The Literary Essay is an insightful, critical interpretation of a literary work.
Antalya Literary Express 2
-
Upload
harun-taner -
Category
Documents
-
view
246 -
download
7
description
Transcript of Antalya Literary Express 2
Yayın Kurulundan
Değerli okuyucular, televizyonun kısa tarihi,
hıçkırık araştırması ikinci kısmı ve çay
demleme konularının yer aldığı ikinci sayımızı
beğeninize sunuyor, uğraşlarınızda kolaylıklar
diliyoruz. Yazı ve haberlerinizi bekliyoruz.
Televizyon ve Yarenlik Bugün evlerimizde son model televizyonları rahat bir şekilde izliyor, yurttan ve dünyadan çeşitli bilgiler ediniyoruz. Bu gün kullanılan televizyonlar renkli, plazma, LCD TV. Radyolar ise değişik tip ve modellerde. Ayrıca cep telefonu, kolye, vs vs radyolar da var.
Televizyon yayını olarak ise; uydu
yayınları, kablolu TV, TRT vericileri, Dijitürk, D
Smart, şifreli yayınlar vb yayınlar var. İleride
yeni teknoloji, yeni yeni modeller ve yayınlar
elbette çıkaracaktır ama radyo ve televizyonun
yurdumuzdaki seyrine şöyle bir göz atalım.
Günümüzden yıllarca önce yavaş yavaş
radyonun adı duyulmaya başlar. İlk duyuluşu
ise “Bir alet çıkmış. Ankara’da
konuşuluyormuş. Burada dinleniliyormuş.”
Diye olur.
Öyle şey olur mu olmaz mı tartışmaları
yavaş yavaş devam eder. Bir hayli de zaman
alır.
Derken köylere birer-ikişer tane radyo
girer. Bu radyoların bazıları, çok zenginlerde,
bazen de köyün ortak malıdır.
Radyolar ilk zamanlar pillerle çalışırdı.
Bu pillere anot katot pilleri denirdi. İki çeşitti.
Bir kısmı silindir şeklinde, bir kısmı da
dikdörtgenler prizması şeklindeydi. Silindir
şeklinde olanlar büyük bardaklardan da
büyüktü. Prizma şeklinde olanlar ise ayakkabı
kutuları büyüklüğünde idi.
Bizim kasabamızda, bin dokuz yüz
kırklı yılların başlarında, küçük bir dinamo ile
elektriği üretiyor. İnsanlarda belirli saatlerdeki
yayınları dinliyorlardı. Bu dinamo eski bir
arabanın dinamosundan ayarlanmıştır.
Kasabamızda bir usta bu işi başarmıştır. Bahar
aylarında derede akan suyla veya el ile çevrilen
dinamo sayesinde oluyordu. İzleyiciler sıra ile
giderler oradaki kolu çevirirlerdi. Bir kişi
çevirirken diğerleri de dinlerdi.
O yıllarda İkinci Dünya Savaşı başladı.
Savaş heyecanı radyoya olan ilgiyi iyice
arttırdı. Herkes haber saatlerinde ajans
dinlemek için radyo başına gider ve sessizce
dinlerdi. Radyolar çok kocaman ve hantaldı.
Sesleri de az çıkardı.
Antalya Chess Express Cilt: 8 Sayı: 56 28 Ocak 2013
Antalya Literary Express Cilt: 1 Sayı: 2 28 Ocak 2013
Fiyatı: PDF ücretsiz Basılı kopya: 2 TL
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2818
Hatta kalabalıkta, bazı zamanlarda sesi
işitemeyenlere öndekiler, yüksek sesle
özetlerlerdi.
Radyolar yavaş yavaş çoğaldı. Radyosu
olan evler dışarıdan belli oluyordu. Çünkü
evlerde radyo antenleri olurdu. Bu
antenlerden hangi evde radyo var belli olurdu.
Radyo antenleri çok telli elektrik
kablolarının kauçuğu soyulmuş şeklindeydi.
Damlardaki kazıklara, cevizi andıran, delikli
porselen fincanlarla bağlanırdı.
Kocaman pilli radyoların pilleri normal
(eskiye göre çok küçük) pillere dönüştü. Yeni
çıkanlar küçük pilli olurken. Eldeki radyoların
pil düzenleri de değiştirildi. Radyolar
küçülmeye ve gelişmeye devam ederken, yurt
dışına giden işçilerde beraberlerinde radyolar
getirmeye başladı.
Daha küçük ve iyi radyolara kandil
gecelerinde, bilhassa kadir gecesi günü çok iş
düşerdi. O gece camilere birkaç tane radyo
getirilir. Birisinden mevlit dinlenir. Diğerleri
yedek beklerdi. O zamanlar mevlüdden
sonraki dualarda Atatürk ve silah arkadaşları
için de dua edilirdi.
Sonraki yıllarda yine bir söylenti gelişti.
Başka bir alet daha çıkmış. Ankara’da
konuşan burada gözükecekmiş.’’ Diye
söylenirken yurdumuza televizyon yayınları
yavaş yavaş başladı. Önce büyük şehirlerde
canlı yayın olurdu. Diğer yerlerde paket yayın
vardı. Yani büyük şehirlerde izlenen yayın
birkaç gün sonra diğer şehirlerde izlenirdi.
Sonra da yavaş yavaş tüm yurda canlı yayın,
(Ankara’dan yapılan yayın) yayıldı.
Önceleri radyolar ve televizyonlar
günün belirli saatlerinde yayın yapardı.
(Radyolar üç ayrı zamanda, televizyonlar ise
akşam) Sonraları yavaş yavaş tüm güne yayıldı.
Radyolara olan ilgi azalmış olmakla birlikte
varlığını devam ettirdi ve ettirmektedir.
Köylere ve kasabalara elektrikler
geldikçe, beraberinde televizyonlar da yavaş
yavaş giriyordu. Artık yayınlar da tüm yurda
yayıldı.
Önceleri mali durumu iyi olanlar
aldılar. Ama herkes izledi. Film günleri,
olimpiyatlarda, Dünya Kupası sırasında,
televizyonlara olan rağbet iyice arttı.
O yılların ünlü sunucusu Halit Kıvanç
yeni bir terim çıkardı. ‘’telemisafir’’ Televizyon
misafiri. Televizyonu olan evlere bol miktarda
telemisafir gelirdi. Televizyon sahipleri de
bazen bu durumdan şikâyetçi olurlardı. Değişik
tedbirlere başvururlardı. Ama haklı yönleri de
vardı.
Bazı günler telemisafirler evlere
sığmazdı. Onlara bir şeyler ikram etmekle
meşgul olan evdeki bayanlar, bazen televizyon
izleyemezdi. Uykuları gelince yatamazlardı…
Ev sahipleri bazı tedbirler ve önlemler
uygulanmaya başladı. Mesela. Uyku zamanı
gelince telemisafirlerden, müsaade isteyip
yatmak. Yayın bitince, misafirler fişi çeker,
kapıyı kapatır evlerine giderlerdi. Bazen
televizyonları bozulurdu(!) Bazıları yatakları
yapar biz yattık derdi.
Ama bu herkese sökmezdi. Bu
numaraya karşı, bazı telemisafirler ‘’Biz
Yabancı değiliz’’ der ve televizyonları izlerlerdi.
Işıkları söndürme de ayrı bir metottu.
Bazı gelinler ve kızlar ‘’Bardak yıkaya
yıkaya parmaklarımın ucu inceldi’’ derdi.
Evlerden giden telemisafirler aynı saatte yola
çıktıkları için, sokaklar sinemanın dağılmış hali
gibi olurdu.
Yayınların süresi yavaş yavaş uzadı.
Sonraları devamlı oldu. İlk zamanlar siyah-
beyaz olan yayınlar renkli yayına geçti.
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2819
Bu ara insanlar yayınlardan
memnundu. Kanal değiştirmezlerdi.(!) Çünkü
tek kanal vardı: TRT. Daha sonra özel kanallar
yayına başladı. İlk zamanlar,tek kanal olan TRT
de çok kanala geçti. Kanal sayısı bir hayli arttı.
Yavaş yavaş bu günkü halini aldı.
Şifreli kanallar ve kablolu yayınlar da
yavaş yavaş piyasaya girdi.
Televizyonun ilk yıllarında ki antenler
ve bu antenlerin ayarlaması ayrı bir zorluk ve
itina gerektiriyordu.
Antenler, uzunca bir demir direk ve bu
demire bağlı, alüminyum çubuklardan
oluşurdu. Genellikle evlerin çatısına bir kişi
çıkar. Anteni sağa-sola çevirir. İleri geri
oynatır. Aşağıdan birileri televizyonu takip
eder. Çevir, ileri, geri, az daha vs vs. Uygun yer
bulununca sabitlenirdi. Anca bazen bir
rüzgârla anten oynar,işler tekrarlanırdı. Bu
işler bir hayli tehlikeliydi. Damdan ve çatıdan
düşenler de olurdu.
Bir gün bir evde yayın bozulur. Birisi
çatıda anten çevirmekte birisi yayını takip
etmektedir. Bir an yayın çok güzel olur.
İçeriden seslenirler.
-Çok güzel, çok güzel dokunma. Ayna gibi,
dokunma!
Çıkarlar birde bakarlar ki anten yolun
üzerindedir. Yola düşmüştür. Yayın da orada
iyidir.
Ayrı bir köyde, bir eve yeni televizyon
girmiştir. Televizyon ayarlanır. Anten kurulur.
Çatıda yayın aranır. Yayın iyi değildir.
Gölgelidir. Ama anten sabitlenir.
Gölgeli yayın görüntünün çift
gözükmesidir. O evde evin genç oğlu anteni
oynayarak görüntüyü düzenlemek ister. Baba
ise buna karşı çıkar. Çünkü: çatı yüksek ve
diktir. Yayınlar ise akşam başlıyor.
Baba gencin başına bir iş gelmesinden
korkmaktadır. Hem de otoriterdir. Bir defa
olmaz dedi… Antene dokunmayı istemez.
Otoritesi de sarsılacak. Bir gün evde anne ve
baba yok iken iki kardeş anteni ayarlarlar.
İçerdeki kardeş seslenir:
-Ağabey gel çok güzel oldu. Sabitle gel!
Tam o anda baba gelir. Biraz öfkelenir.
Çünkü babanın sözü dinlenmemiştir. Genç
çatıdan gelinceye kadar anne, babayı biraz
sakinleştirir. Yayın da güzel olmuştur ama
babanın öfkesi tam olarak geçmez.
Genç dışarıda bir şeylerle biraz vakit
geçirir. Mecburen odaya girer. Babaya sorar:
-Nasıl olmuş baba?
-Nasıl olsun? Daha kötü olmuş, görmüyor
musun? Eskiden iki tane gözüküyordu. Şimdi
üç tane olmuş.
Genç bakar üç tane değil, bir kişi saz çalıyor.
-Baba bir tane işte!
-Nasıl bir tane? işte üç tane ya!
Genç gerçekten dikkatlice bakar. Saz çalan
adamın görüntüsü bir tanedir. Elindeki sazın
görüntüsü ise üç tanedir. Şaşırır bir anlam
veremez.
Meğerse o anda rahmetli Özay Gönlüm,
Yaren adını verdiği özel sazıyla konser
veriyormuş. Yaren birbiriyle ilişik üç ayrı sazın
bir araya gelmiş şeklidir. Özay Gönlüm’e
özeldir.
Yaren yarenliğe yani sohbete ve
gülmeye sebep olur..
Adil Yüksel [email protected]
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2820
Çay Nasıl Demlenir?
Siyah Çay Nasıl Demlenir?
İyi bir çay demlemek her şeyden önce bir
sanattır. Kullanılan malzemenin kalitesinin
yanı sıra demleyenin ustalığı gerekir. Bugün iyi
demli bir çay için çeşitli kültürlerin farklı
yaklaşımları ve yöntemleri söz konusu, ama üç
prensip var ki bunlar belki bütün dünyadaki
çay sevenler için geçerli. Birinci prensip, çayın
kaliteli olması ve demliğin niteliği, en ideal
demlikler porselen olanlardır. Bir başka dikkat
edilmesi gereken nokta, demliğin asla deterjan
ile yıkanmaması, sadece sıcak su ile
temizlenmesidir. İyi bir çayın üçüncü ayağı ise
kuşkusuz kullanılan suyun bileşiminde kalker
ve klor maddeleri kesinlikle olmamasıdır.
Çinlilere göre çay için ideal su, dağlardaki
kaynak sularıdır. Çay bardaklarında kristal cam
tercih edilmemelidir. Fincan kullanıyorsanız,
içinin beyaz ve ince kenarlı olmasına dikkat
edin. Böylece çayın tadının kokusunun ve
renginin keyfini çıkarabilirsiniz.
Sertlik derecesi az olan sular, çay için daha
müsaittir. Su kaynatılır, çaydanlık ateşten geri
alınarak suyun fokurdaması durunca, boş
demliğe sudan yeterince dökülür. Onun
üzerine her fincan için bir çay kaşığı çay konur.
İlaveten bir çay kaşığı çay fazladan konulması
tavsiyeye değer. Çin çayları 2.5, diğer çaylar 5
dakikada dem alır. Hiçbir zaman 100 C°
derecelik kaynar su çayın üzerine dökülmez.
(Deniz seviyesinde 100 C'de kaynayan su,
demliğe boşaltıldığı zaman yaklaşık 84 C olur.
5 dakikalık demleme süresi sonunda 74 C'ya
düşer. 1000 m yükseklikte 97 C'de, 2000 m'de
93 C'de su kaynar) Çaydaki vitaminler için son
derece zararlıdır. 5 dakikadan fazla
demlenmeye bırakılan çaylar acılaşır.
Yeşil Çay Nasıl Demlenir?
Araştırmalar sonucu çok net bir şekilde
göstermiştir ki yeşil çayı ilk kez deneyip de
ondan memnun kalan hiç kimse yoktur. Bu
nedenle yeşil çayı sizde içmeye gayret
etmelisiniz. Yeşil çayı en sağlıklı demleme
yöntemi porselen bir demlik kullanmaktır.
Porselen demlik yeşil çayın salınımını
hızlandırmaktadır. Bu nedenle porselen
demliği yeşil çayı demlerken kullanmanızı
tavsiye ederiz.
Porselen bir demlik içine kuru haldeki yeşil
çayınızı koyun. Ortalama ölçü, her fincan için
bir tatlı kaşığıdır. Su kaynama noktasına
yaklaşırken altını kapatın. Veya kaynadı ise,
çayın üzerine dökmeden önce beş dakika
kadar dinlendirin. Sıcak suyu ilave ettikten
sonra demliğinizi örtüp servis tepsisine
koyabilirsiniz. Yeşil çayın sıcak suda 1-2 dakika
demlenmesi yeterlidir. Ancak unutmayın, 1-2
dakika sonra yaprakları çaydan çıkarmanız
gerekir. Ayrıca yeşil çayı başka çiçekler ve
otlarla birlikte de demleyebilirsiniz. Örneğin
zencefil, nane, limon yaprakları ve yasemin
yeşil çaya yakışacak otlardır... Üstelik bu
katkılar, çayınıza zarar vermeyeceği gibi,
yararlarını da artıracaktır.
Beyaz Çay Nasıl Demlenir?
Mükemmel bir fincan beyaz çay demlemek,
kaliteli yeşil çay demlemeye benzer. Demleme
talimatına uygun şekilde demlenen beyaz
çayın lezzeti mükemmel oluyor. Çok sert veya
çok sıcak su, beyaz çayın leziz tadını bozuyor.
Çok ağır olmayan filtre edilmiş su veya memba
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2821
suyu en mükemmel demleme sonucunu
veriyor. İdeal su sıcaklığının, 79-82 derece
arasında olması gerekiyor. Demliğe 1-1.5
yemek kaşığı beyaz çay için 226 gr. su
konması, 2 dakika süreyle demlemeye
bırakılması gerekiyor. Alternatif bir beyaz çay
demleme yöntemine göre de genç tepe
tomurcuğu ve birinci yapraktan üretilen beyaz
çayın, tercihen memba suyu kullanılarak veya
kaynatıldıktan sonra 66-77 dereceye
soğutulmuş su ile demlenmesi öneriliyor.
Dengeli bir aroma elde edebilmek için ateş
üzerinde demlemeden kaçınılması gerekiyor.
Başlangıç için 1/4 litre suya 2 tepeleme çay
kaşığı White Peony çay eklemek yeterli.
Demleme süresi 2-4 dakika olarak belirlenmiş.
Servis yapıldıktan sonra 2-4 kez üzerine su
alınarak tekrar demleme yapılabiliyor. Her
demlemede hissedilen aromanın farklı olacağı
ifade ediliyor. Eğer demlemede Silver Needle
kullanılacaksa demleme süresi, suyun
sıcaklığına bağlı olarak 3-4 dakika
uzatılabiliyor. Bazıları Silver Needle çayın
demlenmesinde daha soğuk su kullanarak
daha uzun sure demlemeyi tercih ediyor. Bu,
likörün infüzyonunu artırırken çaydaki kokuyu
azaltıyor. Bu metotları deneyerek sizin için en
mükemmel beyaz çay demleme şeklini
bulabilirsininiz.
Ayrıntılı bilgi için:
http://www.cayeksperi.com.tr/
Çay ve Sağlık
Çayın en önemli özelliği tamamen doğal bir
ürün olması ve hiçbir yapay renklendirici,
koruyucu ve kokulandırıcı içermemesidir.
Ayrıca, sütsüz ve şekersiz alındığı sürece
kalorisi yoktur ve vücudun su dengesinin
korunmasında önemli bir rol oynayabilir.
Kanser Önleyici
Yapılan araştırmalar hem yeşil hem de siyah
çayların tüketilmesinin kanser riskini - özellikle
akciğer, bağırsak ve cilt kanserleri -
azaltabileceğini bildirmektedir. Siyah çayın
bileşenlerinin antioksidan etkisinin olabileceği,
kanser yapıcı hücrelerin oluşmasını
engelleyebileceği düşünülmektedir.
Çay, genetik özellikleri belirleyen DNA'yı
kontrol altında tutmaktadır. Bu da genlerin
bozularak kanserli hücrelere dönüşmelerini
önler. Eğer DNA doğru bir şekilde
kopyalanmazsa, yanlış ve bozuk DNA elde
edilir bu da genlerin genel yapısında bir
bozukluğa yol açar. Bu bozukluklar da çeşitli
kanserlere neden olur. Kanser riskini azaltıyor.
Çayın, flavinoid denilen anti oksidanlar
açısından zengin olduğu öteden beri
bilinmektedir. Bu madde de kanseri önleyici
nitelik taşımaktadır.(2)
Ağır ve yağlı yemeklerden 1 saat sonra içilen
çayın hazmı kolaylaştırır. Çay, vücutta
metabolizma sonucu oluşan zararlı atık ve
zehirli maddeleri azaltır ve yok eder. Bu
olumlu etki, çaydaki (P) vitamini diye
adlandırılan antioksidan özellikli fenolik
bileşiklerden kaynaklanır. Çay, bu yönüyle de
bazı kanserlere karşı insan vücudunu korr.
Çaya rengini veren fenolik bileşikler, damar
çeperlerini güçlendirir. Sonuçta damar
çeperlerinin yırtılması sonucu meydana
gelebilecek, başta beyin kanaması olmak üzere
her türlü kanama riskini azaltır.
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2822
Siyah ve yeşil çayın, kalp hastalıkları riskinin
yanı sıra mide ve yemek borusu kanseri riskini
de azalttığı tespit edildi. Amerikan Kanser
Araştırma Kuruluşu'nun 93. kongresinde,
konuyla ilgili yaptıkları bir araştırmanın
sonucunu açıklayan ABD'deki Keck Tıp Okulu
ve Çin'deki Şanghay Kanser Enstitüsü
uzmanları, çayın içindeki antioksidan bileşik
polyphenols'un midede kansere neden
olabilen kimyasal maddeleri parçalayarak yok
ettiğini bildirdiler. Araştırmayı 45-64 yaş
grubundaki 18 bin 344 erkek denek üzerinde
yapan Amerikalı ve Çinli bilim adamları, çay
içenlerin idrarlarında kansere yol açan
kimyasal maddelerin daha az, mide ve yemek
borusu kanserinin yarı yarıya az görüldüğünü
açıkladı. Havuç, ıspanak, meyve ve diğer
sebzelerde bulunan anti kanserojen madde
karoten'i yeterli derecede almayan, sigara ve
alkol tüketen ve midelerinde H pylori bakterisi
bulunan kişilerde mide kanseri riski bulunuyor.
Yeterli miktarda çay içen ve mide sağlığına
önem veren kişilerde ise bu risk azalıyor.Bilim
adamları, çayın içindeki polyphenols
maddesinin kansere yol açabilen kimyasal
etkenleri önleyici etki gösterirken, C ve E
vitamini gibi, proteinleri ve DNA'yı
oksitlenmenin meydana getirdiği hasardan
koruduğunu, sağlık hücrelerin hasar görmesini
önlediğini ve kanser tümörlerinin büyümesini
durdurduğunu bildirdiler.
Daha önceki araştırmalarda yeşil çayın içinde
bulunan polifenol maddesinin, kanser
tümörlerinin etrafında oluşan ve tümörleri
besleyen kan damarlarını tıkadığı belirlenmişti.
Fareler üzerinde araştırma yapan bilim
adamları, yeşil çayın cilde sürülen kremlerde
kullanılmasıyla da cilt kanserine karşı tedbir
alınabileceğini kaydettiler. Yeşil çay içme
alışkanlığının bulunmadığı Batı'da, bu yüzden
kanser vakalarının Uzakdoğu ülkelerine oranla
daha fazla görüldüğü belirtildi. Günde 4-5 yeşil
çay bardak içenlerin, cilt kanseri riskinden
korunabileceklerini düşünen bilim adamları,
cilt kanserine yakalanmış olanlara ise yeşil çayı
kür edici bir ilaç olarak tavsiye
edemeyeceklerini belirtiyorlar. Bu konuda
yapılan araştırmaya ilişkin rapor, merkezi
Chicago'da bulunan Amerikan Sağlık Birliği'nin
yayın organı "Archives of Dermatology" de
yayımlandı.
Dr. Lesley A. Mitscher ise geçtiğimiz yıl
yayınlanan ''Yeşil Çay Kitabı'' adlı çalışmasında
''Uzakdoğu Paradoksu'' ile yeşil çay arasında
bağlantı kuruyor. Çin ve Japonya'da büyük
ölçüde sigara tüketildiğine ancak kalp damar
hastalıklarının yaygın olmadığına değiniyor.
Mitscher, ''Yapılan araştırmalara göre bunun
nedeni yeşil çayın kolesterol ve yağ değerlerini
iyileştirmesi, tansiyonu düzenlemesi ve damar
sertliğini önlemesidir'' diyor. Ayrıca ABD'de
yapılan Hücre Biyolojisi Kongresi'nde de
Purdue Üniversitesi'nden araştırmacı Dorothy
Moore ve D. James Morre ve yeşil çayın
kanser hücrelerinin oluşmasını önlediğini ve
kanserli hücreleri öldürdüğünü bilimsel olarak
açıklamışlar. İki araştırmacı yeşil çayın
yapraklarında bulunan EGCg adlı bileşimin
özellikle göğüs, prostat ve kalın bağırsak
kanserini önlediğini kaydederek günde dört
bardak yeşil çay içenlerin korunduklarını
belirtmişler.
Şeker Körlüğüne Karşı Çay
İngiliz bilim dergisi Nature’da yayımlanan
gözlem sonuçları, yeşil çay ve etkin
maddelerinden olan epigallokatekin-3-
gallate’in (EGCG), hayvanlarda yeni damar
oluşmasını göze çarpacak ölçüde azalttığı.
Buluş, çay içmenin damar oluşumu gerektiren,
örneğin kanser ve şekere bağlı körlük gibi
hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için yararlı
olabileceğini gösteriyor.
Diş Sağlığı
Çay, doğal olarak florür içerdiği için, diş
minesini kuvvetlendirir ve ağızdaki bakterileri
kontrol altında tutarak plak oluşumunun
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2823
azalmasına yardımcı olur. Böylece diş eti
hastalıklarına karşı koruma oluşturur.
Mineral maddeler nedeniyle diş sağlığı için çay
içilmesi çok önemlidir.
Kalp ve Damar Sertliği
Çaydaki kafeinin kalp ve dolaşım sistemi için
hafif bir uyarıcı olabileceği ve böylece damar
sertliği olasılığını azaltabileceği
düşünülmektedir. Ayrıca, çayın kolesterolü
bastırdığına ve kan pıhtılarının oluşmasını
engellediğine de inanılmaktadır.
ABD'nin Pennsylvania Eyalet Üniversitesi
uzmanları, çayın kalbe yararını kanıtlayan 66
ayrı araştırmayı gözden geçirerek, sonuçlarını
tek bir rapor halinde yayınladı. Kalp hastalıkları
ve beslenme uzmanı Dr. Penny Kris tarafından
yayınlanan yeni raporda, şekersiz ve sütsüz
içilen çayın kalori içermediği, anti kanserojen
madde açısından ideal bir kaynak olduğu
belirtildi.
Dinlendirici & Konsantrasyon Artırıcı
Çaydaki kafein, konsantrasyonu, uyanık ve
isabetli olmayı attırabilir, tat ve koku alma
duyularını güçlendirebilir. Ayrıca, hazım
sağlayan sıvıları, böbrek ve karaciğer de dahil
olmak üzere metabolizmayı uyarır ve böylece
toksinlerin ve diğer istenmeyen maddelerin
vücuttan atılmasına yardımcı olur.
Çaydaki kafein nedeniyle çayın dinlendirici
özelliği vardır. Çaya özel teanin maddesi,
beynin alfa dalgaları yaymasını teşvik eder. Bu
dalgalar, uyuşukluk yapmadan dinlenme
özelliğindedir. Kafein, sinir sistemini uyarır,
damarların genişlemesini, kan devrinin
hızlanmasını sağlar. Çay içenlerde zihin açıklığı
olur. Ders çalışırken, kitap okurken verimliliği
artırır.'
Çay, bağışıklık sistemini güçlendiriyor
Çayın bağışıklık sistemini güçlendirdiği, her
gün beş fincan siyah çay içenlerin vücudunun
hastalıklara karşı dirençli hale geldiği bildirildi.
Britanya Bilim Akademisi’nin yayın organı olan
dergide yer alan habere göre, ABD’li
araştırmacılar, çayın içindeki bazı bakterilerde,
tümör hücrelerinde, parazit ve mantarlarda
bulunan kimyasallar olduğunu belirledi. Çay
içildiğinde bu kimyasallarla karşılaşan insan
vücudunun, savunma sistemini geliştirdiği
öngörülen araştırmada ileride bir hastalığın
parçası olarak aynı kimyasallarla
karşılaştığında da direnç gösterdiği belirlendi.
Yapılan araştırmada uzmanlar ‘alkil amin
antijen’ adlı kimyasalların bağışıklık sisteminde
enfeksiyonlara karşı direnişin ilk ayağını
oluşturan gama-delta T hücrelerindeki etkisini
inceledi. İnsan gamma-delta T hücreleri, önce
antijenlere maruz bırakıldı, daha sonra da aynı
kimyasalı taşıyan bakteriyle temas ettirildi.
Hücrelerin bakteriye karşı 10 kat daha güçlü
direndiği görüldü. Daha önceden bu
antijenlere maruz bırakılmayan hücrelerinse
enfeksiyona belirgin bir tepki vermediği
görüldü. Sonuçları inceleyen Brigham and
Womens Hastanesi, Harvard Tıp Okulu ve New
Hampshire Üniversitesi uzmanları, aynı işlemi
gönüllüler üzerinde denedi. Deneklerin yarısı
dört hafta boyunca her gün beş fincan siyah
çay, diğer yarısı aynı miktarda kahve içti. İki
hafta sonunda çay içenlerin bedeninin
hastalıklarla savaşan kimyasalları daha fazla
ürettiği, kahve içenlerdeyse bir değişiklik
olmadığı görüldü.
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2824
Bilgisayar Yaşamından
Microsoft Windows Live Messenger hizmeti
emekli oluyor; yerini Skype alıyor.
Anlık mesajlaşma Messenger hizmeti,
kullanılmaya devam edileceği Çin anakarası
dışında dünya genelinde devre dışı bırakılıyor.
Messenger ile Skype'ın mükemmel özellikleri
Skype'ın en son sürümünde bir araya
getiriliyor.
Skype en son sürümü şu adresten
indirebilirsiniz:
http://www.skype.com/go/wlmdownload?cm_mmc=MSFT%7C
LINK_B1-_-z71_MSC_WLM_P1_1x1_ROW
Skype'ı yükledikten ya da güncelledikten
sonra, Microsoft Hesabınızı (Messenger
ID'nizle aynı şekilde) kullanarak Skype'a
güncelleyip oturum açın ve tüm Messenger
kişileriniz parmaklarınızın ucunda olsun.
Önceden olduğu gibi anlık ileti gönderebilecek
ve görüntülü sohbet edebileceksiniz. Ayrıca
cep telefonunuzda ve tabletinizde Skype ile
iletişim halinde kalabileceksiniz.
Skype ile kullanılabilecek birkaç mükemmel
özellik:
- PC, Mac, Windows Phone, iPhone, iPad,
Android mobile, Kindle Fire ve diğer
aygıtlardan anında ileti, görüntülü sohbet,
telefon görüşmesi
- Ekranınızı arkadaşlarınızla ve ailenizle
paylaşma
- Facebook arkadaşlarınızla görüntülü arama
ve anında ileti
- Aynı anda en fazla on arkadaşla grup olarak
görüntülü arama
Antalya Literary Express Yayın Kurulu
Adil Yüksel [email protected]
Aziz Serhat Kural [email protected]
Galip Büyükyıldırım [email protected]
Harun Taner [email protected]
Kaya Büyükataman [email protected]
Murat Akdağ [email protected]
Sati Emre Güner [email protected]
Süleyman Özel [email protected]
Antalya Chess Express
Yayıncı/Editör: Dr mult Harun Taner, DSc
PTT Güzeloba Şubesi PK 4 Antalya 07230
Posta Çeki Hesabı: 09962820
Hıçkırık (2)
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2825
D-Hastanede Başınıza Neler Gelebilir?
a)Giriş
Sondan başlayalım; “Başa Gelen Çekilir!”.
Zaten hıçkırık başta, yani yedi delikli tokmakta
vücut bulur. Boğaz ile Ağız arası kendini açığa
çıkarır… Sadece sesi, sarsılması yankı bulmaz,
her hıçkırmada ciddi bir enerji de açığa çıkar!
İşte bu açığa çıkma, açığa alınma sürecinin
nedenleri araştırma konusudur. Tıbbın hemen
hemen her dalının, her uzmanlık alanının ilgi
alanına giren bir başlangıç nedeni, bir
tetikleyici unsuru, bir fizyolojik gerekçesi
araştırma sonucu olası bulgular arasında yer
alır. Tam teşekküllü hastanenin ilgili tüm Ana
Bilim Dalları tarafından araştırılan özne
konumundaki hıçkıran kişide, bir süre sonra
mecal (takat) kalmaz… “Mecalsizlik” ya da
“Takatsizlik”, bazen hıçkırığı geçiren en önemli
etmen olarak değerlendirilir.
Çoğu kez, gün boyu hıçkıran kişi, hastane
kapısından içeri adımını atar atmaz
hıçkırmamaya başlar. Bir şeyin olmamasının
başlaması her ne kadar çelişik görünse de, bu
durum hıçkırık için geçerli değildir.
Hastanedeki tetkikler sırasında hıçkırmayan
kişi, tetkiki yapanlara, hıçkırık nedeniyle
günlerce uyuyamamışların göz kapaklarına
yüklediği ağırlığı betimleme, bitkinliğini ve
bezginliğini anlatma, hatta ikna etme çabasına
girer. Bu çaba, kimi zaman yaratıcılık ister…
b)Hastanedeki Süreç Algoritması
Burada bir “Akış Diyagramı” vermek gerekirse
de, biz sadece yazınsal bir diziliş (lütfen ‘i’leri
‘ü’ olarak düzeltmeyiniz) sunmakla
yetinmeyecek ve aşağıda aktardığımız “Elaltı
Bilgileri” ve “Meraklısına Notlar” bölümlerinde
sistematik ve algoritmik bir sunuş yapacağız.
Bir türkünün dizelerinde yer alan “Karakolda
doğru söyler, Mahkemede şaşar” tümcelerine
nazire, “evde hıçkıranın hıçkırığı, hastanede
geçer” benzetimi hastanedeki süreç için
geçerlidir.
ELALTI BİLGİLERİ:
(Bu bölümde, yazınsal kaygı gözetilmeden, bilimsel biçem öne çıkarılmıştır)
A-Sürekli, İnatçı ve Denetlenemeyen Hıçkırığın Nedenleri:
Merkezi Sinir Sistemi
-Vasküler lezyonlar (dolaşım sistemindeki doku bozuklukları) Kafa travmaları, İskemik ya da kanamalı kalp atağı ya da krizi, Atardamar bozuklukları, Dev hücreli arterit. -Enfeksiyonlar Menenjit, Ansefalit, Beyin apsesi, Nörosifilis. -Yapısal lezyonlar İntrakraniyal neoplazmalar (kafaiçi tümörleri), Beyinkökü tümörleri, Multipl Skleroz (multiple sclerosis), Eklemlerde nöropatik artropi (Syringomyelia), Hidrosefali (Hydrocephalus, beyin sıvına ilişkin bozukluk), Toksik-Metabolik
-Alkol, -Üremi, -Şeker Hastalığı (Diabetes mellitus), -Hiponatremi (Hyponatremia, düşük vücut ısısı), -Hipokalsemi (Hypocalcemia, düşük kalsiyum seviyesi). Operasyon (ameliyat) sonrası
-Genel anestezi, -Boru sokma (küçük dilin tahrişi) -Boyun gerdirmesi/gerilmesi (diyafram sinir köklerinin gerilmesi), -Mide şişmesi, -İç organlar üzerinde çekilme.
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2826
İlaçlar
-Alpha methyldopa, -Kısa süreli etkili barbituratlar, -Dexamethasone, -Diazepam,
Psikojenik
-Stres, kaygı, -Heyecan, -Geri Tepki, -Temaruz (rahatsızlığı aşırı derecede abartarak
sorumluluktan kaçma).
Beyne giden ve beyinden akciğere, kalbe ve diyaframa giden sinirlerin tahrişi
-Beyin ve omuriliğe giden dallarda
Menenjit.
-Yutağa / gırtlağa (Pharyngeal) giden dallarda
Faranjit, laranjit.
-Göğüs kafesine giden dallarda
Pünomoni, Emfiyema (kalp ya da akciğer boşluklarında iltihap), Bronşit, Astım, Plörezi (akciğer zarı üzerinde sıvı birikmesi), Özofajit (yutak borusunun iltihaplanması), Yutak tıkanması, Aort anevrizması (ana atardamarda baloncuk), Miyokardiyal enfeksiyon (kalp kaslarını besleyen damarda enfeksiyon), Pericarditis (kalp zarının iltihaplanması), Mediastinitis (Akciğer zarı iltihaplanması), Mediastinal tümörler (Akciğer zarı üzerindeki habis urlar), Göğüs kafesi yaralanmaları, Enfeksiyona bağlı olmayan lenf
uçlarının büyümesi.
-Eklemlere (Articular) giden dallarda
Kulak zarının zedelenmesi ya da delinmesi.
-Gırtlak sinirlerinde
Guatr, Ense kistleri, Ensede tümör.
-Karına (Abdominal) giden dallarda
Midenin aşırı gerilmesi, Gastirit, Pankreatit (pankreas hastalıkları), Pankreas kanseri, Mide kanseri, Karın boşluğu apseleri, Safra kesesi hastalıkları, Yangılı bağırsak hastalıkları, Hepatit (sarılık).
-Diyafram zedelenmeleri, diyaframın tahrişi
Karın boşluğunda iç organlara müdahale, Miyokart enfarktüsü, Perikardit (kalp dış zarı iltihabı), Hiatus hernia (Mide fıtığı) Reflü, Karaciğer – Dalak büyümesi, Diyafram altında oluşan apse, Mide gerilmesi.
B-Hıçkırık Belirtilerine göre, Tetkikler (incelemeler) ve Teşhisler (tanılar):
a)Öğünlerde sonra ortaya çıkan hıçkırık: Süresi: Birkaç saat, çok yemek yenen öğünlerden sonra yinelenen eğiliminde. Eşlik eden belirtiler: Göğüs kemiği arkasında yanmayla birlikte ağza asit gelmesi. İncelemeler: Mide filmi. Tanı: Mide fıtığı. b)Özellikle öğünlerden sonra ortaya çıkan hıçkırık: Süresi: Hemen her öğünden sonra birkaç saat. Eşlik eden belirtiler: Bulantı, öğürme, ağızda acılık; sindirimin uzaması ve güçleşmesi; seyrek de olsa karın ağrıları. İncelemeler: Karaciğer ve safrakesesi ultrasonografisi; safrakesesi ve safra yolları filmi (kolesistografi)
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2827
Tanı: Kolesistit (safrakesesi iltihabı) safra taşı.
c)Öğünlerden bağımsız inatçı ve rahatsızlık verici hıçkırık: Süresi: Kronik (süreğen). Eşlik eden belirtiler: Tütüne bağlıysa balgamlı öksürük; alkole bağlıysa gastrit ve karaciğer hastalığı belirtileri. İncelemeler: Göğüs filmi; karaciğer ve safrakesesi ultrasonografisi. Tanı: Tütün ya da alkol zehirlenmesi. d)Sadece gazlı içeceklerden sonra tutan hıçkırık: Süresi: İçilen gazlı içeceklerin miktarı ve süresiyle orantılı olarak değişken. Eşlik eden belirtiler: Karında hava yutma ve gaz birikimine bağlı duyumlar. İncelemeler: Yok. Tanı: Gazlı içeceklerin aşırı içilmesi. e)Diyaframın uyarılmasına bağlı olarak hastalığın yalnız başlangıç evresinde görülen hıçkırık: Süresi: Birkaç gün. Eşlik eden belirtiler: Nefes darlığı; kuru ve hırıltılı öksürük; ateş. İncelemeler: Göğüs filmi. Tanı: Plevra Plörezi (akciğer zarı iltihabı). f)İnatçı ve eziyet veren, hastalık süresince kesilmeyen hıçkırık: Süresi: Birkaç günden birkaç haftaya Eşlik eden belirtiler: Göğüs kemiğinin ardındaki ağrı; ateş; kalp çarpıntısı. İncelemeler: Ekokardiyografi; göğüs filmi. Tanı: Perikardit (kalp dış zarı iltihabı). g)Sık ve inatçı hıçkırık, hasta bilincini yitirdiğinde de kesilmeyen hıçkırık Süresi: Haftalar ya da aylar. Eşlik eden belirtiler: Güçsüzlük ya da felç; komaya varabilen bilinç bozuklukları. İncelemeler: Bilgisayarlı beyin tomografisi. Tanı: İnme. h)Öğünlerden bağımsız, çok inatçı ve sıkıntı verici hıçkırık: Süresi: Hastalığın süresiyle orantılı (günler, haftalar ya da aylar) Eşlik eden belirtiler: Yüksek ateş; koma öncesi
ya da koma durumu. İncelemeler: Nörolojik muayene; bilgisayarlı beyin tomografisi (CT). Tanı: Ansefalit (beyin iltihabı) i)Birden ortaya çıkıp sık aralıklarla süren hıçkırık: Süresi: Genellikle birkaç saat. Eşlik eden belirtiler: Kuru öksürük; bilinç bulanıklığı. İncelemeler: Yok. Tanı: Karbon monoksit zehirlenmesi. j)Düzensiz biçimde ortaya çıkan hıçkırık: Süresi: Değişken (akut ve kronik biçimlerde olabilir). Eşlik eden belirtiler: Ruhsal gerginlik; başkaca psikosomatik bulgular (kalp, bağırsak ve solunum ritimlerinde bozukluklar).
C-Kalıcı ve Denetlenemeyen Hıçkırığın Diyagnostik (tanısal) Değerlendirilmesi:
-Fiziksel ve Retrospektif İnceleme (akciğer filmi, gulikoz ve keratin taraması) -Anormal CXR (kontrastlı CT (göğüs bilgisayarlı tomografisi) -Zehirli Metabolizma (ilaç ve alkol taraması, kan testleri) -Nörolojik Tarama ve Bulgular (kontrastlı MR (manyetik rezonans) taraması ve LP (omurilik sıvısı çekme)) -KBB (kulak burun boğaz incelemesi, semptomları) -Gastrointestinal incelemesi ve bulguları -Endoskopi -Abdominal (karın boşluğu) CT Taraması -Karaciğer Fonksiyon Testleri LFTs -Yutak borusu (özafagus) incelemesi
D- Hıçkırığı Tedavi (sağaltma) Yöntemleri:
(Burada aktaracağımız bilgiler, tıp literatürüne girmiş ve genel kabul görmüş yol, yöntem ve araçları içermektedir)
a)Fiziksel Yöntemler
-Defalarca torba içine nefes verme, torba içinden nefes alma (Hava geçirmez bir kâğıt torbadan soluklanma),
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2828
-Nefes tutmak, (Bunlardaki amaç, kandaki karbondioksit oranını artırarak hıçkırığı tersten tetikleyerek önlemektir), -Buzlu su ile gargara, -Korkutulmak, -Limon ısırmak, -“Valsalva” hareketi (belli bir eğimle baş aşağı pozisyonunda bir süre yatma, uzanma), -Berbat türden bazı kokuları içe çekme (amonyak koklamak gibi), -Dili bir ölçüde kuvvet kullanarak dışarı çekmek, -Toz şeker yutmak, -Zorla kusmak, -Küçük dili (uvulae, epiglottis) bir kaşık yardımıyla kaldırmak, -Dizleri göğüs kafesine bastıracak bir konumda bir süre beklemek, -Öğütülmüş “kakule” (cardomom) çekirdeklerinden elde edilen bir tutam tozu bal ile birlikte yutmak, -Göğüs altına irice bir yastık alarak yüzüstü
yatmak…
b)İlaç Tedavisi
(Burada ana endikasyon grupları altında etkin maddeler sıralanmış olup, özel ve ticari ad ve markalara yer verilmemesine olabildiğince özen gösterilmiştir)
-Antikonvülsanlar; phenytoin, valpronic acid, carbamazepine, gabapentin (epilepsi kaynaklı olanlar için) -Kas Gevşeticiler; baclofen, cyclobenzaprine -Antiaritmikler; quinidine sulfate (kalp uyarıcıları) -Tricyclic antidepresanlar; amitriptyline (psikolojik kaynaklı olanlar için) -Antidepresanlar; chlorpromazine, haloperidol (Largactil, Diazem) -Dopamine antagonistleri; metoclopramide (Metpamid) -SSS (santral sinir sistemi) Uyarıcıları; methylphenidate -Eladi Vati (İlaç sınıfına girmemekle beraber, Ayurveda Otacısı tavsiyesi)
c)Eladi Vati Nedir?
Eladi Vati Bileşimi (Ölçek ağırlıksal olarak verilmiştir)
Bileşen Ölçek Karışımdaki Oranı (%)
Kakule elettaria cordamomum
1 2,128
Tarçın (orta doğu)
cinnamomum tamala
1 2,128
Tarçın (sri-lanka)
cinnamomum zeylanicum
1 2,128
Biber Hint uzun biberi
4 8,511
Şeker öğütülmüş 8 17,021
Üzüm şaraplık, siyah 8 17,021
Bal çiçek 8 17,021
Hurma çekirdeksiz 8 17,021
Meyankökü Balı
glycyrrhiza glabra
8 17,021
Toplam (birim bileşimde)
47 100,000
Günde 2 – 3 kez, 1 – 2 tablet Eladi Vati alımı öksürük, soğuk algınlığı, ateş, hıçkırık, kusma, karın ağrısı, dalak hastalıkları, gut, aşırı susuzluk vb. olumsuzluk ve hastalıklara karşı iyi sonuçlar veren bir Ayurveda tedavi yöntemidir. Bilinen herhangi bir yan etkisi olmamakla beraber, bazı hassas kişilerde hafif mide yanması gözlenmiştir.
Naçizane Uyarı: Aşağıda sıraladığım ve hıçkırığınızın olası nedenlerini ortadan kaldıracak ruhsatlı ilaçlara güvenmeyin. Sadece basit hıçkırık giderici bir preparat, tıbbi ve ticari anlamda, piyasada yok. Dallarında
uzman tıp doktorlarına danışmadan kullanmayın.
-LARGACTIL (Genel, Acil), Klorpromazin, 100 mg, -METPAMID (Genel, Endokrinoloji), Antiemetik, Metoklopramid HCl, 10 mg, -DRAMAMINE (Nöroloji), Dimenhidrinat, 50 mg, -PULCET (Gastoenteroloji), Asit Pompası İnhibitörü, Pantoprazol, 40 mg, -MOTILIUM (Gastoenteroloji), Gastrokinetik antiemetik, Domperidon, 10 mg.
Hasan Akyar
Teşekkür: Katkılarından ötürü Arzu Akyar,
Serdar Akyar, Şeyhim Kutlay ve özellikle Zehra
Bayramoğlu’na teşekkür ederim.
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2829
Fıkra
Küçük kasabanın birinde bir caminin tam
karşısında arazisi olan adam, bir gece kulübü
inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna
şiddetle itiraz etmişler. Ancak mal sahibinin
kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına
da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm
cemaatin tek yapabildiği şey, imamın
öncülüğünde bu gece kulübü için her gün
beddua etmekten öteye geçememiş. İnşaat
ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa
şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu gece
kulübü yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu
olaydan duydukları büyük memnuniyeti
saklamaya gerek görmemişler. Gece kulübü
sahibi adam cami imamının ve cemaatin
doğrudan veya dolaysız olarak bu hasardan
sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı
tazminat davası açmış. Cami imamı ve cemaat,
savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda
herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına
şiddetle itiraz etmişler. Bu olayın kendi
dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği
iddiasını da kabul etmemişler. Gerekli tüm
belgeler tamamlanıp mahkeme günü
geldiğinde hâkim dosyayı dikkatle incelemiş ve
taraflara dönüp: "Bu konuda nasıl bir hüküm
verebileceğimi bilmiyorum" demiş. "Ancak
dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf
bir durum var: Taraflardan birisi duanın
gücüne inanan bir gece kulübü sahibi, diğeri
ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir
imam ve cemaati!"
Satranç
Haftanın Problemi
XABCDEFGHY 8r+l+-tr-+( 7+-+-mkp+-' 6-+pwqp+pwQ& 5zp-+-sN-+-% 4-zp-zP-+-+$ 3+-+-+R+-# 2PzPP+-zP-zP" 1+-mK-+-+R! xabcdefghy
[r1b2r2/4kp2/2pqp1pQ/p3N3/1p1P4/5R2/PPP2P1P/2K4R]
Beyazlar oynar ve kazanır
Sahaf Dükkânı Bu köşemizde satmak ve almak istediğiniz veya aradığınız kitap, yazılım, CD ve DVD’leri gibi eski materyalleri yayınlayacağız.
1. Kasparov Chessmate CD 15 TL 2. Hiarcs 9 CD 15 TL 3. Karpov Schach CD 15 TL 4. Chess Informant 84 CD 15 TL 5. Chess Tiger 15 CD 15 TL 6. Rybka 4 DVD 20 TL 7. Fritz 10 DVD 20 TL
Satranç Köşesi İletişim bilgileri: Sati Emre Güner Tel: 0535 957 41 54 - 0554 446 51 03 Mail: [email protected] MSN: [email protected]
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2830
Din ve Yaşam Bazı sosyal bilimcilerin saptamalarına göre, ikinci bin yıl (milenyum) yaklaşırken, dünyanın birçok toplumlarında dinlere yeniden bir yönelim ortaya çıktı. Yeni bin yıl sonrasındaki bir düzine yılda (decade) farklı boyutlarıyla bu dinsel vurguların süregeldiğini gözlemliyoruz. Toplum önderleri ve siyasetçiler, kamusal iletilerinde dinsel öğelere sıklıkla yer vermeye başladılar. Önce iğneyi batıralım: Başkan Bush (Junior), “İslami teröristlere” karşı mücadele talimatlarını bizzat Tanrı’dan aldığını ilan ediyordu. Bu dinsel vurguyu çakozlamak için son Amerikan başkanlık seçimindeki adaylara göz atmak bile yeterli olur: Biri, Müslüman olduğu sıklıkla iddia edilen, yemin ederken İncil’e el basan başkan Obama, diğeri, dünyadaki mürit sayısı 10-15 milyonu bulan bir (azınlık) tarikatından olan bir işadamı. Dinsel öğelerin Avrupa siyasetindeki önemini ve yerini anlamak için, Avrupa uzmanı olmaya gerek bile yok: parti isimlerindeki Hıristiyan sözcüklerine işaret etmek yeterli olacaktır. Bu Hıristiyan partilerden Müslüman adayların seçimlerde yarışmaları ve seçilmelerini başka bir yazıda ele alacağım. Türkiye siyasetine gelirsek, dinsel öğelerin yanına etnik öğeleri de eklersek, buna terör ve laiklik didişmelerini de katarsak, fotoğrafı düzgün çekmiş oluruz. Son başvekilin ilk milletvekili seçildiği yerin Siirt olması (read as: seçmenlere etnik vurgu), yeni esas muhalefet partisi başkanının Tuncelili (Dersimli) olduğunu gerekli gereksiz her fırsatta vurgulaması (read as: seçmenlere alternatif dinsel vurgu), eski esas muhalefet partisi başkanının, ta Osmanlı beyliğinin başlangıç döneminden, Şeyh Edebali’den “Ey oğul” ile başlayan metinler okuması, Türkiye siyasetinin sermayesinin dinsel ve etnik öğelerden ibaret olduğunu göstermektedir. Bir an için bu iki öğeyi siyasetten kaldırmaya muktedir olduğumuzu var sayalım: işsizlik oranı anında 2 katına çıkardı! Geçen hafta kent merkezinde bir arkadaş ile çayhanedeyken, birden ortaya “çukulata renkli” (read as: zenci, oppps Afrika kökenli) bir genç çıktı ve bize “çok güzel saatlerim var, size de satayım mı?” Benim saatim vardı, arkadaş kendisine bir tane saat beğenirken
ben de biraz söyleşeyim dedim. “Nasıl gidiyor işler(iniz)?” “Allah’a şükür!” dedi ve bana baktı: “Oooo, you are İmam” dedi. Tam “nerden anladın İmam olduğumu?” diyecektim ki, “I mean” “sen 2 değil, 4 kadınla evlenebilirsin” dedi ve İngilizce olarak, yakışıklı olduğumu söylemek istediğini belirtti. Üstelemedim, bir an için şehzade falan oluvereyim dedim. Bu durumda, Antalya’da 1 liraya aldığı Çin yapımı saati 10 – 15 liraya satmaya çalışan Afrikalı Müslüman bro, nerden bilecekti 777 karımın olduğunu. Bilemezdi haliylen. Söyleşimiz nerde oturuyorsun, akşamları nelerle iştigal ediyorsun doğrultusundaki sorularımla sürdü… Neyse efendim, iki gün sonra gene çarşıdayım, bu kez başka bir arkadaşla beraber. İşlerimizi bitirdik, geri dönüş yolundayız. Elimize bir konferans duyurusu tutuşturdular: “MPL kanalındaki hoca, yarın konferans verecek. Buraya 3 adım uzaklıkta.” Yanımdaki arkadaşa “hani beyaz sakalı olan var ya“ diye açıklama yaptım. Eve döndüğümde konferansa davet “tasavvuf ve mutluluk” başlıklı duyuruya göz attım. İlim Kültür ve Tasavvuf Derneğince düzenleniyordu. Yorgunluk, bulaşık, çamaşır, yemek, ekstra işler derken bir baktım yarın olmuş ve konferans saati gelip çatmış. Aaa dedim, açayım şu TV’yi de belki çanak anten çekiyordur bu kanalın yayınlarını, bir bakayım… Dışarıda yağış kıyamet, görüntü ve ses bir geliyor beş gidiyor iki geliyor on gidiyor. Maalesef naklen yayın yoktu ancak aynı konudaki, yani “Mutluluk ve Tasavvuf” konulu eski bir yayının tekrarı vardı. Oturup izleyeyim dedim. Konuşmacı’nın ismi altyazıda İmam İskender Ali Mihr olarak veriliyordu. Sakin ve tane tane konuşuyordu. Kesintiler olmadığında ne dediği tam olarak anlaşılıyordu. Esas olarak şunları söyledi: Mutlu olmak istiyorsanız, başkalarını mutlu etmelisiniz; siz çevrenizde ne kadar çok kişiyi mutlu ederseniz, sizin mutluluğunuz da o kadar artacaktır. Her daim iyilik yapınız. Size kötülük yapanlara dahi iyilikle mukabele ediniz. Yaptığınız iyilikler hem sizin hem de çevrenizdekilerin mutluluğunuzu artıracaktır. Kısaca: iyilik yap; mutluluk ver: mutlu ol. Bana eski bir Hıristiyan tarikatının felsefesini anımsatır gibi geldi ama buna daha sonra değineceğim. Konferansın ilerleyen
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2831
kısımlarında, ilahiyatçılar arasında oldukça tartışma yaratacak iki konuya vurgu yaptı:
1. İslam’ın şartı 5 değil 7’dir. Sadece 5 koşul yerine getirilerek, cennete girilemez. Ahirette cennete gitmeyi arzulayan Müslümanlar bir mürşit seçerek 6 ve 7. koşulları yerine getirmelidirler.
2. Her nebi resuldür, her resul nebi değildir.
Daha sonra genel ağda araştırdığımda, konuşmacının ismini “İskender Erol Evrenosoğlu” olduğunu “dinsel konularda “İmam İskender Ali Mihr” adını kullandığını, Mihr sözcüğünün bir kısaltma olarak Mehdi, İmam, Halife, Resul anlamlarına geldiğini, ayrıca Farsçada güneş demek olduğunu öğrendim. Müritlerinin kendisine “yüce efendimiz” diyerek büyük bir saygıyla hitap ettiği İmam İskender Ali Mihr, din dünyasında ortalığı epey karıştıracak gibi görünüyor.
Kitap Tanıtımı
Tam da bu dinsel konularda kestirme reçete sunan bir kitap yakınlarda yayınlandı. Uğur Karaca, ebedi mutluluk için 8 emir kitabında, baba İbrahim, fedakâr Musa, paylaşımcı İsa, medeni (Medineli ) Muhammed ve eli açık Marx bileşiminin, insanlığı kurtarıcı formül olduğunu savlıyor.
Ebedi Mutluluk İçin 8 EMİR Hayatımıza Yön Veren 40 KAVRAM
ISLAHAT VE REFORM İLE DİNLER
GÜZELLEŞTİRİLEMEZ.
Dinden beslenen ruhban sınıfı ve kolaycılığa
kaçıp dinin gelenekselleşmesine fırsat veren
halk, ıslah ve reform çalışmalarına fırsat
vermezler. Bu sebeple, Peygamberler önceki
peygamberlerin öğretilerini ıslah etmek yerine
yeni öğretiler ortaya koymuşlardır.
Sonsuz güç sahibi ve ahirette hesaba çekecek
olan Yaratıcı’ya kul olma esasının tüm
insanlığa huzur verecek şekilde sunulabilmesi
için, yeni bir sıfat ile yeni bir çağrı
oluşturulmalı.
Yaratıcı inancına sahip olanların ortak atası ve
peygamberi olan Baba İbrahim, dünya
insanının yarıdan çoğunun tanıyıp sevdiği bir
esin kaynağıdır. Tüm dünyaya sıcak mesaj
oluşturacak yeni sıfatımız, İbrahimîlik
olmalıdır. (176 sayfa, 8 TL)
Kitap siparişi için Ozan Yayıncılık www
sayfaları: http://www.ozanyayincilik.com/
Gelecek sayılarımızda dinsel ve etnik
vurgulamalardaki yüksek görüşlerimi ifşa
etmeyi sürdüreceğim.
Harun Taner [email protected]
Fıkra
Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede
“Âdem ve Havva Cennet Bahçesinde”
tablosuna bakıyorlarmış: Alman, “Bedenlerinin
kusursuzluğuna bakar mısınız? Âdem ile Havva
mutlaka Alman olmalı.” demiş. Fransız,
Alman’a karşı çıkmış: “Havva ne kadar güzel,
Âdem ne kadar yakışıklı. Bu denli çekici
olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız
olmalılar.” Türk, tabloyu uzun uzun izledikten
sonra kararını vermiş: “Bunlar kesin Türk’tür.
Üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek
yok, ama hâlâ kendilerini cennette sanıyorlar.
Gelecek sayılardaki konularımız:
Kıyamet Nuh’un Gemisi Piri Reis Anma Yılı
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
2832
Briç
Haberler
Antalya Briç Spor Kulübü'nün organize ettiği 7. ANTALYA ULUSLARARASI KIŞ BRİÇ FESTİVALİ 31 Ocak-03 Şubat 2013 tarihinde Antalya Rixos Lares Otel'de yapılacaktır. Bridge Composer 5.37 programı (shareware): http://bridgecomposer.com/
Briççilere Öğütler 1 - Briç Anayasası
Tezcan Şen, Dünya ikili IMP Şampiyonu, Verona, 2006 1. Zayıf 2 açışı yapan oyuncu elini ve puanını belli
etmiştir. Ortağı sormadıkça (örneğin 2 SA deklaresi ile) bir daha konuşmaz.
2. Zayıf 2 açışı yapanda dörtlü majör olamaz. Aynısı zayıf 3 açışı için de geçerlidir.
3. Koz fiti varsa, tuzak pası geçilmez; ihale kazanılmaya çalışılır.
4. Sekiz koz ile on ellik baraj yapılmaz. Koz sayısı baraj seviyesinin bir altı olmalıdır. Dört seviyesindeki (on ellik) barajlar için dokuz koz gerekir.
5. Koz fiti varken ikinci (yan) renkte on kart varsa, zona istekli olunmalıdır.
6. 4-4 en iyi fittir. 5-3 yan renge kayıp kaçılır. 7. Şilem için cesur, grand şilem için ürkek olunuz.
Kozun ARD’ı, tüm aslar ve yan renk kapalı olmadan grand şilem oynanmaz. Şilem oynarken empas, yatırma, sıkıştırma (squeeze) yapılabilir; grand şilem oynarken rakibe bir el verme şansınız yoktur.
8. Araya girişlerde sanzatu diyecek el ile kontur atılmaz.
9. Rakibin konuşmadığı renkten korkup sanzatudan vazgeçilmez. (ya çıkmazlar, ya ortak kesiyordur, ya da çıkıp devam etmezler, ya da renk bloke olur.)
10. Ortak keser sorarsa, yarım keseri tam sayarak yanıtla. (tam keser: A, RD, DV10, V109x; yarım keser:Rx, Dxx,V10xx)
11. Rakibin cezadan kaçarak geldiği her renge kontur atılmaz. Oynanabilecek renk söylenir.
12. Direkt majör fiti varsa iki seviyesinde kalınmaz. Ancak puan yetersizse dörde çıkmayıp üç seviyesinde durulmalıdır.
13. Part skorun iyisi için pek araştırmacı olunmaz. 14. Rakibin sanzatu araya girişlerine kontur
cezalandırma konturudur.
15. Dengesiz dağılımda cesur oynayın, dengeli dağılımda ise ürkek.
16. Koz oyunlarında yer kuvvetli değilse as altından oynanmaz.
17. Ortak, negatif konturu pas geçerek cezaya çevirirse, koz atak etmelisiniz.
18. Ortak negatif konturu cezaya çevirdiyse kısalmaktan (uzun taraftan çakmaktan) çekinmeyiniz.
19. Deklaranın koz fiti dışında uzun rengi olmadığını biliyorsanız, kozun kısa olduğu taraftan kup yaptırmamak için koz atak ediniz.
20. Rakibin koz fiti yoksa koz atak edilmez. 21. Baraj kontratında, puan sizde çoksa, rakibin
çakasını önlemek için koz atak edilir. 22. Rakip ikinci renginde oynuyorsa koz çıkılır. 23. Sanzatulara karşı uzununuzu atak ediniz. 24. Kozlarınız alıcı değilse, tek kartınızı (singleton)
çıkınız. 25. Şilem oynanırken önce kontrol ve key card
sorguları yapılır; bir renkten iki el verilmez. 26. Takım maçında bir fazla için çalışılır ama batma
riskine girilmez. 27. Kendin oynarken de rakip oynarken de rakibin
kaç löve alabileceği sayılır. 28. Eldeki bir keklik çalılardaki iki keklikten iyidir.
500 alacağından eminsen, 620 için riske girme. 29. Sürkonturlu iki batılmaz. İki batma riski varsa,
sürkontur atılmaz. 30. Oyun ortasında bir rengi küçük dönmek, o
renkten iddia (onör vaadi) taşır. 31. Koz oyunlarında rakip kontrol sormadan şilem
ilan ettiyse, en kuvvetli renginizi atak ediniz. (A varsa çıkılır. Rx veya Dxx dağılımında x çıkılır)
32. Defansta alıcı koz ile üste çakılmaz, kayıp kaçılır.
33. El ve yer dengeliyse, ortağın veya deklaranın oynadığı renkten oynanıp pasif defans yapılır.
34. Rakipte sağlam uzun renk varsa, riske girip saldırgan oynayınız. Alabileceğinizi alın, aksi takdirde aslarınız badem olur.
35. Rakibin 4-4 koz fiti varken, defans oyuncularından 3 kozu olanın çakması löve kazandırmaz. 2 kozu olanın çakmasına ya da elde alıcı koz varsa, koz çekilip uzun rengin sağlanmasına çalışılır.
36. Atak renginin kimde kaç tane olduğunu bilmek, hem defans hem deklaran için çok önemlidir.
37. Oyun sonunda deklaran kart atmakta zorlanıyorsa deklaranın kısalttığı renk oynanır, ortağın kısalttığı renk değil.
38. Büyükleri size kalmıyorsa, rakibin onörlerini ezmekten kaçınınız.
Briç Köşesi İletişim bilgileri: Süleyman Özel e-
posta: [email protected]