ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-

6
ÖZET: Ebru Sanatçısı Esengül ( Boyacıoğlu ) İnalpu- lat: “Türkiye ve diğer ülkelerdeki Ebru’lardaki fark, kullanılan malzemeden kaynaklanıyor. Bizdeki ebru örnekleri 300-500 yıldır canlılığını koruyorlar. Bizdeki maden ocakları ve elde edilen boyaların ana maddeleri olmadığı için diğer ülkeler- de sentetik veya kimyasal ağırlıklı boyalar kullanılıyor. Do- ğal olarak bu malzeme ile yapılan ebrulu kâğıtlardaki renkler solmaya başlar. Kitap ve cilt süsleme sanatı olarak bilinen, ebru sana- tının 1500 yıllarında Türkistan’ın Buhara şehrinde doğup bu- radan ipek yolu ve göçlerle Anadolu’ya geldiği bilinmektedir. Ebrunun felsefesi sonsuzluk ve aşka dayanır. En iyiye en gü- zele ulaşmaktır. ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal- pulat, ebru, hat, serpme. ABSTRACT: Esengül ( Boyacıoğlu ) İnalpulat, marb- ling artist, reports ‘e difference between the marbling of Turkey and other countries is caused by the materials used. Our marbling samples preserve the color for 300 – 500 years. As the mine quarries and raw substance of the paints which are present in Turkey, are rare in other countries they use sy- nthetic or chemical paints. Naturally the colors on marbling made of these materials pale. e marbling, which is known as book and cover embroidering art, was originated in Bukhara, Turkistan in the 16th century and moved to Anatolia with migration and Silk Road. e philosophy of marbling that origins from the eternity and love, is to reach the best and the most beautiful. ’ (Trans- lated by BURDİL) KEYWORDS: Esengül Boyacıoğlu İnalpulat, marbling, cal- ligraphy, sprinkling. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 38

Transcript of ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-

Page 1: ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-

ÖZET: Ebru Sanatçısı Esengül ( Boyacıoğlu ) İnalpu-lat: “Türkiye ve diğer ülkelerdeki Ebru’lardaki fark, kullanılan malzemeden kaynaklanıyor. Bizdeki ebru örnekleri 300-500 yıldır canlılığını koruyorlar. Bizdeki maden ocakları ve elde edilen boyaların ana maddeleri olmadığı için diğer ülkeler-de sentetik veya kimyasal ağırlıklı boyalar kullanılıyor. Do-ğal olarak bu malzeme ile yapılan ebrulu kâğıtlardaki renkler solmaya başlar. Kitap ve cilt süsleme sanatı olarak bilinen, ebru sana-tının 1500 yıllarında Türkistan’ın Buhara şehrinde doğup bu-radan ipek yolu ve göçlerle Anadolu’ya geldiği bilinmektedir.Ebrunun felsefesi sonsuzluk ve aşka dayanır. En iyiye en gü-zele ulaşmaktır. ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-pulat, ebru, hat, serpme.

ABSTRACT: Esengül ( Boyacıoğlu ) İnalpulat, marb-ling artist, reports ‘The difference between the marbling of Turkey and other countries is caused by the materials used. Our marbling samples preserve the color for 300 – 500 years. As the mine quarries and raw substance of the paints which are present in Turkey, are rare in other countries they use sy-nthetic or chemical paints. Naturally the colors on marbling made of these materials pale. The marbling, which is known as book and cover embroidering art, was originated in Bukhara, Turkistan in the 16th century and moved to Anatolia with migration and Silk Road. The philosophy of marbling that origins from the eternity and love, is to reach the best and the most beautiful. ’ (Trans-lated by BURDİL)KEYWORDS: Esengül Boyacıoğlu İnalpulat, marbling, cal-ligraphy, sprinkling.

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 38

Page 2: ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-

Burdur’da doğdum. Kimyager olarak, Por-taş elektro porselen fabrikasında şef, ODTÜ Mimarlık Fak. Restorasyon Ana Bi-

lim Dalında Akademik Uzman ve Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğünde İpek Yolu Proje-sinde Restoratör-Araştırmacı olarak çalıştıktan sonra, iş yaşamı boyunca sürdürdüğüm sanat çalışmalarıma ve uzmanlık alanım olan boya-lara ağırlık verdim. Ebru sanatını öğrendikten sonra bu sanatın tekniklerini ilerletmek ve ta-nıtmak için Ebru işliği açtım. Çalışmalarımı bu işlikte sürdürmekte ve öğrenciler yetiştirmek-teyim. ICCROM Enstitüsü (Tarihi Eserlerin Korunma-sının Bilimsel Prensipleri) diploma sahibiyim. Kültür ve Turizm Bakanlığının ebru sanatçısı-yım.Türkiye Tenis Federasyonu Yönetim Kurul Üye-liğinde bulundum.Ankara’daki Burdurlular Derneğinin bir dö-

nem başkan olarak görev aldım.Koruma-Restorasyon Uzmanları Derneği üye-siyim.Ebru sanatı ile ilgili görevlerim ve katkılarım,ODTÜ Mimarlık Fakültesi Tasarım Bölümü öğ-rencilerinin atölye dersinde “Ebru atölye” pro-jesi jüri, 2008 yılı Vakıflar Genel Müdürlüğü Su Yılı Ebru yarışmasında jüri üyeliğinde,Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Grafik Bö-lümünde ebru sunumunda, Gazi Üniversitesi İngilizce Böl. Uluslararası se-minerde sergi ve sunumunda,2009 yılı Vakıflar Genel Müdürlüğü Sağlık Yılı ebru yarışması jüri üyeliğinde, 4. Arnavutluk Türk Ürünleri Fuarında ebru ta-nıtım ve sergi ile Avustralya’da yapılan 4., 5., 6., 7. Lale Festivalinde Bakanlığın Ebru sanat-çısı olarak sergi ve tanıtım yaparak, Ljubiyana, Zagreb, Belgrat, Balkan ülkelerinde ve Varşo-va’daki Turizm Fuarlarında Ebru sanatçısı ola-rak ebru tanıtımı ve sergi ile Slovenya Devlet Arşivinde bulunan ebru kâğıt ile kaplanmış ciltlerin restorasyonu hakkında seminer ve uy-gulamasını göstererek, Ljubiyana Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Bilinen sanatların dı-şında Ebru sanatının olduğunu ve neler yapı-labileceği konusunda seminer ile Melbourne International Art Museum da sergi ve tanıtım-da, LÖSEV- Tedavisi bitmiş çocuklarımıza yeni ya-şamlarına alışma projesinde ebru kursu,İller Bankası Sanat Evinin kurulmasında ve eğitmen olarak görev alarak,Diyarbakır-Hava Kuvvetleri-Jet Üssü Komu-tanlığında yetişkinlere yönelik seminer ve ebru atölyesinin kurulmasında,Kayalar İlköğretim okulunda “çocuk ve ebru” konulu proje kapsamında 1yıl ebru kursu,

Esenboğa Hava Limanı personeline hizmet içi eğitim ve Havaalanında sergi açarak,Ankara-Kayalar İlköğretim öğrencilerine bir dönem ebru kursu ve sergisi ileİstanbul Zeytinburnu Belediyesinde ve Tıbbi bitkiler merkezinde sergi ve seminer ile An-kara Üniversitesi İlköğretim koleji bahar şen-liğinde etkinliklerle Milli Eğitim Bakanlığı An-kara Hizmet içi Eğitim Enstitüsü-Avrupa Birliği Çalıştayında farklı ülkelerden gelenlere ebru eğitimini vererek sanatımızın tanıtılmasında eğitmen olarak Dumlupınar Üniversitesinde seminer ve Ebru İşliği’nin kurulmasında,Yurt içinde ve dışında Ebru kurs yeri açılma-sında ve eğitmenin yetişmesi ile Ayrıca, ebru sanatının bireylere ve çocuklara kazandırdık-ları konusunda çeşitli kuruluşlarda seminerler vererek ebru sanatını tanıtılması ve yayılması konusunda katkıda bulundum. Halen kendi atölyemde (Ebru İşliği) ve Ankara Üniversitesi bünyesinde üniversitedeki öğrencilere ebru sanatı dersi vermekteyim.

Sergilerim;2000-Ocak İtalyan Kültür Merkezi-Ankara2001-Mayıs Sanat Sevenler Derneği-Denizli2001-Kasım Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi-Ankara 2002-Eylül Vakıf Bank, Fuaye Sergi Salonu-An-kara2003-Temmuz Vakıf Bankası, Atakule Sergi Sa-lonu-Ankara2004-Mart Pozitif Dans, Sergi Salonu-Ankara2004-Kasım Vakıf Bankası, Atakule Sergi Salo-nu-Ankara2004-Kasım Halk Bankası, Farabi Sergi Salo-nu-Ankara2005-Nisan Konak Belediyesi Kültür Merke-zi-İzmir

Page 3: ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-

2005-Mayıs Kalkınma Bankası-Ankara2006-Mart Vakıfbank-İstanbul2007-Mayıs Vakıfbank-Ankara2007-Eylül Ortaköy Sanat Galerisi-İstanbul2008-Kasım Başkent Üniversitesi-Ankara2009-Aralık T.C. Devlet Resim ve Heykel Müze-si Fuaye Salonu-Ankara2010-Temmuz Ördekli Kültür Merkezi – Bursa2010-Temmuz Nurol Sanat Galerisi-Ankara2010-Ağustos Esenboğa Havalimanı –Ankara2010-Eylül Vakıfbank Levent Fuaye Salonu-İs-tanbul2011-Eylül Vakıf Eserleri Müzesi-Ankara2012-Eylül Bodrum Kalesi Haluk Elbe Sanat Galerisi-Bodrum2013-Mayıs “Ustalardan Seçkiler” Dumlupınar Üniversitesi - Kütahya2013-Eylül Belediye Konağı Sergi Salonu- Ka-raburun –İzmir2014-Şubat ANKÜSEV Ankara Üniversitesi Sa-nat Evi - Ankara

DAMLALAR SUYA DÜŞTÜĞÜ ZAMANBAŞLAR EBRUNUN HİKAYESİ…

SU ÜZERİNDE SANATIMIZIN İZLERİ: Bilinçaltına atılmış sembolleri ve çev-remizdeki güzellikleri ses ile ifade edilemeyin-ce renk ve şekillerle anlatmayı tercih ederiz. Bu düşüncelerimizi de kâğıda aktarmanın bir yolu ebru sanatının teknikleri ile dile getirilir. Geleneksel sanatımızda kullanılan malzemelerin hepsi doğada bulunan madde-lerle, el emeği ile hazırlanır. Renkli toprak ve minerallerin el taşı ile ezilip, sığır ödü ve su ile karıştırılarak elde edilen boyalar, kitreli su ile doldurulmuş tekneye, atkuyruğunun kılından yapılmış fırça yardımı ile damlatılarak ebru ya-pımına başlanır. Ebruzenler, kendilerine has teknikler ile şekil verirler. Tekne üzerinde olu-şan boyalı yüzeye, kâğıt yavaşça ve her tarafı boyaya temas edecek şekilde konur. Kâğıt tek-

neden alınıp kurutulması ile ebrulu kâğıt elde edilir. Ebru sanatını uygulamak için çalışma ortamının ısısı ve temizliği, kitreli suyun yo-ğunluğu, boyanın su ve öd oranı ve bunların birbirleri ile olan ilişki çok önemlidir. Bu hassas dengeyi kurmak zaman, dikkat ve tecrübe is-ter.Bir sanat eserinde bulunması gereken değer-leri taşıyan, geleneksel ebru sanatına gereken önemin verilmesi, tanıtılması gerekmektedir. Bu amaçla çalışmalarımı kendime ait olan “Tu-nalı Hilmi Caddesi 91/11 Kavaklıdere-Ankara” adresindeki Ebru İşliğinde sürdürmekte ve öğ-renciler yetiştirmekteyim.

EBRU SANATININ FELSEFESİANI YANSITAN TEKRARI OLMAYAN

SANAT… Ebrunun felsefesi sonsuzluk ve aşka dayanır. En iyiye en güzele ulaşmaktır. Mev-lana’nın “ Bir damladan göl olur” felsefesiyle, damlaların sonsuzluğa, kâinata dönüşmesi gibi… Dört tarafı çevrili bir alanda farklı bo-yalar kendi güçleri oranında farklı özellikler gösterir. Tıpkı insanlar gibi… Her boya tekne üzerinde ya büyük( güçlü) ya da küçük (güç-süz) damlalar halinde dağılır. Damlalar gücü oranında güçsüz boyayı iter ve yerleşir. Yani zarar vermez, diğer boya ile karışmaz. Bizlerde birbirimize saygı göstererek güçsüze yer ve-rerek, birbirimizin alanına girmeden, bilgimiz ve gücümüze göre durumumuzu, seviyemizi bilirsek, başkalarına zarar vermeden, hakları-nı çiğnemeden, sevgi ve saygının olduğu bir Dünya’da mutlu ve güzel bir şekilde yaşarız… Tıpkı ebru da olduğu gibi… Ebru sanatında kullanılan, farklı özel-likte olan doğal boyalar; su ve öd ile zengin-leştirip, çalışma ortamını ayarlarsak bu boya-

lar diğer boyalarla karışmadan birbirlerine zarar vermeden, sınırları belli olan teknede birbirini iterek yerleşirler. Eğer boya ayarı, or-tamın şartları uygun değil ise boyalar ya dibe çökerek yok olur ya da tekneye yayılarak diğer boyaların teknede yerleşmesine izin vermez. Onun için tüm şartları, ayarları, dengeleri bir arada tutmalı ki sorunsuz güzel ebru örnek-leri elde edelim. Şartlar uygun değil ise hatalı ebru örnekleri elde ederek yapımından zevk alamayız. Her işte olduğu gibi ebru sanatında da ebru çalışmasını kâğıda alana kadar sabır ve dikkati elden bırakmamalıyız. Elde edilen eserin tek olması ve ya-pımında kullanılan malzemelerin doğada bu-lunan maddelerle, el emeği ile hazırlanması ebru sanatına ayrı bir değer katar. Ayrıca hare-ket eden su, pozitif iyonlar yaydığı için insan-lar üzerinde olumlu etki yaptığı gibi yapılışının kısa sürmesi, renklerin dağılımı, yapanı ve sey-redeni büyüleyip her şeyi unutturduğundan terapi özelliği de vardır.

EBRU SANATININ TARİHÇESİ: Ebru sanatının tarihi ve tekniği ko-nusunda kim tarafından, ne zaman, nasıl bu-lunduğu bilinmemektedir. Kitap ve cilt süsle-me sanatı olarak bilinen, ebru sanatının 1500 yıllarında Türkistan’ın Buhara şehrinde doğup buradan ipek yolu ve göçlerle Anadolu’ya gel-diği bilinmektedir. Mısır’da bulunan M.Ö. 1365 tarihli cam şişeler-de, taraklı ve gel-git ebrularını andıran desen-lere rastlanması, bu desenlerin, antik çağlar-dan beri beğeni gördüğünü göstermektedir. Çin’de Sung Hanedanlığı zamanından kalma (960-1279) bazı çömleklerde, battal ebruları-nın benzeri desenlere rastlanmaktadır. Aynı yıllarda Japonya’da Sumi ressamlarının fırçala-rını temizlemek için batırdıkları suyun yüzün-de biriken boyaların, başka bir kâğıda alınarak

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 40

Page 4: ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-

bulunduğu tahmin edilen “Simunagashi” tekniği vardı. Uzakdoğu’daki bu ilk örnekleri ile daha son-ra ebrunun, 13.yy.da Türkistan’da, Semerkant’ta ve 14.yy.da İran’ın doğusunda bulunan Herat yö-resinde yapıldığı ve daha sonra İstanbul’a kadar yayıldığı kabul edilmektedir. Ebrulu kâğıtlar önce Almanya’da, sonra Fransa ve İtalya’da “mermer kâ-ğıdı ” veya “Türk mermer kâğıdı” adıyla tanınıp be-nimsenmiş ve oralarda da yapılmaya başlanmış-tır. Zamanla İngiltere ve Amerika’ya yayılmıştır.Ebru, Osmanlı döneminde İstanbul-Üsküdar’daki Özbekler tekkesinde yaşam bulmuş ve yönetici-lerce korunup sahiplenilerek desteklenmesi ile gelişmiştir. Matbaanın icadı ile Avrupa’ya yayıl-mıştır. Japonya, Avrupa ve Amerika Birleşik Dev-letleri, Türklerin bu sanatını taklit etmiş ve yıllar içerisinde kendileri de kullanmaya başlamışlardır. Elimizdeki örneklerin tarihlerine göre, Ebru sanatı 15. yüzyıl olarak bilinse de daha es-kilere de dayanmış olduğu düşünülmektedir(12.yy. Japon ların “suminagashi” adını verdikleri su üzerinde kağıt boyama sanatı).Bazı kaynaklara göre bu sanatın Türkistan’a Çağatay Devri’nden gelebileceği düşünülmektedir.

EBRU SANATININ BİZDEKİ GELİŞİMİ: Başlangıçta soyut bir görünümü olan ebru eserler; 1519-1680 yılları arası bulutumsu ( Battal), 1690-1829 yılları arasında damla (hatip) teknikleri görülmektedir.18.yy. Özbeklerin hacca giderken mola verdikleri Üsküdar-Sultantepe’de-ki Özbekler Tekkesinde Ebru, geleneksel sanat haline döner ve eğitimleri verilir. Özbekler Tekke-sinin hocalarından Şeyh Sadık Efendi, Hazerfen Edhem Efendi (1829-1904), Sami Efendi (1828-1912), Aziz Efendi (1871-1934), Abdulkadir Kadri Efendi (1875-1942) gibi ebru ustaları yetişmiştir. Doğu’da yazı sanatlarının gelişmişi ile ebru sanatını, hatları süslemek için; zemin, pervaz veya cetvel şeklinde yaygın olarak kullanılmıştır. Ayrıca şablonlama tekniği veya Arap zamkı kulla-

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 41

Page 5: ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-

nılarak aynı kağıda üzerine birden fazla ebru almak suretiyle Akkase (zemini akseden) hat şaheserleri vücuda getirilmiştir. 1846 yıllarında bazı ustaların katkısı ile yeni teknikler eklenerek geliştirilir. Zaman içerisinde ebru desenli kâğıtların taklidi yapılmadığı için önemli senetlerde, resmi yazışmalarda, devlet belgelerinde ve evraklarda kullanılmıştır. Matbaanın yaygınlaşmasıyla birlikte cilt ve kitap sanatlarında kullanılan ebru sanatı da duraklama olmuştur. Özellikle Yahudilerin özel ma-kinalarla seri halinde ürettikleri ebrular, Türk klasik ebru sanatının yavaşlamasına sebebiyet vermiştir. Makine ebruları ve baskı ebrular piyasaları doldu-runca, Klasik Türk ebru sanatçıları yavaş yavaş yok olmaya başlamıştır. 1900 yıllarında ebru sanatının tekrar canlanması Necmeddin Okyay (1883-1976) ve oğullarının çabasıyla olmuştur. Mustafa Düzgün-man (1920-1990)’ı yetiştirmesiyle Türk ebru sanatın-da bir yükselişin zemini hazırlanmıştır. Elimizde en eski tarihli ebru, Topkapı mü-zesinde bulunan Arifi’nin 1539/40 tarihli “Gay-ı çevgan”, Uğur Derman’ın koleksiyonun da bulunan 1544 tarihli, Malik-i Deylemi nin, diğer önemli eser ise İstanbul Üniversitesi kütüphanesinde 1539 ta-rihli Herat’lı Mir Alihan’ın ebrusu dur. Bu yıllarda ya-zılmış bazı el yazması kitapların içinde ebru örnekle-ri bulunmaktadır.Tarihimizde adı bilinen en eski ebrucu 1608 yılın-da “Tertib-i Risale-i Ebri” adlı eserin yazarı Şebek’ tir. İkinci önemli ebrucu ise hatip ebrusunu yapan Ayasofya Hatibi Mehmet Efendidir. Eskiden bir kâğıt süsleme sanatı olan ebru, zamanla kumaş, ahşap, porselen, cam ve benzeri malzemeler üzerine tatbik edilmektedir.

EBRU KELİMESİNİN ANLAMI: Kâğıt üzerinde renk kümelerinin buluta benzemesi nedeni ile Farsca’da bulut, kaş anlamına gelen “ EBRİ ”, Çağatay’ca da hareli, damarlı kumaş yüzeyi anlamına gelen “ EBRE ”, sözcüklerinden et-kilenerek bu geleneksel sanatımız “EBRU” adını al-mıştır. Araplar, damarlı kâğıt anlamına gelen “VARA-KU MECAZZA” , Avrupalılar ise Türk mermer kâğıdı “ TURKISH MARBLE PAPER ” veya “ MARBLING ART ”diye adlandırır.

EBRU SANATINDA KULLANILANMALZEMELER: Klasik ebru sanatında kullanılan malzeme-lerin hepsi doğada bulunan maddelerle, el emeği ile hazırlanır.BOYA: Renkli toprak veya metal oksitlerden elde edilir. Bu boyalar suda erimemeli ve yağ içermeme-lidir. Bitki kökünden (Lahor çividi, Lök kırmızısı) elde edilen veya yapısında yağ bulunan boyalar da kulla-nılır. ( Mangan moru, is )SU: Ebruda kullanılan sular, kireçsiz ve dinlenmiş ol-malıdır.KIVAMLAŞTIRICILAR: Kitre, keten tohumu, salep, bey tohumu, İrlanda yosunu, denizkadayıfı ( Carra-geenan), ayva çekirdeği… Kitre: Halk arasında geven adı verilen bitkinin(Ast-ragalus) kökünden elde edilen sıvının katılaşmış (yaprak) halinden 30-35 gr tartılır. Her gece bir litre

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 42

Page 6: ANAHTAR KELİMELER: Esengül Boyacıoğlu İnal-

su ilave edilerek toplam beş litreye tamamla-nır. Homojen bir şekilde eridikten sonra süzü-lüp tekneye alınır. Denizkadayıfı: 5 litre içme suyuna 50 gr. De-nizkadayıfını 15 dakikada bir 5-6 saat çırpılır.ÖD: Yüzey aktif malzemesi olan öd, büyük baş hayvanların safra kesesinden alınan sıvıdır. Bo-yaların kitre üzerinde yayılmasını ve birbirleri-ne karışmamasını, kâğıda yapışmasını sağlar.FIRÇA: Yaşlı atkuyruğundan alınmış kıllar, gül dalına bağlanarak yapılır.KÂĞIT: 1. hamur, samanlı gibi her türlü emici özelliği olan kâğıt kullanılır.TEKNE: Paslanmaz metalden yapılmış, isteğe bağlı olarak çeşitli ebatlarda olabilir. Genellik-le Türk ebru teknesi 35 x50x5cm’dir. BİZ, BIZ, TEL: Paslanmaz metal telden yapılır.DESTESENG (EL TAŞI) : Boyaları ezmeye yara-yan mermer veya sert, taştan yapılır.TARAK: Desen vermek için kullanılır. Tarak şek-lindedir.

EBRU TEKNİKLERİ VEYA ÇEŞİTLERİ:BATTAL(Tarz-ı kadim): Çeşitli boyaların fırça ile tekneye atılarak hiçbir şekil vermeden ya-pılır.BÜLBÜLYUVASI: Battal, gel-git ve tarak for-mun, biz yardımı ile dairemsi şekil verilerek yapılır.ŞAL: Battal, gel-git ve tarak ebru üzerine biz ile se veya serbest şekil verilerek yapılır.GEL-GİT: Battal form verdikten sonra, tekne-nin üzerinde bulunan boyaların bız yardımı ile yukarıdan aşağıya, sağdan sola doğru düz bir şekilde çekilmesiyle yapılır.SOMAKİ: Gel-git, battal ve tarak ebruya büyük damlaların(öd oranını fazla olan boya) atılması ile yapılır.SERPME: Battal, gel-git ve taraklı ebruya kü-çük damlaların atılması ile yapılır. TARAKLI: Tarak şeklinde yapılmış tarak ile bat-

tal formdaki ebrunun şekillendirilmesi ile ya-pılır.FANTAZİ (Buket, midye) : Taraklı ebruya biz yardımı ile es çizilerek veya özel tarak ile ya-pılır.HATİP ( Damla) : Battal zemin üzerine orantılı bir şekilde 4-5 sıra ve iç içe 3-4 rengin dam-latılarak biz yardımı ile menekşe, yürek, taralı yürek, yıldız, papatya gibi şekiller verilmesi ile yapılır.KOLTUK: Battal, gel-git, taraklı ebru üzerine boyutları 4-7cm civarında sık aralıklarla ve kü-çük çiçeklerin yapılması. (Hüsn-ü hat levhala-rın koltuk denilen boşluklara yapılan desen)ÇİÇEKLİ: Her hangi bir ebru form üzerine çiçek motifi ile yapılır.HAFİF: Sulu kitreye atılan boyalar ile yapılır. Renkleri açık olur, hattatlar üzerine yazı yaz-mak için kullanır.AKKASELİ: Ebrulanmasını istemediğimiz kı-sım, arap zamkı(akasya reçinesi) ile ebrulu kâ-ğıda veya ebrusuz kâğıda fırça ile yazı, desen yapılır. Bu kâğıt tekrar farklı ebru deseni veril-miş tekneye koyduğumuzda arap zamklı kısım ebrulanmaz. Bir başka şekli ise, ebrulanmasını istemediğimiz kısımlar şablon ile kapatılır. NEFTLİ: Çam nefti katılmış boya ile yapılır.KUMLU: Kitrenin kirlenmesi sonucu veya kı-vamlı kitrede yapılır.KILÇIKLI: Boya damlatılır, boyaya dokunmaya-cak şekilde tekne cam ile kapatılıp bekletilerek boyaların açılması (kılçıklı bir hal) sağlanır.DALGALI ( İspanyol): Teknede yapılan ebruyu kâğıda alırken, kâğıt belli aralıklarla sağa sola veya ileri geri hareket ederek yapılır.ZER-EFŞANLI: Boya içine altın tozu koyarak veya sadece altın tozu ile yapılır.

EBRU SANATININ DİĞER ÜLKELERDEKİEBRULAR ARASINDAKİ FARK: Türkiye ve diğer ülkelerdeki Ebru’lar-

daki fark, kullanılan malzemeden kaynaklanı-yor. Bizdeki ebru örnekleri 300-500 yıldır can-lılığını koruyorlar. Bizdeki maden ocakları ve elde edilen boyaların ana maddeleri olmadı-ğı için diğer ülkelerde sentetik veya kimyasal ağırlıklı boyalar kullanılıyor. Doğal olarak bu malzeme ile yapılan ebrulu kâğıtlardaki renk-ler solmaya başlar. Boyaların, suyun üzerinde durabilmesi için yağ tipi malzemeler kullanıl-dığından ince hatlar verilemiyor. Önce ince hat çıkıyor daha sonra toparlanıyor. Aynen suyun üzerindeki yağın toparlanması gibi. Onlarda daha yuvarlak hatlar oluyor. Bizdeki ebrunun özelliği, daha ince hatların olmasıdır. Ayrıca desenler ve kâğıt boyutları her ülkeye göre değişiyor.

SONUÇ OLARAK, DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM… Sanatçılar, doğada var olan kesitleri, motifleri en güzel yanlarıyla ele almakta ve stilize ederek sanatseverlerin beğenisine sun-maktadırlar. Ebru sanatı da bu benzersiz sa-natlarımızdan biri olarak tarihimizde yıllardır yer almaktadır. Türk Süsleme Sanatlarının belki de en taklitsiz ve özgün, doğayı içine alan sanat-larından biri ebru sanatıdır. Batı’nın bir Türk Sanatı olarak kabul etmiş olduğu ebru emekle hazırlanan, zahmetli ama zevkli ve sabır iste-yen bir sanattır. Köklü ve saygın bir geçmişe sahip olan ebru sanatının doğru bilgilerle, doğru malzemelerle, doğru tekniklerle nesillere ak-tarılmalı ve sahip çıkılmalı… Ebru sanatçıları, zamanımızda temini ve hazırlanması kolay malzemeler tercih edildiğinden kendimize has malzemeleri ( toprak boya, kıvam artırıcı olarak kitre ) kullanılmamaya başlanmıştır.