algı

9

description

algı organizasyonu

Transcript of algı

ALGI

Bilim algı ile başlar, algıya dayanır. Algı, çevreden alınan duyu uyarılarının zihinde anlamlı deneyime çevrilme sürecidir. Duyu

organımıza yansıyan ışık , ses gibi uyaranlar ve bu uyaranlardan doğan deneyimdir algı.

Duyum, duyular yoluyla edinilen basit deneyimlerdir: tat alma, zil sesi işitme gibi. Algı, basit öğelerden çağrışım yoluyla oluşturulan karmaşık bir deneyim sürecidir. Öğrenme ve bilişe açılan yoldur.

Biz dış dünyaya ve kendimize ilişkin bilgiyi duyum ve algı yoluyla elde edebiliriz. Dünya hakkındaki bilgilerin tümü bize duyularımız

yoluyla ulaşır.

Immanuel Kant'a göre, biz bazı Ģeyleri olduğu gibi değil, bizim istediğimiz biçimde görürüz.

Herhangi bir zamanda algıladıklarımız sadece uyaranın yapısına bağlı değil, aynı zamanda ortama, önceki deneyimlerimize, o andaki duygularımıza, genelde istek, tutum ve amaçlarımıza bağlıdır.

Algı Organizasyonu

ġekil-zemin iliĢkisi: Bütün algılamalarda bir şekil ve zemin vardır. Şekil-

zemin ilişkisi bütün duyu organlarını kapsar. Herhangi bir zamanda çevremizdeki uyaranlardan, dikkat ettiğimiz ve gruplandırdığımız uyaranları

şekil ve bunun dışında kalanları da zemin olarak algılıyoruz

Şekil-zemin algılaması doğuştan gelen bir özelliktir.

Şekil farklı algılanabilir. Şekil-zemin ilişkisine örnektir. Bazen açık kısım, bazen da koyu kısım zemin olarak algılanabilir.

Yakınlık: Birbirine yakın olan uyaranları, aynı nesnenin parçalarıymış gibi bir örüntü içinde ve aynı nesnenin parçaları olarak gruplarız.

Şekil de soldan baktığımızda yakın parçaları gruplayıp, üç çift çizgi görürüz.

En sonda da fazladan tek bir çizgi algılarız.

Benzerlik: Aynı büyüklük, şekil ve kalitedeki nesneler birbirinden

farklı olarak değil, bir grup olarak gözlenirler. Sokakta yürürken bir kalabalığa baktığımızda bazı özelliklere göre

bireyleri gruplarız; cinsel benzerliğe göre erkek veya dişi gruplararını ayrı algılarız. Şekildeki benzer şekilleri ayrı ayrı gruplarız.

X X X X X X 0 0 0 X X 0 0 0 X X 0 0 0 X X X X X X

Süreklilik: Algısal alanımızda bulunan ve aynı yönde giden birimler birbirleriyle ilişkili görünür. Bu algısal eğilimin adı sürekliliktir. Şekil 4.6 daki noktaları tek tek görmemekte

bunları birbiriyle kesişen doğru çizgiler halinde birbirine bağlamaktayız. Bir melodi meydana getiren notalar

ayrı ayrı sesler olarak değil, zaman içinde birbirine bağlanmış sürekli bir melodi olarak algılanır.

Semboller belli gruplara göre dizilirse dizi bütünlüğü içerisinde sembolleri değerlendiririz

ALGISAL DEĞĠġMEZLĠKLER

Tanıdık bir nesneyi ışık koşulları, nesnenin konumu ya da bize Uzaklığı ne olursa olsun kalıcı ve değişmez algılarız.

• • • • •

• • • • • • • • • • • • • • • •

Bir diğer ipucu ise görsel alanın yüksekliğidir.

Bir düzlem boyunca bakarsak, uzaktaki nesnelerin görüş

alanımızın daha yukarısında olduğunu görürüz.

Aynı büyüklükteki nesneleri farklı yüksekliğe

yerleştirerek bunların birbirinden uzakta olduğu izlenimi

yaratabiliriz. Kayalık bir çöl ya da

dalgalı bir okyanus yüzeyi gibi düz olmayan yüzeylerde bile

uzaklıkla orantılı bir ilişki vardır! Uzaklık arttıkça kum taneleri

incelir.

ALGI YANILMALARI

• Tamamlama: Bireyler, görsel dünyada algıladıkları uyaranlarda var olan boşlukları doldurarak örgütleme ve bu yolla da kopuk parçalar yerine, bütün bir nesne algılamaya

eğilimlidirler. Aşağıdaki şekillere bakacak olursak onları daire, üçgen veya yıldız olarak görürüz. Bu şekiller tamamlanmamış olmalarına rağmen onları tamamlanmış gibi algılamamız için güçlü bir eğilim vardır. Böylece zihinsel olarak şekilleri kapatıp veya

boşlukları doldururuz. Bu olgu, algılamada tamamlama olarak geçer.

Alan Yanılması Şekilde ortadaki yuvarlak her iki şekilde de aynı büyüklükte

olduğu halde, küçük daireler arasında yer alan sağdaki yuvarlağa göre daha büyük görünür.