Arthur Schopenhauer - Hukuk Ahlak Ve Siyaset Üzerine (1)

128

description

Arthur Schopenhauer - Hukuk Ahlak Ve Siyaset Üzerine (1)

Transcript of Arthur Schopenhauer - Hukuk Ahlak Ve Siyaset Üzerine (1)

  • HUKUK, AHLAK VE SYASET ZERNE

    Artbur Scbopenbauer (d. 1788, Danzig - . 1860, Frankfurt am Main)

    nl Alnan filozofu. 181.3'te Jena'da ber die vierfache Wurzel des Satzes vom Zurelchender Qrunde (Yeterli Sebebin Drtl Kk) adl bir tez savundu ve 1818'de byk eseri D/e Welt als Wllle und Vorstellung'u (isten ve Tasanm Olarak Dnya) yaymland. Bertin nivesltesi'nde doent (1820) oldu; 183l'de retim yeliginden ayrlarak Frankfurt'ta mnzevi bir hayat yaad; alayc ve nkteli eserleri arasnda, ber den Willen in der Natur (Tabiatta irade stne) (1836), ber die Freiheit des Mensch-lichen Willens (insan iradesinin Hrriyeti stne) (1839), Dle beiden Qrundprobleme der Uhlk (Ahlakn iki Temel Meselesi) ( 1841 ), Parerga und Paralipomena (1851) yer. alr. iki eseri de lmnden sonra yaymland: Hayatta Saduyu stne zdeyiler ve Dnceler ve Paralar. Schopenhauer felsefesi, hem Kant idealizmine hem de Hint filozoflarna dayanr. Btn doktrinini, zneyi de nesneyi de kapsayan tasavvur (Vorstellung) ve irade gc kavram stne kurar. Dnya bir tasavvurdur yani o aklda tasavvur edlldlglnden baka bir ekilde dnlemez (idealizm). Schopenhauer, bu fenomenler dnyasnn dayanana, "irade" (isten) adn verir ve her kuvveti bir irade olarak grr (iradecilik). Bu irade varlklarda, yaama lstegi veya yok etme sebeplerine kar direnme ve onlara hakim olma egllimi olarak belirir. Zeka bile yaama isteglnin hizmetindedi'; bununla birlikte, insan, her yaanbda ve abada ktlk ve acnn bulundugunu anlaynca, yaama lsteglnden kendini gene zeka yoluyla kurtarabilecektir. Bu, hayat artlarnn karamsar bir analizidir ve Schopenhauer, kendisine n saglayan keskin zekasn ve ac belagatini bu konuda ortaya koymutur. Ona gre, inkar eden cinsel perhiz, tutkularla isteklerin grltl aglayann kurutan ilecilik yoluyla yaplmaldr. Schopenhauer'in ahlak, insanlarn zdellglnden ileri gelen acma duygusuna dayan , \

  • ArthurSchopenhauer

    Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    evtbAhmet Aydoan

    lstanbul

  • Say Yaynlan Schopenhauer / Toplu Eserleri 6

    Hukuk. Ahlak ve Siyaset zerine

    ISBN 978-975-468-793-4

    zgn ad: Parerga und Paralipomena, ' Bd. U.: Kap. VIll: Zur. Ethik.

    Kap. IX: Zur Rechtslehre und Politik.

    eviren: Ahmet Aydoan

    Bask: Lord Matbaaclk &'. Kagtlk Davutpaa Cad. Davutpaa Matbaaclar Sitesi No: 103/430 Topkap-lstanbul Tel: (0212) 674 93 54

    1. bask: Say Yaynlan, lstanbul, 2009

    13 12 11 10 09 5 4 3 2 1

    C Say Yaynlan Ankara Cad. 54 / 12 TR-3441 O Sirkeci-lstanbul Telefon: (0212) - 512 21 58 Faks: (0212) - 512 50 80 web: www.sayyayincilik.com e-posta: [email protected]

    Genel Dagitm: Say Dagtm Ud. ti. Ankara Cad. 54 / 4 TR-3441 O Slrkeci-lstanbul Telefon: (0212) - 528 1 7 54 Faks: (0212) - 512 50 80 e-posta: dagitim@saykltap. com Online sat: www.saykltap. com

  • iiNDEKiLER

    AHLAK ZERNE ........................................................... 1 1 HUKUK VE SYASET ZERNE ....................................... 81

  • Ahlaki-manevi arabnnalar maddi arabnnalardan ve genel olarak btn digerlerinden kyas kabul ebnez lde daha nemlidir; bu durum sz konusu arabnnalann neredeyse dogrudan kendinde ey ile yani onun tezahryle ilgili olmasndan ileri gelir. O bu tezahrn iinde, dogrudan bilginin gyla kef edlldiginde, dogasn irade olarak aga vurur. Buna karlk maddi gerekler btnyle tasarm-tasawur ( Vorstellung)* yani fenomen alannda kalr ve sadece iradenin en aag tezahrlerinin kendilerini tasarmda yasaya uygun biimde nasl da vurduklarn gsterir. Ayrca dnyann maddi adan dnlp degerlendirilmesi, ne kadar baanh olsa ve ne kadar ileri gtrlse de sonulan bakmndan bize teselli sunmaz; byle bir teselli ancak ahlaki-manevi adan bulunabilir; nk burada bizim i dogamzn derinlikleri kendisini dnceye aar.

    Benim felsefem ahlaka tam ve btn haklarn sunan yegane felsefedir; nk insann gerek dogas eger onun kendi iradesiyse, dolaysyla o en kesin anlamda kendi eseriyse eger, onun ileri gerekte ona aittir ve ona izafe edilir. Buna karlk her ne zaman ki bir baka kkene sahiptir ya da kendisinden farkl bir varlgn eseridir onun her trl kusuru o kkene ya da kendisini meydana getiren ne ise ona yklenir. nk operarf sequltur esse. 1

    Sokrates'ten bu yana felsefenin sorunu dnya fen om enini meydana getiren v.e neticede onun dogasn belirleyen g ile miza ya da karakterin ahlaklligini birletirmek

    Keli parantez iindeki aklama ve dipnotlar evirmene aittir. ( : Ne yapbgmz ne oldugumuzdan ileri gelir. )

    7

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    ve dolaysyla maddi dnyann temeli olarak manevi bir dnya dzeni tesis etmek olmutur. Teizm (tannclk) bunu ocuka bir tarzda zmtr ve olgun, erikin insanlan tatmin etmekten uzaktr. Bu yzden panteizm (tmtannclk) her ne zaman bu sorunu zmeye yeltense, kendisini onun karsna yerletirmi ve doann kendi iinde kendisini ortaya karan gc tadn kantlamaya almtr. Ne var ki bu durumda zorunlu olarak ahlak bir tarafa brakmak gerekiyordu. Geri Spinoza'nn sofistik yntemlerle onu urada burada muhafaza etmeye alt dorudur ama ou kez ondan btnyle vazgeer ve artan hatta fkelendiren bir cretkarlkia doru ile yanl ve genel olarak iyi ile kt arasndaki ayrmn salt ananevi bir aynn ve dolaysyla kendi bana bunun bo ve anlamsz olduunu aklar (szgelimi, Eth. iV., XXXVII, 2). Spinoza iki yzyldan_fazla hak etmedii bir ihmali gsledikten sonra kanaat (san) sarkacnn salnmnn yol at tepkiyle bu yzylda yeniden sayg grmeye balad. Her trl tmtannclk nihayetinde ahlakn talepleriyle ve ardndan dnyann sefalet ve strabyla devrilecektir. Eer dnya Tannnn bir tecellisi ise o zaman insann hatta hayvann yapt her ey ayn derecede tannsal ve kusursuzdur; hibir ey knanamaz, eletirilemez ve herhangi bir ey dierinden daha fazla vgye ya da yergiye layk deildir: dolaysyla ahlak yoktur.

    O nedenle gnmzn yeniden canlanan Spinozacl ve dolaysyla tmtanncl sonucunda ahlak meselesinin ele alnma tarz ylesine dibe -vurmu ve o kadar slamtr ki ondan geriye sadece, insan varoluunun nihai amacnn kendisine dayand varsaylan dzgn bir kamu ve aile yaam ile ilgili retiler btn kalmtr, ki (gsterilen bu hedef) yntemli, dzenli, eksiksiz, halinden memnun, rahat bir philisteiikten2 baka bir ey deildir.

    2 (Tabir iin dizinin drdnc kitabna, Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine, 1. Blme baknz. )

    8

  • Ahlak zerine

    Tmtannclk elbette bylesi s samalklara gtrmedi ama bunun tek nedeni (e quovis ligno fit Mercurlus'in arszca ktye kullanlmasyla)" Hegel gibi sradan kafaya sahip bir adamn iyi bilinen yntemlerle haksz yere byk bir filozof olarak takdim edilmesi ve ilk bata akl elinmilerden, daha sonra sadece ahmaklardan ibaret olan mezler srsnn onun tantanal szlerinin bysne kaplmasyd. insan aklna yaplan bu tr hakaretler cezasz kalamazd; tohum yeerdi ve fllizlendi.

    Bunun ardndan yine ayn ruhla ahlakn konusunun tek tek insanlann deil fakat halk kitlelerinin davrantan olmas gerektii ve ancak bunun onun adna layk bir tema olduu ileri srld. Hibir ey en s gerekilik zerine oturan bu grten daha akl almaz ve sama olamaz. nk her insan tekinde btn blnmemi yaama iradesi, kendinde ey ortaya kar ve kk evren byk evrene benzer. Kitlelerin her bir insan tekinden daha fazla bir cevheri ya da muhtevas yoktur. Ahlakta sorun eylem ve sonula ilgili sorun deil fakat istemeyle ilgili sorundur ve istemenin kendisi sadece insan tekinde gerekleir. Sadece fenomen plannda varolan uluslann kaderi deil fakat insan tekinin kaderi ahlaken belirlenir. Uluslar gerekte soyutlamalardan ibarettir; gerekten varolan sadece insan tekleridir. u halde tmtannclk ahlakla bu ekilde ilgilidir. Fakat dnyann strap ve sefaleti teizm ile de uyumlu deildir; bu sebepten trdr ki her trl hile, kaamak, bahane ve teodiseden yardm aram ama bunlar n alnamaz biimde Hume ve Voltaire'in temellendirmelerine yenik dmtr. Fakat tmtannclk dnyann kt yan karsnda btnyle savunulamazdr. Dolaysyla dnyay ancak btnyle dandan ve mnhasran maddi adan deerlendirip her zaman kendisini yenileyen eyann dzeninden ve bylece btnn nispi yok olmazlndan baka bir eyi gz nnde bulundurmadmzda belki dnyann, ama yine de ancak simgesel olarak, bir tann

    .3 (: Bir tanrnn kaznabilecei bir tahta paras. )

    9

  • Arthur Schopenhauer lfukuh, Ahlak. ve Siyaset zerine

    oldugunu ilan etmek mmkn olabilir. Fakat ieri giril diginde ve dolaysyla buna ilave olarak, hakim olan yoksulluk, sefalet ve strap, anlamazlk, gnahkarlk, alaklk ve samalk ile birlikte znel ve manevi taraf gz nnde bulunduruldugunda, ok gemeden dehetle farkna varlr ki bir kimsenin tasawur edilebilecegi en son ey bir tann tecellisidir.

    Ne var ki dC>gada ileyen ve faal halde olan gcn bizdeki iradeyle ayn ey oldugunu gsterdim ve bilhassa "Ueber den Wlllen in der Natur"da kantladm. Bu ekilde dnyann manevi dzeni dnya fenomenini meydana geren gle dogrudan baglanb iine sokulur. nk iradenin fenomenal grn onun varolu tarzna tam olarak denk dmelidir. Die Welt als Wille und Vorstelhuns . Cilt, 6:5, 64'de verilmi olan sonsuz adalet aklamas bunun zerine oturur; ve her ne kadar kendi gcyle varlgn srdrse de dnya batan sona manevi bir egilimi kabul eder. Dolaysyla Sokrates'in dneminden itibaren tarblan sorun imdi ilk kez gerekten zlm ve dnen akln manevi-ahlaki olana ynelmi talebi tatmin olmu olmaktadr. fakat geride zlmemi soru brakmayan bir felsefe ortaya koydugumu asla ileri srmedim. Bu anlamda felsefe gerekte imkanszdr; bu her eyi bilen bilim olurdu. fakat est quad am prodire tenus, si non datur ultra, 4 dnmenin nfuz edebilecegi eyin bir snn vardr ve o belli bir yere kadar varoluumuzun gecesini aydnlatabilir, her ne kadar ufuk her zaman karanlk kalrsa da. Ortaya koydugum greti kendisini kendi tezahrnde olumlayan ya da yadsyan yaama iradesiyle bu snra eriti. Ancak bunun tesine gitmeyi istemek benim gzmde atmosferin tesine umay istemekten farkszdr. Burada durmalyz, her ne kadar zlm olanlardan yeni sorunlar ortaya kacaksa da. Aynca yeter sebep ilkesinin fenomenle snrl olduguna iaret etmeliyiz; benim bu ilke zerine daha 181:5'de yaynlanm olan ilk denememin konusu buydu.

    4 (: Her ne kadar daha teye gldllemese de gidilebilecek yerin bir snn vardr.)

    10 ----------

  • * AHLAK UZERINE

    Pareiga und Parallpomena, Bd. il, Kap. Vlll: Zur l!thlk.

  • Maddi dnyann gerekleri ok fazla harici nem tayabilir fakat sz konusu olan deruni anlam ise bu bakmdan hibir kymeti harbiyeleri yoktur. Bu sonuncusu mnhasran zihni ve ahlaki dnyaya ait gereklerin ayrcaldr, ki temel fikir olarak ilerinde iradenin nesnellemesinin en yksek aamalarn banndnrlar, halbuki maddi gerekler bu nesnellemenin en aa merhalesi itibariyle onunla ilgilidir. Szgelimi imdiye kadar saf bir tahminden ibaret olan eyin hakikatini, yani ekvatorda termoelektrii (sl elektirii) gnein meydana getirdii, bunun kresel manyetizmay hasl ettii, keza bu manyetizmann da aurora borealisin5 nedeni olduunu tespit edebilseydik, btn bunlar haricen byk nemi olan, fakat deruni bakmdan hibir anlam olmayan gereklerden teye gitmezdi. Dier taraftan deruni anlam olan misaller, sadece btn byk ve hakiki felsefe sistemlerince deil her gzel tragedyann .felaketiyle hatta ahlaki ve gayri ahlaki en u almlar itibariyle insan davrannn, dolaysyla onun iyi ve kt karakterinin gzlemlenmesiyle ortaya karlr. nk btn bunlarn hepsinde fenomenal tezahr dnya olan hakiki z aa kar, 6 ve nesnellemesinin en yksek aamasnda en i tabiatn gn na karr.

    * *

    Dnyann sadece maddi bir anlam olduunu ve manevi-ahlaki anlamnn bulunmadn sylemek, btn

    5 ( : Bir tr tan, fecir; kutup blgelerinde geceleri gkyilznde grmen yay biiminde renkli klar. )

    6 ( Ya da: nk btn bunlarn hepsinde gelip geici tezahr dnya olan gerek z aga kar.)

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    yanllarn en by ve en tehlikelisi, en byk ve en temel gaf, gerek ruh ve miza sapknlfldr. Aslnda bu hi kuku yok inancn Deccal biiminde kiiletlrdlgi eglllmdlr. Bununla beraber btn dinlere karn-ve bunlarn her biri bunun tam tersini ileri sren ve kendi usullerince bunu tesis etmeye alan sistemlerdir-bu temel hatann, bu en byk yanln hibir zaman kk kaznmaz fakat evrensel fke kendisini bir kez daha saklanmaya zorlayncaya kadar, zaman zaman bam kaldrr.

    Ne var ki hayatn ve dnyann manevi-ahlaki anlamm ne kadar kesin biimde hissedersek hissedelim, onu aklayp misallerle anlalr hale getirmek, bu anlam ile varolduu haliyle dnya arasndaki elikiyi zmek, iinde ok byk glkleri barndran bir itir; hakikaten o kadar byk bir itir ki bana her yerde ve her zaman etkin olan ahlakn, gtrd hedefle birlikte, hakiki ve tek sahih ve salam temelini gzler nne sermekten baka bir yol brakmamtr. Ahlakn aktel gerekleri, baka herhangi bir tez yahut iddiann benim ortaya koyduum teorinin yerini alabileceinden veya onu ait edebileceglnden ekinmeme neden olmayacak kadar benim yanmdadr.

    Ne var ki benim ahlak sistemim profesrlerin dnyasnda srgit gzard edildike Kant'n ahlak ilkesi niversitelerde geerliliini koru5'acaktr. Bu ilkenin muhtelif biimleri ierisinde imdilerde en gzde olan "nsan Vakar" ile ilgili olandr. 7 Bu retinin boluunu daha nce Ahlakn Temeli zerine ( ber die Qrundlage der Moral, 1840) 8'de gzler nne sermitim. Dolaysyla burada sadece insann bu szde vakarnn neye dayand zerine bir soru sorulmu olsayd er ok fazla tereddt edilmeden herhalde verilecek cevap, ahlak ze-

    7 {: Wrde des Menschen; L. hominls dlgnltate.)

  • Ahlak zerine

    rine dayandg olurdu; burada bu kadaryla yetineceim. Bir baka syleyile insann ahlak bu hesaba gre vakar zerine, vakar da yine ahlak zerine oturur.

    Fakat bir ksr dng ierisinde dnp duran byle bir akl yrtme tarzm bir tarafa braksak bile, bana yle grnyor ki insan vakar gibi bir kavram, iradesi insan gibi gnahkar, akl insan kadar snrl, bedeni insan kadar zayf ve krlgan olan bir varlk iin ancak ironik bir anlama sahip olabilecektir. Rahme dmesi bir su, doumu bir ceza, hayat bir meakkat, ve lm bir gereklilik iken insan nasl vakur bir varlk olacaktr?

    Quid superbit homo? c.Yus conceptio culpa, /'fasci poena, labor vita, necesse moril 8

    Dolaysyla Kant'n yukarda zikredilmi olan ahlak ilkesine kar aadaki kural hayata geirme eilimi ierisindeyim: Kim olursa olsun, her ne zaman bir insan ile mnasebet kurarsan, onun hakknda vakar ve kymetine gre nesnel bir deerlendirme abas ierisinde olma. Onun iradesinin ktln, anlaynn snrllgtn veya fikirlerinin tersliini nazar itibara alma; nk ilki seni kolaylkla nefrete, ikinc!si kmsemeye gtrr. Tam tersine dikkatini sadece onun straplar, ihtiyalar, endieleri ve aclan zerine teksif et. O vakit her zaman onunla akrabalm hissedecek; onun duygularm paylaacak ve nefret yahut kmseme yerine efkat ve merhameti tecrbe edeceksin, ki lncil'in bizi davet ettii a:yam bundan baka bir ey deildir. 9 Ona kar oluan nefret ve kmsemeyi bastrmann tek yolu kesin-

    8 (Schopenhauer'ln kendi dizeleri olduau iin evirisi ana metne dahil edilmitir.)

    9 (L. carltas: kardee sevgi. Kavramn Hristlyanlk tarihindeki serveni iin baknz: a. T. Bettany, Dnya Dinleri Ansiklopedisi, sh. 722 vd. Say Yaynlan, 2006.)

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    likle insann bu szde "vakar"na bakmamak, fakat tam tersine onu bir merhamet konusu olarak grmektir.

    * * *

    imdi* belli noktalarn eksiklerini gidermeye geiyorum ve Die Welt als Wille und Vorstellung'un 1. Cildinin 6 7 . paragrafnda verilmi olan alama izahn yani alamann, objesi kiinin kendisi olan duygudalktan kaynakland yolundaki aklamay klasik iirden bir ift pasaj ile destekleyerek balayacam. Odysseia'nn sekizinci kitabnn sonunda, bana gelen bir sr felaket ve straba karn asla alarken gsterilmemi olan Odysseus, Phaiacia kralnn saraynda ozan Demodokos'un alp syledii arkda daha nceki kahramanca hayatn ve ilerini duyduunda gzyalarna boulur, nk hayatnn bu parlak dneminin hatras imdiki perianlyla byk ztlk iindedir. Dolaysyla bu perianln ya da sefaletin kendisi deil ama onun nesnel olarak dnlp deerlendirilmesi, iinde bulunduu kt durumun gemi sayesinde gn yzne kan resmi onun gzlerini yaartr; kendisine acr, sempati duyar. Euripides de gnahsz yere mahkum olmu, talihine yanan Hypolytos'a ayn hissiyat dile getirtir:

    Heu ere fu eaut6v 7tpocrj3Ai:1tEl v evavtiov I:tau0', oo &aKpu', ola 7tacrxoev KaKci. ( 1 084)

    (Hen, si liceret mihi, me ipsum extrinsecus spectare, quantopere deflerem mala, quce patior.) 10

    Nihayet aklamamn delili olarak 1 6 Temmuz 1 8.36 tarihli ingiliz The Herald gazetesinden aldm ksa bir anekdot burada zikredilebilir. Bir mvekkil avukatnn mahke-

    (Bu paragraf Die Welt als Wille und Vorstellung'un B. il, K. 47: Zur .Ehtlk balkl blmnden eklenmitir. )

    10 ( : Ah, keke burada durup tallhsizllgim zerine aQlarken kendimi grme imkan bana baglanm olsayd . )

  • Ahlak zerine

    mede davasnn takdimini dinledikten sonra gzyalarna boulur ve feryat eder: "Bugn dinleyinceye kadar asla bunun yans kadar ac ektiimi bilmiyordum. n

    1. Cildin 55. paragrafnda karakterin, yani bir kimsenin gerek, temel istemesinin deimezliine karn, hakiki bir ahlaki pimanln yine de mmkn olduunu gstermitim. imdi buna u aklamay ekleyeceim, ancak buna bir iki tanm vererek balamam gerekecek. Eilim iradenin belli trde gdlerine kar her trden gl duyarlldr. lhtiras ylesine gl bir eilimdir ki onu harekete geiren drtler iradenin zerinde onlara kar koyabilecek mmkn her drtnnkinden daha kuvvetli olan bir g icra eder. Onun irade zerindeki hakimiyeti bylece mutlak hale gelir; dolaysyla iradenin ona kar tavr edilgindir, bir katlanma tavrdr. Ne var ki burada ihtiraslarn bu tanma tam olarak karlk gelecek bir dzeye nadiren ulabklanna iaret etmek gerekir; tersine onlar isimlerini bu dzeye gre tam olarak deil ancak yaklak olarak tarlar. Dolaysyla bilince ak biimde dahil olsalar, hi olmazsa, onlarn etkisini snrlayabilecek kar drtler de vardr. Heyecan iradenin, o lde kar konulmaz olsa da gelip geici olan bir gdyle hareketlenmesidir. Bu gd gcn kklemi bir eilimden almaz; tersine byle bir gd yalnzca birdenbire ortaya kp dier btn gdlerin kar etkisini bir mddet saf d etmesinden elde eder, nk o an canllyla dierlerini btnyle karartan, ya da on lan deyi yerinde ise f evkalade yaknlyla btnyle saklayan bir tasarma-tasavvura dayanr, yle ki onlar bilince giremez ve irade zerinde messir olamazlar. Bylece dnme yetenei ve onunla birlikte zihinsel zgrlk belli bir lde ortadan kalkar. Dolaysyla heyecan ile ihtiras arasndaki iliki hezeyan ile delilik arasndaki ilikiye benzer.

    Ahlaki pimanlk imdi sz konusu i ya da eylemden nce ona olan eilimin, zihnin kar drtleri ak ve

    ----------- 17 -----------

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    tam olarak dnmesine izin vermedii, bilakis onu hep yeniden kendi lehine olan drtlere ynelttii iin zgr alan brakmamasyla belirlenir. Ama imdi o ey yapldnda bu drtler gcn kaybeder ve neticede etkisiz hale gelir. Bunu salayan yaplan iin kendisidir. imdi gereklik zihnin nne zaten gereklemi olan eylemin sonulan olarak kar drtleri kanr ve zihin o zaman, yeteri kadar dnlm ve dikkatle llp tartlm olsayd bunlarn daha gl olacaklarn bilir. Bylece insan gerekte iradesine uygun olmayan eyi yaptnn farkna varr. Bu farkna var pimanlktr nk o tam bir zihinsel zgrlkle hareket etmemitir; zira drtlerin tm etkin hale gelmemitir. i ya da eyleme kar olan drtleri saf d etmi olan ey tela ya da aceleyle yaplan i durumunda heyecan, dnp tanlarak yaplan i durumunda ise ihtirastr. ou kez bunun nedeni udur: insandaki akl melekesi kar drtleri ona soyut olarak sunar, bu dorudur fakat burada akl melekesi ona bunlarn btn muhtevasn ve gerek anlamn imgelerle sunacak kadar kuvvetli bir hayal gc ile desteklenmez. Sylenen eylerin rnekleri intikatn, kskanlk veya tamahkarln cinayete yol at durumlardr. Cinayet ilendikten sonra bunlar ortadan kaybolmu ve imdi adalet, duygudalk, eski dostluun hatras seslerini ykseltmi ve eer daha nce onlarn konumalarna izin verilmi olsayd syleyecekleri her eyi sylemeye balamlardr. Ardndan ac pimanlk ortaya kar ve der: "Eer o olmam olsayd, bu asla olmazd." Bunun emsalsiz bir tasvirini Edward, Edward! balkl nl eski sko balad sunar ki Herder tarafndan evrilmitir. Benzer bir tarzda bir kimsenin kendi iyiliinin ihmal edilmesi bencilce bir pimanl dourabilir. Szgelimi baka trl tasvip edilmeyecek bir evlilik imdi

  • Ahlak zerine

    evlilikle birlikte ortadan kalkm olan tutkulu bir ak neticesinde yapldnda kiisel kar, kaybedilen bamszlk vs. ile ilgili kar drtler ilk kez bilin yzeyine kar ve syleyeceklerini sylemesine izin verilmi olsayd vaktiyle konuaca ekilde konuur. Dolaysyla btn bu eylemler nihayetinde, zihnin kendisine iradenin hkmetmesine izin verdii iin ortaya kan grece zayflndan kaynaklanr. Oysa tam da bu durumda gdlerin sunucusu olarak zihnin ilevi, kendisini iradenin rahatsz etmesine izin vermeksizin hibir eye kulak asmadan yerine getirilmeliydi. iradenin iddeti burada, zihinle att ve bylece kendisi iin pimanln yolunu hazrlad kadaryla, ancak dolayl olarak sebeptir. ihtiraslla kar olan karakterin makull, creo

  • Ahlaki ve metafizi meseleler zerine kafa yormalarnn ve daha derin grlere sahip olmalarnn bir neticesi olarak Budaclar byk erdemlerden deil byk gnahlardan yola karlar; nk erdemler ancak ktlk yahut gnahlarn kartlar ya da onlarn etkisiz hale getirilmeleri ile grnr hale gelirler.

    1. J. Schmidt'in Qeschichte der Ostmongolen (Dou Moollannm Tarih1 isimli eserinin 7 . sayfasnda anlatlanlara gre Budaclarn etelesinde byk gnahlarn adedi drttr: ehvet, Tembellik, fke, ve Tamah. Fakat Tembellii galiba Gurur diye okumalyz; nk Haset yahut Nefretin eteleye beinci olarak ilave edildii Lettres edifiantes et curleuses' de11 byle geer. Nitekim Schmidt'ln ifadesini dzeltirken ne srdm eyin, Brahmanlar ve Budaclardan etkilendikleri su gtrmez olan Sufilerin retileriyle uyumasyla da teyit edilmekteyim. Sufiler de drt byk gnah olduunu ileri srerler, ve bunlan ok arpc iftler halinde kmelendfrlrler. Nitekim ehvet Tamah ile, fke Gurur ile balant ierisinde grlr. (Tholuck'un Blthensammlung aus der morgenlandischen Mystik1nin, 206. sayfasna baknz.) Hatta Bhagavadgita'da (bl. 1 6, 21) ehvet, fke, ve Tamahn byk gnahlar olarak vaz edildiini grrz ki bu retinin byk ana tanklk eden bir gerektir. Benzer ekilde Prabodha Chandro Daya'da, Vedanta felsefesi iin fevkalade nemli olan mecaz ve istiareli anlatma dayal bu felsefi dramada bu byk gnah Kral-Akl'a kar savanda Kral-Tutku'nun byk komutan olarak grnr. Bu byk gnahlarn tam kar-

    1819 basks, c. v, s .372.

  • Athu r Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    snda yer alan drt byk erdem iffet ve Cmertlik, Nezaket (Hilm yahut Halimlik) ve Tevazuudur.

    Bu derin ahlak retilerini, Doulu uluslarca gelitirildiklerini hesaba katarak, Platon'un nl drt byk erdemiyle-ki tekrar tekrar zetlendii zere, Adalet, ecaat (Cesaret), itidal, ve Hikmettir-karlatrrsak grrz ki bu sonuncularn herhangi ak, temel bir klavuz fikir zerine oturmad fakat sathi ve ksmen de aka yanl olan gerekelere dayal olarak seildii aikardr. Erdemler iradenin nitelikleri olmaldr, fakat Hikmet yahut Bilgelik ncelikle Akl ile ilgilidir. Cicero'nun temperantia diye evirdii ve Almancaya Massigkeit diye geen

    . cro

  • Ahlak zerine

    yok, berbat bir listedir. inliler be byk erdemi ne karrlar: Duygudalk, Doruluk, Edeplilik, Bilgelik ve itenlik (Joumal asiatique, V. IX, sh. 62) . Samuel fdd, China'da (Londra, 1 84 1 , sh. 197) bunlar iyilikseverlik, incelik, doruluk, bilgelik, itenlik diye adlandrr ve her biri iin uzun, tafsilatl yorumlar yapar. Hristiyanln byk erdemleri ise teolojiktir: inan, Sevgi ve Umut.

    insann bakalarna kar ya Kskanlk ya da Duygudalk karakterine brnen temel eilimi, insanlarn ahlaki erdemlerinin ve ktlklerinin ilk kez ayrt kavak noktasdr. Bu birbirine taban tabana zt nitelikler her insanda mevcuttur; nk bunlar kiinin kendi payna denler ile bakalarnn ksmeti arasnda yapt kanlmaz karlatrma yahut mukayeseden kaynaklanr. Bu karlatrmann neticesinin insann ferdi karakterini etkilemesinin keyfiyetine gre bu niteliklerden biri ya da dieri onun btn eylemlerinin kayna ve ilkesi (bakalarna kar temel yaklam biimi) haline gelir. Kskanlk Sen ve Ben arasndaki duvar daha da kalnlatrp tahkim eder; Duygudalk ise onu inceltip geirgen hale getirir; hatta zaman zaman duvar btnyle kaldrr; ve o zaman ben ve ben-olmayan ayrm ortadan kaybolur.

    * * *

    Bir erdem olarak zikredilmi olan ecaat ya da daha dorusu onun temelinde yatan Cesaret (nk ecaat savataki cesarettir yalnzca) daha yakn bir tetkiki hak eder. Eski dnyann insanlar Cesareti erdemler, ve yreksizlii kusur ya da zafiyetler arasnda sayyorlard; fakat Hristiyarlarn erdem etelesinde bunun bir karl yoktur, nk o dorudan iyilikseverlik, sabr ve feragate ynelmitir ve retisi her trl husumeti htta mukavemeti yasaklamtr. Neticede cesaret ada dnyada artk bir erdem olmaktan kmtr. Bununla beraber yreksizliin, srf bir kimsenin kendi ahs iin duyduu haddinden an bir endieyi ele vermesi yznden olsa

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    bile, herhangi bir yaradl yahut tabiat soyuuguyia bagdaabilir bir yannn omadg kabuJ edi1melidir.

    Cesaret ayn zamanda halihazrda tehlikesi ve tehdidi hissedi1en ktlkle_ri, gelecekte karlalmas muh" temel daha byk ktlklerden kanmak iin ggslemeye hazrlanmak olarak da aklanabilir; halbuki yreksizlik bunun tam tersini yaptrr. DoJaysyla bu hazr ou sabr ne ayn nitelige sahiptir, nk sabr halihazrda kar karya oJduklarmzdan daha byk ktJklerin mevcudiyetinin ve bunlardan kurtumaya yahut ko-

    . runmaya dnk iddete dayaJ herhangi bir teebbsn zerimize daha bakalarn ekebiJeceginin ak bilincine dayanr. u haJde cesaret bir sabr tr oacaktr ve tahammJ etmemizi ve kendi kendimizi snrlamamz sagJayan ey sabr oJduguna gre, cesaret sabr vastasyla en azndan erdeme akrabadr denebilir.

    Fakat belki de cesaret daha yksek bir bak asndan dnJp degerlendirilmeyi hak eder. lm korkusu her durumda, bir insan kendi benliginde oldugu kadar kendi dndaki her eyde, evet her eyde de varlgIn srdrdgne dolaysyla ahsen lmnn kendisine ok fazla zarar veremeyecegine ikna eden doga-doga ve bu yzden safi hissiyata dayanan-metafizikten yoksunluga kadar gtrlebilir. Fakat bir insana kahramanca bir Cesaret veren de bu ikna olunmulugun ta kendisidir ve bu yzden cesaret (okuyucunun benim Etik'imden hatrlayacag zere), adaJet ve insanlk sevgisi erdemleri ile ayn kkenden kaynaklanr. Kabul ediyorum bu, konu hakknda ok yksek bir gr benimsemektir; fakat baka trJ yreksizligin neden aJak ve kiisel cesaretin neden soylu ve yce bir ey olarak grndg pek iyi izah edi1emez; nk daha alak bir bak as kendisi iin her ey oan-hatta kendisi dnyann

  • Ahlak zerine

    kalannn varoluunun bile temel koulu olan-snrl bir bireyin kendi varlnn korunmasn neden baka her hedefin zerine koymamas gerektiini anlatamaz. u halde onu sadece fayda zerine oturtmak ve ona akn deil deneysel bir karakter kazandrmak cesaret iin yetersiz bir aklamadr. Muhtemelen byle bir sebepten tr olmal, bir zamanlar Calderon cesaret bahsinde kukucu fakat kayda deer bir gr ortaya atm, hatta onun gerekliini fiilen inkar etmiti; ve bu inkarn gen kralnn huzurunda akll yal bir bakann azndan syletmiti: "Her ne kadar" diyordu, "doal korku btn herkes iin geerli ise de bir erkek onun grlmesine izin vermeyerek cesur olabilir ve Cesareti oluturan ey de zaten budur":

    Que aunque el natura! temor En todos obra igualmente, No mostrarle es ser valiente Y esto es Jo que hace el valor. 11

    Cesareti bir erdem olarak deerlendirmeleri bakmndan eski ve yeni dnya insanlan arasnda zikrettiim farkllk konusunda erdem, yani virtus, CpEtT (arethe) ile eskilerin, bu ister ahlaki yahut zihni, isterse safi maddi-bedeni olsun, kusursuzluk ya da kendi bana vgye deer olan bir nitelii anladklar hatrdan karlmamaldr. Fakat Hristiyanlk hayatn temel eiliminin ahlaki olduunu ortaya koyduktan sonra, erdem kavram erevesinde sadece ahlaki meziyetler yahut kusursuzluklar dnlr hale geldi. Bu arada eski Latin kltrnn temsilcileri arasnda, keza ltaya' da da, virtuoso szcnn pek iyi bilinen anlamnn da gsterdii gibi, eski kullanm bir sre daha varln korudu. Eskiler arasndaki erdem fikrinin bu daha geni kapsamna aratrma-

    7 La Hija del Alre, rt. . . Jom. 2.

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    clann zel dikkati ekilmelidir, aksi halde kolaylkla gizli bir kafa karklnn kkeni olabilecektir. Burada Stobaeus'un gnmze ulam olan ve bu amaca hizmet edebilecek iki pasajna zellikle dikkat ekmek isterim. Bunlardan biri anlalan Pythagorasc filozof Metopos' dan kalmadr (f'Jorilegium, 64; Gaisford, C. I, s. 22) ve her bir beden uzvunun uygunluu (amac iin tam yeterlilii) bir

  • Ahlak zerine

    yac ve sefaleti, savurgan yahut mirasyedinin bo, mrsz, ve ou kez hayalden daha fazla gereklii olmayan zevkleri satn ald fiyattr; eer deilse kendisine gizlice glen asalaklarn yaltaklanmalarna ya da ayaktakm ve kendisinin ihtiamn kskananlarn hayran baklarna dayanan beyhude, budalaca kendini beenmilii ile avunmaktan teye gemeyen bir eydir. O nedenle savurgan yahut mirasyediden sanki vebalym gibi kamalyz ve onun bu zayfln kefeder kefetmez hemen onunla olan mnasebetlerimizi kesmeliyiz ki savurganl kanlmaz sonularn dourduunda ne bunlara tahamml edebilmesi iin ona yardm etmek ne de Atinal Timon'un dostlarnn roln oynamak zorunda kalalm.

    Benzer ekilde talihinin kendisine sunduklarn budalaca savuran kimsenin bir bakasna zarar vermeyecei beklenmemelidir; hatta Sallustes sui profusus ile alieni appetensi19 hakl olarak ayn snfa dahil etmitir (Catilina, bl. 5) . Dolaysyla savurganlk sadece sefalete deil fakat ayn zamanda sua da srkler; ve paral snflar arasndaki sular her zaman savurganln neticesidir. Bu yzdendir ki Kuran "Btn msriflerin eytann kardeleri" (XVII: 27) olduunu bildirir (bkz. Sadi, s. 254, Graf evirisi).

    Fakat Tamahn ard sra getirdii ey bolluktur ve bolluk ne zaman kt bir ey olmutur? Bu iyi sonulan olan iyi bir kusur ya da zayflk olmaldr. Tamahkar insan her trl zevkin sonulan bakmndan ancak menfi ve bir dizi zevkten mteekkil mutluluun bir khimaera, buna mukabil mspet ve fevkalade gerek olann straplar olduu ilkesini takip eder. Bu yzden tamahkar insan bu sonuncusundan daha iyi korunabilmek iin ilkini terk eder2 ve bylelikle onun takip ettii dstur sustlne et abstine1 olur. Ve ayrca o insann bana gelebilecek talihsizliklerin tketilemez ve tehlikeli yollarn sa-

    9 (: Kendininkini sap savurma, bakalarnnkine gz dikme . ) 2 0 (Yani kendisini zevklerden mahrum eder. ) 2 (:Tahamml ebnek ve geri durmak. Daha geni bilgi iin Thomas B.

    Saunders, Schopenauer (Say Yaynlan, lstanbul, 2006) baknz.)

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    ylamayacak kadar ok olduunu bildii iin eer mmknse etrafn katl bir korum a duvan ile evirmek iin bunlardan uzak durmann yollann f azlalatnr.

    O halde felakete kar ihtiyatkarln nerede, hangi noktada abartlmaya baladgn kim syleyebilir? Talihin vefaszlgnn snnna ulatg yeri kim biliyorsa o; ve ihtiyat(karlk) abartlm olsayd bile bunun zaran bakalanna deil, olsa olsa ihtiyatkar ve tedbirli davranm olan kimseye dokunurdu. Eger kendisi iin biriktirdlgi hazinelere hibir zaman ihtiya duymayacak olsa bile bunlardan bir gn tabiatn ihtiyattan daha az nasiplendirdii bakalan

    faydalanacaktr. O zamana kadar onun tedavldeki paradan payna deni ekmesinde kimsenin bir zarar yoktur; nk para bir tketim maddesi degildir: Para sadece bir insann fiilen sahip olabilecegl yararl eyleri temsil eder, kendi bana bir anlam ifade etmez. Madeni paralar aslnda sadece birer markadr; kymetleri temsil ettikleri eyden ibarettir ve temsil ettikleri ey tedavlden kanlamaz. Aynca o paray harcamayp tutarak tedavlde kalann deerinin tam olarak ayn miktarda artmasna katkda bulunmu olur. Eger sylendigl gibi durum cimrilerin ogunun paray neticede kendisi iin, kendinden tr sevdikleri biiminde olsa bile, savurganlann ounun harcamay ve israf daha iyi bir nedenden tr sevmedikleri de bir o kadar kesin ve dogrudur.

    Hasis yahut cimri b irisi ile dostluk hatta akrabalk, sadece tehlikesiz deil, fakat byk faydalar salayabileceinden tr kazanldw da. lmyle mrnce sadk kald kendi kendini snrlama ilkesinin meyvelerini devire cek olanlar hi kukusuz cimri kimsenin en yakn ve en sevdikleridir; fakat byk ihtiya durumlarnda salnda da ondan bir eyler beklenebilir. Her halkarda her zaman ondan vann younu kaybetmi, kendisi aresiz ve bor bata iinde yzen savurgan birisinden beklenebilecek olandan daha fazlas umut edilebilir. Mas da el duro que el desnudo der bir

    ---------- 28 ----------

  • Ahlak zerine

    spanyol atasz; kat bir kalbi olan insan bo bir para kesesine sahip olan insandan daha fazlasn verecektir. Btn bunlarn neticesi tamahn ahlaken bir ktlk olmaddr. "

    B: "Dier taraftan, tamahn btn ktlklerin en mkemmel rnei olduu sylenebilir. Maddi zevkler bir insan doru yoldan karrsa kusurlu olan onun maddi doas-hayvani tarafdr. Onu bu zevklerin cezbedici yanlan yoldan kanr; o iinde bulunduu ann etkisine teslim olmutur, neticelerini dnmeksizin hareket etmektedir. Beri yandan eer o ya veya bedeni zayflk dolaysyla hibir zaman terk edemedii kusurlann-zayflklann kendisini terk etmesi ve maddi zevkler iin kuweti-takati kalmamas nedeniyle bu szn ettiklerimizin sona erdii bir duruma ulamsa-eer o bu yzden tamaha sanlyorsa, dnsel tamah maddi tamahn yerini alm demektir. Bu dnyann iyi eylerini temsil eden para, onlarn abstractumu22 olan para tam burada in abstracto (soyut olarak) bencillik demek olan tenin btn l ve krelmi ehvetleriyle an derecede gelimi kuru bir gvde haline gelmektedir. 2' Onlar Mammon24 sevgisinde yeniden hayata dnmektedir. Duyularn geici zevki iyi dnlp hesaplanm para tutkusuna dnmtr, ki tpk onun hedefledii ey gibi doas itibariyle sembolik ve tpk onun gibi yok edilemezdir.

    Dnya zevklerinin bu ayak direyici sevgisi-ki deyi yerinde ise kendisi (dnk olduu eylerden) ok daha uzun mrldr-bu btnyle iflah olmaz terslik, tenin bu damtlm ve yceltilmi arzusu, iinde btn tutkularn ve ehvetlerin younlat soyut mihraktr ki

    22 (Yani soyut olarak bu iyi eylere tekabl eden para. ) 2.3 [Ya da: in abstracto bencillik olarak, tenin btn l ve krelmi

    ehvetlerinin kendisine yapk olduu kuru bir gvde haline gelmektedir. )

    24 (: Servet, hrs, tamah; zenginlik tanns. L. mammna, Gr. mamanas, Aram. mamna: servet, zenginlik)

  • Arthur Schopenhauer ffukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    mnferit paralar karsnda genel bir tasawur25 ne ise (tek tek zevkler karsnda) bu da odur. Dolaysyla, savurganlk nasl ki genliin zayflysa tamah da yallgn zafiyetidir. "

    * * *

    Burada sergilenen disputatio in utramque partem26 kesinlikle bizi Aristoteles'in juste milieu21 ahlakn benimsemeye gtrmek iin tasarlanmtr; bu ayn zamanda aadaki mlahaza tarafndan da desteklenir.

    Her insani mkemmeliyet (baz ortak nitelikleri bakmndan) geride brakmakla tehdit ettii bir kusurla ilgilidir; fakat her kusurun (baz ortak nitelikleri bakmndan) mkemmeliyetle yahut kusursuzlukla ilgili olduu da bir o kadar dorudur. Dolaysyla eer bir insan hakknda sk sk olduu zere bir hata yapar isek bunun nedeni onunla tanmamzn balangcnda onun kusurlann bunlann (baz ortak nitelikleri bakmndan) ilgili olduktan mkemmeliyet trleriyle veya tersi, kantrmamzdr. ihtiyatl adam bize korkak grnr; iktisatl adamn cimri, savurgan adamn ise cmert olduunu vehmederiz; kaba birisi sanki drst ve samimi, gzn budaktan saknmaz birisiyse soylu bir zgvenle hareket edecekmi gibi grnr; bu rnekleri oaltmak mmkndr.

    * * *

    25 (Ya da: mnferit czler karsnda klli kavram. ) . 26 ( : Leh ve aleyhteki tartma, yahut iddialar. ) 27 ( : orta yo. Bkz. Arlstoteles. Nlkomakhos'a Etik. l 106a-109b.

    Aynca bkz. E. Zeller, age 52.)

  • Kimse insanlar arasnda u batan karc kabule tekrar tekrar zorlandn hissetmeksizin yaayamaz: Ahlaki bayalk ve zihni yetersizlik, sanki dorudan tek bir kkten kaynaklanyorrnuasna birbiriyle yakndan ilgilidir. Ne var ki ben bunun byle olmadn Die Welt als Wille und Vorstellung'un ikinci cildinin XIX. blmnde ( 8) btn tafsilatyla gstermitim. Bunlarn ou kez bir arada bulunabilir olmasnn yol at yanlsama her ikisinin de kolaylkla tek bir at altnda yaamaya zorlanabileceini dndrtecek kadar ok sk gereklemesiyle izah edilmelidir. Ama ayn zamanda bunlarn birbirlerinin karlkl karlarn kolladklar da inkar edilemez ve pek ok insann sergiledii ok tatsz manzaray ortaya karan ve dnyay ne ekilde deveran ediyorsa o ekilde dndren de budur. Akldan yoksun bir adam ok muhtemeldir ki hainliini, alakln ve ktln gsterecektir, 8 halbuki kurnaz ve sakngan bir adam bu niteliklerin nasl gizleneceini bilir. Ve dier yandan saduyu yoksunluu bir insan aklnn rahatlkla kavrayabilecei gerekleri grmekten kim bilir ne kadar ok alkoyar!

    Ne var ki kimse bo yere vnmesin. Nasl ki her insan, isterse en byk dehalardan 'biri olsun, yle veya byle bir bilgi alannda belirli snrlamalarla kar karyadr ve dolaysyla insanlarn esas itibariyle huysuz ve budala ounluuyla ortak kkn aka ortaya koyar, tpk bunun gib i her bir insan teki de tabiatnda mspet

    28 (Yani, onun bu durumu bunlarn grnr hale gelmesine elverilidir, halbuki kurnazlk ve temkinllllk bunlar daha iyi gizleyebilir.)

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    manada kt olan bir ey banndnr. ttatta en iyi , dahas en soylu yaradl bile zaman zaman zayflkla malul mnferit hasletleriyle bizi artr; deyi yerindeyse, sanki bylelikle o aralarnda alaklk, rezillik hatta gaddarlk yahut acmaszln her trl derecelerine tesadf edebileceimiz insan soyu ile akrabaln teslim eder. nk o iindeki bu kt unsurun, bu kt i lkenin gc dolaysyladr ki zorunlu olarak bir insan olmutur. Ve genel olarak dnya, bendeki ak aksinin onu gsterdii gibi ise eer, bu da yine ktlk ilkesi sayesindedir.

    Fakat btn bunlara karn bir insan ile dieri arasndaki farkllk hesaplanamayacak kadar byktr ve birok insan bakasn gerekte naslsa o ekilde grm olsayd dehete kaplrd. Ah, bir Asmodeus29 ahlak iin, sadece gzdelerine atlan ve duvarlar effaf hale getirmek deil fakat ikiyzllk, dzenbazlk, riyakarlk, gsteri, sahtecilik ve hilekarln rtsn de-ki her eyin zerine rtmtr-syrmak, dnyada gerek drstln ne kadar nadir rastlanr bir ey olduunu ve en az umulduu yerde bile, zahiren erdemli grnen btn ilerin arkasnda, gizlice ve en i derinliklerde, gnahkarln, ahlakszln pusuda beklediini gstermek! Ne azim bir mesele! Srf bu sebepten tr birok iyi insan drt ayakllardan dostlar edinmilerdir: nk drst yzlerine herhangi bir gvensizlik krnts tamakszn bakabilecei kpekler olmam olsayd, insanlarn sonu gelmez riyakarlklarna, sahtekarlklarna ve garazkarlklanna nasl tahamml edebilir, ne ile teselli bulabilirdi insan?

    Zira bizim bu uygar dnyamz, valyelerle, askerlerle, eitimli insanlarla, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve 29 (Apokriflk Toblt kitabnda ii yeni evlilere haince planlar tasarlayp

    tuzaklar kurmak ve byk felaketlerle onlan birbirinden ayrmak olan ugursuz iblis. Talmud'da "iblislerin kral" , La Sage'n Le Dlabole bolteux'u da ( 1 726) karakterde neenin habisligi rtmesi nedeniyle bu adla bilinir. )

  • Ahlak zerine

    daha bilmediim bakalaryla karlatnz byk bir maskeli balodan baka nedir ki? Fakat bu szn ettiklerimiz grndkleri kimseler deildir; bunlar birer maskeden ibarettir ve kural olarak maskelerin arkasnda, birer servet avcsyla karlarsnz. Birisi maksatl olarak barodan elde ettii ve srf bir bakasn daha saQlam ve amaz bir ekilde hezimete uratabilmek iin kulland hukuk maskesini yzne geirir; bir bakas benzer bir niyetle yurtseverlik ve amme menfaati maskesini tercih eder ve bir ncs din yahut dinde slahatlk maskesini benimser. Biroktan her trl ama iin zaten felsefe hatta insanseverlik maskesini ve bilmediim daha bakalarn yzlerine geirmilerdir. Kadnlar nispeten daha kk, daha nemsiz seimler yaparlar. Kural olarak kadnca temkinlilik, ekingenlik, tevazu, munislik ve itaatkarlk maskelerinden yararlanr onlar. Ardndan deyi yerindeyse, domino talan gibi kendilerine herhangi zel bir karakter izafe edilmeyen genel maskeler gelir. Bunlara her yerde rastlanabilir; insanlarn iddia ettikleri doruluk, drstlk, incelik, yreklilik, duygu paylamada itenlik, yze glen dostluk bu tre dahildir.

    Btn bu maskeler, daha nce sylediim gibi kural olarak imalat, ticaret, yahut speklasyon iin bir klftan baka bir ey deildir. Bu bakmdan eer drst bir zmreden sz edilecekse bunu sadece tccarlarn oluturduu teslim edilmeli, nk tccarlar kendilerini olduklar gibi da vuran, kim olduklarn aklayan yegane insan topluluudur ve dolaysyla onlar maske takmakszn dolarlar, ve neticede toplum katmanlar ierisinde alt srada bir yer igal ederler.

    Bir insann hayata daha adm atar atmaz kendisini iinde bulduu maskeli balo hakknda haberdar edilmesi ok nemlidir. nk aksi halde karlatnda anlayamayaca ve tahamml edemeyecei hatta aknlktan donup kalaca birok ey vardr ve aslnda en uzun mrl olanlar onlar olacaktr ki ex meliore luto fnxit

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    praecordia Titan. 30 Alakln grd himaye; erdemin, hatta en nadir ve en byklerinin, ayn meslein mensuplarnn elinde n ektii aldrmazlk, " 1 hakikate ve byk yeteneklere tahammlszlk, hatta garazkarlk; bilim adamlarnn kendi sahasndaki cehaleti; halis mamullerin neredeyse her zaman aalanmas ve sadece sahtelerinin ba tac edilmesi byle bir eydir szgelimi. O yzden genler bu maskeli baloda elmalarn balmumundan, ieklerin ipekten, balklarn mukavvadan yaplma ve istisnasz her eyin oyun ve oyuncaktan ibaret olduunu mutlaka rensinler. Birbirleriyle ciddi ciddi i yapma azmi ierisindeki iki insandan birinin sahte mallar tedarik ettiini, dierinin de bunun karlnda ona kalp paralar dediini zamannda onlara sylemek gerekir.

    Fakat yaplmas gereke n daha ciddi mahedeler, kaydedilmesi gereken daha kt eyler var. insan esasnda vahi, korkun bir hayvandr. Biz onu evcilletirilmi ve dizginlenmi haliyle tanyoruz ancak ve onun bu durumuna uygarlk diyoruz. Bu yzdendir ki ara sra gerek tabiat her naslsa ipten kurtulacak olsa dehete kaplyoruz. Her ne zaman, her nere de kanun ve dzenin prangalar ve zincirleri zlp yerini kargaaya braksa, kendisini btn plaklyla ele verir o .

    Fakat bu konuda aydnlanmak iin kargaa ve dzensizlii beklemeye gerek yoktur. Eski yeni yzlerce kayt, acmasz, merhametsiz gaddarl iinde insann kaplan ve srtlandan aa kalr yannn olmadna bizi ikna eder. Bunun en gl misalini Birleik Devletler' de 1 84 1 tarihli Klelik ve Uluslararas Kle Ticareti balkl bir yaymda grrz:"2 bu (Amerikan Ant/-30 ( : Kalbi Titan tarafndan daha iyi balktan yaratlmbr. (Juvena

    lls, Sat. Xlll, 8.3 )) . 3 (Ya da: Grmezden gelinme . ) 32 ( S/ave.ry and the lntemal slave-trade i n the Unlted States o f North

    America, belng repl/es to questlons transmitted by the Britlsh Antl-slave.ry Society to the American Antl-slave.ry Soc/ety. Londra. 1 84 1 . 280 s. J

  • Ahlak zerine

    slavery Society'nin Britanya' daki Anti-slavery Society'ye cevabyd ve) tarih boyunca insan rkna kar ilenmi en ar crmlerden birini oluturur. tti kimse bu caniliin karsnda, birka damla gzyayla birlikte, dehet hissine kaplmadan edemez. nk klelerin bu i paralayc,' sefil durumlar, veya genel olarak insan gaddarl ve canilii hakknda okur her ne iitmi, her ne tasavvur etmi olursa olsun, insan klna brnm bu iblislerin, bu dar kafal, kilise mdavimi, abbath yasaklarna titizlikle riayet eden alaklarn-ve hususiyle bunlar arasndaki Anglikan rahiplerin-gle, iddetle, hakszlkla eytani penelerini geirdikleri hemcinslerine, masum siyah kardelerine reva grdkleri muameleleri okuduu zaman bir hi mesabesinde kaldn grecektir. Kuru fakat sahih ve somut gereklere dayal anlatmlardan teekkl eden bu kitap insann hissiyatn ylesine derin biimde alevlendirip tututurmaktadr ki onu elimize alp Kuzey-Amerika'nn kle ticareti yapan eyaletlerine boyun edirmek ve cezalandrmak iin bir hal seferi kampanyas balatabilirdik. nk bunlar btn insanlk iin yz karasdrlar.

    Bir baka rnei gnmzden, Tschudi'nin Peru Seyahatlerl'nden verelim, nk oklar iin gemiin artk bir kymeti yoktur, burada Perulu askerlerin subaylarnn ellerinden ektikleri anlatlr. * Fakat misaller iin Yeni Dnyaya, gezegenimizin bir ucundan dierine gitmemize gerek yok. 1 848 ylnda ngiltere'de sadece bir tek deil, fakat ksa bir dnem ierisinde yzlerce vakada, bir kocann kansn ya da karnn kocasn, yahut her ikisinin birleerek ocuklarn ldrdklerine, veyahut a brakarak veya kt muamele ederek anlan yava yava ikenceler ierisinde lme terk ettiklerine, ve srf lm ihtimallerine kar defin cemiyetlerine yaptrdklar sigortann parasn alabilmek iin bu cinayetleri iledikle-

    En yeni tarihli bir olaya Macleod'un Portekizlilerin Mozamblk'te klelerine muamelelerinde gsterdikleri insann kann donduran iblise gaddarlktan sz ettii Travels in Eastern Mrica'snda (2 cilt, Londra, 1 860) rastlanz.

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    rine ilk kez tank olundu. Bu amala bir ocuun ou kez deiik cemiyetlere birden fazla, hatta kimi durumlarda yirmi defa sigorta ettirildii oluyordu. Okurun 20, 22, ve 23 Eyll 1 848 tarihli The Times nshalarn okumas nerilir ki srf bu sebepten tr defin cemiyetlerinin ilgas zerinde srarla duruyordu. Keza ayn gazete 1 2 Aralk 1 853 tarihli nshasnda ayn sulamay ateli biimde tekrarlamaktadr.

    Bu trden haberler gerekten de insanln su sicillerinin en karanlk sayfalarna aittir. Fakat unutmamak gerekir ki, bunlarn ve buna benzer eylerin kk insann, Panteistlerin bu oxTv33 tanrsnn en deruni ve ta-

    . bii karakteridir. Her insann iinde, en bata ve en nde, muazzam bir bencillik barnr ki gnlk hayatta kk lekte ve tarihin her sayfasnda byk lekte grld zere, hak ve adaletin hudutlarn en byk serbestilikle ihlal eder. Bugn Avrupa'da kabul edilen bir g dengesi ihtiyac, muhafazasnn zerine titrenmesinden de anlalaca zere, insann yannda yresinde daha zayf bir hemcinsini grmesiyle hi tereddtsz zerine atlmas bir olan bir av hayvanndan fakl yannn olmadn gzler nne sermiyor mu? Ve gnlk hayatn ileri iin de ayn ey geerli deil midir?

    Fakat tabiatmzn snr hudut tanmaz bencilliinin zerine, az veya ok her insan yreinde, tpk ylann dii zerinde toplanm zehir gibi, hn, kin, garez, fke, haset ve kt niyet toplanmtr ve zehrini aktmak iin, zincirlerinden kurtulmu iblis gibi esip grlemek iin sadece uygun bir frsat bekler. Eer bir insan patlamak iin byk bir vesile bulamazsa, en knden yararlanmak iin zaman kaybetmeyecek ve hayal gcnn yardmyla onu byttke bytecektir;

    Quantulacunque adeo est occasio, sufficit irae. 34 Juvenalis, Sat. XIII, 1 83 .

    .3 .3 ( : Trnn e n mkemmel rnei; kusursuzluk tlmsall.) .34 ( : Ne kadar kk olursa olsun, herhangi bir vesile bizi fkelendir

    meye yeter.)

  • Ahlak zerine

    ve daha sonra onu gtrebildii yere kadar gtrecektir. Bunu bylesi patlamalarn "bir eye kin ve hncn kusmak" deyimiyle pek iyi bilindii gnlk hayatta gryoruz. Keza bu tr patlamalar bir mukavemetle karlamad takdirde kiinin kendisini belirgin biimde ok daha iyi hissettii gzlemlenmi olmaldr. fkenin kendine ait zevkinin olmadnn sylenemeyecei Aristoteles tarafndan da kaydedilmi bir gerektir: to opyiEcr0m flU35 (Retorik, 1. 1 1 ; i l , 2) , ve o yeri geldiinde Homeros'tan fkenin baldan daha tatl olduunu bildiren bir pasaj iktibas eder. Fakat sadece fkede deil-fkeyle akut bir hastaln mzmin bir hastalkla ilikisine benzer bir iliki iinde bulunan kin ve nefrete de bir insan con amore (en byk zevkle) kendisini kaptrabilir:

    Now hatred is by far the Jongest pleasure, Men Jove in haste, but they detest at leisure.

    Byron, Don Juan, can. XIII, st. 6 .

    Gobineau (Bssai sur. l'inegalite des races humaines) isimli eserinde insana l'animal mechant par excellence6 der. insanlar bunu ok kt bulurlar nk bu ifadenin kendilerini en nazik yerlerinden vurduunu hissederler; fakat Gobineau gayet hakldr, nk insan bakalanna srf ac ektirmek iin ac ektiren yegane hayvandr. Baka hayvanlar alklarn gidermek, yahut stnlk salamak sz konusu olmadka asla bunu yapmazlar. Eer kaplan rnek gsterilerek yiyeceinden daha fazla ldren hayvanlarn da olduu syleniyorsa, bunun yegane aklamas, kaplann da her eyi srf yeme niyetiyle boduu ve durumun Franszca deyimdeki gibi, ses yeux sont plus grands que son estomac1 oldu-35 ( : fkelenmek hotur. ) 36 ( : Hususiyle kt niyetli ve kindar hayvan.) 37 ( : Gzleri midesinden daha byk, ya da karnyla birlikte gzleri

    ni doyurmak. J

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    udur. Baka hibir hayvan kendi hemcinsine srf ikence etmek iin ikence etmez fakat insan eder ve onun mizacndaki saf hayvani olandan ok daha kt olan iblise zellii oluturan ey de budur.

    Daha nce bu konu hakknda byk lekte konumutuk; fakat kk eylerde bile bu bellidir ve her okur bunu gnlk hayatta gzlemleme ansna sahiptir. Szgelimi iki kk kpek yavrusu birbiriyle oynuyorsa eer-ve ne ho, ne byleyici bir manzaradr bu-ardndan da veya drt yandaki bir ocuk bunlara katlrsa, bu ncnn bir ubuk veya denekle dierleri

    . nl dvmeye kalkmamas, ve bylelikle kendisini bu yata bile J'animal mechant par excellence olarak gstermemesi neredeyse dnlemeyecek bir eydir.

    Yeterince yaygn olan eziyet etme ve oyun oynama sevgisi de benzer bir kaynaa gtrlebilir. Szgelimi bir insan eer herhangi bir mdahale yahut baka herhangi nemsiz bir rahatszlk karsnda skntsn ya da honutsuzluunu dile getirse srf bu sebepten tr iindeki J'animal mechant par excellence ortaya koymayacak insana rastlamak neredeyse imkanszdr. Bu o kadar kesindir ki bir insann kk hadiseler karsnda rahatszlk yahut huzursuzluktan ikayet etmemeye zen gstermesi gerekir. Dier taraftan bir insan herhangi nemsiz bir eyden elde ettii hazz da dile getirmemeye zen gstermelidir, zira eer yanlp da dile getirecek olursa, bir mahkum zahmetli abalar neticesinde bir rmcei evcilletirerek sonunda onu seyretmeyi kendince zevkli bir ey haline getirdiinde nasl ki bunu gren gardiyanlar hemen rmcei ayaklarnn altnda eziverirlerse, insanlar da ayn ekilde davranacaklardr: J 'animal mechant par excellencel Bu sebepten trdr ki btn hayvanlar igdsel olarak bir insann bu animal mechant par excellencel grntsnden, hatta yolundan izinden bile korkarlar: ve onlan bu igdleri yanltm da olmaz; nk kendisine ne bir faydas ne de

  • Ahlak zerine

    zarar dokunma ihtimali varken keyfi yere hayvanlar avlayan insandr sadece. Daha nce genel hatlaryla insann ktl hakknda konumutuk.

    u hale gre her insann yreinin derinliklerinde esip grlemek iin sadece uygun bir frsat kollayan, bakalarna ac vermekten zevk duyan, yahut eer yoluna kacak olurlarsa gzn krpmadan ldren bir vahi hayvann yatt bir vakadr. Her trl sava ve kavga tutkusunun kkeninde yatan ey kesinlikle budur. Bunu evcilletirmek ve bir lde denetim altna almaya almak iin akl, onun bu amala tayin edilmi bakcs, her zaman ok ey yapar. nsanlar isterlerse eer buna insan tabiatnn temel ktl diyebilirler-hi olmazsa bir izah getirme yerine onu szcklerle ifade etme aray ierisinde olanlann iine yarayacak bir deyimdir bu.

    Ne var ki ben bunun yaama iradesi olduunu sylyorum ki varoluun dinmek bilmeyen ac ve elemleriyle daha da aclatndan kendi strabn bakalarna ikence ederek yattrmaya alr. Fakat bu suretle insan iindeki gerek gaddarl ve garazkarl zaman ierisinde katmerli hale getirir. Buna u mahede de ilave edilebilir: Kant'a gre madde ancak genileyen ve daralan glerin atmasyla ayakta durabildii gibi insan toplumu da hn yahut fke ve korkunun atmasyla kendisini idame ettirebilir. nk hepimizin hayatnda yle anlar olur ki , tabiatmzn ktl, eer kendisini snrlar ierisinde tutacak uygun bir korku kanm elik etmemi olsayd belki de hepimizi birer katil yahut cani yapabilirdi; ve bu korku da bir insan, eer iinde fke hazr pusuda beklemeseydi, ocuklarn oyunca ve elencesi yapmaya yeterdi.

    Fakat bakalarnn felaketlerinden duyulan haince bir zevk,38 insan tabiatndaki en berbat zellik vasfn korur. Bu zalimlie en yakn akraba olan bir histir ve dorusunu sylemek gerekirse ondan teorinin pratikten aynld-

    .38 (: die Schadenfreude. J

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    kadar aynlr. Genel olarak bu hissin duygudalk ya da merhametin-ki onun tam zdddr ve her trl gerek doruluk ve yardmseverliin'9 hakiki kkenidir-almas gereken yeri ald sylenebilir.

    lfaset de merhametin zttdr fakat bir baka anlamda; haset, bir dier syleyile, bir bakasnn felaketine duyulan zevki hasl eden eyin dorudan ztt olan bir sebep tarafndan meydana getirilir. Bir yandan merha-

    . met ve haset, dier yandan merhamet ve bakasnn felaketinden duyulan zevk arasndaki ztlk, esas itibariyle bunlar ortaya karan sebep yahut vesilelere dayanr. Haset sz konusu olduunda onu uyandran sebebi dorudan sonu olarak hissederiz. Tam da bu yzdendir ki haset, her ne kadar knanabilir bir duygu ise de duruma gre hala bir mazeret yahut bahane kabul eder ve genel olarak insani bir nitelik olduu sylenebilir; halbuki bakalarnn felaketinden duyulan zevk iblise bir eydir ve onun alaylan cehennemin gldr.

    Sylediim gibi, bakalannn felaketinden duyulan zevk merhametin almas gereken yeri doldurur. Buna mukabil haset sadece merhameti tevik edici bir eyin olmad veya onun tam tersine tevik edildii durumda kendisine bir yer bulur; ve insan sinesinde onun tam ztt olarak teekkl eder; ve bu yzdendir ki buraya kadar hata insani bir duygu olarak kabul edilebilir. Hatta korkann btnyle ondan kendisini kurtarm bir insana rastlamak imkanszdr. nk bir insann kimi eylerden yoksunluunu bir bakasnn bunlara sahip olmas karsnda daha ac bir ekilde hissetmesi doaldr hatta kanlmazdr; fakat bu kendisinden daha mutlu ya da talihli olan insana kar iinde bir kin yahut garaz uyandrmamaldr. Ne var ki hakiki haset de tam bu kin yahut garez duygusu zerine oturur. Haset iin bir meruiyet yelpazesi oluturulacaksa eer, bir insann kendisini byle bir duyguya en az kaptrma ihtima-

    39 (Ya da: DWuluk ve insan sevgisinin. )

  • Ahlak zerine

    li talih veya ans yahut bir bakasnn kayrma ya da himayesinin balan deil, tabiatn ltuflar sz konusu olmas halindedir. nk insanda doutan gelen her ey metafizik bir temele dayanr, ve daha yksek trden bir meruiyete sahiptir; deyi yerinde ise bunlar ona Tanrsal kayra tarafndan bahedilmitir. Fakat ne yazk ki hasedin en uzlamaz olduu nokta da kiisel meziyetler ve stnlkler durumudur. Dolaysyla yle olur ki akl hatta deha, her ne zaman ki marur ve cesur bir ekilde dnyay hakir grebilecek bir konumda deildir, dnyada mevcudiyeti iin zr dilemeksizin varln idame ettiremez.

    Bir baka ifadeyle eer hasedi uyandran ey servet, makam-mevki ya da g-kudret ve sair eyler ise ou zaman bencillikle denetim altna alnr ki zaman zaman yardm, nfuz, destek, himaye, baar ve benzeri eylerin haset edilen kimseden umut edilebilecei veya en azndan mnasebet tesis edilmesi halinde, onun stnlnn yansm ndan eref payesi kazanlabilecei alglanr; ve burada da btn bu stnlklere bir gn haset edenin kendisinin ulaaca umudu vardr. Dier

    Yaknlarda The Times'da yaynlanm olan bir makale bu konunun bu zamana kadar karlatgm en ak szl ve en canl ifadesini sundu. Dolaysyla burada zikredilmeye der: Bir kimsenin sulanabilecei hibir ktlk, hibir baya!lJlk, hibir sefillik, hibir adilik yoktur ki onun baars kadar aQdalan, dostlar ve komular arasnda fke ve kzgnlk uyandrsn. Bu affedilmez tek sutur, ki ne akl savunabilir ne de tevazu yumuatabilir.

    when heaven wlth such parts has blest hlm, Have not reason to detest him?

    (Madem kutsam Tanr onu bu hasletlerle, Bana kalan nefret etmektir ondan, gelmez bakas elimden.)

    Bu sradan insan aklnn gerek ve dajal ifadesidir. Biz yazamazken yazan, biz konuamazken konuan, biz alamazken alan, biz ilerleme kaydedemezken ilerleyen insan sulanabilecei btn sulan zerine toplamtr. Lanet olsun onat The Times, 9 Eyll 1858.

    41 -----------

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    taraftan, kadnlardaki gzellik yahut ereklerdeki akl gibi tabiatn bahettiklerine ve kiisel stnlklere ynelmi hasedin u veya bu trden tesellisi yahut umudu yoktur; dolaysyla geriye bu ayrcalk ve balara sahip kiiye daha da ac ve uzlamas imkansz bir garez beslemekten baka bir ey kalmaz; bu yzden tek ve biricik arzu ondan intikam almaktr.

    Fakat burada haset eden kimse kendisini talihsiz bir konumda bulur, nk bunlarn ondan geldii bilinir bilinmez btn hamleleri hedefini arr ve tesirsiz kalr. Bu sebepten tr o sanki gizli gnahm gibi titiz bir ekilde hissiyatn gizler ve bylelikle farkna var

    makszn hasedinin hedefini yaralayabilmek iin yntemini gizleyip maskelemek uruna oyunlarn , hilelerin, sahteliklerin iflah olmaz mucidi haline gelir. Szgelimi gya hi ilgilenmiyormu gibi bir eda ile o iini yiyip bitiren stnlkleri aldrmazlktan gelecektir; o bunlar ne grecek, ne bilecek, ne de tank olmu hatta iitmi olacaktr, ve bylelikle kendisini riyakarlk sanatnda tam bir usta yapacaktr. Byk bir kurnazl kla parlak nitelikleri yreini kemiren insan tamamen grmezden gelecek ve o sanki tamamen nemsiz bir kiiymi gibi davranacaktr; onu kaale almayacak, ve ara sra hatta onun varln tamamen unutmu gibi yapacaktr. Fakat ayn zamanda her eyden ewel gizli bir tertip ile bu tr stnlkleri kendilerini gsterme ve aa karma frsatndan yoksun brakmaya alacaktr. Ardndan kendi karanlk kesinden bu niteliklere, tpk zehrini bir delikten fkrtan kara kurbaa gibi ten kitle, alayla, istihza i le, iftira ile saldracaktr. Beri yandan ayn derecede, nemsiz kiileri veya hatta ayn alanda vasat yahut berbat ileri byk bir hararet ve heyecanla vecektir. Szn ksas kendisini gstermeksizin

  • Ahlak zerine

    bakalann yaralayabilmek iin sava hileleriyle o tam bir Proteus40 haline gelecektir.

    fakat btn bunlardan eline ne geecektir? Btn bu hilelere karn arif olan onu bir bakta tanyacaktr. Baka hibir ey olmasa bile hasedinin hedefinden rkek biimde uzak duruu ve kayla kendi kendisini ele verecektir ki o ne denli kusursuz biimde yalnz kalrsa o denli gz kamatnc olacaktr; ve bu sebepten trdr ki gzel kzlann kendi cinslerinden arkadatan yoktur. Keza o kendisini sergiledii sebepsiz garez ile de ele verecektir-ne kadar nemsiz olursa olsun, ki ou kez hayalgcnn bir rnnden baka bir ey deildir, her durumda kendisini iddetli bir patlamayla da vuran bir garezdir bu.

    Geri kalanlan, soyca olduka yaygn ve kalabalk olmalanna karn, her yerde karlatmz tevazu vgsyle, basmakalp bayalk yaranna sradan insanlar tarafndan uydurulmu u kurnazca erdemle tannr. Ne var ki byle bir erdem, bu insanlann sefil durumuyla4 1 sabrla ve vakarla urama konusunda sergiledii zorunlulukla, sadece bunlan gn !:)na kanr.

    Bizim z saygmz ve gururumuz iin kr kelerde gizlenip planlar yapan hasedin grntsnden daha pohpohlayc bir ey tasavvur edilemez: fakat bir insan sakn hasedin olduu yerde garezin de kk salm oldugunu unutmasn, haseti bir kimseden dost edinmemeye azami derecede dikkat etsin. Bu yzden bizim gvenliimiz iin hasedi brnd klklardan soyup plak haliyle gzler nne sermek son derece nemlidir: ve her yerde eitli klklara brnp her zaman incognito dolatgndan bir kimse onun hilelerini bulup karmaya

    40 (: Poseidon'un farkl klk.lara brnmede mahir oban . ) 4 1 (Ya da: Sradanlg sabrla v e vakarla ba(Jlama. )

  • Arthur Schopenhauer ffukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    almaldr; yoksa daha nce sylemitim, zehirli kara kurbaa gibi karanlk kelerde pusuya yatacaktr. O ne merhamete ne de sempatiye layktr; fakat onunla hibir ekilde uzlaamayacamz iin davran kuralmz ( iyi niyetle hor grmek oisun, ve bizim mutluluumuz ve gnencimiz onun iin birer azap ve ikence vesileleri olacandan onun ac ve straplarna sevinmek bizim iin yeterli olsun) :

    Den Neid wirst nimmer du vershnen; So magst du ihn getrost verhhnen. Dein Qlck, dein Ruhm lst /hm e/n Le/den: Magst drum an seiner Quaal dich weiden.42

    42 (: Haset kimse avutamaz seni, Bir para rahatlatacaksa eger, Kmse, hor gr benli Madem ki nm ve talihim kapanmaz yarandr, Benim de kazancm olsun azabn senin.

    (iirin tam evirisi degtl, sadece uyarlamadr. ))

  • insann ktle olan temaylne bir nazar attk ve iimizi dehetle doldurabilecek bir tablo ile karlatk. Fakat imdi gzlerimizi onun varoluunun sefalet ve straplarna evirmeliyiz; ve farkl bir manzara ile karlamayp burada da dehete kapldmzda dnp bir kez daha onun ktle olan temaylne bakmalyz. O zaman bunlann birbirini dengelediini greceiz. Eyann dzenindeki ezeli adaletin farkna varacaz; nk bizzat dnyann kendisinin insanln son yargs4' olduunu anlayacaz, ve neden yaayan her eyin varoluunun cezasn, nce yaayarak daha sonra lerek demek zorunda olduunu idrak edeceiz.

    Dolaysyla malum poenae44 malum culpaeya45 gredir. Ayn bak asndan insanlann ekseriyetinin iimizde ou kez istikrah ve tiksinti uyandran zihni yetersizliine duyduumuz fkeyi de kaybedeceiz. Dolaysyla Budaclarn adlandrd ekliyle bu Samsara'da, miseria humana,46 nequitia humana47 ve stultitia humana48 birbiriyle tam olarak rtr, ve biri ne kadar byk ise dieri de o kadar byktr. Fakat zel bir uyarc vesilesiyle eer baklarmz bunlardan birine evirip, onu zel olarak tetkik edersek bunun byklk bakmndan dier ikisini atn greceiz. Bununla beraber bu bir yanlsamadr ve onlarn muazzam menzillerinin (yaygnlk alanlannn) bir sonucundan baka bir ey deildir.

    43 ( Ya da: Son hkm veren yarglar heyeti.) 44 ( : Cezann ktl!:). J 45 (: Suun-gnahn ktl!:).J 46 ( : insann strap ve sefaleti. ) 4 7 ( : insann ktlk temayl.) 48 ( : insann budalalg.J

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    Bu Samsara'dr ve oradaki her ey onu ilan eder; ama sair her eyden daha fazla insanlarn dnyas; ki burada ahlaki adan ktlk ve alaklk (bayalk), zihinsel adan yetersizlik ve ahmaklk dehet verici dzeydedir. Bununla beraber her ne kadar olduka ani ve ksa sreli ve her zaman yeni ve artc bir ey olarak da olsa, drstlk, iyilik hatta soyluluun; keza byk kafann, dnen akln, hatta dehann tezahrleri grlr. Bunlar hibir zaman tam olarak kaybolmazlar fakat k huzmesinden byk karanlk ktleyi delip zerimize szlen nlar gibi tek tk dnyamza derler. Bunlar bu Sam-

    . sarann iyi ve kurtanc bir ilke ierdiinin bir nianesi olarak kabul etmeliyiz ki onu yarp gemeye ve tamamn esinleyip zgrletirmeye muktedirdir.

    Ahlakn Temeli zerine* dll denememin 1 4. paragrafnda z bakmndan yaplm bir bencillik aklamasyla karlalr; aada yer alan onun kkenini ortaya karma abas bu paragraf iin bir zeyil olarak grlebilir. Tikel ya da tmelden, ieriden ya da dandan, merkezden ya da evreden konumasna gre doa dorudan kendisiyle eliir. Onun her bireyde merkezi vardr; nk her bir birey btn blnmemi yaama iradesidir. Dolaysyla bu birey sadece bir bcek ya da bir kurtuk olsa bile doann kendisi ondan u ek.ilde sz eder: "Her eyde varolan yalnzca benim; her ey benimle varln srdrr; gerisi mahvolabilir, nk gerekte bir hitir. " Doa tikelin bak asndan, dolaysyla z bilin ya da kendi kendinin farknda olma asndan byle konuur ve her canl eyin bencillii buna dayanr. Dier yandan tmelin bak asndan, baka eylerin, dolaysyla nesnel bilginin bak asndan, bir an iin bilginin bal olduu tikelden bakn evirerek,

    (Bu paragraf D/e Welt a/s Wf//e und Vorstellung'un B. il, K. 47: Zur fhtfk balkl blmnden eklenmitir. )

  • Ahlak zerine

    bu durumda dandan, evreden- doa yle konuur: "Birey bir hitir, hiten de daha azdr. Her gn milyonlarcasn oyun ve elence iin yok ediyorum; kaderlerini ansa, ocuklarmn iinde en havai ve serke olanna terk ediyorum, o da onlara zevk iin taciz ve eziyet etmektedir. retici gcmden hibir kayba uramakszn onlardan her gn milyonlarcasn retmekteyim; birbiri ardna duvara yanstt gnein suretlerinin saysyla bir aynann gc ne kadar tkenirse (bununla benim gcm de ancak o kadar tkenir). Tikel hibir eydir. "

    Kendi benliinin fanilii ya da bakiliiyle ilgili soruya doru bir cevab ancak doann bu aikar elikisini gerekte nasl uzlatrp ortadan kaldracan bilen kimse verebilir. yle zannediyorum ki zeyillerin bu drdnc kitabnn ilk drt blmnde byle bir bilgiye uygun bir giri yaptm. Yukardaki dnceler belki aadaki ekilde daha iyi anlatlabilir. Her birey kendi iine bakarken i varln-ki bu onun iradesidir-kendinde eyi, dolaysyla her yerde tek gerek olan tanr. Dolaysyla kendisini dnyann ekirdei ve merkezi olarak dnr ve snrsz neme sahip bir ey olarak grr. Dier yandan darya baktnda ise tasavvur, saf fenomen alanndadr, orada kendisini snrsz sayda teki bireyler arasnda bir birey, dolaysyla fevkalade nemsiz bir ey, dorusunu sylemek gerekirse sonsuz kk bir zerre olarak grr. Bu itibarla her birey, hatta en nemsiz olan bile, her ben, ieriden bakldnda her eydir; buna karlk dardan bakldnda bir hi veya her halde hie yakn bir eydir. Bu sebepten tr her bir kimsenin zorunlu olarak kendi gznde ne olduu ile bakalarnn gznde ne olduu arasndaki byk aynn, dolaysyla herkesin herkes karsnda taknd bencillik buna dayanr.

    Bu bencillik dolaysyla hepimizin temel hatas birbirine kar o ben deilim diye bakmasdr. te yandan doru, soylu ve iyiliksever olmak benim metafziimi eyleme dntrmekten baka bir ey deildir. Zaman ve

    ----------- 4 7 ----------

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    mekann kendinde eyin belirlenimleri deil de bilgimizin biimlerinden ibaret olduunu sylemek, ruhg retisinin, yani "Bir gn imdi zarar verdiin kimse olarak yeniden doacak ve ayn hakszla urayacaksn" demekten farkszdr ve Brahmanlarn sk sk zikredilen Tat twam asi, "Bu sensin" ifadesiyle zdetir. Her trl hakiki erdem varolanlarn tmnn metafizik zdeliinin idrakinde olan dolaymsz ve sezgisel bilgiden kaynaklanr. Fakat srf bu sebepten tr zihnin zel bir stnlnn sonucu deildir; tam tersine en zayf zihin bile buradaki ana mesele olan prlncipium individuationisin farkna vanr. Dolaysyla en zayf anlay gcne sahip olunmas halinde bile en kusursuz karakterle karlaabiliriz. Aynca zihnimizin faaliyetinin merhamet duygumuzun uyanmasnda (ya da duygudalk ilikisinin kurulmasnda) herhangi bir dahli yoktur. Bilakis prlncipium individuationisin gerekli dzeyde kavrannn, eer iradesi ona kar olmam olsayd, herkeste mevcut olaca grlr ve iradenin zihin zerindeki dolaymsz, esrarl ve zorba tesiri sayesinde bu kavrayn ortaya kmas engellenir, yle ki sonunda her trl kusur, ayn zamanda olguyla da badat zere, iradeye yklenir.

    Az nce deinilen ruhg retisi hakikatten sadece, gelecei zaten imdi olana tad kadaryla sapar. Dolaysyla o benim gerek i varlm bakalarnda ancak lmden sonra varolan bir ey olarak gsterir, halbuki hakikat bunun imdi de onlarda yaaddr ve lm ancak benim bunun farknda olmamamdan tr ortaya kan yanlsamay kaldm; nitekim saysz yldz bamzn zerinde srekli olarak parlar, ama sadece yeryzne yakn bir gnein batmasyla grnr hale gelir. Bu gr asndan bakldnda bireysel varoluum tpk bu gne gibi, her eyden ne kadar ok parlarsa parlasn, nihayetinde sadece benimle varlmn gerek mul arasnda duran bir engel olarak grnr. Ve her birey bilgisiyle bu engele yenik dtnden yaama

  • Ahlak zerine

    iradesini kendi gerek doas konusunda yanlg-yanlsama iinde tutan bu bireylemedir; bu Brahman dininin .Mayasdr. lm bu yanlgnn rtlmesidir ve onu ortadan kaldnr. yle zannediyorum ki lm annda safi bir yanlsamann varoluumuzu kendi personamzla snrlandrdnn farkna varrz. Bunun tecrbe dnyasndaki izleri beyinde bilincin younlamasnn ortadan kaldnlmasyla (hasl olan) lme yakn birok hal ya da durumda grlebilir ve bunlar arasnda magnetik uyku en fazla gze arpandr. Bu uyku yksek bir seviyeye ulatnda varlmz kendisini onda personamzn tesinde ve baka varlklarda deiik belirtilerle, en arpc biimde baka birisinin dncelerine dorudan katlarak ve nihayetinde mevcut olmayan, uzakta olan ve aynca gelecei bilme gcyle, yani bir tr her yerde hazr ve nazr olmakla gsterir.

    Grnmlerinin snrsz okluuna karn genel olarak u fenomen kendinde ey olarak iradenin bu metafizik zdeliine dayanr ve bunlardan ortak duygudalk kavram altnda sralanabilir: ( 1 ) duygudalk ya da merhamet, ki gsterdiim gibi hakseverlik ve iyilikseverliin, carltas, temelidir; (2) keyfi semeyle cinsel sevgi, amor, ki bireylerin hayat zerinde stnln hissettiren trlerin hayatdr; (3) by, ki canl manyetizmas ve sempatik ifa da buna aittir. Dolaysyla sempati, fen om enlerinin fiziksel okluuyla iradenin metafizik zdeliinin tecrbi grnm olarak tanmlanablllr. Bu suretle bir bant kendisini gsterir; bu fen om enin biimlerinin ortaya kardndan ve bizim yeter neden ilkesi altnda kavradmzdan btnyle farkldr.

    * * *

    BUk'imin okurlar bilirler, bana gre ahlakn nihai temeli Vedalar ve Vedan ta' da esrarl Tat twam asi (Bu sensin! ) deyiinde kural olarak ifadesini bulmu olan haki-

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    kattlr, ki ister insan ister hayvan, her canl varl kastederek sylenmitir ve Mahavakya veya Byk Sz denir.

    Bu ilkeyle uyum ierisinde ortaya kan eylemler, szgeliml hayrseverlerinki gibi, gerekten mistisizmin temeli olarak kabul edilebilir. Safi ve halisane bir niyetle yaplan her hayr, her iyilik onu gerekletiren insann dnyann grnyle dorudan atma ierisinde hareket ettiini ilan eder, nk o (bu grnt ierisinde) kendisinden tamamen ayn olarak varolan baka kimselerle zde olduunun farkndadr.

    Dolaysyla her trl kar gzetmez iyilik izah edilemez bir eylemdir; o bir muammadr, ve onu izah etmek iin insanlar her trden varsayma bavurmak zorunda kalmlardr. Kant teizm (Tanrnn varln kabul etme) iin her trl akl yrtmeyi yerle bir ettiinde geriye sadece birini, bu tr esrarl eylemlere, ve bunlara benzer dierlerine en iyi yorum ve aklamay getireni brakmt . Bu yzden o bunun teorik bakmdan ispat mmkn olmayan, fakat pratik amalar asndan geerliliinden kuku duyulmayan bir varsaym olarak kalmasna itiraz etmedi. Ne var ki bu mevzuda onun gerekten ciddi olup olmadna dair kukularmn olduunu sylemeliyim. nk ahlak teizmin zerine oturtmak ya da onunla desteklemek gerekte ahlak bencillie indirgemeye edeerdir; her ne kadar ngilizlerin, keza toplumun aa kesimlerinin, ahlak iin baka herhangi bir temelin mmkniyetini kavrayamadklar doru ise de.

    Yukarda bir insann kendisine nesnel olarak sunulmu baka bir bireyde kendi varln tanmasndan sz etmitik. Byle bir tanma, hibir kurtulu umudu kalmam lm mukadder bir insann kendisini bilhassa bakalarnn mutluluuna byk bir ihtimam ve gayretle adad ve onlan kurtarmak iin alt durumlarda gayet gzel ve ak biimde gzler nne serilir. Bu ereve ierisinde geceleyin bir avluda bir kpek tarafndan snlar bir hizmeti kzn hikayesi iyi bilinir. Artk hibir

  • Ahlak zerine

    kurtulu umudu kalmam olarak kendisini zerrece dnmeksizin kpei yakalam ve onu baka birisini daha srmamas iin bir ahra kapatmtr. Keza yine Nepal'de gemi bir hadise vardr, ki Tischbein'in suluboya tablolarndan birinde lmszletirilmitir: Byk bir hzla denize doru akan lav taknnn nnden bir oul yal babasn srtlam kamaya almaktadr. Her eyi nne katm srkleyen kzgn eriyiin ortasnda ayak basabilecek sadece kck bir yer kaldnda baba oluna, kendisini akntdan kurtarabilmesi iin srtndan indirmesini emretmektedir, aksi halde her ikisi de lp gidecektir. Oul itaat etmekte, ve akntya kaplm giderken babasna mahzun gzlerle veda etmektedir. Bu tablosu yaplp dondurulmu andr.

    Sir Walter Scott'n The lteart of Midlothian'n ikinci blmnde ustaca tasvir ettii tarihsel tablo da benzer bir trdendir: orada lme mahkm edilmi iki suludan beceriksizlii ile dierinin yakalanmasna neden olmu olan biri, apelde infaz vaazndan sonra beklenmedik bir gz peklikle gardiyann hakkndan gelerek, ayn zamanda kendi adna herhangi bir teebbste bulunmakszn dierini baaryla zgrlne kavuturur. Hatta bilindik bir bakr oyma baskda tasvir edilmi tabloki belki de Batl okurlarn itirazlarn mucip olabilir-bu ayn kategori ierisine dahil edilmelidir-szn ettiim tabloda infaz edilmek zere diz km bir asker bir bez parasn sallayarak kendisine gelmek isteyen kpeini korkutup uzaklatrmaya alr.

    Btn bu rneklerde kendi yakn ve kesin felaketi karsnda artk kendi cann dnmeyen, o kadar ki btn aba ve gayretini baka birisini kurtarmaya yneltmi olan bir kimseyi gryoruz. Yok edilmekte olann da yok olmann kendisinin de sadece bir fenomen olduunun; dier taraftan lmle kar karya gelen insann gerek varlna bu hadisenin ilimediinin ve hatta imdi bile , eyleminin ele verdii zere , bu z gayet

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    ak biimde tandg bir bakasnda, yaamaya devam ettiginin bilincinin bundan daha ak bir ifadesi olabilir mi? nk eer bu byle olmam olsayd ve yok edilmek zere olan (hakiki yoklukla bo{tuan) onun gerek varlg olmu olsayd, bu varlk kalan son takatinin yksek abasn bir bakasnn mutluluuna ve sregiden varlna duyduu bylesine derin bir merhamet ve alakay sergileme urunda nasl harcard?

    Bir insann kendisinin varlnn bilincinde olabilecegi iki farkl yol vardr. Bir taraftan kendisini harici olarak tezahr ettirdiginden onun hakknda tecrbi bir sezgisel

    algya sahip olunabilir. (Bu alg iinde o) neredeyse sfr noktasna yaklaacak kadar kk bir ey; zaman ve mekan sz konusu olduunda snrsz olan bir dnya iine braklm; bu gezegen zerinde ok ksa bir sre dolaan ve her otuz ylda bir yenilenen insan dediimiz milyarlarca yaratktan sadece biridir. Dier taraftan kendi tabiatnn derinliklerine dalarak bir insan her ey olduunun farkna varabilir; o zaman kendisinin yegane gerek varlk olduunun ve ilaveten bu gerek varln, sanki kendisinin bir aynasn oluturuyorlarmasna, dardan nesnel olarak sunulan baka varlklarda kendisini tekrar algladgnn bilincine varr.

    Bir insann kendisinin farkna varabilecei iki yoldan birincisiyle sadece fenomen, yani principium indivltuanls49 sayesinde ortaya kan ey alglanr; halbuki ikincisi bir insan dorudan doruya kendinde ey olduunun farkna vardrr. Bu ilk yolla ilgili olarak Kant'n, her ikisiyle alakal olarak da Vedalann beni destekledii bir retidir. kinci bilgi yntemine basit bir itirazn olduu dorudur. Bir ve ayn varln ayn zaman dilimi ierisinde farkl yerlerde ama yine de bunlarn her birinde tam ve eksiksiz olabileceinin varsayld sylenebilir.

    49 ( : Bireyleme ilkesi.)

  • Ahlak zerine

    Tecrbi adan bu en aikar imkanszlk-hatta samalk-olsa da, gene de kendinde ey hakknda mkemmelen do!:)rudur. Bunun tecrbi olarak imkanszlg ve samalgt sadece fenomenlerin principium indivituanise gre brndkleri biim nedeniyledir. nk kendinde ey, yaama iradesi, her varlkta, hatta en kgnde bile, varolmu yahut varolmakta olar ya da varolacak olan her eyin toplamndaki kadar eksiksiz biimde btn ve blnmemi olarak mevcuttur. Bu sebepten trdr ki her varlk, hatta en kg bile, kendi kendisine dum ego salvus sim, pereat mundu der. Ve aslnda dnyada tek bir insan teki kalm, ve geri kalan her ey yok olmu olsayd bile katar o insar teki dnyann kendi-nde zne zarar grmemi ve zayi olmam olarak hala sahip olur, ve dnyarn yok oluuna bir hokkabazlga gldg gibi glerdi. Bu sonu per impossibJe kar sonula dengelenebilir: eger herhargi bir varlk, hatta en kk olar btnyle yok edilmi olsayd, onda ve onunla birlikte btn dnya yok edilmi olurdu.

    Bu arlamdadr ki mistik Angelus Silesius unlar syler:

    leh weiss dass ohne mieh Oott nieht ein Nu kann leben; Werd "'leh zunleht, er muss von Noth den Oelst aufgeben.

    Fakat ayn zamarda bir lde benligimizin, bilinci bizimkinden ayn ve farkl olar baka varlklarda varolabilmesinin dogru, yahut hi olmazsa mmkn oldu!:)unu kavramamza tecrbi bak as da katkda bulunur. Bunun byle oldugu uyurgezerlerin tecrbesiyle dogrula-

    so (: Ben gvende oldugum srece varsn dnya yklsn umurumda degillJ

    s (: Blllyorum ki ben olmakszn Tann bir an bile yaayamaz ve eger ben yok edilecek olursam Tann da zorunlu olarak kayplara kanacakbr.)

  • Athur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    nr. Her ne kadar benliklerinin kimlii tam olarak korunursa da uyandkiarnda az nce syledikleri, yaptklar , yahut balarndan geen eyler hakknda hibir ey bilmezler. Bireysel bilin ylesine eksiksiz biimde bir fenomendir ki ayn benlikte bile iki bilin oluabilir ve biri dieri hakknda hibir ey bilmez.

    Ne var ki yukardakilere benzer dnceler bizim bu Yahudilemi Avrupamzda her zaman ok tuhaf grnr; fakat insan soyunun ata yurdunda byle deildir, orada tamamen farki bir inan hkm srer. Buna g-

    . re, hatta bugn bile, szgelimi bir cenaze topraa verildikten sonra, rahip btn insanlarn nnde ve mzik aletlerinin eliinde Vedalardan u ekilde balayan ilahiyi okur:

    "Bin ba, bin gz, bin aya bulunan mcessem ruh insan gsne kk salar ve ayn zamanda btn yeryzne nfuz eder. Bu varlk dnyadr, bu zamana kadar varolmu ve bundan byle varolacak her eydir. Beslenerek gelien ve lmszl baheden odur. Bu onun bykldr ve dolaysyla o en muhteem mcessem ruhtur. Bu dnyann unsurlar onun varlnn bir blmn oluturur ve dier blm gklerdeki lmszlktr. Bu ksm kendilerini dnyadan (ekip) ykseltmitir fakat biri arkada kalmtr, iyi ve kt ilerin tadn tadacak ve tatmayacak olan odur" ve bu ekilde devam eder (bkz. Colebrooke, On the Religious Ceremonies of the Hindus, Asiatic Researches'in beinci cildinde, Kalkta basksnn 345. sayfas; ayrca onun Miscellaneous Essays'inin 1. cildinin 1 67 . sayfas) .

    imdi eer b u trden ilahileri bizim ilahiler kitabndakilerle karlatracak olursak Anglikan Kilisesinin misyonerlerinin Ganj kylarnda nasl olup da bylesine hazin bir baarszlkla karlatklarna ve "yaratc"lar (der

  • MachefJ52 zerine verdikleri vaazlarn Brahmanlar zerinde en kk bir etki dahi brakmamasna artk armayz. tter kim bir ngiliz subaynn krk bir yl nce bu insanlarn sama ve arsz iddialarna cesur ve ateli biimde nasl kar ktn grmenin tadn karmak istiyorsa u kitab okusun: Vindication of the Hindoos from the aspersions of the Reverend Claudius Buchanan, with a refutation of his arguments in f av o ur of an eccclesiastical establishment in British India: the whole tending to evince the excellence of the moral system of the Hindoos; by a Bengal offcer, London, 1 808. Ei az bulunur bir drstlk ve ak kalplilikle yazar burada Avrupallarnki-

    52 "Yaratc" ou kez bileik szckler biiminde ortaya kar, saati (der Uhrmachei), ayakkabc ( der Schuhmachei) ve benzeri gibi. Bizim "Yaratc"mz (Franszcada notre faiseul" diye karlanacaktr) lngilizce yazlarda, vaazlarda, ve gnlk hayatta Tarn" iin olduka yaygn ve gzde bir tabirdir. Okurlardan bunun lngillzlerin din anlay iin fevkalade ayrt edici bir zellik oldugunu bir kenara kayt etmelerini rica ediyorum. Fakat kutsal Veda ve onun ard sra giden Vaisya gretisiyle yetimi olan Brahmanlarn ve hatta tm benlikleri ruhg ve kefaret gretislne duyulan inanla biimlenmi olup gnlk hayatta balarna gelen her olayda onu hatrlayan btn Hindularn, bu tr kavram ve dnceler kendilerine zorla benimsetilmeye alldgnda, hissedecekleri eyi egitimli okurlar kolaylkla kestirilebileceklerdir. Hepsinde ve her birinde varolan, ac eken, yaayan ve kurtulu umudu tayan basz sonsuz Brahma'dan bu yoktan "vareden"e gemek keskin bir taleptir. Onlar dnyann ve insann yoktan var edildigine asla ikna olmayacaklardr. Bu yzden metinde kendisinden vgyle sz edilen kitabn on beinci sayfasnda sekin yazar hakl olarak unlar sylemektedir: "Misyonerlerin abalan sonusuz kalacaktr. ismi anlmaya deger hibir Hindu onlarn agnlanna asla kulak asmayacaktr. Benzer eklide s. 50'de de unlan kaydetmektedir: "Yogrulup yetitikleri, iinde yaayp hareket ettikleri ve varlklarn bulduk.lan bu grleri, Hristiyan gretisinl kabul etmek iin terk edeceklerini ummak. benim kati inancma gre, ahmaka bir beklentidir. Aynca s. 68'de: *Bunu baarmak iin lnglliz Kilisesinin btn Sinodu tan altna elini koysayd bile btn Hindu nfusu iinden bir adam zorla ve cebirle dininden dndrmenin dnda bir baar ans elde edemezdi. diye kehanette bulunur. Bu kehanetin lsabetliligi imdi aradan krk bir yl ./ . .

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    ne nazaran Hindu gretllerlnln stnlklerini ele alp tartmaktadr. Yaklak seksen sayfa tutan bu kk kitap imdi bile evrilmeye deer bir eserdir; nk Brahman dininin faydal ve pratik etkisini, hayat ve insanlar zerindeki tesirini bildiim dier btn eserlerden daha iyi ve daha ak biimde anlatmaktadr-rahip zmresinin kaleminden kma raporlardan ok farkl, ki zaten onlar srf bu yzden ok az itimada ayandrlar. Bu hayatlannn yansn Hindistan' da geirmi olan lngiliz subaylardan iittiklerimle uyumaktadr. Her zaman ilk planda gelir kay-

    . naklarn ve papazlarnn tahsisatn dnen Anglikan Kilisesinin Brahman dinine kar ne kadar fkeli ve ona kar ne byk bir kskanlk beslediini anlamak iin

    .. /. getikten sonra, 6 Kasm 1 849 tarihli The Tlmes gazetesinde, Clvis imzasyla yaynlanm olan uzun bir mektupla dawulanmaktadr. Mektup ak ki Hlndlstan'da yllarca yaam olan birisinden gelmekte ve sair eylerle birlikte unlar sylemektedir: tttndlstan'da u veya bu nedenle gurur duyabilece!llmlz birinin din dtlrlp Hrlstlyan olduguna dair tek bir vaka bana ulamad. Kabul ettlgl inan iin bir leke veya yz karas, terk ettlgl inan iin bir ikaz ya da uyan olarak hizmet etmemi bir tek hadise bile bilmiyorum. Halen saylan ok az olan din degltlrml olanlarn sunduklar rnek imdiye kadar anlan ancak kendilerini takip etmekten caydrmaya ya da vazgeirmeye hizmet etti . Bu mektup tekzip edildikten sonra, 20 Kasm tarihi! The Times'da, Sipahi imzasyla bunu teylden bir ikinci mektup daha yaynland ve orada unlar syleniyordu: on iki yldr Madras Eyaletinde hizmet ediyorum ve bu uzun sre boyunca Hindu veya lslam dininden dnp, ismen dahi, Protestan Hrlstlyan dinine gemi tek bir kiiyi bile grmedim. Bu yzden Civis ile tamamen ayn fikirdeyim ve ordudaki hemen btn subaylarn da ayn dognltuda kant sunacagna inanyorum. Bu mektup da iddetle tekzip edildi fakat byle bir tekzibin, misyonerlerden gelmemi olsa bile, her halkarda onlarn yegenlerlnden geldlglne inanyorum; en azndan bunlar dini btn Hrlstlyanlard. Dolaysyla sunduklar kantlar bUtUnUyle temelsiz olmasa bile, ben yine de yukanda zikredilen nyargsz tanga daha fazla gvenirim. nk lngiltere'de ben kara cbbelilerden ok kzl niformallara inannn ve Kilise lehine, btn zadegann meteliksiz gen oguilannn bu zengin ve rahat arpalg lehine sylenmi her ey benim lndJmde eo ipso kukuludur.

  • Ahlak zerine

    szgellmi birka yl nce Parlamentoda piskoposlarn yaptklar ve birka ay devam ettirdikleri grltl tartmadan haberdar olmamz gerekir. oogu Hindistanl yetkililer bu tr durumlarda hep olduu gibi kendilerini uzlamaz ve dik bal gstermiler, bu piskoposlar da, srf lngiliz yetkililer lkenin kadim ve saygn dinine-ki Hindistan' da makul olan budur-zahiren sayg iaretleri gsterdiklerinden tr havlayp durmulard : Szgelimi tann suretleriyle birlikte yry alay geerken muhafzlar ve balarndaki subaylar dnp alay davullarla selamlamlar; aynca Jagannatha'nn Arabasnn zeri krmz bir rt ile rtlmt vs. Srf bu beyleri honut etmek iin bu sonuncusu, bu erevede ortaya km olan kutsal yolculuk vecibeleriyle birlikte sona erdirildi. Bu arada saygnlklar kendilerinden menkul bu arpalkl ve peruklu zadegann bu konular zerine ard arkas kesilmeyen homurdanmalarn; soyumuzun ilk asli dini zerine, bugn artk kaba saba ve baya olarak damgalanmas gereken, tam orta aQa yarar bir tarzda gr beyan edilerini duyuyoruz. 845'te Lord Ellenborough'un bir zafer alay ile Bengal'e geri dnp, 1 022'de Gazneli Mahmut tarafndan yklm olan Sumenaut pagodasnn kapsn Brahmanlara teslim etmesini de bu zadegan yine kendilerine kar yaplm byk bir hakaret olarak alglamt . Diyebilirim ki btn bunlar insan, Hindlstan'da uzunca bir zaman yaam Avrupallarn byk ounluQunun yreklerinin derinliklerinde Brahman dinine kar ne byk bir eQilim duyduklarn ve Avrupa'nn toplumsal nyarglanna olduu kadar dinine kar da ancak omuz silktiklerini bilmiyor olamayacaklar dncesine gtrmektedir. Bir keresinde bana byle birisi "Btn bunlarla ilgili olarak Hindistan'da iki yl yaadktan sonra ayaklarm suya erdi" demiti . Hatta bir Fransz, Avrupa'da yaklak on yl

  • Arthur Schopenhauer lfukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    Devadassi 'ye ( vulgo Bayadere)5 elik etmi olan saygl ve kltrl bir beyefendi, lkenin dini hakknda kendisiyle konumaya kalktmda ateli bir cokuyla derhal Monsieur, c'est la vraie religionf'4 diye barmt .

    Eer meselenin kkne inersek grrz ki, binlerce yldan beri olduu gibi hala halkn dinini oluturan akld ve kimi zaman tuhaf grnen Hint mitolojisi bile Upaniadlarn retisinden baka bir ey deildir. Burada reti halkn anlay gc hesaba katlarak ve gereken sayg gsterilerek simgeletirilip, dier bir deyile,

    .suretlere brndrlp kiiletirilerek hikayeletirilmitir. Anlay gcne ve eitimine gre her Hindu onu ve onun ardndakileri izler, hisseder, sezinler ya da ak biimde grr; halbuki kaba, saplantl, dar kafal ngiliz papaz onu putperestlik diye damgalayarak aklnca onunca alay eder ve zndklkla sular, sonra buna kendisini kaptrp zanneder ki kazanacak tarafta sadece kendisi vardr. Buna karlk Buda Sakya Muni'nin amac z kabuktan ayrmak, yce retinin kendisini suret ve tanrlarn her trl karmndan temizlemek ve onun saf zsel kymetini avam iin bile eriilebilir ve anlalabilir hale getirmekti . Ve bunu harikulade biimde baard, bu yzden dini yeryzndeki en kusursuz dindir ve en ok sayda insan tarafndan temsil edilmektedir. Sophokles ile birlikte diyebiliriz:

    eotc;, tv Kliv rEv ci:v oo Kp6:rnc; tataKti)crmt', f:yro f: Kai ixa KEi vrov 7tf:7tot0a tot' tmo7t6.cret v KMO. 55

    Aias, 767-9. 53 (Devadassl: Tann Hlzmetkfn; Bayadere: Tapnakta grevli kadn dans .) 54 ( : Msy, gerek din bul) 55 [ : Bir hi olan kimse bile Tannlarla birlik oldugunda g kazanabilir;

    fakat ben onlar olmakszn bu zaferi kazanmay gze alyorum.)

  • Ahlak zerine

    Beri yandan kimi kle ruhlu Alman filozof bozuntulannn ve aynca lafzlann tesine gemekten aciz, okuduunu anlamayan doubilimcilerin szm ona aklc Yahudiliklerinin ykseklerinden Brahman dinine ve Budacla bakp kendini beenmi bir edayla souk souk glmsediklerini grmek fevkalade elendiricidir. Bu kk adamlara, tabii Hanuman'n soyundan gelenler aralannda bunlann varlna tahamml edebilirlerse, Frankfut fuanndaki maymunlar gldrsyle szleme yapmalann neririm.

    yle zannediyorum ki in hakan veya Siyam Kral ve dier Asya hkmdarlan Avrupa'nn byk glerine lkelerine misyoner gnderme iznini bahedecek olurlarsa, buna ancak sz konusu Avrupa lkesiyle eit haklara sahip olarak onlannkine denk sayda Budac rahip gnderme izninin kendilerine tannmas kouluyla izin vereceklerini ne srme hakkna sahiptirler. Bunun iin onlar doal olarak daha nce o Avrupa dilinde eitim alm alanlan seeceklerdir. ite o zaman gzlerimizin nnde ilgin bir rekabet cereyan edecek ve kimin daha ansl olduunu hep beraber greceiz.

    Btn dnyay kendi inancna dndrmeye alan Hristiyan banazl mazur grlemez. Bomeo'nun bir blmn smrgeletirip bir mddet ynetmi olan Sir James Brooke (Bomeo Racas) Eyll 1 858'de Liverpool'da ncil Yayma Cemiyetinin, dolaysyla misyon temsilcilerinin bir toplantsnda bir konuma yapmt . Orada unlan sylemiti: "Mslmanlar arasnda hibir ilerleme kaydedemediniz, Hindular arasnda hi yol kat edemediniz, hfila Hindistan'a ayak bastnz ilk gn olduunuz yerdesiniz. " ( The Times, 29 Eyll 1 858 . ) Buna karlk Hristiyan misyonerler bir baka istikamette ok yararl ve takdire ayan olduklann gsterdiler; bunlann

  • Arthur Schopenhauer Hukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    kimisi bize Brahman dini ve Budaclk hakknda tam ve hayranlk uyandrc aklamalar, kutsal kitaplarn aslna sadk ve doru evirilerini sundular; bunlar con amore olmakszn muhtemeldir ki yaplamayacak eylerdi. Bu sekin insanlara aadaki drtl ithaf ediyorum:

    retmenler olarak gittiniz oraya, mezler olarak geldiniz buraya, Kalkt grnmez perde rtl anlamn zerinden.

    Dolaysyla bir gn tm Avrupa'nn btn bu Yahudi mitolojisinin artklarndan arnp kurtulacan umut edebiliriz. Belki de Yafes'in soyundan gelenlerin oluturduu dil ailesine mensup halklarn tekrar ana yurtlannn kutsal dinlerine dnmelerinin zaman gelmitir; nk uzun bir zaman yoldan kp akn akn dolatktan sonra bunlar iin bir kez daha olgunlatlar.

    * * *

  • Ahlaki zgrlk zerine dll denememi okuduktan sonra dnen hi kimse byle bir zgrlQn doga iinde hibir yerde aratnlamayacag, bunun ancak dogann dnda bulunabilecegi konusunda kuku iinde kalmayacaktr. Bu metafizik bir gerektir, fakat fizik dnyada imkansz olan bir eydir. Dolaysyla kiisel eylemlerimiz hibir surette zgr degildir; diger yandan her birimizin kiisel karakteri kendi zgr edimi olarak kabul edilmelidir. O bizzat byledir, nk imdi ve ebediyen byle olmay istemektedir. nk irade kendi bana vardr, hatta tek bir bireyde ortaya ksa bile bu byledir: O, deyi yerindeyse ayn olann ilk ve temel iradesini (istemesini) oluturur, o her trl bilgiden bagmszdr, nk onu nceler. O bilgiden sadece gdlerini alr ve onunla gerek zn kademe kademe gelitirip kendisini bilinir ya da grnr klar. Fakat kendisi zamann dnda bulunan ey olarak varoldugu srece degimezdir. Dolaysyla herkes imdi ve bu zaman diliminin koullan-ki bunlar da kendi paylarna kat zorunlulukla ortaya karlar-altnda varolan byle birisi olarak asla bu zaman diliminde fiilen yapmakta oldugu eyden baka bir ey yapamaz. Bu yzden bir insan hayatnn byk kk tm olaylan iinde btn tecrbi ak tpk bir saatin hareketleri gibi zorunlu olarak nceden belirlenmitir. Aslnda bu, daha nce sz edilen, metafizik bakmdan zgr edimin bilen bilince ulama tarznn kendi formu olarak zamana ve mekana sahip olan sezgisel bir alg olmasndan kaynaklanr. Bu form sayesin-

  • Arthur Schopenhauer ffukuk, Ahlak ve Siyaset zerine

    de imdi bu eylemin birlii ve blnemezlii kendisini drt boyutu iinde yeter neden ilkesinin izini (klavuz izgisini) takip eden6 bir durumlar ve olaylar dizisine aynlm olarak gsterir ve zorunlu(Juk) olarak adlandnlan ey ite budur. Fakat sonu ahlaki bir sonutur nk ne olduumuzu ne yaptmzdan biliyoruz, tpk neyi hak ettiimizi bamza gelen (ya da duar olduumuz) eyden bildiimiz gibi.

    Aynca bireyse11iin sadece prlncipium indivituanise dayanmad ve dolaysyla btnyle salt fenomend