuumlnde

Madde 13 kapsamında (etkili başvuru) Rus mahkemelerinin şikayetlerinin esasını dikkate almadığından

şikayetccedili olmuşlardır

Karar

Madde 10

Mahkeme doumlrt davanın hepsinde de 10 maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir

Mahkeme genel olarak internetin ifade ve bilgi oumlzguumlrluumlğuuml hakkını dışa vurmaktaki oumlnemini

vurgulayarak internet sitelerine erişimi engelleyen tedbirlerin başvurucuların bilgi verme hakkına ve

halkın bilgi alma hakkına muumldahale teşkil ettiğini tespit etmiştir

Soumlzleşme bu tuumlr bir muumldahalenin ldquokanunda oumlngoumlruumllmerdquo de dahil olmak uumlzere koşulları

karşılamasını gerektirmektedir Soumlz konusu kanun diğer şeylerin yanı sıra accedilık ve oumlngoumlruumllebilir olmalı

yetkililere izin verilen takdir yetkisini sınırlamalı ve keyfi muumldahalelere karşı koruma sağlamalıydı

Ancak Mahkemenin 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermesine buumlyuumlk oumllccediluumlde yol accedilan tam olarak

huumlkuumlmlerdeki eksiklikler olmuştur

Bay Kharitonovrsquoun internet sitesi Bilgilendirme Kanunursquonun yasa dışı internet iccedileriği

kategorilerini listeleyen 151 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir Ancak başvurucunun internet sitesinin

kendisinde herhangi bir yasa dışı materyal bulunmama olup bu site yalnızca boumlyle bir materyal

bulunduran bir internet sitesiyle aynı IP adresine sahip olduğu iccedilin engellenmiştir Bu nedenle Bay

Kharitonovun olayındaki muumldahale herhangi bir kanuna dayanmamaktadır Mahkeme ayrıca davaya

muumldahil olan uumlccediluumlncuuml şahısların Rusyada milyonlarca internet sitesinin yalnızca yasa dışı iccedilerik

barındıran başka internet siteleriyle aynı IP adresini paylaşmaları sebebiyle engellenmiş olduğuna işaret

ettiklerini kaydetmiştir

OOO Flavus ve Diğerlerindeki internet siteleri Başsavcılığın kitlesel duumlzensizlik ccedilağrıları

veya izinsiz halka accedilık etkinliklere katılmak dahil olmak uumlzere ccedileşitli iccedilerik tuumlrlerinin engellenmesini

talep etmesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir

Roskomnadzorrsquoun ağ yer sağlayıcılığı hizmetine youmlnelik bildirimlerinin belirli internet

sayfalarından ziyade tuumlm internet sitelerine atıfta bulunmasından dolayı yasanın usul gereklilikleri

sağlanmamıştır Yetkililer URLleri belirtemeyerek başvurucuların iccedileriği kaldırmalarını ya da belirli

internet sayfalarına atıfta bulunarak Başsavcının talebine itiraz etmelerini engellemişlerdir

Ayrıca Başsavcının soumlz konusu materyalin izinsiz kamuya accedilık etkinliklere katılma ccedilağrıları

teşkil ettiği youmlnuumlndeki bulgusu bu materyalin iccedileriğinin gerccedilekte hiccedilbir dayanağı olmayan keyfi ve

accedilıkccedila mantıksız bir yorumudur

138

Ayrıca wwwkasparovru aleyhindeki kararda Kırımdaki insanları yasa dışı eylemlerde

bulunmaya teşvik ettiği iddia edilen bir broşuumlruumln goumlruumlntuumlsuumlnuumln yeniden uumlretilmesi iccedilin yasal bir

dayanak bulunmamaktadır Başsavcı Rus yargı yetkisi dışında neyin hukuka aykırı olduğu ve neyin

hukuka aykırı olmadığı konusunda yasal yetkiye sahip değildir Her haluumlkarda yasa dışı eylemler

kavramı boumlluumlm 153teki engellemeye accedilık iccedilerik kategorilerinin dışında kalmıştır

Mahkeme ayrıca bu uumlccedil başvurucunun davasında internet sitelerinin tuumlmuumlne erişimin

engellenmesinin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığını incelemiştir Mahkeme boumlylesine

kapsamlı bir engellemenin bir gazete veya televizyon kanalını engellemekle kıyaslandığında aşırı bir

oumlnlem olduğunu ve ayrı gerekccedilelendirme gerektirdiğini vurgulamıştır Yalnızca yasa dışı iccedileriğe

youmlnelik bir oumlnlemin yan etkisi olarak yasal iccedileriğe veya internet sitelerine herhangi bir ayrım

goumlzetmeksizin muumldahale eden engelleme bu tuumlr internet sitelerinin sahiplerinin haklarına keyfi bir

muumldahale teşkil etmiştir

Bununla birlikte Huumlkuumlmet toptan engelleme kararı iccedilin herhangi bir gerekccedile sunmamış veya

herhangi bir meşru amaccedil veya baskın toplumsal ihtiyacı detaylandırmamıştır Ayrıca başvurucuların

asıl amacın muhalif medyaya erişimi engellemek olduğu iddiası ciddi endişelere yol accedilmıştır

Başvurucuların internet sitelerine youmlnelik engelleme tedbirleri herhangi bir gerekccedileden yoksundur ve

Mahkeme bu tedbirlerin herhangi bir meşru amaccedil guumltmediklerine karar vermiştir

Bay Bulgakovun olayındaki soumlz konusu yasal huumlkuumlm yetkililerin internet sitesindeki e-kitap

da dahil olmak uumlzere belirli iccedilerikleri engellemesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6)

boumlluumlmuumlduumlr E-kitabın aşırılık yanlısı bir materyal olduğu ise tartışmalı değildir ve Bay Bulgakov bu e-

kitabı hemen kaldırmıştır

Ancak yerel mahkemenin kararı bu tuumlr bir youmlntem herhangi bir birincil mevzuatta veya

uygulama kurallarında yer almasa da yalnızca yasa dışı iccedileriğin değil internet sitesinin bir buumltuumln olarak

engellenmesine yol accedilmıştır İlaveten engelleme başvurucu succedil teşkil eden dolayısıyla hukuka aykırı

olan iccedileriği kaldırdıktan sonra bile korunmuştur

Mahkeme Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml kapsamındaki proseduumlruumln

uygulanmasından kaynaklanan muumldahalenin aşırı ve keyfi sonuccedillar doğurduğu sonucuna varmıştır

Son olarak Almanyadan gelen bir ccedilevrimiccedili oumlzguumlrluumlk aktivisti olan Bay Engelsrsquoin davasında

yapılan muumldahale Bilgilendirme Kanunursquonun 151 maddesine oumlzellikle de internet sitelerinin ldquobelirli

internet iccedileriğini Rusyada yayılması yasaklanması gereken bilgiler olarak tanımlayan yargı kararınardquo

dayanarak engellenmesine cevaz veren 5 alt boumlluumlmuumln ikinci boumlluumlmuumlne dayanmaktaydı

Mahkeme ilgili huumlkmuumln engellenmeye accedilık iccedilerik kategorilerini listelememesinden oumltuumlruuml aşırı

derecede belirsiz ve aşırı kapsamlı olduğunu ve Soumlzleşmenin oumlngoumlruumllebilirlik şartını karşılamadığını

139

tespit etmiştir Oumlzellikle Engels gibi internet sitesi sahipleri hangi iccedileriğin yasaklanabileceğini ve bir

internet sitesi engellenmesine yol accedilabileceğini bilemedikleri iccedilin bu kişilerin davranışlarını uygun

şekilde duumlzenlemeleri muumlmkuumln olmamıştır

Nitekim Bay Engelsin olayı huumlkmuumln nasıl keyfi etkiler yaratabileceğini goumlstermiştir

mahkeme filtre atlama araccedillarının ve bu tuumlr diğer yazılımların ya da bunlar hakkında bilgi sağlamanın

yasa dışı olduğunu tespit etmemiş olmasına rağmen Bay Engelsrsquoin internet sitesi engellenmiştir

Mahkeme başvurucunun internet sayfasında aşırılık yanlısı bir konuşma veya başka yasaklanmış iccedilerik

bulmamış ancak teknolojinin başka yerlerde aşırılık yanlısı iccedileriğe erişmek iccedilin kullanılabileceği

olasılığına atıfta bulunmuştur

Mahkeme tesaduumlfen aşırılık yanlısı materyallere erişime yardımcı olabileceği iccedilin ccedilevrimiccedili

bilgiye erişim teknolojisi hakkındaki bilgileri gizlemenin bu tuumlr materyalleri ccediloğaltmak iccedilin

kullanılabilecekleri gerekccedilesiyle yazıcılara ve fotokopi makinelerine erişimi kısıtlamaya ccedilalışmaktan

farklı olmadığını tespit etmiştir Dar bir şekilde tanımlanmış ve spesifik bir yasal dayanağın

yokluğunda Mahkeme bu tuumlr kapsamlı bir tedbirin keyfi olduğuna huumlkmetmiştir

Kanundaki guumlvenceler

Mahkemenin başvurucuların davalarında 10 maddenin ihlal edildiğine dair bulgusu keyfi

muumldahaleye karşı guumlvencelerin olmamasına da dayanmaktadır

Tuumlm olaylarda engelleme tedbirine ilişkin oumlnceden bildirimde bulunulmamış ve Bilgilendirme

Kanunu internet sitesi sahiplerinin engellenme yargılamalarına herhangi bir şekilde katılmasını

gerektirmemiştir Kharitonov ve OOO Flavus ve Diğerlerinde engelleyici tedbirler ilgili tarafların

dinlenebileceği bir alan sağlayan bir mahkeme veya başka bir bağımsız yargılama organı tarafından

uygulanmamıştır

Engelleme tedbiri ayrıca şeffaflıktan yoksundur Engelleme kararlarını ve engellenen internet

sitelerini kontrol etmek iccedilin duumlzenleyicinin internet sitesine başvurmak muumlmkuumln olsa da boumlyle bir

oumlnlemin nedenlerine veya nasıl itiraz edileceğine ilişkin bilgilere erişim sağlanmamıştır

Engelleme tedbirini incelemeye youmlnelik yargılamalarda mahkemeler yalnızca duumlzenleyicinin

yasaya uyup uymadığını incelemiştir Ancak tedbirin etkisine ilişkin Soumlzleşmeye uygun bir

değerlendirme yapmamışlardır

Kanun ilgili taraflara yasa dışı iccedileriği kaldırma veya yargı denetimi başvurusunda bulunma

fırsatı vermeden yetkililerin engelleme tedbirlerinin uygulanmasından oumlnce bir etki değerlendirmesi

yapmasını veya derhal uygulanmalarının acilliğini gerekccedilelendirmesini gerektirmemiştir

Mahkeme başvurucuların şikayetlerini değerlendiren hakimlerin oumlzellikle internet sitelerinin

140

tuumlmuumlnuumln erişime engellenmesine youmlnuumlndeki gerekliliği değerlendirerek eldeki ccedileşitli menfaatleri

tartmaya ccedilalıştıklarına dair hiccedilbir belirti bulamamıştır

Soumlzleşmeye uygun bir goumlzden geccedilirme diğer unsurların yanı sıra bu tuumlr bir engelleme

tedbirinin buumlyuumlk miktarlarda bilgiyi erişilemez hale getirerek internet kullanıcılarının haklarını buumlyuumlk

oumllccediluumlde kısıtladığı ve oumlnemli bir yan etkiye sahip olduğu gerccedileğini dikkate almış olmalıdır

Mahkeme oumlzellikle doumlrt davanın hiccedilbirinde mahkemelerin Yuumlksek Mahkeme Genel

Kurulunun 27 Haziran 2013 tarih ve 21 sayılı kararında belirlenen mahkemeler tarafından Soumlzleşmenin

yorumlanmasında dikkate alınması gereken kriterleri uygulamadığını not etmiştir

Mahkeme ayrıca Bulgakov ve Engels davalarında yerel bir internet servis sağlayıcının davalı

olarak belirlenmesinin bu tuumlr yargılamalara muhalif bir karakter vermek iccedilin yetersiz olduğunu

kaydetmiştir

Madde 10 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme başvurucuların olaylarında mahkemelerden hiccedilbirinin başvurucuların haklarının

ihlaline ilişkin tartışmalı şikayetlerin esasına ilişkin inceleme yapmadığını tespit etmiştir

Kharitonov davasında engelleme kararının başvurucunun internet sitesindeki etkilerinin

hukuka uygunluğunu veya orantılılığını incelenmemiştir OOO Flavus ve Diğerleri davasında ise

yetkililerin internet sayfalarının belirtilmesine ve engelleme tedbirlerinin gerekliliğinin ve

orantılılığının veya bunların aşırı kapsamının incelenmesine youmlnelik yasal gerekliliğe uymamış

olduklarına bakılmamıştır

Bulgakov davasında yuumlksek mahkeme bir internet sayfası ile bir internet sitesi arasındaki

hukuki ayrımı ele almamış veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve orantılılığını ve uygulanmasında

seccedililen youmlntemin aşırı etkilerini incelememiştir Engels davasında yuumlksek mahkeme belirli teknolojiler

hakkındaki bilgilerin oumlzguumll doğası ile ilgilenmemiş veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve

orantılılığını incelememiştir

Başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbiri bu koşullar altında etkili olmamıştır

ve davaların tuumlmuumlnde 10 madde ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal edilmiştir

141

Başvuru Adı Moustahi v Fransa

Başvuru No 934714

Başvuru Tarihi 20 Ocak 2014

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Link httphudocechrcoeintengi=001-203163

Konu Comorosrsquotan Fransız boumllgesi olan Mayottersquoa yasa dışı yolla

geccedilen iki ccedilocuk ve bir babanın idari goumlzetime alınarak hızlı bir şekilde geri goumlnderilmesinin

Soumlzleşmersquonin 3 5 8 ve 13maddeleri ile Ek Protokol 4rsquouumln 4 maddesini ihlal ettiği

Olaylar Uumlccedil başvurucu Mohamed Moustahi ve onun ccedilocukları Nadjima

Moustahi ve Nofili Moustahi 1982 2008 ve 2010 doğumludur Başvurucular Afrikarsquonın

doğusundaki Fransız boumllgesi olan Mayottersquota yaşamaktadır Mohamed Moustahi 1994

yılından beri Mayottersquota yaşamaktadır ancak Mohamedrsquoin eşi (ldquoannerdquo) Mayottersquota kaccedilak

yaşayan bir Comoros vatandaşıdır Anne kaccedilak yaşadığı iccedilin 2011 yılında Comorosrsquoa geri

goumlnderilmiştir Comorosrsquoa goumlnderilen anne ccedilocuklarını anneanne ve dedesine emanet edip

eşinin yanına Mayottersquoa geri doumlnmuumlştuumlr 13 Kasım 2013 guumlnuuml ccedilocuklar (Nadjima Moustahi

ve Nofili Moustahi) Mayottersquoa giden bir botta 17 kişiyle birlikte Fransız yetkililer tarafından

yakalanmıştır 14 Kasım 2013 sabah saat 9rsquoda botta yakalanan kişilerin oumlnce sahilde kimlik

kontroluuml yapılmış sonrasında ise hastanede sağlık kontrolleri yapılmıştır Yine aynı guumln geri

goumlnderme işlemlere başlatılmıştır Ccedilocuklar geri goumlnderme işleminden oumlnce yaklaşık 1 saat 45

dakika MA isimli goumlccedilmenin goumlzetimine verilerek jandarma merkezinde tutulmuştur Fakat

ccedilocukların jandarma merkezinde tutulmuş olduklarına dair herhangi bir kayıt sisteme

girilmemiştir Bu esnada Mohamed Moustahi jandarma merkeziyle iletişim kurmuş fakat

ccedilocuklarıyla konuşmasına izin verilmemiştir Aynı guumln Mohamed Moustahi Mayotte İdare

Mahkemesirsquone ccedilocukları iccedilin başvuruda bulunmuş ancak ccedilocuklar yine aynı guumln Comorosrsquoa

geri goumlnderilmiştir 18 Kasım 2103 tarihinde İdare Mahkemesi Mohamed Moustahirsquonin

yapmış olduğu başvuruyu reddetmiştir 3 Aralık 2013rsquote Fransız Danıştayrsquoına yapılan temyiz

başvurusu da reddedilmiştir Mohamed Moustahi 2014 yılında ailesini tekrar birleştirmek

adına ccedilocukları iccedilin vize başvurusu yapmış ve başvurusu kabul edilmiştir O doumlnemden beri

tuumlm aile birlikte yaşamaktadır

142

İhlal İddiaları Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi hukuksuz şekilde

tutuldukları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini tutulduktan sonra

mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmadıkları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini

hukuksuz şekilde tanımadıkları bir goumlccedilmene emanet edilerek tutulduklarını geri goumlnderme

sırasında ccedilocuk olmalarına rağmen herhangi bir oumlzel tedbirin alınmadığı sebebiyle insanlık dışı

ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mohamed Moustahi ise ccedilocuklarına yapılanlardan dolayı bir baba olarak korku endişe

ve ccedilaresizlik hissettiğini ve bu sebeple insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal

edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca tuumlm başvurucular yaşananlardan dolayı oumlzel ve aile yaşamına saygı haklarının

ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 3

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların ( Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi )

yetkililer tarafından herhangi bir bağları olamayan MArsquonın goumlzetimine verilmesi tuumlm goumlzaltı

suumlresince ccedilocukların yararının değil en hızlı şekilde geri goumlndermenin oumlncelendiği ccedilocukların

goumlzaltında tutulan yetişkinlerden farklı bir muamele goumlrmediğini belirtmiş ve sebeplerden

dolayı başvurucu ccedilocuklar accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal

edildiğine karar vermiştir

Mahkeme ilk başvurucunun ( Mohamed Mooustahi ) yaşadığı uumlzuumlntuuml ve endişeyi

anlamakla birlikte ccedilocukların kısa suumlre tutulması yasadışı yollarla gelmiş oldukları uumllkeden

yasal yollarla goumlnderilmiş olmaları ve gittikleri yer olan Comorosrsquota anneleri tarafından

karşılanacak olmaları sebebiyle ilk başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

yasağının ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 51

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların herhangi bir akraba ile birlikte tutulmadıklarına

aksine kanunda yasak olmasına rağmen bir bağları bulunmayan kişiye emanet edildiklerine

143

vurgu yapmış ve bu durumun başvurucular accedilısından kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkını ihlal

ettiğine karar vermiştir

Madde 54

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların yasal temsilcisi olamayacak birinin goumlzetimine

verildiği iccedilin yasal haklarını kullanamadıklarını ve mahkemeye başvuramadıklarını belirterek

bu sebeple tutulan kişinin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkı kapsamındaki hakim oumlnuumlne

ccedilıkarılma hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir

Madde 8

Mahkeme ccedilocukların hukuksuz ve ailelerinden ayrı şekilde goumlzaltında tutulmasının

dahi oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edilmiş olması iccedilin yeterli olduğunu belirtmiştir

Mahkeme yetkililerin ccedilocukları hukuksuz şekilde tutmanın yanı sıra herhangi bağı olmayan

bir kişiye emanet etmiş olmasının ve ccedilocukların yararı goumlzetilmeden bir an oumlnce geri

goumlndermeye ccedilalışılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir

4 Ek Protokol 4 Madde

Mahkeme olay esnasında uumlccedil ve beş yaşlarında olan ccedilocukların akraba olan bir yetişkin

eşlik etmeden uumllkeden geri goumlnderilmesinin geri goumlnderme yasağını ihlal ettiğine karar

vermiştir

Madde 13

Mahkeme ivedi başvuru usullerinin teorik olarak var olduğunu ve bu usullerde gerekli

goumlruumllduumlğuuml takdirde geri goumlndermenin durdurulacağının duumlzenlenmiş olduğunu belirtmiştir

Ancak olayda yaşananlar ccedilok kısa suumlrede gerccedilekleştiği iccedilin ivedi başvuru usulleri

uygulanamamıştır Bu sebeple mahkeme etkili başvuru hakkının oumlzel ve aile yaşamına saygı

hakkı ve geri goumlnderme yasağı bağlamında ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir

Mahkeme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı accedilısından olayda etkili bir

başvuru yolu olmadığına dair herhangi bir kanıt olmadığına karar vermiştir

Madde 41

Mahkeme Mohamed Moustahirsquoye 2500 euro Nadjima Moustahirsquoye 10000 euro ve

Nofili Moustahirsquoye de 10000 euro manevi tazminat verilmesine karar vermiştir

144

Başvuru Adı CimbersekSlovenya

Başvuru No 5851216

Başvuru Tarihi 29072015

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki CimbersekSlovenya

Konu

Başvurucunun yerel mahkemede bilirkişi olma başvurusunun reddedilmesiyle ilgili

davada başvurucunun tanık beyanları sunmak amacıyla yaptığı soumlzluuml duruşma talebinin accedilık

nedenlerle gerekccedilelendirilmeksizin reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği blog

ve e-posta yorumlarının başvurucunun bilirkişilik başvurusunun reddedilmesine dayanak

goumlsterilmesinin Soumlzleşmersquonin 10 maddesini ihlal ettiği

Olaylar

Başvurucu Jernej Cimperšek 1960 doğumlu ve Ptujda (Slovenya) yaşayan bir

Slovenya vatandaşıdır

İnşaat alanında yuumlksek lisans derecesine sahip olan başvurucu 2013 yılında doğal

afetler ile diğer afetlerin etkilerinin değerlendirilmesi iccedilin mahkeme bilirkişisi unvanına

başvurmuştur

2014 yılında sınavı geccedilip goumlreve başlamayı beklediği suumlreccedilte Adalet Bakanı Mahkeme

Kanunu uyarınca bilirkişi olmak iccedilin gerekli kişisel niteliklere sahip olmadığı iccedilin başvurusunu

reddetmiştir Bakan başvurucunun sosyal ve siyasi konularla ilgili bloğunda bulunan yazıları

ve yemin toumlrenindeki gecikmelerle ilgili diğer adaylara goumlnderilen e-postaların saldırgan ve bir

mahkeme bilirkişisinin ccedilalışmasıyla uyumsuz olduğunu tespit etmiştir

Bay Cimperšek ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia ederek bu karara karşı dava

accedilmıştır Ayrıca kişisel niteliklerinin değerlendirilmesinin e-postaları ve bloguyla sınırlı

kalmaması gerektiğini savunarak mahkemeden ahlaki karakteri ve sadece arkadaşları

tarafından okunan blog hakkında tanık dinlemesini talep etmiştir

145

İdare Mahkemesi 2015 yılında Bakanın mahkeme bilirkişisi olmaya uygunluğuna

ilişkin Bakanlık kararını onaylayarak başvurucunun talebini reddetmiştir Başvurucunun

temyiz başvurusu ve bireysel başvurusu da reddedilmiştir

İhlal İddiaları

Bay Cimperšek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine (adil yargılanma hakkı) dayanarak

davasında soumlzluuml duruşma yapılmamasından şikayetccedili olmuştur Soumlzleşmersquonin 10 maddesi

(ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında bloğunda eleştirel bir goumlruumlş ifade ettiği ve Bakanlığın

ccedilalışmaları hakkında şikayette bulunduğu iccedilin cezalandırıldığını iddia etmiştir

Karar

6Madde

Mahkeme Soumlzleşmenin 6 maddesinin Bay Cimperšekrsquoin şikayetine uygulanabilir

olduğunu ve dolayısıyla kabul edilebilir olduğunu tespit etmiştir Slovenyarsquonın hukuk

sisteminde mahkemede bilirkişi unvanını alma hakkı gibi bir hak bulunmamakla birlikte

Cimperšek bu goumlrev iccedilin yaptığı başvurunun incelenmesi iccedilin yasal bir usule tabi olma hakkına

ve yargı oumlnuumlnde Bakanlığın kararına itiraz etme hakkına sahiptir Dahası unvanı almış olsaydı

uumlcretli bir kamu goumlrevini yerine getirebilecekti

Mahkeme esasa ilişkin olarak ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin soumlz

konusu olayları ve hukuku değerlendirme yetkisine sahip tek mercii olduğuna karar vermiştir

Ancak Mahkeme atıfta bulunulan tek delilin Bakanlığırsquonın kararı olduğuna ve başvurucunun

duruşma talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir

Bu talep başvurucunun tanıkların ifadeleri aracılığıyla bir mahkeme bilirkişisi olmak

iccedilin gerekli nitelikleri taşıdığına dair olgusal bilgiler sunmak istemesi nedeniyle yapılmıştır

Ayrıca blogda yazdığı yazı ile mahkeme bilirkişisi olarak yaptığı işin kalitesi arasındaki

nedensel bağlantıya da itiraz etmiştir Mahkemersquoye goumlre idare mahkemesinin oumlnuumlndeki bu

sorunlar yargılamanın sonucuyla ve tarafların tartıştığı olaylarla ilgilidir

İdare mahkemesinin başvurucunun talebini reddetmesi İdari Anlaşmazlıklar Yasasına

dayanmaktadır Bununla birlikte mahkeme başvurucunun oumlne suumlrmek istediği hangi delil veya

olguları dikkate aldığını ve bunların neden ilgisiz bulduğunu belirtmemiştir Mahkemersquonin

146

idare mahkemesinin talebi reddetme gerekccedilelerinin davanın olgusal geccedilmişine goumlre nasıl

yorumlandığını tespit etmesi bu nedenle zor olmuştur

Mahkeme idare mahkemesinin yargılamasında soumlzluuml duruşma yapılmaması nedeniyle

6 maddenin 1 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

10 Madde

Mahkeme başvurucunun Soumlzleşmenin bu maddesi ile korunan haklarına muumldahale

edildiğine karar vermiştir Başvurucunun talebinin bakan tarafından reddinden oumlnce

başvurucunun bir mahkeme bilirkişisi olmak iccedilin girdiği incelemede başarılı olması ve yemine

davet edilmiş olmasına rağmen bakanın kararında blog ve e-postalara değinilmesinin soumlz

konusu kararın esas olarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln kullanılmasıyla ilgili olduğunu ve kamu

hizmetlerine erişimle ilgili olmadığını goumlsterdiğini belirtmiştir

Mahkeme muumldahaleye ilişkin Soumlzleşmeye uygun herhangi bir gerekccedile olup olmadığını

incelerken Bakanın herhangi bir blog yazısına veya e-posta pasajına atıfta bulunmadığını veya

saldırgan olduğunu duumlşuumlnduumlğuuml yazılarda başvurucunun kullandığı dili oumlzel olarak

belirtmediğini kaydetmiştir

Mahkemersquoye goumlre başvurucunun bilirkişi olması oumlnuumlnde herhangi bir engel olmadığına

oumlnceden karar verilmiş olması goumlz oumlnuumlne alındığında Bakanrsquoın bu tuumlr bir gerekccedilesinin de

bulunmaması oumlzellikle dikkate değerdir Bakan ayrıca başvurunun reddedilmesinin ifade

oumlzguumlrluumlğuuml hakkını sınırlamadığını duumlşuumlnmuumlştuumlr

Mahkeme idare mahkemesinin de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkında sessiz

kaldığını ve bu konudaki iddialarına değinmediğini belirtmiştir Bakanın kararıyla iddia edilen

kamu menfaatine karşı bu hak hiccedilbir şekilde dengelenmemiştir ve bu nedenle soumlz konusu

muumldahaleye ilişkin etkili ve yeterli bir adli inceleme yapılmamıştır

Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin Bakanrsquoın kararının ahlaki değerleri ve mahkeme bilirkişilerinin

itibarını guumlvence altına almak iccedilin gerekli olduğuna dair iddiasını da reddetmiştir Buna goumlre

Bakanrsquoın kararında veya idare mahkemesinin kararında başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml

kullanmasının saldırganlığı ve bu tutumun bilirkişinin ccedilalışmasına aykırı olduğuna dair

ayrıntılı bir neden bulunmamıştır

147

Mahkemersquoye goumlre ne Bakan ne de idare mahkemesi soumlz konusu ccedilatışan menfaatler

arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığına dair bir değerlendirme yapmıştır Bu nedenle

Mahkemenin yerel makamların bu tuumlr ccedilıkarların dengelenmesine ilişkin iccediltihadı da

kullanılamamıştır

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik muumldahalenin

demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme Slovenyanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15600 Euro (EUR) ve

masraf ve giderler iccedilin 2812 Euro oumldemesine karar vermiştir

148

Başvuru Adı NT v Rusya

Başvuru No 1472711

Başvuru Tarihi 09022011

Karar Tarihi 2 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202633

Olaylar N T ( ldquoBaşvurucurdquo ) oumlmuumlr boyu hapis cezasına ccedilarptırılmış

bir Rusya vatandaşıdır Başvuran hapis cezasına Aralık 2010 tarihinde ldquoIK 56rdquo numaralı oumlzel

guumlvenlik rejimine tabi olan bir cezaevinde başlamıştır Başvuran cezasını ccedilekmeye başlar

başlamaz Rusyarsquoda 10 yıl uumlzeri hapis cezası alan herkes gibi katı bir cezaevi rejimine tabi

tutulmuştur Bu sıkı rejim ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilene kadar ki 7 yıl boyunca devam

etmiştir Bu suumlre boyunca ya tek başına ya da başka bir mahkumla huumlcrede kalmıştır Cezaevine

ilk girdiği guumlnden Aralık 2015rsquoe kadar huumlcresinden her dışarı ccedilıktığında bileğine kelepccedile

takılmıştır Cezaevinin kanalizasyon sistemi olmadığı iccedilin 30 litrelik lavabo kovalarını

mahkumlar taşımaktadır Bu kovaları taşırken dahi başvurucunun kelepccedilesi ccedilıkarılmamıştır

Başvuran Mart 2018rsquode ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilmiştir Ancak orada da gardiyanlar

yeniden kelepccedile takma uygulamasına başlamışlardır Ayrıca başvurucunun IK6rsquodaki huumlcre

arkadaşları cezaevi kaccedilakları rehine kaccedilırmış kişiler ve kendine zarar verenler gibi tehlikeli

mahkumlardan oluşmaktadır

İhlal İddiaları Başvuran bahse konu olan cezaevi rejiminden dolayı insanlık

dışı ve aşğılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 3

Mahkeme başvurucunun oumlmuumlr boyu hapis cezasından dolayı diğer mahkumlardan

ayrılıp guumlnuumln 22 buccediluk saatini tek başına ya da iki kişilik huumlcrede herhangi bir aktivite

yapmadan kendini geliştirmek iccedilin herhangi bir eğitim almadan geccedilirmesinin ve huumlcreden

dışarı her ccedilıktığında kendisine kelepccedile takılmış olmasının insan onurunu zedelediğini

belirtmiştir Mahkeme başvurucuya uygulanan kısıtlamaların muumlebbet hapis cezasının

149

doğasında olan ıstıraptan daha ağır bir acıya yol accediltığını ifade etmiş insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 46

Mahkeme yaşanan ihlalin yapısal bir sorun olduğunu ve iccedil hukuktaki Ceza İnfaz

Kanunursquondan kaynaklandığını belirtmiştir İnfaz Kanunursquona goumlre muumlebbet hapis cezası alan

her kişiye bireysel değerlendirme yapılmaksızın olaydaki kısıtlamalar uygulanmaktadır

Mahkeme İnfaz Kanunursquonun soumlzleşmeye uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir

Madde 41

Mahkeme başvurucuya 3000 euro manevi tazminat ve 1000 euro masraf ve gider

uumlcreti oumldenmesine karar vermiştir

150

Başvuru Adı Omorefe v İspanya

Başvuru No 6933916

Başvuru Tarihi 16112016

Karar Tarihi 23 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203179

Konu Ccedilocuğunu bakılması iccedilin bıraktığı bakım merkezinin

başvurucunun ccedilocukla yeterli kişisel ilişki kurmadığı gerekccedilesiyle ccedilocuğu oumlnce koruyucu

aileye vermesi sonra da evlat edindirmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal ettiği

Olaylar Başvurucu 1976 doğumlu bir Nijerya vatandaşıdır

Pamplonaİspanyarsquoda yaşamaktadır Dava konusu olay yaşandığı sırada İspanyarsquoda kaccedilak

şekilde ikamet etmektedir Başvuran ekonomik ve sosyal koşulları yeterli olmadığı iccedilin iki

aylık olan ccedilocuğunun bakım merkezi tarafından bakılmasını talep etmiş ve ccedilocuğu yetkililer

tarafından koruyucu bakım merkezine alınmıştır Daha sonrasında ccedilocuk yetkililer tarafından

bakım merkezinden alınıp koruyucu aileye verilmek iccedilin kabul merkezine alınmıştır Mart

2009rsquoda kabul merkezindeki değerlendirme kurulu başvurucunun her ziyarete gelmediğini ve

ccedilocukla istikrarsız bir ilişkisinin olduğunu ve ccedilocuğun koruyucu aileye verilmesini gerektiğini

belirtmiştir Başvuran ccedilocuğunun koruyucu aileye verilmesine karşı değildir ama koruyucu

aileye verilse dahi ccedilocuğuyla iletişiminin kopmamasını istemektedir Mayıs 2009rsquoda Ccedilocuk ve

Aile Genel Direktoumlrluumlğuuml ziyaretlere duumlzguumln gelmediği ve ccedilocukla sağlıklı bir duygusal bağ

kuramadığı gerekccedileleriyle başvurucunun ccedilocuğuyla olan ilişkisini kesmiştir ve ccedilocuğu

koruyucu ailenin yanına vermiştir Haziran 2009rsquoda başvuran bu karara karşı itirazda

bulunmuş fakat itirazı reddedilmiştir Daha sonrasında başvuran Navarra İl Mahkemesirsquone

başvurmuş ve mahkeme ccedilocukla ilgili verilecek kararın biyolojik annenin izni olmadan

alınamayacağını belirterek itirazı kabul etmiş ve başvuran ile ccedilocuğunun ayda bir saat

yetkililerin kontroluumlnde goumlruumlşebileceğine karar vermiştir Bunun uumlzerine yetkililer mahkeme

kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur

Bu esnada yetkiler tarafından duumlzenlenen rapora goumlre yargılama suumlrecindeki geccedilen 5

sene boyunca ccedilocuk koruyucu aileyle kalmış ve bu suumlreccedilte tatmin edici derecede olumlu

gelişme goumlstermiştir Ayrıca yetkilerin ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapmış

151

oldukları temyiz başvurusu kabul edilmiş ve Boumllge Mahkemesi ccedilocuğun yararı olan

durumlarda biyolojik ailenin izni bulunmasa dahi kuumlccediluumlğuumln koruyucu aileye verilebileceğini

belirtmiştir Boumllge Mahkemesi kararına karşı başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone başvurmuş

fakat başvurusu kabul edilemez bulunmuştur

İhlal İddiaları Başvurucu ccedilocuğuyla iletişimin idare tarafından korunmaması

sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun koruyucu aile yanına verilmiş olmasının oumlzel ve

aile yaşamına saygı hakkına youmlnelik yasal dayanağı ve meşru amacı olan bir muumldahale

olduğunu belirtmiştir Mahkeme ccedilocuğun vesayet altına alınmasının annesi tarafından talep

edilmiş olduğu iccedilin anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir Oumlte yandan vesayet altındaki

ccedilocuğunun biyolojik ailesiyle kurulacak ilişkinin ciddi şekilde irdelenerek duumlzenlenmesi

gerektiğini ve buna uygun olan gerekli oumlnlemlerin ccedilocuğun yaşı ve yararı goumlz oumlnuumlnde tutularak

alınması gerektiğini belirtmiştir Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun evlat edinilmesine

kadarki tuumlm suumlreci dikkate almış evlat edinme gibi ciddi bir proseduumlruumln biyolojik aileyle

iletişim kurma gibi yeterli guumlvenceleri sağlamadan yapıldığına evlat edinmeden daha hafif

tedbirlerin de alınabileceğine dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Mahkeme zaten kişisel ve ailevi

zorluklar yaşamakta olduğu iccedilin ccedilocuğunu kuruma teslim eden annenin goumlruumlşleri dikkate

alınmadan evlat edindirme usuluumlnuumln uygulandığını belirtmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme

başvurucunun oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 46

Mahkeme vermiş olduğunu kararın ışığında ccedilocuğun yararı goumlzetilerek anne ve ccedilocuk

arasında iletişimin kurulması iccedilin yerel yetkililere ccedilağrıda bulunmuştur Son olarak Mahkeme

benzer durumdaki olaylarda ccedilocuğun yetkililer tarafından koruyucu aileye verilme suumlrecinde

biyolojik aile ile ccedilocuğun iletişiminin oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal etmeyecek

şekilde duumlzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir

Madde 41 Başvuran herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı iccedilin tazminata

huumlkmedilmemiştir

152

Başvuru Adı SMHırvatistan (Buumlyuumlk Daire)

Başvuru No 6056114

Başvuru Tarihi 27 Ağustos 2014

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203503

Konu Hırvatistan vatandaşı bir kadının insan ticareti ve zorla fuhuş

şikayeti sonucu Soumlzleşme madde 4rsquouumln (koumllelik ve zorla ccedilalıştırma yasağı) ihlali

Olaylar Başvurucu SM 1990 doğumlu ve Zrsquode yaşayan bir Hırvatistan

vatandaşıdır

Başvurucu Eyluumll 2012rsquode TM adlı erkeğin kendisini 2011rsquoin ortalarından itibaren

birkaccedil ay fuhşa zorladığına ilişkin succedil duyurusunda bulunmuştur İddialarına goumlre polis

memuru olan TM kendisiyle oumlnce ailesinin arkadaşı olarak Facebook aracılığıyla iletişime

geccedilmiş ve SMrsquoye iş bulmasında yardımcı olacağına dair soumlz vermiştir Bununla birlikte ilk

buluşmalarında başvurucuyu para karşılığı cinsel ilişkide bulunması iccedilin birinin evine

goumltuumlrmuumlş ve bunun yalnızca iş buluncaya kadar olacağını soumlylemiştir Bu durum TMrsquonin

onlara yaşamak iccedilin apartman dairesi ayarlaması ya da SMrsquoyi onlarla buluşmaya zorlaması ile

duumlzenli muumlşterilerinin olmasına sebep olmuştur SM TMrsquonin kontroluuml altında olduğunu bu

hizmet karşılığında kazandığı paranın yarısına TM tarafından el konulduğunu ve eğer

isteklerine uymazsa tehdit edildiğini ve cezalandırıldığını iddia etmiştir SM arkadaşına

telefon etmiş ve arkadaşının erkek arkadaşı SMrsquoye kaccedilmasında yardım etmiştir Sonrasında

SM sonraki altı ay boyunca arkadaşı ve arkadaşının annesiyle kalmıştır TMrsquonin Facebook

uumlzerinden tehdit mesajları atmaya başlaması uumlzerine polise başvurmaya karar vermiştir

Polisin hazırlık soruşturmasında TMrsquonin daha oumlnce zorla fuhuş yaptırma ve tecavuumlzden

succedillu olduğu saptanmıştır TMrsquonin muumllkleri ve arabası aranmış kondomlar iki otomatik tuumlfek

bir el bombası ve birkaccedil cep telefonu bulunmuştur

2012 sonunda TM aleyhine dava accedilılmış başvurucuya resmi olarak insan ticareti

mağduru sıfatı verilmiştir

153

Soruşturma sonrasında TM 2013rsquote mahkemeye ccedilıkarılmıştır Bununla birlikte

başvurucuyu fuhşa zorlama succedilundan beraat etmiştir Mahkeme başvurucunun beyanını

kaccedilmasına yardım eden arkadaşının ileri suumlrduumlğuuml deliller ile ccedilelişmesi sebebiyle tutarsız ve

guumlvenilmez bulmuştur Bu sebeple mahkeme succedil iccedilin yeterli delil sağlanamadığına ve

başvurucunun cinsel hizmetleri goumlnuumllluuml olarak sağladığına karar vermiştir

Yapılan savcılık itirazı Ocak 2014rsquote reddedilmiş yine aynı yılın Haziran ayında

başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvurusu da kabul edilemez bulunmuştur

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşme madde 4 (koumllelik yasağı zorla ccedilalıştırma

yasağı) kapsamında iddialar hakkında yuumlruumltuumllen soruşturmanın yetersiz olduğunu ileri

suumlrmuumlştuumlr

Karar Oumlncelikle Mahkeme başvurucunun davası aracılığıyla cinsel

soumlmuumlruuml (fuhuş) amacıyla insan ticareti hakkındaki iccediltihadının daha iyi anlaşılmasını sağlama

fırsatını elde etmiştir

Mahkeme insan ticaretinin Soumlzleşme madde 4 kapsamında olduğunu vurgulamıştır

Bununla birlikte Mahkeme bu maddede ticaret kavramının veya koumllelik kulluk ya da zorla

ccedilalıştırma kavramlarının tanımlanmadığını belirtmiştir

Bu sebeple Mahkeme bu kavramları oumlncelikle uluslararası hukukun rehberliğinde ele

alacaktır Uluslararası hukuk ticaret succedilunu tanımlarken oumlzellikle uumlccedil unsuru birlikte arar fiil

(işe alma ulaştırma aktarma barındırma ya da kişilerin seccedilimialımı vb) araccedillar (tehdit veya

guumlccedil kullanımına başvurma ya da diğer cebir yolları kaccedilırma hile yanıltma kırılgan durumdan

istifade ya da guumlccedilten istifade bir kimse uumlzerinde kontrol kazanmak iccedilin para veya başka kazanccedil

alıp verme) ve amaccedil (başkalarını fuhşa zorlama veya cinsel soumlmuumlruumlnuumln farklı şekilleri vb)

Bu uluslararası tanımın uumlccedil unsuru mevcut olmadığı takdirde Mahkeme bir hareket veya

durumun Soumlzleşme madde 4rsquote duumlzenlenen insan ticareti succedilunun oumlzelliklerinden olduğunu

kabul etmenin muumlmkuumln olmadığına huumlkmetmiştir

Mahkeme daha sonra insan ticareti kavramının oumlrguumltluuml bir succedilla bağlantılı olup

olmamasına bakılmaksızın hem ulusal hem de sınıraşan insan ticaretini kapsadığını

accedilıklamıştır Ayrıca Madde 4rsquote duumlzenlenen ldquocebren ve zorunlu ccedilalıştırma (zorla ccedilalıştırma)rdquo

154

kavramının amacı bir davanın oumlzel şartlarının insan ticareti bağlamı oumlzelinde oluşup

oluşmadığına bakılmaksızın zorla fuhuş gibi ciddi soumlmuumlruuml olaylarına karşı korumaktır

Belirli bir durumun ldquoinsan ticaretininrdquo tuumlm unsurlarını iccedilerip iccedilermediği veveya ayrı

bir zorla fuhuş konusu olup olmadığı davayla alakalı tuumlm hususlar ışığında incelenmesi

gereken olgusal bir sorundur

Huumlkuumlmet savunmasında SMrsquonin tehdit edilmediğini zor kullanımına veya farklı bir

cebre maruz kalmadığını yani uluslararası tanımdaki ldquoaraccedilrdquo unsurunun olmadığını bu sebeple

başvurucunun davasında insan ticareti bulunmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca diğer unsurların

da eksik olduğunu eklemiştir Şoumlyle ki TM başvurucunun belgelerine el koymamıştır onu

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakmamıştır başvurucunun cep telefonu yanındadır ve başkalarıyla

iletişime geccedilme imkanı hep vardır kazancını TM ile paylaştığına goumlre bir geliri vardır Bu

sebeplerle Huumlkuumlmet başvurucunun davasına madde 4rsquouumln uygulanamayacağını savunmuştur

Diğer yandan Mahkeme TMrsquonin iddiaya goumlre başvurucuyla ilk olarak Facebook

aracılığıyla iletişim kurduğunu ki bunun da insan tacirlerinin mağdur toplarken kullandığı

bilinen ldquoaraccedillardanrdquo biri olduğunu kaydetmiştir Bu durum başvurucunun kaygılanması iccedilin

bir neden olmadığı inancıyla beraber iş vaadi iddiası iccedilin de geccedilerlidir Ayrıca başvurucunun

TMrsquonin ona cinsel hizmet sağlayabilmesi iccedilin yer ayarladığı iddiası barındırma unsurunu

yerine getirir ki bu da insan ticaretinin ldquofiillerindenrdquo birini oluşturur Dahası başvurucunun

kişisel durumu şuumlphesiz onun kırılgan bir gruptan olduğu izlenimi verirken TMrsquonin konumu

ve geccedilmişi başvurucu uumlzerinde baskın bir pozisyonda olduğu ve onun kırılganlığını suistimal

edebileceği anlamına gelmektedir

Oumlzetle başvurucu tartışılabilir bir iddiada bulunmuştur ve Soumlzleşme madde 4rsquoe aykırı

bir muamelenin (insan ticareti veveya zorla fuhuş) mağduru olduğuna youmlnelik prima facie (ilk

bakışta) deliller mevcuttur Bu sebeple Mahkeme Huumlkuumlmetin madde 4rsquouumln uygulanabilirliğine

youmlnelik savını reddetmiştir

Mahkeme Soumlzleşme sebebiyle yerel makamların başvurucunun iddialarını soruşturma

yuumlkuumlmluumlluumlklerinin olduğu kanaatindedir Mahkeme iccediltihadında accedilıklandığı uumlzere bu olayların

tespiti ve kimliğin saptanması ile -şartlar oluşmuşsa- sorumlunun cezalandırılması iccedilin etkili

bir soruşturma accedilılması ve yuumlruumltuumllmesi anlamına gelmektedir Bunu gerccedilekleştirmek iccedilin

yetkili merciler delillere ulaşmalarını sağlayacak her tuumlrluuml makul adımı atmak zorundadır

155

Soruşturma mercileri (polis ve ilgili Savcılık) başvurucunun TM aleyhindeki

iddialarıyla gecikmeden harekete geccedilmişse de soruşturmaları esnasında bazı bariz soruşturma

yollarını izlememiştir

Facebook uumlzerinden iletişim şekli insan tacirlerinin mağdurları seccedilerken başvurduğu

youmlntemlerden biri olarak bilinse de soruşturma mercileri başvurucu ve TMrsquonin Facebook

iletişimlerini soruşturmak uumlzere ccedilaba sarf etmemiştir Başvurucunun ailesine oumlzellikle de daha

oumlnce TM ile iletişime geccedilip sorun yaşamış annesine başvurulmamıştır Başvurucu ve TMrsquonin

yaşadığı apartman dairesinin sahibinin veya komşularının kimliğini tespit etmek veya

sorgulamak denenmemiştir Başvurucu ve arkadaşının beyanları arasındaki tutarsızlıkları

aydınlatmak uumlzere ne başvurucunun yardım iccedilin aradığı arkadaşının annesi ne de erkek

arkadaşı sorgulanmıştır

Boumlylelikle soruşturma mercileri bariz soruşturma yollarını izlemektense buumlyuumlk oumllccediluumlde

başvurucunun beyanına dayanmış ve takip eden yargılamalarda aslında TMrsquonin inkarına

karşılık basitccedile başvurucunun iddialarının karşılaştığı daha fazla delil sunulmayan bir durum

yaratılmıştır

GRETA ve diğer uluslararası kurumlar insan ticareti succedilunun etkili soruşturulmasının

gereklerinden birinin de yalnızca mağdurun ifadesine aşırı dayanılmaması gerektiği bunun

başka delillerle de aydınlatılması ve desteklenmesi olduğunu vurgulamaktadır Ayrıca bir

mağdurun yaşadığı psikolojik travma ve yetkililerle işbirliği yapmadaki isteksizliğinin

sebepleri de dikkate alınmalıdır

Mahkeme soruşturma mercilerinin dosyayı yuumlruumltmedeki eksikliklerinin ilgili

mahkemeler dahil yerel mercilerin başvurucu ile TM arasındaki ilişkinin doğasını ve

başvurucunun iddia ettiği gibi TM tarafından soumlmuumlruumlluumlp soumlmuumlruumllmediğini tespit etmesini

zorlaştırdığına huumlkmetmiştir

Dolayısıyla ceza hukuku sisteminin davaya uygulanış şekli bozuktur Huumlkuumlmet

Soumlzleşme madde 4rsquoteki soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml ihlal etmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Hırvatistanrsquoın başvurucuya 5000 euro manevi tazminat oumldemesine

huumlkmetmiştir

156

Karşı Oy Yargıccedil Turkovic Pastor Vilanova ve Serghides her biri farklı

gerekccedileler sunarken Yargıccedil OrsquoLeary ve Ravarani ortak bir farklı gerekccedile sunmuşlardır Bu

goumlruumlşler karara eklenmiştir

157

Başvuru Adı Baldassi ve DiğerleriFransa

Başvuru No 1527116

Başvuru Tarihi 16032016-18032016-21032016

Karar Tarihi 11 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202756

Konu Filistin aktivistlerinin ldquoBoykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar

(Boycott Divestment and Sanctions)rdquo kampanyasının bir parccedilası olarak İsrailrsquoden ithal edilen

uumlruumlnlerin boykot edilmesini amaccedillayan eylemlere katılmaları nedeniyle ekonomik ayrımcılığa

teşvik gerekccedilesiyle cezalandırılmalarının Soumlzleşme md 7rsquoyi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal

etmediği ancak Soumlzleşme md 10rsquoun (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlal edilmiş olduğu

Olaylar On bir başvurucu Jean-Michel Baldassi Henri Eichholtzer

Aline Parmentier Sylviane Mure Nohammad Akbar Maxime Roll Laila Assakali Yahya

Assakali Jacques Ballouey Habiba El Jarroudi ve Farida Sarr-Trichinersquodir Nohammad Akbar

(Afganistan vatandaşı) ve Habiba Al Jarroudi (Fas vatandaşı) hariccedil tuumlm başvurucular Fransa

vatandaşıdır Eichholtzer Habsheimrsquode Parmentier Zillisheimrsquode ikamet etmektedir Jacques

Ballouey diğer başvurucular gibi Mullhousersquoda ikamet etmektedir

Başvurucular uluslararası BDS (Boykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar) kampanyasını

yerel olarak aktaran ldquoFilistin Kolektifi 68rdquo uumlyesidir Bu kampanya 9 Temmuz 2005 tarihinde

Filistin sivil toplum oumlrguumltlerinin ccedilağrısıyla başlatılmış bir yıl sonra Uluslararası Adalet Divanı

şu goumlruumlşuuml yayımlamıştır ldquoİşgalci guumlccedil İsrail tarafından işgal edilen Filistin topraklarında Doğu

Kuduumls ve ccedilevresi dahil olmak uumlzere inşa edilmekte olan duvar uluslararası hukuka aykırıdırrdquo

26 Eyluumll 2009 tarihinde başvuruculardan beşi Illzachrsquotaki C marketi iccedilinde Filistin

Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve İsrail uumlruumlnlerini boykota davet eden bir eyleme

katılmışlardır Uumlccedil sepete İsrail menşeli olduğunu tahmin ettikleri uumlruumlnleri muumlşterilerin

goumlrebileceği şekilde koymuş ve boykota davet eden bildiri dağıtmışlardır

22 Mayıs 2010 tarihinde aynı markette Filistin Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve

başvuruculardan sekizinin katıldığı bir eylem daha olmuştur Ayrıca marketi İsrailrsquoden ithal

158

edilen uumlruumlnleri satmamaya davet eden bir dilekccedileyi market muumlşterilerinin imzasına

sunmuşlardır

Colmar savcısı 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24 (8)rsquode oumlngoumlruumllen ayrımcılığa

teşvik succedilu nedeniyle başvurucuları Mullhouse Ceza Mahkemesine davet etmiştir

15 Aralık 2011 tarihindeki 2 yargılama sonucunda Mullhouse Ceza Mahkemesi

başvurucuları succedilsuz bulmuştur 27 Kasım 2013 tarihinde 2 yargılama sonucunda Colmar

İstinaf Mahkemesi başvurucuların beraat ettiği oumlnceki mahkeme kararını bozmuş ve

başvurucuların ayrımcılığa teşvik sebebiyle succedillu bulmuştur

Bu sebeple 26 Eyluumll 2009 tarihli olay iccedilin İstinaf Mahkemesi beş sanığın her biri iccedilin

1000 Euro para cezasını ertelemiş ve sanıkların davacı Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası

Muumlcadele Birliği Sınır tanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği ve

BNVCArsquoya manevi tazminat olarak 1000 Euro oumldemesine ve Ceza Muhakemeleri Kanunu

madde 475-1 kapsamında devlet tarafından karşılanmayan davacı masrafları iccedilin 3000 euro

oumldemesine karar vermiştir

22 Mayıs 2010 tarihli olayları incelerken İstinaf Mahkemesi dokuz sanığın 1000

euroluk para cezalarını ertelemiş ve uumlccedil davacının [Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası

Muumlcadele Birliği Sınırtanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği] her birine

1000 euro manevi tazminat ve Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 475-1 [Devlet tarafından

karşılanmayan davacı masrafları] uyarınca 3000 euro oumldenmesine karar vermiştir

20 Ekim 2015 tarihli iki yargılamada Yargıtay Ceza Dairesi başvurucuların oumlzellikle

Soumlzleşmenin 7 ve 10 maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetlerini reddetmiştir Oumlzellikle

İstinaf Mahkemesinin 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24(8)rsquode belirtilen succedil unsurlarını

belirterek kararını gerekccedilelendirdiğine ve Soumlzleşme madde 102rsquode ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

kısıtlama veya yaptırımların konusu olabileceğine ve mevcut olayda da muumldahalenin

başkalarının haklarını koruma ve kamu duumlzeni sebebiyle demokratik toplumda gerekli

olduğuna huumlkmetmiştir

İhlal İddiaları Soumlzleşme madde 7rsquoye (Kanunsuz ceza olmaz) dayanarak

başvurucular basın oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) temelinde

ekonomik ayrımcılığa teşvik nedeniyle succedillandıklarını oysa metnin ekonomik ayrımcılığı

kapsamadığını ileri suumlrmuumlşlerdir Soumlzleşme madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak BDS

159

kampanyası bağlamında İsrailrsquode uumlretilen uumlruumlnlerin boykotuna ccedilağrı yapan eylemlere

katıldıkları gerekccedilesiyle succedillandıklarını ileri suumlrmuumlşlerdir

Karar

Madde 7

Mevcut davada Mahkeme başvurucuların lsquo9 Temmuz 1881 tarihli Kanun md 24 (8)

uyarınca succedillu bulunduklarını goumlrmuumlştuumlr İlgili maddeye goumlre ldquoher kim madde 23rsquote

duumlzenlenen anlamlardan herhangi biriyle koumlkenleri etnik bir gruba mensubiyeti ulusu ırkı

veya dini sebebiyle bir kişi veya bir grup insana karşı ayrımcılık nefret veya şiddete teşvik

ederse bir yıl hapis veveya 45000 euro para cezası ile cezalandırılırrdquo

İlk derece mahkemesinde oumlzellikle eylemlerin muumlşterileri yalnızca İsrail uumlruumlnlerini

almaktan vazgeccedilirmeyi hedeflediği ve madde 24(8)rsquode ldquoekonomikrdquo ayrımcılık yer almadığı

son olarak ekonomik ayrımcılık succediluna oumlzellikle aynı madde (9)rsquoda oumlngoumlruumllduumlğuumlne ve

ekonomik ayrımcılık succedilunu oluşturan eylemlerin oumlngoumlruumllduumlğuuml ve tanımlandığı Ceza Kanunu

md225-2rsquoye atıf yaptığı sebepleriyle başvurucuları succedilsuz bulmuştur Buna karşılık Colmar

İstinaf Mahkemesi uumlreticiler belirli bir ldquoulusardquo [İsrail] mensup ldquobir grup insandırrdquo şeklinde bir

değerlendirme yapmış başvurucuların muumlşterileri İsrailrsquode uumlretilmiş uumlruumlnleri almaktan

vazgeccedilirmesini ldquoİsrailrsquoden gelen uumlruumlnlere karşı halkı ayrımcılığa teşvik olarak dikkate almış ve

ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur

Mahkeme 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquode ekonomik ayrımcılığa teşvik

ibaresinin accedilıkccedila yer almadığını goumlrmuumlştuumlr Madde 24 (9) accedilıkccedila bu tip ayrımcılığa teşvike

değinmiş ancak muumlnhasıran kasten oumllduumlrme cinsel youmlnelim ve engellilik accedilısından duumlzenlemiş

ve koumlken ya da ulusa değinmemiştir

Buna karşılık Mahkeme İsrailrsquoden ithal edilen uumlruumlnlere boykot ccedilağrılarına ilişkin

davalarda Yargıtayrsquoın 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquoi mevcut davadan oumlnce de

uyguladığı youmlnuumlnde Huumlkuumlmetle hemfikirdir

Bu nedenle zamanın yerleşik iccediltihadı uyarınca başvurucular İsrailrsquoden ithal edilen

uumlruumlnleri boykot ccedilağrısının 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) uyarınca succedil

oluşturacağını bilmelidirler

Soumlzleşme madde 7 ihlal edilmemiştir [Oyccedilokluğu]

160

Madde 10

Mahkeme boykot ccedilağrısı ile farklı muameleye teşvike youmlnelik protestonun birleştiğini

goumlzlemlemiştir mevcut durumun koşullarına bağlı olarak boumlylesi bir ccedilağrı başkalarına karşı

ayrımcılığı teşvik anlamına gelebilir Ayrımcılığa teşvik hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe teşvikin bir şeklidir

ki bu da ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml gerccedilekleştirirken aşılmaması gereken şiddet ve nefret soumlylemi

dışındaki bir diğer sınırdır Bununla birlikte farklı muameleye teşvik ayrımcılığa teşvikle aynı

şey olmayabilir

Mahkeme mevcut dava ile WillemFransa davası arasındaki farklılık konusunda

başvurucular ve uumlccediluumlncuuml taraf olan muumldahillerle hemfikirdir Bay Willem belediyeye ait yiyecek

iccedilecek hizmetlerinde İsrail uumlruumlnlerinin boykot edilmesi kararını accedilıkladığında başkan sıfatıyla

bundan aldığı guumlcuuml kullanarak ve bunun gerektirdiği tarafsızlık ve takdir yetkisine dikkat

etmeksizin hareket etmiştir belediye konseyinde bu konuyu oumlnce tartışmadan veya oylamaya

sunmadan accedilıklamayı yapmıştır bu sebeple kamu yararına olan bir konunun tartışılmasını

desteklediğini iddia edememiştir Son davadan farklı olarak buradaki başvurucular belediye

başkanına ait yetkilerden doğan sorumluluk ve goumlrevler ile kısıtlanmamış ve muumlşteriler

uumlzerindeki etkileri belediye başkanının belediye hizmetlerindeki etkisi ile

karşılaştırılamayacak olan sıradan vatandaşlardır Dahası başvurucuların yaptıkları ceza

yargılamasına sebep olan boykot ccedilağrıları suumlpermarket muumlşterileri arasında bir tartışma ortamı

yaratma amacıyladır

Mahkeme başvurucuların ırkccedilılık veya antisemitik goumlruumlşleri ya da nefret veya şiddete

teşvik sebebiyle succedillanmadığını goumlrmuumlştuumlr Aynı şekilde kendilerine zarar vermemiş veya 26

Eyluumll 2009rsquoda ve 22 Mayıs 2010rsquoda gerccedilekleşen eylemler suumlresince bir zarara sebep

olmamışlardır Dava dosyasından anlaşılmaktadır ki ortada sebep olunan bir şiddet ve zarar

yoktur Başvurucuların eylemlerini gerccedilekleştirdiği market yerel mahkemelerde davacı olarak

zarar iddiasında bulunmamıştır

Başvurucular İsrailrsquoden gelen uumlruumlnleri boykot ccedilağrıları ile ldquoayrımcılığa teşvikrdquo ettikleri

gerekccedilesiyle 29 Temmuz 1881 basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md 24(8) uyarınca succedillu

bulunmuştur

Colmar İstinaf Mahkemesi market muumlşterilerini İsrail uumlruumlnlerini almamaya davet

ederek başvurucuların muumlşterileri uumlreticilerin veya tedarikccedililerin koumlkenlerine goumlre ayrımcılık

yapmaya ittiğine huumlkmetmiştir Devamında ayrımcılığa teşvikin duumlşuumlnce ve ifade oumlzguumlrluumlğuuml

161

kapsamında olmadığı ccediluumlnkuuml bu hareketin farklı muamele etmeye teşvik şeklinde gerccedilekleşerek

bir grup insan bakımından olumlu bir reddetme eylemi iccedilerdiği sonucuna varmıştır İstinaf

mahkemesine goumlre uumlreticiler veya tedarikccedililer arasında İsrailli olanları reddetmeye youmlnelik

ayrımcılığı teşvik 29 Temmuz 1881 tarihli basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md24(8)rsquode

oumlngoumlruumllen ayrımcılığı şiddeti ya da nefreti teşvik etme succedilunun maddi unsurlarını yeterince

iccedilermektedir Ayrıca İstinaf Mahkemesi ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln hak kullanıcısına kanunen

cezalandırılabilir bir succedil işleme izni vermediğini eklemiştir

Mahkeme mahkumiyet kararına sebep olan kanun maddesini yorumlamadığını bunu

yapacak olan makamların yerel kanunları uygulamak ve yorumlamakla yuumlkuumlmluuml olan yerel

mahkemeler olduğunu belirtmiştir Buna karşılık Mahkeme başvurucuların mahkumiyetinin

demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleyecektir Bununla birlikte Mahkeme

Fransa hukukunda mevcut davada yorumlandığı ve uygulandığı uumlzere ccedilağrının cereyanı

koşulları ve sebepleri ne olursa olsun uumlruumlnlerin menşelerine youmlnelik boykot ccedilağrılarının

yasaklandığını goumlrmuumlştuumlr

Ayrıca Mahkeme Colmar İstinaf Mahkemesinin bu hukuki temele dayanarak

kovuşturulan eylemleri ve amacı bu faktoumlrler ışığında analiz etmediği kaydetmiştir İstinaf

Mahkemesi boykot ccedilağrısını genel olarak başvurucuların kovuşturulduğu zemin olan 29

Temmuz 1881 Kanun md24(8) anlamında ayrımcılığa teşvik olarak kabul etmiş ve bu ccedilağrının

ldquoifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı altında korunamayacağınardquo karar vermiştir

Başka bir deyişle yerel mahkeme başvurucuların Soumlzleşme md102 anlamında

başkasının haklarını korumak meşru amacı doğrultusunda demokratik bir toplumda zorunlu

olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir boykot ccedilağrısında bulunmalarının succedil olduğuna huumlkmederken

durumun koşullarına goumlre karar vermemiştir

Yerel mahkeme oumlzellikle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme md10rsquoda yuumlksek koruma

gerektirmesi ve mevcut durumun bu madde ile ilgili olması sebebiyle kararını detaylandırmakla

yuumlkuumlmluumlduumlr Aslında başvurucuların eylemleri ve soumlzleri bir youmlnuumlyle kamu yararı konusunu

oluştururken bir youmlnuumlyle de siyasi veya saldırgan alanda değerlendirilebilir

Mahkeme birccedilok durumda 10 Maddenin 2 Fıkrası kapsamında siyasi soumlylemlerde

veya kamuyu ilgilendiren konularda ifade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilen kısıtlamaların kapsamının dar

olduğunu vurgulamıştır

162

Mahkemenin Perinccedilek kararında (Perinccedilekİsviccedilre 15102015) da işaret edildiği uumlzere

siyasi soumlylemlerin tartışma yaratması ve sıklıkla duumlşmanca olması doğası gereğidir Şiddete

nefrete veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe ccedilağrı haline doumlnuumlşmediği suumlrece bu durum soumlylemin kamu

yararını azaltmaz

Mahkeme başvurucuların cezasının uygun ve yeterli bir temeli bulunmadığı

kanaatindedir Yerel mahkemenin madde 10rsquoda belirtilen ilkelere uygun kuralları uyguladığına

ya da olayların uygun bir şekilde değerlendirildiğine ikna olmamıştır

Soumlzleşme madde 10 ihlal edilmiştir (Oybirliği)

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Fransarsquonın her bir başvurucuya maddi tazminat olarak 380 euro manevi

tazminat olarak 7000 euro ve masrafları iccedilin toplamda 20000 euro oumldemesine karar vermiştir

Karşı Oy Yargıccedil OrsquoLeary Soumlzleşme madde 7 (Kanunsuz ceza olmaz)

incelemesinde muhalefet şerhi koymuştur

Başvurucular Mahkeme oumlnuumlnde yerel mahkemelerde de yaptıkları uumlzere Mahkeme

iccediltihadı anlamında goumlstericilere uygulanan ve yorumlanan fransız mevzuatı ccedilerccedilevesinde ciddi

oumlngoumlruumllebilirlik sorunları ileri suumlrmuumlşlerdir Bu sorular madde 7 veyahut madde 102rsquode ortaya

konan ldquokanunilikrdquo altında incelenebilirdi

163

Başvuru Adı Ghoumid ve diğerleri Fransa

Başvuru No 5227316 5228516 5229016 5229416 ve 5230216

Başvuru Tarihi 02092016

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203164

Konu Başvurucuların teroumlrle ilgili succedillar nedeniyle vatandaşlıktan

ccedilıkarılmalarının oumllccediluumlluuml olması ve usuluuml guumlvencelerin bulunması nedeniyle Soumlzleşmersquonin ihlal

edilmediği

Olaylar Fransız vatandaşlığının yanı sıra biri Tuumlrkiye diğer doumlrduuml ise

Fas vatandaşlığına sahip olan beş başvurucu Bachir Ghoumid Fouad Charouali Attila Tuumlrk

Redouane Aberbri ve Rachid Ait El Haj Paris Ceza Mahkemesinin 11 Temmuz 2007 tarihli

kararıyla 1995 ile 2004 yılları arasında teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin gizli bir succedil planına

katılmaktan mahkum edilmişlerdir Bay Tuumlrk ve Bay Aberbri istinaf başvurusunda

bulunmuşlardır fakat 1 Temmuz 2008 tarihinde Paris İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararını

onamıştır Nisan 2015rsquote 11 Temmuz 2007 tarihli karar sonucunda teroumlr eylemi teşkil eden bir

succediltan dolayı mahkum edilen Başvurucuların Fransız vatandaşlıklarının iptali amacıyla İccedilişleri

Bakanı Medeni Kanunrsquoun 25 ve 25-1 maddelerindeki usuluuml başlatmaya karar vermiştir 1

Eyluumll 2015rsquote Danıştay Bakanlığı bu usuluumln uygulanmasını onaylamıştır 7 Ekim 2015rsquote

Başbakanlık kararnameleri ile beş Başvurucu Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmışlardır

Başvurucular 7 Ekim 2015 tarihli kararnamelerin geccedilici tedbir olarak uygulanmasının

durdurulması ve yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle iptal edilmesi iccedilin Danıştaya

başvurmuşlardır Danıştay başvuruları reddetmiştir Polis tarafından 26 Ekim 2016da ccedilağrılan

başvuruculara herhangi bir sınır dışı edilme emri tebliğ edilmemiştir

İhlal İddiaları Başvurucular vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel hayatlarına

saygı haklarının yani Soumlzleşmersquonin 8 Maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ihlal ettiğini

ileri suumlrmuumlşlerdir Ayrıca Paris mahkemeleri tarafından 2007rsquode mahkum edilmiş olmalarına

rağmen vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının da ldquogizli cezardquo goumlruumlnuumlmuumlnde uygulanmış olduğunu

iddia etmiş ve Soumlzleşmersquonin 7 Norsquolu Protokoluumlnuumln 4 (aynı succediltan iki kez yargılanmama ve

cezalandırılmama hakkı) Maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir

164

Karar

Madde 8

Mahkeme bir yabancının akrabalarının yaşadığı bir uumllkeden ccedilıkarılmasının aile

hayatına saygı hakkına muumldahale oluşturabileceğini belirtmiştir Ancak başvurucuların

Fransız vatandaşlığından mahrum bırakılmasının Fransız topraklarında bulunmalarına hiccedilbir

etkisi olmamıştır Başvurucular oumlzel hayat ve aile hayatı iccedilin oturma iznine başvurmuş ve

Başvurucuların başvuruları kabul ederek Fransada yaşamalarına izin verilmiştir Eğer

başvuruları reddedilseydi muumlteakip sınır dışı edilme tedbirlerine idare mahkemelerinde itiraz

edebileceklerdi Başvurucuların vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının aile yaşamlarına saygı

haklarına muumldahale oluşturmadığının sonucuna varılmıştır

Bununla birlikte Mahkemersquoye goumlre keyfi olarak vatandaşlıktan ccedilıkarılma ilgili kişinin

oumlzel hayatı uumlzerindeki etkisi nedeniyle Soumlzleşmenin 8 maddesini ilgilendirebilir Mahkeme de

davayı bu accedilıdan değerlendirmiş ve iki noktada incelemiştir 1- Başvuruculara karşı alınan

tedbirlerin keyfi olup olmadığını (tedbirlerin hukuka uygun olup olmadıklarını Başvuruculara

yerinde adli incelemeye erişim dahil olmak uumlzere usul guumlvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını

ve yetkililerin oumlzenle ve derhal hareket edip etmediklerini) 2- vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın

Başvurucuların oumlzel hayatı uumlzerindeki sonuccedillarını incelemiştir

Mahkeme idari makamların Başvurucuların mahkumiyetlerinden sonra vatandaşlıktan

ccedilıkarılma davasını derhal başlatmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte bu tuumlr olaylarla karşı

karşıya kaldığında bir Devletin teroumlr eylemi teşkil eden bir succediltan mahkum edilmiş kişilerin

hala Devlete olan sadakat ve dayanışma bağını suumlrduumlruumlp suumlrduumlrmediğini yeniden

değerlendirebileceğini kabul etmiştir Bu nedenle Devletlerin katı bir orantılılık testi ile

başlangıccedilta almadığı oumlnlemleri almaya karar verebileceklerini belirtmiştir Buna goumlre

Mahkeme davanın oumlzel koşullarında başvurucuların mahkumiyet kararları arasında geccedilen

suumlrenin Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan ccedilıkarma proseduumlruumlnuumln başlatılmasına olanak

tanıdığı ve Başvuruculara karşı uygulanmış olan proseduumlruumln nihai olarak başlatıldığı tarihin bu

mahrumiyeti (vatandaşlıktan ccedilıkarılmayı) keyfi kılmak iccedilin kendi başına yeterli olmadığı

goumlruumlşuumlne varmıştır

Tedbirin hukuka uygunluğuna ilişkin olarak Mahkeme olayların meydana geldiği

tarihte Medeni Kanunrsquoun 25-1 maddesinin vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın ancak ceza kanunu

165

uyarınca succedil olarak kabul edilen eylemlerin işlenmesinden itibaren 10 yıl iccedilinde

verilebileceğini belirtmiştir

Ancak başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararlar 2015

yılında alınmışken en son olaylar 2004 yılında gerccedilekleşmiştir Mahkeme Yasama Meclisinde

bu suumlrenin Ocak 2006da 15 yıla uzatılmasına ve Danıştayrsquoın iccediltihatlarına uygun olarak usul

kapsamındaki idari ve duumlzenleyici huumlkuumlmlerinin derhal yuumlruumlrluumlğe girmesine karar verilmiştir

Mahkeme bu nedenle Başvuruculara karşı alınan tedbirlerin hukuka uygun olduğuna karar

vermiştir

Mahkeme Başvurucuların oumlnemli usuli guumlvencelerden yararlandıkları sonucuna

varmıştır 30 Aralık 1993 tarihli ve 93-1362 sayılı Kararnamenin 61 maddesi uyarınca ulusal

makamlar kendilerini Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma niyetlerini Başvuruculara oumlnceden

bildirmiş ve bu tedbirin dayandırılacağı hukuki ve gerccedileklere dayalı nedenleri onlara

accedilıklamışlardır Daha sonra Başvuruculara savunmalarını yapmaları iccedilin bir ay suumlre

verilmiştir

Konu daha sonra vatandaşlıktan ccedilıkarılma konusunda onay ve goumlruumlş vermesi iccedilin

Danıştayrsquoa havale edilmiştir Bu onayı dikkate alarak Başvurucuların vatandaşlıktan

ccedilıkarılmalarına youmlnelik emirler gerccedileklere dayalı ve hukuki gerekccedileler iccedilerecek şekilde

duumlzenlenmiştir Ve başvuruculara -kullanmış oldukları- acil başvuru hacirckimine başvurma ve

yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle tedbirin iptalini istemek iccedilin Danıştayrsquoa başvurma

fırsatı verilmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlylelikle başvurucular Soumlzleşme haklarını

savunabilmişler ve iptal istemlerine karşılık Danıştay orantılılık incelemesi yapmış ve

gerekccedileli bir karar vermiştir

Mahkeme Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararların

bu nedenle keyfi olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır

Bu kararların Başvurucuların oumlzel hayatları uumlzerindeki sonuccedillarına gelince sonuccedil

olarak Fransada kalma olasılıklarının Fransız topraklarındaki yabancılar olarak artık sınır dışı

edildikleri iccedilin daha belirsiz hale geldiği doğrudur Bu tuumlr bir oumlnlemin iş kaybına aileden

ayrılmaya ve Fransada kurdukları herhangi bir sosyal bağın bozulmasına neden

olabileceğinden oumlzel hayatları uumlzerinde bir etkisi olması muhtemeldir Bununla birlikte sınır

dışı etme emri ccedilıkmadığından Mahkeme vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel yaşamları

uumlzerindeki sonuccedillardan birinin de kimliklerinin kaybına yol accedilacağı goumlruumlşuumlndedir

166

Bununla birlikte Mahkeme Huumlkuumlmetin iddialarını kabul etmiştir Oumlnceki davalarda da

defalarca vurgulandığı gibi teroumlr şiddeti başlı başına insan haklarına ciddi bir tehdit

oluşturmaktadır Bu nedenle Fransız makamlarının 2015 yılında Fransada meydana gelen

saldırıların ardından bir teroumlr succedilundan mahkum olan kişilere daha katı karar vermeleri

anlaşılabilir olmaktadır Başvurucuların ayrıca teroumlr eylemi gerccedilekleştirmeye youmlnelik bir succedil

oumlrguumltuumlne katılmaları arka arkaya 10 yıl boyunca devam etmiştir

Mahkeme ayrıca Başvuruculardan bazılarının soumlz konusu succedilu işledikleri sırada

Fransız vatandaşlığını yeni kazandıklarını ve diğerlerinin de succedilu işledikleri doumlnemde

vatandaşlıklarını kazandıklarını kaydetmiştir Ayrıca tuumlm Başvurucuların halihazırda başka bir

vatandaşlığa sahip olduklarını goumlzlemlemiştir bu nedenle onları Fransız vatandaşlığından

ccedilıkarma kararı onları vatansız kılma sonucunu doğurmamıştır

Buna ek olarak Fransız vatandaşlığının kaybı otomatik olarak Fransadan sınır dışı

edilmeyi gerektirmiyordu ancak eğer onlara karşı boumlyle bir tedbir kararlaştırılırsa yine yargı

yolu accedilıktır

Mahkeme buna goumlre Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma kararının oumlzel

hayatları iccedilin orantısız sonuccedillara yol accedilmadığına karar vermiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 8

maddesi ihlal edilmemiştir

7 Norsquolu Protokol Madde 4

7 Nolu Protokoluumln 4 maddesinin devreye girebilmesi iccedilin oumlzellikle Başvurucunun

halihazırda işlediği bir succedil nedeniyle yargılanması veya cezalandırılması gerekmektedir

Mahkemersquoye goumlre başvurucuların teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin oumlrguumlt kurmak

succedilundan huumlkuumlm giyip cezalandırıldıkları iccedilin 7 Numaralı Protokoluumln 4 maddesi anlamında

ldquohuumlkuumlm giydiklerirdquo accedilıktır 2007 tarihli bu mahkumiyet aslında 2015te Fransız

vatandaşlığından ccedilıkarıldıklarında kesinleşmişti

Medeni Kanunun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarma tedbirinin doğası gereği

ldquocezairdquo olup olmadığına gelince Mahkeme ilk olarak Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan

ccedilıkarmanın cezai kapsamda sınıflandırılmadığını kaydetmiştir Bu uygulama Ceza

Kanunursquonda değil Medeni Kanunda oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve ceza mahkemeleri yerine idare

167

mahkemelerinin yetki alanına girmiştir Ve Danıştay bunu bir ldquoidari yaptırımrdquo olarak

nitelendirmiştir

İkinci olarak Mahkeme cezai incelemenin oumltesine geccedilerek Medeni Kanunun 25

maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın Fransız vatandaşlığı verilen bir bireyin

sonradan ciddi bir succedil işleyerek Fransarsquoya olan sadakat bağını bozduğu iccedilin belirli bir amaca

hizmet ettiğini tespit etmiştir Bu nedenle oumlnlem birey ile Fransa arasındaki bağın koptuğunun

ciddi bir teyidi olmuştur

Uumlccediluumlncuuml olarak Mahkeme Devletin bu nedenle ilgililere youmlnelttiği mesajın ciddiyetini

veya bunların kimlikleri uumlzerindeki olası etkisini kuumlccediluumlmsememiştir Bununla birlikte tedbirin

ciddiyet derecesi Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın

demokrasiye bir saldırı teşkil eden teroumlrizme karşılık olduğu gerccedileğiyle bağlantılı olarak

goumlruumllmelidir Ayrıca bu tedbir kendi başına ilgililerin Fransadan sınır dışı edilmesini

gerektirmiyordu

Sonuccedil olarak Mahkemersquoye goumlre Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca

vatandaşlıktan ccedilıkarma 7 Nolu Protokoluumln 4 maddesi anlamında cezai bir yaptırım değildir

ve soumlz konusu madde ihlal edilmemiştir

168

Başvuru Adı Petro Carbo Chem SE v Romanya

Başvuru No 2176812

Başvuru Tarihi 9 Nisan 2012

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203312

Konu Oltchim şirketinde azınlık pay sahibi olan başvurucunun

CEOrsquoyu basın oumlnuumlnde eleştirmesi nedeniyle tazminat oumldemesine karar verilmesinin ifade

oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi

Olaylar

Başvurucu şirket 2007 yılında kurulmuş olup merkezi Duisburgrsquodur Şirket Avruparsquoda

ccedilok sayıda enduumlstriyel siteye sahiptir

2007 yılında başvurucu şirket ccediloğunluk hisseleri devlete ait olan Oltchim SA

Ramnicu Valcea isimli Romanyalı şirketinin ana hissedarı olmuştur

Dava 2008 ve 2009 yıllarında medyaya yansıyan accedilıklamalarla başlayan husumet

ccedilerccedilevesinde başvurucu şirket tarafından Oltchimrsquoin CEOrsquosuna karşı ldquoşeref ve itibara zarar

vermerdquo iddiasıyla accedilılan hukuk davasıyla ilgilidir

2009 yılında medyaya yansıyan karşılıklı accedilıklamaları takiben başvurucu şirket

Romanya mahkemeleri nezdinde Oltchim şirketinin CEOrsquosu hakkında tazminat davası

accedilmıştır Başvurucu şirket CEOrsquonun yerel ve ulusal basına yaptığı accedilıklamalarda şirketin

tehlikeli durumundan başvurucu şirketin sorumlu olduğunu başvurucu şirketin borccedilların devlet

hissesine doumlnuumlştuumlruumllmesini engellemeye ccedilalıştığını ve şirketin faaliyetlerini koumltuumllemeye

ccedilalıştığını soumlylediğini iddia ermiştir Başvurucu şirket CEOrsquonun iddialarının yalan ve iftira

olduğunu şirketin imajına ve itibarına zarar verdiğini iddia etmiştir

CEO başvurucu şirketin temsilcilerinin bazı beyanlarının kendisinin şeref ve

saygınlığına zarar verdiği iddiasıyla başvurucu şirkete karşı dava accedilmıştır 2010 yılında boumllge

mahkemesi başvurucu şirketin davasını reddetmiş buna karşın CEOrsquonun davasını kabul

etmiştir Mahkeme başvurucu şirketin CEOrsquoya manevi tazminat olarak sembolik 1 Romanya

169

leursquosu oumldemesine karar vermiştir Mahkeme aynı zamanda kararın ulusal bir gazetede iki guumln

yayımlanmasına karar vermiştir

Yerel mahkemeye goumlre başvurucu şirket iş duumlnyasında bilinen bir isim olan CEOrsquosunu

zımnen hedef alarak Oltchim şirketinin menfaatlerine karşı bir medya savaşı yuumlruumltmuumlştuumlr

Mahkeme aynı zamanda başvurucu şirketin faaliyetlerinin sadakate aykırı olduğuna ve şirketin

haksız rekabet niyeti taşıdığına karar vermiştir Mahkeme başvurucu şirketin temsilcilerinin

beyanlarının kamuoyunda Oltchim ve CEOrsquosu hakkında negatif bir imaj yarattığına dahası

şirketin iş ortakları arasında tedirginliğe neden olduğuna karar vermiştir Son olarak mahkeme

CEOrsquonun accedilıklamalarının iş ortaklarını yatıştırıcı ve rahatlatıcı nitelikte onların guumlvenini

yeniden tesis etmeye youmlnelik olduğunu belirtmiştir

Daha sonra başvurucu şirket bu karara karşı kanun yollarına başvurmuş ancak

başvurular reddedilmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu şirket Soumlzleşmersquonin 10 maddesi kapsamında CEO hakkındaki accedilıklamalar

nedeniyle tazminat oumldemesine huumlkmedilmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Şirket Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamında Romanya mahkemelerinin kendisinin

itibarını korumadığını iddia etmiştir

Karar

Madde 10

Mahkeme hukuk mahkemesinin başvuru şirketin Oltchim CEOrsquosunun şeref ve

itibarına zarar verdiği youmlnuumlndeki kararının başvurucu şirketin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik bir

muumldahale oluşturduğunu belirlemiştir Mahkemersquoye goumlre muumldahale hukuken oumlngoumlruumllmuumlş ve

CEOrsquonun itibarını koruma amacını guumltmuumlştuumlr

Muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliği accedilısından Mahkeme başvurucu şirketin

yorumlarının CEOrsquonun Oltchim şirketinin faaliyetlerini youmlnetme şekliyle ilgili olduğunu oumlzel

hayatıyla ilgili olmadığını goumlzlemlemiştir Bu bağlamda Romanya devletinin ccediloğunluk

hissesine sahip olduğu Romanyarsquodaki oumlnde gelen şirketin geleceği hakkında azınlık hissedar

tarafından yapılan yorumlara ilişkin olarak Mahkeme soumlz konusu accedilıklamaların guumlccedilluuml

170

şirketlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi ve fikirlerin oumlzguumlrce dolaşması şirket youmlneticilerinin

sorumluluklarını uumlstlenmesini sağlama ve şirketin uzun vadedeki ccedilıkarlarını dikkate alması iccedilin

youmlneticileri teşvik etme hususlarındaki kamu yararıyla ilişkilendirilmesi gerektiğini

belirlemiştir Bu ise ifade oumlzguumlrluumlğuumlne dair koruma duumlzeyinin yuumlkselmesini ve dolayısıyla

devletin takdir marjının daralmasını gerektirir

Mahkeme CEOrsquonun soumlz konusu doumlnemde Romanyarsquonın en oumlnde gelen şirketlerinden

birini youmlnettiğini hareketlerinin yakından incelenmesinin olağan olduğunu ve kabul edilebilir

eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirtmiştir

Mahkeme aynı zamanda Romanya mahkemelerinin başvurucu şirketin

accedilıklamalarının kamusal tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını dikkate almadığına karar

vermiştir Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemeler CEOrsquonun tartışmalara aktif olarak katılıp

katılmadığını onun accedilıklamalarının doğru olup olmadığını ve accedilıklamaların şeklini yeterince

incelememiştir Dahası konuşulan bilgilerin ccediloğu başvurucu şirketin varlıkları uumlzerinde etkisi

olabilecek mali konulardır ve başvurucu şirketin asıl amacı kendisinin hisse sahibi olduğu

şirketin youmlnetimi hakkında bir tartışma başlatmaktır

Accedilıklamaların biccedilimi accedilısından yaptığı incelemede Mahkeme başvurucu şirketin

yorumlarının hem gazetecilerin yaptıkları haberler hem de başvurucu şirketin duumlzenlediği basın

toplantıları aracılığıyla yayıldığını belirlemiştir Accedilıklamalarda kullanılan ifadeler ne CEOrsquonun

oumlzel hayatını hedef almıştır ne de aşağılayıcı ifadeler veya olgusal temelden yoksun succedillamalar

iccedilermektedir Başvurucu şirketin accedilıklamaları CEOrsquonun Oltchimrsquoin faaliyetlerini youmlnetme

şekliyle ilgili goumlruumlşler iccedilermektedir

Her ne kadar tazminatın miktarı sembolik olsa da Mahkeme tazminata

huumlkmedilmesinin caydırıcı bir etki yaratacağı goumlruumlşuumlndedir

Sonuccedil olarak yerel mahkemeler CEOrsquonun itibarını koruma gerekliliği ile Soumlzleşmersquoye

utumu sağlama gerekliliği arasında uygun bir denge kurmamıştır Zira buumlyuumlk bir şirkete dair

kamusal menfaatleri ilgilendiren sorunların tartışılması kapsamındaki ifadelerin sınırlanması

iccedilin ccedilok guumlccedilluuml gerekccedileler gerekmektedir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

171

Madde 8

Başvurucu şirket CEOrsquonun başvurucu şirket ile ilgili ifadelerinin şirketin itibarına zarar

verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme bu şikayeti accedilıkccedila dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez

bulmuştur Oumlncelikle Mahkeme CEOrsquonun yorumlarının guumlccedilluuml şirketlerin faaliyetlerine dair

bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımı konusunda bir kamusal yararla ilgili olduğuna dikkat

ccedilekmiştir

Dahası başvurucu şirket Avruparsquoda birccedilok yerde enduumlstriyel sitelere sahip buumlyuumlk bir

şirket olup Oltchimrsquoin hissedarıdır Bu nedenle başvurucu şirkete youmlnelik kabul edilebilir

eleştiri sınırları geniş olmalıdır İkinci olarak Oltchim CEOrsquosunun yorumları Oltchim ve

başvurucu şirket arasındaki muhtemel bir rekabet karşılaşmasıyla bağlantılı konulara ilişkindir

Boumlylelikle CEOrsquonun ifadeleri bir derecede abartı iccedilermiş olsa da bu ifadeler değer yargısıdır

Son olarak yorumların etkisini kanıtlayacak somut bir zarar bulgusunun olmaması nedeniyle

Mahkeme muhtemel bir zararın varlığı konusunda bir spekuumllasyonda da bulunamayacağını

belirtmiştir Bu doğrultuda Mahkeme yerel makamların takdir marjlarını aşmadığını belirterek

başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme ihlal kararının yeterli bir giderim sağladığı gerekccedilesiyle tazminata

huumlkmetmemiştir

172

Başvuru Adı Popovic ve diğerleri v Sırbistan

Başvuru No 2694413 1461616 1461916 and 2223316

Başvuru Tarihi 1 Nisan 2013 ve 9 Mart 2013

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203314

Konu Omurilik felccedillileri iccedilin engellilik desteği hakkındaki mevzuatın

ayrımcılık yasağını ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Dejan Popovic Josip Vicek Miroslav Homa ve Zvonko Nikolic 1983

1947 1959 ve 1977 doğumlu Sırp vatandaşlarıdır Başvurucular omurilik felccedillisi olup

tekerlekli sandalye kullanmaktadır

Başvurucular bir kaza sonrası omurilik felci geccedilirmiştir Başvurucular yuumlzde yuumlz

engelli tanısına sahip olup oumlzellikle başka bir kişiden yardım almaları iccedilin sağlanan oumldenekler

gibi bazı desteklerden faydalanmaktadır

Başvurucular kendileri gibi omurilik felccedillisi kişilerin aynı engele sahip savaş gazisi

statuumlsuumlndeki kişilerden daha az sosyal destek aldıkları ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla

Ccedilalışma Bakanlığırsquona karşı dava accedilmıştır Bay Popovic davasını 2008 yılında diğer

başvurucular ise 2007 yılında accedilmıştır

Başvurucuların davaları yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir Mahkemeler

devletin sosyal politikaları belirlemede takdir yetkisinin olduğunu aynı tuumlr engelliliğe sahip

farklı kategorideki bireylere farklı desteklerin sunulmasının ayrımcılık anlamına

gelmeyeceğini belirtmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 1

maddesiyle bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir

173

Karar

Mahkeme başvurucuların engelli sivil bireyler olarak engelli savaş gazileriyle

kıyaslanabilir veya goumlrece benzer durumda olup olmadıklarını inceleyeceğini ancak somut

olayda bu incelemenin gerekmediğin belirtmiştir Zira her durumda iki grup arasındaki farklı

muamele objektif ve makul bir gerekccedileye sahiptir

İlk olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin her iki grubu engelli hale getiren şartların farklılığı

konusundaki gerekccedilelendirmesini kabul etmiştir Savaş gazileri yuumlksek riskli kamu goumlrevleri

sırasında engelli hale gelmişken diğer başvurucular kaza veya hastalık yoluyla engelli hale

gelmiştir Mevzuattaki sosyal desteklerin farklılaşmasının nedeni de başvurucuların bu farklı

durumlarıdır Dahası ulusal makamlar kamu yararının neyi gerektirdiği konusunda daha iyi bir

konumda olduğundan Mahkeme makul bir temelden accedilıkccedila yoksun olmadığı suumlrece Sırbistan

yasama organının sosyal politika seccedilimlerine genel olarak saygı duyacağını belirtmiştir

Bu nedenle Mahkeme oyccedilokluğuyla Soumlzleşmersquonin ihlal edilmediğine karar vermiştir

174

Başvuru Adı Stravopooulos ve diğerleri v Yunanistan

Başvuru No 5248418

Başvuru Tarihi 31 Ekim 2018

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203165

Konu Doğum belgesinde yer alan ve ccedilocuğun isminin vaftiz yoluyla

verilmediğini goumlsteren ibarenin Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki inancını accedilıklamaya

zorlanmama hakkını ihlal ettiği

Olaylar

Başvurucular Nikolaos Stavropoulos Ioanna Kravari ve kız ccedilocukları Stavroula-

Dorothea Yunan vatandaşı olup Birleşik Krallıkrsquota ikamet etmektedir Başvurucu ccediliftin kızları

2007 yılında doğmuş ve doğum belgesi Amarousio kayıt merkezinde kaydettirilmiştir Kayıt

belgesinde ccedilocuğun adı yanında parantez iccedilinde ldquoisim koymardquo şeklindeki el yazısıyla yazılmış

bir notla beraber kaydedilmiştir

Ekim 2007rsquode başvurucular kaydın soumlz konusu notu iccedilermesi nedeniyle iptal edilmesi

iccedilin Yuumlksek İdare Mahkemesirsquone dava accedilmıştır Başvurucular bu kaydın ccedilocuğun vaftiz

edilmediğini goumlsterdiğini ve bu şekilde dini inanccedillarını accedilıkladığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Başvurucuların davaları soumlz konusu notun ilgili kanundaki (3441976 sayılı Kanunun

25 maddesi) ibarenin tekrarından ibaret olduğu bu huumlkme goumlre ldquoisim koymardquo işleminin bir

isme sahip olmanın tek kanuni yolu olduğu gerekccedileleriyle reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki dini

inanccedillarını accedilıklamama haklarının ihlal edildiğini ayrıca Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin de ihlal

edildiğini iddia etmiştir Başvurucular ldquoisim koymardquo (naming) ibaresinin vaftiz edilen

ccedilocuklarının belgelerine yazılmadığını ancak kendi ccedilocuklarının bebeğinin vaftiz edilmediğini

goumlstermek amacıyla bu ibarenin koyulduğunu belirtmiştir

175

Karar

Madde 9

Mahkeme oumlncelikle tarafların belgeye el yazısıyla işlenen ibarenin başvurucuların

Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki haklarına bir muumldahale oluşturup oluşturmadığı

konusunda ayrıştıklarını tespit etmiştir Başvurucular ibarenin ccedilocuklarının vaftiz edilmediğini

ifade ettiğini ileri suumlrerken Huumlkuumlmet ibarenin hatayla eklendiğini belirtmiştir

Mahkeme notun tek başına bir dini anlam iccedileren atıf olarak değerlendirilemeyecek

olmasına karşın somut olayın bağlamı uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun vaftiz edilmediğini

goumlsterdiğini belirtmiştir

Uumlccediluumlncuuml taraf olarak Yunan Ombudsmanı tarafından Mahkemersquoye sunulan goumlruumlşte

Yunan makamlarının suumlregelen uygulaması ve yaklaşımına goumlre ccedilocuğun bir isme sahip

olmasının ldquovaftizrdquo ve ldquoisim koymardquo şeklinde iki yolu vardır ve vaftiz edilmemiş ccedilocuklar isim

koyma yoluyla kaydedilir

Huumlkuumlmet her ne kadar aksini iddia etse de Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan

savunmaya ekli resmi belgelerin birccediloğunda resmi kayıt ofisinin bu ibareyi kullandığını

goumlzlemlemiştir Dahası Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun doğum belgesinin sağ

boumlluumlmuumlnde vaftiz edilmeyle ilgili ayrı bir boumlluumlmuumln olduğunu ve başvurucunun belgesinde bu

boumlluumlmuumln boş bırakıldığını tespit etmiştir Boumlylelikle Mahkeme başvurucuların arguumlmanını

haklı bulmuş ve Amarousio kayıt ofisinin eklediği ibarenin hatayla yazılmadığına uumlccediluumlncuuml

başvurucunun isminin nasıl verildiğini goumlsteren bir ibare olarak belgeye eklendiğine karar

vermiştir

Mahkeme başvurucunun soumlz konusu kaydı iccedileren resmi doğum belgesini yaşamı

boyunca oumlrneğin okul kayıtlarında sıklıkla kullanmak durumunda kalacağını bunun da 9

maddenin koruması altındaki inancını accedilıklamaya zorlanmama hakkına muumldahale

oluşturacağını ve dahası idari makamlar nezdinde ayrımcılıkla karşılaşma riski taşıyacağını

vurgulamıştır Mahkeme ayrıca muumldahalenin hukuken oumlngoumlruumllebilir olmadığına 3441976

sayılı kanunun 25 maddesinin kayıt ofislerine bu tuumlr bir ibare ekleme yuumlkuumlmluumlluumlğuuml

getirmediğine ve doğum belgelerine bu ibarenin işlenmesinin kayıt ofislerinin yaygın

176

pratiğinden kaynaklandığına dikkat ccedilekmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme Soumlzleşmersquonin 9

maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Mahkeme başvurucuların 8 madde kapsamındaki şikayetlerinin ayrıca incelenmesine

gerek olmadığına karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Yunanistanrsquoın başvuruculara manevi tazminat olarak muumlştereken 10000

euro masraf ve giderler iccedilin de 1800 euro oumldemesine karar vermiştir

177

Başvuru Adı A ve B Romanya

Başvuru No 4844216

Başvuru Tarihi 11 Ağustos 2016

Karar Tarihi 2 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=002-12842

Konu Tanık koruma programı kapsamında gerccedilekleştirilen

yuumlkuumlmluumlluumlklerin yerine getirilmesinde birtakım gecikmeler ve ihlaller yaşanmış olsa da

yetkililer pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmiş olduğundan Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin

(yaşam hakkı) ihlalinin gerccedilekleşmemesi

Olaylar Başvurucular Bayan A ve Bay B sırasıyla 1981 ve 1978

doğumlu Romanya vatandaşlarıdır ve ccedilift olarak Rrsquode yaşamaktadırlar

Ağustos 2015rsquote Yargıtayrsquoa bağlı yolsuzlukla muumlcadele savcılığı başvurucuları ldquotehdit

altındaki tanıklarrdquo olarak ilan etti başvurucular başka bir uumlst duumlzey yetkili D ile beraber

yolsuzluk eylemleri iddiasıyla soruşturulan C iccedilin ccedilalışmışlardı Başvurucuların C ve D

arasındaki şuumlpheli işlemlere tanık olduklarına inanılıyordu

Acil koruma Brsquodeki Emniyet Genel Muumlduumlrluumlğuuml tarafından Oumlzel Harekat Servisi ve

yerel polis karakolu aracılığıyla sağlandı Oumlzel Harekat Servisi ivedilikle işe koyulmuş Şubat

2016rsquodan itibaren ikinci bir ekip başvurucuları korumak iccedilin goumlrevlendirilmiştir Ulusal Tanık

Koruma Ofisi başvurucularla goumlruumlşerek Aralık 2015rsquote katılmayı kabul ettikleri program iccedilin

koşullar ve gereklilikleri accedilıklamıştır

Akabinde polis memurlarının goumlrevlerini ve başvurucularının yuumlkuumlmluumlluumlklerini

belirleyen ve başvurucuların imzalamayı reddettiği koruma protokoluumlnuumln EGM tarafından

kullanılması uumlzerine tartışmalar yaşanmıştır Haziran 2016rsquoda Savcılık Yargıtayrsquodan koruma

oumlnlemlerinin kaldırılması ve başvurucuların artık tehlike altında bulunmaması gerekccedilesiyle

tanık koruma programından ccedilıkarılmaları talebinde bulunmuş ancak Yargıtay talebi Ağustos

ayında reddetmiştir

Başvurucular nihayetinde Ulusal Tanık Koruma Ofisi tarafından yuumlruumltuumllen tanık

koruma programına polis tarafından sağlanan koruma ile Ocak 2017rsquode resmen dahil

edilmişlerdir Aynı ay iccedilerisinde koruma protokoluumlnuuml imzalamışlar ve Ulusal Tanık Koruma

178

Ofisinden kimlik bilgilerini değiştirmelerini yurtdışına taşındırılmayı ve kendilerine maddi

yardım sağlanmasını istemiştir Mart 2017rsquode Yargıtay başvurucuların taleplerini reddetmiştir

Başvuruculara goumlre korunmaları iccedilin alınan polis tedbirleri etkisizdir Oumlrneğin polis

memurları tuumlruumlnuumln ilk oumlrneği olduğunu soumlyledikleri goumlrevleri iccedilin herhangi bir talimat

almadıklarını itiraf etmişlerdi Bay B polislerle koruma goumlrevini icra etme youmlntemlerinden

memnun olmadığı iccedilin tartışmalar yaşamış ve bu tartışmalar uumlzerinden birccedilok kez ceza almıştır

Koruma suumlrecinde başvurucular aynı zamanda tehditlerle karşı karşıya kalmıştır

Oumlrneğin iki mermi kapı oumlnlerine bırakılmış ve araba lastikleri yarılmıştır Başvurucular

korumayla ilgili şikayette bulunmuş ancak bu şikayetler ccediloğunlukla reddedilmiştir

Başvurucular 2017rsquode Romanyarsquoyı terk etmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmenin ccedileşitli maddelerine dayanarak

verimsiz olduğunu iddia ederek tanık koruma programının duumlzenlenmesi konusunda şikayette

bulunmuşlardır

Karar

Madde 2

Mahkeme başvurucuların şikayetlerini yalnızca 2 madde (yaşam hakkı) uumlzerinden

değerlendirmeye karar vermiştir İccediltihadını yineleyerek (oumlzellikle Osman Birleşik Krallık ve

RR ve diğerleri Macaristan) Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin yaşam hakkı ihlal edildiği iddia

edilen kişi hayatını kaybetmemiş olsa bile guumlndeme gelebileceğini belirtmiştir

Başvurucular tehdit altındaki tanıklar olarak sınıflandırılmış ve savcılık onların

tehlikede olduğu kanısına varmıştır Tanık koruma kurallarını uygularken yetkililer

başvurucular iccedilin hukukun anlamı dahilinde bir risk olduğunu kabul etmişlerdir Bu nedenle

yetkililer başvurucuların hayatına youmlnelik gerccedilek ve yakın bir risk olduğunu biliyordu veya

bilmesi gerekiyordu İncelenmesi gereken husus yetkililerin kendilerinden bu riskten

kaccedilınmaları iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yapıp yapmadıklarıydı

Mahkeme yetkililerin risk tespit edilir edilmez başvurucuları koruma altına aldığını

ancak devamındaki suumlreccedilte birtakım gecikmeler olduğunu belirlemiştir yetkililerin koruma

protokoluumlnuuml hazırlaması ve başvuruculara sunması altı ay başvurucuların programda yer

almaları konusundaki onaylarını temin altına alması uumlccedil aydan fazla savcılığın ilgili kanun

179

kapsamında başvurucuları tanık koruma programı kapsamına almak iccedilin uygun proseduumlruuml

başlatması ise iki ay suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme boumlylelikle riskin ilk tespit edildiği Ağustos 2015rsquoten başvurucuların resmi

olarak tanık koruma programına alındığı Ocak 2017rsquoye kadar bir yıl doumlrt aydan fazla zaman

geccedilirildiği konusundaki endişesini ifade etmiştir

Bununla birlikte bu zaman zarfı iccedilerisinde her ne kadar en azından başlangıccedilta ancak

Temmuz 2016rsquoda geccedilerli hale gelen eksik duumlzenlemeler sebebiyle doğaccedillamaya dayalı olsa

bile korunmasız bırakılmamışlardır Ortaya ccedilıkan eksiklikler yetkililer tarafından giderilmiş ve

başvuruculara doğrudan saldırı vuku bulmamıştır

Başvurucuların polis memurlarının deneyim eksikliğini ileri suumlrmuumlş olsa da Mahkeme

buna geccedilmişte benzer yuumlksek riskli goumlrevlendirmelerde yer aldıklarına dikkat ccedilekerek

katılmamıştır Mahkemersquoye goumlre yine de boumlylesi bir deneyim accedilık talimatların eksikliğini ve

yeterli hazırlıkların yapılmasını telafi etmez Polis memurlarının bazen silahsız ve uumlniformasız

oldukları ve yerlerini diğer ekip gelmeden bıraktığı belirlenmiştir Bahsi geccedilen ihmaller

soruşturma yapan ve gerektiğinde kınama cezası veren yetkililer tarafından ciddiye alınmasına

rağmen başvurucuların korunmasından taviz verme riski taşımaktadır

Mahkeme boumlyle bir durumun başvurucularla polis arasındaki uyuşmazlığın ve

guumlvensizliğin artmasına katkıda bulunduğunu kabul ederken bunun başvurucuların kışkırtıcı

davranışlarını ve korunmalarına youmlnelik sorumluluklarını goumlz ardı etmelerini haklı

goumlstermeyeceğini belirtmiştir

Başvurucular yasalar tarafından duumlzenlenmiş ve nihayetinde imzaladıkları koruma

protokollerine de dahil edilen yetkililerle işbirliği yapmaya youmlnelik yuumlkuumlmluumlluumlklerinin

tamamıyla farkındaydılar Uygulamada ise yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmede defalarca

başarısız olmuş ve protokolleri ihlal etmişlerdir

Diğer hususların yanı sıra işbirliği sağlamamışlar ve polis memurlarına uygunsuz hal

ve hareketlerde bulunmuşlardır Koruma tedbirlerinden kaccedilınmaya ccedilalışmış polis

memurlarının işlerini yapmalarını zorlaştırmış ve iddiaya goumlre kendilerine yeni iş bulma

yuumlkuumlmluumlluumlğuuml ile ilgili olarak yetkililere ulaşılamaz taleplerde bulunmuş ve uzlaşmayı

reddetmişlerdir

180

Dahası başvurucular koruma altındaki tanık statuumllerini riske atacak şekilde sosyal

medya ve televizyonda mevcudiyet goumlstermişlerdir Başvurucular ayrıca Romanya iccedilinde

başka bir yere yerleştirilme teklifini reddetmiş Yargıtay ise dikkatli bir inceleme yaptıktan ve

gerekccedileler sunduktan kimliklerinin değiştirilmesi ve yurtdışına taşınma taleplerini

reddetmiştir

Başvurucular Yargıtayrsquoın kararını ve koruma protokollerine uyma yuumlkuumlmluumlluumlklerini

goumlrmezden gelerek yurtdışına taşınmaya karar vererek uygulamada koruma statuumllerini

sonlandırmış ve potansiyel olarak kendilerini ciddi risk altına sokmuşlardır Bu durumda bile

yetkililer korumayı geri ccedilekmemiş ve hatta iletişimi suumlrduumlruumlp maddi yardım sunmaya devam

etmişlerdir

Mahkeme yasanın oumlngoumlrduumlğuuml bir seccedilenek olan tanık koruma programından geri ccedilekme

yerine başvurucuların işbirliğine yanaşmamalarına rağmen korumayı suumlrduumlrme ccedilabalarından

dolayı yetkililere takdirini sunmuştur Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların

hayatlarına youmlnelik iddia edilen riskten kendilerinden makul surette beklenebilecek şekilde

korumak iccedilin gerekeni yaptığını hesaba katarak Soumlzleşmersquonin 2 maddesindeki gerekliliklere

uyulduğuna ve huumlkmuumln ihlal edilmediğine karar vermiştir

181

Başvuru Adı Boljević Sırbistan

Başvuru No 4744314

Başvuru Tarihi 20062014

Karar Tarihi 16 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203052

Konu Başvurucunun zamanaşımına uğramış soybağı davasıyla ilgili

modern DNA testi youmlntemlerini kullanmasına izin verilmeden koumlkenini kanıtlama hakkından

mahrum bırakılmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal

ettiği

Olaylar Başvurucu Peđa Boljević 1969 doğumlu bir Sırp vatandaşıdır

ve Ečkarsquoda (Sırbistan) yaşamaktadır 20112012 yılına kadar başvurucu Bay Arsquonın tartışmasız

şekilde biyolojik babası olduğunu duumlşuumlnmektedir Bununla birlikte Bay Arsquonın oumlluumlmuumlnuuml

izleyen miras davasında 1970 yılında verilen Bay Arsquonın biyolojik babası olamayacağına dair

kesinleşmiş mahkeme kararından haberdar olmuştur Mahkeme bu sonuca temelde

başvurucunun annesi ve Bay Arsquonın tanışmasıyla ilgili tanık ifadesine dayanarak ulaşmıştır

Ocak 2012rsquode başvurucu ve annesi soybağı davasının yeniden accedilılmasını talep

etmişlerdir Başvurucunun 1970 yılında verilen karardan daha yeni haberdar olduğunu kararın

verildiği doumlnemde DNA testi yaptırmanın muumlmkuumln olmadığını ancak guumlnuumlmuumlzde testin

mahkeme kararıyla yaptırılabileceğini savunmuşlardır Dahası Bay A resmi doğum

kayıtlarında her zaman başvurucunun babası olarak geccedilmiştir

İlk ve ikinci derece mahkemeleri zamanaşımı gerekccedilesiyle başvurucunun talebini

reddetmiştir Bilhassa yeni olgu ve delillere dayanan davanın yeniden accedilılması başvurusunun

nihai karar verildikten sonraki 5 yıl iccedilinde mevcut olayda 1977 yılında yapılması gerekiyordu

Temyiz Mahkemesi ayrıca başvurucunun 1970 kararlarından yeni haberdar olduğu iddiasını

ise geccedilmişteki dava suumlrecinde başvurucunun hakları yasal vasisi tarafından teminat altına

alındığı gerekccedilesi ile yersiz bulmuştur

Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında başvurucunun bireysel başvurusunu reddetmiştir

182

İhlal İddiaları Bay Boljević Bay Arsquonın biyolojik babası olduğunu

kanıtlayabilmek iccedilin DNA testi yaptırma fırsatından mahrum bırakıldığından hareketle

Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar Mahkeme Sırp yargı makamlarının 1970rsquode tamamlanmış

hukuk yargılamasının yenilenme talebini reddetmesinin hukuka uygun olduğunu tespit

etmiştir İlk ve ikinci derece mahkemelerinin muhakemesinde keyfiliğe dair hiccedilbir kanıt

goumlruumllmemektedir

Buna ek olarak ret kararı hukuki guumlvenlik ve başkalarının haklarının korunması meşru

amaccedillarına youmlnelik olarak verilmiştir Oumlzellikle soybağı ile ilgili yargılamalarda konulan

zaman sınırlaması baba olarak goumlruumlnen kişileri eskimiş iddialardan korumak ve mahkemelerin

uzun yıllar oumlncesine dayanan esasa ilişkin tespitler yapması gerektiğinde olası adaletsizliği

oumlnlemeyi amaccedillamaktaydı

Ancak başvurucunun davasıyla ilgili oumlzel koşullar ve şahsi kimliğinin oumlnemli bir

kısmını keşfetmesinin mevzubahis olduğu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkemeye goumlre

hukuki guumlvenliğin sağlanması tek başına başvurucuyu koumlklerini oumlğrenme hakkından mahrum

etmek iccedilin yeterli bir gerekccedile değildir

Nitekim Huumlkuumlmetin de kabul ettiği uumlzere başvurucunun yargılamanın yenilenmesi iccedilin

son başvuru tarihini uzatmasının yasal bir yolu bulunmamaktadır Bu nedenle onun oumlzel

durumu dikkate alınarak ilgili menfaatler arasında herhangi bir denge sağlanamamıştır

Mahkeme oumlzellikle başvurucunun bildiği kadarıyla 20112012rsquode miras davasının

accedilılmasına kadar Bay Arsquonın başvurucunun biyolojik babası olduğunu kaydetmiştir Dahası

Bay A 2014 ve 2019rsquoda ccedilıkarılan doğum sertifikalarında da hala başvurucunun babası olarak

geccedilmektedir

Her haluumlkarda oumllen bir kişinin olayda Bay Arsquonın oumlzel hayatının DNA oumlrneği talebi

sebebiyle koumltuuml youmlnde etkilenemez Ayrıca dava dosyasında merhumun ailesinin DNA testine

nasıl tepki verecekleri yer almamıştır

Mahkemenin taraf devletlere başvurucunun davasında olduğu gibi hassas konularda

tanıdığı takdir marjına bakılmaksızın buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme Sırp yetkili

makamlarının başvurucunun Soumlzleşme ile korunan oumlzel hayata saygı hakkını teminat

almadığını tespit etmiştir

183

Dolayısıyla somut olayın tuumlm oumlzellikleri dikkate alındığında Soumlzleşmersquonin 8 maddesi

ihlal edilmiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme ihlal tespitinin başvurucunun uğradığı herhangi bir manevi zarar iccedilin kendi

başına yeterli adil tazmin olduğuna karar vermiştir

184

Başvuru Adı Association Innocence en Danger ve Association Enfance et

Partage Fransa

Başvuru No 1534315 ve 1680615

Başvuru Tarihi 26032015 ve 07042015

Karar Tarihi 04 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202716

Konu Okul muumlduumlruuml tarafından bir ccedilocuğa youmlnelik hazırlanan koumltuuml

muamele raporu devletin soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml etkin hale getirmişken yetkili

makamların gerekli oumlnlemleri almayarak ccedilocuğun oumlluumlmuumlne engel olamamasının Soumlzleşmersquonin

3 maddesini (işkence yasağı) ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Paris merkezli iki Fransız ccedilocuk koruma

derneğidir 2001 doğumlu M başta isminin bilinmesini istemeyen ve bebeğini terk eden annesi

tarafından bir ay sonrasında geri alınmıştır Sonrasında iki ebeveyni ve kardeşleriyle birlikte

yaşamış ve okula ilk kez 6 yaşında Nisan 2007rsquode gitmiştir Ailesi her taşındığında

kaydettirildiği ccedileşitli okullarda pek ccedilok guumln devamsızlık yapmıştır İlk okul doumlnemi olan 2007-

2008 doumlneminden itibaren Mrsquonin oumlğretmenleri ccedilocuğun vuumlcudunda duumlzenli olarak ccedileşitli yara

izleri olduğunu kaydetmiştir

Haziran 2008rsquode okul muumlduumlruuml Le Mans savcılığına ve boumllge konseyi başkanına (yetkili

yerel makam) ldquoccedilocuk koruma raporurdquo goumlndermiştir Taşındıktan sonra Mrsquonin kız kardeşi ve

erkek kardeşlerinin aksine yeni okuluna gelmemesi muumlduumlruuml kaygılandırmıştır Muumlduumlr oumlnceki

okul muumlduumlruumlnuumln kendisini şuumlpheli koumltuuml muamele hakkında bilgilendirmesi ve yine aynı okulun

oumlğretmenlerinin Mrsquonin vuumlcudunda fark edilen yaralardan bahseden okul dosyasını teslim

almasından sonra ccedilocuğun okuldaki yokluğundan endişe duymuştur

Aynı guumln savcılık jandarmadan olayı soruşturmasını istemiştir Temmuz 2008rsquode

sosyal hizmetler son zamanlarda oluşan morarmalarla ilgili savcılığı bilgilendirmesinin

uumlzerine adli tabip goumlrevlendirilmiştir Birkaccedil guumln sonrasında M babasının goumlzuuml oumlnuumlnde

muayene edilmiştir Doktor daha oumlnceden oluşan lezyonları tespit etmiş ve şiddet veya koumltuuml

muamele seccedileneklerini tespit edemediğini belirtmiştir Ertesi hafta M ccedilocuk succedillarını oumlnleme

birimi binasında sorgulanmıştır ve sorgu kayda alınmıştır

185

Eyluumll 2008rsquode goumlrevli kıdemli polis memuru Mrsquonin istismar mağduru olduğunu

goumlsteren herhangi bir kanıt olmadığı sonucuna vardığı bir rapor hazırlamıştır 2008rsquoin ekim

ayının başlarında savcılık succedil iddiasının yetersiz şekilde dile getirilmesi sebebiyle dosyayı

kapatmıştır

Nisan 2009rsquoda o zamanın okul muumlduumlruuml ve okul doktoru Mrsquonin babasının ccedilocuğu ccedilocuk

acil servisine goumltuumlrmesini istemişler ve Ms bir ay hastanede yatmıştır Bu sırada okul muumlduumlruuml

Mrsquonin oumlğrenim yılının başından beri 33 guumln okula gelmediğini ve okula sıklıkla bariz

accedilıklaması olmayan ufak yaralanmalar ile geldiğini belirterek endişelerini boumllge konseyi

başkanına bildirmiştir Haziran 2009rsquoda iki sosyal hizmetler ccedilalışanı farklı tarihlerde ccedilocuğun

evini ziyaret etmiştir Oumlzel olarak endişelenmeyi gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını

belirtmişlerdir

Eyluumll 2009rsquoda Mrsquonin babası kızının bir fast-food restoranının otoparkında

kaybolduğunu polise bildirmiştir Ccedilocuğun bulunması iccedilin buumlyuumlk bir arama ekibi

oluşturulmuştur Ertesi guumln baba nihayetinde soruşturmacıları ccedilocuğun cansız bedeninin

bulunduğu noktaya youmlnlendirmiştir Oumlluumlm tahmini olarak 6 Ağustosrsquou 7 Ağustosrsquoa bağlayan

gece gerccedilekleşmiştir

Haziran 2012rsquode ebeveynler Sarthe Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oumlluumlme yol accedilan

işkence ve vahşice eylemlerin ebeveyn tarafından kuumlccediluumlğe işlenmesi succedilundan 30 yıl hapis

cezasına ccedilarptırılmıştır İki başvurucu dernek kovuşturma aşamasına muumldahil olmuşlardır ve

ebeveynlerin başvuruculara tazminat olarak sembolik bir miktar Euro oumldemesine karar

verilmiştir

Ekim 2012rsquode başvurucu dernekler oumlzellikle Haziran-Ekim 2008 tarihlerinde

soruşturma ekiplerinin ve savcılığın ihmalkacircr hatalarından dolayı ağır kusurlu oldukları

iddiasıyla adalet sistemindeki hatalı işleyişten oumltuumlruuml devletin hukuki sorumluluğuna gidilmesi

iccedilin dava accedilmışlardır Başvurucuların tuumlm iddiaları reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu dernekler oumlzellikle Soumlzleşmersquonin 2 maddesi

(yaşam hakkı) ile 3 maddesine (işkence yasağı) dayanarak Fransız yetkililerinin Mrsquoyi

ebeveyn istismarından koruyamadıklarından şikayetccedili olmuşlardır

Innocence en Danger Derneği 13 madde (etkili başvuru hakkı) uyarınca devletin

adalet sisteminin hatalı işleyişinden doğan sorumluluğunu uumlstlenmesi iccedilin ağır ihmalin

varlığını iddia etmiştir

186

Karar

Başvurucu derneklerin taraf ehliyeti

Huumlkuumlmet başvurucu derneklerin Mrsquoyi temsilen Mahkeme oumlnuumlnde dava accedilma

ehliyetlerinin olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Ancak Mahkeme istisnai koşullar ccedilerccedilevesinde asıl amacı ccedilocukların korunması olan

ve yerel dava suumlrecinde de usuli bir statuumlye sahip bir şekilde aktif rol almış başvurucu

derneklerin Mrsquonin fiili temsilcileri olarak değerlendirilebileceği goumlruumlşuumlndedir

Mahkeme uyuşmazlığın yerel makamların koumltuuml muameleyi fark edip bu eylemlerin

ccedilocuğun nihayetinde oumlluumlmuumlne sebebiyet vermesinden koruyup koruyamayacağı sorusuyla ilgili

olduğunu tespit ederek dava dilekccedilesini yalnızca 3 madde kapsamında incelemeye karar

vermiştir

Madde 3 (İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)

Mahkeme okul muumlduumlruumlnuumln 19 Haziran 2008 tarihli raporu ile yetkililerin Mrsquonin koumltuuml

muamele ve daha ileri duumlzeyde istismar ile karşı karşıya olabileceği riskinden haberdar

edildiğini kaydetmiştir Rapor devletin olayı araştırma pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml gerekli

kılmıştır

Mahkeme yerel makamların tehlikeyi goumlz ardı etmemek ile aile hayatına saygı duyma

arasında adil denge kurmak gibi hassas bir konuda yaşadığı zorlukların farkındadır Mahkeme

ayrıca raporun ulaştığı guumln savcılığın jandarmaya soruşturma başlatması talimatını verme

konusunda duyarlı olduğunu da kaydetmiştir Dahası ccedilocuğun ifadesinin kayıt altına alınması

ve adli tabip tarafından muayene edilmesi gibi faydalı tedbirler de alınmıştır Ancak Mahkeme

bazı diğer unsurların bu bulguların oumlnemini zayıflattığı goumlruumlşuumlndedir

İlk olarak savcılığın derhal harekete geccedilmesine cevaben durum 13 guumln geccedilene kadar

polise soruşturulması iccedilin bildirilmemiştir İkinci olarak ccedileşitli işaretler ve belirtiler rapor 19

Haziran 2008rsquode goumlnderilir goumlnderilmez yetkililerin ilgisine sunulmuştur Ccedilocuğun

vuumlcudundaki yaralar ortaya ccedilıktığında goumlsterdiği tepkiler ve olayın perde arkasında geccedilenlerle

ilgili bilgi toplamak uumlzere oumlğretmenlerle goumlruumlşmek faydalı olabilirdi Oumlğretmenler ccedilocukları

guumlnluumlk olarak yakından goumlzlemledikleri ve bazen ccedilocuğun guumlvendiği yegane insanlar oldukları

iccedilin ccedilocuk istismarını oumlnlemede oumlnemli rol oynamaktadırlar

187

Oumlzellikle aile pek ccedilok kez taşındığından Mrsquonin aile ccedilevresini accedilıklığa kavuşturmak

iccedilin araştırma yapılması faydalı olabilirdi Soruşturmanın başındaki polis memuru tarafından

anne polis karakolunda değil kendi evinde kısa ve oumlz bir şekilde sorgulanmıştır Dahası Mrsquonin

adli tıp muayenesi esnasında babasının orada olması sebebiyle bu goumlruumlşme hedefle youmlnelik

sorular sormayı iccedileren bir soruşturma bağlamında ccedilocukla gerccedilek bir goumlruumlşme olarak kabul

edilemez

M ile goumlruumlşme sırasında her ne kadar bir şikayette bulunmamış olsa da goumlruumlşme bir

psikolog olmadan gerccedilekleştirilmiştir Boumlyle bir koşul zorunlu olmasa da boumlyle bir uzmanın

varlığı rapor ve adli tıp muayenesinden sonra doğan kaygıları accedilıklığa kovuşturmak iccedilin uygun

olabilirdi

Soruşturmanın takipsizlikle sonuccedillanmasını sorgulamak Mahkemersquoye duumlşmemekte

ancak diğer taraftan yetkililerin takipsizlik kararından sonra olayı tamamen guumlndemden

ccedilıkarmak yerine belirli tedbirleri alması gerekmekte idi Eğer savcılık kendi kararını sosyal

hizmetlere bildirerek sosyal hizmetler tarafından yapılacak bir araştırmanın ya da ccedilocuğun

goumlzetim altına alınmasının gerekliliğini vurgulasaydı soruşturmanın sonlandırılmasından

sonra sosyal hizmetlerin uygun bir eylemde bulunma ihtimalini arttırmış olurdu

Ek olarak olayların geccediltiği doumlnemde ilgili boumllgede bilgilerin merkezileştirilebileceği

bir mekanizma (oumlrneğin ldquoCRIPrdquo bilgi toplama birimi) bulunmamaktadır Buumltuumln bu unsurların

bir araya gelmesi sonucunda ccedilocuğun goumlzlem altında tutulması ve yargı mensupları ile sosyal

hizmetler yetkililerin arasında herhangi bir etkili bilgi alışverişinin gerccedilekleşmesi ihtimalini

azalmıştır

Takipsizlik kararından nihayetinde haberdar olan sosyal hizmetler iddiaya goumlre 27

Nisan 2009 tarihli endişe verici rapordan sonra ev ziyaretleri dahil olmak uumlzere harekete

geccedilmiştir Bununla birlikte raporla aynı tarihlerde Mrsquonin hastanede bir ay yattığı ve bunun

sonucunda ccedilocuk sağlığı biriminin sosyal hizmetlerle iletişime geccediltiği goumlruumllduumlğuumlnde sosyal

hizmetlerin ccedilocuğun durumu konusunda daha tedbirli davranmasının gerektiği ortaya

ccedilıkmaktadır Ancak takipsizlik kararının ardından ccedilocuğun iccedilinde bulunduğu asıl durumu

tespit edebilecek etkin eylemlerde bulunulmamıştır

Buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme mevcut sistemin Mrsquoyi kendisinin oumlluumlmuumlne yol

accedilan ailesinin istismarından koruyamadığı sonucuna ulaşmıştır Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3

maddesi ihlal edilmiştir

188

13 Madde (Etkili başvuru hakkı)

Mahkeme Fransız kanun koyucunun devletin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi

iccedilin adalet sisteminin hatalı işleyişine sebebiyet veren ihmali davranışların ardı ardına

meydana gelmesi gibi ağır ihmalin varlığının ortaya konmasını aramasını mantıklı bulmuştur

Ayrıca bu kuralların sınırlı bir bağlamda uygulanmasının adalet sisteminin karmaşıklığını

dikkate alan ve soruşturma ile yargı guumlccedillerinin sistemli bir şekilde işlemesini teminat altına

almaya ccedilalışan bir yasama tercihine karşılık geldiğini de kabul etmiştir

Mahkeme mevcut davada Innocence en Danger derneğinin polis ve savcılığın

hizmetlerine atfettiği eksikliklerle ilgili şikayetlerini incelettirmek uumlzere adli mahkemelerde

dava accedilma yetkisi olduğunu kaydetmiştir İlgili mahkeme bu şikayetler hakkında karar verme

yetkisine sahiptir ve gerccedilekten de başvurucu derneğin tuumlm iddialarını ve gerekccedilelerini

sunabildiği yargılamada kendisini yalnızca ciddi ihmal eylemleriyle sınırlamaksızın davayı

incelemiştir

Mahkemersquonin goumlruumlşuumlne goumlre başvurucu derneğin iddialarının reddedilmesi kanun

yolunun etkili olup olmadığına karar verilebilmesi iccedilin tek başına yeterli değildir Soumlzleşmersquonin

13 maddesi kapsamındaki etkililik yargılamanın başvurucu lehine sonuccedillanmasına bağlı

değildir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal

edilmemiştir

Madde 41 (Adil tazmin)

Mahkeme Fransarsquonın başvurucu Innocence en Danger Derneğirsquone manevi tazminat

iccedilin 1 Euro tutarında sembolik tazminat ve masraf ve giderler iccedilin 15000 Euro oumldemesine

huumlkmetmiştir Diğer başvurucu derneğin adil tazmin kapsamında herhangi bir talep ve iddiası

bulunmamaktadır

189

Başvuru Adı Draskovic Karadağ

Başvuru No 4059717

Başvuru Tarihi 31052017

Karar Tarihi 09 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202763

Konu Otoritelerin dul bir kadının kocasının cenazesinin yerini

değiştirme hakkını ihlal etmesi

Olaylar Başvurucunun eşi 1995 yılında Belgradrsquoda vefat etmiştir Eski

Yugoslavyarsquodaki savaş nedeniyle eşinin cenazesi Karadağrsquoda yeğenine ait bir aile arsasına

goumlmuumllmuumlştuumlr Haziran 2014rsquote başvurucu eşinin cesedini Trebinjersquode sahibi olduğu bir mezara

taşımak istemiş fakat yeğeni reddetmiştir Başvurucu Şubat 2015 yılında Herceg Novi ilk

derece mahkemesine bu talebini sunmuş mahkeme tarafından reddedilmiştir Mahkeme eşinin

cenazesi uumlzerine veya goumlmuumllduumlğuuml yerden doğan herhangi bir hakkı olmadığı gibi yasal bir

menfaatinin de bulunmadığına karar vermiştir Daha sonra Nisan 2015rsquote Yuumlksek Mahkeme

ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır Haziran 2015rsquote başvurucu Anayasa

Mahkemesirsquone başvurarak yeğeninin rızası olmadan cenazenin mezarını accedilmak veya nakil

etmek iccedilin resmi bir izin alamamasının anayasal haklarına aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Yerel mahkemelerin de başvurucunun talebini reddedip ccediloumlzuumlmuuml davalı tarafın iradesine

bırakmış olmakla başvurucunun adil yargılanma ve aile hayatı hakkının ihlal edildiği iddia

edilmiştir Şubat 2017rsquode Anayasa Mahkemesi başvurucunun itirazını reddetmiştir Ağustos

2019da sıhhi muumlfettişlik başvurucuya sıhhi muumlfettişin mezar accedilma ve nakil izinlerini

vermekle sorumlu olduğunu mektupla bildirmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı

vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil

yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 8

190

Mahkeme ilk olarak Huumlkuumlmetin başvurucunun etkili iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine

ilişkin itirazını reddetmiştir Oumlzellikle Başvurucunun sıhhi muumlfettişliğe veya belediye cenaze

şirketine kocasının cenazesinin kazılarak nakledilmesi iccedilin hiccedilbir zaman talepte bulunmamıştır

Mahkeme bir mezarlık arsası sahibinin mezar accedilmak iccedilin izin vermeyi reddetmesi

uumlzerine accedilılabilecek davalarda hiccedilbir usul bulunmadığını kaydetmiştir Nitekim sağlık

muumlfettişliği başvurucuya bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisi olmadığını bildirmiştir Bu

nedenle soumlz konusu hukuk yolunun varlığı teoride ve pratikte yeterince kesin olmayıp bu

nedenle erişilebilirlik ve etkililikten yoksun olmaktaydı

Mahkeme yeni bir defin yerine nakledilmek uumlzere bir akrabanın mezarının ortaya

ccedilıkarılması talebinin 8 madde kapsamına girip girmediğine dair daha oumlnce accedilık bir tutum

benimsemediğini kaydetmiştir Oumlte yandan Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo İsveccedil davasında

eşinin cenaze kuumlllerinin yeni bir mezar yerine goumltuumlruumllmesine izin verilmemesinin dul eşin oumlzel

hayatına bir muumldahale olduğu varsayımında bulunmuştur

Mahkeme şimdi başvurucunun olayında olduğu gibi yakın bir akrabanın mezar accedilma

ve nakil talebinin aslında ilke olarak oumlzel ve aile hayatı huumlkmuumlnuumln her iki youmlnuuml altında

incelenebileceğini tespit etmiştir Hakkın niteliği ve kapsamı ile devletin yuumlkuumlmluumlluumlklerinin

kapsamı olayın oumlzel koşullarına ve gerccedileklerine bağlıdır

Elli Poluhas Doumldsbonun aksine başvurucunun şikayetinin kilit youmlnuuml mahkemelerin

uumlccediluumlncuuml bir taraf aleyhindeki iddiasına ilişkin esaslı bir inceleme yapmamış olmasıdır

Dolayısıyla başvurucunun olayı Devletler ldquooumlzel ya da aile hayatına saygırdquo hakkını

nasıl guumlvence altına alacaklarını seccedilerken bireyler arasındaki ilişkiler kapsamındaki

goumlrevleriyle ilgili bir miktar takdir yetkisine (ldquotakdir payırdquo) sahip olmaktadırlar Devletin

yuumlkuumlmluumlluumlkleri soumlz konusu olduğunda bireyin ve toplumun birbiriyle ccedilatışan ccedilıkarları arasında

adil bir denge kurulmasına oumlzen goumlsterilmelidir

Bayan Draškovićin davasında tartılması gereken şey mezarların kutsallığını

sağlamada toplumun roluuml ve yeğenin haklarına karşı kocasının kalıntılarını ccedilıkarmak ve

nakletmekle ilgilidir Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo davasında ulusal makamların bu tuumlr

konularda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisi dahilinde hareket ettiklerini tespit ettiğini

kaydetmiştir Şoumlyle ki ulusal makamlar ilgili tuumlm koşulları dikkate almış ve yerel mahkeme

kararları iccedilin ilgili ve yeterli gerekccedileler sunmuşlardır

191

Oumlte yandan Bayan Draškovićin olayında mahkemeler mezar accedilma ve kaldırmanın

pratik accedilıdan muumlmkuumln veya kolay olup olmadığını ve herhangi bir halk sağlığı ccedilıkarının soumlz

konusu olup olmadığını değerlendirmekte başarısız olmakla kalmamış aynı zamanda diğer

konuları da accedilıklığa kavuşturmamıştır Oumlrneğin kocanın Karadağda goumlmuumllmek isteyip

istemediği araştırılmamış Bosna Hersekte mi ya da Belgradrsquota mı yaşadığı incelenmemesinin

yanında kendisi ile Bayan Draškovićin Bosna Hersekteki arsayı birlikte goumlmuumllmek iccedilin alıp

almadıkları da dikkate alınmamıştır

Mahkeme ayrıca Devletin herhangi bir menfaat ccedilatışmasını dengelemek iccedilin uygun bir

yasal ccedilerccedileve oluşturup oluşturmadığını ve bu menfaatleri belirleyip uygun şekilde dengeleyip

dengelemediğini incelemiştir

İlk olarak yerel mevzuatın başvurucununki gibi olayları duumlzenlemekte goumlruumlnmediğini

dolayısıyla başvurucunun 8 madde haklarına getirilen kısıtlamaların orantılılığını goumlzden

geccedilirmek iccedilin bir mekanizma sağlamadığını kaydetmiştir Nitekim aile uumlyeleri arasında

mezardan ccedilıkarma veya bir akrabanın son mezar yeri ile ilgili bir anlaşmazlığı ccediloumlzecek

mekanizmalar iccedilin herhangi bir mevzuat oumlngoumlruumllmemiştir

Kazılardan sorumlu idari makam da bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisine sahip

değildi Aksine taraflara meseleyi ccediloumlzduumlkten sonra mezar accedilma talebinde bulunma talimatı

verdi Bu tuumlr menfaat ccedilatışmalarının dengeleme beceresinin olmadığı davalarda ccedilekişmeli

yargı yolu başarılı olabilirdi

Ancak hukuk mahkemeleri başvurucunun ldquomuumllkiyetle ilgili statuumlyle ilgili ve

iddiasında başka herhangi bir menfaatirdquo bulunmadığına huumlkmetmiştir

Dolayısıyla yerel mahkemeler Başvurucu iccedilin 8 madde kapsamında herhangi bir

hakkın varlığını tanımamış veya bunları kocasının yeğeninin menfaat ccedilatışmalarında dengeyi

sağlayamamışlardır Mahkeme Soumlzleşmenin bu huumlkmuumlnuumln ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Diğer maddeler iccedilin Mahkeme inceleme gerekliliğinin olmadığına karar vermiştir

192

Başvuru Adı Erlich ve Kastro Romanya

Başvuru No 2373516 ve 2374016

Başvuru Tarihi 20042016

Karar Tarihi 09 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203114

Konu Romanya Cezaevindeki iki Yahudi mahpusun koşer yemekleri

ihtiyaccedillarının karşılanması iccedilin ulusal makamların yeterli imkanı sağladığı gerekccedilesiyle

Soumlzleşmersquonin 9 maddesinin ihlal edilmediği

Olaylar Rahova Cezaevirsquonde mahpus olan iki İsrail vatandaşı

tutuklulukları suumlrecinde meydana gelen olaylar uumlzerine şikayette bulunmuşlardır Her iki

Başvurucu da belirtilmemiş tarihlerde Rahova Cezaevirsquonde dini gerekliliklerine uygun olarak

koşer yemeklerinin bulunmadığından şikayet etmiştir Temmuz 2015rsquote hapis cezalarının

denetiminden sorumlu yargıccedil başvurucuların şikayetlerini reddetmiştir Kararın gerekccedilesine

goumlre başvurucular kendi ailelerinden gelen gıda maddelerini alabilir veya cezaevi

duumlkkanından koşer uumlruumlnlerini satın alabilirlerdi fakat bunu yapmak istememişlerdir

Başvurucular ise bu karara itiraz etmişlerdir Ekim 2015te Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi

Rahova Cezaevirsquonin koşer yemek hazırlamak iccedilin gerekli tesislerden yoksun olduğunu ve bu

tuumlr yemeklerin dışarıdan bir tedarikccediliden satın alınmasının gerektiğini ve bu tedarik iccedilin belirli

bir buumltccedile ve satın alma proseduumlruuml gerektiğini belirterek itirazları kabul etmiştir Mahkeme bu

tuumlr yeni tedbirlerin uygulanmasının zaman alacağını oumlngoumlrerek Rahova Cezaevirsquonin

Başvurucular iccedilin kişisel ihtiyaccedillarını karşılamaya yetecek miktarda ve bir oumldeme karşılığında

guumlnluumlk koşer yemek almalarına izin vermesine huumlkmetmiştir Mahkeme ayrıca Cezaevinin

diğer mahpuslarla aynı koşullarda yemek dağıtımını sağlamasını ve tedarik edemeyecekleri

guumlnlerde yemeklerin depolanmasının kolaylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir Yemeklerin

maliyeti ile ilgili olarak mahkeme başvurucuların bu tuumlr konularda yetkili olan olağan hukuk

mahkemelerine başvurarak mahkumlara uygulanan yemek yeme kurallarında belirtilen sınırlar

dahilinde tazminat talep edebileceklerini belirtmiştir Dava dosyasından başvurucuların hukuk

mahkemelerinden tazminat talep etmedikleri anlaşılmaktadır

193

İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı

vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil

yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 9

Mahkeme Romanya devletinin din oumlzguumlrluumlğuuml hakkını hem Anayasa hem de mevzuatta

accedilıkccedila koruduğunu ve resmi olarak tanınan inanccedillar arasında Yahudi dininin olduğunu

goumlzlemlemiştir Ayrıca bir mevzuatın (2542013 sayılı Kanun ve uygulama youmlnetmelikleri)

cezaevinde din oumlzguumlrluumlğuuml hakkının kullanılması konusunda yeterince oumlngoumlruumllebilir ve ayrıntılı

bir genel kural ccedilerccedilevesi oluşturduğunu kaydetmiştir

Mahkeme ayrıca belirli bir dinin cezaevinde pratikte uygulanmasına ilişkin ayrıntılı

yerel durumlara ve ihtiyaccedillara goumlre en iyi şekilde ifade edilebilecek duumlzenlemeler oluşturmanın

devlet makamlarının takdir yetkisi dahilinde olduğunu değerlendirmiştir Bu bağlamda

başvuruculara goumlre soumlz konusu tarihte Romanya cezaevlerinde Yahudi inancına sahip yalnızca

sekiz kişinin tutuklandığı kaydedilmiştir

Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi başvurucuların oumlzel ihtiyaccedillarına goumlre oumlzelleştirilmiş bir

ccediloumlzuumlmden yana olmuştur Boumlylelikle Yahudi inancına sahip tutuklular iccedilin belirli bir yasal

ccedilerccedilevenin eksikliğini telafi edilmiş ve hemen uygulanabilecek bir ccediloumlzuumlm sağlanmıştır

Mahkeme Rahova Cezaevi yetkililerinin bunu hemen uygulayabilme avantajına sahip olan

pratik bir ccediloumlzuumlmuuml benimsediği suumlrece boumlyle bir yaklaşım yetki ikamesi ilkesine uygun

olmaktadır Bu yetkililer koşer yemeklerini pişirmek iccedilin ayrı bir mutfak tesis etmişlerdir bu

mutfağın hazırlanması suumlreccedil sırasında danışılan ve başvuruculara oumlzel yiyecekler sağlayan bir

Yahudi dini vakıf tarafından da onaylanmıştır

İlk Derece Mahkemesi ayrıca başvurucuların uygulanabilen kurallara istisna olarak

yerinde pişirilebilen ve hazırlanabilen uumlruumlnleri temin etmelerine izin vermiştir Mahkeme

başvurucuların bu uumlruumlnleri kendi imkanlarıyla edindiklerini dikkate almıştır Bir mahpusun

kendi imkacircnlarıyla dininin huumlkuumlmlerine uygun yiyecekleri almasına izin veren bir

duumlzenlemenin kişiye objektif olarak kabul edilemez bir mali yuumlk getirmemesi gerektiğini

belirtmiştir

194

Bu bağlamda Mahkeme İlk Derece Mahkemesinin başvuruculara yaptıkları her tuumlrluuml

yargılama masrafının geri oumldenmesi iccedilin başvurabilecekleri konusunda bilgi verdiğini

kaydetmiştir Ancak ne yetkili mahkemelere başvurmuşlar ne de bu tuumlr bir dava accedilmaktan

kendilerini alıkoyan nesnel gerekccedileler olduğunu Mahkemersquode iddia etmişlerdir Ayrıca

cezaevi yetkililerine kendi imkanlarıyla temin ettikleri ve taleplerinin reddedildiği yiyecek

masraflarının geri oumldenmesi iccedilin oumlzel ayrıntılı bir talep sunduklarını hiccedilbir aşamada iddia

etmemişlerdir Mahkeme yetki ikamesi ilkesine saygı goumlsterme konusunda her zaman dikkatli

olmuştur ve bu nedenle Mahkemersquonin yerel makamların ilgili bir kararı olmadan koşer gıda

temin etmek iccedilin başvurucular tarafından fiilen harcanan miktar hakkında tahminde bulunma

olanağı olmamıştır

Tuumlm bu etkenlerin ışığında ve davalı Devletin bu alanda sahip olduğu takdir yetkisini

goumlz oumlnuumlnde bulundurarak Mahkeme mevcut davada yerel makamların Soumlzleşmenin 9 maddesi

kapsamındaki pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini makul oumllccediluumlde yerine getirdiklerine karar vermiştir Bu

nedenle Soumlzleşmenin 9 maddesi ihlal edilmemiştir

195

TEMMUZ 2020

Başvuru Adı Chong CoronadoAndorra

Başvuru No 3736815

Başvuru Tarihi 29072015

Karar Tarihi 23 Temmuz 2020

Karar Linki Chong Coronado v Andorra

Konu

Başvurucunun gıyabında mahkum edilmesi ve yeniden yargılama başvurusunda

bulunamamasının mahkeme kararlarının uygulanması ve mahkemeye erişim hakkı arasında

adil bir denge kurulmuş olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucu Ernesto Emilio Chong Coronado 1978 doğumlu Panama vatandaşıdır

Panamada yaşamaktadır

2014 yılının Nisan ayında Tribunal de Corts başvurucuyu organize bir succedil oumlrguumltuumlnuumln

parccedilası olarak kara para aklamaktan gıyaben mahkum ederek beş yıl hapis (bunlar askıya

alınmıştır) ve 600000 Euro para cezasına ccedilarptırmıştır Mahkeme ayrıca başvurucunun

Andorrarsquodan sınır dışı edilmesine ve uumllkeye yeniden girişinin 20 yıl suumlreyle yasaklanmasına

karar vermiştir

Başvurucunun temyiz talebi Yuumlksek Adalet Mahkemesi tarafından bu aşamada

başvuruyu değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekccedilesiyle reddedilmiştir Başvurucu ilk

derece mahkemesinde gıyaben mahkum edildiğinden Yuumlksek Adalet Mahkemesi ilk olarak

kendisini mahkum eden Tribunal de Cortsa yeniden yargılama başvurusu yapması gerektiğine

karar vermiştir Başvurucu daha sonra Tribunal de Corts huzuruna şahsen ccedilıkması halinde

oumlzguumlrluumlğuumlnden derhal mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ederek bu kararın

kaldırılması iccedilin başvurmuştur Bu başvuru reddedilmiştir

Son olarak başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvuruda bulunarak temel

haklarının ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuştur Ocak 2015te Anayasa Mahkemesi Yuumlksek

196

Adalet Mahkemesirsquonin daha oumlnce yeniden yargılama başvurusu yapılmadığı gerekccedilesiyle

temyizi kabul edilemez ilan ederek kanunu doğru uyguladığını tespit etmiş ve başvuruyu

reddetmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkması durumunda

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılma riskinin yalnızca potansiyel bir risk olduğuna karar

vermiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu Soumlzleşmenin 6 Maddesirsquone (Adil Yargılanma Hakkı) dayanarak

mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr ve mahkumiyetine itiraz etmek iccedilin

ilk olarak kendisinin aynı mahkemeye şahsen ccedilıkmak zorunda olduğunu belirtmiştir Bu

nedenle kendisini savunma hakkının ve temyiz hakkının Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkmış

olsaydı oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum kalacağı oumllccediluumlde ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ona goumlre

yerel mahkemenin şahsen ccedilıkmasını talep etmemesi veya goumlzaltına alınmayacağına dair garanti

vermesi gerekirdi

Karar

Madde 6 (Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye Erişim Hakkı)

Andorra mevzuatı ilk derece mahkemesinde gıyaben huumlkuumlm giymiş herhangi bir

kişiye aynı mahkeme tarafından hem fiilen hem de hukuken kişinin savunmasını duyduktan

sonra davanın esasına ilişkin yeni bir karar verme imkanı sağlamıştır Bu yol gıyaben huumlkuumlm

giymiş şahıs ortaya ccedilıkma ve savunma yapma hakkından feragat etmiş veya isteyerek kaccedilmış

olsa bile accedilıktır İlgili kişinin mahkeme huzuruna ccedilıkması boumlyle bir yeniden yargılama iccedilin tek

şarttır Recurs daudiegravencia (ldquodinlenilme talebirdquo) olarak bilinen başvuruyu yaptıktan sonra esasa

ilişkin yeni bir inceleme yaptırmak iccedilin kişinin yetkili yargı organı (Tribunal de Corts)

huzuruna ccedilıkması veya Andorrada kalması gerekiyordu

Mahkeme gıyaben mahkum edilen bir kişiye getirilen şahsen ortaya ccedilıkma

yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln adil yargılanma hakkı accedilısından orantısız bir yuumlk oluşturup oluşturmadığını

belirlemesi gerektiği goumlruumlşuumlndedir

Başvurucu oumlzguumlrluumlğuuml risk altında olduğu iccedilin Andorraya seyahat etmediğini iddia

etmesine rağmen Mahkeme Devletrsquoin sanıkların duruşmalarında fiziksel olarak bulunmalarını

197

sağlamadaki ccedilıkarının bu olayda tutuklanma korkularından daha ağır basabileceğini tespit

etmiştir

Ayrıca bir recurs daudiegravencia bağlamında mahkum mahkeme dava hakkında karar

verene kadar herhangi bir goumlzaltı tedbirinin yuumlruumltuumllmesinin durdurulmasını talep etme hakkına

sahiptir Bu tuumlr talepler birccedilok durumda ulusal makamlar tarafından kabul edilmiştir (yaklaşık

80 oranında) Bu uygulama başvurucunun gıyaben mahkumiyetini takiben hem gerccedilekte

hem de hukuken yeniden incelenmesi iccedilin başvurucunun muhakkak goumlzaltına alınacağını

goumlstermemektedir Ancak gıyaben mahkumiyetin bir kenara bırakılması ve davanın tamamen

yeniden incelenmesi iccedilin huumlkuumlmluumlnuumln bizzat ccedilıkması gerekmektedir Ayrıca huumlkuumlmluuml kişinin

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılmasına youmlnelik ancak mahkeme (Tribunal de Corts) tarafından

alınabilen bir karar Yuumlksek Adalet Mahkemesi oumlnuumlnde temyiz edilebilir

Ayrıca soruşturma yargıcı başvurucunun ceza yargılamasının başlangıcında kaccediltıktan

sonra tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucu temyiz edilebilir olmasına rağmen bu karara

itiraz etmemiştir

Başvurucu ulusal yargı makamları huzuruna ccedilıkmayı sistematik olarak reddetmiştir Bu

nedenle adalet sisteminden kendi isteğiyle kaccedilmıştır Andorralı bir soruşturma yargıcı

tarafından verilen uluslararası talep mektubunun ardından Panamalı bir yargıccedil huzurunda ifade

vermeyi dahi reddetmiştir Mahkemersquoye goumlre bu durumu kendisi aleyhindeki ceza

yargılamasında mahkemelerle tam iş birliği yapma iddiasıyla bağdaştırmak zordur Kendisine

karşı uluslararası yakalama emri ccedilıkarılmadığı goumlz oumlnuumlne alındığında (Andorra ile Panama

arasında uluslararası iade anlaşması yoktur) Mahkeme başvurucunun Panama adli

makamlarının huzuruna ccedilıkmaması iccedilin herhangi bir zorlayıcı sebep goumlremedi

Mahkeme başvurucunun Andora mahkemelerinde tabiri caizse goumlruumlnme veya işbirliği

yapma niyetinde olmadığı ve sonuccedil olarak adalet sisteminden kaccediltığı goumlruumlşuumlne varmıştır Bu

nedenle davranışı goumlz oumlnuumlne alındığında kendisi iccedilin yasal sonuccedilları oumlzellikle de ilk

duruşmada kasıtlı yokluğu nedeniyle davasının yeniden goumlruumllmesi iccedilin Andoraya seyahat etme

yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml tıpkı basiretli bir insan gibi makul bir şekilde oumlngoumlrebilirdi

Ayrıca başvurucu temyiz iccedilin hukuki hususları değil yalnızca maddi koşullar ve

delillerin ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesiyle ilgili bir savunma sunmayı

amaccedillamıştır Doğrudanlık ilkesiyle guumlccedilluuml bir şekilde bağlantılı olan bu tuumlr bir savunma temyiz

edenin fiziksel varlığı olmaksızın buumlyuumlk ihtimalle boşuna olacaktır

198

Son olarak Mahkemersquoye goumlre başvurucu ilk derece mahkemesi kararını tebliğ almak

iccedilin hala şahsen Andorraya seyahat etmediğinden davanın yeniden incelenmesi hacirclacirc

muumlmkuumlnduuml

Sonuccedil olarak ve bu tuumlr konularda ulusal makamlara tanınan takdir yetkisini goumlz oumlnuumlnde

bulundurarak Mahkeme başvurucunun mahkeme huzuruna ccedilıkma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln recurs

daudiegravencia ile bağlantılı olarak yargı kararların uygulanmasını sağlamaya youmlnelik meşru amaccedil

ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozabilecek orantısız bir yuumlk olmadığına

karar vermiştir Boumlyle bir sistem soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurmaya

ccedilalışmakta olup adaletten yoksun olarak değerlendirilmesi de muumlmkuumln değildir

Bu nedenle Soumlzleşmenin 6 maddesi ihlal edilmemiştir

199

Başvuru Adı Veljkovic-Jukicİsviccedilre

Başvuru No 5953414

Başvuru Tarihi 26 Ağustos 2014

Karar Tarihi 21 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203805

Konu İsviccedilrersquode on doumlrt yaşından beri yaşayan Sırbistan vatandaşının

uyuşturucu ticareti succedilu sebebiyle oturma izninin iptal edilmesinin ve İsviccedilrersquoden sınırdışı

edilme ihtimalinin Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) ihlali olmaması (oyccedilokluğu)

Olaylar Başvurucu Renata Veljkovic-Jukic 1980 doğumlu bir Sırbistan

vatandaşıdır Sırbistan vatandaşı kocası ve uumlccedil ccedilocuğu (2007 2008 ve 2012 doğumlu) ile

Gerlafingen İsviccedilrersquode yaşamaktadır İsviccedilrersquode oturma izni Veljkovic-Jukicrsquoe 14 yaşındayken

(1995) kocasına ise 8 yaşındayken (1991) verilmiştir

Haziran 2012rsquode Zuumlrih Kantonu Yuumlksek Mahkemesi istinaf aşamasında uyuşturucu

ile ilgili kanunları ihlalden ve ehliyetsiz araccedil kullanmaktan başvurucu aleyhine 30 ayı

ertelenmiş olmak uumlzere 3 yıl hapis cezasına huumlkmetmiştir Oumlzellikle Nisan 2010rsquoda 6000

İsviccedilre Frangı kendisi iccedilin olmak uumlzere toplamda 126000 İsviccedilre Frangı değerinde yaklaşık 1

kg eroin ve 56 kg kokain ticareti yapmaktan ve kokain kullandıktan sonra araccedil kullanmaktan

dolayı succedillu bulunmuştur Cezasını yarı accedilık cezaevinde ccedilekmiş ve Temmuz 2013rsquote serbest

bırakılmıştır

Eyluumll 2013rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu başvurucunun succediluna ve uzun

doumlnem hapis cezasına dayanarak daimi oturma iznini iptal etmiş ve İsviccedilrersquoden ccedilıkmasını

emretmiştir Başvurucu buna itiraz etmiş ancak talebi ilk derece mahkemesinde ve istinafta

reddedilmiştir Federal Yuumlksek Mahkeme oumlzellikle sınır dışı konusunda başvurucunun kişisel

menfaatindense kamu guumlvenliğini oumlncelemiş ve bu yaklaşımın başvurucu gibi 15 yıldan

fazladır hukuka uygun olarak devamlı İsviccedilrersquode ikamet eden kişiler iccedilin de geccedilerli olduğunu

belirtmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Bosna Hersekrsquoe (14 yaşına kadar burada

yaşamıştır) Sırbistanrsquoa ya da Hırvatistanrsquoa doumlnmesinin herhangi bir sebeple

olanıksızlaşmadığına karar vermiştir Mahkeme daha sonra kocanın veya ccedilocukların

başvurucuyu takip edebilecekleri ya da eğer aile İsviccedilrersquode kalacaksa iletişimin ziyaretlerle ve

200

ccedileşitli uygun iletişim araccedillarıyla suumlrduumlruumllebileceğini dikkate almıştır Ayrıca Mahkeme

başvurucunun yeni bir oturma izni başvurusunda bulunma imkanına da dikkat ccedilekmiştir

Ağustos 2014rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu 31 Ağustos 2014-30 Ağustos

2021 suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koyarak başvurucuya sınır dışı emri vermiştir Bununla

birlikte başvurucuya karşı sınır dışı emri AİHM oumlnuumlndeki suumlreccedil tamamlanana kadar

uygulanmamıştır

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 8rsquoe (oumlzel ve aile hayatına saygı) dayanarak

aldığı ceza sebebiyle daimi oturma izninin iptal edilmesini şikayet etmiştir

Karar Madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı)

Mahkeme başvurucunun daimi oturma izninin iptali ve İsviccedilrersquoyi terk etmesine youmlnelik

emrin oumlzellikle uzun suumlredir İsviccedilrersquode ikamet ettiği ve ailesiyle birlikte burada yaşadığı

hesaba katıldığında başvurucunun ldquooumlzelrdquo ve ldquoailerdquo hayatına muumldahale anlamına geldiği

kanaatindedir Bu muumldahale Federal Yabancılar Kanunu ile ilişkili ve meşru bir amaccedil

doğrultusundadır kamu duumlzeninin korunması veya succedilun oumlnlenmesi Bu tedbirin demokratik

toplumda gerekli olup olmadığı konusunda Mahkeme aşağıdakileri kaydetmiştir

Bu tedbir başvurucunun uyuşturucu ticareti sebebiyle ceza almasını takiben

uygulamaya konmuştur Mahkeme incelemesinde mahkumiyetin ağır olduğunu belirtmiştir

uyuşturucunun insanların hayatları uumlzerindeki yıkıcı etkisini goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda

Mahkeme yetkililerin bu belanın yayılmasına aktif olarak katkı sağlayanlara neden sertlik

goumlsterdiğini her zaman anlamaktadır

Federal Yuumlksek Mahkeme kararının alındığı tarihte başvurucu 19 yıldır İsviccedilrersquode

ikamet etmektedir ve serbest bırakıldıktan sonraki tutumu hatasızdır Bu olumlu gelişme

oumlzellikle cezasının bir kısmını ccedilektikten sonra şartlı tahliye edilmesi soumlz konusu menfaatlerin

tartılmasında dikkate alınabilir

Menşe uumllkesi ile olan bağları dikkate alındığında başvurucunun genccedilliğinin bir kısmını

Bosna Hersekrsquote geccedilirdiği ve annesinin hala orada yaşadığı goumlruumllmektedir 1991rsquoden beri

İsviccedilrersquode yerleşik olan kocası Sırbistan vatandaşıdır Boumlylelikle ailenin entegrasyonu iccedilin

Bosna Hersek Hırvatistan veya Sırbistan zor olmasına rağmen imkansız goumlruumlnmeyen olası

hedef uumllkelerdir Ccedilocuklar (7 11 ve 13) hala yeni bir ccedilevreye adapte olabilecekleri yaştadırlar

201

Yerel yetkililer olguların incelemesini elverişli ve inandırıcı bir şekilde gerccedilekleştirmiş

ve başvurucunun kişisel ccedilıkarları ile genel kamu yararını dengelemeye ccedilalışarak uygun

goumlzlemlerde bulunmuştur Federal Yuumlksek Mahkeme kuşkusuz başvurucu tarafından işlenen

uyuşturucu ticareti succedilunun ciddiyetini belirtmiş fakat buna ek olarak Uumlner kararında konulan

kriterleri de dikkate almıştır Oumlzellikle başvurucunun kişisel durumunu onun İsviccedilre hayatına

uyumunun kapsamını ve menşe uumllkesine doumlnduumlğuumlnde onun ve ailesinin karşılaşacağı

potansiyel zorlukları Boumlylelikle Federal Yuumlksek Mahkeme başvurucunun 18 yıl İsviccedilrersquode

yaşadıktan sonra burayı terk etmesinin sert bir tedbir olduğunu kabullenmiştir bununla birlikte

tuumlm ccedilocukluğunu ve genccedilliğinin bir kısmını Bosna Hersekrsquote geccedilirdikten sonra İsviccedilrersquoye 15

yaşında gelmesi ve genccedil yaşı arasında az bir fark vardır Bu sebeple Bosna Hersekrsquoe

Hırvatistanrsquoa ya da Sırbistanrsquoa doumlnmesi oumlnuumlnde engel yoktur Federal Yuumlksek Mahkeme

ccedilocukların durumunu da incelemiş ve anneden ayrılmanın aile yaşamına ciddi muumldahale

anlamına geleceğini tespit etmiştir Buna karşılık Sırbistan vatandaşı olan kocanın

başvurucuya menşe uumllkesine doumlnerken eşlik edebileceğini ccedilocukların uyum sağlamada sorun

yaşamayacağını ccediluumlnkuuml yaşlarının bunun iccedilin yeterince kuumlccediluumlk olduğunu belirtmiştir

Boumlylelikle Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle de Federal Yuumlksek Mahkemenin

olguları yeterli incelemesi uygun goumlruumlşler sunması ve menfaatleri tartması konusunda tatmin

olmuştur Ayrıca başvurucunun İsviccedilre topraklarına girişi yedi yıl suumlreyle yasaklandığı (30

Ağustos 2021rsquoe kadar) ve Federal Yabancılar Kanununun başvurucuya bu emrin

uygulanmasının geccedilici olarak ertelenmesini talep etme imkanı sağladığı boumlylece ailesini

İsviccedilrersquode ziyaret edebildiği kaydedilmiştir

Sonuccedil olarak oumlzellikle başvurucunun uyuşturucuya ilişkin succediltan mahkumiyetinin

ciddiyeti ve başvurucu ile ailesinin Federal Yuumlksek Mahkeme tarafından oumlnerilen uumllkelere

uyum sağlarken buumlyuumlk zorluklarla karşılaşmayacakları dikkate alındığında Mahkeme

İsviccedilrersquonin takdir yetkisini aşmadığına karar vermiştir

Soumlzleşme madde 8 ihlali bulunmamaktadır

Bununla birlikte Mahkeme yerel makamların tedbirleri uygulayıp uygulamamaya

karar vermeden oumlnce başvurucunun durumunu Federal Yuumlksek Mahkemenin kararından

itibaren oumlzellikle başvurucunun yargılamalar sırasındaki tutumunu ve yeni bir ikamet iznine

başvurma imkanını goumlz oumlnuumlnde bulundurarak yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmesini

arzu etmektedir

202

Karşı Oy Yargıccedil Felici ve Yargıccedil Guerra Martins ortak bir karşı oy yazısı

yayınlamıştır Buna goumlre 2 nokta yargıccedilları ayrık duumlşuumlnmeye itmiştir

1- Yerel mahkemede Uumlner kriterlerine goumlre olayların somut olarak ele alınması hem

fazla şekilcidir hem de ilk kritere fazla odaklanmıştır (başvurucu tarafından işlenen succedilun

ağırlığı ve doğası)

2- Kararın 61paragrafının sonunda obiter dictum (yeri gelmişken) olarak Mahkeme

ulusal makamları 2014 tarihli Federal Mahkeme kararından sonra gerccedilekleşen gelişmeler

ışığında durumu yeniden değerlendirmeye davet etmiştir Bu durum Yargıccedillara goumlre

başvurucunun aile yaşamının korunmasını guumlvence altına almamakta ayrıca ulusal

makamların buna saygı duyacağına ilişkin Mahkemenin de bir garantisi yoktur

203

Başvuru Adı KAİsviccedilre

Başvuru No 6213015

Başvuru Tarihi 14122015

Karar Tarihi 07072020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203487

Konu Başvurucunun oturma izni suumlresini uzatma talebinin

reddedilmesi ve uyuşturucu ile ilgili bir succediltan dolayı ceza almasını takiben İsviccedilrersquoye giriş ve

ccedilıkışlarının geccedilici suumlre yasaklanması ile karısı ve ccedilocuğunun yaşadığı İsviccedilrersquoden sınırdışı

edilmesinin işlediği succedillar ve ailesiyle olan bağlarının zayıflığı nedeniyle Soumlzleşme md8rsquoi

(oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal etmediği (oybirliği)

Olaylar Başvurucu KA 1976 doğumlu bir Kosova vatandaşıdır bundan

oumlnce Luumltzelfluumlhrsquote (İsviccedilre) yaşamaktadır

KA İsviccedilrersquoye taşınmadan ve Eyluumll 1996rsquoda sığınma başvurusunda bulunmadan oumlnce

Kosovarsquoda yaşamış ve eğitim almıştır Sığınma talebi 20 Aralık 1996rsquoda reddedilmiştir

Yasadışı ikametini takiben 30 Nisan 1999rsquoda İsviccedilrersquode ikamet izni olan bir Bangladeş

vatandaşı ile evlenmiştir Bu evlilik sayesinde KA aile birleşimi yoluyla oturma izni almıştır

2002rsquode ccediliftin bir oğlu olmuştur Ccedilocuk 2010rsquodan beri koruyucu aile bakımındadır

19 Kasım 2010rsquoda KA Tehlikeli Uyuşturucu Federal Yasasını ağır ihlalden succedillu

bulunmuş altı ayı hemen yirmi ayı iki yıl ertelemeli olmak uumlzere yirmi altı ay hapis cezasına

ccedilarptırılmıştır Ayrıca aleyhine 1999-2012 arasında on sekiz ayrı ceza kararı verilmiş oumlzel

hukuk borccedilları oluşmuştur

6 Ekim 2008rsquode KA oturma izninin uzatılması iccedilin başvurmuştur Halihazırda iznin

suumlresi dolduğu iccedilin kanton idaresi bu başvuruyu yeni bir ikamet talebi olarak ele almış 31 Ekim

2012rsquode de reddetmiştir Bu sebeple KA aleyhine sınırdışı emri verilmiştir

22 Haziran 2015rsquote Federal Yuumlksek Mahkemesi KArsquonın Soumlzleşme madde 8rsquoin dikkate

alınmasını isteyen dava talebini reddetmiştir Başvurucunun ikisi de hasta olan karısı ve

oğlundan oluşan ailenin işlerini yuumlruumlten kişi ve bu sebeple ccedilok oumlnemli olduğunun ayırdında

204

olarak KArsquonın onlara gerekli bakımı sağlayan kişi olmadığını kaydetmiştir Uzun hapis cezası

oturma izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmiştir

22 Haziran 2015rsquote kanton idaresi 31 Aralık 2012rsquodeki karar ve buna itirazların

reddedilmesi sonucu KArsquoyı İsviccedilrersquoyi 22 Temmuz 2015rsquoe kadar terk etmesi gerektiği

konusunda bilgilendirmiştir

8 Temmuz 2015rsquote KArsquonın İsviccedilrersquoye girişi yedi yıl suumlreyle yasaklanmıştır Kararın

sebebi işlediği succedilların sonucu olarak oluşturduğu tehdittir

29 Temmuz 2015rsquote başvurucu İsviccedilrersquoye giriş yasağına karşı Federal İdare

Mahkemesine itirazda bulunmuştur

13 Ekim 2015rsquote Federal İdare Mahkemesi bu itirazı nihai olarak reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu mahkumiyetini takiben sınırdışı kararı verilmesinin ve

İsviccedilrersquoye giriş yasağı konulmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) oumlzel

hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun İsviccedilrersquoden sınırdışı edildiğini ve adı belirtilmeyen bir

uumllkedeki erkek kardeşinin yanına gittiğini kaydetmiştir Karısı ve oğlundan ayrılması sebebiyle

aile hayatına saygı hakkına bir muumldahalede bulunulmuştur

Mahkeme başvurucuya uygulanan sınırdışı kararının ve ulusal sınırlara giriş yasağının

Yabancıların Entegrasyonu Kanunursquondaki ilgili huumlkuumlmlere dayandırıldığını kaydetmiştir

Oumlzellikle ldquokamu duumlzeninin bozulmasını oumlnlemerdquo ve ldquosuccedilu oumlnlemerdquo gibi meşru amaccedillar iccedilin

yapılan bu muumldahalenin Soumlzleşmeye tamamen uygun olduğu konusunda Mahkemenin şuumlphesi

bulunmamaktadır

22 Haziran 2015rsquoteki Federal Yuumlksek Mahkeme kararı esnasında başvurucu İsviccedilrersquode

yaklaşık on dokuz yıldır ikamet etmekte ve on altı yıldır evli bulunmaktadır Bununla birlikte

başvurucu iş yaşamına uyum sağlayamamıştır Ayrıca sadece kesintili olarak karısıyla birlikte

yaşamakta 2010rsquoda koruyucu aileye verildiğinden beri ise oğluyla hiccedil yaşamamaktadır

205

Mahkeme başvurucunun şizofreni hastası olan karısı ve otizmli oğlu iccedilin yanlarında

bulunmasının oumlnemli olduğunun ve aile işlerini yuumlruumlttuumlğuumlnuumln farkındadır Buna karşılık KA

onların guumlnluumlk bakımına katkıda bulunmamış ve mahpus olduğu suumlre boyunca hiccedil kuşkusuz

onlarla seyrek olarak iletişime geccedilmiştir Bununla birlikte başvurucunun oğluyla ilişkisini

modern iletişim yollarıyla ya da İsviccedilre ziyaretleriyle suumlrduumlrebilmesi muumlmkuumlnduumlr

Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle Federal Yuumlksek Mahkemenin menfaatler

dengesini goumlzeterek ilgili olayların yeterli ve ikna edici incelemesini yaptığını goumlzlemlemiştir

Bunun iccedilin başvurucunun İsviccedilre ile olan kişisel bağlarının kuvvetine rağmen İsviccedilre idaresi

başvurucunun tutumunu ve soumlz konusu succedilların ciddiyetini de goumlz oumlnuumlnde bulundurarak kamu

duumlzenini korumak ve succedilun oumlnlenmesi amacıyla oturma izni suumlresini uzatmamak ve yedi yıl

suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koymanın gerekli olduğunu meşru bir şekilde goumlstermiştir

Bu sebeplerle Mahkeme itiraz edilen tedbirlerin meşru amaca uygun ve orantılı

olduğuna huumlkmetmiştir

206

Başvuru Adı NH ve Diğerleri v Fransa

Başvuru No 2282013 7554713 ve 1311415

Başvuru Tarihi 16012014 27052015

Karar Tarihi 02 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203295

Konu Asgari geccedilim şartlarından yoksun evsiz sığınmacılara

youmlnelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin Soumlzleşmersquonin 3 maddesini ihlal etmesi

Olaylar Başvuran NH 1993 doğumlu Afganistan vatandaşıdır

ve Parisrsquote yaşamaktadır Mart 2013rsquote Fransarsquoya gelmiş ve Fransa Sığınma Merkezi

aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur Sonrasında sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve

geccedilici oturma izni verilmesi talebiyle Paris İdare Mahkemesirsquone ve Paris Boumllge Polis

Muumlduumlrluumlğuumlne başvurmuştur Başvurucunun İdare Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru

reddedilmiş bunun uumlzerine NH Fransız Danıştayırsquona temyiz başvurusunda bulunmuş ancak

temyiz talebi de reddedilmiştir 03102013 tarihinde ise NHrsquonin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone

yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi tarafından incelenmiş

ve NHrsquonin Danimarkarsquoda da sığınmacı statuumlsuuml talebi olduğu gerekccedilesiyle başvuru

reddedilmiştir Aynı guumln başvuran geccedilici oumldenek iccedilin meslek edindirme merkezine başvurmuş

fakat başvurucunun sığınmacı talebi Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi

tarafından kabul edilmemiş olduğu iccedilin geccedilici oumldenek başvurusu da reddedilmiştir NH

başvurularının reddedilmesi uumlzerine herhangi bir geliri ve guumlvencesi olmadan sokaklarda

yaşamaya başlamıştır Kasım 2013 tarihinde Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi

başvurucunun sığınmacı statuumlsuuml talebini reddetmiş olmasına rağmen başvurucunun idare

tarafından desteklenen bir yan kuruluşta konaklamasını sağlamıştır

SG 1987 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve 15072013 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve

ertesi guumln sığınma başvurusunda bulunmuştur Sığınmacıların kabul merkezinde kalması iccedilin

başvurucuya teklif yapılmış ancak merkezde boş yer olmadığı iccedilin başvuran ccediladırda yaşamak

zorunda kalmıştır Başvurucunun sığınma yeri iccedilin yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve

Vatansızları Koruma Dairesi tarafından 02082013 tarihinde kaydedilmiştir Başvuran

07102013 tarihinde sığınmacı olarak kendisine kalacak yer bulunması iccedilin Montpellier İdare

207

Mahkemesirsquone ivedi başvuruda bulunmuş ancak başvurusu reddedilmiştir Kalacak yer

bulunması iccedilin Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesirsquone yapmış olduğu başvuru da

reddedilmiştir Başvurucuya uumllkeden ayrılması iccedilin yetkililer tarafından uumlccedil kere tebligat

yapılmış ve başvuran uumllkeden ayrılma emrini kaldırmak iccedilin mahkemeye başvurmuştur

Diğer başvurucular KT ve GI da SG ile tamamen aynı suumlreccedilleri yaşamışlardır GI

sığınma başvurusunu geri ccedilekmiş ve uumllkesine geri doumlnmek iccedilin yardım istemiştir

Başvurucu AJ 1974 doğumlu İran vatandaşı bir gazetecidir ve ParisFransarsquoda

yaşamaktadır 09092014 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve 14102014 tarihinde Fransa Sığınma

Merkezi aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur 23102014 tarihinde AJ sığınmacı

statuumlsuuml iccedilin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone başvurmuş ancak başvurusu kaydedilmemiştir ve

kendisine 07012015 tarihi iccedilin randevu verilmiştir AJrsquonin 04112014 tarihinde konaklama

iccedilin yapmış olduğu başvuru boumllge valiliği tarafında sığınmacılar iccedilin olan konaklama merkezi

dolu olduğu gerekccedilesiyle reddedilmiştir 13112014 tarihinde başvurucu Paris İdare

mahkemesine sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve konaklama yeri ayarlanması iccedilin

başvurmuş ancak başvurusu mahkeme tarafından reddedilmiştir Bu karara karşı Fransız

Danıştayrsquoına yapmış olduğu temyiz talebi de reddedilmiştir 07012015 tarihli randevusunda

başvurucuya sığınmacı statuumlsuumlne başvurması iccedilin form verilmiş ve başvuran bu formu

22012015 tarihinde yani kendisine geccedilici oturma izninin ccedilıkmış olduğu guumln teslim etmiştir

28012015 tarihinde AJ geccedilici oumldenek almak iccedilin başvurmuş fakat sığınma talebinin kabul

edildiğine dair bir belgeyi sunmadığı iccedilin talebi reddedilmiştir 05022015 tarihinde Fransız

Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi AJrsquonin sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapmış olduğu

başvuruyu kabul etmiş ve 12022015 tarihinde AJrsquoye geccedilici oumldenek verilmeye başlanmıştır

1204215 tarihinde başvuran otele yerleştirilmiş ve 2304215 tarihinde Fransız Muumllteci ve

Vatansızları Koruma Dairesi başvurucuya muumllteci statuumlsuuml vermiştir Ayrıca başvuran gazeteci

olduğu iccedilin Parisrsquoteki ldquogazeteci evinerdquo yerleştirilmiş kendisine tek kişilik oda verilmiştir

Bunun yanı sıra başvurucuya guumlnluumlk yemek ve ulaşım bileti verilmektedir

İhlal İddiaları Tuumlm başvurucular insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

yasağını ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr NH ve AJ 3 maddeyle bağlantılı olarak etkili

başvuru haklarının da ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

NH ayrıca oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ve bu hak bağlamında etkili başvuru

hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

208

Karar

3 Madde

GIrsquonın avukatı tuumlm girişimlerine rağmen muumlvekkili ile iletişime geccedilemediğini

GIrsquonın başvurusunu suumlrduumlrme niyetinde olmadığını ve dava listesinde ccedilıkarılması gerektiğini

Mahkemersquoye ifade etmiştir

Başvurucular Fransarsquoya geldiklerinde kendilerini maddi yoksunluk iccedilinde

bulmuşlardır Temel ihtiyaccedillarını karşılamak iccedilin Fransarsquoda sığınmacılar iccedilin yasal olarak

duumlzenlenmiş olan yardımlara muhtaccedillardır Yabancıların Giriş ve İkamet ve İltica Hakkı

Kanununun R 742-1 maddesine goumlre uumllkeye kaccedilak giren kişiler 15 guumln iccedilinde sığınma

talebiyle valiliğe başvurmak zorundadır Yetkililerin başvuruları karara bağlamaları 3-5 ay

arası vakit almaktadır NH KT ve AJ bu değerlendirme suumlrecinde kendilerine sığınmacı

statuumlsuuml verilmediği iccedilin kalacak yer ve geccedilici oumldenek talep edemediklerini belirtmişlerdir

Mahkeme sığınmacı başvurularının kabul edilmesinden oumlnce başvurucuların sığınmacı

statuumllerini kanıtlayamadıklarını ifade etmiştir Mahkeme NH KT ve AJrsquonin sığınmacı

statuumllerini kanıtlayamadıkları iccedilin tutuklanma ve uumllkeden goumlnderilme korkusuyla 100 guumln

civarı sokaklarda yaşadığını belirtmiştir Mahkeme sığınmacı statuumlsuumlnuumln değerlendirildiği

suumlre boyunca başvurucuların sokaklarda banklarda ve koumlpruuml altlarında yaşadığına dikkat

ccedilekmiştir Mahkeme 2007 yılından beri sığınmacı statuumlsuuml iccedilin taleplerin arttığını ve yetkili

makamların yoğun olduğunu farkında olduğunu belirtmiştir Ayrıca yetkili makamların

sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapılan değerlendirmenin suumlresini azaltmak iccedilin ccedilabaladığını ve bu

kişilerin konaklamaları iccedilin yeni yerler inşaa ettiğini vurgulamış ama bu olumlu gelişmelerin

insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edilmeyeceğini anlamına gelmediğini ifade

etmiştir

Mahkeme NH KT ve AJrsquonin aylarca sokaklarda saldırı ve soyulma korkusu iccedilinde

hijyenik olmayan koşullarda yaşadığını bunlara ek olarak Fransız makamlarının da sistematik

şekilde bu başvurucuların taleplerini reddettiğini belirtmiş ve bu durumun insanlık dışı ve

aşağılayıc muamele yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir

Mahkeme SGrsquonin ilk başvurusundan 28 guumln sonra kabul aldığını ve 63 guumln sonra ise

geccedilici oumldenek almaya başladığını bu sebeple başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağı iccedilin gerekli olan eşiğin aşılmadığına karar vermiştir

209

8 Madde

Mahkeme yapılan muumldahalelerin insanlık ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal

ettiğine karar verdiği iccedilin bu muumldahaleler hakkında oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkı

bağlamında bir değerlendirme yapmayacağını belirtmiştir

41 Madde

Mahkeme NH ve KTrsquoye 10000 euro AJrsquoye 12000 euro manevi tazminat bunun

yanı sıra NHrsquoye 2396 euro maddi tazminat verilmesine karar vermiştir

210

Başvuru Adı Macovei Romanya

Başvuru No 5302814

Başvuru Tarihi 11072014

Karar Tarihi 28072020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-203837

Konu Bir politikacının başka politikacılarla ilgili olarak aynı anda

hem avukat hem de parlamento uumlyesi olarak ccedilalışmayı bir yolsuzluk oumlrneği olarak

değerlendirmesinin uumlzerine tazminat oumldemeye mahkum edilmesinin Soumlzleşmersquonin 10

maddesinin (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlalini oluşturması

Olaylar Başvurucu Monica Luisa Macovei 1959 doğumlu bir Romanya

vatandaşı olup Buumlkreşrsquote yaşamaktadır 7 Eyluumll 2009rsquoda iki gazete Bayan Macovei tarafından

biri eski adalet bakanı diğeri ise Avrupa Parlamentosu uumlyesi iki politikacı hakkında yapılan

yorumları yayımlamıştır

Başvurucu uumlyesi olduğu Demokratik Liberal Partirsquonin bir yaz kampında konuşurken

iki Sosyal Demokrat politikacının Temsilciler Meclisi uumlyesi VP ile Senatoumlr DŞrsquonin avukat

olarak yaptıkları goumlrevde tipik bir politik etki altında yolsuzluk eylemi olarak nitelendirdiği

seccedilim boumllgelerindeki kamu şirketleri ile milyonlarca Euro değerinde soumlzleşmeler

imzaladıklarını belirtmiştir

Bir makalesinde aynı anda hem avukat olarak ccedilalışmanın hem de meclis uumlyesi olmanın

muumlmkuumln olamayacağını ve bu youmlnde bir yasa ccedilıkarılması gerektiğini belirtmiştir Aynı yılın

Ekim ayında DŞ başvurucunun yorumlarının kendisini kamuoyu ile profesyonel ve siyasal

ortaklarının goumlzuumlndeki itibarını sarstığını ileri suumlrerek haksız fiile dayanan hukuki suumlreci

başlatmıştır

Ekim 2010rsquoda ilk derece mahkemesi DŞrsquonin iddialarını başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuumlnden faydalandığını tespit ederek reddetmiştir İstinaf aşamasında Buumlkreş İstinaf

Mahkemesi hakaret iddiasını haklı bularak başvurucunun 2300 Euro civarındaki tazminatı

oumldemesine ve kendisinin masrafları karşılayarak huumlkmuumln ulusal gazetelerde yayımlanmasına

huumlkmetmiştir 2013 Kasım ayında Yargıtay başvurucu ve DŞrsquonin hukuki hususlara ilişkin

itirazlarını reddetmiştir

211

Diğer hususlarının yanı sıra mahkeme başvurucunun DŞrsquoyi avukat ve parlamento

uumlyesi olarak yolsuzlukla ilgili doğru olmayan iddialar ile succedilladığında DŞrsquonin itibarının zarar

goumlrduumlğuumlnuuml politikacılar yuumlksek seviyede eleştirilere katlanma kuumllfeti altında olsa bile

başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırını aştığını tespit etmiştir Ayrıca mahkeme

başvurucuya yuumlklenen tazminatın başvurucuyu benzer eylemlerden caydırmayacağı fakat

huumlkmuuml gazetede yayımlanmasının caydırıcı etkisi olduğuna karar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Yargıtayrsquoın huumlkmuumlnuumln Soumlzleşmersquonin 10 maddesi

ile korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme başvurucuya youmlnelik huumlkmuumln onun 10 madde

kapsamındaki haklarına muumldahale iccedilerdiğine ve ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup

olmadığı hususunda kanıya varabilmek iccedilin incelemeye devam etmeye karar vermiştir

Mahkeme iccediltihadını yineleyerek diğer hususların yanı sıra ifadelerin ya kanıtlanması

beklenemeyecek değer yargılarının ifadesi ya da maddi olguların ifadesi olarak iki şekilde

nitelendirilebileceğini belirtmiştir Başvurucunun ifadeleri DŞrsquonin kişisel yaşamındansa

politik kapasitesi iccedilindeki eyleme youmlnelik olduğundan Mahkeme yetkili otoritelerin

muumldahaleye gerek olup olmadığını incelerken sınırlı takdir yetkisi olduğunu tespit etmiştir

Mahkeme ulusal mahkemelerin farklı sonuccedillara vardığını goumlzlemlemiştir ilk derece

mahkemesi başvurucunun yorumlarını uumlstuuml kapalı soumlzler olarak değerlendirmişken temyiz

mahkemeleri DŞrsquonin meclis uumlyesi ve bir avukat olarak yolsuz eylemlere karışmasını gerccedilek

dışı beyan olarak nitelendirmiştir

Bununla birlikte Mahkeme temyiz mahkemelerinin sınırlı gerekccedilelendirmelerine atıfta

bulunarak onların vardığı sonuca varamayacağını başvurucunun ifadelerinin değer yargısı ve

maddi olgu karışımı olduğunu belirtmiştir Başvurucu iki politikacının davranışını daha geniş

bir ccedilıkar ccedilatışması bağlamında meclis uumlyesi ve avukat rollerini kombine etmeyi oumlnleyen bir

yasa oumlnerdiği bir fikri desteklerken ldquosiyasal etki altındaki tipik bir yolsuzluk eylemirdquo oumlrneği

olarak değerlendirmiştir

Buradaki asıl soru başvurucunun ifadelerinin ve iddialarının niteliği ve derecesiyle

orantılı yeterince doğru ve guumlvenilir bir olgusal dayanağın olup olmadığıdır Bu noktada

Mahkeme başvurucunun ifadelerinin bir kısmının oumlrneğin DŞrsquonin avukat ve meclis uumlyesi

olarak kendi seccedilim boumllgesindeki kamu şirketleriyle buumlyuumlk soumlzleşmelere imza atması veya

bahsedilen soumlzleşmeleri hukuki işleme koyması gibi olgusal temelden yoksun olduğunu tespit

212

etmiştir Aslında başvurucunun sunduğu belgelerde soumlzuuml geccedilen olayla ilgili herhangi bir

bilgiye rastlanmamıştır

Ancak başvurucunun ifadeleri kolektif nitelikli olup DŞ ile VPrsquoyi birlikte

ilgilendirmekte ve politik bir yolsuzluk oumlrneği tasvir etmektedir İki politikacıyı gerccedilek bir

yolsuzluk ile succedillama niyeti taşımamaktadır Dahası mevcut bilgiler ışığında VPrsquonin aynı

anda hem meclis uumlyesi hem de kendi seccedilim boumllgesindeki devlete ait şirketlerle karlı hukuki

danışmanlık soumlzleşmeleri imzalandığında DŞrsquonin hukuki ortağı olduğu goumlruumllmektedir

Boumlylelikle Mahkeme iddiaların ve oumlzellikle kullanılan ifadelerin belki de uygunsuz bir

şekilde sert olsa da polemik ve bir miktar abartılı olarak goumlruumllebileceği goumlruumlşuumlne varmıştır

Koşullar goumlz oumlnuumlne alındığında ifadelerin DŞrsquoye karşılıksız kişisel saldırı boyutuna

varmadığını tespit etmiştir Gerccedilekten siyasi tahkir ccediloklukla kişisel alana taşsa da bu

demokratik toplumun guumlvenceleri olan politika ve oumlzguumlr fikir tartışmasının rizikolarındandır

Tazminatın boyutu ve nihai kararın yayınlanması iccedilin belli bir tutarın oumldenmesine

huumlkmedilmesi de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması uumlzerinde caydırıcı bir

etkiye sahip olmuştur

Mahkeme temyiz mahkemelerinin gerekccedilelerindeki eksiklikleri başvurucunun

ifadelerini ifade edildiği genel bağlam accedilısından doğası gereği kolektif olarak sınıflandırmanın

olası sonuccedillarını ve cezanın caydırıcı etkisini dikkate alma hususundaki belirgin

başarısızlıklarını belirterek sonuca ulaşmıştır

Yerel mahkemeler soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kuramamış ve

DŞnin haklarını başvurucunun haklarından uumlstuumln tutabilmek iccedilin ldquobaskın bir sosyal ihtiyaccedilrdquo

olduğunu kanıtlayamamıştır Başvurucunun haklarına yapılan muumldahale demokratik bir

toplumda gerekli değildir ve Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme beşe iki oyla Romanyarsquonın başvurucuya 4505 Euro maddi tazminat 2000

Euro manevi tazminat ile masraf ve giderler iccedilin 3000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

213

Başvuru Adı Mugemangango v Belccedilika

Başvuru No 31015

Başvuru Tarihi 22 Aralık 2014

Karar Tarihi 10 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203885

Konu Mayıs 2014 seccedilim sonuccedilları hakkındaki bir şikayetin incelenme

usuluumlnuumln Soumlzleşmersquonin gerektirdiği etkililik şartlarını sağlamadığı

Olaylar

Başvurucu Germain Mugemangango 1973 doğumlu bir Belccedilika vatandaşı olup

Charleroirsquoda (Belccedilika) yaşamaktadır

25 Mayıs 2014 tarihinde başvurucu Walloon Boumllge Parlamentosu seccedilimlerinde 16554

oy alan ve Charleroirsquodaki seccedilim ccedilevresindeki 5 barajı aşan PTG-GO listesinin ilk sırasından

aday olmuştur Başvurucu Walloon Parlamentosursquona seccedililememiştir

6 Haziran 2014 tarihinde başvurucu boş geccedilersiz veya tartışmalı olarak ilan edilen

21385 oyun tekrar incelenmesi iccedilin Walloon Parlamentosursquona başvurmuştur Talebini

desteklemesi iccedilin oy sayımı işlemleri sırasında birccedilok sorunun ortaya ccedilıktığını belirtmiştir

Walloon Parlamentosu Danışma Komitesi başvurucunun talebini kabul etmiş ve soumlz konusu

seccedilim ccedilevresinde (Hainaut şehri) seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmamasını ve boş

geccedilersiz veya tartışmalı oyların tekrar sayılmasını Parlamentorsquoya oumlnermiştir

13 Haziran 2014 tarihinde 28 oya karşı 43 oyla Walloon Parlamentosu oy sayımında

sorun duumlzensizliklerin olduğunu goumlsteren ikna edici bir delilin olmadığı gerekccedilesiyle

başvurucunun talebini dayanaktan yoksun bulmuştur Aynı tarihte Walloon Parlamentosu

oyları yeniden saymaksızın seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmasına karar vemiştir

Karar başvurucuya 24 Haziran 2014 tarihinde tebliğ edilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 3 maddesi (Ek

Protokol madde 3) kapsamında Walloon Parlamentosursquonun itiraz suumlrecinde hem bir taraf olarak

214

hem de yargılama makamı olarak yer almasının ve başvurusunu reddetmesinin seccedilimlerde aday

olma hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Başvurucu Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 13 maddesi

kapsamında Walloon Parlamentosursquona başvuru yolunun etkili bir hukuk yolu olmadığını ileri

suumlrmuumlştuumlr

Karar

11 Haziran 2019 tarihinde başvurunun sunulduğu AİHM dairesi başvuruyu Buumlyuumlk

Dairersquoye tevdi etmiştir Başvuru Buumlyuumlk Daire tarafından karara bağlanmıştır

Ek Protokol Madde 3

Mahkeme başvurucunun iddialarının yeterince ciddi ve tartışılabilir olduğunu

goumlzlemlemiştir Zira soumlz konusu iddialar Charleroi ve Hainaut şehri seccedilim ccedilevresindeki

parlamento sandalye dağılımını etkileyebilecektir Dolayısıyla soumlz konusu itiraz etkili bir

incelemeye tabi tutulmalıdır

Boumlylelikle Mahkeme somut olayda ulusal hukukta keyfiliğe yol accedilmayacak şekilde

yeterli ve uygun usucirclicirc guumlvenceleri iccedileren bir itiraz mekanizmasının olup olmadığını

incelemiştir

Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun başvurucunun itirazıyla ilgili karar vermeye

yetkili tek mercii olduğunu goumlzlemlemiştir Seccedilim belgelerinin incelenmesi sırasında yeni

seccedililen ve seccedilim belgeleri onaylanacak uumlyelerin hepsi başvurucuyla aynı seccedilim ccedilevresindekiler

dahil itiraza ilişkin oylamada yer almıştır Boumlylelikle Venedik Komisyonursquonun tavsiyelerine

(Seccedilimsel Konularda İyi Uygulamalar Kodu) aykırı olarak başvurucunun doğrudan rakibi olan

ve oyların yeniden sayılıp başvurucunun haklı bulunduğu varsayımında sandalyelerini

kazanamama olasılığı bulunan kişiler Walloon Parlamentosursquondaki oylamaya katılmıştır

Dahası itirazın oylanmasın basit ccediloğunluğun yeterli olması başvurucuyu partizan bir kararla

karşılaşma riskiyle karşı karşıya bırakmıştır Dolayısıyla başvurucunun itirazı yeterli tarafsızlık

teminatlarından yoksun bir makam tarafından incelenmiştir

Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun sahip olduğu takdir yetkisinin iccedil hukuk

tarafından yeterli belirliliklerle ccedilerccedilevelenmediğine dikkat ccedilekmiştir Ne kanun ne de

Parlamento iccediltuumlzuumlğuuml bu tuumlr itirazların inceleneceği bir usucirclicirc duumlzenleme iccedilermektedir Bu

215

nedenle Mahkeme Walloon Parlamentosu tarafından itiraz karara bağlanırken hangi kriterlerin

uygulandığının belirsiz olduğunu vurgulamıştır

Mahkeme aynı zamanda seccedilimsel uyuşmazlıkların incelenme usuluumlnuumln adil objektif

ve yeterli gerekccedileye sahip bir kararı sağlaması gerektiğini belirtmiştir İtiraz eden kişiler

goumlruumlşlerini beyan etme ve gerekli goumlrduumlkleri buumltuumln arguumlmanları soumlzluuml veya yazılı olarak sunma

imkanlarına sahip olmalıdır Ek olarak karar veren organ tarafından beyan edilen

gerekccedilelerden itiraz eden kişinin arguumlmanlarının uygun bir şekilde incelendiği ve cevaplandığı

anlaşılmalıdır Mahkeme bu davada ne Anayasa ne kanun ne de parlamento iccediltuumlzuumlğuuml seccedilim

belgelerinin incelenmesinde bu tuumlr guumlvenceler getirmektedir Başvurucu yine de Danışma

Komitesi nezdinde belli usucirclicirc guumlvencelerden faydalanmıştır Walloon Parlamentosursquonun kararı

da aynı şekilde gerekccedile iccedilermiş ve tebliğ edilmiştir

Bununla birlikte Mahkeme başvurucuya itiraz suumlrecinde sağlanan guumlvencelerin yeterli

olmadığını belirtmiştir İccedil hukuktaki duumlzenlemelerde itiraz mekanizmasına ilişkin bir usuluumln

yer almaması karşısında bu guumlvenceler Danışma Kurulu ve Walloon Parlamentosu genel

kurulu tarafından ad hoc olarak takdiren alınan kararların bir sonucudur Aynı zamanda bu

guumlvenceler uygulamada ulaşılabilir ve oumlngoumlruumllebilir değildir

Mahkeme ayrıca usucirclicirc guumlvencelerin ccediloğunun başvurucuya bağlayıcı karar verme

yetkisi olmayan Danışma Komitesi nezdinde sunulduğuna dikkat ccedilekmiştir Walloon

Parlamentosursquonun kararında gerekccedilelere yer verdiğini kabul eden Mahkeme bununla birlikte

Parlamentorsquonun Danışma Komitesirsquonin ulaştığı sonuccedilla neden ayrıştığını ortaya koymadığını

vurgulamıştır

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun itirazının tarafsızlık guumlvencesine sahip olmayan

ve takdir yetkisi herhangi bir duumlzenlemeyle belirli bir şekilde ccedilerccedilevelenmemiş olan bir organ

tarafından incelenmiş olduğunu başvurucuya sağlanan sınırlı sayıdaki guumlvencenin de takdiren

ad hoc şekilde sağlandığı iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Mahkeme bu nedenle Ek

Protokol madde 3rsquouumln ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 13

Mahkeme ilk olarak başvurucunun şikayetlerini Walloon Parlamentosursquona sunabilme

imkanını bulduğunu goumlzlemlemiştir Belccedilika hukukuna goumlre Parlamento kararına karşı yargısal

veya başka bir tuumlrden herhangi bir başvuru yolu bulunmamaktadır Mahkeme Walloon

216

Parlamentosursquondaki usuldeki guumlvence eksikliklerinin Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak

Soumlzleşmersquonin 13 maddesini de ihlal ettiğine karar vermiştir Mahkeme bu konuda taraf

devletlerde yer alan mekanizmaların ccedileşitliliğini ve ikincillik ilkesini dikkate alarak herhangi

bir spesifik mekanizma belirleme yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatmış yine de ndashldquoilk

derece merciirdquo şeklinde veya ldquoyargısal olmayan bir organın kararına karşı başvurulabilecek

itiraz merciirdquo şeklinde- yargısal bir başvuru yolunun Ek Protokol madde 3rsquouumln gerekliliklerini

ilkesel olarak sağlayacağını belirtmiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Belccedilikarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 2000 euro masraf ve

giderler iccedilin toplam 1291514 euro oumldemesine karar vermiştir

217

Başvuru Adı D v Fransa

Başvuru No 1128818

Başvuru Tarihi 2 Mart 2018

Karar Tarihi 16 Temmuz 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

20356522]

Konu Yurt dışında taşıyıcı annelik yoluyla doğan ccedilocuğun doğum

ayrıntılarının resmi kayda geccedilirilmesinin ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi evlat edinme yoluyla da

kurulabileceği iccedilin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Bayan D Bay D ve Ccedilocuk D sırasıyla 1972 1957 ve 2012 doğumludur

ve Canet en Roussillonda yaşamaktadır Uumlccediluumlncuuml başvurucu bir taşıyıcı annelik anlaşmasıyla

Ukraynada doğmuştur 3 Ekim 2012 tarihinde Kievde verilen doğum belgesi birinci

başvurucunun anne ikincisinin baba olduğunu belirtmektedir

Bay ve Bayan D 2008 yılında Fransada evlenmiştir Ccedilocuk 2012 yılının Eyluumll ayında

Ukraynada taşıyıcı annenin ccedilocuğu olarak duumlnyaya gelmiştir Kievde verilen doğum belgesi

ccedilocuğu doğuran kadından bahsetmeden birinci başvurucuyu anne ikinci başvurucuyu da baba

olarak belirtmektedir

20 Eyluumll 2014 tarihinde ilk iki başvurucuya doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız

doğum evlilik ve oumlluumlm siciline kaydedilmesi iccedilin Kievdeki Fransız buumlyuumlkelccedililiğine

başvurmuştur Konsolos yardımcısı durumun oumlzel niteliği nedeniyle ayrıntıları kaydetmeyi ve

aile kayıt defterini (livret de famille) duumlzenlemeyi ertelemeye ve konuyu Nantesdaki savcılığa

havale etmeye karar verdiğini soumlylemiştir Sonrasında ccedilifte Adalet Bakanlığırsquondan

Mahkemenin Mennesson Fransa ve Labassee Fransa davasındaki kararlarının takibiyle ilgili

bekleyen talimatlarının taşıyıcı annelik duumlzenlemelerine ilişkin tuumlm başvuruların askıya

alındığını bildirmiştir

27 Ocak 2016da Bay ve Bayan D ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız

siciline kaydedilmesi iccedilin Nantes savcılığı aleyhine dava accedilmıştır

218

12 Ocak 2017de Nantes Mahkemesi başvuruyu kabul etmiştir Diğer hususların yanı

sıra doğum belgesinin birinci başvurucuyu doğum yapmamış olmasına rağmen anne olarak

belirlemesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenen ccedilocuğun yuumlksek yararı

goumlz oumlnuumlnde bulundurularak yapılamayacağını vurgulamıştır Doğum hakkı ldquodoğduğu uumllkede

yasal olarak kurulan tek ilişkirdquo olan ve bu nedenle yasal gerccedilekliğe karşılık gelen yasal anne-

ccedilocuk ilişkisinin tanınmasının reddedilmesini haklı kılmaktadır

18 Aralık 2017de Rennes İstinaf Mahkemesi 12 Ocak 2017 tarihli kararı doğum

belgesinin baba-ccedilocuk ilişkisine ilişkin ayrıntılarını kaydetme youmlnuumlnden onamış ancak anne-

ccedilocuk ilişkisi ile ilgili olarak bozma kararı vermiştir Kararda oumlzellikle ldquo doğum belgesinde

annenin atanması ile ilgili olarak Medeni Kanunun 47 maddesinin aradığı şart doğum yapma

gerccedileğidir Yalnızca Medeni Kanun md 3561 istisnai olarak ldquoevlat edinen doğum yapmamış

annenin usuluumlne uygun olarak anne olarak kaydedilmesi şeklinde buna ccedilok sınırlı istisnalar

getirmiştir Başvurucular Yargıtaya itiraz etmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire

Başkanının bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik annesi

olduğunu bildirmişlerdir

Başvurucular Yargıtaya gitmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire Başkanının

bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik anne olduğunu

bildirmişlerdir

İhlal İddiaları

Başvurucular hem 14 madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı hem de bağımsız olarak

8 maddeye (aile hayatına saygı hakkı) dayanarak ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkının ihlal

edildiğinden ve doğum temelinde ayrımcılıktan şikayet etmiştir

Karar

Madde 8

Mahkeme Rennes İstinaf Mahkemesirsquonin uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum

belgesinin ayrıntılarının ikinci başvurucunun baba olarak Fransız doğum kayıt defterine

kaydedilme talebini kabul edildiğine ve biyolojik kişi olan ilk başvurucunun anne olarak

Fransız doğum kayıt defterine kaydedilme talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir Ancak

219

İstinaf Mahkemesi anne-ccedilocuk ilişkisinin yasal olarak evlat edinme yoluyla kurulabileceğini

vurgulamıştır

Mahkeme başvurucuların esasen uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukraynarsquodaki doğum

belgesinde genetik anne olan birinci başvurucunun ldquoannerdquo olarak kaydedilmesi taleplerinin

reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına orantısız bir muumldahale olduğunu iddia ettiklerini

goumlzlemlemiştir

Mahkeme daha oumlnce ccedilocuğun biyolojik baba olduğu durumlarda baba ile ccedilocuk

arasındaki yasal ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi konusunda kararlar vermiştir (bkz Mennesson Fransa

ve Labassee Fransa) İccediltihatlara goumlre genetik bağ yabancı uumllkedeki doğum belgesinde baba

olarak kaydedilmeyi gerekli kılmamaktadır Mahkeme mevcut davanın koşullarında aynı

zamanda genetik anne olan muumlstakbel anne ile yasal ilişkinin tanınmasına ilişkin olarak farklı

bir karara varmak iccedilin hiccedilbir neden goumlrmemiştir

Bu kapsamda Mahkeme yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin başka yollarla da kurulabileceği

gerekccedilesiyle sırf birinci başvurucunun kendisinin genetik anne olması nedeniyle uumlccediluumlncuuml

başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarının birinci başvurucuyla ilgili bir kayıt

yazılması talebinin reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkına orantısız bir

muumldahale teşkil etmediğini belirtmiştir

Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına yapılan muumldahalenin orantılılığına

ilişkin olarak Mahkeme Ukrayna doğum belgesi detaylarının tescil talebinin birinci

başvurucuya yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin kurulmasını engellemediği şekilde reddedilmesinin

belirleyici olduğu kanaatine varmıştır Nitekim Rennes İstinaf Mahkemesi Yargıtay

iccediltihadıyla da teyit edilen bir goumlruumlş olarak evlat edinme olasılığının mevcut olduğunu

vurgulama konusunda dikkatli davranmıştır

Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkı soumlz konusu olduğunda birinci

başvurucu olan hukuki ilişkisinin tanınmasını sağlayacak etkili ve yeterince hızlı bir

mekanizmaya erişmesi gerekiyordu

Huumlkuumlmetin vurguladığı gibi birinci ve ikinci başvurucular evli olduğundan ve Ukrayna

doğum belgesinde ccedilocuğu duumlnyaya getiren kadından soumlz edilmediğinden eşinin ccedilocuğunu

evlat edinme şeklinde almak iccedilin mahkemelere başvurma yolu accedilıktır

220

Mahkemenin tavsiye kararı no P16-2018-001rsquodeki gibi evlat edinme ccedilocuk ile

muumlstakbel anne arasındaki yasal ilişkinin tanınması soumlz konusu olduğunda yabancı doğum

ayrıntılarının kaydedilmesi benzer etkiler yaratacaktır

Mahkeme tam evlat edinme kararının alınması iccedilin geccedilen ortalama suumlrenin yalnızca

41 ay olduğu Huumlkuumlmet tarafından verilen bilgilerden kaynaklandığını goumlzlemlemiştir

Dolayısıyla Rennes İstinaf Mahkemesinin 18 Aralık 2017 tarihli kararını takiben evlat

edinme proseduumlruuml başlatılmış olsaydı uumlccediluumlncuuml başvurucunun yasal anne-ccedilocuk ilişkisine ilişkin

durumu buumlyuumlk olasılıkla altı yaşına gelmeden yani başvurucuların da Mahkemeye

başvurdukları tarihlerde ccediloumlzuumllmuumlş olacaktı

Bu nedenle Mahkeme mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesinin birinci ve

ikinci kişi arasındaki yasal ilişkiyi muumlmkuumln kılan etkili ve yeterince hızlı bir mekanizma

oluşturduğu sonucuna varmıştır

Buna goumlre uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarını birinci

başvurucuyu ccedilocuğun annesi olarak belirlediği oumllccediluumlde Fransız doğum kayıt defterine

kaydetmeyi reddederek davalı devlet başvurucunun somut olayında takdir yetkisini

aşmamıştır

Bu nedenle Mahkeme Soumlzleşmenin 8 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 8 ile bağlantılı olarak Madde 14

Başvurucular 11 Şubat 2020 tarihli diğer beyanlarında yurtdışında taşıyıcı annelik

yoluyla doğan bir ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarında ccedilocuğun biyolojik babası olan

muumlstakbel babaya ilişkin ayrıntıları kaydederken muumlstakbel anneye karşı belgede genetik

anne başka olduğundan kaydetmeyi reddettikleri iccedilin ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri

suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme başvurucuların iddiasının birinci başvurucu accedilısından Soumlzleşmenin 14

maddesi anlamında bir ayrımcılık şikayeti olduğunu kaydetmiştir Bu şikayetin 2 Mart 2018

tarihinde başlatıldığı ve 12 Eyluumll 2019 tarihinde accedilıklandığı yalnızca uumlccediluumlncuuml başvurucunun

haklarını ilgilendiren diğer şikayetlerden ayrı olduğunu ve başvurucuların bahsetmeyi ihmal

ettiği bir olguyu - ilk başvurucunun ccedilocuğun genetik annesi olması şartına - dayandığını

goumlzlemlemiştir Başvurucular benzer şekilde yerel makamlara ve mahkemelere bu gerccedileği

221

bildirmeyi ihmal etmişlerdir bu nedenle yerel yargılamalarda incelenmemiştir Mahkeme bu

yeni şikayetin Soumlzleşmenin 35 sect 1 maddesi kapsamındaki altı aylık suumlre sınırına uymadığına

karar vermiş ve bu nedenle Soumlzleşmenin 35 sectsect 1 ve 4 maddeleri uyarınca reddetmiştir

Bununla birlikte Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkından

yararlanarak Soumlzleşmenin35maddesine dayanarak maruz kaldığı iddia edilen ayrımcılığa

ilişkin şikayetin accedilıkccedila temelsiz olmadığını belirtmiştir Bu nedenle kabul edilebilir olduğunu

beyan etmiştir

Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre taşıyıcı annelikle yurtdışında doğan Fransız ccedilocukları ile

uumllke dışında doğan diğer Fransız ccedilocukları arasında muamele farklılığı ilkinin -ikincisinden

farklı olarak - yabancı doğum belgesinde adı geccedilen kişi ile yasal bir anne-ccedilocuk ilişkisinin iccedil

hukukta tanınmasının muumlmkuumln olmadığıdır Daha ziyade soumlz konusu olayda doğum belgesinin

tuumlm ayrıntılarının kayıt defterine girememesi ve ccedilocuğa sahip olmak iccedilin yasal olarak kurulmuş

ccedilocuk ilişkisiyle evlat edinme başvurusunda bulunulması gerekmesinden oluşuyordu

Mahkemenin daha oumlnce vurguladığı gibi mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesi

birinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular arasındaki hukuki ilişkinin tanınması iccedilin etkili bir mekanizma

oluşturmuştur

Huumlkuumlmet yasal anne-ccedilocuk ilişkisini kurmanın yollarına ilişkin bu muameledeki

farklılığın her vakanın oumlzel koşullarında boumlyle bir ilişki iccedilin taşıyıcı annelik yoluyla doğan

ccedilocuğun yuumlksek yararını sağlamak iccedilin tasarlandığını accedilıklamıştır Mahkeme bu nedenle

başvurucuların bu tuumlr ccedilocuklar ile genetik anneleri arasındaki yasal ilişkinin tanınmasının

yollarına ilişkin olarak şikayet ettikleri muamele farklılığının nesnel ve makul bir gerekccedileye

sahip olduğunu beyan ederek ayrımcılık yasağına aykırı bir husus saptamamıştır

Dolayısıyla Mahkeme 8 madde ile bağlantılı olarak 14 maddenin ihlal edilmediğine

karar vermiştir

222

Başvuru Adı Adana TAYAD Tuumlrkiye

Başvuru No 5983510

Başvuru Tarihi 20092010

Karar Tarihi 21 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-204123

Konu Adana TAYADrsquoın youmlneticilerinin ve bazı uumlyelerinin yasadışı

eylemlerde bulunduğu iddiasıyla henuumlz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen

yetkililer tarafından kapatılması ile Soumlzleşmersquonin 11 maddesinde duumlzenlenen oumlrguumltlenme ve

oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edilmesi

Olaylar Başvurucu Adana Tutuklu ve Huumlkuumlmluuml Aileleriyle

Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD) Tuumlrk kanunlarına goumlre kurulmuş bir dernektir

Derneğin kurucularının beyan ettiği kurulma amacı tutuklu ve huumlkuumlmluumllere yardım ve destek

sağlamaktır 18 Ocak 2008rsquode Adana İl Emniyet Muumlduumlrluumlğuuml uumlccedil veya doumlrt guumln boyunca

Abdullah Oumlcalanrsquoı desteklemek amacıyla şehrin bir ilccedilesinde imza toplandığı ve imzalı

dilekccedilelerin Adana TAYADrsquoa teslim edildiği konusunda gizli bilgi edinmiştir Bu bilgileri

doğrulayabilmek iccedilin yetkililer dernek binasında arama yapmıştır

21 Nisan ve 13 Mayıs 2008 tarihleri arasında 31 Ocak 2008rsquode Adana valisinin onayı

ile kurulmuş bir komisyon dernekle ilgili teftiş gerccedilekleştirmiştir Derneğin gelirinin aslını

veya bir kopyasını ibraz edemediği ve 24 Aralık 2006 tarihli genel kurul katılımcılar listesi ile

8 Temmuz 2007 tarihli genel kurul katılımcılar listesinin karşılaştırılması sonucu imzalarda

farklılık olduğu ortaya ccedilıkmıştır

Bundan oumlnce 7 Nisan 2006rsquoda Dernekler Kanunursquonun ihlali dolayısıyla dernek

youmlneticilerine youmlnelik Adana Asliye Ceza Mahkemesirsquonde ceza davası başlatılmıştır 10 Nisan

2006rsquoda Asliye Ceza Mahkemesi sanığı devamında para cezasına ccedilevrilen 6 aylık hapis

cezasına ccedilarptırmıştır Yargıtay bu kararı 27 Mart 2012rsquode onamıştır

Arama sonucunda dernek youmlneticilerinden bazıları hakkında teroumlr oumlrguumltuuml lehine

propaganda yaptıkları gerekccedilesiyle Adana Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası accedilılmıştır

31 Mart 2009rsquoda Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları iki yıl hapis cezasına ccedilarptırmıştır

223

19 Kasım 2012rsquode ise Yargıtay soumlz konusu succedilun 5 Temmuz 2012 tarihinde yuumlruumlrluumlğe

giren 6352 sayılı Kanun kapsamına girdiğini ve ilgili ldquosoruşturma aşamasında kovuşturma

askıya alınırrdquo maddesini belirtmiş ve huumlkmuuml bozarak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine yeniden

değerlendirilmesi iccedilin iade etmiştir 24 Ekim 2013 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı

geri almış ve ardından kamu davasının accedilılmasını erteleyerek Yargıtayın bozma kararına

uymuştur

12 Ağustos 2008rsquode Adana savcılığı derneğin kapatılması iccedilin iddianame sunmuştur

17 Eyluumll 2009rsquoda mahkemece savcılığın talebi kabul edilerek derneğin kapatılmasına karar

verilmiştir Mahkeme derneğin artık tuumlzuumlğuumlnde tanımlanan amaccedillara uygun faaliyetlerde

bulunmadığını yasadışı teroumlr oumlrguumltlerinin propagandasını yaptıklarını ve bunun bir sonucu

olarak amaccedillarının ve varlığının Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi uyarınca ldquokanuna ve ahlaka

aykırı hale geldiğinirdquo belirtmiştir

Derneğin 7 Ekim 2009 tarihli Yargıtayrsquoa temyiz başvurusu 3 Aralık 2009 tarihinde

reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yetkililer tarafından derneğin kapatılmasının

Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlali (oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuuml) olduğunu iddia etmiştir

Karar

11 Madde

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucu derneğin kapatılmasına huumlkmedip bir dernek

olarak herhangi bir faaliyet suumlrduumlrmesini engelleyerek varlığını sona erdirdiğini belirtmiştir

Bu tedbir derneğin Soumlzleşmersquonin 11 maddesi ile korunan oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale

boyutuna ulaşmıştır Muumldahale Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi ccedilerccedilevesinde ldquokanun ile

oumlngoumlruumllmekterdquo ve duumlzenin bozulmaması meşru amacını taşımaktadır Mahkemeye kalan ise

muumldahalenin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığına karar vermektir

Derneğin kapatılması suumlreci Adana savcılığının talebi uumlzerine başlatılmıştır Yerel

mahkeme savcılığın talebini kabul ederek derneğin kapatılmasına huumlkmetmiştir

Mahkeme yerel mahkemenin kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesirsquonin 31 Mart 2009

tarihli kesinleşmeyen kararına dayandığını feshe huumlkmedilmesinde dava dosyasında bulunan

bilgiye ve derneğin bazı youmlneticilerine para cezası verildiği ceza mahkemesi kararına atıf

yapıldığını goumlzlemlemiştir

224

Mahkeme Adana savcılığı tarafından bazı dernek uumlyeleri ve youmlneticilerine isnat edilen

succedilların ciddiyetinin farkında olmasına rağmen hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri

tarafından başvurucunun bağımsız uumlyelerine youmlnelik verilen ve kesinleşmeyen huumlkmuuml yeniden

uumlretmek yerine bağımsız bir değerlendirme yapması gerektiği goumlruumlşuumlndedir

Mahkeme bir derneğin buumltuumlnuumlyle kapatılmasının uumlyeleri uumlzerinde oumlnemli sonuccedillara yol

accedilan ccedilok ağır bir tedbir olduğunu ve sadece ccedilok ciddi bir durumda boumlyle bir tedbire

başvurulması gerektiğini vurgulamıştır Soumlzleşmersquonin 11 maddesi uyarınca devletler boumlyle bir

tedbire neden başvurduklarını goumlsteren meşru sebeplerini ortaya koyma yuumlkuumlmluumlluumlğuuml

altındadır

Mahkemersquonin kanaatine goumlre yerel mahkemenin huumlkmuumlnuuml dayandırdığı bazı bulgular

kendi başlarına teroumlrizme teşvik anlamına gelmemektedir Davadaki oumlrguumlt propagandası yapma

boyutuna ulaşabilecek tek eylem Sope Roje gazetesinin dağıtımıdır ki kararda gazetenin

iccedileriğinin nasıl teroumlrizme teşvik ettiğini ikna edici şekilde accedilıklanmamıştır

Boumlylelikle Mahkeme yerel mahkemenin fesih kararını kabul edilebilir ve ikna edici

gerekccedilelere dayanmadığı sonucuna varmıştır Bu başvurucu dernek ve uumlyeleri uumlzerinde ve

ayrıca genel olarak insan hakları oumlrguumltleri uumlzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır

Son olarak iddiaların kanıtlandığı varsayımında bile Mahkeme yerel mahkemelerin

daha az katı tedbirlere başvurmayı duumlşuumlnmediklerini ve Huumlkuumlmetin derneğin feshinin

yetkililerin amaccedillarını gerccedilekleştirmek iccedilin tek ccedilare olduğunu kanıtlamak iccedilin yeterli delil

goumlstermediğini goumlzlemlemiştir

Yerel makamlar derneğin feshi kararını ikna edici gerekccedilelere dayandıramadığı iccedilin

alınan tedbiri meşrulaştıramamış ve bu da oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln oumlzuumlnuuml zedelemiştir

Dolayısıyla Mahkeme muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve bu dava

oumlzelinde Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Page 4: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından

4

Madde 7

Her iki taraf da Yargıtayrsquoın başvurucunun denetim suumlresinin uzunluğuna ilişkin

hesaplamada hata yaptığını kabul etmektedir

Ancak başvurucu tarafından başvurulan kanun yolu yani iptal iccedilin yapılan olağanuumlstuuml

başvuru boumlyle bir durumda etkili bir kanun yolu teşkil etmemektedir Bilakis başvurucunun

mahkemenin kendi iccediltihatlarında da tanımlandığı uumlzere accedilık bir maddi hata nedeniyle kararı

duumlzeltilmesi iccedilin Yargıtayrsquoa başvurmuş olması gerekirdi Soumlz konusu talep Ceza Muhakemesi

Kanunursquonun 195 maddesi uyarınca yapılabilecek olmasına rağmen dava dosyasında

başvurucunun boumlyle bir adım attığına ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır

Mahkeme başvurucunun mevcut tuumlm iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine ve bu madde

kapsamındaki şikayetinin kabul edilemez olduğuna oy ccedilokluğuyla karar vermiştir

5

Başvuru Adı ND ve NT İspanya

Başvuru No 867515 ve 869715

Başvuru Tarihi 12 Şubat 2015 (Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderme talebi 14 Aralık

2017)

Karar Tarihi 13 Şubat 2020

Konu Uumllkeye hukuka uygun yollarla giriş imkanı olmasına rağmen

bu imkanları değerlendirmeyerek uumllkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin durumlarının

bireysel olarak değerlendirilmeksizin sınır dışı edilmelerinin 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln

(yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) ihlali olmadığı

Olaylar Başvurucular ND ve NT sırasıyla Mali ve Fildişi Sahili

vatandaşı olup 1986 ve 1985 yılında doğmuştur Birinci başvurucu silahlı ccedilatışma sebebiyle

2012 yılında Malirsquoden ayrıldığını soumlylemiştir Moritanya ve Cezayir uumlzerinden seyahat ederek

Mart 2013rsquote Fasrsquoa varmıştır ve anlaşıldığı kadarıyla Melilla sınırına yakın Gurugu

Tepesindeki goumlccedilmen kampında kalmıştır İkinci başvurucu Fasrsquoa 2012rsquonin sonunda varmış

olup o da goumlccedilmen kampında kalmıştır

Oumlzerk bir şehir olan Melilla Fas tarafından ccedilevrelenmiş Kuzey Afrika kıyısında yer

alan 12 kilometrekarelik bir İspanyol toprağıdır İspanyol yetkilileri 13 kilometrelik sınır

boyunca 2014rsquoten beri paralel uumlccedil ccedilitten oluşan bir bariyer inşa etmişlerdir Uumlccedilluuml ccedilit boyunca

doumlrt adet sınır geccediliş noktası yerleştirilmiştir Bu noktalar arasında Guardia Civil goumlrevlileri

yasa dışı girişleri oumlnlemek amacıyla kara sınırında ve kıyıda devriye gezmektedir Sahra Altı

Afrika dacirchil diğer yerlerden gelen yabancılar sıkccedila ccedilitleri aşma teşebbuumlsuumlnde bulunmaktadır

13 Ağustos 2014 sabahının erken vakitlerinde ilk giriş teşebbuumlsuuml yaşanmıştır

Huumlkuumlmetrsquoe goumlre Fas polisi yaklaşık 500 goumlccedilmenin dış ccediliti tırmalamalarını engellemiş ancak

yaklaşık 100 goumlccedilmen ccediliti aşmayı başarmıştır 75 goumlccedilmen iccedil ccedilitin tepesine ulaşmış ancak

yalnızca birkaccedilı diğer tarafa inerek İspanya topraklarına ayak basmış ve orada Guardia Civil

mensuplarıyla karşılaşmıştır Diğerleri iccedil ccedilitin tepesinde oturmaya devam etmiştir Guardia

Civil goumlrevlileri onların aşağı inmesine yardım etmiş ardından ccedilitler arasındaki kapılardan

sınırın diğer tarafındaki Fas topraklarına geri doumlnmeleri iccedilin onlara eşlik etmişlerdir

6

Anlatıldığına goumlre ND ve NT iccedil ccedilitin tepesine ulaşmayı başarmışlar ve birkaccedil saat

orada kalmışlardır Sırasıyla saat 15 ve 14 civarında kendilerine merdiven temin eden İspanyol

kolluk kuvvetlerinin yardımıyla ccedilitlerden aşağı inmişlerdir Yere ulaşır ulaşmaz onları

kelepccedileledikleri Fasrsquoa geri goumltuumlrduumlkleri ve Fas yetkililerine teslim ettikleri soumlylenen Guardia

Civil goumlrevlileri tarafından tutuklanmışlardır İddia edildiğine goumlre başvurucular hiccedilbir kimlik

tespiti işleminden geccedilmemiş goumlrevlilere kişisel durumlarını accedilıklama ya da avukat veya

ccedilevirmen desteği alma şansı bulamamışlardır Anlatıldığına goumlre Melillarsquonın birkaccedil kilometre

guumlneyindeki Nador polis merkezine transfer edilmişlerdir İddia edildiğine goumlre 300 kilometre

uzaklıktaki Fezrsquoe goumltuumlruumllmeden ve kendi başlarının ccedilaresine bakmaya terk edilmeden oumlnce

tıbbi yardım talep etmişseler de talepleri reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquoe (yabancıların

topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) dayanarak durumlarının bireysel değerlendirilmesi

yapılmaksızın ve herhangi bir usul veya adli yardıma tabi olmaksızın topluca sınır dışı

edilmeye maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir Başvurucular goumlccedilmenlerin kimlik tespiti

yapılmaksızın sistematik olarak goumlnderilme politikasından şikayet etmiştir onlara goumlre bu

ilgili doumlnemde hukuki dayanaktan yoksundur 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak

Madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak Fasrsquoa derhal doumlnuumlşlerinin yasal olmadığını

savunabilecekleri askıya alma etkisine sahip etkili bir başvuru yolunun yokluğundan şikayetccedili

olmuşlardır

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 12 Şubat 2015 tarihinde başvurulmuştur 03 Ekim

2017 tarihli Daire kararında Mahkeme 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln ve 4 Norsquolu Protokol

Madde 4 ile bağlantılı olarak ele alındığında Madde 13rsquouumln (etkili başvuru hakkı) ihlal

edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir

14 Aralık 2017 tarihinde Huumlkuumlmet Soumlzleşmersquonin 43 maddesi kapsamında davanın

Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderilmesini talep etmiştir ve 29 Ocak 2018 tarihinde Buumlyuumlk Dairersquonin

kurulu bu talebi kabul etmiştir 26 Eyluumll 2018 tarihinde bir duruşma yapılmıştır

Yazılı usule katılmalarına izin verilen Belccedilika Fransız ve İtalyan Huumlkuumlmetleri uumlccediluumlncuuml

taraf goumlruumlşuuml sunmuşlardır Ayrıca Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Birleşmiş

Milletler Muumllteciler Yuumlksek Komiserliği (UNHCR) İspanya Muumllteciler Komisyonu (CEAR)

ve muumlşterek hareket eden Avrupa Kişisel Haklar Tavsiye Merkezi (the AIRE Centre)

Uluslararası Af Oumlrguumltuuml Avrupa Muumllteciler ve Suumlrguumlnler Konseyi (ECRE) ve Uluslararası

7

Hukukccedilular Komisyonu tarafından Hollandalı Muumllteci Konseyinin katılımı ile goumlruumlş

sunulmuştur Daire yargılamasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yuumlksek Komiserliği

tarafından sunulan yazılı goumlruumlşler de dosyaya dahil edilmiştir 01042018 tarihinden beri

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olan Dunja Mijatović Soumlzleşmersquonin 36sect3 maddesi

uyarınca duruşmada soumlz almıştır UNHCR de duruşmaya katılmıştır

Karar 4 Norsquolu Protokol Madde 4

Mahkeme başvurucuların sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve oumlnceden

planlanmış bir operasyon kapsamında yetkisiz bir şekilde kara sınırını geccedilerek İspanyol

boumllgesine girme teşebbuumlsuumlnde bulunan ccedilok sayıda kişiden oluşan bir grubun uumlyesi olduklarını

not etmiştir Başvurucuların Madde 3 kapsamındaki başvuruları Daire tarafından kabul

edilemez bulunmuştur Başvurucuların kimlikleri tespit edilmemiş ve bireysel durumlarını

incelemek iccedilin herhangi bir yazılı usul uygulanmamıştır Dolayısıyla Fasrsquoa geri doumlnuumlşleri

bilfiil bireysel ancak acele bir goumlnderme olmuş ve İspanya sınır guumlvenliği tarafından

gerccedilekleştirilmiştir

İspanya gibi sınırları Schengen boumllgesinin dış sınırları ile oumlrtuumlşen Soumlzleşmeci

Devletlere ilişkin olarak Soumlzleşme haklarının etkililiği bu Devletlerin hukuka uygun giriş

youmlntemlerine samimi ve etkili erişimi oumlzellikle sınıra ulaşmış olanlar iccedilin sınır işlemlerini

erişilir kılmalarını gerektirmektedir Bu youmlntemler zulme maruz kalan herkesin Soumlzleşmersquonin

oumlzellikle 3 maddesine (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) istinaden

yapılacak başvurunun Mahkemersquoninkiler dahil uluslararası normlar ile uyumlu şekilde işleme

alınacağını temin eden şartlar altında koruma başvurusunda bulunmasına olanak sağlamalıdır

Soumlzleşme ve oumlzellikle Madde 3 kapsamında koruma talep etme hakkını guumlvence altına alan

samimi ve etkili duumlzenlemelerin varlığı halinde Soumlzleşme Devletlerin sınırları denetleme

yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirirken boumlyle bir koruma başvurusunun mevcut sınır geccediliş

noktalarında yapılmasını gerekli kılmalarını engellemez Dolayısıyla Devletler haklı bir sebep

olmaksızın bu gerekliliklere uymayan ve sınırı başka bir konumdan oumlzellikle eldeki davada

olduğu gibi sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve guumlccedil kullanarak geccedilmeye ccedilalışan

yabancıların muhtemel sığınmacılar dahil topraklarına girme taleplerini reddedebilir

Mahkeme İspanyol hukukunun başvuruculara ulusal boumllgeye giriş iccedilin ccedileşitli

muhtemel youmlntemler tanıdığını not etmiştir Başvurucular oumlzellikle sınır geccediliş noktasında

8

ayrıca menşe veya transit uumllkelerindeki İspanya diplomatik temsilcilik veya konsolosluklarında

ya da Fasrsquota vize veya uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirlerdi

1 Eyluumll 2014rsquote İspanyol yetkililer sığınma taleplerini kaydetmek iccedilin Beni Enzar

uluslararası sınır geccediliş noktasına 24 saat accedilık bir ofis kurmuşlardır Bu tarihten de oumlnce

122009 Sayılı Kanunun 21 Boumlluumlmuuml kapsamında bu etkiye sahip bir kanun yolu

oluşturulmuştur Huumlkuumlmet Melillarsquoda 1 Ocak ve 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında 21 sığınma

başvurusu yapıldığını bunların 6 tanesinin Beni Enzar sınır geccediliş noktasında yapıldığını ve

resmi bir başvuruda bulunmaları iccedilin daha sonra sığınmacılara Melilla polis merkezine kadar

eşlik edildiğini soumlylemiştir Soumlz konusu kişiler Cezayir Burkina Faso Kamerun Kongo Fildişi

Sahili ve Somalirsquoden gelmişlerdir

Bu sebeple Mahkeme 1 Eyluumll 2014rsquote Beni Enzarrsquodaki hususi uluslararası koruma

ofisinin kurulmasından da oumlnce bu sınır geccediliş noktasında sığınma başvurusu alma konusunda

hukuki bir yuumlkuumlmluumlluumlk olduğundan ve ayrıca bu başvuruları yapmanın gerccedilekten muumlmkuumln

olduğundan şuumlphe etmek iccedilin hiccedilbir sebep goumlrmemiştir 1 Eyluumll 2014 tarihinden oumlnce Beni

Enzarrsquoda ccedilok az sayıda sığınma talebinde bulunulmuş olması ndashHuumlkuumlmet aksini ileri

suumlrmemiştirndash tek başına muhatap Devletin bu sınır geccediliş noktasına samimi ve etkili erişimi

sağlamadığı sonucuna ulaşmak iccedilin yeterli değildir

Buumlyuumlk Daire nezdindeki yazılı usulde başvurucular İspanyol boumllgesine yasal yollardan

giriş yapmaya ccedilalışmış olduklarına ilişkin bir iddia ileri suumlrmemişlerdir Yalnızca Buumlyuumlk Daire

duruşmasında Beni Enzarrsquoa ulaşmaya ccedilalıştıklarını ancak ldquoFas yetkilileri tarafından

kovalandıklarınırdquo soumlylemişlerdir Oldukccedila geccedil bir aşamada ileri suumlruumllmuumlş olması sebebiyle bu

iddiayı kuşatan şuumlphelerin haricinde Mahkeme başvurucuların hiccedilbir aşamada karşılaşılan

engellerin İspanyol yetkililerin sorumluluğunda olduğunu iddia etmediklerini not etmiştir

Dolayısıyla Mahkeme soumlz konusu zamanda başvurucuların sınır dışı edilmelerine

karşı sebeplerini duumlzguumln ve hukuka uygun bir şekilde iletmek amacıyla Beni Enzar sınır geccediliş

noktasını kullanmamak iccedilin gerekli olan haklı bir sebepleri olduğuna ikna olmamıştır

4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi Soumlzleşmeci Devletler iccedilin başka bir Devletin yetki

alanındaki kişileri kendi yetki alanına getirmesine ilişkin genel bir yuumlkuumlmluumlluumlk

iccedilermemektedir Fas tarafından fiziksel olarak Beni Enzar sınır geccediliş noktasına ulaşırken bazı

zorlukların mevcut olduğu varsayılsa dahi muhatap Huumlkuumlmetrsquoin bu duruma ilişkin olarak

9

oumlngoumlruumllen bir sorumluluğu yoktur Bu tespit Mahkemersquonin huzurdaki olayda 4 Norsquolu

Protokolrsquouumln 4 maddesinin ihlal edilmediğine kanaat getirmesi iccedilin yeterli olmuştur

Mahkeme İspanyol Huumlkuumlmetinin bahsettiği uluslararası koruma başvurusunun

yapılabileceği İspanyol elccedililikleri ve konsolosluklarına erişim ile ilgili ihtimalleri incelerken

Nadorrsquodaki İspanyol konsolosluğunun Beni Enzarrsquodan ndashyani 13 Ağustos 2014 tarihinde

ccedilitlerden geccedililen yerdenndash sadece 135 km uzaklıkta olduğunu goumlzlemlemiştir Gurugu

kampında 2 sene (başvurucu ND) ve 1 sene 9 ay (başvurucu NT) kaldıklarını soumlyleyen

başvurucular uluslararası korumaya başvurmak istemeleri halinde kolaylıkla buraya seyahat

edebilirlerdi Başvurucular ne bu yolu seccedilmeme sebepleri ile ilgili Mahkemersquoye bir accedilıklama

yapmışlardır ne de bu seccedileneği kullanmalarının engellendiğini iddia etmişlerdir Son olarak

başvurucular diğer ndashmenşe uumllkelerindeki ya da 2012 yılından beri seyahat ettikleri uumllkelerden

birindekindash İspanyol elccedililiklerinde vize başvurusu yapmaya ilişkin samimi ve etkili bir imkanın

varlığına karşı ccedilıkmamışlardır NDrsquonin durumunda İspanya ve Mali arasında NDrsquoye oumlzel

bir ccedilalışma vizesi alma imkanı tanıyan oumlzel bir anlaşma dahi mevcuttur

Mahkeme başvurucuların 13 Ağustos 2014 tarihinde grubun sayının ccedilokluğundan

faydalanarak ve guumlccedil kullanarak Melilla sınırındaki ccedilitlerden zorla girme teşebbuumlsuumlne dahil

olarak aslında kendilerini tehlikeye soktuklarını değerlendirmiştir Başvurucular Schengen

boumllgesinin dış sınırlarından geccedilmeye ilişkin Schengen Sınırlar Kanunu uyarınca İspanyol

topraklarına hukuka uygun giriş iccedilin mevcut olan hukuki proseduumlrleri kullanmamışlardır

Dolayısıyla Mahkeme bireysel nitelikte bir ihraccedil kararı olmamasının başvurucuların bu amaccedil

iccedilin var olan mevcut resmi giriş proseduumlrlerini kullanmamış olmasına atfedilebileceği

dolayısıyla bunun kendi davranışlarının bir sonucu olduğu kanaatindedir

Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi ihlal edilmemiştir

4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme İspanyol hukukunun sınırda ihraccedil kararlarına itiraz edilmesine olanak

sağladığını ancak ihraccedillarına karşı boumlyle bir itirazda bulunabilmek iccedilin başvurucuların

kendilerinin de kurallara uyması gerektiğini not etmiştir

Mahkeme başvurucuların ihraccedilları iccedilin bireyselleştirişmiş bir proseduumlruumln yokluğunun

13 Ağustos 2014 tarihinde buumlyuumlk bir grubun parccedilası olarak ve izin verilmeyen bir yerden

Mellilla sınır koruma yapılarını geccedilerek kendilerini hukuka aykırı bir durum iccediline sokan

10

hareketlerinin sonucu olduğunu dolayısıyla Melillarsquoda başvurucuların ihraccedillarına itiraz

edebilecekleri bir kanun yolu olmamasından muhatap Devleti sorumlu tutamayacağını ortaya

koymuştur

Başvurucuların varış uumllkesi olan Fasrsquota maruz kalma ihtimalleri olan risklere ilişkin

şikayetlerinin proseduumlruumln başında Madde 3 kapsamında yapılan başvurunun kabul edilemez

bulunmasıyla reddedilmesi sebebiyle boumlyle bir ccedilarenin yokluğu tek başına Madde 13rsquouumln

ihlalini teşkil etmemiştir

Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13 ihlal

edilmemiştir

11

Başvuru Adı Oumlzer Tuumlrkiye

Başvuru No 6927012

Başvuru Tarihi 22 Haziran 2012

Karar Tarihi 11 Şubat 2020

Konu Yerel mahkemelerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin

iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme

yapmamış olmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlali olduğu

Olaylar Başvurucu Aziz Oumlzer İstanbulrsquoda (Tuumlrkiye) yaşayan 1964

doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır

Dava Yeni Duumlnya İccedilin Ccedilağrı dergisinin sahibi ve editoumlruuml olan Bay Oumlzerrsquoe karşı teroumlr

oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilu nedeniyle yuumlruumltuumllen cezai işlemler ile ilgilidir

2007 yılında İstanbul savcılığının Bay Oumlzerrsquoi dergisinin Ocak 2007 sayısında

yayımlanan bir yazı sebebiyle teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yaymak succedilu ile itham etmiştir

Takip eden yıl İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvurucuyu atılı succediltan succedillu bulmuş

ve hakkında 15 ay hapis cezasına huumlkmetmiştir Ağır Ceza Mahkemesi oumlzellikle ldquoKuumlrt sorunu

ccediloumlzuumlm arayışları ve goumlrevlerimizrdquo başlıklı yazının belirli boumlluumlmlerinin PKK (Kuumlrdistan İşccedili

Partisi yasa dışı bir silahlı oumlrguumlt) propagandası teşkil ettiğini ve ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

kullanımına değil bu oumlzguumlrluumlğuumln hatalı kullanımına karşılık geldiğini değerlendirmiştir

2012 yılında Yargıtay soumlz konusu kararı onamıştır Aynı yıl 6352 Sayılı Kanunrsquoun

yuumlruumlrluumlğe girmesini takiben başvurucu hakkında verilen huumlkmuumln infazı 3 sene ertelenmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak hakkında

yuumlruumltuumllen ceza yargılaması sebebiyle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar Madde 10

3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai yargılamaya

ilişkin olarak Mahkeme iccediltihadında ortaya konulmuş ilkelerin oumlzeti

12

1 Kanunun niteliğine ilişkin prensipler (3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesi)

Mahkeme iccediltihadında 2013rsquoe kadar yuumlruumlrluumlkte olan halleriyle 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2)

maddesinin accedilıklık ve oumlngoumlruumllebilirlikten yoksun olduğunu not etmiştir

Mahkeme oumlzellikle madde 7(2)rsquonin ndash2003 ve 2013 tarihleri arasında art arda yuumlruumlrluumlkte

olan iki versiyondakindash lafzını ve yerel mahkemelerin bu huumlkmuuml başvurucuları mahkum etmek

iccedilin ne şekilde yorumladığını dikkate alarak bu huumlkmuumln tatbikinin oumlngoumlruumllebilirliği hakkında

ciddi şuumlphelerin olduğunu değerlendirmiştir Mahkeme ayrıca Belge v Tuumlrkiye kararında ne

teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilunun ndash7(2) maddenin 2006 ve 2013 tarihleri arasında

yuumlruumlrluumlkte olan haliylendash ne de bu huumlkmuumln yerel mahkemeler tarafından yorumlanmasının

tamamen accedilık olduğunu belirtmiştir

2 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai işlemlerden

doğan bir muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliğine ilişkin prensipler Mahkeme

iccediltihadında Madde 10 ihlallerini iki farklı değerlendirme ile dikkate almıştır

İlk olarak Mahkeme şuumlphe edilen belge ve beyanlar ile başvurucular tarafından

işlendiği iddia edilen fiilleri kendisi incelemiştir Soumlz konusu davalarda Mahkeme belgeler

beyanlar ve iddia edilen fiiller kimi zaman saldırgan nitelikte olsa ve Devlet yetkililerine

youmlnelik ciddi eleştiriler iccedilerse veya sorumlu olunan goumlruumlşlerin belirli yasa dışı oumlrguumltlerin ya da

bunların lider veya uumlyelerinin lehine olduğu varsayılsa bile bunların aslında ne şiddete

direnişe veya isyana teşvik iccedilerdiği ne nefret soumlylemi anlamına geldiği ne de belirtilen kişilere

karşı koumlkleşmiş ve irrasyonel nefret aşılayarak şiddete sebep olmalarının muhtemel olduğu

kanaatine varmıştır

İkinci olarak bazı davalarda Mahkeme değerlendirmesini yerel mahkemelerin nihai

mahkumiyet kararlarında accedilıkladıkları gerekccedilelere dayandırmıştır Mahkeme oumlzellikle şuumlphe

edilen belge beyan veya fiillerin şiddet kullanımına silahlı direnişe veya isyana teşvik

iccedilerdiğinin ya da nefret soumlylemi oluşturduğunun accedilıkccedila belli olmadığı olaylarda izlenen analitik

youmlnteme muumlracaat etmiştir Mahkeme bu davalarda ulusal yetkililerin ne başvurucuların

mahkumiyetlerini meşru kılmak iccedilin yerinde ve yeterli gerekccedile goumlsterdiğini ne de yeterli

accedilıklama ndashoumlzellikle şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin iccedilerikleri bağlamları ve zararlı

sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığında şiddet kullanımına silahlı direnişe veya

isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediğine ilişkinndash yaptığını

belirtmiştir Mahkeme ayrıca ulusal yetkililerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin

13

iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm kriterleri dikkate alarak gerektiği gibi bir

inceleme yapmadıklarını ya da başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ile ulaşılmak istenen meşru

amaccedil arasında Mahkeme iccediltihadında ortaya konulan kriterlere uygun olacak şekilde yeterli bir

dengeleme faaliyeti yuumlruumltmediklerini değerlendirmiştir

Mahkeme Hatice Ccediloban v Tuumlrkiye davasında yerel mahkemelerin mahkumiyet

kararını temellendirmek iccedilin kullandığı kanıtların guumlvenilirliği ve doğruluğuna itiraz eden

başvurucunun ileri suumlrduumlğuuml iddialara cevap vermeyerek Soumlzleşmenin 10 maddesi accedilısından

ccedilatışan menfaatlerin dengelenmesi yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediği sonucuna varmıştır

Son olarak diğer davalarda Mahkeme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin şiddeti

nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlklediklerini veya bunlara goumlz yumduklarını kaydederek ihlal

olmadığına karar vermiş ya da başvuruları accedilıkccedila dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle kabul

edilemez bulmuştur

Huzurdaki davaya ilişkin olarak ise Mahkeme 4 sene 11 ay suumlren ceza

yargılamasının başvurucu uumlzerinde yaratabileceği caydırıcı etki sebebiyle başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahaleyi başvurucunun 1 sene 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiş

olmasını ve başvurucunun cezasının infazını uumlccedil sene erteleme kararını not etmiştir Bu

muumldahale 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesinde duumlzenlenmiştir ve meşru amaccedillara (ulusal

guumlvenliğin ve kamu guumlvenliğinin korunması ile kamu duumlzeninin sağlanması ve succedil

işlenmesinin oumlnlenmesi) youmlneliktir

Muumldahalenin gerekliliği ile ilgili olarak Mahkeme Tuumlrk mahkemelerinin

başvurucunun mahkumiyetini destekler gerekccedilelerini incelemeye karar vermiştir Mahkeme

yerel mahkemelerin yaptıkları değerlendirmelerde Mahkemersquonin Madde 10 kapsamında

şiddeti nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlkleyici veya bunlara goumlz yumucu olarak sunulan

soumlzluuml veya yazılı soumlylemler ile ilgili olarak ortaya koyduğu tuumlm ilkeleri dikkate almadığını not

etmiştir zira yapılan değerlendirme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin ndashiccedilerikleri

bağlamları ve zararlı sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığındandash şiddet kullanımına

silahlı direnişe veya isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediği

sorusunu yanıtsız bırakmıştır

Sonuccedil olarak yerel mahkemeler Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin iccediltihadında

ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme

yapmamıştır ve Huumlkuumlmet uygulanan tedbirin baskın bir toplumsal ihtiyaccediltan kaynaklandığını

14

ulaşılmak istenen amaccedillar ile orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu

goumlsterememiştir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

15

Başvuru Adı Alexandru-Marian IancuRomanya

Başvuru No 6085815

Başvuru Tarihi 04122015

Karar Tarihi 04022020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200729

Konu Başvuru Alexandru-Marian Iancu hakkında birbirleriyle

bağlantılı olarak yuumlruumltuumllen iki ceza kovuşturmasında mahkumiyet kararı veren heyetlerin

ikisinde de aynı hakimin goumlrev alması ve bu hususun hakimin tarafsız kalmasına engel olacağı

iddiası hakkındadır

Olaylar Romanya uyruklu başvurucu Alexandru-Marian Iancu 1965

yılında duumlnyaya gelmiştir 2014 ve 2015 yıllarında işlediği ekonomik succedillar nedeniyle hapis

cezasına ccedilarptırılan başvurucu an itibariyle Rahova Cezaevirsquonde tutulmaktadır

Başvurucu hakkında iki ayrı ceza kovuşturması yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Kovuşturmalar

başvurucunun 2000 ila 2003 yılları arasında youmlneticisi veya işletmecisi olduğu birkaccedil ticari

şirket aracılığıyla işlediği iddia edilen ekonomik succedillara dayanmaktadır İlk başlatılan

kovuşturma suumlrecindeki dosya ile ikinci kovuşturma dosyası ortak deliller bulunması

nedeniyle birleştirilmiştir

Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmalar sonucunda mahkumiyet kararları

verilmiştir bahse konu kararlar iki hakimden oluşan heyetler tarafından alınmıştır MAM

isimli hakim her iki heyette de goumlrev almıştır

Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen ikinci kovuşturmanın istinaf aşamasında MAM

tarafsızlığına ilişkin herhangi bir şuumlphe duyulmaması adına hakimlikten ccedilekilmeyi talep

etmiştir Ccedilekilme talebi iki hakimden oluşan bir heyet tarafından reddedilmiştir MAMrsquonin

ilk derece yargılamasında goumlrev almış olmasının tarafsızlığını kaybettiğinden endişe edilmesini

gerektirecek makul şuumlphe oluşturmadığını ve ilk derece mahkemesince goumlruumllen dava suumlrecinde

başvurucunun succedillu olduğuna dair bir kanaat geliştirdiğine ilişkin bir kanıtın olmadığı

belirtilmiştir MAMrsquonin tarafsızlığını kaybettiğine ilişkin farklı itirazlar da sunulmuştur soumlz

konusu itirazlar reddedilmiştir

16

Hakim MAMrsquoin tarafsızlığını kaybettiğine dair şikayetler Yargıtay ve Hakimler

Yuumlksek Kurulu nezdinde de ileri suumlruumllmuumlş ve reddedilmiştir oumlzellikle başvurucu tarafından

yargılama suumlrecinde ileri suumlruumllen hakimin reddi taleplerine verilen ret kararlarının ve hakkında

2015 yılında verilen mahkumiyet kararının yeterli derecede gerekccedilelendirildiği belirtilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu MAMrsquonin birbirleriyle bağlantılı olan iiki

yargılama suumlrecinde de goumlrev almış olması nedeniyle tarafsızlığını korumasının muumlmkuumln

olmadığını bu nedenle AİHS m 61 uyarınca korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini

iddia etmektedir

Karar Mahkeme AİHS m 61 uyarınca mahkemelerin tarafsız

kalmasının gerekliliğini vurgulayarak tarafsızlığa ilişkin iddiaların ccediloumlzuumlmlenmesi adına oumlznel

ve nesnel bir sınamaya tabi tutulacağı belirtilmektedir Oumlznel sınama esnasında hakimin kişisel

bir kanaatinin bulunup bulunmadığına başvurucuya karşı tutumlarına odaklanılırken nesnel

sınamada mahkemenin tarafsızlığına goumllge duumlşuumlrebilecek nitelikle unsurların tespit edilip

edilemediği değerlendirilecektir

Oumlznel sınama sonucunda Mahkeme MAMrsquonin yargılama suumlrecinde taraflı bir tutum

sergilediğine ilişkin iddiaları inandırıcı bulmamıştır

Bunun yanı sıra başvurucunun hakimin tarafsızlığını kaybettiği youmlnuumlndeki endişelerini

temellendiren nesnel sebepler de bulunmamaktadır MAMrsquonin ccedilekilmeyi talep etmesinin

esasen tedbir amaccedillı olduğu tarafsızlığını kaybettiğine dair bir şuumlphe oluşması nedeniyle bahse

konu talepte bulunmadığı belirtilmektedir Ayrıca ccedilekilme talebi oldukccedila detaylı olarak

gerekccedilelendirilmiş bir biccedilimde reddedilmiştir

Her ne kadar MAM ile birlikte ilk kovuşturma aşamasında goumlrev alan diğer hakimin

ikinci kovuşturma suumlrecinde heyette bulunmaması youmlnuumlnde karar verilmiş olsa da işbu ret

kararının - hakimin goumlruumlşuumlnuuml belirtmesi gibi - birden fazla sebebi bulunmaktadır

Ayrıca iki kovuşturma arasındaki oumlne suumlruumllen benzerlik dışında MAMrsquonin

tutumunda başvurucunun tarafsızlık hususunda kuşkuya duumlşmesini meşru kılacak bir durum

bulunmamaktadır

Sonuccedil olarak AİHS m 6 sect 1 ihlali oluşmamıştır

17

Başvuru Adı AtamanchukRusya

Başvuru No 449311

Başvuru Tarihi 18012011

Karar Tarihi 11022020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200839

Konu Bir iş insanının Rus koumlkenli olmayanlar hakkında yaptığı

accedilıklamaları iccedileren ve yerel bir gazetede yayımlanan bir makale nedeniyle kin ve duumlşmanlığa

tahrik succedilundan mahkum edilmesi hakkındadır

Mahkeme oumlzellikle başvurucunun accedilıklamalarının kamusal tartışmaya herhangi bir

katkısının bulunmadığını belirtmektedir Ulusal mahkemelerin ccedilıkarımlarına katılarak bahse

konu accedilıklamaların Rus etnik koumlkenini haiz olmayan yerel nuumlfus hakkında oumlnyargıya yol

accediltığını veya galeyana gelinmesine sebep olacağını iletmektedir

Ayrıca nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler bağlamında ulusal mahkemelerin

başvurucuya para cezası vermekte ve gazetecilikyayıncılık faaliyetlerinden iki yıl suumlreyle men

etmekte haklı olduklarını belirtmektedir Başvurucunun gazetecilik mesleğini icra etmekten

daha ccedilok iş insanı sıfatıyla faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda hakkında alınan

kararların başvurucu uumlzerinde dikkate alınması gereken bir etki yaratmadığı duumlşuumlnuumllmektedir

Olaylar 1951 doğumlu başvurucu Vladimir Atamanchuk Rusya

vatandaşıdır ve Soccedilirsquode (Rusya) ikamet etmektedir Başvurucu iş insanı ve yerel siyasetccedilidir

Ayrıca 8000 tiraja sahip yerel bir gazetenin sahibidir

Başvuru başvurucunun 2008 başkanlık seccediliminden bir guumln oumlnce başka bir yerel

gazetede yayımlanan makalesi hakkındadır

Mart 2008rsquode yayımlanan ldquoNeden bu seccedilimlerde oy kullanmayacağımrdquo başlıklı

makalesinde başvurucu ldquohalkrdquo kavramı uumlzerine goumlruumlşlerini paylaşmış ve Rus koumlkenli olmayan

grupların etnik oumlzellikleri hakkında accedilıklamalarda bulunmuştur Bahse konu grupların succedil

işlemeye yatkın olduklarını ldquobarbar duumlşuumlncelerine uygun olarak katliam tecavuumlz hırsızlık

koumlleleştirmerdquo gibi eylemlerde bulunacaklarını ldquouumllkenin yıkımına katkıda bulunduklarınırdquo

ifade etmiştir

18

Başvurucu 2010 yılının Temmuz ayında bir kişiyi veya bir grubu etnik koumlkeni dili

uyruğu veya dini inancı nedeniyle aşağılama ve kin ve duumlşmanlığa tahrik succedilundan mahkum

edilmiştir Ulusal mahkemenin değerlendirmeleri başvurucunun makalesini analiz eden

psikoloji ve dilbilimi alanındaki uzmanlarca hazırlanan raporlara dayanmaktadır ve sonuccedil

olarak başvurucunun makalesinin okuyucularda nefret uyandırdığına ancak onları şiddete

youmlnlendirmediğine karar verilmiştir

Başvurucu Mart 2018 tarihli makale nedeniyle 200000 Rus rublesi (o tarihte 5086

euroya tekabuumll etmektedir) para cezasına ccedilarptırılmıştır Hakkında kovuşturma başlatıldığında

soumlz konusu makaleyi gazetesinde yeniden yayımladığı iccedilin bir kez daha 200000 Rus rublesi

para cezasına huumlkmedilmiştir Ayrıca iki yıl suumlreyle gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerinden

men edilmiştir

Başvurucu delil listesinde adı bulunan bir dilbilim uzmanının dinlenmesi talebinin

reddedildiğini ileri suumlrerek hakkında verilen kararı temyiz etmiştir Karar 2010 yılının Eyluumll

ayında onanmıştır

İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararı ve cezanın

AİHS m 10 uyarınca korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmektedir Ayrıca

dilbilimi uzmanına soru sorma imkanını bulamadığı iccedilin AİHS m 6 uyarınca korunan adil

yargılanma hakkı ve tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkının ihlal edildiğini oumlne

suumlrmektedir

Karar

Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml)

Mahkeme Rus Ceza Kanunursquondaki nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler dikkate

alındığında başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmanın ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllduumlğuumlnuumlrdquo

belirtmektedir Ayrıca kovuşturmanın ve mahkumiyet kararının ldquobaşkalarının hakkırdquonı

koruma oumlzellikle Rusyarsquonın Krasnodar boumllgesinde yaşayan Rus koumlkenli olmayan bireylerin

onurunu koruma amacını taşıdığını ifade etmektedir

Mahkeme ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln demokratik bir toplumun temellerinden birini

oluşturduğunu oumlzguumlrluumlğuumln koruma kapsamında ndash başvurucunun makalesi oumlrneğinde de olduğu

gibi - ldquoincitici şok edici veya rahatsız edicirdquo biccedilimde kullanılan dilin de bulunduğunu

19

belirtmektedir İfade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilecek kısıtlamaların gerekliliği birccedilok faktoumlruumln

birbirlerine etkileri goumlz oumlnuumlnde tutularak ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır oumlrneğin

soumlz konusu accedilıklamaların hangi bağlamda yapıldığı niteliği dile getiriliş biccedilimleri ve doğrudan

veya dolaylı olarak hoşgoumlruumlsuumlzluumlk nefret veya şiddete youmlnlendiren bir etki yaratıp yaratmadığı

hususları dikkate alınmalıdır

Başvurucunun makalesi seccedilim kampanyaları bağlamında yayımlanmıştır ve seccedilimde

oy kullanmama kararına ilişkin goumlruumlşlerini sunmak amacıyla kaleme alınmıştır Ancak

Mahkeme başvurucunun soumlylemlerinin Rus koumlkenli olmayan gruplar hakkındaki

accedilıklamalarının makalenin konusu accedilısından bir mantığa oturduğu veya kamusal tartışmaya bir

katkı sunduğu hususlarının tartışmalı olduğunu ifade etmektedir

Ayrıca Mahkeme ulusal mahkemelerin değerlendirmelerini makul bularak oumlzellikle

makalenin farklı etnik koumlkenlerden oluşan bir boumllgede 8000 ve 10000 dağıtımı olan

gazetelerde yayımladığı goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel

nuumlfus hakkında yaptığı bazı accedilıklamalarında kullandığı dilin okuyucularda oumlnyargı

yaratabilecek veya onları galeyana getirebilecek nitelikte sayılabileceklerini belirtmektedir

Her ne kadar makalede kişileri accedilıkccedila şiddete veya succedil teşkil eden diğer eylemlere

youmlnlendiren ifadeler bulunmasa da soumlz konusu makaleye bir şekilde tepki goumlstermek

makamların takdirindedir (ldquotakdir marjırdquo)

Son olarak Mahkeme başvurunun koşulları ele alındığında makamların tepkisinin

orantısız olmadığını ifade etmektedir Mahkeme başvurucu hakkındaki cezaların nefret

soumlylemi ile muumlcadele etme amacını taşıyan duumlzenlemelere dayanılarak verilmesinin oumlnemine

dikkat ccedilekmektedir Ayrıca başvurucunun iş insanı olarak mesleki faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml ve

nadiren kendisine ait olmayan yerel gazetelerde makaleler kaleme aldığı goumlz oumlnuumlnde

bulundurulduğunda hakkında verilen gazetecilik ve yayıncılıktan men etme kararının

başvurucu uumlzerinde dikkate değer bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır

Sonuccedil olarak ulusal mahkemelerce başvurucunun yargılanması ve mahkum edilmesi

ilgili ve yeterli duumlzeyde gerekccedilelendirilmiştir ayrıca olaydaki istisnai koşullar başvurucuya

verilen cezaları haklı kılmaktadır Sonuccedil olarak AİHS m 10 ihlali bulunmamaktadır

Madde 17 (hakların koumltuumlye kullanımı yasağı)

20

Huumlkuumlmet başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel nuumlfus hakkında yaptığı kabul

edilemez accedilıklamaların 10 maddenin koruma kapsamında bulunmadığını ve bu nedenle

hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı 10 maddeyi dayanarak ileri suumlrduumlğuuml

başvurusunun 17 madde ışığında reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır

Yukarıda belirtildiği uumlzere Mahkeme başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararın

ve cezaların 10 madde ışığında ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlş olanrdquo ldquomeşru bir amaccedil taşıyanrdquo

ve bilhassa ldquodemokratik bir toplumda gerekli olanrdquo bir muumldahale sayılıp sayılmayacağı

konusunda değerlendirmede bulunmuştur 10 maddenin ihlal edildiği youmlnuumlnde bir karar

verildiğinden başvurunun ayruca 17 madde youmlnuumlnden incelenmesine gerek duyulmamaktadır

Madde 6 (Tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkı)

Mahkeme ulusal mahkemelerce başvurucunun dilbilimi uzmanı tanığa soru sorma

talebinin reddedilmesine ilişkin gerekccedile sunulmamış olsa da başvurucu hakkındaki yargılama

suumlrecinin bir buumltuumln olarak adil yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml ifade etmektedir

Dilbilimi uzmanının bulguları başvurucunun aleyhinedir ve succedilluluğunu destekleyici

delillerin arasında sunulmuştur diğer dilbilimi ve psikoloji uzmanlarının raporları ile

uyumludur Hem ilk derece mahkemesi hem de temyiz mahkemesince karara temel alınan

uzman raporlarına itiraz etme konusunda başvurucunun kısıtlandığına dair herhangi bir iddia

bulunmamaktadır Ayrıca ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi nezdinde soumlz konusu

tanığa hangi soruların sorulmasının duumlşuumlnuumllduumlğuuml de paylaşılmamıştır

Sonuccedil olarak işbu koşullar ışığında AİHS m 6 ihlali gerccedilekleşmemiştir

Mutabık Oy Goumlruumlşuuml Yargıccedil Lemmens

Karşı Oy Yargıccedil Serghides

21

Başvuru Adı Felloni İtalya

Başvuru No 4422114

Başvuru Tarihi 17072014

Karar Tarihi 06022020

Konu Alkolluuml bir şekilde araba kullanma succediluna mahkumiyet kararı

verilirken daha ağır ceza kanunun geriye doumlnuumlk olmama ilkesine uyulması fakat Yargıtay

kararı gerekccedilesinin dayanaktan yoksun olması hakkında

Olaylar 2007 yılında Başvurucursquoya karşı alkolluuml araba kullanma

succedilundan ceza davası accedilılmıştır 2011rsquode yerel mahkeme Başvurucursquoyu 1 ay şartlı hapis cezası

ve 900 avro para cezasına mahkum etmiştir Ayrıca mahkeme Başvurucursquonun suumlruumlcuuml

belgesinin askıya alınmasına karar vermiştir Bu karar Başvurucu tarafından istinaf edilmiştir

Başvurucu masum olduğunu iddia ederken sabıkasının olmamasından bahisle ceza kanunursquonun

62 maddesi uyarınca hafifletici sebeplerin tanınmasını talep etmiştir 2012 yılında istinaf

mahkemesi Başvurucursquonun başvurusunu reddederek sabıka kaydının olmamasının hafifletici

sebep olarak tanınmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme suumlrecinde pişmanlık belirtisi dahi

goumlstermediği davranışları dahil hiccedilbir unsurun Başvurucursquonun lehine olamayacağını

belirtmiştir Ayrıca mahkeme Fellonirsquonin soumlz konusu succedilun işlenmesinden sonra da alkolluuml

araccedil kullanma succedilunu tekrar işlediğinin altını ccedilizmiştir Başvurucu istinaf mahkemesinin bu

kararını Yargıtay mahkemesine taşıyarak succedilun işlenmesinden sonra ceza kanunu madde

62rsquonin 2008 yılında yani succedilun işlendiği tarihten sonra yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanun ile

yeniden duumlzenlendiğini ve yeni kanunun kararda uygulanmasını talep etmiştir 2014 yılında

Yargıtay Fellonirsquonin soumlz konusu talebini kabul edilemez bularak davayı reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu oumlncelikle Yargıtayrsquoın kararının gerekccedileden yoksun

olduğundan bahisle Soumlzleşmersquonin 6 Maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğini ileri

suumlrmuumlştuumlr İkinci olarak Soumlzleşmersquonin 7 Maddesini (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ileri suumlrerek

daha ağır cezanın kendisine uygulandığını iddia etmiştir Oumlzellikle yuumlruumlrluumlkte olan ve

uygulanan fakat sonradan duumlzenlenen kanundan yararlanamadığından şikayet etmiştir

Karar

Madde 6 sect 1 youmlnuumlnden

22

Mahkeme Başvurucursquonun 2008rsquode yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanunun kendi olayına

uygulanması talebine cevap vermemiş ve yararlanmasını engellediklerini belirlemiştir Yuumlksek

yargı yetkisi duruşma hakimleri tarafından kabul edilen gerccedilekler uumlzerinden karar vererek

Felloni tarafından ileri suumlruumllen temyiz iddialarını hepsinin kabul edilemez olduğunu ilan

etmekle yetinmişlerdir Mahkeme Başvurucursquonun iddiasının Yuumlksek Mahkemenin yargı

yetkisinin oumltesinde bir olgu olduğuna ikna olmamıştır Fellonirsquonin hafifletici unsurlar

bakımından mevzuatın geriye doumlnuumlk olarak uygulanması gerektiği iddiası Başvurucu

tarafından ortaya atılan ana arguumlmanlardan biriydi Bu nedenle belirli ve accedilık bir gerekccedile

sunulması gerekmektedir

Bu nedenle Başvurucu ne arguumlmanlarının etkili bir incelemeden geccediltiğinin garantisini

veren bir proseduumlre tabi tutulmuş ne de red sebeplerini iccedileren bir yanıt almıştır Sonuccedil olarak

Yargıtay kararlarını gerekccedilelendirme yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediğinde Soumlzleşmersquonin 6 sect

1 Maddesi ihlal edilmiştir

Madde 7 youmlnuumlnden

Mahkeme Bolonya İstinaf Mahkemesi Başvurucunun dosyasını Ceza Kanunursquonun 62

Maddesinin succedilun işlendiği tarihten sonra 2008 yılında 125 sayılı kanun ile değiştirilen yeni

metni ışığında yorumladığını belirtmiştir

Mahkeme bu davada yerel mahkemelerin sanığın lehine olan huumlkuumlmleri uygulayıp

uygulamadığının araştırılması gerektiğini varsaymaktadır Succedilun işlendiği doumlnemde yuumlruumlrluumlkte

olan ceza kanunu sanığın sabıka kaydının bulunmamasını otomatik olarak hafifletici sebep

olarak oumlngoumlrmemektedir Oumlte yandan ceza kanununun 133 Maddesi uyarınca sabıka kaydının

olmayışının hafifletici sebep olarak uygulanması ancak hakimin takdir yetkisine bağlanmıştır

2008 tarihli 125 sayılı kanun ile duumlzeltilen CK madde 62 yeni haliyle hakimin hafifletici

sebeplerin uygulanmasında kullandığı takdir yetkisini sınırlamış olduğu gibi hafifletici

sebeplerin sistematiğini Başvurucunun lehine olan yasal kriterleri etkisiz hale getirecek şekilde

olarak değiştirmemektedir

Bu durumda Bolonya İstinaf Mahkemesi CK madde 133rsquouuml ve sanığın davranışlarını da

detaylı bir şekilde inceledikten sonra Başvurucunun hafifletici sebep talebini reddetmiştir

Ayrıca Mahkeme sanığın cezasını hafifletecek duruşmalardaki davranışları ve succedil işlendikten

sonra araba kullanmaya devam etmesi de dahil hiccedilbir sebebin olmadığını varsaymaktadır

23

Başvurucu yargılama boyunca herhangi bir pişmanlık belirtisi goumlstermemiş ve aynı succedilu

tekrar işlemiştir

Sonuccedil olarak Mahkeme Başvurucuya karşı huumlkmedilen cezanın eldeki tuumlm verilerin

uygun bir şekilde tartılarak elde edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Bu bağlamda Başvurucunun

değiştirilen kanun huumlkmuuml ışığında yargılamasının yapılmamış olması hafifletici sebeplerin

uygulanabilir olduğuna dair bir izlenim vermemektedir Bu nedenle Soumlzleşme Madde 7 ihlal

edilmemiştir

24

Başvuru Adı Vovk and Bogdanov v Rusya

Başvuru No 1561310

Başvuru Tarihi 11022020

Karar Tarihi 15022010

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

20083822]

Olaylar

Sergey Vovk ve Artem Bogdanov ( Başvurucular ) 1995 ve 2000 doğumlu Rusya

vatandaşlarıdır Başvurucular Chitada yaşamaktadır

Başvurcular olay esnasında 13 ve 7 yaşlarındadır Chita boumllgesinde yerde buldukları el

bombası ellerindeyken patlamış ve Sergey Vovk bacağından Artem Bogdanov ise mide ve

goumlğsuumlnden yaralanmıştır Polis Artem Bogdanovun el bombasını okuluna yakın bir yerde

bulduğunu belirtmiştir

Olaydan sonra soruşturma ilk olarak Ceza Kanununun 2221 maddesindeki (Patlayıcı

cihazların yasa dışı edinimi taşınması ve depolanması) succediluna dayanarak accedilılmıştır Succedillama

daha sonra Ceza Kanununun 2251 maddesi (Patlayıcı cihazların uygun olmayan şekilde

korunması ) ve 348 maddesi (Askeri mal kaybı) uyarınca kamu guumlvenliği ve askerlik

hizmetlerine karşı işlenen succedillar olarak değişmiştir El bombası ateş almış ama patlamamış bir

halde askeri boumllgeden olayın yaşandığı boumllgeye getirilen bir kamyon kumun iccedilinden ccedilıkmıştır

Sivil soruşturma makamları konuyu askeri makamlara youmlnlendirmişlerdir Askeri soruşturma

9 guumln suumlrmuumlş ve herhangi bir askerin olayla bağlantısı olmadığı soumlylenerek soruşturma sivil

makamlara youmlnlendirilmiştir 2008-2011 yıllarında arasında birccedilok soruşturma yapılmış ama

herhangi bir fail tanımlanamadığı iccedilin soruşturmalar sonuccedilsuz kalmıştır Kasım 2013 tarihinde

2251 maddedeki succedil zamanaşımına uğramıştır Başvurucuların anneleri Rusya Ekonomi

Bakanlığına karşı accediltığı tazminat davasında idarenin bu tarz patlayıcı maddelerin sivillerin

eline geccedilmemesinde sorumlu olduğu iddia etmiştir Chita Tsentralniy Boumllge Mahkemesi

soruşturma makamlarının kararlarına dayanarak failin tespit edilmediğine dikkat ccedilekmiştir

Temyiz aşamasında ise Zabaykalskiy Boumllge Mahkemesi el bombasının devlet malı olduğuna

veya uygun şekilde depolanmadığına dair hiccedilbir kanıt bulunmadığına belirtmiştir

25

İhlal İddiaları

Başvurucular patlamadan dolayı accedilmış oldukları tazminat talepli davalarının

soruşturmanın duumlzguumln şekilde yapılmamasından dolayı reddedilmiş olması sebebiyle Adil

Yargılanma ( İHAS 6 ) ve Etkili Başvuru ( İHAS 13 ) haklarının ihlal edildiğini iddia

etmişlerdir

Karar

İHAS 2

Mahkeme başvuruyu yaşam hakkı youmlnuumlnden incelemiştir Yaşam hakkı devletlere

sadece kişileri kasıtlı şekilde oumllduumlrmeme sorumluluğunu değil aynı zamanda kişilerin hayatını

korumak iccedilin hukuk iccedilerisinde uygun adımlar atılması sorumluluğunu da yuumlkler Bunların yanı

sıra yaşam hakkı devletlere bağımsız bir yargı tarafından efektif bir yargılama yapma

yuumlkuumlmluumlluumlğuuml de yuumlklemiştir

Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmalara dayanarak kimliği belirlenemeyen bir kişi

tarafından taşınan kumlarla birlikte el bombasının yerleşim yerine duumlştuumlğuumlnuuml ve başvurucuların

bu el bombasından dolayı yaralandığını belirtmiştir Mahkeme el bombalarının sadece uumllkenin

yasal guumlvenlik guumlccedilleri tarafından kullanılabileceğini ve soruşturmada guumlvenlik guumlccedillerinin

incelenip kaybolan veya hasara uğrayan envanterin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir

Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmada ortaya konulmuş olan guumlvenlik guumlccedillerinin ihmali sonucu

el bombasının ateşlenmiş şekilde kaybedildiğine dair bilgileri yargılama esnasında goumlz oumlnuumlnde

bulundurmaktadır Ne askeri soruşturmada ne de envanter kaybının kazaya neden olduğunu

kabul eden sivil soruşturmada herhangi askeri personel kayıptan dolayı sorumlu

goumlsterilmemiştir Askeriyenin ihmali sonucu kaza meydan gelmiş olmasına rağmen

soruşturma makamları yaşam hakkının idareye yuumlklemiş olduğu usuli sorumluluğa uygun

olarak yeterli ccedilabayı goumlstermemiş kanıtları toplamamış ve tatmin edici bir gerekccedile ortaya

koymamıştır Ayrıca soruşturma esnasında idarenin yaşam hakkı kapsamındaki kişilerin

oumllmemesini ve yaşamlarının risk altına girmemesini sağlama şeklinde duumlzenlenen

yuumlkuumlmluumlğuumlne dair bir inceleme yapılmamıştır

Sonuccedil olarak iccedil hukukta yuumlruumltuumllen soruşturmada el bombasının guumlvenlik guumlccedillerine ait

olup olmadığı ya da guumlvenlik guumlccedillerinin olaydaki el bombasının kaybından sorumlu olup

olmadığına dair bir kanıt ortaya koyulmamıştır Bu sebeplerle Mahkeme iccedil hukukta etkili bir

26

yargılama suumlreci olmadığını belirtmiş ve başvurucuların yaşam haklarının ihlal edildiğine karar

vermiştir

İHAS 41

Mahkeme Rusyanın başvurucuların her birine 40000 euro manevi tazminat masraf

ve giderler iccedilin ise 1400 euro oumldenmesi gerektiğine huumlkmetmiştir

27

Başvuru Adı YI v Rusya

Başvuru No 6886814

Başvuru Tarihi 14102014

Karar Tarihi 25022020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201326]

Olaylar

Başvurucu 1980 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve Moskovada yaşamaktadır

Başvurucunun farklı kişilerden olmak uumlzere 1999 2011 ve 2012 doğum tarihli uumlccedil ccedilocuğu

vardır Başvurucu 8102013 tarihinde uyuşturucu transferi yaptığı gerekccedilesiyle evine yapılan

baskında goumlzaltına alınmıştır Polis merkezindeki sorgusunda 2004 yılında uyuşturucu

kullanmaya başladığını ama 2010 yılında son iki ccedilocuğunu doğurmadan oumlnce bıraktığını ancak

geccedilen ay eroin atağı geccedilirdiği iccedilin bir miktar kullandığını ifade etmiştir Bu ifade uumlzerine

ccedilocuklar annelerinden alınıp sosyal hizmetler goumlzetimine verilmiştir Sonrasında en buumlyuumlk

ccedilocuk babası ( başvurucunun ilk eşi ) ile kalmaya başlamıştır Başvurucunun 2011 ve 2012

doğumlu son iki ccedilocuğu da babaları ( başvurucunun ikinci eşi ) başvurucuyla aynı succediltan dolayı

ceza almış olduğu iccedilin yetiştirme yurduna goumlnderilmiştir Yetiştirme yurdundan sonra ise

bakıcı aileye verilmişlerdir Nisan 2014 tarihinde başvurucu uyuşturucu ticaretinden dolayı

succedillu bulunup 6 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Bu esnada ilk derece mahkemesi uyuşturucu

bağımlısı ve işsiz olduğu iccedilin başvurucunun ccedilocukları uumlzerindeki ebeveynlik hakkını elinden

almıştır Başvurucu uyuşturucu iccedilin rehabilitasyona başladığını ve iş bulduğunu soumlyleyerek

ccedilocukların yanına almak istediğini belirtmiştir ancak ilk derece mahkemesi bu talebi

reddetmiştir Temyiz mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır

İhlal İddiaları

Başvurucu hafif bir tedbir alınmadan ebeveynlik hakkından tamamen mahrum

bırakıldığını ve hakkındaki davada otomatik bir şekilde yeterli inceleme yapılmadan temyiz

yapıldığını belirtmiştir Ayrıca ccedilocuklarıyla tuumlm bağlantısının koptuğunu soumlyleyip alınan

tedbirin orantısız olduğunu bu sebeple Oumlzel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkının ( İHAS 8

) ihlal edilmiş olduğunu iddia etmiştir

28

Karar

İHAS 8

İHAM ( Mahkeme ) aile uumlyelerinin birbirinden ayrılmasının Oumlzel ve Aile Yaşamına

Saygı Hakkına youmlnelik ağır bir muumldahale olduğunu tekrarlamıştır Bu sebeple yapılan

muumldahale gerekccedileli olarak istisnai şartlarda ve ccedilocuğun yararı iccedilin gerekli olacak şekilde

yapılmalıdır Mahkeme iccedil hukuk yolunda verilmiş olan kararın gerekccedilesi olan uyuşturucu

bağımlılığı ve işsizlik sebeplerinin bu kadar ağır bir muumldahale iccedilin yeterli olmadığını

belirtmiştir

Mahkeme ilk olarak başvuranın uyuşturucu bağımlılığını bırakmaya ccedilalışmasıyla ilgili

terapiye gitmesinin ebeveynlik bağlarının kopmasında esas sebebin uyuşturucu bağımlığı

olduğu bir davada dikkate alınmamış olmasını ccedilarpıcı bulmuştur İkinci olarak işsizliğin

ebeveyn ve ccedilocuk arasındaki bağın koparılması iccedilin yeterli bir sebep olmadığını ve annenin

işsiz olmasının ccedilocukların hayatına ne şekilde olumsuz etkilediğinin accedilıklanmamış olduğunu

belirtmiştir Buna ek olarak tutuklanmadan aylar sonra ailenin evine yapılan denetimde evin

durumuna dair herhangi bir sorun goumlruumllmemiştir hatta son raporlar aile evinin durumunda

iyileşmeler olduğunu goumlstermektedir

Mahkeme iccedil hukuk yollarında başvuranın ayrılmadan oumlnce ccedilocuklarına bakıyor

olduğunun tuumlm yasal suumlreccedil boyunca ve sonrasında ccedilocuklarıyla iletişim kurmaya ccedilalıştığının

goumlz oumlnuumlnde bulundurulmadığını belirtmiştir Ayrıca aileden ayrılmanın ccedilocuklar uumlzerindeki

etkisinin de tam olarak hesaplanmadığını belirtmiştir Mahkeme bu zamana kadar ccedilocuklarının

bakımında herhangi bir ihmali olmayan anneye karşı daha hafif bir muumldahale yapılmamış

olmasını şaşkınlıkla karşılamaktadır

Sonuccedil olarak iccedil hukukta ccedilocuk ve ailenin ayrılmasının ccedilocuk iccedilin en yararlı yol

olduğunu uygun şekilde ortaya koyulmamıştır Bu sebeple başvurucunun Oumlzel ve Aile

Yaşamına Saygı Hakkı ( İHAS 8 ) ihlal edilmiştir

İHAS 41

Mahkeme Rusyanın başvurucuya 20000 euro manevi tazminat oumldemesi gerektiğine

huumlkmetmiştir

29

Başvuru Adı Gaughran v Birleşik Krallık

Başvuru No 4524515

Başvuru Tarihi 20 Ekim 2015

Karar Tarihi 13 Şubat 2020

Karar Linki Gaughran v Birleşik Krallık

Konu Mahkeme oybirliğiyle Kuzey İrlandarsquoda alkolluuml araccedil

kullandığı iccedilin huumlkuumlm giyen ve Birleşik Krallık hukuku uyarınca bu huumlkmuuml zamanaşımına

uğramış olan (spent conviction) kişinin kişisel verilerinin (DNA parmak izi ve fotoğraflar)

belirsiz suumlreli şekilde saklanmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı

hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucu Fergus Gaughran 1972 doğumlu bir İngiliz

vatandaşı olup Newryrsquode (Kuzey İrlanda Birleşik Krallık) yaşamaktadır

Gaughran Ekim 2008rsquode alkolluuml araccedil kullandığı1 iccedilin goumlzaltına alınmıştır Başvurucu

polis merkezine goumltuumlruumllmuumlş ve merkezde alkolmetre ile yapılan oumllccediluumlmde başvurucunun alkolluuml

olduğu tespit edilmiştir Polis ayrıca başvurucunun fotoğrafını ccedilekmiş parmak izini ve DNA

oumlrneğini almıştır Sonrasında başvurucu da succedilunu kabul etmiş para cezasına ccedilarptırılmış ve

12 ay suumlreyle ehliyetine el konulmuştur Huumlkuumlm 2013 yılında zamanaşımına uğramıştır

Başvurucunun DNA oumlrneği kendisinin talebi uumlzerine 2015 yılında imha edilmiştir

Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı (ldquoKİPTrdquo) başvurucunun DNA oumlrneğinden elde edilen DNA

profilini (dijital veri) parmak izlerini ve fotoğrafını belirsiz suumlreli olarak saklamaya devam

etmektedir

Başvurucunun KİPT tarafından kişisel verilerinin saklanmasına karşı yaptığı yerel

mahkemeler nezdindeki başvurular sonuccedilsuz kalmıştır

İhlal İddiaları Gaughran polisin kendisine ait DNA profili parmak izi ve

fotoğrafı belirsiz bir suumlre iccedilin saklamasının ve buna karşı işletilebilecek bir değerlendirme

1 Alkolluuml araccedil kullanmak İngiliz Hukukursquonda ldquokayıtlı succedilrdquo olarak bilinen ve cezası hapis olabilen bir succediltur

30

mekanizması olmamasının 8 maddeyi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal ettiğini iddia

etmiş ve 20 Ekim 2015rsquote AİHMrsquoe başvuruda bulunmuştur

Karar Mahkeme başvurucunun DNA profilinin parmak izinin ve

fotoğraflarının saklanmasının oumlzel hayata muumldahale teşkil ettiğini bu muumldahalenin succedilun

oumlnlenmesi amacıyla yani meşru bir amaccedilla gerccedilekleştirildiğini belirtmiştir

Mahkeme devletin sahip olduğu guumlcuumln belirsiz olması ve teknolojinin gittikccedile daha

komplike bir hal alması dolayısıyla mahremiyet haklarının değerlendirilmesinin oumlnemini

vurgulamıştır Oumlrneğin fotoğraf ve yuumlz haritalaması teknolojisi olayın yerel mahkemelerin

oumlnuumlnde incelendiği tarihten beri ccedilok ilerlemiştir

Mahkeme başvurucunun mahremiyet hakkına muumldahalenin meşru olup olmadığını

ulusal makamlara takdir yetkisi tanınması gerektiğini belirterek değerlendirmiştir Uumlye

devletlerin bir succediltan mahkucircm olanların kişisel verilerinin saklanması hususundaki yaygın

goumlruumlş birliği bu takdir yetkisini daraltacaktır

Mahkeme uumlye devletlerin ccediloğunun huumlkuumlmluumllerin biyometrik verilerinin yani parmak

izi ve DNA profilinin saklanması hususunda zaman sınırı koyan duumlzenlemelere sahip

olduğunu belirtmiştir Birleşik Krallık DNA profillerinin belirsiz bir suumlre iccedilin saklanmasına

izin veren sayılı Avrupa Konseyi uumllkesinden biridir2 Dolayısıyla takdir yetkisi oumlzellikle de

DNA profilleri accedilısından daraltılmalıdır

Bununla birlikte mahkeme saklama suumlresinin bir devletin veri saklamaya ilişkin

duumlzenlemesinin kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının

değerlendirilmesinde kesin bir yargıya ulaşmaya imkacircn vermediğini belirtmiştir Somut olayda

S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusu ile aynı seviyede damgalama (stigmatization) riski

bulunmamaktadır zira S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusunda başvurucular sanıktır

huumlkuumlmluuml değildir

Ccedileşitli oumlnlemlerin varlığı ve işleyişi bir devletin veri saklamaya ilişkin duumlzenlemesinin

kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının değerlendirilmesinde kesin bir

yargıya varmaya imkacircn verecektir Belirli suumlreli olmayan saklamaya ilişkin en geniş yetkileri

2 İncelenen 31 Avrupa Konseyi uumllkesinden 4rsquouuml (Kıbrıs İrlanda Kuzey Makedonya ve Karadağ) daha az cezayı

gerektiren succedillardan mahkum olunmasının akabinde DNA profillerinin belirsiz suumlreli olarak saklanmasına izin

veren duumlzenlemelere sahiptir

31

tanıyan duumlzenlemeleri uygulamaya koymak devletin kendisini takdir yetkisinin sınırına

sokması demektir Bu nedenle devlet başvurucu iccedilin belirli oumlnlemlerin mevcudiyetini ve

etkililiğini temin etmelidir

Ancak başvurucunun biyometrik verisi ve fotoğrafları işlediği succedilun ağırlığı

goumlzetilmeksizin ve saklamanın belirsiz bir suumlre iccedilin devam etmesinin gerekliliğine ilişkin bir

değerlendirme yapılmaksızın saklanmıştır Ayrıca Kuzey İrlandarsquodaki polis sadece belirli

şartlar altında biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir Dolayısıyla

başvurucu verinin saklanmasının kişinin succedilu yaşı kişiliği ve geccedilen zaman dikkate alınarak

gerekli olmadığının tespiti halinde silinmesine izin veren bir yol olmadığından verilerinin

saklanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılması talebinde bulunamamıştır

Mahkeme bu yetkinin birbiriyle yarışan kamusal ve bireysel ccedilıkarlar arasında adil bir

denge kurmada başarısız olduğunu tespit etmiştir

Devlet dolayısıyla kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşmış ve somut olaydaki

saklama başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına demokratik bir toplumda gerekli

goumlruumllemeyecek nitelikte orantısız bir muumldahale teşkil etmiştir

Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşmersquonin 8 maddesi ihlal edilmiştir

Mahkeme başvurucunun uğradığı manevi zararın tazmini bakımından ihlal tespitinin

adil tazmini sağladığını belirtmiştir

32

Başvuru Adı İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan

Başvuru No 6357116 289017 3954117 7414316 288317 3952717

Başvuru Tarihi 25 Ekim 2016

Karar Tarihi 11 Şubat 2020

Karar Linki İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan

Konu Mahkeme oybirliğiyle uyuşturucu ticareti yapma succedilu

isnadıyla tutuklanan ve yargılanan iki başvurucunun polis tarafından aşağılayıcı muameleye

maruz bırakılmaları ve soruşturma aşamasındaki delil yetersizliği nedeniyle Soumlzleşme madde

3 (insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) başvurucuların succedil işlediklerine ilişkin

makul bir şuumlphe olmaksızın tutuklanmaları nedeniyle madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik

hakkı) yerel mahkemelerin başvurucuları keyfi tutuklamaya ve yargılama oumlncesi uzun suumlreli

tutukluluğa karşı korumada başarısız olması nedeniyle madde 5 sect 4 (yasaya aykırı tutulma)

başvurucuların tutuklanmasında ve goumlzaltına alınmasında esas sebebin başvurucuların siyasi

bir grafiti ccedilizmeleri olmaları nedeniyle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18

(Soumlzleşmersquodeki kısıtlamaların uygunsuz kullanımı) ve madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında

korunan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucular Giyas Hasan oğlu İbrahimov ve Bayram Farman

oğlu Mammadov sırasıyla 1994 ve 1995 doğumlu Azerbaycan vatandaşlarıdır ve Bakuumlrsquode

yaşamaktalardır

Başvurucuların ikisi de bir sivil toplum hareketi olan NIDArsquonın uumlyesidir ve

Azerbaycanrsquoın oumlnceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyevrsquoin heykeli uumlzerine ccedilizdikleri grafiti ve bu

grafitiyi sosyal medyada paylaşmaları sonrasında Mayıs 2016rsquoda tutuklanmışlardır Grafitide

ldquoFck the systemrdquo (Tr sistemi shellipm) ve cumhurbaşkanının oumlnceki doğum guumlnuuml kutlamaları

iccedilin kullanılan ldquoHappy flower dayrdquo (Tr Nice guumll bayramlarına) ifadesinin goumlndermeli ve

ironik bir versiyonu olan ldquoHappy slave dayrdquo (Tr Nice koumlle bayramlarına) ibareleri

geccedilmektedir

Başvurucular sokakta uumlniformasız kişilerce tutuklandıklarını bu kişilerin kendilerine

yumruk attığını ve kendilerini heykel uumlzerine ccedilizdikleri grafiti hakkında sorguladıklarını iddia

etmiştir Başvurucular Bakuuml Ana Polis Merkezirsquone goumltuumlruumllmuumlş burada polis memurlarınca

33

uumlzerlerine kasti olarak uyuşturucu madde yerleştirilmiş ve uyuşturucu ticaretine ilişkin

succedillamaları kabul etmeleri iccedilin koumltuuml muameleye maruz bırakılmışlardır Başvurucular oumlnce her

ne kadar iddiaları reddetseler de maruz bırakıldıkları koumltuuml muamele ve polisin tehdit etmesi

sonucu iddiaları kabul etmişlerdir

Başvurucular akabinde evlerine goumltuumlruumllmuumlş ve polis başvurucuların evinde

başvurucuların iddiasına goumlre polis tarafından yerleştirilen uyuşturucu madde bulmuştur

Başvurucuların ikisi de Narimanov Boumllge Polis Merkezirsquonde geccedilici olarak nezarethaneye

koyulmuş başvurucular burada bahccedileyi temizlemeye zorlanmış ve dahası doumlvuumllmuumlşlerdir

Avukatları başvurucuların maruz kaldıklarını iddia ettikleri koumltuuml muameleye ve bahccedileyi

temizlemelerine şahit olmuştur

Başvurucuların ikisi de yargılamaları sırasında uygulanacak olan oumlnleyici tedbirlere

ilişkin karar verecek olan Khatai Boumllge Mahkemesirsquone goumltuumlruumllmuumlş ve mahkemeye koumltuuml

muameleye maruz kaldıkları ve itiraflarını baskı altında yaptıklarını belirterek şikayetccedili

olmuşlardır Mahkeme soruşturma makamlarınca koumltuuml muameleye ilişkin iddiaların

incelenmesi iccedilin talimat vermiştir Başvurucular nezarethaneye doumlnduumlkleri sırada tekrardan

koumltuuml muameleye maruz kaldıklarını iddia etmiştir

Mayıs 2016rsquoda Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubu Azerbaycanrsquoı

ziyaret etmiş ve koumltuuml muamelenin ldquofiziksel izlerinirdquo taşıdıklarını belirttikleri başvurucularla

goumlruumlşmuumlştuumlr

Huumlkuumlmet her iki başvurucunun da polisin başvurucuların uyuşturucu ticareti yaptığına

ilişkin bilgi edinmesinden sonra tutuklandığını iddia etmiştir Başvuruculara devlet tarafından

avukat atanmıştır ve başvuruculara kanıtlar elde edildikten sonra succedil isnat edilmiştir

Başvurucular ayrıca goumlzaltı merkezinde sağlık muayenesinden geccedilirilmiş ve uumlzerlerinde yara

izine rastlanmamıştır Başvurucuların polisin koumltuuml muamelede bulunduğuna ilişkin iddiaları

sonucu yuumlruumltuumllen soruşturma sonucunda bu iddiaların dayanaksız olduğu ortaya ccedilıkmıştır

Mahkemeler başvurucuların tutuklarına son verilmesi ve salıverilme taleplerini

reddetmiş başvurucular tutuklu yargılanmaya devam etmiştir 2016rsquoda başvurucular

uyuşturucu ticareti succedilundan huumlkuumlm giymiş ve 10 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır

Başvurucular Mart 2019rsquoda cumhurbaşkanlığı affı neticesinde serbest bırakılmışlardır

34

İhlal İddiaları Başvurucular tutuklulukları sırasında ve polis nezaretinde koumltuuml

muameleye maruz kaldıkları ve yetkili mercilerin bu hususta etkili bir soruşturma yuumlruumltmediği

iddiasıyla madde 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında

şikayetccedili olmuştur

Başvurucular goumlz altına alınmalarının makul bir şuumlpheye dayanmadığını belirterek

madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı) kapsamında mahkemelerin yargılama oumlncesi

tutukluluğun meşruiyetine ilişkin bağlantılı ve yeterli gerekccedile sunmadığını ve goumlzaltında

tutulmalarına ilişkin değerlendirmenin etkili olmadığını belirterek madde 5 ve 6 (adil

yargılanma hakkı) kapsamında şikayetccedili olmuştur

Başvurucular oumlzguumlrluumlk haklarının Soumlzleşmersquode oumlngoumlruumllen kısıtlama sebeplerinden

başka bir sebeple siyasi soumlylemler iccedileren grafiti ccedilizmelerinden oumltuumlruuml cezalandırılmak

amacıyla sınırlandığını belirterek madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 (haklara getirilecek

kısıtlanmaların sınırlanması) kapsamında şikayetccedili olmuşlardır

Son olarak başvurucular ayrı ayrı ve madde 18 ile bağlantılı olarak madde 10 (ifade

oumlzguumlrluumlğuuml) ve madde 8 (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamında şikayetccedili

olmuşlardır

Başvurucular 25 Ekim 2016 tarihinde AİHMrsquoe başvurmuştur

Karar

Madde 3

Polisin Koumltuuml Muamelesi

Mahkeme huumlkuumlmetin başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldıklarına ilişin tuumlm

iddialarına karşı ccedilıktığını belirterek taraflar arasında bu konuda goumlruumlş ayrılığı olduğunu

belirtmiştir Huumlkuumlmetin beyanları sağlık raporunda ve adli tıp incelemesinde yaralanmaya ilişin

bir bulguya yer verilmediğine dayalıdır

Ancak Mahkeme ortada başvurucular lehine accedilık bir delil başlangıcı olduğunu tespit

etmiştir

Başvurucuların iddiaları başvurucuların bedeninde koumltuuml muameleye ilişkin izler tespit

eden Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubunun bulguları ile paraleldir

35

başvurucuların avukatı da bu iddiaları destekler nitelikte beyanda bulunmuş ve koumltuuml

muameleye tanık olmuştur ve Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele

ve Cezayı Oumlnleme Komitesirsquonin (CPT) goumlzlemleri mevcuttur

Huumlkuumlmet başvurucuların dayandığı delillere ilişkin yorum yapmamış veya bunlara bir

accedilıklama getirmemiştir ve huumlkuumlmetin dayanmış olduğu tıbbi kayıtlar da başvurucuların

iddialarının reddedilmesi iccedilin sağlam bir temel oluşturmamaktadır Oumlrneğin tıbbi raporlardan

birinde ilk başvurucunun boynunda ldquoyuumlzeysel kızarıklıkrdquo olduğu yer almış ancak bu

kızarıklığın nasıl meydana geldiği accedilıklanmamıştır Ayrıca başvurucuların goumlzaltı merkezine

geliş kaydının yapıldığı saatler arasında bariz ccedilelişki mevcuttur

Mahkeme ayrıca CPTrsquonin goumlzaltındaki kişilerin kendi avukatlarına erişimde

yaşadıkları sistematik gecikme sonucunda succedillamaları devlet tarafından atanan avukatlar

nezdinde kabul ettiğine ilişkin tespitine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme başvurucuların sadece

devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiklerinde kendilerini succedillayıcı

beyanlarda bulunmasının koumltuuml muamele iddialarını desteklediğini ifade etmiştir

Mahkeme polisin başvuruculara ciddi succedil iddialarını kabul ettirmek iccedilin ki

başvurucular bu iddiaların mesnetsiz olduğunu iddia etmektedir koumltuuml muamele uyguladığının

makul şuumlphenin oumltesinde sabit olduğunu tespit etmiştir

Mahkeme elindeki kanıtları goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda başvurucuların polis

tarafından insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını ve madde 3rsquouumln esas

youmlnuumlnden ihlal edildiğini tespit etmiştir

Başvurucuların Koumltuuml Muamele İddialarının Soruşturulması

Mahkeme devletin ve devlet makamlarının koumltuuml muamelede bulunduğu iddiaları

hakkında madde 3 kapsamındaki usuli yuumlkuumlmluumlluumlk uyarınca etkili bir soruşturma yuumlruumltuumllmesi

gerektiğine ilişkin iccediltihadına atıfta bulunmuştur Mahkeme daha oumlnce de oumlnuumlne başvurucuların

yaşadığı tarzda problemler sonucu sağlıklı bir şekilde yuumlruumltuumllmeyen soruşturmalara ilişkin

Azerbaycanrsquoa karşı yapılan başvuruların geldiğini belirtmiştir

Oumlzellikle başvurucuların olayında sağlık muayenesi başvurucuların koumltuuml muameleye

ilişkin şikayette bulunmalarından ancak iki hafta sonra yapılmıştır Yetkili merciler ayrıca

36

polis merkezindeki ve nezarethanedeki kapalı devre kamera kayıtlarını kayıtların geccedilici olarak

saklandığı yedi guumlnluumlk suumlre iccedilinde arşivleyebilecekken bunda başarısız olmuştur

Bunların yanında başvurucuların koumltuuml muamele iddialarını araştıran soruşturma

makamı da polis merkezini araştırmak ve kanıt toplamak yolunda bir adım atmamıştır Aksine

başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldığı polis merkezine soruları goumlndermiş ve buradan

yazılı cevapları almıştır

Mahkeme yetkili mercilerin hayli muhtemel koumltuuml muamele iddialarına youmlnelik etkili

bir soruşturma yuumlruumltmede başarısız olduğunu belirtmiştir Gerccedilekten de CPT bu tarz

soruşturmaların etkisizliğine ilişkin durumu ldquoAzerbaycanrsquodaki durum Avrupa Konseyi

uumllkelerinin tamamının arasında istisnai nitelik taşımaktadırrdquo şeklinde ifade etmiştir Buumltuumln

bunlar ışığında Mahkeme Madde 3rsquouumln usul youmlnuumlnden ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır

Madde 5 sect 1

Başvurucular tutuklanmaları ve goumlzaltına alınmalarının bir succedila ilişkin makul bir

şuumlpheye dayanmadığını zira uumlzerlerinde ve evlerinde bulunan uyuşturucuların heykel uumlzerine

ccedilizdikleri grafitiler dolayısıyla cezalandırılmaları amacıyla polis tarafından yerleştirildiğini

iddia etmiştir Huumlkuumlmet bu iddiaları reddetmiştir

Mahkeme her iki başvurucunun da huumlkuumlmet karşıtı goumlsteriler tertip eden bir genccedillik

hareketi olan NIDA uumlyesi olduğunu belirtmiştir Mahkeme ayrıca oumlnuumlndeki diğer davalarda

yetkili makamların NIDArsquoyı ve ldquoradikal bozguncu guumlccedillerrdquo olarak nitelendirdiği uumlyelerini

hedef goumlsterdiğini ifade etmiştir

Huumlkuumlmet başvurucuların yakalanmalarının operasyonel bir bilgiye ve soruşturma

makamlarınca toplanan delillere dayandığını belirtmiş ve Mahkeme başvuruculara karşı

uyuşturucu ticareti yapma succedilu isnadıyla accedilılan ceza davasını incelemeye geccedilmiştir

Mahkeme oumlncelikle her ne kadar resmiyette davalar arasında ilişki olmasa da

başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen suumlrecin benzer koşullar altında İranlılardan uyuşturucu temin

etmeye youmlnelik iddialar da dahil olmak uumlzere aslında aynı aşamaları izlediğini belirtmiştir

Yetkili merciler ayrıca aynı soruşturma faaliyetlerini yuumlruumltmuumlş ve hatta soruşturma

kapsamındaki raporlar yazılırken kopyala yapıştır yapılmıştır

37

Mahkeme ayrıca zamanlamaya dikkat ccedilekmiştir Başvurucuların uyuşturucu ticareti

yaptığına ilişkin bilginin alınması ve yakalanmaları aynı guumlnde gerccedilekleşmiştir ve yine goumlzaltı

merkezine ve mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmaları da yaklaşık olarak aynı zamanda gerccedilekleşmiştir

Mahkeme başvurucuların uyuşturucu ticareti succedilunu işlediklerine youmlnelik operasyonel

bilgi ve soruşturma tedbirleri hakkında daha kapsamlı bir inceleme yapmıştır

İlk olarak edinilen operasyonel bilgide uyuşturucu ticareti şuumlphelileri doğrudan

başvurucular işaret edilmeksizin sadece ldquoGiyasrdquo ve ldquoBayramrdquo olarak ifade edilmiştir

Mahkeme bu bilginin alınması ve başvurucuların yakalanması arasında ldquodelil boşluğurdquo

olduğunu tespit etmiştir Dosyada soruşturma makamlarının başvurucularla uyuşturucu

ticaretine ilişkin operasyonel bilgi arasında nasıl bağ kurduğuna ilişkin bir belge veya kanıt

yoktur

Başvurucular yakalandıktan sonraki soruşturma tedbirleri temel olarak başvurucuların

kendisinin ve evlerinin aranmasından ibarettir Ancak polis merkezinde başvurucuların

vuumlcudunda yapılan arama polisin ldquoolasırdquo delil yerleştirmeye ilişkin olası endişelere yer

vermeksizin tutuklamadan hemen sonra arama yapmada başarısız olduğu diğer davalara benzer

nitelik taşımaktadır

Başvurucular ayrıca polisin koumltuuml muamelesi altında aranmıştır Dahası başvurucuların

tutuklanma gerekccedilesi uyuşturucu ticareti yapmalarıyken polis bu faaliyetlere ilişkin nakit para

olası tedarikccedili veya alıcılara ilişkin bilgiler ve tartı ve paketleme malzemeleri gibi deliller ele

geccedilirme konusunda ccedilaba goumlstermemiştir

Tuumlm bunlar ve diğer hususlar dikkate alındığında Mahkeme somut olaydaki verilerin

Soumlzleşmersquonin bireylerin tutuklanması iccedilin gereken makul şuumlpheye ilişkin koyduğu minimum

standardı sağlayamadığı sonucuna varmıştır Başvurucular dolayısıyla ldquomakul bir şuumlpherdquo

olmaksızın oumlzguumlrluumlklerinden mahrum bırakılmış ve Madde 5 sect 1 ihlal edilmiştir

Madde 5 sect sect 3 ve 4

Başvurucular yerel mahkemelerin kararlarına ilişkin madde 5 ve 6 kapsamında

şikacircyette bulunmuştur Mahkeme bu iddiaları Madde 5 sect sect 3 ve 4 kapsamında değerlendirmeye

karar vermiş ancak madde 5 sect 1 kapsamındaki bulguları sebebiyle Madde 5 sect sect 3 kapsamında

değerlendirme yapmaya gerek kalmadığını tespit etmiştir

38

Mahkeme Aliyev v Azerbaycan kararında yerel mahkemelerin keyfi tutuklama ve

yargılama oumlncesi uzun suumlreli tutuklulukta sistemsel olarak başarısız olduğunu tespit etmiştir

Huumlkuumlmet başvurucuların davasında aksi bir kanaate ulaşmaya olanak veren bir olgu veya

arguumlman ileri suumlrebilmiş değildir ve Mahkeme madde 5 sect 4 kapsamında başvurucuların

haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18

Başvurucular tutuklanmalarının ve goumlzaltına alınmalarının asıl nedeninin oumlnceki

cumhurbaşkanının heykeline ccedilizdikleri grafiti iccedilin kendilerini cezalandırmak amacıyla

yerleştirilen delil olduğunu iddia etmiştir Bu eylem ile aynı zamanda diğer kişilere de bu tarz

faaliyetlere kalkışmamaları iccedilin bir uyarıda bulunulmuştur Huumlkuumlmet bu iddiaların spekuumllatif

olduğunu ve başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen hiccedilbir eylemin politik bir amaccedil taşımadığını iddia

etmiştir

Mahkeme başvurucuların olayının daha oumlnceden Mahkeme tarafından goumlruumllen ve

madde 18 anlamında ihlal teşkil eden muhaliflere sivil toplum aktivistlerine ve insan hakları

savunucularına karşı misilleme amacıyla yuumlruumltuumllen kovuşturma ve bu kişilerin ceza hukukunun

koumltuumlye kullanımı yoluyla keyfi tutuklanması ve goumlzaltına alınmasına ilişkin davalarla benzer

oumlzellikler taşıdığını tespit etmiştir

Oumlncelikle oumlnceki cumhurbaşkanının heykelinin uumlzerine grafiti ccedilizen ve hemen akabinde

yakalanıp tutuklanan başvurucular muhalif NIDA kuruluşunun uumlyesidir ikinci olarak

başvurucular makul bir şuumlphe olmaksızın ciddi bir şekilde uyuşturucu ticareti yapmakla

succedillanmıştır uumlccediluumlncuuml olarak mahkeme iccediltihadı NIDArsquonın ve uumlyelerinin hedeflendiğini ispat

etmektedir doumlrduumlncuuml olarak başvurucuların durumu muhaliflerin ve diğer aktivistlerin keyfi

tutuklanması ve goumlzaltına alınması zeminde incelenmelidir

Mahkeme başvurucuların oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme madde 5 sect 1 (c)rsquode yer alan amaccedillar

dışında bir amaccedilla kısıtlandığını ve esas amacın başvurucuları oumlnceki cumhurbaşkanının

heykeli uumlzerine grafiti ccedilizmeleri ve huumlkuumlmet aleyhine siyasi soumlylemde bulunmaları dolayısıyla

cezalandırmak olduğunu belirtmiştir Bu nedenle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 ihlal

edilmiştir

Bu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkeme başvurucuların madde 8 ve madde 8 ile

bağlantılı olarak madde 18 kapsamındaki şikayetlerini inceleme gereği duymamıştır

39

Madde 10

Mahkeme başvurucuların eyleminin Soumlzleşme kapsamında korunan politik soumlylem

olarak değerlendirileceğini belirtmiştir Başvurucuların tutuklanması ve soruşturulması ifade

oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale niteliğindedir ve bu muumldahale sadece belirli haller altında meşru kabul

edilebilir

Ancak yetkili makamlar hukuk sınırları iccedilinde hareket etmek yerine başvurucuları

eylemlerine misilleme olarak uyuşturucu ticareti yapmak succedilundan yargılama yolunu

seccedilmişlerdir Başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan bu tarz bir muumldahale sadece hukuka

aykırı olmakla kalmamakla aynı zamanda buumlyuumlk oumllccediluumlde keyfilik taşımakta ve Soumlzleşmersquonin

Oumlnsoumlzuumlrsquonde accedilıkccedila ifade edilen ve Soumlzleşme maddelerine iccedilkin olan hukukun uumlstuumlnluumlğuuml

ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir

Mahkeme Soumlzleşmersquonin 10 Maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Azerbaycanrsquoın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 30000 Euro ve

masraflar ve harcamalar iccedilin 6000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

40

Başvuru Adı Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz

Başvuru No 7810814

Başvuru Tarihi 5 Aralık 2014

Karar Tarihi 25 Ocak 2020

Karar Linki Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz

Konu Mahkeme oybirliğiyle bir iş insanının akdetmek istediği

soumlzleşmeye karşı ccedilıkan Lizbon Şehir Meclisi uumlyesi ve başvurucunun erkek kardeşinin bu işleme

karşı ccedilıkmamasını temin etmek uumlzere başvurucuya para teklif etmesi ve başvurucunun bunun

ses kaydını alması dolayısıyla succedillu bulunmasının Soumlzleşmersquonin 6 maddesini (adil yargılanma

hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir

Olaylar Başvurucu Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes 1954 doğumlu bir

Portekiz vatandaşı olup Lizbonrsquoda yaşamaktadır Başvurucu avukattır

Ocak 2006rsquoda taşınmaz yatırım şirketi youmlneticisi bir iş insanı tarafların ikisini de

ilgilendiren bir hususta goumlruumlşmek uumlzere başvurucu ile iletişime geccedilmiştir Taraflar birkaccedil guumln

sonra buluşmuş ve goumlruumlşme sırasında iş insanı başvurucuya Şehir Meclisi ile iş insanı arasında

imzalanmış olan soumlzleşmeye muhalefetinden vazgeccedilmesi iccedilin başvurucunun Lizbon Şehir

Meclisi uumlyesi olan erkek kardeşini ikna etmesi iccedilin para teklif etmiştir Başvurucu bu

konuşmanın gizlice ses kaydını almış ve ses kaydını bu iş insanı ile ilgili yuumlruumltuumllen bir

soruşturmada gizli ajan olarak iş birliği yapacak olduğu polise vermiştir İki adam sonrasında

başvurucunun erkek kardeşinin tartışmalı soumlzleşmeye muhalefetini sona erdirmek iccedilin

ayarlamaları yapmak amacıyla tekrardan birkaccedil kez daha buluşmuş sonrasında goumlruumlşmeler

sona ermiştir

Şubat 2006rsquoda iş insanı ruumlşvet soruşturmasına dahil edilmiştir 2012rsquode Temyiz

Mahkemesi iş insanına 5 aylık hapis cezası vermiş Devlet Hazinesirsquone 200000 Euro oumldemesi

karşılığında iş insanının cezası ertelenmiştir

Aynı zamanda iş insanı başvurucuya karşı başvurucunun ilk goumlruumlşmelerinin ses

kaydını hukuka aykırı bir şekilde alması dolayısıyla şikacircyette bulunmuştur 2011 yılında

Lizbon savcılığı soruşturma başlatmış ve akabinde başvurucu hakkında hukuka aykırı bir

41

şekilde ses kaydı alması dolayısıyla iddianame duumlzenlemiştir İlk derece mahkemesi olan

Lizbon Mahkemesi başvurucunun beraatine karar vermiştir Ancak 26 Nisan 2012rsquode

başvurucu uumlccedil kişilik temyiz mahkemesi heyeti tarafından mahkucircm edilmiştir Dosya Lizbon

Mahkemesirsquone huumlkuumlm kurulması iccedilin geri goumlnderilmiştir Başvurucursquonun 1200 Euro

oumldemesine huumlkmedilmiştir Başvurucu kararı temyiz etmiştir

Haziran 2014rsquote 26 Nisan 2012 tarihli kararı veren aynı temyiz mahkemesi heyeti

başvurucunun temyiz başvurusunu reddetmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen

cezadan daha ağır bir cezaya huumlkmetmiştir Başvurucunun hukuka aykırı kayıt dolayısıyla

4800 Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkı) atıfla

duruşmalarının adil bir şekilde goumlruumllmediğini iddia etmiştir Başvurucu oumlzellikle Lizbon

Temyiz Mahkemesi kendisini veya tanıklarını dinlemeksizin ve ilk derece mahkemesi

hakkında beraat kararı vermesine rağmen ikinci derece yargılaması sonucu succedillu

bulunmasından şikayetccedili olmuştur Başvurucu ayrıca temyiz mahkemesinin tarafsız olmadığını

iddia etmiş ve hukuka aykırı kaydının iş insanının yolsuzluktan huumlkuumlm giymesine katkıda

bulunduğunu iddia etmiştir

Başvurucu 5 Aralık 2014rsquote AİHMrsquoe başvurmuştur

Karar

Madde 6sect1 (Adil Yargılanma Hakkı)

Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuyu delilleri doğrudan değerlendirmeksizin

ikinci derece yargılamasında ilk seferde mahkum ettiğini belirtmiştir

İlk derece yargılamasında Lizbon Mahkemesi başvurucunun ve birccedilok tanığın

dinlendiği bir duruşma yapmıştır Akabinde başvurucu hakkında beraat kararı verilmiş ve

Lizbon Mahkemesi başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunun farkında

olduğunun kanıtlanamadığını ve ayrıca başvurucunun eyleminin kaydın hukuka aykırı

niteliğini ortadan kaldıran zorunluluk kapsamında (Ceza Kanunu madde 34) değerlendirilmesi

gerektiğini tespit etmiştir

Temyiz mahkemesi ikinci derece yargılamasında olayları ve uygulanan hukuku yeniden

değerlendirmiştir Mahkeme akabinde başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunu

42

bilerek hareket ettiğini belirterek olaya ilişkin bulgulardan uzaklaşmıştır Ancak temyiz

mahkemesi hiccedilbir tanığı ve hatta başvurucuyu dahi sorgulamamıştır Bunun sonucunda

başvurucu zorunluluk hali kapsamında hareket edip etmediğine ve davranışının hukuka aykırı

olduğunu bilip bilmediğine ilişkin savunma yapma şansı bulamamıştır

Mahkeme temyiz mahkemesinin Lizbon Mahkemesinin başvuran hakkında beraat

kararı vermesine yol accedilan tuumlm delilleri doğrudan değerlendirmiş olması veya başvurucuyu

şahsen sorgulaması gerektiği kanaatindedir Bu nedenle başvurucu temyiz mahkemesi oumlnuumlnde

adil bir şekilde yargılanmamıştır ve dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir

1 Mahkeme temyiz mahkemesinin başvuranın succediluna ilişkin kararındaki

gerekccedilelendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir

Oumlncelikle temyiz mahkemesi başvurucunun hareketinin hukuka aykırı olduğunu bilerek

hareket ettiği sonucuna varmıştır Ancak mahkeme bu hususu doğrudan delillendirmede

başarısız olmuştur

İkinci olarak temyiz mahkemesi başvurucunun zorunluluk hali kapsamında hareket

etmediği sonucuna varmıştır Ancak temyiz mahkemesi başvurucunun iş insanının yolsuzluk

succedilundan huumlkuumlm giymesindeki katkısını veya bu sorunla baş etmedeki genel menfaati

değerlendirmemiştir Ayrıca temyiz mahkemesi iş insanının menfur davranışı hakkında da

yorumda bulunmamıştır

Oysaki bu hususlar Lizbon Mahkemesirsquonin zorunluluk hali neticesinde meşruiyetin var

olup olmadığına ilişkin yaptığı analizde dikkate alınmıştır Lizbon Mahkemesi diğer hususların

yanında iş insanının davranışının etik kurallara ve hukuk kurallarına aykırılığı bir buumltuumln olarak

duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde kendi haklarının başvurucunun haklarına goumlre oumlncelik taşıdığını iddia

edemeyeceğini belirtmiştir Bu nedenle temyiz mahkemesinin hukuka aykırılığı ortadan

kaldıran durumları oumlzellikle de sahip olunan meşru amacı yani yolsuzlukla muumlcadeleyi goumlz

oumlnuumlnde bulundurması gerekirdi Temyiz mahkemesi bunu yapmayı ihlal ederek başvurucunun

yargılama suumlrecinde ileri suumlrduumlğuuml oumlnemli arguumlmanlardan birine cevap vermemiştir

Ayrıca soumlz konusu kayıtlar iş insanına karşı başlatılan ceza soruşturmasında

kullanılmış ve olayların değerlendirilmesinde dikkate alınmıştır Bu durum temyiz

mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde tamamen goumlz ardı edilmiştir dolayısıyla temyiz

mahkemesi hukuki durumu buumltuumlncuumll olarak inceleyememiştir

43

Mahkeme dolayısıyla temyiz mahkemesinin gerekccedilelendirilmesinde yanlışlığa yol accedilan

ihmallerin soumlz konusu olduğunu belirtmiştir Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşme madde 6

sect 1 ihlal edilmiştir

Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuya ikinci derece mahkemesi olarak cezası

(para cezası) verirken tarafsız olmadığını belirtmiştir

Mahkeme başvurucunun kendisi hakkında huumlkuumlm veren iki yargıcın tarafsızlığına

ilişkin endişesinin tamamen meşru olduğu sonucuna varmıştır

Mahkeme diğer hususların yanında başvurucunun succedillu olduğuna huumlkmeden 26 Nisan

2012 tarihli karara ilişkin başvurucu tarafından yapılan ve basında veya temyiz suumlrecinde yer

alan eleştirilerin belirli bir seviyede duumlşmanlık yaratmış olabileceğini belirtmiştir Gerccedilekten

de her iki yargıccedil da başvurucunun kendilerine youmlnelttiği succedillamalar dolayısıyla başvurucu

aleyhine disiplin suumlreci yuumlruumltuumllebileceğini dile getirmiştir

Ayrıca başvurucu kendisine verilen para cezasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun

ilk derece yargılamasında işin esası hakkında karar veren aynı heyete intikal ettiği hususunda

bilgilendirilmemiştir Dolayısıyla başvurucu bu kişilerin reddine ilişkin talebini dile getirme

şansından mahrum kalmıştır Bu nedenle Soumlzleşme madde 6 sect 1 ihlal edilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Portekizrsquoin başvurucuya manevi tazminat olarak 3000 Euro ve yapılan

masraflar ve harcamalar iccedilin 1632 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

44

MART 2020

Başvuru Adı CegoleaRomanya

Başvuru No 2556013

Başvuru Tarihi 8042013

Karar Tarihi 24032020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201868

Konu İtalyan azınlığa mensup başvurucunun seccedilimlerde aday

olmasını engelleyen kuralların ve yaptığı itirazlarda yeterli usucirclicirc guumlvencelerden

faydalandırılmamasının Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3 (Serbest seccedilim hakkı)

ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesini (ayrımcılık yasağı) ihlali

Olaylar Başvurucu Gabriela Cegolea Romanya ve İtalya vatandaşıdır

1948 yılında doğmuştur ve Cernicarsquoda (Romanya) ikamet etmektedir

2012 yılında Cagolearsquonın başkanı olduğu Vox Mentis Vakfı hayır kurumu statuumlsuumlne

sahip olmak iccedilin başvurmuştur Bu 352008 sayılı Seccedilim Kanunu uyarınca Cegolearsquonın İtalyan

azınlığı temsil eden kurum olarak vakıf adına 9 Aralık 2012 tarihli parlamento seccedilimlerinde

aday olabilmesi iccedilin bir zorunluluktu

Mayıs 2012rsquode Huumlkuumlmet Sekreteri başvuruyu kaydetmiş ve Etnik Gruplararası İlişkiler

Departmanı (DRI) ile Kuumlltuumlr ve Ulusal Miras Bakanlığına (Bakanlık) goumlruumlş almak uumlzere

youmlnlendirmiştir Bir sonraki ay DRI vakfın hayır kurumu olma başvurusunu reddetmiştir

Cegolea bu karara karşı itiraz etmiş ancak başvurusu reddedilmiştir

Temmuz 2012de dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını

değiştiren 1452012 sayılı Kanun yuumlruumlrluumlğe girmiştir Değişiklikler esas olarak hayır kurumu

statuumlsuumlnuuml sağlamaya youmlnelik huumlkuumlmler ile ilgilidir

45

Ekim 2012rsquode Cagolea parlamento seccedilimlerine vakıf adayı olarak kaydolmaya

ccedilalışmıştır İki guumln sonra Merkezi Seccedilim Buumlrosu tarafından vakfın hayır kurumu olmaması

sebebiyle adaylığının kabul edilmediğine dair bilgilendirilmiştir Bu karara karşı mahkemeye

başvuran Cegolea başka şeylerin yanı sıra kendisine ayrımcılık yapıldığını ve mevzuatın

anayasaya aykırı olduğunu oumlne suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkeme itirazı vakfın hayır kurumu

statuumlsuumlnuuml haiz olmaması sebebiyle reddetmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone

başvurmuş ancak anayasaya aykırılık iddiası kabul edilemez bulunmuştur Birkaccedil guumln sonra 9

Aralık 2012 parlamento seccedilimlerinde aday olmak iccedilin son kayıt tarihi geccedilmiştir

Ocak 2013rsquote Cegolea Bakanlıktan cevap almıştır Buna goumlre başvuru yapıldığında ve

incelendiğinde vakfın hayır kurumu statuumlsuuml iccedilin gerekli kriterleri karşıladığı anlaşılmıştır

Bununla birlikte dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını değiştiren

1452012 sayılı Kanunun yuumlruumlrluumlğe girmesiyle vakfın sağlayamadığı yeni kriterler mevcuttur

İhlal İddiaları Bayan Cegolea Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3

(Serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak AİHS m14rsquoe (ayrımcılık yasağı) binaen kendi

adaylığı iccedilin Romanya Parlamentosunda halihazırda İtalyan azınlığı temsil eden ve Aralık

2012 seccedilimlerine adaylığını yenilemek iccedilin ayrıca bir şart sağlamasına gerek olmayan adaydan

farklı olarak sağlaması gereken ek şartlar olduğunu ve bu nedenle dezavantajlı konuma

duumlştuumlğuumlnuuml iddia etmiştir

Karar

1 Numaralı Ek Protokol m3 (serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak m14 (ayrımcılık

yasağı)

Mahkemersquoye goumlre Cegolea seccedilim haklarının uygulanmasında farklı muameleye maruz

kalmıştır ccediluumlnkuuml Parlamentoda halihazırda temsil edilen kurumlardan farklı olarak

Cegolearsquonın aday olabilmesi iccedilin uumlyesi olduğu ve temsil etmek istediği vakfın hayır kurumu

statuumlsuumlne sahip olması gerekiyordu Muameledeki farklılığın amacı kurumların doğru temsilini

sağlamak ve yalnızca ciddi adayların bulunmasını teşvik etmektir Dayatılan yeni şart

Cegolearsquoyı hazırlıksız yakalamamış Cegolea 9 Aralık 2012 seccedilimleri oumlncesinde hayır kurumu

statuumlsuuml başvurusu iccedilin vakfın etkinliklerini organize edebilmiştir

Buna karşın Mahkeme aşağıdaki goumlzlemlerde bulunmuştur

46

Hayır kurumu niteliği iccedilin başvuru kriterleri 9 Aralık 2012 seccedilimlerine 5 aydan daha

kısa bir suumlre kalmışken ve vakıf başvurusunu yaptıktan sonra değiştirilmiştir 262000 sayılı

duumlzenlemenin ulusal mevzuat uumlzerinde doğrudan etkisi olmuştur

Cegolearsquonın başvurusu DRI ve Bakanlık olmak uumlzere iki farklı merciye iletilmiş ve ikisi

tarafından da farklı sonuccedillandırılmıştır

262000 sayılı duumlzenleme hayır kurumu statuumlsuuml başvurularını sonuccedillandırmaları iccedilin

yetkili idari makam ve Bakanlığa sırasıyla 60 ve 90 guumlnluumlk suumlreler tanımıştır Huumlkuumlmet bu

suumlrelerin bağlayıcı olup olmadığı konusunda accedilık değildir Bununla birlikte adaylık başvuru

suumlresi sona ermeden Cegolearsquonın bu statuumlyuuml alması gerektiği iccedilin bu oumlnemli bir sorundur

Dahası DRI suumlre sona ermeden cevap vermişken Bakanlık seccedilimlerden sonra cevap vermiştir

Cegolearsquonın başvurduğu merciler vakfın gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı

konusunda farklı tutum sergilemiştir DRI reddinin sebebi olarak vakfın etkinliklerinin etnik

gruplararası ilişkileri iccedilermemesini ve Cegolearsquonın kanuni şartları sağlamamasını goumlstermiştir

Bakanlık başvurunun yapıldığı ve incelendiği tarihte vakfın kanuni şartları sağladığını ancak

1452012 sayılı kanunla getirilen yeni şartlar sebebiyle artık sağlamadığını dikkate almıştır

İdari mercilerin Cegolearsquoya verdikleri cevaplar kanun huumlkuumlmlerinin ve uygulanmaları

iccedilin zaman diliminin yorumlanması accedilısından farklılaşmaktadır Ayrıca bu cevapların hukuki

niteliği ulusal mevzuat ve uygulama accedilısından accedilık değildir

3 Ekim 2007 tarihli Romanya Yuumlksek Mahkemesi kanuni şartları sağlamasına karşın

yuumlruumltmenin hayır kurumu statuumlsuuml vermemesi kararına karşı bir derneğin accediltığı davayı

reddetmiştir Yuumlksek Mahkeme talepte bulunan dernek veya vakfın kanuni şartları sağlasa bile

bu niteliğin tanınmasının yuumlruumltmenin takdirine bağlı olduğunu tespit etmiştir Mahkeme

Cegolearsquonın seccedilimde yer almak iccedilin vakfın hayır kurumu statuumlsuumlnuuml kanıtlamak zorunda olduğu

bir seccedilim bağlamında yuumlruumltmenin boumlyle bir takdir yetkisinin bulunmasının sorgulamaya accedilık

olduğu kanaatindedir Dahası vakfa bu statuumlnuumln tanınmasının reddine ilişkin yuumlruumltme kararına

itiraz proseduumlruuml yerel mahkemelerde esas inceleme yetkisini iccedilermemekte ve bu sebeple

keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamamaktadır

Sonuccedil olarak tuumlm bu hususlar ve oumlzellikle keyfiliğe karşı koruma sağlamadaki yargısal

incelemedeki boşluk ile Devletin bu bağlamda sahip olduğu geniş takdir yetkisi dikkate

alındığında Mahkeme Cegolearsquoya Parlamentoda halihazırda bulunan ulusal azınlık

kuruluşlarına kıyasla yapılan farklı muamelenin guumlduumllen meşru amaccedilla yeterli şekilde

47

gerekccedilelendirilemediğine karar vermiştir Bu sebeple Soumlzleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol m3

ile bağlantılı olarak AİHS md14 ihlal edilmiştir

Adil Tazmin ( m41)

Mahkeme ihlal tespitinin Cegolearsquonın manevi zararı iccedilin yeterli olduğuna

huumlkmetmiştir

48

Başvuru Adı PelekiYunanistan

Başvuru No 6929112

Başvuru Tarihi 22102012

Karar Tarihi 05032020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201527

Konu Devlet muumllkuumlnuumln bir manastıra devredilmesinde aracı olan

notere (başvurucu) karşı disiplin suumlrecinin AİHS m61rsquoi (adil yargılanma hakkını) ihlal

etmemesi

Olaylar Başvurucu Bayan Ekaterini Peleki 1965 yılında doğmuş olup

Yunanistan vatandaşıdır ve Atinarsquoda ikamet etmektedir

2007 Mayıs ve Aralık aylarında Bayan Peleki bir noter olarak Hellenic Emlak ve

Vatopedi Manastırı arasında halihazırda manastırın sahip olduğu Vistonida Goumlluumlnuumln bir kısmı

karşılığında Yunanistanrsquoa ait gayrimenkullere sahip olabilmesini sağlayan 2 soumlzleşme

duumlzenlemiştir

Soumlzleşme oumlzellikle manastırın Halkidikirsquodeki Ouranoupolirsquode bulunan 8608 hektarlık

alanın muumllkiyetini kazanabilmesini sağlamaktadır Eyluumll 2008rsquode gazete manşetleri bu işlemin

manastır lehine yapıldığını iddia etmiştir Soruşturma akabinde Atina İlk Derece Mahkemesi

Cumhuriyet Başsavcı Vekili noterler iccedilin disiplin kurulu Atina İlk Derece Mahkemesine

bağlanmadan oumlnce Bayan Peleki aleyhine Noterlik Kanununu ihlal ettiği gerekccedilesiyle disiplin

soruşturması başlatmıştır 19 Şubat 2009rsquoda Disiplin Kurulu başvurucunun noterlik

mesleğinden kalıcı olarak men edilmesinin talep edildiği Atina İstinaf Mahkemesi dosyasına

atıfta bulunarak karara varmıştır Buna goumlre soumlz konusu arazi devrin konusu olamaz

İstinaf Mahkemesi 19 Nisan 2011rsquode arazinin koruma alanı iccedilinde yer aldığını ve tarihi

eser olarak sınıflandırıldığını tespit etmiştir Kamu orta malı olarak geccedilen bu alan herhangi bir

nakil veya devir işleminin konusu olamayacaktır İstinaf Mahkemesi başvurucuyu iki ihlalden

dolayı succedillu bulmuştur Tarihi eser olarak sınıflandırılan bu arazinin iccedilinde bulunan ve nakli

muumlmkuumln olmayan iki Bizans doumlnemi tarihi eserinin işlemin dışında tutulmadan devredilmesi

ve ayrıca limited şirket kurulması Başvurucunun ilk ihlal iccedilin 4 ay ikinci ihlal iccedilin 2 ay suumlreyle

noterlik goumlrevinden geccedilici olarak uzaklaştırılmasına karar verilmiştir

49

İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen cezaların AİHS m6 (adil

yargılanma hakkı) huumlkmuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme ldquomedeni hak ve yuumlkuumlmluumlluumlklerrdquo başlığı altında

Soumlzleşmenin 6maddesini uygulayabileceğini kabul etmiştir

İlk derece organı ile ilgili olarak Mahkeme noterlik disiplin kurulu toplantı tutanağında

başvurucunun avukatının savunma yapma talebinin reddedildiğine dair bir emare

bulunmamaktadır Mahkeme yerleşik iccediltihat uyarınca dava daha sonra tam yargı yetkisine

sahip yargılama organı tarafından incelendiği takdirde idari otoritenin tuumlm talepleri

karşılamamasının Soumlzleşme m6 ihlali doğurmadığına işaret etmiştir

Mahkeme İstinaf Mahkemesinin goumlrguuml tanıklarını sorguladığını ve ek kanıtların

toplanması iccedilin davayı ertelediğini goumlrmuumlştuumlr Başvurucuya savunmasına uygun olduğunu

duumlşuumlnduumlğuuml iddiaları sunma fırsatı sağlanmıştır Bu iddialar onları cevaplama yetkisini

reddetme veya soruşturma bulgularını veya disiplin kurulunun yerleşik iccediltihadını doğrulama

zorunluluğu olmayan İstinaf Mahkemesi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmiştir Dahası

Mahkeme başvurucunun dava İstinaf Mahkemesine dair bir şikayette bulunmadığını

kaydetmiştir

Mahkeme Atina Yerel Mahkemesine bağlı noter disiplin kurulundan oumlnceki iddia

edilen yargılama kusurlarını telafi eden İstinaf Mahkemesinin yeterli hukuki incelemede

bulunduğunu tespit etmiştir

Başvurucu aleyhine dava accedilılan ihlallerin sınıflandırılması ile ilgili olarak Mahkeme

yerel yetkililerin soumlz konusu arazinin iki sebeple 30282002 sayılı kanunla korunduğunu

dikkate aldıklarını kaydetmiştir İlk olarak tuumlm alan 1965 yılı bakanlık kararıyla tarihi eser

olarak sınıflandırılmıştır ikincisi bu alanda 1981 ve 1984 tarihli bakanlık kararlarıyla

sınıflandırılmış ve listelenmiş iki tarihi eser bulunmaktadır Mahkeme soumlz konusu arazinin

statuumlsuumlnuumln accedilık olmadığını ve yerel yetkililerin suumlreccedil boyunca farklı terminoloji kullandıklarını

tespit etmiştir Ayrıca İstinaf Mahkemesi arazinin sınıflandırılmasına ilişkin yetkili makamın

goumlruumlşuumlnuuml almak uumlzere davanın esası hakkındaki incelemesini ertelemiştir

Her haluumlkarda Mahkeme iccedilin İstinaf Mahkemesi oumlnuumlndeki dava nihai oumlnem arz

etmektedir ccediluumlnkuuml hem usul hem maddi hukuk accedilısından başvurucunun dosyası kapsamlı bir

incelemeye tabi tutulmuştur Ayrıca İstinaf Mahkemesi nihai karar da vermeyen ilk derece

organı dosyasını ve başvurucunun ifadelerini inceledikten sonra savunma avukatlarının halka

50

accedilık duruşmalardaki goumlzlemlerini dinlemiştir Succedilun tekrar sınıflandırıldığı goumlz oumlnuumlne

alınarak İstinaf Mahkemesi oumlnuumlnde başvurucuya kendini savunma fırsatı sağlanmıştır Dahası

başvurucuya atfedilen succedilların tekrar sınıflandırılması daha oumlnce ne istinaf ne de temyiz konusu

olmuştur

Son olarak temyiz mahkemesindeki dava ile ilgili olarak Mahkeme başvurucunun

savcılık iddianamesi sonrasında disiplin kurulunun avukatlarına savunma hakkı tanınmadığını

iddia ettiğini kaydetmiştir 5 Haziran 2012 tarihli kararında temyiz mahkemesi başvurucunun

avukatlarının konuşma taleplerinin disiplin kurulunca reddedilmesi iddiasını sunmadığını ve

bu iddianın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmiştir Bununla ilgili olarak

Mahkeme bu sonucun 82010 sayılı istinaf mahkemesi kararına goumltuumlren duruşma kayıtlarında

yer alan bu iddianın etraflıca gelişim kanıtı ile ccedileliştiğini goumlzlemlemiştir

Ayrıca Mahkeme daha oumlnce aynı iddianın ileri suumlruumllduumlğuumlnuuml ve istinaf mahkemesince -

noter disiplin kurulu oumlnuumlndeki dosyaya ilişkin kusurlar kurulca savunma hakkı tanınmadığı

iddia edilen avukata bu hakkı da tanınarak telafi edilmiş- yeterli hukuki inceleme yapılarak

sonuccedillandırıldığını tespit etmiştir

Mahkeme bu sebeplerle madde 61 ihlali olmadığı sonucuna varmıştır

51

Başvuru Adı Dyagilev Rusya

Başvuru No 4997216

Başvuru Tarihi 12 Ağustos 2016

Karar Tarihi 10 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201649

Konu Rusyarsquoda Vicdani Ret Statuumlsuuml Edinme Proseduumlruumlnuumln Avrupa

Soumlzleşmesirsquone Uygun Oluğu

Olaylar Başvurucu 1990 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve St

Petersburgrsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2014 yılında uumlniversiteden mezun olduğunda askerlik

hizmeti iccedilin ccedilağırılabilecek konuma geldiğinden bunun yerine sivil hizmet gerccedilekleştirme

talebinde bulunmuştur Ancak Askeriye Alım Komisyonu başvurucu tarafından sunulan

oumlzgeccedilmişin ve işvereninden alınan tavsiye mektubunun başvurucunun gerccedilek bir pasifist

olduğu youmlnuumlnde ikna edici olmadığını belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir

Başvurucu Komisyonun kararına karşı yargı yoluna başvurmuşsa da yerel mahkeme

başvurucunun askeri yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden gelinmez

bir durum olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir Yuumlksek mahkeme de soumlz konusu kararı

onaylamıştır

İhlal İddiaları Başvurucu askeri hizmet yerine sivil hizmette bulunma

talebinin reddedilmesinin duumlşuumlnce oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini ve Askeriye Alım Komisyonunun

askeri otoritelerden bağımsız olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Sivil toplum oumlrguumltuuml olan Vicdani Retccedililerin Hareketirsquonin yargılamaya uumlccediluumlncuuml bir taraf

olarak katılmasına izin verilmiştir

Karar Mahkeme bir kişinin vicdanıyla veya derin ve dini veya diğer

inanccedillarla ciddi ve uumlstesinden gelinmez bir şekilde motive olması durumunda askeri hizmete

muhalefetin madde 9 kapsamında guumlvence altına alındığını belirtmiştir Ancak soumlz askeri

hizmetten muafiyetlerin istismar edilmemesi iccedilin devletlerin bireyin inancının ciddiyetini

değerlendirmek iccedilin birtakım proseduumlrler oluşturmalarına izin verilmiştir Soumlz konusu

proseduumlrler etkili ve ulaşılabilir olmalıdır

52

Mahkeme Rus otoritelerin bireyin vicdani retccedili olup olmadığının tespiti iccedilin etkili ve

ulaşılabilir bir proseduumlr oluşturduğunu ve uluslararası standartlar ve Avrupa Mahkemesi

iccediltihatları uyarınca adil bir proseduumlr iccedilin gerekli garantiyi sağladığını belirtmiştir

Komisyonun yedi uumlyesinin askeri otoritelerden bağımsız kamu otoriteleri ve diğer uumlccedil

uumlyenin Savunma Bakanlığı tarafından seccedilildiğini belirtmiştir Bu durumda komisyonun karine

olarak bağımsız oluğu sonucuna varılmaktadır ve uumlyelerin Savunma Bakanlığırsquondan herhangi

bir talimat almadıkları belirtilmiştir

Ayrıca mahkemelerin soumlz konusu kararı incelediğini ve herhangi bir hata olması

durumunda duumlzeltebileceğini Savunma Bakanlığı tarafından atanmayan ve bağımsız olduğu

kabul edilen Komisyon başkanının da Başvurucu aleyhine karar verdiğini ve yerel

mahkemelerin Başvurucunun inanccedillarını kanıtlaması iccedilin şans verdiğini belirtmiştir Bu

sebeple Mahkeme Başvurucunun askeri hizmeti yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden

gelinmez bir durum olduğunu kanıtlayamadığına ve madde 9rsquoun ihlal edilmediğine karar

vermiştir

53

Başvuru Adı Platiniİsviccedilre

Başvuru No 52618

Başvuru Tarihi 22 Aralık 2017

Karar Tarihi 5 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201734

Konu Mesleki Faaliyetlerden Men Cezasının Soumlz Konusu Olay

Accedilısından İhlale Sebebiyet Vermediğine İlişkin

Olaylar 2015 yılında oumln incelemeden sonra FIFA yetkilileri tarafından

2011 yılında Başvurucuya 2 milyon İsviccedilre frangı maaş takviyesi verildiği iddiası ile ilgili

disiplin soruşturması başlatmıştır Başvurucuya başta futbol ile ilgili ulusal ve uluslararası tuumlm

faaliyetlerden 8 yıl men cezası verilmiş ve FIFA Etik Komitesi tarafından 80000 İsviccedilre

frangına mahkum edilmiştir FIFA Uumlst Komitesine yapılan itiraz ile men cezası 6 yıla

indirilmiştir Başvurucu verilen cezaya karşı Spor Tahkim Heyetine başvurmuş ve FIFA Etik

kurallarının soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştirildiği tarihte mevcut olmadığını ve yaptırımın

aşırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Spor Tahkim Heyeti başvuruyu reddetmiş ancak men cezasını

4 yıla ve para cezasını 60000 İsviccedilre frangına duumlşuumlrmuumlştuumlr

Başvurucu tahkim kararına karşı İsviccedilre Federal Mahkemesirsquonde dava accedilmıştır ve

mahkeme Başvurucunun 2015 yılında 61 yaşında olduğu goumlz oumlnuumlne alındığında verilen

cezasının aşırı olmadığına karar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu disiplin soruşturmasının ve tahkim heyeti proseduumlrlerinin

madde 6 ile uyumlu olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştiği

2007 ile 2011 yılları arasındaki yuumlruumlrluumlkteki kuralların uygulanmaması sebebiyle madde 7rsquonin

ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak Başvurucu 4 yıl men cezası ile mesleki aktivitelerini

yerine getiremeyeceği sebebiyle madde 8rsquoin de ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 6

Mahkeme madde 35 uyarınca hak ihlali iddialarının oumlncelikle yerel mahkemeler

oumlnuumlnde ileri suumlruumllmesi gerektiğini yinelemiştir Başvurucunun sadece Federal Mahkeme

54

oumlnuumlnde tahkim kararının keyfi ve adil olmadığını ileri suumlrduumlğuumlnuuml İsviccedilre yerel mahkemesi

oumlnuumlnde ise tahkim kurulu tarafından kullanılan kanıtların hukuki olmadığı savunma hakkına

saygı goumlsterilmemesi gibi iddialarını ileri suumlrmediğini belirtmiştir Bu sebeple Mahkeme

Başvurucunun iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği dikkate alınarak madde 6 youmlnuumlnde başvuruyu

kabul edilemez bulmuştur

Madde 7

Mahkeme Başvurucuya uygulanan yaptırımın cezai nitelikle olup olmadığını

incelemiştir Mahkeme kendi iccediltihatlarında mesleki yaptırım ile disiplin cezaları ile diğer cezai

yaptırımların farklılık yaratabileceğini belirtmiştir ldquoOumlzel bir statuumlye sahip kuumlccediluumlk bir grup

kişiyerdquo uygulanan yaptırımların bu ceza kapsamına girmediğini yinelemiştir Başvurucunun

FIFArsquonın etik ve disiplin kuralları ccedilerccedilevesinde yaptırıma tabi tutulduğunu kaydetmiştir

Yaptırım FIFArsquonın yargılama usulleri ile ilgilidir Bu sebeple kuumlccediluumlk bir grubun bir uumlyesine

ilişkin oumlzel bir statuumlye dayanan bir yaptırımdır dolayısıyla madde 7 youmlnuumlnden başvuru kabul

edilemez bulunmuştur

Madde 8

Mahkeme oumlzel yaşam kavramının geniş ancak sonsuz bir kavram olmadığını

yinelemiştir Soumlz konusu yaptırım Başvurucunun mesleki yaşamı ile ilgili olmakla birlikte oumlzel

yaşamı ile ilgili değildir Ancak Mahkeme soumlz konusu durumun olumsuz etkilerinin

Başvurucunun oumlzel hayatını etkilediğini kabul etmiş ve Başvurucunun tuumlm kariyerini futbol ile

geccedilirdiğini ve tek gelir kaynağı olduğunu ve bundan mahrum kaldığını tespit etmiştir

Mahkeme Başvurucunun zorunlu tahkim şartlarını imzalayarak bazı haklarından kendi

iradesiyle feragat ettiğini kaydetmiştir Yine de Başvurucu FIFArsquonın tahkim kararından oumlnce

aldığı tedbirlere itiraz edebilmiş ve soumlz konusu karara karşı hukuk davası da accedilabilmiştir Sonuccedil

olarak Başvurucuya yeterli kurumsal ve usuli guumlvenceler sağlandığından madde 8rsquoin ihlal

edilmediğine karar vermiştir

55

Başvuru Adı Asady ve Diğerleri Slovakya

Başvuru No 2491715

Başvuru Tarihi 17052015

Karar Tarihi 24032020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201870

Konu Polis karakolunda başvurucularla yapılan kısa goumlruumlşmelere

rağmen Slovakyarsquoda kalmalarını sağlayabilecek ve statuumllerini etkileyebilecek durumlara ilişkin

ulusal makamların dikkatini ccedilekme imkanlarının başvuruculara verilmiş olması ve bireysel

inceleme yapılarak uzaklaştırılmış olmaları sebebiyle 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin

(yabancıların toplu sınır dışı yasağı) ihlal edilmediği

Olaylar Başvurucular 1980-1999 yılları arasında ccedileşitli tarihlerde

doğmuş olan 19 Afgan vatandaşıdır Kasım 2014rsquote başvurucular Slovak Sınır ve Yabancılar

Polisi tarafından Ukrayna sınırında bir kamyon iccedilinde saklı halde bulunmuştur Akabinde 32

kişilik bir grubun iccedilinde kimlikleri tespit ettirilmek uumlzere Petrovcersquodeki polis merkezine

goumltuumlruumllmuumlşlerdir Polis her başvurucuya 3 yıllık uumllkeye giriş yasağı ile idari sınır dışı kararı

duumlzenlemiştir Aynı guumlnuumln geccedil akşam saatlerinde Ukraynarsquoya goumltuumlruumllmuumlş ve tutuklanarak

Chop kentinde geccedilici olarak goumlz altına alınmışlardır Sığınma talep eden başvuranlarla aynı

anda tutuklanan 12 kişi de sığınmacılar kabul merkezine transfer edilmiştir

İlk doumlrt başvurucu Soumlzleşmersquonin 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı) 3 maddeyle

(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) bağlantılı olarak ihlalini ve

Soumlzleşmeye Ek 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin (yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı)

ihlalini ileri suumlrerek Slovak idari sınırdışı kararına itiraz etmişlerdir Slovak sınır polisi youmlnetim

kurulu başvurucuların itirazını Ocak 2015rsquote reddetmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucular aleyhlerine verilen sınır dışı edilme kararının Soumlzleşmersquonin 13 maddesi

ve 4 Norsquolu Protokol 4 maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme ilk olarak oybirliğiyle başvuruculardan 12 tanesini

listeden silmeye ve 4rsquoten 8rsquoe kadar olan başvurucular ile 10 ve 12 numaralı başvurucuları

listede tutmaya karar vermiştir Soumlz konusu başvurucular Facebook uumlzerinden kanuni yasal

56

temsilcileri ile iletişim kurmak dahil olmak uumlzere davaya devam etmek istediklerini belirtmeye

yeterli bilgi sağlamışlardır Başvurucular sırasıyla Avusturyarsquoda sığınmacı olarak bulunan Sher

Badov Shinwari Danimarkarsquoda sığınmacı olarak yaşayan Abdul Hamid Nasri Kabilrsquode

yaşayan Mohammad Azam ve Fransarsquoda sığınmacı olarak bulunan Samiuddin Faizy

Odessarsquoda bulunan Mohammad Shakib Mezar-ı Şerifrsquote (Afganistan) yaşayan Zabiullah Zazai

ve Afganistanrsquoda yaşayan Abobaker Jamilrsquodir

4 Norsquolu Protokol Madde 4

Mahkeme başvurucuların uzaklaştırılmasının Soumlzleşme bağlamında sınır dışı edilme

olduğunu tespit etmiştir İncelenmesi gereken husus ise bunun doğası gereği toplu bir sınır dışı

olup olmadığını tespit etmek olduğundan uzaklaştırılmalarına karşı layiha vermelerine imkan

verilip verilmediğine ve iccedilinde bulundukları koşulların bireysel olarak ve hakikaten dikkate

alınıp alınmadığını incelemek gereklidir Mahkeme tarafların kurallara uygun goumlruumlşme

yapıldığı veya başvurucuların sığınma talebinde bulundukları konularında uyuşmadıklarını

tespit etmiştir

Resmi kayıtlara goumlre her başvurucunun goumlruumlşmesi on dakika suumlrmuumlş ve tercuumlman

eşliğinde iki polis memuru tarafından gerccedilekleştirilmiştir Goumlruumlşmelerin bazı kısımları

ccedilakışmış olsa da bu başvurucularla teker teker goumlruumlşme yapılmadığını tespit etmek iccedilin yeterli

değildir Her surette Soumlzleşme bireysel goumlruumlşme yapılması hakkı sağlamamıştır Mahkeme

oumlnemli olanın başvurucuların etkili bir şekilde sınır dışı edilmeye karşı layihalarını sunmuş

olabilmesinin olduğunu tekrarlamıştır

Mahkeme başvuruculara standartlaştırılmış soruların sorulduğunu ve benzer cevapların

verildiğini kabul etmiştir ancak bu muhtemelen başvurucuların deneyimlerinin benzerliğinden

kaynaklanmaktadır Bununla birlikte bahsedilen sahip oldukları paranın toplamının farklı

olması bireyselleştirilmiş youmlnteme işaret etmektedir Dahası goumlruumlşmelerin kısa suumlrmesi daha

kapsamlı bir incelemeyi gerektiren unsurlar belirtmemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir

Başvurucular da Afganistanrsquoda zulme uğradıklarını veya oumlluumlm cezasıyla karşı karşıya

oldukları ifadelerinin aksini ispatlamak iccedilin herhangi bir iddiada bulunmamışlar daha ziyade

uumllkeyi ekonomik sebeplerden oumltuumlruuml terk ettiklerini ve Almanyarsquoya Slovakyarsquodan sığınma talep

ettiklerini soumlylemeden seyahat etmek istemişlerdir

Mahkeme kayıtların gerccedileğe uygun olmadıklarına yanlış ccedilevrildiğine veya

başvurucuların sığınma taleplerinin goumlrmezden gelindiğine dair herhangi bir kanıta

57

ulaşamamıştır Ukrayna uyruklu avukatlarıyla olan konuşmalarında veya sınır dışı kararına

itirazlarında da sığınma taleplerine ilişkin kişisel sebeplere de rastlanılmamış olmasının da

dikkate alınması gerekir Ayrıca başvurucularla aynı anda Slovakyarsquoda goumlz altına alınmış on

iki kişinin sığınma taleplerini ifade etmeleri ve boumlylece Ukraynarsquoya geri doumlnmemiş olmaları

de oumlnemli bir husustur

Son olarak başvurucular en azından kendileriyle goumlruumlşme yapıldıkları sırada tercuumlman

bulunduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamıştır Mahkeme ayrıca kendilerinin ve tercuumlmanın

imzaladığı belgelerden de anlaşılacağı uumlzere adli yardım alma dava dosyası hakkında yorum

yapma ve delil toplama hakları konusunda bilgilendirildiklerinden şuumlphe etmemiştir

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucuların statuumllerini etkileyebilecek ve Slovakyada

kalma hakkına sahip olabilecek herhangi bir duruma ulusal makamların dikkatini ccedilekme

imkanından mahrum bırakılmadığını ve bireysel durumlarının herhangi bir incelemesi olmadan

Ukraynaya uzaklaştırılmadıklarını tespit etmiştir

Mahkeme oy ccediloğunluğuyla 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin ihlal edilmediğine

huumlkmetmiştir

Diğer maddeler

Mahkeme başvurucuların sınır dışı edilmelerinin toplu şekilde gerccedilekleştirildiğine ikna

olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Soumlzleşmersquonin 2 maddesi (yaşam hakkı) veya 3 maddesi

(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) kapsamında herhangi bir ayrı

şikayette bulunmamışlardır Mahkeme boumlylelikle başvuranların 13 madde uyarınca tartışmalı

bir iddiası bulunmadığına karar vermiştir Bu nedenle bu huumlkuumlm kapsamındaki şikayet

ccediloğunluk tarafından accedilıkccedila dayanaktan yoksun ve boumlylelikle kabul edilemez olması sebebiyle

reddedilmiştir

Karşı Oy Yargıccedil Keller karşı oy bildirmiştir Yargıccedil Lemmens Keller ve Schembri

Orland ortak karşı oy bildirmiştir

58

Başvuru Adı Hudorovič ve Diğerleri Slovenya

Başvuru No 2481614 ve 2514014

Başvuru Tarihi 26032014

Karar Tarihi 10032020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201646

Konu Roman koumlkenli Slovenya vatandaşlarının yaşam tarzları ve

azınlık olmaları sebebiyle iddia edilen guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerinin

olmamasının devletin pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini bu imkanı sağlamak iccedilin yerine getirmiş

olmasından oumltuumlruuml 3 ve 8 maddelerinin ihlal edilmemesi

Olaylar 2481614 numaralı başvurunun başvurucuları 1959 doğumlu

Ribnica Belediyesirsquondeki gayrıresmi Roman koumlyuuml Goriča vasrsquota yaşayan Branko Hudorovič ve

2007 doğumlu Aleks Kastelicrsquotir

Başvuranların yerleşim yeri esas olarak sıhhi tessisat ve kanalizasyon bulunmayan

ahşap kuluumlbelerden oluşmaktadır 1999rsquoda ilk başvurucu ve Ribnica belediye başkanı dizel

jeneratoumlr ve 2000-3000 litrelik bir su deposunun satın alınması ve yerleşime yerleştirilmesi

konusunda anlaşmışlardır İtfaiye tarafından su sağlanacak ve boumllge sakinleri de yeterli sıhhi

tesisat (kimyasal tuvaletler) iccedilin oumldeme yapacak ve ccedilevrenin temizliğini ayarlayacaktır Su

deposu sonunda satın alınarak yerine konulmuş ancak taraflar daha fazla geliştirme konusunda

anlaşamamıştır Huumlkuumlmet itfaiyenin mukimlerin isteği uumlzerine buumlyuumlk bir tank dolusu ve

konteynerler iccedilinde su sağladığını bildirmiştir Ardından dizel jeneratoumlr ve su deposu

satılmıştır Başvurucular tankın kuumlfluuml ve kullanılamaz hale gelmesinden oumltuumlruuml mukimlerin

tankı değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir

2514014 sayılı başvurunun başvurucuları on doumlrt kişilik bir ailedir İlk başvurucu Bay

Ljubo Novak ve ikinci başvurucu Bayan Dunja Kočevar ccedilocuklarıyla beraber Škocjan

Belediyesindeki gayriresmi Roman yerleşkesi olan Dobruška vas 41 koumlyuumlnde yaşamaktadırlar

2011 yılında yetkililer belediye arazisinin yanındaki yerleşim yerinde bir gruba su

bağlantısı sağlamış 2015 yılına kadar su tedarik edilen hane sayısı yediye ccedilıkmıştır

Başvurucular komşularının kendilerine su tedarik edilmesine karşı ccedilıkmasından oumltuumlruuml bu

sistemin iccedilinde yer almadıklarını belirtmişlerdir Su ihtiyaccedillarını koumly iccedilindeki bir ccedileşmeden

59

karşılamaktadır Başvurunun yapıldığı tarihte Škocjan Belediyesirsquonin kentsel atık sularının

boşaltılması ve arıtılması iccedilin bir tesisi bulunmamaktadır Boumllgenin sakinleri belediyenin

kamu hizmet kuruluşunun boşalttığı foseptik tankı veya kuumlccediluumlk atık su tesislerini

kullanmaktadır

İhlal İddiaları Başvurucular oumlzellikle iccedilme suyu ve temizlik işleri gibi kamu

hizmetlerine erişimlerinin olmamasının Soumlzleşmersquonin 3 maddesi (insanlık dışı ve kuumlccediluumlk

duumlşuumlruumlcuuml muamele yasağı) 8 maddesi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 3 ve 8 maddeler

ile bağlantılı olarak 14 maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlalini oluşturduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca yerel yetkililer tarafından olumsuz ve ayrımcı davranışlara maruz bırakıldıklarını

savunmuşlardır

Karar

8 Madde ve 14 Madde

Mahkeme guumlvenli iccedilme suyuna erişimin 8 madde kapsamında korunmadığını ancak

suyun insanın hayatta kalabilmesi iccedilin gerekli olduğunu ve buna suumlrekli ve uzun suumlreli olarak

erişim eksikliğinin sağlık ve insan onuru accedilısından olumsuz sonuccedillara yol accedilabileceğini bilfiil

oumlzel hayatın ve konut hakkından faydalanmanın oumlzuumlnuuml aşındıracağını tespit etmiştir Boumlylelikle

Mahkeme bu tuumlr katı koşulların ikna edici bir şekilde iddia edilmesinin devletin 8 madde

kapsamında pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml harekete geccedilireceğini goumlz ardı edememiştir

Mahkeme soumlz konusu yuumlkuumlmluumlluumlklerin varlığının ve kapsamının 8 madde youmlnuumlnden

uygulanabilirliğinin yanı sıra davanın somut oumlzelliklerine goumlre ve bunların ciddilik seviyesiyle

yakından ilintili olduğundan oy ccediloğunluğuyla 8 madde youmlnuumlnden uygulanabilirliğini hem ayrı

olarak hem de 14 maddeyle bağlantılı olarak esasa girerek incelemeye karar vermiştir

Mahkeme 8 maddeyle ilgili sorunlara ilişkin iccediltihadını yineledikten sonra

başvurucuların şikayetlerinin devletin oumlzellikle sosyal accedilıdan dezavantajlı gruplara kamu

hizmetleri erişim sağlama pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuuml kapsamına girdiğini ev sağlama gibi sosyo-

ekonomik meselelerde devletin geniş takdir yetkisinin (ldquogeniş takdir marjırdquo) olduğunu goumlz

oumlnuumlnde bulundurmuştur

Mahkeme yetkililer tarafından Slovenyarsquodaki Roman topluluğunun tehlikeli yaşam

koşullarının iyileştirilmesi iccedilin atılmış genel adımları dikkate almasına rağmen başvurucuların

daha sağlam altyapılı yerleşim yerlerine yerleşme imkanından yararlanıp yararlanamayacakları

60

net değildir Nihayetinde Mahkeme başvurucuların kendi yerleşim yerlerinde kendi

tercihleriyle kaldığı sonucuna ulaşmıştır

Başvurucular aynı zamanda sosyal yardımdan yararlanmakta olup aşırı yoksulluk

aşamasında değillerdir Gerccedilekten de ilk başvurudaki başvurucular su tankının alımının bir

kısmını finanse etmişler ve su dağıtımı ile kimyasal tuvaletlerin giderlerini karşılamayı kabul

etmişken ikinci başvurudaki başvurucular yerleşim yerlerine yakın bir arazi satın almış ve

yargılama devam ederken taşındıkları bir ahşap kuluumlbe inşa etmişlerdir

Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların durumlarını incelediğini sosyal

yardım sistemleri aracılığıyla diğer şeylerin yanında yaşam koşullarını geliştirilmesini

sağlamaları iccedilin kullanılmış veya kullanılabilecek seviyede temel harcırah temin ettiğini

kanaatine varmıştır Dahası belediye yetkilileri başvurucuların guumlvenli iccedilme suyuna erişimi

olduklarını temin etmek iccedilin somut adımlar atmıştır

Mahkeme bir veya daha fazla su tankının ilk başvurucuların yerleşim yerinde 1999 ve

2016 yılları arasında kurulmuş olduğunu ve istekleri uumlzerine su tedarik edildiğini kabul

etmiştir Tarafların ortak finansmanlı su tankına ne olduğuna ilişkin accedilıklamalarındaki

farklılıklar ve başvurucuların suyun kalitesi ve teslimatların duumlzenliliği ile ilgili asılsız iddiaları

dikkat ccedileken Mahkeme duumlzenlemenin başvuruculara Goriča vas koumlyuumlnden guumlvenli iccedilme

suyuna erişim imkanı sağladığı sonucuna varmıştır

Aynı şekilde ikinci başvurudakilerin koumlyuuml belediyenin bireysel hane sakinleri iccedilin de

bağlantıların kurulabileceği bir grup su dağıtım bağlantısı kurduğu ve finanse ettiği Dobruška

vas iccedilin bulunan ccediloumlzuumlm hakkında da aynı sonuca varmıştır Başvurcuların bağlantıya erişimde

yaşadıkları zorluklar hakkındaki yorumlarını dikkate alan Mahkeme aynı zamanda

başvurucuların aslında her iki evde de bağlantı kurulması iccedilin talepte bulunmadıklarını

goumlzlemlemiştir

Soumlz konusu tedbirler kalıcı olmaktansa geccedilici ccediloumlzuumlmler olarak değerlendirilebilirken

Mahkeme bu pozitif tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyuna erişim imkanı sağladığını

ve aksini ispatlayan delillerin yokluğunda yetkililerin iyiniyetli bir şekilde tedbirleri

gerccedilekleştirdiğini tespit etmiştir Başvurucular belediye makamlarının yerleşim yerlerinin

duumlzenlenmesi ve guumlvenli iccedilme suyuna erişim konusundaki menfaatlerine ccediloğunluk nuumlfusunun

altyapısını iyileştirmeyi amaccedillayan daha az acil tedbirlere kıyasla daha az oumlncelik verdiklerini

61

goumlstermemiştir Aslında hem belediyelerde hem de Slovenyanın diğer uzak boumllgelerindeki

genel su dağıtım sisteminden guumlvenli iccedilme suyuna erişim sınırlıdır

Mahkeme belediyelerin aldıkları tedbirlerin sıhhi temizliğe dair adımları iccedilermediğiniı

kaydetmiştir Ancak kamu kanalizasyon sistemi eksikliğinin Slovenyarsquoda genel bir sorundur

ve sıhhi temizliğe erişimin her iki belediye de de sınırlıdır Buna ek olarak kamusal altyapıyı

geliştirmenin yapısı gereği aşamalı bir işlem olduğu ve devletin şehir planlama kaynaklarını

oumlnceliklendirme konusunda geniş takdir yetkisi goumlz oumlnuumlne alınarak Mahkeme yalnızca sağlık

iccedilin ciddi bir risk olması gibi ikna edici sebeplerin başvurucuların ilgili durumlarına ilişkin

adımlar atılmasının devlete sorumluluk yuumlklemeyi haklı kılabileceğini belirtmiştir

Bununla birlikte başvurucular bu konuda destekleyici herhangi bir iddiada

bulunmamışlar veya foseptik tank kurmalarına veya kamu kanalizasyonuna başka alternatifler

bulmalarına engel olunduğunu ileri suumlrmemiştir Mahkeme başvurucuların yaşam koşullarının

gelişmesine katkı sağlayacak sosyal yardım aldıklarını ve devletlerin ev sağlama konusunda

geniş takdir yetkisine sahip olduklarını yinelemiştir Başvurucular aynı zamanda devletin

guumlvenli iccedilme suyu sağlamadaki soumlzde başarısızlığını ve bunun 8 madde temelindeki haklarının

oumlzuumlnuuml aşındıracak biccedilimde sağlık ve insan onuru uumlzerinde yol accediltığı olumsuz sonuccedilları ikna

edici şekilde ortaya koymamıştır

Mahkeme boumlylelikle devletin guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerini temin

ederken aldığı oumlnlemlerin başvurucuların kolayca zedelenebilir pozisyonlarını hesaba katarak

aldığını ve Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin gerekliliklerini karşıladığını tespit etmiştir 8

Maddenin olaya uygulanabilir olduğu varsayılsa bile huumlkmuumln ihlali soumlz konusu olmamıştır

Boumlylece Mahkeme beşe iki oyla 8 maddenin uygulanabilirliğine karar vermenin gerekli

olmadığına karar vermiştir

3 Madde

Mahkeme başvurucunun tamamıyla devletin desteğine bağlı olduğu koşullarda

kendisini ciddi yoksunluk veya insan onuruyla bağdaşmayan talepler durumunda resmi

kayıtsızlıkla yuumlz yuumlze geldiğinde devletin ldquomuamelerdquoden oumltuumlruuml sorumluluğunun doğabileceği

ihtimali goumlz ardı edememiştir Her nasılsa Mahkeme yerel makamlar tarafından alınan pozitif

tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyu sağlama imkanı verdiğini saptamıştır Bu sebepten

oumltuumlruuml iddia edilen ıstırabın asgari eşiğe ulaştığı 3 maddenin uygulanabilirliği varsayılsa bile

maddenin ne tek başına ne de 14 maddeyle bağlantılı olarak ihlali mevcuttur

62

Başvuru Adı BaşTuumlrkiye

Başvuru No 6644817

Başvuru Tarihi 30 Ocak 2017

Karar Tarihi 3 Mart 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201761]

Konu FETOumlPDY bağlantısı olduğu iddiasıyla hakimlik goumlrevinden

alınan başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun kanuna aykırı olması başvurucunun bir

succedil işlediği konusunda makul şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin oumlzguumlrluumlk ve

guumlvenlik hakkını duumlzenleyen 5 maddesinin 1 fıkrasının ihlali başvurucunun bizzat hakim

huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen suumlre nedeniyle tutulma işleminin yasaya uygunluğu

hakkında kısa bir suumlre iccedilinde karar verilmesini duumlzenleyen Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4

fıkrasının ihlali

Olaylar Başvurucu Hakan Baş 1978 doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır ve

Kocaelirsquode yaşamaktadır

15 Temmuzu 16 Temmuz 2016rsquoya bağlayan gece Tuumlrk ordusunun bir grup uumlyesi

TBMMrsquoye huumlkuumlmete ve cumhurbaşkanına karşı askeri bir darbe girişiminde bulunmuşlardır

Askeri darbe girişiminden sonraki guumln yetkililer Amerika Birleşik Devletlerirsquonde yaşayan bir

Tuumlrk vatandaşı olan ve FETOumlPDY lsquonin(Fetullahccedilı Teroumlr OumlrguumltuumlParalel Devlet Yapılanması)

lideri olarak bilinen Fetullah Guumllenrsquole bağlantılı olan şebekeyi succedillamıştır

20 Temmuz 2016rsquoda huumlkuumlmet daha sonra uzatılacak olan 3 aylık bir olağanuumlstuuml hal

ilan etmiştir 21 Temmuz 2016rsquoda Tuumlrk yetkilileri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine

Soumlzleşmersquonin 15 maddesi kapsamında Soumlzleşme yuumlkuumlmluumlluumlklerini askıya aldığını bildirmiştir

Olağanuumlstuuml hal sırasında Bakanlar Kurulu birkaccedil kanun huumlkmuumlnde kararname kabul

etmiştir 667 Sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 maddesi Hakimler ve Savcılar

Kurulursquona(HSK) Milli Guumlvenlik Kurulu tarafından ulusal guumlvenliğe zararlı faaliyetlerde

bulunduğu tespit edilen teroumlr oumlrguumltlerine veya yapılarına ya da gruplarına mensup olduğu veya

bağlı olduğu duumlşuumlnuumllen hacirckimleri ve savcıları goumlrevden alma yetkisi vermiştir Olağanuumlstuuml hal

18 Temmuz 2018rsquoda sona ermiştir

63

16 Temmuz 2016rsquoda HSK başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hacirckim ve savcıyı 2802

Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunursquonun 77 (1) ve 81 (1) maddeleri uyarınca hacirckimler ve

savcılar hakkında darbe girişimini kışkırtan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyesi olduklarına goumlrev yerlerinde

tutmanın soruşturmanın ilerlemesine engel olacağına ve devletin itibarını zayıflatacağına dair

guumlccedilluuml bir şuumlphe olduğu gerekccedilesiyle uumlccedil ay suumlreyle goumlrevlerinden uzaklaştırmıştır

Yine 16 Temmuz 2016rsquoda Kocaeli Cumhuriyet Savcısı başvurucu da dahil olmak uumlzere

FETOuml PDY uumlyesi olduğundan şuumlphelenilen Kocaelide goumlrev yapan hacirckimler hakkında ceza

soruşturması başlatmıştır 18 Temmuz 2016rsquoda başvurucu goumlzaltına alınmıştır 19 Temmuz

2016rsquoda HSKnın 16 Temmuz 2016 tarihli kararının sonucu olarak FETOuml PDY uumlyeliği

nedeniyle goumlrevinden uzaklaştırıldığını bildiren Kocaeli Cumhuriyet Savcısına ifade vermiştir

Başvurucu soumlz konusu kuruluşa uumlye olduğunu veya bu kuruluşla herhangi bir bağlantısı

olduğunu reddetmiştir O guumlnuumln ilerleyen saatlerinde Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği huzuruna

ccedilıkarılmıştır 20 Temmuz 2016da sulh ceza hakimi teroumlr oumlrguumltuuml uumlyeliği şuumlphesiyle

başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucunun tutukluluk emrine itirazı

reddedilmiştir

24 Ağustos 2016rsquoda 667 sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 Maddesi uyarınca

HSK FETOuml PDY uumlyesi olduğu ya da bağlı olduğu gerekccedilesiyle başvurucunun da dahil

olduğu 2847 hakim ve savcıyı goumlrevden almıştır

27 Aralık 2016rsquoda Anayasa Mahkemesi başvurucunun şikayetlerinin accedilıkccedila

dayanaktan yoksun olduğunu belirterek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir

19 Mart 2018de 29 Ağır Ceza Mahkemesi Başı silahlı bir teroumlr oumlrguumltuumlne uumlyelikten

succedillu bulmuş yedi yıl altı ay hapis cezasına ccedilarptırmış ve halihazırda tutuklu geccedilirilen suumlreyi

dikkate alarak serbest bırakılmasına karar vermiştir Başrsquoın mahkumiyeti temyizde onanmıştır

Dava halen Yargıtayda goumlruumllmektedir

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquonin 5 Maddesinin 1 3 ve 4 fıkralarına

dayanarak (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı derhal hakim oumlnuumlne ccedilıkarılma hakkı tutulmanın

yasallığının hızlı bir şekilde goumlzden geccedilirilmesi hakkı) tutuklu yargılanmaktan şikayetccedili

olmuştur Başvurucu succediluumlstuuml bir dava olduğunu tartışmıştır İddia edilen succedilu işlediğine ve

dolayısıyla mahkeme oumlncesi tutukluluğunu gerektirdiğine dair makul bir şuumlpheye yol accedilan oumlzel

bir kanıt olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkemelerin tutukluluk kararları iccedilin yetersiz

gerekccedileler sunduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu ayrıca goumlzaltına alınmasının goumlzden

64

geccedilirilmesi sırasında herhangi bir duruşma yapılmadığından Cumhuriyet Savcısının

goumlruumlşuumlnuumln bir oumlrneğinin kendisine verilmediğinden ve soruşturma dosyasına erişimin

kısıtlandığından şikayetccedili olmuştur Son olarak yargılama oumlncesi tutukluluğuna karar veren

sulh ceza hakimlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığının eksik olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 5 Fıkra 1 ve 3

Başvurucunun tutukluluğunun kanuna uygunluğu

Başrsquoın tutukluluğuna tutukluluk halini duumlzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 100

Maddesi uyarınca karar verilmiştir

Mahkeme mevcut davadakine benzer koşullarda ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml

(flagrante delicto) kavramının kapsamını genişletmesinin ve iccedil hukuk uygulamalarının accedilıkccedila

mantıksız goumlruumlnduumlğuumlne dikkat ccedilekmiş ve hukuki belirlilik ilkesi accedilısından sorunlu olduğunu

belirtmiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817 16 Nisan 2019) Mahkeme bu davada

mahkemelerin succediluumlstuuml kavramını yorumlamalarına ve mevcut dava koşullarında 2801 Sayılı

Kanunun 94 maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak farklı bir sonuca varmak iccedilin hiccedilbir

neden goumlrememiştir

Mahkeme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının anayasal duumlzeni devirmeye teşebbuumls

succedilundan bahsetmesine rağmen başvurucunun darbe teşebbuumlsuumlyle ilgili bir succedil işlediği esnada

yakalanıp tutuklandığının iddia edilmediğini goumlzlemlemiştir Bu succedil başvurucunun

tutuklanması kararını veren Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından dikkate alınmamıştır

Başvuru sahibi FETOumlPDY uumlyeliği şuumlphesiyle oumlzguumlrluumlğuumlnden yoksun bırakılmıştır Kocaeli

Sulh Ceza Hakimliği goumlre 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesi kapsamındaki bir succediluumlstuuml halinin

ortaya ccedilıktığı bir dava soumlz konusudur fakat sulh ceza hakimliği bu bulgu iccedilin yasal bir dayanak

oluşturmamıştır

Mahkeme 26 Eyluumll 2017rsquode kabul edilen oumlnde gelen kararında Yargıtayın silahlı bir

oumlrguumlt uumlyeliği succedilundan şuumlphelenilen hakimlerin yakalanması sırasında succediluumlstuuml halinin soumlz

konusu olduğunu belirtmiştir İccediltihat bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma succediluyla ilgili davalarda bir

yargı mensubunun succediluumlstuuml hali gerekccedilesiyle tutuklanabilmesi iccedilin CMKrsquonın 100 maddesinde

belirtilen koşulların gerccedilekleşmesinin yeterli olduğunu belirtmiştir

65

Mahkeme mahkemelerin iccediltihatlarında yuumlruumlrluumlkteki yasal huumlkuumlmlere aykırı istisnalar

getirmesi durumunda hukuki belirlilik ilkesinden taviz verilmiş olacağını vurgulamıştır

CMKnin 2 maddesi bir succedilun işlenmesi sırasında veya hemen sonrasında ortaya ccedilıkmasına

ilişkin olarak succediluumlstuuml kavramının geleneksel bir tanımını sağlamıştır Bununla birlikte

Yargıtay iccediltihadına goumlre bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma şuumlphesi mevcut herhangi bir olgusal unsur

veya devam eden bir succedil eyleminin başka bir goumlstergesi olmaksızın succediluumlstuuml unsurunu

karakterize etmek iccedilin yeterli olacaktır Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre bu succediluumlstuuml kavramının

geniş yorumlanması anlamına gelmekte olup bu kavramın kapsamını genişleterek bir succedil

oumlrguumltuumlne uumlye olduğundan şuumlphelenilen hakimlerin Tuumlrk hukukunun yargı uumlyelerine sağladığı

adli korumadan mahrum edilebilmelerine neden olmuştur Ayrıca Mahkeme Yargıtayın

ldquoişlenmekte olan bir succedilrdquo kavramına ilişkin yerleşik iccediltihadının CMKrsquonin mevcut bir succedil

fiilinin varlığına ilişkin 2 maddesi ccedilerccedilevesinde succediluumlstuuml kavramının kapsamını genişletmeyi

nasıl haklı goumlsterebileceğini anlayamamıştır

Mahkeme ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml kavramının kapsamının genişletilmesinin ve

iccedil hukukun uygulanmasının yani 2802 Sayılı Kanunun 94 maddesinin mevcut davada sadece

hukuki belirlilik accedilısından sorunlu olmadığını aynı zamanda accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnduumlğuumlnuuml

tespit etmiştir

Mahkemece succediluumlstuuml kavramının tek başına uygulanması ve başvurucunun

tutukluluğuna ilişkin 20 Temmuz 2016 tarihli kararla 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesine

atıfta bulunulmasının Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrasının gereklerini yerine getirmediği

duumlşuumlnuumllmektedir

Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre succediluumlstuuml kavramının geişletici bir yorumu accedilıkccedila

olağanuumlstuuml hal durumuna uygun bir cevap olarak goumlruumllemez Ayrıca olağanuumlstuuml halin

zorunluluklarına yanıt olarak kabul edilmeyen bu tuumlr bir yorum yalnızca hukuki belirlilik ilkesi

accedilısından sorunlu değil aynı zamanda yargı mensuplarını yuumlruumltme organının muumldahalesine

karşı korumayı sağlayan usuli guumlvenceleri de ortadan kaldırmıştır Olağanuumlstuuml halin yasal

ccedilerccedilevesinin ccedilok oumltesine geccedilen hukuki sonuccedilları vardır Bu durum hiccedilbir şekilde olağanuumlstuuml

hal durumunun oumlzel koşulları tarafından haklı goumlsterilemez Mahkeme başvurucunun

ldquokanunen oumlngoumlruumllen bir usule uygun olarak alınmamış olan tutukluluk kararının durumun

kesin olarak gerektirdiği oumllccediluumlde olduğunun soumlylenemeyeceği sonucuna varmıştır

Dolayısıyla başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun yasadışı olması nedeniyle

Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrası ihlal edilmiştir

66

Başvurucunun succedil işlemiş olduğuna dair makul şuumlphenin bulunmadığı iddiası

Mahkeme Anayasa Mahkemesinin Başrsquoın ByLock mesajlaşma uygulamasını

kullanmasından bahsettiğini goumlzlemlemiştir İlgili kanıtların başvurucunun ilk

tutukluluğundan uzun suumlre sonraya kadar dosyaya eklenmediğine dikkat edilmelidir Anayasa

Mahkemesi Başın yargılama oumlncesi tutukluluğundan birkaccedil ay sonra elde edilen delillerin

atılı succedilu işlediği konusunda makul bir şuumlphe iccedilin nasıl bir temel oluşturabileceğini

accedilıklamamıştır

Bu davada Mahkeme başvurucunun tutuklama kararından anlaşıldığı kadarıyla

Kocaeli sulh ceza hakimliğinin başvurucunun iddia edilen succedilları işlediğine dair makul şuumlphe

bulgusunu başvurucu hakkında 16 Temmuz 2016rsquoda HSK tarafından alınan karar ve Ankara

Cumhuriyet Başsavcılığının kendisi hakkında soruşturma başlatma kararına dayandırdığını

goumlzlemlemiştir HSK kararında başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hakim ve savcıyı darbe

girişimini başlatan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyeleri olduğuna dair guumlccedilluuml şuumlphelerin olduğu gerekccedilesiyle

accedilığa almıştır HSK darbe girişimi oumlncesinde ccedilok sayıda hakim ve savcı hakkında başlatılan

disiplin soruşturmasına ve cezai soruşturmalara atıfta bulunmuştur Ancak karar başvurucuyla

ilgili şahsi herhangi bir bilgi veya belge iccedilermemektedir Başvurucu kararda yer verilen disiplin

ve ceza soruşturmasına tabi tutulmuş kişiler arasında da yer almamıştır Dolayısıyla HSK

kararında belirtilen disiplin ve ceza soruşturmaları başvurucunun tutukluluk kararına neden

olan şuumlphenin temelini oluşturamaz Mahkeme ayrıca HSK kararında iccedileriğini accedilıklamadan

veya başvurucu ve durumuyla nasıl ilişkili olduğunu accedilıklamadan istihbarat servislerinden

gelen bilgilere genel bir atıfta bulunulduğunu belirtmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetin HSKnin mevcut davadaki kararı iccedilin yeterli olgusal bir dayanak

sağlamadığı goumlruumlşuumlne varmıştır Mahkeme Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından HSK

kararına yapılan atfın başvurucunun tutukluluğunu haklılaştıran makul bir şuumlphenin var olduğu

sonucunu desteklemek iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Sulh ceza mahkemesi CMKnin

100 maddesine ve dosyadaki delillere başvurarak kararını haklı ccedilıkarmaya ccedilalışmıştır ancak

soumlz konusu maddenin ifadesine atıfta bulunmuştur CMKnin 100 maddesine ve dosyadaki

delillere ilişkin belirsiz ve genel atıflar dosyadaki kanıtların muumlnferit değerlendirmesinin veya

başvurucuya karşı şuumlpheyi haklı ccedilıkarabilecek herhangi bir bilginin veya başka tuumlrluuml

doğrulanabilir materyal veya gerccedileklerin bulunmaması başvurucunun tutukluluğunda temel

alınan şuumlphenin ldquomakul olup olmadığınırdquo gerekccedilelendirmek iccedilin yeterli goumlruumllmemiştir

67

Mahkeme ayrıca başvurucunun 15 Temmuz 2016 olaylarına karıştığından

şuumlphelenilmediğini goumlzlemlemiştir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Temmuz 2016rsquoda

başvurucuyu FETOumlPDY uumlyesi olarak nitelemiş ve tutuklanmasını talep etmiştir Ancak

Huumlkuumlmet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen bu talimatlar iccedilin olgusal bir

temel oluşturabilecek herhangi bir bilgi goumlstermemiştir 19 ve 20 Temmuz 2016 tarihlerinde

Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasadışı bir oumlrguumlt uumlyeliği succediluyla ilgili olarak

sorgulanmış olması yetkililerin başvurucunun en fazla bu succedilu işlediğinden şuumlphelendiğini

ortaya koymuştur Tek başına bu gerccedilek başvurucunun soumlz konusu succedilu işlemiş olabileceği

objektif bir goumlzlemciyi tatmin etmeyecektir

Mahkeme oumlnceki delillerin ilk tutuklandığı sırada başvurucu hakkında makul bir

şuumlphe olduğu sonucuna varmadığı sonucuna varmıştır Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1

fıkrasının tutuklanmasını haklı kılan bir şuumlphenin makul olup olmadığına ilişkin şartlarının

yerine getirilmediğini değerlendirmiştir

Mahkeme başvurucunun tutukluluk halindeyken bir succedil işlediği konusunda makul

şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1 fıkrasının ihlal edildiğine

karar vermiştir

Madde 5 Fıkra 4

Baş Kocaeli sulh ceza hakimliği tarafından dinlendikten sonra 20 Temmuz 2016

tarihinde tutuklu yargılanmış ardından 19 Eyluumll 2017 tarihinde ilk duruşmada mahkeme

huzuruna ccedilıkmıştır Yaklaşık bir yıl ve iki aylık bu suumlre boyunca tutukluluğuna karar veren

hiccedilbir mahkemenin huzuruna ccedilıkmamıştır Tahliye başvuruları ve itirazları mahkemeler

tarafından dinlenmeden incelenmiştir Başvurucu tarafından yapılan son itiraz 15 Ağustos

2017 tarihinde mahkeme tarafından duruşmasız olarak reddedilmiştir Huumlkuumlmet başvurucunun

şikayet ettiği durumun Tuumlrk makamlarının 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel

Sekreterine sundukları 15 madde uyarınca istisna bildirimi kapsamında olduğunu

savunmuştur

Mahkeme 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrasında Tuumlrkiyenin karşı karşıya

kaldığı zorlukların 15 Maddenin yorumlanması ve uygulanmasında tamamen dikkate alınması

gereken bağlamsal bir faktoumlr olduğunu yinelemiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817

16 Nisan 2019) Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve Diğerlerinin davasında verdiği

kararın darbe girişimi ardından uygulanan tedbirler ve başvurucuların hakimler haklarında

68

tutuklama kararı vermeden oumlnceki sekiz ay on sekiz guumlnluumlk zaman diliminde ortaya ccedilıkmaması

sebebiyle kamu guumlvenliği iccedilin son derece gerekli olduğu soumlylenebilir Ancak Mahkeme

mevcut davada Başın yaklaşık bir yıl iki aydır hakim karşısına ccedilıkmadığını Anayasa

Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğer kararlarında değerlendirilenden ccedilok daha uzun bir suumlre

olduğunu goumlzlemlemiştir

Bu nedenle Mahkeme başvurucunun bizzat hakim huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen

suumlre nedeniyle Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Ayrıca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının şikayeti ile ilgili olarak

Mahkeme incelemenin gereksiz olduğuna karar vermiştir Cumhuriyet savcısının goumlruumlşuumlnuumln

accedilıklanmamasına ilişkin olarak bu şikayetin accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine

karar vermiştir Son olarak Mahkeme sulh ceza mahkemelerine tanınan anayasal ve yasal

guumlvenceler goumlz oumlnuumlnde bulundurularak ve başvurucunun davasında bağımsızlık ve

tarafsızlıklarından şuumlphe duyulmasına neden olan herhangi bir iddia bulunmadığı iccedilin

bağımsızlık eksikliğini iddia eden şikayet dayanaktan yoksun olduğu iccedilin reddedilmiştir

Mahkeme Tuumlrkiyenin başvurucuya manevi tazminat olarak 6000 Euro ve mahkeme

masrafları iccedilin 4000 Euro oumldemesine karar vermiştir

69

Başvuru Adı JeantyBelccedilika

Başvuru No 8228417

Başvuru Tarihi 20 Kasım 2017

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-202125

Konu Yetkililerce alınan oumlnlemler sonucu başvurucunun intihar

etmesinin engellenmesi nedeniyle Soumlzleşmenin yaşam hakkını duumlzenleyen 2 maddesinin ihlal

edilmemesi başvurucunun tutulduğu suumlre boyunca maruz kaldığı muamelenin aşağılayıcı

olarak nitelendirilmesi ve Soumlzleşmersquonin işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele

yasağını duumlzenleyen 3 maddesinin ihlali

Olaylar Başvurucu Philippe Başvurucu 1969 doğumlu bir Belccedilika

vatandaşıdır ve Arlonrsquoda yaşamaktadır

26 Haziran - 12 Ağustos 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci

Haziran 2011rsquode başvurucu eşine karşı sakatlanma ile sonuccedillanan tehdit ve şiddetin

eşlik ettiği uygunsuz saldırılara ilişkin şuumlphe nedeniyle polis tarafından yakalanmıştır Polis

sorgulaması sırasında başvurucu psikolojik sorunları olduğunu bildirmiş ve kendi hayatını

sonlandırmayı duumlşuumlnduumlğuumlnuuml soumlyleyerek kısıtlanmak istemiştir

Ertesi guumln soruşturma hakimi başvurucunun tutuklanmasına karar vermiş ve Arlon

cezaevine intihar eğilimlerini bildirmiştir Cezaeviye geldikten sonra başvurucu uumlccedil defa intihar

girişiminde bulunmuştur Cezaevi personeli tuumlm nesneleri ve kişisel eşyalarını kaldırmıştır

Guumlvenli bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmiş ve bir doktor kendisine sakinleştirici vermiştir

Başvurucu birkaccedil guumln oumlzel goumlzetim altında tutulmuştur 12 Ağustos 2011 tarihinde kefaletle

serbest bırakılmıştır

21 Ekim-2 Aralık 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci

Ekim 2011de kefalet koşullarına uymadığı iccedilin başvurucu hakkında ikinci bir

tutuklama emri ccedilıkarılmıştır Bu nedenle başvurucu huumlcre arkadaşlarına karşı şikayette

bulunduğu ve farklı bir huumlcreye geccedilmek iccedilin ccedileşitli taleplerde bulunduğu Arlon cezaevine geri

alınmıştır

70

Kasım 2011de cezaevi muumlduumlruumlnuumln tekrar huumlcre değiştirmesine izin vermeyi

reddetmesinin ardından Başvurucu intihar etmekle tehdit etmiştir Oumlzel goumlzetim altında bir

izolasyon huumlcresine yerleştirilmiştir Bir kontrol sırasında bir gardiyan başvurucuyu kapının

parmaklıklarında pantolonunu bağladığı esnada bulmuştur Başvurucu kendini atmadan oumlnce

durdurulmuştur Doktorun emriyle personel ona bir kask takmış ve kafasını duvara ccedilarpmasını

ve kendini yaralamasını oumlnlemek iccedilin kelepccedilelenmiştir Ertesi guumlne kadar bu şekilde

kısıtlanmış halde kalmıştır

İki guumln sonra Başvurucu izolasyondan ccedilıkarılmış ve başvurucunun huumlcre değiştirmesine

izin verilmesi iccedilin intihar tehditleri ile cezaevi personeline baskı yapmayı amaccedilladığı

duumlşuumlncesiyle uumlccedil guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesini emreden cezaevi

muumlduumlruuml ile goumlruumlşme yapmıştır Başvurucu 2 Aralık 2011rsquode kefaletle serbest bırakılmıştır

Sonraki olaylar

Nisan 2014rsquote Başvurucu bir ya da birden fazla kimliği bilinmeyen kişiye karşı tutuklu

kaldığı iki doumlnem boyunca insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığını ve sağlık

durumuna rağmen psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu kastederek sıradan cezaevi

huumlcrelerine yerleştirildiğini iddia ederek şikayette bulunmuştur Şikayet reddedilmiştir ve bu

karar temyizde onanmıştır

Ayrıca Nisan 2014te Başvurucu ilk etapta şiddet veya tehditlerin eşlik ettiği uygunsuz

saldırı succedilları ve eşine karşı işlenen sakatlıkla sonuccedillanan saldırı nedeniyle yarısı askıya alınan

doumlrt yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Nisan 2019da Temyiz Mahkemesi bu kararı bir kenara

bırakmış ve Başvurucunun eylemlerinden cezai olarak sorumlu olmadığını tespit etmiştir

Zorunlu olarak hapsedilmesine ve derhal yakalanmasına karar vermiştir

İhlal İddiaları Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak Başvurucu

yetkililerin intihar girişiminin kesin ve acil riskini oumlnlemek iccedilin kendi durumunda uygun

oumlnlemleri alma konusunda başarısız olduklarını iddia etmiştir

Soumlzleşmenin 3 maddesi uyarınca (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele

yasağı) tutulduğu sırada uygun tıbbi bakım eksikliğinden şikayetccedili olmuştur Ayrıca izolasyon

halindeyken maruz kaldığı muameleden ve etkili bir soruşturma yapılmamasından şikayetccedili

olmuştur

Karar

71

Madde 2 (yaşam hakkı)

Madde 2rsquonin uygulanabilir olup olmadığı

Başvurucu intihar girişimlerinden kurtulmuştur Bununla birlikte bu gerccedilek kendi

iccedilinde Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin uygulanabilirliğini engellememiştir Doğası gereği

faaliyetin tehlikeli olduğu ve bir kişinin hayatını gerccedilek ve yakın bir riske soktuğu durumlarda

yaşamı tehdit eden şiddet durumunda olduğu gibi devam eden yaralanmaların seviyesi

belirleyici olmayabilir ve yaralanmaların yokluğunda bile bu gibi durumlarda bir şikayet 2

madde kapsamında incelenebilir

Mevcut davada Başvurucu tutukluyken kendi yaşamını sonlandırmak iccedilin ccedileşitli

girişimlerde bulunmuş ve başarısızlığı cezaevi personelinin muumldahalesinden kaynaklanmıştır

Başvurucunun yaşamı tehdit eden yaralanmalara veya goumlruumlnuumlşte ciddi bir fiziksel yaralanmaya

maruz kalmamış olması bu durumda başvurucunun eylemlerinin doğası hayatını gerccedilek ve

yakın bir riske soktuğu iccedilin belirleyici değildir Dolayısıyla mevcut davada 2 madde

uygulanmıştır

Ulusal makamların başvurucunun hayatını korumak iccedilin gerekli oumlnlemleri alıp

almadığı

Mahkeme genel olarak yetkililerin başvurucunun hayatına youmlnelik riskin

gerccedilekleşmesini engellemek iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yaptıklarını soumlz konusu

riskin kesin ve yakın doğası hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir Ayrıca alınan

oumlnlemler başvurucunun intihar etmesini engellemiştir Sonuccedil olarak Soumlzleşmenin 2 maddesi

ihlal edilmemiştir

Madde 3 (insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı)

Başvurucunin madde 3rsquoe aykırı bir muameleye tabi olup olmadığı

Mahkeme Başvurucunin zihinsel durumu goumlz oumlnuumlne alındığında iki tutukluluk

doumlneminde tıbbi goumlzetim ve tedavi eksikliğinin tekrarlanan intihar girişimlerine rağmen uumlccedil

guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesiyle birlikte oumlzellikle ağır sıkıntıya tutulma

suumlresince kaccedilınılmaz acı duumlzeyini aşan bir yoğunluğa neden olduğu kanaatindedir Mahkeme

bu muamelenin başvurucuda aşağılanma kuumlccediluumlk duumlşme ve ıstırap duygularını uyandırdığından

şuumlphe duymamıştır Başvurucuyu aşağılamak ya da kuumlccediluumlk duumlşuumlrmek iccedilin yapılmamış olması

bunun aşağılayıcı olarak nitelendirilmesini ve boumlylece 3 maddede belirtilen yasak kapsamına

72

girmesini engellememiştir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin oumlnemli bir youmlnuumlnuuml ihlal

etmiştir

Başvurucunun succedil duyurusuyla ilgili soruşturmanın etkililiği

Mahkeme iddianamenin gerekccedilesiyle soruşturma hakiminin yetkisi altında yuumlruumltuumllen

soruşturmanın cezaevinde meydana gelen olayları bir dereceye kadar doğru tespit ettiğini

belirtmiştir Yine de cumhuriyet savcısının soruşturma yapılmasını oumlneren yazıları (Temmuz

2014) ile soruşturma hakiminin dosyayı aldığı tarih (Mart 2015) arasında sekiz aydan fazla bir

suumlre geccedilmiştir Soruşturmanın başlamasından oumlnce geccedilen suumlre huumlkuumlmet tarafından

accedilıklanmamıştır

Ayrıca soruşturma Mart 2015te başladığında soruşturma hakimi muumlfettişlerden

başvurucunun cezaevi ve tıbbi kayıtlarını almasını ve incelemesini istemiştir Başka bir tedbir

alınmamıştır İlgili kişilerden hiccedilbiri cezaevi personeli başvurucuya bakan doktorlar veya

başvurucunun kendisi sorgulanmamıştır Dava soruşturma hakimi tarafından alındıktan sonra

uumlccedil aydan daha kısa bir suumlre iccedilinde cumhuriyet savcısı davanın sonlandırılmasını tavsiye

etmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlyle bir soruşturmanın etkili olduğu duumlşuumlnuumllemez Dolayısıyla

Soumlzleşmenin 3 Maddesi usul youmlnuumlnden ihlal edilmiştir

Mahkeme Belccedilikanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 Euro ve masraf ve

giderler iccedilin 8000 Euro oumldemesine karar vermiştir

73

Başvuru Adı Dos Santos Calado ve Diğerleri Portekiz

Başvuru No 5599714 6814316 7884116 ve 370617

Başvuru Tarihi 6 Ağustos 2014 2 Kasım 2016 7 Aralık 2016 12 Aralık 2016

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202123

Konu Anayasa Mahkemesirsquonin aşırı şekilci davranarak başvuruları

kabul edilemez bulması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği

Olaylar

İlk başvuruda başvurucu emekli maaşı miktarına itiraz konulu bir idari dava accedilmış

ancak iddiaları reddedilmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak

başvurusu kabul edilmez bulunmuştur Ardından Anayasa Mahkemesinin uumlccedil hacirckimli

komitesine itiraz etmiş ancak bu itirazı da reddedilmiştir

İkinci başvuruda başvurucular muumlfettiş olarak goumlrev yapan Yollar Dairesi

yetkilileridir Mesleklerini duumlzenleyen youmlnetmeliklerin eksikliğinden şikacircyetccedili olmuşlardır

Şikayetleri Merkez İdare Mahkemesi ve Yuumlksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir

Başvurucular Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar ancak bu başvuruları da

reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır

Uumlccediluumlncuuml başvuruda nitelikli dolandırıcılık succedilundan huumlkuumlm giymiş başvurucu ne bis in

idem ilkesinin ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuş ancak şikayeti birinci ve ikinci derece

mahkemeler tarafından reddedilmiştir Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak bu

başvurusu da reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır

Doumlrduumlncuuml başvuruda aile iccedili şiddet nedeniyle uumlccedil yıl ve iki ay hapis cezasına ccedilarptırılmış

olan başvurucu diğer şeylerin yanı sıra mahkumiyetine yol accedilan olayların tesisine ve kanunun

yorumlanışına itiraz etmiştir Ayrıca aile iccedili şiddete ilişkin kovuşturmasının zamanaşımına

uğradığını ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak mahkucircmiyetinin ceza hukukunun geriye yuumlruumlme

yasağını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini iddia etmiştir Birinci ve ikinci derece

mahkemeleri şikacircyetlerini reddetmiştir Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurusu da kabul

edilemez bulunmuş ve ayrıca uumlccedil hacirckimli komiteye itirazda bulunmamıştır

74

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine dayanarak mahkemeye

erişim haklarının 5599714 ve 6814316 numaralı başvurular da ayrıca adil yargılanma

haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir

Karar Madde 6 sect 1 (Mahkemeye erişim)

Başvuru no 5599714 (Dos Santos Calado Portekiz)

Başvurucu bir hukuk kuralının anayasaya aykırı olması ve soumlz konusu kuralın hukuka

aykırılığı olmak uumlzere Anayasa Mahkemesirsquone iki ayrı konuda başvuruda bulunmuştur

Başvurucu her iki davada da Anayasa Mahkemesirsquonin başvuruları inceleme yetkisinin temelini

oluşturan ilgili kanun maddesine dayanmıştır Mahkeme Anayasa Mahkemesi tarafından

başvurucunun kanun maddesinin yanlış fıkrasına dayandığı gerekccedilesiyle başvurusunun kabul

edilemez olduğuna karar verdiğini dikkate almış ve hangi fıkraya dayanıldığını belirleme

gerekliliğini aynı kanunda oumlngoumlruumllmuumlş olması gerekccedilesiyle yasalara uygun bulmuştur Ayrıca

bu kural hukukun uumlstuumlnluumlğuumlne saygı goumlsterilmesi ve anayasal adaletin uygun şekilde

youmlnetilmesi meşru amacına youmlneliktir Bu nedenle Mahkeme tarafından mevcut davada

kısıtlamanın orantılı olup olmadığını tespitine gidilmek zorunda kalınmış Anayasa

Mahkemesirsquonin iki başvuru gerekccedilesini de tespit edebildiği başvuru gerekccedilesinin

başvurucunun dilekccedilesinden anlaşılabildiği ve hacirckimler tarafından da tespit edilebildiği iccedilin

yalnızca bir yazım hatasına dayanarak kabul edilemezlik kararı verildiğini belirtmiştir Sonuccedil

olarak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin yaklaşımını aşırı şekilci bularak başvurucuyu iccedil

hukuk tarafından sağlanan bir kanun yolundan mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır

Mahkeme alternatif olarak Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucudan hatasını duumlzeltmesini talep

edebileceğini belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edildiğine karar vermiştir

Başvuru no 6814316 (Amador de Faria e Silva ve Diğerleri Portekiz)

Mahkeme oumlncelikle Anayasa Mahkemesirsquonin soumlz konusu kabul edilemezlik kararının

gerekccedilesinin başvurucuların Merkez İdare Mahkemesi oumlnuumlndeki yargılama sırasında

anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmamaları olduğunu kaydetmiştir Mahkeme bu

zorunluluğun Anayasa Mahkemesirsquonin yalnızca son derece mahkemesi olduğu hususunu

yansıttığını kabul etmekle birlikte yine de başvurucuların Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk

boumllgelerindeki yetkililer ile Portekizrsquodeki yetkililer arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle

Bakanlıklara cevaben yaptıkları başvurularda anayasaya aykırılık meselesini guumlndeme

getirdiklerini goumlzlemlemiştir Merkez İdare Mahkemesi bu hususu dikkate almamış ve

75

başvurucuların Portekizrsquodeki yetkililer ile Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk boumllgelerindeki

yetkililer arasında ortaya ccedilıkan uygulama farklılığını ele almak yerine farklı goumlrevli kategorileri

arasında bir ayrıma gitmiştir Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucular

tarafından guumlndeme getirilen anayasaya aykırılık iddiasının yakın tarihte bir Yargıtay kararına

konu olmasından dolayı Merkez İdare Mahkemesirsquonin kararını tahmin edebilmeleri gerektiğine

karar verdiğini goumlzlemlemiştir Ancak Mahkeme bu davanın başvurucularla ilgili olmadığını

ve onların lehine olan ve farklı kategorilerdeki yetkililer arasında ayrım yapmamış olan ilk

karardan birkaccedil ay oumlnce verilmiş olduğunu belirtmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Anayasa

Mahkemesi tarafından aşırı şekilci davranıldığı gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesinin

ihlal edildiğine karar vermiştir

Başvuru no 7884116 (Antunes Cardoso)

Mahkeme başvurucunun bir hukuk kuralın yorumlanmasına dayanan bir anayasaya

aykırılık iddiası dile getirmediğini ve bu nedenle başvurusunun Anayasa Mahkemesirsquonin

yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin oumlzellikleri goumlz oumlnuumlne

alındığında daha katı kabul edilebilirlik şartlarının uygulanabileceğini ve dolayısıyla bir

kuralın yorumunun anayasal incelemeye accedilık olabilmesi iccedilin oldukccedila genel ve soyut terimlerle

formuumlle edilmesi gerektiğini belirtmiştir Mevcut davada başvurucu tarafından iddia edilen ne

bis in idem ilkesinin ihlali bu ilkenin birinci ve ikinci derece mahkemeleri tarafından

succedillandığı fiillere uygulanmasına ilişkindir Sonuccedil olarak Anayasa Mahkemesi iccediltihadı

anlamında kural temelli bir kıstas soumlz konusu olmadığını belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1

maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 6 sect 1 (Anayasa Mahkemesirsquonin uumlccedil hakimli komitesinin tarafsız olmaması)

Başvurucular (5599714 ve 6814316) itiraz edilen kabul edilemezlik kararını veren

hakimin aynı zamanda komitede raportoumlr hakim olarak goumlrev alması nedeniyle anayasal

başvurularının kabul edilebilirliğini inceleyen uumlccedil hakimli komitenin tarafsızlığını

sorgulamışlardır Mahkeme bu komitenin anayasal başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin

son karar mercii olduğunu ve raportoumlr hakimin kararının proseduumlrde sadece bir aşama olduğunu

goumlzlemlemiştir Mahkeme komitenin karar vermesi iccedilin başvurulan tam yetkili oumlzerk bir

mercii olmadığı gerekccedilesiyle uumlccedil hacirckimli komitenin tarafsızlığına ilişkin şikacircyetlerin kabul

edilemez olduğuna karar vermiştir

76

Başvuru Adı Andreea Marusi DumitruRomanya

Başvuru No 963716

Başvuru Tarihi 11 Şubat 2016

Karar Tarihi 31 Mart 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202124

Konu Ateşli silahların kullanımına ilişkin yerel mevzuatın yokluğu

polis operasyonlarının planlanmasındaki eksiklik ve goumlrevli polis memurunun insan yaşamını

korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almaması sebebiyle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi ve usuli

youmlnlerinin ihlal edildiği

Olaylar Romanya vatandaşı olan başvurucu Andreea Marusi Dumitru

1990 doğumlu olup Bujorursquoda yaşamaktadır

8 Kasım 2005rsquote o sıralarda on beş yaşında olan başvurucu Dumitru annesi ile birlikte

bir yuumlk treni vasıtasıyla eve doumlnmekteyken bir platform vagonun uumlzerine ccedilıkarken başvurucu

darbe almış ve yaralanmıştır Huumlkuumlmete goumlre polis bir yuumlk treninde muhafaza edilen bazı hurda

metalleri ccedilalmaya hazırlanan yaklaşık 90 kişilik Roman koumlkenli bir grubu dağıtmak iccedilin

ccedilağrılmıştır Huumlkuumlmet başvurucu Dumitru ve annesinin grubun bir parccedilası olduklarını iddia

etmiştir

Başvurucu Dumitrursquonun aile uumlyeleri onu karaciğerinin bir parccedilasının ccedilıkarılması iccedilin

ameliyat edildiği bir kaza ve acil departmanına goumltuumlrmuumlştuumlr 2006 ve 2007 yıllarında

yaralarının etkisinin tedavi edilmesi iccedilin birccedilok kez hastaneye yatırılmıştır

8 Aralık 2005rsquote ulaştırma polisi başvurucuya hurda metali hırsızlığına karıştığı

iddiasıyla soruşturma accedilmıştır 3 Temmuz 2012 tarihinde cumhuriyet savcısı dava dosyasında

iddiaları kanıtlayan delil olmadığı gerekccedilesiyle iddianameyi kaldırmıştır 1 Ağustos 2006rsquoda

başvurucu insan oumllduumlrmeye teşebbuumlsten succedil duyurusunda bulunmuştur 4 Ağustos 2009

tarihinde Buumlkreş Yerel Mahkeme Savcısı soumlz konusu polis memurunun meşru savunma

kapsamında hareket ettiği tespitiyle dosyayı kapatmıştır 28 Haziran 2010 tarihinde Buumlkreş

İstinaf Mahkemesi başvurucunun itirazını kabul etmiş ve soruşturmanın yeniden accedilılmasına

karar vermiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 31 Temmuz 2014 tarihli bir kararla

soruşturmayı sonlandırmış ve şikayeti reddetmiştir Savcı soumlz konusu polis memurunun kamu

77

duumlzeninin sağlanması amacıyla bir operasyon kapsamında kendini korumak iccedilin ateşli silah

kullandığını goumlzoumlnuumlnde bulundurdu 25 Şubat 2015rsquote Buumlkreş Boumllge Mahkemesi cumhuriyet

savcısının kararına karşı başvurucu tarafından yapılan itirazı reddetti

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak polis

memuru tarafından yaralandığından şikayetccedilidir Başvurucu soruşturmada bu konuda davalı

Devletin usuli yuumlkuumlmluumlluumlklerine uymadığını iddia etmiştir Soumlzleşmenin 6 maddesine goumlre

(adil yargılanma hakkı) soruşturma suumlresinin ccedilok fazla olduğundan şikayetccedilidir

Karar

İHAS m2

Maddi Youmlnuuml

İhtilaf soumlzkonusu polis memurunun başvurucunun hayatını tehdit eden yaralanmayla

neticelenen bir ateşli silah kullanımı değildi Mahkeme bir yuumlk trenindeki hırsızlık

teşebbuumlsuumlnuumln uumlstesinden gelmeleri iccedilin ccedilağrılan polis memuru ve onun meslektaşlarının

davranışı oumlnceden kestirilmeyen bir grup bireye karşı koyduğunu kabul etmiştir Mahkeme

başvurucunun olay yerindeki mevcudiyetinin sebeplerinin irdelenmesinin gerekli olmadığını

dikkate almıştır Soumlzleşmenin 2 maddesinin bakış accedilısından ateşli silah kullanımının

değerlendirilmesi amacıyla başvurucunun hayatını tehdit eden bir yaralanmaya maruz

kaldığının belirtilmesi yeterliydi

Mahkeme daha oumlncesinde Romanyarsquodaki ateşli silah ve muumlhimmatın kullanımıyla ilgili

yasal ccedilerccedilevenin Avruparsquoda buguumlnkuuml demokratik toplumlarda gerekli olan yaşam hakkının

korunmasını sağlayacak yeterlikte olmadığını tespit ettiğini (Soare ve Diğerleri 22 Şubat 2011

ve Gheorghe Cobzaru 25 Haziran 2013) goumlzlemlemiştir Mahkeme Romanyarsquonın iccedil hukuk

huumlkuumlmlerinin somut olayda vakanın gerccedilekleştiği sırada yuumlruumlrluumlkte olduğunu ve kolluk

kuvvetinin teşkilatına ve tatbikatına ve ateşli silahların ve muumlhimmatın kullanımına dair

uygulanan kanunların mevcut yasal ccedilerccedilevesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını

belirtmiştir Bu nedenle Mahkeme ilgili tarihte yerel mevzuatın bir uyarı verilmesiihtarda

bulunulması zorunluluğu dışında polis operasyonları kapsamında ateşli silah kullanımını

duumlzenleyen herhangi bir kanun huumlkmuumlnuuml iccedilermediği ve soumlz konusu operasyonların

denetlenmesi ve planlanmasına ilişkin herhangi bir tavsiyeyi iccedilermediği sonucuna ulaşmıştır

78

Buna goumlre 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonunun planlanması hususunda

Mahkeme bir yuumlk deposundaki durumun en uumlst duumlzeydeki kıdemli polis tarafından bilindiğini

belirtmiştir Hırsızlık bazı davalarda ccedilocuklar iccedilin guumlnluumlk bir olaydan ibarettir Mahkeme

kolluk yetkililerinin sorunun uumlstesinden gelmek iccedilin gerekli adımların atılması amacıyla yeterli

zamana sahip olduklarını değerlendirmiştir Dolayısıyla Mahkeme Romen yetkililerin oumlluumlmcuumll

guumlccedil kullanımını ve olası can kaybını en aza indirgemek iccedilin onlardan beklenebilecek her şeyi

yapmadıklarını kabul etmiştir

Ayrıca başvurucu aleyhinde accedilılan davalar haricinde bu olaya başkaca bir soruşturma

accedilılmamıştır Belirli delil parccedilalarının toplanmasını ve korunmasını sağlamak iccedilin hiccedilbir tedbir

alınmamıştır Teknik ve tıbbi uzman raporları olaylardan sonra birkaccedil yıla kadar

hazırlanmamış boumlylece soruşturma makamlarının kesin bulgular elde etmesi engellenmiştir

Bu nedenle Mahkeme yetkililerin 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonu sırasında tam

olarak ne olduğunu tespit etmek iccedilin gerccedilek ccedilabalar goumlsterdiklerinin soumlylenemeyeceğini

değerlendirmiştir Yetkililerin ihmalleri goumlzoumlnuumlnde tutulduğunda Mahkeme Huumlkuumlmetin

başvurucunun yaralanmalarına meşru savunma kapsamında hareket eden soumlzkonusu polis

memuru tarafından kazarayanlışlıkla sebep olunduğu şeklindeki itirazını reddetmiştir

Bu değerlendirmeler ışığında Mahkeme emniyet teşkilatının ateşli silahların

kullanımına ilişkin ayrıntılı mevzuatın yokluğu ve polis operasyonlarının planlanmasındaki

eksiklik bağlamında polis memurunun insan yaşamını korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almadığını

tespit etmiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar

verilmiştir

Usuli Youmlnuuml

Mahkeme soruşturmanın başvurucunun şikayetine karşılık olarak accedilıldığını fakat

başlangıccediltan beri ccedilok sayıda eksiklikle karşılaştığını goumlzlemlemiştir Buumlkreş İstinaf

Mahkemesirsquonin 28 Haziran 2010 tarihli kararında bu eksikliklerin bazılarını dikkate almıştır

İlk adli tıp raporu olaylardan uumlccedil yıl ve uumlccedil ay sonra 3 Mart 2009 tarihine kadar hazırlanmamış

ve ateş edilen atışın koşulları ve oumlzellikleriyle bağlantılı youmlnleri ele alınmamıştır Delillerin ele

geccedilirilmesindeki eksiklikler delilin temel parccedilalarının kaybolmasıyla teyit edildiği gibi

soruşturmanın yeterliliğine zarar vermiştir

Soruşturmacıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ise Mahkeme soruşturmanın

başlangıccedilta soumlzkonusu memurun bağlı olduğu polis yetkililerine emanet edildiğini dikkate

79

almıştır Buna rağmen bu yetkililer tarafından hiccedilbir adım atılmamıştır Soruşturmanın

tarafsızlığı adına Başsavcı davayı Temyiz Mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına

goumlndermeye karar vermiştir Bu makam ccedilok sayıda uzman raporu almış olayların yeniden

kurgulanmasını organize etmiş ve ana karakterlerin ve tanıkların yeniden sorgularını yapmıştır

Bundan dolayı Temyiz Mahkemesirsquonin cumhuriyet başsavcılığı himayesinde gerccedilekleştirilen

soruşturmalar gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık hususunda Soumlzleşmeyle uyumluluk konusunu

guumlndeme getirmemiştir

Ancak Mahkeme 8 Kasım 2005 tarihli olaylar ile Buumlkreş Boumllge Mahkemesirsquonin 28

Şubat 2015 tarihli nihai kararı arasında 9 yıl 3 aydan fazla zaman geccediltiğini goumlzlemlemiştir

8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonuyla ilgili işlemler bağlamında soruşturma hızlı

ve etkili olarak değerlendirilemeyecektir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli

youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar verilmiştir

İHAS m61

Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli youmlnuumlnuumln ihlal edilmesinin sebeplerini goumlzoumlnuumlnde

tutarak Mahkeme Soumlzleşmenin 61 maddesine goumlre ayrı sorun ortaya ccedilıkmadığı kanaatine

varmıştır

Mahkeme Romanyarsquonın başvurucuya 2500000-Avro manevi tazminat ve yargılama

masrafları iccedilin 327000-Avro oumldemesine karar vermiştir

80

NİSAN 2020

Başvuru Adı Keaneyİrlanda

Başvuru No 7206017

Başvuru Tarihi 2 Ekim 2017

Karar Tarihi 30 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202411

Konu Başvurucunun gecikmeye accedilıkccedila katkıda bulunan davranışına

rağmen başvurucunun davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul

olmaması sebebiyle Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesinin (makul suumlrede yargılanma hakkı) ve Soumlzleşmersquonin

6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı)ihlal edildiği

Olaylar Başvurucu Vincent Keaney 1955 doğumlu bir İrlanda vatandaşıdır ve Cobhrsquoda

(İrlanda) yaşamaktadır

Bay Keaney 1996rsquoda milli piyangoyu kazanmış ve Titanik Bar ve Restoran isimli bir tema bar

olarak işletme amacıyla Cobh limanında bir bina satın almıştır Bu ticari girişim başarısız olmuş ve

başvurucu 2000-2003 yılları arasında gerccedilekleşen işlemlerden dolayı 18 davalıya karşı yargı yoluna

başvurmuştur Başvurucu hile dolandırıcılık yalan beyan ve nuumlfuzu koumltuumlye kullanma da dacirchil olmak

uumlzere ccedileşitli iddialarda bulunmuştur

Bay Keaneyrsquoin sonucunda başarısız olduğu yargılama iki yargı seviyesi sonrasında 11 yıl iki

ay sonra huumlkme bağlanmıştır

Başvurucu İstinaf Mahkemesi aşamasında Temmuz 2008rsquode yerel gereklilikler uyarınca

uygun bir şekilde temyize başvurmadan oumlnce ccedileşitli durumlarda dava dilekccedilesini değiştirmek zorunda

bırakılmıştır 5 ay sonra İstinaf Mahkemesi iddialarını kanıtlayamadığına karar vererek başvurucunun

accediltığı davaları reddetmiştir

Bay Keaney 2007 ve 2009 yılları arasında İstinaf Mahkemsie kararlarına karşı temyiz yoluna

başvurmuştur Davalıların başvurucunun gerekli belgeleri sağlayamadığı gerekccedilesiyle temyiz

başvurularının reddi talepleri 2014rsquote goumlruumllmuumlştuumlr ve başvurucudan sırasıyla Nisan 2015 ve Mart

2016rsquota beyanlarını sunması istenmiştir Temyiz Mahkemesi sonunda Temmuz 2015 ve Nisan 2017

yıllarında kararlarını accedilıklamış ve İstinaf Mahkemesinin kararlarını bozmaya yer olmadığını karar

vermiştir

81

İstinaf Mahkemesince iddialarının ccediloğu ldquokazanma şansı olmadığı bilinerek ve sırf karşı tarafa

zarar vermek amacıyla accedilılmışrdquo olarak goumlruumllduuml ve Temyiz Mahkemesi de yazılı beyanlarındaki

temellendirilmemiş iddiaların eklenmesinin ldquotamamen suumlrecin koumltuumlye kullanılmasırdquo olduğunu

belirtmiştir

İhlal İddiaları Bay Keaney Madde 6sect1rsquoe (makul suumlrede adil yargılanma hakkı) istinaden

davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

ve davasındaki gecikmelerin İrlanda hukuk sisteminin oumlrguumltlenmesinden kaynaklandığını belirtmiştir

Ayrıca İrlanda hukukunda Madde 13 (etkili ccediloumlzuumlm hakkı) kapsamında ne aşırı uzun

yargılamalar iccedilin etkili bir ccediloumlzuumlm bulunduğunu ne de bu tuumlr gecikmeleri gidermek iccedilin bir mekanizma

olduğu iddia etmiştir

Karar

Madde 6sect1 (makul suumlrede yargılanma hakkı)

Mahkeme başvurucunun davasını gerektiği gibi savunmaksızın birden fazla sanık aleyhine

dava accedilmasını iccedileren davranışları goumlz oumlnuumlne alındığında İstinaf Mahkeme yargılamalarının makul bir

suumlre iccedilinde ccediloumlzuumllduumlğuumlnuuml tespit etmiştir

Bu nedenle İstinaf Mahkemesinin 2006 ve 2007deki ilk ccedilalışmalarının ccediloğu birccedilok iddiadan

hangisinin reddedilmesi gerektiğine karar vermeye ayrılmıştır Vekili bulunmasına rağmen

başvurucunun davasını gerektiği gibi savunup ilerletememiş olması bu seviyedeki yargılamanın

gecikmesine kesin bir şekilde ve ilaveten katkıda bulunmuştur Nitekim iccedil hukuktaki usullere uygun

olarak davasını savunduktan sonra İstinaf Mahkemesi yargılamayı beş ay iccedilinde sonuccedillanmıştır

Temyiz Mahkemesi seviyesinde başvurucunun temyiz başvurusunu savunma tarzına ilişkin

sorunlar devam etmiştir Başvurucu gerekli temyiz belgelerini sunmamış ve yasal sunumlarını

zamanında yapmamıştır

Ancak başvurucunun bu davranışının tek başına temyiz yargılamasının tuumlm uzunluğunu haklı

goumlstermesi muumlmkuumln değildir Bu yargılamanın bazı aşamaları makul olmayan bir şekilde uzamıştır ve

başvurucunun Temyiz Mahkemesi oumlnuumlndeki başvurularını kovuşturmadaki eylemsizliği goumlruumlnuumlşe

goumlre sanıkların bu temyiz başvurularını reddettirmek iccedilin harekete geccedilmesine kadar herhangi bir

yansıma olmaksızın devam etmiştir

Başvurucunun Temyiz Mahkemesine başvurması ile ikinci temyiz başvurusunun reddedilmesi

arasında sekiz yıl geccedilmiştir Temyizlerin beş ila yedi yıl arasında uykuda kalmasına izin verilmesi

konusunda yeterli accedilıklama yapılmamıştır

82

Sonuccedil olarak Mahkeme hem İstinaf hem de Temyiz Mahkemelerinde gecikmeye accedilıkccedila

katkıda bulunan başvurucunun davranışına rağmen yargılama suumlresinin aşırı uzun olduğunu belirterek

6sect1 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 13 (etkili başvuru hakkı)

Mahkeme 2010 tarihli McFarlane v İrlanda (no 3133306) Buumlyuumlk Daire kararında Huumlkuumlmet

tarafından oumlnerilen yerel ccediloumlzuumlmlerden hiccedilbirisinin oumlzellikle de zamanında yargılanmaya dair anayasal

hakkın ihlali iccedilin tazminat davasının etkili olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini belirterek ceza yargılamasında

makul olmayan gecikme sebebiyle Madde 6sect1rsquoin ve Madde 6 ile bağlantılı olarak Madde 13rsquouumln ihlal

edildiğine huumlkmedildiğini vurgulamıştır

Mevcut dosyada Huumlkuumlmet tarafında oumlnerilen temel ccediloumlzuumlm zamanında yargılanmaya dair

anayasal hakkının ihlali iccedilin tazminat davasındaki ile aynı kalmaya devam etmiştir

Huumlkuumlmet McFarlanersquoden sonra huumlkme bağlanan bir yerel kararın Nash v DPP [2017] 3 IR

320 hangi koşullar altında ceza yargılamalarında gecikme durumunda anayasal tazminata

huumlkmedileceği konusunda Temyiz Mahkemesi tarafından yapılan oumlnemli bir accedilıklama teşkil ettiğini

beyan etmiştir Bu karar oumlzellikle zamanında yargılanmaya dair anayasal hakkın İrlanda Hukukursquonda

yerleşmiş olduğunu teyit etmiş ve uygun durumlarda İrlanda Mahkemelerirsquonin tazminata

huumlkmedileceğini belirtmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin cevabı aşağıdaki sıkıntıları iccedilerdiğini belirlemiştir

İlk olarak Nash kararında Temyiz Mahkemesi Devlet tarafında kusurlu gecikme olmadığına

dair verdiği karara ilişkin temel aldığı koşullara dair parametreleri tanımlamaktan sakınmıştır

Mahkeme bir Anglosakson hukuku mahkemesinin gerekli parametreleri uygun somut bir dava

bağlamında değil soyut olarak geliştirme konusundaki suskunluğunun anlaşılabilir olduğunu

belirtmiştir Mahkeme ayrıca hukuk yollarının anayasal bir sistemde ve daha da oumlnemlisi İrlanda gibi

yazılı bir Anayasaya sahip bir Anglosakson hukuku sisteminin oumlzel durumunda gelişmesine izin

vermenin oumlnemini kabul etmiştir

Bununla birlikte makul olmayan gecikmeler iccedilin etkili bir hukuk yolunun varlığına ilişkin

sorunlar 2003 yılından bu yana işaretlenmiş ve o zamandan beri hukuk ve ceza yargılamalarını iccedileren

davalarda yinelenmiştir

İkinci endişe ise haksızlığı telafi iccedilin kullanılan ccediloumlzuumlmuumln hızına ilişkindir Olağan hukuk

davaları temyizleri dacirchil olmak uumlzere Temyiz Mahkemesinde uzun bekleme suumlreleri mevcuttur

Mahkeme Hizmetleri Yıllık Raporursquonda 2018 yılında olağan hukuk davalarına ilişkin başvuruların

İstinaf Mahkemesinde bekleme suumlresinin 20 ay olduğu belirtilmiştir Aynı rapor Temyiz Mahkemesine

83

ilişkin olarak mahkemeye temyize başvurma izni vermeye dair bildirim ile izne dair kararın ccedilıkması

arasında altı hafta bekleme suumlresi olduğu belirtilmiştir dolayısıyla her ne kadar Temyiz Mahkemesinin

en son raporu dramatik bir duumlşuumlşe işaret etse de izin tarihinden kararın verilmesine kadar geccedilen

bekleme suumlresi 68 hafta suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Nash davasında makul olmayan gecikme talebiyle ilgili

tazminat davalarının altı buccediluk yıldan fazla suumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir

Mahkeme ayrıca bilgisi dahilinde olduğu oumllccediluumlde yasama oumlncesi aşamada kalan ve

ilerletilmeden oumlnce Huumlkuumlmet duumlzeyinde ilave değerlendirme gerektiren tazminat ccediloumlzuumlmuuml sağlamayı

amaccedillayan taslak Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Genel Şema (Mahkeme Yargılamalarında Gecikme

Halinde Tazminat) 2018 tasarısına da dikkat ccedilekmiştir

Nihayet bir başka ccediloumlzuumlm 2003 tarihli Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Kanunu kapsamındaki

bir tazminat başvurusu ancak tazminat iccedilin başka bir dava imkanı mevcut olmadığında muumlmkuumlnduuml

Nash kararında Temyiz Mahkemersquonin sunduğu accedilıklamaya rağmen dosyanın hızlı işlem goumlrmesi

hakkına saygı duyulmamasının uygulamada ccediloumlzuumlme kavuşturulması hala hem potansiyel

başvurucuların hem de Devletrsquoin oumlnemli oumllccediluumlde ccedilaba zaman ve hatta masrafını gerektirmektedir

Huumlkuumlmet ayrıca AİHS Kanunu kapsamında tazminat davasının tali olasılığına ve makul olmayan

gecikme halinde boumlyle bir ccediloumlzuumlmuumln muumlmkuumln olup olmadığına dair soruya dair de bir bilgi

sağlamamıştır

Dolayısıyla Mahkeme bu koşullarda Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13

maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun dosyasını suumlrduumlrmedeki tavrının neredeyse

suumlrecin koumltuumlye kullanılması olduğunu belirttiğine dikkat ccedilekmiştir Huzurdaki dosyada Mahkemersquonin

Madde 6 ve Madde 13rsquouumln birlikte ihlaline karar verirken niyeti başvuruculara sadece Avrupa

Soumlzleşmesirsquonin ihlalini elde etmeyi amaccedillayarak yerel duumlzeyde koumltuumlye kullanır bir şekilde dava accedilma

youmlnuumlnde ters bir teşvik vermek değildir

Dolayısıyla Mahkeme Soumlzleşmersquonin amaccedilları bakımında Soumlzleşme Madde 6sect1 ile Madde

13rsquouumln ihlaline karar vermenin başlı başına adil tazmin olduğuna karar vermiştir

84

Başvuru Adı Dragan PetrovićSırbistan

Başvuru No 7522910

Başvuru Tarihi 6 Aralık 2010

Karar Tarihi 14 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202345

Konu Polisin cinayet soruşturması sırasında başvurucunun evinde

DNA oumlrneği almak iccedilin arama yapmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel hayata saygı hakkı) ihlali

olmaması (oybirliği) ve başvurucudan DNA iccedilin tuumlkuumlruumlk alınmasının Soumlzleşme madde 8 ihlali

olması (oyccedilokluğu)

Olaylar Başvurucu Dragan Petrović Suboticarsquoda (Sırbistan) yaşayan

1985 doğumlu bir Sırbistan vatandaşıdır

Temmuz 2008rsquode polis başvurucunun yaşlı bir adamın şiddetli darbe sonucu oumllmesine

karışmış olabileceğine ilişkin bilgi almıştır Bu bilgiye dayanarak soruşturma hakimi ayrı iki

kararla başvurucunun dairesinin aranmasına ve DNA incelemesi iccedilin başvurucudan tuumlkuumlruumlk

oumlrneği alınmasına karar vermiştir

Arama cinayetin ardından alınan nesnelere odaklanmıştır oumlzellikle de succedil ile bağlantılı

olabilecek ldquosiyah deri ceketrdquo ve ldquoayakkabılar ile diğer eşyalarrdquo Polis dairede iki tabanca

bulmuştur başvurucu tabancalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir

DNA tuumlkuumlruumlk testi cinayet mahallinde bulunan DNA ile karşılaştırma yapılması iccedilin

gerekli goumlruumllmuumlş ve hakim polise tıp uzmanları ile gerektiği takdirde zor kullanarak

başvurucudan oumlrnek veya kan oumlrneği alınması iccedilin izin vermiştir Avukatı hazırken başvurucu

goumlrevlilere tuumlkuumlruumlk oumlrneği vermeyi kabul etmiştir Bununla birlikte kararın nasıl

gerccedilekleştirildiğine dair polis tarafından tutulan resmi bir kaydın olmadığı anlaşılmaktadır

Ağustos 2008rsquode polis başvurucuya yasa dışı ateşli silah bulundurmak succedilunun isnat

edileceğini soruşturma hakimine bildirmiştir Yetkililer başvurucunun DNA oumlrneği ve cinayet

mahallinde bulunan biyolojik izler arasında bir eşleşme bulamamıştır

85

Ağustos 2008rsquode başvurucu Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve Soumlzleşme madde 8

ve Anayasa madde 25 ve 40 kapsamında konuta ve oumlzel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini

ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Ekim 2010rsquoda başvuruyu esastan reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yapılan aramanın ve DNA oumlrneği alımının

Soumlzleşme madde 8 kapsamında korunan haklarını (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı)

ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme oumlncelikle başvurucunun altı aylık suumlreden sonra başvuru yaptığına ve iccedil

hukuk yollarını tuumlketmediğine ilişkin Huumlkuumlmet itirazlarını başvurucunun başvurduğu Anayasa

Mahkemesinin etkili bir iccedil hukuk yolu olduğunu goumlz oumlnuumlnde bulundurarak reddetmiştir

Davayı esastan incelerken Mahkeme ilk olarak başvurucunun evinde yapılan aramayı

inceleme konusu yapmıştır Mahkemenin kararına goumlre konuta saygı hakkına muumldahale

oluşturan bu arama kanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve meşru bir amaca hizmet etmektedir

Dolayısıyla asıl sorun bunun orantılı olup olmadığı ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup

olmadığıdır

Mahkeme izin verilen aramanın cinayet soruşturması bağlamında olduğunu ve polisin

araştırdığı şeylerin belirli olduğunu (siyah deri ceket ayakkabılar ve cinayetle ilişkili diğer

nesneler) kaydetmiştir Bu sebeple Mahkeme arama emrinin belirsiz olduğunu ileri suumlren

başvurucu iddiasına katılmamaktadır

Mahkeme ayrıca arama esnasında başvurucunun avukatının ve ev sahibinin hazır

bulunması sebebiyle herhangi bir koumltuumlye kullanma durumuna elverişli ve etkili bir şekilde karşı

koyabileceğini kaydetmiştir Dahası avukat elkoyma tutanağı ve arama-elkoyma işleminin

resmi kaydını imzalamış izin sebebi dışında arama işlemine şerh duumlşmemiştir

Bu sebeple Mahkeme soumlz konusu muumldahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna

ve polisin dairede yaptığı aramanın Madde 8 ihlali olmadığına huumlkmetmiştir

DNA oumlrneği alınması meselesini ele alırken Mahkeme bu hareketin başvurucunun oumlzel

hayata saygı hakkına muumldahale anlamına geldiğini tespit etmiştir İşleme verdiği onay aksi

86

takdirde tuumlkuumlruumlk veya kan oumlrneğinin zorla alınması tehdidi altında gerccedilekleştiği iccedilin eyleme

geccedilerlilik kazandırmaz

Mahkeme DNA oumlrneği kararının herhangi bir huumlkuumlmde geccedilmediğini ilgili Ceza

Muhakemesi Kanunu maddesinin mahkemeye yalnızca kan oumlrneği alımı ya da ceza

soruşturmasında ldquooumlnemlirdquo olguları tespit etmek iccedilin tıbben gerekli goumlruumllmesi halinde ldquodiğer

tıbbi işlemlerrdquo iccedilin karar yetkisi oumlngoumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir Bunlara ek olarak dava dosyasına

goumlre işlemlerle ilgili resmi kayıt tutmamışlar Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili huumlkmuumlne

riayet etmemişlerdir

Mahkeme ayrıca ilgili huumlkmuumln DNA oumlrneği alma konusunda 2011rsquode değiştirilen

Ceza Muhakemeleri Kanunda sonradan yer alan ccedileşitli yeni guumlvencelerden yoksun olduğunu

kaydetmiştir Bu yeni guumlvenceler ağız ccedilubuğuyla oumlrnek alınmasına işlemin uzman eşliğinde

gerccedilekleşmesine ve rıza olmaksızın ağzından oumlrnek alınabilecek insanların sınırlandırılmasına

oumlzel atıf iccedilermektedir

Mahkeme boumlylelikle davalı Devletin 2011 tarihli kanunda daha ayrıntılı huumlkuumlmler

koyarak bu alanda daha sıkı duumlzenleme yapılmasına ihtiyaccedil duyduğunu zımnen kabullendiğine

karar vermiştir

Mahkeme DNA oumlrneği alınarak başvurucunun oumlzel hayatına muumldahale edilmesinin

kanuni olmadığına ve madde 8 ihlali olduğuna huumlkmetmiştir

Madde 6

Başvurucu aynı zamanda Soumlzleşme madde 63(a)ya aykırı olarak belirli bir succedilun

şuumlphelisi olduğuna dair yetkililerin kendisini derhal ve ayrıntılı olarak bilgilendirmemesinin

haberdar edilme hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir

Mahkeme başvurucunun bu iddialarının madde 8 kapsamındaki iddialarına ek

olmaktan ziyade ayrı bir şikayet noktası olduğunu ve bu iddiaların iccedil hukukta ileri

suumlruumllmediğini tespit etmiştir Bu sebeple başvurunun bu kısmı iccedil hukuk yollarının

tuumlketilmemesi sebebiyle reddedilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41) Mahkeme altıya karşı bir oyla Sırbistanrsquoın başvurucursquoya

1500 euro manevi tazminat ve yargılama giderleri iccedilin 1200 euro oumldemesine huumlkmetmiştir

87

Başvuru Adı Shmelev ve diğerleriRusya

Başvuru No 4174117 ve diğer 16 dava

Başvuru Tarihi 2017 ve 2018rsquode ccedileşitli tarihler

Karar Tarihi 09 Nisan 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202347

Konu Mahkemersquonin Rusya aleyhine verdiği uygunsuz tutulma

koşullarına youmlnelik kararlara karşı 2019rsquoun sonunda yuumlruumlrluumlğe giren yeni yasanın tutuklulara

tutukluluk koşullarının elverişsizliğinin tazminat hakkı vermesi 17 başvurunun altısının

tutukluluklar sona erdiği iccedilin kabul edilemez bulunması yeni tazminat hukuk yolunun oumlzellikle

tutukluluk veya yerel kuralların ihlali sebebiyle olan mahpusluğun bazı hallerindeki gibi diğer

hukuk yolları aranmadığı takdirde etkili olması

Olaylar Başvurucular Rusya vatandaşıdır ve Rusyarsquoda ccedileşitli

merkezlerde ceza yargılamalarındaki mahkumiyetlerinden oumlnce ya da sonra tutulmaktadırlar

veya tutulmuşlardır

Başvuruculardan yedisi tutukevlerinde tutuklu olarak tutulmakta veya tutulmuştur

Kalan on başvurucu ise ıslah edici kolonilerde huumlkuumlmluuml olarak tutulmuş veya tutulmaktadır

Başvurucuların tamamı oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı elverişsiz olan tutulma

koşullarından şikayet etmiştir Bazı başvurucuların tutuklulukları dosya AİHM oumlnuumlnde taraf

goumlruumlşleri alınma aşamasındayken sona ermiştir diğerlerinin ise devam etmiştir

Mart 2020 itibariyle Rusya aleyhine tutulma koşulları ile ilgili 1450 benzer başvuru

mahpusluk koşulları ile ilgili 3600 başvuru incelenmeyi beklemektedir

Aralık 2019rsquoda Federal Kanun no494-FZ (Tazminat Kanunu) kabul edilmiş ve 27

Ocak 2020rsquode yuumlruumlrluumlğe girmiştir Buna goumlre herhangi bir tutuklu ulusal veya uluslararası

standartların tutulma suumlresinde ihlal edilmesi halinde mahkemede maddi tazminat talebinde

bulunabilecektir

88

Tazminat Kanunu AİHMrsquoin sırasıyla tutukevlerindeki ve cezaevlerindeki yetersiz

koşullara değinen 2012 tarihli Ananyev ve DiğerleriRusya (BN 4252507 ve 6080008) ile

2013 tarihli Sergey BabushkinRusya (BN 599308) kararları sonucu kabul edilmiştir

Rusya Huumlkuumlmeti yeni kanun ve uygunsuz tutulma koşullarını hafifletme amacını

taşıyan diğer ulusal gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmede bulunmuştur Tazminat Kanunun

tutulma koşulları ile ilgili şikayetler accedilısından yeni bir kanun yolu olarak ele alınmasını

Mahkemeden istemiştir Başvurucular bu goumlruumlşe katılmamış veya yorumsuz kalmıştır

İhlal İddiaları Başvurucular madde 3rsquoe (insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) dayanarak oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı tutulma koşullarının elverişsiz

olmasını şikayet etmiştir Bazı başvurucular madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak

tutulma koşullarıyla ilgili etkili başvuru olmamasını şikayet etmiştir

Karar

Madde 3 ve 13 (uygunsuz tutulma koşulları)

Oumlncelikle Mahkeme elverişsiz tutulma koşullarına youmlnelik kanun yollarıyla ilgili

olarak bazı uumlye Devletlerce yapılan yenilikleri hatırlatmıştır Muumlmkuumln olan 2 yolu

vurgulamıştır Bunlar mevcut tutukluluğun şartlarını geliştirme (oumlnleyici) ve sebep olunan

herhangi bir zarar iccedilin tazminattır (telafi edici) Mahkeme oumlnleyici ve telafi edici yolların

birbirleriyle ilişkili olduklarını ve etkili olmaları iccedilin birlikte ele alınmalarının gerekliliğini

vurgulamıştır

Bununla beraber iki yol da ayrı ayrı incelenmelidir Boumlylelikle Mahkeme oumlnleyici

yolun etkililiğinin hala değerlendirilmesi gerektiğine karar verirken Tazminat Kanununa ilişkin

vardığı sonucun kapsamını yalnızca geccedilmiş tutulmalar ile sınırlamıştır

Mahkeme Tazminat Kanununun prensipte geccedilmişteki tutukluluk ve bazı mahpusluk

hallerinin -ki sonuncusu iddia edilene goumlre yerel huumlkuumlmleri ihlal etmektedir- geliştirilmesiyle

ilgili davalarda elverişli ve etkili bir tazmin yolu olduğunu tespit etmiştir

Bu yol ccedilelişmeli yargılamaya uygun ve gerekli usuli guumlvencelere sahiptir ilgili kişilerin

erişimine doğrudan accedilıktır ve onlara makul derecede başarı umudu sunmaktadır Dahası bu

tarz iddiaların makul suumlre iccedilinde işleme alınmayacağına huumlkmedilen tazminatın Soumlzleşme

89

standartlarına uygun olmayacağına ya da derhal oumldenmeyeceğine inanmamak iccedilin bir sebep

yoktur

Ayrıca Tazminat Kanununa Yuumlksek Mahkemenin accedilıklayıcı ve youmlnlendirici rehberliği

eşlik etmiştir Ayrıca bu Kanun elverişsiz tutulma koşullarını hafifletmeyi amaccedillayan

uygulamalar ve ulusal mevzuata [2015rsquote yuumlruumlrluumlğe giren İdare Usul Kanunu ve Ceza

Kanunundaki birccedilok mahkumiyette tutukluluk suumlresinin mahpusluk suumlresinden duumlşuumllmesi

gibi değişiklikler] dayanmaktadır

Mahkeme yeni tazminat yolunun Rusya mevzuatının tutulan kişi iccedilin koyduğu kişisel

alan standardının Soumlzleşme madde 3 kapsamındaki insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye dair

minimum ağırlık eşiğine uygun olduğu durumlarda (733413 başvuru numaralı

MuršićHırvatistan Buumlyuumlk Daire kararında her tutuklu iccedilin 3 metrekarelik kişisel alan

oumlnerilmiştir) veya tutulmanın ulusal standartların altına duumlştuumlğuuml durumda geccedilmiş tutulmalar

iccedilin kullanılabilecek etkin bir yol olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir

Mahkeme altı başvurucu iccedilin bu durumu tespit etmiştir Mahpusluk veya tutukluluk

doumlnemindeki elverişsiz koşullar sonucu haklarının ihlal edildiğine youmlnelik iyi temellendirilmiş

şikayetlerde bulunan bu başvurucular Mahkemeye başvurmadan oumlnce tazminat almak iccedilin

Tazminat Kanununu kullanabilirlerdi Bu yeni ulusal kanun yolunu tuumlketmemeleri sebebiyle

madde 3 ve 13 kapsamında yaptıkları başvuru kabul edilemez bulunmuştur

Tazminat Kanunundaki geccediliş huumlkuumlmleri uyarınca Kanun yuumlruumlrluumlğe girdiğinde

şikayetleri Mahkeme oumlnuumlnde bekleyen veya kanun yolu tuumlketilmediği sebebiyle kabul

edilemez olanlar 180 guumln iccedilinde mevzubahis yoldan yararlanabilir Bunu goumlz oumlnuumlnde

bulunduran Mahkeme bu yaklaşımı tuumlm benzer başvurulara (oumlrneğin ulusal standartların

tutulma sırasında ihlal edildiği ileri suumlruumllen başvurular) yayma kararı vermiştir

Bununla birlikte ulusal mevzuatın Soumlzleşme gerekliliklerine accedilıkccedila uygunsuz olduğu

goumlruumllen bir standart -mahpus başına 225 metrekarelik kişisel alan- belirlediği durumlarda yeni

tazminat yolunun etkililiği geccedilmiş tutulmalarda bile kesin değildir Başvurulardan uumlccediluumlnde

durum budur

Mahkeme bu sebeple başvuruları sonraya bırakmaya karar vermiş ve taraflardan

geccedilmiş tutulmalar iccedilin tazminat yollarının etkililiğini accedilıkladıkları yazılı goumlruumlşlerini

bildirmelerini istemiştir

90

Mahkeme tutulma suumlrelerinin devam ettiğini goumlz oumlnuumlnde bulundurarak diğer sekiz

başvuruyu da aynı şekilde ertelemeye karar vermiştir Ccediluumlnkuuml mevcut oumlnleyici hukuk yollarının

etkililiğini tespit iccedilin elinde yeterli materyal yoktur Şuumlphesiz İdare Usul Kanunu tarafından

sağlanan yargı yollarının etkililiği oumlzellikle ceza kurumlarındaki aşırı kalabalığın yaygınlığı

bakımından değerlendirilmeyi beklemektedir Bunun iccedilin de taraflardan yazılı goumlruumlş

istenmiştir

Ulusal kanun yollarının etkililiğinin daha ileri değerlendirmesi yapılana kadar aynı

konu ile ilgili yapılan tuumlm başvuruların incelemesi beklemeye alınacaktır Mahkeme dostane

ccediloumlzuumlm oumlnerilerini veya tek taraflı beyanları işleme alarak ya da başka bir şekilde tarafların

halihazırda bilgilendirildiği (ldquotebliğ edilmişrdquo) davaları inceleyebilir

91

Başvuru Adı CastellaniFransa

Başvuru No 4320716

Başvuru Tarihi 26082009

Karar Tarihi 30 Nisan 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

19688722]

Konu

Başvurucunun evinde eşi ve kızıyla beraberken oumlzel silahlı polis birimi tarafından

tutuklanması esnasında maruz kaldığı şiddete ilişkin olarak polis operasyonun nihai amaccedil olan

şuumlphelinin yakalanması iccedilin gerekli olan şekilde gerccedilekleştirilmediği ve başvurucunun

yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların oumllccediluumlsuumlz olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin

ihlal edilmesi

Olaylar

Başvurucu Joseph Castellani 1956 doğumlu ve Conteste (Fransa) yaşayan bir Fransız

vatandaşıdır

Mayıs 2002de kimliği bilinmeyen kişilere karşı tanıkların korkutulması ve oumlluumlm

tehditleri nedeniyle polise youmlnelik şiddet olaylarına ilişkin EHnin uumlccedil aile uumlyesinin mahkum

edildiği bir davada ifade veren avukatın şikayeti uumlzerine adli tahkikat başlatılmıştır

Soruşturmadaki başlıca şuumlpheliler başvurucunun arkadaşı ve komşusu olan EH

ailesinin uumlyeleridir

18 Haziran 2002de Nice şehrinin polis ekibi EHnin aile uumlyelerini yakalamak iccedilin

GIPNden (ulusal polisin oumlzel silahlı muumldahale birimi) destek talep etmiş ve bu talep kabul

edilmiştir Polis şefi Rnin talebi uumlzerine GIPN biriminin başkanı aynı davaya dahil olan Bay

Castellaniyi yakalamak iccedilin muumldahale etmeyi kabul etmiştir Polis operasyonunun

gerccedilekleştiği koşullar taraflarca ihtilaflıdır 13 Kasım 2002 tarihinde soruşturmanın hakimi

tarafından Bay Castellanirsquonin yakalanmasına neden olan tanıkları korkutma ve oumlluumlm tehdidi

succedillamalarını duumlşuumlren kararla soruşturmaya son verilmiştir

92

13 Ocak 2009 tarihinde Ceza Mahkemesi Bay Castellaniyi ruhsatsız bir silaha sahip

olmaktan succedillu bulmuş ve kendisine para cezası vererek cezayı ertelemiştir Mahkeme evinde

saldırıya uğradığını duumlşuumlnmesinin makul olduğu gerekccedilesiyle meşru muumldafaa amacıyla hareket

ettiğini kabul ederek kamu goumlrevlisine youmlnelik kasten saldırı succedilundan beraatine karar

vermiştir

18 Kasım 2002 tarihinde Bay Castellani polis memurlarının kasti şiddet ve barbarca

fiil tehdidi altındaki bir kişiye yardım etmedikleri iddiasıyla ceza davasına muumldahil olarak

katılma başvurusunu iccedileren bir şikayette bulunmuştur 2 Temmuz 2004 tarihinde soruşturma

hakimi Nice Ceza Mahkemesi oumlnuumlnde yargılanacak polis memurlarına karşı tehlikedeki bir

kişiye yardım etmeme succedillamasını suumlrduumlrerek bazı succedillamaları duumlşuumlrmeye karar vermiştir

Başvurucunun itirazını takiben İstinaf Mahkemesi soruşturmanın kısmen sonlandırılması

kararını iptal etmiş ve soruşturmanın asıl succedillamalara dayanılarak devam ettirilmesine karar

vermiştir

27 Ocak 2006 tarihinde kamu goumlrevlilerinin kasıtlı şiddet uyguladıkları succedillamalarını

reddeden soruşturmanın kısmen sonlandırılması kararı verilmiştir Başvurucu temyize

gitmiştir 15 Haziran 2006 tarihli bir kararla İstinaf Mahkemesi barbarca fiil succedillamasının sona

erdirilmesini onamıştır 25 Ekim 2007 tarihli bir kararda aynı zamanda kamu goumlrevlileri

tarafından kasten şiddet uygulanması succedillamasının sona erdirilmesi onanmıştır

26 Haziran 2009 tarihinde Bay Castellani kendisine verilen zararın tazmini iccedilin

Devlete dava accedilmıştır Mahkeme 5 Nisan 2011 tarihli bir kararla Devletin başvurucuyu

yakalaması iccedilin GIPNyi goumlndermesine istinaden sorumluluğunu iccedileren ciddi bir ihmal eylemi

gerccedilekleştirdiğine karar vermiştir Devletin başvurucuya tazminat olarak 59000 Euro (EUR)

ve masraf olarak 3500 Euro(EUR) oumldemesine karar verilmiştir 12 Nisan 2012 tarihinde Aix-

en-Provence İstinaf Mahkemesi Bay Castellanirsquonin davasının kabul edilebilirliğini onamış

ancak kararın geri kalanını bozmuş ve başvurucunun iddialarını reddetmiştir Bay

Castellaninin masraflara ek olarak Hukuk Usuluuml Kanununun 700 maddesi uyarınca 1700

Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir

Temyiz Mahkemesi kararı bozarak davayı Montpellier İstinaf Mahkemesirsquone geri

goumlnderdi 27 Ocak 2015 tarihindeki bir kararla Montpellier İstinaf Mahkemesi GIPNrsquonin

muumldahalesinin Devletrsquoin sorumluluğunu yol accedilan bir durum olduğunun kanıtlanamadığına

karar vermiştir Mahkeme bu muumldahalenin yalnızca başvurucunun kendisini savunmak iccedilin

93

işlediği eylemler accedilısından değil aynı zamanda yakalama işlemine direnme konusundaki ısrarı

accedilısından da isabetsiz veya orantısız olmadığına karar vermiştir Ancak İstinaf Mahkemesi

başvurucuya polis goumlzetimindeyken tıbbi bakım sağlanmaması nedeniyle Devletrsquoin ciddi

ihmali bulunduğuna karar vermiştir Devletrsquoin başvurucuya tıbbi bakım eksikliğinden dolayı

tazminat olarak 5000 EUR ve Medeni Usul Kanununun 700 maddesi uyarınca 2000 EUR

oumldemesine karar verilmiştir

Temyiz Mahkemesi 10 Şubat 2016 tarihinde başvurucunun temyiz başvurusunu

hukuki accedilıdan reddetmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesinin 3 maddesine (insanlık dışı veya

aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak polis tarafından tutuklanmasıyla birlikte GIPNnin

muumldahalesinin ve guumlccedil kullanımının ne gerekli ne de orantılı olduğunu ekleyerek şiddet

eylemlerinden şikayetccedili olmuştur

Karar

3 Madde

Mahkeme dosyadaki tuumlm sağlık raporlarının başvurucunun ciddi şekilde yaralandığını

kaydettiğini belirtmiştir Başvurucu fiziksel acıya ek olarak ruhsal zorluklara da katlanmak

zorunda kalmıştır

Bay Castellani ccedilok sayıda teccedilhizatlı ve silahlı memur tarafından ailesinin goumlzleri

oumlnuumlnde kapı ve oumln kapı zorla accedilıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde evinde goumlzaltına

alındığından oumltuumlruuml ailesinin karşısında kuumlccediluumlk duumlşme ve aşağılanma hissi ile guumlccedilluuml korku ve

endişe yaşamıştır

Mahkeme operasyonun planlanmasına ilişkin ilke olarak ceza soruşturmasında

sorgulanacak bir bireyin tutuklanması iccedilin belirli bir birimin seccedililmesine ilişkin huumlkuumlm

vermenin kendi goumlrevi olmadığını belirtmiştir Bununla birlikte genellikle aşırı şiddet

durumlarında veya oumlzellikle hızlıkesin tepki gerektiren tehlikeli durumlarda devreye giren oumlzel

birimlerin muumldahalesinin otoritenin koumltuumlye kullanılması ve insan onurunun ihlali gibi belirli

riskler doğurabileceği youmlnuumlndeki yaklaşımını tekrar vurgulamıştır Bu nedenle bu tuumlr

94

birimlerin muumldahalesinin guumlvencelerle ccedilevrelenmesi gerekmektedir (Bkz Kučera Slovakya

no 4866699 sect 122 17 Temmuz 2007)

GIPNnin yardımıyla polis muumldahalesinin amacı başlangıccedilta EH ailesini yakalamaktır

Komutan soruşturma yargıcından GIPNnin muumldahalesini istemiştir bu muumldahale daha sonra

Kamu Guumlvenliği Muumlduumlruuml tarafından başvurucuyu değil bir polis memurunun şiddet ve

kaccedilırılma succedilundan mahkum edilmiş olan EH ailesinin uumlyelerini yakalamak iccedilin kabul

etmiştir Polis şefi R ancak bu ailenin bazı uumlyeleri tutuklandıktan sonra GIPNnin varlığının

sağladığı fırsattan yararlanarak soruşturma yargıcına bilgi vermeden veya Kamu Guumlvenliği

Muumlduumlruuml ile mutabakat sağlamadan aynı davaya karıştığından şuumlphelenilen başvurucunun

yakalanması iccedilin yardım talebinde bulunmuştur Mahkeme bu nedenle operasyona normalde

bu tuumlr bir oumlzel birimin muumldahalesini ccedilevreleyen mevcut iccedil guumlvencelerin eşlik etmediğini

kaydetmiştir

Başvurucunun karakteri ile ilgili olarak yerel mahkemeler GIPNnin muumldahalesini

haklı kılmak iccedilin kullanılan başvurucunun tehlikeli olduğu iddiasının yalnızca muumldahaleyi

talep eden polis memurlarının ifadelerinden kaynaklandığını ve bu iddianın herhangi bir kanıtla

desteklemediği kanaatindedir

Dahası bazı yerel mahkemeler somut olayın koşulları ccedilerccedilevesinde GIPNnin

muumldahalesinin orantılılığını sorgulamışlardır Ceza Mahkemesi 13 Ocak 2009 tarihinde GIPN

gibi oumlzel bir birimin tehditlere youmlnelik bir oumln soruşturmaya muumldahalesinin alışılmadık olduğuna

ve başvurucunun uygunsuz bir şekilde goumlzaltına alınmasının ardından hiccedilbir zaman adli

soruşturmaya tabi tutulmadığını ve hatta polis muumldahalesine yol accedilan kararı veren hakim

tarafından sorgulanmadığını belirtmiştir

Mahkeme ayrıca İstinaf Mahkemesirsquonin bu tercihin Bay Castellanirsquonin arz ettiği

tehlike karşısında orantısız olabileceği goumlruumlşuumlnuuml benimsediğini goumlzlemlemiştir

Mahkeme son olarak başvurucunun goumlzaltına alındığı sırada yalnız olup olmayacağına

dair bir sonuca ulaşmak iccedilin herhangi bir oumln araştırma yapıldığını goumlsteren bir bulgunun

dosyada yer almadığını belirtmiştir Mahkeme bu tuumlr bir polis operasyonunun planlanmasında

ve yuumlruumltuumllmesinde şuumlphelinin aile uumlyelerinin yakalama yerinde bulunmasının dikkate alınması

gerektiğine karar vermiştir Mevcut davada bu tuumlr bir değerlendirme eksiktir ve polis

başvurucunun aile evindeki operasyonu buna goumlre planlamamıştır

95

Mahkeme davanın tuumlm oumlzel koşullarını dikkate alarak başvurucunun evindeki polis

operasyonunun kesinlikle gerekli olmasını sağlayacak şekilde planlanmadığı veya

gerccedilekleştirilmediğine başka bir deyişle bir succedil işlediğinden şuumlphelenilen bir kişinin

yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların nihai amacına ulaşmak iccedilin kesinlikle gerekli olmadığına

karar vermiştir

Mahkemersquoye goumlre polis memurları tarafından guumlccedil kullanımına ilişkin ilk olarak

başvurucunun kaydedilen yaralanmalarının kendisini yakalayan polis memurlarından

kaynaklandığı ikinci olarak Bay Castellaninin polis memurlarından birine demir ccedilubukla

vurduğu hususları tartışmasızdır Ancak başvurucu ve Huumlkuumlmet olayların aynı versiyonunu

anlatmamışlardır

Mahkeme Ceza Mahkemesirsquonin kesinleşen bir kararla başvurucunun meşru olarak

evinde saldırıya uğradığına ikna olduğunu ve meşru muumldafaaya uygun davrandığına karar

verdiğini kaydetmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin başvurucunun polis memurlarına

kasten saldırdığına ilişkin beyanını kabul edememiştir bu yalnızca yakalamaya karışan ve

sonradan hakkında dava accedilılmış olan polis memurlarının iddialarından dosyada bu iddiayı

destekleyecek herhangi başka bir kanıt olmamasına rağmen tuumlretilmiştir

Bununla birlikte Mahkeme ilk olarak başvurucunun yakalamaya direnmekle

succedillanmadığını ve ikinci olarak kask takan ve kalkanla korunan bir dizi polis memurunun

eylemlerinin oumlzellikle şiddetli olduğunu goumlzlemlemiştir

Mahkeme bu nedenle başvurucunun yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların kesinlikle

gerekli olmadığına ve kendisinin davranışlarının kullanılan fiziksel guumlcuuml gerekli kılmadığına

karar vermiştir

Bu nedenle Soumlzleşmenin 3 maddesi ihlal edilmiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme Fransanın başvurucuya maddi tazminat olarak 2803 Euro (EUR) ve manevi

tazminat olarak 20000 Euro(EUR) oumldemesine karar vermiştir

96

MAYIS 2020

Başvuru Adı Kostov ve DiğerleriBulgaristan

Başvuru No 6658112 ve 2505415

Başvuru Tarihi 3 Ekim 2012

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202440

Konu Kamulaştırmanın gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat

gereklilikleri arasında oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak arazi sahipleri uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve

aşırı bir yuumlk yuumlklemesinin 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesinin (muumllkiyetin korunması) ihlali olduğu

Olaylar Başvurucular Nedyalko Kostov Severina Popova ve Boris Velichkov isimli uumlccedil

Bulgar vatandaşıdır Başvurucular sırasıyla 1971 1951 ve 1944 yılında doğmuş olup Sofyarsquoda

yaşamaktadırlar

İlk başvurucunun arazisi Sofya-Varna otoyolu uumlzerinde kavşak inşa etmek uumlzere 2011 yılında

kamulaştırılmıştır İkinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların arazileri ise Sofya etrafında ccedilevre yolu inşa etmek

uumlzere kamulaştırılmıştır İlk başvurucuya arazisi karşılığında metrekare başına ortalama 022 Bulgar

Levası (BGN 011 Avroya (EUR) tekabuumll etmektedir) kamulaştırma bedeli verilmişken ikinci ve

uumlccediluumlncuuml başvuruculara metrekare başına 084 BGN (043 EUR) kamulaştırma bedeli verilmiştir

Başvurucular kamulaştırma bedelinin ccedilok duumlşuumlk olduğunu ve bu bedelin kamulaştırma

durumunda oumldenecek bedelin karşılaştırılabilir gayrimenkullerin piyasa değerine eşdeğer olması

gerektiğini oumlngoumlren iccedil hukuka aykırı olduğunu ileri suumlrerek yargı yoluna başvurmuşlardır

Yargılama sırasında ilk başvurucunun gayrimenkuluuml iccedilin metrekare başına 225 BGNrsquoye (115

EUR) satılmış bir arazi karşılaştırılabilir olarak belirlenmişken ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların

gayrimenkuluuml iccedilin ise metrekare başına 25 BGNrsquoye (13 EUR) satılmış bir arazı karşılaştırılabilir olarak

belirlenmiştir

2012 ve 2014 yılında verilen kararlarda Yuumlksek İdari Mahkeme bir tane karşılaştırılabilir

gayrimenkuluumln kamulaştırılmış arazinin piyasa değerini tespit etmede yeterli olmayacağına karar

vermiştir Bu itibarla kamulaştırma bedelinin iccedil hukuktaki Youmlnetmelikrsquote yer alan Huumlkuumlmet formuumllleri

uyarınca hesaplanması gerekmekteydi ve bu da kamulaştırma esnasında oumldenmesine karar verilen

tutarların oluşmasına yol accedilmıştır

97

Anayasa Mahkemesi Temmuz 2006rsquoda kamulaştırma bedelinin hesaplanma youmlntemine ilişkin

yasal değişiklikleri 12 yargıcın doumlrduumlnuumln karşıt goumlruumlş beyan etmelerine karşın onamıştır Karşıt

goumlruumlşteki yargıccedillar diğer itirazlarının yanında yeni sistemin adil kamulaştırma bedelleri oumldenmesine

engel olacağı youmlnuumlndeki endişelerini beyan etmişlerdir

İhlal İddiaları Başvurucular 1 Norsquolu Protokol Madde 1rsquoe (muumllkiyetin korunması) istinaden

kendilerine oumldenen bedelinin arazilerinin piyasa değeri ile herhangi bir ilgi kurulmadan belirlendiğini

ileri suumlrmuumlşlerdir ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular oumlzellikle aynı boumllgede diğer kamulaştırılmış

arazilerinin maliklerinin daha yuumlksek kamulaştırma bedeli aldığına dikkat ccedilekmişlerdir

Karar

1 Norsquolu Protokol Madde 1

Mahkeme iccedilin en oumlnemli soru soumlz konusu muumldahalenin oumllccediluumlluuml olup olmadığı bir başka

ifadeyle yetkililerin toplumun genel menfaatinin gereksinimleriyle başvurucuların haklarının

korunmasının gerekliliği arasında adil bir denge kurup kuramadığı olmuştur

Bu itibarla başvuruculara Soumlzleşmersquonin de gerektirdiği uumlzere kamulaştırılan arazilerinin

kamulaştırma tarihindeki değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenip

oumldenmediğinin tespiti gerekmiştir

İccedil hukukta kamulaştırılan gayrimenkuluumln maliklerinin ldquoeşdeğerrdquo kamulaştırma bedeli almaları

gerekmekteydi ve bu da ulusal Anayasa Mahkemesirsquone goumlre ldquogayrimenkul serbest piyasada satıldığı

zaman malikin elde edeceği piyasa değerirdquo anlamına gelmekteydi Karşılaştırılabilir gayrimenkul

eksikliği nedeniyle başvuruculara oumldenecek kamulaştırma bedeli ise Youmlnetmelik kapsamında

belirlenmiştir

Mahkeme başvurucuların kamulaştırılmış arazileri ile aynı boumllgede yer alan diğer

kamulaştırılmış arazilerin maliklerine oumldenen farklı değerlemeleri not etmiştir Bu tutarlar

başvurucuların arazilerinin piyasa değerinin kesin olarak belirlenmesini sağlayamazken en azından

piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınabilirdi

İlaveten piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınan değerler ndash ilk başvurucu iccedilin 6 BGN (3

EUR) ile 225 BGN (115 EUR) arasında değişen ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin 2005 BGN (10

EUR) ile 25 BGN (13 EUR) arasında değişen ndash ile oumldenen kamulaştırma bedelleri ndash ilk başvurucu iccedilin

metrekare başına ortalama 022 BGN (011 EUR) ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin metrekare

başına ortalama 084 BGN (043 EUR) ndash arasında oumlnemli tutarsızlıklar bulunmaktaydı

Yuumlksek İdari Mahkeme soumlz konusu tutarsızlıkları başvurucuların gayrimenkullerinin muumlnferit

oumlzellikleri bakımından değerlendirmemiştir Ancak bu tutarsızlıklar Anayasa Mahkemesirsquonin

98

Temmuz 2006rsquodaki kararında karşıt goumlruumlş beyan eden yargıccedilların kamulaştırılan bir arazinin değerinin

hesaplanması durumuna ilişkin olarak ifade ettikleri endişeleri tam olarak haklı goumlstermiştir

Huumlkuumlmet arazilerinin duumlşuumlk vergilendirilebilir değerine atıf yaparak başvuruculara oumldenen

kamulaştırma bedellerinin yeterli olduğunu iddia etmiş ve ayrıca Sofya boumllgesindeki tarım arazilerinin

fiyatlarına dair istatistiksel verilere dikkat ccedilekmiştir

Ancak Mahkeme ulusal duumlzeyde hesaplanan vergilendirme amaccedillı değerinin gayrimenkuluumln

adil piyasa değerine tekabuumll ettiğinin iddia edilmediğini not etmiştir Ayrıca iccedil hukukta da ldquoeşdeğerrdquo

kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bu tuumlr bir tekabuumll etme durumu soumlz konusu değildir

Ayrıca istatistiksel verinin nasıl toplandığı veya bu verilerin tarım arazilerine ilişkin

işlemlerdeki gerccedilek değerlere mi yoksa taraflarca beyan edilen değerlere mi dayandığı da asla

accedilıklanmamıştır

Mahkeme ayrıca Huumlkuumlmetrsquoin dayandığı alakasız iki vakıa daha tespit etmiştir ilk

başvurucunun 2008rsquode arazisi iccedilin oumldediği goumlrece duumlşuumlk fiyat ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların

kamulaştırılmadan oumlnce arazilerinden elde ettikleri duumlşuumlk gelirler Mahkeme iccedil hukukta ldquoeşdeğerrdquo

kamulaştırma bedelinin hesaplanması iccedilin gerekli kuralların bu tuumlr faktoumlrlere atıfta bulunmadığını tespit

etmiştir

Mahkeme Youmlnetmelikrsquote yer alan kuralların uygulanmasının başvurucularının arazilerinin

değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenmesini sağlamadığına karar

vermiştir Kamulaştırma gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat gereklilikleri arasında

oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak başvurucular uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve aşırı bir yuumlk yuumlklemiştir

Dolayısıyla 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesi ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme 1 Norsquolu Protokolrsquouumln Madde 1 kapsamındaki tespitlerine ilişkin olarak Madde 6sect1

kapsamında ayrı bir husus doğmadığını tespit etmiştir

99

Başvuru Adı KoumlvesiRomanya

Başvuru No 359419

Başvuru Tarihi 28 Aralık 2018

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202415

Konu Başvurucunun vaktinden oumlnce goumlrevinden uzaklaştırılmasının yargı

bağımsızlığını koruma amacını engellemesi ve bunun yargı ve yargı bağımsızlığını etkileyen yasama

reformlarına ilişkin kamuoyu tartışmalarına katılmada kendisi ve diğer savcılar ve yargıccedillar uumlzerinde

caydırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle madde 6sect1 ve madde 10rsquoun ihlal edildiği

Olaylar Başvurucu Laura-Codruta Koumlvesi 1973 yılında doğmuş Buumlkreşrsquote

(Romanya) yaşamakta olan bir Romanya vatandaşıdır

Koumlvesi ilk olarak Mayıs 2013rsquote Ulusal Yolsuzlukla Muumlcadele Muumlduumlrluumlğuumlne (ldquoUYMMrdquo)

başsavcı olarak uumlccedil yıllık bir doumlnem iccedilin atanmıştır Adalet Bakanı ve Yuumlksek Yargı Konseyinin

(ldquoYYKrdquo) savcılar biriminin olumlu değerlendirmelerinin akabinde Romanya Cumhurbaşkanı kendisini

Mayıs 2016rsquodan Mayıs 2019rsquoa kadar olmak uumlzere ikinci bir doumlnem iccedilin yeniden atamıştır

Aralık 2016daki parlamento seccedilimleri diğer reformların yanı sıra yasaları onaylarken veya

geccedilirirken işlenen goumlrevi koumltuumlye kullanmanın succedil olmaktan ccedilıkarılması da dahil olmak uumlzere adalet

sisteminde birkaccedil yasal reform oumlnermekte olan yeni bir huumlkuumlmetin kurulmasına neden olmuştur

2017rsquode kabul edilen yasal oumlnlemler goumlsterilere ve uluslararası duumlzeyde endişelere yol accedilmasının yanı

sıra UYMMrsquonin bazı mevzuat boumlluumlmlerinin kabul edilme youmlntemine ilişkin de soruşturma başlatmasına

yol accedilmıştır

Şubat 2018rsquode Adalet Bakanı diğer hususların yanında UYMMrsquonin faaliyeti ile bağlantılı

olarak uumlccedil Anayasa Mahkemesi kararına ve başvurucunun yaptığı basın accedilıklamalarına atıfta bulunarak

başvurucunun goumlrevden alınmasını teklif etmiştir YYKrsquonın savcılar birimi ccediloğunlukla Bakanrsquoın

başvurucuya youmlnelik eleştirilerini kabul etmeyerek ve başvurucunun idaresinin yetersiz olduğuna dair

hiccedilbir kanıt olmadığı gerekccedilesi ile ccediloğunluk oyla başvurucunun goumlrevden alınması teklifini

reddetmiştir Nisan 2018rsquode Romanya Cumhurbaşkanı goumlrevden alma kararını imzalamayı

reddetmiştir ve bu da Başbakanın Anayasa Mahkemesirsquone başvuruda bulunmasına neden olmuştur

Mayıs 2018rsquode Anayasa Mahkemesi gerek Cumhurbaşkanının gerekse de Anayasa

Mahkemesirsquonin Adalet Bakanı tarafından oumlne suumlruumllen nedenleri değerlendirme yetkisine sahip

100

olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının goumlrevden alma kararını imzalaması gerektiğini huumlkmetmiştir

Anayasa Mahkemesi ayrıca idare mahkemelerinin sadece davada verilen idari kararın goumlruumlnuumlşte hukuka

uygunluğunu daha belirgin olarak usule uygunluğunu inceleyebileceğini fakat amaca uygunluk

accedilısından bir inceleme yapamayacağına da accedilıklık getirmiştir

Başvurucu Temmuz 2018rsquode goumlrevden alınmıştır

İhlal İddiaları Bayan Koumlvesi Soumlzleşmenin 6sect1 maddesine (adil yargılanma hakkı)

dayanarak disiplin cezası uyarınca UYMM başsavcılık goumlrevinden alınmasına ilişkin haklarını

savunmak iccedilin mahkemeye erişiminin reddedildiğinden bahisle şikayetccedili olmuştur

Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca başvurucu yargıyı etkileyen yasal reformlara ilişkin

mesleki sıfatıyla goumlruumlşlerini kamuoyuna accedilıkladıktan sonra goumlrevinin sona erdiğini iddia etmiştir

Başvurucu ayrıca Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi ve 10 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde

(etkili başvuru hakkı) uyarınca da şikacircyette bulunmuştur

Karar

Madde 6sect1

Mahkeme Vilho Eskelinen ve Diğerleri kararında da belirtildiği gibi kural olarak iki şart

yerine getirilmediği suumlrece devlet memurları ile Devlet arasındaki anlaşmazlıkların 6 maddenin

kapsamına girdiğini tekrar etmiştir Bu şartlar yasal duumlzenlemenin uyuşmazlığın ccediloumlzuumlmuuml iccedilin

mahkemeye erişiminin accedilıkccedila engellenmiş olması ve bu engellemenin Devletrsquoin menfaati ccedilerccedilevesinde

objektif nedenlerle gerekccedilelendirilmiş olmasıdır

Huumlkuumlmetin davasını bir idare mahkemesine taşımayarak iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği

youmlnuumlndeki ifadesiyle de teyit edildiği uumlzere Bayan Koumlvesinin olayında boumlyle bir accedilıkccedila mahkemeye

erişimi engelleme durumu mevcut değildir

Ayrıca bu davadaki herhangi bir erişimi engelleme objektif olarak gerekccedilelendirilemeyecektir

UYMM başsavcısının goumlrevden alınma suumlrecinin yargı denetimine tabi olmaması Devletrsquoin menfaatine

olamayacak ve yalnızca bağımsız bir yargı organının yapacağı denetim yargının kıdemli uumlyelerini

yuumlruumltme erkinin keyfiliğinden koruyabilecektir

Mahkeme Koumlvesirsquonin olayına 6 maddenin medeni hukuk youmlnuumlnuumln uygulanacağına karar

vermiştir

Esasa ilişkin olarak Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin başvurucunun olayında herhangi bir yargı denetimi

olmadığı olgusuna itiraz etmediğini belirtmiştir Aksine Huumlkuumlmet başvurucunun goumlrevden alınmasının

101

gerekccedilelerini belirten Adalet Bakanırsquonın raporu YYKrsquonın kararına veya Devlet Başkanırsquonın kararına

karşı idare mahkemesine başvurmayarak mevcut olan ccedileşitli iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğini ileri

suumlrmuumlştuumlr

Ancak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin Bakanın raporunun tek başına hiccedilbir etki

yaratmayan bir oumln işlem olarak goumlrduumlğuumlnuuml tespit ettiğini belirtmiştir Ayrıca Huumlkuumlmet tarafından

sunulan belgeler sivil toplum kuruluşlarının Bakanın raporuna mahkemede itiraz etmeyi denediklerini

ve başarısız olduklarını goumlstermiştir YYK kararına ilişkin olarak ise başvurucunun kendi lehine bir

karar olması hasebiyle herhangi bir karşı işlemde bulunmamıştır

İlaveten Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı kararına karşı olarak herhangi bir idare

mahkemesi talebinin yalnızca kararın kabul edilmesine ilişkin olarak usuli formaliteler nezdinde bir

değerlendirmeye yol accedilabileceğini belirtmiştir ancak başvurucunun şikacircyeti ise kararın esastan

incelenmesi ve kararın esasının hukukiliğinin denetimi yapılmasını gerektirmiştir

Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerccedilekte itiraz etmeyi amaccedilladığı hususa yani UYMM

başsavcılığından alınması nedenlerine mahkemede etkili bir şekilde itiraz etmek iccedilin mevcut bir iccedil

hukuk yoluna sahip olduğuna ikna olmamıştır

Mahkeme bir bireyin medeni haklarına yapılan muumldahalenin hukuka uygunluğuna ilişkin

herhangi bir ciddi ve hakiki ihtilafın o kişiye ldquobu iccedil hukuk sorununu bir mahkeme tarafından karara

bağlanmasırdquo hakkı verdiğinin altını ccedilizmiştir Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği mevzuatları yuumlruumltme

ve yasama organından bağımsız bir makamın muumldahalesi de dahil olmak uumlzere savcıların ihraccedil veya

goumlrevden alınmasında usul adaletinin goumlzetilmesine buumlyuumlk oumlnem vermiştir

Mahkeme Huumlkuumlmetin iccedil hukuk yollarının tuumlketilmemesine ilişkin olan itirazını reddetmiş ve

davalı Devletin Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş olan olayın incelenmesi hususundaki

sınırlar nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının oumlzuumlne zarar verdiği sonucuna varmıştır

Bu nedenle Koumlvesirsquonin mahkemeye erişim hakkı engellenmiştir

Madde 10

Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması ile goumlrevinin sona ermesi

arasında nedensel bir bağlantı olduğuna dair ilk bakışta haklı deliller bulunduğunu tespit etmiştir

Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin diğer gerekccedileleri de

ikna edici bulmamıştır Dolayısıyla başvurucunun goumlrevinin sona ermesi başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuuml hakkına bir muumldahale teşkil etmiştir

102

Mahkeme daha sonra incelemesinde Huumlkuumlmetin başvurucu goumlrevinden alması eyleminin

Madde 10sect2 Madde kapsamındaki muumldahale iccedilin mazeretler olan meşru bir amaccedil goumlzetip

goumlzetmediğine veya ldquobaskın toplumsal ihtiyaccedilrdquo olup olmadığının uumlzerinde durmuştur

Meşru Amaccedil

Mahkeme Adalet Bakanının başvurucunun Bakanın yasa tekliflerini eleştirdikten ve Bakanın

dahil olduğu ikincil derecedeki mevzuatlarla bağlantılı cezai soruşturmalar başlattıktan sonra başlamış

olan goumlrevden alınması suumlrecinin bir nedeni olarak hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma ihtiyacını zikrettiğini

belirtmiştir Bakan ayrıca başvurucunun bu davranışının Romanyarsquoyı ulusal Avrupa ve uluslararası

duumlzeyde endişe konusu haline getiren bir kriz yarattığını iddia etmiştir

Mahkeme tam aksine bu endişenin başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin olduğunu ifade

etmiştir

Ayrıca Mahkeme bu tedbirin hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma veya başkaca herhangi bir meşru

amaca hizmet ettiğini goumlsteren herhangi bir delil sunulmadığını belirtmiştir Soumlz konusu goumlrevden alma

başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanmasının bir sonucu olarak ortaya ccedilıkmıştır Huumlkuumlmet soumlz

konusu muumldahale iccedilin herhangi bir meşru amaccedil ortaya koymamıştır

Mahkeme bu nedenle bu muumldahalenin meşru bir amaccedil taşıdığını kabul edemeyecektir

Boumlylesi bir sonuccedil genellikle Mahkemenin 10 madde kapsamındaki şikayetleri incelemesini

sona erdirirken Mahkeme yine de muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını

değerlendirmeye karar vermiştir

Demokratik Bir Toplumda Gerekli Olma

Mahkeme başvurucunun UYMM başsavcısı olarak mesleki sıfatıyla soumlz konusu yorumları

yapmış olduğunu belirtmiştir Başvurucu ayrıca oldukccedila tartışmalı mevzuat boumlluumlmleriyle bağlantılı

olarak Huumlkuumlmet uumlyeleri tarafından işlenen yolsuzluk succedilları şuumlphelerine youmlnelik soruşturmaları

başlatmak ve bu soruşturmalar hakkında halkı bilgilendirmek iccedilin yasal guumlcuumlnuuml kullanmıştır

Başvurucu goumlruumlşlerini doğrudan meday uumlzerinden veya mesleki toplantılarda ifade etmiştir

Mahkeme başvurucunun ulusal yolsuzlukla muumlcadele savcılığının başsavcısı olarak

bulunduğu işlevleri ve goumlrevleri arasında yargı ve yargı bağımsızlığı uumlzerinde etkisi olması muhtemel

olan yasal reformlar ve daha fazlası uumlzerinde fikirlerini ifade etmek bulunan kuruma ve bilhassa da

başvurucunun kurumu tarafından yuumlruumltuumllen yolsuzlukla muumlcadeleye oumlzel bir oumlnem atfetmektedir

103

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi savcıların hukuk yargı idaresi ve insan haklarının

geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamuya accedilık tartışmalara katılma hakkına sahip olmaları

gerektiğini ve savcıların kamu goumlrevlilerini oumlzellikle yolsuzluk gibi succedillar nedeniyle herhangi bir

engelle karşılaşmaksızın kovuşturabilecek bir pozisyonda olmaları gerektiğini kabul etmiştir

Ayrıca başvurucunun accedilıkccedila yuumlksek kamu yararına ilişkin konulardaki bir tartışma bağlamına

giren konumu ve ifadeleri ifade oumlzguumlrluumlğuuml iccedilin yuumlksek derecede koruma ve davalı Devlet tarafından

yapılacak herhangi bir muumldahalenin sıkı bir şekilde incelenmesini gerektirmiştir Buna karşılık Devletin

ise bu tuumlr muumldahalelere ilişkin olarak sadece sınırlı bir takdir yetkisi (ldquokısıtlı bir takdir payırdquo)

bulunmaktadır

Mahkeme başvurucunun goumlrevden alınmasının ve bu goumlrevden alınmayı meşrulaştıran

gerekccedilelerin Devlet guumlcuumlnuumln bağımsız bir kolu olarak yargı işlevinin niteliğine ve -Avrupa Konseyi ve

diğer uluslararası belgeler uyarınca- yargı bağımsızlığının korunması iccedilin kilit bir oumlneme sahip olan

savcıların bağımsızlığı ilkesine verilecek oumlzel oumlnemle bağdaştırılamayacağını belirtmiştir Bu nedenle

başvurucunun goumlrev suumlresinin bitiminden oumlnce goumlrevden alınması yargı bağımsızlığını koruma amacını

ortadan kaldırmaktadır

Tedbirin şiddeti yalnızca başvurucuyu değil aynı zamanda diğer savcı ve hakimleri de yargıyı

etkileyen yasama reformları ve daha genel olarak yargı bağımsızlığına ilişkin konularda kamu oumlnuumlndeki

tartışmalara katılmaktan caydırmak suretiyle bir ldquocaydırıcı etkirdquo (chilling effect) de yaratmış olmalıdır

Mahkeme 6 madde kapsamındaki değerlendirmelerine atıfta bulunarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlne

getirilen kısıtlamalara karşın etkili ve yeterli tedbirlerin mevcut bulunmadığına karar vermiştir

Bu nedenle başvurucunun UYMM başsavcılığı goumlrevinden alınmasıyla 10sect2 maddede

sıralanmış olan meşru amaccedilların hiccedilbiri goumlzetilmemiş ve ldquodemokratik bir toplumda gerekli olmardquo

olgusu gerccedilekleşmemiştir Bu nedenle 10 madde ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme 6 madde kapsamındaki huumlkuumlmleri nedeniyle 13 madde youmlnuumlnden farklı bir sorun

teşkil etmediğini belirtmiştir

104

Başvuru Adı Maacutendli ve DiğerleriMacaristan

Başvuru No 6316416

Başvuru Tarihi 26 Ekim 2016

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202540

Konu Gazetecilerin akreditasyonlarının Meclisin izin verilmeyen bir

alanında milletvekillerine soru sormaları sebebiyle askıya alınmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Ivaacuten Szabolcs Maacutendli Ferenc Bakro-Nagy Tamaacutes Fabiaacuten

Norbert Fekete Balaacutezs Kaufmann ve Klaacutera Anikoacute Kovaacutecs sırasıyla 1975 1967 1987 1976 1987 ve

1978 doğumlu Macaristan vatandaşı olup Dunaharasztirsquode yaşayan Bay Maacutendli ve Nyiacuteregyhaacutezarsquoda

yaşayan Bay Fabiaacuten dışında (her ikisi de Macaristanrsquodadır) Budapeştersquode yaşamaktadırlar

2016 yılının Nisan ayında indexhu 24hu hvghu dahil olmak uumlzere ccedileşitli basın kuruluşlarında

ccedilalışan başvurucular meclisin genel kurul toplantısında raporlama yapmak iccedilin akreditasyon

almışlardır

Başvurucular Macaristan Merkez Bankasırsquona ilişkin oumldemeler konusunda yorumlar almak

niyetiyle Parlamento soumlzcuumlsuuml ve Başbakan dahil ccedileşitli Parlamento uumlyelerine soru sormayı

denemişlerdir Meclis binasının kayıt iccedilin belirlenmeyen bir boumlluumlmuumlnde onlara oumln bildirimsiz soru

youmlneltmişlerdir Parlamenterlerin birccediloğu cevaplamayı reddetmiştir

Başvurucular izin verilen bir usulde veya belirlenmiş alanlarda ccedilekim yapılmayacağı hususunda

Başbakanın basın soumlzcuumlsuuml ve Meclisin personelleri tarafından uyarılmıştır Takip eden guumln Meclis

Başkanı ldquoizinsiz kayda alma ve kuralları accedilık ve kasten ihlal etmerdquo hususuna istinaden başvurucuların

Meclis akreditasyonunu askıya almıştır

Başvurucular Macaristan Anayasasırsquonda yapılacak bir değişikliğinin goumlruumlşuumllmesinin

planlandığı Haziran ayının genel kurul toplantısını haberleştirmek iccedilin Meclise erişim talep etmişlerdir

fakat cevap alamamışlardır

Meclis Başkanı 2016 yılının Eyluumll ayında askıya alma kararını geri ccedilekmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Meclise giriş yapmak iccedilin kullandıkları akreditasyonun askıya

alınmasının Soumlzleşmenin 10 maddesini (ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml) ihlal ettiğinden şikayetccedilidir

105

Başvurucular Soumlzleşmenin 61 maddesi (mahkemeye erişim hakkı) ve 13 maddesi (etkili

başvuru hakkı) uyarınca uygulanan yaptırıma karşı koymak iccedilin iccedil hukukta başvuru yolu

bulunmadığını oumlzellikle Meclis Başkanının kararına mahkemede itiraz edilemediğini ileri suumlrmuumlşlerdir

Karar

Madde 10

Mahkeme iccedilin temel mesele başvurucuların muumldahalenin ldquodemokratik toplumda gereklilikrdquo

hususunda şikayetccedili olup olmadıklarıdır

Mahkeme gazeteciler iccedilin Soumlzleşmenin 10 maddesi uyarınca oumlngoumlruumllen korumanın sorumlu

gazetecilik ilkesi gereğince doğru ve guumlvenilir bilginin sağlanması amacıyla iyi niyetle hareket etme

şartına bağlı olduğuna dair iccediltihadını tekrarlamaktadır

Mahkemersquoye goumlre sorumlu gazetecilik kavramı sadece haber iccedileriğiyle ilgili bir kavram

olmayıp gazetecilerin davranışının yetkili makamlar ile etkileşimleri de dahil olmak uumlzere hukuka

uygunluğunu da kapsamaktadır

Mahkeme başvurucuların milletvekillerinden bilgi talep ederken Mecliste belirli alanlarda

ccedilekim yapılmayacağına dair davranış kurallarını ihlal ettiğini dikkate almıştır Mahkeme başvurucuların

siyasetle ilgili konularda bilgi aktardıkları iccedilin değil daha ziyade bunu yaptıkları yer ve usul sebebiyle

cezalandırıldıklarına ikna olmuştur Ancak tedbir yine de daha sonraki gazetecilik faaliyetlerini yani

parlamento hakkında doğrudan habercilik yapılmasını kısıtlamaktadır

Mahkemersquoye goumlre başvurucular kamu yararını ilgilendiren oumlnemli bir meselede yani Merkez

Bankası ile bağlantılı yasadışı oumldemelere ilişkin iddialar hakkında milletvekillerinin goumlruumlşlerini almayı

amaccedillamışlardır

Mahkeme hali hazırda basın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln siyasi liderlerin fikirleri ve davranışları hakkında

halk nezdinde bir goumlruumlşuumln oluşması ve şekillenmesinin en iyi yollarından biri olduğunu belirtmiştir

Oumlzellikle siyasilere kamuoyunun endişelerini yansıtma ve yorumlama fırsatı vermekte boumlylece herkese

demokratik toplum kavramının ccedilok merkezinde olan serbest kamusal tartışmalara katılma olanağı

sağlamaktadır

Ne Mahkeme ne de yerel mahkemeler haberciliğin gerekli teknikleri konusunda basının

goumlruumlşleri yerine kendi goumlruumlşlerini koyamazlar Mahkeme boumlylece bahsi geccedilen davanın konusunun kamu

yararı olduğunu kabul etmiş ve başvurucuların daha fazla habercilik iccedilin Meclise girişlerine izin

verilmesindeki menfaatlerinin kamunun haberdar edilen konuda haklı bir yararının olduğu hususlarıyla

bağlantılı olduğunu değerlendirmiştir

106

Mahkeme ayrıca Meclis işlerinin duumlzenli yuumlruumltuumllmesinin yanı sıra milletvekillerinin haklarının

korunması hususunu da incelemiştir Mahkeme ilke olarak parlamento işlerinde aksamanın oumlnlenmesi

amacıyla Meclislerin binaların iccedilerisinde kayıt yapılan alanların belirlenerek youmlnetilmesini

duumlzenlediklerini ve Mahkemersquonin bu tuumlr duumlzenlemeleri incelemesinin sınırlı olması gerektiğini kabul

etmiştir

Mahkeme boumlylece başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı uumlzerindeki sınırlamanın koumltuumlye

kullanımına karşı etkili ve yeterli teminatları beraberinde getirip getirmediğine dair incelemesine

odaklanmıştır Mahkeme Meclis Başkanırsquonın başvurucular aleyhindeki kararının yaptırımın olası

etkilerine veya kısıtlamalar iccedilin goumlsterilen sebeplerin gazetecilik faaliyetine uygunluğuna dair herhangi

bir değerlendirmeyi iccedilermediğini dikkate almıştır

Ayrıca karar başvurucuların genel yayın muumlduumlruumlne askıya alındıklarını bildiren bir mektup

goumlnderilmesinden ibaret olan karar verme usuluumlne hakkında yaptırım uygulanan kişilerin dahil edilmesi

imkanını sağlamamıştır Kararda kısıtlamanın periyodu belirlenmemiş ve başvurucuların Meclise girme

yetkisine ilişkin sonraki talepleri cevapsız bırakılmıştır Son olarak Meclis Başkanının kararı

başvurucuların karara karşı koyabilmek iccedilin arguumlmanlarını sunabilecekleri herhangi bir etkili bir araccedil

sunmamıştır

Daha sonra Temmuz 2017rsquode bu usulde yapılan değişiklikler akreditasyonun geccedilici olarak

askıya alınmasına ilişkin kararlara bir zaman sınırı getirmekte yaptırımların değerlendirilmesine dair

unsurlar ve gazetecilere hak arama olanağı sağlamıştır

Mahkeme başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahalenin yeterli usuli guumlvencelerin

sağlanmaması sebebiyle izlenen meşru amaccedilla orantılı olmadığı sonucuna varmıştır Muumldahale

ldquodemokratik toplumda gereklirdquo olmayıp Soumlzleşmenin 10 maddesi ihlal edilmiştir

Diğer Maddeler

Mahkeme Soumlzleşmenin 10 maddesi kapsamındaki bulguları goumlz oumlnuumlne alarak Soumlzleşmenin 6

ve 13 maddelerine ilişkin şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esasını ayrıca incelemenin gerekli olmadığı

sonucuna ulaşmıştır

Adil Tazmin (41 Madde)

Mahkeme ihlal tespitinin başvurucuların uğradığı manevi zarar iccedilin yeterli adil tazmin

oluşturduğuna karar vermiştir Mahkeme Macaristanrsquoın yargılama masraf ve giderleri iccedilin 457500-

Euro oumldenmesine karar vermiştir

107

Başvuru Adı PT v Moldova Cumhuriyeti

Başvuru No 112212

Başvuru Tarihi 02112011

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202520

Konu Başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair verilerin gerekli ve

ilgili olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel yaşama saygı hakkını ihlal ettiği

Olaylar PT ( ldquoBaşvurucurdquo ) 1978 doğumlu Moldova vatandaşıdır ve

Moldovarsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2011 yılının haziran ayında askeriye tarafından yapılan

test sonucu HIV+ ccedilıkmış ve bu sebeple askerlikten muaf tutulmuştur Başvurucu 2011 yılının

ağustos ayında kimlik yenilemeye gittiğinde askerlikten muaf tutulmasına sebep olan HIV+

raporunu yetkililere goumlstermek zorunda bırakılmıştır

İhlal İddiaları Başvurucu askerlikten muaf tutulmuş olmasına sebep olan

HIV+ raporunun uumlccediluumlncuuml kişilerle paylaşılması sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının

ihlal edildiğini iddia etmiştir Başvurucu benzer durumdaki Brsquonin iccedil hukukta yapmış olduğu

başvurulardan herhangi bir sonuccedil alamamış olmasını gerekccedile goumlstererek iccedil hukuk yollarını

tuumlketmeden mahkemeye başvurmuştur

Karar

Madde 8

Mahkeme iccedil hukuk yollarının soumlz konusu olayda sadece teoride var olduğunu fakat

aynı yasal dayanaktan ( 864 numaralı huumlkuumlmet kararı ) dolayı mağdur olan Brsquonin yargılama

suumlrecinden de anlaşılacağı uumlzere gerccedilek bir ccediloumlzuumlm sunmadığını belirtmiş ve huumlkuumlmetin iccedil

hukuk yollarının tuumlketilmediği gerekccedilesiyle başvurunun kabul edilemezliğine dair yapmış

olduğu itirazı reddetmiştir Mahkeme başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair bilgilerin

gerekli veya alakalı olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkına

orantısız bir muumldahale oluşturduğuna ve soumlz konusu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir

Soumlzleşmersquonin 41 maddesi kapsamında Mahkeme başvurucuya manevi tazminat olarak 4000

euro ve yargılama giderleri olarak 1500 euro oumldenmesine karar vermiştir

108

Başvuru Adı Mraović v Hırvatistan

Başvuru No 3037313

Başvuru Tarihi 10042013

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202119

Olaylar Josip Mraović ( ldquoBaşvuranrdquo ) 1948 doğumlu bir Hirvatistan

vatandaşıdır ve Hırvatistanrsquoda yaşamaktadır 2005 yılında bir yerel basketbol oyuncusu

başvuran hakkında kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayette bulunmuştur

Bunun uumlzerine yapılan yargılama başvurucunun talebi uumlzerine kapalı şekilde yuumlruumltuumllmuumlş

ve kovuşturma sonucunda başvuran beraat etmiştir Yargılama oumlncesi yuumlruumltuumllen soruşturma

suumlrecinde cinsel saldırıya uğradığını iddia eden kişinin kimliği polis tarafından kamuoyu ile

paylaşılmıştır Bahse konu olay yeniden yargıya konu olmuş ve bu sefer başvuran tecavuumlz

succedilundan huumlkuumlm giymiş ve uumlccedil yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir Başvuran tekrar

yargılandığı esnada kovuşturma suumlrecinin accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesini iki kez talep etmiş ancak

mahkeme mağdurun oumlzel hayatını gerekccedile goumlstererek bu talepleri reddetmiştir Ayrıca

başvuran mağdurun basına roumlportaj vererek kendisinin itibarını lekelediğini belirtmiştir

Başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru kabul edilemezlik

gerekccedilesiyle reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvuran ikinci kez yapılan yargılama suumlrecinin kapalı şekilde

yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml belirtmiş ve bu sebeple adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 6

Mahkeme cinsel saldırı mağdurunun haklarının korunması gerektiğini ve adalet

sisteminin halihazırda cinsel saldırı mağduru olan kişinin acılarını arttırmayacak şekilde

işlemesi gerektiğini belirtmiştir Mahkeme iccedil hukuktaki yargılama devam ederken mağdurun

basınla olaya dair bilgileri paylaşmış olmasıyla tuumlm yargılamanın accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesinin

aynı şey olmadığını mağdurun bilgi paylaşırken sınır ccedilizebileceğini ama yargılama accedilık

yapıldığı takdirde her şeyin kamuoyu tarafından oumlğrenileceğini belirtmiştir Ayrıca mahkeme

109

soruşturma ilk başladığında mağdurla ilgili bilgilerin polisler tarafından hukuka aykırı şekilde

kamuoyu ile paylaşılmasından dolayı mevcut davada idarenin mağdurun hakkı konusunda daha

hassas davranma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir Bu sebeplerle mahkeme iccedil hukukta

yargılama suumlrecinin kapalı şekilde yuumlruumltuumllmesi iccedilin belirtilen mağdurunun haklarının

korunması gerekccedilesini tatmin edici bulmuştur Mahkeme bu tarz bir davada yargılamanın

kapalı yuumlruumltuumllmesi tedbirinin Avrupa Konseyirsquonin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş

ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir

110

Başvuru Adı Csiszer ve CsibiRomanya

Başvuru No 7131413 ve 6802814

Başvuru Tarihi 06112013 ve 06082014

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki

httpshudocechrcoeinttur22itemid22[22001-20245622]

Konu

Romanya Ulusal Bayramırsquonın yapıldığı 1 Aralık 2010 tarihinde Szeacutekely taburunun

kuruluşunu3 anmak iccedilin bir toplantı duumlzenledikleri iccedilin başvuruculara idari para cezası

verilmesinin başvurucuların iccedil hukukta belirtilen kurallara uymayı kasıtlı olarak reddetmesi

ulusal makamların başvurucuların toplanma oumlzguumlrluumlğuuml haklarını kullanmalarını engellemesini

haklı goumlsterebilecek ilgili ve yeterli gerekccedileler sunması nedenleriyle Soumlzleşmersquonin 11

maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Loacuteraacutent Csiszer ve Barna Csibi sırasıyla 1978 ve 1979 doğumlu ve

Miercurea Ciucda (Romanya) yaşayan Romanya vatandaşlarıdır Macarca konuşan bir etnik-

dil grubu olan Szekler (Szeacutekely) etnik grubuna ait olduklarını ve Macar halkıyla tarihi bağları

olduğunu belirtmektedir 1 Aralık 2010da Cluj-Napoca belediye meclisi Romanyanın ulusal

bayramını kutlamak iccedilin şehir merkezinde bir askeri geccedilit ve bir dizi accedilık hava konseri de dahil

olmak uumlzere ccedileşitli etkinlikler duumlzenlemiştir

12 Ekim 2010 tarihinde Bay Csibi Cluj-Napoca belediye başkanına 1 Aralık 2010

tarihinde saat 17 00den 18 00e kadar kentin Union Meydanında yapılacak bir anma

toplantısının organize edilmesinde yardım talep eden bir mektup yazmıştır Toplantının amacı

Szeacutekely taburunun kuruluşunu ve faaliyetini anmaktır

3 1 Aralık 1918de Cluj-Napocada Macar askeri birlikleri Transilvanyaya giren Romanya ordusuyla savaşmak iccedilin Szeacutekely taburunu oluşturmak uumlzere birleşmiştir Nisan 1919da tabur Romanya ordusuna teslim olmuştur

111

19 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi Bay Csibiye talebini reddettiğini ccediluumlnkuuml daha

oumlnce onaylanmış olan başka bir olayın aynı yerde gerccedilekleşeceğini bildirmiştir Konsey ayrıca

şehir merkezindeki başka herhangi bir yerde toplanmaya izin vermeyi de reddetmiştir Bay

Csibi Cluj-Napoca Mahkemesirsquonde yerel konsey aleyhine idari dava accedilmış olmasına rağmen

dava reddedilmiştir

1 Aralık 2010 tarihinde saat 1630 sularında bir dizi polis memuru mobil bir jandarma

birimiyle birlikte Bay Csiszer Bay Csibiyi ve diğer altı kişiyi Union Meydanına dik bir

sokakta bir otelden ve restorandan ayrılırken durdurmuştur

Jandarmalar aynı guumln bir idari para cezası tutanağı hazırlayarak Bay Csiszere 10000

Romanya leyi (RON) (yaklaşık 2200 Euro (EUR)) para cezası vermiştir Başvurucu Cluj-

Napoca Boumllge Mahkemesinde para cezasına itiraz etmiştir Mahkeme davayı reddetmiş ve Bay

Csiszer istinaf yoluna başvurmuştur 5 Haziran 2013 tarihli nihai kararında Cluj Mahkemesi

istinaf başvurusunu temelsiz olduğu gerekccedilesiyle reddetmiştir

Aynı guumln 5000 RON (yaklaşık 1100 Euro) para cezası oumldemesine karar verilen Bay

Csibi ile ilgili bir idari para cezası tutanağı duumlzenlenmiştir Başvurucu boumllge mahkemesinde

bu işleme karşı idari dava accedilmıştır Mahkeme para cezası tutanağının hukuka uygun ve haklı

olduğuna huumlkmederek davayı reddetmiş Mahkeme başlangıccedilta Albert Wass adıyla da anılan

Szeacutekely taburunun komuta merkezi Macaristanda Győrde bulunan ve faşist bir ideolojiye

sahip olan Macar Muhafızlarının bir parccedilası olduğunu kaydetmiştir Mahkeme başvurucular

durdurulduğunda grup uumlyelerinden birinin uumlzerinde Szekler amblemi bulunan bir bayrak

taşıdığını ikinci bir kişinin uumlzerinde Wass Albert szov yazan siyah bir ceket giydiğini ve

arkasında Wass Albert Szovetseg semboluuml var olduğunu tespit etmiştir Son olarak

mahkeme Bay Csibinin durdurulduğu sırada 601991 sayılı Kanunrsquoun 9 (a) Maddesi uyarınca

yasaklanan bir toplantı planladığını ve organize ettiğini kaydetmiştir Bay Csibi karara itiraz

etmiş Boumllge Mahkemesi istinaf talebini reddederek ilk derece mahkemesinin kararını

onamıştır

İhlal İddiaları

Başvurucular 11 maddeye (toplanma oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak kendilerine verilen

cezaların toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğinden şikayetccedili olmuşlardır Birinci başvurucu

ayrıca 10 madde uyarınca ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir14 maddeye

(ayrımcılık yasağı) dayanarak ikinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu

112

iccedilin toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia

etmiştir

Karar

Madde 11

Mahkeme başvurucuların yasaklanmış bir toplantı duumlzenlemeleri nedeniyle 601991

sayılı Kanunrsquoun 26 sect 1 (a) maddesince ilan edilmemiş kayıtsız veya halka accedilık olması yasak

toplantıların duumlzenlenmesi ve yuumlruumltuumllmesi şeklindeki bir kabahate dayanılarak

cezalandırıldığını kaydetmiştir Yerel mahkemeler de toplantının 601991 sayılı Kanunun

faşist veveya şovenist fikirleri yaymayı uumllkeyi ve milleti karalamayı ve diğerlerini ulusal

nefrete teşvik etmeyi amaccedillayan toplantılara dair 9 maddesi kapsamında yasaklandığını

belirtmiştir Ulusal makamlar verilen cezaların gerekccedilesi olarak idari succedil raporlarında

başvurucuların aynı yerde başka bir halka accedilık toplantı yapıldığı iccedilin izin verilmemiş olmasına

rağmen bir toplantı duumlzenlediklerinden de bahsetmişlerdir

Bu neden daha sonra yerel mahkemeler tarafından belirtilmiştir Mahkeme demokratik

suumlrecin aktoumlrleri olarak goumlsterileri organize eden ve bunlara katılan kişilerin yuumlruumlrluumlkteki

duumlzenlemelere uyarak bu suumlrecin youmlnetilmesinin oumlnemli olduğunu belirtmiştir

Mahkeme ulusal makamların bir toplantıda karışıklıkları oumlnlemek iccedilin hangi

oumlnlemlerin uygun olduğuna karar verme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu

yinelemiştir Bununla birlikte hukuka aykırı bir durumun toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlalini haklı

ccedilıkarmadığını goumlzlemlemiştir Ancak yasadışı bir toplantıya resmi hoşgoumlruumlnuumln sınırları somut

olayın oumlzel koşullarına bağlıdır

Mahkeme ulusal mahkemelerin 601991 sayılı Kanunrsquoun 52maddesi uyarınca aynı

yerde iki ayrı toplantının eşzamanlı olarak yapılmasının yasakladığını ve başvurucuların ulusal

makamlar tarafından bu yasal huumlkmuumln uygulanması konusunda uyarılmış olduklarını

belirtmiştir Başvurucular herhangi bir şiddet eylemiyle succedillanmamalarına rağmen Mahkeme

yetkililerin durumun hızla koumltuumlleşmesinden endişe ettiklerinin anlaşılacağını da belirtmiştir

Yasal olarak planlanan etkinliklerin boyutu goumlz oumlnuumlne alındığında ulusal makamların şehrin

aynı boumlluumlmuumlnde aynı anda duumlzenlenen iki halka accedilık toplantının guumlvenliğini sağlaması kolay

olmayacaktır

113

Ulusal mahkemeler soumlz konusu anma toplantısını ldquoyasaklanmışrdquo bir toplantı olarak

nitelendirerek ve boumlylece ilgili kişilere ceza verilmesi gerekliliğini pekiştirirken anma konusu

bakımından 601991 Kanunrsquoun 9 (a) maddesine atıfta bulunmuşlardır Mahkemeler Szeacutekely

taburunun tarihsel oumlnemini ve başvurucuların Szekler uumlyeleri olduğu gerccedileğini dikkate almıştır

Yerel mahkemeler oumlzellikle anma toplantısına katılanlardan birinin Albert Wass adına atıfta

bulunan amblemler taşımasına odaklanmıştır Ulusal mahkemeler Albert Wassa ve onun

Romanyada temsil ettiği şeye atıfta bulunulmasının anma toplantısının amacı konusunda

şuumlpheler uyandırmaya yeterli olduğu ve bu amacı accedilıklığa kavuşturmayı gerekli kıldığı ve hatta

faşist fikirlerin propagandasının amaccedillandığı gerekccedilesiyle toplanmayı yasadışı hale

getirebileceğini kabul etmiştir

Mahkeme daha oumlnce sırf toplum kesimlerinde huzursuzluk duygusu yarattığı veya

saygısızlık olarak goumlruumllduumlğuuml gerekccedilesiyle fikirlerin veya davranışların Soumlzleşme tarafından

sağlanan korumanın dışında bırakılamayacağına karar verdiğini hatırlatmıştır Bununla

birlikte Romanya ulusal bayramının kutlanması bağlamında başvurucuların anma toumlrenlerinin

gerccedilek amacı hakkında şuumlphe uyandıran semboller kullanarak soumlz konusu anma toplantısının

duumlzenlenmesi halihazırda sahnelenmekte olan kamusal olayların altında yatanların aksine

olarak algılanabilecek fikirlerine ilişkin kamuoyunun oumlzel hassasiyeti goumlz oumlnuumlne alındığında

Mahkemersquoye goumlre şiddete yol accedilan toplumsal bir gerilim uumlretme eğilimindeydi Bu nedenle

Mahkeme Romanya mahkemelerinin başvuruculara uygulanan cezaların 601991 sayılı

Kanunrsquoun 9 (a) maddesine aykırı olduğu sonucuna varmasını mantıksız veya keyfi

bulmamıştır

Son olarak Mahkeme soumlz konusu fiillerin cezai succedillar olarak sınıflandırılmamasının

soumlz konusu eylemlerin kamu duumlzenini daha az tehdit ettiği anlamına gelmediğini kaydetmiştir

Gezici jandarma birimi başvuruculara idari para cezası vermiştir Miktarlar her başvurucu iccedilin

farklı olsa da 601991 sayılı Kanunun 26 sect 2 maddesinde belirtilen sınırlar iccedilindedir Ayrıca

başvurucuların ulusal mahkemelerde para cezalarının hukuka uygunluğuna gerekccedilesine ve

miktarlarına itiraz etme hakları da vardır Sonuccedil olarak başvurucular meşru olmayan cezaların

uygulanmasına karşı usuli guumlvencelerden de yararlanmıştır

Mahkeme ulusal makamların takdir yetkilerini aşmadıklarını ve şikayet edilen

cezaların demokratik bir toplumda gerekli ve izlenen amaccedilla orantılı olarak goumlruumllebileceği

kanaatindedir Bu nedenle Soumlzleşmenin 11 maddesi ihlal edilmemiştir

114

Madde 11 ile bağlantılı olarak Madde 14 (Başvuru No 6802814)

İkinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu iccedilin Soumlzleşmenin 11

maddesi uyarınca toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık

yapıldığını iddia etmiştir

Mahkeme Soumlzleşmenin 14 maddesi uyarınca bir sorunun ortaya ccedilıkması iccedilin benzer

veya karşılaştırılabilir durumlardaki kişiler arasında muamelede bir farklılık olması gerektiğini

yinelemiştir İlk olarak Mahkeme ikinci başvurucunun yargılamalarda kendisiyle aynı

durumda olan yani 601991 sayılı Kanunun 5 sect 2 maddesine aykırı olarak anma toplantıları

duumlzenlemeye ccedilalışan ve cezalandırılmayan kişilerin bulunduğunu goumlsterememiştir İkinci

olarak başvurucunun ait olduğu grubun uumlyelerinden birinin soumlz konusu yaptırıma yol accedilan bir

bayrak taşımasının değil yukarıda anılan 5 sect 2 maddeye aykırı bir anma toplantısı

duumlzenlemesinin olgusu olduğunu goumlzlemlemiştir

Son olarak yerel mahkemeler tarafından cezayı onaylama gerekccedilelerine ilişkin olarak

Mahkeme kararlarını ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandırmadıklarını kaydetmiştir

Mahkeme mevcut davadaki muamelede bir farklılık olduğunu varsaysa dahi bu

farklılığın ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandığının goumlsterilmediğine karar vermiştir

Bu nedenle bu şikayet accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğu iccedilin kabul edilemez bulunmuştur

115

Başvuru Adı Farzaliyev Azerbaycan

Başvuru No 2962007

Başvuru Tarihi 8 Mayıs 2007

Karar Tarihi 28 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202532

Konu Azerbaycanda guumlveni koumltuumlye kullanma succedilu ile yargılanan bir

oumlnceki oumlzerk boumllge Başbakanı aleyhine olan tazminat davasında Soumlzleşmenin adil yargılanma

(md 6 sect 1) ve masumiyet karinesi (md 6sect1) maddelerini ihlal etmesi

Olaylar Bay Farzaliyev 1990ların başında Azerbaycan

Cumhuriyetirsquonin oumlzerk bir boumllgesi olan NARrsquoın başbakanı olduğu doumlnemde kamu fonlarını

zimmetine geccedilirme ve goumlrevi koumltuumlye kullanma succedilundan başlatılan ceza yargılamasında asıl

şuumlphelidir Devlet tarafından birccedilok helikopterin satın alınması iccedilin fon tahsis edildiği fakat

helikopterlerin hiccedilbir zaman temin edilmediği iddia edilmiştir Bir soruşturmanın sonucunda

Nakşivan savcılık makamı Bay Farzaliyevrsquoin sorumlu tutulması gerektiğini belirtmiştir Oumlte

yandan succedil zamanaşımına uğradığı iccedilin Ocak 2006da herhangi bir resmi succedillama olmaksızın

ceza yargılaması sona erdirilmiştir

Savcılık makamı daha sonra Nasimi Boumllge Mahkemesirsquonden başvurucunun ve diğer

iki şuumlphelinin isnat edilen zimmet succedilu nedeniyle Devlete tazminat oumldemesine karar verilmesi

talebiyle dava accedilmıştır Başvurucu tazminat davasına ilişkin hukuk yargılaması esnasında

kendisine karşı bir ceza soruşturması yapıldığını fark etmiştir Mayıs 2006rsquoda yerel mahkeme

başvurucunun zimmetine geccedilirdiği yaklaşık 2025000 avroyu tazminat huumlkuumlmleri uyarınca

oumldemesine karar vermiştir Yerel mahkemeye goumlre ceza yargılamasının zamanaşımı nedeniyle

sonlanmış ve davalıların cezai sorumlulukları ortadan kalkmış olsa da succedil nedeniyle verilen

oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir

Bunun uumlzerine Bay Farzaliyev bir uumlst mahkemeye başvurmuş ve ortada herhangi bir

mahkumiyet kararı olmadan hukuk mahkemesinin savcılığın iddianamesini delil olarak kabul

ederek kendisinin zimmet succedilunu işlediğine ve bu nedenle zararı tazmin etmesi gerektiğine

karar verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca Medeni Kanunrsquoun ilgili huumlkuumlmleri yerine Ceza

Muhakemesi Kanunursquonun oumlngoumlrduumlğuuml proseduumlrler ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası yargılaması

yapıldığını ve bunun hukuka aykırı olduğu iddia etmiştir Oumlzellikle başvurucu eğer yargılama

116

Medeni Kanun huumlkuumlmlerine goumlre yapılmış olsaydı zaman aşımı suumlrelerinin dolmasından dolayı

davanın reddedilmesi gerekeceğini de belirtmiştir Aralık 2006da Yuumlksek Mahkeme

Başvurucunun temyiz başvurularındaki iddialarına yanıt vermeden boumllge mahkemesinin

kararını onaylamıştır Yuumlksek Mahkeme Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi de

başvurucunun taleplerini reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu aleyhine yapılan hukuk yargılamasının hukuka

aykırı olduğunu mahkemenin gerekccedilesinin yetersiz olduğunu ve uumlst mahkemelerin iddialarını

incelemediğinden bahisle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 (adil yargılanma hakkı) ve işlemediği bir succediltan

dolayı tazminat oumldemek zorunda bırakıldığından bahisle 6 sect 2 (masumiyet karinesi) ve 1 Norsquolu

Protokolrsquouumln 1 Maddesinin (muumllkiyet hakkı) ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 6sect1 (adil yargılanma)

Mahkeme mahkemelerin ve yuumlksek mahkemelerin kararlarının dayandığı gerekccedilelerin

yeterli bir şekilde accedilıklanması gerektiğini yinelemiştir

Mahkeme Başvurucunun hukuk mahkemesinin kendisi aleyhindeki iddiayı kabul

etmesi iccedilin yasal bir dayanak bulunmadığına ilişkin goumlruumlşuumlnuumln davanın sonucu iccedilin potansiyel

olarak belirleyici olduğunu kaydetmiştir Zira iccedil hukukta Ceza Muhakemesi Kanunursquona goumlre

ceza yargılamasıyla bağlantılı bir tazminat talebi ancak soumlz konusu ceza davasıyla beraber ve

ceza mahkemesi tarafından goumlruumllebilir

Ancak yerel mahkemeler kararlarında başvurucunun iddialarına herhangi bir yanıt

vermemişlerdir Bu nedenle mahkemelerin başvurucunun beyanlarını hiccedil inceleyip

incelemediklerini inceleyerek reddettilerse gerekccedilelerinin ne olduğunu tespit etmek

imkansızdır

Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerekccedileli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna

varmıştır Buna goumlre Soumlzleşmenin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir

Madde 6sect2 (masumiyet karinesi)

Mahkeme sanık daha oumlnceki ceza yargılamalarında mahkum edilmediği halde

kendisiyle ilgili bir yargı kararı kendisinin succedillu olduğu goumlruumlşuumlnuuml yansıtırsa masumiyet

karinesinin ihlal edileceğini yinelemiştir Madde 6 sect 2nin uygulanabilir olması iccedilin bir

117

başvurucunun cezai bir succedilla itham edilmiş olması veya oumlnemli oumllccediluumlde etkilenmiş olması

gerekir

Başvurucu durdurulan ceza yargılamalarında hiccedilbir zaman resmen cezai bir succedilla

itham edilmemiş ve ancak hukuk yargılaması sırasında kendisine youmlneltilen iddialardan

haberdar olmuş olsa da yetkililerin kendisine youmlneltilen şuumlphe sonucunda yuumlruumlttuumlğuuml işlemler

olaydaki oumlzel koşullar ccedilerccedilevesinde kendisini buumlyuumlk oumllccediluumlde etkilemiştir Oumlzellikle yetkililer

diğer şeylerin yanı sıra kendisi hakkında birincil şuumlpheli olarak ceza davası accedilmış ve daha

sonra ceza yargılaması ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası accedilmıştır

Bu eylemler ve birbiriyle yakından bağlantılı olayların davaya oumlzguuml sıralaması dikkate

alındığında bu nedenle başvurucunun 6 sect 2 maddesi anlamında cezai bir succedilla itham edilen

bir kişi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir

Ayrıca davada yerel makamlar ve mahkemeler tarafından uygulanan ilgili mevzuat ve

uygulama uyarınca hukuk davası cezai soruşturmanın ldquodoğrudan sonucurdquo olmuştur Ayrıca

hukuk yargılamaları sırasında başvurucuya cezai sorumluluk yuumlkleyen ifadeler de ceza

yargılamaları ile bir bağlantı oluşturmuştur Bu nedenlerle Mahkeme 6 sect 2 maddesinin mevcut

davaya uygulanabilir olduğuna karar vermiştir

Başvurucunun şikayetinin esasına gelince Mahkeme Nasimi Boumllge Mahkemesinin

Mayıs 2006 tarihli hukuk davasına ilişkin kararının 2327059 AZNnin (para birimi) zimmete

geccedilirildiğine huumlkmettiğini fakat sanıkların beraat edip ldquocezai succedil nedeniyle oluşan zararrdquo

tazmin edilmediğini belirtmiştir Mahkeme başvurucu ceza davasında savunma haklarını

hiccedilbir zaman kullanma fırsatı bulamamış ve bu succediltan dolayı mahkum edilmemiş olmasına

rağmen bu ifadenin bir succedilun işlendiğine ve başvurucunun succedillu olduğuna dair kesin bir

goumlruumlşuuml yansıttığını belirlemiştir

Mahkeme masumiyet karinesi ilkesinin Soumlzleşmenin 6 sect 2 maddesine aykırı olarak

ihlal edildiği sonucuna varmıştır

1 Norsquolu Protokol Madde 1 (muumllkiyet hakkı)

Yukarıdaki bulgular goumlz oumlnuumlne alındığında Mahkeme başvurucunun 1 Nolu

Protokoluumln 1 maddesi uyarınca yaptığı şikayetin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrı bir

karar verilmesine gerek olmadığını değerlendirmiştir

118

Başvuru Adı Hirtu ve diğerleri Fransa

Başvuru No 2472013

Başvuru Tarihi 11042013

Karar Tarihi 14 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202442

Konu Otoriteler tarafından Roman kampının temizlenmesinin

sonuccedillarını veya Başvurucuların oumlzel koşullarını tam olarak hesaba katmamanın Soumlzleşmersquoyi

ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Laurentiu Constantin Hirtu Stanica Caldaras

Dorina and Paulina Cirpaci Imbrea and Virginia Istfan ve Angelica Latcu uzun yıllar

Fransada yaşamakta ve bir istisna dışında hepsinin Avrupa Birliği vatandaşı olarak on yıllık

oturma izni almış olduklarını belirtmişlerdir Olayların olduğu sırada okul ccedilağındaki ccedilocukların

tamamı okula gitmektedir 1 Ekim 2012rsquode oumlnceki bir kampın dağıtılmasının ardından 50si

ccedilocuk olmak uumlzere 141 kişilik bir grubun parccedilası olan başvurucular 43 karavanla Paris

banliyoumllerinden biri olan La Courneuvedeki bir arsaya taşınmışlardır La Courneuve belediye

başkanının talebi uumlzerine Seine Saint-Denis valisi 29 Mart 2013rsquote gezginlerin La Courneuve

Belediyesine bağlı la Preacutevocircteacute sokağı ve Politzer sokağındaki alana yasa dışı bir şekilde

yerleştiklerinden bahisle 48 saat iccedilerisinde alanı boşaltmalarını emrederek aksi takdirde zorla

tahliye edileceklerini bildirmiştir Bay Hirtu Montreuil İdare Mahkemesinde dava accedilabilen

tek başvurucu olup mahkeme başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir Versailles

İstinaf İdare Mahkemesirsquone temyiz başvurusunda bulunmuş ancak bu başvuru da

reddedilmiştir

5 Nisan 2013te Virginia Istfan Dorina Cirpaci Stanica Calderas ve sitenin başka bir

sakini temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine acil bir başvuruda bulunarak

tahliyenin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar ertelenmesini ve konaklayacakları bir yer

bulmalarına izin verilmesi talep ettiler Bu başvuru 10 Nisan 2013 tarihli kararında kabul

edilemez bulunmuştur

11 Nisan 2013rsquote başvurucular Mahkemeden İccediltuumlzuumlğuumln 39 maddesi uyarınca ve

Soumlzleşmenin 3 (işkence yasağı) ve 8 maddelerine (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1

119

Nolu Protokoluumln 2 maddesine (eğitim hakkı) dayanarak geccedilici tedbir talebinde bulunmuş ve

valinin kararının askıya alınmasını talep etmişlerdir 12 Nisan 2013rsquote temsilcileri Avrupa

Roman Hakları Merkezi (ERRC) Mahkemeye Başvurucuların 11 Nisan gecesi kendi rızaları

ile ayrıldığını ve birkaccedil sokak oumltede Bobignyde kaldıklarını bildirmiştir Başvuruculara hiccedilbir

konaklama teklifi sunulmadığı iccedilin Bobignyde Coquetiers olarak bilinen yerleşim birimine

taşınmadan oumlnce dışarıda ya da arabalarında uyumuşlardır ve orada da başka ailelerle karavanı

paylaşmak ya da yeni bir tane almak zorunda kalmışlardır 19 Ağustos 2014 tarihinde belediye

Coquetiers kampı sakinlerinin 48 saat iccedilinde orayı boşaltmalarını gerektiren bir emir

yayımlamıştır Sakinlerin birccediloğu temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine

acil başvuruda bulunmuştur fakat mahkeme bu başvuruları 25 Ağustos 2014rsquote reddetmiştir

Aynı guumln Başvuruculardan uumlccediluuml belediye kararının askıya alınması iccedilin Mahkemeden

Mahkeme İccedil Tuumlzuumlğuumlnuumln 39 maddesini uygulamasını talep etmişlerdir Goumlrevli yargıccedil 1 Eyluumll

2014 tarihinde Huumlkuumlmet tarafından herhangi bir tahliye oumlncesinde valinin iccedil hukukta

oumlngoumlruumllen tuumlm savunmasız kişilere acil barınma imkacircnı sağlayacağına dair verdiği guumlvenceler

olduğundan bahisle 39 maddeyi uygulamamaya karar vermiştir 16 Nisan 2015 tarihinde

Mahkeme başvuruyu (no 5855314) kabul edilemez bulmuştur

İhlal İddiaları Başvurucular 3 maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) dayanarak zorla tahliyelerinin koşullarının ve muumlteakip yaşam koşullarının

insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini iddia etmişlerdir 8 madde (oumlzel hayata aile

hayatına ve eve saygı hakkı) uyarınca oumlzel hayatlarına aile hayatlarına ve evlerine saygı

haklarının ihlalinden şikayetccedili olmuşlardır 13 maddeye (etkili başvuru hakkı) dayanarak

zorla tahliyelerine itiraz edecek etkili bir hukuk yoluna sahip olmadıklarını iddia etmişlerdir

Karar

Madde 3

Mahkeme başvurucuların oumlncelikle tahliyelerinin koşulları hakkında şikayette

bulunduklarını goumlzlemlemiştir Bununla birlikte vali tarafından boumllgeden ayrılmaları yasal

olarak emredilmiş olsa da başvurucular oumlnce davranıp ve kampı kendi rızalarıyla terk

etmişlerdir Bu nedenle de valinin emri uygulamada aslında gerccedilekleşmemiştir Başvurucular

karavanlarının ccediloğunun ele geccedilirildiğini iddia ederken bu tespit edilmemiş ve bu olayda başka

herhangi bir şiddete maruz kaldıklarını iddia etmemişlerdir

120

Başvurucuların ikinci şikayeti tahliyeden sonraki yaşam koşulları ile ilgilidir Bu

bağlamda Mahkeme kamp temizlendikten sonra başvurucuların birccediloğunun Romanyaya

doumlnduumlğuumlnuuml ve Stanica Caldaras ve ailesine sosyal konut sağlandığını goumlzlemlemiştir

Diğerlerine gelince Coquetiersrsquodeki konaklama şartlarına ilişkin geccedilici tedbir talepleri

Huumlkuumlmet tarafından sağlanan guumlvenceler ışığında reddedilmiş ve AİHMrsquoe yapılacak daha

sonraki başvuruları kabul edilemez olarak beyan edilmiştir Buna goumlre Fransız yetkililerin bu

duruma kayıtsız kaldığı soumlylenemez

Mahkeme madde 3 ihlalinin olmadığına karar vermiştir

Madde 8

Mahkeme başlangıccedilta yaşadıkları yerle başvurucuların yeterli ve suumlrekli bir bağlarının

olmaması nedeniyle başvurucuların konuta saygı haklarına muumldahale iddiasında

bulunmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte daha oumlnceki birkaccedil davada olduğu gibi

Mahkeme bir kampın temizlenmesinin kaccedilınılmaz olarak oumlzel hayat ve aile bağları uumlzerinde

etkileri olduğu kanaatindedir Bu nedenle başvurucuların oumlzel ve aile hayatlarına saygı hakkına

muumldahale edilmiştir

Mevcut davada İstinaf İdare Mahkemesi kendisine sunulan bir polis raporuna goumlre

şantiyedeki karavanların tekerlekler uumlzerinde olduğunu ve onları ccedilekebilecek araccedilların yanına

park ettiklerini goumlzlemlemiştir Mahkeme bundan yukarıda atıfta bulunulan 5 Temmuz 2000

tarihli Kanunun başvurucuların davasına uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır Bu nedenle

muumldahale yasaya uygun olmuştur

Mahkeme valinin kararının hem halk sağlığı risklerine hem de yerel halkın rahatsız

edilmesine dayandığını kaydetmiştir Polis raporunda izinsiz girişler bıccedilak taşıyan insanların

varlığı kavgalar ccedilalılıklarda ccediloumlp ve dışkı da dahil olmak uumlzere yerel işletmelerin maruz kaldığı

bir dizi sorundan bahsedilmektedir Bu nedenle Mahkeme muumldahalenin sağlık ve kamu

guumlvenliğini ve başkalarının hak ve oumlzguumlrluumlklerini koruma anlamında meşru amaccedillarını

izlediğini değerlendirmiştir

Mahkeme tahliyenin kendisi ile tahliyenin gerccedilekleştirilme şekli arasında bir ayrım

yapmıştır Oumlnceki hususla ilgili olarak yetkililer ilke olarak belediye arazisini yasadışı bir

şekilde işgal eden ve orada kalmaya ilişkin meşru bir beklentisi olduğunu iddia edemeyen

başvurucuları tahliye etme hakkına sahiptir

121

Tahliyenin gerccedilekleştirilme şekline gelince Mahkeme tedbirin bir adli karara

dayanmadığını ancak 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca resmi tebligat

proseduumlruumlne uygun olarak gerccedilekleştirildiğini goumlzlemlemiştir Bu proseduumlruuml kullanma

kararının birtakım sonuccedilları doğmuştur

Birincisi valinin emrinin gerccedilekleştirilmesinde tebliğ ve tahliyenin arasındaki kısa

suumlre goumlz oumlnuumlne alındığında 2012 genelgesinde savunulan oumlnlemlerin hiccedilbiri uygulanmamıştır

Huumlkuumlmet karavanlara sahip oldukları iccedilin başvurucuların yeniden yerleştirilmesi

zorunluluğunun olmadığını iddia ederken Mahkeme ilk olarak başvurucuların

karavanlarından biri hariccedil hepsine el konulduğunu ve ikinci olarak genelgenin (ilgili ailelerin

ve bireylerin durumunun değerlendirilmesi ile eğitim sağlık ve barınma yardımı) ilgili kişilerin

karavanı olsun ya da olmasın uygulanması gerekmekteydi Dolayısıyla tahliyenin etkileri veya

Başvurucuların oumlzel koşulları dikkate alınmamıştır

İkinci olarak resmi bildirim usuluuml uygulandığı iccedilin iccedil hukukta oumlngoumlruumllen hukuk yolu

kararın idari makamlarca alınmasından sonra devreye girmişken diğer durumlarda

mahkemeler kararlarını almadan oumlnce tedbirin orantılılığını değerlendirmiştir Başvurucular

tarafından kullanılan hukuk yollardan hiccedilbiri daha sonra iddialarını bir yargı organına

sunmalarına imkan vermemiştir

Sonuccedil olarak muumldahalenin orantılılığına karar verecek ilk yargı organı kamptan

tahliyeden 18 ay sonra Ekim 2014te İstinaf İdare Mahkemesi olmuştur

Mahkeme başvurucuların dezavantajlı bir sosyal gruba ait oldukları gerccedileğini ve bu

nedenle onların oumlzel ihtiyaccedillarının ulusal makamların orantılılık değerlendirmesinde

uumlstlenmekle goumlrevli olduklarını belirtmiştir Bu goumlrevi sadece yasa dışı ccediloumlzuumlmle başa ccedilıkma

yaklaşımlarını değerlendirirken değil aynı zamanda tahliye durumunda tahliyenin

zamanlamasına ve şekline ve muumlmkuumlnse alternatif barınma duumlzenlemelerini de uumlstlenerek

gerccedilekleştirmeleri gerekmektedir 8 maddenin usule ilişkin guumlvencelerinin bir parccedilası olarak

bu huumlkuumlm kapsamındaki haklarına muumldahaleye maruz kalan herhangi bir kişi tedbirin

orantılılığını 8 madde kapsamındaki ilgili ilkeler ışığında bağımsız bir mahkeme tarafından

incelenmesini talep edebilmelidir

Mevcut davada durum boumlyle olmadığından Mahkeme başvurucuların tahliye şeklinin

Soumlzleşmenin 8 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir

122

Madde 3 ve 8 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme iccedil hukukun 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca askıya alma

etkisine sahip oumlzel bir hukuk yolu sağladığını kaydetmiştir

Bu hukuk yolu etkili goumlruumlnmekle birlikte Mahkeme başvurucuların davasında yargıcın

davayı esasa ilişkin olarak incelemediğini ancak Bay Hirtunun boumllgede ikamet ettiğini

kanıtlamadığı gerekccedilesiyle kabul edilemez bulduğunu goumlzlemlemiştir Mahkeme ayrıca diğer

uumlccedil başvuran tarafından yapılan acil bir temel oumlzguumlrluumlğuumln korunması başvurusunun 5 Temmuz

2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuumlnde oumlngoumlruumllen oumlzel hukuk yolunun kullanılmadığı gerekccedilesiyle

kabul edilemez olarak ilan edildiğini goumlzlemlemiştir

Buna goumlre Mahkeme Başvurucuların Soumlzleşmenin 3 ve 8 maddeleri kapsamındaki

iddialarının ilk aşamada gerek esasa ilişkin yargılamalarda gerekse acil proseduumlr kapsamındaki

yargısal incelemenin 13 maddenin gereklerine aykırı yapıldığını tespit etmiştir

Bu nedenle 13 madde ihlal edilmiştir

123

Başvuru Adı Koulias v Kıbrıs

Başvuru No 4878112

Başvuru Tarihi 23 Temmuz 2012

Karar Tarihi 26 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202521

Konu Başvurucunun tarafı olduğu davaya bakan Yuumlksek Mahkeme

dairesindeki hakimin oğlunun hukuk buumlrosunun aynı zamanda karşı tarafın vekilliğini

yuumlruumltmesinin tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi

Olaylar

Başvurucu Zacharias Koulias 1950 doğumlu bir Kıbrıs vatandaşı olup Larnakarsquoda

yaşamakta ve milletvekilliği yapmaktadır

Başvurucu 2006 yılının mayıs ayında katıldığı bir radyo programında aynı zamanda

eski bir bakan ve bir siyasi partinin uumlst duumlzey bir ismi olan başka bir politikacı C Th hakkında

bazı beyanlarda bulunmuştur Bunun uumlzerine C Th başvurucu hakkında iftira iddiasıyla dava

accedilmıştır

C Th başvurucunun radyo programında ileri suumlrduumlğuuml iki iddiayı dava konusu

yapmıştır Bunlardan birincisi C Thrsquonin bir Tuumlrk şirketinden para aldığı iddiasıdır İkinci

iddia ise Kuzey Kıbrıs Tuumlrk Cumhuriyetirsquoni kastederek Kıbrısrsquoın kuzeyindeki devletin bir

ldquosoumlzde devletrdquo olmadığını soumlylediği iddiasıdır

İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş temyiz aşamasında 24 Ocak 2012

tarihinde Yuumlksek Mahkemersquonin uumlccedil hakimli bir dairesi başvurucunun beyanlarının iftira

niteliğinde olduğuna karar vermiştir Daha sonra başvurucu soumlz konusu Yuumlksek Mahkeme

dairesindeki bir hakimin (GC) oğlunun C Thrsquonin davasını uumlstlenen hukuk buumlrosunun kurucu

ortağı olduğunu oumlğrenmiştir

Bu konudaki bir gazete haberinin uumlzerine 14 Şubat 2012 yılında Yuumlksek Mahkeme bir

basın accedilıklaması yapmış ve soumlz konusu hakimin yargılamada yer almasının yıllardır suumlren

yargısal uygulama ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmiştir

124

İhlal İddiaları Başvurucu dava dosyası hakkında karar veren Yuumlksek

Mahkeme dairesindeki hakimlerden birinin davacının avukatının hukuk buumlrosuyla olan ilişkisi

nedeniyle Soumlzleşmersquonin 61 huumlkmuuml kapsamındaki tarafsızlık ilkesinin hem suumlbjektif hem de

objektif youmlnleriyle ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

6 Madde

Mahkeme Soumlzleşmersquonin 6 maddesi kapsamında yaptığı incelemede oumlncelikle suumlbjektif

tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele almıştır Buna goumlre Mahkeme aksi youmlnde bir delil

olmadığı suumlrece bir hakimin kişisel tarafsızlığının ilkesel olarak varsayılacağını belirtmiştir

Somut olayda Mahkeme hakim GCrsquonin başvurucuya karşı bireysel olarak oumln yargılı veya

taraflı olduğunu goumlsteren herhangi bir bulgu olmadığını goumlzlemlemiştir

İkinci olarak objektif tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele alan Mahkeme

başvurucunun şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilip gerekccedilelendirilmediğini

incelemiştir

Mahkeme Nicholas v Kıbrıs davasında ortaya koyduğu ilkelere atıf yapmış ve bir

yargıcın davadaki bir tarafı temsil eden hukuk buumlrosunun bir ccedilalışanıyla kan bağının

bulunmasının hakimin ccedilekilmesi iccedilin tek başına bir neden olmadığını fakat bu durumun

hakimin tarafsızlığına dair şuumlphelerin oluşmasına neden olabileceğini belirtmiştir

Mahkemersquoye goumlre soumlz konusu şuumlphelerin objektif olarak gerekccedilelendirilip

gerekccedilelendirilmediği her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır İncelemede dikkate

alınması gereken etkenler hakimin yakınının soumlz konusu davada rol alıp almadığı yakınının

hukuk buumlrosundaki konumu buumlronun buumlyuumlkluumlğuuml organizasyonel iccedil yapısı davanın hukuk

buumlrosu iccedilin mali accedilıdan ne derece oumlnemli olduğu ve hakimin yakınının davadaki muhtemel

mali ccedilıkarı ya da potansiyel menfaatidir

Mahkeme diğer uumllkelere oranla kuumlccediluumlk bir uumllke olan Kıbrısrsquota aynı oranda daha kuumlccediluumlk

hukuk buumlroları olduğuna ve az sayıda hakimin olduğunu dikkate alarak bu tuumlr durumların daha

sık yaşanabileceğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme genel olarak bu tuumlr tarafsızlık ihlali

şikayetlerinin bir davalı devletin yargı sistemini felce uğratacak duumlzeye gelmemesi gerektiğini

125

ve kuumlccediluumlk yargı ccedilevrelerine sahip uumllkelerde bu iddialara ilişkin aşırı katı standartların olmasının

yargının idaresini gereğinden fazla aksatabileceğini vurgulamıştır

Bununla birlikte Mahkeme goumlruumlnuumlşuumln oumlnemi dikkate alındığında taraflı goumlruumlnuumlme yol

accedilabilecek herhangi bir durumun yargılamanın başında accedilıklanması gerektiği ve ccedilekilmenin

gerekli olup olmadığının tespiti iccedilin bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir

Mahkemersquoye goumlre objektif ve suumlbjektif tarafsızlık iccedilin uygun teminatların sağlanması iccedilin bu

oumlnemli bir guumlvencedir

Başvurucunun davasında boumlyle bir accedilıklama yapılmamış olup başvurucu soumlz konusu

ilişkiyi davasının temyiz incelemesi yapıldıktan sonra oumlğrenebilmiştir Boumlylelikle başvurucu

hakim GCrsquonin oğlunun hukuk buumlrosunun karşı tarafın davasını yuumlruumlttuumlğuuml ve temyiz

duruşmasında yer aldığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır Başvurucu yargılama sırasında

hakimin oğlunun davada yer alıp almadığı ve davanın sonucuna bağlı olarak mali ccedilıkarı olup

olmadığı konusunda bilgi sahibi olmamıştır Mahkemersquoye goumlre bu nedenle yargılamada soumlz

konusu hakim youmlnuumlnden taraflı bir goumlruumlntuuml oluşmuştur Boumlylelikle Mahkeme başvurucunun

hakim GCrsquonin tarafsızlığına dair şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilmiş olduğunu

ulusal hukukun ve uygulamasının başvurucuya yeterli usucirclicirc guumlvenceleri sağlamadığını

belirlemiştir

Mahkeme yargı usul kanununun daha sonradan değiştirildiğine ve artık boumlyle bir iş

ilişkisinin hakim iccedilin ccedilekilme nedeni teşkil ettiğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme sonuccedil olarak

Soumlzleşmersquonin 6 maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir

10 Madde

Mahkeme Yuumlksek Mahkeme aşamasında davanın kapsamının başvurucunun

beyanlarının iftira niteliğinde olup olmadığı hususuyla sınırlanmasına başvurucunun avukatı

tarafından rıza goumlsterildiğine dikkat ccedilekmiştir Başvurucunun avukatı aynı zamanda radyo

yayınında yapılan yorumun eleştiri sınırları iccedilerisinde olduğu youmlnuumlndeki savunmasını da

Yuumlksek Mahkeme aşamasında geri ccedilekmiştir

Mahkemersquoye goumlre bu kararla başvurucu Yuumlksek Mahkemersquonin incelemesini accedilık bir

şekilde daraltmış ve Yuumlksek Mahkeme aşamasında ileri suumlrmediği ifade oumlzguumlrluumlğuuml

arguumlmanlarını mevcut bireysel başvuru aşamasında ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucunun ilk derece

126

mahkemesi oumlnuumlnde ifade oumlzguumlrluumlğuuml savunmasını ileri suumlrebilmiş olduğu dikkate alındığında

Yuumlksek Mahkemersquonin başvurucu iccedilin başarı şansı sunmadığı soumlylenemez

Mahkeme bu gerekccedilelerle Huumlkuumlmetin iccedil hukuku yollarının tuumlketilmediği youmlnuumlndeki

itirazını kabul ederek Soumlzleşmersquonin 10 maddesine ilişkin şikayet hakkında kabul edilemezlik

kararı vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Kıbrıs devletinin başvurucuya 9600 euro manevi tazminat ve 19 euro masraf

ve gider oumldemesine karar vermiştir

127

Başvuru Adı Uzbyakov v Rusya

Başvuru No 7116013

Başvuru Tarihi 9 Ekim 2013

Karar Tarihi 5 Mayıs 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202416

Konu Başvurucunun ccedilocuğu iccedilin accediltığı babalık davası ile evlat

edindirme kararının iptali talebinin eksik inceleme yapılarak reddedilmesinin aile yaşamına

saygı hakkını ihlal ettiği

Olaylar

Bşavurucu Sergey Stanislavovich Uzbyakov 1976 doğumlu bir Rus vatandaşı olup

Kurganovkarsquoda (Rusya) yaşamaktadır

Başvurucu anneleri OM adındaki bir kadın olan 5 ccedilocuğun babasıdır Ccedilocuklarının

ek kuumlccediluumlğuuml 2009 doğumludur Başvurucu Rusyarsquoda OM ve ccedilocuklarla beraber yaşadığı halde

Rusyarsquoda yasa dışı ikamet ettiğinden ccedilocukların doğum belgelerine baba olarak ismini

yazdıramamıştır

Başvurucu Ocak 2011rsquode yakalanmış ve aynı yılın Nisan ayına kadar tutuklu kalmıştır

Bu suumlreccedilte Şubat ayında OM hayatını kaybetmiş ve Mart ayında ccedilocuklar bakıma alınmıştır

Buumlyuumlk olan 4 ccedilocuk yetimler iccedilin hizmet veren yatılı bir okula yerleştirilmiş ancak 14 aylık

olan D isimli ccedilocuk bakım iccedilin bir ccedilocuk evine alınmıştır

Başvurucu partnerinin oumlluumlmuumlnuuml Mart 2011rsquode oumlğrenmiş ve resmi belgelerde

ccedilocukların babası olarak tanınmak iccedilin kanuni usullere başvurmaya başlamıştır Aynı ay D

evlat edinmek amacıyla bir ailenin korumasına verilmiş ve Tambov boumllgesindeki Morshansk

şehrine goumltuumlruumllmuumlştuumlr Diğer ccedilocuklar ise OMrsquonin kız kardeşi tarafından alınmıştır

Eyluumll 2011rsquode Tambov boumllgesindeki Morshanskiy Boumllge Mahkemesi Drsquonin kendisini

teslim alan aile tarafından evlat edinilmesine onay vermiştir Mahkeme kararın gerekccedilesinde

Drsquonin annesinin hayatını kaybettiğini babasının adının doğum belgelerinde yer almadığını

128

Drsquonin ebeveyn bakımından yoksun kalmış olduğunu ve bir suumlre ccedilocuk evinde kalmış olduğunu

belirtmiştir

Başvurucu babalık davasını kendisi hala tutukluyken accedilmış ve diğer doumlrt ccedilocuğun

babası olarak kaydedilmesine karar verilmiştir Başvurucu D hakkındaki davayı ise evlat

edindirme kararının kaldırılması talebini de ekleyerek ayrı bir dava olarak accedilmıştır

Başvurucu D iccedilin accediltığı davada Drsquonin evlat edinilmesinin hukuka ve ccedilocuğun

menfaatlerine aykırı olduğunu kanuna goumlre kardeşlerin ayrılmasının yasak olduğunu bu

konuda ebeveynin izninin aranması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Kamensky Boumllgesi goumlzetim ve

koruma makamı ve Rusya Federasyonu İnsan Hakları Temsilciliğirsquonden bir temsilci de

başvurucunun talebine destek vermiştir

Bununla birlikte Ekim 2012rsquode mahkeme başvurucunun davasını reddetmiştir

Mahkemeye goumlre başvurucu Drsquonin babasıdır fakat evlat edindirme kararının ortadan

kaldırılması iccedilin herhangi bir neden yokken başvurucunun babalığının tanınmasının bir

mantığı yoktur Mahkeme ayrıca evlat edinen kişilerin kanuni şartları sağladığını ccediliftin Drsquoyi

buumlyuumltebilmek iccedilin gerekli mali guumlce sahip olduğunu suumlrekli işe ve uygun yaşam koşullarına

sahip olduğunu belirtmiştir Başvurucu karara karşı kanun yollarına başvurmuşsa da

başvuruları reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu kızının kendi bilgisi dışında evlat edinilmesinin ve

accediltığı davanın reddedilmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesine aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun 17 yıl boyunca OM ile birlikte yaşadığını beş ccedilocuğun da

biyolojik babası olduğunu ve onlara baktığını dolayısıyla başvurucu ve D isimli ccedilocuğu

arasında Soumlzleşme anlamında bir aile bağı bulunduğunu tespit etmiştir

Mahkeme dava iccedilin belirleyici olan sorunun yerel makamların Drsquonin doğal babası ve

kardeşleriyle normal bir aile yaşamına sahip olması iccedilin kendilerinden beklenen gerekli ve

uygun buumltuumln adımları atıp atmadığı olduğunu belirtmiştir

129

Evlat Edindirme Suumlreci Accedilısından

Mahkemersquoye goumlre her ne kadar ccedilocuğun bakıma verilmesinin soumlz konusu doumlnemdeki

koşullar ccedilerccedilevesinde gerekli olduğu soumlylenebilecek olsa da yerel makamlar evlat edindirmeye

bir alternatifin olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilmesi iccedilin yeterli bir suumlre sağlayıp

sağlamadığı ya da Drsquonin beraber yaşayabileceği bir yakınının bulunup bulunmadığının uygun

bir şekilde tespit edilip edilmediği hususları şuumlphelidir

Oumlrneğin evlat edindirme kararını veren mahkemenin Drsquonin kardeşleriyle ilgili

bilgilerden haberdar olduğunu fakat bu bulguları dikkate almadığını başvurucu baba ile ilgili

de bilgi edinebilecekken bu araştırmayı yapmadığını belirtmiştir Mahkeme başvurucunun

OMrsquonin oumlluumlmuumlnuuml takiben kanuni usullere başvurmaya başladığını Mart 2011rsquode dava accediltığını

ve ccedilocuklarının ismini mahkemeye bildirdiğini buna rağmen aynı mahkemenin Drsquonin evlat

edinilmesine onay verdiğini vurgulamıştır Mahkemersquoye goumlre yerel mahkeme ccedilok şekilci bir

yaklaşım goumlstermiş yalnızca şekli şartların varlığına odaklanmış dava hakkında başvurucuyu

ne bilgilendirmiş ne de başvurucuyu dinlemiştir

Mahkeme boumlylelikle yerel makamların evlat edindirme suumlrecindeki incelemelerinde

ciddi eksikliklerin olduğunu evlat edindirmenin Drsquonin yuumlksek menfaatlerine uygun olup

olmadığının belirsiz olduğunu bu usuluumln kendisinin ccedilok kuumlccediluumlk yaşta kardeşlerinden ve

babasından ayrılmasına yol accediltığını belirtmiştir

Evlat Edinmenin İptali Talebi ve Babalık Davası

Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemenin başvurucunun davasını reddederken tek

gerekccedilesi Drsquonin artık evlat edinilmiş olması ve evlat edinme işlemini ortadan kaldırmak iccedilin

gereken şartların oluşmamış olmasıdır

Mahkeme ccedilocuğun yuumlksek yararının genel kanuni varsayımlarla belirlenemeyeceğini

bireylerin haklarının adil bir şekilde dengelenmesinin her bir somut davanın oumlzel koşullarını

incelemeyi gerekli kıldığını belirtmiştir Mahkemersquoye goumlre başvurucunun karşı karşıya kaldığı

durum yerel makamlar tarafından ciddi inceleme eksikliği iccedileren suumlreccediller sonucu yaratılmıştır

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun davasını reddederken oumlne suumlrduumlkleri

gerekccedilelerin yeterli olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Drsquonin koruyucu aileyle evlat edinme

aşamasına kadar geccedilirdiği 18 aylık suumlrenin de yetersiz olduğunu belirtmiştir Mahkeme yerel

130

mahkemelerin Drsquonin ileride yakınlarıyla kişisel ilişki kurması halinde ortaya ccedilıkabilecek

olumsuz etkileri de dikkate almadığını belirlemiştir Boumlylelikle Mahkeme yerel makamların

soumlz konusu suumlreccedilte pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmediğine adil bir menfaat dengesi

kurmadığına ve bu nedenle başvurucunun Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamındaki aile

yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Rusyarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 euro masraf ve

giderler iccedilin toplam 1972 euro oumldemesine karar vermiştir

131

HAZİRAN 2020

Başvuru Adı VujnovićHırvatistan

Başvuru No 3234916

Başvuru Tarihi 2 Haziran 2016

Karar Tarihi 11 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202757

Konu Şikayetin yasal suumlresi iccedilerisinde yapılmaması sebebiyle yapılan

soruşturmanın etkisiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı başvurucunun dayanmış olduğu kararlardaki

olguların somut olaydaki olgulardan farklılık goumlstermesi sebebiyle başvurucunun dayandığı

kararlardan farklı youmlnde verilen kararın hukuki kesinlik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği

başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesinin ve bilgi iccedilin yetkililere başvurmasın beklenmesinin makul

olduğu ve bunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama olarak kabul edilemeyeceği

Olaylar

Başvurucu Dušan Vujnović 1963 yılında doğmuş ve Zagrebrsquode yaşamakta olan bir Hırvat

vatandaşıdır

Başvurucunun ailesi 1993 yılındaki savaş doumlneminde ldquoMedak Cebirdquo olarak bilinen alanda

Hırvat ordusunun Sırp guumlccedillerinden kontroluuml geri almak iccedilin askeri bir operasyon duumlzenlerken

oumllduumlruumllmuumlşlerdir

Birkaccedil yıl sonra 51 kişinin oumllduumlruumllduumlğuuml Hırvat ordusu generallerinin Medak Cebi askeri

operasyonundaki roluuml hakkında soruşturmalar başlatılmıştır Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza

Mahkemesi (ldquoEYUCMrdquo ndash İngilizce ICTY) ccedilok sayıda general aleyhine soruşturma başlatmış ve

kovuşturma amacıyla davaları Hırvat makamlarına iletmiştir

Oumlzellikle bir Hırvat generali olan RA 2001 yılında EYUCM tarafından ve daha sonra da 2006

yılında Hırvat makamlarınca ldquoCep Operasyonu-93rdquo sırasında insanlığa karşı succedil işlemek ve savaş

hukuku ve geleneklerini ihlal etmekle ve bilhassa Sırp etnik koumlkenine ait sivillerin katledilmesini

oumlnleyememesi nedeniyle succedillanmıştır Her iki iddianamede de başvurucunun ebeveynleri mağdurlar

arasında yer almıştır Hırvat mahkemeleri 2008 yılında General RArsquonın succedilsuz olduğuna huumlkmetmiş

ve bu karar 2009 yılında kesinleşmiştir

Başvurucu 2008 yılında ailesinin Hırvat askerlerince oumllduumlruumllmesi nedeniyle Devlet aleyhine

tazminat davası accedilmıştır Mahkeme ise 2015 yılında başvurucu aleyhine karar vermiştir Oumlzellikle

132

Yuumlksek Mahkeme başvurucunun EYUCMrsquonin General RA aleyhindeki iddianamesinde her iki

ebeveynini de mağdurlar arasında listelediği 2001 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi

noktasında objektif olarak bir ihtimal olduğunu ve bu nedenle beş yıllık yasal zamanaşımı suumlresinin de

bu andan itibaren başlaması gerektiğini belirtmiştir Dolayısıyla başvurucu talebini 2008 yılında oumlne

suumlrduumlğuumlnde talebi zamanaşımına uğramıştır

Başvurucu 2011 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuumln ilan edilmesi iccedilin mahkemelere

başvurularda bulunmuş ve ilgili mahkemeler de bu doğrultuda 2012 ve 2013 yılında kesinleşmiş

kararlar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 2rsquoye (yaşam hakkı) dayanarak ebeveynlerinin

oumlluumlmuumlne ilişkin yuumlruumltuumllen soruşturmaların sorumluların bulunamaması nedeniyle etkisiz olduğunu ileri

suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca Başvurucu Madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkımahkemeye erişim hakkı) de

dayanarak Yuumlksek Mahkemenin yasal zamanaşımı suumlresinin hesaplanması konusundaki uygulamasının

tutarsız olduğunu ve bu yaklaşımın tazminat davalarında uygulanmış olması nedeniyle başvurucuyu

mahkemeye erişim hakkından mahrum bıraktığını iddia etmektedir

Karar

Madde 2 (yaşam hakkısoruşturma)

Devlet her ne kadar Savcılık makamının General RArsquonın 2008 yılında beraat etmesinden

sonra da Cep Operasyonu-93 esnasında işlenen succedilları soruşturmaya devam etse de ilgili tarih itibarıyla

başvurucunun ebeveynlerinin bir succedilun mağduru olarak değerlendirilmediklerini ifade etmiştir Ayrıca

her ne kadar 2015 yılının Eyluumll ayında uumlccedil kişi (başvurucu bu uumlccedil kişi arasında yer almamaktadır) bir succedil

duyurusunda bulunmuş olsa da buguumlne kadar bu durumun aksini işaret eden herhangi bir bilgiye

erişilememiştir

Mahkeme yakın akrabaları oumllduumlruumllen başvurucuların gerekli oumlzeni goumlstermelerinin ve ilgili

soruşturmadaki gelişmeler hakkında bilgi edinmek iccedilin gerektiği kadar inisiyatif kullanmalarının

beklenebileceğini tekrar ifade etmiştir

Ancak başvurucu 2009 yılının Kasım ayında General RA aleyhindeki ceza yargılamasının

sona ermesinden sonra bilgi isteme girişiminde bulunmamış ve sadece 2016 yılının Haziran ayında

yani altı aylık yasal başvuru suumlresinin sona ermesinden ccedilok sonra mahkemeye şikayeti iccedilin

başvurmuştur

Mahkeme bu nedenle başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlmuumlne ilişkin soruşturmanın

etkisizliğine ilişkin yapmış olduğu şikacircyeti soumlz konusu şikacircyet yasal suumlresi iccedilinde yapılmadığı iccedilin

133

kabul edilemez olduğundan reddetmiştir

Madde 6 sect 1

Hukuki Kesinlik

Başvurucu tazminat davası accedilılmasına ilişkin yasal zamanaşımı suumlresinin Yuumlksek

Mahkemenin aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlne ilişkin vermiş olduğu diğer birccedilok tazminat kararındakine benzer

şekilde ebeveynlerinin oumllduumlğuumlnuuml belirten kararların kesinleştiği tarihten başlayarak hesaplanması

gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme daha oumlnce iki uyuşmazlığın farklı şekilde ele alınmasının farklı olgular soumlz konusu

olduğunda iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacağını kabul ettiğini tekrar ifade etmiştir

Mahkeme başvurucunun akıbeti belli olmayan davacıların aile uumlyelerinin kaybolmasına ilişkin

Yuumlksek Mahkeme kararlarına dayandığını ancak başvurucunun ebeveynlerini akıbetinin bilindiğini

belirtmiştir Başvurucunun ebeveynlerinin 1993 yılının Eyluumll ayında oumllduumlruumllduumlğuuml 2008 yılındaki

tazminat davası ve ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarına ilişkin alınan 2011 yılındaki kararlardan oumlnce de

bilinmekteydi Nitekim başvurucu ebeveynlerinin akıbetini General RA aleyhindeki iddianame

Hırvat ceza mahkemelerine geldiği tarih olan 2006 yılında oumlğrendiğini kabul etmiştir

Bu nedenle başvurucunun dayanmış olduğu kararlar başvurucunun ebeveynlerinden farklı

olgular iccedilermektedir Yerel mahkemenin tazminat davası accedilılması hususundaki zamanaşımı suumlresini

başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarının kesinleşmesi tarihinden itibaren hesaplanmamış olması

hususu iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacaktır ve hukuki kesinlik ilkesi ihlal edilmemiştir Bu nedenle

Madde 6 sect 1 uyarınca bir ihlal soumlz konusu değildir

Mahkemeye Erişim

Başvurucu Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun talepte bulunması iccedilin geccedilerli yasal

zamanaşımı suumlresini başvurucunun ailesinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi iccedilin objektif olarak bir ihtimale sahip

olduğunu değerlendirdiği 2001 yılından itibaren hesaplamanın kendisini mahkemeye erişimden

mahrum bıraktığını ileri suumlrmuumlştuumlr

İlk olarak Mahkeme davacıların aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlnuuml tam olarak oumlğrendikleri guumlnuumln tespit

edilemediği durumlarda yerel mahkemelerin davacıların bunu oumlğrenmek iccedilin objektif bir fırsata sahip

oldukları ana dayanmalarını mantıksız bulmamıştır

Mahkeme ayrıca Eyluumll 1993te Medak Cebinde işlenen succedillardan dolayı EYUCM nezdinde

Hırvat ordusu generalleri aleyhine accedilılan iddianamelerin Hırvatistan medyasında geniş yer bulduğunu

da not etmiştir Başvurucunun 1993 askeri harekatı sırasında kaybolan kişilerin oğlu olarak bu

134

yayımlardan habersiz kalmış olması muumlmkuumln değildir Başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesini ve

bilgi almak iccedilin Hırvat yetkililerine başvurmasını beklemek de mantıksız olmamıştır

Ancak Başvurucu 2007deki tazminat davası bağlamı dışında ebeveynlerinin akıbetiyle ilgili

olarak polisle veya Eyalet Savcılığı ile iletişime geccedilmemiştir Başvurucu 2011 yılına kadar

(kaybolmalarından yaklaşık 18 sene sonra) ebeveynlerinin oumlluuml ilan edilmesi amacıyla dava accedilmamıştır

Başvurucu General RA aleyhine EYUCM iddianamesinin duumlzenlendiği Kasım 2001den

sonra herhangi bir noktada ebeveynlerinin akıbeti hakkında bilgi almak iccedilin Devlet yetkililerine

başvurmuş olsaydı onların Hırvat askerleri tarafından oumllduumlruumllduumlğuumlnuuml oumlğrenebilecek ve dolayısıyla

Devletrsquoten tazminat talep etmek iccedilin gerekli tuumlm bilgileri elde edilebilecekti

Bu nedenle Mahkeme Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun tazminat talebinde bulunması iccedilin

yasal zamanaşımı suumlresini hesaplama şeklinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama teşkil

etmediği sonucuna varmıştır

Dolayısıyla Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi bu bakımdan da ihlal edilmemiştir

135

Başvuru Adı Vladimir KharitonoRusya OOO Flavus ve DiğerleriRusya

BulgakovRusya EngelsRusya

Başvuru No 1079514 1246815 2348915 ve 1907416 2015915 6191916

Başvuru Tarihi 2013 - 2015

Karar Tarihi 23 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203177

Konu Soumlzleşmersquoye uygun bir incelemenin ve keyfi muumldahaleye karşı

guumlvencelerin yokluğunda internet sitelerinin tamamının erişime engellenmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

ihlali başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbirinin etkili olmamış olmasının ifade

oumlzguumlrluumlğuuml ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali olduğu

Olaylar

Vladimir KharitonoRusya

Başvurucu 2012rsquonin sonlarında internet sitesinin ndash Elektronik Yayımcılık Haberleri

(Electronic Publishing News) (wwwdigital-booksru) ndash IP adresinin telekom duumlzenleyici

Roskomnadzor tarafından engellendiğini fark etmiştir Tedbir başvurunun internet sitesiyle aynı yer

sağlayıcı şirket ve IP adrese sahip başka bir internet sitesine rastamantalesru ndash kenevir temalı halk

hikayelerinin koleksiyonu ndash erişimi engellemek isteyen Federal Uyuşturucu Kontrol Servisinin

(Federal Drug Control Service) kararından sonra alınmıştır

Başvurucu IP adresinin engellenmesinin yasadışı bilgi iccedilermeyen kendi internert sitesine

erişimi de engellediğini ileri suumlrerek bir mahkemeye başvurmuştur Mahkemeler Roskomnadzorun

eyleminin başvurucunun internet sitesi uumlzerindeki etkisini değerlendirmeksizin hukuka uygun

olduğunu onamıştır

OOO Flavus ve DiğerleriRusya

Başvucurular muhalefet medya kuruluşlarının sahibidir birinci başvurucu OOO Flavus

granirunun sahibidir ikinci başvurucu Garry Kasparov bağımsız bir web yayını olan

wwwkasparovrunun kurucusudur ve uumlccediluumlncuuml başvurucu OOO Mediafokus ejru adresindeki Daily

Newspaperın (Ezhednevnyy Zhurnal) sahibidir ve Rusya Huumlkuumlmeti hakkında eleştirel araştırma ve

analizler yayımlamaktadır

Mart 2014te Roskomnadzor kitlesel duumlzensizlik veya aşırılık yanlısı soumlylemleri teşvik ettiği

136

iddia edilen iccedileriklere istinaden Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca hareket eden

Başsavcının talebi uumlzerine başvurucuların internet sitelerine erişimi engellemiştir Herhangi bir

mahkeme kararı aranmamıştır

Başvurucular engelleme tedbirinin yargı denetiminden geccedilmesi iccedilin sonucunda başarılı

olamadıkları bir başvuruda bulunmuş internet sitelerine erişimin toptan engellenmesinden ve ilgili succedil

teşkil eden materyalin kendilerine bildirilmemesinden (ki bu durum tekrar erişim sağlamak iccedilin

materyalin kaldırılamamasına sebep olmuştur) şikayetccedili olmuşlardır

BulgakovRusya

Kasım 2013te başvurucu yerel internet hizmet sağlayıcısının haberdar olmadığı Nisan 2012

tarihli bir mahkeme kararına dayanarak internet sitesine ndash Worldview of the Russian Civilization

(wwwrazumeiru) ndash erişimi engellediğini oumlğrenmiştir Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml

kapsamında verilen bu karar internet sitesinin dosyalar boumlluumlmuumlnde yer alan ve daha oumlnce aşırılık yanlısı

bir yayım olarak kategorize edilen elektronik bir kitabı hedef almıştır Mahkeme engellemenin

başvurucunun internet sitesinin IP adresine sağlayıcı duumlzeyinde erişimi engelleyerek uygulanmasına

karar vermiştir

Başvurucu mahkemenin kararından haberdar olur olmaz e-kitabı silmiştir Ancak mahkemeler

mahkemenin başlangıccedilta sadece succedil teşkil eden materyale değil IP adresinden tuumlm web sitesine

erişimin engellenmesine karar verdiği gerekccedilesiyle engelleme tedbirini kaldırmayı reddetmiştir

EngelsRusya

Nisan 2015te bir mahkeme yerel internet hizmet sağlayıcısının bir savcının şikayetine

dayanarak başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ve gizlilik konularına ilişkin internet sitesine ndash

RosKomSvoboda (rublacklistnet) ndash erişimi engellemesine karar vermiştir Savcı iccedilerik filtrelerinin

atlanmasına ilişkin bilgilerin ndash bu bilgilere başvurucunun internet sitesinden erişilebilirdi ndash

kullanıcıların başka alakasız bir internet sitesindeki aşırılık yanlısı materyallere erişmesine olanak

sağlaması nedeniyle Rusyada yayılmasının yasaklanması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu

yargılama hakkında bilgilendirilmemiştir

Mahkeme kararından sonra Roskomnadzor başvurucudan succedil teşkil eden iccedileriği kaldırmasını

istemiştir kaldırmadığı takdirde internet sitesi engellenecektir Başvurucu talebe uymuştur

Mahkemeler başvurucunun gezinmenin gizliliğinin korunması iccedilin araccedillar ve yazılımlar hakkında bilgi

sağlamanın herhangi bir Rus yasasına aykırı olmadığı youmlnuumlndeki temel iddiasına değinmeksizin

başvurucunun şikayetini reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucuların tuumlmuuml Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca internet

137

sitelerine erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve orantısız olduğundan ve doğrudan veya oumlzuumlnde

Madde 13 kapsamında (etkili başvuru) Rus mahkemelerinin şikayetlerinin esasını dikkate almadığından

şikayetccedili olmuşlardır

Karar

Madde 10

Mahkeme doumlrt davanın hepsinde de 10 maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir

Mahkeme genel olarak internetin ifade ve bilgi oumlzguumlrluumlğuuml hakkını dışa vurmaktaki oumlnemini

vurgulayarak internet sitelerine erişimi engelleyen tedbirlerin başvurucuların bilgi verme hakkına ve

halkın bilgi alma hakkına muumldahale teşkil ettiğini tespit etmiştir

Soumlzleşme bu tuumlr bir muumldahalenin ldquokanunda oumlngoumlruumllmerdquo de dahil olmak uumlzere koşulları

karşılamasını gerektirmektedir Soumlz konusu kanun diğer şeylerin yanı sıra accedilık ve oumlngoumlruumllebilir olmalı

yetkililere izin verilen takdir yetkisini sınırlamalı ve keyfi muumldahalelere karşı koruma sağlamalıydı

Ancak Mahkemenin 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermesine buumlyuumlk oumllccediluumlde yol accedilan tam olarak

huumlkuumlmlerdeki eksiklikler olmuştur

Bay Kharitonovrsquoun internet sitesi Bilgilendirme Kanunursquonun yasa dışı internet iccedileriği

kategorilerini listeleyen 151 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir Ancak başvurucunun internet sitesinin

kendisinde herhangi bir yasa dışı materyal bulunmama olup bu site yalnızca boumlyle bir materyal

bulunduran bir internet sitesiyle aynı IP adresine sahip olduğu iccedilin engellenmiştir Bu nedenle Bay

Kharitonovun olayındaki muumldahale herhangi bir kanuna dayanmamaktadır Mahkeme ayrıca davaya

muumldahil olan uumlccediluumlncuuml şahısların Rusyada milyonlarca internet sitesinin yalnızca yasa dışı iccedilerik

barındıran başka internet siteleriyle aynı IP adresini paylaşmaları sebebiyle engellenmiş olduğuna işaret

ettiklerini kaydetmiştir

OOO Flavus ve Diğerlerindeki internet siteleri Başsavcılığın kitlesel duumlzensizlik ccedilağrıları

veya izinsiz halka accedilık etkinliklere katılmak dahil olmak uumlzere ccedileşitli iccedilerik tuumlrlerinin engellenmesini

talep etmesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir

Roskomnadzorrsquoun ağ yer sağlayıcılığı hizmetine youmlnelik bildirimlerinin belirli internet

sayfalarından ziyade tuumlm internet sitelerine atıfta bulunmasından dolayı yasanın usul gereklilikleri

sağlanmamıştır Yetkililer URLleri belirtemeyerek başvurucuların iccedileriği kaldırmalarını ya da belirli

internet sayfalarına atıfta bulunarak Başsavcının talebine itiraz etmelerini engellemişlerdir

Ayrıca Başsavcının soumlz konusu materyalin izinsiz kamuya accedilık etkinliklere katılma ccedilağrıları

teşkil ettiği youmlnuumlndeki bulgusu bu materyalin iccedileriğinin gerccedilekte hiccedilbir dayanağı olmayan keyfi ve

accedilıkccedila mantıksız bir yorumudur

138

Ayrıca wwwkasparovru aleyhindeki kararda Kırımdaki insanları yasa dışı eylemlerde

bulunmaya teşvik ettiği iddia edilen bir broşuumlruumln goumlruumlntuumlsuumlnuumln yeniden uumlretilmesi iccedilin yasal bir

dayanak bulunmamaktadır Başsavcı Rus yargı yetkisi dışında neyin hukuka aykırı olduğu ve neyin

hukuka aykırı olmadığı konusunda yasal yetkiye sahip değildir Her haluumlkarda yasa dışı eylemler

kavramı boumlluumlm 153teki engellemeye accedilık iccedilerik kategorilerinin dışında kalmıştır

Mahkeme ayrıca bu uumlccedil başvurucunun davasında internet sitelerinin tuumlmuumlne erişimin

engellenmesinin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığını incelemiştir Mahkeme boumlylesine

kapsamlı bir engellemenin bir gazete veya televizyon kanalını engellemekle kıyaslandığında aşırı bir

oumlnlem olduğunu ve ayrı gerekccedilelendirme gerektirdiğini vurgulamıştır Yalnızca yasa dışı iccedileriğe

youmlnelik bir oumlnlemin yan etkisi olarak yasal iccedileriğe veya internet sitelerine herhangi bir ayrım

goumlzetmeksizin muumldahale eden engelleme bu tuumlr internet sitelerinin sahiplerinin haklarına keyfi bir

muumldahale teşkil etmiştir

Bununla birlikte Huumlkuumlmet toptan engelleme kararı iccedilin herhangi bir gerekccedile sunmamış veya

herhangi bir meşru amaccedil veya baskın toplumsal ihtiyacı detaylandırmamıştır Ayrıca başvurucuların

asıl amacın muhalif medyaya erişimi engellemek olduğu iddiası ciddi endişelere yol accedilmıştır

Başvurucuların internet sitelerine youmlnelik engelleme tedbirleri herhangi bir gerekccedileden yoksundur ve

Mahkeme bu tedbirlerin herhangi bir meşru amaccedil guumltmediklerine karar vermiştir

Bay Bulgakovun olayındaki soumlz konusu yasal huumlkuumlm yetkililerin internet sitesindeki e-kitap

da dahil olmak uumlzere belirli iccedilerikleri engellemesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6)

boumlluumlmuumlduumlr E-kitabın aşırılık yanlısı bir materyal olduğu ise tartışmalı değildir ve Bay Bulgakov bu e-

kitabı hemen kaldırmıştır

Ancak yerel mahkemenin kararı bu tuumlr bir youmlntem herhangi bir birincil mevzuatta veya

uygulama kurallarında yer almasa da yalnızca yasa dışı iccedileriğin değil internet sitesinin bir buumltuumln olarak

engellenmesine yol accedilmıştır İlaveten engelleme başvurucu succedil teşkil eden dolayısıyla hukuka aykırı

olan iccedileriği kaldırdıktan sonra bile korunmuştur

Mahkeme Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml kapsamındaki proseduumlruumln

uygulanmasından kaynaklanan muumldahalenin aşırı ve keyfi sonuccedillar doğurduğu sonucuna varmıştır

Son olarak Almanyadan gelen bir ccedilevrimiccedili oumlzguumlrluumlk aktivisti olan Bay Engelsrsquoin davasında

yapılan muumldahale Bilgilendirme Kanunursquonun 151 maddesine oumlzellikle de internet sitelerinin ldquobelirli

internet iccedileriğini Rusyada yayılması yasaklanması gereken bilgiler olarak tanımlayan yargı kararınardquo

dayanarak engellenmesine cevaz veren 5 alt boumlluumlmuumln ikinci boumlluumlmuumlne dayanmaktaydı

Mahkeme ilgili huumlkmuumln engellenmeye accedilık iccedilerik kategorilerini listelememesinden oumltuumlruuml aşırı

derecede belirsiz ve aşırı kapsamlı olduğunu ve Soumlzleşmenin oumlngoumlruumllebilirlik şartını karşılamadığını

139

tespit etmiştir Oumlzellikle Engels gibi internet sitesi sahipleri hangi iccedileriğin yasaklanabileceğini ve bir

internet sitesi engellenmesine yol accedilabileceğini bilemedikleri iccedilin bu kişilerin davranışlarını uygun

şekilde duumlzenlemeleri muumlmkuumln olmamıştır

Nitekim Bay Engelsin olayı huumlkmuumln nasıl keyfi etkiler yaratabileceğini goumlstermiştir

mahkeme filtre atlama araccedillarının ve bu tuumlr diğer yazılımların ya da bunlar hakkında bilgi sağlamanın

yasa dışı olduğunu tespit etmemiş olmasına rağmen Bay Engelsrsquoin internet sitesi engellenmiştir

Mahkeme başvurucunun internet sayfasında aşırılık yanlısı bir konuşma veya başka yasaklanmış iccedilerik

bulmamış ancak teknolojinin başka yerlerde aşırılık yanlısı iccedileriğe erişmek iccedilin kullanılabileceği

olasılığına atıfta bulunmuştur

Mahkeme tesaduumlfen aşırılık yanlısı materyallere erişime yardımcı olabileceği iccedilin ccedilevrimiccedili

bilgiye erişim teknolojisi hakkındaki bilgileri gizlemenin bu tuumlr materyalleri ccediloğaltmak iccedilin

kullanılabilecekleri gerekccedilesiyle yazıcılara ve fotokopi makinelerine erişimi kısıtlamaya ccedilalışmaktan

farklı olmadığını tespit etmiştir Dar bir şekilde tanımlanmış ve spesifik bir yasal dayanağın

yokluğunda Mahkeme bu tuumlr kapsamlı bir tedbirin keyfi olduğuna huumlkmetmiştir

Kanundaki guumlvenceler

Mahkemenin başvurucuların davalarında 10 maddenin ihlal edildiğine dair bulgusu keyfi

muumldahaleye karşı guumlvencelerin olmamasına da dayanmaktadır

Tuumlm olaylarda engelleme tedbirine ilişkin oumlnceden bildirimde bulunulmamış ve Bilgilendirme

Kanunu internet sitesi sahiplerinin engellenme yargılamalarına herhangi bir şekilde katılmasını

gerektirmemiştir Kharitonov ve OOO Flavus ve Diğerlerinde engelleyici tedbirler ilgili tarafların

dinlenebileceği bir alan sağlayan bir mahkeme veya başka bir bağımsız yargılama organı tarafından

uygulanmamıştır

Engelleme tedbiri ayrıca şeffaflıktan yoksundur Engelleme kararlarını ve engellenen internet

sitelerini kontrol etmek iccedilin duumlzenleyicinin internet sitesine başvurmak muumlmkuumln olsa da boumlyle bir

oumlnlemin nedenlerine veya nasıl itiraz edileceğine ilişkin bilgilere erişim sağlanmamıştır

Engelleme tedbirini incelemeye youmlnelik yargılamalarda mahkemeler yalnızca duumlzenleyicinin

yasaya uyup uymadığını incelemiştir Ancak tedbirin etkisine ilişkin Soumlzleşmeye uygun bir

değerlendirme yapmamışlardır

Kanun ilgili taraflara yasa dışı iccedileriği kaldırma veya yargı denetimi başvurusunda bulunma

fırsatı vermeden yetkililerin engelleme tedbirlerinin uygulanmasından oumlnce bir etki değerlendirmesi

yapmasını veya derhal uygulanmalarının acilliğini gerekccedilelendirmesini gerektirmemiştir

Mahkeme başvurucuların şikayetlerini değerlendiren hakimlerin oumlzellikle internet sitelerinin

140

tuumlmuumlnuumln erişime engellenmesine youmlnuumlndeki gerekliliği değerlendirerek eldeki ccedileşitli menfaatleri

tartmaya ccedilalıştıklarına dair hiccedilbir belirti bulamamıştır

Soumlzleşmeye uygun bir goumlzden geccedilirme diğer unsurların yanı sıra bu tuumlr bir engelleme

tedbirinin buumlyuumlk miktarlarda bilgiyi erişilemez hale getirerek internet kullanıcılarının haklarını buumlyuumlk

oumllccediluumlde kısıtladığı ve oumlnemli bir yan etkiye sahip olduğu gerccedileğini dikkate almış olmalıdır

Mahkeme oumlzellikle doumlrt davanın hiccedilbirinde mahkemelerin Yuumlksek Mahkeme Genel

Kurulunun 27 Haziran 2013 tarih ve 21 sayılı kararında belirlenen mahkemeler tarafından Soumlzleşmenin

yorumlanmasında dikkate alınması gereken kriterleri uygulamadığını not etmiştir

Mahkeme ayrıca Bulgakov ve Engels davalarında yerel bir internet servis sağlayıcının davalı

olarak belirlenmesinin bu tuumlr yargılamalara muhalif bir karakter vermek iccedilin yetersiz olduğunu

kaydetmiştir

Madde 10 ile bağlantılı olarak Madde 13

Mahkeme başvurucuların olaylarında mahkemelerden hiccedilbirinin başvurucuların haklarının

ihlaline ilişkin tartışmalı şikayetlerin esasına ilişkin inceleme yapmadığını tespit etmiştir

Kharitonov davasında engelleme kararının başvurucunun internet sitesindeki etkilerinin

hukuka uygunluğunu veya orantılılığını incelenmemiştir OOO Flavus ve Diğerleri davasında ise

yetkililerin internet sayfalarının belirtilmesine ve engelleme tedbirlerinin gerekliliğinin ve

orantılılığının veya bunların aşırı kapsamının incelenmesine youmlnelik yasal gerekliliğe uymamış

olduklarına bakılmamıştır

Bulgakov davasında yuumlksek mahkeme bir internet sayfası ile bir internet sitesi arasındaki

hukuki ayrımı ele almamış veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve orantılılığını ve uygulanmasında

seccedililen youmlntemin aşırı etkilerini incelememiştir Engels davasında yuumlksek mahkeme belirli teknolojiler

hakkındaki bilgilerin oumlzguumll doğası ile ilgilenmemiş veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve

orantılılığını incelememiştir

Başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbiri bu koşullar altında etkili olmamıştır

ve davaların tuumlmuumlnde 10 madde ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal edilmiştir

141

Başvuru Adı Moustahi v Fransa

Başvuru No 934714

Başvuru Tarihi 20 Ocak 2014

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Link httphudocechrcoeintengi=001-203163

Konu Comorosrsquotan Fransız boumllgesi olan Mayottersquoa yasa dışı yolla

geccedilen iki ccedilocuk ve bir babanın idari goumlzetime alınarak hızlı bir şekilde geri goumlnderilmesinin

Soumlzleşmersquonin 3 5 8 ve 13maddeleri ile Ek Protokol 4rsquouumln 4 maddesini ihlal ettiği

Olaylar Uumlccedil başvurucu Mohamed Moustahi ve onun ccedilocukları Nadjima

Moustahi ve Nofili Moustahi 1982 2008 ve 2010 doğumludur Başvurucular Afrikarsquonın

doğusundaki Fransız boumllgesi olan Mayottersquota yaşamaktadır Mohamed Moustahi 1994

yılından beri Mayottersquota yaşamaktadır ancak Mohamedrsquoin eşi (ldquoannerdquo) Mayottersquota kaccedilak

yaşayan bir Comoros vatandaşıdır Anne kaccedilak yaşadığı iccedilin 2011 yılında Comorosrsquoa geri

goumlnderilmiştir Comorosrsquoa goumlnderilen anne ccedilocuklarını anneanne ve dedesine emanet edip

eşinin yanına Mayottersquoa geri doumlnmuumlştuumlr 13 Kasım 2013 guumlnuuml ccedilocuklar (Nadjima Moustahi

ve Nofili Moustahi) Mayottersquoa giden bir botta 17 kişiyle birlikte Fransız yetkililer tarafından

yakalanmıştır 14 Kasım 2013 sabah saat 9rsquoda botta yakalanan kişilerin oumlnce sahilde kimlik

kontroluuml yapılmış sonrasında ise hastanede sağlık kontrolleri yapılmıştır Yine aynı guumln geri

goumlnderme işlemlere başlatılmıştır Ccedilocuklar geri goumlnderme işleminden oumlnce yaklaşık 1 saat 45

dakika MA isimli goumlccedilmenin goumlzetimine verilerek jandarma merkezinde tutulmuştur Fakat

ccedilocukların jandarma merkezinde tutulmuş olduklarına dair herhangi bir kayıt sisteme

girilmemiştir Bu esnada Mohamed Moustahi jandarma merkeziyle iletişim kurmuş fakat

ccedilocuklarıyla konuşmasına izin verilmemiştir Aynı guumln Mohamed Moustahi Mayotte İdare

Mahkemesirsquone ccedilocukları iccedilin başvuruda bulunmuş ancak ccedilocuklar yine aynı guumln Comorosrsquoa

geri goumlnderilmiştir 18 Kasım 2103 tarihinde İdare Mahkemesi Mohamed Moustahirsquonin

yapmış olduğu başvuruyu reddetmiştir 3 Aralık 2013rsquote Fransız Danıştayrsquoına yapılan temyiz

başvurusu da reddedilmiştir Mohamed Moustahi 2014 yılında ailesini tekrar birleştirmek

adına ccedilocukları iccedilin vize başvurusu yapmış ve başvurusu kabul edilmiştir O doumlnemden beri

tuumlm aile birlikte yaşamaktadır

142

İhlal İddiaları Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi hukuksuz şekilde

tutuldukları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini tutulduktan sonra

mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmadıkları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini

hukuksuz şekilde tanımadıkları bir goumlccedilmene emanet edilerek tutulduklarını geri goumlnderme

sırasında ccedilocuk olmalarına rağmen herhangi bir oumlzel tedbirin alınmadığı sebebiyle insanlık dışı

ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mohamed Moustahi ise ccedilocuklarına yapılanlardan dolayı bir baba olarak korku endişe

ve ccedilaresizlik hissettiğini ve bu sebeple insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal

edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Ayrıca tuumlm başvurucular yaşananlardan dolayı oumlzel ve aile yaşamına saygı haklarının

ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 3

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların ( Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi )

yetkililer tarafından herhangi bir bağları olamayan MArsquonın goumlzetimine verilmesi tuumlm goumlzaltı

suumlresince ccedilocukların yararının değil en hızlı şekilde geri goumlndermenin oumlncelendiği ccedilocukların

goumlzaltında tutulan yetişkinlerden farklı bir muamele goumlrmediğini belirtmiş ve sebeplerden

dolayı başvurucu ccedilocuklar accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal

edildiğine karar vermiştir

Mahkeme ilk başvurucunun ( Mohamed Mooustahi ) yaşadığı uumlzuumlntuuml ve endişeyi

anlamakla birlikte ccedilocukların kısa suumlre tutulması yasadışı yollarla gelmiş oldukları uumllkeden

yasal yollarla goumlnderilmiş olmaları ve gittikleri yer olan Comorosrsquota anneleri tarafından

karşılanacak olmaları sebebiyle ilk başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

yasağının ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 51

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların herhangi bir akraba ile birlikte tutulmadıklarına

aksine kanunda yasak olmasına rağmen bir bağları bulunmayan kişiye emanet edildiklerine

143

vurgu yapmış ve bu durumun başvurucular accedilısından kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkını ihlal

ettiğine karar vermiştir

Madde 54

Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların yasal temsilcisi olamayacak birinin goumlzetimine

verildiği iccedilin yasal haklarını kullanamadıklarını ve mahkemeye başvuramadıklarını belirterek

bu sebeple tutulan kişinin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkı kapsamındaki hakim oumlnuumlne

ccedilıkarılma hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir

Madde 8

Mahkeme ccedilocukların hukuksuz ve ailelerinden ayrı şekilde goumlzaltında tutulmasının

dahi oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edilmiş olması iccedilin yeterli olduğunu belirtmiştir

Mahkeme yetkililerin ccedilocukları hukuksuz şekilde tutmanın yanı sıra herhangi bağı olmayan

bir kişiye emanet etmiş olmasının ve ccedilocukların yararı goumlzetilmeden bir an oumlnce geri

goumlndermeye ccedilalışılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir

4 Ek Protokol 4 Madde

Mahkeme olay esnasında uumlccedil ve beş yaşlarında olan ccedilocukların akraba olan bir yetişkin

eşlik etmeden uumllkeden geri goumlnderilmesinin geri goumlnderme yasağını ihlal ettiğine karar

vermiştir

Madde 13

Mahkeme ivedi başvuru usullerinin teorik olarak var olduğunu ve bu usullerde gerekli

goumlruumllduumlğuuml takdirde geri goumlndermenin durdurulacağının duumlzenlenmiş olduğunu belirtmiştir

Ancak olayda yaşananlar ccedilok kısa suumlrede gerccedilekleştiği iccedilin ivedi başvuru usulleri

uygulanamamıştır Bu sebeple mahkeme etkili başvuru hakkının oumlzel ve aile yaşamına saygı

hakkı ve geri goumlnderme yasağı bağlamında ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir

Mahkeme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı accedilısından olayda etkili bir

başvuru yolu olmadığına dair herhangi bir kanıt olmadığına karar vermiştir

Madde 41

Mahkeme Mohamed Moustahirsquoye 2500 euro Nadjima Moustahirsquoye 10000 euro ve

Nofili Moustahirsquoye de 10000 euro manevi tazminat verilmesine karar vermiştir

144

Başvuru Adı CimbersekSlovenya

Başvuru No 5851216

Başvuru Tarihi 29072015

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki CimbersekSlovenya

Konu

Başvurucunun yerel mahkemede bilirkişi olma başvurusunun reddedilmesiyle ilgili

davada başvurucunun tanık beyanları sunmak amacıyla yaptığı soumlzluuml duruşma talebinin accedilık

nedenlerle gerekccedilelendirilmeksizin reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği blog

ve e-posta yorumlarının başvurucunun bilirkişilik başvurusunun reddedilmesine dayanak

goumlsterilmesinin Soumlzleşmersquonin 10 maddesini ihlal ettiği

Olaylar

Başvurucu Jernej Cimperšek 1960 doğumlu ve Ptujda (Slovenya) yaşayan bir

Slovenya vatandaşıdır

İnşaat alanında yuumlksek lisans derecesine sahip olan başvurucu 2013 yılında doğal

afetler ile diğer afetlerin etkilerinin değerlendirilmesi iccedilin mahkeme bilirkişisi unvanına

başvurmuştur

2014 yılında sınavı geccedilip goumlreve başlamayı beklediği suumlreccedilte Adalet Bakanı Mahkeme

Kanunu uyarınca bilirkişi olmak iccedilin gerekli kişisel niteliklere sahip olmadığı iccedilin başvurusunu

reddetmiştir Bakan başvurucunun sosyal ve siyasi konularla ilgili bloğunda bulunan yazıları

ve yemin toumlrenindeki gecikmelerle ilgili diğer adaylara goumlnderilen e-postaların saldırgan ve bir

mahkeme bilirkişisinin ccedilalışmasıyla uyumsuz olduğunu tespit etmiştir

Bay Cimperšek ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia ederek bu karara karşı dava

accedilmıştır Ayrıca kişisel niteliklerinin değerlendirilmesinin e-postaları ve bloguyla sınırlı

kalmaması gerektiğini savunarak mahkemeden ahlaki karakteri ve sadece arkadaşları

tarafından okunan blog hakkında tanık dinlemesini talep etmiştir

145

İdare Mahkemesi 2015 yılında Bakanın mahkeme bilirkişisi olmaya uygunluğuna

ilişkin Bakanlık kararını onaylayarak başvurucunun talebini reddetmiştir Başvurucunun

temyiz başvurusu ve bireysel başvurusu da reddedilmiştir

İhlal İddiaları

Bay Cimperšek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine (adil yargılanma hakkı) dayanarak

davasında soumlzluuml duruşma yapılmamasından şikayetccedili olmuştur Soumlzleşmersquonin 10 maddesi

(ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında bloğunda eleştirel bir goumlruumlş ifade ettiği ve Bakanlığın

ccedilalışmaları hakkında şikayette bulunduğu iccedilin cezalandırıldığını iddia etmiştir

Karar

6Madde

Mahkeme Soumlzleşmenin 6 maddesinin Bay Cimperšekrsquoin şikayetine uygulanabilir

olduğunu ve dolayısıyla kabul edilebilir olduğunu tespit etmiştir Slovenyarsquonın hukuk

sisteminde mahkemede bilirkişi unvanını alma hakkı gibi bir hak bulunmamakla birlikte

Cimperšek bu goumlrev iccedilin yaptığı başvurunun incelenmesi iccedilin yasal bir usule tabi olma hakkına

ve yargı oumlnuumlnde Bakanlığın kararına itiraz etme hakkına sahiptir Dahası unvanı almış olsaydı

uumlcretli bir kamu goumlrevini yerine getirebilecekti

Mahkeme esasa ilişkin olarak ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin soumlz

konusu olayları ve hukuku değerlendirme yetkisine sahip tek mercii olduğuna karar vermiştir

Ancak Mahkeme atıfta bulunulan tek delilin Bakanlığırsquonın kararı olduğuna ve başvurucunun

duruşma talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir

Bu talep başvurucunun tanıkların ifadeleri aracılığıyla bir mahkeme bilirkişisi olmak

iccedilin gerekli nitelikleri taşıdığına dair olgusal bilgiler sunmak istemesi nedeniyle yapılmıştır

Ayrıca blogda yazdığı yazı ile mahkeme bilirkişisi olarak yaptığı işin kalitesi arasındaki

nedensel bağlantıya da itiraz etmiştir Mahkemersquoye goumlre idare mahkemesinin oumlnuumlndeki bu

sorunlar yargılamanın sonucuyla ve tarafların tartıştığı olaylarla ilgilidir

İdare mahkemesinin başvurucunun talebini reddetmesi İdari Anlaşmazlıklar Yasasına

dayanmaktadır Bununla birlikte mahkeme başvurucunun oumlne suumlrmek istediği hangi delil veya

olguları dikkate aldığını ve bunların neden ilgisiz bulduğunu belirtmemiştir Mahkemersquonin

146

idare mahkemesinin talebi reddetme gerekccedilelerinin davanın olgusal geccedilmişine goumlre nasıl

yorumlandığını tespit etmesi bu nedenle zor olmuştur

Mahkeme idare mahkemesinin yargılamasında soumlzluuml duruşma yapılmaması nedeniyle

6 maddenin 1 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır

10 Madde

Mahkeme başvurucunun Soumlzleşmenin bu maddesi ile korunan haklarına muumldahale

edildiğine karar vermiştir Başvurucunun talebinin bakan tarafından reddinden oumlnce

başvurucunun bir mahkeme bilirkişisi olmak iccedilin girdiği incelemede başarılı olması ve yemine

davet edilmiş olmasına rağmen bakanın kararında blog ve e-postalara değinilmesinin soumlz

konusu kararın esas olarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln kullanılmasıyla ilgili olduğunu ve kamu

hizmetlerine erişimle ilgili olmadığını goumlsterdiğini belirtmiştir

Mahkeme muumldahaleye ilişkin Soumlzleşmeye uygun herhangi bir gerekccedile olup olmadığını

incelerken Bakanın herhangi bir blog yazısına veya e-posta pasajına atıfta bulunmadığını veya

saldırgan olduğunu duumlşuumlnduumlğuuml yazılarda başvurucunun kullandığı dili oumlzel olarak

belirtmediğini kaydetmiştir

Mahkemersquoye goumlre başvurucunun bilirkişi olması oumlnuumlnde herhangi bir engel olmadığına

oumlnceden karar verilmiş olması goumlz oumlnuumlne alındığında Bakanrsquoın bu tuumlr bir gerekccedilesinin de

bulunmaması oumlzellikle dikkate değerdir Bakan ayrıca başvurunun reddedilmesinin ifade

oumlzguumlrluumlğuuml hakkını sınırlamadığını duumlşuumlnmuumlştuumlr

Mahkeme idare mahkemesinin de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkında sessiz

kaldığını ve bu konudaki iddialarına değinmediğini belirtmiştir Bakanın kararıyla iddia edilen

kamu menfaatine karşı bu hak hiccedilbir şekilde dengelenmemiştir ve bu nedenle soumlz konusu

muumldahaleye ilişkin etkili ve yeterli bir adli inceleme yapılmamıştır

Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin Bakanrsquoın kararının ahlaki değerleri ve mahkeme bilirkişilerinin

itibarını guumlvence altına almak iccedilin gerekli olduğuna dair iddiasını da reddetmiştir Buna goumlre

Bakanrsquoın kararında veya idare mahkemesinin kararında başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml

kullanmasının saldırganlığı ve bu tutumun bilirkişinin ccedilalışmasına aykırı olduğuna dair

ayrıntılı bir neden bulunmamıştır

147

Mahkemersquoye goumlre ne Bakan ne de idare mahkemesi soumlz konusu ccedilatışan menfaatler

arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığına dair bir değerlendirme yapmıştır Bu nedenle

Mahkemenin yerel makamların bu tuumlr ccedilıkarların dengelenmesine ilişkin iccediltihadı da

kullanılamamıştır

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik muumldahalenin

demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme Slovenyanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15600 Euro (EUR) ve

masraf ve giderler iccedilin 2812 Euro oumldemesine karar vermiştir

148

Başvuru Adı NT v Rusya

Başvuru No 1472711

Başvuru Tarihi 09022011

Karar Tarihi 2 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202633

Olaylar N T ( ldquoBaşvurucurdquo ) oumlmuumlr boyu hapis cezasına ccedilarptırılmış

bir Rusya vatandaşıdır Başvuran hapis cezasına Aralık 2010 tarihinde ldquoIK 56rdquo numaralı oumlzel

guumlvenlik rejimine tabi olan bir cezaevinde başlamıştır Başvuran cezasını ccedilekmeye başlar

başlamaz Rusyarsquoda 10 yıl uumlzeri hapis cezası alan herkes gibi katı bir cezaevi rejimine tabi

tutulmuştur Bu sıkı rejim ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilene kadar ki 7 yıl boyunca devam

etmiştir Bu suumlre boyunca ya tek başına ya da başka bir mahkumla huumlcrede kalmıştır Cezaevine

ilk girdiği guumlnden Aralık 2015rsquoe kadar huumlcresinden her dışarı ccedilıktığında bileğine kelepccedile

takılmıştır Cezaevinin kanalizasyon sistemi olmadığı iccedilin 30 litrelik lavabo kovalarını

mahkumlar taşımaktadır Bu kovaları taşırken dahi başvurucunun kelepccedilesi ccedilıkarılmamıştır

Başvuran Mart 2018rsquode ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilmiştir Ancak orada da gardiyanlar

yeniden kelepccedile takma uygulamasına başlamışlardır Ayrıca başvurucunun IK6rsquodaki huumlcre

arkadaşları cezaevi kaccedilakları rehine kaccedilırmış kişiler ve kendine zarar verenler gibi tehlikeli

mahkumlardan oluşmaktadır

İhlal İddiaları Başvuran bahse konu olan cezaevi rejiminden dolayı insanlık

dışı ve aşğılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 3

Mahkeme başvurucunun oumlmuumlr boyu hapis cezasından dolayı diğer mahkumlardan

ayrılıp guumlnuumln 22 buccediluk saatini tek başına ya da iki kişilik huumlcrede herhangi bir aktivite

yapmadan kendini geliştirmek iccedilin herhangi bir eğitim almadan geccedilirmesinin ve huumlcreden

dışarı her ccedilıktığında kendisine kelepccedile takılmış olmasının insan onurunu zedelediğini

belirtmiştir Mahkeme başvurucuya uygulanan kısıtlamaların muumlebbet hapis cezasının

149

doğasında olan ıstıraptan daha ağır bir acıya yol accediltığını ifade etmiş insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 46

Mahkeme yaşanan ihlalin yapısal bir sorun olduğunu ve iccedil hukuktaki Ceza İnfaz

Kanunursquondan kaynaklandığını belirtmiştir İnfaz Kanunursquona goumlre muumlebbet hapis cezası alan

her kişiye bireysel değerlendirme yapılmaksızın olaydaki kısıtlamalar uygulanmaktadır

Mahkeme İnfaz Kanunursquonun soumlzleşmeye uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir

Madde 41

Mahkeme başvurucuya 3000 euro manevi tazminat ve 1000 euro masraf ve gider

uumlcreti oumldenmesine karar vermiştir

150

Başvuru Adı Omorefe v İspanya

Başvuru No 6933916

Başvuru Tarihi 16112016

Karar Tarihi 23 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203179

Konu Ccedilocuğunu bakılması iccedilin bıraktığı bakım merkezinin

başvurucunun ccedilocukla yeterli kişisel ilişki kurmadığı gerekccedilesiyle ccedilocuğu oumlnce koruyucu

aileye vermesi sonra da evlat edindirmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal ettiği

Olaylar Başvurucu 1976 doğumlu bir Nijerya vatandaşıdır

Pamplonaİspanyarsquoda yaşamaktadır Dava konusu olay yaşandığı sırada İspanyarsquoda kaccedilak

şekilde ikamet etmektedir Başvuran ekonomik ve sosyal koşulları yeterli olmadığı iccedilin iki

aylık olan ccedilocuğunun bakım merkezi tarafından bakılmasını talep etmiş ve ccedilocuğu yetkililer

tarafından koruyucu bakım merkezine alınmıştır Daha sonrasında ccedilocuk yetkililer tarafından

bakım merkezinden alınıp koruyucu aileye verilmek iccedilin kabul merkezine alınmıştır Mart

2009rsquoda kabul merkezindeki değerlendirme kurulu başvurucunun her ziyarete gelmediğini ve

ccedilocukla istikrarsız bir ilişkisinin olduğunu ve ccedilocuğun koruyucu aileye verilmesini gerektiğini

belirtmiştir Başvuran ccedilocuğunun koruyucu aileye verilmesine karşı değildir ama koruyucu

aileye verilse dahi ccedilocuğuyla iletişiminin kopmamasını istemektedir Mayıs 2009rsquoda Ccedilocuk ve

Aile Genel Direktoumlrluumlğuuml ziyaretlere duumlzguumln gelmediği ve ccedilocukla sağlıklı bir duygusal bağ

kuramadığı gerekccedileleriyle başvurucunun ccedilocuğuyla olan ilişkisini kesmiştir ve ccedilocuğu

koruyucu ailenin yanına vermiştir Haziran 2009rsquoda başvuran bu karara karşı itirazda

bulunmuş fakat itirazı reddedilmiştir Daha sonrasında başvuran Navarra İl Mahkemesirsquone

başvurmuş ve mahkeme ccedilocukla ilgili verilecek kararın biyolojik annenin izni olmadan

alınamayacağını belirterek itirazı kabul etmiş ve başvuran ile ccedilocuğunun ayda bir saat

yetkililerin kontroluumlnde goumlruumlşebileceğine karar vermiştir Bunun uumlzerine yetkililer mahkeme

kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur

Bu esnada yetkiler tarafından duumlzenlenen rapora goumlre yargılama suumlrecindeki geccedilen 5

sene boyunca ccedilocuk koruyucu aileyle kalmış ve bu suumlreccedilte tatmin edici derecede olumlu

gelişme goumlstermiştir Ayrıca yetkilerin ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapmış

151

oldukları temyiz başvurusu kabul edilmiş ve Boumllge Mahkemesi ccedilocuğun yararı olan

durumlarda biyolojik ailenin izni bulunmasa dahi kuumlccediluumlğuumln koruyucu aileye verilebileceğini

belirtmiştir Boumllge Mahkemesi kararına karşı başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone başvurmuş

fakat başvurusu kabul edilemez bulunmuştur

İhlal İddiaları Başvurucu ccedilocuğuyla iletişimin idare tarafından korunmaması

sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun koruyucu aile yanına verilmiş olmasının oumlzel ve

aile yaşamına saygı hakkına youmlnelik yasal dayanağı ve meşru amacı olan bir muumldahale

olduğunu belirtmiştir Mahkeme ccedilocuğun vesayet altına alınmasının annesi tarafından talep

edilmiş olduğu iccedilin anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir Oumlte yandan vesayet altındaki

ccedilocuğunun biyolojik ailesiyle kurulacak ilişkinin ciddi şekilde irdelenerek duumlzenlenmesi

gerektiğini ve buna uygun olan gerekli oumlnlemlerin ccedilocuğun yaşı ve yararı goumlz oumlnuumlnde tutularak

alınması gerektiğini belirtmiştir Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun evlat edinilmesine

kadarki tuumlm suumlreci dikkate almış evlat edinme gibi ciddi bir proseduumlruumln biyolojik aileyle

iletişim kurma gibi yeterli guumlvenceleri sağlamadan yapıldığına evlat edinmeden daha hafif

tedbirlerin de alınabileceğine dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Mahkeme zaten kişisel ve ailevi

zorluklar yaşamakta olduğu iccedilin ccedilocuğunu kuruma teslim eden annenin goumlruumlşleri dikkate

alınmadan evlat edindirme usuluumlnuumln uygulandığını belirtmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme

başvurucunun oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 46

Mahkeme vermiş olduğunu kararın ışığında ccedilocuğun yararı goumlzetilerek anne ve ccedilocuk

arasında iletişimin kurulması iccedilin yerel yetkililere ccedilağrıda bulunmuştur Son olarak Mahkeme

benzer durumdaki olaylarda ccedilocuğun yetkililer tarafından koruyucu aileye verilme suumlrecinde

biyolojik aile ile ccedilocuğun iletişiminin oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal etmeyecek

şekilde duumlzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir

Madde 41 Başvuran herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı iccedilin tazminata

huumlkmedilmemiştir

152

Başvuru Adı SMHırvatistan (Buumlyuumlk Daire)

Başvuru No 6056114

Başvuru Tarihi 27 Ağustos 2014

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203503

Konu Hırvatistan vatandaşı bir kadının insan ticareti ve zorla fuhuş

şikayeti sonucu Soumlzleşme madde 4rsquouumln (koumllelik ve zorla ccedilalıştırma yasağı) ihlali

Olaylar Başvurucu SM 1990 doğumlu ve Zrsquode yaşayan bir Hırvatistan

vatandaşıdır

Başvurucu Eyluumll 2012rsquode TM adlı erkeğin kendisini 2011rsquoin ortalarından itibaren

birkaccedil ay fuhşa zorladığına ilişkin succedil duyurusunda bulunmuştur İddialarına goumlre polis

memuru olan TM kendisiyle oumlnce ailesinin arkadaşı olarak Facebook aracılığıyla iletişime

geccedilmiş ve SMrsquoye iş bulmasında yardımcı olacağına dair soumlz vermiştir Bununla birlikte ilk

buluşmalarında başvurucuyu para karşılığı cinsel ilişkide bulunması iccedilin birinin evine

goumltuumlrmuumlş ve bunun yalnızca iş buluncaya kadar olacağını soumlylemiştir Bu durum TMrsquonin

onlara yaşamak iccedilin apartman dairesi ayarlaması ya da SMrsquoyi onlarla buluşmaya zorlaması ile

duumlzenli muumlşterilerinin olmasına sebep olmuştur SM TMrsquonin kontroluuml altında olduğunu bu

hizmet karşılığında kazandığı paranın yarısına TM tarafından el konulduğunu ve eğer

isteklerine uymazsa tehdit edildiğini ve cezalandırıldığını iddia etmiştir SM arkadaşına

telefon etmiş ve arkadaşının erkek arkadaşı SMrsquoye kaccedilmasında yardım etmiştir Sonrasında

SM sonraki altı ay boyunca arkadaşı ve arkadaşının annesiyle kalmıştır TMrsquonin Facebook

uumlzerinden tehdit mesajları atmaya başlaması uumlzerine polise başvurmaya karar vermiştir

Polisin hazırlık soruşturmasında TMrsquonin daha oumlnce zorla fuhuş yaptırma ve tecavuumlzden

succedillu olduğu saptanmıştır TMrsquonin muumllkleri ve arabası aranmış kondomlar iki otomatik tuumlfek

bir el bombası ve birkaccedil cep telefonu bulunmuştur

2012 sonunda TM aleyhine dava accedilılmış başvurucuya resmi olarak insan ticareti

mağduru sıfatı verilmiştir

153

Soruşturma sonrasında TM 2013rsquote mahkemeye ccedilıkarılmıştır Bununla birlikte

başvurucuyu fuhşa zorlama succedilundan beraat etmiştir Mahkeme başvurucunun beyanını

kaccedilmasına yardım eden arkadaşının ileri suumlrduumlğuuml deliller ile ccedilelişmesi sebebiyle tutarsız ve

guumlvenilmez bulmuştur Bu sebeple mahkeme succedil iccedilin yeterli delil sağlanamadığına ve

başvurucunun cinsel hizmetleri goumlnuumllluuml olarak sağladığına karar vermiştir

Yapılan savcılık itirazı Ocak 2014rsquote reddedilmiş yine aynı yılın Haziran ayında

başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvurusu da kabul edilemez bulunmuştur

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşme madde 4 (koumllelik yasağı zorla ccedilalıştırma

yasağı) kapsamında iddialar hakkında yuumlruumltuumllen soruşturmanın yetersiz olduğunu ileri

suumlrmuumlştuumlr

Karar Oumlncelikle Mahkeme başvurucunun davası aracılığıyla cinsel

soumlmuumlruuml (fuhuş) amacıyla insan ticareti hakkındaki iccediltihadının daha iyi anlaşılmasını sağlama

fırsatını elde etmiştir

Mahkeme insan ticaretinin Soumlzleşme madde 4 kapsamında olduğunu vurgulamıştır

Bununla birlikte Mahkeme bu maddede ticaret kavramının veya koumllelik kulluk ya da zorla

ccedilalıştırma kavramlarının tanımlanmadığını belirtmiştir

Bu sebeple Mahkeme bu kavramları oumlncelikle uluslararası hukukun rehberliğinde ele

alacaktır Uluslararası hukuk ticaret succedilunu tanımlarken oumlzellikle uumlccedil unsuru birlikte arar fiil

(işe alma ulaştırma aktarma barındırma ya da kişilerin seccedilimialımı vb) araccedillar (tehdit veya

guumlccedil kullanımına başvurma ya da diğer cebir yolları kaccedilırma hile yanıltma kırılgan durumdan

istifade ya da guumlccedilten istifade bir kimse uumlzerinde kontrol kazanmak iccedilin para veya başka kazanccedil

alıp verme) ve amaccedil (başkalarını fuhşa zorlama veya cinsel soumlmuumlruumlnuumln farklı şekilleri vb)

Bu uluslararası tanımın uumlccedil unsuru mevcut olmadığı takdirde Mahkeme bir hareket veya

durumun Soumlzleşme madde 4rsquote duumlzenlenen insan ticareti succedilunun oumlzelliklerinden olduğunu

kabul etmenin muumlmkuumln olmadığına huumlkmetmiştir

Mahkeme daha sonra insan ticareti kavramının oumlrguumltluuml bir succedilla bağlantılı olup

olmamasına bakılmaksızın hem ulusal hem de sınıraşan insan ticaretini kapsadığını

accedilıklamıştır Ayrıca Madde 4rsquote duumlzenlenen ldquocebren ve zorunlu ccedilalıştırma (zorla ccedilalıştırma)rdquo

154

kavramının amacı bir davanın oumlzel şartlarının insan ticareti bağlamı oumlzelinde oluşup

oluşmadığına bakılmaksızın zorla fuhuş gibi ciddi soumlmuumlruuml olaylarına karşı korumaktır

Belirli bir durumun ldquoinsan ticaretininrdquo tuumlm unsurlarını iccedilerip iccedilermediği veveya ayrı

bir zorla fuhuş konusu olup olmadığı davayla alakalı tuumlm hususlar ışığında incelenmesi

gereken olgusal bir sorundur

Huumlkuumlmet savunmasında SMrsquonin tehdit edilmediğini zor kullanımına veya farklı bir

cebre maruz kalmadığını yani uluslararası tanımdaki ldquoaraccedilrdquo unsurunun olmadığını bu sebeple

başvurucunun davasında insan ticareti bulunmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca diğer unsurların

da eksik olduğunu eklemiştir Şoumlyle ki TM başvurucunun belgelerine el koymamıştır onu

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakmamıştır başvurucunun cep telefonu yanındadır ve başkalarıyla

iletişime geccedilme imkanı hep vardır kazancını TM ile paylaştığına goumlre bir geliri vardır Bu

sebeplerle Huumlkuumlmet başvurucunun davasına madde 4rsquouumln uygulanamayacağını savunmuştur

Diğer yandan Mahkeme TMrsquonin iddiaya goumlre başvurucuyla ilk olarak Facebook

aracılığıyla iletişim kurduğunu ki bunun da insan tacirlerinin mağdur toplarken kullandığı

bilinen ldquoaraccedillardanrdquo biri olduğunu kaydetmiştir Bu durum başvurucunun kaygılanması iccedilin

bir neden olmadığı inancıyla beraber iş vaadi iddiası iccedilin de geccedilerlidir Ayrıca başvurucunun

TMrsquonin ona cinsel hizmet sağlayabilmesi iccedilin yer ayarladığı iddiası barındırma unsurunu

yerine getirir ki bu da insan ticaretinin ldquofiillerindenrdquo birini oluşturur Dahası başvurucunun

kişisel durumu şuumlphesiz onun kırılgan bir gruptan olduğu izlenimi verirken TMrsquonin konumu

ve geccedilmişi başvurucu uumlzerinde baskın bir pozisyonda olduğu ve onun kırılganlığını suistimal

edebileceği anlamına gelmektedir

Oumlzetle başvurucu tartışılabilir bir iddiada bulunmuştur ve Soumlzleşme madde 4rsquoe aykırı

bir muamelenin (insan ticareti veveya zorla fuhuş) mağduru olduğuna youmlnelik prima facie (ilk

bakışta) deliller mevcuttur Bu sebeple Mahkeme Huumlkuumlmetin madde 4rsquouumln uygulanabilirliğine

youmlnelik savını reddetmiştir

Mahkeme Soumlzleşme sebebiyle yerel makamların başvurucunun iddialarını soruşturma

yuumlkuumlmluumlluumlklerinin olduğu kanaatindedir Mahkeme iccediltihadında accedilıklandığı uumlzere bu olayların

tespiti ve kimliğin saptanması ile -şartlar oluşmuşsa- sorumlunun cezalandırılması iccedilin etkili

bir soruşturma accedilılması ve yuumlruumltuumllmesi anlamına gelmektedir Bunu gerccedilekleştirmek iccedilin

yetkili merciler delillere ulaşmalarını sağlayacak her tuumlrluuml makul adımı atmak zorundadır

155

Soruşturma mercileri (polis ve ilgili Savcılık) başvurucunun TM aleyhindeki

iddialarıyla gecikmeden harekete geccedilmişse de soruşturmaları esnasında bazı bariz soruşturma

yollarını izlememiştir

Facebook uumlzerinden iletişim şekli insan tacirlerinin mağdurları seccedilerken başvurduğu

youmlntemlerden biri olarak bilinse de soruşturma mercileri başvurucu ve TMrsquonin Facebook

iletişimlerini soruşturmak uumlzere ccedilaba sarf etmemiştir Başvurucunun ailesine oumlzellikle de daha

oumlnce TM ile iletişime geccedilip sorun yaşamış annesine başvurulmamıştır Başvurucu ve TMrsquonin

yaşadığı apartman dairesinin sahibinin veya komşularının kimliğini tespit etmek veya

sorgulamak denenmemiştir Başvurucu ve arkadaşının beyanları arasındaki tutarsızlıkları

aydınlatmak uumlzere ne başvurucunun yardım iccedilin aradığı arkadaşının annesi ne de erkek

arkadaşı sorgulanmıştır

Boumlylelikle soruşturma mercileri bariz soruşturma yollarını izlemektense buumlyuumlk oumllccediluumlde

başvurucunun beyanına dayanmış ve takip eden yargılamalarda aslında TMrsquonin inkarına

karşılık basitccedile başvurucunun iddialarının karşılaştığı daha fazla delil sunulmayan bir durum

yaratılmıştır

GRETA ve diğer uluslararası kurumlar insan ticareti succedilunun etkili soruşturulmasının

gereklerinden birinin de yalnızca mağdurun ifadesine aşırı dayanılmaması gerektiği bunun

başka delillerle de aydınlatılması ve desteklenmesi olduğunu vurgulamaktadır Ayrıca bir

mağdurun yaşadığı psikolojik travma ve yetkililerle işbirliği yapmadaki isteksizliğinin

sebepleri de dikkate alınmalıdır

Mahkeme soruşturma mercilerinin dosyayı yuumlruumltmedeki eksikliklerinin ilgili

mahkemeler dahil yerel mercilerin başvurucu ile TM arasındaki ilişkinin doğasını ve

başvurucunun iddia ettiği gibi TM tarafından soumlmuumlruumlluumlp soumlmuumlruumllmediğini tespit etmesini

zorlaştırdığına huumlkmetmiştir

Dolayısıyla ceza hukuku sisteminin davaya uygulanış şekli bozuktur Huumlkuumlmet

Soumlzleşme madde 4rsquoteki soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml ihlal etmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Hırvatistanrsquoın başvurucuya 5000 euro manevi tazminat oumldemesine

huumlkmetmiştir

156

Karşı Oy Yargıccedil Turkovic Pastor Vilanova ve Serghides her biri farklı

gerekccedileler sunarken Yargıccedil OrsquoLeary ve Ravarani ortak bir farklı gerekccedile sunmuşlardır Bu

goumlruumlşler karara eklenmiştir

157

Başvuru Adı Baldassi ve DiğerleriFransa

Başvuru No 1527116

Başvuru Tarihi 16032016-18032016-21032016

Karar Tarihi 11 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202756

Konu Filistin aktivistlerinin ldquoBoykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar

(Boycott Divestment and Sanctions)rdquo kampanyasının bir parccedilası olarak İsrailrsquoden ithal edilen

uumlruumlnlerin boykot edilmesini amaccedillayan eylemlere katılmaları nedeniyle ekonomik ayrımcılığa

teşvik gerekccedilesiyle cezalandırılmalarının Soumlzleşme md 7rsquoyi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal

etmediği ancak Soumlzleşme md 10rsquoun (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlal edilmiş olduğu

Olaylar On bir başvurucu Jean-Michel Baldassi Henri Eichholtzer

Aline Parmentier Sylviane Mure Nohammad Akbar Maxime Roll Laila Assakali Yahya

Assakali Jacques Ballouey Habiba El Jarroudi ve Farida Sarr-Trichinersquodir Nohammad Akbar

(Afganistan vatandaşı) ve Habiba Al Jarroudi (Fas vatandaşı) hariccedil tuumlm başvurucular Fransa

vatandaşıdır Eichholtzer Habsheimrsquode Parmentier Zillisheimrsquode ikamet etmektedir Jacques

Ballouey diğer başvurucular gibi Mullhousersquoda ikamet etmektedir

Başvurucular uluslararası BDS (Boykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar) kampanyasını

yerel olarak aktaran ldquoFilistin Kolektifi 68rdquo uumlyesidir Bu kampanya 9 Temmuz 2005 tarihinde

Filistin sivil toplum oumlrguumltlerinin ccedilağrısıyla başlatılmış bir yıl sonra Uluslararası Adalet Divanı

şu goumlruumlşuuml yayımlamıştır ldquoİşgalci guumlccedil İsrail tarafından işgal edilen Filistin topraklarında Doğu

Kuduumls ve ccedilevresi dahil olmak uumlzere inşa edilmekte olan duvar uluslararası hukuka aykırıdırrdquo

26 Eyluumll 2009 tarihinde başvuruculardan beşi Illzachrsquotaki C marketi iccedilinde Filistin

Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve İsrail uumlruumlnlerini boykota davet eden bir eyleme

katılmışlardır Uumlccedil sepete İsrail menşeli olduğunu tahmin ettikleri uumlruumlnleri muumlşterilerin

goumlrebileceği şekilde koymuş ve boykota davet eden bildiri dağıtmışlardır

22 Mayıs 2010 tarihinde aynı markette Filistin Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve

başvuruculardan sekizinin katıldığı bir eylem daha olmuştur Ayrıca marketi İsrailrsquoden ithal

158

edilen uumlruumlnleri satmamaya davet eden bir dilekccedileyi market muumlşterilerinin imzasına

sunmuşlardır

Colmar savcısı 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24 (8)rsquode oumlngoumlruumllen ayrımcılığa

teşvik succedilu nedeniyle başvurucuları Mullhouse Ceza Mahkemesine davet etmiştir

15 Aralık 2011 tarihindeki 2 yargılama sonucunda Mullhouse Ceza Mahkemesi

başvurucuları succedilsuz bulmuştur 27 Kasım 2013 tarihinde 2 yargılama sonucunda Colmar

İstinaf Mahkemesi başvurucuların beraat ettiği oumlnceki mahkeme kararını bozmuş ve

başvurucuların ayrımcılığa teşvik sebebiyle succedillu bulmuştur

Bu sebeple 26 Eyluumll 2009 tarihli olay iccedilin İstinaf Mahkemesi beş sanığın her biri iccedilin

1000 Euro para cezasını ertelemiş ve sanıkların davacı Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası

Muumlcadele Birliği Sınır tanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği ve

BNVCArsquoya manevi tazminat olarak 1000 Euro oumldemesine ve Ceza Muhakemeleri Kanunu

madde 475-1 kapsamında devlet tarafından karşılanmayan davacı masrafları iccedilin 3000 euro

oumldemesine karar vermiştir

22 Mayıs 2010 tarihli olayları incelerken İstinaf Mahkemesi dokuz sanığın 1000

euroluk para cezalarını ertelemiş ve uumlccedil davacının [Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası

Muumlcadele Birliği Sınırtanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği] her birine

1000 euro manevi tazminat ve Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 475-1 [Devlet tarafından

karşılanmayan davacı masrafları] uyarınca 3000 euro oumldenmesine karar vermiştir

20 Ekim 2015 tarihli iki yargılamada Yargıtay Ceza Dairesi başvurucuların oumlzellikle

Soumlzleşmenin 7 ve 10 maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetlerini reddetmiştir Oumlzellikle

İstinaf Mahkemesinin 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24(8)rsquode belirtilen succedil unsurlarını

belirterek kararını gerekccedilelendirdiğine ve Soumlzleşme madde 102rsquode ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln

kısıtlama veya yaptırımların konusu olabileceğine ve mevcut olayda da muumldahalenin

başkalarının haklarını koruma ve kamu duumlzeni sebebiyle demokratik toplumda gerekli

olduğuna huumlkmetmiştir

İhlal İddiaları Soumlzleşme madde 7rsquoye (Kanunsuz ceza olmaz) dayanarak

başvurucular basın oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) temelinde

ekonomik ayrımcılığa teşvik nedeniyle succedillandıklarını oysa metnin ekonomik ayrımcılığı

kapsamadığını ileri suumlrmuumlşlerdir Soumlzleşme madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak BDS

159

kampanyası bağlamında İsrailrsquode uumlretilen uumlruumlnlerin boykotuna ccedilağrı yapan eylemlere

katıldıkları gerekccedilesiyle succedillandıklarını ileri suumlrmuumlşlerdir

Karar

Madde 7

Mevcut davada Mahkeme başvurucuların lsquo9 Temmuz 1881 tarihli Kanun md 24 (8)

uyarınca succedillu bulunduklarını goumlrmuumlştuumlr İlgili maddeye goumlre ldquoher kim madde 23rsquote

duumlzenlenen anlamlardan herhangi biriyle koumlkenleri etnik bir gruba mensubiyeti ulusu ırkı

veya dini sebebiyle bir kişi veya bir grup insana karşı ayrımcılık nefret veya şiddete teşvik

ederse bir yıl hapis veveya 45000 euro para cezası ile cezalandırılırrdquo

İlk derece mahkemesinde oumlzellikle eylemlerin muumlşterileri yalnızca İsrail uumlruumlnlerini

almaktan vazgeccedilirmeyi hedeflediği ve madde 24(8)rsquode ldquoekonomikrdquo ayrımcılık yer almadığı

son olarak ekonomik ayrımcılık succediluna oumlzellikle aynı madde (9)rsquoda oumlngoumlruumllduumlğuumlne ve

ekonomik ayrımcılık succedilunu oluşturan eylemlerin oumlngoumlruumllduumlğuuml ve tanımlandığı Ceza Kanunu

md225-2rsquoye atıf yaptığı sebepleriyle başvurucuları succedilsuz bulmuştur Buna karşılık Colmar

İstinaf Mahkemesi uumlreticiler belirli bir ldquoulusardquo [İsrail] mensup ldquobir grup insandırrdquo şeklinde bir

değerlendirme yapmış başvurucuların muumlşterileri İsrailrsquode uumlretilmiş uumlruumlnleri almaktan

vazgeccedilirmesini ldquoİsrailrsquoden gelen uumlruumlnlere karşı halkı ayrımcılığa teşvik olarak dikkate almış ve

ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur

Mahkeme 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquode ekonomik ayrımcılığa teşvik

ibaresinin accedilıkccedila yer almadığını goumlrmuumlştuumlr Madde 24 (9) accedilıkccedila bu tip ayrımcılığa teşvike

değinmiş ancak muumlnhasıran kasten oumllduumlrme cinsel youmlnelim ve engellilik accedilısından duumlzenlemiş

ve koumlken ya da ulusa değinmemiştir

Buna karşılık Mahkeme İsrailrsquoden ithal edilen uumlruumlnlere boykot ccedilağrılarına ilişkin

davalarda Yargıtayrsquoın 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquoi mevcut davadan oumlnce de

uyguladığı youmlnuumlnde Huumlkuumlmetle hemfikirdir

Bu nedenle zamanın yerleşik iccediltihadı uyarınca başvurucular İsrailrsquoden ithal edilen

uumlruumlnleri boykot ccedilağrısının 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) uyarınca succedil

oluşturacağını bilmelidirler

Soumlzleşme madde 7 ihlal edilmemiştir [Oyccedilokluğu]

160

Madde 10

Mahkeme boykot ccedilağrısı ile farklı muameleye teşvike youmlnelik protestonun birleştiğini

goumlzlemlemiştir mevcut durumun koşullarına bağlı olarak boumlylesi bir ccedilağrı başkalarına karşı

ayrımcılığı teşvik anlamına gelebilir Ayrımcılığa teşvik hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe teşvikin bir şeklidir

ki bu da ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml gerccedilekleştirirken aşılmaması gereken şiddet ve nefret soumlylemi

dışındaki bir diğer sınırdır Bununla birlikte farklı muameleye teşvik ayrımcılığa teşvikle aynı

şey olmayabilir

Mahkeme mevcut dava ile WillemFransa davası arasındaki farklılık konusunda

başvurucular ve uumlccediluumlncuuml taraf olan muumldahillerle hemfikirdir Bay Willem belediyeye ait yiyecek

iccedilecek hizmetlerinde İsrail uumlruumlnlerinin boykot edilmesi kararını accedilıkladığında başkan sıfatıyla

bundan aldığı guumlcuuml kullanarak ve bunun gerektirdiği tarafsızlık ve takdir yetkisine dikkat

etmeksizin hareket etmiştir belediye konseyinde bu konuyu oumlnce tartışmadan veya oylamaya

sunmadan accedilıklamayı yapmıştır bu sebeple kamu yararına olan bir konunun tartışılmasını

desteklediğini iddia edememiştir Son davadan farklı olarak buradaki başvurucular belediye

başkanına ait yetkilerden doğan sorumluluk ve goumlrevler ile kısıtlanmamış ve muumlşteriler

uumlzerindeki etkileri belediye başkanının belediye hizmetlerindeki etkisi ile

karşılaştırılamayacak olan sıradan vatandaşlardır Dahası başvurucuların yaptıkları ceza

yargılamasına sebep olan boykot ccedilağrıları suumlpermarket muumlşterileri arasında bir tartışma ortamı

yaratma amacıyladır

Mahkeme başvurucuların ırkccedilılık veya antisemitik goumlruumlşleri ya da nefret veya şiddete

teşvik sebebiyle succedillanmadığını goumlrmuumlştuumlr Aynı şekilde kendilerine zarar vermemiş veya 26

Eyluumll 2009rsquoda ve 22 Mayıs 2010rsquoda gerccedilekleşen eylemler suumlresince bir zarara sebep

olmamışlardır Dava dosyasından anlaşılmaktadır ki ortada sebep olunan bir şiddet ve zarar

yoktur Başvurucuların eylemlerini gerccedilekleştirdiği market yerel mahkemelerde davacı olarak

zarar iddiasında bulunmamıştır

Başvurucular İsrailrsquoden gelen uumlruumlnleri boykot ccedilağrıları ile ldquoayrımcılığa teşvikrdquo ettikleri

gerekccedilesiyle 29 Temmuz 1881 basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md 24(8) uyarınca succedillu

bulunmuştur

Colmar İstinaf Mahkemesi market muumlşterilerini İsrail uumlruumlnlerini almamaya davet

ederek başvurucuların muumlşterileri uumlreticilerin veya tedarikccedililerin koumlkenlerine goumlre ayrımcılık

yapmaya ittiğine huumlkmetmiştir Devamında ayrımcılığa teşvikin duumlşuumlnce ve ifade oumlzguumlrluumlğuuml

161

kapsamında olmadığı ccediluumlnkuuml bu hareketin farklı muamele etmeye teşvik şeklinde gerccedilekleşerek

bir grup insan bakımından olumlu bir reddetme eylemi iccedilerdiği sonucuna varmıştır İstinaf

mahkemesine goumlre uumlreticiler veya tedarikccedililer arasında İsrailli olanları reddetmeye youmlnelik

ayrımcılığı teşvik 29 Temmuz 1881 tarihli basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md24(8)rsquode

oumlngoumlruumllen ayrımcılığı şiddeti ya da nefreti teşvik etme succedilunun maddi unsurlarını yeterince

iccedilermektedir Ayrıca İstinaf Mahkemesi ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln hak kullanıcısına kanunen

cezalandırılabilir bir succedil işleme izni vermediğini eklemiştir

Mahkeme mahkumiyet kararına sebep olan kanun maddesini yorumlamadığını bunu

yapacak olan makamların yerel kanunları uygulamak ve yorumlamakla yuumlkuumlmluuml olan yerel

mahkemeler olduğunu belirtmiştir Buna karşılık Mahkeme başvurucuların mahkumiyetinin

demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleyecektir Bununla birlikte Mahkeme

Fransa hukukunda mevcut davada yorumlandığı ve uygulandığı uumlzere ccedilağrının cereyanı

koşulları ve sebepleri ne olursa olsun uumlruumlnlerin menşelerine youmlnelik boykot ccedilağrılarının

yasaklandığını goumlrmuumlştuumlr

Ayrıca Mahkeme Colmar İstinaf Mahkemesinin bu hukuki temele dayanarak

kovuşturulan eylemleri ve amacı bu faktoumlrler ışığında analiz etmediği kaydetmiştir İstinaf

Mahkemesi boykot ccedilağrısını genel olarak başvurucuların kovuşturulduğu zemin olan 29

Temmuz 1881 Kanun md24(8) anlamında ayrımcılığa teşvik olarak kabul etmiş ve bu ccedilağrının

ldquoifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı altında korunamayacağınardquo karar vermiştir

Başka bir deyişle yerel mahkeme başvurucuların Soumlzleşme md102 anlamında

başkasının haklarını korumak meşru amacı doğrultusunda demokratik bir toplumda zorunlu

olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir boykot ccedilağrısında bulunmalarının succedil olduğuna huumlkmederken

durumun koşullarına goumlre karar vermemiştir

Yerel mahkeme oumlzellikle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme md10rsquoda yuumlksek koruma

gerektirmesi ve mevcut durumun bu madde ile ilgili olması sebebiyle kararını detaylandırmakla

yuumlkuumlmluumlduumlr Aslında başvurucuların eylemleri ve soumlzleri bir youmlnuumlyle kamu yararı konusunu

oluştururken bir youmlnuumlyle de siyasi veya saldırgan alanda değerlendirilebilir

Mahkeme birccedilok durumda 10 Maddenin 2 Fıkrası kapsamında siyasi soumlylemlerde

veya kamuyu ilgilendiren konularda ifade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilen kısıtlamaların kapsamının dar

olduğunu vurgulamıştır

162

Mahkemenin Perinccedilek kararında (Perinccedilekİsviccedilre 15102015) da işaret edildiği uumlzere

siyasi soumlylemlerin tartışma yaratması ve sıklıkla duumlşmanca olması doğası gereğidir Şiddete

nefrete veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe ccedilağrı haline doumlnuumlşmediği suumlrece bu durum soumlylemin kamu

yararını azaltmaz

Mahkeme başvurucuların cezasının uygun ve yeterli bir temeli bulunmadığı

kanaatindedir Yerel mahkemenin madde 10rsquoda belirtilen ilkelere uygun kuralları uyguladığına

ya da olayların uygun bir şekilde değerlendirildiğine ikna olmamıştır

Soumlzleşme madde 10 ihlal edilmiştir (Oybirliği)

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme Fransarsquonın her bir başvurucuya maddi tazminat olarak 380 euro manevi

tazminat olarak 7000 euro ve masrafları iccedilin toplamda 20000 euro oumldemesine karar vermiştir

Karşı Oy Yargıccedil OrsquoLeary Soumlzleşme madde 7 (Kanunsuz ceza olmaz)

incelemesinde muhalefet şerhi koymuştur

Başvurucular Mahkeme oumlnuumlnde yerel mahkemelerde de yaptıkları uumlzere Mahkeme

iccediltihadı anlamında goumlstericilere uygulanan ve yorumlanan fransız mevzuatı ccedilerccedilevesinde ciddi

oumlngoumlruumllebilirlik sorunları ileri suumlrmuumlşlerdir Bu sorular madde 7 veyahut madde 102rsquode ortaya

konan ldquokanunilikrdquo altında incelenebilirdi

163

Başvuru Adı Ghoumid ve diğerleri Fransa

Başvuru No 5227316 5228516 5229016 5229416 ve 5230216

Başvuru Tarihi 02092016

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203164

Konu Başvurucuların teroumlrle ilgili succedillar nedeniyle vatandaşlıktan

ccedilıkarılmalarının oumllccediluumlluuml olması ve usuluuml guumlvencelerin bulunması nedeniyle Soumlzleşmersquonin ihlal

edilmediği

Olaylar Fransız vatandaşlığının yanı sıra biri Tuumlrkiye diğer doumlrduuml ise

Fas vatandaşlığına sahip olan beş başvurucu Bachir Ghoumid Fouad Charouali Attila Tuumlrk

Redouane Aberbri ve Rachid Ait El Haj Paris Ceza Mahkemesinin 11 Temmuz 2007 tarihli

kararıyla 1995 ile 2004 yılları arasında teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin gizli bir succedil planına

katılmaktan mahkum edilmişlerdir Bay Tuumlrk ve Bay Aberbri istinaf başvurusunda

bulunmuşlardır fakat 1 Temmuz 2008 tarihinde Paris İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararını

onamıştır Nisan 2015rsquote 11 Temmuz 2007 tarihli karar sonucunda teroumlr eylemi teşkil eden bir

succediltan dolayı mahkum edilen Başvurucuların Fransız vatandaşlıklarının iptali amacıyla İccedilişleri

Bakanı Medeni Kanunrsquoun 25 ve 25-1 maddelerindeki usuluuml başlatmaya karar vermiştir 1

Eyluumll 2015rsquote Danıştay Bakanlığı bu usuluumln uygulanmasını onaylamıştır 7 Ekim 2015rsquote

Başbakanlık kararnameleri ile beş Başvurucu Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmışlardır

Başvurucular 7 Ekim 2015 tarihli kararnamelerin geccedilici tedbir olarak uygulanmasının

durdurulması ve yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle iptal edilmesi iccedilin Danıştaya

başvurmuşlardır Danıştay başvuruları reddetmiştir Polis tarafından 26 Ekim 2016da ccedilağrılan

başvuruculara herhangi bir sınır dışı edilme emri tebliğ edilmemiştir

İhlal İddiaları Başvurucular vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel hayatlarına

saygı haklarının yani Soumlzleşmersquonin 8 Maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ihlal ettiğini

ileri suumlrmuumlşlerdir Ayrıca Paris mahkemeleri tarafından 2007rsquode mahkum edilmiş olmalarına

rağmen vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının da ldquogizli cezardquo goumlruumlnuumlmuumlnde uygulanmış olduğunu

iddia etmiş ve Soumlzleşmersquonin 7 Norsquolu Protokoluumlnuumln 4 (aynı succediltan iki kez yargılanmama ve

cezalandırılmama hakkı) Maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir

164

Karar

Madde 8

Mahkeme bir yabancının akrabalarının yaşadığı bir uumllkeden ccedilıkarılmasının aile

hayatına saygı hakkına muumldahale oluşturabileceğini belirtmiştir Ancak başvurucuların

Fransız vatandaşlığından mahrum bırakılmasının Fransız topraklarında bulunmalarına hiccedilbir

etkisi olmamıştır Başvurucular oumlzel hayat ve aile hayatı iccedilin oturma iznine başvurmuş ve

Başvurucuların başvuruları kabul ederek Fransada yaşamalarına izin verilmiştir Eğer

başvuruları reddedilseydi muumlteakip sınır dışı edilme tedbirlerine idare mahkemelerinde itiraz

edebileceklerdi Başvurucuların vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının aile yaşamlarına saygı

haklarına muumldahale oluşturmadığının sonucuna varılmıştır

Bununla birlikte Mahkemersquoye goumlre keyfi olarak vatandaşlıktan ccedilıkarılma ilgili kişinin

oumlzel hayatı uumlzerindeki etkisi nedeniyle Soumlzleşmenin 8 maddesini ilgilendirebilir Mahkeme de

davayı bu accedilıdan değerlendirmiş ve iki noktada incelemiştir 1- Başvuruculara karşı alınan

tedbirlerin keyfi olup olmadığını (tedbirlerin hukuka uygun olup olmadıklarını Başvuruculara

yerinde adli incelemeye erişim dahil olmak uumlzere usul guumlvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını

ve yetkililerin oumlzenle ve derhal hareket edip etmediklerini) 2- vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın

Başvurucuların oumlzel hayatı uumlzerindeki sonuccedillarını incelemiştir

Mahkeme idari makamların Başvurucuların mahkumiyetlerinden sonra vatandaşlıktan

ccedilıkarılma davasını derhal başlatmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte bu tuumlr olaylarla karşı

karşıya kaldığında bir Devletin teroumlr eylemi teşkil eden bir succediltan mahkum edilmiş kişilerin

hala Devlete olan sadakat ve dayanışma bağını suumlrduumlruumlp suumlrduumlrmediğini yeniden

değerlendirebileceğini kabul etmiştir Bu nedenle Devletlerin katı bir orantılılık testi ile

başlangıccedilta almadığı oumlnlemleri almaya karar verebileceklerini belirtmiştir Buna goumlre

Mahkeme davanın oumlzel koşullarında başvurucuların mahkumiyet kararları arasında geccedilen

suumlrenin Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan ccedilıkarma proseduumlruumlnuumln başlatılmasına olanak

tanıdığı ve Başvuruculara karşı uygulanmış olan proseduumlruumln nihai olarak başlatıldığı tarihin bu

mahrumiyeti (vatandaşlıktan ccedilıkarılmayı) keyfi kılmak iccedilin kendi başına yeterli olmadığı

goumlruumlşuumlne varmıştır

Tedbirin hukuka uygunluğuna ilişkin olarak Mahkeme olayların meydana geldiği

tarihte Medeni Kanunrsquoun 25-1 maddesinin vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın ancak ceza kanunu

165

uyarınca succedil olarak kabul edilen eylemlerin işlenmesinden itibaren 10 yıl iccedilinde

verilebileceğini belirtmiştir

Ancak başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararlar 2015

yılında alınmışken en son olaylar 2004 yılında gerccedilekleşmiştir Mahkeme Yasama Meclisinde

bu suumlrenin Ocak 2006da 15 yıla uzatılmasına ve Danıştayrsquoın iccediltihatlarına uygun olarak usul

kapsamındaki idari ve duumlzenleyici huumlkuumlmlerinin derhal yuumlruumlrluumlğe girmesine karar verilmiştir

Mahkeme bu nedenle Başvuruculara karşı alınan tedbirlerin hukuka uygun olduğuna karar

vermiştir

Mahkeme Başvurucuların oumlnemli usuli guumlvencelerden yararlandıkları sonucuna

varmıştır 30 Aralık 1993 tarihli ve 93-1362 sayılı Kararnamenin 61 maddesi uyarınca ulusal

makamlar kendilerini Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma niyetlerini Başvuruculara oumlnceden

bildirmiş ve bu tedbirin dayandırılacağı hukuki ve gerccedileklere dayalı nedenleri onlara

accedilıklamışlardır Daha sonra Başvuruculara savunmalarını yapmaları iccedilin bir ay suumlre

verilmiştir

Konu daha sonra vatandaşlıktan ccedilıkarılma konusunda onay ve goumlruumlş vermesi iccedilin

Danıştayrsquoa havale edilmiştir Bu onayı dikkate alarak Başvurucuların vatandaşlıktan

ccedilıkarılmalarına youmlnelik emirler gerccedileklere dayalı ve hukuki gerekccedileler iccedilerecek şekilde

duumlzenlenmiştir Ve başvuruculara -kullanmış oldukları- acil başvuru hacirckimine başvurma ve

yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle tedbirin iptalini istemek iccedilin Danıştayrsquoa başvurma

fırsatı verilmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlylelikle başvurucular Soumlzleşme haklarını

savunabilmişler ve iptal istemlerine karşılık Danıştay orantılılık incelemesi yapmış ve

gerekccedileli bir karar vermiştir

Mahkeme Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararların

bu nedenle keyfi olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır

Bu kararların Başvurucuların oumlzel hayatları uumlzerindeki sonuccedillarına gelince sonuccedil

olarak Fransada kalma olasılıklarının Fransız topraklarındaki yabancılar olarak artık sınır dışı

edildikleri iccedilin daha belirsiz hale geldiği doğrudur Bu tuumlr bir oumlnlemin iş kaybına aileden

ayrılmaya ve Fransada kurdukları herhangi bir sosyal bağın bozulmasına neden

olabileceğinden oumlzel hayatları uumlzerinde bir etkisi olması muhtemeldir Bununla birlikte sınır

dışı etme emri ccedilıkmadığından Mahkeme vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel yaşamları

uumlzerindeki sonuccedillardan birinin de kimliklerinin kaybına yol accedilacağı goumlruumlşuumlndedir

166

Bununla birlikte Mahkeme Huumlkuumlmetin iddialarını kabul etmiştir Oumlnceki davalarda da

defalarca vurgulandığı gibi teroumlr şiddeti başlı başına insan haklarına ciddi bir tehdit

oluşturmaktadır Bu nedenle Fransız makamlarının 2015 yılında Fransada meydana gelen

saldırıların ardından bir teroumlr succedilundan mahkum olan kişilere daha katı karar vermeleri

anlaşılabilir olmaktadır Başvurucuların ayrıca teroumlr eylemi gerccedilekleştirmeye youmlnelik bir succedil

oumlrguumltuumlne katılmaları arka arkaya 10 yıl boyunca devam etmiştir

Mahkeme ayrıca Başvuruculardan bazılarının soumlz konusu succedilu işledikleri sırada

Fransız vatandaşlığını yeni kazandıklarını ve diğerlerinin de succedilu işledikleri doumlnemde

vatandaşlıklarını kazandıklarını kaydetmiştir Ayrıca tuumlm Başvurucuların halihazırda başka bir

vatandaşlığa sahip olduklarını goumlzlemlemiştir bu nedenle onları Fransız vatandaşlığından

ccedilıkarma kararı onları vatansız kılma sonucunu doğurmamıştır

Buna ek olarak Fransız vatandaşlığının kaybı otomatik olarak Fransadan sınır dışı

edilmeyi gerektirmiyordu ancak eğer onlara karşı boumlyle bir tedbir kararlaştırılırsa yine yargı

yolu accedilıktır

Mahkeme buna goumlre Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma kararının oumlzel

hayatları iccedilin orantısız sonuccedillara yol accedilmadığına karar vermiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 8

maddesi ihlal edilmemiştir

7 Norsquolu Protokol Madde 4

7 Nolu Protokoluumln 4 maddesinin devreye girebilmesi iccedilin oumlzellikle Başvurucunun

halihazırda işlediği bir succedil nedeniyle yargılanması veya cezalandırılması gerekmektedir

Mahkemersquoye goumlre başvurucuların teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin oumlrguumlt kurmak

succedilundan huumlkuumlm giyip cezalandırıldıkları iccedilin 7 Numaralı Protokoluumln 4 maddesi anlamında

ldquohuumlkuumlm giydiklerirdquo accedilıktır 2007 tarihli bu mahkumiyet aslında 2015te Fransız

vatandaşlığından ccedilıkarıldıklarında kesinleşmişti

Medeni Kanunun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarma tedbirinin doğası gereği

ldquocezairdquo olup olmadığına gelince Mahkeme ilk olarak Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan

ccedilıkarmanın cezai kapsamda sınıflandırılmadığını kaydetmiştir Bu uygulama Ceza

Kanunursquonda değil Medeni Kanunda oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve ceza mahkemeleri yerine idare

167

mahkemelerinin yetki alanına girmiştir Ve Danıştay bunu bir ldquoidari yaptırımrdquo olarak

nitelendirmiştir

İkinci olarak Mahkeme cezai incelemenin oumltesine geccedilerek Medeni Kanunun 25

maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın Fransız vatandaşlığı verilen bir bireyin

sonradan ciddi bir succedil işleyerek Fransarsquoya olan sadakat bağını bozduğu iccedilin belirli bir amaca

hizmet ettiğini tespit etmiştir Bu nedenle oumlnlem birey ile Fransa arasındaki bağın koptuğunun

ciddi bir teyidi olmuştur

Uumlccediluumlncuuml olarak Mahkeme Devletin bu nedenle ilgililere youmlnelttiği mesajın ciddiyetini

veya bunların kimlikleri uumlzerindeki olası etkisini kuumlccediluumlmsememiştir Bununla birlikte tedbirin

ciddiyet derecesi Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın

demokrasiye bir saldırı teşkil eden teroumlrizme karşılık olduğu gerccedileğiyle bağlantılı olarak

goumlruumllmelidir Ayrıca bu tedbir kendi başına ilgililerin Fransadan sınır dışı edilmesini

gerektirmiyordu

Sonuccedil olarak Mahkemersquoye goumlre Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca

vatandaşlıktan ccedilıkarma 7 Nolu Protokoluumln 4 maddesi anlamında cezai bir yaptırım değildir

ve soumlz konusu madde ihlal edilmemiştir

168

Başvuru Adı Petro Carbo Chem SE v Romanya

Başvuru No 2176812

Başvuru Tarihi 9 Nisan 2012

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203312

Konu Oltchim şirketinde azınlık pay sahibi olan başvurucunun

CEOrsquoyu basın oumlnuumlnde eleştirmesi nedeniyle tazminat oumldemesine karar verilmesinin ifade

oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi

Olaylar

Başvurucu şirket 2007 yılında kurulmuş olup merkezi Duisburgrsquodur Şirket Avruparsquoda

ccedilok sayıda enduumlstriyel siteye sahiptir

2007 yılında başvurucu şirket ccediloğunluk hisseleri devlete ait olan Oltchim SA

Ramnicu Valcea isimli Romanyalı şirketinin ana hissedarı olmuştur

Dava 2008 ve 2009 yıllarında medyaya yansıyan accedilıklamalarla başlayan husumet

ccedilerccedilevesinde başvurucu şirket tarafından Oltchimrsquoin CEOrsquosuna karşı ldquoşeref ve itibara zarar

vermerdquo iddiasıyla accedilılan hukuk davasıyla ilgilidir

2009 yılında medyaya yansıyan karşılıklı accedilıklamaları takiben başvurucu şirket

Romanya mahkemeleri nezdinde Oltchim şirketinin CEOrsquosu hakkında tazminat davası

accedilmıştır Başvurucu şirket CEOrsquonun yerel ve ulusal basına yaptığı accedilıklamalarda şirketin

tehlikeli durumundan başvurucu şirketin sorumlu olduğunu başvurucu şirketin borccedilların devlet

hissesine doumlnuumlştuumlruumllmesini engellemeye ccedilalıştığını ve şirketin faaliyetlerini koumltuumllemeye

ccedilalıştığını soumlylediğini iddia ermiştir Başvurucu şirket CEOrsquonun iddialarının yalan ve iftira

olduğunu şirketin imajına ve itibarına zarar verdiğini iddia etmiştir

CEO başvurucu şirketin temsilcilerinin bazı beyanlarının kendisinin şeref ve

saygınlığına zarar verdiği iddiasıyla başvurucu şirkete karşı dava accedilmıştır 2010 yılında boumllge

mahkemesi başvurucu şirketin davasını reddetmiş buna karşın CEOrsquonun davasını kabul

etmiştir Mahkeme başvurucu şirketin CEOrsquoya manevi tazminat olarak sembolik 1 Romanya

169

leursquosu oumldemesine karar vermiştir Mahkeme aynı zamanda kararın ulusal bir gazetede iki guumln

yayımlanmasına karar vermiştir

Yerel mahkemeye goumlre başvurucu şirket iş duumlnyasında bilinen bir isim olan CEOrsquosunu

zımnen hedef alarak Oltchim şirketinin menfaatlerine karşı bir medya savaşı yuumlruumltmuumlştuumlr

Mahkeme aynı zamanda başvurucu şirketin faaliyetlerinin sadakate aykırı olduğuna ve şirketin

haksız rekabet niyeti taşıdığına karar vermiştir Mahkeme başvurucu şirketin temsilcilerinin

beyanlarının kamuoyunda Oltchim ve CEOrsquosu hakkında negatif bir imaj yarattığına dahası

şirketin iş ortakları arasında tedirginliğe neden olduğuna karar vermiştir Son olarak mahkeme

CEOrsquonun accedilıklamalarının iş ortaklarını yatıştırıcı ve rahatlatıcı nitelikte onların guumlvenini

yeniden tesis etmeye youmlnelik olduğunu belirtmiştir

Daha sonra başvurucu şirket bu karara karşı kanun yollarına başvurmuş ancak

başvurular reddedilmiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu şirket Soumlzleşmersquonin 10 maddesi kapsamında CEO hakkındaki accedilıklamalar

nedeniyle tazminat oumldemesine huumlkmedilmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Şirket Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamında Romanya mahkemelerinin kendisinin

itibarını korumadığını iddia etmiştir

Karar

Madde 10

Mahkeme hukuk mahkemesinin başvuru şirketin Oltchim CEOrsquosunun şeref ve

itibarına zarar verdiği youmlnuumlndeki kararının başvurucu şirketin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik bir

muumldahale oluşturduğunu belirlemiştir Mahkemersquoye goumlre muumldahale hukuken oumlngoumlruumllmuumlş ve

CEOrsquonun itibarını koruma amacını guumltmuumlştuumlr

Muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliği accedilısından Mahkeme başvurucu şirketin

yorumlarının CEOrsquonun Oltchim şirketinin faaliyetlerini youmlnetme şekliyle ilgili olduğunu oumlzel

hayatıyla ilgili olmadığını goumlzlemlemiştir Bu bağlamda Romanya devletinin ccediloğunluk

hissesine sahip olduğu Romanyarsquodaki oumlnde gelen şirketin geleceği hakkında azınlık hissedar

tarafından yapılan yorumlara ilişkin olarak Mahkeme soumlz konusu accedilıklamaların guumlccedilluuml

170

şirketlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi ve fikirlerin oumlzguumlrce dolaşması şirket youmlneticilerinin

sorumluluklarını uumlstlenmesini sağlama ve şirketin uzun vadedeki ccedilıkarlarını dikkate alması iccedilin

youmlneticileri teşvik etme hususlarındaki kamu yararıyla ilişkilendirilmesi gerektiğini

belirlemiştir Bu ise ifade oumlzguumlrluumlğuumlne dair koruma duumlzeyinin yuumlkselmesini ve dolayısıyla

devletin takdir marjının daralmasını gerektirir

Mahkeme CEOrsquonun soumlz konusu doumlnemde Romanyarsquonın en oumlnde gelen şirketlerinden

birini youmlnettiğini hareketlerinin yakından incelenmesinin olağan olduğunu ve kabul edilebilir

eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirtmiştir

Mahkeme aynı zamanda Romanya mahkemelerinin başvurucu şirketin

accedilıklamalarının kamusal tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını dikkate almadığına karar

vermiştir Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemeler CEOrsquonun tartışmalara aktif olarak katılıp

katılmadığını onun accedilıklamalarının doğru olup olmadığını ve accedilıklamaların şeklini yeterince

incelememiştir Dahası konuşulan bilgilerin ccediloğu başvurucu şirketin varlıkları uumlzerinde etkisi

olabilecek mali konulardır ve başvurucu şirketin asıl amacı kendisinin hisse sahibi olduğu

şirketin youmlnetimi hakkında bir tartışma başlatmaktır

Accedilıklamaların biccedilimi accedilısından yaptığı incelemede Mahkeme başvurucu şirketin

yorumlarının hem gazetecilerin yaptıkları haberler hem de başvurucu şirketin duumlzenlediği basın

toplantıları aracılığıyla yayıldığını belirlemiştir Accedilıklamalarda kullanılan ifadeler ne CEOrsquonun

oumlzel hayatını hedef almıştır ne de aşağılayıcı ifadeler veya olgusal temelden yoksun succedillamalar

iccedilermektedir Başvurucu şirketin accedilıklamaları CEOrsquonun Oltchimrsquoin faaliyetlerini youmlnetme

şekliyle ilgili goumlruumlşler iccedilermektedir

Her ne kadar tazminatın miktarı sembolik olsa da Mahkeme tazminata

huumlkmedilmesinin caydırıcı bir etki yaratacağı goumlruumlşuumlndedir

Sonuccedil olarak yerel mahkemeler CEOrsquonun itibarını koruma gerekliliği ile Soumlzleşmersquoye

utumu sağlama gerekliliği arasında uygun bir denge kurmamıştır Zira buumlyuumlk bir şirkete dair

kamusal menfaatleri ilgilendiren sorunların tartışılması kapsamındaki ifadelerin sınırlanması

iccedilin ccedilok guumlccedilluuml gerekccedileler gerekmektedir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

171

Madde 8

Başvurucu şirket CEOrsquonun başvurucu şirket ile ilgili ifadelerinin şirketin itibarına zarar

verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme bu şikayeti accedilıkccedila dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez

bulmuştur Oumlncelikle Mahkeme CEOrsquonun yorumlarının guumlccedilluuml şirketlerin faaliyetlerine dair

bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımı konusunda bir kamusal yararla ilgili olduğuna dikkat

ccedilekmiştir

Dahası başvurucu şirket Avruparsquoda birccedilok yerde enduumlstriyel sitelere sahip buumlyuumlk bir

şirket olup Oltchimrsquoin hissedarıdır Bu nedenle başvurucu şirkete youmlnelik kabul edilebilir

eleştiri sınırları geniş olmalıdır İkinci olarak Oltchim CEOrsquosunun yorumları Oltchim ve

başvurucu şirket arasındaki muhtemel bir rekabet karşılaşmasıyla bağlantılı konulara ilişkindir

Boumlylelikle CEOrsquonun ifadeleri bir derecede abartı iccedilermiş olsa da bu ifadeler değer yargısıdır

Son olarak yorumların etkisini kanıtlayacak somut bir zarar bulgusunun olmaması nedeniyle

Mahkeme muhtemel bir zararın varlığı konusunda bir spekuumllasyonda da bulunamayacağını

belirtmiştir Bu doğrultuda Mahkeme yerel makamların takdir marjlarını aşmadığını belirterek

başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme ihlal kararının yeterli bir giderim sağladığı gerekccedilesiyle tazminata

huumlkmetmemiştir

172

Başvuru Adı Popovic ve diğerleri v Sırbistan

Başvuru No 2694413 1461616 1461916 and 2223316

Başvuru Tarihi 1 Nisan 2013 ve 9 Mart 2013

Karar Tarihi 30 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203314

Konu Omurilik felccedillileri iccedilin engellilik desteği hakkındaki mevzuatın

ayrımcılık yasağını ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Dejan Popovic Josip Vicek Miroslav Homa ve Zvonko Nikolic 1983

1947 1959 ve 1977 doğumlu Sırp vatandaşlarıdır Başvurucular omurilik felccedillisi olup

tekerlekli sandalye kullanmaktadır

Başvurucular bir kaza sonrası omurilik felci geccedilirmiştir Başvurucular yuumlzde yuumlz

engelli tanısına sahip olup oumlzellikle başka bir kişiden yardım almaları iccedilin sağlanan oumldenekler

gibi bazı desteklerden faydalanmaktadır

Başvurucular kendileri gibi omurilik felccedillisi kişilerin aynı engele sahip savaş gazisi

statuumlsuumlndeki kişilerden daha az sosyal destek aldıkları ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla

Ccedilalışma Bakanlığırsquona karşı dava accedilmıştır Bay Popovic davasını 2008 yılında diğer

başvurucular ise 2007 yılında accedilmıştır

Başvurucuların davaları yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir Mahkemeler

devletin sosyal politikaları belirlemede takdir yetkisinin olduğunu aynı tuumlr engelliliğe sahip

farklı kategorideki bireylere farklı desteklerin sunulmasının ayrımcılık anlamına

gelmeyeceğini belirtmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 1

maddesiyle bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir

173

Karar

Mahkeme başvurucuların engelli sivil bireyler olarak engelli savaş gazileriyle

kıyaslanabilir veya goumlrece benzer durumda olup olmadıklarını inceleyeceğini ancak somut

olayda bu incelemenin gerekmediğin belirtmiştir Zira her durumda iki grup arasındaki farklı

muamele objektif ve makul bir gerekccedileye sahiptir

İlk olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin her iki grubu engelli hale getiren şartların farklılığı

konusundaki gerekccedilelendirmesini kabul etmiştir Savaş gazileri yuumlksek riskli kamu goumlrevleri

sırasında engelli hale gelmişken diğer başvurucular kaza veya hastalık yoluyla engelli hale

gelmiştir Mevzuattaki sosyal desteklerin farklılaşmasının nedeni de başvurucuların bu farklı

durumlarıdır Dahası ulusal makamlar kamu yararının neyi gerektirdiği konusunda daha iyi bir

konumda olduğundan Mahkeme makul bir temelden accedilıkccedila yoksun olmadığı suumlrece Sırbistan

yasama organının sosyal politika seccedilimlerine genel olarak saygı duyacağını belirtmiştir

Bu nedenle Mahkeme oyccedilokluğuyla Soumlzleşmersquonin ihlal edilmediğine karar vermiştir

174

Başvuru Adı Stravopooulos ve diğerleri v Yunanistan

Başvuru No 5248418

Başvuru Tarihi 31 Ekim 2018

Karar Tarihi 25 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203165

Konu Doğum belgesinde yer alan ve ccedilocuğun isminin vaftiz yoluyla

verilmediğini goumlsteren ibarenin Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki inancını accedilıklamaya

zorlanmama hakkını ihlal ettiği

Olaylar

Başvurucular Nikolaos Stavropoulos Ioanna Kravari ve kız ccedilocukları Stavroula-

Dorothea Yunan vatandaşı olup Birleşik Krallıkrsquota ikamet etmektedir Başvurucu ccediliftin kızları

2007 yılında doğmuş ve doğum belgesi Amarousio kayıt merkezinde kaydettirilmiştir Kayıt

belgesinde ccedilocuğun adı yanında parantez iccedilinde ldquoisim koymardquo şeklindeki el yazısıyla yazılmış

bir notla beraber kaydedilmiştir

Ekim 2007rsquode başvurucular kaydın soumlz konusu notu iccedilermesi nedeniyle iptal edilmesi

iccedilin Yuumlksek İdare Mahkemesirsquone dava accedilmıştır Başvurucular bu kaydın ccedilocuğun vaftiz

edilmediğini goumlsterdiğini ve bu şekilde dini inanccedillarını accedilıkladığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Başvurucuların davaları soumlz konusu notun ilgili kanundaki (3441976 sayılı Kanunun

25 maddesi) ibarenin tekrarından ibaret olduğu bu huumlkme goumlre ldquoisim koymardquo işleminin bir

isme sahip olmanın tek kanuni yolu olduğu gerekccedileleriyle reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki dini

inanccedillarını accedilıklamama haklarının ihlal edildiğini ayrıca Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin de ihlal

edildiğini iddia etmiştir Başvurucular ldquoisim koymardquo (naming) ibaresinin vaftiz edilen

ccedilocuklarının belgelerine yazılmadığını ancak kendi ccedilocuklarının bebeğinin vaftiz edilmediğini

goumlstermek amacıyla bu ibarenin koyulduğunu belirtmiştir

175

Karar

Madde 9

Mahkeme oumlncelikle tarafların belgeye el yazısıyla işlenen ibarenin başvurucuların

Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki haklarına bir muumldahale oluşturup oluşturmadığı

konusunda ayrıştıklarını tespit etmiştir Başvurucular ibarenin ccedilocuklarının vaftiz edilmediğini

ifade ettiğini ileri suumlrerken Huumlkuumlmet ibarenin hatayla eklendiğini belirtmiştir

Mahkeme notun tek başına bir dini anlam iccedileren atıf olarak değerlendirilemeyecek

olmasına karşın somut olayın bağlamı uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun vaftiz edilmediğini

goumlsterdiğini belirtmiştir

Uumlccediluumlncuuml taraf olarak Yunan Ombudsmanı tarafından Mahkemersquoye sunulan goumlruumlşte

Yunan makamlarının suumlregelen uygulaması ve yaklaşımına goumlre ccedilocuğun bir isme sahip

olmasının ldquovaftizrdquo ve ldquoisim koymardquo şeklinde iki yolu vardır ve vaftiz edilmemiş ccedilocuklar isim

koyma yoluyla kaydedilir

Huumlkuumlmet her ne kadar aksini iddia etse de Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan

savunmaya ekli resmi belgelerin birccediloğunda resmi kayıt ofisinin bu ibareyi kullandığını

goumlzlemlemiştir Dahası Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun doğum belgesinin sağ

boumlluumlmuumlnde vaftiz edilmeyle ilgili ayrı bir boumlluumlmuumln olduğunu ve başvurucunun belgesinde bu

boumlluumlmuumln boş bırakıldığını tespit etmiştir Boumlylelikle Mahkeme başvurucuların arguumlmanını

haklı bulmuş ve Amarousio kayıt ofisinin eklediği ibarenin hatayla yazılmadığına uumlccediluumlncuuml

başvurucunun isminin nasıl verildiğini goumlsteren bir ibare olarak belgeye eklendiğine karar

vermiştir

Mahkeme başvurucunun soumlz konusu kaydı iccedileren resmi doğum belgesini yaşamı

boyunca oumlrneğin okul kayıtlarında sıklıkla kullanmak durumunda kalacağını bunun da 9

maddenin koruması altındaki inancını accedilıklamaya zorlanmama hakkına muumldahale

oluşturacağını ve dahası idari makamlar nezdinde ayrımcılıkla karşılaşma riski taşıyacağını

vurgulamıştır Mahkeme ayrıca muumldahalenin hukuken oumlngoumlruumllebilir olmadığına 3441976

sayılı kanunun 25 maddesinin kayıt ofislerine bu tuumlr bir ibare ekleme yuumlkuumlmluumlluumlğuuml

getirmediğine ve doğum belgelerine bu ibarenin işlenmesinin kayıt ofislerinin yaygın

176

pratiğinden kaynaklandığına dikkat ccedilekmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme Soumlzleşmersquonin 9

maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Mahkeme başvurucuların 8 madde kapsamındaki şikayetlerinin ayrıca incelenmesine

gerek olmadığına karar vermiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Yunanistanrsquoın başvuruculara manevi tazminat olarak muumlştereken 10000

euro masraf ve giderler iccedilin de 1800 euro oumldemesine karar vermiştir

177

Başvuru Adı A ve B Romanya

Başvuru No 4844216

Başvuru Tarihi 11 Ağustos 2016

Karar Tarihi 2 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=002-12842

Konu Tanık koruma programı kapsamında gerccedilekleştirilen

yuumlkuumlmluumlluumlklerin yerine getirilmesinde birtakım gecikmeler ve ihlaller yaşanmış olsa da

yetkililer pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmiş olduğundan Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin

(yaşam hakkı) ihlalinin gerccedilekleşmemesi

Olaylar Başvurucular Bayan A ve Bay B sırasıyla 1981 ve 1978

doğumlu Romanya vatandaşlarıdır ve ccedilift olarak Rrsquode yaşamaktadırlar

Ağustos 2015rsquote Yargıtayrsquoa bağlı yolsuzlukla muumlcadele savcılığı başvurucuları ldquotehdit

altındaki tanıklarrdquo olarak ilan etti başvurucular başka bir uumlst duumlzey yetkili D ile beraber

yolsuzluk eylemleri iddiasıyla soruşturulan C iccedilin ccedilalışmışlardı Başvurucuların C ve D

arasındaki şuumlpheli işlemlere tanık olduklarına inanılıyordu

Acil koruma Brsquodeki Emniyet Genel Muumlduumlrluumlğuuml tarafından Oumlzel Harekat Servisi ve

yerel polis karakolu aracılığıyla sağlandı Oumlzel Harekat Servisi ivedilikle işe koyulmuş Şubat

2016rsquodan itibaren ikinci bir ekip başvurucuları korumak iccedilin goumlrevlendirilmiştir Ulusal Tanık

Koruma Ofisi başvurucularla goumlruumlşerek Aralık 2015rsquote katılmayı kabul ettikleri program iccedilin

koşullar ve gereklilikleri accedilıklamıştır

Akabinde polis memurlarının goumlrevlerini ve başvurucularının yuumlkuumlmluumlluumlklerini

belirleyen ve başvurucuların imzalamayı reddettiği koruma protokoluumlnuumln EGM tarafından

kullanılması uumlzerine tartışmalar yaşanmıştır Haziran 2016rsquoda Savcılık Yargıtayrsquodan koruma

oumlnlemlerinin kaldırılması ve başvurucuların artık tehlike altında bulunmaması gerekccedilesiyle

tanık koruma programından ccedilıkarılmaları talebinde bulunmuş ancak Yargıtay talebi Ağustos

ayında reddetmiştir

Başvurucular nihayetinde Ulusal Tanık Koruma Ofisi tarafından yuumlruumltuumllen tanık

koruma programına polis tarafından sağlanan koruma ile Ocak 2017rsquode resmen dahil

edilmişlerdir Aynı ay iccedilerisinde koruma protokoluumlnuuml imzalamışlar ve Ulusal Tanık Koruma

178

Ofisinden kimlik bilgilerini değiştirmelerini yurtdışına taşındırılmayı ve kendilerine maddi

yardım sağlanmasını istemiştir Mart 2017rsquode Yargıtay başvurucuların taleplerini reddetmiştir

Başvuruculara goumlre korunmaları iccedilin alınan polis tedbirleri etkisizdir Oumlrneğin polis

memurları tuumlruumlnuumln ilk oumlrneği olduğunu soumlyledikleri goumlrevleri iccedilin herhangi bir talimat

almadıklarını itiraf etmişlerdi Bay B polislerle koruma goumlrevini icra etme youmlntemlerinden

memnun olmadığı iccedilin tartışmalar yaşamış ve bu tartışmalar uumlzerinden birccedilok kez ceza almıştır

Koruma suumlrecinde başvurucular aynı zamanda tehditlerle karşı karşıya kalmıştır

Oumlrneğin iki mermi kapı oumlnlerine bırakılmış ve araba lastikleri yarılmıştır Başvurucular

korumayla ilgili şikayette bulunmuş ancak bu şikayetler ccediloğunlukla reddedilmiştir

Başvurucular 2017rsquode Romanyarsquoyı terk etmiştir

İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmenin ccedileşitli maddelerine dayanarak

verimsiz olduğunu iddia ederek tanık koruma programının duumlzenlenmesi konusunda şikayette

bulunmuşlardır

Karar

Madde 2

Mahkeme başvurucuların şikayetlerini yalnızca 2 madde (yaşam hakkı) uumlzerinden

değerlendirmeye karar vermiştir İccediltihadını yineleyerek (oumlzellikle Osman Birleşik Krallık ve

RR ve diğerleri Macaristan) Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin yaşam hakkı ihlal edildiği iddia

edilen kişi hayatını kaybetmemiş olsa bile guumlndeme gelebileceğini belirtmiştir

Başvurucular tehdit altındaki tanıklar olarak sınıflandırılmış ve savcılık onların

tehlikede olduğu kanısına varmıştır Tanık koruma kurallarını uygularken yetkililer

başvurucular iccedilin hukukun anlamı dahilinde bir risk olduğunu kabul etmişlerdir Bu nedenle

yetkililer başvurucuların hayatına youmlnelik gerccedilek ve yakın bir risk olduğunu biliyordu veya

bilmesi gerekiyordu İncelenmesi gereken husus yetkililerin kendilerinden bu riskten

kaccedilınmaları iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yapıp yapmadıklarıydı

Mahkeme yetkililerin risk tespit edilir edilmez başvurucuları koruma altına aldığını

ancak devamındaki suumlreccedilte birtakım gecikmeler olduğunu belirlemiştir yetkililerin koruma

protokoluumlnuuml hazırlaması ve başvuruculara sunması altı ay başvurucuların programda yer

almaları konusundaki onaylarını temin altına alması uumlccedil aydan fazla savcılığın ilgili kanun

179

kapsamında başvurucuları tanık koruma programı kapsamına almak iccedilin uygun proseduumlruuml

başlatması ise iki ay suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme boumlylelikle riskin ilk tespit edildiği Ağustos 2015rsquoten başvurucuların resmi

olarak tanık koruma programına alındığı Ocak 2017rsquoye kadar bir yıl doumlrt aydan fazla zaman

geccedilirildiği konusundaki endişesini ifade etmiştir

Bununla birlikte bu zaman zarfı iccedilerisinde her ne kadar en azından başlangıccedilta ancak

Temmuz 2016rsquoda geccedilerli hale gelen eksik duumlzenlemeler sebebiyle doğaccedillamaya dayalı olsa

bile korunmasız bırakılmamışlardır Ortaya ccedilıkan eksiklikler yetkililer tarafından giderilmiş ve

başvuruculara doğrudan saldırı vuku bulmamıştır

Başvurucuların polis memurlarının deneyim eksikliğini ileri suumlrmuumlş olsa da Mahkeme

buna geccedilmişte benzer yuumlksek riskli goumlrevlendirmelerde yer aldıklarına dikkat ccedilekerek

katılmamıştır Mahkemersquoye goumlre yine de boumlylesi bir deneyim accedilık talimatların eksikliğini ve

yeterli hazırlıkların yapılmasını telafi etmez Polis memurlarının bazen silahsız ve uumlniformasız

oldukları ve yerlerini diğer ekip gelmeden bıraktığı belirlenmiştir Bahsi geccedilen ihmaller

soruşturma yapan ve gerektiğinde kınama cezası veren yetkililer tarafından ciddiye alınmasına

rağmen başvurucuların korunmasından taviz verme riski taşımaktadır

Mahkeme boumlyle bir durumun başvurucularla polis arasındaki uyuşmazlığın ve

guumlvensizliğin artmasına katkıda bulunduğunu kabul ederken bunun başvurucuların kışkırtıcı

davranışlarını ve korunmalarına youmlnelik sorumluluklarını goumlz ardı etmelerini haklı

goumlstermeyeceğini belirtmiştir

Başvurucular yasalar tarafından duumlzenlenmiş ve nihayetinde imzaladıkları koruma

protokollerine de dahil edilen yetkililerle işbirliği yapmaya youmlnelik yuumlkuumlmluumlluumlklerinin

tamamıyla farkındaydılar Uygulamada ise yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmede defalarca

başarısız olmuş ve protokolleri ihlal etmişlerdir

Diğer hususların yanı sıra işbirliği sağlamamışlar ve polis memurlarına uygunsuz hal

ve hareketlerde bulunmuşlardır Koruma tedbirlerinden kaccedilınmaya ccedilalışmış polis

memurlarının işlerini yapmalarını zorlaştırmış ve iddiaya goumlre kendilerine yeni iş bulma

yuumlkuumlmluumlluumlğuuml ile ilgili olarak yetkililere ulaşılamaz taleplerde bulunmuş ve uzlaşmayı

reddetmişlerdir

180

Dahası başvurucular koruma altındaki tanık statuumllerini riske atacak şekilde sosyal

medya ve televizyonda mevcudiyet goumlstermişlerdir Başvurucular ayrıca Romanya iccedilinde

başka bir yere yerleştirilme teklifini reddetmiş Yargıtay ise dikkatli bir inceleme yaptıktan ve

gerekccedileler sunduktan kimliklerinin değiştirilmesi ve yurtdışına taşınma taleplerini

reddetmiştir

Başvurucular Yargıtayrsquoın kararını ve koruma protokollerine uyma yuumlkuumlmluumlluumlklerini

goumlrmezden gelerek yurtdışına taşınmaya karar vererek uygulamada koruma statuumllerini

sonlandırmış ve potansiyel olarak kendilerini ciddi risk altına sokmuşlardır Bu durumda bile

yetkililer korumayı geri ccedilekmemiş ve hatta iletişimi suumlrduumlruumlp maddi yardım sunmaya devam

etmişlerdir

Mahkeme yasanın oumlngoumlrduumlğuuml bir seccedilenek olan tanık koruma programından geri ccedilekme

yerine başvurucuların işbirliğine yanaşmamalarına rağmen korumayı suumlrduumlrme ccedilabalarından

dolayı yetkililere takdirini sunmuştur Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların

hayatlarına youmlnelik iddia edilen riskten kendilerinden makul surette beklenebilecek şekilde

korumak iccedilin gerekeni yaptığını hesaba katarak Soumlzleşmersquonin 2 maddesindeki gerekliliklere

uyulduğuna ve huumlkmuumln ihlal edilmediğine karar vermiştir

181

Başvuru Adı Boljević Sırbistan

Başvuru No 4744314

Başvuru Tarihi 20062014

Karar Tarihi 16 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203052

Konu Başvurucunun zamanaşımına uğramış soybağı davasıyla ilgili

modern DNA testi youmlntemlerini kullanmasına izin verilmeden koumlkenini kanıtlama hakkından

mahrum bırakılmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal

ettiği

Olaylar Başvurucu Peđa Boljević 1969 doğumlu bir Sırp vatandaşıdır

ve Ečkarsquoda (Sırbistan) yaşamaktadır 20112012 yılına kadar başvurucu Bay Arsquonın tartışmasız

şekilde biyolojik babası olduğunu duumlşuumlnmektedir Bununla birlikte Bay Arsquonın oumlluumlmuumlnuuml

izleyen miras davasında 1970 yılında verilen Bay Arsquonın biyolojik babası olamayacağına dair

kesinleşmiş mahkeme kararından haberdar olmuştur Mahkeme bu sonuca temelde

başvurucunun annesi ve Bay Arsquonın tanışmasıyla ilgili tanık ifadesine dayanarak ulaşmıştır

Ocak 2012rsquode başvurucu ve annesi soybağı davasının yeniden accedilılmasını talep

etmişlerdir Başvurucunun 1970 yılında verilen karardan daha yeni haberdar olduğunu kararın

verildiği doumlnemde DNA testi yaptırmanın muumlmkuumln olmadığını ancak guumlnuumlmuumlzde testin

mahkeme kararıyla yaptırılabileceğini savunmuşlardır Dahası Bay A resmi doğum

kayıtlarında her zaman başvurucunun babası olarak geccedilmiştir

İlk ve ikinci derece mahkemeleri zamanaşımı gerekccedilesiyle başvurucunun talebini

reddetmiştir Bilhassa yeni olgu ve delillere dayanan davanın yeniden accedilılması başvurusunun

nihai karar verildikten sonraki 5 yıl iccedilinde mevcut olayda 1977 yılında yapılması gerekiyordu

Temyiz Mahkemesi ayrıca başvurucunun 1970 kararlarından yeni haberdar olduğu iddiasını

ise geccedilmişteki dava suumlrecinde başvurucunun hakları yasal vasisi tarafından teminat altına

alındığı gerekccedilesi ile yersiz bulmuştur

Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında başvurucunun bireysel başvurusunu reddetmiştir

182

İhlal İddiaları Bay Boljević Bay Arsquonın biyolojik babası olduğunu

kanıtlayabilmek iccedilin DNA testi yaptırma fırsatından mahrum bırakıldığından hareketle

Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar Mahkeme Sırp yargı makamlarının 1970rsquode tamamlanmış

hukuk yargılamasının yenilenme talebini reddetmesinin hukuka uygun olduğunu tespit

etmiştir İlk ve ikinci derece mahkemelerinin muhakemesinde keyfiliğe dair hiccedilbir kanıt

goumlruumllmemektedir

Buna ek olarak ret kararı hukuki guumlvenlik ve başkalarının haklarının korunması meşru

amaccedillarına youmlnelik olarak verilmiştir Oumlzellikle soybağı ile ilgili yargılamalarda konulan

zaman sınırlaması baba olarak goumlruumlnen kişileri eskimiş iddialardan korumak ve mahkemelerin

uzun yıllar oumlncesine dayanan esasa ilişkin tespitler yapması gerektiğinde olası adaletsizliği

oumlnlemeyi amaccedillamaktaydı

Ancak başvurucunun davasıyla ilgili oumlzel koşullar ve şahsi kimliğinin oumlnemli bir

kısmını keşfetmesinin mevzubahis olduğu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkemeye goumlre

hukuki guumlvenliğin sağlanması tek başına başvurucuyu koumlklerini oumlğrenme hakkından mahrum

etmek iccedilin yeterli bir gerekccedile değildir

Nitekim Huumlkuumlmetin de kabul ettiği uumlzere başvurucunun yargılamanın yenilenmesi iccedilin

son başvuru tarihini uzatmasının yasal bir yolu bulunmamaktadır Bu nedenle onun oumlzel

durumu dikkate alınarak ilgili menfaatler arasında herhangi bir denge sağlanamamıştır

Mahkeme oumlzellikle başvurucunun bildiği kadarıyla 20112012rsquode miras davasının

accedilılmasına kadar Bay Arsquonın başvurucunun biyolojik babası olduğunu kaydetmiştir Dahası

Bay A 2014 ve 2019rsquoda ccedilıkarılan doğum sertifikalarında da hala başvurucunun babası olarak

geccedilmektedir

Her haluumlkarda oumllen bir kişinin olayda Bay Arsquonın oumlzel hayatının DNA oumlrneği talebi

sebebiyle koumltuuml youmlnde etkilenemez Ayrıca dava dosyasında merhumun ailesinin DNA testine

nasıl tepki verecekleri yer almamıştır

Mahkemenin taraf devletlere başvurucunun davasında olduğu gibi hassas konularda

tanıdığı takdir marjına bakılmaksızın buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme Sırp yetkili

makamlarının başvurucunun Soumlzleşme ile korunan oumlzel hayata saygı hakkını teminat

almadığını tespit etmiştir

183

Dolayısıyla somut olayın tuumlm oumlzellikleri dikkate alındığında Soumlzleşmersquonin 8 maddesi

ihlal edilmiştir

Adil tazmin (Madde 41)

Mahkeme ihlal tespitinin başvurucunun uğradığı herhangi bir manevi zarar iccedilin kendi

başına yeterli adil tazmin olduğuna karar vermiştir

184

Başvuru Adı Association Innocence en Danger ve Association Enfance et

Partage Fransa

Başvuru No 1534315 ve 1680615

Başvuru Tarihi 26032015 ve 07042015

Karar Tarihi 04 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202716

Konu Okul muumlduumlruuml tarafından bir ccedilocuğa youmlnelik hazırlanan koumltuuml

muamele raporu devletin soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml etkin hale getirmişken yetkili

makamların gerekli oumlnlemleri almayarak ccedilocuğun oumlluumlmuumlne engel olamamasının Soumlzleşmersquonin

3 maddesini (işkence yasağı) ihlal etmesi

Olaylar Başvurucular Paris merkezli iki Fransız ccedilocuk koruma

derneğidir 2001 doğumlu M başta isminin bilinmesini istemeyen ve bebeğini terk eden annesi

tarafından bir ay sonrasında geri alınmıştır Sonrasında iki ebeveyni ve kardeşleriyle birlikte

yaşamış ve okula ilk kez 6 yaşında Nisan 2007rsquode gitmiştir Ailesi her taşındığında

kaydettirildiği ccedileşitli okullarda pek ccedilok guumln devamsızlık yapmıştır İlk okul doumlnemi olan 2007-

2008 doumlneminden itibaren Mrsquonin oumlğretmenleri ccedilocuğun vuumlcudunda duumlzenli olarak ccedileşitli yara

izleri olduğunu kaydetmiştir

Haziran 2008rsquode okul muumlduumlruuml Le Mans savcılığına ve boumllge konseyi başkanına (yetkili

yerel makam) ldquoccedilocuk koruma raporurdquo goumlndermiştir Taşındıktan sonra Mrsquonin kız kardeşi ve

erkek kardeşlerinin aksine yeni okuluna gelmemesi muumlduumlruuml kaygılandırmıştır Muumlduumlr oumlnceki

okul muumlduumlruumlnuumln kendisini şuumlpheli koumltuuml muamele hakkında bilgilendirmesi ve yine aynı okulun

oumlğretmenlerinin Mrsquonin vuumlcudunda fark edilen yaralardan bahseden okul dosyasını teslim

almasından sonra ccedilocuğun okuldaki yokluğundan endişe duymuştur

Aynı guumln savcılık jandarmadan olayı soruşturmasını istemiştir Temmuz 2008rsquode

sosyal hizmetler son zamanlarda oluşan morarmalarla ilgili savcılığı bilgilendirmesinin

uumlzerine adli tabip goumlrevlendirilmiştir Birkaccedil guumln sonrasında M babasının goumlzuuml oumlnuumlnde

muayene edilmiştir Doktor daha oumlnceden oluşan lezyonları tespit etmiş ve şiddet veya koumltuuml

muamele seccedileneklerini tespit edemediğini belirtmiştir Ertesi hafta M ccedilocuk succedillarını oumlnleme

birimi binasında sorgulanmıştır ve sorgu kayda alınmıştır

185

Eyluumll 2008rsquode goumlrevli kıdemli polis memuru Mrsquonin istismar mağduru olduğunu

goumlsteren herhangi bir kanıt olmadığı sonucuna vardığı bir rapor hazırlamıştır 2008rsquoin ekim

ayının başlarında savcılık succedil iddiasının yetersiz şekilde dile getirilmesi sebebiyle dosyayı

kapatmıştır

Nisan 2009rsquoda o zamanın okul muumlduumlruuml ve okul doktoru Mrsquonin babasının ccedilocuğu ccedilocuk

acil servisine goumltuumlrmesini istemişler ve Ms bir ay hastanede yatmıştır Bu sırada okul muumlduumlruuml

Mrsquonin oumlğrenim yılının başından beri 33 guumln okula gelmediğini ve okula sıklıkla bariz

accedilıklaması olmayan ufak yaralanmalar ile geldiğini belirterek endişelerini boumllge konseyi

başkanına bildirmiştir Haziran 2009rsquoda iki sosyal hizmetler ccedilalışanı farklı tarihlerde ccedilocuğun

evini ziyaret etmiştir Oumlzel olarak endişelenmeyi gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını

belirtmişlerdir

Eyluumll 2009rsquoda Mrsquonin babası kızının bir fast-food restoranının otoparkında

kaybolduğunu polise bildirmiştir Ccedilocuğun bulunması iccedilin buumlyuumlk bir arama ekibi

oluşturulmuştur Ertesi guumln baba nihayetinde soruşturmacıları ccedilocuğun cansız bedeninin

bulunduğu noktaya youmlnlendirmiştir Oumlluumlm tahmini olarak 6 Ağustosrsquou 7 Ağustosrsquoa bağlayan

gece gerccedilekleşmiştir

Haziran 2012rsquode ebeveynler Sarthe Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oumlluumlme yol accedilan

işkence ve vahşice eylemlerin ebeveyn tarafından kuumlccediluumlğe işlenmesi succedilundan 30 yıl hapis

cezasına ccedilarptırılmıştır İki başvurucu dernek kovuşturma aşamasına muumldahil olmuşlardır ve

ebeveynlerin başvuruculara tazminat olarak sembolik bir miktar Euro oumldemesine karar

verilmiştir

Ekim 2012rsquode başvurucu dernekler oumlzellikle Haziran-Ekim 2008 tarihlerinde

soruşturma ekiplerinin ve savcılığın ihmalkacircr hatalarından dolayı ağır kusurlu oldukları

iddiasıyla adalet sistemindeki hatalı işleyişten oumltuumlruuml devletin hukuki sorumluluğuna gidilmesi

iccedilin dava accedilmışlardır Başvurucuların tuumlm iddiaları reddedilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu dernekler oumlzellikle Soumlzleşmersquonin 2 maddesi

(yaşam hakkı) ile 3 maddesine (işkence yasağı) dayanarak Fransız yetkililerinin Mrsquoyi

ebeveyn istismarından koruyamadıklarından şikayetccedili olmuşlardır

Innocence en Danger Derneği 13 madde (etkili başvuru hakkı) uyarınca devletin

adalet sisteminin hatalı işleyişinden doğan sorumluluğunu uumlstlenmesi iccedilin ağır ihmalin

varlığını iddia etmiştir

186

Karar

Başvurucu derneklerin taraf ehliyeti

Huumlkuumlmet başvurucu derneklerin Mrsquoyi temsilen Mahkeme oumlnuumlnde dava accedilma

ehliyetlerinin olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr

Ancak Mahkeme istisnai koşullar ccedilerccedilevesinde asıl amacı ccedilocukların korunması olan

ve yerel dava suumlrecinde de usuli bir statuumlye sahip bir şekilde aktif rol almış başvurucu

derneklerin Mrsquonin fiili temsilcileri olarak değerlendirilebileceği goumlruumlşuumlndedir

Mahkeme uyuşmazlığın yerel makamların koumltuuml muameleyi fark edip bu eylemlerin

ccedilocuğun nihayetinde oumlluumlmuumlne sebebiyet vermesinden koruyup koruyamayacağı sorusuyla ilgili

olduğunu tespit ederek dava dilekccedilesini yalnızca 3 madde kapsamında incelemeye karar

vermiştir

Madde 3 (İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)

Mahkeme okul muumlduumlruumlnuumln 19 Haziran 2008 tarihli raporu ile yetkililerin Mrsquonin koumltuuml

muamele ve daha ileri duumlzeyde istismar ile karşı karşıya olabileceği riskinden haberdar

edildiğini kaydetmiştir Rapor devletin olayı araştırma pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml gerekli

kılmıştır

Mahkeme yerel makamların tehlikeyi goumlz ardı etmemek ile aile hayatına saygı duyma

arasında adil denge kurmak gibi hassas bir konuda yaşadığı zorlukların farkındadır Mahkeme

ayrıca raporun ulaştığı guumln savcılığın jandarmaya soruşturma başlatması talimatını verme

konusunda duyarlı olduğunu da kaydetmiştir Dahası ccedilocuğun ifadesinin kayıt altına alınması

ve adli tabip tarafından muayene edilmesi gibi faydalı tedbirler de alınmıştır Ancak Mahkeme

bazı diğer unsurların bu bulguların oumlnemini zayıflattığı goumlruumlşuumlndedir

İlk olarak savcılığın derhal harekete geccedilmesine cevaben durum 13 guumln geccedilene kadar

polise soruşturulması iccedilin bildirilmemiştir İkinci olarak ccedileşitli işaretler ve belirtiler rapor 19

Haziran 2008rsquode goumlnderilir goumlnderilmez yetkililerin ilgisine sunulmuştur Ccedilocuğun

vuumlcudundaki yaralar ortaya ccedilıktığında goumlsterdiği tepkiler ve olayın perde arkasında geccedilenlerle

ilgili bilgi toplamak uumlzere oumlğretmenlerle goumlruumlşmek faydalı olabilirdi Oumlğretmenler ccedilocukları

guumlnluumlk olarak yakından goumlzlemledikleri ve bazen ccedilocuğun guumlvendiği yegane insanlar oldukları

iccedilin ccedilocuk istismarını oumlnlemede oumlnemli rol oynamaktadırlar

187

Oumlzellikle aile pek ccedilok kez taşındığından Mrsquonin aile ccedilevresini accedilıklığa kavuşturmak

iccedilin araştırma yapılması faydalı olabilirdi Soruşturmanın başındaki polis memuru tarafından

anne polis karakolunda değil kendi evinde kısa ve oumlz bir şekilde sorgulanmıştır Dahası Mrsquonin

adli tıp muayenesi esnasında babasının orada olması sebebiyle bu goumlruumlşme hedefle youmlnelik

sorular sormayı iccedileren bir soruşturma bağlamında ccedilocukla gerccedilek bir goumlruumlşme olarak kabul

edilemez

M ile goumlruumlşme sırasında her ne kadar bir şikayette bulunmamış olsa da goumlruumlşme bir

psikolog olmadan gerccedilekleştirilmiştir Boumlyle bir koşul zorunlu olmasa da boumlyle bir uzmanın

varlığı rapor ve adli tıp muayenesinden sonra doğan kaygıları accedilıklığa kovuşturmak iccedilin uygun

olabilirdi

Soruşturmanın takipsizlikle sonuccedillanmasını sorgulamak Mahkemersquoye duumlşmemekte

ancak diğer taraftan yetkililerin takipsizlik kararından sonra olayı tamamen guumlndemden

ccedilıkarmak yerine belirli tedbirleri alması gerekmekte idi Eğer savcılık kendi kararını sosyal

hizmetlere bildirerek sosyal hizmetler tarafından yapılacak bir araştırmanın ya da ccedilocuğun

goumlzetim altına alınmasının gerekliliğini vurgulasaydı soruşturmanın sonlandırılmasından

sonra sosyal hizmetlerin uygun bir eylemde bulunma ihtimalini arttırmış olurdu

Ek olarak olayların geccediltiği doumlnemde ilgili boumllgede bilgilerin merkezileştirilebileceği

bir mekanizma (oumlrneğin ldquoCRIPrdquo bilgi toplama birimi) bulunmamaktadır Buumltuumln bu unsurların

bir araya gelmesi sonucunda ccedilocuğun goumlzlem altında tutulması ve yargı mensupları ile sosyal

hizmetler yetkililerin arasında herhangi bir etkili bilgi alışverişinin gerccedilekleşmesi ihtimalini

azalmıştır

Takipsizlik kararından nihayetinde haberdar olan sosyal hizmetler iddiaya goumlre 27

Nisan 2009 tarihli endişe verici rapordan sonra ev ziyaretleri dahil olmak uumlzere harekete

geccedilmiştir Bununla birlikte raporla aynı tarihlerde Mrsquonin hastanede bir ay yattığı ve bunun

sonucunda ccedilocuk sağlığı biriminin sosyal hizmetlerle iletişime geccediltiği goumlruumllduumlğuumlnde sosyal

hizmetlerin ccedilocuğun durumu konusunda daha tedbirli davranmasının gerektiği ortaya

ccedilıkmaktadır Ancak takipsizlik kararının ardından ccedilocuğun iccedilinde bulunduğu asıl durumu

tespit edebilecek etkin eylemlerde bulunulmamıştır

Buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme mevcut sistemin Mrsquoyi kendisinin oumlluumlmuumlne yol

accedilan ailesinin istismarından koruyamadığı sonucuna ulaşmıştır Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3

maddesi ihlal edilmiştir

188

13 Madde (Etkili başvuru hakkı)

Mahkeme Fransız kanun koyucunun devletin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi

iccedilin adalet sisteminin hatalı işleyişine sebebiyet veren ihmali davranışların ardı ardına

meydana gelmesi gibi ağır ihmalin varlığının ortaya konmasını aramasını mantıklı bulmuştur

Ayrıca bu kuralların sınırlı bir bağlamda uygulanmasının adalet sisteminin karmaşıklığını

dikkate alan ve soruşturma ile yargı guumlccedillerinin sistemli bir şekilde işlemesini teminat altına

almaya ccedilalışan bir yasama tercihine karşılık geldiğini de kabul etmiştir

Mahkeme mevcut davada Innocence en Danger derneğinin polis ve savcılığın

hizmetlerine atfettiği eksikliklerle ilgili şikayetlerini incelettirmek uumlzere adli mahkemelerde

dava accedilma yetkisi olduğunu kaydetmiştir İlgili mahkeme bu şikayetler hakkında karar verme

yetkisine sahiptir ve gerccedilekten de başvurucu derneğin tuumlm iddialarını ve gerekccedilelerini

sunabildiği yargılamada kendisini yalnızca ciddi ihmal eylemleriyle sınırlamaksızın davayı

incelemiştir

Mahkemersquonin goumlruumlşuumlne goumlre başvurucu derneğin iddialarının reddedilmesi kanun

yolunun etkili olup olmadığına karar verilebilmesi iccedilin tek başına yeterli değildir Soumlzleşmersquonin

13 maddesi kapsamındaki etkililik yargılamanın başvurucu lehine sonuccedillanmasına bağlı

değildir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal

edilmemiştir

Madde 41 (Adil tazmin)

Mahkeme Fransarsquonın başvurucu Innocence en Danger Derneğirsquone manevi tazminat

iccedilin 1 Euro tutarında sembolik tazminat ve masraf ve giderler iccedilin 15000 Euro oumldemesine

huumlkmetmiştir Diğer başvurucu derneğin adil tazmin kapsamında herhangi bir talep ve iddiası

bulunmamaktadır

189

Başvuru Adı Draskovic Karadağ

Başvuru No 4059717

Başvuru Tarihi 31052017

Karar Tarihi 09 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202763

Konu Otoritelerin dul bir kadının kocasının cenazesinin yerini

değiştirme hakkını ihlal etmesi

Olaylar Başvurucunun eşi 1995 yılında Belgradrsquoda vefat etmiştir Eski

Yugoslavyarsquodaki savaş nedeniyle eşinin cenazesi Karadağrsquoda yeğenine ait bir aile arsasına

goumlmuumllmuumlştuumlr Haziran 2014rsquote başvurucu eşinin cesedini Trebinjersquode sahibi olduğu bir mezara

taşımak istemiş fakat yeğeni reddetmiştir Başvurucu Şubat 2015 yılında Herceg Novi ilk

derece mahkemesine bu talebini sunmuş mahkeme tarafından reddedilmiştir Mahkeme eşinin

cenazesi uumlzerine veya goumlmuumllduumlğuuml yerden doğan herhangi bir hakkı olmadığı gibi yasal bir

menfaatinin de bulunmadığına karar vermiştir Daha sonra Nisan 2015rsquote Yuumlksek Mahkeme

ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır Haziran 2015rsquote başvurucu Anayasa

Mahkemesirsquone başvurarak yeğeninin rızası olmadan cenazenin mezarını accedilmak veya nakil

etmek iccedilin resmi bir izin alamamasının anayasal haklarına aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr

Yerel mahkemelerin de başvurucunun talebini reddedip ccediloumlzuumlmuuml davalı tarafın iradesine

bırakmış olmakla başvurucunun adil yargılanma ve aile hayatı hakkının ihlal edildiği iddia

edilmiştir Şubat 2017rsquode Anayasa Mahkemesi başvurucunun itirazını reddetmiştir Ağustos

2019da sıhhi muumlfettişlik başvurucuya sıhhi muumlfettişin mezar accedilma ve nakil izinlerini

vermekle sorumlu olduğunu mektupla bildirmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı

vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil

yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 8

190

Mahkeme ilk olarak Huumlkuumlmetin başvurucunun etkili iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine

ilişkin itirazını reddetmiştir Oumlzellikle Başvurucunun sıhhi muumlfettişliğe veya belediye cenaze

şirketine kocasının cenazesinin kazılarak nakledilmesi iccedilin hiccedilbir zaman talepte bulunmamıştır

Mahkeme bir mezarlık arsası sahibinin mezar accedilmak iccedilin izin vermeyi reddetmesi

uumlzerine accedilılabilecek davalarda hiccedilbir usul bulunmadığını kaydetmiştir Nitekim sağlık

muumlfettişliği başvurucuya bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisi olmadığını bildirmiştir Bu

nedenle soumlz konusu hukuk yolunun varlığı teoride ve pratikte yeterince kesin olmayıp bu

nedenle erişilebilirlik ve etkililikten yoksun olmaktaydı

Mahkeme yeni bir defin yerine nakledilmek uumlzere bir akrabanın mezarının ortaya

ccedilıkarılması talebinin 8 madde kapsamına girip girmediğine dair daha oumlnce accedilık bir tutum

benimsemediğini kaydetmiştir Oumlte yandan Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo İsveccedil davasında

eşinin cenaze kuumlllerinin yeni bir mezar yerine goumltuumlruumllmesine izin verilmemesinin dul eşin oumlzel

hayatına bir muumldahale olduğu varsayımında bulunmuştur

Mahkeme şimdi başvurucunun olayında olduğu gibi yakın bir akrabanın mezar accedilma

ve nakil talebinin aslında ilke olarak oumlzel ve aile hayatı huumlkmuumlnuumln her iki youmlnuuml altında

incelenebileceğini tespit etmiştir Hakkın niteliği ve kapsamı ile devletin yuumlkuumlmluumlluumlklerinin

kapsamı olayın oumlzel koşullarına ve gerccedileklerine bağlıdır

Elli Poluhas Doumldsbonun aksine başvurucunun şikayetinin kilit youmlnuuml mahkemelerin

uumlccediluumlncuuml bir taraf aleyhindeki iddiasına ilişkin esaslı bir inceleme yapmamış olmasıdır

Dolayısıyla başvurucunun olayı Devletler ldquooumlzel ya da aile hayatına saygırdquo hakkını

nasıl guumlvence altına alacaklarını seccedilerken bireyler arasındaki ilişkiler kapsamındaki

goumlrevleriyle ilgili bir miktar takdir yetkisine (ldquotakdir payırdquo) sahip olmaktadırlar Devletin

yuumlkuumlmluumlluumlkleri soumlz konusu olduğunda bireyin ve toplumun birbiriyle ccedilatışan ccedilıkarları arasında

adil bir denge kurulmasına oumlzen goumlsterilmelidir

Bayan Draškovićin davasında tartılması gereken şey mezarların kutsallığını

sağlamada toplumun roluuml ve yeğenin haklarına karşı kocasının kalıntılarını ccedilıkarmak ve

nakletmekle ilgilidir Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo davasında ulusal makamların bu tuumlr

konularda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisi dahilinde hareket ettiklerini tespit ettiğini

kaydetmiştir Şoumlyle ki ulusal makamlar ilgili tuumlm koşulları dikkate almış ve yerel mahkeme

kararları iccedilin ilgili ve yeterli gerekccedileler sunmuşlardır

191

Oumlte yandan Bayan Draškovićin olayında mahkemeler mezar accedilma ve kaldırmanın

pratik accedilıdan muumlmkuumln veya kolay olup olmadığını ve herhangi bir halk sağlığı ccedilıkarının soumlz

konusu olup olmadığını değerlendirmekte başarısız olmakla kalmamış aynı zamanda diğer

konuları da accedilıklığa kavuşturmamıştır Oumlrneğin kocanın Karadağda goumlmuumllmek isteyip

istemediği araştırılmamış Bosna Hersekte mi ya da Belgradrsquota mı yaşadığı incelenmemesinin

yanında kendisi ile Bayan Draškovićin Bosna Hersekteki arsayı birlikte goumlmuumllmek iccedilin alıp

almadıkları da dikkate alınmamıştır

Mahkeme ayrıca Devletin herhangi bir menfaat ccedilatışmasını dengelemek iccedilin uygun bir

yasal ccedilerccedileve oluşturup oluşturmadığını ve bu menfaatleri belirleyip uygun şekilde dengeleyip

dengelemediğini incelemiştir

İlk olarak yerel mevzuatın başvurucununki gibi olayları duumlzenlemekte goumlruumlnmediğini

dolayısıyla başvurucunun 8 madde haklarına getirilen kısıtlamaların orantılılığını goumlzden

geccedilirmek iccedilin bir mekanizma sağlamadığını kaydetmiştir Nitekim aile uumlyeleri arasında

mezardan ccedilıkarma veya bir akrabanın son mezar yeri ile ilgili bir anlaşmazlığı ccediloumlzecek

mekanizmalar iccedilin herhangi bir mevzuat oumlngoumlruumllmemiştir

Kazılardan sorumlu idari makam da bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisine sahip

değildi Aksine taraflara meseleyi ccediloumlzduumlkten sonra mezar accedilma talebinde bulunma talimatı

verdi Bu tuumlr menfaat ccedilatışmalarının dengeleme beceresinin olmadığı davalarda ccedilekişmeli

yargı yolu başarılı olabilirdi

Ancak hukuk mahkemeleri başvurucunun ldquomuumllkiyetle ilgili statuumlyle ilgili ve

iddiasında başka herhangi bir menfaatirdquo bulunmadığına huumlkmetmiştir

Dolayısıyla yerel mahkemeler Başvurucu iccedilin 8 madde kapsamında herhangi bir

hakkın varlığını tanımamış veya bunları kocasının yeğeninin menfaat ccedilatışmalarında dengeyi

sağlayamamışlardır Mahkeme Soumlzleşmenin bu huumlkmuumlnuumln ihlal edildiği sonucuna varmıştır

Diğer maddeler iccedilin Mahkeme inceleme gerekliliğinin olmadığına karar vermiştir

192

Başvuru Adı Erlich ve Kastro Romanya

Başvuru No 2373516 ve 2374016

Başvuru Tarihi 20042016

Karar Tarihi 09 Haziran 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203114

Konu Romanya Cezaevindeki iki Yahudi mahpusun koşer yemekleri

ihtiyaccedillarının karşılanması iccedilin ulusal makamların yeterli imkanı sağladığı gerekccedilesiyle

Soumlzleşmersquonin 9 maddesinin ihlal edilmediği

Olaylar Rahova Cezaevirsquonde mahpus olan iki İsrail vatandaşı

tutuklulukları suumlrecinde meydana gelen olaylar uumlzerine şikayette bulunmuşlardır Her iki

Başvurucu da belirtilmemiş tarihlerde Rahova Cezaevirsquonde dini gerekliliklerine uygun olarak

koşer yemeklerinin bulunmadığından şikayet etmiştir Temmuz 2015rsquote hapis cezalarının

denetiminden sorumlu yargıccedil başvurucuların şikayetlerini reddetmiştir Kararın gerekccedilesine

goumlre başvurucular kendi ailelerinden gelen gıda maddelerini alabilir veya cezaevi

duumlkkanından koşer uumlruumlnlerini satın alabilirlerdi fakat bunu yapmak istememişlerdir

Başvurucular ise bu karara itiraz etmişlerdir Ekim 2015te Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi

Rahova Cezaevirsquonin koşer yemek hazırlamak iccedilin gerekli tesislerden yoksun olduğunu ve bu

tuumlr yemeklerin dışarıdan bir tedarikccediliden satın alınmasının gerektiğini ve bu tedarik iccedilin belirli

bir buumltccedile ve satın alma proseduumlruuml gerektiğini belirterek itirazları kabul etmiştir Mahkeme bu

tuumlr yeni tedbirlerin uygulanmasının zaman alacağını oumlngoumlrerek Rahova Cezaevirsquonin

Başvurucular iccedilin kişisel ihtiyaccedillarını karşılamaya yetecek miktarda ve bir oumldeme karşılığında

guumlnluumlk koşer yemek almalarına izin vermesine huumlkmetmiştir Mahkeme ayrıca Cezaevinin

diğer mahpuslarla aynı koşullarda yemek dağıtımını sağlamasını ve tedarik edemeyecekleri

guumlnlerde yemeklerin depolanmasının kolaylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir Yemeklerin

maliyeti ile ilgili olarak mahkeme başvurucuların bu tuumlr konularda yetkili olan olağan hukuk

mahkemelerine başvurarak mahkumlara uygulanan yemek yeme kurallarında belirtilen sınırlar

dahilinde tazminat talep edebileceklerini belirtmiştir Dava dosyasından başvurucuların hukuk

mahkemelerinden tazminat talep etmedikleri anlaşılmaktadır

193

İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı

vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil

yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir

Karar

Madde 9

Mahkeme Romanya devletinin din oumlzguumlrluumlğuuml hakkını hem Anayasa hem de mevzuatta

accedilıkccedila koruduğunu ve resmi olarak tanınan inanccedillar arasında Yahudi dininin olduğunu

goumlzlemlemiştir Ayrıca bir mevzuatın (2542013 sayılı Kanun ve uygulama youmlnetmelikleri)

cezaevinde din oumlzguumlrluumlğuuml hakkının kullanılması konusunda yeterince oumlngoumlruumllebilir ve ayrıntılı

bir genel kural ccedilerccedilevesi oluşturduğunu kaydetmiştir

Mahkeme ayrıca belirli bir dinin cezaevinde pratikte uygulanmasına ilişkin ayrıntılı

yerel durumlara ve ihtiyaccedillara goumlre en iyi şekilde ifade edilebilecek duumlzenlemeler oluşturmanın

devlet makamlarının takdir yetkisi dahilinde olduğunu değerlendirmiştir Bu bağlamda

başvuruculara goumlre soumlz konusu tarihte Romanya cezaevlerinde Yahudi inancına sahip yalnızca

sekiz kişinin tutuklandığı kaydedilmiştir

Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi başvurucuların oumlzel ihtiyaccedillarına goumlre oumlzelleştirilmiş bir

ccediloumlzuumlmden yana olmuştur Boumlylelikle Yahudi inancına sahip tutuklular iccedilin belirli bir yasal

ccedilerccedilevenin eksikliğini telafi edilmiş ve hemen uygulanabilecek bir ccediloumlzuumlm sağlanmıştır

Mahkeme Rahova Cezaevi yetkililerinin bunu hemen uygulayabilme avantajına sahip olan

pratik bir ccediloumlzuumlmuuml benimsediği suumlrece boumlyle bir yaklaşım yetki ikamesi ilkesine uygun

olmaktadır Bu yetkililer koşer yemeklerini pişirmek iccedilin ayrı bir mutfak tesis etmişlerdir bu

mutfağın hazırlanması suumlreccedil sırasında danışılan ve başvuruculara oumlzel yiyecekler sağlayan bir

Yahudi dini vakıf tarafından da onaylanmıştır

İlk Derece Mahkemesi ayrıca başvurucuların uygulanabilen kurallara istisna olarak

yerinde pişirilebilen ve hazırlanabilen uumlruumlnleri temin etmelerine izin vermiştir Mahkeme

başvurucuların bu uumlruumlnleri kendi imkanlarıyla edindiklerini dikkate almıştır Bir mahpusun

kendi imkacircnlarıyla dininin huumlkuumlmlerine uygun yiyecekleri almasına izin veren bir

duumlzenlemenin kişiye objektif olarak kabul edilemez bir mali yuumlk getirmemesi gerektiğini

belirtmiştir

194

Bu bağlamda Mahkeme İlk Derece Mahkemesinin başvuruculara yaptıkları her tuumlrluuml

yargılama masrafının geri oumldenmesi iccedilin başvurabilecekleri konusunda bilgi verdiğini

kaydetmiştir Ancak ne yetkili mahkemelere başvurmuşlar ne de bu tuumlr bir dava accedilmaktan

kendilerini alıkoyan nesnel gerekccedileler olduğunu Mahkemersquode iddia etmişlerdir Ayrıca

cezaevi yetkililerine kendi imkanlarıyla temin ettikleri ve taleplerinin reddedildiği yiyecek

masraflarının geri oumldenmesi iccedilin oumlzel ayrıntılı bir talep sunduklarını hiccedilbir aşamada iddia

etmemişlerdir Mahkeme yetki ikamesi ilkesine saygı goumlsterme konusunda her zaman dikkatli

olmuştur ve bu nedenle Mahkemersquonin yerel makamların ilgili bir kararı olmadan koşer gıda

temin etmek iccedilin başvurucular tarafından fiilen harcanan miktar hakkında tahminde bulunma

olanağı olmamıştır

Tuumlm bu etkenlerin ışığında ve davalı Devletin bu alanda sahip olduğu takdir yetkisini

goumlz oumlnuumlnde bulundurarak Mahkeme mevcut davada yerel makamların Soumlzleşmenin 9 maddesi

kapsamındaki pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini makul oumllccediluumlde yerine getirdiklerine karar vermiştir Bu

nedenle Soumlzleşmenin 9 maddesi ihlal edilmemiştir

195

TEMMUZ 2020

Başvuru Adı Chong CoronadoAndorra

Başvuru No 3736815

Başvuru Tarihi 29072015

Karar Tarihi 23 Temmuz 2020

Karar Linki Chong Coronado v Andorra

Konu

Başvurucunun gıyabında mahkum edilmesi ve yeniden yargılama başvurusunda

bulunamamasının mahkeme kararlarının uygulanması ve mahkemeye erişim hakkı arasında

adil bir denge kurulmuş olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucu Ernesto Emilio Chong Coronado 1978 doğumlu Panama vatandaşıdır

Panamada yaşamaktadır

2014 yılının Nisan ayında Tribunal de Corts başvurucuyu organize bir succedil oumlrguumltuumlnuumln

parccedilası olarak kara para aklamaktan gıyaben mahkum ederek beş yıl hapis (bunlar askıya

alınmıştır) ve 600000 Euro para cezasına ccedilarptırmıştır Mahkeme ayrıca başvurucunun

Andorrarsquodan sınır dışı edilmesine ve uumllkeye yeniden girişinin 20 yıl suumlreyle yasaklanmasına

karar vermiştir

Başvurucunun temyiz talebi Yuumlksek Adalet Mahkemesi tarafından bu aşamada

başvuruyu değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekccedilesiyle reddedilmiştir Başvurucu ilk

derece mahkemesinde gıyaben mahkum edildiğinden Yuumlksek Adalet Mahkemesi ilk olarak

kendisini mahkum eden Tribunal de Cortsa yeniden yargılama başvurusu yapması gerektiğine

karar vermiştir Başvurucu daha sonra Tribunal de Corts huzuruna şahsen ccedilıkması halinde

oumlzguumlrluumlğuumlnden derhal mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ederek bu kararın

kaldırılması iccedilin başvurmuştur Bu başvuru reddedilmiştir

Son olarak başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvuruda bulunarak temel

haklarının ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuştur Ocak 2015te Anayasa Mahkemesi Yuumlksek

196

Adalet Mahkemesirsquonin daha oumlnce yeniden yargılama başvurusu yapılmadığı gerekccedilesiyle

temyizi kabul edilemez ilan ederek kanunu doğru uyguladığını tespit etmiş ve başvuruyu

reddetmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkması durumunda

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılma riskinin yalnızca potansiyel bir risk olduğuna karar

vermiştir

İhlal İddiaları

Başvurucu Soumlzleşmenin 6 Maddesirsquone (Adil Yargılanma Hakkı) dayanarak

mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr ve mahkumiyetine itiraz etmek iccedilin

ilk olarak kendisinin aynı mahkemeye şahsen ccedilıkmak zorunda olduğunu belirtmiştir Bu

nedenle kendisini savunma hakkının ve temyiz hakkının Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkmış

olsaydı oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum kalacağı oumllccediluumlde ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ona goumlre

yerel mahkemenin şahsen ccedilıkmasını talep etmemesi veya goumlzaltına alınmayacağına dair garanti

vermesi gerekirdi

Karar

Madde 6 (Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye Erişim Hakkı)

Andorra mevzuatı ilk derece mahkemesinde gıyaben huumlkuumlm giymiş herhangi bir

kişiye aynı mahkeme tarafından hem fiilen hem de hukuken kişinin savunmasını duyduktan

sonra davanın esasına ilişkin yeni bir karar verme imkanı sağlamıştır Bu yol gıyaben huumlkuumlm

giymiş şahıs ortaya ccedilıkma ve savunma yapma hakkından feragat etmiş veya isteyerek kaccedilmış

olsa bile accedilıktır İlgili kişinin mahkeme huzuruna ccedilıkması boumlyle bir yeniden yargılama iccedilin tek

şarttır Recurs daudiegravencia (ldquodinlenilme talebirdquo) olarak bilinen başvuruyu yaptıktan sonra esasa

ilişkin yeni bir inceleme yaptırmak iccedilin kişinin yetkili yargı organı (Tribunal de Corts)

huzuruna ccedilıkması veya Andorrada kalması gerekiyordu

Mahkeme gıyaben mahkum edilen bir kişiye getirilen şahsen ortaya ccedilıkma

yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln adil yargılanma hakkı accedilısından orantısız bir yuumlk oluşturup oluşturmadığını

belirlemesi gerektiği goumlruumlşuumlndedir

Başvurucu oumlzguumlrluumlğuuml risk altında olduğu iccedilin Andorraya seyahat etmediğini iddia

etmesine rağmen Mahkeme Devletrsquoin sanıkların duruşmalarında fiziksel olarak bulunmalarını

197

sağlamadaki ccedilıkarının bu olayda tutuklanma korkularından daha ağır basabileceğini tespit

etmiştir

Ayrıca bir recurs daudiegravencia bağlamında mahkum mahkeme dava hakkında karar

verene kadar herhangi bir goumlzaltı tedbirinin yuumlruumltuumllmesinin durdurulmasını talep etme hakkına

sahiptir Bu tuumlr talepler birccedilok durumda ulusal makamlar tarafından kabul edilmiştir (yaklaşık

80 oranında) Bu uygulama başvurucunun gıyaben mahkumiyetini takiben hem gerccedilekte

hem de hukuken yeniden incelenmesi iccedilin başvurucunun muhakkak goumlzaltına alınacağını

goumlstermemektedir Ancak gıyaben mahkumiyetin bir kenara bırakılması ve davanın tamamen

yeniden incelenmesi iccedilin huumlkuumlmluumlnuumln bizzat ccedilıkması gerekmektedir Ayrıca huumlkuumlmluuml kişinin

oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılmasına youmlnelik ancak mahkeme (Tribunal de Corts) tarafından

alınabilen bir karar Yuumlksek Adalet Mahkemesi oumlnuumlnde temyiz edilebilir

Ayrıca soruşturma yargıcı başvurucunun ceza yargılamasının başlangıcında kaccediltıktan

sonra tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucu temyiz edilebilir olmasına rağmen bu karara

itiraz etmemiştir

Başvurucu ulusal yargı makamları huzuruna ccedilıkmayı sistematik olarak reddetmiştir Bu

nedenle adalet sisteminden kendi isteğiyle kaccedilmıştır Andorralı bir soruşturma yargıcı

tarafından verilen uluslararası talep mektubunun ardından Panamalı bir yargıccedil huzurunda ifade

vermeyi dahi reddetmiştir Mahkemersquoye goumlre bu durumu kendisi aleyhindeki ceza

yargılamasında mahkemelerle tam iş birliği yapma iddiasıyla bağdaştırmak zordur Kendisine

karşı uluslararası yakalama emri ccedilıkarılmadığı goumlz oumlnuumlne alındığında (Andorra ile Panama

arasında uluslararası iade anlaşması yoktur) Mahkeme başvurucunun Panama adli

makamlarının huzuruna ccedilıkmaması iccedilin herhangi bir zorlayıcı sebep goumlremedi

Mahkeme başvurucunun Andora mahkemelerinde tabiri caizse goumlruumlnme veya işbirliği

yapma niyetinde olmadığı ve sonuccedil olarak adalet sisteminden kaccediltığı goumlruumlşuumlne varmıştır Bu

nedenle davranışı goumlz oumlnuumlne alındığında kendisi iccedilin yasal sonuccedilları oumlzellikle de ilk

duruşmada kasıtlı yokluğu nedeniyle davasının yeniden goumlruumllmesi iccedilin Andoraya seyahat etme

yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml tıpkı basiretli bir insan gibi makul bir şekilde oumlngoumlrebilirdi

Ayrıca başvurucu temyiz iccedilin hukuki hususları değil yalnızca maddi koşullar ve

delillerin ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesiyle ilgili bir savunma sunmayı

amaccedillamıştır Doğrudanlık ilkesiyle guumlccedilluuml bir şekilde bağlantılı olan bu tuumlr bir savunma temyiz

edenin fiziksel varlığı olmaksızın buumlyuumlk ihtimalle boşuna olacaktır

198

Son olarak Mahkemersquoye goumlre başvurucu ilk derece mahkemesi kararını tebliğ almak

iccedilin hala şahsen Andorraya seyahat etmediğinden davanın yeniden incelenmesi hacirclacirc

muumlmkuumlnduuml

Sonuccedil olarak ve bu tuumlr konularda ulusal makamlara tanınan takdir yetkisini goumlz oumlnuumlnde

bulundurarak Mahkeme başvurucunun mahkeme huzuruna ccedilıkma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln recurs

daudiegravencia ile bağlantılı olarak yargı kararların uygulanmasını sağlamaya youmlnelik meşru amaccedil

ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozabilecek orantısız bir yuumlk olmadığına

karar vermiştir Boumlyle bir sistem soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurmaya

ccedilalışmakta olup adaletten yoksun olarak değerlendirilmesi de muumlmkuumln değildir

Bu nedenle Soumlzleşmenin 6 maddesi ihlal edilmemiştir

199

Başvuru Adı Veljkovic-Jukicİsviccedilre

Başvuru No 5953414

Başvuru Tarihi 26 Ağustos 2014

Karar Tarihi 21 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203805

Konu İsviccedilrersquode on doumlrt yaşından beri yaşayan Sırbistan vatandaşının

uyuşturucu ticareti succedilu sebebiyle oturma izninin iptal edilmesinin ve İsviccedilrersquoden sınırdışı

edilme ihtimalinin Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) ihlali olmaması (oyccedilokluğu)

Olaylar Başvurucu Renata Veljkovic-Jukic 1980 doğumlu bir Sırbistan

vatandaşıdır Sırbistan vatandaşı kocası ve uumlccedil ccedilocuğu (2007 2008 ve 2012 doğumlu) ile

Gerlafingen İsviccedilrersquode yaşamaktadır İsviccedilrersquode oturma izni Veljkovic-Jukicrsquoe 14 yaşındayken

(1995) kocasına ise 8 yaşındayken (1991) verilmiştir

Haziran 2012rsquode Zuumlrih Kantonu Yuumlksek Mahkemesi istinaf aşamasında uyuşturucu

ile ilgili kanunları ihlalden ve ehliyetsiz araccedil kullanmaktan başvurucu aleyhine 30 ayı

ertelenmiş olmak uumlzere 3 yıl hapis cezasına huumlkmetmiştir Oumlzellikle Nisan 2010rsquoda 6000

İsviccedilre Frangı kendisi iccedilin olmak uumlzere toplamda 126000 İsviccedilre Frangı değerinde yaklaşık 1

kg eroin ve 56 kg kokain ticareti yapmaktan ve kokain kullandıktan sonra araccedil kullanmaktan

dolayı succedillu bulunmuştur Cezasını yarı accedilık cezaevinde ccedilekmiş ve Temmuz 2013rsquote serbest

bırakılmıştır

Eyluumll 2013rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu başvurucunun succediluna ve uzun

doumlnem hapis cezasına dayanarak daimi oturma iznini iptal etmiş ve İsviccedilrersquoden ccedilıkmasını

emretmiştir Başvurucu buna itiraz etmiş ancak talebi ilk derece mahkemesinde ve istinafta

reddedilmiştir Federal Yuumlksek Mahkeme oumlzellikle sınır dışı konusunda başvurucunun kişisel

menfaatindense kamu guumlvenliğini oumlncelemiş ve bu yaklaşımın başvurucu gibi 15 yıldan

fazladır hukuka uygun olarak devamlı İsviccedilrersquode ikamet eden kişiler iccedilin de geccedilerli olduğunu

belirtmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Bosna Hersekrsquoe (14 yaşına kadar burada

yaşamıştır) Sırbistanrsquoa ya da Hırvatistanrsquoa doumlnmesinin herhangi bir sebeple

olanıksızlaşmadığına karar vermiştir Mahkeme daha sonra kocanın veya ccedilocukların

başvurucuyu takip edebilecekleri ya da eğer aile İsviccedilrersquode kalacaksa iletişimin ziyaretlerle ve

200

ccedileşitli uygun iletişim araccedillarıyla suumlrduumlruumllebileceğini dikkate almıştır Ayrıca Mahkeme

başvurucunun yeni bir oturma izni başvurusunda bulunma imkanına da dikkat ccedilekmiştir

Ağustos 2014rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu 31 Ağustos 2014-30 Ağustos

2021 suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koyarak başvurucuya sınır dışı emri vermiştir Bununla

birlikte başvurucuya karşı sınır dışı emri AİHM oumlnuumlndeki suumlreccedil tamamlanana kadar

uygulanmamıştır

İhlal İddiaları Başvurucu Madde 8rsquoe (oumlzel ve aile hayatına saygı) dayanarak

aldığı ceza sebebiyle daimi oturma izninin iptal edilmesini şikayet etmiştir

Karar Madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı)

Mahkeme başvurucunun daimi oturma izninin iptali ve İsviccedilrersquoyi terk etmesine youmlnelik

emrin oumlzellikle uzun suumlredir İsviccedilrersquode ikamet ettiği ve ailesiyle birlikte burada yaşadığı

hesaba katıldığında başvurucunun ldquooumlzelrdquo ve ldquoailerdquo hayatına muumldahale anlamına geldiği

kanaatindedir Bu muumldahale Federal Yabancılar Kanunu ile ilişkili ve meşru bir amaccedil

doğrultusundadır kamu duumlzeninin korunması veya succedilun oumlnlenmesi Bu tedbirin demokratik

toplumda gerekli olup olmadığı konusunda Mahkeme aşağıdakileri kaydetmiştir

Bu tedbir başvurucunun uyuşturucu ticareti sebebiyle ceza almasını takiben

uygulamaya konmuştur Mahkeme incelemesinde mahkumiyetin ağır olduğunu belirtmiştir

uyuşturucunun insanların hayatları uumlzerindeki yıkıcı etkisini goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda

Mahkeme yetkililerin bu belanın yayılmasına aktif olarak katkı sağlayanlara neden sertlik

goumlsterdiğini her zaman anlamaktadır

Federal Yuumlksek Mahkeme kararının alındığı tarihte başvurucu 19 yıldır İsviccedilrersquode

ikamet etmektedir ve serbest bırakıldıktan sonraki tutumu hatasızdır Bu olumlu gelişme

oumlzellikle cezasının bir kısmını ccedilektikten sonra şartlı tahliye edilmesi soumlz konusu menfaatlerin

tartılmasında dikkate alınabilir

Menşe uumllkesi ile olan bağları dikkate alındığında başvurucunun genccedilliğinin bir kısmını

Bosna Hersekrsquote geccedilirdiği ve annesinin hala orada yaşadığı goumlruumllmektedir 1991rsquoden beri

İsviccedilrersquode yerleşik olan kocası Sırbistan vatandaşıdır Boumlylelikle ailenin entegrasyonu iccedilin

Bosna Hersek Hırvatistan veya Sırbistan zor olmasına rağmen imkansız goumlruumlnmeyen olası

hedef uumllkelerdir Ccedilocuklar (7 11 ve 13) hala yeni bir ccedilevreye adapte olabilecekleri yaştadırlar

201

Yerel yetkililer olguların incelemesini elverişli ve inandırıcı bir şekilde gerccedilekleştirmiş

ve başvurucunun kişisel ccedilıkarları ile genel kamu yararını dengelemeye ccedilalışarak uygun

goumlzlemlerde bulunmuştur Federal Yuumlksek Mahkeme kuşkusuz başvurucu tarafından işlenen

uyuşturucu ticareti succedilunun ciddiyetini belirtmiş fakat buna ek olarak Uumlner kararında konulan

kriterleri de dikkate almıştır Oumlzellikle başvurucunun kişisel durumunu onun İsviccedilre hayatına

uyumunun kapsamını ve menşe uumllkesine doumlnduumlğuumlnde onun ve ailesinin karşılaşacağı

potansiyel zorlukları Boumlylelikle Federal Yuumlksek Mahkeme başvurucunun 18 yıl İsviccedilrersquode

yaşadıktan sonra burayı terk etmesinin sert bir tedbir olduğunu kabullenmiştir bununla birlikte

tuumlm ccedilocukluğunu ve genccedilliğinin bir kısmını Bosna Hersekrsquote geccedilirdikten sonra İsviccedilrersquoye 15

yaşında gelmesi ve genccedil yaşı arasında az bir fark vardır Bu sebeple Bosna Hersekrsquoe

Hırvatistanrsquoa ya da Sırbistanrsquoa doumlnmesi oumlnuumlnde engel yoktur Federal Yuumlksek Mahkeme

ccedilocukların durumunu da incelemiş ve anneden ayrılmanın aile yaşamına ciddi muumldahale

anlamına geleceğini tespit etmiştir Buna karşılık Sırbistan vatandaşı olan kocanın

başvurucuya menşe uumllkesine doumlnerken eşlik edebileceğini ccedilocukların uyum sağlamada sorun

yaşamayacağını ccediluumlnkuuml yaşlarının bunun iccedilin yeterince kuumlccediluumlk olduğunu belirtmiştir

Boumlylelikle Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle de Federal Yuumlksek Mahkemenin

olguları yeterli incelemesi uygun goumlruumlşler sunması ve menfaatleri tartması konusunda tatmin

olmuştur Ayrıca başvurucunun İsviccedilre topraklarına girişi yedi yıl suumlreyle yasaklandığı (30

Ağustos 2021rsquoe kadar) ve Federal Yabancılar Kanununun başvurucuya bu emrin

uygulanmasının geccedilici olarak ertelenmesini talep etme imkanı sağladığı boumlylece ailesini

İsviccedilrersquode ziyaret edebildiği kaydedilmiştir

Sonuccedil olarak oumlzellikle başvurucunun uyuşturucuya ilişkin succediltan mahkumiyetinin

ciddiyeti ve başvurucu ile ailesinin Federal Yuumlksek Mahkeme tarafından oumlnerilen uumllkelere

uyum sağlarken buumlyuumlk zorluklarla karşılaşmayacakları dikkate alındığında Mahkeme

İsviccedilrersquonin takdir yetkisini aşmadığına karar vermiştir

Soumlzleşme madde 8 ihlali bulunmamaktadır

Bununla birlikte Mahkeme yerel makamların tedbirleri uygulayıp uygulamamaya

karar vermeden oumlnce başvurucunun durumunu Federal Yuumlksek Mahkemenin kararından

itibaren oumlzellikle başvurucunun yargılamalar sırasındaki tutumunu ve yeni bir ikamet iznine

başvurma imkanını goumlz oumlnuumlnde bulundurarak yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmesini

arzu etmektedir

202

Karşı Oy Yargıccedil Felici ve Yargıccedil Guerra Martins ortak bir karşı oy yazısı

yayınlamıştır Buna goumlre 2 nokta yargıccedilları ayrık duumlşuumlnmeye itmiştir

1- Yerel mahkemede Uumlner kriterlerine goumlre olayların somut olarak ele alınması hem

fazla şekilcidir hem de ilk kritere fazla odaklanmıştır (başvurucu tarafından işlenen succedilun

ağırlığı ve doğası)

2- Kararın 61paragrafının sonunda obiter dictum (yeri gelmişken) olarak Mahkeme

ulusal makamları 2014 tarihli Federal Mahkeme kararından sonra gerccedilekleşen gelişmeler

ışığında durumu yeniden değerlendirmeye davet etmiştir Bu durum Yargıccedillara goumlre

başvurucunun aile yaşamının korunmasını guumlvence altına almamakta ayrıca ulusal

makamların buna saygı duyacağına ilişkin Mahkemenin de bir garantisi yoktur

203

Başvuru Adı KAİsviccedilre

Başvuru No 6213015

Başvuru Tarihi 14122015

Karar Tarihi 07072020

Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203487

Konu Başvurucunun oturma izni suumlresini uzatma talebinin

reddedilmesi ve uyuşturucu ile ilgili bir succediltan dolayı ceza almasını takiben İsviccedilrersquoye giriş ve

ccedilıkışlarının geccedilici suumlre yasaklanması ile karısı ve ccedilocuğunun yaşadığı İsviccedilrersquoden sınırdışı

edilmesinin işlediği succedillar ve ailesiyle olan bağlarının zayıflığı nedeniyle Soumlzleşme md8rsquoi

(oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal etmediği (oybirliği)

Olaylar Başvurucu KA 1976 doğumlu bir Kosova vatandaşıdır bundan

oumlnce Luumltzelfluumlhrsquote (İsviccedilre) yaşamaktadır

KA İsviccedilrersquoye taşınmadan ve Eyluumll 1996rsquoda sığınma başvurusunda bulunmadan oumlnce

Kosovarsquoda yaşamış ve eğitim almıştır Sığınma talebi 20 Aralık 1996rsquoda reddedilmiştir

Yasadışı ikametini takiben 30 Nisan 1999rsquoda İsviccedilrersquode ikamet izni olan bir Bangladeş

vatandaşı ile evlenmiştir Bu evlilik sayesinde KA aile birleşimi yoluyla oturma izni almıştır

2002rsquode ccediliftin bir oğlu olmuştur Ccedilocuk 2010rsquodan beri koruyucu aile bakımındadır

19 Kasım 2010rsquoda KA Tehlikeli Uyuşturucu Federal Yasasını ağır ihlalden succedillu

bulunmuş altı ayı hemen yirmi ayı iki yıl ertelemeli olmak uumlzere yirmi altı ay hapis cezasına

ccedilarptırılmıştır Ayrıca aleyhine 1999-2012 arasında on sekiz ayrı ceza kararı verilmiş oumlzel

hukuk borccedilları oluşmuştur

6 Ekim 2008rsquode KA oturma izninin uzatılması iccedilin başvurmuştur Halihazırda iznin

suumlresi dolduğu iccedilin kanton idaresi bu başvuruyu yeni bir ikamet talebi olarak ele almış 31 Ekim

2012rsquode de reddetmiştir Bu sebeple KA aleyhine sınırdışı emri verilmiştir

22 Haziran 2015rsquote Federal Yuumlksek Mahkemesi KArsquonın Soumlzleşme madde 8rsquoin dikkate

alınmasını isteyen dava talebini reddetmiştir Başvurucunun ikisi de hasta olan karısı ve

oğlundan oluşan ailenin işlerini yuumlruumlten kişi ve bu sebeple ccedilok oumlnemli olduğunun ayırdında

204

olarak KArsquonın onlara gerekli bakımı sağlayan kişi olmadığını kaydetmiştir Uzun hapis cezası

oturma izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmiştir

22 Haziran 2015rsquote kanton idaresi 31 Aralık 2012rsquodeki karar ve buna itirazların

reddedilmesi sonucu KArsquoyı İsviccedilrersquoyi 22 Temmuz 2015rsquoe kadar terk etmesi gerektiği

konusunda bilgilendirmiştir

8 Temmuz 2015rsquote KArsquonın İsviccedilrersquoye girişi yedi yıl suumlreyle yasaklanmıştır Kararın

sebebi işlediği succedilların sonucu olarak oluşturduğu tehdittir

29 Temmuz 2015rsquote başvurucu İsviccedilrersquoye giriş yasağına karşı Federal İdare

Mahkemesine itirazda bulunmuştur

13 Ekim 2015rsquote Federal İdare Mahkemesi bu itirazı nihai olarak reddetmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu mahkumiyetini takiben sınırdışı kararı verilmesinin ve

İsviccedilrersquoye giriş yasağı konulmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) oumlzel

hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Karar

Madde 8

Mahkeme başvurucunun İsviccedilrersquoden sınırdışı edildiğini ve adı belirtilmeyen bir

uumllkedeki erkek kardeşinin yanına gittiğini kaydetmiştir Karısı ve oğlundan ayrılması sebebiyle

aile hayatına saygı hakkına bir muumldahalede bulunulmuştur

Mahkeme başvurucuya uygulanan sınırdışı kararının ve ulusal sınırlara giriş yasağının

Yabancıların Entegrasyonu Kanunursquondaki ilgili huumlkuumlmlere dayandırıldığını kaydetmiştir

Oumlzellikle ldquokamu duumlzeninin bozulmasını oumlnlemerdquo ve ldquosuccedilu oumlnlemerdquo gibi meşru amaccedillar iccedilin

yapılan bu muumldahalenin Soumlzleşmeye tamamen uygun olduğu konusunda Mahkemenin şuumlphesi

bulunmamaktadır

22 Haziran 2015rsquoteki Federal Yuumlksek Mahkeme kararı esnasında başvurucu İsviccedilrersquode

yaklaşık on dokuz yıldır ikamet etmekte ve on altı yıldır evli bulunmaktadır Bununla birlikte

başvurucu iş yaşamına uyum sağlayamamıştır Ayrıca sadece kesintili olarak karısıyla birlikte

yaşamakta 2010rsquoda koruyucu aileye verildiğinden beri ise oğluyla hiccedil yaşamamaktadır

205

Mahkeme başvurucunun şizofreni hastası olan karısı ve otizmli oğlu iccedilin yanlarında

bulunmasının oumlnemli olduğunun ve aile işlerini yuumlruumlttuumlğuumlnuumln farkındadır Buna karşılık KA

onların guumlnluumlk bakımına katkıda bulunmamış ve mahpus olduğu suumlre boyunca hiccedil kuşkusuz

onlarla seyrek olarak iletişime geccedilmiştir Bununla birlikte başvurucunun oğluyla ilişkisini

modern iletişim yollarıyla ya da İsviccedilre ziyaretleriyle suumlrduumlrebilmesi muumlmkuumlnduumlr

Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle Federal Yuumlksek Mahkemenin menfaatler

dengesini goumlzeterek ilgili olayların yeterli ve ikna edici incelemesini yaptığını goumlzlemlemiştir

Bunun iccedilin başvurucunun İsviccedilre ile olan kişisel bağlarının kuvvetine rağmen İsviccedilre idaresi

başvurucunun tutumunu ve soumlz konusu succedilların ciddiyetini de goumlz oumlnuumlnde bulundurarak kamu

duumlzenini korumak ve succedilun oumlnlenmesi amacıyla oturma izni suumlresini uzatmamak ve yedi yıl

suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koymanın gerekli olduğunu meşru bir şekilde goumlstermiştir

Bu sebeplerle Mahkeme itiraz edilen tedbirlerin meşru amaca uygun ve orantılı

olduğuna huumlkmetmiştir

206

Başvuru Adı NH ve Diğerleri v Fransa

Başvuru No 2282013 7554713 ve 1311415

Başvuru Tarihi 16012014 27052015

Karar Tarihi 02 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203295

Konu Asgari geccedilim şartlarından yoksun evsiz sığınmacılara

youmlnelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin Soumlzleşmersquonin 3 maddesini ihlal etmesi

Olaylar Başvuran NH 1993 doğumlu Afganistan vatandaşıdır

ve Parisrsquote yaşamaktadır Mart 2013rsquote Fransarsquoya gelmiş ve Fransa Sığınma Merkezi

aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur Sonrasında sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve

geccedilici oturma izni verilmesi talebiyle Paris İdare Mahkemesirsquone ve Paris Boumllge Polis

Muumlduumlrluumlğuumlne başvurmuştur Başvurucunun İdare Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru

reddedilmiş bunun uumlzerine NH Fransız Danıştayırsquona temyiz başvurusunda bulunmuş ancak

temyiz talebi de reddedilmiştir 03102013 tarihinde ise NHrsquonin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone

yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi tarafından incelenmiş

ve NHrsquonin Danimarkarsquoda da sığınmacı statuumlsuuml talebi olduğu gerekccedilesiyle başvuru

reddedilmiştir Aynı guumln başvuran geccedilici oumldenek iccedilin meslek edindirme merkezine başvurmuş

fakat başvurucunun sığınmacı talebi Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi

tarafından kabul edilmemiş olduğu iccedilin geccedilici oumldenek başvurusu da reddedilmiştir NH

başvurularının reddedilmesi uumlzerine herhangi bir geliri ve guumlvencesi olmadan sokaklarda

yaşamaya başlamıştır Kasım 2013 tarihinde Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi

başvurucunun sığınmacı statuumlsuuml talebini reddetmiş olmasına rağmen başvurucunun idare

tarafından desteklenen bir yan kuruluşta konaklamasını sağlamıştır

SG 1987 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve 15072013 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve

ertesi guumln sığınma başvurusunda bulunmuştur Sığınmacıların kabul merkezinde kalması iccedilin

başvurucuya teklif yapılmış ancak merkezde boş yer olmadığı iccedilin başvuran ccediladırda yaşamak

zorunda kalmıştır Başvurucunun sığınma yeri iccedilin yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve

Vatansızları Koruma Dairesi tarafından 02082013 tarihinde kaydedilmiştir Başvuran

07102013 tarihinde sığınmacı olarak kendisine kalacak yer bulunması iccedilin Montpellier İdare

207

Mahkemesirsquone ivedi başvuruda bulunmuş ancak başvurusu reddedilmiştir Kalacak yer

bulunması iccedilin Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesirsquone yapmış olduğu başvuru da

reddedilmiştir Başvurucuya uumllkeden ayrılması iccedilin yetkililer tarafından uumlccedil kere tebligat

yapılmış ve başvuran uumllkeden ayrılma emrini kaldırmak iccedilin mahkemeye başvurmuştur

Diğer başvurucular KT ve GI da SG ile tamamen aynı suumlreccedilleri yaşamışlardır GI

sığınma başvurusunu geri ccedilekmiş ve uumllkesine geri doumlnmek iccedilin yardım istemiştir

Başvurucu AJ 1974 doğumlu İran vatandaşı bir gazetecidir ve ParisFransarsquoda

yaşamaktadır 09092014 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve 14102014 tarihinde Fransa Sığınma

Merkezi aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur 23102014 tarihinde AJ sığınmacı

statuumlsuuml iccedilin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone başvurmuş ancak başvurusu kaydedilmemiştir ve

kendisine 07012015 tarihi iccedilin randevu verilmiştir AJrsquonin 04112014 tarihinde konaklama

iccedilin yapmış olduğu başvuru boumllge valiliği tarafında sığınmacılar iccedilin olan konaklama merkezi

dolu olduğu gerekccedilesiyle reddedilmiştir 13112014 tarihinde başvurucu Paris İdare

mahkemesine sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve konaklama yeri ayarlanması iccedilin

başvurmuş ancak başvurusu mahkeme tarafından reddedilmiştir Bu karara karşı Fransız

Danıştayrsquoına yapmış olduğu temyiz talebi de reddedilmiştir 07012015 tarihli randevusunda

başvurucuya sığınmacı statuumlsuumlne başvurması iccedilin form verilmiş ve başvuran bu formu

22012015 tarihinde yani kendisine geccedilici oturma izninin ccedilıkmış olduğu guumln teslim etmiştir

28012015 tarihinde AJ geccedilici oumldenek almak iccedilin başvurmuş fakat sığınma talebinin kabul

edildiğine dair bir belgeyi sunmadığı iccedilin talebi reddedilmiştir 05022015 tarihinde Fransız

Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi AJrsquonin sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapmış olduğu

başvuruyu kabul etmiş ve 12022015 tarihinde AJrsquoye geccedilici oumldenek verilmeye başlanmıştır

1204215 tarihinde başvuran otele yerleştirilmiş ve 2304215 tarihinde Fransız Muumllteci ve

Vatansızları Koruma Dairesi başvurucuya muumllteci statuumlsuuml vermiştir Ayrıca başvuran gazeteci

olduğu iccedilin Parisrsquoteki ldquogazeteci evinerdquo yerleştirilmiş kendisine tek kişilik oda verilmiştir

Bunun yanı sıra başvurucuya guumlnluumlk yemek ve ulaşım bileti verilmektedir

İhlal İddiaları Tuumlm başvurucular insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

yasağını ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr NH ve AJ 3 maddeyle bağlantılı olarak etkili

başvuru haklarının da ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

NH ayrıca oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ve bu hak bağlamında etkili başvuru

hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir

208

Karar

3 Madde

GIrsquonın avukatı tuumlm girişimlerine rağmen muumlvekkili ile iletişime geccedilemediğini

GIrsquonın başvurusunu suumlrduumlrme niyetinde olmadığını ve dava listesinde ccedilıkarılması gerektiğini

Mahkemersquoye ifade etmiştir

Başvurucular Fransarsquoya geldiklerinde kendilerini maddi yoksunluk iccedilinde

bulmuşlardır Temel ihtiyaccedillarını karşılamak iccedilin Fransarsquoda sığınmacılar iccedilin yasal olarak

duumlzenlenmiş olan yardımlara muhtaccedillardır Yabancıların Giriş ve İkamet ve İltica Hakkı

Kanununun R 742-1 maddesine goumlre uumllkeye kaccedilak giren kişiler 15 guumln iccedilinde sığınma

talebiyle valiliğe başvurmak zorundadır Yetkililerin başvuruları karara bağlamaları 3-5 ay

arası vakit almaktadır NH KT ve AJ bu değerlendirme suumlrecinde kendilerine sığınmacı

statuumlsuuml verilmediği iccedilin kalacak yer ve geccedilici oumldenek talep edemediklerini belirtmişlerdir

Mahkeme sığınmacı başvurularının kabul edilmesinden oumlnce başvurucuların sığınmacı

statuumllerini kanıtlayamadıklarını ifade etmiştir Mahkeme NH KT ve AJrsquonin sığınmacı

statuumllerini kanıtlayamadıkları iccedilin tutuklanma ve uumllkeden goumlnderilme korkusuyla 100 guumln

civarı sokaklarda yaşadığını belirtmiştir Mahkeme sığınmacı statuumlsuumlnuumln değerlendirildiği

suumlre boyunca başvurucuların sokaklarda banklarda ve koumlpruuml altlarında yaşadığına dikkat

ccedilekmiştir Mahkeme 2007 yılından beri sığınmacı statuumlsuuml iccedilin taleplerin arttığını ve yetkili

makamların yoğun olduğunu farkında olduğunu belirtmiştir Ayrıca yetkili makamların

sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapılan değerlendirmenin suumlresini azaltmak iccedilin ccedilabaladığını ve bu

kişilerin konaklamaları iccedilin yeni yerler inşaa ettiğini vurgulamış ama bu olumlu gelişmelerin

insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edilmeyeceğini anlamına gelmediğini ifade

etmiştir

Mahkeme NH KT ve AJrsquonin aylarca sokaklarda saldırı ve soyulma korkusu iccedilinde

hijyenik olmayan koşullarda yaşadığını bunlara ek olarak Fransız makamlarının da sistematik

şekilde bu başvurucuların taleplerini reddettiğini belirtmiş ve bu durumun insanlık dışı ve

aşağılayıc muamele yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir

Mahkeme SGrsquonin ilk başvurusundan 28 guumln sonra kabul aldığını ve 63 guumln sonra ise

geccedilici oumldenek almaya başladığını bu sebeple başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağı iccedilin gerekli olan eşiğin aşılmadığına karar vermiştir

209

8 Madde

Mahkeme yapılan muumldahalelerin insanlık ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal

ettiğine karar verdiği iccedilin bu muumldahaleler hakkında oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkı

bağlamında bir değerlendirme yapmayacağını belirtmiştir

41 Madde

Mahkeme NH ve KTrsquoye 10000 euro AJrsquoye 12000 euro manevi tazminat bunun

yanı sıra NHrsquoye 2396 euro maddi tazminat verilmesine karar vermiştir

210

Başvuru Adı Macovei Romanya

Başvuru No 5302814

Başvuru Tarihi 11072014

Karar Tarihi 28072020

Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-203837

Konu Bir politikacının başka politikacılarla ilgili olarak aynı anda

hem avukat hem de parlamento uumlyesi olarak ccedilalışmayı bir yolsuzluk oumlrneği olarak

değerlendirmesinin uumlzerine tazminat oumldemeye mahkum edilmesinin Soumlzleşmersquonin 10

maddesinin (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlalini oluşturması

Olaylar Başvurucu Monica Luisa Macovei 1959 doğumlu bir Romanya

vatandaşı olup Buumlkreşrsquote yaşamaktadır 7 Eyluumll 2009rsquoda iki gazete Bayan Macovei tarafından

biri eski adalet bakanı diğeri ise Avrupa Parlamentosu uumlyesi iki politikacı hakkında yapılan

yorumları yayımlamıştır

Başvurucu uumlyesi olduğu Demokratik Liberal Partirsquonin bir yaz kampında konuşurken

iki Sosyal Demokrat politikacının Temsilciler Meclisi uumlyesi VP ile Senatoumlr DŞrsquonin avukat

olarak yaptıkları goumlrevde tipik bir politik etki altında yolsuzluk eylemi olarak nitelendirdiği

seccedilim boumllgelerindeki kamu şirketleri ile milyonlarca Euro değerinde soumlzleşmeler

imzaladıklarını belirtmiştir

Bir makalesinde aynı anda hem avukat olarak ccedilalışmanın hem de meclis uumlyesi olmanın

muumlmkuumln olamayacağını ve bu youmlnde bir yasa ccedilıkarılması gerektiğini belirtmiştir Aynı yılın

Ekim ayında DŞ başvurucunun yorumlarının kendisini kamuoyu ile profesyonel ve siyasal

ortaklarının goumlzuumlndeki itibarını sarstığını ileri suumlrerek haksız fiile dayanan hukuki suumlreci

başlatmıştır

Ekim 2010rsquoda ilk derece mahkemesi DŞrsquonin iddialarını başvurucunun ifade

oumlzguumlrluumlğuumlnden faydalandığını tespit ederek reddetmiştir İstinaf aşamasında Buumlkreş İstinaf

Mahkemesi hakaret iddiasını haklı bularak başvurucunun 2300 Euro civarındaki tazminatı

oumldemesine ve kendisinin masrafları karşılayarak huumlkmuumln ulusal gazetelerde yayımlanmasına

huumlkmetmiştir 2013 Kasım ayında Yargıtay başvurucu ve DŞrsquonin hukuki hususlara ilişkin

itirazlarını reddetmiştir

211

Diğer hususlarının yanı sıra mahkeme başvurucunun DŞrsquoyi avukat ve parlamento

uumlyesi olarak yolsuzlukla ilgili doğru olmayan iddialar ile succedilladığında DŞrsquonin itibarının zarar

goumlrduumlğuumlnuuml politikacılar yuumlksek seviyede eleştirilere katlanma kuumllfeti altında olsa bile

başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırını aştığını tespit etmiştir Ayrıca mahkeme

başvurucuya yuumlklenen tazminatın başvurucuyu benzer eylemlerden caydırmayacağı fakat

huumlkmuuml gazetede yayımlanmasının caydırıcı etkisi olduğuna karar vermiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Yargıtayrsquoın huumlkmuumlnuumln Soumlzleşmersquonin 10 maddesi

ile korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir

Karar Mahkeme başvurucuya youmlnelik huumlkmuumln onun 10 madde

kapsamındaki haklarına muumldahale iccedilerdiğine ve ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup

olmadığı hususunda kanıya varabilmek iccedilin incelemeye devam etmeye karar vermiştir

Mahkeme iccediltihadını yineleyerek diğer hususların yanı sıra ifadelerin ya kanıtlanması

beklenemeyecek değer yargılarının ifadesi ya da maddi olguların ifadesi olarak iki şekilde

nitelendirilebileceğini belirtmiştir Başvurucunun ifadeleri DŞrsquonin kişisel yaşamındansa

politik kapasitesi iccedilindeki eyleme youmlnelik olduğundan Mahkeme yetkili otoritelerin

muumldahaleye gerek olup olmadığını incelerken sınırlı takdir yetkisi olduğunu tespit etmiştir

Mahkeme ulusal mahkemelerin farklı sonuccedillara vardığını goumlzlemlemiştir ilk derece

mahkemesi başvurucunun yorumlarını uumlstuuml kapalı soumlzler olarak değerlendirmişken temyiz

mahkemeleri DŞrsquonin meclis uumlyesi ve bir avukat olarak yolsuz eylemlere karışmasını gerccedilek

dışı beyan olarak nitelendirmiştir

Bununla birlikte Mahkeme temyiz mahkemelerinin sınırlı gerekccedilelendirmelerine atıfta

bulunarak onların vardığı sonuca varamayacağını başvurucunun ifadelerinin değer yargısı ve

maddi olgu karışımı olduğunu belirtmiştir Başvurucu iki politikacının davranışını daha geniş

bir ccedilıkar ccedilatışması bağlamında meclis uumlyesi ve avukat rollerini kombine etmeyi oumlnleyen bir

yasa oumlnerdiği bir fikri desteklerken ldquosiyasal etki altındaki tipik bir yolsuzluk eylemirdquo oumlrneği

olarak değerlendirmiştir

Buradaki asıl soru başvurucunun ifadelerinin ve iddialarının niteliği ve derecesiyle

orantılı yeterince doğru ve guumlvenilir bir olgusal dayanağın olup olmadığıdır Bu noktada

Mahkeme başvurucunun ifadelerinin bir kısmının oumlrneğin DŞrsquonin avukat ve meclis uumlyesi

olarak kendi seccedilim boumllgesindeki kamu şirketleriyle buumlyuumlk soumlzleşmelere imza atması veya

bahsedilen soumlzleşmeleri hukuki işleme koyması gibi olgusal temelden yoksun olduğunu tespit

212

etmiştir Aslında başvurucunun sunduğu belgelerde soumlzuuml geccedilen olayla ilgili herhangi bir

bilgiye rastlanmamıştır

Ancak başvurucunun ifadeleri kolektif nitelikli olup DŞ ile VPrsquoyi birlikte

ilgilendirmekte ve politik bir yolsuzluk oumlrneği tasvir etmektedir İki politikacıyı gerccedilek bir

yolsuzluk ile succedillama niyeti taşımamaktadır Dahası mevcut bilgiler ışığında VPrsquonin aynı

anda hem meclis uumlyesi hem de kendi seccedilim boumllgesindeki devlete ait şirketlerle karlı hukuki

danışmanlık soumlzleşmeleri imzalandığında DŞrsquonin hukuki ortağı olduğu goumlruumllmektedir

Boumlylelikle Mahkeme iddiaların ve oumlzellikle kullanılan ifadelerin belki de uygunsuz bir

şekilde sert olsa da polemik ve bir miktar abartılı olarak goumlruumllebileceği goumlruumlşuumlne varmıştır

Koşullar goumlz oumlnuumlne alındığında ifadelerin DŞrsquoye karşılıksız kişisel saldırı boyutuna

varmadığını tespit etmiştir Gerccedilekten siyasi tahkir ccediloklukla kişisel alana taşsa da bu

demokratik toplumun guumlvenceleri olan politika ve oumlzguumlr fikir tartışmasının rizikolarındandır

Tazminatın boyutu ve nihai kararın yayınlanması iccedilin belli bir tutarın oumldenmesine

huumlkmedilmesi de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması uumlzerinde caydırıcı bir

etkiye sahip olmuştur

Mahkeme temyiz mahkemelerinin gerekccedilelerindeki eksiklikleri başvurucunun

ifadelerini ifade edildiği genel bağlam accedilısından doğası gereği kolektif olarak sınıflandırmanın

olası sonuccedillarını ve cezanın caydırıcı etkisini dikkate alma hususundaki belirgin

başarısızlıklarını belirterek sonuca ulaşmıştır

Yerel mahkemeler soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kuramamış ve

DŞnin haklarını başvurucunun haklarından uumlstuumln tutabilmek iccedilin ldquobaskın bir sosyal ihtiyaccedilrdquo

olduğunu kanıtlayamamıştır Başvurucunun haklarına yapılan muumldahale demokratik bir

toplumda gerekli değildir ve Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir

Adil Tazmin (Madde 41)

Mahkeme beşe iki oyla Romanyarsquonın başvurucuya 4505 Euro maddi tazminat 2000

Euro manevi tazminat ile masraf ve giderler iccedilin 3000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir

213

Başvuru Adı Mugemangango v Belccedilika

Başvuru No 31015

Başvuru Tarihi 22 Aralık 2014

Karar Tarihi 10 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203885

Konu Mayıs 2014 seccedilim sonuccedilları hakkındaki bir şikayetin incelenme

usuluumlnuumln Soumlzleşmersquonin gerektirdiği etkililik şartlarını sağlamadığı

Olaylar

Başvurucu Germain Mugemangango 1973 doğumlu bir Belccedilika vatandaşı olup

Charleroirsquoda (Belccedilika) yaşamaktadır

25 Mayıs 2014 tarihinde başvurucu Walloon Boumllge Parlamentosu seccedilimlerinde 16554

oy alan ve Charleroirsquodaki seccedilim ccedilevresindeki 5 barajı aşan PTG-GO listesinin ilk sırasından

aday olmuştur Başvurucu Walloon Parlamentosursquona seccedililememiştir

6 Haziran 2014 tarihinde başvurucu boş geccedilersiz veya tartışmalı olarak ilan edilen

21385 oyun tekrar incelenmesi iccedilin Walloon Parlamentosursquona başvurmuştur Talebini

desteklemesi iccedilin oy sayımı işlemleri sırasında birccedilok sorunun ortaya ccedilıktığını belirtmiştir

Walloon Parlamentosu Danışma Komitesi başvurucunun talebini kabul etmiş ve soumlz konusu

seccedilim ccedilevresinde (Hainaut şehri) seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmamasını ve boş

geccedilersiz veya tartışmalı oyların tekrar sayılmasını Parlamentorsquoya oumlnermiştir

13 Haziran 2014 tarihinde 28 oya karşı 43 oyla Walloon Parlamentosu oy sayımında

sorun duumlzensizliklerin olduğunu goumlsteren ikna edici bir delilin olmadığı gerekccedilesiyle

başvurucunun talebini dayanaktan yoksun bulmuştur Aynı tarihte Walloon Parlamentosu

oyları yeniden saymaksızın seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmasına karar vemiştir

Karar başvurucuya 24 Haziran 2014 tarihinde tebliğ edilmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 3 maddesi (Ek

Protokol madde 3) kapsamında Walloon Parlamentosursquonun itiraz suumlrecinde hem bir taraf olarak

214

hem de yargılama makamı olarak yer almasının ve başvurusunu reddetmesinin seccedilimlerde aday

olma hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr

Başvurucu Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 13 maddesi

kapsamında Walloon Parlamentosursquona başvuru yolunun etkili bir hukuk yolu olmadığını ileri

suumlrmuumlştuumlr

Karar

11 Haziran 2019 tarihinde başvurunun sunulduğu AİHM dairesi başvuruyu Buumlyuumlk

Dairersquoye tevdi etmiştir Başvuru Buumlyuumlk Daire tarafından karara bağlanmıştır

Ek Protokol Madde 3

Mahkeme başvurucunun iddialarının yeterince ciddi ve tartışılabilir olduğunu

goumlzlemlemiştir Zira soumlz konusu iddialar Charleroi ve Hainaut şehri seccedilim ccedilevresindeki

parlamento sandalye dağılımını etkileyebilecektir Dolayısıyla soumlz konusu itiraz etkili bir

incelemeye tabi tutulmalıdır

Boumlylelikle Mahkeme somut olayda ulusal hukukta keyfiliğe yol accedilmayacak şekilde

yeterli ve uygun usucirclicirc guumlvenceleri iccedileren bir itiraz mekanizmasının olup olmadığını

incelemiştir

Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun başvurucunun itirazıyla ilgili karar vermeye

yetkili tek mercii olduğunu goumlzlemlemiştir Seccedilim belgelerinin incelenmesi sırasında yeni

seccedililen ve seccedilim belgeleri onaylanacak uumlyelerin hepsi başvurucuyla aynı seccedilim ccedilevresindekiler

dahil itiraza ilişkin oylamada yer almıştır Boumlylelikle Venedik Komisyonursquonun tavsiyelerine

(Seccedilimsel Konularda İyi Uygulamalar Kodu) aykırı olarak başvurucunun doğrudan rakibi olan

ve oyların yeniden sayılıp başvurucunun haklı bulunduğu varsayımında sandalyelerini

kazanamama olasılığı bulunan kişiler Walloon Parlamentosursquondaki oylamaya katılmıştır

Dahası itirazın oylanmasın basit ccediloğunluğun yeterli olması başvurucuyu partizan bir kararla

karşılaşma riskiyle karşı karşıya bırakmıştır Dolayısıyla başvurucunun itirazı yeterli tarafsızlık

teminatlarından yoksun bir makam tarafından incelenmiştir

Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun sahip olduğu takdir yetkisinin iccedil hukuk

tarafından yeterli belirliliklerle ccedilerccedilevelenmediğine dikkat ccedilekmiştir Ne kanun ne de

Parlamento iccediltuumlzuumlğuuml bu tuumlr itirazların inceleneceği bir usucirclicirc duumlzenleme iccedilermektedir Bu

215

nedenle Mahkeme Walloon Parlamentosu tarafından itiraz karara bağlanırken hangi kriterlerin

uygulandığının belirsiz olduğunu vurgulamıştır

Mahkeme aynı zamanda seccedilimsel uyuşmazlıkların incelenme usuluumlnuumln adil objektif

ve yeterli gerekccedileye sahip bir kararı sağlaması gerektiğini belirtmiştir İtiraz eden kişiler

goumlruumlşlerini beyan etme ve gerekli goumlrduumlkleri buumltuumln arguumlmanları soumlzluuml veya yazılı olarak sunma

imkanlarına sahip olmalıdır Ek olarak karar veren organ tarafından beyan edilen

gerekccedilelerden itiraz eden kişinin arguumlmanlarının uygun bir şekilde incelendiği ve cevaplandığı

anlaşılmalıdır Mahkeme bu davada ne Anayasa ne kanun ne de parlamento iccediltuumlzuumlğuuml seccedilim

belgelerinin incelenmesinde bu tuumlr guumlvenceler getirmektedir Başvurucu yine de Danışma

Komitesi nezdinde belli usucirclicirc guumlvencelerden faydalanmıştır Walloon Parlamentosursquonun kararı

da aynı şekilde gerekccedile iccedilermiş ve tebliğ edilmiştir

Bununla birlikte Mahkeme başvurucuya itiraz suumlrecinde sağlanan guumlvencelerin yeterli

olmadığını belirtmiştir İccedil hukuktaki duumlzenlemelerde itiraz mekanizmasına ilişkin bir usuluumln

yer almaması karşısında bu guumlvenceler Danışma Kurulu ve Walloon Parlamentosu genel

kurulu tarafından ad hoc olarak takdiren alınan kararların bir sonucudur Aynı zamanda bu

guumlvenceler uygulamada ulaşılabilir ve oumlngoumlruumllebilir değildir

Mahkeme ayrıca usucirclicirc guumlvencelerin ccediloğunun başvurucuya bağlayıcı karar verme

yetkisi olmayan Danışma Komitesi nezdinde sunulduğuna dikkat ccedilekmiştir Walloon

Parlamentosursquonun kararında gerekccedilelere yer verdiğini kabul eden Mahkeme bununla birlikte

Parlamentorsquonun Danışma Komitesirsquonin ulaştığı sonuccedilla neden ayrıştığını ortaya koymadığını

vurgulamıştır

Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun itirazının tarafsızlık guumlvencesine sahip olmayan

ve takdir yetkisi herhangi bir duumlzenlemeyle belirli bir şekilde ccedilerccedilevelenmemiş olan bir organ

tarafından incelenmiş olduğunu başvurucuya sağlanan sınırlı sayıdaki guumlvencenin de takdiren

ad hoc şekilde sağlandığı iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Mahkeme bu nedenle Ek

Protokol madde 3rsquouumln ihlal edildiğine karar vermiştir

Madde 13

Mahkeme ilk olarak başvurucunun şikayetlerini Walloon Parlamentosursquona sunabilme

imkanını bulduğunu goumlzlemlemiştir Belccedilika hukukuna goumlre Parlamento kararına karşı yargısal

veya başka bir tuumlrden herhangi bir başvuru yolu bulunmamaktadır Mahkeme Walloon

216

Parlamentosursquondaki usuldeki guumlvence eksikliklerinin Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak

Soumlzleşmersquonin 13 maddesini de ihlal ettiğine karar vermiştir Mahkeme bu konuda taraf

devletlerde yer alan mekanizmaların ccedileşitliliğini ve ikincillik ilkesini dikkate alarak herhangi

bir spesifik mekanizma belirleme yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatmış yine de ndashldquoilk

derece merciirdquo şeklinde veya ldquoyargısal olmayan bir organın kararına karşı başvurulabilecek

itiraz merciirdquo şeklinde- yargısal bir başvuru yolunun Ek Protokol madde 3rsquouumln gerekliliklerini

ilkesel olarak sağlayacağını belirtmiştir

Adil Tazmin

Mahkeme Belccedilikarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 2000 euro masraf ve

giderler iccedilin toplam 1291514 euro oumldemesine karar vermiştir

217

Başvuru Adı D v Fransa

Başvuru No 1128818

Başvuru Tarihi 2 Mart 2018

Karar Tarihi 16 Temmuz 2020

Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-

20356522]

Konu Yurt dışında taşıyıcı annelik yoluyla doğan ccedilocuğun doğum

ayrıntılarının resmi kayda geccedilirilmesinin ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi evlat edinme yoluyla da

kurulabileceği iccedilin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal etmediği

Olaylar

Başvurucular Bayan D Bay D ve Ccedilocuk D sırasıyla 1972 1957 ve 2012 doğumludur

ve Canet en Roussillonda yaşamaktadır Uumlccediluumlncuuml başvurucu bir taşıyıcı annelik anlaşmasıyla

Ukraynada doğmuştur 3 Ekim 2012 tarihinde Kievde verilen doğum belgesi birinci

başvurucunun anne ikincisinin baba olduğunu belirtmektedir

Bay ve Bayan D 2008 yılında Fransada evlenmiştir Ccedilocuk 2012 yılının Eyluumll ayında

Ukraynada taşıyıcı annenin ccedilocuğu olarak duumlnyaya gelmiştir Kievde verilen doğum belgesi

ccedilocuğu doğuran kadından bahsetmeden birinci başvurucuyu anne ikinci başvurucuyu da baba

olarak belirtmektedir

20 Eyluumll 2014 tarihinde ilk iki başvurucuya doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız

doğum evlilik ve oumlluumlm siciline kaydedilmesi iccedilin Kievdeki Fransız buumlyuumlkelccedililiğine

başvurmuştur Konsolos yardımcısı durumun oumlzel niteliği nedeniyle ayrıntıları kaydetmeyi ve

aile kayıt defterini (livret de famille) duumlzenlemeyi ertelemeye ve konuyu Nantesdaki savcılığa

havale etmeye karar verdiğini soumlylemiştir Sonrasında ccedilifte Adalet Bakanlığırsquondan

Mahkemenin Mennesson Fransa ve Labassee Fransa davasındaki kararlarının takibiyle ilgili

bekleyen talimatlarının taşıyıcı annelik duumlzenlemelerine ilişkin tuumlm başvuruların askıya

alındığını bildirmiştir

27 Ocak 2016da Bay ve Bayan D ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız

siciline kaydedilmesi iccedilin Nantes savcılığı aleyhine dava accedilmıştır

218

12 Ocak 2017de Nantes Mahkemesi başvuruyu kabul etmiştir Diğer hususların yanı

sıra doğum belgesinin birinci başvurucuyu doğum yapmamış olmasına rağmen anne olarak

belirlemesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenen ccedilocuğun yuumlksek yararı

goumlz oumlnuumlnde bulundurularak yapılamayacağını vurgulamıştır Doğum hakkı ldquodoğduğu uumllkede

yasal olarak kurulan tek ilişkirdquo olan ve bu nedenle yasal gerccedilekliğe karşılık gelen yasal anne-

ccedilocuk ilişkisinin tanınmasının reddedilmesini haklı kılmaktadır

18 Aralık 2017de Rennes İstinaf Mahkemesi 12 Ocak 2017 tarihli kararı doğum

belgesinin baba-ccedilocuk ilişkisine ilişkin ayrıntılarını kaydetme youmlnuumlnden onamış ancak anne-

ccedilocuk ilişkisi ile ilgili olarak bozma kararı vermiştir Kararda oumlzellikle ldquo doğum belgesinde

annenin atanması ile ilgili olarak Medeni Kanunun 47 maddesinin aradığı şart doğum yapma

gerccedileğidir Yalnızca Medeni Kanun md 3561 istisnai olarak ldquoevlat edinen doğum yapmamış

annenin usuluumlne uygun olarak anne olarak kaydedilmesi şeklinde buna ccedilok sınırlı istisnalar

getirmiştir Başvurucular Yargıtaya itiraz etmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire

Başkanının bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik annesi

olduğunu bildirmişlerdir

Başvurucular Yargıtaya gitmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire Başkanının

bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik anne olduğunu

bildirmişlerdir

İhlal İddiaları

Başvurucular hem 14 madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı hem de bağımsız olarak

8 maddeye (aile hayatına saygı hakkı) dayanarak ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkının ihlal

edildiğinden ve doğum temelinde ayrımcılıktan şikayet etmiştir

Karar

Madde 8

Mahkeme Rennes İstinaf Mahkemesirsquonin uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum

belgesinin ayrıntılarının ikinci başvurucunun baba olarak Fransız doğum kayıt defterine

kaydedilme talebini kabul edildiğine ve biyolojik kişi olan ilk başvurucunun anne olarak

Fransız doğum kayıt defterine kaydedilme talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir Ancak

219

İstinaf Mahkemesi anne-ccedilocuk ilişkisinin yasal olarak evlat edinme yoluyla kurulabileceğini

vurgulamıştır

Mahkeme başvurucuların esasen uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukraynarsquodaki doğum

belgesinde genetik anne olan birinci başvurucunun ldquoannerdquo olarak kaydedilmesi taleplerinin

reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına orantısız bir muumldahale olduğunu iddia ettiklerini

goumlzlemlemiştir

Mahkeme daha oumlnce ccedilocuğun biyolojik baba olduğu durumlarda baba ile ccedilocuk

arasındaki yasal ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi konusunda kararlar vermiştir (bkz Mennesson Fransa

ve Labassee Fransa) İccediltihatlara goumlre genetik bağ yabancı uumllkedeki doğum belgesinde baba

olarak kaydedilmeyi gerekli kılmamaktadır Mahkeme mevcut davanın koşullarında aynı

zamanda genetik anne olan muumlstakbel anne ile yasal ilişkinin tanınmasına ilişkin olarak farklı

bir karara varmak iccedilin hiccedilbir neden goumlrmemiştir

Bu kapsamda Mahkeme yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin başka yollarla da kurulabileceği

gerekccedilesiyle sırf birinci başvurucunun kendisinin genetik anne olması nedeniyle uumlccediluumlncuuml

başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarının birinci başvurucuyla ilgili bir kayıt

yazılması talebinin reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkına orantısız bir

muumldahale teşkil etmediğini belirtmiştir

Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına yapılan muumldahalenin orantılılığına

ilişkin olarak Mahkeme Ukrayna doğum belgesi detaylarının tescil talebinin birinci

başvurucuya yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin kurulmasını engellemediği şekilde reddedilmesinin

belirleyici olduğu kanaatine varmıştır Nitekim Rennes İstinaf Mahkemesi Yargıtay

iccediltihadıyla da teyit edilen bir goumlruumlş olarak evlat edinme olasılığının mevcut olduğunu

vurgulama konusunda dikkatli davranmıştır

Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkı soumlz konusu olduğunda birinci

başvurucu olan hukuki ilişkisinin tanınmasını sağlayacak etkili ve yeterince hızlı bir

mekanizmaya erişmesi gerekiyordu

Huumlkuumlmetin vurguladığı gibi birinci ve ikinci başvurucular evli olduğundan ve Ukrayna

doğum belgesinde ccedilocuğu duumlnyaya getiren kadından soumlz edilmediğinden eşinin ccedilocuğunu

evlat edinme şeklinde almak iccedilin mahkemelere başvurma yolu accedilıktır

220

Mahkemenin tavsiye kararı no P16-2018-001rsquodeki gibi evlat edinme ccedilocuk ile

muumlstakbel anne arasındaki yasal ilişkinin tanınması soumlz konusu olduğunda yabancı doğum

ayrıntılarının kaydedilmesi benzer etkiler yaratacaktır

Mahkeme tam evlat edinme kararının alınması iccedilin geccedilen ortalama suumlrenin yalnızca

41 ay olduğu Huumlkuumlmet tarafından verilen bilgilerden kaynaklandığını goumlzlemlemiştir

Dolayısıyla Rennes İstinaf Mahkemesinin 18 Aralık 2017 tarihli kararını takiben evlat

edinme proseduumlruuml başlatılmış olsaydı uumlccediluumlncuuml başvurucunun yasal anne-ccedilocuk ilişkisine ilişkin

durumu buumlyuumlk olasılıkla altı yaşına gelmeden yani başvurucuların da Mahkemeye

başvurdukları tarihlerde ccediloumlzuumllmuumlş olacaktı

Bu nedenle Mahkeme mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesinin birinci ve

ikinci kişi arasındaki yasal ilişkiyi muumlmkuumln kılan etkili ve yeterince hızlı bir mekanizma

oluşturduğu sonucuna varmıştır

Buna goumlre uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarını birinci

başvurucuyu ccedilocuğun annesi olarak belirlediği oumllccediluumlde Fransız doğum kayıt defterine

kaydetmeyi reddederek davalı devlet başvurucunun somut olayında takdir yetkisini

aşmamıştır

Bu nedenle Mahkeme Soumlzleşmenin 8 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir

Madde 8 ile bağlantılı olarak Madde 14

Başvurucular 11 Şubat 2020 tarihli diğer beyanlarında yurtdışında taşıyıcı annelik

yoluyla doğan bir ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarında ccedilocuğun biyolojik babası olan

muumlstakbel babaya ilişkin ayrıntıları kaydederken muumlstakbel anneye karşı belgede genetik

anne başka olduğundan kaydetmeyi reddettikleri iccedilin ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri

suumlrmuumlştuumlr

Mahkeme başvurucuların iddiasının birinci başvurucu accedilısından Soumlzleşmenin 14

maddesi anlamında bir ayrımcılık şikayeti olduğunu kaydetmiştir Bu şikayetin 2 Mart 2018

tarihinde başlatıldığı ve 12 Eyluumll 2019 tarihinde accedilıklandığı yalnızca uumlccediluumlncuuml başvurucunun

haklarını ilgilendiren diğer şikayetlerden ayrı olduğunu ve başvurucuların bahsetmeyi ihmal

ettiği bir olguyu - ilk başvurucunun ccedilocuğun genetik annesi olması şartına - dayandığını

goumlzlemlemiştir Başvurucular benzer şekilde yerel makamlara ve mahkemelere bu gerccedileği

221

bildirmeyi ihmal etmişlerdir bu nedenle yerel yargılamalarda incelenmemiştir Mahkeme bu

yeni şikayetin Soumlzleşmenin 35 sect 1 maddesi kapsamındaki altı aylık suumlre sınırına uymadığına

karar vermiş ve bu nedenle Soumlzleşmenin 35 sectsect 1 ve 4 maddeleri uyarınca reddetmiştir

Bununla birlikte Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkından

yararlanarak Soumlzleşmenin35maddesine dayanarak maruz kaldığı iddia edilen ayrımcılığa

ilişkin şikayetin accedilıkccedila temelsiz olmadığını belirtmiştir Bu nedenle kabul edilebilir olduğunu

beyan etmiştir

Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre taşıyıcı annelikle yurtdışında doğan Fransız ccedilocukları ile

uumllke dışında doğan diğer Fransız ccedilocukları arasında muamele farklılığı ilkinin -ikincisinden

farklı olarak - yabancı doğum belgesinde adı geccedilen kişi ile yasal bir anne-ccedilocuk ilişkisinin iccedil

hukukta tanınmasının muumlmkuumln olmadığıdır Daha ziyade soumlz konusu olayda doğum belgesinin

tuumlm ayrıntılarının kayıt defterine girememesi ve ccedilocuğa sahip olmak iccedilin yasal olarak kurulmuş

ccedilocuk ilişkisiyle evlat edinme başvurusunda bulunulması gerekmesinden oluşuyordu

Mahkemenin daha oumlnce vurguladığı gibi mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesi

birinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular arasındaki hukuki ilişkinin tanınması iccedilin etkili bir mekanizma

oluşturmuştur

Huumlkuumlmet yasal anne-ccedilocuk ilişkisini kurmanın yollarına ilişkin bu muameledeki

farklılığın her vakanın oumlzel koşullarında boumlyle bir ilişki iccedilin taşıyıcı annelik yoluyla doğan

ccedilocuğun yuumlksek yararını sağlamak iccedilin tasarlandığını accedilıklamıştır Mahkeme bu nedenle

başvurucuların bu tuumlr ccedilocuklar ile genetik anneleri arasındaki yasal ilişkinin tanınmasının

yollarına ilişkin olarak şikayet ettikleri muamele farklılığının nesnel ve makul bir gerekccedileye

sahip olduğunu beyan ederek ayrımcılık yasağına aykırı bir husus saptamamıştır

Dolayısıyla Mahkeme 8 madde ile bağlantılı olarak 14 maddenin ihlal edilmediğine

karar vermiştir

222

Başvuru Adı Adana TAYAD Tuumlrkiye

Başvuru No 5983510

Başvuru Tarihi 20092010

Karar Tarihi 21 Temmuz 2020

Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-204123

Konu Adana TAYADrsquoın youmlneticilerinin ve bazı uumlyelerinin yasadışı

eylemlerde bulunduğu iddiasıyla henuumlz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen

yetkililer tarafından kapatılması ile Soumlzleşmersquonin 11 maddesinde duumlzenlenen oumlrguumltlenme ve

oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edilmesi

Olaylar Başvurucu Adana Tutuklu ve Huumlkuumlmluuml Aileleriyle

Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD) Tuumlrk kanunlarına goumlre kurulmuş bir dernektir

Derneğin kurucularının beyan ettiği kurulma amacı tutuklu ve huumlkuumlmluumllere yardım ve destek

sağlamaktır 18 Ocak 2008rsquode Adana İl Emniyet Muumlduumlrluumlğuuml uumlccedil veya doumlrt guumln boyunca

Abdullah Oumlcalanrsquoı desteklemek amacıyla şehrin bir ilccedilesinde imza toplandığı ve imzalı

dilekccedilelerin Adana TAYADrsquoa teslim edildiği konusunda gizli bilgi edinmiştir Bu bilgileri

doğrulayabilmek iccedilin yetkililer dernek binasında arama yapmıştır

21 Nisan ve 13 Mayıs 2008 tarihleri arasında 31 Ocak 2008rsquode Adana valisinin onayı

ile kurulmuş bir komisyon dernekle ilgili teftiş gerccedilekleştirmiştir Derneğin gelirinin aslını

veya bir kopyasını ibraz edemediği ve 24 Aralık 2006 tarihli genel kurul katılımcılar listesi ile

8 Temmuz 2007 tarihli genel kurul katılımcılar listesinin karşılaştırılması sonucu imzalarda

farklılık olduğu ortaya ccedilıkmıştır

Bundan oumlnce 7 Nisan 2006rsquoda Dernekler Kanunursquonun ihlali dolayısıyla dernek

youmlneticilerine youmlnelik Adana Asliye Ceza Mahkemesirsquonde ceza davası başlatılmıştır 10 Nisan

2006rsquoda Asliye Ceza Mahkemesi sanığı devamında para cezasına ccedilevrilen 6 aylık hapis

cezasına ccedilarptırmıştır Yargıtay bu kararı 27 Mart 2012rsquode onamıştır

Arama sonucunda dernek youmlneticilerinden bazıları hakkında teroumlr oumlrguumltuuml lehine

propaganda yaptıkları gerekccedilesiyle Adana Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası accedilılmıştır

31 Mart 2009rsquoda Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları iki yıl hapis cezasına ccedilarptırmıştır

223

19 Kasım 2012rsquode ise Yargıtay soumlz konusu succedilun 5 Temmuz 2012 tarihinde yuumlruumlrluumlğe

giren 6352 sayılı Kanun kapsamına girdiğini ve ilgili ldquosoruşturma aşamasında kovuşturma

askıya alınırrdquo maddesini belirtmiş ve huumlkmuuml bozarak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine yeniden

değerlendirilmesi iccedilin iade etmiştir 24 Ekim 2013 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı

geri almış ve ardından kamu davasının accedilılmasını erteleyerek Yargıtayın bozma kararına

uymuştur

12 Ağustos 2008rsquode Adana savcılığı derneğin kapatılması iccedilin iddianame sunmuştur

17 Eyluumll 2009rsquoda mahkemece savcılığın talebi kabul edilerek derneğin kapatılmasına karar

verilmiştir Mahkeme derneğin artık tuumlzuumlğuumlnde tanımlanan amaccedillara uygun faaliyetlerde

bulunmadığını yasadışı teroumlr oumlrguumltlerinin propagandasını yaptıklarını ve bunun bir sonucu

olarak amaccedillarının ve varlığının Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi uyarınca ldquokanuna ve ahlaka

aykırı hale geldiğinirdquo belirtmiştir

Derneğin 7 Ekim 2009 tarihli Yargıtayrsquoa temyiz başvurusu 3 Aralık 2009 tarihinde

reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir

İhlal İddiaları Başvurucu yetkililer tarafından derneğin kapatılmasının

Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlali (oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuuml) olduğunu iddia etmiştir

Karar

11 Madde

Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucu derneğin kapatılmasına huumlkmedip bir dernek

olarak herhangi bir faaliyet suumlrduumlrmesini engelleyerek varlığını sona erdirdiğini belirtmiştir

Bu tedbir derneğin Soumlzleşmersquonin 11 maddesi ile korunan oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale

boyutuna ulaşmıştır Muumldahale Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi ccedilerccedilevesinde ldquokanun ile

oumlngoumlruumllmekterdquo ve duumlzenin bozulmaması meşru amacını taşımaktadır Mahkemeye kalan ise

muumldahalenin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığına karar vermektir

Derneğin kapatılması suumlreci Adana savcılığının talebi uumlzerine başlatılmıştır Yerel

mahkeme savcılığın talebini kabul ederek derneğin kapatılmasına huumlkmetmiştir

Mahkeme yerel mahkemenin kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesirsquonin 31 Mart 2009

tarihli kesinleşmeyen kararına dayandığını feshe huumlkmedilmesinde dava dosyasında bulunan

bilgiye ve derneğin bazı youmlneticilerine para cezası verildiği ceza mahkemesi kararına atıf

yapıldığını goumlzlemlemiştir

224

Mahkeme Adana savcılığı tarafından bazı dernek uumlyeleri ve youmlneticilerine isnat edilen

succedilların ciddiyetinin farkında olmasına rağmen hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri

tarafından başvurucunun bağımsız uumlyelerine youmlnelik verilen ve kesinleşmeyen huumlkmuuml yeniden

uumlretmek yerine bağımsız bir değerlendirme yapması gerektiği goumlruumlşuumlndedir

Mahkeme bir derneğin buumltuumlnuumlyle kapatılmasının uumlyeleri uumlzerinde oumlnemli sonuccedillara yol

accedilan ccedilok ağır bir tedbir olduğunu ve sadece ccedilok ciddi bir durumda boumlyle bir tedbire

başvurulması gerektiğini vurgulamıştır Soumlzleşmersquonin 11 maddesi uyarınca devletler boumlyle bir

tedbire neden başvurduklarını goumlsteren meşru sebeplerini ortaya koyma yuumlkuumlmluumlluumlğuuml

altındadır

Mahkemersquonin kanaatine goumlre yerel mahkemenin huumlkmuumlnuuml dayandırdığı bazı bulgular

kendi başlarına teroumlrizme teşvik anlamına gelmemektedir Davadaki oumlrguumlt propagandası yapma

boyutuna ulaşabilecek tek eylem Sope Roje gazetesinin dağıtımıdır ki kararda gazetenin

iccedileriğinin nasıl teroumlrizme teşvik ettiğini ikna edici şekilde accedilıklanmamıştır

Boumlylelikle Mahkeme yerel mahkemenin fesih kararını kabul edilebilir ve ikna edici

gerekccedilelere dayanmadığı sonucuna varmıştır Bu başvurucu dernek ve uumlyeleri uumlzerinde ve

ayrıca genel olarak insan hakları oumlrguumltleri uumlzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır

Son olarak iddiaların kanıtlandığı varsayımında bile Mahkeme yerel mahkemelerin

daha az katı tedbirlere başvurmayı duumlşuumlnmediklerini ve Huumlkuumlmetin derneğin feshinin

yetkililerin amaccedillarını gerccedilekleştirmek iccedilin tek ccedilare olduğunu kanıtlamak iccedilin yeterli delil

goumlstermediğini goumlzlemlemiştir

Yerel makamlar derneğin feshi kararını ikna edici gerekccedilelere dayandıramadığı iccedilin

alınan tedbiri meşrulaştıramamış ve bu da oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln oumlzuumlnuuml zedelemiştir

Dolayısıyla Mahkeme muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve bu dava

oumlzelinde Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Page 5: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 6: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 7: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 8: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 9: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 10: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 11: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 12: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 13: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 14: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 15: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 16: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 17: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 18: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 19: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 20: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 21: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 22: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 23: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 24: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 25: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 26: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 27: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 28: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 29: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 30: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 31: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 32: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 33: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 34: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 35: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 36: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 37: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 38: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 39: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 40: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 41: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 42: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 43: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 44: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 45: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 46: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 47: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 48: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 49: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 50: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 51: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 52: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 53: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 54: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 55: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 56: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 57: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 58: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 59: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 60: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 61: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 62: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 63: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 64: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 65: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 66: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 67: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 68: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 69: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 70: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 71: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 72: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 73: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 74: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 75: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 76: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 77: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 78: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 79: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 80: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 81: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 82: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 83: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 84: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 85: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 86: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 87: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 88: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 89: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 90: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 91: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 92: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 93: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 94: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 95: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 96: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 97: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 98: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 99: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 100: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 101: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 102: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 103: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 104: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 105: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 106: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 107: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 108: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 109: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 110: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 111: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 112: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 113: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 114: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 115: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 116: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 117: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 118: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 119: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 120: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 121: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 122: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 123: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 124: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 125: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 126: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 127: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 128: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 129: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 130: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 131: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 132: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 133: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 134: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 135: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 136: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 137: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 138: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 139: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 140: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 141: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 142: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 143: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 144: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 145: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 146: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 147: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 148: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 149: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 150: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 151: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 152: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 153: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 154: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 155: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 156: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 157: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 158: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 159: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 160: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 161: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 162: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 163: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 164: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 165: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 166: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 167: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 168: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 169: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 170: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 171: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 172: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 173: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 174: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 175: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 176: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 177: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 178: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 179: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 180: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 181: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 182: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 183: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 184: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 185: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 186: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 187: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 188: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 189: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 190: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 191: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 192: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 193: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 194: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 195: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 196: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 197: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 198: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 199: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 200: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 201: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 202: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 203: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 204: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 205: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 206: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 207: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 208: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 209: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 210: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 211: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 212: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 213: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 214: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 215: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 216: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 217: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 218: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 219: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 220: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 221: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 222: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 223: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından
Page 224: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ · 2020. 10. 19. · Baúvurucu, Eyll 2010’a kadar noterlik yapmıútır. Baúvurucu, Kasım 2003’te bir arazinin satıúı için biri E.C. tarafından