Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

11
AİLEDE ÇOCUĞUN YERİNİN RUH SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Transcript of Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

Page 1: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

AİLEDE ÇOCUĞUN

YERİNİN RUH SAĞLIĞI

ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Page 2: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

İLK ÇOCUK: Aşırı mükemmeliyetçi olmalarıyla

tanınıyor.Ailenin ilk çocuğu, dolayısıyla kardeşlerin en büyüğü olmak, kişinin liderlik vasfını geliştiriyor. İlk çocuklar güvenilir, bilinçli kişiler olarak tanınıyor. Sürprizlerden hoşlanmıyor ve biraz da agresif özellikler taşıyorlar. İlk çocuklar ailenin 'örnek çocuğu' olarak görüldüğü için, başkalarının onayını alma, kabul görme ihtiyacını fazlasıyla hissediyorlar. İlk çocuklar çok başarılı oluyorlarmış.

Page 3: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

ORTANCA ÇOCUK: Ortanca çocuklar, kardeşler arasında en

karmaşık özelliklere sahip olanlar. Ortancalar, ağabey ya da ablalarından çok farklı. Bu kişiler, bütün ilgiyi ağabey ya da ablalarının topladığına, küçük kardeşlerinin de bütün aile içi disiplin kurallarından kurtulduğuna inanıyor. Bu da ortanca çocuğun daha az ilgi gördüğünü düşünmesine yol açıyor. Ortanca çocuklar diğerlerine göre daha ketum, düşünce ve duygularını açıkça paylaşamayan kişiler olarak yetişiyor. Ortancalar, ailede 'özel yerleri' olmadığını düşündükleri için arkadaşlığa daha çok önem veriyor. İnsanların duygularını okumak ve uzlaştırmak konusunda yetenekli olan ortancalar, olayın farklı yönlerini görebiliyor. Bağımsız ve yaratıcı özellikleri dikkat çekiyor

Page 4: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

SON ÇOCUK: Tek çocukmuş gibi davranır. Diğerlerini daha

güçlü görür.Başkalarının işleri halletmesini, sorumluğu almasını bekler.Kendini zayıf olarak görür. Ciddiye alınmadığını düşünebilir. İşlerinin yapılması yolunda ailenin patronu olur. Aşağılık duygusu geliştirebilir, hızla ilerleyip önce doğan kardeşini geçmeye çalışabilir. Bebek kalır ve başkalarından istemeye alışır. Eğer üç kardeşin en küçüğü ise, ortanca kardeşe karşı en büyükle işbirliği kurar. Baskın ve girişken bir kişilik taşıyor 

 

Page 5: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

TEK ÇOCUK OLMA: Sürekli yetişkinlerle bir arada olduklarından yetişkin

tavırları geliştirme eğilimindedirler, bir türlü çocuk olamazlar. Aileleri de onların bu tavırlarına alışarak onların aslında çocuk olduğunu unutur ve onlardan neredeyse her zaman olgun, akılı bir çocuk! olmalarını bekler.

Aile içinde fazla sınırlandırılmadıklarından erişkin yaşamlarında sınırlar, engeller karşısında durması gerektiğinde geri adım atmayı, vazgeçmeyi veya sabırla beklemeyi çok beceremezler. Engellenmelerle, ertelemelerle, geri çevrilmelerle karşılaştıklarında istenmediklerini, sevilmediklerini düşünüp derin hayal kırıklıları, mutsuzluklar yaşayabilirler.

Sürekli anne-babayla birlikte ve tek olduklarından hep mercek altında gibidirler. Her yaptıkları izlenir, kontrol edilir, fazlasıyla takdir veya yergi alırlar. Durum böyle olunca da özdenetim çok fazla gelişememiş olur, yeni deneyimler yaşama konusunda daha az cesur ve atılgan olurlar. Neyi yapıp yapmaması gerektiğine karar vermekte güçlük çekebilirler.

Paylaşmayı çok fazla bilemezler. Her şeye tek başına sahip olmaya öylesine alışmışlardır ki, paylaşmak bir nevi kaybetmek gibidirler.

Page 6: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

CİNSİYET: Ailedeki çocuğun cinsiyeti, çocuğa aile ve toplum

tarafından verilecek olan kimlik açısından son derece önemlidir. Hangi toplumda olursa olsun, cin siyet, çocuk kimliğinin belirlenmesinde önemli bir etken durumundadır. Hemen tüm toplumlarda belli cinste bir çocuk, belli şeylerin sembolü durumundadır. Eski inanışlara göre yeni doğan kız çocuk kötü haberlerin, erkek çocuk ise bol luk ve bereketin sembolü idi. Genellikle çalışmaya hazır güç olarak görülen aile bireyleri içinde, gücü yerinde olan ve ağır işlerde çalışmaya elverişli olması bakımından tercih edilen cinsiyet erkek çocuk olagelmiştir. Bunun yanı sıra, kız çocukların evlenip kocaları ve onların ailesi ile yaşamaya başlamaları ve daha sonra da çocuk doğurarak iyice aileden kopmaları anlamına gelmektedir.

Page 7: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

AİLE İÇİNDEKİ ÖZEL

SORUNLARIN ÇOCUĞUN RUH

SAĞLIĞINA ETKİLERİ

Page 8: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

BOŞANMA:  Bu çocukların hem gelişimsel hem de psikolojik

sorunlar yaşamak açısından diğer çocuklardan daha fazla risk altında olduklarını göstermektedir.  Boşanma sadece eşlerin ayrılması değil aynı zamanda aile birliğinin dağılmasıdır ve bu duruma boşanan eşler gibi çocuklarda çeşitli duygusal tepkiler verirler. Sevilen ebeveynin kaybına verilen tepkiler çocuktan çocuğa değişmekle beraber şu genel başlıklar altında toplanabilir: Parmak emme, oyuncaklarına bağlanma, üzüntülü görünüm, ağlama, yas tutma,itaatsizlik, okuldan kaçma, suç işleme, ayrılık kaygısı, okul fobisi, oyunlarda kızgınlık ve öfkenin dışa vurması, her şeye öfkelenme, ajitasyon, sulu gözlü olmak, yaşlılık, bitkinlik, asilik, kavgacılık, kabalık, ilaç kötüye kullanımı, içki kullanma, evden kaçma, mızmızlanma, bebeksi konuşma, bağımsızlık, huzursuzluk, okul başarısında azalma, gerileme, bağımlılık  gibi sorunlar görülür.

Page 9: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

ÜVEY ANNE-BABA İkinci evliliklerde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri 

çocuklardan gelen tepkilerdir. Yeni ve mutlu  bir aile kurma aşamasında çoğu çocuk uygun yaklaşımlarla yeni kişiyi kabullenir. İlk yapılması gereken bu haberin çocuklara özenle verilmesidir. Çocuklar yeni evliliğe ne kadar hazırlanmış  ve bu evliliğe ne kadar hoşgörü ile bakmış olularsa olsun bir takım problemlerin yaşanması muhtemeldir. Gerçekte çoğu çocuk uzun bir süre öz anne ve  babasının tekrar birleşmesini ümit eder. Yeni evlilik haberi ile çocuğun bu hayali  de son bulmuş oluyor.

Gerek evlenen kişiler gerekse  çocuk, önceleri bazı zorluklar yaşayacaklardır. Özellikle ilk zamanlarda  çocuklardan yeni gelen ebeveyne anne ya da baba diye hitap etmesi istenmemelidir. Zaten çocuklar; bu kişiye abla,ağabey, teyze, amca diye hitap ederek tepkilerini dile getirirler.

Üvey ebeveynlerin yaşayacağı bir takım sıkıntılar bulunmaktadır. Özellikle çocuğa karşı geliştireceği uygun duygusal yakınlık derecesi, çocukla ilgili karar verme hakkı ve sorumluluğu, çocuğa sergileyeceği disiplin miktarının doğruluğu ve mali  sorumlulukları konusunda  tam emin olamazlar

Page 10: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

Yeniden evlenme durumunda büyük yaştaki çocukları küçük çocuklara göre daha az etkilenmektedirler. Bu durum büyük yaştaki çocukların daha mantıklı düşünebildikleri ve kendilerini daha bağımsız olarak idare edebildikleri ile açıklanabilir. İkinci evlilik çocuk küçükken gerçekleştiğinde ya da ergenlik dönemi sonrasın da gerçekleştiğinde çok daha az zorluk yaşandığı gözlenmektedir. Özellikle ergenlik döneminin başları ise uyum güçlüğünün en yoğun yaşandığı dönemdir. Çocuğun ikinci eşle yaşayıp yaşamayacağı da önemlidir. Babasıyla yaşayan bir çocuğun annesinin evlenmesi ya da annesiyle   yaşayan bir çocuğun  babasının evlenmesi farklı algılamalara  yol açar. Genellikle ikinci eşle yaşamayan çocuklar ikinci eşi annesinin ya da babasının eşi olarak algılar.Anneyle yaşayan kız, anneyle yaşayan erkek, babayla yaşayan kız , babayla yaşayan erkek olmak da ikinci eşe bakışı  etkiler. Anneleriyle yaşayan erkekler ve babalarıyla yaşayan kız çocuklar kendilerini evin erkeği ya da kadını olarak görebilir. Bu durumda eve yeni gelen kişi onun rolünü de elinden alacaktır. Gerçekte hiçbir çocuk anne ya da babasını karşı cinsten biriyle paylaşmak istemez. Dolayısıyla üvey anne veya babayı düşman, öz anne ya da babasının  sevgisine bir rakip, davetsiz misafir olarak görebilir ve yeni gelen kişiye birden yakınlaşamayabilir.

Page 11: Ai̇lede çocuğun yeri̇ni̇n ruh sağliği üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇

ÖLÜM:

Kardeşi ya da anne-babasından biri ölen bir çocuk,çok büyük bir şok yaşayabileceği için bu ölümün gerçek olduğuna inanmaz. Sanki olmamış gibi davranabilir. Aile üyeleri ya da akrabalar, kendileri olayın şokunu üzerlerinden atamadıkları için, çocuğu istemeden ihmal edebilirler."Çocuktur" diye onun neler hissettiği ile ilgilenmeyebilirler. Bu da durumu daha karmaşık hale getirir.

Anne ya da babasının ölümünden sonra çocuk kendisine şimdi kimin bakacağını merak eder,endişe duyabilir. Sevdiği diğer insanları da kaybedeceğini düşündüğü için yoğun bir korku içinde olabilir. Yakınlarının eteğine yapışır ve sıklıkla kendisini sevip sevmediklerini ya da ne kadar sevdiklerini sorabilir.

Ölen kişi, çocuğun dünyasında çok önemli bir yer tuttuğu ve çocuk kendini onun yanında güvende hissettiği ve o kişinin ölümü ile birlikte bu güven duygusunu yitirdiği için çocuk öfkelenebilir, kızabilir ve saldırganlaşabilir. Bunlar normaldir. Bu öfke onun itiş-kakışmalı oyunlarında,kabuslarında, gergin ve sinirli davranışlarında kendini gösterebilir. Çocuğun öfkesini, ailenin sağ kalan bireylerine yöneltmesi de epey sık görülür.

Annesi ya da babası ölen bir çocuk genellikle, daha küçük bir çocukmuş gibi davranabilir. Bebeksi tavırlarla, sürekli beslenmeyi,kucaklanmayı ve altının bağlanmasını isteyebilir. Konuşması bebek gibi olur parmağını emmeye, kekelemeye ve gece altını ıslatmaya başlayabilir.