ALEVİ BİRLİK BİLDİRİSİ - dunyaalevibektasi.com · ALEVİ KAVRAMI ùu Kur’an, Allah’ın...
Transcript of ALEVİ BİRLİK BİLDİRİSİ - dunyaalevibektasi.com · ALEVİ KAVRAMI ùu Kur’an, Allah’ın...
1
ALEVİ BİRLİK BİLDİRİSİ
PROJE 1: Alevi Birlik Bildirisi
PROJE BAŞLAMA TARİHİ: 16 Haziran 2019
PROJE BİTİŞ TARİHİ: 30 Kasım 2019
PROJE SORUMLUSU: İsviçre Alevi-Bektaşi Dergâhı
GENEL KOORDİNATÖR: Ali Bulut
“BEN AĞACIN KÖKÜYÜM, ALİ ONUN GÖVDESİDİR FATMA DALLARI, HASAN
VE HÜSEYİN MEYVELERİ, BİZİ SEVENLER İSE YAPRAKLARIDIR.”
(HZ. MUHAMMED)
“AĞAÇ OLDU BU ÂLEM
MEYVASI OLDU ÂDEM
MAKSÛT OLAN MEYVEDİR
SANMAKİ AĞAÇ OLA”
(KAYGUSUZ ABDAL)
2
“DOĞA KENDİNİ BİLME NOKTASINA, KÂMİL İNSAN’DA ULAŞIR”
ALLAH-MUHAMMED-ALİ YOLU, KIRKLARIN, ERLERİN,
PİRLERİN, NEBÎLERİN, VELİLERİN YOLUDUR
Aslını inkar eden haramzadedir. (Hz. Ali)
Bâtıla yardım eden, HAK’ka zûlmeder. (Hz. Ali)
Haksızlık önünde eğilmeyiniz, çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali)
Gerçeğe HÛ…
Kâlü beladan beri
HAK`kın birliğini eyledik ikrar
Bu yola vermişiz serî
Nebîmiz vardır
Cenâb-ı Ahmed-i Muhtar
Erenlerden berü mestâneleriz
Nûr-u ilâhide pervaneleriz
Gerçeğe HÛ…
Muhammed Ali’nin kıldığı dâva
Yok meydanı değil, var meydanıdır
Muhammed Kırklara niyâz eyledi
Ar meydanı değil, Er meydanıdır
Ne diyeyim şu erkânı kurana
Yuh çekerler bu meydanda yalana
Üç yüz altmış merdiveni bilene
Kör meydanı değil, gör meydanıdır
3
Abdal Mûsa Sultan, gerçek er ise
Ali’yi sevenler muhip yâr ise
HAK’kın maksûduna erem der ise
Urganı boynunda dar meydanıdır
(Abdal Mûsa Sultan)
Gerçeğe HÛ…
Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz
(Yunus Emre)
Gerçeğe HÛ…
Ârifler hem arıdır, hem arıtıcı.
Bilim, gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır.
Bizim erkânımız; ahlâkı Muhammed’i ve edebi Ali’dir.
Bir olalım, iri olalım, diri olalım.
(Hünkâr Hacı Bektaş Veli)
BİSM-İ ŞÂH ALLAH ALLAH…
“Bism-i Şâh Allah Allah…
Vakitler hayrola. Hayırlar fethola, şerler defola.
Münkirler mât ola. Münafıklar berbat ola.
Hânedan-ı fukara mâmûr ola.
Cemimiz Kırklar cemi ola.
On İki İmam’ın, Ondört Masum-i Pâk’ın, Onyedi Kemerbestin, Kırkların hayır himmeti
üzerinizde hâzır ve nazır ola.
İbadetlerimiz Hak-Muhammed-Ali Dergâhı’nda kabul ve makbul ola.
Hak erenler bizleri Ehl-i Beyt’in yolundan, katarından, didarından ayırmaya;
Cenabı Hak Şeytanın şerrinden, münkirin mekrinden saklaya, bekleye; dertlerimize dermân,
gönüllerimize iman, yaralarımıza merhem, hastalarımıza şifa ihsan eyleye.
Şu anda Allah Allah diyen canların Hak-Muhammed-Ali dilde dileklerini, gönülde muratlarını
vere. Cümlemizi görünür görünmez kazalardan, belalardan esirgeye; emeklerimizi boşa
çıkarmaya, günahlarımız var ise bağışlaya. Nûr-u Nebî, kerem-i Ali, Kerâmeti Veli Gülbeng-i
Muhammed`î gerçekler demine Hû, mü’mine Ya Ali…”
4
ALEVİ KAVRAMI
Şu Kur’an, Allah’ın suskun kitabıdır; ben ise Allah’ın konuşan kitabıyım. (Hz. Ali)
“ALLAH KATINDA DİN İSLAM’DIR”
(Kutsal Kelâm/Kâdim Kur`an)
“Alevi’’ kelimesi her ne kadar Ali Evi`nden olanlar olarak kullanılmış olsa bile kısaca Ali
taraftarları olarak kabul edilir. Hz. Ali, Hz. Muhammed`ten sonra İslam ışığını, nûr`unu
taşıyan ve Kur’an-ı Nâtık (Konuşan Kur’an) olarak bilinen yegâne kişidir. Ondan dolayıdır
ki İslam dininde Şâh-ı Velayet (Allah Dostlarının Şâh-ı) olarak bilinir. Bu açıdan bakacak
olursak, Hz. Ali, nûr`un-ışığının taşıyıcısı ve Esrâr-ı Hakîkat`ın (Gerçeğin Sırr-ı) sahibidir.
Alevi`lerde işte bu yüzden Hz. Ali`yi takip ederler. Alevi`ler Hz. Ali`yi, Hz. Muhammed`in
emrinden dolayı severler ve onun izinden giderler. Çünkü Hz. Muhammed kendisinden
sonra Hz. Ali`nin takip edilmesini vasiyet etmiştir.
5
ALEVİLİK TANIMI
ALLAH-MUHAMMED-ALİ YOLU
(HAK`KI VE KENDİNİ BİLME YOLU)
Temelini Kur’an`nın Birlik Bilgisi`nden alan, Allah-Muhammed-Ali sevgisini en
yüce inanç değeri olarak kalplerinde taşıyan, Ehlibeyt ve 12 Îmam’lara büyük bir
sadakatla bağlı, dînin Tasavvûf`’i yorumunu öne çıkaran, inanç öğretisini Dört
Kapı-Kırk Makam ilkeleri üzerine kurarak, yaşamının her anında olgun ve yetkin
insan olabilmek için “Eline-Diline-Beline Sahip Ol” düsturunu yaşam felsefesi
hâline getiren, kaynağını Hz. Muhammed`in Mîraç`ı ve Kırklar Meclisi`nden
alarak 12 Hizmet`i Mürşîd`ler ve Rehber`ler önderliğinde bütün Can`larla beraber
Sazlar ve Nefes’ler eşliğinde Cem Erkân-ı ve “Yol” olarak yürüten, amacı
Allah`ın Ehl-î Kâmil İnsan yaratma projesi olan İslâm dininin Bâtin-i (Ruhsal)
yorumu ve “Öz” üdür.
“HER KİM KENDİNİ BİLDİ YÜCE TANRIYI BİLDİ’’
(HZ. MUHAMMED)
İNSÂN-I KÂMİL
Vücudun şehrinin yolun ararsan
İnsan-ı Kâmil’e sorda öyle gel
Hakîkat bahrinin çölün sorarsan
Mecnun ol Leylây’ı görde öyle gel
6
Kırk mekânı vardır birleşir yolu
Orada içilir badeyle dolu
Onların başıdır Muhammed-Ali
Canını Canan’a verde öyle gel
(Remzâni)
İnsân-ı Kâmil on sekiz bin âlemi on sekiz bin gözle seyreder.
İnsan yaratılmış varlıklar arasında en mükemmel yaratılışa sahip olanıdır. Allah’ın
sıfatlarından tecelliler taşımaktadır.
Kadîm Kelâm, Kutsal Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır.
“Onu düzenleyip insan şekline koyup ona ruhumdan ruh üflediğim zaman hemen ona secde
edin” (Hıcr Sur. 15/29) (Sad sur. 38/72)
“Biz insanı en güzel şekilde yarattık” (Tin Sur. 95/4)
“Allah sizi yeryüzünde halife yaptı” (En’am Sur. 6/165)
“Gerçekten insan oğlunu şerefli kıldık” (İsra Sur. 17/70)
Bu ayetlerde insanın ilâhi yönü ruhsal kademelerinin olduğu görülmektedir.
Hallacı Mansur “Allah âdemi kendi suretinde yarattı”hadisinden yola çıkarak Allah’ın kendi
nefsinde kendisi için tecelli ettiğini söylemiştir.
Bu tecelli ile Allah kendi isim ve sıfatlarının hepsini kuşatan sûret vücuda getirmiştir.
Hallac’ın bu anlayışı daha sonra İbnül Ârabi’nin İnsân-ı Kâmil düşüncesine zemin
hazırlamıştır.
İbnül Ârabi’ye göre İnsân-ı Kâmil, Allah’ın bütün isimlerini bilen tek varlıktır. İnsân-ı Kâmil
maddi ve manevi bütün kemal mertebelerini kapsamaktadır.
İnsân-ı Kâmil mutlak anlamda birdir ve oda Hz. Muhammed’dir.
Henüz âdem balçık halinde iken peygamber olan Hz. Muhammed’dir.
Yani Hakîkat-i Muhammed’iyedir.
Onun yolundan giden veliler ise Hz. Muhammed’in vekilleri olmaları sebebiyle İnsân-ı
Kâmil’in mertebelerini kapsamaktadırlar.
Ruhani, Cismani, Duyulur (Hissi) ve Hayali tüm âlemler İnsân-ı Kâmil’de dürülmüştür.
İnsân-ı Kâmil bu alemlerin unsurlarını kendisinde barındırmaktadır.
7
Zirâ insan sûret yönünden küçük âlem (mikro kozmos) olmakla beraber mâna yönünden
büyük âlemdir (makro kozmos).
Hz. Ali bu konuda şöyle buyurmaktadır;
“Sen kendini aciz zavallı bir varlık olarak görürsün oysaki cümle âlem sende dürülüdür”
Ya da;
“Sen kendini küçük bir cisim sanırsın, halbuki âlem-i ekber sensin ve “O” sende gizlidir”
Mesela onsekizbin âlemin bir havan içinde dövüldüğü macun yapıldığı ve bu macundan
birşey oluşturulduğu farz edilse bu oluşturulan şey İnsân-ı Kâmil olurdu.
İnsân-ı Kâmil onsekizbin âlemi onsekizbin gözle seyreder. Her bir âleme girer ve girdiği
âlemi o âleme uygun bir gözle seyreder.
Hissedilirler âlemini duygu gözüyle, akledilirler âlemini akıl gözüyle, manaları yani ruhlar
alemini kalp gözüyle seyreder.
İnsân-ı Kâmil için Nasut’ta (Mülk alemi), Melekut’ta, Ceberut’ta ve Lahut’ta hiç birşey örtülü
ve gizli değildir.
O eşyayı eşyanın hikmetini olduğu gibi bilir.
Mertebeler âlemler birbirinin aynasıdırlar.
Lahut’un aynası Ceberrut âlemi
Ceberrut’un aynası Melekut âlemi
Melekut’un aynası ise Nasut âlemidir (Mülk).
Bütün bu âlemlerin aynası ise İnsân-ı Kâmil’dir.
Çünkü İnsân-ı Kâmil, Allah’ın halifesidir ve Allah’ı gösteren en berrak aynadır.
İnsân-ı Kâmil kendisinde tüm varlık mertebelerini toplamıştır.
Bundan dolayı İnsân-ı Kâmil’in varlığı hem HAK’ka hemde halka ayna vazifesi görür.
İnsan bedeni HAK’ın dükkanıdır. İçinde Rahman’ın sıfatları vardır.
Az olsa bile bu sıfatlar aydınlatıcıdır.
Arifin kendi hakîkatını tanıması demek İnsân-ı Kâmil olmak demektir.
İnsân-ı Kâmil, ilahi tecellilerin temsilcisi olduğu için onu tanımak Allah’ı tanımak demektir.
O yüzden tasavvufta “Kendini Bilen Rabbini Bildi” denir.
8
İbnül Ârabi’ye göre asıl yaratma fiili “HAKÎKATİ MUHAMMEDİYE” adınıda verdiği
mertebeden sonra gerçekleşmekte ve bütün mahlukat ondan yaratılmaktadır.
Allah İnsân-ı Kâmil’i yarattığı zaman ona akl-ı evvel mertebesini vermiş ve kendisine
bilmediği şeyleri öğretmiştir.
Onun mertebsini meleklere tarif etmiş ve onlara insanın âlemde kendisinin halifesi olduğunu
bildirmiş, göklerde ve yerde bulunanların hepsini onun emrine âmade kılmış böylece Allah’ın
âlemdeki hükmü İnsân-ı Kâmil zâhir olmuştur.
Yine İbnül Ârabi’ye göre âlemin varlığının sebebi ve koruyucusu bu İnsân-ı Kâmil’dir.
Allah’ı ancak İnsân-ı Kâmil bilebilir.
Çünkü o Allah isminin mazharıdır.
Öte yandan varlık mertebelerinin sonuncusuda (en yücesi) mertebe-i İnsân-i Kâmil’dir.
Yine bu anlamda İnsân-ı Kâmil Hz. Muhammed’dir.
İnsân-i Kâmil, Seriat, Tarîkat, Marîfet ve Hakîkat kapılarında ahlâki kemâle ulaşmış engin
kişidir.
İnsân-i Kâmil’in bir başka fonksiyonuda İlâhi varlık için en büyük şahit ve delil olmasıdır.
Bu delil öteki bütün delillerden daha güçlüdür. Çünkü İlâhi isim ve sıfatlar hiçbir varlıkta
İnsân-i Kâmil’de olduğu kadar parlak bir şekilde görünmez.
Kısaca söylemek gekirse;
İnsân-i Kâmil, âlemin yaratılışının maksadıdır.
İnsân-ı Kâmil, HAK Teala’nın bilinmekliği murat edende göründüğü mirat-ı mücellâdır.
İnsân-i Kâmil, HAK’kın meleklerine müjdelediği halifesidir.
Âlem İnsân-i Kâmil’e, İnsân-i Kâmil âleme aynadır ve ikiside HAK’kın esmalarının
tecelliğahıdır.
“İNSÂN-I KÂMİL ÂLEMİN ÖZÜ VE ÖZETİDİR’’
Hz. Muhammed`in Hz. Ali hakkındaki Hâdis-i Şerif`leri (Sözleri):
“Ben ilim şehriyim, Ali onun kapısıdır. İlmi talep eyleyen kapıya gelsin’’
(Hz. Muhammed)
“Evlere kapılardan giriniz, bacalardan girenler hırsızlardır’’
(Kutsal Kelâm-Kâdim Kur’an)
9
Ey Ali ikimiz Allah`ın nûr`undan yaratıldık.
(Hz. Muhammed)
Hz. Ali, bizler için, gerçeğin, hakîkatin, yüceliğin, erdemliliğin, mertliğin, doğruluğun,
dürüstlüğün, aşkın, samimiyetin, arınmışlığın, mutlaklığın... ve daha yığınla varlığa anlam
katan, var oluşa cevap vermesi gereken işaret ve mânaların adıdır.
Hz. Ali, herhangi sıradan bir tarihsel şahsiyet, yiğit bir komutan, siyaset adamı, filozof
değildir.
Ali demek, “Allah’ın Nûr`unun en üst mânada insan sıfatında yer yüzüne yansımasıdır”.
ALEVİLİĞİN TEMEL KURUMU SEYİT-DEDE-OCAKLARIDIR
Aleviler dünyanın her coğrafyasına dağılmışlardır, inançlarınıda kendi ana dilleriyle icra
ederler.
Alevi Mürşit Ocakları ve Mürşit Ocaklarına bağlı olan Pir Ocakları ve Dergahları Allah’ı, Hz.
Muhammed'i, Hz. Ali’yi, 12 İmamları ve Kur’an-ı Kerim’i inanç kitabı olarak kabul ederler.
Aleviler’in ‘’HAK Âşıkları’’ olarak kabul edilen; Fuzûli, Nesîmi, Şah Hatâyi, Yemêni,
Virâni, Kul Himmet, Pir Sultan Abdal, vs... yazdıkları eserlerinde, nefeslerinde sürekli bu
argümanlar sıkça kullanılır ve yüzlerce nefesi; ALLAH-MUHAMMED-ALİ ile ilgilidir.
Yazılı ve sözlü Alevi tarihinin taşıyıcıları olan HAK Âşıkları, Hz. Muhammed’i ve Hz. Ali’yi
tanımıyorlar mıydı?
Aleviler ibadetlerinde; Allah’ı, Hz. Muhammed’i, Kur’ân’ı Kerim’i, Hz. Ali’yi, HAK
âşıklarını, deyişleriyle, duaz-ı imam, semâhlarla, nefeslerle, gülbenglerle, Alevi ulularının
adlarını anarak, 12 İmamı, telli Kur’an (bağlama) eşliğinde, yüz yıllardır ALLAH-
MUHAMMED-ALİ’ye verdiğimiz ikrarda durarak, niyaz edip anıp “CEM” oluyoruz.
Peki bu kavramlar hangi dine ait kavramlardır?
İslam dini dışında; Hz. Muhammed, Hz. Ali, Kur’ân, 12 imamlar, semah, cem, telli Kur’an,
Hızır orucu, matem yası, Kerbelâ vs. kavramları başka bir dinde yoktur.
Herhalde Aleviliğin ne olduğunu Pir Sultan Abdal’dan daha iyi ifade edemeyiz.
10
Bakın Pir Sultan Abdal bir nefesinde şöyle diyor;
“Muhammed dinidir bizim dinimiz
Tarîkat altından geçer yolumuz
Cibril-i emindir hem rehberimiz
Biz müminiz mürşidimiz Ali’dir”
(Pir Sultan Abdal)
Görüldüğü gibi Pir Sultan Abdal; “Muhammed dinidir bizim dinimiz” diyor.
Hz. Muhammed’in dininin adı İslâmiyet değil mi?
Hz. Muhammed’in, Hz. Ali’nin başka dini var mı?
Pir Sultan Abdal ne dediğini bilmiyor mu?
Benzer nefesler tüm Alevi-Bektaşi edebiyatında binlerce örneği bulunuyor.
Alevîliği İslâm dışı göstermek isteyenler bilmezler mi ki hiçbir Alevî Cemi, âyetsiz,
hâdissiz, duaz imamsız ve Ehl-i Beyt’e salavatsız olmaz.
AMACIMIZ
1. Alevi örgütlerini inanç tanımı üzerinde hem fikir olabileceği geleneksel Alevi tanımı
ile İNANÇ BİRLİĞİNİ sağlamak...
2. Alevi kurumlarının yıllık çalışma programları ile aynı düşünce ve duyguyla hareket
ederek SİYASİ BİRLİĞİNE katkı sunmak...
3. Yıllardır Aleviler içerisine ayrılık tohumları ekilen İslam içi-dışı, Luvici, Hititci,
Göbekli tepe vb. ayrıştırıcı, kırıcı, iç asimilasyona hizmet eden her türlü Harici fidne-
fesat ard niyetli çalışmalara hizmet edenlere karşı; İNANÇTA BİRLİK SİYASİ
BİRLİĞİ, SİYASİ BİRLİKTE EKONOMİK GÜCÜ OLUŞTURUR ŞİARIYLA
HAREKAT ETMEK...
11
YOL CÜMLEDEN ULUDUR (Hz. Ali)
BİR OLUN, DİRİ OLUN, İRİ OLUN (Hacı Bektaş Veli)
Hacı Bektaşi Veli’nin düsturu; Bir Olun, Diri Olun, İri Olun, özdeyişini kendimize rehber
alarak, ALLAH-MUHAMMED-ALİ yolumuzu ilim, irfân ve sevgi üzerine verdiğimiz ikrara
sadık kalarak, öğrenerek, yaşıyarak İNANÇ BİRLİĞİ’ni sağlamaktır.
Amacımız Ham Ervah olan insana yapması gerekenleri tarif edip onu İnsani kamil olmaya
yardım etmek ve onu arı/duru insan haline getirmektir.
Bizden sonraki nesillere inancımızı taşımak ve onurlu bir miras olarak bırakmaktır.
İKRARIMIZ
Bütün ruhların, Elest meydanında, Kâlu Belâ diyerek verdikleri ilk ikrarda, Allah’ın varlığına
ve birliğine, Hz. Muhammed`in peygamberliğine, Hz. Ali`nin veliliğine ve vasiliğine, Tevella
ve Teberraya, Ehl-i Beyt ve Kur’ana sahip çıkacaklarına dair ikrar verirler. Musâhiblik
kavlinde, nikâh ahdinde, ikrar alır ikrar verirler.
İkrar veren ikrarından dönemez. “Öl ikrar verme, öl ikrarından dönme”, bunun en açık
uyarısıdır.
İLKEMİZ/KURALIMIZ
“ELİNE–DİLENE–BELİNE SAHİP OL: EDEB’’
“AŞINA–İŞENE–EŞİNE HAKİM OL’’
“ÖZDE VE SÖZDE BİR, YÜZDE GÜLEÇ OL’’
EDEB: Mâna olarak insanı hayvandan ayıran en yüksek ahlâk düsturudur.
“VARDIM İRFÂN MECLİSİNE
İLİM EYLEDİM TALEP
İLİM GERİDE KALDI DEDİLER
İLLÂ EDEB İLLÂ EDEB”
(YUNUS EMRE)
12
Bütün Nebî’lere ve Velî’lere gelen Kutsal Suhuflarda ve Kutsal Kitaplarda verilen CENNET-
İ ÂLA’nın (TANRISAL KAT/LAHUT ÂLEMİ/EN YÜKSEK
CENNET/MÜKEMMELLERİN ve KUSURSUZLARIN KATI) yüksek ahlâki değerler
yasası yukarıda verilen bu 9 kural ile özetlenmiş olup yeryüzüne HIZIR İLYAS KÜLTÜ
olarak yansıtılmıştır.
13.yy da ANADOLU’daki uygulaması ise OCAKLAR KÜLTÜ adı altında Ruhsal
Hiyararşinin Yeryüzündeki en yüksek görevlisi SERÇEŞME’miz olan MUHAMMED’i
NÛR, KUTBÛL ÂLEMİN HÜNKÂR HACI BEKTAŞ-I VELÎ tarafından devreye alınmıştır.
Ayrıca sayılar içinde 9 rakamı ruhsal olarak tekâmülün son aşamasını ve bu son aşamadaki
HALİFE RUH’u sembolize eder. Yer yüzünde tekâmülün en yüksek seviyesine ulaşabilmiş
ilk yüce İNSAN-I KÂMİL olan HALİFE RUH ise Hz. MUHAMMED MUSTAFA’dir.
“MUHABBETTEN MUHAMMED OLDU HASIL
MUHAMMED’SİZ MUHABBETTEN NE HASIL?”
“Kaygusuz eder bu ilmi
Okudum anladım bildim
Bütün âlemlerin hükmü
Kâmil İnsan elindedir”
(Kaygusuz Abdal)
Hz. Ali: “Haksızlık karşısında eğer susuyorsanız, yalnız hakkınızdan değil, aynı zamanda
şerefinizden de olursunuz’’ ilkesi bizim ilkemizdir. Alevi örgütlenmesi mazlumun yanında,
zalimin karşısında her zaman taraftır.
Hz. Ali”nin, adaletini, temiz ahlâkını, erdemliliğini, mertliğini, dürüstlüğünü,
paylaşımcılığını, şairliğini, barışcıllığını, bilgeliğini rehber alarak, 72 millete aynı nazar da ve
aynı gözle bakma felsefesini ilke edinerek, her Alevi canın; kendi ana dilinde özgürce
ibabetini yapabileceği hoşgörüyü yakalama erdemliliğini ilke edinerek çalışmalarını
sürdürecektir.
ALEVİLİĞİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Bizim inancımız ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.
(Kutbûl Âlemin Hünkâr Hacı BektaşVeli)
“Alevilik inancı asla şiddet ve cebir içermez”
Tanrı, insan ve doğa sevgisiyle harmanlanmıştır.
13
Etnik, siyasi ideoloji ve dil farkı etmemeksizin inançta aynı çatı altında toplanabilmeliyiz.
Ocak sisteminin önemi ve Pir, Talip ilişkisinin gerekliliği vurgulanmalıdır.
Alevi kurumları yaşadığı ülkenin bayrağına, milli sınırlarına ve kurucu felsefesine,
demokratik hukuk devleti yasalarına saygılı olduğu gibi, hiç bir zaman kendi içinde, enerjisini
bu hassas konuları gündemine alıp tartışma ortamı yaratmamalıdır.
Alevi kurumları şiddete dayalı, ayrılıkcı, kin, fesat tohumları eken, nereden ve kimler
tarafından kurulmuş ne olduğu belli olmayan, illegal örgüt ve partilerle hiç bir zaman yan
yana gelmemelidir.
Aleviler, siyaseten kendi inancını rencide etmemek koşulu ile vicdanıyla başbaşadır.
Alevi inanç kimliği veya etnik kimliği ile, temel ilkelerimizden ödün vermemek kaydı ile, her
legal oluşumda yer ve görev almak her Alevinin hakkıdır.
Alevi dernek, vakıf, federasyon ve Alevi camiasında öne çıkmış, Alevi toplumunda saygınlık
kazanmış kişi ve Alevi kurumlarının temsilcileri, bulundukları ülkenin resmi kurumlarıyla,
kendi kurumlarından aldığı yetki ile, şeffaf, açıktan görüşme hakkına sahiptirler.
BU ÇALIŞMADA İZLEYECEĞİMİZ YOL HARİTASI
1. Alevi Birlik Bildiri’sinin Alevi dernek, vakıf, federasyon ve kişilere E-mail, facebook ve
sosyal medya üzerinden dünyada yaşıyan tüm canlara ulaşılması için çaba sarfedeceğiz.
2. Gereksiz yere tartışma ortamının yaratılmaması için, toplu olarak herkese bu proje metni
yollanmayacaktır.
3. Metnin son düzenlenmesi İsviçre Alevi-Bektaşi Dergâhı tarafından yapılarak, katkı
sunanların, destekliyenlerin ve onaylayanların isimleri ile birlikte, sosyal medyada
paylaşılacaktır.
4. Bu bildiride hiç bir Seyidimizi, yazarımızı, canları, ne tartışma ortamına çekip, kısır
tartışmalar içerisine çekmek, nede kişilerin siyasi düşüncesine göre ayrım yapmak olacaktır.
5. Yaşadığımız bölgelerde sadece Alevileri değil, farklı inanç önderlerini de kurumumuza
(Dergahımıza) davet ederek onları dinlemek, önyargıların giderilmesi için arada bir karşılıklı
sohbet (muhabbet) toplantıları düzenlenecektir.
6. Alevi Birlik Bildirisi 30 Kasım 2019 tarihine kadar, eleştiri, öneri, fikir alış verişine açık
tutulacaktır.
7. Alevi Birlik Bildirisinin son metni www.dunyaalevibektasi.com/tr/ sitesine eklenmiştir.
14
Birincisi: Bu projeyle birlikte, Seyitlerden, araştırmacı yazarlardan ve canlardan ileride
DANIŞMA-YAZI KURULU oluşturulması sağlanması amaçlanmaktadır…
İkincisi: DANIŞMA-YAZI KURULU, dünya Alevi-Bektaşi projesi çalışmalarının sonucları
web sayfamıza, http://www.dunyaalevibektasi.com/tr/ aktarılacak ve doğru, emin olduğumuz
bilgilerle donatıp, ileride, Wikipedia-ALEVİ-BEKTAŞİ BİLGİ BANKASI oluşturulması
sağlanacaktır…
BEN GAYRI NESNE BİLMEZEM
ALLAH BİR MUHAMMED ALİ
ÖZÜM GURBETE SALMAZAM
ALLAH BİR MUHAMMED ALİ
BİR MUM YANAR BİR MEŞEDE
BÜLBÜL EYLENMEZ MEŞEDE
YEDİ İKLİM DÖRT KÖŞEDE
ALLAH BİR MUHAMMED ALİ
PİR SULTAN’IM BU BİR SIRDIR
SIRRINI SAKLAYAN ERDİR
AY’DA SIRDIR GÜNDE SIRDIR
ALLAH BİR MUHAMMED ALİ
(PİR SULTAN ABDAL)
Gerçeğe HÛ…
Mümine...
YA ALLAH YA MUHAMMED YA ALİ...
Aşk-ı Niyazlarımızla...
BİLDİRİYİ HAZIRLAYAN: İsviçre Alevi-Bektaşi Dergahı
15
KATKI SUNANLAR
1. Mustafa Düzgün, Şıh Ahmet Dede Ocağı, Türkiye-İsveç
2. Seyyid Süleyman Kılıç, Baba Mansur Ocağı, Türkiye
3. Hüseyin Hürrem Ulusoy, Hacı Bektaş Veli Ocağı, Türkiye
4. Hüseyin Dedekargınoğlu, Dedekargın Ocağı, Türkiye
5. Kadir Doğan/Qedir Xoce, Araştırmacı-yazar, şair, besteci, sanatçı, Almanya
6. Kazım Balaban, Araştırmacı-yazar, Avusturya
7. Binali Kızıl, Yüksek Mimar, Almanya
BİLDİRİYİ ONAYLAYAN KİŞİLER ve BULUNDUKLARI ÜLKELER
YOL ERKAN YÜRÜTEN ANALAR, DEDELER ve OCAKLARI;
8. Bülent Aldede, Sultan Sinemili Ocağı, Almanya
9. Mansur Kılıç, Baba Mansur Ocağı, Türkiye
10. Ali Düzgün, Baba Mansur Ocağı, Türkiye
11. Timur Can Ulusoy, Hacı Bektaş Veli Ocağı, Türkiye
12. İbrahim Bakır, Sultan Sinemili Ocağı, İsviçre
13. Ali Yenialtun, Sultan Sinemili Ocağı, İsviçre
14. Deniz Zeynel Altun, Kureyşan Ocağı, Avusturya
15. Aşur Aydın, Pir Sultan Ocağı, İstanbul
16. Binali Büklü, Kurayşan Ocağı, Tunceli
17. Mehmet Mercan, Derviş Cemal Ocağı, Avusturya
18. Erdal Bozkurt, Kureyşan Ocağı, Türkiye
19. Özcan Cenan Yakut, Kureyş Baba Ocağı, Türkiye
20. Metin Küçük, Seyyid Derviş Gevr-Derviş Beyaz Evladı, Almanya
21. Ali Dedeoğlu, Sultan Sinemili Ocağı, İsviçre
22. Remzi Özbali, Hacı Bektaş Veli Ocağı, Türkiye
23. Hüseyin Öner, Kureyşan Ocağı, Türkiye
24. Ali Ateş, Kureyşan Ocağı, Türkiye
25. Sinan Yıldız, Gözü Kızıl Ocağı, Türkiye
26. İsmail Soyupak, Kureyşan Ocağı, Türkiye
27. Nurettin Gedikoğlu, Hıdır Abdal Sultan Ocağı, Türkiye
28. Binali Yıldırım, Baba Mansur Ocağı, Türkiye
29. Kenan Cangüder, Baba Mansur Ocağı, Türkiye
30. Hasan Altun, Kureyşan Ocağı, Avusturya
31. Celal Demiray, Seyyid Seyfeddin Ocağı, Türkiye
32. Süleyman Metin, Baba Mansur Ocağı, Türkiye
33. Davut Sever, Derviş Cemal Ocağı, Hollanda
34. Zeynel Demir, Derviş Cemal Ocağı, Türkiye
35. Umut Demir, Derviş Cemal Ocağı, Türkiye
36. Şeref Kuzel, Seyyid Mahmut Hayrani Eraslan Ocağı, Türkiye
16
37. Nurali Kendigelen, Baba Mansur Ocağı, Türkiye
38. Düzgün Dağ, Kureyşan Ocağı, Türkiye
39. Hıdır Cenan, Ağuiçen Ocağı Türkiye
40. Hüseyin Yıldız, Baba Mansur Ocağı, Türkiye
41. İsmet Demir, Derviş Cemal Ocağı, Türkiye
42. Hasan Biliçi, Derviş Ger Ocağı, Türkiye
YOL ERKAN YÜRÜTMEYEN ANALAR, DEDELER ve OCAKLARI;
43. Celaleddin Polat, Derviş Cemal Ocağı, 2014-2019 Hozat Belediye Başkanı, Türkiye
44. Hıdır Aytaç, Kureyşan Ocağı, Almanya
45. İsmail Özmen, Koluaçık Hacım Sultan Ocağı, Türkiye
46. Serap Ulusoy, Hacı Bektaş Veli Ocağı, Türkiye
47. Gülendam Emre, Baba Mansur Ocağı, Almanya
48. Murat Sarıgül, Kureyşan Ocağı, Almanya
49. Ali Timurtaş Özmen, Koluaçık Hacım Sultan Ocağı, Türkiye
50. Şahan Düzgün, Seyyid-Şah Ahmed Dede Ocağı, Türkiye
51. Mehmet Bakır, Sultan Sinemili Ocağı, Fransa
52. Sefer İncir, Pir Sultan Ocağı, İsviçre
53. Murat Löker, Hubuyar Sultan Ocağı, İsviçre
54. Ayşe Dedeoğlu, Sultan Sinemili Ocağı, İsviçre
55. Cem Dedeoğlu, Sultan Sinemili Ocağı, İsviçre
56. Deniz Can Dedeoğlu, Sultan Sinemili Ocağı, İsviçre
57. Hüseyin Kaplan, Baba Mansur Ocağı, İsveç
58. Rıza Bitmez, Baba Mansur Ocağı, Almanya
59. Tacim Özyıldırım, Celal Abbas Ocağı, Türkiye
60. Ali Allahverdi, Derviş Cemal Ocağı, Türkiye
61. Celal Demiray, Seyyid Seyfettin(Piri Sevdin) Ocağı, Türkiye
DEDE BABALAR;
62. Kazım Balaban, Araştırmacı-yazar, Avusturya
AŞIKLAR;
63. Aşık Sinem Bacı, Türkiye
64. Aşık Arabi Özünur, Türkiye
65. Aşık Ormani-Mehmet Gül, Türkiye
66. Aşık Dudahi-Murat Güvendik, Türkiye
ARAŞTIRMACI-YAZARLAR;
67. Kadir Doğan/Qedir Xoce, Araştırmacı-yazar, şair, besteci, sanatçı, Almanya
68. Mehmet Özgür Ersan, Araştırmacı-Yazar, Türkiye
17
TALİPLER;
Türkiye;
69. İsmail Saçlı
70. İsmail Baki
71. Mustafa İşleker
72. Barış Sarıgök
73. Mahmut Bulut
74. Zübeyde Bulut
75. Sinan Pınar
76. Zeynep Bulut
77. Gülüzar Gül
Almanya;
78. Murat Taylan
79. Sinem Taylan
80. Merdan Taş
81. Murat Ungan
82. İsmail Yakut
83. Vedat Özer
84. Hasan Akar
85. Hüseyin Akdoğanbulut
86. Zeynep Gök
87. Atilla Gök
88. Bektaş Ceren
Fransa;
89. Cemal Soysüren
90. Hakan Bakır
91. Metin Güler
Belçika;
92. Mustafa Bakır
93. Şahmeran Bakır
94. Cemal Bakır
95. Abidin Bakır
İsviçre;
96. Hulisi Yıldız
97. Murat Kutbay
98. Sati Kutbay
99. Erkan Kutbay
100. Fadime Bakır
101. Aynur Kırık
102. Zeynel Kırık
18
103. Asiye Akkılıç
104. Kazım Akkılınç
105. Ali Bulut
106. Gülseren Bulut
107. Arın Can Bulut
108. Cafer Ceylan
109. Mustafa Sarıgöl
110. Sevim Sarıgöl
111. Gökhan Zengin
112. Çiğdem Zengin
113. Cemil Cevüz
114. Gülağa İpek
115. Songül İpek
116. Özcan Öğüt
117. Garip Uyandık
118. Ali Ülküplü
119. Erdal Sayılır
120. Ali Işık
121. Hüseyin Bahtiyaroğlu
Hollanda;
122. Ali Ekber Tas
Avusturya;
123. Hüseyin Fırat
Avusturalya;
124. Ali Özer
Vs. ülkeler...