ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN...

87
T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOĞU DİLLERİ VE EDEBİYATLARI (ARAP DİLİ VE E DEBİYATI) ANABİLİM DALI ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN YÖNTEM VE İÇERİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Yüksek Lisans Tezi Gamze Yücetürk Ankara 2011

Transcript of ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN...

Page 1: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

T.C

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

DOĞU DİLLERİ VE EDEBİYATLARI

(ARAP DİLİ VE E DEBİYATI)

ANABİLİM DALI

ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN YÖNTEM

VE İÇERİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yüksek Lisans Tezi

Gamze Yücetürk

Ankara – 2011

Page 2: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

DOĞU DİLLERİ VE EDEBİYATLARI

(ARAP DİLİ VE E DEBİYATI)

ANABİLİM DALI

ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN YÖNTEM

VE İÇERİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yüksek Lisans Tezi

Gamze Yücetürk

Tez Danışmanı

Prof. Dr. M. Faruk Toprak

Ankara-2011

Page 3: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

T.C

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

DOĞU DİLLERİ VE EDEBİYATLARI

(ARAP DİLİ VE E DEBİYATI)

ANABİLİM DALI

ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN YÖNTEM

VE İÇERİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı :…………………………….

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

…………………………………….. ………………………….

…………………………………….. ………………………….

…………………………………….. ………………………….

…………………………………….. …………………………..

……………………………………. ………………………….

Tez Sınavı Tarihi:………………………….

Page 4: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış

ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin

gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı

ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim. (…../……/2011)

Tezi Hazırlayan Öğrencinin

Adı ve Soyadı

…………………………………..

İmzası

…………………………………..

Page 5: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

I

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………….I

ÖNSÖZ…………………………………………………………………………………….III

KISALTMALAR………………………………………………………………………….IV

TRANSKRİPSİYON………………………………………………………………………V

GİRİŞ

1. SÖZLÜK KELİMESİNİN VE EŞANLAMLILARININ TANIMI………………………….1

2. DÜNYA DİLLERİNDE SÖZLÜK ÇALIŞMALARINA KISA BİR BAKIŞ……………….2

3. ARAPLARDA SÖZLÜK ÇALIŞMALARININ TARİHÇESİ……………………………....5

I. BÖLÜM

ARAPÇA - ARAPÇA YAZILMIŞ ÇAĞDAŞ DÖRT SÖZLÜĞE GENEL

BİR BAKIŞ

1.1. EL-MUNCİD…………………………………………………………………………………..13

1.2. EL-MUʽCEMU’L-VASÎT…………………………………………………………………….18

1.3. LÂRÛS…………………………………………………………………………………………23

1.4. EL-MUʽCEMU’L-ʽARABİYYU’L-ESÂSÎ…………………………………………………..26

II. BÖLÜM

DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN, YÖNTEM, İÇERİK, BİLGİ AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

2.1. YABANCI KÖKENLİ KELİMELER……………………………………………………….30

2.2. ANSİKLOPEDİK BİLGİ……………………………………………………………………..33

2.3. FELSEFİ TERİMLER………………………………………………………………………...39

2.4. TÜRKÇE KÖKENLİ VE TÜRKÇE ARACILIĞIYLA GEÇEN KELİMELER…………43

2.5. KİMYA TERİMLERİ………………………………………………………………………....45

2.6. AYRINTILI BİLGİ VERME…………………………………………………………………47

2.7. DEYİM VE ATASÖZLERİ…………………………………………………………………...50

2.8. YEREL KULLANIMDAKİ KELİMELER………………………………………………….53

Page 6: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

II

2.9. EKSİK BİLGİ…………………………………………………………………………………56

2.10. YANLIŞ BİLGİ……………………………………………………………………………...60

2.11. FİİLLER……………………………………………………………………………………...61

2.12. YENİ TERİMLER…………………………………………………………………………..63

2.13. ANLAM KAYMASINA/DEĞİŞİKLİĞİNE UĞRAMIŞ KELİMELER ……………….64

2.14. ASTRONOMİ TERİMLERİ……………………………………………………………….65

2.15. COĞRAFİ TERİMLER…………………………………………………………………….66

2.16. HUKUK TERİMLERİ……………………………………………………………………...68

2.17. DİNÎ TERİMLER…………………………………………………………………………...69

2.18. TIP TERİMLERİ……………………………………………………………………………71

SONUÇ…………………………………………………………………………………..73

KAYNAKÇA………………………………………………………………………………………………...75

TEZ ÖZETİ/ ABSTRACT………………………………………………………………………………….78

Page 7: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

III

ÖNSÖZ

Bu tez çalışmasında, XX. yy.da yazılmış Arapça tek dilli ve alfabetik sözlüklerin

karşılaştırmalı eleştirisini yaparak, sözlüklerin yazılış amacı, tarihçesi ve yöntemine

değinilecek ve bunları göz önünde bulundurarak sözlüklerin eksik veya hatalarına dikkat

çekilmektedir.

Tezimizin Giriş bölümünde sözlük kelimesinin ve eşanlamlılarının tanımına, insanlık

tarihi boyunca yapılan ilk sözlük çalışmaları ve Arapça sözlükçülüğünün tarihçesine

değinilmektedir.

Birinci Bölümde, XX. yy.da hazırlanan ve gerek Arap dünyasında ve gerekse

ülkemizde de araştırmacılar ve dil öğrenmek isteyenler tarafından belli dönemlerde

kullanılmış olan dört Arapça sözlük belirlenip ve bu sözlükler hakkında genel bilgiler

verilmektedir. Bu dört sözlük, çalışmamız içinde, kısa rumuzlarla gösterilmektedir: el-

Muncid, M; el-Muʽcemu’l-ʽArabiyyu’l-Esâsî, M.E.; el-Muʽcemu’l-Vasît, M.V.; Lârûs ise,

L.R.

İkinci bölümde ise bu dört sözlükten belli kelimeler seçilip incelenerek, adı geçen

sözlüklerin yöntemi, içeriği, varsa hataları veya eksiklikleri vb. ele alınıp sözlüklerin

karşılaştırılması ve ayırt edici özellikleri Sonuç bölümünde belirtilmektedir.

Tez çalışmam süresince bana vakit ayıran ve yardımcı olan Sayın Hocam ve tez

danışmanım Prof. Dr. M. Faruk Toprak’a, tezimle ilgili kaynak bulmamda yardımcı olan

Sayın Prof. Dr. Kenan Demirayak ve Prof. Dr. Selami Bakırcı’ya, çalışmam süresince

sorularımı cevaplama nezaketini gösteren Sayın Hocam Prof. Dr. Bedrettin Aytaç’a,

çalışmaya eleştirileri ve yine önerdiği kaynaklarla katkı sağlayan Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr.

Kemal Tuzcu’ya ve Araş. Gör. Dr. Osman Düzgün’e teşekkürlerimi sunar, desteklerinden

dolayı aileme de ayrıca teşekkür ederim.

Gamze YÜCETÜRK

Page 8: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

IV

KISALTMALAR

a.g.e. : adı geçen eser

a.g.m. : adı geçen makale

AÜİFD : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

c. : Cilt

Çev. : Çeviren

H. : Hicri

LR. : Lârûs

M. : el-Muncid

M.E. : el-Mu’cemu’l-ʽArabiyyu’l-Esâsî

M.V. : el-Muʽcem’ul-Vasît

TDVİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

ö. : ölüm tarihi

s. : sayfa

vb. : ve benzeri

yy. : yüzyıl

Page 9: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

V

TRANSKRİPSİYON

Sessiz Harfler

أ: a,e :ض ê

ب: b :ط ù ت: t :ظ ô ث: å :ع è ج: c :غ ğ ح: ó :ؼ f خ: ò :ؽ ú د: d :ؾ k ذ: õ :ؿ l ر: r :ـ m ز: z :ف n س: s :و v ش: ş :هػ h ص: ã :ي y

Uzun Sesliler

â : ػآ

û : ػو

î : ػي

Page 10: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

1

GĠRĠġ

1. SÖZLÜK KELĠMESĠNĠN VE EġANLAMLILARININ TANIMI

Türkçe bir sözcük olan “sözlük” terimi, bir dilde yer alan kelimenin öncelikle

birincil daha sonra da gelebilecek diğer anlamlarını, farklı telif edilme gayelerine

matuf olarak deyim veya cümle içinde söyleyiş ve yazılış şekillerini, kelimenin

iştikakını, kökünü, bunların telaffuz ve başka unsurlarla meydana gelen söz ve

anlamlarını bazen de örneklendirerek veren çalışmalardır1.

Sözlük teriminin Arapçadaki karşılığı muʽcem, úâmûs ve lügat şeklinde

kullanılmıştır. Sözlük teriminin Arapça karşılığı olan “muècem” lafzı ise “anlamı

kapalı kelime” anlamını taşımaktadır2. “Anlaşılmayan, kapalı, müphem” olarak da

tanımı yapılan „muècem‟ kelimesi Arapça „ػج‟ (sınamak, denemek, imtihana tabi

tutmak) fiilinden gelir. Bu kelimenin ilk kullanımı hicri 3. asra dayanır. Ebû Yaèlâ

(H. 210-307)‟nın el-Muècem adlı kitabında belirtilmiştir. Bundan sonra, adında el-

Muècem başlığı altında pek çok kitap telif edilmiştir. Bu eserlerin pek çoğunda

alfabetik sıraya uyulmuştur. En önemlileri arasında, Ebu‟l Kâsım el- Beğâvî (ö.

351/963)‟nin Muècemu‟ã-äaóâbe, İbn Úâni (ö. 360/971)‟nin Muècemu‟ã-äahâbe, eù-

Ùaberânî‟nin el-Muècemu‟l-Kebîr, Ebu Bekr el-İsmâèîlî (ö. 371/982)‟nin el-Muècem

fi‟l-Esâmî, İbn Cemîè (ö. 402/1015)‟nin el-Muècem‟i sayabiliriz. Kelimeyi bu

şekliyle ilk kullanan kişi, el-Muècem fî Baúiyyeti‟l-Eşyâ‟ adlı eseriyle Ebu Hilâl el-

1 Eren, Cüneyt, Arapça Sözlükler ve Kullanma Kılavuzu, İstanbul 2010, 9. 2 Alpak, Mehmet Nuri, Arap Dilinde Sözlük Çalışmaları ve Nazım Efendi‟nin “Tercümanu‟l Lügat”

Adlı Eserinin İncelenmesi, (yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, 2006, 4.

Page 11: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

2

èAskerî (ö. 395/1005) olmuştur1. “Ḳâmûs” kelimesi de Arapça‟da „deniz, denizin

ortası ve deniz suyu‟ anlamına gelir2.

Bu kelime, Arapça „ ظ fiilinden türemiştir. Ancak (batırmak, daldırmak) ‟ل

kelimenin Yunanca kökenli olma ihtimali de vardır. Batlamyus‟a göre kâmûs,

Grekçe „okeanus‟tan (okyanus) gelmiştir. Arap coğrafyacıları kelimeyi ûkıyânûs

biçiminde almışlar ve mânasını tam karşılamak üzere “Bahru‟l-ûkıyânûsi‟l-muhît”

(arzı kuşatan deniz, Atlas Okyanusu) şeklinde kullanmışlardır. Bu terkip zamanla

“el-úâmûsu‟l-muóîù” olmuştur. IV/X. yüzyılın ortalarından itibaren bazı Arap

müelliflerinin sözlüklerine deniz adını vermeleri gelenek halini almıştır. Nitekim

äâóib b. èAbbâd (ö. 385/964), sözlüğüne el-Muóîù, İbn Sîde el-Muókem ve‟l-

muóîùu‟l-aèôam adını koymuştur. Bu geleneğin bir devamı olarak el-Fîrûzâbâdî,

yazdığı sözlüğü el-Úâmûsu‟l-Muóîù diye isimlendirmiştir. Bu sözlüğün ilim

muhitlerinde çok ilgi görmesiyle ḳâmus kelimesi “sözlük” anlamında kullanılmaya

başlanmıştır3.

“Lügat” ise, Arapça „غ‟ (konuşmak; hükmü kalmamak, geçersiz olmak)

fiilinden türeyip „lisan, dil, lehçe‟ anlamlarına gelir. Başka bir ifadeyle “ toplum

bireylerinin duygu ve düşüncelerini birbirine anlatmak için kullandıkları

kelimelerden meydana gelen eser” demektir4.

2. DÜNYA DĠLLERĠNDE SÖZLÜK ÇALIġMALARINA KISA BĠR BAKIġ

Dilin daha iyi anlaşılması ve kullanılması için önemli bir etken olan sözlükler

üzerine çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bilinen en eski sözlük, bazı Sâmî halklar

1 Maómûd Fehmî el-Óicâzî, Sözlük Yapımında Yeni Akımlar, çev. A. Kâzım Ürün, 2003, VIII / 158. 2 Eren, Cüneyt, a.g.e., 9. 3Durmuş, İsmail, “Sözlük” maddesi, TDVİA, İstanbul 2009, XXXVII / 398. 4 Aynı eser, XXXVII / 398.

Page 12: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

3

(Asurlular, Akkadlar) tarafından milattan önce 3000‟li yılların başlarında Sümerce-

Akkadca olarak kil tabletlere yazılmıştır. Bu sözlüğün bir nüshası, Asurbanibal‟in

(m.ö. 669-633) Ninovâ‟da kurduğu kütüphanede bulunuyordu. Günümüzde bazı

parçaları British Museum‟da mevcuttur. Bunu, milat öncesine ve sonrasına ait Çince

ve Yunanca bazı sözlükler takip etmiştir1. Bazı kaynaklara göre, tarihte ilk sözlük

çalışması2 M.Ö. II. yüzyılda İskenderiye Müzesi kütüphanecisi Bizanslı

Aristophanes‟in yapmış olduğu, güncel, eski, eşanlamlı ve teknik kelimelerle

atasözlerini içeren Lexicon‟dur3. Bu sözlük, Yunancada seyrek kullanılan ve

açıklaması güç birtakım sözcükleri bir araya getiren bir yapıttır4.

M.Ö. XI. yüzyılda Bawetshi‟nin hazırlamış olduğu söylenen Çince sözlüğü

de, ilk yazılı leksikografi örneği olarak zikredilmektedir5. Yine bir Çinli olan Kuyu

Wang tarafından hazırlanmış olan sözlüğün de M.Ö. 530 yılında o dönemin

imkânlarına göre basıldığından bahsedilir. Ayrıca Hushin isimli bir kişinin

hazırladığı ve 150 yıllarında basıldığı söylenen Shwo Wan adındaki sözlüğün de

Çinliler ve Japonlar tarafından kullanılan temel sözlüklerden olduğu belirtilmiştir6.

Arap sözlükçülüğünden etkilenen Türk sözlükçülüğü, XI. yüzyılda yaşamış

ünlü Türk bilgini Kâşgarlı Mahmud (Mahmûd el-Kâşgarî)‟un Dîvân-ı Lüğâti‟t-Türk

adlı eseriyle başlar. Kâşgarlı Mahmud bu eserini, ilk önce klasik Arap

sözlükçülüğünün öncülerinden olan el-Òalîl b. Aòmed‟in Kitâbu‟l-èAyn‟ındaki

sistemde düzenlemeyi düşünmüş; ancak bu sistemin kullanışsız olduğunu görünce

vazgeçmiş ve Dîvân‟ı Türk asıllı Arap sözlükçüsü Ebû İbrâhîm İsóâú b. İbrâhîm el-

1 Durmuş, İsmail, a.g.m, 398. 2 Eren, Cüneyt, a.g.e., 10. 3 Durmuş, İsmail, “Sözlük” maddesi, TDVİA, İstanbul 2009, XXXVII / 398. 4 Bingöl, Zekeriya, Sözlük ve Sözlükçülük Üzerine Bir Araştırma, Akademik Bakış Dergisi, IX, 200. 5Eren, Cüneyt, a.g.e., 10. 6 Alpak, Mehmet Nuri, a.g.m., 6.

Page 13: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

4

Fârâbî‟nin Dîvânu‟l-Edeb‟indeki sistemde düzenlemiştir1. Türk dili açısından önemli

bir yere sahip olan bu sözlük, çeşitli Türk boylarından derlenmiş bir şiveler

sözlüğüdür. Türkçenin söz varlığını inceleyen ve önemine göre sözcükleri geçtikleri

metinlerle gösteren dilbilgisi çalışması olarak da nitelendirilebilir2.

Dünyada sözlük terimi ilk defa 1225‟te John Garland tarafından

kullanılmıştır. Bu yüzyıla gelinceye kadar birkaç önemli köken bilgisi sözlüğü de

hazırlanmıştır. Doğu dünyasında da sözlükçülüğün köklü bir geçmişi vardır. Batı

dünyasında ise sözlükçülükteki gelişme, daha sonraki yüzyıllarda ve doğudakinden

sonra olmuştur. Batıda sözlükçülükteki ilk gelişme, Rus Çariçesi II. Katerina‟nın

emriyle Alman gezgin P. S. Pallas‟a yaptırılmıştır. Aslında dünya dillerinin

tanınması ve karşılaştırmasına yönelik olan bu çalışmada Pallas, Rusya sınırı içindeki

dillere ait kural, kaide ve çekimleri belirlemiş ve bunlardan faydalanarak 285

kavramı temel alarak 200 Asya ve Avrupa dilinde bu kavramların karşılıklarını

vermiş; böylece ilk defa çok dilli sözlüklerin de örneğini vermiştir. Pallas‟ın 1787

yılında Linguarum Totius Orbis, Vocabularia Comparativa adıyla yayınlanan

sözlüğün 1790-91 Petersburg baskısına, Afrika ve kimi Amerika dillerine ait bazı

öğeler de eklenmiştir3.

Modern Avrupa dillerinde sözlük çalışmaları ise, XVI. yüzyılda en parlak

dönemini yaşamıştır. İlk Fransızca sözlük (1523) ve ilk İngilizce sözlük (1604), bu

dönemde ortaya çıkmıştır. Dictionnaure de la Language Française adlı sözlük,

Fransız dilci Emile Littre‟nin bir yüzyıl kadar süren ortak çalışma sonucu

tamamlanarak 1873‟te Paris‟te basılmış ve bu alanda çok önemli bir yer tutmuştur4.

1 Yavuzarslan, Paşa, Osmanlı Dönemi Türk Sözlükçülüğü, Tiydem Yayıncılık, Ankara 2009, 4-5. 2 Alpak, Mehmet Nuri, a.g.m., 8. 3 Bingöl, Zekeriya, a.g.m., XI, 201. 4 Alpak, Mehmet Nuri, a.g.m., 7.

Page 14: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

5

XVIII. yy.da Avrupa‟da sözlük yapımında büyük bir gelişme gözlenmiştir.

Bu da daha çok sözlük hazırlamada kanıt göstermeyi esas alma üzerine kurulmuştur.

Almancada Frisch‟in (1741) sözlüğü, bu alanda yapılmış ilk sözlüktür. İngilizcede

ise bu dilde hazırlanan sözlükler üzerinde büyük bir etkisi olan Bailey‟in sözlüğüdür.

3. ARAPLARDA SÖZLÜK ÇALIġMALARININ TARĠHÇESĠ

Arap toplumu, Cahiliye Döneminde göçebe yaşadığı için okuma yazma

bilenlerin sayısı az idi. Yazı fazla kullanılmadığı için sözlüklere de fazla ihtiyaç

duyulmamıştır. İslâm dini geldikten sonra dinin etkisi ile bilimsel alanda birçok telif,

şerh, haşiye ve ihtisar şeklinde sözlükçülük alanında birçok çalışma yapılmaya

başlanmıştır1. Araplarda sözlük çalışmaları, İslamiyet‟in yayılmasıyla Ḳurʽân-ı

Kerîm‟i okuma ve anlamada herhangi bir hata yapmamak, Arapçaya uygun olmayan

kelimelerin Ḳurʽân‟a girmesini önlemek amacıyla başlamıştır. Bu çalışmanın öncüsü

de Abdullah b. ʽAbbâs kabul edilmiştir. İlk önceleri yazılı bir lügat veya mu‟cem

olmadığından İbn èAbbâs, lügatlerin yapacağı bu görevi yerine getirmiştir. İbn

ʽAbbâs‟ın bu çalışması, kelimeleri dil açısından açıklaması bir lügat çalışması

mahiyetinde olup daha sonraki dil çalışmalarının temelini oluşturmuştur. Bu

çalışmayı, sahabenin ileri gelenleri daha dar bir çerçevede de olsa yapmaya

çalışmışlardır2.

Araplarda sözlük çalışmaları, şu alanlarda verilen ürünlerle başlamıştır :

1 Alpak, Mehmet Nuri, a.g.m., 9. 2 Bakırcı, Selami, IV. Abbasi Asrında Dil Çalışmaları(Lügat- Nahiv-Sarf), (Yayımlanmamış yüksek

lisans tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1993, 8.

Page 15: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

6

a) Kelime düzeyinde izahların ağırlıkta olduğu Garîbu‟l-Ḳur‟ân ve Garîbu‟l-

Hadîs‟e dair risaleler,

b) Hayvan, bitki ve lehçelere dair kitaplar,

c) Fıkhî terimlerin -sözlük anlamları yanı sıra- terim anlamlarını konu alan

kitaplar,

d) Arapçalaşmış (dahîl, muèarreb) kelimeleri ve az kullanılan (nevâdir)

kelimeleri konu alan kitaplar1

Arap dünyasında lügat çalışmalarının temeli, İslam hukukunun iki temel

kaynağı olan Ḳurʽân ve Hadîs içerisindeki garip kelimeleri anlamaya yönelik, H. I.

asrın ilk yarılarında2 Garîbu‟l- Ḳur‟ân ve Garîbu‟l-Hadîs terimleri ile şöhret

kazanmış mevzu-i lügat de denilen teliflerle başlamıştır. Bu türe örnek teşkil eden ilk

eser, İbn èAbbâs‟ın Garîbu‟l-Úur‟ân‟ıdır.3. Bu eser, anlamı, kapalı, herkesçe

bilinmeyen, zor ve kent merkezlerinden uzak yerlerde yaşayan kabilelerin

konuştukları kelimeler anlamına gelen garîb lafızları içermektedir. Garîbu‟l-Ḳur‟ân

alanında İbn èAbbâs‟tan sonra çalışanların başında, Ebân b. Tağlib el-Cerîrî (ö.

141/758)4 ve Ḳurʽân‟daki 200 kadar garib kelimeyle ilgili olarak kendisine

sordukları soruları, eski Arap şiirinden örnekler zikrederek cevapladığı Mesâ‟il Nâfi„

b. El-Ezrak adlı eseriyle Hâricî liderleri Nâfi„ b. Ezraú ile Necde b. èÂmir5

gelmektedir. Garîbu‟l-Kur‟ân ile ilgili çalışmalar Me„âni‟l-Úur‟ân, Tefsîru‟l-Úur‟ân,

1 Abdülkerîm Mücâhid, Semantiğin Arap ve Batı Dünyasındaki Serüveni, çev. Celalettin Divlekci,

AÜİFD, II, (2006), 260-261. 2 Bakırcı, Selami, a.g.e., 27. 3 Eren, Cüneyt, a.g.e., 10. 4 Bakırcı, Selami, a.g.e., 8-9. 5Durmuş, İsmail, a.g.m., 399.

Page 16: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

7

Müşkilu‟l-Úur‟ân ve Te‟vîlu‟l-Úur‟ân gibi isimler almış; Ḳurʽân ile ilgili çalışmalar

Râğıb el-İsfehânî ile zirvesine ulaşmıştır1.

Bunun yanı sıra dilciler, Ḳurʽân ve hadisteki garip kelimeleri derledikleri

esnada, gerek çalışmalarında karşılaştıkları gerekse Arap kabilelerinden işittikleri

nadir kelime ve kullanımları içeren Kitâbu‟n-Nevâdir adı altında değişik eserler telif

etmişlerdir. Bu amaçla nadir kelimeler konusunda ilk eser telif eden kişinin Basra

ekolünün ileri gelenlerinden olan Ebû „Amr b. el-èAlâ‟nın olduğu görülmektedir2.

Ebû Zeyd el-Enãârî (ö. 215/830), yazmış olduğu en-Nevâdir fi‟l-Luğa adlı hem nesir

hem de nazım şeklinde yazılan eserinde, bedevilerden duyduğu bazı recezleri, garip

lafızları ve el-Mufaêêal eê-ëabbî‟den (ö. 178/794) öğrendiği nadir şiirleri

toplamıştır.

Zamanla gelişen sözlükçülük konusunun yanı sıra, ilim adamları tek bir konu

yerine birkaç konuyu ihtiva eden ve bir nevi konulara göre düzenlenmiş sözlükler

yapmışlardır. İnsan, at, deve, bitkiler vs. gibi varlıklara ait özellikleri sıralayan bu tür

lügatler, genellikle el-Garîbu‟l- Muãannaf veya Kitâbu‟ã-ãıfât olarak adlandırılmıştır.

Bu konuda ilk eser veren Ebu Òayra el-èArabî'yi, el-Garîbu‟l-Muãannaf ‟ın sahibi el-

Úâsım b. Maèn ve Kitâbu‟ã-ãıfât adlı eseriyle Naêr b. Şumeyl izlemektedir3.

Arap gramerinin ve aruzunun ilk kurucusu sayılan el-Òalîl b. Aòmed,

kaynaklarda Arap sözlükçülüğüne ilk metodu getiren kişi olarak görülmektedir.

Ebu‟ù-Ùayyib el-Luğavî, Halil‟in daha önce hiç yapılmamış bir metot geliştirerek

Kitâbu‟l-èAyn isimli eserini, harfleri gırtlaktan çıkış sırasına göre dizdiğini ve bu

1 Bakırcı, Selami, a.g.e., 8-9. 2 Aynı eser, 11. 3 Aynı eser, 11-12.

Page 17: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

8

bölümleri sıralayanın bizzat kendisi olduğunu, ancak kitap haline getiremediğini

belirtmektedir1.

Halil, ilk kez kendisinin geliştirdiği bu metotta, harfleri mahreçlerine göre bir

sıra düzenleyerek her harf için bir bölüm ayırmış ve ilk bölümü (ع) harfinden

başladığından eserinin adını Kitâbu‟l-èAyn olarak isimlendirmiştir. Kendisinden

sonra çalışacak olan sözlükçülerin de takip edeceği bir çığır açan Halil, metodunu

kalb, yani kelimedeki harflerin yer değiştirmesi esasına dayandırmıştır. Örneğin,

ظش، شص، طش، طش، سض، kelimesini ele alarak bunda kalb yapınca اظش

kelimeleri ortaya çıkmaktadır سط2.

el-Òalil‟in Kitâbu‟l-èAyn‟ını esas alarak sözlük çalışmasına katılanların

başında Ebu èAmr eş-Şeybânî gelmektedir. Kitâbu‟l-Luğa veya Kitâbu‟l-Óurûf diye

de bilinen Kitâbu‟l-Cîm adındaki eseri, muhtasar bir durumda olup el-Òalil‟in

çağdaşı olmasına rağmen onun metodunu kullanmıştır.

el-Òalil‟den sonra gelen önemli sözlükçülerden biri de Ebû èUbeyd el-Úâsım

b. Sellâm‟dır. İbn Sellâm, el-Garîbu‟l-Muãannaf adındaki eserini, manalara ve

konulara göre bölümlere ayırmıştır. Daha önce konulara göre yazılmış sözlükleri bir

araya getirerek bölümlere ayırmış ve belli bir sistem içerisine koymuştur. İbn

Sellâm‟ın bu eseri, değişik konularda otuz kadar bölüm ihtiva etmektedir. Òalúu‟l-

İnsân, en-Nisâ‟, el-Libâs, eù-Ùaèâm, eş-Şarâb vb. gibi muhtasar bir sözlük sayılan el-

Garîbu‟l-Muãannaf, on yedi bin civarında madde başından oluşmaktadır3.

IV./XI. asırda yapılan ve Arap sözlükçülüğünde yeni bir dönem açacak olan

bir diğer önemli çalışma da, İsóaú b. İbrâhîm el-Fârâbî (ö. 350/961)‟nin Dîvânu‟l-

1 Bakırcı, Selami a.g.e., 12. 2 Aynı eser, 13. 3 Aynı eser, 14.

Page 18: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

9

Edeb adındaki sözlüğüdür. el-Fârâbi, Divânu‟l-Edeb‟inde, kelimenin yapısına göre

bir sıralama yapmış ve sözlüğünü böylece düzenlemiştir. Daha önce sadece èİlmu‟l-

èarabiyye diye bilinen nahiv ilmiyle kelimenin yapısal ilmi olan sarf ilminin dil

çalışmalarında büyük etkileri olduğundan el-Fârâbi de eserini sarftaki kısımlara göre

altı kısma ayırmıştır. Sâlim, mudâ‟af, misâl, zevâtu‟s-selâse (ecvef), zevâtu‟l-erba‟a

(nâkıs) ve el-hemz (mehmuz) gibi kısımlardan oluşup aynı sırayı takiple her bölümü

önce isimler sonra fiiller olmak üzere iki kısma ayırmış ve bu kısımlarda kelimeleri

alfabetik sıraya göre sıralamıştır. Alfabetik sırayı kullanırken ilk harfi değil de son

harfi esas almıştır1.

El-Fârâbi‟nin çağdaşı olan diğer bir dilci Ebû Manãûr el-Ezherî (ö.

370/980)‟dir. El-Ezherî‟nin Tehõîbu‟l-Luğa‟sı kapsamlı olarak yazılmış ilk sözlüktür.

Bu eser, dikkat ve araştırma açısından kayda değer bir önemi olup seçkin eserler

arasında yer almaktadır2.

IV./X. Asırda sözlükçülük, sahih kelimeleri tespit etme ve maddeleri

araştırıcılar için kolay elde edilir hale getirme gibi iki önemli esasa dayanırken, H. V.

asra gelindiğinde sözlükçülüğün artık değişik bir boyut kazandığı, kalb ve mahreç

harflerine dayanan sistemin kalktığı görülmektedir. Bunun yerine kelimenin asıl

harflerine dayanan alfabetik bir sıra kullanılmaya başlanmış ve öncüsü, Tâcu‟l-Luğa

ve Sıóâóu‟l-èArabiyye adlı eseriyle Ebû Naãr İsmâèil b. Óammâd el-Cevherî (ö.

393/1002) olmuştur. H. IV. asırdan beri yaygın olan seci‟li yazı yazma sanatına

yardımcı olur düşüncesiyle ilk kafiye sistemini kullanan ilim adamı sayılan el-

Cevherî, sözlüğünde alfabetik sırayı kullanmış; ancak vâv ( ) harfini, nûn () harfi

ile ye () harfi arasına almıştır. Alfabetik sırayı kelimenin son harfine göre

1 Bakırcı, Selami, a.g.e., 15-16. 2 Aynı eser, 17.

Page 19: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

10

sıralarken her harf için bir bölüm (bâb) ayırmış; sonra bu bölümler içerisinde ilk

harfe göre fasıllara bölmüştür. Her fasıl içersinde kelimeleri alfabetik sıraya

dizmiştir1.

Aynı şekilde kelimeleri önce son harf, daha sonra birinci, ikinci, üçüncü harf

sırasına göre dizen belli başlı önemli sözlükler arasında İbn Manôûr‟un (ö.

711/1311)‟un Lisânu‟l-„Arab‟ı, Murtaêâ ez-Zebîdî‟nin (ö. 1205/1790)‟nin Tâcu‟l-

„Arûs‟u ve Mecduddîn el-Fîrûzâbâdî‟nin (ö. 817/1415) el-Ḳâmûs el-Muóîù’i başta

gelir. el-Ḳâmûs el-Muóîù, 1632 yılında İtalya’da Latince’ye çevrilmiştir2.

Sözlükçülükte oluşan ekollere baktığımızda kalb etme ekolü, konulara göre

tasnif ekolü, kafiye ekolü ve alfabetik ekol olmak üzere temel olarak dört ekolden

oluştukları görülmektedir. Kalb etme ekolünde, kelimelerin kök harfindeki ünsüz

harfler esas alınmış ve sözlüğün ilk kelimesi de “ayn” (ع) sesi ile başlatılmıştır.

Konulara göre tasnif ekolünde ise, kelimeler konularına göre derlenerek içerdikleri

bu konuların isimleriyle anılan müstakil sözlükler halinde hazırlanmıştır. Kâfiye

ekolünün yöntemi kelimelerin „bâb‟ denilen son harfine göre tertiplenmesiyledir3.

Alfabetik ekolde sözlükler genellikle fiilin üçüncü tekil-eril şahsına göre çekimi esas

alınarak veya harflerin fonetik yapıları gözetilerek kelimenin iştikaklarından arınmış

aslî harflerini esas alarak tertip edilmiştir4. Günümüzde en yaygın şekilde kullanılan

ve tercih edilen yöntem budur5.

1 Bakırcı, Selami, a.g.e., 20. 2 Hişâm en-Naóóâs, “el-Mu„cemul-mechûl ve‟l-fiãâhul-maôlûmât”, et-Turâsu‟l-„Arabî, LXXVII,

(1420/1999), 84. 3 Alpak, Mehmet Nuri, Arap Dilinde Sözlük Çalışmaları ve Nazım Efendi‟nin “Tercümanu‟l Lügat”

adlı eserinin incelenmesi, 2006, 48-49. 4 Eren, Cüneyt, Arapça Sözlükler ve Kullanma Kılavuzu, İstanbul 2010, 13. 5 Alpak, Mehmet Nuri, a.g.m., 50.

Page 20: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

11

Sözlük yazarlarının, hazırladıkları sözlüklere farklı bir isim verme geleneği,

Modern Arap Edebiyatı‟nın başladığı dönemlerde de devam etmiştir. İlk Arapça

ansiklopedinin yanı sıra ilk modern Arapça sözlüğün de müellifi olan Buùrus el-

Bustânî (1819-1883)‟yi en başta zikretmek gerekir. Kelimeleri, - bugünkü yaygın

şekilde olduğu gibi – ilk harfini değil de kökünü esas alarak sıraya dizdiği Muóîùu’l-

Muóîù adlı sözlüğü, ilk olarak Beyrut‟ta 1870 yılında iki cilt halinde basılmıştır.

Dönemin Osmanlı Sultan Abdülmecid‟ e sunulan bu sözlük, üçüncü derece Mecîdî

nişanıyla taltif edilmiştir. El-Bustânî, öğrenciler için bu sözlüğü Úaùrul-Muóîù adıyla

ihtisar etmiştir. Sıradan kelimelerin yanı sıra çok sayıda bilimsel terim, yabancı

dillerden geçmiş kelimeler ve bazı avam kullanımlarını da içeren bu sözlük, baskı

hatalarını düzeltilip gözden geçirilerek ve kullanım kolaylığı açısından bazı

kelimeleri renklendirilerek 1977 yılında Beyrut‟ta tek cilt halinde yeniden

basılmıştır.

Modern dönemde ve çağdaş anlamda Arapça sözlükler hazırlayan

doğubilimcileri de burada kısaca zikretmek gerekir. İngiliz Edward William Lane (ö.

1876)‟in hazırladığı ve genellikle Tâcu‟l-„Arûs‟a dayanan Arabic-English Lexicon,

ya da Arapça adıyla Meddu‟l-Úâmûs (Edinburg 1863) ve Hollandalı Reinhart

Dozy‟nin (1820-1883) klasik Arapça sözlüklerdeki eksiklikleri gidermek amacıyla

bir ek/zeyl/tekmile amacıyla yazdığı iki ciltlik Supplément aux dictionnaires arabes

(Leyden, 1877-81) adlı sözlükler, bilim dünyasınca tanınan ve itibar gören

sözlüklerdir. Dozy‟nin sözlüğü, Tekmiletu‟l-Me‟âcimi‟l-„Arabiyye adıyla Arapça‟ya

çevrilmiştir (Beyrut 1991).

Page 21: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

12

I. BÖLÜM

ARAPÇA - ARAPÇA YAZILMIġ ÇAĞDAġ DÖRT

SÖZLÜĞE GENEL BĠR BAKIġ

Page 22: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

13

1.1. el-Muncid (اجذ): Yazarı Luvis Maèlûf olup ilk baskısı 1908‟de Beyrut‟ta

yapılmıştır Bu sözlükte Muóîù‟ul-Muóîù‟in metodu izlenmiş; ayrıca Tâcu‟l-

èArûs‟tan da faydalanılmıştır. Eser, ilk baskısında el-Muncid: mu’cem ‘arabî

medresî maèa’r-rusûm adıyla bir okul sözlüğü olarak çıkmış, beşinci baskıda (1927)

yeni bir mukaddime ile Arap atasözlerine dair Ferâ‟idu‟l-edeb kısmı ve 1000

civarında resim ilave edilmiştir. Yedinci baskısı 1931 yılında yapılan sözlük, bu kez

el-Muncid : muècem medresî li’l-luğati’l-èArabiyye ismiyle, birinci ve beşinci

baskıların mukaddimeleriyle birlikte yayımlanmıştır. On birinci baskıdan (1949)

itibaren bir okul sözlüğünden daha hacimli olduğu düşünülerek adı el-Muncid:

Muècem li’l- luğati’l-èArabiyye şeklinde değiştirilmiştir. On beşinci baskısına

(1956) edebiyat, dini ve ilmi terimlerin açıklandığı bir ansiklopedi (el-Muncid fi‟l-

edeb ve‟l-èulûm) eklenmiş; sözlüğün adı da el-Muncid fi’l-luğa ve’l- edeb ve’l-

èulûm olmuş, sonraki baskılarda el- Muncid ve’l-luğa ve’l-èulûm ve nihayet el-

Muncid fi’l-luğa ve’l-aèlâm şeklinde değiştirilmiştir. Her iki kısımda da çok sayıda

resim, tablo ve haritaya yer verilmiştir. Yapılan ilavelerle hacmi daha da büyüyen

sözlüğün otuz üçüncü baskısında (Beyrut 1992) yalnız lügat kısmı tek cilt halinde

yayımlanmıştır. Baş tarafta, sözlüğün yöntemiyle kullanılan kısaltma ve işaretler

açıklandığı gibi sözlük bilimiyle yakından ilgili bazı gramer kurallarına da yer

verilmiştir. Lügat kısmında yapılan yenilik ve ilaveler, Kerem el-Bustânî, Anùuvân

Ni‟me, èÂdil Enbûbâ ve Peder el-Yesûèî Mûtred gibi alimler tarafından

gerçekleştirilmiştir. El-Muncid‟in ard arda basılması ve sıkça kullanılması, adını

Page 23: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

14

sözlükle eşdeğer haline getirmiştir. Eskiden herhangi bir sözlüğe kâmûs denirken,

yakın zamana kadar da sözlük için muncid kelimesi kullanılırdı1.

el-Muncid, Arapça sözlükler içinde ilk defa resim, tablo ve haritaların

kullanılması, batı sözlük tekniğine uygun olarak az hacme çok kelime sığdırılması,

madde başları ile açıklanan kelimelerin siyah veya kırmızı renkte yazılması, ez-

Zemaòşerî‟nin Esâsu‟l-Belâğa‟sında olduğu gibi kelimelerin kökün ilk harfinden

itibaren alfabetik dizilmesi, aranan kelimenin kolay bulunması ile kullanım rahatlığı

sağlaması gibi sebeplerle en çok basılan Arapça sözlük olma imtiyazını muhafaza

etmektedir. Sözlüğün bir özelliği de ilk defa İbn Fâris‟in Muècem meúâyîsi‟l-

luğa‟sındaki uygulamasına benzer şekilde farklı manalar taşıyan köklerin anlam

kümelerine bölünmesi ve türevlerin bu kümeler içinde sıralanmasıdır2. Bunun yanı

sıra sözlükte çok sayıda Hıristiyan ibareleri yer alırken, İslami terimlerin yorumları

yanlış verilmiştir. Örneğin; “azatlı köle” (ؽ١ك) kelimesinin anlamı “İslam‟a isteksiz

girenler” şeklinde verilmiş ve Hz. Muhammed‟i sadece Müslümanların peygamberi

olarak niteler. Yani onun tüm insanlık için bir peygamber olmadığını belirtir3 اضواج .

(zekat) kelimesinin karşılığı olarak da “arınmak için maldan bağışlanan şey, sadaka,

temizlenme/arınma” olarak verilmiş ve zekatın İslâm‟daki yeri ve önemine hiç

değinilmemiştir4.

1 Hişam en-Naóóâs, a.g.m., 84. 2 Durmuş, İsmail-Demirayak, Kenan, “el-Müncid” maddesi, TDVİA, İstanbul 2006, XXXII /1. 3 Ahmed b. „Abdullah el- Baùlî, el-Me„âcimu‟l-Luğaviyye ve Turuú tertîbihâ, Riyad, h. 1412, 50. 4 Luvis Maèlûf, el-Muncid, XXXXIII. Baskı, el-Mektebetuş-Şarkiyye, Beyrut 2008, 303.

Page 24: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

15

Resim 1: El-Muncid’in ilk sayfası (XXXXIII. baskı)

Page 25: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

16

Resim 2: el-Muncid’de bazı böcek türlerini gösteren bir tablo

Page 26: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

17

Resim 3: el-Muncid’de değiĢik aletler ile bazı bitki ve hayvan adlarını gösteren

bir tablo

Page 27: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

18

1.2. el-Muècemu’l-Vasîù (اعج اىعيو): Mısır Arap Dil Kurumu tarafından

çıkarılmıştır. Hazırlanmasına ancak 1940‟da başlanmış, ilk baskısı 1380/1960‟ta

gerçekleşmiştir. 30.000 madde başı ve 600 resim ihtiva eden eser, İbrâhîm Mustafâ,

Ahmed Óasan ez-Zeyyât, Óâmid „Abdulkâdir ve Muhammed Ali en-Neccâr

tarafından hazırlanmıştır.

Kurumun genel sekreteri İbrâhîm Medkûr‟un sunum kısmında belirttiği gibi,

sözlükte XX. yüzyılın kelimeleriyle Cahiliye ve Sadru‟l-İslâm Dönemlerine ait bazı

lafızlar bir araya getirilerek dilin çeşitli dönemleri arasına konulan zaman ve mekân

sınırları ortadan kaldırılmıştır. Yine de herkesin anlayabileceği, kullanımda sık

rastlanan kelimelere yer verilmiştir.

el-Muècemu‟l-Vasîù‟te kelimeler, köklerinin ilk harflerine göre alfabetik

olarak sıralanmış; yabancı dilden gelip Arapçalaştırılmış (mu„arreb) olanlar da

alfabetik tertibe tâbi tutulmuştur. Mu„arreb câmid kelimelerden türetme yoluna

nadiren gidilmiş; ancak Arapça câmid kelimelerden türetme işleminde bir sakınca

görülmemiştir. Kelimelerin açıklanmasında garip ve nadir kullanımlara yer

verilmemiş; eserde ayet, hadis, atasözleriyle şair ve ediplerden örnekler

kaydedilmiştir.

Eserde Arap Dil Kurumu‟nun Arapça karşılıklarını bularak kullanmayı

kararlaştırdığı teknik ve ilmî terimlere de yer verilmiştir. Kurum geniş çaplı bir

türetme başlatmış ve Arapçalaştırılan kelimelerden fiil, ism-i fâil, ism-i mef„ûl vb.

kelimeler türetmiştir. Mesela “telefon”dan “ذف”, (telefon etti) fiilini, “mıknatıs”tan

غطظ ) mazi (غاؽ١ظ) ), ism-i fail ( غطظا ), ism-i meful (اغطظ) ve yapma

mastar (اغاؽ١غ١ح) türetilmiştir. Rivayet asrından sonra kullanılan (müvelled),

değiştirilmeden alınan yabancı kelimeler (dahîl) ve yeni dönemde yaygınlık kazanan

Page 28: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

19

kelimelerle (muhdes) eski dil alimlerince yanlış (lahn) kabul edilen lafız ve

kullanışlar da sözlüğe alınmıştır. Köklerin türevleri, özel bir dizime tabi tutularak

mücerred fiiller - mezidler, geçişsiz fiiller - geçişliler ve isimler şeklinde sıralanmış;

somut anlamlar soyutlardan, hakiki manalar mecazilerden önce zikredilmiş, sülâsi

mücerred fiiller de bâblara göre dizilmiştir. Üçlü köklerden (sülâsi mücerred) türeyen

fiiller dörtlü, beşli ve altılı kalıplar olarak sıralanmış, ardından dörtlü kök (rubâî

mücerred) fiillere ve ondan türeyen kelimelere yer verilmiştir. Fiillerden sonra

zikredilen isimler, alfabetik olarak dizilmiştir.

Sözlüğü hazırlayanlar, ilke olarak, bir fiilin birden fazla mastarı varsa en

yaygın olanını tercih etmişler; ancak kalıp değiştiğinde anlam da değişince

mastarların tamamına yer vermişlerdir. Meselâ دػا fiilinden türeyen ve birbirinden

farklı anlamlar ifade eden ج –دػاء دػا٠ح –دػ kelimeleri gibi. Aynı şekilde fiilden

türeyen ismi- fâil ve ismi mef‟ûllerden de gerekli olanlar sözlüğe alınmıştır1. Sözlük

genel olarak ele alındığında bazı konularda bir bütünlük ve tutarlılık olmadığı

görülür. Özellikle dahîl ve mu„arreb kelimelerin bir kısmının kökü belirtilirken –

muhtemelen kökeni bilinmeyen – diğer kısım hakkında ise yorum yapılmamaktadır.

Meselâ تش٠اء (hasır)2اسعرا , (hastane) ت١

3 gibi kelimelerin kökenlerinin Farsça

olduğu parantez içinde belirtilmiş; ama جثش٠ (Cebrail)4(kırbaç, kamçı) وشتاج ,

5

gibi kelimelerin yabancı kelimeler olduğu belirtildiği halde kökeni yazılmamış ya da

araştırılmamıştır.

1 el-Muècemu‟l -Vasîù, Mektebetu Şuruk ed-Devliyye, Kâhire 2008, Dördüncü Baskı, Mukaddime. 2 Aynı eser, 78. 3 Aynı eser, 82. 4 Aynı eser, 109. 5 Aynı eser, 811.

Page 29: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

20

Araştırmacılar ve Arapça öğrenenler tarafından genellikle kabul gören el-

Muècemu‟l -Vasîù‟in eleştirilen tarafları arasında, kendisine gönderme yapılan bir

kısım maddelerin bazen alınmamış olması, bir kelimenin izahında bu kelimeden daha

kapalı lafızların kullanılması, resimlerin yeterli sayıda ve kaliteli olmaması, bu

yönüyle el-Muncid‟in seviyesine ulaşamaması, delil olarak gösterilen metinlerin

müelliflerinin belirtilmemiş olması zikredilebilir1.

1Demirayak, Kenan, “el-Mu‟cem‟ul-Vasît” maddesi, TDVİA, İstanbul-2005, XXX / 349-350.

Page 30: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

21

Resim 4: el-Muècem’ul-Vasîù’in ilk sayfası

Page 31: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

22

Resim 5: el-Muècem’ul-Vasîù’in resimlerle desteklenmiĢ sayfalarından bir örnek

Page 32: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

23

1.3. Lârûs (Larousse/السوط): Òalîl el-Cerr tarafından hazırlanmış ve 1973 senesinde

yayımlanmıştır.

Bu sözlük de el-Mercièu‟r-Râ‟id ve el-Muncidu‟l-Ebcedî gibi kelimenin kök

harfine değil de ilk harfine göre sıralandığı bir sözlüktür. Bu sözlükte örneğin “ورة”

fiiline “ن” (kef) harfinde bakılırken, “اعرىرة” fiiline ise “ا” (elif) harfinde, “ذىاذة”

fiiline “خ” harfinde ve “ىرثح” kelimesine de “” harfinde bakılır1.

Kelimenin izahları şevâhid denilen delil niteliğindeki ibareler ve örneklerle

zenginleştirilmiştir. Özellikle Ḳur‟ân-ı Kerîm‟den sıkça delil/şâhit olabilecek türden

ayetler sunulmuştur. İzahları yapılan alet, edevat, insan, hayvan ve bitkilerin

resimleri eklenmiştir. Meşhur yazar ve şairlerin kullandıkları kelimeler dışında,

kullanımdan kalkmış kelimeler özellikle alınmamıştır. Sözlükte ayrıca pozitif

bilimlere ait yüzlerce kelime bulunmaktadır. Bu arada yabancı dillerden Arapçaya

girmiş ve günlük hayatta yaygın olarak kullanılmakta olan radyo, televizyon, sinema

gibi kelimeler, kullanıldıkları şekliyle alınmıştır. Marife kelimeler ve masdarları

diğerlerinden ayırmak için kalın basılmıştır2.

1Halil el-Cerr, Lârûs, Arapça-Arapça, Paris, 1973, Mukaddime. 2 Eren, Cüneyt, Arapça Sözlükler ve Kullanma Kılavuzu, İstanbul, 2010, 36-37.

Page 33: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

24

Resim 6 : Lârûs’de Avrupa resim sanatını gösteren renkli basım bir tablo

Page 34: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

25

Resim 7: Lârûs’da bitki, hayvan resimlerinin bulunduğu bir sütun

Page 35: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

26

1.4. el-Muècemu’l-èArabiyyu’l-Esâsî (اعج اعشتي األعاعي): Arap Dünyasının,

üzerinde ortak olarak çalışıp uzlaştığı son ve en modern sözlük sayılabilir. Arap

Bilim, Eğitim ve Kültür Kuruluşu‟nun nezareti altında 1989 yılında, 1347 sayfa

olarak yayımlanmıştır. 31 Mart - 8 Nisan 1981 tarihleri arasında Rabat‟ta Ta„rîb

Koordinasyon Bürosu‟nun düzenlediği ön çalışma toplantısında, sözlük hazırlamada

izlenecek yöntem ve araştırmalar konusunda gerekli plan ve stratejiler belirlenmiştir.

Hazırlanışına çok sayıda dilci, akademisyen ve uzmanın katıldığı bu sözlüğün

yazarları, Aómed el-„Âyid, Dâvud „Abduh, Aómed Muòtâr „Umar, äâlió Cevâd

Ùa‘me, el-Cîlânî b. el-Óâc ‘Umar ve Nedîm Mar‘aşlî’dir.

Sözlük, alfabetik olarak ve kelimenin köküne göre ayrılarak düzenlenmiş

yaklaşık 25 bin madde başı altında, özenle yapılmış şerhler, çok sayıda vecize,

Ḳurʽân-ı Kerîm ve hadislerden örnekler, atasözleri, konuşma ifadeleri ve modern

dilden ibareler içerir. Kullananın ihtiyaç duyduğu birçok kelime ve kavramı içinde

barındıran bu sözlük, edebiyat, din, ilim, sanat, siyaset, basın-yayın gibi alanlardan

avam diline ve bölgesel kullanımlara kadar çok sayıda sözcük ya da kalıplaşmış

ifadeyi de kapsar.

Sözlüğün giriş kısmında, Arap Dili‟nin kökeni, hangi dil ailesine mensup

olduğu ve zaman içindeki gelişimi hakkında bilgi verilmektedir. Bu bağlamda,

iştikak, mecâz, na„t, ta„rîb terimleri de birer başlık altında açıklanmıştır. Daha sonra

Arap Grameri‟nin genel bir özeti yapılmış ve harfler, illetli harfler, fiil ve çeşitleri,

isim ve türleri, zamirler, ism-i mevsûl, çoğullar, sayılar, maksûr, memdûd, gayr-ı

munsarif vb. örneklerle kısaca anlatılmıştır. Bunu, bazı imlâ kuralları hakkında

önemli bilgiler takip eder1.

1 Bkz. el-Muècemu‟l-èArabiyyu‟l-Esâsî, Tunus 2003, 13-58.

Page 36: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

27

Sözlük kısmından önce bir kısaltmalar cetveli yer almaktadır. Bu cetveldeki

rumuzlar, kendisinden önceki sözlüklerde yer alan işaretlerden pek farklı olmayıp

sadece çoğul-eriller için ون –ج ; çoğul dişiller için ات –ج ve ölüm tarihini

göstermek için ت kısaltmaları dikkati çekmektedir. Kur‟ân‟dan yapılan alıntılar için

bir işaret olmayıp örnek gösterilen ayetler, ﴾ ﴿ simgeleri içinde yazılmıştır1.

Bu sözlüğün bir özelliği de, genellikle Arap ve İslâm dünyasında yetişmiş ve

tarihe geçmiş çok sayıda kişi ve bunlara ait eserleri vermesi bakımından da

ansiklopedik bir mahiyet kazanmasıdır. Bazı kişi ve eserler hakkında verilen bilgiler,

azımsanmayacak derecede doyurucudur. Meselâ Memluk Sultanı Baybars (s. 808),

İmam Gazâlî (s. 892), Hz. İsa (s. 881), Ma„rûf er-Ruãâfî (s. 527) vb. hakkındaki

bilgiler, buna örnek gösterilebilir.

Sözlükte, bazı kalıplaşmış ifadelerin de sık sık verildiği ve Arapça öğrenmek

isteyenlere yardımcı olmak amacı taşıdığı gözlenir. Meselâ حكى “anlattı, söyledi”

fiili verilirken kalıbı/yapısı da verilir ve bunun hangi durumlarda söyleneceği يحكى أن

açıklanır2. ال زم الخط hat, çizgi, satır, yazı” maddesinde, bu kelimenin kullanıldığı“ خط

(dosdoğru yürü, yoldan sapma!), خرج عن ال خط (yoldan çıktı) şeklinde örnek

cümleler; شد “bağladı, sağlamlaştırdı, saldırdı” maddesinde de شد أز ره (güçlendirdi,

destekledi), شد ان تباهه (dikkatini çekti), شد رحاله (yolculuğa hazırlandı), شد الز مام

1el-Muècemu‟l-èArabiyyu‟l-Esâsî, 61. 2 el-Muècemu‟l-èArabiyyu‟l-Esâsî, 342.

Page 37: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

28

(yönetime hakim oldu) gibi cümleler, hem dilin zenginliğini göstermek, hem de

sözlüğü kullananlara yararlı olup yol gösterecek bilgilerdir.

Resim 8: el-Muècemu’l-èArabiyyu’l-Esâsî’nin ilk sayfası

Page 38: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

29

II. BÖLÜM

DÖRT ÇAĞDAġ SÖZLÜĞÜN, YÖNTEM, ĠÇERĠK,

BĠLGĠ AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Page 39: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

30

Bu bölümde çalışmamızın asıl konusunu oluşturan dört sözlüğü incelerken,

gözlem, tesbit ve eleştirilerimizi aşağıdaki maddeler halinde sıralayacağız:

2.1.Yabancı Kökenli Kelimeler

أتشوؽيح / أتشؽيح (M.E. s. 66, M. s.1, M.V. s. 2, LR. s. 10) : M.E.de „bir papazın

yönetimi altındaki bölge‟ olarak tanımlanan kelimenin Yunanca asıllı olduğu

belirtilmemiştir. Ancak M.de ve M.V.de hemen hemen aynı kelimelerle tanımlanan

kelimenin M.de ve LR.de Yunanca asıllı olduğu belirtilmiş, M.V.de yabancı kökenli

olduğu belirtilirken bunun hangi kökene ait olduğuna dair bilgi verilmemiştir.

Kelimenin çoğul hali ( أتشش١اخ/ أتشش١اخ ) ise yalnızca M.E.de belirtilmiştir.

ج \ج أتش M.E. ve M.V.de aynı : (M.E. s. 68, M. s. 2, M.V. s. 4, LR. s. 18 ) أتش

ifadelerle tanımı yapılan, „dalları ve yaprakları yumuşak, limon gibi ekşi, altın

renginde ve hoş kokulu meyvesi olan turunçgillerden bir ağaç‟ anlamına gelen

kelimenin M.V.de resimli açıklaması da yapılmış ve M.de ve LR.de avamca „اىثاد‟

kelimesi de ifade edilmiştir. Ancak kelimenin muèarreb olduğu belirtilmesine

rağmen Farsça kökenden geldiği sadece LR.de belirtilmiştir.

M.E. ve M.V kelimenin Yunanca : (Ortodoks) (M.E. s. 81, M.V. s. 12) أسثىروظ

asıllı olduğunu belirtirken aynı ifadelerle de tanımını yapmıştır. M. ve LR. ise bu

kelimeye yer vermemiştir.

Page 40: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

31

M.E ve M.V.de : (Org, Erganun) (M.E. s.83, M. s. 9, M.V. s. 14, LR. s. 64) أ سغ

„Üflemeli müzik aleti, sesin titreşimi için boru ve tuşlara sahiptir‟ şeklinde tanımı

yapılan kelime M.de biraz daha farklı ifade edilmekle birlikte, LR.de “Rusların

İkinci Dünya Savaşı‟nda kullandığı bir alet” olduğu da belirtilerek daha detaylı bilgi

verilmiştir.Yunanca asıllı olduğu yalnızca M.E.de belirtilmemiştir. Kelimenin

çoğuluna (أساغ) M.E. ve LR.de yer verilmiştir.

Klarnete benzeyen, üflemeli bir tür çalgı : (M.E. s. 83, M. s. 9, M.V. s. 14) ا سغىي

anlamına gelen kelime M.E. ve M.V.de aynı şekilde tanımlanmış olup M.V.de buna

resimli açıklama da eklenmiştir. M.de ise daha ayrıntılı bir tanım yapılmakla beraber

hiçbirinde sözcüğün aslına dair bir bilgi yoktur. Yalnızca yabancı kökenli olduğu

belirtilmektedir.

Fransızca : (Amper) (M.E. s. 105, M. s. 17, M.V. s. 25, LR. s.159 ) أثيش1 asıllı,

„elektrik akımı şiddet birimi‟ şeklinde çevirisi yapılan bu kelime, sözlüklerde benzer

kelimelerle ifade edilmiş olsa da M.de „bir amperden bir saat içinde geçen elektrik

miktarı 3600 Coulomb „dur‟ ifadesiyle daha ayrıntılı bir bilgi verilmiştir. Kelimenin

Fransızca kökenli olduğu ise sözlüklerin hiçbirinde belirtilmemiştir.

إفطث \إعطث (M.E. s. 89, M. s. 10, M.V. s. 17, LR. s. 93) : „ At ahırı (Tavla)‟

anlamındaki kelimenin Latince kökenli olduğu sadece LR. ve M.de belirtilmiştir.

Kelimenin çoğulu (إعطثالخ) sözlüklerin hepsinde verilmiştir.

1 http://tdkterim.gov.tr/bts/ (07.04.2011).

Page 41: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

32

bir işte başarıya ulaşma aracı, ordu „ : (M.E. s. 201, M. s. 63, M.V. s. 88 ) تىتيه

hareketini düzenleme sanatı‟ anlamalarına gelen kelimenin Yunanca asıllı olduğu

sadece M.de belirtilmiştir.

سصداق/ سعتاق (M.E. s. 520, M. s. 257, M.V. s. 355, LR. s. 585) : il, kaza anlamına

gelen kelimenin Farsça asıllı olduğu sadece M. ve LR.de belirtilmiştir. Kelimenin

çoğulu M.E. ve M.V.de (سعاذ١ك) olarak belirtilirken LR.de ( سعاذ١ك / سعرالاخ )

şeklinde her iki kullanımına ve M.de ( سصاد٠ك/سصدالاخ ) yer verilmiştir.

ج ”Yunanca asıllı “ayna : (M.E. s. 610, M. s. 322, M.V. s. 435, LR. s. 650) عج

kelimesi; altın, gümüş külçesi ve safran anlamlarıyla M.V.de daha detaylı

açıklanmıştır. M.E.de ise kelimenin sadece eşanlamlısı olan (اشآج) kelimesi

verilmiş, açıklama yapılmamıştır.

su taşıma kabı, kova : (M.E. s.622, M. s.333, M.V. s. 447, LR. s.661) عط

anlamındaki kelime, Farsça „شط‟ kelimesinden gelmektedir. Kelimenin çoğulu

( أعطاي/عطي ) sözlüklerin hepsinde belirtilmiştir.

M.E. ve M.V.de : (Hiyeroglif) (M.E. s.1281, M.V. s.1045, LR. s.1264) هيشوغيفي

„batılıların eski Mısır mezar ve tapınaklarındaki kazınmış eski Mısır kitabelerine

verdikleri isim‟ olarak tanımlamıştır. LR.de ise biraz daha farklı tanımı yapılan

kelimeye M.de yer verilmemiştir. Sözcüğün menşeine dair bir bilgi ise sözlüklerin

Page 42: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

33

üçünde de verilmemişlerdir. Yunanca Hieros (Kutsal) + Glypho (Yazıt)

kelimelerinden oluşur ve kutsal yazıt demektir1.

2.2.Ansiklopedik Bilgi

يى M.E.de „M.Ö. 18- 13. yy.da Orta Fırat‟ta yaşamış : (M.E. s. 64, M. II/35 ) آسا

Sami halk; Arami Dili, İsa‟nın konuşmasıyla Batı Asya ülkelerinde yayıldı. Arami

Uygarlığı M.Ö. 9-8. yy.da zirveye ulaştı.‟ şeklinde açıklanan ve M.de daha ayrıntılı

bilgiye yer verilen kelimeye M.V.de yer verilmemiştir.

M.V.ve LR.de „ İnsan topluluğu içinde uyulan : (Ayin) (M.V. s. 1, LR. s. 6) آيي

örf, adet‟ ifadesiyle tanımlanan kelime günümüzde Türkçede de kullanılan ve „dini

tören‟ anlamıyla bilinen bir kelime olmasına rağmen M. ve M.E.de bu kelimeye dair

bir bilgi verilmemiştir.

Her ikisinde de „1) Süs ve : (Mersin Ağacı) (M.E. s. 64, M.V. s.1, LR. s. 4 ) آط

güzel kokusu için dikilen sürekli yeşil kalan bir ağaç. 2) Oyun kartı‟ anlamları

verilen kelimenin M.V. ve LR.de resimli açıklaması da bulunurken M.de bu

kelimeye hiç yer verilmemiştir.

1) Güney Asya Sovyet„ : (Azerbaycan) (M.E. s. 64, M. II/34) آرستيجا

cumhuriyetlerinden biri, petrol zengini ve başkenti Bakü, halkının çoğu Müslüman.

1 http://tr.wikipedia.org./wiki/Hiyeroglif (10.04.2011).

Page 43: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

34

2) İran‟ın kuzeybatı bölgesi, en önemli şehri Tebriz‟ olarak M.E.‟de tanımlanan

kelimeye M. de daha ayrıntılı bilgi verilmiş olmakla birlikte M.V.‟de bu kelime yer

almamaktadır.

-M.E.de „Abdullah bin İbâê et : (M.E. s. 65, M. s. 2, M.V. s. 2, LR. s. 7) إتاك

Temîmî, İbâêî mezhebinin kurucusu, büyük olasılıkla Muèâviye bin Ebî Sufyân‟ın

çağdaşıydı ve Abdulmelik bin Mervân döneminde öldü.‟ İfadesiyle açıklanan

kelimenin M.V.de bu kişinin kurduğu mezhep olan „إتاػ١ح‟ kelimesi verilmişken bu

kelime, M.E.dışındaki tüm sözlüklerde sadece “halat, ip” anlamlarıyla

tanımlanmıştır. Ayrıca LR. ve MV.de insan ırkı anlamı da belirtilip çoğul hali (أتغ)

de verilmiştir.

denilen tatlı lezzetli ‟اىثش„ (Sözlüklerde 1 : (M.E. s. 74, M. s. 4, M.V., 7) إجاؿ

meyve veren ağaç 2) Bu ağacın meyvesi‟ olarak tanımlanan kelimenin M.V.de

„Mısır‟da erik ağacının meyvesine verilen ad‟ anlamı da verilmiştir ve resimli

açıklaması da bulunmaktadır.

Her iki sözlükte de benzer ifadelerle tanımı : (Uhud) (M.E. s. 74, M. II/ 29) ا دذ

yapılan ve Medine‟nin kuzeyinde bir dağ, Müslüman ve müşrikler arasındaki Kureyş

Savaşının yapıldığı yer olan Uhud kelimesi M.V.de bulunmamaktadır.

Her iki sözlükte de benzer şekilde açıklanan : (M.E. s. 74, M. II/30 ) إدياء عى اذي

kelime İmam Gazali‟nin tasavvuf ve din bilimi kitabı olup en çok okunan ve çok

Page 44: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

35

sayıda tercümesi yapılan önemli bir eserdir. Fakat M.V. bu kelimeye yer

vermemiştir.

Gıyâå bin Gavå‟ut-Tağlibî, Emevi „ : (M.E. s. 76, M. II/31, LR. s. 44) األخط

Döneminin önemli şairlerinden, dilinin uzunluğu sebebiyle „األخط‟ denmiştir, hiciv

ve medihleriyle ünlüdür.‟ İki sözlükte de bu bilgiler benzer şekilde verilmiştir, bunun

yanı sıra M.de el-Aòtal‟ın divanına örnek de verilmiştir. Ancak M.V.de bu önemli

şaire dair bir bilgi yoktur. LR.de ise şaire dair bilgi verilmeyip kelimenin farklı

anlamları verilmiştir.

Büyük Arap âlimi ve ünlü nahivciler topluluğuna : (M.E. s.76, M. II/31) األخفؼ

verilen ad olan bu kelimeye dair benzer bilgiler verilmiş olsa da M.E. bu âlimlerin

isimlerini de şu şekilde vermiştir :

a- èAbdu‟l-Óamîd b. èAbdu‟l-Mecîd (ö. 177/793) : األخفش األوثش

b- األخفش األعؾ : Saèîd bin Mesèûd ( ö. 215/830)

c- األخفش األطغش : èAlî bin Suleymân (ö. 315/927)

Ancak M.V. ve LR.de bu kelimeye dair bir bilgi verilmemiştir.

أسعطاهايظ/ أسعطى (M.E. s. 82, M. II/38) : En önemli Yunan filozoflarından olan

Aristotales hakkında M.V.de herhangi bir bilgi yoktur. Diğer iki sözlükte ise benzer

tanımlar yapılmış ve önemli eserlerinden birkaç örnek verilmiştir. „Yorum Üzerine‟,

„Tartışma‟, „Diyaloglar‟, „Metafizik‟ „Politika‟ ve „Benlik‟

Page 45: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

36

M.de daha yüzeysel tanımlanan : (M.E. s. 84, M. s. 9, M.V. s. 14, LR. s. 54) أسان

kelime dikenli, uzun gövdeli, çok yapraklı ve dallı, sıcak bölgelerde yetişen bir bitki

anlamına gelmektedir. M.V. bu bitkinin yetiştiği bölgeyi biraz daha özele indirerek

Mısır‟ın güneydoğusundaki çöller olduğunu belirtmiş ve resimli bilgi de verilmiştir.

LR, M.E. ve M.de kelimenin tekil (أساوح) ve çoğul hali ( أسائه/ أسن ) de verilmiştir,

ancak M.V.de sadece tekil hali belirtilmiştir.

Cevher eã-äıúıllî‟nin inşa ettiği Kâhire‟deki : (M.E. s. 85, M. II/438) األصهش

üniversite; belirtilen sözlüklerde üniversitenin kurulduğu yıl farklı verilmiştir. M.de

resim de vardır. Fakat M.V.de dünyanın en önemli İslami üniversitelerinden olan el-

Ezher‟e dair bilgi bulunmaması bir eksikliktir.

هشيح ,Sözlükte „Habeşçe / Resmi Etiyopya dili‟ tanımı yapılmış : (M.E. s. 110) أ

fazla bilgi verilmemiştir. M.V. ve M.de ise yer verilmemiş olan bu dil (Amharca)

Sami Diller ailesine mensuptur.

Kuzey Orta Etiyopya‟ya özgü olan bu dil Ge‟ez alfabesi ile yazılır. Etiyopya dışında

Eritre‟de yaşayan yerli Amharalar ve Mısır, İsrail ve İsveç gibi ülkelerde yaşayan

Amhara diasporası tarafından konuşulur1.

Allah‟ın Îsa : (İncil) (M.E. s. 112, M. s. 19, M.V. s. 29, LR. s. 174) اإلجي

Peygamber‟e gönderdiği kitap. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna olmak üzere dört

kısımda Mesih‟in yaşamı ele alınır. Bu son cümle M.V.‟de yer almasa da kelimenin

1 http://tr.wikipedia.org/wiki/Amharca (10.04.2011).

Page 46: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

37

Yunanca kökenli olduğu hepsinde belirtilmiştir. Ayrıca kelime Yunanca

„evangelyon‟ kelimesinden türemiştir. Türkçesi „iyi haber‟ veya „müjde‟dir.

Kelimenin çoğulu (أاج١) sözlüklerin her birinde belirtilmiştir. M.E. kelimeyle ilgili

Ḳurʽân‟dan örnek de vermiştir.

تثغاء/ تثغاء (M.E. s. 130, M. s. 25, M.V. s. 37, LR. s. 216) : Papağan, insanlarla

konuşabilme yeteneğiyle ayırt edilen renkli güzel bir kuş şeklinde benzer ifadelerle

tanımı yapılmıştır. M.V.‟de biraz daha ayrıntılı ve resimli açıklaması yapılan kelime

M.de bulunmamaktadır. Kelimenin Hintçeden muèarreb olduğu sadece LR.‟de

verilmiş olsa da, kelimenin çoğulu (تثغااخ) M.V. hariç sözlüklerin hepsinde

belirtilmiştir. Kelimenin müzekker ve müennes kullanımı aynıdır.

M.E. ve M.V.de benzer : (M.E. s. 149, M. s. 35, M.V. s. 52, LR. s. 230) ت شلىق

şekilde tanımlanan ve M.V.de resimle de anlaşılması kolaylaştırılan kelime M.de

sadece „küçük erik‟ olarak ifade edilmiştir. Ayrıca M.E. „لشاط١ا‟ (kuru erik) olarak

da adlandırıldığını belirtmiştir. Ancak bu kelimenin Suriye‟de küçük siyah erik;

Mısır‟da kuru erik anlamında kullanıldığını belirtmemiştir.

,büyük vücudu„ : (Timsah) (M.E. s. 203, M. s. 64, M.V. s. 91, LR. s. 340 ) تغاح

uzun kuyruğu, kısa ayaklarıyla kertenkele benzeri bir hayvan‟ olarak tanımlanan bu

kelime M.V. ve LR.de resimli olarak daha ayrıntılı açıklanmıştır. Kelimenin çoğulu

da verilmiştir. Ayrıca LR.‟de timsah türleri olan Amerikan ve Hint (ذاع١خ)

timsahlarının da resimle tanımı yapılmıştır. Arapça kökenli bu sözcükle ilgili M.V.

Page 47: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

38

ve M.E.‟de bir de deyim verilmiştir : ( دع اراع١خ) timsah gözyaşları; hile

amacıyla yalancı merhameti ifade eder.

ثادة Ateşböceği, bahar ve yaz aylarında : (M. s. 113, M.V. s. 156, LR. s. 427) د

geceleri uçarken yanıp sönen ışıkları ile tanınan, kın kanatlılar takımından böcek

türlerine verilen ad. LR.‟de resimle daha anlaşılır bir açıklama yapılmıştır. Kelimenin

eşanlamlısı „ ٠شاع‟ M.V.‟de verilmiştir. Ayrıca en-Nâbiğa eõ-Õubyânî‟nin şiirinden

bir beyit de örnek olarak verilmiştir:

اؼاػف غج فاح اس اذثادة ذمذ اغل ذلذ تاظ

Kapitalizm ya da anamalcılık, özel : (M.E. s. 493, M.V. s. 331, LR. s. 564) سأعايح

mülkiyetin üretim araçlarının ağırlıklı bir bölümüne sahip olduğu ve işlettiği; yatırım,

dağılım, gelir, üretim, mal ve hizmet fiyatlarının piyasa ekonomisinin belirlediği

sosyal ve ekonomik sistemdir. LR.‟de daha kısa tanımı yapılan kelimeyi Arap dil

kurumunun ortaya koyduğu M.V.de belirtilmiştir. Ayrıca önemli bir ekonomik

sistem olan kapitalizm kelimesine M.de yer verilmemesi de ciddi eksikliktir.

Amerika‟ya göç etmiş Arap : (M.E. s. 496, M. s. 257, LR. s. 565 ) اشاتطح اميح

edebiyatçılar topluluğu, 1920‟de New York‟ta kuruldu ve 1931‟de kapandı. En

önemli üyeleri İliyâ Ebû Mâêî, Cubrân Òalîl Cubrân, Miòâ‟îl Nuèayme idi. Bu bilgi

benzer ifadelerle M.de verilmiş ancak LR.de ise „اشاتطح‟ kelimesine örnek olarak bu

topluluğun ismi geçmektedir, topluluğa dair bilgi yoktur.

M.V.‟de bu topluluğun adına da yer verilmemiştir.

Page 48: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

39

ها Suriye sınırı yakınlarında iki nehir arasında eski : (M.E. s. 554, M. s. 266) اش

şehirlerden biri, Türkiye‟nin güneyinde şimdi Urfa (Şanlıurfa) ismiyle bilinen şehir

olarak tanımlanan kelime M.V.de bulunmazken M.de ise „اسفا‟ kelimesine

gönderme yapılmıştır. Ancak kelimenin Süryani yazar ve Süryani ilahiyat okulu

olarak açıklamaları da vardır.

,sosyalizm, iştirakiyye : (M.E. s. 684, M. s. 385, M.V. s. 499, LR. s. 100) اؽتشاويح

katılımcılık. Diğer bir adıyla da toplumculuk, iktidar ve üretim araçlarının halk

tarafından kontrol edildiği bir toplum fikrine dayanan düşünce sistemidir. Terimin ilk

kullanılışı 19.yy.ın başına kadar gider. İlk kez 1827‟de İngiltere‟de, Robert Owen‟ın

takipçilerini adlandırmak için kullanılmıştır. M.E. ve M.V.‟de kelimesi kelimesine

aynı şekilde tanımı yapılan kelimenin eş anlamlısı „عع١ا١غ‟ M.de verilmiştir.

LR.‟de modern sosyalizmin kurucusunun Karl Marks olduğuna dair bilgi de

verilmiştir.

2.3.Felsefi Terimler

Bencillik, kendi çıkarlarını„ : (M.E. s. 70, M. s. 3, M.V. s. 5, LR. s. 20) أثشج

gözetmek‟ anlamındaki kelime hepsinde benzer şekilde ifade edilmiştir. Eşanlamlı

kelimesi „األا١ح‟ zıt anlamlısı ise „اإل٠ثاس‟dır. LR. ve M.de kelimenin felsefi terim

olduğu belirtilmemiştir. Ayrıca M.E.‟de „أثش‟ fiilinin mastarı olduğuna da yer

verilmiştir.

Page 49: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

40

Her iki sözlük de „Yunan filozofu Epiküros‟un : (M.E. s. 68, M.V. s. 4) أتيمىسي

M.Ö.341-270 yılında kurduğu felsefi akım, ruhi ve akli zevklerden önce en mutlu

yaşamı hedefleyen maddi akım, epikürizm‟ anlamındaki kelimenin çevirisini benzer

ifadelerle yapmıştır. M.ve LR.de ise bu kelimeye yer verilmemiştir.

M. ve LR.de terim anlamı : (M.E. s. 139, M. s. 29, M.V. s. 45, LR. s. 222) تذاهح

verilmeyen „kanıt ve tanık gerektirmeyecek derecede açık, besbelli olan, kesin bilgi

anlamına gelen bir terim, bedahet‟ anlamına gelen kelime M.E. ve M.V.de aynı

ifadelerle tanımlanmıştır1.

Sözlüklerde benzer : (M.E. s. 281, M. s. 111, M.V. s. 154, LR. s. 414) جىهش

ifadelerle tanımlanmış ve karşıt anlamı olan araz (اؼشع), ilinek de belirtilmiştir.

Cevher (töz) kelimesi, değişen durumlara karşı kalıcı olan; kendi kendisiyle kendi

kendisinde var olan. Varoluşu için başka bir şeye ihtiyacı olmayan. Felsefede cevher

bazen Tanrı yerine kullanılmıştır. Çünkü kendi kendinde var olan tek varlık

Tanrı‟dır. Descartes şöyle demektedir : “ tözü düşündüğüm zaman, var olmak için

kendinden başka hiçbir şeyin varlığına muhtaç olmayan bir şeyi düşünüyorum. Açık

söylemek gerekirse böyle olan yalnız Tanrı‟dır.” Kelimenin çoğulunun „جاش‟

olduğu da belirtilmiştir.

1 Seyyid Şerif Curcânî, Arapça Türkçe Terimler Sözlüğü, Bahar yayınları, İstanbul 1997, 48.

Page 50: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

41

ف ف / خ لياط اخ (M.E. s. 418, M. s. 193, M.V. s. 260, LR. s. 504) : Gayrı makul,

akla uygun olmayan. Zıddı akılcılıktır. M. ve LR.de kelimenin felsefe terimi olduğu

belirtilmemiştir.

Kuram; Yunanca : (M.E. s. 1206, M. s. 817, M.V. s. 971, LR. s. 1211) ظشيح

“theoria, theorein-gözlemlemek,bakmak” anlamındadır. Günlük kullanışta, az veya

çok geniş, az veya çok sistematik olan görüş. Pratiğe karşı aklî ideal düşünceler

toplamı. Bilgi anlayışında, bir kanunlar grubunun kendisinden çıkarıldığı bir ilkeye

bağlı olması. Saf bilgi, düşünmeye dayanarak yeni olguları bulmayı hedefleyen

bilimsel öğreti1. Kelimenin çoğulu (ظش٠اخ) da verilmiştir.

Öz; varlıkların aslı, özü, onların kurulmasında : (M.V. s. 1040, LR. s. 1263 ) هىيح

temel teşkil eden şey. Varlığı devamlı olan, araz (ilinti) gibi varlığı başka varlıklara

bağlı olmayan. Kalıcı olan ve değişmeyen kısım. Bir şeyin kendine has şekli,

belirtisi, metafizikte kendinde varlık2.

Varoluşun özden önce : (M.E. s. 1291, M. s. 888, M.V. s. 1056, LR. s. 1276) وجىديح

geldiğini, insanın istediğini yapabilme özgürlüğünün olduğunu kabul eden düşünce

akımı, varoluşçuluk, egzistansiyalizm. Tanımları birbirinden biraz farklı olan kelime,

M.V.‟de diğerlerine göre daha yüzeysel açıklanmıştır. Kelimenin Arap dil kurumu

tarafından ortaya konulduğu sadece M.E.‟de belirtilmiştir.

1 Bolay, Süleyman Hayri, Felsefe Doktrinleri ve Terimleri Sözlüğü, Akçağ yayınları, 9. Baskı, Ankara,

2004, 250-251. 2 Aynı eser, 332.

Page 51: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

42

;objektivizm, nesnelcilik : (M.E. s. 1316, M.V. s. 1083, LR. s. 1173) ىمىعيح

yansızlık anlayışı. Metafizik felsefede özellikle Alman düşünürü Kant‟la başlayan

nesne ve nesnel anlayışına nesnelcilik adı verilmiştir. Bu anlayışa göre bilim yansız

olmalı; örneğin toplumsal değişmeler sınıfsal açıdan değerlendirilmemelidir, fizik

kendi alanında kalmalı ve felsefe yanından ele alınmamalıdır. Nesnelcilik, nesnel

gerçeği ya tümüyle yadsıyan ya da çarpıtan ve tek yanlı yargılara götüren öznelcilik

gibi bilimdışı ve idealist bir tutumdur1. M.E. ve M.V.de aynı şekilde açıklanan

kelimenin M.E.de zıt anlamlısı olan (ازاذ١ح) kelimesi de verilmiştir.

pozitivizm, olguculuk; bilinebilir : (M.E. s. 1327, M. s. 913, M.V. s. 1094) والعيح

olanın sadece algılar olduğunu varsayan akım. İngiliz düşünürü Hume‟la Alman

düşünürü Kant‟ın temellerini attığı ve XIX. yüzyılda Fransız düşünürü Comte‟un

biçimlendirdiği bu akım, yaşadığımız çağın çeşitli nedenlerle nesnel gerçeklikten

kaçmak isteyen çok büyük bir bölümünü etkilemiştir2. Araştırmalarını olgulara,

gerçeklere dayayan, fizikötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız, kılgılı olarak

yararsız gören; deneyle denetlenmeyen, soruları sözde soru olarak niteleyen felsefe

doğrultusu3. Sözlüklerin her biri kelimeyi farklı ifadelerle açıklamış, ancak en

kapsamlı tanımı M.V. yapmıştır.

1 Hançerlioğlu, Orhan, Felsefe Sözlüğü, Remzi Kitabevi, 12. Basım, 2000, 275. 2 Aynı eser, 289. 3 Akarsu, Bedia, Felsefe Terimleri Sözlüğü, İnkılâp Kitabevi, 1998, 136.

Page 52: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

43

2.4.Türkçe Kökenli ve Türkçe Aracılığıyla Geçen Kelimeler

.Efendi, bey anlamındaki kelimenin M.E : (M.E. s. 97, M.V. s. 21, LR. s. 137) أفذي

ve LR.de Türkçe asıllı olduğu belirtilmiş; M.V.ise kelimenin Yunanca asıllı; fakat

Arapçaya Türkçeden girmiş olduğunu belirtmiştir. Ayrıca bu kelimenin Mısırda Türk

hâkimiyeti sırasında yayıldığını, sonra geçersiz kılındığını belirtmiştir. M.de ise bu

kelime hiç geçmemektedir.

1) Katolik kilisesinin yüce„ : (M.E. s. 127, M. s. 24, M.V. s. 36, LR. s. 208) تاتا

başkanı, İtalya‟da Vatikan yerlisi ve aynı zamanda Kıpti kilisesinin başkanı

İskenderiye patriğine verilen ad. Bu anlamıyla M.de LR. ve M.V.‟de „اثاتا‟ başlığı

altında ayrıca tanımı yapılan kelime, M.E.de bir başlık altında ele alınmıştır. Bu

anlamdaki kelime Latince kökenlidir. 2) Babaya sesleniş‟ anlamları verilen bu

kelimenin bu anlamı ise LR.‟de Farsça kökenli olarak belirtilmiştir. Türkçede

„Bektaşi şeyhi, silah kaçakçılığı, kara para aklama, uyuşturucu madde ticareti vb.

kirli ve gizli işler yapan çetenin başı, çok kaliteli, üstün nitelikli (argoda) ve

günümüz Türkçesinde kullanılmasa da bu gibi kimselere verilen unvan: Gül Baba,

Nur Baba, Baba İlyas‟ gibi anlamları da vardır1.

Saygı ifadesi, askeri„ : (Paşa) (M.E. s. 129, M. s. 25, M.V. s. 36, LR. s. 213) تاؽا

unvan, Osmanlıda yüksek mevkidekilere verilen ad‟ anlamlarına gelen bu kelime

sözlüklerde benzer şekilde tanımlanmış ve Türkçe kökenli olduğu belirtilmiştir.

1http://tdkterim.gov.tr/bts/ (11.04.2011).

Page 53: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

44

Ancak başka bir kaynağa göre Farsça „Padişah‟ sözcüğünün kısaltılmış halinden

türemiş olabileceği görülmektedir1. Ayrıca merkezi ve Fas‟ın batı bölgelerinde „vali‟

anlamında kullanılmaktadır2.

Sert buğday tanesi anlamındaki : (M.E. s. 148, M. s. 34, M.V. s. 51, LR. s. 230) ت شغ

bu kelimenin tanımı M.E.de daha ayrıntılı yapılsa da Türkçe asıllı olduğu M. ve

LR.de belirtilmiştir. M.V. ise sadece yabancı kökenli olduğunu belirtmiştir.

teneke, maden kap. M. ve LR.de : (M.E. s.205, M.V. s.92, M. s.66, LR. s.348) تىح

“demirden yapılmış ince plaka” anlamında “ذه” kelimesini vermiş ve LR. bu

kelimenin cins isim hali olarak “ذىح” kelimesine yer vermiştir. Türkçe kökenli olan

kelimenin çoğul hali (ذىاخ) sadece M.E.de verilmiştir. Cezayir lehçesinde

kahvecilerin su kaynattıkları büyük kap3 anlamında kullanılmaktadır.

Sözlüklerin hepsinde aynı : (M.E. s. 181, M. s. 52, M.V. s. 76, LR. s. 253) تهىا

ifadelerle ip cambazı anlamı verilse de M.E. „çok tuhaf araçlarla insanları hayrete

düşürmeye çabalayan‟ anlamını da vermiştir. Türkçede „güreşçi, boylu boslu ve

güçlü kimse‟ anlamlarında kullanılan bu kelimenin Arapçaya Türkçeden geçmiş

olduğu hiçbirinde ifade edilmemiştir. LR.de ise Farsçadan muarreb olduğu

1 Türkmen, Erkan, Libya Arapçasında Türkçe Kelimeler, Ankara 1988, 213. 2 Akar, Metin, Fas Arapçasında Osmanlı Türkçesinden Alınmış Kelimeler, İstanbul 1993, 99. 3 Aytaç, Bedrettin, Arap Lehçelerindeki Türkçe Kelimeler, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı,

İstanbul 1994, 129.

Page 54: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

45

belirtilmiştir. LR.‟de kelimenin çoğul şekli „تا١‟, M.E.de „تااخ‟ olarak

verilmiştir. Tunus lehçesinde „تا‟ şekli de mevcuttur1.

1) ateşli silahlarla atılmak için„ : (M. s. 77, M.V. s. 108, LR. s. 377) جثخاح

hazırlanan her türlü patlayıcı madde, mühimmat. 2) içinde savaş malzemelerinin

korunduğu yer, cephanelik‟ anlamlarına gelen kelimenin Arapçaya, Türkçe „جثخاح‟

kelimesinden geçtiği belirtilmiştir. M.V. ve M.de farklı tanımlar yapılmıştır, ancak

M.E.‟de bu kelime yer almamaktadır. Kelime sözlüklerde Türkçe asıllı belirtilse de

Türkçeye de Farsçadan geçmiştir2.

2.5.Kimya Terimleri

,Tıpta kullanılan renksiz, çok uçucu„ : (M.E. s. 70, M. s. 3, M.V. s. 5, LR. s. 21) أثيش

yakıcı sıvı madde‟ anlamında kimya terimi olarak kullanılan kelimenin farklı terim

anlamları da olmakla birlikte M.de bu terim anlamı verilmemiş; M.V.de ise kimya

terim anlamı „اإلث١ش‟ şeklinde belirtilmiştir.

جي هيذسوجي / إيذسوجي/ إدس (M.E. s. 78, M. s. 858, M.V. s. 10, LR. s. 204)

(Hidrojen) : „1) Rengi, tadı ve kokusu olmayan bir gaz türü. 2) Oksijenle birleşerek

suyu oluşturan atom numarası‟ anlamları olan kelimenin tanımı benzer şekilde

1 Akar, Metin, a.g.e., 101. 2http://tdkterim.gov.tr/bts/ (15.04.2011).

Page 55: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

46

yapılmış ve kelimenin LR.de Yunancadan muèarreb olduğu belirtilmiştir. Ayrıca

kimya terimi olduğuna dair bir bilgi hiçbirinde verilmemiştir.

eşanlamlı ‟إثذ„ M.E.de : (Antimon) (M.E. s.112, M. s.19, M.V. s.29) آتيى

kelimesi verilmiş; ancak kelimenin tanımı yapılmamıştır. M.de ise „basit cisim,

gümüş beyazı, basım harfleri dökümünde kullanılır‟ şeklinde tanımı yapılmış ve

simgesi olan „Sb‟ ile ifade edilmiştir. M.V.de ise biraz farklı bir tanım yapılmakla

birlikte simgesi verilmemiştir.

ل دال /د (M.E. s. 353, M. s. 155, M.V. s. 204, LR. s. 464) : Asit, suda

çözündüğünde hidronyum yükünü H3O+

veren kimyasal madde.

,Kireçtaşı, kalker kelimesi : (M.E. s. 377, M. s. 166, M.V. s. 222, LR. s. 480) خثث

M.E. ve M.V.de benzer ifadelerle tanımlanmış, ancak kimya terimi olduğu sadece

M.V.de belirtilmiştir. M.de ise farklı anlamları verilmiştir. Kireçtaşı, temel maddesi

kalsiyum karbonat olan, yapılarda, metalürji ve gübrelerde kullanılan bir maddedir.

شوة (M.E. s. 546, M. s. 276, M.V. s. 382) : Bir metal elementin en az bir başka

element ile homojen karışımıdır. Elde edilen malzeme yine metal karışımlı malzeme

olur. Alaşımlar karışıma giren metallerin özelliklerinden farklı özellikler gösterirler.

En bilinen alaşımlara; tunç (bakır-kalay), pirinç (bakır-çinko) vb. örnek verilebilir.

Kelimenin terim anlamı sadece M.V.de açıklanmıştır.

Page 56: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

47

الي Albümin, suda eriyen bir cins : (M.E. s. 583, M. s. 303, M.V. s. 414, LR. s. 628) ص

protein. İnsan vücudunun en önemli maddeleri arasındadır. Yağ asitleri ve çeşitli

başka maddeleri kanda taşımasının yanı sıra en önemli işlevi, kan ile doku sıvıları

arasında suyun dengelenmesini sağlamaktır. Kanın serumunda bulunduğu gibi, bazı

bitkilerin özsularında, yumurtanın beyazında bulunur. Kimyasal bileşimi bakımından

karışık bir teşekküldür. Albüminde karbon, hidrojen, kükürt, oksijen, nitrojen vardır.

Kelimenin M.V. ve M.E.de aynı şekilde tanımı yapılmışken, M.de kısa bir tanım

yapılmış ve kimya terimi olduğu belirtilmemiştir.

,Alev; yanma olaylarında : (M.E. s. 1104, M. s. 735, M.V. s. 873, LR. s. 1044) هة

yüksek sıcaklığa ısınmış katı taneciklerin ve moleküllerin yaydığı ışınlarla parlaklık

kazanmış gaz karışımları akışı. Kelimenin terim anlamı sadece M.V.de verilmiştir1.

خ (M.E. s. 1149, M. s. 772, M.V. s. 919, LR. s. 1152) : Tuz. 1) Bir asidin

hidrojenlerinin tamamının ya da bir kısmının metallerle yer değiştirmesiyle oluşan

bileşik. 2) Yemek tuzu olarak da bilinen sodyum klorüre halk dilinde verilen ad2.

Kelimenin çoğul hali ( أالح/ الح ) sadece M.E.de verilmemiştir.

2.6.Ayrıntılı Bilgi Verme

أتى/ أب (M.E. s. 67, M. s. 2, M.V. s. 3, LR. s. 6) : 1) Baba 2) Ata, önder 3) Bir şeyi

icat etme veya onarmaya sebep olan veya bununla nitelenen kişi anlamları olan

1 Somer, Güler - Yaşar, Ahmet, Kimya Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 2009, 11. 2 Aynı eser, 254.

Page 57: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

48

kelimenin vav ( ) ile ref olan, elif (ا) ile nasb olan ve ya () ile cer olan beş isimden

biri olduğu M.V.de belirtilmemiştir. Kelimenin çoğulu ( / آباءأت ) da verilmiştir.

Ayrıca bu kelimeyle kurulmuş terkiplere de yer vermiştir : أت اث١د(ev sahibi), أت

.gibi (babam sana feda olsun)تأت أد ,(cömert)اىش

almak, elde„ : (٠أخز أخزا أخزا خز ) (M.E. s. 74, M. s. 4, M.V. s. 8, LR. s. 41) أخز

etmek‟ fiilinin birçok anlamı vardır : (ب) harfi ceri ile tutmak, (ػ) harfi ceri ile

azarlamak ve başka kelimelerle birlikte (تزة) ile cezalandırmak, (أثح) ile

hazırlanmak, (ا) ile uyku basmak vb. Bu anlamlara örnek cümle, Kuran‟dan

örnekler ve atasözü, deyimler de verilmiştir. Ancak M.de bu kadar kapsamlı bir bilgi

yoktur. Fiilin mastarları sözlüklerin hepsinde verilmişken muzari çekimi sadece

M.E.‟de verilmiştir.

anne‟ (özellikle hayvanlar için)„ : (M.E. s. 108, M. s. 17, M.V. s. 27, LR. s. 164) ا

anlamının yanı sıra temel, asıl anlamı da vardır. Kelimenin çoğul hali ( اخ اخ/أ أ )

de verilmiştir. Başka kelimelerle birlikte de kullanımına da örnekler verilmiştir : ( أ

اشأط) ,Havva (اثشش امشآ) ,baş, beyin (أ امش) ,Fatiha Sûresi (أ اغح ) ,Mekke (ا

.anadil vb (اال

Bu harfi cerin tanımına LR, M. ve : (M.E. s. 126, M. s. 24, M.V. s. 36, LR. s. 207) ب

M.V.de (اثاء) harfinin tanımı içinde yer verilmişken, M.E.de ayrı başlık altında yer

verilmiştir. 1) Zaman ve yer zarfı olarak „ –de,-da‟ anlamında (evde kaldı; gece

Page 58: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

49

çalışır) 2) Yardımıyla, vasıtasıyla anlamında (kalemle yazdım) 3) Birliktelik

anlamında 4) Fiili geçişli hale getirmede 5) Sebep anlamında kullanımı olduğu gibi

ayrıntılı kullanım şekilleri vardır.

Deniz kelimesinin çoğul : (M.E. s. 133, M. s. 27, M.V. s. 41, LR. s. 220) تذش

şekilleriyle (تذاس تذس اتذش) birlikte farklı anlamları da verilmiştir. Ulu kişi, (aruz

terimi) şiir vezni anlamlarının yanında terkip sözcükler de vardır : (تذش ا١) Nil

nehri, (ف تذش) sırasında, esnasında, (اثذش األدش) 1) Kızıldeniz, Arap Yarımadası ve

Afrika arasındaki deniz 2) Mısır‟da, merkezi el-Gurdaka olan bir bölge, ( تذش

,Arapların eskiden Atlas Okyanusuna verdikleri ad, Atlantik Okyanusu (اظاخ

Sudan‟da (1 (تذش اغضاي) ,Arap yarımadası ve Hindistan arasındaki deniz (تذش اؼشب)

Beyaz Nil‟in çaylarından 2) Sudan‟ın Güneybatısında yönetim şekli.

تثىخ/ تاتىخ ( M.E. s. 192, M. s. 58, M.V. s. 83, LR. s. 264) : 1) İçinde eşyanın

korunduğu kutu, sandık. 2) Ölü bedenin konulduğu tahtadan sedye. 3) Lahit,

sanduka. 4) Kuyudan suyun alındığı tahta veya demirden yapılmış kutu. 5) (Eski

Mısırlılarda) İçine bedenin konulduğu, üzerinde Mısırlıların ahretteki istek ve

amaçlarını açıklayan şekil ve resimlerin olduğu taş veya tahtadan sandık. 6) (dini

terim) Ahit Sandığı ve on emir anlamlarıyla geniş bilgi verilen kelimeye M.E. ve

LR.de Kuran‟dan örnek de verilmiştir. Kelimenin çoğul şekli (ذات١د) de

belirtilmiştir. Ancak kelime, M.de „ ذأب‟, M.E.de „ ذثد‟ kökünde ele alınmıştır.

Page 59: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

50

(1) (güzel koku) uzaklaşmak 2 : (M.E. s. 471, M. s. 230, M.V. s. 315, LR. s. 520) دان

(millet) değişmek, farklılaşmak 3) ezmek, kırmak, dövmek 4) suya dalmak 5)

toprağa gömmek 6) esir almak, esir etmek anlamlarıyla en detaylı bilgi M.V.de

verilmiştir.

1) zafer, kazanç 2) deveran : (M.E. s. 471, M. s. 230, M.V. s. 315, LR. s. 547) دوح

eden, dönme, değişme 3) devlet 4) taşlık gibi pek çok anlamı açıklandığı gibi M.E.de

terkipler de verilmiştir : ( طادة اذح) başbakanın unvanı, ( واذة اذح) Tunus‟ta

bakan vb. Kelimenin çoğul hali (ي .olarak ifade edilir (د

) (M.E. s. 767, M. s. 449, M.V. s. 556, LR. s. 765) مشب ػشتا/٠ؼشب ) : M.E.de

muzari, mastar ve ismi fail halleri verilen vurmak, dövmek fiilinin 1) hareket etmek,

harekete geçmek 2) (kalp, nabız) atmak 3) (damar) kanın pıhtılaşması 4) (diş)

ağrımak 5) bir yerden ayrılmak, uzaklaşmak 6) peygamberin gönderilmesi 7)

yataktan hızla kalkmak 8) yüzmek gibi pek çok anlamı ve bu anlamlara Kur‟ân‟dan

örnek cümleler de verilmiştir. Ayrıca bu fiille kurulan terkip, atasözü ve deyimler de

bulunmaktadır.

2.7.Deyim ve Atasözleri

Komşu komşunun suçuyla“ : (M.E. s. 74, M.V. s. 151) يأخز اجاس تزة اجاس

cezalanır” atasözü M.E.de „ أخز ‟fiiline örnek verilmiş ve açıklaması yapılmamıştır.

Page 60: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

51

M.V.de ise „ اجاس‟ kelimesine örnek verilmiş ve „mal veya ticarette ortaklık‟ olarak

açıklaması verilmiştir. M.de ise bu atasözüne yer verilmemiştir.

عي يا جاسج إيان أعي واع (M.E. s. 278, M. s. 109, M.V. s. 151) : “Hanımım sana

söylüyorum, komşum sen dinle” anlamına gelen ve “kızım sana söylüyorum, gelinim

sen dinle” Osmanlı atasözünün eşanlamlısı olan bu mesel, bir kişiye söylenen sözden

diğerine kinaye çıktığında söylenir. M.de „اجاس‟ kelimesinde bu atasözüne yer

verilmemiştir1.

Zabbâ‟ b. èÂd tarafından Saèîd‟in kayıp oğlunun : (M.E. s. 605) عثك اغيف اعزي

katilinin intikam olarak katledilmesi, haram aylardan birinde gerçekleştirildiğinden,

bazı taassup ehli, kendisine “Kan dökmenin yasak olduğu bir zamanda kan akıtmak,

senin gibi Arap adetlerine herkesten daha çok riayet etmesi gereken bir adama

yakışır mı idi?” diye itiraz ettiklerinde Zabba ( عثك اغ١ف اؼزي) kelamıyla karşılık

vermiştir. “Kılıç ayıplamayı geçti.” meâlinde olan bu mesel, intikam alma hususunda

sonradan halkın ne diyeceğini düşünmeyip, eldeki fırsattan istifade edilmesi gerektiği

ifade olunur2. Bu atasözüne sadece M.E.de yer verilmiştir.

ىع إ اؾفيك تغ ىء ظ (M.V. s. 507) : „اشف١ك‟ kelimesi M.de yer almakla beraber,

“Şefkat sahibi su-i zanna meyilli olur.” anlamındaki bu mesel bulunmamaktadır.

Diğer sözlüklerde ise „اشف١ك‟ kelimesi dahi geçmemektedir. Mesel, kendisine bağlı

olan insanlar hakkında korumacı eğilimi üstün gelen zat hakkında söylenir. Mesela

1 Dikici, Recep, Arap Atasözleri, Konya 1991, 43. 2 Aynı eser, 120 – 121.

Page 61: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

52

ana babaların pek az bir zaman için olsa bile, yanlarından ayrılan çocuklarının bazı

tehlikelere uğrayabileceği düşüncesiyle rahatsız olmaları tabiidir. Bu hal ise,

şefkatten doğan bir su-i zandır. İşte şefkat sahiplerinde kötü zan düşüncesi buna

dayanır1.

ش ا وعذ اىش٠ ارا ػذ ) : (M.E. s. 1174, M. s. 791, M.V. s. 940, LR. s. 174) أجض د

kerim olan, vaat ettiği zaman, sözünü yerine getirir.”demektir. Óâriå b. èAmr“ (ف

isminde birisi, bir gün Arap yiğitlerinden äaòr b. Nehşel‟e “büyük bir ganimete

ulaşmak için, sana kılavuzluk etmek hatırıma gelir. Zafer kazanırsam, beşte birini

bana verir misin?” dediğinde, äaòr bu sureti taahhüd etmişti. Sonradan Óâriå‟in

kılavuzluğuyla äaòr, Yemen kavimlerinden birini geceleyin basıp pek çok mal gasp

ederek mahalline döndüğünde, Hâriå yanına gelerek äaḫr‟a beşte birini vermek

hususunda önceden verdiği sözü hatırlatmak için, (أجض دش ا ػذ) demiştir. Bir

adamı, sözünü yerine getirmeye teşvik etmek veya sözünü yerine getirenin hareketini

beğenmek makamında söylenir2.

ج ىق ا Erkek deve, dişi deve tavrını“ : (M.E. s. 1243, M. s. 848, M.V. s. 1004) اعت

aldı” anlamındaki bu meselin kaynağı aşağıda olduğu gibi hikâye edilmiştir:

Museyyeb b. èAles isimli şair èAmr b. Hind‟in huzurunda bir gün deve

vasfını içine almak üzere söylediği bir beyitte, Araplar arasında dişi deve kısmına

vurulan bir nevi damganın ismi olan ( ط١ؼش٠) kelimesini deve hakkında kullanınca,

mecliste bulunan hazır cevap genç Ùarafa b. el-èAbd, Museyyeb‟ın lafzını bu denli

1 Dikici, Recep, a.g.e., 53. 2Aynı eser, 39.

Page 62: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

53

uygunsuz söylemiş olmasına kinaye olarak, ( ق اج demiştir. Bu mesel, bir (اعر

adamın konuşma sırasında lafı karıştırıp konunun haricinde söz söylediği zaman

söylenir1. M.E. ve M.V.de “şöhretten sonra felakete uğrayan kişiye söylenir” tanımı

yapılarak burada yapılan açıklamadan ve M.de verilen tanımından biraz farklılık

göstermiştir. Ayrıca sözlüklerin üçü de bu meselle ilgili ayrıntılı bilgiye yer

vermemiştir.

2.8.Yerel Kullanımdaki Kelimeler

حي وأر (M.E. s. 80, M. s. 6, M.V. s. 12, LR. s. 1052) : „izin, yetki‟ anlamındaki

kelime Suriye gibi bazı Arap bölgelerinde kullanılmaktadır. Ancak M.V.de

kelimenin kökünden türeyen أرkelimesi verilmiş bu kelimeye dair bir bilgi

verilmemiştir.

‟öğretmen, akademik unvan„ : (M.E. s. 86, M. s. 10, M.V. s. 16, LR. s. 75) أعتار

anlamındaki bu kelime başka kelimelerle birlikte yerel kullanımda yer almaktadır :

) ,Ezher Üniversitesi Rektörünün unvanı (األعرار األوثش) ؽاعرار غ١ش رفش ) Mısırda

üniversite dışında bürosu bulunan profesör, yarım gün çalışan profesör. Ancak bu

bilgiler sadece M.E.de verilmiştir.

1 Dikici, Recep, a.g.e., 17.

Page 63: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

54

müzisyen, şarkıcı‟ anlamlarındaki bu„ : (M.E. s. 120, M. s. 21, M.V. s. 33) آالتي

kelimenin Mısır‟da kullanıldığı belirtilmemiştir1. Ancak M.V.de sözcüğün yeni

kullanım olduğu belirtilmiştir.

kuyruğunu sallamak (köpek) : (M.E. s. 158, M. s. 40, M.V. s. 60, LR. s. 236) تقثـ

vb. farklı anlamları olan bu kelimenin „kadına süzerek bakmak‟ anlamı Mısır‟da

kullanılmaktadır2.

تادوسج/ تذوسج / تادوسي (M.E. s. 176, M. s. 50, LR. s. 251) : Domates anlamındaki

bu kelimenin M.E. ve LR.de eşanlamlıları ( verilmiş ancak M.E.de ( اطاؽ/ امؽح

kelimeyle ilgili başka bilgi verilmemiştir. M. „ؽاؽ‟ kelimesine gönderme yaparken

M.V.‟de bu kelime bulunmamaktadır. Kelime Suriye‟de kullanılmaktadır3.

M.V.de yer almayan „halay‟ kelimesi M.de : (M.E. s. 438, M. 206, LR. s. 523) دتىح

fiil haliyle birlikte daha ayrıntılı verilmiştir. Bazı kaynaklarda kelimenin Suriye‟de

kullanıldığı belirtilse de LR.de „bazı Arap bölgelerinde,özellikle Lübnan‟da,‟

kullanıldığı belirtilmiştir.

Kuru ot, yonca kelimesi : (M.E. s. 446, M. s. 211, M.V. s. 289, LR. s. 532) دسيظ

M.V.de „deve kuyruğu‟, „eski, yıpranmış elbise‟ anlamlarıyla diğerlerine göre daha

ayrıntılı açıklanmıştır. M.V. kelimenin müvelled olduğuna da yer verilirken, M.E. de

1 Mutçalı, Serdar, el-Muècemu‟l -èArabiyyu‟l-Òadîå (Arapça-Türkçe Sözlük), Dağarcık Yayınları,

İstanbul 1995, 33. 2 Mutçalı, Serdar, a.g.e., 57. 3 Aynı eser, 71-72.

Page 64: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

55

kelimenin Mısır‟da kullanıldığı bilgisini vermiştir. Kelimenin çoğulu ise ( / أدساط

.sadece M.V.de belirtilmiştir (دسعا

M.V.de yer almasa ve M.de ayrıntılı : (M.E. s. 431, M. s. 201, LR. s. 1081) ختاس

bilgi verilmese de M.E. ve LR. „mahalle, köy başkanı, muhtar‟ anlamıyla bazı Arap

bölgelerinde bu kelime kullanıldığına yer vermiştir. M.E. bazı bölgelerde „ػذج‟

kelimesinin kullanıldığını da belirtmiştir. Ancak bu bölgelerin Lübnan, Suriye, Irak

olduğu belirtmemiştir1. LR. kelimenin ismi meful kalıbında olduğuna dair nahiv

bilgisi de vermiştir. Kelimenin çoğul hali ise (خاذ١ش) sadece M.E.de verilmiştir.

دسال/ دساق (M.E. s. 447, M. s. 213, M.V. s. 291, LR. s. 530) : Şeftali ( ر ( خ

kelimesi Şam‟da kullanılan bir ifadedir. Kelimenin Farsça asıllı olduğuna dair bilgi

sadece M.de verilmiştir.

ضود ضاد / ضادج/ (M.E. s. 592, M. s. 310, M.V. s. 422, LR. s. 1106) : Erzak kabı,

kutusu anlamının yanında M.E. Tunus‟ta üflemeli bir müzik aleti olduğunu da

belirtmiştir. Ancak bu bilgi diğerlerinde verilmemiştir.

Mısır‟da, toprağı sulamada kullanılan : (M.E.s. 676, M.V. s. 495, L.R. s. 693) ؽادوف

araç, su kaldıracı anlamındaki kelime benzer şekilde açıklanmıştır. Fakat M.V. ve

L.R.‟de resimle kelime daha iyi açıklanmıştır. Irak‟ta ise „جادف‟ olarak

kullanılmakta olan kelime, kuyu ağzından veya başka bir su kaynağından yaklaşık 3

1 Mutçalı, Serdar, a.g.e., 254.

Page 65: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

56

metre uzakta, toprağa gömülü, üzerinde bir çatal bulunan, ağaçtan yapılan bir desteğe

sahip olan ve suyu yeraltından çıkarmaya yarayan düzeneğin adıdır.

M.E. „idari ve mali : (M.E. s. 785, M. s. 460, M.V. s. 570, LR. s. 774) هاتع تشيذي

işlerde kullanılan mühür‟ anlamındaki kelimenin Lübnan‟da „ؽاتغ أ١ش‟, Mısır‟da

olarak ifade edildiği bilgisini de vermiştir. M.V.‟de ‟ؽاتغ ا„ ve Irak‟ta ‟ؽاتغ دغح„

sadece „ؽاتغ‟ kelimesi mühür ve başka anlamlarıyla açıklanmış fakat terkip

halindeki bu kelimeye yer verilmemiştir. M.de ise bu terkip yer alsa da M.E.‟ye göre

daha yüzeysel açıklanmıştır.

ىػلش ل/ لشالىػ (M.E. s.975, M. II/441) : Bahaddin (ö.1201), Salahaddin

Eyyubi‟nin adamlarından. Zalimliğiyle ün yapmış bir Mısırlı bakanın adı1. Kelimeye

M.E.de yer verilmemiştir.

2.9.Eksik Bilgi

‟Saf altın, saf altın parçası„ : (M.E. s. 66, M. s.1, M.V. s. 2, LR. s. 11) إتشيض

anlamındaki kelime, kimyada AU sembolü ile gösterilen yumuşak, parlak sarı renkte

metalik bir element. AU Latince „aurum‟ kelimesinden gelmektedir. M.V.‟de

kelimenin muarrab olduğu belirtilirken M.‟de Yunanca, LR.‟de ise Farsça kökenli

1 Aytaç, Bedrettin, Arap Lehçelerindeki Türkçe Kelimeler, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul

1994, 84.

Page 66: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

57

olduğu bilgisi verilmiştir. M.E. ise kelimenin aslına dair bir bilgiye yer vermemiş

ancak örnek cümle vermiştir.

‟M.E.de azı dişi kelimesinin türediği „ısırmak : (M.E. s. 84, M. s. 9, M.V. s. 14) ا س

fiili verilmemiştir. M. ise kelimenin türediği fiili (اس) vermiş ancak „ısırmak‟

anlamını vermemiştir. MV. Kelimeyi ve türediği fiilleri daha detaylı vermiş, (اس)

ısırmak ve (اس) yok olmak, toprakta bir şey yetişmemek anlamlarındaki fiilleri de

vermiştir.

شج Eritre‟nin başkenti olan Asmara M.de Etiyopya‟da : (M.E. s. 91, M. s. II/49) أع

bir şehir olarak da tanımlanmıştır. Ancak kelimeyle ilgili ayrıntılı bilgi verilmemiştir.

M.V.de ise bu kelimeye yer verilmemiştir. Asmara, Doğu Afrika‟nın kuzeyinde

bulunan Eritre‟nin başkentidir. 12.yy.da kurulup 19.yy.da İtalya sömürgesine girdi.

Eritre‟nin Etiyopya‟dan ayrıldığı bağımsızlık savası sırasında oldukça zarar gören

Asmara 1993‟de başkent oldu.

M.E.de kumlu alanda yetişen el : (M.E. s. 93, M. s. 12, M.V. s. 19, LR. s. 104) ا ؽا

ve elbiseleri yıkamada kullanılan bir ağaç tanımı yapılan kelime M.V.de de benzer

şekilde ifade edilmiştir. M. ise bu bitkinin türünü ve kelimenin Yunanca asıllı olduğu

ve kimya terimi olduğu bilgisini vermiştir. LR. ise Farsçadan muèarreb olduğunu

belirtmiştir. Ayrıca üşnan için çöğen, çöven, çöven otu, sabun çiçeği ve sabun otu

gibi isimler de verilmiştir. Çöğen bitkisinin (sponaria afficinalis) içinde sponin

denilen zehirli bir madde bulunmakta olup bu sebeple bitkinin kök ve yaprakları su

Page 67: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

58

ile çalkalanırsa sabun gibi bir köpük meydana gelmektedir. Bu madde tıpkı sabun

gibi yağları temizlemektedir. Üşnan veya çöğen Şam bölgesi ahalisinin yakıp külünü

sattıkları, el ve elbise yıkamada kullanılan, kumlu arazilerde yetişen hamaz nevinden

yani ekşi ve acı bir bitkidir. Çoğan da denilmektedir. Sabun imalatında kullanılan

kali veya kalya bu bitkinin yakılmasıyla elde edilir. Üşnan dikenli bir bitki olup

botanikteki adı Salsola kali‟dir. Üşnana kalya otu da denilmektedir. Ayrıca üşnan;

potas, kalya taşı, çorak ve dikenli çöven anlamlarına gelmektedir1.

Sadece Kudüs şeklinde ifade edilen kelimeye : (M.E. s. 119, M. s. II/82) ا وسؽي

M.V. ve LR.de ise hiç yer verilmemiştir. Yeruşalim, Kudüs‟ün İbranicedeki adıdır.

Kudüs Akdeniz ile Ölüdeniz‟in kuzey ucunun arasında kalan Judean Dağlarında

bulunmaktadır. Filistin‟de bulunan, Museviler, Hristiyanlar ve Müslümanlarca

kutsal kabul edilen ve Mescid-i Aksa‟nın bulunduğu şehir. Çeşitli kaynaklarda

Jerusalem, Urişalim, Makdis, Beytü‟l Mukaddes, Beytü‟l Makdis isimleriyle de

anılmaktadır2.

M.E.de Moritanya para birimi : (M.E. s. 120, M. s. 21, M.V. s. 33, LR. S. 201) أوليح

ve LR.de terzilik terimi olarak da tanımlanan kelime, „bir Arap ülkesinden diğerine

göre farklılık gösteren ağırlık ölçüsü‟ anlamındadır. M.de ratlın altı buçuğu, M.V.de

ise Mısır ratlının on ikide biri olarak ifade edilmiştir. Ancak bu ağırlık değerleri

1 Öztürk, Said, “Osmanlı Kültürel Mirasında Sabun”, Acta Turcıca Çevrimiçi Tematik Türkoloji

Dergisi, 2010, II /86-87. 2 http://www.turkcebilgi.com/kud%C3%BCs/ansiklopedi ( 05.04.2011).

Page 68: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

59

hakkında bir bilgi yoktur. Mısır‟da 37.44; Halep‟te 320; Kudüs‟de 240; Beyrut‟ta

213.3 gr değerlerindedir1.

Kıpti Mısırlıların yerine : (M.E. s. 142, M. s. 31, M.V. s. 46, LR. s. 76) اعتثشاء

getirdiği Aşai rabbani ayini anlamına gelen kelimenin M.E. ve LR.de „اعرثشأ‟ fiilinin

mastarı olduğu belirtilmiş ancak M.E.de kelimenin anlamına dair bilgi verilmemiştir.

Diğerleri ise kelimenin fiil (günahtan veya borçtan kurtulmak) halini vermiş ancak

mastar halini vermemiştir. Aşai rabbani ayini, yenilen ekmek ve içilen şarapla,

İsa‟nın anıldığına ve tanrı ile irtibat kurulduğuna inanılmaktadır.

M.E. yalnızca Abbasi şairi Hasan bin Ali : (M.E. s. 451, M. s. 215, LR. s. 533) دعث

el-Huzaî‟nin ismi anlamında bu kelimeyi açıklamış ancak M. ve LR.de „kurbağa

yumurtası‟ ve „güçlü deve‟ anlamları da verilmiştir. LR. kelimenin çoğul halini de

vermiştir. Ayrıca, Abbasi şairlerinden Dièbil Òuzâèî‟nin (ö. 861) Şia (دػات)

imamlarından èAli bin Mûsâ er-Riêâ‟ya yazdığı Medâris-i Âyet adlı bir kasidesi

vardır. Kasidenin birkaç beyiti şöyledir :

روشخ ذ اشتغ ػشفاخ فأجش٠د دغ اؼ١ تاؼثشاخ

ػش طثش سع د٠اس الفشخ ػشاخ اجد طثاتر ف2

Andıkça Arafat‟ta kaldığımız mekanları,

Akıtırım gözlerimden damla damla yaşları.

1 Mutçalı, Serdar, a.g.e., 32. 2 http://www.baghdad4ever.net/vb/baghdad152269.html (15.04.2011).

Page 69: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

60

O günleri çok arzular oldum, azaldı sabrım,

Sessiz ve ıssız kaldı her tarafı bu diyarın.

Kurbağa yumurtası anlamı verilmiş fakat bununla ilgili detaylı bilgi verilmemiştir.

Kurbağa yumurtaları, saydam ve jöleye benzer bir maddeyle kaplıdır ve genellikle ya

akarsu ve durgun suların yüzeyine kümeler halinde ya da uzun şeritler halinde su

bitkileri arasına bırakılır.

aslan‟ anlamındaki kelime, M.E.de„ : (M.E. s. 492, M. s. 242, M.V. s. 331) سئثاي

kelimenin fiil kökü olan „سأت‟ (bir yana meyillenerek yürümek) ve yine bu kökten

türemiş olan „ذشأت‟ (hırsızlık yapmak ) fiilleri verilmemiştir. M.V.de „kurt; kendini

tehlikeye atan, cesur; uzun sarmaşık bitki‟ anlamlarıyla daha detaylı açıklanmıştır.

2.10.YanlıĢ Bilgi

„ tavşan kelimesi M.E.de : (M.E. s. 84, M. s. 9, M.V. s. 15, LR. s. 67) أسة س ب ‟

ye gönderme yaparken M. ve M.V.de kelime her iki türlü de ( س ب/ أسة )

açıklanmıştır ve tanımları elif ( ) ve râ ( أ .harflerinde biraz farklılık göstermiştir ( س

Ayrıca M.V. aynı kelimeyi açıklarken „أسة‟de resim kullanmamış, LR. resme yer

vermiştir. M.V. ise „س ب‟ kökünde yaptığı tanımda resim kullanmıştır. Kelimenin

çoğulu ( أسا/ أساة ) da M. hariç diğer sözlüklerde verilmiştir.

Page 70: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

61

ثىب boru, tüp anlamlarına gelen : (M.E. s. 111, M. s. 784, M.V. s. 933, LR. s. 169 ) ا

kelime M.E. ve M.V. de „اثب‟ ve „ ة‟ olarak bakıldığında da tanımı

bulunmaktadır. Ancak M.E. kelimeye elif (أ) harfinden bakmayı esas alırken M.V. ve

M. nûn () harfinden bakmayı esas almıştır. Ayrıca M.V. kelimeyi resimle daha

anlaşılır açıklarken diğerlerinde bu ayrıntıyı göremiyoruz.

M.E. ve M.V. hazımsızlık : (M.E. s. 1297, M. s. 60, M.V. s. 1062, LR. s. 281) تخ

çekmek fiilin kökünü „ ر‟ olarak ele almış ve vâv () harfinde fiili açıklamıştır.

M.de ise ta (خ) harfinde açıklanmıştır.

Sözlüklerde 1) yolunu : (M.E. s. 206, M. s. 67, M.V. s. 93, LR. s. 265 ) تا

kaybetmek 2) kafası karışmak, düşüncesi sapmak, aykırı olmak 3) kibirlenmek,

büyüklenmek anlamları verilen fiil hem „ خ‟ hem de „ خ‟ kökünde ele

alınmıştır.

2.11.Fiiller

gömmek fiilinin tanımı : (M.E. s. 449, M. s. 214, M.V. s. 293, LR. s. 532) دط

benzer ifadelerle yapılmış ancak muzaaf fiillerden olan bu fiilin mastar hali verilse

de mazi mütekellim ve muzari çekimi yalnızca M.E.de verilmiştir.

Page 71: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

62

fakirleştirmek, muhtaç kılmak : (M.E. s. 456, M. s. 220, M.V. s. 300, LR. s. 49) ادلع

fiilinin M.E.de sülasi hali verilmemiştir. Ancak fakir olmak anlamındaki sülasi hali

diğerlerinde açıklanmıştır.

ذع ‟M.E.de „ ateş tutuşmak : (M.E. s. 458, M. s. 222, M.V. s. 303, LR. s. 176) ا

anlamı verilmiş „dil çıkarmak‟ anlamı verilmemiş; M.de ise „ateş tutuşmak‟ anlamı

verilmemiştir. M.V. ise fiilin pek çok anlamını vererek fiili daha detaylı açıklamıştır.

M.E.‟de fiilin sülasi hali de yoktur.

bırak, koy anlamındaki emir fiil olan bu : (M.E. s. 479, M. s. 233, M.V. s. 1066 ) رس

fiil, M.de sülasi hali ( ) ile açıklanmamıştır. M.E. ve LR. ise ( رس fiil köküne ( رس

gönderme yaparak bu mazi fiil kökünde fiilin muzari ve emir haliyle kullanıldığı

parantez içinde belirtilmiştir. Ancak LR. emir halini madde başı olarak (ر) harfinde

tanımını vermemiştir.

kötülemek, sövmek : (M.E. s. 602, M. s. 316, M.V. s. 428, LR. s. 646) عة

anlamındaki muzaaf fiilin mazi mütekellim ve muzari çekimi sadece M.E.de

verilmiştir. Anlam yönünden ise diğerleri daha kapsamlı bilgi vermiştir.

عأد/ عأخ / عأب (M. s. 316, M.V. s. 427, LR. s. 639) : Benzer ifadelerle açıklanan ve

mastar hali de verilen „boğmak‟ fiilinin M.de eşanlamları da ayrı başlıklar altında

tanımlanmıştır. M.E. ise bu fiile yer vermemiştir.

Page 72: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

63

2.12.Yeni Terimler

تشعخاح / تشعاح / تشعاح (M.E. s. 197, M. s. 60, LR. s. 288) (Tersane) : M.de

Türkçe asıllı, LR.de İtalyancadan muèarreb olduğu belirtilen 1) silah deposu,

donanma 2) gemi inşa ve onarım yeri olarak M.E.de daha kapsamlı açıklanan

kelimenin Arapça aslı „داس اظاػح‟ kelimesidir.

uzaktaki bir„ : (Teleskop) (M.E. s. 201, M. s. 63, M.V. s. 89, LR. s. 332 ) تغىىب

nesneyi yakın gösteren gözlemci, aygıt‟ anlamındaki bu kelimenin Arapça aslı „ سطذ

.ifadesidir. Teleskop kelimesi ise Yunanca asıllıdır. M. ve LR ‟اىاوة اج

kelimeyi resimle daha ayrıntılı açıklamıştır.

‟تشق„ Arapça aslı : (Telgraf) (M.E. s. 201, M. s. 64, M.V. s. 89, LR. s. 333) تغشاف

olan kelime, „iletişim araçlarından biri‟ olarak tanımlanmış fakat M. resimle kelimeyi

daha anlaşılır kılsa da kelime hakkında bilgi verilmemiştir. İki merkez arasında

kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini

sağlayan bir telekomünikasyon düzenidir.

شن 1) Bir ülkeye : (Gümrük) (M.E. s. 260, M. s. 101, M.V. s. 139, LR. s. 406) ج

giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi. 2) Bu verginin

alınması işlemiyle uğraşan devlet kuruluşu. 3) Sınır kapılarında denetim ve gözetim

işlerinin yapıldığı yer. M.E. ve M.V.‟de Türkçe „شن kelimesinden dile girdiği ‟و

Page 73: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

64

belirtilirken, LR.de, M.de Farsça asıllı olduğu belirtilmiştir. Arapça aslı „ىظ‟ olsa

da bu kelime pek yaygın değildir. M.E. kelimeyi daha kapsamlı tanımlamıştır.

Arap dil kurumu tarafından ortaya konulan : (M.E. s. 1044, M.V. s. 818) ىؾاف

kelime „إىرشعىب‟ olarak da ifade edilmektedir. Elektroskop bir cismin yüklü olup

olmadığını, yüklü ise yükünün işaretini anlamaya yarayan alet.

ىاج (M.E. s. 1159, M. s. 779, M.V. s. 927) : M.V. ve M.E. „vücudun iç ve dış

hareketlerini kaydeden cihaz‟ olarak aynı şekilde tanımlamış ve muhtemelen pek

kullanılmayan „و١غشاف‟ kelimesini de belirtmişlerdir. Ayrıca M.V.‟de kelimeyi

resimle daha anlaşılır kılmıştır. M. ise kısa bir tanım yapmıştır.

2.13.Anlam Kaymasına/DeğiĢikliğine UğramıĢ Kelimeler

kaleleri yıkmak için savaşta„ : (M.E. s. 436, M. s. 204, M.V. s. 278, LR. s. 522) دتاتح

kullanılan alet, top, gülle‟ anlamıyla eskiden kullanılan kelime, günümüzde „panzer

ağırlığında araba, tank‟ anlamıyla kullanılmaktadır. Kelimeye LR.‟de, M.V. ve

M.E.de hadisten örnek verilmiştir. LR. kelimenin eski anlamıyla günümüzdeki

kullanımını açıklamış ancak resimle sadece yeni anlamın anlaşılmasını

kolaylaştırmıştır. M.V. ise eski anlam ve yeni anlamının resimleriyle daha ayrıntılı

açıklamıştır.

Page 74: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

65

”Eskiden “altın para : (M.E. s. 464, M. s. 226, M.V. s. 309, LR. s. 549) دياس

anlamına gelen kelime, günümüzde pek çok Arap ülkesinde kullanılan kağıt para

anlamında kullanılmaktadır. Bu ülkelerin Ürdün, Bahreyn, Tunus, Irak, Libya ve

Kuveyt gibi ülkeler olduğuna dair bilgi sadece M.E.de bulunmaktadır. Kelimenin

günümüzdeki anlamına M.de yer verilmemiştir.

Şimdiki Suriye, Lübnan, Filistin ve : (M.E. s. 665, M. s. 370, M.V. s. 488) اؾا

Ürdün‟ün bir kısmını kapsayan bölgenin tarihi adıdır. Bugün Türkçede Suriye‟nin

başkenti olan Dımaşk‟ın yerine kullanılmaktadır. Ancak M. ve M.V.‟de daha

yüzeysel bilgi verilmiştir.

2.14.Astronomi Terimi

ayın yörüngesinin : (M.E. s. 328, M. s. 138, M.V. s. 187, LR. s. 452) دنيل

yeryüzüne en yakın kısmı (356.330 km‟lik bir mesafedir) anlamındaki bu kelimenin

zıt anlamlısı olan „ج .kelimesi de verilmiştir ‟أ

د ب األوثش/ د ب األفغش (M.E. s. 436, M. s. 205, M.V. s. 278, LR. s. 522) : Küçükayı,

kutup yıldızlarının sonunda cisimce küçük yedi yıldız; Büyükayı, kutup yıldızlarının

sonunda cisimce büyük yedi yıldız anlamlarına gelen kelime, diğer bir ifadeyle „ تاخ

.olarak M.de verilmiştir ‟تاخ ؼش اىثش„ ve ‟ؼش اظغش

Page 75: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

66

د Zühal, Satürn; Güneş : (M.E. s. 571, M. s. 295, M.V. s. 405, LR. s. 621) ص

Sisteminin güneşten yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir. Türkçesi Sekendiz‟dir.

Büyüklük açısından Jüpiter‟den sonra ikinci sırada gelir. Adını Roma‟nın tarım

tanrısı Saturnus‟tan alır. Arapça kökenli Zühal adı Türkçe‟de giderek daha az

kullanılmaktadır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri

sınıfına girmektedir. M.E. ve M.de benzer tanımlar yapılsa da en detaylı bilgi

M.V.de verilmiştir.

M.E. ve M.V. „güneşin : (M.E. s. 1060, M. s. 703, M.V. s. 823, LR. s. 1014) وىوة

etrafında dönen ve ışığıyla aydınlanan gök cismi, güneşe yakınlığına göre en bilinen

yıldızlar Utarit, Zühre, Dünya, Merih, Müşteri, Zühal, Uranüs, Neptün‟ olarak aynı

şekilde açıklamıştır. M.de ise terim anlamı detaylı açıklanmamış ancak kelimenin

farklı anlamları da verilmiştir.

2.15.Coğrafi Terimler

و خ (M.E. s. 406, M. s. 183, M.V. s. 252, LR. s. 499) : ekvator düzlemi, enlem

kelimesi M.de astronomi terimi olarak verilirken M.E.de bu anlam yoktur. Ekvator

düzlemi, yer küresinin karşılıklı kutuplarının tam ortasından geçtiği kabul edilen

büyük çember. Yer kürenin ekvator uzunluğu 40.076 km.dir. Ekvator sıfır derece

enlem çizgisi olarak da bilinir. Bu çember güney ve kuzey yarım küreleri birbirinden

ayırır. Ekvator düzlemi dünyanın merkezinden geçer. LR.de resim de verilerek

kelimenin daha anlaşılır tanımı yapılmıştır.

Page 76: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

67

,samyeli (keşişleme) ; sıcak : (M.E. s. 644, M. s. 348, M.V. s. 469, LR. s. 678) عى

kuru bunaltıcı ve tozlu rüzgarlardır. Özellikle yaz aylarında Güneydoğu Anadolu

Bölgesi‟nde buharlaşmayı aşırı derecede arttırarak kuraklığa neden olur. Mısır‟da

rüzgarları bunlardandır. M.de kısa bir (Hebûb) ‟ثب„ Sudan‟da ,(Hamsin) ‟خاع١„

şekilde tanımı yapılan kelime, M.E. ve M.V.de benzer şekilde açıklanmıştır.

ش ؾج (M.E. s. 671, M.V. s. 492, LR. s. 1116) : M.V. ağaçlandırılmış, ağaçlı

anlamını vermiş ancak terim anlam olan „ova‟yı açıklamamıştır. M.de ise bu kelime

bulunmamaktadır. LR.de kelimenin ismi meful olduğu da belirtilerek kelimeye dair

nahiv bilgisi de verilmiştir.

,ada; bir okyanus, deniz : (M.E. s. 764, M. s. 446, M.V. s. 555, LR. s. 765) مذنخ

göl ya da akarsuyun ortasında su düzeyinden sürekli yüksekte bulunan kara

parçasıdır. M.E. ve M.V.de aynı ifadelerle tanımlanan kelimenin LR. ve M.de terim

olduğu bilgisi verilmezken burada ele alınan anlamının da detaylı bir tanımı

bulunmamaktadır.

Hortum; kümülüs bulutları : (M.E. s. 844, M. s. 509, M.V. s. 626, LR. s. 122) إعقاس

ile bağlantılı olarak silindir şeklinde dönerek gezen bir rüzgar türüdür. Bu hortum

bulutlardan yere kadar uzanır ve büyük yıkıcı güce sahip olan bir doğa felaketidir.

Dünyanın kuzey yarımküresinde oluşan hortumlar, saatin tersi yönde; güney

yarımkürede oluşan hortumlar, saat yönünde döner. Kelime M.V.de resimle daha

anlaşılır ve ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Page 77: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

68

مذج 1) akarsuların engebeli ve yüksek : (M.E. s. 854, M. s. 519, M.V. s. 636) ع

alanları aşındırması sonucu açtığı dar ve derin vadi. 2) denizleri birbirine bağlayan

dar su geçidi anlamlarına gelen kelime, aynı şekilde açıklanmıştır.

ılıman iklim‟ olarak kısa tanımı verilen„ : (M.E. s. 1307, LR. s. 1066 ) تىعطي

kelime, karşılaştırdığımız diğer sözlüklerde yer almamaktadır. Ilıman okyanusal

iklim, batı rüzgarlarının etkisiyle ılıman kuşak karalarının batı ve çok daha seyrek

olarak doğu kıyılarında görülür. Avrupa‟nın batısı ve kuzeybatısı, Kanada‟nın batısı,

Şili‟nin güneybatısı, Güney Afrika‟nın güneydoğusu, Avustralya‟nın güneydoğusu

ve Yeni Zelanda başlıca görüldüğü yerlerdir. Yazlar serin, kışlar ılık ve her mevsim

yağışlıdır. Doğal bitki örtüsü ormandır.

2.16.Hukuk Terimleri

İddia, töhmet; kelime anlamı suçlama veya : (M.E. s. 452, M.V. s. 296) ادعاء

kabahat demektir. İşlendiği zannedilen, gerçekleştiği ispat edildiği takdirde

cezalandırılacak olan haldir. Bir kimseye töhmet isnat etmeye itham, töhmetli

kimseye müttehem denir1.

,işlediği kaydedilen suç„ : (M.E. s. 605, M. s. 319, M.V. s. 431, LR. s. 640) عاتمح

sabıka‟ terim anlamı M.de verilmemiştir. Ancak M.E. bu anlamı verdiği gibi Arap

1 Hüseyin Özcan, Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü, 4. Baskı, Ankara, 1975, 664.

Page 78: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

69

dilinde muzari harf gibi başa gelen, önek anlamı gibi anlamlarla daha detaylı

açıklamıştır.

ilga; ortadan kaldırma, yürürlükten : (M.E. s. 629, M.V. s. 453, LR. s. 667 ) عمىه

kalkma, hükümden düşürme anlamlarına gelen kelime M.E.de kelime açıklanmadan

fiiline gönderme yapılmış ve terim anlamı da fiil halinde açıklanmıştır. M.de ‟عمؾ „

ise bu kelimeye yer verilmemiştir. Ayrıca cezanın düşmesi, cezanın sukutu. Kamu

davası ya da buna ilişkin cezanın düşmesidir. Şartları : 1) suçlunun ölmesi 2) af 3)

zaman aşımı 4) zarar görenin şikayet hakkının kalkması ya da şikayetini geri

almasıyla ceza düşer. Cezanın tamamen ortadan kaldırılmasına karar verilen hallerde

sanığa harç ve masraf yükletilemez1.

2.17.Dinî Terimler

M.E.de “kutsal sayılan dini kişinin resmi : (M.E. s. 124, M. s. 22, LR. s. 205) أيمىح

ya da heykeli” olarak tanımı yapılan kelimenin diğer sözlüklerde dini tarafına

değinilmemiştir. Kelimenin çoğulu (أ٠ماخ) sadece M.E.de verilmiştir, kelimenin

Yunanca asıllı olduğu ise M.de ifade edilmiştir. İkona, Hıristiyan Ortodoks

mezhebinde görülen İsa, Meryem veya azizlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı

boyalarla yapılan dinî içerikli resimleri.2 Fakat bu dinî anlamı detaylı bir şekilde

hiçbirisinde açıklanmamıştır.

1 Özcan, Hüseyin, a.g.e., 109. 2 http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0kon_(din) (07.04.2011).

Page 79: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

70

hicri takvime : (İslam‟da) (M.E. s. 551, M. s. 280, M.V. s. 387, LR. s. 602) سنا

göre yılın dokuzuncu ayı. İslam‟da Ramazan, oruç tutma ayıdır ve kutsal kabul edilir.

Bakara suresine göre Ḳurʽân‟ın İslam peygamberi Muhammed‟e gönderilmesi

Ramazan ayında başlamıştır ve bu ay içinde “oruç” tutmak Müslümanlara

emredilmiştir. İlgili ayet şöyledir: “O Ramazan ayı ki irşad için, hak ile batılı ayırt

eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur‟an onda indirildi. Onun için sizden her

kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler

sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir

de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi

istiyor. Umulur ki şükredesiniz!(Bakara suresi 185. ayet)”1 sözlüklerin hepsi aynı

şekilde bilgi vermiştir ancak M.E. kelimeyle ilgili Ḳurʽân‟dan örnek de vermiştir.

;vaftiz : (Hıristiyanlıkta) (M.E. s. 896, M. s. 554, M.V. s. 679, LR. s. 880) غطاط

kişinin alnını ıslatmak veya tüm vücudunu suya batırmak şeklinde icra edilen bir dini

“arınma” ve “yeniden doğma” törenidir. Hıristiyan inanışına göre vaftiz edilen kişi

Mesih İsa ile birleşmek istediğini ifade eder. Mesih İsa öldü ve tekrar dirildi. O‟na

iman eden insanın eski günahlı hayatı ölür ve yeni kutsal bir hayat başlar. Vaftiz

töreninde eski hayatın gömüldüğü ve yeni hayatın dirildiği simgesel bir anlamda

gösteriliyor. M.V.‟de kelimenin eşanlamlısı olan „ػاد‟kelimesi verilmiş, ancak

açıklama yapılmamıştır. M.E.‟de daha detaylı tanımı yapılmıştır.

1 http://tr.wikipedia.org/wiki/Ramazan#Ramazan_orucu (05.04.2011).

Page 80: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

71

;paskalya : (Hıristiyanlıkta) (M.E. s. 936, M. s. 585, M.V. s. 715) فقخ

Hıristiyanlıktaki en eski ve en önemli bayram. İsa‟nın çarmıha gerildikten sonra

3.günde dirilişi kutlanır. Her sene sabit bir tarihte gerçekleşmeyen ve dünya

kiliselerinin çoğunda Pazar günü kutlanan Paskalya Günü; Kıyam Yortusu, Diriliş

Pazarı ya da Diriliş Günü olarak da adlandırılır1. (Yahudilikte) Fısıh, Bayramı;

İncil‟de Mayasız Ekmek (Hamursuz) Bayramı olarak da anılan bu bayramda

Yahudiler, Mısır‟da sürdükleri kölelik yaşamından kurtuldukları günü kutlarlar.

Ancak Yahudilerin Mısır‟dan çıkışları o kadar acele ve apar topar olmuştur ki

kendileri için hazırladıkları ekmeklerin hamurlarının mayalanmasını beklemeden

pişirirler. Bu yüzden bu bayramda mayalı hiçbir şey tüketilmez. Diasporadaki

Yahudilerce 8 gün, İsrail‟de ise 7 gün kutlanan bayramda mayasız hamurdan

yapılmış matsa adındaki ekmeği yerler. Bu bayram Türkçede Hamursuz Bayramı,

İbranicede Pesah Bayramı olarak da bilinir2. Tanımı sözlüklerde benzer şekilde

yapılsa da M.E.de kelimenin İbranice asıllı olduğu belirtilmemiştir.

2.18.Tıp Terimleri

ح ق gırtlak kapağı, epiglot; dilin arkasında : (M. s. 557, M.V. s. 682, LR. s. 883) غ

gırtlak başlangıcının, yani solunum yollarının ağza açıldığı yerin üzerinde bulunan,

yaprak şeklindeki, mukoza ile örtülü bir kıkırdak parçasıdır. Epiglot, yiyecek

1 http://tr.wikipedia.org/wiki/Paskalya (05.04.2011). 2http://tr.wikipedia.org/wiki/Hamursuz_Bayram%C4%B1 (05.04.2011).

Page 81: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

72

maddelerini, dilin arkasından yemek borusuna doğru yöneltip yutma olayı sırasında

gırtlak girişinin kapanmasına yardım eder.

tendon; kasın kemiğe : (M.E. s. 1288, M. s. 885, M.V. s. 1052, LR. s. 1273) وتش

tutunmasını sağlayan, kesif bağ dokusundan yapılı şerit; kiriş1. Kelimenin terim

anlamı M.V. ve LR.de aynı ifadelerle açıklanmışken diğerlerinde bu terim anlamı

verilmemiştir.

1) bir kısım hücrelerin : (M.E. s. 1303, M. s. 897, M.V. s. 1070, LR. s. 1283) وس

süratle çoğalması sebebiyle oluşan doku kitlesi, ur, neoplazma, tümör. 2) organ veya

dokuda meydana gelen şişlik, şiş2. M.E, LR. ve M.de benzer şekilde tanımı yapılan

kelimenin M.V.de daha ayrıntılı tanımı yapılmıştır.

1 Kocatürk, Utkan, Açıklamalı Tıp Terimleri Sözlüğü, VI. Basım, Ankara Üniversitesi Basımevi,

1994, 763. 2 Aynı eser, 802.

Page 82: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

73

SONUÇ

Bu çalışmada, ele aldığı kelimeler ve ele alış şekline göre yakın dönemde

hazırlanmış, günümüzde de kullanımı yaygın olan modern sözlüklerden Arapça tek

dilli dört sözlüğün değerlendirmesi yapılmıştır.

Bu dört sözlükten ilki olan el-Muncid‟de göze çarpan bazı eksiklikler

olmuştur. İslâmiyet ile ilgili kelimelerin nadir - ve bazen yetersiz- olması bunlardan

biridir. Bunun yanında farklı anlamları olan kelimelerin numaralandırılarak bu

kelimeden türemiş sözcükleri kendi maddesinde vermesiyle ve ansiklopedik bilgi

niteliği taşıyan özel isim ve ülkelerle ilgili bilgiyi ikinci ciltte ayrı olarak ele

almasıyla incelediğimiz diğer sözlüklerden farklılık göstermiştir.

Çalışmamızda incelediğimiz el-Muècem‟ul-Vasîù Sözlüğü, Arap Dil Kurumu

tarafından ortaya çıkarılmıştır. Yeterli sayıda resim kullanılmamıştır. Ancak el-

Muncid gibi bunda da kelimeyle tanımı farklı renklerle basıldığı için kullanım

kolaylığı sağlamıştır. Kısaltma ya da parantez içinde açıklama yaparak bir kelimenin

kökeni hakkında bilgi verme konusunda da tutarlılık yoktur.

Burada ele alınan diğer sözlüklere göre hazırlanış yöntemi biraz daha farklı

olan Lârûs, köke göre değil kelimenin okunuşuna göre düzenlenmiştir. Bu sistemin

iyi tarafı, aranılan kelimenin kolay bulunmasıdır. Ancak bazen bir kök ile ondan

türeyen kelime ya da kelimelere ulaşmak için farklı sayfalara bakmak gerekmektedir.

Sözlükte çokça resim kullanılması ve kelimeleri açıklarken sarf ve nahivle ilgili

bilgileri de kısaltmalarla içermesi önemli özelliğidir.

Son olarak da el-Muècemu‟l-èArabiyyu‟l-Esâsî çokça Kur‟ân ve hadisten

nakledilen örneklere; deyim ve atasözlerine yer vermesiyle dikkat çekmektedir.

Ancak, resim, tablo ve benzeri görsel malzemeyi içermemesi, kullanıcı nezdinde

Page 83: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

74

bazen bir fikir oluşturmaması açısından bir eksikliktir. Kişi ve yer adları hakkında

verilen kısa bilgiler de yararlıdır.

Sonuç olarak sözlük yazımı, bitmek bilmeyen ve sürekli devam eden bir

çalışmadır. Bu nedenle sözlükleri, hazırlanan çağın ve ortamın şartlarında

değerlendirmek gerekir. İncelediğimiz sözlükler kendi aralarında kıyaslanacak olursa

kullanım kolaylığı ve günümüzde kullanılan kelimeleri içermesi ve bu kelimelerin

açıklamasını daha anlaşılır vermesi açısından bizce, el-Muècem‟ul-Vasîù ve el-

Muècemu‟l-èArabiyyu‟l-Esâsî, Arapça sözlük alanındaki ihtiyacı daha iyi

karşılamaktadır. Bunun nedeni, konunun uzmanı olan birer komisyon tarafından

hazırlanmış olmalarıdır. El-Muncid ve Lârûs sözlükleri de, aynı şekilde özenle

hazırlanmış, zahmetli ve yorucu birer çalışmanın ürünü olsa da, eleştirdiğimiz

yönleriyle kullanım kolaylığı açısından diğerlerine nazaran daha az tercih edilebilir.

Page 84: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

75

KAYNAKÇA

1. Akar, Metin, Fas Arapçasında Osmanlı Türkçesinden Alınmış Kelimeler,

İstanbul,1993

2. Akarsu, Bedia, Felsefe Terimleri Sözlüğü, İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 1998

3. Alpak, Mehmet Nuri, “Arap Dilinde Sözlük Çalışmaları ve Nazım Efendi‟nin

“Tercümanu‟l-Lügat” Adlı Eserinin İncelenmesi”, (Basılmamış yüksek lisans

tezi) Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006

4. Aytaç, Bedrettin, Arap Lehçelerindeki Türkçe Kelimeler, Türk Dünyası

Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 1994

5. Bakırcı, Selami, “IV. Abbasi Asrında Dil Çalışmaları (Lügat-Nahiv-Sarf)”

(Basılmamış yüksek lisans tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, 1993

6. Bingöl, Zekeriya, Sözlük ve Sözlükçülük Üzerine Bir Araştırma, Akademik

Bakış, IX

7. Bolay, Süleyman Hayri, Felsefe Doktrinleri ve Terimleri Sözlüğü, 9.Baskı,

Ankara, 2004

8. Curcani, Seyyid Şerif, Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü, Bahar Yayınları,

İstanbul, 1997

9. Dikici, Recep, Arap Atasözleri, Konya, 1991

10. Demirayak, Kenan, el-Mu‟cem‟ul-Vasît, TDVİA, İstanbul-2005, XXX

11. Durmuş, İsmail- Demirayak, Kenan, “el-Muncid” Türkiye Diyanet Vakfı

İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2006, XXXII

12. Durmuş, İsmail,”Sözlük” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,

İstanbul, 2009, XXXVII

Page 85: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

76

13. Eren, Cüneyt, Arapça Sözlükler ve Kullanma Kılavuzu, İstanbul, 2010

14. Halîl el-Cerr, Lârûs, Arapça-Arapça, Paris,1973

15. Hançerlioğlu, Orhan, Felsefe Sözlüğü, Remzi Kitabevi, 12.Basım, İstanbul,

2000

16. el-Hicâzî, Mahmud Fehmi - Ürün, A. Kâzım, “Sözlük Yapımında Yeni

Akımlar”, Nüsha, VIII (2003)

17. Hişâm en-Nahhâs, “el-Mu„cemul-mechûl ve‟l-fisâhul-mahlûmât”, et-

Turâsu‟l-„Arabî, LXXVII, (1420/1999), 83-96

18. Kocatürk, Utkan, Açıklamalı Tıp Terimleri Sözlüğü, VI. Basım, Ankara

Üniversitesi Basımevi, 1994

19. Luvis Maèlûf, el-Muncid, XXXXIII. Baskı, el-Mektebetuş-Şarkiyye, Beyrut,

2008

20. el-Muècemu‟l-èArabiyyu‟l-Esâsî, Haz. Aómed el-„Âyid, Dâvud „Abduh,

Aómed Muòtâr „Umar, äâlió Cevâd Ùa‘me, el-Cîlânî b. el-Óâc ‘Umar ve

Nedîm Mar‘aşlî, Tunus, 2003

21. el-Muècemu‟l-Vasîù, Haz. İbrâhîm Mustafâ, Ahmed Óasan ez-Zeyyât, Óâmid

„Abdulkâdir ve Muhammed Ali en-Neccâr, Mektebetu Şuruk ed-Devliyye,

Kahire, 2008

22. Mutçalı, Serdar, el-Mu‟cemu‟l-Arabiyyu‟l-Hadîs, Dağarcık Yayınları,

İstanbul, 1995

23. Mücahid, Abdulkerim, Semantiğin Arap ve Batı Dünyasındaki Serüveni, Çev.

Divlekci, Celalettin, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, II, (2006)

24. Özcan, Hüseyin, Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü, 4.Baskı, Ankara, 1975

Page 86: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

77

25. Öztürk, Said, “Osmanlı Kültürel Mirasında Sabun”, Acta Turcica Çevrimiçi

Tematik Türkoloji Dergisi, II, (Temmuz 2010)

26. Somer, Güler - Yaşar, Ahmet, Kimya Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 2009

27. Türkmen, Erkan, Libya Arapçasında Türkçe Kelimeler, Ankara, 1998

28. Yavuzarslan, Paşa, Osmanlı Dönemi Türk Sözlükçülüğü, Tiydem Yayıncılık,

Ankara, 2005

Page 87: ARAPÇA –ARAPÇA YAZILMIŞ DÖRT ÇAĞDAŞ SÖZLÜĞÜN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5944/gamze_yuceturk_yuksek_lisans_tezi.pdfModern Avrupa dillerinde sözlük çalıúmaları

78

TEZ ÖZETĠ

Tez, giriş bölümü ve iki bölümden oluşmakta olup giriş bölümünde

sözlükçülükle ilgili genel bir bilgi verilmiş ve Araplarda sözlük çalışmalarının

başlangıcından günümüze sözlük hazırlama yöntemleri ve önemli sözlüklere kısaca

değinilmiştir.

Birinci bölümde tezimizin ana konusu olan dört sözlüğün hazırlanma süreci,

amacı ve yöntemiyle sözlüklerin önemli özelliklerine yer verilmiştir.

Tezin ikinci bölümünde ise bu sözlüklerde bulunan kelimeler, başlıklar

altında alanlarına göre yöntem ve içerik açısından değerlendirilmiştir.

ABSTRACT

This thesis consists of an introduction and two chapters. In the introduction,

general information has been given about lexicography. The methods that are used

for the preparation of dictionary from the begining studies in Arabs to present studies

and important words have been briefly touched on.

In the first chapter, the preparation part, aim and methods of four dictionaries

which are the main subject of our thesis and words‟ special features have been given

place.

In the second chapter, the words in these dictionaries have been evaluated

under the headings according to their techniques and contents.